PDA

Tam Sürümü Görüntüle : Kalender Sever


GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:14 PM
1 Mayıs 2008

Bütün gün
Pirüpak bulutlar
Yerde yaşanan çirkinliği
Görmesin diye
Güneşin yüzünü kapattılar

Ne ay doğdu o akşam
Ne de yıldızlar ışıdı

.......................

Ve kimileri
O gece yeniden
Bin yıllık karanlığın uykusuna yattılar

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:14 PM
Abeceden Önce

Abeceden önce öğrendim ekmeğimi kazanmayı
Sonra seviyi
Ve şimdi anlıyorum ki
Bu durumu şiir anlatabilir
En iyi

Abeceden önce öğrendim varlık-yokluğu
Sonra nesneyi
Ve şimdi anlıyorum ki
Bir şair anlatabilir bu felsefeyi
En iyi

Abeceden önce öğrendim
Güneş'i,ay'ı, geceyi
Ve şimdi anlıyorum ki
Yıldız kayarken
Tuttuğum dilekleri
Koca bir hiç anlatabilir
En iyi

Abeceden önce öğrendim, sevişmeyi
Sonra seviyi
Ve şimdi anlıyorum ki
Bu durumu bir çocuk anlatabilir
En iyi

Ben
Abeceden önce öğrendim, herşeyi

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:14 PM
Ağıt Yükü Türküler

Bazan acısı yüreğe ağıt yükü olur
Bir insandan geriye kalan bir türkü
Yüzünü karıştırmaya yeter de artar
Bir bulut nasıl karıştırmaya yeterse göğü
Ve damar damar
İçine akar hüzün
Dönüşü başka yazgıda geçen
Başka mevsime uçan bir kuştur
Artık güldüğün

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:14 PM
Akar Gider Arsız Hayat

Bir damla yaş durur gözünde
Acır damağında her tat
Ölüm gelir başım üstüne
Akar gider arsız hayat

Bir buluttun gökyüzünde
Bindiğin rüzgardan bir at
Mevsim mevsim ülke ülke
Akar gider arsız hayat

Yarin yattığı o dizde
Romatizma sızlar şu saat
Bir parıltı yanar söner gözünde
Akar gider arsız hayat

Yemişi bin bir biçimde
Her biri bir giz taşır içinde
Bebek gibi sallarken dizinde
Akar gider arsız hayat

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:15 PM
Akşam

Akşam
Büyük bir gemi gibi yanaşır evine
Bütün gece yükünü boşaltır yüreğine
Ay dolanırken günyayı
Bir yolculuk başlar ta içine

Dünya döner
Ay tepeleri aşar
Her tavşan yazgısını koşar

Akşam
Büyük sessizliğini yığar kapına
Ay un eler pencerede ince ince
Bir yıldız kayar ansızın
Bir sızı düşer ta içine

Gece döner
Gün ağarır
Güneşten ışık sağılır

Yine
Akşam yanaşır evine

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:15 PM
Alık Yarim

“k” Benim
Alık yarim
Dağdağasız
Balık yarim
Ben deniz seni
Arar dalgalarım

“a” Benim
Alık yarim
Sen güneş
Ben karım
Sen gül
Ben ağlarım

“l” Ellerin
Kırmızı benim
Gül goncası
Kan tükürür leblerin
Beni öldürme
Kalbindedir yerim

“e” Benim
Ay aşığım
Sen güneş
Ben sıra dağlarım
Sen yoksan
Ben kara bağlarım

“n”
…………..

“d” Benim
Bağ benim
Sen bağbanım
Bir yanım yeşil yaprak
Bir yanım çağla benim
Dalıma yarin eli uzandı
Çiğ tanesi ağlama, sevin

“e” Benim
Seller benim
Gözyaşım göller benim
Ben bir kara bulut,
Sen okyanus
Koynunda mavi gülerim

“r” Benim
Gün benim
Gece benim
Üstüme yıldız düşer
Bir kuytuda *******im
Bir kadeh ki sonsuzluk
Son yudumu
Son demi sun saki
Kainat döner
Ben içer kâinata dönerim

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:15 PM
Anne

Bir mevsim sersem ayaklarına
Elbette baharı istersin
Dağ dağ kokar
Renk renk gülersin

Bir mevsim sersem ayaklarına
İster misin?
Her pınarına güneşle beraber
Bir çift ceylan insin
Çam dalı
Çiğ tanesi
Gelincik kırmızı kanasın
Bir mevsim sersem ayaklarına
Üstüne bir sen
Bir bulut titresin

Bir mevsim sersem ayaklarına
İçinden lodos olmak istersin
Nerde bir çocuk ölse
Deniz yüreğin gibi kabarır
Kıyıları döversin
Bir mevsim sersem ayaklarına
Hıçkırıklarını rüzgarlara gömersin

Bir mevsim sersem ayaklarına
İçinden en çok güneşe benzersin
Güneş gibi sen de bir tanesin
İçimi ısıtır gülen yüzün,
Dilerim, güneş gibi her gün sen de gülersin
Bir mevsim sersem ayaklarına
Elleri öpülesi

Bir mevsim sersem ayaklarına
Saçların kara gecesi
Yıldızları tutuştursun gözlerin
Tepelere ay doğmadan öncesi

Bir mevsim sersem ayaklarına
Elbette baharı istersin
Her bakışımda bir çiçekle
Gözlerimden öpersin

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:15 PM
Asıl Olan

Gelincik kırmızı kanatır
Toprağın yanağını.
Açan her zambak
Besbelli beyaz bir yaradır.
Dağ doruğundan gelen deli rüzgar
Uçurumların bilediği korkuları
Kuytulara anlatır

Ey hat!
Toynakları yerden ışık toplayan at gibi
Dörtnala geçti hayat

Belki en büyük hakikat, var olmaktır
Fakat,
Asıl olan farkına varmaktır
Dört mevsim güneş aklında
Yağmur kalbinde rügara inat
Bir bulut gibi
Evrende kendini unutmaktır

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:15 PM
Ay Işığı

Silinir renkler ve şehir
Kapatınca gözlerimi
Oysa ben seni bekliyorum
Gözümü kırpmadan
Ahşap bir pencere gibi

Rüzgarla savrulur
Sarı ışıklarında
Sokak lambasının
Yağmur tanecikleri

Bulutların arkasında
Gizleme yüzünü
Karartma *******i

İstemez miyim,
Denizin ayağına gelmesini
İnat etme
Ay ışığı
Gir içeri

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:15 PM
Ayrı şafağı vardır her dağın

Burnumda tütüyor bahar
Yavruağzı şafakları
Kar yağıyor saçlarına dağın
Beyaz inciler bir bir
Paslı yapraklara
Kırmızı toprağa
Darmadağın

Beyaz türküsünü söylüyor kar
Mavi göğün gri bulutları
Beyaz saçlarını tarıyor akşamın
Her akşam ayrı geceye uyanır yıldızlar
Çiçekleri ayrı
Güneşi ayrı
Ayrı şafağı vardır her dağın

Mevsimler gelir-geçer
Yavruağzı şafakları
Yolcusunu gideceği yere bırakır
Her dağın patikaları

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:15 PM
Ayrılık

Her biletin bir canı vardır
Pasaportun bir sayfalarından bakan
Her havaalanı kapısını
Bir kere anlatan
Her öpücüğü dudağını kanatan
Bir mühürle
Pasaporttur biletini aldatan

Hasret bir rüzgar
Dalımı kıran
İnsan bir ağaç
Kapıdan kapıya
Yaprağını savuran

İki gözün
Ağladığı aynı ayrılıktır
Yüreğime tek batan
Her bileti
Bir ayrılığı anlatan

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:15 PM
Bahar Yüklü Bulut

Bir milyon yürek
Gelincik tarlası gibi dalga dalga
Yürüdük güneşli bir günde
Yürüdük “bulutları maviliklere sürerek”

Bir milyon yürek
Aktı Ankara’ya dört koldan
Aktı Tandoğan’dan Anıtkabire bir nehir
On dört nisan günü
Bahar yüklü bulut gibi gürleyerek

Not: 14 Nisan 2007/Ankara

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:15 PM
Ben Bir Söğüt Ağacıyım

Ben bir söğüt ağacıyım
Bir sarmışık yürür kuru dalımda
Pay ettim serçelere acımı
Altımda su akar gümüş yanar
Güneş tararken saçımı

Ben bir söğüt ağacıyım
Dal dal yaprak yaprak
Kurudum bir bahar üstü
Çürüdü köklerim bir bir
Sonra rüzgar da küstü

Ben bir söğüt ağacıyım
Ayakta ölür ağaçlar
Bir ağıttır o gün, şafak
Akşamüstü yağmur çiseler
Islanır, kokar toprak

Ben bir söğüt ağacıyım
Elim kolum kuru dallar
Bu ağıt sizin için ey...
Sizin için ağlayamam
Ağlamasını bilmez ağaçlar

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:15 PM
Benim Güzel Küçük Evim

Benim güzel küçük evim
Cansız şeyler ölmez
Bir parçası senin
Benim kaderim

Yola bakar pencerelerin
Otobüs durağına
Belki de bir daha dönmemek üzere giden
Gider ağrına

Benim güzel küçük evim
Ben geldim

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:16 PM
Biliyorum Gecenin Neden Saatleri Sıfırladığını

Biliyorum gecenin neden saatleri sıfırladığını
Bir eksildik bir çoğaldık bütün gün
Yeniden hak edeceğiz iyiyi ve güzeli
Dişin eskisinde kaldı güldüğün

Hiçbir saat göstermez gerçek zamanı
Geçmiştir aslında gördüğün
Her gün yeniden kuracağız gerçeği
En son yalandır doğru bildiğin

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:16 PM
Bir Çiçek Gibi Saksıda, Yalnız

Parmak ucundan yürüdü yüreğime karıncalar
Ellerim koynuma sığındı,
Saçağa sığınan serçe onlar,
Sıcak soğuğa karıştı
Yüzüme bakıp geçerken insanlar.
Göz yaşlarınız sizin olsun
Benim de elbette bir anam var.

Her gün suladığınız
Bir çiçek gibi saksıda, yalnız
Açsa, koksa ne yazar
Vicdanınız kurumasın
Vicdanınız neye yarar

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:16 PM
Bir Diktatörün Kısa Tarihi

Bir Diktatörün Kısa Tarihi

I.
30 Aralık 2006
Saat 04:55
Bir dar ağacı
Bir ilmek
İlmeğin ucunda Saddam
Katilde olsa
İlmeğin ucundaki
İnsana yakışmıyor idam

Öldürdü Saddam
Öldürüldü vesselam

II.
Su testisi su yolunda kırıldı
En son gördüğü dar ağacı
Kendisi için kuruldu

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:16 PM
Bir Kapı, Bir Kadın

Bir kapı,
Bir kadın
İlk kelime zor adım
Fırtınadan önce gibi
Bütün pencereleri kapadım

Varmak ister her patika
Yolcunun gittiği yere
Türküsünü de paylaşır
Acı su, ekmeğini de

Yalnız ağaç
Kırık dal
Son uzanan elden kalma
Tatlı bir sızıdır hala
Rüzgarları okşamasa da

Bir kapı
Bir kadın
O çalmadı
Ben açmadım

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:16 PM
Bir Nehir Olmak İsterim

Bir nehir olmak isterim
Kar suyundan beyaz içen
Her sabah güneş doğarken
Bir çocuğun düşünden geçen

Bir nehir olmak isterim
Savaş meydanlarını ikiye bölen
Geçtiği her ova bir yeşil deniz
İnsanı dört mevsim yüzü gülen

Bir nehir olmak isterim
Şelalerinden uçurum içen
Sırtında bir bulut yüklü
Gökkuşağının altından geçen

Bir nehir olmak isterim
Doğduğu yer güneşe düşen
Kolları dört yanı saran
Yatağında yüzyıllardır sevişen

Bir nehir olmak isterim
Korkularını köprülerle bölüşen
Gecenin en karanlık yerinde
Bir türkü gibi dilime düşen

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:16 PM
Bir resim karesi ve tuzla tershanesi

Güneş pırıl pırıl
Gök buz mavisi
Canı sıkılan adam gibi rüzgar
Yapraklarla oynuyor hafiften
Yok efilesi

İbrahim Urfalı
Evli
Bir çocuğu var
İbrahim tershane işçisi

İbrahim Dünyalı
İnsan
İki gözü, iki kulağı, iki eli var
Ağzı var dili yok
İbrahim bu yüzyılın kölesi

Bir resim karesinde İbrahim
Dört gençten biri
Burası Türkiye
Bir tuzla tershanesi

İbrahim tershane işçisi
Bütün derdi
Bir kuru ekmek
hepsi...

...........................
Umrumuzdaydı sanki doğarken
Olay olsun ölmesi

Milyon dolar bir lüks yat
Yanında
Otuz Türk Lirasına bir hayat
Liberal ekonomi değil mi
Her şeyin bir fiyatı var
Al-sat

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:16 PM
Bir Sabah Güneş Işırken

Çekiç sesleri yankılıyor
Sabah güneşi ışırken, duvarlarda
Bir dilim peynir, üç zetin tanesi
Çekiç sesleri ve
Beton kolonlar yükseliyor, artarda
İnsanı kahreden
Para
Kahreden
Şu yaşamak var ya

İşcilerin sesi yankılıyor
Sabah güneşi ışırken, duvarlarda
Bir dilim ekmek, üç zeytin tanesi
Çekiç sesleri sonra
Ansızın aklıma takılıyor, artarda
Bir göz evi ve
Bir gecede milyon dolar kazandıran arsa
İnsanı kahreden
Para
Kahreden
Şu yaşamak var ya

Çekiç sesleri yankılıyor
Sabah güneşi ışırken, duvarlarda
Bir bardak çay, üç zeytin tanesi
Çekiç sesleri ve sonra
Çocukları geçiyor gözümün önünden, artarda
Bir sabah güneşi ışırken
Geçecekler babasının yerine
İnsanı kahreden
Para
Kahreden
Şu yaşamak var ya

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:16 PM
Bir Şey Hariç

Şiir öyle bir el ki,
Bazan avucunda tuttuğunu sunar
Bazan da arta kalanı
Bir mevsim gibi her şeyden anlar
Bilir
Bir şey hariç: Yalanı

Yalan öyle bir şey ki,
Yemiş yüklü dalları ağaçların
Ve açlık hala katili insanların
Oysa ki bir şiir gibi dört mevsim
Hükmü sürmeli baharın

Öyle bir şey ki şiir
Karı baharın
Dağlarında yemiş
Dünya hali her şey olabilir
Bir şey hariç:
Ölürken karnı tok olmalı insanların

........................

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:16 PM
Bir yazgısı vardır her kapının

Bir yazgısı vardır her kapının
İki yaşamın orta yerinde
Kıyıya vuran
Acı tatlı
Anıları vardır
Kilidin dilinde duran

Bir belleği vardır
Kapı pervazında
Çakı çentiğinde duran
Eşiği vardır
Hüzne dalgakıran

Bir celladı vardır her kapının
Eli sinsi bir rüzgar
Her girişinde ayak sesi
Ayrı gıcırdar

Her akşam bir ihanettir
Gölgesi hep içeri vuran
Bir tek derdi vardır
İçerde oturan

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:17 PM
Böyle bir ayrılık yazmadı kitaplar

Ankara, Ben ve kar
Böyle bir ayrılık yazmadı kitaplar
Ben dışarıda
Londra da Yar
İçerde tek anahtar

Ocak 2006/Ankara

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:22 PM
Bulaştırmışken Yüreğini

Hangi şair yazabilir, acının şiirini
Batırmadan, acıya yüreğini
Ve hangi ağırlığı
Hangi tartı tartabilir
Duyumsamadan yerçekimini

Damıtmak için güneş ışığından
Beşinçi mevsimi
Bir şairden başka
Kim bakabilir güneşe
Kırpmadan gözlerini

Kimi dahi diyecek
Kimi enayi
İyisi mi sen
Bulaştırmışken yüreğini
Bir daha oku bu şiiri

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:22 PM
Bütün yollar kalbime çıkar

Kıyamam karıncaya
Üstüne basamam gelinciğin
Kan tutar
Aklım çıkar
Emeğini çalamam
Şairin işçinin
Tüküremem yerlere

Kolumu kaptırmışım şiire
Bir kere
Serçe sevişmesi sevincim
Kan sıçrar beynime bakınca gazetelere
Kan tutar
Kalbimi kaptırmışım şiire
Ne çare

Bazen
Kalbimi ey hayat!
Şeytan diyor ki
Kırmızı pancar gibi sök at
Lakin korkarım canım çıkar
Üstüne üstlük şairim
Damar damar bütün yollar kalbime çıkar

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:22 PM
Ceren Bebek

Ceren bebek
Bir çoğumuzun bir ömürde becerdiğini
Bir buçuk aylık ömründe becerdin
Öldün demek

Küçük bebek
Ölüler konuşmaz
Bir eksiklik değil
Konuşmayı öğrenemeden ölmek

Ceren bebek
Hayıflanma,
Dert etme
Yürüyemedin diye
Yürümese de olur, bir melek

...........................................

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:22 PM
Çerez

I.
Şiar
Yola dair
Bir yanda halk yürür
Bir yanda şair

II.
Eder
Gelir gider
Mal canın yongası
Elde var keder

III.
Hayır
Savaşa dair
Bir yanda can yürür
Bir yanda kafir

IV.
Barış
Bir yarış
Çıkışı bilinmez
Kalptedir varış

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:23 PM
Çıkmaz Sokak

Tadını çıkar anın
Gülüm
Gereği yok telaşın
Çıkmaz sokak
Gittiğin yol
Sonu ölüm

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:23 PM
Çocuk yüreği

Çocuk yüreği
Can kırığıdır
Neresinden tutsan batar
Her kırığı
Bir başka ağrıdır
Nereye batsa orda atar

Her çocuk yüreği
Bir can tartar
İçindeki ömür
Ne kadar bölünse
O kadar artar

Çocuk yüreği
Can kırığıdır
Battı mı ağlatır
Her ağrı canı anlatır

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:23 PM
Çorba parası ve kökler

İlahi Ali
Köklerinden utanır mı ağaçlar
Örneğin nar
Her sonbahar
Eğilir
Öper yeri
Dudakları kanar

servi
Üşümesin diye kökleri
Rüzgardan elleri
Saçlarını yolar
Örter yeri

İlahi Ali
Züğürtsek
Neyi çözer, inkar
Cebimizdeki para
İki çorba içecek kadar


İki çorba parası
Hepsi o kadar

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:23 PM
Deniz Ölüsü

Sen yüzünü karartmış ihanet içinde giderken
Yağmurla peşinden gelen deniz kokusu
Sen her iki şemsiyenden döküleni çiğnerken
Arkanda kalan koca bir deniz ölüsü

Sen bu yüreğin umudusun
Gitme
Ben olmazsam
Sen ölürsün
Ben deniz
Sen bende yitik gömüsün

Avucumdaki bir parça zaman, güneş doğarken
İçimdeki hüzün dünden kalan zamanın tortusu
Bir sağanak ki toprağımdan koşup giderken
Düşen her damla yağmur ömür törpüsü

Sen bu göğün gülüsün
Gitme
Ben dinersem
Sen ölürsün
Bendeniz yağmur
Sen gökkuşağı ölüsü

Meltemlerim dindi anılar şimdi bir karayel
Yarama bastığım denizden gelen tuz kokusu
Her gece düşlerimden geçen mavi bir hayal
Sabahlarımı çekilmez kılan uyanmak korkusu

Sen bu peteğin balısın
Gitme
Ben gidersem
Sen ölürsün
Ben bal arısı
Sen çiçek ölüsü

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:23 PM
Dost

Dost bilir, dostun gerçek derdini
Gonca gül gibi başın yere eğdi mi.
Çiğ tanesidir yaş,
Güller acar yüzünde,
Dostun eli, dosta değdi mi.

Altını sarraf bilir,
Dost dosttun rindini,
Yar sinesi gibi yüzünü ateşe serdi mi.
Dost dostan,
Altın değerini insandan alır;
Her güzelden bir iz kalır özünde,
Dostun yüzü, dosta değdi mi.

Dost dostun boy aynasıdır,
Dost dostan bilir kendini,
Kırılsa da, yüzü sırrında kalır.
Ağu keser yüreği, yaş gelir gözünden
Dostun sözü, dosta değdi mi.
..................................................

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:23 PM
Dostluğa Ağıt

Canı dosta feda etmeyene
Hiç dost denir mi?

Güzel insan
Bencilliğim odur ki
Ruhumun diğer yarısı sendedir
Tasasına düştüğüm can
Bir değildirki




...............................

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:23 PM
Dua

Başkasına ait ise eğer
Bir yudum
Bir lokma
Seni boğmaya yeter
Yazdıklarım diken gibi kıçına batsın
Bir başkasına ait ise oturduğun yer

Ahlakı yoktur fiziğin
Uçaktır uçar
Yattır,gemidir yüzer
Odun mudur?
Su mudur?
Taşıdığın bilinmez
Cehennem midir?
Uçağın, yatın, geminin gideceği yer

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:23 PM
E mi

Sen ölme
Sen ölme e mi?
Toprağı tarla tarla
Lacivert denizi gümüş balıklarla
Balıkçı ağıyla gölü
Kırlangıç kanadıyla göğü
Bölme e mi
Sen ölme
Sen ölme e mi?

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:24 PM
Ebeleme

Geçmişin
Gelirken peşinden
Bir çocuk gibi
Burnunu çek çeke
Anılar
Ebeler gözyaşlarını
ve seni
Her seferinde
Aynı köşede

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:24 PM
Ege Her İnsanda Belli Eder

Ege her insanda belli eder
Cahili şair,
şairi deli eder

Ege şiiri sesinden belli eder
Yürek titretir
İçine siner
Her mısrada dalga sesi,
bir gelir
bir gider

Ege her baharda belli eder
Gök kararır
Silinir gölgeler
Şimşek çakar
Yağmur denizi çiviler
Dalgaların tepesinde martılar
bir çıkar
bir iner
ve
Bir vapur kalkar iskeleden
Deniz kırışır gider
Kordon’da kahreden
ağlayan, gülen
Keyfe keder karışır gider

İzmir her halinden belli eder
Koynuna sığınır şehir gibi gemiler
Binlerin yüreğine her gece
Bir yalnızlık demirler

Gün gelir,karanlık perde iner
Bir salkım üzüm gibi her yürek
Bir avuç toprak eder
En nihayetinde
iyi-kötü karışır gider

Ege her şairde belli eder
Şiiri sesinden
şairi aklından eder

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:24 PM
Evimin Arkası Dağ Olmalı

Evimin arkası dağ olmalı
Önü deniz
Dağda yüzyıllık çınarı
Deniz de yaşlı balıkçıları

Evimin arkası dağ olmalı
Kapıda nar ağaçları
Dağda dört mevsim kar
Yere deymeli narın saçları

Evimin arkası dağ olmalı
Çat kapı baharı
Çiçekleri bin bir renk
Çiğdemleri mutlaka sarı

Evimin arkası dağ olmalı
Bahçede al al elmaları
Tepelerde şafak sökerken
Martı çığlıklarından sabahları

Evimin arkası dağ olmalı
Önü deniz
Dağda kekik kokulu rüzgar
Denizde bir yelkenli
Mavi bir türkü söylerken
Beni dosta götürmeli

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:24 PM
Gelin Gelin Anılar

Taşında toprağında boy boy ayak izim var
Kayalarına kulağımı dayasam İçinde sesim yankılar
Kaç kavak gövdesinde yara gibi büyüyen ismim var
Pınar başında kana kana su içen, suya eğilmiş aksim var
Bizim evin sokağı, hala benden çaldığı bilyeleri saklar
Kaç kış geçti üzerinden, kaç bahar?
Hala durur mu?
Annemin kafama attığı taştaki kanlar
Kırk beşine merdiven dayadım
Leş kartalı gibi döne döne gelin, gelin gelin anılar

Her kış zemheride dam boyu yağan kar
Annemin kilimlerine benzeyen toprak, zil zurna bahar
Bütün yaz dalga dalga akan, altın buğday tanesi dolu başaklar
Düşümde ucundan çekiştirdiğim yıldız yıldız gökyüzü var;
İçimdeki çocuk hala dam başında yorgansız yatar
Siyah önlük sıra sıra yaşanan karşılıksız aşklar
Hasretim büyür, her gün biraz daha sarı sonbahar
Siyahların saltanatını bitirmek üzere saçımda aklar
Leş kartalı gibi döne döne gelin, gelin gelin anılar

Dut ağacının en uç dalına tırmandığım zamanlar
Tatlısından anlardım en az bal arısı kadar
Ne kadar da ekşi olurdu dalından çaldığımız elmalar
Külde pişen patatesler, neden hep benim elimi yakar?
En küçüğünü kim ister, patates bitmeden, biten kavgalar
Daha da candan arkadaştık o karanlık akşamlar
Matematik de yoktu, kuzuları saymak içindi sayılar
Elimde değil, tespih tanesi gibi düşüyor bir bir yıllar
Azgın bir derya içinde omuzlarda batıyor kayıklar
Leş kartalı gibi döne döne gelin, gelin gelin anılar

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:25 PM
Giden Şaire Ağıt

Her gün yeni bir yaradır
Yüreğinde kanayan
Ne güneş yüzlü bir eldir kapını çalan
Ne de bir kitap
Derdini anlatır

Kuşlar uçar aniden
Kanatları göğü kapatır
Buz keser yüreğini
Güneştir bir eski türkü
Eskiyi anlatır

Çehresi yıkılmıştır gecenin
Ufkundaki kızıla
Geç değildir henüz
Ağla güzelim ağla

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:25 PM
Gitme! Aklın Ege’de Kalır

Gitme!
Aklın Ege’de kalır
Alır uzaklara götürür seni
Ufkun kızıl hali
Gözlerin batan güneşle dağlanır
Gitme!
Mavi sularda aklın kalır

Gitme!
Aklın Ege’de kalır
Kulaklarından silemez hiçbir şey
Dalgaların sesini
Her dalga bir ninni
Bütün kayıklar beşik gibi sallanır
Deniz avutur seni
Gitme
Bu sahilde aklın kalır

Sen gittin ya
Sahilde dalgalar
Çıplak ayak izleri arar

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:25 PM
Giz

Süt kesilmişti deniz
O sabah
Kıyamazdın bakmağa
Kırışacak sanırdın
Biri baksa

Çivilenmiş bir resim gibiydi
Edremit körfezi
Durmuştu zaman
Korkardın adım atmağa
Bu gizi
Bozabilirdi bir tek insan

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:25 PM
Gökkuşağındaki eksik renk

Gülmek hangi dilde
Bire bir
Gülmek kadar güzeldir?

Ağlamak hangi dilde
Bir gözyaşından daha gerçektir?

Sevişmek hangi dilde
İki kalp gibi yan yana düşmektir?

Barış
Belki de
Hiç bilmediğimiz
Gökkuşağında eksik bir renktir

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:25 PM
Göksu Bebek

Demek yirmi gündür aramızdasın
Göksu bebek
Yirmi gündür
Gök bir yıldız daha güzel
Gece bir yıldız daha aydınlık
Demek ki yirmi gündür
Sivas bir çığlık daha var
Ve ne acıdır ki doğduğun yerde
İnsanları yakabildi
İnsanlar
Göksu bebek
Aklında olsun
Bu gezegende en vahşi şeydir
İnsanlar

Yirmi gündür aramızdasın demek
Güle güle yaşa
Göksu bebek

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:25 PM
Gölgenin Can Bilinci

Her adımı yeri okşayan bir yaşlı yürüyor
Bir can
Bir gölge
Her ikisi bir tek sona gidiyor

Her gölgenin bir canı var
Gölge bilse
Can bilmiyor

Gölgeler kabul etmese de
Gölgenin can bilinci var diyor

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:25 PM
Gözlerin Baharı Saklar

Nar çiçeğini köklerinde saklar
Kan kırmızı
Nar
Göz yaşını bulutlarda saklar
Toprak
Ahımızı deli rüzgar
Umut,
Kar beyazı bulutlarda var
Bahar
Bütün renklerini karda saklar
Gözlerin baharı saklar
Senin gözlerin var

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:25 PM
Gözüm gözbebeğim gençliğim

Seni seviyorum
İki gözüm kadar
Ülkeme doğan güneş
Toprağıma serilen bahar

Seni seviyorum
Gözbebeğim kadar
Dağ doruğundan
Kapıma akan Pınar

Seni seviyorum
Gençliğim kadar
Kapımda dört mevsim
Dertleştiğim çınar


Seni seviyorum
Gözüm
Gözbebeğim
Gençliğim

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:25 PM
Güldün mü Güneş Gibi Güleceksin

I.
Güldün mü güneş gibi güleceksin
Çatlamalı orta yerinden karanlık
Erimeli görenin yüreğindeki buz
Göz kadar adil,
Gözyaşı kadar dürüst,
Işık kadar sağlam,
Güneş kadar temiz,
Yani en iyi
En eski iki arkadaş değil midir gece-gündüz
Çağlar boyu memesinden kara emdiğimiz
Karanlığın kıymetini de bileceksin
Yani sevdin mi gece gibi seveceksin
Bir an,
Karanlığın ucunda ağaran güneş kırığı saçına
Yüz sürmek için
Anlının orta yerinden vurulmak pahasına
Güneşin uğruna her sabah
Bir daha bir daha öleceksin

Öğrettin mi güneş gibi öğreteceksin
Işığa doğru nasıl iz sürerse tohum
Topraktan nasıl haykırırsa filiz
Nehirleri pırıl pırıl
Yeşil gölleri tertemiz
Mavi denizi düpedüz bulutların ayağına götüreceksin
Gökkuşağı altında kara buluta yağmasını
Dört mevsim
Yedi kıt’a üç okyanusa
İklimini öğreteceksin

Okullarda geceyi
İnsana gece gibi sevmesini
Buluta rüzgar binmeyi öğreteceksin
Dört mevsim
bir iklim
baharı yüreklere süreceksin

Karanlığına aklına gireceksin
Güneşi geceden öğreteceksin
Güldün mü güneş gibi güleceksin
Sevdin mi gece gibi seveceksin

II.
Güneştir geceden öğrendiğimiz
Aslında karanlıktır gördüğümüz

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:25 PM
Güneş Ülkesi Aşk Olsun

Sevinçim sımsıcak bir ağustos güneşi
Eriyen kar beyaz yürekteki bir acı olsun
Esmer tenin boz bereketli bir toprak, her mevsim sürdüğüm
Kabaran İki canlı toprağımda filiz filiz atan kalbin bacım olsun

Ayrı yürek nadasa bırakılmış bir topraktır
İki gözümden akan yağmur yaş olsun
Yağmurdan sonra maviliklerde yüzen kara bulut
Bereketli toprağıma ışıyan güneşe kara kaş olsun

Nihayet düşer insan kale gibi kol gezerse ihanet
Sevdalı yüreğim ülkeme benzeyen bir taş olsun
Dalga dalga mevsimden mevsime akan bulut
Mavi gökte Mustafa Kemal gibi bir baş olsun

Sen ki yüreği bin pare top gibi atan bir şairini
Mahpushanende bile tutamadın güneş ülkesi sana aşk olsun
Sen ki düşmanına bile açtın kale gibi kalbini
Gök mavi, bayrağın bulut, başkentin umut, nazım şairin olsun
Güneş ülkesi sana aşk olsun
Güneş ülkesi aşk olsun

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:26 PM
Güzel Günler Gelecek

Gün gelecek öyle bir ilerleyecek ki teknoloji
Binyıl geçse de üzerinden bir ağaç gövdesinin
Bir bir göreceğiz belleğinden
Kimin dalından kopardığını meyvesini

Gün gelecek öyle bir ilerleyecek ki teknoloji
Kapımızdaki ağacın yapraklarından toplayacağız
Sokağımızdan geçen katilin resmini
Ve gün gelecek
Söküp atacağız bedenimizden
Katil geni paslı bir çivi gibi

Öyle güzel günler gelecek ki
Ayakta becereceğiz
Bir ağaç gibi
Günü geldiğinde ölmeyi

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:26 PM
Hala Anlamadınsa

Güneş pırıl pırıl
Gök dikişsiz patiska
Sırt üstü uzanıp sıcak kuma
Baktığım anı anımsıyorum
Akdeniz kıyısında
Dalıp mavi sonsuzluğa

Şimdi, yıllar sonra
Daha iyi anlıyorum
Yaşam düşündüğümden
Her gün biraz daha kısa

Ama
Adım gibi biliyorum
Çok gençsin
Beni hala anlamadınsa

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:26 PM
Halk Ekmek Kuyruğunda Bir Yaşlı Adam

Sağ elin ayasıyla nemli gözlerini siliyor
Resimdeki kasketli adam
Yüzü kararmış gök gibi
Gözleri duman duman
Sırasını bekliyor
Yağacak
Dokunsam

Sağ elin ayasıyla gözyaşlarını siliyor
Resimdeki kasketli adam
Yüzü kararmış gök gibi
Bir yaşlı adam
Sırasını bekliyor
Yağacak
Dokunsam

Elimle omzuna dokunuyorum
Yüzü aydınlanıyor o an
Yerine koyuyorum
Çalınanı onurundan
Ne O farkında
Ne de çalan

Ben olmasam
Eksik dönecekti eve
Halk Ekmek kuyruğunda bir yaşlı adam

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:26 PM
Hangi çiftçi bulutlara yağmur eker

Hangi çiftçi bulutlara yağmur eker
Alnına öpücük gibi düşen yağmur olmasa
Hangi şair gökyüzüne türkü söyler
Yağmurdan sonra güneş doğmasa

Hangi denizci dalgalara resim çizer
Teknesi ile öpüşen gümüş balık olmasa
Hangi kaptan okyanusa lodos eker
Balık fırtınadan sonra sevişmese

Hangi öğrenci gökyüzünden bulut siler
Düş akıldan daha büyük olmasa
Hangi bilge güneşe gölge eder
Boynuz kulağı geçmese

Hangi çocuk geceden düş çalar
Annelerin ninnisi olmasa
Kim silahın kabzasına gül çizer
Ninnideki çocuk asker olmasa

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:26 PM
Havada Bulut Var

Havada bulut var
Ankara'da sis
İşine gidiyor insanlar
Yarı uykulu, gölgesiz

Havada bulut var
Akşama döner misiniz

Havada bulut yok
Yerde kar var
İzleriniz sizi bekliyor
Sabah giden ayaklar

Not: Ankara Şubat Güncesi'nden

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:26 PM
Her çocuk bir dala benzer

Her çocuk bir dala benzer
Bir ananın tutunduğu
Yumuk eli gonca güle
Avucunda unuttuğu

Her çocuk bir nilüfer
Gözyaşında büyüttüğü
Erir gülüşünde keder
Kendisidir unuttuğu

En çetin cephede bile
Her çocuk diğerine benzer
Hangi taştan kurşun sekse
Bir ananın yüreğine değer

Bir gün ölmekse eğer
En çok korktuğu
Her çocuk bir zafer
Yüreğinden vurulduğu
………………………

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:26 PM
Hey Özgürlük

Uçurumlardan düşüren milim
Yürek yangını uçurumlardan
Sebebim olur
Gelincik kırmızı
Minik ellerin
İlkyaz gelir
Dağlarına düşerim

Bir patikadır uzağa sevgilim
Yazgısını yolcuları taşır
Bir düş ki
Dağlar başını döndürür
Kaya diplerinde su ağlaşır

Yelesinden doru bir atın
Koparılmış bir yelim
İlkyaz gelir
Dağlarına düşerim

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:26 PM
Hindistan’da Basanta Roy, İstanbul'da Dilar'a

Hindistan’da Basanta Roy
Bir başına bir mezarlıkta
Altı yıldır ölümü bekliyor
O şimdi yüz üç yaşında

Hindistan’da Basanta Roy
Tek canlı o mezarlıkta
Ak saçlı çocuk ağlıyor,ağlayacak
Ölüm elinden tutmadıkça

Hindistan’da Basanta Roy
Eşinden bir dünya uzakta
Kendi kazdığı mezarda yatıyor
Ölüm tarihi yok mezar taşında

Hindistan’da Basanta Roy
Eşine ait mezarın başında
Ölüme meydan okuyor
Bir başına yüz üç yaşında

Hindistan’da Basanta Roy
Eşine ait mezarın başında
Ölümün canına okuyor
O şimdi yüz üç yaşında

Hindistan’da Basanta Roy
İstanbul’da güzel Dilar’a
Para karşılığı ruhun satılıyor
Düştüğün bok çukurunda

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:26 PM
Hükümete Selam Var

Bilirim
Doğuda kar
Yolları mevsim boyu kapar
Doğulu insana zumlu her şeyden ziyade
Soğuklar yaptı, yapar
Fakat
Meclis yanı başı
Bir dolmuşluk mesafe bakanlıklar
Ama yok
Burada da hükmünüz
Bir karış karın hükmü kadar

Bilirim
Doğuda kar
Yolları mevsim boyu kapar
Doğulu insana zumlu her şeyden ziyade
Soğuklar yaptı, yapar
Fakat
İki asır bitti
6 fazlası var
Ciğerimin köşesi
Güzelim Ankara
Yolu kapalı semtin var

İki asır bitti
6 fazlası var
Karın üstüne yazılı
Batıkent’te hükümete selam var

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:27 PM
İki Babaya Bir Şiir

Yüzünden düşen bin parça
Ağzında saklı dişleri
Bütün gün uyukladın yıllarca
Koltuğa yaslı ağaç gibi

Ah bir gösterebilsem
Kalbimdeki yerini
Kendi ellerinle yaptın
Kendi cezaevini

Merak ediyorum
Toprakta kin yiter mi
Kalbin denk geldiği yerde
Kabrinde ot biter mi

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:27 PM
İki Karanfil İki Dal

İki elinde
İki karanfil
İki dal
Biri bulut beyaz
Biri bayrak al
Yürüyor
Anıtkabir’de bir kız bir oğlan
Yürüyor
Bayrak, bulut
İki yürek
Her yürek bir umut

Bir çiçek
Bir el
Bir yürek
İnsanlar yürüyor
Tek bir bulut gibi gülerek
Dal dal
Bulut beyaz
Bayrak al

İki elinde
İki karanfil
/Pınar Simge
Önder İlke/
Bulut beyaz
Gökte
Bayrak Al
Çocuklarım yürüyor
Tek yürek
Dal dal

İki elinde
İki karanfil
Bulut beyaz
Gök mavi
Bayrak al
Çocuklarım yürüyor
Yüreğinde Mustafa Kemal

İnsanlar yürüyor
Bir çiçek
Bir yürek
Dal dal

Mavi gülüyor
Gökte Mustafa Kemal
Bulut beyaz
Bayrak Al



19 Mayıs 2006/Ankara/Anıtkabir

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:27 PM
İlahi Soru

Neden?
Var yemeze büyük ikramiye çıkar da,
Ekmek parası ile aldığımız bilete amorti çıkmaz.
Ya da
Su yağar da
Neden ekmek de yağmaz?

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:27 PM
İmge

İmge bir tay
Düş tavlasında
Gem azıda
Her gece başka bir dolunay
İmge bir tay
Düş utancını
Ne sayarsan say

İmge bir tay
Tutku yelesi
-Tutunduğum-
Göz bebeklerimdeki
Gerçeğin ta kendisi
İmge bir tay
Sevgi belasını
Ne sayarsan say

İmge bir tay
Umut ülkesi
Bayrağı yok rengi
Marşı rüzgar gibi
Rüzgar kadar eski
İmge bir tay
Kurtuluşunu
Ne sayarsan say

İmge bir tay
Gözyaşında büyür
Doru atlar
Şimşek çakar
Buluttan buluta atlar
Düşen ilk damlada tay çatlar
İmge bir tay
Yağan yağmuru
Ne sayarsan say

İmge bir tay
Işık kırması bir şimşek çakar
Gölge o salise ışır
Dört yan korku kesilir
Gerçek büyük bir gürültüyle sevişir
İmge bir tay
Doğacak belayı
Ne sayarsan say

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:27 PM
İntihar

Zaman ki aynasında boy verdiğin
Sonsuzluğa uzanan bir kuyu
Kimi bitmesini bekledi,kimi
-Kaşla göz arası-
Yere döktü kovasında kalan suyu

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:27 PM
İyiki doğdun

Gözlerin aydınlık
Suya ışık düşer ya
Kocaman beyaz açan Çiçek
Gülüşün var ya
Sen daha da güzelsin
Her Oniki Nisan gelen baharla

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:28 PM
Kapıdaki Can Eriği ve Evi Yıkılan Asma

Burası Ankara
Abidinpaşa
77 numara
Ağlamadı kapıdaki caneriği
ve evi yıkılan asma

Kapıdaki caneriği göz göz
Çatı kucağında asma üzüm üzüm ağlayacaktı
Mevsim ilkyaz olmasa
Kapıdaki caneriği
ve evi yıkılan asma kırılmazdı
Dalını kırana
Elleri ile diken yaşlı başkası olsa


Abidinpaşa 77 numara
Kapıdaki caneriği
ve evi yıkılan asma
Yıkılsa da
Ser verdi sır vermedi
Öyle ya, hangi kale sağlam kalırdı
Duvarlar içerdekini saklamasa

Abidinpaşa 77 numara
Yıkıldığı gece
İlk defa ve gizlice
Göz göz içini döktü ay’a
Ertesi sabah
Bir parça bıraktı yüreğinden
Sokağından geçen her yaya

/Aynı hafta
Kapıdaki caneriği
ve evi yıkılan asma
Yeniden yeşerdi
Kırıldığı yerden /

Surat asma duvar duvar
77 numara
Kapıdaki caneriği
ve evi yıkılan asma
Yüzüme bakma yeşil yeşil
Yarama filiz filiz tuz basma
Hiçbir dairesinde gözüm yok
Yerine dikilen Ankara’nın en güzel apartmanı da olsa

Şairim şair olmasına
Ama yarım kalırdım
Çiçek olmasa
ve 77 numara
Kapıdaki caneriği
ve evi yıkılan asma

Burası Ankara
Abidinpaşa
77 numara
Ağlayacaktı kapıdaki caneriği
ve evi yıkılan asma
Aynı akşam
Yağmur yağmasa

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:28 PM
Kapımdaki çınar

Bahçe girişi
İzmir güzeli
saçı topuklarında
iki nardı
Koyu yeşil yaprakların arasından
Sarı kocaman bir portakal gibi Güneş doğar
üstümüzde çınar dallarında ışıldardı

Yıl 2005
Mevsim bahar
Yer Seferihisar’dı
Soframızın üstünde
Yel eserdi yaprakların arasından
Sessizliği süpürüp götüren
Yaşlı kocaman bir çınardı

şimdi
Sığacık’ta
Akşam üstüdür
Git gide büyür Güneş
Ufukta renkler karışır
Deniz dövünür
Nafile gece olur
Ay doğar deniz yeniden ışır

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:28 PM
Kar Yağıyor Ankara’ya Yeniden

Kar yağıyor Ankara’ya yeniden
O mavi eskidi, gök
Şimdi bulut beyaz
Neden?
Kar suyu sokaklardan akıp giderken
Çok insan olan biteni bir türlü anlamaz

Oysa yaşanan,
Değişimdir tastamam
Sokak aralarından akıp gidense zaman

Kar yağıyor Ankara’ya yeniden
Kar yağıyor köşe bucak
Zülüm firari
Usta işidir adam gibi yaşamak
Yaşamak sahiden
Kar yağıyor Ankara’ya
Her şeyi yaratmak için yeniden

Oysa bebek masumiyetidir
Dört mevsim
Yaşamı çekip çeviren

Kar yağıyor Ankara’ya yeniden
Göz alıcı beyaz bir örtü kaldı geriye
2 Şubat 2007’den

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:28 PM
Kara Kızın Türküsü

Aylar var ki,
Anne karnındaki resminden
Tanıyorum ben seni
Amcasının ilk kız yeğeni
Anlayacağın ilerledikçe teknoloji
Yaşam daha az şaşırtıyor bizi

Ültrasonda göründüğün günden beri
Eli şiş tutan kim varsa
Örmeye başladı
Pembe renk elbiseleri

Amcasının ilk kız yeğeni
Ültrasonda görünmüyor
Ne renk gözlerin sahi?
Büyük olasılık kahverengi
Ne de olsa kahverengidir
Aziz ve Figan’ın gözleri

Amcasının ilk kız yeğeni
Tıp baya ilerledi,
Yakın bir gelecekte biz seçeceğiz
Bir bezelyede saklı bütün renklerden
Bir rengi
Hangi amca istemez ki
Öyle kız yeğeni;
Dalga dalga buğday sarı saçları
Üstüne deniz mavi gözleri

Bir başkadır ilkin yeri
Amcasının ilk kız yeğeni
Zeytin kara da olsa gözlerinin rengi
Gel yeter ki

Amcasının ilk kız yeğeni
Öyle bir zafer ki kazandığın
Yaşamaktır bedeli
ve her aynaya baktığında
Karşında göreceksin büyük ödülü

Annesinin bir tanesi
Babasının ilk göz ağrısı
Amcasının ilk kız yeğeni
Bağışla merakımızı
Seyir defterine önsöz olsun diye yazdık
Kara kızın türküsünü
Ve kimse bilmediği için henüz ismini
Kara Kıza ithaf ettik kendi türküsünü

Tarihi not:
Dört gözle Bekliyoruz
19 Şubat 2007 pazartesini

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:28 PM
Kara Yazgı

Ellerimi tutan mahzun kar
Dalga geçen muzip deniz
El etek öpen deli rüzgar
Dalgasında martılar
Çakırkeyif mavi Ak deniz
Lodosun burnunda tüten gemi
Ve kuru dal siz
Ulu orta çiftleşen serçenin utancı ile
Tutuşmayan kibrit çöpünün acısını bile
Bana verdiniz

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:29 PM
Karagöl'de Bir Zaman

Volkanın püskürdüğü o kraterde
Yeşil sular karışıyor mavi göğe
Turuncu yapraklar arasında güneş
Ağır ağır dönüyor,
Ve yere düşen gölge

Karagöl'de saatler sonra
Balıklar yüzecek yıldızların arasında
Karagöl bakacak kırpmadan gözünü
Karanlığın içinden mavi gökyüzüne

.................................................. .......

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:31 PM
Kelo Dayı

Kırmızıyı kan öğretti
Sarıyı saman
Sudan çehreyi avuçlarından
Akıp giderken
Zaman
En büyük öğretmen
Elifi elifine
Yaşamı öğretti topraktan

Kurdu kuşu hercai
Bir dağdı başı duman
Bilirdi beklemeyi
Günden geceyi
Sırf bu yüzden beceremedi
Tek dileği
Eşinden önce ölmeyi

Ve yaşlı toy yüreğinden
Ölümle bilenmiş acıyı öğrendi
Yalnız geçen ilk geceden
Yerine gelmeyin dileği
Gün doğarken
Ölmeyi

Yarılmış nar gibi sarkan
Gün akşama inerken
Silmişti suratından gülmeyi
Kelo dayı becerememişti
Yalnız başına ölmeyi

Açtı nasırlı ellerini
Kutsal bir kitap gibi
Yaşlı gözleri
Okudu avuçlarından
Şu sözleri:

Ey canan
Hangi sırrın haddi
Aksini silmek aynadan
En büyük ibadet
Sevmek seni
Rakip Yaradan
Ya Rab
Al canını
/ Al canımı /
Çekil aradan
………………………

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:35 PM
Kuruntu

Daldan düşen sarı yaprak,
Dala bir zaman daha bak,
Ne kadar da yükselmiştin,
Düştüğün yer,yine toprak.

Tanık olduğun her şafak,
Bir çiğ tanesi ile ağlamak.
Yok artık yelin efilesi,
Bir düş, güneşe bel bağlamak.

Ne çiseler, ne de sağanak
Yok bulutlara kara bağlamak.
Olası değil, geri gelmesi,bari
Yol kenarında bir ot olsak

Ruhu bedeninden soymak
Ne mümkün başkası olmak
Oynadığımız bir hazi oyun
Son perdesi toplak olmak

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:36 PM
Küçük ellerin büyür

Küçük ellerin büyür
Büyürsün
Tuz buz olur hayallerin
Ne gök o eski göktür
Ne de o mavi
Bulutlar
Kar üfürürken pencereye
Islık ıslık rüzgar
Geçen yıllar
Bomboş sokaklarda
Yıkık duvarlar arasında
Bende tutsak kalan
Çocukluğunu arar

Küçük ellerin büyür
Büyürsün
Tuz buz olur hayallerin
Korkusu kalır limanda
Gün batarken
Biten seferin

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:36 PM
Küresel Sermaye

Alnında ter
Avucunda para görmeye
Satar gözünün ışığını,
Küresel sermaye
Satar gözünün ışını
Karanlıkta kalırsın
Tenini yakan güneşin
Gecesinde işte öyle

Sat anasını satim
Sat kıyıları santim santim
Sat kırk dokuz seneliğine
Kırk dokuz sene sonra
Ne kalırsa geriye

Satma toprağını
Güzel dostum
Para değil her şey
Korkarım gün gelecek
Az yer kaplasın diye mezarımız
Ayak üstü gömüleceğiz

Para değil her şey
Hiç de masum değil küresel sermaye
Korkarım gün gelecek
Ne ayaklarımız
Ne de başımız değecek maviye

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:37 PM
Martı Bekleyen Adsız Bebek

Martı bekleyen
Adsız bebek
Anne karnında kaldığın
Bu dokuz küsur ay
Annenin zamanından düşecek.
Ve şunu da, iyi bil ki
Dünyada bir başkası yoktur ki
Sana kendi ömründen
Bir an verecek

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:38 PM
Masal Okuyan Şiirler (Kurt ile Katır) 1

Bir gün bir dağda
Aç aç gezinirken kurt
Rastlar bir katıra
Katır, kurdun bakışından anlar niyetini
Derki:
Ey kurt!
Anladım, yiyeceksin beni
Önce bir bak ayağımın altına
İlginç mi ilginç, bir satır yazı var.
Oku,
Nasılsa beni yersin sonra.
Aç kurt bakar bakmaz ayağın altına
Yüzünde iki nal patlar.
Ve kurt ölür
Katır eğilir upuzun yatan kurdun başına
Derki:
Ey ahmak!
Buldun bir katır
Ye hatur hutur
Baban mı okur-yazardı
Ne işe yarayacak
Ayağın altında yazan tek satır

Derleme ve düzenleme: Kalender Sever
Kaynak: Şerife Sever, Ankara- 18 Ocak 2008

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:38 PM
Mavi Göz

Üzülmeyi bırak
Acıları akşam sildi
Güneş yeniden doğuyor
Bak...
Kuşların sesi çağlıyor
Böcekler
Renk renk çiçekler
Ve toprak uyanıyor
Üzülmeyi bırak
Zaman su gibi akıyor

Gün gün büyümek
Gülmeyi öğrenmek
Yaşamak ve ölmek
Zaman alıyor

Üzülmeyi bırak
Uzak çok uzak yıldızlara bak
Hayat, güzelim ışığını
Bir damla yaş gibi
'Mavi göz'ünde saklıyor

Üzülmeyi bırak
Kim bilir gün
Nelere gebe
Güneş yeniden doğuyor

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:39 PM
Mevsim Bahar Dal Cağla

Mevsim bahar dal çağla
Mavi gök beyaz bulut yağma
Sıra bizde
Sen yağma
Yerde on bir kurşun
Biri aklımda

Mevsim bahar
Yerde on bir kurşun
Bir can var
Mevsim bahar dal cağla
Ağla Ankara Ağla

………………………

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:39 PM
Neyleyim

Bilecik’in orta yerinde
bir bahçe
sarı, kırmızı, pembe
Çiçeklerin içinde
Seni düşünüyorum
Kepim elimde
Cebimde elim
Bu gün her şey tuhaf
Yada ben iyi değilim

Kıpır kıpır akasya yaprakları
Arkasında göz kırpıyor
Pırıl pırıl güneş

Çiçeği,
Yaprağı,
Güneşi neyleyim

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:39 PM
O ve Tütünü

En büyük icadı bilmedi
Tek harf yazmadı
Tek harf silmedi
Ölesiye doymadı
Doyasıya gülmedi
-Sevdi mi?
Herkesin bildiği
Birini ölesiye sevdi:
Tütünü
O hırsız kedi
Her Allah’ın günü
Azar azar
Süt gibi
Ciğerini yedi

En büyük icadı bilmedi
Tek harf yazmadı
Tek harf silmedi
Adı Veysel’di
Latife olsun diye, kimi
Karani’yi de eklerdi
Yoktu tasası,
Tütünüydü tek derdi
Katran sarı bıyıkları altından
Zoraki bıçak ince gülerdi
-Sevildi mi?
Herkesin bildiği
Biri O’nu ölesiye sevdi:
Tütünü
Bir sabah tütmedi,
Bildi öldüğünü

Elli küsur yıllık ömrün özeti:
Tüttürdü, gitti…

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:39 PM
Özgürlük

Gelirken
Tıraş takımı
Beş on da kağıt getir
Güzelim
Beni içeri tıktılar
Bugün
Tek tesellim
Sakalım
bayağı gür
Seyrek ama
Sanki tel tel demir
Kara
bitek
ve özgür

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:39 PM
Palandöken’de bir şair

İlkyazda Palandöken
Her bakışa bir giysi değişir
Gelincik kırmızı
Çiğdem beyaz
Ay kıştan kalma deli sevişir

Palandöken’de bir şair
Palandöken bir şiir
Her okunduğunda
Şair değişir
Şiir değişir

Ay kıştan kalma Ay deli sevişir

Not: Palandöken’li şaire ithaf edilmiştir.

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:39 PM
Sayrılık

Konuk oldun evimize
Sunduğumuz sızı, ağrı

Karlı dağın patikası
Yolu yok
Yolcuları sayrı

Bir sabah güneşi
Gülen yüzün
Örtsünü kaldırır baharın

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:41 PM
Sen Yaşarken Eskişehir'de

Bir perde var
Gördüğüm her nesnenin önünde
Üzerinden her an hayalin geçen
Gerçeğim oldun bir yerde
Ben Ankara'da
Sen yaşarken Eskişehir'de

Kulağımda çınlar duyduğum her şarkıda sesin
Her nakaratından sonra beklerim
Beklerim ki sesin gelsin
Üniversitelim
İyi yürekli güzel kızım
Biliyorum her şeyi izah edebilir bilim
Hocan gelsin
Nasıl izah edecekse ayrılığı
Şu baba yüreğine izah etsin


Sesini arıyorum
Her şarkıda şiirde
Ben Ankara'da
Sen yaşarken Eskişehir'de

.......................

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:41 PM
Sevgili Anadolu

Dağlarım var, sıra sıra
Dağlarım
Göğüm var
Gözlerinin mavisi
Güneş yeryuvara
Ben sana
Yaklaştıkça
Yaklaşıyoruz bahara

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:41 PM
Sevgili Kızım ve Oğlum

Sevgili kızım ve sevgili oğlum
Sizler gibi hastanede değil
Yolu olmayan bir köyde doğdum

30 Aralık 1961 yazıyorsa da kafa kağıdımda
Gerçek doğum günümün bu olmadığını
Adım gibi biliyorum
Anlatılana bakılırsa
Babam her gittiğinde Elbistan'a
Çarşı pazardan vakit artarsa
Kaydetmek için çocuklarını
Uğrarlarmış nufüs'a

Dokuz kardeşiz
Doğum günümüz pazartesidir
Nasılsa! ! !

Geri dönmek gerekirse
Doğum günü konusuna
Okur,yazar olmayan anneme göre
'Yerde yer yer kar vardı,
Aylardan nisan
Mevsim ilkbahardı'

..............................

.................................

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:41 PM
Son altın liran

Ciğerimde ucu
Kopmuş urgan gibi duran
Son nefesim
Belki de son bozukluktur
Zamanın zulasında bir an
Harcadığın şu an
Son altın liran

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:41 PM
Su Gibi

Su gibi
Berrak olmalı için
Aynasında arzı
Yıldızları seyretmek için
Her seyirde
Mutlaktır ki
Üstünden
Bir de gece geçsin

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:41 PM
Sürgün

Hangi tavşan kaçabilirki
Kaderinden
Hangi dağ gizler seni
/Sen ki
Zürih şehrinde
Bir mülteci /
Kan kırmızı
Vurulmuşken yüreğinden


Hangi çiçek açabilir
Ayrı iken köklerinden
/O gülüşün ki
Her kahkası
Bin dert içeri /
Güneş neyler
Bulut nerden bilir
Ne gelir
Şairin elinden

/Zürih’te bir akşam üstü
Yağmur yağıyordu.
Gri bulutlar
Kırmızı kiremit çatıları yalıyordu.
Biz ayrılırken
O hala ağlıyordu./

........................

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:41 PM
Şehvetin Rengi

Kan kırmızıdır
Ateştir
Ruhum
Gecenin geç bir vakti
Bir barda
Şehveti ben doğurdum

Ben çaldım gençliğinizden
En değerli zamanı
Kan kırmızı ateşten ruhum
Örttü gözlerinizi yanarken evim
Beni en çok taciz eden
Sadakatin küllerindendir alevim

Şehvetimi yitirmek korkusuyla
Her yangında buz keser yüreğim
Utancımdan tir tir titrerim
Yok gidecek başka yerim
Pişmanlıksa zaten benim

Kan kırmızı
Bir ateşteyim
Her bakışta
Şehvete gebeyim

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:41 PM
Şeker'im

I.
Şekerim
Bilge kitaplarla
Dolu olmalı dağarcığın
Başa çıkmak için
Sinsi tuzaklarıyla
O küçük insanların
Ve unutmaki
Geç kalmış değiliz
Yeni bir başlangıçtır
Her yarın

II.
Acı ve tatlı günlerin
Hatırı için
21 Yıllık hayat arkadaşıma
Bir demet Çiçek
Bir kutu Şeker yerine
Edremit körfezinin serin
Mavi suların yerine

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:41 PM
Şiir yar elidir

Şiir yar elidir
Pirupak
Pisliğe bulaşmak olmaz

Şiir gönül çırasıdır
İçini ısıtacak
Kini tutuşturmak olmaz

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:41 PM
Toprağın Türküsü Yada Yoğunsöğüt de Üç Mevsim (Bahar)

Yaz kapıda
Dal tomurcuk,
Ben seviyorum
Güneş desen
Pencereme sığmıyor

Yoğunsögüt de yine bahar
Her yamaçta öbek öbek kar
Su sızar kenarından Ilgıt Ilgıt
Kaya diplerinde yanar nevruzlar
ve
Akşamdan usul usul ay doğar
Büyür büyür
sini kadar
Un eler tepelere
Uzansam elim değer
Yel eser
Servi kavak boyun eğer
Her pencerede bir idare titrer

Yaz kapıda
Dağ taş çiğdem çiçek
Gök desen
Başımı kaldırsam
maviye değecek

Her bahar
Dağlar kekik,
rençper ter kokar
ve yarılan somun gibi
topraktan yükselir buğular
Gözerimi yeşil deniz
dalga dalga tarlalar
Buğday başağı gibi
Yoğunsöğütlüler
yılı tek mevsim yaşar

Yaz kapıda,
Yuva derdinde serçe
Yer gök telaş içinde
Dal desen
Tomurcuk taç olur
Yaprak yeşerince

Yoğunsöğüt de her bahar
Kurtkulak’ın tepesinden kalkmadan kar
Yaz ovadan doruğa doğru akar
Ve gün ağarmadan hemen önce
Her kayada bir kınalık keklik
ötmeye başlar
Aniden
Kurtkulak’ın eteğinden gün ışır
Her bacadan bir bulut tüter
göğe karışır
Güneş daha yükselmeden
iki karış kadar
köyün içinden
Boz bulanık çay akar

Yaz kapıda
Dalda küpe kiraz
Kiraz dalda
Kız evde durmaz

gece
bir kara mermer
Kurşun sıksan seker
Karanlık
Emer memeden bütün gece
Masum bebekler
beşik gibi döner
kelebek kadar süslü kainat
ve yıldızların altında
karanlığa inat
Çoban ateşleri
Bir yanar
Bir söner
Yeniden gün ışır
İçi kalaylı
kırmızı bakır helkelerle
su taşır
esmer kızlar
bir serin yel eser
Irgat terini yalar
Bakır tasta su
Güneşten bir parça gibi parlar
ve
Elbistan topraklarında ölesiye yaz başlar

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:42 PM
Toprağın Türküsü Yada Yoğunsöğüt de Üç Mevsim (Kış)

Sert eser rüzgar
Beyaz yüksek bulutların gölgesi altında
Boz toprak hızla akar
serçeler yaylanır
çıplak dalların ucunda
Korkak fındık faresi gibi yapraklar
Oradan oraya atlar
Yoğunsöğüt de kış başlar

Kar yağar üçüne
Şiir, gönül, yar üstüne
Gün doğar kar kalkar
Hasretliğin suçu ne?

Yazdan kalma
kara kuru çocuklar
Çürümüş kavak kökleri üstünde
nemli güz yaprakları arasında
Topraktan göğe
el gibi uzanan
sütbeyaz mantar
ararlar
ve iri zeytin gözleri
İki doru kurşun gibi
yoksulluğunu
insan yüreğine saplarlar

Kar yağar kar içine
Ay doğar kar üstüne
Mendil beyaz kar beyaz
Mendilin suçu ne?

Elbistan’dan Malatya’ya kadar
kayalar,
bulutların içinden göğe akar
ve yırtıcı kuşun en geniş kanatlısı
bu kayaların üstünde kanat açar
ve gölgesi düştüğünde yere
En gözü kanlı kurt bile tarla sıçanı gibi kaçar
Böylesine çetin çoğrafyada
en yürek burkan
insan
korkak boz tavşan gibi yaşar

Kar yağar çayır üstüne
Çiçekler küstü mü ne?
Ben cahil sen cahil
Kardeşliğin suçu ne?

Dam boyu yağan kar
Güneşin altında
beyaz bir derya gibi
insanın gözbebeklerini yakar
Zemheride
karın altından
gümüşten şırıl şırıl çay akar
ve ayın altında
sadece aç kurtlar
bütün gece av arar
yani bir an zaman
duracak
nefesini tutsa aç kurtlar

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:42 PM
Toprağın Türküsü yada Yoğunsöğüt de Üç Mevsim (Yaz)

Bal rengi gözleri,
gür kaşları
kara,kuru ve narin yüzleri
yastığa kelebek gibi konan başları
ve renkli boydan fistanları
çiçekli dal gibi kızlar
ve
Kırmızı tombul yanaklı
Kalın kaşları altından utangaç bakan
çakı gibi oğlanlar
Yani oyun oynama çağında
Çalışmak için bütün gün tarlada
Gün ağarmadan daha
Sıcak ve koyun yünü yataklarından
Ölü gibi kalkarlar


Tarla tarla yaz gelir
Boncuk terde tuz gelir
Böylesi yaşamaksa
Ölüm sana az gelir

Ak saçlı analar
Bakır helkeye
kınalı elleri ile
aynı anda
Süt sağar gibi
demirkırı toprağa
gökkuşağı altında
güneşle beraber
sağanak halde
yağmur yağar
Kutlu bir çağrıya uyar gibi
Canlı cansıza sığınır
Yaşanan
akan hayatta bir fasıladır
Aniden bulutlar dağılır
Gök açılır
mavi bir göz gibi
ardına kadar
Tarifsiz bir toprak kokusu
Taştan kurnalarda sudan aynalar ve
Yeşil yapraklar
güneşe batırılmış gibi parlar
ve hayat
durmuş saat gibi kaldığı yerden başlar

Gün doğar gölge gelir
Can doğar ölüm gelir
Cana gölge düşerse
Yaşamak zulüm gelir

On beşinde kızlar
Davul zurna
Al bayrak
At binerler
Hem ağlar
hem giderler
Arkasından düğün alayı
toprak damdan
al elma, kuru üzüm
ve şeker yağarken
ancak ölüsü çıkacak olan kapıdan
İçeri girerler
ve
ne zaman ki
oğlan doğar
gelen muştu ile beraber
anaya nur
bulutlara kurşun yağar

Çiçekli giy yaz getir
Sallan da gel naz getir
Ölüm bizi bulmadan
Türkü ile saz getir

Buralarda
Ana yüreğini
Bir ayrılık
Bir yoksulluk
Bir de kızamık dağlar
Gece kokladığı
Tomurcuk dal gibi küçük bedene
Güneş batmadan toprak yağar
akşam olur
ana ağlar
gökte bir yıldız kayar

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:42 PM
Uzun Ayrılıklar

Ellerimi tut yeter
Uzun bir ayrılıktan sonra
El bile yürek gibi hisseder
Kocaman bir nasırdan da olsa
Kaldı ki
Öyle bir ateş ki
Yüreğimdeki
İki insana
Birkaç asır yeter
Başka şeye benzemez
Uzun ayrılıklar
Uzun ayrılıklar
Adamı deli eder
İçini yakar
Ellerin titrer
Yüreğin burkar
Bir dağ düşün ki
Doruğunda kar
Eriyen sensin
Nasıl eserse rüzgar

......................

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:42 PM
Üfür şairim üfür

Türkçem dile tutsak
Dil usa
Us hür
Usta şimşek çakar
Sözcük sözcük
Gümbür gümbür

Mavi göze tutsak
Göz denize
Deniz hür
Dalga dalga
Dilim dilim
Yel küfür küfür

Ben cana tutsak
Can bana
Bir ömür
Üfür şairim üfür

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:42 PM
Vahşi Kapitalizm ve Gençliğim

On yedi yaşında bir kızım
Karadan da kara yazım
Kalbimi gün gece sattım
Işık gibi gölgesizim

On yedi yaşında bir kızım
Gölgem kadar akılsızım
Ruhumu şeytana sattım
Gölgemden daha yalnızım

On yedi yaşında bir kızım
Ne şiirim var ne de sözüm
Kanadını yele veren
Bir serçe kadar güçsüzüm

On yedi yaşında bir kızım
Bir aynam var, bir cımbızım
İçinizden biriyim
Işığımı elmasa sattım
Paradan daha kirliyim

On yedi yaşında bir kızım
Yelkenlimin kanadı kırık
Mavi tütmüyor denizim
Dümen kilitlemiş üstüme
vahşi kapitalizm

On yedi yaşında bir kızım
Ruhumu sattım
Aklımı oynattım
Kanadımı kırdım
Kıyıya vurdum

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:42 PM
Yağmur çiselerken yağmurla beraber gel

Yağmur çiselerken yağmurla beraber gel
Milyon kere milyon tane sebebin olur
Gözyaşlarını gizlemek istersen.
Bir tanem,
Yine de aklında olsun,
Kapım hep aralık olur,
Yağmur çiselerken

Yağmur çiselerken bulutlarla beraber gel
Sen gelirsen güneş açar yaz olur

.................................................. ................

Yağmur çiselerken güneşle beraber gel
Gökkuşağı başına taç olur

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:42 PM
Yalan Üzerine

Tütse ele verir dumanı
Tütemez,
Yalan üzerine kurulan evin bacası
Mevsimler gelir geçer kapıdan
Bir yaradır
Kabuk bağlar her gece yeniden
Güneş doğar
Bir çiçek gibi kanar
Tazelenir acısı

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:42 PM
Yalnızlık

Yalnızlık
Beni bölerken ikiye
Acırım yanıbaşımdaki kişiye
Acırım
Hiçdeğilse o
Yalnız kalmasın diye

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:42 PM
Yangınların Acısı

Bir tohumun şuuruyla toprağı avuçlasam
Avucumda haykırsa yaprak
Ağacı anlasam
Yangınların acısını ta yüreğimde duyarak
Ve sonra
Bir insanın duyabileceği en büyük utançla
Eğilsem
Konuşsam bir ağaç gibi
Yem yeşil
Susarak

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:43 PM
Yaşamak Taraf Olmaktır Biraz

Yaşamak taraf olmaktır
Siyah ya da beyaz
Ama gri inkar etmektir
Kendini biraz

Yaşamak dokunmaktır biraz
Bir dalda
Dudak dudağa
İki kiraz

Yaşamak paylaşmaktır
Bir anı
Bütün kainatla
Bir rengi
Dört mevsim
Bütün hayatla biraz

Yaşamak var olmaktır
Var olmak taraf olmaktır
Taraf olmak sevmektir biraz

Not:
Kutlamak kolaydır sevgilini
Başkasının elinde büyüyen çiçekle
Elinden geliyorsa kendin büyüt
Yüreğin yetiyorsa kendi şiirini yaz

Eşime.14 Şubat 2008

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:43 PM
Yaşasın evli bekarlık

Sofra,
Yemek
Aklım Bulaşık
Ev ve Ben
Fena dağıttık
Birimiz şair
Diğeri karışık

Çarşı
Pazar
Ekmek tuz
Temizliği kim takar
Odasında Simge kız
Bulaşık yıkamış yazar
İlke Şerife halasında yalnız

Çare değil
Bu dağınıklığa
Ne felsefe
Ne fizik
İş başa düştü
Bir kere
Yaşasın evli bekarlık!
Yaşasın temizlik!

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:43 PM
Yürekten Kısa Şiir

Şiir
Yürek işidir

Kalender Sever

GooD aNd EvıL
09-20-2008, 01:43 PM
Zehirli Guatr

Şair dostum iletisinde diyor ki
“Nerelerdesin?
Aylardır ne salamın var
Ne de iki söz ettin,
Velhasıl çıkmıyor sesin”

Sevgili vefakâr şair dostum
Bütün derdim zehirli guatr
Meğer ne mendebur hastalıkmış
Yuvalandı mı boğazına insanın
Ne hal dinliyor ne de hatır

Yıktım şair dostların sırtına
Dünyanın bütün derdini
Ey illet!
Beni geç
İki söz etmeden batan güne ve
Şair arkadaşlara ayıptır

Kalender Sever