TυяKѕ™
03-08-2008, 11:05 AM
Baykal: Silahlı Kuvvetler saygı gösterecek
Genelkurmay’la söz düellosunu sertleştiren Baykal, iddialarını tekrarlayıp “Kimse bana konuşma diyemez” dedi ve ekledi: Askere düşmanlığımız yok ama demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanırız. Silahlı Kuvvetler iktidara ve muhalefete saygı gösterecek!NTV-MSNBC
Güncelleme: 21:21 TSİ 07 Mart 2008 Cuma
ANKARA - Gazeteciler Fikret Bila ve Murat Yetkin’in sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Kuzey Irak’a kara harekatının bitişi üzerine, Genelkurmay’la başladığı ve MHP’nin de katıldığı söz düellosunu, sert ifadelerle sürdürdü. Genelkurmay açıklamasında, kabul edilemeyecek hakaretler olduğunu söyleyen Baykal, “Askere küskünlüğümüz, düşmanlığımız yok, ama demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanırız. Partimiz niye kapatıldı, Zincirbozan’a niye sürüldük” çıkışı yaptı; partisinin Genelkurmay’la ilişkisinin 1970’lerde Ecevit döneminde yaşanan sert tartışmalardan bu yana “normal” olduğunu savundu. Baykal, “Silahlı Kuvvetler halkın oyuyla işbaşına gelmiş iktidarlara, muhalefete saygı gösterecek” diye ekledi.Baykal, özetle şunları söyledi:
KİMSE BİZE “KONUŞMAYIN” DİYEMEZ
“Demokratik bir toplumda siyasi partiler, her sorunu sorumluluk duyguları içinde halkın önünde şeffaf bir biçimde konuşurlar, tartışırlar. Biz de Türkiye’nin askeri operasyonunun siyasi ve diplomatik boyutlarını çok doğal bir biçimde değerlendiriyoruz. Bundan kimsenin tedirginlik duyması için neden yok. Bu, bizim demokratik görevimizdir. ‘Konuşmayın...’ Kimsenin bize bunu söylemeye hakkı yok. Elbette konuşacağız, irdeleyeceğiz.
BU MANZARA KARŞISINDA BİZ SUSAR MIYIZ?
Bu, anamuhalefet partisinin konuşacağı bir mesele değil mi? Bu tablo karşısında Cumhurbaşkanı, Başbakan susuyor. Harekatın 3. gününde ABD Savunma Bakanı ‘çıkın dışarı’ diyor. Türkiye’de kimsenin sesi çıkmıyor. Biz kaygıyla durumu izlerken 8. gününde operasyon bitiyor. Bu manzara karşısında biz susar mıyız?
CHP’NİN GENELKURMAY’LA İLİŞKİSİ
CHP’nin Silahlı Kuvvetler ile ilişkisi konusunda çok spekülasyonlar yapılır. Çok klişe düşünceler, peşin fikirler vardır. Gerçeğin ne olduğu dikkatli bakıldığında görülür. CHP’nin devletin partisi olduğu ve tek parti döneminden itibaren beli bir uygulamanın içinde yer aldığı doğrudur. Ama şunu kimsenin unutmaması gerekir ki, CHP özellikle 1970’li yıllarda Ecevit’in önderliğinde çok köklü bir iç tartışma yaşamıştır. Bu tartışma sonucunda, artık CHP, Silahlı Kuvvetler ile ilişkisini normal, demokratik toplumlarda olması gereken bir ilişkiye çekme kararı almıştır. Bu tavır, 12 Mart muhtırası sırasında net bir şekilde ortaya çıkmıştır, CHP, muhtıra karşısında net bir tavır takınmıştır. Ecevit’in önderliğinde hepimiz onunla yan yana bu tavrı sürdürdük. Hiçbir zaman siyaset yaptığım dönemde ne ben, ne CHP Silahlı Kuvvetler ile hiçbir özel ittifak içinde iktidar arayışına girmişizdir.
DÜŞMANLIĞIMIZ YOK AMA HAKKIMIZI KULLANIRIZ
Biz demokrasiye inanıyoruz, demokrasi işlesin istiyoruz. Ama demokrasi cumhuriyetle birlikte işlesin, cumhuriyeti sarsmadan, bozmadan işlesin istiyoruz. Biz askere tepkili, kızgın, düşmanca duygular besleyen bir siyasi parti değiliz. Askerli bir hesaplaşmamız, rövanşımız, kavgamız yok. Silahlı Kuvvetleri önemli sayıyoruz, değer veriyoruz. Düşmanlığımız, kavgamız yok ama kendi demokratik haklarımızı kullanırız. Partimiz niçin kapatıldı, niçin Zincirbozanlara sürüldük? Geldiğimiz noktada, herkes zannediyor ki, böyle bir beraberlik içinde yürünüyor, idi. Böyle bir şey yok. Biz işimizi yapıyoruz, onlar işini yapıyor. Herkes kendi işini yapacak, herkes birbirine saygı gösterecek. Biz Silahlı Kuvvetlere saygı göstereceğiz, Silahlı Kuvvetler halkın oyuyla işbaşına gelmiş iktidarlara, muhalefete saygı gösterecek.
KABUL EDİLEMEZ HAKARET VE SUÇLAMALAR
(Genelkurmay Başkanlığınca yapılan son açıklamayı, sayın Büyükanıt’ın duygusallığına mı bağladınız, yoksa muhalefetle daha köklü bir tartışmanın işaretleri mi var, sorusu üzerine) Bilemiyorum, önümüzdeki dönemde göreceğiz. Bizim karşımıza çıkan tabloya tepki gösterdiğimiz açık. Yapılmış olan açıklama hiçbir ayrım yapmadan, hiçbir şekilde kabul edilemez nitelemeler ve hakaretler içermektedir. Bir ağır suçlama söz konusudur. Neye karşı? Bizim yaptığımız bazı değerlendirmelere karşı. Ne yapmışız? ‘Operasyon kısa kesildi, Amerika elimizi tuttu’ demişiz, bu benim kanaatim. ‘Hayır, tutmadı’...
BEN SENİNLE KONUŞMUYORUM
(ABD Savunma Bakanı Gates’in açıklamalarının yer aldığı haber metinlerini göstererek) Bu ne kardeşim, bu ne? Burada söylüyor adam, ‘kesin’ diyor. ‘Biz ondan dolayı kesmedik, kendimiz kestik...’ Canım, o ayrı, senin meselen... Ben seninle konuşmuyorum, seninle tartışmıyorum. Benim muhatabım Başbakan. Ben hükümete söylüyorum. Bunu biz Meclis’e taşıyacağız, Meclis’te Başbakanla konuşacağız. Muhatabı Başbakan, kimsenin araya girmek için özel bir çaba sergilemesine gerek yok. Bizim kastımız, amacımız hükümetin dışında bir merci hedef almak değil. Biz önümüze gelen metne cevap vermek zorunda kaldık. Bu nitelemeler hiçbir şekilde mazur görülmez, kabul edilemez. Bizim yaptığımız nitelemeler de hiçbir şekilde hükümet dışında bir makama merciye yönelik bir saldırı niteliğinde değil. Böyle bir şey düşünebilir mi, niye yapalım?”
ABD’YLE TAM BİR UYUM İÇİNDE GİDİYORLAR
ABD’li üst düzey askeri yetkililerin “PKK’yla müzakere” açıklamalarının ABD Savunma Bakanlığı ve Beyaz Saray tarafından yalanlandığını, ancak aslında bunun “tam bir uyum” olduğunu söyleyen Baykal, şöyle devam etti:
“Onlar ne yaptığını biliyorlar. Aynı hedefe değişik yaklaşımla gidiyorlar. Mesele Türkiye gündemine müzakere konusunu taşımaktır. Konu akla yatırılacak, gündeme getirilecek, önümüze konulacak” dedi. Baykal, “Siz tasavvur edebiliyor musunuz, ABD’nin üst düzeylerdeki oramirali, korgenerali ‘Türkiye PKK ile konuşmalıdır’ diyecek ve bu ABD genel siyaset konseptinin bir parçası olmayacak. Eğer böyle bakıyorsak; hiç kavramamışız, şaşkınca olayı izliyoruz demektir. Bu büyük bir senaryo, tezgahın parçası. Bizim askeri harekat bunun bir parçası olarak öngörülmüştür.”
ABD’nin ne yaptığını iyi bildiğinin altını çizen Baykal, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani’nin Türkiye ziyaretinin de Irak’a kara harekatıyla eşzamanlı başladığını hatırlattı. Bunun, “Bizi başkaları mı yönetiyor?” diye alınganlık yapan çevrelerin gözden kaçırmaması gereken bir tablo olduğunu söyleyen Deniz Baykal, Türkiye’nin rotasını kaybetmiş bir manzara içinde olduğunu ve birileri tarafından yönlendirildiği kaydetti.
Baykal, ABD’nin Türkiye’nin Kuzey Irak’a yönelik kara harekatını da şöyle bir mantıkla görebileceğini söyledi: “Biraz izin veririz, giderler. Irak’ta boşalırlar, intikamlarını alırlar, hesaplaşma görürler, tatmin olurlar. Ama işi kökten bitirmelerine sakın müsaade etmeyin. PKK’yı Kuzey Irak’ta tümüyle etkisiz kılacak noktaya getirmelerine izin vermeyin.”
Baykal, ABD’den Türkiye’ye yapılan üst düzey ziyaretlerde de nabız yoklandığını kaydetti ve Washington’a “Türkler PKK ile görüşmeyi düşünmüyorlar. Bu aşamada hazır değiller. Kendi kamuoylarına anlatabilmek için zamana ihtiyaçları var” mesajı verildiğini ileri sürdü.
Genelkurmay’la söz düellosunu sertleştiren Baykal, iddialarını tekrarlayıp “Kimse bana konuşma diyemez” dedi ve ekledi: Askere düşmanlığımız yok ama demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanırız. Silahlı Kuvvetler iktidara ve muhalefete saygı gösterecek!NTV-MSNBC
Güncelleme: 21:21 TSİ 07 Mart 2008 Cuma
ANKARA - Gazeteciler Fikret Bila ve Murat Yetkin’in sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Kuzey Irak’a kara harekatının bitişi üzerine, Genelkurmay’la başladığı ve MHP’nin de katıldığı söz düellosunu, sert ifadelerle sürdürdü. Genelkurmay açıklamasında, kabul edilemeyecek hakaretler olduğunu söyleyen Baykal, “Askere küskünlüğümüz, düşmanlığımız yok, ama demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanırız. Partimiz niye kapatıldı, Zincirbozan’a niye sürüldük” çıkışı yaptı; partisinin Genelkurmay’la ilişkisinin 1970’lerde Ecevit döneminde yaşanan sert tartışmalardan bu yana “normal” olduğunu savundu. Baykal, “Silahlı Kuvvetler halkın oyuyla işbaşına gelmiş iktidarlara, muhalefete saygı gösterecek” diye ekledi.Baykal, özetle şunları söyledi:
KİMSE BİZE “KONUŞMAYIN” DİYEMEZ
“Demokratik bir toplumda siyasi partiler, her sorunu sorumluluk duyguları içinde halkın önünde şeffaf bir biçimde konuşurlar, tartışırlar. Biz de Türkiye’nin askeri operasyonunun siyasi ve diplomatik boyutlarını çok doğal bir biçimde değerlendiriyoruz. Bundan kimsenin tedirginlik duyması için neden yok. Bu, bizim demokratik görevimizdir. ‘Konuşmayın...’ Kimsenin bize bunu söylemeye hakkı yok. Elbette konuşacağız, irdeleyeceğiz.
BU MANZARA KARŞISINDA BİZ SUSAR MIYIZ?
Bu, anamuhalefet partisinin konuşacağı bir mesele değil mi? Bu tablo karşısında Cumhurbaşkanı, Başbakan susuyor. Harekatın 3. gününde ABD Savunma Bakanı ‘çıkın dışarı’ diyor. Türkiye’de kimsenin sesi çıkmıyor. Biz kaygıyla durumu izlerken 8. gününde operasyon bitiyor. Bu manzara karşısında biz susar mıyız?
CHP’NİN GENELKURMAY’LA İLİŞKİSİ
CHP’nin Silahlı Kuvvetler ile ilişkisi konusunda çok spekülasyonlar yapılır. Çok klişe düşünceler, peşin fikirler vardır. Gerçeğin ne olduğu dikkatli bakıldığında görülür. CHP’nin devletin partisi olduğu ve tek parti döneminden itibaren beli bir uygulamanın içinde yer aldığı doğrudur. Ama şunu kimsenin unutmaması gerekir ki, CHP özellikle 1970’li yıllarda Ecevit’in önderliğinde çok köklü bir iç tartışma yaşamıştır. Bu tartışma sonucunda, artık CHP, Silahlı Kuvvetler ile ilişkisini normal, demokratik toplumlarda olması gereken bir ilişkiye çekme kararı almıştır. Bu tavır, 12 Mart muhtırası sırasında net bir şekilde ortaya çıkmıştır, CHP, muhtıra karşısında net bir tavır takınmıştır. Ecevit’in önderliğinde hepimiz onunla yan yana bu tavrı sürdürdük. Hiçbir zaman siyaset yaptığım dönemde ne ben, ne CHP Silahlı Kuvvetler ile hiçbir özel ittifak içinde iktidar arayışına girmişizdir.
DÜŞMANLIĞIMIZ YOK AMA HAKKIMIZI KULLANIRIZ
Biz demokrasiye inanıyoruz, demokrasi işlesin istiyoruz. Ama demokrasi cumhuriyetle birlikte işlesin, cumhuriyeti sarsmadan, bozmadan işlesin istiyoruz. Biz askere tepkili, kızgın, düşmanca duygular besleyen bir siyasi parti değiliz. Askerli bir hesaplaşmamız, rövanşımız, kavgamız yok. Silahlı Kuvvetleri önemli sayıyoruz, değer veriyoruz. Düşmanlığımız, kavgamız yok ama kendi demokratik haklarımızı kullanırız. Partimiz niçin kapatıldı, niçin Zincirbozanlara sürüldük? Geldiğimiz noktada, herkes zannediyor ki, böyle bir beraberlik içinde yürünüyor, idi. Böyle bir şey yok. Biz işimizi yapıyoruz, onlar işini yapıyor. Herkes kendi işini yapacak, herkes birbirine saygı gösterecek. Biz Silahlı Kuvvetlere saygı göstereceğiz, Silahlı Kuvvetler halkın oyuyla işbaşına gelmiş iktidarlara, muhalefete saygı gösterecek.
KABUL EDİLEMEZ HAKARET VE SUÇLAMALAR
(Genelkurmay Başkanlığınca yapılan son açıklamayı, sayın Büyükanıt’ın duygusallığına mı bağladınız, yoksa muhalefetle daha köklü bir tartışmanın işaretleri mi var, sorusu üzerine) Bilemiyorum, önümüzdeki dönemde göreceğiz. Bizim karşımıza çıkan tabloya tepki gösterdiğimiz açık. Yapılmış olan açıklama hiçbir ayrım yapmadan, hiçbir şekilde kabul edilemez nitelemeler ve hakaretler içermektedir. Bir ağır suçlama söz konusudur. Neye karşı? Bizim yaptığımız bazı değerlendirmelere karşı. Ne yapmışız? ‘Operasyon kısa kesildi, Amerika elimizi tuttu’ demişiz, bu benim kanaatim. ‘Hayır, tutmadı’...
BEN SENİNLE KONUŞMUYORUM
(ABD Savunma Bakanı Gates’in açıklamalarının yer aldığı haber metinlerini göstererek) Bu ne kardeşim, bu ne? Burada söylüyor adam, ‘kesin’ diyor. ‘Biz ondan dolayı kesmedik, kendimiz kestik...’ Canım, o ayrı, senin meselen... Ben seninle konuşmuyorum, seninle tartışmıyorum. Benim muhatabım Başbakan. Ben hükümete söylüyorum. Bunu biz Meclis’e taşıyacağız, Meclis’te Başbakanla konuşacağız. Muhatabı Başbakan, kimsenin araya girmek için özel bir çaba sergilemesine gerek yok. Bizim kastımız, amacımız hükümetin dışında bir merci hedef almak değil. Biz önümüze gelen metne cevap vermek zorunda kaldık. Bu nitelemeler hiçbir şekilde mazur görülmez, kabul edilemez. Bizim yaptığımız nitelemeler de hiçbir şekilde hükümet dışında bir makama merciye yönelik bir saldırı niteliğinde değil. Böyle bir şey düşünebilir mi, niye yapalım?”
ABD’YLE TAM BİR UYUM İÇİNDE GİDİYORLAR
ABD’li üst düzey askeri yetkililerin “PKK’yla müzakere” açıklamalarının ABD Savunma Bakanlığı ve Beyaz Saray tarafından yalanlandığını, ancak aslında bunun “tam bir uyum” olduğunu söyleyen Baykal, şöyle devam etti:
“Onlar ne yaptığını biliyorlar. Aynı hedefe değişik yaklaşımla gidiyorlar. Mesele Türkiye gündemine müzakere konusunu taşımaktır. Konu akla yatırılacak, gündeme getirilecek, önümüze konulacak” dedi. Baykal, “Siz tasavvur edebiliyor musunuz, ABD’nin üst düzeylerdeki oramirali, korgenerali ‘Türkiye PKK ile konuşmalıdır’ diyecek ve bu ABD genel siyaset konseptinin bir parçası olmayacak. Eğer böyle bakıyorsak; hiç kavramamışız, şaşkınca olayı izliyoruz demektir. Bu büyük bir senaryo, tezgahın parçası. Bizim askeri harekat bunun bir parçası olarak öngörülmüştür.”
ABD’nin ne yaptığını iyi bildiğinin altını çizen Baykal, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani’nin Türkiye ziyaretinin de Irak’a kara harekatıyla eşzamanlı başladığını hatırlattı. Bunun, “Bizi başkaları mı yönetiyor?” diye alınganlık yapan çevrelerin gözden kaçırmaması gereken bir tablo olduğunu söyleyen Deniz Baykal, Türkiye’nin rotasını kaybetmiş bir manzara içinde olduğunu ve birileri tarafından yönlendirildiği kaydetti.
Baykal, ABD’nin Türkiye’nin Kuzey Irak’a yönelik kara harekatını da şöyle bir mantıkla görebileceğini söyledi: “Biraz izin veririz, giderler. Irak’ta boşalırlar, intikamlarını alırlar, hesaplaşma görürler, tatmin olurlar. Ama işi kökten bitirmelerine sakın müsaade etmeyin. PKK’yı Kuzey Irak’ta tümüyle etkisiz kılacak noktaya getirmelerine izin vermeyin.”
Baykal, ABD’den Türkiye’ye yapılan üst düzey ziyaretlerde de nabız yoklandığını kaydetti ve Washington’a “Türkler PKK ile görüşmeyi düşünmüyorlar. Bu aşamada hazır değiller. Kendi kamuoylarına anlatabilmek için zamana ihtiyaçları var” mesajı verildiğini ileri sürdü.