PDA

Tam Sürümü Görüntüle : *..AŞKI anlatan şiirler ..*


»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:07 AM
Koştum...
Delicesine,yetişircesine,
Dişimi tırnağıma takıp,tüm engelleri aşıp,sana gelircesine
Sana koştum...
Oysa taşlar bile durup durup önüme çıkıyordu.Her köşede biri ket vurmak için beni bekliyordu.
İnanırmısın...rüzgar bile esmiyordu!

Koştum...
Sonuç?...yok
Sebep?...hiç bilinmedi
Zaten aşk delilik değil miydi?

Bunca sene yanlış mı öğretildim?
Gözünü karartıp saçma bi cesaret katmaktı hayata,durup dururken gülmekti,ağlamaktı,sabahlara kadar uyur-uyanır dolanmak evin içinde,her şarkıdan satırlar ezberlemek,uygun sözleri benimsemek...ve bitmez sanmak herşeyi,gitmez sanmak sevdiğini...

Yine de koştum...
Dur desem ne farkederdi?
Gitmezmiydi?
Gözleri birdaha bedenimin herhangi ücra bir köşesine değmezmiydi?
Peki bu gidiş,onca gözyaşıma değer miydi?

Ardınsıra takılıkaldı gözlerim
Çekemedim önce..
Alışık değildim vedasız gidişlere
Dağıldım,parçalandım hücrelerime
Yaş döktüm,kan döktüm gözlerimden...içimden!
Neye,kime hiç düşünmeden
Belki ben sana hiç koşmadım
Belki ben sana hiç ağlamadım
Ne bileyim...
Belki sen bana hiç aşık olmadın
Sen giderken bir elvedaya razıyken
Artık tüm gelişlerine yabancıyım...

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:07 AM
Ne şiirlerim oldu...
Ne duygular aktı satırlara...
Hep sen dolu, çoğunlukla sana sevdalar biriktiren
Bazen de hüzün dolu,karamsarlıklara teslim olmuş
Ne şiirlerim oldu...
Hepsine güzellik kattın
Güzelliğini anlatmamda kelimeler yetersiz kalmıştı her zaman
Gülüşünü,masum yüzünü,sevimliliğini nasıl anlatabilirim ki zaten
Bu belki de hayranlıktı...
Bir de keşke tanıyabilsem seni
Güzel,masum yüreğini anlatabilsem şiirlerimde..

Bilmiyorum, okuyor musun şiirlerimi?
Okuduğuna dair umudum var
Belki ben uyduruyorum;
Belki de okumanı istediğimden bu umudum.

Ne hüzünlü *******im oldu ama hepsi senle doluydu
Bilmem senin de aklına geldiğim oldu mu?
Bir şeyi bilmemek ne kadar kötü
Aslında bilmemekten daha zor olan öğrenememek.

Ama unutma ki;
Sen duymuyorsun diye sesim yok olmaz
Sen görmüyorsun diye gözlerim rengini yitirmez
Sen bilmiyorsun diye duygularım kaybolmaz
Ama hoşlanmıyorsan hiçbir şey yapılamaz
Çünkü göz,burun,yüz,tip değişmez
Zevkler de herkes özgürdür, zorlanamaz.
Ve inanmıyorsan sevgime de ve bana da, hiçbir şey yapılamaz
En çok acı çektiren bu olur bana,
Ne sevmemen, ne hoşlanmaman bu kadar acıtmaz yüreğimi!

Sessizliğimin son sesiydi bu
İkinci bir emre kadar sessizliğim susmuştur
Ama bu susuş sana hayran bir susuştur

Bir gün, gözlerim gözlerindeyken gerçekleri öğreneceğiz ikimiz de.
İnanıyorum,istiyorum,umuyorum,hayal ediyorum...
Bu hayalle yaşayacağım belki karanlıkta,belki hüzünlü ama olabildiğine sevdalı...

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:07 AM
Kararlıydım...
Sırt çantam bir hayli ağırlaşmıştı..
Geçmişin yükü olsa gerek...

Kararlıydım...
Kaç kırık kalp sığdırmıştım acaba çantama..
Kaç göz koymuştum üzeri yaşlı..
Hangi isimler üst üste gelmişti bilmiyorum...

Kararlıydım...
El yordamı ile doldurdum hepsini,bir kez daha görmek istemiyordum..
Karşı karşıya gelmek, geçmişe dair ne varsa hayatımda...

Kararlıydım...
Arkama bakıp,gözlerim nemli acı çekmekten bıkmıştım artık..
Hele birde ayaklarımın önüne bembeyaz bir sayfa serilmişken...

Kararlıydım...
Koşar adım uzun bir mesafe katettim..
Kaç bina,kaç cadde, kaç yürek geçtim..
Kaç dem bıraktım kim bilir...

Kararlıydım...
Geçmişimi dalga dalga başka bir kıyıya vuracak olan denizin kokusu çoktan nefesime karışmıştı...

Kararlıydım...
Eskiye dönüp ona zincirlenmektense sil baştan yazacaktım geçmişimi,yeni bir sayfaya...

Kararlıydım...
Liman,iskele siz ne derseniz deyin,hayat çizgimin üstünde yürüyordum..
Sona doğru olan her adım,kalbimde ayak izleri bırakıyordu...

Kararlıydım...
Onları da bir kerede söktüm aldım yüreğimden..
Artık onlar da elimde son yolculuklarına uğurlanacaklardı...

Kararlıydım...
Ufuk çizgisi ilk kez bu kadar anlam yüklü geldi bana...

Kararlıydım...
Artık geçmişimin ufuk çizgisi ben,benim ufuk çizgim de o olacaktı..
Hep uzaklardan "merhaba" diyecektik..
O da anlaşılırsa...

Kararlıydım...
Düşünmeme dahi fırsat vermeden,adımlarımın son bulduğu yerde savurdum sırt çantamı ,ayak izlerimi dalgaların içine...

Kararlıydım...
Dalgalardan biri usulca fısıldadı kulağıma..
"Nereye kadar sürükleyelim" diye...

Kararlıydım...
Dalga dedim ;"Ufuk çizgim olana kadar sürükle gitsin"...

Ve beyaz sayfam..
Geçmişimi tek yönlü bir yola ittim..
Sadece gidiş olan...
Dönüşü olmayan...!

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:07 AM
Ne keyifle okuduğum şiirler ezberimde, ne de bağıra çağıra söylediğim şarkıların sözleri. Dalgın gözlerle yürüdüğüm caddelerde kayboluyorum.

Sonsuz bir inatla sarıldığım radyodan gelen o harika melodilerin de tadı yok? Peki ya o yağmurda iliklerime kadar ıslanmalarımı kim çaldı benden? Bilmiyorum!


Susuyorum artık... Sustukça susuyorum. Sustukça, üzerime gelen insanlardan kurtarmak için ruhumu, suskunluğuma sarılıyorum. Ama yine de saplanıyor yüreğime bazı kelimeler. Bazıları da acıtıyor üstelik…

Sessiz ******* benim için sığınılan bir liman sanki. Kendimi bulup bulup
kaybettiğim karanlıkta, şöyle bir uğradığım kelime hazinem de bir anlam ifade etmiyor. Düşünüyorum da bu güne kadar hep; gibi yazmışım, gibi okumuşum, gibi söylemişim ve en önemlisi; gibi sevmişim...

Elbette hiçbir şey, ben ol deyince olmaz. Bunu biliyorum ama zaman da geçiyor hızla. Tükenmez sandığım bütün sözler bitiyor ve ben de yavaş yavaş tükeniyorum... Onca yıldan sonra; hayata dair ne kaldı ki elimde? Kocaman bir hiç! Öyleyse neden bunca çaba, neye bunca isyan…

Öyle anlamsızki yaşadığım hayat. Her şey az sonra gerçekleşecekmiş gibi duruyor, elimi uzatıyorum tutmak için, kayboluyor. Benim dışımda kopuyor bütün kıyametler ve ben kendime uyan bir kıyamet beğenmiyorum…

Kalbime bir kurşun sıkacak gönüllü katilimi arıyorum ya da yüreğime su serpecek elin sahibini... Toprağa ateşi düşürecek, denizi yakamozlarla süsleyecek sesin sahibini… Artık basit şeyler bekliyorum yaşamdan. Örneğin, kimselerin bilmediği sırlarım olmalı ölürken... Kimselerin gitmediği sokaklarım olmalı... İçimi kanatan özlemlerle yaşlanıp, sonra da sessizce gitmeliyim bu dünyadan.

İşte yine susuyorum; siyah bir geceye dönüyor her anım ve okuduğum her şiir kanatıyor yaralarımı. İçimdeki çocuk ölüyor... Yalancı gülümseyişlerle beni ciddiyete çağıran insanları da önemsemiyorum. Elimden kayıp gidenlerden korktuğumu bilmiyor ki hiçbiri…

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:08 AM
Hatırlamıyorum, ne kadar zaman oldu
Gözlerimi sensizliğe yatırmam
Gündüzü terk eyleyip
Yıldızlarla hüzün *******ine katılmam
Gözlerim ne zaman alıştı sensizliğe ?
Hatırladığım
Yüreğim aynı acılar içinde
Bekliyor hala seni, bıraktığın gibi öylece

Hatırlamıyorum, kaç zamandır kulağım tetikte
Umudun prangalandığı zamanlarda
Yokluğuna forsa diyen acıları çektikçe
Acaba kaçıncı sen sanış kapının çalan zilini
Ve kaçıncı hüsran, kaçıncı ağlayış aynı eşikte
Ellerim ne zaman alıştı, sensizliğin kapılarını örtmeye ?
Hatırladığım
Yüreğim örtemedi sana açık kapılarını
Bekliyor hala seni, bıraktığın gibi öylece

Hatırlamıyorum, senden sonra olanları
Sigaraya ne zaman başladım
Nasıl içtim bunca şarabı
Olmazlara eklediğim aşk bakışlarını
Baharın yaşandığı mevsimlerde
Ruhuma vuran sensizlik ayazlarını
Hatırladığım
Titrediğim ******* boyu, karanlığı yorgan yaptım yokluğuna
Ruhum alıştı ayazlara da, yüreğim alışamadı nafile
Bekliyor hala seni, bıraktığın gibi öylece

Hatırlamıyorum, güneşin öğlen ki halini
Yıldızlar ve ay ne zaman arkadaşım oldu?
Ve nasıl başladı
Karanlığın hüznümü saklayan gece vakitlerinde
Acıların yüreğime kurduğu çilingir sofrası şenlikleri
Sarhoş olup, ruhuma çatmaları ve her gece nara atmaları
Hatırladığım
******* boyu, kayan yıldızlardan, seni dilemem
Çoktan öleceğim aslında çoktan
lakin yüreğimde hala sen varsın !
Hatırlarım seni ölemem

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:08 AM
Doğuya baktığında gözlerin
İlk sabah güneşi eşliğinde
Ve safran renginde,
Duygularımı düşle, düşle ki !
Aksın yüreğin, senin gidişin
Benim gözyaşım gibi

Güneşin yansıması
Kaplasın altın sarısı saçlarını.
Hayalinde canlansın, ıslanmış yastığım.
Ve satırların arasında, bulduğunda aşkımı
Anla yastığımın neden ıslandığını
‘’Erkekler ağlamaz ’’ derdim ya !
Yalanmış !

Neden mi ?
Gidişini gördüm gene düşümde.
Ayrılığın hançeri vardı döşümde.
Ben uğurlamaya gelirken seni,
Seni ısıtan güneş, kavuruyordu beni.
Boğazımda gitme diyemeyişimin düğümü
O an başladı, senli hayallerimin ölümü.

Bensiz bir kalabalığın içine yürüyordun.
Heyhat ! Tarihi kilitliyor
Gittiğin o güne, ruhumu gömüyordun.
Ogün Temmuz’un altısı,
Bana kalansa sevdamın son tortusu.
Bu gün hala Temmuz’un altısı,
Dedim ya kilitledin zamanı.

Her sevda kilitlenecek mi bir güne!
Aşk ne kadarda küçükmüş meğer.
Küçücük bir günü sığdırıyorsa bir ömre.
Ve sonbahar, yüreğim kadar temiz olsaydı
Ve bir o kadarda çalarken sevdamın yeşilini.
Razıydım birde kışlara kalmasaydı.
Ayazında kurumasaydı, sevdamın son tomurcukları.

Yürümüştün,
Küçük bir kız çocuğu masumluğunda.
Titreyen yüreğimi, hüzün ağaçlarının altında
Bıraktın mezarlığın kapısına.
Hala bir yer bulamadı kendine.
Oysa küçük olan bendim, o koskoca cüssemle.
Küçüktüm, bak sen gitmeyi becerdin,
Ben bir ölmeyi bile beceremedim.

Gökyüzü, yeryüzü ne varsa arasında kalan
Sustu o gün, yada ben sustum hepsine
Ne far eder ki, uzaksa yakın olması gereken
Ve uzaklık çağırıyorsa hep yakın olması gerekenleri
Heyhat ! Çoktan gömdüm ben çoktan
Yüreğimdeki fesleğenleri, gömemezken kendimi
Susmak değil midir bazen, gereğinden fazla konuşmak
Yanılsamalara yatırırız gözlerimizi
Ay mıdır güzelliği sunan, yoksa ışığı veren güneş mi ?
Ağaçların arasında kalmışsa, yaşar mı papatya ?
Güneşi görmüyorsa, kaplıyorsa düşen yapraklar üstünü

Ne kadar yaşamaktır sizce
Yaşamın mezbahasında beklerken
Sıradaki hep sizden önceki ise
Ve bakıp solgun donuk yüzünüze kasap
Heyhat ! Dönüp gidiyorsa her seferinde
Sizde özlemez misiniz ölümü ?

Belki işitirsiniz artık, uzağa yakın olanlar
Zamanıdır işitmenizin bitkin sesimi
Benim yiten sesimdir o, ruhumun son sessiz çığlığı
Yaşam mezbahasında kasabın henüz el değmediği.
Son giden benden bir öncekiydi
Giderken “ bu gün yedi temmuz dedi “
Gelmedi kilitleyen, kırdım kilitleri
Ve duyuldu beklediğim ses
Sıradaki bendim artık, hoşça kalın uzak olanlar

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:08 AM
ÖYLESİNE AĞLAMAKTAYIM....

Ben öylesine daldım gittim gözlerine,
Öylesine yok oldu kederim senin ilik nefesinde...
Öylesine mutlu oluyordum yanında...
Düşünmeden, nedeni, niçini?
Birleşen eller öylesine birleşmişti,
Bir gün ayrılacaklarını biliyorlar gibi...
Öylesine huzurluydum, öylesine bahardım yanında,
Öylesine yaz *******inde esen ılık rüzgarlar gibi, içime doldun...
Öylesine sevdim...ben öylesine sana aşık oldum...
Öylesine içim çığlıklarla doldu...
İçimde ki boşluğu sen öylesine doldurdun...
Ben seni beklentisiz sevdim...
Ben seni öylesine sevmek için sevdim...
Sen benim, öylesine kahramanım olmuştun....
Ben öylesine sana aşık olmuştum...
Ben zaten öylesine bekledim seni, gelip gelmemem önemli değildi...
Biliyorsun öylesine başlamıştı her şey...
Sadece yaşanmasını istediğimiz için yaşandı her şey...
Öylesine...Beklentisiz...
Bilirsin, ben zaten beklentisiz severim...
Geç olsa da öğrendim...
Bir şeyi daha öğrendim,
Geç diye bir zaman dilimi yokmuş...’
İNSAN HER YAŞTA AŞIK OLURMUŞ...
Zaten geç yada erken, öylesine başlamıştı her şey...
Hani beklentiler yoktu?, hani beklentiler sevgiyi boğmuştu?...
Şimdi , ben boğuluyorum...
Seni çok sevdim...
Gittiğinde, öylesine ağladım ki...Öylesine mutsuz oldum ki...
SENİ ÖYLESİNE SEVMEMEMİŞİM, SANIRIM...
Yoksa...
Şimdi, öylesine mi ağlamaktayım..........?

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:08 AM
Hiç kalbin ağrıdı mı sebepsizce,
Hiç için titredi mi sıcak yaz *******i,
Dolunaya baktığında hissettin mi hiç
Yapayalnız derin bir karanlıkta olduğunu,
Ve acı bir şekilde farkına vardın mı,
Kalabalık içinde sessizce dolaştığını…

Düşündüğün şeyi bilmeden uzaklara takılır gözlerin;
Ellerin bilmediğin elleri tutar sanki,
Tuttuğun el sana huzur verir de;
Sen o huzurla bir türlü rahatlayamazsın…

Boğazında kelimeler düğümlenir, yutkunursun;
Bakışların buğulanır, gözlerini kısarsın,
Tek damla düşmesin diye çabalarsın;
Bilirsin ilk düşen damla habercisidir; sağanakların,
Bilirsin sağanakların ardından körelir; duyguların,
Bilirsin ki içindeki yangınlar büyür sağanaklarda…

Sen bilirsin ama kalbin bilmez bunları,
Yaşadıkça yaşar sevdalar kalbinde,
Büyüdükçe büyür kalbin, her sevdayı saklar içinde,
Gün gelir sığmaz olur kalbin göğsüne,
Taşıyamaz olur bedenini, artık yorulur…
Duyguların ağır gelir; ezilirsin
Bir gün açıklanmamış duygularınla köşende,
Teslim olursun ölüme,
Sessizce…

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:08 AM
Yar?
Duyuyormusun?
Bütün mumları yak..Ağacın altı aydınlık olsun..
Bir melodi..Damlalar ve sen...
Sus konuşma..
Sadece gözlerime bak..

Konuşursam...isyan ederim..
Konuşursam...Sevdiğimi söylerim...
Konuşursam...İnanki Gidemezsin..

Bavulunda boş bir köşe ayır bana..
Ne kadar güçlüyüm desem de sana,
Bavuluna sığmak için küçülebilirim...
Küçülecek kadar büyük sevdam..
Bir bavulda yaşayacak kadar isyanım var..
Korkuyorum...

Korktuğum sadece rüzgar..Öyle sinsi ki bu gece..Hani dalsam bir ara gözlerine.. Kaybolsam..Alıp gotürecek seni..

Lanet olsun sana kalemim..

Susmuyorsun yine bu gece..
..
Ağlamak yok..

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:09 AM
Sen beni hiç sevmedin ki...
Sevseydin,ayrılık yazmazdı bizim kitabımızda
Hasretin zamansız pusuda beklemezdi,
Öldürmek için beni. nefesimi kesen vuruşlara,
Sebep olmazdı soğuk,alaylı sözlerin...
Sen beni hiç sevmedin ki..sevseydin,
Gölgem ağlıyor omzunda,onu görürdün,
Odandaki her köşede,
Nefes alışlarım var,onu duyardın...
Gözyaşlarıma kıyamazdın,
Can çekişmelerime dayanamazdın...
Cellat olup sevgimin,
Boynunu vurmazdın acımadan,
Sen beni hiç sevmedin ki...
Sevseydin
Herşeyi ama herşeyi benimle birlikte,
Omuzlardın....

Tutardık mutluluğun saçlarından,
Sürüklerdik olduğumuz yere...
Sevda şerbetini içerdik,
Umuda yolculuk yapardık,
Sevgi dolu bulutlara binip...

Sen beni hiç sevmedin ki...
Sevseydin,
Şimdi şu an,silerdin gözyaşlarımı...
Yanımda olurdun hiç düşünmeden...
ikiz cocuklarimiza davetiye gönderirdik,
nikah şahidimiz olurdu bütün şiirler...
sen beni hiç sevmedin ki..
sevseydin,
beni ayazda bırakmaz,
gözlerine misafir eder,
gamzelerinde uyuturdun....

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:09 AM
Hayat....

Hayat;

Seni kaç kişinin aradığı kimi öptüğün,hangi sporu
yaptığın da degildir.

Hayat, ayakkabıların,saçın,derinin rengi de değildir.
Nerede yaşadığın veya hangi okula gittiğin de değildir.
Aslında hayat; notlar,para,giysiler,
girmeyi başardığın ya da başaramadığın okullar da değildir.

Hayat;
Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir.
Kendin için neler hissettiğindir.
Güven ,mutluluk,şefkattir.
Arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine
sevgiyi koymaktır.

Hayat;
Kıskançlığı yenmek,önemsemeyi öğrenmek ve
güven geliştirmektir.
Ne dediğin ve ne demek istediğindir.

İnsanların sahip olduklarını değil,kendilerini olduğu
gibi görmektir.
Her şeyden önemlisi hayatı,başkalarının hayatını
olumlu yönde
etkilemek için kullanmayı seçmektir.

İşte hayat bu seçimden ibarettir.
İnsanların en acizi dost edinemeyen,
Ondan daha acizi ise dost kaybedendir

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:09 AM
adam olmaz dedin senden,
adam nedir dedim içimden..
ferketmezdi değişseydim,
güvenseydim yada salıverseydimmmm...
git..gideceksen bekleme...farklı degilsin sende..
gideceksen bekleme...
git.. gideceksen bekleme.. başka birşey söyleme..
gideceksen bekleme..

artık olmaz dedin senle,
çok eskitti beni bu hikaye..
tamam dedim, tamam kabul
laf anlatılmaz ki gerçeğeee...
git..gideceksen bekleme...farklı degilsin sende..
gideceksen bekleme...
git.. gideceksen bekleme.. başka birşey söyleme..
gideceksen bekleme..

ben üşümem, sen geç benii
sıkı giyin kandırma kendini..
bir şairin şiirinden ibaret
tüm bildigim büyük ihtimalleee..
git..gideceksen bekleme...farklı degilsin sende..
gideceksen bekleme...
git.. gideceksen bekleme.. başka birşey söyleme..
gideceksen bekleme..

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:09 AM
Sorma Nedenini


Hepinize küstügümdür aslolan
ne sa'sali bir gülüs var artik dudaklarimda
ne mühr-ü mürüvvet ömrümün
en demli, en anlamli akisinda...

sadece yokluk mudur bu
hüsrana sebep olan
yoksa aslinda biz variz da
dünya midir yok olan gözlerinde

ne hayatin ta kendisidir sensiz
yok oluslarimin nedeni?
ya da bos ver unut gitsin
sorma bana nedendi?

ab-i hayatima girmisken bir zaman
bir hayata vurmusken kendimi
tam da her sey düzeldi derken
bu düzensizligin nedenini
ne simdi sen bana sor
ne de ben sana sonra anlatayim

ahinin tutusudur bu belli
ne yapsam da okusam da dualarimi
kesmez ki içimdeki ümitsizligin,
ya da aklimdaki deliligi
sen öyle salinsan da igreti
bil ki hala inadina burada garip
ve masum duruyor bir sevgili! ...

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:09 AM
O baslamisti seni seviyorum diye
Bende sevmistim ölesiye
Gezip, dolasir, konusur kene
Bende kanmisim onun her sözüne.

Nerden bilirdim sonunun böyle gelecegini
Bir anda beni terkede bilecegini
O mavi gözlerin yalan söyleyebilecegini
Bir anda dünyami yakabilecegini

Bilmen simdi basksini severmi
Onuda sonunda benim gibi edermi
Yalniz sunu biliyorum
Tek onu sevdim baskasini sevemiyorum

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:09 AM
Gözlerinden dökülen her damla
Katar önüne benide
Sürükler yüreğimi acılara
Sen ağlama bebeğim
Ben zaten ağlıyorum
Sensiz akşamlara
Soğuk yatağıma
Boş yastığıma.
Düşündükçe ağlıyorum
Sensiz geçen anlarıma
Başı boş hatalarıma
Cama vuran damlalara.

Yağmur ne zaman yağsa
Ve yanımda yıldız gözlüm olmasa
Ağlıyoruz yağmurla
Yokluğuna, hatalara
Ve de acılara.

Gözlerinden dökülen her damla
Boğulur hıçkırıklarımda
Karışır hıçkırıklarım
Yağmurun hıçkırıklarına
Ve yağmur ağlar gözlerime
Gözlerim ağlar yağmura
Yağmur gözlüm sen ağlama
Ben ağlarım ikimizin adına

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:10 AM
aşk ölümcül bir hülyadır
anlayamadığım
ey sarı gök bulutu, ey ıstırab gülşeni
son bir karanfil gibi
taşıyacağım seni
kalbimin hüsnüyusuf mahrem bahçelerinde
derindesin, rüya kadar derinde

aşk ipek bir karanlıktır
kollayamadığım
gecenin bir vaktinde gelen çiçekler için
tenhâsında kuşlar uçan
sulara karışıp akmak isterim
kan çölünün ıssız vâhalarından
saâdet burcuna çıkmak isterim
gitmeliyim buralardan seninle
kalırsam, surları yıkmak isterim

aşk gizemli bir şarkıdır
dinleyemediğim
ayrılığın arkasından duyulan
gün doğuyor, neden gülemiyorum
siyah bir tanyerinde
beklemek yakışmaz bana geceyi
eylül mü vurdu güllerimi, bilemiyorum

aşk isyankâr bir korkudur
sonlayamadığım
gece yolculuğuna takılır ayakları
özlem beyaz bir gül, açar bağrında
yâr kokusu yayılsın diye kaldırımlara
ölü ve gözüyaşlı bırakır çocukları
arıbeyi konunca ruhun zümrüt taşına
mor gülüşlü haramî çıkar dağlar başına
diriltir sarı saçlı, kırılgan aynaları

aşk veremli bir türküdür
söyleyemediğim
nağmeleri doruklardan yayılan
anılar sehpasında
takıyor boynumuza kırmızı urganları
kötürüm bir vâdide geziyor kurbanları
her aşkı dâre çeken vefâsız leylâsıdır
alır avuçlarına, öper ısırganları
aşk cefâ ülkesinde umudun rüyasıdır

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:10 AM
Yalnızlık Ağıtı

Eğlen sen benim için farketmez,
Kafanı takma, düşünme beni, gez dolaş,
Gül, hem de kahkahalarla gül ben ağlarken,
Ben burada kendi kendimle, yeniden...

Arayıp sorma, tabii ne gerek var,
Ne de olsa merak etmedim seni,
Sen orada nereleri gezeceğini düşünürken,
Ben 'bugün neden aramadı' demem kendi kendime...

Arkadaşların da vardır tabii senin şimdi orada,
Bırakıp onları muhabbetin en koyu yerinde,
On metre ilerideki telefon kulübesine gitmek olmaz,
Hem ne olacak ki, özlesin biraz değil mi?

Hayır tek sorduğum kendi kendime,
Hatayı nerede yaptım, neden böyle oldu.
Neden değersizim bu kadar gözünde,
Hem bilmez misin, sesini duymadan zindan olur bana bu dünya.

Yani, hiç mi özlemedin beni bebeğim,
Hiç mi ihtiyacın yok gözlerime,
Hiç mi duymak istemiyorsun sesimi,
Haftalar oldu bekledim... Bekliyorum..

Neden gitmedi elin telefona,
Yanmadın mı benim gibi yanlızlıktan,
Yoksa artık orada sana,
Benim yerime şarkı söyleyen mi var?.

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:10 AM
Biri ben zenginim dedi
Biri ben mühendisim dedi

Biri ben gemiciyim dedi
Öbürü yanaş da bir görelim dedi

Biri züppeyim dedi
Şapkayı öne eğdi

Biri denizciyim dedi
Denize gitti

Biri havacıyım dedi
Havaya gitti

Biri karacıyım dedi
Karaya gitti

Biri güclüyüm dedi
Herkesin gücüne gitti

Biri ben hastayım dedi
Doktorun hoşuna gitti

Biri mal sahibiyim dedi
Mal silkindi, yemin et dedi

Biri gelirim var dedi
Öbürü gelir misin dedi

Biri ben barışıkım dedi
Biri ben karışıkım dedi

Biri ben yumuşakım dedi
Biri ondan ilâcını istedi

Biri ben işçiyim dedi
İçeri girdi

Biri ben de işçiyim dedi
Dışarı gitti

Biri ben güzelim dedi
Güme gitti

Biri canım sıkılıyor dedi
Biri hay senin canına dedi

Biri dedi ben pazarcıyım
Pazara gitti

Biri dedi ben mezarcıyım
Mezara gitti

Ben solcuyum dedi
Sağcının biri

Biri dedi ben dağcıyım
Ben de avcıyım dedi biri

Biri dedi ben yağcıyım
Yağcılık meslek mi dedi biri

Tüccarım ben dedi
Tüccarın biri

Şairim dedi yazarın biri
Ben de yazarım dedi şairin biri

Ben deliyim dedi
Aklıllının biri

Biri ben çok akıllıyım dedi
Ve diye-diye delirdi

söylenmiş ve söylenecek tüm merhabalara merhaba

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:10 AM
baştan sona bir yalanmışsın
hiç olmamış hiç yaşanmamalıymışsın
ne acı bunu farkedemeyecek kadar körmüş gözlerim
bu kadar yalanken benim gözüm aşktan başka bişey görmüyomuş ne acı
kanmak mı belki
aldandım
yanıldım
yaralandım
çok kırıldım ama öğrendim.........
Seni kazandığımı düşündüğüm her noktada aslında kaybetmişim. Rol yapmışsın sen, sevmemişsin beni hiç..
bu yaralamıyo inan beni sevip sevmen değil bu kadar yalan oluşun bi yalana sevdalanışım yaktı kavurdu
yüreğimde bi yangın yanıyo
şuan kor köze döner külede savrulur
ama şunu bil bu ah peşini bırakmıcak bi ömür
Rabbim çok büyük kimler düşmüyo hayat yolunda
hep sana mı gülecek hep sen mi kazanacaksın sanıyosun
gün olur bu devran döner,
beni yaşadıklarımın aynısı başına geldiğinde anlıcaksın ben nerde yanlış yaptım
geç çok geç
ne bu dünyada ne ömür dünyada iki cihanda Allahım affetsede ben affetmem seni
uzak dur bundan sonra benden bi hiç bile senden daha değerli
bu güne kadar yüreğimde zerre insanlık vardı sana karşı bundan sonra bi damla
sevgi bile kalmadı
ne yaşarsan yaşa nerde ne yaparsan yap nefes alıp vermen kimin umrunda gez toz gününü gün et yaptıklarının yanına kar kalmayacak
artık benim için öldün
bu gün seni yüreğimde öldürdüm

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:10 AM
Ben seni severken
Sen yanımda yoktun ki!
Ben seni özlerken
Sen bilmiyordun ki!
Ben seni sensiz sevdim...
Sen yokken bakışların vardı
Beynime kazınmış
Nereye baksam oradaydılar,
Ben seni sensiz sevdim..
Göremesem de, rüyamdaydın,
Sevmesen de, kalbimin derinliklerindeydin
Ve kimse seni oradan çıkaramayacak.
Sen bile!
Ben seni sensiz sevdim...
Sen olmasan da, hayalin vardı,
Sen olmasan da, şarkılar vardı;
Seni hatırlatan...
Sen olmasan da, her dakika aklımdaydın.
Ben seni sensiz sevdim...
Sen olmasan da,yıldızlar vardı,
Sen olmasan da,bulutlar vardı,
Sen olmasan da,günbatımları vardı,
Sen olmasan da,denizler vardı...
Ben seni sensiz sevdim...
Aslında sen hep vardın,
Aynı şehirde,aynı sokakta,
“Ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum”ama;
Ben seni sensiz sevdim...
Ne olurdu sende beni sevseydin?

Ne olurdu bu kadar gözyaşı dökmeseydim?
Ama inanıyorum ki sen uyandıracaksın beni,
Hani kıyamet koptuğunda...
Ben seni sensiz sevdim...
Neden sevdim bilmiyorum ama çok sevdim!!!

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:18 AM
neden böyle soğuk ve uzaksın,
kışlar ve yıldızlar gibi,
neden hazanlar istiyorsun,
yüreğime
ve ben neden hep böyle,
küllenmiş yangınlar gibi,
savruluyorum yerlerden yerlere,
hüzünlü şarkılar söylettirme
yüreğime,
kabusları ne olursun,
sokma rüyalarıma,
dön ne olursun,
yıldızlar gibi parlayan gözlerini
özledim dudaklarını,
tenini özledim
anlasana insafsız
sen yok ken
ben ölmeyi özledim

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:18 AM
Havada nemli ve tuzlu bir serinlik
Karanfil yağları damacanayla
Gül yağları, bergamut, lavanta
Akşam güneşine bulandı
Limanda boydan boya

Ne dedilerse yaptım bavullar hazır
Geçmişi sığdırdım içine
Ağır değilmiş o kadar
Geçiştirmişiz zamanı
Ateş ve su ve güzelim deniz
Buluşmuşlar arasıra

Her yerden akıyor gün
Suyun üstünde esintiler
Bir yolculuk vaktidir şimdi
Köklerinden koparak yolculuk
Yerinde sayarak yolculuk
Rüzgarlara karışıyor kalbim
Yamaçların, yarların en ucunda
Kızıl kuşlar gibi titreyerek

Ey benim güzel aşkım
Sen hiç kış görmedin ki
Poyraz nedir, kar, tipi bilmezsin
Yalnızlık bile
Ağzının kenarında
Açıveren çiçekti

Bütün gece limanlarda
Beni alacak tekneyi aradım
Yabancı yıldızların altında
Bir göktaşı gibiydim
Işığım gitgide eksildi

Unutmazsın beni bilirim
Pencerene yine
Beyaz bir gül bıraktım

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:19 AM
El oğlu,

Yüreğim yangınsa sana, gelme su serpmeye,
Yanmaya er benimle...

Anlamsaz dilimden, anlaşamazsak ya da
Susmaya er benimle...

Gece darsa kabuğuna,İnce bir örtüyse gökyüzünün karalığı,
Aşmaya er benimle... "







Yol yol uzanmak Ona, haritası yok ülkelerden.
Kendine yabancılaştıkça daha çok yar olarak bürünülen yeni bir kimlikti aşk.

Yolcusu çok bir handı.
Acıtan beni içten içe narin bir candı.
Tam uzanmak isterken sana yüreğim yandı.
Ateş hattındayım, sor bir can nasıl dayandı.
Bir yaraya çare sandı leyla seni, sana sadece kandı.

Anlam kargaşında yitip giderken yürekten, akan sızım sızım kandı...

Gören bu kederi bitmez sandı,
Ay geceye yangınından,
Bülbül güle yangınından utandı...

Lakin kendine yabancılaştıkça daha çok yar olarak bürünülen yeni bir kimlikti aşk.

Bir ruh kaybolup giderken çoklukta,
Kalan bir yarım,
Kalan bir yar,
An'a uzandı...

An dar,
An anlamsız,
Kazanan bir var sandı...

Yanılındı...

Saklı bir bilmeceydi aşk...
Saklıydı...
Saktı...

Yaşayan var mıydı?vardı...

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:19 AM
Bağlanmak, tutulmak, tüm zamanlarının onunla beraber geçmesini istemek ve ondan ayrı kalınca onunla beraber geçirdiğin zamanları düşünmek, istemek, arzulamak, *******i düşünmekten uyuyamamak, uyuyunca rüyada beraber olmak.

Onunla uyanmak,
buluşurken heyecanlanmak
ayrılırken hüzünlenmek,
onu görmek için elinden geleni yapmak,
görünce de konuşamamak,
gözlerine bakınca aşkı ve korkuyu bir arada tatmak,
telefon çalınca kalbinin çıkacakmış gibi çarpmasını hissetmek,
damarlarında ki dolaşan kanı,
giydiği elbiseyi ondan kıskanmak,
bir insana duyula bilecek en güzel duyguları ona karşı hissetmek,
onun için her şeyi yapmak ve
bazı şeyleri yapmamak.

Üzüldüğü zaman üzülmek,
sevindiği zaman sevinmek,
ona bir daha ayrılmayacakmış gibi sıkı,
sıkı sarılmayı istemek,
kimselerin olmadığı bir yerde çimenlere uzanıp
yıldızları sayarken ne kadar mutlu olduğunu
anlatıp “SENİ SEVİYORUM” diye bağırmak ve
yankısını beraber dinlemek.

Bağlanmak,
hoşlanmak,
tutulmak,
istemek,
arzulamak
tek kelimeyle...

“SEVMEK”

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:19 AM
Yüregim...
Aglama artik ne olur
Iyi olmak yetmedi gördün, neden bu atesin hala inatla ?
Yapma artik ne olur.
Aglamaktan ne hale geldik görmüyorsun?
Özlemek bir güzel duygudur ki yanma artik yüregim.
Yanma.
Özle ,öyle kalsin.
Kül etmeye çalisma.
O benim için atmaktan vazgeçiren seni, gitti artik.
Beni düsün biraz,yanma ne olur !!!

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:19 AM
Yazılmış tüm sözlerin şiirlerin hikayelerin ötesinden
Sana haykırmak istediklerim vardı.
Senin asla bilemediğin
hayata yenik düşmüş,
çok isterdim sana her seferinde anlatmayı.
Ama öyle dolambaçlı yolların ardında saklı kalmıştı ki sevdan.
Ne sözlerim yetişti ömrüne,
Ne kelimelerim varabildi gönlüne.
Bütün bu yaşanmış yalanların ardından
İçerimde ağlayan,
Bedenimde kanayan,
Özümde azap çeken bir sen hala var.
Her nerede ne halt ediyorsan bil
“ Gitmekle bitmiyor sevda ”

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:19 AM
Paranoyak düşler peşimde
Ansız düşmeler yükseklerden
Geciken bir ceza ellerimde hayat
Ecel, yokluğunla kaybedilen mükafat...
Dönüşsüz bir yanlış, yalnızlık
Hesabı sorulmamış, verilmemiş
Şifresi kırık, yitik benliklerin
Çözümsüz
Çıkışsız
Kaçışsız..
Pusatsızım yaşama karşı
Dualarım kan revan
Her haykırışım kabuk bağlamış birer yara
Yine de ruhsatım yok isyana..


Beni sorgulayan bir ses duyuyorum şöyle:
Takip edilmediğine emin misin? Söyle!
Biliyor musun ki kim nekadar paranoyak?
Ayak sesi gelmiyor takipçin yalın ayak..

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:19 AM
Sen bir yalandın benim kurdugum
Kendimi ben diye sende buldugum
Hem göz yasın hemde gülüsün oldugum
Sen bir yalandın benim kurdugum

Durdu içimde zamansız ağlayan yalnızlık
Sana ait o yaslar ellerimde bu kadarcık
Girdigin o kapıdan aydınlıgını al ve cık
Sen bir yalandın benim kurdugum

Dostum dedigim neden niye beni üzüyor
Adımlarım yolunu sasırmıs etrafımda gezıyor
Benim mavilerim yalnız bende yasıyor
Sen bir yalandın benim kurdugum

Gölgen yokki kayıp gölge nedir bilmezsin
Gölgeler içinde ben gibisin ama görmezsin
Korkma!Karanlıgıma düşer düşer ölmezsin
Sen bir yalandın benim kurdugum

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:20 AM
Bu kent! Bu sokaklar!
Gri bir özlem taşıyor kıyıdaki o banklar...
Ahh... Hâlâ esaretin altında bu kent...
Yarım bırakılmış bir besteydin sanki
hiç kimsenin bilmediği.
Hâlâ söyleniyorsun buralarda, melodin hiç dinmedi...
Bilir misin bu kent tepeden tırnağa sen dolu.
Her adımımda, her sokakta sen çıkıyorsun karşıma.
Gün seninle başlıyor bu kentte...
Önce güneş oluyorsun, derken kahvaltım,
müziğim, çantam, saatim... Her şey sen oluyor birden.
Gittiğim kafe, baktığım deniz, yaktığım sigara, her şey sen...
Hâlâ söyleniyorsun dedim ya buralarda, kulağımdaki uğultu sen...
Gözümdeki görüntü sen..
Yüreğimdeki gürültü sen...
Hâlâ esaretin altında bu kent,
burada yaşamak sen... Ve gün senle bitiyor elbet...
Şimdi içimde hazin bir sonbahar gibi soluk hayalin!
Ve artık yordu yüreğimi melodin..
Yeter! Sonu gelmedi mi bu esaretin?

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:20 AM
Baharın Desenleri

Ağaçtaki kırağılar dökülüyor Almus’tan yamaçlara
Kuşlar uçuşuyor bir anda ses katmak için bahara
Derenin buzulları çözülmeye başladı ertesi ertesine
su şarıl şırıl sesleri desenliyor canlılığa
Tepe de, çocuklar ve yine kuş cıvıltıları öfkesinde
Gökyüzü berrak ve lekesiz
Tokat’ın eteklerinde
Gelinlik giymiş bir gelincik tabiat şahlığında
Hepside boy verdi tabiatın ilk irkiliş canlılığında
Biraz solumda karınca katarları Hızır gibiler
Mizgin'liyorlar bize çalışanların kazanacağını
Biraz sağımda tembeller uykuda hala
Uyanmadılar onlar...
Kaybetmeye hazır Nazır gibiler
Kimileri daha kapanık
Ağustos böceğini oynuyorlar
Tıpkı ağaçtan kopuk
Çürümeye mahkûm kavuklardalar
İş’e yaramayan anlarla kuytulukları
Küflenmiş yaprakların dibinde
Uzun ölümlere yolculuk seçmişler
Kesilen bir ağacın kütüğünde
Bin Dersim çiçeğidir,
Tohum dökerek irkilenler...
Bir babacan yürek ansız, hesapsız ve kaygısız
Er gibi doğacak, bir can misali pultusuz
Namusluca toprağa düşerken
Gökyüzünün berrak ve lekesiz şahitliğinde
Almus'ta haykırabilmek var yine de...
Yüreği gelinlik giymiş tabiat ana’nın
Kollarında kan-revan içinde,
Gidebilmek yine de...

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:20 AM
Sevgilim, ruhumun içi
Sen ki benim öbür yarım… Yalnız senle bahtiyarım.
Gözlerim… Gözlerimin önündeki Dünya…
eşim…
Seninle ölmeliyim. Öperken ve koklarken duyduğum sen
olmalısın.
Seninle ölmeliyim. Beraber değiştirmeliyiz üstümüzdeki bu
paçavra elbiseleri… gözlerimizin önündeki Dünya'yı…
Ters dönmeli çamaşırlar çıkarken ve çırılçıplak kalmalıyız
gecede
Yağmurda, doluda, karda
Isınmalıyız içiçe
doymak ve ölmek seninle olmalı.
Nefesini içime çekip, içimin tırtıllarını kozanla
kaplamalıyım…
Sen ipekten olmalısın. Ve ben tahtadan!…
Sarılmalı, sarılmalıyız. Masallar anlatmalıyım sana
Ateşin başında korku hikayeleri…
filmler seyredip kahkahalar atmalıyız
Piyango bileti almalı çocuklara gülmeliyiz
Kavgalar etmeliyiz ve sonra ayrılıp birbirimizden
Hiçbir şey olmamış gibi yeniden birleşmeliyiz.
Saçların melekler saçı
Bulutlar saçının tacı
Bir Tanrı gibi yükseliyorsun trilyonlarca
Sevgilim, ruhumun içi.
Fakat seni bulmalıyım önce

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:20 AM
Dur demelerim fayda etmeyecek bu kez
bu kez dinlemeyeceksin gideceksin
senden tek istediğim
hani olur da aklına gelirsem eğer
gülümsemen
yüzünde gülümseme olarak kalmak istiyorum
gitme demeler yetmeyecek biliyorum
desem de gideceksin
yalvarsam da gelmezsin
senden istediğim şarkımız çalarsa ,
işitirsen bir yerlerde; durup dinlemen öylece dinlemen
ve sadece geçirdiğimiz güzel günleri düşünmen
bu gidişin gidiş değil
bu bakışın hayır değil
bu öpüşün mevsimi değil
bu bilmeler faydamı sanki
avutmuyor hiçbir şey artık sende anla
dindirmiyor yaramı
susturmuyor beni
durdurmuyor hiç
belki gözyaşı dökmüyorum ama
içimdeki haylaz durmuyor
daha hızlı çarpar oldu
daha bir özler oldu seni
gitme demeyeceğim
desem de gideceksin
atsam kendimi
düştüğüm zifiri karanlıktır sadece
tutsam ellerini çatlamış derilerdir
öpsem dudaklarını yitip de gidişlerimizdir
baksam gözlerine donuk iki renktir
bitti işte son çırpınışlarımızdı belki
yenik düştük zamana
bizde yenildik aşka

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:20 AM
eğer sevgi buysa
sevgi içimin yanması,
düşününce bıraktığın bir başıma bıraktığın heyecansa,
içime attığın korsa,
yakınımda iken dokunmamak,
uzağımda iken benim olduğunu bilmekse,
gözlerimde ki yaş,
kalbimdeki özlemse,
boşluklarımı doldurmansa sevgi,
sana tapmamsa eğer,
adını zikredip uyanmaksa,
özlemle terbiye olmaksa hayatta,
seni seviyorum.
bakmaksa gözlerinin içine,
kaybolmaksa renginde,
eriyip bitmekse ,
1 yudum mutluluğu sana da, bana da çok görmemekse,
bazen canımın yanması ,
bazen ruhumun okşanması,
bazen neşemsen eğer,
seni seviyorum.
bilmekse tüm engellere rağmen benim olduğunu,
ve hissetmekse en derinimde,
en mahremim en gizlimde seni,
paylaşamamaksa kimseyle,
kıskanmaksa her şey den ve herkesten,
seni seviyorum.
ve seni seviyorsam eğer
sadece......
gel al beni
gel taşı benliğine hapset gözlerine
gel sımsıkı tut ve bırakma beni

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:21 AM
şaretler
Bir cümle hayatım
İşaretleri bende
Ardı ardına sıralı

Bakışlarım
Bir virgül
Noktalı

Ünlemdir
Kalbimin her atışı

Tırnak içinde gözyaşlarım
Parantezde sancılarım
Soru işaretidir
Tüm kırgınlıklarım

uzun *******de
Uykumsa virgülüm
Bu kısa cümlede
Son noktadır ölümüm

Artık bitse de
Dolsa da şu ömrüm
Üç nokta bırakacak geride
Kabre gömülüşüm!

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:21 AM
senınle
bendım eskiden gözyaşlarıma
bendim çocuk misalı
hep kadere yenik düşen
ve ben oluyordum mutsuz
denizde boğulan
yok artık onlar
bende gülüyorum
artık acılara dertlere
******* dostum aksamlar
arkadasım degıl artık
ve ben her gun biraz daha
seninle yaşarıp büyüyorum...

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:21 AM
tarif

bir bardak dolusu gülümseme ile baslayın
bir kap dolusu dostluk ilave edin
bir tutam yumusaklık ve biraz da nezaket tozu ile kabartın
bir kaşık ümit
bir büyük porsiyon yardımlaşma
cok miktarda ıkım ve bir tutam alcakgönulluluk ile çırpın
kuvvvetlendırmek için de bir corba kasıgı güvene ihtiyacınız olacak
bir sadakat kasesi içinde bir ölçü inanç iki ölçü aklı selim ve bir kac damla hosgoruyu azar azar ilave ederek sevgi ile karıstırın iki kaşık gülücük bir kaşık sabır ve bir tutam övgü ilave edin şevk ile hiç durmadan karıstırın ve şükran ile tatlandırın

yemegin adı mı?

insanlııık...

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:21 AM
Bugün..."Sen'li düşlerle dolu uykusuz bir gecenin sabahında
yine sensizliğe uyandım..."


Seninle birlikte olmaya karar verdiğimde edindiğim risklerin farkında değildin.

Geleceğini ve mutluluğunu bir başkasının ellerine teslim etmek, savunmasız kalmayı baştan kabul etmekti senle olmak.

İşte seni böyle seviyordum ben. Sen benim gerçeğimsin uzun zamandır aradığım ama bir oyunun içinde bulduğum gerçeğim.

Seni dışarıya taşırken n’olur bana yardım et. Duygularım karıştı yine…

Güne başlıyorum, henüz ayak izleri ile süslenmemiş şehrim.

Ve işte ilk ayak izleri, tıpkı maviliğini kıskandırırcasına kendini göstermekten çekinmiyor geçmiş günlerimizde ki gibi taptaze bir günde bulacağım seni. Karanlığın hakim olduğu bir cennette yaşıyorduk seninle…

Uzaklardaydın, beni beklemeden gitmiştin ama bunu pek umursamıyordum. Kendimde açıklayamadığım koyu bir sessizlik ve düşlerimde imkansızlıklar yaşanıyordu.

Her uyanışta ölümü düşleyen bir ses ile çağrılıyordum. Yüreğimin yer altı insanları ağlıyordu. Yaşadığım dünyanın nöbetçileriydi çelişkiler.
Onlardan izin almadan dış dünyaya açılan penceremden dışarıya bakamıyordum.

Ve sonra geldi dediler, güneşi getirdi karanlık son buldu dediler.

İnanmadım… yaşamın allak bullak olmuş ve adına rutin dediğim koşuşturmacalarıma devam ettim bir süre daha.

Sonra bir gün penceremden bir ışık demeti girdi odama, çelişki nöbetçilerinin uykuda olduğu bir anda.

O parıldayan ve gözlerimizin sıcaklığa alışamamışlığına sunulan bir avuç ışığı geçmişimden gelen küçük bir çocuk getirdi bana…

Anıları ve düşleri alınmıştı çocuğun… Büyümeye odaklamışlardı beynini, kalbiyle düşünebilme yetisinden mahrum bırakmışlardı uzun bir süre…

Işığı gören gözlerim bir süre kendine gelemedi, işte tüm varlığıyla şimdi ellerimin arasında tutuyordum ve yüreğimden kayıp zamanlarım geçiyordu bir bir…

Kararımı vermiştim… Sana gelecektim…Tüm geçmişteki tüm acılarımı tekrar yaşamam gerekse bile bunu yapacaktım… Hırslarımı, nefretimi, kini ve kıskançlıkları , bir avuç ışıkla birlikte kızgın bir potanın içinde erittim, yüreğimin duvarlarında yankılanan acı ve korku dolu seslere kulaklarımı kapatarak…

İşte karanlık dünyanın o büyük ve aşılmaz denen kapısını açacak anahtar elimdeydi şimdi…

Evet… Çıktım o karanlık, iki yüzlü ve zalim dünyadan… İlk önce renklere alışmaya çalıştım ve her yanımı saran o müthiş ışığa…
Sonra yürümeye başladım ardıma bile bakmadan…

Arıyordum seni… Sanki hiç bulamayacakmış gibi…

Karanlıktan korkmuş bir çocuk misali yüreğim..

Hani uzatsan ellerini...Hani dokunsa parmaklarım dudaklarına...
Yüzümde hissetsem nefesini...

Geçecek gibi herşey..
Son bulacakmış gibi sonsuz çığlıklar...

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:21 AM
Hawa kararmaya ba$Layınca, daha çok arıyorum sanki seni.
Soğuktan mı korkum, karanLıktan mı, sensizLikten mi, yaLnızlıktan mı, nöbetLerimden mi, çaresizLğimden mi..

biL(m)iyorum.. / kahırdan..

artık hissetmiyorum..
unutmaya ba$Ladım; kokunu, sewdiğin $eyLeri, söyLediğin $arkıyı, bana bakı$ını, sewi$ini, sarıLı$ını..

ya$adık mı sahi senLe?

güLüyordum gaLiba.
Sen yüzüme çok yakı$tığını söyLüyordun güLmenin.
Ben güLünce sen güLüyordun.
Sen güLünce denizLer duruLuyordu gözLerinde.
$imdi fırtına war.

güLmek bana yakı$mıyor (mu) !

edebiyatı sewiyor(d)um.
Sana oLan a$kımı yüreğimden sonra en iyi o anLatıyordu.
Ben de hep yazıyordum. Bak yine yazıyorum..

küstüm,
geL(me) artık.
a$k acı çekmekse
sew(me) artık.
kara *******de ben buLurum yoLda$ kendime,
kork(ma)
çekmem fi$ini hayatın!
yoruLdum,
kuramıyorum artık.
noLur,
geL(me)!

\"bunLarın bi hayaL oLduğunu kimseye söyLeme.
Herkes ben geLmeni istemiyorum biLsin.
Ne oLur geL be!\"

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:21 AM
bu duvarlar yetmiyor bizi ayırmaya bilesin..
bu parmaklıklar,bu demir kapılar,bu hava,inan...
bazen bir yumrukta yıkacak kadar güçlü,
bazen bir serçe kadar güçsüzsem bir nedeni vardır..
hangi zorluğu yenememiş insanoğlu
hele taşıyorsa bu insanca sevgiyi yüreğinde...
güzel günler zorlu duraklardan geçer sevdiğim
damla damla birikiyor insan,damla damla sevgilim...
birgün akıp gideceğiz hayatta
duvarlar yıkılacak açılacak bütün kapılar bilesin
benim yüreğim sensin şimdi,seni vurur durur
ve yine damla damla çoğalıyorsun içimde..

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:21 AM
sevmek buymuş demekki..
sevmek vermekmiş en büyük parçanı
özlemekmiş sevmek
gece yastığa başına koyduğunda akan iki damla yaşmış..
sevmek zormuş sevdiğim
özlemek zormuş
sanki bedeninde binlerce bıçağın saplanmasıymış....

bir uzak kentte sensizliği yaşıyorum şimdi
bazen iki cümle takılıyor boğazıma
bazen sessiz çığlıklar kopuyor içimden
üşüyorum sensiz,ellerimi ısıtan ellerin yok
içimi eriten gözlerin yok
bir ateş var sol yanımda
birde sana verdiğim söz dudaklarımda...

koşup sana gelmek istiyorum gücüm yok
özlüyorum demeye lüzum yok
gelsem yanına,kokunu içime çeksem
ellerini alsam avuçlarımın arasına
halim yok sevdiğim..halim yok..

böylemi yaşanırmış ayrılıklar
böylemi koyarmış hasret insana
bir bilsen nasıl muhtacım sana
bir bilsen bu can ölümüne hasret sana

bilirim sende sığamassın kendine
gece sessiz sessiz ağlarsın hissederim
dayan birtanem dayan
birgün geleceğim
bu yürek yarısına kavuşacak,bu beden yeniden hayat bulacak,
bir sarılacağım sana
ölüm bile ayıramıyacak!!!!

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:22 AM
sen varken darılmazdım çiçeksiz baharlara
yağmurlu havalara, bu kasvetli aksamlara...
sen varken
bakıp geçmezdim tren istasyonlarına otobüs duraklarına..
sen varken ayrılanlara ağlamazdım..
yıkılmazdım biten sevdaların ardından
gidenlere küsmezdim
kalanlara acımazdım..
sen varken böyle üşümezdim,titremezdim..
masumdum,çocuklar gibi böyle delirmezdim
hele ölmeyi hiç düşünmezdim
şimdi soruyorum sana;
adı sevdaysa bu cehenneminn
SEN YAKTINDA BEN YANMADIMMI?

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:22 AM
GÖRMEDİK
DUYMADIK
BİLMİYORUZ
AŞIKIN TARİFİNİ
SADECE KİTAPLARDAN OKUDUK
AŞK ACI ÇEKMEK
AŞK YANLIZ KALMAK
AŞK TEMMUZUN ORTASINDA YAĞMURA HASRET KALMAK
KUTUPTA GÜNEŞE HASRET KALMAK GİBİDİR AŞK
AŞK ÖYLE BİŞEYDİR Kİ
DENİZDE SUYA
FIRTINADA RÜZGARA
ÇÖLDE KUMA
HASRET KALMAK GİBİDİR
DÜN GECE UMUTLARIMI RÜZGARLARA FISILDADIM
YARINLARIMI DENİZE BIRAKTIM YOSUN MİSALİ
BİR ÇIĞLIK MİSALİ SALDIM GÖKYÜZÜNE HAYKIRIŞIMI
İİÇİMDE FIRTINALAR KOPARKEN
YANLIZDIM KİMSESİZ ve SENSİZ
AŞKIMDI TEK TESELLİM
BİRDE SEN........

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:22 AM
Kendimi avutmak istercesine
Çocuksu hayallerle beslediğim
Sımsıcak bir umut saklardım içimde
Bir gün bir sokaktan dönerken, senle karşılaşırım hayaliyle
Sana yanan, gönül hasretiyle kavrulan yüreğimde
Sensiz, anılar biriktirirdim
Sanki kollarımda sen varmışsın gibi sarılırdım hayata
Sımsıkı tutardım tek bir anını kaçırmadan…
Kazanmak için savaşmak dediğinde
Başlamadan kaybetmiş kimse sancısında dinlerdim hep seni
Hayatın sonu eğer umut haline gelmişse en mutlu zamanımda
Kendimi tutamayarak ağlardım
Ve hıçkırıklarımı kendi içimde saklardım
Sessiz ağlamak, sensizken nasıl bir kederdir bilir misin ?
Gözlerinde bilemediğim korku bir girdabında
Dolambaçlı bir yola savrulurken anlayamamıştım
Ellerimden kayıp giden senmişsin meğer
Ve sonra, senden bana kalan
Yalnızlık ve kedermiş…
Artık ağlamıyorum,susuyorum…
Sensiz olduğum zamanlarda sensizlikle beslediğim umudumu büyütüyorum
Ve gökyüzüne bakıyorum…
Puslu gökyüzleri aşk kıvılcımları ile aydınlanırken
Bense kapkaranlık dünyamda hasret tohumları serpiyorum kalbime
Ve sadece o günü bekliyorum
Seni alıp yaşatacağım o günü …

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:22 AM
sana kızamam ben
gecikmişliğim senin suçun değil,
biliyorum, benim erkenciliğimden..
beni tarih kitaplarında okuyorsun,
beni bir geçmiş zaman eki yapıp,
en sevdiğin cümlenin sonuna koyuyorsun
ben seni dünde ararken,
sen henüz gelmemiş bir yarında bekliyorsun..

sana kızamam ben
senin gülüşüne sızılandım,
ve seni bildiğim o gün,
ansızın yitirişime hazırlandım
bana hep hüznümü yaşarken dokunuyorsun.
biliyorum, senin açmamış bir gülün var,
ve yakınlaştıkça,
o gülün özüne kokuyorsun..

sana kızamam ben
en ölümcül ifadesidir aşkın, ağlamak.
en çetin kavgasıdır yalnızlığa meydan okuyup,
uykusuz bir gece de sabahlamak.
uzaklığına alışamam senin,
asıl zor olan,
içinde bir uzaklık olduğuna alışmak.
yani sevdalandığın yarın da yoksam,
ve seni kaybettiğim bir umudun ortasında bulmuşsam,
sen getir gerisini.
bu nasıl yaşamak.?


sana kızamam ben
bu bir haksızlık değil,
bu bir katliam.
bu yüreğin en derin sancısı,
dağılıp kaybolması aklın dimağın,
sana söylemek istediğim sözler vardı,
hepsi darmadağın!
senin adın .......?!
senin adın sonbahar,
senin adın,
geçmek bilmeyen bir kalp ağrısı.
gitsen de gelmediğin bir yoldan,
biliyorum,
yok sonrası.

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:22 AM
Üzerine daha bir tek keLime yazmadan birazdan buru$turup atacağını biLdiğin
beyaz bir kağıt duruyordur önünde.
ELinde ise çocukLuktan kaLma bir aLı$kanLıkLa
arkasını kemirdiğin kara bir kaLem.
Kara, kapkara, tıpkı içinde buLunduğun oda gibi. . .

Bıçak gibi bir gidi$ti
Arkanı döndüğünde
SaLLanmadı sardunyaLarımın yaprakLarı
Kesin we net
Sadece bitti…

Bir ağırLık çöker üzerine, buLunduğun yere sığamazsın. Görünürde hiçbir neden
yoktur ortada. Boğazına sarıLanın kim, içini daraLtanın ne oLduğunu biLemezsin.
Ama biLdikLerin de wardır eLbette; yaLnızsındır, için daraLıyordur, yüreğin
burkuLuyor we sawunmasızsındır. . .

BekLedim
BekLeyi$Ler içinde
KayboLu$umu seyrettim
Seni sewmek
Yeniden war oLmaktı
Ben sensizLikte zamana yeniLdim…

Hiçbir sesin anLamı yoktur. ÇaLan teLefonLara aLdırmazsın. Konu$mak bir
eziyettir we derdini anLatmanınsa hiç ama hiçbir anLamı yoktur. Bakı$Ların
bo$tur. Kendine biLe katLanacak durumda değiLsindir. Hiçbir $eyin o anda seni
mutLu edeceğine inanmıyorsundur. . .

Güne$
İnat etmi$ bir kere
Doğmamak için
Doğmayacak i$te…

İLahi bir güç, hayatında değer werdiğin her kawramın içi bo$aLtıLmı$tır sanki.
Ya$adığın kente de, o kentte ya$ayan dostLarının da, yakınLarının da
yabancıLa$tığını dü$ünürsün. Hiçbir $ey gözetmeden, hiçbir $ey bekLemeden
açtığın, hançerLenmiş yüreğinin kabuk tutmu$ yarası da, o yürekte duyduğun sızı
da önemsizdir o an senin için. . .

Güne$ bu eLbette doğacak
Ba$ka suLarın
Ba$ka ku$Ların
Kanına karı$acak
Sadece zamanını bekLiyor…

Hayatımı tam da sorguLama zamanı diye dü$ünür, biLmem kaçıncı kez ruhunLa
giri$tiğin sava$a hazırLanırsın önce. Ama anında wazgeçersin. Çünkü bir daha
böyLe bir sawa$a girecek ne gücün wardır, ne de o sawa$ta arkanı yasLayacağın
yüreğine we beynine güwenin. . .

Dünya war oLdukça sürecek
Bir MaSaLın kahramanLarıyız biz.
Birbirimizin farkındayız
We bu farkındaLık
Can yakıyor. . .

”Neyse ya bo$Wer” dersin. “Bo$wer” irsin. . . Kırarsın kaLemi, buru$turursun
kağıdı, koca bir yudum aLırsın kadehindeki zehirden, yasLanırsın arkana we
güLümsersin. . .

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:22 AM
......20 li yaslara kadar iyilikle kötülügün ülkesi,
kalin sinir çizgileriyle ayriliyor birbirinden. Siki
dostlari ve düsmanlari oluyor insanin. Onlari ölesiye
seviyor yada ölesiye nefret ediyor onlardan.

30 larindayalani hakikatten ayirt etmeye basliyor. Iyi
sandiklarinin hiyanetiyle tanisiyor, sirtinda dost isi
hançer darbeleriyle; ve en kötü zannettigi sefkatle
imdadina yetisiveriyor.

Zaman kanatlanip da 40 in ayaklastiginda insan, iyiyi
kötüden ayiran hudut çizgilerini birbirine karistiriyor.
Iyilere naksolmus kötüyü ve kötülerin içindeki iyiligi de
kesfediyor ademoglu. Anliyor ki, iyi insan/kötü insan yok;
insanin içinde iyilik ve kötülük var, kötüyle iyi panzehiri
degil birbirinin; kankardesi. Iyilerle kötüler
çekistirmiyor ipi. Iyilik ve kötülükten örülmüs ibrisimin
kendisi.

Bunu anlayinca sasmiyorsun nefretin birden sehvete
dönüsmesine; aci girdaplarinin içinde hazzin raksetmesine.
Tevazuyla gurur, haysiyetsizlikle onur el ele yürüyor.
Insan, suuraltindaki isyankarla sahtekari, günahkarla
tövbekari birarada farkediyor. Benim, hükmeden ve boyun
egen, zulmeden ve aci çeken. Bunca siddet kadar onca
merhamet de benim eserim. Minneti nefrete, korkuyu
cesarete, zaferi hezimete bulayan benim. Kundak bezime
tipatip benziyor kefenim, hayatim muhtesem ve sefil, magrur
ve rezil, hayasiz ve asil.

Iste bu kesif kolaylastiriyor yasami.. Anliyorsun ki
toplumlar gibi insanlar da kanli iç savaslarina borçlu
ilerlemesini..

O zaman , iyileri kötülerden ayirmakgibi nafile bir ugrasi
birakip -basta kendin olmak üzere- insanlarin içindeki
iyiligin pesine düsüyorsun; kiymet bilmeyi ve -yine basta
kendin olmak üzere- herkesi hos görmey ögreniyorsun.

Tükendikçe pahalaniyor zaman; günler azaldikça uzuyor.
Saçlarin gibi, seyreldikçe degerleniyor dostlarin.
Günahlari ve zaaflariyla da övünüyor insanlar; sevaplari ve
zaferleri kadar.

Önemli degil kaç kez yenildigin; önemli olan, kaç
yenilgiden sonra yeniden dogrulabildigin.

Bu paramparça ruhlardan, çeliskili duygulardan, çatismanin
açtigi yaralardan mucizevi bir ahenk çikiyor ortaya ki
olgunluk diyorlar adina....

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:23 AM
insanların çoğu sevmekten korkuyor
kaybetmekten korktuğu için...
sevilmekten korkuyor kendisini sevilmeye layık görmediği için
konuşmaktan korkuyor,eleştirilmekten korktuğu için...
duygularını ifade etmekten korkuyor,reddedilmekten korktuğu için..
unutulmaktan korkuyor dünyaya iyi birşey vermediği için...

VE ÖLMEKTEN KORKUYOR ASLINDA YAŞAMAYI BİLMEDİĞİ İÇİN....

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:23 AM
Yürüyelim
Yürüyelim sevgilim..
yanına sevginide al
unutma sakın buse mi
gözlerimi kararttım
kalbim seninle
ve de Allahımı aldım yüreğime...
yürüyeceğim.
yaşayacağım..
yaşatacağım...
kahverengi kadife ceketimi de alacağım..
üşürsen sana veririm
hoş seni üşütmem ya
ama belli mi olur
belki üşürsün..
belki ayazdan etkilenirsin..
belki savrulacak gibi olursun rüzgarda
tutarım seni
tutarım seni kollarından
sonra tekrar sarılırım usulca..
yürürüz birlikte..
ama bir fark var bir yerde
ben ışıklı otobanlarda
sen ise kalbimde......

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:23 AM
suçum;
duygularımın dibinde nöbet tutmaksa eğer
hiç hesapsız kitapsız sevmenin karşılığını
bu ******** dünyanın kubbesinde
kurduğun darağacında verceksem
son dileğim sorulduğunda
ilk seni seviyorum dediğin günki gibi
seni seviyorum demen olurdu......

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:23 AM
Bir tek şeyi unutma; seni sevdim ben...
Yakamozlarında yıkadım sevdamı çırılçıplak,
Seni sevdiğimi bağırdım mehtabına,
Beyazında akladım bulutunun,
M@vi mavi sevdim seni, içim kan ağlayarak

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:23 AM
Bizi bilirsin
avuçla su içmeyi
marifet biliriz,
yenilmeyi bir de
kendi sahamızda...

bizi bilirsin
saçımızı ıslatmayı fiyaka biliriz.
limonla!
tesbih yaparız,
düş kırıklarından..

bizi bilirsin
ağzının içinde oturmak isteriz.
ve rutubetin en yakıştığı yer biliriz
ağzını...

bizi bilirsin,
yaşamak biliriz,
vademiz dolduğunda
avuçlarında gömülmeyi.

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:23 AM
Bazı acılarda yetmez
Bazı ölümlere

Örtüsüdür bazı acıların
Örter, örtülmez
Savunur bir süre

Ağlayanlar sevinmeli
Sevin ağlıyabiliyorsan
Acılar art arda dinmeli

Durur bir nöbetçi gibi
Durur bir bekçi gibi
Zamana gülmeli-gülmeli.

Sevin ağlıyabiliyorsan
Unutmanın kardeşidir ağlamak
Uyur uyanır yatağında duyguların
Düşüncenin kucağında hep çocuktur
Ağlamak.

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:23 AM
ELVEDA SEVGİLİM

Söyleyecek bir söz kalmadı artık
Elveda sevgilim elveda sana
Sonunda bizi de buldu ayrılık
Elveda bir tanem elveda sana

Sendeki resmimi yırtabilirsin
Kalbinden aşkımı atabilirsin
Beni de maziye katabilirsin
Elveda sevgilim elveda sana

Bu aşkı burada bitiriyoruz
Bu sayfayı artık kapatıyoruz
Mendiller sallansın ayrılıyoruz
Elveda sevgilim elveda sana

Bu gece son defa bakışacağız
Bu gece son defa sarılacağız
Ne yapsak çaresiz ayrılacağız
Elveda sevgilim elveda sana

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:24 AM
BİR UMUT

Yorgunsun,uzaklardan gelmişsin;
Yitirmişsin neyin varsa birer birer.
Bir sağlık,bir sevinç,bir umut...
Onlar da neredeyse gitti gider.

Dost bildiğin insanların yüzleri
Aynalar gibi kapkara.
Suyu mu çekilmiş bulutların?
Dönmüşsün kuruyan ırmaklara.

Taşlara düşen saat gibi,
Ne artı, ne eksi.
Bir sağlık,bir sevinç,bir umut
Hikaye hepsi.

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:24 AM
Yüreğimden ayrılık şarkıları geçiyorsa ,
Gene adımlarım sana doğrudur.
Kırmızı olur akşamlarım,
Kırmızı felakettir derdin!
Felaket ne demek...
...
Odam mum ışığı,
Denizin kokusunu özlüyorsam,
Gene dümeni sana kırmışımdır
Boğulur musum sana her geldiğimde öyle diyordun!
boğulmak ne demek...
...
...
...
Kaç dümen kırdım onun yolunda..
Kaç kez söyle düş bozgunu!
Dumanım biraz sarı
biraz kızılca
Ondan kalan küllerim var
Oynadıkça dağılıyor havaya
titriyorum.
bir o yok!
Oysa ben kaç adım yakınında
Soluğuna titredim
bir tek onun haberi yok!
geriye ölü bir suskunluk bırakacağım
hiç açılmamış yaralardan kanayacak sancısı,
ve gözleri ağır yaralı
heryerde beni arayacak
Boğulmak mı dedim?
boğulmak budur işte
kokum umulmadık düşecek
yanına ıssız bir gece
pişmanlık bir bir kemirecek
ruhunu her bir öpüşte
boğulmak nedir diye sormuştun
boğulmak budur işte.
değil mi?

BOĞULMAK BUYMUŞ İŞTE.

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:24 AM
Gece,
Duvardaki gölgemle oynadım.
Kuş oldum,uçtum sana,
Nilüfer oldum,yavaşça açtım.
"Seni seviyorum"yazdım,
bozuk harflerle...
Öpmek istedim,kendimi öptüm...
Öptüm ken-di-mi...


Dün gece duvardaki gölgemle oynadım.
Her şey ikilenmiş bu gecede
masam
sandalyem
kitaplarım
Ellerim,başım,kollarım...
Ya gözlerim?Ah yüreğim!


Dün gece duvardaki gölgemle oynadım.
Kuş oldum
Nilüfer oldum
Mum söndü
Sen oldum

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:24 AM
Seviyorum diyordun..
Sana gore sevendin sen
Bendeki sevgiden cok baska biseydi gozunde.
Ben yagiyordum....
Yagiyordum ve cogaltiyordum denizimdeki sulari
Gel-gitlerim oluyodu sozlerin. (geliyordum, gidemiyordum....!)
Her sozunde doluyor
Her bakisinda cekiliyordum...
cekiliyordu sularim, sözlerim, acim...

ben yagiyordum...
yüregimi temizliyordu sularim.
Tohumlarini filizlendirdigi kadar
Ciceklerimi cürütüyordu !

Ben yagiyordum.
Akiyordum yuregine....
sana umarsizliginin
Umudu vermiyordum.
Kanini temizliyordum yüregimin
Sel olup cosuyordum....

Ben yagiyordum...
Gökkusagi bagliyordum acilarina.
Mavilikte bir yildiz gosteriyordum.
Günese anlam katan karanliklarin oldugunu,
Ve yagmurun birtek kislari yagmadigini ispatliyordum.

Yagiyordum asagidan yukariya!

Ben yürekler dolusu yagiyordum....
Hani derlerya bardaktan bosalircasina...
Iste bende oyle !
Yürekten bosaliyordum....
Yagiyor, buharlasiyor
Tekrar yagip tekrar buharlasiyordum...
Bitmiyordum....
Bitiremiyordun beni...

Ben yagiyordum...
Gunes doguruyordum sana.

Tutkular birakmiyordu pesimi.
Oysa biyerde bitmesini bilmeliydim...
Ama ben yagiyordum!
Erozyona ugruyordu yuregim (ve ben dinmiyordum yinede.)

Ben yagiyordum...
Topragim kuruyordu.

Inan Cok zorladim kendimi
Bitecekse birseyler bitmeliydi
Olmuyordu...
Yagiyordum yanginlarima!
Köz oluyordum...

Ben yagiyordum...
Islaniyordu yanaklarim!

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:24 AM
sevginin bittiği yerde sarıl bana
heyecanların tükendiği
ve artık yapacak hiçbir şeyin kalmadığı bir anda
çek kolumdan../..gözlerimi daya gözlerine
bir anda dalıp git bana

ismini anmaktan usanmayan dudaklarımı öp..

düşlerimizin yorulduğu yerde tutun bana
beni çağıramayacak kadar uzakta ol
ve ben gelemeyecek kadar koşayım sana
imkansızı iste
mesela "unut", de
dudaklarım değil gözlerim boşalsın o dakika
giderken unutamadığım yerden dönüp bakayım sana

özlemlerine gebe kalan bedenimi öp..

üşümeye başladığın yerde ısın bana
gözlerim ağlamaktan şişmiş olabilir../..aldırma
her halimle güzel bul beni
her halimle karış bana
bir demet papatyayla bile kandırabilirsin beni
sakın unutma sende tutunduğum yer kadar yüreğimi öp.

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:24 AM
lümün ikizidir bu aşk,
Bense birinin olmadığı zamanlarıma
Öbürünü yetiştirdim hep..
Oysa,sen kanatlarımı kırdın kıralı,
Ne aşkı tadabiliyorum,
Ne de ölüme kanabiliyorum..
Böyle tükeniş değil benimkisi.
Ne onu kabullenebiliyorum,
Ne de seni böyle içime sindirebiliyorum.
Başka sarılışlara emanet edemezdim seni,
Sen başka öpüşlerin koynundasın..
Şimdi hangi mum kokusunda,
Hangi mevsimin sabahına uyanıyorsun?
Belki de o gözlerin büyüsünde,
Derinlerde,
Dalıyorsun..

Ölümdür bu aşk,
Bense öldüğüm zamanlarımda,
Senle yetindim hep..
Ben seni başka sevişlere emanet edemezdim..
Oysa sen,
O'nun koynunda,
Beni seviyordun.
Nasıl inanayım?

»ΛĹBΛTROŚ«
12-09-2008, 05:25 AM
bunları yazan ben değilim aslında
parmaklarım hareketteyken düşüncelerim kopuyor benden
aslında okadar çok gülerim ki hayatta
biriken hiçliğimin patlaması olsa gerek
hala nedenini bulamıyorum karamsarlığımın
güneşlerden mi bahsetsem kara bulutlardan mı
yada isteksizce susup ağladığım zamanlardan mı
belkide yaşadıklarım ilgi çeker sizler tarafından
bilmiyorum ama yine ağlıyorum
askıda kalmış binlerce düşünce
kimi acıtıyor, gözlerini kapat diyor
kimide anlamsızca gülmemi söylüyor
inanmak istemiyorum yalanlara
yinede hoşuma gidiyor kandırılmak
çektiğim acılar kahkalara boğuyor bazen beni
mutluluğuma ağladığımda oluyor çoğu zaman
merak ediyorlar kişiliğimi
soruyorlar sevmelimiyim sevmemelimi
çözülmezsin dedi biri
lanetlendim o günden beri
anlamadım ki bende beni
boğuyorum bütün sevdiklerimi
önce zevk duyuyorum deli gibi
sonra haykırıyorum sende bırakma beni, emi
gidiyor tüm gelenler
gelenler gidiyor birer birer
giden benlerden geriye bırakıyorlar bana keder
son kalanımsın sende gitme yeter..