www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Seçenekleri Görünüm Şekli
Eski 12-07-2006, 04:25 AM   #1
GeCeLeR
Guest
 
Mesajlari: n/a
Üye No:
Cinsiyet :
Belirlenen Mitoloji

Mitoloji


Belirli bir uygarlığa ya da dinsel geleneğe özgü inançları, uygulamaları, kurumları ya da doğa olaylarını açıklamak amacıyla görünüşte gerçekten yaşanmış olayları aktaran, ama özellikle ayin ve törenlerle bağlantılı, çoğunlukla kökeni bilinmeyen ve en azından kısmen geleneğe dayanan söylenceler toplamına verilen genel isimdir.

Söylenceler, olağan insan yaşamının dışında kalan, ama onun temelini oluşturan örnek olay ve durumlar ile tanrıların ya da insanüstü yaratıkların eylemlerini anlatır. Bu olağandışı olaylar, tarihsel zamanın bütünüyle dışında, genellikle yaratılışın başında ya da Tarih öncesinin ilk dönemlerinde geçer. Söylenceler ayrıca insan davranışı, kurumları ve evrensel durumlar için geçerli modeller sunar.


Söylence özelliklerine başka edebiyat türlerinde de rastlanır. Doğanın ya da insan toplumu ve yaşamının çeşitli yönlerinin kökenini ya da nedenlerini açıklayan öyküler buna örnektir. Peri masalları da olağanüstü yaratıkları ve olayları konu alır, ama bunlar söylencelerin bağlayıcılığından yoksundur. Söylenceler gibi bağlayıcılık ve gerçeklik savı taşıyan destanlar ise belirli tarihsel ortamları yansıtırlar. Çağdaş mitoloji araştırmaları, 19. yüzyıl başlarında romantik akımla birlikte başladı. Ama söylence yorumlarının tarihi çok daha eskilere gidiyordu. Eski Yunan'da felsefenin etkisi, söylencelerin alegorik biçimde yorumlanmasına ya da örneğin söylence tanrılarının gerçekte yalnızca büyük kişiler olduğunu vurgulayan Euhemerus'un (ü. İÖ 300) tarihsel indirgemeciliğine yol açtı. 19. yüzyılda karşılaştırmalı filolojinin gelişmesi ve 20. yüzyıldaki etnolojik buluşlar, söylenceler bilimi olacak mitolojinin ana ilkelerini belirledi. Romantiklerden bu yana bütün mitoloji araştırmalarında karşılaştırmalı yaklaşım ağırlığını korudu. Wilhelm Mannhardt, Sir James Frazer ve Stith Thompson folklor ve mitoloji temalarım derleyip sınıflandırmak amacıyla bu yöntemi uyguladı. Bronislaw Malinowski, söylencenin ortak toplumsal işlevleri yerine getirme biçimleri üzerinde durdu. Claude Levi-Strauss ve öteki yapısalcılar ise dünyadaki bütün söylenceler arasındaki biçimsel bağ ve örüntüleri araştırdılar.


Sigmund Freud, simgesel iletişimin yalnızca kültürel tarihe değil, insan ruhunun işleyişine de bağlı olduğunu ileri sürdü. Freud böylece tarihselliği aşan, biyolojik bir insan kavramı ortaya attı ve söylenceleri bastırılmış düşüncelerin anlatımr olarak yorumladı. Carl Jung "kolektif bilinçdışı" ile ondan türeyen ve genellikle söylencelerle kodlanan arketipler kuramıyla tarihselliği aşan ruhbilimsel yaklaşımı geliştirdi. Alman ilahiyatçı Rudolf Otto ve din tarihçisi Mircea Eliade gibi bazı araştırmacılar, söylencelerin dindışı kategorilere indirgenemeyen, bütünüyle dinsel olgular olarak anlaşılması gerektiğini ileri sürdüler. Söylence ve ayin okulu olarak anılan çevreye bağlı araştırmacılar ise her söylencenin kendisine karşılık düşen bir ayinin "açıklaması" olarak işlev gördüğünü savundular.


Söylenceler ile ayinler arasında bir bağlantı olduğu gerçekten yadsınamaz; ama hangisinin önce geldiği de belirlenemez. Belirli bir söylenceyle bağlantılı olmayan hiçbir ayin yoktur, ama tamamlayıcı ayinleri bulunmayan söylenceler vardır. Gerçeğin ve bilginin taşıyıcısı sayılan söylencelerin, evreni denetlemeye ya da insan eylemlerini etkin kılmaya yardımcı olduklan düşünülür. Özellikle evrenin kökenini açıklamaya yönelik kozmogonik söylenceler birçok kültürde kralların tahta çıkısı va da dünvanın esenliğiyle ilgili öteki olaylarla bağlantılıdır. Evrenin kökeniyle ilgili anlatılar, insanın ya da toplumsal kurumların kökenini açıklayan söylencelerle yakından ilişkilidir. Bazı söylenceler, yeryüzünü insanların yaşayabileceği bir yer durumuna getiren kültür kahramanları ya da dünyevi varoluştan kurtuluşu olanaklı kılan varlıklar çevresinde döner. Bazı söylenceler de kötülük ve ölümün nasıl ortaya çıktığını ya da temel bilginin nasıl "unutulduğunu" ve "anımsandığını" açıklar.
  Alinti Yaparak Cevapla
CevaplaCevapla


Bu Konudaki Online üyeler: 1 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 1)
 

Mesaj kurallari
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Acik
[IMG] kodlarAcik
HTML kodlari Kapali


Benzer Konular
Konu Konu Baslangic Forum Cevaplar Son Mesaj
Yunan Mitoloji Sözlüğü GeCeLeR Felsefe-Psikoloji 8 12-07-2006 04:24 AM
mitoloji Bostandere Eskiler (Arşiv) 2 03-19-2006 06:38 PM
Mitoloji Sözlüğü Bostandere Eskiler (Arşiv) 9 03-19-2006 06:37 PM

Saat Dururmu GMT +3. Şimdiki Zaman 11:40 PM.

Powered by vBulletin Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.