Tam Sürümü Görüntüle : İsmet Zeren
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:19 AM
Kelimeler
Kıskansın
Bırak zamanı
Kendi sessizliğine
Yaşadıklarını
Hiç sorgulamadan
Anlatacak
Bir şeylerin kalırsa eğer
Bana anlat
Hiç utanmadan
Dinleyecek kadar
Severim
Kelimeleri
Yalanda olsa
Sahiden
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:19 AM
Kemallerim Var
Varsın ufku kaplasın taassubun gölgesi
Varsın arşa yükselsin kara ellerin sesi
Yetmez bizi bölmeye hainlerin nefesi
Bu toprağa kök salan Kemal'lerim var..
Dayanamam hüznüne dalgalan al bayrağım
Hürriyet ve istiklali türkü yapmış dudağım
Uğruna şehit olsam,kurşunla dolsa bağrım
Bu bayrağı devralan Kemal'lerim var
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:19 AM
Kendi Benliğim
Hesaplaşmadım kendimle
Göz rengimi
İsmimi
Sevgilerimi
Yargılayamadım
Savcısı olmak zor
Kendi benliğimin
Gel sen
Yargıla beni
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:19 AM
Kendimi Anlatamam
Sana
Seni
Anlatamam
Ben
Bana
Kendimi
Anlatmadım
Daha
Aslında
Anlatılacak
Bir şey de
Yok
Ne
Senden
Bana
Ne
Benden
Sana
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:19 AM
Kendini Ara Ve Düşün
Sen kendini ara
Uslanırken usunu kaybedebilirsin
Islanırken
Pasını
Yüreğinle silebilirsin
Çılgın olmak
Boynunun borcu değil
Sen dönüşü düşün
Kuruyan toprak gibidir yanılgı
Sen yanışı düşün
Sis kalmışsa korkuda
Hemşeriliği yiyorsa
Çığırtkan dede
Sen inişi düşün
Sözü
Söylendiğinde dinlemek
Eski modadır
Yağmurda yürümek
En klasik karşı koyuştur
Yanlızlık fukaralığında
Her şehir ayrı değildir su
Her kurta
Aynı sokakta kurulmaz pusu
Bu bir oyundur
Başrolünü ruhunla paylaştığın
Sen kendini düşün
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:19 AM
Keramet Zulümmiş ki....
Ve keramet
Susuzluğa şekilsiz çizgiler çizdim
Bir daire g,ibiydi inceliklerin dönüşü
Mahzunum...
Eziliyorum biliyorsun
Ezildikçe eriyorum yüreğinde biliyorum
Tutma ben
Tutacak tutunacak yerim yok
İsabet edersin
Bırakırsan bir kırmızı gül
Be duyarım
Ben görürüm bilirsin
Ve keramet zulümmiş ki
Buldum kendimi
Buldum bulutların üzerindeki sevgiyi
Kimse sormasın
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:19 AM
Ker*** Ve Saman
Su sızmadı duvarlardan
Ker*** ve saman
Karıştı işte
Hepsi zaman
Kadındı,yoldaşımdı
Mevcutlu sırdaşımdı
Su sızmadı duvarlardan
Kenetlenmiştik
Oyalı nakışımdı
İçimdeki güvercindi
Uçamadı bensiz
Su sızmadı duvarlardan
Alın yazımdı
Anlatamadım
Efkarım ondandır
Arzuhalimi yazandır zaman
Su sızmadı duvarlardan
Ker*** ve saman
Karıştı işte
Hepsi zaman
Ayrılık gerçekmiş meğer
İçimde tükenen bir kandil
Bir türküdür el aman
Derman çok uzaklarda
Duvarlardan su sızmadı
O yar
O kadın..
Ben meczuptum
O kızmadı
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:19 AM
Kıbrıs
Yüreğim kan ağlıyor vatan perişan
Santim santim satılıyor yok ki karışan
Sırtını dönüyor,biraz kırışan
Cephelerde yanlız Mehmet vuruşan
Her değere eli kolay erişen
Bayrağı görünce yüzü buruşan
Boylarından büyük işe girişen
Onlar değil mi Rum'la her gün görüşen
Tanrım bunlar kim ki böyle yarışan
El sıkıp düşmanla zevkle barışan
Atam şu dünyada yoktur bir eşin
Vakti gelmedimi o dik duruşun
Yapmadan hesabını bir kaç kuruşun
Beşparmak Dağlarında canlar verişin
Türkün onurunu hergün yere serişin
Bulur Millet ehlini hesap soruşun
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:19 AM
Kılıçsız Şövalye
Masonlaştı hislerim
Masrafları ölçer oldum metreyle
Şarkıcı sanmaya başladım kendimi melemekle
Ah matmazel ah..
Bir bilseniz
Mayıs böceğinin tadının
Ne kadar mayhoş olduğunu
Sesime hiçte iyi gelmiyor
..Oysa...
Mehter başı gibi nara atmayı isitiyor
Şu deli bozuk gönlüm
Bu mangal gibi yürekle
Nameler düzmek..
Karşılıksız deva bulmaz sevdalara
Abes gelebilir size
Kılıçsız şövalye
Olur mu deme
Şu masonluk duygusu
Kılıçsızda saldırtıyor
İnsanı kahküllü yel değimenlerine
Nabzını nefessiz tutuyor insan
Ama namlı bir namussuz olmaktansa
Masonlaşmaya razıyım harbiden
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:20 AM
Kırık Kalpler Özlenmez
Özleyceksen eğer
Kırma beni
Kırık kalpler özlenmez
Kırık kalpler yapıştırılmaz
Kalp kırılmışsa bir kere
İflah olmaz bir daha
Hele onu özlemek
Bir lükstür
Parça parçayken
Özlemin param parça olur
Hasretin paramparça
Ufalırsın,küçülürsün
Kulelerin yıkılr
Yıkılır abidelerin
Hasrete sarılırsın
İnsan olduğuna atanırsın
Şekiller silinir
Özleyeceksen beni özleme
Sıkma gerçekleri
Bu bir yemindir
Bir ince çizgidir
Kırılırsın..
Sen şeklini bilirsin
Benim yokluğumu bildiğin gibi
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:20 AM
Kırlangıç Yumurtası
Büyük umutlarla büyüyüp
Küçük umutlarla yetinmişsen
Üzülme...
Hasretindeki ağaç
Hem yeşil kalacaktır
Hem meyveye duracak
Okyanus bekleyecektir
Seni...
Yağmurun fırtınaya dönüşsede
Aniden
Bir kadın terketmişse seni
Gelecektir anılarını
Ve almaya kokusunu
Yatağın ötesinde yalan
Ve ayak dibinde
Kırlangıç yumurtası
Keyif vermedikçe
Kapatılır ışıklar
Ve soğuklar utandırılır
O son çizgiyi aşmak
Ya da aşmamak..
Sonrası boş bir çuval
Geriye dönüş mümkün
Hayal ya da gerçek
Sen ne istersen
Bir ayrılık
Bir kavuşmak türküsü
Sonrası hiç yaşanmamış
Bir fincan sütlü kahve
Hayat bir an..
Bir saniye yaşanırsa eğer
Sorarsan kendine
Ve eğer cevap alırsan
Sakın bekleme...
Ezilirsin....
Bakma pencereden boşuna
Otobüs durağında ben
Yokum.......
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:20 AM
Kırmızı Ah
Bozuştuk
Bozuntuya vermeden
Kapıyı çarptın gittin
Her zaman yaptığın gibi
Tek söz etmedin
Hissettim
Böbrek taşlarımın düştüğünü
Ve gözlerimle
Kapının tokmağının öpüştüğünü
Kızgınlığın tenimi sardı
Sonra ruhumu
Ağzımdan kırmızı bir ah çıktı
Burnumdan gri bir nefes
Sonra duvarlar geldi üstüme
Tavanım çökmeye başladı
Pişmanlığını beynimde hissettim
Belki ölürüm diye
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:20 AM
Kırmızı Bir Balondu Mutluluk
Kırmızı bir balondu mutluluk
Yirmi beş kuruş harçlıktı
Bir taze simitti sabahların serinliğinde
Tokalı bir naylon ayakkabıydı giydiğim
Bir bayram sabahı mutluluk
Bir okuma kitabıydı uzun yaz tatillerinde
Uzun kulaklı yaşlı bir eşekti bindiğim
Dallardan kopardığım kayısı çağlasıydı yemyeşil
Şimdi kaybettiğim mutluluk
Bir Teksas bir Tommiksti resim resim okuduğum
Bir kırık aşk hikayesiydi gazetelerden tefrika
Bir filmdi ucuz öğrenci matinelerinde seyrettiğim
Çarşamba günlerini heyecanla beklerken mutluluk
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:20 AM
Kırmızı Çakıl Taşları
Kırmızıydı çakıl taşları
Sabahların sahilinde
Güneş donuk bakıyordu İstanbul'a
İstanbul....
Yorgun bakıyordu insanlara
İstanbul...
Benim İstanbul'um
İnsanlar...
Benim insanlarım
Güneş..
Gezegenimin dışında kıskanç
Kırmızı çakıl taşları attım güneşe
Yağmur taneleri kırmızıydı
İstanbul'un üstünde
Boğaz taşıverdi sessizce
Yalılar konuk etti tuzlu suları
Balıklar bayram yaptı koftiden
Gördüğüm rüyalara yordum mahpusluğu
İstanbul olmadıktan sonra
Sen olmadıkça..
Neye yarar özgürlük
Altın kafes misali
Dağların ardında
Mevsimler cehennem
Seneler kuyu
Ayrılık koyu
Dağların arkasında
Bir ömür boyu.....
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:20 AM
Kırmızı Davullar
Düş değirmeninden
Döndü gönlüm
Öpüşün karizması
Aldı beni kulemden
Ta ilk basamağına
Olduğun yerin
Dönence de tükendi
Yemiş bezirganları
Bir sahur vaktinde
Çalınca
Kırmızı davullar
Habersiz gidişinin
Ağıtını yanlız bana
Ben mecburum üşümeye
Pencerelerde
Beklerken güneşin
Vitamin bulmacasını
Gözlerime sor
Bulmacanın son harfini
Ve yüreğimde kıl
Son namazını
Yokluğumuzun
Kızılca kıyametinde
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:20 AM
Kış Geliyor
Lambayı yak sabah oluyor
Gir kadınım soğuk mutfağa
Çayı koy ısın tüp gaz aleviyle
Yırtık terliğini süreyerek gir tuvalete
Oğlanı ekmeğe gönder
Kızı uyandır
Adamı boş ver
Barut gibiydi akşam zaten / dokunma
Lanabayı söndür
Şafak attı aç perdeleri
Odanın karanlığını at pencereden dışarı
Aç pencereyi
Kar soğuğunu hatırla
Yaslan pencereye
Fabrika işçisi kızların resmi geçişini izle
Hayat dokunuşlarını / cıvıltılarını
Yak sigarayı
Kül rengi gökyüzünü seyreyle
Sokak lambası yanıyor hala
Devlet fakir / elektrik işçisi cömert
Kediler üşüyor
Kuşlar aç / pencereye konuyor
Küf kokuyor tabiat
Pas tutuvermiş zaman
Güneş pastırma yazını çoktan tüketti
Hava kirli hava soğuk
Yaşamak güç
İnsanlar karamsar
Yıl bin dokuz yüz doksan dört
Aylardan Kasım
Kış geliyor
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:20 AM
Kibarlık
Kibarlıktıt bu yaptığım
Yol veriyorum her şeye
Her kötülüğe her sevgiye
Kibarlık kimin için
Ne zaman nerede
Umutlar bitince
Kibarlık kalır mı ki
Hissedince ölümü
Kibar olunabilir mi
Yüzüme söyleseler
Çirkin ve cimri olduğumu
Kibar olunabilirmiymiş
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:20 AM
Kime Şikayet Edeyim
Halime Kız
Kime şikayet edeyim
Bilmem ki
Ben seni kime
Gözlerinde ki kara
Çıkartamayacak beni
Eminim
Bir başka bahara
Ben başka bir adam oldum
Ah Halime
Bak bulutlar geçiyor
Bak gözlerimin ta derinlerinden
Pamuk pamuk
Küme küme
Birazdan
Yıldırımlar çakacak ayrıldığında
Ve yağmur gibi gözyaşı
Dökülüverecek
Hiç acımadan dizlerine
Boncuk boncuk
Ah Halime
Sen söyledin
Olmaz bu iş
Dinletemedim
Yüreğimde ki
Delime
Ah Halime
Kime şikayet edeyim
Ben seni kime
Gidemem ki hekime
Soramam ki hakime
Ah Halime
Ah!
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:20 AM
Kiraz Küpeli Kızla Aşk
Anlatılmaz zaman
Tüketilir...
Yemiş tarlarında
Kulağında
Kiraz küpeli kızla
Sana bakarken
Aşk....
Gök ısınır
Toprak oynaşır
Su sevişir..
Bedeninle
Kiraz küpeli kızla
Seni ararken
Buğday tarlalarının
Sararmış başaklarında
Aşk...
Martılar çağırmaz
Sen gidersin
Tıpış tıpış..
Su gölcüklerinden seke seke
Şarkılar söyleyerek..
Lodos çıktığında
Kiraz küpeli kızla
Seni beklerken
Deniz kıyısında
Aşk....
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:21 AM
Kirkor'un Meyhanesinde
Ne istedin
Ne buldun
Bir nöbete tutuldu
Bedenin
Ve hiç yüksünmedin
Bir öksürük tutsun bazan
Bir makina tıkırtısı
Ve aynı monotonlukta
Bir duble rakını bitişi
Her akşam
Kirkor'un meyhanesinde
Ağlamaksa
Yetim diye değil
Dünyanın dönüşüne
Saklanır çelişkilerin
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:21 AM
Kirli Su
Bir su kıyısındayım
Su kirli mi kirli
Çamur mu çamur
Girmek istiyorum
Kaybolmak sitiyorum pisliğinde
Hayır diyor sesin
Kulaklarımda çınlıyor
Sakın diyor
Bizi düşün diyor sesin
Gözlerin beynimi deliyor
Gözlerin büyüyor
Göz kapakların küçülüyor
Gözbebeklerinin siyahına giriyorum
Sonra elasın adlıyorum
Kaybolup eriyorum
Ben sana azyıfım biliyorsun
Ben sana tapıyorum tanrıdan sonra
Sen olmasan
Sen bakmasan konuşmasan
Çoktan karışıp akmıştım
O kirli çamurlu sulara
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:21 AM
Komplo Şifreleri
Ne dertleri satabildim
Ne mutlulukları alabildim
Piyasası ucuzdu çelişkilerin
İçimde...
Sen gittikten sonra
Komplo şifrelerini
Beynime kazıyordum
Çözülmez bakışlardan
Seviyormuydun
Yoksa sadece
Sahibi mi olmaktı hedefin
Yorgun kalbimin
Bilemedim hiç
Sezgilerim beni nereye götürür
Hangi izlere ulaşırım
Hıçkırıklarından
Kuşlar getirir mi kısmetimi kafdağından
Sanmıyorum
Ruhumun kutsallığı
Ve tanrının ilahi gücü şahittir
Irmak kenarına dikilmiş bir ağaç gibi
Büyütüyorum seni içimde
Görmüyormusun?
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:21 AM
Konfeti Yağmuru
Bocalamak banamı mahsus
Bozguna yanlız benmi uğrayacağım hep
Birde sen kaybet
Birde sen bekle
Bismillah...
Bozkırın ortasında kalırsan bir gün tek başına
Sende kompliman yapacaksın Tanrıya
Çiftetelli oynayacaksın belkide
Kaybetmeyi sindirmek için
Konfeti yağmuruna tutacaksın beni
Seni bir zamanlar sevdiğim için
Kontak atmaya görsün bir kere
Geriye dönülmez artık
Pişmanlıklar yeniden yaşanmaz
Bozgunda bile birlikte olmalıydık
Bocalarken yan yana
Yoksa boşu boşuna ağlar dururuz
Böyle çaresiz...
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:21 AM
Kor Bende Alev Sende
Ellerimi tutarken gözlerin ıslanmasın
Kurulsun ip merdiven yürü Tanrıya doğru
Gönlünde kan koparken yüreğin uslanmasın
Her zerren af dilesin,eğil dağlara doğru
Sakın arama beni köleyim at pazarında
Müneccimler bürümüş korkumu baharımda
Afakanlar büyümüş gedik açıp ruhumda
Suskunlar şeytanıdır meleğin çığlığında
Kollarımı sallarken mintanın utanmasın
Her sözü söyleyen ben şimdi uçar avluya
Konakta şekillenen evvel ahir sanmasın
Dudaklarında ölüm güzelmiydi bu kadar
Kilitle başkasına gökler hiç kıskanmasın
Aşkın muhteşem kini kıpır kıpır aklımda
Ne bu hayat yalancı nede gerçek ahiret
Zaviyesiz denklemler bilmem hangi iklimde
Ağlşarmısın ölürsem bir gün başka büklümde
Dikkat et fütursuzca ölüler saklanmasın
Daha dün gibi melhem süremedim yarına
Bugünüme faniler mefta olup kanmasın
Bil cümle cihan ile saldırsan anılara
Kapısına aşkımın ağalar dayanmasın
Gel desem kaçacaksın aşkımı benden kapıp
Bilmem hangi yüreğe kılıç şakırdatarak
Bakma sakın geriye dayanamam gelirim
Gözlerindeki hüznü kalbim evet sanmasın
Döne döne yükselir korkular duman duman
Hangi gönülde yangın hangi ateşte zaman
Elini baş parmağı beni boş bırakmasın
Bugün ayrılık günü vakit bilmece sorar
Gece geldi gelecek nehir olup akmasın
Kor bende alev sende bizi bizde yakmasın
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:21 AM
Koşuyorum
Koşuyorum
Yıldızlar yok
Sokak fenerleri yok
Bu sokaklarda
Koşuyorum
Yapayanlız
Sevdiğimin sıcaklığı yok
Yuvamın bereketi yok
Bu sokaklarda
Koşuyorum
Geriye bakmadan
Gitme diyen yok
Yok sen bize lazımsın diyen
Bu sokaklarda
Koşuyorum
Kendimden kaçarak
Geride anılar yok
Yeminler yok
Bu sokaklarda
Bu koşu sonsuz
Bu koşu amansız
Bu koşu beni bitirir
Öldürür beni bu koşu
Ağlayanım olmaz
Bu sokaklarda
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:21 AM
Kralın İçindeki Kral
Susarsa dudak
Eller konuşur
Usun susuşunda
Gözler konuşur
Dilimde ve beynimdesin
Ellerimle tutup
Gzözlerimle okşayamadım
Seni hala
Özgürlük
Sen susarsan
Kralın içinde ki kral
Konuşur
Ey özgürlük!
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:21 AM
Kravat
Eski bir kravatım vardı
Hani bilirsin
Sen almıştın ya
İlk evlilik yıldönümünde
Ve ilk çocuğumuzun yaş gününde
Kapımızı çalan
Bir yaşlı kadına
Hediye etmiştin hani
Onu hatırladım bugün
Mevsimin ilk yağmur damlasını seyrederken
Sonra vitrindeki aynada
Kendimi gördüm
Karvatım..
O ilk aldığın ki kadar
Yeni ve güzeldi
Ama ben..
O ilk aldığın kravatı
Taktığım gün ki kadar
Genç değildim artık
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:21 AM
Kumpanya
Kırmızı fularını çıkar be kadın
Türkü söyle,şarkı söyle,bir şeyler yap
Durup bakma kapı girişinde yüzüme öyle
Valizini bırak,dudağın oynat,,ıslık çal
Eteğini savur,rujunu yenile,derinden bak
Tahta döşemedir,ritm tut ayaklarınla
Kollarını oynat ve yaklaş ışığa doğru
Tanıt bana kendini,kabul ettir,utanma
İş arıyorsan ve paraya ihtiyacın varsa
Ve gururluysan kadın olarak biraz
Satmalısın vücudundan başka herşeyini
Bir göz süzüşün bile para edebilir bazan
Bazan bir mimik bile anlatır herşeyi seyirciye
Bütün kadınlar birdir aslında farklıyım diyorsan
Hissettir,yaşat,anlat herşeyinle,ellerinle yüzünle
Yoksa ısınmak bedava mı sandın bu kış gününde
Hepde burada bu garip şehirler kumpanyasında
Sen o kadın o istanbullu kadın değilmisin yoksa
Yoksa sen bir anlık bir düşte bir perimisin
Kırmızı fularını çıkar be kadın
Yaklaş çekinme bu kumpanya benden sorulur
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:21 AM
Kurşunun Vurduğu Yer
Susacağım...
Ben kalbimin durduğu
Kurşunun vurduğu yerde susacağım
Susarken son kez susayacağım
Kurşunu atan son suyumu sunacak
Zehir gözlerinin içinde...
Asude bahar ne kadar yakındı oysa
Bir milimlik zaman vardı sonsuzluğa
Kapısından döndüm...
Ağusu kapladı yaşamın
Düşlerimin oynaşında...
Değirmene benziyordu yaşam
Bir un gibi dağılmıştım
Ve musalla taşında
Bana musallat
Bir mevsimsiz hasat gibi
O kadın için kırılmıştım
Susacağım biliyorsun
Ve zaman gündoğumuyla
Benim yerime
Her sabah
Yeniden konuşacak
Korkuyormusun?
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:21 AM
Kuşanalım İlim İle
Kaynıyorken dünya cahil
Olmak gerek mutlak ehil
Rabbim verir ise mehil
Kuşanalım ilim ile
Yaradanın rahmetiyle
Dost elinin himmetiyle
Alimlerim zimmetiyle
Kuşanalım ilim ile
Kimi zengin kimi fakir
Fakir kulu görme hakir
Alim olmuş Abdal Bekir
Kuşanalım ilim ile
Sakın deme inat murat
Gel kuyuya sen bir taş at
Altın değil, kırat kırat
Kuşanalım ilim ile
Sonsuz değil ömür kısa
Cahil kalmak değil yasa
Bunun için çekme tasa
Kuşanalım ilim ile
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:21 AM
Kuzguncuk Kuşu
Gelde gör çaresizliğimi Kuzguncuk Kuşu
Gelde gör yanlızlığımı
Deli diyorlar deli
Deli divane
Ne insafsızsın be
Kuzguncuk kuşu
Evet desydin
Ne güzel olacaktı her şey
Yıktın beni be
Vallahi yıktın
Kuzguncuk kuşu
Sende yıkılasın emi
Boyun devrilsin
Kuzguncuk kuşu
Gerçi boyunda kısa
Badi badisin ama
Farketmez
Tutunduğun dallar kurusun
Kuzguncuk kuşu
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:22 AM
Küf
Yağmurlar başladı
Benim de şairliğim
Havada ki sis
Yüreğimde ki kadar koyu
Ve bacaklarımda ki
Romatizmalar kadar
Can sıkıcı
Bu yağmur
İstanbul kadar
Beni de ıslatacak
Ve benide ağlatacak
İstanbul kadar
Küf kokacak yüreği
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:22 AM
Libarelleşmek Adına
Ve libarelleşmek adına
Mesela küfredebilisiniz
Atatürk'ün yaptıklarına
Mesela bir koyup beş alabilirsiniz
Emeğin o ucuz borsasına
Beyaz taşayabilirsiniz
Asyadan Avrupaya
Krediniz boldur
İhracat yapabilirsiniz
Namusunuzu..
Namussuzların ayağına
Ve liberalleşmek adına
Muhtariyetler verebilirsiniz
Üç beş satılmış isyancıya
Kolya değil liberaleşmek
Ve çağı yakalamak markalar savaşında
Önce gelinlerin beşi bir yerdeleri çıkmalı sandıktan
Sonra yaşlı ananızın ölüm parasi çıkmalı yastık altından
Bankala hücum etmeli herkes
Ve faizler düşmeli bir nefes
Düşmeli ki erbabı daha ucuz kredi alsın
Tüyü bitmemiş yetim hakkından
Sömürü bir daha kolaylaşsın
Hele kalnmışsa İstiklal Harbinden üç beş tersane
Olmamalı şu fakir devletin başına nane
İşsizlik..
Güçsüzlük..
Ve açlık..
Bütün bunlar bahane..
Ekmek bulamazlarsa
Pasta yesinler şekerim
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:22 AM
Liseli Kız
Sızlarsa ruhun
Gece geldiğinde
Odanda ki ışıkları yakarak
Parmak izlerine bak
Tuşlarına dokunmadan geçtiğin
O karanlık hayatın
İçinde ezilirse
Acıların ince çığlığı
Mazini avuçlayan
Bedeninin en kuytu köşesinde
Örülmüş saçlar
Renkli kurdelalar
Ve bir kaç kitabıyla
İlk sevdiğin
Liseli bir kızın
Hayali canlanırsa
Yanlızlığında
Sakın gözlerin dolmasın
Ve sızlamasın burnunun direği derinden derine
Başardıklarına bakınca
Kaçırdığın duygular
Bir yangına dönüşüyorsa hala
İşin sırrı
Liseli bir kızın yeşil gözlerinde
Ve çilli yanaklarındadır biraz
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:22 AM
Maço Duygular
Esecekmiş
Essin maço duygular
Bir sarı sonbaharın mahçupluğunda
Sen bana geliver yeter ki
Yüreğinde ki yanılgılarla
Öperim hayal kırıklığını
Satarım mavi akşamlara inan
Savaştan dönüşümü bekleyeceksin biliyorum
İnanmazsın yanlız yaşanan aşklara
Hep iki kişilik oldu ayrılıkların
Oysa ben yanlızlığımı götürdüm dağlara
El salladığın için gülüşlerime
Hep kurdela
Ve hiç çizerdin resimlerde
Güneşi dağın arkasına saklardın
Beni ağladığımı bilerek
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:22 AM
Mahcubiyet Kırıntıları
Yaramaz bir çocuk
Ve topaç çeviren güçtür
Yaşamın kendisi
Tekrarlanan yanılgının
Çocukluk halidir
Büyük hesaplarla uğraşan
Sisten çıkınca gerçekler
Güneşin ışıkları vurur düşlere
Ve esrarlı bir aleme bürünür
Mahcubiyet kırıntıları
Burun deliklerini konul ederken
Aynı adımları atar
Ve aynı bakışları yakalar
Tanrı insanlarda
Hiç dua etmesede melekler
Bağışlanır günahlar
Gökyüzü perilerini
Hicvederek
Pencereye tünemiş
Arap kızları
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:22 AM
Mahçup Sultan
Meşrutiyet bitince
Söz kesip evlenecektik ya
Cumhuriyette
İzin vermedi
Kala kaldık ortasında evrenin
Mahçuptu sultan
Yunağında ne hasatlar yaşadım
Bin bir döğenle
Hiç acıtmadan
Aşk yaralı bir ceylan gibi
Yaktı bizi yürekten
Ne su,ne okyanus serinletmedi
O yanan volkandı
Anlayamadım
Periler bile gülüyordu..
Büyücüler ha keza
Saadet muştuluyordu
Dimağımla çözemedim
Bedenim çözer belki
Bulut ihmalsiz
Şakayan her bülbül aşkı anlatsada
Ben mağrurum sen mahçup...
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:22 AM
Mahmur Gelin
Susup kaldığında
Gözlerin insin yere
Dilin söylemediğini
Gözlerin haykırınca
Yıkılırım uzanamadığıma
Bomboş ellerine
Ümitsizliğimle
Ben kaçıyorum
Gelme sakın
Ve arama bir daha
Üzerimde var oldukça
Buseleri yalanların
Gece gibi inecek
Bu çiçek
Bir yıldız misali
Hiç bilmediğim denizlere
Işıkları söndürecek
Masumiyetin çizgileri
Bir kara el olup
Kırık merdivenlerden
Çifter çifter atlayarak
Ve o küçük dağlardan
Bir bir sekerek
Yatacak mahmur gelinim
Komiklik uykusuna.....
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:22 AM
Maksat Muhabbet Olsun
Minareler kadar uzundu
Pişmanlıklarımın hikayesi
Seviyordum
Ve hepsi benimdi
Pişmanlıklarımın
Düşmanıydı
Bir kadın
Şişman
Yıkılıyordu putları
Anıtlarında
Anılarımın
Taparcasına seviyordum
Ve ne zaman sevsem
Sırtımdan vuruluyordum
Bu son olacak
Son defa seveceğim
Ve son defa aldatılacağım
Maksat muhabbet olsun
Yeter ki bu son olsun
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:22 AM
Mavi Bir İsyandır Sürgünüm
Mavi bir isyandır sürgünüm
Tükenişin coştuğu yerde
Gözlerimin yankısıdır kördüğüm
Seslenişin koştuğu yerde
Kampanyası böyle başlıyor muammaların
Şeffaf adımların sesleriyle gel
Tanrıların tekkesine çocuğum
Süt dişlerin dökülmeden gel
Bir hesapsız çizgidir ölümüm
Alkışların bittiği yerde
Bir kısa metraj filmdir ömrüm
Işıkların yandığı yerde
Kampanası böyle çalıyor
O eski ve zift karası trenlerin
Pişmanlık içimde bu şehri terketmeden gel
Aşıkların divanına sevdiğim
Gözyaşların çalınmadan gel
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:22 AM
Mavi Denizli Oluk
Mavi denizli oluk
Daha dün buradaydın
Daha dün içimde
Ama akıp gittin içimde
Nedense sığamadın kabına
Oysa yakamozlarını bile sevmiştin
Benim olmadığını bile bile
Gümüş gerdanından öpmüştüm
Yunus balıklarının
Şarkılar söylemiştim
Ulaştığın kumsallara
Hiç birini beğenmedin
Mavi denizli oluk
Daha dün buradaydın
Daha dün içimde
Ama akıp gittin işte
Avuçlarımdan
Mavi gözlü kızın
Siyah saçları gibi
Akıp gittin sessizce
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:22 AM
Mavi Devler
Bir sehpa kurulurdu
Şarap mahzenlerinin
Eskimiş serinliğinde
Oynaşırdı kelimeler
Dudakların
Yemiş veren bekaretinde
Ama hiç kimse söylemezdi
Gerçeklerin bağbozumunu
Gülücüklerin karanlığına
Sanki mavi devler beklenirdi
İlkbaharın renkli şölenlerinde
Nisan'da geçerdi Mayıs'da
Bir gitarın tellerinde kırıtarak
Hiç bir zaman
Denizin sesi duyulmazdı
Kılıçların ahenkli şıkırtılarında
Ellerini yüzüne kapatırdı
Söz söylemeye
Gücü olmayan kadınlar
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:22 AM
Mavi Geçmişim
Öğleden sonra
Gözbebeklerimden
Beynimin kıvrımlarına ulaşan
Ve beni hiç acımadan
Çok eski bir hesaplaşmaya zorlayan
Bir şarkıdır
Transistörlü radyodan
Bir demirci atelyesine
Hüzünle yayılan
Radyonun düğmesine uzanan
Nasırlı ellerimdir
O kadından
Ve inişli çıkışlı
Mavi geçmişimden
Beni bugünkü
Gerçek yanılgısına alan
Seni anlatan her şey şimdi
Bir tozlu sandığın içinde uyuyor
Hiç uslanmadan
Gönlümdeki tavanarasında
Geçmişteki yüzyıllardan
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:23 AM
Mavi Kuş
Duydum ki sarı ıtırlar
Dağları dolduruyormuş
Dolduruyormuşta
Düz ovaları zorluyormuş
Gör beni...
Gör beni de insaf et diye
Zalim sevgililere
Sen...
Itırların sesini duymdan gel
Mavi gözlüm
Denizleri kucaklayıp
Gökleri sırtına kuşanda gel
Onca nazarı aştık
Onca hazarı geçtik
Şimdi ne diye durursun bilmem ki
Bensiz uykulara yatmadan gel
Eğer gelmeyeceksen bileyim
Mavi kuştan çabuk
Ak seherden aydınlık güleyim
Mavi bir yıldız gibi
Taaa.. gönlüne düşeyim
Uçuk kaçık olacak bir gün bu mavi küre
Ve ben seninle
Senin sevginle..
Sevineyim....
Bir daha... bir daha....
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:23 AM
Mavi Rüyanın Hayrı
Gri sabahları uykuya gebe
Bir mavi rüyanın kıyılarında
Mağrurbakışlı alaca horoz
Kükrdi uzun uzun doğan güneşe
Sessizlik bozuldu kaldırım üzgün
Sesini satan simitçiye meydan okurcasına
Dubaya tünemiş üç yavru martı
Şöyle bir süzdüler durgun boğazı
Sonra çığlıklarla valse başlayıp
Kırdılar gururunu hain zamanın
Eylül'le yağmur bugün evlenmiş
Balayı yapıyorlar sahil yolunda
Güneş kırgın ve küsgün eski sevgili
Bulutların bir sağı birde solunda
Olgunluk durağında liseli kızlar
Gelincik kadar berrak ve taze
Açmak için güneşi hep bekliyorlar
Yorgunluk var seslerinde satıcıların
Selvi boylu apartmanların bitmez nazından
Sokaklarda kalmadı
eski muhabbet
Duyulmaz kanun sesleri
Bu şehrin eski yazından
Sabahlar artık şimdi çirkin bir riya
Oysa eskiden böylemiydi ya
Ne sabahlar yaşadı bu mavi rüya
Ne aşıklar daldı burda uykuya
Öyle günler vardı bir ömür gibi
Bizde yaşamıştık o günü güya
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:23 AM
Mavi Sular Üstüne
Susunca mavi sular
Korkunun gölgesi düşer dalgalara
Bir kızıllık iner
Güneşi sevinçle misafir eder ufuklara
O anlarda seni hatırlarım
Gözlerinin rengini öpmek isterim yüreğimle
Ama mirasyedidir gönlüm
Kayıptır sevincim
Kaderim sigaralarla tükenmez
Tükenmez içkilerle hasretim
Unutamam seni
Unutamam sevgini
Mavi sular gibidir mevsimlerim
Hep hazanı yaşarım
Hep ayrılığı şehirlerimde
Mavi sular iner hayallerime
Gözlerime gözlerinin mavisi
Kahverengi bir çılgınlık yaşanır bakışlarımda
Dönüşü intiharadır yenilgilerin
Bu ne sevgidir gülüm
Bu ne ölümdür
Ve bu ne akşamdır
Bir kızıllık iner gönlüme
Gönül gönüle
Yürek yüreğe mavidir
Bu ne sevidir gönlüm
Sen nasıl yüreksin
İçimdeki tufan
Güneşte kayıp
Susunca mavi sular
Korkumun gölgesi
Ve dudaklarının busesi
Düşer
Dalgalara
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:23 AM
Mavi Yakalı Bebek
Sarı ve yeşil kamışlardı
Güneşin kucakladığı yalanlar
Şehrin göz bebeklerinde ki hüzün
Her gece yol alıyordu raylarda
Yeşil çayırlar
Uzun ******* boyunca
Özlüyordu yalanlarını senin
Mavi yakalı bebek
Bu kadar sıkıntıdan sonra
Bu kadar özgürlük
Fazla değil mi
Diyordu yalan
Diyorum ki o zaman
Gün aşırı
Dipnot oldukça yaşam
Zihnimi dibeğinde
Döğülecektir yalan......
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:23 AM
Mazi Mavi
Dertlere isim bulacaksın
Bulduğun isimlerle
Oyalanacaksın
Seneler geçecek
İsimleride unutacaksın
Geride bir avuç
Kömür karası anı kalacak
Gökyüzüne baktıkça
Maziye uzanacaksın
Mazi mavi
Maviler geliyor
Takalara yüklenmiş
Alalım hadi
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:23 AM
Mehmetçik
Hücum etmek için kalktı ayağa
Bir manga askerle bir koca dağa
Allah Allah deyip düştü toprağa
Onu volkandaki küle sormalı
Sıkı sıkı tuttu şanlı sancağı
Göğsünden akarken bir kan ırmağı
Vatanmı diyordu iki dudağı
Onu kuşlardaki dile sormalı
Bir çakmak,bir mektup,bir saat çıkan
Bedenini saran üniformadan
En son sözlerini olmadı duyan
Onu dağlardaki güle sormalı
Bu nasıl inançtı bu nasıl iman
İnsanlık görmedi böyle imtihan
Yaşamak mı yalan ölmek mi yalan
Onu takvimdeki yıla sormalı
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:23 AM
Mehmetçikten Başkası Değildi
Ve 'Allah! ' diyen
Ve ' Vuruldum komutanım! ' diyen..
Ve bekle koçum
Bırakma kendin
Helikopter geliyor
Dayan dediğim...
Ve sırtımda
Helikoptere taşıdığım
Başını dizime koyupta
Mavi gözlerindeki
Sıcaklığa daldığım
Ve 'Komutanım' diyen sesi ile
Ellerimi sıkan elini hissedip
Kendime geldiğim
Ve 'Ölürsem komutanım! '
Anama..babama..
Korkmadığımı..
Onları çok sevdiğimi...
Söyle diyen...
Ve sonra...
Ve sonra..
Ve gözlerini kapayan
Ve sıkı sıkıya tuttuğu
Ellerimi bırakan
Mehmet oğlu Mehmetçik'ten başkası
Değildi...
Değildi
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:23 AM
Mektup
Kırılma..
Bir yaprak gibi savrulduk ya
Cehennem rüzgarlarının önünde
Bir yürek gibi kavrulduk ya
Ayrılık ateşinin sonunda
Sakın kırılma
Gücenme
Yapamadım / tutuldu kırılası ellerim
Bir avuç mutluluğu yakalayamadım
Seni sevdiğimi özlediğimi yuvasız kuşlar gibi
Hep beklediğimi söyledim ya
Sakın gücenme
Darılma
Şu kahbe feleğin yazdığı yazıyı silemedim
Silemedim dağları aramızdan / söküp atamadım
İhanetleri dünyamızdan uzaklaştıramadım ya
Sakın darılma
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:23 AM
Memiloğlu
Akıbeti meçhul aklımın
Cayır cayır yayanrken dünya
Celep olmuş erenler
İnsan alınıp insan satılırmış
Yamyamlar pazarında
Kızmayın bana
Ağır gelir belki lafım
Kızar bana el verenler
Dört yol ağzında sevdam
Döşenmiş yollara varsıllık mayını
Isıtmak isterim
Yüreğimle ısınmaz
Kandırılmış garibim
Istanpasını vurmuş bir kere
Belli
Kader kurbanı
Der geçer Memiloğlu
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:23 AM
Memleket Tütününden
Bir aşkın vardı/ölürken
Birde tütün yaprakları/ülkemin
Işıklar gelip geçer demiştin/geçmedi
Resimler gelip geçer demiştin/geçmedi
Fırsat çığlıkları atıyordu Azrail/vermedin
Senden ayrılmadı diye üzüldümü bilmiyorum
Bu esir şehrin sokakları
Sonra bir cigara sardım/güya/memleket tütününden
Hayalini kucakladım/gizlice
O uzak/o yabancı/o soğuk
Gökyüzünden...
Kollarım bir boşluğu/sararken
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:24 AM
Menekşe Gözlüm
Korkuları
Gerçeğe dönüştürdü
Elini tutunca
Şarkılar
Kapattım
Kulaklarımı
Notalar
Gözlerimde uçuştu
Sev demiştin
Menekşe gözlüm
Bir gün seveceksen
Beni sev
Oysa sen
Şarkılarda
Yaşadın hep
Ve notalarda şekillendi
Hayalin
Saba makamında
Bir sonbahar akşamı
Fasıl geçerken
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:24 AM
Meneviş Küfünde
Ustama söylemedim elim gergefte
Kan akıyor yüreğimdeki nehir
Nasıl geliyor bilinmez
Her iğnesi bedenimde meneviş
Ustama söylemedim
Elim gergefte
Daldığım huzur bitti bitecek
Su susuyor
Kana kana hasretinle
Sen gelmeden
Demiri bükemedim zihnimde
Ustama söylemedim
Geleceksin biliyorum
Süpriz olamayacak kavuşmak
Kaçacağım o gün dükkanından
Adını dağlayacağım beynime
Ustama söylemedim
Ben onulmaz bir demirci çırağıyım
Meneviş küfünde
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:24 AM
Mevsimler Geldi Geçti
Mevsimler geldi geçti penceremden
Korna sesleri
Kadın sesleri
Ve ninni sesleri
Dost..
Post kaplı tebessümler geldi geçti
Bir elinde bahar
Bir elinde balon
Dilinde türküler
Sarı benizli çocuklar geçti penceremden
Görmemiştik kavgasını dünyanın
Çiçeklerin solduğunu *******de-görmemiştik-
Bilmezdik ağaçların nasıl kuruduğunu
Ve kıskançlıktan yaprakların nasıl kudurduğunu
Yelesiz atlar gibi papatyaların
Rüzgarlarda mahzun uçtuğunu
Biz penceremizden
Mevsimleri yaşlandırdık gözlerimizle
Erittik demir parmaklıkları
Yüreğimizdeki özgürlük ateşiyle
Su verdik çelik prangalara gözyaşlarımızla
Mevsimler geldi geçti penceremden
Biz ömrümüzü bitirdik bilmeden...
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:24 AM
Mevsimlere Sığmıyor Ayrılık
Mevsimlere sığmıyor artık ayrılık
Kaç mevsim birlikte olduk ki sanki
Mevsimlere bölmüştüm ayrılığı
Çabuk tükensin diye
Sonra yıllar aldı mevsimlerin yerini
Ama sen yoksun
İstiyorum ki
Mevsimlerden aylara
Aylardan haftalara
Dönsün ayrılık
Ve sonra..
Altı,beş,dört,üç,iki...bir gün kalsın
Kavuşmamıza
Ve saatlerin tik tak'leri
Son defa vursun
Ayrılığın üstüne
Gün kıkansın
Sokak kıskansın
Herkes kıskansın kavuşmamızı
Bensiz geçen günlerin
*******in
Beni kıskansın senden
Ama olmuyor
Sen hala yoksun
Ayrılık üstüne türküler varmış
Ayrılık ölümden betermiş diye
Hepsini söyledim
Hepsini dinledim
******* boyu
Bi bir kadehte
Nice şiirler yazdım
Nice dualar ettim
Ama olmadı
Bitmedi hala
Sen yoksun diye
Biliyorum bitecek
Bir gün bitecek
Sen olacaksın
Sen geleceksin
Ama geldiğin gün
Ağrılığın bitirdiği
Kaynağı bulacaksın
Sevdiğinin yerinde
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:26 AM
Mısır Püskülü
Sitemkar kıvrımlarını saklıyor
Dönüşü olmayan insaf
O işveli yolların
Ağlıyorum
İnliyorum
Vuruluyorum...
Dönerken her köşeyi
Mısır püskülüne dönüşüyor
Diyemediğim sözler
Birikipte sineme
Sarsıyor
Gıdıklıyor
Güldürüyor
Sonra ağlatıyor affetmeden...
Hep ağlamak değil mi zaten
Sana attığım her adımın sonrası
İnsafsızlık sadece bir oyun mu
Yamyamlaşmaya doymayan
Bir yıldız gibi...
Yanlızca noktamıyım
Seni anlatan cümlelerin sonunda
Vazgeç...
Katilin ben olmayacağım
Arkana bakmadan gittiğin için
Yanlızca bir damla yaş gibi
Süzülüp gideceğim
Yaşamın ortasından
Cebimde elinin silinmeyen lekesi
Dudağımda rujunun o en hoppa katresi
Ölmeyeceğim...
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:26 AM
Mısralarım
Mısralarımda saklıdır duygularım
Yaşamım ve umutlarım
Sevdalarım özlemlerim
Korkularım gizemlerim
Tutunduğum dal
Okşadığım çiçek
Mısralarıma saklanmıştır isteyerek
Ne zaman ki bir düş kırıklığına uğrasam
Ne zaman uykusuz kalsam
Kırılsam ağlasam
Mısralarıma sığınırım gülerek
İhanetlere uğradığımda
Kördüğümlere boğulduğumda
Mısralarım vardı yanıbaşımda
Mısralarımla aştım mavi denizleri
Dertleştim yakamozlarla
Arkadaş oldum gökte ay ve güneşle
Sırdaşı oldum dağların vadilerin
Mısralarımda dize geldi ağalar beyler
Yedi deniz beş kıtaya hükmedenler
Bir mısralarım bana aitti şu alemde
Birde sevdiğim kadın mısralarımda
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:26 AM
Mihrapsız Kıbleler
Sevmek mi yani
Şimdi korktuğun
Beni
Öyleyse kaç git
Ben sonsuz firardayım
Kaç git de
Ömrüm bölünsün
Bölünsün yıldızdan şafak
Gündüzler karanlığa bürünsün
Ben sensiz inan dardayım
Hiç girmedin ki zaten
Ciğerimdeki yareme
Giripte dağlamadın ki hiç
Bir avuç zulümdür inan
Yüreğimdeki sevinç
Gördükçe sahipsiz ağıtları
Trensiz bir gardayım
Son duamı et diyorsam et
Sakın bekleme
Mihrapsız kıbleleri
Ben sensiz yaşanmayan
Ve hiç yaşanmayacak olan
İsmini hiç bilmediğim
Ve hiç uğramadığım
Bir garip diyardayım....
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:27 AM
Mine Çiçeğim
Gülüşün nazlıdır bakışın nazlı
Her iki yanağı çifte kirazlı
Yaktın kül eyledin şalı beyazlı
Sevdalım edalım mine çiçeğim
Bir bayram yeridir düşte hayalin
Isıtır gönlümü işveli halin
Mümkün mü acaba olmak helalin
Sevdalım edalım mine çiçeğim
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:27 AM
Mistik Bir Şiir
Çözmüş saçlarını buğdaylar
Düğün mü var tırtılların yasında
Bu yalpalayarak gelen yağmur
Kudüs çöllerinde mi
Mistik havalarda piştik yufka ekmekle
Hürriyet ayinleri dolduruyor günümüzü
Org'lar hediyelik ilahiler çalıyor
Ve bekleyenler bir durakta ağlıyor
Değer mi kadın ağlamaya değer mi
Yaşamak varken istakoz savaşını
Sus diyorsun bana susmak ne çare
Susan insanların aklı biçare
Öyle bir topladık ki -fanila günü-
Kadın ve erkeklerin biz merakını
Paranın uyanan o şehvetiyle
Silip süpürdüler tüm tezgahları
Hurafeler diyarı bir ülke varmış
Tükürmeyi insanlar hayra yorarmış
Salgısız midesiz o kadar çok ki
Bazıları tükürüğü tanrı sanırmış
Hayır mı şer mi bilemem amma
Nasır şerbetini asla içmedim
Nasır'la Mısır nasıl özdeşse
Nasırlı tabanla hiç yürümedim
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:27 AM
Mistik Sezeryanlar
Zevkin
Sokağa düştüğü
Yerdeyim
Sonuç
Nedir
Bilmiyorum
Kaldırımlarda
Doğusunda mıyım
Yoksa batısında mı
Mistik sezeryanların
Yoksa
Bir Ayetullah mı düşlerim
Şiraz'da
Gel diyemem
Çalgısına metalin
Bir tütün deposunda
Bekliyorum şehveti
Kedini gırtlağında susuyor
Dişlerim
Bana yazık değil mi?
İki mavi
Süzme göz geçiyor
Göğüslerimden
Uzak..
Yaktığım sigaranın aroması
Gerçeğin paronayasından
Ama şuhluğu zevkli
Halka küpelerin
Asılsam dudaklarımla
Ve belki ellerimle
Yırtılır mı kulakların
Rimelinin siyahı
Bulaşsın isterim
Yüzüme
Yeter ki
Gözlerini öpeyim
Bana yazık değil mi?
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:27 AM
Mor Erguvanlar
Çizgiyi
Uzun tutarsam
İp gibi
Havlamasın
Gözlerin
İt gibi
Dişlerini
Göster biraz
Ve mor erguvanlarla
Boya
İstediğim
Biraz uçmak
Ve sana sarılmak
Uyumak
Bir gece vakti
Gebze banliyösünde
Bunu sakın unutma
Kaybetsende
Cep telefonunu
Sakın unutma
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:27 AM
Mum Satan Çengiler
Nur inmeden su inmez
Bu hangi hakikat
Dört yanımda yare var
Destur desen dert değil
Edep ya hu.. diyenler
Sadece erenler mi
Işıktan yükselen alev
Isıtmaz mı sanırsın
Mum satan çengileri
Her uyuyuşta ve uyanışta
Gidipte dönmeyenler
Yakıyor enginleri
Her ışıkta ve her aldanışta
Bir bomba düşmesin
O keremsiz yüzlere
Tuzu kuru konaklar
Dantelden file yapmış
Kadını saklıyorlar
Ekmeğimi öperken
Duyduğum minnet kadar
Sabrına saygılıyım
Varil varil taşıdım
Taşlı yalanlarımı
Zemzemli kuyulara
Çöl beni öpüyor
Kucaklıyor sıcakta
Sıkıldım demek ölüm
Cennet belki bu değil
Sen öyle sanıyorsun
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:27 AM
Mustafa Kemal Olsaydım
Mustafa Kemal olsaydım...
çıkıp şu ala dağların yücelerine
çıkıpta Afyon Ova'sına baksaydım
görürmüyüm acaba?
Bu vatan için can veren aslanları
Bu ülkünün geleceğine inananları
Mustafa Kemal olsaydım...
çıkıp şu ala dağların yücelerine
bir lacivert kayaya yaslansaydım
dinermiydi acaba?
Yüreğimdeki özgürlük ateşinin harı
Görürmüydüm ay yıldızlı baharı
Mustafa Kemal olsaydım
çıkıp şu ala dağların yücelerine
altında şehitlerin yattığı
şu kutsal toprağa uzansaydım
yaşarmıydım yeniden?
İzmire şimşek gibi akan
serdengeçti süvarilerin coşkularını
Ve o dokuz eylül fırtınasının alkışlarını
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:27 AM
Mutluluk
Neydi sanın adın unuttum
Hani sabahları gözlerimi açınca başlardın
Hani tembellik ederdin
Sevdiğinin kalk deyişine
Hani traş olurken banyoda
Kaynayan suyun sesi duyulurdu çaydanlığında
Hani seni arardı telefonla
Kıymetini bilmeden konuşurdun
Hani akşamı sabırsızlıkla bekletirdi
Hani sıcak yuvanı sarardı ya ******* boyu
Şimdi hatırladın
Seni mutluluk
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:27 AM
Mülkiyeli Eniştem
Külhaniler kül bastı yaptılar
Yelkeni yırtık gerçeklerimi
Bir gaz lambasından daha kötü
Kokusu yanık hayallerimin
Bu bahar gezmeside ne
Piknik sepetleri kandırmasın
O gözlerinde ki şüpheyi
Ağaçların altında gölgelenen
Güneş iskambil falında
Evde kalmış hemşiremin
Vapur çoktan kalkmış
Gece başlıyor belli
Sen eteklerini toplarken
Uzatırmısın ayağını
Kel kafalı adamın
Sıfır nokta üç astimap
Oh...Olsun...
Yakalandın işte
Çenesi düşük anneme
Ah deme vah deme
İstiyorsan izdivaç
Aç..
Onları biraz daha aç
Külhani olmasada
Mülkiyeli eniştem
Çoktan razı kül bastıya
Bir bahar gezmesinde
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:27 AM
Mümkün Değil
Seni bırakıp gitmek
Gözlerinin yeşiline hüzün yüklemek
Dudaklarını büzüştürmek
Bekletmek
Utandırmak
Ve ağlatmak
Mazide gezinirken
Seni böyle sevdikten sonra
Mümkün değil
Mümkün değil
İhanet
Yanılgı
Kararsızlık
Kırılmak,gücenmek,darılmak
Mümkün değil
Ellerini tutmamak
Gözlerine bakmamak
Tenine dokunmamak
Seninle yaşamamak
Ve senin dönüşüne kilitlenmemek
Mümkün değil
Sevgilim
Her şey mümkün ama
Artık
Sensizlik
Mükün değil...
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:27 AM
Nafile Gelmez Gidenler
Bedeninde büyütme kıskançlığı
Öldürme erkekliği
Ufak adımlar için
Ufak adamlara kızıp
Saldırma yalanlara
*******i uzatma yıldızlarla
Tahtırevena biner tutku
Salınır gururla
Kanma sakın
Ölürsün hasetinden
Bir tutkudur terkediliş
Akıp gider biriktirdiklerin
Her şey çelişir
Her şey somutlaşır
Bir küncülü simite benzer
Çöküşün çıtırdıları
Bahar hiç gelmez
Yeşil düşmez umutlara
Hayaller buza keser
Mevsim yaz olsada duygularda
Saatlerce ağlarsın
Nafile gelmez gidenler
Yitirilen
Bıraktığı ile kalır anılarda
Ararsın...
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:27 AM
Namluya Uzandığında
Dünya nizamı
Yıkılır
Tabancalar patlar
Bıyıkların altında
Surat gerginleşir
Gözler
İri iri açılır
Ve eller titrer
Namluya uzandığında
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:27 AM
Nasihate Doğru
Saçlarına ak düşmüş saçlarına kır
Oturmuş bakışına ıssız bir bozkır
Şu kısa ömründen kaç deprem geçti
Kimbilir yerle gök,kaç kez birleşti
Ellerin titriyor ellerin nasır
Yüreğin bir avuç şevkate esir
Haramide bile varken meziyet
Şu sonsuz evrende senmisin kusur
Dudağın arıyorsa en doğru sözü
Susmaktır kelamın mahyası özü
Yinede konuşmak bir zaruretse
Makbuldur unutma her sözün azı
Sıkıntı kaçmakla edilmez ihraç
Yardım iste gelir Mansur-u Hallaç
Üzüm istiyorsan bağbozumunda
Düğün tarlasını bırakma kıraç
Şu güzelim dünyayı say ki harabe
Kalmadı farz edelim bir tek sahabe
Eğer sen gördüysen kutlu rüyayı
Boş ver oynasınlar körle körebe
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:28 AM
Nazar Boncuğu
Önce kaç
Sonra sarıl
Doğanın sesine
Ve böceklerin sessizliğine
Aradığın
Bir nazar boncuğu olsun
Gecenin bir yerinde
Bilmediğin
Duymadığın
Bir türkü için
Saatler boyu
Hiç üşenmeden
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:28 AM
Nazar *******i
Sevecektim daha çok sevecektim
Bilemedim
Yitiktim...
Büyütecektim daha çok büyütecektim
Sevdamız şan olacaktı
Göremedim
Bitiktim...
Hengamesinde nazar *******inin
Bir küheylandı umutlar
Yelesinde sahipsiz bilmecelerin
Bir nazlı oğlandı bulutlar
Ne oldu da ihanet yanıverdi
Güneşe hasret kuytularda
Ne oldu da dolanıverdi
Fingirdek namuslar kutularda
Nasılsa bölüverdi ilah
İçimde binlerce ah..
Kara nehir ak akar
Yar hasret
Yar yalan
Gözü gözüme bakar
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:28 AM
Nede Aldı Bir Nefes
Bir dağ köyünden gelmişti yaşını büyüterek
Çorak susuz
Bire bir bile vermeyen
Umutsuz tarlaların ortasından
Davul zurna ve alkışlarala
'En büyük asker bizim asker! '
Gelmeden yirmi gün önce evlenmişti
Daha on beş yaşındaydı çocuktu
Ve daha dün çeşme başındaydı
Sevdiği yavuklusuyla
Hiç izin dahi kullanmamıştı
Çabucak bitsin diye askerlik
Ne bir ses duydu
Nwe de bir nefes
Mayınıyla tanıştığı an
Törenler yapıldı
Gözler yaşlı bakışlar karanlıktı
Kalp atışları yavaş
Mahcup ve eğikti binlerce baş
Umutsuz tarlaların ortasında
Karşıladı köylüsü
Ellerine kına yakan eller
Tabudunu okşadı sessizce
Bir çınar ağacı altına defnettiler
Geride gözü yaşlı bir yavuklu
Ve ona imrenen...
Hani Anadolunun ortasında/bir çınar altında
Baş ucunda mezar taşı dahi istemeyen
Şairin yetim mısraları kaldı
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:28 AM
Nehir Işıkları
Kadının ellerinde
Dantellere saklanmıştı korkular
Ve beklentiler
Botların bağcıkları kadar aşınmıştı
Okşanmaktan
Adamın ellerinde nasırlar bırakarak
Eskiyi aramak güldürüyordu
Ahalinin tümünü sokaklarda
Ve yazık diyorlardı
Ellerini pantolon yamasına
Vurarak madenciler
Nehrin ışıkları dans eder yanaklarında
Gecenin şavkı vurulur göz bebeklerine
Ağlamak bile onur savaşına döner
Ellerinde yokluğun
Son madeni parada
Dilenciye ulaşır
Merhametin yürek bağından
Ve kül rengi bir rüya kaplardı
Vazoda eskiyen çiçekleri
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:28 AM
Nerde Kalmıştık
Nerde kalmıştık
Uzaklarda bir yermiydi orası
Yoksa yanı başımızda mı
Nerdeydik bir tanem
Şarkıların bittiği yerde mi
Bir İstanbul banliyösünde mi
Mevsimlerden yaz
Günlerden salı
Devam ediyor yaşam
Seninle-sensiz biraz-
Buradamıydık yoksa
Sevginin doruğunda
Yüreğimde büyüyüşün
Her gün sensizliğin imkansızlaştığı
Yerdemiydik yoksa
Nerde olursak olalım
Kaldığımız yer
Başladığımız yerde inan
Ve seninleyim her zaman
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:28 AM
Nerdesin?
Nerdesin?
Bak çoktan akşam oldu dağlarda
Çoktan pişman oldum sana yaptıklarıma
O havalı havam bile çoktan söndü bir balon gibi
Ve çoktan ipe astım...
Erkekliğimin beyaz bayrağını memnuniyetle
Nerdesin?
Şimdi yanlızca karanlık ******* var
Yanlızca cırcır böcekleri ötüyor uzaklarda
Ve bir de annemin yanımdan eksilmeyen o cadı ruhu
Ay bile gök güzünde asılı duruyor hep aynı yerde
Ve ben seni bekliyorum umutla.. sabırla...
Nerdesin
Halam bir kısmet buldu bana çaresiz
Kedimiz sıkıldı ayaklarımın ucunda uyumaktan
Yoruldu dudaklarım dedikodunu yapmaktan
Uyku uçtu gitti gözlerimden bir serçe gibi
Söyle bana sen nerdesin
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:28 AM
Nisan Güneşi
Karaydı şu bahtım karadan kara
Girmişti duygular bir sonbahara
Yenilmişken gönül yağmura kara
Bir doğup bir battın Nisan Güneşi
Felek bir vurdumu tam vuruyormuş
Tuzağın hasını tam kuruyormuş
Şu gönül ismini tam soruyormuş
Bir doğup bir battın Nisan Güneşi
Doğup batma artık her an bizle kal
Açalım birlikte mutluluğa fal
Gönülde beklerken bir incecik dal
Bir doğup bir battın Nisan Güneşi
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:28 AM
O Benim
Bir ses duydun mu
Bir gürültü
Bir tıkırtı
Bil ki o benim
Bir fısıltı duydun mu
Bir ışık geçtimi hızla
Bir gölge farkettin mi
Bil ki o benim
Biri ismini söyledi mi
Bir inilti işttin mi
Bir çığlık sardı mı kulaklarını
Bil ki o benim
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:28 AM
O Bizim Bayrağımız
Al bir kumaşın üstünde, bir ay vardı, bir yıldız.
Her gece düşümdeydi,dün bedenime sardınız
Üstüne kapanmış sessizce,ağlıyordu bir genç kız
Yabancı değil bacım,o bizim bayrağımız
Al bir kumaşın üstünde, bir ay vardı,bir yıldız.
Sarıpta üşüyen bedenimi ne güzel ısıttınız.
Sonra katlayıp gururla, anneme uzattınız.
Yabancı değil annem o bizim bayrağımız.
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:28 AM
O Çiçeğin boyun Büküşü
Bir çiçekle çıkıp geldiğinde
Bitmiyor herşey
Karanlığın o kadar koyu
Ve umutsuzluğun o kadar gerçek ki
Peşin peşin bitmiyor bir çiçekle
Renklerin silinmişken ezberimde
Ve beynimde yol alıyorken
İhanet gibi zehir
Ve kurşun gibi yakan
Ayrılıktaki son sözlerin
Pişman olmanı anlatsada
O çiçeğin boyun büküşü ellerinde
Öyle hoyrat tuttun ki aşkımızı
Hiç acımadan yarınımıza
Ben affetsemde tanrı affetmez
İkimize yaptıklarını
O garip çiçek ne yapsın şimdi
Ellerinden düşerken
Yanlızlar sokağının kaldırımına
Kırgınım
Uzanıpta alamam seni
Düştüğün yerden
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:28 AM
O Fotoğraf Karesi
Uçağın düştüğü gün geldi
Hayalin
Bie eski fotoğrafın papirüsünde
İnce
Narin
Ve dokunulmazdı
Lakin hala sevgi doluydu bedenin
Gözlerinde buruk
Hiç bilmediğim bir mutluluk yaşıyordu
Anlaşılmayan
Kararsızdın
Gitmek ve gitmemek hususunda
Benide götürmeyi
O fotoğraf karesine
İstedin mi bilmiyorum
Ama ben seninle gelmeyi
İyi bil
Ve seni mutlu eder mi acaba
Çok ama çok
İstiyorum
Al beni...
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:29 AM
o İsim
Sana o ismi vermek isterdim
Ama emin değilim
Alçalış ve yükselişlerinden
Yani gel-gitlerinden
Korktum hep açıkçası
Üstelik kaçıyordum isimlerinden
Tariflere sığmıyordun üstelik
Gözlerindeki acıdan ve nefretten
Ürküyordum açıkçası
Hele kayboluşların - yanımda-
Hiç dayanılası değildi
Sonra birde sorular vardı
Tek kelimelik
Suskunluklar arasına sıkıştırılmış
Bir bakışlık soruların vardı
Hiç tanımadığım arkadaşım olmadı
Hiç ismini bile unuttuğum bir kıza
Sevgilim bile demedim
Ama senin yanında
Kendimi bile unutur oldum aslında şimdi
Sna o ismi vermek isterdim
San eşim demek isterdim aslında
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:29 AM
O Kızın Ardından
Özlemiştik seni
Özlemiştik ey duygu
Bakışların kadar tatlıydı
Yakarışların
Ayrılırken kızmıştık
Kırılmıştık birbirimize
Ama hep farkındaydık
Yokluğumuzun yanımızda
Bir sabit dinginlik gibi
Beklerken hep beklerken
Ağaçların gölgesinde yemişi
Suyun uyanışını seyrettik sessizce
Hiç soru sormadık
Güneşe ve yağmura
Birbirimizi sormadık
Eteğin ıslanmadı
Ve pantolonum kısalmadı hiç
Bir çocuk kadar kaygısız
Bir çocuk gibi korkuyu bilmeden
Birbirimizden habersizken haberli
Kavuştuk dün gece seninle
O kızın ardından
Hiç uyumadan
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:29 AM
O Mağrur Adam
Sessiz oyunların sesidir
Tenimde kıpırdayan
Hasret bir ağudur
Sessizliği tokatlayan
Gelme bana sakın
Çağırdığım da yoktun ya
Şölende küllendi o acı
Şimdi istesemde
Sensizlikte uyanamam
Dönüp baktığımda
Sessizlik seni soruyor
Ve beni kucaklıyor her gece
Issız olan şehir
Yanlız olan nehir
Ben sana akarken çırpınırım
Duymasan da
Bir tekliğe benzer geçmişim
Ucuz ve yanlız
Kapında o mağrur adam
Sessiz bir oyundur herşey
Bir sestir bir siluet bazan
Hasret bedenimde ağu
Yanlızlık yüreğimde kanayan
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:29 AM
O Masal Yok
Bıraktım gözlerimi göz yaşlarıma
Yüreğimi
Bir eski merdiven trabzanında sana bıraktım
Yemiş yüklü yalanlar yok
Umut yüklü yarınlar yok
Yok oluyorum sensizlikten
Yürüyorum sonsuzluğa
Bedenimi durduran yok
Bıraktım düşlerimi anılarıma
Gönlümü bir anız yangınında sana bıraktım
Gözlerinin haresinde eridim
Acılarını paresinde delirdim
Ben seni sensizliğinde sevdim
Beni sana getiren o masal yok
Bıraktım baharları
Güz yapraklarına
Hazanımı
Hazanının
En hazin hüzünlerine bıraktım
Çaresizliğin
Yanılgım kadar öksüz
Yanlızlığın
Yanlızlığım kadar garip
Ben senin kadar yorgunum
Sessizliğe ses veren sevda yolunda
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:29 AM
O Saklıydı İçimde
Gecenin sessizliğinde o saklıydı
O börtü böcek
O köklü köcek
O mağrur bir şey
O mazlum bir şey
Ama o saklıydı içimde
Atamadım gölgesini çavuşum
Döğme beni
Seninde aynı hummaya tutulduğunu
Nerden bilirdim
Üç beş nöbetinde
Sarı kızın türküsünü söylerken
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:29 AM
O Ve Sen
Seçilmekle başlar herşey
Seçen o seçilen sen
Ölçülmekle devam eder hikaye
Ölçen o ölçülen sen
Bir gömlek tasarlanır üstüne
Biçen o biçilen sen
Bir noktayla biter bir noktayla satırlar
Gülen o ezilen sen
Sen istesende değişmez keder
Uçan o ağlayan sen
Bu senin savaşın
Senin hayatın bu diyor
Yazan o yazılan sen
Kader buysa eğer
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:29 AM
O Yer
Bir yere ulaşmak istersin
Bir yer ki
Güller
Dört mevsim açar
Ve çiçekler
On iki renktir
Her zaman
Işık oyunları
Hakimdir
Mutlu yüzlerin
Kıvrımlarına
Göz yaşları
Sevinç belirtisidir
Sadece
Ve yürekler
Mutluluk için
Çarpar
Durmadan
İsteğin
O yere
Ulaştığında
Yeter ki
Pişmanlığa
Dönüşmesin
Bazan
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:29 AM
Oda Ve Adam
Bir oda düşün dört yanı beyaz
Bir adam düşün kırgınca biraz
Ne oda dolu ne adam yanlız
İkisi birden telaşlı bu yaz
Adam gidince oda boşaldı
Oda doluca adam şaşırdı
Adam odada anıyla dolu
Oda adamı acıya boğdu
Oda adamla bugün anlaştı
Adam odaya hiç bulaşmadı
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:29 AM
Olgunlaşacağım
Bittiğinde
Meyvası
Ölümün
Son kadehi
Yuvarlayacağım
Sonra
Kalabalıklar gelecek
Denizden
Mavi balinaların
Sırtında
İki şey isteyeceğim
Sabunlu hamam taşından
Bir musalla taşında
Ve bir tellağın
Ellerinde
Olgunlaşacağım
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:29 AM
Olgunluk Çağı
Mahkeme kapısından girdik biz
Olgunluk çağına
Demir parmaklıklar arkasında
Yirmi sekizinci yılımızı bitirdik
Otuz iki metre kareye
Gönlümüzü sığdırdık
Taşırmadan özgürlüğün içine
Sevdamız dı tek lüksümüz
Kalemimiz havyar
Kağıdımız tek beyazımız
Bir de sigaramız vardı
İsyanımız dumanıyla saklayan
Tam çürük duvardı
Bir açık kapı hanemizde
Aylara yazdık öfkemizi
Camlara çizdik hasretimizi
Tavanlarda aradık bulduk ve ısıttık
Özgürlük bulutlarını yağması için
Ayrılığı içtik pet şişelerden
Yıkılmışlığımızı yıkadık
Kırık duşlarda
Mahkeme kapısından girdik biz
Olgunluk çağımıza
Nerden çıkacağız kim bilir
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:29 AM
Olmuyor
Yeniden sevemem unutupta seni
Seni unutupta
Başka bir kızın gözlerine bakamam anlamlı
Unutamam birlikte geçirdiğimiz günler
Düşlerimden silemem hayalini
Sensiz gülemem sen ağlarken
Senin olmadığın bir hayatı yaşayamam
Sen yaşayan bir ölüyken
Olmaz sensiz hiç bir şey
Bakmak düşünmek konuşmak dahil hiç bir şey şey olmaz
Sensiz yaşayamıyorum işte
Kaderime küfrediyorum olmuyoyr
İnsanlardan kaçıyorum olmuyor
İçiyorum olmuyor
Ağlıyorum olmuyor
Ne yapsam ne etsem
Unutamıyorum seni
Ne olur çık git artık dünyamdan
Ne olur Kuzguncuk Kuşu
Tükendim artık
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:30 AM
On Üçüncü Ay
Denizin altında ki yosmamıydı
Gelip geçen
Ama delip geçen
Gözlerinde ki som altından
Işık yanılgısı
Aylardan on üçüncü ay
Ve yedinci gezegende zaman
Sedef kutularda saklanıyor düşler diyarı
Işıklar yanılmaya devam ediyor belkide
Sırılsıklam ıslanmış
İçimdeki dev
Korkudan adam
Övünür mü bilmiyorum
Kehribar sarısı yılanlar geceiktiğinde
Yürüyüşe çıkar belki bir aşk
Derli toplu bir zaman
Hasretini sınadığında umutlar
Mavi bir tüle bürünür şehrin ışıkları
Ve sabahı bekler
Kahverengi kaderli bekçiler gibi
Hiç uyumadan
Soyundur geceyi
Çıplak kalsın siyah
İnsanlar olmadan
İnsan ki şarkı söyler
Cam bardağı dişlediğinde
Kurbağalar nefes alırken
Gri suların derinliklerinde
Kadınlar gibi öpüşür
Gündüz geceyle o anda
Hiç usanmadan
Türkünü söylersen eğer
Bir boşluğun içinde
Bir yosmaya
Bir benzinciye
Ve bir pompacıya
Pompa yerine parmak
Dolaşır bedeninde
Hiç utanmadan
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:30 AM
Onlar Dünyadan Habersiz
Bir kız sevmiştim İstanbulda
Hayalimdeki kızı
Saçları kumral
Gözleri elamı ne
Bir kız sevmiştim
İsmini söylerken ölüverdiğim
Bakırköy derler bir yer varmış
Hiç bilmediğim hiç görmediğim
Oralıymış bu kız
Takvimler..
Seksenyedi yılının yirmi martında
Bezgin bir genç adam
Yeni kapı garında
Bir kız görmüş
Görmüş ve tutuluvermiş
O gün bu gündür
Tuzladan Bakırköy'e
Sirkeciden Erenköy'e
Bir gönül yolu kurulmuş
Dünya bi haber
Onlar dünyadan habersiz
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:31 AM
Onlara Sor Herşeyi
Bu sokak bizim sokak işte
Bu ev bizim ev demek isterdim sana
Ama yapamam
Bütün sokaklar benim
Bütün evlerde tencerem kaynar
Seveceksen beni
Onlara sor her şeyi
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:31 AM
Oryantal
Çekme küreği
Deniz isyandadır şimdi
Gözlerine kelepçe vurmuş
Diline kilit
Yok oluş
Bu şehirde
Çekme ipeği
Kumaş top toptur şimdi
Serin avlularda
Güvercinler havalanırken
Manifaturacılar çarşısında
Altın diş ve gülyağı sarar seni
Benzetirsin hayalindekini
Bir deve yükü gümüş mezarlığına
Kervan yürür
Gönül ıssızı vahalara
Kumul yansımalarına gömülür
Yanlızlık fizandadır şimdi
Mezopotamya kudurur
Babilin asma bahçelerini
Aratır çocuk
Kıvırcık saçlarında
Hırsızın yuvalarını anlatır,
Oryantal kum taneleri
Küreğin bulaşır
İpeğin yumuşaklığına
İki elim kandadır şimdi
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:31 AM
Otobüsler
Otobüsler
Gider gelir
Üsküdardan Beykoza
Beykozdan Üsküdara
Seni taşır
Her sabah
Her akşam
Kuzcuncuktan Üsküdara
Üsküdardan Kuzguncuğa
İnanırmısın bir tanem
Ben her sabah ordayım
Her akşam senle dönerim
Kuzguncuktan Üsküdara
Üsküdardan Beykoza
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:31 AM
Otuz Sekizinde Aşk
Sevemem arkadaş
Bir daha aşkın
O kahreden tokadını yiyemem
Giyinemem bir daha
Çiçek alamam
Ve bekleyem
Fabrika kapılarında
Okul sokaklarında
Kaldırımları sayamam
Yanaklarım kızararak
İhanetleri sorgulayamam
Aldatılmayı hazmedemem bir daha
Kaybetmeyi kaldıramam arkadaş
Neyime gerek taaaa
Otuz sekizinde
Yirmilik bir körpe yosmaya
Gönül vermek
Neyime gerek
Umutlanmak kanmak
Ve inanmak
Sevilmeyi hissetmek yeniden
Yaşamın tadına varmak
Bunca yıl sonra
Ne hakla..
Sadece seyreden artık
Ve göğüs geçirecen
Bak
Çoktan çoluk çocuğa karıştı
Okul arkadaşların
Saçların
Çoktan beyazladı
Karın çoktan unuttu sana sevgilim demeyi
Sen çoktan unuttun
Sevmeyi sevilmeyi
Değilme
Hayır demen nafile
Aşk..
Bir başka bahara
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:31 AM
Oynattı Derler
Kelimelerin neferiyken
Kuşandık cümlelerin zırhını üstümüze
Bu bir sır değil sandukalarda saklanan
Cübbeli öpüş değil dudaklarda ıslanan
Şehrin bacalarındaki öksürük mü dersin
Bulut bulut mendillerin akında ki hüzün
Sus bir tanem bak sabahlar utangaç güneş gibi
Zarif zarif kahvaaltılarla geldik heyelandan
Sanma ki konuşanlar hep pozitif kandır
Suskunluk bu hengamede kurdelalı kurbandır
Konuşacaksan eğer çağır çağır 'dalgacıyı'
Kırmızı kelebekleri konuş rüzgarın kızlarıyla
Portatif iskeletlerin doktor canlısı yası
Kepenkleri kapanmış dedemin,o siyah asası
Sen bunları konuşma gülüm,kız oynattı derler
O güzel gülüşünü bir öğünde ağlayıp yerler
Bal bak işte geliyorlar sucular Peri Bacalarından
Haberleri yok ne bugünden ve dünkü yarından
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:31 AM
Öfke
Ilıman bir liman
Işıl ışıl bir gemi
Aldı bir lodos gibi
Bütün öfkemi
Nüksetti
Dolmabahçe Rıhtımı'nda
Bir eski nümayiş
Altıncı filo gemileri
Geldi geçti şöyle bir
Yıl 1994
Hala enbüyük nimeti
Matbuatın
O günler
Ve gençler
Ve yaşlılarla
Aynı hamamda yıkanıp
Aynı hamamda karalanmalarına
İçin için küfrederler
Ilıman bir liman
Ah nerde aman
Işıl ışıl bir gemi
Gelse götürse
Bir götürse...
Bütün öfkemi
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:31 AM
Öfkeler Kadar Gerçek
Alabildiğince yükle gönlüne
Bu şehrin akşamlarını
Umutları saklayan güneş
Bırak isimsiz sevdaların
Gülümseyen şahidi olsun
Al,iç,bitir
O gizli elemleri
*******in günahıyla
Bırak sızlayan yaraları
Suskunluğun bedeli olsun
Hayalllerinle büyüttüğün
Öfkeler kadar gerçek
Bir adımlık çıkmaz yol varsa
Ve ağlıyorsan..
Her mutluluğun sonunda
Ve gülüyorsan...
Her acının başlangıcında
Bu garip çelişki senin
Dönüşün olacaktır inan
Kaybederken...
Bulduğun masumluğuna....
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:31 AM
Öğretmensin Sen
Nerde ışık görsem orda sen varsın
Dört nmevsim çiçek açan taze baharsın
Duyulmaz çığlıkları hep sen duyarsın
Bana ilim öğreten öğretmensin sen
Yürüdüm karanlığa sönmeyen meşalenle
Paylaş demiştin bana ekmeğini düşenle
Güç verdin güven verdin hiç bitmeyen neşenle
Bana beni öğreten öğretmensin sen
Hiç bir hesap yapmasın kimse yarınlarına
Uğramasın diye düşman sınırlarına
Beynimin en ücradaki kıvrımlarına
Vatanımı nakşeden öğretmensin sen
Kelepçe vurulmasın hür Türkün bileğine
Uzanmasın diye hainler direğine
Ayıyla yıldızıyla ufacık yüreğime
Al bayrağı çizdiren öğretmensin sen
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:31 AM
Öğretmensiz Çocuklar
Bugün maaş günüydü inmiştim kasabaya
İhtiyaç var okulda,hem şekere,hem çaya
Çocuklara harcadım,kıyamadım paraya
Yaya gelmiştim köyden,dönüşüm yine yaya
Aslında'hocam çıkma' dediler kasabadan
Kar yağacak bütün gün artarak hiç durmadan
Bir gün kalır çocuklar,nasılsa okumadan
Dedim ben kalamam ki çocuklarım olmadan
İnançlıyım yaradan,beni mutlaka duyar
Oku diye emreden öğretmene mi kıyar
Tanrım bitsin artık,ben dönmeden bu yollar
Dağ köyünde bekleyen çocuklarım var
Yürüyorum yol ıssız,hava tipi,hava kar
Korkuyorum birazcık etmiyorum ki inkar
Lakin korkma nedenim,ne fırtına ne rüzgar
Eğer ölürsem bu kış,öğretmensiz çocuklar
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:32 AM
Ökseye Tutulmak
Bir sığırtmaç kuşu gibi
Tutuldum ökseye
Çırpınıyorum pür telaş içinde
Ellerim bağlı
Özgürlük bir hayal kavuşulmaz
Isıtmıyor hiç bir şey beni
Yaşam acımasız
Sevdan yakıcı kavurucu
Külüm yanmış mahvolmuş
Kalemi tutan elim
Çaresiz
Kelimeler yetersiz
Burnumda
Ezilmişliğin yıkılmışlığın kokusu
******* hain
******* acımasız
Öksüzüm
Sığırtmaç kuşlarından da çaresiz
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:32 AM
Ölmüş Adamın Resimleri
Yeşil yamaçların ardında
Tembel tembel uzanan gökyüzü
Bölerdi
Pembe yakalı fır fır etekli kızın
Gözyaşlarını
Orta yerinden
Bir yanda ölüm oynaşırdı
Diğer yanda yaşam
Duruverirdi öylece
Ve sahipsiz evin pencerelerinden
Sokakları seyrederdi
Ağlayarak geçmişine
Ölmüş adamın resimleri
Hiç üşümeden
Sonra plaklar dökülürdü
Raflardan
Otuzüçlük ve kırkbeşlik
Siyah zamanları anlatan
Dudakları yakardı
Acı tebessümler
Hiç acıtmadan
Geçmiş zamanları yarına bağlayan
Bir hıçkırıktır
Ve bir eski kitaptır
Tozlu raflarda yıllanan
Bazanda..
Ekşi ve tuhaf kokusudur
Bir yağmurlu pazarın
Hiç aldatmadan
Beni bu bilinmezler
Ve garip tesadüflerle dolu
Kadınlara bağlayan
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:32 AM
Ölüm Geldi Bu Gece Bana
Ölüm geldi bu gece bana
Yaşam kaçtı gitti
firara
Beni hiç tanımamış gibi
Merhabasız,vedasız
Kaçıp gitti penceremden
Ölüm geldi bu gece bana
Hazır değilim daha
Bitmemişti söyleyeceklerim
Kızım büyümemişti henüz
Torunum bedenimdeydi hala
Ölüm geldi bu gece bana
Kadınım yanımdaydı bir tek
Elleri pamuk gibi beyaz
Dudakları kıpır kıpır ve arzulu
Gözlerinde yaşanan mutlulukların huzuru
Ve kaybetmenin hüznü biraz
Ölüm geldi bu gece bana
Çocukluğum kıskanıyordu bugünü
Gençliğim hayrandı olgunluğuma
Kadınlarım ismimi haykırıyordu çığlık çığlığa
Kapımı çalıyordu süprizler
Artık ben evde yoktum
Ayakkabılarım kapıda
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:32 AM
Ölüm Ölümdür Ama
Ölüm...
Biliyorum ölümdür ama...
Hiç gülümsemiyor bana
Dost değil dostluğuma
İçimdeki kuşları öldüren ölüm
Dışımdaki kışları güldüren ölüm
Mecnun değilim sana biliyorsun
Ve sen biliyorsun ki
Seni ben istemedim
Zoraki sevgilimdin asırlardır
Ama şimdi mecburum sana
Hoş geldin demek isterdim
Ama seni ben istemedim
Onlar yolladılar bana
Beline siyah kuşağı
Takanlara sor tülünü
Neden vermemişler sor
Gelin gülünü
Biliyorum gelin kadar günahsızsın
Ama gülümse bana
Beyaz ellerini uzat
Sar bedenimi
Muhtacım sana....
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:32 AM
Ölüm Var
Hani nerde bahar hani nerde yar
Hani nerde gençlik,o deli rüzgar
Örüldü maziye aşılmaz duvar
Dudaklar susuyor dilde ölüm var
Ağlama boşuna solacak yüzün
Ömür hem çok kısa hemde çok uzun
Aşk yarası yakar tükenmez sızın
Şükret ki tanrıya kulda ölüm var
Gökyüzü maviydi şimdi hep bulut
Bilinmez nesneydi kelepçe kilit
O beyaz sayfayı defterden sil at
Kapılar kapandı yolda ölüm var
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:32 AM
Ölüme Gidiyorum
Aynı patikadan gidiyorduk
Dizi dizi sıra sıra
Mayın var dediler
Dikkatli olun
Önümde ki Samsunluydu
Urfalı peşim sıra
Ölümle kol kolaydık
Azraille arkadaş
Rus ruletinden bir intikaldi
Her adım
Bir tetik darbesiydi
Adımlar
Te tek atılıyordu
Bildiğim kadar
Ben bu gece
Ölüme gidiyorum
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:32 AM
Ölümüne İnanmıyorum
Ölümüne inanmıyorum
Ölmek bu kadar kolay olmamalı
Bu bir sadistlik değil
Ben can alıcı olamam
Sen düşmanımda değilsin
Oysa ben seni uzun yıllar sonra sevdim
Hep yanıbaşımdadın ama
Ve seni sevdikten sonra
Ölümün bu kadar kolay olmamalı
Bu kadar çabuk ayrılma benden
Sana evet dediğim gün
İkiye bölmüştüm hayatımı
Sende öncesi ve senden sonrası
O bölüm başlamadan bitti
Ben senden öncesiyle
Yetim kaldım bu dünyada
Yarım
Bir bütünün olmayan parçası yani
Sen bu kadar kolay ölmemeliydin
Geleceğimi bedeninle toprağa gömmemeliydin
Ölümüne inanmıyorum
Sanki açıpta kapıyı giriverecemişsin gibi
Her gün o girdiğin sokak kapısından
Ellerin dolu dolu
Yüreğin sıcacık
Ve yüzünde dünyanın en şahane gülücüğü yerleşmiş
Bir centilmen olarak
Sanki sanki
Bırakıp ellerindeki yere
Her akşam yaptığın gibi
Sarılıverecekmişsin bana sıkı sıkıya
Ölümüne inanmıyorum
Bu okunan sala senin olamaz
Bu talkınlar senin için değil
Bu gözyaşları akan gözlerimden
Kestiğim soğanlardan olmalı
Hani akşama istemiştim ya
O soğan çorbasına ait
Ölümüne inanmıyorum
İnandıramaz hiç kimse
Sokak ortasında kalbini sıkıştığını
Öyle boylu boyunca
Yaşlı bir çınar gibi
Toprağa uzandığını
Ve ellerindeki meyvelerin sokağa saçıldığını
Sen ölemezsin sevgilim
Bana borçlarını ödemedin ki
Binlece öpücük borcun var
Hem yanağımdan
Hem dudağımdan
Birde çocuğumun babası olacaktın hani
Onun elinden tutup
Maçlara götürecektin heyecanla
Bana ve oğluna borçlu gidemezsin
Sen belki sonra ölebilirsin ama
Sen bugün hiç ama hiç ölemezsin
Azraile utanıp da söylemedin mi
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:32 AM
Ömür Akıp Gidiyor
Elimde kalemim
Düşüncelerimde sen
Önümde ki beyaz kağıtlara
Düşüyor hece hece
Sana olan sevgim
Burcu burcu sevda kokan
Hasret dolu şiirlerim
Oysa bugün bayramdı
Oturmayacaktım şu masanın başına
Açmayacaktım şarapların en ucuzunu
Ağlamayacaktım gözlerinin rengine
Ve anımsamayacaktım İstanbul'u
Şarkılar söylemeyecektim
İstanbul *******ine
İşte böyle
Bir gündüz bir gece
Ömür akıp gidiyor
Gizli gizli sessizce
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:33 AM
Önce Ölümler Gelir
Önce ölümler gelir
Sonra yanlızlık
Anılar gelir
Simsiyah bulutlarla
Yüreğinden yüreğime
Kırgınlıklar gelir
Sel gelir gözlerinden
Geç kalmanın pişmanlığıyla
Sen kaderden ne beklersin
Güneşin doğuşuyla
Hiç bilmediğin yarınlardan
O gelir
Korkusuyla
Bu suskunluk yavaş gelir
Lakin belli ki
Yaman gelir
Götürmek için
Geride kalanları
Önce gelir ölüm
Sonra yanlızlıkla zulüm
Hiç acımadan acılarına
Ve gençliğine aldırmadan
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:33 AM
Öpücüklerin
Senin
Hiç bir şeyinden korkmuyorum
Ne bakışlarından
Ne de boncuk boncuk gözyaşlarından
İnan hiç korkmuyorum
En katı kalpleri bile yaralayan sözlerinden
Hiç korkmuyorum
Beni bir gün terk etmenden bile
Tek korktuğum şey
Öpücüklerin
İşte o zaman damla damla eriyorum
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:33 AM
Öteki Yüzüm
Kendi ruhuma açmadığım
Aklımın hükmettiği
Bütün perdeleri
Bir tek senin için açtım
Ve senin için kaldırdım aradan
Kendi gururumun hayır dediği
Her türlü nefis oyununda
Yanlız sana evet dedim
Can kaygısıyla
Korktuğum ve yapamadığım
Her şeyi
Senin için denedim
Cesurca yeniden
Acımasız hayat yolunda
Belki sevgi diyorlar buna
Belki aşk
Belki alışkanlık
Belkide ruh ikizimsin
Bilinmez
Kim olursan ol
Ne olursan ol
Eminim ki
Ve anladım ki
Sen benim öteki yüzüm
Yani herşeyimsin
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:33 AM
Öyle Biline
Ve yağmurun beklediği şafak aydınlığında
Islanırken tenimiz,sıcaktı yüreğimiz...
Kavuşmak vardı,belki bugün,belki yarın
Tanışmak vardı yağlı kurşunla,bu vatan için,
Baharında ve yirmisindeyken yaşımız...
Bekleyenlere gülüyordu o cansız bedenimiz
Ekmek torbamızda ve postalımızın o uzun bağcığında
Ellerimiz kayarken bir çoban kavurmasına..
Nefesimiz düşüncemizle sevişiyordu
Annemizin sıcak çorbası vardı
Hayalin ötesinde yürürken geleceğe
Bizi deneyenler çok iyi biliyorki
Ölüm zamanı gelmişse..
Bu vatan için...
Hiç düşünmeden ölürüz...
Yürümek gerekirse binlerce merminin üstüne
Hiç çekinmeden yürürüz..
Çünkü biz öleceksek..
Ölmek için doğmuşuzdur
Çünkü yürüyeceksek kurşunların üstüne
Yürümek için doğmuşuzdur..
Kader denemez buna görevden gayrı
Öyle bildiler..
Bundan sonrada...
Öyle biline
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:33 AM
Özgürlüğü Ararken
Bir komitacı gibi dağ bayır
Seni arıyorum
Savaşlarda özgürlük
Bir yaban gülünde
Bir çoban dilinde
Seni duyuyorum özgürlük
Ellerim nasırlı
Saçlarım beyaz
Yüreğim ama
Delikanlı hala
Seni anlatırken ve beklerken özgürlük
Az kaldı biraz daha
Umudun hiç tükenmiyor özgürlük
Bu dağlar bizim dağlar biliyorum
Bu topraklar bizim
..korkma gel!
Şu gökyüzünde yankılanan aksi sada
Sana hasretimizdir özgürlük
Ay yıldızlı mavi gökler altında
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:33 AM
Özgürlük
Gözlerimde özgürlük
Gördüm günahsız şafaklarını yurdumun
Ufukta bekleyen güneşi gördüm
Gördüm toprağı zorlayan bereketi
Korkusuz akan suları gördüm
Dilimde özgürlük
Söyledim çocuklarımıza bizim şarkılarımızı
Esaretin çığlıklarımızla boğulduğunu söyledim
Söyledim bir çiçeğe güzelliğini
İnsanları sevmekten utanmadığımızı söyledim
Dudaklarımızda özgürlük
Öptüm anaları bacıları kardeşleri
Bir kaysı ağacının gölgesinde yavuklumu öptüm
Öptüm ağlamayı bilmeyen bebekleri
Üreten nasırlı elleri
Bizim için sararan yanakları öptüm
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:33 AM
Özgürlük Kanat Çırpar Yüreğine
Hiç avundun mu?
Terk edilirken...
Gelip geçen
Taksileri saymakla
Bir yerlerde...
Yaşıyorken birileri
Aynı kaderi
Başka bir versiyonla
Çiçekler tomurcuklarını açar mı
Kar yağarken
Hiç düşündün mü
Uykudan uyanınca
Rüyanın yalan
Yaşamın rüya olduğuna
Hiç sevindin mi?
Kırılma...
Kırılırsan bitersin
Kurursun susuzluktan
Cadılar gibi...
Şekil değiştirsede mabet
Mumsuz, duasız...
Yanlızca mekanı korkuların
Biletler kesilirken
Son bileti ayırmak
Çaresizliğe gülmek mi
Düze çıkar gibi yürüdükçe
Özgürlük kanat çırpar yüreğine
Küçülür kocaman olmazlar
Gülüp geçer,sıyrılırsın
Dert ne biter, ne yok olur
Sen yaşadıkça
Kalır yerinde
Yanlızca bir anlığına
Biraz üşür...
Acıkır...
Sonra doğrulup
Yavaşça koşturursun
Yüreğim senindir artık
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:33 AM
Özgürlük Kokusu
Bu gece
Sendeyim yine
Bu gece İstanbul'da
Aç yorganını yıldızlara
Kaçamazsın
Benden..
Bu gece sendeyim
Bu gece İstanbul'da
Ter kokuyorum
Tütün kokuyorum
Isıt döşeği
Yere ser
Sesleri olmasın ranzaların
Çarşaflar sakız beyazı..
Bir yeni sabun bırak banyoya
Gül koksun
Bir tabak daha koy sofraya
Hani o çiçeklisini
Hani o çok sevdiğimi
Bu gece sendeyim yine
Bu gece İstanbul'dayım
Şarabı sakın unutma
Balıklar pilaki olsun
Buğulama
Oğlumuzu uyutma
Kara gözlerine gömmek isterim
Ölüsünü mazinin
Bu gece
Sendeyim yine
İstanbuldayım
Hafız Burhan taş plakta
Kesmedi mi
İndir udunu duvardan
Bu gece sendeyim
Az kaldı tahliyeme
Perdeler açık olsun
Pencerelerde
Odalara
Özgürlüğün kokusu dolsun
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:34 AM
Özledikçe
Ah...
O acıyı bile
Özledim şimdi
O ayrılıklarda
Bir bıçak gibi
Keskin
Her şeyimi
Paramparça eden
Acıyı...
Özledikçe...
Yürümek istiyorum
Takvim yapraklarında
Beyazları...
Avuçlamak istiyorum
Saçlarında
Özledikçe...
Gözyaşlarımı
Öpüyor dudaklarım
Bir Ankara valsini
Hatırlıyor
Kulaklarım
Özledikçe...
Bağırmak
Ve yumruk atmak
İstiyorum
Beyaz duvarlara
Boş....
Özledikçe
Bir kırmızı karanfil
Takıyorum yakama
Ve bayılana kadar
İçmek istiyorum
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:34 AM
Özlem-1
Şeker kamışı tarlarından gelen bu kara ses
Bu özgürlük şarkıları
Bozkırın yaban çiçeklerinde renklenen
Bu uzun soluklu dalgalar
Ak vekara denizli dalgaların kıyılarına vuran
Petrol sarhoşu balıklar
Bu naylon ayakkabılarla seyredilen
Cumhuriyetin gözü yaşlı filmleri
Palabıyıklı sandalcıların pazularında güçlenen
Bu taşranın hiç bitmeyen göçü
Bu eziliş
Ada vapurlarında püfür püfür
Mehtaplı akşamlara yolculuk
Hiçlerle bilinmeyenlerle geçen
Bu acı dolu hasret katmeri *******
Bu çizgiler deli dolu anlamsız
Kokteyl dolusu galeriler
Bu yemeniler yazmalar...
Yıkılmış konaklardan
Apartmanlara uzanan debdebeler
Beyaz sakalların yeşil tesbihlerin
Sabrında şekillenen ibadetler
Ve hiç bitmeyen
Ve hiç gelmeyecek neslimin yüz akı
Dövmeli gençlerin dalga geçtiği
O töreler o esk,i ananeler
Kimbilir şimdi nerdeler
Ne haldeler
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:34 AM
Özlem-2
Kara kuru yüzün
Kalın çizgilerle yontulmuş
O fırtınalı bakışların
Sıfır numara traşlı
O şekilsiz kafaların
Yangınlarla ve erozyonlarla
Çalınmış kaçırılmış
O sulak
Bir zamanlar
Şimdi kupkuru ovaların
O siüetleriyle gönüllerde taht kurmuş
Çifter çifter minareli
Şimdi öksüz camilerin
O mahzun
O garip..
Çeşmelerin sebillerin
Şimdi terk edilmiş imaretlerin
O eski mir alayların oturduğu
Virane sofalarında konakların yankılanan
O kanun,o ud,o ney seslerinin
O yırtık pırtık elbiseli bilge bakışlı
Eskicilerin yoğurtçuların bozacıların
O hiç gelmeyecek yaşmaklı feraceli
O beyaz mendilli eski sevgililerin
Ne düşündüğünü
Ve nasıl birer birer düştüğünü
Sen hiç gördün mü
Hiç düşündün mü
Alınlış kandırılmış
Yüreğinde ve düşlerinde
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:34 AM
Papazın Kandili
Seslenebiliyorsan seslen
Gün daha bitmeden
Yoksa yutar çığlıklarını
Karanlıkların siyah gözlü çingeneleri
Nefesin varken seslen
Ciğerinde umut yelkenleri
Ayrılığı getirmeden
Lodostan keşişlemeden
Papazın sesi deme bu sakın
Belki ölüm papaqzın kandilinde
Tam üç adım daha yakın
Gün bitiyor
Seslen aslanım seslen
Duysun bakireler
Seslen de
Baba sesi duymamış bebeler
Biraz daha uyusun
Dalda kiraz bitecek bahar gelince
Sen şimdi seslen
Bahar öteden duysun
Sesim kısıldı deme ha
Zoruna gider dilsizlerin
Sesin varken seslen
Gücün varken
Çok yorulu isen
Bir yudum rakı iç
Biraz nefeslen
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:34 AM
Paramparça
Mihrapların ucuna yerleştirdik mızrakları
Kalkanları kalyonların direklerine astık
Bodrun şövalyeleri Rum barlarında
Bazlama yemez bilirsin
Bilirsin ki durmaz yağmur
Yuvasız çatılarda
Boynun bükük ki
Mahzun gülümsemelerin
Yaralısın ki
Paramparça kelimelerin
Ezan sesleri yükselmek te semalarda
Kalbimde ayrılığın rüzgarları esiyor
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:34 AM
Pekmez Doluydu Kovanlar
Dutların düştüğü mevsimdi
Pekmez doluydu kovanlar
Kaysıların piştiği
Arıların gülle öpüştüğü
Mevsimdi zaman..
Gülmek kadar dinlenmeye
Ancak vakti kalırdı
Gurbetçi işçilerin
Dağlar kekik kokuyordu
Ve şarkı söylüyordu
Ağustos böcekleri
Bağ bozumu hazırdı
Bağları bozmak için kadınlar hazır
Tütün kokuyordu nefesim
Yinede öpüp kokluyordun sevgiyle
Korkutuyordu
Eziyordu...
Taşıyamam diye
Gözlerindeki hayranlık
Yinede soğuktu sensiz temmuz sıcağı
Bedenimde.beynimde..
Bir yudum su gibiydin
İçmeye korkuyordum vallahi
Hemen bitersin diye
Bu benim aymazlığım
Ne söylesen sen haklısın
İstersen gözlerinde öleyim....
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:34 AM
Pembeli Kadın
Pembelere bürünmüşsün be kadın
Pembe gülümsün
Geç bu dünyadan
Acılardan geç
Yarın yok
Dün yaşanmamış
Bu dünya yalan
Gerçeği sorma bana
Biraz anı,biraz çocukluk,biraz hıçkırık
Ve biraz korku
Güneş yerinde duruyor
Dünya hep bildiğin gibi dönüyor
Toplanıyoruz
Dağılıyoruz
Postallar artık dar geliyor
Üzülüyorum
Kahroluyorum
Beklemek çok zor geliyor bana
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:34 AM
Perde
Perdeye dokunduğun da
Elin yanacak
Bir sızı düşecek diline
Zamanı aşacaksın
Eline geçmişi kuşanırsan
Perdeyi araladığında
Yüreğin kavrulacak
Aklın alıp gidecek başını
Başka diyarlara
Dövünüp yıkılacaksın
Perdeyi açtığında
Dudakların kuruyacak
Gözlerin donuklaşacak
Zamanı sileceksin kitabından
Kendini göreceksin
İsa'nın çarmıhında
Mecnunlar taşlayacak seni
Mecburlar ağlayacak haline
Sen...
Kendi kıyametini
Kendi ateşinde yaşayacaksın
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:34 AM
Perilerin Düğünü
Kararmış koşuyordu öfken
Kaf dağındaki cenuba
Sen şarkıyı duydun mu?
Sen duydun mu
Çağırdığını şikayetçileri
Perilerin
Issızlığın ortasındaki siyah
Bir pençeyle şekillendi
İçinde
Açıl ve ak özgürce
Öfkenin siyahında
Kaşlarındaki ay
Çatıdıkça beyninde
Ak ve açıl
Perilerin düğününe
Son mevsim
Ve son ah çekiş
Bitirecek herşeyi
Senin sen olduğun gece
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:34 AM
Peynirci Dükkanı
Sana yazmamıştım değil mi
Sobanın söndüğünü
Gecenin ortasında
Kafamda binlerce kelimenin
Dönme dolap gibi döndüğünü
Yazmamıştım değil mi
Ayaklarımın uyuşurken
Kollarımın yorulurken
Beynimin
Bir peynirci dükkanı gibi işlediğini
Anlatmamıştım değil mi
Kelimelerin birleşmek
Ve gebe kalmak için en güzel şiire
Nasıl cilve yaptıklarını
*******den korkuyorum deme sakın
Gece huzur yüklü
Gündüzün hain çirkefine nispet yaparcasına
Gece kelimeler getiriyor bana
Yatağımda uykuyla flört ederken
Ve yazmak istiyorum
Kimsenin yazamadıklarını
Sana yazmak istiyorum
Kendime söyleyemediklerimi
Bak işte yazmaya çalışıyorum
Artık çözüldü elim dilim
Barıştı kelimelerle beynim
Peynirci dükkanı gibi işlek
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:35 AM
Pir Mahmudun Karısı
Gülümseyecek kumul yapayanlız
Gül çiçeğe durduğunda
Güneş ısıtırken mutluluğu
Bir sarışın şarkıyla
Kelebekler fısıldayacak
Özgürlüğü takıp kanatlarına
Ayrılıkları omuzlayacak biliyorum
Şivesinden bal akarken
Pir Mahmudun Karısı
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:35 AM
Pişmanım Şimdi
Rüzgar uğulduyor
Ve içimde sırtlanlar uluyor
Pişmanım şimdi
Hemde çok pişman
Gecemin
Gündüzümü
Kapladığı yerde
Bir bakire kadar şaşkın
Bir başak kadar kadın
Olmakda varmış kaderde
Kadere attıkça suçu
Sırtlanlar susuyor içimde
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:35 AM
Pişmanlık
Kız
Benim kızım
Güzel kadınım
Ben seni bir başka seviyorum
Haberin varmı
Bakma
Güzel kadınım
Senin
Benim
Yanlız benim olduğunu
Yeni anladım
Ah..aptal kafam
Bak gördün mü
Yediğim naneyi
Bu nane
Başka nane
Mahpusluk bahane
Şükürler olsun ki
Kadınım
Soyum sopum ve adım
Yani soy ağacım
Seni kazandım
Ah..aptal kafam
Ama geç değil
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:36 AM
Pişmanlık Sevileri
Deli edersin adamı
Rüzgar gibi girersin pencerelerimden
Kırık dökük anılarımı savurursun
Dünyanın dört bir yanına
Bugünüme
Yarınıma
Sonra katarsın beni peşine
Götürürsün...
Pişmanlık sevilerine
İki top dondurmasına
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:36 AM
Pişmanlık Türküsü
Eğer bu şehir
Beni harcamazsa
Bir yosmanın bacak arasına benzeyen
O hissiz
O duygusuz
Issız varoşların karanlığında
Seni tanımadan
Çok önce
Pişmanlık türküsünü söyleyeceğim
Gün için sakladığım
Bir kaç sözcük mırıldanacağım
Bir gün
Bir İstanbul gecesinde
Şehir hatları vapurlarından
Sahipsiz martılara
Çığlıklarımla
Çığlıklarına karışıp
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:36 AM
Plaklar
Plakların dönüşüne daldı gözlerim ıslanarak
Tıpkı mazim gibi dönüyorlar yalpalayarak
Hafız Burhan huşuyla makberi okuyordu
Benim gibi aşkını ruhunda saklayarak
Yanlız gözlerim değil kalbimde ağlıyordu
Plaktaki nağmeler gönlümü dağlıyordu
Ne umdum da ne buldum şu kırık taş plaktan
Bir su değirmeni gibi dönerken çağlıyordu
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:36 AM
Posta Kutuları
Selamın vardı
Posta kutum da
Aldım
Gözyaşın vardı
Yağmur da
Kokladım
Ve yaşadıkça
Ne zaman
Yağmur yağsa...
Posta kutularında
Seni aradım...
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:36 AM
Postalda Açan Zambak
Dudaklarda tükenir ıstırap
Issız bir sokağa sorarsan ikimizi
Eğilde bak bir kere
Gördüğün..
Yanlızca gölgemidir
Sevdiğin...
Postalda açan zambak
Ömrü kadar sır tutmaz ki
Koklanırsa
Apoletler sökülür
İncecik bir çizgide
Yürüyorsa insanlık...
Buhar olup uçmaz ki
Gülücükler gün be gün
Büyüdükçe utanır
Sende olan senindir
Olmayanlar göğsünde
İki büklüm dolanır
Şapkayı bırakırsan...
Elem yine uçacak
İnsafsız vadilere
Bugün gitme....
Dönülmez yollar kadar
Yorgunum acılardan
GooD aNd EvıL
08-04-2008, 09:36 AM
Pürtelaş
Şüphem odur ki
Sahnede oynanan oyun
Kuliste dram
Fuayede komedi rol alıyor
Sen kendini ararken
Sakın yanıldığını
Hatırlama
Ben zaten
Beynime kazıdım
İhanetin resmini
Su kuşları gibi
Bir dalıp bir çıktı kader
Başımı her kaldırışımda
Düşüncede yaşayan gerçeğe dönüştü
Gerçekler düşe...
Düşüm düşüncemde velhasıl
Kibirim korkumun gözlerinde
Hep aynı şarkıyı çalıyor
Dünya denilen plak
Sahne, kulis,fuaye pürtelaş
Oyun hep aynı komedi
Hep aynı dram
Çıkışlar sağ kapıdan
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.