Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ZEHİRLEDİN...

Sinsi sinsi, yılan gibi
Girdin benim boş kalbime,
“Sevdim seni” diye diye
Zehirledin sevdan ile...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,07.12.2001, Saat: 00.32)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

DÜNYAM SENSİZ OLMAMALI...

B o n c u k b o n c u k t e r l i y o r u m
K a l b i m s a n a t u t u l a l ı,
A t e ş o l m u ş y a n ı y o r u m...
D ü n y a m s e n s i z o l m a m a l ı.

D a m a r l a r ı m d u y g u s e l i,
A ş k ı n i l e o l d u m d e l i,
U n u t a m a m s e v d i m s e n i...
D ü n y a m s e n s i z o l m a m a l ı.

D ü ş l e r g i b i ç ı k a g e l d i n,
Y ü r e ğ i m i a ş k l a ç e l d i n.
S e n m e l e k t e n d e g ü z e l d i n...
D ü n y a m s e n s i z o l m a m a l ı.

G ü l ü ş l e r i n b e n i s a r a r,
B a k ı ş l a r ı n o k l a r a t a r,
S i n e l e r i n f e n a y a k a r,
D ü n y a m s e n s i z o l m a m a l ı.

D u d a k l a r ı n k a r a d u t t u r,
S e n l e o l m a k s o n u m u t t u r,
Ö m ü r b o y u m u t l u l u k t u r,
D ü n y a m s e n s i z o l m a m a l ı.

D o n c u k b o n c u k t e r l i y o r u m
K a l b i m s a n a t u t u l a l ı,
A t e ş o l m u ş y a n ı y o r u m
D ü n y a m s e n s i z o l m a m a l ı.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,11.03.2001, Saat.02.09)
Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ÇIKMAZ SOKAKSIN.

Şu yorgun kalbimle vuruldum sana,
Sen çelik zırhınla benden uzaksın.
Bu aptal dünyayı yıkardım ama,
Sen, sensiz gönlümde çıkmaz sokaksın.

Falcının falında umut çıkmıyor,
Gözlerin sevdayla, aşkla bakmıyor,
Kollarım boş kaldı, cansız, sarmıyor
Sen, sensiz gönlümde çıkmaz sokaksın.

Yıllanmış ağacım meyve veremem,
Tazecik bahçenden gonca deremem,
Geç geldin dünyaya seni sevemem
Sen, sensiz gönlümde çıkmaz sokaksın.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,21.11.1998, Saat: 17.45)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

RUHLARINA FATİHA

Oktan kirpiklerle örtünen gözlerin
sevgi bombaları atar;
acımasız,
saldırgan,
davetkar...
Sanki,
yıldırım olur düşer,
tutuşturur,
yangınlar çıkarır
en suçsuz,
masum yüreklerde bile.
peş peşe...
Vurulan vurulur düşer,
ad konmamış topraklarda
kazılmamış mezarlara.
Hoş;
apansız yakalanır,
koşarak gider insan bile bile,
siper eder yüreğini
göğsünü gere gere...
Vurulur düşer
sevda denen
o kazılmamış, taşsız mezara.
Benim gibi,
vurulmuşların
ruhlarına fatiha!

Süleyman SAYLAN
İzmir-Selçuk (Yoncaköy) , 12.08.1999 saat: 01.22


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ZIRDELİ.

Kendin zırsın, aklın deli;
Zırdelisin sen zırdeli.
Coşar gönlün, akar seli;
Zırdelisin sen zırdeli.

Böyle geçer günler sanma,
Pişman olup sonra yanma,
Yanıp yanıp, kül de olma
Zırdelisin sen zırdeli.

Uçuk düşler sarmış seni,
Serde eser kavak yeli,
Çıtkırıldım, ince belli...
Zırdelisin sen zırdeli.

Fırıldaktan beter oldun,
Gördüğünle gider oldun,
Tomurcuktun, şimdi soldun
Zırdelisin sen zırdeli.

Ayakların yere bassın,
Heyecan duy, kalbin atsın,
Duyguların şaha kalksın
Zırdelisin sen zırdeli.

Böyle geçer günler sanma,
Pişman olup sonra yanma,
Yanıp yanıp, kül de olma
Zırdelisin sen zırdeli.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,15.03.1996, Saat: 01.15) Pop olarak bestelendi.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ZOR DA OLSA SENİ...

Sevda ateşini küllenmez sanma,
Elbet bir gün seni unutacağım.
Beni saran tatlı belasın amma;
Gönlümü sensiz de avutacağım,
Zor da olsa seni unutacağım.

Geçtiğim yollarda yolum olsan da,
Kalbimde solmayan gülüm olsan da,
Gözbebeklerimde hep taht kursan da;
Gönlümü sensiz de avutacağım,
Zor da olsa seni unutacağım.

Bütün düşlerimde görünüp durma,
Sen artık kendini boş yere yorma,
Sakın suçlu sanıp bana darılma...
Gönlümü sensiz de avutacağım,
Zor da olsa seni unutacağım.

Bir gün sen de sevip, kalpten yanarsan;
Aşkımı anlar da beni anarsan,
Teselli edecek bir dost ararsan;
Gönlünü onsuz da avutacaksın,
Zor da olsa onu unutacaksın.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,01.02.1994, Saat: 22.35) Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ADIMI OKUYACAKSIN...

Bütün yüreğimle,
Yıkarak kuralları
“Seni seviyorum! ” dedim,
Seni istediğimi söyledim
Geberesiye...
Utanmadım söylerken,
Kızarmadı yüzüm,
Onurlandım üstelik,
Kıvanç duydum
Seni sevdim diye.
Yüreğimi açtım sana
Sonsuza kadar;
Sevdalı gönlümde
Duygu tellerinden halı dokudum,
Evrendeki renklerden öte
Tanışılmamış renklerle,
Belki geçersin diye...

Ne
Sevdiğini söyleyip onurlandırdın beni,
Ne de
Reddederek umutsuz bıraktın yüreğimi.

Gün gelecek
Kararsız kararlarınla
Kararttığın umutlarımda
Boğulacaksın,
Pişmanlık duyacaksın
Belki
Beş para etmeyeninden...
Nerde hata yaptığını düşüneceksin,
Diz boyu pişmanlıklar saracak seni,
İşlediğin günahlara
Gömüleceksin...
Geri dönüp bakacak;
Koşacaksın peşinden
Belki
Benim değil ama,
Temiz,
Beklentisiz sevgimin.
Muradına erip beni bulacaksın
Sevda mezarlığında,
Yazıları silik bir mezar taşında
Adımı okuyacaksın.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,21.07.2001, Saat: 01.20)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SAKIN BANA “HAYIR! ” DEME.

Esir düştüm gözlerine,
Zincir vurdun sen kalbime.
Ömür boyu seveceğim,
Sakın bana “hayır! ” deme.

Bakışların sanki zıpkın,
Vurgun yedim inan vurgun.
Yorgun kalbim sana tutkun,
Sakın bana “hayır! ” deme.

Sen bir yaban çiçeğisin,
Gönlümde gül vereceksin,
Mutluluktan öleceksin,
Sakın bana “hayır! ” deme.

Bir kötüye kanma sakın,
Güller gibi solma sakın,
Sonra pişman olma sakın,
Sakın bana “hayır! ” deme.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,16.07.1999, Saat: 18.25) (İş bitiminde, servis otobüsünde)
(Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

OĞLUM ASKER OLDU, İŞTE GİDİYOR...

Davul güm, güm vurur, yüreğim dağlar,
Zurna ayrı telden, hüzünlü çalar,
Kardaşları gelmiş, içleri ağlar...
Davulla zurnayla yola çıkıyor,
Oğlum asker oldu, işte gidiyor...

Oğlumun düşleri kaldı döşekte,
Üç aylık bebesi uyur beşikte,
Gelinin gözyaşı bekler tetikte...
Davulla zurnayla yola çıkıyor,
Oğlum asker oldu, işte gidiyor...

Boyuyla posuna derim “maaşallah”,
Emanet ettiğim ey yüce Allah;
Kara haberleri gelmez inşallah...
Davulla zurnayla yola çıkıyor,
Oğlum asker oldu, işte gidiyor...

Süleyman SAYLAN
(İstanbul,28.11.1994, Saat: 00.30)
(Taksim Varan Otobüs Terminali asker uğurlama sırasında yazılmıştır.)
THM olarak bestelenmiştir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SENDE KALMASIN...

Yazdığım mektupları yak, kül et gitsin,
Fotograflarımı da yırtabilirsin.
Tek şeyimi geri ver, üzme ne olur;
Bu serseri yüreğim sen de kalmasın.

Düşlerim senin olsun, anılar senin,
Birlikte yaşanmamış ******* senin...
Ben aşksız terkedilmiş kırgın sevenim;
Bu serseri yüreğim sen de kalmasın.

Ben sana servetimi, sevdamı verdim,
Aşk bahçemden, aşk kokan gülleri derdim,
Sevmeyi hiç bilmeyen gönlüne girdim;
Bu serseri yüreğim sen de kalmasın.

Süleyman SAYLAN
(Ankara, 28.01.2000, Saat: 00.25) (Şarkı sözü olabilir. 7+5 ölçülüdür.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SENİNLE ÇEKİP GİTTİ...

Yüreğimde isyan var,
Bastıracak güç bitti.
Yaşatacak anılar
Seninle çekip gitti.

Dayanacak gücüm yok,
Sabredecek ömrüm yok,
Solmayacak gülüm yok
Seninle çekip gitti.

Sensiz gerçek kalmadı,
Yalanlar beni sardı.
Gönlümün son muradı
Seninle çekip gitti.

Ben olmuşum derbeder,
Yas tutuyor türküler,
Kalbimdeki sevgiler
Seninle çekip gitti.

Aşkı tarif edemem,
Sevgisiz de ölemem.
Benim sevgim, bir tanem
Seninle çekip gitti.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,09.08.2001, saat: 01.15) (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SEVGİ VERİN KUCAK KUCAK...

Deniz kadar dolu olsun,
Güneşlerden daha sıcak,
Çocuklar hep sevinç dolsun,
Sevgi verin kucak kucak...

Tarlalarda başak onlar,
Dallardaki çiçek onlar,
Sevilmekten hepsi anlar,
Sevgi verin kucak kucak...

Koparmayın fidanları,
Soldurmayın bu canları,
Ağlatmayın anaları,
Sevgi verin kucak kucak...

Biz onlarla çok mutluyuz,
Gelecekten umutluyuz,
Gülmezlerse biz suçluyuz,
Sevgi verin kucak kucak...

Süleyman Saylan
(Ankara,14.02.1996) (Çocuk şarkısı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ÇOCUKLAR OLMASA...

Çocuklar olmasa tadı olmazdı,
Yaşanmaz olurdu bu güzel evren.
Ağaçlar yeşermez, güller açmazdı,
Boşuna ağlardı yürekten seven.

Sevmeyi bilmeyen çocuğu bilmez,
Çocuk bu; ne ele, avuca gelmez,
Doğruyu, eğriyi, gerçeği görmez...
Başka aşk tanımaz çocuğu seven.

Yaşı büyüdükçe elbet öğrenir,
Boy verir, pos verir, hep ilerdedir,
Ne seni beğenir, ne de güvenir,
Olur üç gün sonra her şeyi bilen.

Baldan tatlıdır, sirkeden ekşi,
Hayatın hevesi, tuzu, neşesi...
Sabırla beslenir çocuk sevgisi,
Her şeye katlanır çocuğu seven.

Çocuklar olmasa tadı olmazdı,
Yaşanmaz olurdu bu güzel evren.
Ağaçlar yeşermez, güller açmazdı,
Boşuna ağlardı yürekten seven.

Süleyman SAYLAN
(KKTC -Dome Otel-,17.06.1998, Saat: 01.30)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

... AŞKIMIN ÜSTÜ KÜLLENDİ.

Sevda peteğimi aşkla doldurdum;
Tadına bakmadın yıllar tükendi,
Sevgimi boş yere savurup durdun,
Ne yazık aşkımın üstü küllendi.

Sen artık kaderin eline düştün;
Sevmeyi bilmeyen gönlün dellendi,
Saman aleviydin çok çabuk söndün,
Benim de aşkımın üstü küllendi.

Boşuna aradım gerçek seveni,
Sevmeyi bilenin nesli tükendi.
Öyle sevmiştim ki yürekten seni,
Ne yazık aşkımın üstü küllendi.

Üzülmek boşuna, seninle kördüm,
Şansını yitirdin, hepsi tükendi;
Seni ben mazimin kabrine gömdüm,
Benim de aşkımın üstü küllendi.

Süleyman SAYLAN
(Aydın, 23.05.1994, Saat: 21.15)
Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

BAŞLIKSIZ... ya da EMEKLER...

Ilgıt ılgıt yeller eser
Özgürce uçuşan başak sarısı saçlarında,
Şeytanca duran
Tatlı, suçsuz,
Nar çiçeği gülüşler dudaklarında;
Irgat yüreğimin yangınlarından
Arta kalan külleri tozar
Gökyüzürnün göklerine doğru...
Kırpışıp duran yıldızlar
Çıldırır hasetlerinden,
Sönük kalır yanında.
Ölümcül denizlerin derinlerinde
Bata çıka yaşar
Yaşanamamış bütün düşler,
Zengin sevgilerin
Çiçek çiçek açtığı sevdalar
Hep seni düşler...
Dizginlerini koparmış evrenin
Düşleyebildiğim her yerini
Güzelliğin süsler,
Eskimiş gibi duran tanıdık duygular
Buğulu bakışlarına
Doludizgin koşarken düşer,
Nasıl anlatabilirim bilemem ki;
Yetmez sözcükler seni anlatmaya,
E m e k l e r...

Süleyman SAYLAN
(Ankara, 31.01.2001, Saat; 11.05)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AŞK SANIĞI

Yüreğimde bir duygu petek, petek örüyor;
Baktığım her yerdesin, gözüm seni görüyor.
Sevgin güçlü, çığ gibi yuvarlanıp büyüyor..
Alevlerle sarıldım, dumansız bir yanığım,
“Aşık! ” diye horlanan, suçsuz ama sanığım.

Suçuma azmettiren; kır çiçeği gözlerin,
Beni baştan çıkaran; tatlı, yalan sözlerin.
İnan ki, yaktı beni, dudağında közlerin...
Alevlerle sarıldım, dumansız bir yanığım,
“Aşık! ” diye horlanan, suçsuz ama sanığım.

Bitsin artık bu dava, mahşere dek kalmasın;
Yüreğim kulun olup, huzuruna varmasın...
Suç dosyamı kaldırın, gözüm ona dalmasın.
Alevlerle sarıldım, dumansız bir yanığım,
“Aşık! ” diye horlanan, suçsuz ama sanığım.

Verin neyse cezamı, ölüm olsa çekerim,
Karşılıksız aşkımı tomurcukken gömerim.
Sensiz kalmak yetiyor, ben ölmüşten beterim...
Alevlerle sarıldım, dumansız bir yanığım,
“Aşık! ” diye horlanan, suçsuz ama sanığım.

Süleyman SAYLAN
(Ankara, 02.11.1990, Saat: 01.41)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ADINA EVLİLİLK DERLER.

Bu insanlar başlarına
İş açarlar, iş açarlar;
Onsekizine gelmeden
Evlilik düşü kurarlar.

Muradına erdim sanır,
Mutluluğu buldum sanır...
Tuzla şeker karışınca;
Sevgi biter, dırdır kalır.

Daha bir kaç yıl olmadan,
Birbirlerine doymadan,
Aşkları bir ürün verir;
Çocuk kokar buram, buram...

Yıllar hızla akıp gider,
Sökün eder bütün dertler;
Karı koca kavga eder,
Adına evlililk derler...

Süleyman SAYLAN
(Ankara, 25.06.1998, Saat: 18.20)
(İş bitimi servis otobüsünde yazıldı)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

BENİ ASIN ya da SEVİN...

Bir ok fırladı
Yaydan
Kirpik, kirpik,
Bir kör kurşun atıldı
Aydan
Bakış, bakış...
Deldi yüreğimi,
Kanattı.
Günahsızım diyemem,
Kucak açtı
Aşka susamış kurak yüreğim;
Bir damla aşk yağmuruna
Siper etti kendini.
Bu kör kurşun yağmurunda
Afalladı,
Kalakaldı...
Öldürmenin cezası
Bilirim,
İdamdır...
Beni asın;
Kirpiklerden fırlatılan okların
Önüne çıktım,
Aydan atılan kör kurşunlara
Deldirdim yüreğimi,
Öldürdüm...
Suçluyum;
Beni asın
Ya da sevin...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,16.12.2000, Saat: 01.45)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

DİZ BOYU...

Bitecekse;
Niye başlar aşklar,
Sevoalar
Anlamam ki? ! ...

Güneş neden batmak için doğar
Her gün yeniden? ..

Kokmayacaksa,
Sonunda kuruyacaksa
Neden açar çiçekler,
Neden kısacıktır yaşamları? ..

Bir anlık nefese,
Bir saniye fazla yaşamaya
Neden can atar insanlar? ..

Avuçlarımızın içinde
Hapis bir kuş gibi duran mutluluklarımızı
Tutuvermek varken,
Neden hep uçururuz
Bilemem.
Yüreğinin yaralanmasına,
Kanatlarının kırılmasına
İzin verip acımasızca,
Neden ararız
Yana yakıla
Yeniden? ..

Bir düşünsenize;
Aptallıklarımız diz boyu...

Süleyman SAYLAN
(Ankara, 01.08.2000, Saat:17.37)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

EVLİYİM BEN HÜZÜNLE...

Her mevsimde sevgiler sanki zehir soludu,
Bu ömrümü harcadım, nefes verdim, yetmedi.
Çiçeklerim açmadan birer birer kurudu...
Evliyim ben hüzünle, yıllar sürdü, bitmedi;
Öyle bağlı ki bana, 'BOŞOL' dedim gitmedi.

Gülmek nasip olmadı, sardı bütün acılar;
İlaç yazmaktan inan, doktorlar da bıktılar.
Yüreğim hep titredi, senin için, sızılar...
Evliyim ben hüzünle, yıllar sürdü, bitmedi;
Öyle bağlı ki bana, 'BOŞOL' dedim gitmedi.

Ne baharda, ne yazda, hiç hevesim kalmadı;
Yetim kaldı bağrımda, sevdam nefes almadı.
En çok sevdiğim bile hatırımı sormadı...
Evliyim ben hüzünle, yıllar sürdü, bitmedi;
Öyle bağlı ki bana, 'BOŞOL' dedim gitmedi.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,14.12.1993, Saat: 01.00) Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

KAÇ KAÇABİLİRSEN...

Sen gizem yüklü bir ÖZLEMSİN,
Bense; ÖZLEMİ SEVEN.
Sen gönül bahçemde açan bir GONCA GÜLSÜN,
Bense; GÜL DEREN.
Sen yaşanmamış bir AŞK ŞİİRİSİN,
Bense; MÜZMİN BİR DİZEN.
Sen sazların çalamadığı bir ŞARKISIN,
Bense; SAZA CAN VEREN...
Sen öldüren bir SEVDASIN,
Bense; SEVDANDAN ÖLEN.
Velhasıl;
Sen bitmeyen bir DÜNYASIN,
Bense; KÖLEN.
Kaç bakalım
K A Ç A B İ L İ R S E N...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,15.09.1993, Saat: 02.23)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

GİTGİDE BUZ BAĞLIYOR AŞKIMIZ...

Gitgide buz bağlıyor aşkımız.
Iradıkça gönüller,
Sevgiler sancıya dönüşüyor,
Tortular kemik bağlıyor,
Maddeleşiyor.
Soğuk düşler sarıyor,
Gül dikenleriyle yırtılan
Koyu, kör karanlık *******imi
Vinçten kollarıyla,
Ahtapot gibi,
Acımasız...
Sensiz girdiğim döşeklerde,
Yorgan diye sarındığım yalnızlığımla,
Çığa dönmüş kar yığınları örtüyor beni.
Yorgun,
Tükenmiş üzüntülerin sonsuzunda
Sızakalıyorum,
Ölmüş gibi...
Pörsümüş düşlerimde düştüğüm uçurumlarda
Tuzla buz olan aşk sarayımda,
Avuç içlerimden kayan aşkım
Can çekişiyor,
Arterleri felç olmuş bir yürekle...
Aylak suların süngüleri doğruluyor üzerime,
Pes ediyorum
Ve...
Çocukluğumun oyuncak yelkenlisi
Alıp götürüyor seni
Belirsizlere...
Ufuklarda yitiyorsun bir hiç gibi,
Kollarımın dermansız direnci büyüyor,
El bile sallayamadan
Bakakalıyorum.
Gitgide buz bağlıyor aşkımız,
K a h r o l u y o r u m...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,02.12.1993, Saat: 10.15)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

İLİKLERİME DEK...

Gecenin alacakaranlığına
Bir serinlik karışıyor,
Üstelik
Bir de sensizliğim gelince aklıma,
Titremeler alıyor beni,
Üşüyorum.
Yıldızlara bakıyorum;
Gökyüzünün berraklığında
Yanıyorlar ışıl ışıl;
Belli ki üşümüyorlar...
Gecenin sessizliğini bozan
Çırçır böceklerin sesi
Kır çiçeklerinin yaban kokularına karışıyor.
Seni düşünüyorum;
Burnumun direği sızlıyor
Kokuna özlemimden...
Kıyıya acımasızca vuran dalgalarından belli
Deniz kabarıyor,
İçi içine sığmıyor
Yüreğim gibi
Ya da;
Yalnızlıktan korkuyor
Benim gibi.
Üşümelerim depreme dönüşüyor,
Yıkıntılar arasında kalakalıyor
Yüreğim.
Ayı kucaklıyorum ısıtsın diye,
Çoban ateşlerine sığınıyorum
Gözlerimle...
Tutmuyorlar yerini,
Seni özlüyorum
İliklerime dek...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,20.07.2000, Saat: 22.55)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

DİLENCİSİ OLAYIM.

... Ve o gözlerimin önünde...
Kaldırın görüntülerini
Doğanın her yerinden,
Döndüğüm her yönde,
Baktığım her yerde
Onu görmeyeyim.
Ay aydınları anımsatmasın tenini,
Yüreğimin özlemine yeni özlemler katmasın
İmbat kokan saçlarının
Serin, serin uçuşan telleri...
Dönüşmesin her çiçek
Yüzünün gülücüklerine,
Çekiksi gözlerinden fırlayan bakışları,
Ok gibi dalmasın yüreğime,
Divit olup yazmasın burnu
Aczimin derinliğini...
Etli dudakları
Çarpışan iki güneşin arasında yakıp,
Eritmesin,
Kül etmesin
Beni.
Demir kafes gibi kapanmasın
Tutukluluğumun üzerine
Parmakları, elleri...
Sigaramın dumanında raksetmesin,
Yürümesin önümde serviler...
Kaldırın görüntülerini evrenin her yerinden;
Göre göre onu,
Göz göre göre
Ölmek istemiyorum.
Düşümde görmeye bile muhtaç olayım,
Özlemini çekeyim ölesiye,
Sesinin,
Nefesinin,
Saçının bir telinin
Dilencisi olayım...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,19-20.07.2000, Saat: 00.00)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

GÖZYAŞIMA BAKTINIZ...

Ben
Kaçışlarımı yaşarken
Evrenden,
Siz
En masum şeylere kulp taktınız,
Yakıştırmalar yaptınız...
İçin için ağlarken
Ben,
Siz
Gözyaşıma baktınız...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,27.07.2000, Saat: 23.42)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ÖLÜRÜM DAHA İYİ...

Anlamıyorum inan ki,
Anlamıyorum seni.
Hiçbir koşul koşmadım,
Hiçbir şey ibtemedim senden,
Hiçbir şey beklemedim.
Başka neden arama;
Seni ben karşılıksız sevdim...
Düşünmedim, düşünemem,
Seni seviyorum;
İşte bu kadar basit,
İşte bu kadar yalın,
Bu kadar hesapsız,
Art niyetsiz...
Sarhoş edici bir albeni buluyorum;
Art niyetsiz,
Yalın olan her şeyde
Ve sende...
Müthiş çekiyor beni,
Herhangi yalın bir şey...
Kuşkuya kapılma,
Anla beni;
Art niyetsiz,
Yalın sevdim ben seni...
'Yüreğindeki herkesi at,
Sevgini yalnız bana ver' demiyorum,
Soruyorum;
'Yüreğinde bana yer var mı? '...
Düşlerinden kopmanı,
Düzenini bozmanı,
Yalnız benim olmanı
İstemiyorum.
Hiçbir şey istemiyorum;
'Tek sevgili, tek eş',
'Yalnız benim ol! ...'
Kurallarından nefret ediyorum.
Seni yüreğimle,
Seni beynimle,
Seni bedenimle
S e v i y o r u m! ! ! ...

Kurallar ne kadar baskıcı,
Ne kadar ağır,
Ne kadar acımasız,
Ne kadar acı olursa olsun;
Hiçbir şey istemeden,
Hiçbir şey beklemeden,
Kural dinlemeden
Seviyorum seni.

Yalansa eğer;
Seviyormuş gibi yapamam,
Gülücükler dağıtamam
Acılar içindeyken,
Mutluluk satamam
Mutlu değilken.
Gerekirse ağlarım,
Gerekirse gülerim...
Topluma uymak için
Sahtekarlık yapamam,
Boğulamam diz boyu yalanlarda.

Avuçlarımın içinden kaçan,
Hem de
Bir daha gelmemek,
Bir daha dönmemek üzere uçup giden
Gençliğimin güvercinini,
O istemiyorsa eğer,
Kovalıyamam,
Yalanlarla çağıramam...
Bu yanılsamalarla bir yere varamam,
Varmaktansa;
Ölürüm daha iyi...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,10.12.1998, Saat: 15.00)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YARADAN...

Boyuna baktım,
Tamam.
Posuna baktım,
Tamam.
Düzgündü eli ayağı da...
Saçına, başına,
Yüzüne, gözüne baktım;
A d a m!
“Hikmetinden sual olunmaz”
Amma,
İnsanlık vermemiş
Y a r a d a n!

Süleyman SAYLAN
(Ankara,22.07.2001, Saat: 01.35)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AĞRIMA (GÜCÜME) GİDİYOR.

Boğazımda düğüm, düğüm hıçkırık...
Yorgun gözlerimde sel birikiyor.
Ağlamak isteyen yüreğim kırık;
Düşünmeğe bile değmezmişsin sen,
Senin için ağlamak ağrıma (gücüme) gidiyor.

İnsan sandım seni, sevdim yürekten,
Yüreğimi verdim, canı yürekten...
Şimdi nefret ettim senden, sevmekten;
Düşünmeğe bile değmezmişsin sen,
Senin için ağlamak ağrıma (gücüme) gidiyor.

Peteğimdin ama, sen bal değildin,
Taş olsan aşkımla inan erirdin...
Yazıklar olsun ki, seven kalbimdin.)
Düşünmeğe bile değmezmişsin sen,
Senin için ağlamak ağrıma (gücüme) gidiyor.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,04.02.1994, Saat: 22.07) Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AŞKIN ATEŞ OLMUŞ...

Gönlümde bir yara içten kanıyor,
Senden ayrılmayı yalan sanıyor,
Şaka yaptın, bir gün dönersin diye
Yüreğim boş yere hep aldanıyor,
Aşkın ateş olmuş bende yanıyor.

Ayrılığı bunca yıldır tatmadı,
Senden başkasına dönüp bakmadı,
Aşka gönül verdi, aşkla yanmadı...
Yüreğim boş yere hep aldanıyor,
Aşkın ateş olmuş bende yanıyor.

Siyah güller açtı gönül bahçemde,
Şarkılar hüzünlü, sazda, yarende...
Gönül dünyam zindan oldu sayende.
Yüreğim boş yere hep aldanıyor,
Aşkın ateş olmuş bende yanıyor.

Mutluluk kapını daima çalsın,
Yüreğin sevgiye doyunca kansın,
Talihin açılsın, kader utansın...
Yüreğim boş yere hep aldanıyor,
Aşkın ateş olmuş bende yanıyor.

Süleyman SAYLAN
Ankara,02.06.1993, Saat: 17.15


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AHHH (!) LAR YERDE KALMAZ İNŞALLAH...

Bir başak kadar olamadı boyumuz,
Hoyrat çıktı
Çevremizde esen rüzgarlar,
Acımasızdı,
Tarlalarda kalakaldık,
Kuruduk...
Ayakta kalmak için,
Dimdik durmak için
Kafa tuttuk haysiyetsiz *******e.
Hasret çektik,
Aşkıyla kavuracak tüm güneşlere...
Nafile yorulduk.
Uğradıklarımız bir yana;
Gördüğümüz haksızlıklar
Bizi kahretti,
Soysuzların yerine,
Utanmazların yerine
Biz utandık...
Başak başak uzattık ellerimizi
Hiç tanımadığımız,
Hiç görmediğimiz,
Bilmediğimiz dikenlere bile...
Beklentisiz, karşılıksız.
Dost edindik,
Dost kazandık,
Sayısız...
Yüreğimize söz geçiremedik,
Vicdansız olmayı
Beceremedik.
Nedense;
Gözümüzün üstünde kaşımız vardı bizim,
Kaşının üstünde gözü olan muteberlerden değildik,
Olamadık...
Hey gidi günler heey! .
Bu yaştan sonra dönmek,
Baş eğmek
Kahpelik olur insanlığımıza,
Alışmadık ki hiç
Yalakalığa...
İşte böyle bir dünyada
Biz adam olamadık,
Olanlara yuuuh! .
Pardan...
Helal olsun! ...
Diliyorum Allah'tan,
Bütün ah! lar,
Bütün ahlarım yerini bulsun.
Tek isteğim kaldı;
Görmeden ölmeyeyim,
Ah (!) ların yerini bulduğunu
İnşallah...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,29.01.2003, Saat: 01.48)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

BAKAR AĞLATIR.

Göz yaşlarım akar ha akar,
Kuruyan göz pınarlarımı
Çağlatır sanki.
Kirpikleri
Gönlüme batar ha batar,
Kanatır...
Öyle suçsuz bakar ki;
Üzer, ağlatır.
Dünyamı altüst eder bakışı bile,
Nasihat kar etmez
Yanan yüreğime;
Boşuna dil dökmeyin,
Sözler nafile...
Öyle ürkek bakar ki;
Yakar, ağlatır.
Titreyen bir heves
Yaşlanır kalbimde.
Çılgın yangınlar tutuşur
Hep içimde;
Aşkı tatmış gibiyim
Ahir ömrümde...
Öyle masum bakar ki:
Bakar, ağlatır.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,20.07.2001, Saat: 16.45)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

... BİTİ.

Ben çok sahtekarlar gördüm,
Düzenbazlar,
Üçkağıtçılar gördüm;
Hazımsız, altyapısız,
Kompleksli hıyarlar tanıdım
Kendini bir bok sanan...
Dipsiz, kökensiz
Kupkuru ağaçlardan,
Çiçeksiz, meyvesiz dallardan
Farkları olmayan...
Denizli horozu gibi
Ötüp ötüp de,
Yaralı parmağa bile işemeyen.
Attıklarında
Mangalda kül bırakmayan
İnsanlarla yaşadım,
Birlikte yaşamaya mecbur bırakıldım
Hak etmediğim halde.
Yüreksizler ordusunun
Kendini general sanan
Yalaka neferleriydi
Bu ********ler...
İnsanların insanlara
Taktıkları sıfatları duydum,
Yakıştırmaları bilirim,
Evrende yaşayan
Her türlü karaktersizi tanıdım,
Yakıştırılan sıfatları ezberledim
Ama;
Sana tanım bulamadım
... biti...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,29.04.2000, Saat: 00.55)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

TÜKETTİK

Evrene doğduğumuzdan beri
Neyi tüketmedik ki!
Yıllarımız tükettik bir bir;
Çocukluğumuzu tükettik ilkin...
Arasak,
Anılarda bulabilin miyiz bilmem,
Çocukluk aşkımızın ilk heyecanını?
Kaç atardı damarlarımızda kan,
Kaç vururdu yürek kıpırtılarımız?
Tükettik sevdalarımızı,
Sızılarımızı,
Sahte gülücüklerle süslediğimiz
Acılarımızı.
Tadını tatmadığımız sevgilerimizi,
Elini tutmadığımız sevgililerimizi,
Umut bağladığımız umutsuz aşklarımızı
Tükettik.
Hep yaralandık yüreğimizden;
Yaralarımızı tükettik.
Yüreğimizi de...
Sağlığımızı tüketip hastalandık,
Sonra
Hastalıklarımızı tükettik.
Bir de baktık ki;
Tüketmişiz gençliğimizi bile.
Aç kurtlar gibi saldırdık düşlerimize,
Düşlerimizi tükettik.
Tükete tükete anladık sonunda,
Ömrümüzü tüketmişiz...
Ama,
Bir şeyi tüketemedik,
Tüketmeyi.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,16.07.1999, Saat: 18.45)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

UTANSANA

Adama bak
Böbür böbür böbürleniyor,
Kasım kasım kasılıyor;
Çorabı elli milyonmuş adamın,
Kravatı da öyle...
Yüz milyonluktan aşağı gömlek,
Milyarlıktan aşağı takım giymezmiş.
Ne demekse;
Pabuçları da İtalya'dan gelirmiş...
Zavallım
Bunlarla insan olunur sanıyor,
Terör kusuyor
Çevresine.
Dibi yok,
Kökeni yok,
Gövdesi, dalı,
Yaprağı, meyvesi yok...
Aşamamış kendini,
Cahil.
Bunlarla örtüyor komplekslerini,
Bakmıyor kökenine,
Nereden geldiğine...
Senin gömlek paranla
Ev geçindiriyor insanlar
Bu memlekette.
Utansana,
Sevineceğine.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,22.07.2001, Saat: 01.15)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

PAZAR OLA...

Adaletin bir terazisi varmış
Bir zamanlar,
Evvel zaman içinde.
Çok hassas tartarmış...
Gide gide pazara düşmüş
Bizim terazi,
Pazarcının elire.
İşin içine girince pazarcı,
Hile karışmış bizim teraziye.
Sütüne kalmış;
Tek tük doğru tartsa da,
Çoğunda eksik tartmaya alışmış
Bizim pazarcı.
Dedim ya sütüne kalmış...
Cüzdan vicdanı yenmiş,
Rüşvet adaleti satın almış
Bizim pazarcının elinde.
Haklının hakkı da
Allah'a kalmış...
Terazinin günahı ne?
Kabahat pazarcıda.
Haydi bakalım
Pazar ola...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,23.07.2001, Saat: 01.07)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

NEYE YARAR Kİ? ...

Çok dağıldım son günlerde;
Göre göre,
Duya duya insansızlıkları
Yaralar açıldı yüreğimde.
Dağıttığım sevgi kırıntılarını toplasalardı,
Deprem olurdu evrende,
Sevgilerimin şiddetinden...
Ama gel gör ki;
Sevgi görmedim karşılığında
Tanrı'nın aciz kullarından.
Öğrenmemişlerdi sevgiyi,
Kırıntısı yoktu yüreklerinde.
Yaşamları nakitti,
Girememişlerdi duygu evrenine.
Sorarsanız;
'İyi yaşıyoruz, mutluyuz' derler,
Yalan söylerler
Yalan.
Duygusuz yaşam
Yaşam olamaz ki.
Ürün vermeyen toprak,
Meyve vermeyen ağaç,
Çocuksuz kadın
Kısırdır, çoraktır,
Neye yarar ki? ...
Bu dünyaya bir daha gelirsem,
Namerdim,
Dünya sizin olsun.

Süleyman SAYLAN
(Ankara-İstanbul yataklı tren restoranı-Eskişehir,17.11.2001, Saat: 23.35)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SABAH OLURSA...

Baykuş sesidir sanma
Geceyi yırtan,
Kör karanlıklara kafa tutan
Hasretimin çığlığıdır...
Yalnızlığımın siren sesleri
Gözleri tırmalar,
Sabaha kadar.
Yüreğimin fırtınaları
Öldürücü dalgalar koparır
Sevda denizinde.
Sevgiyi oyuncak sanan gemiler
Batarlar birer birer.
Yıkılır
Kumsaldaki kumdan evler,
Kırılır
Sevgiyle kurulmuş sırça saraylar...
Yüreğim isyan eder
Susadığı sevgilerin güçsüzlüğüne,
Acizliğine,
Umduğu sevgilerin hiçliğine.
Ey
Dünyanın sevgilerini sunduğum
Biriciğim,
Yangınlarımda boy veren,
Sevda kokan nar çiçeğim.
Yalnızlıklarımın perisi,
Prensesim.
Az kaldı sabaha,
Gece can çekişiyor...
Sabah olursa,
İstemem seni.

Süleyman SAYLAN
(İstanbul-Ankara yataklı treni,25.11.2001, Saat: 02.22)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SEN BARİ MUTLU OL...

Anlatamam;
Gücü tükendi sözcüklerin,
Sürüngenden beter oldu,
Sustu kalemim.
Duyguları çekildi,
Külçe gibi bedenim,
Ölümcül hasta...
Sanki,
Dünya çöktü üstüme;
Sensizlik dünyası...
Sensiz boğuluyorum.
Ölü müyüm, sağ mıyım belli değil.
Yüreğimi ayrık otu gibi saran
Duygular avare
Ve sefil.
Sensizlik,
Umutlarımı yiyen obur bir fil
Sanki...
Hava tükendi,
Şimdi ben zehir soluyorum,
Can veriyorum.
İçimdeki ateşine yağan kar
Bıkmadı inadından;
Buz dağlarının altında kaldım.
Buzların bile söndüremediği
Ateşinin acısıyla
Yaşaya yaşaya
Ölüyorum...
Sen bari mutlu ol.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,20.01.1988, Saat: 00.15)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ÖMÜR BOYU

Bir gece sürecek bir aşk
Aşk değildir...
Aşk dediğin
Ömür boyu sürmelidir.
Var mısın benimle,
Bir ömür sürecek
Aşka? ! ..
.
Süleyman SAYLAN
(Ankara,09.08.2001, Saat: 00.33)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SÖZ GEÇİREMEMEK

Hissetmek var ya
Hissetmek;
Taa derinlerde,
Belirsiz bir yerde,
Yüreğinde,
Yüreğinin inlerinde...
Aşk odur işte,
Yüreğine söz geçirememek...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,09.08.2001, Saat: 00.42)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

UTANILACAK...

Gözlerimin içine bak;
Utanma,
Söyle...
Sevgi
Utanılacak bir şey
Değildir.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,09.08.2001, Saat: 00.50)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

UTANMAZLAR...

Sıkıntılarını biriktiriyor yüreğim
Karanlık ******* gibi;
En karasından, en okkalısından...
Yağmur öncelerinin
Sıkıntılı bulutları boğazlıyor
Sanki
Yüreğimi.
Son aydınlıklar
Göç ediyor başka diyarlara,
Göçmen kuşların kanatlarında.
Dalıp dalıp gidiyor gözlerim
Boşluklara,
Bir çoban ateşinin özlemiyle...
Ateş böcekleri bile terkediyor
Yüreğimin evrenini,
Tutsak bırakıyor beni
Karanlıklara.
Sık somak ediliyorum
Ağlamaklı...
Ne kaldı yaşamda
Ya da ne bıraktılar? ..
Değersizlik değer oldu,
Erdemsizlik erdem.
Utanmak neydi unuttular,
Utanmazlar...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,12.08.2001, Saat: 23.02)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

KISKANMAKTAN BENİ SEVEMEDİN Kİ...

Dünyanın yükünü çekmeye geldin;
Dertler tükenmez hiç, bilemedin ki...
Ben seni yürekten sevmek istedim,
Kıskanmaktan beni sevemedin ki...

Armudun sapı var, üzümün çöpü
Diyerek günlerin oldu dert küpü,
Üstelik, şüpheler sardı ömrünü...
Kıskanmaktan beni sevemedin ki...

Bakarlar saçımın bir tek teline,
Kıskanır da üzersin diye;
Sevmemeye yemin ettim bin kerre...
Kıskanmaktan beni sevemedin ki...

Olmuyor sevgisiz, sensiz olmuyor;
Damarlarım sustu, sanki vurmuyor.
Kıskansan da, gönlüm sensiz durmuyor.
Kıskanmaktan beni sevemedin ki...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,05.08.1993, Saat: 13.05) (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

DİKENLERİN BATAR DİYE...

Dikenlerin batar diye
Koklayamam sanma sakın...
Yılda bir kez açsan bile,
Sen gönlümde solacaksın.

Düş dünyamın sevgilisi,
Vazgeçilmez aşk perisi...
Denizlere akar gibi
Yüreğime dolacaksın.

Baş döndüren kokun ile
Sineceksin benliğime...
Sen göğsünü gere gere,
Beni esir alacaksın.

Yüreğimde kök salacak,
Sevdam ile sulanacak,
Bin bir renkli gül açacak...
Yediveren olacaksın.

Dikenlerin batar diye
Koklayamam sanma sakın...
Yılda bir kez açsan bile,
Sen gönlümde solacaksın.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,03.01.2002, Saat: 01.07)
(Şarkı sözü olarak yazılmış ve bestelenmiştir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YAMAN VURDUN!

Yaman vurdun beni sen, Ah! Yaman
BAĞRIMDAN,
Can çekildi sessizce, damarımdan,
KANIMDAN,
Seni öyle çok sevdim ki; candan,
CANIMDAN,
Gözlerimden damla damla aksan
HASRETSİN,
Hasretimde burcu burcu tütsen
YETERSİN...
İçimde çıkardığın yangınla kül ettin,
KAHRETTİN,
'Seni sevmedim' deme sakın, sen
KADERSİN...
Çılgın bir sevdaya tutulmuşum, delice,
ÇILGINIM,
Sakın sevemem sanma seni, ben
YILGINIM,
Anlatamam, öyle zor geçti ki
YILLARIM,
Sen yanımdasın, kanımdasın ama;
YALNIZIM,
YALNIZIM...

Süleyman SAYLAN
(Ankara, REAL Bar, 01.04.1995, Saat: 01.05)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

RAKI BEYAZI...

Bir tek beyaz tanırım,
Rakı beyazı...
Ya da
Sevgilinin teni.
Kirletmeye korkarım,
Düşüncelerle kirletilmiş olsam bile,
Bu iki beyazı.
Çevrede
Kalmadı beyaz,
Kirletildiler umursamazca,
Sorumsuzca.
İşte bu yüzdendir kaygım,
İşte bu yüzdendir
Bu iki beyaza saygım.
Kir taşıyan hiçbir şeyi,
Elimde değil
Sevmedim, sevemedim,
Sevenleri de lanetledim.
Lanetlenmiş bir evrende,
Kirletilmemiş beyazlar istiyorum,
İşte bu yüzden
İki beyazı seviyorum;
Rakı beyazını,
Bir de sevgilinin tenini...
Kirletilemeyecekleri için.

Süleyman SAYLAN
(İstanbul, SELVİ Restoran-Ocakbaşı,
23.11.2001, Saat: 22.10)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AŞAMADIM Kİ...

Ben de,
Ben de aşk şiirleri yazmak isterdim;
Yağmurlara gebe bulutlar gibi
Duygularımı yükleyerek
Mısralarıma.
Ben de,
Ben de kucaklamak, kanmak isterdim;
Kucağında uyuyarak
Sabahlara dek
Sevgililerime.
Ben de,
Ben de yaşamak isterdim;
Her rengine aşık olduğum,
Doyamadığım,
Seyrine bile kıyamadığım
Doğanın göbeğinde,
Sorumsuzca,
Zevt içinde, sefa içinde,
Villalarda.
Ben de,
Ben de zengin olmak isterdim;
Hatırım sayılırdı (!) çevremde,
Her yerde,
Bin bir pislik içinde,
Bir sürü itim de peşimde...
İnsanlığımı aşamadım ki.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,05.01.2002, Saat: 01.28)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

GERİ İSTİYORUM

Denize fırlatılmış bir sigara izmariti gibiyim;
SOYULUYORUM,
Yaban bir duygunun, düştüm hoyrat ellerine;
KAVRULUYORUM,
Süt liman sanıp, açıldığım düşler evreninde;
YORULUYORUM,
Gözlerinin rengi sandığım kadar mavi değilmiş;
DURULUYORUM,
Karadeniz hiç kalır, gözlerinin hırçın denizinde;
BOĞULUYORUM,
Başıboş bir sandal gibi, çarpa çarpa kıyıya;
KIRILIYORUM,
Sonbahar yaprağı gibiyim; bir o yana, bir bu yana
SAVRULUYORUM,
Hasretim dünyanın göbeğindeki lavlara;
DONUYORUM,
Artık bukelamuna dönen tüm insanlardan;
NEFRET EDİYORUM,
Yitirdiğim, en ilkel özgürlüklerimi bile
GERİ İSTİYORUM...

Süleyman SAYLAN
(İstanbul,25.06.1989, Saat: 10.00)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SEN
Sen
Gül değil,
Gülşensin.
Bu çorak yüreğime
Aşkı ekensin.

Süleyman SAYLAN
(Ankara, Fi tarihi)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AŞK MERDİVENİ

Hayak öyle zor ki;
Bıktım artık
Basamakları kırık,
Küf kokulu,
Çürük merdivenlerini tırmanmaktan.
Utanmasam ağlarım;
Yüreksiz yüreğimde boğulan,
Sevgisiz sevgilerime...
Yalan;
Güvercin kanadındaki sevgi,
İki kişinin birlikteliği yalan.
Yalan vallah,
Billah yalan;
İki gönül bir olunca,
Samanlığın seyran olduğu yalan.

Çocukluğum geliyor aklıma hep;
O,
Sorumsuzlukların doruğunda,
İlkel bile olsa,
Çırılçıplak özgürlüğüm...
Çıktığım ceviz ağaçlarında,
Kelek çaldığım bostan tarlalarında
Çocukluğum geliyor aklıma hep;
Yalınayak...
Donsuz...

Yaşlanıyor muyum ne;
Kaçıncı kırık basamağındayım yaşamın?
Kaç basamak tırmandım ben,
Daha kaç basamak tırmanacağım
Zindan körlüğünde?
Belli değil...

Depreme dönecek diye beklediğim
Yürek kıpırtılarım,
Sızı gibi kalan üç, beş sevginin kırıntıları,
Ve
Pörsümüş duygularım...
Yüreğim çartı, çarptı da;
Aşk kapımı çalmadı hiç.
Hoş;
Aşk var mıdır, tartışılır ya...
Tatmadım aşkı,
Merdiveninde yürümedim.
Hep o yüzdendir;
Aşk merdivenini çiçeklere verdim,
Sevmesini bilenler tırmansın diye.
Yaşım kırkbeşi geçti,
Ben beceremedim.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,16.09.1991, Saat: 00.20)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

... Kİ EĞER VARSAN (?)

Tanrım!
- Ki eğer varsan (?)
Bu denli adaletsiz olamazsın;
Bir yanda toklar,
Bir yanda açlar
Yaşarken...

Tanrım!
- Ki eğer varsan (?)
Bu denli umursamaz olamazsın;
Bir yanda mutlular,
Bir yanda mutsuzlar
Yaşarken...

Tanrım!
- Ki eğer varsan (?)
Bu denli güçsüz olamazsın;
Bir yanda sana tapanlar,
Bir yanda kafa tutanlar
Yaşarken...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,20.12.1971, Saat: 03.23)


Süleyman Saylan