PDA

Tam Sürümü Görüntüle : Yavuz Bayram Çalışkan


Sayfa : [1] 2

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:10 PM
^Yüreğimi Kapıda Bıraktım Serabım^

Denizlerim vardı tükenmeyecek sandığım,
Özlenen umutlarım, sahile vuran hasretlerim
Bir de köşede bekleyen ölüm, üçünü ayıramadım.
Ceplerimde bir kaç resmin cüzdan arasında durur,
Birde avuçlarımda şiirlerin kaldı senden geriye,
Diyorum ki; Işığım olsan, güneşin yerine,
Bir kez çıksan karşıma, görünsen bana diyorum
Aşkın yüreğimde yaşayacak,
Sevmelerin yitik olduğunu bile bile
Belki de son kez, konuşuyorum
Gözyaşlarımı derelere bıraktım,bitiyorum..
Sahillerindeyim, kumlarınla savur cihana,
Çokça hüzün kaldı senden geriye.
Bırakılmış kuşlar gibi ağladım yüreğime,
Artık yaşayamam sensizlik zor,
Adını bağıramam Serap diye,
Bir ben kaldım zemheri ayazında yüreksiz.
Ben mutsuz sen umutsuz biliyorum..
Yüreğimi kapıda bıraktım, al senin olsun,
Ne senden öncesi aklımda,ne senden sonrası,
Duramam vakit geldi artık Serabım,
Ecelin koynuna girdim, ölüyorum.
Mevlana mı alır seni yanına,melekler mi,
Bensiz Ankara sokakları mı? Bilemem.
Bu aşk bedensel değil, buralarda kalamam,
Gelirsen bir gün ruhunla, yanıma,
Seni bekleyen bir filizlenmiş fidan bulacaksın.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:10 PM
Aah O Gözlerin Durur mu Oralarda?

Gözlerin ah o gözlerin, durur mu oralarda,
Aklımın kaldığı yerlerde,
Ihlamur çiçeklerinin kokusu ile demli akşamlarda,
Başımda kavak yellerinin estiği günlerde,
Bizden sonra da çiçekler bizim için açtı mı, gördün mü?
Akşam vapurunu beklerken sevmiştim güzelim
Gözlerin Marmara’da durur mu?
Cevabına ağladığım hislerim nerede,
Orada durur mu gözlerin,
Aklımı başımdan aldığı yerde,
Tutkunun büyüsünün sürüklediği sende,
Durur mu gözlerin baktığı gibi.
Olsaydı dünya göz kadar küçük
Ne aşkları yaşarmış bir tatlı uçuk
İki göz bakıp sevdalanıp kaçıp
Düşerler aşk demine yanarlar bir gün.
İster gözlerin orada dursun
İster gözlerin vapur beklesin
Bir yerlerde bir acısı var ki sorma,
Derin yaralar derinde kaldı
Bir tatlı bakıştı maziye daldı,
Sevilen solmayacak bir güldü.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:10 PM
Acı

Acıyı yürek değil toprak alır
Bir onu yürek yaşar bir onu göz bilir
Toprağa giden hatıra kalır
Yaşasan da biteceğini bilmen gerek.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:10 PM
Acıları Kurşunlamak

Yüreğimi aç, kapıları arala,
Uçurumlarda yürütme beni.
Çalınmış özlemlerin yası,
Atılan kurşunlardan değil,
Acılardan, tâ içlerdeki acılardan.
Acıları kurşuna dizseydim,
Ölürler miydi?
Yoksa yüreğimi sakat mı bırakılardı?
Doğar mıydı özlemlerle yeniden?
Vursaydım yüreğinden sevdanın,
Ölür müydü ölümüne?

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:11 PM
Açelya

Senin adın açelya,
Güzel bir çiçeksin,
Kalp kalpten kaçar ya,
Sen bana geleceksin.
Beni güneş bileceksin,
Her sabah tomurcuklarınla güleceksin.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:11 PM
Açmazlar Şimdi

Diz çökse de dağlar, güneş önümde,
Özlemle hasretle kaldı, hayat dünümde
Bakıyorum her bir ayrı hüzün günümde
Acıyla, kederden sönen gözlere.

Martılar uçuşur, gitmez yaşlar gözümden,
Ben yanarım, yüreğime sular aktığında,
Sevdan derinimde, sevdan özümde,
Aşıklar kıskandı, kızıl saçlarına baktığımda.

Bülbül feryatları bitmez dillerde,
Kaldı kokun gitmez, bil ki ellerde,
Sevgiyle açacak sandığım güllerde,
Sana darılıp, gücenip açmazlar şimdi.

02.08.2006
Yalova

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:11 PM
Ağladığım

İşte o gündü ağladığım ve ağlayacağım
Ellerini tutamayacağımı bilmek,
Gözlerimde kızıllığı yaşatıyorken acılar
Yar gelmeyecekti ve beyaz gelinlikler rüzgarlara eğilecekti,

Göğsümü zorlayan acılar, sevdayı bilmediler.
Hazan yapraklarının mevsimiydi yaşanan,
Hüzünler biten yolllara gidiyordu,
Gözlerimin yeşili ölüyordu,
O gündü ağladığım ve solduğum,
Öpemeyeceğim teninin kokusu,
Genzimi yakıyordu,
Aşkın ateş çiçeklerinin dikenlerinde,
Ellerim kanıyordu,
İmbiklerden kan damlıyordu, kan.
Yarim yoktu ve olmayacaktı
İşte kendimi o gün kaç kez öldürdüm bir bilsen.
Gün boyu dökülen gözyaşlarımın izinden gitseydim
Bir ömrün son nefesini o gün çekerdim en derinden.

Aşk, Yavuz'u yasta gördüğünde tomurcuklanır.

İnsanlar aşkı bir oyun sanır.


İşte o gün beni ağlattılar,

bulutlar ışıkları gizledi,
Tüllerle hüzün dolandı geceye.

Sen hiç bilmedin, hiç duymadın ben çöllerdeyken.


Âh gözyaşlarım, kanayan yüreğim,
Ve şahit olan nehir,
Daha ne kadar akacaksınız?

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:11 PM
Ağlama

Viran gönüller, ıssız sevgiler,
Isınmıştı yine de yüreğim.
Yorgun ayaklar daha kaç adım atacaktı?
Titriyordum.
Tüm vücudumda hissettim benliğimle,
Mevsimler birbirinden kopuyordu,
Toprakla yaprak ne güzel sevişiyordu,
Öyle ya hep toprağın kollarına.
İlk kışım değil seninle geçen,
Üşüyen ayaklar tüm şehrin ayazını yiyordu.
İstanbul’a değil sana takıldı gözlerim.
Ne tuhaftı! ..
İçlerinde sen yoktun İstanbul.
Ellerimle sımsıkı tuttuğum balonlar artık uçmayacaktı.
Bulanık denizleri çırpındıran nedir?
Nedir bu çalkantı, nedir bu yöneliş?
Doğan güne değil, sana daldı gözlerim,
O ulvî güzellikteki muhteşemlik,
Yoktu gözlerinde İstanbul.
Biçareydim, yalnızdım.
Belki de kimsesizdim ama sen vardın.
Su olup akmak geldi gözlerinden,
Ama yine de ağlama…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:11 PM
Aile

Bir yürek, bir yumak, bir sevgi,
Aşklarla sevginin yüceleştiği,
Paylaşımlarda zevkin yaşandığı,
Ayrılığın ellerde öldüğü,
Umudun kucakta ağladığı ve güldüğü,
Bir gerçektir aile.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:11 PM
Akşamla sabahın Karıştığı An,

Akşamla sabahın karıştığı an,
Karanlığın gözlerimdeki kızıllığı,
Ağıtlara giden yolda karşılaştığı an,
Bilmem ne zaman?
Dokunmak, anlatmak, hissetmek,
Yaşamak, mutluluksa eğer
En son ne zaman?
Dalgalar, hırçın ve sabırsız,
Kayalar, dirençli ve kararlı,
Her an hazır, her an seni bekler.
İster karanlık, ister aydınlık,
Yeter ki sen gel, ey nazlı.
Kumsal, dalgalarla oynaşır,
Denizde kayıklar, martılar,
Güneşin batışındaki muhteşem sır
Aydınlandı mı?
Doğarken batar biri ya da birileri,
Gelirken gider, biri ya da birileri.
Tomurcuklardaki o su damlası, o buğu,
Gözlerinden bir başka düşer toprağa.
Şöyle bir bak bana,
Kaldır başını ve dik tut.
En son ne zaman,
Neyi ya da neleri yaşattın?

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:11 PM
Alış Kadere

İçine bir kere çekmeye bak yaşamın soluğunu,
İşte o an borçlusun,
Unutma bir gün ödeyeceksin,
Vereceksin bedenini, kalacak ruhun,
Yüzleşeceksin kaderle,
Yaşam bu ya alış kadere.
Gizli zevklerimizi, utancımızı, duygu damlalarını,
İkliminde yaşayamamışlığımızı,
Kendi halimize bırakılmamışlığımızı,
Düşün ve alış kadere.
Önce ağlarsın, sonra gülersin,
Harran’ın hüznü çökse de semaya,
Uzak değil alın yazın alış kadere.
Arzular, özlemler, tutkular, başarılar, hayaller,
Yıldızlara uzanıyorsa, yol yakın, alış kadere.
Balıklar akvaryumda, insanlar alın yazılarında,
Bireysel zaferler tarihlerde bekleşiyorsa,
Çeker bir gün ruhani güç, savrul ve unutma,
Bu kaçınılmaz yasa alış kadere.
İskender’in kılıcı, bir gün En Küçük İskender’in kalemi oluyorsa,
Günler günlere eklenip yıllara doluyorsa,
Üzüm ezilip şarap oluyorsa,
Yazgı de dostum alış kadere.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:11 PM
Annem

Ellerimdeki nasır, gözlerimdeki yaş,
Toprağın türküsü annem.
Dilimdeki şarkı, ömrümün tümü annem.
Yaşam boyu kalbimde, gözümün nuru annem.
Hatıralarımla yüklü, canımın içi annem.
Dokunuşuyla, bakışıyla, bitmez gülüşüyle, özümün içi annem.
Kollarımı açarım öpüp koklayayım diye
Sımsıkı sarılırım,rüyada olsa bile,
Dilimde hep ismin, annem diye, diye,
Kızımda öyle çağırır kendi annesine,

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:11 PM
Anneme Mektup

Canım, Ciğerim Annem
Bu gün yüreğimdekiler dile geldi, istedim ki içimi bil annem.
Sen başucumda bir çınardın koruyan, gölgeleyen, bazen nazlı bir selvi idin meltemleri sevdiren.
Yokluğu bildirmeden tüm güzellikleri veren bir melektin.
Bir anneydin gözlerimle yarınlarımı görmemi isteyen, acıları bağrına basan bir yürektin.
Bir eldin sıcaklığında yürüdüğüm, bir gözdün rüyaları gördüğüm, bir sestin, bir nefestin, candın, canandın, sen benim annemdin.
Ah annem ah! Birlikte olsaydık dün gibi, sıcacık kan gibi, damarlarımda dolaşsaydın, nasırlı ellerinde tırnak olsaydım, avuçlarında kına, senle yansaydım sen gibi.
Yıldızları toplayıp umut ekseydin yarınlarıma, gören gözüme, tutan elime, söyleyen dilime, atan kalbime şefkat olsaydın.
Yanımda olsaydın ey güzel annem, hep yanımda olsaydın.
Çiğ damlaları süzülüyor yüreğimden, başını eğmiş kader çiçeklerinin üstüne.
Ağlamaktayım annem, göz yaşlarımı avuçlayıp sensizliğe yanmaktayım.
Seni meleklerle arkadaşlık ettiğin cennetin köşesinde biliyor ve güneşe yürüyorum.
Biliyorum ki o yosuni gözlerin üzerimde, seni düşünüyor ve sorumluluklarımı bir bir yükleniyorum.
Sana ulaşan dualarım, hasretleri, özlemleri, dindirsin istiyorum.
Her damla göz yaşımda sen olduğunu biliyorum ve akan her damlayı zemzem diye içiyorum.
Sana yüreğimi döktüm içimi bil annem.
Şiirhan
08.05.2006 Yalova

http://www.geocities.com/siirhan68/

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:11 PM
Arar

Boynuma geçirdin kemendini
Dalga mısın? Geçiyorsun denizleri,
Canıma işliyorsun ateşini
Ne yağmurlar söndürür,
Ne şehirler ağlar.
Göğe yükselen göz bebeklerim,
Gökyüzünde seni arar.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:11 PM
Artık

Yalnız vapurlar akşama giderken,
Alıp seni de götürürler durmazlar şimdi,
Eğildi başım döküldü kanar sular,
Hüzün dolu yarınlara dayanamayıp,
Körfezde dalgalara yenik düştü gemiler,
Bir de duramayan pınarlar,
Tam önümde solmakta güller,
Ağlamakta umarsız bir sevgiliye,
Bir sevgili yürüyor yalın ayak,
Akan derelerin dibinde ayakları ıslanmış,
Balıklar derelere değil de sevdalara gittiler,
Arzularımı döktüm eteklerden,
Bende kalan bir umut sevdiğim,
Güller tomurcuklarına küs,
Kaç kere açtın söyle,
Bir şubat, bir mayıs,
Başka ay yok mu?
Kaldım artık susuz çöllerde,
Amber kokularını getirmiyor zaman,
Lavlar taşıyor,can eriyor,
Bu yürek yine yürüyor Kurtuluş yollarında,
Arzularım, dinmeyen arzularım,
Tel tel dökülür kalır, göremeyince seni,
İstanbul’u da taşlasam şeytan misali,
Asfalt yollarda olmasa ayaklarıma,
Bir gri bulut örter yalnızlığımı,
Zincirler dolanmış ayağıma,
Aksaray sokaklarında kaldı çocukluğum,
Eğildikçe kadere, yok oldum, silindim gayrı.

Çağırma hüzün gelemem artık,
Çağırma sevda, gülemem artık,
Çağırma yokluk, bulamam artık,
Yasladığım başım düştü yerlere,
Saçları yolarım ellere artık.

Akar dereler, akar yalnızlık,
Hak etmediğim günlere döndü yüzüm,
Kan revan olsa da şu iki gözüm,
Bir sevda destanında kaldı özüm,
Yollarda, bir de yüreğinde varsa izim,
Ben aşk mevsiminde senle olmazsam,
Yaşasam da sensizim ölsem de sensizim..


Şiirhan
12 Ekim 2006 Yalova

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:12 PM
Aşk

Kız senin dudakların neden kırmızı?
Dut mu yedin bülbüller gibi?
Sana aşık olsam içime düşer bir sızı.
Dut yiyen bülbüller gibi...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:12 PM
Aşk Bahçesinin Güllerini Serenlerdensin

Yıllar geçse de hayalimden silemem,
Seni sevdim, nedenini bilemem,
Nazlansan da ayrı kalamam,
Su gibi ekmek verenlerdensin.

Bir yan bakışınla sarardım, soldum,
Aşk badesi ile yüreğine doldum,
Söylenecekse ben aşık oldum,
Kaş gibi göz verenlerdensin.

Hatırımdan çıkmıyor vurulduğun gözün,
Bakıyor diline söylesin özün,
Versin artık duramam sözün,
Ömür gibi zamanı soranlardansın.

Saçlarının tellerine güller bağlasam,
Gözlerine bakıp bakıp ağlasam,
Sevda ateşiyle yüreğimi dağlasam,
Bu goncanın güllerini derenlerdensin.

Bütün çektiklerim senin dilinden,
Tutabilseydim sımsıkıca elinden,
Çekip kendime ıssızlarda belinden,
Aşk bahçesinin güllerini serenlerdensin.

Mihneti kendime dert ettim bitirdi,
Dertlerimi dert ortağıma götürdü,
Ihlamurlar altındaki aşka yatırdı,
Kader olup kalbini verenlerdensin.

Uğraşma, yorma kendini boşuna,
Ömür bu olmaz işler gelir başına,
Öyle böyle derken elli yaşına,
Ömür olup ufuklara varanlardansın.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:12 PM
Aşk Baktığın Gözlerdedir

Gözler güneşe bakarsa,
Kuytularda ağlamazsın.
Dilin söylerse aşkını,
Asla ağlamazsın.
Sevgin ışık vermezse,
Karanlık seninledir.
Sevda yüreklerde
Aşk baktığın gözlerdedir.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:12 PM
Aşk Bu Olsa

Yaşlar ve gözler aşk içindir
İnsanlar mutlulukları yaşamak ve sevdaları yüreklerinde taşımak için yaratılmışlardır.
Seni yüreğimde, sıcacık duygularla taşıyorum.
Gönül bu, vurgunum, kalbim buğularla bezeli,
Tariflerdeki hasret damlaları saçaklarda ve sen canımdasın.
Dünyanın en güzel çiçeğisin,
Mislerin dünyamı sarıyor.
Sen yüreğimin geleceğisin,
Gönlüm her an seni anıyor.
Anlamalısın ve görmelisin gerçeği,
Ve vermelisin, tüm kokularıyla sarı çiçeği…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:12 PM
Aşk Müjdesi

Gözlerinden yüreğime damlayan bakışlar,
Bir can, bir atış, bir kıpırtı bu akışlar,
Gözlerinden anlayamadığım yakarışlar,
Bir aşk müjdesi veriyor bana.

Gönül tarlam, nadas dönüşü,
Bir heyecan fırtınası, aşk yanışı,
Gözlerimdeki gizeme sarılıp kanışı,
Bir aşk müjdesi veriyor sana.

Gözlerin gözlerime kilitlenirse,
Kalplerimiz yüreğimizde birlenirse,
Bu dünyada iki isim sırlanırsa,
Bir aşk müjdesi verir ikimize.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:12 PM
Aşk Olacaklar

Sokakları yürür ayakların,
Gidecekleri yeri bilmeden,
Ay gözlerine düşer akşamlarla.
Bir sevda gözlerine bakar,
Rüzgârlarıyla üşürsün,
Çığlıklar, umutlarına yarınlara da atılsa.
Ellerini tutsan da hayatın,
Yüce bir aşka yürüdüğünü anlamazsın.

Bakar kalır gözlerin, dünlere ağlasan da
Gözlerinden dökemezsin anıları,
Gitmelere göndersen de sevdiğini,
İçinde güneşin hüzünlerle battığı akşamlara.

Uzağı bilmez gözler takılır,
Hep ufuklara dalar martılarla,
Takılı kalır o günlere ruhlar ve taşır durur,
Sönmeyen ateşe dökülür damlalar
Ve sona giden sevdanın depremiyle kırılır kalpler,
Ne paraya bakar, ne pula bakar,
Sessizliği ağıtlarla ayrılığa,
Söylenen şarkılar bozar.

Kuşların kanadına yükledim yaşananları,
Bir gün gökyüzünde bir kırlangıç görürsen,
Bil ki onun hayatı kadardı aşkımız.
Uzağına düşsem de, iklimlerinden sana,
Çekmek kaldı acıları bir tek bana.



Bağları koparan zaman, düşmansa bana,
Söyle ne bıraktı, bu yaşananlar sana,
Güne bak ta söyle, kalbini içten ve yüreğinle,
Yoksa hatıralar kahrolur yana yana.



Gözlerimin ağıtları durmasa da,
Felek sevda zincirini vurmasa da,
Yıldızlar altında izdivaç olmasa da,
Atmıyor bu yürek taşıyor seni.


Anıların kucağına düştüğüm zaman,
Ne sen vardın, ne de baktığın o an,
Yazgı mı dersin, yoksa güler mi geçersin?
Sen ölsen de, bende yaşayan bir sen her an.

Ayrı akşamlara esen rüzgârlar,
Bir ayrı üşütür, bir ayrı acıtır beni,
Aramızda olan uçurumlar, yarlar,
Bir ayrı acıyla, hüzünle yaşatır beni.


Verdiğimiz sözlere yarınlarda bakmak istersen,
Hep bir gün sonra yaşananları düşün,
Ama ne sözleri, ne seni,
Ne de beni bulamayacaksın,
Hepsi de zamanın girdabına girecekler,
Aşk olacaklar, sevda olacaklar,
Bunu ben değil aşk şiirlerimizi,
Okuyanlar söyleyecekler...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:12 PM
Aşk Unutulur mu?

Sevgiyse sevgi, aşksa aşk, yıllara dikilen,
Seni seviyorum deyip,yoluma dökülen,
Yüreklerde açıp yüreklerden sökülen,
Benim için açan gül unutulur mu?

Ben sevgiliyi dünyama güneş seçtim,
Yaşadığım dünyadan o an geçtim,
Karanlıklar koynumda, yıldızlardan vaz geçtim,
Benim için esen yel unutulur mu?

Hazan mevsimlerini senle yaşardım,
Kafeslerdeki yüreğine durmaz koşardım,
Gözlerimdeki yaşları tutmaz boşardım,
Benim için geçen sel unutulur mu?

Yaşıyorsam bil ki kalan son demler,
Sonu gelen aşkımız burada biter,
Gözlerim baksa da ufuklar yiter,
Benim için geçilen çöl unutulur mu?

Seraba düşen yıldızdı, aşk sandığım,
Yaşadığım bir gerçekti, unutamayıp yandığım,
Hislerle, tutkularla aldanıp kandığım,
Benim için yaşanan aşk unutulur mu?

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:12 PM
Aşka Gidiyorum

Ben sevdiğime, ben aşka gidiyorum.
Dudaklarımdan dökülenlerle, hasret olup çekilenlerle,
Unutamadığım içimdeki senle, ben aşka gidiyorum.

Ne tebessümlerini arayacak umutlar,
Ne kulağımdaki sesini.


İçim loş,
Gözlerim mutluluktan ıslak,
Yorgun düşürdüğümüz mevsimlere dönde bir bak.
Seninle dolu, ay siyah *******.
Hasrete sarılıp, sevgilim derken,




Hasretimizi kucakladı askla,
Alın yazımı, kader alnıma çizerken.

Yankılara koştum delice, beni çağıran o kadife sesine.
Her şeyini özledim *******de.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:12 PM
Aşkımızda Gözünüz Niye?

Kimselere göstermedim,
Ne gelişini, ne gidişini,
Hiç kimse ama hiç kimse bilmiyor,
Geceyi kızıla boyadığımızı,
Birbirimizle yandığımızı bilmiyorlar,
Sonra bir gün, gittiğinide.

Bu gece yaşanmadı biliyorlar,
Ayşeler, Selmalar, Fatmalar,
En önemlisi dikenli güller.

Gök kuşağından bi haberler,
Gözlerimdeki yaşattığın ışıktan,
Damlalarından, yıldız yağmurlarından,
Tülümsü, gri nemli bulutlardan.

Güneşe doğduğumuzu gören mi var?
Geceden sabaha çıkışımızı,
Bir de çiçeklere buse oluşumuzu.

Tenindeki kokuları çektiğimi duymadılar,
Bilmediler gizli sarılışları,
Anlamadılar içten yanışları
Vel hasıl gözlerdeki ağlayışları.

Soluduğumuz yanmış nefeslerin sellerine kapılan yok,
Yazgı dediğimiz gerçeğe bakan çok,
Ellerinde bir mızrak, bin ok,
Siz kimsiniz, aşkımızda gözünüz niye.?

http://www.geocities.com/siirhan68/

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:12 PM
Aşkımsın

Şehirler kaldı arada ezilecekler,
Yakamozlarda kader olup yazılacaklar,
Ay ışığı yürek yeter bana, güneş sizde kalsın,
Benim ışığım senden güzelim.
Dağ mısın durusun?
Volkan mısın yürürsün?
Dumanın nerede, külün nerede?
Kalbim senin için atsa da içini bir sen doldurursun.
Sabrı kalmayan mavi şiirlerle sen güldürürsün.
Tutma kara *******i uçup gitsin duman gibi,
Seveyim seni bir an gibi.
Hikâyemiz anlatılsın şiirlerde
Şarkılar söylensin dillerde
Bir sıcaklık olsun ellerde
Telaşıyla yaşansın zamanlar,
Sevdiğim soluk ol ruhuma gir
Uyku ol geceme gir
Aşk ol heceme gir
Rüya ol beynime gir
Dünyalara sayıklayayım seni.
Aşkımsın kanımdasın
Ruhumdasın aklımdasın
Şehirlerce uzak olsan
Ne yazar sen benim canımdasın.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:12 PM
Aşkın Baharı

Aşkın baharı

Yeşermekte,
Sevdanın çimenleri

Hatıraların tutsaklığı

Avuçlarımda sıcaklığın.

Gün ağarırken
Dayanılamayan aydınlıklarda
Coşuyordu gelen mutluluk
Esir edilmiş telaşlarla.

Bahar aşk tutkunu,

Yılların ardında bekleyen
Bir ömür saklı,

Umutlar içinde katlı,

Aşk bahara maksatlı?

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:13 PM
Aşkın Doğuşu

Yıldız gibidir, gündüz görünmez,
Bekler akşamı …
Hasretler kucaklanır,
Tatlı bir bakışla akar gönüle,
Damla damla dolar yüreklere,
Sonra, bekler sabahı …

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:13 PM
Aşkın ki;

Şiirlere döküşümde seni,
İncitirim diye korkarım.
Her satırda yinelenen,
Aşkını sayıklarım.
Aşkın ki;
Ateşinden yazılan kağıtlar yanar,
Kalbimin yandığı gibi.
Aşkın ki;
Hasretinden gözlerimde yaş bırakmaz,
Islatır seni haykıran, seni inleyen sokakları.
Aşkın ki;
Anlatılmaz…
Eritiverir ışıl ışıl parlayan,
O yemyeşil bakışların.
Yağan yağmurlar,
Düşerken saçlarıma,
Gözümdeki yaşlarla
Birleşip sel olur sokaklara...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:13 PM
Ay Karanlık Zambinella

Sekiz Mayıs bin dokuz yüz seksen dört,
Saat on dokuz suları,
Seni yağmurlar getirir Antep’in akşamlarına,
Urfa’da görse de gözler, yaşasa da umutlar.
Bir deli rüzgar eser on yedilerde,
Ayşegül kirlenir,tozlanır, isyanları oynar,
Umutlarına dokunamaz çeker zehri içine,
Zemheri ayazlarında titrer,
Baksan da göremezsin,
Ay karanlık Zambinella.
Denizine düşmüş ay ışığıyla,
Gökyüzündeki yıldızları saymış,
Martı kanadında umutları,
Menfaatlerin cici yüzü,
Cılız ve masum yüreklere güldüğü zaman,
Ezilir havanda güzel yüzler,
Bakma seni gösteren aynalara,
Ay karanlık Zambinella.
Pişmanlıklar bitmez bu zamanda,
Kim çaldı umudunu,
Dil durur yaşlar konuşur,
Şeytan düşleri gıdıklar,
İhtiraslar zincirlenir,
Kara trenler gibi gelip geçer,
Yaşanmaya değer mi bilinmez,
Yüreği güzel bir şiir gibi,
Yarınıma cici kız olur mu?
Her gelen bir parça koparmış,
Yüreğini almışlar, belki de çalmışlar,
Açmamış bir gül gibi,
Yirmibir yıllık Zambinella.
Umursamaz kendini ve yarınını,
Ciddiye almaz her bir şeyi,
Sadece bana göre iyi olan,
Benim şiirlerimi pek okumayan,
Bir kız hatırlarım.
Ay karanlık Zambinella.
Umudumu paylaş artık,
Sana bakan yeşil gözlerim var,
İçindeki cici kızı çıkar ortaya,
Yoksa ay karanlık Zambinella.
******* karanlıklarda kalsın,
Seni bu yüreğim alsın,
Ay karanlıklarda,
Ay karanlıklarda kalsın Zambinella.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:13 PM
Ay Şahidim ve Yalnızım

Alışkın olduğum karanlıkta,
Sesimden inliyor kaldırımlar,
Yıldızlar üstümde asker,
An olsun paylaşmak zor onu,
Gece yarısı yaz ormanlarındayım,
Uçuruma düşmemek için sıradağlara gidiyorum.
Gece kuşları, dalların hışırtıları,
Yaprak sesleri, denizlerin derin sessizliği,
Milyonlarca yıldız benden kaçıyor,
Hepsi firari, hepsi teskeresiz.
Uykusunda yazgım, tüm şehir gibi.
Ben affetmelere hazırım.
Elimde katmerli güller ve anılar,
İçimin acısına aldıran mı var?
Kuşkularım ayaklanıyor, sessizliklerle yürüyor,
Sevgiye yatıp nefretlere uyanıyorum.
Sevdiğim bir düşman, bir kara sevda,
Bileklerinden zincirli ve teslimiyete hazırım,
Susuyor şüpheci yalnızlığım.
Bir gül yaprağı, bir kayan bakış,
Huysuzlaşan hayallerim ve kıskançlık krizleri,
Sevdiğim insan ve geçen zaman,
Seni öldürmek istesem de içimde,
Her geceme doğacaksın,
Ay şahidim ve yalnızım,
Bense seni görmüyor olacağım.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:13 PM
Ay Yeter Bana

Sahilde yürü kaldırımlar seni dinlesin
Bir rüzgar uğuldasın yüreklerde bir can inlesin
Kaldırma başını güneş bat ve git yarına dik ve taze gel,
Seninleyim sensiz *******de, bir de ay yeter bana.
Sebepsiz fırtınalara, hasret ayazlarını estirme,
Gözlerin sende kalsın, bana kestirme,
Yaralı yürek aşkını bıçak gibi bastırma,
Denizleri içerim, yarama tuz olsun diye.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:13 PM
Ayrılık

Sevgiler ayrılığa yaklaşınca bendeki yürek sızlar, o an seni çok iyi tanırım, veda yüzümü tırmalar, yıldızlar yerlere dökülür, taşlaşır, 'ölene kadar seveceğim' sözleri buharlaşır. Gerçek çırılçıplak kalır, ayrılık ölümle yüzleşir, kararsız vicdanların azaplarını borç hanesine yazanlar, kalbinin sesine kulak asmayanlar,gidişlerin eteğinden çekiştirenler, menzili bulduğunu sanan aşk askerleri, mağlupsunuz, yenildiniz, hayranlıklar küllerle örtüldüğünde,hatalar ve olmazları bana getirenler, 'bana iyi bir insansın' demesinler. Sevecek yürekleri varsa buyursun sevsinler,yüzleşme o kadar kolay değildir. Başka denizlere yelken açıldığında, oradaki fırtınalara göğüs gerebilecek misiniz? Sızlanmaları duyar gibiyim, ama yıllar sonra, isterdim ki sözünü mutlaka kullanacaklardır. Saplanılan çamurdaki debelenmeleri, hepten batağa götürecektir gidenleri, yalan ağlayışları döken gözlere yazık, bundan başka doğru yok diyen diller, günü geldiğinde varlıklı yalnızlığa tutunacaklar.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:13 PM
Ayrılırken (Işıl'a)

İşte o an geldi,
İçim kor gibi yanıyor.
Boğazımda bir buruk acı,
Bir yutkunamayış ile seni anımsıyorum,
Gelebilir belki gelebilir diye...
Hıçkırıklarımı saklamak,
Elveda demeden gitmek,
Hiç ayrılmamışçasına,
Sana bağlanmak istiyorum.
Senden ayrılırken,
Otobüsün penceresine yansıdı gözlerin
Ayıramadım gözlerimi gözlerinden.
Koptuk yine de bizliğimizden
Ve akşam karanlığı da
Ayrılıverdi alacasından.
Yeşil gözlerimin yaşları,
Bozkırları geçerken
Özlem olup, hasret olup
Akıyor, eritiyor içimi.
Senden ayrılırken,
Kayboldum hayallerde,
Sigaramın dumanında,
Ve beni bekleyen yalnız, yapayalnız yarınlarda...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:13 PM
Baharların Süslediği Güzel

Tıpkı gök gürültüsü gibisin
Kırmızı kiremitli evimde, baharların süslediği güzel
Meşe ağaçlarının gölgesinde asmalar
Perişan sürüklenmeler, yere düşmez kalabalıklar
Baştan ayağa baharlarla süslenmiş güzel
Delice bir coşkuyu içime akıtan sensin.
Ayaklar altında inleyen acılar
Özlemlerin gözleri dağlanmış
Sevdaya göz kulak olan bakışlar
Çevreyi süzüyor bir alıngan eda
Gözlerim dikili kalmış çınarlar gibi.
Kurtarıcım, sultanı yegahım, yaşayacağım topraklarım
Çayırlar içinde şırıl şırıl akan dereler
Zamanı düzene sokan gülümsemeler
Sana bakıyor ve hayır diyemiyorum
Yürekliyim, Sakıncasız çiğniyorum yasaları
Çok büyük bir tutku, aşkın gücü, sevginin iksiri
Adım adım yaklaşıyorum, koşmaya başlıyorum
Daha büyük bir hırs ile kasırgaya benzeyen yağmurlarla
Bir şehir konuldu önüme mevsimsiz yaşanacak
Keskin bakışların karşısında ne durur,
Ne ister benden zaman
Büyüleniyorum ve seyrediyorum seni
Geleceğimi yıldızlarla görüyorum
Düşlerim boyun eğiyor ve yüreğim kapısını aralıyor
Çakıl taşlarıyla yürüyorum ve sen olmak istiyorum
Yumuşak çimenler,
Meşelerden süzülen pelit kokularıyla süslü rüzgarlar
Ömür sana doğru koşturuyor, dizginleyemediği atlarını
Sesleniyorum ama güneş ufuklardan süzülüyor
Yitirmiyor vaktini, alıp gidiyor ışıklarını
Göğü süsleyen kızıl kanatlı kartallar
Mavi ipeksi bulutlarla süren oynaşmalar
Diz çöküyor beden ve emrine itaat ediyor duygular
Çobanın kavalında yanık nağmeler
Kutsal merhamete sığınıyor bu yürek
Mızrak hedefin tam ortasında, yüreğin derininde
Sadakatin soyluluğu, cesaretin soyluluğu omuz omuza
Tüm evren tanık olsun
Sık ve gür sesiyle çağırsın türküsünü ozan
Limanlara indirsin yükleri taşıyanlar
Balıkçı teknelerine el sallayan duygulu kervanlar
Esirinim, kölenim boynumda iplerle
Göklere kalkan ellerim dualarını ediyor
Keskin bakışlarına sevdanın
Gümüş kupalar içindeki zemzemler yudumlanıyor
Kendimi şanslı hissediyorum
Gizemli bir tütsü dumanı dağılıyor
Tekneler bir bir görünüyor, hava aydınlanıyor
Güvertede süslü bir kadın oturuyor
Derdimi unutuyor ve seyrediyorum
Yelkenler fora yol Marmara
Gemicilerin şarkıları yankılanıyor
İpler çekiliyor nasırlı ellerle
Sislerin ardına oynaşan balıklar
Beyaz köpüklere ine kalka
Sis sihirli bir tül, o genç ışıklara köle
Dalgaların yıkadığı sahiller ve yalılar
Mavi nehirleri andıran boğaz
Dümen kırık, rota o güzel kadın
Mavilerin üst üste yığınağı
Tepelerde bir mavi gökyüzü sağanağı
Rıhtımlara demirler atılıyor
Günahlar gizleniyor
Rıhtım kalabalık, günlük telaşlar
Yine o kadın yürüyor bakire giysilerle
İncecik tülün ardından görünen o pembe yanaklar
Ne bu gün e ne yarına, tüm tarihe yazılacaklar

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:14 PM
Bak Yağmur Yağar Gözlerime Şimdi Buralarda.

'Nasıl özlersin beni? Öyle uzaktan hasretim ki....'
Bak yağmur yağar gözlerime şimdi buralarda.
Kalbinin içinde, uzaktan seni düşünüyorum.
Renklerin denizlere düştüğü akşamlarda,
Kim söyleyebilir, acıya kapıların kapandığını,
Düşlerimde gözlerimin ağladığını.
Aşkıma diz çökmüş buluyorum yüreğimi,
Dün gibi seni bekliyorum, şiirlere buğular düşüyor,
Benim için ağladığını anlarsam,
Bak yağmur yağar gözlerime şimdi buralarda.

http://www.geocities.com/siirhan68/

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:14 PM
Bakma Öyle Nazlı Bakışlarınla

Bakma öyle nazlı bakışlarınla,
Umutları toplayıp gelsem de,
İçine oturup yüreğini delsem de,
Gözlerine dolunay olup gülsem de,
Tedirginsin, yorgunsun, vurgunsun.

Kaçma öyle yakan gözlerinle,
Acıları ağlarla çeksem de,
Her gün bir oku kalbime soksam da,
Yıldızları taç yapıp taksam da,
Ölgünsün, solgunsun, bitkinsin.

Vurulmaksa vuruldum sana,
Çalıyorum bak aşk sirenlerimiz, anlasana,
Geçiyor sevda trenlerimiz, dinlesene,
Atıyor ruhumuz, frenlerimiz, bilsene,
Titreksin, çekingensin, özlenensin.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:14 PM
Bana Bir İstanbul Yeter

Sana aşıklığımdan memnun musun?
Bakışlarımdan, umudumdan,
Seni yangınlarla sardığımdan,
Uçuverirsin diye konuşamam,
Gözlerimin dilini anlasana.
Ne sevi dolu bir yol, deniz ve boğaz
Hisardan süzülen ışıklar ve saçların,
İçimiz yanacak gibi bir his var.
Gözlerimi aleve diktim,
Ateşlere çıplak yürek yürüdüm
Galiba bu aşk şarabından ki kadehler içilecek.
Tekneler savda yolunu yaran tekneler.
Esirinim oldum, bir dokunuş canımı alır,
Düş kırıklığı, gurur incinmesi, çaresiz düşler,
Hepsine gözlerimi kapıyorum.
Beni hissettin mi acaba?
Sıradan bir gün değil, sıradan bir bakış hiç değil,
Yakamozların yansımaları nasıl olacak?
Kaçış olanaksız, alev alevim,
Kapıyı kim çalıyor? Heyecanlar.
Her şeye yetişmek beni yormuyor,
Hayatı yeşertmek, seninle yaşamak,
Denizi dinlemek ve yosunlarla seni içime çekebilmek,
Bir damla mutluluk yüreğimde, hissettim.
İlk kez ve gerçekten.
Senin buğulu gözlerin en güzel değerin.
O günü nasıl unutabilirim,
Saçların dağınık, rüzgarda,
Bir hayal girdi kapıdan,
Alın yazım yırtıldı,
Tek umdum gözlerin bunu böyle bilesin.
Güneş batmasın ki umdum aydınlık kalsın.
Neredeydin şimdiye kadar?
Ama bir güzel canına okudun yüreğimin.
Ben yalnız kalamam kardelen çiçeğim,
Güzel ve narin bakıyorsun,
Tenindeki ateşleri ciğerime atıyorsun,
Bu ummandan aşk ve sevgiyi doldururum,
Ama denizlere bir batıp bir çıkıyorsun.
Geri döndüremem gemileri,
Güzelliğini aya atsan peşinden koşarım.
Serpildiğini hiç mi fark etmedin çöllere.
Sularından çıkmak aklıma bile gelmiyor,
Yarınlarını tümüyle fethetmeye karalıyım.
Ellerimin arasından akıp gidiyor saçların,
Her şeyleri istiyor canım, zirvedeki karı bile.
Dolu dolu aşkları yaşa, sen doymazsın,
Ama bana bir İstanbul yeter.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:14 PM
Behlül

Tikrekti adımları,
Sönüktü umutları,
Dünlerini yaşamadan,
Yürüdü gitti dağlara.

Özleminde doruklar vardı,
Koruk üzümlere tuz basarak,
Yürürdü yalnızlığına,
İçine çektiği kızıl akşamlarla.

Değirmenlere hep kızardı,
Ezilmişliğini sevmezdi başakların,
Tane tane dökmek isterdi,
Günleri, yarınlara.

Platonikti sevmeleri,
Utangaçtı bakmaları,
Pek yoktu yakmaları,
Behlül, özgürlüğe sevdalıydı.

Buldular bir gün dağda,
Tuttu kanatlarından kumruların,
Attı uçurumlara özgürlüğü,
Kumrularla uçtu kayalıklara,
Behlül’ü bir sabah bir çiçeğin,
Busesine damlarken buldular,
Yürüyüşüne yetişememişti ölüm.

http://www.geocities.com/siirhan68/

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:14 PM
Bekleme

Batan gün geceye sağılmış
Kalma sararmış akşamlara
Rüzgar esmiş, saçların dağılmış
Dalma sana yan gözle bakanlara.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:14 PM
Ben Aşk İstiyorum Gülüm

Kapalı panjurlardan süzülen hava ve kokun,
Dudaklarına dudaklarımı değdirdiğim an,
Kaçamak öpücüklerle verdiğim armağan,
Ben aşk istiyorum gülüm,
Ağustos böceklerinin şarkılarının altında,
Leylakların gölgesinde,
İçimdeki yanardağların lavları dökülsün denizlere,
Şehvet ve arzuların kamçıladığı atlar,
Koşuyor tutku nehirlerine,
Gidilen yolda gitarlar, nameler ve sen,
Güneşin ısıttığı denizler,
Üzerime yürüyecekler,
Nefes nefeseyim,
Yatağa uzanıyorum ve ruhumun bağırışları,
İçimi dökmek istiyorum,
Dudaklarımı ısırıyorum,
Salkım söğütler altında,
Düşlerim girip çıkıyor.
Bedeninde dolanan ellerim,
Denize girmişliğin hazzı,
Tenimde bitmeyen sevişmeler,
İstediğim saçlarımın okşanması,
Belki de tatlı bir bakış,
Bir söz “Seni Seviyorum”,
Belki de beklenen bu.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:20 PM
Benim Aksaray'ım

Yüreğinden akar Uluırmak,
Anadolu’nun kalbinde parlar, çakmak çakmak,
O şehir ki; tarihe basmış parmak,
Yeşiller ovası, memleketim, Aksarayım.

Ervahında nur içinde yatar evliyalar,
Kanlı Pelit’in ağıtını bilenler anlar,
Eksilmez şehrimin üstünden dualar,
Dünü eren, günü bilen Aksarayım.

Lalelisi’nin üzüm bağında,
Eksilmez karı Hasandağı’nda,
Kekik kokulu kendi yağında,
Kavrulur gider Aksarayım.

Anadolu’nun bağrından yeşeren yaprak,
Bire bin verir bu canlı toprak,
Mamasın’dan akan suyu berrak,
Akar durur Aksarayım.

Ekecik’in suları soğuk olur,
Çekiçler, Cangıllı, Borucu yerini alır,
Mis kokusu koyunun yağında kalır,
Dağı ile, köyü ile yaşar Aksarayım.


Helvadere pınarlarından can suyu akar,
Gönüllere türkü türkü dolar,
Melendiz Dağları’nda tavşanlar kaçar,
Destanlara türkü, türkü olur Aksarayım.

Sultanhanı yüzlerce yıllık yapıdır,
Ağzıkarahan Nevşehir’e giden kapıdır,
Ulu Cami mimarînin şahıdır,
Tarihiyle ünlüdür Aksarayım.

Ziga Kaplıcaları’nda insanlar derman arar,
Yaprakhisar’ı, Selime’yi tarih sarar,
Ihlara Vadisi’ne turistler dolar,
Dünü ile günü ile meşhurdur Aksarayım.

Çatlar dudaklar Eskil’in tozlu yolunda,
Yeşilovalı bir başka yürür eşi kolunda,
Taşpınarlılar pek keyiflidir eli belinde
Bir kültür mozaiğidir Aksarayım.

Baymış, okumuş insan diyarı,
Çimeli, yiğit efelerin efkârı,
Acıpınar acı suyundan perişan,
Bayıraltı köyleriyle ünlüdür Aksarayım.

Sağlık Köyü’nde muhacirler oturur,
Akhisarlı geçmişi kayalara yatırır,
Hasandağı’na akşam güneşi vurur,
Bir gönül şehridir Aksarayım.

Minaresi kızıldır, eğri durur,
Yavuz Bayram dostluğu burada bulur,
Ömrünün yettiğince yaşayıp kalır,
Yaşanıp yaşatılacak diyardır, Aksarayım.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:20 PM
Beyaz Öfke

Bir acımı daha gömüyorum,
Her zaman ağlattığın yok oluşlarla.
Gidiyorsun sevdiceğim hırçın denizlere.
Acı dolu yarınları doğuracak güneş.
Kuduran dalgalar yutacak,
Eriyeceğim, lavlarında korlaşacağım.
Turnalar uçun, götürün gelininizi,
Bırakın kan ağlayan gözlerim benimle kalsın.
Çıkmazlarla dolu karanlık yarınları kucaklayacağım.
Sayende parçalanan *******,
Kayaları mı parçalıyorsun, yüreğim mi yakıyorsun?
Dikenler batırıyorsun, *******den çıkamıyor gözlerim,
Yollara dökülüyorum uğruna yol oluyorum,
Sıla olamıyorum hep gurbetlerde bırakıyorsun.
Git gözüm görmesin.
Ayrılıkların hançerini sapladın ya,
Acımasızlığın yorganı bana yeter,
Ört üstümü sevdam üşümesin,
Kader; Kır kadehi bu aşık sevdayı içmesin…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:20 PM
Beyaz Sayfa

Kanatlandı acılı *******,
Gün sabaha dönerken,
Sokaklarda kaldı hasret,
Birde gönlümde.

Ben eğer yaşıyorsam,
Yine çiçek bahçelerinde sarmaşıklar büyüteceğim,
Umutlarımı şiirlere dizeceğim.
Limana yine gemiler yanaşacak,
Kapı önlerinde boynu bükük kalmayacağım.



Nihavent şarkıları dökeceğim asfaltlara
Dudaklarıma uzanan güne 'Gel' diyeceğim.
Trenler çekilecek katarlarla,
Aldanmıyorsam ben karanfilleri kokluyor olacağım.
Kulaklarımda baharın sesi,
Yine aşkın emrinde,
Utanmadan.

Pınarları damlatarak yudumlayacağım.
Buzlu kışları unutacağım.
Buğulanıyor olsa da pencereler,
Ben gözlerimi kaçıracağım.
Uykusuz dalgalar, yalnız sahiller bitecek,
Beyaz sayfa bana ödül olacak.

Elleri bekleyeceğim, gözlerden önce,
Senin mi diyeceğim, benim mi?
Akşamlar kıvılcımlarıyla mısralaşacak.
Ne benim kahrım olacak düne,
Ne senin ağrını taşıyacağım bu güne.
Anıları düşüneceğim yaşattığın.
Yanılgılar düşmeyecek denizlere,
Bu sefer sen kazanamayacaksın.

Aşksız kalsam da tenhalarda bırakılsam da,
Islıklanmayacağım, beyaz sayfalarda,
Gözbebeklerimde ay ışığı yalnızlığım,
Doğan güne teslim ve ben yeniden doğuyorum.

http://www.geocities.com/siirhan68/

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:20 PM
Bırak o ateş içimde benimle bir ömür boyu yansın

Ne çok özledim Kurtuluş Parkı’nda geçen günleri,
Asıl seni özledim bir bilsen, ya da hissedebilirsen,
Gözlerimden yağmur olup, gözbebeklerime damlayansın,
Kulaklarımda meltem olup, dalgalarla uğuldayansın,
Bırak o ateş içimde benimle bir ömür boyu yansın.

Dilimde hecelediğim, bitmeyen ses,
Aşkımız; yaşadığımız, aldığımız o sıcak nefes,
Çarpıntılarına engel olamıyor bu kafes,
Bırak hatıralar sularınla içip kansın.

Yitmez ayrılık, kimselere soramam seni,
Ağırlığını taşıyıp kaldıramam bu canı,
Sevgiyi bırakıp bu garip ömre daldıramam seni,
Bırak insanlar bunu aşk şarkısı sansın.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:20 PM
Bildirendir O

Bir nur aldı Hira dağından,
Melekler uçuştu, her bir yanından,
Dağıttı bilgeliği, gönül bağından,
Allahın varlığını bildirendir O.

Kalbimize Allah sevgisi verdi,
Putları, cehaleti yere serdi,
Üç, beş yüz imanlı ile münafıkları ezdi,
İslamiyet’teki aydınlığı bildirendir O.

İman ile inancı öğretti,
İslamiyet’i Müslümanlara dinletti,
Yeri göğü Allah diye inletti,
Varlığı, yokluğu bildirendir O.

“Kardeş kardeşe küsmeyin” dedi,
“Komşunuzu sakın üzmeyin” dedi,
“Kul hakkı ile gelmeyin” dedi,
İyiliği, kardeşliği bildirendir O.

“Yaşadığın sürece iyilik yap” dedi,
“İnsanın terazisi doğruluk” dedi,
Bulduğu hurmayı izinle yedi,
Doğruluğu, dürüstlüğü bildirendir O.

Sözleri, ruhumuzu iman ile sardı,
Peygamberimizin kalbinde doğruluk vardı,
Tek düşündüğü, temizlik, dürüstlük, namustu, ardı,
Güzelliği, ahlakı bildirendir O.

Uluların ulusu Allah yolunda,
Müslüman’ım, Müslüman, Kur'an elimde,
“Bismillahirahmanirahim” her gün dilimde,
İnsana, insanlığı gösterendir O.

http://www.geocities.com/siirhan68/

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:20 PM
Bir Bayram Sabahında

Bir bayram sabahı gözlerim dolu,
Bağrım yanık ağlıyorum satırlara,
İçimdeki burukluğun yolu,
Sensiz aşkımla bir bayram sabahında,
Yalnızım olduğum gibi, sensizim olacağı gibi,
Karanlığım bir bayram sabahında,
Uzağım kilometrelerce, dağlarca,
En anlamlısı yıllarca,
Ufuklardan bir hasret dolduruyorum,
Bir bayram sabahında,
Eriyorum, tükeniyorum, sönüyorum,
Giden gün gibi titrek ve yalnız,
Taşlaşıyorum kuşlarla,
Umudum sandal olmuş,
Sarılmış yüreklere,
Sevdamız anı olup yaşayacak dileklerle,
Sen orada ben burada yalnızlığa uyanıyoruz,
Bir bayram sabahında.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:20 PM
Bir Beni Bir Seni

Sana yanmışlığı var ya gönlümün,
Sana titreyişi, umut edişi,
Seni senden isteyişi var ya,
İnan ki yüreklere isyan edişi.
Dönüp de baktığın an sevdalandım güzelim,
Gözlerindeki tebessümün arayışı,
Buluverdi aşkımın billur kaynağını,
Buluşturuverdi güzelim bir beni bir seni.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:20 PM
Bir Çocuk Ağlıyor

Özlemleri yaşamış yalnızlıklarda,
Hasretleri çekmiş içine duman duman,
Bir çocuk ağlıyor yarınsızlığına,
Kara bahtına akıttığı yaşları dökercesine.

Sabahın sisinde, neminde,
Yaprağa düşen damlaların busesinde,
Bir çocuk ağlıyor umutsuzluğuna,
Yaşadığı günleri çekercesine.

Kaldırımlarda yok oluyor ayak sesleri,
Bir o duyuyor, bir o biliyor,
Bir çocuk ağlıyor hissettiğince,
Yaşadığı soğuk nefesleri içine çekercesine.

O çocuk ki kasımlarda ağlar,
Derdini kimse bilmez, kimse sormaz,
Ne insanlar ne dumanlı dağlar,
Bir çocuk ağlar gözlerindeki yaşları bitercesine.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:21 PM
Bir Dünya Arıyorum

Yar bildiğim bahara koşmakta yüreğim,
Yudum yudum akmak istiyorum,
Gönüllere umut veren bahara.
Beni bekleyen umutlara ve gönüllere,
Yeşil dallarda çiçek olmak istiyorum.
Cemreyle el ele özgürlüğe,
Yağmurlarla gelmek istiyorum.
Gönül yorgunluklarını su olup içmek,
Göz yaşlarını mutluluğun tadı bilmek,
Şarkıları haz alarak dinlemek,
Albenili çiçekleri kokularıyla hissetmek,
Acıların en büyüğü çökse de yüreğime,
Güneşi, bulutları, dalgaları yaşamak,
Özlemeden özlem duymadan var olmak,
Avuçlarımın arasından gitse de ömür,
Geleceğine sahip olmasam da,
Çaresizlik ve acınmak yok asla,
İlk nefes gibi varım arzularımla,
Kır çiçekleriyle bezeli bir dünya arıyorum.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:21 PM
Bir gün bakacaksın gözlerime

Bir gün bakacaksın gözlerime
ve susacaktır şarkılar,
ve biz ağlayacağız yarınlara
bir tatlı tebessüm doğacak tenlerde
ve son trene bineceğiz akşamlarda,
Ben sana sen bana diyeceğiz,

Bahar güllerini koparmayın yalnız,
Bırakın o yine dağlarda açsın özgürce.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:21 PM
Bir güne değil bir ömre ' (Rıfat Cem- Özlem)

Bir güne değil bir ömre sözümüz
Gözlerde geçen günlerin ardından
Mutlu yarınlara el ele yürüyeceğiz,

Bunu bir söz, bir yemin bileceğiz.

Düşsek rüya içine, kim bilir?
Ruhlar dirilir, ten sarınır.
Acılardan uzak, sevgi ile aşk ile,
Günlerimize bilmediğimiz tatlar kalır.


Yeşermiş menekşe çiçeklerinin kokusunda,
Önümüzde yaşanacak hayat var.
Özlemin hevesleri siner dünyaya
Kalkar kollar fidayda’ya.

Önümüzde yaşanacak yıllar var,
Sözümüz bir güne değil bir ömre,


Saklayamaz denizler dalgaları,
Dal gibi yiğitler umutlu gözlerle,
Çatlayan dudakları kanatır, derinden de ağlatır.


Acımasız küskünlüklerin yeri yok bu aşkta.
Damla damla akacak hayat,
Gözyaşlarına saklanmış mutluluklar,
Yağmur olup ağlayacak.

Ege’nin vücudundan Yalova'ya düşen bir çiçek,

Hayallerin ufkunda özlem olup gelecek.
Sevgisine sarılacak bir ömürde bu tenler,
Küçük ayrılıklar bir buruklukla geçecek,
Yalnız günleri kalplerindeki aşklar örtecek.


Gülümseyişe hasret yüzler bakıp kalacak,
Umarsız ve cesurca bu sevgi yaşayacak,
Yarınlar için sevgiliye uzanan o derin bakışlar,

Marmara’nın kızıllığında bu ömürlerle son bulacak.

Gri gemilerin coşkusunda sabah güneşle aydınlanacak,
Maviliğinde pembeleşecek, umutlar canlanacak,
Bir günle değil bir ömürle tamamlanacak,

Bir aşk diyoruz bir sevda diyoruz.


Yalova / 03.09.2006

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:21 PM
Bir o kadın

Limanın sularına dökülen felaket
Denizler ve karalar çırpınıyor
Ve o yollarda bir kadın yürüyor
Dalgaları kulaçlayan denizciler
Tüm direnci tükenmiş yosunlar
Kayalara, taşlara, deniz yıldızlarına
Narin bedenin ince kıvrılışı
Yaşatıyor bir dramı
Anlatıyor bir haykırışı
Solmuş erguvan pelerinler
Kapatamıyor bu destansı güzelliği
Bir o kadın yürüyor
Canı korumak çaresizliğin ta kendisi
Çekingenlikler rıhtımı bu liman
Köleliğe su serpiyor tayfalar
Yere eğiliyor tüm sevdalar
Küreklere asılıyor hasret
Kırk yıllık koyuna demir atıyor
Sularına sarılıyor sevdanın
Göklerden ateş yağsa bile
Bir o kadın yürüyor
Seni bekleyen rıhtımlarda…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:22 PM
Bitirdin

Yılları yedirdin derme çatma bir kulübede,
Kavak yelleriyle büyüttün kara derelerde.
Dilim köle, gönlüm çağlayan sel,
Öptüm toprağı, sevdim dünyayı.
Hayatımı çelmeledin,
Attın kor hasretleri yüreğime,
Tutkum sen, kırağım sen.
Kuşluk vakti dans eder,
Boz bulanık akar dereler.
Ömrümü yedirdin,
Çiseleyen gözlerimle,
Sevda uğruna boğazlandı.
Balıkçı tekneleri ağlarını attı üzerime,
Çek balıkçı çek! Ben çekiyorum ya!
Düşman gözler uykuya,
Galiba bana her şey haram.
Çözülmüş bağları dizlerimin,
Dermanım yok, gücüm yok.
Göz nehirlerim çağlıyor,
Bir garip seherde...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:22 PM
Bitiş

Düşlerimi izleyen sendin gözümde
Sonsuz imkânsızlıklara tutuklu kaldık.
Yaşadıklarımız kaldı bil ki özümde,
Yazgıya bağlanarak acılara daldık.
Sende tatlı bir buse kaldı yüzümde,
Biz ayrılığı bir son bildik.


Kalbim eskisinden hızlı çarpsa da,
Biz bu aşktan alacağımızı aldık,
Gerçekler, kayalar gibi sarpsa da,
Biz ayrılığı bir son bildik.

Aramayacağım bir kuytu ya da bir liman,
Gidişleri biz son bildik,
Yaşama yenilip ölüme varan,
Biz ayrılığı bir son bildik.

Alsam da nefes, bil ki acılar var bedeni saran,
El eleydik bak yaşamın sonuna geldik.
Deseler de dostlar ömür bitmedi,
Felek bu aşka yetmedi,
Acılarla yürekten gitmedi,
Nedense biz ayrılığı son bildik.


20 Mart 2006-Yalova

http://www.geocities.com/siirhan68/

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:22 PM
Bittin Sen Gülüm

Gözyaşlarımda, mendilimde saklısın
Yansın yüreğin gözyaşlarından,
Yansın yüreğin kahrımdan,
Yansın yüreğin aşkımdan.
Denizlerimi ıslatma gözyaşlarınla,
Yağmurlarıma karışma acılarınla,
Sevdalarını yollama bulutlarla,
Yüreğimde şimşek şimşek çakma aşkınla.
Yüreğimi kapattım aşklara,
Sildim sevdanı attım sokaklara,
Bitirdim seni saldım uzak diyarlara,
Yoksun çıkıp gittin almam hayatıma.
Ben seni sildim yoksun dünyamda,
Sen olamazsın artık sardığım kollarımda,
Kucağımda sıcaklığın yok,
Bittin sen gülüm yoksun gittiğim yollarda.
Seni topraklar saracak kaybolacaksın,
Yolcular bile ah edecek kahrolacaksın,
Mahşer yerinde bile bakmam yüzüne,
Bana yalvarıp yakaracaksın.
Benim askıma ihanet ederken,
Sevdamı ayaklar altında silerken,
Yüreğime ses vermeyip giderken,
Sana dua etmem gülüm ben biterken.
Gittiğin yerden bana dönme,
Sanma ki seni beklerim bıraktığın yerde,
Geldiğinde ya toprakta olurum,
Ya başka yüreklerde.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:22 PM
Biz Aslında Biriz

Dedem Elazığ’dan canı almış,
İş icabı gönül bu ya, Malatya’da kalıvermiş,
Bir gün babam gelivermiş,
Namı diğer Malatyalı,
Anam der ki “ Allahına gadar Adanalıyıh Gardaş”
Anamın anası açmış gözünü dünyaya Mersin demiş,
“Kazağız kızım ekmeğini Adana’da yersin demiş”,
Adana’da doğarım, nüfusum Malatya,
Babam Kazak ya sözüne kıyamam,
Görmedim doğduğum ili,
Yemedim meşhur Kayısıyı,
Dünyayı gördüm hem Asya’da hem Avrupa’da,
On yaşından sonra tutup aldık yükü,
Geldik Türkiye’nin Bursa’sına,
Alımlandık, çalımlandık,
Yürüdük Pamukkale’ye pamuk yüreğimizle,
Karşıladı Bolu, Mengen,
Karşılayacak belki de,
Olmasını çok isterim,
Olsun be Amerika yengem,
Ne oradan ne buradan,
İster isek Orta Asya’dan,
Farzet ki dünyadan,
Değişmez dostum,
Biz aslında biriz,
Yaşar isek bunu bilin,
Ekmeği kazandığımız yer evimiz

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:22 PM
Boş

Bir bulut ki yağmaya hazır,
Sevmeye hazır bir kalp gibi,
Çırpınır bir serçe kuş gibi,
Özgürlüğe kanat çırpar.

Şefkat sende ne gezer,
Ruhun boş, yaşamın boş
Sevmeyi nerden bilesin,
Kalbin boş, yaşamın boş

Dolduramayacak kadar boşsun
Uğruna yanan kalpleri.
Yapraksız ağaçlar gibi bomboş
Kurak, çatlak, duyarsız....!

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:22 PM
Bu Gün Uzaklardan

Bugün uzaklardan sana ağlıyor gözlerim.
Bir kadeh içki, dudaklarımda senin isminle
Kan olmuş gözlerim senin hayalinle
Yavru kuş gibi çırpınıyor, çarpıyor şu yaralı kalbim.
Elimde bir demet menekşe
Ve bir tek kırmızı gül.
Sana açılan kollarımda, sana ağlayan gözlerimde
Bir ümit, bir arzu, bir çırpınış var gülüm...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:22 PM
Bu Kadar

Islanırsa belki gözler, terk edip giderse gözyaşları,
Gözler değil, inan kalbim ağlar,
Sana olan inanmışlığımın karşılığı gözümdekilerse
Onlar da gidiyor; yüreğimi kazarak, gönlümü talan ederek,
Yıkıp sel gibi, tayfun gibi dağları, taşları değil, ömrümü yok ediyor.
Benim dünyam karanlıklarla, yalnızlıklarla örülecekse çık git!
Daha durma, ama ne biçim kader yine duvarını bana örüyor.
Gözlerim, hayal ile, naz ile rüyalarda seni görüyor.
Bu kadar mı ulaşılmazsın, bu kadar mı yükseklerdesin?
Kartallar yüksek uçar, ama yine de inmek zorundadırlar.
Beni yakan bir şeyler, hep sende olacaksa, gün gelir seni de yakar.
Benden bu kadar, elimde benden başka bir şey yok,
Sana kendimi adadım ya, daha ne istersin?

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:23 PM
Bu Ne Anlamsız Ayrılık!

Kırılsa da dallar, batacak da olsa dikenler,
Yürünecektir bu zamansız yol.
Hicranı omzuna alsan,
Hüznü beline taksan, yılmam gelirim.
Ben değil, ayrılık vefasız.
Sevdiğim diyebiliyorsa, diller,
Sevgi ölmemiştir.

Uzandım sabaha,
Baktım güneşe,
Kaybolan sendin.
Kimin elinden tutmuşsun da bana “Gel” diyorsun?
Bu ne anlamsız ayrılık!
Uçurumların kenarında bıraktın,
Rıhtımlara yürüdüm,
Sen yoktun.
Kalamadın belli, gidiverdin,
Alıverdi eller koynuna.
Yanmaz mı bu yürek,
Ölmez mi bu can?


Bulunmaz ilk bakış,
İlk aşk,
İlk yakış,
Bilmez miyim?
Bende arar dururum sıcaklığını,
Ayaz *******de.
Dönüp de düne baktım,
Bu ne anlamsız ayrılık!




Çınarlar uludur ama bir adım gidemez,
Senin ettiğini başkası edemez,
Adım atmaya derman mı kaldı,
Sevdiğimdin, yağmurlardan önce eller aldı.




Kaçış değil senden, bil ki seni alan elden,
Sonları bilsem giderim, adına ölüm derim.
Gözlerini almıştım bakmak için,
Yüreğini almıştım yakmak için,
Ellerini almıştım yüzüğümüzü takmak için.

Kalsaydın o sokaklar söylerdi,
Engeller çoğaldı bilmedin mi?
Anılar sulara daldı,
Bir senli yüreğim vardı,
O da çöllerde kaldı.

Unutur yollar ardında kalan,
Diyorsun ki sevgin falan,
O gözler ufuklarda seni özler,
O buse tadında ömür demlenir,
Sorsam da dudağına,
Sorsam da busene,
Ses veren olmaz.

Kuruttu ayazlar soldum ben,
Bu aşkla son oldum ben.
http://www.geocities.com/siirhan68/

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:23 PM
Bu Yürek

Narin dallar,
Deli rüzgarın esişine dayanmaz,
Dağılır,
Çökerken akşamlar.
Kırmızı gülün tül bedeni,
Okşatmaz kendini rüzgarın hoyrat eline,
Direnir, direnir ama dayanamaz.
Güneş gözlerini diker karanlığa
Ve karanlık yıldızlarını alıp gider.
Tez yağar aydınlık,
Bir telaş var, bir canlanış.
Kapatma gözlerini, gözlerim kararmasın,
Senden aldığım nefes,
Bırak, bırak bende kalsın.
Gözlerinde buğulanan ben,
Ağlayan ben,
Gözlerine dolan ben.
Aldırma gitsin.
Ey bulutlar, çekin gidin,
Suskunluğa bürünsün gözlerim artık.
İçimdeki güzel,yüreğime düşen iz
Dar gelir bana bu yürek, dar gelir bana yaşamak...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:23 PM
Büyüyen Sevgiler

Öpüverir güneşi
Büyürse sılada
Sevgiler ayrı ayrı.
Yürekler büyür,
Dağ olur,
Yüksekliğine şaşar kalırım,
Dev olur, dikilir karşıma hasretler.
Büyüyen sevgiler olursa bulutları deler,
Kurşun geçirmez yüreğim.
Taş olur, kaya olur, can olur,
Yaşar gönül tufanlarında.
Sulayan gözlerim olursa,
Sevgiler tez büyür...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:23 PM
Can Annem

İçinde büyüyen sevdayım umutlarında çağlayan,
Yıldızlarla, dolunayla, geleceğim dünyaya,
Geceme, gündüzüme sarılıp ağlayan,
Gönüller meleği can annem.


Mayıslarda yüreklerimi dağlayan,
Göz yaşlarımı bırakırım senli rüyaya,
Beni can ile yarınlara bağlayan,
Şefkat meleği can annem.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:23 PM
Can Babam (Şahin Çalışkan'a)

Gözlerinden anlardım, şimşek çakan gözlerinden,
Nereye gitsem seni dinlerdi ruhum,
Bilmezdim başucumda saçlarımı sevdiğini,
Bak rüzgar yine ismini fısıldıyor,
Rüyalarımda yitmeyen babam,
Dünyalara yetmeyen babam.
Gözlerimi gözünde açtım,
Dünyalardan seni seçtim,
Damarlarıma kan olup geçtin.
Seni her anışımda çiçekler açar,
Yakamozlar hep akşam sularını seçer,
Kucağında bebeklik günlerim geçer,
Hadi gel rüyama gir seni bekliyorum babam.
Uzak yollarla ayrı kalsak da,
Hasreti,özlemi yüreğimizde bilsek de,
Her an canı gönülden seni seviyorum,
Canını bizlerden esirgemeyen can babam.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:23 PM
Can ve İnsan

Aşka sarkmış gözlerin yeşilinde yıldızlar kayar,yangınlar ellerimden lavlarla dökülür, inadına sevmenin bahtsızlığı mı dersiniz? Gözlerde tebessümü arar bakışlar ve mutluluk yazılmak istenir günlere, ama yazmaya çalıştığımız yaşanacak olandır, yamalı aşk olmaz, gelmeler ve gitmelerle sevda yolu yürünmez, duygusal iklimlerin sabahında buz kesiyorsa günler, durup bir bakın sevdiğinize, o sizi sevebilecek mi, bu yolda yürüyebilecek mi? Yıldızlarda sevgili aramayın, gerçekler yaşadığın şehirlerde değil mi? Garip fırtınalara tutulan kalpler size sözüm yok kimi bulsanız yüreğinizi açarsanız sonu bu derim. Sevdiğinize kırmızı akın kan olun can olun ama sadece siz değil bir yürek olun. Biliyorum ki bir gün ya da bir gece sonlanacak bu hayat kırışıkta olsa ay gibi de olsa bu yüz solacak, tüm yollar bitecek ve o gün her canlıya gelecek, ne dilin kalacak ne de ağlayan gözler, siyaha düşecek zaman, dostların bir şehre haykıracak ama gidensen dönülmezlerdesin. Doğdun, yaşadın, sevdin, geldin gidiyorsun zaman ne kısa değil mi? Yaşadığın acılara, hüzünlere mi yanasın? Yaptıkların ve eserlerin varsa anılacaksın, yoksa yok. Siz yok oluşu aramazsınız o sizi bulur, rayların bittiği yerde tren kalır, gidilen yolda ne gördünse, ne yaşadınsa, melek ya da şeytan ruhunla. Nerdesin diyen gözler *******e bakıp kalacak, belki düşlerde görürüm diye. Beklemekte zaman ve avını almakta avcı, ya da verilecek bir borç, ödünç alınmış bir ömür, damla gibi düşeceği anı bekleyen.
Ben sevdaya bakan insan, sen o sevdayı ruhlarda yaşatacak can, geriye baktığında ne kalan insan, ne de yaşayan can.


30.09.2006 Şiirhan/Yalova

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:23 PM
Can ve Nefes

Ummana düştüm ummana,

Mal sana, bana,

Gün gelir ona,

Bittiğinde nefes,

Maldan, mülkten gelmez ses.


http://www.geocities.com/siirhan68/

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:23 PM
Cennetin Sırları

İlk gelen sensin, ardından göz yaşlarım
Hasretin matemine çiçekler takıyorum
Bilmeden gidiyor kalbim
Göze alıyor yağan karı,
Yitik hevesleri, tükenen umutları
İlk seni görüyor gözlerim
Güneş odama giriyor
Ve otuz altılarda bahar geliyor
Dualarla yüreğime gelen yolcusun sen
Karanlıklardan değil aydınlıklardan.
Sen tanrının bir lütfu, bir kader, bir zorunluluksun
Al götür beni nereye istersen
Yürü ve izler yol göstersin
Seni ve cennetinin sırlarını…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:24 PM
Cennetten Önce

Adem’i kim bilir, Hava’yı kim bilir,
Kim bilir ki çiğdem sarılarını, yeşili, maviyi,
Kum fırtınalarını, söyle kim bilir ki kara gözleri.
Mescidi Aksayı, ağlama duvarını, tac mahali,
Yüreğimin limanındaki Medine’yi münevereyi
Beni bir sen tanırsın, beni bir sen anlarsın.
İçinde canı olmayan bedenleri, bırakmam sellere,
Zaman içinde yitse de ömürler, olsa da kül,
Kibritler alev almaz, sürtülmezlerse kavlarına
Açılmışsa eller Allah’a, boş dönmez yüreklere,
Gözler dikilmişse göğe, yeşermişse umutlarla,
Bir damla da olsa selam verir melekler,
Ellerde papatyalar ve yasemenler.
Seni sandım bulutlarla bezeli hayalleri
seni sandım, yağan yağmurları, ıslandım.
İnançtır beni ıslatan ey rabbim,
Duadır, ayettir, imandır güneşimle doğan.
Seni cennetten önce sevdim ey Allah’ım…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:24 PM
Çalıntı Aşk

Buğulu maviliklerde uçuşan kıvırcık saçları
Tüylerimi ürpertiyor nar çiçeği dudakları
Rüyalarımda rüzgarların ıslığı ten kokuları
Tut ki çalıntı bir aşk
Yağmur kaçamağı gibi
Fena halde vuruldum
Yasak sevişmek zamanı
Sokaktaki kadın sensin
Her gün aşk doğsa yaşarım
Bütün düşler ten yükü
Bir arzuyu besler durur
İstedikleri yere giden gözler
Bakmayın öyle öykümü kim anlatacak.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:24 PM
Çekingen Gözler

Sizin yabancınız değilim
Genzimdeki ılık kokunuz
Elimi ısıtan o sımsıcak avuçlarınız
Kulağıma fısıldadığınız kadife sesiniz
Unutulur mu o mağrur gülüşleriniz
Galiba ben sizde kalıyorum
Kira bile almıyorsunuz
Gözlerinizdeki bulutlarda olmasa
Yüreğim su almayacak
Gemilerde batmayacak
Çekingen gözlerinizden bir kadeh
Mezesiz sarhoşum galiba

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:25 PM
Çekiyorum

Bir cigaramdan, bir hasretten,
Bir şaraptan, bir senden,
Bir gönülden, bir ömürden,
Yana yana çekiyorum.


Bir bakıştan, bir yakıştan,
Bir duruştan, bir görüşten,
Bir gözünden, bir özünden,
Kana kana çekiyorum.


Bir candan, bir canandan,
Bir andan, bir zamandan,
Gönlümün geçtiği anlardan,
Bir çekiyorum, pir çekiyorum...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:25 PM
Çırpınış

İçimdeki deniz yorar insanı,
Yorar köleliğimi, gençliğimi.
Kendimden göç mü ediyor tüm güçler?
Aşk için atılan feryat,
Sen bakışlarını feda ettin,
Ben ise yüreğimi,
Yürekse ömürleri atıyor bu limandan.
Dalgalara koşuyorum,
Çırpınıyorum, denizlerle çırpınıyorum.
Feryadım aşka, çarpıntım dünyaya,
Buralardan gidene dek...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:25 PM
Çiçekleri Koparmadan Sevdik (Işıl'a)

Sahilini yaşlı çamlar süslerdi
Her yaz evimizin bahçesinde buluşurduk
Aysız akşamlarda mumlar yakıp gecenin büyüsüne kapılırdık
Bir yolunu bulup çıktığımız tepeler,
Ellerimizin, gözlerimizin türküsünü söylerdi
Yazlar salına salına geçerdi
Gözlerinin derinliklerine dalardım
Uzun uzun konuşurdu, ben de dinlerdim
Bizi ayrılma korkusuyla sarılmış duygular üzerdi.
Ah keşke hiç acı çekmesek derdik.
Kahvelerde oturur akşam çayları içerdik
Dolu dolu yaşadık, ışıl ışıl baktık
Birde çiçekleri koparmadan sevdik
Sokaklar, evler, pencereler bizi seyrederlerdi
Bir peri masalı gibi.
Ben severdim böyle şeyleri
Romanlar, filmler birde gerçek yaşananlar
Sokaklarda etekleri savrulurdu
Gözleri, birde yüreği delice bakardı
Heyecanlar içinde geçerdi yazlar.
Bir gün kara bir eylül treni dumanlarla,
Çığlıklarla, karlı dağlar ardına götürdü sevdiğimi
Bir daha haber alamadım çiçekleri kopmayan sevgiliden
Yeni ufukları ve karlı dağları sevdi
Yalnızdım, sevdasızdım, şarapsızdım,
Ama sarhoştum, kahırları tekmeliyordum.
Küçük bir serçe olsam bile
Kim kanat çırpabilirdi mavi ufuklara
Kim mutlu olabilirdi gönülden
Ne garip yitiyordu zaman
Gençlik, ah o gençlik yıllarım
Geriye dönüp hep bahar geçmişime ağlarım
Her şey ne çabuk değişiyor
Böyle mi olmalıydı?
Müebbete yolculuk doğru muydu?
Söyle bana Palandöken’e bakan gözler…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:25 PM
Çile

Bir arayış mı yoksa kendine dönüş mü?

Biraz tedirginlik, biraz azap, insanı durgun sulara döndüren bir felsefe, bir bakın dününüzü göreceksiniz.
Sanki insan yaşamında yaptıklarının cezasını günah ve suç olarak görmekte ve dışlamanın en güzel örneğini vererek çilesini çekmektedir. Olgunlukla insanı kamil olma yolunda ilerlemektir sanki. Acının sandalında, yalnızlığın battaniyesine sarınarak ısınmakta ve ayazlarda iliklerine dek üşüyerek titremektedir. Günahlarına ağlayarak günlerini saymaktadır ve yüzlerce gün sonra kendini arınmış hissetmektedir. Evet artık temizdir, günahları bağışlanacaktır, bambaşka bir kimlikle aramızdadır. rahatlığını bakışlarında yürüyüşünde, oturuşunda görebilirsiniz. Ruhsal dinginliğin aydınlığı içinde yaşamaya başlar. Duru bir dereden farksızdır, berraklığında içer suları, Zemzemle yıkanmıştır, arı ve duru kendini bulmuştur. Yürüdüğü yollardaki izler silinmiştir. Hesabını vermiştir kendince, bilinmezlere verilecek cevabı vardır, çekmiştir cezayı, kazanmıştır benliğini, kendini bulmuştur, yıllara bıraktığı kendini, birde aradığı benliğini, işte o an insanları fark eder ve yeni bir doğum günü ile yaşamaya başlar.
http://www.siirhan68.com.tr.tc/

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:26 PM
Çok Olur

Yaydan çıkan ok olsa,
Sevda bize kalsa,
Sevilecek eğer else
Tutacak çok olur...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:26 PM
Çöl Yalnızlığı

Vurma peri, vurma dara geldim,
Dört mevsimde yaşanır mı bir günde?
Ömrümün baharını yaza getirdin,
Gündüzde yazgıyı gecelettin bir ömürde.
Acılar kaygıyla dost olup düştü yollara,
Dört mevsimde bir gonca gül deremedim.
Baharım, eteklerinden savurma dursun,
Bırak hatıralar o muhteşem demle kurusun.
Mahkum neyi çeker bilirsin,
Bir de benim neyi çektiğimi bilsen.
Güvercinler süzülür gözlerden yaşlarla,
Uçar gider gölgelerin, karanlıkların koynuna.
Uyan sevda, kış uykusundan,
Çınarların yanışı bu.
Hıçkırıklar döküldü sokaklara,
Bir garip ayrılığın çağlayışı bu.
Seyretmeye doyamazken, bakışlarına kıyamazken,
Ne köşk kaldı, ne saray,
Bahçelerdeki ağaçların yaprak döküşü bu.
Çöl yalnızlığına itildim, ne de zor!
Yürek yanıyor, el değmiyor olmuş kor.
Kafesin zincirleri kilitli, kuşlar uçamıyor,
Duvar çekilmiş mutluluğa, boyum yetmiyor.
Kabus gibi hatırlayacağım yıllar kapıda,
Ne dik duruyor, ne hırçın.
Zulüm ediyorsun sevgili, gezdiğin sahrada,
Ecel mi geldi yoksa? Can çekişiyorum,
Hayatımın en büyük acısı da olsa senden vazgeçemiyorum.
En çok sevdiğim insan da olsan seni içimde öldürürüm,
Bırakmam Azrail’e, çektirmem bir nefes.
Uykuya yeminli, uyku haram gözler,
Öleceğine değil de, hasret gideceğine sözler.
Zamana mahpus ayrılıkların görüş günü,
Yaşanmış hürriyetlerin gözümde canlanışı.
Sırma saçların ellerimde kelepçe,
Zindanlara yolcuyum elimde bir garip külçe.
Boynu bükük büyüyecekse bu sevda,
Kır belinden, belki çatlar derinden.
Ömür çürütmeye gelenlerin hancısıyım,
Bu aşkın bir garip çekilen sancısıyım.
Kurşunlara açılmış yüreklerin öncüsüyüm.
Çekin vurun ta derinden, kan çıkmayacak bir yerinden.
Limon çiçekleri sevda koksun, gelsin kokusu serinden.
Ey yalancı dünyanın cenneti, kapatma kapıları her yerinden.
Arasatlarda bırakma beni.
Kumlarına gömüldüm, yürüyemiyorum.
Hasretin ağır geliyor, onu yerlerde sürüyemiyorum.
Çöl karını demlerden kürüyemiyorum.
Bu ayrılık yaman gelecek sevdadan,
Velhasıl ben sana bir şey diyemiyorum.
Dikenler üstünde yürüyen ayaklara,
Kan dolar gezilen topraklara,
Bir hal olur düşer yapraklara,
Çınarları kurutan ateş sensin.
Kalbimden gözlerime damlayan fesleğensin.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:27 PM
Dal Kalbime Mermi

Güz günleri trenler çekilir raylarımdan,
Eliyle, eteğiyle.
Çınarlar içten çürür,
Ne kadar göğe yükselseler de.
İtirazım var mor gözlere,
Hakkım var seni dilemeye.
Elime dokunsan yağmur yağıyor,
Teninin kokuları ruhumu sarıyor,
Alnına düşen saçlarını gözlerim arıyor,
Düşlerimde ağlıyorum eremediğime.
Dal kalbime mermi gibi,
Patlat yüreğimi dinamitinle,
Yık duvarları, yık tabuları.
Uykularım kaçıyor,
Ben yetişemiyorum,
Gözlerim şiir doldu.
Sok hançerini de yakmadan ağlatsın bakışlar.
Hangi sokak sana çıkar?
Bu gidişle beni yalnız bırakacaklar.
Sevdama kuyu kazan alçaklar,
Çöllere yağmur olup yağacaklar.
Yol gözlemekten yoruldum,
Gözlere bakmaktan usanacağım.
Aşkım başka yatağa yatmıyor,
Beni üç kuruşa satmıyor yüreğim.
Karanlığa mı gülümsedim, garip! !
Işığın beni aydınlatmıyor,
Aşk ayaklar altında.
Beyaz özlemler yok olmuş,
Unutulmaz bir yenilgi,
Tarihe yazılacağım galiba...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:27 PM
Dar Geliyor

Ucuza yaşıyoruz,
Yangınlarıma bir su.
Öcünü kim alıyor bakışlarının?
Yitik gün batımlarında tökezledim.
Suçluyum, prangalıyım, mahkumum.
Ne zindanlardan kaçılıyor, ne aynalardan.
Duvarlar güneşe siper,
Zor geliyor yaşamak,
Dört duvar arasında hırslanıyorum,
Kinleşiyorum atan yüreğime.
Dar geliyor dünya,
Umutsuz umutlarla yaşayamıyorum.
Donup kalıyorum, ayaza kesiyorum,
Ölüyorum, zor geliyor yaşamak...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:27 PM
Dayanamıyorum Anne.

Kucağında bahardı gözlerim,
Öpücüklerin taze kır çiçekleri,
Meleklerin en kutsalı,insanların güzeli,
Biz seninle neler yaşadık,
Dayanamıyorum anne.
Öperdim gül yüzünü,
Kucaklardım seni doyasıya,
Isıtırdın, güneşim gibiydin,
Biz ne yağmurlarda ıslandık,
Dayanamıyorum anne.
Rüzgarlara göğüs gerdin,
Yokluklara saçlarını süpürge ederdin,
Yatağımda neler söylerdin,
Biz ne günler geçirdik,
Dayanamıyorum anne.
Dünyaya baktık bir anlık,
Şimdi yoksun her yer karanlık,
Biz ne azaplar yaşadık,
Dayanamıyorum anne.
Ağlasam da geri gelmezsin,
Yağmurlarla inip gülmezsin,
Bak yavrun anasız mı,? bilmezsin,
Biz ne ağlayışlar yaşadık,
Dayanamıyorum anne.
Yaşadığım dünya sesizliğe büründü,
Yağan kar damlardan yüreklere küründü,
Gecem gündüzün gidiş haberinle öründü,
Biz ne yıllar yaşadık,
Dayanamıyorum anne.
Döndüm baktım geriye ne kaldı,
Bir güzel annemi Allah'ım aldı,
Dünyalarca sevdiğim bir güldü,
Sevgin canıma yürek oldu,
Biz ne ruhlarla yaşadık,
Dayanamıyorum Anne.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:27 PM
Değişimin Buğusu

Menekşelerle bezeli ufuklara
Bir ince yağmur, bir deli ayaz
Buz tabakaları ile tüllü pencereler
O görünmez yangının sıcağı derinlerde
Ölüme geldik mi gözler yaşlı bakar
Boğazlar yanar, yürekler yanar
Dimdik duran çınarlar,
Ne de haşmetli yıkılır, köhneleşir
Omuzlarda gezer ruhsuz bedenler
Kızıl öfkeler, gözlere kan çanağı olur
Dudaklar ısırılır, ağıtlar yakılır
Bulutsuz, iklimsiz, yıldızı olmayan karanlıklar
Ölümsüzlük denizini arayanlar,
Toprağın koynunda huzur bulanlar
Zümrüt yeşili çimenli yollar
Tek orada huzur duygusu sarmalar
Doğanın sırrına erenler
Ruhların özgürlüğü ile sınırsızlığa
İlahi hükme boyun eğilir
Yürekleri paralanmış insanlar
Sımsıkı bağırlarına basarlar
O koparılmış körpemsi gülleri…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:27 PM
Deli Divane

Uzun yılların özlemiyle,
Sabrın son zinciri boğazımı sıkarken,
Yalnızlığın ağıtlarıyla dolu kaldırım taşları,
Hep seni, hep sana yakarışımı anlatıyor.
Kadehlerin arkasında arıyorum benliğimi.
Oysa sensizlik girdabında kaybolan,
İki gözü yaşlı bir ben buluyorum.
Adımladığım sokaklarda ne sen,
Ne de rüzgarın esiyor artık.
İşte bir tanem,
Ağaran saçlarımı okşayan eller yok,
Yıkılmış bir sevgiliye ne denir bilmem.
Umut, hasret şarkılarının mısraları dilimde.
İşte eserin karşında duruyor,
Bir deli divane...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:27 PM
Demir Adam

Varlığım, özüm, ömrümün çırası,
Son yangınım.
Saçların dalga dalga deniz gibi.
O saçlar beyaza dönüştükleri zaman bile,
Apayrı özel, apayrı güzel.
Bakışarak gönül vermedik,
Yüreğinden kopmadık sevdanın.
Karakışlar vız gelir bana,
Ellerimi tuttuğu an.
Nefesim donduğunda,
Onun ılık nefesi canımı ısıtır.
Tadabileceğim zevkler hep onunla.
Ne iğde çiçeklerinin kokusu,
Ne çiğdemler kadar dağlara sevdalı bir yürek,
Benim babam, canımıza göğüs geren bir siper.
Onu seyretmek,
Onun gibi düşünmek,
Varlığındaki yalın koku,
Misler, amberler.
Kucağında olmak ne büyük sıcaklık.
Burnumda tüter başlarsa ayrılık.
Tepenin eteklerinde, vadideki evimiz.
Bir can, bir tarih, bir çınar,
Bizimle bir olur, bizimle yanar.
Yüreğim sıkıştığında onun yüreği,
Gözlerim buğulandığında onun gözü,
Ruhum daraldığında onun ruhu,
Özümle yanar, canım babam.
Sevgiye kanat açıp ısıtır.
Ayrılık ateşi düşerse kor bedenlere,
Buz kesilir seni inleyen diller,
Kaskatı şubat ayazlarını çeker hatırlar.
Rüzgarlar gelip fırtınalar yaşanırsa,
Babaların değerini ancak evlatları anlar.
Boğazıma düğümlenen elbette yaşanan yıllar,
Yılları hatırlayan o açık, o boş kollar,
Dökülen yaşlar, yüreğe dolup taşan ataşlar,
İnsanı içinden, insanı özünden haşlar.
Varlığına da, yokluğuna da,
Bir ayrı sevda ateşi yanar.
Canına can olduğum ey demir adam...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:28 PM
Deniz'im

Oltalar kısmet arar,
balıkçı teknesinden ağlarını atar denizlere
Yürekler umuda çarpar
Okşar meltemler, oynaşır dalgalar.
İster kaya olsun
İster kumsal fark etmez
Biri gelir biri gider
Vapur çığlıkları karışır
Martı seslerine
Güneşi anlayamazsın
Sisler bürünür
Marmara gizler İstanbul’unu
Saklar gelinini
Dalgalar, haykıran dalgalar
Ne ister, ne anlar
Yosunlar bir başka yeşile çalar
Benim şehrimde
Çiçekler bir başka açar, benim mevsimimde
Tutun elimi meltemler,
Bekleyin denizleri kayalar
Gün akşam olunca bilirsin
Denizler yüreğini aralar
Tutkum bir başka
Çalımım bir başka
Coşkum bir başka
Seni hatırasız seviyorum deniz
Bilirsin ki ömrümüzce bekleyeniz.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:28 PM
Derin Aşk

Aşk ansızın geldi o gün,
Yangın hayaller savruldu özlemlere.
Delice bakışların vahşiliğinde cilveleşti gözlerim,
Sevginin öpüşü sardı bedenimi.
Zarafetin azgın sularındaydım.
Sevgi bağını sular basmıştı,
Ben seni bağrıma basmadan.
Gözyaşlarını ellerimle sildim,
Bir tatlı ağlayıştı bu.
Çekinmeden sokuldum,
Öpücükler kondurdum,
Ellerini titreyerek öptüm,
Seviyordum hem de delicesine.
Ömür sükunetinin barınağındaydım,
İsteklerimin akşamındaydım,
Derin bir soluk aldım,
Yaşadığım sadece gerçekti.
Kaderle yüz yüze gelmiştim,
Genç bir kıza tutukluydum.
Ay ışığı altında yakalanmıştım yağmura,
Bir tuhaf aşık olmuştum.
Uğruna ölmeyi göze aldığım günler başladı,
Rıhtımdan ayrılan gemide neler yoktu?
Yalnızlıklar, acılar, elemler, kederlerle gidiyordu.
Son etkileniş kervanındaki bu yolcu,
Sevdalar şehrine biletliydi.
Ömür girdabında sevda yolları,
İncecik özgürlüklerle kucaklaşıyordu,
Savrulup gidiyordum gün batımına.
Aşk sarhoşluğunun bulanık sisleri aydınlandığında,
Bakışlar ne de uzun seyredilirdi,
Deniz kokulu yumuşak bahçede.
“Yalvaran gözlere aldırın, lütfen susmayın,
Konuşun, aceleciliğimi bağışlayın.
Sadakati sevgide, aşkı sende mi buldum?
Ruhumun derinlerinde yankılanan sevincim,
Yeni bir bahar dönemecinde mi konaklayacak?
Bil ki güzelim; yaşanan en mutlu son olacaksın.
Yıllar berrak sular gibi akıp gidecek
Ve ben gülün özüne dem olacağım.
İnmeyeceğim aşılması mümkün olmayan zirvenden,
Gözlerinde doğdum, yüreğinde yaşayacağım.
Seni şiirlere yazdım, tarihe anlatacağım.
Vereceğin bir söz ile çok mutlu olacağım,
Sarı çiçeklerin içinde ömür boyu kalacağım.
Dudaklarımı ısırıyorum ama söylemek istiyorum.
“Seni Seviyorum” demek ne de zormuş be!
İsteklerim dağlarla anlatılmaz.
Hayal bahçelerimde sevgiler yetiştiriyorum.
Özlemler çekersem keder artacak,
Mor menekşeler de gün olup kararacak.
Mahrem karanlıklar yanaşmıştı limana,
Beyaz köpüklü dalgalar teslim etmişti kendini vurguna.
Tepelerde rüzgarla oynaşıyordu kır çiçekleri,
Yosmaca gülümsüyordu kader.
Deliliğin bir benzeriydi belki de.
Günahlara batıp çıkmak haz veriyordu bedene.
Düzensiz soluklar hayatla dalga geçiyordu.
Kimseye sezdirmeden giriyordum ruhuna.
Belki de tek gerçeğim oydu.
Aşkın telaşıydı yaşanan...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:28 PM
Dilin Dönse

Bir girdabın sularında dolanan,
Derinlere, en derine inen benim.
“Hayır” ne demekse anlamıyorum,
Sözlerinde, gözlerinle anlaşsa canım.
Umut kuru ekmek, ye yiyebilirsen,
Ne katık var, ne bir damla buğu,
Gözlerim bile sulanmıyor,
Yağmur boşa yağıyor,
Artık bu aşık ıslanmıyor.
Kurşununla yaşıyorum,
Seni avuçlarımda taşıyorum.
Belki alın yazınla bir gün yaşarsın.
Ama ben, yaralı ben, her günümü seninle inliyorum.
Taşlar bile toprak olur,
Gönül bile yaprak olur,
Seven evet deyip bilir,
Gözleriyle değil tüm ömrü ile koşar gelir.
Direnmeyi yıldızlardan mı öğrendin?
Uzaklığı güneşten mi aldın?
Söyle güzelim bu canı yalnızlığa mı adadın?
Kızgın değilim ama üzgünüm.
Çünkü yaralıyım.
Yüreğime bastırdığım sevda ateşi,
Ne de derine attı demirini,
Gece havasını çekmeye canım kalmadı.
Rüzgarlar çekildi dünyamdan,
Yerini çiğler aldı.
Uğursuz baykuşların ötüşüyle başlayan azaplar,
Bu aşığı ölümüne vuracaklar.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:28 PM
Doksan Bin Kardelen (Sarı Kamış Şehitlerine)

Yirmi iki aralık bin dokuz yüz on dört
Allahüekber’in doruklarında,
Soğuk ve açlığın koynundaydılar,
Üçüncü ordunun neferiydiler,
Özgürlüğün askerleriydiler.

Ölüm karşılarına dikilse de yürüdüler,
Yürüdüler vatanla baharlara,
Karları yara yara,
Ne tipi ne kar durdurur sandılar,
Oysa aldandılar,
Beyaz örtünün içindeydi ölüm.

Yolları özgürlüğe çıkıyordu,
Sarıkamış’ın dağlarında.
Can verdiğimiz günlere bak,
Kim döndü geriye?
Göklere bir bak,
Bu gün göndere çekilen bayrak.


Balkanlardan çöllere,
Çanakkale’de açan güllere,
Her kış Sarıkamış’ın dağlarına,
Kardelenler özgürlük olup çatlayacak.

Aziz vatan için can verenler,
Canıyla savaşıp kan verenler,
İstiklal uğruna şehitliğe varanlar,
Allah her çiçeğe rahmet eylesin.

http://www.geocities.com/siirhan68/

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:28 PM
Dost giderse

Dost içinden gittiği an, bittiğin yerdir.Vuruluverirsin alnından, hiç ummadığın anda.öyle çarpılırsın ki kalbin acılara koşar, ağlatır seni.
Bahar kışa döner.silinmez hiçbir dostun yarası.
Dost giderse; izler arasında acısı kalır ama yürek hala yanar,sindirilmez bu gidiş,ölüm gibidir terkediliş.
.Dostun yaşamı ömürün tamamı, başka söz var mı? gözlerimin önüne dost gelir.Sadece bir bakışında umudumu, yüreğimi bulurum.
Duygular, saf güzellikler.Ve sonra hüzün.
İnsanı çaresiz bırakan gidiştir, sorgusuzu, kendince, işte kalbe olan,yakan iz bırakan, bu kadar çaresiz kılan, dost'tur dost..
Ve işte böyle yalnız koyup, böyle yıkıp gitmedi sellerden başka.
Dosttan önce içimden bir şey yitmedi,yiteceği de yok, dost hepsini alıp götürdü..İşte yaşamaktan bıktığım andır, isteksizliğimdir nefes alışıma, acizliğimdir yaşamıma.
Fidanlar söküldü içimden.Sil gitsin, bir yazı gibi, bir leke gibi sil gitsin.Aciz kaldım ben mi istedim mevsimleri değiştirmeyi? Her baharın çiçeği günü gelmeden solarsa, kuşlar ağlar, denizler ıslanır, bir de yaşanacak yıllar ıslanır

http://www.geocities.com/siirhan68/

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:28 PM
Dostluk

Dostluk, yazanın dayanağı, asası,
Nemrut’un bulutlardaki hüznü,
Sarmaşığın dallara bir ayrı sarılışı,
Gözlerin ta derinliğindeki sır,
Yaşanan tüm gerçekler velhasıl bir ömür.
Simitçinin tezgahındaki duman,
Gurbeti çeken o ayaz akşam,
Buz kesen o bakış ne arar,
Ne görür dost bildiğini ne görür?
Can görür, kan görür, nam görür,
Uğruna topraklarda sürünür.
Ölür ölür dirilir canına can katmaya,
Bir kalp olup onunla atmaya didinir.
Delicesine, hoyratçasına sarılır,
Bırakmaz, onunla ölür, ölümüne yaşar.
Dost bu...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:28 PM
Dönemeç

Bir bebek ağlaması sevinç yumağıyla,
Coşkuyla sallar bağları, yaprakları.
Umut olur yüreklerdeki yangına, su olur.
Geleceğin köprüsü, yarının ışığı olur.
Evlerin tüten dumanı olur.
Mutluluk törpüsü hep kalpleri alır götürür.
Ufacık ellerinden tutulur, sarılır ta yüreğine,
Yavrusudur, ciğeridir, ömrüdür bu can,
Gülse de ağlasa da gerçeğidir yaşanan.
Ne bilirdi ki akşamlar meyhanelerde sonlanacak,
Bu gülen yüzler bir huzurevinde ağlayacak.
Hiç geleni yok, pek çok gideni.
Saplanıyor geçmişi bir hançer gibi,
Söküyor canını canından.
Ağıtları boşuna değil, aramayan oğluna, kızına.
Şehir nere, köy nere, sıla nere, gurbet nere?
Kırışmış yüzünden yaşlar süzülmüyor,
Ot tıkadılar göz yaşlarına, taş attılar pınarlarına.
Sığıntı yaşamak zormuş be, madara olmak daha da zor.
Gücüme gidiyor dargın günler,
Ağırıma gidiyor çalınmayan kapılar.
Kahrediyorum ama silip atamıyorum,
Et tırnaktan ayrılır mı?
Diyemiyorum “yavrum, kuzum, canım”,
Diyememek ne zor be, nefesine yaşamak daha da zor,
Zorların oyunu bu dönemeçte,
Elbette bitecek bir gün bu soluk nefes de.
Aldanıp da ağlamayın “anamdı, babamdı” diye,
Gelmediğiniz günlere sayın.
En çok neye üzülüyorum biliyor musunuz?
Şeker bile veremedim torunuma,
Ne garip be anne! ..

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:29 PM
Dönüşüm

Dönüşüm sana, kurtuluşum hasretinden.
Dinmiş gözlerimden yağan, beni ıslatan, aşkın.
Seni görünce,
Özlemin kelebek olup uçtu.
Durmuş yağmurun ıslattığı gönül saçaklarım,
Güneşe sevdalı, güneşle parlıyor.
Yine mutluluk içeceğim dönüşünle senden,
Gözlerinden, bakışlarından ümit filizleyeceğim.
Düne inat, hasrete inat döndüm durdum pervane gibi...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:29 PM
Dudakların

Dudakların, gözlerin, bakışların bir başka
Saçların, kaşların, gülüşün bir başka
Bir kara sevdayı konuşur gözlerimiz
İçercesine, yutarcasına yaşamı
Bakışlarımızda yaşıyoruz bu kara sevdayı
Kalplerimizi buluyoruz birleşen ellerimizde

Sarılışlarımızla körpe vücutlar yanar
Yanar alev olur, yangın olur yanar
Ömür böyle geçsin isterim sarıldığımda,
O sarılış içinde eriyen gözlerimiz var...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:29 PM
Dulda Dereler

Sevda bastırana değin ardından izini sürdüm.
Bir sır, yol cehenneme,
Kalbimi yumruk yapıp kenetledim.
Yükseklerden esen yeli yadırgamıyorum.
Dulda derelerde konakladım.
Özlemlerin alın yazısına güldüm.
Gümüş rengi suları yudumladım.
Soluk soluğa bir nefes çektim.
Açık seçik bir ışıktı gözlerime düşen,
Yüreğim çekiliyordu, bir yerlerden.
Cayır cayır yanıyordum,
Zamana haykırıyordum,
”Geri gelin yıllar, bir adım geri”,
Saklamak isterdim beyazlaşan zamanı,
Sarıya, maviye boyamak isterdim.
Düşmüştüm kaderin ağına,
Bir kere ölseydim, yeniden doğar mıydım?
Ağır yükü omuzladım.
Kaygılar yelken açmıştı.
İzler derindi, kırbaçları yamandı zamanın,
Atıyordu gününü, gecesini, beklemiyordu,
Koşuyordu, şaklıyordu şafaklara,
Ağartıyor da saçları hani.
Vurulmak istedim ya, ne de vurdu gönülden,
Canım çeker, ciğerim yanar, tâ derinden,
Sen binersen trenlerin bir ayrı çıkar çığlığı,
Sonsuza gider bu tren, beklemez dulda derelerde.
Lodosuna geldik aşkın, sevdan üzerime geldi.
Altında kaldık mor dağların tepesinde,
Yüreğime asılı bakışların,
Sıcaklığı sarmalayan o masum gözler,
Dönüş zor, tutunmak garip,
Başıma nelerin geldiğini anlayamadım.
Bombardımanın yamandı,
Ne köy kaldı, ne şehir,
Yaman girdin yüreğime,
Bıçak zayıf kalır,
Kılıçlar kısa gelir,
Susuzluk basıyor can yoldaşım,
Bu dağlar susuz,
Can suyunu bekleyen çorak dudaklar,
Bir alev içer, döker boğazına, serinletir,
Yarılan, çatlayan dilleri seller götürür,
Zamanı bekletemezsin.
Kuytularda ağlasan da,
Derelerde çağlasan da.
Ömür törpüsü erken yol alıyor,
Aramızda neler var neler…
Bir tutsan sevdanın ciğerini,
İnan sökersin yerinden.
Seviyorum seni can evimden...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:29 PM
Dut Ağacı

Dut ağacı o yıl bir başka yeşildi
Anlattığı bir şeyler vardı belki de
Güneşin doğduğu yerde başlayan
Bir aşka şahit olmuştu belki de...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:29 PM
Duyarmısın?

Biten sigaram seni anışımda
Yaksa elimi acı duymam
Köpüklü dalgalar kıyıya vururken
Gözlerimden sen doğarsın

Aşkın mecnun etse
Sarhoş olup sokaklarla
Seni haykırsam “gülüm “ diye
Duyar mısın, duyar mısın beni? ..

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:29 PM
Dünya Kendimce

Dünya derdimse dert,
Yüreğimi çekecekse dağlar,
Aşk diz çökse de umarsızım,
Gözlerim aşka ağlar,
Günü içimde eritir sevdam,
Yakarışa geçer bağlar,
Gözlerim rüyalardaki umuda,
Aşka sel olur çağlar,

Aşka herkes bir hoş bakar,
İster siyah ister çimen yeşili gözlerle,
Açtığında o güzel çiçeği aşıklar takar,
Billurlaşan o nadide sözlerle,
Bir kalbi birde gözleri ayrı ayrı yakar,
Nakış nakış yoğrulur sevda olur erir özlerle.

Takınsan da altını, elması neye eser.
Yaşasan da, gülsen de, gelir bir rüzgar,
Ömür biter, soluk susar,
Ölüm kendimce biletini keser.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:29 PM
Düş

Bin kere ölmeye hazır olsam da,
Bir kere ölürüm.
Öyle tatlı ve solgun durma,
Karanlığının gizliliği kanımı donduruyor.
İhtiras ruhumun icadı değil,
Ben böyle yüreksiz miyim?
Yoksa yüreğimde birileri mi var?
Kim olduğum değil,
Kiminle olduğum zamanlar eritiyor beni.
Akan sulara daldırıyorum saçlarımı,
Kıvrılıyor, bükülüyor.
Bir kıvırcık sevda koydum adını.
Bana dokunan bir göz, yerin yüreğimde.
Kıyısında da olsam denizlerin,
Dalgalar benden yana.
Bakışlarımı yakalayan gözler, daha bir can alıcısınız.
Kalbine koy ve dinle,
Gür kestane ağaçları,
Kıvrımlı dar sokaklar,
Yüksek dağlar,ilk soğuklarım,
Karlarla kaplı dünyam,
Dağlardan kopan bir ırmak.
Manzara yolcuyu etkilemişti,
Çocuksu şaşkın hayranlığım tüylerimi titretti.
Sadakat vadisine dalıp gittim.
Görkemli çınar ağaçları,
Gölgene sığınıp düşlere daldığım günler nerede?
Ağaçları kesen baltalar,
Her vuruş bir can çekiş,
Diller döksen de kurulmuştur tuzak.
“Daha çok veren vardı da ben seni seçtim” sözleriyle
Ihlamur ağacının altına oturduk.
Ölümcül bir biçimde heyecanlanmıştım
Daha ilk dokunuşumda böyle titreyecek miydim?
Öyle de oldu.
Cesaretsizliğin barınacak yeri var mıydı?
Çeker gider diye düşündüm.
Ne kadar gizlesem de,
Tutkularım ele veriyor beni.
Titrek ve nazlı bir direnişle kendini bıraktı,
Gözlerin yapamadığını kollar yapmıştı,
Çekmişti belinden gecenin,
Düşlerim daha da güzelleşmişti...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:30 PM
Düşlerde Yaşıyorsun

Düşümde seni yaşadım,
Yarınlarını avuçladım.
Sevgi meltemlerini kokladım,
Geleceğin salıncağında sallandım.
Doya doya öptüm,
Bastığın kır çiçeklerini,
Yollar hasret olmasın diye...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:30 PM
Eli Öpülesi Öğretmendir, Öğretmen.

Güneşin aydınlığı ile okula koşturan,
Gülen gözleri ile geleceği coşturan,
Cehalet duvarını bilgi ile aştıran,
Eli öpülesi öğretmendir, öğretmen.

Okullarda dersleri veren,
Tüm zorluklara göğüs geren,
Karanlıkları çağdaşlıkla yere seren,
Eli öpülesi öğretmendir, öğretmen.

Canını esirgemeyip nefesini tüketen,
İlim, irfan dolu gençler üreten,
Düşmana kılıç misali yeten,
Eli öpülesi öğretmendir, öğretmen.


Okulları öğrenciyle dolduran,
Bilimi, tekniği okuldan aldıran,
Doğruluğu, dürüstlüğü bizlere bildiren,
Eli öpülesi öğretmendir, öğretmen.

Milletiyle kurtuluş savaşını gören,
Her yanı ilim, irfan yuvası ile ören,
Bilgisizliği önüne katıp süren,
Eli öpülesi öğretmendir, öğretmen.


Eğitime canını veren,
Çağdaşlığı Atatürkçülük’te gören,
Cahilliği yerlere seren,
Eli öpülesi öğretmendir, öğretmen.


Kolumuza irfan bileziğini takan,
Uygarlık ateşini yüreğimize yakan,
Cehaleti ilim ile yıkan,
Eli öpülesi öğretmendir, öğretmen.

Yavuz Bayram dünü yarını bilir,
24 Kasımlarda öğretmenlerine gelir,
Öper ellerini huzur bulur,
Eli öpülesi can öğretmenlerin.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:30 PM
Ellerin Nerde Annem

Bulmak için aradım seni,
Yatağıma gelmedin akşamları,
Yalnızdım, korkularımla yattım,
Sabahıma gelmedin,
Günaydın diyemedim,
Rüzgârlarla bekledim,
Kokunu bulamadım,
Saçlarımı uzattım ellerin nerde annem.

Duyardım sesleri, çağırmaları,
Annem diyen bağırmaları,
Bakardım mahalledeki ellere,
Hasrettim, yanıktım anneli günlere,
En zoru da giremedim gönüllere,
Sesini aradım, dillerin nerde annem.


Yürüdüm yollarda, anansız kaldım,
Ufuklara baktıkça bin ah aldım,
Bakışlarımla anneli çocukları deldim,
Sevgisiz büyüdüm, annesizliği bildim,
Kaldırımlarda taşları tekmeledim,
Yanımda olmayınca hep sendeledim,
Gözlerine baktım gözlerin nerde annem.

Muhtaçtım sevgiye bir de dizine,
Rastlamadım yaşam boyu izine,
Gülmedi kader ne oğluna kızına,
Duymadık nağmeler yetişemedik sazına,
Biz razıydık çoğuna azına,
Aradık ama bulamadık, özlerin nerde,
Dizlerini aradım, dizlerin nerde annem.

Güneşi çaldım getirdim *******e,
Sığdıramadım adını yazdım pencerelere,
Kanasa da umutlar, söylense de adın hece hece,
Sevdamız sensiz büyüyemedi kaldı cüce,
Baktım sıcak elleri tutan anneler nice,
Genç yaşlarda saçlarım ak kendim koca,
omuzunu aradım, omuzun nerde annem.

El vurur yüreğimi parçalarla acımız,
Gurbet ellerde eloğlunda bacımız,
Olmadı analık başta tacımız,
Büyüdü ömürlere sığmadı hıncımız,
Sabahlara gelirdi geçmezdi sancımız,
Ağrılarda aradık hasretini biz anne.

Soğuk günler üzerimize çevrildi,
Kadriye annemiz genç yaşlarda devrildi,
Yeşil çiçekti mezarlara savruldu,
Küçücüktük üç yavru yüreğimizden kavrulduk,
Aradık durduk, yüreğini,
Bekledik durduk sevgini,
Özledik durduk hasretini,
Yüreğimiz annemsiz kaldı nerdesin annem.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:30 PM
Emel Çiçeğim

Yetmişlerin son deminde açan çiçeğim,
Dünüm,günüm, yarınım, geleceğim,
Son nefesime dek seni içeceğim,
Soldurmayacağım seni Emel çiçeğim...

Yaşamın keskin girdabında girip yok olan,
Ellerin,ellerin ah ellerin olan,
Bana sadece hasret sevdası kalan,
Seni kahredeceğim Emel çiçeğim…

Emel çiçekleri öyle kolay açmaz,
Yıl bu dostum, yıl gibi geçmez,
Gönülden gönüle bu çiçek açmaz,
Seni ömrüme ektim Emel çiçeğim…

Yollar ayırdı hasreti çektim,
Kalpler ayırdı acıyı içtim,
Bir seni bir seni içemedim,
Kahroldum Emel çiçeğim…

Yaktı ciğeri ta gönülden talan etti,
Bu sevda bitmez lafları falan etti,
Üç beş kuruşa beni sattın,
Soldun tek başına Emel çiçeğim…

Dününü gördüm sana bağladım,
Gününü gördüm sana ağladım,
Şarap şişelerinde gönül eğledim,
Bir seni içemedim Emel çiçeğim…

Istırabı kanser ettin kökünü saldın,
On sekizimde beni benden aldın,
Zenginliği, şatafatı bir şey sandın,
Bir beni bir beni bilemedin Emel çiçeğim…


Bir ılık nefes bir canı yaşatır,
Güzel giysiler bir bedeni kuşatır,
Sevdalar, aşklar, masal olur gider,
Bir ben gidemem Emel çiçeğim…

Sana bağlanmak çözülmekten zor,
Yanan yüreğim ateş, kan, kor,
Yor güzelim, yor bir tanem hep beni yor,
Ben seni yoramam Emel çiçeğim…

Bu kan bedenimden boşalsa,
Yüreğimde tek bir çırpınış kalsa,
O güzel gözlüm dünlere dönse,
Kanla sularım Emel çiçeğim…

Umudu zindanlara esir ettim,
Duygularımı yıllara asır ettim,
Gönlümü ben sana hasır ettim,
Bir seninle bir seninle olamadım Emel çiçeğim…
Bir seninle bir seninle dolamadım Emel çiçeğim...

Yavuz Bayram Çalışkan

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:30 PM
Eridim

Takıldım ya sana,
Bağlanıverdim gönülden.
Eridim gözlerinin neminde,
Bana ağladığın gün...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:31 PM
Esaret Yürekleri

Dallarında tomurcukları, cilveleşen kuşlar,
Bülbül nameleri, gün batımının kızıllığı,
Çuha çiçekleri, mor menekşeli sabahlar,
Çığlıklı kırlangıç uçuşları,
İlk tren yolcuları gelir,
Ay çatıma düştüğü zaman,
Kuşların göçüdür, sefil kuşların,
Sefil sürüklenmeleri uzak iklimlere.
Çıkışları yakala bacalardan çıkmasın kara dumanlar,
Koruluklardan gelir esintinin sesi,
Nemli ve yeşil kokulu suları duru bir ırmak,
Dağlar baharında nefeslenir,
İçimdeki yağmurun su birikintileri,
Sevdanın bıraktığı anıların dünyası,
Ve bütünüyle silinemeyenler,
Sürüklendim, bekledim,
Senin yeşillendiğin gökyüzü altında yürüyen bir adamım,
Ruhumun sükuneti, selviler, çamlar, meşeler,
Rengini sergiliyor derin maviler,
Alaca karanlığın ilk ışıkları,
Umutlar izdihamı sokaklarım.
Aştığım yol doruklar değil mi?
Anılarım sevda vahası,
Güzelliğin bana sunulan bir gül mü?
El sallayan hüzünler mi çocuk?
Yağmurları terk ettik, sisle inen yağmurları,
Yıllara yazdığım mektuplar bir kutuda,
Kurdeleli kara çiçekler,
Dört duvarın gizleri, hazin ölümlerde,
Sevgi ektiğimiz yaşam bahçelerinde,
Boy atıyor sevda esaret yüreklere,
İçime ılık rüzgarlar geliyor,
Arkamda güneş var,
Koşulsuz bağımlılık aşkın esir kanatları,
Uçup gidecek yıllara yelkenler,
Doğru ışığı gören bizler,
Çekiliyoruz mevsimlerden.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:31 PM
Esinti Var Yüreklerde

Kışları baharın yamacında öldürdüm
Kartal pençeleri çiviliydi ayazlarda
Kocaman kütükleri devriliyor zemherinin
Kanatları açık, gözleri elaydı baharın
Köklerini kurutsan da,kışlar bir sert geliyordu.
Nefret kışa değil elbet, çatışma değil bu.
Kurşunlarını yağdırıyor mevsimler
Günler mermi, vızır vızır geçiyor
Karlar dağlarda, sular yolcu
Yeşil çayırlar dimdik badem çiçekleriyle,
Oynaşır rüzgarlar bir sevi sesiyle.
Uyanışım, varlığım, özüm, yeniden doğuşum,
Güneşim, ilkbaharım, kışları eteğimden döküşüm.
Dağlar sana geliyorum, mavi bulutlu dağlar
Çekebildiğimce çekiyorum, bir nefes, bir nefes daha
Soluğumu senden alıyorum,
Kulak ver bana.
Akşamların ılıklığı kurutuyor ıslak dağları,
Puslar dağılıyor, yıldızlar parlıyor,
Esinti var yüreklerde, bir güzel meltem.
Bahar çiçeklerin kokusuyla yoğurur her yanı
Buram buram çekilir, sevda kaplar her yanı...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:31 PM
Eskil

Eşmekaya’dan aşıp Eskil’e geldik,
Dost yüzlü insanları bir arada gördük,
Bütün Eskillilerle dostluk duvarı ördük,
Anadolu’nun göbeği Eskil bizim yerimiz

Yollarının tozuna bakıp ta kanmayın,
Eskil’i sahipsiz, yalnız sanmayın,
Eskil’e gelmeden Eskil’i anmayın,
Anadolu’nun kalbi Eskil bizim yarimiz.

Dostluğu dürüstlüğü özüyle görürsün,
Hoş sohbetin özüne Eskilliyle varırsın,
Onlar anlatır, sen dinler durursun,
Anadolu’nun ciğeri Eskil bizim canımız.

Hayat mektebinden geçmiş bütün insanlar,
Her söyleneni bir üniversiteli gibi anlar,
Dört fikirden insanı hep bir arada yaşar,
Anadolu’nun çınarı Eskil bizim kalbimiz.

Gözlerdeki mutluluğu ben orada gördüm,
Kalbimi tüm Eskillilere ben gönülden verdim,
Anadolu’yu yaşama hazzına ben Eskil’de vardım,
Anadolu’nun nuru Eskil bizim dünyamız.

Pancarıyla, tozuyla Eskil böyle biline,
Bağlıdır Orta Anadolu’da Aksaray iline,
Kimseye muhtaç değildir, ne ayağına, ne eline,
Anadolu’nun yüreği Eskil bizim yaylamız.

Hasanlar, Mustafalar, Mehmetler, Ahmetler,
Ne büyük insanlar ne büyük yiğitler,
Tüm insanlar sizlerden hizmetler bekler,
Anadolu’nun yumruğu Eskil bizim kalemiz.

Yavuz Bayram yaşadı tüm gerçeği burada,
İkilik ile sen kalmazsın arada,
Sularını bulamadı akmayan derede,
Anadolu’nun Anadolu’su Eskil bizim kanımız.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:31 PM
Eskil Böyle Biline (Aksaray'ın Eskil İlçesine)

Sofradan sızgıtları eksik olmaz,
Azıkları olmadan asla tarlaya gelmez,
Kini, gafleti, onlar asla bilmez,
Tozu ile toprağı ile Eskil böyle biline.

Süt ile pirinçten zerde yaparlar,
Misafiri daha yoldan kaparlar,
Bir kenara atarsan Aksaray’dan koparlar,
Tozu ile toprağı ile Eskil böyle biline.

Karatepe’den Böget’e uzanan sazlar,
Bir başka yaşanır Eskil’de yazlar,
Salına salına yürür Eskil’de kızlar,
Tozu ile toprağı ile Eskil böyle biline.

Akgöl’den öte bir ışık görünür,
Gelen arabalar toza bürünür,
Yaylanın serininde insan sarınır,
Tozu ile toprağı ile Eskil böyle biline.

Elinden tutarsan insan yücelir,
Bir adım atarsan Eskil on gelir,
Yiğitlik otağını insan burada bulur,
Tozu ile toprağı ile Eskil böyle biline.

Yavuz Bayram aklına geleni söyler kalemiyle,
Eskil’li dostluğu, kardeşliği sunar eliyle,
Akar durur mertlik, insanlık seliyle,
Tozu ile toprağı ile Eskil böyle biline.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:31 PM
Eşkiya Yüreğim

Vicdan azapları durgun göllerde,
Dizginsiz tutkular gemsiz ellerde,
Aşkımın önüne dikilmiş yıllarda,
Kadere hükmetme kudretim yok.
Bağlanmış olsaydı, kalemimle yazardım kaderi,
Kışkırtan sezgilerle darağacına çektiler sevdamı.
Mum ışıklarının kızıl gölgesindeki hayalin,
Bir gafil avlamıştı beni ey sevgili.
Hayranlığımı örselemeyin, sevgim kabarıyor.
Ruhumun kapıları seninle, yüreğim çelikler kadar kavi.
Dostluklar ve aşklar ağırlıklar altında,
Bastırıldıkça serpilip gelişiyor, mevsimini yaşıyor.
Tutuluyordu yarattığın iklimin rüzgarıyla sana.
Gözlerini anlayan sanki gizli bir lisan,
Duygularımın kaybolduğu yolda.
Masum duygulara bir sevi kokusu sinmişti
Silikleşmiş gölgelerin içine kayarken yıldızlar,
Kendini utlandıran hayallere dalıp gidiyor,
Dahası sürüklenip götürülüyordum.
Varlığınla süzülüp gelen nur,
Korku ve kaygıyı ışıklarına alıyordu.
Ağır bedeldi bu, yeni ve gerçekti, ürperiyordum.
Yine de bahar ılıklığı etkilemişti,
Sarı çiçeklerin kokuları seher vakti,
Gökyüzünün mavimsi bulutları, arzuları zenginleştirmiş,
Ten tutkuları düşünceye gem vurmadan içgüdüyle yaşanmıştı.
Eşkıya yüreğim bir ayrı başkaldırıyor,
Acılarda saklı hislerim canlanıyor,
Dalgalarım falezlerine, kuytuluklarına,
Şah damarımda akıyordu kanım,
Yine de bırakmıyordu eşkıyalığı,
Bırakmıyordu yüreğim…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:31 PM
Etkileyiş

İklimine girdiğim zamanlar,
Sevgiyi iliklerimde hissediyorum.
Duyguların, içtenliklerin buluşması,
His tufanlarında sırılsıklam oluş,
Rıhtımdaki sisler, buğular kaplıyor benliğimi.
Hasret türkülerinin sesi kısılıyor,
Her yanı bir ışık sarıyor, bir kutsî aydınlık,
Şiirleri kevser gibi yudumluyorum.
Aşk sağanaklarından ıslanmayana aşk olsun.
Sırılsıklamım bu armonide, bana gözlerim eşlik ediyor,
Duygu dünyamdaki bakir hisler uyanıyor,
Mevsiminin mahremlerinde, türlü sezişler kaplıyor bedenimi,
Gönüllerdeki kor ateş, bir aşk demine dönüşüyor,
Yüreğe dolan aşk, buzları bahar eder, insanı da.
Küller uçuşuyor, özlemlerin son durağıdır artık.
Göğsümü ta içinden yakan ateş nere gider?
Esaretler tükenir seninle biten zamanlarda.
Gözlerim gülleri arar ve ellerim yıkanır.
Bir hayal ülkesinin iklimindeyim.
Kime ne hazanlardan,
Kime ne sisli yalnızlıklardan?
Bu son demler değildir yaşanan.
Deniz gözlerine vuran dalgalar,
Umutlarımı tâ derinlerine çekiyor.
Bir ben yaşıyorum senin ikliminde...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:31 PM
Fırtınalar Var

Fırtınalar var gönülde,
Yine çırpınıyor.
Bir deli rüzgar esiyor,
Yüreğim kıpır kıpır,
Seni özlemeye başladım yine.
*******de yıldızları seyrettim,
Belki kayarlar diye kalbime.
Gündüzleri seni seçtim,
Belki parlar diye sevgime.
Hasreti söndüren yollar misali,
Kıyıya vuran dalgalar misali,
Seni bekliyor gönlüm.
Vallahi ben değil...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:31 PM
Gamzelim

Yağmaya hazır bir bulutum,
Yaralı gönlümde, gül kurusu gamzelerin,
Yitirdiğim gözlerin, birde ardına bakmadan yürüdüğün yollar.
Çağlayan nehirlerle yarışıyor gözlerim,
Yüreğim tsunamilerini götürecek sahiller peşinde,
Su gibi kana kana içtiğim pınar,
Sende Gamzelimden hatıralar var.
Kırlangıçlar misali aşkımız,
Gömdüğüm kalbe her gün bir karanfil bırakırım,
Hasret ve özlemleri çekerken içime,
Yaşadığım sürece unutamayacağım sen,
Krizantemim, çiçeğim, Gamzelim.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:32 PM
Garip Gönlüm

Hayalin bulutlara vururken,
Göz pınarlarım yeni yeni kururken,
Gece bitip gündüz olurken,
Seninle dolar şu garip gönlüm...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:33 PM
Gelincik Çiçekleri

Sen beyazların kadınısın yıldızlardaki,
Gözlerin girdiği yüreğimden çıkmıyor.
Sen beyazların kadınısın uzaklardaki,
Çiçekleri duyuyor musun? Artık açmıyor.
Dinlen koy başını yastığa, söyle uyuyor musun?
Zamana bıraktım seni, şarkılarda beni arıyor musun?
Açtığında, ara gelincik çiçeklerini, sar bedenine her zaman,
Bırak rüzgarlara o salkım söğüt saçlarını,
Bekleyişler sonlanırsa beyazlarda,
Bu şarkılara sen ağla...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:33 PM
Gelir misin Sevgili?

Toplayıp gelsem sana ben dağları, taşları,
Çiçek olup bal olup gelir misin sevgili?
Parçalasam sana ben ayakları, başları,
Ağaçlara dal olup gelir misin sevgili?

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:33 PM
Gider

Kumsala yazılan şiirler,
Gökyüzüne çizilen şekiller,
Silginin altındaki tebeşirler,
Silinir yok olur gider.


Su verilmeyen ağaçlar,
Karşılık alamayan sevdalar,
Anlatılıp unutulan masallar,
Yokluğa doğru çok olur gider.


Vakitsiz solan güller,
Tutulmayan o çatlak eller,
Yalnızlığa esen yeller,
Kaybolur az olur gider.


Hatırlanmayan maziler,
Duyulmayan seziler,
Geçmişteki geziler,
Yazılara yaz olur gider.


Donuklaşan bakışlar,
Kalpten kalbe akışlar,
Yıldırım gibi çakışlar,
Yazlara kış olur gider.


Var ile yokluk adına,
Sevgi, sevda, dostluk tadına,
Oğula,kıza, kadına,
Bu dünya çok olur gider...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:33 PM
Girme Topraklara

İçime dökülsün yaşlar,
Yansa da yüreğim kahrından,
Akar durur lav misali,
Bir su ver de yangınım sönsün,
Canana can verir bu kalp,
Yanıyor yüreğim yanıyor şimdi.
Yakansın, şimşek olup çakansın,
İçine denizler gibi çekensin,
Denizlerin ıslansın ki sönsün ateşin,
Yağmuruna karışayım ki bitsin hasretin.
Sevdalarım karşılasın bulutlarını,
Yüreğine yıldırımlar gibi akayım aşkım.
Kapatsan da bir ışık bulurum ben,
Sokaklarda sevdalı olurum ben,
Uzaklara da gitsem bir tanem,
Çıkaramasın alırsın koluna bir ben,
Sil de taşlara yazılayım ben,
Ben olacağım kollarında sardığın ben,
Kucağına bir sıcaklık gelecek,
Beni yaktığın yollara bir düş gelecek
Yok, sen dersen giderim topraklara
Ağlarım bakarım sarı yapraklara
Yolcular aşk için kahrede dursun
Mahşere kalsa da aşkım şunu bil
Meleklerle sevdaya yalvaracaksın
İhanet değil di gidiş di bu
Senden sevda dilerken
Yüreğin sesini verecek bir gün
Duaları âşıklar edecek bir gün
Başka yüreğe taş olursun
Benim aşkıma baş olursun
İstersem yanıma eş olursun
Direnip durma girme topraklara

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:33 PM
Gizli Sevdalara

Yurtsuz kalmış sevgiler,
Korunaksız, kuytuluklarda yosunlanır
Rüzgarından kaçar, duldalara gizlenir
Bir umut ışığı bekler, sahili, dalgaları,
Bir hasrete, bir kadere.
Kıskanırım, uyuyamam
Geceyi yıldızlara bırakamam
Ne de dolunaya.
Bedenimi toprağa,
Gözlerimi yıldızlara teslim ederim.
Tutuklanırım, gizli sevdalarla,
Cezam müebbet…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:33 PM
Gönül Y/arası Aşk S/arası

Bir sapsız karanfilde umudum,
Avuçlarımda sıcaklığın,
Sarı elbiseden sarıysa çınarlar,
Ağlayacak gözlerimiz var,
Kısmet, yaşamaktan bahtımıza düşen,
Düşmüşüz peşine kanar durur gönül yarası.

İncir ağacısın can verensin,
Elimden tutup gelebilensin,
Gül kokulu yaprakları serebilensin,
İki duygulu yüreği derebilensin,
Sen gerçeklerle yaşanan bir serapsın.

Durulmaz fırtınaların rıhtımıyım,
Bir gün yarınlara koşmak istersen,
Sor bir Ankaralının bahtı mıyım?
Mevsimlere bak ya da aylardan kasıma,
Paylaşamadığım günleri buldum,
Hep sen vardın gül yapraklarıyla.


Aldığımız canı vereceğiz,
Bir yüreğin önüne sereceğiz,
Gönül yarası aşk sarası,
Belki de bir ömür karası,
Sürülse de alnımıza,
Gönül arası aşk arası,
Ruhumuzu vereceğiz bir gün.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:33 PM
Gözlerimin Ferini Aldı Bu Şehir

Siyahı tanıdım renklerden,
Nöbetlere kalkıyorum karşı kıyıda doğan güne,
Buselerini arar oldum dünlerin.
Pencerede kaldı puslu hatıralar,
Bakar dururum güneşe, korluğunda ısınırım.
Güneşle büyüyor ümitlerim, asılıyorum yarınlara,
Tüm güvendiklerim kopuyor ilmeklerden.

Yağmurlardan sonra gelensin,
Gökkuşağıyla renkleri belirleyensin,
Yüreğime açsaydın renklerini
Kırmızı ve maviyi alırdım gülüm.

Ya şimdi!
Menekşeler altında yürüyen düşlerim.
Çınar yaprakları bir de sular dökülüyor gözlerimden.
Sere serpe yatan kır çiçekleri.
Bakışlarındaki ateşine dalıp gözlerimle,
Dokunuşlarına muhtacım,
Küllenen sevişmelerde.

Duydum ki,
Şehirde ölüyormuş aşk!
Ne nisanları yağmur,
Ne martıların çığlıkları, arzularında değildim belki.
Siyah beyaz değil resimler,
İçindeki sarılar söylemekte git diye!



Alaca karanlığına yürüyorum şarkıların
Mumlar bitiyor ve tan ağarıyor,
Gözlerimin ferini aldı bu şehir.
Uykusuzluğuma mı yanayım, bilmiyorum!

Dolunayda erguvan pelerinlerinle el ele dolaştığımız sahillerde.
Gemilerin ah eden sesleri beni sabaha çağıran dumanlar ve sisler,
Rıhtımlarda bekleşen işçiler,
Belki de yalnızlıklarla yürüyecekler.
Esaretim kamplarda zincirli de olsa sana,
Bu şehir gözlerimin ferini alıyor.

Saçlarımı tutacak ellerini aramak geldi içimden,
Uçun kelebekler uçun özgürlükler sizlerle.
Çeşmelerden damlayan yalnızlık,
Kirpiklerimi ıslatan gelen yağmurlar değil.

Bitkinim!
Sesleri duyamıyorum, çekilirken trenler,
Gözlerim kararıyor.
Bak güneşin önüne bulutlardan önce hüznüm geçiyor, gördün mü?
Gözlerimin ferini aldı şehrin!
Yalnızlıktayım.

http://www.geocities.com/siirhan68/

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:34 PM
Gözlerin

Gözlerdeki gizem ruhu sarmadan,
Kader bir yol bulup gözlere dolmadan,
Gül açmadan solmadan,
Yaşanan günleri yaşanmış saymam...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:34 PM
Gözlerini Bağışlıyorum

Gözlerini bağışlıyorum, yüreğim bedel ödese de
Dayanmak için bil ki sevgi gerek
Yıldızlara koşar gözlerim, kayan yıldızlara
Yasaklar koyamazdım, bozkırlarda açan çiçeklere
Devirdim dağları, içtim yolları, suladım sevdaları
Seni gördüm ve gülümsedim
Gözlerimi bağışlıyorum
Gökkuşağına bakıyorum ve seni seviyorum
Yağmurlardan önce seviyorum
Kendi kendime söz veriyorum ve gözlerimi bağışlıyorum
Affı duyan gözler yaşlarla doluydu ve mutluluğa ağlıyordu
Ve gözler önüne seriliyordu aşkım…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:34 PM
Gözlerini istiyorum

Gelmeyeceğini bilsem de gel diyorum
Buğulu mutluluk penceresinden dışarısı boz bulanık
Acı dolu anılarımız olmadı,
Huysuz hayallere açılmadı yelkenler
Gelmeni istiyorum
Sana sevdiğin şiirleri yazacağım
Sevgi büyülerini kulaklarına fısıldayacağım
Ben öğreteceğim sevgiyi,
Bakıyorum ve sana gel diyorum
Umutsuz bırakma menekşeleri,
Sarı gülleri koparıp verme bana
Ağlıyorum ve gelmeni istiyorum
Gözlerim seni alır götürür yüreğine
Masmavi uykusunda yaşatır,
Denizleri tuzlu da olsa
Gözlerimim kapatıyorum ve gelmeni istiyorum
Ömürler yitmeden seni sevdiğimi bilmeni istiyorum
Işığına yürüyor gözlerim ve sevmeni istiyorum
Senin dokunduğun yüreklerde sevginin yitmeyeceğini biliyor
Ve senden gözlerini istiyorum…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:35 PM
Gözlerinin Sahilinde

Bakabilsem dünlere,
Yürüdüğümüz yollarda mısın?

Dalıp gitsem düşlere
Yüreğimden kan olup damlar mısın?

Gözlerine gelsem,
Yüreğim kapıda kalır mı?

Türkülerin nağmeleri derinlerden,
Süzülür mü yaşlarla yanağından?

Sisler gibi dağılırken karanlıklar
Sabahına düşen ışık ben olur muyum?

Dönsem sahraya
Yürüsem çöllerini, dün olur muyum?

Ellerim gezse topraklarda,
Gözlerinin sahilinde yaş olur muyum?

Gizli sevişmelerin tadına
dalsak gitsek, kalır mıyım yüreğinde?

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:35 PM
Gri Sağanaklar

Sağanaklar, ansızın dökülen damlalar, renklerini gören var mı?
Islanmayı bilen var mı?
Gülerek gelen var mı?
Sizi bilmem ama beni anlatayım; dünyaya geldiğim gün bir yumuşaklık, bir şefkatli kucak, yine de ağlıyorum. Çınar gibi bin hayali gölgesinde barındıran ey hayat, aç kollarını çıplak geldim.
Açlığa mı, açıklığa mı, bilinmeze mi, yoksa sıcaklığımı kaybettiğime mi? Ağlarım, bilemem, bildiğim şefkatli ellerdeyim.

Su gibi akar giderim kucaklarda, sesleri dinlerim, anlamadan, bilmeden oynar ellerim, açılır ağzım hayatın renklerine. Pembe yanaklar ılık sevi rüzgârlarında allanır, okşar tenler, boy verecek bir fidanı bekleyen gönüller.
Hayallere ulaşmanın doyumunu yaşar yürekler, düşlerin sabaha erişini, katran karası *******in güneşe dönüşünü kutlar kadehler.
Koşturmanın heyecanı dikilir kapıya, vaktimiz mi var?
Gün yaşandıkça bitecek, her gün tomurcuklansa da sabaha ben yarınlar için boy vereceğim. Bekler eller, bekler güller.
Güllerle koklanacağım, suçum yok, cezam yok, terazinin kefeleri boş şimdi, ne günahım var, ne sevabım. Geleceğin telaşını ben yaşamıyorum, bu görevde iki yürek, gözlerime bakar durur. Umutlarının demlerini içiyor gibiler. Sarmaşıklar sarıyor bahçeleri, büyüdükçe hayata sarılıyorum.
Yaşanmış günler bende yaş oluyor ama gözlerimde değil, büyüyorum. Böyle yaşamak ne güzel.


Cemreler düşüyor sırasıyla, bilen var mı? Hangisi ilk, hangisi son, yılların hızına hangisi yetişir. Buzlar neden donar, çiçekler neden açar, toprak neden ısınır. Durulmaz bir döngüdeyim zamanla ömrü karıştırdım, bitirmekteyim.
Artık duruş yok, terleyeceğim, inleyeceğim, koşacağım sevdalara, özlemlere ve bende her can gibi hasret içeceğim.
Aşk ateşlerine sular dökülecek, nefreti, kini barındırmayacağım o berrak yüreğimde ve kar beyaz ruhumda.
Mevsimler yaşanacak sıralarla hangisi ilk bilinmez, kovalamaca devam eder, her biri beklenir ayrı tatlarla, her biri yaşanır ayrı adlarla.
Gelmekle gitmek arasında bir salıncaktayız, sallanır dururuz, durduk mu biteriz, durduk mu yiteriz sanırız ama aldanırız.
Köprülerin üstünden bakarız akan sellere, ama sel gibi gideriz ahir günlere. Damla damla dökülürüz yarın denen günlere. Uzar gider hayat, aynı günler yaşanırsa, soba bile ısıtmaz günleri, üşürüz, anlamsızı sevmeyiz.
İmkânsızı bilmeyiz, üstüne gideriz ölümün ve yokluğuna sabahlarız en acı aşkın kapısında.
Perde perde sürer bu tiyatro, ne güzel günler unutulur, ne güzel aşklar, başroldedir hayat, bu amansız yaşamakta.
Yaşarken çöllere düşüldü mü?
Seraplara dolanıldı mı tel tel? Prangalar vuruldu mu? Gel gitler neleri götürdü bilir misin?
Aldığımız nefesi verdiğimiz gün ölümdür, ağıtlarla gider doğan can, geçen an ömürdendir, yaşadıklarımızı bir solukla veririz.
Biz insanoğlu yaşamayı kâr biliriz. Velhasıl gri sağanaklarda ıslanır gideriz.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:37 PM
Gurbete

Hasrete yaktığımız ateş köz oldu bizim
Günleri hasretle tutuşturup yakmaya geldik.
Tozlu yollarda süründü, kalkmadı dizim
Gözlerden gurbete bakmaya geldik...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:37 PM
Gurbette Zaman

Gurbet yollarla kuyulaşır,
Gözler biraz daha koyulaşır,
Gece hüznümde dayılaşır,
Gurbette yamanlara girdiğim zaman.


Gurbetten yok gidilecek ötesi,
Günler acıların içinde yitesi,
Dostları görmeden ömür bitesi,
Gurbette amanlara girdiğim zaman.

http://www.geocities.com/siirhan68/

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:37 PM
Gül Annem

Yıllar denizlere düştü ıslandı annem.
Gurbet çiğ, gurbet kıraç,gurbet hazan,
Verir mi anılarımı yıldızlı *******?
Gelir mi giden günler, kokunu özledim annem.
Soldu mu leylaklar, açmıyor mu güller?
Vermiyor sesini gezdiğim sokaklar.
Dayanmak zor, yokluğun ve rutubetli iklimler.
Senin için ta oralarda bıraktım, gördün mü?
Senin için atan kalbimi ey annem.
Çağırsa da dilin gelemem, zincirlerle yürürüm,
Yoluna gurbet olurum, her gün ölürüm,
Canın, ciğerin yavrun olduğunu bilirim,
Yıldızlara gittiğinde orada seni bulurum.
Ağlamakla yollar yakın olmaz,
Gözüm gözünü görmedikçe gülmez,
Kahpe felek bu dünya sana da kalmaz,
Yüreğim yanar, yanağım öpüşünü özler annem.
Güller dalında ölür bir kaç gün ile,
Hasret dağlara yükselir çıkmak nafile,
Günler yalnızlık, günler ağıt, günler çile,
Yanını özledim, uzat ellerini gül yüzlü annem...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:37 PM
Gül Kokulu Yağmurlar

Gül kokulu yağmurları çekerim içime
Gül suyu yağmurlarla yoğrulurum her akşam üstü
İki sevgiliydik acımasızlığın gölgesinde
Sevda coşkusunun yüreğinde
Yağmurlar yağdı, kışlar oldu
Mevsimlerin dolan bacında geçti ömürler
Billurları akıtan gözlerimiz,
Ölümüne atladı ağıtlara,
Türküler yaktı sevdasına
Göğsümüzü gerdik,
Sırt sırta direndik,
En coşkulu sevdayı yaşadık
Sevdanın anası nehirlerde
İlk kez gözlerime değdi aşkın,
İlk kez orada filiz verdi sevda,
Sana yağmurları getirdi gözlerim
Özlenen yağmurları,
Aklındakini topraklara eken yağmurları.
Aşkların çınarlarıdır sevdalar
Islandıkça büyür aşklar ve çınarlar…
Kaptırıyorum kendimi garip bir öfkeyle
Üşüyorum, battaniyeye sarılmış düşlerimle,
Günün ilk ışıkları yüzümü okşuyor,
Direnemiyor düşlerim, kanatlanıp gidiyor.
Dünyamı aydınlatan gün ışığım
Kuruyan gözlerimdeki ıslaklığın
Hislerim sevgiye, mucizem ayak ucumda uyuyan sevdam
Susuyorum, gün ışığıma gülümsüyorum,
Ve öfkem sisler bulvarına..

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:37 PM
Gül ve Sen

Güle uzanan dikene katlanır,
Dikenden sakınan güle uzanamaz
Ve o gül dikenleriyle kurur...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:37 PM
Günahkar Kaçamaklar

Affedilmez zevklerin gizemli dünyalarında
Bir gönül, bir ömür teranesiyle rüyalarında
Ruhun kıpırtısı o kaçamak bakışlarında
Yaşanıyor gizli duygular hem de günahların gölgesinde.
Sakınsak da en küçüğünden masumundan,
İçimize sızacak bir geçit bulurlar,
Bir rüzgarla savrulup dağılırlar tüm bedenlere.
Arzulamak, duyguları kamçılamak,
Öfkenin hudut kapılarını zorlamak,
Sadakatin ayaklar altına alınışı,
İsyanların çılgın yangını.
Şefkate muhtaç rollerinde bakışlar,
Başkaldırının başrolünü paylaşmaktalar,
Sahipsizliğin görüntüsünü aktaran aynalar.
Masum çabalar elleri tuttuğunda,
Yanan ateşler günah dehlizlerinde,
Günahın çemberini daraltır, eteklerini çekiştirir.
Dokunamamanın korkunç hazzı,
Dokunmayla anlık zevke dönüverir gizli sığınaklarda.
Utangaçlığın telaşı gizemleri ele verir.
Aç kurtların yırtıcı sessizliği gömülür gizli bahçelere.
Yaşayacaktır günahını ilk tecrübesiyle.
Canlandırmaya çalışır duygularını, sırları aralar
İtiraf edemeyeceği pişmanlıktan dönüş yoktur.
İnsafsız çırpınışlarla atan yüreğe söz verilmiştir.
Açlık kaygıya egemendir.
Fısıltılar ihanete giden yolu paylaşır.
Kabaran hayalleri besleyen ihtimaller sıradadır,
Biri gelir biri gider bu hengamede.
Hayatından çıkardığı kadın acılı özlemlerle de kıvransa,
Yerini alacaktır isyan ruhun derinliklerinde,
Ayaklara dolanan günahta olsa işlenecektir.
Azgın akan nehirler daha bir şiddetli taşıyacaktır özlemleri.
Ayartmanın gizemlerini gizlice çektiler ağlarına.
Koynuna atabilse, ulaşılmaz masallara çevirebilse günü,
Belki de bitiverecektir korkunç açlıklar.
Başı bozuk çıkışların sürünüşleri başlamıştır.
Kar hızlanmaya, soluklardaki buğu dağılmaya çalışırken,
Elin sahibi gülümsemeyle uzatıverdi elini, tutu verdi ansızın,
Dudaklarındaydı tüm vücudun yükü.
Yerde yatan ne saygı, ne sevgi, ne de yaşamaktı.
Gözüne kestirilmiş arzuların giyotiniydi.
Cilve ve şehvet uyandıran sözler katarıydı bu gelen.
İlk kez dikkatli bakabildiler birbirlerine,
Oyunun bedeliydi karanlık.
Pencerenin buğusu ve soluklar telaşlı,
Kar tipiliyordu, havalar ne de güzeldi dolu kollarda.
Nefesler hızlanıyor birbirlerine karışıyordu.
Düğmelerini ağır ağır açarken mahrem dünyanın,
Mağrur gülüşmeler ve zevk çığlıkları,
Mahzun erkeğin vahşi cazibesinde yolcuydu,
Heyecan çığlıklarına.
Kapılıp gidivermişlerdi azgın akıntılara.
Kıvılcımlar kor aleve dönüşürken,
Lavların aktığı yangınlarla süslü yollar,
Yangınlara gidiyordu, kütükler tutuşmuştu.
İhtiraslı arzuların depremiydi yaşanan.
Beyazlarla kaplıydı el değmemiş tenler,
Ne de pembeydi, ne de kızıldı,
Ve de yüreklerde yanan ateşlere benziyordu.
Sarılıp sıcaklığına döndüler,
Dünyanın dönüşüne yetişemeseler de.
Arzuların çığı iniyordu,
İpeklerin dalgalanışı, bir göz yanılgısı,
Yumuşaklığın hissedilişi, dokunuşlar, okşayışlar,
Günahlar manzumesi dökülen çağlayanlar.
Gönüller başka ruhlar başka,
Günaha süzülen ürkek gözler,
Belki bir daha, buluşmayacaklardı.
Yalnızlığa itilmişliğin güvenine sarılanlar,
Kaygılanmıyorlar, dalıp gidiyorlar içerilere,
Nezaket sınır tanımıyor.
Israrcı güçler tenlerin kralı artık.
Sorar gibi baktılar birbirlerine,
Saklamaya çalıştılar duygularını,
Bir baş kaldırışı saklamışlardı tenlerinde.
Görülmemenin hürlüğü kaplamıştı tüm kızıl ufukları.
Sefalet mahkumu ise evdeydi, yalnızdı, onsuzdu,

Ve ömrünü çürütüyordu, son bekleyişlerle.
Daha sonra da görüşmeye karar verdiler
Kışkırtıcı duyguların fırtınası dinmişti,
Şehir kar’ a teslim olmuştu.
Yağmurun son damlaları gözlerdeydi artık.
Korkmamalıydılar, günahlarının duldasına siniverdiler.
Yenilgi değil zaferdi, beğenilerin alışverişiydi bu.
Dolu geçmişlerini dolu vurmuştu.
Arzulayıştaki hayranlık ve tutku uzaklaşmaktaydı.
Cesaretin gözü karalığı,
Zevklerle oynaşmanın hayranlığı ile birbirlerine tutundular.
Borçluydular birbirlerine, belki de birilerine.
Bir mermi gibi saplanıyordu gözlerindeki kararlılık.
O korlu gece de gerçekleşen mucize,
Baş döndürücü şehvetlere adını yazıyordu,
Tecrübe olmuştu,
Günahın kaçamağıydı bu yaşanan.
Aldanan birileri vardı, aldatılan da elbet olacaktı,
İtaatsizliğin kanı döküldüğünde ateşli vücutlara,
Umutların zorbalığı, esaretin raylarında gelip gidiyordu.
Güllerin tomurcukları açmaktaydı.
Sarı çiçeklerin tozları bir bir gidiyordu,
Arıların ayakları sevdalar yolcuydu.
Doyurucu huzurun son demlerini yudumladılar.
Yumuşak bulutlu bir geceden iskeleye çıktılar.
Sevinçten ziyade durağan bir keder karşılarındaydı.
Bakışların gölgesinde durdular,
Acı çekmenin acısına üzüldüler,
Denizin hışırtısını dinlediler,
Gözüken uğultulu kalabalığa dalıverdiler,
Yaşadıkları günahı hiç çekinmeden terk ettiler...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:37 PM
Güneşte Yürürüm

Bir rüzgar eser kalbimde,
Sesin kulaklarımda çınlar.
Damarlarında dolaşan kanın
Sıcaklığı beni sarar.
Suların parıltısında hayalini,
Bülbüllerin şarkısında sesini,
Işıldayan güneşte yüreğini,
Mehtapta aşkımızı bulurum.
Açılıp bir sandalla denize,
Kürek çekeriz aşka, sevgiye...
Gözlerimizde alevlenen arzuyla,
Birleşen dudaklarımızın tadını,
Yıldızların suya düşen şavkında yaşarız...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:37 PM
Hasan Dağı

Eylül'de doruğu kara bürünür
Eteğindeki köyler bir bir görünür
Bulutlur gelir tepesine sarınır
Anadolumun incisi, canım Hasandağı

Büyüğün ardında küçüğü vardır
Çıkış yolları pek zorlu ve dardır
Aksaray'ın sırtını dayadığı yerdir
Anadolumun papatyası canım Hasandağı

Volkanın izleri çevrede görülür
Lav taşlarından duvarlar örülür
Yufka ekmeklere peynir dürülür
Anadolumun yüreği canım Hasandağı

Pınarlarından çıkan sular pek tatlıdır
Otlayan koyunlar kekik etlidir
Yamacındaki güzeller gamze hatlıdır
Anadolumun sevdası canım Hasandağı

Koruluk ormanları meşedir
Aksaray'ın çiçeği, Hasandağı neşedir
Yüzyıllar geçse de bitmeyecek sevdadır
Anadolumun toprağı canım Hasandağı

Yavuz Bayram günün doğduğu yere bakar
Dostlarla bir olur dağına çıkar
Sevdalar tüter, gönüller yakar
Anadolumun çınarı canım Hasandağı

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:38 PM
Hasret

Daha dün bir kırmızı gül gibiydi sözlerim,
Çağlayanlar döküldü bendini YIKTI hasret.
Ağlamaya alışık benim sulu gözlerim,
Aktı yüreğe gönlümü birden YAKTI hasret.

Uzun yollar ötesinde sevgili gözlerim,
Ufuktaki bulutlara süzülüp BAKTI hasret.
Döküldü yapraklar soldu, sarardı güzlerim,
Gözlerimden süzülüp yaş olup AKTI hasret.

Iraklara dalar giderken her gün gözlerim,
Şimşekler, yıldırımlar bir olup ÇAKTI hasret.
Her gün hasretlere sarılıp onu özlerim,
Dumanlar yerine ufuklara ÇÖKTÜ hasret.

Kanar yüreğime sevda dert olur sızlarım,
Kara yılan gibi zehir olup SOKTU hasret.
Bu aşkı türkülere ağıt eder sazlarım,
Çınar sevdamı kasırga olup SÖKTÜ hasret.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:38 PM
Hasretin

Hasretin aşkınla başladı,
Bitmeyen sevdalarla dolu,
Uzaklardan hep sana içiyorum.
Hasreti, sevdayı, ıstırabı,
Kısacası be hey gülüm hep seni içiyorum.

Sana her yaklaşmak isteyişimde,
Kader alıp uzaklara savuruyor beni.
Seni sevişim hep acılardan,
Seni özleyişim hep uzaklardan.
Bir garip yel esiyor,
Bir sevda türküsü söyleniyor,
Uzaklardan hep uzaklardan...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:38 PM
Hasretini Bir Kenara İtemediğim İstanbul

Görmeliyim seni şehri harika,
Geceye, göğe, tarihe, umuda,
Geleceğe damgasını, vuran,
Rüyalar kenti, düşler manzumesi,
Hasretini bir kenara itemediğim İstanbul.

Bozkırları bırakmalıyım arkamda,
Bataklıklardan geçip, yürümeliyim,
Dokunulmamış güllerle saklı,
Yarınlarımın umuduna koşmalıyım.
Açmalıyım ellerimi,
Dualarımla korumalıyım,
Bütün bakışlar gizemleriyle salınmalı,
Savurmalı saçlarını ve ıslatmalı gözlerini aşıklar,
Sen şehirlerin incisi,
Özlemini yıllarca bitiremediğim İstanbul.

Haykırmalıyım delicesine,
Tarihten kalma sevgileri gerdanına takmalıyım.
Dudaklarımda kalsın tadın,
Sana takılsın gözlerim,
Gözlerine bakayım,
Aşkına dalayım,
Seni hiç ama hiç yitirmeyeyim.
Hasretini bir kenara itemediğim İstanbul.

http://www.geocities.com/siirhan68/

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:38 PM
Hatıralar

Yapraklarında sarılı çileklere düşen çiğ damlaları,
Yumuşak mavi bulutlar gezegeni,
Aşk dereleri, akar akşamlara.
Ah kızıl bahçeli çilekler,
Ah dayanılmaz çılgınlıklar,
Kayalıklardaki denizkızları,
Uçuk pembeliğin çekiciliği,
Garip ve yabancı dudaklarda,
Yaşanmışlığın kokusu sinmişti,
Dumanlı alevlerle,
Anıları içimde kıvrandıran,
Ah o hatıralar.
Usul rüzgârlar eser şehrimde
Masal gibi karşımda,
Tutkuya sarılı geçen günlerim.
Rıhtımdaki gemiler yerlerini gözyaşlarıma bırakıyor,
Kışkırtıcı çağrışımlar son demlerini yudumluyor
Durma kader zıpkını daha derine sapla,
Yılgınlık kuş sürüsü gibi.
Silinir gelgitlerle götürülür hatıralar
Yükselen alevler, kaynar nehirler,
İniltiler, ağıtlar,
Kasırgamın dindiği minik çiçekli düşler
Ne biriktiyse silikleşmiş,
Özlemlerin, hasretlerin saldırısında gibiler.
Müthiş hazlar masallardaki şelalenin altında.
Dünümüzün renkli çiçekleri,
Ve yosunlanmış kayın ormanları,
Sihirli zevk yolculuğunun son durakları.
Yağmurlar hiç bitmez, yeni çiçekler için.
Yaralayıcı olan var oluştan yoksulluğum,
Göz kırpıyor hasretle gurbetin gururuna.
Yaramaz günlerin kahkahaları meyhanelerden,
Merak tutsağı gözler,
Dalıyor ufkun engin derinlerine,
Gün huysuzlaşıyor yaklaşan akşamlara,
Gergin öfkeleri kucaklıyor son ışıklar
Beyaz öfkenin köpükleri gözükmüyor,
Çağlayanların gürültüsü yaralıyor,
Girdaplar çekiyor beni derin hatıralara.
Bahar sabahlarına düşen kırağı,
Kızgın çölleri arayan sevdalar
Neşeli çarpıntılarla atan yürekler
Kuşkanadında mutluluğu taşıyan günler,
Saklı duran günahlar çekiliyor,
Trenlerle gizli dünyalara.
Büyülü aynalardaki gözler,
Ödünç bakışların ucuzluğuna yanıyor
Ürkek adımlar hangi dönemece gider?
Seferinden dönen gemilerin barınağı mı bu liman?
Güneşsiz günler boynunu eğen ay çiçekleri,
Aya mı sevdalı, güneşe mi?
Yıllar kalın örtüyor, ses vermiyor hatıralar,
Küller yabancı ve uzak değil,
Hatıralar elden gidiyor.
Ayaklarımın tiryakisi olduğu hatıralar,
Yangına gidiyor yana yana.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:38 PM
Havalar

Bugün havalarda türkülerde dokunuyor
Ha yağan yağmur, ha ağlayan gözler.
Bakıyorum da mazi okunuyor,
Ha esen rüzgar, ha ümitsiz sözler.
O kız, yine bakmaya çekiniyor...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:38 PM
Haykırış

Bir duman, sızlıyor yüreğim ta derinden,
Özlemlere mi geliyoruz yoksa,
Bir garip gidiş mi bu?
Limanda mendil sallayanlar,
Güneşine kavrulanlar,
Katran karasına bulananlar,
Haykırışım size.
Sığdıramıyorum, bir garip geliyor.
Sislere gömülüyorum,
Karanlıklar bezeniyor,
Kor yüreğim kırka bölündü.
Mahrum kalacak bu yürek,
Sızılarıyla, inlemeleriyle, ağıtlarıyla.
Haykırışım kimseye değil.
Tanımsız kavramlar, birbirini çelmeliyor,
Güneş doğsa da gün karanlık.
Mahzenlerdeyim, sıkıntılıyım,
Don vurmuş yüreğimi.
İsyan günlere sancılanıyor,
Çek bir nefes acılarda,
Ey garip Yavuz Bayram..!

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:38 PM
Hazanların Ölümü

Hasattaydı sonbahar, topluyordu mevsimlerini,
Bırakmıyordu yapraklarını, kuru da olsa,
Açan güllerini, kuşlarını geri çağırıyordu,
Kış korkutucuydu besbelli.
Kırık mutluluklardan kaçıyordu sonbahar
Acelesi vardı, kaçıp gidiyordu hazanlar
İklimini kurtarıyordu rüzgarlar,
Denizler telaşlanıyor, dağlar tozlarla bulutlanıyordu
Karışan bir şeyler vardı besbelli.
Bozumlardaydı üzüm bağları
Işığı bir başka düşüyordu sabahların
Gün kırıyor ve ölüyordu hazanlar
Soğuklarını getiren kış güçlüydü belki de
Ama onunda dayanamadığı birileri vardı
Bir doğa öyküsüydü bu yaşanan
Yürek ister savaşmak, yürek ister yaşamak
Kalamazdı, gidiciydi sonbahar
Saçlarına aklar düşmüyordu belki
Ama kış sabırsızdı, geliciydi besbelli
Denizlerin isyanıyla savruluyordu dalgalar
Yalçın kayalar dövülüyordu çığlıklarla,
Ölüm bir şey değil, beni öldüren çekip gitmek
Hasretini yaşamak yeniden doğuşun
Dinle buzlar iklimi, aç kulaklarını,
Dimdik duramasam da karşında,
Bu bir kaçış değil, bu bir yenilgi hiç değil
Ömrünü yaşa ve öl,
Çünkü senden doğacak son değil ilkbahar olacak
Çünkü benim açacak çok çiçeğim olacak
Damlara buzlarını bırak, saçaklarını sarkıt
Ve ağla sellerinle, nehirleri taşır,
Ama çiğdem çiçekleri tomurcuklandığında,
Al ömrünü ve çek git zamanlardan,
Soğukluğunu istemiyor bahar yaşayanlar…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:38 PM
Hiç Sensiz Olmadım

HİÇ SENSİZ OLMADIM

Ne kışı öldür can evinden
Ne ılık mevsimlerin sandalıyla okyanus aş
Koyu gölgelerden çık
Ağaçlar ve kayalar dursun yerinde
Gök gürültüsüyle kükreyen yağmuru sev
Bir pamuk örtüsüyle yağan karı
Suları sev, çağlayanları,
Yeryüzünden fışkıran pınarları,
Tablolarını sev doğanın, her kırıntısını tanı
Yaşamak gülmekse, gül güneşe
İçmek mutluluksa iç ve kanat sevdayı yüreğinden
Umudu ekmeğinden hiç çıkarma
Katıksız yaşanmaz, çiçeksizde.
Sensiz yaşanır mı?
Bilmem ki,
Hiç sensiz olmadım.
Soğuk testilerde uyuyan sular,
Kor yürekleri serinlet,
Kanımla kan ol,
Damarlarımda dolaş,
Yüreğimle at,
Çıkma canımdan can evimden,
Tutup yakamdan gelmeden ölüm,
Aşk ol kaynaş, benim canım Ayşegülüm…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:38 PM
His

Neredesin?
Gözlerimin ufuklara erdiği yerdesin.
Neredesin?
Hayallerime daldığım yerdesin.
Neredesin?
Bakıp ta göremediğim bir puslu penceredesin.
Hissediyorum da...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:39 PM
Hüznüm Ahıska (Bekir Servent Kale'ye ithaf olunur)

Ahıskayı duyduğum anda yaşadığım hüzündür. Anlatamam kelimelerle, içim yanar, dilim söyleyemez. Stalin'in sürgün trenlerinde hayvan vagonlarında kilitlenen kapılar ardında nefessiz kalan binlerce canı ölüm alıverdi, çuvallar gibi sıkıştırılmışlardı. Vatanlarına mezar bile olamadan toprak oldular. Dokunulmak ister bu yara, merhem ister, şefkat ister, vatan ister bu Ahıskalı Türkler.

Büyük risklerle Fergana vadisine gelebilenler, göze battılar, kan ve din kardeşleri Özbeklerde onların kanını içtiler. sanki inadınaydı yaşamak, sanki inadınaydı vatan, sanki inadınaydı ezan ve bayrak, Orta Asya çöllerinin hoyrat acısını çektiler amansız güneş altında, kum fırtınalı ellerinden tuttu.
Yabanıllaştırılan bir millettir Ahıskalılar. Gül yaprağı gibi, Kazakistan, Kırgızistan, ve Azerbaycan'a dağıldılar binlerce fidan.
Dünyanın ikinci yanışında ellibini cepheye sürüldü, askerliği bilmeden ilk kurşunda otuzbini döküldü kurşunlarla. Yirmibin yaralı ve sakat, bağırsa da sesi çıkmayan yürekler, vatansız kuşlar gibi dağıldılar, işte Ahıskalı Servent'te bunlardan biridir. Yürekli, acıyı bilen, ölüme ölümüne gelen candır. Bir çılık olmak ister, duyurmak ister,o sadece öz vatanını ister. Dağıtamaz içindeki hüznünü, ayrıcalık istemez, eşitlik ve özgürlük ister, nerede mi? elbette kendi vatanında yaşamak ister Ahıska. Acı bir şarkıdır söylenen, lavlarla yürekleri yakan türküdür, sevdadır, umuttur, o Ahıskadır, o Ahıskalı Servent'tir.

Vatansızlık ne de acıtır bilir misiniz? çıkmaz içinden, ama çaresiz olmak güçsüz kılmıştır Ahıskalıyı o yine de yılmadan durmadan atalarına gidecektir.
Denizden atılmış bir balıktır kumsalda can çekişen, söylediği hüzün şarkısıdır, ölüm fısıldansa da kulağına, o yaşatacaktır Ahıska'nın sesini ve sesinin çıktığı kadar yaşayacaktır. Bu ayaklar, bu yürek Ahıskalı Serventlerle yürüyecektir, çünkü yürümeye karar verenler asla durmazlar.
Yavuz Bayram Çalışkan / Şiirhan

http://www.geocities.com/siirhan68/

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:39 PM
Hüzün

Ey hüzün al başını git
Ben Çin seddini bile dolanırım
Surlarını mancınıklarım İstanbul'un
Boğazımda düğümlenir boğazda yediğimiz ekmek
Kalırsın benimle yeniden
Çekemem, git ne olur git
Seni Allah'ımdan dileyemem

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:39 PM
İçim Kaynıyor

Yıldızlara ne kadar yakınsın.
Yıldızlar ne kadar uzak, yetemiyorum.
Sılanı özlüyorum, içime doğuyor güneşin.
Gurbeti yetimliği ile yaşadım.
Fırtınalara egemen olmak kolay mı?
İçimin kaynağı, içimin pınarı.
Beni denizlere çiviledin,
Sahilin miyim? Kumsalın mıyım?
Tutsağın mıyım? İç ettin beni...


Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:39 PM
İçimiz Gidiyor (Atilla İlhan Üstadımızı Uğurlarken)

Yüreğime adını koydum Üstadım Atilla İlhan,
Açtığım şiir okulunda öğrencilerin okuyor,
Bir nehir gibi uzun da olsa ömür,
Gün gibi gelip geçiyor,
Bir üstat ahirete uçuyor.
Biz sana mecburuz bilirsin,
Seninle yoğruldu şiirlerimiz,
Seninle sevdalandı yüreğimiz,
Toprağa düştüğünde çınar,
Binlerce fidan senin için yarınlara…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:39 PM
İhtiyacım Var Ellerine

ihtiyacım var ellerine

dağıt saçlarını değsin tenime

tenimde ellerin yüreğimde özlemin kalsın

güneşten erken gel sıcaklığınla,

sıcaklığını hissedeyim ve seni gözlerimle seveyim

gözlerim de ışık söndüğünde

sıcaklığın kalacak tenimde

dudaklarım dudağına değecek

seni özlem bilecek

hasretinle ölecek

yüreğin bende var olacak

ben sende

dudaklarım hep seni anacak

ellerin dokunduğun yerde

gözlerinde ben

yüreğimde yaşayan sen

tutacağım elinden

alıp türküleri

dünyalara ereceğim

seninle bir bedende ben

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:39 PM
İnsan

Gül solunca,
İnsan ölünce,
Ok yaydan çıkınca,
Eser insan olunca,
Gönüllere bir ateş alacası düşer,
O gönüller ömürlere yelken açar...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:39 PM
İnsanlar

Tutsağı oldukları yüreğin çarkında,
Döner durur bir ay, dünyasında.
Yürek de para etmiyor,
Eskimiyor yaralar,
İçin için kanıyor.
Gönlümden sürgüne çalıştım,
İçime batıp çıkan gözlerini.
Ey umursamayan insan,
Kaldırıp attığın yüreğimin ta kendisidir...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:39 PM
İnsanlar Oltaya

Lodos sözünü kesmeden kükrer,
Pes etmez dayanır kayalar,
Karanlıklar *******e dayanır,
Şarap ve ekmek getir,
Denizcilerimi de sakın unutma,
Yorgun ve yaralı sularında Marmara.
Göklerden af dileyip yalvarıyorum,
Balıklara saldıran martılar,
Yakamozlar çılgınlıklardan uzak,
Kasırgalarla geçmişini yaşamış dalgalar,
Dizlerinin üstüne çöker nefes nefese balıkçılar,
Bütün limanlar kapanır,
Ağları umut çeker tayfalar,
Rıhtım rıhtım dolaşır denizleri,
Tüm oltalar savrulur,
Misinalar kancaları uzaklara,
Bir yaşamın ciğerne,
Kısır döngü değil bu düzen,
Balıklar yeme, insanlar oltaya.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:39 PM
İstanbul Ağlıyor

Doğa yasalarını çiğnemiş
Cayır cayır yanıyor sensiz baharlar
Gizli gizli içeri sokuyor yollarını özlem
Hasret kokuları genzime doluyor
Yol soracak birini arıyorum,
Göz kapaklarım uykuya tükeniyor
Karanlıklar etrafı kolluyor
Uzun yıllarımı alan İstanbul, geride ağlıyor.
Çok soğuk bir güz akşamı
Boğazın akıntılarında hissizleşen,
Kaskatı kesilen bir adamım ben.
Batan gün beni götürememişti,
Kış darbesini indirmek için bekliyor
Annemi aradı gözlerim, yoktu.
Kuru soğuklar ayaz kesiyor
Arada bir beni de yokluyor
Üşüyorum kurtulamadığım ayazlardan
Kuvvetimi alan İstanbul gerilerde ağlıyor
Sığınaktı akşam kahveleri, merhametime sığınak
Sığıntı görülen düşlerim yalınayak
Gözlerim takılıyor ışıklara
Dönüp baktığım da gençliğime,
Oturup İstanbul mendillerle ağlıyor
Zamanım yoktu zaman içinde belki
Sürükleniyordum, aylak sokaklarda
Dönüp baktığım da boz buruşuk hatıralara
O rüyalar şehri İstanbul ağlıyordu.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:40 PM
İsterse Dursun Dünya

Zemheride İstanbul çok güzel
Senle daha güzelleşirdi,
El ele gezerdik, tozardık,
Ulus parkına giderdik çamlıca'ya kısın çok güzel oluyor.
Renkleriyle tepesine binerdik İstanbul’un,
Hem de nasıl,
Renkleriyle çatlardı ayazları,
İkimize dayanamazdı,
İstanbul kazan biz kepçe,
Meyhanelerde, çalgıların ses verdiği her yerde,
Nihavent şarkılarda,
Denizlere dökerdik akşamları.

Kafalar aynı şişeye göz dikmiş,
İçmeler bardaksız,
Şişe dibini görünce,
Tepene dik akşamları.
Başlıyor ney sesi uzaktan gelmeye,
Hoş oluyorum ya da sarhoş.
Neyin sesinde meşk başlıyor sevdaya,
Omuzuma yaslansın şarkılarda.


Omuzundaki baş sevdalıysa aska,
Bırak ağlasın gözden dökülsün yaş.
İç aşkın şarabını *******imde.
Mutluluğa ağlarsın.

******* gözlerinde ışıl ışıl olur,
******* yüreğinde beni korur,
Işık sensin güneş sen,
Ay sensin şarap sen,
Yanında sarhoş olan ben.

Tenler ister bu sevdayı, ayyaşlığına gideceğiz ey sevda.
Trenin nerde?
Her durakta aradım seni her limanda,
Bir gece vakti trenle geldin yanıma.
Beklemek seni o ölmek gibiydi garda,
Geldin ya.
İsterse dursun dünya.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:40 PM
İsyanım Var

Gözlerine dolan yaşa,
Bahar ile gelen kışa,
Ardından atılan taşa,
İsyanım var.

Yüreğini kıran dile,
Seni çekemeyen ele,
Gözlerine batan güle,
İsyanım var.

İyilik perimi üzenlere,
İnsanım diye gezenlere,
Haksız yere ezenlere,
İsyanım var.

Huysuz, tozlu, kalmışlara,
Kibire, gurura dalmışlara,
Beyinleri ot olmuşlara,
İsyanım var.

İsyanım kine dönüşür,
Canım sarı çiçeğim rüzgarlarda üşür,
Ömrü köhne geçenler elbette çürüşür,
Allah’ın yalnızlarına isyanım var…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:40 PM
Kaçamaz mısın?

Yok olup, biteceğin uzak yerlerde,
Bir, gül olup açamaz mısın?
Esirin olduğum seraplı çöllerde,
Yağmur olup gülüme kaçamaz mısın?

Ayrılık yaklaşıyor desene?
Hasretleri yükledim tatlı busene.
Sevda bitti, bitiyor gelsene,
İmkansız aşkıma kaçamaz mısın? ?

Yürek ateşim, ciğerimi yakan,
Yaşam boyu, yıldırımlarla çakan.
Ayrılık acısını, içimi sokan,
Yıkılışları bırakıp, sevgime kaçamaz mısın?

Aşkımı bitirip ölümü biçtin?
Sevda kapını kimlere açtın?
İklimlerimden ne de çabuk kaçtın,,
Ayrılıkları bırakıp kaçamaz mısın?

Baharlarda açar bu çiçekler,
Sevdiğinden bir umut anlayış bekler.
Ömür bu ayrılıkla sonlara tekler
Durup bana geri kaçamaz mısın?

Yittim, yitiyorum bir bilsen,
Nisanlarda, yağmurlarla gelsen,
Gamzelerinle durup bir gülsen,
Tufanları bırakıp kaçamaz mısın?

Bu hayat bittiğinde göreceksin,
Sende bir gün canını vereceksin,
Sarmaşıklar gibi zehrine saracaksın,
Ömrüme doğru yüreğinle kaçamaz mısın?

http://www.geocities.com/siirhan68/

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:40 PM
Kader'e

Bir can, bir gönül, bir insan,
Seven, anlayan, anlatan.
İnsanı kalbinden tutan,
Bir tutkusun, bir cansın.

Dünyaları yaşayan,
İnsanları yaşatan,
Gönülleri kuşatan,
Bir beklentisin, bir kansın.

Gözleri yaş ile dolduran,
Gülü dalında solduran,
Duyguları dizelerle bildiren,
Bir değer, bir anlamsın.

Geleceğe yön veren,
Çiğdem çiçeklerini deren,
Sevdalara kalplerde eren,
Bir Kadersin, bir ansın.

Alınlara yazılan,
Boyunlara dizilen,
Sezgi olup sezilen,
Bir onurlu insansın.

Yavuz Bayram sevdalarla dem olur,
Zümrüt, yakut, elmas değerin alır,
Dünya biter, adın ebedî kalır,
Gönüllere can veren bir dermansın.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:40 PM
Kader (Aslan Mustafa'ya -İç Anadolu'nun Darbukatörü)

Bilmem ki ne sebeple dünyaya attı kader,
Atıp ta hiç durmadan böyle ağlattı kader.
Bir yolcuyum yol bilmez, iz bilmez, geçit bilmez,
Bir kuru yaprak gibi önüne attı kader.


Boynu bükük süründüm hayat sokaklarında,
Her köşenin başında kaşını çattı kader.
Gözlerimde kan, gönlümde hicran oldu,
Her fırsatta kalbimi deşti, kanattı kader.


Anlaşamadık. Kabul, fakat neden
Şu çekilmez hayatı, böyle uzattı kader?
Dönüp bakamadım geriye birden?
Genç yaşlarda bu dünyadan beni aldı, attı kader...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:40 PM
Kadını Bilmek

Sevmeyi bilmektir kadın,
Paylaşmayı, bölüşmeyi,
Hayatın sırlarına koşmaktır kadın,
İklimleri içinde tutandır,
Şefkati, sevgiyi barındırandır,
Dürüstlüğü, temizliği arındırandır,
Aşkla sevdayı tanımaktır kadın,
Bilmektir gizleri ve anlamaktır gerçeği,
Doymaktır yanı başımızdaki hayata.
Med cezirleri yaşamaktır,
Kaprislerle savaşmaktır,
Yarınlara verilen sözlere bağlanmaktır.
Şımarmalarını sevmektir,
Hayal kırıklıklarını görmektir,
Terk edilişleri bilmektir kadın,
Hasreti ve özlemi sindirmektir,
Gözyaşlarını kucağında dindirmektir.
Kadın gülüştür, kadın öpüştür,
Gözleri gözle görendir,
Uğruna bin defa ölünendir.
Karşılıksız sevebilendir.
Yürekleriyle koşandır,
Anadır, bacıdır, kardeştir,
Gönlünü verdiğine bir eştir.
Yaşandıkça değerini bilinendir,
Kuşandıkça elmas gibi görünendir,
Bildik dersek yanılırız,
Kadını bilmek zordur,
Sonuçta kadın yardır,
Kimine namus, kimine ardır,
Hep erkeğin yanında vardır.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:42 PM
Kaldır Başını Saklama Gözlerini

Alnına yazılırken kader,
Kederlere giden yolda,
Solma gül, solma.
Yiğit sevdası bu ya,
Gönülden gönüle dolma.
Umutların yittiği anlar,
Yaşlar insin, kalmasın gitsin,
Ne işi var kalbimde?
İhtirasların sarmaşıkları,
Sardığında dal dal,
Köpürür dalgalar,
Vurur gönül sahiline.
Ne taş bırakır ne kum,
Eritir yutar, alır benliğine,
Götürür yakın sandığın ıraklara.
Ellerin cebinde anlamsızca arar gözler,
Hep birilerini, umutlar bitene dek...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:42 PM
Kar

Kente sensiz yağar
Beyazların sessiz senfonisi
Güzelliğin beyazlar manzumesi
Çirkinliği, kayaları, sevdaları, taşları,
Kaplayan beyaz örtü
Sessizliğe sessiz iner
Sensizliğe beyaz yağar
Çamura, kine, toza, ölüme,
Tüm kentlerin üzerine,
Yağar durur…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:42 PM
Kar İzleri

Adını Eylül koydum sevdanın,
Tutkular, çiçekler ve bulutlarla seni tanıdım,
Yaşamak ve ümit, inan baharı seninle anladım.
Başlamak hem de sevecen bakışlarla,
İçimizden geleni yaşadık.
Aşk yoluna düştük ve kaderden payımızı aldık.
Külfeti çok da olsa,
Ne acıları susturmuştur derin sevgiler.
Şefkatin kolları ne de yumuşaktır.
İçime bastırdım seni, korlara gömdüm yüreğimde.
Dağ gibi sevgi seli çağlıyor tüm bedenimde.
Tıklım tıklım bekleyiş yolcuları şafakta,
Süzülüp gelen ışıkları gözlerine almakta.
Sığıntı yaşamak istemiyorum.
Hüzün kıyılara vurmuş, yürü ve sil izleri,
Sevdaya karışan deniz şarkıları seni anlatıyor.
Başı boş günlerin acısını yaşayan yürek,
Mevsimini gömüyor sonbahara.
Avuçlarıma alıyorum ve okşuyorum, sevdanın saçlarını,
Taze bir aşkın ışıklarında kayboluyorum.
Gün benim için doğuyor,
Aşk şafağında sevdama çiğ düşüyor,
Ve ben ağlıyorum,
Yüreğimde kar izleri var...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:42 PM
Kara Sevda

Kara bulutlar yığıldı gözlerime,
Bir kara sevda yağacak.
Aşıklar ıslanacak kuytu yağmurlarda,
Bir dünya ağlayacak.
Dökülüyor çınarın hazan yaprakları,
Bir ömür dökülüyor,
Bir can tükeniyor.
Kararıyor duygular,
Sarıyor sevdaları, kara sevdalar.
Gönlüm sonbahar, yüreğim yaprak,
Gün batımında tükenişlerde kavuşacak.
Yalnızlığına kahredenleri sarmalayacak,
Bir kara toprak...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:42 PM
Karamani Börü Beg-Şiirhan Yavuz Bayram Atışması

Dile gelenler dilden değil, hoşluğu candandır,
Sana dostluğum damarımdaki kandandır,
Nefes aldığım zaman coşkuyla yaşanandır.
Zevk insanın demindedir,
Demleyene bak, para pul kıymet akar gider,
İnsana insan lazım, ömre takar gider.
Bizde gül biter, bizde ot biter, bizde can biter,
Ömür de biter amma dostluk bitmez dost ölünür.
Sözlerin güzel sözlerin hoş,
Bu hoşluğu bize de aktar,
Bir selamla binlerce coş,
Bu muhabbeti satamaz hiç bir aktar.
Demi söyler, çay içeriz demi söyler,
İnsan kemalet ilmine olmuşsa mahzar,
Dost dedikçe o demi söyler.
Bir ulu dağ gibisin yücelerden yücesin,
Dinmesin dünya durdukça sesin,
Demlenen dostluklarla bir cihan inlesin,
Kaderim sazım sende,
Sen çal irfan dinlesin.
Saz çalar, çalan ben değilem,
Söz söyler, yalan ben değilem,
Gönül eyler yalan ben değilem,
Marifet bende değil, sendedir ey ulu insan
Arı vızıldar bal yapar,
İnsan durulur ar yapar,
Alır satar kar yapar,
Ekilmemiş fidanlardan gül yapar eren bilir.
Kimler geldi geçti kimler etmedi ah,
Posoflu Zülali, Çıldırlı Şenlik, Erzurumlu Emrah
Zannetme hep karanlık hep matem,
Bak tan yeri ağarmada güneş doğuyor oluyor sabah.
Bir nefes verir hak
Bir nefes alır hak,
İsmin dünyaya kalırsa ne mutlu ak
Gelse de saçlara, en iyisi güneşle gelen ak
Bir nefes verir hak, bir nefes alır hak,
İsmin dünyaya kalırsa ne mutlu ak,
Gelse de saçlara,
En iyisi güneşle gelen ak
Söylenecek sözü bitirdin
Baharsın güzü bitirdin
İnsan yaşayınca iz bırakmalı
Maarifet sanatında bizi bitirdin.
Söz bitseydi dil olmazdı
Güz bitseydi bahar kalmazdı
İnsan insanca yaşamazsa iz kalmazdı,
Yavuz Bayram, Karatay Ustanın yanında öz kalmazdı,
Gölge değil güneş olduğun zaman sönmez,
Bu güneş yanar bilirim.
Sazımın telleri yok,
Yurdumun elleri yok,
Yağan yağmurum amma,
Çağlayan selle yok.
Sazın var telin var
Yurdun var yerin var
Yağmursun,
Hem de gülün var, gülenin var.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:43 PM
Katlanamıyorum

Güneşi sevsem de,
Batışını daha çok seviyorum.
Yağmuru sevsem de,
Kaçışımı daha çok seviyorum.
Bülbülü sevsem de,
Yakarışını daha çok seviyorum.
Gülü sevsem de,
Dikenine katlanamıyorum...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:44 PM
Kes Boynunu Sevdanın

Gittim, alevleri soluduğum yaşam sevincimle,
Hasretten kanayan, kor olan yüreğimle,
Karanlıklara, dehlizlere gittim.
Kiminle sevişsen, kimin umurunda,
Bir ben kahroluşu yudumluyorum
Bir ben ölüyorum, günün gününe
Son nefesimde bile bir daha ölüyorum.
O buğulu sıcaklığından mahrum kalacak,
Yalnız dünyamla bekliyorum.
Kendimi sana saklayamadım
Sen kiminle sevişsen kimin umurunda
Gecenin içinde olamadık, doyamadık bizliğimize,
Yetim kaldı yaşanmayan mutluluklar
O savunmasız sevgim dayanamadı,
Dağlara dayanamadı, boyun eğdi celladına,
“Kes boynunu sevdanın kan çıkmaz gülüm”…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:44 PM
Kırmızı Güller

Su yine sessiz akar,
Sevdan kor olmuş kalbimi yakar.
Neredensin bilemiyorum şimdi sen?
Bu sevdayı bir garip Bayram çeker…

Akıyorum hayallerle, sensizlikle,
Nisan yağmurlarının yağdığı yerde,
Aşkın canlanır gözümde perde perde,
Ararım seni hep o mavi körfezde.

Seni beklerim, seni yaşarım,
İliklerime değin ıslansam bile.
Düşmez elimden sevdiğim,
Sana getirdiğim o kırmızı güller...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:44 PM
Kız Kulesinde Akşam

Deniz yalnızlığa çırpınır,
Bir martı balıklar için kanat kırar.
Suların valsinde Kız Kulesi
Akşamın yakamozunu kucaklar.

Geceye bir ayrı tebessüm,
Geceye bir başka selam,
Seni anlamak çok zor be!
Güne bir başka, geceye bir başka.

Sabahı beklerim yıldızlarla,
Koynundan çıkamam karanlığın,
Ağıtlarımı bile gizler,
İstanbul’un yüreğindeki Marmara...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:44 PM
Kim

Kim ne yazdığını bilir
Kim söylediği günde ölür
Bu dünya kendine kalır
Yaşam denen bu göç varsa

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:44 PM
Kör Olsun

Yıldızlar benim, gözlerinden tapuladım.
Nasıl anlamadım, yüreğime kayan gözleri.
Köhne mahzenlerde yıllanan şaraplar,
Değerini içenler anlayacaklar.
Bir yudum sevdayı, yıllarla anlatacaklar.
Çat kapıyı kapatmayacaklar yüzüne,
Yaşadığın yer sokaklar ve kaldırımlar olsa da.
Değerler yaşanmak içindir.
Güneşi aşklarına sokmazsan,
Bilir misin yüceliğini?
Bakışları yüreğine çakmazsan bilirsin yakışını,
Ey sevdalara yelken açmış kürekler,
Yüreğine yaşayın sevdanın.
Gözlerinden vurun aşkın,
Vurun ki gözleri kör olsun...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:44 PM
Köyüm (BAYMIŞ)

Dağ yolunda bir köy bilirim
Buram buram tereyağlı börek kokar
Sabahları ayçiçek kökleriyle saclar ısınır
Tandırlarda mayalılar pişer, konur azıklara.
İnekler ovaya iner, çobanlar boz eşeklenir sırtında
Dere yamaçlarında koyunlar otlar,
Kuzular bir ayrı meleşir martlarda
Söğüt gölgelerinde dinlenir ırgatlar
Yanan ciğerlere yayık ayranı çare olur
Güneş bir ayrı yakar Anadolu'yu
Derelerde, çamurlarda oynanır oyunlar,
Sazlıklardan yaban kuşları kanat çırpar
Kül renkli bulutlar örter ovayı hep ikindilerde
Köylüler çamur patikalarda tarla yolunda
Toza, toprağa bulanmış yürekleri umutla dolu,
Batan güneş yarınlara gebe,
Sere serpe yorgun yatarlar
Bakar durur cami avlusunda tespih çeken ihtiyarlar
Dağları duman, yolları toz kaplar gün akşamları
Ocaklar tüter, aşlar pişer,
Birbirine yaslanır gönüller
Neşet ERTAŞ bir ayrı yorgunluk giderir
Çoktan uykuya varır gözler
Gömülürler minderlere,yataklara
Ne pencerelere düşen ay,
Ne yollarda koşturulan atlar
Ne karanlıkları bekler çıralar
Yorgun gelir gelinler ahırlardan
Kütüler alevlenir mangallarda kahveler köpürür
Höpürdeterek içer Anadolu'm
Okumadan cahilde kalsalar
Bakraçtaki yoğurtlar kadar aktır yürekler
Ocağa kazanlar iner,
Çoçuklar üfüre üfüre içmeyi dener
Yaksa da ağızlarını sütler
Ağalar konuşur, gençler dinler
Misafire bir ayrı ikram vardır köyümde
Minderlerde uyuklar yorgun gözler
Asmanın altında öpüşür sevgililer
Gün sırma telli saçlarını savurur kızıl ufuklarda
Yaldızlı bulutlar içinde ümitler yükselir
Yeşil kadife yüreklerde...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:44 PM
Lefke Bağlarının Gülüsün Sen

Lefke dağlarındaki esaretimden doğan kır çiçeğisin.
Eşkiya Bekir ile Devrişe’nin biricik Ayten’isin.
Sen dün değil bir aydınlık geleceksin.
Lefke bağlarının gülüsün sen.

Gençliği yaşadın yeşilin içinde,
Yok olup gittin bir subay göçünde,
Evlendin yedinci ayın yirmisekizinde,
Lefke bağlarının gülüsün sen.

Gözlerindeki parıltıyı ben bilirim,
Anadolu’ya kızım için gelirim,
Ayten’imden mutluluğu alırım,
Lefke bağlarının gülüsün sen.

Altını çamura atsan batmaz,
Ayten’i görenler yatak yatmaz,
Onunla konuşmaya dil yetmez,
Lefke bağlarının gülüsün sen.

Saçlarındaki aklara bakıyorum ben,
Kızım, Ayten’im, yüreğine akıyorum ben,
Yağmur olup, şimşek olup çakıyorum ben,
Lefke bağlarının gülüsün sen.

Yıllar geçer, anılar kalır,
Ayten’imin gençliğini Anadolu alır,
Yavuz Bayram tüm gerçeği bilir,
Lefke bağlarının gülüsün sen.

Bülbül öter, gül solmaz,
Bu dünya kimseye kalmaz,
Beklerim Ayten’im Lefke’ye gelmez,
Lefke bağlarının gülüsün sen.
Lefke bağlarında soluk alırım,
Ararım Ayten’imi geri kalırım,
Gider onu Baymışlarda bulurum,
Lefke bağlarının gülüsün sen.

Taşıma su ile değirmen dönmez,
Ayten’in çırası Aksaray’da yanmaz,
Gül açmazsa, bülbül ötmez,
Lefke bağlarının gülüsün sen.

Ben yokluğa sen ile yanarım,
Her geleni Ayten sanarım,
Arı gibi çiçeklere konarım,
Lefke bağlarının gülüsün sen.

Dokunuşun, sevişin, “baba”, diye gelişin,
Hele bakarken gamzeli gülüşün,
Gül bakışın, bülbül ötüşün,
Lefke bağlarının gülüsün sen.

Güller gün gelir çiçekler açar,
Zafer ile Aynur elinden uçar,
Kızım gelmez Lefke’den kaçar,
Lefke bağlarının gülüsün sen.

Dönülmez akşamlara yolcuyum,
Öte dünyada bilin hancıyım,
Ben yavrumun gönlünde sancıyım,
Lefke bağlarının gülüsün sen.

Izdırabı yaşarsan ağlarsın,
Kalbin isyan ederse çağlarsın,
Ben Eşkiya Bekir’im gönlümü dağlarsın,
Lefke bağlarının gülüsün sen.


Lefke bağlarında asma ekilir,
Hasret gurbetlerde çekilir,
Ayten’ime türküler yakılır,
Lefke bağlarının dünüsün sen.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:44 PM
Mahsun Bakışlar

Titreyen mumlar bir rüzgar bulur,
Gönlü titreten hangi şimşek?
Akşam olur, sabah olur,
Bir bakışa her şey biter.
Akışların gizeminde bir garip kokar,
İğde çiçekleri.
Saçları seven eller,
Gözleri seven gözler,
Gönül bu ya hep,
Mahzun bakışları özler...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:44 PM
Marisa (Bursa'ya Sevgilerle)

Sıcaklığını içimize gönülden işleyen,
Ve yaşam boyu gülmeyi seven, özleyen,
Güneşimiz, baharımız, biten ömrümüz canımız,
Umutlardaki hüznümüz, geleceğimiz,
Kısacık bir an gibi yaşanır Marisa.
Bir gül doğar ömür, çiçek ile,
Yaşanır bir can ile aşk ile,
Zaman tanıyamaz doğan her güle,
Kader her şey, ağlayan Marisa,
Beklentiler yıkar, yaşamak bağlar,
Gülen gözler aşkına ağlar,
Kader bu, kader her şey,
Tutar ömrüne karalar bağlar,
Hayatı zor yaşar, zor yaşar Marisa.
Gülerken yüzlere ağlar gönüllere,
Ağlamak mı? , yaşamak mı? ,seçemez,
Bir dünya tatlısı yavrusundan vazgeçemez,
Gönüllerde açar bir gül Marisa.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:45 PM
Mehtapla

Mehtapla birlikte buluştuk yeniden.
Ayrılığımız asırlarca sürmüşçesine
Özlem dolu dudaklarımız bir hasreti dindiriyor.
Hırçın bir deniz gibi bakışan gözlerimiz,
Sevi rüzgarları kalbimizde uğulduyor.
Kumsala uzanırken kollarımda sen,
Gecenin kararan gözlerinde bir ümit sandalı
Işıldayan bir emele kürek çekiyor.
Bizdik o geceyi yaşayan karanlığın koynunda.
Gözlerimizden boşanan yaşlarla, dinen hasretimizle,
Kucağındaydık sabahın alacasının, mutluluğun kucağında...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:45 PM
Meleğim

Taze sabah güneşi,
Okşayıp uyandırsa,
Işısa gözlerin,
Gözlerimde seninle.
Göklerde kanatlanıp,
Uçsam ümit yeliyle,
O sevdalı gözlerinde.
Yaşasam seni, seni yaşasam,
Körpecik aşkınla,
Yeşeren beni,
Bir kırık kalpliyi,
Anlarsın belki de! ..

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:45 PM
Menekşeler Altında

Usulca eğil saçlarımı okşayarak, dokun bana,
Çöl sıcaklığı sevmelerim var benim,
İstersen dokunma kalbime,
Sakın ha yanar ellerin,
Bir yıldızlı geceyi bitirdim seninle,
Güneş busesi güllerde elinde,
İstanbul’u alıp menekşeler altında demlemek,
Bir ihtirası yudumlamak,
Bardağı kırıp gitmek geliyor bu iklimlerden,
Ama sen! İşte o an duruyorum ve güllere ağlıyorum.
Dağıt saçlarımı ey rüzgâr, bende fırtınalar var,
Sen ne yaparsın ki bana?
Yapacağını yapmış o zalim yıllar.
Bir kini öldüremedim, bir de seni,
İklimlerin ayazları ve verilen sözler,
Bırakamadığım nefesim, soluğum ve sesin,
Gözlerini de arıyorum hani,
Ve bir İstanbul akşamında,
Menekşeler altında seni demliyorum.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:45 PM
Mutluysan Boş Ver Aldırma

Karanlığın karası göğe düşende,
Ayazlar çamlı dağlar aşanda,
Yürek aşk girdabında şaşanda,
Mutluysan boş ver bana aldırma.

Turnalar, semada yüksek süzülür,
Issız sazlıklarda yalnız maral üzülür,
Akan yaşlarda kalan ömür ezilir,
Mutluysan boş ver kabini çaldırma.


Geçmişim balçıksız duygularım yenik,
Kar düştü aşk ateşim küllendi,sönük,
Günah akşamları sana yüzüm dönük,
Mutluysan boş ver derinlere daldırma.


O tatlı hazzı alıp sana takılı kaldım,
Teninden sevdanın en güzel demini aldım,
Gözlerinde Leyla’nın şevkini buldum,
Mutluysan boş ver ağıtlara saldırma.


Hüzünlere sarıldın,ne de ağırsın,
Söyleneni duymadın, kalben sağırsın,
Allah ahrette ikimizi hesaba çağırsın
Mutluysan boş ver defteri kaldırma.


02.06.2006
Yalova

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:45 PM
Nasihat

Seni özlemiyorsa sende özleme,
Seni beklemiyorsa, sende bekleme,
Şu dünyada yaşamak varken gülüm,
Hasret ile acı çekmek ne kelime,

Zorla güzellik olmaz,
Gül açmadan solmaz,
Beklesende gelmez,
Güzelim, o senin kıymetin bilmez,
Seveceksen yürekten sev.
Sevenlere sevilenlere inat.

Yine de sevemedim dersen,
Buna yazılacak yok kelime.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:47 PM
Ne

Ne dökülene bak, beyaz diye,

Ne yağana bak, kar beyaz diye,

Ne yüreğine sok, ayaz diye,

Ne bahardan sonra bekle, yaz diye,

Ve bulduğunla yetin ne çok ne az diye.

Siirhan
http://www.geocities.com/siirhan68/

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:47 PM
Ne Garip İnsansın

Doydum sevdaya kara gözünde
Melekler yüreğinde, can özünde,
Doğruluk bulamadım tatlı sözünde,
Sen ne garip insansın sevda evimde,


Aşamadık, geçemedik, çıkamadık dağı,
Bilemedik, şaşırdık, solu ve sağı,
Yalnızlık umutlara ölüm mızrağı,
Sen ne garip insansın gönül evimde.

Kalmadı tek yaprak, hüzünlü dallarda,
Sahillerde, parklarda, başka kollarda,
Birbirimizi görmediğimiz ayrı yollarda,
Sen ne garip insansın ömür evimde,


Bilirsin hayat kısa yaşam içinde,
Gün gelecek kullar ölüm göçünde,
Sorup dururum, neden de, niçin de,
Sen ne garip insansın can evimde.

02.06.2006
Yalova

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:48 PM
Ne Yapacaksınız?

Düşündüm de; Ölürsem nefretleri benimle mi gömeceksiniz?
Kin tohumlarınızı yeşertecek yer bulabilecek misiniz?
Kahırlarınızı kimlere edeceksiniz?
Hasretleri kimlere tattıracaksınız?
Hangi gözleri tuzlayıp dalgalarla denizlere yollayacaksınız?
Gurbet akşamlarını kimlerle karşılayacaksınız?
Söyle bana gonca daha hangi cevahirleri parçalayacaksınız?
Cevap verebilir misiniz?

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:48 PM
Ne Yapsın?

Esirgeme gözlerini,
Verebiliyorsan sevgini.
Dağları yüklendim,
Aldandık, bir bakışa satıldık.
Gül bir günde ölüme açarsa,
Biz günde bir ölüm yaşıyoruz.
Yapraklar ağlar sabah çisesinde,
Sürgüne sancılar başlamıştır,
Bir beddua dillerde.
Tebessümüne sığındım.
Bakışlarının menzili,
Ne de yakınmış meğer.
Yağmur indirir gözlerim,
Sana fırtına, sana sel ne yapsın?

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:48 PM
Neden Ağlıyorsun ki Anne?

Vadilere, ovalara, denizlere, göllere
Yabancı olmadığım uçsuz bucaksız çöllere
Gözlerime hayır diyen dillere
“ Neden ağlıyorsun ki anne”

Kırılıp dağıldığım günlere
Bir türlü gülemediğim dünlere
Hep sevda dolu yellere
“ Neden ağlıyorsun ki anne”

Umut, şehir akar durur
Zorluklar can evimden vurur
Kader bir gün beni belki görür
“ Neden ağlıyorsun ki anne”


İnanç, umut sevgi taşlar
Kor yangınlar yürekte başlar
Olur olmaz böyle işler
“ Neden ağlıyorsun ki anne”

Yavuz Bayram bir can yaşar
Bir can ile bin can taşar
Günü gelir ahire koşar
“ Neden ağlıyorsun ki anne”

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:48 PM
Nere Gider

Bu dünyada her can yolcu,
Biri gelir biri gider,
Kokar çiçekler burcu burcu,
Kokuları nere gider.

Doğum ile başlar snacı,
Ölüm ile biri gider,
Biri yolcu biri hancı,
Bu insanlar nere gider.

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:49 PM
Nerelerdeydin Ölüm?

Nice aşkları yitirdim bir dudak bükümü anlarda,
Örsünün üzerine bıraktım tüm hayatımı,
Al balyozunu indir canıma,
Atmasın bedenler, yatsın soğuk taş odalarda,
Ben aşkın acısını çekerken, nerelerdeydin ölüm?
Meçhul kalabilmen ve meçhule götürmen var ya zamanları,
Aşk tomurcuklarını sille gibi ezen,
Bir emir ile toprakları kazan,
Kaderi alınlara yazan,
Kendini bizlere yaradan aşkına koşturan,
Vermeye razı olduğumuz bir can borcumuz olan,
Ardımızda bıraktıklarımızın gözlerine tuzlu bir yaş bırakan,
Ben soğukları yaşarken, nerelerdeydin ölüm?
Dirilmez bu can toprağa düşerse,
Üzerinde bin bir otlar yeşerse,
Ömrün suları sel olup aşarsa,
Buzlu bozkırlarda aç susuz beklerken, nerelerdeydin ölüm?
Nasıl kaçılır, nasıl korkulur bir bilsen,
Ah tam zamanında, vaktinde gelsen,
Bebek mi, genç mi, yaşlı mı olsam,
Ruhlar diyarına sessizce dalsam,
Yanıma bu dünyadan acep neyi mi alsam,
Gider mi benimle, izin var mı ölüm?

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:54 PM
O an

Bir güneş batar,
Bir güneş doğar,
Işıkları geceye yağar.
Yürekler yoğrulur,
Işık alınca.
Doldur gözlerine sevdanı uzat,
Yüreklere o an nur yağar...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:54 PM
Ölüm Akşamı

Çökmüş omuzlarım, özlemlere yenik düşmüş şarkılar
Belleğimi kazır, inadına canlanır hatıralar
Soğuk çıkana değin sürer isyanlar
Sabahına yönelsem de bu şehrin kalbinde
Duramaz, sürüklenir, gün çiçekleri
Ve solar açmadan bu şehrin içindeki emel çiçekleri
Elini başka eller almaz, sımsıkı sarmaz bu bedeni
Yüreklendirir bu dünyadan, ahirete gelmeyip gidenler
Gece yarısı uyanışlar, çırılçıplak düşler sabahı
İzlerini silemem, sevgiye hizmetini düşünürüm
Ve solarım bir ölüm akşamında…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:54 PM
Ölüm İle Sözle Beni

Tutulup sevdalara açan gülleri kurutma,
Yaz yağmurlarında kıvırcık saçlarını durutma,
Kuş konmayan yuvalarda gözlerini eritme,
Kalan zamanlarda hasret ile gözle beni.

Sil gitsin nefreti, gözlerinden taşınsın,
Kaldırımlara mahkum ayakların aşınsın,
Unut dediklerinde ağladığın yaşınsın,
Gelecek zamanlarda umut ile özle beni.


Mahşere aşkımla lav olup akacaksın,
Çaresizliği imkansızlıkla yakacaksın,
Suçunu bilip, hüzünleri çekeceksin,
Son zamanlarda ölüm ile sözle beni.

18 Ağustos 2006
Yalova -Şiirhan

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:56 PM
Ölümü Ben Seçmedim

Giderken anılarını da götürür gibi yürüyordu ardına bakamadı, pencerede kala kaldı aşık. Bu ikinci bakıştı gamzelere,lise yıllarına dönüp baksa onu görecekti, tam karşısına dikilmişti kaderi, geceye yalnız daldı gözleri.
Yağmurun serpiştirdiği damlalara aldırmadı yürüdü, Ankara sokaklarında yüreği dermansızlaşmıştı, caddeleri adımladı, gecenin yüzü soğuktu, Kurtuluş Parkı’nda ayak izleri kalmıştı, yalnızlığın soğuk elini tuttu, günlerden cumartesi idi, kışların karları üzerine yağıyordu, karışık ve yağmurlu bir nisan gecesinde, çarpıntılarına aldırmadan karanlıklara dalıp gitti.
Renklerin cazibesine aldırmadı, sokak lambalarına baktı, yol gösteren biri de yoktu, kala kalmıştı hayatla.
Tümseklerine takılmıştı Ankara’nın, yokuş yukarı gidilecekti, sormadı mevsimi, bakmadı sokağın adına, tren istasyonuna doğru yürüdü, perdelerden sızan ışıklar sokağa düşüyordu güneş yerine, bozkırlarda olmayı yeğlerdi, başı boş yollarda yürümek isterdi, gözleri boşalıyordu, erken inmişti yağmur ve sırılsıklam kalmıştı teni.
Ayak seslerini duymaz olmuştu, yalnızlık yine elinden tutmuştu.
Nerede kalmıştı, ömrünün neresindeydi?
Hırsla ilk gelen trene atladı, ayakta gitmek istediğinden yer aramadı gözleri, birkaç meraklı göze takıldı önceleri, ama onlarda çekilip gitti, sonsuzluğa takılı gözlere alışamadan.



Can sıkıcı ve soğuktu yaşamak, ellerini başının arasına aldı, beyni zonkluyordu,olmasını istediği yaşamdan uzakta, dudaklarını yiyordu, düşünceler kafasına tokmak gibi iniyordu.

Şehrin karanlığına çığlıklarıyla dalan trenin penceresinden rüzgar giriyordu, üşümeyle titreme arası bir tedirginlik sarsmaya başlamıştı yalnız bedeni, milyonların yaşadığı şehirde ıssızlığın içindeydi.
Aklından geçenleri toparlamak için başını kaldırdı, sıcak yuvaları, huzurlu yaşamları,güzel yürekli insanları düşündü.
Kaybettiklerine, yaşadıklarına ve bir de yarınlarına baktı, bir tekme savurmak istedi ama öylece kaldı, istasyona gelmeden ayağa kalktı kapıda yerini aldı. Saçlarına yağmur damlaları uçuşuyordu, trenden atlayarak indi, hızlı adımlarla yürüdü, güven duygusuna yetişmenin çabasındaydı.
Hayal kırıklıkları bedenini sarmaktaydı. Yaptığını sorgulayıp durdu parka oturduğu yerde.
Telefonu çalıyordu saat 07.33, sabahın ilk ışıkları ağaçların arasından süzülüyordu, yorgun ve uykusuz gözlerini aralamaya çalıştı, gizli numara yazıyordu, açmak istemedi ama telefonun ısrarlı sesi onu zorluyordu, tuşa dokundu “ buyurun” dedi, ses seda yoktu, anlaşılan birisi onun sesini duymak istiyordu. “Seni seviyorum” deseydi, arayan sevgilisi olsaydı, çıkıp gittiği dünyasına geri gelseydi, ellerini ovalayarak bir sabahçı kahvesinden içeri girdi, simitleriyle çaylarını buluşturanların tüttürdüğü dumanlara isyanla baktı, yalnızlık bu muydu?
Garipçe gülümsedi ve acılarından bir yudum çekti, çayını içti, parasını ödedi, dumanlardan rahatsız olmuştu, gözlerini açmak istese de kapanıyordu,
uyumak istiyordu, sevdiğinin sokağından ayrıldı, kapısına kadar geldiği sevdiğine “merhaba “ demeden gidecekti, sevdiği değildi artık, çekip gitmişti ardına bakmadan, kaçış gibiydi, dönüşü olmayan yollara gidivermişti.
Bu yazıları belki bir gün sevdiği de okuyacaktı, ama dengelerin bozduğu aşka o da anca ağlayacaktı.
“ Sevdiğim rüyalarına girmiş say, biliyorum yanında olmayacağım, sende benim yanımda, boynu bükük çekip gitmedim, vicdanım rahat, çünkü ölümü ben seçmedim.”

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:56 PM
Ölümüne Yaşayacaklara

Bir yaz sabahı, sonsuz mavi, yeşillerin dansı,
Otlu yamaçlarla rüzgarlar karışmakta biri birlerine
Yakası yana yatmış gün, alacasından yeni kurtulmuş,
Bir ayrılığın ince gözyaşları yaprakların üzerinde,
Çiğleri alma çabasında süzülen güneş ışıkları
Kaygı damlaları değil toprağa dökülen,
Can veren, yeşili yazan ve tuale döndüren damlalar
Küçük bir el uzanır eline,
Körpecik dudaklarıyla yanağından özlemleri öper
Baba, kız içten, hayatın akıp geldiği sularda yürürler
Yavrucağız saf ve sade, gülüşleriyle babanın gözlerinde.
Baba ser verir sır vermez.
“Gelecek yavrum bir gün mutlaka, ama gelemez bekleme yarına”
Ruhunu cennet bahçelerine uğurladığı yarini anlatamaz.
“Annemi çok göreceğim geldi, annemi çok özlüyorum baba”
Zihinlerindeki düşünceleri zincirli, doğanın çözülmezlerine bakar baba,
Çözülemeyen bilmeceleri hep o doldurmaktadır sanki,
Yaşamak ve ölmek, ağırlıklarla ezilir baba.
Kırmızı gül yanaklı güzel bir çocuk,
Bütün özlemleriyle sorar
“Ya gelmezse baba ya gelmezse? ”
“Niçin gelmesin yavrum”
“Annem öldü mü baba? ”
“ Bunu da nereden çıkardın yavrum? ”
Çöküverdi aba, yavrunun güneşini bulutlar kapadı,
Gülücükler kayboldu,ufuklar acı verdi.
Çocukça anlamaya çalıştı,
Ufacık yüreği yasları mı tutacaktı?
O annesini istiyordu,
Yas neyine, ne bilirdi yavrucak.
Ayrılık sızılarını bırakmıştı yari.
Dalgın dalgın baktılar birbirlerine,
Kayaların üzerine oturdular.
Baba “ Yavrum” diye bildi.
Gözlerini sildi, çaresizliğini gülücüklerine gizledi.
Ne kadar ağladığını mı söyleseydi.
Yari olmadan yataklarda kıvrandığını,
Dese miydi “ “ Anneni hiç göremeyeceksin”.
Yanağına kondurduğu öpücüğün gölgense gizlendi.
Sabırsızdı hıçkırıklar, sabırsızdı ruh,
Kelebekler süzüldü, pırlanta gözlü kızına son kez baktı,
Göklerden bir melek indi,
Acıklı bir susuşla elele tutuştular,
Yalnızlıklarla bırakıp küçük yavruyu.
Ölümüne yaşayacaklara emanet ettiler..

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:56 PM
Ölürüm

Su istese de eller içmez bilirim yağmurları
Gökyüzüne de baksa da gözler uçmaz bilirim umutları
Çekse de yürekler tutmaz bilirim hasretleri
Bir bakar bin yakar canın yoluna ölürüm.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:57 PM
Ömrümün Seraplara Dolandığı Gün

Gönlümü sana verdim, güne vermedim
Gün ile açan güle vermedim,
Kalbimi kırdığın düne vermedim,
Bekleyişlerin umutlara dolandığı gün.

Aşkımı sana verdim, yola vermedim,
Suların aktığı yara vermedim,
Elimi birine sara vermedim,
Haykırışların umutlara dolandığı gün.

Sevdamı sana verdim, çöpü vermedim,
Alıp dudaklarını öpü vermedim,
Yıllanmış şarap gibi küpü vermedim,
Tükenişlerin umutlara dolandığı gün.

Mutluluğu sana verdim, dala vermedim,
Aşkın içinde kalı vermedim,
Gönlünü içinde sarı vermedim,
Yaşanmamışlıkların umutlara dolandığı gün.

Ömrümü sana verdim, saza vermedim,
O kavurup yakan yaza vermedim,
Bir garip bakışlı kıza vermedim,
Özleyişlerin umutlara dolandığı gün.

Yaşatan, soluk aldıran, konuşturan lisanı,
Bu canı, bu aşkı, bu umutlu insanı,
Tutup Azrail’e vereceğim bu artık bu canı,
Ömrümün seraplara dolandığı gün.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:57 PM
Ömür

Ömür mü törpü, yaşam mı, tırnak?
Hangisi üstün gelir hangisi?
Yaşanmayan ömrü neyleyim,
Ha tırnağım törpülensin ha yaşamım...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:57 PM
Ömür ve

Toprağa gölgem değil,
Toprağın gölgesi bana düşende,
Silinecektir bu güneş, bu dünya.
Her ne yaşadımsa yaşadım,
Hepsi de benimle gömülecektir.
Tekin değil bu dünya, bu ömür,
Gönül viraneleri yaşadığımız,
İnsanı eder kömür.
Dost belki de bir ağaç gölgesi,
Aşk belki de bir şarap şişesi,
Neyi nerde ararsan onu çekersin,
Çek balıkçı istavrit yerine ızdırapları.
Kolay mı sanıyorsun çekip gitmeyi,
Geride neler bırakıyorsun?
Hangi zevkleri ne zaman yaşadın?
Kiminle ağladın kiminle ıslandın,
Kiminle yedin ayazları hoyratça,
Saçlarına düşen akların hesabı kimden?
Çekil git durmayan zaman,
Od tıkadın yüreklere,
Bil ki anılacak her yaşanan ömür,
Belki hatıralar, belki bir tutam kül,
Neyi nasıl yaktığına bağlı...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:57 PM
Ömürden düşenler

Sana her bakışımda ta gözlerine,
Berraklığına bakar kalırdım;
Duruluğunu, saflığını görür.
Seni her içime çekişimde,
Umudun nefesini alır kalırdım.

Mor salkımlı bağlara bakar dururken,
Üzüm tanelerinde, bağ yapraklarında,.
Seni her özlediğimde, canım çektiğinde,
Şişelere takar, bakar kalırdım..

O nadide özünde, ela gözünde,
Tatlı cilveli şirin sözünde,
Yıllar geçiremedim güzel dizinde,
Ellerimi ellerine takar kalırdım..

İçini tutup içime dökmek.
Seni gözlemek isterdim,
Seni yaşamak isterdim,
Seni her özlediğimde seni içmek isterdim.
Ve sende umutlarımı görmek,
Ve sende hayallerimi görmek,
Ve sende yaşam olmak isterdim
.
Ne paraya ne de pula,
Gözlerim bakar yola,
Verirsemde biraz mola,
Hatıraları açar içerim.
Rakının,şarabın içinde,
Dertlerimi geçer içerim.


Aşkımızı kadehlerle sunarım,
Sarhoş olur, yüreğimin içinde,
*******i dolunayı içer yanarım,
Yaşar giderim denizlerin içinde.
Karanlığın ucunda, gecenin göçünde,
Yarınlara kanat kırarım.

Ha açım ha tokum
Bilinecekse bilinsin,
Bu gün var yarın yokum.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:57 PM
Ömürler Paramparça

Dünyanın bütün yalnızları, kırılmış bütün aynalar,
Dostluğun doruğunda yaşayan yalnız insanlar.
Güneşim tutuldu, duygularım paramparça,
Bir ağustos ayının gecesinde ruhum beş bin parça.
Ben babamın dizinde büyümedim, ne de kucağında,
Ben gönüllerde türkü oldum, ağıt oldum, gönül oldum.
Salkım söğütlerin dibinde soluklandım hayalinle,
Ben anamın ninnileri ile büyümedim vardı hep,
Vardı benimleydi hasret şarkıları ve prangalar.
Ne görebildim, ne duyabildim ruhundaki sevdayı,
Anlayamadım gözlerindeki manayı, ne de dalgayı.
İsterdim ömrümü sana adamayı, seninle tükenmeyi,
Geriye dönüp baktığımda her şey paramparça.
Islak kaldırımlardı yalnızlığı paylaşan,
Bir de kan çanağı gözler ve ömürler paramparça...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 05:57 PM
Özenilen Sevda

İki kişiydiler, akasyaların altındaki yüreklerini aşka boyayıp gittiler
Sarmaş dolaş geldiler, erimiş sevdalara gülümsediler.
Solgun yapraklar gün gibi döküldü üstlerine,
Hiç seyirci olmadılar özlemlere,
Savurdular sevda harmanını,
Yeni yetme hoyratlıklara özendiler, zamanda buluştular,
Ellerine yüzlerine mutluluk bulaştırdılar.
Bastırılamayan isteklerle kıpırtısız sokaklarda,
Tutuşmuş kıvılcımlarla ateşlere döndüler
Geleceğe uzanan sevdalarda buluverdiler yüreklerini,
Gözler ne akasyalardaki tomurcukları gördü,
Ne de yaşanan kumru aşkları.
Gözler zifiri aşk koyundaydı artık,
Düşler dirilme çabasında, umurlarında mı dünya?
Ayrı yerlerde değillerdi nice uzaklıklar varken,
Boşuna değildi gayretleri, avutucu değildi günler
Gökyüzüne yükseldiler, ay gülümsedi.
Göğüs kafeslerindeki kuşlar uçtu, pencere açıktı,
Yaşanan yaşanmıştı, uykuya teslim bedenler.
Sevdalarını seçtiler ve bir söz kestiler
“Özenilen Sevda “ olsun dediler,
Bal çiçeklerini birbirine verdiler.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:03 PM
Özlemek

Özlemek, var ya özlemek;

Gözlerin yanarak, yaşlarla süzüldüğü yanaklarda bir umut gamzesi bırakarak, düşlerde yaşatarak ve ağlayarak hüznünü dindirdiği aşklar, sevgililer, anneler, babalar, çocuklar; bilin ki özleniyorsunuz.
Uzaklarda bir yerlere takılıyorsa gözler,akan hayat duruyorsa, kaybetmenin üzüntüsü damarlarda akıyorsa, hasrete yenilmişsin demektir.
Esintilerle gelen leylak kokularına serapları katıyorsan, rüyalarda görmek için yatıyorsan, acaba şimdilerle batıyorsan, bil ki özleme yenilmişsin demektir. İçin yanıp tutuşuyorsa, gülümsemelerden uzak, sızlayan bir yürekle yatıyorsan, içkiyi yaşamaya katıyorsan, gözlerin doldurup,külleri karıştırıp yanan ateşleri karıştırıyorsan, bil ki sevdaya yenildin demektir.
Kuş kanadından medet beklerken, ömür sona doğru teklerken, acılara karışık hüzün eklerken, sen hala yüreğinin sesini dinlerken, acıtan özlemi koynuna almak ve sabahı etmek güzelse, koş sarıl ve okşa umutlarını, kim yüreğinideki sevdasını korumuş ki yalnızlığın zehrinde, sen koruyacaksın, şu fırtınalı denizlerden çıkıp okyanuslara gitmeyi göze alıyorsan, yağmur çiseliyorsa ıslandın demektir.
Yaşadığın sürece içinde olduğunu unutmadan ve bir an olsun aklından çıkarmadan değer verdiğin o sevgi, tek bir yürekte yaşıyorsa, bil ki dostum sen bittin demektir.
Zaman gelirde kutuplardaki buzlar erirse bir güneşte senin için doğacaktır ve açtıracaktır çiçekleri özlemlerin adına. Şiirhan

30 Haziran 2006 Cuma
Yalova-Termal

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:03 PM
Özlemlerin Yolculuğu

Gözlerinden fışkıran pınarların sevabına içtim bakışları
Aşkı dokudum, sevdayı sapladım yüreğine
Çağlayanlar gibi akıp gittim derinlere
Aldım elime usulca sevdim
Yıldızlardan baktım engin gözlerine
Sıcaklığını duydum, koynunda büyüdüm sevdanın
Adını koyamadım yürek yangınının.
Özlemlerin yolculuğu neden sanadır bilemedim
Ömür dostluğu bir çınar olsa da beklerim zamanlarda
Yaşarım seni yaşanan hatıralarda.
Karşında yapraksız ağaç gibiyim
Getir baharımı donanayım, süsleneyim
Gölgemde yılların olsun
Yaşayacağımız yıllar sana hatıra kalsın.
Ömür bu durmaz gider
Bir güzel, insana ne çok naz eder
Saçılırsa etrafa acı ve keder
Ayaklar altında kalıversin bir gün.
Aç ruhunu getir sevdanı
Bu yürek ölümüne dalıversin bir gün.
Ey bahçemde açan kırmızı gül
Bülbülünde seninle ölüversin bir gün.
Bir solukta yaşayalım aşkı sevdayı
Boş kalan yürekler doluversin bir gün.
Soluğunda yeşillendi dallarım
Sana açıldı seni istedi kollarım
Uzanırsa bir gün ellerim
Tutup ta kendine çekiver bir gün...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:03 PM
Perde

Altın kalbinin aydınlattığı yerde,
Aşkın oluyor ilaç her derde.
Yiğitlik kalmadı serde,
Kapanacak bitiyor birinci perde.

Yürütüyorsun yalınayak karda,
Bırakıyorsun, sürüklüyorsun insanı yerde.
Tek yürek yanıyor, senin ki nerde?
Koşuyorum, yetişemiyorum, ikinci perde.


Bu tiyatro, bu şehir, bu aldanış, bu sihir,
Çalımlıyor, sellere katıyor, durmuyor bu nehir.
Götürüyor peşinden bu garip yalnızı, beklemiyor ahir,
Bitiyor bu tiyatro, kapanan bir ömür, perde.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:04 PM
Rozachine (Gülçin Çetin'e)

Gül yaprağı gözleriyle,
Can veren sözleriyle,
Yüreğimizdeki izleriyle,
Canımıza can katar Gülçin

Gülen yüzün hiç bir zaman solmasın,
Bir damla bile gözün yaşla dolmasın,
Mutluluğu isteyen ellerin boş kalmasın.
Allahım sana istediğini versin Rozachine.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:04 PM
Sahilde

Denizde yakamoz, denizde dalgalar,
Sahildeyim seninle.
Ayrılığımız noktalandı,
Kumsala uzanırken,
Mutluluğu yaşıyoruz.
Kıyıya vuran dalgalar,
Hırçın ve acımasız.
Sen mutlu, ürkek ve sessizsin yine,
Sen yine sessizsin.
Konuşan sadece gözlerimiz,
İçimizdeki bütün sisler,
Salınıp giderken denize.
Şimdi sen;
Mehtabın bağrında daha güzelsin.
Ve yeşil gözlerinde görünen,
Birkaç damla gözyaşı,
Yalnızca hasretten...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:04 PM
Saklama Yüreğim

Yine beklemek mi düştü yollara?
Karşımdasın ama gözlerimde değil,
Karanlık mı güneş mi anlayamadım,
Ömrümü alacak galiba,
İsterdim ki deniz kenarında çay yudumlasak,
Ben anlatsam sen dinlesen,
Sen anlatsan ben öğrensem,
Çok şey öğretecek hayat bana,
Senin gittiğin yollardan mı gidiyorum ne?
Yüreğim kaynar kazan her gelen bir ateş atıyor.
Yoruldum artık, yoruldum.
Son yaprakta döküldü ama ağaç kaldım ben.
Yanı başımda iki âşık sesiz ve göz göze,
Kızın etekleri tutuşmuş oğlanın yüreği,
Martıları gören yok o balık peşinde.
Susma hatıralar, aldığın günlerle gel,
Dökülen saçlarını bekleyen eylüllerle gel,
Ağları çeken kim içinde ne var?
Saklama yüreğim, saklama tomurcukları,
İçinde açacak bir çiçeğim var.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:04 PM
Sarı Sevdam (O Bilir)

Ruhum, sarı sevdaları kucakladığı gözlere bir baktı,
Tomurcuklanmış bir coşkuyla parlayan umutları gördü.
Aydınlık, masmavi duygular egemen olmuştu yüreğime,
Zaman durmuştu, dalgalar çekilmişti sanki.
Gözlerinin derinliğine çektin beni,
Parıltılı yıldızların şavkı vurmuştu, büyülendim.
Gözlerimi kapatıp daldım içine umarsızca.
Er doğan güneşlere, seherde uçuşan kelebeklere sevdalandım.
Karanlıklarda yıldızlarla yolunu arayan bir insandım.
Sorgulayan gözlerinde başladı bütün telaş,
Kopuyordu fırtınalar, volkan patlamasıyla fırlayan kraterler,
Akan lavlar, göğe yükselen tozlar, dumanlar, küller ve kor alevler.
Sensiz gemileri yakmıştım artık.
Yalnızlık çoktan limandan ayrılmıştı.
Bir sen vardın dünyamda ve olacaktın sonsuzla.
Sevgi bağının sarmaşıkları ile sımsıkı sarmaladın,
Sevdin beni,
Ayaklarım dolanıyordu.
Hüzünlerin en koyusu *******de kalmıştı.
Karanlık, izbe *******de sadece kaldırımlar ıslanacaktı.
Kalbimi dolduran neydi?
İliklerimi ısıtan, nefesini soluğunu hissettiren neydi?
Beklemelere değmişti be!
Susuzluklar boşuna çekilmemişti,
Sanki böyle ilk kez bakıyordu,
Öyle de bakılır mıydı?

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:04 PM
Sarılar(Sarı Civcivim'e)

Bir yeşil dulda gözlerin akşamlara
Ateş açtı yüreğin engin sevdalara
Şiir bakıp girdin bu dünyalara
Sen can ile sevilirsin Sarı Civcivim

Sel taşar, gönül koşar
Derin yaraları bir o eşer
Yüreğime sığmaz taşar
Dünyalarca sevilir Sarı Civcivim

Git bu kış mevsimlerinden akşamları
Gözüm görmesin ağlayan insanları
O benim yüreğimin yarı
Ömürlerce sevilirsin Sarı Civcivim...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:04 PM
Sarılış

Dudakların, gözlerin, bakışların bir başka,
Saçların, kaşların, gülüşün bir başka,
Bir kara sevdayı konuşur gözlerimiz.
İçercesine yutarcasına yaşamı,
Bakışlarımızda yaşıyoruz bu kara sevdayı,
Kalplerimizi buluyoruz birleşen ellerimizde.

Sarılışlarımızda körpe vücutlar yanar,
Yanar alev olur, yangın olur yanar,
Ömür böyle geçsin isterim sarıldığımda,
O sarılış içinde eriyen gözler var.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:04 PM
Saruhan

Düşse de bir fidan toprağa
Vursa da hayata taşları başıma
Ölüm net ve açık
Ağlamaklıyım.
Bilirsiniz,
Kadere karşı döküyoruz gözyaşlarıyla mevsimleri.
Düşlerde kalan bir aşkın yazarı gidiyor,
Aşkını bırakıp yüreğe, nefesini verdi toprağa
Büyüklüğünden şüphemiz yok aşkının Saruhan,
Yokluğuna uyandığım sabahlara ağlasam da Gelmeyeceksin.
Baharlarda solan çiçeğim,
İçimde kansın, gözlerimde kanayan,
İçimde cansın aşkına ağlayan.

Son şarkımsın imkansız aşklarda,
Derin acımsın Gamzeli yanaklarda,
Yasanmışlığa kan gözlerle bakarım,
Geldin, sevdin, gittin,
Sen yaman adamsın Saruhan.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:04 PM
Satılan Düşler

Hiçliğin ortasındaysa bu ömür
Çölün melodilerini çalan gitar
Şarkılarını dinletecek bir sevda arar
Haydut konuklar karanlığı birbirine katar
Gözlerimizin kilitli kaldığı kapılar
Sevgiye randevulu da olsa düşlerini satar
Geceme yanaşan ölümün gölgesi
Tutamaz ruhumu, fırlatıp atar
Gözlerimin sesini duya bilir misin?
Yıldızlı tavanlarında bu derin sevdanın,
Yüreğime yüreğini koya bilir misin?
İşte o zaman resmini çizerim,
Tualsiz bu güzel hülyanın.
Kışkırtıcı askerleri yarınların
Yakasına gül takılmamış mevsimlerin
Dikleşen yollarında yürüyoruz
Gülücüğünü bekleyen bu şehirde.
Yola koyulan yürek yangınları
Kapıdan içeri giren ürkek nakışlar
Bir tanesini bile unutmadı bu yürek
Evden kaçanlar, bölük pörçük ızdıraplar
Sevgi çağrısına evet diyen dudaklar
Bir mutluluğa mühür vuracaklar…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:04 PM
Savruk Sevdiğim

Adımlar götürür, bırakmaz, seni izler.
Gözler bakar zamana, kaybolan güneşe,
Tutamaz *******i, uykuları ve sabahı.
Saatler ve sen, içimde eriyen buzdağları,
Bilerek gidilir mi ölüme?
Yakarışlarımız, haykırışlarımız,
Titreyişlerimiz velhasıl etkilenişlerimiz,
Saman alevleri ile tozlu yollarda,
Bir türkü tutturmuşlar el ele.
Sana ne tüketecek sabrım kaldı,
Ne de edecek bir kahrım,
Yokum ben tükendim sayende,
Dost bildiğim dostum,
Sende gün ile yan, kavrul.
Yapraklarla savrul,
Ey canım savruk sevdiğim.
Dönülmezlerle kucaklaş,
Zaman boyu ağlaş,
Dinmesin gözlerinde yaş,
Ömür boyu kuru sevdiğim.
Canımın, ciğerimin uru sevdiğim.
Gönüldeki sızıların sebebi sensin.
Yazgıları alnıma çizdirensin.
Kaderi kahpece kızdıransın.
Güneşlerle yaşa, ömrümün varı sevdiğim…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:05 PM
Selam güzeller güzeli

Selam güzeller güzeli,
görmedim ya
özledim de
o günler geldi aklıma
ne günlerdi
bazen gözlerim yaşarır, bazen saçlarını arar ellerim, nerdesin güzel kader diyesim gelir
aklında ne kaldı dünlerden sarmaşıklar sarardı geceyi,
kader yalnızlığın gurbet gibi düşerdi akşamlara,
yokluğun, ıraklığın, ve sensizliğin efkarını içime çekerdim
her aklıma düşende, yokluğun yaradan beter acıtıyor,
ben hüzünlü aşkların şairiyim,
yazıyorum yüreğim kapıda,

gözlerin kimi görür

kime bakar yıldızlar

ne kadar seviyorsun bilinmez

sevdiğini rüyalara gömsen de unutulmaz
şimdi ki aşk mı sence bu yaşananlar

yoksa ne?

şiirhan bir kez sevdi ya sen?
belki sen de bir kez sevdin
biliyorum

gün boyu aklından *******i de rüyalarından çıkmıyordur

ama hayat diyorum yine de
ellerini tutsa da eller
dudaklarına değse de dudaklar
sen onu ararsın tenlerde
sen onu ararsın gözlerde

değil mi?

kader değil mi yaşadıklarımız

belki kader

bilmiyorum belki de değil…!
yoksa boynumuzu büktüğümüz mü ayrılıklar mı?

şimdi farklı hayat
çiçek verenim yok
kırıyor bu beni
ben çok severim çiçekleri çünkü…!

yine de söylemiyorum

sürpriz yapmıyor hiç


ben çok severim oysa sürprizleri

belki kaba bilmiyorum

ben seni bilirim Kader,

farklılığı sevensin,

gözlere bakabilensin,

yüreğinde yer edensin,

sen kadersin al yazmalı,

gök kuşağındaki renksin

ama kaderin kader değil

çok kırgınsın hayata

kadere küs bakalım

acı çek

ağla hüzünlen

demle göz yaşlarını sabahla

ne çıkar?

gün yine doğacaktır sen ağlasan da

kaderin kötü olsa da geçecektir hayat

işte en kötüsü de o

üç günlük dünya

ama ben hep acı çekiyorum

dünde bugünde yarında

onun için bir ömrüm varsa acıları içime gömmeyeceğim,
zevk alacağım her günden,

o acıları bana yüklüyorsa bana hak mı?

sana gözlerin gülmüyorsa sana hak mı?

aşk bir kere yaşanır ve biter sular seller gibi,
geriye çokca hüzün kalır

yanımda olsaydında omuzuma yaslanıp ağlasaydın,
dökseydin içindeki zehri

o zaman sulardaki balıklar bile isyan ederdi böyle aşka

çok kırgınım

çook

ben hak etmiyorum hiç

tekmele yarınlarını

hak etmesen de yaşadın sen

bin ağıt yaksan da gözler kurumaz

susmayan telefonlar bir kez olsun çalmaz

bir tane çiçek bile eline gelmez

sen bunları hak etmesen de yaşayacaksın

bu kalbi gün gibi açtığın an

özüne işleyen sevgili insan

günün her günü sana ağlayan

nedendir ki şimdi kalbinde yok

canım benim senin bir damla yaşına bile ağlarım ben

ağlamayın, değer mi bana?

eskiden ben küçükken annem beni ağlatmazdı hiç

bazen düştüğümde falan ağlamayım diye de bir yalan söylerdi

“gözyaşların boynuna kadar inerse ölürsün” derdi

ağlarken nasıl panik olurdum bilseniz

gözyaşlarım akmadan silmek için

ben uzaklarda olmana ağlıyorum acı çekmen cabası

ama şimdi hem ağlıyorum, hem göz yaşlarım boynuma akıyor

içine dökme yaşları

acele etmiyorum artık silmek için

ama ölmüyorum da

ıslan bakalım yağmurlardan önce

ölmeyeceksin elbette

yaşaman gerek bilmez misin?

kimler ne acılar çekti

kimler nasıl sevdi

ama kimse ölmedi aşkından, acıtsa da canını

yıkansa da tenin gözyaşlarınla
aşk değil sadece

talihsizlik ve kader diyorum.

hep ağlayan sen oluyorsun

hep üzülen sen oluyorsun
insanlar bencil, insanlar nankör
onu görüyor musun şimdilerde?
ne arıyor yüreğine sordun mu?

evet sordum

onu arıyor

ama yok o artık

ben mutlu değilim ama o mutlu

hayatın garip bir kuralı işte bu da
çünkü ben gerçekten sevmişim
o insana değer verseydi senin gibi birini ağlatmazdı

bir damla yaşı döktüğün an bin yıldırım çakar yüreğimde, çünkü sen çok değerli ve saygın birisin

sana bunu yaşatmaya hakkı yok, imkan verme buna

hakkı yok ama yaşatıyor işte

değer dediğiniz şey bizler için var

onlar bilmez ki değer nedir

değer gözlerdeki ışıktır, görebilene

değer sözlerdeki özdür, verebilene,

değer sadakattir, uyabilene,

değer sevdadır, duyabilene.............
görmek lazım, verebilmek lazım, uyabilmek lazım, duyabilmek lazım
bunlar olmuyorsa ne yapmak lazım peki?
yarına doğan günle doğmak lazım, yeni bir gün gibi
ama yapamıyorsan yüreğin ağır basıyorsa işin zor
bazı yaralar zor kabuk bağlar
oynayıp kanatma ne olur
seni sevenleri de düşün
kendini düşünmüyorsan
hiç aklından çıkmayacak şeyler olsa da
gülüp geçme tamam da unut artık eskiyi eskiye bırak
güzel kader
seni sevenleri unutma….

Yaşanacak günlerin hatırına, İçin acısa da onun vedalarına, ağırlığına dayanamasa da bıçak keskini yaralara yüreğin,

Bitmez sevdaların nefesini çekmeyen tenler,

Görmezlerle veda ederler en yüreklisine….!


Şiirhan
03/05/2007 Yalova

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:05 PM
Sen Beni Aş

Sen yaşa benim yaşayamadıklarımı,
Sen sev benim sevemediklerimi,
Sen gör benim göremediklerimi,
Sen bil benim bilemediklerimi,
Sen duy benim duyamadıklarımı,
Sen, sen beni aş...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:05 PM
Sen Boşuna Değilsin İstanbul

Güneşleri batırdığım boğaz, gülüşümdür,
Altın boynuz Haliç, sesine gelişimdir,
Ayasofya tarih oluşumdur,
Sen boşuna değilsin İstanbul.

Trenler çekilir Haydarpaşa’dan,
Çiçek pasajında gelir sesler şişeden,
İstiklal caddesinde yürür insan neşeden,
Sen boşuna değilsin İstanbul.

Gemiler, suları, yarar durur,
Hisarlar, surlar, tarihi korur,
Âşıklar Gülhane’de hazlara varır,
Sen boşuna değilsin İstanbul.

Sularında martılarla, balıklar oynaşır,
İnsan seli birbirine kaynaşır,
Kin tutmaz, kar tutmaz, şehirlere yaraşır,
Sen boşuna değilsin İstanbul.

Marmara’da yüzer Kız kulesi,
Her iki yakada, hisarı, kalesi,
İhtişamlıdır Galata Kulesi,
Sen boşuna değilsin İstanbul.

Sultan Ahmet, Topkapı, Eyüp Sultan,
Fatih’le huzur bulur, Karaca Ahmet’te yatan,
Yıldızlardaki güzelliği içine katan,
Sen boşuna değilsin İstanbul.

Ata’mın yaşadığı Dolmabahçe’si,
Florya, Yeşilköy, yaşar hep sesi,
Sanki bir çiçeğin taze busesi,
Sen boşuna değilsin İstanbul.


Her bir değerin anlatmakla bitmez,
Asırların şehri İstanbul çağlarla yitmez,
Avrupa’ya, Asya’ya, dünyaya yetmez,
Sen boşuna değilsin İstanbul.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:05 PM
Sen Gel Bana Sor

Günüm gene dün yerine doğacak,
Can canını yüreğinde bilecek,
Kul vakti gelip saatinde ölecek,
Umursamaz amma sen gel bana sor.



Aşk gelip gözlerine yaş olsa da,
Kız gelip yarınına baş olsa da,
Herkes özenip uçan kuş olsa da,
İnsan uçmaz amma sen gel bana sor.



Denizlerden baksan kara görülür,
Yokluklardan baksan yara vurulur,
Yüreklerden baksan kara sürülür,
Çekip gider amma sen gel bana sor.



Dolayıp ellerini belime sar,
Bakmayın saçlarıma ak değil kar,
Atsın yüreğim sansın ki seni yar,
Ömür biter amma sen gel bana sor.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:05 PM
Sen Kimdin Gülüm? (Traum)

Sözleri verdiğin gözleri unutmam
Unutmam dilinden düşen şarkıları
Tek tek dökülse de yaşların
Zümrüt diye toplarım
Ama üzülme, ben hep buradayım,
Sessizdin dünlerinde,
Bir de kendine güvensizliğin,
Kimselere evet diyemeyişin,
Gençliğini yaşayamadan gittin başka baharlar
Sen istemedin, sen yaşanmadın,
İnatçı olduğun söylenir
Evetler zor muydu senin için,
Ya da söylenecek biri mi olmadı?
Bilirim senin evetlerin kıymetlidir,
Veya, hoşuna gitti birilerini inletmek
Kıymetin nedir senin?
Farkın ne sence?
Gençsin.
Arzulusun.
Gerçek bir yüreğe sahip oluşun, her halde,
Baharlarda açmış goncasın,
Nasıl sahip oldun bu güzelliklere,
Sonra seni ağlatırlar
Doğuştan vardı desem, yeterli olur.
Neden korkuyorsun?
Korkun nedir senin,
Üzülmek belki.
Terk edilmek belki ne bileyim,
Veya senin sevdiğin kadar sevilememek.
Daha tutmadan elinden nasıl düşünürsün bunu
Ne bileceksin sevgiyi yaşamadan
Hissetmeden arzulamadan
Çiçek gibi koklanmadan
Gençliğini düşün
Ne demeliyim, alımlısın
Ve yalnız, saçlarını dağıtıyor rüzgarlar
Ama kendi seçtiğin yalnızlık
İçinde bir korku var
Sevilememek, aa evet bak saçların çok güzeldi.
Bayılırdı gençler,
Ahh o gözlerin durur mu yerli yerinde
Bakıp yakan gözlerin,
Yürek yangınlarını başlatan gözlerin
Ama ulaşılmazdın
Takılırdı bir mahalle
Ah ne gençler koştu peşinden
Dalgaları geçemediler
Fırtına yamandı
Sevdan yamandı
Kayaların tepesinden hepsine kartal gibi bakardın
Ama reddedilmek sanırım kışkırtırdı onları
Seni sana sormadım hatıralara baktım
Güzelliği yüzünde arama
O senin yüreğinde
Rüyalarında severdin aşkını
Öperdin dudaklarından
Ve hep o rüyalarda kaldın
Öylesin, rüyanda bile usluydun
Ruhuna koşuyorsun, istemesen de,
O hırçın ve çapkın
Onu tutamıyorsun
Uçurtmalar uçururdun tepede
Ama sen yalnızlığı seçtin
Belki haklısın iki ruh taşıyorsun
Ah o yalnızlık
Ruhların dansı bu
Aşkımsın bile diyemedin birisine,
İzinde vermedi ki,
İkizler mi desem sana
Koç sun sen
Şiirlere yazılırsın hayır desen de
Ama nazlı bir gelinciksin sen
Ben ikizlerim çift ruhu bilirim
Çift yazgıyı
Kader yazılarını okuyorum
Senin kaderinde ne görünüyor biliyor musun?
Işığından seçilmiyorlar
Çok parlak güneş gibi
Seni görmek zor
Yalnızlığın sisleri kaplı rıhtımda
Sesin geliyor ama duyamıyorum
Nerdesin?
Yıldızlara mı kaçtı gözlerin?
Hani her şiirimde olan gözlerin.
Oradan seyretmek daha mı kolay, yalnızlık mı yanında?
Salıncaklardasın.
Sallan, sallayanın yok ama
Çekilip gideceksin bir gün sende mevsimlerden.
Bu bir etkileyiş, bu bir gerçekler manzumesi
Hala yoklukları çektirme bana
Sende yılları yaşadın
Sevmesen de, sevilmişindir.
İstemesen de istenmişindir.
Deli gibi kıvrandırmışsındır
Duru bir sevgi.. saf,, tertemiz,
Ama ruhunda yaralar var senin,
Aşkta ayrılık vardır gülüm..

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:06 PM
Sen Sakla Dur Kıyı Beldeni

Bir kıyı beldesinden yükselse de sesin
Sana canım diyemediğime yanıyorum
Çekiyorum bir nefes,
Sana yanmışlığımdan,
Seni hissedişimden,
Seni isteyişimden,
Ama saklısın bir kıyı beldesinde.
Gizemleri mi seviyorsun?
Bilinmeyenleri mi yüklüyorsun?
Yoksa yolumu mu bekliyorsun?
Galiba ömür yokuşunda tekliyorsun.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:06 PM
Sen Var Ya

Nisanımdasın yağmurlarınla,
Yazımdasın sıcağınla,
Busemdesin dudağınla,
Kalbimdesin aşkınla,
Ruhumdasın o yemyeşil;
Işıl ışıl parlayan bakışlarınla...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:06 PM
Sen Varsın

Bir akşam karanlığında,
Mehtapta sen varsın.
Batan güneşte, evreni saran kızıllıkta,
Sen varsın yeşillim.
Açan çiçeklerde,
Senin rüzgarın eser,
Okşarcasına, sararcasına,
Ilık ılık.
Yaşatır beni, beni yaşatır,
Solmuş sararmış ne varsa bende.
Canlanır yeniden,
O güzel gözlerinin yeşilliğinde.
Parlar güneşin kalbimde,
Parlar yıldızın gözlerimde,
Sen varsın evrenimde...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:06 PM
Sen ve Ben(Sardunyama ithaf olunur)

Adadayız bir gece, aylardan ağustos,
Dolunay, yakamozlar ve hafif bir meltem
Uzaklara dalıyorsun,
Yaşlar boşalıyor gözlerinden…
Ben sana yanığım,
Sen başkasını düşlüyorsun
Bana belli etmeden…


Bilemiyorum nasıl sevdin onu,
Ne yaptı sana,
Nasıl araladı yüreğinin kapısını?
Nasıl çekip aldı seni benden?

Yaşlar boşalıyor gözlerinden…

Senin yüzün ıslanıyor,

Benimse kan damlıyor yüreğimden…


Hep isyanlarda bir yanım,
Avunamıyorum nafile her şey…

Bir çevirsen başını, baksan gözlerime,

Göreceksin ki yanındayım…

Yaşlar boşalıyor gözlerinden…

Sen ona ağlıyorsun,

Ben medet umuyorum sözlerinden…



Bir gülüşünü görsem az biraz,

Mutlu olacağını bilsem,

Veririm ömrümü denizlere,

Nefeslerimi yutarken sular,

Yalnız adın olur andığım son kelime…

Yaşlar boşalıyor gözlerinden,

Sanki kayıp gidiyorsun ellerimden…



Kaf Dağı’nın ardında olsa beklediğin

Hiç durmam düşerim yollara…

Deseler yer yarılmış o da girmiş içine

Başlarım ellerimle toprağı kazmaya…

Sen mutlu olmayacaksan eğer,

Benim ne hakkım var yaşamaya…

Hala yaşlar boşalıyor gözlerinden,

Gün doğmak üzere,

Yıldızlar bir bir siliniyor suyun üzerinden,

Sen gözlerimde kalıyorsun…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:06 PM
Sen Yaşanılansın

Rüyalarda bir gülsün solmayan,
Pınarlardan yüreklere akan,
Bir susun bitmeyen,
Kalbime kazılı bir yazgısın, yitmeyen.
Sen cansın, sen merhemsin,
Sen ağlanılansın, sen sevdalanılansın,
Sen uğruna yaşanılansın,
Sen ömürsün, ömrümle ömür olduğunca.
Karanfillerin kokularıyla süzülensin,
Sokaklarımın köşesi, yaşantımın neşesi,
Gözlerimdeki buğu, şiirlerimdeki sevdasın.
Vurgununum, yüreğim lavlarınla kaplı,
Sızılarım derinlerde,
Damarlarımda dolaşan kanım,
Seninle her yerde,
Ay ışıkları pencereme düşmüş,
Senden gayrısına atmıyor bu yürek.
Kalmışım kuytularında, seher vakti.
Ne dünyayı duyuyorum,
Ne dünya beni,
Söyle sevdiğim ağlıyor musun?

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:06 PM
Seni Bilmek İsterim

Su, sende duru, baksan bir peri,
Ay, bir adım arkasında kalır geri,
Işığıyla sevda busesinde aydınlanır dünya,
Şarap şişesinde demlenir,
Sevilmelerde beklenir,
Bir can yüreklerde.

Narinliğinden dallar eğilir,
İğdeler sevda kokar,
Ne yapsam, ne etsem,
Seni bilmek isterim.

Ankara saçlarına sevdalı,
Birde engin gözlerine,
Duruşunda bahar saklı,
İçinde dinmeyen elemler.
Dağıt saçlarını bir tel ver.

Kelebeklerin arasında gezer,
Çiğdemler gelişini sezer,
Yaşam aşk'la uzar
Aşkın tarihini o yazar,
Ne kalemi, ne özleri,
Sadece gözleri.

Sevginin öpüşünü bilendir,
Canı ile sevdaya gelendir,
Hasreti özlemi nefes bilendir,
Sevdiğimdir, gözleriyle gülendir.

İnceliğinde savrulur baharlara,
Gözlerimde dökülür yağmurlara,
Nakışlarımla sevdaya, umutlara,
Aşk beklediğim andır,
Ömrümle yaşayacağım candır.

Tutup elinden gonca gülleri,
Konuşsa ben diyen dilleri,
Yarınlara uzanıp elleri,
Seni ben gibi bilmek isterim.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:07 PM
Seni İçmek

Akşamlar sevda gibi çöker,
Kadehlere sarılır seni ararım.
Aya, yıldıza derdimi döker,
Her yudumda seni anarım…



Gözlerin aşk, sözlerin sevda,
Sana kavuşmak yalnızca bir rüya,
Sensiz dar gelir bana dünya,
Adını andıkça için için yanarım…



Seni her çekişimde içimi döker,
Her bakışında seni özlerim.
Denizlerle berraklığına bakar,
Duruluğa, saflığa sende kanarım.


Bu can dertleri bir bir çeker,
Küplere sarılsam seni anarım.
Aşkları yudumlayıp kadehlere eker,
*******i dolunayı içer, sana yanarım.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:07 PM
Seni Özleyebilmek

Seni hissedebilmek, seni anlayabilmek,
Bir rıhtımda bekler hatıralar.
Seni özleyebilmek, seni dinleyebilmek,
O günleri o puslu hatıralar aralar.
Seni duyabilmek, seni sayıklamak,
Yıldızlı akşamlarda sensiz hatıralar.
Ha sen ha sensizlik…
Görüyorum, bakıyorum ama dokunamıyorum.
Gönülden gönüle nağmeler,
Gözlerim kapanıyor ağlayamıyorum.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:07 PM
Seni Seviyorum

Yüreğinde olabilmenin hazzıyla coşan derelerim sana akan,
Çekingen gözlerle umutlarımı gözlerime saklayıp sana bakan,
Aşk öpücüğünü dudaklarımıza takan,
Bir güzeldin sevdiğim baharlarda.

Ne de güzeldi Seni Seviyorum dediğimiz baharlar,
İçime akıttığım yaşlarla Seni Seviyorum,
Korlara düşende acı ve hüzünlü damlalar,
Anıları acıtıyor duyuyor musun?
Zamansız sevmenin utangaçlığında,
Yağmurlarda ıslandım korkularımla,
Yalnızlığın ayak sesleri peşimdeyken,
Hasretin içinde sabahlayıp yine seviyordum.

Bu sevmelerim bitmez bitse de ömür,
Yalnızlıkla ıslansam da, umudu denizlere atsam da,
Hüzünü koynuma alıp yatsam da,
Unutma ki seni hep seveceğim.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:07 PM
Seninle Olan Yarınlara

Arzu ediyorsan, içtenlikle,
Sevgi akan sokaklarımda yürü
Gül aşkını tatsın, bedenlerimiz,
Yakınlaşsın yüreklerimiz,
Kanlarımızla sulansın sevdamız
Ömrümün bataklıklarını,
Gül bahçelerine çevir.
Kanaryalar güllere sevdasını anlatsınlar
Nağmelerle çalkalansın vadiler.
Bulutların nemi değil gözlerimi yaşartan.
Gözlerin yüreğime şimşeklerle, yıldırımlarla geliyor.
Heyecanım, alevlenişim senden, gözlerinden.
Aldığım ateş heyecanlarla yanıyor.
Ruhum tutuşuyor.
Kar taneleri ve zamansız yağmurları kırkikindinin,
Bozguna uğruyor canım.
Güç bela nefes alıyorum.
Ateş püsküren duygular,
Boğuyor, mücadele edemiyorum.
Derinine bakışların gücüyle ateşler sönüyor.
Yeniden doğuyorum.
Elinden tutup yürüyorum,
Seninle olan yarınlara…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:10 PM
Seninle Olmaktı Aşk

Unutabileceğimi düşünmek ve sen
Zamanın bittiği yerde olur belki
Yaktığın ilk zamanların ateşini görürüm.
Seni bir gül ile koklarken,
Isınmaktı, sevmekti, gözlerindeki elaydı,
Direnmekti çırpınan dalgalara, birde hoyrat sulara,
Seni bulmaktı aşk yağmurlarda,
Çıplak ayaklarla yürümekti çöllerde,

Yeri geldiğinde rüzgarlara bırakmaktı aşk,
Gül yüzüne yansımaktı,
Cesurca gözlerine bakmaktı,

Uykuların yerine seni almaktı aşk,
Seninle kalmaktı iklimlerde ve gönüllerde,
Hazansızlıktı sana yakınlık,
Buz keserdi başlarsa ayrılık.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:10 PM
Sensin Mustafa Kemal Atatürk

Kahraman gazimiz, yüreğimiz, onurumuz,
Savaşımız, bu günümüz, yarınımız, vatanımız,
İlkemiz, gölgemiz, sevdamız, yolumuz,
Kolumuz, canımız, ciğerimiz, geleceğimiz,
Sensin Mustafa Kemal Atatürk.

Kavgamız, varlığımız, ekmeğimiz, suyumuz,
Ormanımız, fidanımız, dalımız, yaprağımız,
Aşımız, kanımız, dökülen göz yaşımız,
Yürüyen ayaklarımız, cumhuriyetimiz,
Sensin Mustafa Kemal Atatürk.

Devriminden, özgürlüğe, savaştan medeniyete,
Kurşundan kaleme, topraktan ürüne,
Bozkırlardan fabrikalara, Tornavidadan sanayiye,
Her şehidin kanına kan, yaşadığımız canımıza can veren,
Sensin Mustafa Kemal Atatürk.

http://www.geocities.com/siirhan68/

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:11 PM
Sensiz

Gitmiştin ben geldiğimde,
Kalakaldım ayrılıkla, yalnızlıkla.
Kuru bir ayazcasına esiyor rüzgar,
Gecenin mehtabını içemiyorum,
Yanımda sen olmayınca.

Gözlerim aralanıyor martı sesleriyle,
Hayal melal bir gemi geçiyor.
Güneşin yerinde sen parlıyorsun,
Denizin engin maviliklerinde.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:11 PM
Serabın Yitişi

Karlar düşüyordu imkansız sevdalara
Sararıp soluyordum, erimişliğimde,
Neden ağlıyorsun gözlerim,
Yaşlı çınarlarla?
Hiç azap vermiyor özlemek
Zaman eskitiyor beni,
Nihavent bestelere yabancı yüreğim.
Bak ağlıyor çöller,
Ödenen bedel ağır, taşınamaz,
Kalbimin vuruşları azalıyor,
Ayrılıklara yolcuyum,
Biletim çöllere,
Rayları döşeli değil bu trenlerin,
Artık sevmemeyi öğreneceğim.
Kalp ağrıları çeke çeke
Ölümü bile göze alıyordum
Çöllerin kumlarına gömdüm.
Ve sen başka mevsimlere yolcusun.
Serabın yitişi bu yaşanan,
Yüreğimde izi bile kalmayacak.
Ya değilse çöller kumsuz kalırdı.
Üzerime Sina çölü de gelse,
Sevda dağları aşıp gülse,
Kurudu göz pınarlarım,
Ağlayacak bir damlam yok,
Al aşkını çöllere sok.
Dikilmeyecek bir fidan senin için,
Bu sevdayı gece geçin,
Ne izi kaldı ne yitişi ağlattı,
Tekmelediğim yarınlarıma,
Bir damla tuzlu su bıraktı.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:11 PM
Serapsızlık ve Çöl

Serapsızlık ve çöl, yaşanır mı?
Elimde bir avuç kum kaldı,
Birde yüreğinde aşkım,
Ama zaman geçmiş,
Filizlenmeden, açamadan güller dalında öldü,
Bir ne kaldı bilir misiniz,
Bir tutam umut,
Ekmeğime banıp yiyeceğim,
Biricik aşkımdı diyeceğim,
Çünkü Şiirhan bir kez sever.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:11 PM
Sevda Çiçekleri

Gözlerindeki gizemin ruhumu sardığı gün,
Yanarım şafağın alacasına, akşamın karanlığına.
Bilmezdim, tanımazdım, yıldızlara bakmazdım.
Gözlerim gülüyor, sevda mısın nesin?
İğde çiçekleri okşuyor bedenimi,
Sevda şarkıları çalıyor gönül bahçemde.
Sensizliği yitirdiğim gün aşk şarabını hep içeceğim...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:11 PM
Sevda Destanı

Bir soru sordum, yazılarda,
Ne anladığını söyledi gözlerin,
Beklerim dudağından çıkacak geleceği,
Yarınımızı, bir tutam sevdamızı yükledim omuzlarıma.
Seni şafaklarda bekliyorum, güneşten önce,
Seni güneşle bekliyorum, karanlıklardan önce,
Seni, ne geceye bırakmak,
Ne de gündüzlerde güneşle yakmak istiyorum.
Seni yüreğimde sevdalarla yaşatmak istiyorum.
Gel, tut elimi, koşalım yarınların kır çiçekleriyle açalım,
Gel, tutuşmuşluğun ihtiraslarını dindirsin bedenlerimiz,
Gel, yalnızlık ve hasret pınarlarından gözyaşları akmasın,
Gel, gel ki sana kimse kem gözle bakmasın.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:12 PM
Sevda nehrimin damlası olur musun?

Ah yüreğim, ah,
hayatın tekrarı yok, toprak olunacak bir gün
zaman eriyip gidiyor gönlünce geçir an'ları
ölüm hazır, yaşamda, acıtma canları…
yüreğim...ah yüreğim..

ah o yürekler değil mi bizi üzenler?
nasıl bir yürektir bizlerdeki? bilemedim gitti.
canımı acıtıyor, kanımı ağlatıyor.
mangal mı..yoksa kor mu..yoksa ateş mi içindeki akan kan?
bilemedim..bilemedim gitti.


acını alsam elimde içsem sular gibi diner mi?
tutsam elini sımsıkı yüzün güler mi?
baksam gözlerine yüreğine siner mı?
akıp gitsem yarınlara gelir misin?
güneşe doğmak kalır sen istersen…

acıtan sevgiyi işleme nar çiçeğine,
ya gel sevda köşküme, ya git uzaklara hiç gelme…


o sevda kökünde bahçıvan olsam,
açacak gülleri eksem yüreğine,
alıp sevda sandalını, ruhuna aşık olup çeksem küreğini,
her damlanı içer gözlerim
suyun olurum çağlayanlar gibi
akarım nehirlerle varsan sevdaya
alsam yanıma alsam da koynunda uykulara dalsam
hiç bir an çıkmasan özlerimde kalsan..



gülünde diken, yaprağında yeşil olsam
yağmurun olup denizlere aksam
o damlada suyum olur musun?
ah gözlerim...derin bakışlarınla ufuklara dalsam
kirpiklerinden yüreğine aksam
gelip sevdam olur musun?

unutsan tüm hüzünleri düşlere dalsan
bir an'a bir ömür versem..gelip sevdam olur musun?
bir sabah gözlerinle yüreğimde aşkını bulur musun?

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:12 PM
Sevda Rıhtımında Beklenen

Bakışlarınla yüreklere şimşek olup çakansın,
Hangi göze baksan gönülden yakansın,
Güzelliklerle pınar olup akansın,
Sevda rıhtımında beklenen sensin.

Kaderi yolundan çevirensin,
Fidan gibi yiğitleri devirensin,
Ateş olup yürekleri kavuransın,
Özlem denizinde beklenen sensin.

Aşkı kalbine kilitleyen bir kafessin,
Duyulmak istenen tek sessin,
İkliminde aldığım nefessin,
Ömür girdabında beklenen sensin.

Bir güzel kız yaşar dünyada,
Ümit olur yiğitler görür rüyada,
Denizlerdeki isyana, feryada,
Götüren bir cansın, bir demsin,
Yaşam boyu seveceğim bir sensin.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:13 PM
Sevda Sepeti

Boş sıralardan sarkan üzgün ümitler
Çağırdığımı duymuyor, görmezden geliyor
Gözyaşlarıyla lekelenmiş buruk hatıralar
Kaşlarını çatıyor, gidip hasrete gülümsüyor
“ Seni Seviyorum “ son moda bir söz değil belki
Gururu bana uzatma, sen gel de yüreğimdekileri al.
Daha harcayacak zamanım yok bu ömürden
Alışık değilim gurura, bu ne saçma hediye
Bu sevdayla yanan kalp en zor günlerinin yaşar
Yarınların yükünü taşır
El sallar hayallerine
Kestirebildiği umutların paketi
Gel gör ki sonrası bir sevda sepeti…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:13 PM
Sevdalıya

Bir sevda rıhtımında akşam,
Acıların çırpıştığı gönüllerde,
Nice demleri düşler, bir sevgili bin ah ile.
Akşamın ıssızlığını yırtar sevda şarkıları,
Bir yol tutmuş sigarasıyla duman duman,
Arada bir uzaklara, uzaklara dalıverir gönül.
Kaldırım taşlarında sabahlıyor sevdalım,
İsyanları çalıyor son şarkı.
Zincirleri kalmış gemilerin limanda,
Iraklarda bir akşam güneşi batar.
Akşamı getiren karanlık alıverir,
Uzaklara atıverir sevdalıyı,
Bir o dalgaya bir bu dalgaya...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:13 PM
Sevdamı Suya Atıyorum

Yeşil ağlamıyor gözlerim
Durup dinliyorum rüzgarları
Mevsimleri dinliyorum
Şehre yürüyorum
Yollar hızla tükeniyor
Alacakaranlıklar şafağı bekliyor
Bakıyorum uzun yollara
Bir de ara sıra geçen yıllara
Üşüyorum ve geri dönüyorum
Kar serpeliyor,aklar geliyor
Uygun iklimlerde yaşamıyor bu yürek
Öksüzlüğümü düşünüyorum
Anlatamıyorum ne anama ne de babama.
Baş edemiyorum, donuyorum.
Denizlere akan akşamlara yürüyorum
Dünya daha hızlı dönüyor
Alıp götürüyor zaman
Gerilerde kalıyoruz
Bir ben bir de akşamlar
Gece trenleri, kara dumanlarla,
******* can hıraş çığlıklarla
Denizleri karanlıklar alıp götürüyor
Dayanamıyorum, tükeniyorum,
Sevdamı suya atıyorum..

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:13 PM
Sevgi Emek İster

Ben yüreğim; tek başıma olsaydım, tek başıma,
Yüreği, ne derse onu yapardım,
Onurumdan taviz vermeden,
Severdim ölümüne,severdim delicesine,
İsterse karşılık vermesin, aşık olurdum,
Sonra da yanar dururdum yürek yangınlarıyla,
Gezerdim bağ bozumlarında gönlümce,
Hep bizi bağlayan zincirlerle.
Yürektekini kimse bilmez ki,
Sırlarımızın rıhtımını kimse görmez,
En güvenli rıhtımdır yaşanan ve var olan
Demir alanı da biliriz demir atanı da,
İznimizi kimse bilmez, gözleri de olsa fark etmez,
Ben yüreğim; sadece demir atılır
Tek yönlüdür kapısı dışarı açılmaz
Özel hücredir kimse çıkamaz
Sadece giriş var, sadece giriş
Çıkarmam gireni, atarım derinime,
İstese de bir kişi onu yüreğime ben koymuşsam çıkarmam.
Orada onunla konuşur yaşarım dertleşirim,
Bir omuz olur başımı yasladığım,
Bir diz olur uyuduğum,
Bir el olur öptüğüm,
Bir kucak olur saklandığım,
Bir çınar olur yaslandığım,
Bir aşk olur ömür boyu yaşadığım.
Bir sevgiyim ve bir yüreğim
Değerli olmalıyım hem de çok değerli
Altın nedir ki, elmas nedir ki?
Bir yürek tanırım bir yürek severim.
Sevgisini içinde tutan ve sevgisini gözlerinden ağlayan,
Umutlarını hasrete bezemiş bir seni tanırım,
Yansa da yüreğim derinde çıkmam kalırım yerinde,
Odur benim yaşadığım iklimler, odur benim yazgım,
Odur benim sevdam.
Sevdam ağlasın ama kanamasın
Ağlayana çare var
Ben yüreğim “kanayacaksa bırakın yaram kanasın”
Kaderimse ağlamak bırakın yürek ağlasın.
Ben sevdayım”can acı çeker
Elmas olsa dökülen sen yine de ağlama
Ben yokluğu çekerim.
Ben yüreğim;
Yokluğuma yürek dayanmaz,
Yokluğumda yürek iflah olmaz,
Yokluğumda senin canın sağ olmaz
Ben sevdayım; ölürüm yaşarken sen,
Ölürüm yaşarken,
Ölümüne ölürüm ey sevgili,
Bensizlik sana zaten ölüm
Ben imle açmıştın gülüm
Yokluğun da zulüm
Gülün ömrü az derler
Ben gülün ağacı olayım hep sana açayım,
Yediveren misali
“Gül ağacı değilem her sevdaya eğilem,
Çek elini elimden ben sevdalın değilem”
Ben yanarım bahtıma
Sen yan kendi tahtına
Bu dünya böyle gelmiş
Ne seven bilmiş
Ne sevilen bilmiş
Aşkın değerini
Bilir misin ağaçlar ayakta ölürmüş
Duydun mu?
Sen yüreğini koydun mu?
Koyduysan sözüm yok,
Yoksa tek yürekle bir aşk yaşanmaz
Ask tek taraflı da yaşanır
Sessizce inceden ve derinden
Doğru olan iki yüreği teke düşürmek
Tek başına dağlara çıksan üşürsün
Tek başına denizlere girsen düşünürsün.
Ben yüreğim; dağa çıkmam üşürüm
Nasıl gidilir o yola sessiz ve ince olan o yola
Denize girmem ölürüm
Çünkü yüzme bilmem
Yüreğin de kalırsam yaşayamazsın
Ben sevdayım; tutarım senin elinden,
Aldırmam dalgalara,
Köpürse de denizler,
Savrulsa da küller,
Coşsa da ümitler,
Al derim benim yüreğimi al da benimle sen yaşa
Zincirlere vursan da,
Kıtalar kadar uzak kalsan da,
Yüreğimi alsan da,
Bu sevdanın hakkına ben yüreğinde de yaşarım.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:14 PM
Sevgi Öyküleri

Sevgi işi benim ışığım, öyküler diyarında yaşarım
Benliğime işleyen sevgiler ve neşe,
Göz pınarlarımdan akan ise sevgi öyküleri
Bana birini anlatıyor öyküler
Şiirlerle yaşıyorum, düşlerim fedakar
Tadını çıkarıyorum, şarkılar dinliyorum
Şavkı vuruyor geceme,
Kırlangıçları seyrediyorum mor karanlıklarda
Dudaklarım titriyor şarabın son damlasında
O gece dağlar arkamda,
Rüzgarların uğultuları,
Çağlayanlar kendi başına
Geceden ayrılma zamanı,
Sevgi kokuyor çiçeklere düşen çiğler
Altın rengine boyalı dünyam,
Fırça güneşin elinde
Ceplerim şekerlerle dolu,
Bu yaşanan sevgi işi,
Minik tadımlarla duygulanıyorum
Kırlara koşturuyor düşünceler,
Sevgili ufuklarda,
Koşulsuz sevgiyi hissetmek,
Ne güzel hem de bir kalple…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:14 PM
Sevgilim

Sana sevgimi de anlatacağım günler yakınlaştı
Yüreğiminin sana nasıl titrediğini göreceksin,
Heyecanımdan yüzümün kızıllığına engel olamıyorum.
Elini tutmak isteğim, saçlarını bahar kokularıyla karıştırmak,
O heyecan, o şaşkınlık, o su bakıslar, içimin kuytularında.
Sana bir ömür bakacağımı bilir misin?
Saatlerin uçuştuğu anlara yolcuyuz sevgilim
Sevdamızı doya doya yaşacağız.

Sana 'Sevgilim' diyeceğim'
Çiğdemler uçuşacak ve kışlardan bahara yürüyeceğiz.
Sevgimiz gözlerimizden akacak,
Zamanı da durdurmak var ya,
İşte ona gücüm yetmiyor.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:14 PM
Sevgimi Öldürmeden

Deniz suyu gözlerim,
Değirmenin çarkına akar.
Fani sevgililer tutuklu,
Uçuruma giden tükenişlerde.
Yıldızlara adadım kendimi,
Tufanımı bekliyorum,
Havalanmak için.
Adayı su basmış,
Nefretleri mahvediyor.
Zamanda özgürlük armonisini çalıyor.
Hislerim dayan,
Yıkma kendini.
Tenime saplanan dikenleri savuruyorum.
İhtiyacım var tenine,
Dokunmak, hissetmek,
Arzulamak, seninle debelenmek,
Ruhların dansını seninle yapmak istiyorum.
Uğruna ölünecek bir üstad arıyorum,
Sevgimi öldürmeden...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:14 PM
Sevi-yorum

Kaçamak kentin sokakları
Erkek hayaletleri, kadın gölgeleri
Baharlara karşı durulmaz
Sevda öyküleri yaşanır
El değmemiş yüreğimi götürüverir
Yolu yordamı budur sevgilerin.
Hor görmeden kınamadan
Tahliye edilemeyen suçlu gibi görme
Yağmurlar üstünde görülmeyen ayak izleri
Sisli bir buğu ardındaki sonsuz mavilik
Kirpiklerimdeki su damlacıkları
Gökyüzünde tek bulut olmasa da ıslanırım
Karşı durulmayan bahar bitiyor
Çocukluğumu arıyorum
Çok uzaklarda duruyor
Dolunayda sevdanın yorgun yüzü
Mutluluk iskelesi, yanaşıyoruz
Kimsenin kimseyi görecek hali yok
Mavileri dolunaya bıraktım
Bir kez sevdim,
Kaçamaklara yüreğim el vermez
Konuşmadan yan yana yürüdük
Temiz, yüce bir aşktı bu
Çiçekçi kadının yerlere saçılmış gülleri
Sevecenliğe açmış kollarını
Soluk soluğa nefeslerimiz
Elimi alıp kalbinin üstüne koyuyorum
Ve sevdalar el ele…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:14 PM
Sıladaki Yabancı

Saklı hisler kabarıyor,
Durmuyor yüreğim taşıyor,
Yalnız değilim bu sevgiyi bir dost paylaşıyor,
Ömür sılada değil hep gurbetlere yolcu,
Dünüm yangın, geleceğim sevda,
Paylaşılacak ne çok şey var dünyada.
Alıp koparıversem seni senden,
Ne baharlarda çiçekler açardı.
Dön bir bak geriye söylenecek ne kaldı.
Sular buza dönerken kime sorar,
İnsan sıcaklığı insanda arar,
Gölgeye kaçsa da güneşe yanar.
Gizlediklerini anlatır dosta,
Sırlar açılır çıkmazlar sokağında,
Yolun tozu dumanı göğe yükselir,
Ama dost hep yüreklerde kalır,
Bu böyle biline.
Sılada yabancı kalınsa da insanlara,
Mahmurlaşır bakışlar dosta bir başka, düşmana bir başka...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:16 PM
Silik Hayaller

Hayal bıçaklarına bilenir günler
Bu gözyaşları artık çok geç
Sen öldürmek ister misin seni?
Seninle yaşayan sensizliği
Can acıtıcı gerçekler kuru ve soğuk
Hayallerini kırbaçlayan kim?
Yüreğinden çekip çıkarılan ne?
Günleri yiyen zaman denen açlık durur mu sanırsın?
Yağmurunu bekleyen toprakların sabrı biter mi?
İçinde kırılan camlar seninle değil mi?
Söküp atılır mı pencereler?
Herkes denizlerle yaşar ama denizler gibi yaşayamaz.
Hüzünleniyorum, dokunsan gözlerim yaşaracak,
Neyi özlediğimi hissetmiyorum
İklimlerini, dağlarını, şefkatini özlüyor,
Dağınık ve ince ışıklarıyla dolunay.
İnsanı çaresizleştiren ölüm mü?
Yaşama kızgınlığımın gizli yansıması,
Cehennemin en dibine,
Ateşin en kor yerine bırakıyorum ölümü,
Ve soluk alıyorum,
Silik hayaller, ömür denen zaman gözlerime ışıyor

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:16 PM
Sizlere Dost Tavsiyesi

Dünya gözlerimde yeşillendiğinden beri bir başka iner çağlayanlar, bir başka yağar yağmurlar, bir başka aşık olurum.
Yolları, kaldırım taşlarının çiğnendiği ve yağmurların akıp gittiği meskenler bilirdim ama öyle olmadığını yıllar anlattı bana hem de yazdırdı satırlara.
Titreyişlerin ruhunuzu esir aldığı günler nelere sancılıdır bilir misiniz?
Gurbeti, batan günlere gömen yaşlı gözler, sizleri karanlıklara götürmez mi sanırsınız? İliklerinize işleyen soğukları bile hissettirmeyenin hasret olduğunu anlamaz mısınız?
Yüreğinizi ortaya koyduğunuzda geri alamayacağınızı bilmez misiniz?
Yanan, kavrulan, kor olan yürekleri gönüller taşır, ruhlar taşır, can taşıyamaz.
Sabır ister aşklar, sevdalar, yıllar ister, ömür ister, bir daha geri alamazsınız.
Ağıtları, yalnızlıkları, terk edilişleri, mutsuzlukları yaşarsınız, ömür biter de anlayamazsınız.
İçtenlik, dost içindir; dost bildikleriniz için değil! Sakın karıştırmayın, dümeni kaybedersiniz.
Vakitli yaşayın her şeyi, zamanla demleyin.O zaman iyi çıkar o demler, iyi tat verir damaklara.
Serüven aramayın, kaçırmayın mutluluğu, girin koynuna ve sabahlayın, yaşanmamış mutluluklar sizlere ders olsun.
Şair tadında yaşayın ve sevin, sevgiden, sevdadan velhasıl dostlardan zarar gelmez.
Bir garip yaşayın ve tadında son verin baharlara…
Anlaşılmak dileğiyle…!

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:16 PM
Son Nefes

Ölüm bir uğultudur,
Dökülür kaynar sular,
Baştan aşağı yakar.
Dudaklardan dökülen son kelimeler,
Gözyaşlarına, oradan eller üzerinde,
Taşınır, konur mezara.
Yazılır taşlara “Ruhuna El Fatiha! ”
Ruh, bir beyaz güvercin,
Gözlerden ırak, gönüllerin içinde.
Dünyada yaşanan dünyada kalır,
Kalanı bir sıkıntı bir ağıt alır,
Dönsen baksan geriye bir kaput bez olur.
Canım güllerin solduğu,
İnsanın bu dünyada fani kaldığı,
Ölünce ancak ahireti bildiği.
Dünya hayaldir yaşanır ve biter,
Verildiğinde son nefes,
Uzaklardan es deli rüzgar,
Biliyorum son esişin olmayacak,
Dağıldığında saçlar yine kararan gözler olacak.
Sonsuzluğu bulduğumuzda,
Elbette ölümde son bulacak.

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:16 PM
Söndüm

Bu şiirin parlayan yıldızı vardı,
Hayat arkamdan hep garip bakardı,
Gözlerime değmeyin ayrılıktan önce de akardı,
Atışınla yıldızım gitti söndü dün.

Bu şairin ışıldayan sevgilisi vardı,
Gamzeliydi, krizantemdi, yardı,
Yüreğini bir başka aşk sardı,
Gözleriyle göremeyecek kadar kördü,
Yitişinle güneşim battı söndü gün.

Durdu devran, durdu hayat,
Bakıyorum da, simitler de bayat,
Tutma yalnızlığı getir yanıma at,
Gidişinle yarınım öldü söndüm bütün.

http://www.geocities.com/siirhan68/

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:16 PM
Söylermisiniz?

Toprağın yağmur bekleyişini yaşayabilir misin?
Yıldızları, güneş olmasa görebilir misiniz?
Tutabilir misiniz sizi ısıtan güneşi?
Sevebilir misiniz ızdırap veren sesi?
Çekebilir misiniz sizden çıkan nefesi?
Getirebilir misiniz giden dünü?
Bekletebilir misiniz geçecek bu günü?
Ağlayabilir misiniz doğan bebeğe?
Uzanabilir misiniz yaşanmayan gerçeğe?
Çalım atabilir misiniz tüm bu gerçeklere? .

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:17 PM
Sözüm Size

Yüreklerdeki yangını anlatamayan diller,
Yakarışlar,ağlayışlar, *******i kucaklayan,
O sevda dolu insanlar, sözüm size.
Gözlerindeki aşkı anlatamayanlar,
Rüzgarın getirdiği ile yetinenler,
Bir resim parçası ile avunanlar,
Yürekler pare pare, yürekler bir başka,
Dolunay *******i karartıp kararanlar,
Bir garip yalnızlığa ağlayanlar, sözüm size.
Dilleri kilitlenip gözleriyle konuşanlar,
Bu dünyada değil, ruhlarla anlaşanlar,
Sevdalarına hayallerde kavuşanlar,
Sözüm size uyanın artık!

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:17 PM
Suçlusun Gidemezsin

Çekip gidemezsin, suçlusun.
Kan doldurdun gözlerime,
Kilit vurdun yüreğime,
Od tıkadın can evime,
Karşılık verdin sevime,
Istırapları dindirmeden çekip gidemezsin.
Yüzüme tüttürdüğün dumanlar,
Ciğerimi yakıyor.
Seni gördüğüm zamanlar,
Yüreğime akıyor.
Suçlusun, gidemezsin,yapamazsın.
Sazlıkların suyu çekilirse,
Canıma can ekilirse,
Tek yürekle yaşayamam,
Gidemezsin, bak gözlerime,
Bak yüreğime.
İçmeden meyleri bir hoş oluyorum,
Suçluların en büyüğüsün,
Aşkınla yakıyorsun.
Felaketleri yaşatıyorsun,inletiyorsun,
Ağlatıyorsun,gitmemelisin,
Anlamalısın.
Ne olur gitme,
Beni tüketme,
Suçlusun,
Gitmezsin, gidemezsin,
Yine de gidersen,
Suçunun cezasını,
Çekecek benim elbette...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:17 PM
Suçum Ne?

Fırat yavaş akar ama uzun yol kateder,
Bazen yavaş bazen herşeyi alır gider,
Bu aşkta var acı, elem, keder,
Yaşananlar hasretse benim suçum ne?

Seni sarayım diye *******i yokladım,
Kaç gecedir senin için sakladım,
Bu aşk için senelerce bekledim,
Yüreğim yanıksa benim suçum ne?

Sevgi elinde döndü acıya,
Bu aşkın sende var ilacı ya,
Durma tak mutluluk tacı ya,
Sevdam karaysa benim suçum ne?

Vakitli vakitsiz eser misin?
Bir bakışta yüreğimi keser misin?
Bakmazsam darılıp küser misin?
Gözlerim baktıysa benim suçum ne?

Gözlerimle gözlerini göreyim,
Saçlarının tellerine ellerimi süreyim,
Özlemi hasreti sana vereyim,
Duygularım ateşse benim suçum ne?

Yavuz'un gönlü Serab'a yanmış,
Amma Serab'ın aşkı kadere kalmış,
Gözler tutuşmuş yüreklere dalmış,
Aşkım ömürse benim suçum ne?

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:17 PM
Sular Sevdanı Getirmiyor

Güz soğukları yeni başlamıştı
Kara kış birden bastırdı
Duygular içe kapandı
Dağlara savruldu sevdam
Akşamın karanlığı günün aydınlığını alıverdi koynuna
El değmemiş dünyalara gidiyordum
Sıkıntılar nöbet tutuyordu akşamlarla
Ruhumun açtığı ateş beni vuruyordu.
Duramıyorum, koşuyorum derelere, taşlık derelere.
Derenin sularına dalıyorum,
Hayallerimi çekip çıkarıyorum,
Gözlerimle sırılsıklam.
Yamaçlardan inen pınar sularını içiyorum.
Dünyanın en güzel çiçeğini seviyorum.
Seni seviyorum seni.
Canım benim, özleminle yaşamak güzel,
Seninle ömrü yaşamak her andan özel.
Tuzu da sen biberi de sen,
Ölümüne istenen ölüm değil bil ki sen
Bu yakarışa ses verecek yalnızlık değil sen
Benimle yaşayacak zulüm değil sen
Gerçeklerin acı suyu derelerden geçmiyor
Suları bekledim ama boşuna,
Sular sevdanı getirmiyor…

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:17 PM
Şairin Yazdıkları

Özünü bana yasla,
Dayan yüreğime,
Sana doya doya kanayım.
Ağla, ağla ki sevgililer susamasın.
Gözlerime sığdıramıyorum.
Sancı, kıvrandırıcı bir günah gibi içimde.
Yaşadığımı yazıyorum.
Yalnız yürekler,
Hep güm güm atar umudu.
Yine de şair yaşadıklarını yazar,
Su katmaz şiirlerine,
Suladığı sevdalardır ömrünce...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:17 PM
Şimdi

Gülsün isterim gönül şimdi,
Sevsin isterim ömür şimdi,
Dolsun isterim gönül şimdi,
Bekleyişim gün batışına.

Solsun isterim hasret şimdi,
Çalsın isterim kalbim şimdi,
Gelsin isterim sevdiğim şimdi,
Sabredişim gün akışına,

İsteyişler bir soluk nefeste,
Kader bu dünyada kilitli kafeste,
Kulağım o sevda dolu seste,
Yaşayışım can çekişine...

Yavuz Bayram Çalışkan

GooD aNd EvıL
09-22-2008, 06:17 PM
Şakayık

Sen sevginin çiçeğisin Şakayık,
Ne karlar üzerinde açan Kardelen,
Ne sularda gezen Nilüfer.
Sen sevginin mihenk taşısın Şakayık,
Ne yanan yüreklerde gezersin,
Ne sevdalara tülden kanat açarsın,
Sen sevda incisinin gerdanlığısın Şakayık...

Yavuz Bayram Çalışkan