Tam Sürümü Görüntüle : Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:12 AM
Başlık: 7.7.2002
kentleri boyalı dünya
nasılda bulaştırdık yaşarken öylece
acıyı aklımıza
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:12 AM
Başlık: 8.11.1997
kemiksiz hayvanlar gibi yalanlarımız
her kulaktan giriyor
her dudaktan çıkıyor
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:12 AM
Başlık: 8.12.2004
ama değer be adamım
kalbini değiştirmeye,
güneşe bakıp
ışığından bir parça yakana iliştirmeye
ama değer be adamım
sıkı durmak lazım,
bir rüzgardır dolaşıyor şu aralar dünyayı
içinde gerilmiş bir yay,
bekliyor fırtınayı
değer
gündüzlerin çoğu esmer
*******in çoğu yarım
olsa da
rüzgar olup fırtınaya karışmaya
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:12 AM
Başlık: 8.5.2001
sihirli hiçbir şey görmedim ömrümce
yalnızca düşleri, sözcükleri ve elleri vardı tüm zaferlerin
yenildikse -güçlü olduklarından değil- kendimize yenildik
ve yendiğimizde -güçsüz olduklarından değil- kendimizi yeneceğiz
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:12 AM
Başlık: 8.5.2002
kusar gibi konuşuyordu
konuştuğunun ağzına ayaklarını basar gibi
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:12 AM
Başlık: 8.7.2001
başkalarının yaraları
kanatır hep beni,
benimkiler?
elinin kiri
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:12 AM
Başlık: 8.7.2008
herkes kendi keyfinde
otlar ve sinekler de
yağmur da kendi keyfinde
sanırım bir deli ben kaldım
bir de birkaç yoldaşım
çoğu dağda, kimi şehirde
ötesi kendi keyfinde…
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:12 AM
Başlık: 8.8.2002
sadece değişmesini istiyoruz
o kadar;
dünyanın...
ağaçlar çoğalsın istiyoruz
yoksunluk azalsın
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:13 AM
Başlık: 8.8.2004
bu dünyayı en iyi yumruğum tanır
o ki dağları horgörür, karıncalardan utanır
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:13 AM
Başlık: 9.11.2003/Kanamak
benzerim yüz yıllık çınara
aklımda düşünceler olduğunda,
aklımda düşünceler olduğunda sevişmek isterim,
hiç kimsenin köprüsünden geçmeden
yumruklarımla kendime erişmek,
ve sonsuz olsun isterim o anlarda
dudağımda açılan yara
kalbimi savuran fırtına,
aklım düşüncelerle dolduğunda
kanayan içimden bir gürz çıksın isterim
yeniden ve yeniden
savurabilmek için gövdemi surlarına
bir gün bir yerde bir gedik açılır ve
işte asıl o zaman, başlar kavga
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:13 AM
Başlık:25.6.2004/Düşlerinin Vazgeçenlerine
bir merminin gövdedeki sıcaklığı gibi
hissedeceksin bir gün yaşamadığını belki;
ne bulut ne yağmur ne toprak ne tohum ne çiçek
olmadığını şimdiye dek,
sadece seyrederek, bir çukurda zamanı
yaşıyorum sanıp yaşamadığını.
anladığında
bir mermi gibi ısınacak kalbin
kefeninden çıkıp dudaklarını ısıracak kalbin:
sen sadece seyircisin!
sen sadece seyircisin!
sen sadece seyircisin!
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:13 AM
Başlık:17.9.2003
hiçbir adada olmayan bir deniz gördüm
hiçbir kalemde olmayan bir kitap gibi,
ben o denizden keman bile yaptım
ıslık bile çektim dalgalarının içinden
ben o denizin sırtında sevinçten…! ;
doğmak deseniz öyle, ölmek deseniz öldüm
aklımı denizin sularına gömdüm
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:13 AM
Başlık:28.4.2004/Sana Şiirler
bazen hiç bitmez
bir duygu hiç bitmez
mevsimler biter
toprakta ayrıkotları biter
insan kalmak biter
bir duygu, hiç bitmez
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:13 AM
Başlık:3.7.2002/ Kırılgan İnsanlar Üzerine
ince dümenli bu gemi
papatya yüklesen ambarlarına
taşıyamaz, ağır gelir
denize batar yelkenleri
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:13 AM
Başlık\ 2003
öylesine şeylerden bana ne
hani, öylesine kaldırmışım ayağımı
indirmek için yere;
hah! bana ne!
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:14 AM
BEDESTEN-İ MANZARA ve KOMPOSTU TEORİLERİ - ÇÖPLÜĞÜ
Yalçın sen Küçüksün otur yerine
Nihat sen de şöyle Geç ayak altında dolaşma
Demek dünya böyleyken aydınları-mızın ve “aydın” adaylarımızın bize faydaları yalaka bir gevezelikten ibaret olacakmış
Adam diyor ki bak benim egom toplumsal gel benim egoma inan, hem ben rahat edeyim hem sen bir şeyler öğrenmiş ol
Biz bilgiye ve yol gösterilmeye muhtaç zavallılar onlara bir ev ödevi verelim, oturup onu yapsınlar;
1- Ne oldu da aydınlar aydınlanıp aydın oldu
2- Kurtuluş savaşının kurtardıkları
Erol sen de şunu oku:
sonra ben sizin tekerinize
eğilip çomak bile sokmam,
bir şey olsanız neyse
ama değilsiniz…bakmam;
yüzünüze; ıslatırım bir tek
o da kendi neşem için
30.9.2006
gece olur
masal kitabı kapanır
yer yuvarlanır
şafak söker
horoz öter
masal kitabı açılır;
içinde al al masal
hem de ne masal
ne masallar var,
her sayfası Atılgan tetikçi
pişkin Bayar
24.11.2007
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:14 AM
Bir Avuç Mutluluk
insanın yaşaması gereken
bir avuç mutluluk hepsi bu
ötesi hayatın oyunu.
ve hiçbir zaman olamadı
bir bardak su kadar
ne bulduksa kendi kendimize
ne bulduksa olamadı
bir sıcak güneş gibi
bir damla yağmur kadar
tersini söyleyenler
hep namussuzlar oldu
hala da namussuzlar
28.11.2006
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:14 AM
Bir Garip Eser
baktım elinde bir kalem
-tedirgin de duruyor-
sordum, ne oluyor?
şiir, dedi
yazıyorum da..
baktım, bir kaç satır sayfada
mesela:
'gittin benden
gelsen biraz
ne olur ki
kalsan belki...
öpsen bir de
kim ne der ki'
nasıl? dedi
ne? dedim
şiir? dedi
nerde? dedim
ne? dedi
şiir? dedim
nasıl! ? dedi
dili mi titredi ne...
ya da bana öyle geldi
sonra duydum ki
eserini herkes sevmiş;
zaten istediği de buymuş
ıslatıp dursa da ağzında
gördüm, kalemi kuruymuş
27.3.2004
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:14 AM
Ç(Y) ÜRÜYüŞ
dostlarım siz
artık gücenseniz de söylemeliyim
yıkılıp gitmişsiniz…
sadece ayaklarınız basıyor dünyaya
aklınız vahşi bir hayvandan da yavan;
bu dünyadan anlamayan
ve bir çamurun içinde
yaşayıp, insan olduğunu sanan
13.11.2007
Veya şöyle denebilir, cehennemi çok uzakta aramayın, çünkü içinde olabilirsiniz.
-
Y'den sonra boşluk yok ama eklerken bu şekilde kabul ediyor. Ve bütün harfler büyük olarak eklenemediğinden başlıktaki bir harf küçük.
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:14 AM
Bir Süre Hep Böyle
bir süre hep böyle
hiçbir şey olmayacak,
bir süre hep böyle
gezinecek insanların ayakları yerde
mavi bir taş bulacaklar
gökyüzü sanacaklar
bir süre hep böyle
her şeye ille ki
kanacaklar
bir süre hep böyle
ağaçların gülümsediğini görmeyeceğiz
yaptıklarımıza
[otoban asfalt tekerlek
eni sonu ülke eni sonu devlet,
bir süre hep böyle
kalbimiz sınırlardan geçecek]
bir süre hep böyle
cüzdanlarımız olacak
içinde et içinde ekmek
içinde özgürlük içinde adalet
ve açlık
ve allah ne verdiyse
ve kısmet,
bir süre hep böyle
alınteri değil minnet
bir süre hep böyle
düşleri unutacak aklımız
belki sol yumruklarımız bile…
denizin üstünde martılar uçarken
gözlerimiz camekânlarda olacak,
bir süre hep böyle
camekânlar gözlerimizde
bir süre hep böyle
çocuklarımızın kanatlarını kıracağız;
hayal eder de uçmak isterler diye
[bir süre hep böyle
yalnızlıklarımız olacak
aradığımız bir şey olacak,
bir süre hep böyle
ayrılıklarımız olacak
aradığımız bir şey olacak]
bir süre hep böyle
ceplerimizdeki kimliklerimiz gibi
yüzlerimiz onaylı,
sebeplerimiz tanıdık
sonuçlarımız aynı
bir süre hep böyle
tutup da anlamayacak çoğumuz her şeyi birdenbire,
bırakmayacak elindeki taşı
bakmayacak gökyüzüne
bir süre…
sadece bir süre,
hep böyle
31.5.2004
İstanbul
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:14 AM
Çarber
Özgürlükçü düşüncenin karşısındaki güçlerin ve onların bilinen her isimdeki insanlıktan çıkmış yandaşlarının hayata bakışımızı marjinalleştirmelerine izin vermemek gerek. Ki, marjinallik konusunda, ben bugüne kadar hiçbir zaman marjinal olmadım ve değilim. Sıkça kullanılan o olumsuz anlamıyla, asıl marjinal olan kapitalizmin kendisi. Asıl marjinal olan açlık sefalet ve cehalet. Asıl marjinal olan bir kişinin sabah kahvaltısının bir başka insanın aylık geliri olması. Bütün bu sözde ihtişam içindeki fakirliğin ortasında, bütün üretimin, genelleştirme arayışlarından çok, “zengin” denilen bir avuç parazitin korunmasına ve lüks tüketimine yöneltildiği, indirgendiği bir ortamda, devrimci düşünceleri marjinal bulmak ya kölece bir zihniyete sahip olmayı gerektirir ya da olsa olsa bir hamkafalılıktır.
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:14 AM
Çürümüş Bir Ülkenin Duvarlarındaki Resim
ışığa gitmelisin
24.7.2004
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:15 AM
Çürümüş Bir Ülkenin Duvarlarındaki Soru
yarın ne zaman olacak?
yalan, oldu bak
peki yarın ne olacak?
yarın ne zaman olacak?
yalan, oldu bak
peki yarın ne olacak?
yarın ne zaman olacak?
yalan, oldu bak
peki yarın ne olacak?
....................................
....................................
....................................
23.7.2004
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:15 AM
Davul-Zurna
biz yüzyıllardır
cennetin içindeyiz zaten;
sevdamız öyle
bakmayın öldüğümüze
ama bakın, bu cehennem
siz inanmadınız
biz öldük diye
12.3.2005
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:15 AM
Dünyanın En Güzel Kadınına
ve ben yıldızım
ve sen gecem
ve ben ağacım
ve sen serçem
19.7.2005
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:15 AM
Hayalgücü
Hayal gücünün de bir evrimi vardır. Bir sınıfın hayal gücü tekdüzeleştiğinde, kendi için yarattığı teknolojinin-görselliğin, kendi için yarattığı bilimin, edebiyatın/sanatın içine sıkıştığında, hissedip de anlatamadıklarından dolayı, hissedip de kabullenemediklerinden dolayı her geçen gün biraz daha saldırganlaştığında, sonu da yaklaşmış demektir. Yüzyıllar süren bir başlangıcın ardından belki yine yüzyıllar sürecek bir son. Ne kadar “Yaşamak, bu” dense de öğrenilecek milyarlarca şey var bu dünyada. Birlikte öğrenilecek milyarlarca şey. İşte bu gerçek insani zenginliğin önündeki tek engel, hayal gücümüzü ve potansiyellerimizi kendi için-kendi bakış açısına göre sınırlandırıp köleleştiren, kendi mekanizması ve kurumları içine hapseden kapitalizmdir. Anarşizm yeterince takıntılı ve yeterince bencil. Bu yüzden, kapitalizmin bir yan ürünü olarak günümüzün kaosu anlamında değil ama, bir sistem anlamında bir ütopya. Hem de hayal gücü tekdüzeleşmiş bir sınıfın içinden çıkmış bir ütopya. Bu cümleleri yazarken aklıma Dövüş Kulübü geldi; kendi yarattığı metalar dünyasının kendisini de fazlasıyla esir almasından bunalan bir sınıfın, kendisine saldırması...Oysa bu dünyanın çalışan-ezilenlerinin intihar etmeye hiç ihtiyaçları yok. Çünkü onlarda başka bir duygunun tohumları var; bir burjuvanın hiçbir zaman samimiyetle kavrayamayacağı bir duygunun. Bir insanın bir metadan daha değerli olabileceği başka bir dünyanın tohumları... Sorun, üretim araçlarının bir sınıfın mülkiyetinden çıkıp, insanlığa armağan olabilecek kadar gelişip gelişmediğiyle ilgili. Evet gelişmiştir diyorsanız 1’e, hayır gelişmemiştir diyorsanız 2’ye basın... İşte bizi hep böyle oyalıyorlar. Bu yüzden gülümseyin ama inanmayın... Çünkü Afrika, Avrupa’dan da Amerika’dan da daha gerçek. Onların Dijital Kaleleri, Da Vinci Şifreleri...var, diğer tüm insanlığınsa gerçekçi düşleri.
...
'İtibar canavarların en korkuncudur.'
troçki
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:16 AM
Eğreti
gülümsetmeyin bizi
iyi şairler, sıkı yazarlar, loş odalar
biz bir tek sinek göremiyoruz
pencerelerinizin camlarında,
*******i sayfalarınızın üzerinde gezen
böcekleriniz de yoktur sizin şimdi,
öyleyse aranızda gülümseyin bolca ama
gülümsetmeyin bizi
gülümsetmeyin bizi
entel adamlar, dantel madamlar
sizin raflarınızdaki kitaplar
olsa olsa
bizim bir tek acı küfrümüz kadar...
hani ve yani
kendi aranızda ne yerseniz yeyin de
gülümsetmeyin bizi
[kendinize]
o kadar!
4.11.2004
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:16 AM
Karşılama
hiç gelmeyecekmiş gibi gitmiştiniz
paylaşan yanımız ve gül bahçeleri
5.11.2004
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:16 AM
Konçerto
ruhumun taşlarına
yazılar yazdım ruhumun taşlarına
şekiller çizdim, çizgileri derin şekiller, ruhumun taşlarına.
ruhumun taşlarına
betonlar döktüm ruhumun taşlarına
masallar söktüm kitaplardan
okudum ruhumun taşlarına
ruhumun ayaklanan aşklarına
14.10.2004
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:16 AM
Kristof Kolomb’un Her Nesilden Torunlarına Serenat
insanoğlunun ateşi bulmasını seviyorum
kadınların ve erkeklerin parlayan bir kibrit gibi aşk çakan gözlerini
o ateşi, o ateşin yapabileceği her şeyi
insanların özgürce duruşlarını seviyorum
fırtınanın içinde simsiyah bir geminin
yanan yelkenleri gibi, asi, devrimci
yoksa şu fedakâr koca yaşlı dünya
burjuvaların us’suz hayalleri gibi olurdu ya;
her birimiz hayalleri çalınmış hayaletler gibi…
lanet olası burjuvalar!
gidişiniz de görkemli olacak!
gelişiniz kadar
13.10.2004
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:17 AM
Kriz
bir zamanlar ben bilmiyorken
ve hasta değilken hiçbirimiz
hava maviydi ve öpüşürdük
bir zamanlar ben yeniyken
ve ezilmemişken içimiz.
çok değil daha bir zamanlar
gülümsetmezdi bizi acılar
ve hiç kimsenin sesi bir başkasının merdivenini kullanmak için
var bile olmazdı o zamanlar
bir zamanlar daha çıplakken
yapraklara sarardık ekmeklerimizi
bu dünya daha olmamışken
uçup konmuştuk üzerine de
daha da güzelleşsin diye,
hiç birimiz gocunmamıştık o zamanlar
(ve ayakkabılarımızı bağlarken
denizin sesini duyardık sanki…)
ve ben daha yorulmamışken koşardım bir zamanlar
herkes koşardı hasta değilken hiçbirimiz
ve maviydi içimiz
bir zamanlar ben bilmiyorken
yosunlardan eldivenler yapardık
ve ben daha yorulmamışken koşardım bir zamanlar
herkes koşardı hasta değilken hiçbirimiz
ve maviydi içimiz
13.11.2004
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:17 AM
Küresel Mecaz-ı Mürsel
kaç kişi kaldık kaptan!
çağır bana denizi
bıraksın peşimizi
tayfalarının teriyle çizilmiştir
bu geminin izi
bırak dümeni kaptan!
tanır hepsi de denizi
yeter ki ilk terk eden
sen ol bizi
15.8.2004
İstanbul
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:17 AM
Modern İnsanın Çığlığı
öyle bir şey söylemeliyim ki, ne yaşamak olmalı ne ölmek:
Sevmek...
22.6.2005
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:17 AM
Nokta
onlar hep sanıyorlar
sanıyorlar ki biz
ve büyük esaretimiz...
anlatılmaz sanıyorlar
sokaklarda dert! derdimiz!
onlar hep sanıyorlar
yenildik sanıyorlar
köpekleriyle vurdukları
kuşları arıyorlar
sanki özgürlük
biz değiliz de
okuduğumuz kitaplar sanki
sanıyorlar ki yumruklarımız da
kitapları çeviren ellerimiz gibi,
onlar hep sanıyorlar
yağmurun getirdikleri kadar
en az o kadar iyi bir şey
bırakmadan şu dünyaya
susacağız sanıyorlar
pusacağız sanıyorlar
kendilerini sonsuz sanıyorlar
en adam adam sanıyorlar
DEĞİLKEN İNSAN BİLE.
17.4.2005
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:17 AM
Örs ve Çekiç
çocuklarımızın gülen yüzlerinde
nihilizm iyi durmaz bence
ha bak, hüzün yakışır keratalara
gitmesini bildikçe,
gitmesini bildikçe gözyaşı da
çocuklarımızın gülen yüzlerinde
şovenizm iyi durmaz bence
ha bak, dostluk yakışır keratalara
olmasını bildikçe,
olmasını bildikçe arkadaşlık da
çocuklarımızın gülen yüzlerinde
esaret iyi durmaz bence,
özgürlükse yakışır keratalara
hem de yaşayabildiklerince…
yaşayabildiklerince mutlu bir yarın da
yakışır keratalara
23.10.2004
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:17 AM
Nankörlüğe Son Ağıt
işte söylemek istediklerim bunlardı
yani senin o derin gözlerinin sadece kıyısı kadar konuşabildim
içlerinde kaybolup gitti bütün güzel kelimelerim
keşke ben de böyle yaşamak yerine
öyle mutlu bir kelime olsaydım da
her akşam uyuyabilseydim gözlerinde seninle
14.11.2007
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:18 AM
Piyasa Şiirleri-1
Aklımızın soyut akıntısını süsleyip kitlelerin beğeni seviyelerine indirgeyelim bakalım;
baş edemem
koynumda ağır bir iklim gibi akıp giden
sensizlikle sevgilim,
bir bilmece olur karışırım kendi suyuma,
nasıl da parlar oysa penceremin dışında
güneş, tek göz bir oda gibi
bense karanlığında yokluğunun
ve uzağında ellerinin…
düşerim o vakit uçurumuna
kalbimin en güzel yerini düştüğüm yerde bırakıp
düşerim sevgilim
hatıralar yanaşır *******i rüyalarıma
bedenim titrer yaşamaktan
yürüyüp gider ince bir yol boyunca
ruhumda güzelliğin,
susarım sevgilim
bir acı ki bana bıraktığın
bir acı ki kimselere anlatamadığım…
yağmursuz yapraklarım var şimdi
gövdemde asılı duran,
ne zaman aşkının rüzgarına tutulsam
çırçıplak kalır sessizliğim
üşürüm sevgilim
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:18 AM
Piyasa Şiirleri-2
Sokrates'çe ihanetlere uğradım
ortaçağ mezbahalarında,
kaderimin kapısına çizili
üç heceydi gece:
Asmira
duaların aktığı mabedim
tanrılar kentinin parmaklıklarında asılı
uç sesim.
aradım kaybolmuş okyanuslar boyunca
biledim sırtımın hançerini
çık!
as-mi-RA!
taşıyorum kanla dolu zırhımı
bin yıllardır
kayaların ve gölgelerin içinde
cehenneminde çürüyen parmaklarımla
merhametim şimdi
soğuk bir taş gibi
dokun!
asmiRA!
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:18 AM
Piyasa Şiirleri-3
korkunun çocuklara armağanıymış gibi duruyoruz artık
susmak onurmuş da her birimiz bilgeleri gibi,
balıkçı ağlarına benzemediğini biliyoruz oysa
dikenli tellerinin,
ne de dalgıçların niyetlerine savaş makinelerinin…
içimizde kıpırdayacak yer bırakmayan
onca istencimizin arasına serpiştirilmiş
çaresiz gecekondular gibi, yüreğimizdeki insanlık şimdi.
daha yaralarını sarmadan düşlerimizden arta kalan sokaklar
ve tarihin biley taşına çarpıp yırtılan vicdanlarımız,
tanıdık bir nefret uzak haritalara geçiriyor dişlerini
yağmaların ve savaşların zehri damlıyor ulusların damarlarına
eskimiş umutlarımızın baş edemediği.
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:18 AM
Postal
yontula yontula yontula
yıkılmaz bir ağaç oluyorsun, ama
dalsız, yapraksız, meyvesiz
yontula yontula yontula
bir kuyu gibi ses'siz
30.12.2004
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:18 AM
Sana Şiirler
biliyor musun ne çok beğendiğimi
senden öğrendiklerimi
işte güzellik dediğin işte böyle
sığmamalı ne kitaplara ne kıtalara ne kentlere
biliyor musun ne çok beğendiğimi
yaşamayı-seninle
biliyor musun
ve biliyor musun
özlemekten daha değerli de değil
kavuşmak dediğin
oysa anlamak görmekten
biliyor musun
ve biliyor musun
hiç vazgeçmedim seni sevmekten
…
artık gezinebilirim bir hikâye gibi sırtında ormanların
varlığın adımlarım olsun hasretin kanatlarım
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:18 AM
Sana Şiirler/30.3.2001
çoktandır
bir kafesten diğerine
yuvarlanırken
çoktandır
kendi kendimle
oyalanırken
tam da düş gibi
ince bir gülüş gibi
akıp gitti içimden
gözleri…
ve ben
hissettim yeniden
yaşadığımı…
yüreğimi…
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:18 AM
Sana..Şiirler..
aslında gece gündüze sevdalıdır
gündüz geceye,
bu yüzden en çok şafaklarını severler zamanın
gündoğumlarında gece gündüzü dinler
günbatımlarında gündüz geceyi,
insanlara duyuramasalar da seslerini
ikisinin de tek şey vardır söyledikleri birbirlerine:
Özlüyorum Seni..
(ve ben şimdi
ne seni yazacak kadar özgürüm
ne yazamayacak kadar deli.)
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:18 AM
Sana:
ve aslında bir ezgidir yaşamak
ve sadece aşkın bize bağışladığı...
mevsimlerin avuçlarımıza dökülüşü de öyle
bir gün sonbahar bir gün kar
ve belki bir gün güneşli bir düğünle...
20.7.2005
Savaş AslanSana:
ve aslında bir ezgidir yaşamak
ve sadece aşkın bize bağışladığı...
mevsimlerin avuçlarımıza dökülüşü de öyle
bir gün sonbahar bir gün kar
ve belki bir gün güneşli bir düğünle...
20.7.2005
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:18 AM
Satır Başı
gözü dolduğunda bir çocuğun
bir çocuğun gözü dolduğunda
bizim de içimiz acırdı
bir Türk ya da bir Kürt değil
bir çocuğun gözü dolduğunda içimiz acırdı,
sonra bunu da aldılar bizden, bu acıyı
çocuğu kimse görmez oldu
çocuk öylece kaldı dünyanın içinde
bir Türk ya da bir Kürt değil
çocuk öylece kaldı dünyanın içinde
22.4.2005
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:18 AM
Secere
attığınız adımları bir bir
geri çekin insanlığımızdan,
silahlarınızı sokaklarımızdan
beyninizi duygularımızdan...
şu kimsenin birbirine güvenmediği
cehenneminizi yıllarımızdan
21.1.2005
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:18 AM
Seyirci
ve sonra anladım ki başkası biliyordu herşeyi
ben yıkılmış bir ağaç gibi ortada duruyordum
mezarımda kır çiçekleri
boşuna çekilmiş bir de kürek
bir de sevdiğim meyvelerin çekirdekleri
öyle yorgun duruyordum ki
ve bir ağaç için fazla kahverengi
yeşil çoktan gitmişti gövdemden
çünkü artık köklerim yoktu
ve hep başkası biliyordu herşeyi
24.4.2005
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:19 AM
Sınıfsız Öğüt
buluştuk gökyüzüyle
bir yağmur indi
seyrettik;
milyarlarca...insan...
bir adım attık
ikincisine gerek kalmadı
bir şarkı dinledik
ikincisini istemedik
çünkü bir gün
bir güvercin görmüştük
uçmuştuk ardından
...
uzunduk,
kısaydık,
güzeldik,
çirkindik;
fark etmedik,
tıpkı ağaçlar gibi
tür tür
çeşit çeşittik,
ama hepimiz
gökyüzünün altında benzerdik;
fark etmedik
takvimlerimiz yoktu
mevsimleri bilirdik
sevda sözlerimiz yoktu
sevebilirdik
gül tarlalarımız vardı
çocuklarımız orda
saçlarını boyardı,
ayırt edemezdik
çocuklarla gülleri
çocuklar mı güllere benziyor
güller mi çocuklara
çocuklar mı gülümsüyor
güller mi
çünkü bir gün
bir ceylan görmüştük
koşmuştuk ardından
...
yelkenli teknelerimiz vardı
yüz binlerce...
açılırdık denizlere,
rüzgar seslerimizi taşırdı
seslerimiz
tekne tekne dolaşırdı,
ne kaptanımız vardı
ne dümenimiz
ama deniz...
çünkü bir gün
bir yunus görmüştük
yüzmüştük ardından
...
dünya güzelliklerle doldu
şimdi, bu yeni gezegende doğan siz
burada da yaşamı
güzelleştireceksiniz,
hiç unutmadan
geleceği savaşarak yaratan
devrimcilerin sesini:
bir gün
bir mutluluk gördük
uçtuk
koştuk
yüzdük ardından
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:19 AM
Sizler tüketim toplumunun...
Sizler tüketim toplumunun çocuklarısınız. Duyularınızla algılayabildiğiniz her şeyi; eşyalar-düşünceler, ve hissettiklerinizi; duygular, adeta bir an önce ağzınıza götürüp yemeye çalışıyorsunuz. Hiç emeksiz, sadece çenenizi oynatarak, yeryüzündeki her şeyi yutmaya... Tarihse tarihi, edebiyatsa edebiyatı, sanatsa sanatı…teknolojiyi-elektroniği, pazarları-marketleri, ve aşkı-ve birbirinizin etini…Hiç emeksiz, en kolayından, herkesten çok, herkesten önce ve bir an önce. Bu size yaşıyor olabilmenin tek sırrı olarak verilmiş. Ama söylenmesi gereken bir şeyi söylemeyi unutmuşlar. Büyük bir iştahla tükettiğiniz hiçbir şey gerçekte sizin olmuyor. Çünkü bir şey sizin olurken içinde sizden bir şey yok, siz yoksunuz.
Siz deponun sahibi de değil, deponun kendisisiniz-siz bir deposunuz; ya da güzel kokan bir çöplük. Bu yüzden tükettiğiniz onca şeye rağmen öyle fakirsiniz ki…Ne gerçekten bir arkadaşınız var, ne gerçekten bir düşünceniz, ne aşkınız, ne eşyanız, ne emeğiniz…Hiç birinin içinde siz yoksunuz, sizin olduğunu düşündüğünüz hiçbir şey size ait değil. Ölmekten korkuyorsunuz, çünkü daha tüketebileceğiniz çok şey var. Önünüzde biraz daha zaman olmalı, bir şans daha; çünkü görecekler ki bundan daha da iyi tüketebilirsiniz. Çiğneyip yuttuğunuz hiçbir şeyde kendinizin olmayışı sizi mutsuz ediyorken siz bunun sizin dışınızdaki herhangi birisinden daha çok ve daha iyi tüketemediğiniz için böyle olduğunu sanarak her gün başkalarında olan ya da sizde olmayan yeni bir bilgiye, yeni bir nesneye, yeni bir şeye ulaşmaya, onu bir an önce çiğneyip yutmaya çalışıyorsunuz. Tartışma adı altında, bir başka deponun içindekileri oradan çıkarmaya, ortaya dökmeye çalışıyorsunuz. Böylece orada da iyi bir şey varsa ortaya dökmeyi başarırsanız o da sizin olabilir, seçip alırsınız. Beğenmeseniz de onu bir bilgi olarak alırsınız, bilgi olarak durur içinizin köşesinde. Ne de olsa öğrenmeyi de tüketmelisiniz. Ve farklı yanları olsa da özünde tıpkı bunun gibi başkalarından daha hızlı, daha iyi ve daha çok sevmek adı altında sevmeyi tüketiyorsunuz. Yani yaşamak adı altında, yaşamakla ilgili her şeyi yaşamıyor-anlamıyor; tüketiyorsunuz. Ve işte bunun için bir başkasına göre ben, bir metayım. Düşüncelerim, duygularım, yaşıyor olmam ve varlığımla. Ve bana göre de; kendisini böyle var ettiği için de, herhangi bir başkası. Çünkü böyle olmasa onu nasıl tüketebilirdim ki. Şimdiki zamanda onunla başka türlü nasıl iletişim kurabilirdim. Hem de “Egemen olan düşünce egemen sınıfın düşüncesiyken”. Şimdiki zamanda onunla başka türlü nasıl iletişim kurabilirdim…Ama en azından bu cümlenin ardından söylenebilecek bir cevap olmalı. Belki, varlığıyla başka türlü davranılmayı ve yaklaşılmayı hak edenlere, tüm bu şeylerin dışında yaklaşarak. Bir meta olarak yaşamayanları-yaşamak istemeyenleri, görerek. Ki böylelerimiz olduğu için, bir insan değil de bir depo olmakta ısrar etmek bir ütopya ama, başka bir dünya ütopya değil. İnsan olan ruhumuzu mutsuz eden hepimizin düştüğü bu tuzaktan, tuzağın kendisi gibi yüzyıllar sürse de, hepimizin kurtulabilmesi dileğiyle…
……………………………………………………………………………………………….......
“Cambaz…”
ya da
“Bir Derdim Var…”
ya da
“Boş ver, boş ver boş ver boş ver…”
ya da
“Bir Kadın Çizeceksin…”
ya da…;
Şarkımızı Söyleyenlere
ne cennetmiş daha güzel olan gözlerinizden yoldaşlarım
ne geveze masaları barların
ne ihtişamı sarayların…
gözlerinizden güzel bir şey daha yokmuş bu dünyada
ah o aşık olduğum gözlerinizdeki
o yarın…yoldaşlarım
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:19 AM
Sur
sonra sıkıca sardı zamanın yalanı
eski ve yeni topraklarımızı
biz kurtulmaya çalıştıkça daha çok;
çığlık attıkça çığlıklarımızı
ve yeryüzünden silindi gitti
yüzümüzün önünden birer birer
bir tek aklımızda kaldı
bir gülüşüne ölünecek sevgililer
6.3.2005
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:19 AM
Şalter
öyle çalışkan olmalı ki adamın kendisi
kalbini görene kadar vurmalı kazmayı kaburgasına
ve duyulmasın diye çektiği acıların sesi
akmalı bir meleğin nefesi boğazına
bir de fırtınadan evim olsun isterdim
ateşten gövdem - yağmurdan gemim
parlayıp parlayıp sönmek için sebeplerim...sebeplerim...
23.1.2005
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:37 AM
Şarkımızı Söyleyenlere
ne cennetmiş daha güzel olan gözlerinizden yoldaşlarım
ne geveze masaları barların
ne ihtişamı sarayların.
gözlerinizden güzel bir şey daha yokmuş bu dünyada
ah o aşık olduğum gözlerinizdeki
o yarın....yoldaşlarım
2.3.2005
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:37 AM
Temmuz-Eylül 2004/Sana Şiirler
…
güneş doğarken de düşünüyorum seni
batarken de
karanlıktan geçerken de
parmaklarımla bir yıldızı seçerken de
…
ah şu duvardaki leke
kapıdaki kilit
camdaki gece
ah şu içindeki iki hece
…
ne güzel geçerdin gözlerimin önünden
işte hep ne olursa o an olurdu;
bu dünyaya ait kötü bir şey
sen geçerken kaybolurdu
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:38 AM
Tansökümü
ben size diyorum ki
eskimiş bir ceketin düğmeleri gibi
düşeceksiniz terzilerin ellerine
saltanatlarınız devrildiğinde
saltanatlarınız devrildiğinde
helvalarınızı dahi yaptırtamayacaksınız
yeryüzünün lanetlilerine
3.10.2004
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:38 AM
Uzak
sonra yağmur da durur
güneş de kaybolur
ay da kapanır
ve havada bir tek acı
asılı kalır
15.11.2007
Savaş Aslan
GooD aNd EvıL
08-10-2008, 11:38 AM
Yıldız
ve sarı bir güneş gibi seyrediyordu
çocuğun açık karnı
akan dünyayı
sarı-sapsarı bir güneş gibi...
seyrediyordu çocuğun karnı
[kendisine]
bakan dünyayı
4.11.2004
Savaş Aslan
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.