Tam Sürümü Görüntüle : Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:14 PM
Adsız Şiir
Ne başı var ne sonu, zamanın korkunç yeri,
Aşklar irin kusuyor, hep topluyor kederi...
Başka şey derdindeyim, bu açmaz bir mengene,
Madalyalar verdim hep gölgemi katledene...
Ve rol yapıyorum ben, bu hayatın aktörü,
Beni ben sanıyorlar güldüğümden ötürü...
Ne derdim biliniyor, ne kan damlayan beynim,
Gündüz güldüklerime gece ağlayan benim...
Ne arkadaş ne bir dost, bana ben de yabancı,
Aynaya düşen gölgem bana diyor yalancı..
İşte yaşım kırk oldu, kırk lokmalık bir ömür,
Hayatım kızıl alev, gözleriyse saf kömür..
Umudum hapsedilmiş yüzümdeki çizgide,
Bir tek bana ulaştım, kırk yıldır gide gide..
Keşke hiç doğmasaydım, görmeseydim yangını,
Boğmasaydım bir ömür içimdeki dargını..
Bilmeseydim Allah'ım sıvı, renk, ısı;
Kırk ton gelir belki de bu sualin tartısı...
Allah'ım, ey sevgilim, Rahim sensin, faal sen,
Yüreğim parça parça bir kez beni güldürsen...
Artık ölsem de ne gam, mezar benim nur hânem,
Emsalsiz arı aşkım, benzersiz bir tanem...
(2001)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:14 PM
Anneme
Yüreğini açıp dualar ederken,
Yavrunu da sakın unutma ha anne.
Mevsimi mevsime devredip giderken,
Kavuşmaktır niyet,ölümse bahane..
Gitmeliyim artık kervanım kaçmasın,
Yarim perdesini hüzünlü açmasın,
Şiirimi keder dağıtıp saçmasın,
Gözlerime bakıp gülümse be anne...
(1987 - Safiyar'dan)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:14 PM
Anneme Mektup
Merak etme beni, hala yaşıyorum,
Yaşamaya her gün yeni başlıyorum,
Bazen geçmişimi dönüp taşlıyorum,
Ak düşmüş saçıma, ben de yaşlanmışım,
Anladım, bir ömür 'hiçe' yaslanmışım..
Hep genç kalacağım, hep böyle dinç sandım,
Çalıştım, çırpındım, para da kazandım.
Hayaller kurmaktan bıktım da usandım,
Gözlerim doymadı, hırslarım sönmedi,
Oysa ölenlerden kimsecik dönmedi...
Bana öğrettiğin dualar aklımda,
Gözlerim yaşlandı, resmine baktımda,
'Oğlum 'diyen sesin hala hatırımda,
Zaman bir silindir, her şeyleri ezdi,
Benliğim bir anda mazilerde gezdi...
Masallar anlatıp beni kandırırdın,
Gözümü yumunca uyudum sanırdın.
Her sabah öperek sen uyandırırdın.
Şimdi yetimim ben, sen gittin gideli,
İçimde tepinen delirmiş bir deli...
Bazan bir an gelir korkarım ölümden,
Bazen de donarım, gizlerim gönlümden,
Giderken kaç pare götürdün ömrümden?
Halden hâle geçiş, hiç dikiş tutmuyor,
İnan ki yüreğim seni unutmuyor...
Az kaldı, ardından, ben de geleceğim,
Bu yerin altına elbet gireceğim.
Bana dualar et güzel anneciğim.
Bir akşamüstüydü, unutmam o günü,
Herkese söyledim anne öldüğünü...
(2002)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:14 PM
Avlu
Ben katiyen sarhoşum, katiyen aşk düşmanı,
Savruluyor eşyalar, varlığım savruluyor.
Gelecek tıpkı vazo, geçmişimse bir anı,
Öyle bir dert ki derdim, her vakit yavruluyor...
Ne harabeler gördüm, ne zifiri zindanlar,
Erişilmez uçurtmam, balıklara takıldı.
Hakikatlar eriyor, artık beni kim anlar?
Nemrut'un dev ateşi benim için yakıldı...
Bahira asırlardır, yüreğime tutundu,
Bir ışık düştü, ışık; kum tanesi kainat,
Ben katiyen anladım, kum tanesi yutkundu,
Kainat alev aldı, insanlarda kör inat...
Yüreğin yollarını geniş tutun, misk tutun,
Hallac gibi koskoca, yufka yüreğim geçsin.
Benliğim gökyüzüyse, ellerim birer sutun,
Kapıda duran adam, dedi ki; daha gençsin.
Yelkovanım çakılmış akrebin tepesine,
Kelimeler kelepçe, hakikatlar tuzakmış.
Bir derde çattım ki ben, dertlerin efesine,
Kaç asırlık düello, kaç aşkın kanı akmış...
(MAYIS/2005)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:14 PM
Bakarlar
Yazdığım şiirlere bakarlar,
Okuduğum kitaplara,
Ben ölünce.
Belkide kına yakarlar,
Anlarlar nasıl bir adam olduğumu.
Hasretlerime, sancılarıma bakarlar,
Ve işin en garibi
Yalnızlığıma bakarlar.
Biliyorum bir tuhaf yağar
Mezarıma karlar,
Sen gülünce.
Ya dualarımı, beddualarımı;
Beni ele veren sevgilerimi,
Peki onca gözyaşlarımı,
Belkide diri diri yakarlar,
Bunca aşklarımı.
Gök yüzüme bakarlar
Ben dönünce...
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:14 PM
Ben
Ben bu karmaşanın sanık sonucuyum,
Bir parçasıyım hem o sırlı bütünün.
Çözdükçe uzayan bir ipin ucuyum,
Alın beni benden, sessizce götürün..
Âlem bana ayna, onda beni gördüm,
Ne varsa âlemde hep içime gömdüm,
Bu bilinmez sırrın saçlarını ördüm,
Aldım beni benden, ben ikiye böldüm...
(1998 - Safiyar'dan)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:14 PM
Benim Dağım
Makbulümdür, varsın dayansın surlarıma zaman,
Surlarıma dokunsun nazenin ellerini.
Ne bir yıldız düşsün gayri ne de bir çocuk ağlasın,
Kabulümdür bu yokluk, kabulümdür bu duman...
Herkesin bir oyuncağı bir de derdi var,
Erişilmeze atar kemendini ve ağlar,
Biri Turusinadır, diğeri Hira Dağı
Benim dağcazımı bir başkası bağlar...
Yağmurlara yaslanmış bir meçhul gibi
İmdat ellerimi kopartır zaman.
Bayrağına küf bulaşmış gezegenin
Ya toprak, kefen, ya mezar;
Aman, aman...
Bir secdenin cazibesi tüm kainat,
Alfabesine sığınırken yakalandım
İşte bu kadar yokluk, işte bu kadar sanat...
(2007)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:15 PM
Benim Yarim İstanbul
Durgun dalgalarınla dertleştim İstanbul’um,
Sırrını bölüşmekten imtina etti Haliç...
Ben de böyle hicranlı, ben de böyle bir kulum,
İşte gurbet gözyaşım, arlanmazsan al da iç....
Aklımın terasında,
İki kaş arasında,
Gül solmuş yarasında,
Benim yarim İstanbul...
Daha dün gibi her şey, her şey ölü ve taze,
Boynuzu kırık boğa, yahut pinti bir aslan...
Daha dün bir sultandın; şimdiyse bir kepaze,
Çağır bari Bizans’ı ona sığınıp yaslan...
İhanet bulaşmadı,
Kahpelik yanaşmadı,
Mahzunluk yaraşmadı,
Benim yarim İstanbul...
Üsküdar sahilinde vapurunu vurdular,
Kadıköy uykusundan nedense uyanmadı...
O yasak sevdamızı âleme duyurdular,
Eyüp’ün ışıkları kaç asırdır yanmadı...
Yeniçeri ağası,
Bırakmış ihtirası,
Yüreğimin belası,
Benim yarim İstanbul...
Yanmadı hiç boğazın kana çalan güneşi,
Fatih’in törpülenen yüzyıllık umudu var...
Vahdettin kamburlaşmış, tıpkı hilalin eşi,
Bizans’ın surlarında yükselen başka duvar...
Kanımı donduransın,
Vakte karşı koyansın,
Bırak kainat yansın,
Benim yarim İstanbul...
Yemin billah bulunmaz sen İstanbul gibisi,
Bir yanında gül kokar, bir yanından kan damlar...
Nerden bulaştı sana bu hıçkırık mavisi?
Meram kuru bir yaprak kuzu kuzu adamlar....
Tüm coğrafyanın gülü,
Ve gün görmüş, görgülü,
Kaderi “ah” örgülü,
Benim yarim İstanbul...
Bayazıd meydanında kuşlar idama durdu,
Henüz daha dönmedi ulu hakan seferden.
Gözyaşları olmasa Sultanahmet kururdu,
Ne bir iz ne de nişan şanı yüce neferden...
Geçmişinle öğün dur,
İster sus, ister kudur,
Âleme sözüm budur,
Benim yarim İstanbul...
Fazlınla büyüyormuş Anadolu sevdası,
Bir öksürsen bilirim, Selanik’ten duyulur...
Kim bilir sensin arzın beş yüzyıllık rüyası,
Asırlardır hep böyle, çakallar gece ulur...
Şarkını unuttun mu?
Zamanı uyuttun mu?
Mertliği kuruttun mu?
Benim yarim İstanbul...
Uygarlığın zulmüdür bu betonsu yürekler,
Tozlu raflarda eyvah kitabın efendisi...
Her sokakta asabi, çılgın belalar bekler,
Kol geziyor yurdumda, kahpelik mühendisi...
İyi, doğru ve güzel,
O “ol” denen sırlı el,
Sana vurgun hep ezel,
Benim yarim İstanbul,
Her vakit böyle hoyrat gemiler yükleniyor,
Gaibin hududundan çark ediyor dilekler.
Asırlardır peşinden ruhum sürükleniyor,
Harabe surlarını şimdi sarhoşlar bekler...
Kurtlar kaptı koyunu,
Bu kahpelik oyunu,
Kurutamaz soyunu,
Benim yarim İstanbul...
MART-NİSAN/2006
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:15 PM
Bin Yıllık Ölüm
BİN YILLIK ÖLÜM
Hep bir yeni sabahın beklentisiyle
Kalyonlar çekti
Kelimeler ötesi ülkemden
Yüreğim...
Kâh irkildi bir mızrak boyu zıplayarak
Kâh ağladı köstebek tünellerinde
Elinde yanık, beyaz bir bayrak.
Kan ve gözyaşıyla doyan
*** bir uygarlık saltanat sürüyordu.
Biliyordum;
Tâ çocukluğumdan bellemiştim
Ölecektim herkes ve her şey gibi...
Koca bir kayayı yontuyordu Yaman Usta
Zamanla yarışırcasına
Asırlardır yontuyordu.
Ne kaya bitiyor
Ne de yoruluyordu Yaman Usta,
Kıyametini bekleyen bir çiçeği andırıyordu
Ömür kısacık
Köleler raksetiyordu
Zincirlere vurulmuş köleler
Özgürlüğün tasmasına vurgun köleler...
Ve
Artık
Bahçemizde
Açmıyordu
Zambaklar
Soba üstlerinde kestane kavurduğumuz günlere mi
Anamın adımı telaffuz ettiği
Sıcacık günlere mi yanayım...
Bîtâp düşen
Bu yaşlı gezegenin
Tuz karıştı şekerine
Baksana çocukların bumburuk ve ürkek bakışlarına!
Bir zebani tayfasıdır medeniyetimi esir alan
Ve şiirlerime mermi sıkan
Suyumdan toprağımdan bıkan
Ve bir avuç zebani tayfasıdır medet ey
Kan kusturan bilmem kaç bin yıllık hamuruma...
(2006)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:15 PM
Bir De Bir
Gel, bir de bir,
Hazırlandı,
İşte kabir...
Gel, bir de bir,
Geçer akçe
Değil kibir...
Gel, bir de bir,
O'na yönel,
O'nda delir..
Gel, bir de bir,
Yok olana
Mü'min denir...
Gel, bir de bir,
Keder neşe
Putu devir...
Gel, bir de bir,
Son fasılda
Herkes gelir...
Gel, bir de bir,
Varlıktan geç,
Yokta belir...
Gel, bir de bir,
Muradını
Allah verir...
Gel, bir de bir,
Başlayacak
Yeni devir...
Gel, bir de bir,
Belki size
Uzak gelir...
(2001)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:15 PM
Bu Gün Oldu
Bu gün oldu hâlâ yoksun,
Donanmalar çıktı yola...
Bu gün oldu hâlâ yoksun,
Bari bir tek selam yolla...
Bu gün oldu hâlâ yoksun,
İçimde ah bir tuhaf his.
Bu gün oldu hâlâ yoksun,
Sevdalarım oldu hapis...
Bu gün oldu hâlâ yoksun,
İnan dünya bir mezarcık..
Bu gün oldu hâlâ yoksun,
Dön gel artık, gel birazcık...
Bu gün oldu hâlâ yoksun,
Ömür kısa, zaman çabuk..
Bu gün oldu hâlâ yoksun,
Yaralarım tutmaz kabuk...
Bu gün oldu hâlâ yoksun,
Umutları ölüm yoldu,
Bak işte bak, vade doldu,
Bu gün oldu hâlâ yoksun...
(2001)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:15 PM
Bu Nur
İnatlarım yıkıldı; Allah'ım sana şükür,
'Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür...'
(EYLÜL/2005)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:15 PM
Bulsam İzini
Kaç mızrak boyu büyüdü?
Bu çıplak ayaklarla
Hangi yollarda yürüdü?
Her tarafı kan,
Hasretimin.
BULSAM İZİNİ
Her yan can ve mercan; duysam sesini,
Ruhumun yüzdün sen ah derisini,
Tek sen, bir sen, hep sen; sal gerisini;
“Araya araya bulsam izini”
Tebessümlerinin en irisini,
Bahtıma yar etsen, en iyisini,
Ve sonra aşkların en delisini,
“Araya araya bulsam izini.”
Mekke’de nur dolu koca bir sini,
Tutaydım aşkların en dirisini,
Sev beni, ümmetin en kirlisini
“Araya araya bulsam izini.”
Bildim dua paklar ben gibisini,
Ben sildim kalbimin ziftli isini,
Mekke, ya medine, ya hangisini?
“Araya araya bulsam izini.”
Şükür işte buldum Nuh gemisini,
İmanın belki de en demlisini,
Uğrunda ölümün erdemlisini,
“Araya araya bulsam izini.”
İnsanın severim kefenlisini,
Boğmuşum ben aşkın dikenlisini
Sevdim âlemlerin Efendisini,
“Araya araya bulsam izini.”
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:15 PM
Can Yar
Umman olmuş içimde,
O'na hasretim çağlar.
Tüm dertlerden geçtim de,
Yüreğim yine ağlar..
Gözüm gönlüm avare,
Kapıldım o can yare,
Aman istemem çare,
O'na beni O bağlar...
(1999 - Safiyar'dan)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:15 PM
Ciltçi
Söyle bana vîran gönlüm,
Yüreğinden vuran mı var?
Her vaktin ah hicran gönlüm,
Hiç ölmeden duran mı var?
Hem çılgınsın hem de vurgun,
Sahillerin neden durgun?
Nasıl biter kabir sorgun?
Feryadını duyan mı var?
Bazen öyle ne dalarsın,
Bırak ruhlar hep yalvarsın,
Bu günleri bak ararsın,
Mezarlardan soran mı var?
Canlılara ölüm yakın,
Birkez olsun göğe bakın,
Kalbinizi aşkla yakın,
Bu dünyada kalan mı var?
Aynı imza dağda taşta,
Akıl olmaz âşık başta,
Dinlen biraz gel yanaşta,
Benden seni alan mı var?
(2003)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:15 PM
Demek Gidiyorsun
Demek gidiyorsun, demek kararlısın,
Al şunu, az ama; harçlık edersin.
Hem çok yorgun, hem de yaralısın.
Arkandan vurmuşlar, iyi kurtulmuşsun,
Ellerin titriyor, gözlerin süzgün,
Bir gün bile göremedin doğru düzgün.
Çok iyi biliyorum ki günlerce izlendin,
Uykusuz kaldın, yemek bile yemedin,
Söylesene kuzum nerede gizlendin?
Sana hep acıktım, sana hep imrendim,
Dava adamısın sen, sahtesi değil,
Biliyor musun ben geçen yaz evlendim.
Nereye gidersen git, bir gün seni bulurlar,
İstersen burda kal, sana ben bakarım.
Av köpekleri gibi izini sürer onlar,
Seni gölgenden bile inan ki saklarım.
Aylarca kalsan da hiç ziyanı yok,
Herkese tembihler, hemde yasaklarım,
Bana bakma sen ye, benim karnım tok...
Bari biraz daha kal, karanlık bassın,
Belki bir gören olur, belki bir tanıyan.
Güven olmaz bunlara, gammazlık yaparlar.
Menfaat nerdeyse oraya saparlar.
Karşımda görünce birden çok şaşırdım.
Aylardır uğramadın, göremedim seni,
Cidden özlemişim, kaç zamandır bekledim,
Al şunları giy bari, değiştir elbiseni,
Görünce çok sevindim özlemişim sesini...
Kumandandan söz et, nasıl, şimdi iyi mi?
Hasta falan demişlerdi, hep sizi düşündük,
Tarih yazacak mutlaka şanlı kavgamızı.
Gözlerin hep dalıyor, bitkin görünüyorsun,
İstersen uzan şöyle, biraz dinlenmelisin.
Bu ağaç iskemlede sanki bölünüyorsun...
Buralar hep aynısı, koşmaca, koşturmaca,
Seninki her gün gelip senden haber soruyor
Hiç haber vermemişsin, korkunç kederli,
O da bir insan tabi, perde perde soluyor,
Telefon açalım mı; gelsin de bir görüşün,
Kızcağız bir kab gibi, damla damla doluyor...
Okulu terk etmişsin, oysa bitirmeliydin,
Babanı gördüm geçen, erimiş zavallı.
'Kader' dedi, 'kader; ' yine de başı dik,
Mağrur bakıyordu, bir hayli hınçlıydı.
'Hamd olsun Allahıma davamızdan dönmedik'
Annen çok hastaymış, şimdi nasıl acaba,
Kardeşinden söz etti, alınmamış okula.
Büyük suç işlemişmiş, başörtülüymüş,
Sizi dedim babana, hep âsi bir aile
Hepinizi asmalı, kurutmalı kökünüzü.
Tebessüm etti ve şükretti Allah'a....
Asıl sizi değil Allah bizi kurtarsın,
Miskin miskin yaşayıp, miskin ölenleri...
Demek gidiyorsun, demek kararlısın....
(ARALIK-2001)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:15 PM
Demokrasi
Hakikatı kendine, asırlardır hep âsi,
Bir masal tutturmuşlar; adı da demokrasi...
(MART-2005)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:15 PM
Denize
Bir adım atıyorsun ileri, sonra da geri,
Hız mı alıyorsun yoksa gitmek için ileri...
(1986)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:15 PM
Dilenci
Baygın bakışlı, hisli, o ürkek bir dilenci,
Meçhulün gergefinde hasret dokur, his dokur.
Bir haber bekler gibi önünden geçenlerden,
Gözlerinde ıpıssız merhamet sırrını okur.
Ve yine de öyledir, keskin bir mahçubiyet,
Titreyen elleriyle garip resimler çizer.
Kırıldı kırılacak bu tazyike direnci,
Baygın bakışlı, hisli, o ürkek bir dilenci...
Ey sevda, ey merhamet, artık kapıları aç,
Söylenmemiş ninniler parke taşıdır yerde.
Ağlamak, sessiz sessiz, lapa lapa ağlamak,
Ruhunu yumcalayıp, götürür aynı derde,
Sonuç belli, apaçık; hayatın hülasası,
Bastonsuz hayallerle yaşamak var kaderde,
Ruhu tıpkı bir sünger, deli, derbeder, kıskanç,
Ey sevda, ey merhamet, artık kapıları aç...
Soran olmadı ona: hangi derdi istersin?
Toplumum topallıyor, hevesleri zehirli.
Kimbilir bu dilenci kaç kapıdan kovuldu?
Kainat kucağında, rüyaları sihirli.
Kaç şarkı besteledi güvercin kanadından?
Nedense insanların bakışları sinirli,
Bırakın da bir kere yüreği göğe değsin,
Soran olmadı ona, hangi derdi istersin?
ARALIK-2003
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:16 PM
Döndü Devir Tersine
Döndü devir tersine
Ne han kaldı ne hancı.
Bir hayat sürüyoruz,
Zehir zakkumdan acı.
Gel de yaşa bu ömrü,
Yaşamak kimin harcı...
Ötelerden habersiz
Napayım tahtı tacı?
Bir hasret bir hasret ki;
Tarifi ne yakıcı...
Bir nesil sökün etti,
Baştan sona yıkıcı...
Eğitim dedikleri
Ruhumuza kıyıcı.
Bir iğrenç politika
Siyasiler boyacı.
Bu iktidar doğurdu
Kaç bin tane Sabancı.
Şu gariban milletin
Tok gezer kaçta kaçı?
Camiler mapushane,
Vaizleri sıkıcı.
Edebiyat edepsiz
Kimin ne olmuş kıçı,
Şairler yaya kalmış
Afyon çekmiş romancı.
Entel entel hep entel,
Enteller palavracı.
Demokrasi kötürüm
Rejim hepten yalancı
Laiklik diye diye,
Yıkıverdi inancı.
Kapılar hep kapalı,
Açmak bilmez kapıcı.
Tavşanlar ava çıkmış,
Sinek avlıyor avcı...
Hani nerde uygarlık?
Cevap ver büyük falcı.
Bu millet baştan sona,
Devrimbazdan davacı...
Binbir türlü felaket,
Senden geldi batıcı.
Suratları kalayla,
Kalayla sen kalaycı...
Fikir ey sevgili fikir,
Yerin artık darağacı.
Bulamadım derdime,
Bu pazardan alıcı...
Söyle be anne söyle,
Bu felaket kaçıncı?
Babam nereye koydu,
Kalkanı ve kılıcı?
Bu başı boş hayatta,
Neyimiz var kalıcı?
Doğuracak anneler,
İşte başladı sancı...
Babam nereye koydu,
Kalkanı ve kılıcı?
(1987 - Safiyar'dan)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:16 PM
Dünya Görüşü
Eşyaya esir fikre, lanet olsun, yazıklar;
Odur dünya görüşü: bana kabri açıklar...
(8TEMMUZ / 2005)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:16 PM
Efendim
Canlar cana kurban, canlar canısın efendim
'Eflake, eflake' sırrın kanısını efendim.
Bana mı düştü ah, şiirler yazmak adına?
Bilsin hep insanlık seni tanısın efendim.
Ben ki; sırılsıklam, bu sevdanın divanesi
Aşkımca mağdurum, yaram sarılsın efendim.
İmdadına durduk, sensiz yokluk bile yoktur,
Ziyanı yok ister âlem darılsın efendim.
Bir tek ben kalmışım, sanki boşalmış tüm dünya
Vaz geçmem aşkımdan, gövdem yarılsın efendim...
(1999 - Safiyar'dan)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:16 PM
Gaye Genç Adam Yayınları
GAYE GENÇ ADAM YAYINLARI
'Gayelerin Birleştiği Kök'
SAFİYÂR - (Şiir)
Sadece yar, sadece sevgili...Sadece o var...Varlık ve onun hülasası...Gölde yüzen adam ile, okyanusun derinliklerinde kulaç atan dalgıç arasındaki farkı bu eser vesilesi ile bir kez daha göreceksiniz...
Mücerretleri kurcalama işi için var olan şiir aleti, gayesine erişmek için, kanlı beynini eline almış kanat çırpıyor...
DUYGU ZEHİRLENMESİ - (Hikaye)
Hikaye peteğine şiir balının doldurulması...Hikayenin ruhunu ve ruhun hikayesini yakalama ve onu yazma girişimi...
Yanılgı ile rastlantı arasına kurulmuş örümcek ağı köprüsünün üzerinden eşya ve hadiseyi süzme çalışması..Ruhu yağ bağlamış kişiciklerin bu esere tevessül edebileceklerine ihtimal vermesek de biz yine de uzak durmalarını salık veririz...Çünkü bu eser, ruhu, kalbi ve beyni yananlar için yazıldığına dair elimizde belge var...
YAĞMURA UYANMAK - (Tiyatro)
Sorgu...Kendinden başlayarak kainatı sorgu süzgecinden geçirmeye çalışan bir yazarın hazin serüveni. Ve bu serüvenin sahne görüntüleri.Okumak, görmenin aynı değildir.Tıpkı bilmenin, inanmanın aynı olmadığı gibi...
Ve yağmur...Belki de her şeyin başlangıcı...
VAKTE ÇEYREK VARRoman)
Yönünü ararken gözüne fikir dumanı kaçan adamın hikayesi...
YİNE YAZACAĞIMRoman)
Yangın yerine dönen bir yüreğin akıbeti...
BUGÜN OLDU: (Şiir)
Kızıla dönmüş bir bekleyişin sonucu. Ruhun diliyle konuşmak...Bu kadar öz ve bu denli sade.
GAYE GENÇ ADAM YAYINEVİ
gayegencadam.com
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:16 PM
Gölgeli Vazo
GÖLGELİ VAZO
İzin ver
Ne sanat ne şiir
İşte ben böyle bir şeyim,
Ne de bir gelecek hülyası var
İzin ver bana erişeyim...
Ayrılık çoksa kavuşmak bir...
Seni hiç mi hiç unutmayacağım,
Benim cennet gözlüm...
Kim bilir belki de hiç uyutmayacağım,
Uykularımı...
Sen hep benliğimde.
Bu toprağın sahibi de sen
Benim de...
Benim de işte böyle baygın yanlarım yok değil
Bir uçurtmanın içini dolduran rüzgar gibi...
İşte böyle kim bilir yarınlarım var
Benim de...
Nasıl da sığmış sırrına
Nasıl da sığmışım.
Anlam ötesi konuşuyor eşya
Varlık kahroluyor sırrınla...
Elimde amansız dermanlar
Körkütük savruluyorum.
Ve yangına bulaşmış anlar...
Masumiyeti anlatırken çatlıyor kelam,
Ölümle diriliyor sonra.
Bir atmacanın kanadında meram,
Sonra irkiliyor.
Ey İbrahim Peygambere tutunan mancınık,
Ey Nuh’un gemisini öpen su,
Ve ey güvercin
Ak güvercin!
Ey mahşerin sahibi!
Arzın oyuncakları hey!
Korkarım sonunu getiremeden
Cümlemin
Gidişime meydan okuyacaklar...
Bu arz, bu oyuncaklar...
Hep altını çizdiler aldığım her nefesin
Baktığım her yere mermi fırlattılar
Sevdalarımda kopartılan fırtınalar
Hep aynı niyetin eseri...
Halimi yumcalayan
Hep aynı serseri,
Kıyı bucak kaçırdığım göz yaşımdır...
Haydi
Biraz daha ileri...
Bastonlarım kırıldı önce
Sonrasız bir rüya içinde
Kıpırtısız ölümlerle keşfettiler
Kızıla boyanmış gölü.
Doğamamış bebeler gibi içimde
Dileklerim ölü...
Bu kahrolasıca yelkovana bir şeyler söyleyin gayri,
Yele veriyor ardımda kalan külü...
Bir şeyler söyleyin nolur.
Kıyametim bile örtülü,
Ne vadedir, ne mevsim ne boya
Çekiyorlar aman çekiyorlar
Tülü...
Sevemedim doya doya...
En gizemlisine vurulurum ben hasretin
Bilirim en sarhoşuna veririm omzumu
Duyguların
Haydi artık çıkalım,
Artık ardıma düş.
Gayri gidelim bu diyardan
Haydi ey hedüş...
Usanmak nedir bilmiyorsun
Habire toplamaktan parçalarını hayatın
Bazen uzunca bir yol
Bazen kısacık bir düş...
Sırrına eremeden bitecek
Uğraşma boşuna hedüş...
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:16 PM
Gül'e..
Bu denli salınma dikenin yaralıyor,
Her duruşun bendeki bir sırrı aralıyor...
(2003)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:16 PM
Gül Gazeli
Çocuklar gül toplasın, hep gül koksun onlar,
İçlerinde büyüsün hep, gül bahçesi ve okyanus...
Kaç zamandır hep böyle mahzun yaşıyorlar,
Ne şekeri var onların, ne gelecek kuruntusu.
Cennetlere misal olmuş, birer dünya taşıyorlar,
Çocuklar gül toplasın, hep gül koksun onlar...
Çocuklar gül toplasın, mini mini elleri,
Ufka mıhlı gözleriyle neden ağlaşıyorlar?
Gaiblere vurgun şimdi, bilirim yürekleri,
Önlerinde yaşanacak korkunç günleri de var...
Her kelime ve her kavram, sanki bir küçük mezar,
Neden böyle hicran dolu onların kaderleri?
Çocuklar gül toplasın, mini mini elleri...
Çocuklar gül toplasın, eğilmesin başları,
Acımasız saltanatın kurbanı olmasınlar.
Melekler bile ağlar akınca göz yaşları,
Anaları çok meşguldür, babaları geç gelir,
Değişmiştir insanların, kaygıları, aşkları,
Çocuklar gül toplasın, eğilmesin başları...
Çocuklar gül toplasın, demet demet gökyüzünden,
Çiçekte toplasınlar, umutta, cemiyette...
Geleceğin bahçesinden. davamı toplasınlar,
Gelmesine az kaldı, müjdeli haberlerin,
Nice aşık can vermiş, bu sevdanın yüzünden,
Çocuklar gül toplasın, demet demet gökyüzünden...
(2002)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:16 PM
Hangimiz
Sen hangimizi çok sevdin?
O’nu mu; beni mi?
Niçin o halde mimiklerinde bu efkar?
Boğazın maviliklerinde bir istavrit gibi,
Kaale alınmaz çırpınışlar peydahlıyorsun.
Niçin?
Hangimizin adını koydun şiirine?
İdamlık bir şehri simgelercesine
Çelik halatlarla asılı köprüler yokken ben burdaydım.
Ta yanında…
Hâlâ öğrenemedin mi kötülüğün mavisi olmadığını?
Pâyitahtımı yerle yeksan eden bakışlarını gayri çek.
Savaşçı kirpiklerini de…
Sen hangimize vurgunsun, söyle?
Bakışlarında bir kıyamet boşluğu var.
Bir mânâ süzülüyor ki belli belirsiz,
Ufkunda,
Yaşamanın sarhoşluğu olmalı bu belki de.
Ben değilim sanki aynı geminin güvertesinde
Martılarla vedalaşan her akşam...
Her akşam bir çığlık gibi surlarından düşen,
Sonra sularında çırpınan,
Sonra bin parçaya bölünen sanki ben değilim…
Önce gökyüzünü yitirdik biliyorum,
Yatağında ölen bir hasta gibi yavaş yavaş...
Sonra ulvi aşkları bitirdik.
Bu kaybettiğimiz kaçıncı savaş?
Şimdi bomboş dünyamız…Kupkuru…
Mezar kadar,
Hınç kadar,
Kavram kadar kuru.
Sil baştan başlayalım diye mırıldanma da söyle;
Daha çok hangimize âşınasın?
Nasıl bir bakıştır Topkapı Sarayı’nda kaybolan?
İhtişamlı.
Sırrımızı, aç aslanlara bölüştüren hangimiz?
Nerde Ulubatlı Hasan’ın sancağını boyayan bakış?
Bekletme de söyle:
Önümüz kış.
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:16 PM
Harita
Toplum moplum hep hikaye,
Yurdum şimdi koca ahır.
Horoz çıkmış bak direğe,
'Halkım, halkım' diye şakır...
Kitaplardan ilim gitmiş,
Cahilliktir hep hükmeden.
Ödül alır üst makamdan,
Ötelere hep küfreden...
Adaleti vurmuşlar hey,
Orman gibi bak sefalet.
Çalar açlık kapıları,
Huzur şimdi bak hayalet.
Aile mi, çatırdıyor,
Eğitimde çirkin türkü.
Gönüllerin kapısına,
Çekildi ah çelik sürgü...
Kurtarıcı o kahraman,
Nerde şimdi, ne dokuyor?
Bilinmemiş bir şiiri,
Yüksek sesle hep okuyor...
(2002)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:17 PM
Irak'ta...
Irak'ta mahzun çocuk, ah bakışları bomboş,
Bir sebep arar durur, gözleri hep gözlerde.
Daha dün bu sokakta çift kale maç yapmıştır,
Okula da gidemez bombalar ölüm saçar,
Bu küçücük sığınakta bir köşecik kapmıştır,
Suları kesilmiştir,erzakları azalmış,
Tüm dünyası işte bu, ister otur, istersen koş,
Irak'ta mahzun çocuk, ah bakışları bomboş...
Irak'ta mahzun mezar, İmamı Azam kabri,
Salya sümük bombalar etrafa hep kusuyor,
Nesepsiz adamların bu son hezeyanı,
Dün gibi işte şurda fakihler ders okurdu,
Gözleri ufka mıhlı bir keramet bekliyor,
Binlerce mermi füze beni kalbimden vurdu,
Biliyorum, taşların bile sızlıyor şimdi kalbi,
Irak'ta mahzun mezar, İmamı Azam kabri...
Irak'ta mahzun ezan, gök gürlemesi tekbir,
Ya Bilal, ya müezzin.ya ebabil, ya Resul...!
Kalpleri kanatlanmış müslümanlar duada,
Ya Ebabekir, ya Ömer, ya Osman, ya Ali...
Ağlayacak kalp yok mu ey bu miskin dünyada?
Allahım, ey sevgilim, Muntakimsin sen Kebir...
Irak'ta mahzun ezan, gök gürlemesi tekbir...
Irak'ta bir mahzun ben, kalbi çöl fırtınası,
Tankların paletleri tırmıklıyor öfkemi.
Dua mı yutmuş yoksa sendeleyen füzeler?
Şimdi nerde Allahım Nuh'tan kalan o gemi?
Ateş bastı dünyayı, zulüm bastı, kan bastı,
Kovalıyor manalar siperlerde gölgemi,
Her tarafta kan barut, her tarafta şehadet,
Şehit düşmüş umudum, parçalanmış kafası,
Irak'ta bir mahzun ben, kalbi çöl fırtınası...
(2003)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:17 PM
Işık Damlası
Sözcükler boğazlandı, kan deryası kafalar,
Işıktan sarayların içinde kaybolurum.
Anlar gibi olunca saman yolu cebimde,
Sonra yine aynı his, aynı fikri törpüler,
Üzerinden rayların bir tren devrilir,
Seni böyle zamansız sessiz sessiz yaralar,
Ve bomboş odalarda kalbim beni paralar...
Bir his var ki içimde, hisleri boğazlanmış,
Ne bildim, ne okudum, hepsi, hepsi yalanmış.
Bir müjdeye meyledip, asırları bekledim,
İçimde tükenen var, su gibi, ateş gibi,
Rengi solmuş renklerin, yaralı güneş gibi...
Döndükçe dönüyorum, raydan çıkmış gezegen,
Her adımda titrek mum, her nefeste bir balon,
Uçuşan köpükcükler fezayı doldurmuşlar.
Belki ışık damlası, hırsla içimde yanan,
Neden böyle her vakit beni bulur yokuşlar?
Eşya paralandı hep, zamansa lime lime,
Kalmayayım gündüze, ışık bana uçurum,
Ordu dolu fikirler otağ kurmuş beynime,
Hanemde ejderlerin bitmek bilmez düğünü,
Kimselere anlatma kalbimde gördüğünü...
Neden hep böyleyim ben, horlanmış ve kaygılı,
Yürüyemiyorum ki yığınların yolundan.
Başı da sonu da bir, içimde bu hayatın,
Şaşılacak yanı yok, ben adam olamadım,
Yürüyorum habire, kabire adım adım...
(2003)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:17 PM
Ki Ben
Kİ BEN
Belli ki bir ipin ucuyla
Sarkıtılmışım dünyanıza
Ne kadar hüznü varsa renk renk
Ve ne kadar korkusu, kokusu
Adı bilinmedik hevesi dünyanızın
Ruhuma kilitlenmiş...
Mahzurlu şarkıların nakaratıyım belli ki...
Bir çocuğun tebessümünde kaybolan
Kaygıları
Sonra zamansız ölüveren bir adamın
Dondurulmuş yüz ifadesi
Sonra yurdum
Sonra davam
En sonra da kabrimdir bayraklaşan
Zindanlarında
Bodrumlarında çağın...
Belli ki yabancısıyım lisanınızın
Ama yine öyle kopuverecekmiş gibi
Üfürüverecekmiş gibi İsrafil surunu
Bunca eşyalaşmış insancıkların içinde
Kanatlanmak da varmış
Bir türlü uçamayan
İmkanın dişlerinde çırpınan
Ki ben
Dev zavallı...
(2007)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:17 PM
Kumandan
Kuruyan damarlarıma bir rahmet kanım gelecek,
Kaç asır su görmeyen bahçeme canım gelecek,
Bekleşen nurlu yürekler kıyama durdu işte bak,
Anlatmaya dilim yetmez o kumandanım gelecek...
(2000)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:17 PM
Kumandanım
Allah'ı zikrediyor, durmadan Bolu Dağı,
Efsanevi kahraman aydınlattı bu çağı.
Emsali yok tarihte, mânâların bukağı,
Allah'ın Resülüyle anladım aynı kandan.
............................................... Kumandan
Başka âleme ait bakışı, mimikleri,
Anlayanı bir avuç, bu da onun kaderi.
Yankı buldu şükür taşa söyledikleri.
Yolunun yolcuları bağlandık ona candan..
.................................................. Kumandan.
Küfrün surlarına o, nurlu sancağı dikti,
Hiç yılmadan dövüştü, hapishaneye gitti.
Ulvî kavga başladı, mazlumluk çağı bitti...
Mümkün değil ayrılmak onu gördüğüm andan..
.................................................. ........Kumandan...
Niçin müslüman rahat hayatını yaşıyor?
Ve tahammül, tahammül hududunu aşıyor.
O'nu şimdi kim bilir hangi dertler taşıyor,
O bir hisar örüyor, duvarları imandan...
.................................................. Kumandan...
Allak bullak çehresi, şu yaşlanan dünyanın,
Nice rüyalar öldü, içinde bu rüyanın,
Duman gibi eriyor, siz bitmeyecek sanın,
İşte bak koçyiğitler geliyor, her bir yandan...
.................................................. ........Kumandan...
(2003)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:17 PM
Lav
Bak nice zamandır yanardağlarımda,
Lav olup fışkırdın, kükredin sel gibi.
Bunca zaman oldu, durmaz ağlarım da,
Bir kere bakmadın, davrandın el gibi...
Ama yine de ben sana vurgunum,
İçten içe kaynar sanma ki durgunum,
Bittim çöllerinde, bir hayli yorgunum,
Bir ses duymaktayım, 'haydi gel' der gibi...
(2002)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:17 PM
Namazda
Namazda görür gibi, mum olup erimeli,
Hem sevgi, hem de korku; kısaca delirmeli...
(ŞUBAT-2004)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:17 PM
Muhtacız
Ne ilke kaldı ne ruh; samimiyete açız,
Kaba softa ham yobaz, sana bile muhtacız...
(TEMMUZ / 2005)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:17 PM
Nerdesin Sen
Mermi gibi fikir yağar,
Akıl arsız bir barikat.
Güllerimi bir bir boğar,
Nerdesin sen ey hakikat?
Sermayem yok yaşamaya,
Secde emri ben iki kat,
Bıkmış hayat taşımaya,
Nerdesin sen ey hakikat?
Çekmeceler günah saklar,
Kelam iğdiş, meram sakat.
Çiğneniyor hep yasaklar,
Nerdesin sen ey hakikat?
Mayın dolu her bir taraf,
Aman kalbim, aman dikkat...
Ölüm söyle; niçin tuhaf?
Nerdesin sen ey hakikat?
(ŞUBAT-2004)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:17 PM
Nokta
Hangi anahtar açar, hangi ilim kilidi?
'Onu cahil çoğalttı, ilim bir nokta idi.'
(ARALIK/2004)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:17 PM
O'na Döner
Ne varsa alemde, koku, renk ve ses,
Billur bir fermanla açılır kafes.
............................................O'na döner.
Kainat doğrulur varlık ayakta,
İnanmak da O'na inanmamak da.
.....................................O'na döner.
Beni hep mahveden bu ulvi sır,
Sığar mı bir ana koskoca asır?
......................................O'na döner.
Istırabım kutsal, sevdam cefalı,
Anlamaz derdimi yobaz kafalı..
.................................O'na döner.
Ezelde uçar hep fikrimin oku,
Varlık bataklıkmış kuşandım yoku.
.................................O'na döner...
Ne rüya, ne hayal, ne de bir zandır,
Bu hayat topyekün şarhoş bir andır.
........................................O'na döner...
(1999 - Safiyar'dan)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:18 PM
O Gençlik
Bunca zaman bekledik de bak sonunda hiçlik geldi,
Dövünüp hep harap olduk, mahvımıza dinçlik geldi,
Hiç sayıldı maneviyat, unutuldu Resül sözü,
Çağdaş mağdaş diye diye otçullaşan gençlik geldi...
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:18 PM
Peygamberlik
Aynı nurun içinde; hem aynı, hem ayrı;
Aklın öresindedir peygamberlik tavrı...
(KASIM/2004)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:18 PM
Sana Döndüm
İncecik bir zandır gaflet,
Sana döndüm, sana döndüm.
Sen Allah'ım bizi affet,
Sana döndüm, sana döndüm.
Yarış atı köhne akıl,
Her şeyde hep seni gördüm,
Senden gayrı her şey batıl,
Sana döndüm, sana döndüm..
Dört bir yan bak kalın perde,
Yağım bitti şimdi söndüm,
Dönmek vardır hep kaderde,
Sana döndüm, sana döndüm...
Nedir zaman, mekan nedir?
Ölüm ancak bahanedir,
Önümde sır alfabedir,
Sana döndüm, sana döndüm...
(1997 - Safiyar'dan)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:18 PM
Sevgilim...Sevgilim...
Büyük ölçekli sancı, bana gafleti verin,
Dayanmaya gücüm yok, gerilmiş bir telim ben...
Hangi 'var'a sığınsam, içindeyim kederin,
Hangi 'yok'a tutunsam, varlık düşer elimden...
heyelan beldesinde, sürgün geçti bu ömür,
Hayatın noktaları, virgüllere dönüştü.
Umut ettim, yalvardım; haydi beni de götür,
En bakir akrep dertler, ruhumu ah bölüştü...
Anamın apak sütü burnumdan geri geldi,
Ne kelime ne bir harf, anlatamaz içimi.
Bu saldırgan sualler, her an dibimi deldi,
Bana bir gaflet bulun, bir sigara içimi...
Hep çekili gönlümde, güne bakan perdeler,
Ne hatıra ne bir iz, siliyorum mektuptan.
Çakmak çakmak sevinçler, anam babam nerdeler?
Birer birer geçtiler, ölüm adlı kutuptan...
Hangi berzah, hangi aşk; söylenmeden yaşanır,
Bütüne hasreti bu, varlık denen parçanın.
Biri söylesin bana; gerçek nasıl yaşlanır?
Çizdiği gölge resim, o, 'ol! ' adlı fırçanın...
Varlık ona bir nispet, kafir de onu arar,
Mü'min bilse erirdi, putu saran hasreti.
Karıncalar gün gelir, tavşanları yakalar,
Bunun için yaratmış, gölge denen kesreti...
Bedenim ummanlarda, ruhumun sandalıdır,
Işıksız kaybolurum, yutar yoksa dehlizler.
Benim aklım Allah'ım, niçin hep dalgalıdır?
Neden hep med vaktinde, içimdeki denizler?
Yaşamak bir aldanış, her tutku bir sivilce,
Ötenin raksı sürer, hep eşyada aynı buyruk.
Bu böyle mecnun yürek, gölgeleri sevince,
Her gölgeden beynime iner bir demir yumruk.
Sen ey benim sevgilim,varlık nurum ve ruhum!
Beyhude halketmedi şefaati yaratan.
Mahşerde bir köşede, mahzun mahzun dururum,
Unutma nolur beni, çekip de al aradan...
2005-İST.
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:18 PM
Tasvirci
Şiir yazma dedi artık çatımdaki hayalet
Rüyaların yırtık pırtık,kamburlaşmış kararın.
Yağmur bekleyen çöllerin, sindirilmiş korkuyla,
Kurban gitmiş bedduaya, tarumar olmuş yarın..
Olmaz diye dayattım da, maske düştü masmavi,
Uçtu kuş kanatlı kalbim, ötelerin iklimine.
Silinmiş bak gök kuşağım, silinmiş bak dön gayri,
Gitmek bilmiyor başımdan, bu sevda deli mi ne!
Destan yazamaz her kalem kustururlar adamı,
Ekranında mezarların görüntüler buruşmuş.
Paylaşılan cesetlerin tortulaşmış endamı,
Bir güvercin topuğunda feryadımız buluşmuş...
Oysa ben de bir biriydim, birilerden biriydim,
Yalan mıydı mısralarım, duyulmamış tasvirler.
Oysa ben de bir biriydim, onlar gibi diriydim,
Gölgelerim güle dursun, ağlaşsın misafirler...
Aklım fikrim mahkum şimdi, ruhumun gurbetinde,
Sokaklarında bu şehrin kaç bin iskelet saydım.
İşte her şey ayan beyan; bu ölüm saltanatı,
Bir çobanın ellerinde keşke deynek olsaydım...
Kaç bin yara açıldı bak, hıçkıran gölgelerde,
Seher olunca koşayım, haber vereyim yare..
Nefesimi sayıyorlar, ismi meçhul yönlerde,
Şimdi ıslık çalar oldu, sevdalar ki âvâre..
Ve yaşama kararımı rehin verdim hırsıza,
Bıkıp usandım faniden, o solmayan renk nerde?
Bumburuk bir heves kalmış delikanlı çağlardan,
Adlarımız raksediyor toprak dolmuş gözlerde..
İşte mızrakmış tahammül,acıların annesi,
Sanki düştüm düşeceğim bir iğnenin ucundan.
Nedir söyle anacığım hayatın bahanesi?
Bir derman bul derdime, kurtulayım suçundan...
Hayal oldu kavuşmalar, hayal oldu hep hayal,
Yıllandı hep hasretlerim, bu nemli mahzenlerde.
Hayal oldu hülyalarım, o fil dişi ülkeler,
Masallara gark oldum ben, kan kokan yeminlerde...
Anlatsam ah anlaşılmaz, sussam tökezlerim,
Güneş bile belki batmaz yüreğimi bağladım.
Bu ne belalı hasrettir, kavuştukça özlerim,
Bir bulut bulmak için, hıçkırarak ağladım..
Hiç bitmeyecek sandığım, bir lahzalık an imiş,
Hep beyhude saltanatmış kovalanan meramlar.
Mezar kazdım gece gündüz, bir kuyunun dibinde,
Ve o kuyunun dibinde boğazlanmış adamlar..
Selamlıyor işte işte korkuların prensi,
Yılan çıyan hazırlanmış, göz koymuşlar tenime..
Bu kudurgan heveslerin siliniyor cakası,
Öl desem hiç ölür müsün haydi benim yerime?
(1990 - Safiyar'dan)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:18 PM
Taşralı Çocuk
Kaç zamandır susuyorsam
Hep böyle çığlıklara bürülü,
Belki en berbat yerinde İstanbul'un,
Susuyorsam mişli geçmiş cümlelerle,
Tutunacak yeri kalmadığındandır hayatın...
İçtiğim sigaranın markasını değiştirdim,
Kaç kez çırpındım misilsiz ardından...
Ya uykularımı kaç pareye böldün sen?
Sonra taşralı her düş vakti,
Kaç kez fırladın mermi misali burçlarıma.?
Ne çare ki kırık kanadım.
Seni taşralı,
Seni hiç unutamadım..
Bir öğrenci kahvehanesiydi yanılmıyorsam,
Sanki zamanın iki ayağı bir pabuca girmişti.
Tarifsiz bir telaş vardı okuduğum kitaplarda,
Bedeninden ayrılmış gibiydin, bomboştun
Artık bu anlamsız hayata
Bir anlam yükleme telaşında yoktu.
Sen ağla taşralı diyordum;
Bu hayat ağlamaya değer.
Bu son görüşmemizmiş meğer...
Rahmeti en kıt mevsiminde şimdi gezegen
Sürüyor çağdaş haramilerin insancıl edebiyatı
Ve ayağı kaydırılmış çocuk haritalardan,
Sürüyor pudralı suratların saltanatı...
Parça parça böldüler
Oldu bittiye getirdiler nafile
Bilmem kaç hektarlık yüreğimizi...
Sen şiire sitem kardın bunlar olurken,
Ufuklara dalmıştın hep.
Biz günyüzlü haberlerini gözlerken.
Çok bekledik taşralı ama gelmedin,
Yılan ıslıklı sirenlerin boğdu kentten...
Bıktım usandım gayri bu dertten.
Duydum ki bir söz düşürmüşsün giderken,
İnce,uzun ve anlamlı,
Şiirleri çatlatan,
Bitkin vede yaralı.
Sen ey çocuk taşralı...
O günden bu yana çok şeyler değişti,
Selviler eğik eğik,şarkılar isyan kokuyor.
Ne ağlayan var gözlerini silmediğim,
Tutkulara birşeyler karıştı adını bilmediğim.
Sende değişmişsindir kim bilir.
Uzamış, büyümüşsündür.
Bıyıkların bile çıkmış olmalı çoktan.
Biz de göz yaşları döke döke
Bir imkansıza sürüklendik habire...
Biz de her ağaç gibi yaşlandık taşralı...
Eski cevvalliğimi arama boşuna,
Ürker olduk öksürüğümüzden.
Çiğnenen onurumuza inat,
Kör tesellilere sığındık.
Bilmem ki anlatmaya neresinden başlamalı,
Anlatmak zor, yaşamak imkansız, ölüme geçit yok,
Napalım biz taşralı?
Sen kimbilir şimdi daha çeviksindir,
Hala şiir yazıyor musun?
Uykuların nasıl gidiyor, yine sabahlıyor musun?
Sen uyumsuz asabi çocuk...
Bir menzile doğru sürüklenirken hep böyle adım adım,
Hep bu çaresizliğin hükmüdür sürüyor,
İşte ben bundan bir şey anlıyamadım...
Sen iyi bilirsin boşluğa basmanın
Kör bir kurşuna hedef olmaktan beter olduğunu.
Yangın ortasında bir çocuğun
Acı dolu çaresizliğini.
Güçlüğünü de bilirsin gök mavisini taşımanın yeryüzüne.
İhanetleri, korkaklıkları,
Bunca zulme ramen erkeğim diyebilen,
Adamlık taslayanları da bilirsin...
Savaşa soktular şiiri suç bende değil,
Biz hep yılanlı kuyularda cennet hayaliyle büyüdük.
İnadına battı gün, inadına doğdu sanki,
Her şey hep böyle taşralı
Tersine tersine gidiyor.
Anladım ki yaşamaya savaşla başlamalı,
Elveda tozpembe hayaller,
Sana selam ey taşralı...
(1989 - Safiyar'dan)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:18 PM
Teselli Şarkısı
İskilif'li Atıf Hoca Efendiye...
'Metin ol' derdi anam,
'Metin ol, karabasanlar bitecek!
Sardunyalar karantinada oğul,
Savaştan baban yakında dönecek.'
Dönmedi...
Felçli tesellilerle doğup büyüdü çocukluğumuz,
Babamı otogarlarında bekledik şehrin, Derken annem de giymişti beyaz duvağını.
Sihir mi bozulmuştu ne?
Çatımıza bir garip kuş konmuştu yağmur gözlüm,
Sonra tellalı oldum hüznün sokak aralarında,
Ve çıktım dışına seninle çizdiğimiz dairenin,
Ve ne demekse bu teslim ol çağrılar...
Ruhumda kopan bu fırtınalar ne demekse..
Dinmeyecek biliyorum bu gurbet ağrısı..
Ve bu telsiz sesleri ne demekse...
Ağrıma gidiyor ağlamak uzaklardan...
'Metin ol'! derdi anam,
'Bir gece yarısı çalındı kapımız,
Bir gece yarısı gitti baban.
Sivildiler.
Kapısında sabahladım karakolların,
Hiç göremedim, göstermediler...
Aylar sonra gazetelerde resimleri,
Yobaza oh oldu dizeleri,
Cezası infaz edilmiş,
Ne çok güldüm oğul,
Ne de çok güldüm...'
(1990 - Safiyar'dan)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:18 PM
Tuhaf
Ne hayata ne aşka,
Olamadım ben kefil...
İnan ki senden başka,
Sevemedim bunu bil...
Bu bir açık itiraf,
Tuzak dolmuş her taraf,
Yere göğe sığmadı,
Benim kalbim bir tuhaf...
(2001)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:19 PM
Ümmetin Başı Dertte
Şimdi farzedin siz bir doktorsunuz.Kalp krizi geçirmekte olan bir hasta getiriliyor önünüze.Böyle bir hasta için acil müdahaleler belli olmasına rağmen, nedense siz hastanın ayaklarındaki mantarlarla meşgul oluyorsunuz. Ve ister istemez katil sıfatını kazanıyorsunuz...
Elbette ümmetin sorunları çok. Ama ilk aciliyet kespeden sorununu belirlemek gerekiyor.Bu problemin tespitinden sonradır ki diğer sorunlara sıra gelmesi gerekiyor.
Haram helal duyarlılığı yok,
Ahlaki çöküntü had safhada...
Can ve mal güvenliği ürkütücü boyutlarda,
Genelev kraliçesinden alınan vergi, içilen suya, yenilen ekmeğe karışıyor.
Sistem ve hele eğitim sistemi erdemli insan yetiştirmekte kısır.
Yaşanmaya değer hayat özlemi şöyle dursun, bunun ihtiyacı bile bilinmiyor. Hastanın şifa bulabilmesi için öncelikle hasta olduğunu idrak etmesi gerekiyor.
PEKİ ÇARE?
Kendi sistemimizi kurup kollamak...Bunun mücadelesini vermek.
'DOĞRU DÜŞÜNCE OLMADAN DOĞRU DÜŞÜNCE FAALİYETİ OLAMAZ.'
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:19 PM
Veli
Varlık iddiası mı? Kimsin sen, sen nesin?
'Mevzuunu bulamaz ki veli 'ben' desin.'
(ARALIK/2004)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:19 PM
Yağmur Duruşu
Kuş kanatlı bakışın, yağmur duruşun vardı,
Hangi göğün gülleri, tebessüm eder böyle?
Şimdiyse güz ortası, bizi soğuklar sardı,
Hangi felaket vakti, bu hangisidir söyle;
Kuş kanatlı bakışın, yağmur duruşun vardı...
Bir çocuk sever gibi sevdim seni ey kanım...
Cenneti ister gibi, bekler gibi baharı...
Beyhude, ben bilirim; sen bitmeyen tek ânım....
Çoktan hak etti çoktan, heveslerim mezarı.
Bir çocuk sever gibi sevdim seni ey kanım...
Hep seni sevdim diye kurulmuş bu düzenler,
Eşkali bilinmiyor, bulutsuz yağmurların.
Bana mermiler atar, sularımda yüzenler,
İçim karınca evi, yıkık dökük bir yarın.
Hep seni sevdim diye kurulmuş bu düzenler...
Senden sonra gökyüzü mavisini sakladı,
Arsız gökdelenlere sığmadı hatıramız...
Sevdamızı Nemrutlar, fermanla yasakladı,
Aklar düştü beldeme, hep kanadı yaramız,
Senden sonra gökyüzü mavisini sakladı...
Ali Hışıroğlu /MART 06
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:19 PM
Yaslı Şiir
Yüreğimi bozbulanık bir sevdaya kaptırdım ben,
Ardından az ağlamadım
Belli şiirlerimden...
Bozbulanık bir duygunun rıhtımındayım gayri.
Nedense bana geliyor Hallaç'ın mektupları hep,
Ta Bağdat da unutuyorum bazen silahımı,
Bazen düşüveriyorum Kudüs'ün kapısından...
Ey sebep..!
Şiirlerime yazık oluyor.
Bu bozbulanık *******in kirpiklerinde
Beni bitiren bir şey var,
Anlatamadığım,
Anlayamadığın,
Seyyar..!
Şiirlerimde de o hüzünden bir şey...
Ey yar...
*******i beyaza boyadım, gündüzleri de siyaha,
Kaç kalem kırdımda bir Bağdat yazamadım.
Bir ana,
Bir yağmur,
Bir sevda yazamadım doğru düzgün....
En belalı yerinde doğmuşum besbelli vaktin,
Hicran yağmurlarına çanak tutuşumdan,
En çaylak delikanlısıymışım gibi yüzyılın,
Bağrımda en çetrefil okları yeşertmeye çırpınışımdan,
Yıldızlara ışık fermanları gönderişimden belli güpegündüz.
Ve de bir demet tebessümü bile taşıyamayışımdan...
Bilgeliğe ve erdemliliğe
Ağıtlar yakmalarımdan vakitli vakitsiz
Aydınlığı sorgulayışımdan,
Tebessümün telaşından,
Ve bu bitişimden belli can veren bir kuş gibi.
Beni bir o duyar.
Uygarlığın sarp kayalıklarında
Ey yar...
Çağ, çağdaş çakalların çağı...
Çıkmazları yüklenmiş hep,
Isırgan otundan medet umar bizim zavallı çınar,
Ey yar...
Yabaniliğin ta kendisi oysa tebessümü, meramı,
Elinde mukavvadan bıçağı,
Kalbini deşiyor,
Gözlerini çağın.
Mevsimlik heveslerle...
Heveslendirmesen ya ey çınar...
Bak bu bozbulanık sevdamdır kurşunlanan,
Gündeminde insanlığın.
2.
Cam kırığı döşeli her meselem,
Kirli bir çocuğun elinde uçurtma gibiyim.
Ne olacak diye korkuyorum sormaya.
Her cevap bir dinamit insiyaki taşıyor çünkü...
Ne olacak?
Ya mahşer?
Korkuyorum ben.
Sınır ötesi işaretler geliyor.
Ya nasıl vereceğim hesabını gençliğimin,
Ya kardeşlerim ölürken uzanıp yattığım *******in
O kahkahaların,
Ve tebessümlerin...
Böyle miskin bir et parçası olacağıma
Bir taş parçası olaydım keşke
Sapanında Filistinli çocuğun...
Ben taş olma hakkımı kullanmak istiyorum...
Çağın adı: kalleşlik,
Soy adı kan dökücü,
Ruhumla helalleştik,
Yaşamaya utanıyorum.
Erkeğim demeye; daha diyeceklerim var;
Müslümanım demeye utanıyorum ben,
Haya ediyorum ey yar...
Bu değil biliyorum senin buyruğun,
Kahraman mücahitlerini Çeçenlerin
Sonra birden hatırlıyorum.
Basayev'i mesela.
İmreniyorum.
Sirkteymiş gibi seyrediyor dünya
Seyrediyor katledilen müslümanları...
İğreniyorum.
Ben de içlerinde...
3.
Barikatlar kuruyor yüreğim şimdi.
Hangi kıtanın itleri olursa olsun,
Hangi dehşetlisi gelirse gelsin ölümün,
Hangi mermi susturacakmış, gelsin göreyim,
Çoktandır ölümsüzlüğe düştü yolu gönlümün.
Yerli uşakların epeydir söylediği şarkıdır bu,
Bilirim...
Nedense benzeşir şarkıları,
Bilirim...
Ben yine de her sabah kalkıyorum yatağımdan,
Bütün gece üşümüş bir rüya ile...
Çocukları düşünüyorum en çok,
Barutları ıpıslak duygularımla sarmalıyorum onları,
Çoğu çekiniyor sormaya olanları,
Kınıyorum her daim hicretini,
Yılgınlığa,
Suskunluğa,
Durgunluğa,
Yorgunluğa,
Meyledişini kınıyorum yüreklerin...
Yine de gün doğuyor,
Sabah oluyor neyleyeyim...
Bazen yağmur bile yağdığı oluyor kirli kirli.
Hisleri iptal olmuş çağın kucağında.
Ezanlar okunuyor minarelerimden gürül gürül,
Karşılıksız çağrılar,
Ne bakkal vaz geçiyor ne simitçi,
Ne taşıtlar duruyor bir lahza ne trafik lambaları...
Dolmuşlar tıklım tıklım,
Vitrinler ışıldıyor,
Varoşlarda boğazlananlardan haber yok hala,
Gasp,
Soygun,
Fuhuş...
Habire ceza evleri inşa ediyor uygarlık.
Maneviyat tuş...
Yoğun bakımda sevdam...
Ver elini, haydi ver ey sevdam; çok yaşa!
Dönmemek için gidelim,
Cidden gidelim bu sefer,
Savaşa...
EKİM- 2005
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:19 PM
Yunus Gibi
Yoluna vurgunum ben, sevdanı seviyorum,
Sultan Yunus Emre, sen mânâ kahramanı...
İncecik bir zar gibi dağları deliyorum,
İçten içe yanmakmış gerçek mü'min îmanı...
Yolun müzmin belalı, nefsin işi karmaşık.
Ölümün kokusunu hırkana sindirmişsin..
Tesellisi bulunan aşkı neylesin âşık,
Varlıktaki en mahrem peçeyi indirmişsin...
Sana tutkun bu gönlüm, ışık gibi, su gibi,
Saltanat kurulur mu; örümceğin ağında?
Bu kadavra dünyanın işte çöküyor dibi,
Sense gül yetiştirdin, Nemrutların bağında..
Bir incecik perde var, seninle aramızda,
Çok değil, pek yakında, yanında olacağım...
Var olmanın hançeri, her vakit yaramızda,
Sen cennette taht kurdun, peki ben nolacağım?
(2001)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:19 PM
Yürek Harekatı
Bir karmaşık rüya bu, oysa gerçek sandım ben,
Bir düdükle balona çocuk gibi kandım ben.
Aşk sığar mı tarife, akıl da kuşatılmış,
Bu sevdaya kapılıp ateşlerde yandım ben...
Ne oldu bana böyle ben bile bilemedim,
Tufan vardı eşyada, hep limansız kaldım ben...
Eşkiya saltanatı cemiyet dedikleri,
Belki hoyrat bir rüzgar, belki heyecandım ben..
Bana her şey aykırı, ona varlık sevdalı,
Kabre kadar uzanan koskoca bir andım ben...
Kimseler söndürmedi, anlamadı ateşi,
Mecnun gibi delirdim, bu aşka dadandım ben.
Doğduğum gün başladı bu yürek harekatı,
Ne cepheler çökerttim, ama yaralandım ben.
Âsiye çıktı adım, gecem gündüze girdi,
Çiçeklere kıydılar, her yerde arandım ben...
Sonunda şafak söktü, salalarım okundu,
Cesedimi fırlatıp, secdeye kapandım ben...
Öyle bir kapanış ki, hiç bir engel kalmadı,
Âlemlerin Rabbına yürekten bağlandım ben..
Sonra bir bir anladım, her şey onun ve ondan,
'Çiğdim, piştim hamdolsun', rengiyle boyandım ben...
(2003)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:19 PM
Yürüyen Kervan
Ne ki zaman, insan ne ki; su gibi her an yürüyor,
Nuru kuşanmış ordular, dağ taş bak her yan yürüyor.
Sana sevdamı anlattım müsterih ol sen sevgilim,
Emin ellerde emanet üstadım kervan yürüyor...
(2000)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:19 PM
Zamanın Deyneği
Görmedi, görmeyecek sevdama denk sancı,
Giyotinde can veren aşk tomurcukları.
Tatmadı, tatmayacak, bu uçsuz utancı,
Kainatın en mahrem dertli çocukları..
İşte ben böyle azgın bir derde tutuldum,
Belki esir kampında bir yerde tutuldum,
Azat kabul etmeyen kaderde tutuldum,
Doyurmadı beni hiç dünya boncukları..
(1998 - Safiyar'dan)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:19 PM
Zamanın Sesi
Bir saatim var benim, güzellik onla güzel,
Arınmış sultasından sahte zembereklerin.
Sanki ram olmuş gibi hırçın sesine ezel,
Büyükmüş emelleri, bu uçsuz dileklerin.
Unutunuz dünyanın rengini ve zevkini,
Ne dostluğu yar yarın, ne de o keskin kini.
Durdurun insanlığın cehenneme sevkini,
Ziyareti var aman hırçın engeleklerin.
(1999 - Safiyar'dan)
Ali Hışıroğlu
GooD aNd EvıL
12-22-2008, 05:19 PM
Zamansız
Süngülü hüzünlerle kuşatıldık zamansız,
Acıları acılarla avuttular.
Biz yetim çocuklarıydık akşamların,
İstasyonda bizi zamansız tuttular.
Caddelerinde kasabanın tufanlar kopardı,
Silah seslerinde yazardım sana mektuplarımı.
Yeni umutlar bestelerdim karmakarışık saçlarım,
Kafam daha karışık..
Sonra çiçeklerimizi nasıl da kuruttular,
Yıldızlar peşpeşe dizildi o gece,
Sabaha bilinmezin yolunu tuttular..
Alkış tuttu sokaklar peşimden ogece,
Güvercinler gizli gizli ağladılar.
Silahsızdım o gece ilk kez üşüdüm,
Zamansızdı her şey,akşamlar zamansız,
İlk defa zamansız seni düşündüm..
(1989 - Safiyar'dan)
Ali Hışıroğlu
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.