Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : İşte internet tabanlı en yeni meslekler


GooD aNd EvıL
08-26-2008, 12:10 PM
Şirketinizi kurdunuz. Ürünler pazarlanmaya başlandı; reklamlarınız gümbür gümbür... Ama internette şirketinizin alan adını almamışsınız!!.. Uyanık bir girişimci sizden önce o ismi kapabilir ve daha sonra size yüksek fiyattan satabilir.

İş başvurusunu yeni yapmış biri hakkında arkadaş listesindeki herkese mesaj atarak işveren için bilgi toplamak... Sokak sokak gezip yeni açılan iş yerlerini tespit etmek ve internet adresini önden kapmak... Hatta forumlarda para karşılığı yanlış bilgi geçmek... İnternet de gelişiyor, internette yapılan işler de...
YENİÇAĞIN iş felsefesinin, üretim üzerine kurulu olduğunu söylemek pek kolay değil. Bu iş kültürünü daha çok “Evindeki koltuğundan para kazanmak” şeklinde özetlemek mümkün.
Amerika’da yeni neslin hiçbir temsilcisi, saatte 8 dolar kazanacağı işlere ilgi duymuyor artık. Bir şekilde nispeten daha kolay para kazanmak amacıyla internet üzerinden yapabileceği işlerin peşinde koşuyor. Çünkü internette iş yapabilmek için paraya, çok iyi üniversitelerin diplomalarına ihtiyacınız yok. Bu internet tabanlı yeni kuşak meslekler, şimdilik Amerika, İngiltere, Çin, Kore ve Hindistan üzerinden yönetiliyor.
Gelecekte ise bütün dünyaya yayılacak gibi görünüyor. Türkiye şimdilik internette daha çok “kullanıcı” konumunda bir ülke... Bu yüzden bu mesleklerin uygulamalarına henüz rastlanmıyor. Ancak bu durum, gelecekte de rastlanmayacağı anlamına gelmez. İşte internet tabanlı yeni kuşak meslekler.
“İSİM AVCILARIYIZ BİZ”

İnternette alan adını önden alıp bu ismi daha sonra büyük paralarla satmak internet tabanlı en eski işlerden biri... “Diamond.com” ve “business.com" isimleri 7.5, “casino.com” adresi 5.5, “vodka.com” ile “pizza.com” da yaklaşık 3 milyon dolara alıcı buldu. Artık bu isimleri 10 dolara alabileceğiniz günler çok gerilerde kaldı.
Böyle genel isimli adresler, çoktan kapıldı. Alan adı kapma yarışı hâlâ tam gaz devam ediyor. Ama daha lokal isimler üzerinden...
Artık isim avcılarının tek bir hedefi var: Yeni bir isimle piyasaya sürülen bir ürünün, ya da yeni kurulan bir iş yerinin ismini, sahibinden önce kapabilmek.
İlk bakışta kolay gibi görünse de disiplinli bir çalışma gerektiren, meşakkatli bir iş bu. İsim avcıları gündüzleri sokak sokak gezip yeni açılan işyerlerinin isimlerini not ediyorlar. Akşam saatleri geldiğinde ise önce bütün gazeteleri, özellikle de seri ilanları okuyup pür dikkat televizyon reklamlarını izliyorlar. Ardından not aldıkları isimlerin internet alan adlarının alınıp alınmadığını araştırıyorlar. Eğer şirket ya da ürün sahibi, alan adını almamışsa yıllık 10 dolar ödeyerek isim hakkını elde ediyorlar. Sonra bu alan adını 250 bin dolarlara kadar ulaşan bedellerle satışa çıkarıyorlar.
Joshua Anderson da Kaliforniyalı bir isim avcısı. Bu işe dört yıl önce başlamış. Bugüne kadar 345 bin dolar kazandığını söylüyor. İşe ilk başladığında sokak sokak dolaşmaktan çok yorulduğunu ve sekiz ay boyunca hiç para kazanamadığını belirtiyor. İşe yerel pizzacıların alan adlarını üzerine almakla başlayan Anderson ,ilk zamanlarda, sokakları bisikletiyle dolaşıyormuş. Şimdi iddialı bir spor otomobili var. Özellikle son yıllarda şirketlerin isim avcılarına para ödememek için daha şirketi kurmadan internette alan adını satın aldığını belirtiyor. Anderson’a göre Amerika’da bu işi yapmak her geçen gün daha da zorlaşıyor ve artık Türkiye gibi yeni pazarlara yönelmek gerekiyor: “Bence Türkiye bu konuda bir cennet. Birçok şirketin alan adı satın alma konusuna önem vermediğini görüyorum. Türkiye’de bugün alınan alan adları isim avcılarına iki yıl sonra milyon dolarlar kazandırabilir.”
MYSPACE’DEKİ ARKADAŞ KOLEKSİYONERLERİ
Myspace her gün maillerinizi okuduğunuz ve arkadaş aradığınız bir internet sitesinden çok daha fazlası artık. Neredeyse şirketlerin pazarlama departmanlarının arka bahçesine döndü. Ve doğal olarak yeni bir iş türedi: Myspace koleksiyonerleri…
Bir “Myspace arkadaş koleksiyoneri”nin yaptığı iş de şu: Her gün listesine yeni bir arkadaş eklemek. Daha doğrusu, listesine eklediği insanların kişisel bilgilerine ulaşmak. Ve bu bilgileri, o listedeki insanları potansiyel müşteri olarak gören şirketlere satmak. Sistem şöyle işliyor: Bir şirket örneğin Miami’de yaşayan 18-25 yaş arası sosyoekonomik seviyesi yüksek üniversite öğrencilerine ulaşmak istiyorsa potansiyel müşteri olarak gördüğü bu kitlenin özelliklerini iki güne kadar uzayabilen bir eğitim programı ile koleksiyonerlere anlatıyor. Sonrasında da hedef tanımına uyanların bilgileri için kişi başına 1-7 dolar arasında para ödüyor.