fxxd
03-09-2006, 12:59 PM
turbo'nun çalışma sistemi
Turbonun görevleri nelerdir? Turbo nasıl çalışır?
Turbonun görevi daha fazla soğuk havayı motora vererek performansı arttırmaktır. Motorda soğuk hava sıcak havadan daha yoğundur. Bu yüzden motordan içeri giren hava ne kadar yoğun olursa içerdeki patlama o derece şiddetli olur. Bu sayede de üretilen güç ve tork da fazlalaşır. Otomobillerin soğuk havalarda daha iyi performans sergilemesinin sebebi budur. Turbo ise daha fazla soğuk havayı motora vererek performansı artırır.
Turboşarj
Turboşarj, egzoz gazı ile çalışan bir süperşarj olarak tanımlanabilir. Gücünü süperşarj gibi kayışlardan ve dişlilerden değil, egzoz gazının basıncından alır. Yanma odasında patlayan hava benzin karışımı, gaza dönüşerek egzoz süpaplarından egzoz manifoltuna doğru itilir. Bu aşamada egzoza giden gazın basıncı, yol üzerindeki turbonun pervanesini döndürür ve bu yönlü pervane sayesinde gazın önemli bir kısmı türbüne girer.
Türbün dolar
Türbün basınçlı gazla dolduğu andan itibaren ters yöndeki kompresör pervane de basınçla dönmeye başlar. Gazı, basınçlı bir şekilde, dışarıdan alınan ve emme manifoltuna giren temiz havanın üzerine püskürterek motora giren toplam hava yoğunluğunu ve basıncını normalin yaklaşık yüzde 50 daha üstüne çıkarır. Bu da içeri giren havanın benzinle birlikte ateşlendiğinde çok daha şiddetli bir patlama gerçekleştirmesini sağlar.
Motor patlayabilir
Süperşarjda olduğu gibi, turboda da motor kompresyon oranı atmosferik motorlara göre daha düşük tutulmalıdır. Aksi takdirde yüksek basınçtan dolayı motor çabuk yıpranacak ve hatta çok zorlandığı durumlarda motorun patlama riski ortaya çıkacaktır. Turbo uygulaması, motorun pistonları ve gerekiyorsa diğer aksamının da uygun şekilde değiştirilmesi suretiyle yapılmalıdır. Gücün yüzde 50'lere varan artışına dayanma ihtimali zayıf olan şanzıman ve aktarma sisteminin de değiştirilmesi gerekebilir.
Kullanımdan sonra soğutulması şart
Turbo motorlar kullanılırken dikkat edilmesi gereken bir başka husus ise otomobili yüksek devirlerde kullandıktan sonra motor stop edilmeden önce kısa bir müddet de olsa rölantide çalıştırılarak, türbünün boşalması ve soğumasına izin verilmesidir. Aksi takdirde gazın sirkülasyonu esnasında türbün boşalmadan bir miktar gaz içerde hapsolacak ve zaman içinde turboyu ciddi şekilde yıpratacaktır. Turbo uygulamasının motorda çok daha fazla yük ve yüksek ısılara yol açacağı ve bunun için intercooler uygulamaları veya diğer soğutma yöntemleri gerektiği unutulmamalıdır.
Fabrika çıkışı otomobillerde kullanılıyor
Turbo uygulaması özellikle ülkemizdeki otomobil modellerinde süperşarjdan daha yaygındır. Bu uygulamanın bir çok zaman Avrupalı standart otomobillerde fabrika çıkışı uygulandığı da görülmektedir. Örnek olarak VW'nin 1.8 litre hacimli 125 beygir güç üretebilen motoruna uygulanan çok küçük türbünlü bir turbo ile 1.8T motorunu yarattığı ve 150 beygir güç ürettiği bilinmektedir.
] katalitik konvertör
Motordan çıkan zararlı maddeleri zararsız maddelere dönüştürmek için araçlara takılır. Seramikten yapılan yapılan ve gözenekleri katalitik etki sağlayan maddelerle (katalizör) kaplı katalitik dönüştürücünün içinden geçen egzoz gazları reaksiyona girerek zararsız maddelere dönüşür. Dönüştürücüye NOx (Azot Oksit), CO (Karbon monoksit) ve HC (Hidrokarbonlar) olarak giren maddeler reaksiyon sonucunda canlılara zararsız N2 (Azot), CO2 (Karbon dioksit) ve H2O (su) olarak egzozdan dışarı verilir. Dizellerde ayrıca is parçacıklarını yakalamak için ek bir sistem ve EGR denilen (Exhaust Gas Recirculation) egzoz gazı devirdaimi sistemi bulunur. Bazen performans arttırmak için katalitik dönüştürücünün iptali gündeme gelmektedir. Bu işlem araca ek güç sağlasa da çevreyi kirletmesine neden olduğu için kaçınılması gereken bir durumdur. Aracın egzozundan zararlı gazlar çıktığında bundan yine en çok kendimiz ve yakınlarımız zarar görür. Son olarak, katalizör ile katalizatör arasındaki dikkat edilmesi gereken farklılık: katalizör, katalitik etki sağlayan madde demektir, katalizatör ise katalitik etki sağlayan cihaz. Katalitik konvertör yerine katalitik dönüştürücü de denilebilir. Böylece herkes anlayabilir...
NOS (nitrous oxide system)
NOS (Nitrous Oxide System)
Bir motordan en fazla güç artışı NOS ile sağlanır. Çalışma prensibi çok basit olan NOS, otomobilin herhangi bir yerine monte edilen tüple kontrol ediliyor. Tüp bağlantılarla, istenildiğinde motorun yanma odasına yakıt ve havanın yanında "nitroues oxide" gazı veriyor.
Bu gazın soğutucu etkisi, genleşme katsayısını düşürüyor ve yanma odasına normalin çok üstünde miktarda oksijen dolmasına neden oluyor. Bu sayede yakıt daha iyi yaniyor, patlama çok daha şiddetli gerçekleşiyor ve güç artşı oluyor.
Kiti bir tüp, butonlar ve motor içi bağlantı aparatlarından oluşan NOS'u aktif hale getirmek tüpün vanası, ardından içeride bulunan ana kumanda düğmesi açılıyor, gaz pedalının altında bulunan buton, gaza tam basılması halinde aktif hale geliyor ve "nitroues oxide" gazı yanma odası içine pompalanıyor.
Otomobilin motor hacmi ve gücüne göre 50 ve 1500 bg arasında güç artışı sağlayabilen NOS kitlerinin fiyatları 600 Amerikan dolarından başlıyor.
kule gergileri ve viraj çubukları
Kule gergileri, amortisör kulelerini karşılıklı olarak tek bir parça halinde birleştirmek için kullanılırlar.
Kule gergilerinin amacı, özellikle sert girilen virajlarda amortisör kulelerinde meydana gelen esnemeleri minimize etmektir. Viraj alınırken amortisör kuleleri normalde esnerler, ve bu da bir miktar çekiş kaybına (ya da yol tutuşta bir miktar zaafiyete) yol açar. Kule gergileri amortisör kulelerinde meydana gelen esnemeleri önlemek üzere dizayn edildiklerinden, viraj alımı sırasında enerjiyi gücün yüklendiği tek bir kuleden alıp diğer kuleye de iletmek suretiyle paylaştırırlar. Bu, jantları yere paralel tutmaya, o da lastiklerin yere daha iyi temas etmesine yardımcı olur. Sonuçta, viraj sırasındaki çekiş ve yol tutuş iyileşir.
Viraj Çubukları:
Viraj sırasında fizik kuralları gereği otomobiler sadece tek bir tarafa (virajın dış tarafına doğru) yatarlar. Viraj çubukları virajın iç tarafında kalan (aynı aks üzerindeki karşı taraftaki) tekerleği de yere bastırmak sureti ile tüm otomobilin yol tutuşunu iyileştirmeye yardımcı olurlar. Böylelikle önden ve arkadan kaymalar daha az yaşanır.
Özellikle yüksek hızda girilen virajlarda amortisör kule gergileri ile tam uyum içerisinde çalışırlar. Ancak, arazi kullanımında tek bir lastiğin havada kalması şeklinde dezavantajları vardır.
vankel motorlar
vankel motorların çalışma sistemi
http://img389.imageshack.us/img389/9813/maliresim8189fn.gif
http://img389.imageshack.us/img389/8374/maliresim8171rw.gif
WANKEL MOTORLARI
Wankel motorların temel prensibi takriben 28 yıl kadar önce 1950 yılının başlarında Alman Mühendisi FEI.İX WANKEL tarafından bulunmuştur. 1960 yılının ortalarında, Almanya’da NSU ve Japonya'da TOYO KOGYO firmaları Wankel motoru ile çalışan otomobilleri halkın hizmetine çıkarmışlardır.
1972 yılında Amerikan, General Motor Firması, beş sene içerisinde "Wankel motorunu geliştirmek için 50 milyon dolar harcayarak, 185 HP gücünde bir Wankel motorunu 1974 yılına kadar geliştirilip otomobillerde kullanmaya başlamıştır. Amerikan Ford Firması, Wankel motorunun kendi otomobillerinde kullanılması için çeşitli anlaşmalar yapmıştır. Bunların dışında Hollanda’da Datsun, İngiltere'de Rolls-Royce ve İtalya'da Alfa Romeo işletmeleri Wankel motoru üzerinde çalışmalar yapmışlardır.
WANKEL MOTOR: Piston ve segman gibi parçaları bulunmayan, elektrikli motorlara benzer bir şekilde blogun ortasindaki rulmanli bir parcanin bloga giren benzinin ateslenmesiyle donmesiyle cok kucuk hacimlerden cok yuksek gucler cikartabilen bir motor tipidir. (Ornek: Mazda RX-7 1308cc 255bg!) Bu verimli yapilarina ragmen tamirlerinin neredeyse imkansiz olmasi nedeniyle neredeyse hic tercih edilmezler.
Abs, Ac, Msr, Asr,bas Ne Demek?
Türkiye'de bundan 10 yıl önce genellikle sade donanımlı otomobiller kullanan sürücülere, özellikle son 5 yıldır adeta teknoloji harikasına dönen araçlar daha büyük sürüş keyfi yaşatırken, bir yandan da otomobillerin elektronik donanımlarını en iyi şekilde öğrenmenin zorunluluğunu getiriyor.
Sürüş güvenliğini en üst seviyeye çıkaran ve daha önceleri genellikle üst sınıf otomobillerde görülmesine alışık olunan elektronik donanımların, alt sınıftaki modellerde de yaygınlaşmaya başlaması sonucu, bir süre öncesine kadar ''AC (Air Condition)'', ''ABS (Antiblock Brake System), ''EBD (Electronic Brake Distributor)'' gibi terimlere aşina olan sürücüler, artık ''ESP'', ''BAS'', ''MSR'', ''ASC+T'' gibi kısaltmalarla da sıklıkla karşılaşıyor.
Otomobil modellerinde kullanılan ve sürücülerin öğrenmek için neredeyse sözlük yardımına ihtiyaç duyacağı bazı elektronik donanımların kısaltmalarının anlamlar6ı şöyle:
ESP: Elektronik Stabilite Programı (ESP), sensörler sayesinde otomobilin seyir halinde çizgisini korumasına yardımcı olur. Böylece, araç savrulmadan stabil bir şekilde seyrini sürdürür.
BAS ya da EBA: ''Brake Assist System'' ve ''Emergency Brake Assist''in kısaltmaları olan BAS ve EBA, sürücünün fren pedalına sert basması halinde devreye girerek, fren gücünü tam olarak devreye sokar.
ABS: ''Antiblock Brake System''in kısaltması olan ABS, sürücülere, tekerlekler kilitlenmeden fren yapma olanağı sağlar. Ani frenler veya ıslak zeminlerde devreye giren ABS, kullanılan aracın manevra ve kontrol yeteneğini artırarak, sürücüye yardımcı olur.
MSR: ''Motor Schleppmomenten Regelung''un kısaltması olan MSR, özellikle kaygan zeminlerde, sürücünün ayağını gaz pedalından çekmesiyle oluşacak kaymayı, motor torkunu kullanarak önlemeye çalışır.
ASR: ''Anti Schlupf Regelung''un kısaltması olan ASR, araçların patinaja düşmeleri önler. Türkçe'ye antipatinaj sistemi olarak çevrilebilecek ''ASR'', patinaja geçildiğinde çekiş olan tekerleklere giden gücü kontrol eder ve tutunmayı sağlar.
EBD: ''Electronic Brake Distributor''ün kısaltması olan ''EBD'', fren yapılması halinde gücün ön ve arkadaki akslara dengeli şekilde dağılmasını sağlar. Böylece, güvenli fren yapılmasına yardımcı olur.
ASC+T: ''Elektronik çekiş kontrol sistemi'' olarak tanımlanan sistem, aracı seyir halindeyken sensörler aracılığıyla sürekli takip eder. Sürücü, tehlike yaratacak durumlarda aracına gaz verse bile, sistem motor gücünü sınırlar.
EPB veya APB: Klasik el freninin yerine geçen bu sistemde, el freni, anahtar kontak yuvasından çıkarıldığında otomatik olarak devreye girer. Sistem, bazı modellerde, motor yeniden çalıştığında, bazı modellerde de bir butona basılarak devreden çıkarılır.
Tiptronic: Araçlardaki şanzımanın manuel ya da otomatik olarak kullanılmasına olanak sağlar.
Cruise Control: Otomatik hız kontrol sistemi olarak tanımlanan ''Cruise Control'' sürücü tarafından devreye sokulduğunda, aracın hızını sabitler. Sistem devreden çıkarılmak istendiğinde, gaza, frene ya da sistemi çalıştıran düğmeye yeniden basılması gerekir. Günümüzdeki bazı yeni nesil modellerde kullanılan, ''Akıllı Cruise Control'' ise sensörler aracılığıyla öndeki araçla olan mesafenin daraldığını tespit eder etmez, aracı yavaşlatır ve daha sonra hızı tekrar ayın seviyeye otomotik olarak getirir.
SRS: Otomobil kabinindeki sürücü ve yolcuların bir kaza anında korunması amacıyla geliştirilen ''Airbag'' veya ''SRS (Suplementary Restraint System)'', Türkçe'ye ''hava yastığı'' olarak geçti. Emniyet kemeriyle birlikte kullanılmaları halinde maksimum koruma sağlayan hava yastıkları, çarpışma sırasında, çok kısa bir süre içinde otomatik olarak devreye girer.
hp ve ps arasındaki farklar
Güç ölçümü için kullanılan PS (Almanya ve Orta Avrupa) ve HP (Avrupa, Amerika, İngiltere ve Japonya) birimlerini kıyaslamak için aşağıdaki tabloyu kullanabilirsiniz.
1 HP = 745.69987158227022 Watt
1 PS = 735.49875 Watt
Aralarında çok büyük fark olmayan bu iki birim arasındaki ilişki ise :
1 HP = 1.013869665424 PS
şeklindedir.
Kaba bir kıyas ile, 100 HP 101.4 PS'e denk gelmekterdir.
silindir taşlama
Fabrikalarda seri üretimden çıkan silindir kapaklarının emme ve egzoz portları dökümden kumlu olarak çıkar. Emme ve egzoz portlarının pürüzlü olması sürtünmeye yol açarak hava emişini ve egzoz tahliyesini zorlaştırır. Silindir kapak işlenmesi, yaygın olarak bilinenin aksine, kapağın taşlanması değil, tüm parçalar söküldükten sonra, pürüzlerin alınması, portların parlatılması, dik köşelerin yumuşatılması ve imkan varsa portların ve supapların büyütülmesidir. Üreticilerin maliyetleri kısma çabaları arttıkça, seri üretimin kalitesi düşmekte ve kapak işlenmesi gibi işlemlerin önemi artmaktadır. Arkadaşlarımın Dinamometre üzerinde yaptığımız ölçümlerde ciddi güçler kazanıldığını rakamlarla gördük. Bu işlemler sonucunda, yukarıda bahsedilen kapak taşlanması işlemi de kompresyon arttırmak amacı ile uygulanabilir. Ancak yapılan işlemlerin hiçbir şekilde geri dönüşü olmadığını hatırlatmakta fayda var.
Silindir kapak işlemesi uygulaması sonrası, yapılan değişikliklere otomobilin elektroniğini adapte edebilmek için Chip uygulaması da tavsiye edilmektedir. Rahatlayan hava emişi ile bir hava pompası gibi çalışan motorun fazladan emeceği havanın fakir karışıma sebebiyet vermemesi için benzin değerlerini yükseltmek gerekebileceği gibi avans değerleri de değiştirmek gerekebilir.
ALINTIDIR GÜZEL BİLGİLER
Turbonun görevleri nelerdir? Turbo nasıl çalışır?
Turbonun görevi daha fazla soğuk havayı motora vererek performansı arttırmaktır. Motorda soğuk hava sıcak havadan daha yoğundur. Bu yüzden motordan içeri giren hava ne kadar yoğun olursa içerdeki patlama o derece şiddetli olur. Bu sayede de üretilen güç ve tork da fazlalaşır. Otomobillerin soğuk havalarda daha iyi performans sergilemesinin sebebi budur. Turbo ise daha fazla soğuk havayı motora vererek performansı artırır.
Turboşarj
Turboşarj, egzoz gazı ile çalışan bir süperşarj olarak tanımlanabilir. Gücünü süperşarj gibi kayışlardan ve dişlilerden değil, egzoz gazının basıncından alır. Yanma odasında patlayan hava benzin karışımı, gaza dönüşerek egzoz süpaplarından egzoz manifoltuna doğru itilir. Bu aşamada egzoza giden gazın basıncı, yol üzerindeki turbonun pervanesini döndürür ve bu yönlü pervane sayesinde gazın önemli bir kısmı türbüne girer.
Türbün dolar
Türbün basınçlı gazla dolduğu andan itibaren ters yöndeki kompresör pervane de basınçla dönmeye başlar. Gazı, basınçlı bir şekilde, dışarıdan alınan ve emme manifoltuna giren temiz havanın üzerine püskürterek motora giren toplam hava yoğunluğunu ve basıncını normalin yaklaşık yüzde 50 daha üstüne çıkarır. Bu da içeri giren havanın benzinle birlikte ateşlendiğinde çok daha şiddetli bir patlama gerçekleştirmesini sağlar.
Motor patlayabilir
Süperşarjda olduğu gibi, turboda da motor kompresyon oranı atmosferik motorlara göre daha düşük tutulmalıdır. Aksi takdirde yüksek basınçtan dolayı motor çabuk yıpranacak ve hatta çok zorlandığı durumlarda motorun patlama riski ortaya çıkacaktır. Turbo uygulaması, motorun pistonları ve gerekiyorsa diğer aksamının da uygun şekilde değiştirilmesi suretiyle yapılmalıdır. Gücün yüzde 50'lere varan artışına dayanma ihtimali zayıf olan şanzıman ve aktarma sisteminin de değiştirilmesi gerekebilir.
Kullanımdan sonra soğutulması şart
Turbo motorlar kullanılırken dikkat edilmesi gereken bir başka husus ise otomobili yüksek devirlerde kullandıktan sonra motor stop edilmeden önce kısa bir müddet de olsa rölantide çalıştırılarak, türbünün boşalması ve soğumasına izin verilmesidir. Aksi takdirde gazın sirkülasyonu esnasında türbün boşalmadan bir miktar gaz içerde hapsolacak ve zaman içinde turboyu ciddi şekilde yıpratacaktır. Turbo uygulamasının motorda çok daha fazla yük ve yüksek ısılara yol açacağı ve bunun için intercooler uygulamaları veya diğer soğutma yöntemleri gerektiği unutulmamalıdır.
Fabrika çıkışı otomobillerde kullanılıyor
Turbo uygulaması özellikle ülkemizdeki otomobil modellerinde süperşarjdan daha yaygındır. Bu uygulamanın bir çok zaman Avrupalı standart otomobillerde fabrika çıkışı uygulandığı da görülmektedir. Örnek olarak VW'nin 1.8 litre hacimli 125 beygir güç üretebilen motoruna uygulanan çok küçük türbünlü bir turbo ile 1.8T motorunu yarattığı ve 150 beygir güç ürettiği bilinmektedir.
] katalitik konvertör
Motordan çıkan zararlı maddeleri zararsız maddelere dönüştürmek için araçlara takılır. Seramikten yapılan yapılan ve gözenekleri katalitik etki sağlayan maddelerle (katalizör) kaplı katalitik dönüştürücünün içinden geçen egzoz gazları reaksiyona girerek zararsız maddelere dönüşür. Dönüştürücüye NOx (Azot Oksit), CO (Karbon monoksit) ve HC (Hidrokarbonlar) olarak giren maddeler reaksiyon sonucunda canlılara zararsız N2 (Azot), CO2 (Karbon dioksit) ve H2O (su) olarak egzozdan dışarı verilir. Dizellerde ayrıca is parçacıklarını yakalamak için ek bir sistem ve EGR denilen (Exhaust Gas Recirculation) egzoz gazı devirdaimi sistemi bulunur. Bazen performans arttırmak için katalitik dönüştürücünün iptali gündeme gelmektedir. Bu işlem araca ek güç sağlasa da çevreyi kirletmesine neden olduğu için kaçınılması gereken bir durumdur. Aracın egzozundan zararlı gazlar çıktığında bundan yine en çok kendimiz ve yakınlarımız zarar görür. Son olarak, katalizör ile katalizatör arasındaki dikkat edilmesi gereken farklılık: katalizör, katalitik etki sağlayan madde demektir, katalizatör ise katalitik etki sağlayan cihaz. Katalitik konvertör yerine katalitik dönüştürücü de denilebilir. Böylece herkes anlayabilir...
NOS (nitrous oxide system)
NOS (Nitrous Oxide System)
Bir motordan en fazla güç artışı NOS ile sağlanır. Çalışma prensibi çok basit olan NOS, otomobilin herhangi bir yerine monte edilen tüple kontrol ediliyor. Tüp bağlantılarla, istenildiğinde motorun yanma odasına yakıt ve havanın yanında "nitroues oxide" gazı veriyor.
Bu gazın soğutucu etkisi, genleşme katsayısını düşürüyor ve yanma odasına normalin çok üstünde miktarda oksijen dolmasına neden oluyor. Bu sayede yakıt daha iyi yaniyor, patlama çok daha şiddetli gerçekleşiyor ve güç artşı oluyor.
Kiti bir tüp, butonlar ve motor içi bağlantı aparatlarından oluşan NOS'u aktif hale getirmek tüpün vanası, ardından içeride bulunan ana kumanda düğmesi açılıyor, gaz pedalının altında bulunan buton, gaza tam basılması halinde aktif hale geliyor ve "nitroues oxide" gazı yanma odası içine pompalanıyor.
Otomobilin motor hacmi ve gücüne göre 50 ve 1500 bg arasında güç artışı sağlayabilen NOS kitlerinin fiyatları 600 Amerikan dolarından başlıyor.
kule gergileri ve viraj çubukları
Kule gergileri, amortisör kulelerini karşılıklı olarak tek bir parça halinde birleştirmek için kullanılırlar.
Kule gergilerinin amacı, özellikle sert girilen virajlarda amortisör kulelerinde meydana gelen esnemeleri minimize etmektir. Viraj alınırken amortisör kuleleri normalde esnerler, ve bu da bir miktar çekiş kaybına (ya da yol tutuşta bir miktar zaafiyete) yol açar. Kule gergileri amortisör kulelerinde meydana gelen esnemeleri önlemek üzere dizayn edildiklerinden, viraj alımı sırasında enerjiyi gücün yüklendiği tek bir kuleden alıp diğer kuleye de iletmek suretiyle paylaştırırlar. Bu, jantları yere paralel tutmaya, o da lastiklerin yere daha iyi temas etmesine yardımcı olur. Sonuçta, viraj sırasındaki çekiş ve yol tutuş iyileşir.
Viraj Çubukları:
Viraj sırasında fizik kuralları gereği otomobiler sadece tek bir tarafa (virajın dış tarafına doğru) yatarlar. Viraj çubukları virajın iç tarafında kalan (aynı aks üzerindeki karşı taraftaki) tekerleği de yere bastırmak sureti ile tüm otomobilin yol tutuşunu iyileştirmeye yardımcı olurlar. Böylelikle önden ve arkadan kaymalar daha az yaşanır.
Özellikle yüksek hızda girilen virajlarda amortisör kule gergileri ile tam uyum içerisinde çalışırlar. Ancak, arazi kullanımında tek bir lastiğin havada kalması şeklinde dezavantajları vardır.
vankel motorlar
vankel motorların çalışma sistemi
http://img389.imageshack.us/img389/9813/maliresim8189fn.gif
http://img389.imageshack.us/img389/8374/maliresim8171rw.gif
WANKEL MOTORLARI
Wankel motorların temel prensibi takriben 28 yıl kadar önce 1950 yılının başlarında Alman Mühendisi FEI.İX WANKEL tarafından bulunmuştur. 1960 yılının ortalarında, Almanya’da NSU ve Japonya'da TOYO KOGYO firmaları Wankel motoru ile çalışan otomobilleri halkın hizmetine çıkarmışlardır.
1972 yılında Amerikan, General Motor Firması, beş sene içerisinde "Wankel motorunu geliştirmek için 50 milyon dolar harcayarak, 185 HP gücünde bir Wankel motorunu 1974 yılına kadar geliştirilip otomobillerde kullanmaya başlamıştır. Amerikan Ford Firması, Wankel motorunun kendi otomobillerinde kullanılması için çeşitli anlaşmalar yapmıştır. Bunların dışında Hollanda’da Datsun, İngiltere'de Rolls-Royce ve İtalya'da Alfa Romeo işletmeleri Wankel motoru üzerinde çalışmalar yapmışlardır.
WANKEL MOTOR: Piston ve segman gibi parçaları bulunmayan, elektrikli motorlara benzer bir şekilde blogun ortasindaki rulmanli bir parcanin bloga giren benzinin ateslenmesiyle donmesiyle cok kucuk hacimlerden cok yuksek gucler cikartabilen bir motor tipidir. (Ornek: Mazda RX-7 1308cc 255bg!) Bu verimli yapilarina ragmen tamirlerinin neredeyse imkansiz olmasi nedeniyle neredeyse hic tercih edilmezler.
Abs, Ac, Msr, Asr,bas Ne Demek?
Türkiye'de bundan 10 yıl önce genellikle sade donanımlı otomobiller kullanan sürücülere, özellikle son 5 yıldır adeta teknoloji harikasına dönen araçlar daha büyük sürüş keyfi yaşatırken, bir yandan da otomobillerin elektronik donanımlarını en iyi şekilde öğrenmenin zorunluluğunu getiriyor.
Sürüş güvenliğini en üst seviyeye çıkaran ve daha önceleri genellikle üst sınıf otomobillerde görülmesine alışık olunan elektronik donanımların, alt sınıftaki modellerde de yaygınlaşmaya başlaması sonucu, bir süre öncesine kadar ''AC (Air Condition)'', ''ABS (Antiblock Brake System), ''EBD (Electronic Brake Distributor)'' gibi terimlere aşina olan sürücüler, artık ''ESP'', ''BAS'', ''MSR'', ''ASC+T'' gibi kısaltmalarla da sıklıkla karşılaşıyor.
Otomobil modellerinde kullanılan ve sürücülerin öğrenmek için neredeyse sözlük yardımına ihtiyaç duyacağı bazı elektronik donanımların kısaltmalarının anlamlar6ı şöyle:
ESP: Elektronik Stabilite Programı (ESP), sensörler sayesinde otomobilin seyir halinde çizgisini korumasına yardımcı olur. Böylece, araç savrulmadan stabil bir şekilde seyrini sürdürür.
BAS ya da EBA: ''Brake Assist System'' ve ''Emergency Brake Assist''in kısaltmaları olan BAS ve EBA, sürücünün fren pedalına sert basması halinde devreye girerek, fren gücünü tam olarak devreye sokar.
ABS: ''Antiblock Brake System''in kısaltması olan ABS, sürücülere, tekerlekler kilitlenmeden fren yapma olanağı sağlar. Ani frenler veya ıslak zeminlerde devreye giren ABS, kullanılan aracın manevra ve kontrol yeteneğini artırarak, sürücüye yardımcı olur.
MSR: ''Motor Schleppmomenten Regelung''un kısaltması olan MSR, özellikle kaygan zeminlerde, sürücünün ayağını gaz pedalından çekmesiyle oluşacak kaymayı, motor torkunu kullanarak önlemeye çalışır.
ASR: ''Anti Schlupf Regelung''un kısaltması olan ASR, araçların patinaja düşmeleri önler. Türkçe'ye antipatinaj sistemi olarak çevrilebilecek ''ASR'', patinaja geçildiğinde çekiş olan tekerleklere giden gücü kontrol eder ve tutunmayı sağlar.
EBD: ''Electronic Brake Distributor''ün kısaltması olan ''EBD'', fren yapılması halinde gücün ön ve arkadaki akslara dengeli şekilde dağılmasını sağlar. Böylece, güvenli fren yapılmasına yardımcı olur.
ASC+T: ''Elektronik çekiş kontrol sistemi'' olarak tanımlanan sistem, aracı seyir halindeyken sensörler aracılığıyla sürekli takip eder. Sürücü, tehlike yaratacak durumlarda aracına gaz verse bile, sistem motor gücünü sınırlar.
EPB veya APB: Klasik el freninin yerine geçen bu sistemde, el freni, anahtar kontak yuvasından çıkarıldığında otomatik olarak devreye girer. Sistem, bazı modellerde, motor yeniden çalıştığında, bazı modellerde de bir butona basılarak devreden çıkarılır.
Tiptronic: Araçlardaki şanzımanın manuel ya da otomatik olarak kullanılmasına olanak sağlar.
Cruise Control: Otomatik hız kontrol sistemi olarak tanımlanan ''Cruise Control'' sürücü tarafından devreye sokulduğunda, aracın hızını sabitler. Sistem devreden çıkarılmak istendiğinde, gaza, frene ya da sistemi çalıştıran düğmeye yeniden basılması gerekir. Günümüzdeki bazı yeni nesil modellerde kullanılan, ''Akıllı Cruise Control'' ise sensörler aracılığıyla öndeki araçla olan mesafenin daraldığını tespit eder etmez, aracı yavaşlatır ve daha sonra hızı tekrar ayın seviyeye otomotik olarak getirir.
SRS: Otomobil kabinindeki sürücü ve yolcuların bir kaza anında korunması amacıyla geliştirilen ''Airbag'' veya ''SRS (Suplementary Restraint System)'', Türkçe'ye ''hava yastığı'' olarak geçti. Emniyet kemeriyle birlikte kullanılmaları halinde maksimum koruma sağlayan hava yastıkları, çarpışma sırasında, çok kısa bir süre içinde otomatik olarak devreye girer.
hp ve ps arasındaki farklar
Güç ölçümü için kullanılan PS (Almanya ve Orta Avrupa) ve HP (Avrupa, Amerika, İngiltere ve Japonya) birimlerini kıyaslamak için aşağıdaki tabloyu kullanabilirsiniz.
1 HP = 745.69987158227022 Watt
1 PS = 735.49875 Watt
Aralarında çok büyük fark olmayan bu iki birim arasındaki ilişki ise :
1 HP = 1.013869665424 PS
şeklindedir.
Kaba bir kıyas ile, 100 HP 101.4 PS'e denk gelmekterdir.
silindir taşlama
Fabrikalarda seri üretimden çıkan silindir kapaklarının emme ve egzoz portları dökümden kumlu olarak çıkar. Emme ve egzoz portlarının pürüzlü olması sürtünmeye yol açarak hava emişini ve egzoz tahliyesini zorlaştırır. Silindir kapak işlenmesi, yaygın olarak bilinenin aksine, kapağın taşlanması değil, tüm parçalar söküldükten sonra, pürüzlerin alınması, portların parlatılması, dik köşelerin yumuşatılması ve imkan varsa portların ve supapların büyütülmesidir. Üreticilerin maliyetleri kısma çabaları arttıkça, seri üretimin kalitesi düşmekte ve kapak işlenmesi gibi işlemlerin önemi artmaktadır. Arkadaşlarımın Dinamometre üzerinde yaptığımız ölçümlerde ciddi güçler kazanıldığını rakamlarla gördük. Bu işlemler sonucunda, yukarıda bahsedilen kapak taşlanması işlemi de kompresyon arttırmak amacı ile uygulanabilir. Ancak yapılan işlemlerin hiçbir şekilde geri dönüşü olmadığını hatırlatmakta fayda var.
Silindir kapak işlemesi uygulaması sonrası, yapılan değişikliklere otomobilin elektroniğini adapte edebilmek için Chip uygulaması da tavsiye edilmektedir. Rahatlayan hava emişi ile bir hava pompası gibi çalışan motorun fazladan emeceği havanın fakir karışıma sebebiyet vermemesi için benzin değerlerini yükseltmek gerekebileceği gibi avans değerleri de değiştirmek gerekebilir.
ALINTIDIR GÜZEL BİLGİLER