Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Sadi Saçak


GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:23 PM
Adı Derya'ydı
Bir akşamüstü girdi hayatıma,
Saçları siyahtı,
Gözleri de...

Bir akşamüstü çıktı hayatımdan,
Saçları sarıydı,
Benzi de...

Bir dönem geçti hayatımdan,
Adı Derya'dı...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:24 PM
Aklına Gelince
Yıldızların senden saklandığı bir gece vakti,
Başını hafif yana düşürüp bakarsın gökyüzüne,
Görünen sadece kapkara bir boşluktur,
Bir hüzün uykusu,
Bir umutsuzluk...

Yoktur daha dün yanında olanlar,
Şimdi onlar hatıranda bir film şerididir,
Bir gün yine yanında olacaklarına inanamıyorsun,
Buna inanmak canını acıtıyor çünkü,
Sadece,
Sadece ince, derin ve uzun soluyorsun...

Söz vermişlerdi sana evet,
Ama hatırlamıyorlar,
İnkâr ediyorlar,
Hatta yalan söylüyorlar...

Her şey bir tarafta durur ama,
Sen koyamıyorsun kalbini bir yana,
Bir de anıları,
Bir de hatıraları...

Ve herkesten habersiz bir şafak vaktinde,
Şu poğaça almaya çıktığın saatlerde,
Gidersin!
O aklına gelince...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:24 PM
Akşam Olunca Geleceğim
Akşam olunca yine geleceğim sana,
Ellerimde bir tutam umut,
Gözlerimde ilk günkü heyecan,
Yanağımda ilk öpücüğünün izi olacak.

Akşam olunca geleceğim sana,
Sen bile beklemezken beni,
Tam pijamalarını giyip yatağa girmişken,
Tam uyuyacakken geleceğim sessizce,
Belki ilk bakışta göremeyeceksin beni,
Küçük bir gölge diyeceksin gelişime.
Unutman normaldir beni, şaşırmam,
Telaşlanma; hatırlamazsan da alınmam.

Bir akşam geleceğim sana,
Usulca!
Ertesi gün öldüğümü duyunca şaşıracaksın...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:24 PM
Agora Havası
Nerede kaldı o bekleyiş?
Nereye gitti hayalin?
Son bulmaz mı acep bu tükeniş?
Hangi şarkıyla diner kederim?

Kim derdi düşeceksin bu hâle?
Kim görürdü önceden bendeki bu cismi?
Uzaklardan bir ses duyuyorum sessizce;
Diyor ki: 'Sen artık yoksun Sadi...'


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:24 PM
Akşama Doğru
Akşam yaklaşıyor yine,
Benim içimde inceden bir burukluk.
Ne bir yüz var tebessüm eden yüzüme,
Anlaşılan bu akşam da saracak umutsuzluk...

Oysa böyle miydim ben düne kadar?
Sevdiklerim vardı yanımda,
Beni sevdiğini söyleyenler dünya kadar.
Bir de sonradan vefasız çıkanlar vardı,
Onlar da hep yanımdalardı...

Suskun ve durgunum bu akşamüstü,
Hiçbir söz çıkmıyor dudaklarımdan.
Nasıl çıksın?
Daha dün canım diyenler,
Birer birer ayrıldı şimdi yanımdan.
Ne yapsam da olmuyor, kanmıyor ruhum,
Ruhum ki birden yok olacak sanıyorum.

Ses yok,
Söz yok,
Duygu yok bu akşam da.
Sanki beni küstürmek istiyorlar hayata.
O bana söz verenler,
Yemin edenler yok,
Hepsi şimdi veda ettiler bana.

Akşam yaklaşıyor, yalnızım,
Bir de sevenlerim yok yanımda,
Bir başımayım...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:24 PM
Anılmak
Daha cesur hissediyor insan kendisini,
Hatırlandığını ve sevildiğini bilince,
Bunu görünce,
Daha güçlü hissediyor kendisini,
Daha mutlu ve kendinden emin hissediyor...

Hayat denen şey bir filme benziyor,
Bazen entrika, bazen komedi ve bazen korku doluyor,
Fakat en çok şekillendiren bu filmi,
Ona bakış tarzımız oluyor.
Çünkü hayat denen şey,
Kendinden güçlülere boyun eğip, güçsüzleri eziyor.

İşte insan güçlü ve cesur olmak için,
Bazı şeylere ihtiyaç duyuyor,
Bunların başında ve ilk sırada,
Hatırlanmak ve unutulmamak geliyor.

Ölüp giden binlerce insan var ki;
Kafalardan silinmemiş hiç birisi!
Hepsi yaşıyor hâlâ kalplerde,
Çünkü bırakmışlar silinmez bir iz yeryüzünde!

Er kişi bu izi bütün yüreklere kazımalı,
Ki hayat son nefesle kapanmamalı...

Kimi sevabıyla, kimi günahıyla,
Kimi yazdığı iki satır yazıyla,
Kimi sevdasıyla kimi aşkıyla,
Kimi sözüyle, kimi bestesiyle,
Birisi edasıyla, birisi işvesiyle,
Öbürü felsefesiyle, diğeri yaşamıyla,
Başkası duruşuyla, yanındaki vuruşuyla,
Asker olan kahramanlığıyla, aşık olan sazıyla
Tanınıyor ve unutulmuyor yüreklerden,
Yaşamak dediğin de hatırlanmak değil mi zaten?

Bunca kişi yaşıyor gönüllerde ama,
Ya bu dizeleri karalayan Sadi ne olacak?
Ecel denen şarabı yudumladıktan sonra,
Dünya üzerinden gidişiyle zihinlerden de mi kalkacak?

Her kişi diler anılmayı ebedi,
Anılmak ruhların ödülüdür bir nevi,
Unutulmaz derler aşk ile sevgi,
Acaba böyle seven bir tek kişi var mı Sadi`yi?


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:24 PM
Arkadaş
Gece olunca insan susuyor,
İçine kapanıyor, değil mi arkadaş?
Hele kışsa hepten soluyor,
Bütün umutlar da bitiyor be arkadaş.

Anılar geliyor gözlerin önüne,
Büyüdükçe büyüyor inat geceye,
Gözlerin de hafiften nemlenince,
Yüreğin burkuluyor, kanıyor be arkadaş.

Derdimi kime açsam diyorsun,
Çevrende bir tebessüm arıyorsun,
Bulamayınca yine kendine dönüyorsun,
Çaresiz ağlıyorsun, hem de kan arkadaş.

Sence bitmeyecek bu çile asla,
Kimbilir nasıl veda edeceksin hayata,
Nihayet gireceksin sen de bir mezara,
Elbet bulunur bir metre toprak
Dert etme arkadaş.


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:24 PM
Artık Koymuyor
Eskisi kadar üzülmüyorum artık,
Eskisi kadar kederlenmiyorum.
Çok boğarsa İstanbul beni,
Başımı çevirim geceye bakıyorum.

Zor oldu alışmak,
Hem de çok zor!
Gördükçe içim kanıyordu,
Baktıkça ciğerim yanıyordu,
Hep çekerim sanıyordum bu çileyi,
Ama çok şükür kalp yarası,
Kendi kendini imha ediyordu.

Başımı duvarlara vururdum yılmadan,
Başka türlü çünkü atamıyordum bu ıstırabı hayatımdan,
Gece ayrı,
Gündüz ayrı çekiyordum karalığı!
Kimse de bilmiyordu bunu,
Tektim...

Bakanlar anlamıyordu yüzüme,
Öğrenmiştim çünkü yalandan gülümsemeyi,
Ve soranlara hep bilinen yalan olan,
'İyiyim'i söylemeyi...

İlk sıralar umutsuzdum,
Ama şimdi yalan da olsa biraz mutluyum,
Kendimi kandırıyorum belki,
Belki eskisinden daha da mutsuzum,
Ama olsun!
Güzel düşler acı gerçeklerden daha mutlu ediyor.

Şimdi artık hiç kimseyi istemiyorum,
Ne sevmek istiyorum ne de sevilmek!
Sadece bu alıştığım yalnızla yaşlanmak istiyorum!

Ey bu zamana kadar bana düşman olanlar;
Sakın bundan sonra beni sevmeye kalkmayın...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:24 PM
Artık Yeter
Bir buçuk sene bir gün gibi geçti,
Oysa o zamanlar bir tek gün bile geçmezdi,
Gündüzüm loş bir dört duvarın,
Gecemse o soğuk ve lanet yatağın içinde geçerdi.

Uyanmak istemezdim, uyanmazdım.
Hiçbir şeyi doğru düzgün yapmadım.
Hiçbir şey beklemezdim, bir şey ummazdım.
Hayatı bile nedense anlamazdım.

İnsanlardan kaçardım, kimseyi istemezdim,
Bana deli olanları bile hiç görmezdim,
Herkes bence aynıydı, kimseye güvenmezdim,
Mutluluğun ve huzurun esamesini bilmezdim.

Şimdi ben hâlâ o günleri hatırlıyorum,
Nerede 'Derya' adını duysam sendeliyorum,
Gözlerim ufka, Ufku umutlarıma çakıyorum,
Derya`dan sonra ben hâlâ kimseye güvenmiyorum...

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:24 PM
Aşkın Kokusu
Ben ne zaman sahilde yürüsem,
Aklıma 'o' aşk gelir.
O esmer, o narin, o nazlı kız,
Gözlerimin önünde beliriverir.

Ben ne zaman sahilde yürüsem,
Yeni pişen taze balık kokusu duyarım,
Az ilerdeki tekne balıkçılarından gelen.
O kokuyu duydukça da,
Ay çehreli, güneş tenli o kızı düşlerim.

Onunla da yürümüştük sahilde,
Çok zaman önce!
Hatırlıyor mudur şimdi bilmiyorum,
Aklında mıdır benim gülüşüm,
Hatırında mıdır acaba onu ilk öpüşüm,
Ve bir de bana verdiği sözlerle, ettiği yeminler,
Fikrinde midir ola ki şimdi?
Yoksa unutmuş mudur zamanında söz verdiği,
Bir koca ömrü benimle geçirmeyi,
Şu yalancı hayata benimle anlam vermeyi,
Beni kalbinden hiç silmemeyi,
Hatırlıyor mudur acaba bütün bunları,
Ki bunların hiç biri aklımdan çıkmadı.

Kişioğlu çiğ süt emse de doğduğunda,
Bir damla vefa olmaz mı ki ruhunda?
Hep böyle unutulur mu tüm yaşananlar?
Ahde vefa denen şeyi hiç bilmez mi şu insanlar?

Ben ne zaman Haliç'te yürüsem aşkın kokusunu duyarım,
Ne zaman uzaktan mavi köprüyü izlesem,
Bir balıkçının önünden geçsem,
Ne zaman yeşil bir otobüse binsem,
Aşkın kokusuyla karşılaşırım.


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:24 PM
Bana Bir Şey Söyle
Bana bir şey söyle Aylin,
İster taştan, topraktan olsun,
İçinde suskunluğun haykırışıyla,
Bir de ferahlamanın rahatlığı olsun!

Bana bir şeyler söyle Aylin,
Yağmur damlasının toprağa vefası gibi olsun,
Öyle sadık ve samimi,
Öyle içten ve derin olsun!

Hadi Aylin, durma,
Bir şeyler anlat bana...

Bir parça bulut olsun anlattıklarında,
Biraz da kar tanesi,
Ve bir sevda olsun meleklerin kanadından çalınan,
Az bir şey de sevda olsun!

İstemeye hakkım var mı bilmiyorum sevdayı,
Olmasa da anlat sen kimselere belli etmeden,
Bilmeseler de olur sevdayı aradığım kişiler,
Sevdaya bu kadar aç olduğumu...

Etrafımda insanlar var Aylin!
Çok insan var hem de...
Ama bunlar değil,
Bunlar olamaz beklediklerim,
Ben kalabalık istemiyorum,
Kalp istiyorum Aylin...

Bana bir şeyler anlat Aylin,
Son olsun,
Bir de içinde gül...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:24 PM
Atakan
Gel şöyle karşıma Atakan!
Sen anlarsın beni yalnız,
Gel de biraz dert yanalım şu hayattan...

Bilirsin çocukluktan beri hep beraberdik biz,
Ayıramadı kimse...
Ne mahalle maçlarında ayrı takımda olmamız,
Ne sokakta kimsesiz kalan bir kediyi paylaşamamız,
Ne senin benden hızlı koşman ve benim her seferinde düşmem,
Ne de harçlıksız kaldığımız bir bayram sabahı ateşle oynamamız...

Her zaman birlikteydik, bilirsin,
Eminim anlattıkça da özenirsin...

Zamanla büyüdük Atakan, sessizce büyüdük!
Sormadık kimseye, onun için de herkese küstük...

Nereye büyüyecektik peki?
Başımız arşa çarparsa ne oalcaktı?
Hiç elimizden tutmayan insanlar o zaman mı destek olacaktı?
O zaman mı bizi kurtaracaklardı?

O zaman geldi Atakan, başımız çarptı arşa,
Kimsenin elimizden tutmasına gerek kalmamıştı ama,
Belki anlamamışlardı bizi, belki duymamışlardı olsun!
Biz birbirimizi duymanın ve güçlü olmanın yolunu bulmuştuk...

Apar topar evden çıkar gibi çıktık çocukluktan,
Attık kendimizi bir hengâmenin içine,
Eser kaldı mı bir yokla bakalım o yıllardan,
Bende var bir parça, o da bazen pus oluyor gözlerime...

Biz bayağı büyümüştük Atakan!
Bir kızı sevecek kadar büyükümştük...
Hatta ben biraz fazla mı büyümüştüm Atakan?
Gece seni uyutmazdım, hani birlikte sabahlayıp üşümüştük...

Derya'yı hatırlıyor musun sen Atakan?
Hani her gece beklerdim ya bir sesini,
Bir nefesini,
Bir düşünü,
Bir gülüşünü...

Hani seninle birlikte beklemiştik sabahın beşinde otogarda,
Senin gözlerinde biraz uyku,
Benim yüreğimde kırık bir sevda...

Gelmemişti değil mi Atakan?
Boşuna sürüklemişti bizi otogara...
Aslında boşuna değildi Atakan,
Bana çok şey söylemişti farkında olmadan Derya...

Kaç gece Derya'yı düşünüp de uyutmamıştım seni desen hatırlar mısın?
Acaba o kara ve dipsiz kuyudan farksız *******i saymış mıydın?
Tek tesellimiz yine birbirimizden ibaretti galiba Atakan!
Yoksa sen beni o sabahsız *******de duyar mıydın?

Şimdi neredesin Atakan?
Neredesin kardeşim?
Araya başkaları da girdi deme Atakan!
Ben o aradaki herkesi çoktan silmiştim...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:24 PM
Bekleme Artık Aşkı
Bekleme artık aşkı kalbim, ömür feda edilmez aşka,
Bir hayaldir, bir seraptır aşk denen şey aslında,
Boşver başkaları kansın o aldatıcı rüyaya,
Sen kendini ferah tut, sakın ola ki kanma...

Bak neler oldu geçmiş günlerinde,
Ne darbeler aldın, ne çileler yok yere,
Şimdi yoksun o hayallerin yüreğinde...

Çok gördün sen bunları kalbim, seni yıkmaz,
Yıkmaz ama yaralar, olsun yaran kanamaz,
Daha önce hatırlıyor musun olmuştu defalarca,
Her seferinde daha sıkı bağlanmıştın hayata...

Belki yeterince bağlanamadın hayata,
Bir sineğin bala yapıştığı gibi yapışamadın,
Bu keder de Tanrı'dan bu yüzden armağan sana!
Hadi bakalım! Bu sefer hayata tutunursan yapacaksın...

Gönüllerde aşk yoktur diyorsan da içinden,
Sen yine de aşkı yere serip geçme üstünden,
Tamam, aşk yalan, sevgi dolandır ama
Yine de sıkıca sarılmak gerekiyor hayata...

Hayatta yalan, hayatta hep palavra,
Bu da doğru, doğru evet ama
Yaşıyorsak sarılmaktan başka çare yok,
Beş harften ibaret olan şu kısa hayata...

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:24 PM
Bekleyince Gelecek mi?
Bekle diyorsun bana,
Beklememi istiyorsun durmadan,
Bir şeyler vaad ediyorsun,
Bunları alacağımı söylüyorsun beklemem karşılığında.

Sadece beklememi istiyorsun ama,
Ne durumda olduğumu,
Nasıl beklediğimi bilmiyorsun.

Burada çoktandır bir umut yok,
Bir ışık yok beni çağıran,
Bir çift göz yok bana gülümseyen,
Bir dudak yok tebessüm eden...

Her şey sanki bana karşı,
Herkes bana düşman.
Senden başka 'bekle' diyen de yok.
Umut veren de!
Peki söylesene,
Ben nasıl ve neyi bekleyeceğim?
Neye, nasıl umut bağlayabileceğim?

Beklemek acıdır, belki bilmezsin,
Çünkü beklediğin zaman kendini şartlandırırsın,
İyi birşeylerin olacağına.
Oysa insan hayatında hiç iyi bir şeyle karşılaşmaz,
Sadece yaşadıklarından iyi bir şeyler çıkarır,
Mutluluğun sırrı da işte burada saklanmaktadır.

Bekle diyorsun sen şimdi bana,
Peki biliyor musun ne acıdır bağlanmak,
Gerçekleşmeyecek bir umuda...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:24 PM
Ben Oradayken
Susuzdu bütün ağaçlar,
Otlar suskundu,
Ve durgundu daha geçen gün gürleyen gök,
Deniz ise yorgundu,
Yıldızlar sönüktü, ben oradayken.

Hayat her zamankinden farklıydı sanki,
Demek ki burada böyle oluyordu;
İnsan kendini, bilindik yaşamdan çıkmış gibi hissediyordu,
Çevresindeki hiç bir şeyi tanımıyordu,
Ve hatırlamıyordu mutsuzluğun tadını,
Burada aslında her şey mutluluk veriyordu insana,
Tabi sadece mutlu olmanın yolunu bulanlara.

Burada bir deniz vardı gece olunca kayalara çarpan,
Dalgalar vardı burada insanın ayaklarına kapanan,
Ve balıkçı tekneleri vardı fütursuz,
Vefalıydı bu balıkçı tenkeleri,
Gecenin bu soğuk ayazında,
Hiç şikâyet etmeden sahiplerini bekliyorlardı,
Üstlerine çıkıp oturan aşıklara tahammül ederek,
Bitmiş boş bira şişelerinin üstlerine atılmasına aldırmadan,
Bekliyorlardı kendilerini buraya bağlayıp giden balıkçıları.

Sonra buranın akşamı da başka oluyordu;
Güneş, batarken bile insana umut veriyordu,
Belki de buranın en efsunlu tarafı bu oluyordu.

Ben oradayken aşık oldum işte,
O başka olan dünyadayken...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:25 PM
Benim Değildin
Ben kendimi avuttum *******ce,
Çünkü sen hiç benim olmamıştın,
Aslında hiç kimse hiçbir zaman benim olmamıştı,
Her şey bir yağmurdan sonra gelen,
Gökkuşağı gibiydi;
Öyle parlak ama geçici...

Ben hayal görmüştüm,
Senin benim olduğunu düşünmüştüm.
Bunun gerçek olmadığını bilsem de,
Her zamanki hayallerimden biriydin işte!

Seni görüyordum sen beni görmezken,
Belki sana baktığımı bile fark etmiyordun,
Sadece gözlerini suskunca karşıya çakıp,
'O'na bakıyordun...

Ben kendime soruyordum,
'O'nda benden hariç ne var diye?
Cevap da bulamıyordum,
Ama demek ki benim görmediklerimi de görüyordun.

Her şeye rağmen umut kesmiyordum,
Sana küsmüyordum,
Çünkü bir şiirin son dizesi çınlıyordu kulaklarımda;
'Gerçek aşk karşılık bulmadıkça artar' diyordu bana...

Ben seni seviyordum,
Biliyordum benim değildin,
Zaten ihtiyacım olan aşkın değil,
Sendin...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:25 PM
Benim Olur musun?
Bir gün ansızın karşına çıksam,
Kalbimi kalbine doğru açsam,
Bütün sakladıklarımı yalnız sana açsam,
Benimle tek göz göze gelir misin?

Yollarına güller döksem,
Ayaklarına dağlar sersem,
Ay'ı yüzünde eritsem,
Tek bana gülümser misin?

Yıldızları tokan yapsam,
Bulutları tacın kılsam,
Rüzgârı tenin etsem,
Bana bir dönüp bakar mısın?

Minareleri kibrit çöpü,
En yırtıcıları birer ölü,
Ağıtları mutlu türkü,
Yapsam bir kez güler misin?

Sorsam sana: Ne dilersin?
Desen: Gökyüzünü delmelisin!
Gözümü dikip de çıksam arşa,
Delip geçsem gökyüzünü, bana gönül verir misin?

Haydi desem, haydi sana,
Gidelim düşümdeki dünyaya,
Bir hışımla yürüyünce kalkıp da,
Yâr gelip benim olur musun?


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:25 PM
Bensiz Yaşayacaksın Öyle mi?
Her zerren benimle dolmuşken,
Bakışların bende kalmışken,
Gülüşün bana saplanmışken,
Gideceğim diyorsun bana öyle mi?
Yani bir daha gelmemek üzere hayatımı,
Terk edip kaçacak değil mi?

Yani artık beni görmeyeceksin,
Yani bir daha gözlerimde erimeyeceksin,
Yani bundan sonra gözlerimin içine gülmeyeceksin
Ve yani şimdi o yaşadığımız her bir an ölüp bitti öyle mi?

Karşıma geçip şimdi gideceğim diyorsun,
Gidenin ardından koşmam biliyorsun,
Yalnız bir düşün derim;
O *******i gözlerinde sabahladığın,
Her acılandığında sarılıp ağladığın,
Her ağlayışında biraz daha bağlandığın,
Ömrünü, hayatını bağladığın adam gittiğinde,
Sen nasıl mutlu olacaksın?

Demek şimdi gideceksin,
Hiçbir şey olmamış,
Hiçbir gün yaşanmamış,
Gözlerimizden hiç yaş akmamış gibi...

Eğer gidebileceksen zaten her şey yalanmış demektir,
O zaman bir şey diyemem 'güle güle'den başka...
Hadi bakalım, ver kararını,
Bak ben gözlerimden akan tuz ruhuyla bakıyorum sana...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:25 PM
Bırakıp Giderken Beni
Gerçi gülüyor arada yüzüm,
Çok eskileri düşününce,
Bir de görünce rüyamda seni,
Gülüyor uyandığım zaman,
Gülüyor inadına;
Beni bırakıp giden hain vefasızlığına.

Acıyor içim evet,
Hem de çok acıyor,
Kolay beri de geçecek gibi görünmüyor,
Ama olsun!
Sen yine de her gece benim,
Hayallerime girip, düşlerimle sevişiyorsun.

Eminim,
Şimdi görmüyorsun beni,
Nerede olduğumu bilmiyorsun,
Muhtemelen de hatırlamıyorsun,
Haberin yok her gece seni düşündüğümden,
Yüzünü yüzüme sürdüğüm,
Saçlarını öptüğüm,
Günleri özlediğimden de habersizsin.
Ama bilme, böyle daha güzel,
Eminim bu aşk böyle sonsuza dek gider.

Sorsam bilmezsin şimdi buraya geldiğin ilk günün tarihini,
Bilmezsin sana verdiğim o ilk hediyeyi,
Ya da hatırlamazsın ilk gönderdiğim mektubu,
Umursamazsın beni çok sevindiren o büyük umudu.

Oysa sen şimdi bilmesende aklımdasın,
Ve ant olsun arşa hem aklımda kalacaksın,
Gururuma ihanet edemediğimden yüzüne söylemesem de,
Sen yüreğimden hiç ayrılmayacaksın.


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:25 PM
Biliyorum Artık
Öğrettiler bana zamanla,
Gökyüzünün hep mavi kalmayacağını,
Denizlerin üstünde hep martıların uçmayacağını,
Gözyaşının her zaman sebepli akmayacağını,,
Öğrettiler kafama vura vura.

Bu yüzden olmayacak şeyleri umut etmiyorum artık,
Gelmeyecek şeylerin peşinden koşmuyorum,
Ve böyle çok daha mutluyum.

Biliyorum artık çoğu şeyi,
Mesela aşkla insan yüzü gülmeyeceğini,
Senin sevdiğin hiç kimsenin seni sevmeyeceğini,
Her umut edişin sonunun acı bir keder olacağını,
Ve daha pek çok şeyi artık biliyorum.

Gitmeyi de biliyorum artık,
Vaktinin geldiğini anladığımda,
Arkama bakmadan,
Yüzümü asmadan,
Gözyaşı akıtmadan gitmeyi,
Öğrendim nihayet, biliyorum.

Yalanları öğrendim bir de,
Gerçi söylemeyi öğrenemedimse de,
Duymayı çok iyi öğrendim.
İnsanların ne kadar alçalabildiğini öğrendim,
Verilen sözlerin nasıl denize atıldığını,
Seven insanın nasıl yalnız bırakıldığını,
Ve bir de hıçkıra hıçkıra ağlamayı öğrendim.

Öğrendim pek çok şeyi,
Ama sana kendimi sevdirmeyi;
Bunu öğrenemedim daha...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:25 PM
Bir Ses Gelir
Bir ses gelir gecenin karanlığına saldırarak,
Ve yıkarak yüreğimizin içindeki en sert kayaları!
Yıkılmaz dediğimiz...

Bir ses gelir gecenin ayazından,
Esen soğuk rüzgârlarla,
İnadına...

Bir ses gelir gecenin içinden,
Ve Sadi gider sesin geldiği yere,

Ve bir Sadi gider gecenin içine,
Kendisini çağıran sesin geldiği yöne,
Kimdir bu seni çağıran Sadi? Kim?
Sadi der ki; 'yüzünü görmedim,
Ama başındaki Kalpak Kemal Paşa'nınkine benzer...'

Gider Sadi gecenin karanlığına,
Kuvay-i Milliye Ordusuna...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:25 PM
Bir Sessizlik Ertesi
Bir sessizliğin çıldırtan ertesinde,
Duyarım çığlıkların en yankılısını,
İçimden bir ses bir şeyler anlatmaya çalışırken,
Kaybederim o çok sevdiğim ay yansımasını.

Her geceki gibi bu gece de duyguluyum,
Uyku yerine aşk akıyor gözlerimden,
Çevremdekiler suskun ve sessizken mutluyum,
Çünkü saklanmalıyım onların her birinden.

Göz önünde olmayı sevmiyorum,
Böyle daha güzel, böyle tek başına.
Yoksa beni boğuyor bu kalabalıklar,
Yoksa beni öldürüyor bu ruhsuz yığınlar.

Susuyorum,
Her gece yaptığım gibi yani,
Bir de sessizce haykırıyorum,
Attilâ İLHAN'ın su tozundan yapılan camlarına;
'Beni kurtarın' diye...

Çıldırtan bir sessizliğin ertesindeyim,
Belki yarın olmayacağım!
Ya da belki bugün de yokum...

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:25 PM
Bir Zamanlar
Yüreği geçmişin izleriyle kanayan dost!
Geç karşıma da yâd edelim o geçmişi,
Görelim, gösterelim bizi yaralayan o günleri...

Tıpkı senin gibiydim ben de bir zaman!
Sevmiştim, sevilmeye doymadan,
Herşeyi, geleceğimi silip ortadan,
Bir kızın gözbebeklerine bıraktım kendimi...

Çok gece uyandım aniden,
Çok düş görüp, çok ağladım gizliden,
Çok yalvardım, çok medet umdum geceden,
Ağlamamaya ikna edemedim gözlerimi...

Biliyordum;
Kendimi avutuyordum!

Görüyordum;
Usulca yok oluyordum!

Hissediyorsum;
Sevilmiyordum...

Hepsini görmemezlikten gelerek iç çekiyordum,
Her şeyi bildiğim hâlde devam ediyordum...

Ne güç kalmıştı artık bende,
Ne kuvvet...
Herşey kırık ve yıkık düşlerde,
Kalbim sabret...
Sabretmeyi de öğrenmiştim böylece,
Ama kendimi sevdirmeyi öğrenememiştim...

Gece olunca kalbim kanardı,
İçimde büyütmek istediğim güller solardı,
Umutsuzluklar ve çaresizlikler dolup taşardı,
Hâlâ akıl erdiremiyorum, bu kalp nasıl yaşardı...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:25 PM
Biri Olur mu?
Bir gün yağmurun içinde kalsam,
Bir tek adım bile atamasam,
Düşlerime bile sarılamasam,
Elini uzatan biri olur mu?

Yüreğime ateş düşse,
İçerime hüzün çökse,
Boğazım acıyla düğümlense,
Bir ferah su veren olur mu?

'Üşüyorum, hem de çok' desem,
Gözlerimi, karşı ufka sersem,
Yüzümdeki tebessümü yitirsem,
Karşımda gülümseyenim olur mu?

Yalnızlığı açıkça duysam,
Etrafımda kimseyi bulamasam,
Duvarlarla konuşmaya çalışsam,
Bir ses verenim olur mu?

Bütün geçmişimi silsem,
Hayallerimi yok etsem,
Umutlarımı kaybetsem,
'Seni seviyorum' diyenim olur mu?


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:25 PM
Büyüdük mü Ne?
Eskiden böyle değildi,
Bugün böyle olan hiçbir şey.

Eskiden bir ay ve bir yıldız vardı zihnimizde,
Bir de tepemizin üstünde.
Bugün hiç komik gelmeyen ama o zaman her dinlediğimizde güldüğümüz,
Birbirimize anlatmaktan bıkmadığımız fıkralar vardı,
Bizi mutlu etmek onlar sayesinde oluyordu,
Güldürmekse zaten bir tek gofrete bakıyordu.

Küçükken biz arabaların peşinden koşardık,
Artık ne zevk alıyorduk bilmiyorum,
Deli gibi bağırırdık hele,
Şu yazın sokaktan geçen
Ve sivrisinekleri öldürmek isteyen belediyenin duman arabasının ardından.

İzlediğimiz kliplere özenip koşardık yolun ortasında,
'Kim daha hızlı koşacak'tı o zamanında yarışı,
Tek bildiğim müsabaka oydu,
O zamandan alıştırıyorduk farkında olmadan,
Yenmeye ve baskın çıkmaya bilinçaltımızı.

Küçüktük biz daha,
Hep ben en kısasıydım sınıfın,
Arkadaşlarımın içinde de hep en küçük (kısa) bendim.
Okuduğum hiçbir sınıfta değişmedi bu,
Bunu o yüzden hep dert ederdim.

Kısa boylu olunca herkes döverdi o zamana göre,
O zaman en büyük marifetimiz çünkü dövüşken olmaktı,
Karşımızdaki kim olursa olsun kafasını kırmaktı,
O zamanki düşünceyle daha iyi bir şey bilmiyorduk,
Dövüştükçe insanlar bizi sevecekler sanıyorduk.
Ee! Ne de olsa serde Kara Muratlık vardı,
O filmleri her izlediğimizde dövüşmeye susardık.

Oysa şimdi büyüdük galiba,
Gerçi benim boyum çok az uzadı ama,
Hissediyorum büyüdüğümü...

Mesela eskiden böyle acılar çekmiyordum ben,
En büyük ıstırabım çikolota yiyememekti,
Ya da mahalle başında sabah bıraktığım köpeğin,
Akşam yine o sokak başına dönmemesi.

Şimdi büyüdük, anlıyorum,
Çünkü hiçbir şeyden,
Bir tek şeker kadar zevk alamıyorum...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:25 PM
Boşa Gider
Bir şafak vaktinde uyandığında fark edersin her şeyi,
Aslında kimsenin seni sevmediğini,
Bir de bilmediklerini kıymetini...
Fark edince söversin sana özgü nazikliğile,
Hayata,
Dünyaya,
Kâinata,
İnsanlara...
Sövdükçe sövesin gelir,
Şu sevmediğin insanlara...
Çok emek vermişsindir,
Çok çaba sarf etmişsindir,
Ve hepsi şimdi bir ayak altında ezilmektedir,
Çiğnenmiştir...
O emeklerinin hepsi;
Boşa gider...

Belki sen de boşa gitmişsin,
Ziyan olmuşsundur,
Bunu bugün bilemezsin,
Belki yarın!
Ama geç olacak o zaman,
Sen hemen öğrenmelisin...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:25 PM
Çanakkale Geçilmez
Türk oğluyuz, kolumuz bükülmez,
Kıyılarımızda düşman gemisinden inilmez,
Düşmanın hepsi tepelenmeden cenk meydanından gidilmez,
Dünya bilsin artık: Çanakkale Geçilmez

Ta Oğuz Ata'dan gelir kutlu soyumuz,
En büyük, en ulu, en soylu budunuz,
Kılıç şakırtıları işitildi mi kendimizden geçeriz,
Biz de bayrak bir kere asıldı mı asla inmez,
Ve de Çanakkale Geçilmez

Kırk düşmana bir yiğit gideriz,
Düşmanın cümlesiyle on kişi baş ederiz,
Dünya cihan ordusu gelse 'Ya Allah' der ezeriz,
Bizde, savaşta yar, ana, bacı, sıla göze görünmez,
İspatıdır 18 Mart: Çanakkale Geçilmez!

Ne moskof, ne çin, ne yunan,
Savaş meydanında akar damarımızdaki son kan,
Sabah ağarmaya başladı mı tan,
Alırız pusatları, şahlandırırız atları,
Çakallar görünce deli bozkurtu korkusunu gizleyemez,
Türk'ün damgasıdır bu: Çanakkale Geçilmez!

Sipahiler hücuma geçer vatan düşmanlarına,
Kılıçlar dar gelir artık kınlarına,
Cennete varır yiğitler al kanlarıyla,
O kanlarla yazarlar vatan toprağına:
'Anlayın İngiliz dölleri, Çanakkale Geçilmez! '

Kür Şad misali cesaret timsaliyiz,
Atalarımızdan kalan celadetin bekçisiyiz,
Vururuz, vuruluruz, şehit düşer ölmeyiz,
Çanakkale'ye oluk oluk kan veririz,
Bu kanlarımızda yüzülmez,
Çanakkale Geçilmez!

Türk'tür soyumuz, bize kefen biçilmez,
Çanakkale'ye gelen düşman, yurduna sağ dönemez,
Türk olmayanlar bu maneviyatı bilemez,
Tanrı'nın bahşettiği bir üstünlük bize,
Türk'ün gücü tükenmez,
Çanakkale Geçilmez...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:25 PM
Doğum Günün Geliyor
Bak doğum günün geliyor,
Birkaç gün sonra yeniden doğacaksın,
Eskiden olsa şimdi sana hediye alır,
Bir de sürpriz yapardım.
Oysa şimdi olmaz!
Çünkü çok uzaktasın
Kalbimden...

Doğum günün gelince biliyorum hediyeler alacaklar,
Sevdiklerin, sevenlerin ve ailen,
Yalnız bırakmayacaklar seni,
O yüzden gözüm arkada değil,
Uğrunda benden bile vazgeçtiğin sevdiklerin var,
Üzülmüyorum tek başına geçecek diye doğum günün...

Ama en çok şu sevdiğini merak ediyorum,
Sen saklasan da öğrendim ben,
Benden gittikten sonra bir çocuğu sevmişsin,
Hayırsız çıkmış,
Seni çok ağlatmış!
O ne hediye alacak sana acaba?
Sen tahmin edebiliyorsundur,
Bir yol bana da söylesen de,
Ben de senin bir nebze mutlu oluşunla teselli bulsam.

Şimdi doğum günün gelecek,
Sevenlerin sana hediyeler verecek,
Belki biraz da yağmur yağacak,
Malûm; senin doğum günün nedense hep kışın ilk günlerine rastlıyor,
Hava soğuk oluyor...

Bir yıl önceyi hatırlıyor musun?
Doğum günün ertesinde birlikte idik seninle,
Biraz mahzunduk,
Biraz çocuksu,
Ee biraz da utangaç!
Bir sabah ayazında,
Soğuk bir otogardan almıştım seni!
Hatırlıyor musun o sabah bir de çikolata almıştım sana,
Kabı kırmızıydı...

Burada yaşadım seninle bir geçmişi,
Çok şey getirmiştin aslında yüreğime,
Bir şeyleri yine umut etmeye başlamıştım!
Savaştan çıkan askerin bulduğu kullanılmamış bir ülkeydin benim için,
Ama olmadı,
Gittin!

Biliyorum; şimdi bana için için kızıyorsun!
Belki de intikam planları kuruyorsun!
Olsun;
Hatırlıyor musun sana en başta iki mısra göndermiştim;

'Kemençen, bağlamam, ve... Gönüllerimiz kırıktır!
Her tatlı şevişmenin sonu acı bir ayrılıktır...'


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:26 PM
Duyar mısınız?
Rüyalarımın ardından koşup dururum,
Ne güneşi görürüm koşarken, ne ay'ı.
Koşarken ne bir sevgi, ne de sıcaklık bulurum,
Kuru ve acı bir soğukluktan ibaret sanırım dünyayı.

Bilmiyorum ne zaman son bulur koşuşum,
Ne zaman tükenir beni kamçılayan umudum,
Düşer mi bilmem yere son bir gülüşüm,
Belki kendimi boş bir heves içinde bulurum.

Suskunluğumla yırtacağım *******i,
Sessizliğimle haykıracağım en karanlıklara,
Haykırdıkça uyandıracağım gürültülerle uyuklayan et yığınlarını,
'Uyanın' diyeceğim;
'Uyanın ey hayatı yüreğinden silip atmış,
Kaybetmiş et yığını insan kalabalıkları,
Uyanın! '
Uyanırlar mı bilmiyorum, bilmiyorum duyarlar mı beni,
Duysalar da pek umursamazlar belki,
Bir karıncanın çaldığı ıslık kadar olur belki bu haykırışım,
Ya da bir arının uçarken kanatlarından çıkardığı ses kadar belki.

Bir gece karanlığında çıkıp sokaklara,
Gözümün gördüğü bütün insanları tutacağım,
'Açık gözlerinizi' diyeceğim, 'açın...'
Uyanın artık şu Yemliha uykusundan,
Bu kadar kör olmayın,
Bu kadar umarsız...
Biraz görün şu olan işleri...

Duyar mısınız peki Sadi'yi?
Tekrardan bulur musunuz sevgiyi?


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:26 PM
Elma Şekeri
Hadi! Ben sana koşayım, sen de bana,
Bakarsın tereddütlerin ulaşamadığı bir yerde karşılaşırız,
Senin dudaklarında bir tebessüm,
Benimse elimde elma şekeri...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:26 PM
Eski Bir Aşk'a Özlem
Hani bir gönül yaran vardı,
Seni yakıp kavuran!
Hani seni yağmur altında ıslatırdı,
Hani seni dağlara savuran...

Biliyorum, çok zaman geçti,
Biliyorum artık yoksunuz!
Biliyorum, o şimdi gitti,
Biliyorum, ikinizde unutmuşsunuz...

Ama doğru söyle bana;
Gece olup da yıldızlara bakınca,
Hele bir parça da yağmur yağarsa,
Sen o esmer kızı hiç özlemiyor musun?

Yüzü sana dönen,
Saçları rüzgarla öpüşen,
Susan, susturan ve insanın yüreğini hoplatan,
Bu güzel kızı hiç anmıyor musun?
Özlemiyor musun?

Duyuyorum seni, 'ama yok' diyorsun,
Geçen duydum, bir de çocuğu olmuş diyorsun,
Onu unutmuş görünmek için gülüyorsun,
Hatta kendinle bir de dalga geçiyorsun...

Ey dost!
Bizi kandırırsın, ama kalbini değil!
Bizi inandırırsın ama arzularını değil!

Dök içini bu yüzden, ak aynı ırmaklara,
Cesaretim yok diyorsun, duyuyorum,
Cesaretim yok aşktan yana...

Aşk zaten cesaret istemiyor senden,
Aşkın istediği tek şey var:
Aşk gözünü kapatmanı istiyor senden!

Hadi arkadaş, şimdi kendine gel!
Cesaretsizlikler olmamalı mutluluğa engel...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:26 PM
Gece Oldu Yine
Gece oldu yine,
Hep bahsettiğim, şu meşhur *******den,
Hani insanın yüreğini yakan,
Bir de ciğerini kanatan *******den...

Yine yıldızlar var gökyüzünde,
O yıldızlar ki ne yaşadıklarımın şahidi oldular,
O yıldızlar içlerinde kimbilir daha neleri saklar.
Bir de ay var yıldızların üstünde,
Çevresine hiç yıldız yaklaştırmaz,
Yıldızları ışığında saklar.

Gece oldu yine,
Mutluluk mu içimdeki hüzün mü, fark edemiyorum,
Diğer *******de olduğu gibi yani,
Ay ışığıyla boğuyor mutlulukları,
Yıldızlar o kıskanç göz kırpışlarıyla deliyor umutlarımı.

Hayatımın en güzel anlarını hep *******de yaşadım ben,
En korkunç zamanlarını da...
Olsun!
O güzel anlardan sadece birisi için,
Ben hayatımın geri kalanını zındanda geçirmeye razıyım.

Gece oldu yine,
Ama 'o' daha gelmedi...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:26 PM
Feryâd
Şu dünya yalan olsa,
Bildiklerim talan olsa,
Hayat bana zından olsa,
Yine gönlüm şenlenir.

Sevdiklerim zalim olsa,
Yürekleri hep taş olsa,
Gülüşleri dolan olsa,
Yine kalbim sevgi biriktirir.

Anılarım yanıp kül olsa,
Düşlerim birer birer solsa,
Umutlarım viran olsa,
Yine gönlüm haykırır.

Hiç hatırlayan olmasa,
'O' bile artık unutsa,
Sadi sessizce ölse de,
Elbet ruhu şadlanır...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:26 PM
Gece Yarası
Bir sızı değmiş kalbine,
Tut elinle söküp at dışarı!

Bir sevda düşmüş içine,
Ya bütün varlığınla sar,
Ya da fırlat gitsin bilinmezlere...

Bak gecenin bu saatinde aklına gelip uyutmuyor seni,
Öyleyse ne yapacağına karar vermelisin bu sevgiyi...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:26 PM
Gece Yıldızı
Bir gecenin yıldızı olur musun ürkekçe ve üşüyerek camdan baktığım?
Ya da bir gülümseme nikotin bağımlısı dudaklarıma?
Çok değil, bir sıcak yürek benim istediğim.
Kimden, ne zaman ve nasıl bulacağımı bilmiyorum.
O yüreği bana ister ver ister verme ama ne olur gitme...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:26 PM
Geçmişe Bir Bakış
Sessizlik insanı yiyip bitiriyor,
Üzerine bir de pişmanlık eklendi mi,
Kişi kendinden geçiyor...

İşte ben de öyle suskunum şimdi,
Öyle sessiz ve önce derinden,
Düşünüyorum olan işleri inceden,
Haklı mıyım haksız mı, bilemiyorum,
Bilmek de zaten istemiyorum.
Evet, belki kendimle yüzleşmekten korkuyorum,
Evet, kendi başıma kalmak istiyorum,
Evet, hayattan mutluluk beklemiyorum,
Evet, kendimi boş umutlara kaptırmıyorum.

Geçmişte olanlar beni sarsıyor,
Hatırladıkça yüreğim kabarıyor,
O dalga sesleri, o sahil, o gülüş,
O gece aklımı başımdan alıyor.

Ve bir ses geliyor hayallerimin derinlerinden,
Haykırıyor bana, zamansız ve aniden,
Soğuk bir otogardan geliyor bu ses,
Hem de sabahın daha beşinden.

Dönüp bakıyorum sesin geldiği yere,
Bir kız görüyorum, bir sevda gözlerinde,
Bir de benim aşkımı taşıyor yüreğinde,
Derman oluyor gelişi bütün dertlerime,

Onu beklediğimi anlıyorum uzun zamandır,
Onu özlediğimi sonra,
Onun için sevda çektiğimi, onu istediğimi,
Onunla birlikte yaşamak istediğimi anlıyorum,
Bunları aslında zaten biliyordum,
Olsun! Bir defa da hayallerimde yaşıyorum...

Sonra deniz dalgalarıyla bir aşk geliyor yanıbaşıma,
Gülümseyerek diyor ki; 'gözyaşlarını saklama'
Saklayamıyorum zaten, uluorta salıyorum,
Geçmişimde olanlardan artık hiç korkmuyorum.

Ama bunların hiçbiri bugün yok,
Hepsi bir bir kaybolup gitti,
Benim de yüreğimdeki o sevdalar,
Teker teker yıkılıp bitti.

Şimdi tek bir şey var yüreğimde,
Bunun için söz geçirmeye çalışıyorum kendime,
Bir daha aşık olmamam gerek, bir daha sevmemeliyim,
O acıları bir daha, öyle büyük çekmemeliyim.


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:26 PM
Gel Kız Yanıma
Gel kız yanıma senin ile,
Bakalım birbirimize!
Cenneti kıskandırıp da,
Gidelim mutluluk ülkesine.

Hayatı unutalım,
Dertleri kurutalım,
Düşünceleri susturalım,
Koşalım birbirimize!

Rahmet saçılsın her yana,
Başka gözle bakalım hayata,
Bu sevdalık yaman olsa da,
Gülümselim kaderimize!

Görmeyelim hiçbir şeyi,
Duymayalım üzüntüleri,
Sevelim sadece sevmeyi,
Söz geçirelim yüreğimize!

Gel be kız artık yanıma,
Orada aldırmaz öylece durma,
Korkarım, çağıramam seni,
Bakışımdan aksın aşkım gönlüne...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:26 PM
Gidelim
Suskunluğunu bozarak inat gidelim geceye,
Gece bize kızsın, bütün efsununu yok ettik diye,
Aldırmayalım, yavaşlamadan gidelim bir yine,
Bakarsın ulaşırız düşlerimizi süsleyen o denize...

Denize gidelim diyorum şimdi seninle,
Sessizce, ağırdan ve kararlı,
Hani gece olunca rüzgârı senin yanağına dokunan,
Dokunup da elimi kıskandıran,
Bir de gözlerimi...
O denize gidelim...

Koşmadan ama,
Sakince,
Sessizce,
Ve de kararlı olsun...

Yanına ne alacaksın sen?
Ben bir şey almayacağım.
Çünkü bak orada bizi ihtiyacımız olan her şey beliyor;

Bir gece bekliyor,
İkimiz de biraz içmişiz, başımız dumanlı,
Benim ellerimde ilk dokunuş var, senin yüzünde ilk tebessüm,
İkimizin kalbinde bir parça ihanet, bir parça da aşk var,
Biraz da mutluluk...

Orada bizi bekliyor bak dalga sesleri
Gecenin sessizliğini yırtan o ahenkli sesler,
İşte, dalgaların ve kayaların kavuşmasıyla attıkları sevinç nağraları bunlar,
Biraz dinlersen sen de hatırlayacaksın,
Hani o ilk gecemiz vardı ya,
O geceye bu nağralar da şahitti...

Suskunluğunu bozarak gidelim bu gecenin,
Gecenin en zayıf yerine,
En savunmasız köşesine,
Ne dersin?
Gücümüz yeter mi?


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:26 PM
Gitsene
Neden bakıyorsun hâlâ?
Ne söylememi istiyorsun?
Biliyor musun o gidişin beni nasıl yıktı?
Güzel sözleri tükettin,
İltifatları bitirdin,
İtirafları yok ettin!
Geriye kuru bir kaç anıdan başka ne kaldı?

Şimdi suç kimde diye düşünüyorum,
Acaba kim başladı bu sonu belli oyuna?
Sen mi ben mi?
Aslında çok da önemli değil bu,
Nasıl olsa bir ucundan patlayacaktı,
Ve patladı...

Peki sen şimdi neyi bekliyorsun?
Gülümsememi mi?
'Gitme' dememi mi?
Ya da seni sevdiğimi söylememi mi?

Hayır Derya! Bu sefer hiç birini söylemeyeceğim,
Git...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:26 PM
Gözüm
Bırakalım bugünü bugünde,
Biz özlediğimiz o günlere gidelim.
Ellerimiz cebimizde,
Ceplerimizse yırtık,
Hava da biraz soğuk olsun.

Yürüyelim yine seninle gözüm,
O uzun yoldan aşağı...
Hani sağ tarafı boş tarla,
Sol tarafında evler olan yolda.
Biraz yürürsek bak çeşme var,
Oradan biraz su içelim;
Nasıl olsa çeşmeden sonra az yolumuz var.

Hadi gözüm girelim o yıldızların altına,
Gece bizi saklasın,
Ana ceylanın yavrusunu sakladığı kıskançlıkla.
Sonra ben yürek yarası çekeyim,
Gönlümü kanatayım da,
Sen teselli olmaya çalış bana.
Ama inan ki işin tadı burada,
Yalnız başına dert çekmek de haz vermiyor adama,
Yanında olunca senin gibi sağlam bir arkadaş,
İşte o zaman hiç bir tasa koymuyor insana.

Yarın olunca da birlikte çarşıya gidelim,
Cepte kalan üç beş kuruşla bir şeyler yiyelim,
Gezelim, gülelim ve eğlenelim.
Eğer biz bilmezsek tad almasını,
Hayat elbette gösterecek bize en acı tarafını.

Yorgana sıkı sarılalım gözüm,
Üşümeyelim.
Bir de 'imkânsız aşk' şarkısını dinleyelim.
Radyomuz kırık mı? Olsun?
Sen onu şimdi sarıp sarmalayıp oldurursun.
Hem bakarsın bir de şiir buluruz radyoda,
Bak kısmet olmaz böyle şiir bulmak her kula,
Biz onun için kıymetini bilelim,
Şiirlerimizi asla aklımızdan düşürmeyelim.

Gel gözüm artık her şeyden bıkalım,
İki buçuk sene öncesine doğru yolculuğa çıkalım,
Bak çünkü biz oraya yolculuk yapmadıkça uzaklaşıyoruz,
İyisi mi biz hayatın savurduğu tarafa doğru akalım.


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:27 PM
Görüyor musun?
Oradan bakınca burası görünüyor mu?
Ellerimin pası,
Yüzümün yası,
Gönlümün yarası fark ediliyor mu?

Bakınca görebiliyor musun oradan beni?
Yüreğimdeki cam kırıklarını?
Bir de kızgın şiş izlerini duygularımın,
Hayalkırıklıklarımı bir de?
Görebiliyor musun?

Göremiyorum desen doğrudur,
Arada çok mesafe var, göremezsin,
Hissediyorum deme, inandırıcı değil,
Hiç bir acıyı görmeden hissedemezsin.
O hâlde beni görmen lazım,
Oradan görünmüyorsam bana doğru gelmen lazım,
Eğer üşenmezsen...

Oradan bakınca ne görünüyor burada?
Bir panayır havası mı?
Yoksa bir ihtilâl havası mı?
Ya da bir sabaha karşı rüyası?
Hangisi görünüyor?

Ama buradan bakınca orada ne görünüyor biliyor musun?
Kocaman bir kör...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:27 PM
Güneş
Yine geldin öyle mi beni ziyarete?
Bu ziyaret ki; en büyük patlamalara eş!
Yine yardın kalbimi, çıkardın bütün hüznü,
Sen gelince ben, efkârla doluyorum güneş...

Neden gelirsin böyle her sabah yanıma?
Bir şey mi demek istersin yoksa bana,
Söylemek isteyip de söyleyemediğin şey nedir?
Diyiver hele öyle durma orada.

Bilirim aslında senin söylemeye uğraştığını,
Uzaklardan bir selam getirirsin bana her sabah,
Ama bu selam kimden gelir onu anlayamam,
Kim düşünür beni her sabah onu bulamam

Eğer boşuna olsaydı bu parlaklığın,
Sen bana her sabah böyle uğramazdın.

Her sabah geldiğine göre yanıma var bir sebebi,
Bu belki de uzaklarda unutulmuş bir kişi.

Benim de inan yanıyor yüreğim gamla,
O anlamayacak biliyorum beni sen anla.

Ne bu çalan kalabalık şarkılar, türküler,
Onlar içimdeki yaraya su dökemezler.

Evet, gitti bir gözleri güzel, saçları kömür edâlı,
Gitti içimden bir parça, gönlümün sultanı.

Ondan beri böyle ağlar gezerim ben,
Ondan beri çare bulamaz yanarım ben.

O sevdiğim nazlı kız bırakıp gitti,
Selam göndermesi senle tuhaf değil mi şimdi?

Ey güneş! Bilmediğim bir şey mi var yoksa?
Ne olur bilmediklerimi daha çok benden saklama.

İçimdeki bu acıyla her gün sürüneceğim,
Belki bir gece bir sokak başında sessizce öleceğim.


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:27 PM
Hâlâ Hatırlıyorum
Yüzümde gülümseme varsa,
Bir de ferahlama konuşmamda,
Sakın ola ki geçmişi unuttuğumu sanma,
Gözlerimi sana bıraktığımda...

Unutmadım ben hiçbir şeyi,
Ya da unutamadım.
Her şey sanki dün gibi aklımda,
Sessiz ama sert geçiyor fikrimden,
Hele bir de gece olunca,
Durulmuyor içimdeki bu anılarla!

Sen bakma benim böyle durduğuma,
Benim de bir sevdiğim vardı zamanında!
Gözleri ceylana benzerdi, bakışları da,
Sanki cennetten kopup gelmişti yanıma.

Aşk denen şeyin hülasasıydı,
Sevgininse yaratıcısı,
Güzellikse ay'ın on beşine benzerdi,
Samimiyetse tıpkı bir bulut gibiydi.

Hâlâ aklımdadır, unutamıyorum.
Ne zaman hüzünlü bir şarkı dinlesem hatırlıyorum,
Çıkmıyor aklımdan, çıkaramıyorum!
İyi mi kötü mü bilmiyorum ama,
Ben mutlu olamıyorum.

Beni mutsuz eden nedir bilmiyorum,
Anılarım, hatıralarım ya da kırılmış umutlarım,
Bilmiyorum işte sebebi, sadece gülemiyorum...

Aklıma geliyor her fırsatta,
Her şeye şahit olan o sırdaş gece,
Bana göz kırpan haylaz yıldız,
Saçlarımı okşayan romantik mehtap,
Kayalardan intikam alan hırçın deniz,
Şarkılar söyleyen cırcır böceği,
Ve bizi selamlayan nazik ağaç!
Hepsi daha dün gibi aklımda,
Onları düşündükçe korkarak bakıyorum aşka.

Kişioğlu mutluluğu arzular her zaman,
Ama mutluluğun bedeli olduğunu unutur hep.
Mutlu olmak, hem de her an,
Ölmekle mümkündür tek...

Ben de mutlu olmuştum zamanında,
Ama ödedim bedelini çok ağırca,
O gün bugündür korkuyorum hep,
Şehla bakışlı bir güzele aşık olmaya.

Hey arkadaş! Aklında bulunsun;
Elbet sen de bir gün mutlu olursun.
Mutluluğa kanıp da sanma bir ömür bahtiyar kalacaksın,
Mutluluğun bedelini ödetikten sonra çok ağlayacaksın...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:27 PM
Hâlâ Unutmadım
Her şey dün gibi aklımda hâlâ,
Hiç bir şeyi unutmadım ben.
Soğuk *******e yaslanırken,
Sessizliği bozup korkudan gülen çocuk gibi,
Kendi kendime 'güçlüyüm' dediğim günleri,
Bir de yanaklarımın ıslanışını bunu söylerken,
Unutmadım hâlâ...

Gözlerim telefonda,
Beklerken arayacak diye Derya,
Unutmadım daha gecenin ayazıyla çarpıştığımı...
Üşümenin insana verdiği,
Ve başka hiçbir şeyde olmayan o tuhaf hazzı,
Unutmadım ben daha,
Unutmayacağım da bundan sonra!

Gece yatmaları unutmadım bir de,
Uykusuzluğun ne demek olduğunu yine hatırlıyorum.
İşte ben o günlerin yadigârı olarak,
Hâlâ *******i uyumuyorum...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:27 PM
Hanginiz Yanımdasınız Şimdi?
Bugün kötüyüm,
Kendimde değilim, yorgunum,
Biraz da üşütmüşüm...

Sevmiyorum bugün dünyayı,
Çiçekleri böcekleri ve insanları,
Hiçbir şeyle mutlu olamıyorum bugün,
Bugün yanımda olup bana destek olduğunu,
Hep de olacağını hissetmek istediğim kimseler var!
Peki neredeler şimdi?
Neden gelmiyorlar?

Hatırlıyorum işte daha dün gibiydi,
Biri bir yanımda, diğerinin eli elimdeydi,
Hep yanımda olduklarını söylüyorlardı,
Hem de hiç gitmeyeceklerine söz veriyorlardı.

Oysa şimdi hiç biri kalmadı,
Kim varsa ömrümde bir bir kaçtı,
Beni sevdiğini söyleyen herkes yol aldı...

Bugün kimse yok yanımda biliyorum,
Fakat bunu asla kendime dert etmiyorum,
Nasıl olsa artık bütün insanları tanıyorum,
Kimseden 'ebedi sadakat' beklemiyorum.

Benden sana bu vesileyle bir tavsiye;
Ömrün boyunca hiç kimseye sakın güvenme,
Söylenen güzel şeylerin doğru olduğunu düşünme,
Alttaki gerçek yüz dururken sen maskeyi görme.

Sonra insan yanıp kahroluyor,
İçi buhranla, hüzünle doluyor,
Çünkü insan denen şu varlıkların hiç biri;
Nankörlük etmeden asla yapamıyor...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:27 PM
Hatırlamıyorum
Yüzünü saklama benden Derya,
Bak geçti artık, gerek yok saklanmana,
Aç yüzünü, bak yine hayata,
Benim bile yüzüme bak hatta...

Artık gizlenme karanlıklara Derya,
Gerek kalmadı bak unuttum ben hepsini,
Senin hasretinle yandığım *******i,
Adını sayıkladığım günleri,
Aşkımı kabartıp duran resimlerini,
Ve diğer her şeyleri unuttum ben Derya...

O nişanlandığın adamı da unuttum Derya,
Belki de evlendiniz şimdiye kadar,
Bilmiyorum!
Çünkü ben çoktandır O`nu hatırlamıyorum.
Nişan töreninizi,
El ele tutuşuşunuzu da hatırlamıyorum!

Bana verdiğin sözleri de hatırlamıyorum Derya,
Hani şu bir ömür gitmeyeceğin`i,
Hem yanımda olacağını da hatırlamıyorum!
Hiçbir şeyi hatırlamıyorum hülasa,
Sadece o 'gece'yi hatırlıyorum Derya...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:27 PM
Hatırlar mısın?
Bir sevdiğin vardı hani hatırlar mısın?
Sabahların şafağı, *******in yıldızı,
Turan desem sana şimdi anar mısın?
Saçlarının renginde, gözlerinin bebeğinde...

Her sabah birlikte yürürdünüz,
Her yağmuru beraber görürdünüz,
Kitaplarınızı bile hep aynı okurdunuz,
Düştü şimdi birer hazan gözünüze...

Yine o durağa gidersen,
Yine o otobüse binersen,
Yüreğini bir kez daha açarsan,
Bir Sadi görünsün, usulca gözlerine...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:27 PM
Hatırlıyor musun?
Yine bir gecenin içinde haykırıyorum,
Duymuyor etten yığınlar sesimi,
Kaybolacağımı bilerek karanlığa doğru koşuyorum,
Bulup da alsın o eski sıcak düş diye beni...

Ey o eski düş! Hatırladın mı beni?
Hani ilk kez karşılaştığımızca biraz çekingendin,
Bense rahat...

Hani ilk bakmıştın gözlerime de gülümsemiştin,
Ben ne yaptığımı hatırlamıyorum ama galiba ben de gülümsemiştim,
Senden farklı gülümsemiştim ama,
Önce yanağımda gamze belirmişti,
Senin gamzen ise dudağının az üst tarafına gülümsedikten sonra gelirdi...

İlk karşılaştığımız an var şimdi gözümün önünde duran,
Sessizce duruyor ve muzipçe gülüyor,
Hani sen de hatırlarsın ilk kez 'buluşalım' demiştim sana,
Hani okul çıkışlarında beklerdim çıkmanı,
Ayakkabından beklerdim seni, bahanemde karekökün karekökünü almaktı,
Bunu sorardım Turan Hoca'ya...

Turan Hoca sahi,
Hatırlıyorsun değil mi?
Hani derste hep üniversite yıllarından bahseder,
Herkesi üniversite düşleriyle örer,
Bir kızı sevmiş üniversitede onu över,
Hülasa o yıllardan konuşmayı çok sever...

İşte Turan Hoca'ya sorardım her gün başka bir soru ders çıkışında,
Seni bekliyordum,
Sen bilmiyordun...
Belki biliyordun da bana göstermiyordun,
Malum, o zamanlarda pek bir şey göremiyordum,
Sadece seni bekliyordum,
Saat beş'ten sonra...

Hafif çekik miydi gözlerin?
Yoksa o da mı gülümseyince oluyordu?

Biliyor musun, seni sevdiğimi senden önce bizim sınıftaki Murat'a söyledim,
O da biliyordu seni sevdiğimi...
Hatta bir gün iyi niyetlenmişti, sana da söyleyecekti,
Ben utandım da bırakmadım...

O zamanlar utanıyordum senden,
İstemiyordum işte her akşam seninle birlikte çıkabilmek için beklediğimi,
Buna güleceğini bile düşünüyordum.
Ama gülmenden neden korkuyordum?
Ben çünkü senin gülmeni çok istiyordum...

Hatırlıyor musun bir de Pınar Hoca vardı Türkçe'yi öğreten bize...

Türk'çe yazıyorum diye kızardı hani,
Yapım eki mi derdi çekim eki mi hatırlamıyorum,
Ama kızdığını hiç unutamıyorum.
Ben yine de Türk'çe yazardım,
Ne yapayım? Türk'ü yazıda bile hiç bir şeyle eş tutamazdım...

Bir de Sadi vardı hatırlar mısın?
Hani ne tesadüfse her akşam beraber çıktığınız,
Birlikte otobüse bindiğiniz,
Birlikte eve gittiğiniz,
Senden üç durak önce inen,
Ama aynı durakta binen Sadi...

Bilmiyorum farkında mıydın,
Geçen hafta karşı masada oturup sevgilinle yemek yiyişini izleyenin Sadi olduğunun...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:27 PM
Her Gece
Her gece oluşunda,
Ben her saatle ayrı ayrı selamlaşırım.
1, 2, 3, 4, 5 ve 6...
6'dan sonra zaten gece sabaha teslim olur,
Bir rus askeri korkaklığıyla...

Her gece ben farklı dünyalara dalarım,
Ne aradığımı bilmeden,
Bir de ne bulduğumu sorgulamadan,
Hiç bir şey bilmeden ve görmeden yürürüm,
Yaşamaktan acı çekerek, ama vazgeçmeyerek,
Belki mutlulukla karşılaşırım diye,
Bir seher düşü gibi...

Her gece ben karanlığa inat giderim,
Gidince ne olacaksa!
Bilmiyorum bunu, hiç bir sorunun cevabını bilmediğim gibi...

Sahi neden böyle oldu?
Ben mi yakalayamadım sevgiyi,
Yoksa onlar mı sevdiremedi kendini?
Hayır! Bunlardan hiç birisi değil,
Sadece sevginin öldüğü bir çağda yolladı Tanrı beni dünyaya...

İnsanlar!
Onlar anlaşılmaz...
Bilmezler ama yaparlar,
Görmezler ama yürürler,
Gitmezler ama isterler,
Savaşmazlar ama 'hak ettim' derler,
Acımazlar ama anlayış isterler,
Çalışmazlar ama hatır dilerler...
Hülasa bir Amerikan askeri gibi...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:27 PM
Hayata Yakarış
Bu hayat adil olmaz asla,
Bir yanından kemirir durmadan.
Geri dönüp bakınca da,
Kırar, döker, parçalar yorulmadan!

Bir umut beklersin gözlerin ufukta,
Bir merhem beklersin derin yarana,
Bir sıcak gülüş beklersin dönüp anılara,
Ama dayanamazsın, yorulursun koşmadan!

Anılardan akar gelir acı bir anı,
Bu anıya sahip yüz kimin; hadi tanı,
Bak, hangi hayaller sarmış rüyalarını;
O rüyaları anlayamazsın anıları bulmadan!

Şimdi sence her şey anlamsızdır,
Hayat koca boşluktan ibaret bir karanlıktır,
Verilen sözler ise hepten yalandır,
Yüzün hiç gülmeden göçüp gidersin şu hayattan.


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:27 PM
Islak Kanatlı Küçük Melek
Sabahın ilk ışıklarıyla geldi,
Kanatları ıslak küçük bir melek.
Gözlerinden yanaklarına yaşlar değdi,
Kirpiklerini ıslatarak.

Bülbül gördü bu meleği,
Gülden ayrılıp yanına gitti,
Nazikçe bir 'Hoşgeldin' dedi,
Yüzüne bir gülümseme takarak.

'Hoşbulduk' dedi duygusal melek gülümseyerek,
Bülbül düşündü; 'gerçek güzellik bu olsa gerek'
Ve gözlerini meleğe hayranca kilitleyerek,
Derin derin baktı afallayarak.

Sonra bülbül yaklaştı meleğe,
'Hadi konuşalım' dedi seninle,
Anlat bana neler var senin ülkende,
Ve melek cevap verdi ışıldayarak;

'Bizim orda sevgi vardır,
Dostluk, vefa, duygu vardır,
Aşka sadakat vardır,
Biz sevdiğimizi söyleriz haykırarak.'

İnanamadı bülbül bu işe,
Oysa o neler söylüyordu güle,
Gül ise seviyorum demiyordu kendisine,
Demek sevginin olduğu yerler vardı bu dünyadan ırak.

Melek gülümsemeye devam ediyordu,
O anlattıkça bülbül şaşırıyordu,
Bu küçük meleğe inanamıyordu,
Ve dinliyordu hayretlerde kalarak.

Melek; 'Yoksa siz böyle değil misiniz?
Birbirinizi hiç sevmez misiniz?
Gönlünüzü karşınızdakine vermez misiniz?
Ve aşık olmasınız' diye sordu şaşırarak.

Bülbül; 'severiz sevmesine de' dedi,
'Sevgi bizde açamıyor karşı yüreği,
Tek taraflı aşk oluyor kalbimizdeki,
Bu yüzden aşk dağlıyor içimizi kanaratak'

Melek korkuyla irkildi bunu duyunca,
Aşk denen şey nasıl giderdi boşa,
Her canlı hevesli olmalıydı aşık olmaya,
Ve hakkı vardı herkesin gülmeye mutlu olarak.

Islak kanatlı küçük melek uçup gitti havaya,
Giderken dedi ki; 'bu dünya değmez yaşamaya,
Sevgi ve mutluluk yanımda olmadıktan sonra,
Nefes bile boşa gider, suç işlerim soluyarak'

Ve bülbül ağlamaklı oldu meleğin ardından,
Tam aşka değecek birini bulmuşken kaybetti yanından,
Bu acı hayat alıyordu kişinin hayatından,
Sonunda bakakaldı bülbül ağlayarak.

Her sevgi bitiyor, bırakarak büyük bir iz,
Her sevgili gidiyor, bırakıp insanı çaresiz,
Ağlamak yâr oluyor sonunda, hem de duyurmadan, sessiz,
Bir de aşık olamıyor insan, ağlamaktan korkarak.

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:28 PM
İki Kişilik Ayrılık
Soğuktu,
Hava yağmurluydu,
İkisi de suskundu...

Göz uçlarıyla kıza baktı erkek,
Kız biraz durgundu,
Gözleri ise pusluydu.

Erkek duraksadı bir an,
Olan işlere inanası gelmiyordu,
Yani şimdi gidecek miydi sahiden?
Bunu aklı almıyordu.

Oysa neler yaşamıştı şimdi karşısında duran şu kızla,
İlk gülüşünü, öpüşünü, sevişini ve ruhunu bulmuştu onda,
Bir de daha sıkı sarılması unutulmazdı hayata.
Bunlar nasıl yok olup giderdi ki bir anda?

Kız ise ürkek gözlerle erkeğe bakıyordu,
Bu bakışlardan bir bitkinlik okunuyordu,
Gözlerinden acı, duruşundan pişmanlık okunuyordu,
Ama kahretsin ki hayat insana ikinci bir şans vermiyordu.

Bir fısıltı dökültü erkeğin dudaklarından:
'Hâlâ seviyor musun? '
Ve kız cevap verdi her şeyi yaşayıp en baştan:
'Bunun önemi var mı? '

Erkek taşıyamadı bu cevabı,
Kendi ıstırabına eklendi kızın ıstırabı,
Aslında çok demekti bu sorunun cevabı,
Ama kız, sorunun cevabını bakışlarıyla anlatmıştı.

Erkek, 'var dedi, beni seviyorsan hâlâ,
Hadi koş boynuma sarıl, öyle durma,
Eğer bitmediyse sevgin ruhunda,
Kim gölge düşürebilir ki mutluluğumuza? '

Kız dedi ki; 'olmaz artık hayal kurma,
Her şeyi ellerimizle yıktık unutma,
İstesek de bir olamayız bundan sonra,
Tek sözüm sana: Beni unutma'

El salladı gitti o kız sonra,
Erkekte hıçkırıklar döndü yasa,
Şimdi erkeğin yüreği tuz buzdur, kırıktır,
Zihninden geçen ise işte şu mısralardır:

'Kemençen, bağlamam ve...
Gönüllerimiz kırıktır;
Her tatlı sevişmenin sonu bir ayrılıktır...'


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:28 PM
İntihar
Bir hüzün çökmüş içine;
O hüzünle eskimişsin,
Yüzünde parlayan bir kaç damla yaştan başka seni duyan da yok,
Teksin...
Düşlediğin çok şeyler var,
Yine düşlüyorsun!
Fakat olmayacak hayaller olduğunu da biliyorsun.

Bir özlem girmiş kalbine;
Daha dün gibi hatırlıyorsun,
Elini tutuşunu,
Yüzüne dokunuşunu,
Koynuna sokuluşunu...
Oysa şimdi bunlar birer uzak hayal,
Kanadı kırık kuş gibisin.
Uçan kuşları görüyorsun,
Bir zamanlar ben de uçuyordum diyorsun,
Ama şimdi bir köşedesin ve kimse senin farkında değil.
Sessizce uçan kuşlara bakıyorsun...

Bir çaresizlik basıyor yüreğini;
Usulca giriyor ama sağlam yerleşiyor.
O çaresizliği içinden atamıyorsun.
Çok zor geliyor sana umut etmek bir şeyleri,
Bir şeyleri sahiplenmekse ölüm.
Çünkü bunlar sana hep hayal kırıklığı hediye etmiş,
Çünkü hep zulüm...

Bir ölüm geliyor yanına,
Bir intihar...
Her şeyden umudu kestiğin anda...

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:28 PM
İstediğin Oldu İşte
İstediğin oldu işte,
Gittin sonunda...

Çok istiyordun ya gitmeyi,
Hani konuşmuyordun,
Anlatmıyordun,
Sadece susuyordun,
Aklınca susarak beni sevmediğini gösteriyordun...

Konuşmaz olmuştun son zamanlarda,
Tanıyamıyordum seni,
Neye soracağımı bilemiyordum bu hâli,
Sadece susarak takip ediyordum seni.

Sonunda saklayamadın daha fazla,
Döktün içindekileri ortaya,
'Seni sevmiyorum' dedin bana,
Neler söz verip, ne yeminler etmiştin oysa...

Nereye gitti söylesene şimdi o ettiğin yeminler,
Nereye kayboldu böyle birden?
Neler söylemiştin neler bana?
Evlenecektik daha,
İki çocuğumuz olacaktı,
Kızın adı Aybike,
Oğlanınki Kutalmış olacaktı...

Bende yaşıyor o hayaller sen bilmesen de,
Peki ya sen de?
Sende de yaşıyor mu kurduğumuz o hayaller?
O mavi duvarlı ev,
O bir geceyarısı kaçamağı,
O bir şehirlerarası yolculuğu
Ve bu yolculuğun sonundaki vuslat yaşıyor mu hâlâ?
Söylesene...

Neredesin şimdi, ne yapıyorsun,
Belki de bir başkasını seviyorsun,
Bir başkası için yanıp kavruluyorsun,
Kendini heder ediyorsun...

Öyleyse hiç üzülmem biliyor musun?
En büyük kötülüklerle karşılaşsan da,
Bir böcek kanadı kadar acımam sana,
Çünkü sen hayatın en korkunç kötülüklerini hak ediyorsun inan bana...

Ben o çekip gittiğin geceden beri seni düşünüyorum,
Ve ölümün bir sokak köpeğininki gibi olsun diye Tanrı`ya yakarıyorum...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:28 PM
İşte Yine Gece Oldu
İşte yine gece oldu,
Gözlerime hatıralar doldu,
İçim her zamanki burkuluşuyla,
Bu gecede de burkuldu.

Oldu yine işte gece,
Sürükledi beni geçmişe,
Unutamadığım anılarla,
Boğdu beni korkunç kedere.

Beklerim sabahı, dağıtsın diye içimdeki buhranı,
Kıskanırım ve şaşarım kedersiz hayatı kedersiz yaşayanları,
Her şeyi yaşasam da hayatta iyi kötü;
Yine de unutamam, soğuk kış gecesindeki Derya'yı...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:28 PM
İzlerim
Gökleri izlerim,
En uzak yerleri...

Bir gün ulaşabilir miyim derim kendi kendime,
Mümkün müdür gözün her gördüğü yere ulaşmak?
Mümkün müdür arzulanan her şeyin ele geçirilmesi?
Ya da hakkı var mıdır insanın?

Bana dost ve düşman olan insanları izlerim bir süre,
Dostlarım iyiliğim için,
Düşmanlarım kötülüğüm için uğraşır.
İkisinin de başarıya ulaştığını görmedim henüz.

Ne birilerinin yardımına ihtiyacım oldu,
Ne de beni devirmeye çalışanların oyunlarına gelecek kadar zayıf bir anım.

Olsun!
İzlemek, yorulmaktan daha kolay...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:28 PM
Kar Yağıyor Geceye
Bu gece diğerlerinden farklı,
Başka sanki diğer *******den,
Çünkü ******* karanlık olurdu en son,
Oysa bu gece bembeyaz,
Tıpkı Derya'nın giymeyi hep düşlediği gelinlik gibi,
Belki de giymiştir,
Ben görmemişimdir...

Neyse,
Derya geçmiş fasıldı,
Geçmişte kaldı.
Bugün bu geceye bakmak lâzım,
Herkesin uyuduğu şu çağda,
Bir ben varım ayakta.
Tüm tanıdığım insanların şu an uyuduğuna eminim,
O yüzden sadece kendi kendimleyim.

Çoktandır görmüyordum böyle kar yağdığını,
Kolay değil; iki yıl oldu,
İki yıldır gelinliğini giymiyor doğa,
Yoksa kalpsizlik doğaya da mı bulaştı.
Hele ben en iyi sırdaşım olarak *******i görürken,
Yoksa ******* de mi ruhsuzluğa karıştı?

Dışarı çıktığımda üşüyorum,
Üşüyünce üç yıl öncesini hatırlıyorum;
O zaman düşlerim başkaydı,
Bugünkülerden çok farklıydı.
O zaman tanıdığım insanlar da başkaydı,
Bu insanlar hayatımda değildi,
Yalnız başımaydım kısacası,
Atakan'dan başka.

O zaman da kar yağmıştı yine böyle geceye,
Geceyle birlikte bizim de üzerimize,
Üşümüştüm, tıpkı bu gece üşüdüğüm gibi,
Ama o zaman beklentilerim vardı,
En önemli fark da işte buydu.

O beklentiler birer birer eridi gitti,
Bugün yok artık hiçbiri,
Biri girdi hayatıma, beni bütün insanlardan nefret ettirdi,
Eminim eseriyle övünüyordur şimdi.

İstanbul'a kar yağıyor,
Yüreğimdeki unuttuğum yere de,
Bir de Derya'nın anılarına...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:28 PM
Kararlı Olacaksın
Yürüyeceksen;
Bir seher yeli gibi yürüyeceksin,
İnce, hafif, narin ama sürekli.
Karşına çıkanlar dost da olsa düşman da olsa,
yürüyüşünden etkilenip sevecekler seni,
Sevmeyenler de karşı koymayacaklar,
Teslim olacaklar.
Sonra gideceksin ulaşmak istediğin yere doğru,
Ama hiç yorulmadan ve duraksamadan,
Sadece gideceksin,
Tıpkı bir denizden gelen seher yeli gibi,
Geldiğin yer büyük ve zorlu bir yol da olsa sen serin olacaksın.

Koşacaksan;
Bir okyanus fırtınası gibi koşacaksın,
Sağa sola bakmadan,
Sana söylenenlere aldırmadan,
Alkışları ve yuhlamaları duymadan koşacaksın,
Bazen karşına çıkanları tuz buz edeceksin,
Olsun! Zararı yok diyeceksin.
Durmadan ve hatta daha da hızlanarak koşacaksın,
Koşup da kasırgaların yâri olacaksın,
Yorulmayacaksın.
Ricalarla, isteklerle uğraşmayacaksın,
Sadece belirlediğin hedefe yoğunlaşacaksın,
İşte koşacaksan böyle koşacaksın.

Duracaksan;
Bir deniz feneri gibi duracaksın,
Herkes durduğun yere bakarak kurtuluşu görecek.
yolunu kaybedenleri umudu senin duruşunla dirilecek.
Ya da duracaksan eğer bir çınar gibi olacaksın,
Sen kimseyi sevemeyeceksin ama,
Sevenler senin vücuduna birbirine olan aşklarını yazacaklar,
Cengâverler senin gölgende dinlenmeye yer bulabilecekler...

Ne olmak istersen ol ama
Olduğun şeyin en kararlısı olacaksın.


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:28 PM
Kıymetin Bilinmiyor
Ne oldu da böyle oldu?
Halbuki ben seviyordum onu,
Hatta o kadar seviyordum ki,
Saçlarından sırma teli,
Gözlerinden ufuk çizgisi,
Teninden de peri güzdesi yapmıştım.
Peki o neden gitti?
Neden yok şimdi?

Hata yaptım mı ben?
Yaptıysam nerede yaptım?
Görünürde hiçbir hata yok oysa,
Hiçbir şey yok ortada,
O hâlde neden yok yanımda?
Neden gitti bırakıp beni karanlıklara?

Acaba başka birisinin yanına mı gitti?
Ama bir başkası onu benim kadar sevemez ki.
Sahi beni bırakıp gittiği kişi,
Onu benden çok sevmeli mi ki?
Hayır! Elbette hayır!
Çünkü benim kadar sevmeyenlerin hakkı hep mutlu olmak,
Benim ise hakkım mutsuzluklar içinde,
Uykusuz *******e hapsolup,
Şiir yazmak...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:28 PM
Kızıl Saçlı Rüzgâr
Sabah yeli serin eser,
Her insan dayanamaz.
Aşk dediğin birden gürler,
Zayıf insan ondan kaçamıyordu

Bu kez de bana geldi aşk denen nesne,
Yüreğimi söküp, insafsızca bağladı ateşe,
Gelip gitmesi bir oldu, gidemedim bir yere,
Anladım ki kişi, aşk gelince susamıyordu.

Bu gün hava çok güzeldi,
Çünkü 'o' buraya gelecekti,
Kalbimin bütün sıkıntısı bitecekti,
O yanımdayken kalbin dert bilmiyordu.

İlk gördüğümde onu masumane,
Saçları kızıldı, elbisesi pembe,
Gözlükleri vardı; bir gülümserdi muzipçe,
'Güzellik' denen şey herhalde buydu.

Elini tuttuğumda ilk dünyalar benim oldu,
Kalbim artık her kötülüğü unuttu,
Ruhum bedenimden gitti, aşk diyarını buldu,
Elini tutmak bile aklımı yitiriyordu.

Dudaklarımı yanaklarına götürdüm sonra,
Kalbim çalışıyordu yerinden fırlamaya,
Nefesini hissedince hele yanağımda,
Artık beynim bedenime hükmedemiyordu.

Gökte güneş parıldıyordu,
Bulutlar bana göz kırpıyordu,
Toprak ise gülümsüyordu,
Fakat zihnim o an ne yapacağını bilemiyordu.

Saçlarının rengi kızıldı,
Gözleriyse kahverengine yakın elaydı,
Teni ise bembayazdı,
Bakışı içimi kıpırdatıyordu.

Bir buçuk saat bir su gibi aktı,
Ruhum o bir buçuk saatin içinde kaldı,
Hayatımdaki her nesne yere battı,
Yalnız karşımdaki kızıl saçlı kadın duruyordu.

Ve bu kızıl saçlı kadın gitti,
Mavi beyaz bir büyük gemiye bindi,
Boş bir kenti, sessizce terk etti,
Bu terk edişi kalbim kaldıramıyordu.

Sevenler kavuşur derler, inanmıyorum,
Şenay çünkü artık bir daha gelmeyecek,
Ve o bana kızıp bağırırken,
Sadi son nefesiyle ruhunu özgürleştirecek...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:28 PM
Kime Anlatsam
Bir yüz yok yanımda,
Bir ses,
Ya da bir nefes...

Hiçbir şey yok,
Hiç kimsesiz kaldım ben.
Yollar uzun,
Uzun ve yokuş,
Çıkmakla bitmiyor.
Fakat insana en çok,
Şu yalnızlık koyuyor.

Daha dün böyle değildim oysa,
O vardı çünkü yanıbaşımda,
Gecenin bile kendine has aydınlığı vardı,
Hele güneş şimdikinden çok farklı parlardı.

Oysa bir de şimdi bakıyorum etrafıma;
O zamandan hiçbir şey kalmamış,
Sevdiklerim dağılmış,
Sevenlerim ayrılmış,
Umutlarım bile afallamış.

Bir sıcak gülüş olsa belki hepsi geçecek,
Geçecek bu geçmesi imkansız sandığım acılar,
Hayal kırıklıkları, umutsuzluklar ve yaslar,
Bıçak gibi kesilecek aniden bir gülüşle,
İşte o zaman yüzümde bir tebessüm belirecek.

Şimdi ben bu işi kime anlatsam?
Kim anlar ki yaşadığım hâlleri?

Bir yosun gibi yoksa her şeyi dalgaya mı bıraksam?
Bir parça mutlu olur mu o zaman şu garibin yüreği?

Bir yüz yok yanımda,
Bir ses ve bir nefes!
Çünkü belki ben de yokum,
Olmamalıyım...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:28 PM
Korkuyorum
Her gülümseyişimde,
Her mutlu oluşumda,
Kederlenmekten korkardım sonrasında,
Gülmenin bedelini üzülerek ödemekten korkardım.

Her vuslat anında,
Ayrılmaktan korkardım,
Büyük bir özlemle beklediğim,
Sonunda kavuşabildiğim,
Sevdasını çektiğim o eşsiz düşten,
Ayrılmayı düşünür ve,
Korkudan solardım,
Sessizce.

Her koşuşumda,
Düşmekten korkardım sertçe.
Yanımda kimsenin olmayacağını bilirdim çünkü,
Yere düştüğümde.
Kolumdan tutacak kimse olmayacaktı düşünce,
Tek başıma olacaktım.
Ayakta olanlar çoktan gitmiş olacaklardı,
Onları yakalayabilmek için kalkmalıydım,
Ve koşmalıydım.

Her gece oluşunca,
Onu düşümekten korkardım.
Onu her düşündüğümde çünkü
Kimse fark etmese de sessizce ağlardım.
Gözyaşlarımı içime akıtırdım,
Kızılcık şerbeti içtim derdim ama ağlardım.
*******i bu yüzden bir türlü sevemedim,
Ve alışamadım karanlığa,
Karanlıkta çok şey tuzak kuruyor insana,
Çok kişi çıkıyor düşürmek için karşısına,
Sevmiyorum bu yüzden *******i
******* tırmalıyor içimdeki kederleri.

Her kar yağdığında,
Ben bir pastaneye girip,
Soğuğu dışarıda bırakarak ısınmaktan korkuyorum.
Çünkü onunla yapmıştık bunu,
Birlikte beslemiştik umudu.
İşte onu hatırlıyorum her kar yağdığında,
Kendime unutturmaya çalışırken ben,
Yüzüme çarpa çarpa tekrar gelmesinden korkuyordum.

Kızıl saçlı kadınlardan korkarım,
O`ndan ayrıldığımdan beri.
Korkarım her karşıma çıktıklarında,
Hepsini bir öldürmekten,
Sonra da kendimi...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:28 PM
Kurtulacağım
Artık bırakın beni,
Düşürün ellerinizden yüreğimi,
Bir gece yararak korkunç geceyi,
Kaçacağım, kurtulacağım...

Çekin gözlerinizi üzerimden,
Kaldırın düşlerinizi kalbimden,
Silin hafızalarınızı ismimden,
Koşacağım, kurtulacağım...

Kaybettiğiniz yerde bırakın peşimi,
Akıllarınıza getirmeyin artık çehremi,
Yoktu aslında, hiç olmamış sayın sevgimi,
Gülüp geçeceğim, kurtulacağım...

Geçmişi silin atın bir köşeye,
Geçit vermeyin o hayallere,
İnanmayın artık sevgiye,
Nefret edeceğim, kurtulacağım...

Sevmiyorum bakın hiçbirinizi,
İstemiyorum hayatımda izinizi,
Hatırlamıyorum da isminizi,
Hepinize tek tek aşık olacağım,
Kurtulacağım...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:29 PM
Koş
Eline al biraz umut,
Bir parça yürek,
Az da cesaret...
Sonra koş gözünün gördüğü en uzak ufka...

Durmadan, yılmadan, yorulmadan,
Karşına çıkanlara dönüp bakmadan,
Seni engellemeye çalışanları duymadan,
Ve hiç umursamadan koş yarına...

Koş ki seni bekliyor orada bir hayat,
Koş ki kararlılığın korkaklığa olacak bir tokat,
Koş ki karanlıklar yok olacak seninle!
Koş ki; büyüyeceksin! Heyhat...

Kişioğlu durdukça içi sıkılır,
Sıkıldıkça düşünüp, ruhu bunalır.

Durup düşünmek olmaz bu yüzden,
Bunu yaptıkça geriler en büyük erdem.

İleri atılmak elbette zafer getirir,
Atılamayanlar ise her zaman geridir.

Tarihe de bak, bugüne de bak hep görürsün,
Sadece ileri atıldığın zaman düşmanı ürkütürsün,

Ne diyor sana Ulu Önder'in?
'Yalnız yükselmektir kaderin senin'

Öyleyse sen de yükseleceksin başka yolun yok,
Yükselip ilerlemekten başka çaren yok.

Koşmalısın arkadaş durmadan ileriye,
Koşmazsan küsemezsin sen istikbaline.

Gelecek elbette koşanlarındır,
Nefesleri kesilmeden koşanlarındır.


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:29 PM
Mezara Kadar
Kaç gecedir uyku girmiyor gözüme,
Nefesim çıkarken zorlanıyor,
İçimde bir yerlerde duran,
Durgun nehir bile kabarıyor.

O'ndan ayrıldım ayrılalı,
Dünya gözüme karanlık görünüyor,
Konuşsam, hatta bağırsam bile,
Bir dirhem sesim çıkmıyor.

Kuşlar her sabah derdimi dinliyor,
Yıldızlar *******i bana yoldaş oluyor,
Bulutlar da yağmurlarını gönderip bana,
Gözyaşlarımı saklamamı sağlıyor.

Havada bir Sibirya soğuğu duyuyorum,
Hele o buluştuğumuz yere gidince donuyorum,
O kadar uğraşıyor, çabalıyorum,
Yine de O'nu aklımdan silip atamıyorum.

Korkarım bitmeyecek bu içimdeki duygu,
Korkarım çekeceğim ölene kadar!
Belki sönüp ufalır bu korkunç duygu,
Ama bence sürecek mezara kadar...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:29 PM
Ne İstiyorum Acaba?
Gece olup da yıldızların alınca başımın üstüne,
Aramızda biraz da bulut görünürse,
Başlıyorum ne istediğimi düşünmeye...

Çoğu zaman cevap veremiyorum kendime,
Çoğu zaman susakalıyorum,
Çıt çıkmıyor ağzımdan,
Rüzgârdan korkan bir kedi yavrusu gibi,
Kendi sokulup üşüyorum,
Ne istediğimi bilmiyorum...

O zaman *******i neden hüzünleniyorum?
Neden sarıyor o lanet olası duygu yüreğimi?
Neden sızlatıyor bu ıstırap kalbimi?
Ve bu nedenleri neden bir tek nedene bağlayamıyorum?

Bilmiyorum!
Hiçbirini ve hiçbir şeyi bilmiyorum.
Sadece dikip gözlerimi göremediğim karanlığa,
Karanlıktan cesaret alıp kimin duyduğunu bilmeden soruyorum;
Neden bilmiyorum tam olarak ne istediğimi?
Ve neden başaramıyorum kendi yüzümü güldürmeyi?

Aslında bunu neden bu kadar önemsediğimi de bilmiyorum.
Çok mu mühim sanki mutlu olmak?
Olmasam ne çıkacak?
Elbette koskoca bir hiç.
Çıkacak hiçbir şey yok.
Yine de alışılmışlık işte,
İnsan bir parça gülmeyi istiyor...

Yalnız kalmak;
Acaba bu şey iyi mi kötü mü?
İnsanı tek başına güldürür mü?
Bunu da anlayamadım daha,
Kişi acaba rahatlar mı yalnız kalınca?

Kalabalıklar içinde olmak,
Onlarla akıp gitmek hoştur,
Fakat ebedi yalnız kalmak;
İşte her insan buna mahkum olmuştur.
Kişiler gelip geçicidir, sonsuza dek kalmazlar,
İnsanlar başkalarıyla her zaman mutlu olmazlar,
Ebedi saadet denen nesne içeridedir, onu bulmalı,
Bulmak için de her zaman koşuşturmalı.

Neyse, düşünme bunları,
Bunlar insanı yoran şeyler,
Sen yine kaybetme umutlarını,
Elbet olur hayatında, anlayabildiğin bir şeyler...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:29 PM
Ne Söyleyeyim?
Şimdi ne söyleyeyim ben?
Her şey yok,
Her şey bitti,
O güzel bakışların da...

Şimdi ne denir söylesene?
Ne güle güle, ne de elveda,
Hiç biri söylenmiyor...

Şimdi ne diyim?
Ne söyleyim?
Bilmiyorum!

Yalnız şunu biliyorum;
Senin gerçekten yok olduğuna inanmıyorum...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:29 PM
Nereden Geldin Aklıma?
Nereden geldin aklıma?
Nereden bu saatte?
Ben herşeyi unutmuştum, herşeyden kurtulmuştum,
Her bir şey tek tek silinmişti zihnimden,
Sessizce kaybolmuştum.

Beni ben bile bulamazken,
Söyle sen nereden buldun?
Kim söyledi bu saklandığım yeri,
Kendimden bile kaçtığımı sana kim söyledi?

Susuyordum,
Hiç konuşmuyordum sen duyma ve bulma diye,
Ağlıyordum,
Yosun tutan taraflarında kayaların,
Sen görüp üzülme diye,
Neden kaybolduğumu anlayamamıştın belki daha,
Bilmiyordun...

Benim gidiş nedenim çok farklıydı oysa,
Kendi eksiklerimi sayende gördüm,
Sayende görüp geri sana küstüm,
Saçma değil mi?
Biliyorum hem de çok saçma.
Yine de sen bana bakma...

Nereden geldin bu saatte aklıma?
Ben daha seni düşünecektim...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:29 PM
Neredesin Şimdi
Daha dün yanımdaydın hatırlıyorum,
Fütursuzca üflediğim dumandın,
Nikotin bağımlısı dudaklarıma,
Sigarayı bile yasaklardın.

Sanki dün geceydi o bana gelişin,
Dün geceydi sanki saçlarını okşadığım,
Dün gece sanki yanımdaydın,
O yeminleri ve sözleri dün gece sanki ortaya atmıştın.

Oysa şimdi bakıyorum yoksun,
Gözlerime acı bir pus iniyor seni göremeyince,
Oysa dayanıklıyım sanardım son derece,
Belki bu acı dayanılmaz olanından,
Hani çocukken çok istediğimiz oyuncağı,
Başkasının elinde görürüz ya;
İşte öyle bir şey bu da galiba,
Ben böyle küçük acıları düşünmezdim yoksa.

Şimdi göremiyorsun beni,
Ve duyamıyorsun.
Suskunluğum peşinde,
Haykıradursun.
Eminim sen onu da duymuyorsun,
Ve mutlaka beni şimdi hatırlamıyorsun.

İtiraf edeyim onca şeyden sonra;
İsterdim şimdi yanımda olmanı,
İsterdim hep benimle kalmanı.
Hani o gün gelmiştin ya yanıma,
O günden sonra hep benimle kalmanı,
Çok isterdim aslında,
Bugün imkansız olduğunu biliyor olsam da.

Çocuktum belki de o zaman,
Aklım şimdiki gibi ermiyordu,
Tarihi hatırlamıyorum,
Saati bilmiyorum,
Sadece seni çok,
Çok sevdiğime inanıyorum.

Sen gidince çok şey silindi hayatımdan,
Silinen şeylerin yerine, uymayan nesneler koydum hep,
Ama senin boşluğuna koyduğum,
Bütün unutma taklitleri boşa gitti,
Ne yaparsam yapayım,
O senin geldiğin aceleci sabah karşıma dikildi.

Senin aşkın bir tohum mu toprağa düşen?
Öyle olmasa her gün biraz daha sana aşık olmazdım,
Her gece camın sağ tarafına geçince,
Seni kaybettiğim için kendime kızmazdım.

Şimdi sen bu şiiri okusan bir gün bir yerde,
.....
Ya da her neyse,
Sana yazdığımı tahmin etmezsin bile...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:29 PM
Neredesin Şimdi?
Daha dün yanımdaydın hatırlıyorum,
Fütursuzca üflediğim dumandın,
Nikotin bağımlısı dudaklarıma,
Sigarayı bile yasaklardın.

Sanki dün geceydi o bana gelişin,
Dün geceydi sanki saçlarını okşadığım,
Dün gece sanki yanımdaydın,
O yeminleri ve sözleri dün gece sanki ortaya atmıştın.

Oysa şimdi bakıyorum yoksun,
Gözlerime acı bir pus iniyor seni göremeyince,
Oysa dayanıklıyım sanardım son derece,
Belki bu acı dayanılmaz olanından,
Hani çocukken çok istediğimiz oyuncağı,
Başkasının elinde görürüz ya;
İşte öyle bir şey bu da galiba,
Ben böyle küçük acıları düşünmezdim yoksa.

Şimdi göremiyorsun beni,
Ve duyamıyorsun.
Suskunluğum peşinde,
Haykıradursun.
Eminim sen onu da duymuyorsun,
Ve mutlaka beni şimdi hatırlamıyorsun.

İtiraf edeyim onca şeyden sonra;
İsterdim şimdi yanımda olmanı,
İsterdim hep benimle kalmanı.
Hani o gün gelmiştin ya yanıma,
O günden sonra hep benimle kalmanı,
Çok isterdim aslında,
Bugün imkansız olduğunu biliyor olsam da.

Çocuktum belki de o zaman,
Aklım şimdiki gibi ermiyordu,
Tarihi hatırlamıyorum,
Saati bilmiyorum,
Sadece seni çok,
Çok sevdiğime inanıyorum.

Sen gidince çok şey silindi hayatımdan,
Silinen şeylerin yerine, uymayan nesneler koydum hep,
Ama senin boşluğuna koyduğum,
Bütün unutma taklitleri boşa gitti,
Ne yaparsam yapayım,
O senin geldiğin aceleci sabah karşıma dikildi.

Senin aşkın bir tohum mu toprağa düşen?
Öyle olmasa her gün biraz daha sana aşık olmazdım,
Her gece camın sağ tarafına geçince,
Seni kaybettiğim için kendime kızmazdım.

Şimdi sen bu şiiri okusan bir gün bir yerde,
.....
Ya da her neyse,
Sana yazdığımı tahmin etmezsin bile...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:29 PM
Nihat Astsubay
Bir akşamüstü vuruldum,
Yüreğimin tam ortasından.

Önce biraz kan aktı,
Sonra o kanlar canımı aldı,
Canımla birlikte toprağa aktı...

Seslenmek istedim, sesim çıkmadı!
Seslenmek istedim; yurdumun dağlarına,
Haykırmak isterdim avazım çıktığınca;
'Yeter artık bu savaş,
Yetişir bunca kan!
Dökülmesin artık kanlarımız ile,
Bir de yetimlerin gözlerindeki yaş!
Bıktırdı bu verilen canlar bizi,
Yıldırdı anaların ah etmeleri...'

Demek isterim ama gözümün önüne İbraham Çavuş gelir,
Elini omzuma atıp o tok sesiyle seslenir;
'Nihat, dert yanma sakın olan işlerden,
Bu olanlar bize hediye Tanrı'dan,
Sessizce çek her kederi, vurma dışarı,
Bak yine güneş doğacak yarın ufuktan.'

Bunları düşündükçe kendime gelirdim,
Gözlerimi yurdumun semalarına çevirirdim.
Oysa şimdi hiçbirisi kalmadı geriye,
Bana bu kez şu yağlı kurşun hediye...

Ağlamak yasaktı oysa bizlere,
'Erkek ağlamaz' 'askerin hele gözleri bile sulanmaz'dı.
Oysa ben gördüm,
Benim Komutanım, 3 yaşındaki bebek patlayan bombadan ölünce,
Tam beş damla gözyaşı dökmüştü.

Yalnız o değil, başka da gördüklerim oldu,
Sadık Binbaşım'ın gözü de yaşla dolmuştu,
Dayanamamıştı o da tezkere aldığı gün şehit olan Mustafa'ya,
Bırakmıştı değerli bir hazine gibi sakladığı gözyaşını toprağa...

Ağlamak yasakmış? Böyle yasak olur mu?
Şu toprağa nice şehit kanı akıyor da,
Acaba üç damla gözyaşı aksa çok mu?

Çok yavrular gördüm, onların da aktı gözyaşı toprağa,
Her biri şimdi ağlıyor bir şehit mezarı başında,
Ve dolu gelin gördüm ki çoğunun duvağı bile başında,
Sessizce yaş akıtıyor, erinin düştüğü toprağa...

Ben de nihayet geldim şehit arkadaşlarımın yanına,
Sonunda ulaştım sonsuzluklar diyarına,
Birazdan bulurum, İbraham Çavuş da burada olacaktı,
Sabri Üsteğmenim sağ tarafta bana kollarını açacaktı...

Ben; Nihat Astsubay!
Komutanlarım, kardeşlerim ve askerlerimi özledim,
Doktora söyleyin; beni muayene etmesin,
Ben aldığım bu kurşunla ölümsüzlüğe gideceğim...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:29 PM
O Günler
Aklıma geldi o günler yine,
Beni çıldırtmak istermiş gibi,
Beraber yürüdüğümüz o yol göründü gözüme,
Cennete açılan, ipek yol gibi.

Hayat durdu birden bire,
Kuşlar kaldı oldukları yerde,
Ağaçlar yere eğildi sessizce,
Ben kaldım sadece, yalnız er gibi.

Bulutlar güneş ile girdi aramıza,
Yıldızlar söndü, sustu bağlama,
Rüzgâr yaman esti, çöktü böğrüme,
Sustum kaldım, dut yemiş bülbüller gibi.

Özlem duydum o beraber olduğumuz günlere,
Hasret kaldım duruşunla, bir de gülüşüne,
Alışamadım bir türlü, ben bu gidişine,
Sessizce çektim acımı, diş sıkar gibi.

Baktım ki yanımda sen yoksun sonra,
Gözlerimi diktim geleceğini umduğum yola,
Bütün ümidimi toplayıp, bekledim ama,
Sen yoktun, tıpkı çölde yağmurlar gibi.

Anladım ki yalnızım, artık sen yoksun,
Gördüm ki çaresizim, çünkü sen yoksun,
Maalesef dertliyim, sebep: Sen yoksun,
Kabullendim sen gittin, hem de yel gibi.

Şimdi artık el ele kimi görsem ağlarım,
Zaten kanamış kalbime, yeni yaralar açarım,
Suskunum, yorgunum, kimi görsem yanarım,
Ve sönmem artık bir daha, gökte ay gibi.

Şimdi senle geçirdiğimiz günler, artık geri gelmeyecek,
Sana verdiğim ilk buse, dudağımda hiç belirmeyecek,
Ellerim teninin sıcaklığını, bir daha hissetmeyecek,
Ve bir duvar dibinde öleceğim, aç bir sokak kedisi gibi.

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:29 PM
O'nu İstiyorum
Bir gece daha yaklaşırken bana inat edercesine,
Kapılırım O'nun beni büyüleyen güzelliğine,
Bilmiyorum! Ne tepki alırım şu onulmaz sevgime...
Bilmiyorum... Ama seviyorum...

Çağırsam seni yine bir akşam gelir misin?
Birlikte bu dünyanın bütün elemlerine güler miyiz seninle?
Başarabilir miyiz Güneş'i tutmayı?
Bakarsın yeniden yaratırız dünyayı...

Sen beni tanımıyorsun, ben de seni,
Tıpkı bir eski Türk Filmi gibi...

Görüp birbirimizdeki masum çehreyi,
Bulalım o zaman en gerçek sevgiyi...

Yıldızları yakalamak için çıkabildiğimiz kadar yukarılara çıkalım,
Göğün en tepesine, aşkın yeryüzüne indiği yere çıkalım...

Cesaretin var mı senin benimle gelmeye,
Aşkı bulmak için göğün en tepesini delmeye! ..

Haydi, beklemek yakışmaz sevene,
En uzun mesafeler bir karış toprak gelir sevene...

Bakmayalım hiç geriye,
Gözlerimiz hep birbirimizde,
Boşver hep böyle olsun, tanımayalım birbirimizi,
Ama girelim her gece birbirimizin düşlerine...

Ne ben sana açılayım, ne sen bana,
Sadece birbirimizden güç alarak sarılalım şu ucuz hayata! ..

Yaşayalım, birbirimizin hayaliyle yılmadan,
Hayatımız bir anlam kazanacak işte o zaman...

Adsız çeriler gibi anılmadan ölelim,
Nasıl olsa birbirimizin yüreğinde hep diriyiz ya! ..


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:30 PM
O İki Gün
Düşlerim gerçek oldu,
Kalbim bahtiyarlıkla doldu,
Hayatımdaki neşe boldu,
Ömrüme ömür kattı iki gün.

Damarlarımda kan serindi,
Dünyadaki her mutluluk benimdi,
Kinlerim bile izindeydi,
Çok bahtiyardım o iki gün.

Dağlar beni selamlıyordu,
Bulutlar sevinçten ağlıyordu,
Yıldızlar göz kırpıyordu,
Geceyle bütünleştim o iki gün.

Rüzgâr tenime çarpıyordu,
Kuşlar gülüşüme bakıyordu,
Böcekler ahenkli ötüyordu,
Her ses bana ezgiydi o iki gün.

Ay ile güneş barışıyordu,
Yağmur ile toprak sevişiyordu,
Arıyla çiçek öpüşüyordu,
Her zevkten tattım o iki gün.

Melekler bana özeniyordu,
Şeytan içimdeki ateşi kıskanıyordu,
Ağaçlar boynuma sarılıyordu,
Herkesin gözdesi olmuştum o iki.

'O' bakıyordu gözlerimin içine,
'O' sesleniyordu ruhumun derinliğine,
Sevgiyi duyuyordum gönlümün içinde,
Bir yağmur altında erircesine,
Aşık olmuştum işte o iki gün...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:30 PM
Özlüyorum
Özlüyorum,
Ne zaman bitecek bu yanıklık bilmiyorum...

Özlüyorum,
Neyi özlediğimi,
Ne zaman elde edeceğimi bilmeden özlüyorum...

Özlemekle geçse de ömrüm,
O'nu hiç görmese de gözüm,
Kavuşmaya yetmese de ömrüm,
Ne yapayım? Özlüyorum...

Belki yıllar sürecek bu korkunç özleyiş!
Belki de hiç olmayacak vuslat!
Belki kızgın çöllerde kırılacak içimdeki direniş!
Bana, özlediğim mutluluğu vermeyecek hayat...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:30 PM
Pişmanlık Dizeleri
Bakmak nedir gökyüzüne bir gece yarısında,
Yıldızlarla dertleşmek çıldırtan yalnızlıkla,
Geçmiş için yas tutmak, hem de fütursuzca,
Bunları çok iyi bilirim, öğrendim korkunç karanlıklarda.

Önce bir şeyler takılır boğazına,
Önce biraz sendelersin,
Ne çığlıkların duyulur,
Ne haykırışların bulunur.
Her şey yok olmuştur çünkü,
Her şey bitmiştir.
Uzanmak istesen de artık yapamazsın,
Elin nereye kadar uzansa, oraya kadar boşluktur.

Aslında dert yanmaya hakkın yoktur,
Her şeyi kendi ellerine yıkmışsındır,
Etrafta kızacak kimse de yoktur.
Sen istemişsindir böyle olmasını,
Sen istemişsindir ayrılmayı,
Sen istemişsindir koca kalabalıkta yalnız kalmayı.

Mutlu musun peki şimdi? Hayır!
Her şey sana o(?) nu hatırlatmıyor mu?
Geçtiğiniz yollar,
Oturduğunuz park,
Hatta içtiğin her çayda,
O gelmiyor mu aklına?
Geliyor, bunu artık kendine itiraf da ediyorsun.

Hiç dert yanma, buna hakkın yok,
Senin nasibin şimdi yalnızlıklara uyanmak,
Kısmetin sadece hasret ve özlem,
Yok artık sana mutlu olmak...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:30 PM
Saat Beş Buçuk
Saat beş buçuk,
Vakit sabaha karşı,
Bütün insanlar da bana...

Gökyüzünde tek tük yıldız,
Yerde biraz ıslaklık,
Gönlümde biraz kırıklık,
Hafızamda ağır hayal kırıklıkları,
Düşlerimde ise bir kızın gözbebekleri var.

Saat beş buçuk,
Yaram kanıyor,
Bir yerlerde bir yurt öğrencisi de,
Sessiz, suskun, ağlamaklı ve mahzun,
Yatıyor,
Uyuyor...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:30 PM
Sabah Güneşi
Sabah güneşi kurtuldu yine dağların arkasından,
Geceyi aldı götürdü.
Kimbilir kimler kurtuldu onunla birlikte içindeki yangından,
O geceyle birlikte dertleri de söndürdü.

İşte karşımda duruyor sabahın güneşi,
Karşıma geçmiş beni izliyor.
Sanki özellikle geçmiş karşıma görmek için çehremi,
Beni izledikçe kimbilir, O'na neler söylüyor...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:30 PM
Sabah Olunca Gidelim
Şimdi kalkmayalım, duralım,
Sabah olacak bak birazdan, o zaman gideriz,
Gittiğimzde yerde ne kadar kalacağımızı bilmiyoruz, hele gidelim bakalım,
Belki yine bir sabaha karşı döneriz.

'Beni anlamıyorsun' deme bana, anlıyorum,
Bak işte; ben de seninle aynı anı yaşıyorum,
Seninle ağlıyor, seninle tebessüm ediyorum,
Evet, bir parça kırgınım ve kızgınım,
Fakat biliyorsun sen beni, şu gülmek denen şeyle bir türlü tanışamadım.

Her neyse, yine gelmeyelim oraya,
Sen geceden haber ver bana!
Nasıl? Soğuk mu yine sabahın ayacı,
Yerden ağaçları, gökten yıldıları savurarar o kokunç yel esiyor mu?
Hani bir gece vakti bizi alıp ceviz ağacının altına götüren,
Oradan yıldızlara bakıp, gülümsettiren,
Yüzümüze, bizim bile tanımadığımız tuhaf şekilleri verdiren,
Esiyor mu hâlâ?

Hatırlar mısın seninle bir gece ıslanmıştık,
Yağmur yağıyordu, biz dışarıdaydık,
Yüzümüzü, yağan yağmurların ıslaklığıyla tanıştırdık,
Ama birbirlerlerini çok sevmiş olmalılar ki yüzümüz ve yağmurlar,
Onları bir daha ayıramadık.

Ben düşünüyordum; herşey aslında ne kadar geçici,
Kalan yoktu yanımda senden başka, bir de başımızdaki esinti,
O esinti ki çıkarmıştı bizi bilmediğimiz tepelere,
O tepelerde görmüştük umudu da umutsuzluğu da biz yine...

Şimdi hayıflanıyorsun kimse anlamıyor diye seni,
Şimdi yazıklanıyorsun kara olduğunu düşündüğün kaderine,
Oysa hiç sıkma, hiç buhranlama yüreğini,
Öğünmelisin sen şimdi içinde olduğun hâlinle...

Çok insan vardır, aslında bir çorak topraktır,
Duymamışlardır en acı günlerin tadını,
İşte dünyanın en büyük lezetti bu acılardadır.
O acı lezzeti duymayanlar başaramazlar yarını...

Yine geldik aynı meşhullüğün içine,
Boş ver bunları, bakalım birbirimizin yüreğine;

Şimdi otur, şimdi dur, kalkma!
Hele bir güneş doğsun şu karşı dağlara,
O dağların bize hatırlattıklarını da alalım yanımıza,
Ondan sonra çıkalım bilinmeyen yollara...

Çağı gelmedi daha yolculuk yapmanın,
Bak birazdan sesi de duyulur ezanın,
O zaman çıkarız bilinmezlerin diyarına,
O zaman gideriz sonsuzluğun vatanına....


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:30 PM
Sahnedeki İki Oyuncu
Olmuyor mu artık Sumru, ne diyorsun?
Bitirelim mi bu tiyatroyu ışıklar sönünce?
Ya da sahne arkasına geçerek izleyicilerden habersiz,
Her şeyin aslında yapma bir tiyatro olmadığını birbirimize mi fısıldayalım?

Gidelim mi yani şimdi Sumru?
Bana verdiğin sözlerden,
Sana ettiğim yeminlerden sonra,
Gideceğim mi diyorsun?

Aslında haklısın Sumru,
Aslında doğrusun...

Kahrı çekilmez bir adamım ben,
Bebekliği akrep sütü içmiş bir kurt gibi,
Çocukluğu köşe başında duran bir sokak lambası direği gibi,
Gençliği de yağıp yağmayacağı belirsiz bir hava gibi geçti benim.

Sana hak veriyorum Sumru, haksız değilsin hani,
Zordur uğraşmak içimdeki deli duygularla,
Yorar insanı haykırışlarımla parlayışlarım,
Herkes çekemez benim kahrımı Sumru,
İnan suçu sende bulmuyorum...

Ne yapalım peki Sumru?
Ne diyorsun?

Bitsin mi izleyicilerin sonunu merak ettiği bu tiyatro yarıda?
Kesilsin mi elektrikler birden,
Ve sonra sahnedeki iki oyuncu gizlice yok mu olsun?
Kimsenin görmediği ve görmeyeceği bir yere mi gitsin?
Bir daha birbirlerinden haber almamak üzere...

Hadi Sumru, ben dayanamıyorum daha fazla,
Ne olacaksa olsun!
Birbirini aslında hiç görmemiş bu iki sahne oyuncusu,
Kararlarını birbirlerine bakışlarıyla anlatsın...

Olmuyor mu artık Sumru? Gitmeliyiz mi diyorsun?
Yoksa ben çekerim seni deli adam mı diyorsun?

Bana fısılda ve git!
Çünkü biraz daha durursan sana tekrar âşık olacağım...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:30 PM
Sakın Hatırlama Beni
Sakın aklına getirme beni,
Sakın hatırlama.
Ben unuttum çünkü çoktan seni,
Sildim çoktan izlerini,
Bir daha gelmeyeceksin aklıma,
Taşımayacağım kederini.

Zor oldu silmek yaşanan onca şeyi,
Onun için zaten hatırlama diyorum beni,
Her şeyi ilk başladığımız yere getirme,
Onca acıyı yine yaşatma ikimize de.

Bırak bittiği gibi sönsün bu iş,
Artık çıkmasın ortaya sevda masalları,
Uydurma sözleri, yalan bakışları,
Sahtekâr ağlayışları getirme bana,
Ben onları tanıyalı çok zaman oldu, bilirim.
Yine gelirlerse de bu sefer sadece gülerim.

Her şeyi bitirdim kafamda, hallettim,
Hatırladığım bir şey kalmadı, kökten sildim,
İşte bunları yapmışken senden tek istediğim;
Artık bırak bu işin peşini, fazla zorlama,
Sen de inan bundan sonra olamayacağına.

Sevmek ve sevilmek;
İnsanlar için birer hazdır,
Fakat her hazzın bir oluru vardır,
Ben hiçbir kıza göre değilim inan ki,
Devam etsen bile sonrasında çok ağlarsın.

Ben her şeyi sildim Aylin,
En başa döndürme beni,
Aşık olacak gücüm kalmadı.


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:31 PM
Sarı Saçlı Rüya
Her anı bir olmaz insanın,
Bazen efkâr olur, bazı neşe.
Kuralı bu, böyledir bu doğanın,
Acılarla sevinçler sahiptir ömre.

Dün akşam da böyle bir akşam oldu,
İçime tarifsiz duygular doldu,
Sevinçle gülen yüzüm ansızın soldu,
Kederle devam ettim, artık o güne.

Bir sarı saçlı kız gelmişti karşıdan,
Saçları sırma teli, yüzü ise ay`dan,
Bakışı bahar güneşi, götürüyordu beni dünyadan,
Ne doyabildim, ne kıyabildim bakmaya yüzüne.

Bir şey söyleyecek oldum, yapamadım,
Ona sadece yanaşıp adını bile soramadım,
Saçlarından başka gözlerine bile bakamadım,
Saçlarını kızgın mil edip, çekmişti gözüme.

Hava onu benden saklamak için kararmıştı,
Işıklar onun güzelliğini benden kıskanmıştı,
O ise bunlara aldırmadan karşımda parıldamıştı,
Eziyet yapıyordu sanki garip gönlüme.

Hiç ummuyordum karşılacağım bu güzeli,
Bir güzel ki; gözleri cehennem alevi,
Saçları güneşin sanki bir eseriydi,
Varlığı zaten bir armağandı yeryüzüne.

Ve ayrıldım o güzelden sessizce,
Bir buğu indi ardından gözlerime,
Son kez bakmaya çalıştım ama olmadı, yüzüne,
İşte yine kalmıştım kendi kemdime.

Bir daha göremeyeceğim o sarı saçlı rüyayı,
Uyanınca çünkü geldim bambaşka bir yere.
Biliyorum; dolaşsam da bütün koca dünyayı,
Bir güzel bulamayacağım, Derya`nın üstüne.


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:31 PM
Sen Bilmezsin
Sen bilmezsin daha bu karanlık yolu,
On iki adım gidince sağ bir çukur vardır.
Çukurun içinde ne olduğunu bilmiyorum,
Zaten bilmediğim için o çukurdan kaçıyorum.
Kişioğlu bildiklerinden sakınmıyor ama,
Yaklaşmıyor hiç tanımadıklarına.
İşte benimki de böyle bir sıradan davranış,
Çok da umursama...

Sen bilmezsin bir Çavuşların Durdu vardır;
Gözlerin altı torba torbadır.
Nerede kimi yakalasa asker anılarını anlatır,
Eğer doğruysa gazi olmuş,
Sağ kolu da bu yüzden yokmuş,
Bir de sol elinin baş parmağı kopmuş.
Harbiye Marşı'nı duydu mu ağlar hani,
Yaşlar, o istemese de akar gözünden.
Engel olamaz...

Bilmiyorsun sen bir de taşlı yol var bizim orada,
O yoldan inerek gelirdik yuvamıza.
Moralimiz ne kadar bozuk olursa olsun,
Mutlaka birileri beklerdi bizi o yolun sonunda.

Sen bilmezsin bilirim,
Bir gönül yaram var benim!
Seher yeline verilmiş bir sevdam var aklımda,
Aklımda kalan sevdamın düşü ama,
Aslı ise Derya'da...

Derya mı kim? Şimdi sen onu da bilmezsin.
İşin yoksa sana bir de Derya'yı anlat şimdi...
Ama düşünme,
Bir de takma kafana,
Emin ol sizden daha samimi değildi...

Hani ben o bilmediğim çukurdan kaçıyorum ya,
Sen de bunca şeyi bilmediğinden kaçacak mısın yoksa?
Gerçi samimi ve sadık rolü yapma bana!
Çoktan öğrendim en kral aşkın bir öpücüğe kadar sürdüğünü, emeğin boşuna...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:31 PM
Seni Düşünüyorum
Seni düşünüyorum şimdi,
Tozlanmış hatıraların arasından çıkarıp o geceyi,
Hatırlıyorum 'ilk'im olan o sevgiyi...

Bak şimdi de gece,
Ve gözlerim kapanıyor.
Hani o gece de yıldızların altında,
Mehtap hafifçe dokunurken saçlarıma,
Göz kapaklarım yine ağırlaşmıştı,
Ve sen uyutmamak için beni,
Çok çalışmıştın,
Ve başarmıştın.

Bak sen varsın şimdi aklımla,
Sessiz ve sakin; sadece sen!
Uzaklardan bir uğultu çarpıyor kulaklarıma,
Nereden geldiğini anlamıyorum ama,
Seninle alakalı olduğunu çözebiliyorum.
Bu, tıpkı bırakılmış bir adamın ağıdına benziyor,
Aldatılmış bir erkeğin dramı,
Sanki diyor ki: 'Hayatta aldatılmak denen şey,
Seven her erkeğin kaçınılmaz dramı.'

Kokun da var şimdi aklımda,
Hani bana, o kokunun üzerine sindiği bir hediye vermiştin,
Saklıyorum onu hâlâ,
Kitaplığın üst katında duruyor.
Arada çıkarıp bakıyorum,
E biraz da gözlerim doluyor.

Hatırlıyor musun sen de şimdi o geceyi?
Hani hafif bir yosun kokusu vardı,
Kayalarla sevişen dalgaların çıkardığı ses,
Yüreğimizi kabartırdı.
İkimiz de yorgunduk,
Bir de suskun!
Gece olduğu için galiba çok duygusaldık,
Birbirimize bakınca bile ağlamak istiyorduk,
Kimbilir? Belki de yıldızlardan biz öyle sanıyorduk...

Sen gözlerinle çok şey anlatmıştın bana,
O anlattıklarının hepsi şimdi yine aklımda,
Görsem seni şimdi, gerçi mümkün değil ya,
O geceki herbir şeyi tek tek sayardım, inan bana...

Ben unutmadım ve unutmayacağım o yaldızlı geceyi,
Saracak etrafımı, her düşündüğümde o gecenin hissi,
İlkler unutulmazmış, sen de unutulmayacaksın öylece,
Bakarsın bir de son bulurum, hepten ölümsüzleşirsin böylece.


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:31 PM
Sen de Gidiyorsun İşte
Herkes gibi,
Her şey gibi,
Bırakıp kırık bir sevgi,
Kırıp benim yüreğimi,
Sen de gidiyorsun işte,
Senden öncekiler gibi...

Dert yanıyorken ben kendi kendime,
İnanmıyorken sevginin hiçbir türüne,
Sen geldin durup duruken,
Beni sevgiye inandırmak istercesine.

Bu geliş pek kısa sürdü,
Sonra gittin birdenbire,
Ne söz söylemeye fırsat bıraktın,
Ne bir bakış vermeye...

Şimdi söylenecek bir şey kalmadığından susuyorum,
Bu şiiri de burada sonlandırıyorum.
Oysa kalsaydın eğer yanımda,
Çok şey yapabilirdik aslında...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:31 PM
Seni Gördüm Düşümde
Seni gördüm düşümde,
Dün gece!
Bir beyaz elbise vardı üzerinde,
Belinde her zaman taktığın sarı kemerin,
Hani ucu aşağı sarkan!
Bir de tebessümün vardı gözlerinde o ağlarken bile kaybolmayan...

Seni gördüm dün gece düşümde,
Sevgiyle bakıyordun bana,
Sanki bir şeyler söylemeye uğraşıyordum,
Fütursuzca dalga geçiyordun hayatla,
Her hüzünlendiğinde yaptığın gibi...

Sen vardın dün gece,
Düşümde duruyordun gözlerimin önünde,
Ağzımı açıp bir şey söyleyecek oldum,
Susturdun beni işaret parmağını dudaklarıma koyarak,
Ve baktın yine kara gözlerimin en derinliklerine!

Düşümde seni gördüm dün gece,
Yıldızlar, bulutlar ve bir de o ağaç vardı,
Hepsi birden bize bakıyorlardı,
Yavaşça kendi aralarında fısıldaşıyorlardı,
Acaba birbirlerine bizim hakkımızda ne söylüyorlardı!

Ve uyandım, sabah oldu,
Gözlerime yaşlar doldu,
Çünkü sen yoktun yanımda,
Hayallerim yalan oldu!

Sordum seni o ağaca,
Yıldızla ay ise kayboldu,
İç çekerek bakındım etrafa,
Dünya bana zından oldu!


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:31 PM
Sessiz Bir Ağıt
Gözlerimde biraz yaş,
Yüreğimde bir parça hayal kırıklığı bıraktın.
Bir de gidişine yazılan yırtık sayfalar üzerinde bir kaç dize...

Ve gittin,
Umarsızca, fütursuzca,
Keşke baştan söyleseydin,
Sevmediğini beni, cesurca...

Hatırlıyor musun beklediğimi seni,
Soğuk bir şehir otogarında.
Ben hatırlıyorum,
Hatırladıkça hâlâ o anı yaşıyorum;
Sabahın beşiydi uyandığımda,
En şık elbiselerimi giyip,
Çaktırmadan ağzından laf alarak öğrendiğim,
Öğrenci harçlıklarımdan artırarak aldığım parfümü sıkmıştım.
Hava soğuktu! Kolay değil kıştı,
Benim can kardeşimi de alıp yanıma,
Yedide otogarda olacaksın diye çıkmıştım.
Gelip geçen her otobüste seni aradım,
Sana baktım
Ama seni bulamamıştım.
O gün öğlen aramıştın beni
'Gelmiyorum' diye...

Şimdi düşünüyorum o günleri;
Acaba sende mi yoksa bende mi eksiklikler vardı diye,
Çok yalan söylemiştin bana,
Ama yine de inanıyordum sana.
Ne bileyim işte,
Sesini duymak bile beni benden almaya yetiyordu...

Şimdi ne zaman baksam ufka;
Gözlerim benden izinsiz başlıyor ıslanmaya,
Hâlâ aklımda, hâlâ düşüncemdesin,
Beni bütün insanlara düşman edip gittin Derya...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:31 PM
Sessiz Bir Dörtlük
Yine aynı *******den birisi,
Fark yok, keder çok...
Yine aynı kederlerin sıralanıyor üçü beşi,
Yine kötü düşler ve kâbus çok...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:32 PM
Sizin Sayenizde
İnsanlara güvenmiyorsam,
Kimseye inanmıyorsam,
Mutluluğu hiç görmüyorsam,
Hep sizin sayenizde!

İçim mutlulukla dolmuyorsa,
Kalbim sevinç çığlıkları atmıyorsa,
Düşüncemden huzur hiç geçmiyorsa,
Hep sizin sayenizde!

Sabahları güneşin doğuşunu,
Akşamları kırmızı ufku,
*******i de yıldızların kopuşunu,
İzleyemiyorsam sizin sayenizde!

Artık kimseyi sevemiyorsam,
Hiçbir göze gülümseyemiyorsam,
Hayal kurup içimde büyütemiyorsam,
Sizin sayenizde Derya Hanım,
Sizin sayenizde...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:32 PM
Son Işık Söndü
Son ışık da söndü çoktandır,
Aydınlatan önümü bir şey kalmadı,
Tüm sevdiklerim gitti nedendir,
Şu yüzümü güldürecek biri olmadı.

Yollar üstüme üstüme geldi,
Dağlar hep üstüme devrildi,
Perdeler çaresiz gözlerime gerildi,
Beni mutlu edecek bir düş doğmadı.

Gördüklerime imrendim hep, böyle geçti günlerim,
Nedendir bilinmez imrendiklerime hiç yetişemedim,
Ne bir çift kara göze, ne de şehla bakışlara,
Yâr olamadım, ölümüne sevemedim.

Nerede biter bu gönül yarası bilmem!
Nerede son bulur bu kalp sızısı?
Hiç bir gün belki o düşe ulaştığımı göremem,
Geçecek gibi değil çünkü bu gönül ağrısı.

Ne geçmişteki hayaller kaldı bugün bana,
Ne de o geçmişte kurduğum hayaller.
Hepsi kaybolup gitti, bakmadan arkaya,
Geriye kaldı içi boş umutlar ve düşler.

Şimdi her gördüğümü benim sanırım,
Kalbime her doğan düşe inanırım,
Faydalı zararlı demeden her umuda sarılırım,
Kimbilir hangi zaman umut peşinde koşmaktan usanırım.

Şimdi ben yaşıyorum ama kalbimde kırıklar,
Kimseye belli etmiyorum ama gönlümde yanıklar var.
Bir köşede oturmuş bekliyorken sessizce,
Belki de canım terk etti bedeni,
Yerimde sadece kokmuş bir ceset var...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:32 PM
Sorarım
Yorgun *******in nihayetinde,
Dönüp yüzümü kendime,
Sorarım 'bu yorgunluk nedendir' diye...

Cevap veremem o anda,
Sarar bedenimi sıcak bir düş,
Kaplar gönlümü tarifsiz bir hüzün,
Sebebini sorarım kendime, ama bulamam.
Belki de bu nedenle coşacak gönlüm.

Tek başıma kaldım çok kez,
Biliyorum tadını bırakılmışlığın,
Hem de herkesten ve her şeyden çok,
Hatta ay'dan, güneş'ten bile iyi bilirim,
Kimse benim kadar yalnız kalmamıştır, bunu da bilirim,
Yanmamıştır kalbi kimsenin benim kadar, bundan eminim.

Şimdi hep şunu soruyorum kendime;
Sevilmek nasıl bir duygu diye...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:32 PM
Söz Vermişti
Gece yarısında gelmişti,
Sabah güneşiyle gitti...

Geldiğinde de, gittiğinde de gülümsüyordu,
Yalnız giderken bir parça ağlıyordu,
Ya üzüntüsünden,
Ya da yapmak istediklerini yapamadıklarından ağlıyordu,
Bana da söz vermişti,
Sözünde durmak istiyordu.
Duramadığı her sözü için biraz daha yanıyordu.

'Gitmeyeceğim' demişti bana mesela,
Bir ömür terk etmeyeceğim seni,
Ayrılmayacağız yollar ayırmaya uğraşsa da,
Durulmayacak içimdeki sevgi seli!

Ama her şey sabah oluncaya kadar oldu,
Sabah olunca Pamuk Prenses Külkedisi oldu,
Beslenen tüm ümitler birden yok oldu,
Ve ben bittim güneşteki kar tanesi gibi.


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:32 PM
Suskunca
Kemençenin yayıyla geriliyordu duygularım,
O yaşadığım anıları arıyorum düşlerim,
Bir kız var o anılardan kalan zihnimde,
Onun da durmadan gülüşü geliyor gözlerime.

Bir dert var nereden geliyor daha bulamadım,
Bir aşk var, hâlâ yüreğimden söküp atamadım,
Bir otobüs var, o gönlümdeki kızı çok uzaklara gönderdiğim,
İşte ben o otobüsü hâlâ yok sayamadım.

Düşünürüm içimden gelen bir ses hep şöyle der:
İnsan düşündükçe çöker içine keder!

Susarak geçiririm bütün zamanımı,
Konuşunca duyarım çünkü eskiden kalma o sızıyı,
Kemençe gererken içimdeki duyguları,
Deniz dalgalarına emanet ederim, bütün anılarımı.

Gitmiyor, lanet olsun gözümün önünden,
O kızın gülüşü gitmiyor!
Bir de bana verdiği sözler, ettiği yeminler,
Kulağımı hiç terk etmiyor!

Şunu kabul etmek gerekiyor galiba yavaş yavaş,
Hayat her yönüyle insana saldıran acı bir savaş!
Kız gider, erkek ağlar ama çok yavaş!
Duymaz kimseler bu ağlayışı, ama erkeğin yüreği yaş...

İşte erkeğin ağlaması görülmediği için 'erkekler ağlamaz' denir,
Oysa her aşkın neticesi, erkeğin biraz daha ölmesidir.


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:32 PM
Uzak Diyarlar
Gecenin sihrinden alın götürün beni,
Uzak diyarlara, rüyalara götürün!
Hadi durmayın, hayâle salın beni,
Orada belki bir damla mutluluk görürüm...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:32 PM
Umut Ufku
Düşünsem nereye kadar uzandığını bu yolun,
Bir lahza durmaksızın atılsam sonsuz ufka!
Bir şafak doğsa yeter bütün bu yorgunluğuma,
Sonra sözümde durup yine yelken açarım,
Sonsuz umutların aydınlığına.

Söz verdiğim gibi; umutsuzluğun yeri yok hayatımda,
Karamsarlık, yılgınlık uğramaz hiç bana...

Geçmişimde yaşadığım onca şeye rağmen,
Umutsuzluk yerleşemedi yine de kalbime.
Dilersen hatırlayalım o geçmiş günleri

Önce sevdim bir güzel kızı,
Sonra değdi kalbime ince bir sızı,
Öldürüp kahrediyordu beni o nazı,
Neredeyse geçecektim artık bu candan.

Bakışıyla yaralardı,
Dertlerimi sıralardı,
Acım dünyaya sığmazdı,
Eser kalmadı bende akıldan.

Sonra bir güzel daha sevdim,
Sevip ona *******imi verdim,
Yüreğimi ona bütünledim,
Ama ümitlerimi bir bir kırdı.

Gece adını sayıkladım,
Gündüz yüzünü hatırladım,
Her an aşkıyla dolup taştım,
Ama aşkın ateşi beni yaktı.

Sabah ayazında yolunu gözledim,
Gelecek diye sabahı ettim,
Uyumadım, uyutmadım, kederlendim,
Ama o verdiği sözleri hatırlamadı.

En son bir kıza daha vuruldum,
Sandım ki işte bu kez gerçek aşkı buldum,
Zannettim o zaman duruldum,
Ama o da hayal oldu gitti.

Gerçek sandığım bu aşk fazla yaşamadı,
O da diğerleri gibi boş bir masaldı,
Verilen sözler yine tutulmadı,
O efsunlu rüya şimdi söndü bitti.

Hâlâ direniyorum umutsuzlukla savaşmak uğruna,
Yaşatırken içimde yakılan ümitleri,
Vuruldukça daha sıkı yapışıyorum hayata,
Unutma: açlıktan değil, tokluktan öleceksin Sadi.


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:32 PM
Üşüyorum
Üşüyorum,
Benden başka kimse bilmiyor bunu,
Yalnızım!

Yanımda kimse yok,
Hâlimi hatrımı soran da yok,
Arayan, merak eden, denetleyen yok,
Yok işte bir kimse,
Yok yalnızlığımı gidermeye...

Gündüz olunca etrafımda insan çok oluyor,
Ama gece olunca hiçbiri kalmıyor.
Beni kendimle baş başa bırakıp,
Her biri bir yere dağılıyor.

İşte şimdi gece ve soğuk,
Üşüyorum,
O gündüz var olanların hiçbirini bulamıyorum.
Yani en 'birilerine ihtiyacım olduğu' zaman,
Tek başıma kalıyorum.

Bir sıcak el tutmuyor elimi şimdi,
Bir sıcak tebessüm akmıyor gözlerime,
'Nasılsın' diyen bile yok,
Herkes dağılıp gitmiş sanki,
Geride bir soğuk hava bırakarak.
Bir de bir parça yorgunla,
Biraz hayal kırıklığı...

Evet, yarın yine hepsi burada olacak,
Her zamanki gibi yanıma dolacak,
Ama inanmayacağım hiçbirinin sözüne,
Nasıl olsa hepsi akşam olunca kaybolacak.

Böyle değildi oysa eskiden,
Yanımda 'o' vardı.
Tamam, belki yine sıkıntılıydım ama,
En azından gece beni düşünen biri vardı,
...Ve üşümüyordum...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:32 PM
Var mısın?
Koparabilir miyiz yüreklerimizi bu anlamsız yığınların arasından?
Birlikte gidebilir miyiz yıldızlar ülkesine?
Tanrı'nın bize hediyesi olan hayallerimizi gerçek kılabilir miyiz?
Kanatlanabilir miyiz herkesin uyuduğu bir gece vakti gökyüzüne?
Söyle yapabilir miyiz?
Bir ömrü birbirimize verebilir miyiz?


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:32 PM
Ya Sevmiyorsan
Düşünüyorum şimdi seni,
Sözlerini, cümlelerini,
Sesini, yüzünü ve tenini,
Düşünüyorum,
İçinden çıkamıyorum;
O hareketlerinin,
Ve de gözlerinin...

Acaba diyorum ne söyledin bana,
Ben anlamamış mıydım seni yoksa?
Anlamıştım da yanlış mı yorumlamıştım yoksa?
Ne dedin, ne söyledin sen bana?

Dileğim beni sevmendi,
Senin bari değerimi bilmendi,
İçimdeki hislere, duygulara,
Aynı büyüklükle karşılık vermendi.

Ama şimdi bak sen yoksun,
Ve ben yürek yetiremiyorum seni aramaya,
Sesini duymaya, seninle konuşmaya,
Cesaret edemiyorum bir türlü,
Sana ulaşmaya...

Hani insana olur ya bazen,
Yaşadığın o anı daha önce de yaşamış gibi hissedersin,
İşte ben de bunu yaşıyorum şimdi,
Sanki ben bu anı daha önce yaşamıştım,
Sonra da bakıp gecenin yıldızlarına ağlamıştım.

Sıkmazsam eğer içini,
Anlatayım sana o geçmişimi;

Sevmiştim ben yine bir güzeli,
Hem de çok sevmiştim, vermiştim yüreğimi,
Bir gün elime alarak bu karşı konulmaz sevgimi,
Çıktım karşısına söyledim kendimi...

O zalim güzel 'Yerin yanım değil' dedi,
Ciğerimi parçalayıp yüreğimi deldi,
Bütün hayallerimi yerle bir etti,
O zaman söz verdi kalbim, bir daha sevmeyecekti.

Bırakılmışlığın acısı büyük oluyor,
Aşkın yarası derin oluyor.
İşte ben çektim bu yükü,
Ama sanki dünya gözümde büyüdü.
Ne yapacağımı bilmiyorum,
Önümü hiç göremiyorum.

Şimdi karşımda olsan sorardım sana,
Kafamdaki soru işaretlerini silmek adına;
Seviyor musun beni? Söylesene!
Beni daha fazla bekletmesene...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:32 PM
Yağmur Damlası ve Toprak
Bir akşam saatiyle düşecek toprağa ilk sevgilisi,
Kavuşacak birbirine hasret iki sevgili;
Yağmur damlası ve toprak...

Birbirlerine hasret, sarılacaklar delice,
Toprak sevincinden ıslanacak,
Yağmur ise toprakla buluşunca bin bir parça olacak,
Susacaklar!
Sessizce birbirlerine olan aşklarını haykıracaklar...

Akşamüstü kavuşacak yağmur damlası ile toprak,
Birbirlerine olan özlemleriyle yanıp tutuşarak,
Yağmur coşkun, toprak biraz utanarak,
Birbirlerine sarılınca artık bütün çile son bulacak...

Sonra yağmur damlası 'dur' diyecek,
Fısıltıyla toprağa bir şey söyleyecek,
Bu fısıltıyla toprak sessizleşerek,
Bütün dikkatiyle yağmur damlasını dinleyecek;

Özledim seni diyecek yağmur damlası,
Yokluğunda bulutların arasında bunaldım,
Daha fazla bekleyemedim, yeryüzüne yağdım,
Tek sana kavuşmaktı muradım!

Sonra toprak sözünü kesti yağmur damlasının,
Sevinci birden ufaldı vefalı toprağın,
Biliyordu toprak her türlü cefasını hayatın,
Bir de hayatın kurt kapanı olan aşkın...

Seninle dedi toprak, ben de çok mutluyum,
Bir de şu güneş hiç doğmasa,
Güneş doğunca iyi ama,
Bir de aşkım güneşle kaybolmasa...

Umut güzel şeydir, umut büyülüdür ey küçük yağmur damlası,
Ama kimi güneş doğunca, kimi gece olunca kaybeder umut deryasını...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:33 PM
Yaşamak Gibi
Yaşamak bir iddiadır aslında,
Hayatla inatlaşmaktır.
Bir de yorulmamaktır,
Yılmamaktır zorluklarda.

Hayatı yaşamak beceridir,
Sadece yaşamak yani, hiç bir şey yapmadan,
Nefes almak hünerdir,
Çünkü alamaz herkes nefes,
Yanında değilken sevenleri,
Yanında yokken sevdikleri,
Her insan yaşayamaz,
Yaşamak bu yüzden marifettir.

Yanında olmaz her zaman sevdiklerin,
Çoğu zaman yalnızsındır,
Hatta bazen sevebileceğin kimseler varken etrafında,
Korkundan tek başınasındır.
Kar altında kalan kedi yavrusu gibi,
Bir başınasındır.

Zordur bu hâl, doğru,
Fakat yaşamaya çalışmak gerekir.
Sevdiklerin yokken yanında,
Seni mutlu edecek bir şey de olmamışken,
Zordur evet yaşama tutunmak,
Ama keşke başka bir yolun olsaydı,
Başka bir çıkar yol bulabilseydin,
Keşke...

Ama yok!
Yok işte hiç bir şey,
Seni hayata ve yaşama bağlayacak olan,
Sensin yine, tek başına!

Öyle bir bağlan ki hayata,
Hani derler ya, cehennemde yanıp,
Cenneti düşler gibi,
Yaşamak gibi...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:33 PM
Yankılanış
Çok yoruldum,
Bundan suskunum...

Anlamıyor bu et yığını kalabalık insanı,
Bundan büyüyor gönlümün dinmez gamı,
Sanki farklı yaşıyor hepsi ben hayatı,
Kalbim bir türlü 'o'nu duymuyor...

Kalbimi açarım, gelen bulunmaz,
Kapatırsam da bu sefer acım duyulmaz,
Başımdaki bu duman hiç dağılmaz,
O duman sürekli başımı sarıyor.

Titreme gelir birden içime,
Derim; 'bendeki bu hâli kimler bile? '
Ben çekiyorum onlar bilmeseler de,
Çekmekten başka yol bana görünmüyor.

Yolların dizilse de karşıma yüzlercesi,
Aşacağıma inanıyorum, yıldıramaz beni,
Dinmek bilmese de gidenlerin matemi,
Yüreğim yine de 'ileri' diyor.

Şimdi ne yapacağım bilmiyorum,
Yol nereye gidiyor görmüyorum,
Bir sıcak bakış, bir güler yüz de ummuyorum,
Ruhum da galiba yavaş yavaş sönüyor...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:33 PM
Yaşayacaksın Bu Hayatı
İyisiyle kötüsüyle,
Doğrusuyla yanlışıyla,
Hediyesiyle, kalleşliğiyle,
Yaşamak zorundasın dostum bu hayatı,
Yaşayacaksın tüm sürprizleriyle...

Bazen sevindirecek bu hayat denilen şey seni,
Bazen üzecek,
Bazen gülümsetecek,
Bazen ağlatacak...

Olsun! Sen hepsini kabul edeceksin,
Hepsine göğüs gereceksin,
Ağlamalarını, mutluluklarına karşı bedel olarak göreceksin,
Çünkü bedava gülmek olmaz insana,
Her gülüşün bir karşılığı vardır,
Bu bedeli ağlayarak ödersin çoğu kez,
O yüzden her gülmenin kıymetini bileceksin...

Hayat çok değişkendir,
Sözünde durmaz,
Hatta verdiği sözleri de hatırlamaz.
Çok tuhaf bir yapısı vardır,
Sana çok vaadlerde bulunur,
Ama hepsini unutur.
Sen yine kendinle baş başa kalırsın,
Bu yüzden hayata inanmayacaksın...

Birisi çıkar karşına,
Umut ve mutluluk doldurur hayatına,
Gözlerinin içi güler,
Yüreğin kabarır,
Kalbin taşar!
Ama sonra tek bir kelimeyle veda eder:
'Gidiyorum'
İkinci bir kelime dahi duymazsın,
Öylece bakakalırsın.

Neden böyle oluyor peki?
******* boyu bunu sorarsın kendine,
Sorarsın ama cevap bulamazsın,
Çare yok: Kimselere belli etmemeye uğraşarak ağlarsın!

'Gidecekse neden girdi hayatıma' dersin,
Her biten aşkın ardından söylenen sözdür bu,
Düşünmekten hatta kafayı yersin,
Ama olmaz bir türlü sana yetecek bir cevap,
Gelir, gider, koşar ve yok olur,
Sen ise kendi kendine yetmelisin..

Onun için kimsenin sevgisine inanmayacaksın,
Bugün seni sevdiğini söyleyen kişinin,
Yarın ne diyeceğini bugünden çünkü anlayamazsın...

Acılar olacak hayatında,
Tarifi zor tamiri imkânsız kederler,
Buhranlar...
Sen bunların hepsiyle başa çıkacaksın,
Dereye düşen kedi yavrusunun yüzmesi gibi yani,
O ana kadar hiç yüzmesen de,
Yüzmeyi o anda öğrenmelisin.
Eğer bu beceriye sahip değilsen de,
Öleceksin...

Zordur yaşamak,
Bir de yürek ister,
İstediklerini vermiyor hayat adama,
Her dileği kabul etmiyor,
Her aşığı kavuşturmuyor,
Her uğraşı sonuçlandırmıyor...

Pes edersen,
Yorgun düşersen,
Ve yenilgiyi kabullenirsen bu iş olmaz!
Durmadan ve dinlenmeden koşacaksın,
Çünkü durduğun anda yorulduğunu anlarsın,
Arkanda kalanlara ve yanından geçenlere bakmak için bile,
Duraklamayacaksın,
Her ilerlemeye devam edeceksin.

Bu dünyaya geldiysen yaşayacaksın,
Yaşayacaksan da savaşacaksın...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:33 PM
Yine Karanlık Hava
Yine gece oldu,
Yine hava karanlık!
Yine anılar içime doldu,
O hayal ile ruhum zındanlık.

Bir ırmak coşup çağlıyor içimden,
Bir nehir taşıyor umuda doğru,
Umut alıp götürüyor beni bu hayattan,
Sonsuzluk denen yere doğru.

Aynı *******den biri yine,
İrkilerek uyandım az önce,
Gece denen şey neden böyle?
Efkârlandırıyor insanı sessizce.

Şimdi yanıma gelmesin sevdiklerim,
Gerek yok! Kendime yetebilirim,
Şimdi değil çünkü onlara ihtiyacım,
Üç yıl önce gelselerdi sevinirdim.

Artık *******i yalnız karşılamayı öğrendim,
Bir de ses çıkarmadan hüzünlenebilmeyi,
Bak dün gece de kendim geçiştirdim,
Ah ne vardı o zaman bulabilseydim sevdiğimi.

Şimdi yürek yaralıdır,
Anılar ise saldırır,
Geçmiş alay eder benimle,
Dalga geçer, güler hâlime.

Artık bunları yok etmem gerek,
Mutluluğu edebiyen bulmam gerek,
Sevdayı kalbime hapsetmem gerek,
Ama önce paslanmamış bir yürek gerek.


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:33 PM
Yolcu
Uzaklardan gelen genç yolcu,
Ne gördün gittiğin şehirlerde?
Bana bin bir düşümü anlatan yolcu,
Bir damla sevinç var mı içinde?

Yollar hep soğuk muydu?
Yüzlerse soluk muydu?
Konuşmalar yine boğuk muydu?
Moralin bozuk muydu yolcu?

Gece yolculuğu yamandır,
Tepen dolu hep yıldızdır,
Sadece sessizlik aklındadır,
Yalnızlık kötüdür be yolcu!

Gündüzü özlüyorsun,
Sabahı düşlüyorsun,
Hep saate bakıyorsun,
Ama yol bilmiyor, değil mi yolcu?

Hayat da yol gibi işte,
Bazen gündüz bazen gece,
Yine de gidiyorsun hedefe,
Ama mola vermeden yolcu...

Şimdi hayat yola benziyor,
Virajlar ve tozlu yollar oluyor,
Ama her yolun da nihayeti oluyor,
Sona gelince ineceksin yolcu...


Sadi Saçak

GooD aNd EvıL
03-14-2009, 02:33 PM
Yolunuz Açık Olsun
Hey gardaşım,
Can yoldaşım başın düşmesin yere,
Yüreğin kabarmasın,
Yüzün hep baksın göğe.
Bak! Bak bir ulu millet alkış tutuyor,
Senin cepheye gitmene...

Kişioğlu doğar başikte,
Ve büyük eşikte.
Ardından koşar gider cepheye bu kanundur,
Bu kanuna uymayanlar ancak onursuzdur.
Senin de geldi sıran işte gideceksin şimdi,
Gözlerini düşmana çakıp, fırlayacaksın şimdi.

Düşünme ardındakileri, neden düşünüyorsun?
Başı dik bir evlat, yağız bir eş bırakıyorsun.
Anneninse akacak yaşı çok değil, üç beş damladır,
Sonra elbet o da şehit anası olmanın hazzını duyacaktır.
Baban sessizce seviniyor oğlunun şehadetine,
Kızkardeşin papatyalar armağan ediyor abisine.

Düşündüğün ne? Neden bunlusun? (*)
Yoksa üç beş zibidinin sözlerine mi takılıyorsun?
Onlar konuşsun, boşver sen, düşünme,
Bir kaç soytarının sözleriyle sakın kendini üzme.

Cenk milletin içindir, bunun bilincinde ol,
Savaş yarınların içindir, sen vatan aşkıyla dol,
Korkaklarla hainler ancak kaçar cepheden,
Türlü bahane bulurlar, kurtulmak için ateşten.

Seninse üstünde oysa ataların duası var,
Babanın ve dedenin kanı, geçmişin yâdı var,
Cümle Türk ulularının sana nasihatı var,
O zaman cepheden ölmeden dönme, yoksa yüzün karası var.

Sebepsiz yaşar ancak hayvanlarla otlar,
Oysa varlığını bir değere armağan eder insanlar,
Sen de insan olduğu belirt ki düşmanı ürküt,
Bileğindeki gücünle bütün dünyayı püskürt!

Oku tarihi, ibret çıkar hadiselerden,
Çek kılıcı, kuşat dünyayı Türk cephesinden,
Gittiğin dağlardan kelle almadan dönme sakın!
O kelleler senin şanındır, elinden düşürme sakın!

Şimdi görevin Kuzey Irak`tır, vur vatan düşmanına,
Şimdi işin vuruşmaktır, öldür ha sakın koma,
Kanını akıtmaktan hainin sakın yılma,
Onların çünkü mecburdur pis kanları akmaya.

Savaş bir düğündür, Türk`üm diyen her er`e,
Cenk bir şölendir, cehennem ruhlu askere,
Sen hem Türk`sün hem savaşçı, bunu bil!
Yalnız bu ruhun dünyayı tek başına mahvedeceğini bil!

Savaşmak kanında var, soyundansın Oğuz`un,
Kan dökmek ırkında var, boyundansın Yabgu`nun,
İşte dünyanın en şerefli olan bu ordusunun,
Bir askerisin sen de, Yüce Türk Ulusunun.

O zaman geç harekete, en öne ilerle,
Durmasın kılıcın kınında bir an bile,
Çek kılıcını, vur hainin tepesine,
O zaman ecdad rahat uyuyacak, belki bir kere!

Bak Mustafa Kemal de izliyor seni, hadi vur!
Güldür Başkomutanın o mücella yüzünü!
Öldürene, yok edene, vatan haini silene kadar vur!
Türk olmanın özünü göster, dağıt hainin özünü.


Sadi Saçak