Tam Sürümü Görüntüle : coomic
F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 10:02 AM
Kadın sevgilisiyle birlikteyken kocasının eve girdiğini duyar.
- Çabuk! Köşeye geç ve bir heykel gibi davran. Adamın her yerine bebek yağı sürer, üzerine de bebe pudrası serper.
- Sakın kımıldama ve heykelmissin gibi davran!
- Bu nedir? hayatım, diye sorar kocası kapıdan girer girmez.
- O mu? Sadece bir heykel. Smithler yatak odaları için bir tane almışlardı. O kadar sevdim ki bir tane de ben ısmarladım. Kimse o andan itibaren heykel hakkında konuşmaz hatta yatağa girene kadar. Gece saat iki gibi koca kalkar ve mutfağa gider, bir kaç dakika sonra da elinde bir sandviç ve bir bira ile geri döner.
- Al bakalım, der, bir şeyler ye. Ben 3 gün boyunca Smithlerde sap gibi dikilirken kimse bana bir bardak su bile vermemişti.
F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 10:03 AM
Birgün bizim nuri kız istemeye gitmiş.Kızın annesi:
-"Ah benim kızımı ne mühendisler ne doktorlar... istedi vermedim."demiş.Kız ordan lafa karışmış:
-"Merak etme anne ben hepsine verdim demiş"
F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 10:03 AM
Sevgililer gününde sevgilisine hediye alan çocuk sevgilisi tarafından terk edildi .Çocuğun hediyesi içinde eski kız arkadaşının resmini unuttuğu bir çerçeveydi
F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 10:07 AM
Muhtar iki çobani dagda birbirlerini becerirken yakalamis.Ikisini de köy meydanina getirmis.Halki toplayip çobanlari rezil etmek için dagda birbirlerine yaptiklarini anlatmalarini istemis.Çobanlardan biri yanitlamis:
"Eee, sey, biz dün televizyonda hayat öpücünü gördüydükte onu uyguluyorduk agam"
Muhtar sert bir sekilde :
-"Ulan hirbo, hayat öpücügü dudak dudaga olur. essogluessek" demesi üzerine çoban :
-"Tamam muhtar, bizde öyle basladiydih..."
F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 10:07 AM
Kadın, gece yarısı yanından kaybolan kocasını bulmak için kalkar.Evde yalnızlık içinde, aşağıdan bir ses duyar. Aşağı iner ve tekrar dinlemeye başlar, ama kocasını bulamaz. Biraz daha aramak için aşağı depoya iner, orda kocasını dizleri üstüne çökmüş, duvara dönmüş ağladığını görür.
merakla sorar, "Kocacığım, neyin var, ne oldu ?" Kocası ,
"Hatırlıyor musun, Baban bizi beraber yakaladığında bir soru sormuştu, ya evlenirsin yada 20 yıl hapis çekersin."
Kadın şaşırarak "Eeee ne oldu ?"
Adam, "Bu gün, hapisten çıkacaktım da"
F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 10:07 AM
Genç adam sevgilisiyle birlikte kosa kosa eve gelmis:
-"Anneeee, babaaaa...Iste karsinizda dünyanin en güzel kizi ve biz evleniyoruz.!!!" demis.
Annesiyle babasi çok heyecanlanmislar. Hep birlikte yemek yenmis,derken babasi genç adami bir kenara çekmis, ve demis ki :
-"Bak oglum....Annenle ben 30 yildir evliyiz, o harika bir es ve harika bir annedir ama
yatakta hiç bir zaman beni yeterince mutlu edemedi... Benim de baska kadinlarla
birlikte olmaktan baska çarem yoktu... Bu yüzden, ne yazik ki gerçegi bilmelisin... Bu kizi taniyorum, annesini de.Oglum bu kiz senin
kardesin..."
"Genç adam çok sasirmis çok da üzülmüs, ama tabii yapacak bir sey yok ve kizla ayrilmislar.Bir kaç ay sonra genç adam yine kizlarla görüsmeye baslamis, derken bir sene sonra yine yaninda güzel bir kizla eve gelmis ve:
-" Anneeee, babaaaaaa iste sonunda hayatimin kadinini buldum.Ve evlenme teklifimi kabul etti.!!" demis.Yine hep birlikte kahveler
içilmis,konusmalar tanismalar derken babasi yine genç adami bir kenara çekmis ve :
-"Oglum bunu söylemekten nefret ediyorum ama ben bu kizi da tanidim, onun annesiyle yillar önce beraber olmustum ve o da senin kardesin..." demis.Genç adam artik iyice yikilmis ve olanlari annesine anlatmaya karar vermis :
-"Anne.Iki kez sevgililerimi sizinle tanistirmaya eve getirdim,ve babam ikisinin de anneleriyle zamaninda isi pisirmis.Iki kizin da benim kardesim oldugunu söyledi... Bilmen
gerektigini düsündüm..."
Annesi gülmüs:
-"Oglum sen onun sözlerini kafana takma, o senin gerçek baban degil.."
F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 10:08 AM
Genç adam heyecanla eve gelmiş annesinin yanına giderek;
"Anneciğim, evlenmeye karar verdim ve hayalimdeki kadını buldum. Ancak senin de aynı fikirde olup olmayacağını merak ediyorum. Eğlence olsun diye yarın sana üç tane hanım arkadaşımı getireceğim. Bakalım hangisi ile evleneceğimi bulabilecek misin?"
Anne merakla kabul etmiş, getir bakalım, demiş.
Ertesi gün, genç adam yanında üç tane güzel hanımla eve gelmiş. Hep beraber oturmuşlar, sohbet etmeye baslamışlar.
Bu arada anne çay, pasta servisi yaparken, sorular soruyormuş.
Akşam olunca hanımlar izin isteyip, kalkmışlar.
Genç, annesine dönerek; "Tahmin et bakalım. Hangisiyle evleneceğim?"
Anne, büyük bir kararlılıkla; "Kızıl saçlı olanla evleneceksin"
Genç çok şaşırmış; "Nasıl olur, nasıl tahmin ettin? Tam isabet"
"İçlerinden bir tek onu sevmedim"
F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 10:08 AM
Karakolun kapisindan iceri bir kucuk oglan girmi$...
-"Polis amca, lutfen yardim edin babam sokakta 3 ki$iyle kavga ediyo..."Ve birlikte sokaga inmi$ler gercekten de cocugun babasi 3 tane adamla tekme tokat dovu$uyo, polis sormu$:
"Peki hangisi senin baban????"
Cocuk cevap vermi$:
-"Bilmiyorum.. zaten bu yuzden kavga ediyolar...."
F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 10:08 AM
Plajin bol adaleli yakisiklisi ,bir sabah dustan çikmis hayran hayran kendisini seyrederken bir bakmiski,tüm vücudu günes yanigi.Yalniz orasi süt beyazi Içine sinmemis.Onuda yakacak.Dogru plaja itmis ,günes
dogarken soyunmus tamamen kendini kuma gömmüs. Heryer kumun altinda Orasi disarda..İki ihtiyar hanimefendi ,sabah yürüyüsüne çikmislar erkenden Ellerinde baston Birden kumdan disari çikmis seyi gormusler Biri etrafinda dolasmis.Bastonu ile orasina burasina dokunmus.Sonrada arkadasina
dönmüs..
Dünyanin adaleti yok demis
Nasil Yani demis öteki
Nasil Olacak demis yasli kadin Bak simdi bu nesne varya bu nesne:
10 yasimdayken merak ettim
20 yasimda tanistim.
30 yasimda hoslanmaya basladim.
40 yasimda pesine düstüm.
50 yasimda satin alir oldum.
60 yasimda bulmak için adaklar adadim
70 yasimda unuttum...
Ve bastonu ile dokunarak bir daha isaret etmis
-"Simdi 80 yasindayim,bu allahin belasi sey kumda bile yetismeye baslamis ama benim egilip dokunacak halim bile yok".
F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 10:08 AM
Adam bakmış, küçük oğlu Hz. İsa`nın resmi önünde dua ediyor.
-Tanrımın anneme, babama, büyük babama uzun ömür ver.Güle güle anneanne...
Bir anlam verememiş bu duaya...Ancak ertesi gün acı haber gelmiş.Anneenne sizlere ömür...
Ertesi hafta adam bakmış çocuk yine duada :
-Tanrım anneme babama uzun ömür ver.Gülegüle büyük baba...Ertesi gün büyük baba vefat eder...
Bir hafta sonra adam bakmış küçük çocuk yine duada :
-Tanrım anneme uzun ömür ver. Güle güle baba...
Adam ertesi sabah bir hastaneye gitmip yatmış.Tetkikler, tahliller, kalp
elektrosu, röntgen çekimleri...Sapasağlam.
Bakmış karısı iki gözü iki çeşme ağluyor.
-Ne oldu hanım.
-Bizim postacı, demiş hanım.Ne iyi adamdı.Bugün haber aldım.Ölmüş!!
F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 10:08 AM
Köyün imami sicak altinda, at arabasina binmis koyune dogru giderken yolda afet bir hatun otostop yapmis.Imam efendi kadincagiz sicakta kalmasin dusuncesiyle almis arabaya, ancak kadin yaramaz.Binbir turlu işveyle imam
efendiyi bastan çikarmis ve alt alta ust uste sevismeye baslamislar.Fakat tam pozisyondayken araba devrilmis ve olduklari pozisyonda arabada sikisip kalmislar.Tabii ki butun koylu baslarina ususmus.Imam efendi kalabaligi gorunce:
-"Allah korudu,Allah korudu, ya gozune girseydi"
F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 10:09 AM
Amerikan Delegesi Hanimefendi kürsüye gelmis..
"Geçen yilin kararlarini aynen uyguladim.Eve gider gitmez kocama: Bundan sonra temiz çamasir istersen kendi çamasirini kendin yika. Iste makine orda.. dedim.
Ilk gün birsey görmedim.Ikinci gün birsey görmedim.Üçüncü gün bir baktim, makinenin basinda sadece kendi camasirlarini degil, benimkileri de yikiyor."
Alman Delegesi söz almis, arkasindan..
"Ben de kararimiz geregince kocama: Bundan böyle temiz tabakta yemek istiyorsan kendi bulasigini kendin yika dedim..
Birinci gün birsey görmedim. Ikinci gün birsey görmedim. Üçüncü gün baktim, makinenin basinda sadece kendininkileri degil, benim bulasiklarimi da yikiyor."
Üçüncü konusmaci bizden feminist kardesimiz.. "Türkiyeye döner dönmez kararimiz geregince kocamla konustum. Ona dedim ki: Bundan böyle yemek yemek istiyorsan, kendin pisirmen gerekecek.Iste mutfak orada..dedim.
Birinci gün birsey görmedim. Ikinci gün birsey görmedim.Üçüncü gün sol gözüm biraz açilir gibi oldu, hafiften görmeye basladim.
F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 10:09 AM
Iki velet karar vermisler ki, butun buyuklerin hayatlarinda sakladigi en azindan bir buyuk sir var. Bir tanesi bu varsayimi denemeye kalkmis...
- Anne ben her seyi biliyorum.
Annesi
-Tamam anladim, al su 1 milyonu babana hicbir sey soyleme"demis.Ufaklik cok memnun, babasina gitmis...
-Baba ben her seyi biliyorum!
Babasi,
-Sus tamam, al su 5 milyonu, annene hicbir sey soyleme" demis.Bizimki zevkten dort kose, butun buyuklere isleyen bir sistemi kesfetmenin
keyfiyle..Ertesi sabah kapi calinmis postaci gelmis:
Ufaklik acmis kapiyi:
- Postaci Amca ben artik her seyi biliyorum.
Postaci dizleri uzerine cokup, kollarini iki yana acmis:
- Madem oyle gel bakalim Baban sana bir sarilsin!
F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 10:09 AM
Yasli doktor kasabayi terketmek uzereyken yerine gelen genc doktoru almis hastalarini tanistirmak uzere evden eve dolastirmaya baslamis..İlk girdikleri evde bir kadin:
-"Doktorcugum çok mide agrisi çekiyorum" demis.
Eski doktor da ;
-"Bence biraz fazla meyva yiyorsunuz da ondan..." demis.Disari çiktiklari vakit yeni doktor
-"Abi kadini muayene bile etmeden nasil böyle bir neticeye vardin ?"
Yasli doktor anlatmis:
-"Oglum, numaradan gözlügümü yere düsürdüm birde baktim ki yatagin alti meyva kabuklari ile dolu"
İkinci evdeki hastayi genç doktorun muayene etmesine karar vermisler.Bu evdeki kadin
-"Çok halsizim" deyince doktor ;
-"Belki de Kilise faaliyetleriniz sizi çok yoruyor, biraz ara verin"demis.Disari çikmislar yasli doktor genç doktora ;
-"Dogru söyledin,Bu kadin kiliseden disari çikmaz.Ama nasil anladin?"
Genç doktor ;
"Ben de çaktirmadan yatagin altina baktim ve kilisenin papazini gördüm"
F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 10:09 AM
Johny annesiyle birlikte banyo yaparken,gögüslerini göstererek sorar;
- "Anne,bunlar nedir?"
Nasil cevaplayacagini bilmeyen annesi, "yarin kahvaltida babana sorarsin" der -unutmasini umud ederek-
Ama johny unutmaz ve ertesi gün kahvaltida babasina sorar, Babasi söyle yanitlar,
- "Onlar balon çocugum, annen öldügü zaman o balonlari sisirecegiz ve annende cennete uçacak".
Birkaç hafta sonra johnynin babasi eve birkaç saat erken gelir.
Johhny aglayarak babasinin yanina kosar.
- "Baba kos annem ölüyor."
Babasi çocugu sakinlestirmeye çalisirken sorar,
- "Neden annenin öldügünü düsünüyorsun?"
Çocuk aglamaya devam ederken anlatir,
- "Harry Amca annemin balonlarini sisiriyordu, ve annem de söyle bagiriyordu,"
- "Tanrim geliyorum"
F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 10:09 AM
Çocuk yapma arzusunda olan bir çift varmis.
kocasi eve gelince kadin büyük bir sevinçle
-"Kocacigim biliyormusun tam bir ay geciktim, yarin doktora gidip hemen testleri yaptiracagim" demiş.Ertesi gün olmus. Bu arada elektrik faturasini da yatirmayi unutmus olsalar ki eve elektrik idaresinden bir memur gelmis.
-"Hanimefendi tam bir aydir geciktiniz" demez mi?.Bizim ki tabi sok olmus bir sekilde :
-"Neee!!! Siz nerden biliyorsunuz olamaz böyle bir sey" demis.Memur:
-"Ama hanim efendi bizdeki tüm kayitlarda tam bir ay gecikmeli oldugunuz görülüyor"
Kadincagiz sok olmus bir sekilde
-"Tamam durumu kocama anlatacagim o sizinle görüsür" demis ve aksam olmus,kadinin kocasi eve gelmis.Kadin olup bitenleri kocasina anlatmis.Tabi ki adamda bu duruma sinirlenmis. Ertesi gün sabah elektrik dairesine durum hakkinda bilgi almak için memurun yanina gelmis;
-"Kardesim dün bizim eve kadar gelip karima tam bir ay geciktigimizi söylemissin bu ne küstahlik ,hem siz nerden biliyorsunuz bütün bunlari" demiş.Memur:
-"Beyefendi bu bizim isimiz,her sey bizim sayemizde oluyor ve biz burada yapilan her seyin kaydini tutuyoruz ve sizin resmi kayitlarinizda elimizde ve geciken bir ay için bize borçlusunuz" demiş.Adamcagizda sinirli bir sekilde:
-"Ya ödemezsek ne olur?"
Memur:
-"Mecburen kesmek zorunda kaliriz"
-"Neeeee!!!!!" "Peki ya sonra"
-"O zaman hanimefendi mumla idare etmek zorunda kalir"
F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 10:09 AM
Adamın biri kanserden oluyormus. Olum doseginde oglu sormus:
‘ Baba neden AIDS’ten oldugunu soyluyorsun herkese?’
Baba ‘ Ben oldukten sonra kimse annenle berabar olamasın diye!’
F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 10:10 AM
Dogumevi bekleme salonuna hemsire kosarak girer , ilk sirada oturan adama yaklasarak :
"Sizi tebrik ederim, ikiz cocugunuz oldu" der.
"Ne tesaduf Minnesota Ikizleri - Basketbol Takimindayim"
Bir saat sonra, ayni hemsire yine kosarak gelir,"Mr.Smith" ismini anons eder. Mr.Smith yerinden heyecanla dogrulur,Hemsire ;
" Artik ucuz babasisiniz" der.Mr.Smith sasirir ve " Olacak sey degil, ben de 3M sirketinde calisiyorum" der.Hemsire bir daha gorundugunde ucuncu adama ;
" Esiniz dorduz dogurdu, kutlarim" der.Adam da saskinlikla
" Ben de Dort Mevsim Otelinde calisiyorum" der.
O sirada yaninda oturmakta olan adam hafif bayginlik gecirerek oturdugu yerden asagi dogru kayar, yetisip mudahale eden hemsire sorar;
"Iyimisiniz, ne oldu size?" diye sorar.
Adam kendine gelmege calisarak dogrulur ;
" Temiz havaya ihtiyacim var, 101 Dalmacyalilar magazasinin muduruyum de..."
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:22 PM
Muz
Bir gün Temel ile Dursun Haydarpaşa garında tam trene binecekken oradan bir muz satıcısı geçer.
Temel Dursun’a derki:
-Ula pu da ne olii?
Dursun:-Haçen televisyonda gördim. Oaa muz diyiyler Temel, demiş.
Temel:-O zaman tadına bi bakalım, demiş.
İki muz alarak trene binmişler. İkisi de muzlarını soymuşlar. Tam Temel bir diş atmış ve tünele girmişler. Tünelden çıktıktan sonra Temel şok olmuş:
-Haçen Dursun bu muz dedikleri demek böyle olii bir diş attum, kör oldum sanki!..
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:22 PM
Kolay Hesap
Temel ile Dursun çok hızlı trende yolculuk yaparken bir sığır çiftliğinin önünden geçerler.
Temel:
-Ula Dursun burda tam 397 sığır var.
Dursun:
-Ula Temel nasıl saydun haçen zırt diye geçtuk.
Temel:
-Onun kısa bir yolu vardır. Ayaklarını sayup dörde böleyrum
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:22 PM
Temel ve Maymun
Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş.
Maymunun görevleri: "yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış :
"maymunu iyi besle!"
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:22 PM
Aynı Mezarda mı?
Temel uzun zamandır görmediği arkadaşı Cemal'le İstanbul'da karşılaşır:
-Uşak nasilsun pakayum?
-İyiyum...
-Çocuklarun nasuldur?
-Onlar da çok iyidur...
-Ha karin nasuldur?
Temel böyle sorunca Cemal'in birden yüzü değişir... Temel arkadaşının karısının geçen yıl öldüğünü hatırlayıp hemen şöyle der:
-Yani aynı mezarda mi yatayii?
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:22 PM
Ocağım Söndü
Gurbette çalışan iki Karadenizliden biri izinden dönmüş, hemşerisine memleketten haberler veriyordu :
-Memlekette kar yağdı, kurtlar çakallar köye kadar indi, dedi. Bunun üzerine arkadaşı:
-Bir zarar verdiler mi?
-Sizin çilli horozu çakal kaptı.
-Peçi Karabaş nerede imuş?
-Eşek Karabaşa tekme atarak öldirmuş.
-Eşek değirmenda değul miydu?
-Değirmenden babanın tabutunu cetirmişdu.
-Uy, babam öldi mu?
-Öldü ya. Ananın ölümüne dayanamadu da..
-Ah anam ah! O da mu öldi?
-Eviniz yanarken kurtaramaduk.
-Uyy desene ocağum söndü...
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:23 PM
Altınlar
Temel'in küçük takası, on kişilik tayfasıyla Karadeniz'in engin sularında yol almaktadır. Temel tayfalarını yanına çağırır. Onlara şöyle der:
-Uyy uşaklar, ha purada pi teneke altinumuz olsa idu ne ederduk?
Uşaklar:
-Uyyy paylaşirduk onlari...
Temel öneriyi kabul eder ve altınları paylaştırmaya başlar:
-Uyy... on peş altin bağa, pi altin size, on peş altın bağa, pi altin size...
Tayfalar buna itiraz ederler ve aralarında müthiş bir kavga başlar. Kıyasıya dövüşürler. Neden sonra Rize'ye geldiklerinde durumu mahkemeye intikal ettirirler. Mahkemede yargıç olayı anlattırır. Hem Temel, hem de tayfaları olduğu gibi olayı anlatırlar.
Bunun üzerine yargıç:
-Peki getirin altınları, dediğinde, hepsi bir ağızdan:
-Uyy haçim bey, pizum altinumuz falan yok, olacağinu farz edeyduk.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:23 PM
Top Atışı
Temel ile Dursun evlerinin bahçelerinde otururken bir tane, bir tane daha derken 21 tane top atılır.Temel dayanamaz,sinirlenir.
-Bugün komşu devlet başkanı geldi. Onun için top atılıyor, der Dursun.
Temel sinirli sinirli başını sallar:
-Şu işe bak! Bizim zamanımızda tek atışta vururlardı...
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:23 PM
Vesikalık
Karadenizlinin birinin canı fotoğraf çekilmek istemiş. Ama vesikalıklarda
gerçek güzelliğinin fark edilmediğini bildiğinden, fotoğrafçıya gitmiş
konuşmuş:
-"Fotoğrafimu çekeceksun daa, yalniz vesikaluk olmayacak!"
-"Tabi efenim, 24 çarpı 32'ye ne dersiniz peki?"
-"768 derim de, punin konimuzla ne alakasi vardur
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:23 PM
Farketmez
Temel'e gazeteciler sormuş:
-"Son günlerde benzine gelen zamlara ne diyorsunuz?"
Temel "Valla benum için farketmez ben hep 10 milyonluk alıyorum."
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:23 PM
Koltuk
Akıl hastası İzmir'e gitmek için uçağa binmiş, bir koltuğa oturmuş. Koltuğun sahibi gelmiş, kendi yeri olduğunu söylemiş, dinletememiş. Kaptana başvurmuş. Kaptan gelip Temel'in kulağına birşeyler fısıldamış. O da hemen kalkıp kendi yerine geçmiş. Kaptanın ne söylediğini merak etmişler.
Kaptan;
- Ha bu oturduğun koltuğun İzmir'e gitmediğini, öbürünün gittiğini söyledim.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:23 PM
Kirazın İçinde
Karadeniz'li arkadaşıyla balık tutuyormuş. Arkadaşı onu bir süre izledikten sonra dayanamayıp sormuş,
- Senin oltanda kurt yerine kiraz var.
Karadeniz'li sinirlenmiş: "Aptal, kurt kirazın içinde!" demiş.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:24 PM
Sileyrum
Temel her gün okula giden ve çalışan oğlunun defterinde tek bir yazı göremeyince nedenini sormuş.
Temel'cik:
- Öğretmenim tahtaya ne yazarsa aynen deftere geçireyrum, o tahtayı silince pen de tefterumi sileyrum.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:24 PM
Buradan Gidelim
Temel ve Cemal deniz kıyısında oturmuş balık tutuyorlardı. Temel bir ayakkabı çekti. Cemal bir süzgeç çekti. Derken bir terlik çekince,
Temel;
- Ula Cemal purdan cidelim daa, aşağıda birileri oturayi...
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:24 PM
Okur-Yazarlık
*****leri kaybolmuş. Fadime,
-Gazeteye ilan verelim.
Temel,
- Saçmalama Fadime, karabaşın okuma-yazması yok
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:24 PM
En Pahalı Beyin
Çin'de canlı beyin lokantasında her çeşit beyin bulunurmuş. Fiyatları değişiyormuş ve en pahalı beyin laz beyniymiş. Nedeni sorulunca,
- İki laz kesiyorsun, bir beyin çıkıyor
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:25 PM
Hediyelik
Temel, oğlu küçük Temel'i uyuz ilacı almak için eczaneye gönderir. Oğlan gitmek istemez.
- Ula niye çitmeyusun?
- Uyy, utanayrum da.
- Ne var utanacak? Sorarlarsa pu ilacı hediyelik alayrum dersun.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:25 PM
Babamla
Öğretmen telefonda:
- Demek Temel hasta, okula gelmeyecek, peki ben şimdi kiminle konuşuyorum?
- Papamla
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:25 PM
Eldiven
Temel'in eldivenle yazı yazdığını görenler sormuş:
- Niye eldivenli yazıyorsun zor olmuyor mu?
- Zorluğuna zor ama el yazımın tanınmasını istemeyrum.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:25 PM
Tesadüfe Bak
Yeni eve taşınan Cemal duvar kağıdı siparişi edecek, ne kadar gideceğini bilmiyor. Dekoratör Temel yeni kağıt yaptırdı bilir, diyorlar. Temel'e danışan Cemal otuzyedi top sipariş ediyor, iş bitince on üç top artıyor. Cemal merak içinde Temel'e durumu anlatınca,
- Tesadüfe pak, bende de onüç top artmışti
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:25 PM
Parola
Evladum Temel, sivil, asçer parolayi sormalisun, tamam mı? parola hamsidur daa.
- Tamam komitanum.
- Ha göreyum bakalım. Terhis olmuş bir er gelmiş nizamiye kapısına, valizi almak istiyor yatakhaneden. Parolayı bilmiyor tabii ki. Parola diye tutturmuş, Temel, er bilmiyor. Temel izin vermiyor. Er başlamış ağlamaya, Temel acımış,
- Hamsi de de geç pakalum.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:25 PM
Çekirdeksiz Karpuz
Bir genetik kongresinde herkes icatlarını anlatıyormuş;
İngilizler bizler balık ve devenin genlerini birleştirdik, kollestrolsüz et ürettik demişler.
Fransızlar; tavuk ve inek genlerini birleştirdiklerini bu sayede hızlı bir üreme gerçekleştirip et problemini ortadan kaldırdıklarını anlatmışlar.
Temel de;
-Biz, karpuz ve hamam böceği genlerini birleştirdik demiş. Bu sayede karpuzu kesince çekirdekler sağa sola kaçıyor ve çekirdeksiz karpuz yiyoruz.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:25 PM
Sahiden Benziyor mu?
Cemal İtalya'ya gitmiş. Dönüşte maceralarını anlatıyor.
Temel sormuş:
- Sen yakından cördün, sahiden çizmeye penziy mi?
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:26 PM
Yassı Tavuk
Yolda tavuk ezen bir şoför, yam yassı tavuğu alıp muhtar Temel'e ***ürüyor. Temel biraz baktıktan sonra,
- Pu tavuk bizim köyden değil, diyor, bizim köyde yassı tavuk yoktur.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:26 PM
Teknoloji
Temel Eskişehir'den Ankara'ya gidecek bir trene binmiş. Karşısındakinin nereye gittiğini sormuş İstanbul'a gittiğini öğrenince,
- Teknoloji ne çadar celişti, pen purada oturayrum Ançara'ya, sen karşumda oturaysun İstanbul'a cideysun.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:26 PM
Son Vagon
Temel trene ilk kez binecekmiş. Cemal ona uyarılarda bulunuyormuş.
- Ula Temel son vagona pinmek çok tehlikeludur.
- O zaman son vagonu niye takarlar trene...
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:26 PM
Kırkayak mıyım?
Temel'e araba çarpar bacağı kırılır. Kazayı yapan şoför para vererek anlaşmak ister. Temel istediği fiyatı söyler:
- Yirmi milyon verirsen vazgeçeceğim davadan.
- Adam şaşırır. Beni milyarder mi sandın, der.
- Haçan milyarder değilsun da ben kırkayak mıyım...
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:26 PM
Poz Veriyor
Temel'in atı dünyanın en hızlı koşan atı olmasına karşı her yarışta ikinci geliyormuş.
Temel'e sormuşlar neden, diye.
- Fotofinişte poz veriy, purun farkiyle hep ikinci olayi, diye dert yanmış.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:26 PM
Altını Çizeriz
Lazistan'ı gezmekte olan turist,
- Allah Allah, burada herkesin bıyığı var, demiş.
Temel, burnuna dikkat çekerek,
- Piz önemli ve değerli şeylerun altuni çizeruz.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:27 PM
Nesi Var?
Eczacı Temel, böcek ilacı isteyen müşterisine,
- Böceğinuzun nesi var, demiş
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:27 PM
İnanmadınız
Temel ölmüş. Mezar taşında şunlar yazılıymış:
- "Öleceğim dedum dedum inanmadunuz.
N'oldi?"
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:28 PM
Mektup
Temel mektup yazıyor. Cemal sorar,
- Çime yazayisun?
- Fadime'ye
- Niye yavaş yazayisun?
- Fadime'nin okuması kıttır daa.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:28 PM
Denize Düşmüş
Temel'in yakın arkadaşı Cemal denize düşmüş. Uğraşmışlar, bir türlü çıkaramamışlar. Temel hiç ilgilenmemiş.
- Pen size Karadeniz'den adam çıkmaz demez miydim.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:28 PM
Neden Eşeğim
Cemal Temel'e eşek demiş. Temel sormuş:
- Arkadaşın olduğum içun mi eşeğum, eşek olduğum içun mi arkadaşinum?
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:28 PM
Sinyal Vermediniz
Temel Cemal'e telefon eder, sekreter çıkar.
- Teleseçretere not pırakacaytum, der.
- Bana da bırakabilirsiniz der, sekreter.
Temel uzun bir süre ses çıkarmayınca, sekreter kız ne olduğunu sorar.
Temel cevap verir,
- Haçan sinyal vermedunuz daa.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:28 PM
Şakadan Hoşlanmam
Temel'in ensesine biri tokadı indirmiş Temel dönmüş bakmış, azman gibi bir adam yanıbaşında duruyor.
- Ciddi miydu diye sormuş?
- Ciddu demiş adam.
- Pen şakadan hoşlanmam daa.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:29 PM
Tedbir
Temel boynunda bir yılanla dolaşıyormuş, nedenini sormuşlar.
- Tenize tüşersem tiye tetpirli tavranıyorum.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:29 PM
Merak Ettim
Aynanın karşısında gözleri kapalı duran Temel'e ne yaptığını sormuşlar.
Uyurçen sanıl çöründüğümü merak ettum
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:29 PM
Tahlil
Temel hastaneye girişinde ağlayan bir adam görür, yaklaşır ve sorar:
- Hayrola hemşerim! Neden ağlıyorsun?
- Kan tahlili yaptırmaya geldim, parmağımı kestiler.
- Hayırdır hemşerim. Sen niye ağlamaya başladın.
Temel iç çekerek yanıtlar:
- Ben idrar tahlili yaptırmaya geldim.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:29 PM
Kendini Hazırla
Temel İstanbul'da okurken sınıfta kalmış. Rize'ye kardeşine bir telgraf çekmiş. "Ben sınıfta kaldum, sen babami hazurla!"
Kardeşinden telgraf gelmiş.
"Ben babamu hazirladum, sen kenduni hazirla!"
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:29 PM
Ceketsiz Gidecektim
Temel ceketini arıyor.
- Üstünde, diyorlar.
- Uyy uşaklar söylemeseydinuz pu soğukta ceketsuz cidecektum.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:29 PM
Soyguncular ve Temel
Temel birgün bankadayken soyguncular bankayı basmışlar. Bankadakilerin önce paralarını alıp sonra da vuruyorlarmış. Sıra Temel`in yanındaki bayana gelmiş. Soyguncu, "Adın ne" diye sormuş. "Ayşe" demiş. Soyguncuya da "İyi benim annemin adı da Ayşe" deyip kadını serbest bırakmış. Sıra Temel`e gelmiş, soyguncu ona da adını sormuş.
Temel: "Adum Temel, ama arkadaşlar bana Ayşe derler..."
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:29 PM
Telsiz Telefon
Temel bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları konferansına davet edilir. Amerikalılar anlatmaya başlar;
-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 metre aşağı indik ve telefon kabloları bulduk. Öyleyse bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır.
Sıra Türkiye`ye gelir ve Temel başlar anlatmaya:
-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağıya indik ama hiç birşey bulamadık. Öyleyse bizim atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:30 PM
Selam
Temel ile Dursun Almanya'da okumaya gitmişler. Okulun son haftası Temel Türkiye'ye dönmeye karar vermiş. Dursun'a:
- Dursun, sen benim karneyi al bizim eve telefon et, babamın anlamaması için de bir zayıf varsa bir Muhammed'in, iki zayıf varsa iki Muhammed'in selamı var de.
Temel Türkiye'ye döndükten sonra Dursun karneyi alır ve Temel'e telefon açar.
Dursun:
- Temel, Ümmeti Muhammed'in sana selamı var.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:30 PM
Esirler
Naziler üç kişi; İngiliz, Fransız ve Laz'ı esir almışlar ve sonuçta ölüm cezasına çarptırmışlar. Ve askerler soruyor:
- Beyler Giyotinle mi ölmek istersiniz? Asılarak mı? Kurşuna dizilerek mi?
İlk önce Fransız yanıt verdi:
- Benim atalarım hep giyotinle öldüler ben de giyotinle. Onu almışlar kafasını yerleştirmişler giyotine. Giyotini üstten bırakıyorlar.Tam kafasına 2 santim kalınca giyotin duruyor. Maalesef giyotin bozuk Almanlar sinirleniyor. Çünkü bu durumda Fransız kurtuldu.
İngiliz:
- Arkadaşlar, asılarak ölmek çok kötü benide giyotinle öldürün. İngiliz uyanıklık yapıyor. Almanlar giyotini tamir ediyorlar. Ama olay aynı sekilde cereyan ediyor. Sonuçta İngilizde kurtuluyor. Sıra bizim laza geliyor. Bizim Temel de uyanık:
- Arkadaşlar asılarak ölmek gerçekten çok kötü. E zaten giyotin de çalışmıyor. En iyisi beni kurşuna dizin.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:30 PM
Temel`in Atı
Veliefendi hipodrumuna giden Temel atlar start alır almaz favorisi olan atı elinde dürbinle takip ederek bir yandan da
-Ulanım benum, yabak nasıl da yel gibi gidey diyerek atını teşci eder. Gerçekten de Temel'in atı en öndedir. Etraftakiler gıpta ile Temel'e bakarlar, Temel dört köşedir. Fakat bir süre sonra atlar teker teker Temel'in atına yetişip geçmeye başlarlar. Derken Temel'in atı en sonuncu duruma düşer. Temel etrafın alaylı bakışlarına aldırış etmeden tezahürata devam eder.
-Uy aslanım benum ya bak nasılda hepsini önine katti getiriy
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:30 PM
Akşam Serinliğinde Gideceğiz.
Bir mecliste konuşulurken,
Amerikalı :
-Biz Mars'a gideceğiz, demiş.
Alman :
-Biz yakıtsız giden otomobil üreteceğiz, demiş.
Fransız :
-Atom bombasını etkisiz hale getirecek projelerimiz var, demiş.
Bizim Karadenizli de onlardan geri kalmamak için :
-Biz de güneşe gideceğiz, demiş.
-Güneşe gidemezsiniz, demişler. Güneş yakar.
Karadenizli gülümsemiş :
-O kadar da enayi değiliz, tabi, demiş. Akşam serinliğinde gideceğiz.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:30 PM
Trafik Kazası
Temel kamyonu ile dik bir yokuştan süratle inerken birden kamyonun freni patlamış. Telaşla kamyonu nereye süreceğini düşünürken sağında kalabalık bir pazar yeri görmüş. Kamyonu o tarafa sürersem yüzlerce kişi ölür diye düşünürken sol tarafında da boş bir inşaat ve önünde oynayan küçük bir çocuk farketmiş. Bir çocuğun kaybı, yüzlerce kişiyi öldürmekten daha iyidir. Allah'ım, beni affet, diyerek kamyonu o tarafa çevirmiş.
Ertesi gün, gazetelerde manşet:
"Pazara dalan kamyon 120 kişiyi biçti!"
Hastanede yatan Temel'e olayı araştıran komiser;
-Oğlum, olay nasıl oldu? Anlat bakalım, demiş. Temel de hala şaşkın:
-Amirim, herşey o ufak çocuğun pazar yerine doğru kaçmasıyla başladı.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:30 PM
Araba
Dursun, çok sıcak bir yaz gününde son model bir Mercedes almış ve kahvenin önüne gidip Temeli çağırmış.
Dışarısı çok sıcak araba klimalı olduğundan çok soğuk.
Dursun Temel'i gezdirmiş de gezdirmiş ve kahvenin önüne gelmişler Dursun sormuş;
-Nasıl Temel arabamı beğendin mi?
Temel;
-Beğendim beğenmesine ama, acaba kışın nasıl bineceksin bu arabaya.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:30 PM
İş Başvurusu
Temel, bilişim sektöründe çalısan bir firmaya iş başvurusu yapmış. Firma yetkilileri önce bir bilgi testinden geçmesi gerektiğini söylemişler ve ilk soruyu sormuşlar :
-İnternet ne demektir ?
Temel düşünmüş, taşınmış ve:
- İşe ciremedum temektur...
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:31 PM
Şimdi Geldim
Temel binanın altıncı katından düşmüştü. Hemen etrafını bir kalabalık sardı. Yoldan geçen biri kalabalığı yardı ve yaralı Temel'e sordu:"Ne oldu?"
Temel zorlukla cevap verdi:" Vallahi bilmiyorum, ben de şimdi geldim."
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:31 PM
Kafamı Dinlerim
Bir hayli yaşlı olan fadime ve temel'e basın mensupları sormuş:
-kaç yaşındasınız?!
-seksen yedi, demiş fadime.. yüz yaşıma kadar yaşayacağım..
-ben de seksen yedi, demiş temel.. ben yüzbir yaşıma kadar yaşayacağım.
-neden bir yıl fazla yasamak istiyorsunuz?.?
-hiç değilse bir yıl kafamı dinlerim.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:31 PM
Başhekim Temel
Bizim temel akıl hastanesinde başhekimdir.. bir gün bakanlık müsteşarı hastaneyi ziyaret eder. camdan bahçeye bakarken delilerin yüksek bir yerden havuza atladığını görür ve başhekim Temel’e:
-Bravo... çok mükemmel. hastaların sosyal faaliyetlerini düşünmüşsünüz... bunun için sizi tebrik ediyorum der.
Temel’in koltukları kabarır:
-Sayin musteşarum siz esas o havuzi bi da su doldurduğumuz zaman görün ne sevineyi zavallılar.
Müsteşarın tepesi atar. temel durumu idare etmeye çalışır:
-Su koysak da farketmez, onlar yüzme bilmeyi ki...
ƒяαмвυαz
08-29-2007, 07:31 PM
Hehe Çok GÜzeller
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:31 PM
Suçlu
Bir suçlu yurt çapında aranıyormuş. Bütün emniyet müdürlüklerine suçlunun bir adet cepheden ve iki adet profilden resmi dağıtılmış. İki gün sonra Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nden bir fax gelmiş:
- Suçlulardan ikisini yakaladık. Üçüncüsünün yakalanması an meselesi
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:32 PM
Hehe Çok GÜzeller
teşekkürler..
Furduk Oni
Babam öldü, demiş Temel.
İlyas sormuş:
- Neden öldü?
- Apartmanin sekizinci katinin balkonundan düştü.
- Eyvah parçalandi mi?
- Yok, girişteki bakkalin tentesine düsünce oradan havalanip karşi apartmana yöneldi.
- Apartmana mi çarpti, nasil oldu?
- Yok, karşi apartmanin balkonunda çamaşirlar asili idi.Çamasir ipine vurup fabrikanin bahçesine düştü.
- Orada mi öldü?
- Yok, fabrika çelik yay fabrikasi, bahçedeki yaylarin üzerine düşüp havalandi yeniden...
- Peki sonra?
- Sonrasi ne? Baktik ki yere inmiyor, biz de furdik oni..
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:32 PM
İstanbul'dayım
Laz alacaklılardan kaçmak için kapısının üzerine "İstanbul'dayım" yazmış ve her kapı çaldığında tavan arasına kaçıyormuş. Yine kapı çaldıktan sonra bu kez büyük bir gürültü ile kapı kırılmış ve eve giren birkaç kişi lazın eşyalarını dışarı taşımaya başlamışlar. Bu durumu tavan arasından seyreden laz:
- Ulan şimdi İstanbul'da olmasam size gösterirdim.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:32 PM
Tören
Adamın biri yine Karadeniz'i gezerken bakmış bir tepenin üzerinde Lazlar dansediyor ve ara sıra aralarından birini tepeden aşağı atıyorlar. Adam korka korka Lazların yanına yaklaşıp sorar :
- Pardon ama ne yapıyorsunuz ?
- Körmüsün daa, Temel atma töreni yapıyoruz
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:33 PM
Mecnun
Temel Fadime'yle tiyatro gişesine gitmiş:
- Pize içi pilet lütfen.
- Leyla ile Mecnun için mi?
- Hayir Fadime'yle penum için
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:33 PM
Shakespeare
Temel kütüphaneye gider. Shakespeare'nin bir kitabini ödünç almak ister. Memur sorar,
- Hangisini?
Bir süre sessizlikten sonra,
- Vilyum.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:33 PM
Sahipsiz
Yargıç, otomobil çalmak suçundan sanık olarak karşısına getirilen Temel'e sordu:
- Otomobil çalmışsın, bunu neden yaptın söyler misin?
- Sahibi yok sanmiştum...
- Peki, sahibi olmadığı kanısına nereden vardın?
- Mezarluğun önine parketmiştu da...
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:33 PM
Düşüş
Temel, New York'taki gökdelenlerden birinin 53. katında çalışırken aniden ayağı kaymış ve aşağı doğru uçmaya başlamış... 52, 51, 50, 49, 48... Katları yıldırım hızıyla geçen Temel 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2... Ve 1'inci kata geldiğinde kafasından şimşek gibi şu düşünceler geçmiş:
- Sağa çok şükür Allahum, haburaya kadar sağ sağlim celduk... Birinci kattan düşsen de nasil olsa pişeycukler olmaz
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:33 PM
İkramın Böylesi
Adamın biri yabancı bir şehirde, bir evin kapısını çalarak bir ricada bulunur:
- Çok susadım ve buralarda su bulamadım. Lütfen bana bir bardak su verir misiniz?
Kapıyı açan çocuk, adamın yüzüne bakarak:
- İstersen ayran getireyim, der.
Adam bu teklifi memnuniyetle kabul ettikten sonra, çocuk bir çanak ayran getirir.
Adam ayranı içtikten sonra çocuk:
- İstersen daha getireyim, der.
- Zahmet olur yavrum.
- Hayır ne zahmeti. Zaten bu ayranın içine fare düştüğü için nasıl olsa dökecektik!
Bunun üzerine, adam iğrenerek elindeki ayran çanağını hiddetle yere atıp parçalayınca, çocuk feryadı koparır:
- Anneee, kapıdaki adam köpeğin çanağını kırdı..
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:33 PM
Andrea Doria
Osmanlı donanmasıyla Venedik donanması arasında savaş çıkmış. Venedik donanmasının komutanı Andrea Doria imiş. Gözcü Osmanlı donanmasının yaklaştığını fark edince hemen Andrea
Doria'ya haber vermiş:
-Osmanlı yaklaşıyoor.
Andrea Doria sormuş:
-Kaç gemi var?
Gözcü:
-10-20 kadar.
Komutan hemen emir erini çağırmış:
Oğlum bana hemen kırmızı gömleğimi getir.
Emir eri şaşırmış:
- Niçin komutanım?
Andrea Doria:
- Savaşırken yaralanacağız. Kan izi belli olmasın ve de askerlerin cesareti kırılmasın diye... Bu arada gözcüden yine ses gelmiş:
-Efendim 50 kadar oldular.
Andrea Doria heyecanlanmış ve emir erine tekrar seslenmiş:
-Gömleği boş ver. Sen bana kahverengi pantolonumu getir..
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:34 PM
Kara
Osmanlı döneminde, liman cüzdanını kaybeden kaptan yenisini çıkarmak için Liman Reisliği'ne gitmiş...
Memur başlamış sormaya:
"Adın ne?"
"Kara Ali!"
"Nerelisin?"
"Karabigalı!"
"Geminin adı ne?"
"Kara Yunus!"
"Nereden geliyorsun?"
"Karadeniz'den!"
"Yükün ne?"
"Karalahana!"
"Nereye gideceksin!"
"Karamürsel'e!"
Memur, ya sabır demiş:
"Dönüşte bizim limana uğrayacak mısın?
"Hayır. Orada gemiyi karaya çekeceğim, Karaman'da Karadağlı, Karamustafa'yı gördükten sonra, karadan Mekke - i Mükerreme'ye gidip, kara donlu Baytullah'a yüz süreceğim!"
Memur lahavle çekmiş:
"İnşallah oradan yüzünün akıyla dönersin!"
"Yüzümüz ak mı kara mı çıkar, bu ancak kara toprağa girdikten sonra belli olur!"
Memur dayanamamış:
"Zift mi kesildin be mübarek!
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:34 PM
Avukat
Sehrin hayirsever vakiflarindan birindeki çalisanlar sehrin en
basarili avukatindan henüz herhangi bir bagis almamis olduklarini fark
ettiler.
Bagis toplama görevindeki kisi avukati bagista bulunmasi için ikna etmeye çalisiyordu:
"-Arastirmalarimiza göre yillik geliriniz en az 500 000 dolar, ancak bugüne kadar hiç bir hayir isine bir kurus bagista bulunmamissiniz. O paranin bir kismini bir sekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?"
Avukat bir süre düsündü, sonra:
"-Önce, arastimalariniz annemin uzun bir hastaliktan sonra ölmek üzere oldugunu ve hastane masraflarinin onun yillik gelirinin bir kaç kat üstünde oldugunu da gösterdi mi?"
Görevli utandi:
"-Sey, hayir."
"-Sonra, kardesimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkum oldugunu?"
Görevli utancindan kipkirmizi kesilmis bir halde özür dilemeye çalisirken avukat onun sözünü kesti:
"-Ya da kizkardesimin kocasinin bir trafik kazasinda öldügünü ve onu üç çocuguyla bes parasiz biraktigini?"
Görevli yerin dibine geçmisti, sadece,
"-Hayir, hiç bir bilgim yoktu ..." diye mirildanabildi.
Avukat bir kez daha onun sözünü keserek devam etti:
"-Pekala, ben onlara zerre miktar para vermezken size niçin vereyim?"
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:34 PM
Karagümrüklü
Güzel bir bahar gününün sabahynda İETT şöförü garaja
gider, otobüsünü çalıştırır ve yola çıkar. Sorunsuz bir şekilde bir
duraktan diğerine ilerler.
Yolcularını alır, indirir. Derken; durağın birinde iri yarı, güçlü kuvvetli
ve oldukça tehlikeli görünüşe sahip bir adam otobüse biner. Şöföre sert bir
bakış fırlatır ve, Karagümrüklü bilet atmaz." diyerek arkadaki bir koltuğa
geçer ve oturur. Ertesi gün, ondan sonraki gün ve hergün aynı şey
tekrar olur. Karagümrüklü, aynı sözlerle ve aynı sert bakışlarla bilet atmadan
koltuğa geçip oturur. Bu durum otobüs şoföründe kompleks yaratmaya başlar.
Hat değiştirme dilekçesi de red edilince son çare olarak bir jimnastik
kursuna yazılır. Her akşam devam ettiği kursta; judo, karate, aikido ve
benzeri tüm dövüş teknikleri konusunda ihtisas yapar. Yazın sonlarına doğru,
kendine güveni olan iyi bir dövüş ustası haline gelmiştir. Kursları
bitirdiğinin ertesi günü tekrar otobüsüyle yola çıkar. Uzaktan,
Karagümrüklü'nün durakta beklediğini görür. Sinirini
gizlemeye çalışırken,
dişlerini gıcırdatarak otobüsün kapısını açar.
Karagümrüklü otobüse
biner, şöföre sert bir bakış fırlatır ve, Karagümrüklü bilet
atmaz." diyerek
ilerleyecekken tam o sırada, sıkı bir kavgaya hazır
olan şöför birden koluna
yapışır:
- Neden atmıyormuşsun??
Şöföre şaşkınlıkla bakan adam şöyle der:
- Karagümrüklü'nün mavi kartı var.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:34 PM
Kör Pilotlar
Yolcular uçağın yanında otobüsten
inmişler..Bavullarını gösteriyorlar. Bir
bakmışlar uçak şirketinin minibüsü yanlarında durmuş.
İçinden kaptan pilotla, yardımcı pilot inmişler...
Yolcular fena halde şaşırmışlar.. Nasıl şaşırmasınlar..
Kaptan pilotun elinde bir beyaz baston. Kolunda üç noktalı bant.. Yardımcı pilotun elinde bir *****
tasması.. Tasmanin ucunda bir *****..
Sağa sola çarparak öyle ilerliyorlar uçağa..
Günlerden 1 Nisan değil ama, "Şaka herhalde" demiş yolcular,
doluşmuşlar uçağa.. Uçak pistte hızla ilerlemeye başlamış.
Yolcuların gözleri camda. Uçak hızlanmış..
Yolcular endişelenmeye başlamışlar.. Ucak daha hızlanmış. Pistin sonu hızla yaklaşmaya başlamış..
Uçak iyice hızlanmış.. Bazı yolcular paniklemiş, dua etmeye
başlamışlar. Uçak son hıza ulaşmış.
Bu arada pistin sonuna da ulaşmış. 10 metre sonra betonun bitip çimlerin başladığını gören yolcular dehşet içinde
çığlığı basmışlar..
Tam o anda da kaptan pilot levyeyi sonuna kadar
çekmiş.. Uçak tam pist biterken tekerleklerini yerden kesmiş, havalanmış.
Kaptan pilot arkasına yaslanmış; derin bir nefes
almış ve yardımcı pilota dönmüş:
- Biliyor musun? Bir gün çığlık atmakta
gecikecekler ve hep birlikte öleceğiz!..."
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:34 PM
Motor
Dünyanın en ünlü kalp doktoru De Bakey'ın arabası bozulmuş, arabasını tamire ***ürmüş. Tamirci arabasının kaputunu açmış ve De Bakey'e dönerek:
- "Size birşey soracağım neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerde olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım!!. Söylesenize nasıl oluyorda siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?"
Bunun üzerine De Bakey tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş:
- "BUNLARIN HEPSİNİ MOTOR ÇALIŞIYORKEN YAPMAYI DENESENİZE!!!"
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:34 PM
Herkes Güverteye
Okyanusta büyük bir gemi hızla ilerliyorken, bir an gemi kaptanı herkesi güverteye çağırmış. Herkes güverteye toplanınca:
- "Size bir kötü bir de iyi haberim var" demiş. "Hangisi ile başlayayım?"
- "İyi olanla" demiş yolcular...
- "11 dalda oscar kazanacağız..."
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:34 PM
Melekler Uçar mı?
Anne kız konuşurlar. Küçük kız annesine sorar:
- Anne melekler uçar mi?
- Uçar.
- Bütün melekler mi?
- Evet.
- Peki bizim hizmetçi kız neden uçmuyor?
Annesi şaşırır:
- Hizmetçi neden uçacakmış kızım?
- Babam konusurken ona hep "Melegim!" diyor da.
Anne öfkeyle fırlar:
- Ya öyle mi, o halde az sonra hemen uçar.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:35 PM
Doktor
Hasta dahiliye uzmanına gider doktor hastayı soyar ve sadece dinleme aletiyle dinleyerek
- Nefes al bırak nefes al bırak diyerek muayeneyi tamamlar.
Hasta parayı çıkarır doktora uzarır
- Kokla-bırak,kokla,bırak..
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:35 PM
Papa
Amerika'ya gezmeye giden Papa, otelde sıkılmış ve şoföründen anahtarı alıp, limuziniyle dolaşmaya başlamış. Bir ara kırmızı ışıkta geçince polis durdurmuş. Memur bir bakmış ki arabayı Papa kullanıyor. Hemen telsizden âmirini aramış.
- Âmirim çok mühim birisini durdurdum, ne yapayım?
- Bill Gates'i mi?
- Hayır.
- Clinton'ı mı?
- Daha mühim...
- Daha mühim kim var?
- Valla âmirim, bilmiyorum ama, şoförlüğünü Papa yapıyor.
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:35 PM
Uçakla Geliyorum
Usame Bin Ladin Bush'a telefon etmiş, kendini tanıtıp, konuşmasına devam etmiş..
"Sayın Bush size iki haberim var,biri iyi bir kötü hangisini önce söylememi istersiniz?"
Bush :
- "Önce iyisini söyleyin "demiş.
Ladin:
- "Teslim olmaya karar verdim",
Bush :
"Pekii kotu haber ne?"
Ladin:
- "Uçakla geliyorum ...!!!"
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:36 PM
Doğum Günü
Çiçekçiye giren adamın kolunda sıyrıklar, sol gözünde bir morluk vardı.
- Bir düzine kırmızı gül istiyorum, dedi ve hemen ekledi. Karımın doğum günü için, tazesinden rica ediyorum.
Çiçekçi:
- Başüstüne, dedi. Hangi gün için?
Adam koluyla gözünü işaret etti:
- Dündü
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:36 PM
Kaç Etsin
Bir matematikçi, bir muhasebeci ve bir ekonomist aynı işe baş vururlar.
Görüşmeci matematikçiye sorar:
- "iki kere iki kaç eder?".
Matematikçi cevap verir:
- "Dört!".
Görüşmeci sorar:
- "Kesin dört mü?
Matematikçi kendinden emin cevaplar:
- "Evet, kesin dört!"
Matematikçi çıkar ve ekonomist odaya girer. Bu sefer görüşmeci aynı soruyu ekonomiste yöneltir. Ekonomist yanıtlar:
- "Ortalama dört eder, yüzde 10 aşağıya veya yukarı oynayabilir, ama ortalama dört eder!".
Ekonomistte de çıkar, muhasebeci odaya girer, aynı soru ona da sorulur.
Muhasebeci ayağa kalkar, kapıyı kilitler, panjurları indirir ve görüşmeciye yaklaşarak sorar:
- "Kaç etsin istersiniz?
__________________
F.S.Mehmet1453
08-29-2007, 07:36 PM
Amerikalı Mühendis
Kayseri'de yol çalışması yapılıyomuş. Köylüler eşeğin birini salıp geçtiği yerden yolu geçiriyolarmış. O sırada oradan geçmekte olan Amerikalı bir mühendis görmüş bunları.
Merak etmiş; gitmiş yanlarına.
-Merhaba dayı ne yapıyosunuz böyle? demiş.
Köylü
-Yol yapıyoz diye cevap vermiş.
-"E bu eşek ne" diye devam etmiş mühendis.
Köylü genel prosedürü şöyle bir anlatmış. Eşeğin yolun nerden geçeceğine karar verdiğini söylemiş.
Bizim Amerikalı mühendis yerlere yatmış gülmekten, öyle şey mi olur diye.
Alaycı bir tonla:
- "Eee demiş, eşek bulamıyınca napıyonuz?"
Köylü:
- "O zaman Amerika'dan mühendis getirtiyoz.
F.S.Mehmet1453
09-05-2007, 11:28 AM
uygun bulmazsanız hemen silelim
Bizim fransız alman ingiliz ve temel bu sefer trenle yolculuk ediyorlarmış. Tren fransadan geçerken bizim fransız başlamış anlatmaya. Arkadaşlar şimdi ben bir mektup zarfı alıcam üstüne annemin adını soyadını yazıcam ve o mektup anneme gidicek. Arkadaşları hadi leyn demiş öyle şey mi olur hiç, neyse harbiden de mektup annesine ulaşmış. Bu sefer tren almanya dan geçerken alman demiş ki şimdi sen seyret ben sadece üstüne annemin adını yazıcam mektuba ve annemin eline geçicek bu mektup. Harbiden de alman ınkide annesine gitmiş. İngiltere den geçerken de ingiliz ben demiş sadece annemin adının ve soyadının baş harfini yazarım anneme ulaşır. Dediği olmuş bizim ingiliz in herkes hayretle kalmış. Tren Trabzon yolundayken temel hemen atlamış olaya ha bakın şimdi ben bir zarf alıyorum elime ve zarfa tek kelime yazmadan anneme ulaştırıyorum. Herkes Temel le dalga geçmeye başlamış Temel bakın demiş şimdi. Tren çocukların yanından geçerken almış zarfı 2 parmağının arasına bağırmaya başlamış çocuklara bu kime bu kime... Çocuklarda hemen cevap vermiş ANANA ANANA
F.S.Mehmet1453
09-05-2007, 11:29 AM
Temel'in kayıt cihazına aldığı notlardan alıntılar
1. gün: Fare uzun süre labirentin içinde dolandı ama peyniri bulamadı .
-- İç güdüleri zayıf.
3. gün: Negatif. Sadece labirenti değil, odanın hemen her yerini aradı; tüm dolapları, çekmeceleri, kavanozları karıştırdı. Hatta bir tablonun arkasına ve ceplerime bile baktı.
-- Bu fare tam bir salak.
7. gün: En ufak bir ilerleme yok.Artık arama isteğini bile kaybetti, telefonla köşedeki büfeden iki karışık tost,bir ayran istemiş.
-- Zekadan böylesine yoksun oluşu deneylerimde yol almamı önlüyor.
18. gün: Zamanla becerilerini geliştirmesi lazımdı,ama sıfır! Bursa'dan aradı, "kaygılanmamamı, peyniri bulacağını" söyledi. Ona gittikçe peynirden uzaklaştığını anlatmaya çalıştım, ama dinlemedi.
-- Ciddi zeka problemi!
74. gün: Umutsuzluğa kapılıyorum; fare, henüz bir zeka belirtisi gösteremedi. En son Tibet'ten aradı, hayatın anlamı gibisinden birşey bulduğunu söyledi. Ama peyniri bulamamış ve artık umrunda da değilmiş.
-- Aptal hayvan! Hayallerimden ve kariyerimden geriye küflü peynirler kaldı.
93.gün: Labirentin içine koymayı unuttuğum içinfarenin peyniri bulamadığını farkettim.
F.S.Mehmet1453
09-05-2007, 11:29 AM
rakı ve almanlar
Karl ve Hans, Türklerin neden bu kadar rakıya düşkün olduklarını ve içerken ne hissettiklerini merak etmektedirler.
Konuyu araştırmak için İstanbul’a gelirler. Bir meyhane seçerek içeri girerler. Acemice etrafa bakındıktan sonra bir masaya oturarak yan masadakilerin söylediklerinin aynısını sipariş ederler. İlk kadehler bittikten sonra Hans Karl’a sorar;
Ne hissediyorsun?
Daha bir şey anlamadım. Devam edelim.
İkinci kadehten sonra Karl, Hans’a;
Nasıl gidiyor. Değişiklik var mı?
Hiçbir şey yok. Devam edelim.
Mezeler eşliğinde bir-iki kadeh daha içildikten sonra Hans tekrar sorar;
Ne hissediyorsun?
Karl ağırlaşan göz kapaklarını ağır ağır açarak;
Boşver şimdi ne hissettiğimi Hans, ne olacak bu Almanya’nın hâli?
F.S.Mehmet1453
09-05-2007, 11:30 AM
Bir matematikçi,bir muhasebeci ve bir ekonomist aynı işe başvurular.Görüşmeci matematikçiye sorar:”İki kere iki kaç eder?”
Matematikçi cevap verir:”Dört”
Görüşmeci sorar:”Kesin dört mü?”
Matematikçi kendinden emin cevaplar:”evet kesin dört”. Matematikçi çıkar ve ekonomist odaya girer.
Bu sefer görüşmeci aynı soruyu ekonomiste yöneltir. Ekonomist yanıtlar:”Yüzde 10 aşağı veya yukarı oynayabilir, ama ortalama dört eder!”
Ekonomist de çıkar, muhasebeci odaya girer, aynı soru ona sorulur.
Muhasebeci ayağa kalkar, kapıyı kilitler, panjurları indirir ve görüşmeciye yaklaşarak sorar:”Kaç etsin istersiniz!”
ƒяαмвυαz
09-05-2007, 11:37 AM
tşk..
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.