Tekli Mesajlari izle
Eski 04-21-2010, 01:59 AM   #14
styla45
Forum Kalfası
 
styla45 'in Avatari
 
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5
Teşekkür Edilme: 16
Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3451
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi : styla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Belirlenen

Çanakkale'de Osmanlı savunması başlıca üç unsura dayanıyordu:

• 1- Tarabya' daki ağır toplar,

• 2- Gizlenmiş hafif bataryalarla kolaylıkla yer değiştirebilen obüs bataryaları,

• 3- Denizaltı torpilleri (mayonlar).

"Osmanlı ağır topları saldır zırhlılarınkilere nispeten çok zayıftı. Bundan başka tabyaların çoğu ancak kendi atış alanları içine giren gemilere atış edebilmekteydiler."

İzgiliz-Fransız zırhlılarının demirleyip ateş etmelerini engelleyen yön gizli obüs ve biraz da sahra bataryalarıydı. Zırhlılar, tabyaları isabetle dövmek ve oralardaki topları teker, teker tahrip etmek için Boğazın bir yerinde demirleyip veya süratlerini akıntının süratine uydurarak kımıldamadan durunca yükseklerde bulunan obüs bataryaları onlar üzerine ateşini ayarlıyor ve zırhlı olmayan güverte kısımlarını dikine düşen gülleriyle döverek bir çok tahribat yapıyordu.

Boğazların geçilmesini engelleyen üçüncü silah torpillerdi. Bunlardan Boğazın merkezinde bulunan dar kısımda aşağı, yukarı Mesudiye tabyasından Çimenlik tabyasının hizalarına kadar giden bölgeye on sıra yerleştirilmişti."

İngilizlerin Çanakkale Cephesini Açmalarının Nedenleri:

Denizlere egemen olan İngiltere ve Fransa sömürgelerinin bütün kaynaklarından yararlanabilecek durumdaydılar. Almanya ve Avusturya abluka altında olmakla beraber, Alman sanayii mucizeler yaratacak güçteydi. Rusya ise boğazların kapanması durumunda yarı ablukada bulunuyor demekti. Almanlar boğazları kapatarak Rusya'yı yarı kötürüm kılmak ve sonra yıkmak istiyordu. İngiltere ve Fransa'nın da boğazlar üzerinde düşünceleri vardı:

İngilizlerin Tasarıları:

"1915'de Çanakkale zorlanılarak boğazlar açılacak, İstanbul ve boğazların iki kenarı elde tutulacak, böylelikle bir yandan Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan kendi yanlarında savaşa sürüklenecek ve bu son devlet Çanakkale'nin Güneyini güven altına alacak, yeni batı Anadolu'da bir çok yerleri işgal edecek. Kocaeli yarımadasını elde tutmak kolay olacak. Bunlar yapıldıktan sonra açılmış olan yoldan Rus ordusu bol silah ve cephane ile beslenip 1916 ilkbahar ve yazında İtalya, Romanya ve Sırbistan'ın da yardımıyla Avusturya-Macaristan İmparatorluğu çöktürülecek. Bunun arkasından batı, doğu ve güney'den Almanya üstüne, üstün ordularla yüklenilerek diz çöktürülecek."

İngiltere ve Fransa hükümetleri Çanakkale seferinden pek çok şey bekledi ve bu uğurda bir düzine kadar zırhlıyı feda etmeyi göze alarak 550.000 kişilik bir kara kuvvetini, pek ağır emek ve masrafları göze alarak aylarca ufacık iki kıyıyı tutarak bu kuvvetin üçte birini kaybetti.

Alman cephesini yaramayacağını anlayan bir kısım devlet adamı ve komutanlar, kendi cephelerinin de Almanlarca yarılmak tehlikesiyle karşılaşmadan savaşı zaferle bitirmek için Çanakkale Boğazının zorlanmasını düşünmüşlerdi, ve bu amaçlara bütün imkanlarını seferber etmişlerdi.

Deniz Savaşına Karar Verilmesi ve Savaş İçin Yapılan Hazırlıklar:

"12Mart'a kadar İngiliz donanması kendini büyük bir tehlikeye sokmadan Boğaz'ın içindeki tabyaları dövmek ve onların toplarını tahribe çalışmak işiyle uğraşır. Alınan sonuçlar o kadar önemsizdir ki 9 Mart'ta Amiral Karden tabyaları uzaktan işaretle dövebilmek için uçak istediğini deniz bakanlığına teller."

Amiral Karden ve İngiltere Deniz Bakanlığı arasındaki telgraflar sonucu; Çanakkale 'nın geçilmesi sonucuna karar verilmiştir. Bunun sonucunda savaş üzerinde egemenlik sağlanabilirdi. Amiral Karden'in 14 Mart'ta Bakanlığa çektiği bir telgrafta bakanlık gibi düşündüğünü bildirir, donanma Marmara'ya geçer geçmez gemi ile bağlantıyı sağlamak için büyük ölçüde asker harekatının başlaması, boğazı zorlarken önemli kayıpların olabileceğini, savaş gemilerinin hazır olmasını ve yedek cephane ister. 15 Mart'ta karşılık gelir: 18 Mart'tan bu yana Mondros'ta savaşa hazır 59.000 kişi bulunabileceğini ve 18.000 kişilik 29.tümeni ek olarak 2 Nisan'a kadar geleceğini bildirir.

Özet olarak Çanakkale geçidindeki tabyaları yakından dövmek için manyaları tahrip edip güvenilir bir geçit sağlamak, bu tarama işini donanma taşlarıyla korumak, bu yapılınca tabyaları yakından dövüp onları kullanılamayacak bir duruma getirmek ve bu biçimde davranarak ilerlemek.

Müttefikler, Çanakkale Boğazını denizden zorlamak için Akdeniz'de, o zamana kadar görülmemiş derecede muazzam bir deniz kuvveti topladılar. 18

Mart sabahı saat 10.30'da görüş şartları uygun olmaya başladığı anda 12 İngiliz ve 4 Fransız büyük savaş gemisi, (Bouvet (Buve), Ocean, (Oşın), İrresistible (irrexzistıbıl), Gaulois (Galova), İnfleixilde (İnfile ksibol), Quen Elizabeth) hastalığı nedeniyle Amiral Karden yerine Amiral de Robek tarafından Boğaz'dan girmeye koyulur. Amaçları Kepez ve Çanak daraltılarındaki tabyaları ateş altında ezip tahrip etmek, yukarıda geçen Mesudiye hizasından Çimenlik hizasına kadar genişlikte bir yol açmak, o yoldan ilerlemek, tabyaları tahrip etmek, mayından temizlenmiş yolu uzatmak ve birkaç günlük vuruşmadan sonra Marmara'ya ulaşmak.

Saat 14.'e kadar süren bu düellosundan donanmanın pek büyük olan üstünlüğü kendini göstermiş, tabyaların ateşi kısmen kesilmiş, kısmen de zayıflamıştı. Saat 14'de Fransız zırhlısı Buve öbür Fransız zırhlılarıyla birlikte nöbet değiştirmek için vuruşmadan çekilirken bizim tahminimize göre bir ağır top güllesi yediği, karşı tarafa göre ise Nusret'in gizlice döktüğü mayınların birine çarparak patlaması sonucu batar ve 630 kişi boğulur. Buve'nin batmasıyla tabyaların ateşi canlanır ve saat 16'ya kadar top düellosu sürer, bu saate doğru tabyaların ateşi çok zayıflar ve amiral bunların artık ameli olarak susturulmuş olduklarını sanır. Bunun üzerine mayın tarama gemileri ilerleyip işe başlarlar, ancak zırhlı toplarının tesiri dışında bulunan Türk obüs ve sahra bataryalarının sıkı ateşi altında kaçışırlar ve önemli bir iş göremezler. Saat 16.11'de Infleksibıl ve Irrezistibol adındaki 1 İngiliz zırhlısı batar. "Tabyaların ateşi yeniden canlanır. Saat 16.30'da donanma boğazı zorlayamayacağını anlar amiral, gemilerine geri dön emri verir ve yaralanmış 2 zırhlıyı ve mürettebatını kurtarmak için uğraşır. Böylelikle 18 Mart yenilgisine kadar gelinir. Bundan sonra Çanakkale'de kara harekatı fikri gündeme geldi.

18 Mart Taarruzunun Bilançosu:

Çanakkale Boğazının iki yakasında mevzilenen Türk topçularının açtığı yoğun ateşler ve karanlık Liman'a dökülan mayınların etkisiyle mevcudunun % 35'ini yitiren İngiliz ve Fransız harp gemilerinden oluşan bu donanma çekilmek zorunda kaldı. İngilizlerin 7 zırhlısı görev yapamayacak hale gelmiştir. Yalnız bu günkü savaşta Bauet (Buve), Ocean, Irresistible batmış; Gaulois (Golova), İnflexible görev yapamayacak haldedir.

18 Mart'ta bizim kayıplarımız ise 58 şehir ve 74 yaralı, 9 top, 1 tabyadan ibarettir. Top mermisinin üçte biri sarf edilmiştir.

Çanakkale'yi Denizden Zorlamaktan Vazgeçilmesi:

Amiral dö Robek 18 Mart vuruşması hakkında o akşam deniz bakanlığına gönderdiği ilk raporda iyimserdir ve vuruşmaya devam düşüncesindedir. Bakanlıkta bu düşünceyi onaylayarak kaybedilen savaş gemileri yerine İngiltere'den 4, Fransa'dan 1. Savaş gemisinin gönderileceğini bildiriyordu. 18 Mart harekatını gözleriyle gören Hamilton ise aynı fikirde değildi. 21 Mart'ta İngiliz tarafında durum buydu donanmanın hala boğazı geçip sonuç alacağına inanan filo komutanı bir amiral, bunun tamamen tersine inanan kara birlikleri komutanı bir general. 22 Mart'ta amiral de Robek, general Hamilton ile görüşmek üzere Queen Elizabeth ile Limni'ye gitti. Alınan kararlarda Lord Liçner'in General Hamilton'a verdiği yönergelerin tesiri büyük olmuştur. Çanakkale'nin, 18 Mart vuruşmasından sonra sadece deniz kuvvetleriyle geçilemeyeceği anlaşılmış; kara birliklerinin de yardımına karar verilmiştir.

I.Dünya Harbinde Çanakkale'deki Kara Hârekatı:

İngiliz ve Fransızlar 18 Mart 1915 deniz bozgunundan sonra, boğazın yalnızca deniz kuvvetleriyle geçilemeyeceğini anlamışlardı. Bu nedenle kara harekatının yapılmasına karar verildi.

Bu kararın verildiği sırada bile donanma yalnız mı yapsın yoksa kara ordusu ise birlikte mi yapsın tartışması sürüyordu. Londra'da Kara ordusuna ihtiyaç olduğunu savunanların başında Lord Fisher geliyordu. Çanakkale'ye gönderilecek kuvvetlerin kararı verildikten sonra Mısır'daki Anzak Tümenleriyle birlikte 70 bin kişilik bir kolordu bu işe ayrılmış oluyordu. Ama hiç kimse bu büyük kuvvetin ne yapacağını, kesin olarak nereye gideceğini dosttan veya düşmandan karşısına nelerin çıkacağını bilmiyordu; ve hâlâ donanmanın tek başına boğazı geçeceğine inananlar vardı. Sonunda esas noktalar ortaya çıkmaya başlamıştı. Donanma asıl saldırısını yapana kadar, Hamilton'nun birlikleri işe karışmayacaktı. Eğer deneme başarıya ulaşmazsa Hamilton Gelibolu yarımadasına çıkarma yapacak, başarıya ulaşırsa yarımadaya zayıf bir kuvvet bırakıp doğrudan doğruya İstanbul üzerine yürüyecekti. Oradan İstanbul Boğazına çıkarılmış bir Rus Birliği ile birleşmesi umuluyordu.

-25 Nisan 1919 Çıkarmaları

-Seddülbahir Çıkarması: 29.İngiliz tümeni Seddülbahir'de beş yere çıkarma yapacaktı. Bu yerler ve İngiliz çıkarma plânı şöyledir:

-Hisarlık Sahili: Üç savaş gemisinin korumasında 3 piyade bölüğü saat 07.30'da karaya çıkmayı başardı. Bunun karşısındaki Türk takımı, on katı kuvvet ve çok şiddetli Donanma ateşi altında ağır kayıplar vererek görevine devam ederek; cesaretle yaptığı taarruzla biraz ilerleyen çıkarma birliklerini Eskihisarlığa attı.

-Seddülbahir -Ertuğrul Koyu: Saat 06.30'da bu yere yaklaşan çıkarma kademeleri, şiddetli bir ateşle karşılandı. Filikalardan erlerin bir çoğu öldü. Özel tertibatlı olan ve 7 bölük taşıyan River Ciy yük gemisi, Seddülbahir'in kuzeyindeki kumsala oturdu. Gemiden sahile geçmek isteyen bir çok er öldü. 100 kadar er gemide sahile geçmek isteyen bir çok er öldü. 100 kadar er gemide hapis kaldı. Ancak akşam boşaltıldı gemi Bu sahili 26.alayın 3.taburuna bağlı 10.bölüğü savunuyordu. Tabur komutanı, bu bölüğü 2 takım ile takviye etti. Düşman çıkarmasını karaya çıkarmayan bu bölüğün, şan ve şerefle dolu Çanakkale tarihinde ayrı bir yeri olmalıdır ve vardır..."

-Teke Koyu Sahili: Buraya çıkan, sekiz yedek kafilesi ile çıkarılan İngiliz Taburu ağır kayıplar verdi, ama sahile çıkmayı başardı. Durumun kötüleşmesi üzerine Savaş gemileri sahile çıkarak şiddetli ve acımasızca ateş açtılar. Türk siperlerine saldırdılar ve siperlere girdiler. Bu yüzden burayı savunan 12.bölük 200 metre kadar geriye alındı.

-Teke Burnu Kuzeyi : Saat 06.00-07.30 arasında iki kademe halinde bir tabur çıkardı. İngilizler karşısında sadece bir tane Türk Gözetleme postası vardı. Çıkarma başladığında bir takım takviye gönderildi. Buna rağmen İngilizler başarı ile uyandı.

-Zığındere Kuzeyi: Bu sahili ihtiyat tabutunun bu bölüğü gözetiyordu. Düşman hiç silah patlatmadan 2 taburu sahile çıkardı. Bu taburların görevi yarımadanın daha güneyindeki Türk kuvvetlerinin geri irtibatını kesmekti. Bu gün öğleye kadar Seddülbahir bölgesi iki Türk taburu tarafından savunuldu.

Bir Türk taburunun, altı düşman gemisinin yakın ateşi altında on tabura karşı mevziinde tutunabilmesi, bir kahramanlık örneğidir ki tarihte bir eşini göstermek her halde zor olsa gerekir.

2.Kumkale Çıkarması: Kumale'ye çıkartmayı Fransızlar yapmıştır. Buraya Albay Rue komutasında 6.Müstemleke Alayı ile bir istihkâm bölüğü ve bir topçu bataryası tahsis edilmiştir. Çıkarmanın görevi Türk kuvvetlerini tespit etmek ve Seddülbahir'deki çıkartmaya müdahaleyi önlemekti.

3-Arıburnu Çıkartması: Bu sahile Anzak kolordusu tahsis edilmişti. Avusturya Tugayını taşıyan 3 savaş gemisi ile 7 muhrip, destek görevi yapan 3 savaş gemisinin korumasında sahile yanaştı. Bu çıkarma Kaba Tepenin kuzeyine yapılacaktı. Akıntı sebebiyle Arıburnu'na yapıldı. Çıkarmanın yapılacağı gözetlenmesi 27.alayın 1.taburuna verilmişti.

26-30 Nisan 1919 Çıkartmaları:

1-Arıburnu Cephesi: Yeni alayların gelmesini beklemek için 26 Nisan'da yapılamayan taarruz 19.Tümen komutanı Mustafa Kemal Bey tarafından 6 alay ile 27 Nisan sabahı başlatıldı. Kıyıya çıkan İngiliz ve Fransız kuvvetleri, yapılan karşı taarrruz sonucu çekilmeye başlamış; geriden gelen kuvvetlerin yardımı ve deniz kuvvetlerinin etkili ateş desteğiyle, Kanlısırt-Sivritepe-Merkeztepe Yükseksert hattında tutunabilmişti.

2-Seddülbahir Çıkarması: 27 Nisan 1915 günü saat 16.00 sıralarında, donanmanın ateş desteğiyle başlayan İngiliz taarruzu, Türk savunma mevzilerinin 700-800 metre ilerisinde Zığındere-Eskihisarlık hattında durduruldu.

2-Kirte Muharebesi (28 Nisan 1915): Çıkarma kuvvetleri komutanlığı, Türklerin güçsüz olduğu ön yargısıyla,taarruza karar vermişti. Hedef, Kirtelerin ele geçirilmesiydi. 28 Nisan 1915 sabahı saat 08.00'de donanmanın desteği altında başlayan İngiliz-Fransız birliklerinin taarruzu, akşama kadar sürdü. İngiliz ve Fransızlar; yapılan Türk karşı taarruzları nedeniyle, geri çekilmek zorunda kalmışlardı. Bu muharebedeki İngiliz ve Fransız kuvvetlerinin zayiatı, 3000'i bulmuştu.

1-2 Mayıs Taarruzları: Müttefik ordusu ile taarruz planlarını başaramamış, yorgun ve bitkin güneyde Alçı Tepe eteklerine çakılıp kalmış, kuzeyde ise Kocaçimen Tepesini uzaktan seyrediyordu. Londra'da Savaş bakanı Lord Kitchener, durumun bu derece kritikleştiğini General Hamilton'dan değil amirallerden öğrendi. 26 Nisan'da Fransız Amirali de Paris'ten takviye istedi. Bunun üzerine Hint, Anzak, Fransız ve İngiliz takviye kuvvetlerinin Mayıs başında gönderilmesi kararlaştırıldı.

Türk ordusuna gelince 27 Nisan'a kadar yarımada güneyindeki kuvvetler üç tümene çıkarıldı. Anadolu'dan 2 alay daha getirildi. Arıburnunda 19.tümen, 7.tümen ise Seddülbahir cephesine gönderildi.

-Arıburnu Bölgesindeki Karşı Taarruzlar:

Anafartalar bölgesine çıkan İngilizleri denize dökmek maksadıyla taarruza geçildi. 1 Mayıs 1915 sabahı, Merkeztepe-Sivritepe-Kanlısırt hattındaki İngiliz kuvvetlerine taarruz sürdü. İngiliz donanmasının etkili ateş desteği bir kez daha. Anzak kolordusunu imha etmekten kurtardı.

-Seddülbahir Bölgesindeki Karşı Taarruzlar:

1-2 Mayıs gecesi gerçekleşen taarruzlar çok kanlı olmuştu. Ancak bir başarı sağlanamamıştı. Türk birliklerinin karşısında İngiliz ve Fransız hatlarında çözülmeler olsa da sabaha karşı harp gemilerinin açtığı ateş sonucu eski mevzilere dönüldü.

2.Kirte Muharebesi (6 Mayıs 1915)

General Hamilton, Türkler mevzilerini tahrip edip takviyeler olmadan, Kirte bölgesini ele geçirmek istiyordu. Bu amaçla bir Avustralya ve bir Yeni Zelanda tugayı Seddülbahir'e getirildi. Ve 11.30'da taarruz başladı. İngilizler, bugün akşama kadar süren inatçı taarruzlara karşın herhangi bir kazanç elde edemediler. Taarruzlar 7, 8 ve 9 Mayıs günleri de devam etti. Bu taarruzlar İngilizlere 6500-7000 insana mâl oldu. Türk tarafının da kaybı büyüktü.

Churcill'in Politik Yaşamının Sonu!

Müttefik Amiralleri 9 Mayıs günü Queen Elizabeth gemisinde toplandılar. Boğaza yeni bir zorlama yapılması görüşüldü. Plan ve öneri Keyes'indi. Londra'ya bildirildi. 11 Mayıs sabahı Churchill, Deniz Bakanlığında buluşarak bu konuyu konuştu. Bu iki insan tam bir fikir ayrılığındadır, bu konuşmaları devam ederken Çanakkale'den yeni bir haber geldi. "Galath zorhlısı batırılmıştı." Bunun sonucu Queen Elizabeth'i hemen Akdeniz'den çekme kararını Churchill de kabul etti. Bu durum Savunma Bakanı Lord Kitchener'e 13 Mayıs'ta söylendi. 14 Mayıs'ta yine bir toplantı sonucu, bir karar varılamamış. Ve ertesi günü artık Çanakkale'nin isteklerini karşılayamadığı gerekçesiyle Fisher istifa etti. Churchill bu mektubu pek de ciddiye almadı. Çünkü Fisher daha önce de istifa etmişti. Ama Fisher tüm ısrarlara rağmen geri dönmedi. Fisher'in istifasını duyan Muhalefet lideri başbakana bir muhtıra verdi. Avam kamarasında Gensoru açarak güven oyuna gideceklerini açıkladılar. Bundan sonraki birkaç haftada olaylar hızlandı. Muhafazakarlar ne pahasına olursa olsun Churchiil'i kabineden çıkarmak istiyorlardı. Yeni kabine 26.Mayıs'ta açıklandı ve Churchiil ta II.Dünya savaşı başlayıncaya kadar 24 yıl oraya dönemeyecekti.

-19 Mayıs Taarruzu:

Başkomutan Vekili Enver Paşa 11 Mayıs'ta Çanakkale cephesine gelerek her iki cepheyi de denetledi. Sonra ordu komutanı ile fikir birliği içinde Arıburnu cephesinden taarruz edip düşmanı denize dökmeye karar verdi. Taarruz 19 Mayıs 1915 saat 03.30'da başladı. Başlangıçta bazı başarılar ? edildi. Savaş gemilerinin ateşi, makineli tüfeklerin yan ateşleri ve karşı taarruzlar sebebiyle geri çekilmek zorunda kaldılar. Bu savaştaki kaybımız 3000 şehit ve 6000 yaralıyı bulmuştur."

Büyük ümitlerle ve çok güzel bir plânla kat'i sonucu almak için başlatılan kuşatma ve bunun bir parçası yeni çıkarma, yerini tekrar mevzii savaşlarına bıraktı. Buna ikinci mevzi savaşı demek daha doğru olacaktır. Ağustos'tan evvelki mevz'i savaşları zaman zaman iki tarafın baskın ve taarruzları ile hareketli geçmişti. Ağustos'tan sonraki bu ikinci mevzii savaşlarında ise her iki taraf da ağır kayıplar vererek yorgun düştüğü için önemli bir taarruz hareketi olmadı.

Ağustos taarruzlarını Eylül ve Ekim taarruzları izledi. Çanakkale'deki olumsuz hava şartları müttefik erlerini iyice bezdirmiş, moral gücünü çöktürmüştü. Londra da artık Çanakkale'de bir sonuca varılmasını istiyordu. Hamilton'un aleyhinde kuvvetli rüzgârlar esiyordu. Bundan önceki gibi, sonraki harekâtlarda Hamilton'un beceremeyeceği gerekçesiyle Hamilton görevden alındı. Londra, Çanakkale'den bunca zaman geçmesine rağmen bir sonuç alınamaması sonucu bir çok amiralin yerlerini değiştirmişti. Çanakkale'de doğan bir sonuç Londra'da bir bunalıma sebep oluyordu.

ÇANAKKALE'DEN ÇEKİLMEK KARARI

13 Kasım'da Kiçner Çanakkale cephesini teftiş eder, gördükleri ve işittikleri onda artık bu işte başarı ümidi kalmadığı inanını doğurur. Oradan Selânik'e gider ve oraya çağırttığı Komodor Keys'le görüşüp kendisine şunları der. "İşte o yeri Çanakkale cephesini) gördüm, orası pis bir köşedir (c'est un sale coin) ve hiçbir zaman geçemeyeceksiniz" Böylelikle Gelibolu Yarımadasını boşaltmak kararı kesinleşir.

25 Nisan 1915 Müttefik çıkarmasıyla başlayan ve 9 Ocak 1916'da İngiliz boşaltması ile sona eren Çanakkale Savaşları çok kanlı geçti. Kayıplar hakkında tam bir fikir birliği yoktu. Ama bütün ciddi kaynaklar birbirine yakın rakamlar verilmektedir. Osmanlı Genel Kurmayı Türk Ordusu kayıplarını şöyle vermektedir:



Şehit : 55.127

Yaralı : 100.177

Kayıp : 10.067

Hastalıktan ölüm : 21.498

Hastalıktan Terk : 64.440

TOPLAM : 251.309

İngiliz resmi kaynaklarına göre kayıpları:

Katılan asker : 410.000

Ölü ve Kayıp : 43.000

Yaralı : 72.000

Hasta : 90.000

TOPLAM KAYIP : 205.000

Bir milletin kaderini değiştiren bir Mustafa Kemâl'in çıkışı Çanakkale Savaşları ile başlar. Mustafa Kemâl kendi ham maddesini kendisinde bu savaşta buldu. İrade, mantıklı karar verme ve kararlarında isabet, bu kararları azimle uygulama, kendine güven, büyük bir seziş kabiliyeti gerektiğinde sorumluluktan kaçmamak ve engin bir yurt sevgisidir.

O bunları savaşta denedi ve çok kanlı oldu. Ama bundan yine bir kazandı oldu. Savaştan nefret etti, insancıl kaldı, daima barışı önerdi. Yurt içinde de barış, yurt dışında da barış!...

Atatürk eliyle boğazı işaret ederek Çanakkale savaşını ve bu savaştan alınması gereken dersi şöyle özetler: "Biz orada İngiliz, Fransız donanmasını Boğazın dışında tuttuk ve onların müttefikleri Rusya ile irtibat kurmalarını önledik. Rusya böylece çökmüş oldu. Ama neticede biz de yıkıldık. Siz Almanlar İngiliz boğazından, biz Türkler'de bu boğazdan çıkmadıkça çökmeye mahkûmuz. Zaferi, denizi kontrol altında tutan, ihtiyacı olan şeyi, ihtiyacı olduğu zaman, istediği yere ulaştırabilen ülke kazanır."

Boğazların Kapalı Tutulmasının Etkileri:

-Osmanlı'nın savaşa katılması ve boğazları kapaması, müttefiklerin açamaması hiç kuşkusuz savaşın en önemli olayıdır. Bu durum savaşı iki yıl kadar uzatmıştır.

• - Çanakkale Zaferi sonucu Bulgaristan bizim yana geçti.

• - Alman yardımı ve Rus cephanesizliği Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun 1916 yazında tümden çökmesini güç önledi.

• - Rusya ve batılı bağlaşıkları arasında bir güvensizlik havası esmeye başladı.

• - Çanakkale yenilgisi ile bir İngiliz tümenini Irak'da Kût'ül Amara'da tutsak edilmesi İngiltere'nin doğu ülkeleri üzerindeki itibarını sarsmıştır.

• - Rusya'nın çökmesi ve komünistleşmesi de siyasî bir etkendir.

• - On milyon genç ölmüş, daha da çoğu sakat kalmıştır. Kentler yıkılmış, arkada bütün bir kuşağın onaramayacağı yıkımlar yığını bırakıldı.

Çanakkale Zaferi'nin ve Savaşın Bu Yüzden Uzamasının İngiltere'de Doğurduğu Hükümet Bunalımları:

18 Mart yenilgisinden bu yana Çanakkale seferinin donanmayı erittiğini, batan ve savaşamayacak durumda olan zırhlıların sayısının onu bulduğu İngiltere'de sebep olur. 14 Mayıs 1915'de toplanan savaş komitesi çok tartışmalı geçer. Ertesi gün Amiral Fişer, Deniz Bakanı Çörçil'in kendisine danışmadan kararlar alması sebebiyle istifa eder. İş başında bulunan Liberal Parti Hükümeti Meclisteki pek büyük çoğunluğuna rağmen muhafazakârların bu durumu tartışma konusu yapmaları korkusundan çekinir ve karma bir hükümet kurulur. Böylece Aksuis yine başbakan kalır, ama çoğunluğu muhafazakâr bakanlar oluşturur.

İkinci hükümet bunalımı umulmuş olduğu gibi başarılı Rus saldırılarıyla önce Avusturya-Macaristan'ın ve sonra Alman Doğu cephelerinin çöktürülmesi olayının gerçekleşememesi üzerine 5 Aralık 1916'da olmuştur.

İngiltere'de Malî ve Ekonomik Durum:

Logt Core Anıları'nda Avrupa'da en zengin ulusun İngiliz ulusu olduğunu belirtir. Savaş sonunda ise İngiltere borçlu devletler arasına girecektir. Türkiye savaşa girmemiş ve Çanakkale Zaferiyle savaş iki yıl uzamamış olsaydı İngiltere doğal sayılabilecekken üstün bir sarsıntıya uğramış olmazdı. Savaşın uzamasıyla İngiliz devlet borçlarının 8 milyara yaklaşmasıdır ki devlete mali ve ekonomik bakımdan belini doğrultması son derece zor bir çarpı indirmiştir. İngiltere'de büyük bir işsizlik bunalımı yaşanır. Savaştan önce sanayide gerileme, savaştan sonra yerini bundan doğan yoksullaşmaya bırakacaktır.

Çanakkale Savaşlarına katılan İngiliz subay ve o esnada görevde bulunan İngiliz devlet adamlarının o günlerin heyecanını yansıtan olaylar ve Türk askerî için söylenen sözlerden bazıları.

"Türk askeri kadar vatanı için gözünü kırpmadan ölen, savaş anında müthiş cesaret ve fırtınalar yaratan, ateş kesildiği zaman onun kadar iyi yürekli, yumuşak kalpli, düşmanın yaralarını saran, sırtında taşıyarak onu ölümden kurtaran bir asker yeryüzünde görülmemiştir."

General Wiliam Birdword

Çanakkale Karma Kolordu İngiliz Kumandanı

"Türk askerinin savaş içinde haiz olduğu yüksek niteliklerinin önceden layıkıyla bilinmemesi İngilizler için felaket olmuştur. Türk askerinin ne yaman bir muharib olduğunu İngilizler kendileri ile dövüştükten sonra anlamışlardır.

Aspinol Oglander

İngiliz Generali

"Çok cesur harbeden, iyi sevk ve idare edilen asil Türk ordusu karşısında bulunuyoruz."

İngiliz Ordu Komutanı

Orgeneral Hamilton

"Türk askeri yenilgi bilmez, dünyada yenilgi adına kavram tanımaz. Türkler Asya'nın centilmenleridir."

İngiliz Mareşali Frenc

"Başka millet askerinin artık savaşı kaybettik, yenildik diye silahını bırakıp savaştan vazgeçtiği hallerde; Türk askeri için ise savaş yeniden başlamıştır."

İngiliz General, Mavde

"Avrupa'da hiçbir asker yoktur ki, bu ifadenin altını çiziyorum. Savunmada Türklerle mukayese edilebilsin. Misal olarak Çanakkale'yi vermek isterim. Orada bizim gemi ateşlerimizle büyük kayıblara uğrayan birlikler Türk olmasaydı yerlerinde kalamazlardı, halbuki Türkler bütün muharebe süresince yerlerinden ayrılmadılar.

İngiliz Generali Taüshard.

"1915 yılında bütün Avrupa'da milyonlarca insanın hayatı ortaya konmuş büyük taarruzlar yapılmıştı. 2-3 milyon asker ölü ve yaralı bulunmakta, 4-5 bin harb gemisi denizlerde dolaşmaktaydı. Fakat bunlardan hiçbirisi Nusrat'ın döktüğü mayınlar kadar harbin devamına ve düşmanın istikbaline müessir olacak bir başarı gösterememiştir." Wiston Curchille

Çanakkale Savaşları sonunda Osmanlı Devleti ve İngilizler'in başını çektiği İtilaf Devletleri büyük kayıplara uğradı.

İtilaf Devletleri boğazı geçmek için tüm imkanlarını seferber ettiler. Öyle ki çoğunu dominyonlarının oluşturduğu, ne için savaştığını dahi bilmeyen binlerce insanı bu uğurda feda etti.

Konumuz olan İngilizlere gelince, İngilizler ağır asker kaybının yanında, savaş esnasında ve sonunda büyük hükümet bunalımları yaşadı. Çanakkale Savaşı İngiliz ekonomisini büyük darbe vurdu. Uzun yıllar ülke ekonomisi bunun sıkıntısını çekti.

Savaşın en ağır faturası ise Osmanlı'ya çıktı. Osmanlı'nın kayıbları telâfi edilemeyecek ölçüde büyüktü. Çünkü Osmanlı Devletleri savaşta aydınlarını, üniversitelilerini yani ülkenin geleceğini tamamen kaybetti. Mustafa Kemâl'in dediği gibi "Biz buraya bir Darülfunun gömdük." Türkiye bunun sıkıntısını hâlâ çekmektedir.

Yerli ve yabancı devlet adamları ve askerlerin birleştikleri ortak nokta ise, Türk askerinin cesareti ve topraklarını korumak için göstermiş olduğu olağanüstü mücadele tarihte emsali görülmemiş kadar büyüktü. İtilaf devletlerinin karşısında Türk askeri değil de başka milletten bir asker olsaydı savaş kısa sürede biterdi. Türk askerinin Çanakkale'ye gösterdiği olağan üstü mücadeleyi tüm dünya takdir etti.
styla45 Ofline   Alinti Yaparak Cevapla