Tekli Mesajlari izle
Eski 06-30-2007, 08:54 PM   #3
Spy_MasteR
Forum Müdavimi
 
Spy_MasteR 'in Avatari
 
Kayit Tarihi: Apr 2007
Nerden: Balıkesir
Yaş: 31
Mesajlari: 2,415
Teşekkür Etme: 32
Teşekkür Edilme: 56
Teşekkür Aldığı Konusu: 49
Üye No: 39171
Rep Power: 1771
Rep Puanı : 3277
Rep Derecesi : Spy_MasteR has a reputation beyond reputeSpy_MasteR has a reputation beyond reputeSpy_MasteR has a reputation beyond reputeSpy_MasteR has a reputation beyond reputeSpy_MasteR has a reputation beyond reputeSpy_MasteR has a reputation beyond reputeSpy_MasteR has a reputation beyond reputeSpy_MasteR has a reputation beyond reputeSpy_MasteR has a reputation beyond reputeSpy_MasteR has a reputation beyond reputeSpy_MasteR has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Belirlenen

YENİ NESLİN UÇAN YILDIZI, VINCE LAMAR CARTER...

Soru: Bir NBA takımı yöneticisi olduğunuzu düşünün. Bir seçme hakkınız olsaydı. Siz, 1998 Drafttında aşağıdaki oyunculardan hangisini öncelikli olarak seçerdiniz?.
Michael Olowakandi, Mike Bibby, Raef La Frentz, Antawn Jamison, Vince Carter.

Cevaplar: L.A.Clippers: Michael Olowakandi
Vancouver: Mike Bibby
Denver: Raef La Frentz
Toronto: Antawn Jamison
Golden State: Vince Carter. Fakat Golden State, Jamison karşılığında Carter’ı Toronto’ya verdi.

Sonuçlar: Denver: 2001 sezonu Batı Konferansı 11.si
L.A.Clippers: 2001 sezonu Batı Konferansı 12.si
Vancouver: 2001 sezonu Batı Konferansı 13.sü
Golden State: 2001 sezonu Batı Konferansı 14.sü, yani sonuncu!.
Toronto: 2001 sezonu Doğu Konferansı Yarı Finalisti!!..

Vince Carter, NBA Liginde geçen son 3,5 yıla, bir en iyi rookie oyuncu ödülü, bir slam dunk şampiyonluğu, 3 defa All-Star oylaması birinciliği, bir Olimpiyat altın madalyası sığdırmayı başardı.

1998 NBA Draftı, 24 Haziran 1998’de Vancouver’da yapılmıştı. 51 yıllık NBA tarihinde ilk defa bir Türk oyuncunun (Mirsad Türkcan, Houston Rockets tarafından 18. sırada draft edilmişti.) seçilmesi bakımından bizim için büyük değeri olan draftın, NBA ligine kazandırdığı en büyük yıldız ise, 5.sırada Golden State Warriors tarafından seçilen Vince Lamar Carter’dı.
Draft gecesi 4. sırada seçilen üniversitedeki takım arkadaşı Antawn Jamison karşılığında Golden State’den Toronto Raptors’a takas edilen Carter, Kanada takımının ve NBA liginin 2000’li yıllardaki en büyük yıldızlarından biri olacağını, sezon sonunda 118 oydan 113’ünü alarak kazandığı en iyi rookie oyuncusu ödülü ile gösterdi. Bir yıl sonra All-Star oylamasında 2 milyona yakın oyla ilk sırayı alan Carter, bir çok kişiye göre slam dunk yarışmaları tarihin en muhteşem performansı ile de smaç şampiyonluğuna ulaşmıştı. 2000 yazında Sidney Olimpiyatlarında -zor da olsa- altın madalya alan Dream Team IV’ün en skorer oyuncusu olan ve Fransa maçında Frederic Weis’in üzerinden yaptığı smaç ile tüm dünyaya kendini tanıtan Carter, geçen sezon Toronto’yu Doğu Konferansı yarı finaline kadar çıkarmayı başardı. Evet 3 yıl sonunda NBA liginin en başarılı 10 oyuncusundan biri “The Prince”, “Air Canada”, “In-VINCE-able” lakapları ile de tanınan Toronto’nun 15 numaralı oyuncusu Vince Lamar Carter, sizlere tanıtacağım NBA oyuncusu.

KONSER SALONUNDAN BASKETBOL ARENASINA
Vince Carter, 26 Ocak 1977’de Florida Daytona Beach’de doğdu. 9 yaşındayken katıldığı 12 yaş altı eyalet turnuvasında kısa boyuna ve küçük yaşına rağmen dikkatleri üzerine çeken Carter, 13 yaşındayken de ilk smacını yapıyordu. Fakat baba Harry’nin Volusia’da bando ve orkestra direktörü olması Carter’ı da müziğe itti. 7 farklı enstrümanla ilgilenen Carter, 1995 yılında Mainland Lisesini bitirdiğinde basketbol ve voleybolculuğunun yanında, davul ve saksafon çalarken, okul orkestrasında bariton solistlikte yapıyordu. Ama Carter, basketbol sahasında bir maçta 47 sayı başka bir maçta da 17 blok rakamlarını erişip, okulunu da 36 maçta 34 galibiyet ile eyalet şampiyonu yapınca tercihini basketbolden yana kullandı. (Tabi 1981 Draftı ile NBA’e seçilen amcası Oliver Lee’nin de Carter’ın basketbolcü olmasında büyük katkıları vardı.)
Carter, lise’deki son yılında forvet mevkiinde, Ron Mercer ve Shareef Abdul-Rahim’in ardından Amerikanın en iyi lise oyuncularından biri olarak gösterildi ve yılın en iyi ikinci beşine seçildi. 1995 yazında üniversite tercihini, iki yıldız oyuncusu Jerry Stackhouse ve Rasheed Wallace’ı NBA’e kaptıran ve yeni bir takım kurmayı amaçlayan ülkenin en iyi basketbol programlarından ve coachlarından (Dean Smith) birine sahip North Carolina’dan yana kullandı. İki yıldızını kaybeden UNC üniversitesi yeni iki rookie oyuncu Vince Carter ve Antawn Jamison ile lige başladı. Guard’lar Jeff McInnis ve Dante Calabria, pivot Serge Zwikker ile birlikte iyi bir uyum yakalayan bu genç oyunculardan Carter, ilk yılında 31 maçta forma giydi. İlk yılında hem guard hem de kısa forvet pozisyonlarında oynayan Carter, 19 kere ilk 5’te sahaya çıkarken, 10 maçta skorda çift haneli sayıya ulaştı. Fakat maç başına sadece 18 dakika oyunda kalabildi ve 7.5 sayı, 3.8 ribaund, 1.3 asist ortalamaları ile ilk senesini tamamladı. Aynı yıl, USA Junior Basketbol takımının bir üyesi olarak, Atina’da düzenlenen dünya şampiyonasında 7. olan takımda 8 maçta, 48 sayı, 32 ribaund, 11 asist ve 9 top çalma üreten Carter, tüm sezon boyunca açık sahada fast break organizasyonlarında Tar Heel seyircilerine inanılmaz hava hareketleri seyrettirmeyi başardı.

NCAA’LERDE İKİNCİ YIL VE İLK FINAL FOUR
Üniversitedeki ilk senesinde muhteşem smaçları ile büyük bir hayran kitlesi yaratan Carter, ikinci sezonunda büyük gelişme gösterdi. 1995-96 sezonunun ardından NBA’e gitmeyi tercih eden McInnis’in (Denver tarafından 2. tur 37. sırada draft edildi.) takımdan ayrılması, coach Smith’in Carter’ın oyunda kaldığı süreyi maç başına 28 dakikaya çıkarmasına neden oldu. Bu fırsatı iyi değerlendiren Carter 13.0 sayı, 4.5 ribaund, 2.4 asist ve 1.4 top çalma ortalamaları ile NCAA’ler deki 2. sezonu tamamladı. Playofflar da, çeyrek finalde Lousville maçında 18 sayı üreterek, 15 sayı ile oynayan Jamison ile birlikte UNC’yi 14. defa Final Four’a sokmayı başaran Carter, yarı finalde Arizona potasına 8 sayısı smaçtan olmak üzere 21 sayı gönderse de 66-58’lik yenilgiyi önleyemedi. Aynı yıl NBA’de slam dunk şampiyonluğuna ulaşan Kobe Bryant’ın yarışma içerisinde yaptığı bir çok hareketi, NCAA’de maç içinde rakip oyuncuların savunmalarına karşı yapan Carter, oynadığı süre ile orantılı olarak artan hava hareketleri ile sadece okulunun değil Amerikanın ve dünyanın hayranlıkla seyrettiği bir oyuncu olmuştu. Ama o sadece zıplama kabiliyeti ile anılmak istemiyordu. Chicago şehrinin yetiştirdiği en büyük smaç makinesi Ronnie Fields, gibi sadece smaçları ile tanınmak ve NBA’e gidemeyip CBA’de veya diğer küçük liglerde kaybolup gitmek istemiyordu. Bu sebeple de 2. senesinin yazını bol bol şut idamı yaparak geçirdi.
1997-98 sezonunda başarı grafiğini yükseltmeye devam eden Carter, %59 saha içi, %41 üç sayı yüzdeleri ile 15.6 sayı, 5.1 ribaund, 2.0 asist ortalamalarıyla 3. yılını tamamladı ve John Wooden All-Amerika takımına seçildi. Ayrıca normal sezonun ardından stres dolu NCAA Turnuvasında da harika maçlar çıkardı. İlk turda Navy’e 14 sayı, ikinci turda UNC Charlotte’a 24 sayı, 7 ribaund, sweet-16’da Michigan State’e 20 sayı, 10 ribaund, elite-8’de Conneticut’a 12 sayı atan Carter, UNC’yi ard arda 2.defa final four’a taşıyan oyuncuların başındaydı. Final Four maçında Utah Üniversitesi karşısında, sezonun en değerli oyuncusu seçilen takım arkadaşı Jamison’dan daha başarılı olan Carter, 65-59’luk yenilgiye mani olamadı. Üniversite kariyerindeki son maçında sahanın en skorer oyuncusu olan Carter 21 sayı, 5 ribaund ve 3 blok ile NCAA kariyerine noktayı koydu.
1997-98 NCAA sezonunun ardından Maryland coach’u Gary Williams, Carter için “en iyi takım oyunu oynayan yıldız oyuncu” nitelemesini yapıyordu.
Carter, NCAA Turnuvasında oldukça başarılı olup bir çok NBA menajerinin dikkatini çekince 4. seneyi beklemeden profesyonel olmaya karar verdi. Aslında 3 yıldır oynadığı oyunla bir çok menajer onu draftta seçilecek oyuncular arasına koymuştu ama Final Four’daki oyunu değerini daha da arttırdı. Birde NBA’de seyirci sayısının düşmesi, Michael Jordan’ın basketbolü bıraktıktan sonra yerine geçecek spektaküler ve örnek -üniversite tahsili almış, adı kavga, hırsızlık ve adi suçlara karışmamış- bir oyuncunun NBA tarafından hala lanse edilememesi, (Grant Hill, bu örnek oyuncuların başındayken sakatlıklar sebebi ile beklentileri ne yazık ki karşılayamadı.) Carter’ın yolunu biraz daha aralamıştı. Evet Carter, 3 yıl boyunca 103 maçta formasını giydiği ve 12.3 sayı, 5.1 ribaund, 2.0 asist, 1.1 top çalma, 0.8 blok ortalamaları ile oynadığı North Carolina Üniversitesine veda ederek 1998 NBA Draftına katıldı.

1998-99 NBA SEZONUNUN EN DEĞERLİ ROOKİE OYUNCUSU
1998 NBA Draftında 5. sırada Golden State tarafından seçilen Carter, aynı gece 4. sırada Toronto tarafından draft edilen takım arkadaşı Jamison’a karşılık Raptors’ın yolunu tutuyordu. Fakat NBA komisyonu ile Oyuncular Komitesinin 1997-98 sezonun hemen ardından anlaşmazlığa düşmesi ile ortaya çıkan lokavt, Carter’ın NBA liginde oynayacağı ilk sezonu tehlikeye soktu. Önce sezon öncesi hazırlık kampları iptal edildi, ardından da Kasım’ın başında start alacağı belirtilen lig durduruldu. İki taraf arasındaki anlaşma ancak Ocak ayının sonunda sağlanabildi. (Hatırlarsanız Yunanistan’da, 1998 Temmuz Ayında düzenlenen dünya şampiyonasına da NBA oyuncuları iştirak etmemiş ve Amerika Milli Takımı ancak 3. sırayı alabilmişti.) Ama Carter bu boşluktan istifade edip özel antrenörler eşliğinde bol bol çalıştı ve 5 Şubat 1999 günü Boston Celtics takımına karşı ilk NBA maçına çıktı. Maça ilk 5 başlayan Carter, ilk periyodunun 4 dakikasında bir jump shot ile NBA kariyerinin ilk sayısını kaydetti. İkinci periyodun 6 dakikasında ise ilk muhteşem turnikelerinden birine imzayı atıyordu. Ama beklenen hareketi maçın son periyoduna saklamıştı. Maçın bitimine 5:33 kala Charles Oakley’in pası ile jeneriklere geçecek ilk smacını Paul Pierce’ın üzerinden yaparken, Boston seyircisi bile bu hareketi ayakta alkışlıyordu. Bu ilk maçta 30 dakika oyunda kalıp 16 sayı, 3 ribaund, 2 asist ve 2 top çalma üreten Carter takımına 103-92’lik galibiyeti getiriyordu. İki deplasman maçından sonra sezonun 3. maçında Toronto seyircisinin önünde çıkan Carter, 5’i ikinci yarıda olmak üzere 6 smaç ile tam bir show gerçekleştirirken maçı da 22 sayı ile tamamladı. Ligin 7. maçında (yeni salonları Air Canada’nın açılış maçı) ise 4’ü ikinci periyotta olmak üzere 5 smaç ile Vancouver’a karşı 27 sayı atmayı başardı. 25 Mart’ta Houston karşısında 32 sayı ile ilk sezonunun en yüksek skoruna ulaşan Carter, Mart ve Nisan’da ayın en iyi rookie oyuncusu, 22 Mart’ta da haftanın oyuncusu seçildi. Regular sezonda 50 maçın 49’unda sahaya ilk 5’te çıkarken, 3 kez 30 sayı, 23 kez 20 sayı barajını geçmeyi başardı. Ayrıca 6 kere de double-double yaptı. Toronto 23 galibiyet, 27 mağlubiyet ile %46’lık kazanma oranı ile bir takım rekoru kırarken ne yazık ki playoff’lara kalamadı.
Evet, Carter ilk senesinde jeneriklere geçen bir çok harekete imzasını atarken, maç başına ortalama 35 dakika oyunda kalarak 18.3 sayı, 5.7 ribaund, 3.0 asist, 1.54 blok ve 1.1 top çalma ortalamaları ile çaylaklar arasında sayıda ve blokta ilk sırayı alırken, sezonun en iyi rookie oyuncusu ödülüne de 118 oydan 113’ünü -hem de üniversite de hep gölgesinde kaldığı takım arkadaşı Jamison’ın önünde- alarak ulaştı. Carter bir çok inanılmaz hava hareketi ile NBA Action’ların vazgeçilmez oyuncusu olmuş, NBA’de aradığı kanı bulmuştu. Lokavt sırasında iade edilen sezonluk biletler, Toronto’nun salonu Air Canada’da neredeyse yok satarken, deplasman maçlarında da Carter’ı izlemeye gelen seyirciler sayesinde NBA’in izlenme oranı artıyordu.

2000 SLAM DUNK ŞAMPİYONLUĞU
Carter 1999-00 sezonuna fırtına gibi girdi. İlk 8 maçta 25.7 sayı ortalamasını tutturdu. Sezonun 10. maçında şampiyonluk adaylarından Lakers’ı deplasmanda 111-102 yendikleri maçta 34 sayı, 11 ribaund, 4 asist ile bir kez daha NBA seyircilerinin hayranlığını kazandı. Genelde Toronto’nun maçlarını hiç yayınlamayan ulusal kanallar, artık gelen yoğun istekleri karşılayabilmek için Carter’ın maçlarını yayınlamaya başlamışlardı. 14 Ocak’ta 115-110 galip geldikleri Milwaukee maçında 47 sayı ile ilk defa 40 sayı barajını geçen Carter, 13 Şubat’ta ki All-Star maçına kadar oynanan 47 maçta 24.5 sayı ortalamasını tutturdu. Oakland’da düzenlenecek All-Star maçı seçimlerinde bütün NBA yıldızlarını geçerek en fazla oyu alan Carter, maçtan bir gün evvel düzenlenen slam dunk yarışmasında da finalde kuzeni Tracy McGrady ve Steve Francis’i geçerek şampiyonluğa ulaştı. İlk All-Star maçında sahaya ilk 5’te çıkan Carter, smaç şampiyonasından enstantaneler sunduğu maçta 28 dakika oyunda kaldı ve 12 sayı üretti. All-Star maçından tam 2 hafta sonra 27 Şubat’ta Phoenix’te 103-102 galip geldikleri maçta, 51 sayı ile kariyer rekorunu kırdı. Regular sezonda 25 kere 30 sayı, 63 kere de 20 sayı barajını geçti ve hiç bir maçta 10 sayının altına düşmedi. Ayrıca 9 kere double-double ve 10 Nisan’da Cleveland’a karşı 14 sayı, 11 ribaund ve 10 assist ile ilk triple-double’ını yaptı. Sezon sonunda ortalama 38 dakika sahada kalarak çoğu maçta hücum da sürüklediği takımında, %46.5 saha içi, % 40 üç sayı yüzdeleri ile 25.7 sayı, 5.8 ribaund, 3.9 asist, 1.34 top çalma ve 1.12 blok ortalamalarını tutturdu. Bu başarılı 82 maçlık regular sezon sonunda, Toronto 45 galibiyet 27 yenilgi ile Doğu Konferansında 6. sırayı alıp, play-off’lara kalıyordu.
NBA kariyerinde ki ilk playoff maçını 23 Nisan’da New York’a karşı Madison Square Garden’da oynayan Carter 92-88 kaybettikleri maçta, 16 sayı ve 6 asist üretti. 2. maçta 27 sayı, 7 ribaund, 5 asist’lik performansı 84-83’lük yenilgiyi önleyemezken, Toronto’da oynanan 3. maçta 15 sayı, 8 asist ve 7 ribaund’a rağmen 87-80’lik skorla sezona ilk turda veda etti.
Carter, başarıya doyamadığı 2000 yılının yazında, Sidney’de Dream Team IV ile Olimpiyat Altın madalyasını boynuna taktı. Shaq, Kobe, Duncan ve Iverson’dan yoksun bir kadro ile mücadele eden Amerika’nın 8 maç sonunda 118 sayı ile en skorer oyuncusu olan Carter, yarı finalde zar zor 85-83 yendikleri Litvanya maçında 18 sayı ile en skorer oyuncu oldu. Fransa maçında Frederic Weis’in üzerinden yaptığı smaç ise aylarca konuşuldu. Bir çok NBA yazarı tarafından gelmiş geçmiş en güzel basket olarak değerlendirilen bu smaçın yanı sıra bir çok muhteşem harekete de imza atan Carter, bu turnuva sayesinde tüm dünya tarafından tanınmaya başladı.

2001 NBA DOĞU YARI FİNALİ
Geçen sezon artan tecrübesi ile Toronto takımını regular sezonda bir klüp rekoru olan 47 galibiyete taşıyan Carter, maç başına 39 dakika oyunda kalarak %46 saha içi, %43 üç sayı yüzdeleri ile 27.5 sayı (lig 5.si), 5.3 ribaund, 3.9 asist, 1.54 top çalma ve 0.85 blok ortalamaları ile tamamladı. Bu ortalamalarla ligin en iyi ikinci takımına seçilen Carter, bir kez daha All-Star oylamasında en fazla oyu alarak Washington’daki maçta Doğu takımının ilk 5 inde yer aldı. Maçı 16 sayı ile Iverson ve Bryant’tan sonra en skorer oyuncu olarak tamamlayan Carter, sezon için de 4 kere 40, 31 kere de 30 sayı barajını geçerken, 18 Kasım’da Milwaukee maçında 48 sayı ile sezonda kendisinin en yüksek skoruna ulaştı. Play Off’lar da ilk turda New York’a karşı 5 maçta 22.8 sayı, 7.2 ribaund ortalamaları ile oynarken son 2 maçta muhteşem oyunu ile ilk defa tur atlama sevincini yaşadı. Doğu Yarı Finalinde rakip Iverson’lı Philadelphia’ydı. Seri Iverson ile Carter’ın düellosu şeklinde geçerken, 1. maçta 35, 3. maçta 50 (13/9 üçlük), 6. maçta ise 39 sayı üretti. Fakat son maçta 20 sayı, 9 asist, 7 ribaund, 3 top çalma, 2 bloğu galibiyete yetmedi ve Toronto 2001 NBA ligine Doğu Yarı Finalinde elveda dedi. Gösterdiği performans ile bir çok eski NBA oyuncusu ile karşılaştırılmaya başlanan Carter, ligin genç yıldız oyuncularından biri olmuştu.
Ağustos Ayında 6 yıllığına 94 milyon $’a takımı ile tekrardan anlaşan Carter, Hakeem Olajuwan’ın takıma katılması ile bir yıl evvelki başarıyı tekrarlayacaklarını ve hatta geçebileceklerini söylüyordu.

DOĞU KONFERANSINDA ZİRVE YARIŞI
Bu sezon Carter için çok iyi başlamadı. İlk maçta Orlando karşısında 11/2 saha içi, 3/0 üçlük ve 7/7 faul ile sadece 11 sayı üretti ve 114-85’lik farklı mağlubiyeti önleyemedi. Daha sezonun ilk maçı Carter’ın artık sıkı savunmalarla karşılaşacağının bir belirtisiydi. Gerçekten’de şu ana kadar oynanan 43 maçta eski sezonlara göre daha sıkı savunulan Carter, düşen şut yüzdesine rağmen, artan asist ortalaması ile takımına 25 galibiyet getirmeyi başardı. 10 Kasım’da Utah’da 14/8 üçlük ile 43 sayı üreten Carter, 7 ve 9 Aralıkta ard arda Denver ve Phoenix maçlarında 42 sayı ile oynadı. Şu anda 25.6 ile sayı krallığında 5. sırada bulunan Carter, 10 Şubat’ta Philadelphia’da düzenlenecek All-Star maçı oylamasında da 1.287.003 oyla bir kez daha ilk sırayı aldı.
Michael Jordan, NBA ligine geri döndü. Ama ne yazık ki eski hava hareketleri ile değil. Fakat Jordan’ın eski muhteşem smaçlarının, inanılmaz turnikelerinin, yakını ve belki de daha muhteşemleri, Toronto’nun 15 numaralı oyuncusu Vince Lamar Carter ile devam etmekte. Bryant, Iverson, Duncan, Pierce, Garnett, gibi ligin yeni nesil oyuncularının en başarılısı, henüz şampiyonluk veya bir MVP ödülü almamasından dolayı belki Carter değil ama, kim ne derse desin ligin en spektaküler, en ilgi çeken ve en çok izlemekten zevk alınan oyuncusu Vince Carter. Yakın gelecekte takıma katılacak tecrübeli (ama, Hakeem Olajuwan gibi -eskiden ne kadar başarılı olursa olsun- kariyerinin son yıllarını yaşayan bir oyuncu değil) ve daha yetenekli 1-2 oyuncu ile Toronto, NBA Finaline ulaşırsa bunda en büyük pay da Carter’ın olacaktır. O da böylelikle gerekli ödüllere ve hatta NBA Şampiyonluk yüzüğüne ulaşabilir. Aynı Jordan’ın ligde ilk 6 yıl bekledikten sonra Pippen, Grant gibi oyuncularla şampiyonluğa ulaştığı gibi…
__________________







ѕρу_мαѕтєя& [мαℓα¢нι]




spy_master™ ©2007
|l|lllll|lll||ll||lll|
²¹°¹³²¹³ °¹²¹³
Spy_MasteR Ofline   Alinti Yaparak Cevapla