F.S.Mehmet1453
07-11-2008, 11:11 AM
Tefekkür ve tevekkül insanı
(Hekimoğlu İsmail)
En son anda bile bu prensibini bozmamıştı
Çünkü o mayasını sevdalı birinden almıştı
Gösterecekti o son nefesinde bile hasbi olmayı
Cephede göğsünü siper eden asker gibi olmayı
Çünkü o biliyordu, alimin kılınçı kalemi olduğunu
Onun için son nefesine kadar onu bırakmayacaktı
Ecdadımızın şu nasihatlarını çok iyi yorumlamıştı
Alimin ölümüyle şehidin ölümünün aynı olduğunu
İlmiyle amel eden alimin şehit hükmünde olduğunu
Onun için Hazreti Eyyüb gibi yaralarını sabır ediyordu
Sevdalısı gibi, o da son anda bile kalemini sarılıyordu
Her kim neyle meşgul olursa onunla haşir olunuyordu
O biliyordu ki bunca acılar belki derecesini artıracaktı
Yine biliyordu ki bizim duamız kadere etkilemeyecekti
Belki de lehinde şahitlik yapacakları görmek istiyordu
Onun için bizden elden ziyade, dille yardın bekliyordu
Oysa o tefekkür ve tevekkül insanı hep koşturmuştu
Hem de gece gündüz, yaz kış, demeden bildik bileli
Bugün de, koşturma ve dua etme sırası bizlerdeydi
Bu kervana katılmak için şair de onun için koşturdu
Ama ne çare ki elinden dilinden pek bir faydası dokunmadı
Sağlıklıyken defaten görse de bugün yüzünü bile göremedi
Hayıflanıp, kendi kendine bir iki kelam edem diye düşündü
Alimin yanında su-i edep olur diye, onu da hiç beceremedi
Sadece şöyle diyebildi, “Allah’ım Sabinin dediği gibi derim”
Ya Rab ben şahidim ki bu kulun elinden dilinden geleni yaptı
Gecesini gündüzünü katıp, dini İslâma bihakkın hizmet yaptı
Eğer ki bu mücrimin şahitliğini kabul edersen, şahitlik ederim
(Hekimoğlu İsmail)
En son anda bile bu prensibini bozmamıştı
Çünkü o mayasını sevdalı birinden almıştı
Gösterecekti o son nefesinde bile hasbi olmayı
Cephede göğsünü siper eden asker gibi olmayı
Çünkü o biliyordu, alimin kılınçı kalemi olduğunu
Onun için son nefesine kadar onu bırakmayacaktı
Ecdadımızın şu nasihatlarını çok iyi yorumlamıştı
Alimin ölümüyle şehidin ölümünün aynı olduğunu
İlmiyle amel eden alimin şehit hükmünde olduğunu
Onun için Hazreti Eyyüb gibi yaralarını sabır ediyordu
Sevdalısı gibi, o da son anda bile kalemini sarılıyordu
Her kim neyle meşgul olursa onunla haşir olunuyordu
O biliyordu ki bunca acılar belki derecesini artıracaktı
Yine biliyordu ki bizim duamız kadere etkilemeyecekti
Belki de lehinde şahitlik yapacakları görmek istiyordu
Onun için bizden elden ziyade, dille yardın bekliyordu
Oysa o tefekkür ve tevekkül insanı hep koşturmuştu
Hem de gece gündüz, yaz kış, demeden bildik bileli
Bugün de, koşturma ve dua etme sırası bizlerdeydi
Bu kervana katılmak için şair de onun için koşturdu
Ama ne çare ki elinden dilinden pek bir faydası dokunmadı
Sağlıklıyken defaten görse de bugün yüzünü bile göremedi
Hayıflanıp, kendi kendine bir iki kelam edem diye düşündü
Alimin yanında su-i edep olur diye, onu da hiç beceremedi
Sadece şöyle diyebildi, “Allah’ım Sabinin dediği gibi derim”
Ya Rab ben şahidim ki bu kulun elinden dilinden geleni yaptı
Gecesini gündüzünü katıp, dini İslâma bihakkın hizmet yaptı
Eğer ki bu mücrimin şahitliğini kabul edersen, şahitlik ederim