[FX][SOLDIER]
03-11-2006, 12:33 PM
Tahran Cuma namazı hatibi Hatemi, Batı'nın İran'a karşı tavrının arkasında yatan nedenin İslam düşmanlığı olduğunu söyledi. Hatemi, İran'ın görünen sebep olduğunu belirtti.
İslami İran’ın başkentinde, Tahran üniversitesi ve kampüsünde Cuma namazını kıldıran Hüccetülislam Seyyid Ahmed Hatemi, birinci hutbede takva ve ibadet gibi konularda halkı aydınlatırken hutbesinin ikinci bölümünde ise İran’ın nükleer faaliyetleri ile İslam dünyasının değişik konularına temas etti.
Hatemi, İran dosyasının Güvenlik Konseyi’ne gönderilmesiyle ilgili Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) yönetim kurulu kararına değindiği açıklamada, ‘Güvenlik Konseyi kararları ile İran milletini korkutacaklarını sananlar çok büyük hata ve yanılgı içindedirler’ dedi.
Nükleer teknolojiden barış amaçlı yararlanmanın NPT üyesi diğer ülkeler gibi İran’ın da en tabii hakkı olduğunu belirten Hatemi, ‘İran’ın nükleer dosyasının Güvenlik Konseyi’ne gönderilmesi kararı bir kez daha Avrupa Birliği ve UAEK’nun Amerika’nın siyasetlerini izlediğini göstermiştir. Bu karar Avrupa Birliği ve UAEK’nun siyasi itibarını yoketmiştir’ dedi.
"BATI'YI HAREKETE GEÇİREN İSLAM DÜŞMANLIĞI"
İran’ın 2.5 yıldan fazla bir zamandır UAEK ile yakın bir işbirliği sürdürdüğünü ve İran’ın çalışmalarının şeffaf ve denetime açık olduğunu ispatladığını belirten Tahran Cuma namazı hatibi, ‘Avrupalılar ve müttefikleri, İran dosyası konusunda derin bir düşmanlıklarını ortaya sergileyip; hile ve aldatmaya dayalı bir siyaset izlemişlerdir ki bunun da temelinde zahiren İran’ın İslami Sistemi gerçekte ise bunların İslam ve Müslümanlara karşı düşmanlık bulunuyor’ dedi.
Hatemi, sözde terörle mücadele ettiğini ileri süren dünya jandarması Amerika’nın İran’da başta hastane ve camiler olmak üzere halka açık mekanlarda binlerce insanın kanını akıtan sözde Halkın Mücahitleri gerçekte ise Halkın Münafıkları adlı terör örgütü ve benzerlerine, İran İslam Cumhuriyetini devirmeleri amacıyla 75 milyon dolar açıktan (gizlisi çok daha fazla) bütçe tahsis etmesini de kınayarak, ‘Amerika böylece geçmişte tecrübe ettiği ve yenilgi aldığı hatasını tekrarlıyor’ dedi ve ‘İran milletinin geleceği açık ve parlak zira İran milletini kendi ülküsünde yürümeye devam edecektir’ dedi.
TÜRBEYE SALDIRIYI İŞGALCİLER GERÇEKLEŞTİRDİ
Tahran Cuma namazı hatibi, Irak’ta Ehlibeyt’in masum iki imamının bulunduğu el’Askeriye türbesine düzenlenen saldırıyı da kınayarak bu saldırıdan Irak’ın işgalcilerini ve onların desteğindeki teröristleri suçladı ve şöyle dedi:
“Onlar Irak’ta mezheplerarası çatışma çıkarmak amacıyla düzenledikleri bu terörist saldırıda yenilgiye uğramışlardır zira bu facia Irak halkının Sünnisiyle, Şiisiyle, bütün etnik yapısıyla birlik ve beraberliğini daha da güçlendirmiştir ve düşmanlar Irak’ta halka dayalı güçlü bir hükümetin kurulmasını engelleyemeyecekler.”
Hatemi hutbede ayrıca Batılı ülkelerde Peygamber efendimize hakareti içeren karikatürlerin yayınlanmasına sözde beyan hürriyeti adı altında yeşil ışık yakmalarının da büyükü bir küstahlık olduğunu belirterek ‘Batılılar, İnsan Hakları’nı bir maşa olarak kullanıyor ve bu son gelişmeler de aslında onların İnsan Hakları’na ve toplumların dini ve milli değerlerine saygı duymadıklarını göstermiştir’ dedi.
İslami İran’ın başkentinde, Tahran üniversitesi ve kampüsünde Cuma namazını kıldıran Hüccetülislam Seyyid Ahmed Hatemi, birinci hutbede takva ve ibadet gibi konularda halkı aydınlatırken hutbesinin ikinci bölümünde ise İran’ın nükleer faaliyetleri ile İslam dünyasının değişik konularına temas etti.
Hatemi, İran dosyasının Güvenlik Konseyi’ne gönderilmesiyle ilgili Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) yönetim kurulu kararına değindiği açıklamada, ‘Güvenlik Konseyi kararları ile İran milletini korkutacaklarını sananlar çok büyük hata ve yanılgı içindedirler’ dedi.
Nükleer teknolojiden barış amaçlı yararlanmanın NPT üyesi diğer ülkeler gibi İran’ın da en tabii hakkı olduğunu belirten Hatemi, ‘İran’ın nükleer dosyasının Güvenlik Konseyi’ne gönderilmesi kararı bir kez daha Avrupa Birliği ve UAEK’nun Amerika’nın siyasetlerini izlediğini göstermiştir. Bu karar Avrupa Birliği ve UAEK’nun siyasi itibarını yoketmiştir’ dedi.
"BATI'YI HAREKETE GEÇİREN İSLAM DÜŞMANLIĞI"
İran’ın 2.5 yıldan fazla bir zamandır UAEK ile yakın bir işbirliği sürdürdüğünü ve İran’ın çalışmalarının şeffaf ve denetime açık olduğunu ispatladığını belirten Tahran Cuma namazı hatibi, ‘Avrupalılar ve müttefikleri, İran dosyası konusunda derin bir düşmanlıklarını ortaya sergileyip; hile ve aldatmaya dayalı bir siyaset izlemişlerdir ki bunun da temelinde zahiren İran’ın İslami Sistemi gerçekte ise bunların İslam ve Müslümanlara karşı düşmanlık bulunuyor’ dedi.
Hatemi, sözde terörle mücadele ettiğini ileri süren dünya jandarması Amerika’nın İran’da başta hastane ve camiler olmak üzere halka açık mekanlarda binlerce insanın kanını akıtan sözde Halkın Mücahitleri gerçekte ise Halkın Münafıkları adlı terör örgütü ve benzerlerine, İran İslam Cumhuriyetini devirmeleri amacıyla 75 milyon dolar açıktan (gizlisi çok daha fazla) bütçe tahsis etmesini de kınayarak, ‘Amerika böylece geçmişte tecrübe ettiği ve yenilgi aldığı hatasını tekrarlıyor’ dedi ve ‘İran milletinin geleceği açık ve parlak zira İran milletini kendi ülküsünde yürümeye devam edecektir’ dedi.
TÜRBEYE SALDIRIYI İŞGALCİLER GERÇEKLEŞTİRDİ
Tahran Cuma namazı hatibi, Irak’ta Ehlibeyt’in masum iki imamının bulunduğu el’Askeriye türbesine düzenlenen saldırıyı da kınayarak bu saldırıdan Irak’ın işgalcilerini ve onların desteğindeki teröristleri suçladı ve şöyle dedi:
“Onlar Irak’ta mezheplerarası çatışma çıkarmak amacıyla düzenledikleri bu terörist saldırıda yenilgiye uğramışlardır zira bu facia Irak halkının Sünnisiyle, Şiisiyle, bütün etnik yapısıyla birlik ve beraberliğini daha da güçlendirmiştir ve düşmanlar Irak’ta halka dayalı güçlü bir hükümetin kurulmasını engelleyemeyecekler.”
Hatemi hutbede ayrıca Batılı ülkelerde Peygamber efendimize hakareti içeren karikatürlerin yayınlanmasına sözde beyan hürriyeti adı altında yeşil ışık yakmalarının da büyükü bir küstahlık olduğunu belirterek ‘Batılılar, İnsan Hakları’nı bir maşa olarak kullanıyor ve bu son gelişmeler de aslında onların İnsan Hakları’na ve toplumların dini ve milli değerlerine saygı duymadıklarını göstermiştir’ dedi.