Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Aç
Bir sancı başladı karnımda;
Açlıktan..
Oturdum kaldırıma,
Düşercesine....
Bir bayan geçti yanından,
Kıvırarak..
Yan yan baktı yüzüme,
İğrenircesine...
Bir dilenci durdu yanımda,
Ellerini açarak;
Bir sadaka! dedi,
Ölürcesine...
Bir boyacı durdu karşımda,
Yırtık lastiklerime bakarak;
Boyansın be abi? dedi,
Gülercesine..
Gel de gülme...

Bir taksi durdu.
karşı mağazanın önünde,
Bir beyle iki kız çıktı içiden,
Kızları tanımıştım.
Birisiyle arkadaştık okuldan,
Sınavlarda hep yardım aderdim Ona,
Yazılılarda kopya verirdim.
Öksürdüm hafifçe,
Tanımıştı beni...
Aval aval baktı gözlerime;
Tükürürcesine!
Arkadaşım Nazım geldi yanıma,
Ellerime sarıldı titreyerek....
Dedim nen var.'Açım aç'dedi,
Kahredercesine..
Kim demiş ki; 'açın mezarı yoktur'
Bu sözleri duy lakin dinleme...
Uzandım asfalta...
Yığılırcasına!
Açlıktan,
Gelde ölme...

1-Mayıs-1975-Esenler-İst


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Acı Yağdı Geceye
Zulmet indi gönlüme,semadan nur yerine.
Kasvet sardı ruhumu,bu bayram huzur yerine.
Gülün dalı kırıldı,goncası düştü yere;
Acı yağdı geceye,gökten yağmur yerine...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Ağıt
Aşık Gülnaniye

Bizi anan güzel dostlar sağ olsun,
Yaman kırdı dalımızı hay felek...
Mevsim bahar iken,dallar yeşilken,
Tez kararttı alımızı hay felek..

Zahir böyle yazmış kalem ezelden,
Emir büyük yerden.ne gelir elden.
Böylesine acı,böyle tezelden;
Aldı gitti Ali'mizi hay felek..

Söylen Akpınar'a o da ağlasın,
Ak tütyalar karaları bağlasın.
Çoruh coşsun şarıl şarıl çağlasın,
Sel kapattı yolumuzu hay felek..

O Hayber Fatihi Ali gibiydi,
Kürsülerde Bayram Veli gibiydi,
Hakkın çelik-kalkan kolu gibiydi,
Fena kırdı kolumuzu hay felek..

Koca dağ devrildi,bir çınar çöktü,
Dört yetim yavrumuz boynunu büktü.
Ozan gurbet elde gözyaşı döktü.
Lal eyledi dilimizi hay felek..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Ah Yohsulluh Vah Yohsulluh
Bıhtım senden git uzahlaş,
Ah yohsulluh,vah yohsulluh.
Git başımdan uzah dolaş,
Ah yohsulluh,vah yohsulluh.

Genç yaşında saçım döhtün,
Çöhtühçe,sırtıma çöhtün,
Santım santım belim bühtün,
Ah yohsulluh,vah yohsulluh.

Kız istedim vermediler,
Evsiz,bacasız dediler,
Daha neler söylediler,
Ah yohsulluh,vah yohsulluh.

Gönül bu sevdim bir defa,
Dedi:'duymadın mı daha;
Boş torbaya at gelmez ha'
Ah yohsulluh,vah yohsulluh.

Elde ne var, netsin fakir,
Herkes görür beni hakir.
Silinmez ki,yahamda kir,
Ah yohsulluh,vah yohsulluh.

Böyüh derttir,sor çekene,
Ayrılıh ne ki,ölüm ne!
Her gün kalbe batan iğne,
Ah yohsulluh,vah yohsulluh,

Kel başımda baykuş öter,
Yohsulluh ölümden beter,
Git usandım senden yeter,
Ah yohsulluh,vah yohsulluh.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Akpınara Sesleniş
Akma dur Akpınar sana varayım,
Ak köpüklü sularına gireyim,
Kaldır ak örtünü yüzün göreyim,

Neden bulutlarla yüzün bağlarsın,
Öksüz müsün yaşın yaşın ağlarsın..

Niçin kederlisin dumanlı başın,
Çoruh'a karışır akan gözyaşın.
Yokmudur seninde eşin yoldaşın,

Dua et Akpınar özyurdundasın,
Dinsin gözyaşların,dinsin bu yasın...

Göz açıp gördüğüm,gönül verdiğim,
Boy boy açan tütyalarin (1) derdiğim,
El kaldırıp yıldızlara erdiğim,

Koca karlı ak dağların dumanlı,
Hep hasret çekersin gözlerin gamlı..

Böyle değil idi bizim yöremiz,
Yeşil ama hala yolsuz yöremiz.
Tersine dönüyor bunak küremiz.

Yıllar yılı O dönmekten bıkmadı,
Kimse gelip halimize bakmadı...

Böyle değil idik eski çağlarda,
Hep beraber çalışırdık bağlarda,
Su uçsuz bucaksiz karlı dağlarda,

Buram buram çam kokusu gelirdi,
Eller bizi bir anadan sanırdı...

Yemyeşildi ovalarin düzlerin,
Neşeliydi oğlanların kızların,
Gümbürderdi davulların sazların.

Meydanda gençlerin güreş tutardı,
Halaylar çekerek nara atardı...

Vızıldardı oğulumuz arımız,
Bölünürdü zararımız kârımız,
Sanki ortak idi olan varımız,

Köylü bir sofrada yemeğin yerdi,
Ne ayrılık derdi ne gurbet derdi..

Çobanların kavalını çalanda,
Sürüleri su başına salanda,
Karabulut gökyüzüne dolanda,

Bozkurt gelir akkuzuyu kapardı,
Köpek havlar kıyametler kopardı..

Halaylar çekerdik meydanlarında,
Oyunlar oynardık bayramlarında,
Geyikler yaşardı ormanlarında,

Ava çıkar çam dibinde yatardık,
Kement atar ceylanları tutardık..

Mehtapta yıldızlar alnın öpende,
Ay iner misafir kalırdı sende,
Tan yelleri ılgıt ılgıt esende,

Yiğitler kalkarak işe giderdi,
Küheylanlar kişner yarış ederdi...

Dört yanında çiçeklerin açınca,
Telli turnam yükseğinden uçunca,
Aşıkların soğuk suyun içince,

Yüreklerde yanan alev sönerdi,
El çırparak köçeklerin dönerdi,,,

Yaşlı ozanların kutlu beylerdi,
Kopuz çalar,mani türkü söylerdi,
Güz gelende yayla sökün eylerdi,

Hey gidi dağlar hey onlar ne gündü,
Her günümüz bayram,her gün düğündü...

Kadın erkek çalışırdık yanyana,
Yardım edilirdi yoksul kalana,
Zengindik sevgiden sevdadan yana,

Sevgimizden gayri yasa yoğidi,
Ölümden de başka tasa yoğidi...

Otlaklara bol bol rahmet yağanda,
Nazlı güneş ufuklardan doğanda,
Hatun Ninem inekleri sağanda,

Külek külek süte yoğurt çalardı,
Tekne tekne kaymak güşe dolardı...

Kara taştan pınarların çıkardı,
Ak köpüklü ırmakların akardı,
Elvan elvan çiçeklerin kokardı,

Hatıralar alev alev özümde,
Birer birer canlanıyor gözümde...

Sevdalı ezgiler,yanık türküler,
Uzaklardan kulağıma yankılar.
Sanki yine obamızda ölen var,

Derinlerden ağıt sesi geliyor,
Sala sesi yüreğimi deliyor...

Bazen kuzuları kıra salardım,
Sonra gelir küçük tayı sulardım,
Çok sevdiğim oyunlara dalardım,

Ne güzeldi çocukluğum,doymadım,
Yazik.gençlik geldi-geçti duymadım...

Baharda her yanı çiçek kaplardı,
Kelebekler daldan dala hoplardı,
Fatma bacım mor çiçekler toplardı,

Baka baka gözlerinin içine,
Taç örerdim Ayşe kızın saçına...

Sanırım Ayşe kız hala pınarda,
Hep öyle yasarim hatiralarda,
Gönlüm her an için için yanarda,

Ah çekerim yana yana Akpınar,
Suyun içsem kana kana Akpınar...

Çam dalında kaldı salıncaklarım,
Belki hala damda oyuncaklarım,
Annem bana demişti ki saklarım,

Düşlerimde uçurtmamı görürüm,
Ak bulutlar arasında yürürüm...

Sevdalılar adak adar başında,
Kurbanlar kesilir sunak taşında,
Hasret vardır ceylanında kuşunda,

Gurbet elde kalanlara Akpınar,
Gözü yaşlı olanlara Akpınar...

Coşkun derelerin beyaz köpüklü,
Akar gider taştan taşa gam yüklü,
Kimi ağıt söyler,kimi kez türkü,

Boynu bükük ölenleri yad eder,
Kalanlara mutluluklar va'd eder...

Kıvrım kıvrım yollarında koştuğum,
Geçit vermez dağlarından aştığım,
Gurbet elde hasretine düştüğüm,

Akpınarım hatırını yoklasam,
Sakız kokan çamlarırını koklasam..

Yükseğinde beyaz karlı dağlar var,
Engininde yeşil şirin bağlar var,
Senin için gurbet elde ağlar var,

Hasretle yüreğim dağlı Akpınar,
Gelemem yollarım bağlı Akpınar..

Yine mevsimlerden ilkbahar mıdır,
Yoksa dörtbir yanın beyaz kar mıdır,
Bu Atsız Ozanı soran var mıdır?

Yoksa unutulup gitti mi adım,
Gelmiyor mu sana sesim,feryadım...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Aldanış
Sonsuz sevmiş,sonsuz inanmışım ben,
Her sahte gülüşe nasılda aldanmışım ben.
Elli üç yıl sonunda anladığım gerçek şu;
Bu dipsiz kuyuda nafile yanmışım ben.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Anadolu Kavağında
Martılar dans ediyordu,
dalgaların kucağında,
Erken gelen bahar vardı,
sevdamın son durağında.

Sen liseli bir genç kızdın,
ben bir zıpkın delikanlı;
Yüreğim kabar kabardı,
Anadolu Kavağında...

Boğazın mavi suyunda,
ruhumuz bir salıncaktı,
Dudakların,dudağımda,
unutulmaz iz bıraktı.

Kolum belinde kemer,
aşk dediğin bu olmalı;
Kucuğında Cennet vardı,
Anadolu Kavağında,

Zaman seli akıp gitti,
Ay düştü Boğaziçine,
Sevdalarla dolu bir gün;
Ne yazık ki,bitti yine;

Ayrılığn kor ateşi,
Yüreğimi harlar şimdi,
Unutulmaz bir an kaldı;
Anadolu Kavağında..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Artvin İlimiz
Şirin bir beldedir Artvin ilimiz.
Çaylar türkü söyler akşamlarında.
Kıraç değil zümrüttendir dağları.
Ceylanlar dolaşır ormanlarında.

Ilgıt ılgıt eser bahar yelleri,
Keklikler uçuşur mor dağlarında.
Rengarenktir sümbülleri güllleri,
Bülbüller ötüşür gül bağlarında...

Sakız kokar koyu yeşil çamları.
Ab-ı hayat akar ırmaklarında.
Tarlasında herbir nebat yetişir,
Altın başak biter topraklarında.

Kahraman halkında Türklük coşuyor,
Gel gör Artvinliyi Ata Barında,
Çoruh dile gelir,destanlar söyler,
Cennettir ilimiz ilkbaharında..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Arzu
Dudaklarım;
Islak dudaklarından kanmalı.
Aşık kollarım;
Kemer olmalı,
Sabah-akşam,
İnce beline dolanmalı..

Dudakların;
Şefkatlı aşk öpücükleri,
Kondurmalı,
Vücuduma,
Ilık ılık öpmeli...

Ellerim;
Usul usul göğsüne dokunmalı,
Sıcaklığını hissetmeli,
Varlığını duymalı...
Ateşli başım;
Gecenin bir yarısında,
Yumuşak,sıcak,müşfik kucağına
Düşmeli...
Huzurlu ve mutlu,
Mışıl mışıl uyumalı...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Anne-1
Vuslata ermeden başlıyor gurbet,
Kim olur gurbette bana yar Anne?
Bitip-tükenmiyor bu çile,bu dert
Oğlun neden böyle cefakar Anne?

Sılanın yolları uzak mı uzak!
Arada dağ,bayır,engel ve tuzak.
Kaderin elinde oldum oyuncak
Feleğin benimle nesi var Anne?

Hayatta bu koşu,bu kavga niçin?
Bu hicran,bu hasret.bu sevda niçin?
Yeminler etmiştim sevmemek için;
Olmuyor bu gönül tövbekar Anne...

Gelmedi umduğum o yeşil bahar.
Alnımda iz yaptı azgın dalgalar!
Gurbette kahırla geçerken yıllar;
Yağdı saçlarıma beyaz kar Anne...

Vücut toprağımın ıstırap aslı,
Mevsimler geçiyor,gözlerim yaşlı.
Her zaman elemli,her zaman yaslı,
Bir gün yaşamadım bahtiyar Anne...

Ne gözyaşı akıt,ne de kahreyle;
Bu garip oglunun hali hep böyle.
Otur başucumda,ninniler söyle.
Yatır dizlerine beni sar Anne...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Asker Mektubu
Hani senden ayrılırken o sabah,
Diyemedin'güle güle'Birtanem,
Sessiz sessiz gözyaşını silerken,
Ne demiştin'Sabret hele Birtanem'

Sabretmek kolay mı gurbette sensiz?
Acı denizinde yönsüz,dümensiz,
Ben burada sensiz,sen orda bensiz;
Bitmiyor bitmiyor,çile Birtanem.

Kulağım bir içli türkü duydumu;
Kucak kucak hasret böler uykumu.
Bir gariplik sarar,gönül ufkumu.
Yol düşende gurbet ele Birtanem.

Gün olur umudum yeşerir dalda.
Hep seni görürüm kırmızı gülde.
Her sabah postayı beklerim yolda;
Beklerim ki,mektup gele Birtanem.

Bir mektup yazarsam söz olur deme,
Biz sevdik,biz yandık,ele-kime ne.
Tanrım yardım etsin aşka düşene.
Düşsekte ne çıkar dile Birtanem.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Aşıklara Hiç Huzur Yokmu
Şu gönlümü kanatan kirpiğin ok mu acep?
Vuslat arzular gönül,isteğim çok mu acep?
Hergün kızgın zıpkınla ruhumu dağlıyorlar;
Aşıklara dünyada hiç huzur yok mu acep?


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Aşk Arenasından Çekilmek Bana Düştü
Baskılara direnmek,dikilmek bana düştü.
Her zaman unutulmak,ekilmek bana düştü.
Anladım bana yer yok,bu aşk arenasında;
Kuyruğumu toplayıp,çekilmek bana düştü.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Aşk Macerasından Geriye Kalan
Yolcular koyup gitti,yalnız bir hancı kaldı.
Dostlar beni terketti,bir tek yabancı kaldı.
Bu aşk macerasından,geriye kala kala;
Paramparça bir gönül ve kalpte acı taldı.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Aşk Ulvi Bir Duygudur
Ne vardır karşı camda,
Işıl ışıl parıldar,
Gözlerim kamaşıyor,
Sanırım senin yüzün,
Yansıyan ayna değil...

Aa! işte açıldı perde..
Bir çift göz bakar bana..
Göğsünde neler vardır?
Durmadan oynaşırlar,
Bilirim ayva değil...

Amanıııım o ne biçim bakışlar.!
Ateş saçıyor anam ateş...
Gönlümü yakan nedir
O çapkınca bakış mı?
Aşk değil,sevda değil...

Sevda böyle mi olur..
Camların arkasında,
El sallayıp bakmakla,
Sırnaşıp gülüşmekle,
Aşk ulvi bir duygudur,
Kuruntu-hülya değil...

Bana mı söylüyorsun,
Bülbülleşen dillerle,
Seviyorum diyorsun..
Duyduklarım gerçek mi?
İnşallah rüya değil..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Aşk Varken Sevgi Varken
Aşk varken sevgi varken,nefret yaşamak niye?
Birlik ve dirlik varken,fetret yaşamak niye?
Her saat,her dakika içimde yaşıyorken;
Böylesine sevdalı,hasret yaşamak niye?


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Aşkımız
Masal gibi bir şeydi sevgilim geçen günler,
Biz ölsek,çürüsek de; dilden dile kalacak.
İnan ki,sevdiceğim haşredek sevgililer;
Şu hazin aşkımızı hürmetle anlatacak.

Ebedi kılmak için ölümsüz aşkımızı;
Ozanlar anlatacak,sazendeler çalacak.
Şairler mısralara dizecek şarkımızı,
Sevenlerin dilinde hazin beste olacak.

Gün gelip vücudumuz girince topraklara,
Aşkımız gökyüzünde yıldız yıldız yanacak.
Baharda yağmurlarla düşecek yapraklara,
Aşkımızı bülbüller güllere anlatacak...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Aşkımız Ak Bir Köpük Bir Öpümlük Anmıydı
Aşkımız ak bir köpük,bir öpümlük anmıydı.
O sözler.dokunuşlar büyük bir yalanmıydı.
Benim payıma yine,acı ve hüsran düştü;
Boynuma doladığın kolların urganmıydı.

Mutluluk denen peri o kadar uzakmıydı?
Sevda yüklü şarkılar bir pembe tuzakmıydı?
Gönlümü bırakmıştım,sıcak avuçlarına;
Hemen kırdın,terkettin,ucuz oyuncakmıydı

Yüreğime saplanan bakışların okmuydu,
Bir yudum aşk istedim,istediğim çokmuydu.
Yaşananlar rüya mı,yoksa bir masalmıydı;
Söyle Sevgili söyle,aşk gerçekten yokmuydu?


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Aşkımız Hep Böyle Düşmü Olacak
Her gece her gece.hep aynı rüya.
Aşkımız hep böyle düş mü olacak?
Baharlar geçiyor yazlar geçiyor,
Ömrümüz hep böyle kış mı olacak?

Çektiğim bu çile, bu özlem az mı?
Kuluna cefayı Tanrım sormaz mı*
Seni kucaklasam,sarsam olmaz mı?
Kucağım hep böyle boş mu olacak?

Düşlerimi hayra yorsan ne olur.
Bu mahsun hatrımı sorsan ne olur.
Müşfik kollarınla sarsan ne olur.
Kalbin bana karşı taş mı olacak?

Bilirsin ne kadar severim seni.
O kadar özledim sıcak buseni.
Ne olur bir kere güldürsen beni.
Gözlerim hep böyle yaş mı olacak?

[GooD aNd EvıL]

Aşkımız Öyle Mahzun Kaldı Boğaziçinde
Ruhum ki; dalgalarda saldı Boğaziçinde..
Bir şuh peri gönlümü çaldı Boğaziçinde..
Martılar çığlık çığlık,uğurlarken bizleri;
Aşkımız öyle mahzun kaldı Boğaziçinde....


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Aşkımla Sarsam Seni
Büyülü gözlerine,haşredek baksam diyorum.
Bir billur pınar olsam,ruhuna aksam diyorum.
Sımsıcak ellerimle,yüreğini okşasam,
Aşkımla sarsam seni,ısıtsam-yaksam diyorum..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Aşkın Ebedi Çile
Bilirim o vefasız,
O insafsız bakışlar;
Ömrümce birkez bana,
Umut verecek değil.

Sevi bahçesi solmuş,
Tarumur yaprakları.
Ne baharda ne yazda;
Yeşerebilecek değil.

Şakaklarımdaki ak-pak,
Görünen beyazlıklar;
Ağaran saçlarımdır.
Kar değil,çiçek değil.

Gördüm ki,unutmuşsun,
Geşmişi yüzyıl gibi.
Ama bendeki sonsuz aşkın;
Sanki kızgın meşale,
Ne eylesem nafile,
Asırlar geçse bile
Asla sönecek değil.

Bu ezili ıstırap,
Bu ebedi çile;
Sona erecek değil.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Aydos Tepesinde
Aydos Tepesinde mevsim bahardı,
Tanrım cennetini yere indirmiş,
Ayazma'ya doğru düze sermişti.
Yeşilin maviyle,morun sarıyla,
Kol kola.el ele cümbüşü vardı.
Arı çiçeklerle,bülbül güllerle;
Cilveleşiyorlar,sevişiyorlardı,
Aydos Tepesinde mevsim bahardı...

Adalar...adalar,güzel adalar;
Mavi Marmaranın durgun suyunda.
Yeşil ördek gibi süzülüyorlardı,
Duygular coşmuştu,kabar kabardı.
Aydos Tepesinde mevsim bahardı.

Aşk Tanrıçası misafirimizdi,
Doğanın kokusu bize sinmişti.
Ömrümün en güzel mesut günüydü,
Ruhumun ebedi düğünüydü.
Sen onsekiz yaşında taze gelindin,
Öylesine güzel,öyle canlıydın.
Ben yirmibeşinde delikanlıydım;
O kadar sevdalı,heyecanlıydım.
İçimde kaynayan arzular vardı;
Aydos Tepesinde mevsim bahardı.

Tatlı öpüşlerin,dokunuşların;
Sıcaklığı hala,saklı tenimde,
Başımızda dönen,uçan kuşların,
Ak kanatlarının serin gölgesi,
Duruyor ruhumun derin yerinde.

Ömrümün bu geçkin sonbaharında;
Sen benim solmayan Güzçiçeğimdin,
Benim geçmişimdin,geleceğimdin,
Beni sarhoş eden bu duygulardı,
Aydos Tepesinde mevsim bahardı.

6 Mayıs 2005 Kartal-İstanbul


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Ayak Sesleri
Sessiz ve ıssız yollar.
Yürüyorum.
Tak...tak...tak...
Peşim sıra biri var.
Tak...tak...tak...
Bir çift ayak;
Koşarım,beni kovalar;
Tak...tak...tak...

Önümde karlı dağlar!
Güç iş yokuşu tırmanmak.
Peşimde bir çift ayak;
Sesleri var.
Tak..tak...tak.

Yüreğim korku içinde.
Umut ve korku iç içe...
Kardeş gibi ölmek ve yaşamak.
Gerçekle hayal sarmaş olaş...
Mümkün mü dağı aşmak?
Yolun başındayım daha;
Ayak,
Sesleri; tak...tak...tak.
Yaklaşmakta yavaş yavaş.

Dağın vadisinde korku!
Dağın doruğunda umut.
Geç kaldım akşam olacak!
Gölgesiz ayak,
Sesleri.tak...tak...tak.
Ulaştı ulaşacak!
Tak...tak...tak.
Ayak,
Seslerinde umut.,
Ayak,
Seslerinde korku.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Ayrılık Sabahında
Salına salına geldi yanıma,
Gösterdi düğmesin 'aç'dedi bana.
Elden ele geldi dolu bir kadeh,
Eliyle sunarak'iç'dedi bana.

Tutuldum feleğin zalım ağına,
Bir kör gibidüştüm aşk tuzağına,
'Ateşten köprü var,murat bağına,
Sabırla,sebatla geç'dedi bana...

Muhabbetle öptüm nazik elinden,
Bir nefes kokundum gonca gülünden
Ürkek ürkek sardım ince belinden,
'Şimdi bu yaptığın suç'dedi bana...

Ellerini tuttum ellerim yandı.
Sabah kırağında saçım ıslandı.
Ayrılık yaklaştı gözleri doldu.
Dedim'nen var yavrum'hiç' dedi bana..

Yardan son ıkrarı aldım seherde,
Dedim kavuşmamız ne zaman,nerde?
'Bel ki Arasat'ta.belki Mahşer'de,
Burda kavuşmamız güç'dedi bana...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Ayy Kel Bşım Vayy kel Başım
Gelen giden bana vurur.
Ayy kel başım,vayy kel başım.
Her musibet beni bulur.
Ayy kel başım,vayy kel başım.

Ezelden talihim kara
Atılmışım bir kenara,
İçim yara,dışım yara.
Ayy kel başım,vayy kel başım.

Her türlü mesleğe girdim,
Garson oldum,bardak kırdım.
Çay dediler, kahve verdim.
Ayy kel başım,vayy kel başım.

Irgat oldum,ağa kovdu,
İşçi oldum patron sövdü,
Çırak oldum usta dövdü.
Ayy kel başım,vayy kel başım.

Çiftçi oldum,çift kırıldı.
Kayış sabana sarıldı.
Düştüm ve kafam yarıldı.
Ayy kel başım,vayy kel başım.

Okudum güya azbişe,
Güçbela girdim bir işe,
Elli yazdım,yüzlük fişe.
Ayy kel başım,vayy kel başım.

Tüccarlığa haves ettim,
Ona aldım,beşe sattım.
Tüm sermayemi tükettim.
Ayy kel başım,vayy kel başım.

Azmış gibi olan derdim,
Bir kalpsıza gönül verdim,
Dostlarım,yandım geberdim.
Ayy kel başım,vayy kel başım.

Başım kabak,pabuç delik,
Ceplerimde yok metelik,
Neme lazımdı sevdalık,
Ayy kel başım,vayy kel başım.

Oysa bende bir insandım,
Bir gün beni sever sandım.
Anladım ki; boşa yandım.
Ayy kel başım,vayy kel başım.

Neler geçti kel kafamdan,
Kaç gece attılar damdan,
Sağlam çıktı çok tufandan.
Ayy kel başım,vayy kel başım.

Teli kırık ötmez sazım,
Karanlıktır,kışım yazım.
Silinmez ki kara yazım.
Ayy kel başım,vayy kel başım.

Yatak serdim taş üstüne,
Sövselerde başüstüne,
Sürünürüm baş üstüne,
Ayy kel başım,vayy kel başım.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Azrail İle Sohbet
Kim O? Kapımı çalan...!
Yalan demişler dostum yalan...

Bir yalnışın var,burası değil,
Ne o! Sen mi geldin Azrail! ..

Ne olursun girme içeri!
Dışarı çıkıyorum,bekle beni.

Odamın sessizliği bozulmasın,
Cesedim evde kalmasın...

Öldüğümü kuşlar görsün...
Gidip anneme duyursun...

Mademki gelecektin tez gelmen fena değil,
Şiirimi bitireyim bir dakika bekle Azrail...!


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Azrail Peşimde
Gönlüm alev alev,yanar duman yok,
Yüreğim kanıyor,bende derman yok.
Derman sende ise; nazetme Gülüm,
Azrail peşimde! Fazla zaman yok.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Bahar Geliyor
Ak çiçekler düşmüş dallar üstüne,
Pembe ufuklardan bahar geliyor..
Sevgiler serpilmiş yollar üstüne,
Gönlümün sultanı O Yar geliyor...

Yavru kuş yuvadan uçmak üzredir,
Güllerin goncası açmak üzredir,
Ruhum bu bedenden kaçmak üzredir,
Bu beden bu ruha çok dar geliyor..
Sevda oluk oluk bahar geliyor..

Irmakların sesi akışı başka,
Çiçeklerin rengi kokuşu başka,
O Yarın yüzüme bakışı başka,
Bütün coşkusuyla bahar geliyor,
Gönlümün Sultanı O Yar geliyor...

[GooD aNd EvıL]

Bahar Türküsü
Yeşile bürünmüş toprak;
Dağlar ne güzel ne güzel.
Coşkun coşkun akar ırmak;
Çağlar ne güzel ne güzel..

Ak kuzular çayırlarda,
Meler ne güzel ne güzel...
Doğa insana baharda;
Güler ne güzel ne güzel...

Mavi,sarı,ak çiçekler,
Biter ne güzel ne güzel...
Arılar,kuşlar,böcekler;
Öter ne güzel ne güzel...

Zeynep Kız; gülleri ak-pak;
Derer ne güzel ne güzel..
Yün iğirir yumak yumak;
Örer ne güzelne güzel...

Sıcak sevdalı türküler,
Hisler ne güzel ne güzel...
Zeynebin göksünü güller,
Süsler ne güzel ne güzel...

Benek benek,inci inci;
Karlar ne üzel ne güzel...
Gözlerde yaşam sevinci;
Parlar ne güzel ne güzel...

Dilerim hep serin ese,
Rüzgar ne güzel ne güzel...
Ah ne olur hiç bitmese;
Bahar ne güzel ne güzel...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Bakışların Küskün Niçin
Önceleri anne gibi,şefkat saçardı gözlerin,
Söylesene yavrum şimdi,bakışların küskün niçin?
Ruhumu meltem gibi okşardı şirin sözlerin,
Bana 'hadi git' diyorken sesin öyle üzgün niçin?

Sen ki; bir gonca gül gibi açmıştın gönül bağımda,
Neden böyle tez sarardın,güneş yüzün solgun niçin? .
Eksik olmazdı hiç bir gün tebessümün dudağında,
Şimdi mateme bürünmüş,dudakların ölgün niçin?

Kumral saçın dalga dalga, omuzlarda salnırdı;
Meltemler esmez mi oldu,tel tel saçın durgun niçin?
Yaşamayı seviyordun,gözlerinde hayat vardı;
Şimdi böyle öksüz gibi,yaşayışın yorgun niçin?

[GooD aNd EvıL]

Ben Sana Koşarım Yol Uzamakta
Yabancı bir kentte akşamlıyorum,
Kilometrelerce senden uzakta.
Şu batan güneşi seyrediyorum,
Aksin beliriyor kızıl şafakta..

Eyvah! güneşte kayboldu birden,
Şavkı silindi mor tepelerden.
Göklerin toprağı öptüğü yerden,
Yıldızlar parlıyor,bak nokta nokta..

Birtanem,sevgilim,belki şimdi sen
Gökleri süzersin,ak pencerenden,
Biliyorum işte ben,sorma ki neden,
Çünkü şavkın yıldızlara vurmakta.

Bende bin bir arzu,sende bin bir naz,
Oysa ömür kısa,zaman pek çok az,
Suç bizim mi,kaderimiz oyunbaz,
Ben sana koşarım yol uzamakta.

Hadi yat sevgilim ufuk ağardı,
Bak saman yoluna birden karardı.
Neden gökyüzünü bulutlar sardı,
Besbelli gözlerin kan ağlamakta.

[GooD aNd EvıL]

Belirsizlik
Bilmem ki,bu dramın senaristi benmiyim/
Yoksa yaşlı gözlerle,bakıp seyredenmiyim?
Öyle bir mizansen ki; çözülmez bir kördüğüm,
Bilmem ki aktörmüyüm,yoksa yönetmenmiyim?


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Bendeki Sen
Aramızda taşlı,dikenli yollar;
Olsa da ne çıkar,gönlümdesin sen.
Hicranla geçse de.mevsimler yıllar;
Bir gölge misali yanımdasın sen.

Her zaman karşımda gülen gül yüzün,
Bakışlarından akar bir tatlı hüzün,
Ölümsüz aşkınla her gece,her gün;
Ilık nefes gibi kanımdasın sen.

Öyle bir sarmış ki.varlığın beni,
Farketmek mümkün mü bendeki seni,
Tanrım ayırır mı böyle seveni,
Uzakta değilsin canımdasın sen.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Beni Terkedip Gittinya!
Beni terkedip gittin ya; işte öyle git
Ruhumu darmadağın ve perişan eyle git.
Mademki gideceksin beni öksüz bırakıp;
Mezarımın başında bir'Fatiha'söyle git...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Benim Cv'im
Kah giderim medreseye,
Kur'an okur dilim benim..
Kah çıkarım minareye,
Arşa değer kolum benim..

Kah geçerim ta mihraba,
Sırtımda bir şaldan aba,
Döner başlarım hitaba.
Kürsülerde alim benim..

Kah İskender,kah Sezarım,
Düşman kafasın ezerim,
Eflatun olur gezerim,
Tarih yazar elim benim..

Kah Ferhadım dağ delerim,
Kerem olur da yanarım.
Mecnunum çöle dönerim.
Dağlar olur yolum benim..

Kah dilim figana başlar,
Kah gözümden akar yaşlar,
Kınamayın gönüldaşlar,
İşte budur halim benim..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Benim sevgi meleğim,başımın tacı Anam
Onulmaz dertlerimin sendin ilacı Anam.
Şimdi sensiz yaşamak ne kadar acı Anam,
Yattığın yer nur dolsun,makamın cennet olsun,
Benim sevgi meleğim,başımın tacı Anam..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Bir Daha Yazarsam Tövbeler Olsun
Gelmedin,gözlerim kaldı yollarda,
Bir daha gel dersem tövbeler olsun.
Kapında bekledim,tipide-karda,
Bir daha beklersem tövbeler olsun.

İncitmek istemem nazik cismini,
Sildim belleğimden güzel resmini,
Gönül defterimden çizdim ismini,
Bir daha anarsam tövbeler olsun.

Bir kör gibi düştüm aşkın közüne,
Hürü-melek olsan bakmam yüzüne,
Edana,işvene,tatlı sözüne,
Bir daha kanarsam tövbeler olsun.

Serapları gerçek sandığım yeter,
Bomboş hayallere kandığım yeter,
Aşkınla tutuşup yandıığım yeter,
Bir daha yanarsam tövbeler olsun.

Yazılan yazgıyı bozmak mı, haşa..
Sana darılmak mı,kızmak mı,haşa
Aşka dair bir söz yazmak mı,haşa,
Bir daha yazarsam tövbeler olsun,

9 MAYIS 2007- Üsküdar


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Bir İmkansızı Sevdim
Ömrümce hep yanıldım,acı sevdim,sızı sevdim.
Ulaşmak umuduyla en uzak yıldızı sevdim.
Bir bayram günü olur,kavuşurum zannıyla;
Hep hayalle yaşadım,bir imkansızı sevdim.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Bir Ölür Bin Doğar Aslan Mehmedim
O kutlu namludan başlasın ateş,
Bu kutsal uğraştır dayan Mehmedim,
Yurduna göz diken namertle güreş,
İşte düşman,işte meydan Mehmedim.

Vur ki,sona ersin hünharca ölüm,
Bitsin bu gözyaşı,bitsin bu zulüm,
Senin varlığınla varım-özgürüm,
Bayrak bayrak olmuş her yan Mehmedim.

Senin destanını söyler tarihler,
Eğilmiş yıldızlar anlından öper,
Mübarek kanınla süslemiş yer yer;
Baştan başa Aziz Vatan Mehmedim.

Bak yerde insanlar,gökte melekler;
Saygıyla,kıvançla seni seyreder,
Vuruldunsa temiz anlından eğer;
Bayrak gölgesine uzan Mehmedim.

Göksünde al kanlar,yine yürüyor,
Ateş olmuş ateşlere giriyor,
Ölümden korkan kim? Ona gülüyor;
Bir ölür,bin doğar Aslan Mehmedim.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Bir Veda Etmeden Gitmek Varmıydı
Bu gördüğüm bahar,sonbaharmıydı?
Güzçiçeğimin ömrü,bu kadarmıydı?
Gelmedin! O sabah dünyam karardı;
Bir veda etmeden,gitmek varmıydı?


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Bitmesin Bu Rüya
Güzel bir rüya görüyorum;
Sana dair...
Bana dair..
Okyanuslar arasında,
Robenson Adasında..
Sen ve ben
Yalnız,ikimiz...
Aldırmadan soğuk-sıcağa;
Elele dolaşıyoruz,
Yorulduğumuzda;
Bir bambu ağacının gölgesinde,
Kucak-kucağa,
Sere-serpe uyuyoruz...
-----
Yıldızları sayıyoruz,
Her gece...
Aşk yapıyoruz,
Saatlerce...
Her gecenin sabahında;
Bir başka mutluluğa uyanıyoruz...
Dalgaların sesinde,
Adımıza bestelenen,
Şarkılar duyuyoruz.
Martılarla-yunuslarla,
Komşuluklar kuruyoruz.
Ayrılıkları unutuyoruz,
Mutsuzlukları atıyoruz,
Kör bir kuyuya,
Çok güzel! çok güzel Birtanem!
Tut ellerimi,
Kapa gözlerini,
Bitmesin...
Bitmesin bu rüya...

30 hazıran 2007-Kartal/İstanbul


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Biz Toprak Olsak Bile Ölmeyecek Aşkımız
Biz toprak olsak bile,ölmeyecek aşkımız.
Her baharda açacak,çiçek çiçek aşkımız.
Haşredek çalınacak,beste beste dillerde,
Sevenlerin dilinde söylenecek aşkımız...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Boynum Bükülü Kaldı
Bükülü kaldı boynum,üçgünlük hilal gibi.
Anladım vuslat bana kupkuru masal gibi.
Güneşin batışıyla,battı bütün umutlar;
Silkelendim boşluğa.eskimiş çuval gibi.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Bu Aşk Bana Veraset Kaldı
Sevdim seni,ne kin,ne nefret kaldı.
Gönlüme onulmaz acı,dert kaldı.
Pazarda satılsa almazdım amma;
Bu aşk bana ezelden veraset kaldı.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Bu Teknikten Bize Cehennem Kaldı
Ne mertlik,yiğitlik ne erdem kaldı.
Ne Köroğlu kaldı.ne Rüstem kaldı.
Çelik kuşlar gökten ateş kusmakta;
Bu teknikten bize cehennem kaldı.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Bu Karanlık ******* Bitsin
Bitsin bu karanlık ******* bitsin.
Bütünleri bölen heceler bitsin.
Açsın öbek öbek sevgi güllri;
Kin doğuran kirli düşünceler bitsin.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Bunak Dünya
Ey kocamış ihtiyar,insanı yutan Dünya!
Kimine hor görünüp,kimin aldatan Dünya!

Sen Şeddat'ın cenneti,Nemrut'un cehennemi,
Sonsuzluk denizinde sallanan sarhoş gemi,

Hak-batıl savaşına yıllarca sahne oldun,
Kaç kerre dümdüz oldun,kaç kez suya boğuldun.

Kimbilir kaç kez mazlum kanlarıyla yıkandın.
Bunca çok haksızlığa bilmem nasıl dayandın...

Firavunların zulümle taş taşıttı mazluma,
Ebucehillerin gömdü günahsızları kuma..

Neronlar geldi sana,Romaları yaktılar,
Haccac-ı zalimlerin,Kabeyi taşlattılar..

Karunların emmekte insanların kanını,
Zalimlerin yakmakta mazlumların canını..

Yine de yıkılmadan,ayaktasın şaşarım,
Sana gelmeden hürdüm,bilmeden bahtiyardım.

Neden böyle hırçınsın,şimdi anladım elhak..
Yüzyıllardır içtiğin kandan oldu muhakkak..

İnsan yiyen canavar,ey koca bunak Dünya..
Dön öyle sarhoş sarhoş,koca avanak Dünya...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Cennet Ve Cehennem
Ömrüm kapkaranlık geceymiş,gördüm.
Sevda nasıl şeymiş,aşk neymiş gördüm.
Acıyı ve hazzı sende tanıdım;
Cennet ve Cehennem sendeymiş,gördüm..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Cennet Ve Cehennemi Sende Yaşadım
Aşkın azabını bende yaşadım.
Yürekte yaşadım,tende yaşadım.
Sensiz zamanları yaşadım sanma;
Cennet ve cehennemi sende yaşadım.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Cennetten Kopup Gelen O Kucak Ne Güzeldi
Sevgiyle aşkla gelen o sıcak ne güzeldi.
Cennetten kopup gelen o kucak ne güzeldi.
Ömrümce beklediğim O gül yüzlü cananla,
Felekten birgün çalmak,yaşamak ne güzeldi...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Çile
Öyle dolmuşsun ki içime benim
Her hücremde,her damarda sen varsın.
Sevabımsın,vebalımsın,benimsin.
Kapım çalan her rüzgarda sen varsın

Ben mi senim,sen mi bensin bilmem ki?
İkimiz de aynı toprağız belki,
Yağan yağmur gözyaşımdır inan ki,
Cama vuran damlalarda sen varsın.

Özlemle bakarım ak bulutlara,
Kayıp kayıp gider başka diyara,
Derim ki:'mümkün mü dönmek bahara'
Görürüm ki; yağan karda sen varsın.

Ömür biter ama bitmez bu çile,
İnleyişler,çırpınışlar nafile,
Uzak ülkelere kaçsan da bile,
Gönül denen bu mezarda sen varsın.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Çileli Yaşadım Çileli Sevdim
Çileli yaşadım,çileli sevdim.
Istırabı sevdim,eceli sevdim
Ne Ayşeyi sevdim,ne de Fatmayı;
Ömrümce mutlak güzeli sevdim.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Çoban Kızının Hediyesi
Dün akşam bana geldi Çoban Kızı,
Yanakları kıpkırmızı,
Pembe pembe...
Yere bakıyordu ürkek gözleri.

Titrek sesiyle'Hoş geldin'dedi bana.
Ve elimi eline aldı.
Aman Tanrım! Oel ne sıcak eldi.
Saçlarını tel tel dökmüş eline;
O haliyle melekler kadar temiz,
Periler kadar güzeldi.

Elini uzattı al diye;
Dedim:! Nedir yavrum'?
Gülerek:! Bir hediye'

Aldım,baktım; bir avuç çam sakızı.
Bana hediye getirmiş Çoban Kızı.
Okadar sevindim ki o anda;
Kendimi buldum O'nun kollarında.
Göklere baktım; parıldıyordu,Çoban Yıldızı,
Anlıyorum ki; kıskanıyordu bizi...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Çobanın Günlüğü
Horozların öttüğü an,
Uyanırım gün doğmadan;
Çiğ düşer yeşil yaprağa,
Saçlarım olur ıpıslak,
Tabiatla kucak kucağa,
Ne güzel yaşamak...

Sürülererim sere serpe,
Yaylımında yayılırlar,
Kuzularım taze körpe;
Melerler uzaktan uzağa,
Tabiatla kucak kucağa,
Ne güzel yaşamak.

Düşünmem ayı seneyi,
Mevsimlerin geçtiğini,
Çiçeklerin renginden bilirim ben,
Durup dinlenmek bilmem.
Dolaşırım,dağdan dağa,
Yorulmak bana yasak,
Tabiatla kucak kucağa,
Ne güzel yaşamak...

Güneş gün boyu sırtımda,
Rüzgar oynar saçlarımda...
Aldırmam soğuk sıcağa,
Uzanırım çimenlere;
Yeşil,serin,yumuşak;
Tabiatla kucak kucağa,
Ne güzel yaşamak....

Kuşlarla,böceklerle.olmuşum haşır neşir,
Bilirim bulutların hangisi yağmur taşır,
Şimşekler çakınca,soldan sağa,
Yağar rahmet sağnak sağnak...
Tabiatla kucak kucağa.
Ne güzel yaşamak...

Gün batarken sürülerim
,Döner girer ağıllara.
Ayşe gelir süt sağmağa,
Güşte yogurt,teknede taze kaymak,
Tabiatla kucak kucağa,
Ne güzel yaşamak.

Köpeklerim havlar durur,
Gece boyu uyanık.
Üflerim kavalımı,yanık yanık,
Meşe kütükleri korum taş ocağa,
Tabiatla kucak kucağa,
Ne güzel yaşamak....


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Çoruha Sesleniş
Ey! çağlar ötesinden,çağlayan coşan ırmak.
Ey! aşılmaz dağları çiğneyen aşan ırmak.
Ey! şimdi yorgun-argın,öksüz ağlaşan ırmak;
Damla damla toplanda.dalga dalga coşta gel.
Kıvrım kıvrım dolanda,engelleri aşta gel...

Bimbir ıstırap gizli çağlayan sularında,
Büklüm büklüm zincir var sanki o hür boynunda,
Neden böyle garipsin öz vatanın koynunda?
Çiğne ve yık bendini,kükre ve şahlan Çoruh!
İlkbahar zamanıdır.silkin ve uyan Çoruh!

Sökülemez bu iman,yiğit alp yüreklerden,
Çözülecek zincirler yarın tunç bileklerden,
Sicim sicim yağacak rahmet mavi göklerden;
Gün yakın,vakit yakın,dağlar başı duman hey!
Şafaklar bayrak bayrak bre Çoruh uyan hey!

Sakarya bozbulanık,Kızılırmak kan ağlar,
İnsafsız dalgalara kapılmış yeşil bağlar.
Üç ummana aktığın,şerefli-şanlı çağlar;
Kırım'da dalgalan suların nerde Çoruh?
Tuna gibi garipsin aktığın yerde Çoruh...

Hani karlı dağlarda kükreyen küheylanlar?
Hani ulu çınarlar altında ki,ceylanlar?
Hani kutlu gaziler,hani şanlı hakanlar?
Hani tuğlar,sancaklar,hani coşan milli ruh?
Yüzyıllardır uyudun,uyan hey şanlı Çoruh!


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Davet
Şu yeşil bahara hazan vurmadan,
Tez gel yollarını diken sarmasın.
Yollar tenhalaşıp gün kararmadan,
Gizli gizli gelde eller duymasın.

Söz verip sonradan sözünden çıkma,
Yolun gözlettirip boynumu bükme,
Kumral saçlarını anlına dökme,
Büyülü gözlerin gölgelenmesin...

Kız senin aşkındır aklımı çelen,
Baygın bakışındır bağrımı delen,
Mahsun mahsun durma,gül ve neşelen,
Uzun kirpiklerin çiselenmesin.

Şu hasta gönlümle senden dileğim,
Gel sar beni kollarında öleyim.
Taze mezarıma Güzel Meleğim;
Sen gel emi,başka melek gelmesin..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Davetiye
Her gece bu yalnızlık,her gün bu hazin şarkı,
Birtanem,bir gün benim konuğum olurmusun.
Kapımı çalan yoktur,inan ki,yıllar varki,
Bu akşam gün batarken,gel desem,gelirmisin,

Yok yok deme,bak geçiyor işte bahar.
Gökte kara bulutlar,yükseklerde beyaz kar,
Kim bilir yarın güneş nasıl bir renkte doğar;
Sayılı günlerimiz geçiyor bilirmisin.

Gözlerimin yaşıyla yazdım bir davetiye,
O kadar korkmuştum ki,gelmiyeciksin diye,
Bir yaralı gönlüm var,işte sana hediye.
O müşfik ellerinle kırmadan alırmısın.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Derlerya Ölüm Var En Büyük Yalan
Kim demiş sevenler unutur diye;
İlk bakış,ilk sevda unutulmazmış.
Yıllar değil,geçse yüzyıllar bile;
İlk sevda gönülden atılamazmış.

İlk bakış kalpleri kanatır yer yer,
Bu yara kapanmaz nice seneler.
Düşlerimde böyle dedi erenler:
'Gönül yarasına derman olmazmış'

Boşuna ah eder divane bülbül.
Oysa ki ne erken solar gonca gül.
Birkere gerçekten severse gönül,
Sevi bahçesinin gülü solmazmış.

Bu evrende bir tek aşktır var olan,
Gayrısı oyuncak, var git oyalan,
Derler ya,ölüm var en büyük yalan;
Aşk ölmezimiş,ihtiyarlamazmış,
Aşık kişi ölmez,toprak olmazmış


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Dertli Şair
Zaman böyle,
Dünya bu:
Kimisi taç giyer,
Kimisi keldir..
Eşit yaratılmış,
Eşit olmamış insanlar...
Kimisi çok çirkin,
Kimi güzeldir..

Ne yapalım zaman böyle;
Güzeller sevilir,
Zengin övülür.
Ya çirkinler,ya fakirler:
Çirkinlik,fakirlik suç imiş gibi,
Her meclisten,her kapıdan kovulur..

Zaman mı değişti,
Dünya mı böyle?
İnsanlar vefasız,
Şehirler hissiz,
Mahalleler sevgisiz,
Caddeler,gülsüz,çiçeksiz..
Ellerim böğrümde,
Düşündüm sessiz sessiz..

Sonunda kıra çıktım,yeşil kıra.
Çobanların dünyası,mor sümbüllü çayıra..
Dinledim çobanlardan yanık kaval sesini,
Bu ses bahşetti bana,yaşamak hevesini..

Hemen koştum pazara,
Bir kırık saz aldım.
Derdimi o söyledi;
Ceylana, kurda,kuşa.
Teselli onda buldum,
Zengin mi oldum?
Saçım mı çıktı?
Hayır...
Dolaştım diyar diyar..
Ne yapsaydı dertli şair..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Dilek
Güneş hiç batmasa,gün kararmasa,
Aydın ufukları gece sarmasa.
Öyle bir dünyaya sahip olsak ki;
Baharlar solmasa.gül sararmasa...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Dış Dünyada Sonbahardan Bize Ne
' Şair Dostum Rasim Yılmaza'

Düşünme yılların geçiyorsa da,
Boşver,giden o yıllardan bize ne.
Gam yeme bağları hazan sarsa da;
Elin olan goncalardan bize ne.

Yüzüne vurmuşsa azgın dalgalar,
Saçlarına yağmışsa da beyaz kar,
Düşün ki,gönlünde herdem bahar var,
Dış dünyada sonbahardan bize ne.

Ne çıkar bitmezse çekilen çile,
Böyle gideceğiz,güç olsa bile
Ömür uzar,yol kısalır menzile.
Gidip gelmez yolculardan bize ne.

'.Cevherin var ise,sarrafına sat.
Ayağın yorganla bikarar uzat'
Boşver gam çekmeğe değer mi hayat;
Ulaşılmaz hülyalardan bize ne.

Yıllar yılı tutsak olduk kadere,
Yatağım serili gurbette yere,
Bu didinme,bunca uğraş boş yere,
Kuru hayal-sevdalardan bize ne


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Dön Mehmedim Toprak Kokan Köyüne
Sana göre değil bu koca kent,
Dön Mehmedim,
Dön toprak kokan köyüne.

Senin elin yatmaz süpürgeye,
Sen eğilemezsin,
Çünkü; secde etmeyi bilmezsin,
Tanrıdan başkasına.
Sana göre değil el öpmek-etek yalamak,
Dön Mehmedim,
Dön sabanına çiftine..

Sana yaraşmaz bu kızlar,
Bunlarda her şey sahte;
Dudaklarındaki renk,
Gözlerindeki kirpik,
Başlarındaki saç bile.
Aldanma nafile,

Seni anlayamaz;
Tülaylar,Sibeller,
Seni saramaz bu boyalı eller.
Dön Mehmedim.
Dön,eli kınalı Ayşene.

Tekin değildir bu kent.
Gün olur aç kalırsın,
Gün gelir kavga olur.
Düşsen kaldıranınız olmaz.
Ölüm olsa da ucunda,
Dön!
Ölsen bari ağlayanın bulunur.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Dört Mevsim Hep Bahar Değil
İstersin dört mevsim hep bahar olsun,
Ha deyince,yoklar birden var olsun.
Dert etme ey gönül bu fani dünya;
Kime yar olmuş ki,sana yar olsun..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Dört Mevsimde Hep Hazanı Yaşadım
Dört mevsimde hep hazanı yaşadım.
Öz ruhumda bir zindanı yaşadm.
Sensiz zamanları yaşamadım ki:
Tek senle olduğum anı yaşadım...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Dragos Tepesinde
Bahardan unutulmuş bir günde,
Dragos Tepesinde,
Ellerim,ellerinde,
Gözlerim,gözlerinde...
Sen ve ben...
El ele,diz dize,
Dragos Tepesinde...
Oturmuş hayaller kuruyorduk:
'Açılmıştık okyanuslara,
Yoldaş olmuştuk yunuslara,
Geçmiş çağlardan kalmış,
Bir yelkenlinin güvertesinde,
Zaman ve mekan ötesinde...
Sonsuzluğa dümen tutmuştuk'
Herşeyi,herkesi unutmuştuk.
Ne kadar mutluyduk seninle,
Dragos Tepesinde...
Komşu balkondu;
Büyük Ada,Burgaz Ad****ınalı Ada...
Masmavi ve kıpır kıpırdı Marmara...
Güneş altın bir tepsi gibi düşünce sulara,
Kıpkızıl bir renge büründü;
Gök ve deniz,
Et ve kemikten değil,
Baştan başa duyguyduk ikimiz.
Birden bire,
Kopkoyu bir sis kapladı,
Baştan başa Marmarayı!
Ve ayrılık çanı çaldı,
Ötelerin ötesinde!
Düşlerimiz yarım kaldı,
Dragos Tepesinde...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Duamız
Tanrım,rahmetini bol ve gümrah ver.
Milletime mutluluk ve refah ver.
Bitsin artık bu cehalet gecesi!
Tanrım bize ebedi bir sabah ver...

[GooD aNd EvıL]

Duygusuz İnsanda Boş Gurur Kaldı
Ufukta ne ışık,ne de nur kaldı.
Yerde ne hayat,ne huzur kaldı.
Yıldızları fethetse de ne yarar;
Duygusuz insanda boş gurur kaldı.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Düş Sonrası
Dün akşam yine içtim,
Yudum yudum içtim sensizliği...
Kuytu bir meyhanede,
Şarap dolu kadehlerde,
Yudum yudum..
Gece boyu seni aradım...

Körkütük sarhoştum yalnızlıktan.
Yalpalayarak yürüdüm yürüdüm...
Karanlık sokaklarda,loş kaldırımlarda...
Adim adim...
Gece boyu seni aradım.

Yıldızları dolaştım birer birer...
Birinde bulurum sandım.
Yıldız yıldız...
Gece boyu seni aradım.

Uzandım yatağıma sere serpe,
Yıldızlar yağıyordu sağnak sağnak...
Rüyalar görüyordum ak-pak,
Saçların vardı ipek ipek,
Ellerin vardı yumyumuşak,
Okşuyordum;
Uyandım!
O zaman seni yanımda,
Aradım aradım...
Bulamadım!
Yastığıma kapandım;
Ağladım...ağladım...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Elif Elif Kar Yağıyor Gönlüme
Elif elif kar yağıyor üstüme.
Acı acı esen tipi,
Parçalıyor kalbimi.
Ben kapı dışında,
Sen soba başında.

Elif elif kar yağıyor gönlüme;
Oysa yine ateş sarmış bacayı,
Ne yapaym yaktım sana abayı.
Ben gezerim ateş sarmış bacamda,
Sen yatarsın cennet gibi odanda.

Elif elif kar yağıyor sevgilim;
Boynum bükük geçiyorum,
Pencerenin önünden.
Elim bomboş,sırtım çıplak giysisiz.
Sense mesut,bu halimden kaygısız.

Elif elif kar yağıyor üstüme,
Acı acı esen tipi,
Parçalıyor kalbimi.
Sen mesut soba başında,
Ben deli kapı dışında;
Eşitlik bu mu sevgilim?


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Elveda Yaban Gülü
Dediklerin yalanmış,nafile o gözyaşın.
Boşyere seni sevmiş,hep boşyere yanmışım.
Zevk mi verirdi sana aşkımla oynayışın?
Yalan dolu sevgine nasılda inanmışım.

İstesem de duramam artık bu fena yerde,
Umarım görüşürüz hasap günü mahşerde.
Neyleyim ki bu acı yazılıymış kaderde.
Melek sanmıştım seni,ne kadar aldanmışım.

Elveda Yaban Gülü gidiyorum işte bak,
Gönlüm kırık.yaralı,gözlerim ağlayarak.
Ömrümün baharında saçım doldu yer yer ak.
Tesellim ah eylemek.ne bahtsız insanmışım.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Ey Sevgili Senin Aşkın Yahtı Beni Yıhtı Beni
O hülyalı yan bahışlar,
Yahtı beni,yıhtı beni.
O gamzeler,o gülüşler,
Yahtı beni,yıhtı beni.

Ağzında inci diş midir?
Alnında hilal kaş mıdır?
Bahışların ateş midir?
Yahtı beni,yıhtı beni.

Dudahların derde derman,
Dilin söyler cana ferman,
Kirpiklerinden elaman,
Yahtı beni,yıhtı beni,,

Saçların oldu bağ bana,
Gönlüm oldu tutsak sana,
Söz geçiremedim babana,
Yahtı beni,yıhtı beni.

Beni gören söyler şaşkın,
Ne bilsinler sana düşkün,
Ey sevgili senin aşkın,
Yahtı beni,yıhtı beni


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gaddar
Yok yok öyle değil Gaddar!
Senin daha çok bilmediklerin var.
İnsan madde değil sadece.
Ruhuda vardır.
Belki sence;
İnsan,yiyip-içen,
Motor gibi çalışan,
Robot bir varlıktır.
Ama bence,
İnsan,düşünen ve seven,
Kutsal bir yaratıktır.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gece
Ne sessiz,ne karanlık,aman Tanrım bu gece;
Yer yüzünde bu zulmet,gökyüzü bir bilmece.

Ayda yok yıldızları sanırım duman sarmış,
Umutla bakındığım Samanyolu kararmış.

Yüreğim yarasanın sesiyle ürperiyor;
Ürperdikçe ruhumu karanlıklar sarıyor.

Biliyorum yalnızım,kimse yoktur odamda,
Ya kim gezer etrafta,o gölge nedir camda?

Delirdim mi,yoksa ne,hortlak mı görüyorum!
Ellerimi bir kızın saçına sürüyorum.

İşte kayboldu birden,nereye gitti eyvah!
N e kadar uzun gece,daha açmadı sabah...

Yarasa bir cam kırdı,geçerken pencereden.
Sabahı isriyorum Tanrım,bıktım geceden.

Herkes uykuda iken,hiç uyumaz gözlerim.
Gözlerim ufuklarda,ben güneşi gözlerim.
Gitsin zulmet,gelsin nur,bitsin artık bu gece;
Yar gibi,sevda gibi,ben sabahı özlerim.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gece Yarısı
Saatın hırçın zili yirmidördü vuruyor,
Hala garip bir adam masada oturuyor.

Alnı avuçlarında,bilmem ne düşünüyor,
Kafasında yıldızlar,fırıl fırıl dönüyor.

Donuk,sisli bir lamba,bir kağıt,birde kalem;
Açılıyor gönlünde bambaşka sonsuz alem.

Yapayalnız zavallı,ne bir dost,ne de yoldaş;
Yerlerde izmaritler,gözde bir kaç damla yaş.

Köşede soğuk yatak,masada kadeh kırık,
Darmadağın şişeler,camlarda bir hıçkırık.

Yüreğinin üstünde dolaşıyor birisi,
Ona hitap ediyor,işte gece yarısı.

'Ey sevgili! Gün bitti,ufuklar karardı da;
Bir çapkın hırsız gibi,neden bana gelmedin?
Gökteki ay yüzünü,kara bulut sardı da;
Pencerenden aşağı,niçin bir ip salmadın?

Şimdi gece yarısı,ben yine yazıyorum,
Ayıplama Birtanem,gözümdeki yaşları,
Asırlarca gelmezsen,ben seni bekliyorum;
Va'dını hatırla da,gün doğmadan gel bari'


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

*******de Öksüz Benim Halimce
Efkarlıyım,çok dertliyim bu gece,
Şiir yazdım,satır satır,hece hece.
Bu yalnızlık bırakmıyor yakamı;
Döktü saçım,bu düşünce düşünce...

Periler dolaşıp,geziyor damda,
Yalnız kalem sesi vardır odamda.
Bir gölge belirdi,bak yine camda;
Hayalimde açan,o gonca gonca..

İşte O,işte yine O zalım kız;
Rüyamda da eder beni rahatsız;
Yine şafak söktü,yine uykusuz;
Yine bana oyun etti zlimce...

Her sabah bülbülle feryat ederim.
İşte benim çilem,benim kaderim.
Bu dünyada böyle yaşar giderim,
Bazen deli,bazen veli,alimce...

Bir dostum,yarenim yok ki; gönlümce,
*******de öksüz benim halimce,
Kapanır perdeler hep ince ince,
İşte hayat; hep bu gece bu gece..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Geceleyin Başlıyor Kalp Ağrım Gönül Sızım
Kahkahayla geçiyor her anım her gündüzüm.
Geceleyin başlıyor kalp ağrım,gönül sızım.
Günboyu yüzbinlerin arasında gezerken;
*******i binlerce yıldız gibi yalnızım.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gel
Geçti bahar kıymetimi bilmedin,
Bari rüzgar ile hazanıma gel.
Güneş battı,gün karardı gelmedin,
Bari şu karanlık akşamıma gel.

Bu yalnızlık kimsesizlik pek yaman,
Bir gölge yaklaşır bana anbean.
Ah şu ölüm kapımızı çalmadan,
Koş sana açılan kollarıma gel.

Tutsağım ölümsüz güzelliğine,
Aşkın var boynumda zincir yerine
Ak saçlı ihtiyar olsan da yine,
Gönlümdeki ezel baharıma gel.

Bilirim gelmezsin güller açarken,
Göğsünde taşlaşmış o kalbin varken,
Gözyaşlarım damla damla akarken;
Son günde,son anda,son çağnıma gel.

Yıllardır umutla bekledim seni.
Uzak iklimlerden bana dönmeni
İstemiyorum sağlığımda gelmeni,
Bir tutam çiçekle mezarıma gel,


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Fakirin Kışı
Kar yağıyor ince ince...
Her taraf bembeyaz,eser rüzgar..
Kuşlar titretiyor soğukta..
İnsanlar kederli dalgın;
Ekmek derdi,düşünce..

Çocukların ağzında iki hece,
Ekmek diyorlar ekmek,
Neylesin fakır-zavallı,
Dışarıda kar-tipi,
Kış sarmış bacayı..
Çocuklar ekmek diyor; gündüz-gece..

Neylesin fakir,
Kendine öğüt veriyor halince...
'Hele bahar gelsin'diyor 'Evlatlarım,
Bolluk gelecek bolluk'
Tüm aile kapılıyor hayalı bir sevince..

'İnşallah bolluk olur'diyor Büyük Nine,
'Yoksa halimiz olur nice'
Komşudan borç aldığımız,
Buğdayları veririz,
Çalışır karnımızı doyururuz.
Neşe ve bolluk gelir bahar gelince...

Yazın gölgede yatmak ne hoş...
Yattığına pişman olmuş,
Kış kapıyı çalınca..
Ekmemiş-biçmemiş,
Çuvallar bomboş,
Çocuklar acından sahoş,,
Fakirlik şiddetle yapışmış kulunca...

Adam sıgara yakmış,
Dolaşır deli deli,
Ufuklara bakarak;
Gözlemekte baharı,
Ne bulsun,ne pişirsin,
Zavallı yoksul karı...
Her taraf bembeyaz,
Kar yağıyor ince ince;
Karı kocayı almış,ekmek derdi düşünce...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gel Artık Ey Sevgili
Gözlerinde tutuşan aşk,
Yüreğimde yandı...
Lale gibi açan dudaklarında,
Dudaklarım kana boyandı...
Gel artık ey Sevgili!
Yokluğun cehennemim oldu.
N'olur gel artık;
Bıçak kemiğe dayandı..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gelemedim
Yıllar varki varamadım sılama,
Ayrılık kar etti cana kardeşim.
Bu çilede bin bir sebep var ama;
Hangisin söylüyem sana kardeşim.

Sınav derdi,okul derdi,yol derdi,
Dosya derdi,dava derdi,kul derdi,
En kötüsü körolası pul derdi;
Hasret koydu,dost-canana kardeşim.

Bu kardeşin hiç kimseye küsmedi,
Dostlarından selamını kesmedi,
Hiç bir zaman ferah bir yel esmedi,
Benden yana,benden yana kardeşim.

Hayallerim toz toz olur savrulur,
Gurbet elde ciğerlerim kavrulur,
'Hubbül vatan minel iman'buyrulur;
İkrarım var bu imana kardeşim.

Ortaköyün deresinde sel olsam,
Tarlasında kazma olsam,bel olsam,
Harmanında dane dane savrulsam;
Bir o yana bir bu yana kardeşim.

Kim özlemez vatanını,köyünü,
Yaylasında meler kuzu,koyunu,
İçsem Akpınar'ın soğuk suyunu;
Avuç avuç,kana kana kardeşim.

Göz açıp gördüğüm,gönül verdiğim,
Renk renk açan çiçeklerin derdiğim,
Her gece,her gece düşte gördüğüm;
Selam söyle Akpınara kardeşim.

Gelemedim diye beni kınama,
Aşık Gülhanıyı unuttum sanma,
Çullu Şairimi özledim amma;
Dağlar geçit vermez bana kardeşim.

Berta çayı,nazlı nazlı akar mı *
Akkuzular yaylalara çıkar mı?
Bu Atsız Ozanı bir soran var mı?
Selam olsun her sorana kardeşim.

[GooD aNd EvıL]

Gelişinle Bahar Geldi
Gittin ya İstanbul bana dar geldi,
******* uzadı,sabah zor geldi.
Gidişin dünyamı kışa çevidi,
Gelişinle ömrüme bir bahar geldi....


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gelin Haçça
Yüzün güneş,kaşın yaydı,
Söyle n'olmuşsun Haçça.
Yanakların al elmaydı,
Neden solmuşsun Haçça?

Mana sezdim gülüşünden,
Hoşlanmadım gidişinden,
Gelemem gayrı peşinden,
Elin olmuşsun Haçça.

Giyinmişsin beyaz duvak,
Ak ellerin yumyumuşak
İğimişler yumak yumak;
Telin olmuşsun Haçça.

Sarı saçın ipek ipek,
Omuzlarda bir kelebek,
Açılmışsın çiçek çiçek
Balın olmuşsun Haçça.

Taranmış saçların tel tel,
Öper kemeri ince bel,
Oh ne güzel! oh ne güzel!
Gelin olmuşsun Haçça..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gelme Ölüm
Hayatta yakınmam; şuyum var,şuyum yok.
Öderim borcumu dönek huyum yok.
Ne çalar durursun öyle kapımı!
Gelme ölüm gelme! sayım suyum yok...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gençliğim Rüya İmiş
Umutla tutunduğum kupkuru bir dal imiş.
Yillarca dinlediğim fincandaki fal imiş.
Aynalar haykırıyor,gerçekleri yüzüme;
Gençliğim renkli rüya,ömür bir masal imiş.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Git
Sen kutsal aşkıma ihanet ettin,
Git benden uzaklaş,uzaklara git.
Önce umut verdin,sonra mahvettin,
Git arzu ettiğin konaklara git.

Ettiğin zulumü asla unutma!
Feryadımı duysan,sakın avutma!
Uçurumda görsen,elimden tutma!
Git mermer döşeli sokaklara git.

Şu hazin halimi etme temaşa,
Git arzu ettiğin hayatı yaşa.
Sana layık işte; şu bey,şu paşa,
Git ipek örmeli duvaklara git.

Beni hiç düşünme,ha yok,ha varım.
Kurtlansın bağrımda al yaralarım.
Ben karanlık sokaklarda yatarım.
Sen altın somyeli yataklara git..

Silme gözlerimi,bırak aksın yaş,
Git kendi dünyanda zevkince dolaş.
Çölde can verirken ben yavaş yavaş,
Sen cazlı, plajlı ırmaklara git.

Bırak karanlıkta kalsın her gecem,
Çözülmesin kan örgülü bilmecem.
Gayri senden sevgi dilenmiyecem
Git gözüm görmesin.topraklara git


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gitme
Bağışla Birtanem,hatam varsa da,
Hoş gör fazla birşey istedimse de,
Bir zaman gönlümden git dedimse de;
Sakın gönül evim yıkıp terketme.
Perişan olurum n'olursun gitme.

Ben yine gezeyim,tipide karda,
Sen yine zevkince yaşa baharda,
Gönlümde bir umut goncası varda;
Bu gönül bahçemi,yıkıp terketme,
Perişan olurum n'olursun gitme.

İster zulüm eyle,istersen avut,
İstresen hatırla,istresen unut,
Ben bedbaht olayım,sen yine mesut;
İstersen yarama hiç melhem etme,
Perişan olurum n'olursun gitme.

Sen yine Leylam ol,zulmetsen bile.
Ben Mecnun olayım,düşeyim çöle,
İstemem bitmesin çektiğim çile;
Beni kızgın çölde koyup terketme,
Perişan olurum n'olursun gitme.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gönlümdeki Resmini Söküpte Atamadım
Bir ilkbahar günüydü,
Yağmurdu vardı ne?
Bulutlar arasından,
Sen göründün gözüme.

O gün bu gündür işte,
Oturup yer eyledin...
Ta gönlümün içinde.

Yıllar geçti aradan...
Unutmak istedim de;
Unutamadım seni,
İncecik ellerini...
Çocuksu gözlerini.

Dün akşam son gücümle,
Parçaladım resmini;
İnan ki,kinden değil,
Unutmak için seni...

Ama yine yenildim.
Seni unutamadım.
Gönlümdeki resmini;
Söküpte atamadım.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gönlümü Özlem Yakıyor
Öpünce dudağından,cismimi nem yakıyor.
Ayrılınca, ruhumu bir cehennem yakıyor..
Yokluğunda *******.zindan oluyor bana;
Saatler korlaşıyor.gönlümü özlem yakıyor..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gönül Evi Kapalı Açmadan Gidiyorum
Kadehte son bir yudum,içmeden gidiyorum.
Gönül evi kapalı açmadan gidiyorum.
Azrail dolu-dizgin peşim sıra koşmakta;
Ama ben ağır ağır kaçmadan gidiyorum.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gönlümü Sana Açtım
Coşkun bir ırmak gibi,ruhuma aksan diyorum.
Gönlümü sana açtım,eğilip baksan diyorum.
Kalmazdı yüreğimde,üzüntü,korku,tasa;
Beni sevsen,okşasan ve kucaklasan diyorum.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gönül Kapılarını Sonsuz Kapattım Artık
Gönlümdeki aşkını,söküp fırlattım artık.
Senden yana ne varsa,süpürüp attım artık.
Karşılıksız bu sevda.yordu yıprattı beni;
Gönül kapılarını sonsuz kapattım artık.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gönüller Harap Eder Haççam Ası Gözlrin
Bilmem neden yakıyor.gönlümü bakışların?
Güneşmidir yoksa ne,gök mavisi gözlerin.
Kirpiklerin üstünde,hilal olmuş kaşların
Soğukta kalmışlara olur ısı gözlerin.

Gece mehtaba çıksan,ayın rengi solacak,
Yüzünün şavkı vurup yıldızlar kaybolacak,
Bakışların gördüğü yerler sabah olacak,
Şafakta doğan güneş gök mavisi gözlerin.

Salkım salkım saçların,parmaklar ince ince,
Yüzünde güller açar,dudakların gülünce,
Kulaklardan küpeler sarkar kendi halince,
Gönüller harap eder,Haççam ası gözlerin,
Güneş midir yoksa ne,gök mavisi gözlerin


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Göz Yaşıyla Yunmuş Pir-u Pak Olmuşum
Hazanla birlikte,yaprak olmuşum.
Ezilmiş,çiğnenmiş toprak olmuşum.
Yıllardır yüzmüşüm aşk ummanında;
Gözyaşıyla yunmuş pir-ü pak olmuşum.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gözlerimde Gözlerinin İzi Var
Bende sevgi cevherinin yalın özü var.
Sevda beste beste,dizidizi var.
Nereye kaçsan da arar bulurum;
Gözlerimde gözlerinin izi var.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gurbet Akşamları-2
Gurbette sensiz geçen her günün akşamında,
Yalnızlık ıslık çalar penceremin camında.

Güneş gurup ederken hep seni düşünürüm.
Ufukta yıldız yıldız gözlerini görürüm.

Derinlerden çağlayan kahkahanı duyarım.
Gecenin ortasında bölünür rüyalarım.

Uyanırım elimde bulamam ellerini,
Ararım öksüz öksüz karanlıklarda seni.

Gezerim sokak sokak avare adımlarla,
Hüznümü paylaşırım mermer kaldırımlarla.

Her gece bu ıstırap,her gece rüyam yarım
Gece boyu hıçkırır şu öksüz mısralarım.

Dönerim yatağıma yüreğim kabar kabar,
Gözlerimde rakseder o sisli hatıralar.

Sorma bana bilemem,niçin,niye ve neden,
Bu karmaşık duygudur zaten beni mahveden.

Bu öyle bir duygu ki,gönülden atması zor.
Kelimeler yetmiyor,sana anlatması zor.

Soğuk buzlu damlalar pencere camlarında,
Titreşirken sen orda üşüyorsun sanırım.
Kan-ter içinde gönlüm; çırpınır kıvranırım,
Gurbet akşamlarında,gurbet akşamlarında.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gurbet
Ona gitme diyordu Hüseyinin anası,
Dağlar kadar büyüktü,dertli ananın yası...

Zeynep Gelin eliyle çıkını bağlıyordu,
Bir yandan sessiz sessiz,hıçkırıp ağlıyordu...

Pınar pınar akardı,buğulu yaşlı gözler;
Bir yandan sızlaşmalar,sitemler kanlı sözler...

Küçücük iki çocuk; 'baba gitme'diyordu,
Minnacık masum diller Ona yalvarıyordu....

Dedi:'Ana nideyim bak işte çaresizim,
Bir yanda sen ağlarsın,bir yanda oğlum-kızım.

Sizleri bırakıpta gitmek kolay mı bana,
Lakin zalım yoksulluk fena çöktü arkama...

Bostan az,tarla kısır,fazla verim vermiyor,
Günde aldığım onluk,beş nüfus kayırmıyor...

Yaz boyunca durmadan,toprak kazı,tuğla kır,
Kışın eve dönünce,tamtakır,kuru bakır....

Bıktım usandım gayri,şu hayatın kahrından,
Ya gider zengin olur,ya ölürüm acımdan'

Diyerek melul-mahsun yuvasından ayrıldı,
Peşinden bakan gözler birer çeşme kesildi...

Tren ki,acı acı düdüğü çalıyordu,
Yolcular birer birer yerini alıyordu...

Birden lokomotiften,yükseldi kara duman,
Kalanlar yaşlı gözle,bakıştılar arkadan...

Kimi vatan borcudur,asker oldum diyordu,
Kimi de ekmek için gurbete gidiyordu...

Ovalar uzuyordu,kayıyordu tepeler,
Hüzünle inliyordu,çürümüş kanepeler..

Uzakta hazin hazin bir plak dönüyordu,
Yankılaşan türküler'gurbet acı' diyordu...

Gittikçe uzuyordu sonsuza bozkır yolu,
Dağlar ağlaşıyordu,yaslıydı Anadolu...

Koynunda büyüttüğü,evladın acısını,
Gerçek bir ana gibi.tutuyordu yasını...

Kim gönderir severek,gurbete evladını,
Kim atardı yabana,candan kopan canını...

İşte dopdolu tren.Mehmetler,Hüseyinler,
Bir lokma ekmek için Avrupaya gidenler...

Ey kutsal Anadolum,ne talihsiz bahtın var;
İnce ince yolların tümü gurbete çıkar...

İnsanların çektiği; yokluk,acı ve hasret,
Bu yolların sonunda,hep gurbet var,hep gurbet...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gurbet Akşamları
Ağır ağır çöker gönlüme hüzün,
Gecenin karanlığınca...
Bir ezgi yankılaşır kulaklarıma hazin,
Bir türkü duyulur inceden,
Acı.buruk...
Hep ağlamak gelir içimden,
Puslu ******* boyunca

İlmik ilmik dolanır boynuma gariplik.
Yumak yumak uçar göklerde;
Hasret yüklü bulutlar...
Sessiz sessiz akar gözyaşlarım,
Güz yağmurlarınca...

Çığlık çığlık yükselir,
Gönlümden bir hıçkırık.
Şafaklar tuzlu gözyaşlarımla yıkanır;
Ilık ılık.
Yalnızlık sırtıma çöker de çöker...
Evrenin ağırlığınca...

Yığın yığın düş görürüm, uyanık.
Sevdiklerim çalar kapımı,
Bir sürü el uzanır bana
Sarmak istercesine.
Hep düş görürüm gece boyu,
Gözlerim açık.

Haykırmak gelir içimden;
Gücüm yetmez.
Ellerim bağlı,kollarımda pranga,
Bonumda zincir:FAKİRLİK.
Sırtıma çöker de çöker;
Üst katında dans edilen bodrum,
Düşündükçe kahrolurum.

Mengeneyle sıkar beni,
Gün gömeyen,küf kokan odam;
Kalkar şafaklaradek dolaşırım,
Koca kentin mermer kaldırımlarında...
Düşünür kahrolurum,gezer ağlarım,
Gurbet akşamlarında! gurbet akşamlarında!


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gurbetten Sılaya
' Dostum Aşık Gülhaniye'

Neşe dolsun gönlün gelen baharla,
Dertleri Çoruh'a salıver gitsin.
Akpınar'ın başı kaplıysa karla;
Berta sularına dalıver gitsin.

Ne çıkar saçına yağmışsa da kar,
Aşığın gönlünde herdem bahar var
Kadir bilmezlerin köşkünde ne var
Dost çadırda üryan kalıver gitsin.

Bülbülün figani vefasız güle,
Mecnun Leyla için düşmüştü çöle,
Şairin kaderi çekmekmiş çile,
Bitmeyen çileye gülüver gitsin.

Sahte baharlara sakın aldanma,
Solan güzelliğe innanıp kanma,
Aç ve susuz kal,sevdasız kalma,
İlahi aşk ile doluver gitsin.

Selamı Kaçkal'ın yeliyle söyle,
Özlemleri sazın teliyle söyle,
Gerçeği Yunus'un diliyle söyle;
Dilsizlerin dili oluver gitsin.

Yıllardır gurbete yatağı serdim,
Günbegün artıyor,hasretim derdim,
Size kucak kucak selam gönderdim,
Turna kanadıyla alıver gitsin.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gurbetteyim Diye Kara Bağlama
Gurbetteyim diye kara bağlama,
Yine salın,yine giyin al Ayşem.
Ela göze yazık olur ağlama.
Gözlerinin yaşlarını sil Ayşem

Çok yakışır kaşlarını sürmele,
Nazar değer göğüslerin düğmele.
Sarı saçın dane dane örmele.
Ak gedandan bele kadar sal Ayşem.

Anacığım ağlamasın hemi de.
Tezkereme ne kaldı ki,hemide,
Ne yapıyor küçük bacım Hamide?
Yalnız koyma anamgile gel Ayşem.

Yeşerdi mi diktiğimiz fidanlar.
Yaylada mı kuzu güden çobanlar?
Kavalın dilinden erbabı anlar,
Benim için kavalımı al Ayşem.

Bu mektübu alır almaz cevap yaz.
Hasretliğe gönülcüğüm dayanmaz,
Nasip ise döneceğim ben bu yaz;
Gayri şimdi sağlıcakla kal Ayşem.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gül Sensin Bülbül Benim
Bir ocakta kavrulan; ateş sensin,kül benim...
Aşk denizine dolan; yağmur sensin,sel benim...
Yıllar yılı anılan,aşıkların dilinde;
İki kara sevdalı,gül sensin,bülbül benim...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gülüm
Seni öpüp sevmeye,bir ömür yetmez gülüm,
Sensiz olan bu evren beş para etmez gülüm,
Bana tahsis edilen,saatler anlar biter,
Sana olan bu aşkım,ebedi bitmez gülüm..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Gün Gelir
Gün gelir ne bir arzum,ne bir muradım kalır.
Şu mavi kubbede bir hazin feryadım kalır.
Bu sonsuz uğraştan sonra geriye;
Boynu bükük resmimle,gariban adım kalır.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Güneşimsi Gözlerini Özledim
Yine bir yağmurlu bahar günydü,
Güneşimsi gözlerini özledim.
Oturdum ıpıslak çimen üstüne,
O sımsıcak ellerini özledim.

Çiğdemler mahzundu,menekşe üzgün.
Güller yas tutardı,bülbüller küskün,
Hep seni düşündüm,sensiz geçen gün.
Çiğler düşmüş saçlarını özledim.

Yağmur damlaları bana vurunca.
Hep seni yaşadım bir gün boyunca.
Güneşin yüzünü bulut sarınca.
Baygın baygın bakışını özledim.

Bu gün her arzuya eyledim veda,
Elveda şan-şöhret dedim elveda.
Bir dost sevgisine hasret duydumda;
İnan ki Birtanem seni özledim.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Güvenilir İnsan Ve Makam kalmadı
Ormanda ne meşe,ne de çam kaldı.
Ne güvenilir insan,ne makam kaldı.
Doğruyu arama bulunmaz,heyhat!
İnsan eti yiyen çok yamyam kaldı.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Güzçiçeğim-11-
Öylesine sevdim seni,
Ölesiye Güzçiçeğim.
Seveceğim sonsuzadek,
Biteviye Güzçiçeğim.

İlkkez görünce yüzün,
Bana haber vermeksizin,
Gönlümü çaldın ansızın;
Niye niye Güzçiçeğim?

Yetmiş dilde cevabı var,
Kışım oldu şimdi bahar,
Zannedersen aşk diyorlar;
Bu sevgiye Güzçiçeğim.

İltifat değil inan bana,
Can bir yana,sen bir yana.
İşte kalbim inan sana,
Al hediye Güzçiçeğim.

Ozan'ın yamandır işi,
Sensin hülyası ve düşü,
Aşk yolunun yok dönüşü;
Yok geriye Güzçiçeğim...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Güzçiçeğim-1
Neden kaldın sonbahara?
Mini mini Güzçiçeğim.
Karlar yağdı mor dağlara,
Yeni yeni Güzçiçeğim.

Renklerden örülü köşkün,
Ben bahçende deli şaşkın,
Yakıp solduruyor aşkın,
Beni beni Güzçiçeğim.

Uçtu gençlik soldu bahar,
Sarı yaprak tomar tomar,
Herşey ölmek için doğar,
Fani fani Güzçiçeğim.

Hazanımdan haz edersin.
Yeşil mavi göz edersin.
İnsafsızca naz edersin,
Seni seni Güzçiçeğim.

Nedir gözlerinde çiğ-nem,
Niçin üzgünsün bir bilsem,
Ah kırmadan sevebilsem;
Seni seni Güzçiçeğim,

Niye bu sonbaharımda,
Açmışsın solgun bağımda,
Açacaktın mezarımda,
Hani hani Güzçiçeğim...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Güzçiçeğime
Bu erken ayrılık bu veda niçin,
Bu gece konuğum olamaz mısın?
Herşeye yeniden başlamak için;
Yalvarsam,kal desem,kalamaz mısın?

Kirpiklerin nemli,gölgeli yüzün,
Ağladın mı yoksa yaş dolu gözün?
Gülen dudağından akmakta hüzün,
Yine tatlı tatlı gülemez misin?

Kim çözmüş yaşamın bilmecesini,
Dinle dallardaki bülbül sesini,
Gönül ülkemdeki gül bahçesini,
Bir kez ziyarete gelemez misin?

Yüzünde bu hüzün,elem,yas niye?
Erken veda için bu telaş niye?
Şu yaralı kalbim sana hediye,
İncitip,kırmadan alamaz mısın

Güller sararmadan,bahar solmadan;
İpek saçlarına aklar dolmadan,
Mehtaplı gecede sabah olmadan,
Kolların boynuma dolamaz mısın?

Yıllarca bekledim aşk durağında,
Niye gelmediniz bahar çağında,
Hazanı bekleyen gönül bağımda;
Benim Güzçiçeğim olamaz mısın?


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Güzelleme
Güzeller içinde bence en güzel,
Ölümsüz hüsnünle,sensin sen güzel.
Hürüler içinde Cennette bile;
Ararda bulurum seni ben güzel.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Haçça
Gözleri ışıl ışıl,elinde sarı mendil,
Önünde çifte kuzu,gider ormana Haçça.
Saçları salkım salkım,dudakları karanfil,
Hopluyor seke seke benzer ceylana Haçça.

Kirpikler uzun uzun,bakışları sedalı,
Gerdan beyaz,bel ince,boy ise servi dalı.
Başında yeşil yazma kenarları oymalı,
Çok salınma korkarım gözdeğer sana Haçça.

Kırlara neşe saçar,şen şakrak gülüşleri,
Türkü söyler inceden,kıskandırır kuşları.
Gönül yakar,can alır arzulu bakışları.
İnsaf et,öyle bakma,yazıktır bana Haçça.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Hasta
Hastayım diye yüzüme bakmıyorlar,
Kimse uğramıyor semtime,
Geçerken görürlerse diyorlar;
'Geçmiş olsun,derdin ne? '

Giriyorum odama,
Yatak soğuk,ben yalnız.
Fareler çıkıyor dama;
Siz olsanız n'aparsınız.

Açıyorum pencereyi,
Odama giriyor rüzgar.
Çok soğutuyor geceyi,
Ne bilsin ki; hasta var.

Bir türlü sabah olmaz,
Vücudum yanar sızlar,
Kimse halden anlamaz;
Çok uzak çok yıldızlar!

Daha mı yalnız olacağım,
Bilmem ki öldüğümde.
Allah sorsun sizden kızlar,
Bende soracağım;
İyi olduğumda...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Hatıra
Mevsimlerden ilkbahar,dağlar yeşil yeşildi.
Yaylalar renk renk çiçek,yollar ışışl ışlıdı.

Yeşil çimen,sarı, beyaz,mor çiçekler rengarenk.
Kuzunun melemesi,ördek sesi bin ahenk.

Yürüyerek vardım ben taştan akan pınara.
Gönlüme hücüm ett birden binbir hatıra...

Seneler öncesiydi yine böyle bir bahar.
Bize su vermişti bu kutsal pınar..

Avuçlarını tas yapıp demişti bana.
Susamışsın belli gelde içkana kana.

O güzel avuçlardan su içtim yudum yudum.
Sonra dizine yattım,ninnisiyle uyudum.

Haz duyardım içimden O'nun ürpermesiyle,
O türküler söylerdi; en sevdalı sesiyle..

'Şu dağlar olmasaydı,çiçeği solmasaydı,
Ölüm Allahın emri,ayrılık olmasaydı.'

O sesin ahengiyle dalmışım,uyumuşum,
Bana öyle gelir ki; onu düşte duymuşum.

Uyandım ki,gözleri ağlıyor ılık ılık,
Dedim: 'nen var'dedi'geldi ayrlık.'

Ağlaşarak ayrıldık,pınar yaslı,biz üzgün,
Erken bitti,felekten çaldığımız bir son gün...

Ziyaretgah edindim,her bahar bu pınara,
Geldiğimde canlanır,gönlümde o hatıra..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Hayal
Hayal kuruyorum...
Hayal su ya;
Bir evim oluyor güya...
Bir bahçe ortasında,
Çiçekler arasında.
Her tarafı yemyeşil,
Gündüzleri güneşli,
*******i mehtaplı,
Yıldızlar ışıl ışıl...

Hayal kuruyorum...
Hayal bir renkli rüya.
Bir karım oluyor güya.
Yanakları pembe pembe,
Ela gözlü,siyah kaşlı..
Hiç sevmiyorum boyayı,
Elleri kınalı,
İncecik beli,
Sevimli ve ateşli...

Gel diyorum...
Geliyor.
Sevgi akıyor gözlerinde.
Dudakları gülümsüyor yüzüme.
'Bir çocuk igstiyorum'
Sevinçle bakıyor gözlerime;
Utanarak'olur' diyor.

Çocuğumuz oluyor;
Adı:Uğur.
Uğur ya;
Uğur getiriyor dünyaya.

Herkes sulh içinde devamlı.
Bakkallar doğru tartar,
Tüccarlar doğru satar...
Huzur içinde insanlar,
Yalnız şeytanlar gamlı.

Açıyorum gözümü,
Eyvah hepsi hayal!
İflas ettik baksana.
Yine ben,aynı benim,
Baldırım çıplak,karnım aç!
Işıksız bir kulubem,
Ne kış belli,ne de yaz.
Duyan yok ki sesimi,
Uşenmezsen,yaz da yaz...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Hayıflanma
Ömrümce güldürmedin,neyledim sana felek.
Yıllardır hasret koydun canı canana felek.
Elliüç yıl gezdim de,bu dikenli bahçede;
Bir tane gonca gülü çok gördün bana felek.

[GooD aNd EvıL]

Hep Seni Beklemişim Yalnız Seni Sevmişim
Yıllar yılı gül sanıp,dikenleri sevmişim,
Hep hasret yaşamışım, bir özlemi sevmişim.
Yıllardır neredeydin.Gamzelim,Kömür Gözlüm;
Hep seni beklemişim,yalnız seni sevmişim..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Habil İle Kabilden Bize Kan kaldı
Habille Kabilden bizekan kaldı.
Hallac-ı Mansurdan boş urgan kaldı.
Öylesine kirlenmiş ki,topraklar;
Kan dökülmedik ne yer,ne vatan kaldı


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Her Bahar Yeşerir Toprakta Aşkım
Gün olur kirpikte kızgın bir damla,
Gün olur buz tutar ırmakta aşkım.
Gün olur sararır solar hazanla,
Gün olur yeşerir yaprakta aşkım.

Gün gelir renk olur yayla gülünde,
Çoban kavalında,sazın telinde,
Mısra mısra şairlerin dilinde,
Söylenir binlerce dudakta aşkım.

Gün olur eğlenir bir güzel kızda,
Gönül kuşu hala o vefasızda.
Gün gelir ah olur bir kırık sazda.
Hazin hazin inler mızrapta aşkım.

Gün gelir bir çiçek olur kırlarda,
Gün olur titreşir tipide karda.
Vücudum çürürde kara mezarda;
Her bahar yeşerir toprakta aşkım.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Her Yerde Sen
Karanlık gecede nurlu sabahta;
Doğan güneşlerde senden bir şey var.
Alaca akşamda,pembe şafakta,
Esrarlı seherde senden bir şey var.

Çağlayan ırmakta.coşan denizde.
Dumanlı dağlarda,yemyeşil düzde.
Zikreden kalplerde,ağlayan gözde,
Aşık gönüllerde senden bir şey var.

Serin yaylalarda,kupkuru çölde.
Kimsesiz garipte,şu gurbet elde,
Sana açılan elde.yalvaran dilde;
Her dermansız derde,senden bir şey var.

Açılan güllerde,renk renk çiçekte,
Güldeki bülbülde,mor kelebekte,
Yerdeki insanda,gökte melekte,
Herbir tür cevherde senden bir şey var.

Kuru çekirdekte yeşil yaprakta,
Kıpkızıl güneşte,kara toprakta,
Sayısız yıldızda,sonsuz eflakta,
Evrende her yerde senden bir şey var..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Hıçkırık
Neden bu hıçkırıklar,niçin sustu dillerin?
N'olursun bir söz söyle,şu gönlüm ferahlansın.
Gözlerin neden yaşlı,niçin sıcak ellerin?
Yazık; güzel gözlerin niye böyle ıslansın.

Yoksa bir şey mi oldu,bir kötü haber mi var!
Neden yüzün sararmış,çatlamış dudakların.
Bak işte ay doğuyor,parıldıyor yıldızlar,
Neden hala hırçındır,elimde parmakların?

Sen neler söylüyorsun,delirdin mi yoksa ne!
Demek ki beni böyle bırakıp gidiyorun?
Hani yemin etmiştik,aşkımızın üstüne,
O'nunla mı evlendin,sevgilim ne diyorsun! ?

Nasıl yaptın sen bunu.niçin aldattın beni?
Aşkımın mükafatı bu sessiz hıçkırık mı?
Günahım neydi benim,sevdiysem candan seni,
Sevenlerin kaderi hep böyle ayrılık mı?


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Hülyaların Beyaz Duvakta Haçça
Besbelli aşıksın gözlerin nemli,
Belli ki yavuklun uzakta Haçça..
O zümrüt gözlerin öyle elemli,
Engin ufuklara bakmakta Haçça.

Bakışların dalgın, gözlerin dolu.
Umutla gözlersin karşı ki yolu.
Yüreğinde gelin olmak arzusu;
Hülyaların beyaz duvakta Haçça.

Dilinde bir türkü; hazin sevdalı
O mahzun duruşun tam aşık hali,
Sarı saç üstünde sarı yazmalı,
Zülüfler oynaşır yanakta Haçça.

Sevi çiçek çiçek bakışlarında,
Belli ki umudun vardır yarında,
Yaşıyorsun ömrün ilkbaharında;
Saçların kokuyor leylakta Haçça..

Sarı saçlarını rüzgar dalgalar,
Uzun kirpiğinde şebnemler oynar.
Muhakkak kız senin beklediğin var.
Elinde bir tutam zambakta Haçça...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Hülya
Nazlı güneş sabahın soyunurken geceden,
Perdeyi kaldırarak el etti pencereden.

Kimsecikler gögmeden,girdik hemen bahçeye,
Uzandık çimenlere,güneş görmesin diye...

Yanımızda çiçekler,dalda sarmaşık güller,
Dünyadan habersizce sarhoş aşık gönüller.

Rüzgarın şırıltısı,şakrak bülbülün sesi,
Yüzümü yakıyordu,yarin sıcak nefesi..

Sallanan gül dalından,çiğ düştü üstümüze,
Güneş kıskanç gözlerle gülümsüyordu bize...

Yar fısıldayan sesiyle'ben üşüdüm'diyordu;
Üşüdükçe kollarım belini sarıyordu....

Zümrüt zümrüt gözleri,kiraz kiraz dudağı,
'Yaş 'dedim,'onbeş 'dedi,sevmek sevilmek çağı...

'Venüs'kadar güzeldi,ne melek, ne insandı,
Vücudunun değdiği yerler tutuşup yandı....

İkimiz bir kişiydik,farksızdık bir tek candan,
O kadar yükseldik ki; geçtik Saman Yolundan...

Güneş sessiz ve ağır,geçerken üstümüzden,
Biz hala sarhoş,hala mest geçmiştik kendimizden...

İnceden bir yel esti,kuruttu terimizi,
İlahı sarhoşluktan ayılttı rüzgar bizi...

Koynumda yatan Venus gözünü açıp baktı;
Tekrar hazla kendini kollarıma bıraktı..

Gün ufka yaklaşırken,bir sam yeli belirdi,
Yar gözünü açarak'Epey geç oldu'dedi...

Kıvrak bir peri gibi kollarımdan sıyrıldı;
Adını sorduğumda,gülerek'Hülya'dedi...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Hülyam
Gel...
Uzat ellerini,
Tut ellerimi,
Gidelim;
Başka bir dünyaya,
Tüm kötülükler ötesi bir yere...
Güzel değil mi ya?
Gök mavi,deniz mavi...
Serin bir koy yemyeşil;
******* şiir gibi,yıldızlar ışıl ışıl...
Bülbüller şarkıcımız,
Martılarda komşumuz.
Dallarda kulubemiz,
Yapraklardan giysimiz...
Ellerin ellerimde,
Çimenler üzerinde...
Ben aşık sen sevdalı,
Adem-Havva misali.
Yemiş toplarız yeriz,
Sonra buğday ekeriz...
Günler günlerden taze.yıllar yıllardan güzel,
Nefretten-kinden uzak,riyasız yaşantımız.

Evet çocuklarımız;
Biri kız,biri erkek.
Kızların adını sen koy.
Erkeklerin ki sakın; Habi-Kabil olmasın,
Gelecek soyumuzd****avga ve kan olmasın.
Bir dünya kuralım ki,nefret ve kinden öte,
Bir dünya kuralım ki,benzetelim cennete.

Gel...
Uzat ellerini,
Tut ellerimi,
Kalmayalım sbaha...
Haydı koşsana Hülyam!
Ne bekliyorsun daha


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Irgat
Sırtı çıplak,karnı aç,elinde kazma mı ne,
Yalınayak gidiyor,zavallıcık işine...
Dul mu,öksüz mü dersin,yoksul mu,kocasız mı;
Tarlasını sel almış,evsiz mi,bacasız mı.

Çalışır yaz boyunca,döker buram buram ter,
Kazandığı para ne,eve varmadan biter.
Evet bunun sonrası,yine gurbet,yine iş,
Bir boğaz tokluğuna,ömür boyunca çalış.

Ev mi? güldürme beni,ya bir kondu,ya çadır,
Yatakları kış boyu yağmurun altındadır.
Yarı çıplak,yarı aç,ana-oğul ve karı;
Ölümün pençesinde getirirler baharı.

Bahar gelir,ve lakin onun yok bir çiçeği,
Küçücük tarlasıda,bir ekip biçeceği,
Yine ırgat sürünür,onun bunun tarlası.
Ezelden böyle gelmiş,değişmeyen yasası.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Issız Park
Ey ıssız park!
Kimsesizlerin yeri.
Gökte ay ve yıldızlar,
Köşede renksiz lambalar,
Dallarda gece kuşları.
Bir de ben garip misafir,
Yapayalnızız,sen ve ben sadece,
Burada kalıyorum bu gece.

Ne o! git mi diyorsun?
Nereye giderim,yerim yok.
Terkedilmişim,yarim, yarenim yok.
Çok ayıp ediyorsun.
Sevmeyi sevilmeyi unuttum,
Tövbe etmişim aşka,
Hiçbir şeyim yok koca dünyada,
Bir kırık kalp,iki damla gözyaşımdan başka.
Onlarla geldim sana,
Misafirin olayım acı bana!

Ey ıssız park!
Ey öksüzlerin evi!
Ve ey kimsesizlerin yeri!

[GooD aNd EvıL]

Istırap Meleğim
Senin bakışların kadar hızlı,
Ne bir yıldırım çakar,
Senin gözlerin kadar engin,
Ne bir deniz,ne okyanus var...
Benim senden çektiğim kadar,
İşkence...
Ne bir esir çekmiş efendisinden,
Benim,senden gördüğüm azabı,
Hiç bir ası kul görmemiş Tanrısından!
Benim,senin için gözyaşı döktüğüm kadar,
Her gece...
Hiç bir abit dökmemiş Tanrısı için,
Benim sana yalvardığım kadar,
Hiç bir günahkar yalvarmamış,
Affı için.....
İnsan birkez ölür ömründe,
Bense binkez ölüyorum günde.
Gamzeli bakışından,sıçrayan kıvılcımla,
Kalbim parçalanıyor,deliniyor yüreğim,
Ama o gururun öylesine kapsamış ki seni,
Ne beni görüyorsun,ne de olan biteni..

[GooD aNd EvıL]

Kara Sevda
Gece ufka perdesini,
Gerdi yavaşça yavaşça.
Yere kara örtüsünü,
Serdi yavaşça yavaşça.

Ufukta kızıllık soldu.
Gökyüzü hep yıldız oldu.
V e ruhuma hüzün doldu,
Sardı yavaşça yavaşça.

Ne gelen var,ne giden.
Yalnızlık beni mahveden.
Ah gönlüme kanlı diken;
Girdi yavaşça yavaşça.

Öyle muhtacım ki,sana.
Uzaklardan seslen bana.
Sensizlik geldi kapıma;
Vurdu yavaşça yavaşça.

Kara sevda derler buna.
Gece boyu yazdım sana.
Uyumadan gece sona;
Erdi yavaşça yavaşça.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Kar Yağıyor Çamlıca Tepesine
Eilf elif kar yağıyor,Çamlıca Tepesine,
Acı acı esen tipi,kırmakta söğüt dalını..
Bembeyaz kar altında,Beylerbeyi,Çengelköy..
Boğaziçinde mehtap,gökyüzünde yıldız yok.
Denize olta atan O balıkçı genç kız yok..

Elif elif kar yağıyor Galatanın üstüne.
Acı acı esen tipi dağıtıyor saçlarını.
Ellerim aramakta sımsıcak ellerini..
Deniz azgın bir aygır kabarmış yeleri,
Haliçte salınmakta bir sürü sarhoş gemi.

Elif elif kar yağıyor yaşlı kurak gönlüme,
Acı acı esen tipi parçalıyor kalbimi.
Boynum bükük ellerim ceplerimde..
Gülhane Parkındayım,geçmişi arıyorum,
Üşüdükçe sen diye yokluğu sarıyorum..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Karanlıktan El Ediyor Ölümüm
Yine akşam oldu,kayboldu günüm.
Doğdu *******in içinden hüznüm.
Sustu bahçemdeki o şen kakaha;
Karanlıktan el ediyor ölümüm!


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Kıskanç
Bakışını kıskandım,gülüşünü kıskandım,
Öz yavrunu koklayıp öpüşünü kıskandım.
Ben ölseydim ardımdan ağlarmıydı diyerek;
Bir mezara gözyaşı döküşünü kıskandım.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Kıskançlık
Sen yoksun ya; içimde yalnızlık ve hiçlik büyür..
Sana olan özlemim.doyumsuz açlık büyür.
Yabancı hoyrat bakış,gözüne değer diye;
Yüreğimde küllenen,acı ve kıskançlık büyür...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Kim Dedi Sana Haççam Yabancıya Uymuşum
Gözlerin öyle mavi,bakışın öyle baygın,
Kaçarsın uzaklara,gezersin dalgın dalgın.
Ben sana ne ettim ki olmuşsun bana dargın,
Yeşil yeşil dallardan dön bana yavru kuşum,
Kim dedi san Haççam yabancıya uymuşum.

Okşar ipek saçını sabahın meltemleri,
Yüzünde dalga dalga zülfün altın telleri,
Böyle küsüpte kaçman sevindirir elleri,
Kıvrım kıvrım y0llardan dön bana yavru kuşum,
Kim dedi sana Haççam yabancıya uymuşum.

İtiraf ediyorum,ben sana gönül verdim.
Seni bir an görmezsem,artıyor hüznüm-derdim.
Sana karlı dağlardan gözyaşları getirdim;
O kurak iklimlerden dön bana yavru kuşum,
Kim dedi sana Haççam yabancıya uymuşum.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Köz Düştü Gönül Bağına
İnsaf eyle taştan taşa,
Vurma beni vurma beni.
N'olur böyle peşin sıra,
Yorma beni yorma beni.

Köz düştü gönül bağına,
Alev sardı yaprağına.
İplik iplik aşk ağına,
Sarma beni sarma beni.

Ah çekerim Leyla diye,
Bende bilmem ama niye.
'Ne olacak Mecnun'diye,
Yerme beni yerme beni.

Gönül denen sırlı bakır,
Silinmez ki,bundan bu kir.
Düştümse de öyle hakir,
Görme beni görme beni.

Bak durmuyor sosuz akış,
Zaman geçer nakış nakış,
Gel kapımı çalmadan kış;
Kırma beni kırma beni.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Kucağında Ölürüm
Gidersen dayanamam,uzağında ölürüm.
Kavuşunca sevinçten,dudağında ölürüm..
Seninle de,sensizde yaşamak haram bana;
O vuslat hazzı ile kucağında ölürüm..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Kucağında Uyusam
Gül pembe dudağından bal alan arı olsam,
Yeşil bir sarmaşık olsam,ince bele dolansam.
Sana nasıl hasretim.nasıl yorgunum bilsen;
Kucağında uyusam,haşredek uyanmsam.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Kutlama
Selam olsun dostlara, bizleri ananlara.
Selam olsun gönülden,içten inananlara.
Allahım ualaştırsın milletçe hepimizi,
Daha nice bayrama,nice ramazanlara...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Leylam Leylam
Mecnun gibi kaldım bu kızgın çölde,
Bana O kaseden sun Leylam... Leylam..
Nedir bu cefalar bu garip cana?
Buna dayanamaz can Leylam... Leylam..

Alev alev yanar bağrımın başı,
Kim söndürür bu yaktığın ateşi.
Kurudu kalmadı gözümün yaşı,
Şimdi gözüm döker kan Leylam...Leylam..

Gizli bir yara var kanar gönülde,
Tesbih çeker gibi ismin var dilde,
Beni sensiz koyma bu kızgın çölde,
O sonsuz gurbetten dön Leylam...Leylam...

Bu Mecnun halimi görmezsin niçin?
Yanıyor yüreğim,kanıyor içim...
Bunca çektiklerim hep senin için
Sende benim için yan Leylam...Leylam...

Susmuş bülbüllerim.virandır bağım,
Baykuşlar yoldaşım,çöller durağım.
Sanma ki Birtanem senden ırağım.
Bak ta özümdesin sen Leylam...Leylam...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Korkum
Bu kapkaranlık tünelden geçmeğe korkuyorum.
Dipsiz kuyudaki sudan içmeğe korkuyorum.
Otuzdokuz odayı yorgun-argın gezdim de;
O kırkıncı kapıyı açmağa korkuyorum.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Masal Bitti
Aşkımız bir varmış bir yokmuş oldu,
Elveda sevdamız hayaldı,gitti.
Gönlüme ayrılık ateşi doldu,
Elveda,aşkımız masaldı,bitti.

Artık hiç bekleme yolumu sakın,
Umut kervanları çok önce gitti.
Buğulu gözlerle yollara bakın,
Bak ufuk karardı,işte gün bitti.

Boş yere sevgini etmişim umut,
Bir hayal uğruna seneler gitti.
Olan oldu birkez geçmişi unut,
Elveda! Elveda! bu masal bitti.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Mecnun Gibi
Yıllarca koşmuşta yorgun gibiyim,
Kalbinden zıpkınla vurgun gibiyim.
Sen yoksun,ıpıssız kaldı İstanbul;
Ben çölde dolaşan Mecnun gibiyim...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Meçhul Haberci
Ummadığın bir anda gelir kapını çalar,
Eğilir kulağına der ki,ondan haber var..

Sevinçten,korkudan mı,ürperir benzin solar
Gözlerinin önüne türlü gölgeler dolar.

İşim çoktur seninle gelemem diyemezsin,
Ağzında lokma varsa,çiğneyip yiyemezsin.

Eşe dosta sormadan,gelene peki dersin,
Habercinin peşinden ağlayarak gidersin.

Gönüllerde şaklarken ayrılığın kırbacı,
Birkaç dost peşin sıra bakarlar acı acı.

Sen onlardan habersiz,onlar senden habersiz,
Başında ağlaşırlar,oturup sessiz sessiz..

Değişmeyen kanun bu,gerçek ama çok acı,
Elbet bir gün bize de uğrar meçhul haberci..

[GooD aNd EvıL]

Memlekete Selam
Benim memleketin karlı dağları,
Selam üstündeki ay-yıldızlara.
Enginde uzanır şirin bağları,
Selam ovalara,yeşil düzlere.

Kulağımda çınlar sesi bülbülün,
Okşuyor yüzümü yumuşak yelin.
Her çeşmede vardır hürü güzelin,
Selam gelinlere,nazlı kızlara.

Selam memleketin kara taşına,
Selam ceylanına,selam kuşuna,
Selam anne selam gözün yaşına.
Selam ozanlara,selam sazlara.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Mehmetçik
Bir elinde tüfek,bir elinde bayrak;
Dağ gibi heybetli durur Mehmetçik.
Engin gözlerinde gülümser şafak,
Hudutta çiğ gibi yürür Mehmetçik.

Bakışları ufukta, ateş ateştir,
Çizgili ak alnı,güneş güneştir
Türklükle yaşıttır,tarihe eştir,
Milletin duyduğu gurur Mehmetçik.

Yurt için can verir uğraştan yılmaz,
Belki düşer,fakat başı eğilmez,
Merttir,vefakardır,hileyi bilmez;
Az konuşur,öz konuşur Mehmetçik.

Ülkeler fetheder,ama zulmetmez.
Beldeleri yıkıp tarumar etmez,
Öz düşmanlarına bile kin tutmaz,
Öksüzü,mazlumu korur Menmetçik.

Vatanımda karış karış kanı var,
Ta Yemende,Viyanada şanı var,
Üç kıtada destanlaşan sanı var;
Tarihlerce dopdoludur Mehmetçik.

Barışta kuzudur,savaş arslanı,
Hürriyet uğruna sebildir kanı,
Vatanıma kem gözlerle bakanı,
Acımaz göğsünden vurur Mehmetçik.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Memnuniyet
Yalnızım.kimsesizim.
Ama memnunum yalnızlığımdan.
Her gün bitmeyen sızımdan,
Memnunum.

Gelmesin kimse bana,
Çalınmasın kapılar,
Çok şükür arkadaşlarım var ya;
Böcekler,çiçekler,kuşlar..
Özlemle yolumu bekliyor kırlar.
Güllerin kokusundan,
Bülbüllerin sesinden;
Memnunum.

İstemiyorum bakmasın bana kızlar.
Kapatıp perdeleri,örtsünler pencereyi.
Ben beklerim geceyi;
Benimle ya yıldızlar;
Memnunum.

Ya ölürsem diyorum!
Beni kim bilecek?
Kim kazacak mezarımı?
Mezarımın üstüne,bir demet kırçiçeğini,
Bana kim getirecek?


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Merak
Akşam olur,güneş batar.
Nereye gider acaba nereye?
Gökte sayısız yıldizlar,
Nereye gider acaba nereye?

Bir bakarsın gök masmavi,
Bir bakarsın yağmur yağar,
Birden kaybolur bulutlar;
Nereye gider acaba nereye?

Bahar gelir bahçelerde,
Öter cici cici kuşlar.
Sonbaharda hacı kuşlar,
Nereye gider acaba nereye?

Aynaya baktım dünde;
Saçım dökülmeğe başlamış,
Bilmem ki,gençliğim,gençliğimiz;
Nereye gider acaba nereye?

Diyeceksiniz ki,sana ne var.
Merak ediyor insan,
Gidip dönmeyen insanlar;
Nereye gider acaba nereye?


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Mermer Heykellerle Doldu Sokaklar
Baçede ne bir kuş,ne de ses kaldı.
Uçtu bülbül,kupkuru kafes kaldı.
Mermer heykellerle doldu sokaklar;
İnsanda ne bir zevk,ne heves kaldı.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Mevlana'ya
En şefkatlı,en tatlı sözleri ana söyler..
Sonsuz muhabbetini canan.canana söyler.
Yüzyıllardır; sevgiyi,dostluğu,kardeşliği,
Ölümsüz mısralarla büyük Mevlana söyler.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Mutluluğu Arayanlara
Aramayın beni kışta,
Belki yazda bulursunuz.
Gönül işiyle uğraşta,
Telli sazda bulursunuz.

Ararsanız sabah erken,
Kuşlar bülbüller öterken,
Yetim-öksüzler ağlarken,
Yaşlı gözde bulursunuz.

Saklanırım gönüllerde,
Duayım dertli dillerde,
Toprağı kazan ellerde;
Bağda-düzde bulursunuz.

İnleyen hasta sesinde,
Bir şarkının bestesinde,
Çokların çok ötesinde;
Az birazda bulursunuz.

Kimi yarenler bağında,
Yiğitlerin otağında,
Bazen sevda durağında;
Aşık kızda bulursunuz.

N e candayım,ne de tende.
Uçan kuşta,açan gülde,
Aramayın beni bende;
Beni sizde bulursunuz.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Neydi Boğaziçinde
O esinti o büyü,neydi Boğaziçinde...
Kadehlere dökülen,meydi Boğaziçinde..
Ruhlarımızı saran,gönlümüzü ısıtan;
Aşk gibi sevda gibi şeydi Boğaziçinde...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

O Eski Bayramlar O Eski Ramazanlar Nerde
O eski bayramlar,o eski ramazanlar nerde.?
O kutlu tekbirler,o mutlu anlar nerde?
Yüzlercesi gitti,biz kaldık yapayalnız;
O eski dostlar nerde,o cananlar nerde?


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

O Ezeli Mimarım
O ezeli mimarım.O dur benim her şeyim.
Ben mutlak hakikatten düşen sade gölgeyim.
Gören O, gördüren O,sırrına erdiren O,
Ben sonsuz sanatını gösteren bahaneyim.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

O Geliyor
Bilmem ki nerden geliyor?
Tırık tırak! Tırık tırak!
Sana geliyorum diyor!
Tırık tırak! Tırık tırak!

Geceden günden aşıyor,
Peşim sıra dolaşıyor,
Adım adım yaklaşıyor,
Tırık tırak! Tırık tırak!

Ürpertiyor insanı,
Saatımın yelkovanı,
Döndükçe çağırır beni,
Tırık tırak! Tırık tırak!

Gönlüme dolar bin hüzün,
Batarken tepelerden gün.
Sesini duyarım her gün;
Tırık tırak! Tırık tırak!

Ruhuma korku salıyor,
Düşüme hep O giriyor,
O geliyor! O geliyor!
Tırık tırak! Tırık tırak!


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

O Güzel Gözlerde Onca Kin Neden
Seni incitecek bir söz demedim,
Söylesene bana nefretin neden?
Gözüne,kaşına kara mı dedim,
Bu güzel gözlerde bunca kin neden?

Sen azgın bir rüzgar,bense bir bulut,
Gel yüce dağlardan,gelde elim tut,
Olan oldu bir kez geçmişi unut,
O güzel gözlerde onca kin neden?


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

O Vefasız Leylaya Küstümde Gidiyorum
Çöl rüzgarlarıyla estimde gidiyorum,
O Vefasız Leyla'ya küstümde gidiyorum.
Bir ömür bekledim yar kapısında;
Açmadı,ümidi kestimde gidiyorum...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Oğuz Destanı
Ben Yavuz'un,ben Oguz'un oğluyum.
Mızrak ile 'Türküm'yazanım vardır.
Hak yolda giderim,hakka bağlıyım,
Zalımın zulmünü ezenim vardır...

Türküm ta ezelden yücedir soyum,
Dosta dost olurum güzeldir huyum.
Altaylardan taşan şanlı orduyum.
Viyana'ya sınır çizenim vardır...

Ötüken yolundan kükreyip coşan,
Bir sel gibi ta Tuna'ya ulaşan,
Şahin gibi uçup Alpleri aşan,
Korkmadan Roma'yı gezenim vardır...

Haliç'te atını denize süren,
Yıkılmaz sanılan Sur'u deviren,
Çan sesini tekbirlere çeviren,
Surlardan yükselen ezanım vardır..

Mohaç'tan yükselip Budin'i alan,
Kadırgayla Akdenizi dolanan,
Haçlı Avrupa'ya korkular salan;
Şahları yıkıp,tahtlar bozanım vardır.

Bağdat'ı,Mısır'ı seyran eyleyen,
Cihanı Türklüğe hayran eyleyen,
Yurt için canını kurban eyleyen.
Şehit yatan yüzbin kızanım vardır.

Bak Ötüken! kahramanlar yoludur,
Türk tarihin,tarih Türkün malıdır.
Altay dağlarından esen Bozkurt yelidir.
Ötüken yolunda tözenim vardır...

Ufkumuzda coşar Ay ile Yıldız,
Uğrunda can verir leventlerimiz.
Yine destan yazar çelik süngümüz.
Yiğitçe haykıran Ozanım vardır..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Özlemlerim Sana
Hep sanadır; şiirlerim,sözlerim.
Sensiz uyku tutmaz oldu gözlerim.
Her nefes alışt****alp vuruşunda;
Seni arzularım,seni özlerim.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Pişman
''Gözlerinde bulut,kirpiğinde nem''
Öyle uzaklardan bakmamalıydın.
Bakışında hüzün,yüzünde elem,
O denli karşıma çıkmamalıydın..

''Alnına erkenden çizgiler dolmuş,''
Hayata küsmüşsün,neşen kaybolmuş,
Tel tel iken saçın tarumar olmuş.
Göksüne siyah gül takmamalıydın..

Dudakların lale,göğsün bahardı.
Gülünce dünyama güneş doğardı
Neden nur yüzünü gölgeler sardı.
Bunca tez yaşamdan bıkmamalıydın.

Gönlüm kabar kabar kızgın çöl gibi.
Ürkek ürkek ne kaçarsın el el gibi.
Sonbaharda solan solgun gül gibi.
Mahsun mahsun boynun bükmemeliydin..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Özlem Bitmiyor
Nedendir gözümde yaş-nem bitmiyor?
İçimdeki bu cehennem bitmiyor.
Seneler bitiyor,ömür bitiyor;
Sana olan arzum-özlem bitmiyor...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Riyasız Her Gerçeği Anlatır Gözyaşları
Bir kadın kirpiğinde,parıldayan göyaşı,
Onun mahrem gönlünde saklı aşkı anlatır.
O küçücük damlanın her sönüp parlayışı,
Ruhunda gizli kalan geceyi aydınlaır.

Dil hep yalan söylermiş,dudaklar aldatırmış,
Riyasız her gerçeği anlatır gözyaşları.
Bakışlar kurak gönlü yakar ve kanatırmış,
Bahar yağmuru gibi,ıslatır gözyaşları

Yalan demez o gözler,tanıktır o gözyaşın,
O gözler ki; bana hep doğruyu söylüyorlar.
Boşuna naz eyleme,boşyere eğme kaşın,
Gözün ve gözyaşların,seviyorum diyorlar.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Ruhumu Bırakıyorum Avuçlarına
Saçların leylak kokuyor,
Ellerin yosun.
Dudaklarında hala tuzlu suları saklı,
En derin okyanusun..
Ellerini tutuyorum,
Çiçek oluyor ellerim..
Okyanuslar kadar enginleşiyor,
Bakınca sevgi yüklü gözlerin...
Dudaklarım,dokununca dudaklarına;
En ince yerinden titriyor yüreğim.
Billur bir cam oluveriyor bedenim...
Yorgun ve hummalı başım,düşünce kucağına:
Sevgim ırmak ırmak coşup taşıyor..
Ruhumu bırakıyorum avuçlarına;
Nisan yağmuru gibi buharlaşıyor..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Milletim Yaşatacak Yaşasın Cumhuriyet
Çökmüş enkaz altından çıkıp birden şahlandık,
Türkün son sınavını yüzakıyla kazandık.
Bayrağın gölgesinde sere serpe uzandık.

Yaralıydı.yorgundu, vatan ve şanlı millet;
Milletime yeniden can verdi Cumhuriyet.

Giysisizdi yetimler.evsiz kalmıştı dullar,
Köprüsüzdü nehirler,viran olmuştu yollar.
Sakatlanmıştı yazık.sabanı tutan kollar;

Yüreklerde bin yara,aziz toprakta bin dert,
Dertlere derman oldu,yaşasın Cumhuriyet.

Viran köyler şenlendi,yaslı toprak yeşerdi.
Parça parça ülkeden,TÜRKİYEM çıkıverdi.
Devrimler ışığında,uygarlık başak verdi;

Yaşayışta hürriyet,düşüncede hürriyet,
Bir güneş gibi doğdu,yurduma Cumhuriyet.

Yıllardır bizi saran,karanlıklar çözüldü.
Saltanat ve monarşı tarihlere gömüldü.
Nihayet milletimin kanayan bahtı güldü.

Bu gün seksen yaşında,daha genç dünden levent;
Milletim yaşatacak,yaşasın Cumhuriyet.

[GooD aNd EvıL]

Ruhumun Sevgi Limanı O Huzurlu Durak Sensin
Kökü yanmış bir dikenim,dalımdaki yaprak sensin.
Kupkuru bir ağaç iken yeşerdiğim toprak sensin.
Sonsuzluğa koşup giden,serseri bir seyyah idim;
Ruhumun sevgi limanı,o huzurlu durak sensin...

Karanlık geçen ömrüme ışık saçan tek ak sensn.
Beni hiçlikten çıkaran, ak kanatlı burak sensin.
İçimdeki cehennemi.cennet kılan Meleğimsin,
Aşkı sevgiyi bulduğum,o vefalı kucak sensin...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Rüya
Mehtap,mavi denizi kucaklayıp öperken.
Bir ses geldi arkadan,sahilde dolaşırken.

Başım döndü o anda,içim hazla titredi,
'Yalnız adam ben seni bekliyorum gel 'dedi.

Baktım bir küçük sandal, içinde bir güzel kız.
Sanki yüce göklerden yere kaymış bir yıldız.

Yanıma yaklaşınca durdurdu sandalını
Beni yanına aldı,uzatarak elini...

Sandalımız benzerdi ipekten salıncağa,
Her kuşkudan azade,geldik kucak kucağa..

Ay billur avizeden nur döktü elimize,
Yıldızlar bakıyordu,kıskanç gözlerle bize...

Üstümüzde yaldızlı mehtap yorganımızdı.
Altıımıza serilen,döşeğimiz denizdi...

Denizin tuzlu suyu,sahili okşuyordu.
Köpüklü dalgacıklar,sabah yakın diyordu...

Birden kalktı ayağa atladı mavi suya
Her gün bu zevk, bu sefa.ya hülya veya rüya....


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sabri Taş
Sabri Taştı Onun adı.
Binbir türlü derdi vardı.
Açtı,yoksuldu fukara;
Ses çıkarmaz sabrederdi
.
Komşuları Sabır Taşı erlerdi ona.
Ama birgün sabrı taştı.
Sabri başkalaştı.
Sevdayı sevdim dedi.

İstetti vermediler.
Her derde dayanan sabri
Dayanamadı Sevdaya
Sevdalandı,hastalandı.

Sabrı tükendi.
Taş çatladı.
Sabri öldü.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sabrim Bitmek Üzere
Sabrim bitmek üzere.Tanrım kanaat ver.
Ya onu bana gönder,yada bana kanat ver.
Tutukluyum yıllardır.O zalimin elinde;
Ey Hakimler Hakimi kuluna bereat ver.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sana Olan Bu Aşkım Öylesine Kutsalki
Ruhum; avuçlarında,adaklık kurban gibi,
Sevgin; ta yüreğimde,kıpır kıpır can gibi.
Sana olan bu aşkım,öylesine kutsal ki;
Din gibi,iman gibi,bayrak ve vatan gibi...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sana Aşık Biri Var
Her aşığın ustası var,piri var.
Her yiğidin yareni var,yarı var.
Bu sonsuz gurbette; öksüz,kimsesiz,
Sana aşık,sana tutkun biri var..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Semai
Yar peşinden düştüm yola,
Bulamadım bulamadım.
Gözyaşlarım döndü sele,
Silemedim silemedim.

Mecnun'um çöllere vardım.
Leylam'ı yellerden sordum.
Ömrümce ağladım durdum,
Gülemedim gülemedim...

Kaldım şu gurbet ilinde,
İsmim gezer halk dilinde,
Ferhat gibi yar yolunda,
Ölemedim ölemedim.

Alem duydu feryadımı,
Mevla'ya saldım yadımı.
Bu cihanda muradımı,
Alamadım alamadım...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sen
Sen bal gibi tatlısın,biber gibi acısın,
Sen ruhumun sahibi,gönlümün baştacısın.
Sen hüznümün,neşemin,hayatımın öz suyu;
Sen aşkımın kaynağı,derdimin ilacısın...

Sen sevda kovanıma bal taşıyan arımsın,
Sen kalbime kan veren o hayat damarımsın,
Hücrelerimdeki atom,ciğerlerimdeki soluk;
Sen benim İndüllahta tek sevgili karımsın..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sen Gelince Bahçeme Taptaze Güller Açtı
Her baharın sonunda,saçımda aklar arttı,
Ümitler azalınca,ruhumda yoklar arttı.
Sen gelince bahçeme,taptaze güller açtı,
Ümitler tazelendi,mutlu şafaklar arttı..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sen Yoksan, Ben Yokum,Sen Varsan Varım.
Sen yoksan ben yokum,sen varsan varım.
Senden başka kime şiir yazarım.
Esmerim.birtanem,sevgilim yarım;
Seni sevdiğimi bir sen bilirsin..

Gönlüne girdiysem,bir daha çıkmam,
Su olsam başka bir denize akmam,
Senden gayrısının yüzüne bakmam.
Seni sevdiğimi bir sen bilirsin..

Ateşli başını daya göğsüme,
Sevdan ile çarpan kalbimi dinle,
Bölüş dertlerini paylaş benimle.
Seni sevdiğimi bir sen bilirsin...

Sensiz ağlayamam,sensiz gülemem,
Bana gel demezsen asla gelemem,
Bu sevdanın tarifini bilemem,
Seni sevdiğimi bir sen bilirsin..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Senden Başka Sevgili Bilmem
Senden başka sevgili tanımam,bilmem gayri.
Sensiz yaşayamam,sensizde ölmem gayri.
Varlığın öylesine dolmuş ki benliğime,
Yanına çağırsan da; gerek yok,gelmem gayri.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Senden Beşka Herşeyi Biran Unutabilsem
Gözlerine bakarak,elini tutabilsem,
Mehtaplı bir gecede dizine yatabilsem
Ne ölümsüz mutluluk olurdu Güzçiçeğim,
Senden başka herşeyi biran unutabilsem.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Seni Buldum Sonunda
Dalgalı bir denizdim ve duruldum sonunda.
Koştum aşk yollarında ve yoruldum sonunda.
Gönlüme yoldaş olsun diyerek gece gündüz;
Elliüç yıl aradım seni buldum sonunda...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Seni Düşünürüm
Başım yastığa koyunca,
Düşünürüm senı senı.
Uzun hayaller boyunca,
Düşünürüm seni seni.

Otururken ve yatarken,
Uyanınca sabah erken,
Bahçemde bülbül öterken,
Düşünürüm seni seni....

Yeşil bir bahçeye girsem,
Güllleri derleyip dersem,
Sana benzeyeni görsem,
Düşünürüm seni seni..

Unutamam yıllar geçse,
Afet beni sevmek suçsa,
Yüksekten turnalar uçsa,
Düşünürüm seni seni..

Sanma ki,uzak ildesin.
Uzak değil gönlümdesin.
Mezar taşım sarsa yosun;
Düşünürüm seni seni.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Seni Özler Arzularım
Başımyastığa değince,
Seni özler.arzularım.
Uzun hayaller boyunca,
Seni özler arzularım.

Aşk dediğin,azgın bir sel.
Tanımıyor hiçbir engel.
N'olur bari rüyama gel.
Seni özler,arzularım...

Lale, sümbül,çiğdem,ıtır..
Renk renk seni hatırlatır.
Mektüp mektüp,satır satır;
Seni özler arzularım...

Gözlerim yaşlı,bağrım hun,
Mecnun gibi sana tutkun,
Öyle garip,melul,mahzun;
Seni özler arzularım.

Arzularım çağlar gibi,
Öksüz öksüz ağlar gibi.
Yıkılası dağlar gibi,
Seni özler arzularım.

Bülbül gibi gonca güle,
Tutulmuşum bile bile,
Kara toprak olsam bile,
Seni özler arzularım..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Seni Ölümüne Sevmiştim
Hasta yorgun kalbim,durdu duracak
Aşka yetişmeye dizde derman yok.
Seni ölümüne sevmiştim ancak.
Azrail peşimde fazla zaman yok...

Bak kafamın tası attı diyorsun.
Ettiğin hatalar yetti diyorsun.
Ölümsüz bir aşka bitti diyorsun.
Anladım ki,sözlerime güman yok..

Seninle cennetti,gündüzüm gecem.
Sensiz geçen her an bana cehennem.
Neyledim ki,bana küstün Bitanem.
Ne oldu ki,böyle aşka iman yok..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Seni Senden İsterim
******* vermedi bana, aşkı günden isterim.
Yarından ümit kestim,artık dünden isteim..
Hayır dersen öldürürsün,evet dersen güldürürsün;
Annenden babanan değil,seni senden isterim


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Seni Sevmek
Seni sevmek ateşte yanmak gibi.
Susuz iken çeşmeden kanmak gibi.
Seni sevmek öylesine kutsal ki;
Hakka tapmak.Hakka inanmak gibi,


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Seninle.' Cennet'Dünya Sen Yoksan Bir Cehennem
Dane yoksa içinde,o başak neye yarar.
Işık yoksa o gözde,yeşil-ak neye yarar.
Seninle'cennet'dünya,sen yoksan bir 'cehennem'.
Seninle olamazsam,yaşamak neye yarar.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sensiz *******im
Sensiz *******imin sırrına erebilsen.
Çektiğim acıları bir kerre görebilsen,
Mum gibi yanardın da,erirdin damla damla.
Alev alev yanan şu, gönlüme girebilsen.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sensiz Kimsesizim Sensiz Bir Hiçim
Kazancım,sevabım,günahım sensin.
Kahkaham,feryadım ve ahım sensin.
Sensiz geçen ömrüm kara geceydi;
Mehtabım,güneşim,sabahım sensin..

Göznurum,ışığım,güneşim sensin..
Özsuyum,cansuyum,ateşim sensin..
Sensiz kimsesizim,sensiz bir hiçim;
Yoldaşım,sırdaşım,tek eşim sensin..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sensiz Mevsimler Hep Kış
Kumral saçın omzuna dalgalı hür dökülür...
Bakışından ruhuma sanki billur dökülür...
Sensiz mevsimler hep kış,kapkara gece dünyam;
Seninle bahar gelir,gönlüme nur dökülür...

09/09/2007-Üsküdar-Çengelköy


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sensiz Olmak
Gün doğar,gün batar karlı dağlara,
Şairin gurbette kalması zormuş.
Araya dizilmiş dağ sıra sıra,
Hicran şarkısını çalması zormuş.

Benim yüreğimde hala o yara,
Tabibim gelmez ki,yaramı sara.
Elveda demişiz yeşil bahara,
Derler ki,'bir daha gelmesi zormuş'.

Gençlik gitti gider,dönmez bir daha,
Sustu bahçemdeki o şen kahkaha,
Bülbüller başladı feryada aha,
Gönül şaz değilken gülmesi zormuş.

Rüzgar acı eser,hazan mevsimi!
Ha battı batacak bu köhne gemi.
Bari çektiğimi sen anla emi...
Çile testisinin dolması zormuş.

'Saçlarımda bulut,gözlerimde nem'
Gündüzlerim zindan,gecem cehennem.
Yine de yaşamak güzel Birtanem.
Ne çare ki,sensiz olması zormuş.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sensiz Yaşadığım Yıllara Vay Vay
Göçtü bahar,geldi hazan mevsimi,
Dermeden sararan güllere vay! vay!
Ha battı batacak,bu köhne gemi,
Murada ermeyen kollara vay! vay!

Gönlüm kabar kabar,gözüm kan ağlar,
İçimde bir hasret ırmağı çağlar,
Gelmek istiyorum,yol vermez dağlar;
Kar yağdı kapadı yollara vay! vay!

Kararmış ufuklar,caddeler sensiz,
Şu gurbet ellerde kimsiz kimsesiz,
Sen orada bensiz,ben burda sensiz,
Öksüz yaşadığım yıllara vay! vay!


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sensiz Yaşamaktansa Seninçün Ölüm Yeğdir
Bal olsamda sürülsem diline dudağına.
Şebnem olsam saçılsam,gülüne yaprağına,
Sensiz yaşamaktansa,seninçün ölüm yeğdir,
Kurban olsam Birtanem ayağın toprağına.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sensizlik
Gök masmavi değilmiş,
Irmaklar öyle durgun,
Sarı sarı yapraklar;
Toprakta tomar tomar...
Sessiz ıssız caddeler,
Pınarlar akmaz yorgun.

Kapkaranlık sokaklar
Köyler olmuş tarumar
Ilık rüzgarlar donmuş
Dağda kara bulutlar,
Engin denizler dalgın,
Kızıl ufuklar yanmış.,
Akmasını unutmuş,
Uyuyor yorgun sular.
Tuzlu suda balıklar,
Yaşamadan usanmış.

Yıldızlar kırım kırım,
Ay'da eskimiş sanki,
Güneş'te ısıtmıyor.
Evrende eksiklik var,
Baharda gelmez oldu,
Sensizlikten inan ki,
Gözyaşım ilmik ilmik,
Yüreğim kabar kabar...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Serap
Yıllarca bülbül gibi güle hasret yaşadım.
Leyla diye dolaştım çöllerde adım adım.
Yarım yüzyıl sonunda Leylamı buldum sandım;
Bulduğum bir serapmış,birkez daha aldandım.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sessizce Ömür Gider
Karanlıklar içinde gece sürünür gider,
Sarhoş değil ırmaklar; söyler,düşünür gider.
Giden yalnızgün değil,ay değil,sene değil,
Her günün batışında sessizce ömür gider..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sevda Bestesi
Ağır ağır yaklaşmakta sonbahar.
Sevda yağmurları dinmek bilmiyor.
Şu öksüz gönlümün bilmem nesi var,
Elem pınarından kanmak bilmiyor.

'Derman kar eylemez oldu yarama'
Seni sende.beni bende arama
Yolun yarısına yaklaştım ama.
Gönül aşk yolundan dönmek bilmiyor.

Yol kapalı ulaşamam dostuma,
Bilmem şu feleğin bana kastı ne.
Kar yağıyor ak saçımın üstüne.
İçimdeki ateş sönmek bilmiyor.

Uzak değil O serviler ülkesi,
Her gece duyulur yokluğun sesi
Gönlümde çalınan hicran bestesi,
Yıllar geçti hala dinmek bilmiyor.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sevdim Başkasına Yar Olsanda
Kış olsanda sevdim,bahar olsanda...
Dost olsanda sevdim.ağyar olsanda..
Aşkımı bilememzsin Sevgili Güzçiçeğim;
Sevdim birkez,başkasına yar olsanda...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sevdim
Seni sonsuzluk gibi her zaman her gün sevdim,
Evvel ve ahır sevdim,yarın sevdim,dün sevdim.
Bu aşkı anlatmağa yetmiyor mısralarım;
Tutkunun ötesinde.aşktan da üstün sevdim...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sevgiliye Davet
Bilirim vuslatın çok uzak bir düş.
Bana ayıracak bir anın yokmu?
Belki son bir veda,belki son görüş,
Bir acı kahveye zamanın yokmu?

Sevgiyle donattım gönül evini.
Orada özlemle bekledim seni.
Vur kanlı hançerle çıkar kalbimi!
Seni sevdiğine imanın yokmu*?


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sevgiliye Mesaj
Sana aydın bir sabah,kutlu seher dilerim.
Şefkatlı yüreğinde banada yer dilerim,
Acıların bittiği,gözyaşının dindiği;
Nice mutlu yarınlar ve seneler dilerim.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sevişen Gözler
İki göz karşı camda,ikisi berikinde,
Sevişirler gece-gün kimseye duyurmadan...
Körpecik iki gönül yanar alev içinde,
Söner mi ki bu ateş canı cana sarmadan...

Bakışlar birleşince gözden göze bir sevgi,
Gönül denen havuza su gibi akar gider,
Titretir yürekleri aşk denen ulvi duygu;
Çağlayan ırmak olur.bendini yıkar gider...

Aşıklar birbirinin gözlerinden alırlar,
En yüce saadeti,en yüce heyecanı..
Sevişirken gözleri,mest olarak kalırlar,
Onlar için sevdadan başka ne varsa fani..

Saatler uçar gider,gün sıyrılır geceden,
Ayrılık yaklaşırken,bulutlanır şen gözler
Yavaş yavaş ayrılır her iki pencereden,
Kimsecikler görmeden,aşkla sevişen gözler..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sevişmek
Bakışırken yan yana gözlerimiz sevişir.
Ayrıldık,uzaklardan sözlerimiz sevişir.
Ayrılsak da,ölsek de farketmez bizim için;
Ruhlarımız öpüşür,özlerimiz sevişir.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sımsıcak Güneş Doğar Gözlerinde Senin
Sımsıcak güneş doğar gözlerinde senin.
En büyülü şarkılar sözlerinde senin.
Kalmazdı yüreğimde.üzüntü,korku,tasa
Yatabilseydim nermin dizlerinde senin.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sırat Köprüsünde Seni Beklerim
Kapımı çalsın diye,ellerini beklerim.
Işığım söndüğünde,gözlerini beklerim.
Bu dünyada gelmezsen,mühür gözlü meleğim;
Sırat'tan yalnız geçmem,durur,seni beklerim.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Son Veda
O ıssız sahilde bekledim seni,
Umdum ki; 'Birtanem gel! 'diyeceksin.
Binbir arzu ile çaldım kapını,
Sandım ki; 'gitme,dur,kal'diyeceksin.

Kahrolurum eğer seni üzdümse,
Sana geldiğimi görmeden kimse,
Kiraz dudağından sıcak bir buse,
Üşümüşsün diye'al'diyeceksin.

Yaşlı gözlerime eğilde bir bak,
Bu sonsuz ummanda sen varsın ancak.
Müşfik kollarınla beni sararak;
'Ağlama sevdiğim gül'diyeceksin.

Umduğum vuslattı,bulduğum veda;
Umuda,sevdaya,aşka elveda.
Eğer kalmış ise bir hoşça seda,
Peşimden bakarak'çal'diyeceksin.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sitem
Söyle bana nerelere gitmiştin,
Rüyama girmedin neden akşam sen?
Nasıl beni yalnızlığa terkettin,
Sözünden mi döndün güzel yoksam sen?

İnce bir hıçkırık camda yalnızlık,
İplik iplik akar gözyaşım ılık.
Çığlık çığlık hasret,gurbet,ayrılık;
Alev alev yüreğimi yakan sen.

Buram buram sevda tüter gözümde,
Çiçek çiçek aşk yeşerir özümde,
Türkü türkü dudağımda, sözümde,
Yeşil yeşil can evimden bakan sen...

Sorma bana niçin,niye ve neden,
Mümkün mü bahara dönmek yeniden,
Pırıl pırıl mavi gökler içinden,
Yıldız yıldız yastığıma akan sen.

Zaman seli azgın,sanki talan var,
Ne düşmanım,ne de dosttan kalan var.
Ne gelenim,ne de kapım çalan var;
Sabah yeli ile kapım çalan sen...

Öylesine yalnızım ki bu gece...
Ne bir ses,ne nefes,ne de bir hece,
Duygularım; yumak yumak bilmece,
Çözümüm sen,yorumum sen,rüyüm sen.
Gerçeğim sen,yalanım sen,hülyam sen


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sonsuzluk İçinde Minnacık Gerçek
Alı al,moru mor,yeşili yeşil;
Gönlümde solmayan bir bahar vardır.
Her mevsim tptaze,hep ışıl ışıl,
Umutlar,sevgiler,arzular vardır.

Hayatın kışında,hem baharında,
Sen varsın bu aşkın her durağında,
Aşkın en mukaddes tapınağında;
Önünde diz çöken sevdalar vardır.

Sevinçler,neşeler gül nefesinde,
En içli ezgiler bülbül sesinde,
Çağlayan suların her bestesinde,
Adına söylenen şarkılar vardır.

Ne özlemler vardır yaşlı Acunda,
Öksüz bebelerin ak avucunda,
Gurbet yollarının en son ucunda;
Yolunu gözleyen nazlı yar vardır.

Umutlar tomurcuk,umutlar çiçek,
Çocuklar gerçeği bildi-bilecek,
Sonsuzluk içinde,minnacık gerçek;
Bir tabut,bir çelenk,bir mezar vardır.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Söylesin
Sana olan aşkımı dinle de bülbül söylesin,
Dertli bülbül susunca kırmızı gül söylesin.
Yetmiyor mısralarım aşkımı anlatmağa,
Koy başını göğsüme,kanayan gönül söylesin.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sözün Bittiği Yer
Sözün bittiği yerdeyim.
Susuyorum...
Susuyorsun..
Ben azalıyorum;
Sen çoğalıyorsun...

Sözün bittiği yerdeyim.
Soğuk bir kış gecesi;
Ben donuyorum,
Sen donuyorsun...
Gözlerim değiyor gözlerine;
Yanıyorum...
Yanıyorsun....

Sözün bittiği yerdeyim.
Mehtaplı,ayaz bir gecedeyim;
Nefes alamıyorum,
Nefesalamıyorsun...
Ellerim uzanıyor ellerine...
Yaklaşıyorum,
Yaklaşıyorsun...
Kalp atışlarını duyuyorum,
Kalp atışlarımı duyuyorsun...
Dudaklarım uzanıyor dudaklarına....
Kaçırıyorsun..
Sadece saçlarına dokunuyorum.
Sense kalbime dokunuyorsun.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Sularla Cilveleşen Aydı Boğaziçinde
O gece; mehtabını yaydı Boğaziçinde...
Sularla cilveleşen Aydı Boğaziçinde,
Dalgaların sesiyle sarhoş olan yüreğim;
Sevgiden aşka doğru kaydı Boğaziçinde....


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Susma
Konuş birşeyler söyle,n'olursun öyle susma.
Gönül bağımın bülbülü merhamet eyle susma.
Böğrüme usul usul sokul, sabah olmadan,
Kulağıma fısılda, aşkını söyle susma..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Susarım Taptaze Bir Mezar Gibi
Gün olur gönlümde mor,sarı,yeşil;
Çiçekler açılır ilkbahar gibi.
Serpilir ruhuma renk ışıl ışıl,
Kızıl ufuklardan gün doğar gibi...

Gün olur içimde kanar bir yara,
Düşünür dalarım sonsuzluklara,
Özlemle bakarım tozlu yollara,
Dönüpte gelecek biri var gibi.

Gün olur kalbimde aşk inci inci,
Yüzümde parıldar hayat sevinci,
Şarkılar söylerim pembe turuncu;
Gülerim sahiden bahtiyar gibi.

Gün olur beynimde korku ve tasa,
Kanat çırpar başucumda yarasa,
Toz pembe düşlerim bürünür yasa;
Susarım taptaze bir mezar gibi.

Gün olur yüreğim döner deliye,
Cevapsız kalır hep.niçin ve niye,
O sonsuz gurbetten dönecek diye;
Yıllar yılı bekliyorum yar gibi.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Susuyorum Susuyorum
Söylenecek söz çok ama,susuyorum susuyorum...
Gönlüm delik yama yama,susuyorum susuyorum.
Suskunluğum kaderime.susuzluğum sana karşı,
Tuz döktün taze yarama,susuyorum susuyorum..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Şifayi Sende Buldum
Şu yalancı dünyada vefayı sende buldum.
Cefalı geçti ömrüm,sefayı sende buldum,
Derdime deva için,doktor doktor dolaştım,
En umulmaz zamanda şifayı sende buldum.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Şu Kışın Baharını Görmeden Gidiyorum
Şu kışın baharını görmeden gidiyorum.
Gül diktim goncasını dermeden gidiyorum.
Yürüdüm aşk uğruna,aç-susuz,yalınayak;
Yazık bana vusata ermeden gidiyorum.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Şu Yaralı Yüreğim Sana Miras Kalacak
Gözümde ne bir arzu,ne ihtiras kalacak,
Geriye biraz hüzün,biraz da yas kalacak.
Bir elveda demeden,göçüp-giderken burdan;
Şu yaralı yüreğim sana miras kalacak.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Tabiatta Cümbüş Var
Döne döne yağar,
Raksedercesine beyaz kar.
Vuu! vuu! Ne var?
Sarhoşmusun be rüzgar..

Çırılçıplak ağaçlar,
Dallar..
Dansediyorlar.
Koşun dostlar!
Tabiatta cümbüş var.

Bakınız,geliyor ilkbahar,
Güneş,daha bir parlak,
Doğar.
Böcekler-karıncalar;
Toprakla haşır-neşir.
Coşku içinde toprak.
Dallar..
Dopdolu çiçeklerle..ak-pak
Irmak;
Daha da coşkun çağlar,
Bahçemizde bir çift kuş var..
Sevişiyorlar.
Bakın dostlar,
Tabiaatta cümbüş var.

Serin,yeşil yaylalar,
Efil efil yeller eser,
Yeşil düzde bir otağ,
Kurulur sofralar
Kurtla-kuşla beraber,
Yer-içer,eğlenirim ben.
Gelin dostlar!
İlkbahar-yaz,kış,sonbahar.
Tabiatta cümbüş var


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Tanımadınız mı,Ben Mehmedim.
Ne öyle bakıyorsun?
Tükürürcesine bakman niye*
Tanımadın mı?
Ben Mehmedim..

Hani şu Kafkasyada vurulan
Aslan Çavuşun torunu,
İzmirde şehit olan,
Ahmedin oğlu,
Mehmedim..

Ha evet işte O,
Sonrada öksüz kalan,
Evi barkı soyulan,
Tarlası talan olan,
Mehmedim...

Şimdi de gurbet çocuğu,
Kimsiz,kimsesiz,
Cepleri meteliksiz.
Evet işte Oyum ben;
Yurtsuz kalan,
Mehmedim...

Ne dudak büküyorsun?
İğrenir gibi bakman niye?
Pabuçlarım yırtık,
Giysilerim eskiyse,
Suç benim mi?
Fakirlik suç mu?

Ellerim nasır diye,
İğreniyorsun!
Ama niye?
Çalışmak suç mu?

Kambur kambursa sırtım,
Bükük bükükse belim,
Yırtık yırtıksa elim,
Güneşte yanan yüzüm;
Okadar da gülünç mü?

Niye gülüyorsun?
Boyalı hanım,
Cici bey!
Size söylüyorum size hey!
Tanımadınız mı?
Ben Mehmedim...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Tek Aşkımız Ölümsüz Kalacak Güzçiçeğim
Gönlümdeki sakside,bir çiçek Güzçiçeğm.
Korkarım bu ayazda solacak Güzçiçeğim.
Herşey fani dünyada; sen,ben,öteki;
Tek aşkımız ölümsüz kalacak Güzçiçeğim.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Tek Beden Tek Ruh Oluruz
Gülhanede gezerken,alımlı ve şuh oluruz.
Galatada içerken coşarız Çoruh oluruz.
Öyle bir an gelir ki,yok olur bütün dünya;
Genlerimiz birleşir,tek beden,tek ruh oluruz..

1-Mayis-1977-Esenler-İst


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Tövbeler Etmiştim Aşka Sevdaya
Sevda insan için,niçin ar olsun
Sevgisiz hayata eyvahlar olsun.
Tövbeler etmiştim; aşka,sevdaya..
Mümkün mü bu gönül tövbekar olsun.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Tutsak Gönlüm
Seninleyken çağlayan mutlu bir ırmak gönlüm.
Sen yoksun bir çöl gibi yanmakta kurak gönlüm.
Sen yoksan yaşamanın adı yok,anlamı yok;
Sen yoksun inim inim inliyor,tutsak gönlüm...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Umut
Şu uğursuz günlerim,
Birgün sona erecek.
Kapkaranlık bulutlar,
Ufkumdan kaybolacak.
Benimd herkes gbi,
Bir güneşim olacak.

Bomboş olan ceplerim,
Elbet para görecek.
Ayağımda iskarpin,
Boynumda bir kravat,
Sırtımda da yepyeni;
Giysilerim olacak.

Çiçeklerle donanmış,
Yemyeşil küçük bahçem,
Ortasında masmavi;
Şirin evim olacak...

Kimse iğrenmiyecek,
Yoksulluğumdan artık.
İnsanların içine özgürce gireceğim,
Beni seven anlayan;
Birde eşim olacak.

Çocuklarımız doğacak,
Biri kız,biri erkek.
Erkeğin adı:Uğur,
Kızım.Sevim olacak.

Geçen zaman alacak,
Derdimi üzüntümü.
Umtluyum; mutluluk.
Birgün benim olacak...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Umutlarım
Renk renk umutlarım kelebek gibi,
Ha açtı açacak bir çiçek gibi.
Özlemle gözlerim mor ufukları;
Mutluluk perisi gelecek gibi


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Umutsuz Aşkın Sonu
Küçücük gönülcüğün,aşk dolu,sevda dolu.
İçmişsin kana kana sevda pınarlarından.
İstırap ülkesine gider bu aşkın yolu,
Geçeceksin çaresiz.cehennem kenarından...

Bin pişman olacaksın.dünyaya geldiğine,
Al canımı Allhım! Ne olur.diyeceksin.
Lanetler edceksin Onu gördüğün güne.
Kendine kahrettikçe,daha çok seveceksin..

Neden neden? diyerek yumruklarken göğsünü,
Yüreğin kan ağlarken akacak gözyaşların.
Hatırlayınca bir an Onu gördüğün günü..
Gönlünü dolduracak,sımsıcak gözyaşların..

Gözyaşın yanardağdan fışkıran lavlar gibi,
Kirpiğinden süzülüp akacak yanağından..
Yürekten ah ederken,yıldırım parlar gibi..
Ağzından kan gelecek,sizacak dudağından..

Kör olsaydı gözlerim,görmeseydim yüzünü..
Diyerek başındaki saçını yolacaksın..
Her sabah bülbül gibi,haykırarak hüznünü,
Gül gibi hazin hazin,sararıp solacaksın..

Umutsuz bir aşk için,yılları sayacaksın
Yollara bakacaksın,yaşlı gözlerle her gün.
Ve yaralı gönlünü,toprağa koyacaksın,
Son gülün son yaprağı.yere düştüğü gün..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Unutmuş Bizi Yazık Sevgili Sandığımız
Unutumuş bizi yazık sevgili sandığımız.
Beyhudeymiş yıllardır tutuşup yandığımız.
Duydum ki,yılda birkez anmıyormuş adımı;
Kutsal bir dua gibi adını andığımız.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Unuttum
Gönlümdeki zaman zaman sızlayan,
Şu yaraya ok mu değdi unuttum.
Yıllad geçti hatırlamak kolay mı;
Sevmek neydi,nasıl şeydi unuttum.

Bir zamanlar orda bir kız yaşardı.
Bahar günlerinde kıra çıkardı,
Uzaklardan süzgün süzgün bakardı.
Gözlerini ne renkteydi unuttum.

Şebnemler parlardı saçın telinde,
Çiçekler oynardı nazik elinde,
Bir şarkı söylerdi herdem dilinde,
Aşka dair bir besteydi unuttum.

O zaman her mevsim bana bahardı,
Hülyamda şipşirin bir dünyam vardı,
Şimdi ufukları bulutlar sardı.
Evim barkım neredeydi unuttum.

O güzel günleri ******* çaldı...
Kurduğum dünyayı bir tufan aldı,
Bana paramparça bir gönül kaldı;
Ölmüş O kız, adı neydi unuttum.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Unutulmayan
İlkgözağrım,gönül sızım,birtanem.
Duydum ki,yoluma bakmakta imiş...
Göğsünde hıçkırık,kirpiginde nem,
Gözlerinden kan-yaş dökmekte imiş...

Dilden dile dolaşırmış sevdası,
Duyulmuyormuş artık şen kahkahası,
Elem denizinin hicran dalgası,
Gönül duvarını yıkmakta imiş....

Kahrolsun bizleri ayıran gemi,
Beklermiş rıhtımda döneceğimi,
Zalım aşk güneşi,Güzçiçeğimi,
Tıpkı benim gibi yakmakta imiş..

İlk defa öpüşüp kucaklaştığımız,
El ele tutuşup dolaştığımız,
Yeminler edererek vedalaştığımız.
O yerde gözyaşı dökmekte imiş...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Unuturum Dedimde Sözümü Tutamadım
Unuturum dedimde,sözümü tutamadım.
Seni seven gönlümden,çıkartıp atamadım,
Seninçün için için tutuşup yandığımı;
Yazık! sen anlamadın,ben hiç anlatamadım..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Uyusam Uyanmasam O Nermin Kucağında
Sarsam ve kucaklasam,kıvrım kıvrım belini.
Doya doya seyretsem, o kömür gözlerini.
Öpsem öpsem koklasam incecik ellerini.
Yansam yansam kül olsam sımsıcak ocağında,
Uyusam uyanmasam o nermin kucağında...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Uzaktaki Köy
Köhne bir köy,unutulmuş uzakta,
Kervan geçmez,köprüsü yok,yolu yok.
Öksüz yavru gibi ağlar kundakta;
El uzatıp istemeğe kolu yok..

Kıraçlaşmış dağlar,solmuş yeşiller,
Korkunç uçurumlar,görünür yer yer..
Eski gür ormandan kalmamış eser,
Kocamış kütükler yeşil dalı yok..

Yıllar yılı terkedilmiş bir vatan,
Gece-gündüz işler onu kız-kızan,
Kadın-erkek taşıdığı gam-hicran;
Bir pazarda satılacak malı yok..

Terkedenler kimdir,terkedilen kim?
Özbe öz yavruya olur mu bu kin,
Çalışır,didinir,derdi çok lakin;
Söyleyemez ağzı vardır.dili yok..

Her gelen bir hançer vurur yaraya,
Yollar uzak ses ulaşmaz saraya,
Haykırmadan girilmez ki,sıraya;
Ozan dilsiz,sazı kırık, teli yok...

Ey arkadaş sızlamaz mı vicdanın,
Orası da benim-senin vatanın,
Gözü yaşlı imdat bekler inanın;
Senden başka tutunacak dalı yok


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Ümit Yaşar Oğuzcanın Anısına
Son sözü söylemeden,Dost Şair Ümit Yaşar.
Göçtü söz ülkesinden, Cihangir Ümit Yaşar.
Sen ölmedin Üstadım,mısralarda yaşarsın;
Her şairin şiirinde,başka bir Ümit Yaşar..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Vakitsiz Hazan
Vakitsiz bir hazan,bilmem ki neden,
Bağlar solmuş sararıyor yapraklar.
Yaşım henüz geçmemişken yirmiden;
Yüzüm kırış kırış,saçımda aklar.

Ağır ağır kararırken ufuklar,
Gönlüm hüzün dolar,içimde korku!
Her gece içinde bir meçhul saklar,
Anbean yaklaşır ebedi uyku!

Ta ruhumda bir ırmak var,derinden
Akar akar sonsuzluğa kavuşur.
Bir ses gelir bana,meçhul yerinden;
Der:'ey yolcu beni bekle biraz dur'!

Ben koşarım o kovalar peşimden,
Yaprak gibi savrulurum önünde;
Kurtulan kim. O meçhulun elinden,
Beni de yakalar bir meçhul günde.

Nafile bu koşu hayat yolunda,
Halbu ki,bu saha nekadar dardır.
Umut varya,bu gecenin sonunda;
Umutla yaşayan bahtiyarlardır.

Vakitsiz bir hazan,bahar solmakta.
Toprağa dökülmüş sarı yapraklar;
Sanki akşam olmuş,gün kararmakta,
Gözlerimde gözlük,saçımda aklar...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Varolan Gerçek
Alı al,moru mor,yeşili yeşil.
Gönlümde solmayan bir bahar vardır.
Her mevsim taptaze, hep ışıl ışıl,
Umutlar,sevgiler,arzular vardır.

Hayatın kışında,hem baharında.
Sen varsın bu yolun her durağında.
Aşkın en mukaddes tapınağında,
Önünde diz çöken sevdalar vardır.

Sevinçler,neşeler gül nefesinde,
En içli ezgiler bülbül sesinde.
Çağlayan suların her bestesinde.
Adına söylenen şarkılar vardır.

Ne özlemler vardır yaşlı Acunda.
Öksüz bebelerin ak avucunda.
Gurbet yollarının en son ucunda.
Yolları gözleyen anne-yar vardır.

Umutlar tomurcuk,umutlar çiçek.
Çocuklar gerçeği bildi-bilecek.
Sonsuzluk içinde minnacık gerçek;
Bir tabut,bir çelenk,bir mezar vardır.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Vasiyetname
Dostlarım! öldüğümde,dinleyin duyun beni.
Kara giysilerimden çabucak soyun beni.
Değin ki; baharların kara sevdalısıydı,
Yeşil tabut içinde toprağa koyun beni...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Vefasız Aşkına Yazmayacağım
Bu sana son mektübum,
Son şiirim olacak;
Bir daha vefasız aşkına yazmayacağım.

Karlı dağlar gibi,Çin seddi gibi,
Aşılmaz engeller koyacağım araya..
Gözyaşlarım sel sel olup aksa da Marmara'ya;
Seni sormayacağım,aramıyacağım.
Sana darılmıyacağım,kızmıyacağım,
Sadece talihsizliğime kahredeceğim..
Belki,ruhumun derinliklerinde tusunami olacak!
Belki,yanardağlar gibi fışkıracağım sonsuzluklara,
Belkide yanacağım,Kor kor! ,alev alev!
Ama senden bir damla su ummayacağım.
Sana darılmıyacağım,kızmıyacağım,
Bir daha vefasız aşkına yazmıyacağım.

Kışlar geçecek.
Baharlar gelecek sensiz...
Kömür gözlerini,şirin sözlerini,
Ruhumu bahar güneşi gibi ısıtan gülüşlerini,
Sımsıcak ellerini,
Bir kısrak yelesi gibi,arkaya arkaya savurduğun
Siyah saçlarını,
Hiç bir zaman,hiç bir zaman unutmıyacağım.
Bir daha vefasız aşkına yazmıyacağım.

Seninle yaşadıklarımı;
Beyaz bir zambak buketi yapacağım,
Ve gönlümün derinliklerinde,
En değerli hazinem olarak saklıyacağım.
Ancak sana vefasız aşkına asla yazmıyacağım.
Seninle tanışmadan önceki günlerimi,
Seninle vedayaştıktan sonraki zamanı,
Ömür defterinden sileceğim,
Sensiz olduğum anları yaşanmış saymıyacağım.

Bundan sonra seni;
Anılarımda ve düşlerimde yaşatacağım.
Sana darılmıyacağım,kızmıyacağım,
Bir daha vefasız aşkına yazmıyacağım.

Bir gün Bostancı sahilinde,
Bir gün Dragos Tepesinde,
Bir gün Kız Kulesinde ki; geçmiş anılardan kalan,
Sevda kırıntılarını toplayacağım,
Şu kanla yıkanan dünyada;
Sevgisiz ve sevdasız kalmışlara dağıtacağım.
Bir zamanlar nedenli sevdiğimi,
Mutluluktan bulutlar üzerinde gezindiğimi,
Martılara ve balıklara anlatacağım.

Kim bilir?
Sensizlik evreninde,mutsuz,umutsuz,
Kimsiz ve kimsesiz kalacağım,
Yine de vefasız aşkına yazmıyacağım.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Vefasız Leyla
Çözemedim bir türlü sendeki muammayı,
Terketmeliyim dedim ondan vefa ummayı.
Anladım yine hüsran benim payıma düşen,
Beyhude beklemişim O vefasız Leylayı..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Vefasız Sevgiliye
Madem ki sevmiyorsun zümrüt gözlü meleğim.
Neden baygın gözlerle yüzüme bakıyorsun?
Bakışların ne sıcak ey nazlı kelebeğim.
Mum gibi hazin hazin gönlümü yakıyorsun?

Bağda gülde sen varsın,dal dal çiçek çiçeksin,
Cennet te seni gördüm.sen bir hürü meleksin.
Yaylalarda ceylansın,kırlarda kelebeksin.
Bülbüller sesin var,kırlarda kokuyorsun.

Gece seyrana çıksan.ay ışığın kaybeder,
Yıldızlar bölük bölük önünde secde eder,
Her yerde aksin vardır,seninle dolu her yer.
Bir billur pınar gibi gönlüme akıyorsun..

Ey vefasız sevgili! zümrüt gözlü meleğim,
Sen beni unutsanda,ben seni sevceğim,
İste benden canımı,severek vereceğim.
Seni seven gönlüme neden kor döküyorsun?


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Vuslat Hangi Baharda Nezaman Nerde Leyla
Senin aşkın saldı beni,onulmaz bir derde Leyla.
Umut dolu bekliyorum,terkettiğin yerde Leyla..
Bir bahar daha geçti.sen yoksun bu bahçede;
Vuslat hangi baharda,nezaman nerde Leyla...?


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Vuslat Kıyamete Kaldı Mı Leylam
Baharın gülleri soldu mu Leylam,
Bu aşkın miadı doldu mu Leylam.
Bu son sualime gel bir cevap ver;
Vuslat kıyamete kaldı mı Leylam?


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

X'ten Y'ye
Hülyalı bakışından sıçrayan kıvılcımlar,
Bu soğuk *******de gönlümde kor olacak
Sevgisiz kalmak zülum,sensiz kalmak sa ölüm,
Ezeli kanun budur'seven gönül yanacak'.

Yaktığın bu ateşi yine sen söndürürsün,
O kiraz dudağınla bana hayat verirsin,
Neme lazım der isen.sen beni öldürürsün,
Bu derdi senden aldım,derman senden olacak..

Ey gönlümün çiçeği,hayatımın baharı.
Gamzeleri silmesin bu hüzün dalgaları,
Neden böyle üzgünsün gözlerin gülsün barı,
Sensiz öksüz kalırım.beni kimler saracak

Lalemsi dudakların ulvi bir mana taşır.
Gözlerin yıldız yıldız,saçların bayraklaşır.
Anlaşılmaz bir duygu X'ten Y'ye yaklaşır.
Yalan değil bu gerçek,yalanlar kaybolacak.
Aşkımız gökyüzünde kandil kandil yanacak..


25 Şubat 1972-ARTVİN
Kazım Karabkir Lisesi 5.Ed.A


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Yağmur Yağıyordu Ayrılırken
Yağmur yağıyordu ayrılırken,
Bir şimşek çaktı,
Göklerde..
Bir şimşek çaktı,
Gönlümde...
Yağmur damlaları ile;
Gözyaşlarım;
Karıştı birbirine...

Yağmur yağıyordu ayrılırken.
Bir yıldırım düştü;
Karşı tepelere,
Bir yıldırım düştü;
Gönlüme...
Ellerim boşlukta kaldı,
Senin saçların,
Benimse;
Gözlerim ıslandı...

Yağmur yağıyordu ayrılırken;
Tuzlanmıştı dudaklarım,
Buz tutmuştu parmaklarım;
Senin ellerin sımsıcaktı...

Yağmur yağıyordu ayrılırken,
Senin saçların,
Benim gözlerim ıslaktı.
Yağmur sularıyla;
Ruhum peşinden aktı.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Yalnız Adam
Yalnızlığın kanadı vurunca camlarına,
Hıçkırır sessiz sessiz gurbet akşamlarına.

Esrarlı ay ışığı değince pencereye,
Bir gölge usul usul sürüklenir caddeye.

Gözlerinin önünde varlıklar nokta nokta.
Birer birer sıyrılır kaybolur varlık yokta.

Bilmece çözer gibi düşünürde devamlı,
Susar denizler kadar,yaşlı gözleri gamlı.

Erir gider mum gibi ıstırap fanusunda,
Esrimiş çalkalanır duygu okyanusunda.

Varlığın özlemiyle o yokluğun tasında,
Çırpınır yorgun argın kaderin oltasında.

Gecenin karanlıkla örtülü mezarında,
Sıkışmış fosilleşmiş,kan akmaz damarında...

Kimsesiz sokaklarda avare adımları,
Gece boyu sessizce ölçer kaldırımları.

Ulaşmak umuduyla O ölümsüz varlığa,
Sürekli sürüklenir meçhul bir karanlığa..

Kararan ufukların ötesinde nur düşler,
Bambaşka dünyalarda ruhuna huzur düşler.

Özlem dolu gözlerle bakarda yıldızlara,
El eder,işmar eder Merihteki ıkzlara.

Uzayın boşluğunda sayısız yıldız dogar.
Sonsuzluğun sonund der ki; acaba ne var?

Varlık mı,görüntü mü,bu rengarenk kainat?
Varlığı ispat eder.zifiri küfre inat...

Gün doğar,yıldız kayar sonsuzda nakış nakış.
Nereden gelir kimbilir,nere gider bu akış.

Bu akışa set vuran,bunu durduran kim?
Bu sonsuz yüksekliğe,bu çatıyı kuran kim?

Bir çözülmez bilmece,çözemez aklı durur,
Zaafına kahreder,düşünceden yorulur.

Tan yelleri eserken,bağrında ateş söner,
Karmaşık duygularla metruk evine döner.

Kapanır üstüne gökler,çöker üstüne dam,
Ve sonsuz hülyasında kaybolur Yalnız Adam!


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Yalnız Kaya
Çocukluğumu yaşadığım;
O uzak şirin köyde,
Çam ve ladin ağaçlarıyla kaplı,
'Karanlık Dere'ormanında.
Uzun.narin ve ince;
Bir kaya vardı.
Köylüler ona.
'Yalnız Kaya'derlerdi.
Harcı cennetten getirilmiş,
Melekler eliyle inşa edilmiş,
Diye söylerlerdi.

Çin Seddi gibi,
Geçit vermez;
Erişilmezdi doruklarına..
Kartallar yuva yapardı burçlarına.

Üzgün,mutsuz ve de yalnız olduğumda;
Ya da gereksinim duyduğumda,
Bir serin yere,
Koşar sığınırdım eteklerine...

Yanan ateşli başımı,
Yaslardım soğuk göğsüne,
Serin.ılık bir duygu;
Akardı yüreğime...

Ünlerdim avaz avaz,
Ağlamaklı sesimle:
'Yalnı Kaya seni seviyorum! seni seviyorum! diye.
Sesim çarparak yalçın kayaya,
Yankılanırdı:'seni seviyorum! seni seviyorum! '
Diyerek geriye.

Ayrıldığımdan beri,
O uzak,şirin köyden,
Bu ateşli ve hummalı başım,
Yalnız Kaya kadar,
Şefkatlı bir omuza yaslanmadı.
'Seni seviyorum'diye inleyen sesime,
Yalnız Kaya gibi,
Cevap veren olmadı...
23 Nisan 2005 Üsküdar


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Yalnız Seni Özledim
Umut veren,gönül alan sözlerini özledim.
İçi gülen,sevgi saçan gözlerini özledim.
Bunca zaman,sen gelmedin,gel demedin nedendir?
Anlasana; yalnız seni,yalnız seni özledim.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Yalnızlıkta
Gölgeler düşüyor ak pencereme.
Hasretlik doluyor yalnız geceme.
Gönlümü sarıyor özlem bulutu;
Bir hüzün sağnağı başlıyor yine.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Yanıyorum
Ateş düştü bağrıma ey cana yanıyorum.
Güzel saki imdada koşsana yanıyorum.
Gençliğim gitti gider,bundan değil kederim;
Birtanem; sensiz geçen zamana yanıyorum.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Yar Dediğin Candan Önce
Yar dediğin candan önce,
Sevilirmiş sevilirmiş.
Böyle güzel gündüz gece,
Sevilirmiş sevilirmiş..

Güzelin ince bellisi,
Cilveli şirin dillisi,
Gamzeli, esmer benlisi,
Sevilirmiş sevilirmiş.

Gönül parayla satılmaz.
Seven gönülden atılmaz,
Yıllar geçse unutulmaz;
Sevilirmiş sevilirmiş..

Böyle gelmiş yer yüzüne,
Çoban bir gün şah kızına
Tutulur, gider izine;
Sevilirmiş sevilirmiş...


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Yaralı Tutsak Gibi
Bileklerimde zincir,
Örgü örgü saçların.
Kalbe saplanan hançer,
Işıl ışıl gözlerin,
Parlıyor şafak gibi...

Her gün sırtımda şaklar,
İnsafsız kırbaç gibi;
Çapkın çapkın gülüşün,
Baygın baygın bakışın;
Şu yaralı gönlüme;
Giriyor bıçak gibi...

Her gece ölüyorum,
Sensizlik evreninde,
Gün doğmadan kapını
Çalıyorum gizlice,
Sen ateş,ben pervane,
Dönüyorum çevrende,
Kimseden habersizce...

Bileklerimde zincir,
Örgü örgü saçların,
Kalb saplanan hançer,
Işıl ışıl gözlerin
Yaralı yüreğime,
Giriyor bıçak gibi.
Tutulmuşum tuzağa,
Gidemem ki; uzağa,
Yaralı tutsak gibi


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Yargısız İnfaz
Beni dipsiz kuyuya nedensiz ittin öyle.
Yargısız mahküm ettin,zindana attın öyle,
Gönlüme ilmik ilmik attığın kördüğümü;
Çözmedin beni mahpus bırakıp gittin öyle.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Yaşıyorum Sanma Senden Uzakta
Yabancı bir kentte akşamlıyorum,
Yine senden ayrı,senden uzakta.
Benden daha mutsuz var mı diyorum;
Taşa baş koyduğum soğuk yatakta.

Gurbette kahırla geçiyor bahar,
Ne bedbahtı belli,ne de bahtıyar,
Boynu bükük gözü yaşlı biri var;
Bu ıssız-ışıksız tenha sokakta...

Ömürdür anbean bitip-tükenen,
Sensiz olmak nedir,bilirmisin sen?
Her gün bin bir kerre ölüyorum ben,
Yaşıyorum sanma senden uzakta


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Yayla
Bugün 26 Temmuz 1981 Pazar,
Yirmi güne yakın bir süredir köydeyim.Yıllık iznimi bu şirin ve ücra yurt köşesinde geçirmekteyim. Çocukluğumun on yılını yaylada geçirdim..O yayla ki; gönlümün en alımlı yavuklusudur.
Yayla; Anadolu insanının yaşantısının ayrılamaz bir parçasıdır.Hayvancılıkla geçimini sağlayan insanların üretim sahası olduğu gibi,manevi bakımdan da,Anadolu insanının ruhu,neşesi ve sevincidir.
Yayla,yazın boğucu sıcaklarında köylüye ve hayvanlarına,yemyeşil çimenleriyle sürülerini besleyen otlak yeri olduğu gibi,aynı zamanda tüm gönüllerde bir coşku,sevda ve özlemin adıdır.
Mayıs ve Hazıran aylarında bir düğün ve bayram neşesi içinde çıkılır yaylaya...Yeşilin en yeşili ile bezenmiş çayırlarda mor,sarı ve ak-pak çiçekler öbek öbek göz kırpar insanlara..Genç kızlar yayla çiçeklerini kıskandırıcasına
en yeni,en süslü giysileriyle daldan dala uçuşan kelebek gibi sekerler...
Yayla insanı, güneşle beraber uyanır.Gökyüzüne daha çok yakınlığından mı,havanın saf ve temiz oluşundan mı,güneş daha bir berrak,daha bir okşayıcıdır yaylada....
Sular akmaz,adeta insanla konuşur kendi dilince.en yanık,en içli türkülerce çağlar gider yamaçlardan ak köpükleriyle...
*******; ah bu yayla *******i! En duygusuz robotları bile melankolik şair
yapar.Yıldızlar,çapkın komşu kızları gibi göz kırpar,işmar eder insana....Ay;
esrarlı ışıklarını cömertçe serper yeşil yamaçlara Dumansız,bulutsuz,mehtaplı *******de,çobanlar bayram eder.Yayla evlerinin önündeki düzlükte öbek öbek ateşler yakılır.Gençler,türkü söyler,halay çekerler...Gecenin bir saatında,kuşlar,böcekler ve kurtlar uykuda iken,dertli bir çobanın kavalından en içli,en hüzünlü ezgiler gecenin karanlığında uzar gider uazayın sonsuzluğuna doğru....Ve kimbilir hangi yayla evinde,genç bir kızın biraz şen,
biraz hüzünlü,sevda yüklü türküsü karşılık vererek eşlik eder çobanın ezgisine.Kuşkusuz bu *******de her zaman sevda türküleri duyulmaz.Bazen de kurt ulumaları duyulur acı acı...Ve kurt ulumalarının ardından köpek havlamaları,çobanların hey heyleri,çocukların çığlıkları ve koyunların,kuzuların melemeleri sarsar yaylayı...
Sonbahara doğru yaylaya bir hüzün,bir melal ve sessiz bir gariplik çöker,İlkbaharda,güle-oynaya,bayram şenlikleriyle yaylaya çıkan insanlar,mahzun yüzlerle,buğulu gözlerle göç hazırlıklarına başlar...Yaylanın
yeşil,yemyeşil çimenleriyle,rengarenk çiçekleriyle gülümsiyen yamaçlar,göç zamanı gelince,sararan otları,solgun,yaprakları dökülmüş,kurumuş,sararmış çiçekleriyle ölmüş yavrusuna ağıt söylüyen bir annenin yüzü gibi elemli ve üzgündür...Tabiatla insan arasındaki bağ,göç zamanı en belirgin biçimde gözlenebilmektedir.Bahar mevsiminde,çiçeği,böceği ve kuşlarıyla tabii bir cümbüş içindedir.Tatlı bir eğilimle doruklara doğru uzanan yeşillikler,sevdalı sevdalı gülümser insana.İlkbaharda genç bir kadının şen-şakrak kahkahası
gibi çağlayan suları,sonbaharda bir ağıt iniltisini andıran çağlayışlarla akar gider..
Baharda,en şen,en şakrak türkülerle yaylaya çıkan genç delikanlılar ve genç kızlar,mahzun ve üzgün göç ederler yayladan..Tabiatla insan,etle kemik gibidir yaylada...Uzun kış ayları boyunca yayla,tüm gönüllerde,bir özlem ve hasret olarak alev alev yanar.Yayladan uzak kalan Anadolu insanı daimi gurbette hisseder kendisini..Yayla gönüllerde bir sıla özlemidir.Gerçi
Ortaasyadan çıkışından beri gurbette değil midir bu insanlar? İlk büyük ve elemli göçten sonra milli bir çilemiz değil mi göç? ..Yüzyıllar boyunca sürekli göç ve gurbete mahküm olan Anadolu insanı,yayladan göç ederken en büyük
ve en çileli göçün hüznünü derinden hisseder ve yaşarlar...
Bu on günlük iznimi geçirdiğim yaylada,gençliğimi,çocukluğumu yeniden yaşamak istedim.Evet çocukluğumun acı-tatlı anılarını sakladığım bu yerden
ayrılırken ömrümde pek az duyduğum hicran ateşini ta gönlümde.hücrelerimde hissederek ayrıldım bu güzel yayladan.
26-Temmuz-1981


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Yayla Dumanı
Denizlerden gelir bir nefes gibi.
Gezer dağdan dağa yayla dumanı.
Yankılaşır tepelerde ses gibi,
Serilir toprağa yayla dumanı.

Birer birer çeşmeleri dolaşır,
Genç kızların saçlarıyla oynaşır,
Ahmet'ten Ayşe'ye öpücük taşır,
Dudaktan dudağa yayla dumanı.

Kim bilir içinde ne sınlar saklar,
Hasret hasret çiçekleri kucaklar,
Serin serin sevdamızı fısıldar;
Kulaktan kulağa yayla dumanı.

Öbek öbek çıkar al yıldızlara,
Taç olur yaylada güzel kızlara,
İçli bir ses gibi düşer sazlara,
Başlar ağlamağa yayla dumanı.

Gün gelir karışır turna sesine,
Eş olur kuzunun melemesine.
Çoban kavalını üflercesine.
Eser dağdan dağa yayla dumanı.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Yazık
Sana hasret sevdalı ölürsem bana yazık..
Beni öksüz bırakıp gidersen sana yazık...
Yok yok deme,bak geçiyor işte bahar;
Beyhude akıp giden güzel zamana yazık..


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Yeni Bir Sayfa Açıp Yaşamı Ak İstedim
Yeni bir sayfa açıp,yaşamı-ak istedim,
Işıl ışıl bir sevda,aşkı berrak istedim.
Gönlümü sana açtım,hiç bir perde koymadan,
Yalan-dolan olmadan tek yaşamak istedim.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

Yıldızlar Benimle Ağlıyor Anne
Bu akşam gönlüme doldu bir hüzün,
Yıldızlar benimle ağlıyor Anne.
Uçtum sonsuzluğa saman yolunda;
Gözyaşım sel oldu,çağlıyor Anne.

Yıldızlar ahımdan oldu muzdarip,
Mehtap garip,sular garip,ben garip;
Neylesin bu garip.gurbete varıp,
Şu gurbet ruhumu dağlıyor Anne.

Duyar gibi oldum tatlı sesini,
Saçımı okşayan gül nefesini,
Her kuş arzu eder öz yuvasını,
Neden kader yolu bağlıyor Anne.

Bilmem neden kederliyim bu akşam,
Beynimde canlandı binbir hatıram,
Yeter gözyaşını sil güzel anam,
Bilirim gözlerin ağlıyor Anne.


Hüseyin Ozan Öztürk

[GooD aNd EvıL]

v
Yoruldum
Billur pınar başında susamaktan yoruldum
Ruhumu tutsak eden bu yasaktan yoruldum.
Ellerin ellerimde,gözlerim gözlerinde;
Sana hasret çekerek yaşamaktan yoruldum.


Hüseyin Ozan Öztürk