Aysel Çoban

[GooD aNd EvıL]

.................Bunlar Olmadan Sevmemem
…………BUNLAR OLMADAN SEVEMEM



Ben sana sevmiyorum demedim
Ümitsiz bir sevgili olmaz dedim
Anlamadın

Yarım kalmışları bir bütün yapmadan
Adını bilmediğim eksik yanları tamamlamadan
Bizim için elzem olan sevme yetisini içime sindirmeden
Sevemem

Her biten günün ardından zamana kafa tutamam
Kendimi sorgularken etrafıma bakamam
Yaşadığım her anın hesabını vermeden
Hüzünleri, ümitlere çevirmeden
Sevemem

Bir çocuğun yüzündeki gülücükleri sezmeden
Bir ananın yüreğindeki sevgiye özdeş olmadan
Bir erkeğin kadını için yaşamasını takdir etmeden
Olacaksa, evliliğin kutsallığına inanmadan
Sevemem

Bir goncanın açışını görmeden, koklayamam
Bir filizin toprağa direnişini öğrenmeden,yetiştiremem
Her nesnenin yaşam hakkını korumadan
Doğa anayı bir kez olsun anlamadan
Sevemem

İçinden çıkamadığımız hayatın anlamını çözmeden
Gezindiğim yerlerde alın terini hissetmeden
Kazanılan yavan ekmeğin tadını almadan
Emeğin üç kuruşa satılmadığı bir ortam görmeden
Sevemem

Her akşam oluşunda yorgun bir babanın gözlerinde
Yurdumun her köşesinde bekleyen, askerimin hasretinde
Kara trende umutlarını taşıyan köylümün vuslatında
Onların yüzlerinde kendimi görmeden
Sevemem

Mücadelesini verdiğim onca şeylerin sonucunu görmeden
İnsanlığımın terazisini ayarlamadan
Hakkını verdiğim, hakkımı almadan
Yüzüne her baktığımda yanılmamışım demeden
Sevemem

Ben sana sevmiyorum demedim
Ümitsiz bir sevgili olmaz dedim
Aradığım icapları yaşamadan
Sevemem
Sen beni anlamadın

[GooD aNd EvıL]

.......Beter
Hani bilsem,
Öfkenin surlarına tırmanmayacağına
Sana anlatsam kendimi
Sözler ki kelebeğin kanat tozları gibi silinir
Görmemezlikten gelmek ölmekten de beter

Hani inansam,
Gerçekleri kabulleneceğine
Görmeni istediğim çok şeyler var
Bir ikilemdi kabullenmen
Yok saymak duygusuzluktan da beter

Hani hissetsem,
Bir gün sevebileceğini
Yaşatırım sana sevebilme ihtimalini
Kaçak düşüncelerin tutsaklığında
Sevmemek açlıktan da beter

Hani duysam ki,
İçinde pişmanlık yatar
Sana sevginin elzeminden bahsetsem
Bir savaştı içindeki vur kaçlar
Kararlı olmamak kaybetmekten de beter

Hani görsem ki,
Gözlerin hüzün saçar
Sana vazgeçmenin inceliğini yaşatsam
Bu kadar iyi niyete rağmen
Doğruları söylememek acizlikten de beter

[GooD aNd EvıL]

Adı Hüsran
Utkunun simgesi Hüsran
Savaşın kızı bu
Direncin azmi içinde
Öyle bir yürek ki
Öyle bir cesaret ki
Savaşıyor inadına yaşamla

Çehresinde esmer hüzünde olsa
Buram buram özlemleri de olsa
İçindeki yıkıntıları saklasa da
Yinede seviyor
Yinede gülüyor gözleri

Utkunun simgesi Hüsran
Savaşın kızı bu
Dayanaklılığın dergahı yüreğinde
Öyle bir sabır ki
Öyle bir vuslat ki
Savaşıyor inadına kederiyle

Mor sabahlarda içi ezilse de
Kıvrım kıvrım sancılarla kıvransa da
Bu son anlarım dese de
Adı Hüsran’da olsa
Yine de dayanıyor
Yine de katlanıyor ağrılara

[GooD aNd EvıL]

Adı Yok....
Yüreğim loş,
Bomboş sokaklarda kaldı o akşam.
Sessiz düşüncelerime eşlik eden,
Sokak lambasında uçuşan kelebekler vardı o an.
Yürüdükçe, kaldırımlar daha da uzuyordu gecede
Bir sen vardın zifiri karanlığında,
Bir de ayak sesinden ürküp kaçan minik kedi.
Yıldızlar şahitti o acımasız ayrılığa,
Geçen her dakikada bir de bana inat.
Zaman ve mekan tanımsızdı yaşanalar için,
Bir sandal içinde üşümeyle irkildim.
Denizin sesi, seni hatırlatıyordu.
Yakamozla, yıldızlar göz kırpıyordu.
Seni gözlerindi onlar, çakmak çakmak
Uzanıp ellerini tutmak,
Sana kavuşmak vardı şimdi.
Oysa,bir hayaldi yaşadıklarım,
Hiç yaşanmamıştı ki.
Düşlerimde yaşamış,
Yine düşlerimde kalmıştın.

[GooD aNd EvıL]

Albatros
Yine bulutlar kapadı ıssız gökyüzünü
Hafiften başlayan esen rüzgarla beraber
Ağaçları yalayıp, dalgaları coşturan fırtına
Gök gürültüsüyle raks eden yağmur damlaları
Engin okyanuslara kavuşuyor yine

Bunlar Albatros’ un habercisi arkadaş
Sığ düşüncelerimle yalnızken
O yine tam zamanında geliyor
Özgürlüğü, çılgınlığı, aşkı getiriyor.
Sahiller onu bekliyor,
Tüsünami coşkusundan kabarsın diye

Balıkçının gözlerinde heyecan,
Teknelerde balık ve rakı kokuları
İçlerinde demir atan suskunluk beter
Yeter artık, bırak deliliği aslanım
Bak geliyor işte demeler

Sen,
Sen de bu zamanlarda gelmiş,
Ve yine bu anda çekip gitmiştin
O yüzdendir ki,
Ben böyle havalardan
Bu yağmurdan
ve çok sevdiğim denizden
Yani seni hatırlatan Albatros’ tan kaçarım.

[GooD aNd EvıL]

Ardahan (Kars)
Bir zemheri ayında doğdum yer Ardahan
Özüm sen de kaldı, bende de senden izler var
Çıldır gölünde balık solungacında oksijenim
Ani harabelerinde tarihten fırlamış canlı tanık gibiyim
Tarihin öyle eski, nice milletler geldi geçti
Olup bitenleri en kuytu yerlerden izleyen çakıl taşıyım.
Uğruna Sarıkamış’ta ölen doksan bir askerden her biriyim
Tarlaları yeşile boyayan Kura Nehrinin kollarındanım
Yaylalarda rengarenk çiçeklere konan arılardan biriyim
Sevdiğine en güzel balları sunan o beşlik güzelim
Dağ çiçeği kokan yamaçlarda dolaşan çobanlardanım
Kavalımla yanık türküleri dile getiren benim

Çam ağaçlarında birer kozalak
Kozalaklarla oynayan yaramaz sincabım ben
Yayla evlerinde, güneş ışığı sızan duvarlarında bir toz parçasıyım
O duvarları oluşturan, çok şeye tanık olmuş her taştan biriyim
Eski kaşar peyniri gibi kıymetli
Örgü peynirinde tel telim ben
Atını tımar eden her seyisten biriyim
Ketesinde, Hengelinde, el emeğinde damak tadıyım
Kadınların yüreğinde, geçmişim yükünde bir çizgi
Tülbentlerinde mavi boncuklu oyayım ben
Bir bardak çayında kıtlamalık şekerim
Tarlalarda yetişmeye atılmış buğday tanesiyim
Nice aşıklar çıktı bağrından
Seni anlatmak için yazarlar yetişti peşi sıra
Dağlarını karış karış tanıyan dağcılar büyüttün
Seni anlamak için senin yaşamak gerek
Özüm sende kaldı ARDAHAN

[GooD aNd EvıL]

Asırlık Çınar
Merhaba asırlık çınar
Yaşlı kurt desem kızar mısın?
Gövdendeki her halkadan belli
Kim bilir kaç yaz, kaç bahar yaşadın
Kim bilir hangi aşıklara kucak açtın
İsimlerini tek tek üstüne kazıdılar mı?
Serinlemek için bir çobanı misafir ettin
Kavalıyla ağıtlar yakan çobana, eşlik ettin mi?

Ufacık bedenleriyle sana sığınan
Yuva kuran küçük kuşları, kollarına sardın mı?
Uzaklarda kalabalık insan yığınları eğlenirken
Beni de aranıza alın, yalnızım dedin mi?
Soğuk rüzgarlar esip yağmurlar yağarken
Keşke beni de koruyan olsa, diye düşündün mü?

Kaç kişinin ihanetlerini görüp üzüldün
İyi ki de insan değilim dediğin, oldu mu?
Hangi güzellikleri yaşadın ki, yaşam eskitemedi seni
Bir gün sonun ne olacak düşündün mü?
Geldi geçiyor zaman, ey asırlık çınar
Ne sana, ne bana, ne de Sultan Süleyman’a
Bu dünya kalmıyor kimseye, göçüp gidiyor
Hoşça kal yaşlı kurt, hoşça kal asırlık çınar

[GooD aNd EvıL]

Asi...
Korkusuz sorgusuz bir beklenti
Kararlı beklentilere inat
Bölük bölük sızıyor beklentim
Bir oluk gibi gözlerimde

Sebatsız sabırsız bir an
Dingin duygulara inat
Öbek öbek çoğalıyor sabırsızlığım
Bir dantel misali özlemimde

Suskun dilsiz bir gece
Hareketli anlara inat
Desen desen işliyor zaman
Bir kilim misali yüreğimde

Kayıtsız kuralsız bir gün
Hoşnut duru bir yüze inat
Dilim dilim eksiliyor özüm
Bir ekmek gibi sözlerimde

Asi deli dolu bir yarın
Özgür sıcak gülüşlere inat
Katmer katmer artıyor inadım
Bir yaba gibi saplı damarlarımda

[GooD aNd EvıL]

Aşk ve Dans
Gel artık, gel ki…..........
Beklemelerim firarda şimdi
Sen gelmezsen
Ben gelirim içimde arzuların dansıyla

Etrafımda özlem tangosu, bire bir gözlerim harekette
Hadi yaklaş, yakınlaş bana
Uzak kaldığım her an için sarıl, sarıl bana
Öyle bak ki…….
Kaçınılmaz sabırsızlığımı anlasan
Hadi anla,
Anlatsana bana, yüreğimin dizginsizliğini
Anlatırken, kollarında yaşa beni
Her adımlar dönüşleri getirsin yeniden

Gör artık, gör ki……….
Tahammül sınırım tükendi şimdi
Sen görmezsen
Ben hissettiririm göremediklerini, yavaş yavaş

Yüzümde hasretin yılgınlığı, an be an arttıkça
Hadi gül, gülümse bana
Özlediğim her gün için sev, sev beni
Öyle sev ki……
İflah olmaz duygularımı açığa çıkarsan
Hadi çıkar,
Söylesene bana, umulmaz bir akşamın rastlantısını
Söylerken, tanıştığımız o anı yaşat bana
Her hatırlayışlar vuslatları bitirsin yeniden

Kaçma artık, kaçma ki………
Kızgınlık derecem arttı şimdi
Sen anlamazsan
Ben anlatırım anlamadıklarını ağır ağır

Bedenimde çözümsüz kıvranmalar, gün be gün kayboldukça
Hadi dokun, dokun bana
Tükendiğim her ay için hisset, hisset beni
Öyle hisset ki…..
Vazgeçmelerim için elzem olsan
Hadi ol,
Bak bana, görürüm asil duruşun utangaç bakışlarını
Elzemken, kollarımda aşkın dansını et benimle
Her dans edişler ayrılıkları bitirsin yeniden

Gel artık, gel ki………
Sensizliğim yeniden depreşti şimdi
Sen istemezsen
Ben bulurum seni

Hadi tut ellerimden, öyle tut ki…….
Kaybettiklerimizi geri getirsen
Hadi gel,
Sevişmelerin döngüsü çağırıyor birer birer

[GooD aNd EvıL]

Atilla Gel Yanıbaşıma
Atilla gel yanı başıma tam bana göresin
Ölüm hep bir den gelmez mi,
sevgini ölümün perdesinde gizlemenin ne anlamı var.
Hem içimizde kötülük biraz karanlık biraz çirkinlik yok mu?
Atilla gel yanı başıma bir kalemde silemezsin.
Ne yağmurlar gördüm ben bir ikincide kurudular.
Senin yağmurunda üşümek bile anlamsız.
Çok karabasanlar yaşadım en azından bir kez olsun cesur olayım.
Hem seni sende görmek varken neden korkayım.
Atilla gel yanı başıma tam bana göresin
******* olmasaydı gündüzü nasıl bilirdin
Hem içimizde kötülük biraz karanlık biraz çirkinlik yok mu?
O kadarda hanım evladı değilim,
İnsanı ayaza kesen, karlarla kaplı doğunun, köylü kızlarındanım
Gözlerin değildi tenhalığı hızlandıran ikimizin yalnızlığıydı.
Beraber olduktan sonra,
trenlerin hangi istasyona giderse gitsin ne önemi var.
Seninle iken ne ölmek korkutur ne de korku öldürür beni
Yokluğunun acısını çekmektense acıları senle yaşamak daha iyi
Varlığın en güzel armağan bundan büyük sevinç olur mu
Atilla gel yanı başıma tam bana göresin
Ümitsizliğin ümidim olacak bir şans tanı bana
Hem içimizde kötülük biraz karanlık biraz çirkinlik yok mu

Üzülmemi istemiyorsan sevgimi sonbaharla bir tutma,
sonbaharlar sonları yaşamak içindir.
Nereden biliyorsun
bir değil birkaç gemi kalktı yalnızlık limanlarına yine uslanmadım.
Unuttuğun bir şey var aykırılıkta bende sana rakibim
İçinde her duyduğun sese kulak verme yelken aç maviliğe
Çetrefilli yolculuğunda yoldaş, yalnızlığına ortak alayım.
Aklıma kötü şeyler gelmiyor merak etme sen
Hem içimizde kötülük biraz karanlık biraz çirkinlik yok mu
Ölüm hep birden gelmez mi
sevgini ölümün perdesinde gizlemenin ne anlamı var.
Hem içimizde kötülük biraz karanlık biraz çirkinlik yok mu
Atilla gel yanı başıma seni özlüyorum
Atilla gel yanı başıma ben de seni seviyorum

[GooD aNd EvıL]

Aybalam
Karanlık günlerin,
Aydınlığı olmuşsun Aybalam
Tutarım kalbini ellerimle, incinir korkarım,
Aysız *******,
Manasız kalır tüm duyularımda
Senden gelen deli rüzgar, savurur tüm benliğimi
Çeker giderim,
En sığ, en ıssız yalnızlığıma………Aybalam

Bir filiz ektin naçar yüreğime,
Pervasızca koparma Aybalam
Güne gün, yıla yıl katarsın, kopunca solar giderim,
Bedensiz ruh,
Sözde kalır tüm olgularda
Senden gelen o sıcak hışım, kurutur tüm bedenimi
Yakınlaşırım,
En kuytu, en solgun korkularıma ….....Aybalam

Korkak yılların,
Gülen sevdası olmuşsun Aybalam
Süzerim aşkını yüreğimle, dağılır korkarım,
Manevi duygular,
Aynasız kalır tüm varlığımda
Senden gelen ansız bir inkar, yok eder tüm ümitlerimi
Alıp giderim başımı,
En soğuk, en kızgın ayrılığa……….Aybalam

[GooD aNd EvıL]

Ayrılık
Bakakalmak ardından sen giderken
Bir daha ne zaman görürüm düşüncesiyle
El sallamak arkandan
Dönüşünü görmek ümidiyle beklemek
Çıldırtır insanı uzayan ayrılık
Ayrılığı kabullenemeyip peşin sıra koşarım.
Geç kalan saniyelerde
Uzaklaşan vapurda kaldı kalbim.

[GooD aNd EvıL]

Ben Bu Bahar Yokum Aykız
Ben bu bahar yokum Aykız
Sen git…..aşkını alarak git.
Yüreğini dinlemeden git,
Ben bu bahar yokum Aykız.

Akarsu olup aktım yüreğine
Sense,
Akarsu yatağında kapıldın coşkuma
Gitme vakti deyip, yön çevirdim senden
Sen kal, hüzünlerini unutarak kal.

Ben bu bahar yokum Aykız
Sen git…. sevgini yok ederek git.
Acılarını dindiremeden git
Ben bu bahar yokum Aykız

Irmak olup yuttum sevgini
Sense,
Gerçeksi duygularımla boğuldun
Vazgeçme vakti deyip, yüzüstü bıraktım
Sen dur, hayal kırıklığını hissederek dur.

Ben bu bahar yokum Aykız
Sen git….yıkılmışlığını yıkarak git
Vuslatlarını kandıramadan git
Ben bu bahar yokum Aykız

Bu bahar yokum Aykız, bu bahar yokum.

[GooD aNd EvıL]

Beyhude
Bil ki sevdiğim her şey yalan
Senin aklını başından alan
Ah gözüm görmez aklın talan
Sen sevda yollarında kalan

Ben umutsuz sende korkusuz
Yollarında ayrılmış sorgusuz
Olunmaz artık canım kaygısız
Yılların hasreti de sonsuz

[GooD aNd EvıL]

Bırak Gitsin.....!
Yüreğimde billur bir yansıma
Öfkeli kıvılcımlar yüzsüzlüğüne
Ve içinde teğet bir geçiş
Bir tepki yaşananlara
Dil suskun, gözler yatkın,
Oysa sesler bile kayıp, bir o kadar
Yine hasret, yine beklenti,
Her şeye rağmen yalnız kalıyorsan
Bırak gitsin……gittiği yere kadar……..

İç çekmeler atağa kalktığında
Firari hisler kıvranıyor
Ve gözlerde şaşkınlık senfonisi
Bir şarkı sancılara
Sözler sürgün, duyular kapalı,
Oysa tepkiler bile kayıp, bir o kadar
Yine arsızlık, yine acımasızlık,
Mücadeleye rağmen sevgi bitiyorsa
Bırak gitsin…….gittiği yere kadar…..

Ruhumda kayıtsız şartsız bir savaş
Sulu sepken bir saldırı geçmişe
Ve sevdaya dereceli acılar
Bir sitem hoyrat sevgiliye
Yollar durgun, hüzün keskin,
Oysa duygular bile kayıp, bir o kadar
Yine pişmanlık, yine beyhude günler
Her şeye rağmen giden gelmiyorsa
Bırak gitsin….. gittiği yere kadar…..

[GooD aNd EvıL]

Bilsen Ne Olur Bilmesen Ne Olur
Gündüzler, yalancı gülüşleri yaşar,
Sen masumiyeti
*******, suskun güzeli oynar,
Sen teslimiyeti
Şımarık seher, bir anın peşinde gezer,
Sen günahın dilinde

Adın saklı, yaşadığım inkarlarda
Sen bilsen ne olur, bilmesen ne olur
Yüzün gömülü, yüreğimin küskün mezarında
Sen görsen ne olur, görmesen ne olur

Mevsimler, bensiz baharı yaşar,
Sen kaçamakları
Aylar, duyguların tacını saklar,
Sen, kendini
Meçhul günler, arzuların kolunda gezer,
Sen keyfin saltanatında

Sevgin yangın, yalanların ateşinde
Sen dönsen ne olur, dönmesen ne olur
Duyguların zehir, sızmış yüreğime
Sen gitsen ne olur, gitmesen ne olur
Yüreğin katıksız taş, her hayalleri söndürüşünde
Sen vicdana gelsen ne olur, gelmesen ne olur

[GooD aNd EvıL]

Bir Akşam Üstü
Bir akşam üstü şimdi,
Ankara bambaşka gözlerimde
Sıradandı her şey, şimdi daha da sıradan
Hayatın içinde, yaşayanların yaşattıklarıyla,
Yaşananlar geceye bırakacak yerini, en sefilini
Ne kadar uzaksın itiraf edemediklerime
Ne kadar yakınsın tüm göremediklerime
İçimdeki sessizlik,
Terkedilmişlik yığını şehrin ortasında

Uzaklarda bir yerlerdeydi aradığım
Çok geçmemiş dikilmişti karşıma
Buğulu bakışlarında ben vardım
Sözlerimizde oğlan çocuğu özlemi
Özlemler, özlemleriyle karşılaşmıştı
Sonra bu hikaye bitiverdi, sonu göremeden
Ruhumuz serbestti artık
Yapamadıklarımız, yaptıklarımıza tanık olmuştu
Ve şimdi akşam işte,
Gözlerim
Sözlerim,
Yüreğim,
Karanlığa karışıp gidiyor evrenin orta yerinde

[GooD aNd EvıL]

Bir Anlık...
An var, varsın
An var, yoksun
Hayat kayabilir gözlerinden
Hiç beklemediğin bir zamanda
Bir hastalıkla
Bir kazayla

Gözlerin açıksa hala
Belki de bağışlanmışsındır
İkinci bir şans için.

Hala nefes alıyorsan
Sevdiklerinin dualarıyla varsın
Verilmiş süren dolmadığı için

Hala gülüyorsan
Tat alacak günlerin olduğu için
Ve bir gün bitecek ömrünü,
Doldurmak için varsın

Gün gelir varsın
Gün gelir yoksun
Hayat kayabilir gözlerinden
Hiç hazır olmadığın bir anda

[GooD aNd EvıL]

Bir Garip desem
Dilimde haykırışlar sazımın telinde
Ozanım desem, ozan değilim, anlatayım.
Gizlilik içinde sevda yükü çekerim.
Şahmaran değilim, dehlizlerde gezemem

Bir garip gezer dururum, Özendim erenlere
O kadar iyi değilim, hoşgörü gösteremem
Kavgasız güzel bir dünya isterim
Gücüm yetmez, insanları ikna edemem

Ağıtlarım dağları aşsın, obalara ulaşsın
Kızların yemenisinde, oyalarda dile gelsin
Her cefa bende desem, güzelim
Onlar gibi değilim naz çekemem

[GooD aNd EvıL]

Bir Kuru Ekmek Gibi Sevdan
Beklenen hayel bahçesinde gizli yüzün
Tomurcuk açmış yüreğinde bitmez ümidim
Beklenmedik zamanda çıkar karşına beklentin
O zaman son bulur vuslatın
Belki bir dağ çiçeğinde o mis koku
Belki bir dağ köylüsünün saf bakışlarında
Belki hiç ummadığın tanıdık bir yüzde
Belki ekin tarlalarında başak tadında
Acıktığında tadına varılan,
BİR KURU EKMEK GİBİ SEVDAN
Alınan her hazda, unutulan duygular senin
Belki en sevdiğin yemekteki lezzet
Yudumladığın her damla sudaki serinlik
Belki heyecanlandığında yüreğindeki o garip atış
Belki sevgiyle bakan gözlerle süzülüş
Belki de yaşamla ölüm arasındaki o ince geçiş

[GooD aNd EvıL]

Birileri
Karanlık bayram havasında,
Evrenin gözleri parlar
Dışarıda tez canlı koşuşmalar
Yürüyen her yürekte, bir özlem saklı
Gölgeler oynar, geçip giden her adımda
Neye bakılsa, kararsız yüzler
Ama birileri var ki,
Zamanın ipinde bir mandal
Tutunmuş keskin hırslara
Ne bırakıyor, nede vazgeçiyor

[GooD aNd EvıL]

Bu Ayrılık Son Bulur
Küsme incinerek bir dinle ne olur
Yüzündeki her halin anlamını bilirim
Bir bağışlasan can artık duam kabul olur
Unutsan olanları bu ayrılık son bulur.

Öyle masum bakma yüzüme ne olur
Gözlerinde suçluluğumu görürüm.
Bir anlasan karşında pişmanlığım çoğalır
Unutsan olanları bu ayrılık son bulur.

Öyle acımasızca konuşma sus ne olur
Sözlerinde hep hep vefasızlık sezerim
Bir inansan sözlerime sevincim sel olur
Unutsan olanları bu ayrılık son bulur.

Öyle bakma gözlerime bir gülsen ne olur
Gözlerinde sakladığın hüznü hissederim.
Bir bilsen çektiğimi şu günlerim güz olur
Unutsan olanları bu ayrılık son bulur

Öyle dalma derin düşüncelere ne olur
İçinde hissettiğin isyanları anlarım
Bir görsen hatalarım içimde yangın olur
Unutsan olanları bu ayrılık son bulur.

[GooD aNd EvıL]

Bu ben değilim
BU BEN DEĞİLİM


Bu ben değilim
Hırçın, haşin, huysuz olan
Bir aysbergin görünmeyen yüzü bende
Gördüklerin korkutmasın seni
O dağın yüreği, soğuk suların altında kaynar
Kök salmış korkularım,
İnsancıl hislerden uzak kalmasın ister

Bu ben değilim
Küskün, yılgın, soğuk kalan
Bir kozanın örülüşü yüreğimde
Bildiklerin şaşırtmasın seni
O kelebeğin uçuşu, konacağı alp yıldızını arar
Sürecek ömrüm,
Gün yüzüne çıkmayı bekleyen aşkı tatmak ister

Bu ben değilim
Anlaşılmaz, güvensiz, takıntılı yaşayan
Bir güvercin ürkekliği üzerimde
Öğrendiklerin vazgeçirmesin seni
O güvercinin kanadını, sevgisiyle onaracak kuşbaz gerekir.
Özgürlük için çarpan kalbim,
Gökkuşağı renginde sana uçmak ister.

[GooD aNd EvıL]

Bugün
Sevgiyle bakan gözlerim yorgun bugün
Fersiz kalmış ne çare içim çekilir bugün
Yalnızlığı kabullenmeden
Yalnızlığa akıyorum bugün

Seni kırıp bırakmak vardı bugün
Bir daha güvenmemek adına telkin var bugün
Durup düşünsem yalanları bugün
Bilirim yine olanları unuturum

Sözünde durmayan yüreğim kararsız bugün
Panik olmuş ne çare sabrım tükenir bugün
Vefasızlığı anlamadan
Vefasızlığı yaşıyorum bugün

Seni unutup gitmek vardı bugün
Bir daha sevmemek adına yemin var bugün
Çevirip gitsem başımı bugün
Bilirim
Yarın yine aynı yerde olurum.

[GooD aNd EvıL]

Bulamadığım
Gecenin sessizliğinde,
Rüzgarın eşliğinde
Yalnızlığıyla dans eden ben.
Etrafım kalabalıkken, bir o kadar ıssızım
Karşımda bir dost eli,
Yüzünde sıcak bir gülüş
Bir sevecen söz

İçimde, şimdi bir şeyler eksik
Olmuyor,
Yalnızlığın içinde kapana kısılmışım.
Kalabalığın ıssızlığı boğuyor.
Arayıp bulamadığım,
Çözüp anlayamadığım,
Kadehlerin tanıklığında
Bu akşam,
Neydi bu masada bulamadığım.

[GooD aNd EvıL]

Çatışma
Saklı yeşil gözlerinde kaldı aldanmalarım
Yüreksiz gidişinin ardından
İnanmanın, inadına kayboldu sözler
Ve hüzünlerim, günlerce beklemelere dalar
Sebebin, sebepsizliğini yaşatıyordu yokluğun

Ansız her yakınlaşman, bir kılıftı kaçışlarına
Bir gizemin peşindeydi şaşkınlığım
Çözüldükçe yol ayrımında kalırdı ruhumuz
O an, içim koca bir boşluğa sürüklenir
İnkarsı duyguların,
Esaretine esir düşerdi, sana olan sevgim

Her suskunluğun, yeni bir çözgü bunalımı
Çatışmaların demir parmaklıkları saklı yüreğimde
Oysa ki çıkışlara gebe sensizliğim
Her gidişin yeniden tutuklu kalır gözlerimde
Yıkılmışlığım vurur kendini, hüzünbaz sokaklara
O sokaklarda yürümeler, yeniden hatırlatır seni
Gözlerimde,
Gezdiğimiz bu şehrin, bize tanık caddeleri
Yüreğimde,
Her dokunuşun canlı ürpertileri kalır.

[GooD aNd EvıL]

Demedim ki
Ansız çıkışlarla rastladım sana
Pervasız gönlüm konacak yer bulamazken
Asiydim,
Kızgın kor ateşteydi sevmelerim
Siyah elmas gözlerin, parlarken
Yatışır yüreğim,
Uysal bir kısrağa dönüşür duygularım

Sense kaçak bir süvari
Sana özgürlüğe kavuşalım demedim ki

Beklentisiz günlerde rastladım sana
Yeni uyanmış bir bebekti sevdam
Korkaktım,
Huysuz rüyalardan sıyrılırken
Ellerim ayazda ısınır bakışlarında
Dokunulmaz duygularım çözülür
Sakinleşir sıcaklığında

Sense hercai bir rüzgar
Sana sevgileri savuralım demedim ki

Zamansız bekleyişlerde rastladım sana
Koşulsuz aşkın dönemecinde gezinirdim
Çoraktım,
Susuz bir yazda özlemlerin
Tek başına hayat bulur solgun çiçeğim
Beslendikçe açar adsız düşlerim

Sense serpilen arsız bir tohum
Sana beni içinde yeşert demedim ki

[GooD aNd EvıL]

Demir Parmaklık Yüreğin
Yalnızlık, demir parmaklıkta esir
Sayısız seçenek gözlerinde
Bir el, demir kapıyı açsa
Yalnızlık kanatsız bir kuş
Ahhhh, yine yalnızlık
Ve sen yoksun

Kaçış, özgürlükte hapis
Süresiz bir mekan yüreğin
Yorgun kaçışların dursa
Özgürlük, dönüşsüz bir savaş
Öffff, yine kaçış
Ve yine yenilgi

Kabullenme, bir volkan geçmişe
Geçiş dönemi acılar ruhunda
Gerçekleri kabullensen
İsyanlar kısırlaşmış belleğinde
Offff, yine acı
Ve aynı yaşantı

[GooD aNd EvıL]

Dolunayda Saklı Karanlık
Dolunaylı bir gecede fark ettim olanları,
Yıldızlar bir o kadar yakın
Bir o kadar uzaktı korkularıma.
Fırtına öncesi sessizliğin içinde;
Geceyi delip geçen uçak sesiyle çarpışıyordu duygularım.
Sanki içinde beni de götürüyordu meçhule
Uzaklarda yüzlerce insanın kaldığı evlerde,
Hangi yaşamlar sürüyordu bu keşmekeşte.
Yanan her ışık onların gözlerinde saklıydı sanki...
Karanlık yüzüyle her şeyi karartan gece,
Nelere gebeydi.
Başkaldıran sadece havlayan köpeklerdi.
Ne cesurdular.
Belki bilerek belki bilmeyerek.
Sokaklarda bir çıtırdı sesi, yüreğin çarpar
Elinde şarabı, saç sakal dağınık avarede.
Az ötede iki sevgili sokak lambası altında
Gece yarısı, yalnızlığın keyfini sürer cilveyle.
Birkaç sokak arkada, kalleşce sırtından vurulan adam
Eli kanlı kaçan gölge, hangi hücrede tünersin?
Uyku bastıran gözlerde,
Müşteri götüren taksicide, sarhoş kalenderin nara sesi içinde
Bir yol ki hiç bitmeyecek, çıkmaz sokak gidimin de
Ölüm denen o çizgide gelip giden yaralı
Bir acil servis önünde beklemede, uzayan her saniyede
Bir düğün sonrası eve dönen aile babası
Lastiği patlayan otobüste kızgın bir halde.
Çapkın delikanlı, sarışın güzelle sarmaş dolaş barda
Bir eli kızın vücudunda, ilk kez hissediyormuş gibi
Anadolu dilberi genç kız,
Kaçıp geldiği yabancı şehirde
Ürkek bakışlarında,
Korku sarmış yüreğinde, gizli pişmanlığı
Hangi kurdun kapanında olacak, günleri sayılı
Ve ben;
Gece konan evimdeyim.
Yarı aç, yarı tok.
Biraz isyankar, ama umut dolu kalbimde,
Sevgi olgusunu göremiyorum hayatta.
Öyle soğuk ki insanlar,
Üşümek bile anlamsız.
Dolunaylı bir gecede fark ettim olanları
İnsanlar birbirlerine bir o kadar yakın,
Bir o kadar uzaktılar.
Ve bu hep oluyordu *******de,
Sessiz çığlıklarımda
Sadece dolunay olduğunda,
Gecem aydınlanıyordu korkularıma

[GooD aNd EvıL]

Dost
Ben geldim dost…!
Kaç zaman oldu görmeyeli, sesini duymayalı,
Yalnızlığımla geldim sana
Paylaşır mısın.
Öylesine naçar yüreğim, öylesine suskun ki sözlerim,
Dinler misin beni.

Ben geldim dost…!
Tahammül sınırımı, haykırışlarıma teslim ederek geldim,
Olduğum gibi geldim sana
Kabul eder misin.
Öylesine yorgun itirazlarım, öylesine bitkin ki direnişlerim,
Sakinleştirir misin yüreğimi.

Ben geldim dost…!
Kaç bahar oldu, sensiz birikti hüzünlerim,
Kaçışlarımla geldim sana
Anlar mısın
Öylesine öfkeli ruhum, öylesine kırgın ki duygularım,
Güldürür müsün beni

Ben geldim dost…!
Birikmiş yıkıntıları, giden zamana serperek geldim,
Ümitlerimle geldim sana
Görür müsün
Öylesine sevinçli beklemelerim, öylesine sabırsız ki ellerim,
Tutar mısın ellerimi

Ben geldim dost…!
Sorgularımı, varlığınla onaylamaya geldim
Riyasız bir sevgiyle geldim sana
Hisseder misin
Öylesine sevgisiz insanlar, öylesine hırçın ki yürekleri,
Teselli eder misin beni

[GooD aNd EvıL]

Eline Ne Geçti
Gel, elimden tut, ısıt dedim
Geri çevirdin.
Gel, gözlerime bak, aydınlansın istedim
Başını çevirdin.
Gel, beni kendinde gör dedim
Cesaret edemedin.
Beni ret etmekle eline ne geçti.

Gel acı hatıralarını unut dedim
İnat ettin.
Aşkı hatırla, yaşa istedim.
Yalnızlığı tercih ettin
Gel, gönlün rahata ersin dedim
Sevmeye hazır değilim dedin
Beni ret etmekle eline ne geçti

Gel bir kez bana şans tanı dedim
Kararsız kaldın.
Hüzünlerimi dağıt istedim
Suskun kaldın.
Gel beni yaşama bağla dedim
Yapamam dedin.
Beni ret etmekle eline ne geçti

Gel korkularını yen dedim
Kaçar oldun.
Suskunluğunu boz istedim
Korkar oldun.
Gel kararı bana bırak dedim
Duymaz oldun.
Beni ret etmekle eline ne geçti.

Eline ne geçti.

[GooD aNd EvıL]

Elma Kurdu
Pencereme vuran sabah güneşi
Bu sabah,
Yüreğimde elma kurdu olmuş hüzünleri ısıt
Gir içeri,
Daha da ısıt, aydınlat yüreğimi
Erit ümitsiz gözlerimi
Al götür,
Sevenlerin gönlüne akın edeyim.

Bırak beni yalnız akan dere kenarına
Issızlık içinde akıp giden derede yüzüm
Bir engel bulunca takılsın gönlüm
Sımsıcak bir gülüşle buhar olsun

Gözlerimde aç kalmış sevgi tohumları
Nereye serpsem onları,
Yeşerse ansızın
Uzak şehirlerin kaldırımlarında
Bir kadının elinde sevgiliye ulaşsa
Yeniden gözlerinde büyüse
Narçiçeği dudaklarda sevinç
Aç kollarını anladığın an
Tut ellerimi,
Tut ki kenetlensin özlem dolu yüreğim.

[GooD aNd EvıL]

Elzem
Adım adım kaldırımlarda ayak izlerim.
Bir sonu olmalı
Geride kalan bu izlerin
Yürüdükçe üstüne, acımasız yaşamlara
Dur demeli bu gidişe
Hala bir beklenti varsa
İnadına direnmek hayata
Yalnızlık çeken, tinsel beyinlere
Kan gibi, su gibi, hava gibi,
Ruhları yaşatmak için sevgi ELZEM
Anlarım ki işte o an,
Bir nefes içimde özlemlerim
Bir ses ki;
Beni çağırır aşk sarhoşluğuna
Önce sen, can özüm, sevda yoluna
Ben ardı sıra, senin gönül gözünde

[GooD aNd EvıL]

Evrim
Çaresizliğin kemeri sıkar ruhunu
Kal *******i yalnız soğuk yatağında
Donuk bir yüz yılgın gözlerin karşısında
Duvarlar ceza sessizlik günah aşamasında

Ellerinde yüreğindeki çırpınışlar
Gözlerinde uzaklaşan umutlar
Adsızlaşır sessizlikte duyular
Uzuvlarında kemirgen ayrılık
Ve yalnızlık

Ki,
Düşünme yetin o an yitik
Kaybettiklerin
Bir hamak gibi asılı geçmişe

Kurtuluş belirir gözlerinde
Karşında unuttuğun sen
Yenilenmiş bir ruh
İçinde güçlü bir merdiven
Her duygu çözgün çıktıkça
Her hüzün bertaraf baktıkça
Her anlam açık düşündükçe
Git,
Çık,
Yürü,
Ve devam et.

[GooD aNd EvıL]

Geç Kalmışım Sevmek İçin
Bir çift ışık kümesi gözlerimi kamaştıran
Aciz gözlerim, ayırabilse onlardan kendini
Kimi zaman ısıtan,
Kimi zaman üşüten.
Benliğimi kavuran gözlerin
Yakar kalbimi alev misali.
Sesin bahar yağmuru gibi, içime çiseliyor
Tüm ruhumu ağır ağır kaplıyor
Ruhuma işleyen sesin
Alıp götürür sessiz limanlarına
O limanlarda kaybolur, rüzgarlarında titrerim
Hissettiklerime rağmen sende bir gizem
Ne zaman yakınlaşsam sana
Sen bir o kadar uzaksın düşlerime
Anlam veremediğim bir kaçış sende
Cevaplarında gizli bilmediklerim
Anlarım ki ben değil,
Bir başkası kalbini kazanan
Ve bilirim ki
Geç kalmışım seni sevmek için
Her şey için

[GooD aNd EvıL]

Gelmeden Git
Soyunup dökünmüş yüreğim
Uzun bir uykuya hazırlar kendini
Son kalıntıları toplar
asi rüzgarı
Arkasında kalan belirsizliği görmeden

Oysa içimde
Ölgün yüzlerle
Kör duyuların coşkusunu
Bahar çıplaklığı kaplamış
Ve yanlış baharda
Vakti dolmamış esintilerin
Kararsız direnişindeyim.

Haykırma ihtimalinde suskunluğum
Durgun bir günün ardından
Yarına nöbetçi kalırım
Dil tümseğinde hapis söylemediklerim
Konuşsam susacak her şey

Utangaç bakışlarım
Gözlerine takıldığında
Arsız heyecan bahçemde
Unutulmuş özlem kapısı açılır
O an dönme dolap kalbim
Sıkıştırır benliğimi
Düşlerim eksilir
Sürgün bir rüzgara dönüşür sebepsizliğim
Biri meltem
Diğeri üşüten lodos
Ne ısınır
Ne de titrersin
Yalnızca sessiz bir uğultu
Sevdamın mevsiminde

[GooD aNd EvıL]

Gidiyorsun
Bugün, içim buruk uzaklara,
Kırgın…
Seni götürüyor bensizliğe
Gidiyorsun acımasızca
Hiç düşünmeden,
Ardın sıra kalan yaşananlara

Bugün, ruhum özlem dolu gidişlere,
Kesintisiz…
Seni götürüyor benli yalnızlığa
Gidiyorsun alışılmış duyguları savurarak
Hiç için yanmadan,
Ayrılmayı göze alarak

Bugün, yüreğimde sızı, uzaklara yol alır,
Beklentili…
Seni ayırıyor yarınlarımdan
Gidiyorsun gözlerime bakmadan
Hiç ağlamadan,
Uzaklaşıyorsun ayrılığı kabullenerek

[GooD aNd EvıL]

Gizem
Bir bilinmezliği oynuyorsun
Bir amaç mı yoksa araç mı bilmiyorum
Çözmek gibi bir çabaya girmiyorum
Sen bir o kadar bilinmez görünürken
Bir o kadar da senden uzaklaşıyorum
Ben şeffaflığın içinde yüzerken
Sen karanlığa bürünüyorsun

[GooD aNd EvıL]

Göç
Bir gurbet ki bu, içim yanar
Köyüm, sızılarım hala sana ulaşmadı mı?
Hastane odasında, hasta kalbim senin için çarpar
Son kez görebilsem, ormanlarında uyusam
Bir kez koklasam havanı, tatsam suyundan
Şimdi yaylalar yeşil örtüyle süslenmiştir
Huysuz kısrakların koşuşmalarına inat
Yine sararmıştır ekinler, bereket kokar
Kızgın Ağustos güneşinde biçilmeyi bekler

Gençliğim nerelerdesin, anılarım kimsesiz silindi
Sarı saçlarım buğday başaklarıyla serpildi
Yüreğim en puslu dağlarda olgunlaştı
Emeklerim en zorlu tipilerde kaldı
İlk aşkım, kura nehrinin kollarında yıkandı
Taş duvarlar, toprak damım yalnız kaldı
Geçmişim yaban çiçeklerinin kokularında kayboldu
Gezdiğim toprak yollar yılgınlığımın tanığı oldu

Çocukluğum gelir aklıma
Çocukluğum ezik, çocukluğum kayıp
Hayvan otlatırken, kendimle oynadım
Şekerleme yemek için ay dede masallarına kandım
Masum bir yürekle tırpan salladım
Tarla biçerken gücümü ispatladım
Bir bakmışım ki, delikanlı olmuşum
Namus borcu deyip asker olmuşum

Bu ilk ayrılışta, ayrılığı öğrendim en katısından
Bir satır yaz bana anam, gönül mektubundan
Yaz ki hasretim kaynak sularında dinsin
Güze kalmaz, amca kızıyla halaylarda bulursun
Ve dönerim köyüme, içim içime sığmaz olmuş
Ümitlerim bir tırpan hamlesinde kaybolmuş
Yokluk süzmüş yüreğimi, bükmüş belimi,
İşte o an ruhumda göç, köyümde göç var
Alıp giderim başımı baharda, en son hasatı görmeden
O son bakışlarda, bahar bile ayaz kesti yüreğimde
Kara trende, nefes nefese yarınlar gözlerimde
Ve biz, bir gecede konacaktık geleceğe

Oysa yarınsız kalmış beklentilerim
Yarınları olmayan günlerimde, bir sızı düşer bedenime
Üzülme can, ölmek zoruma gitmez
Bir sıla özlemini, bir de üç yavrumu büyütmeden
Çekip gideceğim, ben…. buna yanarım……buna

[GooD aNd EvıL]

Gül yüzlüm
Kaldır kafanı gül yüzlüm, bak bana
Niçin ışıldamıyor gözlerin,
Yüzünde bir hüzün var,
Çok çekmişsin belli, anlat bana
Bir de ben bileyim,
Aç o kilitli kalbini, çıksın ortaya sırların,
Nedir derdin?
Korkma benden.
Bil ki temizsin her şeyden
Öyle güzel ki yüzün,
Korkarım solacak kederden
Olmaz ki, bu böyle olmaz.
Seni, sana düşman eden yar
Ne hayırsızmış gittiği an,
Anlamıştım gül yüzlüm
Belli oluyordu gözlerinden
Olanları unut gülüm,
Gülen yüzün bir daha solmasın
Bir vefasızın ardından, değmez bu çektiklerin

[GooD aNd EvıL]

Gün Bitmeden
Durup dinle hayatın sesini
Duyduklarından sonra
Arınmış bir ruh bulacaksın
Gülen bir yüzle
Yeni başlangıçlara var mısın?

Bak göremediklerine
Bir bakarsın ki
Her şey daha anlamlı
Elenmiş
Seçilmiş ruhlar var etrafında

Öpüş sarıl onlara
Sarıl umutlara
Barış yaşamla
Gün bitmeden…

[GooD aNd EvıL]

Güvercin Kanadı
Gri bulanık bir gökyüzü dışarıda
Sünger gibi çekmiş ümitleri hayat
Alıcı kuşlar olsa da hayat denen o ucubede
Ne zaman istesek yağacak üstümüze
Bir güvercin kanadında haber yollasak yeter
Zamanında görülmezse ümit yüklü bulurlar
Sezdirmeden kayıp gidecek üstümüzden
Bir dağın doruğunda buluşmayı bekler
Ruhumuz özgür o zaman birleşmeyi özler

[GooD aNd EvıL]

Habersiz Uzaklardasın Küçüğüm
Bilmiyorsun küçüğüm,
Habersiz uzaklardasın.
Yaşadığın geçmiş yok artık.

Hayatı sorgulayıp ağladığın anlar,
Üzüldüğünde sarıldığın kollar,
Korktuğunda sığındığın kucak,
Her özlemini dindirecek yürek yok artık.
Ve sen yoksun.

Bilmiyorsun küçüğüm,
Habersiz uzaklardasın
Ardında bıraktığın hatıralar yok artık

Ağrıların başladığında duyulan telaş,
Her babasız anlarında dökülen yaşlar
Buruk geçirdiğin bayramlar
Ayrılıkları yaşarken tuttuğun, o el yok artık
Ve sen yoksun.

Bilmiyorsun küçüğüm,
Habersiz uzaklardasın
Baban yerine saydığın yok artık
Ve sen yoksun
uzaklardasın

[GooD aNd EvıL]

Hadi Gel....
Hadi gel....,
Duyduğum özlemlerde,
Rüyalarımda son bir kez bulun.
Hançerle oyulacak gibi kıvranan
O masum kalbime dayan.
Hadi gel....,
İçime sindire sindire çektiğim kokunu
Hissetmeme izin ver.
Hadi gel....,
İçtiğim her yudumda,
Yediğim her lokmada,
Gördüğüm her nesnede
SEN....
Anlatamadığım özlemlerimde
Yalnız bıraktığın her an da sen varsın.
Hadi gel....,
Gelemezsin ki,
Gittiğin yerde göremezsin ki,
Bulunduğun yerden hissedemezsin ki,
Gelemeyeceğini bile bile gelmesini istiyorum.
Son bir kez gel,
Hadi gel...,
Ölüm uykusunda olduğun halde
Yine de gel,
GEL.....

[GooD aNd EvıL]

Hakikat
Fersiz, boş bakışlarda bugünüm
Dolaşıyorum naçarca sokakları
Gözlerimde bir bir yaşam manzaraları
Nereye baksam, kimi görsem
Her şey ben gibi, yalnız birileri
Gerçekleri görende var görmeyende

Ararım sorunsuz bir yaşam
Bir sokak başında simitçi kadın
Derinleşmiş yüzünde çocuk sesleri
Kim bilir bu kaçıncı hüzün sessizliği
Bu hüzünleri çekende var çekmeyende

Ayaklarım olabildiğince hızlı
Az ötede mağaza vitrinleri
Girmeye cesareti olanda var, olmayanda
Buruk bir iç çekmelere varıyor gönüller
İçim acıyor
Bir bayram sabahı sevinende var, sevinmeyende

Adımların daha da hızlanıyor
Gittikçe yokluğu, haksızlığı daha çok görüyor
Yaşamın kastlarında iyice gerilirken
Sıkılmalarım sıkıntı veriyor
Haksızlığı kabullenende var kabullenmeyende

Düşündükçe yolum uzuyor
Uzaklarda oynak konuşmalarla yürüyen
Kıvrak bedenleriyle bohçacı kadınlar geçiyor
Gamsızlıklarıyla bana inat gülüşüyorlar
Birde ben gülebilsem
Bu hengamede gülende var gülmeyende

Her yaşam kendi tanıklığında
Araba seslerinde kaybolmuş insanlar
Unutulmuş hayatın anlamı
Kızıyorum, kızgınlığımı gören olmasa da
Kendini bilende var bilmeyende

Ayaklarım geri geri gidiyor
Artık dermansız dizlerim
Yorgunluk değil benimkisi, içimi acıtan yüreksizlik
Dalgınlığımı bir el bölüyor
Karşımda sen, ruhum çözülüyor
İyi ki sen varsın
Bilirim ki
Sevende var sevmeyende

[GooD aNd EvıL]

Hançer
Hak etmediğin acılarla beraber
Delik deşik edilmiş yüreğinde bir hançer...
Sen de varsın üstelik bunlara tuz biber olan
Göz bebeklerimde çektiğim acı zonklar
Ağlamak istersin ya, gözyaşın kurumuşsa
Yutkununca hıçkırığın tıkanmışsa boğazında
Söyleyemem o an hissettiklerimi çaresiz
Her şeyin bir bedeli var demiştin
Buraya kadar deyip pes ettim.
Değdi mi bunca yıllara boşa heder oldum.
Geçmiş içinde kara saplı bir hançer
Öyle saplanmış ki ta...derinlere nüfuzeder.
Sökmek istersin,
Çektiğinde daha da kanar
Ya öyle kalacak,
Öyle yaşayacaksın.
Yada söküp alıp,
Kanayan her katrede yok olacaksın.

[GooD aNd EvıL]

Hani
Hani tutkular vardır,
esir eder
Prangalarda olsa yüreğinde vazgeçmezsin
Hani sevdalar vardır,
eskimez hiç
Her yeni sevgilide yeniden kazanır eskisi
Hani ihanetler vardır,
hep kahreder
Her aldatılışın ardından yeniden aldanırsın olmaz diye
Hani unutulanlar vardır,
hiç unutmazlar
Her unutuluşu yeni bir umuttur, hatırlanmak için
Hani seven bir kalp vardır,
karşılık bulmaz
Sevdikçe sever hep sevilmediğini bilmeden

[GooD aNd EvıL]

Hayalet Şehir
Bir kuşluk vakti, dolaşıyorum ıssız sokakları
Soğuk beyazın taneleri düşüyor yeryüzüne
Sokak lambalarının ışığında her yer ışıl ışıl
Kafamı kaldırıp, içime çekiyorum titreten havayı
Kirpiklerime düşen kar tanesi ürpertiyle bütünleşiyor
Ben titrerken,
Uzaklardan nal sesleri duyuluyor
Arkasında tekerlek izleri, gözlerimde uzadıkça uzar
Kalbimde yalnızlık gemisi geçip gider o an
Bir el değer omzuma,
Çekip sıyırır beni dalgınlığımdan
Dostun bakışlarında merak,
Dudaklarımda masum gülücük, zamanı unutmuş
Adımlarım hızlanır, yarışır tüten dumanlarla
Kimsesiz evler, ıslak sokaklar ürkütür benliğimi
Şimdi gözlerimde bir hayalet şehir Ankara
Öylesine sığ, öylesine sessiz
Ve sensiz
Üşürken kollarım koynumda,
O bildik sokağa yaklaşırım.
Yokuş bir sokak başında durup, bakarım geçmişe
Her adımda,
Ayaklarımın altında, kar sesinde kaybolur.

[GooD aNd EvıL]

Hazan
Baharın serzenişiyle uyandım
Kapıldım mis kokan, aşk çiçeklerine
Kelebek misali, uçup sana kondum
Belki severim diye
Yanılmışım.

Sonra aşkın meyvesini yedik seninle
Dolu dizgin duyguların esiriydik.
Paylaşılan her şey sahteymiş
Oysa ki, kapılan bendim yalanlara
Hissedemedim.

İçimdeki serseri ruhla
Rüzgarın estiği yere savruldum
O an hazan mevsimiydi
Kırılıp, kahrolan bendim
Anlamadın.

İşte o hazan mevsiminde
Asıl hazan yaprakları
Ruhumdaki aldanmış duygulardı
Sızıyordu birer birer
Bu son hazanda
Engel olamadım.

[GooD aNd EvıL]

Hiç Olmadığı Kadar
Yalnız gecemde boş gözlerle seyrediyorum olup bitenleri
Gördüklerim ne kadar kasvetli
Bir o kadar sebepsiz
Halbuki, şimdi gördüklerim aynısıydı dünler
Düşlerimin solgunluğu yüzüme yansıyor
Oysa içimde hak edilmeyen duygular
Yaz sıcağında kurutulmuş düşünceler
Ruhumda kırık bir buz parçası serinliği
Tepkilere donuk bakıyor, tepkisizliğim
Yerini kızgın sözlere bırakıyor
Beynimde düşünceler uzayıp kalmış
Soruyor kendince
Bir hiç miydi yaşadıklarımız
Bu vakit
Korkuyla üşüme arasında hisselerim
O an
Gecenin gözlerinde ufalıp kalmıştı bedenim
Yalnızlığı haykırıyordu yüzüme hiç olmadığı kadar

[GooD aNd EvıL]

Hüzzam
Adına yakılan bin bir ağıttı sevdam
Sesindi Hüzzam şarkısında nakarat
Doyasıya dinlesem,
Hasret gidersem.
Okusam, okusam yine okusam,
Kendimden geçsem.
Duygularımdı,
İçinde sol anahtarı.
Açsam içindekileri görsem.
Gördükçe sana çıldırsam.
Seni göklere çıkarsam.
Kaf dağında mistik bir yaşam sürsek
Çaldığın LİR’ de parmağın olsam.
Ben hissettikçe sen şarkı söylesen.

[GooD aNd EvıL]

İcap
İçimdeki özlem tohumlarını sana ektim
Yarınlarda yeşerir mi bilmem.
Gerçeklerin resmini sana anlattım
Çözebilir misin bilmem
Beklediğim sımsıcak masum bir el
Uzanıp tutabilir misin
Hüzünlü gözlerimdeki manayı silsem
Onları yeniden aydınlatabilir misin
Ürkek kalbime, yalnız ruhuma bir dayan
Sessiz inzivayı görebilir misin
Hiç yaşamadığım, unuttuğum duyguları
Sen yaşatabilir misin
Issız ovalarda gelincik gibiyim
Koparılınca solar giderim
Bunu anlayabilir misin
Gizli, masum, mahrem *******ime
Sadık bir yar arıyorum.
Olabilir misin
Üzüldüğümde çok üşür, titrerim
O an sarılıp ısıtabilir misin
Kırılınca,
Uçup gidemeyen küçük bir kuş olurum
Kırılan yanlarımı onarabilir misin
Gerçek sevgiye açım bir bilsen
Sevginle doyurabilir misin
Bir şans tanıdık hayatımıza
Beni böyle sevip, sayabilir misin.

[GooD aNd EvıL]

İçimde Biten Yaz
Bir yaz akşamı içimde bitmeye hazır
Karşımda rüzgara kapılmış ağaç yaprakları salınır
Öylesi sessiz, öylesi masum kıpırtılarda
Arayış içindeki ruhumla özdeş
Tanıdık bir masada tanıdık bir yüzle
Konuşuyoruz doludizgin hayata dair
Aşktan, ayrılıktan, vefasızlıktan, ölümden
Kırgın kalplere gebe insanlar her an
Hangimiz sevmedik bir sevgiliyi pervasızca
Hangimiz ayrılık acısı tatmadık
Hangimiz aşkı ihanete kurban vermedi
Biliyor sevdaya olan özlemlerimi
Soruyor ne haldesin
Cevapsa hazır, dökülür dilimin ucundan
Yavan ve renksiz yaşamlara mahkum yüreğim
Biri var ki,
Duygularımı soysuzlaştıran
Sevgimi arsızlaştıran
Gururumu yüzsüzleştiren sevdasıyla
Çaresizliğim
Bir yaz akşamını içimde bitirmeyi hızlandırıyor

[GooD aNd EvıL]

İhtiyacım Var Ey Can...!
Katran karası olmuş yaşantımı
Bir de sen bunaltma ey can!
Yine uykusuz bir gecenin eşiğindeyim
*******i arsız bir yar etme ey can!

İhtiyacım var…ellerinin sıcaklığına
İhtiyacım var…tatlı sözlerine
İhtiyacım var… tutarlı davranışlarına
İhtiyacım var… yalnızlığımı kurtarmana

Param parça olmuş umutlarımı
Bir de sen savurma ey can!
Yine savunmasız bir günün son demindeyim
Geleceği vefasız bir dost etme ey can!

İhtiyacım var…gönül desteğine
İhtiyacım var…başımı okşamana
İhtiyacım var…güven duyguna
İhtiyacım var…yanımda olmana

Ezim ezim olmuş yüreğimi
Bir de sen karartma ey can!
Yine sevgisiz bir yılın başlangıcındayım
Günleri sevimsiz bir zaman etme ey can!

İhtiyacım var…görmediğim anlayışına
İhtiyacım var…huzurlu anlarına
İhtiyacım var…beni dinlemene
İhtiyacım var…tereddütsüz inanmana

Katmer katmer olmuş acılarıma
Bir de sen ekleme ey can!
Yine geçimsiz bir güzelin elindeyim
Haftaları sayısız bir karmaşa etme ey can!

İhtiyacım var…kararlı düşüncelerine
İhtiyacım var…isabetli kararlarına
İhtiyacım var…kendini sevmene
İhtiyacım var…yargılamayı bırakmana

Süzüm süzüm olmuş hayallerimle
Bir de sen çatışma ey can!
Yine kesintisiz bir hüznün anlarındayım
Beklentilerimi cevaplı bir kucak etme ey can!

İhtiyacım var…sorgusuz kabullenmelerine
İhtiyacım var…görmediğim hoşgörüne
İhtiyacım var…hüzünlerimi paylaşmana
İhtiyacım var…kayıtsız şartsız sevmene

[GooD aNd EvıL]

İki 'Yüz' İki Sebep
İçim acıyor,
Yüreğim dağlanmış bir sonbahar akşamında
Yıllar yılgın, beden yorgun
Duygular inkarda
Yüzüm kaçışlarıma tanıklık eder
Ve hayallerimin ortasında bir vurgun izi
Baktıkça,
Her izde ayrı yüzler
Bir yüz,
Dünyaya gelme sebebin
Diğer yüz,
Yaşamı sevme sebebin
İki kayıp ruhumda,
İlk sebep sonsuz uykuda
İkinci sebep yalanların eşiğinde
Biri hiç dönmeyecekken
Diğerinin dönmeye yüzü yok
Bense,
Yalanlar ve gerçekler arasında
Kaybolurum.

[GooD aNd EvıL]

İnkar
Her kayıp, bir yok oluştur,
Varlığı bilmeyene
Ağlama boş yere,
Geri gelmez

Her matem, bir kemirgendir yüreğinde,
Kabullenmeyi bilmeyene
Sızlanma boş yere,
Fayda etmez

Her suskunluk, isyandır kendine,
Mutluluğu görmeyene
Arama boş yere,
Susmakla olmaz

Her direniş, biraz daha yorulmaktır,
Sabretmeyi bilmeyene
Uğraşma boş yere,
Sebatsız olmaz

Ve her inkar, daha çok incinmektir,
Gerçekleri görmeyene
Katlanma boş yere,
Sevgisiz yaşanmaz

[GooD aNd EvıL]

İnsanlığımız Kayıp
Bak hele gökyüzüne delikanlım
Ağır aksak, yılgınlığımızla
Mavinin özgürlüğünü unutmuşuz
Bir koşuşturma içimizde
Arkamızda kalan yaşanmışlıkları unutmuşuz.
Yorgan döşek ağladığımız
Sevdiklerimiz kayıp

Bak hele etrafına sevdalım
Asi ruhumuz, yekpare olmuş düşüncelerimizle
Hayatın anlamını unutmuşuz
Bir sefilce yaşam değerlerlerimizde
Geçmişi çabuk unutmuşuz
Apar topar terk ettiğimiz
İnançlarımız kayıp

Bak hele insanlara hercai sevgilim
Hırslarımızın esaretinde, toz duman olmuş
Yaşarken kendimizi unutmuşuz
Bir sorumsuzluk yüreklerimizde
Paylaşmayı unutmuşuz
Sağa sola savrulup, bulamadığımız
Uyur gezer ruhlarımız kayıp

Bak hele dünyaya hırçın yüreğim
İt dalaşı kavgalarla, sorumsuz hayatlar
Niçin yaşadığımızı unutmuşuz
Yok etmenin eşiğinde
Gelecek nesilleri bıçak sırtında tutmuş
Bugün, yarın dediğimiz insanlığımız kayıp

[GooD aNd EvıL]

İsterim
Yüzüme gün doğmuşsa
Gözlerim parlıyorsa
Her gün bu bir umutsa
Ben yaşamak isterim

Sevgim bir doğurgansa
Sevdikçe çoğalıyorsa
Can mutlu oluyorsa
Ben paylaşmak isterim

Bil yaşam bir nimetse
Her canlıda ‘o’ varsa
Sevmişsem yaratanı
Bil ki ölmek isterim

[GooD aNd EvıL]

İtiraf
Daha ilk gün söyledin
Alışmalısın
Korkular yenilebilir
Yalnız kalınabilir
Bense, inkarların çiçeğini sunmuştum sana
Direniyordum,
Israrla.
İnanmamıştın biliyorum
Gerçeği, sözlere itiraf ettim,
Sana değil.
Şimdi itiraf zamanı
Haklısın
Korkularımdı korkular
Yalnızlıktı yalnızlığım
Ve yine haklısın
Sensizliği kabullendim.

[GooD aNd EvıL]

Kaç Zaman Oldu, Sana Laf Anlatamadım
Kaç zaman oldu, sana laf anlatamadım.
İçimdeki hüzün çiçeği ağlar
Haberin yok.
Tek sen misin yaralı olan,
Tek misin kendinden kaçan
Görmez, gören gözlerin

Kaç zaman oldu, sana laf anlatamadım
Hüzünlerimiz, *******e salkım saçak kök salar
Gördüğün yok.
Bilmez misin aşk bile adil değil
Bilmez misin bir marka için bile yaşanır.
Anlamaz masum yüreğin

Kaç zaman oldu, sana laf anlatamadım
Acılarımız, sevinçlerimize rakip çıkar
Bilmediğin çok.
Tek sen misin düzeni sorgulayan
Tek sen misin yaşamı yorgun olan
Susmaz deli yüreğin

Kaç zaman oldu, sana laf anlatamadım
Hakların ezim ezim çiğnendiğini
Anladığın yok.
Tek sen misin baş kaldıran
Tek sen misin yüreği sızlayan
Bitmez beyhude çırpınışların

Kaç zaman oldu sana laf anlatamadım
Kaybettiklerimiz, kaybetmediklerimizden çok
Sorduğun yok.
Bilmez misin bir gün hak yerini bulur
Bilmez misin dünyada adil olan tek şey ölümdür
Gülmez yüzün, o an geldiğinde güler

[GooD aNd EvıL]

Kaçış
Korkularıma bir çözgü, bir kaçış gözlerin
Gözlerine her baktığımda
An be an kaçar gözlerim
Sorarım sana
İnkar mı sözlerim yoksa itiraf mı hissettiklerim
Bir bilinmezlik içinde yaşadıklarım
Hani tutkulara ulaşırken, kaybettiğin anlar gibi
Bilir misin
Seninle iken aşkı inkar edemezken
Sen yokken aşkı kabullenemem
Yalanlara doğru diyebilir misin
Doğrular yalana dönüşürken
Sen yokken
Her şey daha kolay daha kaçak
Hislerime en güzel kılıf varken
Neden çelişirim sensizlikle
Sen varken
Her şey daha zor daha vahşi
Duygularıma söz geçirmek daha imkansız
İçimdekileri sana ve kendime yaşatmak varken
Neden kaçarım gerçeklerden
İçimde uyanan
Sözlü, sözsüz fırtınalı duygulara
Açığa çıkmayan, yaşanmayan özlemlere
Yarım kalmış kendi ihanetlerime
Bir söz geçirebilsem
Senden de kendimden de kaçmak varken
Kaçamıyor,
Kaçışlara yakalanıyorum
İçimdeki o gizli umut sen iken
Düşlerimdeki o aşk sen iken
Kendimden kaçamıyor
Kendi kendimi kandıramıyorum

[GooD aNd EvıL]

Kadehlerdeki Sevgili
Derdi, tasayı,
Aşkı, ve vefasız sevgiliyi
Tüm isyanları unutmak için,
Bir çilingir sofrası kuralım.
Sofrada kuş sütü eksik olsun
Efkarlı müzikle beraber, bağdaş kuralım.
Kadehlerde içkimiz, elimizde sigara
Yerinde keyfimiz.
Hadi arkadaş başlayalım,
kadehleri tokuşturup içelim.
İçim cız ediverdi, karşımda sen vardın.
İri badem gözlerin, uzun siyah saçların,
O dolgun dudaklarınla gülüyorsun bana.
Bir mezeden uzatıyorsun,
Tutuyorum ellerinden, öpüyorum onları
Birden tokat atıyorsun
Kafamı kaldırıp baktığımda,
Görüyorum ki, elini öptüğüm
Doyasıya seyrettiğim o güzel
Sen değilmişsin.
Senin hayalindi.
Ben unutmak isterken
Hala senin hayalin yanımda
Elimdeki kadehi sonuna kadar dikiyorum
Bir daha, ve bir daha
Artık gözlerim, görmez olur.
Ayağa kalkmak ister, kahrolası başaramam
Bacaklarım birbirine dolanır
Tanımadığım bir el, ellerimden tutar.
Alıp götürür beni, senden uzaklara

[GooD aNd EvıL]

Kadın ve Adam
Ruhsuz ve yavan şehrin *******inde
O şehrin kaybolmuş caddelerinde
Korkularıyla sıkışmış bir çift yürek
Onların gözlerinde şehrin ışıkları
Nereye gitseler, kendileri
Ne yapsalar, özlemleri karşılarına çıkar
Biri hissettiklerini, kendine itiraf edemezken
Diğeri hisleriyle baş başa kalır.
Adam sevmekten korktu
Kadın sevilmemekten

Yalnız şehrin ıssız sokaklarında
O sokakların yalancı şahitliğinde
Kendini kandıran, gel gitli ruhlarında
Onların yüreklerinde sebepsiz kaçışlar
Ne söyleseler, aldanışları
Ne görseler, geçmişten bir parça taşır
Biri korkularından kaçarken
Diğeri kazanma savaşı verir
Adam anlaşılmaktan korktu
Kadın yalnız kalmaktan

Köhne şehrin, sığ ve sağır yaşamlarında
Yaşamın getirdiği kuralsız günlerinde
O yaşanılan günlerin son deminde
Onların yüzlerinde ümitsiz bekleyişler
Ne isteseler, sonuçsuz cevaplar
Neye karar verseler, beyhude çırpınışlar
Biri pişmanlıklara gebeyken
Diğeri kaçınılmaz ikilemleri yaşar
Adam sevmekten korktu
Kadın tekli sevmekten

[GooD aNd EvıL]

Kalbim Avuçlarımda
Küf tutmuş duygularla
Puslu düşüncelerimle
Rüzgar gülüyüm.
Döndükçe başım dönüyor.
Yeterince yalnız,
Yeterince şaşkınım,
Gitme dostum, bari sen terketme
Üstelik onsuzum,
Gözlerimde korlanmış ateş
Tutunacak dal ararım.
Bir şans ver bana,
Beni anlaman için
Kalbim avuçlarımda sana sunulmaya hazır.

[GooD aNd EvıL]

Kara Dut
Dört duvar içinde karanlıklarda paslanmış yürek
Külçe gibi olmuş bir beden
O da yetmez külçeleşmiş duygular
Kesintisiz öbek öbek
Kara duttan kara düşünceler iniltisi
En kuytu yerlerde kurdeşen olmuş
Öd ağacı elimde en güzel tütsü
Yakınca onu yayılsın her köşeye
Takdis edilsin en masumane gözlerle
Ve o zaman
Ruhum sahiden acar
Gönlüm, gönüllere kuşbaz
Bin bir surat içimde ses
Uçup konsun rapsodilerde dans etsin
Unutulmalı saçak kök bağlamış hüsranlar
Çözülür bir kadın göğsünde birer birer
Nemli gözlerde kuzukulağı yer eder
Sanki içinde ala gün saklı
İtiraflar sağbeğenide dizili
Basiret ne gözlerde ne kelimelerde
Basiret dimağlarda ikamette

[GooD aNd EvıL]

Kendini Kandırmak
Hatırladığım tek şey karanlık ve nemli gözler
Üzerimde ölü toprağı uyuşmalar
Nereye baksam o hain anılar
Ne zaman ağlamak istesem, yutkunduğum anlar

Beni anlayabilir misin
Büzüşmüş ruhumu rahatlatabilir misin
Ayrılığın yaralayan hançerini unutturabilir misin
Gidenleri geri döndürebilir misin

Yapamazsın kendini de kandıramazsın

Bildiğim tek şey o günden sonra yalnız kaldığım
Hiçbir kucak, onun ki gibi sıcak ve masum değil
Hiçbir sevgi, onun ki gibi riyasız değil
Çaresiz kaldığımda, kimse onun gibi yarama merhem değil

Beni yalnızlığımdan kurtarabilir misin
Üzüldüğümde her an kollarında avutabilir misin
Azıcık inlediğimde canından can verebilir misin
Korkularıma her zaman kol kanat gerebilir misin
Ağladığımda anında göz yaşlarıma mendil kesilir misin

Olamazsın kendini de kandıramazsın

[GooD aNd EvıL]

Kırık Yol
Asi ruhun kızgın ellerinde
Kırık bir vazo geceden kalan
Yankılanan duvarlar tanık
Ürkek yüreğinde gece korkak
Gerilmiş hırsın gölgesinde
Son nokta o an

Saldıran hırçın seste kızgınlık
Saldırır kelimelere incitir sonları
Bitkin bir beden
Üzgün bir yüz
Geceden kalan kırık duygular

Gecenin sabahla vedalaştığı an
Yarım kalan sözler suskun
Bir öfke kokusu keskin
Yutkunmuş bir güzel
Son itirazların uykusu gözlerinde
Yüreğindeyse kırık savunmalar

Sabahın koyu aydınlığında
Gözlerinde yaralı mahmurluk
Mücadelenin ardından
İçinde buruk bir acı
Verilen isteksiz bir karar
Düşüncelerinde ise kırık bir yol

[GooD aNd EvıL]

Kimlik
Kimim ben?
Kendimi arıyorum,
Bilmiyorum ne olmalı yım
Anadolu Türk kızı mıyım?
Yoksa batılı biri miyim.
Neye göre kendimi itham etmeliyim.
Aşk dolu türküleriyle
Elinde sazları, halk ozanları.
Çarık giydiğin günler, çok uzak değil güzel
Anadolu’nun soğuk çeşmeleri,
Soğuk çeşmeden, bir yudum su içen kınalı eller
Tarla tapanda çalışmış o eller,
Nasırlı ellere bakıp, özünü unutmazsın.
Akşam olup ağıllar açılınca
Sarı kız eve geldiğinde süt verecek.
Sabahları ilk ışıkla,
Atın Rüzgar Gülüyle uçacaksın.
İlk tohumları atacaksın
Öğle vakti, güneş ortalığı kasıp kavururken
Bir bakraçtan ayran içeceksin.
Yetişin dağlarıma, ovalarıma
Seyredin derelerimi,
Suda oynayan sazanları
Ve şehirli kızımın, koca koca binaları
Fabrikalardan tüten dumanları,
Kalabalık araba yığınları,
Akşam olunca, eve dönen insan seli.
Okulları, hastaneleri,
Televizyonu, radyosu,
Bir de batılı olma sevdası
Okullarında çeşitli insanlar
Kimi örtülü, kimileri mini etekli,
Kimi belirsiz, kimileri entel görünüşte
Kimileri ise gerçek çağdaş
Ben hangisiyim?

[GooD aNd EvıL]

Kirlendik
An gelince bir tarla ortasında doğan
Ot yığınlarının arasında büyüyen
Yenisini göremediğimiz eskilerle
Analarımızdı bizi sırtında taşıyan
Çalışırken sırtında bağlı tuttuklarıyla
İstedikleri tertemiz bir nesildi
Başaramadık temiz kalmayı

Doğduğumuz yerlerde kaldı masumluğumuz
Hep böyle kalacaktık, hep böyle temiz
Olmadı kirlendik.

Bıyıklarımız terlemeden elimizde tırpan
Dor bir atın sırtında gençliğimiz
Şafakta söken güneşin arkasında hayallerimiz
Babalarımızdı bizi asker ocağına hazırlayan
Her dönüşümüz, sevdalarımız için bir ümitti
Daha iyi bir yaşam için çekip gidilirdi gurbete
Kazanamadık bu savaşı

Doğduğumuz köylerde kaldı sevdalarımız
Hep sevecektik, hiç vazgeçmeyecektik.
Olmadı vazgeçirildik.

Bir göçtü içimizde beklentiler, bir yeni hayattı
Bu şehrin büyüsünde kaldı geleneklerimiz
İkili yaşadık bu şehri varoş sırtlarında
İdeallerimizdi bizi hayata bağlayan
Her direnişimiz, biraz daha yakınlaştırırdı çaresizliği
Kim olduğumuzu sorgularken,
Ne çocukluk, nede gençlik kaldı bedenimizde
Yenemedik bu haksızlığı

Doğduğumuz evlerde kaldı çocukluğumuz
Hep çocuk kalacaktık, hiç büyümeyecektik.
Olmadı zamanı durduramadık.

[GooD aNd EvıL]

Koza
İçimdeki coşkulu duygular,
Bir kelebeğin kozası gibi açılmaya hazır.
Açıldığında bir renk cümbüşünde uçmaya başlar.
Hadi gel, katıl bana.
Seninle kanat açıp insanların kalbine konalım,
Her renkten, her güzellikten verelim.
Onlardaki bu değişikliği gördükçe,
Uçup başka diyarlara göçelim.
Yeni kozalar yapıp, yeni yuvalar kuralım.

[GooD aNd EvıL]

Köhne
Köhne düşünceler örümcek ağına düşmüş
İçini yaralayan köhne kafalar hala var.
Ve hep hortluyor birer birer
Yine tehlike çanları çalıyor
Yüreklerinde anlamsız kaç göç paniği
Kör kuyu olmuş savundukları
Örümcek ağında gözleri çırpınırken
Bakışlar için için sızar
Zor be anam zor be
Kronik bir hastayı iyileştirmek zor.
Rüyaların adı karabasan
Neden bu kaos? Neden bu kısırdöngü?
Yok mu? içimizde kara yağız biri
Bu gidişe dur denmeli
Nedir bu abıhayat beklentisi
Geçmişte kaldı kallavi hayalleri
Artık tarihe gömelim kaftan sevdasını
Kim olduklarına bir karar verebilseler derken
Usandık artık acem kılıçlı insanlardan
İçimizde ağaç delen yüzsüz köz
Artık önüne çıkan, gelen giden için
Karşısında modern düşünceler dimdik

[GooD aNd EvıL]

Mana
Bir çift gören mavi boncuk
Anlam yüklü derinlere indikçe
Her nesne isim buluyor ışığında
Kararlığı aydınlatan ışık gibi
Üç boyutta canlanan her şey
Düşünmeye sevk ediyor
Zaman “mefhumuyla” birleşince zaman
Başka boyutta ben bir nokta
Varlığı sorgularken, yaşamı anlamak
Her nesnede ben varsam, bende var.

[GooD aNd EvıL]

Med -Cezir
Çatallaşmış düşüncelerimi çözemem
Sessiz haykırışlarımı duyuramam
Sana dert yansam anlar mısın
Bir su samuru gibi içimde sebepsiz kemirmeler
Gözlerim doğruları göremez
Nasıl istiyorsa öyle görüyor yarınları
Ümitlerim batan güneşin son hali
Asık çehrelere hiç gülmeyecekmiş gibi gülümser
Hani yüreğimizdeki sözler biter
Akıl yüreğimize hükmedemezse
İşte şu an o haldeyim bilmeden
Med-cezirler yaşıyor hüzünlerim
Her geliş gidişler tüketiyor sabrımı
Dipsiz kuyu olan karamsarlığım su yüzünde
Sabır çiçeklerimi taşa çevirsem
Söyle güzelim
Sonu var mı bu çaresizliğin

[GooD aNd EvıL]

Memleketim
Of ta of, of anam of
Yine hüzünlendim.
Yine özlem sardı her yanımı
Şimdi anam olsaydı, kollarında uyusaydım.
Yaptığı ekmeğin kokusunu özledim.
Kaşarını, lorunu, sütünü, kaymağını
Yayık yaydığı günleri özledim.
Nerede bir ot görsem
Ekin tarlalarını hatırlarım.
Babamın tırpanla başakları biçişini özledim.
Tepelerde gezmelerim,
Gelincikler arasında yuvarlanışım,
Kardeşlerimi kandırışım,
O şımarık günlerimi unutamıyorum
Herkes gözümde tütüyor
Mehmet emmiyi, Hatçe nineyi,
Nafiye bacıyı, Osman kardaşı
Köyümdeki insanları özledim.
Ya karabaşım nerededir şimdi
Hangi tavuğun, hangi kazların peşinde,
Hangi ine kaçmıştır.
Yine dağıtmıştır ortalığı, anam arka sıra dolanır
Dayanmaz gelir öper onu, hem de kemik elinde
Gürül gürül akan dereleri
Mis kokan çam ormanları
Balık tutmaya çalışırken ıslanışımı
Çıplak ayakla kaçışımı özledim.
Ormanda kozalak toplamayı
Sırtında çalı çırpı taşımayı
Temiz havasını, soğuk sularını
Çılgınca yağan yağmurunu özledim.
Karlı günlerde kızak kayıp,
kartopu oynayışımı
her şeyi ama her şeyi memleketimi özledim

[GooD aNd EvıL]

Mesafe Yolcusu
Kısa mesafe yolcusudur,
Anlar.
Yolcu anlarda, insanlar aynı
Yaşantılar farklı.
Kısa yolculukta, duygular ortak
Hissedilenler dereceli.

Yolcu anlarda
Bende sere serpe kızgınlık
Sende arsızlık
Onda kararsızlık var

Kısa mesafelerde
Ben de acı kan kıvamında
Sende balçık
Onda bulanık kalır

Kısa mesafeler alır
Anlar,
Yolcu anlarda, insanlar farklı
Duygular aynı
Kısa yolculukta, hissedilenler ortak
Algılar karışık

Uzun yol mesafesinde
gidişler
Gidişler aynı, molalar farklı
Yakarışlar ortak
Uzun yolculukta, duygular suskun
Etkiler etkisiz.

Uzun mesafelerde
Bende hüzün katmerli
Sende çetrefilli
Onda dal budak olur

Uzun gidişlerde
Bende duruşlar sırılsıklam
Sende kasvetli
Onda süt liman kalır

Bende gidişler çöl güneşinde
Sende kar boran
Onda meltem rüzgâr
İnsanlar aynı, tepkiler farklı
Gölgeler ortak olur

[GooD aNd EvıL]

Mevsimlerden kış
Mevsimlerden kış
Ve o soğuk kış *******i
İnsanın dışarıda iken kanının donduğu saatler
Biran önce eve gitmek için
Acele ettiğin uzun titrek dakikalar
Sıcacık sobanın hararetini düşlediğin anlar
Eziyettir insana
Eve gelindiğinde tüm vücudunun donduğu anladığında
O zaman yoksul ve aç olan insanları düşünürsün
Soğuk yorgan altında yaşamlar sürer
Ya ben de dışarıda kalsaydım
Şanslıyım bir evim var dersin.
Vakit kaybetmeden sıcak bir şeyler içersin
Gözlerin ansızın,
Sobanın kenarında kıvrılıp uyuyan kediye takılacak
Gidip bir güzel mıncıklayacaksın
Dışarıda lapa lapa kar yağıyor
Pencereden karın yağışını izlerken
Bu manzaranın yanda mısır patlağı yenir
Ve elindekilerle dalıp gidersin uzaklara
Az sonra gözlerde bir mahmurluk
Sıcak yatak hayaliyle farkında olmadan uyuklarsın

[GooD aNd EvıL]

Mutluluk Şarkısı
Kalbimde çiçekten mutluluk tacı
Alışık olmadığı gururu yaşıyor
Tutup alsan kaybetmekten korkuyor
Dokunup paylaşsan hazzı veriyor

Ruhumda acının mahşer yeri
Hiç bilmediği korkuları yaşıyor
Kaçıp kurtulsan geri dönüşleri getiriyor
Kalıp sabretsem ümitlerim soluyor

Yüzümde mutluluğun seher yeli
Hep beklediği sevinçleri savuruyor
Bir baksan utangaçlığa bürünüyor
Yüzünü çevirsen hırçınlığı sergiliyor

Gözlerimde sevginin tanışma günü
Vuslatların son bulduğu gün geliyor
Git desem acıların önünde diz çöküyor
Kal desem sevmenin yüceliğini unutuyor

Benliğimde arzuların en yüksek anı
Duygularım en büyük çıkışını oynuyor
Gülmelerim en güzel halini alıyor
Dilimde mutluluk şarkısı doruğa çıkıyor.

[GooD aNd EvıL]

Mümkün mü?
Gizemli siyahın süslü ışıklarında
Mavi siyahın üstüne düşen ışıltılarda
Parlak yolun, bitiştiği kumsalda
Yakamozu oluşturan ay ışığında
Seninle yaşadığım anları
Hatırlamamak mümkün mü?

[GooD aNd EvıL]

Naçar
Dorukları buzul tutmuş dağ köyünde,
Yalçın kayaları tırmanan elik.
Tut ellerimden götür beni patikalara.
Çıkalım ağır ağır,
Hırsım hırslarına yenilsin.
Her adımda,
Aldığım her nefeste,
Döktüğüm terlerin değerini anlayayım.
Buz kesmiş duygularım titredikçe,
Isıt her adımda,
Eriyen mum lafta kalsın.
Gönül gözüm görmez olmuş,
Naçar kalmış kalbimi aydınlat
Ateşböceği kıskansın seni,
Her uçuşunda.

[GooD aNd EvıL]

Ne Vardı
Bir gün bitiminin ardından
İki yorgun ruhun sessizliği
Bir araya gelip coşsaydı
Sana ne zararı vardı

Ufak kusurlar görülmeden
İki durgun yüzün vasatlığı
Bir araya gelip gülseydi
Sana ne eziyeti vardı

Bir sorgunun devamından
İki suskun yüreğin bıkkınlığı
Bir araya gelip yücelseydi
Sana ne fazlalığı vardı

Yaşamadan varılan düşünceden
İki kararsız gönlün kararları
Bir araya gelip konuşsaydı
Sana ne zararı vardı.

[GooD aNd EvıL]

Nerdesin
Nerdesin, özlemlerime acı eken yar
Yüreğimdeki sızı çoğaldıkça
Gözlerimdeki umut azalır
Bilemezsin
Sığ yıllarım bitmiyor,
Her geçen gün daha da yakınlaşıyorum sana
Yokluğun hala yeni, ilk günkü gibi
Göremezsin
Biliyor musun?
Sen gittiğinden beri
Ne ben aynıyım, nede geride kalan anılar
Değişmeyen benim hayallerim
Sen yüreğimdesin, bıkmadan
Yokluğunda sevgi elini uzattıkların bile mahzun
Her anında, bitkin yüzüm gülümser
Dokunmadığın her şey büyüsünü kaybediyor
Anlayamazsın
Nerdesin, yalnızlığıma hasret ekleyen yar
Anlamaya çalışırken gidişini
Dönüşünün imkansızlığını görüyorum
Gitmek kolay olsaydı
Zamansız bekler miydim seni hiç

[GooD aNd EvıL]

Neydi Derdimiz
Neydi paylaşamadığımız şeyler
Niye kör kuyu olmuş hayatımız
Neden öfkeye mahkum yüreklerimiz
Yaptıklarımızın sonunu düşünmeyip
Yaşadığımız anın kıymetini bilmeyiz
Yüreğimizin derinlerine gömdüğümüz
Unuttuğumuz değerleri görmeyiz

Her gün doğan güneşi göremeyebiliriz
Son kez soluyup son kez uyuyabiliriz
Sevdiğimizin yüzüne bir daha bakamayabiliriz
Kırılan kalpleri onaramayabiliriz
Neydi paylaşamadığımız hayatta
Niye körelmiş sevgi için çarpan kalpler
Neden sevmek yerine nefretle yaşarız

Zaman bize düşman anlamayız
Geçmişi, geleceğe kovalıyor, farketmeyiz
Yaşanılan arbedelerle uğraşırken
Kaybettiklerimizi geri döndüremeyiz
Kırışık zamanın izi belirdiğinde
Yalnız uyuyanlar arasına katıldığımız an
Baş ucumuza kısa not yazılan
Ebedi hayatımıza yönelirken ah ederiz
İşte o an sorarız
Neydi bizim derdimiz.

[GooD aNd EvıL]

Niyet
O hiç inanmadığın soğuk algınlığını yaşıyorum.
görmezden geldiğin bu aşkı,
dolu dizgin yaşıyorum.
Varlığın hiç tahmin etmediğin
Ağrı kesici niyetine.
Sevgin can simidi yerinde,
Korkup kaçarken, boğulmaman için,
Kalp kapakçıklarım birer filika sana
Tehlike geçene kadar benimlesin.

[GooD aNd EvıL]

Oysa Anlamadın
Görmedin gözlerimde ki pırıltıyı
Seni gördüğünde nasıl ışıldadığını
Fark ettiremedim sana
Onlardaki fersizliğin kaybolduğunu

Oysa senin gözlerin fersizleşti
Benim gözlerim canlanmışken

Anlamadın yüreğimdeki çırpınışı
Seni hissettiğinde nasıl gelgitler yaşadığını
Hissettiremedim hislerimi sana
Gelgitlerin birden durulduğunu

Oysa senin yüreğin hareketlendi
Benim yüreğim durulmuşken

Bilemedin sessiz kalan duygularımın
Dile geldiğini
Seni düşündüğümde nasıl uysallaştığımı
Gösteremedim heyecanımı sana
Uysallığın asi bir kısrağa dönüştüğünü

Oysa senin duyguların suskunlaştı
Benim duygularım şahlanmışken

Düşünemedin senle iken
Askıda kalmış aşkı hatırladığımı
Sesini duyunca yüzümün güldüğünü
Söyleyemedim hayatla barıştığımı
Yeniden sevebilmeyi hatırladığımı

Oysa senin düşüncelerin kararsızlaştı
Benim düşüncelerim netleşmişken

[GooD aNd EvıL]

Öykü
Rüzgarın solduğu gündü o sabah içimde
Bir dağın yamacında, dağılıvermişti birden
Sis perdesi ortasında kaldı vazgeçmişliğim
Yönsüz bir yolcu misali düşüncelerim
Savruldukça azap veren,
Bir karadul tarzı, ihanetlerim

An gelir hatırlarım, fütursuzca yaptıklarımı
Hep sevdim sonu olmayan öyküler yazmayı
Yazdıkça çoğaldı düş arsızlığım
Bir hırsız gibi çaldım düşleri, düşünmeden
Ayrılırken, çaldıklarımdan çok, bıraktıklarım kaldı
Hiç uslanmadım, hüzünlerim deli poyrazdı
Bir dinginlik hayali içinde, esip durdu
En son geldiği yerde vedayı yaşıyordum.

[GooD aNd EvıL]

Öylesi derin
Açığa çıkmayan duygularda,
Derinlerde bir yer var.
Olmayacak şeyler için
Düşünülen istemler günah
Sorgusuz ve acımasız
Derin, öylesi derin işler içine hesapsız
O derinlerde içindeki sesler tehlikeli
Düşünceler ise kaçık,
Arzular bile uçuk
Ta derinlerden gelen,
İçindekileri yansıtan aldatıcı bir yüz
Günün birinde senden istenilen şeyler
Derinden derine kaplar içini
Beynindeki doğrular karmaşık
Beklenmeyen olgularda şaşkın
İsyan eder durur ve suskun
Karşı çıkmalı o zaman
Elde edilemeyen düşünceler karşısında kızgınlık
Kızgınlığın içinde küstahlık
Gözleri sis perdesinde
Gizemli bakışlarında kuyruklu yalan
Ve olanca yüzsüzlükle
Kılı kırk yaran sözler
Üstün çıkmak için yapılan asabi hareketler
Bu ne cürret böyle?
Öylesi cesur,
Öylesi hoyratça,
Öylesi küstahça,
Üzgün olmanın pençesinde düşünürsün
Ve boşa harcanan zaman

[GooD aNd EvıL]

Özlem ve Arayış
Yakaladığım dediğin an uzaklaşırsa
O meçhul diyar.
Dokundukça eline sinen
Gül kokusu misali.
Başını döndüren iç çekmeler
Olsun,
Geldi gelecek derken geçecek zaman
Süre dolunca açılır kapılar,
Mis kokan bahçelere
Gezinirken adım adım,
Unutulan ne varsa çıkar karşına
Kaybedilenler bitiverir başucuna
Özlenilen bir el gibi
Başının okşanmasını bekler
Neredesin ey zaman,
Acımasız ey adem derken
Seni bekledim.
Al götür beni buralardan
Bilir ki bu bir rüyadır bitecek elbet
Uyandığında gerçekler
Bir tokat gibi vurmadan *******e
Ne yapsan kardır düşüncesiyle
Yaşananlar kalsın dimağında
Soğuk siyahın kızıl aydınlığa tesliminde
Teninde kalan sıcaklığı hissetmek için
Denemeye değdi demekle, kalmaya değer
Mahmur göz kapaklarında
Uyku denen illet bittiğinde

[GooD aNd EvıL]

Pişmanlık Yumağı
Bir kuyunun içine atıldım
Karanlık, kuytu, çıldırtan sessizlik
Sessizlik böler benliğimi
Sessizliğin sesi, çağırır geçmişi
Geçmişin sessizliği, körleştirir gözlerimi

Bakarım kurdeşen olmuş hatalara
Neye baksan, gelecek, sonbahar yıkıntısı
Nereye gitsen pişmanlık, hüzün
Neye el atsan acı bir çelişki
Niye diye sorsan cevapsız hatıralar

Uzanırım kimsesiz pişmanlığıma
Bir pişmanlık yumağı atılır
Bir ucu elimde, çektikçe uzayan anlar
Ben ofladıkça bitmeyen yüzler
Ben kahrettikçe çoğalan yalnızlık

Diğer bir uç bırakılır yüzüme
Yakınlaştıkça, düşler dolanır boynuma
Gördükçe kaçışlar başlar, çaresiz
Kaçtıkça özlemler kaybolur, ümitsiz
Bir uç yukarı çekerken
Diğer uç boğar beni.

[GooD aNd EvıL]

Portre
Bir delikanlı yaşlılığın ilk durağında,
Şartlar öyle yıpratmış ki.
Zamanından önce şakakları beyazlamış.
Öylesi derin dertler,
Arsız yaşamın binlerce kepeği var saçlarında
Yüzünde derin çizgiler,
Güneşten kızıllaşmış teninde çöküş
Elleri sert sevgili yari görünümünde
Kaç yaşın darbeleri yüreğinde
Ürkekliğini saklayan cesurluğunda
Eleğe dönmüş ceketinde saklı sevdası
Çoğu zaman ikinci kez değiştiremediği gömleğinde,
Oluşan kirli çizginin son saniyeleri boynunda.
Her şeyden vazgeçmiş, yarı bükülmüş kemerinde
Yamalarını sergileyen pantolonuna isyan var
Zamana kafa tutan son ayakkabısı da
Terk ediyor onu, yolculuğunun son durağında
Oysa ki ayakkabının altında,
Kaldırımlarla fazlaca yüz göz olmuş,
Bir çift delik, ısrar edercesine
Tanıt kendini ey yabancı sınır ihlali var.

[GooD aNd EvıL]

Rüya
Gecenin gizemli sabahlara tesliminde
Ben yatağımda,
Kapanmış göz kapaklarım,
Yorgun ve hasret sana
Seni aramakta göz bebeklerim
Sevgili bahçesinde kayboluyorum.
Karşımda sen ve sana benzeyen
Çıplak aşk tohumları
O an hoyratça seni seçiyorum.
Çılgınca duygular kaplıyor beynimi
Arzular şeytanına uyup,
Uzanıp sana dokunuyor,
Günahların ateşlerinde kavruluyorum.
Duyguların susamışlığında
Sana hasret seni kucaklıyorum.
İşte o zaman
Olanca arzular selinde çağlıyor kalbim
Ansızın müthiş göz alıcı bir ışık demetiyle
Kopuyorum senden
Boncuk boncuk günahların kaydığı terlerle
Açıyorum gözlerimi
Hain sabahın ışıklarıyla
Kaybetmiştim seni.

[GooD aNd EvıL]

Sana Dair
Sana anlatmak istediğim, ne çok şey var bir bilsen
İlmek ilmek artar söylemedikçe

Görmeni istediğim neler var, bir bilsen
Katmer katmer olur sen bakmayınca

Özlemlerin ayrılığın gölgesinde kaybolur, bir bilsen
Dirhem dirhem erir giderim, seni görmeyince

Sana dair ne varsa evin her köşesinde,
Tek tek canlanır bir bilsen
Birer birer intikamın kollarında uyurum

Yıldızlı ******* gözlerin, karanlık kolların olur,
Gözlerim seni arar bir bilsen
Öbek öbek duygularımla, yastığıma yar olur yatarım.

[GooD aNd EvıL]

Zaman
Uzayan gecede dekolte giymiş hüsranlar
Karanlık yüzün, ışıltılı görünüşü var.
Dokunsan bir anda dağılan parlak ışık
Kaybolup gidiş, içinde hırçın sesi uyandırırdı
Bir çiğ tanesi kadar umutları tutan gözler
Vakti gelince gül yaprağında kayan saniyeler
Oysa ki neleri vaat etmiş görünürdü
Bir bekleyişti, bir umuttu zaman

Genç kızın mahmurlu gözlerinde puslu sabahlar
Açılınca gözleri, üşüşür kipriklerine bir bir yansır
Zaman akrebin peşinde yelkovan neyin derdinde
Yetişmek için, acelen ne güzelim, vaktin kısa
Yaşam kum saatinde hapistir o an
Çıkar tadını her anın, zaman akıp gitmeden

Kum tanelerinde gizli yaşadıkların, gün gün
Yakalamak imkansız onları, geri döndüremezsin
Geride kalanlarla yetinecek, güleceksin her zaman
Kızıl akşamlar yaşanırken bile bile
Beklersin gidişi, istemeden izin verirsin
Bilirsin ki aynı şeyler yaşanır bu bir döngüdür
Zaman dalga geçiyor sanırsın yüzünde gülücüklerle

[GooD aNd EvıL]

Yüreğime Şiir Yazdıran 'Adam'
Karlı günlerin,
Özlemlerimi depreştirdiği bir an yine
Ankara içimde kocaman,
Düşlerimde ise muamma
Bir o kadarda zavallı.
Soğuk anlarda düşüncelerim
Gözlerimde ikili bir denklem
Cevapsa sana adanan şiirlerde saklı

Sokaklar ıslak soğuklarda bugün
Kalabalık ıssızlığı yaşıyor meydanlar
Ve geceden kalma yanan sokak lambaları
Yokluğuna yansıyor
Atılan her adımda,
Ardımda kalan yalnızlık türküsü
Ben söyledikçe büyüyen, kaçınılmaz bir duygu

Göz bebeklerimde kayıp giden insan seli
Yürüdükçe belli belirsiz sesler
Ruhsuz binaların duyulmayan çıtırtısı kulaklarımda
Kime baksam, sen varsın yüzlerde
Geziyorum öylesine belki rastlarım ümidiyle
Bir korna sesinde dalgınlığım
Nerdesin yüreğime şiir yazdıran adam

Neyin peşindesin
Bir yol ayrımında kalan,
Sessizliğin yamacında mısın
Uhte kalan duyguların,
Tortularını mı kurutuyorsun
Hem isteyip hem vazgeçme tezatını mı yaşıyorsun

Neyi bulmaya çalışıyorsun
Hangi telaşın ateşini söndürüyor
Hangi özlemlerini yalnız kılıyorsun
Hangi unuttuğun dönüşleri
Yüreğine saplıyorsun
Belki de bizden kaçıyorsun
Oysa duygularım sana mahkumken
Sen nerdesin.

[GooD aNd EvıL]

Yosun Yeşili
Yosun yeşili gözlerinde,
Ateşi sönmeye yüz tutmuş bir bakış
Yosun yeşili bakışlarında hüzün
Hüzünlü bakışlardaki sen,
Sen değilsin, bir başkası ışıltılarda.
Gizemli o bakışlar, çözülmek istemiyor.
Yüzünde sana ait olmayan bir maske
Aslında duygulusun.
Alın çizgisinde yılgınlık
Yorgun ruhunla inanmak istiyorsun
Güçlü görünmek isterken,
Nefretinle beraber duygularının esirisin.
Yaşananlar saplanıp kalmış belleğinde
Sen kaçtıkça kovalıyor geçmişe

[GooD aNd EvıL]

Yoksun
Uyku arası düşüncelerdeyken
Pencere aralığından esen ılık rüzgar okşuyor bedenimi
Perdeyse özgürlüğün bayrağı gibi eşlik ediyor
Ve sen yoksun yanımda
Ve sen yoksun düşlerimde

İçimde özlem tünelleri açılıyor
Hasret akıyor yarınlarıma
Gözlerim evreni gözlüyor sessizce
Yoksun sen gözlerimde

Umutsuzluğum kara delik günlerime
Beklemelerime yolculuk başlıyor umutsuzca
Ve sen yoksun yarınlarımda
Ve sen yoksun yaşamımda

Dilimin ucunda adın pelesenk olur
Alışılmadık bir istek duyar ruhum
Ve sen yoksun kelimelerde
Ve sen yoksun bedenimde

Uyku arası firarda düşüncelerim
Hep yalnız paylaşımlarda sensiz günlerim
Ve sen yoksun yanımda
Ve sen yoksun düşlerimde

[GooD aNd EvıL]

Yokluğunu Sevdim
Düşlerim son anda kayıp gitti ellerimden
Bir su damlası gibi
Düşen o damla
Telefon sesinde donup kaldı
Yaşanmayan yaşanmışlığı silmiştim birden
Silinmişliğin ardından
Bir kez daha sensizliği kabullenecektim.
Hiç üzülmedim, alışığım
Ama hep seninleydim.

Ben sensizliği ikili yaşadım
Nasıldır bilir misin.

Gözlerine baktığımda kilitlenirim
Bakışlarını çözmek değil amacım
Ben seninle bakmalara değil
Bakmaların hissettirdiği anlamları sevdim.

Bir kabullenme değil gerçekler
Yokluğunun adını sayıklarım
Ben seninle birlikte olmayı değil
Birlikte olamamanın yokluğunu sevdim.

Seni tanımanın adına, ne varsa
Ne unutuyor, ne de yaşayabiliyorum
Sadece hissediyorum
Ben hissetmeleri değil
Seni özlemeyi sevdim.

Tensel açlık değil içimdeki
Ruhumda dinmeyen özlemin adı var
Ben seninle dokunmayı değil
Dokunmaların getirdiği heyecanı sevdim.

Ve bileceksin ki
Ben seni,
Sevme yetisini sevdirdiğin için
İçimde büyüttüm
Ve ben seni,
Yıllarca anlamını bilmediğim
Sızıları dindirdiğin için sevdim

[GooD aNd EvıL]

Yine de
Bakma öyle yüzüme ne olur
Gözlerinde suçluluğumu görürüm
Bir anlatabilsem içimdekileri
Yaşananlar öyle insafsız değil

Yine de affedebilir misin

Konuşma öyle acımasızca ne olur
Sözlerinde vefasızlığı hissederim
Bir inandırabilsem söyleceklerime
Her şey o kadar kolay değil

Yine de sevebilir misin

Bakma öyle gözlerime ne olur
Gözlerindeki hüznü sezerim
Bir yaşatabilsem yaşayamadıklarımızı
Hayat hiç sorunsuz değil

Yine de ümit eder misin

Dalma öyle derin düşüncelere ne olur
İçinde hissettiğin isyanları bilirim
Bir bilsen senden çok acı çektiğimi
Aldığım her nefes sancısız değil

Yine de beraber olmak ister misin

Küsme öyle incinerek ne olur
Yüzünde ki her halin anlamını bilirim
Bir görebilsen gerçekleri
Yaptığım hiçbir şey sorumsuz değil

[GooD aNd EvıL]

Yalnızlığın İki Yüzü
Yalnızlıkta çoğul yaşanır
Geçen her sene sayısı da artar
Her dem süren
Kalabalık bir yalnızlıktır.

Sesini duymadığın
Kendini hissettiğin
Sebeplere kayıtsız kaldığın
Bir yalnızlık.

Birileri vardı yanında
Onlarla,
Onlar sız
Yine teksin

Yalnızlıkta değişti artık
Geçen her sene şeklide değişti
Her gün farklılaşan
Kalabalık olmayan yalnızlıktır.

Sesini duyduğun
Kendini hissetmediğin
Anları tenha yaşadığın
Bir yalnızlık

Birileri yoktur yanında
Çoğulları istersin
Tekillerde kalırsın
Yine teksin

Acılarda değişti artık
Geçen her sene tepkilerde değişti.
Seninle birlikte olgunlaştı
Ama,
Yalnızlık hep ham kaldı.