www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Seçenekleri Görünüm Şekli
Eski 03-08-2006, 02:41 PM   #1
Tathar Elanessé
ÇaKaL Üye
 
Tathar Elanessé 'in Avatari
 
Kayit Tarihi: Sep 2005
Nerden: Lothlorien
Yaş: 42
Mesajlari: 1,424
Teşekkür Etme: 145
Teşekkür Edilme: 408
Teşekkür Aldığı Konusu: 212
Üye No: 602
Rep Power: 1946
Rep Puanı : 29938
Rep Derecesi : Tathar Elanessé has a reputation beyond reputeTathar Elanessé has a reputation beyond reputeTathar Elanessé has a reputation beyond reputeTathar Elanessé has a reputation beyond reputeTathar Elanessé has a reputation beyond reputeTathar Elanessé has a reputation beyond reputeTathar Elanessé has a reputation beyond reputeTathar Elanessé has a reputation beyond reputeTathar Elanessé has a reputation beyond reputeTathar Elanessé has a reputation beyond reputeTathar Elanessé has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Belirlenen “Türkleri diri diri yaktık”

18 Mart’ta Türk tarihinin büyük zaferlerinden birinin, Çanakkale Zaferi’nin 84. yıldönümünü kutluyoruz.
Ancak, Çanakkale Muharebeleri hakkında hâlâ herşeyi bildiğimiz söylenemez. Gün geçtikçe yeni belgeler ve bilinmeyenler de günyüzüne çıkmaya başlıyor. Savaşın acı, insanın vahşi yüzü bu.
Çanakkale Muharebeleri sırasında 1915 Anadolu’sunda her üç evden ortalama bir şehit çıkmıştı. Hepimizin büyükbabası yahut onun akrabası bir şekilde bu savaşta bulunmuştu. Ne var ki, hemen hiçbirimiz o Gelibolu’da onların başından geçen hadiseleri tam anlamıyla bilmiyoruz. Dedelerimiz savaşın, ordunun, stratejinin, taktiklerin vazgeçilmez parçaları olmalarının ötesinde Çanakkale’de bir insan olarak, bizim ailemizin bir ferdi olarak yerlerini almışlardı ama biz onların yaşadıkları sıkıntıları, mahrumiyetleri, mahkumiyetleri, acıları, sevinçleri, beklentileri öğrenemedik. Çoğumuz onların mezarlarını dahi bilmiyoruz. Onlar Meçhul Asker olarak Çanakkale’de dünya durdukça duracaklar.
Çanakkale Muharebeleri 3 Kasım 1914’te İngiliz ve Fransız savaş gemilerinin Ertuğrul, Seddülbahir, Kumkale ve Orhaniye tabyalarımızı bombalamaları ile Osmanlı Devleti’ne resmen savaş ilan edilmeden başladı. İngiltere ve Fransa’nın resmen savaş ilan etmeleri ancak iki gün sonraya, 5 Kasım 1914’e tekabül ediyor. Böylelikle 1.Dünya Savaşı’nın en önemli ve kanlı askeri cephesi açılmış oluyordu.
Neden Çanakkale?

Müttefik Ordular Başkomutanı General Jean Hamilton bu sorunun cevabını hâtırâtında şöyle cevaplıyordu:

“Çağımızın ekonomik zaferinin birinci şartı İstanbul’u Türkler’den almaktır. Her ne pahasına olursa olsun alacağız. Ümit ediyorum ki; geleceğin harp okulu öğrencileri büyük bir imparatorluğu harakiri yapmaya mecbur bırakmak için, neden bu kıraç, beş para etmez kayaların eteklerinde sıkıştığımızı değerlendireceklerdir. Bu kayalıklar Osmanlı Sultanı’nın kara kalbine hançerin saplanacağı en ideal yerdir. Yalnız hançer henüz elini deldi ve yarasından yeni yeni kan akmaya başladı. Her gün ölümden kurtulmak için çırpınıyor. Bir metre ilerleyemesek dahi, Halifenin canı alınıncaya kadar, kanı bu kaba akıtılacaktır.”

Osmanlı Devleti’nin, Almanya’nın yanında 1. Dünya Savaşı’na girmesi İngiltere—Fransa—Rusya’yı zora sokmuştu. Çanakkale’den bir cephe açılması fikrini en çok İngiltere Bahriye Nazırı ve sonra II. Dünya Savaşında Başbakan olan Winston Churchill savunuyordu. Müttefik devletlerin stratejistleri Çanakkale’nin geçilmesi halinde Osmanlı Devleti’nin teslim olacağını hesaplıyorlardı. Osmanlı’nın açtığı cepheleri tasfiye etmek, Süveyş Kanalı ve Hint yolu üzerindeki baskısını kaldırmak, Orta Avrupa’ya ilerleyen Alman—Avusturya ordularını arkadan çevirmek, Balkan devletlerini de kendi saflarına çekmek gibi faydalar da savaştan bekleniyordu.

Gelibolu’dan Rusya’ya

Çanakkale Savaşı’nın en önemli sebeplerinden biri ise, Müttefik Kuvvetlerin Çarlık Rusyasına Bolşevik devrimcilere karşı yardım götürme arzuları olduğu söylenir. Ders kitaplarında belirtilmeyen ancak dikkate alınması gereken bir tez de şöyle: Ruslar’ın Almanlar karşısında geçici olarak başarı gösterip Karpatlar’ı aşarak Macaristan ovalarına inmeleri, İngiltere’yi kuşkulandırmıştı. Ruslar Budapeşte üzerine saldırabilir ve merkezi devletlerle Türkiye’nin bağlantısını keserek İstanbul’un geleceğini belirlemek konusunda kendilerine avantaj sağlayabilirlerdi. Rusya’nın, Almanya ile anlaşarak İstanbul ve Boğazlar’ı ele geçirip savaştan çekilmesi tehlikesi karşısında İngiltere için Çanakkale seferini açmak kaçınılmaz olmuştu.

Rusya, bu sebeple Çanakkale seferini sanılanın aksine kaygı ile karşıladı. Yine aynı sebepten, müttefiklerin Rusya’nın da bir donanma ile İstanbul’u zorlaması teklifini, donanmasının yetersiz olduğunu öne sürerek geri çevirdi. 4 Mart 1915’te müttefiklere bir nota vererek İstanbul ve Boğazlar’ın kendisine bırakılmasını istedi ve bu isteklerini kağıt üzerinde kabul ettirdi.

Ceset tufanı

İngiltere, Kasım 1914’ten 9 Ocak 1916’ya kadar Çanakkale önlerine 50 bini aşkın Avustralyalı, 10 bini Yeni Zelandalı olmak üzere toplam 410 bin asker getirdi. Fransızlar 10 bini Senegalli olmak üzere 79 bin, biz ise istilacılara karşı ondört ay içinde toplam 700 bin askerle karşı koyduk. Yani 1 milyon 200 bin insan Gelibolu yarımadasında ölümüne, göğüs göğüse çarpıştı ve neticesinde istilacılar 213 bin 980 kişi kaybederken bizim şehit sayımız Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüd Başkanlığı’nın resmi kayıtlara dayanarak tesbit ettiği rakama göre 213 bin 882 oldu.

İngilizler, Çanakkale Savaşı öncesinde sömürgelerine haber göndermiş ve yardımcı kuvvetler istemişti. Avustralya bu isteğe olumlu cevap vererek 20 bin Avustralyalı, 8 bin Yeni Zelandalıdan oluşan ilk ANZAK kuvvetini Türkiye’ye doğru Kasım 1914’te yola çıkarmıştı. 1. Anzak Tümeni’ni taşıyan Orvieto gemisinde, savaş muhabiri Charles Bean de vardı.

Savaşta bir gazeteci

Charles Bean, Melbourne limanından demir alınmasından, istilanın sonuna kadar Anzak askerlerinin bütün serüvenini hem onlarla birlikte yaşadı hem de bütün ayrıntıları ile yazdı.

İstila başladığında 34 yaşında tecrübeli bir gazeteci olan Bean kısa sürede askerlerle kaynaştı ve kızıl saçlarından dolayı “havuç kaptan” lakabı ile anıldı. Bean en tehlikeli mevzilere bile girmekten geri durmadı. O yıllarda yeni gelişmekte olan modern savaş muhabirliğinde önemli ve örnek bir kariyer yaptı. Son istila kuvvetlerinin çekildiği tarihi günden ancak bir gün önce Gelibolu’dan ayrılan Bean ülkesine dönerken yanında 125 defter dolusu not ve yüzlerce fotoğraftan oluşan eşsiz belgelere sahipti.

Bean resmi muhabir olmasına rağmen Çanakkale Günlüğü savaşın gayri resmi tarihi idi. Zaten, “Avustralya’nın Resmi Tarihi” adında 6 ciltlik bir eser de yazmıştı. Bu eserini tamamladıktan sonra elindeki notları Avustralya Savaş Tarihi Enstitüsü’ne devretti. Bean, 1968’de hayatını kaybetti. Enstitü de bu notları 1979 yılına kadar halka kapalı tuttu. Bean’ın bu notları üzerinde çalışan araştırmacı Kevin Fewster, Çanakkale Günlüğü’nü 1983 yılında yayınladı. Kitabın çıkması maalesef gereken ilgiyi uyandırmadı. Özellikle Türk kamuoyu 64 sene sansürlü kalmış ve ancak 68 sene sonra yayınlanmış günlükteki bilgileri maalesef atladı.

Bir facianın hikayesi

Çanakkale Savaşı deniz ve kara muharebeleri olmak üzere ikiye ayrılıyor. İngiltere ve Fransa, Boğaz’ı denizden zorlayarak geçeceklerine inanıyorlardı. Bunun için 17 Mart 1915’te Bozcaada’da Akdeniz Orduları Başkomutanı General Hamilton’un da katıldığı son toplantıda Deniz Harekat Planı görüşülmüş ve Boğaz’ın zorlanması planlanmıştı. Bu plan yapılırken müttefik kuvvetler kurmaylarının ellerinde Boğaz’ın mayından temizlendiği raporları vardı. Bunun üzerine 18 Mart 1915 günü İngiliz ve Fransız ortak donanması Çanakkale Boğazı’na hücum etti. O gece Nusret mayın gemisi Karanlık Liman bölgesini mayınlamış olduğundan müttefik donanması mevcudunun yüzde 35’ini kaybederek çekilmek zorunda kaldı. Geriye dönüş manevraları sırasında da o yılların en önemli savaş gemileri olan Bouvet, Ocean, Irrestible, ayrıca 2 muhrip, 7 mayın arama gemisi battı. Goulois ve Inflexible da dahil 7 zırhlı gemi görev yapamaz hale geldi. Bu başarı tarihe Çanakkale Zaferi olarak geçecek, Çanakkale Müstahkem Mevki Kumandanı Cevat Paşa da “18 Mart Kahramanı” olacaktı.

Çanakkale’deki bu hezimetin haberi Londra’ya bomba gibi düştü. Önce ajansların haberleri abarttığını düşünen Londra, daha sonra General De Robeck’in raporu ile hezimetin gerçek olduğunu anladı. Bu hezimetin faturası 17 Mart’ta Boğaz’ın mayından temizlendiğine dair rapor veren subaylara çıkarıldı ve kurşuna dizildiler. Ancak daha sonra verilen raporların doğru olduğu, Türkler’in son dakikada burayı tekrar mayınladığı anlaşılacaktı ve kurşuna dizilen subayların itibarları iade edilecek, ailelerine maaş bağlanacaktı.

18 Mart mağlubiyeti Müttefik Kuvvetlerini, Çanakkale Boğazı’nın karadan yardım ve destek olmaksızın geçilemeyeceği noktasına getirdi. Bunun üzerine bir ayı aşkın bir hazırlık yapıldı. 75 bin kişilik çıkarma kuvveti hazırlandı ve başına General Sir Hamilton getirildi. 25 Nisan günü Gelibolu yarımadasında Arı Burnu ve Seddülbahir’e Anadolu yakasında Kumkale’ye çıkarma yapıldı.

Bean anlatıyor

Bu çıkarmada bulunan tek sivil ve tek gazeteci Avustralyalı Charles Bean idi. Bean, o tarihi günü bakın nasıl anlatıyor:

“25 Nisan Pazar (geceyarısı): Gemiler Limni’den geldi. Güvertede uykulu bir ses esnemelerle kesilen bir şarkı söylüyor... Derken ilk kez 4.38’de, dikkatle kulak verdiğimde, ta uzaklarda bir takırtı duyuyorum; küçük tahta bir kutunun iç kısmına bir kurşun kalemle hafifce vurulurmuşçasına. Bu takırtı sürekli gidip geliyor. Son derece uzaktan ve derinden gelen bir ses ama benim için artık yabancı değil. İlk defa işitmeme rağmen bunun ne sesi olduğundan hiç şüphem yok. Ateşlenen tüfeklerin yankılanan sesi bu; önce birkaç el, sonra daha ağır ve sürekli... İlerdeki tepelerde yoğun çarpışmalar oluyor...

Sandal 50—60 santimetre derinlikte bir suda karaya çekildi. Dışarı fırladık...Limni’de sırt çantalarının ağırlığından yıkılanlar olduğunu gördüğüm için dikkatle çıktım, kumsala dek suları yara yara yürüdüm ve sonunda Türk topraklarına ayak bastım...”

“Türkler’i esir alma, öldür”

Her gün olaylar hakkında küçük notlar alıp akşam kıt ışık altında veya ay ışığında bunları düzenleyen Resmi Savaş Muhabiri Cherles Bean, 29 Nisan 1915 tarihinde ise şu dehşet satırları yazıyordu:

“Her gün kampa Türk esirler getiriliyor. Avustralyalıların esirlere hayli kötü gözle baktıkları kesin... Bu yüzden bizim Avustralyalılar eğer ellerinden geliyorsa, esir almayıp yaralıları öldürme yoluna gidiyorlar.

Hem Yeni Zelandalılar, hem de Avustralyalılar, kimi durumlarda en azından ilk karşılaşmalarda, hele işler kötüye giderken, Türkler’den esir alınmaması yolunda üstlerinden kesin emir aldıklarını söylediler bana. Bunlara inanmıyorum, ama doğru da olabilir.”

Dehşet dolu satırlar...

Bean, günlüğüne 26 Eylül Pazar günü için ise, yaralıları öldürdüklerini içeren şu dehşet dolu notları kaydetmiş:

“Nevinson ile birlikte İmroz adasında Panagia köyüne gittik. W.’nin emir eri X bize yolda son derece şaşırtıcı şeyler anlattı. X, Munster alayındaymış. Bir çok süngü hücumunda bulunduğunu söyledi bana...

“Anlattığına göre 2 Mayıs gecesi Türkler Munster hattını yarmışlar. Hattaki askerlerle subayların pek çoğu bunu bilmiyormuş. Türkler hattı yarıp Munster karargah bölüğünü darmadağın etmişler. Hattaki askerler de arkalarından gelen insan seslerini duyunca kendi adamlarının takviyeye geldiğini sanmışlar. Gene de bu konuda bir tereddüt belirince bir çavuş adamlarından bazılarına birer el ateş etmelerini emretmiş. Ateşin açılmasının hemen ardından “Allah Allah” sesleri yükselmiş dört bir yandan. Ön hattakiler derhal ateş açmışlar ve Türkler’i komuta eden Alman subayla birlikte 15 kişiyi öldürmüş ya da yaralamışlar.

“Ertesi gün o Almanın canını alıverdik’ dedi X. Kulaklarıma inanamadım bir an. Kent bölgesinden gelen tatlı, yumuşak, becerikli bir adamdı bu X. Evet, iyi eğitim görmemişti, cahildi ama yumuşakbaşlı iyi bir adamdı... Bu sözlerin üstüne gerçekten öylesine midem bulandı ki konuşamadım. Yaptığı işin dehşeti hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Hatta bununla övünür gibiydi. Eğer bizim Tommy’lerimizin bir kısmı böyle savaşıyorsa, Tanrı yardımcımız olsun. Evet yaralıları öldürmekle böbürlenen bazı Avustralyalılar da görmedim değil, ama bu savaşın heyecanı içindeydi. Ele geçirdiği yaralı adamı (Alman bile olsa) bir gün sonra soğukkanlılıkla öldürebilecek çok fazla insan olduğunu sanmıyorum.”

...Ve esirleri yaktılar

Resmi Savaş Muhabiri Bean’in günlüğünde insanın tüylerini diken diken eden en önemli ayrıntı ise, maalesef Türk esirleri canlı canlı yaktıklarını itiraf ettiği satırlar. Bean, 8 Ağustos 1915 diye başlayan satırlarına şöyle devam ediyor:

“Bugün Pazar. Bu topraklara ayak basalı 15 hafta oldu... Bugün hayatımda gördüğüm en alçakca davranışlardan birine şahit oldum. Sığınağımın hemen karşısında 100 kadar Türk ile 2 Alman esirin barındığı tutukevinin çevresine benzin döküp tutuşturuldu... Türklere çok yakın gelen dev alevler karşısında zavallı esirler tutukevinin en uç köşesine üşüştüler ama acı akıbetten kurtulamadılar...Bu görüntüyü seyredip gülüşenler arasında İngilizler de Avustralyalılar da vardı. Bu işi yapanların ağzını burnunu dağıtacak onurlu bir kişi yok muydu acaba? Aynı iş dün de yapılmıştı çünkü...

Bu esirlere yapılan muamele insanın yüzünü kızartacak derecede. Oysa bildiğimiz kadarıyla Türkler esir düşen asker ve subaylarımıza olağanüstü iyi davranıyorlar...”

Avustralyalı gazeteci Charles Bean’in Çanakkale Muharebeleri sırasında cephede gazetecilik yapan tek özel muhabir olarak şahit olduğu bu olay yıllarca dünya kamuoyundan saklandı. Bean’in yazdıklarından bu yakma olayının tek olay olmadığı da anlaşılıyor. Çünkü “Aynı iş dün de yapılmıştı” diyor.

Çanakkale Mahşeri

1998 yılının son aylarında piyasaya çıkan ve iki ayda üç baskı yapan Çanakkale Mahşeri isimli belgesel tarihi romanın yazarı Mehmed Niyazi de, Çanakkale Muharebeleri üzerine 6 sene süren araştırmaları sırasında İngilizce ve Almanca kaynaklarda 100 Türk ve 2 Alman’ın yakılması ile ilgili bilgilere rastladığını belirtiyor ve Bean’in güncesini doğruluyor. Mehmed Niyazi, yakılma olayının Yüzbaşı Weistock’un emriyle yapıldığını bildiriyor. Mehmed Niyazi, yakma olayının bir önceki gece gerçekleşen Türk saldırısının bir intikamı olduğunu ve tepelerden saldırıya hazırlanan Türklere bir gözdağı vermek ve morallerini bozmak gayesi ile yapıldığını söylüyor.

Madalyonun öbür yüzü

Bean’in günlüğünde yukardaki dehşetengiz olaylar anlatılırken aşağıdaki insâni davranışlar da kaydediliyor:

“4 Mayıs: Türkler, Kabatepe’de yaralılarımızı teknelerimize yüklememize izin verdiler. Bütün bu tahliye—yükleme sırasında hiç ateş etmediler... Bugün öğleden sonra saat 14.00’te donanmaya ait bir tekne, beyaz bir bayrak çekmiş olarak yaralıları toplamaya geldi. Türkler, teknenin gelip yaralıları almasına, sonra yeniden denize açılmasına izin verdiler...

11 Kasım: Türklerle son zamanlarda epey yoğun haberleşmemiz oldu. Kendilerine gayet iyi bakıldığını belirten bazı esir mektupları ile Kahire’de çekilmiş kanlı—canlı fotoğraflar attık karşı taraf siperlerine... Türkler’den şu cevabı aldık;

‘Sizin sadakanız ile yaşayan domuzdur. Midelerimiz dopdolu. Kollarımızın ucunda ellerimiz, ellerimizde de süngülerimiz var. Eğer söylendiği kadar büyük milletseniz, neden o yüce ilkelere uygun davranmıyor ve neden başka milletleri kendi önderlerine bağlılıktan ayartmaya çalışıyorsunuz?..’

Son derece onurlu bir cevap. Türkleri ayartma yolundaki girişimlerde ipin ucunu kaçırmamız içten bile değildi...

Üç hafta önce Türkler’in üç gün süren bir Bayramı vardı. Bizim siperlere iki paket sigara attılar. Üzerinde bozuk bir Fransızca ile ‘Afiyetle için kahraman düşmanımız’ yazıyordu. Başka paketin üzerinde de ‘Sevgili düşmanımız bize süt gönderin.’ Konserve et gönderdik. Bir taşla sopanın üstüne yazdıkları cevapta ‘Konserve et istemeyiz’ dediler. Bunun üzerine biraz reçel, iyi bisküvi fırlattık. Bütün bunlar saat 08.30 ila 09.15 arasında olup bitti. Sonunda Türkler ‘Tamam’ ‘Fini’ diye bağırdılar. Ertesi gün aynı şeyler tekrarlandı. Üçüncü günün sabahında ‘artık bu işe son verin’ şeklinde bir emir geldi...”

Çanakkale’den gizlice kaçış

Savaş muhabiri Bean gelişleriyle birlikte kaçışlarını da anlatıyor Çanakkale Günlüğü’nde.

“16 Aralık: Anzak Koyu olağanüstü ıssız, kumsal tamamen boş. Evraklarımızı yaktık. Türkleri ilgilendirecek pek az şey kalacak arkada... Askerlerimizin çoğu buradan ayrılacakları için üzgün değil. Yalnızca silah arkadaşlarını burada gömülü bırakacaklarına üzülüyorlar.

17 Aralık: Dün 5. Bölük mühendislerini kazma—kürek ve borularını yakarken gördüm. Kendi elimle imal ettiğim mobilyayı yine kendi elimle yok ettim. Sığınağımdan çıkarken de su geçirmez çarşafıma bir bıçak attım...

23 Aralık: Tüm mevzilerimizi çırılçıplak bir şekilde Türklere bırakmamız bu gece de boş mevzilerde tüm ışıkların yanık bırakılması, hat boyunca Türk tüfeklerinin, sabah bombalayıp ardından da çoktan terkettiğimiz siperlere hücum etmesi ve gece boyunca olup bitenleri gerilim içinde gözleyerek bekleyişimiz...Bütün bunlar hiç de fena bir savaş hikayesi değil aslında...”

Çanakkale Geçilmez

Çanakkale ne denizden ne de karadan geçilebildi. İstilacılar 6 Aralık’ta Anafartalar, Arıburnu ve Seddülbahir cephelerini boşaltarak savaşa son verme kararı aldılar. Boşaltma işlemi yani kaçış ise, Anafartalar ve Arıburnu cephesinden 19—20 Aralık 1915, Seddülbahir cephesinden ise 8—9 Ocak 1916 gecesi oldu.

Çanakkale Muharebelerinin Osmanlı Devleti’nin zaferi ile neticelenmesi Bulgaristan’ı Almanya ve Osmanlı Devleti yanında savaşa girmeye itti. Rusya’nın itilaf devletleri ile ilişki kuramaması dolayısıyla ülkedeki finansal bunalım iç huzursuzluğu artırarak Bolşevik ihtilalinin başarı ile sonuçlanmasına sebep oldu. İtalya, Romanya ve Yunanistan ise, İtilaf devletlerine katıldılar ve I. Dünya Harbi tahminlerin aksine 3 sene daha devam etti.
__________________

Tanıdıktı yalnızlık oysa
Haklısın belki yanımda
Hazırdım bu kez mutluluğa
Nerden çıktı şimdi bu ayrılık

Öyle boş öyle boş ki bu dünya
Güneşim sandım seni oysa
Girdabın içinde yaşarken
Yakamoz yakamoz çakar aklıma

Susadım sana tek bir nefeste
Yaşadım aşkımı bir heveste
Gözümün önünde durma n''olur
Yaşamak öyle zor ki bu bedende

Hadi yoluna eyvallah
Mutlu ol gülüm işallah
Sen geçen günün ardından
Bi başına kalma inşallah
Tathar Elanessé Ofline   Alinti Yaparak Cevapla
Eski 03-08-2006, 04:19 PM   #2
Bostandere
Forum Aşığı
 
Kayit Tarihi: Dec 2005
Mesajlari: 4,764
Teşekkür Etme: 111
Teşekkür Edilme: 1,308
Teşekkür Aldığı Konusu: 803
Üye No: 4863
Rep Power: 2952
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi : Bostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Belirlenen

paylaşım için sağol..........
__________________




Bostandere Ofline   Alinti Yaparak Cevapla
Eski 03-09-2006, 10:23 PM   #3
๏๒รєรรเ๏ภ
Forum Aşığı
 
๏๒รєรรเ๏ภ 'in Avatari
 
Kayit Tarihi: Jan 2006
Yaş: 42
Mesajlari: 4,575
Teşekkür Etme: 337
Teşekkür Edilme: 1,629
Teşekkür Aldığı Konusu: 455
Üye No: 6517
Rep Power: 3173
Rep Puanı : 91747
Rep Derecesi : ๏๒รєรรเ๏ภ has a reputation beyond repute๏๒รєรรเ๏ภ has a reputation beyond repute๏๒รєรรเ๏ภ has a reputation beyond repute๏๒รєรรเ๏ภ has a reputation beyond repute๏๒รєรรเ๏ภ has a reputation beyond repute๏๒รєรรเ๏ภ has a reputation beyond repute๏๒รєรรเ๏ภ has a reputation beyond repute๏๒รєรรเ๏ภ has a reputation beyond repute๏๒รєรรเ๏ภ has a reputation beyond repute๏๒รєรรเ๏ภ has a reputation beyond repute๏๒รєรรเ๏ภ has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Belirlenen

eline sağlık
__________________
SÖMÜRÜCÜ OLMAYALIM BAKTIĞIMIZ KONULARA TEŞEKKÜR ETMEDEN YORUM YAPMADAN GEÇMEYELİM NETİCEDE EMEK SARF EDİLMİŞTİR. EMEĞE SAYGI DUYALIM...

LÜTFEN
๏๒รєรรเ๏ภ Ofline   Alinti Yaparak Cevapla
Eski 03-10-2006, 01:18 AM   #4
CollαтєяαL™
Forum Aşığı
 
CollαтєяαL™ 'in Avatari
 
Kayit Tarihi: Oct 2005
Yaş: 39
Mesajlari: 4,030
Teşekkür Etme: 202
Teşekkür Edilme: 922
Teşekkür Aldığı Konusu: 234
Üye No: 3160
Rep Power: 3195
Rep Puanı : 103395
Rep Derecesi : CollαтєяαL™ has a reputation beyond reputeCollαтєяαL™ has a reputation beyond reputeCollαтєяαL™ has a reputation beyond reputeCollαтєяαL™ has a reputation beyond reputeCollαтєяαL™ has a reputation beyond reputeCollαтєяαL™ has a reputation beyond reputeCollαтєяαL™ has a reputation beyond reputeCollαтєяαL™ has a reputation beyond reputeCollαтєяαL™ has a reputation beyond reputeCollαтєяαL™ has a reputation beyond reputeCollαтєяαL™ has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Belirlenen

sağol kankam
CollαтєяαL™ Ofline   Alinti Yaparak Cevapla
Eski 03-22-2006, 04:02 AM   #5
finsternis
Yeni Üye
 
Kayit Tarihi: Sep 2005
Mesajlari: 4
Teşekkür Etme: 17
Teşekkür Edilme: 0
Teşekkür Aldığı Konusu: 0
Üye No: 901
Rep Power: 0
Rep Puanı : 10
Rep Derecesi : finsternis is on a distinguished road
Cinsiyet :
Belirlenen

Cok Tesekür ederim Kardesim, ellerine saglik
finsternis Ofline   Alinti Yaparak Cevapla
Eski 03-22-2006, 10:08 AM   #6
ulakben
Geçerken Uğradım
 
ulakben 'in Avatari
 
Kayit Tarihi: Dec 2005
Yaş: 45
Mesajlari: 111
Teşekkür Etme: 4
Teşekkür Edilme: 0
Teşekkür Aldığı Konusu: 0
Üye No: 5750
Rep Power: 1365
Rep Puanı : 10
Rep Derecesi : ulakben is on a distinguished road
Cinsiyet :
Belirlenen n

Aydınlattıgın için teşekkürler..
ulakben Ofline   Alinti Yaparak Cevapla
Eski 04-22-2006, 10:44 AM   #7
sparki
Guest
 
Mesajlari: n/a
Üye No:
Cinsiyet :
Belirlenen

ellerin sağlık kardeş. güzel paylaşım.
  Alinti Yaparak Cevapla
Eski 08-08-2006, 07:29 PM   #8
sparki
Forum Müdavimi
 
sparki 'in Avatari
 
Kayit Tarihi: Aug 2006
Nerden: Bursa
Yaş: 41
Mesajlari: 2,284
Teşekkür Etme: 184
Teşekkür Edilme: 378
Teşekkür Aldığı Konusu: 209
Üye No: 16754
Rep Power: 2283
Rep Puanı : 53099
Rep Derecesi : sparki has a reputation beyond reputesparki has a reputation beyond reputesparki has a reputation beyond reputesparki has a reputation beyond reputesparki has a reputation beyond reputesparki has a reputation beyond reputesparki has a reputation beyond reputesparki has a reputation beyond reputesparki has a reputation beyond reputesparki has a reputation beyond reputesparki has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Belirlenen

teşekkürler kanka
__________________
Arkadaşlar LÜTFEN yorum ve teşekkürlerinizi bize çok
:smile: görmeyin :smile:

Saygılar

"sparki"

GS Fan Clup için tıklayın


Cakal.Net Upload Film Arşivi için tıklayın


Hepsini kendimiz yükledik. Linkler silinmeden doya doya indirin...


Şifre sorunlarınız için özel mesaj atabilirsiniz
sparki Ofline   Alinti Yaparak Cevapla
Eski 08-08-2006, 07:33 PM   #9
bluekeys™
Forum Demirbaşı
 
bluekeys™ 'in Avatari
 
Kayit Tarihi: Nov 2005
Nerden: Ç.KALE/BİGA
Yaş: 43
Mesajlari: 5,907
Teşekkür Etme: 594
Teşekkür Edilme: 2,624
Teşekkür Aldığı Konusu: 685
Üye No: 3332
Rep Power: 3858
Rep Puanı : 132808
Rep Derecesi : bluekeys™ has a reputation beyond reputebluekeys™ has a reputation beyond reputebluekeys™ has a reputation beyond reputebluekeys™ has a reputation beyond reputebluekeys™ has a reputation beyond reputebluekeys™ has a reputation beyond reputebluekeys™ has a reputation beyond reputebluekeys™ has a reputation beyond reputebluekeys™ has a reputation beyond reputebluekeys™ has a reputation beyond reputebluekeys™ has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Belirlenen

çok soal kankam
__________________



[sakın] bana bulaşma kalp kırarım bazen]
bluekeys™ Ofline   Alinti Yaparak Cevapla
CevaplaCevapla


Bu Konudaki Online üyeler: 1 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 1)
 

Mesaj kurallari
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Acik
[IMG] kodlarAcik
HTML kodlari Kapali


Benzer Konular
Konu Konu Baslangic Forum Cevaplar Son Mesaj
'Naziler dedemi diri diri yakmıştı' slipknot Eskiler (Arşiv) 0 04-18-2008 05:14 PM
65 milyon yıl önce yaşadığı bilinen bir balık diri diri yakalandı... ¢яєαмιηg Eskiler (Arşiv) 1 10-15-2007 02:26 PM
Diri diri yanarak öldü 06 Ağustos 2007 Seager Eskiler (Arşiv) 0 08-06-2007 09:13 PM
Diri diri yanarak can verdi 12 Temmuz 2007 вσυя∂¢αη Eskiler (Arşiv) 1 07-12-2007 07:00 PM
07/07/07 - İki günlük bebeği diri diri gömdüler Nǿ ŦΞДЯ™ Eskiler (Arşiv) 0 07-07-2007 10:31 AM

Saat Dururmu GMT +3. Şimdiki Zaman 09:41 AM.

Powered by vBulletin Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.