Tekli Mesajlari izle
Eski 05-24-2009, 09:35 AM   #27
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL 'in Avatari
 
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Teşekkür Edilme: 355
Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57823
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Belirlenen

Almuhtada’nın Sözleri..-9-

Genç ve Umut
Sevda meleği önümde yürüdü ve uzaklardaki bir tarlaya varıncaya dek izledim onu.Orada durakladı ve bir beyaz kuzular sürüsü gibi ufukta dolaşan bulutlara bakındı.Sonra ağaçlara döndü,Ağaçlar çıplak dallarını gökyüzü’ne uzatmışlardı; Sanki yitirdikleri yapraklarını ondan geri vermesini istiyor gibiydiler.
‘’Ey sevda meleği,şimdi neredeyiz? ’’dedim.
‘’hayretler ülkesindeyiz.Dikkatli olmaya bak.’’diye karşılık verdi.
‘’Öyleyse bir an önce geri dönelim’’dedim.’’Çünkü bu ıssız topraklar beni ürküttü ve bulutların manzarası ve çıplak ağaçlar yüreğimi burktu.’’
Şöyle konuştu Sevda Meleği.’’Sabırlı ol biraz.Hayret etmek bilginin başlangıcıdır.’’
Sonra çevreme bakındım ve kibar yürüyüşüyle bize doğru yaklaşan bir suret gördüm.’’Bu Kadın kim? ’’diye sordum.
Sevda Meleği yanıtladı.’’Bu Sevginin ikiz kardeşi,felaket habercisi nefret’tir.’’’’Ah Sevda Meleği,Sen yanımda olduğuna göre felaket benden ne isteyebilir ki? ’’
‘’Sana dünyayı ve onun dertlerini tanıtmaya geldi; Çünkü,acıyı bilmemiş olan,mutluluğu tanıyamaz.’’
Ve Nefret,eliyle gözlerimi kapadı.Elini çektiğinde Sevda Meleği kaybolmuştu ve dünyalık giysilerinden soyunmuş olarak yapayalnızdım.’’Sevda Meleği,nereye gitti? ’’diye hayıflanarak sordum.
Nefret,cevap vermeden beni,kanatlarının arasına alıp yüksek bir dağın tepesine götürdü.Yeryüzü bütünüyle görünüyordu.Korku içinde kalakaldım Nefret’in yanında.
Yer yüzüne bakarken; Mutluluk melekleriyle,sefalet’in şeytanları savaşıyorlardı.İnsanoğlu aralarında kalmıştı ve bir o yana,bir bu yana çekiştirilip durulmaktaydı umut ve umutsuzluk tarafından.
Sevgi’nin ve Nefret’in insanoğlunun gönlüyle oynaşmakta olduklarını gördüm; Sevgi,suçlarını gizleyerek ona,gurura ve kibire teslimiyet şarabı içirirken,nefret de onu aldatıp,gerçeği göremesin diye gözünü kulağını mühürlüyordu.
Kentleri gördüm,bir çocuk gibi,ademoğlu’nun giysisini yakalamak için emekliyordu.Uzaklarda güzelim tarlaların insanoğlunun acılarına ağlamakta olduklarını gördüm.
Kurnaz tilkiler gibi dolanan rahipleri ve İnsanoğlunun mutluluğuna karşı tertipler ve kışkırtmalar düzenleyen sahte peygamberler gördüm.
Ve insanoğlunu gördüm; Kendisine yol göstersin diye İlim’i çağırıyordu.Ama İlim karşılıksız bırakıyordu onun yakarışlarını,çünkü hor görmüştü insanoğlu İlim’i ve aşağılamıştı kentin sokaklarında onu.
Din adamlarını gördüm,yürekleri açgözlülüğün tuazaklarıyla doluydu ama saygıyla ve gıptayla bakınıyorlardı gökyüzüne.
Bir delikanlının tatlı diliyle bir genç kızın kalbini kazandığını gördüm.Ama ikisininde duyguları gerçek değildi ve çok uzaklardaydı mutluluk onlardan.
Tembelce laflayan,Aldatmacanın ve Lafazanlığın pazarında mallarını satan kanun yapıcıları gördüm.
Kendilerine açık yüreklilikle ve inançla gelenlerin canlarıyla oynayan doktorları gördüm.Cahille akıllının yan yana oturduklarını,geçmişlerini görkemliliğin tahtına çıkardıklarını,içinde bulundukları anı bolluğun giysileriyle donattıklarını ve gelecek için kendilerine süslü mü süslü bir divan hazırladıklarını gördüm.
Ezilen güçsüzün tohumlar ektiğini ve güçlünün harmana el koyduğunu ve yanlış olarak adına Yasa denilen Baskı’nın yanıbaşlarında nöbet tutmakta olduğunu gördüm.
Eylemsizliğin derin uykusunda kendilerinden geçmiş Aydınlık bekçilerinin önünde,Cehalet çapulcularının Bilgi’nin hazinelerini yağma etmekte olduklarını gördüm.
Ve iki sevgili gördüm.Kadın adamın elinde çalmasını bilmediği bir saz gibiydi ve adam çıkarttığı bozuk seslerden başkasını anlamıyordu.
Bilginin güçlerini gördüm.Kalıtımsal Ayrıcalıklar ülkesini kuşatmışlardı.Ama sayıca azdılar ve kısa zamanda yenik düşerek dağıldılar.
Özgürlüğün kapı kapı dolaşıp bir barınak aradığını ama kimsenin kulak asmadığını gördüm.Ardından İsrafçılık,parıltılı kumaşlar içerisinde çıka geldi ve kalabalık’’İşte Özgürlük’’diye çılgınca alkışladı onu.
Din’in kitaplara gömüldüğünü ve Kuşku’nun onun yerine oturduğunu gördüm.
İnsanoğlunun sabrın giysisini,dönekliğin örtüsü gibi kuşandığını; Tembelliğe hoşgörü,korkuya da hürmet dediğini gördüm.
Bilgi’nin sofrasına çöreklenmiş Tufeyliyi gördüm,ipe sapa gelmez sözler ediyor,konuklarsa sessizce dinliyordu.
Altının,müsrifin elinde kötülük,Sefil’in elinde de kindarlığı için yem olarak kullanılan bir araç olduğunu gördüm.Akıllının elindeyse hiç altın yoktu.
Bütün bunları gördükten sonra,acıyla haykırdım.’’Ey Nefret denen kadın,Dünya gerçekten böylemidir? İnsanoğlu bu mudur? ’’
Kederli ve yumuşak bir sesle yanıtladı sorularımı.’’Gördüklerin Ruh’un,Aşk’ın ve Sevgi’nin yoludur.Bu yol kesici taşlardan ve dikenlerden yapılmıştır.Bu gördüğün insanoğlunun sadece gölgesidir.Bu Gece’dir.Ama az bekle, Neredeyse gün doğar’’
Ne dersiniz? O gün doğacakmıdır?
(H.Cibran.Sözler) Ali Osman Yılmaz.


Her gün diyorum,etmeliyim içmeye tövbe,
Bardakta dolup taşmış olan badeye tövbe,
Lakin bakarım,her yana gül mevsimi gelmiş;
‘’Tanrım,edeyim bari’’derim,’’Tövbeye tövbe’’
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL Ofline   Alinti Yaparak Cevapla