Lac0st3_ForCeS
01-31-2007, 10:45 AM
Erdoğan: STÖ'lerden 301. madde için bir teklif gelmedi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TCK'nın 301. maddesiyle ilgili sivil toplum örgütlerinin bir araya gelip de ortak bir teklif sunamadıklarını belirterek, ''Fakat, biz Hükümet olarak ayrıca bir çalışma yaptırıyoruz. Eğer bize bu noktada ciddi bir teklif gelmediği takdirde gerekirse o zaman kendi adımımızı kararımızı vererek atarız'' dedi.
Erdoğan, ''Afrika Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları 8. Zirvesi''ne katıldığı Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'dan Ankara'ya gelişinde Esenboğa Havalimanında yaptığı açıklamada, zirvenin açılış oturumunda bir konuşma yaptığını anımsattı.
Zirveye, Türkiye adına Başbakan düzeyinde ilk katılım olduğunu vurgulayan Erdoğan, bazı Afrikalı liderleriyle ikili ve uluslararası konularda görüş alışverişinde bulunduğunu söyledi.
Konuşmasında ve liderlerle yaptığı ikili temaslarda Türkiye'nin bulunduğu bölgede ve Afrika kıtasında yaşanan son olayları da değerlendirme imkanı bulduğunu ifade eden Erdoğan, özellikle Somali ve Darfur'da yaşanan olaylara değinerek, bölgenin ''makus talihini değiştirecek cesur adımların atılması'' gerektiğine vurgu yaptığını söyledi.
Erdoğan, ''Zirve sırasında vurguladığım gibi Afrika'daki savaşların ve çatışmaların durdurulması, salgın hastalık ve doğal afetlerin önüne geçilmesi, refah ve adaletin sağlanarak tüm kıta için sürdürülebilir hale getirilmesi dünyanın ortak sorunudur'' diye konuştu.
''İNSANLIK VİCDANI''
''Bu yüzden insanlık vicdanı Afrika kıtasında önemli bir sınavdan geçmektedir'' diyen Erdoğan, bunu bizzat Darfur'da yerinde gördüğünü ve durumu uluslararası toplantılarda dile getirdiğini anımsattı.
Erdoğan, aynı durumu Addis Ababa'da gördüğünü belirterek, ''Yani bir taraftan Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa ama kentin içerisinde öyle yaşama merkezleri, alanları var ki hakikatten bunları gördüğünüz zaman 'insanlık nasıl olur da bunlara böyle rahatlıkla bakabilir, seyirci kalabilir' diye düşünüyorsunuz'' dedi.
Darfur'da yaşanan ''insanlık trajedisi''nin ve Somali'deki çatışma ortamının bir an önce sona erdirilmesi için ülkelerin üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, görüştüğü liderlere Somali'nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne önem veren bir anlayışla yaşanan çatışmaların bitirilmesi, ulusal uzlaşma sürecinin desteklenmesi yönündeki görüşlerini aktardığını dile getirdi.
Erdoğan, zirve vesilesiyle Afrika Birliği üyesi ülkeye, Türkiye'nin 2009-2010 BM Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği noktasındaki adaylığına destek çağrısı yapma imkanını da bulduklarını belirterek, bu arada Afrika Birliği Komisyonu Başkanı, Sudan, Somali, Kongo, Güney Afrika cumhurbaşkanları ve İran Dışişleri Bakanı ile görüşme imkanı bulduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, oturum aralarında, lobilerde birçok devlet ve hükümet başkanıyla da kısa süreli görüşmeleri olduğunu kaydetti.
Afrika Birliği Komisyonu Başkanı ile yaptığı görüşmede Türkiye ile Afrika Birliği arasında daha yakın işbirliği gerçekleştirilmesi konusunda görüş birliğine vardıklarını anlatan Erdoğan, ayrıca Türkiye ile birlik arasında ilişkilerin derinleşmesi için birlik üyesi ülkelerin devlet başkanlarıyla İstanbul'da bir toplantı yapmayı kararlaştırdıklarını ifade etti. Erdoğan, şöyle devam etti:
''Aynı zamanda Arap Ligi Başkanlığını da yürüten Sudan Cumhurbaşkanı Beşir ile görüşmemizde Darfur ve Somali'nin yanı sıra Irak ve Filistin ve konularını da ele aldık. Türkiye, Afrika halklarının eşit bir dostu olarak bölgesel işbirliği, barış ve sürdürülebilir kalkınma yolunda çalışmasını bundan sonra çok daha farklı şekilde geliştirmek zorundadır. Bunun için açlıktan işsizliğe salgın hastalıklardan etnik çatışmalara kadar her ciddi sorunla mücadelesinde Afrika'ya destek vermeyi sürdüreceğiz. Hükümetimizce uygulanmakta olan Afrika'ya açılım politikamızı önümüzdeki dönemde de yoğunlaştırarak devam ettirme kararlığındayız.''
HRANT DİNK CİNAYETİ
Başbakan Erdoğan, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, ''Hrant Dink cinayetiyle ilgili son durum nedir?'' sorusu üzerine Erdoğan, Dink cinayetiyle ilgili şu ana kadar yürütmenin elde ettiği tüm bulguların yargıda olduğunu belirtti. Erdoğan, şunları kaydetti:
''Artık yargı sürecine girmiştir. Bundan sonra yürütme olarak elde edeceğimiz herhangi bir belge, bulgu vs. olursa bunları da yine yargıya yansıtacağız. Bundan sonraki karar artık tamamıyla adil olan yargı makamındadır. Bunu da artık kendilerinden bekleyeceğiz. Eğer açıklama yapacaklarsa onlar yapacaklar. Yasalarımızın gereği, biliyorsunuz, yürütme olarak bizim herhangi bir açıklama yapma durumumuz söz konusu değil.''
301. MADDE
Erdoğan, bir başka gazetecinin, ''TCK'nın 301. maddesiyle ilgili düzenlemelerde bir erteleme söz konusu mu?'' sorusunu yanıtlarken de ''301 ile alakalı bazı sivil toplum örgütlerinin yalnızca 'yasa kalksın' teklifiyle geldiğini'' söyledi.
''301'i kaldıramayız, kimse bizden bunu istemesin'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''301 ile ilgili değişiklik önerilerine açık olduğumu her zaman söyledim. Ama kim ki '301 kalksın' diyorsa önce kendine bakacak. Çünkü bu tür hakaretler, bu tür yani ciddi manada bizim değerlerimize saldırıların kabul edilebilmesi, buna, 'eyvallah' denilmesi, bizim tarafımızdan kabul edilemeyeceği gibi bu kanunla ilgili eş tüm AB'ye üye ülkelerde maddeleri görecekler, dünyanın diğer ülkelerinde de buna benzer maddeleri göreceklerdir. Ama madde içerisinde fıkralarda bazı değişikler yapılabilir. Buna açık olduğumuzu söyledik. Bununla ilgili yaptığım toplantıda bir arada olan sivil toplum örgütleri, bir araya gelip de bize ortak bir teklif henüz sunamadılar.
Fakat, Hükümet olarak ayrıca bir çalışma yaptırıyoruz. Eğer bize bu noktada ciddi bir teklif gelmediği takdirde gerekirse o zaman kendi adımımızı kararımızı vererek atarız.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TCK'nın 301. maddesiyle ilgili sivil toplum örgütlerinin bir araya gelip de ortak bir teklif sunamadıklarını belirterek, ''Fakat, biz Hükümet olarak ayrıca bir çalışma yaptırıyoruz. Eğer bize bu noktada ciddi bir teklif gelmediği takdirde gerekirse o zaman kendi adımımızı kararımızı vererek atarız'' dedi.
Erdoğan, ''Afrika Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları 8. Zirvesi''ne katıldığı Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'dan Ankara'ya gelişinde Esenboğa Havalimanında yaptığı açıklamada, zirvenin açılış oturumunda bir konuşma yaptığını anımsattı.
Zirveye, Türkiye adına Başbakan düzeyinde ilk katılım olduğunu vurgulayan Erdoğan, bazı Afrikalı liderleriyle ikili ve uluslararası konularda görüş alışverişinde bulunduğunu söyledi.
Konuşmasında ve liderlerle yaptığı ikili temaslarda Türkiye'nin bulunduğu bölgede ve Afrika kıtasında yaşanan son olayları da değerlendirme imkanı bulduğunu ifade eden Erdoğan, özellikle Somali ve Darfur'da yaşanan olaylara değinerek, bölgenin ''makus talihini değiştirecek cesur adımların atılması'' gerektiğine vurgu yaptığını söyledi.
Erdoğan, ''Zirve sırasında vurguladığım gibi Afrika'daki savaşların ve çatışmaların durdurulması, salgın hastalık ve doğal afetlerin önüne geçilmesi, refah ve adaletin sağlanarak tüm kıta için sürdürülebilir hale getirilmesi dünyanın ortak sorunudur'' diye konuştu.
''İNSANLIK VİCDANI''
''Bu yüzden insanlık vicdanı Afrika kıtasında önemli bir sınavdan geçmektedir'' diyen Erdoğan, bunu bizzat Darfur'da yerinde gördüğünü ve durumu uluslararası toplantılarda dile getirdiğini anımsattı.
Erdoğan, aynı durumu Addis Ababa'da gördüğünü belirterek, ''Yani bir taraftan Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa ama kentin içerisinde öyle yaşama merkezleri, alanları var ki hakikatten bunları gördüğünüz zaman 'insanlık nasıl olur da bunlara böyle rahatlıkla bakabilir, seyirci kalabilir' diye düşünüyorsunuz'' dedi.
Darfur'da yaşanan ''insanlık trajedisi''nin ve Somali'deki çatışma ortamının bir an önce sona erdirilmesi için ülkelerin üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, görüştüğü liderlere Somali'nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne önem veren bir anlayışla yaşanan çatışmaların bitirilmesi, ulusal uzlaşma sürecinin desteklenmesi yönündeki görüşlerini aktardığını dile getirdi.
Erdoğan, zirve vesilesiyle Afrika Birliği üyesi ülkeye, Türkiye'nin 2009-2010 BM Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği noktasındaki adaylığına destek çağrısı yapma imkanını da bulduklarını belirterek, bu arada Afrika Birliği Komisyonu Başkanı, Sudan, Somali, Kongo, Güney Afrika cumhurbaşkanları ve İran Dışişleri Bakanı ile görüşme imkanı bulduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, oturum aralarında, lobilerde birçok devlet ve hükümet başkanıyla da kısa süreli görüşmeleri olduğunu kaydetti.
Afrika Birliği Komisyonu Başkanı ile yaptığı görüşmede Türkiye ile Afrika Birliği arasında daha yakın işbirliği gerçekleştirilmesi konusunda görüş birliğine vardıklarını anlatan Erdoğan, ayrıca Türkiye ile birlik arasında ilişkilerin derinleşmesi için birlik üyesi ülkelerin devlet başkanlarıyla İstanbul'da bir toplantı yapmayı kararlaştırdıklarını ifade etti. Erdoğan, şöyle devam etti:
''Aynı zamanda Arap Ligi Başkanlığını da yürüten Sudan Cumhurbaşkanı Beşir ile görüşmemizde Darfur ve Somali'nin yanı sıra Irak ve Filistin ve konularını da ele aldık. Türkiye, Afrika halklarının eşit bir dostu olarak bölgesel işbirliği, barış ve sürdürülebilir kalkınma yolunda çalışmasını bundan sonra çok daha farklı şekilde geliştirmek zorundadır. Bunun için açlıktan işsizliğe salgın hastalıklardan etnik çatışmalara kadar her ciddi sorunla mücadelesinde Afrika'ya destek vermeyi sürdüreceğiz. Hükümetimizce uygulanmakta olan Afrika'ya açılım politikamızı önümüzdeki dönemde de yoğunlaştırarak devam ettirme kararlığındayız.''
HRANT DİNK CİNAYETİ
Başbakan Erdoğan, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, ''Hrant Dink cinayetiyle ilgili son durum nedir?'' sorusu üzerine Erdoğan, Dink cinayetiyle ilgili şu ana kadar yürütmenin elde ettiği tüm bulguların yargıda olduğunu belirtti. Erdoğan, şunları kaydetti:
''Artık yargı sürecine girmiştir. Bundan sonra yürütme olarak elde edeceğimiz herhangi bir belge, bulgu vs. olursa bunları da yine yargıya yansıtacağız. Bundan sonraki karar artık tamamıyla adil olan yargı makamındadır. Bunu da artık kendilerinden bekleyeceğiz. Eğer açıklama yapacaklarsa onlar yapacaklar. Yasalarımızın gereği, biliyorsunuz, yürütme olarak bizim herhangi bir açıklama yapma durumumuz söz konusu değil.''
301. MADDE
Erdoğan, bir başka gazetecinin, ''TCK'nın 301. maddesiyle ilgili düzenlemelerde bir erteleme söz konusu mu?'' sorusunu yanıtlarken de ''301 ile alakalı bazı sivil toplum örgütlerinin yalnızca 'yasa kalksın' teklifiyle geldiğini'' söyledi.
''301'i kaldıramayız, kimse bizden bunu istemesin'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''301 ile ilgili değişiklik önerilerine açık olduğumu her zaman söyledim. Ama kim ki '301 kalksın' diyorsa önce kendine bakacak. Çünkü bu tür hakaretler, bu tür yani ciddi manada bizim değerlerimize saldırıların kabul edilebilmesi, buna, 'eyvallah' denilmesi, bizim tarafımızdan kabul edilemeyeceği gibi bu kanunla ilgili eş tüm AB'ye üye ülkelerde maddeleri görecekler, dünyanın diğer ülkelerinde de buna benzer maddeleri göreceklerdir. Ama madde içerisinde fıkralarda bazı değişikler yapılabilir. Buna açık olduğumuzu söyledik. Bununla ilgili yaptığım toplantıda bir arada olan sivil toplum örgütleri, bir araya gelip de bize ortak bir teklif henüz sunamadılar.
Fakat, Hükümet olarak ayrıca bir çalışma yaptırıyoruz. Eğer bize bu noktada ciddi bir teklif gelmediği takdirde gerekirse o zaman kendi adımımızı kararımızı vererek atarız.''