Nurcan Göksel

[GooD aNd EvıL]

A dan Z ye

A dan başlayan hayata
Yetmiyor
Her şeyiyle başlayan yaşanmışlıklar
Hepsinden yarımlar kalıyor
Hayatımızda
Kişiler yarınlar ve anlar
Bir serüven kemiriyor bilinmeyenleri
Hepsinden sorular var hala cevapsız
Biraz biraZ

[GooD aNd EvıL]

Acelen ne?

Acelen ne?
Bırak güneş gitsin önce.
Zaten
Her şey şimdiden gece.
Bırak aksın zaman
Yavaş yavaş
Ayrılığa doğru sessizce.

[GooD aNd EvıL]

Acımak

Acımak
Kanadı kırk bir kuş,
Acımak
Dalından koparılmış bir çiçek,
Acımak
Yoksun küçük çocuk,
Acımak
Titreyen seslerimizdeki
Anlatılmazlık,
Acımak
İçimizde büyüttüğümüz
Her şeyin kaybı için yas….
Acımak
Sevgiden koparılmışlara
Yandaş,
Acımak
En büyük duygu
İçinde yoğrulduğumuz…

[GooD aNd EvıL]

Acımasız

Aniden olur
Her şey aniden.
Bir acı yükler içine
çeker gider zaman
Acımasız.
Çeker gider an be an
Ardında bıraktıklarına
Bakmadan…

[GooD aNd EvıL]

Ağır geliyor yıllar

Kocaman bir ağacın
gövdesi gibi
geliyor.
Kucaklayamıyorum
artık hiçbir şeyi.
Çabalarım yetmiyor
çırpınışlarım..
Kucaklayamıyorum
artık biriken ne varsa
çünkü
küçülen bedenime
ağır geliyor yıllar…

[GooD aNd EvıL]

Ağlamıyorum artık

Bak!
Ağlamıyorum artık,
Her şey silindi gitti
Duygulardan…
Yoksunum,
İçimdeki malzeme bitti…
Bak!
Ağlamıyorum artık,
Buz tuttu göz pınarlarım,
Susuzum
Kurak bir çöl…
İşte
Öyle bir hayatın içinde
Savruluyorum…

[GooD aNd EvıL]

Ağustos böceği

Zamanını şaşırmış
bir ağustos böceğiyim!
Yorgun ve uykusuz.
Şarkım bitti dilimde
kemanımın teli koptu,
her yerde kapılar var
yüzüme kapanan…
Nerede kendime
gelirim bilmem?
Sahi
ağustos ne zaman? ? ?

[GooD aNd EvıL]

Alaca bulut

Saklardı bizi renkleri
Alaca bulutun,
Dört bir yanda ılık yeller.
Koskoca damlalar düştü
Peşinden.
Anlamadık! O fırtına
Nerden geldi birden.
Yok etti!
Alıp götürdü uzaklara,
Aşkımızın içeriğini bizden.

[GooD aNd EvıL]

Alaca karanlık

Bölünmüş bir alaca karanlık
yarısında sen!
Bir uzak renk gibi
belli belirsiz!
Saklıyor kimbilir?
Nerelerinde,
karasında duruyor
sendeki giz….
Bölünmüş bir alaca karanlık
yarısında ben!
Oradayım hemen yanı başında
uzatsan ellerini
bütünleşiriz…
Beklenen ışık yansa
aniden,
alada kalmaz, karada
sen ve bende kalmaz.
Biz oluruz, biz!

[GooD aNd EvıL]

Aldattım çocukluğumu

Aldattım çocukluğumu
Alet oldu masallar…
İlk yalanım anneme
Dersimi Pinokyo’ dan aldım…
Doğruydu
Kaçamak oyunlarımda
Babamdan korktuğum…

Yedi tane cüce buldum
İki önceki sınıftan…
Zehirli bir elma verdi
Öğretmenim,
Utandım, yüzüm kızardı
Aldığım kırık nottan…

Deniz altı sahiciymiş,
İçindeki mercanlar sahi,
Sahiymiş yol arkadaşım
Balıklar..
Sonradan anladım
Bir çırpıda geçilirmiş
Seksen güne ne gerek var…

Adımı değiştirdim bir gün,
Ayşegül yaptım…
Zenginleşti oyun evim,
Büyüdü yalandan saltanatım…

Babam sakladı çizgi romanlarımı.
Hayallerime aldım
Tüm kahramanlarını…
Saçarlarımı ilk annem kesti,
Üzüldüm, ağladım
bilemedi
Prensime merdiven olacağını…

Şimdi bir müze var
Uzaklarda…
Gittiğimde gördüm!
Aldattığım çocukluğum yaşıyor
Oradaki oyuncaklarda…

[GooD aNd EvıL]

Alev gibi

Alev renkli ormana çökünce
Akşamın kızıllığı
Yangın yerine döner
Hani her şey birbirine benzer
Hani her şeyde hüzün
Hani sımsıcak günler...

Bu mevsimde sonlanır.
Çıtırdayan dallardan
Düşen kızıl damlalar,
Bastıkça ufalanır,
Yalnız kalan her bir dal
Salıncakta sallanır.

Koşuşturan her böcek
Bulduğu bir kuytuya
Bir telaşla saklanır.
Alev renkli orman da
Alev renkli akşamın
Rüzgar yüklü kokusu
En güzel nefesidir
Koskocaman dalların …

[GooD aNd EvıL]

Anı defteri

Kelimeleri doldur
anı defterine
her gününü sırala
bir bir....
Anneni yaz, babanı,
kardeşlerini.
Kalem ne yazarsa
kelimelerin hepsi
senindir şimdi...
Bir küçük şeker için
ağladığını,
ablanla kavgalarını,
kardeşini
leyleklermi getirdi?
Aç kalmak, üşümek
bir oyunmuydu?
kelimeleri doldur
anı defterine.
Gazete kaplanmış
bir defter için
öğretmenini neden kızdığını
Anlamadığını...
Okul sıralarını karaldığını,
sokak arkadaşlarını...
Yalan yanlış
öğretilen şeyleri.
Kelimeleri doldur
anı defterine,
harfleri sırala
bir bir...
Hayal meyal geçen
günler içinde
şimdi uzaktaki
her şey senindir...

[GooD aNd EvıL]

Anılar topladım

Anılar topladım yıllarca,
Seni de içine kattım.
Çekmeceler, kutularda
Onlara dünya yarattım…

Şimdi
Geri topluyorum bir bir,
Gidiverince buralardan
Değerini kim bilebilir?

Anıları topladım geri,
Ta içim de derinlere.
Onların şimdi ki yeri
Sım sıcacık sığındığı
Kıymet bilen gönüllerde….

[GooD aNd EvıL]

Anlaki

Bir ihtiyar seni sorarsa,
Seni ararsa
O köhne mahallede
Ve hala gözlerinde
O günlerdeki
Pırıltı varsa!
Sözlerinde sana ait
Bir şiir,
Ellerinde hala
O günlerden kalma
Sıcacık dokunuşlar.
Anlaki benim!
Anlaki son bulmamış
Sana olan özlemim…

[GooD aNd EvıL]

Anlamadan

Bir ağacın gölgesini
istedim.
Serin gölgelerin
Hışırtısını.
Dinlemek istedim.

Doğanın sesini dinlerken
Belki de,
Uyumak çayırlarda.

Ağacımı kestiler.
Rüzgarlar savruldu gitti.
Çimenler kurudu.

Aslında,
Ne olduğunu anlamadan
istediğim
Her şey bitti.

[GooD aNd EvıL]

Anlar gibi yitme

Sen de zamana yenilme,
Sen de saatler gibi
Bitme!
Sen çoğal yıllar gibi
Ve doyumsuz
Anlar gibi yitme.

[GooD aNd EvıL]

Anlatırmıydı acaba

Ne çok severim ne çok
Birinden bir şeyler dinlemeyi

Mesela
Şu bekçinin

Hangi çimendeydi son düş uykusu
Kaç kere dilek tuttu yıldızlardan

Hangi yağmur kaldı iliklerinde
Kaç kere düşündü nerede öleceğini

Nerede yoruldu en çok
Nerede çaresiz kaldı sözleri

Kaç mevsimde rengarenkti düşleri
Aşkı hangi bulutun ardında

Kaç pişmanlıkla ah dedi ah ne yazık
Çocukluğumu çabuk kaybettim

Ne zaman usandı gecenin soğuğundan
Nerede kurtuldu yalnızlıktan

Gidiversem yanına
Usulca merhaba desem

Anlatır mıydı acaba içinde ki hikayeyi
Yeni baştan

[GooD aNd EvıL]

Annemim bahçesi

Annemin bahçesi vardı,
pembe cumbalı
bir ev
yola bakardı...
Annemin bahçesi vardı,
her mevsim
çiçek kokardı...
Annem!
Bahçeye çıkınca
susayan çiçekler
sanki
ona bakardı...
Annemin bahçesi vardı,
baharda
şebboy, leylek
ağustosta
gül kokardı...
Yasemin şımarıp
duvara tırmanır,
*******i
ıtır saçardı...
Annemin bahçesi vardı,
Şimdi
o bahçede
acı, acı kokan karanfiller
boynu bükük
menekşeler kaldı....

[GooD aNd EvıL]

Anten

Çekim alanımdasın
Hiç yön bulma derdim yok
O gönlün üzerinde
Kalp çarpıntılarından yayılan
Aşk frekanslarımdasın

[GooD aNd EvıL]

Ardımdan

Kendi sala mı duydum
Saf tuttum cami avlusunda
Gözlerim nemliydi
Bedenim soğuktu üşüyordum
Bir taş üzerinde.

Kendi sala mı duydum
Kaldım
O kalabalık ta tek başıma
El sürdüm
Ak zambaklar gibi duran
Kitabesin de ben yazan
Mezar taşıma.

Kendi sala mı duydum
Beni söyledi bir ses
Yüksek bir tepedeydim
Sanki
Tek başıma
O bilinmeze doğru
Cesurca yürüyordum.

[GooD aNd EvıL]

Ardından

Ardından
bende giderim dedim,
anlamadın!
Öylesine duyarsın bir gün
gitti derler..
O zaman bak
gökyüzüne
kıyıda,köşede kalmış
bir yıldızdan
papatyalar,ışıklar
yağdıran benim..
kocaman bir öpücüğün
nemi kalır dudaklarımda
içine aldığın
sonra git! dediğin yüreğin..
Lacivert bir gecede
yıldızlar yağdı üzerime,
binlerce papatyadan
damlaya döndü
göz bebeklerim...
Tek başına gitsende
bıraksan ardında
ne varsa!
gökyüzünde
Senin türkünü söyleyen
bu yürek benim!

[GooD aNd EvıL]

Artık bir gökkuşağıdır zaman

Yağmur başlarken aldığım koku
renklerin habercisidir bana…
Bir kokudur her renkten,
yeşilden kırmızıdan,maviden…
Bir kristale çarpar her damla
ve kopmuş ışıktır günden…
Artık bir gökkuşağıdır
zaman.
Her kokudan, her güzellikten,
her renkten…

[GooD aNd EvıL]

Aşk-3

Aşk
Evimde bir köşede ki
Saksıya gömdüğüm çiçek
Her gün
Biraz güneş
Biraz gönül suyu
Biraz dokunuşla
Bizim için yeniden filizlenecek

[GooD aNd EvıL]

Aşk

Söylenemiyecek kadar
kötü bir şeymi ki
aşk.
saklı sözcüklerde
eridi…

[GooD aNd EvıL]

Aşk bitmez

Aşk bitmez.
Sürer kaldığı yerden,
Ekler üzerindeki yükü
Alır sevgiliden kalan
Tek gülü,
Takar peşine yalnızlığı,
Büker belini sevdanın,
Ardı sıra götürür
Ayrılığı…

[GooD aNd EvıL]

Aşk bitti

Aşk bitti.
zamanlar tükendi.
Acı yok,
acıma yok içimde,
güzeldi bitti.
Uçarken yükseklerden
yere indik.
Macera bitti.
Sözsüz beraberlikler.
bir gülüşün
ardındaki mutluluk.
bitti!
Bir kitabın
son sayfasını çevirdik,
ve okumadık.
sonuçsuz öyküler gibi
asılı kaldı sözcükler
zaman kalmadı okumaya
aşk bitti.

[GooD aNd EvıL]

Aşk böyle bir şey değilmidir?

Yürüyoruz dedik. Yüreklerimiz elele,
Üşüyoruz bir kış sahilinde.
Bedenlerimiz bir,
tek bir hece de
Birleşen sözlerimiz bir,
Gözlerimiz de ki pırıltı aşkın rengidir…

Seviyorum dedik, duygularımız bir,
Bir şarkı da kaybolan kalp çarpıntılarımız bir.
Bakarız gökyüzüne,
Şu sonsuz göklerde ki bulut bizim değilmidir?

Özgürce yürüyoruz bir bilinmeyene,
Aşk! Böyle bir şey,
Bir umursuzluk değimlidir?

[GooD aNd EvıL]

Aşk nedir?

Kemirir, çürütür bulaşıcımıdır aşk?
Herkes aynı dertten muzdarip
Aynı yolun yolcusu ama yolsuz.
Çaremi, kurtuluş mu sonundaki,
Ya da ne en başından korktuğumuz?
Yetmez mi yaşasak heyecan veren duyguları,
Yaşanmaz mı boş verip her şeye sorunsuz?
Kemirir çürütür bulaşıcımıdır aşk?
Bir bende değil nedeni.
Herkes aynı dertten muzdarip
Duymadım korkusuzca yolundan gideni…

[GooD aNd EvıL]

Aşk treni

Sus biraz yüreğim sus!
Biten bir aşkın ardından
Bu kadar konuşmak niye?
Keskin bir kılıç
İkiye ayırdı aşkı,
Kanıyor bembeyaz papatyalar,
Yaprakları konuşamıyor artık.
Koşma yüreğim koşma!
Aşk treni
Çoktan kaçtı artık.

[GooD aNd EvıL]

Aşk ve yalnızlık

Bir aşk ezer geçer,
birde eziliriz en çok
yalnızlığın altında…
Kimsesiz değiliz biliriz!
taşıyacak ne çok şey verir
tanrı!
Güçlüyüz bir şeylere karşın..
Ama neden aşk,
neden yalnızlık?
Galibi olur
bu savaşın…

[GooD aNd EvıL]

Aşkımızın içeriği

Sardı önce alaca bulutun
Renkleri.
Dört bir yanda ılık yeller,
Yağmurlardan damlalar düştü,
Yok etti ne varsa!
Şimdi
Aşkımızın içeriği
Hızla akıp giden dereler.

[GooD aNd EvıL]

Aşkın ipi koptu

Aşkın ipi koptu kaç yerden
Nerede bıraktıysan
Orada duruyor kopuk ucu
Kimbilir
Yeni baştan başlamak olur mu
Belki de sürer gider
Duygular ayrılığa doğru
Unutamadan aşk acısının
Ne olduğunu

[GooD aNd EvıL]

Ata'yı

Düşünüyorum;
O
Onu
Ona
Onunla
Ondan.
Ne kaldı elimizde
Ondan kalan
olgunluktan...

[GooD aNd EvıL]

Ateş böceği

Göz kırpar ateş böceği
gecenin karanlığında.
Öylece belli belirsiz
anlık aydınlığıyla.
Bir çok ateş böceği
yan yana dizilseler?
Bir koro gibi birlikte
ateş, ateş görünseler!
Gece aydınlanmaz mı?
Her ışık zerresini
aleve döndürseler.

[GooD aNd EvıL]

Av

Nasıl bir gün
Hangi söz
Ne biçim bir duygu
Kaçıncı yaşım
Kimden bakan göz
Avlayacak beni
Işınlı silahıyla
Ki ancak o zaman
Hiçbir şey olmaz gözümde
O hesapsız zamanda ki ava
Hiç korkmadan
Cesaretle yürürüm

[GooD aNd EvıL]

Ayak izleri

Donmuş ayak izleri
Sonunu gösteriyor,
Gittiğin yerin….
Soğuğun dumanını
Yok ediyor
Nefesin…

Kaybediyor korkuyu
Çaldığım ıslık..
Her adımda
Kuvvetleniyor bedenim

Geliyorum işte
Sana doğru…
Senin donmuş
ayak izlerin!
Benimde yolum bu! .

[GooD aNd EvıL]

Aydaki giz

Ay ışığında bir pınar,
pınarda ayın gölgesi,
gece lacivert, gece kara
uzakta bir baykuşun sesi…

Küçücük bir duyguyla
yükseliyorum aya…
Ayın yüzünde hareler var,
ışığının aksi yeryüzünde
gizli duran sevdalarda…
Yeryüzünde gecenin sisi…
Güzelliğine çok güzelde
bendeki hüzün neyin nesi?

Uzattım elimi
ay kokan sudan bir yudum aldım,
içtim yüreğimi serinletir sandım!
Kapladı gözlerimi
dinmedi gecenin sisi
dinmedi içimde süren sevdanın
dolambaçlı çilesi..

[GooD aNd EvıL]

Aydınlık

Bir tepenin ardında
ürpertiyor
zifiri karanlık…
Güneş
ha doğdu,
ha doğacak…
Ne gecenin korkusu
kalacak,
ne de
kocaman karanlık…

[GooD aNd EvıL]

Ayna

Aynamı
Aldatıyor bizi?
Yoksa
Nasıl görmek istiyorsak
Öylemi görüyoruz
Kendimizi?

[GooD aNd EvıL]

Ayrılık

Sen mi gidersin önce,
Yoksa ben mi gideyim.?
Yazdığın şiirleri,
Gönlüme bıraktığın
En güzel çiçekleri
Önce ben mi vereyim?

Sen mi söylersin önce
En acı sözcükleri,
Ben mi söylerim bilmem
Zehirde cümleleri?

Yoksa kalırmıyız öylece?
Bir yolun başucunda.
Ne acı sözcükler olsun,
Ne son bulan şiirler
Yada hiç gerek yok mu?
Bu yersiz ayrılığa…

[GooD aNd EvıL]

Ayrılık zor yaşanır

Ayrılık zor yaşanır
Mutlu görünsen de çocuğun evlenirken
İçini bir şey burkar derinden
Bilirsin ayrılık zor yaşanır
En güzeli olsun en iyisi dersin
Sazlı sözlü düğün edersin
En mesut senmişsin gibi gülersin
Oysa he çeşit hüzünden geçersin
Ve ayrılık zor yaşanır

Ayrılık zor yaşanır
O an geliverince birden
Herkes yoluna gider ya
Zor bir vedanın ardından
El kadar bir arkadaşın olur içinde
Dönerken ayrılıkla evine
O arkadaşın bir yumruk olur
İniverir yüreğine
Bir kez daha anlarsın
Bu ayrılık zor yaşanır

[GooD aNd EvıL]

Babam

Siyah şapkasıyla
homurdanarak yürüyen
babam!
Ayaklarını sürüyerek
gitmeye çalışan adam!
'o' değilmiydi?
Gençliğinde
'Peşinizdeyim, yanlış yapmayın,
Zayıf karne istemem'
diyerek
korkudan titreten
en büyük kaan...

Siyah şapkasıyla
homurdanarak yürüyen
babam!
Şimdi korkuyoruz
bir şey olacak diye
yapacağı bir yanlışlıkla
her an...

Ayaklarını sürüyerek
yürüyen adam!
Her şeyi unutuyorsun
ama
yaşıyorsun
bizleri unutmadan...

[GooD aNd EvıL]

Bahar

Kimi zaman bulutlar
Ağlıyor,
Kimi zaman sımsıcak güneşle
Toprak kımıldıyor…
Yüreğim gibi
Mor pembe çiçekler
Burnuma tütüyor
Buram, buram…
Bir bahar daha geliyor
Ne getirecek gönlüme
Söyler mi papatyalara
Sorsam? ...

[GooD aNd EvıL]

Bahar inmiş

Bahar inmiş
Yeni gördüm bahçeme…
Çitlerin kenarlarında
Göz kırpar papatyalar…
Yeni açmış
Yol kenarındaki ılgın,
Satıcılar geçiyor
Sözleri turfanda…
Gül kokuyor,
Menekşeler yada karanfil…
Taptaze bir ıtır gibi
Nefesleri yakıyor…
Yeni gördüm
Güneş inmiş sanki bahçeme.
Sıcak bir rayiha,
Güzel şey şu bahar
Sen ne dersen de! ...

[GooD aNd EvıL]

Balonsuz

Yoksul
bir çocuğun
balonsuz
oluşu gibi.
Bende yoksulum.
Bayram günleri...

[GooD aNd EvıL]

Barış o kadar uzakta mı?

Bir oyun gibi her şey!
Tanklar, tüfekler
Oyun bitti. Yakaladık
Sobe diyecekler.
Çalacaklar zamanları,
Yaşamları, kol ve bacakları.
Her şey bu kadar
Zor mu,
Barış o kadar uzakta mı?

[GooD aNd EvıL]

Baston

Ne kadar
Abansam da sana
Sesin çıkmıyor,
Dimdik duruyorsun
Yanımda.
Sen de biliyorsun
Belki de
Benim sana,
Senin bana
Mahkum olduğumuzu.

[GooD aNd EvıL]

Başaklar kadar

Ya deniz kenarında bir dalga,
ya koca çınarın altında ki rüzgar.
Alıp götürür beni giderim
Ya mor dağlarda ki zambaklar,
ya rengarenk akvaryumlar.

Bir düşteyim,
bir acayip yolculukta
bembeyaz bir ata binmişim
upuzun saçlarım var…

_Hadi. Dedim.-Hadi.
Nereye olursa gidelim
Ama maceradan yorulmakta var.

Güneşte kavrulur,
olgunlaşırım belki
başaklar kadar…

İrkilirim bakarım geriye
o dalga, o çınar.
Ayrılırım düşlerimden
bir süre
yeni bir düş hazır oluncaya kadar…

[GooD aNd EvıL]

Başkalarından

Hep başkalarından öğreniyoruz
Hayatı.
Hep başka yerlerden
Beklentilerimiz.
Hep o en güzel,
Hesapsız olmalı dediğimiz
Niye hala bizde değil?
Başkasından emanet gibi
Sevgimiz.
Her zaman kendimiz değilmiyiz,
Burası da yerimiz?
Yanı başımızda değimli
Dileklerimiz?
İçimizdeki çocuk gibi
Büyümezmi değerlerimiz?

[GooD aNd EvıL]

Bataklık kuşları gibi

Bataklık kuşları gibi
Batıyorum ama çıkamıyorum,
Tutuyor bataklığında ki yosun…
Bir kara bela gibisin,
Kırdın kanatlarımı ellerinle.
Nerede uçuşan aşk
Nerede sözlerimiz?
Bataklık kuşları gibiyim,
O çırpınışlarda
Keder anlatımlarım.
Hep böyle mi olacak?
Elbette ki hayır!
Gün gelir bir çırpıda kurtulur,
Onarıp kanatlarımı
Bambaşka yollar için yenilenirim.

[GooD aNd EvıL]

Bazen

Bazen bir kelebeksin,
bazen erişilmez bir renk.
Bazen uykumda ki titreyiş,
bazen gözümün önünden
geçip gidiyorsun
adımların ürkek…

Bazen güneşle doğuyorsun,
boğuyorsun baharları.
Dayanılmayacak kadar
güzel oluyor
getirdiğin ahenk…

Bazen öldürüyorsun duyguları,
alıp atıyorsun
kocaman bir denize
çakıl taşları gibi.
Acımadan
tüketiyorsun tek, tek…

[GooD aNd EvıL]

Bazı şeyler

Bazı şeyler için çok geç
Bazı şeyler için
Çok erken…
En çok canım acıdı severken…
Ve artık çok geç.
Yaşadığım
En olmazı
Umutsuzca severken.
Şimdi
yeni aşklar peşindeyim,
işte budur aradığım
demek için
çok erken…

[GooD aNd EvıL]

Bekledi

Çatı kenarlarında
güvercinler
birde onlar bekledi
tek göz odada sabahı.
Bu soğuk bitermiydi
acaba?
O sabah
fırıncıdan ekmek istedi
utana sıkıla,
fırncı usulca söyledi.
Al bendende iki daha..
Yoldan buldu
çalı, çırpı, bir kaç parça
kömür ama
yatmezdiki yetmedide
o köleydi soğuk ağa.
Çoluk, çocuk
soğuk, açlık
dayanamadı daha fazla.
Çıktı bir gün
bilmediği yolculuğa.
Kesildi köpek ulumaları
sonra güvercinler uçtu
bir, bir.
Uğurlandı sonsuzluğa...

[GooD aNd EvıL]

Belgin- Sunay

Buğulu *******de
-BEL-irir
gözlerindeki aşk…
Yaşanır en güzeli
sev-GİN-in.
Ne istiyorsan!
-SUN-ar.
Dolundurya şimdi,
gökyüzünde –AY-….

[GooD aNd EvıL]

Ben bencilmiyim?

Oradaki çiçek
benim olsa,
acımasa canı
dalından koparırken…
Çoğalsa sözcükler
dilimde,
güzel ve anlamlı…
Bir şarkı
söylesem
içinde aşk geçen…
Mutlu nameler olsa
sonsuza yükselen…
Oradaki kuş
benim olsa
avuçlarımda kalbi
korkudan çırpınmasa…
Bencilmiyim?
Hayır.
Çoğaltıyorum içimde
ne varsa…

[GooD aNd EvıL]

Ben bittim

Sen duruyorsun orda
Ben gittim!
Sen yaşıyorsun hayallerimde
Dipdiri
Sen çoğalıyorsun anılarımda
Ama ben bittim…
Senin yüzünde çizgiler yok,
Gülümseyişlerinde eksik..
Sen hala seviyorsun
Birilerini kimbilir?
Ben karanlığa düştüm,
Ben yokluğunun ta içine,
Sen duruyorsun dip diri
Hayallerimde
Ama ben bittim….

[GooD aNd EvıL]

Ben büyürüm

Ne zaman
bir ot kıpırdasa,
saklasa yeşil bir böceği.
İki dal sevişse,
rüzgar örtse çiçekleri,
bulutlar gelip gitse
gökyüzünden…
Bir yağmur
ruhuma kadar ıslatsa,
herkes varken
hiç kimse kalmasa,
bir cama sığınsam
görmek için
hapsolmuş gerçeği.
Ben büyürüm!
Çünkü
hepsi birer andır
geçen zamandan…

[GooD aNd EvıL]

Ben yarattım

Karanlığa
kapılarımı kapattım.
Topladığım sözcüklerden
kıvılcımlar yarattım.
Çoğaltarak
aydınlığı içimde,
ışık saçan
bu dünyayı
ben yarattım...

[GooD aNd EvıL]

Bence dedikoducudur martılar

Bence dedikoducudur martılar.
Şahittir çoğu zaman
Mesken tuttukları
Kayalıklar yada
Çatı kenarları…

Çekiştirip dururlar
Bir gemi kaptanını,
Bir miçonun sigara kaçamağını,
Aşıkların sandal sefalarını
Ya bir yelkenlinin kanatlarını…
Yada dalgalarla boğuşan
Bir çocuğun kaçamağını…

Dalga geçerler en çok
Küçük balıklarla,
Kapsama alanı içine alıp
Her yeri
Nazenin süzülürler
Kocaman kanatlarla…

[GooD aNd EvıL]

Bencilce

Bir gidenin ardından
Üzülmek,
ağlamak ne yaparım? Diye
kendin için bencilce..

Yokluk hissi,
üzülmek, ağlamak,
ne yaparım duygusu
biraz daha sürecek..

Birde bakacaksın!
Gelen zaman
her şeyi silip süpürecek…
Bir kenarda birikip
yok olmaya giden yolda
iz sürecek…

[GooD aNd EvıL]

Benim o yılların sakladığı çocuk

Benim o yılların sakladığı
Çocuk!
Benim her şeyden yaralanan,
Ulaşamadığına kıskanarak bakan
Çocuk!

Benin o küçük yıllardan
Bir şeyler öğrenen
Benim o yılların büyüttüğü
Çocuk!
Benim çocuk yıllarından
Yalnızlık toplayan,
Benim çocuk yıllarımdaki
Güvercin,
Bir çatı kenarında
Ve uçamayan
Kanadı kırık…

Benim gökyüzüne her gece bakıp
Yada gündüz.
Ne demek? Diye düşünen
Onların arasındaki ayrılık…
Benim o yılların sakladığı
Çocuk!

Çok yıl aldım o günlerden,
Çok ay, çok gün…
Getirdim!
En büyük kazancım
Bu mudur bilmem!
Hiçbir şeyde yok olmayan
Bırakamadığım çocukluk!

[GooD aNd EvıL]

Bergüzar

Bir vagondan indi
son yolcu.
Düştü dalından
olgunlaşıp biten çiçek…
Rüzgarlar aldı başını gitti..
Yaşanan bahar hangisi?
Duru bir deniz şimdi zaman,
balıklar uykuda,
gemilerim battı artık yok!
Umudumun yelkeni koptu,
yalnızım şimdi
aniden…
Yalnızım evet hem de
bi karar…
Bir ben değilim biliyorum
bir ben değil!
Böyle bergüzar…

[GooD aNd EvıL]

Beş büyük aşk

YUSUF

En önce onu bulduk,
Sığmadı yüreğimize.
Doymadık o çocuğun
O güzel günlerine…
Önce onu kaybettik
Sırasız bir ölümle,
Özlem ona, dua ona
Bitmeyen sevgilerle.
En büyük oyuncu o
Geçmişten bize kalan
Rengarenk filmlerde…

[GooD aNd EvıL]

HANDE

Karlı bir kış akşamı
Sevgi getirdi bize,
Hande’min gelişide.
Büyüdü anlamadan
İçindeki tertemiz
Duygular gelişti de
Seviyor birisini,
Evlenecek beklide.
Güzel günler beklesin!
Hep onu gelecekte…

[GooD aNd EvıL]

IŞIL

Işıl, ışıl gözlerin
Her zaman gülsün çocuk!
Neşenle sevincinle
Sende bizimsin çocuk!
Küçük renkli kurdela
Çocukluk oyuncağın,
Şimdi gitar sesleri,
Elinde notaların…
Dileklerin gerçek,
Yarınların umutla
Sevgiyle dolsun çocuk! ...

[GooD aNd EvıL]

GÖZDE

Renkli güzel gözlerle
Bakıyor bize Gözde.
İmside yakışıyor,
O okulda da gözde…
Mest ederdi herkesi
Çocukken söylediği
Yarım, yarım sözlerle.
Neler gizli bilinmez!
O sıcacık gözlerde…
Rengarenk düşünceler
Katıyor bize Gözde….

[GooD aNd EvıL]

İDİL

Teselliye geldi o
Mutluluk reçetesi.
Zaman, zaman sinirli
Acı biber meyvesi.
O küçücük beyninde
Kimbilir neler gizli?
Hiçbir şey köreltemez
İdil’le sevgimizi..
Bize mutluluk onun
Telefondaki sesi,
Bir küçücük busesi,
Hafta sonu grelmesi….

[GooD aNd EvıL]

Beter

Seninle olmak mı beter?
Yoksa
Sensiz kalmak mı?

Seninle beraberken
Yalnızlık yaşamak mı?

Beynime doldurduğun
En güzel cümleleri
Birer, birer unutmak mı?
Yada hatırlamak mı?

Seninle olmak mı beter?
Veya yalnız günlerde
Bilmediğim her yerden
Mutluluk aramak mı?

[GooD aNd EvıL]

Bırak

Bırak acısın yürekler,
Bırak üşüsün emekçi eller,
Bırak ağlasın çocuklar
Bir şeyler büyürken
Ağlamalarla burkulsun bir yerler….

Bırak uzak olsun! Uzak..
Bir şey götürsün seni
Kanatlarına alarak …

Bırak yaşasın her şey.
Hayal yada gerçek.

Bırak hepsi senin olsun!
Biraz acı,
Biraz aşk,
Biraz emek…
İşte yaşam bu demek…

[GooD aNd EvıL]

Bilemedik

Birkaç haftalık kısa bir hayat
Eli ayağı çekilmiş gibi her şeyden
Sözcüklerle doyurduk kendimizi
Yıldızları örttük
Saten bir yorgan gibi üzerimize
Kollarımızla sıkıştırdık
Kıyısını köşesini
Fal tutmadık çiçeklerden
Emindik ya kendimizden
Bilemedik sevgimizin biteceğini.

[GooD aNd EvıL]

Bilinmez

Kimi zaman
bulutlar ağlıyor,
kimi zaman
sımsıcak güneş
kayboluyor.
Toprak kımıldıyor
yüreğim gibi,
mor pembe çiçekler
tütüyor,
buram, buram…
dönüyor eskimeye…
Bir son bahar
daha geliyor,
ne getirecek?
gönlüme..
Söylermi papatyalar
Sorsam!
Kendileri sayarken
yapraklarını bir, bir
düşerken kayboluşa.
Söylermi papatyalar?
Bilinmez….

[GooD aNd EvıL]

Bilinmezlik

Bir durak ötesi neresi,
inecek yolcu kim?
İstemeden…

Bir gün, ötesi neresi,
kim çıkar yarına?
bilmeden…

Bir yıl ötesi neresi?
Göz açıp kapayıncaya
kadar…

Geçen zaman neresi,
zamanın getirdiği yer?

Ne kalacak geriye?
yorgun bedenlerden…

[GooD aNd EvıL]

Biliyorum

Bir beklemeyi biliyorum
Bir de sabretmeyi
Bir zoru aşmayı biliyorum
Birde her şeyle savaşmayı
Beklemeyi biliyorum evet
Beklerken
Yüzümde çizgiler çoğalıyormuş
Ne gam
Sabrın sonunu düşünmek
Umutların en güzeli
Bekliyorum ve sabrediyorum
Önümde sadece engeller kalıyor
Aşılmayı bekleyen engeller
Ben
Her zorluğun ardından
Yeniden doğuyorum.

[GooD aNd EvıL]

Bilmece gibi

Bıraktığın yer kuzey ve soğuk.
Tükettin ana gibi
Sıcak ve dişi duyguları.
Neden yok saydın? Bilinmez!
Sarmaşık gibi uzanan kollarımı.
Şimdi gidişin çözülmez
Bilmece gibi…

[GooD aNd EvıL]

Bilmece gibi

Bıraktığın yer kuzey ve soğuk,
Ayaza kesti dört duvar…
Tükettiğin sevgilerde
Dişi duygularım kayıp.
Neden yok saydın?
Beni
Bilinmez…
Şimdi gidişin bilmece gibi…

[GooD aNd EvıL]

Bilmiyorum

Olacak mı? Bilmiyorum
Tamam diyorum
Bu gün
Yarın olacak
Kendi ürettiğim yalana
Kendimde inanıyorum
Ama
Hala umut var içimde
Olacak olmalı diliyorum

[GooD aNd EvıL]

Bir adım

Bir gece ansızın
çıkıversen karşıma
elinde bir demet çiçek.
Bir adım senden,
bir adım benden.
Özlemleri oracıkta
bitiriversek….

[GooD aNd EvıL]

Bir ağaç gölgesiydi

Bahçe duvarımın dibindeki,
Yalnız bir ağaç gölgesindeydi
Aşkımız.
O ağaç ki pembe konfetiler serperdi
Üzerine.
Gölgesi örterdi sarılmalarımızı,
En çok senin saçlarına düşerdi
Her mevsim dönümünde olgunlaşan
Her yaprak.

Bahçe duvarın dibindeki,
Yalnız bir ağaç gölgesindeydi
Aşkımız.
Neden kesti birileri onu,
Neden bilemedi bizimdi “o” ya!
Neden anlamadı,
Dört mevsim yuvasına sığındığımızı?
Kocaman gövdesi kalmış gördüm,
Çiçeği üzerinde kurumuş dalların,
Bir yığın böcek üşüşmüş üzerine,
Onu beslediğimiz sevgilerimizi mi kemiriyorlar?

Bir duvarın dibindeki
Yalnız bir ağaçtı aşkımız.
Ona kıyan eller
Neleri yok ettiklerini neden anlamıyorlar?

[GooD aNd EvıL]

Bir bahar geçti

Gökkuşağının altından
bir bahar geçti sensiz…
Şimdi acıyla solan
birer nergisiz…

[GooD aNd EvıL]

Bir bilinmez kederdeyim

Bilmediğim bir nedende,
Bir bilinmez kederdeyim.
Sanki
Bir yel değirmeninin önündeyim,
Savuruyor beni bulut gibi
Küf tutmuş aşklarımız
Durdurmaya gücüm yok
Kocaman kollarını.
Belki söküp atarız yüreğimizden
O kollara emanet sevdalarımızı
Durdurmaya gücüm yok
Her aşk kırıntısına çarpan
Ve bırakan
Kocaman kollarını…

[GooD aNd EvıL]

Bir bilsem

Şimdi batkımda
Bir noktaya.
Düşündüm!
Bu günden, gelecekten
Ne istediğimi bilmeden.
Hem bilsem ne fark edecek?
Ulaşamadığım bir çengelde
Asılı düşlerim varken…
Ne fark edecek?
Hızlı bir tren gibi
Her şey
Beynimden geçip gidecek…

[GooD aNd EvıL]

Bir bulutta rüya

Bir buluttan bakıyorum
Aleme.
Küçük bir kuş arkadaşım.
Kimbilir?
Kaç ölümden dönmüş,
Elimi uzatıyorum
Korkuyor.
Hafiften bir rüzgar
Uçuşturuyor saçlarımı.
En güzelini görüyorum
Maviliğin, pembeliğin.
Kocaman bir dalgada
Birileri ıslanıyor.
Bir şarkı uzaklarda
Bir garip,
Yepyeni bir aşka
Çağırıyor.
Bir uyku çekiyorum
Yumuşacık bulut ta.
Rüyamın içinde rüyalar.
Dört nala gidiyor
Bir atlı…
Anlıyorum;
Müjdeli bir haber var.
Bir bahar yağmurunda
Tükeniyor bulutum,
Ne dalgalar, ne erguvan,
Ne beyaz atlı haberci
Bitiveriyor her şey,
Kayboluyor ansızın
Rüyamın içinde
Gördüğüm rüyalar…

[GooD aNd EvıL]

Bir devinim bu

İhanetim
İntikamımdır aşkıma.
Öylesine bir ihanet değil bu
Anlatamam ki.
Senin yerine koyduğum başkasına,
Yaşanmaz bilirim aşk.
Kısacık yaşanmışlıklarla,
Çaresiz
Bir devinim bu yüreğimde
Başlı başına…

[GooD aNd EvıL]

Bir gece baharı

Açtı gecenin karanlığı,
tutundu görünmez
bir dala…
Sarı tomurcuklar gibi
sokak lambaları,
serin bir gece baharı
dalgalanıyor yalnızlık…

Bir şarkı
sanki uğultusu
çağrıştırıyor
her şeyde
kocaman bir ayrılık….

[GooD aNd EvıL]

Bir gece vakti

Oturduğun bankta bir gece vakti…
Sıkıntıyı at içinden,
Her şeyi öylece bırak…
Gördüğün karanlık ta kaybolurken,
Sabaha yakın
Ayrıl kötü düşlerinden…
Yepyeni bir dünya yarat kendince…
Yakamozlar gider senden önce,
O sabah
Martılar senden önce uyanır…
Gör bak!
Deniz nasıl maviye boyanır…
Sabaha yakın bir saatte
ayrıl kötü düşlerinden aldanırsın,
Gecenin süslerine
Karanlık üzerinde kalır…
Oturduğun bankta bir gece vakti
Işıkta sensin, yakamozda
Karanlıkta bırakıp kaybetme günlerini
Sabaha sende uyan
Umutta sensin artık,yaşamda
Bil elindekilerin değerini…

[GooD aNd EvıL]

Bir günde

Kaç doğum günü sığar
Kaç ölüm bir güne?
Kaç tohum düşer toprağa,
Kaç ağaç kurur bir yerlerde,
Kaç mutluluk yaşanırda,
Hüzünler matemler erir.
Ümide ulaşmak için,
Bir gün,
Bir gün daha,
Günler peşpeşe eklenir.

Zamanlar çabuk tükenir,
Acı gün istemez insan.
Aniden gelince o an,
Katlanmanın acısını,
İnsan bir gün öğrenir.

Kaç para harcarsın günde?
Elini kolunu doldurup,
Akşam eve döndüğünde,
Saltanatını sürersin.
Sen zenginsin,
Ye kürküm ye.
Ya birgün kaybedince,
Yaşamam sandıkların,
Dizilir bir önüne,
İnsan bir günde öğrenir.

Kedi köpek gibi deyip,
Kavgaları geçiştirip,
Sözle anlaşma yolunu
İnsan bir gün öğrenir.

Ne zor şu takvimin işi?
Günleri yüklenmiş bir bir.
Görev tamamlayıp bir gün,
Duvarlardan düşüverir.
Hayatın boş olduğunu,
İnsan o gün öğrenir.

[GooD aNd EvıL]

Bir günün ayazı

Bir günün ayazında
Denize karşı dururken öylece
Bırakıp ardımda her şeyi
Yeniden yaşamak isterim ya
Kedersiz.
İnsanlar koşuşturur ya
Bana garip gelir bu telaş,
Nedensiz…
Yaşamak boştur ya şimdi
Koşuşturmak gereksiz….

Bir günün ayazında
Denize karşı öylece
Saatlerce durmak,
Düşünmekten yorulmak.
En güzel rüzgarları
Bir çırpıda solumak…

Bir günün ayazında
Güzel gelir serinliği
Kıyının.
İçimdeki yangını söndürür
Dalgalardan yüzüme çarpan çiğ
Silgisidir acılarımın…

Bir günün ayazında
Üşümek saatler boyu
İyi gelir bana..
Güzel gelir serinliği denizin.
Birde hala alev gibi yanan
İçimi söndürseler
Şahidi olsa dalgalar
Kaybolan sevgimizin..

[GooD aNd EvıL]

Bir hoşnutsuz hava

Üzerime çöken
bir hoşnutsuz hava
kimbilir?
Kaç kez yazdım adını
karşıdaki duvara…

Mumun alevi söndü,
kalemim tükendi,
tükendi ellerimdeki takat…
Boğuluyorum, kızgınım
olur olmaz her şeye
fazla geliyor şimdi
duvarımdaki saat…

rüyalarımı sen karıştırdın,
akşam bitti
gece çöktü çoktan.
Uyuyorum rüyamda sen!
hadi uyu artık
Cesaretin varsa
hadi uyu uyuyabilirsen!

[GooD aNd EvıL]

Bir kağıt uçak

Bir kağıt uçak
üzerinde sen!
fırlatıp atıyorum,
şimdi git artık...
bıktın ya ikimizden...
Fırlatıp atıyorum
git!
İçimdeki dört duvarı
kırabilirsen! ! !

[GooD aNd EvıL]

Bir kere bir

Kapağını kapadığımız
O kitabın içinde ki
Öykü bizim
Ne kadar günahı varsa
Bu ayrılığın
Hiç kaçarı yok
Biliyoruz ikimizin
Bir kere birin bir ettiğini bile
Çözemedik
Kaldık aşkın matematiğinden
Çözümsüz bir problem gibi
Kalmasına
Biz neden olduk

[GooD aNd EvıL]

Bir mercan gibi

Rengarenk bir mercanın
bir kayaya tutunup
sallanması gibi
tutunmuşum sana
rengarenk sallanıyorum
bir ileri bir geri…
O deniz dibinde
aydınlatacakmı benide?
Bir deniz feneri….

[GooD aNd EvıL]

Bir ok gibi

Yayından kurtulmuş
bir ok gibiyim,
gidiyorum ardından.
Dudaklarımda
belli belirsiz
bir ıslık…
deyeceğim sana
canını acıtmadan
nerede durursam
işte orada..
dokunacağım usulca
son bulacak ayrılık…

[GooD aNd EvıL]

Bir öykü yarım kaldı

Oturdum bir deniz kenarında
kapkaranlık denize vurdu
yıldızların gölgesi…
Ne hoş olurdu ne hoş
yakamozların onları toplayıp
bize getirmesi…
Bir öykü yarım kaldı,
umut dolu şarkılar bitti.
Kim söylüyor?
Hüznümü uzaklarda…
Aşk bizi nereye götürürse! ! !
Dedin.
İçerim sandım elinden,
anladım götürmüyormuş
hiçbir yere….

[GooD aNd EvıL]

Bir sabah aniden

Gidiyorsun bir sabah aniden
Hiçbir şey demiyorsun ya
Sırlar da dökülüyor yollara
Sarıyor her şeyi uzayıp giden ayrılıklar
Tabaka tabaka
Gidiyorsun bir sabah aniden
Hiç bir şey almıyorsun
Geride bıraktıklarından
Sırlarla birlikte
Karışıyorlar karanlıklara
Gidiyorsun bir sabah aniden
Yittiğini kabullenemediğim aşk
Sırlarla birlikte gömülüyor sonsuzluklara

[GooD aNd EvıL]

Bir sancağın gölgesi gibi

Ansızın yol düştü önümüze,
Anlamadan geldi ayrılık.
Savruldu üzerimize
Gurbetin külleri…
Neden durağan değiliz,
Neden yaşamlarımız bu kadar seyyah?
Özlemeye mecburuz orada kalanları..
Bir nedir arda kalan uzaklık
Fersah fersah?
Bir sancağın gölgesi gibi
yerlerimiz
Mekanda fark yok!
Bir kopup gidiş
Yolların götürdüğü…

[GooD aNd EvıL]

Bir sonbahar rüzgarı penceremde

Bir sonbahar rüzgarı penceremde
Sen vurdun ondan önce
Ve gittin!
Terk edilmeyi işledin içime
İnce, ince…
Soğuktu, can yakıcıydı mevsim,
Acıdı yüreğim!
Ağladım gizliden gizliye
Kimseye söylemedim!
Sonbaharın ellerindeyim şimdi
Ömrüm
Ürperten o rüzgara emanet
Gözyaşlarım
Gizli ama çok,
O yüzden çıt çıkmıyor,
O yüzden feryadım
İçimde gizli
O yüzden hıçkırıklarım soğuk…
Bir sonbahar rüzgarı penceremde
Sen vurdun ondan önce
Ve gittin!
Terk edilmeyi işledin içime
İnce, ince…
Alaca kesmiş yapraklar gibiyim
En son mevsim bu!
Yitmeye az kalan yaşamlar gibi,
Bitmeye yüz tutmuş sevdalar gibi
Tutmaya gücüm yok!
Ellerimle,
Hiçbir şey yaşamamış gibiyim,
Ruhum o mevsime emanet şimdi…

[GooD aNd EvıL]

Bir şey bilirim

BİR ŞEY BİLİRİM

Bir şey bilirim!
Bildiğim çok şeylerin
Yanında…
Ki
Gerçektir ve benimdir.
İnsan sevmek!
En büyük değerimdir….

Yaşadıklarım adına
Bir şey bilirim!
Harcanır ve değerdir
Acırım
Yitip giden
Kaybolmuş zamanlara….

Bir şey isterim
Olmazsa olmazımdır,
Ne yaşarsam
Önceliğim sevgidir,
Her kimse, her neyse
Ondadır duygularım
Ellerim hep yanında
Ellerim sevgilidir…

Yaşam kısa,
Yaşam güzel,
Yaşam boş…
Yaşam mevsimler gibi
Dört…

Ve bilirim!
Tek son var
Sona doğru…
Çaresiz yapraklarız
Sürüklenip te giden….
Biliriz bu yolculuğun
Kaçınılmaz olduğunu…

[GooD aNd EvıL]

Bir şey çıkagelir

Ve! Her şey çıkagelir
gözlerindeki bir bakışla…
Pırıldayan bir ışık ki;
nerden bulursun?
Bir sen ki benden öte
aşar gidersin bedenimi…
Sarıp sarmalayan
bir ağ gibi
her yanımda durursun!
Bir şey çıka gelir
gözlerindeki bir bakışla…
Bir aşk ki;
yakar yüreğimi
kor gibi yada alev alev…
Bir şey çıkagelir
gözlerindeki bir bakışla…
Deli gibi yağmurlar,
Kocaman damlalarla düşer
söndürür yüreğimi…

[GooD aNd EvıL]

Bir şeye doğru

Her gidiş bir başlangıçtır,
Bir şeye doğru…
Bıraktıklarından al yanına
Bir öykü, bir anı, bir ses…
Küçük cebinde dursun!
Bir tek sen bil
Senin için ne olduğunu…

Her gidiş bir başlangıçtır
Bir şeye doğru…
Her yenide bir tılsım var,
Bir gizli nida
Küçük bir masal
Masalın içindeki günlere doğru…

[GooD aNd EvıL]

Bir trendeyim

Bir trendeyim!
Öyle çok yer var ki
Uğrayacak…
Çabucak geçeceğim
Kimilerinden
Kimileri belleğimde
Ömür buyu kalacak…
Bir trendeyim!
Öyle çok yolum var ki
Harcayacak…
Her durakta
Ne kadar çok dünya…
Katacağım
Bavulumun içine
İşte o gün
Dünyalar benim olacak…

[GooD aNd EvıL]

Bir vakit olmalı demiştiniz

Bir vakit olmalı demiştiniz,
Şimdi ki zaman gibi
Bir vakit.
Kapatıp gözlerinizi,
yalnızca
Benimle sevmelisiniz her şeyi.
Gizli ve bizim olmalı
Gerçeklerimiz.
Bir vakit olmalı demiştiniz,
Yerleşivermeliyiz içine.
Duyguları bırakıp gitmediğimiz.

[GooD aNd EvıL]

Boşa

Çıkarsa umutlar boşa
beklenen olmazsa yarın
değeri kalmaz ansızın
gider saatlerin boşa….

Uzun savaşlar ardından
zamanlar döner yavaşa,
bir küçük söz, bir tek evet
bekleyip durursun boşa…

Yarına yeni baştan bak!
Umut yüklediğin dilek
orada bir yerde bekler
hazırdır belki savaşa…

[GooD aNd EvıL]

Boşuna

Boşuna bekledim,
dualar ettim boşuna…
Boşuna düş kurdum,
emek verdim bir şeylere
boşuna…
Bundan böyle
neşeli açamam kapıyı,
mutluluk maskemi
indirdim yüzümden,
bir keder yüklü
*******im şimdi…
Anladım!
Düşler kurmuşum
unuttum bir çoğu neydi.
kapılıp gitmişim
boşu boşuna…

[GooD aNd EvıL]

Boşuna savaş

Bir inat uğruna
Döktüğü terden,
Bombanın düştüğü
Her çukur yerden,
Boş yere kan döken
Garip neferden
Geriye kalan başka
Bir şey yok!
Bir künye, bir matara,
Birde miğferden…

Her savaş ardından
Gözleri dalıp,
Bir yol ayrımında
put gibi kalıp,
ne varsa düşünsek
yaşananları…

Bir yanda savaşın
Kötü çehresi,
Bir yanda kiminin
Çirkin neşesi,
Zafer zannedip
Ölen herkesi
Kutluyorlar şimdi
Bayrammış gibi..

[GooD aNd EvıL]

BU DÜNYANIN BİLMECESİ

Dua gibi yaprakların sesi,
Çiçekler her renkten istekler gibi.
Pencerenin önündeki kuş
Her gün yenilenmenin
Dile gelen neşesi.
Ben ordayım, sen ordasın,
O ve kim varsa.
Beraber büyüyeceğiz
Bildiğimiz her yerde
Düşüneceğiz bu yaşam
Neyin nesi
Beraber olacağız
Şu kocaman evrende
Çözülene dek
Bu dünyanın bilmecesi…

[GooD aNd EvıL]

Bu masalın içinde ki mutluluklar

Bir baktım ki
Penceremin önünde kuşlar
Kuruyup giden derelerimde
Pırıl pırıl akan sular

Bir baktım ki
Ağaçlarım yemyeşil
Kapkara bulutlar gitmiş gökyüzünden
Sanki uçuşuyor pamukcuklar

Bir de ne göreyim
Ağlayan yok oyun bahçelerinde
Dönme dolaplar dolu
Atlı karıncalar
Doldurmuş oyun bahçelerini
Gözleri gülen çocuklar

Bir duydum ki
Yalan değilmiş masallar
Zümrütü Ankanın kanatlarında yüklü
Ne beklediysem
Ne istediysem olur mu diye
Bana ait umutlar

Bir baktım ki
Gözyaşları silinmiş gözlerden
Kederi bilmeyenlerdenmişiz
Sonsuza kadar sürecek miş
Bu masalın içinde ki mutluluklar

[GooD aNd EvıL]

Bu mu?

Mutluluk bu mu Tanrım
Bu mu kanatlanıp uçmak
Her taraf çiçek kokusu
Her şey annemin sesi
Hiç acıkmıyor karnım
Kana kana su içmiş gibiyim
Gülüyorum
Nedenli nedensiz
Ayaklarım
Yere daha sıkı basıyor
Kavuştum dileklerime
Kalbim küt küt atıyor
Tanrım
Mutluluk bu mu

[GooD aNd EvıL]

Bu ölümler olmasa

Geçer nice ömür,
Nice boş hayallerle.
İlk gençlik başlar
Biter umut,
Biter önündeki yol.
Değer mi tüketmeye,
Aşk,
Bence sürmeli
Sevdası bol gönüller de…
Neden bu kavga,
Neden sabır hep bitişlerde?


Hızlanan adımlar gibi
Her şey.
Günler kaçırdığımız bir seferde…
Herkese ulaşacak
Elimle çoğalttıklarım
Rengarenk mendillerle…

Tanrım!
Sevgim ne kadar çok,
Yaşam ne kadar kısa.
Her duam da
Ne diyorum sana,
Ahhh ahhh!
Ne olurdu?
Bu ölümler olmasa!

[GooD aNd EvıL]

Bu sabah

Bu sabah güzel uyandım
Önce içimde ki güvercinimi
Özgürlüğe uçurdum
Çünkü
Rüyam da seni gördüm
Balık ekmek yedik seninle
Kalabalığa karıştık sonra
Bir demet çiçek verdin
Yakama taktın birini ellerinle

Biliyormusun
Hep rüyalara inandım
Hep oldu
O hayallerden topladıklarım
Bu sabah
Yine senin şarkını mırıldandım
Bir kokunun sihriyle yandım
Meleklerin kondurduğu buseyle
Bu sabah güzel uyandım

[GooD aNd EvıL]

Bu şehir

Bu şehir
simsiyah bir deniz
şimdi..
Yıldızlardan balıkları var...

Bir yosun
derinlerden kokan
dalga, dalga
seni getiriyor rüzgar...

Bu şehir
simsiyah bir deniz
şimdi...

Dümensiz bir gemiyle
kayboluyorum...
İçim yanıyor,
nefes aldıkça
sanki
avuç, avuç
tuz soluyorum...

Bu şehir
simsiyah bir deniz
şimdi...

Hiç kimse yok,
sanki...
Ben ve yıldızlardan balıklar...
karaya çalan kelimelerimde
yakamoz gibi yanan
senin ismin var...

[GooD aNd EvıL]

Bu yaşam senin

Neleri seviyorsun?
Bu dünya senin,
Ağaçlar, çiçekler, bulutlar senin.
Uzakta bir yerde şehirler senin,
Kapılıp gittiğin zamanlar senin,
Yol gibi uzanan nehirler senin..
Odandaki yatak
Ondaki derin uyku senin,
Bardağında yarım kalan su senin,
Duvardaki resimler senin…
Neleri seviyorsun?
İnsanlar senin,
Seçipte aldığın duygular senin,
Onun yüreğindeki duygular senin
Eline verdiği o güller senin…
Neleri seviyorsun?
Bu yaşam senin,
Kaybolup gidiveren zamanlar senin.
Zamanda gizli olanlar senin,
Yaşamaya mahkum o beden senin!

[GooD aNd EvıL]

Bulamayacaksın

Yeni bir yer bulamayacaksın
Bulamayacaksın!
Mavi denizler de uçup giden yelkenli.
Nerede masal perileri,
Nerede ellerinde ki çocuk dilekleri?

Yeni bir gece bulamayacaksın
Olmayacak!
Her gece mehtaba çıktığın merdivenleri.
Bilemeyeceksin
Hangi yıldızın benden geldiğini...

Yeni bir aşk bulamayacaksın
Kalmayacak!
Beraber uçuştuğun bulutların,
Hayallerin vardı, kim aldı ellerinden?
Kupkuru bir toprakta ki
O küçük ot olacaksın!


Küçücük çiçekler olmayacak
Yaprakları tek tek sayılan!
Öylece kalacaksın gitmelerin ardından.
İçinde hep bir hüzün olacak
Ve hiç bir yerde duramayacaksın!

Yeni bir ben bulamayacaksın
Bulamayacaksın!
Gülüşleri hazırlayan mutluluklar.
Hep o! Yitirmeden arda kalan
Korkularla olacaksın!

Sıcacık bir kucak bulamayacaksın!
Hani üşüdüğünde sımsıkı sarıldığın,
Boşuna artık, yitip gitti her şey,
Arama
O eski zamanları bulamayacaksın!

[GooD aNd EvıL]

Bulmaca

Bulmacanın boş karelerini
Dolduracak yaşamlar
Soldan sağa
Ya da
Yukarıdan aşağıya
Hiç fark etmez
Önceden belli
Bulmacanın sonunda ki yerin

[GooD aNd EvıL]

Bulurdu kendince

Ne okumayı bilirdi ne de yazmayı
Bir dünyası vardı taştan topraktan.
Gün boyu umutla sallarken çapayı
Dağılmış toprak ta ektiği tohum da
Yorgun argın içtiği birkaç yudum suda
Bulurdu kendince kurduğu dünyayı.
Her şeyden bi haber yaşam uğruna
Beklediği ekin de savurduğu toprak ta
Hazırlarken kendini ertesi güne
Şimdi
Dünyası daha da çok yorulacak
Değişirken önünde ektiği ekin büyüyen başak
Yorulacak çünkü bildiği tek şey
Umutlar ektiği toprağı
Yeniden yeniden kazmak.

[GooD aNd EvıL]

Bulutlar gibi gitme

Bulutları anlatsam sana
nasıl sana benzediklerini…
nasıl ağladıklarını aniden
küçük sevimli gözyaşlarını…

Nasıl çoğaldıklarını
savrulup
bir rüzgarın ardından…

Aydınlık yüzüne yakışmadığını
bilerek
bir sabah
nasıl karalar giydiğini…

Kızıp heybetlenince
gök gürültüsü de sensin,
şimşekte
bir alev gibi
yüzümde çakan sen…

Bulutları anlatsam sana
nasıl sana benzediklerini…

Ilık bir rüzgar gibi konuş,
allar giy akşam üzerleri
yada
savur bir yerlerden
sabaha karşı tüm renklerini…

Bir tüy gibi bembeyazsın
çok zaman
gözlerim kamaşır beyazlığından…
Sende onlar gibi olma
orda kal!
Bir rüzgara kapılıp
gitme sakın! ...

[GooD aNd EvıL]

Bumerang

Umutlarım geri döndü,
bumerang misali geri…
Gidecek fırlattığım yere
umutlar henüz bitmedi…

[GooD aNd EvıL]

Buz gibi erimez aşk

Buz gibi erimez aşk!
Kendi içinde
Kaybolur.
Önce dopdoludur
Nehirler gibi
akıp gider bulduğu yolda..
Kocaman bir göl olur!
Beslenmezse yağmurlarla
uçar gider
bulutlar gibi kaybolur…

[GooD aNd EvıL]

Buz tuttu yüreğim

Sıcacık bir mevsimdi
Kısa sürdü,
Buz tuttu yüreğim,
Şimdi
Bir alevin içinde bile
Üşüyorum.

[GooD aNd EvıL]

Buzdan sandık

Gezgindim
dün gece rüyamda.
Bir çölde
günün yangınındaydım.
Isınmadım, yanmadım.
Sanki
içimdeki her şeyi
saklayan
buzdan sandığımdaydım..

[GooD aNd EvıL]

Büyür nedenin

Okyanusta bir damlasın
Bu dünyaya ait ve benim…
Ne kadar küçüksen alemde
Bende sonsuzluk kadar
Büyür nedenin…

Bir sessin çoğalırsın bir düzeyde,
Bir şarkıda şimdi sözlerin,
Ne kadar güzelse şarkılar
Ne kadar çok sevgilerden
O kadar çok içimdedir sesleri,
O kadar senindir sözleri…

Bıraktım çoğalsın her şey,
Bilirim bir ucu sendedir.
En çok acıyı hayatta ancak
Anlamadan bir gün
Gidişin verir…

[GooD aNd EvıL]

Cam kırıkları gibi

Cam kırıkları gibi içimdeki aşk…
En çok bana zarar verdi
Birde kendine,
Birleşemeyecek kadar küçük ve keskin…
İnce ince kanatıyor,
Geçmiyor acısı değdiği yerlerin…
Cam kırıkları gibi içimdeki aşk…
Küçük, keskin birleştirilemez
Çünkü kaderleri senin ellerinde
Kayboldu bir çırpıda onaracak ellerin…
Cam kırıkları gibi içimdeki aşk…
Biz kurbanıyız artık
Düşürüp tutamadığımız kaderin…

[GooD aNd EvıL]

Canhıraş

Bir çatının kenarın da iki kuş
Dayayıp döşediler evlerini
Çalı çırpı çöp yaprak
Sürüyor heyecanlı telaş
Bitene dek her gün
Sürecek bu telaş
Bıkmadan usanamadan
Sürecek
Bu çırpınış canhıraş

[GooD aNd EvıL]

Cesaret

Her şey!
Birkaç numaranın
ucunda…
Cesaret,
Birkaç duygu
ötede.
Her şeyi getirip
yan yana
“onu”
bir arayabilsem!

[GooD aNd EvıL]

Çakıl taşı

Bir yığın çakıl taşı
gün vurmuş yüzlerine
Gözleri pırıl, pırıl...

Bir sürü çakıl taşı
deniz yalamış yutmuş
kederlerini
gülümseyen
yüzleri var...

Deniz kenarına
sıkıştırılmışlığa rağmen
onlar orda
mutlular...

Mevsim biter,
gün döner.
Koca bir dalga
gelir ansızın
kimbilir?
Önce hangisini
sürükler...

Yuvarlanıp gider
çaresiz.
Artık
denizlerde gülümser...

[GooD aNd EvıL]

Çanakkale-Eceabat-Gelibolu

Dağlarda güneş
bir garip kayboluyordu…
her karış toprağında
şehitler sakin uyuyordu….

Rüzgarda duacıydı sanki
her birine tek, tek…
İnsan!
Her adımda ürkerek
gencecik yüreklerde
kocaman büyüyen
bir tarihi soluyordu…

Kaç dua bitti dilimde,
kaç duayı hazırladım yeniden…
Kaç şehidi kucakladım
kimbilir?
hepsi bizden habersiz
öylece uyuyordu…

Yemyeşil tepelere
dikilmiş her mezar taşı
bembeyaz güller gibi asil
yüreklere sıkılmış
yumruklar gibi duruyordu…

[GooD aNd EvıL]

Çanakkale

Ağaçlarda
Her türlü yeşil,
Gururla köpüren
Bir deniz.
Bir çok duanın izleri var,
Her şehit te
Belli belirsiz..

[GooD aNd EvıL]

Çatılar

Her evin hüznüne ağlıyor bak!
Çatılar.
Taş kesilen gözlerine
Yağmurlardan yüklediği
Damlalarla.

[GooD aNd EvıL]

Çelişki

Sen karalar giymiş geçerken,
Bakma!
Maviler giydiğime.
Bu ayrılık biz de iken,
Sen karalar giysen,
Ben de her ne ise…
Hiç fark etmez.
Ben yüreğimle birlikte
her zaman
Karalar içindeyim.

[GooD aNd EvıL]

Çelişkide aşk

İçimde bir boşluk var,
doldurulamaz.
Darmadağınık parçalarım
toparlanamaz.
Sen çoğalıyorsun
yazılan, yazılmayan
şiirler kadar..
Ben kayboluyorum,
en küçük bir parça
neyse dünyada
ondanda küçük
parçalar kadar…
Aşk öyle büyük
bir şeyki
çoğuda, azıda yutacak kadar…

[GooD aNd EvıL]

Çetin çıktı aşk savaşım

Çetin çıktı aşk savaşım,
sürüyor içimde her gün..
yenende yok yenilende
senin sıcaklığınla
yol alıyor zaman…
Sözler vardı her sabah
dokuzu bilmem kaç geçe,
sarıldın bir kucak dolusu
kalp çarpıntısı verdin.
Uykularımı çaldın,
hırsızısın rüyalarımın…
Biliyorsun!
Eksilmiyor sözlerin
yine bir yerden
bana bakıyor
pırıl, pırıl gözlerin….
İçimdeki kuşları havalandırdın
geri dönsünler istemiyorum,
artık yuvaları yok..
Yıldızlar gökyüzünde her gece,
papatyalar bahçede dipdiri
Çünkü gözyaşlarından
su veriyorum…
Denizlere bakarım,
düşünürüm
derinlerde ne var derdin…
Atıverseydin bir kıyıdan
giderken beni
o zaman derinlerde
ne var bilirdin…
Bir gün dedin!
Bırak yaşayalım
aşk nereye götürürse.
Anladım götürmüyormuş
hiçbir yere…
Yaşadım mutluluğun en güzelini
her şeye rağmen
bu işte benim!
Geç gelen mutluluğumdun
binlerce teşekkür ederim…

[GooD aNd EvıL]

Çeyiz

Çeyizler topladı
Beyazlı, allı,
Çeyizler topladı
Yemyeşil dallı,
Çeyizler topladı
Umuda bağlı…
Şimdi dağıtıyor onları
Bir bir,
Ne beklenen yarın,
Ne de yarında gelecek
Bir ümit kaldı…

[GooD aNd EvıL]

Çığ

Rüzgara yenilip düşen yapraklar
şimdi kıpkızıl alevleşiyor…
Yürekler buz tuttu ayrılıklarda
ellerim soğuk
Şimdi uzaklarda kimler üşüyor…


Şah-mat yenildik oyun bitti..
Yenildik işte!
Malubuz her türlü hamlelerle biz!
Çaresiz titreyen bedenimizle
çoğalarak düşen beyazlıklarla
kaybolup giden birer çığzedeyiz…

[GooD aNd EvıL]

Çığlık çığlığa

Neden,
Çığırtkanlığını yapıyor kader
her şeyin?
Neden çığlık çığlığa
Duygular?
Bir uçurumun en ucunda
çırpınıyor yüreklerimiz...
Ne zaman kesilir
içimizde ki korkak ses?
Neden yuvarlanıyor her şey,
neden?
Neden çığlık çığlığa kader,
kurtarmak için korkularımızdan
Ardımızdan acele ile seslenen kim?
Koskocaman evrenin sesi bile,
korkak seslerimizin yanın da
hiç gelir.
Bilinir mi,
Sımsıkı tutunup bir şeylere
cesurca söylenen şarkılar
hangi duyguyla beslenir?

[GooD aNd EvıL]

Çık aydınlığa

Upuzun bir ip sarkıttım
Karanlık kuyuna
Sımsıkı tutunup
Çık aydınlığa…
Kurtul karanlığından
Kamaşır gözlerin
O ilk ışıkta…
Sakladığın ne varsa
Gökyüzüne havalansın
Günyüzü görmemiş
Duyguların…
Aydınlık, ışık her şey
Demekken
Kurtul! .
Karanlığı ağır gerçeklerinden…

[GooD aNd EvıL]

Çırasını erken yaktım

Sevmiyorum ayrılıkları,
çırasını erken yaktım
sevdaların…
Yaksa da içimi
ince ince…
Seninle her şeye
varım!

[GooD aNd EvıL]

Çocuk

Hey! Çocuk
Gülermisin benimle?
Tutunabilirmisin birşeylere?
oyuncak sandığın ellerinle...
Hey! Çocuk
gülermisin benimle?
Parlarmı gözbebeklerin
vereceğim
birazcık sevgiyle..

[GooD aNd EvıL]

Çocuklar

Gözlerim daldı uzaklara,
Küçük bir çocuk ağlıyordu…
Aç!
Onu sırtına bağlayan anası
İnekten süt sağıyordu…
Billur gibi yağan karlar,
O buz gibi soğuk hava
Bedenini sarıyordu….

Başka bir çocuk uzakta
Halıda giden treninin
Yolunu şaşırıp birden
Düşmesine ağlıyordu…
Boyalı elli annesi
Yerinden bile kalkmadan
Başkasını çağırıyordu…

Gözlerim daldı uzaklara
Çocuklar ağlıyordu….

[GooD aNd EvıL]

Çocuklar direniyor

Ve kıyılar kaldı yalnız günlerden,
Uçuşan aç kuşlar…
Birkaç çocuk topluyordu
Sahilde kalanları…
Kanat sesleri…
Dalga sesleri saklıyordu
Derin nefeslerini

Çocuklar sessiz telaşlı,
Kırmızıya kesmiş elleri
Onların yüreği gibi çırpınıyor,
Ürperiyor sanki dalgalardan
Kum taneleri…

Çocuklar direniyor rüzgara,
Çocuklar direniyor dalgalara,
Çocuklar çabalıyor
Her şeye karşı…

[GooD aNd EvıL]

Çocukluğumuzdaki açlık

Gözümüz en çok
Çocukken mi açtı ne?
Vara yoğa özenirdik,
Sihirbaz mıydı annemiz?
Var etti yokları
Elindeki ile

Akşam üstü ziyafetleri,
Yağ sürülmüş ekmekler.
Birbirimizden aktarılan,
Düzeltilmiş etekler.
Küçük paralar bölüştüğümüz
Öperdi yaralanan dizimizi
Annemizin gönderdiği
Melekler

Gözümüz en çok
Çocukken mi açtı ne?
Bir kitaptaki
Ayşegül’ün çiftliğine özendik.
Heidi’nin bulutları vardı,
Dağları
Rapunzel’in saçları.

Şimdi;
Yıllarla doyurduk açlığımızı
Yokların farkındayız.
Bitmeyecekmiş gibi
Bir yol tutturduk işte
Gidiyoruz upuzun
Devamı gibi
Açgözlü çocukluğumuzun.

[GooD aNd EvıL]

Çocukluk

Çocukluk yokluk demek mi,
Çocukluk hep üzülen anne,
Çözümlenemiyen bir baba demek mi?
Çocukluk teneke trampet,
Bezden bebek,
Makaradan arabalar demek mi?
Çocukluk emanet giydiğin
Mantoyla üşümek,
Okula harçlıksız gitmek,
Eskimiş papuçlarınla
Okul yolunda düşmek demek mi?
Bir kurşun kalem, bir silgi
Tek defter demek mi?
Çocukluk annenin paylaşmak
İçin sakladığı turfanda meyvayı
Bulunca
Sevinmek demek mi?
Çocukluk güzel şeyler yaşamak varken
Anlamadan geçiveren
Karmaşık anılar demek mi?

[GooD aNd EvıL]

Çözülecek gizemin

Eski bir tanrıça gibi
Soğuk ve yalnız
Ve zamanın içine hapsolmuş…
Kocaman bir taş,
Dipdiri ve mağrur…
Durağansın,
Kocaman denizlerde ki çıpa,
Eros’un elinden kurtulan ok
Saplanıp kalkmışsın yıllardır,
Yolunu ezberden bildiğin
O yerde…
Bir gömütün içinden çıkan
Sır dolu mezar,
Seninle gömüşler cevherlerini…
Gün yüzüne çıktığında
Sır bitecek,
Çözülecek gizemin
Azar, azar….

[GooD aNd EvıL]

Çözülüyor karanlık

Bir alt geçitte korkak zamanlar gibi yaşam,
Karanlık korku kokuyor,
Ürkeklikte yak sesleri…
Gün yüzü hangi uçta?
Her yan sliüet belirsiz.
Ezberden yol tutuşlar
Adımlar sıkı
Karanlık ölüm kokuyor…
Uzak ta bir yerde
Bir ışık görünüyor
Mum alevi gibi yetersiz.
Bir alt geçitte korkak zamanlar gibi yaşam,
Ürkeklikte ayak sesleri…
Karanlık korku kokuyor,
Nedenine yürüyor birlikte zaman,
Sürüklüyor bir şeyleri ışığa
Usul usul çözülüyor karanlık…

[GooD aNd EvıL]

Dedi koducu martılar

Bence dedikoducudur
martılar.
Çekiştirip dururlar
bir kaptanın
uzak sevgilelerini,
bir miçonun güvertede
sigara kaçamağını,
denizle güneşin seviştiği
çizgideki
sır dolu sonsuzlukları,
aşıkların sandal sefalarını,
en çokda
dalgalarla yarışan
küçük balıkları.
Kapsama alanı gibidir
bembeyaz
bir bulut gibi süzülen
özgür kanatları....

[GooD aNd EvıL]

Dediği gibi

Havalanır
Bir çift güvercin,
Kucaklaşırlar kanatlarıyla
Pembe gagalarında
Bilindik melodi.


Melih Cevdet’in
Dediği gibi
Kırmızıdır karanfiller.
Birde yanık, yanık kokarsa
Ciğerlerim yanar,
Nefesim karanfil kokar.


İnanırım yaşananlara
Aşklara, mutluluklara.
Uykum kaçınca *******i
Bir yolculuğa çıkarım
Gerçek kahramanlarla …

[GooD aNd EvıL]

Değmeden

Hani, kuşlar uçar
Hani öyle çok.
Hani kanatları
Birbirine deymez.
Bizde geçip gidiyoruz.
Kalabalıklarda
Birbirimize değmeden.

[GooD aNd EvıL]

Deniz düşçüsü

Denizin tam ortasındayım
Çünkü; bütün denizler benim.
Masmavi bir boşlukta
Terk ettim yelkenlimi
Elimden kayıp gitti dümenim

Aldırmam duyulmasa da
Seslenirim boşluğa
Şarkılar da söylerim

Ufuk da uzakta, kıyıda
Olsun;
İstemem dönmek geriye
İçimi yontan ne varsa,
Bıraktım ardında
Kıyıya vuran sisli perdenin.

Bir düşçüyüm artık,
Denizin dibinden
Topladım düşlerimi
Renkli mercanlar kadar güzel,
Balıklar kadar çok,
Birdenbire açıp kabuklarını
Bir istiridye
Elime verecek içindekini

Denizin tam ortasındayım
Çünkü, bütün denizler benim
Bembeyaz bir martıya söyledim
-Hadi gidelim…

Güneşi kattım önüme
Mavi bir gemi yaptım
Dalgalardan yelkenlisi var.
Rüzgar olursa ne ala,
Olmazsa kendim giderim…

[GooD aNd EvıL]

Deniz feneri

Sen bir deniz fenerisin
Bir yanıp,bir sönen
Yakınca ışıklarını,
Orada her gece
Bir yolsun
Bir aydınlık...

Sen bir deniz fenerisin
Bir yanıp bir sönen
Küçücük aydınlığınla,
Koskaca ummanda,
Kaybolmadan *******i,
Aydınlık bir yol gösteren.

Sen bir deniz fenerisin,
Kıvılcımsız kalmış gözlere
Sabırla yol gösteren.
Hep yanıp hiç sönmeyen…

[GooD aNd EvıL]

Deniz kokan sokak

Büyüdüm deniz gören bir sokak ta,
Yosun kokardı kuşlar…
Balıkçılar taptaze gezinirdi sabahları,
Martılar sevinirdi en fazla…

Büyüdüm deniz gören bir sokak ta,
Penceremi açardım masmavi,
Meltemine salardım yelkenlimi
özgürlüğüm onun elleri.

Büyüdüm deniz kokan bir sokak ta,
Karabatak bendim! Bata çıka
Derinlerde aradım ziyafetimi,
Bir midye kabuğunda sakladım aşkımı,
Kaybolup gidiverdi kum yığınında…

Büyüdüm deniz gören bir sokak ta,
Günlerim vardı,soluğunu ondan alan.
*******im tuzlu,
*******im yakamozlarla yanan…

Büyüdüm deniz kokan bir sokak ta,
*******i açardım penceremi
Alıp götürürdü beni bir gemi
Koyu lacivert bir sonsuzluğa….
Her gece yıldızlardan el sallardım
İlk aşkıma…

Yaşıyorum deniz gören bir sokak ta,
Ne zaman bakarsan maviliklere
kaçırma gözlerini derinlerde gör beni,
Yolun düşerse bir gün
Deniz kokan sokağımdan sor beni…

[GooD aNd EvıL]

Denize firlattığın yalnız bir taşım

Kimsesiz bir kıyıdan
Denize fırlattığın
Yalnız bir taşım…
Onun yarattığı halkalar gibi
Büyüsem!
Onların kayboluşu gibi
Kaybolmasam!

Kimsesiz bir kıyıdan
Denize fırlattığın
Yalnız bir taşım.
Keşke!
Derinlerde kayboluvermesem!
Kocaman bir yürek kıyısında
Kalabalık duygularla birlikte
Güneşin aydınlığına yürüsem…

[GooD aNd EvıL]

Denk

Bir sabahın erkeninde verdiğin
bir bardak çayla
bir dilim ekmek...
Kapının önündeki
yalnız kuşlara attığın
ekmek tanesine denk....

[GooD aNd EvıL]

Derinlerde aşk

Sen bir kör kuyu,
ben ipin ucunda
bir kova.
Ulaşamıyorum derinliklerine,
çıkaramıyorum
aşkı
aydınlığa…

[GooD aNd EvıL]

Deva gibi

Bardaktan boşalırcasına bir yağmur
boğarken toprakları,
kavuşan,
İki sevgili gibiydiler.
Giriverdim aralarına
bir şey demediler,
anladılar!
çünkü;
kurak bir gönüldüm ya ben
yüreğim yanıyordu.
şimdi yağmur,
deva gibi
bana da yağıyordu.

[GooD aNd EvıL]

Devler ölmezmiydi(Babama)

Ben seni
Bir dev olarak hatırlıyorum
Kocaman elleri upuzun kollarıyla
Ne çok şeye yetişiyordun
Korumak için sarmalayan duygularınla

Ben seni
Yine sevgiyle hatırlıyorum saygıyla
Korku değil bu
Ne kadar büyüktün
Ne kadar bilge
Ne kadar yüce
Ve hatırlayacağım ne kadar sevendin bizi
Diyeceğim kendimce

Ben seni
Bir dev olarak hatırlıyorum
Yılların yükledikleri
Cüce kalacak bedeninde
Biliyorum her şey fani
Sahi masallar da devler ölmezmiydi

Ben de bir masal yaratıp
Seni yaşatacağım
Bana ait öykü de ve diyeceğim
Ölümsüzlükle anmak değmezmiydi
Yüceliğine

[GooD aNd EvıL]

Eve dönüyorum her akşam üstü,
Yorgunluklarım dışarıda kalıyor.
Otobüsün penceresinde ki adam,
Soğukta yıkanan ölü,
Sümüğünü çeken yarı çıplak çocuğun
Yoksullukta yaşadığı kısır döngü,
Ara sıra yemlediğim küçük kuşlar
Dışarıda kalıyor.
Gökyüzü benim diyorum ama
Alamam ki içeriye
Gözlerlimde ki şip şaklara takılı
Beyin belleklerimde birkaç kare,
Bulutlarla gökyüzü,
Dalgalarıyla köpük köpük deniz
Dışarıda kalıyor.
Aşk üşüyor mevsim kış sa,
Bir ağacın altında.
Ya da kavruluyor alev alev
Kıpkırmızı gelincik tarlası gibi sıcak yazlarda,
Duyguları yüklenip giriyorum içeri
Ayak izlerim dışarıda kalıyor.
Nedenli, nedensiz kavgalar
Bilmem ne kuyrukları,
Birkaç solukla molalarda dinlendiğim
Kırık dökük sıra
Dışarıda kalıyor.
Eve dönüyorum her akşam,
Tek bir yaşamı alıyorum içeri
Bir meçhule yuvarlanan her şey
Dışarıda kalıyor.

[GooD aNd EvıL]

Dilek ağacı

Bu günlerde
Bir dilek ağacım var
Düşümde.
Her gün
Kurdelalar bağladığım
Renk renk.
Hani,
Her rengin
Bir ismi var ya!
Hani
Her isim
Bir dilek.
En çok olmasını
İstediğim şeyi
Bağlıyorum.
Her gün
Tek tek.

O yüzden
Kurdelalarım tek renk.

[GooD aNd EvıL]

Diyemezdim

Bir gün
gel dedin
ki biliyordun
gelemezdim...
Büyük
bir öfkeye
büründü yüreğin,
artık
seni seviyorum.
Diyemezdim...

[GooD aNd EvıL]

Diyemi?

Çöp yüklü
Arabasıyla geçen
Vatandaşın
Teni esmer
Diye mi
Karadır
Bütün *******i?

[GooD aNd EvıL]

Doğanın oyuncakları

Ne çok seviyorum,
ne çok!
Yağmur kokan
toprak kokan sabahları...
Bütün gecemi ağladınız?
Ey sümbüller,
ondanmı kokuyorsunuz?
böyle acı acı...

Üşüyen havayı
bir bulut örtmüş
sanki pamuktan...
Çatlayan topraktan
çıkan böcekler özgür...
Karıncaları götürüyor
düzgün bir
yol boyunca
başlarındaki komutan...

Ne çok seviyorum
ne çok!
Yağmur kokan
toprak kokan sabahları...
bir ara güneş
saçlarını tarayıp görünüyor ya
yolcu ediyorum
o gün
bütün huzursuzlukları...

Bir çocuğum şimdi
top oynayan yada
dondurmacıya giden
sayarak avucudaki
bozuklukarı...

Ne çok seviyorum
tertemiz sabahları...
Gözümün önünde
dansediyor sanki
doğanın oyuncakaları...

[GooD aNd EvıL]

Doğarken ağlamak

Bir çocuk doğuyor uzaklar da
Bir yerlerde
Neden doğduğunu bilmeden
Her çocuk gibi ağlıyor
Neden ağladığı bilinmeden

Bir çocuk doğuyor bir yerlerde
Ağlıyor
Neden ağladığı bilinmeden
Susturuyorlar hemen
Kısıtlıyorlar özgürlüğünü
Onun bu ilk gözyaşlarında hemen

Bir çocuk doğuyor uzaklar da
Ağlıyor
Nedenini bilmeden

[GooD aNd EvıL]

Doğmak

Annemin içi acıyor
babam telaşlı.
Birkaç küçük göz
oyun hapsinde
ama akılları telaşlı
çünkü
yarınları kardeş bekliyor…
Küçük bir yumruyum,
bedenim bir nura
yuvarlanıyor.
Gözlerimde yaşamdan
ilk sabah olacak.
Küçük bir yumruyum
annemde hala
bir zaman sonra
doğarken…
Onunla birilkte
ağladı ağlayacak…

[GooD aNd EvıL]

Doğruyla yalanın aralığı

Doğruların yalanla aralığı
Gökyüzüyle yerin
Uzaklığı kadar
Yalanlardaki çekim
Gömer insanı
Doğru dediğin şey zaten
Hafiftir ve özgürdür
Bulutlar kadar

[GooD aNd EvıL]

Dokusunda sen varsın

Bir rüzgar esti
ta uzaklardan
kokusunda sen varsın…
Yaşam ağlarını örüyor
gün be gün
dokusunda sen varsın…
Elimi kaldırıp
selamlıyorum her şeyi
götürürler selamımı belki
uzaktaki yakınımda
sen varsın…

[GooD aNd EvıL]

Dolu bir gün

Dolu geçecek güne
uyandığın her sabah,
kağıtlara döktüğün
birkaç satırcık yazı,
birazcık müzik sesi,
doğada birkaç adım,
ana kokan bir evin
çoluk çocuk neşesi…
Hiç bir dert yokmuş gibi
mutluluktan çilesi…
Yazıda anlatılan sen,
şarkılarda sen,
günü yaşayacak sen,
annenin çağırdığı sen
dolu geçecek güne
hayat verecek te sen!

[GooD aNd EvıL]

Dolu bir kadeh gibi

Dolu bir kadeh gibisin!
Tükettikçe içim gidiyor.
Yitip gitme! İstemiyorum…
Garip bir sarhoşum
bir divanemi ne?
İçime doluyorsun
yudum, yudum sen
içimdeki kadehi
dengeliyorsun!
Fırlatıp atıyorum
kırılıyorsun!
Kimse senden içsin istemiyorum…
Soluduğum havayla
nefes, nefese
bütün hücrelerime doluyorsun!

[GooD aNd EvıL]

Dolup taşan sayfa

Neyle beslenir yazı,
Neyle olgunlaşır hayat?

Ne zaman kalem hükmeder,
El çalışır
Ne zaman kağıda düşer yazı
Ne zaman biter öyküler?

Neyle sonuçlanır
Hükümlü yazı
Neyle anlam kazanır
İçten içe?

Neyle yüklenir
Dolup taşan sayfa?

[GooD aNd EvıL]

Don Kişot'a nazire

Bir değirmenin
kırılan pervanesinin
yerinde dönüyor,
koltuk deyneğim.
Yepyeni bir aşk var
aramızda
O! benim bir parçam,
artık
bende bir değirmenim...

[GooD aNd EvıL]

Dönüş yok

Kabuğundan çıkan tohum
Kozadan kurtulan böcek,
Saklı yasak düşünceler.
Kavuşunca aydınlığa
Dönmeyecek artık geri
Daralmış karanlıklara.

[GooD aNd EvıL]

Dört büyük aşk

Dört büyük aşkım var benim!
Her biri yeşeren filiz.
Dört büyük aşkım var benim!
Masmavi bir gökyüzü,
sonsuza uzanan deniz…
Dört büyük aşkım var benim!
Umutlar yüklediğim
hey! İyi gün dedikleri
gelirmisin onlara,
onlara gelimisin?

[GooD aNd EvıL]

Dört köşe

Bir üçgenin
tam ortasındayım,
çarpıp, çarpıp
köşelere
daralıyorum
dar bir alanda.
Bir kırarbilsem!
çizgileri.
Bir üç köşeden
kurtulabilsem!
Böyle karamsar
olmasam!
Böyle ince, ince
sızlanmasam!
'Yaşam'
dört dörtlük olsa!
Yakalayıp ümitlerimde
ne varsa
zevkten
dört köşe olsam...

[GooD aNd EvıL]

Dörtlük

Gözlerin bende kalmalı giderken
Ayrıldığında ağlamamalısın..
Bir sen vardın taptığım birde gözlerin
Sadece yalnızlığın sende kalsın…

[GooD aNd EvıL]

Dur dedim yanımdaki gölgeme

Dur dedim!
Yanımdaki gölgeme…
Öyle gitme
Benden öteye…
Bir başı boşluk geliyor
Adımlarıma
Ve önümde yapayalnız
Bir yol gidiyor
Bir ürperti doluyor
Hücrelerime…

Dur dedim!
Yanımdaki gölgeme…
Öyle gitme
Benden öteye…
Kimsesiz bir duygu
En koyu yalnızlık
Hükmediyor *******ime…

[GooD aNd EvıL]

Durma

Durma!
Ya uç hayallerinle,
Ya koş amaç ne ise,
Ya yürü uygun adım,
Ya da git aşık ol
Birisine…
İçinde hepsi var
En kolayı bu!
Yaşayıp durma
Körükörüne …

[GooD aNd EvıL]

Duvardaki resimler

Bir kareye
hapsolunan zamanlar,
bir cezamı etrafınıza
çekilen duvar?
Soluyorsun
bir mahpuslukta
gün be gün,
daraılmışsın belli
kaşların çatık.
Dudağındaki
alaycı gülümseme ne?
Ya bu oturuştaki
boşvermişlik,
bu vurdumduymazlık?
Böylemi görmeliyim?
Duvardaki resimleri...
yada
yanlızca kendimin bildiği
kıymettenmi?
Mahpus
Küçücük odalarda resimler.
çeşit, çeşit yaşlar,
karışık mevsimler.
özgür bırakacağım onları
bu gün yada yarın
cezaları bitti gözümde.
Sonrasını düşündüğümde
fuzuli çöp gibi
gören gözlere
neden yenik düşsünler?
Bırakacağım onları
istedikleri yere gitsinler...

[GooD aNd EvıL]

Duygular güdümsüz füze

Aşk terk etti bu sabah.
Şehirde garip bir melankoli,
Dallarda sallanan hüzün
Dökülür tek tek.
Bir cennet vardı
Hani!
Şimdi nerede?
Aşk tüketti varlığını
Bu sabah.
Ezbere bilir bu gönül
Onu.
En çok hüzünleri tanır,
Duygular güdümsüz bir füze
Şimdi
Kimbilir nerelere saplanır?

[GooD aNd EvıL]

Duygulara dair

Dokunmalı;
İçini acıtan bir söz,
Sözdeki incelik,
Güle oynaya,
Geçen hayatında
Aniden beliren bir şey.
Boşuna yaşanmış
Yılların ağırlığı
Omuzlarındaki yük,
Dokunmalı…
Bir günün sonundaki
Yalnızlık,
Güneşin kavuşmasındaki giz,
Güneşten sonra gece,
Gecenin matemi
İnce ince
Dokunmalı
Ayrılığın yaman izleri,
Kocaman denizin
Kıyıya ittirdiği dalgaların,
Kıyıya hoyratça
Dokunuşları gibi
Dokunmalı
Bir kitabın
Acı sözleri
Bir ananın
Usulca akan gözyaşları,
Bir çocuk öpücüğü
Ne varsa
Duygulara dair
İnceden inceye
Dokunmalı…

[GooD aNd EvıL]

Dün sana geldim İstanbul

Dün sana geldim İstanbul!
gördüm
ne kadar çok telaşlı
insanın var…
Bir iskelede vapur bekledim,
gökyüzünde kar tanesi gibi
martılar….

Karşımda Galata kulesi
düşündüm
Hazerfen gerçekten uçtu mu?
oraya kadar…

Turuncu ayaklı güvercinler nöbetteydi,
ansızın çalan bir vapur düdüğüyle
korktular…

Kız kulesine baktım,
kendimi yerine koydum,
bunca yıl çekip gitmedi ya
bu şehirden,
belki de çok sevdiği biri
yada her şey için
sağlam basan ayakları var…

Neden susmuş deniz fenerleri?
Söylenecek sözmü kalmamış
maviliklere…

Köşedeki heykel yanıyor
güneşten
bulutunu almış götürmüş rüzgar
Çamlıca’ya kadar…

Yalandan bir çocukluk
geçirdim sende,
aşklarımda oldu
adının geçtiği her seferde..
hep bir gizem aradım
masal gibi gelen öykülerde…

Dün sana geldim İstanbul!
Gördüm ne kadar çok
özlemin var,
ne kadar çok telaşın.
Bir armağan gibi duruyorsun
geleceğe mirassın…

[GooD aNd EvıL]

Dünya dönmeseydi

Dünya dönmeseydi!
Sabahlar olur muydu hiç,
Masmavi gökyüzünde ki bulutlar,
Bulutlarda ki rüzgar?

Dünya dönmeseydi!
Hep çocuk mu kalırdık
Güneşsizlikten,
Başka bir oyunun içindemi olurduk?

Dünya dönmeseydi!
******* olur muydu hiç,
Bilirmiydik karanlığın oyuncağını,
Bilirmiydik ay dedenin çocuklarını?


Dünya dönmeseydi!
Gökkuşağı olur muydu hiç,
Yağmurun silahıyla
Renklerini sıraya dizen?

Dünya dönmeseydi!
Ayağı kayar mıydı serçenin,
Tüketmeseydi günleri bir bir
Bu kadar çokluğa dayanabilir miydi evren?
Silmeseydi kimilerimizi belleğinden

Dayanabilirimiydi?
Bir balerin edasıyla dans edip giderken…

[GooD aNd EvıL]

Düşen pay

Yaşam
bir sahneyse
günler
oyun yazarı
Bizede
oynamak kalır
üzerimize
düşen payı...

[GooD aNd EvıL]

Eğreti

Aynadaki yüzünde
belli belirsiz
gülümsemen eğreti...
Çünkü
yarım bırakmışlar
oyuncak kuleler gibi
dizdiğin,
ve içinde biriktirdiğin
parıldayan taşlar gibi
anlamlı serveti...

[GooD aNd EvıL]

Eksik

Kendimi çoğaltamadım sözlerim eksik,
Bir küçük şey için ümidim eksik,
Nasıl anlatılırım bilmem?
Görünce hapsedecek yüreğim eksik.
Gecenin bir vakti yıldızlar alevden çiçek,
Ay hilal!
Bir bulutta asılı kolları,
Bir sevdayı büyütemedim küçükten.
Aşkıma yol tutan günlerim esrik..
Kendimi çoğaltamadım yıllarım eksik,
Denedim olmadı isteklerimi
İçinde bir yerde olgusu eksik…

[GooD aNd EvıL]

Elele yürümek

Güzel şeyler için
El ele yürümek
Seninle bir olanı
Yanım da bilmek
Özgürce düşünmek
Özgürce gülmek
İşte yaşam bu deyip
Tüm zorlukları yenip
Yüreklerimizde
Umutlu günleri görmek
Işığıyla o güneşin
Yolları bilmek
Güzel şeyler için
El ele yürümek
işte
Gerçek dostluk bu demek

[GooD aNd EvıL]

Elimde değil unutmak

Kocaman bir öpücüğün
nemi kaldı dudaklarımda,
Kocaman yüreğinin
en kuytusuna sakladın beni!
En güzel yıldızdan
bana baktın ya
artık
elimde değil unutmak,
olanı biteni
yok sayıp
arkada bırakmak…

[GooD aNd EvıL]

Ellerim yağmur kokuyor

Ellerim yağmur kokuyor,
Ellerim sen!
Ellerim bulut topluyor,
Gözlerinde görünen…
Ellerim yağmur kokuyor
Ellerim ben!
Ellerim rüzgar topluyor,
Üzerinde sen!
Ellerim sen kokuyor,
Ellerim ben!
Ellerim rengarenk şemsiyeler
Topluyor
üzerinde sen!
Çekiyorum ellerimi
Gökyüzünden.
Yolunu buluyor her şey!
Artık özgür birer damlayız
Zerrelerden.
Kavuşuyoruz bilmiyoruz
Yere düşerken…

[GooD aNd EvıL]

Ellerin vardı

Ne büyük
ellerin vardı,
kocaman bir yüreğin.
Bir büyük
ayrılık için
el salladın,
sığdıramadım
küçücük yüreğime….

[GooD aNd EvıL]

Emekçiler

Koskocaman ak bahçe de,
Pamuk toplayan kızın yorgun düşen gölgesi.

Al yanaklı Ayşe’nin
Ali görmesin diye koynuna sakladığı
Tırnakların çilesi.

Çay toplayan Fadime! Yeşil hayaller kurar,
Temel’le horon teper. Hayalinin zirvesi.

Pamuk toplayan o kız
Yan bahçede çalışan Mustafa’dan utanır
Ondandır yanağının pembe beyaz gölgesi.

Ne çok ana babanın yanında onlar vardır,
Ne zaman onlar için bir mutlu gerçek vardır?

Kim bilir kaç yorguna o emekler devadır,
Kim bilir onlar için hangi şeyler revadır,
Nasıl yok sayılır ki emekçinin çilesi?

[GooD aNd EvıL]

Engel değil mesafeler

Alıp gitsen de başını,
taşıdığım yürek yükü
bende ya.
Ne koyduysan içine
ellenmemiş
duruyor tek tek.
Sadece
Özlemin yasını tutuyor
bu yürek….

Biter mi?
sevgiler
Araya girse de ayrılık
Denizler,yaban eller…
Gözyaşlarında bile
buluşuruz…
Bence engel değil
mesafeler..

Yağmur aynı yağmur,
rüzgarlar hep
senden bana…
Bin bir notadan yükselir
bir hüzünlü ney gibi
gelir kulağıma,
ardında bıraktığın
sözler ki! Ne sözler…

Girse de araya
denizler.yaban eller,
bence engel değil
küçük bir nokta gibi
geliveren
göz açıp kapayıncaya
tükenen,
Sevgimizi yüklediğimiz
mesafeler….

[GooD aNd EvıL]

Engel olamazsın

Engel olamazsın bana
usulca süzülürüm içine.
Büyürüm yüreğinde
yer tutmaz varlığım,
yok gibidir maddem…
Beni ancak
hissedersen anlarsın!
İstemem; özgürlük
ne demekse,
yalnızlık her ne ise…
Beni ancak
Biz olunca anlarsın!

[GooD aNd EvıL]

Erguvan yangını

Sen söyle şarkını
küçük kuş erguvana
keşke!
hiç bitmese
aranızdaki aşk
ki;
çabuk geçer erguvan yangını.
Yemyeşil bir buluta
dönerken erguvan,
toz pembe
bir gençlik yaşar,
kısacık.
Sen söyle şarkını
küçük kuş erguvana
keşke!
hiç bitmese
aranızdaki aşk
ki;
çabuk geçer erguvan yangını…

[GooD aNd EvıL]

Eriştğim 'son' bahar bu

Yağmur saçlarını uzatmış
Düşüyor
Son denilen yere…
Yapraklar savruluyor,
Uçuyor
Son sarıya doğru…
Günlerde kısaldı
Üşüdü
Yüreğimdeki kuşlar…
Eriştiğim”son” bahar bu!
Yaşadığım en sonbahar….

[GooD aNd EvıL]

Eriyorsun avuçlarımda

Tutamadığım kar taneleri
Gibisin
Eriyorsun avuçlarımda…
Biliyorum sen her kışta
Gelirsin
Bir veda yaşatırsın
Baharlarımda…
Sen bir mevsim insanısın,
Kuru bir soğuk,
Yalın kat kış çiçeği,
Buzdan akan dere,
Sıcaklığına dayanamıyorsun
Sevginin…
Eriyip kayboluyorsun,
Gününü tüketip
Gidiyorsun,
Geriye dönen kar tanesi gibi
Soğuk göklerde kayboluyorsun!

[GooD aNd EvıL]

Erken

Bu yıl,
bahar erken geldi,
arka bahçeye...
Filizleniverdi her çiçek
uyupta havalara...
Tıpkı
erkenden büyüyen
çocuklar gibi
aldanıp duygulara...

[GooD aNd EvıL]

Eski bir tanrıça gibi

Eski bir tanrıça gibi
Soğuk ve yalnız
Ve zamanın içine hapsolmuş…
Kocaman bir taş,
Dipdiri ve mağrur…
Durağansın,
Kocaman denizlerde ki çıpa,
Eros’un elinden kurtulan ok
Saplanıp kalkmışsın yıllardır,
Yolunu ezberden bildiğin
O yerde…

Bir gömütün içinden çıkan
Sır dolu mezar,
Seninle gömmüşler cevherlerini…
Gün yüzüne çıktığında
Sır bitecek,
Çözülecek gizemin
Azar azar….

[GooD aNd EvıL]

Eski düşlerimde ne vardı

Eski düşlerim de ne vardı
Yenilerin de ne var
Düşünüyorum da zaman zaman
Hiç değişmedi ayrıntılar

Ummanlar da sonsuza gitmek
Uçmak hiç yorulmadan
Bir ağacın kökleri olmak
Dallanıp budaklanıp gökleri bulmak

Şimdi hala kök salıyorum zamana
Uçuyorum koca denizler üzerin de
Kocaman kanatlı martılarla
Umutluyum çocuklar kadar

Eski düşlerim de ne vardı
Yenilerin de ne var
Gözlerimi kapattığım da görüyorum
Nasıl derin bir duyguysa bu
Sürüyor içim de bir yerlerde
Sürecek de
Ömrümün sonuna kadar.

[GooD aNd EvıL]

Eski sokak

Eski sokakta artık,
Eski hayat yok.
Eski sokakta,
Ayak sesleri yorgun.
Dört bir yan anı.
Dört bir yanda
Geçmişin,
Solgun izleri.
Eski sokakta
Eski evler yok
Eski dostlar yok
Köşedeki bakkal yok
Eski sokakta,
Ayak sesleri ürkek
Her şey yabancı şimdi.
Karşıda yükselen yapı
Yeşil evimiz değil miydi?
Eski sokakta,
Çiçekler, sardunyalar yok.
Her çocuğa bağıran,
Ayşe Teyze yok.
Köşedeki çeşme
Kurumuş
Ayva ağacımı kesmişler
Eski sokakta şimdi,
Daralmış sokakların,
Rüzgarları esiyor.

[GooD aNd EvıL]

Eski zaman masalları

Evvel zaman içindeyken,
Anlatılan masallarda,
Yaşatılan bir ayıcık,
Ürküterek arıları,
Bulduğu balı yermiş.
Kalbur zaman içindeyken,
Akşama eve dönermiş.
Evvel zaman çocukları,
Gerçek sanıp her masalı,
İnanmışlar her öyküye.
*******i zor beklermiş,
Ninem anlatsın diye.
Zaman zaman içindeyken,
Bugünlere gelince de,
Ne ormanda ayıcık kalmış,
Ne talan ettiği kovan.
Bol resimli öykücükler,
Hiç birisi varolmayan.
Sıra sıra oyuncaklar,
Şimdiki yerini almış.

[GooD aNd EvıL]

Eskici

Dün seni düşündüm
Seni ve beni.
En çok nelere değer verdiğini,
Ben de kalan ne varsa
Topladım bir köşeye
Birer mücevher gibi gelen
Eskiyenleri…

[GooD aNd EvıL]

Eskimiş yıllarım gibi

Eskimiş yıllarım gibi
Yarınlarımda eskimiş olacak?
Yalnız soğuk ve her şeyiyle viran.
Hiçbir şey anlamadan...
Yaşanmış ve bitmiş olacak
Eskimiş yıllarımda bilirdim ne yoktu,
Yarınlarımda bilirmiyim ne yok?
Bir bilmece her zaman önümde olacak…
Binlerce göz geçti,
Binlerce söz hayatımdan
Söylendi ve bittimi olacak?
Ya da hala olacak mı yarınlarımda aşk?
Hatırlayamıyorum
Kaç kez titredim çiçekler gibi,
En küçük rüzgardan ürkerek?
Kaç sevgi vardı dün,
Kaç kere
Gerçek sahibi oldu bu yürek?
Eskimiş yıllarım gibi
Yarınlarımda eskimiş olacak.
Gitmiş ve bitmiş hatıralarla
Kaç ölüm sevdiklerimi alacak?
Kaç kez uyanacağım sabahlara
Korkulu rüyalardan?
Sımsıcak bir yüreği
Yanımda sanarak…
Ağlayarak hazırlanacağım güne
Çünkü yanımda
Hiç kimse olmayacak…
Biliyorum!
Eskimiş yıllarım gibi
Yarınlarımda bir gün eskimiş olacak…
Ondan sonrası
Bilinmeyen bir hayat,
O dönüm noktasının ardı
Koskoca bir ömrün
Mazisi olacak…

[GooD aNd EvıL]

Eşit

Gözlerine bir ışık vurmuştu,
o ışıkta sana!
Aydınlığından

[GooD aNd EvıL]

Fabrika yorgunu

Fabrikanın dumanı
uzaktan göründüğünde
aynısı başlar
usandığın sabahların…
Bir düdük çağırır aceleci
sen geçerken
daracık sokaklardan…
Doğrudur!
Köşe başında kadınların
erkenden dedi koduya durduğu…
Bilmezler!
Sendeki günlerce süren
büyük yorgunluğu…
Biraz öylesine giyinirsin ya
biraz açık orası burası
ayıptır ve günahtır,
o yüzden
garip bir selamdır verdikleri…
Biraz yalancı, biraz müstehzi…
Sen geçerken yorgun
dar sokaklardan
bilmezler
içine kapadığın yorgunluğu…
Yaşam hızla gider de
günler boyu çoğalttığın
adımların ağır gelir…
Çöker üzerine *******i
böyle yaşamanın zorunluluğu….

[GooD aNd EvıL]

Fal

Senin falını gördüm
Senin ellerinde
Uzattığında bana o son gün
Titriyordun küçük dallar gibi
Gidiyorum artık diyordun
O bedende iki şey ayrı konuşuyordu
O yürek ve ellerin
Belirsizlik ellerindeydi
Gerçek ise yüreğinde
Dilinin ucundaki sözcükler
Hükmediyordu hücrelerine
İstediğin bu değildi
Hadi dedim
Gitmiyorum de
Senin falını gördüm
Senin ellerinde
Sanki
Yalnızca gidiş değil biletin
Gidiş dönüş kesilmiş
Geleceğine

[GooD aNd EvıL]

Farkındalık

Bir gelinciğin
dudağındaki kan,
Kızıl sabahlarda
her çiçekte
yaşamın gözyaşları...

Mis gibi kokan
bir ıhlamur ağacının
gölgesi...
Kasım çiçeklerinin
acıtan nefesi...

Güldeki pembelik
seni görünce
yanağıma vuran...
Bir sevgisin
aç susuzken doyuran...

Sevdiğim müzik,
Neşeli bir
çocuk sesi..

Bir varoluş,
bir farkındalık.
Yaşadığım her anın
bende kalan belgesi...

[GooD aNd EvıL]

Fener alayı gibi gelişin

Bir fener alayı gibi şimdi gelişin,
Ellerimde ışık ışıksın!
Karanlığım yok,
Kayboldu içimdeki zindan…
Şimdi fenerlerdeki alev gibi aşk
Işıltılı ve sıcak…

Bir fener alayı gibi şimdi gelişin,
Kalbimde çalıyor trampetler,
Işığına sarıldım sımsıkı,
Aşk uçuyor alevinin ucunda…
Anladım!
Sen yokken bile yanımda
Her zamandan daha çok
İçimdeymişsin…

[GooD aNd EvıL]

Gece

Gece
bir renktir.
Tutulmayan, görünmeyen
her yerde.
Yada bitmeyecek
bir sonsuzluk gibi
yaşadığımız,
kapladığı
yerde...

[GooD aNd EvıL]

Gecede Yanlız

Bir gece yarısı
Yapayalnızken,
Uykumun arasında
Silkindim, ürperdim.
Anlayamadım.
Nedir bu?
Bir ışık aradım karanlıkta
Ses yoktu.
Soluk yoktu.
Anlamsızca korktum.
Oysa korkmazdım
Karanlıktan.
Bir gece yarısı
Uykumun arasında
Ürperdim.
Kurtulmak için
Ürkek yalnızlığımdan,
Önce perdeyi araladım,
Sonra açtım kapılarımı,
Karıştım
Gece yolcularına.
İnsana insan gerek

[GooD aNd EvıL]

Gecenin anlamı

Yıldızlar mı gecenin çocuğu,
Çocuklar mı yıldızlara
denk?
Bir gece kuşunun sesi
ürkek,
Kanatları vücudunda kaybolmuş
Soğuktan ilk önce o
Ölecek…

Yıldızlar mı gecenin süsü,
Ay da efendisi?
Karanlıklarda süzülen
bulutlar
Bir gecenin soğuk örtüsü…..

Yıldızlar mı başındaki
Çiçek?
Işıkları aydan geçecek…
Olmasalar oralarda bir yerde
Gecenin anlamını ne
Verecek?

Ay! Ne işe yarar,
Yıldızlar ne işe yalnız?
Bulutlar ne işe yarar,
Ak ile kara…
Gece ne işe yarar
Saklayıp ayı yıldızları
Çıkmazsa sabahlara….

[GooD aNd EvıL]

Gecenin gizi

ay düşmüştü suya
dokundum,
usulca kıpırdandı.
'Gecenin gizini'
topladım
en derin sessizlikten
hafif bir rüzgar
saçlarımda dolandı.
Ay düşmüştü suya
aldım başımı gittim
karanlıkta
ürperdim sessizliğinden.
Ay suda
yanlız kaldı...

[GooD aNd EvıL]

Geçip gitmeden sevdalar

Geçip gitmeden
sevdalar..
Koklamak gerek
derin, derin.
Her çiçeğe konan
kelebekler gibi
usulca…

[GooD aNd EvıL]

Geçip gitmedi aşk

Ezberleyemediğim şarkılar gibi
Aşk.
Gidemediğim yollar gibi
Belirsiz.
Bilemediğim duygular gibi
Değişken.
Köşelerine çarpıp kırıldığım
Bir üçken.
Yaşamadığım duygular gibi
Anlamak için çok erken.
İçimdeki heves gibi
Üretken.
En güzel duygular gibi
Donatılmış sevgiden.
Belirsiz zamanlardan o an gibi
Her mevsimden.
Bulamadığım doğrular gibi
Aşk.
Geçip gitmedi henüz yeminlerimden…

[GooD aNd EvıL]

Geçmiş aşklarım

Geçmiş aşklarım
bir kaldırım kenarında,
bekleyen yabancının
gözlerinde….

Eski sevdalar
sıcacık bir el tutuşta…

Eski sevdalar
bir çınar altında
sımsıcak duygularda…

Soğuk bir günde,
soğuk bir deniz kenarında ki
bankta…

Tek bir sözde,
birleşen gönüllerde…

Geçmiş aşklarım
Kupkuru vedalarla gelen
terkedilmiş sevdalarda…

[GooD aNd EvıL]

Geçmiş zaman çocukluğu

Ağaçlara bayrak asıp
En güzel bayramları
Biz kutlardık.
Boş teneke kutularından
Trampet yapıp,
Yamultuncaya kadar çalardık.
Taşları üst üste koyup
Patlak topla devirince,
Uzaklara kaçardık,
Ebe yakalamasın diye.
Çöpten bebeklerimiz vardı
Düğmeden suratları
Zerdali çalardık komşudan
Oyun sanıp, akşamları
Uçurtmalarımız vardı
Her bir köşesinde biz.
Yere indik istemeden,
Hepimiz
Bir yerlerdeyiz.

[GooD aNd EvıL]

Gelincikler

Kıpkızıl uyanır gelincikler…
Bin bir eda süzülür sabahları,
bir Güneş’e, bir rüzgara cilvelidir
en çok…
Yine kıpkızıl ağlar
akşam üzerleri…
Kısacık ömrüne
üzgün bir vedadır,
bir hüzün…
Biten günde
yemyeşil bir mezar kalır
ardında…
Bir mübarek dua gibi
fısıldaşan
rüzgarlı karanlıklarda….

[GooD aNd EvıL]

Gençlik

Çocuktan öte,
kuştan hafif,
rüzgarlardan savruk…
Sığmıyor yaşadıklarım
günlerimin içine
gün gerek hem de çok çabuk…

Çok değilim yıllara henüz,
uzak bir duygu gibi
yükleneceğim yıllar,
çok değil yaşlarım
unuttuğum çok şey yok!
Anılarım karanlık değil,
aklımın bir köşesinde
ve hala gündüz….

Çocuktan öteyim evet!
Kuştan hafif,
rüzgarlardan daha yurtsuz…
Sığmıyor yaşadıklarım yüreğime.
Sorarım size!
Siz olsaydınız?
Ne yapardınız? ....

[GooD aNd EvıL]

Gençlik değilde ne?

Garip sımsıcak bir kan yürüyor damarlarında
zaman bir lastik top sıçrıyor ileriye…
Bir günün bir gününe uymuyor,
duyarsın uykunda bile sevgilerin uyanışını
hayatın en güzel baharlarında…

Alevlenir masmavi gökyüzü bile
her uyanış, her sabah gibi
kıpkırmızı bir diriliştir,
Saat yürür, aşk gider biteviye..

Yarın mı? Oda ne?
An bu andır! Ötesi yok!
Bitmez sımsıcak şarkılar
her telden sendedir şimdi sözleri
yerleşiverir yüreğine
söyler durur, doldurur *******i…

Garip bir kan yürür damarlarına
içine sığmaz yaşadıkların,
Saat yürür, aşk sürer ölesiye.
Bu heyecan, bu hesapsız gün sürümü niye?
Hesap yok! Endişe yok!
Gün bu gündür diyerek yaşadığın günler
gençlik değil de ne?

[GooD aNd EvıL]

GENÇLİK NE DEMEK

Bir uçtan bir uca
giderken gözüpek
biliyorum gençlik ne demek!
Bir cesaret her şeye
bir yorulmaz yürek…

Bir uçtan bir uca
giderken gözüpek
aşktada günüm var,
yaşanmışlıktada,
beklide ayrılık zor gelecek…

Derdimiz olacak
havadan sudan.
Ölümden korkmayız
bizden çok uzak ya şimdi
zannederiz hiç gelmeyecek…

Bir uçtan bir uca
giderken gözüpek
ne kadar çok şey var
yıllarda görülecek…
yaşayıp tükettikçe anlarız
gençlik ne demek…

[GooD aNd EvıL]

Gerçek

Düşlerinin öldüğü
gün.
Kocaman bir gerçektir.
Uçuşan rüyaların
ardından
gördüğün….

[GooD aNd EvıL]

Gerek

Sevgiyi bilmek mi
gerek,
sevmeyi öğrenmek için
severek yaşamak için….

Ölümü yaşamak mı
gerek?
ölmeyi bilmek için
nefes alıp vermek mi?

İnsan olmak için
duyguları bilmek mi?
İnsancıl yada haince…

Yaşamak mı gerek?
Sevmeyi,
ölmeyi,
ne varsa
aldığımız her nefeste
insan olmayı….

[GooD aNd EvıL]

Gerekeni yaşayan

Hepimiz bir yolcuyuz
Hepimiz o zamanın bekçisi
Acıyı ve sevinci yüreğin de aynı taşıyıp
Gerekeni yaşayan
Gün içinde bir mecbura kul olup
İstemediklerini çoğu zaman ardına
Atamayan
Ne varsa yüreğinde taşıyıp
Kaderleri ayrı ayrı yaşayan.

[GooD aNd EvıL]

Gezgin

Bastığım yerler
Tükeniyor,
Her adım atışımda.
İşte burası
Benim yerim
Diyebilecek miyim?
Her hangi bir
Adımda,
Ayaklarımın
Ucuna bakıp ta.

[GooD aNd EvıL]

Gibi

Bir şeyin
tekrarı gibi,
yeniden
yaşanır gibi,
umutla
bakmak gibi.
Olmaz sandığın
düşe
aniden ulaşmak gibi

[GooD aNd EvıL]

Gidene ağıt

Bir çiçeğin açışı gibi,
Mutluluk aşısı gibi,
Tertemiz duygular gibi,
Ey çocuk! Yiten senmisin?

Bir emeldin belki bir zevk,
Sev demiştin sevmen gerek.
Onu gördüm, onu sevdim
Ve ayrıldık üzülerek
Ey aşkım! Biten senmisin?

Solan aşkım sende kaldı,
Acıları sen de tattım.
Yine de sen çok güzeldin,
Ey gençlik! Biten senmisin?

Düşündüm durdum da bir an,
Ne arzu imiş, ne heyecan
Yaşanan yıllardan kalan,
Ben seni şimdi fark ettim.
Ey ömür! Biten senmisin?

[GooD aNd EvıL]

Gideni geri getirebilrmisin?

Gideni geri getirebilirmisin?
Geriye döner mi?
Güneş hergün doğuyor
ama zaman aynı zaman değil…
hayat yaşanır,
yaşadığımız günler aynı değil
harcanır zaman
yeniden geri döndürebilirisin?
Akıp giden nehirler gibi
her şey!
Yıldızlar her gece var,
Soluyorum günü geceyi
zamanlar tükeniyor an ben an
zamanın içinde ki anlar aynı değil…
Her şeyi yaşamak için
bir umut var ama
geçmişi yeniden yaşamak
mümkün değil….

[GooD aNd EvıL]

Gidiyorum iskelenden

Tutamadı! Çımacının
Yırtık dökük halatı,
Ayrıldım iskeleden
Başı boş gidiyorum şimdi…
Bir liman arıyorum
Bilemediğim şehirlerden…
Her yabancıyla
Yeniden başlayıp,
Yeniden doğmak için
Gidiyorum iskelenden…

[GooD aNd EvıL]

Gittin ya!

Sengittin ya!
her şey aynı
bıraktığın gibi öylece.
Bisikletin duvara dayalı,
burada dursun ellemeyin
dediğin yerde.
Oyuncak arabaların,
halının kenarında dizili.
Hala pullarında,
şehirler yüklü birde,
koca koca adamlar…
Herkes sağa, sola savruk
eskisi gibi.
Aradığımda bulamamak,
korkusu var onları.
Bir senden eminim.
bir senin yerin belli.
Gidiverdin ya aniden
söndürdün,
oyuncak fenerleri.
Telaşlı bir günün ardından,
acıttın yürekleri.

[GooD aNd EvıL]

Giz

Bir istiridyeden
beklediğimiz
Sır mı? Hayır.
Bir kutudan belki.
Ya sen! Çözümlenemezsin ki
Nedir sende ki giz?
İşlenmemiş bir inci tanesi mi?
Okunmamış mektuplar mı?
Tarifsiz.
Bir söz mü?
Düşündükçe var olan
Daha çok.
Yoksa siliniverecek
Bir şey mi?
Karmakarışık,tarifsiz…

[GooD aNd EvıL]

Gizli bir cennet

Gizli bir cenneti arıyorum
dertlerin olmadığı,
renkleri daha çok,
gökkuşağından bir huzur…
Gizliden gizliye
hüzünlü ağlayışların
sevinçli bir müziğe
dönüştüğü…

Gizli bir cenneti düşünüyorum
açmış kapılarını
alıyor içine.
Seni, beni..

Bir rüyadan uyanır gibi
silkinip
geri dönüyorum,
gizli bir cenneti
arıyorum.
hatırlıyorum!
Nerede olduğunu
bilmediğimi:::

[GooD aNd EvıL]

Gizli sevda

Nasılda kuruydu gönüller,
Nasılda çorak…
Birazcık sevgiyle
Canlandı bak!
Acıtmadan canını topla
Kır çiçeklerini
Gizlice kapıma bırak….

Birazcık gizli sevda,
Biraz da yalancıktan naz…
Bir küçük bakışta ki mutluluk
Pembe, beyaz…
Kimse bilmesin sevgimizi
İstersen suya yaz! ...

Bir sevdadır yaşanır.
Bir dal çiçekte,
Bir göz süzüşte o var.
Dallara saklanmış
Gizli bir kuytuda durur
İçinde yaşattığı
Korkuda ayrılıklar…

[GooD aNd EvıL]

Göçebe

Denizde göçebe bir dalgayım,
yersiz yurtsuz bir çingene
yoklardan topluyorum umutlarımı…

Alıp götürüyor rüzgar
nereye olursa,
bakıyorum!
Ben gibi ne çok…

Bir gemiyim uçsuz bucaksız denizde
yüküm ağır,
sallanıyorum her bir yöne…

Bir göçmen kuşum,
üşüyene kadar burada,
sonradan Allah kerim
bir yer bulurum elbet
kaybolmazsam okyanusta….

Savruluyor düşünceler beynimde
bir düş hazırlıyor hemen
Kah buradayım şimdi
kah İzmir’de, kah İstanbul’da…

Göçebe bir yaştayım
yersiz yurtsuz yıllarım var
yaşadığım….

Sanki her şey yitip gitti,
nerede huzur var kimbilir?
Bir denizde, bir sokakta
belki de yemyeşil bir durakta…

[GooD aNd EvıL]

Gökkuşağı

Dün
gökkuşağının altından
geçmek istedim..
Bir şey diledim,
en güzelinden…

Sonra
Seni düşündüm!
Sende geçmek istersen
gökkuşağının altından,
ya dileklerimiz
tutmazsa birbirini?

Yavaş, yavaş
Kaybolurken sevindim
Silerken gökyüzünden
en güzel renklerini…

[GooD aNd EvıL]

Gökyüzüne doğru

Yüzlerce yaylı çalgının sesi gibi
İçe işleyen ve derin
Geliyorsun bir yerlerden…
Dinliyorum bir şarkı gibi seni,
Uçuyorum gözlerim kapalı.
Özgür bir kuşum artık
Yerim yok hiç bir kafeste.
İşle içime,
Bir yerlerden gel!
Koskocaman bir şarkı ol bana
Ya da her telden nameler gibi
Bir beste…


Yolum gökyüzüne doğru,
Saçlarım notalardan birer tel.
Geliyorsun bir yerlerden
Fark etmiyor ne zaman olursa!
Yüzlerce yaylı çalgının sesi gibi,
O şarkının bestesi gibi
İçe işleyen ve derin…
Bitiyor rüya kırıntıları,
Çekiyoruz zamanın iplerini,
Keyfini sürüyoruz bu eserin….

[GooD aNd EvıL]

Gömdüm yetilerimi

İAşkın nabzıydım,
Kalp çarpıntılarının sesi.
Yabansı duyguların ehilcisi,
Bir pırıltı sevdalı gözlerde.
Bir gün gittin ya!
Koparıp aldın içimdekini,
Şimdi durağan bir taşım,
Gömdüm yetilerimi.
Soğuk ve sessiz, denizlerde ki çıpa gibi,
Boş ve sabit yaşıyorum
Derinlerde bir yerde…

[GooD aNd EvıL]

Gönül mutfağı

Gönlümün her zaman
Basit ******* için hazırlandığı
Gönül mutfağında
Bir telaş var
Büyük bir ziyafet hazırlanıyor
Her şeyiyle donanmış soframda
Uçsuz bucaksız tatlar var
Aç gözlü değil
İçimizde ki aşk
Sadece o konuk bu akşam
Ağır ağır haz alarak
Ağırlanıyor

[GooD aNd EvıL]

Gönüller gibi hazan

Gün mü soğudu
İçimdeki hüzünden mi üşüyor?
Mevsim.
Sarıya çalıyor renkler
Yeryüzünde,
Bir şey getiriyor zaman,
Çöküyor
Ağır ağır ayrılığa hazırlanan
Gönüller gibi hazan…
Bahçemdeki şarkı değişmiş,
Kuşlar uyuyor
Soyunan dallarda,
Yepyeni nameler var
Sarı bir yangın gibi düşüp
Çiğnenen yapraklarda…
Gün soğudu,
Günler artık yarım.
İçimdeki hüzünden üşüyor mevsim,
Üşüyor kuşlar, böcekler
yüreğimde çıplak
Bu mevsim gibi,
Sakladım yapraklarımı
Kayıp giden sonbahardan aldım
Ödünç…
Duruyor bir kuytu karanlıkta
Doğmayı bekliyor,
Zamanlar gibi….

[GooD aNd EvıL]

Gör bak

Senin ellerinde takati umudun
Ki iste yeter
Tut ucundan sevdanın
Senin yüreğinde
Yaşadığım aşk
Biliyorsun bize ait olduğunu
Karıştır harmanla yoğur
Canlanıverir çabucak
Doyasıya yaşanır
Aşk adına ne varsa
Bir köşede unuttuğun
Gör bak

[GooD aNd EvıL]

Görgü tanıkları

Küçük,
üzgün çocukların
hüznünün şahididir
en sevdiği
oyuncaklardan
görgü tanıkları…

[GooD aNd EvıL]

Görür gibiyim

Gökyüzünde bir yerlerden
Görür gibiyim
Tek başına sürüklenen
Yalnız yaşamlardaki
Issızlığı…

[GooD aNd EvıL]

Görürüm yine ben de doğduğunu

Gecenin lacivertine kapadığım
Penceremin önünde ki
Yeni sabah
Pencerem denize bakıyor
Ardında da ben
Açacağım az sonra
Önce sahili tokatlayan denizin sesi
Sonra kokusu dolacak içeriye
Denize bakan pencerem
Ardına kadar açık şimdi
Gün doluyor önce içeriye
Sonra deniz
Sonra martıların sesi
Sonra küçük bir sandalla
Denize bıraktığım sen
Günün ışığı bana doğru
Dalgalarla sen bana doğru
Bana doğru yosun kokusu
Her şey pencereme vuruyor önce
Sonra doluyor göz bebeklerime
Sen de gitme
Çevir sandalın yönünü bana doğru
Pişmanın diyorum şimdi
Hem de çok
Kimbilir
Belki dönersin sen de geri
Görürüm yine ben de doğduğunu

[GooD aNd EvıL]

GÖZ HAPSİ

Göz hapsindeyim
Ellerin parmaklık,
Gözlerin odamın ışığı,
Gönüllü bir suç işledim
Tutanaklara yazdırdım
Kendi ismimi.
Suç mahali belli
Sendeyim,
Gönüllü bir suç işledim
Sevgilerdeyim.
Kurtulmak istemiyorum
Tutsaklığımdan
Bırakıp sevdamı
Karanlıklarda,
Yokluluğunun içine
Nasıl gideyim…

[GooD aNd EvıL]

Gözlerinde ki pırıltı kalmış

Yoksa sen misin
Bu beli bükülmüş kadın
Upuzun saçların vardı
Gülümseyen suratın
Yoksa bıktın mı her şeyden
Gülüşün kaybolmuş neden

Biraz dağınık
Kısa kesilmiş saçların
Bu sen misin
Suskun öylece
Bir söze bin söz ekleyen
Bu sen misin umarsız
Sanki hiç gelmeyecek
Birini bekleyen

Sen misin duran karşım da
Bir zamanlar
Yüreğinden sevgiler taşan
Ne çok sevdiğini söylerdin eskiden
Gözlerinde ki pırıltı kalmış
Yıllara yenilmeyen ve
Hiç değişmeyen

[GooD aNd EvıL]

Gözyaşı

Yemyeşil tepelerden
Süzülüverir ansızın
Bir şelaledir gözyaşların
Yakalayamaz kirpiklerin
Dökülüverir öylece
Ortasından geçer gül bahçelerinin

Bir şelaledir gözyaşların
Anlatır düşüş nedenini
Bir bir
Bir sırdaşı değildir o
Üzerin de iz bıraktığı pembeliklerin

Kirpiklerinde gizlenen
Birkaç damla gözyaşı
Düşerken ağır ağır
Yol alır yanağından
Yol açar arkadaşına
Pembesini hiç bozmaz da
Dökülüverir öylece
Ortasından geçer gül bahçelerinin

[GooD aNd EvıL]

Gurbet

Özlemin bir ucunda
gurbet,
bir ucunda ben!
Ya zamansız bir mektupla,
telefonun zil sesiyle
ulaşır bana! Beklenen…
Özlemin bir ucunda
sözler,
sözler ki telaşlı çabuk.
Zamansız mektubun sözü
atlayıp kuş kanadına
yollara düşürüp beni
gurbete çevirir yönü…

[GooD aNd EvıL]

Gurur payı

Paylaşmayı unuttuk…
Hep banacı olduk.
Özgürleşti ruhlarımız
Bencilce…
Kapımızın önünde
Bizden ötesi…
Bilmiyoruz hatır, gönül
Elimizi kaldırmaya
Üşenir olduk…
Selamlaşmayı unuttuk…
Sözümüz kendimize,
Kazançlarımız
Her ne ise…
Gurur payı bırakmadık
Özümüze….

[GooD aNd EvıL]

Gülmek

Hep gülebilseydi
İnsan
Yaşlandığında yüzünde
Gülümseyen çizgileri
olurdu

[GooD aNd EvıL]

Gülmek gelmedi içimden

Her zaman ağladım orda
Bıraktığın sokaklarda ve çaresiz
Günler bitti
Zaman geçti ardından
Her şeyi duydum her şeyi yaşadım
Yaşam kaynağımdan

Ne olursa olsun
Gülmek gelmedi içimden
Odamda yalnızken
Yokluğun boğuyordu beni
sanki
Kocaman duvarlar üzerime geliyordu
Her zaman ağladım orada
En hüzünlüsünden şarkılar dinledim

Kimbilir kaç kere öylece geceledim
Kimse yoktu
Yalnızlık vuruyordu saatler boyu
Sen den sonra
Yıllar geçti ahhh
Ve hala
Gülmek gelmiyor içimden

[GooD aNd EvıL]

Gülümseyerek yenmeliyim

Hep gülmeliyim diyordu
Gülmeliyim
Kimse bilmemeli hüzünlerimi
Gülümseyerek yenmeliyim
Hüzün kırpıntılarının
Kederlerini
Yüzümde sahte çizgiler var
İçimde ince kesikler ise
Gerçek
Dimdik duruyorum
Durmalıyım da
İçimde ki nedenleri
Yenene dek
Bu sahte yüz
Kimleri aldatmadı ki
Gülmelerimde ki sır bu demek

[GooD aNd EvıL]

Gün bitti

Gün bitti,
kıpkızıl bir akşam hazırlanıyor.
Şimdi şarkılar
ya hüzzam, ya uşşak,
ya nihavent çalıyor…

Huzur buluruz belki?
Bir tamburun sesinde,
telaşlı bir gemiyiz
bu akşam gidiyoruz,
bilinmez!
ömrümüzün neresine…

Hala hüzzam var
şarkılarda
her şey tükeniyor
yavaş, yavaş….

Bir garibim, bir burukum
ne var tanrım?
Yerini karanlığa bırakıp giden
kıpkızıl harda….

[GooD aNd EvıL]

Gün değdi

Biten
Gün değdi
Akşam belli belirsiz,
O dokunuş şimdi rengarenk
Bir çember…
Kim bilir kaç gönül
Karaya dönecek
Usul usul kaybolacak renkler,
Kaç göz kapanacak usulca…
Yavaşça alışmalı geceye
Bir koca sandık
Kuytusunda tüm zevkler…
Tükenmeyi bekliyor
Her sahte ışık,
Yavaş, yavaş ekleniyor içine
Uzak köylerden gelen
Sesler gibi nameler…
Söylenmemiş türkü gibi
Her saat.
Kimbilir? Kaç korkuya gebe,
Kaç aşk tüketilmeye…
Biten
Gün değdi
Akşama belli belirsiz,
O dokunuş önce renklerde
Sonra karışacak
Kapkaranlık geceye…

[GooD aNd EvıL]

Gün dönümü

Saat her gün
Sekizi bilmem kaç geçe
Yada dokuzu,
O günün gün dönümü
O zamanlar içinde…
Aşk, birkaç cümle,
Özlem kavuşmak…
Kocaman bir kanat gibiyim
Artık
Hep sen varsın
Havalanan yüreğimin içinde…