Tekli Mesajlari izle
Eski 06-12-2010, 09:44 PM   #3
styla45
Forum Kalfası
 
styla45 'in Avatari
 
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5
Teşekkür Edilme: 16
Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3457
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi : styla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Belirlenen

MÜNÂKAŞA ZARARLIDIR

"Abdül'azîz Dehlevî", büyük âlimlerdendi.
Bir gün sevdiklerine, sohbette şöyle dedi:

(Kötü huylardan biri, "Münâkaşa etmek"tir.
Yâni her meselede (Ben haklıyım) demektir.

Hâlbuki münâkaşa, netîceye götürmez.
Hattâ fayda yerine, zarar verir çoğu kez.

Dost ile münâkaşa, azaltır muhabbeti.
Düşmân ile olursa, çoğaltır adâveti.

Münâkaşa sonunda, dostun kalbi incinir.
Hâlbuki gönül yıkmak, "Kâbe yıkmak" gibidir.

Hâlis mü'min, kaçınır münâkaşa etmekten.
Titrer, bir müslümânın kalbini incitmekten.

Vaktiyle bir müslümân, gider bir medreseye.
Bir âlimin yanında, ilim tahsîl etmeye.

Çalışır gece gündüz, aylar geçer aradan.
Lâkin hiç istifâde edemez üstâdından.

Çalışır, gayret eder her gün daha ziyâde.
Yine hiç hocasından edemez istifâde.

En nihâyet üstâdı, çağırır o kimseyi.
Der ki: (Çalışıyorsun dersine gâyet iyi.

Lâkin hiç istifâde etmedin, biliyorsun.
Ve bunun sebebini, çok merak ediyorsun.

Buna sebep şudur ki, gelirken sen bu il'e,
Münâkaşa etmiştin yolda bir mü'min ile.

O mü'minin kalbini kırmış idin bu yüzden.
Hâlbuki kalp kıranlar, mahrum kalır feyizden.

Helâllık almadıkça, gidip ondan ihlâsla,
Bizden, bir istifâden olamaz senin aslâ.)

O da gidip, onunla konuştu, helâllaştı.
Yüksek mertebelere, bir kaç günde ulaştı.

Bir gün de Resûl ile, hazreti Ebû Bekir,
Dururken, yanlarına hayâsız biri gelir.

Hakârette bulunur Allah'ın Resûlü'ne.
Sabreder Resûlullah onun bu sözlerine.

Sıddîk dahî sabreder buna mütemâdiyen.
Sonra dayanamayıp, cevap verir âniden.

Ve der ki: (Ey hayâsız, hiç utanmıyor musun?
Allah'ın Resûlü'ne hakâret ediyorsun.)

Hazreti Ebû Bekir böyle cevap verince,
Resûlullah, oradan ayrılırlar hemence.

Sıddîk bunu görünce, koşup hemen peşinden,
Niçin ayrıldığını sorunca kendisinden,

Buyurur: (Ey kardeşim, o hakâret ettikçe,
Melekler bizimleydi, biz cevap vermedikçe.

Hattâ o, bize öyle hakâretler ederken,
Melekler, (Sen öylesin!) derlerdi ona hemen.

Ne zaman ki sen ona cevap verdin kızarak,
Şeytânlar geldi hemen, melekler ayrılarak.)

Hazreti Ebû Bekir üzülür yaptığına.
O günden îtibâren, Taş koyardı ağzına.)
styla45 Ofline   Alinti Yaparak Cevapla