slipknot
03-29-2008, 05:43 PM
Erozyon, taş ocakları ve açık madenlerin orman alanlarını yok ederek, topoğrafyanın bozulmasına neden olduğu bildirildi.
Orman Mühendisleri Odası Doğu Akdeniz Şube Başkanı Selami Tece, dünyadaki besin maddelerinin yüzde 78'ini bitkisel besin maddelerinin oluşturduğunu, bunun üretiminin tek kaynağının da toprak olduğunu söyledi.
Türkiye'de her yıl toprak erozyonu ile kaybedilen toprak miktarının 1,1 ile 1,4 milyar ton arasında olduğunu belirten Tece, bunun 500-550 milyon tonunun tarım topraklarında meydana geldiğini ifade etti.
Tece, erozyonla her yıl Fırat Nehri'nin 108 milyon, Kızılırmak'ın 65 milyon, Yeşilırmak'ın 55 milyon ton toprak taşıdığını, bunun sonucunda da Keban Barajı'nda 32 milyon, Karakaya Barajı'nda da 31 milyon ton toprak biriktiğini bildirdi.
Koruyucu örtüden yoksun toprağın, su ve rüzgar etkisi ile aşınıp taşınmasının “toprak kanseri” olarak tanımlanabileceğini söyleyen Tece, “Bugün Türkiye topraklarının yüzde 86'sı, hafiften şiddetliye doğru erozyon tehdidi altında. Erozyon olayının temelinde insan unsuru ve onun doğaya, özellikle de orman ve meralara karşı olumsuz ve duyarsız davranışları yatmakta. Türkiye, erozyon yönünden adeta bir müze görünümü vermekte” dedi.
TAŞ OCAKLARI VE AÇIK MADENLER
Tece, taş ocakları ve açık madenlerin de diğer unsurlar gibi doğanın tahribatında önemli rol oynadığını ve topoğrafyanın bozulmasına sebep olduğuna dikkati çekti.
Bu tip işletmelerin erozyonu tetikleyen önemli unsur olduğuna işaret eden Tece, şöyle konuştu:
“Peyzaj bozulmasının kaçınılmaz olduğu bu alanlarda tahribat, adeta ay yüzeyini aratmayan coğrafyaların ortaya çıkmasına sebep olmakta. Yer yüzeyinin üzerindeki bitki örtüsünün her ne sebeple olursa olsun ortadan kaldırılması, o bölgedeki ekolojik dengeyi tamamen bozuyor. Bu bozulma, taş ocaklarında ve açık maden işletmelerinde hat safhaya ulaşmakta. Ülkemizde izinle işletilen ve izinleri sona eren taş ocağı ve açık madenlerde, terk edildikten sonra maalesef yeniden ağaçlandırılarak ekosistemin onarılması yoluna gidilmiyor. Bu işletmelere ruhsat verilirken alınan ağaçlandırma bedelleri ve tazminatlar, yeniden ormanlaştırma çalışmalarında kullanılmamakta.”
Tece, gelişmiş ülkelerde ve özellikle Almanya'da buzul çağlarında Alplerden gelen morenlerin üzerindeki ormanların zamanla kesilip altındaki morenlerin taş ocağı işletmesinde kullanılması ve bu işlemlerin bitmesinin ardından, söz konusu sahaların aslına uygun olarak yeniden ağaçlandırıldığını ifade etti.
Bu çalışmaları, araziyi tahrip eden şirketin gerçekleştirdiğini, yöredeki orman idaresinin de kontrolünü yaptığını belirten Tece, Türkiye'de de benzer uygulamanın zorunlu kılınmasını istedi.
Tece, taş ocağı ve açık maden işletmeciliğinin zararlı olmaması veya en az zararla yapılması için şu önerilerde bulundu:
“Arazinin jeolojik ve topoğrafik yapısına uygun çevre düzenlemesi yapılması, kullanılmış alanda tahrip olan bitki örtüsünün daha da zenginleştirilmiş olarak iade edilmesi, açık işletmelere ruhsat verilirken tazminat olarak tahrip edilmiş arazinin tekrar eski haline getirilmesinin sağlanması ve buralarda hobi bahçeleri kurulması, bu faaliyetlere Çevresel Etki Değerlendirmesi raporunun mutlaka istenmesi ve işletme sonunda ne gibi faaliyetlerin yapılacağı ile ilgili yükümlülüklerin belirtilmesi, faaliyetleri yapan işletmelerin tahrip ettikleri saha kadar da özel mülkiyete ait 6'ncı ve 7'nci sınıf arazilerde özel orman kurma zorunluluğu getirilmesi, sorunların bir nebze olsun çözülmesine katkıda bulunacaktır.”
Tece, bir ülkenin doğal kaynaklarının korumasının, sınırlarını ve insanını koruması ile eşdeğer olduğunu kaydetti.
Orman Mühendisleri Odası Doğu Akdeniz Şube Başkanı Selami Tece, dünyadaki besin maddelerinin yüzde 78'ini bitkisel besin maddelerinin oluşturduğunu, bunun üretiminin tek kaynağının da toprak olduğunu söyledi.
Türkiye'de her yıl toprak erozyonu ile kaybedilen toprak miktarının 1,1 ile 1,4 milyar ton arasında olduğunu belirten Tece, bunun 500-550 milyon tonunun tarım topraklarında meydana geldiğini ifade etti.
Tece, erozyonla her yıl Fırat Nehri'nin 108 milyon, Kızılırmak'ın 65 milyon, Yeşilırmak'ın 55 milyon ton toprak taşıdığını, bunun sonucunda da Keban Barajı'nda 32 milyon, Karakaya Barajı'nda da 31 milyon ton toprak biriktiğini bildirdi.
Koruyucu örtüden yoksun toprağın, su ve rüzgar etkisi ile aşınıp taşınmasının “toprak kanseri” olarak tanımlanabileceğini söyleyen Tece, “Bugün Türkiye topraklarının yüzde 86'sı, hafiften şiddetliye doğru erozyon tehdidi altında. Erozyon olayının temelinde insan unsuru ve onun doğaya, özellikle de orman ve meralara karşı olumsuz ve duyarsız davranışları yatmakta. Türkiye, erozyon yönünden adeta bir müze görünümü vermekte” dedi.
TAŞ OCAKLARI VE AÇIK MADENLER
Tece, taş ocakları ve açık madenlerin de diğer unsurlar gibi doğanın tahribatında önemli rol oynadığını ve topoğrafyanın bozulmasına sebep olduğuna dikkati çekti.
Bu tip işletmelerin erozyonu tetikleyen önemli unsur olduğuna işaret eden Tece, şöyle konuştu:
“Peyzaj bozulmasının kaçınılmaz olduğu bu alanlarda tahribat, adeta ay yüzeyini aratmayan coğrafyaların ortaya çıkmasına sebep olmakta. Yer yüzeyinin üzerindeki bitki örtüsünün her ne sebeple olursa olsun ortadan kaldırılması, o bölgedeki ekolojik dengeyi tamamen bozuyor. Bu bozulma, taş ocaklarında ve açık maden işletmelerinde hat safhaya ulaşmakta. Ülkemizde izinle işletilen ve izinleri sona eren taş ocağı ve açık madenlerde, terk edildikten sonra maalesef yeniden ağaçlandırılarak ekosistemin onarılması yoluna gidilmiyor. Bu işletmelere ruhsat verilirken alınan ağaçlandırma bedelleri ve tazminatlar, yeniden ormanlaştırma çalışmalarında kullanılmamakta.”
Tece, gelişmiş ülkelerde ve özellikle Almanya'da buzul çağlarında Alplerden gelen morenlerin üzerindeki ormanların zamanla kesilip altındaki morenlerin taş ocağı işletmesinde kullanılması ve bu işlemlerin bitmesinin ardından, söz konusu sahaların aslına uygun olarak yeniden ağaçlandırıldığını ifade etti.
Bu çalışmaları, araziyi tahrip eden şirketin gerçekleştirdiğini, yöredeki orman idaresinin de kontrolünü yaptığını belirten Tece, Türkiye'de de benzer uygulamanın zorunlu kılınmasını istedi.
Tece, taş ocağı ve açık maden işletmeciliğinin zararlı olmaması veya en az zararla yapılması için şu önerilerde bulundu:
“Arazinin jeolojik ve topoğrafik yapısına uygun çevre düzenlemesi yapılması, kullanılmış alanda tahrip olan bitki örtüsünün daha da zenginleştirilmiş olarak iade edilmesi, açık işletmelere ruhsat verilirken tazminat olarak tahrip edilmiş arazinin tekrar eski haline getirilmesinin sağlanması ve buralarda hobi bahçeleri kurulması, bu faaliyetlere Çevresel Etki Değerlendirmesi raporunun mutlaka istenmesi ve işletme sonunda ne gibi faaliyetlerin yapılacağı ile ilgili yükümlülüklerin belirtilmesi, faaliyetleri yapan işletmelerin tahrip ettikleri saha kadar da özel mülkiyete ait 6'ncı ve 7'nci sınıf arazilerde özel orman kurma zorunluluğu getirilmesi, sorunların bir nebze olsun çözülmesine katkıda bulunacaktır.”
Tece, bir ülkenin doğal kaynaklarının korumasının, sınırlarını ve insanını koruması ile eşdeğer olduğunu kaydetti.