Tam Sürümü Görüntüle : Ayhan Yavuz Açıkgöz
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 04:59 PM
- Zulüm Serisi - L8 (Gayrısı Cehâlettir)
Sorarım size dostlarım
Bu mu haktır adâlettir
Yüreğimiz iki yarım
Bir tarafı atâlettir
Münkir mü'mini görür hor
Bilmez sînede durur kor
Ölüm ancak onlara zor
Müslümana asâlettir
Bilinmez ne asıl neden
Ruh dirilmez ölür beden
Kendini gerçek zanneden
Kendi gibi hayâlettir
Kâbeye secde kılarak
Çocuklar gibi gülerek
Şehîd olduğun bilerek
Ölmek demek kehâlettir
Kolay mı cennete giriş
Kazırız tırnak ile diş
Küffârın yaptığı tek iş
Rüsvâlıktır, rezâlettir
Nefes almaktır üzülmek
Deriden geçip yüzülmek
Dile kolaydır ezilmek
Ezilene ezâlettir
Yükselsin onlar ezerek
Yürünür mü baş eğerek
Başka kefîle ne gerek
İmân hakka kefâlettir
Zordur ekmeği bölüşmek
Kolaydır arza alışmak
Yetmiş yıl Hakk'a çalışmak
Sonsuz yıla delâlettir
Vakit ne geç ne de erken
Utanın 'zulüm yok' derken
Hakka ölmek gerekirken
Kulu sevmek dalâlettir
Bu ne nefret bu ne kindir
Gel de bu yâreyi sindir
Yâ Rabb nefisleri dindir
Akılları kalbe indir
Bu İslâmdır bu hak dindir
Gayrısı hep cehâlettir
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 04:59 PM
- Zulüm Serisi - R14 (Gayrısı Hakârettir)
Akıl almaz bu hâli, nasıl bir cesârettir
Zincirlenmiş ahâli, bu resmen esârettir
Gül benizli bebekler, dudakları morarmış
İçleri boş dibekler, yokluğa kefârettir
İtibâr görür gaflar, kes demez doğru kelâm
Sarfedilen tüm lâflar, yalandan ibârettir
Dili bağlanmış bilen, dünyâya geçmez sözü
Bilseler arz denilen, üç günlük imârettir
'Bakamam' der ses boğuk, kollar bağlı baş eğik
Dünyâ câhile soğuk, âlime harârettir
Aydınlanmaz gözleri, teslim olmuş siyâha
Yanar görür közleri, aklınca nazârettir
Mü'mine dünyâ yapboz, oyundur dünyâlıklar
Dökülen bir avuç toz, küffâra hasârettir
Aldanılır desene, çizilmiş eğri büğrü
Yaşanan yetmiş sene, bir anlık ziyârettir
Döndüremez zamânı, elden çıkarmak malı
Satın almak imânı, en büyük ticârettir
Bakmaz mazlum yaşına, duyurur kendin ilâh
Geçen devlet başına, boş us'lu sadârettir
Kül olmuş er ocağı, kök salmış nâmert arza
Soysuzun yapacağı, ya ret ya küfârettir
Ey Ayhanım ol derin, bırak boğulsun akıl
Kâinattır ederin, gayrısı hakârettir
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 04:59 PM
* Saklambaç (Sümeyye Kıza)
SÜMEYYE KIZA ARMAĞANIMDIR...
Dün
Dünyadaki en fakir gün
Sen olmadığın içün
...
Dün
Hani saklambaç oynadık
Ele vardık el ele
Hani önce ben saklandım sen yumarken gözlerini
Gözünü açar açmaz buldun ya beni
Koymuş gibi elinle
Beceremedim sandın iyi saklanmayı
İyi saklanmayı değil
Saklanmayı becerememiştim oysa
Uzaklaşamamıştım senden
Sen sayarken
Ağacın arkasından öylece izlemiştim seni
Sesinin ritmine daldım
Ve öylece kaldım
Ta ki 'Sobe' diye bağırana kadar sen
...
'Sıra sende' dedin
'Yum gözlerini, açmak yok ama'
Yok ha
Peki nasıl
'Otuza kadar sayacaksın' dedin
Otuz yıl hüküm yedim sandım
'Haydi' dedin
Neden?
Ben nasıl izleyecektim seni bakmadan
'Haydi' dedin gene, kırar gibi kalemi
Kırıldım ben de kalem gibi
Ama kırmamak için seni
Kapattım gözlerimi
Bir... İki... Üç... Dört... Beş...
Hay Allâh, ne zor imiş bu oyun
Ödüm kopuyordu uzağa gideceksin diye
Altı... Yedi... Sekiz... Dokuz...
Yok, olmayacak böyle
İyisi mi açmalı gözleri
Ama
Ya kırılırsa kalbi
on... Onbir... Oniki...
Açtım
Açmıştım
Dayanamamıştım özlemine
Hızlıca döndüm arkamı
Yoktun, kaybolmuştun
Yitip gitmiştin avuçlarımdan
Gözlerinde yiten gözlerim gibi
Yoktun, kaybolmuştun
Şuurum gibi, aklım gibi
Dermânı gibi dizlerimin
Kaybolmuştun
Nasıl bulacaktım ya ben seni şimdi
...
Yüreğim sende kaldı, sende kaldı
Varamadım saramadım
Eremedim göremedim
Bilemedim gülemedim
Ağlayamadım
...
Ağlayamamıştım
Gelmedi aklıma ne ağlamak ne de bağırmak
'Sevdiğim kız neredesin? ' diye
sustum
Varamadım, eremedim, bilemedim
Yitti şuurum, gözlerim gibi
Gözlerinde yitik
...
Öylece uyanmışım solumdan
Yastık ıslak, göz ıslak
Sonra sağlam bir 'elhamdulillâh'
Sağa dönüp tekrar uyumak istedim
Ama
Cesâret edemedim
Belki tekrar saklambaç oynarız diye
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:00 PM
* Uyu Gelincik
Uyu gelincik uyu
Uyu ki tez gelsin yarın
Ve duâ et Rabbine
Duâ et ki müjdeyi getiren
Rüyâlarındaki ardıç kuşu olsun
Düşünme derin kuyulardaki çıkmazı
Anne eli kadar temizolsun aklın
Dokunur elbet iyiliği
Yedi iklimdir gelmeyen bahârın
Uyu
Uyu ki tez gelsin yarın
Güzel gelincik
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:00 PM
Adana'dan Kalan Son Külhanbeyli
Adana sokaklarını inleten topuk sesi
Ve rüzgârında titreyen yakaları gömleğin
Nârâsı yok
Ama tespih şakırtısı var
Onsekizinde Ali...
Yeni çıkmış Cehevrolet Impala'nın
Hayâlini kuruyor tespih imâmesine bakarak
Çayını karıştırmayı unutmuş
Onsekizinde Ali...
Dar geliyor Adana kaldırımları
Yoldan yürüyor, takırdatarak yumurta topuklarını
Arkasına bakmadan
Çarpmaya cür'et edecek bir fayton korkusu
Duymadan
Onsekizinde Ali...
Bilmez altmışlarındaki hâlini
Yürür ağır ağır
Sevdiğinin adına uydurduğu türküyü çalar
Islık tadında
Gezer
Adana taş kaldırımlarında
...
Altmışbeşinde ali...
Hâlâ toy çağındaki külhanbeyli
Ritim ritim yaşıyor
Açık bağrına yaslanmış kalbinde
...
'Kahveye gitmem lâzım, yoksa beni yok yazarlar.'
(Ali)
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:00 PM
Ağaç, Kuş, Çiçek, Böcek vs.
(Lise yıllarımdan... Tam delikanlılık çağım...)
Caydıramadı kararımdan beni Göktuğ
Soldum,insafsızca açanlara nispet
Zaten yoktu bir tek yaprak dallarımda
Kim bulmuş çiçeği
Sonbaharda
Madem aşk yok dedi Kudret
Madem sabahlar puslu
Madem yürekler serin suyun olmadığı yerde
Ve madem ben hâlâ varım
Uğraşma benimle Göktuğ
Bilirim kurşun yarasından akan kanı
Yalnızken duvara sallanan yumrukların ne kadar çok can yaktığını da
Bilirim, susmanın zorluğunu
Bilirim ya, gene de susarım sağır eden haykırışlar arasında
İşte öyle
Hep başlıksız başlar şiirlerim
Zira kimisi öksüz der şiirlerime
Kimisi de yetim, bu yüzden
Bense “***” derim bütününe
Hiç yüzü koyun bırakılmamıştım ömrüm boyunca
Ta ki, başlıksız başlayana kadar şiirlerime
Yok artık öyle
Saçma da olsa bir adı olacak bundan böyle
Ağaç, kuş, çiçek, böcek vs.
Ad bulamadığıma da “***” diyeceğim kocaman harflerle
İşte öyle
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:00 PM
Ağayla Dertleşme
Ağam biraz otur gitme
Sana çorba, et haşladık
Şiir, sen de çabuk bitme
Sohbete yeni başladık
Şifâ olsa tüm dereler
Onmaz bizdeki yaralar
Affın ile bu aralar
Biz de dünyâyı boşladık
Câhil sandık okulluyu
Adam bilip şekilliyi
Deli diye akıllıyı
Senlerce hep taşladık
Gönül vermeden yazıya
Baktık kalpteki sızıya
Sâf gibi kurdu kuzuya
Odu oduna eşledik
Bilirim bir, dışın için
Lâfı olmaz üçün beşin
Söyle nîmet hakkı için
Ağam biz ne suç işledik
Sen hep 'dürüst olun' derdin
Bize ne öğütler verdin
Senden sonra bir nâmerdin
Zulmünden dağda kışladık
Durun dedik, gitmez gibi
Kalkın dedik, yatmaz gibi
Bütün bunlar yetmez gibi
Hakkı bâtıldan dışladık
Vazgeçmedik varımızdan
Nesîm gibi derimizden
Hiç kalkmadan yerimizden
Saadet asrın' düşledik
Ayhan'ım gel bu derdi çek
Sanma gam değmez sana tek
Ekmek diye şimdiye dek
Nice kul hakkı dişledik
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:00 PM
Ağlama Sanatı
Bak oğlum bu gördüğün gözyaşıdır
Korkağın utancı, merdin aşıdır
Ağlamak bir nevî def-i hâcettir
Gülmeyi unutmak yolun başıdır
Doğarken anandan ağlarsın önce
Gözünden katreler süzülür ince
Kahkaha, bahçende gül ise eğer
Ağlamak Sahra'da açılan gonca
Sorsalar 'Ne' diye bana, son sözün
Derim ki 'Ağla ki, çağlasın gözün'
Eğer ağlayacak bir hâl bulursan
Gözünden akanla paklanır özün
Ağlayan dereler, akar denize
Başaklar yağmurla geliyor dize
Ağlamak, yanmanın çaresi olsa
Nebî'nin gözyaşı yeterdi bize
Gözyaşı üstüne bir şiir yazdım
Bak oğlum, altına imzamı kazdım
Ağlamak, karası olsaydı yüzün
Deden ağlamazdı, ben ağlamazdım
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:00 PM
Ağlama Suntası
(Filistin'de ölen mâsumların anısına, mâsumiyetin katline ortak olan tüm Yahudilere sesleniş...)
Evlâdır bir perde önü
Arkasından binlerce duvarın
Oyukları dilek sermayesi
Sıvaları gözyaşlarıyla harcolmuş
Binlerce kin saklayan, binlerce öfke
Ve belki de binlerce sevdâ, henüz ulaşılmamış
Ve ulaşılamayacak belki de
Binlerce sene
Uğulduyor kulaklarım
Sürülüyorlar kaleden ey halk
Sürülüyorlar kaleden
Zincirleme ihânet kazası
Biri sağ, gerisi yaralı
Bu olsa gerek darbenin şakırtısı
Evlâdır bir yasın külü
Acısından binlerce yüreğin
Şah damarları parçalanmış
Kırılmış pistonu, umut odacıklarına bakan
Binlerce isyan, binlerce heybet
Ve belki de binlerce terkedilmişlik, hâlâ ulaşılamamış
Ve ulaşılamaacak belki de
Binlerce sene
Yanıyor gözlerim
Güneş doğuyor
Kayboluyorlar gökyüzünden anne
Kayboluyorlar gökyüzünden
Bir kabullenme fâciâsı
Herkes ölü, herkes yaralı
Bu olsa gerek
Yaşamın pırıltısı
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:00 PM
Ağlamak Sıraya Bindi (Sevdigül 3)
Ağlamak sıraya bindi
Yum gözlerini Sevdigül
Şafak atmayan bir pencerede beklemenin
Âlemi yok
Ya inanırlar ya çeker giderler
Başka yolu yok
Yüreklerimiz bizden önce ölüyor
Ve biz ölürken
Ağlayamıyoruz
Dedim ya
Sıraya bindi ağlamak
Of çekmek de zorlaştı
Seni bilmem ama
Ben bâzen
Gizli gizli hıçkırıyorum
Soran olursa da
Hıçkırık tuttu, diyorum
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:00 PM
Ağlamanın Ne Yeri Var Ne de Zamânı
Ağlamanın ne yeri var ne de zamânı
Erkekliğe leke değil, vuslat gümânı
Yaş dökenin günden güne artar imânı
Ağlamanın ne yeri var ne de zamânı
Yaralara dermân olur Hakk'a sarılmak
Görevidir başakların bir gün derilmek
Şer değildir zâlimlerce çarka gerilmek
Yaralara dermân olur Hakk'a sarılmak
Ölü değil, zulme karşı koyan diridir
Ölenlerin göz bebeği dâim iridir
Hak uğruna halk olmanın şimdi yeridir
Ölü değil, zulme karşı koyan diridir
Her yiğidin harcı değil sevmek yürekten
Sevmek demek, korkmamaktır keskin kuraktan
Göremezsin ustaya kin, asil çıraktan
Her yiğidin harcı değil sevmek yürekten
Ey Ayhan'ım, bu yola baş koyanlardan ol
Gönüllere semâlardan yağmur olup dol
Müslümana emredilen ancak bir tek yol
Ey Ayhan'ım, bu yola baş koyanlardan ol
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:00 PM
Ağlar Ağlar
Yüreğimde bir sevdâ var
Ağlar ağlar
Hisleri olmayan duvar
Ağlar ağlar
Altın, gümüş, tunç ve bakır
Yalan olmuş gerçek fikir
Niceleri yutan çukur
Ağlar ağlar
Bura gurbet, bura sıla
Mahkûm oldum binbir yıla
Başımda celladım bile
Ağlar ağlar
İçemedim aşk tasından
Dudağım yandı pasından
Mecnun sevdânın yasından
Ağlar ağlar
Yalnız giden ardı özler
Kâfi gelmez ona sözler
Ağlamayı bilen gözler
Ağlar ağlar
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:00 PM
Ağlarım
Gitme yarim gayrı benden uzağa
Senden haber gelmez olur ağlarım
Şirin gibi düşürürler tuzağa
Ferhat dağı delmez olur ağlarım
Korkuyorum sen açmadan solmaya
Yağmur olup oluklara akmaya
Ahd etmişken yola revân olmaya
Dizde derman kalmaz olur ağlarım
Sürünmekten elim kolum kir oldu
Sevdan düştü yüreğime kor oldu
Ağlamaktan iki gözüm kör oldu
Özün kadir bilmez olur ağlarım
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:01 PM
Ağlarım Yerine (Anama)
(Askerde yaşadığım kötü bir olayın ardından hemen anamı arayıp ses tonunu kontrol ettim, 'acabâ haberleri izledi mi' diye. İzlememiş, gülüyordu garibim. Ben de güldüm. Kalbimdeki kokru hissinin her bir zerresi tek tek merhamete dönüştü. Sen üzülme anam, ben korkudan ölsem de susmasını bilirim! Senin gözün dolsa ben ağlarım, sen ağlasan ölürüm, öldüğünü hayâl bile edemem. Sen gül anam, ben hem korkarım hem ağlarım. Yeter ki sen gül, canım anam! ! !)
Dağlanır dağılırım, görsem yüzünde keder
En büyük korkum oldu sensiz çıkmak yarına
Tarttım arzı etmiyor, bir damla yaşın kadar
Yeter ki sen gül anam, ben ağlarım yerine
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:01 PM
Ağlarsın Beyhûde
Koşarsın nazlı bir sevdâ peşinden
Ağlarsın, beyhûde...
anlarsın sevdâ yok, kalkıp düşünden
Ağlarsın, beyhûde...
Gelmez bir başına dert, gurup gurup
Bir süre beklersin öylece durup
Câna tak edince, dizine vurup
Ağlarsın, beyhûde...
Vermese yavruya anne aşını
Bir zâlim garibe çatsa kaşını
Kederle yastığa koyup başını
Ağlarsın, beyhûde...
Döl olmaz, nesiller hiçe kesilir
Gün gelir nefretler, kinler kusulur
Haykırıp durmaktan sesin kısılır
Ağlarsın, beyhûde...
Meyveler ağaçtan yere dökülür
Gülerek ektiğin güller sökülür
Titrer gözbebeğin, dudak bükülür
Ağlarsın, beyhûde...
Kardeşler kardeşe bıçak çekince
Güzel söz dağlardan geri sekince
Gözyaşın toprağa hüzün ekince
Ağlarsın, beyhûde...
Bozulur düzenler, çöker hâneler
Haykırır acıyla, yitik câneler
Dökülür gözünden iri tâneler
Ağlarsın, beyhûde...
Şiirler lâl olur, susar türküler
Güzeller iner, boş kalır terkiler
Kalbini bir anda sarar korkular
Ağlarsın, beyhûde...
Zulümden yeryüzü kana boyanır
Sekînet katlolur kavga uyanır
Sende de kemiğe bıçak dayanır
Ağlarsın, beyhûde...
Ayhan'ım âcizim, bakma hâlime
Gönlümün kul yanı benzer âlime
Gün gelir 'efendim' dersen zâlime
Ağlarsın, beyhûde...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:01 PM
Ağlıyor
'Yüzümde bir mahcupluk hali sezdim
Tutulmayan sözler,yemin ağlıyor'
Kitlendi ağzım,yine de kızarmadı yüzüm
Ne kendim inandım bu halime
Ne de halden anlar bildiklerim inandı
Dökülen çayda değil gözüm inan
Yeter ki elim titremesin
Yıkılsın mabedim ki sussun ahde varan ağızlar
Saplayayım ki kalemi gözlerime
Hiç olmazsa yaşım kızarsın
Ağlamak kızların harcı der dururdu ya dedem
Susardım ben de
Ya dedem yalancıymış şimdi
Ya da ben kızmışım
Bilemedim
'Bir kurşunla girdiğim yoldan bezdim
Dağda Muhammed’ül Emin ağlıyor'
Ah anam ah
Doğurdun ya beni
Taşlara mı hasretsin bilmem ama
Ben sana her zamankinden hasretim
Korkuyorum artık ölümden, senden çok
Azrail’e meydan bırakırcasına
Ama gene de
Kinim var kapanmayan yarama
Kinim var aş ettiğim harama
Beni arama
Bu yol çok mu küçük bana
Yoksa yüreğim tahmin ettiğimden de mi geniş
Bilemedim
'Hak! deyip de nice gönüller ezdim
Besmelenin ardı amin ağlıyor'
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:01 PM
Akıl Ver
Sahip olduğum bir sen ve bir çift ela gözdü
İl ne sıcak ne soğuk, yurtta ne kış ne güzdü
Şiirim türküm bile beni şöyle bir süzdü
Onlar da gitti Rabbim, ben ne söyleyeceğim?
Gün gelirde Azrail çökerse boğazıma
Şiirlerim kül olsun, kan damlasın yazıma
Benden bir şey kalmasın, mühür vurun sazıma
AYHAN da yitti Rabbim, kime sır vereceğim?
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:01 PM
Al Cânımı Kat Rüzgâra
Al canımı kat rüzgâra, uçup gitsin yarına
Yâr yok ise hiç gelmesin, düşsün aşkın nârına
Al canımı kat rüzgâra, uçup gitsin dünüme
Ayhan teslim olmuş desin, kim çıkmışsa önüme
Neyleyim olmazsa cânan, cânın uçtuğu yeri
Söylen kalsın ner' isterse, gelmesin bana geri
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:02 PM
Al Sıvımı Katımı
Evde sönük bir yağmur,ıslatıyor zemini...
İşin yoksa ara bul,güvenilir emini...
Yalansız gün olmadı,unutmuşum yemini...
Düş yakamdan vicdansız,mahvettin hayatımı.
Seni görmeden önce,yaşamak bir günahtı...
Milyonlarca tövbeyle,tutamadım bin ahdı...
Tüm hayatım karanlık,neyleyim artık tahdı...
Ver gözlerimi geri,kuzey ettin batımı.
Dağlarda at koşardım,yay gerer ok atardım...
Sümbüllerle konuşur,gür çimlerde yatardım...
Neşeliydim mutluydum,güne güneş katardım...
At elinden silahı,öldürdün kır atımı.
İsmim tarihten geldi,düşürdün değerini...
Beni vur atım bırak,veremem eğerini...
Aşk komutanım öldü,bari bırak erini...
AYHAN ruhtur yar olmaz,al sıvımı katımı.
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:02 PM
Aldırma Gözyaşıma
Gördüğüm hallar ile
Geldi aklım başıma
Dostum cahallar ile
Gelme mezar taşıma
Düşünmesem sılayı
Eşi, dostu, balayı
İsteyince kolayı
Kan karışır aşıma
Ayhanım bakma öyle
Bey olunmaz yüz köyle
Bir öğüt de sen söyle
Aldırma gözyaşıma
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:02 PM
Alışır mısın - Bölüşür müsün
Ne?
Sen de mi dertlisin?
Öyleyse neden beni teselli etmeye çalışıyorsun?
Neden aramıyorsun dermânını, kendi derdinin?
Demek, için sızlarken
sızlayan yaraları sarmaya adadın kendini...
Söylesene,
Sen nesin?
...
Ey benim derdimi dinleyen güzel
Bu derdi benimle bölüşür müsün
Acıyla kıvranıp, inleyen güzel
Dermansız dertlere alışır mısın
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:02 PM
Allah Dedim
Karanlık bir kuyu dibi
Daldırdılar Allah dedim
Kudurmuş köpekler gibi
Saldırdılar Allah dedim
Bir belâdır çıktı nerden
Nasip almamışlar erden
Yuvamı kurduğum yerden
Kaldırdılar Allah dedim
Kalpte buldum her heceyi
Öldüm Allah deyi deyi
Teslim ettiğim herşeyi
Çaldırdılar Allah dedim
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:02 PM
Aman Adanalı, Canım Adanalı
Arka sokak izbeydi belki
Bir feryad duyuldu
'Git artık buradan! Oğlum yok senin gibi...'
Önce bir ayak çıktı ahşap kapıdan dışarı
Yumurta topuk
Sonra tespih sallayan sağ el
Ardından gövdesi külhanbeylinin
Yüzünde gülümser bir ifâde
'Ben senin gönlünü alırım vâlide... Hele bir sâkinleş sen! '
Diye mırıldanarak
Ve ıslık çalarak iner, gıcırdayan sofa merdiveninden
------------
Aman Adanalı
Canım Adanalaı
Evde Duramıyom
Sana Dadanalı
------------
Zeki'yi bulur köşe başında
'Oğlum Zeki, var mısın Tepebağ'a kaçalım? '
'Gene ne iş peşindesin abi? ' der Zeki gülerek
'Boşver ulan, hesap mı vereceğiz sabah sabah! Gel haydi! '
İki çift topuk sesi
Takada tukada takada tukada
Islık çalmaya devâm ediyor Ali
Zeki de şarkısını söylüyor 'Aman Adanalı' nın
Geçip Taşköprü'yü vardıklarında mahalleye
'Abi burası fazla sessiz! ' diyor Zeki
Duruyor Ali, düşünüyor bıyıklarının ucunu elleyerek.
'Has..tiiiir... Satıldık olum Zeki, topukla! '
Ali ile Zeki sıkarlar avuçlarını, tespihleri saklamak için
Ve topuklarlar arkalarına bakmadan
Normalde kaçmazlardı kavgadan amma
Normal değil ki anasını satayım
Kovalayan da Adanalı
Hem de feriştahına kadar
Köşede durup etrafı kollar Ali
Sorar Zeki
'Ne var abi? Neden kaçıyoruz? '
'Boşver be olum, yürü çiçekçiye gidiyoruz! '
Sırıtır Zeki
'Ne çiçeği abi? Sen çiçeğin tozundan başkasına para vermezdin'
Ali kızar
'Gülme lan yavan yavan, zangoç! Sabah valideyi kızdırdık. Gönlünü alayım ihtiyarın, eve koymaz sonra! Hem bilir deli olduğumu, gene sever beni bilirim. Ben de onu sevmesem, şişler miydim Hilmi'yi anama sövdü diye? Hadi konuşma, bir çiçek de Semiha teyzeye alalım, sen de gönlünü gör validenin...'
Kolkola girerler ve sallanarak yürürler zillidedeye doğru
Uzak ya
Akşama anca varırlar zaten
Hem validesi de sakinleşir
Bağırarak söylemeye başlar Ali
'Amman Adanalııı, canım Adanalıııı...'
'Sabahtan beri aynı şarkı be abi, değiştir artık! '
-----------
'Değişmiyor be oğlum! Kanıma işlemiş ne yapayım? '
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:02 PM
Aman Aman
Akmayacak kan bedende kalmasın dedim, aman aman
Azrâil cânımı kansız almasın dedim, aman aman
Bu sevdâya başka kimse ermesin dedim, aman aman
Gözlerim bundan gayrısın' görmesin dedim, aman aman
Aman aman, aman aman
Halım yaman, geçme zaman
Ben râzıyım gün doğmasın
Kal gecede kaçma zaman
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:02 PM
Anarşi Doğurdu Bu Şehir
Hey!
İstanbul kokulu utangaç güvercin!
Saldığından beri kanatlarını engin mavilere,
anarşi doğurdu bu şehir!
Geri gelmez vapurların,
kayıtsız, soğuk, ukalâ sirenlerinin verdiği
başağrısındasın...
Sesim çıkmaz,
gözüm bakmaz oldu...
Ve burası orası değildir artık.
Sultanahmed'in bahçesindeki 'kapalı' güller...
Eyüp Sultan türbesindeki 'tutsak' duâlar...
Ve Çamlıca tepesindeki 'ayrılık' vakti...
Hepsi,
hepsi anarşi kokuyor...
Senin Üsküdar'ın yanan akşamında değil,
Kadıköy'ün donan sabahında görüyorum artık...
Burası orası değil,
ve sen eskisi gibi değilsin...
'Ruhumun gitmek istediği yere uzak,
nefsimin kalmak istediği yere yakın,
anarşinin tam ortasında durmaktasın...'
Hey!
İstanbul kokulu utangaç güvercin!
uzak dur benden,
bir de bu şehirden...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:02 PM
Andolsun Hakk'a Kelâm
Hani gitmez ayaklar, basmaz yere rızâsız
Ger hükmullâh gelirse, arzı taşır âzâsız
Hani kilit vurulur, sus denende dillere
Ger konuş denilirse, yankı yapar illere
Hani kurur pınarı, ölse gene ağlamaz
Ger dolarsa yüreği, utanır sel çağlamaz
Hani bilmez ne zaman, uğrar Azrâil câna
Ger vusûl gelmişse cân, dayanmaz heyecâna
Hani yaz demezse Hak, yazmaz Ayhan'ın kalem
Ger gerekse bu şiir, and olsun Hakk'a kelâm
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:03 PM
Anla İşte
Ben...
Zekâ oyunlarının bir numaralı ismi...
Dört haneli rakamları çarparım kafadan...
Yoktur dengim ezberde...
Binlerce şiir, binlerce türkü...
Binlerce söz, binlerce nasihat...
Binlerce ninni, binlerce çîrok...
Binlerce isim, adres ve telefon...
Her maçın sonucunu doğru tahmin eder,
Ve gülerdim bilgi yarışmalarındaki sorulara...
Fakat...
Ne zaman sen gelsen aklıma...
Karışıyor...
...
Hani bu tavlanın şahı veziri,
İki kere iki beştir elbette,
Orhan Veli Abasıyanık ne güzel yazıyor,
Bir elin sesi iki elin kesesi var demiş atalarımız,
Kuzu kurdu yemiş hikâye bitmiş, haydi yataklara,
Türkiyenin kodu seksen miydi abi,
Bu maçı kesin beşyüz-sıfır kazanırız, ne maç yok mu,
Fasın başkenti Suudi Arabistan'dır, bildim mi...
Bilemedim mi?
...
Anla işte...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:03 PM
Anlıyor, Sen O'nu Tanımasan da
Anlıyor...
Dur demeler kadar ağıraksak değil belki...
Didinmek, terinde bulduğunda ozgurluğu,
Kulak memesi kıvamında kabullenmek hayatı,
Zor değil...
Sakin olmayı oğretmek değil amacı...
Susmayı oğretmek hic değil...
'Konuşurken, kelimeleri incitme' diyor Kudret...
Ve sen O'nun tanımazken bile,
O seni anlıyor...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:03 PM
Annen Seni Yine de Seviyor
(Eğer ölen bir çocuk, yaşayan annesini özlüyor ve ona aşırı sevgiyle birlikte müthiş bir kıskançlığın verdiği kin duyuyorsa... Ölmenin en acı tarafının, annesini yaşayan insanlarla paylaşmak olduğunu düşünüyorsa... Ve annesine kızıyorsa sırf bu yüzden... Bu çocuğun ciddî bir teselliye ihtiyacı var... Gelin bu çocuğu birlikte teselli edelim. Ona ölmenin zor ama gerçek olduğunu, yaşamanın ise yalnızca kaybetme korkusu olmayan ve kaybetmenin acısını yaşamamış insanlar için kolay olduğunu, annesinin ise en az onun kadar acı çektiğini anlatalım. En azından anlatmaya çalışalım. Zor da olsa...)
Annen seni yine de seviyor...
Ağlamasan da ağlıyor...
Ve biliyor ağlasan da;
yakarmanın fayda vermeyeceğini,
tüm toprakları ıslatamayacağını gözyaşlarıyla,
bağırdığında duymayacağını kimsenin, kendisinden başka,
ve dönemeyeceğini de geriye,
biliyor...
Belki bazen alışır gibi oluyor...
Gözleri nemsiz kalıyor bazen...
Bazen de uykuya dalıyor sensiz...
Hattâ bazen,
güldüğü de oluyor...
Ama...
annen seni yine de seviyor...
Gidişin onun için ilk acı değildi belki,
ama en acısıydı...
Dalıp gidiveriyor bazen uzaklara,
Bir istasyonda hayâl ediyor kendini,
Sonra sen çıkageliyorsun,
Sarılıyor sana sıkıca,
ama,
Sen yine gidiyorsun bırakıp onu...
Nasıl o senin gidişinden 'onu sevmediğini' düşünmediyse,
Onun sana gelmeyişinden sen de düşünme 'sevilmediğini'
O öylesine yaşıyor...
Belki senin daha çok arkadaşın vardır orda,
Ama o, yalnız...
İdâre ediyor hep, ikinci ve üçüncü ihtimallerle...
Sen ise, seni sevmediğini düşünüyorsun...
Ah, ne yanlış...
O seni seviyor!
O seni, sen onu sevmesen de seviyor...
Ve gelmesen de bir daha, sonsuza kadar,
Annen seni yine de seviyor...
Unutmadı birlikte söylediğiniz tekerlemeleri,
Ve ilk çıngırağın hâlâ çekmecesinde...
Atamadı çöpe,
ne çıngırağını,
ne de 'kaybetmenin acısını'...
İkisi dehâlâ çekmecesinde...
Dokunma, uyusun annen!
Bugün çok yoruldu...
Sen ömründe hiç bu kadar kederli uyumadın belki...
Dokunma, uyusun!
Çok yoruldu...
Belki birgün yine görüşüşrsünüz...
O ihtiyâr, sen hâlâ çocuk...
O bitkin, sen hâlâ taze...
Hiç kavuşamayacağınızı düşünsen de,
o umutlu...
Sen artık üşümüyorsun...
Ama o, 'sen üşüdüğün zaman, üzerini örtememenin acısıyla' yanıyor...
Dokunma, uyusun annen!
Ve bil ki; dokunamasan da...
ANNEN SENİ HÂLÂ SEVİYOR...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:03 PM
Aptal Püsük
Üç elma düşmüş gökten
Biri Newton'un başına
Biri Bizim damın başına
Ötekini yedim
Sarman hâlâ dama çıkma derdinde
Gene geç kaldı galiba
Çünkü; kötü kalpli cadı ondan önce indi dama, süpürgesiyle
Aldı gitti elmayı
İçine zehir mi ne koyup, 'pamuklu prensese' verecekmiş
O da ölecekmiş de; yedi tane çocuğa kalacakmış bir tas çorba
Sarman gene aç velhasıl
Ben sana demedim mi 'ey aptal püsük'
'Dünya sana da küçük, cadıya da küçük, Newton'a da küçük'
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:03 PM
Arıyok
Arıyok arıyok
Çiçek, böcek, arı yok
Hasretik ne zamandır
Gece gündüz arıyok
Sarıyok sarıyok
Mâvi, yeşil, sarı yok
Renklere bel bağlayıp
Karaları sarıyok
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:04 PM
Arz Bıkmadıkça
Bir döşek bir örtü yeter bedene
Rûhundan bir damla kan çıkmadıkça
Hilâfet kâfîdir şükür edene
Hâlife görmekten arz bıkmadıkça
Kalp dilin bilmeyen kalbe giremez
Dermânı olmayan dermân veremez
Hiç kimse zahmetsiz suya eremez
Toprağı kazıyıp, taş sıkmadıkça
Ağlarız dert ile varınca dâre
Tükenen zamandan yol gider nâre
İnsan esârete bulamaz çâre
Uzza'ya ser vurup, put yıkmadıkça
Ayhan'ım bu yolda git koşa koşa
Gitmeden harcanan emekler boşa
Bil ki bin mûcize inse sarhoşa
Doğru kelâm etmez, ayıkmadıkça
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:04 PM
Asırlardır Ağlıyorum
Yüz döneli ben Kur'an'a
Asırlardır ağlıyorum
Uğradım ki bir hüsrana
Asırlardır ağlıyorum
Rastladım akl-ı selime
Hakîkat verdi elime
Gece gündüz ne kelime
Asırlardır ağlıyorum
Ateş idim buza döndüm
Gerçek idim yoza döndüm
Erkek idim kıza döndüm
Asırlardır ağlıyorum
Gözyaşımdan utandım hep
Bilmiyorum nedir sebep
Güler miyim derken acep
Asırlardır ağlıyorum
Adıma hep aşık dedim
Bedelini zor ödedim
Bir zehirli biber yedim
Asırlardır ağlıyorum
Ey Ayhan'ım susma söyle
Susanı da ağlar eyle
Kuşatıldım bir büyüyle
Asırlardır ağlıyorum
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:04 PM
Âşıklar
Sevmektir onlara değişmez kader
Sevmenin kıymetin' bilen âşıklar
Yekpâre kalırlar ahrete kadar
Bir kalbi ikiye bölen âşıklar
Onlarda ihânet ateşte saldır
Âşığın cilvesi, petekte baldır
Bilmezler ağlamak nasıl bir haldır
Her dâim gün gibi gülen âşıklar
Kıskanır âşığı ins, cin ve melek
Âşığın hâlinden feyz almak gerek
Mutludur ayrılık gelinceye dek
Hasreti defterden silen âşıklar
Âşığın özüne varamaz beşer
Dillerden toplanıp, yürekte pişer
Kulların kalbine kor gibi düşer
Hakk'ın kucağından gelen âşıklar
Aşka varan kökün, saçaklarıdır
Vuslat yaylasının göçekleridir
Bu yolun gülüdür, çiçekleridir
Aşk için bu yolda ölen âşıklar
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:04 PM
Aşk İçinde Aşk
Aşk hastası oldum sevdadır derdim,
Şirin diye öldüm Ferhat’a erdim.
Oku kalpte buldum yayıma gerdim,
Aşk içinde aşk arayan bir benim.
Güller dolu bahçem şimdi kupkuru,
Benim sevdam alın teri göz nuru.
Aşkım temiz,kalbim saf,gönlüm duru,
Aşk içinde aşk arayan bir benim.
Sıladan ayrıyım yardan bihaber,
Geçmiştik ya düş gölünden beraber.
Neden ektin öz yarama tuz biber?
Aşk içinde aşk arayan bir benim.
Kurşun yedim gene demedim bir ah,
Derler sevda haramdır sevmek günah.
Yıktın AYHAN’ı kalmadı karargah,
Aşk içinde aşk arayan bir benim...
Bir de ölüp dirilen şu bedenim.
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:05 PM
Aşk Kokusu Sinmez Olur
Gün gelir de dillerinde
Kelimeler dönmez olur
Mayın patlar yolalrında
Tutuşur da sönmez olur
Mektubu gelmez gidenin
Yok iken hiçbir nedenin
Buz tutsa da tüm bedenin
Harâretin dinmez olur
Gözbebeğin büyür önce
Hakîkatleri görünce
Gözden yaş sızar da ince
Ordan kalbe inmez olur
Günahların gelse dile
İplik olur çile çile
Misk gölünde yüzsen bile
Aşk kokusu sinmez olur
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:05 PM
Ateş Bu Meret
(Biraz sert ama, o yıllarda ben de sertmişim...)
Sular dondu, bulutlar karardı durduk yere
Güneş söndü, ay söndü, bir de ben birçok kere
Nehir taştı, göl taştı, ne çay kaldı ne dere
Nasılda bîçâreler, bir bak yiğide ere
Hayvanlardan ziyade insanoğlu oldu leş
Hayrına varmak varken, kimi sarhoş kimi keş
Neden milyar dururken gerçek sade yirmi beş
Ne zenginlik, ne şehvet, ateş bu meret ateş
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:05 PM
Baba Benden Ozan Olmaz
Babam bana ozan dedi
Mızrabım var, bir saz eksik
Mevsim, oyunbozan dedi
Zemherim var, bir yaz eksik
Koyunum var otlatmaya
Oyunum var atlatmaya
Dudağımı çatlatmaya
Rüzgarım var, ayaz eksik
Peteklerde ballar benim
Mavi, yeşil, allar benim
Ağaçlarda dallar benim
Üzümüm var kiraz eksik
Üstüm yama, altım yama
Sağım cennet, sol hutama
Hakka varmak arzum ama
İnancım var namaz eksik
Yağmur olup gökten taştım
Modern olup çağdan aştım
Ayhan mıyım Lût mu şaştım
Aklım var da, biraz eksik
...
Baba Benden Ozan Olmaz
Ozan Oyun Bozan Olmaz
Ozan İsem Sazım Nerde
Mızrap Derman Değil Derde
Oğlun İsa, Oğlun Deli
Oğlun Şaşkın Sen Gideli
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:05 PM
Bahçenin Son Yetimi
Ağlamak çâre mi gün bitimine
Gözyaşım geceye doldu sığmıyor
Gül açmaz bahçenin son yetimine
Gökyüzü de küstü yağmur yağmıyor
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:05 PM
Bak da Ders Al
Duygularım durmaz dökülüp akar
Bazı kapkaradır bazı gül takar
Bakan kişi dönüp bir daha bakar
Böyle duygu hiç görmemiştir çünkü
Gördük bir sis kapladı gökyüzünü
Bilemedik eğrisini düzünü
Bizim gibi olan neyler hüzünü
Kalbe keder hiç örmemiştir çünkü
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:05 PM
Bakma, Utanıyorum
Ne var?
Ne bakıyorsun?
Hiç mi ağlayan adam görmedin?
Tamam...
Belki;
Ağlarken ıslanan sakalı...
Kıpkırmızı olan mavi gözlerinin etrafı...
Ve bağırarak hıçkıran birini...
Ben de görmedim...
Olsun!
Gene de bakma!
Utanıyorum...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:06 PM
Bana Bana (Koy Başını)
Dilin dönmez olursa lâl
Koy başını bana bana
Ağlamadan geçmez bu hâl
Dök yaşını bana bana
Figân ile aşılmaz kış
Bitmez her gün gördüğüm düş
Eyler isem hayırsız iş
Çat kaşını bana bana
Çâresiz kalırsam darda
Donar gönlüm kışta kardaü
Tut beni düşmeden yarda
Ger döşünü bana bana
Ayhanım aç yine gama
olsa üstüm başım yama
Yüzbin formül bilmem ama
Sor beşini bana bana
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:06 PM
Bana da Uyar
Şiir yazarken kökler, gövde için
Hikâyeler yazarken güller, bülbüller için
Dilekçe yazarken babam muhtara, tapu için
Mektup yazıyormuş ak sakallı dedeye nişanlım...
Şikâyet ediyormuş ilgisizliğimi
Bahâne ediyormuş bilgisizliğimi
Dedim ki ona, çöple toprağa A harfleri çizerek;
Yaz ey yâr,
...........bana da uyar...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:06 PM
Başka Çâre Bul Kendine
Benden sana fayda gelmez
Başka çâre bul kendine
Kimse sen için dağ delmez
Başka çâre bul kendine
Dağlar sana yol verir mi
Gün doğmadan kar erir mi
Yârdan uzak göz görür mü
Başka çâre bul kendine
İstemem duymak adını
Yanmaz, yakma aşk odu'nu
Ayhan'dan kes umudunu
Başka çâre bul kendine
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:06 PM
Başörtüsü
Yakındır kurtuluşun, ağlama sil yaşını
Bir tutam demokrata satılan başörtüsü
Donatır yıldız ile, bacımın dik başını
Pis ellerce yırtılıp atılan başörtüsü
Kadrini bilenlerin, sevinci tasasıdır
Mü'minlerin onuru, zâlimin paspasıdır
Koskoca bir ümmetin yüreğinde yasıdır
Harcolup gözyaşına katılan başörtüsü
İmandır tırpanımız, cennettir harmanımız
Koşarız katlimize, olsa da fermânımız
Helâl eyle hakkını, biterse dermânımız
Ey kaşları hiddetle çatılan başörtüsü
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:06 PM
Bayram Gibi Bir Arz
Ses gelmez sabahlara inat
En güzel ân ile başlayan
Ve en güzel söz ile biten bir güneşe
Bakarken parlar
En güzel ve en yakışıklı hâlimiz
Bu zamandır aslında
Bayram gibi bir arz
Hâl-i mîran gibi bir tarz
Ve gün gibi farz
İki rekât sonra doğacak güneşe andolsun ki
Her ânımız bayram olur
Onun güneşinden kaçmadıkça
Vurur gölgelerimiz
Uhud eteklerine
Ayhan Yavuz Açıkgöz
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:06 PM
Bâzen Aklıma Geliyorsun - Gelme
Sakladığım gözyaşlarımı
Damla damla döküyorum hergün
Ödüm kopuyor bitecek diye
Sen gelmeden
Aklıma geliyorsun zamansız
Gelme
Ya yanıma gel, ya aklımdan da git
Sevgi yok
Aşk yok
Mutluluk yok
Hepsi, aptal âşıkların uydurduğu şeyler
Varsa yoksa, SEN varsın
Senin de adın yok
Son dört damla gözyaşı
Her güne bir damla desen
Son dört gün
Gel artık
Aklıma değil
Yanıma
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:07 PM
Beden Değil mi?
Nedensiz diyorlar akan yaşıma
Söyle yar ağlamak neden değil mi
Sen beni bıraktın yalnız başıma
Kalanı kahreden giden değil mi
Ayhan'ım delindi heybet yeleğim
Çoktandır duvara kondu eleğim
Zannetme dünyâyı yıkar bileğim
Varlığım bir kuru beden değil mi
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:07 PM
Beklerim Tekrar Ölümü
Bilindi sırlarım, edildi ifşâ
Sır saklamak haddim değildir hâşâ
Korkarım görünmez gözden kulaktan
Halkoldum nihâyet sâfî alâktan
Söylemek lâzımdır gayri derdimi
Neden mi terk ettim kendi yurdumu
Anlatayım hâli, kalmasın bende
Denmeyen kelâmlar çürür bedende
Bir parça toprağa kinlendim önce
Boşa mı gidecek servetim onca
Korkuttu saçımın beyazı beni
Gördüm ki çizgiler kaplamış teni
Telâşa kapıldım yalnız anlarda
Sarsıldı bedenim son zamanlarda
Ne yemek ne içmek vermiyor keyif
Her günüm üzüntü, isyân ve hâyıf
Acabâ bu ömrü kim verdi bana
Ve şimdi nedendir göz koydu cana
Almasa olmaz mı yaşasam biraz
Çıkmasa yıllarca keder ve maraz
Koynumda onlarca kadınım olsa
Kadehe en güzel içkiler dolsa
Bilmesem ne zaman gelecek ölüm
Ölümü bilmek ne faydasız ilim
“Of” dedim âniden kalbimi tutup
Bekledim sessizce sırtüstü yatıp
Görmüyor gözlerim olan biteni
Bir bilsem beni bu derde iteni
Anladım, son nefes bu aldıklarım
Aklımdan çekildi tüm bildiklerim
Kalbime saplanan ağrılar arttı
Gözümü desensiz bir perde örttü
Hislerim yalnızca acı ve merak
Susadım, görmedim böyle bir kurak
Ağzımdan birden bir “of” daha çıktı
Ölmedim bilincim hâlâ açıktı
Acabâ kaç asır geçti aradan
Bin kalbur su gelir kanlı dereden
Yalnızdım kimseler yoktu yanımda
Sâdece zâlim bir sızı canımda
Bağırsam gitmezdi sesim uzağa
Anladım düşmüştüm zor bir tuzağa
Dişimle sıkmaktan kopmuştu dilim
Sanırım bitiyor, başladı filim;
Onyedi yaşında gördüm kendimi
Yıkamaz sanmıştım kimse bendimi
Dizimde yatıyor zavallı anam
Demiştim “anacım, sen dur ben yanam”
Olmadı, son nefes verdi dizimde
Dünyânın yarısı öldü gözümde
Ölmeden dudağı bir aralandı
Oğlunu, canını Azrâil sandı
“Hoş geldin” diyerek tuttu elimi
Sıktı ve bıraktı, kırdı dalımı
Ah işte bir başka şerit geçiyor
Gözlerim kızımı zar zor seçiyor
Elime veriyor doktor kızımı
Eliyle tutuyor Yeldâ yüzümü
Minicik yüreği pıt pıt atıyor
Orada kocaman bir dağ yatıyor
Bir sene sonunda kızım da öldü
Öleli sanırım yirmi yıl oldu
Ter aktı yüzümden mâvi kilime
Nasıl da dalmıştım oysa filime
Ölmeden gelmişti anam ve kızım
Okşadı yüzümü dedi; “Ey kuzum
Yanımda torunum, korkma mutluyuz
Burada gerçekle, hakla kutluyuz
Bilirsin Yeldâ’yı, günahsız öldü
Dünyâyı bilmedi, burada güldü
Ben ise Allâh’tan dilemiştim af
Ölürken demedim bir kez bile of
Bak şimdi rûhumuz mutlu burada
Seninmiş nasîb-i olmak sırada”
Vuruldum beynimden bu hayâl ile
Hâlbu ki tövbe hiç gelmedi dile
Sanırım anladım neden bu acı
Çıkardım başımdan dünyâlık tâcı
Dedim ki; “Allâhım tövbeler olsun
Dokun ki yüreğim nûr ile dolsun
Ey habîb ben nasıl bir aptalmışım
Dünyânın malına âşık kalmışım
Aklıma gelmedi hiç böyle bir gün
Hiç fayda vermiyor bugün şân ve ün
Alırsan cânımı etme beni zâ’y
Affetmezsen beni vay hâlime vay”
Gevşedi ellerim kalbimi tutan
Ya ölüm, ya yaşam bu hissi yutan
Gelmiştim saatler sonra kendime
Anlatsam bu garip hâleti kime
Acabâ ölseydim o dakîkada
Cennet mi sarardı ateş mi ya da
Yurdumdu belki de ateşin dibi
Ölürdüm tıpkı bir Firavun gibi
Ey ölüm iyi ki uğradın bana
Değmedin iyi ki yine de cana
Tevbeme vesîle olmuştu bu hâl
Demedim, bilmedi o ânı ahâl
Korkmuştum ölümden, gelmişti ölüm
Ölümle anladım, ben yalnız kulum
Bıraktım dünyâda bütün serveti
Makâmı, parayı, kemiği, eti
Çekildim kenara herkesten kaçıp
Kalbimi tek olan Allâh’a açıp
Anlattım sırrımı, bildin yolumu
O gündür beklerim, tekrar ölümü
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:07 PM
Bekliyorum Zindanda (Said Nursî'ye...)
Ey Nurs köyünün nûru, Bedî'si arz köyünün
Ey gönlü sudan duru, derinliği kuyunun
Tâlibim ders almaya, zindanın karasında
Solmayan gül olmaya, dikenler arasında
Kalbimde yara izi, silinmiyor merhemsiz
Duyduğum derin sızı, ölçülmüyor dirhemsiz
Anlamaz seni binler, senden olduğun diyen
Seni bir âlim anlar, bir de hırkasın giyen
Ver ezâyı elime, ben çekeyim yerine
Diyeyim tek kelime, ibret olsun gerine
Şirk koşarlar ilimi, Kur'ânî hakk kelâma
Ben tutarım dilimi, muhtâcım her selâma
Bilirim ki gitmez yol, Allâh'ın seçmediği
Aksa da kırkiki kol, zâlimin içmediği
Ben senden tahsil ettim, savaşmayı tek başa
Ne dağları gözettim, ne de aldırdım taşa
Gel benimle yol eyle, yolun bilmeze inat
Elbet aşılır yayla, olmasa da dört kanat
Dedim ya ey gül Nursî, yerin büyüktür canda
Kurdum sana bir kursî, bekliyorum zindanda
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:07 PM
Belki Geçerim Senden
Ya kopar kıyâmetim
Ya da tenimden etim
Lime lime olunca
Belki geçerim senden
Ya gül mermerde açar
Ya da bülbülden kaçar
Bahâr ile solunca
Belki geçerim senden
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:07 PM
Bembeyaz Oldun
(Cefâ ile yaşlanan babama...)
İşte güldüm
Kıstım gözlerimi
Bembeyaz oldun
Titreyen ellerini vururken masaya
İşte öylece yaşlandın
Karşımda
Bembeyaz oldun
Kıstığım gözlerimin önünde
Gülümsedim
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:07 PM
Ben Aşkın Var Ya...
Sevgi kelebekleri...
Sevdâ kokan çiçekler...
Çile yüklü trenler...
Hayatın gerçek anlamı...
Pıt pıt atan kalpler...
Mutluluktan uçmak...
Bazen kırda kaçmak...
Bazen güller açmak...
Bazen Mecnun olmak...
Bazen sevgi dolmak...
Bazen aşktan solmak...
Bazen saç yolmak...
Bazen gülmek...
Bazen ölmek...
Eeeeeeh!
Yeter be! ! !
Bu mu lan aşk?
Bu mu?
Ben aşkın var ya...
Gelmişini, geçmişini, sülâlesini, yedi göbe.............
Offf...
Özür dilerim.
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:07 PM
Ben Bir Çocuğuö, İsimsiz...
Ben bir çocuğum, isimsiz...
Ne ismimi koyacak bir babam,
Ne de beni ismimle çağırıp
bağrına basacak bir annem olmadı...
Hep konuşmak istedim yaşıtlarımla,
Ama olmadı...
Çünkü onlara anlatabileceğim,
ellerimi iki yana açarak
yanaklarımı şişirip 'büsbüyük' diyerek
cebimi ters çevirip, dedemden aldığım harçlığı göstererek
ve sallayarak kollarımı, birini ileri birini geri
Hiç hâtıram olmadı benim...
Hep onlar anlattı, ben dinledim...
Ne zaman konuşmaya çalışsam,
ismimi sorduklarında sustum...
Bir daha da konuşamadım...
Ben bir çocuğum, isimsiz...
Hayâtım, tanıdıklarımın isimlerini ezberlemekle geçti...
Bir amca bana 'Hey, Ayhan! ' dediği zaman,
o beni komşunun çocuğuna benzettiğini anlayana kadar
ben onun 'pardon, birine benzettim' dediğini duyana kadar
benden özür dileyene kadar
Ölesiye sevinmiştim...
Demeliydim ki ona;
'Benden özür dileme, bana isim ver, ne olur isim ver! '
Ben bir çocuğum, isimsiz...
Harçlıktan,
Şekerden,
Dondurmadan,
Tertemiz cicilerden,
Velhâsıl herşeyden vazgeçmiş,
Yalvararak isim dilenen açıp mendilini,
Bir çocuğum, isimsiz...
Şimdi sevdiğim,
'Sevebildiğin kadar, yüreğinden sev beni'
'Ama bana bir isim, verebilirsen yeni'
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:07 PM
Ben de Bıkarım
Verseler üzümün' cümle bağların
Bana mısın demem suyun sıkarım
Delseler üstünü bütün dağların
Koysalar içine, yine çıkarım
Gülmenin bedelin ağır ödedim
Ömrümü dermân-ı derde adadım
Çıkıyor beynime kan adım adım
Zorlama hünkârım, ben de bıkarım
Fikretti şeytanlar, ins geldi dile
İşlenen zulümât doğurdu çile
Ayhan'a söyleme tek bir söz bile
Bir tek söz uğruna arzı yıkarım
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:07 PM
Ben de Şairmişim
Hani her şair bahseder ya geceleyin doğan güneşten
Umutsuz anlarda
Hani her şair de aşıktır
Üstelik terk edilmeyeni de yoktur aralarında bir haince
Yarısı öksüz, yarısı yetim, tamamı da çilekeştir
Ne yaşamdan
Ne de ölümden zevk almazlar velhasıl
Vay be...
Demek ki ben de şairmişim
Yazardım arada ya, bilmezdim vasıflarımı
Tâ ki o ana kadar
O an geldi, ben gittim
Geriye bir kalem,bir kâğıt...
Ve o amansız vasıflarım kaldı
Vay be...
Demek ki ben de şairmişim
Ondanmış gözlerimdeki perde
Deseni bile aklımda Allah canımı alsın
Ondan ıslakmış hep gözüm
Ondan kilitlenirmiş çenem de kâğıt yetişirmiş imdadıma
Ondan gerçekler uzakmış bana
Ve ben ondan şairmişim
Vay be...
Demek ki ben de terkedilmişim bir haince
Vay be... Vay benim vasıflarım...
Zevk almayan ne yaşamdan
Ne de ölümden
Vay benim zevksiz şiirlerim
Demek...
Ben de şairmişim
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:08 PM
Ben Geldim (Anama)
Aç kapıyı tez elden
Benim anam ben geldim
Yollardayım ezelden
Benim anam ben geldim
Teptim geldim uzunu
Görmek için yüzünü
Bilmedin mi kuzunu
Benim anam ben geldim
Kayıp ettim paramı
Gene teptim haramı
Kapatsan ya yaramı
Benim anam ben geldim
Vurdular akın akın
Korkma kurtulmam yakın
Başkası sanma sakın
Benim anam ben geldim
Kan oturdu gözüme
Sen geleli sözüme
Bir bak hele yüzüme
Benim anam ben geldim
Hepsi fani yapıda
Meyvesi de sapı da
Ölüm değil kapıda
Benim anam ben geldim
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:08 PM
Ben Geldim, Kuzun! (Anama)
Teptim geldim uzunu
Görmek için yüzünü
Bilmedin mi kuzunu
Benim anam, ben geldim
...
Ayaklarım tutmuyor
Ve görmüyor gözüm eskisi gibi
Kokuna geldim anam
Aç kapıyı
Henüz ölmediğini umarak
ve yürüyerek geçirdiğim yılların hatırına
Aç kapıyı
Benim, oğlun!
Tanımadın mı
Bilmedin mi kuzunu
Burnum annemin burnuna benziyor diyerek
ve övünerek geçirdiğim çocukluğumun hatırına
Aç kapıyı
Benim, oğlun!
Yüzünü görmek için geldim onca yolu
Aç kapıyı anam
Ben geldim
Kuzun!
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:08 PM
Ben Seni Ezher'de Okuturum
Ağlama bacım...
Ben seni Ezher'de de okuturum istersen.
Param yok biliyorum.
Ama sen de biliyorsun ki; bulurum...
Mücâdele ettik,
olmadı.
Gayrı devir, hicret devridir...
Bırakalım buralar onlara kalsın...
Ağlama...
Efeliklerinden değil onların bu haykırışları...
Parçalandığı için elleri, saçının tel örgüsünde...
Biz gülü koklamak isterken,
koparmak istedi onlar...
İşte böyle kanatır elleri,
rızasız koparılan gül...
Ağlama...
Gör bak, ne güzel günlerimiz olacak yine...
Artık kovamayacak kimse seni,
medeniyet koridorlarından...
Eve hapsolmayacaksın artık...
Ve kısaltmak zorunda kalmayacağız selâmlarımızı...
Ağlama...
Kurban olsun seni ağlatanlar,
her bir katresine, gözyaşlarının...
Gün gelir onlar da ağlar...
Ama bizim zulmümüzden değil...
Ağlama bacım...
Ağlama...
Bak, para bulmaya gidiyorum...
Bekle beni...
Seni Ezher'de okutacağım ben...
Ağlama...
Bırak onlar ağlasın...
Gittiğimiz için...
Urbamızı bile onlara bırakıp...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:08 PM
Ben Seni Ezherde Okuturum II - (Ağlama Bacım)
Ağlama bacım
El-Ezher olmazsa el-ahrette okursun
Şehâdetle nakış nakış kilim dokursun
Ağlama bacım
Gözünden yaş getirenin gözü kör olsun
Yansın bağrı tutuşsun, ocağı kor olsun
Ağlama bacım
Gözyaşının bir katresine değmez bu ah
Küfür ehli ne yaş bilir ne can ne günah
Ağlama bacım
Taşı tutsak taş erir suyunu sıkarız
Başı tutsak olmuş bu devranı yıkarız
Ağlama bacım
Zulüm gelir geçer tıpkı kavimler gibi
Boş kalır mı hâviyenin taş dolu dibi
Ağlama bacım
Okul da onların olsun para da pul da
Nâmuz, izzet, imân bulunsun yeter kulda
Ağlama bacım
Gardaş diyen dillerine kurban olurum
Gerekirse bu yol için ben de ölürüm
Ağlama bacım
Ahrette şâhiddir gerilen ip boynuna
Senin gül, onların ateş dolsun koynuna
Ağlama bacım
Gün gelir kaybolur yüreğindeki sızı
Eğilmesin başın ey şehidlerin kızı
Ağlama bacım
Vereceğimiz fazladan bir can nihâyet
Ölmek daha mı evlâ bulmadan hidâyet
Ağlama bacım
Ağlama ki kesilmesin sesin soluğun
İçinden temiz su akmaz kirli oluğun
Ağlama bacım
Hayâllerimizi fedâ etmeyeceğiz
Çoğalıp arzın üstüne yetmeyeceğiz
Ağlama bacım
Susmaz elbet küfreden dillere dilimiz
Halaylarda başta sallanır mendilimiz
Ağlama bacım
Dağılmış saçını yıldızlarla örterim
Kumaş bulamazsam gider arşı yırtarım
Ağlama bacım
Haktan başka lâf bilmeyiz yüzülse deri
Başındaki örtünün cennettir değeri
Bir ilmeğe çatanın hutamedir yeri
Atalardan öyle gördük yıllardan beri
Söylesinler nenelerimiz de mi geri
Ey Ayhan'ın cânı, ey İslâm'ın serveri
Sen üzülme önüne sererim Ezher'i
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:08 PM
Ben û Sen
Ağlıyor yüreğim, ayda sen varmış
Yıldızın aklında bir desen varmış
İşlerken gönlüme aşkın rengini
İpliğin özünde Ben û Sen varmış
Bir bardak çay olmak yârin önünde
Savrulmak buharla târih yönünde
Gözlerim petekte bal seçer oldu
Akşama yük oldu, gün dönümünde
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:09 PM
Ben Yalancı Şâirim
Ben yalancı şâirim
Hepsi yalan yazdıklarımın
Ve en sevdiğim yalan
Sensin...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:09 PM
Beni de Satarsın
(Gene lise yıllarımdayım ve aldatılmışım...
Sabahları güneş gibi doğan sen,
Elbet akşamın birinde batarsın.
Karanlığı ışıklara boğan sen,
Aydınlıkta bir sis gibi yatarsın...
Birgün yarim,sen beni de satarsın.
Allah’a isyan etmek düşmez kula,
Kıza surat çeviren düşer dula.
Bıktım heryerde seni bula bula,
Sen de beni bulsan bile atarsın...
Birgün yarim,sen beni de satarsın.
Bakışınla şu gönlüme taht kurdun,
Önce beni,sonra kalbimi vurdun.
Yok mu güzelim senin yerin yurdun?
Durduk yere gelip bana çatarsın...
Birgün yarim,sen beni de satarsın.
Ne idüğü belirsiz bir yarsın sen,
Darda kayıp,bol günümde varsın sen.
Alevlerde erimeyen karsın sen,
AYHAN için ne Kırgız ne Tatarsın...
Birgün yarim,sen beni de satarsın.
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:09 PM
Benim Olasıca
Gül olasıca
Kokasıca mevsimler boyu
Rengi koyu
Dudak kadar emin
Gül olasıca
Batasıca ellerime kanatırcasına
Rengi koyu
Dudak kadar emin
Huzurunda cemin
Benim olasıca
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:09 PM
Beşlik Hayat
Kalmadı ferim
Hazırdır yerim
Bütün cevherim
Kemik ve derim
Mahvoldu özüm
Kan doldu gözüm
Vardır bir çözüm
Budur son sözüm
Kime dert yanam
Nasıl uyanam
Ekmek ver anam
Ağuya banam
Dediler öksüz
Sapı var köksüz
Hem varsız yoksuz
Yay atar oksuz
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:09 PM
Beyaz Saçlım (Anama)
Aklımdasın bir tânem, senle titriyor cânım
Unutmadım yüzünü
Bilmedin mi kuzunu
Eybenim beyaz saçlım, ey benim heyecânım
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:09 PM
Beyinsizin Biatı
Güneşe borçlu doğmak istedik
Borç vermek istemese de o
Karanlığa isyan
Kırdı sağın kanadını
Yol verdik Şeytana kalbimize paralel
Dilimizin gişeleri
Cebrâile kapalı
Yük indirmek bile
Fazla değil, görünmedikçe fiyatı
Nefis büyüklüğünde server
Sızıyı gideremez mi
Ve gülemez mi ardımızdan
Beyinsiz hâlimizle ettiğimiz biata
Şeytandan önce
Ve ölünce
Kim ağlar
Ve bu hâl kimi bağlar
Analarımızdan başka
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:09 PM
Bilemedim
Ey sevdiğim bilemedim
Kimseye diş bilemedim
Takdir Allah’ındır ama
Kusurumu bilemedim
Ey sevdiğim bilemedim
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:09 PM
Bilir misin Sen
Halepçe, Filistin, şimdi Felluce
Kızardı gökyüzü vuruldu gece
Döküldü dilden bir sözcük bir hece
Hak demek ne demek bilir misin sen
Sen kavganın bittiği yerde misin
Sen baharın yittiği yerde misin
Evlere bombalar düşüyor mu orda
Çocuklar annesiz üşüyor mu orda
Yıkıldı barajlar, göründü seller
Ağlıyor kâinat, susarken diller
Utansın duaya kalkmayan eller
Çaresiz kalmayı bilir misin sen
Sen kavganın bittiği yerde misin
Sen baharın yittiği yerde misin
Zâlimler babanı vuruyor mu orda
Çiçekler sevgisiz kuruyor mu orda
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:09 PM
Biliyon mu?
Buraları daha önce
Görmediydim biliyon mu?
Bahçeden hiç taze gonca
Dermediydim biliyon mu?
Param yok ki bilet alam
Gelip edem iki kelam
Hiç yürekten dosta selam
Vermediydim biliyon mu?
Alışmışım hep yaslara
Hasretim güzel seslere
Böylesine hoş hislere
Ermediydim biliyon mu?
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:09 PM
Bilmem
Kin dolu gözlerle baksam anıza
Yerine goncalar biter mi bilmem
Dökmeye sel gibi Kızıl Denize
Ağlasam gözyaşım yeter mi bilmem
Sarıdan nasipli kuru bedenler
Sarmış dört yanımı susar nedenler
El açıp güneşe şükür edenler
Doğruyu yanlışa iter mi bilmem
Deseler şifadır var Urallar’a
Binip de giderdim yönsüz sallara
Bülbüller yalvaran naçar dallara
Konup da aşk ile öter mi bilmem
Hey Hak! Neden hep titriyor elim
Bilmiyor sebebin ne pir ne alim
Acaba gönlümü daraltan halim
Hapsolmuş halleden beter mi bilmem
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:10 PM
Bir Âkif ki
(Merhum Mehmed Âkif Ersoy’a lise yıllarımda yazdığım ve bana yetişkinler kategorisinde Adana birinciliği getiren biricik şiirim... Düzeltilecek çokyer var ama, o günün heyecanının anısına, olduğu gibi yazıyorum...)
Her sözcüğü nakış nakış kilimdir,
Dedi; daim düşündüren dilimdir,
Ağartan saçların müspet ilimdir.
Okuyanı diyar diyar gezdiren...
Bir Akif ki tarihe nam yazdıran.
Kalem tutan elindeki nasırda,
Duygulara semer vuran asırda,
Ulaşılmaz oldu akılda sırda.
Bilmeyene bilinmezi çözdüren...
Bir Akif ki tarihe nam yazdıran.
Yüreğinden kan damlarken derinden,
Bütün kalpler buz kesilmiş serinden,
Vurdu kalem,oynadı yer yerinden.
Dağlar dürüp nehirleri azdıran...
Bir Akif ki tarihe nam yazdıran.
Yağmurunda,rüzgarında,karında,
Şerefinde,namusunda,arında,
Dünkü satır gizlidir her yarında.
Kötülüğün büyüsünü bozduran...
Bir Akif ki tarihe nam yazdıran.
Şehadeti mühür misali vuran,
Davasına giden yolda dik duran,
Fikrinin kaynağı Hazret-i Kur’an.
İman ile nur gemisi yüzdüren...
Bir Akif ki tarihe nam yazdıran.
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:10 PM
Bir Ayrılık Risâlesi (Otogar)
Otogar
Bir ayrılık risâlesi
Binlerce öfke
Binlerce hüzün
Binlerce çaresizlik
Ve binlerce galon gözyaşı taşır bağrında
Ne gelen ne de giden
Kalanlardır gerçek yalnızlar
Hiç eksilmez sallanan eller
Nöbet değiştirip dururlar
Göstererek avuç içlerini sevdiklerine
Bir sağa bir sola
Yavaş yavaş sallarlar
Sanki gidişler de yavaşlayacakmış gibi
Avuç içlerinde son hatıralar görünür gurbet yolcusuna
Gidene sıla
Kalana hasret kokan
Gönülsüz eller
Otogar
Anayı oğuldan
Cânânı candan ayıran
Ne depremde yıkılır
Ne de yenisi yapılır
Ayrılıklara inat
Bir acı hatıralar kutusudur
Yirmibeş sene sonra gelip
Yaşayalım diye
Aynı hüzünleri
İşte ayrılık vakti
Içerde infaz saatini bekliyor yolcular
Sessizce
Artık arada bir parmak kalınlığında cam pencereler var
Mahpus demiri gibi soğuk
Ama ondan daha zalim
Hiçbirşey duymadan Yalnız görürsün
Sanki gözlerini silerek el sallayanları görmek
Hafifletecekmiş gibi
Yüreklere bağlanan
Bir tonluk demiri
Mahpus demirinden zalim
Konuşturmayan pencereler
İşte o an
En dilsizi bile bülbül kesilir
Çünkü şehadet parmağıyla önce gideni
Sonra da kalbini göstermek
Ben seni çok seviyorum tamam mı
Demekten çook daha kolaydır
Dün düz yolu tarif edemeyen
Ogün methiyeler düzer titreyen elleriyle
Neler anlatır neler
Tam bir dakikada
Otogarda
En dilsizi bile
Bülbül kesilir son dakikada
Uzaklara bakarak sustuğu son saatlere inat
Bir de gidene bak
Ağladığını anlamasınlar diye
Gözyaşlarını da silemiyor
Hasreti arada hapseden
Bir parmak kalınlığındaki
Pencereye güveniyor
Kıpkırmızı gözlerle izliyor el işaretlerini
Yarım yamalak anlayarak
Hadi gidin artık, diye
Içinden geçirir
Ama içine atar
Susar
Kıpkırmızı gözlerden akan damlalar
Süzülür dudak kenarından
Ve damlar çeneden aşağı
Ama gene otobüsün içine düşer gözyaşı
Onu da bırakmaz otogar
Bir ayrılık risâlesi okunur
Dalgın gözlerden
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:10 PM
Bir Ben Duymadım
Senin adındı vuran dağlara...
Aynı heybetle dönerken geriye...
Kuşlar duydu,
Kurtlar duydu,
Çoban duydu,
O duydu,
Bu duydu,
Bir sen duymadın...
Leyla Mecnun'a 'seni seviyorum' dedi,
geç de olsa.
Şirin Ferhat'a,
Sâliha Memed'e,
Handan Halil'e,
ve hattâ Yumak Tekir'e; 'seni seviyorum' dedi,
zor da olsa.
Bir sen demedin...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:10 PM
Bir Dakika
Seninle bir dakika...
Ölmek gibi,
bir dakikalığına...
Alıp dünyayı karşına,
Şöyle seslenmek;
'Pardon,
bir dakika bekler misiniz? '
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:10 PM
Bir Garip Çınar
Asırlardır ağlamışım,kurumadı göz pınarım
Toprağa bel bağlamışım,ak sakallı bir çınarım
Dalım yapraklarım gökte,hep öylece bekledim ben
Bir tek derman yoktur kökte,aylara ay ekledim ben
Bedenimde yara izi,ölüyorum soluksuzum
Yüce Rabbim koru bizi,kupkuruyum oluksuzum
Bilmiyorum nedir çare,güneş görmez oldu yüzüm
Çatlıyorum kare kare,artık ne yaz ne de güzüm
Bir tek katre merhem derde,o da benden çok uzakta
Ne gökteyim ne de yerde,bir ayağım bin tuzakta
Kar fırtına sonra boran,beni yerden yere vurdu
Sahipsizim yoktur soran,dört dönüyor çakal kurdu
Haram olsun hakkım varsa,bu dünyada son sözümdür
Toprak gönlümdeki yarsa,bir tek kavuşmak çözümdür
Gözlerime dokun son kez,o kapkara bakışlarla
Örttü beni beyaz bir bez,uğurlandım alkışlarla
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:10 PM
Bir Hâl Oldum
Fasıl döndüm bilemedim
Birey oldum ahâl oldum
Nasıl söndüm bilemedim
Özlemekten bir hâl oldum
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:10 PM
Bir Kere Gülemez misin?
Cânânım derdinden bülbüller ağlar
Bir kere yanıma gelemez misin
İstemem yerinde kalsın tüm dağlar
Kalpteki perdeyi delemez misin
Yıkılmaz sandığım binâ yıkıldı
Kalbime ateşten yâre çakıldı
Gözümden bir damla katre süzüldü
Zülfünle okşayıp silenmez misin
Sevdiğim gel ortak olma sızıma
Rastlamaz gözlerin gayrı izime
Râzıyım bir ömür bakma yüzüme
Yalnızca bir kere gülemez misin
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:10 PM
Bir Kuruşum Bile Yok, Yine de Sever misin Beni
Gülerim vücûdumu ateşle dağlasan...
Ölürüm ağlasan...
ve
Hayâl bile edemem öldüğünü...
Pırlantalar almak isterdim sana sayamayacağın kadar
Ve altın kolyeler, küpeler, kemerler, taçlar
Ve gümüşler, işlenmiş, pullanmış ve her puluna ismin yazılmış, tek tek
Ve elmaslar, ve akikler, ve mercanlar, ve... ve... ama...
Bir kuruşum bile yok inan!
O yüzden şiirler yazdım sana destelerce
İçinde sen vardın olabilidiğince
Gözlerin vardı gözlerimi alamadığım
Kirpiklerin vardı sahraya bedel
Ve gerdanın, değerli taşlarla dokuyamadığım gerdanın
Gerdanın vardı...
Sonra bir çöl vardı (yok aslında)
Sonra bir zâlim vardı (peh, dokunamaz bile)
Bir de...
Ayrılık vardı...
Hepsini yaşadım, hepsini hissettim, güldüm, ağladım, sustum, bağırdım, düştüm, koştum...
Sonra kalemime anlattım bir bir...
Dinlemek istersen;
önünde duruyor deste deste...
Paketlemek isterdim onları, sonra altın yaldızlarla adını yazmak bir kâğıda...
Sonra bir nazar boncuğu iliştirmek kenarına...
Sonra... sonra... ama...
Bir kuruşum bile yok inan!
Bilmiyorum yeter mi sana; iki kelime, bir damla yaş...
Bilmiyorum titrer mi gözbebeğin okurken, benim hıçkırarak yazdığım yerde...
Bilmiyorum sever misin...
Bilmiyorum ister misin, tekrar anlatayım sana...
Tekrar söyleyeyim sevdiğimi, dilim alışsın...
Tekrar hıçkırayım, damlasın cümlelerimin sonuna, nokta yerine...
Tekrar kurtarayım seni zâlimin sevgisiz ellerinden...
Tekrar kaçırayım seni yaylalara, sahra çöllerinden...
Tekrar güller toplayayım 'senin için, senin yanaklarından'...
Ve tekrar özleyeyim...
Ve yanayım...
Bilmiyorum ister misin, tekrar seveyim seni,
Yüreğim alışsın...
Bilmiyorum yeter mi sana; iki kelime, bir damla yaş...
Ama inan ki, okusan yeter benim için...
Titremese de gözbebeğin,
Sevmesen de bir tek kelimesini,
İstemesen de tekrar yazayım sana,
Bir kez, bir kez okusan yeter bana...
Sevmesen de, sevdiğimi bilsen,
Yeter bana...
İnan ki yeter...
İnan ki...
Gülerim vücûdumu ateşle dağlasan...
Ölürüm ağlasan...
ve
Hayâl bile edemem öldüğünü...
Bunu bil yeter...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:10 PM
Bire Üç
Ey oğlum ağlama, ağlatma beni
Bilirsin, bu düzen değildir yeni
Topraktır nihâyet varacağın yer
Üç karış boyudur, bir karış eni
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:11 PM
Bittiyse Git! ! !
Herşey bittiyse git...
Fakat önce bittiğinden emin ol...
En kötü durumda olan Şeytan'dı... O bile vazgeçmedi.
Demek vazgeçiyorsun...
Git!
Fakat önce gitmen gerektiğinden emin ol...
Gitmesi gereken insanlar kaldıkça, sana 'kalman' için daha çok sebep doğar.
Çünkü güneş onlara sahte doğar.
Güneşin gerçek rengini bir tek sen bilirsin.
Sana anlatılanlar, hep başkalarının gördüğüdür...
Git! ! !
Güneşinden vazgeçtiysen ve herşeyin bittiğinden eminsen git!
Ama önce etrafına bak...
Sararacak ve kuruyacak hiçbir şey kalmamışsa.
Bir kedi yavrusunun kucağında uyuması hiçbirşey ifâde etmiyorsa...
Sabah ile gece arasında hiçbir fark kalmamışsa...
Ve önemsizse bir anne gülümsemesi...
Git! ! ! Senin hiçbir bağın kalmamış...
Fikrimi istersen;
Bir kedi yavrusu bul ve kucağında uyut...
Ve kal! ! !
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:11 PM
Boş Defter
Boş deftere adlarımız yazılmış
Ne okuyan ne de tek harf yazan var
Kaçmak için ne tüneller kazılmış
Dilimize set çekilmiş dört duvar
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:11 PM
Boş Mezar Gibi
Kalmadı rehâvet, dağıldı uykum
Bir hâle büründüm, göz nazar gibi
Anlatmak isterim, bıkmadan öyküm
Sarılıp kâğıda, bir yazar gibi
Bir dönem kürsüde şânım tuğlandı
Bir dönem bollukta cânım eğlendi
Bir anda nedendir yolum bağlandı
Üstüme mazlumdan âh-u zar gibi
Sandım ki varlığım rûhumu korur
Bilmedim denizler gün olur kurur
Elimde bir kürek bir kazma durur
Kendime çukurdan yer kazar gibi
Şaşırdı düzenim, tutmuyor hizâ
Yüreğim atmıyor, kalkmıyor âzâ
Düşünmek imkânsız, hissetmek kezâ
Beynim de kalbim de boş mezar gibi
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:11 PM
Boş Ver
Bilmiyorsan ne farkeder
Geniş-dar ver, dolu-boş ver
Yiyip bitirmesin keder
Sağı boşver, solu boşver
Yat sırtüstü, yolu boşver
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:11 PM
Böyle Gelmiş Böyle Gider
Her halına, ağlama dost
Böyle gelmiş böyle gider
Denizde kum, kuzuda post
Böyle gelmiş böyle gider
Anlamaz mazlumu zâlim
Şaşırır, şaş söyler âlim
Kurtar kendini sağ sâlim
Böyle gelmiş böyle gider
Sudan ucuz insan kanı
Nehir sanma her akanı
Arama hiç can yakanı
Böyle gelmiş böyle gider
Susan çoktur dilleri lâl
Nasıl olsa susmak helâl
Sen yekinme, ölür Bilâl
Böyle gelmiş böyle gider
Darılmak yok, gücenmek yok
Su içtiysen karnın da tok
Senin gibi sızlanan çok
Böyle gelmiş böyle gider
Cehâlettir etmek fikir
Onlar vursun, eyle şükür
Oturmuş çark tıkır tıkır
Böyle gelmiş böyle gider
Ne yapacaksın gün sayıp
Gün de kayıp, din de kayıp
Haykırmak mı, ay ne ayıp
Böyle gelmiş böyle gider
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:11 PM
Bu Sana Tek Mektubum (Anama)
Anam!
Bu sana tek mektubum
Biraz ucuz ama
Düşlerime misâfir olduğun
Ve çekip gittiğin müsâde bile istemeden
Ağladığım ama hıçkırmadığım
Sessiz günlerime say
Seni, ilk altı yaşımda, kardeşim doğduğu gün
Ve en son onsekizimde, senden ayrıldığım gün
Kıskandım
Seni herşeyden çok sevdiğimi zannettiğim gün
Seni son kıskandığım gün oldu
Üzgünüm anam üzgünüm!
Kendimi bilmeden gezdiğim
Umutsuz, uykusuz, şuursuz ve
Sersiz günlerime say
Eskiden ölmemen için yalvarırdım Allah'a
Bilmezdim sonsuzla gerçek arasındaki 'anlamsız' farkı
Bir ara hiç ölmeyeceğini sandım
Heybetine kandım
Yandım
Senden daha heybetli olduğum olgunluk çağımda
Çocukluk ne hoştu anam!
Ama şimdi
Şimdi duâlarım bile bir hoş
Artık biliyorum ki sen de öleceksin
Belki dördüncü taşı koyacağız yanyana
Belki senin de toparğında çiçekler bitecek
Hani şu kalın, sulu yapraklı, tombul çiçeklerden
Yalnız mezarlarda açan
Belki para vereceğim eli bidonlu kirli çocuklara
Ve ben de yanına geleceğim belki de
Herhangi bir zaman
Ama ben ne istiyorum biliyor musun anam
Bana ilk nasıl heybetli göründüysen
Gidişin de öyle heybetli olsun
Öyle heybetli olsun ki
Ağlamayayım
Eğer dağ gibi yıkılmayacaksan karşımda
Hiç yıkılma
Bırak ben yıkılayım!
Eğer 'gittiğin yeri' bilemeyeceksem
Hiç gitme
Bırak ben gideyim, anam!
Görmeyeyim yıkılışını, parça parça
Bilmeyeyim nereye gittiğini
Ağlamayayım ardından kesik kesik soluyarak
Bırak
Bırak
Bırak ben öleyim, anam!
Ta ki; aydan daha parlak, ipek saçlarını
benden başka hiç kimsenin
görmediği güne kadar!
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:12 PM
Büker de Gider
Zannetme her yaprak düşer dalından
Bir zâlim kökünden söker de gider
Bir damla ter akmaz yere alından
Kanını toprağa döker de gider
Dağların sırtında köpekler ulur
Çocuklar parklarda boş kovan bulur
Bu hâli bilekler kaldırmaz olur
Bükülür belleri, çöker de gider
Yaş döker zamânın heybetli dağı
Lâlenin sevdiği, gülün odağı
Bırakıp askıya telli duvağı
Gelinin ardından nöker de gider
Onmaz hiç dertleri artarcasına
Omuzlar dünyâyı tartarcasına
Çırpınıp semâyı yırtarcasına
Olmadı boynunu büker de gider
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:12 PM
Bülbül'e Sesleniş
Gel yanıma, söyle bana türkünü
Gül vermeyen dalda işin ne bülbül
De'f eyle üstünden gaflet kürkünü
Gür sesinle 'hasbî rabbî' de bülbül
Tevhîdi makâma bir nağme eyle
Sözleri Kur'ân'dan çekip al bülbül
Kurtlardan, çakaldan korkmadan söyle
Yüreği cengâver, dili bal bülbül
Burağım yok göğe çıkamıyorum
Aşkımı Rabbime uçup ver bülbül
Kalbime set kurmuş yıkamıyorum
İmânım, bu hâle sen de er bülbül
Ayhan'ın ismini unutma sakın
Ağlarsam gel beni darda bul bülbül
Bil ki yine de sana en yakın
Her sabah aşk ile açan gül bülbül
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:12 PM
Büyük Adam
Ben,büyük adam
Yılların korkulu rüyası
Ölüm değil miydi beni görünce korkudan altına kaçıran
Ben değil miydim ölüme görününce korkudan altına kaçırtan
Korkusu yılların rüyalarda
Büyük adam,ben
Ben,küçük adam
Korkulu rüyası yıllar olan
Ölüm değil miydi bana görününce korkudan altıma kaçırtan
Ben değil miydim ölümü görünce korkudan altına kaçıran
Yıllar korkulu rüyası olan
Küçük adam,ben
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:12 PM
Cahal Dinlesin Seni
Söyle yârim ağıdın
Cahal dinlesin seni
Ver cihâna öğüdün
Cahal dinlesin seni
Bahâr gelir yazınan
Yârim gelir nazınan
Çık meydana sazınan
Cahal dinlesin seni
Kolla darda kalanı
Kırma gönül alanı
Sal diline geleni
Cahal dinlesin seni
Koşma ardından hiçin
Bilirim dolmuş için
susma Muhammed için
Cahal dinlesin seni
Ayhan der at yalanı
Anlat dönen talanı
Tutma kalpte kalanı
Cahal dinlesin seni
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:12 PM
Can İzi
Gözlerimde can izi, ellerim nasır tutmuş
Her bakışta bir sızı, sözcükleri kurutmuş
Ölüm değer mi derken, güne hasret dağlara
Vakit ne geç ne erken, benzer yıkık çağlara
Doğrultamam belimi, toprak bana 'kalkma' der
Ne kes tutar elimi, ne de ayağım gider
Bir daha sabredemem, birkaç sâniye bile
Gayrı hiçbir şey demem, gelmeden taşlar dile
Neresi kanayan yer, anlamam dokunmadan
Bir kitâb bir de siyer, anlanmaz okunmadan
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:12 PM
Can Mustafa
Can Mustafa kan Mustafa
Damardan akan Mustafa
Bir tek sana benzeyeyim
İstemem süreyim safa
Ah Mustafa vah Mustafa
Nezdimde dilşah Mustafa
Tüm fezâyı yürüsem de
Muhtâcım senle tavâfa
Gül Mustafa kul Mustafa
Kalmadı akıl Mustafa
Ayhan sende gördü ilmi
Bendeki ne ser ne kafa
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:12 PM
Cânana Cân Buldurur
Can dayanmaz, kan dayanmaz, bir yaradır öldürür
Kor tutar dest-u dil yanmaz, arzı bine böldürür
Ne kül kalır ne de duman, mâzi bile yastadır
Ağu yağdırır âsuman, nice güller soldurur
Kalmaz seyr-i arşın tadı, kalbim bile hastadır
Zikrolunca Leylâ adı, sîneye gam doldurur
Bakmasın' bilmeyen gözün, ağlamakta ustadır
Ayhan'ım senin bir sözün, cânana cân buldurur
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:12 PM
Canıma Can Düştü
'Canıma can düştü ve aklıma yâr
Yüreğimde duran bakışları var'
Ne zaman baksam ardıma, sen...
Ölemedim yâr,
Ölemedim...
Çekilsem geriye bırakıp herşeyi,
Senden,
Kopamıyorum...
Ve yapamıyorum hiçbirşey,
Olmadan sen...
Çekilsem geriye bırakıp herşeyi,
Bir sen kalsan diyorum,
Yanımda...
Ama ne zaman çekilsem geriye,
Sen de çekiliyorsun,
Benim gerime...
Gitme, yanımda kal...
Ya da git,
ve gelme...
Durma ardımda...
Ne zaman baksam ardıma, sen...
Ölemedim yâr,
Ölemedim...
Bâri sen öl yâr...
Öl ki,
Durmayalım ard arda...
Ya yanımda ol,
Ya da öl...
Çünkü,
Ben ölemedim...
Ve yaşamak ağır geliyor,
Ardımdayken sen...
'Canıma can düştü ve aklıma yâr
Yüreğimde duran bakışları var'
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:12 PM
Cepheler
Cepheler cephede ölünce güzel
Şâhiddir âtimiz, şâhiddir ezel
Orada Ölmektir maksûdum zîrâ
Şehiddir cepheye düşen her hazal
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:13 PM
Cevapsız Koyma Yâr
Her duyguyu atsam da hasret durur sînede
Acep öldüren bu his kaybolur kaç senede
Beni sevmediğini söyle ama gene de
Beni cevapsız koyup düşünceye salma yâr
Üç kuruşluk uykumu hayâlinle çalma yâr
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:13 PM
Çağrı
(İlk göz ağrım, biricik yeğenime...)
Küçük bir bebeği halkettin bize
Neş'esi bizleri getirdi dile
Hamdolsun Yâ Rabbî minik Çağrı'ya
Ve onun verdiği minik ağrıya
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:16 PM
Çelişki
Bir yanıma perde ördü taassup
Bir yanımdan 'cikka' dedi aşk bana
Sağım solum şaştı, dedim; Yâ nasip
Bu çelişki atılmazmış yabana
Kelimeler boğazımda düğümlü
'Leyla' diye çınladı bir koca ses
Bir kol sardı beni yedi buğumlu
Heryer beyaz, mavi, yeşil bir kafes
Yüzüm firâr etti, bugün yerdeyim
Bilmiyorum acep utanmalı mı
Sanki beni anlatıyor her deyim
Rehin verdim sancılara adımı
Bilmiyorum bu kadar uğraş neden
Dört kıtada anlatılmaz bu duygu
Bu duyguyu benim, bende dert eden
Bana düşen şiir zevkine saygı
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:16 PM
Çıldırma Anı ***
Derdime bîçare bin mütehassıs
Her yanım korku ve derin tecessüs
Sancıyan tarafım bilmem neresi
Boş kaldı kalbimle beynim arası
İlâçlar zebânim, düşmanım yatak
Hayâtın özüyle başlar istintak
Acabâ âyinem ne ile dolu
Takbihle biter mi mârufun yolu
Ölümün yüzünde mel'un ifâde
Koskoca ömrüme çerh imiş sâde
Gülmekten âcizim, ağlamaktan men
Gel desem gelir mi özlemim hemen
Hayâtın anlamsız yanıymış inkâr
Kim imiş sâlimen, kim imiş münker
Ömrümce bekledim herşeye susup
Sonunda aklımı sardı taassup
Korkuyla açıldı gözkapaklarım
O günde sînemi nasıl aklarım
Yapınca hergünüm için iktisâd
Arz için toplanan bir avuç hasâd
Kin tutmuş kalbime nedir kefâret
Sükût-u hayâldir câhil cesâret
Saâdet-i dünyâdan kalmadı umut
Şâyiâ içinde saklandı hudut
Başımı müşfik bir avuç okşasa
Duyardım sorgusuz, aşk-ı devâsâ
Ağlayan göz ile titreyen dudak
Câmid bir his gibi beşere adak
Bir zaman müstağnî gördüm kendimi
Şimdiyse bir sızı ezer bendimi
Erdemdir ağlamak, bende yok fakat
Duymalı evvelâ kalpte îtikât
Çıldırmak üzere zayıf bedenim
Ölmeye yok iken hiçbir nedenim
Nefer-i şer miyim, erkân-ı harp mi
Bu kuşku kalbime vurulmuş darp mı
Kalbim parçalanır, sînem yırtılır
Beynime ateşten örtü örtülür
Kim ehl-i musîbet, kim ehl-i dildir
Yâ Kudret bir küçük nişâne bildir
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:16 PM
Çiçeğisin Her Asrın
Çiçeğisin her asrın, her milletin köşküsün
Gözyaşısın her gülün, her Mecnunun aşkısın
Gözümün nûru oldun, yüreğimin efkârı
Bilal’in ezan sesi, Ali’nin zülfikârı
İşlemiş Mimar Sinan, alnını nakış nakış
O nasıl ziynettir ki, yetmiyor binbir bakış
Yanar iken Üsküdar alev alev her gece
Kızıllanan gözlerim seni görür sadece
Efsaneler yaşadın, efsane oldun belki
Acep nasıldı hâlin yüzlerce yıl evvelki
Virane konaklarda, ararım parmak izi
Seni anlatır bana, ahşaptaki her sızı
Senin düşünü kurdum, gözlerimi kapatıp
Açtım ki ne göreyim, işte sensin tıpatıp
Ne egzoz kokusu var, ne de korna sesleri
Yürüyor beyzadeler, başlarında fesleri
Dönüyor Mihrimah’ı, bir kız çalıp kalbimi
Sallayarak mendili, söylüyor Kâtibim’i
Kaybolup gitti birden, koşamadım ardından
Ve anladım o anda Aziz Beyin derdinden
Öyle çok isterim ki, seninle geçsin ömrüm
Hiç kimsem kalmasa da, inan ki olmaz umrum
Bir yanda Ayasofya, bir yanda Sultanahmet
Seyretsem *******ce, ne yorgunluk ne zahmet
Yuva yapmış sînene, güvercinler martılar
Süslüyor etrafını, yeşil mavi örtüler
Unutma beni eğer, gider isem ansızın
Düşme sakın eline, kıymet bilmez kansızın
Senin varlığın beni, demirleyen dünyaya
Senden gayrı mekânda, gitmem, kalırım yaya
Söyle bana İstanbul, söyle ey nazlı güzel
Boş yere mi yazıldı, bunca aşk dolu gazel
Değer sana sevdiğim, değer her karışına
Binlerce kez hamdolsun, bugüne varışına
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:16 PM
Çize Geliyor
Ey Ayhan’ım bu inadın ne diye
Bak kâinat bile dize geliyor
Her dakikan, her saniyen hediye
Bilmezsin ki sıra bize geliyor
Bugün varsın, yarın yoksun belki de
Dünya bir yay, sen de oksun belki de
Toprağın üstünde toksun belki de
Ölünce nefisler, köze geliyor
Gücün yetmez kökten çıkan saçağa
Sözün geçmez gırtlaktaki bıçağa
Hiç aldanma bahçendeki çiçeğe
Bahar yazdan dönüp güze geliyor
Taht kimseye devretmiyor nesilden
Ölüm bize yaklaşıyor usuldan
Sen orada ayrılırken asıldan
Her şey dönüp, yine öze geliyor
Bâkiyim diyene kanma Ayhan’ım
Ahrette boşuna yanma Ayhan’ım
Sözlerim tek sana sanma Ayhan’ım
Yavuz da sonunu çize geliyor
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:16 PM
Çok Geç Kaldın
Sevdiceğim kararını
Verdin ama çok geç kaldın
Günden saymadın yarını
Erdin ama çok geç kaldın
Kök olup saldın saçağı
Soktun kalbime bıçağı
Yoluma her renk çiçeği
Serdin ama çok geç kaldın
Kırdın onulmaz yanımı
Döktün çamura kanımı
Dört kol ile bedenimi
Sardın ama çok geç kaldın
Hoş söz ettin ara ara
Geçmedi açtığın yara
Aşka benzer bir diyâra
Vardın ama çok geç kaldın
Ayhan'ım kelâmın özü
Ağır gelir dostun sözü
Sevdiğim Kızıldenizi
Yardın ama çok geç kaldın
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:17 PM
Damlarım
'Damlarım' kelimesi ile dörtlük yazmamı ricâ eden Edâ Öztoksoy'a armağandır...
Damlarım damlarım
Gökyüzünden yağmur olup damlarım
Sel götürse tepeleri dağları
Su geçirmez yine benim damlarım
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:17 PM
Danalar
Sanır ki ayaklar çamurda yürür
Çıkılmaz batağa giren danalar
Allâh'tan bir lîder isteyip durur
Öküze sadâret veren danalar
Yüceltir göklere kendi nâmını
Esirger muhtaçtan bir selâmını
Saptırır keyfince Hak kelâmını
Kur'ân'ı hıfzedip eren danalar
Diklenir efeye, bakmaz boyuna
Bu hâlle kaç defâ düştü oyuna
Ben Türküm deyip de gâvur soyuna
Kırmızı halılar seren danalar
Şaşırır kimlere tapacağını
Akletmez çıkmaza sapacağını
Bilmeden ne zaman kopacağını
İpleri gerdikçe geren danalar
Ne varsa geçmişte kendinden kalan
Yarısı iftirâ, yarısı yalan
Bir metre ardını bırakır talan
Yüz metre öteyi gören danalar
Ayhan'ım ağına düşme tilkinin
Ardından meyletme boş bir ülkünün
Cennetten uzaktır kendi halkının
Başına çoraplar ören danalar
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:17 PM
Dem Vuruyorsun
Çıkmadın aklımdan geçti seneler
Her gece başımda oturuyorsun
Büyüdü bebekler, öldü neneler
Değişti herşey tek sen duruyorsun
Ağlarım hasretle seni anarken
Gelmedin, bir başka yâre kanarken
Ben burda geçmişim için yanarken
Sen bana yarından dem vuruyorsun
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:17 PM
Deme Yâr
Düşüp çıkmaza çaresiz kalsam da
Her şeyi de benden vazgeç deme yar
Cümle yükü üzerime alsam da
Her şeyi de benden vazgeç deme yar
Tarla bile mutlu olur ekinle
Sen de mutlu değil misin yükünle
Gelseler de üzerime akınla
Her şeyi de benden vazgeç deme yar
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:17 PM
Densizim Densiz
Düşüncelerim sensiz, fikrlerim bedensiz
Yollar, sahiller sensiz, yürüyorum nedensiz
Gördüğüm düşler sensiz, aklım yerinde değil
Sen, senden öte sensiz, bense cahil bir densiz
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:17 PM
Derdim Var
Yurda döndüm gene bir akşam üstü
Sözlediğim gülüm duvak takmadı
Sanki herkes birden yurduma küstü
Özlediğim ölüm bana bakmadı
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:17 PM
Destan Olmak
Destan olmak kolay dile, ölmek gerek adam gibi
Mahârettir ölmek bile, ya at gibi ya dam gibi
Sekiz kazma sekiz kürek, al toprağa verin beni
Tutuşmağa çıra gerek, zemherîde derin beni
Kul Ayhan'dır, Ayhan kuldur, yalnız Hakk'a boyun eğer
Der kürre-i arz okuldur, ilmetmek istersen eğer
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:17 PM
Deyin
Bir gün ararsa yar beni
Garibandı öldü deyin
Geçti yası yeni yeni
İstediğin oldu deyin
Karar verdim dönmemeye
Asırlarca sönmemeye
Yeminim yok dinmemeye
Yağdı yağdı doldu deyin
Sıla hasretiyle yandı
Her gülene gönül kandı
Bu yükü de taşır sandı
Taşımadı soldu deyin
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:17 PM
Dialog (Beşer - Allâh)
Bu kudret
Bu şân-u azâmet
Böyle olur tabii, dedi Hikmet
...........................................
Vardım ben de kapısına
Dedim, Yâ Hû
...........................................
Bileklerim taş gibi, yumruğum kürre-i gürz
Derdim yoktur aş gibi, nasılsa benimdir arz
Yüreğim alev gibi, gözlerim nâr-ı volkan
Bedenimse dev gibi, göğsüm semâya kalkan
Cesâretim kor gibi, yakar çerh-i zâtımı
Yıkılmam pek zor gibi, kes bilmez hayâtımı
Şimdi söyle er gibi, ey Tanrı denen varlık
Bu hâl ile ser gibi, değer mi bana darlık
...........................................
Baka kaldım yapısına
Dedi, Yâ İns
...........................................
Bileğin sert olsa da, ezilir demir ile
Bütün arz yurt olsa da, yıkılır emir ile
Yüreğin nâr olsa da, elbet kül olup söner
Kul sana yâr osla da, onlar da senle döner
Âyinen kor olsa da, yanmayı da bilirsin
Yıkılman zor olsa da, gün gelir eğilirsin
Sözlerim güç olsa da, hikmetler vardır anda
Îmânın geç olsa da, bulursun anlayanda
...........................................
Bu kudret
Bu şân-u azâmet
Eğdi başını beşer, dedi; 'Pes! '
Ve gitti, kaldirmadan başını yerden
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:17 PM
Dialog (Bıkma - Bıktım)
A
Dostlar selâm eder sana
Dert anlatır yana yana
Bir bak hele benden yana
Hayat güzel, bıkma hemen
B
Dostun selâmı başımda
Derdi vardır gözyaşımda
Geçtim serden genç yaşımda
Bıktım bile çok geç kaldın
A
Tek değilsin terk edilen
Böyle diyor bak, her bilen
İster kazan, ister dilen
Hayat güzel, bıkma hemen
B
Terk edilmek değil derdim
Bilenlere ben de erdim
Tüm paramı arza verdim
Bıktım bile çok geç kaldın
A
Ya ağaçlar, kuşlar, güller
Bir zamanlar öten diller
Hani bizdik mutlu kullar
Hayat güzel, bıkma hemen
B
Tüm beşerden umut kestim
Ötmem gayrı, dile küstüm
Mutluluğa değil kastım
Bıktım bile çok geç kaldın
A
Sevenler sevilir derdin
Yıllarca hep dimdik durdun
Ne olacak barkın yurdun
Hayat güzel, bıkma hemen
B
Geçti benden sevme faslı
Dik bedenim şimdi yaslı
Topraktır her yurdun aslı
Bıktım bile çok geç kaldın
A
Adım Ayhan, paktır yüzüm
Yaslı kalmak değil çözüm
İşte sana son bir sözüm
Hayat güzel, bıkma hemen
B
Sen gibi ben de Ayhan'ım
Belki yas istiyor canım
Bıkma dese de bir yanım
Bıktım bile çok geç kaldın
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:17 PM
Dialog (Dayağın Bedeli)
Adam - Kadın
........................
Sen seni bil, sen seni
Ne üzül ne üz beni
Nasıl anlatsam sana
Gidip çaya baksana
Başımda durma öyle
Derdini çabuk söyle
Nazların beni sıktı
Çobuk ol, bak ay çıktı
Bırak şimdi ayağı
Yersin sonra dayağı
Git artık kızıyorum
Bak şiir yazıyorum
Bak heceyi şaşırdım
Kafiyeden aşırdım
Bak sonra fena olur
Git başımdan ne olur
Gitsene ulan kaltak
Git çocuğa falan bak
Konuşma davar davar
Lan ne uzun dilin var
Başlatma şimdi çaya
Laf bitti saya saya
Katil etme adamı
Ayırırım odamı
Ver kızım şu sopayı
Oğlum, kapat kapıyı
Adam - Polis
......................
Alo polis, ben Ahmet
Anlamadım ne hikmet
Bizimkine abandım
İstiğfar eder sandım
Nuh dedi, hak demedi
Tabii dayağı yedi
Velâkin bir sorun var
Yattı kalkmıyor davar
Nabzına mı bakayım
Nabız nedir ki bayım
Rengi bembeyaz olmuş
Evet, sanırım ölmüş
Vallahi bende suç yok
Bir halt yedim ki bombok
Dirilmiyor musîbet
Hele gel bir yardım et
Yahu kızma abicim
Zaten bunalmış içim
Yok abi ne davarı
Yerdeki benim karı
Evet evet, öz karım
O idi yoğum varım
Velhasıl bir halt yedi
Bana 'hayvansın' dedi
Gel abi gel beklerim
Çaya da su eklerim
Adam - Hâkim
........................
Söyle yazsın hâkimim
O da bilsin ben kimim
Adım Ahmet Dörtduvar
Üç oğlum bir kızım var
Karımın adı Selen
Hani geçen gün ölen
Ne sen sor ne ben deyim
Uçup gitti herşeyim
Özlemem sandım önce
İçim yandı ölünce
Anlamadım ne oldu
Önce gözleri doldu
'Ne olur vurma' dedi
Bunlar son sözleriydi
Yüzü beyaza kesti
Hafif bir rüzgar esti
Alıp götürdü onu
Bu oldu işin sonu
Gözkapağı kapandı
Bende bir şehir yandı
Ayıltmaya çalıştım
Kalkmayınca çıkıştım
İnadından değilmiş
Meğer Azrail gelmiş
Velhâsıl hâkim abi
Öksüz kaldı dört sabi
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:18 PM
Dialog (Leyla Üzerine)
A:
Leylâ'ya diyorlar güzelden güzel
Âşikâr bir cadı sîmâ değil mi
Mantığın yoluna şâhittir ezel
Karayı ak gören âmâ değil mi
B:
Leylâ'ya Mecnun'un gözleriyle bak
Anlarsın gördüğün cadı değildir
Düşünme karaya nasıl derim ak
Us'da fikir tutan kadı değildir
A:
Mutluluk isteyen gerçeği arar
İnsan ne dilerse hepsi arzda var
Koynuna alınca herkes olur yâr
Aşk denen duygu bir hummâ değil mi
B:
Kâbil neden yaydı arza kederi
Cebreyle nedir dünyanın ederi
Bütün sermâyemiz kemikle deri
Süleyman kimsenin adı değildir
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:18 PM
Dialog (Sen miydin, Bilmiyom)
a:
Uykumda dün gece
Yaklaştın gizlice
Gördüğüm bilmece
Sen miydin?
b:
Zor suâl sorduğun
Bir ağdır ördüğün
Kimdi o gördüğün
Bilmiyom!
a:
Hâlinde var edâ
Bu hâle göz fedâ
'Gel' dedi bir sedâ
Sen miydin?
b:
Fedâ ol Hak yola
Gözlerin nûr dola
Duyduğun ben m'ola
Bilmiyom!
a:
Pınarlar çağlatan
Yürekler dağlatan
Mecnun'u ağlatan
Sen miydin?
b:
Pınarlar akarken
Mecnun'ı yakarken
Sen bana bakarken
Bilmiyom!
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:18 PM
Dil Bıraktın mı
Kırıldı hayâlim kesti avucum
Kanlarım zemine başlattı hücum
Yüzümden düşenler kaç parça bilmem
Oturup saymaya yetmiyor gücüm
Sen hiç yağmur yağan cama baktın mı
Oradan bükülüp, dönüp aktın mı
Asırlar dil bilmez, ben şiir bilmem
Ardında lâl olmuş dil bıraktın mı
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:18 PM
Dilde Unuttun
Zaman zaman, aldın benden nefreti
Gene âh-u zârı dilde unuttun
Ben kalbe kazıdım yâre hasreti
Sen ise kâğıtta, kilde unuttun
Aklımdan gitmez Mecnûn'un yanıtı
Zannımca bu idi aşkın kanıtı
Savaşla doldurdun onca anıtı
Sevdâyı bülbülde, gülde unuttun
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:18 PM
Dilim Kâbe, Kalbim Tavafta
Dilim Kâbe oldu, kalbim tavafta
Aşk eyledim Teâlâ’ya Araf’ta
Bin duâyla yükselirken Mîrac’a
Erenlerle aynı yolda tek safta
Dilim Kâbe oldu, kalbim tavafta
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:18 PM
Dilşevk-i Güneşimdesin (Gelinciğe)
Bahârımda kışımdasın
Hayâlimde düşümdesin
Gözümdeki yaşımdasın
Sertâcımsın başımdasın
Ey gelincik sende bu nûr
Dilşevk-i güneşimdesin
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:18 PM
Diş Biledim
Yollar geçer yol içinde
Sağım solum al içinde
Bin bir çeşit gül içinde
Solmayana diş biledim
Bir ışıktır indi gökten
Dağladım bağrımı yoktan
Saçlarını tutup kökten
Yolmayana diş biledim
İşim olmadı haramla
Ömrüm geçti tasa gamla
Biriktirip damla damla
Dolmayana diş biledim
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:18 PM
Divâne (Anama)
Kimi zaman hasretinden divâne
Şuursuzca döner dururum anam
İçerim çöl olmuş, dışım virâne
Kaynaksız su gibi, kururum anam
Geçmişim aklımdan dün gibi geçer
Gözlerim yollarda gölgeni seçer
Ellerin dalında çiçekler açar
Ben ise ağaçsız çürürüm anam
İnletir ağıdım gökleri yeri
Ağladım yıllarca dön diye geri
Sormadan gittiğin o günden beri
Dağlara başımı vururum anam
Bulurum yolunu çölde de kalsam
Yüzerim dünyayı ummâna dalsam
Ah bir kez vuslata müsâde alsam
Asırlar boyunca yürürüm anam
Ayhan'ım, ağlamam giden canıma
Damarım ihânet etse kanıma
Vazgeçip tenimden, koyup yanıma
Bedeni kalbime bürürüm anam
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:19 PM
Dön Sevdiğim Bu Yana
Karanlıkta ışıksın sen
Dünya kazan kaşıksın sen
Her mahluka aşıksın sen
Güller birer aşktır bana
Dön sevdiğim gülden yana
Sararıp da solduğun an
Sızar yarim kalbimden kan
Güneş batar kararır tan
Diller seni söyler bana
Dön sevdiğim dilden yana
Seviyorum sözdür sözüm
Ayrı kalmak değil çözüm
Kör olsun bu iki gözüm
Ballar aşk tadıdır bana
Dön sevdiğim baldan yana
Dön sevdiğim dardır zaman
Ecel bana vermez aman
Sevgin ecelden de yaman
Seller akan yaştır bana
Dön sevdiğim selden yana
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:19 PM
Döndürüp Durma Beni
Ey nefsimin kör ucu, ey kalbimin gözyaşı
Dünya ile kandırıp, ahrette vurma beni
Vazgeçtim saraylardan, yol ettim dağı taşı
Başladığım noktada döndürüp durma beni
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:19 PM
Dört İlmek
Ellerimde kelepçe boynumda tam dört ilmek
Kurtuluyoruz hepçe, görün neymiş dirilmek
Bu yola er olanı zincir tutar mı sandın
Kalbi aşkla dolanı toprak yutar mı sandın
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:19 PM
Duâ
Ya Rabbi...
Dermanım yakın bildiklerime uzak,
Sana yakınmış meğer...
Bilmezdim yolların bu derece taşlı,
Taşlarınsa bu kadar keskin olduğunu...
Meşakkat dedikleri bu olsa gerek...
Kızmadım sana inan,
Gücenmedim, darılmadım da...
Azbuçuk yıllık hayatımda şunu öğrendim ki,
Sana kızmak, sana gücenmek, sana darılmak,
Ne çare, ne derman, ne de haddimmiş meğer...
Aldanmışım meğer...
Yalnız anlarımda söylenen her türkünün,
Boğuldum sessizliğinde...
Sarıldı dört yanım sessiz notalarca,
Bir yaşam döküldü gözlerimden,
Sessizce...
Ne sazım, ne sözüm, ne de özüm,
Meğerse,
Değilmiş çözüm...
Artık yalnız Sen'den istiyorum, yalnız Sen'den...
Anladım ki çare beklenmezmiş bedenden...
Ey saranların...
Ey varanların...
Ey verenlerin en hayırlısı...
'SEVDİĞİMİ VER BANA'
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:19 PM
Duâ 2
Bismillâhirrahmânirrahîm...
Sensin gücümün yetmediğine gücü yeten
ve sözü geçen, geçmediğine sözümün
Papatyadan düşüren bir umudun iki kanlı tarafını
Sonunda gene veren hükmü
'Seviyor' diye
Sensin Yâ Rabbî
Gene Sensin merhametlilerin merhametlisi
Gene Sensin sevdâlıların sevdâlısı
Gene Sensin merhametlisi sevdâlıların
İkâmetim Sana
Velâyetim Sana
Nihâyetim Sana
Yurdum gene Sensin Yâ Rabbî
Yâ Rabbî
Sevmediğim zaman sevmeyi Seni, Sen gene sev beni
Gene gör beni, her düştüğüm ateşte, yanmadan gözlerim
Harâretimi belli etme erenlere
Gene Sen söndür beni
Yâ Rabbî
Kanat ver yükselmeyen burcuna ak sakallı nefsimin
Süzülsün enginlerde
Süzülsün ki; gene Sana olsun dönüşü heybetimin
Gene Sen döndür beni
Yâ Rabbî
Vedirme sırrımı, hâlden anlamaz kanlı sofra zebânilerine
Erdirme kimseyi, sevincine başıboşluluğun
Canıma taktığım dişimden gayrı yokken bir fidyem
vermek için bedeline özgürlüğümün
Gene Sen öldür beni...
Âmîn
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:20 PM
Duâ III (Kadir Gecesi)
Yâ Rabb
Kur'ân'a âşık et beni
Görmesin gözüm başka
Ne hitâbet
Ne kitâbet
Eğlemesin gönlümü başka
Ne kerâmet
Ne kelâmet
Yalnızca Kur'ân'ın dursun
Yalnızca Kur'ân'ın yüreğimde
Gürz vuran arzın dibine
Edilen ihânetlere
Söylenen kehânetlere inat
Heybetiyele zorlayan idrâki
Ve kalbe tutunan Kur'ânın dursun
Yüreğimde
Yâ Rabb
Gözbebeklerimi şiâr eyle
Perde perde olmuş zulümden
El aman
Bu duman
Çökmeli küfrün yol geçmez ufuklarına
Bize 'İkra' dedin ya
Âmennâ
Nasırlanır dilimiz okumaktan
Asırlanır yılımız dokumaktan
Şeffaf perdeyi
Senin cephene bakan
Yâ Rabb
Soluk ver isminden azâmetine kadar
Sustuğu yerde dilim
Kesildiği yerde nefesim
Kendimden bîhaber
Bulayım kendimi kollarında
Zikredeyim defâlarca
Hem ismini hem azâmetini
Duruncaya dek kalbim
Ve kalbimin üzerinde
Kutlu hediyen, duruncaya dek
Sana sevdânın her hâlini haber vereyim
Ta isminden azâmetine kadar
Yâ Rabb
Şükürler olsun Sana
Şükürler olsun ki
Eyvallâhımız da yalnızca Sana...
Bize eyvallâh'ı öğreten
Seksenin otuzsekizinde güldüren
Kırkında ağlatan Kur'ân'ını
Verdiğin geceye
Binlerce
Milyonlarca
Dilimin dönmediği, ilmimin yetmediği kadar
Şükürler olsun...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:20 PM
Duvağın Olayım Simsiyah
Duvağın olayım simsiyah...
Gerdanına kadar inip,
Saklayayım seni
herkesten...
Değmesin...
Ne bir soysuzun arsız eli,
Ne de bir hâsidin nazarı...
Değmesin...
Sakla gözlerini...
Yalnız ben dokunabileyim tülüne...
ve yalnız bana bak...
Kıskanırım...
Bırak,
duvağın olayım simsiyah...
Bırak,
tek elbisen olayım,
kefeninden önce...
Bırak...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:20 PM
Duydu Babası
Gözleri gözümde ferimi yaktı
'Pişt' dedim usulca, duydu babası
Ardından azgınca bir köpek baktı
'Hoşt' dedim usulca, duydu babası
Kavuştu kolları, döndü sırtını
'Hey' dedim usulca, duydu babası
Ört dedi kızarak, sözcük örtünü
'Şey' dedim usulca, duydu babası
İncecik parmağı bir çimdik attı
'Ay' dedim usulca, duydu babası
Kaçarken yokluğu içime battı
'Vay' dedim usulca, duydu babası
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:20 PM
Düşe Vuruldum
Uykudan uyanmak kâbusum oldu
Her gece gördüğüm düşe vuruldum
Sel aktı gözlerim yağmurla doldu
Baharın içinde kışa vuruldum
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:20 PM
Düşünmeye Tahammülüm Kalmadı
Bin sefâya değişmem bir demini
Alevlenip yandım, külüm kalmadı
Çek aklımdan yâr, dest-i mahremini
Düşünmeye tahammülüm kalmadı
Sabahım akşama döndü başk'oldu
Önce merhametti, sonra aşk oldu
Tebdîl-i sûretle kalbim köşk oldu
Yoluna dökmeye gülüm kalmadı
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:20 PM
Ehl-i İslam El Mucâhid
Uzun bir köprüden geçer kul önce...
Uzun ama eski...
Uzun ama yaralı...
Uzun ama...
...Kısa
Köprünün başında doğarız herkes gibi...
Ama...
Kimimiz ortasında, kimimiz başında ölürüz...
Kimimizse ne olduğunu anlamadan çıkmışızdır yoldan...
Hiç ummadan rüzgâr vurur iki koldan...
Biri sağdan biri soldan...
Direniriz biz böylece...
Biz direnmeyi bu yolda öğrendik...
Merhameti ve aşkı da...
Merhamet eder, aşık olur ve...
Direniriz biz böylece...
Ve bizim adımız heryerde aynıdır...
Ehl-i İslam el Mücâhid...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:21 PM
Etmedim
Ayaklarım amelesi başımın
Yumruklarım tokmakçısı döşümün
Hayatımca çalıştığım işimin
Üzerinden bir kuruş kâr etmedim
Kan sızar yazımdan sıksam kâğıdı
Şen eyler, nanköre versen ağıdı
Tutmadım diyerek, dede öğüdü
Bir damla yaş döküp efkâr etmedim
Bilirim yok câhilin marûzatı
Aynı anda yaşadık her tezâtı
Bugün bize zulüm veren bu zatı
Başımıza kendim hünkâr etmedim
Başımdan aşağı toprak döktüler
Ciğerimi ta kökünden söktüler
Pençelerle boğazıma çöktüler
Hakîkatten sapıp, inkâr etmedim
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:21 PM
Evimin Üstüne Konan Güvercin
Isınmak zor değil, belki bir adım
Bîçâre titreyip donan güvercin
Zikreyle, dilinden düşmesin adım
Evimin üstüne konan güvercin
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:21 PM
Ey Gönül
Ey gönül, sevdâya açtın yelkeni
Bu sefer kendini kaybetme derim
Bir daha kim üzmek isterse seni
Parçalar binlerce lime ederim
Görmeden derini âba dalmadım
İçmedim şarâbı, sarhoş olmadım
Gönül ben seni yerlerde bulmadım
Uğruna koca bir servet öderim
Bir an ki görenler duymalı hayret
Bu hâle edilir en büyük gayret
Ger arza sığmazsa duyduğum hasret
Katarım önüme, arşı güderim
Ayhan der; ey gönül, yaprağın dökük
Gözlerin kızarmış, omuzlar çökük
Üzülme boynunu bırakmam bükük
Gerekse bu yerden ben de giderim
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:21 PM
Eyvân Dar mıdır?
Çıkarım eyvana, eyvan dar mıdır
Giderim, yoluma bakan yar mıdır
Ardımdabir buruk yürek bıraktım
Derdimden büyüğü acep var mıdır
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:21 PM
Farklı mı Dün
Ak sakallı dedem benim
Söyle bana ne yapayım
Yok yüzümü bir öpenim
Hasret imiş benim payım
Gitti bir bir tüm sevenim
Kalmadı kapım' çalanım
Yıkıldı bütün güvenim
Nâmerdim varsa yalanım
Saatlere çektim sürgü
Geçmiyor gün, geçmiyor yıl
Değişmiyor hiçbir duygu
Bugünümden faklı mı dün
Söz söylemek şöyle dursun
Düşünmeye mecâlim yok
Sevdâ gelip beni vursun
Saplansın kalbime bin ok
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:21 PM
Farz Kılıp Gittin
Vazgeçtin kaç günden, kaç gün ardından
Hicreti boynuna borç bilip gittin
Seninle ayrıldı güller yurdundan
Gayrısın, defterden hep silip gittin
Tükendi bitti dem, sona dayandı
Bir ümmet uyudu, dağlar uyandı
Göğsün baştan sona kana boyandı
Çakalın altında ezilip gittin
Kim demiş dağlanmış yara kanazam
Hiçkimse tutuşup böyle yanamaz
Çok geldi kâfirin gözüne namaz
Sünnete ağladın, farz kılıp gittin
Ayhanım güvendin kendi kesene
Aldandın dıştaki süslü desene
Yollardan bîhaber gezdin bin sene
Gâfilin ardına takılııp gittin
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:22 PM
Feryad Tanımaz Vekûd
Bir dünya aşık saklar, kalbimde her bir hudûd
Yürekten damlayanın, kıymetin bilmez vücûd
Eğer aşkın bedeli ölmek ise o yolda
Ölürüm her sâniye, sevdiğim olsun Vedûd
Kalkmasın seccâdeden, nasır bağlasın alnım
Bedel bin saltânata, eylenen bir tek sücûd
Aşktır benim özlemim, bilmem nedir han hamam
Evlâ bir karış cennet, tüm arz edilse mev'ûd
Ger dönersem sırtımı, gün gelir hakîkate
Kana kesilmiş gözler, olur katlime şuhûd
Bilirim ki her nefis, tadıcıdır ölümü
Verse de tüm servetin, arzda değildir ku'ûd
Ey Ayhan'ım meyletme, dünyanın ziynetine
O da yanar seninle, 'feryâd tanımaz vekûd'
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:22 PM
Fidanımı Gece Kesmişler
Bugün ağlamalıyım
Yarın gülemem yoksa
Ben hep gece ağlarım gündüz gülmeye
Yıldızlar şâhid, sor söylesinler
İşte bu yüzden
Gece yağan yağmuru
Daha iyi anlarım
Bir fidanım vardı benim
Gül olacaktı büyüyünce sanırım
Fidanken tutuklandım
Büyüyünce bir kez görmeme izin verdiler
Sonrasını Suskun Bekir'den dinledim
Kesmişler onu
Budamışlar aydınlıklarını
Karanlıklarından bir L harfi yapıp
İki koluna destek çıkmışlar
Ucuna püskül geçirip
Dikmişler
Bizim bahçeye gene
Beni onunla asacaklarmış
Öyle dedi Suskun
Canı sağolsun fidanımın
Zaten ben onu kartken hiç görmedim
Kartların elinden de olmayacak ölümüm
...
Bir 'kitap' gösterdi hâkimim
Kapağına vurup 'Bu ne? ' dedi
'Ağaç! ' dedim kalp atışlarımdan fırsat bulup
Kızdı bana...
Ne ağacı diye sorar sandım...
'Gül ağacı! ' diyecek oldum.
Kızdı bana...
O da haklı...
Ne bilsin ki okuma bilmez şu câhil tayfa...
Asmalarının sebebi de câhilliğimmiş.
'Ah o gün gelse! ' dedim, dua ettim.
Kızdı Bekir; 'Ne varmış o günde? ' dedi.
Ne bilecekti ki o,
Ağzından çıkanı duymuyor ki fidanımın hasretini duysun densiz...
...
Bugün ağlamalıyım
Bir fidanım vardı
Kesmişler onu
Beni onunla asacaklarmış
Zaten ben onu kartken hiç görmedim
Bir 'kitap' gösterdi hâkimim
Kızdı bana
O da haklı
...
Fidanımı gece kesmişler...! ! !
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:22 PM
Gardaş Olmuş
Hakk’ı silip secde edenler ete
Şerefsize ********den de öte
Geçmişinden bir ders almamış ite
Ahir gardaş olmuş ben ne yapayım?
Değmezi aklından silmeyen şahsa
Aşkın meyvesini dilmeyen şahsa
Gerçekçilik nedir bilmeyen şahsa
Zahir gardaş olmuş ben ne yapayım?
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:22 PM
Gazel Hatrı
Edebiyat Öğretmenim 'Fatma Nurgün Efe' Hanıma...
Çıkınca hatırdan bir gazel yaprak
Dökülür türküden düşer mâniden
Yıllarca evveli sürdüğün toprak
Gün gelir başaklar verir âniden
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:22 PM
*******
Siyahtır, soğuktur, sarptır *******
Güneşe vurulmuş darptır *******
Bâzı an üşütmez, yakar *******
Yalnızın gönlüne akar *******
Kör eyler gözleri, örter *******
Semâyı şafakta yırtar *******
Aşığı kalbinden vurur *******
Vuslatın önünde durur *******
Yalnıza zindandır, dardır *******
Her günün sonunda vardır *******
Ey beni kavuran yarsız *******
Uykumdan eyleyen arsız *******
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:23 PM
Geceyi Düşlerle Yakıp Ağladım
Başucum eskimiş hasret kokuyor
Gülmeyen resmine bakıp ağladım
Hayâlin uykuma hançer sokuyor
Geceyi düşlerle yakıp ağladım
Sarıldım ateşe, attım maşayı
Gönderdim türâba senle neş'eyi
Unuttum isminden başka herşeyi
Kalbime tek sözcük çakıp ağladım
Kalmadı huzûrum kalmadı tadım
Yol aldı semâya can adım adım
Bu hâle bir türlü alışamadım
Hasreti aklıma takıp ağladım
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:23 PM
Geçerim Can Gider Kalırım İmân
Ömrümden bir uzun vazdi uzanır
Giderim yol bitmez, dururum zaman
Önüme dikenler, taşlar bezenir
Geçerim can gider, kalırım imân
İklimin kışında elma döşürdüm
Göynümden türâba sevgi düşürdüm
Sağım yol, solum yol, aklım şaşırdım
Ağlarım dert kalır, gülerim gümân
Hasretim deryâya, hasretim taşa
Arz-u hâl eyledim döndüm en başa
Baktım ki bedenim dönmüş ataşa
Girerim kor sarar, izlerim duman
Hastayım derdimi bilir Teâlâ
Görmese gözlerim zulmü ne âlâ
Yeryüzü denen şey nefsime hâlâ
Yürüsem dar gelir, uçarım umman
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:23 PM
Gel Ne Olur
Bilirim,
Çok şey olmadığını,
bilmediğin...
Ve duyarım adını, her şehâdetin fısıltısında...
Kendi dilim ihânet ettiği zaman,
senin adına...
Unuttuğumu hatırladığım zaman,
unutmamam gerektiğini...
Ve anladığım zaman, sensizliğin ne kadar zor olduğunu...
İşte o an...
Yanık yanık 'Oyy' demenin ne olduğunu;
Bir ben bilirim...
Hiç görmedim seni...
Gene de bilirim, yüzündeki deseni...
Ne yaptığını da, kalktığında ilk iş olarak...
Unutkan dillerimize,
kalbimizden emir almamayı öğreten,
Unutturan, hamdetmeyi her sabah...
Ve biz şer söylerken susup,
hayra açılan dudaklarımızı kelepçeleyen şeytana
lânet olsun...
Herşeyden öte, unutturduğu için seni bana...
Acıkan yavrunun anasını özlediği gibi,
Herşeyini kaybetmiş bir garibin gülmeyi özlediği gibi,
Ve acısından can çekişen bir hastanın doktoru özlediği gibi...
İşte öyle özledim seni...
Gel...
Gel ne olur...
Açtığım bağrımdan kalbime süzülüp,
onar imzasız yaraları...
Dizlerimin bağı çözülüp, bıraktığım zaman kendimi yere,
Utançtan kızaran yüzümü avuçlarımda hapsetmeye çalışırken,
Ve hıçkırarak ağladığımda, geçtiğini anlamadığım saatler boyu,
Gel...
Gel ne olur...
Açtığım bağrımdan kalbime süzülüp,
onar imzasız yaraları...
Ne Leylâ'mı çölde arayacak takâtim,
Ne Şirin'in seyrine delecek dağım,
Ne de Handan'ım kalmadı uğruna defâlarca ölecek...
Benim nazım sana Yâ Rasûlullah...
Seni kavuran beni de kavursun...
Seni ağlatan beni de ağlatsın...
Seni seven beni de sevsin...
Ne olur... Ne olur... NE OLUR!
Benim için de dile, kendine dilediğinden...
Bırak da, gölgende oturayım Yâ Habîbullah...
Artık namazlarımda iki kez Tahiyyat okuyorum,
Sen varsın diye içinde...
Ve her ezan okunuşunda, iki kez istiyorum senin şefaatini Rabbimden...
Unuttum gözyaşlarıma hapsolan her acıyı...
Bir tek sen varsın orda...
Bir tek sen Yâ Nebîullah...
Gel...
Gel ne olur...
Ağlatma beni daha fazla...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:23 PM
Gelincik
Bıraksam ellerimden
Uçar mısın gelincik
En güzel güllerimden
Açar mısın gelincik
Kastetseler canına
Göz dikseler kanına
Sevdiğinin yanına
Kaçar mısın gelincik
İsterim gönlüm eyle
Geçmesin zaman böyle
Sen de ben gibi, söyle
Naçar mısın gelincik
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:23 PM
Gelir
El açınca şükür ile
Rızık bize pişer gelir
Lâl olmuş dillerde bile
Hamd ile feyz düşer gelir
Ne yar, ne gül, ne de sıla
Kapılmak yok her fasıla
Meydan okur gibi yıla
Asra mezar eşer gelir
Hâller harap, yürekler köz
Açsan ağız çıkmaz tek söz
Kapanırsa aşk ile göz
Hangi hakla beşer gelir
Tapınırsak salt ilime
Yürekler ki lime lime
Nehir, dere ne kelime
Kızıldeniz aşar gelir
Sizle gelmez çalsanız da
İzin ile alsanız da
Siz burada kalsanız da
AYHAN ölür, yaşar gelir
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:27 PM
Gelir Geçer
Aldırma yar bu düzene
Gelir geçer dünya gamı
Hesap sorar Hak ezene
Gelir geçer dünya gamı
Geçmişe dön bak Adem’e
Hakkın emri her kademe
Çekilir mi bu hâl deme
Gelir geçer dünya gamı
Vefâsızın dostu olmaz
Bâtıl olan salât kılmaz
Korkma bu dem bize kalmaz
Gelir geçer dünya gamı
Her mal bir gün elbet yiter
Topladığın sana yeter
Beterden de vardır beter
Gelir geçer dünya gamı
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:27 PM
Gelir Ölüm
Yol olmazsan
Dol' olmazsan
Kul olmazsan
Gelir alev
Yaş akmazsa
Can yakmazsa
O bakmazsa
Gelir alev
Dost itmişse
Hâl bitmişse
Aşk gitmişse
Gelir alev
Kalbin toksa
İşin çoksa
Gönlün yoksa
Gelir alev
Yağar yağmur
Erir çamur
Biter ömür
Gelir alev
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:27 PM
Gelmiyor Gidenler
Vazgeçmiyor yüreğimin bir yanı
Yaş döktüğüm bu sevdânın izinden
Söyle kalbim buna nasıl dayanı
Bitkin düştü koşanların hızından
Söz bulunmaz söylemeğe derinden
Göz bulunmaz can yakmağa ferinden
Oynasa da cümle toprak yerinden
Medet yoktur vefâsızın kızından
Yalanın yurdunda denmiyor doğru
Sabahı hapseder inleten ağrı
Yakıp geçer alev alev bu bağrı
Duramazsın göğsündeki sızından
Ayhan'ım gidenler gelmiyor geri
Böyledir bu düzen ezelden beri
Duyanda böylesi zor bir haberi
Yıkılırsın, derman gider dizinden
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:27 PM
Gerçekten
Seni her düşündüğümde,
yüreğim alev alev yanıyor...
Şiir olsun diye değil,
Gerçekten yanıyor...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:28 PM
Gereğin Var mı
Ey çaşıt benimle tutmaya bilek
Bir damla dünyâlık yüreğin var mı
Aksindir duvara astığın elek
Gayrı bundan sonra gereğin var mı
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:28 PM
Gidince Anladım, Sevmiyormuşum
Sükûnet...
Sessiz ve tatlı...
Oh...
Ne güzel...
Üzgünüm...
Ben seni değil,
sensizliği seviyormuşum...
Gidince anladım...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:28 PM
Gidiyorum (Askere Gitmeden Son Şiir)
Gidiyorum
Saklı bıraktıklarımı açığa vurmadan
Ve önemsemeden, zâten önemsemediklerimi
Yemin bozarak belki
Ama ihânet etmeden
Gidiyorum
Döneceğim zamânı tam olarak kestiremiyorum
Bilmiyorum
Belki hemen dönerim, sessiz sedâsız, ağıtlarla
Belki hiç dönemem, ağıda bile zamân bulunmaz
Gidiyorum
Serzenişlerimi bir kâğıda yazıp, zarfa kilitleyerek
Ve yemin ettirerek sevdiğime, açmaması için
Açılmayacak, okunmayacak, bilinmeyecek
Mâdem öyle, neden yazdın?
Bilmiyorum
Gidiyorum...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:28 PM
Gidiyorum Buradan
Israr etme sevdiğim
Gidiyorum buradan
Yüreğim binbir düğüm
Gidiyorum buradan
Yuvam hepten dağılmış
Boynum her dem eğilmiş
Kalmak çözüm değilmiş
Gidiyorum buradan
Elim oğlumda dursun
Yeni bir yuva kursun
Kal deme ne olursun
Gidiyorum buradan
Mert yetiştir kızımı
Duymasın hiç sızımı
Hazırlayın sazımı
Gidiyorum buradan
Sakın eğme başını
Sil gözünün yaşını
Hiç unutma eşini
Gidiyorum buradan
Daha fazla kalmadan
Sen uykuya dalmadan
Hırkamı da lamadan
Gidiyorum buradan
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:29 PM
Git Öl Gayrı
Varmak nedir bilmiyorsan
Ne diyeyim git öl gayrı
Sen de salât kılmıyorsan
Ne diyeyim git öl gayrı
Ehl-i vücûddan kal ayrı
Yol boyunca yürümezsen
Çiçek olup bürümezsen
Gazel gibi kurumazsan
Ne diyeyim, git öl gayrı
Ehl-i vücûddan kal ayrı
Ne söz kalır ne de imlâ
Kuramazsın bir tek cümle
Dökmeyince iki damla
Ne diyeyim, git öl gayrı
Ehl-i vücûddan kal ayrı
Ağlayarak bakmadıkça
Kanın cânı yakmadıkça
Oluk oluk akmadıkça
Ne diyeyim, git öl gayrı
Ehl-i vücûddan kal ayrı
Bu hâl nedir sormuyorsan
Yüreğini yormuyorsan
Ayhan'ı da görmüyorsan
Ne diyeyim, git öl gayrı
Ehl-i vücûddan kal ayrı
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:29 PM
Gitme Yâr
Gitme yâr uzağa
Düşersin tuzağa
Bakmazlar yaşına
Orda bir başına
Feryadın' duymazlar
Sevincin' koymazlar
Özlersin yurdunu
Bilmezler derdini
Gurbetlik sert vurur
Olmadı, dert vurur
Ağlayıp durursun
Sararıp kurursun
Ayhan'ın gün sayar
Gitme yâr, gitme yâr
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:29 PM
Gitmeliyim
Gölgem gibi yıkılmadan
Bir yol bulup gitmeliyim
Varlığımdan bıkılmadan
Bir yol bulup gitmeliyim
Döndüm gönül bağlayana
Sular gibi çağlayana
Kanmadan her ağlayana
Bir yol bulup gitmeliyim
Zaman ömrümü yutmadan
Toprak bana kin tutmadan
Kimliğimi unutmadan
Bir yol bulup gitmeliyim
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:29 PM
Gonuşmuyom Senle Gayrı
Ben karşında kekelerken niye gülüyon
Gonuşmuyom senle gayrı, küstüm ben sana
Senin için dağ aşardım, bunu biliyon
Gonuşmuyom senle gayrı, küstüm ben sana
Amminoğlu kur yapınca, cilve ediyon
Ben gelince yamacına, gaçıp gediyon
Bana deli, başkasına sevdiğim diyon
Gonuşmuyom senle gayrı, küstüm ben sana
Aklım yetmez okumağa, câhil galmışım
Taramamış saçlarımı, yele salmışım
Ne sevilmiş ne de bir kez murad almışım
Gonuşmuyom senle gayrı, küstüm ben sana
Sevmesen de alay etme, vardır onurum
Ben seni ta güccüklükten beri tanırım
Dün görenler kandırmışlar seni sanırım
Gonuşmuyom senle gayrı, küstüm ben sana
Adım Ayhan, nâmım deli, olsun sevdiğim
Gözyaşlarım kör kuyuya dolsun sevdiğim
Vermem artık sana çiçek, solsun sevdiğim
Gonuşmuyom senle gayrı, küstüm ben sana
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:31 PM
Gölge Yalnızdır
Gölge yalnızdır
Bilmeyiz ardımızda duran sadâkati
Biz yalnızız
Biliriz insandır vuran şefkati
Gölge kadar bile olamadık
Mağrur ve kılıksız
Durmaktan bıkmayan
Öylece
Karşılıksız
Gölge kadar karanlık
Bir anlık
Şefkat duyasıya
Gülümseyen
Acziyete
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:31 PM
Gör Bakalım Zaman Müslüman mı?
Zamansız çarpar seni rüzgar, zamana bırakmadan çekeceğin acıları...
Sanırsın ki, korkacak birşey yok,
Bu da geçecek her belâ gibi serden...
Geçip gidecek ve sen gülerek bakacaksın bunun da ardından...
Sanırsın ama bilmezsin
Ardı olmaz geldiğini görmediğinin...
Geçer sanırsın,
Ama geçmez, beklemeyi farz kılar boynuna.
Biz farzı kılarız kılmasına ama...
Gör bakalım, acaba 'zaman' müslüman mı?
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:31 PM
Gördüm
Sevda denizinde rıhtıma vurdum
Sevgiliyi gördüm feyz ile ölen
Barış toprağına tohum savurdum
Aşk gördüm aşk için uykusun bölen
Uçsuz gökyüzünde bir bulut oldum
Yağmur ile yağdım kalplere doldum
Aç gezdim sevgiye,dert ile soldum
Nice renkler gördüm rengarenk gülen
Dost diye haykırıp bağlandım aşka
Semaya varanın hali bir başka
Herkes gibi bende öğrensem keşke
Gerçek dostlar gördüm dostluğu bilen
Bakmadan doğaya devirdim kaç kış
Kalpleri görmeye yetti bir bakış
Gönülden gönüle nehrolup akış
Mert gördüm dostluğa dört nala gelen
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:31 PM
Görür Gibiyim
Yalan dolu bu dünyanın aslını
Görür gibiyim
Hakkı bilmez bir evlâdın neslini
Görür gibiyim
Gün gelir kan damarlardan çekilir
Semâdaki süsler yere dökülür
Dağa benzer erler nasıl yıkılır
Görür gibiyim
Dabbetü’l arz korku salar her yana
Söyle nefis buna nasıl dayana
Sûrun sesi nasıl çöker duyana
Görür gibiyim
Mecal kalmaz arz etmeye hâlleri
Susar nefis, kilit vurur dilleri
Korku ile buz kesilen elleri
Görür gibiyim
...
Görür gibiyim
Ateşlere bel bağlayıp kurur gibiyim
Ayağımdan derman gider, durur gibiyim
Ellerimi dizlerime vurur gibiyim
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:31 PM
Gözlerim
Tut gözlerimden sürükle beni
Hiç görmediğimiz renkler diyarına doğru
Gözlerim kör, istersen bırak
En adi karanlıklarda
Karanlıktan bile ürken, fırsat bilen güneşin doğuşunu
Ama çekme ellerini gözlerimden
Bakmasın bu gözlerim ne gecenin aydınlığına
Ne de karanlığına güneşli gündüzlerin
Yalnız ellerini görsün tende birleşen
Sanki bütün kokular ellerinde gizli
Keşfedilmeyi bekleyen kokular
Dağda yaban, bağda bahçe gülü kokan ellerin
Hiç gitmesin gözlerimden
Sadece sarmaşıklarda kalmasın dilin
Sarsın alemi o güzel ses
Annesini yitiren kuşun hikayesini söyleyen dilin
İsterse sussun bana
Tek kelime etmesin yüzüme karşı, ben bakarken ellerine
Yeter ki
Çekme ellerini gözlerimden
Arala kapıyı,dolsun içeriye zemheriden kopan rüzgarlar
Titretsin bedenimi mühim değil
Gözlerim üşümesin yeter ki
Isıt ellerinle göz bebeklerimi; mühim değil etrafındaki maviler
Sadece gözlerimde kalsın hiç yorulmayasıca ellerin
Ömrümün yettiği yere kadar...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:31 PM
Gözlerin
Edâ ile girer kalpten içeri
Nemli nemli bana bakan gözlerin
Köz ediyor düştüğü herbir yeri
Yüreğime değip yakan gözlerin
Kimi dem boynuma urgan geriyor
Kimi dem koynuma güller seriyor
Aklımdaki ilmi sele veriyor
Nehir gibi câna akan gözlerin
Kapattı yollarım, nazdan ağ gibi
Eridi hislerim, aktı yağ gibi
Kör eyler Ayhan'ı vurup dağ gibi
siyahı mâviye çakan gözlerin
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:31 PM
Guguk Kuşu
Saate bakar durur küçük kuş, saate bakar durur...
Saat hep onikiyi vurur...
Ve küçük kuş hep dışarıda durur...
Oturur...
Saate bakar durur küçük kuş, saate bakar durur...
Hep tedirgin ama mağrur...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:31 PM
Gurbet Ataşı
Çâresizim ne zamandır
Kurumaz gözümde yaşım
Bu gurbetlik ne yamandır
Sardı rûhumu ataşım
Hasretinden durulmuyor
Âşık başk'a vurulmuyor
Çöken sevdâ kurulmuyor
Dikilmeden gönül taşım
İçerimi döktüm, boşum
Güneşim çalındı, loşum
Yönü şaşmış bir sarhoşum
Bedenimde değil başım
Ayhanım, oldum bir deli
Savurdu sevdânın yeli
Kaç gün oldu yemeyeli
Boğazımdan geçmez aşım
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:32 PM
Gücüm Yetmiyor
Dost bildiğin bile şerri önlemez
Olmadıkça kürkün, seni dinlemez
İsyan eyleyip de sözden anlamaz
Olayım diyorum, gücüm yetmiyor
Umutsuz yaşantı, tasa ve çile
Sarstım da bir türlü gelmiyor dile
Boğulurcasına kahkaha ile
Öleyim diyorum, gücüm yetmiyor
Gök ile kavgalı, kinliyim güne
Haykırdım dünyanın geçip önüne
Küsüp de bugüne, yarına, düne
solayım diyorum, gücüm yetmiyor
Gençliğim kol kanat germez özüne
Tapınmış kürenin hain düzüne
Kan tükürür gibi asrın yüzüne
Öleyim diyorum, gücüm yetmiyor
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:32 PM
Gül Çamurda Dal Vermez
Yalnızca bir kere dinleyin beni
Kibirden bir nebze kurtulun artık
Bilin ki bu hâlet değildir yeni
Yıllardır bekliyor yürekler yırtık
Özgürlük, uçmaktır kanat takmadan
Toprağa eyvallâh etmeden bitmek
Erilmez Mecnûn'a gönül yakmadan
Kolay mı Leylâsız bir çölü gitmek
Birlik yolu ne sencedir ne bence
'Biz' demeyi bilmeyenden biz olmaz
Dün dediğin geçti bugünden önce
Elin yaptıkları 'dil'e iz olmaz
Secdeye değmeyen alın ak olmaz
Hiçkimse boşuna söylemesin söz
İbâdet bilmezin kalbi pak olmaz
Çamurda dal vermez güle benzer öz
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:32 PM
Gül Kokulu Ceset
Kurumuş kanları hendek içinde
Savrulan başından şerbet akıyor
Kırmızı mühürlü gül var saçında
Estikçe hasreti, sıla kokuyor
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:32 PM
Gül Olamazsın
Koşulmaz yıllarca ardından hiçin
Varırsın mezîle yâr bulamazsın
Değmez tek damla yaş, bir arsız için
Ağlarsan bu bağda gül olamazsın
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:32 PM
Gül Oldu (Anama)
Ağladım dün gece sen yoksun diye
Gözlerim katreden sel oldu anam
Daraldı nefesim, bilmiyom niye
Boğazım kuruyup çöl oldu anam
Sen vardın, bakınca tastaki suya
Bu garip heryerde sesini duya
Düşünüp çehreni daldım uykuya
Düşlerim seyrine kul oldu anam
Diledim Rabbim'den alsın canımı
Doldursun vuslatla herdem yanımı
Akmamış görünce, yerde kanımı
Kavruldu bedenim, kül oldu anam
Yıllarım sâhipsiz, yüreğim sarhoş
******* zifiri, gündüzler hep loş
Yoksun ya, bahçeler kaldı başıboş
Dünkü ot şımardı, gül oldu anam
Ayhan'ım, bir sızı yatar özümde
Ağladım, durmayıp kendi sözümde
Kalmadı dünyanın süsü gözümde
Servetler, ziynetler pul oldu anam
Arş çaput, arz ise çul oldu anam
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:32 PM
Gülerek Gelir Ölüm
Gülerek gelir ölüm
Har vurup harman savurur gençliği
Yürekler kaybolur yarınlarda
Unutulur yaptıkların çağa
Asır bile yüz vermez olur
Şiirlerdedir kelimeler
Çıkmazlar ağızdan
Haykıramazsın alabildiğine 'yalnızım' diye
Dertler, telaşlar, hasret bile
özletir kendini sana
Hiç aklına gelmezdi uykunun bu kadar ağır olduğu
Toplarınsa bu denli sessiz atıldığı
Ağlamak istersin
yıldızların *******i zaptettiği mevsimlerde
Akmaz gözyaşın, ona yanarsın
Ağacın sararan yapraklara güldüğü gibi
Gülerek gelir ölüm
Ve bir yaprak gibi
düşersin toprağa...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:32 PM
Gülersin
Her gurbetin ardı sıla, derman her derdin ardı
Hak gelince heybet ile, batılı korku sardı
Tevhid zinciri zâlimin iplerini kopardı
Çürük halat yük taşımaz, kırılsa da aldırma
Gülersin Gülersin, Güller açar bağlarına
Büyürsün Büyürsün, Bülbül uçar dağlarına
Görürsün Görürsün, Gönül düşer ağlarına
Aldırma sen zulümlerin bitmeyen çağlarına
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:32 PM
Gülistan Olur
Bir kız gördüm neçe güzel
Hasır anda fistan olur
Dile gelir sözlü sazlı
Bezenir gülistan olur
Bir sızı koydu derinde
Ta böğrümün sol yerinde
Gezinince üzerinde
Kuru toprak bostan olur
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:32 PM
Gülistânda Barınır
Bilinmez eğriyle doğru, hayır şerre karışır
Kurt saklanır koyun kuzu, kızıl posta bürünür
Oldur çoban ile sultan, inşaatta yarışır
Abdalın yırtık çadırı, göze saray görünür
Meydanda fink atar nâmus, lâl olmuş kocaları
Anlatır huzursuzluğu, tütmeyen bacaları
Kavuşunca aydınlığa, unutur *******i
Düne kadar ezilenler, adâlete erinir
Ayhan kulu şükür eyle, etrâfına bir bakın
Hakk kel3amı yüreğine, dostun elinden yakın
Al gülünü düş yollara, kıymet bilmezden sakın
Gülden âlâ kokmayanlar, gülistânda barınır
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:33 PM
Gülmek İstiyorum
Kurtulmak kasvetinden...
Nice sabahların beraberinde getirdiği *******in.
Uçmak cıvıltılarla,kanat takıp,
Gökyüzüne doğru...
Katılmak denizlerin mavisine,gökyüzünün derinliğine,
Hiç sönmemek...
Kardeşlik türküleri arasında,
Dolaşmak yağmurları...
Baharlarda...
Bir tekne olmak okyanusta...
Çalkalanmak,
Ay ile beraber...
Nehirlere karışmak alabalıklarla beraber...
Buharlaşıp yükselmek gökyüzüne doğru...
Sonra yağmur olup damlamak toprağa,
Sessizce...
Ardından getirmek gökkuşağını...
Aydınlatmak yeryüzünü binbir çeşit renklerle
Renkleri sevmek,
Denizi sevmek,
Toprağı sevmek...
Filizlenmek gökyüzüne doğru,
Bulutlara erişmek,bulutları sevmek...
Ağladığı zaman karanlıklar dipsiz kuyularda,
Gülmek hafifliğine yaşamın...
Ama,
Asla nefret etmemek karanlıklardan...
Haykırmak tüm güçle zemheriye “GEL” diye...
Baharın ılık rüzgarlarına binip,
Dolaşmak evreni,ışık olup parladığın zamanlarda...
Yeşile dönmek...
İşitmek doğanın bir milyonuncu senfonisini...
Yeni türküler öğretmek ona...
Barışı anlatan,
En acılı anlarda...
Gülmeyi anlatan türküler...
Sarmak dünyayı yeryüzünden gökyüzüne...
Işık tutmak karanlık doğan sabahlara...
Batan *******i,
Tutup kolundan,çekmek sabahlara doğru...
Gülmek...
Kardeşlik türküleri arasında,
Gülmek istiyorum...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:33 PM
Gülüm
Gene sendin düşümdeki
Başka biri olmaz gülüm
Feryad idin yaşımdaki
Derdim gayrı dolmaz gülüm
Getir dedim ben öreyim
Ağır gelir kader ağı
Uyandım ki ne göreyim
Geçivermiş gençlik çağı
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:33 PM
Gün Aşırı
Bir sevdaya aldandım ki ezelden
Gönüllerden topraklara karıştım
Kini nefreti bağladım tez elden
Hem iyiyle hem kötüyle barıştım
Durmaksızın *******i saydım ben
Yıldız olup Merih’lerden kaydım ben
Nehirdim ben,dereydim ben,çaydım ben
Işık olup güneş ile yarıştım
Gün aşırı bulutlardan dökülüp
Tohum olup karalara ekilip
Yapraklarla sonbahara takılıp
Yunuslara Rûmilere eriştim
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:33 PM
Güneşe de Sana da
Yanan yüreğimin acısını
Yollara döktüm
Saklandım hudutlarında bir serseri gecenin
Selâm vermedi güneş
Küstüm
Güneşe de
Sana da
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:33 PM
Güneşin Doğduğu Yer
Seni seviyorum güneşin doğduğu yer
Berdel olur rüyalarım seyrin uğruna
Ket vururum yerçekimine dünyanın, üzerinde gözkapaklarımın
Destur beklerim fizyolojiden, destekçimdir psikoloji...
Yengeçler şâhid ritmine heyecânımın
Nefsimse, şehîd bitimine
Islaktır sabahlar, yanar gibi çöl gecesi korkusunda
Baskınından bir Bedevî sürüsünün
Baskınından bir çöl gecesi korkusunun
Gerilim sıfır, akım sıfır, fer yok gözlerimde
Baksa da parlamaz, parlasa da sen göremezsin
Kulaklarım, tan ağaran kale zincirleri şakırtısıyla beydebâ
Dilimde asit yağmurlarının tadı
Gökyüzü kızıl, gün perşembe
Seni seviyorum güneşin doğduğu yer
Seni seviyorum
Ve seviyorum boşvermişliğini
Saçlarımla dokunan halata dokunmadan
Bilmeden üzerime kaç asrın devrildiğini
Ve sevmeden battığın yeri
Batmak istedim senin gibi
Boşvermiş...
Çanak çarkı germek bileklerime
Halatlara inat
Yüz çevirirken galaksi eksenine dokuz cepheden
Ve her cephede devrilirken kuru kan hendeklerine
Ve de ıslanırken yağmurlarda 'ceh' gibi
Başak verememek koyduğu hâlde
Koyduğu hâlde sana dokunamamak
Seni seviyorum güneşin doğduğu yer
Anam kadar...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:33 PM
Gürbüz'e Ağıt (Isınsın Soğuk Bedenin)
Örterdim üstünü günde kaç kere
Yanardım kardeşim üşüyor diye
Gözüm kan çanağı, gözyaşım dere
Her gece aklıma düşüyor diye
Gel de gül, ısınsın soğuk bedenin
Gürbüzüm bak hâli nice 'ede'nin
Dağlarda çiçekler Gürbüz kokuyor
Mektepte çocuklar Gürbüz okuyor
Kadınlar tezgâhta Gürbüz dokuyor
Gürbüzüm ilmekte yaşıyor diye
Gel de gül, ısınsın soğuk bedenin
Gürbüzüm bak hâli nice 'ede'nin
Ağladım bedenden nefsimi soydum
Uzandım toprağa, Gürbüz'e doydum
Set kurdum, önüne Gürbüz'ü koydum
Gözyaşım gönlümden taşıyor diye
Gel de gül, ısınsın soğuk bedenin
Gürbüzüm bak hâli nice 'ede'nin
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:33 PM
Güvercin
(Sevgili dostum Sebahat Ütük'ün ricâsı üzerine, 'Kevokê' şiirinin Türkçe anlamı...)
Gözüm üstüne
Hoşgeldin yüreğime
Her an
Susuz kalan yüreğime
Hoşgeldin
Ey yüreğimin suyu
Söyle ey güvercin
Hikâye
ve
Geçmişi söyle
Ateş var yüreğimde
Ey yürek satan
Bu heyecan
Ne hoş
Söyle ey güvercin
Susma
Ben talebeyim
Sen haksın
Ben kapıyım
Sen başsın
Gitme
Bak bana
Ve kal yanımda, devamlı
Ben sensiz yalnızım
Gel
Yüreğime
Ey güvercin
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:33 PM
Güzel
Gözlerin hançer sokuyor
Hâl kalmadı bende, güzel
Dudakların gül kokuyor
Hapsediyor tende, güzel
Yabancılar öz oluyor
Yandı yürek köz oluyor
El deyince söz oluyor
El demeden sen de, güzel
Söndüremez nârımı kış
Buzul denizlerden akış
Yetti bana bir tek bakış
Vuruldum görende, güzel
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:34 PM
Hakk'ı Sev
Ölümün adına soğuk su dedim
Boşalttım ırmağa yürüdü gitti
Bu muydu acaba doğrusu dedim
Söyleye söyleye doğru da bitti
Kazayla doğmuşum kazada öldüm
Her yolun sonuna ben miyim çukur
Ne hayırsız çıktım ne kuru döldüm
Beterden beter var buna da şükür
Yüzüme gülene kaş çatar oldum
Bu halim beni de tedirgin etti
Doluca kaldırıp boş atar oldum
Yalnız sana değil bana da yetti
Tavşan dağa küser dağ beştaş oynar
Dağda taş eksilmez gönülde keder
Sözler eylem yapar kaş-göz-baş oynar
İnsan ne ederse kendine eder
Gözümde yaş değil ışık var gayrı
Bir zaman ağlatan derdine yansın
Gem vuran sazıma diyardan ayrı
Kaybolan mızrabı bana dayansın
Bir uçsuz ummanda salmışım gibi
Yüzdüm çılgınlarca nehr’olup azdım
Tunç köklü ağaca dalmışım gibi
Yaprağa adımla “Hakk’ı Sev” yazdım
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:34 PM
Hakk'ın Takdiri
Sesinden uzağım nefesinden men
Aklımı çığlıklar alıp geçiyor
Dönmüyor yalanın tesine dümen
Gözlerin bakmıyor benden kaçıyor
Akşamlar, akşamlar, ne de karanlık
Görmüyor hiç birşey zavallı gözüm
Hissetsem elini yalnız bir anlık
O vakit ağlardı sazımla sözüm
Bir türlü uykudan nasip almadım
Yanmadım yıllarca hiç böylesine
Hiç sevdâ çekmedim, yalnız kalmadım
Hiç şiir yazmadım ben öylesine
Pâdişah olsa da sefil olsa da
Bir karış toprağa girer her diri
Her günüm ah ile, dertle dolsa da
Bu imiş demek ki Hakk'ın takdiri
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:34 PM
Hakk da Sever
Nefis senin özün değil
İster öğül ister döğül
Sevmek boynun borcu oğul
Sen seversen Hakk da sever
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:34 PM
Halil ile Handan
Handan'ın aşk eşiğinde
Kırkbin fidan dikti Halil
Yavrusunun beşiğinde
Ne ağıtlar yaktı Halil
Kalbi eridi duyanın
Zehiriyle bir çiyanın
Handan'ına göz koyanın
Ciğerini söktü Halil
İnip attan kaldı yaya
İçin çekti bakıp suya
Handan'ım yeşerir diye
Tohum tohum ekti Halil
Handan yağdı, Handan doldu
Handan düştü, Handan soldu
Halil de bir Handan oldu
Handan gibi aktı Halil
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:34 PM
Halil ile Handan (Ey Gözyaşım)
Ey gözyaşım...
Ak akabildiğin kadar...
Ama...
Eğer anlatacaksan sorduklarında,
Halil'in sevdâsını...
Handan'ın gözyaşlarında boğulan...
Hani kaçmıştı ya Handan,
Bir arsızın zulümâtından,
dağlara...
Bir arsızın,
Halil'in yokluğunu fırsat bilip,
göz koyan Handan'ın saflığına...
ve hiç ağlamamış bugüne kadar,
sevmemiş...
bir arsızın zulümâtından...
O gun hiç bu kadar yakmamıştı güneş,
Ve batmamıştı eline kayalar,
bu kadar sert...
Dağlar bilr arsızdı o gün...
Ardından gelen saflık düşmanına mı,
Eline ayağına batan taşların acısına mı,
Bağrından ayırmadığı Yusuf'unun feryâdına mı,
Yoksa Halil'in gümânına mı,
Neye yansındı Handan?
Eve vardı Halil...
Handan'sız,
Yusuf'suz,
Boş eve vardı Halil...
Ciğeri Yandı Halil'in...
Zîrâ,
Bugüne dek ondan önce Hiç çıkmamıştı Handan...
Ciğeri yandı Halil'in...
Zîra,
Bir zâlimi koşarken görmüştü dağlara doğru...
Kovalar gibi bir mazlumu...
Sol tarafına koyarak elini,
koşarak peşine düştü Halil...
Koşuyor Halil...
Koşuyor zâlim...
Ve koşuyor Handan...
İşte bir çukur!
Ne de derin Yâ Hayy!
Vay anam vay!
Etrafından dolaşsa zaman,
Üzerinden atlasa can kaybı...
Ne de derin Yâ Hayy!
Vay anam vay!
Önce can...
Önce can, dedi Handan...
Önce Yusuf'u atmalıydı çukurun üzerinden...
Sonra kendini...
Öyle mi yapmalıydı?
Ne yapmalıydı?
Evet yapmalıydı!
Attı minik Yusuf'u Handan...
Önce yavaş yavaş sesi,
Sonra birden nefesi,
kesildi Yusuf'un...
Kahrolsun dedi, Handan!
Kahrolsun!
Oğlumu çukura düşürten şehvet,
Kahrolsun dedi, Handan!
Kahrolsun!
Bizi bu hâle düşüren arsız, Yâ Rabbî...
Yankılandı bedduâları Handan'ın, tüm dağlarda...
Ama...
Boş döndüler geri...
Getiremediler minik Yusuf'u...
Sus Yusuf sus...
Ağlama...
Oraya da uğrar elbet,
Adaşının düştüğü yere uğrayan,
şen kervan...
Koşuyordu Handan...
'Irzımı kurtarıp, geri dönerim oğlumu almaya' diyordu...
İnşaallah...
Koşuyordu Handan,
koşabildiği kadar...
Ve çöktü zâlim bir taşın dibinde,
yüreğini tutarak...
Belli ki dağlar, zâlime de arsızdı...
Koşuyordu Handan,
bilmeden öldüğünü,
peşindeki zâlimin,
tutarak kalbini,
acı içinde...
Koşuyordu Handan,
geri alabilmek için Yusuf'unu,
ezberleyerek geçtiği yerleri...
Koşuyordu Handan,
bilmeden yola düştüğünü Halil'in,
duyarak Handan'ın yokluğunu,
tutarak kalbini,
acı içinde...
Koşuyordu Handan,
elleri parçalanmış,
tutunarak taşlara...
Ve çöktü Halil aynı taşın dibinde,
yüreğini tutarak...
Belli ki dağlar, Halil'e de arsızdı...
...
Halil, eli durmuş yüreğinde...
Yusuf, bedeni dağın kurağında...
Ve hâlâ koşuyor Handan...
Bırakarak ardında,
koca bir 'HALİL ile HANDAN' destanı...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:35 PM
Halil ile Handan 2
Ey Halil'in gül kokulu Handan'ı
Yusuf olup inletirsin zindanı
Bîçâredir dağlar, kayalar, taşlar
Halil'in dâvâsı semâda başlar
Tutar mı sanırsın Halil'i zindan
Bilmezsin her kılıç kurtulur kından
Halil'in sevdâsı arza yayılır
Gün gelir her âşık Halil sayılır
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:35 PM
Halsızım
Dolaştım bütün cihanın dağlarını, illerini
Güç kalmadı döndürmeye Hakka nefsin dillerini
Gönder ebâbillerini
Gönder ebâbillerini
Gönder ebâbillerini
Yâ Rabb, halsızım
...
Tercih edip âhirete mallarını pullarını
İpeklere bezenince hor görürler çullarını
Islah eyle kullarını
Islah eyle kullarını
Islah eyle kullarını
Yâ Rabb, halsızım
...
Yürekleri korku salar, küfre mızrak atmaz olur
Boyun eğer zulümlere, kaşlarını çatmaz olur
Ayaklarım tutmaz olur
Ayaklarım tutmaz olur
Ayaklarım tutmaz olur
Yâ Rabb, halsızım
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:35 PM
Hani
Hani,görsem diyorum önümü
Görsem ya
Bakmasam ardıma
Gerekmeksizin
Hissetmesem arkamdan ıslık çalan solukları
Hani,görsem diyorum önümü
Açmadan gözlerimi
Yaslansam beyazdan nasibini almamış bulutlara
Yağsam çılgınlar gibi
Kıpkırmızı ovalara
Kan kokulu
Sellerden geçsem,fırtınada bulsam kendimi
Hani,görsem diyorum önümü
Ardımdayken sen
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:35 PM
Hasretlik Kanımla Boğulsun Yine
Söyle yar şimdi ben kimi sarayım
Bu sabah yanımda değilsin yine
Ses ver ki bir nefes Tûr'a varayım
Utanıp tüm dağlar, eğilsin yine
Hakk nasîb etmezse uğramaz ölüm
Ayrılık ölümden yeğindir gülüm
Başka bir cefâya yok tahammülüm
Tüm dertler derdinle dağılsın yine
Yalnızca Hakk'ındır ebed ve ezel
Gün gelir türâba girer her hazal
Arz bile seninle başka bir güzel
Yıldızlar semâya yığılsın yine
Anladım dert bitmez yük taşınmadan
Yol vermez bu dağlar, taş aşınmadan
Vur ki yâr hançeri hiç düşünmeden
Hasretlik kanımla boğulsun yine
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:35 PM
Hasta Çağ
Bir çağdan çıkıyor Adem'in soyu
Ardına bakmaktan, yola bakmıyor
Kulağı kul etmiş, boynuzun boyu
Ayıbın öretmeye şapka takmıyor
Ağlardı peygamber duysa, kahırdan
Uyuştuk 'çağdaşlık' denen zehirden
Bir zaman çağlayıp coşan nehirden
Kurumuş yataklar, katre akmıyor
Aldanmış insanlık fâni tapuya
Sığınmış bir çatı bir de kapıya
Çağlardır yükselen aziz yapıya
Bugün bir müslüman, çivi çakmıyor
Yerinde, ümmetin bâtıl neşesi
Eksilmez elinden şerbet şişesi
Buz tutmuş, kalplerin herbir köşesi
Ayhan'ım ölsen de yürek yakmıyor
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:35 PM
Hem Deliyim Hem Budala
Kimi dedi budala
Güvenilmez bu dala
Kimi dedi be deli
Bu mu ömrün bedeli
-
Ölmek istedim bir an, gözümde küçüldü arz
Kızarak baktı Kur'an, dedi sebât etmek farz
Hâl bilinir duyurmaz, dilde bir gevşeklik var
Tesellî de doyurmaz, yalnız o ânı savar
Görünenler yalandır, sanma bu duvar gerçek
Ne imâr ne talandır, temeldir esas ölçek
Bil bakalım ben kimim, nedir benim ederim
Ne doktor ne hekimim, âmentu billâh derim
-
Kimi dedi budala
Güvenilmez bu dala
Kimi dedi be deli
Bu mu ömrün bedeli
-
Hem deliyim hem budala...
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:36 PM
Hepsi Bu mu?
Çilelerim bitmez iken...
Koca ömür yetmez iken...
Dilim tek laf etmez iken...
Sarfettiğin sözler bu mu?
Kara bilmez ak güleçtim...
Siper sanıp seni seçtim...
Nice dağlar delip geçtim...
Katettiğin düzler bu mu?
Cenab-Hak verir aşım...
Enaz dört katındır yaşım...
Suyum kandır katık taşım...
Aş ettiğin közler bu mu?
Üveyikler konar dala...
Bazı göğdür bazı ala...
Öldüm öksüz kala kala...
Terkettiğin özler bu mu?
Artık ölmem sana nankör...
Kefeni sen kendine ör...
AYHAN olduktan sonra kör...
Bahşettiğin gözler bu mu?
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:36 PM
Her Günün Kutlu Olsun (Anama)
(Anama, her anneler gününde...)
Kimin ömrüne yanam
Kiminle ömre kanam
Bugün bidâtse anam
Her günün kutlu olsun
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:36 PM
Hey Bülbül (Ben de Giderim)
Hey bülbül hey dalda durup figân edersin
Kimbilir kimin derdini kimlere dersin
Haber getir sevdiğimden, ne yapar şimdi
'Boşver' dersin sorar ise 'bu kişi kimdi'
Dillerine gam düşenin derdi saklıdır
'Dil'i söyler, 'dil'e geçmez sözü, haklıdır
Bu dağların kuraklığı yürek pişirir
Zamansızca, amansızca aşka düşürür
Şimdi yâre git de söyle bülbül derdimi
Ben burdayım bırakamam, kendi yurdumu
Gurbetliğin sıcağını o da biliyor
Ben onu düşlerken, acep o ne diliyor
Her yağmurun ardı sıra toprak kokuyor
Yine dönüp gözyaşlarım, ona akıyor
Herkes gitti türâb olup, budur kaderim
Söyle yâre; istemezse ben de giderim
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:36 PM
Hey Hât
Hey hât yönüm sana doğru
Dönmem gelse binbir çağrı
Açtım, gel de vur şu bağrı
Kalpte imânî bir ağrı
Hey hât yönüm sana doğru
Güneşimsin asra dolan
Etrafımda binbir yalan
Mutlak şerri eyle talan
Kalpte ışığındır kalan
Güneşimsin asra dolan
Benden doldu taştı derdim
Kâr etmiyor binbir yardım
Kurumuş bir dildir ardım
Kalpte sıcağını sardım
Benden doldu taştı derdim
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:37 PM
Hocam
Uzaktı tevhîde tüm amaçlarım
Harâptı duvarım ve ağaçlarım
Kirinden pasından solan saçlarım
Belik belik oldu, örüldü hocam
Eğriydi düz gibi görünen yolum
Şaşmıştı eskiden sağım ve solum
Kur'an'ın ipinde gevşeyen kolum
Emrinle bir başka gerildi hocam
Üzüldün hâlime, üzgünüm diye
Dinledin bin defâ, sormadın niye
******* ân oldu, yıllar sâniye
Sen değil, ******* yoruldu hocam
Çarpmıştım şeytanın güçlü bendine
Çevirdin yönümü Hakk'ın indine
Su döktün, toprağım geldi kendine
Dün solan gül bugün dirildi hocam
Tevhîdin özüdür dirâyet dedin
İslâm'a etmeli sirâyet dedin
Yol biter, gelirse nihâyet dedin
Hasretle türâba girildi hocam
Gerçeği öğrendim senin yanında
Aklandı vicdânım Hakk'ın önünde
Tek namaz kıldığım yıllar sonunda
Secdeye birlikte varıldı hocam
İsminde duyarım selâmetliği
Gözünde görürüm imâmetliği
Ben serden görmedim bu ümmetliği
Seninle birliğe erildi hocam
AYHAN'dır bu sözü getiren dile
Söylüyor tüm hâlis hisleri ile
Bu sözler nefsine fazlaysa bile
Kaleme gönlümce verildi hocam
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:37 PM
Hocam 2
Yılkılar şahlanmış adres soruyor
Ol maksûdu ben de arayım hocam
Güvercinler âsumânı koruyor
Sal beni de arşa varayım hocam
Çağredince bâtıl tohumlar kurur
İklim susar, dağlarda karlar erir
Hükmü silâh tutan bilekler verir
Sen de yol ver küfrü tarayım hocam
Kış oldu canların bahârı güzü
Kalmadı dünyânın doğrusu, düzü
Hayâle sığmıyor gayrı gökyüzü
Tevhîd ile arzı yarayım hocam
Kararan zindanlar benzer mi eve
Evlâdır başımı koysam aleve
Gel bana destûr ver, ben seve seve
Fezâyı belime sarayım hocam
Mavi gök çöktü ben dedim Yâ Sabır
Delindi yağız yer açıldı kabir
Başladık bir dururuz bir zafer bir
Varsa engel söyle kırayım hocam
Ayrılmaktır zulüm hakkın izinden
Belâ deyip çarketmektir sözünden
Bak yüzüme feyz alayım gözünden
Hakk ilini dikip, kurayım hocam
Pis ellere kalın mıhlar çakılsın
Toplansın meydanda ruhlar yakılsın
Bütün putlar terkedilsin yıkılsın
Karşısında dimdik durayım hocam
Alkış tutulur mu kaçıp gidene
Kalıp ölmek ile bu borç ödene
Dilin bozup tek kelime edene
Çat kaşını, hesap sorayım hocam
Ayhanım zâlime etmekle minnet
Kazanılmaz ne saygınlık ne cennet
Eyler isem bu da'vâya ihânet
Sen hançeri tut ben vurayım hocam
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:37 PM
Hücre
Ruh çamura saplanır, bahçede cismin yürür
Kimi volta atarken kimi yatakta çürür
Hiç kalkmayacak gibi gözüne perde iner
Ne kahkahan durulur ne de gözyaşın diner
En yüce dağlar bile zor görünür dumanda
Heybetlik ne demekti, o da yiter zamanda
Unutursun saymayı, bilmezsin kaçtı şafak
Sonun ya dört duvardır ya da bir karış toprak
Aklına gelir gibi olur eski sevdiğin
Şimdi ölüm evlilik, her cenaze bir düğün
Yakınlar uzak olur, uzaklar ulaşılmaz
Bu dağ vuslat dağıdır, istesen de aşılmaz
Ne kızgınlık ne nefret ne de bir kin duyarsın
Mutsuzluğu sessizce yüreğine koyarsın
Gözkapağın aralık, baygındır bakışların
Yazların fırtınalı, güneşlidir kışların
Bakmaz olur gözlerin kapıdan girenlere
Kulağın tepki vermez bağıran sirenlere
Adımların yavaşlar kımıldamaz kolların
Yönler belirsizleşir, sağa benzer solların
Bir şarkı mırıldanıp, bir ıslık çalmayalı
Ne kadar uzun olmuş düş kurup dalmayalı
Kazma kürek tutmayan ellerin yumuşamış
Yalnız özgürlük değil, güç de seni boşamış
Gözlerinin ferinde ne bir umut çizgisi
Ne de kalbinde kalmış sevdanın belirtisi
Kadın, erkek, yaşlı, genç, hepsi birdir gözünde
İnsan değildir insan, sevgi yoksa özünde
Ey umutsuz kardeşim, ey azap duyan beden
Hakktan umut kesilmez, böyle söylüyor giden
Kapansa da kapılar, açılır bir pencere
Zaman gelir yıkılır, çürüdüğün bu hücre
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:37 PM
Hünkârım
Kelleyi uçuran sürç-ü lisândır
Kışın diğer adı küfr-ü nisândır
Bekleme mucize benden hünkârım
En nihayetinde bu bir insandır
Dilimin ölçüsü ne mal ne para
Tertemiz benliğim düşmez inkâra
İnfaza bahane dersen hünkârım
İşte bir sükûnet, işte bir yara
Vurmaya boynumu devir önüne
Öyle bir öldür ki, ün kat ününe
Atinin rengini bilsen hünkârım
Dönüp de bakmazdın kirli dününe
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:37 PM
Islak Doğdum
Aklım bastı ana dedim
Anam öldü öksüz kaldım
Gönlüm aşktan yana dedim
Aşıklardan nasip aldım
Dilim dönmez gayrı söze
Ayak bastım hain düze
Umman aştım yüze yüze
Sevda denizine daldım
Su istedim ağu verdi
Hak deyince göğe erdi
Bazen sevip bazen yerdi
Gururumdan ödün saldım
Hal hatrımı sormadılar
Gelmeye can yormadılar
Muradımı görmediler
Gönüllerden murat çaldım
Yaşım erdi büyük oldum
Yaprak döktüm dertle soldum
Yağmur yağdı katre doldum
Islak doğdum ıslak kaldım
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:38 PM
İbret
Titriyorken ellerim körelmekte kalemim
Üç beş satır yazmakla tükenir mi elemim
Yüreğimde biriken yaşlar gözümden akar
Kör olursa gözlerim döner özümden akar
Hücremin duvarında yazan çılgın satırlar
Başım önde gezdiğim harbi hatırlatırlar
İdamlık bir mahkumun yüzündeki ifade
Önce yürek dağlarken geçiyor alelâde
Bağırıyor gardiyan “Geldi ölüm saatin”
Geçmiş sizlere ömür ziyaretçindir atin
Korku dolu her yanım gözlerim kan çanağı
Ruhumun Azrail’den yok başka dayanağı
Ne de kolay söyledi o can alan sözleri
Kelepçelerken beni parıldadı gözleri
“Hele dur bir soluklan hazır değilim” dedim
Ya o kahkaha attı ya ben kafayı yedim
Ayağımdan kolumdan sarkar zincirler yere
Dönüp baktım hücreme ağladım son bir kere
Yaştan kızaran gözüm duvarlara takıldı
Benden kalan bir şiir,birkaç kara çakıldı
Yolcu yolunda gerek korku fayda sağlamaz
Boynum kıldan incedir kendi düşen ağlamaz
Başım dimdik yürüdüm upuzun koridorda
“Dik geldi dik gidiyor” yazıyordu raporda
Yalın ayak yürürken gözüm daldı bir ara
Zaman geldi geçiyor kapanır mı bu yara
Tiz bir haykırma ile açılırken sürgüler
Hücremdeki başıboş günlerimi sorgular
Biraz düşündüm önce neden geldim buraya
Harcadığım emekler gitmiş miydi araya
Silkindim kuvvetlice, birden titredi içim
Üşümek değildi bu, belki yanmak bir biçim
Sanki ben bir fareyim mahpus koca bir kapan
Cellat işaret etti “İşte şu senin sehpan”
Ben sehpanın yanında çevremde kalabalık
Bir kuş daha uçuyor, herkese verin salık
Cellat bana dönerek son isteğimi sordu
Neden bilmem beynime ölüm korkusu vurdu
Bana bakarak dedi “Suçundan pişman mısın? ”
Gülerek cevap verdim “Derdime derman mısın? ”
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:38 PM
İdâm
Bir zaman en büyük arzumdu gülmek
Şimdiyse boynumda dört büyük ilmek
Gözden yaş sızmıyor, dilim dönmüyor
Hayat yok, şerit yok, filim dönmüyor
Arkamda yüzlerce bekler zebâni
Kaçmak mı, böyle bir hâlde mi yani
Kolumda ateşten bir demir bilek
Sorsalar ağlardım, nedir son dilek
Vücûdum kendini hissetmez oldu
Bildim ki, sırdaşım nergis de soldu
L harfi çınardan, O harfi yünden
Hey hât, ihânete uğradım dünden
Üçyüzkırk şaşkın göz bakar gözüme
Soğuk bir uyuşma indi dizime
Ağlasam korkağım, gülsem deliyim
Ne yapsam acaba, nerden bileyim
'Üçyüzkırk eksi bir' nerdesin anam!
Sen tutuştur beni, seninle yanam
Ellerim buz tuttu, kalbim çıldırdı
Bir adam, ahbersiz duâ kıldırdı
Yüreğim acıyor, sesim kesildi
Bu hâlde kimbilir kaç gül asıldı?
Amaç itirafsa, işte itiraf
Sevmedim ölmeyi, korku her taraf
...
Tüm gözler âniden doldular nemle
Celladım gülerek; 'Düşsün iskemle! '
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:38 PM
İki Büyükmüş Birden
Gözlerimden dökülen, son damlaları aşkın
Nice damlalar döktüm, iki seneyi aşkın
Önceleri ben için, açmamış taze güldü
Ben açmamış dedikçe, elâlem bana güldü
Çırpınırken çâresiz, yakalandım bir ağla
Bu dert seni de yakar, hemşerim sen de ağla
Dedim; 'Ayhan, hayırdır, ne oldu sana birden'
Cevap verdi sessizce; 'iki büyükmüş birden'
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:38 PM
İlmekte Sallanan Çocuk
Açınca gözümü gördüm bir perde
Nerde para ve mal, sonsuzluk nerde
Servetim sandığım onca güzel şey
Bir avuç toprakmış yattığım yerde
Güneşten yoksunum, soldum derdimden
Duruldum ansızın, öldüm derdimden
Bazı gün ağladım sabaha kadar
Bazı gün çıldırıp, güldüm derdimden
Ey boynu ilmekte sallanan çocuk
En soğuk mevsimde dallanan çocuk
Nerdeler seni bu hâle itenler
Ateşin bağrına yollanan çocuk
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:38 PM
İmânın Bedeli
Gönülden korkuyu atıp silmeden
Silinmez alnımdan bu sefil kara
Pes etmek yakışmaz, durmak bilmeden
Çıksa da hamdeden dillerde yara
Avlanmak isteriz, henüz uçmayıp
Hayırlar umarız, şerden kaçmayıp
Bollukta hamd ile avuç açmayıp
Mûcize bekleriz düşünce dara
Kimisi berdûş der, kimisi deli
Kınandık dillerce, îmân edeli
Ödenmez nîmetin zerre bedeli
Cebimiz dolsa da keseyle para
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:38 PM
İnandım
Bilemedim kalbim ile görmeyi
Bir soysuzun gözlerine inandım
Ele sordum, düşüm' hayra yormayı
Düş görmezin sözlerine inandım
Müridinden oldum salât kılmazın
Tezgâhına düştüm şerden yılmazın
Üçe kadar saymasını bilmezin
Binlerine, yüzlerine inandım
Vardığını sandım koşamayanın
Erdiğini sandım aşamayanın
Kıştan başka mevsim yaşamayanın
Yazlarına, güzlerine inandım
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:38 PM
İsimli Günler
Yâ Rabbî Senindir ebed ve ezel
Gelmiyor aklıma kalıcı hîle
Seninle olduğum tüm günler güzel
Koyulmuş bir ismi olmasa bile
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:38 PM
İstanbul Kokulum
Ağla sevdiğim…
Göz pınarların hiç bu kadar çaresiz değildi belki.
Ve sen hiç böylesine kederle bakmadın bu şehre, daha önce.
Üzülme!
O ay gibi parlak göz bebeklerini titreten,
sımsıcak bakışlarını, Kız Kulesine zincirleyen,
ıslatan, meltem soğuğunda pembeleşen yanaklarını,
dudağının kenarından geçip, yer çekimi istikametinde süzülen…
tertemiz damlalar,
alelade bir yerin zeminine değil,
İstanbul’a düşüyor!
Her gün, bir gün öncesinden daha güzel,
Ve daha masumdun her ağladığında, gülen güllerden...
Biliyorum, sen de sevdalıydın benim gibi,
sen de çay içerdin Küçük Ayasofya’da pazar ikindileri…
sen de binerdin Üsküdar vapuruna, seyretmek için martıları, akşam üzeri…
sen de erken kalkardın sabahları simit kokusuna…
sen de yürürdün Beyoğlu’nda, bir aşağı bir yukarı, öylesine…
Biliyorum, sen de sevdalıydın benim gibi,
İstanbul’a...
Dökülürdü kirpiklerinden Çamlıca Akşamının kızıl güneşi...
Sessizliğinde boğardı, gündüz keşmekeşinin son kalıntılarını...
Böyle bir akşamın ardından, vururken avuçlarıma Eyüp Sultan sabahının ilk ışıkları,
Üç şey için yakarmıştım Allah’a;
cennet bahçesi,
İstanbul kokusu,
ve sen...
Şimdi ise senin yokluğuna ağlar, kimsesiz güvercinler...
Alışamadım gidişine inan!
Yine de kesmedim umudumu, ne cennetten ne İstanbul’dan...
Artık sen yoksun ama...
Beni teselli eden İstanbul var.
bir de Haliç yakamozunda asılı kalan gülümsemen...
Ben seninle yaşadım bu şehri, şimdiye kadar,
Ve bir gün bırakırsam, sensiz yaşamayı da,
gene bu şehirde bırakırım.
İstanbul kokulum...
'Ne zaman ki vuslatlar, bu şehirde dem bulur
O an her mevsim bahar, her yer İstanbul olur'
GooD aNd EvıL
01-01-2009, 05:38 PM
İtirâf
Sevdaya düşmüşsün gönül kandırma beni
Bu kadar özlemezdin bilirim gideni
Önceden kızardım anladım yeni yeni
SEN HAKLISIN
Giden de bilir kalan da bilir bu yolu
Kalbin çift çift atar gözlerin dolu dolu
Birşey diyeyim şaşırmadan sağı solu
SEN HAKLISIN
Gölgene aldırma yürü güneşe doğru
Karanlıktan değil ışıktan gelir çağrı
Yolun ister dümdüz olsun isterse eğri
SEN HAKLISIN
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.