PDA

Tam Sürümü Görüntüle : Yahya Akbulut


GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:02 PM
Acımasız Gerçek
beni melek kadar ve hayali
tek bir şiir üzerinde gizle,
yaktığın sahte şehirlerinde.

zaman, iki bin benden sonrası
yıl sonu aylardan on üç gelsin,
gün ışığı gözlerimde eğlensin.

yolcuyum yanan şehirlerinde
zaman, önce ve benden sonrası
yaşam, varmış ve yokmuş arası.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:03 PM
Affet
gidiyorum...
bu vefasız şehirden
esaretim senden,
sevginden, vazgeçiyorum.
sevgiden değil – sevmekten,
senden!
atıyorum yüreğimden,
gözlerimden yanan alevleri.
sevginin büyüklüğünden kaçıyorum,
korkudan değil - saygımdan,
sevemediğimden!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:03 PM
Alev Gibi Diyarlarda
kabuk bağlar acılarımız
erken ölümden / korkudan,
ki burukluğudur bizi
..............kendimizce yoran...
zedelenir onurumuz
umut yükünden arınırken,
zamansız düşer gücümüz
acılara kırılgan.

beden gücümüz kavrulur
.....................sımsıcak yürekte
içimizdeki yükselen seslerde,
burukluğu yıkarken
...........erdemin şiddetini,
sırtımdan vurulan o zavallı ben
bir de sen...
alev gibiyiz diyarlarda,
erken ölümden korkmadan
bizi yangınlara götüren.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:03 PM
Anlamsız Çağrı
bir sürü saçma sapan alışkanlıklar,
düşüncenin en garip yankıları
sahiplenerek yaşamı,
sabahları hep barışık
gülüşlerimde.

bir yanım anlamsız çağrı,
diğerinde rıhtımlarım asil.
yaşamın gizlediği o arka bahçesinden
bana çocukluğumun sevdiği
şehirleri getir.

bahar yorgunluğun en koyu gölgesinde
su alıyor aklımdaki var olma düşüncesi…
arkama at, en önemli sözcüklerini
bozkırlarda kahkahalar kabahat,
verilen yaşam süresine kendimce
sözcükler ekledim,
yüreğimi toprak yaparken
unutma…
gözlerim sanık!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:03 PM
Anlayamadığım...
çok yüzler tanıdım,
kapattığımda gözlerimi
yüreklerine aldandığım.

çok gözler tanıdım,
açtığımda yüreğimi
yüzlerine inandığım.

çok insanlar tanıdım,
yüzleri - gözlerinde
anlayamadığım.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:03 PM
Asrımın Yol Haritası
ahtapotlar çekiştirir durur
...............şahlanmış gemimizi
vahşi çığlıklar atılır sahillerde
karanlık kıyılarda atam
..............buluyoruz kendimizi
limanlar duman / siyah bulut kokan.

buraya kadardı atam
....................düşmanın kini
buraya kadardır telaşı ecdadın,
cebimdeki defterim
..........asrımın yol haritası
senden emanet aldığım.

bir tezlik seziyorum gidişinde
rüzgarın yaladığında tenimi,
güneşi bile gölgeleyen bakışlarında
yanında buluyorum kendimi.

yüreğim atam...
sana kendi ellerimle emanet
bedenim...ölüp giden mücahit
yıkılmam / yeniden doğarım
zaten bu yürek sana ait!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:03 PM
Aş(ı) k
kalbini söker hıncında
parçalanırken umutlarında
direnci.
dayanılmaz o acı...
yükselirken yangınlar
................yaralı yüreğinde,
hasret yakar içini,
sevgisizliğedir isyanı
yalnız kalmanın acayip biçimi.

en kısa ömür hızıyla sevmek ister,
elemine ilk ve yalnız son defa
ölümüne sevmek,
kaderin kıyısında savaşan
bir korsan gibi.
düşlediği hayali kumsalda
zamansız aşkı biter
ve ölmek ister...
ölümü bile göze alan
aşık bir kadın gibi.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:03 PM
Aşırı Güven
ben, yalnızca sizden birisiydim
arkama sığındığınız.

sizden başkası olmam yolunda,
masumcaydı isteğiniz.

grubu belirsiz, taze kan gibi
damarımdan girdiniz.

şimdi ben damardan serseriyim,
belki de ben - hiç kimseyim!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:03 PM
Ateşe Verildim
ATEŞE VERİLDİM

hayat bağış ise - ne demeli,
yaşadığımız kadar ödemeli!
Y.A.

sormayın hamurunu
çelik kadar sert bakışlarımın,
ateşe verildim!
buz rengi alevlerin resim çizdiği
yengi saatlerinde,
talan oldu mertliğim!

rıhtımlarına yüzümün
dokunurken isabetten hain okları
direnemedim!
duman oldu hamuru bakışlarımın,
duman oldu sertliği –
toz duman...

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:03 PM
Avlandın
güç bela yuttum
eleştirilerini,
yılmadım!

elin avucumda ama
keşmekeşlerine
aldırmadım!

yokuşa sürdün
avladıklarını,
avlandın!

iki satır lafımı
yabana attın,
kabardın!

kudret gelirini
paraya sattın,
yanıldın!

bu gün varsın,
yarın yok
anlamadın!

yüreğini şeytana,
kulluğunu satana...
anlatamadım!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:03 PM
Avrasya Yakamozu
Anadolu toprağının Trakya kumaşı
gözlerimin pırıltısında
katmer, katmer...
Boğazın sıcaklığına dokunduğumda
Marmara adımlarımın altında
ve Karadeniz’in suları,
karışırken can damarlarına
en eşsiz endamı.

Ah, İstanbul!
sen...
yeni doğan bir Nova
yıldızı gibisin
adımlarken kırk beşimde
kainatın merdivenlerini,
sen...
bir Avrasya yakamozu
çözülmez bir bilmecesisin,
güzelliğinin tılsımı
boğazın sularında gizli...

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:03 PM
Avuç Yıkıntıları
avuçta kırıntıların
evrende dolaştığı
ne yön,
ne istikamet...
yeryüzünde kuruntuların
yıllarca bedeli
gönüllü yargıç...

unutulur
masallardaki maden,
yutulur
yitirilen çocukluk,
büyümenin intikamı
hasbi hal...
mükafatı,
avuçtaki yıkıntıların...

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:03 PM
Avuntudan
yeterince yıkandım, izlerinin
ardında bıraktığı çukurlarda,
sevemedim ıslaklığını kentin
bıktım usandım,
fazla zamanım da kalmadı
sıkıntıdan...

gün ışığı vuruyor gidişime
uğurlamak - senin elinde
ayrılığın belki tam zamanı,
dibe vurmuş çabalar.
çocukça sevinme gücüm
sonumu getirdi
avuntudan...

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:04 PM
Aydoğdu
gözlerimin rengini dokudum
sokağına / taşına
yarınki gidişimde
............hüzünlü değilim.
karanlığa saldırır,
ümitsizce çırpınsam da...
toprağına sarılıp özlemin
adresindeyim.

yokluğunla yaşamak
............ecelim olsa da
her zaman olduğu gibi
sen benimsin!
gidişimde son vedalar
derin uykuda
uzaklarda - hasretim,
umutlarımda - kaderimsin!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:04 PM
Aynasında Gözlerimin
kararsız sanki dokunmalar,
gönülde ihanet mi oynar!

neden keder yüklü kirpiklerin,
sahteden mi alnındaki terin!

bir ürperiş,
cezalı bir umut
oynuyor kaygıdan
gözlerime yüklediğin,
hesapsız bir gösteriş
aynasına eklediğin...

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:04 PM
Ayrıntılar
bu gün elbiselerimin
düğmelerini değiştirdim,
dostlarımın da unutulmaz
ilkelerini.

bu gün düşüncemin
elbiselerini eleştirdim
dostlarımın da unutlmaz
entelliğini.

bu gün düşüncemin
düğmelerini eleştirdim
unutulmaz dostlarımın
namertliğini…

bu gün elbisemin
güzelliğini eleştirdim
yüreğimde düğmelerin
bencillliğini.

bu gün düğmelerin
güzelliği elbiselerimde
ve dostların unutulmaz
entelliği…

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:04 PM
Bağışlayın Sessizliğimi
aşinalı bakışlar tükenmiş yüzlerinde
umut bağladığım insanların.
yok olan dostluklarını
.......mendilime sakladım.
yüzlerce çift bakan gözleri
yok olan aşklar gibi
...............terk ettiğim dehlizin
karanlığına yasladım.

kırk yıl misali içtim o kahveyi,
kırk yıl hatır misali
...........o şehre geldiğimde.
kök salmışken düşündüğüm
taştan yüreğinizde,
önceden görmeliydim kaderimi...
bağışlayın sessizliğimi!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:04 PM
Bahar Senfonisi
şu gökyüzü yağmurlu havada
yitirir deniz mavisi ışığı,
yüreğim – güneş yanığı.

şu deniz suları fırtınada
yitirir dalgalarında ışığı,
yüreğim – bahar yanığı.

şu mercan güneş baharda
yitirir gücünle rüzgarı,
yüreğim – yaşam sıcağı.

şu yüreğim bahar yanığı,
deniz mavisi ışığı
yaşam – güneş sıcağı.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:04 PM
Bahar Yağmurları
baharda yağmur,
yol almış damlaları
süzülürken yanaklarımdan.

gidişinde gözlerim,
yol almış yaşları
yaşadıklarımızdan.

aynalarımda resim,
bahardan kalan yağmur
damlacıkları...

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:04 PM
Beğenemediler
beğenmediler,
avucumuzda taşıdığımız
sönmeyen ateşi.

teet geçtiler,
ölümü bile göze alan
kükreyişimizi.

sindiremediler,
yüreğimizde taşıdığımız
kimlik izini.

silemediler,
sınırda bıraktığımız
kinlerimizi.

gönderdiler…
imrendiler, beğenemediler
bu filmi.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:05 PM
Bencilliğin Bensizliği
dün benliğimi, ürkmeden ilk defa
boynuma taktım.
saflığımdan uzak, tanımadığım
yabancı benciller kervanına
yüreğimle adım attım.
yaz boyu içimde topladığım
kuruntuları,
zaten mevsimlere dağıttım.

ne bir dost kaldı kapıma gelecek
ne de hırçın rüzgar, yıkıp geçen
yüreğime dokunacak...

dokunmayın benliğime,
eski kaleyim ben!
(bencillik değil ya...)
o gün sadece avuttum kendimi,
avuttum, durdum...
bu gün benliğim, bir ömürden geçer
bırakın, kendi hatam olsun
dünya üzerindeki kuruntularım,
bencilliğimden değil,
benliğimle yok olsun!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:05 PM
Bendimde Elendiniz
ben...
sen daha iyi bilirsin
perdelerimin arkasını.

sen...
güneş batımına kadar
perdelerin çekilmiş.

o...
çakışıyor düşünceleriniz
perde arkasında.

biz...
sence yalnız ikimiz
bence hepimiz.

siz...
bence düşüncelerimiz
sence ise kendiniz.

onlar...
sen bu gün yine densiz
bendimde elendiniz!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:05 PM
Bensiz Olsun
uzaklardan gelen telefonda sesin,
delip geçti rüzgar gibi
.........yüreğimin sahillerini.
durulmuş suların öfkesi
hala kulaklarımda
karanlık bu gece
..............yüzümün ifadesi,
yağmurlu bulutlar çökmüş
sanki üzerime fırtına öncesi.

kapattım kapılarımı
............yüreğimin sesine
bu gece.
saatlerce dolaştım
senden kalan acılarımı.
söküp attım kalbimden
...........çaldığın o yıllarımı
bir ömür bekledim
......kapattığın yollarını,
silemedim hala yüreğimden
günahlarını.

başkası var artık
.............hayatımın izlerinde
arkamda sevginin meyveleri
yürüdüğüm yeni yollar var
göz göze birlikte.
açılırım yazda, kışta, rüzgarda
yelkenlerim hep tetikte.
ihanetin korkusu
.........yabancıdır yüreğimde
adam gibi sevdiğimde.

mevsimlerin güzelliği eksiktir
sevdiğimin yüzünde,
elleri nasır tutmuş ellerimde
gözleri bir güneş
............en efkarlı günlerimde
kalbi bir melek yıllarımı süsleyen
bir cennet, kalbimin derinliklerinde.

işte aynı sokak, aynı durak
geliyorsun yıllar sonra umutlarla,
ilk bahar okunuyor yaşlı
gözlerinde.
aynı çiçek, aynı demet
benim değil, senin ellerinde.

dur! .. yaklaşma sakın!
penceremden gözlediğim
o durak - senin
çok sevmiş beni
özlemiş sensizliğin sohbetini.

işte o durak, aynı sokak
ellerinde bir demet çiçek
senin, güzel sözler senin,
hepsi senin!
yalan gözler senin,
.....................senin olsun!
bu gün vedalarım sensiz,
yüreğinde fırtınalar...
bensiz olsun!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:05 PM
Bırak Yıkansın Kederlerim
yağmurlar yağdırmıştım...
kovalarken fırtınalar
nemli havasını ıslak gönlümün,
merhamet dilemiştim sevgiliden
türkülerin diliyle
dalarken sonsuzluğa düşüncelerim.

ardından bırakılan / umut kokan
izlerinle yetindim
susuz kalan toprak gibiyim.
kırıp geçen tufana bir şafak vakti
zalimce yenildim!

bir çileydi sevmek / kudretsiz,
yenik ve titrek
boşuna harcadığım yıllar,
açıkta kalan keder
cehennem çizgisine hükmeder.

mutsuzluk olacaksa oralarda adı
akıyorken yokluğun ömrüme
ince ince,
küllenmiş ve ıslak kalacaksa tadı
kurarken köprüleri cehennem çizgisinde,
bırak... yıkansın kederlerim,
kurumuş bir nehrin
ölümsüzlük türküsünde.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:05 PM
Biliyorum Can
yoruldum can...
at gibi koşarken
havalı düşlerin peşinden!

sıkıldım can...
yüreğimdeki öfkelerime
zamanında yetişemediğimden!

usandım can...
ecelin ensemde dolaşırken
soğuk kalleşliğinden!

biliyorum can...
ne tadı kaldı, ne tuzu bedenin...
yanlış yörüngelerde dolaşırken!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:05 PM
Bir de çelik yürek...inadına
bir başka yanıyor yüreğimde
alevlenen ateş korları
her gece
cebimde eksik bazen ekmek parası
üzgünler alemin bir parçası
zeytin, peynir aslında
................gönlümün yarası
her yolculuğumun akşamında
sıcak çorba soframda
çok özlediğim.

tatlı yorgunluğun gizemi üzerimde
akşamdan kalan nimet kırıntıları
üzgün soframda,
hasret şarkıları
...........değirmeninim çarkında
moralleri yıkan...masum ve çekici,
belki gidici.

canlı heykel kapımın eşiğinde
yansımış biçimsiz gölgeme,
gözlerim dalmış odanın boşluğuna
o cüppesiz hakem...sevemediğim,
kesilen sayısız cezalar hesabıma
hakkın gücü terk etmiş
sanki beni...inadına...

ayaklarımda dolaşan umut tacirlerim,
masum ve günahsız isyanlarım
boğazımda düğümlenen
................sevgi kelimeleri
zamana mahkûm
içimde alevlenen ateş korları
sevmediğim.

rahat bir nefes...bir tebessüm
dudaklarımın ucundan süzülen.
gönlümün bucaksız derinliklerinde
zeytin, peynir
ve bir baş soğan...
ve aynı nakarat yorgun akşamlarımda
sevemediğim...

sultanımın yüzünde o anlamlı bakışlar
etrafıma yayılan sevginin kudreti
ve o gülen gözler,
........derinliğinde gizli nefreti
mekanıma yansıyan yoksulluğun
ayrıntıları,
akşamdan kalan nimet kırıntıları
soframda bir başka bu gece...
bir de çelik yürek inadına
her gece.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:05 PM
Bir Defa Haklı
ve sonra... bu gün...
bizim kefenlerimiz
kurbanlık olacaksa bu saatte
bir defa kazanmış olacaksın,
bin defa haklı kanaatte
ne zamana kadar,
kendine sormalısın
başka bir kurban bulacak mısın!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:05 PM
Bir Gün Bensiz
hainliğin zincirleri
boğazladığında bedenimi
geçmişime taşırım
...........yüreğimin sesini,
nefretin bile bükemediği
ileği öperim
onurumu hatırladıkça.

paylaşırım yüreğimde
...........dinmeyen fırtınaları,
ayak izlerimin damga vurduğu
dikenli yolları,
köklerimin uzandığı
dallarımın ağlar ördüğü,
geçmişimin temel taşlarını
ellerimle sökerim!

en huzurlu anlarımda
mum ışığının aydınlattığı,
soframın nimetlerine
...........dokunmadan önce,
saatlerce koşarak
oraları dolaşırım.
yangınlara...fırtınalara ekerim
geçmişin tohumlarını,
hiç gözümü kırpmadan
yaralara tuz basarım!

ufuklara dokunur,
.........umutlardan içerim
acıları tanırım, sevdaları
bilirim,
yaşlılardan dinlerim
..............hayat öykülerini
yoksulları severim!
nasihat...ekmeğim benim
..........hep doymadan giderim
para pula bakmadan
hep elimle iterim.

biliyorum / bir gün
.......gündüzler / *******,
........................mevsimler
sonun, başlangıcı olacak,
güneş bir başka doğacak
umutlarım yorgun,
..............hayaller bitecek
hayat bensiz devam edecek!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:05 PM
Bir Ömür Yetmez
susuzluktan alevlenmiş
göz bebeklerin.
heyecanlı bakışların altında
simsiyah, kömür rengi kirpiklerin
mum gibi erirsin karşısında.

alevlenir kalbin, küllerinden
aşk doğar
bir o kadar katmerli
..........ıstıraplar çekilmez!
bertaraf olur hisler, nice ihtiraslar
doyasıya sevmek için
tek bir ömür yetmez!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:05 PM
Bir Sihirdi o...
ters yönde ömrümün
diğer yokuşundayım,
ters yönde ömrün
.........en uğursuz kıyılarında
kim bilir hangi yağmurdan kalan
bir çiğ damlasıyım,
kurumuş bir ırmağın
unutulmuş yatağında.

önceden bir sihirdi o... yok oldu!
bir ışıktı, geldi - gitti...söndü!

oysa, sana ebediyen esir gelmiştim
gerilimden yüreğinin hafifliğini
özlemiştim,
beyhude serinliğini.
sinsice güneşin özenle yaktığı,
şakaklarında sakladığı, yanık
..................lekelerine özenmiştim,
yüzündeki sımsıcak kışları sevmiştim
buharlı camlarımda
nemli havasını kırık gülüşlerinin
ıslak dudaklarında.

bir sihirdi o...yok oldu!
bir ışıktı, geldi - gitti...söndü!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:05 PM
Bir Şair
sonbaharın serinliğinde
inceden yağan yağmur
içine akar şairin
............bir ırmak gibi
yüreği toprak olur
ve topraktan alır gücünü
kaleminin ucunda
yağmur kokusu.

güneşi arar ala gözleri
.........büküldüğünde boynu
umut yatar kırık kalbin içinde
bir mum yakar üşüdüğünde
her ağacın gölgesine
alevlenir sayfalarda ocakları.

yaşamı şairin kitaplara takılı
belki biraz da sıkıcı
kin kusarken düşman namluları
ve bencil kalem düşmanları
okyanusun demi
...................aşkların tadı
bir bıçak yarası kadar acı
ve hava kadar mübarek
isyanında
şairin yaşama inancı.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:06 PM
Bir Yengi İçimde
her uçurumda ansızın
tükenir saldırgan gücüm,
çehrem zamanla sessizliğe bürünür
renklerin dansından
.............sonsuzluk dökülür.
kısılır avazın yasından sesim
günlerce ifadesiz çırpınır yüzüm.
serin sularda dinlenirken hatlarım
sütun gibi çayırlarda sırıtır
kabahatlerim...

naçiz buluyorum biraz
..............var olan sevinçlerimi,
denizin severken sularda mavisini.
bir yengi içimde
.........karanlığın yarattığı,
ahengidir özlemimde odanın sıcaklığı
ve aydınlık kadar hür
sabrım büyür.
sevilir mi bilemem böyle bir yürek
yumuşak ve kedersiz
gülümseyen / terk edilmiş
bir resim gibi
kimsesiz!

hep uzaklardan gelirmiş
dudak dudağa kenetli
.............merhamet ve sevgi,
belki çocuksu bir avuntu benim ki?
ya ben olurum celladı çilenin
....................sönmeden nefesim
veya sevgiye demir atmış hevesi
olurum herkesin!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:06 PM
Bizim Değil
derin ve yaşlı göz kapakların
konuştuğun ıslak dilin
senin yüreğin.

ve onurlu yalnızlığın üstüne
can çekişen sözlerin
senin gerçeğin.

büyüyorsun geçikmelerinde,
zamandır kaybettiğin
o bizim değil…

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:06 PM
Borcum Baki
toprağında yıkanmış
umutlarımın gülümseyen renkleri
içimdeki ihtiras
...........zorluyorken yalnızlığımı
damlası yağmurun
ekmeğim / suyum
ve ıslak...
parmaklarımın arasında
dökülen saçlarım,
ak tellerinden mutluyum.

riya değil, düşler kadar gerçek
suskunluğunda
..........her akışı nehrin.
ovasında çıplak bir tarla seçtim,
ne imdat sesi / ne de...
yaklaşan kıyılar,
alev topu, kaygısız güneşti
yüreğimdeki patlamalar.
tuvalinde, rüya gibi resmin
en güçlü darbeler
................nostaljik çizgiler,
başı boş fikirler
tek bir şarkı üzerine
(yalnız hüznü kalır ya geriye...)

yitirdim artık “sürgünde”
garip ve istenmeyen gitmeleri,
ölümü bile yitirdim!
ömrüm şimdi ve bu gün,
daha uzun,
dünden daha gerçekçi
yarından çok daha derin,
borcum da hani baki...
bir gün öderim!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:06 PM
Boşuna Harcama
ağlamak geçiyorken içinden
acı çekme, görme yokluğumu
gerçeğin suskunluğu yüzünden
boşuna harcadık yolumuzu.

isyanında bir daha inandım
büyük aşkların var olduğunu
gözünün damlasından anladım
yok uğuruna yorulduğunu.

vurgunlar içindeyim gelemem
yokluğumda boş bakarken cama
yüreğinin derdini silemem
genç yaşını boşuna harcama!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:06 PM
Boşuna Krallık
mertliğinle bazen, her şeye karşı
dikilir krallığım...
diretir - geriye adım atmaz.
eşyasız bir yatak odasında
(ki nasıl düzenlenir bilmem)
tozlu raflardan bir kitap
düşmeyecek ise yüreğime
uyuyamaz o beden,
uyumaz!

umarsız çöker kırılgan bendime
o sihirli karanlık,
uzaklaşırken gözlerimden
uykular...
saat beşte biter acayip kurgular,
beden çöker,
duvarlar çöker üstüme...
yeniden krallığım doğar.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:06 PM
Bu Akşam Yüreğimde
bu akşam dileklerim
umutları bağlar
bilemezsiniz.

sonrası umutlarım
dilekleri arar
sevemezsiniz.

yarından hudutlarım
yüreğimi dağlar
silemezsiniz.

bu akşam yüreğimde
umut dilekleri
geçemezsiniz...

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:06 PM
Büyük yaşadık...inan
boşuna mı doğduk, boşuna mı yaşadık
yankısı hani kalacaktı ardımızdan
biz zaten yaşarken, kazanmaya alıştık
kederleri kopardık yanık bağrımızdan.

rüzgarı içimize aldık, göğüs gerdik
haince keserken eşkıya yolumuzu
ecdadın yollarına düştük, bedel verdik
bilek gücü ile savunduk soyumuzu.

boşuna mı doğduk, boşuna mı direndik
her adımı atmadan köprüleri kurduk
kalemin gücüyle ışığı indirendik
umut izlerimiz dedik, didindik durduk.

gün batımını uğurlarken yavaş yavaş
yüreğinin kıskacında bir avuç umut
en azından kalbim seninledir arkadaş
büyük yaşadık inan, kaybetmeyi unut!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:06 PM
Cevaben...
ben öyleydim genç yaşta
tarlada bir sarmaşık...
kök salmıştı şehrin
otobüs duraklarında
umutların feneri...

ben bir ipek böceği – dokudum,
düşüncesiz sevgi kozasını
çınar ağacın gölgesinde,
ucunda- bilerek varken ölüm.

kaybolan - biz olalım
şehrin sokaklarında,
yolculuğumuz – uçurum...

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:06 PM
Cevabım İstensin
büyütürsem gözümde korkuları
sahillere vurmadan gemilerim
denizin akıtırsam sularını
kararsızlıkta cevabım istensin!

sorguda mı yüzümdeki çizgiler
tükenir mi varlığımda nefesim
korkuyorsam musibetin dilinden
kararsızlıkta cevabım istensin!

şiirlerim eğer yarım kalırsa
yılgınlığım riyayla lekelensin!
fütursuzca yüreğim aldanırsa
kararsızlıkta cevabım istensin!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:14 PM
Çaresizliğin Zirvesi
yıkılacak elbet bir gün endamı
içime düşen yıldızların
yankılanacak o zaman büyüsü
gözlerimi kapattığım akşamların.
ne öfke kalacak içimde
ne de...bu gün, dünyayı
ecelden terk ettiğim gün.

zamansız sevişmeler gibi akacak
masum ve sıcak,
çaresizliğim zirvesinde olacak.
sıkıntıdan rüzgar ve güneş
.............dudaklarıma dokunacak
feleğimin sessizliği bozulacak,
baş ucuma, dikili bir taş konulacak
ve o bedenim sararmış yaprak,
kulluğundan ırak... üzerinde
bir avuç kuru toprak.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:14 PM
Çıldırıyor Zaman
acı çekmek özgürlükse
yaşamak – yürek ister!
Y.A

bu gece yine uykusuz
şehir kaldırımları,
bu gece yürek çırpınışlarım
lodos rüzgarını alan, bir türkü.
kabuk bağlamış
akşam yağmurundan kalan
siyah-buluttan gökyüzü.

yelken direği uykusuz gecenin
kabarmış öfkesi
direniyor suskunluğuna kaldırımların.
esrik ve mahkum lodosa nefesi
.............................rüzgarsızlıktan!
çıldırıyor bu şehir uykusuzluğuma,
çıldırıyor zaman!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:14 PM
Çılgın Düşlerim
ateşe verdim en çılgın düşlerimi,
var mıdır dersin şeytanın bir bildiği
belaların sızıp, geçtim arasından
sabah oldu be gözüm, uyandır beni.

tuzak mı dersin rüyamdaki engeller
bağladığın umutlar ne çabuk bitti
sahile düşerken gizlice özlemler
son gemimiz de limandan çoktan gitti.

yürek acıların ben yabancısıyım
ateşe verir mi düşlerini insan
sahte dünyanın adi yalancısıyım
şu çılgınca rüyalardan bir arınsam.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:15 PM
Çılgınlığımız İntihardı
yansıtamadım – ne kem aynalara
ne de buluştuğumuz sarnıçlara
derinleştiğinde çılgınlığımızı...
susuyordu kelepçeli dudaklarım.

gülüşünde bedenimi gözlerin yakardı
kuşlar bile oysa yüzümden anlardı!

kimseyi görmüyordu gözümüz
ne başı vardı hikayemizin, ne sonu
dev bir süngerdi içimizde yadsıdığımız
gün be gün eğlenceye benzettiğimiz....

kurulmuştu saatimiz, varlığımız ihtiyardı
avuntudan derinleşen çılgınlığımız intihardı...

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:15 PM
Çizemedim
bu gece seni hayalimde çizdim
dört duvar arası...sabaha kadar,
nefretle yüklü siyah bulutlar
çizdiğim resim sen değildin.

bir çiçek çizdim solmuş içimizde
gökyüzünde kırık kanatlı kuşlar
gözlerinde solmuş yabancı bakışlar
çizdiğim resim sen değildin.

ümitsiz akşamın yüzünü çizdim
unutulmuş, çözülmeyen eller yabancı
içimde bitmeyen hüzünler yalancı...
çizdiğim resim sen değildin.

acılara esir yüreğimin kalesi,
seninle dolaştığım bütün sahilleri
sabaha kadar, durmadan çizdim...
çizdiğim resim sen değildin!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:15 PM
Çocuk Bahçelerim
bir demet çiçek
.........çocuk bahçelerimde
yıllarca solmayan,
gözlerinle okşayan
..............sayfalarda gibi
rengarenk satırları,
gece / gündüz
..........unutulmayan şarkıları,
yüreğimin en tutkulu
temel taşları,
ardına kadar açılan
gönül kapıları
ve binlerce renkler
...........ninniler, masallar
yorgunluk kahveleri.

saatlerin yarışı
.........sevgimin gücünde,
uykusuz *******imde
tek bir dokunuş
...........kanımı ısıtan
bir tebessüm, bir özür gibi
dudaklarda
odamı kucaklayan
umutlarımda.

gözlerim dolmuş,
anlımın teri yabancı,
bir başka kokuyor
bahçemdeki çiçekler,
çiy damlacıkların
..............altında canlı
yemyeşil yapraklar,
minicik gözlerde
.............sevimli şimşekler,
ardından çığlıklar
bir ömre bedel!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:15 PM
Dalgın Bir Ağaç Gibi
baltayı bekleyen, dalgın
bir ağaç gibi
olası nice sarsıntılardan
nefretim…
ve uzakta yankılanan sesinden,
uçuşurken etrafta
gövde parçacıklarım…

aşınırken gül yapraklarım
dallarım, köklerim
beynimde geçici ölüm ilanları…
doğacak şafağı beklemeden
topluyorum yeryüzünden
kirlenmeyen yıldızları.

daha uzun yaşamalıydım oysa
uzakta kalmıştı ölmeler,
yine de boş ver - anlamazlar…
sallarken baltayı, tek bildiğim var –
kestikleri dalı değil
kök s ö k t ü r d ü kl e r i n i bile
hatırlamazlar…

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:15 PM
Deli Ayşe
suskun ve gizemli
............bir şerit örtüsü
bir sükût, tek nefeslik hicran
ufuktaki koruya uzanan...
yeşil saçlarına hasret bir yolcu,
beyaz örtüsüne gizli bir hayran.

sılanın sabrı dökülür
...............gözlerimden
hüsran yükünden arınmış,
kapağını araladığım
................çeyiz sandığımdan
sıyrılır ıslaklığında
birleşen ruhlarımız.

umut sarısı hasretine
................çizdiğim yol,
bir yol ki...nefesimde
iğne ucu kadar ince
şifası yoktur birikmiş
...................ezgilerimin
“Deli Ayşe” aklıma gelince.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:15 PM
Denemeyin sakın
hayal tutuyor içimiz
taş üstüne taş besliyor nabzımızı,
sarmaş dolaştır kemiksiz dillerimiz,
unuturuz açlığımızı.

alev tutuyor içimiz
üç alıp beş veririz çılgınlığımızda
sonumuz ademdir, biliyoruz
umutları beslediğimiz çukurda.

titreyip, yok olup bitemeyiz,
her ağacın hazanda erkenden
döktüğü yapraklar gibi...
varlığımızı alın teri biliriz
şeytana bile yenildiğimizde...

içimizde, hayali ateşi tutanlar
yüzleri maskeli sahteden insanlar
güler yüzdür kafi, besler nabzımızı
değiştiremezsiniz yaşam tarzımızı...

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:15 PM
Deniz
deniz midir o garip yer
............beğenip seçtiğimiz
sularını özlediğimiz
açılsam mı?
gözümü alan gün ışığında
bembeyaz sabahlarına.

deniz...
dev kayaların üstünde ritimle çırpınır
sarhoşluktan sanki mahmur,
alır gibi asırlarca
.........sabahları banyosunu.
yaz yazabilirsen sevgili ozan
mavi sularının eşsiz yosun kokusunu.

deniz...
kaşlarını çatar
sahillere iter saçlarını rüzgar
mavimsi suları kuldan bağrı yanık
en saf aşklar kadar bulanık,
akıtır kıyılara ırmak ırmak
.............ay ışığında gözyaşını
ve ağladığında deniz
..............gizler yakamozun
Lodosa yenilen gencecik yaşını.

deniz...
zayıflığımdır benim
evlat edindiğim gibi sayılır.
kafa tutar bazen fırtınalar,
kıvılcımlar çakar
coştuğunda ok gibi saplanır
şimşeğin dalı,
köpüklü dalgalara uzanır
en derinlere akar
gönülden yaralı.

deniz...
büyüleyici ve olgun bir delikanlı...
ah, o kıyılar, keşfedilmemiş
ve en uzak adalarda
.................özlediğim sahiller,
limanlara hasret nice gemiler
bir denge kuran ölümüne
sanal gel-gitler
sevda kadar büyüyen,
..........rıhtımlara sığmayan
dünyadan erken gidişler.

deniz...
deniz midir o garip yer
beğenip seçtiğimiz
sularını özlediğimiz.
açılsam mı!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:18 PM
Denizler Sizindir Çocuklar
denizler mavidir çocuklar
düşlediğiniz gökler gibi
gün ışığında,
kiminiz resimlerden - suyuna hasret
kiminiz yelkensiz, coşan rüzgarda
savunmasız ve kırılgan kiminiz
umutlarınız yıkıldığında.

kiminiz denizlerde kırık bir dalga
kiminiz iyi niyetli korsan
hayal gemisinde,
Kiminiz göremeden denizi
boğulur ırmakta,
kiminiz ise çırpınır boğaz derdinde.

bir kayık düşünün denizlerde
ve bulanık sularda yüzerken
tutkunuz
düşlediğiniz suların olmadığı yerde
hayal gemileri özlemleriniz...
utkunuz!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:18 PM
Duvar Dostu...
tüketmiş ömrümü nice aylar,
seneler, geri dönüşü yok!
oysa ben yazmayı,
yazmayı isterdim hep...
çalışma masam da olmadı,
kalemim de...
kızgınlığım ise tam bir dehşet
saçıyordu
burukluğunda yüreğimin.

tek bir dostum vardı benim...
sayfalarda kanat çırpan güneş,
sımsıcak, parlıyordu inancımdan,
yansıyordu pencereme ışığı
karşıdaki bahçe duvarından.

iki adım arasındaydık aslında,
ben ve duvar...
mesnetsiz kaldığımız olurdu işte
riyakar penceremin yüzünden!

sevdiğimiz özel ortağımız vardı
kum tepelerinde yarattığımız,
nefret ile karışık sarı sayfalarımız.

ayrılık kokuyordu orası,
...............savururdu rüzgar
paylaştığımız bahar kokusunu,
özlemlerimiz ise hep aynı...
umut sarı!

güzel düşlerimiz koşuyordu
rüzgarın peşinden
yaslanırken meltemi
güçlü omzumuza,
.........yorgundu avuçlarımız
damla damla akıntıya verirdik
sayfalarda, yaprak yaprak yeşili
düşe kalka gönüllü ezilirdik
unuturken aramızdaki gerçeği.

teselliyi yüreklerde taşıyandık
ikimiz de yalından iki yürek
yazdığımı savunacak tek bilektik
masaya duvar dostum...ne gerek!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:18 PM
Düş Alıyor Kıyılarımda
şafağı gizleyen kayalıklarda
bir dalga – vurgundan
arda kalan.

alev almış gücü gemilerimin
hala sahillerde,
umut kıran.

nöbette gerilmiş yaydan kaslarım,
ıraktan yaslarım
bende kalan.

hain ve acımasız çalkantılar,
ufak ayrıntılar
vurgun alan.

düş alıyor kıyılarımda ölüm,
dalgalarda sürgün
geçti zaman.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:18 PM
Ecnebi ya...
bürokrasinin kulvarında
aynı atlar koşuyor,
jokeyler tepkisiz, sessiz
.........................ve coşuyor.
misafirlerin yem’inde ince dalga
ecnebi ya....
sapı samana karışmış hizmetin
(pardon hakkımın...ne hakkı,
bıktırdınız ya! ..)

ayıkla şimdi pirincin taşını
sabırla ertele şu sözlü atışını
sinirler acilen torbaya beyler,
merhametsiz vicdana
toslarsın başını.

ben şimdi gözlerde yamayım,
yama,
yarından zaten yokum buralarda
kızgınlıklar acaba
................kimden yana? ..
sözüm atları asla bağlamaz
“anlamayana...davul, zurna az! ..”

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:18 PM
Eğer Bir Gün
eğer bir gün vedalarımda
yollarını güllerle süsleyip
gidebilsem...
yüreğimde ıstırabı
.....bir damla umut için
yüreğinde bırakabilsem.

eğer bir gün vedalarımda
azgın dalgaları aşarak
sana gelebilsem.
seni kaybettiğimi bilerek
gemileri sahillere çivilesem.

eğer bir gün vedalarımda,
yüreğimin közlerini
.........gözlerinde saklasam,
göz pınarlarımda o gün
..........hasret doğar ebediyen,
gülüşlerim solgun,
umutları yasaklasam.

hayat böyle devam edecek
sensiz, sonsuza kadar
bir şeyler içimde sönecek
belki seni...unutana kadar.

birazdan giderim
......yorgun ve kederli
sözlerime alınma sakın,
buz keser o an yüreğim
uzun zamandır hediyemiz,
tesellidir besbelli.

eğer o gün, gücüm tükendiğinde
vedaları unutursam...beni affet,
sevginin okları saplı bedenimde
yüreğimde hasretin
kalacaktır elbet!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:18 PM
El Yanar
dünlere kadar tarla,
toprak kokusu
burnumun direğinde,
buğdayların onuru.

bu gün betonarmedir
hayat dersimiz,
tarla - buğdaysız
yaşam kokusuz.

gelmeyin üzerime
bir durun,
o katlar zenginliği haklar
bu günlerde!

yarın - toprak yanar,
tarla yanar,
el yanar!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:18 PM
Entellektüel
bir kelimeye bin anlam
esas katmaktır mesele,
mana satmaktır ve de gam
kafa almayan hileye…

bir anlama bin kelime
esas satmaksa mesele
manasız haktır selime,
okurum hariç – entele!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:18 PM
Etkili Bilinç
dünyanın küçülen mesafeleri
dalgalanırken dilimin ucunda,
iki satır yazımın görünmeyen yönü
gizli temizlenen ruhumda.
zayıflığım eğer derin
ve çok düşünmekten geçerse
bırak şu eleştiri arzusunu...
görebilir misin önünü?

her yıl gönülden
......Paris yolcusuyum ben,
gönülden her hafta
Uzak Doğu adalarında,
her gün...
.......sayfalar azalır ömrümden
ve her saat şerefim asılı
kendi boynumda.

dakikalar, ölçüm alanım
sönmeyen fenerim,
saniyeler...
......bazen kendi şüphelerim,
saliseler, ne muhatabım
ne de alın yazım,
kendimle savaşıyorum arkadaş,
huzur bir yanım, diğerinde
kalemimle koşturduğum atım!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:19 PM
Fırça Darbeleri
(...L.Akbulut’a)

ressamlık, çocukluğundan kalan...
yalnız ve onurlu,
sım sıcak kırıntılar tuvallerden aktığı,
ve karanlığı aydınlatan fırça darbeleri,
yüreğinde renklerini acımasızca yaktığı.

yolları, adım attığı köydeki sokaklar,
ahenk ile gizli masum gülüşlerinde
anlamsız belki, kızgınlığı kadar,
umutlarını süsleyen gönüllü bir işkence!

her akşam elinde, sokak renginde
tozlu dumanlı ateşten fırça,
sürüyor kızgınlığı sabahlara kadar...
utanç duvarını tuvale çizemediğinde!

önceden anlamsız dolduruyor tuvali
sonraları hayalinde düşündüğü dağlar,
her fırça darbesinde yuvası aklında,
ve kurumuş otlardan manzaralar.

ilk adımlarında çizdiği iki ot arası,
paletin yetmediğinde dengi boyası
toprağı suçluyor ve karasını
renk oyununun yansıttığı
o toprak parçasını...

çıkıyor ortaya ehli fırçasından,
hüküm yemiş aydınlıklar
............demirden örüldüğü,
betona vermiş gibi mukavemetini
yorgunluk yırtmacından
sıyrılırken sertliğinden
özgürlüğü.

bir elinin amansız gücü hala
doğduğu topraklarda,
diğeri- görsel sahne ihtişamında
yıkılıyor olgular gerçek dışı
kabardığında yüreği
renksiz tuvalinde.

sevdiği eller omzunda sıcak
her zaman unutmak istemediği
renkleri resmin korkudan
saydam kalacak
acemice sanki direndiği.

umudun ve bileğin mutlu öpüşünü
fırça darbesiyle gizliyor yeşillerde,
serçelerin yokluğunda amansız ötüşünü
taşımış bile fırçası ile deniz mavilerine.

çöküyor yüreğine en uzun gece,
zamanadır isyanı
ve yorulmayan öfkesine...

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:19 PM
Fırtınalar
derin enginlere ansızın
sürüklenir gemilerim...
.........yıkanırken limanlarda,
üzerimden süzülen
.....sonbahar yağmurları,
denizde uslanmayan dev dalgalar
yüreğimde çılgın fırtınalar kopar
yüzümde titrek uçurumlar.

ufuklarda çekilmiş perdeler,
delice coşar denizin suları
sallanır göklerde
.....en çılgın düşünceler
bulutlar çökmüş üzerime
perde, perde...

köpüklü dalgalar
.....şahlanmış enginlerde
hüzünlü bir marifetmiş gibi
kapanır semalar
.......aniden birden bire,
zafer edasıyla daralır ufuklar
gök ile denizin birleştiği yerde.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:19 PM
Gece, Rüzgar ve Zaman
sisli havanın gri rengi çökmüş üzerime
günlük kurgular / tırmandığım yokuşlar
geceye gebe.
hafif kalır isyanlarım,
şeffaf ve dalgın en ağır vuruşlarım
gecenin zifiri karanlığında.

sağır ve dilsiz kurgularımda zaman
uyaksız dizelerim sorgular hiçliğimi,
kahrından depreşir...
semalarda yüzüyor bir kuğu gibi
fırlama rüzgar, uyuturken beşiğinde
en uzun geceyi.

zalimce bir yengi, hain oklarını
saplıyor sırtına en uzun gecenin
bölününceye dek en ufak parçalara
aynasını karanlıkta çerçevenin.

yok oldu saltanatı gri renklerin
şimdi zamana isyanlarım depreşir
fırlama rüzgar, o uzun *******in
benden uzak, ufuklarda sevişir!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:19 PM
Gerekçe
günlük hayat bizi
...........karamsarlığa
bazen büyük umutlara
iterken,
açık kalsın penceren
ışık girsin.
koyu karanlıkları
terk etmelisin!

bırak, yarınlara giderken
yüreğinde biraz gerçek aşk
gönlünde biraz ışık olsun,
istikamet - umutların
yarınların - şiir tadında olsun!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:19 PM
Gizemli Teslimiyet...
filiz tutan sarmaşıklar
gizlemişti sırrını
.....çocukluk yüzünde,
ilk göz ağrısıydı, yeşildi
ilkbahar.

arda kalan mevsimleri
kovuyorken mertliğiyle
.................güçlü kayıtsızlığı
tünemişti benliğinde
anlamsız ve ciddi bir sebep!

suluyordu hala amaçsız bahçesini,
kokusuna toprağın
kenetlenerek.

serindi uykuları,
tatlı sert yakıyordu rüyaları,
yüreğinde yarattığı
.........destanlardan ibaret
her sabahın doğuşunda
deliyordu dağları
......takılmadan ağlarına,
ne rüzgardan umduğu bereket,
ne de hayattan nefret.

karanfili, kırmızı gülü taşıyandı
ve kırmızı ne varsa
........yüreğinin köşesinde
sararmazdı yeşilliği yaprakların
mevsim yağmurlarının altında!

bir ölümsüzlük anıtı olmalıydı
efkarını gizlediği,
bir ölümsüzlük anıtında
durgun bir ırmak.
akıyordu oysa...köpürerek,
denize doğru,
özgür bir limana saplanarak!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:19 PM
Gönül Bilmecesi
yine gurbet! .. şarkıları eyledi
yalnızlıkta gönlüm
rüzgarı yalıyor nameleri
güçlü öfkemin,
elimde kalan çiçekler
...........penceremde büyüyor
hançer acısı her gece düşlerimin.

uyanırım oysa...
ışık saçmadan güneşin kızıllığı,
düğümlenirken yarınlar
.............unuturum yalnızlığı
öğle vakti, ufuklarda sancıdır
türkülerin ezgisi
akşamları, çok uzaklarda
kaldığın düşüncesi.
anladım, sahte görüntün
....................yüreğime akıyor
kanadı kırık, hapis olmuş
bir gönül bilmecesi.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:19 PM
Gönüllü Varlık
çılgın bir yanımda mesafeler
alamadığım,
diğerinde - dipsiz zaman!
ve ben sıkışan, buğday tanesi
iki kaya arasında eziliyorum,
ufalanıyorum...
kaderin dağıttığı metelik
tavrından,
üstelik - her zaman!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:19 PM
Gözlerim Zamanı Okuyor
soyunuyor var oluşum...
soyunuyor, doyumsuz bir kaos içinde.
çekilmişim sessiz bir sokağın
en ücra köşesine - güneş alıyorum!
aslında, bilmez miyim
ben buyum...
biraz da üzülüyorum!

ve gocunmuyorum,
perdeler açık çarşı pencerelerimde,
yüreğimde...yaz yangını!
nasıl da yakışıyor tenime güneş
dokunurken yanık yüzüme.

aslında, soyunurken var oluşum
gözlerim zamanı okuyor,
gökyüzüne çıplaklığı güneşin
her saniye çakıldığı yerde!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:20 PM
Granitten Sert
granitten sert bu gün düşlerim,
avuçta ödül.

çıplak gövdesi naraların,
yüreğim bülbül.

ağaçları kurumuş bahçe,
yaralı gönül.

ter, köpük içinde zıpkınım,
okları bir gül...

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:20 PM
Güya
bazen sımsıcak bir esinti
beyhude yüreğimde
demlenir
ciğerlerim irkilir boncuk boncuk
her sabahın seherinde
akşamları gökyüzünden
kayan bir yıldız
.......eceline yenilir
zalimce harcanan şu kısa
ömrümün seferinde.

oysa, adım adım koşarken
hayatın derinliğine
*******i sevmiştim ben,
gündüzleri de...
(kendi hırsıma yenildiğimde! ..)
yaşamın sihrini büyüklerimden
dinlemiştim
........kutsallığını da!
dillerden düşmeyen nasihatleri
özlemiştim yaşlılığımda.
yüreğimin büyüklüğünü gizlemiştim
dev aynalarda
mehtap ve yıldızların
..........hasretini hülyalarda.
geçmişimde
olgunluğa vurdum mührümü,
acımasızca harcadım
boşa geçen ömrümü!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:20 PM
Haksızlığa Yaslandı
sırılsıklam yağmursuz havada
tenini kurutan ıslak gömleği,
ateşten yumak gibi sırtında.

daralıyordu yürüdükçe caddeler
gizliyordu izlerini kazma, küreğin
nasırlı ellerinde.

yüzünü kavuran ağustos sıcağı...
gözlerinde hırçın delikanlılığı
işsizliği oynuyordu...

sevdiği ılık meltemini rüzgarın
arkasında bıraktığı yelesini
gizliyordu sanki - yüreğinde,

hızlı adımları, yaşadığı fırtınaları
affetmiş gibi kemiriyordu -
beyninde isyanlarını.

bembeyaz yüz örtüsü gizleyemezdi
yağmur bile silemezdi - biliyordu
terk edildiğini...

bir varmış, bir yokmuş masalların
sırrına yaslandı... izliyordu
haksızlığa yenildiğini..

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:20 PM
Hani Nerde...
ey yalnızlığım benim,
hani nerde dingin ve heybetli
*******imin serin kokusu,
beni yormayan özlemlerim,
atıyorken üzerimden yorgunluğu!

ey yorgunluğum benim,
hani nerde yılların ezgisi, uçup giden!
çaktırmadan çekiyorsun ruhumu,
kırılgan durgunluğumu
zamanın içersinden...

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:20 PM
Hatırlatma
sen doğan güneşi sevmezsin
karanlığa alışmış gönlün
işsiz gezmeyi de bilmezsin
hakkını yiğidin öldürdün.

yeryüzünde kaygısız yaşar
kanun dediğin nizamların
çelik bedenin sabrı taşar
düşmanı kesildin, zamların.

gemileri yakmadan bir dur
kefenin cebi var mı dersin,
elini şu kalbine kondur
bir kuruş almadan gidersin.

doğan güneş bizim diyorsan
karanlıkları gün edersin,
sahtekarlığı özlüyorsan
“öteye” erkenden gidersin.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:20 PM
Hep o Eski Terane
o kadar kolay olsa
söylemek istediklerim,
ki aklın fikrin senin
başka deyişlerde
sığınacak kadar affınadır
hissettiklerim.
pervane olurdum delicesine
etrafında pervane.

ne itiraflar yıllar boyu
yazılı kaldı sayfalarda
ne methiyeler - güzelliğe
duygusal dizelerde.
ne gönüller fethedildi
ayak üstü sohbetlerde...
hep o eski terane,
hep o eski terane.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:21 PM
Hükmün Hükümdarı
güç ve kudretin kalıntıları
hüküm yemiş,
bulut gibi çökmüş busende,
tebessümün rıhtımında
..............buzlanmış ufuklar,
kıyafetsiz gördüğün
.....her zalimin yüreğinde
damgalıydı gece gündüz
ilkbahar.

sonbaharı kokluyordu
her mevsim
.........yüreklerdeki umutlar
dilinin ucunda paslanmış
keyiften ezberlediğin nutuklar,
göstermelik hür iradenin
zifiri karanlığında
.................kaybolan
yarınları kelepçeli çocuklar.

destanlar yazıyordu hani
krallığında, balyozun sesi,
buz tutardı tarla eteklerindeki
kızıl hıncın çarpık öfkesi,
toprağın kokusunu
........uzaktan alırdı burnun
çok derinden,
takma sıfatın rengi
............cevher kesilirdi
kişisel becerinden.

yabancı kadar uzaktı sana
her çocuğun içindeki hıncı
yılgınlığın sessizliğini
...............yaratmıştı ünün
yakıyordu yüreklerdeki sevinci.
oysa... anadilimin doğurduğu
gizemleri taşırdın taze yüreklere
celladı kesildin
......alın teriyle sancağı
yücelten emeklere.

çaresiz görürdün,
etrafını kuşatmış
.......taze kanın hükmünü,
semersiz taşımaktı, hırsından
her mevsimin yükünü.
her sabah uyandığında
................çelikti yüreğin,
bir başka hürdün,
yeni gelen nesli
burnu kalkmış görürdün.

fenerli aydınlığın şadırvanı
oysa sendin,
mayın tarlasında
sahte ümitlere özendin.
tarla senin,
......toprak senin,
...........hürriyet senin,
bu yaşta bilmez miyim
nedir derdin!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:21 PM
Ihlamur Sokağı
doksanlık virajın kıvrımında,
sağında cami duvarının
ince uzun bir yol
nadide bir inci gibi yeşillere uzanan
özlemi sinmiş uslanmayan gönlüme
her dakika geçerken
ıhlamur sokağından

göğüs germiş yine güzelliği rüzgara
dantelden işlenmiş duvağı
meşaleden gövdesi,
ucu alev sarısı
sabahları sıyrılırken şafak
....................gecenin içinden
yumuşak ve tatlı bir yaprak hışırtısı
sökülür gövdesinden ağaçların,
taze gelin gibi görünür
yağmur sonrası.

selamımda, patlayan yanardağ
memleket kokusu,
delip geçer zamanın içersinden
korkunç ve biraz da kırgın,
habersiz...
ve habersiz gövdesine sarılırım
davetsiz, sessiz direnişine
yaşlanmış ıhlamur ağaçlarımın!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:21 PM
Islak Gözlerin
merhametin ıstırabını dokudun
desen desen yüreğinde
akıp giden acımasız zamanın
derinliğinde.
yarınlarda serindir o rengarenk *******.
virane düzeni kovalar
............zalimce mesafeler.
diyorum da, şu zamanı bir durdursan,
biraz da geri alsan
keyifçe gelip arabesk bir şarkı
...................düşünmeden sallasan...
tekrar açar mı dersin
bahçendeki o güller,
bir araya gelir mi yaralı gönüller?

cemre düşmüş bu akşam geceye
geçmişin yükü teslim olur
en derin düşünceye
ben de seninle bilirsin, koştum durdum
adaletin peşinde
..........acayip yoruldum.
ferah tut ne olur, şu dev yüreğini biraz
sessizce dünyadan göçenin
......................nedeni anlaşılmaz!
iki ucunu bütçenin bir arada tutmak
zordur bilirim
hem de her gün, her ay
derdini anlamazlar dostum,
“onlar” için bu dünya saray.

yiğittir kalbin üzülme
...........gizleme yüreğinin sesini
bilmezler (bilemezler...) seni
nasır tutmuş ellerin
avucunda erir o yükün ekseni,
büyüğü’nün özlüyorsun mezar taşını
küçüğü her nedense
...........almış gitmiş başını,
solmuş derisi kalem tutan ellerin
ömrünün zirvesinde
gömülü emellerin.

gözünün nuru, bahçelerinin çiçeği
gizleyerek yüreğindeki gerçeği
yüce duygu adına
..........belki kendi şansına
iki ülke arası
kanat çırpmış yuvadan
kesildi sohbetleriniz havadan - sudan!


diyorum da...göndersem
(öylesine içimden)
sana taze açmış yaşın kadar
bir demet nilüfer
çiçekleri aldığında hüzünleri,
kederleri
yüreğinde ateşe veriver!
kibrit çakıp bir çırpıda
............kırpmadan gözünü
ölümüne yakıver!
ölüm eceldendir derler
..........sana daha çok erken
durdurmadan zamanı
.............pencereni açıver!
kan ağlıyor yüreğin, bilirim,
yaraların çok derin
son gördüğümde senin
ıslaktı gözlerin!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:21 PM
Islansın Arzular
düşünme, ıslansın arzular
geleceğim elbet bir gün
geleceğim, kör inatla...
yüreğim hala firarda!

ılık yaz yağmurları sürüklüyor
limanlara yokluğumu
hala rüzgarsız gemilerim,
kıskanıyorlar yolculuğumu!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:21 PM
İçten dediler...
bardağımdaki son
su damlasını içtim gitti.
o sen miydin yoksa!
öyle bir zamanda geldin ki
içten dediler...
gecikti!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:21 PM
İflâs
1

işleri kesat
yüreği fesat
kul.

gönül yarası
biten parası
pul.

2

yüreği engin
işleri zengin
ful.

para kaynağı
yara kaynağı
bul

3

gönül işleri
para işleri
dul.

fakir sırtında
pala pırtın da
çul.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:21 PM
İhtiras...
gelme - can verirken gönlümde...
ve git - yüreğimde kükresin
beslediğin sarmaşıklar.

gelme - kan dolaşırken bedenimde...
ve git - yüreğimde ezilsin
gizlediğin kara kışlar.

gelme - tan doğarken *******imde
ve git - acılarıma sinsin
yıktığın bakışlar.

gelme...ve git gönlümden
tan doğarken yeniden...
kan geçiyor, çok eskiden
rengi aşk - bu bedenden!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:22 PM
İmkânsız Tezat
yeniden ayağa kalktı,
öfkesinde kabardı
ödün verdiği havası
sıradağların.

ufukları okşadı,
yelesine dokundu
yemyeşil saçlarına
bozkırların.

yol alan ırmak gibi
gri sislere büründü
yatay çizgileri
vadilerin.

ışığı yakan güneşi
yıllar yılı düşünceli
gölgesine gizledi
ağaçların.

gözleri dolmuştu...
büyüsünden kopmuştu
insan sevgisinin.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:23 PM
İnce Ayar
gülümsemelerime yine gölge düşmüş
bir yanım yaşlanıyor artık...
dargın kesiliyor kokladığım gökyüzü
karanlıklara mı demir attık!

yüzümde gamzeler o kadar çirkin ki,
yaprağı solmuş ağaç gibi kederden
kapkara gülüşüm...nehrin dibi gibi.
beni üzen neydi gönül, kimdi - neden?

yenilmeyi kim ister, istemedim ki
sebebini bildiğim, yaşımdan değil...
bahanedir takvimler, boşa geçen günler,
bıraktığım izler sanki sayılı gibi.

asıl bilmez miyim...maskeler muhteşem
sıyırıp geçiyor zaman kavramını
yankıları kıvranır kuyu diplerinde
kıskanıyor yaşımı yüzümün yarısı.

bir fırtınadır sarp göklerde,
en son gibidir boynumda örülmüş
artan tasalarım kızıl güneştir
bir ruh gibi, kaderime gömülmüş.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:24 PM
Kabus
bir cehennemdi seksen beşin Ocak’ı
bir kabus, sessizliğin içinde
bitmeyen hüzün çaresizliğin peşinde
yüreğim acılarla kelepçeli, paramparça.

bedenim meşale - ateşten gömlek,
yükselen kin ve nefret gözlerimde,
yalnız bir avuç cesaret istediğim
birazcık umut yaralı yüreğimde.

ellerim kelepçeli, ağzıma kilit
dinime şartsız ateist damgası
bu gün alkış, yarın intikam
yoktur şerefin böyle bir anlamı! ..

sorular yasak, bakışlar şaşkın
menziller pusuda tetiğe hazır
tanıdık simalar olmuş düşmanım
ciddi, acımasız...bir utanç uğuruna.

yalnız bir avuç ışık istediğim,
birazcık cesaret yaralı yüreğimde
birazcık zaman Tanrıdan dilediğim,
veda için; zırh yok, menzil yok, tetik yok!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:24 PM
Kalemin Gücü
sevgi ile yoğurduğu
satır arasında ayak izleri.
zaman kaybı toplar
---tefekküre dalar
ağıt yakar gibi boş değil,
tükenmez - rakipsiz yürek.
indirir sivri dil tokadını
----pas tutan beyinlere
inandığı gerçek.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:24 PM
Kalemler Menzilimiz
asrın zirvesinde maksatlı
meçhul tuzaklar
zamana sığmayan saatler, dakikalar
saniyeler arasında
.........yok olan hayatlar,
konuşur silahlar havadan sudan
icatlar usanmaz şeytani zekadan.

sevilir mi bedavadan ölümler,
zalimlerin hayata
.........çektiği perdeler,
savaş alanlarında tükenen
nefesler.
yanıp tutuşan aslında
................cepheler değil
bedenlerde taşlanmış boş kalpler.

yaşamlar keyfine mi bölünür
yeşil ve mavi yumaktan örülmüş
şu kocaman dünyada yaşarken
ve yaşamak varken
bedava mı ölünür?

neden ömür boyu kelepçeli
en ufak sevinçlerimiz,
kara toprak özlenen
........bizim en son sevgilimiz,
yüzüyoruz misafir semalarda
yaşam ve ölüm arası
nefes nefese
ah, şu zalimler yüreğimi bir bilse!

bakarsın çekilir kahpe
...............menziller pusudan
merhametin şevkine sarılır korkudan
kahramanlık istemez
...........silahlar susmadıkça
kalemler menzilimiz,
adaletin elinde kırılmadıkça!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:24 PM
Kargaşa
yorgun yalnızlığım,
yıpranmış yaşlılığım benim.
bir elem sarmış olsa da bedenimi
kırışıklar tırmalıyorsa elimi,
olmadı...olmadı,
zamanım daha dolmadı!

o yıllarıma asla boyun eğmem,
kudretim gizli
kalbimin derinliklerinde,
saatin yelkovanlarına
............durmasını söyleyemem
paslanır ki on ikiler ekseninde.

o yüzden yıpranmış bulamam kendimi
açılırım, benden yaşlı denizlere
ayağı çukurda paslanmış yelkenlerimi
açar yüreğimin kilidi...
gizlice.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:24 PM
Katıksız Düşünce
ıslaktır hep yüzüm, yağmura
doymuş toprak gibi
mühürsüzdür gönlüm
sefil görünür yüreğimde
..................merhametin ışığı
bir parça ekmek yeter bana
ve bir çorba kaşığı.
yangınları doğurur bazen
mısralarım
her boyuta sanki
........kilitlenir bilincim,
koklarım zamanı küllerin
renginden
kim olduğum ve nerden...
önemli değil!

tahmindir sadece yankısı
gerçek yüzümün
yitirmem düşlerimi,
elveda düşkünü değilim,
incinmez çabalarım
.......geleceğe yüklerim.
sırlarım da olmaz benim
ne sonra, ne önce!
katıksız kalırsa
..........şiirlerimde düşünce
muhafız istemez şu kimliğim
bence.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:24 PM
Kederler Tükenirken - 1
üzerinde bazen
..........alçakça dolaşır
yağmur bulutları,
bunalırsın yorgunluktan...
karanlık çökmüş gibi
olur hani
hafta sonu gönlüne,
koşarak uzaklaşırsın
şehrin sokaklarından...
yağmurdan kaçarsın!

omzuna dokunacak bir el
bir dost ararsın,
daralır yüreğin
.....düşüncelerin derinliğinde,
bir de çilingir sofrası düşlersin
yaşlı bir ağacın gölgesinde...
güneşten kaçarsın!

söylediğin şarkılar karışır
rüzgarın sesine,
umutlar canlanır
.......anıların peşinde
muhabbetleri okşarsın!
gönül sınır tanımaz hani,
ayakların dolaşır ya
.......her oyunun eşliğinde
yürekten coşarsın!

bir de müzik sesi uzaklarda
yankılanan hani,
çocukluğunu özlemiş
..............canlanır içinde
gençliğin sesi
şarap gibi yıllanmış,
anılar dolaşır şarkıların
eşliğinde,
hüzünler misafirin olur,
paylaşılır hayaller
........kadehlerin sesiyle,
tükenir ya kederler...
yorgunluğun nefesiyle!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:24 PM
Kederler Tükenirken - 2
aniden açılır hani
gönül kapıları
yanık yüreğinin
..........en nazik köşesinde,
paylaşılmayan, en ince teller
çıkar pazara
anıtlar yakılır sırların şerefine,
keşkeler dolaşır
........yaşlanmış bedenlerde,
zamanla yarışın
.........imkansız gerçeği
okunur mahmurlu
gözlerinde,
sesler kısılmış,
......... ifadeler densiz
eski şarkıların dillerde
unutulmuş sözleri.

rüzgar sessiz
.......fırtınalar durgun.
güneş yorgun ufkun
pençesinde.
gecenin karanlığı çökmüş
...........doyumsuz
................muhabbetine,
yankılanır yüreğinin
derinliklerinde sıcak dostluğun
nameleri...

giderken hani...
arkana bir göz atarsın,
yaşlı ağacın gölgesinde
................muhabbet anıları
ve her anı, bir daha
yaşamak istersin
tükenirken kederlerin
az önceki...ayrıntıları!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:24 PM
Kırbacın Tekelinde
kıvranır dururdu, her kırbacın
sırtını yalıyorken gücü...
şu kalın hücreli derisi
aldığı izlerinle büyüdü.

özgürlüğe direniyordu
sırtı - kırbacın tekelinde
dünyanın uydu'suna özeniyordu
yıldızları gizliyordu yüreğinde.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:24 PM
Kızıl ve Yeşil
şafağın bir başkadır
dağlarda yolculuğu...
ateştir, işlenmiş yeşilden teni
rüzgarın gücü diri bir ses,
mihengi kayalarda – ameli!
dalıyor amaçsız uzaklara
dalıyor yüreğimin feri.

kızıl bir fener, kırık testi
döküyor özlediğim yerde
yumuşak ışıklarını,
gizliyor sırrını masum gece
koynunda olup biteni...

şafağın bir başkadır yüreğimde yeri,
dağlarda bir başka - yeşildir feri!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:24 PM
Kızıla Sökerken Şafak
kızıla sökerken sabahları
dolu dizgin şafak,
testiden akar gibi
--dışarıdaki yağmur
--vuruyor pencereme.
deliyor karanlıkları
göğüs kafesimde.

hışmına uğramış gibi yüreğimin
çekiliyor kılıcı - sınırsız maviliğe.

süre giden yaşanmışlar
anlamsız çırpınışlar
süzülürken yağmur
-damlaları penceremde
----şafağı yıkar gibi.
kızıllığa boyanır yüreğimin
ilk ışıkları.

hışmına uğramış gibi gecenin
canını okuyor sabahları - yüreğim.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:25 PM
Kirlenen Amel
bir cennet zalimce yitirdiğimiz,
insanlık saltanatını
asil kıldığımız devirde,
toprağımız tufana gebe.

ateşle konuşur, rüzgarı kafesleyip
büyük kalırken keyiften
cani amellerimiz,
fani varlığımız, göçebe.

yok ettiğimiz bir cennet,
yıktığımız asil yürekte
toprak kırıntıları
kirlenmiş, amelimize gebe!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:26 PM
Kokusuz Kaldı
bu gece çöktü anılarımızın
kaleden duvarları,
temelinden ezildi attığın yalanlar...
çırpınma!
açamaz yüreğimin
yaralı kapılarını
gizlediğin yanlış anahtar.

yitirdin tılsımını boyalı düşlerimin
boğazımda düğümlendi
attığın mermiler,
rüzgarın şefaatle öptüğü yıllar
erken ölümden yok oldular...

tek yürek borcum kaldı sana
acılarım suskun
dayanamaz zamana
dört bir yanım kan içinde küskün,
kokusuz kaldı güllerim - yalanlarında...

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:26 PM
Kusurum Niyetine
kusurumu alıp gittiğinde
boşalır içim
yoksulluk tüter yüreğimde
kirlenir sevincim,
yuvalanır sızılar bedenimde
kusursuz yaşam
....zehir gibi çöker
....................ineme
doymadan kalktığımda
kurulan sofradan
yediğim ekmekte
..........kusurum mu var,
nafile tokluk benim neyime!

kusurumu çalıp gittiğinde
daralır içim
gerçekler döner dolaşır,
yılları delerek bana ulaşır
denizin suları
.........limanlarda barışır
yarım kalan sevincim
kusuruma bulaşır.
kusursuz hayat...neyime!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:26 PM
Leylaklı Akşamlar
leylaklı akşamların gizemi
düştü yüreğime,
ardından o gece yaktığın denizler
ve sayende duygusuz kıvranırken,
sonbahar rüzgarı,
ay ışığı cüssende erirken.

yazılmamış şiirime kattım
yıktığın umutları,
alevlere yenilen tutkumuzu,
ayak altına aldığın yakamozu...
yüreğime akıyor hala ince ince
ılık yaz yağmurları.
nasıl hatırlamazsın...
o leylaklı akşamları? ..

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:26 PM
Mavi ve Durgun
önce acı ve keder,
sonra sonsuz mavilikler
sürüklüyor bakışımı gökyüzüne,
eriyor tuvalinde semaların
soğuk mavi renkler.
soğuk, namlunun ucu gibi -
soğuğa boyanmış çoktan,
maviye vuruyor kederlerim,
acılarım soğuktan.

şimdi ben maviye tutkun,
soğuk-mavi özlemlerin öfkesi,
gizledikçe rengini feyiz aldığı,
düşüyor yüreğime tuvalin karanlığı.
kesilmiş sesim, soluğum
hala sensizlikten yorgunum...
yüzünü unutmayacak kadar mahkûm
yüzünde, mutluluğun kadar durgun!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:26 PM
Meçhule
yelkenlerim bir meçhule
ayırdı yollarımı
gafil damgası içimde
..................haince koşan,
ateşten semalar rüzgarla tutuşan
dehşete mi yürüyorum?
kızıl korlara dokunduğumda,
çığlıkların sesinde
..........kaskatı kesilir adımlarım.
kasıp kavuran her bucağımı,
nimet bildiğim ana toprağını
deryalara gömüyorum,
umutların sancağına doğru
yüzüyorum;
yalnızlık pahasına.

oysa önceden,
yelkenlerim kesmeden yollarımı
tutkularım vardı / tılsımı yakardı.
her açılan yaramda, merhemin büyüsü
feryadıma akardı...
şimdi ise yollarım kapandı
umut tahtımın ahengi
..........kızıl korlara saplandı
bir meçhule,
korkunç intikamın yeminiyle.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:26 PM
Melankoli
seni düşünmek geliyor içimden
gözlerim yağmur,
rüzgarın meltemi ıslak yüzümde
dalga, dalga
bahar kokusu hatlarımda...
sonrası dağlar, yollar
...........yıllar geliyor aklıma,
senden uzaklığım,
ne dost kaldın
ne düşman oldu düşlediğim
bomboş,
parçalanmış bir yüreğim!

ılık poyrazın sıcaklığında
nefesim
üşüyor kederlerim,
en şifalı tutkular bendedir
bildiğim,
en hırçın hayallerim
uçurumlar parçalanır yüzümde
mahkumu sensizliğin.
kırılan kadehlerde
...........sefildir hatların
kar beyaz günahların.
seni düşünmeden, atmak
geliyor içimden...
kurumuş dudaklarım!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:26 PM
Miadı Dolmuş
miadı dolmuş hayali *******imin,
gri-kurak rengi
çırpındığım topraklar
fırsatçı rüzgar çıldırmış olmalı,
gizliyor koyu mavi ufukların
talihsiz ıslığını...

miadı dolmuş! ...yaşlandıkça belirgin
kırışıklarım temelinde derin,
susuz dere gibi yüzümde çizgileri.
kıyamete geç kalmış
gizlediğim alışkanlıklar
yarım kalan işler yüzünden
bendensiniz...
yine de hoş geldiniz!

miadı doldu, derlediğim çala kalem
dizelerimi arkama attım
tamire muhtaç gönül isyanlarımı
en çılgın rüzgar,
çırpındığım topraklar
gizlediğim alışkanlıklarımı
en acı satırlarımı - sizlere bıraktım...
antoloji ve şiirden - deniz,
biz şimdi - kimlerdeniz! ..

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:26 PM
Mutlu Kırmızısı
külleri savrulurken çeyrek asrın
tükenmez bir renk
.............yaşlı dallarında
yapraklar kadar taze, yemyeşil...
her sonbahar
Eylül ve Ekim ayları
oyulur yüreğimin duvarları
bir düş ki ağız tadında sızısı,
rengi, mutlu kırmızısı.

dallansın solmadan yaprakları,
yüzündeki o yaz
ve bazen...
yüzümdeki kış fırtınası
...........çizerken yolumuzu
efkarlarımız da çıplak,
karışık rengi,
neyse ki o mutluluğun derdi.

dünya bazen senden ibaret
yönümüz, buzları eriten yıldız
ve sen yokken
.....doğar ve batarken
..............umut kapılarımız
gözlerimin derinliğinde
özlediğim bir yüz.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:26 PM
Nafile
bu gün yordum sözcükleri kanaatimde
en zayıf anlarımda düşündüğünüz gibi,
bakışlarınız nafile.

çatladı efkarından çelik yüklü bileğim
sarmaş dolaş dilleriniz yanılgıya inat,
atışlarınız nafile.

uzak düşmüş yorgunluktan yüreğim.
duvarları yamalı, bir ecnebi kanaatinizde,
alkışlarınız nafile.

meyvesini besleyen ağaç olmak istedim
mevsimlere inat içlenirken köklerinde,
kanaatiniz nafile...

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:26 PM
Ne yazar
hortumcular kapatmış ufkumuzu
ellerimize su bile dökemez
esir almışlar gece uykumuzu
canavarın beli böyle bükülmez.

kirli elleri yüreklerden atın
rahatına kavuşsun şafaklar
bu sevdayı artık elden bırakın
şenlensin gönlümüzdeki sokaklar.

vicdanın esiri olmuşlar deriz,
duymuşlar inleyen, halkın sesini
asil kan damarımızda isteriz
kim çekerse çeksin ceremesini.

İstanbul’da asırlardır her gece
zengin, küpeli züppeler yol alır
yoksullara inat, yine eğlence
şampanya ile sinirler boşalır.

Afrika’yı var mı bilmeyen dostlar
ağaçlar tepesinde medeniyet arar,
sizin gözünüzde kargalar ağlar
cebiniz zengin olsa, ne yazar?

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:27 PM
Neden Zorluyorum ki...
kırgınım değerli dostlar,
kırgınım vefayı günlük sömürenlere
aciz kalırken kelimeler
kime, ne söyleyebilirsin ki
cevabı eğer yoksa üstünde!

insanoğludur benim acılarım
yıllar önce vurmuşum
sokaklara ceddimi
yokluğumu sizden mi öğrenecektim
ve yüreklerde çalkalanan
en acı söylentimi.

diğer canlılardan acizane farkımı
ilk okulda öğrendim,
iki satır yazının mısralarımda
değersiz çarkını
yalnız ben mi yoksa beğendim!
...

neden zorluyorum ki dünyayı
bıraktım, hülyalar dökülsün
başka kalemlerin altından,
öğrendiğim budur...
belki şu sayfalar bensiz
bir başka olur!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:27 PM
Nostalji - 1
göbek bağı kesilmiş hani
..............başka topraklarda
memleket bildiğin, yıllarca!
kafan karışır ya bazen
dolaşırsın,
sahte gerçekler peşinde,
inkar yolunu seçersin
kolayca
ve öyle kabul edersin
kendince
günlerini harcarsın
bilinçsizce,
elde ettiklerin yetmezmiş gibi
yeni sayfalar açarsın
inadına!

ilk gözlerini açtığın cihanda,
özlediğin baba ocağında,
yalınayak dolaştığın
ovalarda,
tozlu sokaklarda,
hayatın ilklerini
.........tattığın mekanlarda,
kendi varlığını itersin
elinin tersiyle hani,
yokmuş gibi.
gönül sayfalarını
..........umarsızca kapatırsın!
karışır ya memleket sevgisi
umutları süsleyen,
huzurlara sarılırsın!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:27 PM
Nostalji - 2
su serpersin hani
.................zavallı yüreğine
unutmak istersin
ve yeniden başlamak!
hayatın temellerini
............bir daha atarsın
başka sevdalar üzerine,
dağ tepe dolaşır,
çorak toprağın bile
...........peşine düşersin
seçtiğin düzen uğruna
hırsına kurban,
ve kaderin...
kaderin cilvesini okşarsın!

başkası olursun hani
sen değilsin!
ama sen olmak istersin
başkaların gözünde
köprüler kurarsın
........uçurumlar vadisine
tek yol üzerine,
tek yol ve geçişler, serbest!

yeni sahilleri dolaşır,
yumruklar atarsın
.........paslanmış göğsüne
acımasızca,
dağları aşar,
..........çığlıklar saçarsın
melek olursun, melek...
kendi süslü bedeninde.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:27 PM
Nostalji - 3
havan değişir ya hani
mevsimler karışır,
yeniden yoğrulmuş hamurun
yaşadığın topraklarda
memleket bildiğin
.............beş - on yılda,
en parlak yıldız gizlediğin
senindir gökyüzünde
çok özlediğin.

gündüzler *******e karışır,
rüyaların hep oralarda,
kravatın iğnesi göğüs
merkezinde
kendi ayarında
..........benliğinden uzak,
mecburiyetten zenginleşmiş
kibarlığın ötesinde
kelime hazinesi,
yapay imajın sahte görüntüsü
elbiselerinde, dış görünüşünde
gölge gibi peşinde.
belki gurur veya vicdan
kalıntıları,
belki de tarifsiz özlem
dilinin ucunda
tam dilinin ucunda, gizli.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:29 PM
Nostalji - 4
yürekleri dağlayan keşke
hasret olsa, eski dostlara atılan
bir gönül köprüsü,
taşlanmış yüreğinde
..................memleket kokusu,
avuçlarının içinde unutulmuş
yıllara meydan okuyan
toprak kırıntısı olsa
hasretini gideren!

her taşın altından çocukluğun çıksa,
her sokakta anılar uyansa,
ağaçların gölgesinde
kırılmış aynalar, yollarını kapatsa,
memleketi hatırlatsa!
göbek bağı kesilmiş
...........işte bu topraklarda,
bir gurbet, bir de memleket bildiğin
yıllarca.

bir gün yok olur
.............ayaklarının altından
dolaştığın yollar,
sahiller uzak!
yürekleri dağlayan keşke
hasret olsa...
her taşın altından çocukluğun çıksa,
memleketi hatırlatsa! ..
arkana baktığında izlerinin üzerinde
kurmak istediğin köprüler uyansa,
sen, uyumadan önce!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:29 PM
Not...
bayılıyorum izlemekten
çekip giden gençliğimizi,
ağlamak geçiyorken içimden
ne iyi, ne de kötü belki...
alışıyorum!
bir o kadar senli, benli.

neydi o masallar, beni hep üzen,
o ufak tefek güneş, her an yakıp giden,
sonra yeniden doğan...neydi o ateş
yüreğimde, kıvılcımlarla donatılan!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:29 PM
O İlkbahar
zincire vurulan ufuklarda
yırtarken yaşam
...........sahte güzelliğini,
ölümsüz şarkılar vardı
yaşanacak dehşete inat,
bitimsiz, akıp giden.
bir tarih sızıyordu
azınlık yüreğimizden.

sanki doğuştan biliyorduk
kaç adım bahar,
kaç adım ölüm olduğunu,
iliklerimize kadar işleyen
o tarihin dayanılmaz
soğukluğunu.

her mevsimin güzelliği
bizde en güzeldi,
Mayıs’ta o ilkbahar
...........başka bir bedeldi...
başka bir bedel!

cesur değildik belki
ancak daha az korkak
vazgeçmek mi, asla yoktu
yolumuz bildik...
azınlığın gerçek yüzünü
o rejimde öğrendik!

ö ürperti işte düştü yüreğimize
tırmanırken tarihin yokuşunu,
gözlerimize çekilen
..............demir perdeler
bir ömre bedeldi,
bir ömre bedel!

arkamıza baktığımızda
Mayıs gerçeğinden gelen
.................ne bıraktığımız izler
ne de, alın terimizle beslenen
toprak görünür,
her Mayıs’ta o ilkbahar
ecdadınla övünür!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:29 PM
Onurun Gölgesinde - 1
Bir fincan kahvenin hatırı
yetim kaldı Hocam, yüreğinde.
yalnızlığın gözde acısı – bildiğim,
dört duvar arasında.
Bitmeyen *******de karardı dünyan,
ısrarla aldığın uzun mesafeler
gözünde, günlerdir yalan.

Bir elinde tartı, diğerinde –
hesap makinesi.
Zamanda yolculuğun mutlu kalıntıları
yalnızlığınla birlikte.
Saçlarında aklar, akıp giden suların
derinliklerinde...
Vicdan muhasebesi.

Gözlerini kapattığında, gönlünün yarısı
bir eş - sanat harikası
yaralı yüreğini dağlayan,
ne kadar çok özlediğini anlatan,
yalnızlığın ifadesi onurun gölgesinde.
Yüzünde hala korkuların izleri,
kırışıklıklarında gizlenen umut zincirleri...

Biliyorum Hocam, ay ışığında sabahladığını,
ziyalardan uzak, yakamozlar yabancı.
şehir sokaklarında dolaştığın
kaldırımlar bomboş.
Derin acılarından uzak...derdinden sarhoş.

Boğazında düğümlenen anlamsız kelimeler,
yalnızlığın şarkıları dilinin ucunda.
Acizliğin denizinde acımasız dalgalarda
dümeni kırık yarısı geminin...sular altında.
yalnız sen bir de ufukta uzun *******,
kaderin onurlu savaşına daldığında.

Kaçamazsın Hocam!
Kuşanır duyguların silahını
hep sen kazanırsın – bildiğim,
yeniden doğarsın!
Büyüttüğün çiçekler, filiz atmış Hocam,
birlikte diktiğiniz merhumun eşliğinde.
Güneşin doğuşunu birlikte seyrettiğiniz
hayalleri süsleyen hayat ağacın altında,
yıldızları saydığınız *******i,
karanlık gökyüzünde...yeni umutlar
taşlanmış sanki acılı yüreğinde...

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:29 PM
Onurun Gölgesinde - 2
Vedalar yasak Hocam gencecik yaşta
zaman umut zamanı, endişelerim tetikte,
eskiden olduğu gibi hatalarımla birlikte.

Kırık notlar Hocam, kitabımda yazılı
hani her veda gecesi senin imza attığın...
bir de vefa borcum vardı birlikte sildiğimiz,
umutlarımızı süsleyen...çelik bileğimiz.

Yeminler etmeden silahımızdı gözlerimiz!
Hani nerede gizli, bir zamanlar gibi
uzaklara bakmadan – görebildiklerimiz? ...

Çocukları sevmiştik yaşamın ilkbaharında,
yasakları deldiğimiz karanlık odalarda,
birlikte dolaştığımız bir karış topraklarda.

Yaşlıları sevmiştik yaşamın sonbaharında,
süslediğimiz ağaçlar hala Hocam ayakta.
Sevgi kattığın resimlerin...duvarlarda.
minicik hayranlar bak sensiz...hala hayatta.

Memleket bildiğimiz, doğduğumuz topraklarda
yalnızlığın acıları rüyalarda, dağ gibi yüreğinde.
Kapattığında gözlerini, hep okul bahçesinde.

Çok özlediğin, o kapanan gözler
fırçanın izlerinde...birlikte paylaştığınız
onurlu gölgelerde...aynalarda...
Yüreğinde gizlediğin, gönlünde okşadığın
*******i özlediğin vicdan kalıntılarını
yasaklı odalarda...çiziver Hocam!

Yarım kalan şarkılar küllenmiş bedeninde,
fırçanın ucunda kurumuş renklerin dansı,
bir de vefa borcu düşmeyen dilinde
son nefesinde...ne hikmet...ne alamet!
Bir deprem gecesinde yıkıldı dünyan...
acıları yüreğine...gömüver Hocam!

Ateşin yaktığı yüreğin, yangının ortasında.
Alevler zamanın ilacı, yaktığı ile kalsın.
Yağmurları severdin her yazın ortasında
hayat boyunca, ister yazar ister çizersin!
Sevince inadına, ömrünce istersen eğer...
hep seversin!

Umutları yıkmadan yasaklı odalarda,
uykusuz kaldığın o geç saatlerde,
fırçalar kalsın odanın en baş köşesinde,
seninle birlikte...bir başka seversin inadına!
Çok özlediğinde - renklerin dansına...
izin ver Hocam!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:29 PM
Öfke
hesap ödenmiş,
dudaklarım suskun,
dikilme karşıma.

bedenim, musalla taşında
gözyaşın – merhamet
son yolculuğumda.

varlığın ikrar
erken gidişimde,
yetmez mi?

zaten yok oldum,
sen varsın ya...
yorulmuştum!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:29 PM
Ömür ve Güneş
ne hikmetse daha çok yeni,
yaşlılığı erteleyeli
fark ettim,
ömrün erişilmez sırlarıyla
gidişini!

o’nu da...
sarı ışıkların sıcaklığını,
kapımın sıfır nokta eşiğinde
her sabah ısrarla ufuklarda
gelişini!

ömür ve güneş -
kenetli zaman tünelinde...
hoş kokuyor bu gün yaşam,
rezilliğimiz geçiyor
yaşlanmış olmaktan!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:29 PM
Ötesi yaz...
varlığımı tuzaklardan besledim
defterimin orta sayfasında
en güç günlerimde sığındığım
özel bir tapınak,
ömrüm yağmalarken
............deli dolu günlerimi
filizlenirdi düşüncelerimde
gizlediğim hayat.

bir mürekkep damlası gibi yayılırdı
hayatımın budanmış salkımlarına,
kuytulardan inleyen bir ses
.....................yankılanır, dururdu
düşerdi dilime.
o günden sonra emindim!
yıkılacaktı kaleler, ötesinde yaz...
nefes alacaktı tüten meşaleler.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:30 PM
Özlem
şiirlerde eşeleyip duruyorum
ateşten kalan külleri,
yangın sonrası.

yüzünde rüzgarları özlüyorum
yağmurdan kalan bulutları,
fırtına sonrası.

gözlerini kalbimde çiziyorum
yüreğimde yanan ateşi,
veda sonrası.

yüzünü rüyalarda okşuyorum
içimde sevginin ateşi,
düşler sonrası.

unutulmuş sayfaları arıyorum
birlikte ateşe attığımız
bir gece yarısı.

yangınlar, fırtınalar...rüyalar
biliyorum, küllenmiş içimizde
yarım asır sonrası!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:30 PM
Paranın Geçmediği Yer
mektubunda sitem var...
zehir oldu diyorsun yaşam,
ne baharı kollayan güneş
ne de ruhunu okşayan kar
paranın geçmediği yer de var.
dara düştüğünde mi
yoksulluğun kesildi canavar?
işte gönlün zengin,
...................cesaretin var
bir orduya yetecek kadar.

yufkadır bilirim yüreğin
bir parça ekmeğine
karıştığını da alın terinin.
sözüm sana değil ama,
bir de şu fakirlik olmasa
...............biraz da hani hatalı
(insanın kaderinden olmalı...)
zengin olmak ise bilemezsin,
çok daha pahalı.

inancın çizerken yönünü
saklama sakın yüzünü
kavgalar ağlamasın kalbinde
vazgeçmek varsa, olur...ancak
en son nefesinde
gün doğmadan neler doğar,
zenginlik nedir ki bu devirde?
paranın geçmediği yer de var...
ölüm ile yaşam arası bir yerde!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:30 PM
Pusulasız, Yalnız ve Garip
(...A. Durgut'a)

her gün dalgalar yükselirdi sevinçten,
aşıyordu çizgisini deli gençliğimizin,
bir melek seziyorken şiddetini
kopuyordu içimizden,
pusulasız, yalnız ve garip.

her gün tuzaklara takılırdık,
kurulan ağalara
..............kaçarken pusudan,
küçük çakılların düzgün yolda
devirdiği arabalara.

meğer serin uykulara
...........dalmış çocukluğumuz,
ağır ve edalı, hırçın rüzgarı
kesen camekanda,
ve gizlenirken mertliğimiz
koparılmış dalından bir çiçekmiş
gözlerimiz!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:30 PM
Resmi var Bende...
seni gözlerimle çizdim
ve sonra
sıradan ezgilere kattım
.............güzelliğini bahçemizin,
aslında çok eski bir şarkı
hatırlayabilirsin.
dar vakitte hani söylediğimiz
sığındığımızda inadına,
düşünmekten
en kahpe acılara.

şimdi yine geçiyor yanımdan
sıradan bir bulut gölgesi
bozguna uğramış,
yağmursuz ve yalınayak,
savruluyor inadına yüreğimde
işkencenin böylesi
kıyamet gibi...
suskunluğuma saplanarak.

sığdıramam bahçemize seni,
söylenme sakın, söylenme yine
“gitme kal “ dediklerimin
.....................resmi var bende.
gizlisi saklısı kalmadı,
canımı okumuş bezginlik.
acı çekmek çocuksu mudur ne,
o eski fotoğraflar hala cebimde.

her baktığımda şimdi yüzün
kararmış bir nokta,
dilimde ise aynı şarkı
sıradan gibi her gün
aynı gökyüzü
ve aynı bahçe,
gözlerim resmine bakarken eskidi
yine mi işkence...
yine mi işkence?

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:30 PM
Ruhumdaki Hakikat
kırılmıştı camı, nöbet tutan penceremin
solgun oluşları dikenli günlerimin
çökmüştü üstüme,
çökmüştü işte!
odamdaki sandalye aynı sandalye
bir gerekçe arıyordu gibi kendine.
vazodaki en sevdiğim çiçekler
yine masamda...
o günden sonra eskimişti güzelliği,
hayalet korkusu gibi
..........dolaşıyordu yakamda
görüntüsü itici, berbat,
çalınmıştı benliğimden
...........ruhumdaki hakikat
çalınmıştı işte.

alnımın ta ortasında, iki göz kaş arası
gelip giden ağırlık
.....tartılıyordu mertliğimle
görev itibariyle,
kafa tutuyordum yorgunluk
kıskacındaki
........keskin kokulu yağmurlara,
susamış gibiydim ecelime.
yaşamak bile zorunlu kılındığında
sahte öpücükler üzerine.
kantarın topuzuna takıldığında gözüm,
görüyordum... tutmuyordu ağırlığım
ibresi tartımın ruhum hariçti anladığım.

ben zaten...kurak bir mevsimin
ta ortasındaydım,
otuz beşime yakın
çakıldım işte, vurguna takıldım
nefretimden olsa gerek,
nefretimden akıyorken bezginlik...
aksın gitsin!
çok hakaretler yedim
.........silinirken benliğim,
kimliğim - çalınırken üstelik!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:30 PM
Rüya Değil
biraz rüya topladım
eskimiş defterimden,
sayfaları yokladım
silinmiş beynimden.

biraz sayfa topladım
eskimiş beynimden,
rüyaları yokladım
silinmiş defterimden.

ne dost kalmış ne sevgi
sayfalara aldandım,
yanılıyor göz belki…
rüya değil, anladım.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:30 PM
Rüzgar, Derya ve Gönül
yüce ruhların mağarasından
deryalar rüzgar alır,
limanları süsler ılık meltemi.
ufuklarda garip kesilmiş enginler
kızıllaşmış tutuşmadan bedeni.

hırçın dalgalar sahile vurur
derinlerden sökülürken
............süt beyaz köpükleri,
kızgınlığında estikçe deli rüzgar
rıhtımlara dokunur
parçalanmış bedeni.

kıyılara çökmüş acayip bir karanlık
yosun tutmuş düşünceden
yeşil - mavi gözlerim
o limanda sadece yalnızım bu gece
sadece yalnız, yalnız bir gönül!

ne kaldı bu sahilde hatırladığım
mercan rengi denizin bu gece hayal
gökyüzünde koşan bir yıldız oldum
ufuktaki gemilerin ardından.

ne tutkudur çınlayan kulaklarımda
yüreğime sığmayan dizeler gibi
demir atmış şahlanırken limanlarda
eskimeyen dostane yıldızlar gibi.

bu gece deryalara yenilirken kinlerim,
sadece ve yalnız bir ruhum ben!
kaybolurken dalgalarda
..............yaşam çizgilerim
tutkuların esiriyim ezelden!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:30 PM
Rüzgardı Zaman
çocukluk günlerimde,
hep bir adım önümde
rüzgardı zaman.

belki çok iyi tanıyordu,
yokmuş gibi izliyordu
gelişimi gözünde.

hür havamı kokluyordu,
isyanları yokluyordu
aceleci yüzümde.

sanırım ki biliyordu,
her gün umut veriyordu
o yaşta bile.

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:31 PM
Sahte Yüreğin
yüreğimin kalemi ısrarla dolaşır
sana ayırdığım boş sayfalarda,
yeminlerim yıllarca hep oralarda
seni sildiğim o taşlı ovalarda
benim gözümde.

çeyrek asır ok gibi saplanmış
yürüdüğüm yollara,
üzerimde izlerin bende
bir yerlerde,
rahmetine kavuşmuş bedenin
hayatın hani başladığı yerde,
vebalin - sahte yüreklerde kamçıladığın
kapısız - sorularım cevapsız.

açılıyorum kalemim oynadıkça...
yüreğimde severim paslanmış yaralarımı,
çomak sokarım kanadıkça
senden uzak olduğum sürece,
ruhumu, namusumla temizledikçe.

yüreğim erirdi sevginin karşısında
bilirsin - sende taşlandığı kadar,
zaten mesafeli kaldı aslında
aramızdaki oranlar.

sevimsiz...kin ve nefret içinde
intikamın kaldı kenetli
sahte yüreğinde,
sevmiştim seni ilk attığım adımlarda
gözlerim hep seni arardı yokluğunda,
kahramanım olurdun aslında
hayali dünyamızda.

büyümek isterdim senin gözlerinde,
seninle büyümek - masallarda çizdiğimiz,
seninle yürümek sokaklarda
sırlarını gizlediğimiz...

havuzu çizerdik hani yaralı gönlümüzde,
evimizin arka bahçesinde,
mısırların büyümesini beklerdik
gece yarısında
kuruduğunda dudaklarımız
gündüzleri susuzluğumuzda,
sağanak yağmuru özlerdik.

yıllarca sırlarımızı gizlerdik
umutların ilkbaharında,
çetin kışları severdik sabah kahvaltısında
dolunayın okşadığı gece kuşağında,
kayak seferlerini özlerdik
karlı sokaklarda.

solak elimle yazdığım ilk şiirlerimi
içimde bir yerlerde terk ettiğim,
hani bana yıllarca ihanet ettiğin
intikam seferlerinde
bir sonbaharda, çekip gittin!


yolların seçimi karışmış beynimde
iyilik meleğim hala yüreğimde
kararsız, imkansız nöbetinde.
sevginin gücü küllenmiş,
bir karış toprağın nefesinde
kavuştuğun,
hayatın başladığı yerde
nefretin gücü yüreğinde
vebalinde unuttuğun,
arkanda sonsuza dek
yalnız bıraktığın.

kalemimin ucu ölümsüz dansında
engel olamadığım,
kanadım yaralı zaten ecelden,
ben bir munis senin kanından
senin kanın başkalarından!

sağlığında sattın anlımızın terini
hesabıma geçtin izlerini,
unuttun, cemaat bilir musalla taşında
mecazi kelimeleri...rahat uyu!
ben zaten sevemedim
içindeki sahteciliği.

ben buradayım senin yokluğunda
benim yokluğum orada hayal
beni istersen, gönüllü giderim
unutma sakın...
gönül borcum var buralarda,
seninki – meyal!

GooD aNd EvıL
01-02-2009, 08:31 PM
Sararmış Sayfalar
aslında hep sevdim
binlerce açık penceremin
ardından,
sararmış sayfalarda
gizli ihtişamı...
bir efsane gibi canlanır
yalın gözlerimde,
hayallerim gönlümde
zengin.

sayfalarda özgür
en koyu endişelerim,
güçlü sezgiler ve kavgalarım,
doyum noktalarının
sonsuzluğu...
*******de kovaladığım.

gönlümde taht kuran
binlerce kahraman
boyun eğdiğim,
acizliğin kurbanı hissi,
riyakar düşüncelerin esiri
olma korkusu...
okuyamadığımda.

yorgunluğun ilacı
okuduğum sayfalarda gizli,
satır arası boşluğun gizemi,
bitmeyen gece yolculuğun
son durak kaygısı
düşüncelerimde,
uyku tutmayan *******imde,
sırların gizlendiği gönül
kavgası...

ifade özgürlüğün
doruk noktasında buluşan
paylaşılan, düşündüren
ve zengin kılan satırların dansı
bir kitaba sığdıracak kadar.