Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Darwin teorisine dini yöndem en güzel cevap


ÇaKıR-
03-23-2008, 02:40 AM
Meraba arkadaşlar ;
hocamıza Darwin hakkında sorular sorunca hocamız bize bu hikayeyi anlattı
gerçekten tüylerim diken diken oldu ve hocamız Darwin'in bu saçma düşüncesine karşı dini olarak bizi çok güzel bi şekilde bilgilendirdi ben de sizlerle paylaşmak istedim özellikle son bölümünü okumanızı tavsiye ediyorum.
CUMARTESİ GÜNÜ ve YAHUDİLERİN SURETLERİNİN MAYMUNA ÇEVRİLMESİ
“Yemin olsun ki, siz, içinizden cumartesi günü hakkında ileri gidenleri (haddi aşanları) bilirsiniz. Biz de onlara; “Aşağılık maymunlar olun!” dedik. Bu cezayı onlarla beraber bulunanlara, onlardan sonra gelenlere bir ibret ve takva sahiplerine bir nasihat olmak üzere verdik.” (Bakara Süresi, 65 – 66. ayetler)
Bu konudaki kıssa şöyledir:
İsrail oğulları Davud (a.s.) zamanında Kızıldeniz sahilinde, Şam ve Medine arasında bulunan “Eyle” denilen yerde yaşamaktaydılar. Allah, onlara cumartesi günü balık avlamayı haram kılmıştı. Bu sebeple cumartesi günü olunca (sanki) denizdeki bütün balıklar buraya toplanırlardı. Bu, ya o kavmi imtihan için veya karnında Yunus (a.s.)’ı taşıyan balığı ziyaret içindi. Her cumartesi günü onu ziyaret için toplanıp hortumlarını sudan çıkardıklarında, onların çokluğundan denizin suyu görülmezdi. (Suyun üzeri tamamen balıklarla kaplanırdı.) cumartesi günü geçince, dağılıp, denizin derinliklerine dalarlar onlardan eser kalmazdı.
Sonra şeytan, İsrail oğullarına vesvese verip; “cumartesi günü bunları tutmak size yasaklandı. (Hâlbuki kendiliğinden ayağınıza gelen bu balıkları kolaylıkla yakalayabilirsiniz. Bu size haksızlık değil mi?” gibi sözler söyledi.
Nihayet köy halkından bir kısmı bu yasağı bozmaya niyetlenip, denizin etrafına havuzlar kazdılar. Ve denizden havuzlara kanallar açtılar. Cumartesi gecesi bu kanalları açarlar, dalga önüne kattığı balıkları havuzlara doldururdu. Havuzlar derin olup suyu da az olduğundan balıklar oradan çıkamıyorlardı. Pazar günü olduğunda o balıkları avlayıp, tutup yiyorlar veya tuzlayıp satıyorlardı. Böylece malları çoğal(ıp zengin ol)dular.

Bu işi kırk veya yetmiş sene kadar yapmaya devam ettiler. Ama üzerlerine bir azap inmemişti. Hâlbuki onlar, azaptan korkuyorlardı. Azaba uğramayınca birbirlerini müjdeleyip, bu günaha karşı cür’etlendiler. Ve birbirlerine “cumartesi gününü haram görmüyoruz. O, bize helal kılındı” dediler. Sonra çocukları da babalarının adetlerini devam ettirdi.
Eğer onlar, bu işi bir – iki defa yapıp terk etselerdi onlara bir zararı olmazdı. Bunu yapmayı adet edinince köy halkı – ki yaklaşık yetmiş bin kişi idiler- üç sınıfa ayrıldı. Bir sınıfı; hem yasağa uydu hem de uymayanları engellemeye çalıştı. İkinci sınıf; yasağa uydu ama uymayanları engellemedi. Üçüncü sınıf ise bu yasağa uymayıp bu haramlığı bozdu.
Yasaklayıp engel olmaya çalışanlar – ki on iki bin kişi kadardı – şöyle diyorlardı: “Ey kavmim! Rabbinize isyan ediyorsunuz, Peygamberinizin sünnetine muhalefet ediyorsunuz! Başınıza bir bela gelmeden bu işten vazgeçin!”
Ama kavmi, bu öğütleri dinlemediler ve onların nasihatlerini kabul etmeye yanaşmadılar. Allah da onlara mesh (suretlerini değiştirme) cezası ile azap etti.

Şöyle ki; Mücrimler, nasihatleri kabul etmeye yanaşmayınca engel olmak isteyenler: “Vallahi sizinle aynı köyde oturmayız!” diyerek bir duvarla köyü ikiye böldüler. Davud (a.s.) da haddi aşanlara lanet etti ve günahta ısrar ettikleri için Allah onlara gazab etti ve geceleyin mesh edildiler.
Engel olmak isteyenler sabah olup köyün kapılarına geldiklerinde kapıları kapalı buldular. İçerden bir ses gelmediği gibi bacalardan dumanda yükselmiyordu. Duvardan atlayıp içeri girdiklerinde gençlerin maymun, ihtiyarların domuz suretine dönüştüğünü ve hepsinin kuyrukları olduğunu gördüler. Bu halde bağrışıp duruyorlardı.
Maymuna dönüşenler, insanlardan olan neseplerini, akrabalarını tanıyorlardı. Ama insanlar maymuna dönüşen neseplerini tanıyamıyorlardı. Maymunlar insanlardan olan akrabalarının yanına gidip onların elbiselerini koklayarak ağlaşıyorlardı.
Onlara; “Sizi bundan engellemedik mi?” deyince, onlar, “evet, engellediniz!” manasına başlarıyla işaret ediyorlardı. Bu, onların mesh edildiklerinde akıl ve anlayışlarının kendilerinde kaldığına delildir.
Sonra, maymunların başlangıcı bunlardan değildir. Onlardan önce de maymunlar vardı. Bunlar, amel ve işlerinin çirkinlik ve kötülüğüne ceza olarak çirkin olan maymun suretine çevrilmişler ve üç gün sonra helak olup ölmüşlerdir. (Çocuk yapmamışlar ve) üreyip çoğalmamışlardır. Dünyada olan maymunlar ise onlardan önce de olan maymunların neslidir.