PDA

Tam Sürümü Görüntüle : Gidiyordun...


Sayfa : 1 2 [3] 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:05 AM
Yıllardır yüzüne hasretim
İçimdeki amansız özlemin
Yüreğimde bitmez felaketin
Ölüm sen yoksan tek selametim

Bıraktın beni bir başıma
Neden söylemedin yalvarsamda
Enkazını dağınık bıraksanda
İstersen beklerim iki yıl daha

Dualarımda yalvarışım oldun
Gönlüme adeta yasak koydun
Senden başkası haram olsun
Seni benim yerime saran eller kahrolsun

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:05 AM
Bir aşk ki yaşanan
Duygular çarpık;
Sevgi yapmacık
Aşk yok...
Umutlar duyarsız
Duygular çarpık

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:05 AM
Ruyalarıma giriyorsan
Hayalımde yaşıyorsan
Gerçeklerden kaçıyorsan
Bunda benim suçum ne?
Baktığım her yerdeysen
Duyduğum her sesteysen
Ben sevip sen aşıksan
Bunda benim suçum ne?

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:05 AM
ben bir çiftçi doğmuşum bir dönümlük ömrüme, ne ekersem onu
biçiyorumve ardıma baktığımda; bir taraf çiçekli diğer tarafsa çöl.
umudumu yitirmeden hayata evimin penceresinden bakma gafletindeyim.
ömrümün yarısını ben böyle yedim, kalanını da yer hayallerim.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:05 AM
şimdi benim yeni fobim Sevip sevilmek. Ne senle oluyo nede sensiz Ama
ben alıştım çaresiz Sevemem artık Sevgiyi yüreğimde öldürdüm..!!
Üzgünüm gülüm..

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:05 AM
Varlığınla yokluğun arasında kalmayacağım artık, sadece olmayacaksın.
Sensiz kalma ihtimali olmayacak aleyhine kurulmuş cümlelerimin
sonunda. Belki birkaç satır arasında unutulacaksın bir müddet sonra.
İçimden olmayacak, boş bir kağıdın gölgesine sığınmayacak sana
sitemlerim. Hani hep kızardın ya “Konuş konuş
konuş” derdin, haykırabilir miyim şimdi korkaklığını.
Bıraktığın bu mavi düşleriyle avunan yalnızlığı, artık
sahiplenilmeyecek olmanın burukluğunu yaşarken, haykırabilir

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:05 AM
BEN SANA MECBURUM!...

Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum, sen yoksun!

Sevmek kimi zaman rezilce korkudur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kı

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:06 AM
En güzel hayallerimdin
Çok şirin bir periydin
Gölümün tek sahibi
Ufuksuz deryalarımdın
Gündüzleri düşlerim
*******imin hayaletiydin
Seni sevmekle yükümlü bir kalbim
Sana adanmış bir ömrüm
Senle dolmuş bir yüreğim vardı
Aklımın odalarının her karesi sen iken
Seni günesim bilmiş sönmez sanmışken hatalarınla mum'a döndün
Bense sadece üfledim ve söndün
Şimdi göz çukurlarımdaki gözyaşlarımla Yarattığım yüreğimdeki denizin
Köhne limanlarında
Dönmeyecek sevgilinin
Yolunu gözler bir çift

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:06 AM
Seni çok,çok seviyorum
Ayrıldım gülemiyorum
Sensizliği çekemiyorum
Bitsin artık bu hasret

Hasret,artık çekilmiyorsun
Hasret,bitip tükenmiyorsun
Hasret,ağlatıp güldürmüyorsun
Hasret,yok olasın hasret

Her gün ağlar gözlerim
Titrek çıkar sözlerim
Uzanmıyorki ellerim
Hasretlik zor sevgilim

Hasret,artık çekilmiyorsun
Hasret.bitip tükenmiyorsun
Hasret,ağlatıp güldürmüyorsun
Hasret,kör olasın hasret

Hasretlik yaktı bizi
Soldurdu güllerimizi
Mahvetti gençliğim

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:06 AM
Hasretçe sevdim seni
Hasretçe kokladım saçlarını
Hasretçe düşündüm seni
Hasretçe sevdim seni;

Adını Hasret koyuyorum her teline dokunuşunu sazının
Adını Hasret koyuyorum her tele vuruşunda bir damla yaş
Adını Hasret koyuyorum her tele dokunuşunda kucaklıyorum
Adını Hasret koyuyorum her tele dokunuşunda seviyorum Hasreti;

Seni Hasret gibi seviyorum
Seni Hasret gibi özlüyorum
Seni Hasret gibi kokluyorum
Seni Hasret gibi kucaklıyorum;

Rüyamda bin yıllık bir Hasret yaşa

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:06 AM
Ruhumda fırtınalar delirmiş eser,
Limana hasret beklerim.
Umutsuzluk daglarca yolumu keser,
Yola hasret beklerim.

Dil söylemek,el yazmak ister,
Kelama hasret beklerim.
Kır zincirleri sevgini göster,
Sevgiye hasret beklerim.

Alıcı kuşları başımda döner,
Dermana hasret beklerim.
Yüregimin feri söndü söner,
Sevgiliye hasret beklerim.

Sisler sarmış dörtbir yanımı,
Rüzgara hasret beklerim.
Yorgun,düne hasret canımı,
Azraile hasret beklerim.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:06 AM
Karanlığı hoş sesin deliyor adeta
Sen damarlarımdaki kan,
Yüreğimdeki deli sevdam
Nefesinle ısıt bedenimi.

Hadi ne duruyorsun
Öpüşünle sar geceyi ki.
Yıldızlar insin göklerden..
Ve yıldırımlar çaksın,
Bulutlar yağsın üzerimize..

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:06 AM
Düzensizlik içinde düzen,
Olanaksızların içinde umut,
Sevgisizlikte aşk,
Karanlıkta ışık,
Ormansız köyde ağaç,
Yokmudur da var.

Savaşan dünyada barış,
Sahipsizlikte ümit,
Her sitemde sevgi,
Yıldızların arasında güneş,
Deniz dibinde balık,
Yokmudur da var.

Solmuş çiçekte bahar,
Açmış yaprakta yeşil,
Kırılmış kalpte sevda,
Kurak çölde serap,
Devenin üstünde hörgüç,
Yokmudur da var.

Açılan kuyuda su,
Arıda bal,
Mısır ekmeğinde mis koku,
Kucak dolusu d

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:06 AM
İnsan neredeyse umut orada
Toprağın karnında bekleyen tohumda umut
Yıkılmış bir şehrin göçüklerinde çocuk sesi
Fabrikada makine şakırtılarında, ekmek davası
Sokaklarda emek kavgası
Yar sevdasında umut
Umut biter mi hiç
Bitmez! Umut nerdeyse insan orada
Nar dalda, güneş dağın ardında
Apaydınlık yüzlerde umut
Hani ışıl ışılken gün hava birden kapatırda
Yağmur yağar aniden damla damla birikir avuçlarında
Güneş gösterir yüzünü, gülümser;
Acelecidir su buhar olup göğe karışm

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:06 AM
bana korkuyu sorma
sana korkusuzluğun izlerini gösteririm
ta çocukluktan kalma
al sorularını git
soru sorma
nefret gelir aklıma
bir vakitler sevdiklerimi yalanlarım,
tün gibi, sevdiklerim gibi
sende ağır ağır iniyorsun yüreğime
elinde deste deste ümit
ümit sonu
acıyı bilir misin?
içten içe öldürdüğüm benim
yaradan bile acımaz yarattığına
yaratıp acımadığı benim...
ümitlerini alda git dostum.
benle bırak beni.
sen gidince, yerine
esmer diye sevdiğim gece kalsın

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:06 AM
bir umut varki yüreğim kıpır kıpır
ayakda duygularım
gözbebeklerimden can taşıyor
ellerim sıcacık, avucum terli
heyecan içindeyim
ha geldi gelecek müjdeli haberim
biliyorum
herşey toz pembe, dünya temiz
herşey gönlümce
olacak
hissediyorum
yakındır aydınlık
şimdi tan vaktidir, bulutlar dağılıyor tek tek
yerini güneşe bırakacaklar
güneş parlamak için sabırsız
ay ise inadına aydınlık bu gece
yakomozlar dans ediyor denizin üstünde
bir de o ay çehren parlıyor

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:06 AM
Umut yağmurlarım yağacak
Gökyüzü masmavi
Benden sana kalan hatıra,
Mel'ul mahzun dizelerim olacak

Varsın yağsın üstüme,
Umut yağmurlarım.
Islansın dizelerim, gözyaşlarım gibi.
Olmasın, kar, boran, tipi.

Yeşersin baharla beraber,
Umut yağmurlarım.
Aşklarım, sevdalarım,
Sızlayan yüreğimde,

Yansın, alev, alev
Aşklar, sevgiler, mutluluklar.
Mutsuzluğa yer yok dünyamda
Nasıl olsa baharla gelen,

Umut yağmurlarım var.
Sevdalar gelmesin yüreğine dar
Ah siz ne

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:07 AM
Bana ait bir tek şey kalmıştı yüreğim
Tamda yaşama
Beyaz bayrak sallamak üzereyken
Çıktın karşıma
Kuramadığım hayallerim geri dönüyordu
Seninle yaşayacağımız
Güzel günlerin temelini atmaya
Yeni dikilen bir fidana verilen can suyu gibi
Hayat verdin bana
Her şey geride kalmıştı
Seviyorduk ikimizde
Bir tek gün bile beraber olmak için
Razıydık ölmeye
Kulağıma dağ esintisi gibi gelen sesinle
Kasırgalar kopuyor
Volkanlar patlıyordu içimde
Senle olmak güzeldi
Mutluydum

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:07 AM
Ana kuzusuydum, beni bulan sen, yakan sen iken,
Sonradan gidiyorum dedin de kal mı dedim ki?
Dalga kıran gibi hayat yollarıma çıkan sen iken,
Durdurdun, yollarıma çıktın da sal mı dedim ki?

Uğruna en güzel yıllarımı harcayıp vermiştim,
Nankörsün gittin gayrı bana el oldun el mi dedim ki?
İçinde sen olan nice hayaller ve düşler kurmuştum,
Sen nazarımda altındın şimdiyse pul oldun, pul mu dedim ki?

Sayende aciz bir kul oldum kenarda köşede,
Çok yalnızım haydi gel beni bul mu

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:07 AM
Hatırlamak istemiyorum,mazim karma karışık
Söndürmeye çalışma bırak zaman söndürsün
Eğer kalbinde varsa sevgimden bir ışık
Sen aşk bahçemde dikenli bir gülsün

Kaderde sensiz yaşamakta varmış
Sanki ömrümden yıllar geçmiş saçlarım ağarmış
Seninle hayat bahardı sensiz dünya hazanmış
Bırak tabiat bu hazanı bahara döndürsün

Hayat mücadeleli bir yaşama yarışıdır
Aşk hayatı,hayat aşkı başlatır
Senin için ömür nedir,işte sevgi budur
Sen sayılı bir zaman değil bütün bir ömürsün

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:07 AM
Umurun da değilmişim
Öyle demişsin arkadaşlarına
Hatta nefret ettiğini söylemişsin
Şimdi gülüyorum sana
Yoksa üzüldüğümü mü sandın hıh
Ben seni, beni sev diye mi sevdim
Gülüyorum sana
Anlamazsın sen aşktan
Ben senin başını öne eğen aile terbiyeni sevdim
Baktığım da utanan
Konuştuğum da susan
Masum çocukluğunu sevdim
Sevme istemem
Ben seni, beni sev diye mi sevdim
Sevdiğin biri varmış
Yeni duydum
O yüzdenmiş nefretin
Bilsem üzermiyim seni
Git mutlu ol sevdiğinl

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:07 AM
Geçmişine
Duymalısın hayranlık
Felsefen
Hep insanlık
Olmalı yurdunda.
Her ırmağın
Bir gerdanlık,
Her dağın
Bir kolye.
Çok çalış, üret!
Sen de bol ye.

Her çifte
Bir yuva
Yuvada
Güzel hava.
Halkın mutluluğu
Olmalı dava.
Felsefen hep insanlık
Tarihine hayranlık
Duymalısın yurdunda.

Çocuklarda,
Gençlerde
Olmasın kaygı
Herkese sevgi
Ve saygı
Dolmalı yurdunda.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:07 AM
pantolonunun paçaları kısacık kalmış kocaman çocuk
yoksa senden habersizmi uzadı boyun

saçın başın darmadağınık kocaman çocuk
yoksa rüzgarmı tarasın diye bekledin

kalemin,defterlerin, kitapların nerde kocaman çocuk
yoksa onlarla vergisinimi ödedin cehaletin

boyacı sandığın boyundan büyük kocaman çocuk
yoksa sanamı kaldı aslanın midesinden ekmeği almak

yanıbaşındaki parkta oynar denklerin kocaman çocuk
yoksa unuttunmu fırçanın kılında boyanın karasındamı kaldı salıncağın

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:07 AM
Bir çocuk deyip geçme,
Ne fırtınalar yaşar içinde,
Harçlığı yoktur belki cebinde,
Bir şeker, bir çikolata, belki bir tas çorba,
Tüter gözünde;
Kim bilir ne körpe hayalleri,
Yaşar içinde ne ruh halleri,
Küçücük üşüyen kimsesiz elleri,
Sıcak bir yuva belki tek kederi,
Sıradan, küçük, büyük,
Omzunda, paylaşamadığı nice yük,
Bir kundura ister kimi,
Cilalı olsun ve de yepyeni,
Kimisi feleğin yer silesini,
Atmak ister koltuk değneğini,
Kimi yoktan, kimi vardan,
Kimi küç

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:07 AM
Uzun ayrılıklardan sonra bir gece sen
Sen ki sevgi dolu yüreğinle işte orda
Beni öpercesine bakan bakışlarınla
Tekrar sevgiye koşarcasına
Heyecanlı ve ürkek halinle gene sen
Karşımda duran sen, tüm beni özlemişliğinle
Tekrar benim gönlüme ulaşmak istercesine
Bana geldiğin işte o gece
Herşeyi belkide, ilk günki sevgimiz gibi düşünürken
Oysa sen uzun ayrılıklar içerisinde
Bensiz yaşadığın diğer sevgi ve paylaşımlarınla
Yok ettiğin sevgiliye koşuyorsun
Neden ki sevgili, bana

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:08 AM
Kalemim yine sayfamın şafaklarında
Kelimeler yine aklımı zorlar
Duygularım mantığımı şah mat etti
Ve ben tekrar yazıyorum
Dilimdeki tüylerin hepsini yoldum
Ayrılıkdamarlarımda kan bitmiş
Ve ben öyle bencilimki
Sencil duygularıma yenik düştüm
Arenamda kör savaşçıydım
Yüreğimdeki sevda duygularına savaş açan
Kaybedeceğini bile bile
Basladığı savaşın yenilgiisiyle Durulan mantığım
Bir köşeye çekilmiş ağlayan umudum
Ve yıkılmış kalelerimle malubiyeti kabullenmiş ben
Her gece buluştuğum

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:08 AM
Sevda denizimiz buluşacak bir gün..
Biz yitirdiğimiz sevdamıza kavuşacağız işte o gün
Zamansızlığımızda bize uzanan bu ellerden
Korkup kaçmak yerine
Birlikte elele özgürce koşabileceğiz belkide
Çabuk aşkımızı tüketmek için bir gün
Mutlaka karşılaşacağız sevda denizinde
Birlikte yüzerken aynı nefesi alacağız
Gözlerimizi buluştururken ay ışığındaki romantik havada
Tutku olan kokumuzu sarmalayacağız sarılarak
Yüzümüz dönükken güneşin batışına

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:08 AM
Ölüm aklımda tek çare
Bu işlevsiz bedende
Ne işe yarar yüreğim var
Nede bana destek bi aklım
Kendimi kaybettim
Beyhude boşluklarda ararım.
Biliyorsan ne olur söyle arkadaşım
Ben bilemedim kendim
Ne işe yarar bu yüreğim.
Söyle ki arkadaşım
Ölümü kafamdan atayım
Yine kaybettim kendimi
Sayfamın şakaklarındayım.
Canımı aldım yanıma
Uçurumun kenarındayım
Boynumda halatım 23 boğum
Gözlerim dolu boğuluyorum arkadaşım
Ne olur yardım et.
Sarıldım kendime titrek ellerimle
Ölümün soğuklu

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:08 AM
Emeksiz sevgi
Temelsiz eve benzer
Dışı parıldar
Belki de mermerlidir
Pembe güller sarkıyordur yanaklarından.
Ve güneşle terliyordur gözleri.
Emeksiz sevgi temelsiz eve benzer.
Mermerleri parçalanır.
Güller saman rengiyle uçuşur rüzgarlarda.
Yanaklardan sarkan nedir şimdi?
Gözlerine yakıştırdığı yaş mı?
Emeksiz olanı sevmemelisin sevgili yavrum.
Tadı kaçmış bayatlık batağına düşmemeli kalbin

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:08 AM
Hasret-i müzdâdıyla, mestiyim Sevgilinin,
Acı benim, zâr benim, elem kattım aşıma.
Akıl târümâr oldu, gönül şaşkına döndü,
Sabır! Sevgili sabır! Yoldaş oldun başıma...

Aşk yolunda yolcuyum, müşrifim Mâşûkuma,
Hüzün benim, dert benim, muhtacım göz yaşıma.
Kederden sürur doğdu, hasret vuslata döndü,
Duâ! Sevgili duâ! Hayat verdin nâşıma...

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:08 AM
Bir gül edasıyla gönlüm
Kanar usulca
Terk ediliş eklenince hele
İşin içine
Koptu kıyamet
Nefret desen değil sevgi desen değil
Aşk,aşk değil sanki ibadet

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:08 AM
Herkes sevebilirmiş kendini seveni
İmkansızı sevmekmiş daha önemlisi
Önemli olan imkansıza sevdirmekmiş kendini
Kalbin beni hedef alıyor, benimki başka kalbi
Nasıl çözeriz bu denklemi
Susma, söyle sevgili
Vicdanım rahat eder mi, imkansıza koşarken
Nasıl mutlu oluruz seninle
Aklımda o varken
Asıl sevgi, izin vermek mi gitmeme
Bile bile kalbini yerinden sökerken
Susma söyle sevgili
Kalbim gözlerimin önünde
Sürüklüyor bedenimi bilmediğim yerlere

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:08 AM
Ben gündüzleri sevmem sevgili
Uykuları kâbustur,meşguliyeti ağır
Seni benden alırlar

Ben saatleri sevmem sevgili
Yokluğunda ilerlemez
Sen varken çıldırırlar

Ben sözcükleri sevmem sevgili
Her konuyu anlatır
Seni anlatmakta aciz kalırlar

Ben şehrini sevmem sevgili
Yokluğun gelir aklıma
Aramızdaki mesafeleri hatırlatırlar

Ben giysilerini sevmem sevgili
İncilerini,küpeni,saatini sevmem
Onlar sarar sarmalar,beni kıskandırırlar

Ben grup vaktini sevmem sevgili

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:08 AM
Yıllar sonra bulduk birbirimizi
Nice unutulmuşu birlikte yaşıyoruz
Her geçen gün büyüyor sevgimiz salkım saçak
Görmüyor özlüyoruz,seviyor doymuyoruz

Bizi yıllar öncesi buluştursaydı kader
Kim bilir bu yılları nasıl yaşardık,nasıl?
Hayatın ömrümüzden çaldığı zamanları
Mutlu olur,sevgiyle doldururduk velhasıl

İkincisi de olsa,bahar yine de bahar
Kaçırmaya tahammül ve zaman yok artık
Neler kaybettik düşün! ..değer saydığımızdan
Ve tabular adına neler neler bıraktık..

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:08 AM
Oy kara gözlüm oy..
Niye gittin,bizi neden bıraktın?
Neydi seni böyle erken bıktıran?
Hayata küsmene sebep ne yaptık?

Hakikaten sen gittin mi sahi?
Evde herşey sen sen diye kokuyor
Keşke sen kalsaydın,onlar gitseydi
Her odası,her noktası seni hatırlatıyor

Sen gidince kaldırmışlar telaşla
Elbise,ayakkabı sana ait ne varsa
Resmini çıkarmışlar,izi kalmış aynada
Albümlar boşalırdı alsalar onları da

Oy tatlı gülüm oy..
Böylemiydi sözümüz?
Hani nereye gitsek birlikte

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:09 AM
tencerende sevgini pişir
gönlünü koy içine
tuz,biber niyetine
bol kepçe olsun lütfen
bana sunduğun servis
çok açım..
doyur beni
aşkına,özlemine

bir mum koy irisinden
yak usulca fitili
dağıtsın karanlığı
aydınlansın önümüz
alsın içimizdeki,
karanlığı,kasveti
ışık olsun önümüz
ışık olsun ömrümüz

üfle sıcaklığını
Marmara meltemiyle
yaksa da,serinletse de
razıyım sonucuna
bir kolye hazırladım,
sevdiğim taksın diye
gönlümü zincir yaptım

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:09 AM
Gel seninle biraz sohbet edelim
Sen benim doktorum,terapistim ol
Uykusuzluğuma çare bul önce
Göğsüne yaslanmadan uyunmuyor sevgili

Kimliğimi sorma,seneler önce
Sana ilk geldiğim o gün,o gece
Cüzdanımdan senin evin içine
Düşürmüşüm,bulunmuyor sevgili

Resim çektim mektubumla al diye
Fotoğrafcı çok uğraştı,gül diye
Fıkralar anlattı,mutlu ol diye
Sen olmadan,gülünmüyor sevgili

Evrende kaybolmuyorsa karınca ayak sesi
Yaşadıklarımızın elbet var bir sebebi

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:09 AM
Babam inşaa etmiş köşe başına
Bir sokak çeşmesi oldu hayatım
Gelen içti,geçen içti suyumu
Kaynak bana,ben gelene içirdim

Kimi zaman tekme yedim başıma
Kimi zaman bir darbeyle kırıldım
Bir yolcuya tas doldurdum kimi gün
Yıllar yılı çok fırtına geçirdim

Yazlar oldu sıcak yedim,har oldum
Kışlar oldu ayaz yedim,kar doldum
Zaman zaman üç kuruşa satıldım
Duygu doldum,duyguları yitirdim

Şimdi son demimde,son dönemimde
Bir güzel uğradı doldurdu tası
Oda bir su alır diye

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:09 AM
Karşılık bulamazlar bazen aşığım diyen cahiller
Bu gibiler çoğu kez zorbaca sahip olmak isterler
Sevdikleri insan hayır derse acımasız öldürürler
Sonra cinayetlerini masum gösterirler bu katiller
“Seviyordum, başkasına yar edemezdim” derler

Aslında arzuyla sevgiyi karıştırır bu tür ilkeller
İhtirası sevgi sanır, zaten bu yüzden öldürürler
Oysa kadifemsidir, kalplerde korunur sevgililer
Benim olmadı diye kıyamaz ki gerçek sevenler
Sevgiyi öldürür sevdiğimde

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:09 AM
Sevilemez mi sanırsın yar, o hiç de bilmeden
Konuşmadan, ondan hiçbir şey istenmeden
Dokunulamaz mı bilirsin onu, hiç ellemeden
Koklanamaz mı dersin, ona hiç belli etmeden
Alamaz mısın kalbine yari, o hiç hissetmeden
Sevgili hep seninledir, yakın olursan gönülden

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:09 AM
Sevmek güzel de, ölümü de düşünmek gerek;
Ölümle boğuşanların ölümsüz hıçkırıklarıyla,
Sevmeden yaşayacak, ölmeyeceksem,
İnan olsun, istemem öyle yaşamak,
Ne yeni bir dünya yaratmak için,
Kıpırdatmak bile istemem kolumu,
Ne de yok etmek için yaşamı,

Sonsuzlukların yükünü almışım sırtıma,
Uykumu kaçırır dalgaların gürültüsü,
Yaşamın asıl amacını yitireceksem,
Batan güneş gibi kaybolacaksam gözlerden,
Bir şey yapamayacaksam, neye yarar,

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:09 AM
Ve akşam indiğinde,
Tepeler karanlığın elbisesini,
Giyindiği bir anda,
Bembeyaz saçları,
Omuzlarından göğsüne dökülen,
Yaşlı bir adam belirdi önümde.

Sağ elinde keskin bir tırpan,
Yavaşça seslendi kulağıma,
Barış seninle olsun dostum,
Şaşkın ve korku dolu,
Bakışlarımı görünce,
Ben kaderim dedi.

Ürkek bir sesle;
Ne istiyorsun benden ey kader,
Tanrıdan da korkmaz mısın?
Yaptığın eziyetler yetmedi mi?
Beni yaşamaktan soğutan,
Ölümü bana sevgili kılan,
Sen değ

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:09 AM
Asıldılar,
Üç can,
Üç darağacında,
Üç,halkalı ipin ucunda.
İman ettikleri,
Eşitlik,kardeşlik,mutluluk,
Özgürce sevip,
Aşık olabilmek uğruna,
Özgür topraklarda,
Özgür ulusun,
Özgür bireyleri olabilmekti,
İstedikleri.

Tazecik bendenleri,
Toprakla buluştu,
Bir bahar sabahı,
Altı mayısta.
Özgürlük savaşçıları,
Özgürlük uğruna,
Ulusunu,vatanını,
Üç kuruşa satmak isteyen,
O bildiğimiz yalakaların,
Ve hainlerin oylarıyla.

Bense an be an,
Her gün ölmedey

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:09 AM
Bir akşam vakti,
İşinizden çıkıp,
Kıpır kıpır bir yürekle,
Özlemle koşarsınız evinize.
Kapıyı sevinçle açıp,
Ben geldim diye,
Seslenirsiniz.

Beklediğiniz kısa bir yanıt,
Hoş geldin canım diyen,
Sevgi dolu gözlerle,
Boynunuza sarılan iki kol,
Ve sıcacık bir buse,
Güneş gibi bir sıcaklık,
Doluverir içinize.

İşte öyle bir halde,
Kıpır kıpır bir yürekle,
Geldim yine evime,
Sevinçle kapıyı açıp,
Girdim içeriye.
Seslendim gür bir sesle,
Ben geldim aşkım diye

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:10 AM
Yine gece oldu,
Ortalık, pırıl pırıl parlıyor,
Gökte Ay ve bütün yıldızlar,
Sanki serenat yapıyor.

Sahile indim sessizce,
Deniz inliyordu zevkle,
Sanki sevişiyordu,
Deniz, geceyle.
Saldırdıkça sahile,
Çılgınca sesler çıkarıyordu,
Deniz,sevişirken geceyle.
Bu gece Yıldızlar ve Ay,
O yüzden hep beraber,
Serenat yapmaktalar,

Bir kayanın üstünden,
Denizle gecenin,
Çılgınca sevişmesini,
Seyrederken sessizce,
Seninle seviştiğimiz,
******* geldi aklıma,
Naral

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:10 AM
Duydum! Yitirişimi, kaybedişimi seni...
Yandım! Sanki ilk defa ayrılıyormuş gibi.

İlk defa böylesine ümitsiz oldum senden,
Haberin bile yoktu, bu hissettiklerimden.

Bedenim çürüdü de, tükendim bir kez daha,
Demek ki muhtaç idim bu hicran dolu âha.

Sevgili! Yıllar geçse, bitmeyecek gibi gam,
Şifa bulacağına, derinleşiyor yaram.

Gitme gel, tek rûhunla olsa da yanımda kal,
Unutursan sevdayı, inan kalmaz bende hâl.

Seni paylaşmak yok mu, ellerle eli mahkûm,

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:10 AM
Makâmım segâh benim, neyime sefâh benim,
Dem vuslata dönmeden, âh-ü zâr-ü vâh benim.

Çileler güldür bana, metihler zûldür bana,
Bülbülü nâlân eden, perîşan gül-şâh benim.

Ferman etmiş padişah, gel demiş fermân-berim,
Kavuşmak için Yâre, yolcuyum, fersah benim.

Hayret vâdîlerinde, inleyen mecnûnum âh,
Leylâ gözün kırpmadan, neyime ferah benim.

Pervâneyim ezelden, gönlüm pür-hazan olmuş,
Kanmayın cesedime, yüreğim şâh şâh benim.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:10 AM
Uzun bir yolun sonlarındasın besbelli
Ayak izlerin yılların ağırlığını taşıyor.
Gittiğin yerlerden dönüşün olmayacak,
Yüreğimin ağrısı sana mı? Yoksa,
Ağlayamadığım bana mı?

Ne tuhaf sizi tanımıyorum,
Hiç görmedim de.satırlarına düşen hüzün
Ruhumu esir aldı. Savunmasız bir kalemiydi,
Geride bıraktığın. Yoksa ben miyim yere düşen.
Biliyorum TAK ETTİ CANINA.
Ama GİTMEK O KADAR KOLAY mı,
Yağmurlar şahidin olacak,
Göz yaşlarının eşliğinde.
El sallıyorum gidişine,

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:10 AM
Hani sevdiğin kadın,
terk eder de
ellerin boşta kalır.
Hissedemezsin sıcaklığını.
avuçların bomboştur.
Hüzün yollarında,
tek başına yürürken,
yaslanacak bir omuz yoktur,
yanıbaşında.

Bir akşam üstü,
sokak lambasının,
solgun ışığı altında
süzülür geçer de
hayal gördüğünü sanırsın.
Kalbin duracakmış gibi olur.
Ayakların taşımaz gövdeni.
Çöker kalırsın.

Tanburi Cemil Beyin sesini duyarsın,
uzaktan uzağa taş plaktan.
Nerelerdesin ey sevgili?

Hani sevdiği

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:10 AM
Pirim pir sultan gibi assalar dara
Alçalma,düşme sende onlar gibi
Allahın aslanı,Aliyle zülfükara
Kalpten bağlan,Hacıbektaş,Mevlana gibi
Hayattan gördüysen kötülük çile,
Yüce Allahtan bir rahmet dile
Allahtan korkmayıp şeytan ile,
Bir olup gitme sakın onlar gibi
Sayılı günlerin iyilik dile,
Düşme kötüye sen bile bile
Hayata katma kin ile hile,
Zay olup gitme sakın onlar gibi
Şair Barış derki onlara
Her şeyi hayra yoranlara
Elini kalbine koyanlara,
Selam olsun kulluğ

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:10 AM
Yaşanmış düşlerin,
unutulmuş anılarıdır.
Dillerden gönüllere akan.
Herkesin kendince,
bir şeyler yaşadığı.

Bir tanem.
Sevda çiçeğim.
Bakışları EDA'lım.
Alın yazım.
Ihlamur kokulum.
Ölüm fermanım.

Silahımdaki tek kurşun.
Namlusu bana dönük.
Tetiğiçeken parmak yüreğim.
Çektiren yüreğin kara sevdalım.

Sen varsan bu hayatta
Ben de varım. Sonuna kadar.
Eğer yoksan,
Hayatı on paraya satarım.
Hiç düşünmeden bu canı,
Tek kurşunla,
kollarına atarım.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:10 AM
Kimseye boyun eğme;
İyiden, doğrudan ayrılma gardaş.
Yardım et garibe, sakın hor görme,
Zalimle tokalaşıp sarılma gardaş.

Hatadır yapılır kin gütme sakın
Niyetleri anlamadan, darılma gardaş.
Asla taviz verme, ciddiyetini takın,
Riyakarlar içinde sayılma gardaş.

Acele iş yapma, yer verme hiç telaşa
Yalan söz söyleme kılıç deyse de başa
Kimseye rastlamazsan, selam ver taşa,
Domuzlara lanet oku, insanca yaşa gardaş.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:10 AM
Dokunmak mı öpüşmenin yarısıdır?
Yoksa:
Öpüşmek mi dokunmanın yarısı?
Yüreğindeki bam telini titretecek olan.

Dudakları aralanırken huzurlu bir,
Bekleyişin içindeydi yılların verdiği,
Özlemle sarılırken genç adama.

Ufak dokunuşlarla sarsıldığını hissetti,
Dolgun dudaklarının kenetlenirken,
Susuzluktan kavrulan sert erkek,
dudaklarıyla.

Çölde kaybolmuş seyyah gibiydi,
beyninde kopan fırtınaların içinde.
Aradığı vahaya kavuşurken genç kız.
Hala düşünüyordu.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:10 AM
Çekiçler dövdü demiri,
Dövülmek yordu demiri.
Meğersem tava gelmişmiş,
Demirci saldı demiri.
Çok şükür, dedi: Elde bir!
Müjde! Âşıksın ey demir!

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:11 AM
Seni bekliyorum hasretle, kekik kokuları yaydığım dağlarda.
Terimi damlattım her adımda kokumdan izimi bul diye
Bu dağlar varya bu dağlar vede üstündeki bitkiler.
Hepsi tek tek şahittir sensizliğime.
Her yaprağına adını yazdım, patikalarını umutlarıma çıkardım.
Yeşilin her tonuna bezedim seni, bakışlarını meşelere yaydım
Yaydımki sararıp dökülsün avuçlarıma.
Bari onlar benim olsun.
Seni öyle özlüyorumki
Yanımdan geçen her rüzgara, her buluta seni soruyorum

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:11 AM
Seni bekliyorum hasretle
Kekik kokuları yaydığım dağlarda
Terimi damlattım her adımda
kokumdan izimi bul diye
Bu dağlar varya bu dağlar
Vede üstündeki bitkiler
Hepsi tek tek şahittir sensizliğime.
Her yaprağına adını yazdım
Patikalarını umutlarıma çıkardım
Yeşilin her tonuna bezedim seni.
Bakışlarımı meşelere yaydım
Yaydımki sararıp dökülsün avuçlarıma.
Bari onlar benim olsun
Seni öyle özlüyorumki
Yanımdan geçen her rüzgara,
Her buluta seni soruyorum
Ne yapayım bi

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:11 AM
Otuzüç yıl önce dikmişler.
Annemle babam göz yaşı ağacını,
Dertlerle sulamışlar kurumasın diye.
İlk suyumu babam vermiş fakirlik tasından.
İkinci suyum yine babam tarafından yetimlik..
Sonrakileri kim verdi bilmiyorum.
Gençliğe çok çabuk geçmişim..
Çevremdekiler suladıkça suladı.
Hiç kurumadı göz yaşı ağacım...

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:11 AM
Bırak avuçlarında yok olayım.
Kalbine geçiş köprüsü olsun gözlerim.
Sıcak nefesinde alev alsın saçlarım.
Ah senin gözlerinde ölmek istiyorum.

Çatlayan tenime terinden serpiştir.
Yeşersin her hücrem sevginden.
Korkuyorum seni seviyorum demekten.
Kırpma kirpiklerini gözlerinde ölmek istiyorum.

Bırak sözler anlamını yitirsin.
Gözlerin anlatsın sevgini.
Bir ateşsin ki içimde,
Ne yanabiliyorum, ne sönebiliyorum.
Ah senin gözlerinde ölmek istiyorum.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:11 AM
Mezar sessizliğine bürünmüş yüreğim
Ölü yürekleri nereye gömerler bir bilen var mı? .
Sahipsiz bir ölü gibi götürüp gömeyim yüreğimi
Ne dua eden bir hoca, nede cemaat bulunsun
Saf tutacak birkaç anı, mutlu birkaç gün belki
Ne çok cemaat oluşturur acılarda eklenirse
Kişiyi nasıl bilirdiniz diye kim soracak
Kim iyi bilirdik gömün gitsin diyecek?
Vazgeçtim yüreğimi yalnız gömmekten
En azından bir imam bulunsun
Bu dünyada doymadın yüreğim
Bari gözünü toprak doyursun.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:11 AM
Bir Labirentteyim fare misali
Sonunda huzur var peynir misali
İlerledikçe dahada karamsar oluyorum
Arada bir durup karanlık buhranlara dalıyorum
Acaba diyorum acaba huzuru bulacakmıyım
Her yer aynı herşey sanki ikiz gibi
Farklı olan bir yol bulsam oraya gideceğim
Sokakalar aynı insanlar aynı labirent misali
Değişmiyorlar bir türlü ne yaparsam yapayım
Hep aynı kin hep aynı hüzün var yüzlerde
Bir stres bir telaş var herşeyde her nesnede
Bazen zamanı durdurmak istiyorum

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:11 AM
____İftiranın Değişmeyen Mantığına

Çatladın çatladın, dilin şişti patladın
Arsızca utanmadan iftira attın, kandırdın
Mesneti olmayan yalanlara aldandın
Susulurmu sandın, yutulurmu sandın.

Kıskançlığın daniskası, alavere dalavere cabası
Dilini ısırmış yüreğinin saplaması kin yarası
Belliki var içinde şeytan denen iblisin damlası
Susulurmu sandın, yutulurmu sandın.

Alev alev yanmakta için, gidin zehir için
Durum ortada, iftiradan biçilmiş kefenin
Dudaklarının arasındaym

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:11 AM
Yurtlanmak yok
yok dur durak
bu deli durmaz baş
bu bedende
içim yanar içim ama

Sıfırlansın yaşanmış bitmiş
dün bugün herşey
göç var göç gecede
göçer yanım uyandı gene
uyumam uyuyamam
söz geçmez geçemez
sırtım katran kazan cehennemde
içim yanar yanar ama

Onur tepede buz
salkımsaçak sipsivri
şimdinin elleri yılan
bırak ağlama unut
yanarım yakarım yaratırım haaa
içim yanar içim ama

ta taa lara gidem ben
hazırlansın hazırlıksız heybem
soyun soysuzca

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:11 AM
Dünyanin en güzel dili cicektir
sevgilim
hayal
desem yalan olmaz
bazen dil susar konusmaz kendi sessizliginde
onun yerine cicekler anlatir renkleriyle
yalan bilmez
kin bilmez
savas bilmez
cikarsizdir
barislari anlatir her rengi
dostluga kosar celenkleri
hayal
sevgilim
telasli zaman dudaklarimda haziran türküsü
badanasiz bir ev icinde esir kaldi cocuklugum
yüregimde yalnizligim
ciceklerin diliyle sustu
deniz feneriyle gecti siir sessizligine
elyazmali mendil

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:12 AM
Sevişme sonrası yorgunluk gibidir hüzün
Cilveli bir aşifte gibi, oynar eğlendirir seni
O ne
Sonra maske düşer,
Hüzündür o
Daha biraz önce eğlendiren oyuncu
Yüreğin kilitlenir hüzünde, kalırsın öylece
Ne yaptığını bilmezsin
Ve anlarsın ki hüznü seviyorsun
Ne garip dudaklarında tebessüm olmuş hüzün
Bir o kadar çekici ve bir o kadar ürkütücüdür
Ama ne olursa olsun yaşatırsın kendini
Sevgili hüzün, sen kimi zaman
Gözümde yaş, Kimi zamanda
Dudaklarımın tebessümü
Çoğu zam

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:12 AM
Geçmiş kahpece vurdu yüzüme
Lanetlenmiş gibi ürkütücüydüm
Tükürdü yarım kalan anılar yüzüme
Her şey silindi birden aklımdan
Birden gözlerin gözlerime aksetti
Kanıyorlardı
Yaş değildi bunlar kandı damlayan gözlerinden
Lanetlenmiş gibi ürkütücüydüm
Kendimden korktum
Senin gibi isyanda edemedim kadere
Çünkü bütün suç bendeydi
Biliyorum ihanetin affı olmaz
Ama inan pişmanım
Ve sokak çocukları gibi korumasız
Ve yalnız
Geceden karanlık gözlerim
Sana beni affet demeyeceğim
Bana geri dön demeye yüzüm yok
Ben aynalarda lanetlenmiş gibi yüzümü bırakacağım
Birde bu satırlar kalacak arkamdan
Lanetlenmiş bedenim
Buz gibi ceset olacak
Ceset Kalacak
Ne olur bu satırlarımı okurken
Gözlerin kanamasın artık
Ve gül lanet büyü bozuldu artık
Sana çok acı çektirdim
Ben seni hiç hakketmedim
Ben yolumu seçtim
Ve gül artık
Lanet büyü bozuldu

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:12 AM
Perde açıldı ve oyun başladı
Senaryoyu ne ben biliyordum
Nede sen
Baş rolü paylaştım seninle
Farkında bile değildin oysa
Oyunum tümü sana dahil idi
Ben seveni sen sevmeyeni oynadın
Çoğu zaman amatörce acemiliklerim oldu
Konuşmam, gereken her bölümde sustum
Sessiz aşktı oynadığım
Sufle veren biriside yoktu
Öylece kaldım, sessizliği oynadım
Koca sahnenin bir ucunda sen
Bir ucunda ben uzakları oynadık

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:12 AM
Namluya sürülmüş mermi gibi öfkem
Basmayın tetiğe patladı patlayacak
Bu semada sadece o dalgalanacak
Kimsenin oyuncağı değil ayyıldızlı bayrak

Kanımızdan rengi şehidimin örtüsü al,al kırmızı.
Korumadımı? yaşlımızı gencimizi oğlumuzu kızımızı?
Nasıl yere atar çiğnersiniz gök kubbedeki baştacımızı?
Hiçmi cannınız acı hissetmez hiçmi olmadı içinizde sızı

Yurduma semsiye vatanıma milletime nöbet.
Bu bayrağı koruyan vardı yine var olacak elbet
Nedir bu kin nedir içinizdeki bu

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:12 AM
Benim şehrimden biliyorum
Yok öyle bir anda çekip gitmek
Beni terk etsen de bu şehri terk edemezsin
En uzaklara kaçsan da
Düşer ruhum yollara bulur seni
Yok, Yok öyle bir anda unutamazsın
Zaman ister, bensizliğe alışmak
Önce seninle birlikte söylediğimiz
Bütün şarkıları susturmalısın
Hicaz makamından yalnızlığı
Dinlemeli, söylemelisin
Beni sana soracak bütün eş, dosttan
Uzaklaşmak, kopmalısın
Sonra
Sana aldığım müzik kutusunu fırlatıp atmalısın
Paramparça olmak yüre

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:12 AM
Hazm edip bizi daha sevemeden
Koptu ciğerleri hepten / yürekten
Kin kustular gözden / dillerinden
Ver sevgini, kıskandılar…

Deşip deşip durdular sevgimizi
İpotek altına aldılar özlemimizi
Sandılar ki; ayırdılar yüreğimizi
Bırakma tenimi, yanıldılar…

Sakın ağlama, mavidir gözyaşın
Dik yokuşlar da dimdiktir başın
Say ki; bu yolda öldü arkadaşın
Süz gözlerimi, daraldılar…

Karlardan topladım sana özlemi
Kıvrımsızdır, yüreğimin düzlemi
B

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:12 AM
“What can I tell you my brother, my killer
What can I possibly say?
I guess that I miss you, I guess I forgive you”
L. Cohen



gözlerini bir yabancıya anlatmak için
şimdi kimin mahvına imreniyorsun
hani üzgün anneler, eksik babalar
hummalı bir çocukluk varınca kapına
sarılıp sustuğun, tek gözünle ağladığın
sonsuz seviştiğin şimdi kim
derdin şimdi benimle yatarken
kime nasıl uyuyorsun
karanlık kışlalar, uzak dağ köyleri
ben hep seni gittim

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:12 AM
Kilitledim kalbimi
Zamanı durdurdum
İçinde sen varsın
Üzüntü kabulüm
En baştandı sözüm

Yürüdüğüm yoldasın
Baktığım yerde
Hislerimin soyut halisin
Dokunduğum eşyasın kimi an
Değişmez sezgilerim

Ben burada durdum
Uçmayı seçmiştim aşkla
Uçurum da dahildi
Düşmek de buna
Durdum senin tam kıyında

Tüm saatleri topladım
Takvimleri bugünde bıraktım
Gelecek şimdilik yok
Dünü hiç saymadım
Kalbimi hüznüne bıraktım

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:13 AM
Düşmekten korkma, düşersen tutarım ellerinden..
Bırakmam yüreğini..
Sen yeter ki çıkart duyguları zincirlerden..
Hissettiklerine kulak ver..
Gözlerinde gördüğüm aşk hayat bulsun dudaklarında..
Öyle büyük bir sevda biriktiriyorum ki sana..
Hadi içindeki sesler çıksın dışarıya bağıra bağıra..
O kadar yakınız ki arzuya, bir nefes daha..
Hadi uzattım ellerimi, korkuların inadına..
Birlikte var edelim Şehr-i İstanbul’a nispet yaparcasına..

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:13 AM
Seyr-ü sefadayım gözlerinden çalınmış mavi bir gökyüzünün altında
İstanbul’u.
Mekan aynı mekan, aylar sonra ilk kez gitmeye cesaret edebildiğim.
Elimde yine bir kadeh yakut,
Boğazımdan geçen her yudum, yeni bir cümle sana dair.
Yoksun diye isyanım dalgalar arasından göz kırpan kız kulesine.

Hatırlar mısın ekimin son günleriydi.
Sonbahar hüzünlü şekilde boynunu bükmüş kışa bırakıyordu yerini.
Havada ılık meltem, dolunayın parlaklığıyla süslediği yıldızlı gece ve
kaygılı

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:13 AM
Küçük insanlarda gölge büyürse
O ülkede güneş batıyor demek
Bir ülkenin büyükleri uyursa
Ocaklarda baykuş ötüyor demek

Köylü koyun değil yılan beslerse
Meclisi mebusan yalan beslerse
Hâkimi, savcıyı çalan beslerse
Adalet yan gelmiş yatıyor demek

Hortumcu servete servet katanda
Gücü olan güçsüzlere çatanda
Sistem yolsuzluğa çanak tutanda
Milli değerimiz bitiyor demek

Fuhuş her köşeyi sardı yürüdü
Bölücü Ermeni vurdu yürüdü
Akan kan gövdeyi sürdü yürüdü
Türkü de

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:13 AM
Herkesin bir sevdiği var
Benim se bir hayırsızım
Ne yaptımsa olmadın yar
Sevmedin be vefasızım

Çağırışım yalvarıştı
Gözyaşım sele karıştı
Alt tarafı bir karıştı
Gelmedin be vefasızım

Hayırsız der çiçek-çalı
Hayırsız der kahve falı
Bir kere olsun vefalı
Olmadın be vefasızım

Hançerine kalbimdi kın
Yalnız dostça oldun yakın
Bana özel kaldı aşkın
Bilmedin be vefasızım

Yağmurumdun, döndüm çöle
Bülbülümdün, gittin ele
Gönül bahçemdeki güle
Konmadın be vefa

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:13 AM
Geceye çığlık attım
Yankı senden geldi
Boşluğa çarpan sesim değil
Gülüşün ezik hali oldu

Bir kulak çınlaması
Acaba anıyor mu beni düşüncesi
Dokunsan ağlarım belki
Yalnızlık var çünkü yerinde

Kim kime gebe belli değil
Sustuk da ne geçti elimize
İçe düşen öteki kemirmede
Yürek dağılacak şüpheyle

Şimdi sarı odalar sensiz
Rengin siyaha çaldı bensiz
Kaç gün dayanılır söylesene
Dilim varmıyor git demeye

Avuntu değil sözler
Tükenmesin diye bu direnmeler
Aşk g

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:13 AM
Ben geldim
Eteklerimde buz pürçekleri
Sırtımda zemheri
İnatçı kardelenler sizden aldım cesareti
Yıktım buzdan lahit’imi
Güneş vurdu çehreme
Binlerce elmas döküldü tenime
Elmaslardan daha değerli sevginle
Ben geldim

Sıyrıl rüyalarımdan
Bir avuç suyum,ıslat yüzünü
Yine giy mor sabahımı
Ben çıkardım
Hatıra denen hasretleri
Bilsen ne kadar özledim seni
Ben geldim

Ruhumu eritip kadehe koysalar
Dudaklarda parça,parça yudumlasalar
Bitiremediler,bitireme

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:13 AM
Sen bensizliği hiç bilemedin
Ben sensizliğe tat vermek için bile denedim
Çırpınışlarıma eklediğim özlemlerim oldu çoğu kez
Her dönüşte bulacağından gülümsedin, özlemedin
Yörüngendeydim belki hep, bunu bilmekti tutan seni
Beni sende tutansa kaçışına anlam vermek

Olur olmaz şeyler yaşanıyor dışımızda
Seyirci kalıyor gibiyiz,
Yüz çevirmelerimiz acıyan yerleri örtme telaşından
Yine ben buradayım
Sen suskunluğunda gizlendin
Sen bensiz hiç kalmadın
Belki ben hep sensizdim

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:13 AM
Sonbahar bitiyor...
İçimde derin bir hüzün...
Pencereden her baktığımda sararmış kaldırımlar...
Sonbahar bitiyor...
İçimde hüzün...
Şarkılar hüzünlü...
Gökyüzü hüzünlü...
İnceden bir yağmur başlıyor...
Gözlerim de hüzün...
Aklıma geliyorsun sonra...
Sonra anılar ardı ardına...
Yıllanmış bir acısın içimde...
Kışı geçirdim...
Baharı yaşadım...
Yazı da bitirdim de sensizlikle...
Hani bir umut,bu sonbahar gelirsin sandım...
Eylülü geçirdim...
Ekimi yaşadım...

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:13 AM
Sonbahar güneşi gibi yalan gözlerin...
Ne kadar bakarsan bak,ısınmıyor içim...
Dilinden çıksa da güzel sözlerin,
Sevgiye dair her sözün yüreğinden gelsin...
Ben aşkı yanıma alıp bekledim seni...
Sen gelirken bırak tüm geçmişini...
Gözlerin gözlerimde değilken ellerin ellerimde...
Seviyorum derken dillerin,başın hep önünde...
Sonbahar güneşi gibi yalan senin sevgin...
Yanımdayken sen,bir anlamın yok yine bende...

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:14 AM
Elimde olsa,
Kaybolup gitsem gözlerinin karanlıklarında...
Umursamadan kimseyi,
Çekinmeden hayatın yasaklarından...
Elimi uzatsam,
Dokunsam tenine...
Yanaklarını okşasam...
Kaybolurken dudaklarının kıvrımında...
Gülümsesem gözlerine...
Kaybolup gitsem gözlerinin karanlıklarında...
Dokunacağım elimi uzatsam sana...
Fısıldasam içimdekileri,
Duyacaksın beni...
Dalar giderim sana en olmadık anlarda...
Gözlerime baksan,unuturum dünyayı,yaşarım o anı...

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:14 AM
Kar etmedi yokluğunda sitemler...
Ardına dönüp bakmadın bir kere...
Gönül yandı...
Yandı da,
Kar etmedi alevler...
Kendi kendimi ateşe vermişim de...
Bir derken,
Bin çağrı yapmışım ecele...
Bir sevip bin ölmekti bu işte...
Sen giderken,
Ben tüm bu şehri ateşe verdim içimde...
Yan sensizlik yan! ....
Ben yanıyorum...
Ben...
Ben kahroluyorum....
Bu dert beni mahvetti...
Sitemler de fayda etmedi...
Kandın da gittin şu dünyanın yalanlarına...
Yaşamaksa bu sana bir

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:14 AM
Belki de bildiğinizden daha çok dilde,
Bildiğinizden daha çok kelimeyle,
Kuramadığınız kadar çok cümle kurabiliyorum...
Belki de sahip olduğunuz tek tahta kalemden,
Renklisinden,simlisinden birçoğuna sahibim...
Belki de gazete kağıtlarına sarılmış saman kağıtlı defterinizden,
Bembeyaz yapraklı,kilitli olanlarına bile sahibim...
Belki de sesini bir kere bile duyamadığınız,
Özlediğiniz,
Günlerce,hatta aylarca bile bir kez görmekle yetindiğiniz insanlar
varken,

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:14 AM
Günün en güzel saatleri...
Güneş hüzünlü bir vedaya hazırlanıyor...
Mavilere kızıl bulanmış,
Bir gün daha bitiyor...
Sensiz...
Şarkılar da hüzünlü bu eylül gününde...
Yüzümde tüm bunlara inat,
Bir gülümseme...
Bazen,
Hayatta var olmak da yetiyor insana...
Bir güne daha ortak oldum ya...
Allah kerim artık yarınlara...
Hala bir nefes hakkım var bu hayatta...
Sevdiklerim yanımda,sen hayallerimde...
Olsun...
Ben hayattayım ya...
Sen hayattasın ya...
Çok şükür...
Ç

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:14 AM
Bir dilenci gibi gelip kapına,
Açtım ellerimi vuslat adına...
Dilersen kov, dilersen al yanına,
Arzunu can diye döşüme kattım.

Yıllar geçse hasretinle derbeder,
Her yanımı kaplasa hâin keder,
Tek bakışın için ölmeye değer,
Ölümü gencecik yaşıma kattım...

Sanma eller gibi bıkacağımı,
Nazını tuz diye, aşıma kattım...
Şu senin ettiğin, cevr-ü cefâ mı,
Koklayıp öptüm gözyaşıma kattım...

Güle de yâr, ağlaya da, güle de,
Hasretin gam oldu kaldı sînede,
Uğruna can, dir

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:15 AM
Hani şu hırka giyenlerden,
Sahneye rolü ile inen
Ve insanlar tarafından öyle bilinen.

Densiz izansız hayallerin uzanamadığı;
Düşüklüklerin
Düşükler tarafından bile yakıştırılamadığı
Bir kadın

Sıcacık bir anne
Sadık bir eş
İkindi çaylarının aranan ismi
Ya da miniklerin elif be ablası

Bir evlat bazen,
Kızım deyip sarılabileceğin.

Bir kadın,
Bakkala hiç korkmadan gidebilen
Veya tam tersi
Bir kadın

Hayallerde bile vakur,
Pamuk gibi beyaz elleriyle yer al

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:15 AM
Bin varmış,
Sadece bir yokmuş!
Evvel zaman içinde,
zaman yaşanır kalbur biçminde!
Bir küçük kadın varmış anasının döşü içinde.
Doğmuş.
Yetmemiş doğurmuş.
Doğurduğuda bir küçük kadın olmuş.
Gel zaman git zaman,
Gün artık hep gece
Güneşse hiç doğmaz olmuş.

Bin varmış
Sadece bir yokmuş!
Evvel zaman içinde
Zaman kirpas içinde
O anasının döşünde
kızı onun peşinde
Az gitmiş uz gitmiş
Dere tepeyse hiç düz değilmiş
Yaşamışta yaşlanmış
Yaşlanmışta yaslanmış

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:15 AM
Mecazım ben
Aynaya baktığımda
bana bakıldığında görünen
Bildiğiniz et kemik kaş göz
Bildiğiniz bir dişi
bilmediğiniz bir insan
Mecazım ben
Bazen buzullarda bazen çöl yangınında
Evet her yerde herdaim atan bir yürekte var bende
Mecazım ben
Bazen akıllı
Bazen akıllı deli
Mecazen yarım akıllı
Ne kader ne de kederim ben
Bazende hicaz
Mecazen hicaz

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:16 AM
Bir karabasan çirkinliği ve ben senin yüzünü unutmuştum
Çok ******* evde bir resim arardım
Sanki varda ben bulamazmışım gibi kavga ederdim kendimle
Nasıl özlemişim yüzünü gözünü sözünü

Bir resim di beni sıradan bir sevgiliye sıradan bir sıralamaya
dönüştüren
Bu evimizin oturma odası,
Bak bu da en sevdiğimiz arkadaşlarımızla çektirdiğimiz
İşte bu yıldönümümüzde ailemizle
Nasıl sararmış görüyormusun?
O kadar sararmış ki yüzün seçilemiyor! ! !

Eskiden bana çok mektup yazardı

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:16 AM
Sağım Solum Önüm Arkam Hırsız

Çekip çalmışlardı seni ve gitmiştin
Tarifi imkansız ******* ve yalnızlıklardı geride bıraktığın.
Asıl beni tüketen bilmediğim bir yerde beni nasıl yaşadığındı
Ne olduysa gidişinle oldu.
Bastığım toprak sürekli deprem halinde
Ve ben tutunduğum bizin elimden kaydığını duyumsadım.
Çalmışlardı bizi aşk yoksulları
yalnızlık kokan beşiktaş iskelesi odamız,
Düşlerimizle dolu sokaklar ıpıssız.
Sağım-solum, önüm-arakam hırsız!

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:17 AM
Umut olmalı!
Tüm sokakların
Umut olmalı tüm okulların, semtlerin, şehirlerin
Umut olmal!
Tüm çocukların adları

Kaldırılmalı!
Yeryüzünden, gökyüzünden
Kaldırılmalı!
Sözlükten, dilden, benlikten,yürekten
Kaldırılmalı!
Tüm olumsuzluk ekleri, kelimeleri
Vs...leri...leri...leri

Güne durmalı!
Güne bakmalı!
Gün görmeli!
Umut şehrinin, umut semtinin,
Umut okullarında okuyan
Umut çocukları...

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:17 AM
Acımasız kader
Senin yüzündenmidirki yaşanan oldu heder
Acep bitecekmi bu keder
Bu gün dünden derbeder
Ruhum kader, heder, keder, derbeder velhasıl bin beter
Amma velakin umut yürekte bağırmakta artık YETER

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:17 AM
Çok mu konuştum dercesine
Çok mu yazdım diyorum yine kendime
Evet çok yazmıştım yine konuşurcasına
Oysa ben konuşmak ve yazmak yerine
Delice yaşamak isterdim seninle
Şimdiyse sensizliğe yaslanıp
Ne yaşıyorum, ne konuşuyorum, ne de yazıyorum

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:17 AM
Yoksun!
Yokluğun beş kuruşsuz kadar yoksul
Eriyip bitmekte gün
Geceden fışkıracakken bugün
Sen yoksun

Ben senden yoksun
Yokluğunsa çıplak ayak, çıplak ten, çıplak yürekte
Başlarkenki kadar değilse de
Dünkü kadar yoksul
Sen yoksun

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:17 AM
Bir gün hatırlıyorum
Ve bir kadın
O sıcacık günde
Buzdan bir kalıp içindeki
Kaynayan içgüdüleriyle
Bastırılan umutları
Acıyan duygularıyla
Körelmeye yüz tutmuş
Bir kadın;
Bir yol hatırlıyorum
Ve bir erkek
Uçarcasına aştığı kilometreleri
Uzun ve arayışlarla dolu yılların
Yaşadığı mutsuzlukların kamçısıyla
Umutlarına kapı açmak için
Sevgisine kavuşmak uğruna
Aştığını görüyorum erkeğin;
Bir duygu seli hatırlıyorum
Kadın ve erkek uzak;
Kadın ve erkek çılgınca aç

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:17 AM
Bir demir çivisin yüreğimde
Acıtarak kanayan
Ayrılığında yaşayamam;
Baharsın bakışlarımda
Özlemsin susuzluğumda
Gitmekten bahsedince
Ölümsün dualarımda;
Gitme gülüm dayanamam
Sabahlarım ol
Sensiz uyanamam;

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:17 AM
Hiç hesapta yoktu,
Bu rüzgar da nerden çıktı
Usul usul
Yol alırken teknemiz...
Tam da bi cesaret açılmıştık
Uzaklara... Eyvah...
Su nasıl da mavi
Nasıl da dingindi...
Yola çıkan gözlerde ışıldamıştı
Umut şimşek şimşek...
İşte demiştim fukaranın ekmeği,
Biraz gecikmiş olsak da
Bize de nasip olacaktı
İnşallah....

Gökyüzü karardı ne yapsak?
Devam mı etsek! ...
Ya fırtına ise beklenen?

Dikkat aman umman bu...

Kör talih ne yaparsın?
Dönmek lazım herhal bu y

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:17 AM
Benden önce onbin kadın
ve hatta daha çok
öncü,
koparıp filizleri gövdesinden,
düşürdüler toprağa,
kök tuttular.
Büyümeye,
büyümeye ve çoğalmaya fırsat kıtlığında,
kurutuldular.
Kök
erkti çünkü
ve dünyanın varisleri
erkektiler
güçtüler
haktılar
çoktular,
kadınlar sadece kadındılar.

Ederi cazibe
ölçüsü erdem
ki eğitimli masumiyetti zırhları.
Adına kadın doğası denmiş kimliklerinin
önünde sabır,
arkasında
herşey geçer söylemleriydi,
oysa gerçek
h

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:17 AM
Deşeleyip de dünü
bulursun bi iki dene.
Birkaç böcek kurtçuk,
bir avuç da yem
devşirirsin günü.

Oysa horoz ambarda
yahut
buğday tarlasında.
Gözün orda,
değil mi ya..?

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:18 AM
Ata evinden koca evine
oradan da ikinciye
belki daha çokuna
ki nihayetinde mezara
iki zabıt eşlik eder kadına.

Biri iyilikleri
öteki kötülükleri
yetiştirir adama.
İyiliğe murat,
kötülüğe ızdırap,,
varlığı yokluğu onaya bağlı.

Hey efendi efendi
can dölü.
Verme istemem onayı.
Yaratıklar
erkeklerin zevkine, eğlencesine mi?

Özgürlüğüm yarına gebe.
Sancısı içimde,
doğururken hangi kadın
erkekten onaylı?

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:18 AM
Benden güçlüsün yalan yok,
hem ilk yaşımda belledim erkek gücünü,
aklın kıtlığında
yumrukların konuştuğunu daha sonra...

Sus demiştin bana,
kimseye söylersen gebertirim seni
demiştin ya.
Tehdidin şiddet olduğunu unutturdum sanma
iki okşamayla.

Müşterek denilen yaşantıda
cismim kayıp
fikrim kayıp
kimliğim sende rehin,
bu da ruhsal şiddet anla.

Hesap kitaptan anlamam
bir sen anlarsın demi?
Şiddetin bir türü de
para ile öyle mi?

Hayat şartları çetin,
ba

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:18 AM
Gerçeğin ve düşün okudur,
Kamber'in sinesine saplanan.
Bir tuz bastı yarasına,
bir tütün.
Belki de
sinesinde sakladığı yaranın sabrı,
tuz ve tütün arasında bulduğu
doğrunun
acı veren hatırasıydı.

Gün ve gün
her gün
bitmeyecekmiş gibi çekerken anılarını
geceden
sabah erkenciydi.
Her sabahın tetiklediği
akşama dek devrilen
yaşamın
dominolarında.
Her gece dizdi Kamber taşlarını
yeniden,
dizdi taşlarını,
usanmadan.
Dizmeseydi eğer,
Kambersiz düğün fala

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:18 AM
Ağaçlar
kavak ağaçları
dizelenmiş yanyana
uzun uzun
yaşlı
Suyu bol bir nehir geçmektedir civardan.
Kavak ağaçlarının yaprakları
hışırdamaktadır rüzgarla
suyu bol bir nehir geçmektedir civardan.



Gökyüzü
mavi
birkaç saksağan gezinmekte
birkaç saksağan
tepede
uzun uzun kavak ağaçları
suyu bol
bir nehir geçmektedir civardan...


Balıklar nehirde
nehirde balıklar
birkaç adam da var
ağ atmışlar suya
uzun kavak ağaçlarının yaprakları hışırdamaktadır rüz

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:18 AM
Uzuuundu yolu
kaçan ve kovalayan vahşi hayvanlara davetkar
doğası ile
yol
seyirlikti.

Büküle düzele
ine çıka geçtiğimiz yol
adı kadar
sanı kadar etkilemeyen bir şehre kavuşuyordu.

Boştu şehir,
durmadan yağmur yağıyordu
Yağmadıysa bulutlar
iniyordu şehrin üzerine
duruyordu
duruyordu
telefon çalmıyordu.

Kimi
ne kadar
ve neden beklemiştim?
Anımsamıyorum.
Burnumu yakan akasya kokusudur belleğimi dolduran,
arılar vızırdıyordu ben ağlarken,
kıyıya usul

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:18 AM
Para için satarlar adamı
gün gelir
para ile satın almaya kalkarlar.
işte bu da böyle bir kısır döngü,
al sat,al sat
kelepire çıkar sonu.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:18 AM
Kalakalıyorum sensizliğin ortasında
koskoca şehirdeki kaldırımlar
yutuyor beni.
garip bir iç acıması yaşıyorum,
kanasam,
kendime aksam
seni bulamıyorum.
haykırsam
yola düşsem
sana varamıyorum.
uzaklığınla
yüreğime öyle bir yük alıyorum ki
tasası başkasına kalmaz yeis frtınasına kapılıyorum.
müzikler çalıyor sözsüz ve nakaratsız.
yine de
her şey seni anlatıyor
söz söz
adım adım.
sabah gelirken ön koltuktaydım
arka koltukta senin olduğunu düşünüp
elimle elini tuttum
elim ısınd

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:18 AM
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin,
Bütün sürgünlüklerim bir bak1ma bu sürgünün bir süregi,
Bütün törenlerin sölenlerin ayinlerin yortularin disinda,
Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim,
Af dilemeye geldim affa layikolmasam da,
Uzatma dünya sürgünümü benim,

Aşkın bu en onulmazından koparıp,
Bir tuz bulutu gibi,
Savuran yüregime,
Ah uzatma dünya sürgünümü benim,
Nice yoruldugum ayakabilarimdan degil,
Ayaklarimdan belli,
Lambalar egri,
Aynalar akrep melegi,

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:18 AM
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
.
.
Herşey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük-küçük kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
.
.
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek iç

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:18 AM
Mona Roza siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller
Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza bugün sen de bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar
Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:19 AM
Kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi Yakup
Bunu kendine üç kere söyledi
Onlar ki kalabalıktılar, kurbağalar
O kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdım
Ben, yani Yakup, her türlü çagrılmanın olağan şekli
.
Daha hiç çağrılmadım
Biri olsun "Yakup!" diye seslenmedi hiç
Yakup!
Diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayım
Ve içimden durgun ve çürük bir suyu düşüreyim
Ceplerimdeki eskimiş kağıt parçalarını atayım
Sonra bir güzel yıkanayım da.
Ben size demedim mi.
.
Evet, kurbağalar

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:19 AM
İhtiyar Balıkçı
İhtiyar balıkçı, Karayibler'de 85 gün olta salladıktan
ve eve eli boş döndükten sonra bir gün iyice açılıp
'büyük balık'ı yakalar.
Lâkin kıyıya dönerken, yedeğine aldığı, teknesinden
yarım metre daha büyük olan bu kılıç, yol boyu kan
kokusuna gelen canavar köpekbalıklarınca didik didik
edilir. Bu korkunç mücadeleden elinde kala kala
dev balığın iskeleti kalmıştır.
Kan revan içinde, uykusuz ve bitkin sahile yanaşırken
'Beni adamakıllı yendiler... Hem de ne yeni

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:19 AM
Ey Zahit Şaraba Eyle İhtiram
Ey zahit şaraba eyle ihtiram
İnsan ol cihanda bu dünya fani
Ehliye helâldır , naehle haram
Biz içeriz bize yoktur vebali.
*
*
*
Sevap almak için içeriz şarap
İçmezsek oluruz düçar-ı azap
Senin aklın ermez bu başka hesap
Meyhanede bulduk biz bu kemali.
*
*
*
Kandil *******i kandil oluruz
Kandilin içinde fitil oluruz
Hakkı göstermeye delil oluruz
Fakat kör olanlar görmez bu hali.
*
*
*
Sen münkirsin sana haramdır bade
Bekle ki içesi

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:19 AM
Hasret derde dert katar,
Diken gül dalında biter,
Seherde bir yanık öter,
Ötüp yaram deşme bülbül...

Çileye olmuşum dücar,
Dermensız kalmışım naçar,
Bu candan olmuşum bizar,
Ötüp yaram deşme bülbül...

Ne menekşe ne de sümbül,
Gül soldukça ağlar bülbül,
Yine geldi zalim EYLÜL,
Ötüp yaram deşme bülbül..

Tükenmez elem-i aşkım,
Kederim başımdan aşkın,
Dert keder sevinçten baskın
Ötüp yaram deşme bülbül..

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:19 AM
Bu gece, badem gözlüm...
Kiraz dudaklım...
Yanımdaydı.
Elinde karanfil çiçeği,
Güneş ışıdı... Parladı...
Yıldız kayıverdi...
Bu gece badem gözlüm...
Kiraz dudaklım yanımdaydı...

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:19 AM
Bulutlara gitmek istiyorum
Ne olur götürün beni
Kurtulmak istiyorum şu fâni dünyâdan
Bulutlara gitmek istiyorum
Bulutlara gitmek istiyorum
Herkesten kaçmak kurtulmak
Götürün beni bulutlara
Bulutlar temiz masmavi bir deniz gibi
Beyazı da var... Siyahı da bulutların
Bulutlara gitmek istiyorum...
Ne olur götürün beni
O güzel bulutlara

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:19 AM
Gel İstanbul, gel
Seninle dertleşelim,
Şöyle bir gerilere,
gerilere gidelim,

Anlat bana İstanbul,
Camilerini, saraylarını,
Köprülerini, çeşmelerini,
Herşeyini anlat

Bir Namık Kemal'ini,
Bir Neyzen Tevfiğini,
Fatih'ini anlat,
Ben dinlerin koca şehir,

Gel iki dost gibi gezelim,
Çamlıca'ya çıkalım,
Boğaz'a bir uzanalım,
Emirgan'dan lale toplayalım
Kırlarından yabani çiçek koparalım,
Kanlıca'ya gidip yoğurdundan yiyelim,
Hisarına çıkıp Boğaz'ı seyredelim,

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:19 AM
Can cam kadar saydamdır
Çünkü hiç gözükmez
Kırılır O; da
Yerde sürünen yapraktır
Leylâ ile Mecnun misali...

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:19 AM
Sütler azaldı gayri, tarhanaya geçilsin
Kışa hazırlık olsun; hızır gibidir darda
Yıkansın buğdayımız ayıklanıp seçilsin.
Değirmende kesilsin, örselensin rüzgârda
Sütü bol kaymağı bol, nefis olur bu çorba,

Her gün süt ekleyerek küpte oldu yoğurdum
Kazanda kaynatarak bugday ile yoğurdum
Tarhana kaşığıyla alt üst ederek kardım
Bıraktım demlenmeye dostlara baber verdim..
Sütü bol kaymağı bol, nefis olur bu çorba.

Kurusundan toplayıp, çam pürü serdik dama
Toplaştı konu komşu

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:20 AM
Buraya kadarmış yolumuz
bırakıyorum ellerini
ömür boyu diye tutmuştum
dört mevsim bellemiştim
yemyeşil gözlerini
ekip dikmiştim durmadan yorulmadan
bir yangında kül oldu çiçekler
kuşlar kanat döktü duman içinde
beşinci mevsime soluksuz girdim
en güç günlerden başlamıştık işe
kapkaranlık *******den
tutup tutup çıkartmıştım seni
düştüğün çamurlardan
masmavi umutlar büyütmüştük
yağmur sularından ırmaklar
türkümüzü söylemişti
duyup anlamasını bilenlere

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:20 AM
Ruhumda incecik sızı Kemanlar
usumda Obualar sararır yaprak yaprak
yürek çırpınışlarım Fülüt çığlığı
ve akar gözlerimden notalar

saçlarımda Arp çal sevgilim
dudaklarınla Gitar dudaklarımda
bedenim Piyano tuşlarınca ak
dolaştır parmaklarını özlem doruklarında

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:20 AM
Dün öğleden sonra ölüm avuçlarımdaydı
sevimliydi küçük yuvarlak çıkmazlar
her gün yaşadığımız ölümlerce maskeliydi
saatlerin yelkovanlarında şarkımı söylerken
evrenin bütün canlılarına bölünmüştüm
solmuştu mavilerim tüm denizlerden uzakta
koyu kahverengi hüzünlerinden dikenler çiçek açıyordu
toplayıp onları *******ime yıldız yaptım
şimdi her yıldızdan bir dünya yaratıyorum
tanrı gibi acımasızca oyuncaklarımla oynuyorum
çoğalıyor sevgisizlik yalnızlık duvarlar

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:20 AM
Hiç aklımda yoktun oysa
okyanus dalgalarıyla vuruyorsun yüreğime
büsbütün yağmur kesiliyorum seni düşününce
boynundaki zincirler kırıyor kolumu kanadımı
umarsızlığın ardından adım hüzün oluyor
öteki yarısıyız bütünün aynı yolumuz
ama bir yanlığın bedelini ödüyoruz
içimde cansın yasaksın yıldızlardan uzaksın
paramparça maviler yeşiller avuçlarımda
denizleri özlemiştim tek yudumsun dudaklarımda
bir bahar muştusu olmalıydı gözlerimde adın
geleceğime yazılan incecik sızısın

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:20 AM
Yakıcı mı yakıcı bir ateşim
sen se barut
işte yanyana duruyoruz
dahası sokuluyorum sana
ellerini tutuyorum
gözlerinin ta içine bakıyorum
öpüyorum seni
ama patlamıyorsun
Çünkü arkadaşız
doyumsuz mutluyuz

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:20 AM
Kadının adı yok diyorlar
ve onu yine kirletiyorlar
küçücük bir pencereden bakılırsa dünya ya
ne adı olur kadının ne de canı
kara töreler çökmüş üstümüze dağlarca
sesimiz soluğumuz çıkmamış insanca
yazılmamış yasalarca
alnımıza tek yazgı yazılmış
unutmuşuz bir bütünün parçaları olduğumuzu
üzülmüşüz ezilmişiz kadın erkek
yoksa eğer kadının adı
gözlerini karanlığa çevirenlerin suçu
bir hizmetçi dölyatağı
kokulu çiçek pırıltılı mücevher
alınır satılır mal değil kadın
bi

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:20 AM
Havaya bir hasret kokusu sinerse eğer,
Ve müzik Sultanıyegâh terennümünde,
Ve sabahın köründe gözlerde bir çiy damlası,
Kürek çekmedeyse hüznün engininde;
Beni hatırla.

Gece mavisinde yakamozların oynayışı,
Kimsesiz ummanda gezen serseri balık,
Sana yalnızlığını hatırlatıyorsa eğer,
Tutacak bir dal bulamadığında;
Beni hatırla.

Ve yorgun yokuşlarda bir gün dönümü,
Kalmamışsa mecalin zirveye varmaya,
Bir çoban çeşmesinde yüzün yıkayıp,
Halâ kuru kalmışsa eğer dudakların,

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:20 AM
Gözünün alabildiği kadar yeşil her yer
Sarı pıtırcık çiçekleri sarmış her yeri
Aralarda kırmızı rengiyle rüzgarda salınan gelincik çiçekleri
Kenarda akan mavi dere
Bütünleşmiş doğa ile birlikte
Yavru bir kuzu süt emmekte anasından
Hoplayıp zıplayan yavru kediler
Ağacın üzerinde kumrular
Biri erkek,biri dişi
Bu güzellikler arasında küçük bir kız çocuğu
Sarı lüle lüle saçları örgülü
Mavi mavi gözleriyle gülümsüyor
Evi tam ortada bu resmin,
İki katlı önde veranda,
Arkada

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:20 AM
izliyorum şu an pencereden İstanbulu
Sabah başlıyor güneşle birlikte
Tam anlamıyla bir gökkuşağı misali
AsyadanAvrupaya uzanan renk köprüsü gibi
Neler neler gizli içinde rengarenk
Bahar da açan çiçekler gibi
Uyanacak eteklerindeki çiçekler
Laleler saracak bütün yolları

Ve sonra hava kararıp akşam olacak
Akşamlar bitmeyen o şarkılar ile
Raks edecek o ışıkların etrafında

Şarkılar söylenecek şimdi istanbulda olmak vardıdiye
Uzayıp giden İstanbul şarkıları

Akşamların

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:20 AM
Toplanmış eşyaların kenara birer birer
Uçmak üzeresin artık buradan
Gök gürültüsü ile uyanmaktayım bazı *******
Bakıyorum sağıma,sen varsın diye
Ama Yoksun,gitmiştin!

Cama vuran yağmur damlaları gibi,
İnmekte gözümden yaşlar
Her tarafa hüzün çöktü yine
Akıp giden zaman durmuyor,
Ne zaman geldi gitme vakti,ondan durmuyor gözyaşlarım

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:20 AM
Boğazda serin sular etrafında,
Kayalık üzerinde bir inci
Suların, karasevdanın gizemi var üzerinde
Denizin ortasında ve bir başına sevdalı
Kaybedilen bir aşk hikayesini anlatmakta hala,
Ne kadar gizemli,
Ne kadar yalnız olsada
Dört tarafı sularla çevrili de olsa
Gözünün alabildiği kadar İstanbul,burada

Arkamda Üsküdar,Salacak,
Sahiller boyu insanlar el ele, sevdalı,
Karşımda Beşiktaş,Ortaköy,
Vapurlar kalkmakta Haydarpaşa,Kadıköy yönüne,
Bir yanım Çengelköy,

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:21 AM
Bendedir gülüm aradığın şey

Hasret çiçekleri bendedir

Güneşin sıcaklığı yıldızların parlaklığı

Bendedir gülüm gözlerin esrarı

Yolların kıvrımı dağların yüce başı

Sevdanın mihenk taşı bendedir

Bendedir hasret

Bendedir özlem

Bendedir gülüm bendedir bende

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:21 AM
Afyon nere, Kâhta nere,
Gözüm yaşı, oldu dere,
Dost göğsünü gere gere,
Kâhtalıyım diyor gönlüm...

Özlem yakar, al kor gibi,
Evim sanki bir sur dibi,
Ne dayım var, ne de bibi,
Cayır cayır yaktı gurbet...

Afyon açmış bana kucak,
Yeraltında sular sıcak,
Yerin üstü donduracak,
Kâhtalıyım diyor gönlüm...

Özlem yakar, al kor gibi,
Evim sanki bir sur dibi,
Ne dayım var, ne de bibi,
Cayır cayır yaktı gurbet...

Kâhtam kutsal toprak taşın,
Havyar sanki bulgur aşın

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:21 AM
Yollar
Hasretin anası yollar
Kalbimizden sarkıttıklarımızla dolu yollar
Geceyi ve özlemi
Kuşların kanatlarını kanatan yollar
Yollar sessiz sessiz ağlar
Ağlatır yollar

Yolların tutkusudur yolcular
Yolcunun aşkla vuruşu kendini yola
Bir karıncanın azmi ve sebatını taşır
Yolcu yola aşıktır
Yol da yolcuya
Yollar özlem özlem uzar aşka

Yolların kalbi kalbimde atar
Büklüm büklüm uzanır yollar
Kalbimin kuytusunda
Kalp ağrır, gözler yapışır ufuklara
Yollar getirir ka

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:21 AM
Her günüm özlem ve keder,
Gönlüm senin, hasretini çeker,
Senin yokluğun, kalbimde tüter,
Nasıl olur ki bilmem bu aşkın sonu.

Hicran yarası, bağrımda bir ateş,
Bağrıma basacağım,yokluğunun yerine taş,
Sensiz geçmiyor ki biliyorsun günler,
Şimdi özlem dolu kalbim, bak boş bu eller.

Gözümden kan ile yaş akıttın,
Beni çok ağlattın, dertlere attın,
Her günüm geçiyor, binbir türlü zülüm,
Anladım ki artık, yokluğun bana bir ölüm.

Sararmış yaprak, bak kopmuş daldan,

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:21 AM
Yüreğim
Bir *** şiir doğurdu günsüz
Babası hangi hasret bilmeden
Şiirin adı özlem olsun.

Özlemin kapına abanırs bir gün
Makyajsızsa yüzün o gün
Ağlamanı istemem ama yine de ağlarsan
Elmacıklarından yuvarlanan
Tüm incileri toplamanı isterim
Benim için bir cam kavanoza

Kadehli kollarımız çaprazlanarak
Göz göze yuvarlarsak şarabın kızılını yarın
Şarabıma katmak isterim topladığın incleri
Daha bir sarhoş
Daha bir hoş olmak için.
Kim o? Kapıda biri mi var?
Aa! Özle

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:21 AM
ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
içlenip buzlu bir kadeh gibi
buğulanıp buğulanıp durmasam
ne olur sabaha karşı rıhtımda
çocuklar pia'yı görseler
bana haber salsalar bilsem
içimi büsbütün yıldız basar
bir hançer gibi çıkıp giderdim

ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
singapur yolunda demeseler
bana bunu yapmasalar yorgunum

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:21 AM
Uykusuz *******in
Sabahını bana sor
Yarım kalan aşkımın
Eyvahını bana sor

Bana sor yalnızlığı
Ayrılığı bana sor
Mutluluğu bilirsin
Mutsuzluğu bana sor

Yıkılan yuvaların
Sonu gelmez yolların
Yaşanmamış yılların
Eyvahını bana sor

Karşılıksız sevginin
Vefasız sevgilinin
Bomboş kalan bir elin
Acısını bana sor

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:21 AM
Beni bilen böyle bilsin
Ben dostluğun delisiyim
Akıl irfan sizde kalsın
Ben bu köyün delisiyim

Bu acılar bitene dek
Ağlayanlar gülene dek
Bu can bende ölene dek
Ben bu köyün delisiyim

Sesi çıkmaz kırık sazın
Tadı olmaz susuz yazın
Mezarıma öyle yazın
Ben bu köyün delisiyim

Ne köleyim ne de bir kul
Vicdan bir borç hayat okul
Alın sizin olsun akıl
Ben bu köyün delisiyim

Benim yolum aşkın yolu
Benim yolum hakkın yolu
Bir tek derdim Anadolu
Ben bu köyün delisiyim

Sizde

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:22 AM
Seninle Geçen Her Gün Bana Mutluluk,
Seninle Geçen Her Saat Bana Huzur,
Seninle Geçen Her Dakika Bana Heyecan,
Seninle Geçen Her Saniye Bana Sevinç Veriyor,

Sensiz Geçen Her Gün Bana Keder,
Sensiz Geçen Her Saat Bana Üzüntü,
Sensiz Geçen Her Dakika Bana Dert,
Sensiz Geçen Her Saniye Bana Acı Veriyor.....

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:22 AM
Dünyanin kurulusu neye benzer!
Ay olmasa günesin anlami varmi,
Gecen olmasa gyndüzü severmisin,
Kis olmasa yaz olurmu?
Su olmasa katikla yasanirmi,
Gülde tiken anlami gibi...

Yaran olmasa merhem neye yarar,
Seytan olmasa melege ne gerek,
Kötülük olmasa iyligin degeri olurmu,
Baba ile anne yoklugu gibi...

Doga olmasa kayinat ciplak degilmi,
Yalan olmasa dogru kiymet kiymet bilirmi,
Umut olmasa hayaller kurulurmu,
Ask olmasa sevmek kiymet verirmi,
Hasret olmasa özle

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:22 AM
Zaman alacak biliyorum, fakat eger ögretebilirsen ona,
Kazanilan bir liranin, bulunan bes liradan daha degerli oldugunu ögret
ona ve hem de kazanmaktan nese duymayi.
Kiskancliktan uzaklara yönelt onu.
Eger yapabilirsen,
Sessiz kahkahalarin gizemini ögret ona.
Birak erken ögrensin, zorbalarin görünüste galip olduklarini...

Eger yapabilirsen,
Ona kitaplarin mucizelerini ögret.
Fakat ona sessiz zamanlar da tani,
Gökyüzündeki kuslarin,
Ve yemyesil yamastaki ciceklerin ebedi giz

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:22 AM
Bugün papatyalardan fallar açtım.
Bahtıma sen çıktın,
inanmak istemedim
Hep tekrarladım durdum
yine sen çıktın
Demekki bugün sen benim için doğmussun,
Ve inandımki
Papatyalar bizim için var olmuş.
O yüzden artık papatyalardan fal açmıyorum,
bu büyü bozulmasın diye

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:22 AM
B u dünyada hersey par imis,
Kime söylemisler bir bilsem.
Banna söylememisler, sorulursa.
Benim icin para nedir sóyleyeyim.

Gözü doymayan zenginlerin oyuncagi,
Ekmek parasini bulamayan garibanlarin hayali,
Ücgkagitcilarin büyük düsüncesi,
Ve dostu, düsmana kul eden.
para...

Soruyorum yaa,
Leyla ile mecnun misali gercek asklari,
kalplerde perklesmis acinin yarasinimi,
Yüreklerde mezar olmus, sirlarimi,
Ve umutsuz bekleyislerin, hasretini,
Bitirirmi care olabilirmi?

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:22 AM
Kac yil gecti aradan.
Ben unuttum, sanki bir asirdi.
Hatirladinmi beni, can dost.
Sana inanmak icin geldim.

Sen hala ayni hala gencsin.
Yillar seni görmemis, sanki unutmus.
Boyrat bir yönden esmis, sana ugramadan.
Sana geldim yeniden yasamak icin.

Ne saclarina ak düsmüs.
Ne gözleriyin nesesi sönmüs.
Sanki yillar benden almis hirsini.
Yeniden genc olmak icin, sana geldim.

Yüreginin güzelligi yüzüne vurmus.
Gayesiz ve dertsiz olduguna,
Cöküntülerin sende olmadigin

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:22 AM
Bulutlara gitmek istiyorum
Ne olur götürün beni
Kurtulmak istiyorum şu fâni dünyâdan
Bulutlara gitmek istiyorum
Bulutlara gitmek istiyorum
Herkesten kaçmak kurtulmak
Götürün beni bulutlara
Bulutlar temiz masmavi bir deniz gibi
Beyazı da var... Siyahı da bulutların
Bulutlara gitmek istiyorum...
Ne olur götürün beni
O güzel bulutlara...

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:23 AM
Seni soruyorum...
Gökyüzünde ki yıldızlara;Çiçeklere
Toprakta beliren yabânî otlara
Ba-zân kitaplara, ba-zân yazdıklarıma
Sevdâmız bir şeylerden nemleniyor
Yürüyorum ağaçlarda beliriyor
Taşlar dile geliyor ve sevdâm bağırıyor
Âdem bulunuyor Havvâ kayıp
Sonra esmerim şarkısı dile geliyor
Benim için, senin için
Ve! ... O akşam geliyor
İlk görüşümü, sesini, gülüşünü içiyorum
Buram Buram

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:23 AM
Gel İstanbul, gel
Seninle dertleşelim,
Şöyle bir gerilere,
gerilere gidelim,

Anlat bana İstanbul,
Camilerini, saraylarını,
Köprülerini, çeşmelerini,
Herşeyini anlat

Bir Namık Kemal'ini,
Bir Neyzen Tevfiğini,
Fatih'ini anlat,
Ben dinlerin koca şehir,

Gel iki dost gibi gezelim,
Çamlıca'ya çıkalım,
Boğaz'a bir uzanalım,
Emirgan'dan lale toplayalım
Kırlarından yabani çiçek koparalım,
Kanlıca'ya gidip yoğurdundan yiyelim,
Hisarına çıkıp Boğaz'ı seyredelim

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:23 AM
Kemiklerden kurulu bir çatı
Üstüne iliştirilmiş etler
Kırmızı olsun rengi esmer belki beyaz ne fark eder?
Kusursuz olsun görüntüsü taşbebek misali
Kuş kafesi altındanmış peh!

Dinle bak! Duyar mısın acep ses?
Yağmur mudur gözyaşı, seller mi?
Akar akar durmadan
Kaybolup gider, düştükçe yangın üstüne
Gül kokulu sular çağıldar derinlerde
Sökülmüşse yerinden kazınarak
Yırtılıp parçalanarak billur yapraklı lale.

Metin kaledir gördüğün önünde
Hem de yanılmışlığın resmi

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:23 AM
ben böyle korkak değildim eskiden
korkuyorum şimdi gölgemden bile
düşer de üstüne karartır diye
belki diyeceğim sadece iki kelime
bu ben miyim sorar oldum kendime

küçük bir çılgınlık çıkar ancak elimden
nedendir korkum bilinmez bilmece
oysa ne delilikler zamanın birinde
fırtınalar ben değildim sanki de
bu ben miyim sorar oldum kendime

nerden çıktı bu illet şimdi birden
sayıyorum attığım adımları kaç kere
ürkütmemek için bakmam güvercinlere
geveleyip sözleri yutuyoru

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:23 AM
Ay nasıl da yakın bana bu gece
Mehtap cilveli
Kızkulesi kıskanç bir yıldız
Sönük kalmış bakarken aydedeye
Kıyı sulara uzatıp oynaşır
Dantel dantel ellerini
Ayışığı, yakamoz
Bu gece bir başka
Mesafeler yanışta
Yıldızlardan çiçekler hediye
Bu gece bir başka öpüyor deniz
Bu şehrin sahillerini

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:23 AM
bu sabah güneş bir başka doğdu
bebekler ağlamıyor,
sevinç gözyaşları döküyor gökyüzü
duygular yüreğime sığmıyor
(.......)
bu sabah herkes mutlu

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:23 AM
bu şehrin akşamları bilmem ki neden
sabahlardan kaçar alabildiğine
yıldızlar dökmese pırıltısını yere

akşamlar koşardı belki sabaha
gündüzler saklanırken karanlığın koynuna

yalnızlık köşeleri açarken kucağını
uzayıp giden kimsesiz karaltılara
neredeyim soruyorum kendime
akşamları giyinen bu şehirde

beklerken gelmeyecek ayışığını
uğruna ölünesi aydınlığın nefesine
yüklüyorum yiten günün ağlayışını

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:24 AM
Sakalı uzun olanlar bu tarafa
Şu kadar santimin altında olanlar diğer yana
Başında eşarbı küçücük olanlar bu tarafa
Babaannelerin gibi olanlar diğer yana
Bu ne şimdi nasıl şiir mi diyorsunuz?
Ben de derim ki
Şiir bazen aynadır hayata
Bazen tercümandır vicdana
Romantik rüzgarlar estirir kafalarda
Bu da bir şiir işte öyle ki
İster gülün ister ağlayın hayatımıza

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:24 AM
Bu sabah kapkara bir karga
Konmuş şu bahçe duvarına
Uzaktan anlaşılmaz ne yapar
Bir yandan durmadan gaaklar
Yaklaşınca gördüm ki gagalamakta
Renkli bir kesekağıdı parıldamakta

Gaak dedi yine savruldu yere
Gagasından uçan bir kese
Yaldızlı parlak kağıttan
Yakalamak isterken düştü duvardan
Tüyleri bir yana saçıldı
Yaldızlı kesekağıdı açıldı
Baktı kaldı peynirli cipslere


Karga uçtu gak dedi
Geldi cipsleri yedi
//Karga karga gak dedi
çık şu dala bak dedi
çıktı

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:24 AM
uyandım sabah sabah çatıyorum sağa sola
neredesin ey sevgili ses ver artık bana
yetmez mi kaçışların durup versen mola
baharım kış boran oldu, gözlerim ağlar
yokluğun bir kor, yüreğimi durmadan dağlar

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:24 AM
Bir gün küçük bir çocuk
Dudağı bükük, yaşlar dolmuş gözlerine
İçini çekti, oturdu bir taşın üzerine
Acıdı yüreciği bir kıvılcım düştü içine
Uzandı yerde duran çekirdeğe
Bilmediği bir şeydi, baktı anlamadı
Görmemişti daha önce tanıyamadı
Bırakmak istedi bir an, yapamadı
Elinde tuttu bir müddet
Ne olduğunu bilmediği nesneyi
Evirdi çevirdi
Toprakta bir küçük çukur açıp
İçine atıverdi
Hüzünlüydü yüreği, ağlıyordu gözleri
birkaç damla gözyaşı ıslattı yeri

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:24 AM
Boyun büküp bakma öyle
Ne'n var çiçeğim söyle?

Yel mi vurdu yaprağına
Kar mı düştü dallarına?

Dile gelsin pembe dudağın
Beyazlar olsun duvağın!

Sararıp solma sen; neşelen!
Renginle boyansın gülşen!

Arz-u halin söyle bana
Al yerine kareleri bağlama!

Eğme yere güzel yüzünü
Etme sakın acının sözünü!

Yeşil yaprağın gazel olmasın
Görenler koklamaya kıymasın!

Kaldır başını dik dursuın
Kış biter bahara kavuşursun.

Ağzın bal olsun, dudağın şeker
Ağlama ç

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:24 AM
gel seninle çiçekleri böcekleri yazalım
bulutların üstündeki toz pembe rüyalara dalalım
sevda bahçelerinden bir demet te biz alalım
ağlarmış çocuklar, yanarmış analar
babalar çaresiz beş milyon veren olursa eğer
düşünürmüş haysiyet mi? ... karnını doyuracak ekmek mi?
yangın varmış arka mahalledeki ahşap evde
amaan canım hadi sen de
gel seninle yazalım biz aşkı, sevdayı
çimenlerde koşup oynamayı
ip atlayıp top oynamayı
bilmem nerede hangi yeni şarkıcıyı

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:24 AM
elini uzattı almak için
boşlukta asılı kaldı
kirli minik parmakları
kokladı uzun uzun
buram buram kokusunu
sıcak taze ekmeğin
bir adım daha attı
açlığın kapısından dışarı
çıkarım diye ümitle
girmemişti ağzından içeriye
günler günler boyu
ne ekmekten bir lokma
ne bir yudum tatlı su
çaldığını duydu zillerin
içinde biryerlerde
beynine ulaştı sonra
susmayan zil sesleri
ısrarlı....arsızca


karardı heryer
masum yüzü gibi kapkara
titredi incecik dizleri
aral

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:24 AM
kara gözleri var,yeşil gözleri
kimi mavi, kimi kahveden almış rengini
tenleri rengarenk; sarı, kızıl, kara derili
dünyaları ayrı, kıtaları, denizleri
kimi Afgan, kimi Filistinli, kimi Somali
dilleri ayrı, dinleri ayrı ve mekanları
bir olan şey sadece yürekleri
biliyorum;
demiyorlar ama gözlerinden okuyorum
beyaz gönüllerinden geçeni.
bir parça ekmek olsa;
bir salıncak, çevirmek için bir topaç!
hepsinin dileği bu
ve.... karınları aç!
kimi havan topuyla kaybetmiş kolunu

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:24 AM
eylül! daha çocukluğumdan
beri size bakardım ben
bir yazın azalmakta olan
sözcüklerinden nasıl da
ansızın sökülürdünüz
bahçelerle ve kül
dolardı içim... eylül!

eylül! kırılgan mevsim!
cam hançeri güzün
dağılırdı kalbimde
birden gecenin ve gündüzün
perdesiyle örtülürdünüz
tenhâyla ve tül
dolardı içim... eylül!

eylül! unuttum sizi
dağ kızarır yol sararırdı
ve ben dönüşlere bakardım
o aman vermez belleğin
paramparça güldüğünüz
aynalarla ve gül
dolardı içim... eylül!

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:25 AM
Yaşamak güzel şey dogrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnin
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
Iyi günler bekliyorsan hele
Iyi günlere inaniyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey dogrusu.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:25 AM
Şen şakrak çocuklar gibiyim bugün
Çocuklar gibi..
Kavak yelleri rüzgara kapılıp gitti
Uçan balonlar gibi...
Güneş uzattı kollarını, alacak kucağına
Rüzgar esti,yanağımı okşar gibi...
Yeşil halılar serdi bahar, ayağıma.
Çocuklardan bir çocuk;
Büyümüş te küçülmüş
Masallar, ninnilerle büyümüş
Çember çevirip, horoz şekerler yemiş
Dedesinin cebinde türlü türlü yemiş
Kuşun kanadı neden gümüş?
Çocuk ruhum bugün şen şakrak gibi
Rüzgara kapılmış uçurtma, başım

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:25 AM
I
Diri çiçekler,
Issızlık,
Tellere asılı gökyüzü...

Işığın diliyle
Vedalaşıyor sokak.

II
Böcekler yer değiştiriyor
İnceliyor uykumuz

Rüzgâr soruyor çalılıklara
-Kargalar nerede?

III
Gerçeğin şarabını içirir;
Karnındaki tapınağa
Sevgilim deyip uzandığın,
Bahar.

IV
Süzülüp yazın ellerinden
Yere düşer ilk damla

Soyunursan
Karşımdaysan
Dalıyla hesaplaşan
Aceleci incir.

V
Bukleleri sonbaharın,
Sana benzeyen
İnce sarmaşık

Nerede bekleyelim seninle
Bu kış uzu

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:25 AM
Ağlama, inleme
Bakma öyle mahzun, gözlerime
Sakın beni yaz deme
Yazamam kurbanlığını/ canavar ruhların ellerinde

Yazarsam kalemim bir çıra olur/ kağıtlar mazot denizi
Tutuşsun mu dünya/ yürekler yansın mı ateşe?

Gelme aklıma, girme düşlerime
Tutunup eteklerime
Bakma mahzun/ öyle melul, gözlerime

Gözlerine mor sürmeler
Bedenine kara güller
Korkulardan alevler/ küçücük yüreğine
Ve oyuncaklar
Birkaç renkli top/ bir de
Kırık bacaklı bir bebek
Buz kesmiş ellerine

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:25 AM
Kalem sana kurban olam kõle olam
Anam oldun, babam oldun, eş oldun
Seni yapan ustalara kul olam
Dertlerime ortak, yüreğime taş kalem

Senden başka sadık dostu bulamam
Bir gün bile senden ayrı kalamam
Herşeysiz olurum, sensiz olamam
Gözümün seline yaş oldun kalem

Seni çöpe atan eller sürünsün
Zalim dostlarımdan sen çok üstünsün
Seveceğim ölünceye dostumsun
Bütün insanlığa baş oldun kalem

Kalem sana ağaç olam uç olam
Yazdığına cümle olam hece olam
Sen gündüz ol, ben de sana gece

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:25 AM
1.
Kara gemi Okeanos ırmağının
Akıntısından kurtulup tanrısal
Denizde Ayaye adasına varınca
Onu kumsala çektik ve uykuya
Dalarak tanrısal şafağı bekledik.
Sabah sisi içinde doğan
Gül parmaklı şafak
Elpenor' un yüzüstü yatan ölüsünü
Bulmuştu ilk önce kıyıda.
Martı leşleri ve deniz kabukları arasına
Törenle gömdük onu kederli
Gönülle ve yanık yüzlü şaraptan
İçerek dinledik Kirke'yi.

2.
Tanrıçaların en tanrısalı
Güzel belikli Kirke eyitti :
"Sen Odysseus iki

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:25 AM
Tanıdığım bir ağaç var
Etlik bağlarına yakın
Saadetin adını bile duymamış
Tanrının işine bakın

Geceyi gündüzü biliyor
Dört mevsimi, rüzgarı, karı
Ay ışığına bayılıyor
Ama kötülemiyor karanlığı

Ona bir kitap vereceğim
Rahatını kaçırmak için
Bir öğrenegörsün aşkı
Ağacı o vakit seyredin.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:25 AM
Yağmurla ses olup çıksın,
Dallansın dumanlı ağaçta bensiz,
Vursun yürüyen şafağa gölgesi,

Gülde dolaşan arı gibi göksel,
Suyun kabuğunda gerçek parıltı,
Başağı sallayan ay gibi,

Arabasız bir yıldızın kamçısı
Gibi kıvrılsın gökyüzünde seçik,
Gün gibi boyasın denizi,

Ekmeğin yanında tuz gibi esmer,
Su anıtı gibi her yerde olsun,
Kimi desin, "Kimin bu sevi?"

Kendi başına sansın kimi?

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:25 AM
İsteklerim vardı
Hem nice dileklerim
Aşılmaz dağlar mıydı
Ulaşılmaz köyler
Uzanan eller mi gerekliydi
Sarı renkli
Beyaz gümüş metaller
Yeşil kağıtlar olsa olur mu
Gökyüzüne bir uçurtma salsam
Deryanın en derinine dalsam
Olur sandım dileklerim
******* boyu
Gündüzler kadar beklerim
Bir davet ki
Göklere uzanan ellerden gelir
“Yalnız temizlenenler” girebilir
Koştum davetin geldiği yöne
Kapıdan içerisi masalsı belde
Cevaplar yetişir aminlere
E

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:25 AM
Uyuyamıyacaksın
Memleketinin hali
Seni seslerle uyandıracak
Oturup yazacaksın
Çünkü sen artık o eski sen değilsin
Sen şimdi işsiz bir telgrafhane gibisin,
Durmadan sesler alacak
Sesler vereceksin
Uyuyamıyacaksın
Düzelmeden memleketinin hali
Düzelmeden dünyanın hali
Gözüne uyku girmez ki
Uyumayacaksın
Bir sis çanı gibi gecenin içinde
Ta gün ışıyıncaya kadar
Vakur metin sade
Çalacaksın.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:26 AM
Zaman mı geçti, yok ben mi esriktim,
Zakkuma bağlardım güneşi,
Gecenin ağır ununu elerdim,
Ay benîisrail zeytini.

Anlıksal birliğin simgeleriydi
Gülkurusu, altın ve tirse,
Sirinksin yediveren sesi,
Asalbent, buhur kokuları içinde.

Ölmüşüm orda bir aralık,
Unutuverdim konuştuğum dili,
Ama ağacın kendisiydi,
Kavramı değildi görünen artık.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:26 AM
Martılar yuvarlandı yavru martılar
Doğru sezmiştim
Kanatları kırıktı onların
Kurban etmiştim
Şimşek bakışlı yıllara
Davullar tam tamları vururken
Ebruli tebessümlü dudaklar
Savaş şarkıları söylerken
Yuvarlanıp gitti martılar
Kanadı kırık yavru martılar
Sonu gelmez okyanuslara
Başka illerde yeşerirken bir bahar
Ruhumun ateşe yandığı gündü
Şeytanın gelin olduğu bir düğün dü.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:26 AM
masmavi bir denizdi düşlediğim
uğruna ne hayaller beslediğim
dalgalar içinde adam boyu
mavisi keskin, mavisi koyu
takalar yüzer denizin yüzünde
martılar bir parça simit peşinde
grostonluk gemilerden gelir sesler
tayfalar yorgun tayfalar tıknefesler
yosun tutmuş kayalıkların dibi
yosun yeşili buğulu gözler gibi
güneş eteklerini toplayıp giderken
gitme kal diyor dalgalar, daha erken
denizin mavisi bakıra döner aheste
sular serinler, bir küçük kuş kafeste

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:26 AM
I. koşu
Kör bir ozan anlattı bunları,
Atların da ruhu vardı Troya önünde,
Ta Hades'ten duyulurdu kişnemeleri,
Atsız bu bu kişneme ölüleri ürpertir,
Köpeği deliye çevirirdi.
Kimi de Troya önünde nal sesleri gezinirdi,
Gömülmemiş bir atın erinçsiz ruhundan.

O gün Akhalar başka biri için yarışsalardı
İlk ödülü Akhileus götürürdü barakasına.
Çünkü ölümsüz atları vardı,
Onları Poseidon vermişti babası Peleus'a,
Peleus da oğluna armağan etmişti.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:26 AM
Turnam gider olsan bizim ellere
Vezir Ardahan'dan göçtü diyesin
Karşı geldi Kızılbaşın Hanları
Çıldır'da da döğüş oldu diyesin

Al kana boyandı Çıldır dağları
Gaziler diktiler... tuğları
Gözü kanlı Diyarbekir beyleri
Din yoluna şehit düştü diyesin

Çamur dize çıktı kan ile yaştan
Atlar dalmaz oldu serilen leşten
Kaleler yığıldı kesilen baştan
Ak gövdeler kana battı diyesin

İki alay bir araya gelince
Ara yere çarkacılar girince
Beş bin beş yüz belli atlı ölünce
Tokmak Han da ka

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:26 AM
Yürekler vardir ki Devran elinden,
Onlara gam sunuldugunda,
Iri güller gibi kan aglayip
Sessiz, dünyayi seyrederler...

Yürekler vardir ki onlar,
Kirginlik ve yalnizligi tadinca;
Sokak gösterilerinde yakilan,
Taşit lastikleri gibi,
Alevli ve gösterişli yanarlar...

Yürekler vardir, gam denizi derinlerinde
Mürekkep baliklaridir ki,
Onlara sitem eriştiginde,
Deniz içine aglarlar...
Laciverd ve dilsiz.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:26 AM
Bir yas aniti olmadan yat
Ugultunun kol gezdigini,
Duydugum ve bildigim tepede;
Hâl nice? Güller de...
Görünüyorlar mi zaman zaman?
Mevsim hep kiş ve vakit gece
Oldugu sürece...
Uyu, kötü rüyalar yildirmasin seni,
Bir yas aniti olmadan yat...
Hüznün aniti ol sadece...
Sen bir su damlasi gibi ari,
Sen bir saç teli kadar ince.
Bir yas aniti olmadan yat.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:26 AM
Sen de bilirsin hüznün incelmişliğini,
Fırınında değil, mezecilerinde bulunur kalbimizin,
Oysa keder, kara ekmek gibi zorunlu nerdeyse...
Senin verdiğin hüzün kedere dönüşüyor gitgide.
Sabah güneşi vuran doruklardan,
Pembe rengi sildim şimdiki halde...
Tipiyi çağırdım, göz gözü görmesin yine.
Gözlerime ilgisizlik bulutları ardından,
Kış güneşi gibi soluk, serin bak.
Her zamanki bakışınla muhakkak,
Özlem bulutu çözünür, taşkın olur.
Sabah güneşi vuran doruklardan,
Pembe rengi sildim

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:26 AM
Ben seni Ş sesinden tanırım ey Ayşe
Güleçkenar üçgen yaraçı
Kirli mendil kalaysız bakraç
Çeşmeden mi geliyon Anşa kız
Seni seviyon

Ben seni Ü sesinden tanırım ey Hülya
Olmazkenar üçgen daraçı
Gül kurutur defterinin arasında
Penceresi içli leylak
Baygın manolya

Ben seni ey sesinden tanırım Leyla
Morkenar üçen foraçı
Dikişsiz ipek fitilli kadife
Bacak bacaküstüne atarsın
Bi da gelme dükkanıma

Ben seni her yerden tanırım ey Meyrem
Beleşkenar üçgen veraçı
Alçakgönüllü basma da

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:27 AM
1800'ler ile 1930'lar arasında,
Bazı Anadolu ve Rumeli kentlerinde
Yaşayan bu kavme dair
Pek az belge var elimizde. Bildiğimiz:
Kamış kalemlerini sevgiye batırıp,
Mührelenmiş kâğıtlara içirdiler;
Ney üflediler, tambur söylettiler,
Birçoğu muhabbet mülkü sultanına esir idiler.
Uysal ve sessiz yaşadılar, burası kesin,
Her talepte ibrâzı mecbûri aylık seyahat varakalarını,
Memur efendilere göstererek,
Meselâ Pendike Samatyaya,
Dağılırlardı akşamları.
Frenklerden sevgi beklemeden,

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:27 AM
Kimse ihtiyaç duymasaydı sevgiye
Güzel ve kısa anlardı. Yoksa hayalim,
Hayalimle mi dolmuştu billûr şişe?
Itır yok, şişe boş, hiçlik kasırgası;
Duygu tanımaz bir karayel işte...
Bir karayel bu şimdi kasıp kavuran,
Son yolculuğunda yürek kadırgası.
Suç onun, sevgiye ne gerek vardı...
Dost sesler mutluluktur ıtır dolu ve billûr,
Bir gün boşalır içi bir sesin, mâlum olur,
Artık kalbimiz kutup denizinde ve yalnız.
Tanrım suç kimindi, nerde hata yaptık?
Keşke sevgiye muhtaç olmasaydık...

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:27 AM
Kardır yağan üstümüze geceden,
Yağmurlu, karanlık bir düşünceden,
Ormanın uğultusuyla birlikte
Ve dörtnala dümdüz bir mavilikte
Kar yağıyor üstümüze, inceden.

Sesin nerde kaldı, her günkü sesin,
Unutulmuş güzel şarkılar için
Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan,
Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu'dan
Sesin nerde kaldı? kar içindesin!

Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam!
Uyandırmayın beni, uyanamam.
Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına,
Allah aşkına, gök, deniz aşkına
Yağsın kar üstümüze buram bura

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:27 AM
Ey bir at üstünde doğduğum memleket,
Oynadığım vadiler, geyikli ve sarp.
Kızıl bayrakların uçuştuğu serhat,
Davullar ve kafesinde çırpınan kalp!

Yaylının rüzgarlanıp duran örtüşü,
Karasız deniz gibi boş bir gökyüzü;

Bir uçtan öbür ucu Yemen türküsü,
Öten çıngırak, koşan atlar ve step...
Ah. sonsuz Anadolu'm, sen! Sen, sen, sen hep!

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:27 AM
içi boşalmış ruhsuz bir beden
Derde derman olmazsa yar
Söyle ne gelir elden

Elinin tersiyle itmeler neden
******* güler gündüzler ağlar
Anlamazsın dilden

Bulmaz mı sanırsın karşılığını eden
Eğilmez bilirim yüce dağlar
Sen de geçmezsin bildiğinden

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:27 AM
Rengini gülden almış, açılır gonca olur
Yaprağı tülden ince, pembe, hem beyaz olur
Gün vururken parıldar, ay vurur ayaz olur
Açılan semalara, Hakka duadır eller

Sesi gönülden alan, söyleyen diller olur
Kelamile tüm dertler, hep var iken yok olur
Tatlı söz acı aşa, ağu iken bal olur
Seslenen içli içli, Rabbe sedadır eller

Gam-ı dertten kurtaran, latif bir esam olur
Gönülü dilşad eden, bir şule leyal olur
Dermansız derde ilaç, ruhlara Lokman olur
Biçare hastalara, hep te

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:28 AM
Titrek bir damladır aksi sevincin
Yüzünün sararmış yapraklarında
Ne zaman kederden taşarsa için
Şarkılar taşırsın dudaklarında.
İşlerken hülyama sesten örgüler
Bir çini vazodan dökülen güller
Gibi hülyada fecirler güler
Buruşmuş bir çiçek parmaklarında.

Gözlerin kararan yollarda üzgün,
Ve bir zambak kadar beyazdı yüzün;
Süzülüp akasya dallarından gün
Erir damla damla ayaklarında.

Sesin perde perde genişledikçe
Solan gözlerinden yağarken gece
Sürür eteğini silik ve ince
Bir göl

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:28 AM
Dün gece lambaların kör ışığı içinde
-Herkes ömründe bir kez olsun o yoldan geçer
Bir sokağa düştüm ki her köşede bir gölge,
Her pencerede bir baş, her kapıda bir fener.

Onların iki yana dizili yüzlerinde
Kalmamış gibiydi bir damla ışıktan eser
Ve körler gibi, sanki elleriyle derinde
Yitmiş hayallerini arıyorlardı yer yer.

Balkonundan sarkarak biri: 'Yavrum, diyordu
Hatırlamaz olmuşsun artık eski karını;
Göğsümde geçirdiğin sevda akşamlarını.'

Biri memelerini gösterip gülüyordu:

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:28 AM
Sönmüş saçlarında son damla ışık,
Bir düşün içinde gibi her akşam
-Ve yüzleri duman kadar dağınık
Geçer bu sokaktan binlerce adam.
Umut gözlerinde ölü bir bakış,
Çığlık bir bükülüş dudaklarında;
Bulamadıkları nedir ki, yaz kış
Dolaşırlar şehrin sokaklarında?
Sanki yalvaran bir duadır onlar,
Belki tanrılara açık vesvese,
Bir nehir. Bu nehir her akşam akar
Derinden ruhları çağıran sese

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:28 AM
Ölmüş o, ayrı düşmüş sürüden,
ayakları dışarda örtüden.

Ölmüş herkes gibi ölen insan,
Yalnız ayaklar kalmış yaşayan.

Ardından ölüme düşen başın
İki kardeş bakakalmış şaşkın.

Der ki, bu ayakları görenler,
Başım değilmiş düşünen meğer.

Ayaklarım, az gide uz gide,
Ayaklarım, ümitler peşinde!
Yolcu ölmüş; işte ayaklar hür!
Yolcu ölmüş; ayaklar düşünür...

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:28 AM
O gün bu gün size özendim
Her yerde; hava, toprak, deniz.
Bir serüvendi; gökteyseniz
Çıktım, yok, yerdeyseniz indim.
İlkin, size içkiyi tattırdım:
Ömür boyunca sarhoşsunuz;
Ne açsınız artık ne susuz.
Sizsiz ben de susuz kalırdım.

Size geceyi de öğrettim
Onda düşlerle çoğaldınız;
Yaşantıda yorgun ve yalnız
Değilsiniz; sizi ürettim.

Biterdi belki bir uykuyla
Herşey ve tadından ötürü.
Gördünüz ki bundan ileri
Bir şey var çağıran tutkuyla.

Çağırdım, çağırdım, çağırdım

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:28 AM
Elmaslar dolu koynumda / sakladığım sıkı sıkıya bastırıp tenime
Bir çocuğun ürkek bakışlarını almışım ödünç
Kıskandıracak kadar özgür ürkekliğim/ işte ellerimde
Kan damlıyor
Tuzlu bir su içiyorum içime çeke çeke
Elmaslarım tenimde/ elmaslarım çalınmasın alın özgürlüğümü de
Kıpkızıl bir ırmak değdikçe gözbebeklerine / kızaran
Ve alevden derya/ baktıkça gözlerinde yanan
Kırabilir misin tel örgülerini ruhumun
Dokunabilir misin çırpınan kanatsız kuşlara
Hadi anlat! Anlatabilir mi

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:28 AM
Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar,
Kapanırdı daha gün batmadan kapılar.
Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden,
Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen!
Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen
Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla
Ne güzel komşumuzdun sen, Fahriye Abla!

Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi,
Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi;
Güneşin batmasına yakın saatlerde
Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede.
Yaz, kış yeşil bir saksı ıtır pencerede;
Bahçende akasyalar açardı ba

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:31 AM
En güzel müzik nedir
Bilir misiniz
Cik cik cik.. öten kuşlar mı
Yanık yanık türküler
Islık çalan ilkbahar mı
Kemanın naleleri
Bülbülün figan edişi
nağmesi içli şarkılar mı
Şu kulağa çalınan
Füsunkar ney sesi
Kaval çalan çoban mı
Dinler misiniz
Bahçemizde çocuklar
Top oynayıp ip atlar
Kaydıraktan kayarken
Bazen düşüp ağlarlar
İşte en güzel müzik
Yavruların sesidir
Bunu herkes işitir
Değerini yalnız anneler bilir

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:31 AM
Sağ çıkıp günlük savaştan
Evin yolunu tutmuşum
Yemek yedik, çocuklarım uyudu
İniyor üstüme yavaştan
Allah’ın bembeyaz bulutu
Kederlerimi unutmuşum.

Hayatta olduğuma
Seviniyorum şimdi
Kavuştum çoluk çocuğuma
Koltuğuma uzandım, rahatım
Kahvem içime sindi
Başladı gecelik saltanatım.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:31 AM
Hepsini birden istemek
Yersiz,
Zamanı var
Biz zengin değiliz.

Duvara astım liste,
Eksikleri yaz,
Sıra hangisindeyse
para olur olmaz...

Ayda bizim elimize
Ne geçer, şu kadar.
Ayır önce kirayı;
Günde yemeğimize
Ne gider, şu kadar.
İyi kullan parayı,
Bu aylık bize yeter.

Duvardaki liste...
Kes üç kuruş ekmekten,
Beş kuruş etten kıs.
Sıra hangisindeyse
Çarşıya gider, alırız.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:31 AM
Kocaman bir havuzdu dün/
Boğaz
Gemiler yüzdürdük içinde
Kağıttan gövdeleri/
beyaz
Saçlarımızı yelken yaptık/
tel tel
Martı kanatlarını kürek
Kuşlar uçurduk içimizden
Kırmızı kurdelalar teleklerinde
Baharı çağırdık hep bir ağızdan/
Gel beri gel
Yüreklerden yalılarda yaşadık
Aşı boyalı, cumbalı/
bembeyaz
Erguvan renkli rüyalar gördük
Karanlıkları, korkuları örttük
Pembe – beyaz bebeleri büyüttük
Kovduk karakışları/
Görünüverdi yaz
Sevda balonları u

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:31 AM
Ben uzaklarda olmalıyım, çok uzaklarda
Acılar unutulduktan sonra
Dönmeliyim.

Ölümlerin karşısında şaşırıyorum
Ne desem ki
Düşünüyorum.

Kalanları ağlıyor gidenin
Benim gözlerim kuru
Herkes bana bakıyor, biliyorum
İçlerinden geçenleri.

Başsağlığı dilemek
Garibime gidiyor
Ölen öldü, sen yaşa
Küçültmeye benziyor.

Beni böyle kitaplar mı yaptı ne
Kağıtlarda gidenlere içlenip ağlayan ben
Hayattaki ölümlerde put gibi duruyorum.

Ben canavar ruhlu muyum

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:31 AM
Bir dumanla dolmuş dünya
Boğucu bir duman
El yazması bir kitapta
Bir hikaye okudum:

Bakırcılar bir zaman
Bir koca kazan yaptılar.
Bakırcılar gece oldu, evlerine gittiler
kazan kaldı dükkanda
Sabah ola, aşlar pişe
Sabah ola, o da gide
Bakırcılar gittiler
Kazan kaldı dükkanda.

Kazan bekler
Saatler geçer gece
Bir büyücü gelir girer içeri
Çalıp gider bu kazanı gizlice.

Issız bir dağ başında
Ateş yakar büyücü
Yanma ateşim yanma
Ateşin elinde mi?
İçinde tı

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:31 AM
Seni karanlıkta yatırıyorlar.
Korkuyorsun geceden:
Bakıp bakıp pencereden,
Yatağına sokuluyorsun.

Ben hep eski yerimdeyim, biliyorsun.
Hava açık olduğu zamanlar
Beni seyrediyor, seviniyorsun.

Ne olurdu, ben de,
Sana göründüğüm şekilde
Odana gelseydim.
Ateşböcekleri gibi,
Küçücük avucunda
Yanıp yanıp sönseydim.

Seneler geçip gider, büyürsün.
Bir gün olur, hepsi biter:
Endişeler, o çocuk üzüntün
Hepsi biter.
Aydınlanır seninçin *******,
güneş gibi görünürsün.

Biraz sabı

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:31 AM
Ne zaman sokaklarda dolaşsam
Okul, sinema, sergi
Kullanıyorlar
Bendeki eski benleri.
Kalabalıklarda çoğalıyorum
Hangisine yetişeyim şaşkın
Tıpkı onun çizgileri
Karşıdan gelen şu kadın.
Bir küçük çocuk
Yıllarca öncem
Korkar mı gitsem yanına
Çocuk, sen bensin desem.
Üç delikanlı yürüyor
Bir dört yol ağzında her biri bir yana
Üçe bölünüyorum
Yolların her birinde birim gidiyor.
Biri eve derslerinin başına kitabı açıyorum
Biri parkta bir sevgili bekliyorum
Bir yerde çalışıyor üçüncü

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:32 AM
Allah beni çirkin yarattı,
Cazibem yok yürürken.
Kahveci kızına mı bakılır,
Güzelle dururken.

Fakir doğup büyüdüm,
Annem evlerde çamaşır yıkar.
Onlara git,
Zenginler var.

Okutmadılar orta’dan sonra,
Tahsilim de kaldı yarım.
Güzel olsam, zengin olsam
Anlarım.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:32 AM
ebemkuşakları altında
bilmem dikkat ettn mi
uzakların güzelliği
yaz yağmurundan sonra

şayet aşkın rahmeti
gün olur kesilirse
altın kemerler gibi
hatıralar önümüzde

hadi ver ellerini
ufkumdan esen samyellerine
sabahın serini
karışşın ellerine

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:32 AM
Delicesine daha dün
Kitaplara düşkündü,
Almış yürümüş serserilikte.
Akıl bu, evi barkı bırak da sen
İğri büğrü sokaklara dal
Geceyle birlikte.

Bir kız sevmiş yakın zamanda,
Bahse lüzum var mı geçmişten?
İflah olmaz sanırım,
Geçti iş işten!

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:32 AM
Güneşin dağın ardından çıkmasıyla;
Bir tahta kapı açılır dünyaya.
Ve bir yorgun beden yola koyulur,
Belli hergün ki gibi ekmek kavgasında.

Ne yürüdüğü yolları bilir,
Nede gideceği yeri;
Ezberlenmiş bir hikaye okur,
Çilehane şehirleri.

Nihayet yorgun beden bir dolmuş koltuğunda,
İş yerine kadar tetikte bir uykuyla.
Heryerde aynı manzara;
Tarihe taht kuran İstanbulda.

Ey! taşı toprağı altın şehir;
Hani nerde altının,taşın,toprağın.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:32 AM
O sizin gördüğünüz kadınlar
Güzeldirler ha bereket
Melek kadar masum
Yok canım şeytan kadar şirret

İncedirler aman ne nazik
İçerde zalim nobran
Kıskanç
Dışarıya karşılık.

Temiz… kazısan kir
Karanlığın üstünde zar parıltı
Bir duman bir zifir
Köreltir aklı.

Evlidirler evlerinde evsiz
İyidirler
İçlerine girmeyince nerden bileceksiniz.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:32 AM
Aşkın ve hayalgücünün
Simgesiydi İstanbul
Laf olsun diye
''İstanbul'u sevmezse gönül
Aşkı ne anlar''
Demiyordu şarkılar
Ki o gerdanlığı olan surlar gibi yakışmıyordu
Hiçbir bedendeki takılar

Yeryüzündeki bütün şiirlerin
Yörüngesiydi İstanbul
Kalemin kaderinin karşılığıydı
Tüm dillerin sözlüğünde
''Anlatmaya engel yok''un kanıtıydı
Bir nakkaşın körlüğünde

Ahiretteki cennetin
Belgesiydi İstanbul
Düşler çerçeve kabul etmiyorsa
Bunun apaçık timsâliydi
Kalabalı

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:33 AM
Taraftar cinsimi dile düşürdü
Hakemden farksızım seni sormalı
Kaderim olmadık ele düşürdü
Kalemden farksızım seni sormalı

Kendimi rakibim sayıp yenerim
Yoktur meziyetim yoktur hünerim
Güneş diye etrafında dönerim
Alemden farksızım seni sormalı

Susadım su yoktu kan içtim tastan
Müthiş gol olurdu attığım pastan
Gelmedin bir türlü çıkmadım yastan
Matemden farksızım seni sormalı

Ağlayan nar benim gülense ayva
Az kaldı ölmeme yapılsın helva
Dünyada yok bizden başkası

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:33 AM
Ürperen yaralara çıplak
Havaların değmesi
Acır.
Korkunuz nerdeyse
Bir şey söylenecek, bir şey sorulacaktır.

Sekiz sokak önceden sezmeniz
Adımlar yöneldi,
Bir daralış gönlünüzde
Ortalık karardı.

Anla sıkıntımı geç git dost,
Nedendir sorma.
Gür bitkiler altında bir benim için akar
Alıngan, onurlu
İstemez görsünler saklı su.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:33 AM
Sen, şu evvelce de yazdım:
Siyah gömleğinde ince...
Olmuyor ki ha deyince
Hayat bütün bütün zalim.

Devran döner. Âdem-Havva üstüne,
Dünya evlilikle baki.
Ama hayat dedikleri
Güçleşmekte günden güne.

Seni, beni üzen dertte
Çarpar bir milletin kalbi,
Halkın çoğu bizim gibi
Bunun lafını etmekte.

Geçer, hepsi geçer elbet;
Daralmış gönüller ferahlar.
Gelir o eski sabahlar,
Memleket eski memleket.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:33 AM
Yıllar yılı yanımızda
Kavruldun yağımızla.

Hiç bu böyle kalır mı,
Biraz geç de olsa
Göreceksin hayatın sana da güldüğünü,
Sabret yoksa.

Nasıl mı?
Topraklarda tohumlar vardır
Karlar altında kış boyu,
Kış geçer, bir bahar günü
Çiçek açar tozpembe,
Tıpkı öyle.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:33 AM
küçük şehirde yaşayan büyük insan
sen söylencelere itibar etmemeyi
benliğindeki onmaz yaralarla belledin
kim ruhundaki alabora olmuş
duyumsamalarını yeniden yüzdürebilir
şehir ki Atinadan beri
tutsaklığın metaforu
özgürlük
bitmek tükenmez varlığın üçüncü şahıslar tarafından
onanması yanılsamasını alaca karanlıkta seçmeyle başlar
sen
deli aygır
değimli ki
gallop hayalinle yanıp tutuşursun
yol bu
zincirlerini kırmakla başla
hiç tereddütsüz ölümün ağzına bırakı verdi

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:33 AM
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
Sende tattım yemişlerin cümlesini
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin.
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en e

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:33 AM
Can yoldaşım olmasa olmasın
Yanlızım diye hayıflanmasın
Eğilmiş üstüne gökyüzü masmavi
Bir anne şefkatine müsavi
Üç adım ötede deniz
Dosttur, ne öfkesi ne durgunluğu sebepsiz
Bir derdin varsa açılabilirsin ağaçlara
Ağaç yaprak verir sır vermez rüzgara
Ve kış yaz
Dalda kuş eksik olmaz
Dağ başında duman
Yanlızlık nedir göreceksin öldüğün zaman

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:33 AM
Köy doğası yemyeşildir, mis kokar
Soğuk sular yüksek kırlarda akar
Şehirlerde daha yeni başlarken
Köyde gece çoktan yarıya sarkar

Yağı, sütü kutulara hapisken
En özgürü köylünün küpündedir
Şehrin günü geceden ayrılmazken
Köy, günün ve gecenin hazzındadır

Şehirlerde görüntüsü bin renkken
Aşkın safı köydedir en derinden
Mutluluk kavramı farklı dökülür
Şehirlinin ve köylünün dilinden

Yemyeşil zeytini karartan güneş
Şehirliye serin, köylüye sıcak
Köyün kazanını kara

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:33 AM
Felek ne kadar kahretse kalbimize,
Zaman zaman hatırladığımız olur,
Hangi dilber ilk aşkı tattırdı bize;
Bir bahtiyarla yaşadığımız olur.

Ah o yaz gecesi, o mehtap, o havuz!
Balkonundan gül atan cömert sevgili!
Aşkınla deli divane olduğumuz,
Sarmaşığa tırmandığımızdan belli.

Belki bugün bu yaşta tekrar olunmaz,
İlk aşk gecesinin masum yeminleri,
Fakat nerde ilk öpüşün verdiği haz?
Saadet bilmiyorum o hazdan gayri.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:33 AM
Gün bitti;
Akşam serinliğiyle başlıyor memleketim.
Doğduğum köy göründü;
Sakin yıldızlariyle gittikçe yakınlaşan sema,
Dört nala kalktı atım sevincinden;
Uçaraktan gidiyorum sılaya.
Çocukluğumda uçurttuğum uçurtmalar olacak
Bacalara takılan şu beyaz bulutlar;
Belki de rüzgârda namaz bezidir.
Yüzüne hasret kaldığım anacığınım!
Herhalde beni bekleyenler var.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:33 AM
Can yoldaşın olmazsa olmasın
Yalnızım diye hayıflanmayasın,
Eğilmiş üstüne gökyüzü masmavi
Bir anne şefkatine müsavi.
Üç adım ötede deniz
Dosttur, ne öfkesi ne durgunluğu sebepsiz.
Bir derdin varsa açabilirsin ağaçlara
Ağaç yaprak verir, sır vermez rüzgara
Ve kış yaz,
Dalda kuş eksik olmaz
Dağ başında duman
Yalnızlık nedir göreceksin
öldüğün zaman.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:33 AM
Ve şehrin şenliğine karşılık
Susar servileriyle mezarlık.
Susar ve hatırlar: - Bu kırık
Aynadaki hazin perişanlık

Sizindir, siz gafil, siz bihaber
İnsanlar bilseydiniz ne bekler
Bir gün açmak için bu çiçekler;
Ölülerin sükûnu çiçekler

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:34 AM
Meyanın balıdır gardaş
Şifadır bütün bedene
Böbreğinde kalmaz taş
Kuvvet verir midene

Meyanın özüdür gardaş
Işık gelir gözlerine
Her uzuvun sarmaş dolaş
Parlaklık verir tenine

Öyle bir soğudu ki
Keman çaldırır dişine
Mübarek buzhane sanki
Yaş döktürür gözlerine

Bu kavurucu sıcakta
Vücuduna klima
Yüreğini ferahlatır
Stres alır anında

Vay meyan vay!

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:34 AM
Gitti gelmez bahar yeli;
Şarkılar yarıda kaldı.
Bütün bahçeler kilitli;
Anahtar Tanrıda kaldı.

Geldi çattı en son ölmek.
Ne bir yemiş, ne bir çiçek;
Yanıyor güneşte petek;
Bütün bal arıda kaldı.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:34 AM
Şiirden bir dünya kurdum,
Gerçek dünyama gem vurdum.
Bütün gece sildim durdum,
Canımı sıkan sözcüğü.

Dizgin vurmak, gerçeklere
Pek mümkün olmuyor diye
Çıkardım kelimelerle
Ondan çıkmayan hıncımı.

Ne güncem var, ne hatıram
Ufku belirsiz bir dünyam
Ve bitmek bilmeyen hülyam
Sözcüklerle sükût buldu.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:34 AM
Şehirde bir kasvet,
Rüzgârda bu dâvet,
Enginde hürriyet,
Serde gençlik varken,
Beyaz açılırken
Bu mavi sularda
Her gün binbir yelken,
Âni bir kararda,
Edip şehre veda,
Niçin acep niçin
Sen de bir geminin
Yolcusu değilsin?
Şehirde bu kasvet,
Rüzgârda bu dâvet,
Enginde hürriyet,
Serde gençlik varken.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:34 AM
Bu el titremesi kadeh tutarken
Bu yaşta nasıl koyuyor insana
Orhan gibi vaktinde gitmek varken
Değer mi oyalanmana

Rakıdan tütünden beter alışık
Olduğumuz korkunç güzel bir şey var
Tutmuş bırakmaz bizi bir sıkımlık
Canımız çıkana kadar.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:34 AM
Bir hisse ver gönlümün perdesine
Bilmediğim mevsimlerden serpilen.
O sımsıcak duygular iklimine
Gabya uçan sevgilerden seçilen

Hiç bilmeden sabahın seferini
Belayı taşıyan gönül teline,
Sevdadan iyice uçmuş ferini,
Nakşettiren kurnaz Hint sefirine…

Yalnızlıkta dahi bir zehir gibi
Yollayan ruhumu bir tahassüse
Kelamın kurduğu saf şehir gibi
Orkinos gölünde gizlenen süse

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:34 AM
Kırkıncı odanın kapısındayım;
Ne varsa bu kapı arkasındadır.
Açsam, ya açmasam kaygısındayım;
Aklım iki cihan arasındadır.

Kim bilir neler oluyor içerde!
Yarab! İnsan bahtım hangi ellerde?
Ha ben ha masaldaki o şehzade;
Gönlüm bir güzelin sevdasındadır.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:34 AM
Karanlığa sevgiyle baktığım gece gördüm
Hala o güven sevinciyle uçmakta gönlüm
Süründüğümüz bu çamur deryasından uzak
Bu yerlere uğramamış bir bahar içinde
Gerçekten cennet misali bir dünya kuracak
Gürbüz nesiller büyüyor sağlıklar içinde

Çocuklarımız torunlarımız var içinde

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:34 AM
Geceyle bir durgunluk oldu suda
Balıklar yosunlar gibi uykuda

Dallarda rüzgar hışırtısı dindi
Bütün kuşlar yuvalarında şimdi

Korkusuyla başbaşa kaldı çiçek
Artık emniyette hem fil hem böcek

Yarab ! semada yıldız yerde kabir
Herşey bahtınca huzur içindedir

Ürperten bu sakin karıncaları
Baştan başa insan hıçkırıkları

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:34 AM
Sevdalıyım, yanıyorum diye
Yanmanın bile numarasını bulmuş
Dalavere mahallesinin gözü pek çocukları
Bileklerinden tutarak hayatın
Taşeron yaşar sevdayı.

En yadigâr hatıraların bile
Döktüremediği gözyaşları
Her nasılsa ıslar bedeni
Bu sifli uğraşın galibi olmaz belki
Ama birçok ruhun hüzün depremi
Yıkılır ümit barikatları.

Şerefsizce olsaydı
En mucidi olurduk sevdanın
Ensesine şırınga edilmiş bin bir yalanla
Neresinden tutalım biz bu hayatın
Her taraf gözyaşı, he

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:34 AM
Bilmem ki hâtıralar,
Ne istersiniz benden,
Gelir gelmez sonbahar?

Bu kanad çırpış neden?
Cama vuracak ne var
Ey eski hâtıralar

Sanmayın güller açar,
Bülbül değildir öten;
Bu rüzgâr başka rüzgâr

Ne istersiniz benden,
Bilmem ki hâtıralar,
Gelir gelmez sonbahar?

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:35 AM
Gönülden gönüle yol gider derler
Onu sürmeğe bir hoşca can gerek
Doğru söyle yiğit işin doğrusun
Hiylebaz olamaz yiğit bön gerek

Buna kılıç derler aralar açar
Püskürür meydana al kanlar saçar
Bazı kötüler de öğünür geçer
Yiğit batman döğer gözde hor gerek

Yüksek kayalarda şahinler olmaz
Kısırdır katırlar kulun kunnamaz
Bazı hocalar da çalgı dinlemez
"Nedir kuru ağaç bize din gerek"

Dadaloğlu der ki belim bükülür
Gözümün gevheri yere dökülür
Yalnız taştan duvar olmaz

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:35 AM
Ağırdır tavizsiz hayatın yükü
Ama geçmişine dayanır kökü
Yaşarken birazcık çıksa da zevki
Bırakmaz ikbale dair bir mevki

Kusur bulamazsın hiç birisine
Bir kez açtırınca tavize dükkân
El pençe durursun gelip geçene
Menfaat olunca tavize mekân

Belinde bekrisi yalancılığın
Tepende meşk eder menfaat dağı
Bir parça bezedir çabaladığın
Nasipsiz mirasa sahiplik çağı

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:35 AM
Çıkarım Bozok dağına
Avşar ili görünür mü
Allah bir de işi iki
Gitti amma gelinir mi

Yücelerde olur geyik
Yol bekliyor gözü böyük
Benim yârim allar giyik
Nazlı nazlı salınır mı

Sehil kuşu Rum'a uçtu
Eğlenmenin vakti geçti
Yaylalar aklım aklıma düştü
Coştu gönül durulur mu

Dadal'ım der ki zatımız
Artar ün ve firkatımız
Yaylaya dönse atımız
Hasret olan yorulur mu

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:35 AM
Mahzun gelip garip gitmek
Kaderimiz belki de
Zaman, mekân, birçok kavram
Kötürümden hallice
Yaşamak kavram, kuramda
Belki biraz delice
Salla tozun savurursun
Sözlerindeki gizin
Bunca olay, bunca hüzün
Kor ateşten küllüce
Geçmiş nesil bilmem; ama
Şimdikiler dillice
Değişen çok şey alemde
Bazısına güllüce
Oturup çok şey yazsan da
Okunmaz bu eskice
Cümle kelam, cümle hece
Göçerken bu alemden
Geriye kalan serzeniş
Temelinden kirlice.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:35 AM
Vatanımın gezerken kırsalında
Yüce tepesinde bir kuş
Eğleşiyordu birkaç yavrusuyla
Ağustos sıcağında.

Gözümün algıladığınca
Kartal bu dedim,
Arkadaş dedi atmaca,
Diğeri dedi, yok doğan
Yok yok şahin bu zannımca.

Kuşçağız duymuş gibi
Süzülüp konuverdi
Karşımızda bir taşa
Bir de baktık, ne kartal,
Ne şahin, ne atmaca.
O çirkin sesi ile
Tilkinin maskarası,
Memleketin kargası.

Tepemizdekileri de,
Öyle sanırız bazen ya
İlk kanat çırpışta anlarız sonra
Ve

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:35 AM
Zamana, mekâna karşı durur da
Meçhul bir hayali yar uğurlarsa
O serap dolu şuh hatıra gibi
Gönlündeki sese ümit bağlarsa

Durup da yürürüm yalan yıllara
Yürek yıllandıran bir kimsesizlik
Sıkılgan bir gönül, aç sevdalara
Kurgulara boğumlanır sessizlik.

Boşluğun en zifir dönemecinde,
Kutsanmış saflığın göç mevsiminde
Bir baş kaldırı var damarlarımda
Hep bırakır beni, dert gibi nice…

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:35 AM
Kral kızı:
Sefa geldin civan yiğit
Söyleşelim heman yiğit
Yenemezsen beni eğer
Vermem sana aman yiğit

Dadaloğlu:
Sen ne dersin ey güzel peri
Kolay vermem seri
Ya alırım seni burdan
Yahut dönüp gitmem geri

Kral kızı:
Kral kızı derler bana
Bir gelmişim bu cihana
Kıydığımı duymadın mı
Tamam otuz dokuz cana

Dadaloğlu:
Babam Musa adım veli
Memleketim Avşareli
Aklımdan yok hiçbir zorum
Kırkıncıyı sanma deli

Kral kızı:
Beni dedin geldin ise
Hak nuruna kandın ise
Eğer aşık

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:35 AM
Açelya çiçeğim,
Kararınca ay doğanda
Bir çığrışmadır, kaplar
Beni köşe bucakta.
Çok hırslı bir insan da
Değilim ben aslında
Yaşım henüz yirmi üç…

Açelya çiçeğim
Süzülünce gün doğanda,
Kırıp zamanın çarkını
Azletmeli her günü.
Gönlüm sanki bir karlı dağ
Hayat sanki bir düğün
Devşirmek geceden yana
En debdebeli öğün
Herkes döner can cana…

Açelya çiçeğim
Açarken ince ince
Sanırsın gün, bu gündür
Sanırsın bahar bitmez
Her şey döner iç i

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:35 AM
Artık ben de sadık dostuma uydum;
Beyazlar giyindim bu kara günde.
Kumaşı, deseni onunki gibi
Düğmesi, dikişi, ütüsü, cebi
Vasiyetmiş gibi yok hiçbir yerde

Bu beyaz ruhumu yıktı ki öyle
Gözyaşım tenimde gezindi durdu.
Bütün karaları sardım gönlüme
En gerçek, en yakın, en az yorumlu
Bir beyaz giydim ki, göğe boğumlu…

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:35 AM
Turnam gelir katar katar
Kanadın boynuna atar
Seher ile bir kuş öter
Ötüşü gül dalınd'olur

Kır-atın sarı donlusu
Yiğidin gözü kanlısı
Güzelin göğsü benlisi
O da Aydın ilind'olur

Kederlenme deli gönül
Yiğide hürmetler olur
Namlı namlı kar istersen
O da Çiçek Dağınd'olur

Dadal'ım ben yoktur malım
Her sözlerim Hakk'a malum
Allah'ın sevdiği kulum
Sevdiceğim yanımd'olur

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:35 AM
Yükseklerde şahin gibi süzülür
Enginlerde turna gibi düzülür
Haçan dostu ansam gönlüm üzülür
Şimdi döndüm düzen tutmaz tele ben

Adama bakışta bir hoşça bakar
O dostun hasreti sinemi yakar
Ak göğüs arası misk gibi kokar
Bülbül gibi kona idim dala ben

Dadaloğlu der ki zatı zatınan
Bir güzel sevdim ben pek firkatinen
Önü sinebentli bir al atınan
Düşeyidim o dost ile yola ben

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:35 AM
Yedi iklim dört köşeyi dolandım
Meğer dünya her tarafta bir imiş
Ben dünyayı Al'Osman'ın sanırdım
Meğer dünya yüz sultanlık yer imiş

İrili ufaklı insan *** oldu
Onlar doğdu geçinmesi güç oldu
Altı Arap atı şahbaz niç'oldu
Mamur sandım yalan dünya çürümüş

Okuduğun tutmaz oldu alimler
Kalktı da adalet arttı zulümler
Terlemeden mal kazanan zalimler
Can verirken soluması zor imiş

Kulak verdim dört köşeyi dinledim
Meğer gıybetimi eden çoğ imiş
Çok yaşayıp mihnet ile ölmeden

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:36 AM
Dağ başında ıssız bir yol kenarı,
Epey yıl aşırmış bir dut ağacı
Gölgesinde susuz kalmış bir kuyu
Bekleşirler geçmeyecek yolcuyu

Ne geçen bir yolcu, ne kurt, ne kuzu
Ne hayal uçuran, kuş kanadında,
Ne sıcakta serine duyan arzu
Bir tek kuşlar yuva yapmış dalında

Dutun kökü, saçak saçak kuyuda
Dertleşirler kimsesizlik üstüne
Sanki bütün yolcuları uykuda
Neden kimse geçip gitmez köyüne

Bilmezler ki artık her şey mazide
Giden de değişti, yolun kendi de
Kurdun, kuşun

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:36 AM
Yürü yiğit yürü yol ilen yürü
Ağustosta erir dağların karı
Gayet güzel olsa yiğidin yârı
O yiğit yanına nazınan gelir

Yürü yiğit yürü yolundan kalma
Her yüze güleni dost olur sanma
Ölümden korkup da sen geri durma
Yiğidin alnına yazılan gelir

Sana derim sana ey kınalı taş
Çözümden akıttım kanlar ile yaş
Göllerde oynayan iki yeşil baş
Göllerin safası kazınan gelir

Misis köprüsünde kollarım bağlı
Ayrılık elinden ciğerim dağlı
Göksun'a varınca Bayazıtoğlu
Sana gelen beyler sözi

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:36 AM
Gittiğin gün beni de bitirdin,
Bu aşkın içinde.
Cehennem ateşine attın ikimizi de,
Tek bir lafın ikimizi de yok etti.
Son nefesimizi verdik,
Bu sevda sonun da.
Bitiyorum aldığım her nefeste,
Ölüyorum gelmediğin her günde,
Sabret diyorum sevdama içimden,
Gönül bu söz geçiremiyorum kalbime.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:36 AM
Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,
Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı
Görmezler ufuklarda, şafak söktügü anı...
Gördükleri rü'ya ezeli bahçedir aşka;
Her mevsimi bir yaz ve esen rüzgarı başka.
Gül solmayı; mehtab, azalıp gitmeyi bilmez...
Gök kubbesi her lahza, bütün gözlere mavi...
Zenginler o cennette fakirlerle müsavi;
Sevdaları hülyalı havuzlarda serinler,
Sonsuz gibi, bir fıskiye ahengini dinler.

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:36 AM
Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya

Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar
Evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya
Yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı
Bakıp kapatıyorlar
Geceye giriyor türküler ve ince şeyler

"Memelerinde biraz irin, biraz balık ve biraz gözyaşı
Bir dev oluyorsun deniz deniz deniz
Sisin dere ağızlarından sokulup akşamları
Fındıklarımızı basıyor
Neyleriz kararan tomurcukları
Çocuklarımıza yalvarıyoruz: Aç durun biraz

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:36 AM
Karanlık bastı mı gelirsin
Pencerem dibinde durursun
Oyuncaklar kabartma harfler gibi
Elle tutulur garipliğin

Elişi kağıtlardan çicekler yaparsın
Yeni şekiller görülmedik renkler ışıklar yaparsın
Dünya güzelse daha güzel olur
Bir şarkı sıcak yayılır ansızın
Uzanır ellerin gözlerimi örter
Bütün düzenim bozulur

Karanlık bastımı seninle gelir
Nasıl döner durur ortalarda
Çağrışımlardan kopmuş bir sürü
Tedirgin kuşlar gibi kelime

Elinde aynaların binbir yanlısı
Ne yandan baksan ö

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:36 AM
Sana büyük caddelerin birinde rastlasam
Elimi uzatsam tutsam götürsem
Gözlerine baksam gözlerine konuşmasak
Anlasan
Elimi uzatsam tutamasam
Olanca sevgimi yalnızlığımı
Düşünsem hayır düşünmesem
Senin hiç haberin olmasa
Senin hiç haberin olmaz ki
Başlar biter kendi kendine o türkü

Yağmur yağar akasyalar ıslanır
Bulutlar uçuşur geceleyin
Ben yağmura deli buluta deli
Bir büyük oyun yaşamak dediğin
Beni ya sevmeli ya öldürmeli

Yitirmeli büyük yolların birinde ne var

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:36 AM
Kurşun gibi atıldım yalnızlığa,
Mevsimlerin gündönümü ne zaman?
Özlemlerim sürgün benden uzağa
Düş sancısı yüreğimde ısırgan!

Tara saçlarını gün nefes alsın
Açılsın saksıda üzgün menekşe
Bütün hikâyeler yarıda kalsın
Asıver renkleri mavi güneşe.

Çamaşır ipinde bir yalın çığlık
Ömrümüzün vitrinidir balkonlar
Çift sesli fayanslar çıplak ve ılık
Özgeçmişin kitabesidir onlar.

Düşmez aynalara o alev-imaj
Ses dönüp dolaşır sesini bulur
Buruşur, katlanır ve ölür kumaş
İnsan desenle

GooD aNd EvıL
07-09-2008, 07:36 AM
Şiir elif, şiir lâm
Şiir yorumsuz kelâm

Şiir ölümün aynası
Şiir bir gül kanaması

Şiir bir ilkyaz sürgünü
Şiir düşlerin yorgunu

Şiir seherde kırağı
Şiir ırağın ırağı

Şiir masal ikindisi
Şiir hükmün efendisi

Şiir bir efkâr tütünü
Şiir sihirin bütünü

Şiir buzdağında cemre
Şiir âşık Yunus Emre

Şiir karınca ordusu
Şiir bir efsunlu su

Şiir sevdanın tetiği
Şiir hüzün estetiği

Şiir erilmez Kaf Dağı
Şiir sufîler otağı

Şiir soylu bir pazar
Şiir: o safâ-nazar

Şii