Yaşar Tezel
 

Düşünce

Bülbül nağmesi eşliğinde iki avuç arası başım
Nevbahar içinde divaneler görmeden ağlar
Busene gizlenmiş lalezarlar var
Gönül gözüne takılan alemler var
Nice göz yumup kayboluşlarda
İçeri düşer düşünce
Tene can veren mevla var

Yaşar Tezel

İki damla sudan gelen ikramın
tekme tekme vuruşlar
Rahimde dünyam
Geçmişteki rüyam
Mevladan duam gerçek olacak
Canım adını beraber koyalım
Misafir isimsiz olmaz

Yosun tutmuş hislere maya çaldım

Gece titrek korkularda adın maskara

Yaşamı anlamadan yaşadın yıllarca

Ya tutarsa duam ya görürse Mevlam

Ötelerden öbür dünya ya ne var

Ağlayamadığımız köhnemiş duygulardan

Bir damla göz yaşına değmez dünya

Hani bir vardın bir yoktun ya....

Boynum kıldan incedir Mevlam

Başka hangi kapıda rahmet var

Kapında Habibin den mayalanmaya geldim

Aşkın sultanını sevdim

Sevdim ki Seni sevdim

Affet Ya Rab,Affet Ya Rab

Sevemedim sensizliği
Aklımdan çıkmaz tatlı dilin
O güzelim gözlerinin rengi
Lütfen aşkım affet beni

Bir şans daha veriver
iki dudak arası deyiver
Bilirim kırgın bana kalbin
Lütfen aşkım affet bitsin

İstemeden kapıldığımız

Rüzgarına aldandığız

Gözleri ela saçları boyunca

Tebessümü rüya

Kalbe reva

Ayrılıklar uzatsın ömrü

Yeniden kavuşmaya

can atmaz mı

nasıl çıksın sabaha

uyutur mu

uyusa o rüya da

Yorgan yaktırır

İçmediği sigara

Ah aşk ah seni anlamak zor

yakaladığında gurur mu olur

Neyini seveyim senin
Güzelliğini örtmüş kibrin
Oynadın hislerinle divanenin
Öyleine sevgi senin için
Her şey gelsin geçsin
Geçme di boynuma düğümledin
Zehir zemberek sözlerin
Ahu gözlerini sevmiştim
ben senin
Gözünü gaf dağı bürümüş
Başka gezegen geldin
Gururun dinmeyen öfkenin
Sonsuza denk esirisin
Güle güle pahalı sevgili
Benim yanım olamaz senin yerin
Biricik gözlerini sevdim
O kadar

Gün devriminde karanlıği kucaklamak
Aç bir çocuğun iniltisine kulak kabartarak
Kapatılacak hesaplarda var
Yaşamak karanlığa, barışmışlığa
Anlayarak sıcacık bir çorbayı yudumlarken
Vatanlarında esir yaşayanları anarak
Bir aslan pençesiyle yavrularından ayrılan
annelerin feryatları geceyi yırtar
Silahların gölkesinde kahkahalar
Irak kan ağlar,dağlarında yağız delikanlılar
Afganistanda kardeşlerim içimiz sızlar
Akşamların hüznü gündüzle yorulmuşluğun
Duadan başka birşey yapamamışlığın durgunluğu
Akşamlar gurbetlere uzanan yollar
Akşanlar suskunluğa bürünmüşlere vah vahlar
Şafaklar zikirle uyanırlar

Hergün elinde üçbeş gazete
Azarbeycan kafede
içilmeyi unutulmuş soğuk çayı
Makaleler,kütahya gündemi
Sigarasını derin derin çeken,
Arasıra çay molası
Neşeli insan
İnananlarıda unutma
Lütfen
Hocam
Gönül dünyası

Gökyüzünde derinliklerin gizleri gözlerin
Mehtabına inanıp gölgene sarılır gözlerim

Mahşeri kalabalık yıldızları gözlerim
Saman yolunda hakkı arar gözlerim

Muhteşem ihtişamın sahibine secdedeyim
Bakmayın gizemlerini o alemin efendisiyim

Zamana küfür mü edeyim
Mecnuna mı döneyim
Donuk sevgine,hadi söyle
Mahkumuyum,yokluğun
Dünya daracık hücre
Unuttun değil mi canım
Anahtarı sende

Sen olamazsın,
O anlayışlı kız
Okuyunca,
Adam olunur,derlerdi
Öğretmenmişsin
Sınıfta bıraktın
Defter, kalem sende

Altının uzaktan, ucuz gelirmiş
Parası olmayana, sesi
On paraya sattın,sen beni
Sevdan kavururken, içimdeki beni
Ne gizleyeceğim,senden neyi
Açık görmesende sevgim
Kalbin ise taş gibi

Sevda bu kuzum
Beteri kara sevda
Unuttun anlayışlı kız
Dünya güzeli
Bilmiyorum,değermi
Ölesiye seviyorum
Sen öylece bil beni