Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Adam Olmak
Ben adam olmam
Vallahi olmam.
Baksanıza hâlâ ne düşünüyorum.
Bir, kulağımın arkası kaldığı halde
Sorgulanmayan,
acıtılmayan,
Ne düşünüyorum hâlâ.

Ben adam olmam
Vallahi olmam.
Tabii size göre çıyanlar
Çıyanları iğrendiren çıyanlar.

Baksanıza hala neler diyorum;
Sevmek diyorum
Kardeşlik diyorum.
Eşitlik,
Barış diyorum.
Yasaklarınıza
Yasalarınıza rağmen.

Ben hâlâ konuşmalı diyorum
Yerin kulağına,
İspiyonlarınıza rağmen.

Ben adam olmam
Tabii size göre domuzlar,
Domuzlan kıskandıran domuzlar.

Kara para diyorum
ekonomistlerinize,
Kara katillerinize rağmen.
Nerde hukuk diyorum
Ödlek aliminize,
Yöneticinize dalkavuk
Bir sürü kopuk diyorum, meclisinize.

Dinim diyorum
Bezirgan dincilere,
Dilim diyorum
Arap edincilere.
Aydına dilsiz
Kaleme elsiz diyorum.
Memursan memurum diyorum
Muhakematınıza,
Sürgünlerinize rağmen.
Açığa aldırmanıza
Aldırış etmeden.

Bir tek
Hayallerim kaldığı halde
yargılamadığınız,
Umutlarım kaldığı halde
kandıramadığınız,
Ve
fikirlerim olduğu halde
kaldıramadığınız
Ben adamım
Adam,
Size rağmen hayvanoğlu hayvanlar
Hayvanları utandıran hayvanlar.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Ağlama İzni
Beni gözlerimden öpme demiştin
Ayrılık olurmuş ağlamayınca,
İnanmam diyerek dinlememiştim
Yüreğim acıyor hatırlayınca.

Keşke ağlamana izin verseydim
Anlamak çok zormuş ayrılmayınca,
Büyük konuşmayıp söz dinleseydim
Yüreğim acıyor hatırlayınca.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Ağlamak
Ilık iner gözyaşı,yalnız akıtan bilir
Yürekten yaş dökeni,herkes gülerken görür.
Ağlamak yiğit işi,gözyaşı yürek ister
Gözyaşı adamlıktır,akıtmak sevmek ister.

Gönlü kırık olanlar başı dik olmak ister
Dik başlı olmak ise,dimdik yaşamak ister.
Budur işte gözyaşı,ağlamak kolay değil
Yanlışa kafa tutan yumruk ağlamak ister...

Ağlamayın gidene,gelmeyene de sakın
Gözyaşı gözde değil,en çok yüreğe yakın.
Akıyorsa tutma ki,aksın,düşsün,çağlasın
Bırakın gözyaşını,adam gibi ağlasın...

Acıyor elbet canım,her düşen gözyaşımda
Kolay mı sanırsınız,ağlamak bu yaşında.
Ne geçmiş değişiyor ne saçımdaki aklar
Kaybedince aşkını kar etmez pişmanlıklar.

Durmayın ağlayalım,ha gözden ha yürekten
Zaten dökmüyor muyuz,gözyaşı her sebepten.
Gelin adın koyalım,şu akan gözyaşının
Ağlıyorum diyelim,sevip de kaybetmekten...

Yüreği dolu olan yol bulup akıtacak
Bunu ya gözyaşıyla ya nefretle atacak.
Sevileni bilmem de,seven akıllı olsa
Bu dünya hem çok güzel,hem de mutlu olacak


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Ancak
Ancak;
Sevgi sevgiliyi
Benim seni özlediğim kadar özler
Ve
Ancak;
Sevgi sevmeyi
Benim seni sevdiğim kadar sever.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Arayış
Ne yolum bitiyor ne de yokuşum
Yorulmak yakışmaz, seni ararken
Ben seni bulmaya başım koymuşum
Beddua karışmaz ben yalvarırken.

Gündüzün güneşte gece yıldızda
Işığa yürürüm, seni anarken
Umudum yıkılmaz dünya yıkılsa
Yolunda ölürüm seni ararken.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Aşk resmi geçidi
Birinci aşkından şiir yazdırdı
İkinci peşinden üç ay gezdirdi
Üçüncü bunalttı candan bezdirdi
Dördüncü hangisi,çıkaramadım.

Beşinci zengindi beni kızdırdı
Altıncı yalnızca içti azdırdı
Yedinci paraya pula ezdirdi
Sekizi bir türlü çözememiştim.

Dokuzda gördüğüm, cilveydi nazdı
Onuncu melekti,böylesi azdı
Onbirde sarhoştum, mevsim de yazdı
Onikinci sekizin ablası çıktı.

Onüçte giyinmek en büyük hazdı
Ondördün hayatı meyhane, sazdı
Onbeşe doymadım, ne güzel kızdı
Onaltı evliydi, fahişe çıktı.

Onyedi kalleşti, bilgi sızdırdı
Onsekiz nüfusta bile yazdırdı
Ondokuz her gece içti düzdürdü
Yirminin acısı sonradan çıktı.

Yirmibir darıldı, asla aramaz
Yirmiiki alıştı,bensiz duramaz
Yirmiüç çok açık,bana yaramaz
Yirmidört hayırsız vefasız çıktı

Yirmibeş evlilik diye tutturdu
Yirmialtı kıskançtı, beni bıktırdı
Yirmiyedi “sen ilksin” diye yutturdu
Yirmisekiz en dürüst olanı çıktı

Yirmidokuz habire,siyaset derdi
Otuzsa mankendi, çok az şey yerdi
Otuzbir kovsam da gelip giderdi
Otuzikinci görevde karşıma çıktı.

Otuzüç haklıydı, geri gelmedi
Otuzdört farklıydı, soru sormadı
Otuzbeş kolaydı, beni yormadı
Otuzaltı silahla karşıma çıktı.

Otuzyedi olgun bir sarışın duldu
Otuzsekiz çok şendi, muhabbet boldu
Otuzdokuzda ilk gece olanlar oldu
Kırkıncı çırçıplak karşıma çıktı.

Kırkbirde insanı, doğayı sevdim
Kırkiki dindardı, imana geldim
Kırküçle yattıkça sararıp soldum
Kırkdördün kocası pezevenk çıktı.

Kırkbeşim gülmeye doyamıyordu
Kırkaltı kendini boyamıyordu
Kırkyedi ortama uyamıyordu
Kırksekiz aşkıma hep karşı çıktı.

Kırkdokuz güzelim, beni çok sevdi
Ellinci azgındı, yatakta devdi
Ellibirin hayali, panjurlu evdi
Elliiki Bursa’da karşıma çıktı.

Elliüç sonunda kafayı yedi
Ellidört “ben senle olamam” dedi
Ellibeş durmadan çocuk istedi
Ellialtının babası ağzıma sıçtı.

Elliyedi kibardı,zarifti,şıktı
Ellisekiz yalnızca şeye aşıktı
Ellidokuza göre herkes eşitti
Altmışın heryeri slikon çıktı.

Altmışbir demeye dilim varmıyor
Altmışikiye aklım ermiyor
Altmışüç içmeden asla vermiyor
Altmışdört bebekle karşıma çıktı.

Altmışbeş hostesti, sık sık uçardı
Altmışaltı kızınca evden kaçardı
Altmışyedi başıma hep dert açardı
Altmışsekiz, o yolun yolcusu çıktı.

Altmışdokuz severdi bu numarayı
Yetmişin ablası yaptı arayı
Yetmişbir kanattı eski yarayı
Yetmişiki doktordu hemşire çıktı.

Yetmişüç öğretmen müsvettesiydi
Yetmişdördün en güzel şeyi, sesiydi
Yetmişbeş kimbilir neyin nesiydi
Yetmişaltı Allahsız kitapsız çıktı.

Yetmişyedi eski bir sabıkalıydı
Yetmişsekiz tam bir Avrupalıydı
Yetmişdokuzun bildiği, kahve falıydı
Seksene dostlarım hep karşı çıktı

Seksenbir gerçekten güzel gözlüydü
Sekseniki züppe bir gençle sözlüydü
Seksenüç İzmirli, iki yüzlüydü
Seksendört hastalık hastası çıktı.

Seksenbeş pavyona düştü sonunda
Seksenaltı esrarı gizler donunda
Seksenyedinin dövme var iki kolunda
Seksensekiz hafiften karışık çıktı

Seksendokuz kazayla kendini vurdu
Doksan hiç durmadan kitap okurdu
Doksanbir, tam üç ay benle oturdu
Doksaniki medyumdu, yalancı çıktı.

Doksanüç ünlüdür herkes tanıyor
Doksandört kendini bir bok sanıyor
Doksanbeş ateşli, sanki yanıyor
Doksanaltı türbanla karşıma çıktı.

Doksanyedi ikizdi, karışıyordu
Doksansekiz herkesle yarışıyordu
Doksandokuz dövüşüp barışıyordu
Yüz numara en boktan olanı çıktı.

Yüzbirin anası kendinden gençti
Yüziki,makyajsız müthiş iğrençti
Yüzüçse serveti kumara saçtı
Yüzdört çok şımarıktı, tepeme çıktı.

Yüzbeşe bakanlar insan sanırdı
Yüzaltı sinirden ilaç alırdı
Yüzyediyi Başbakan bile tanırdı
Yüzsekiz İnterpol suçlusu çıktı.

Yüzdokuz bakarken tahrik ederdi
Yüzon taa Paris’ten gelip giderdi
Yüzonbir felaket küfür ederdi
Yüzoniki bir bakan kardeşi çıktı.

Yüzonüç Jale’ydi adı batası
Yüzondördün soyluymuş güya atası
Yüzonbeşin olmadı bir tek hatası
Yüzonaltı kız derken defolu çıktı.

Yüzonyedi lens takıp renkli bakardı
Yüzonsekiz en ufak söze takardı
Yüzondokuz ısırır canım yakardı
Yüzyirmi en uzman olanı çıktı.

Yüzyirmibirinci halde sekreter
Yüzyirmiikinin öpüşü yeter
Yüzyirmiüç şiirde benden de beter
Yüzyirmidört en çetin cevizi çıktı.

Gelin şu geçide bir son verelim
Yaşarken yormadı, yazarken yordu
Hepsine buradan selam edelim
Belki de yazmasam iyi olurdu.

Aslında hiçbiri beşpara etmez
Sevgisiz oldukça, burada bitmez
Olur ya gün gelir birisi olur
Belki de bu sefer O kabul etmez.

O zaman son olur inanıyorum
Seversem kimseyi görmezki gözüm
Çıkarsa karşıma, ben sanıyorum
Evlenmek isterim, bu da son sözüm.




1994/Ankara

MUTLU ÇELİK

[GooD aNd EvıL]

Ateş gözlüm
Ateş gözlüm, karanlıkta gel bana
Dudağına gül yaprağı yapıştır.
Saçlarından bir altın tel ver bana
Yüreğini yüreğime karıştır.

Ateş gözlüm ellerini ver bana
Parmağınla saçlarımı karıştır.
Yanakların alev saçsın her yana
Yaprağını dudağıma yapıştır.

Ateş gözlüm, sabaha dek kal bana
Kollarında uyumaya alıştır
Ateş gözlüm, aşkımızı de bana
En sonunda bizi bize kavuştur.

1989 Şarkı Sözü Yarışması ödülü-


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Ağlayabilsem
Bir ağlayabilsem
Sana kavuşacakmışım gibi geliyor
Ama
...
Bu nasıl derin nefes almak?
Bu nasıl iç sıkıntısı böyle?
Bir
Bir ağlayabilsem şöyle.

Çocukluğumu getiriyorum aklıma;
Açlığımı,
Gizli ağlayışların utanışlarını,
Oyunsuz okuyuşları.,
Ne iş olsa yapışları,
Doya doya sarmayışları
Anadan ayrılışları getiriyorum aklıma
Ama
...
Gözlerimi kapatıp da
Bin kere oldu belki denedim
'Bu bir rüya oğlum'- dedim
“Bu kahreden özlem, rüya.
Bu Tanrı'nın denemesi
Sevgimi sınıyor güya'
Bin kere oldu belki
Uyanışım,
Bin yalnız kalışım.

Biliyorum,
İyi biliyorum bir ağlayabilsem
Kavuşacağım sana.




Çocukluğumu hızla geçiyorum,
Nasılsa ağlatmıyor.
Ne diye
Ne diye kendimden geçiyorum.

Gençliğim
ah...
Ah gençliğim,
Ağlatır belki çektiğim.
Ayrılışlar,
Aldanışlar,
Umutluyum sizden
Başkaldırışlar.
Geri gelmeyişiniz mi desem
Heba edilişiniz mi.
Yoksa
Üç kuruşluk çıkarlara
Kurban edilişiniz mi?
Umutluyum gençliğimden
Ağlatır beni
Gençliğimdeki umut gibi
Ama
...
Ah bir
Bir ağlayabilsem
Kavuşacağım sana sanki,
Ağlayabilsem
Kavuşurum inan ki.
Ama
...

Sen
İçime akan gözyaşımsın
Sen
Sen aşkımısın.
Sen, sineye •çekmelerimsin
Sen

Güzel ve güleç günleri
beklemelerimsin.

Ey! ..
Çocukluk günlerimin ördüğü
acı duvar,
Gençliğimin sürdüğü sıva.
Sen,
Sen bu gözyaşımı tutan.
Şimdi,
Hadi şimdi yiğitsen utan.
Bu yaşlar ki
ey acılardan örülü duvar
Seni boğar! ..

Ağlayabilsem,
Bir ağlayabilsem
Kavuşacağım sana,
Kana kana.

Ağlamayı öğrenince
Sevmeyi öğrenmişiz demektir,
Ağlamayı bilmemek
İnsanlık bilmemektir.

Sana kavuşacağım
acısız ağlayarak,
Seni haykıracağım
Asla utanmayarak.
Gözyaşımdan çıkarıp
Sana sarılacağım,
Ne bir gün uzak kalıp
Ne de darılacağım.

Ah bir
Ah bir ağlayabilsem
Bütün bunlar olacak,
Yoksa
Kalan üç beş gün
Kahırla son bulacak.

[GooD aNd EvıL]

Azınlık Sorunu
Bir azınlık sorunu vardı
Çoğunluğu korkutan.

Türlü çözümler arandı;

Terbiye göçe zorlandı
Saygıda onunla yitik,
İnsaf aç bırakıldı
Namus nostaljik.

Ve bu mutsuz azınlık
Şimdi iyice bitik.

Yalan, hile, hainlik
Üç kağıtlık, hırsızlık.

Ve bu mutlu çoğunluk
Gününü gün ediyor
ŞİMDİLİK.....


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Bakışaçısı
Gözlerin güzel
Yüzün de güzel.
Boyun posun yerinde
Saçların güzel.
Güzel bakıyorsun
Gülüşün güzel.
Ölçülerin yerinde
Kokun da güzel.
Bir de gerçek olsaydın,
Boş durmazdık herhalde.

[GooD aNd EvıL]

Ben
Yaşlılarım saygımdan
Çocuklarsa sevgimden
Sevenlerim ilgimden
Severler beni...

Sövdüklerim dilimden
Kızdıklarım yolumdan
Yerdiklerim huyumdan
Tanırlar beni....

Yazarlar kelamımdan
Okurlar kalemimden
Erenler selamımdan
Bilirler beni...

Sevenler yüreğimden
İçenler kadehimden
Aşıklarsa telimden
Anlarlar beni...

Adam olan aklımdan
Dostlarım ahlakımdan
Sevenimse yakından
Anlatır,anlatsın beni...


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Bence
Sevgi taşmaktır
Sevinç olup gözlerden,
Sevgi aşmaktır
O bilinen sözlerden.

Sevgi;
Korkusuzca yüzmektir
Ve
Yüzüp gelebilmektir
En engin denizlerden.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Ben Gibi Özlemek
Ben gibi özlemek
Mümkün mü sanırsın

Bu özlemi sen
Taa eskiden tanırsın.

Ne tavsiye ederim
Ne de isterim,
Benimki özlem değil
Ölüyorum sanırsın.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Bilen Bilir
Beni
Bilen bilir,
Serttir bakışım.
Bilinmeyense
Sert olanın
Ben olmayışım.
Sert olan
Sert kazanılan aşım.
Yoksa,
Böyle çabuk ağarır mıydı
Saçım başım.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Bir Gün
Bir evim olacak bir gün
Biliyorum..
Yüreğimin ateşiyle pişecek ekmeğim
Sevinç gözyaşlarıyla açılacak kapım.
Sevda kokacak
Besler gibi su verdiğim çiçeklerim.
Bir gün
Kucağımdan düşmeyecek
Gözbebeklerim....

Bir gün,
Bir gün bir evim olacak.
Hasretlerim bacasından tütüp gidecek.
Biliyorum,umutlarım galip gelecek.
Sensizliğim, yerini yuvaya devredecek.
Birgün herkes bana
Adımı söyleyecek.
.........


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Bir Sevsen
Bir gülsen
Şöyle;
Yüreğinle, sıcacık.
Bir gülsen
Gönlüm sende der gibi.

Bir gelsen
Şöyle;
Hiç ummadığımda.
Bir gelsen
Ebediyen geldim der gibi.

Bir sevsen
Şöyle;
Çıkarsız, umut dolu
Bir sevsen,
Seven gibi, ben gibi.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Bir Şehit Çocuğuyum
Ya işe gidiyordu,
Ya da yeni gelmiş olurdu
Ben uyandığımda.
Her geldiğinde,
Çok şükür derdi annem.
Gidişinde de bana el sallatırdı
mutlaka.
Sol göğsündeki yıldızı
hala duruyor.
Çok severdim babamı.

Bir dahaki sefere beraberiz derdi,
Ama bunu
her bayramda söylerdi.
Şapkası çok yakışırdı
hala saklarım.

Bir defa gördüm ağladığını.
Yıllar sonra annem söyledi
Arkadaşı vurulmuş.
O bir damla yaşı hatırlarım da
çok dokunur bana.

Tabancasını hiç göstermezdi.
Ama bana güven verirdi.
Saçımı her okşayışında
dalıp giderdi...
Ben,aynasız olucam deyince
kahkahayla gülerdi.
Şimdi her sabah karşısında
şapkamı giydiğim aynayı
bir doğum günümde o verdi.

Soğuk *******de çok özlerdim
Kar yağarken dua eder
Üşümesin Allah'ım derdim.
Babamı çok özler,çok severdim.
Hele,herkes yattıktan sonra nasıl gururlanırdım
Babama güvenip de uyuyorlar,diye..

O sabah yorgun gelirken
Uykucular,daha yeni giderdi
Bazıları selam bile vermezken
O yine de gülümserdi.

O'na derdini anlatanlar
Cebinde kaç kuruş olduğunu duysalar
İnanmazlardı
Bir evim olsa derdi bazen
Bahçesine güller ekerim
Emekli olunca...
Şimdi,
Her gül götürüşümde hatırlarım,
Emekli olamasa da
Gül bahçesinde yatıyor
Şehidim...
Pek yüzünü göremedim
Ama
O'nu çok özledim
Şimdi,
Sancağını şerefle taşıyan
Bir komiserim...
Hepiniz rahat uyuyun!
Hep taşınacak sancağınız,
Bütün ŞEHİT POLİSLERİM...


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Bizim Şarkımız
Yine o şarkıyı dinledim bugün.
Tebessümüm hüzünlü,
gözyaşımı zor tuttum
'Duyduğunda beni hatırla' demiştin
Ama
Ben seni unutmayı çoktan unuttum.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Boyalı Yarim
Bir, resimde gördüm seni
Bir de yağmurda.
O anda bitti aşkım,
Resim aklımda.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Canımda saklı
Herkesin içinde birisi vardır,
Yalnızca kendine anlatacağı.
Kiminin can dostu,kiminin yardır,
Düşünüp gizlice ağlayacağı.

Küçük bir anıyı yıllarca taşır.
Derinden iç çeker,biri anınca,
Bazen de acı bir tebessüm kalır,
Bir yerde ölümden söz açılınca.

Benimde içimde birisi kaldı,
Yıllardır bir türlü atamadığım.
Geriye yalnızca bir resmi kaldı,
Koklayıp öpmeden yatamadığım.

İsmini hiç kimse öğrenmeyecek,
Çok eski bir şarkı içinde saklı,
Bilirim bir daha hiç gelmeyecek,
Cana rakibim,canımda saklı.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Cankardeş
Ömür’ün elleri iriydi.
Yüreği yufkacık.
Bir koca yiğitti,
Alamanda işçiydi.
Bir tabak çoban salatası
Bir küçük rakısı
Başka bir şeyi yoktu sanki.

Paylaşalım “Cankardeş” dedi.,
Bu ilk sözüydü.
“Cankardeş”...

Bir çatal salatadan
Bir yudum rakısından.
Bir türkü çalarmısın
Cankardeş,
Beni anlatan.

“Umutsuz çaresiz sallanan eller
Kavuşulmamayı anlatıyorlar”

Bir damla yaş sazıma düştü
Cankardeş anasını düşündü.

1993_Ölüdeniz


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Cevaben
Ne işin varTanrı ile aramda
Sen kimsin ki orucumu sorarsın
Hakikaten gözün yoksa haramda
Baş açığa niye türban sorarsın.

Rakı, şarap içiyorsam sana ne
Yoksa sana bir zararım içerim,
İkimiz de gelsek kıldan köprüye
Ben dürüstsem, sarhoşken de geçerim.

Sakal, şalvar, gümüş, sarık iş değil
İbadetin reklamına sığınma
İnanç varsa inandığına eğil
Her tayinde bir camiye sığınma.

Esir iken mümkün müdür ibadet
Yatıp kalkıp Atatürk’e dua et
Senin gibi dürzülerin yüzünden
Dininden de soğuyacak bu millet.

İşgaldeki hali sakın unutma
Atatürk’e dil uzatma ********
Sen anandan yine çıkardın amma
Baban kimdi bilemezdin ********.

Riyakarsın sakal gizlemez seni
Haram ile doldurmuşsun keseni
Dokunulmaz sanırsın sana amma,
Dokunursa bu millet ……… seni.

1994-Ankara


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Ceylan Derisi
Okuru,yazarı,cahili, puştu
Bir çatı altında nasıl buluştu,
Elinde kalemi ceylan sayıyor
Şerefsiz,meclise başkan olmuştu.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Ciğerim
Tütünüm köylü kokusu
Kibritim işçi.
Nefes aldım cigaramdan,
Ciğerim doldu
Emekçi


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Çıplak Sabah
Kimseyi istemiyorum bu gece
Yalnızlığımı yalnız yaşamalıyım.
Bu gece her şeyi unutmalıyım,
Gözyaşıma kanat takmalı
Ve soluksuz uçmalıyım.
Bu gece yalnız yatmalı
Ve göz kırpmadan tavana bakmalıyım.
Bunları yapmalıyım,
Bu gece hüngür hüngür ağlamalıyım.
Seni, rüyamda bile tanımamalıyım.
Bütün yazdıklarımı yırtıp
Kalemsiz anlatmalıyım.
Bu gece bunları yapmalı
Ve sabaha çıplak çıkmalıyım.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Çocuk ve Komiser-1
Sabaha karşıydı,
Çatallı bir yolu kesmişti polis.
Çatalın bir yanı asfalt
Bir yanı toprak.
Sabaha karşıydı
Ayazdı.
Köy yolunu gözlüyordu polis
Köy yolu toprak.

Seydo oğlu Ömer
1960 doğumlu,
Polis kesmiş sabaha karşı
Köy yolunu.

Ayazdı,
Üşüyordu polis Necdet
Üstünde polis gocuğu.
Seydo oğlu Ömer’i tanımıyordu
Polis Necdet,
Tek düşündüğü
Saralı çocuğu..

Komiser gençti.
İstanbul’u özlüyordu.
Hasta anası O’nun yolunu
O ise Seydo oğlu Ömer’in geleceği
Toprak köy yolunu
Gözlüyordu.

Aklı almıyordu Seydo oğlu Ömer’i
İnsan,
Sevdiğine kaçtı diye bacısını keser mi,
Polislerin hepsi
Kendisinden yaşlıydı,
Genç komiser hepsinden ağır başlıydı.
Ekip otosunda üşüyordu polisler
Üstlerinde polis gocuğu

Komiserin gözü köy yolunda
Birden farketti
Gelen çocuğu.
Yedi sekiz yaşlarında görünüyordu
Ayakları çıplak
Üstünde kısa kollu
Fenerbahçe forması.
Gülüyordu polislere
Çocuk,
Polislerin üstünde miflonlu gocuk.


Genç komiser ekipten indi.
Ayazdı,
Sabaha karşıydı.
Genç komiser
Çocuğa doğru yürüdü.
Çocuk gülüyordu,
Elinde bir şey vardı
Onu yiyordu.

Üç beş adım kala
Çocukla arasında
Komiser durdu.,
Genç komiser artık üşümüyordu.
,
Çocuğun elinde çiğ bir patlıcan
Yarısı yenilmiş,
Komiserin gözleri dolu
Yüzü gerilmiş.
Çocuk gülüyordu
Kirli, güzel yüzüyle.
Komiser
İstanbul’u düşündü
Çocuğun gözüyle.

Yedi sekiz değilmiş çocuk
Onbirini bitirmiş,
Altı kardeşin üçüncüsü kendisi
Kızları da sayarsa
Dokuz kardeşmiş hepsi.

Yolda bulmuş patlıcanı
Birde acı biber olsaymış...
Komiserin gözleri dolu
Hüngür hüngür ağlarmış,
Eğer
Polislerden utanmasaymış.

Polis Necdet farketti
Komiserin çocuğa para uzattığını
Ve çocuğun üzülerek
Patlıcanı yere attığını.

Çocuk uzaklaşırken
Genç komiser sigara yaktı.
Usulca gözlerini silerken
Koşan çocuğa baktı.
Seydo oğlu Ömer’i unutmuştu
Genç komiser,
Çiğ patlıcan yiyorsa
Elbet insan insanı keser.

Ekibe geri dönünce
Soğuğu farketti birden,
Çocuk gizlice geldi
Patlıcanı aldı attığı yerden.


1991-Şanlıurfa


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Çocuk ve Komiser-2
Artık Ankara’daydı
Sevdiği şehirde,
En güzel günlerinin geçtiği
İlk kez rakı içtiği
Sevdiğini sevdiği
Ve terk edildiği
Şehirde.

Asfalt yollarda yürüyordu
Artık.
Başı açık kadınlar
Görüyordu.
Yanlışlıkla biri çarpsa
Dönüp özür diliyordu,
Artık Ankara’daydı
Ve
Güzel şey uygarlık
Diye düşünüyordu.
Ve artık şarka gittiği gün kadar
Genç değildi
Ve hala
Komiserdi.

Yürüyordu
Düşünceler kafasında...
Kafasında
Ne kadar özlediği vardı
Sevdiğini,
Ankara değişmişti ama,
Yinede buldu.
Sevdiğiyle ilk kez
Burda rakı içmişti,
Artık,
Ne sevdiği vardı yanında
Ne kendisi aynı bakıyordu
Hayata....

Bir taraftan seviniyordu
Bittiğine şark hizmetinin,
Bir taraftan üzülüyor
Dertlerinin bitmediğine
Memleketinin.

Eski günler hatırına
Aynı masada
Yine rakı istedi,
Garson değişmişti
Ama
Rakı yine ayın rakıydı.
Kendisi değişmişti
Ama
Ankara yine Ankara’ydı.

Yan masada el ele çift
Ötekinde sarmaş dolaş
Sevgililer ne de güzel
Gülüyordu...
Seydo oğlu Ömer geldi
Aklına
1960 doğumlu.
Acep şimdi Urfa cezaevinde
Ne düşünüyordu.
Pişmanmıydı acaba
Bacısını kestiğine
Pişmanmıydı,
Kaçtı diye sevdiğine.

Bunları görse Seydo oğlu Ömer
Bunları da kesermiydi acaba..
Seydo oğlu Ömer
1960 doğumlu
Katil....! ....
Hiçbir zaman rakı içemeyeceksin
Ankara’da,
Bunu bil....

Ankara’da Sakarya’ya gidip de
Hiç olur mu rakı içmemek,
Yaz gününde akşam üstü olup da
Hiç olur mu Tunalı’da gezmemek.


Artık Ankara’daydı
Şarka gittiği gün gibi
Genç değildi
Ama
Hala komiserdi.
Ve
Eskisi gibi içemiyordu
Ve,
Çiğ patlıcan yiyen çocuğu
Düşünmeden edemiyordu
Ve en sevdiği patlıcan musakkayı
Artık yiyemiyordu.
Artık genç sayılmazdı
Ve hala komiserdi.
Bazen İstanbul’u özlüyordu
Hasta anası hala
Yolunu gözlüyordu,

Pek bir şey yoktu hayattan beklediği.
Silahına borçlanmıştı bir kere
Kurtulmuştu pusudan
Artık genç sayılmazdı,
Yorgun gözleri vardı
Dargın gözleri.
Çok yaralamıştı onu
Sevdiğin sözleri
En çok da gördükleri
En çok da
Çiğ patlıcan yiyen çocuğun
Gözleri.

Eskisi gibi içemiyordu artık
Dördüncü rakısını bitirmeden
Kalktı masadan
Ağır ağır adımladı Ankara’yı,
Sarhoş olmuştu
Rakıdan değil
Tasadan....

Genç sayılmazdı artık
Ama hala komiserdi
Ve,
Kim olursa olsun o'nun yerinde
Sevdiğine küserdi.


Dalgındı
Dargındı
Yorgundu.
Hıçkırıklı bir ağlama duydu
Yanından geçen.
Döndü baktı,
Bir boyacı çocuk ağlıyordu,
Peşinden gitti
Durdurdu çocuğu,
Çocuğun gözyaşları
Yanağından süzülmüş,
Saçları sıfır numara
Elleri incecik ve boyalı..
Sesi titriyordu.
Ve
Çiğ patlıcan yiyen çocuğa
Ne kadar benziyordu.

O ağlamasın da
Kim ağlasınmış,
Bütün gün kazandığı
Parasını kaybetmiş.
Tam tamına 39 bin liraymış.

Çocuk hıçkırarak ağlıyor
Komiser dalgın,
Ne çok benziyor bu çocuk
Çiğ patlıcan yiyen çocuğa.
Komiser genç değil artık, yorgun.
39 bin liraya ağlıyor bir çocuk
Ankara’da,
Çiğ patlıcan yiyor bir çocuk
Urfa’da.
İkiside aynı yaşlarda....

Komiser üzgün
O da çok ağlamıştı
Tam bu yaşlarda.

Komiser dalgın
Komiser ağlamaklı
Komiser artık Ankara’da
O artık uygarlığın ortasında
Ve;
Bir çocuk daha var kafasında



1993-Ankara


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Çocukluğun
Ya çocukluğun dedim
“Bir dilim yağlı ekmek”
Dedi.
Yere düşen bir dilim
Yağlı ekmek.
Hem de ısıramadan.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Davet
Bunaltan karanlığında kayboluyorsan
Bir damla bilgiyle ışıt içini
Evren bozulur, dengen bozarsan
Korkuyla üşütme ısıt içini.

Varmak istersen, önce bulursun
Bulmak istersen önce olursun
Cennet umuduyla kılanlar kılsın
Sen gönül seccadesinde kıl namazını.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Deli gibi aşk
Ne biçim bir aşk bu,anlayamadım,
Bir mutlu oluruz,bir can düşmanı.
Ben bile kendimi tanıyamadım,
Delilik bende mi,yoksa aşkta mı?

Ayrıyken gözümün önünden gitmez,
An gelir aşkıma kelime yetmez,
Bazen de ettiğim zalimler etmez,
Delilik bende mi,yoksa aşkta mı?

Alınır oldum her bir sözünden,
Tek korkum düşmektir,senin gözünden.
Deliler gibiyim bu aşk yüzünden,
Delilik bende mi,yoksa aşkta mı?

Sen kapak misali,ben tencereyim,
Mecnun bir deliyse,ben on kereyim,
Akıl mı bıraktın ne halt edeyim?
Delilik bende mi,yoksa aşkta mı?

Özlem mi çıldırttı,ne oldu böyle
Bir sözle biter mi,kolay mı öyle?
Sen çok mu normalsin,doğruyu söyle,
Delilik bizde mi,yoksa aşkta mı?


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Deneme
Bir dilek tut içinden
Ve bana söyleme sakın,
Beni candan sevmişsen eğer
Ya aynıdır dileğimiz
Ya da çok yakın....


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Dil-i Adem
Biz bir çırak, acılarsa ustamız
Çeke çeke olgunlaşan ademiz.
Elem nedir bilmeyenden gelecek
Merhamete inanmayız, sevmeyiz,

Düşmanların en büyüğü nefsimiz
Dilimizin altındadır biliriz,
Gamlı günde uzanan el dostumuz
Şanlı günde görüneni sevmeyiz.

İsteyenlere paylaşırız aşımız
Sevgimizle ölçülmeli yaşımız
Bir güzele gönül verdiysek eğer
Çıkarsızdır, riyasızdır aşkımız


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Doksanlardayız_2
Aynalarda gördük yalnız yüzümüz
Benziyor mu acep yüze özümüz
Bakmakla görseydi eğer gözümüz
Riyakar bu kadar caka satmazdı.

Dilimiz söz eder yürek habersiz
Doğrunun günü mü oldu kedersiz
Sevenler olmasa eğer kadersiz
Yalancı bu kadar hava atmazdı.

İşbilir lafını dillere yaydık
Rüşveti iş bilir olmaya saydık
Biz eğer namuslu adam olsaydık
Pezevenk servete servet katmazdı.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Doksanlardayız_3
Boş yere isyana gerek yok beyler
Alkışı biz olduk yalan, riyanın
Düzene düz diye atılan reyler
Donunu indirdi güzel dünyanın

Vaadi onda bir tutabilseydik
Peşinden gitmezdik sahte rüyanın
Binde bir dürüstü bulabilseydik
İçine etmezdik güzel dünyanın.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Dostum
Kalmadı farkımız,pireden bitten,
Ne işten şans güler,ne de yürekten,
Ağızdan konuşsak anlarlar g...ten,
Bari sen anlasan ne olur DOSTUM.

Müdürü,valisi,hakimi nerde,
Hangisi dermandır en küçük derde,
Önüne gelenler satıp gider de,
Bari sen satmasan ne olur DOSTUM.

Mevsimler karıştı,hazan kalmadı,
Sıçtılar sanata ozan kalmadı,
G....ne güvenip yazan kalmadı,
Bari sen korkmasan ne olur DOSTUM.

Kim kimin dostudur,kim düşmanıdır,
Kim kimin sevdiği,kim aşığıdır,
Ecnebi bokunda Türk kaşığıdır,
Bari sen bozulma ne olur DOSTUM.

Lağıma dönmüşüz,gelen sıçıyor,
Çalanlar,çırpanlar,uçup kaçıyor,
Gariban takılır,güçlü geçiyor,
Bari sen adil ol,ne olur DOSTUM,

Eskiden kalemim gayet kibardı,
Güllerle bülbüller,aşk bile vardı,
Ne zaman ülkeyi i....er sardı,
Dilim de bozuldu,anla be DOSTUM.

Mutluyum,sözlerim anlayanlara,
Hiç tamah etmedim puşt olanlara,
Şimdilik paye var,dallamalara,
Bari sen vermesen ne olur DOSTUM.

Sanma ki hep böyle gider bu devran,
Kaldır şu kıçını acele davran,
Bana hiç dokunmaz dediğin yılan,
Gün gelir seni de sokar be DOSTUM.

Dostumsan oynatma g...ün başını,
Hor görme Mutlu’nun azcık aşını,
Kızarsam s........ ağzın dişini,
Bari sen adam ol,ol ulan DOSTUM.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Dua
Ya sen de olmasaydın
Kimbilir ne karanlık olurdu gece,
Sessizlik ne kadar sessiz,
Renkler ne kadar renksiz,
Ve her şey ne kadar zevksiz olurdu
Kimbilir.
İyi ki varsın
İyi ki varım.
Tüm varlıklar adına
Teşekkürler sunarım.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Duygunun Adı Yok
Adını sizler koyun, seviyorum diyenler
Benimki başka bir şey, elele gezinenler.
O yokken ben de yokum, yaşamıyorum bile
Varken de korkuyorum, birgün biterse diye.

Aşk dediler tutmadım, sevdayı anlamadım
Benimki başka bir şey, bunu anlatamadım
Ağlamak gelir birden, sonra gülmek içimden.
Herkes melek görünür, bu yanan gözlerimden.

Bir lütuf O’nu bulmam, hele O’nun sevmesi
Ya ben gerçek değilim, ya da O’nun gelmesi
Sizde buna ne derler, adı var mıdır bunun
Ben bir şey bulamadım, bulunca sizler koyun.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Eğer
Bahar günüyse
Akşam üstüyse,
İğde dallarına
Rüzgar estiyse.
Yar çekip gittiyse,
Bir de küstüyse...
Yiğitsen göreyim
Hadi gel içme.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Enflasyon
Ekmek olmuş el kadar
Parası ele sığmaz,
İşi bilen adamın
Cüzdanı cebe sığmaz.
Bu Allah’tan revamı
Doğrular köye sığmaz.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Ergenekon
Bir destan Ergenekon,dirilişi son Türk'ün
Dörtyüzyıl sabrederek,bekleyişi Göktürk'ün.
'Ergene' dağ kemeri, 'kon' da diklik demektir
Adı da Asena'dır, yol gösteren bozkurtun.

Anlatın çocuklara,bu destan varoluştur
Bu; zulme kafa tutuş,küllerinden doğuştur.
Her kim dil uzatırsa,yanlış anarsa onu
O şanlı tarih yazar,sonunda yok olmuştur.

O gün de bu gün gibi,kaderi aynı Türk'ün
Bölüp yok etmek için,verilmişti bu hüküm.
İlk Kayı bozdu bunu,bir de yeğeni Oğuz
Taa o günden belliydi,gelişi Atatürk'ün.

Bu zulmü ihaneti,unutma Türk çocuğu
Zihnini bulandırma,tertip bunların çoğu.
Seni tarih düşmanı,kendine kul istiyor
Bu ismi suçla anan,o ****** çocuğu.

Doğuma suç denir mi,bu da Türk'ün doğuşu
Bu millet laf söyletmez,unutmaz varoluşu.
Bu şerefle; terörü, yanyana anma hain
Yoksa bu millet sana,gösterir yokoluşu.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Evim
Beyaza boyadım duvarlarımı
Odama al mı al bir çiçek koydum
Küçücük pencerem güneş görüyor
Bu evde adeta yeniden doğdum.

Ocakta demlenen çayın kokusu
Yatağım başımda bir usta şair,
Radyomda çalınan sevda türküsü
Bu evde her şeyim sevgiye dair.

Kapımı içerden kapattığım an
Ne yalan ne riya ne de oyun var,
Soframda zeytinim olduğu zaman
Dünyalar benimdir emeğim kadar.

Eski bir gazete sofra bezimdir
Rakımı içerim çay bardağında,
Duvara astığım kendi yazımdır
“Gücendim” diyorum ben baharımda.

Bu evde kendimle muhabbetim var
Bu evde yaşarım kazancım kadar,
Değdiğim tuttuğum her parçasıyla,
Her şeyi benimdir benliğim kadar.

Yattığım döşeğe huzur diyorum
Mutluluk bendedir ben biliyorum,
Bir eksik var demek istemem ama
Bu evi sevecek yar diliyorum.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Fındık Kurdum
Bugün iki dostum evlilikten bahsediyordu.
Tarttılar, biçtiler, türlü şekle soktular.
Bir ara laboratuara aldılar,
Analizler yaptılar.
Beyaz önlüklüydüler…

Saygı, mantık, özveri gibi
Cinsellik eşitlik gibi
Vesaireler
Diyorlardı.
From’un da adı geçti bir ara
Falan filan
Dalmışım..

Hani bir gece Hayyam’ı okuyordum da
Sol koluma yatmıştın.
Ben gülmüştüm, orucu bozuşuna Hayyam’ın
Uyanıvermiştin,
Gülüşüme gülmüştün
Beraber gülmüştük.
“Fındık Kurdum” demiştim
Mahmur gözlerini öperken.
“Sensin fındık kurdu”..
Ne sevimliydin yaramaz,
Bebeğim yavrucuğumdun.

Hani birgün trafiğe vermiştim
Sol ayağımı.
O eziğin acısını
Gözyaşında görmüştüm
Kucağında uyumuştum
Unutmuştum sancısını.
Ne sevecendi
Buz taşıyan,
Et saran, novaljin veren ellerin.
Anamın gözyaşını gördüm
Yanağında süzülen,
Anamdın…

Yoruldum demiştim, bıktım
İstifa etmekten bahsetmiştim
Bir iş dönüşü.
Rüşvet, adam kayırma,
Bunlara şahit olmuştum yine herhalde.
İki duble de rakı içmiştim.
“Kaçmak kolay” demiştin,
“Mücadele” demiştin.
Sabah giderken
Kendime,
Arkadaşın haklı demiştim.
Arkadaşımdın...

Ne yoklukta
Bölüşürken tütünü,
Ne çamurda giderken işe
Delik ayakkabınla,
Buharda yumuşatıp yerken ne de
Kuru ekmeği,
Tonu değişmedi canım deyişinin
Canım… sevgilimdin…

Dalmışım.
Sen ne düşünüyorsun dediklerinde
Dostlarım,
“Fındık Kurdunu”
Dedim.
Niye öyle garip baktılar acaba.
Ayrılırken;
Kültür, sadakat
Diye sesi geliyordu genç olanın.

Üstlerinde de cüppe vardı.
Mahkemeden çıkarken,
Orucu bozuşu geldi aklıma
Hayyam’ın.
Beraber güldük…


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Galiba
Hiçbirinin aşk olmadığını
Ya da aşkın hiç olmadığını
Anlayıveriyor insan.
Tebessümler,
Teessüfler
Ve
Tesirlere esirlikler kalıyor geride.
'Geliverse aniden' diyorsun
Daha der demez
Vazgeçiyorsun.
Bazen,
'Gitsem mi' dediğin oluyor
O zaman da
İhtimaller;
Kırılmaktan korkmak mı demeli
İhanet ihtimali mi? ....
En iyisi,
hiç düşünmemeli.
Daha da iyisi
Galiba;
Aşkı aşk yapmak için
Hayalleri küçük düşürmemeli.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Garip Kollu Gömleğim
Sen,
Sabırsız gecem
Ardarda cigaram
Derin nefesim.

Sen,
Yağmurda adımım
Susuz rakım
Hasta yatağım.

Sen,
Dalgın bakışım
Can alışım
Soğuk koğuşum.

Sen,
Garip kollu gömleğim.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Geceye Özlem
Birazdan sabah olacak
Şu sokak lambası söndüğünde,
Gece sessizce terk edecek beni
Tıpkı sen gibi.
Birazdan sabah olacak
Bozacaklar soluksuz düşlerimi
Ağır ağır vuracaklar yokuşa
Gece bekçileri.
Birazdan kuşlar kanat çırpacak
Ve komşu kadın bakkalı çağıracak.
Yorgun gidecekler işe yeni evliler.
Birkaç okullu çocuk gülüşecek.
Yine sütçünün sesine irkileceğim,
Gözümü yine perdeyle sileceğim.
Hiçbirşey olmamış gibi
Yine buhar çıkacak topraktan
Ve ben yine geceyi özleyeceğim.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Gençlere
Sevgili gençler
Sıkı basın yere,
Belli değil yönü
Cahil rüzgarın.
Kanatlarınız birbirine
Sıkı tutunsun.
Umudu sizsiniz
Sevgi çağırın.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Gidersem
Ben gidersem,
Ne yokluktan
Ne yokluğundan giderim.
Ben gidersem,
Bu dünyanın bokluğundan
Giderim.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Gidiyorum
Gidiyorum işte,
Yüreğim acısa da
Sızlasa da bedenim
Tir tir titrese de
Tutmasa da ellerim.
Kahrolsam da
Başım dik gidiyorum…
Gidiyorum
Onurum taşıyor beni,
Onurum
Aşıyor seni
Gidiyorum…
Artık ne dönmek olur
Ne de pişmanlık,
Gidiyorum
Dönüşüm
Ölmek olur
Gidiyorum…
Onurum taşıyor beni
Tutmasa da ayaklarım,
Tir tir titrese de ellerim
Yüreğim acısa da,
Kör olsam gözyaşımdan
Gidiyorum.
Onurum yol gösteriyor
Gidiyorum……


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Gönül Mahkemesi
Çok sevmeyi suç saydı
Senin gönül mahkemen,
Çok sevmek suç olsaydı
Yine de severdim ben.

Gözlerin iddaname
Çok bakmakla suçluyor,
Sözlerin beni değil
Sevmeyi kötülüyor.

Haksız bir karar verdin
Sevgimi dinlemedin
Sen gönül mahkemende
Aşkıma idam verdin.

Temyize gideceğim
Haksızlık diyeceğim
Bütün sevenleri de
Şahit göstereceğim.

Senin gönül mahkemen
Sanık olacak burda,
Benden af dileyecek
Sevenler huzurunda.

Aşk zafer kazanacak
Gönül yargıtayında
Bu hep anlatılacak
Adalet sarayında.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Gözlemlerden-2
İnönü kavşağı-ANKARA saat 16oo

—Gördün mü?
_Neyi?
_Kadının memesini be.
_O, çocuk emziriyordu
_nasıl yani
_— öyle işte, bebeler emzirilir annesi
emzirir.
_Beni de emzirmiş miydi annem, abla?
_Bilmem,
hatırlamıyorum ki annemi.
— Işık yandı bak, koş abla.
_O değil akıllım o temiz, şuna koş.
_Olsun abla mercedes.
_mercedes değil akıllım mersedes,
_olsun abla ne bilem, koş sen onda para çok.
—Sen Ona git, para çoksa vermez akıllım.

-Çekil lan, iyice pislettin camı.
_Ayyy canım ne tatlı çocuk dii mi?
gel sen bana gel.
_Git lan O'na git.

Gördün mü abla, nasıl verdi karı?


_Gördüm gördüm, nasıl sövdü herif'.

(saat 16.30)

-Niye gelmiyo arabalar be abla?
-Polisler koymuyor, başbakan geçecekmiş.
iftara gidermiş.
-Nerden belli, ne biliyon?
-Kavşakta küfrediyorlardı duymadın mı akıllım?
duymazsın tabi,
-Sen de piyangocuya küfrediyordun.
-İtti beni ama
-İtmedi, sen Onu ittin sen düştün
çiroz.
-Sen de başbakansın şimdi ha?
-Niyeymiş?
-Sen de oruç tutuyon ya, sahi niye
tutuyon abla?
_ Açın halinden anlamak için akıllım,
sen bilmezsin.
-Ben mi?
ben hep açım beee, asıl O bilmez.
-O kim lan?
-Mercedesdeki herif.
-Mercedes değil akıllım mersedes
mersedes.

-Dayı Selim'in de mersedesi var ama
hep para veriyo. Çok iyi adammış.
-Kim dedi?
—Tilki Turan, O'nun parkında çalışıyordu.
—Bak bak arabalar geliyor, başbakan
geliyor.
—Abla sana simit alam mı, iftarlık?
—Yok lan, bi simide bi buçuk ekmek
alınır,
ekmek alırız.

{saat 16.45)

-Abi sen niye burda oturuyon hep?
-Hiiç
—Niye bize bakıyon hep?
-Öyle işte.
-O ne abi, telsiz mi o, sen polis misin?
-Hıı hı
-Niye ağlıyon abi?

-Koş lan koş yağmur yağıyor,
-Niye gülüyon abla, yağmur iyi mi?
-İyi tabii akıllım, yarın çok araba olur.
-Doğru be abla.
-Gördün mü Allah'ın büyüklüğünü?
-Gördüm abla.
-Tilkiye ne olduydu?
-Islahevinde.
-Niye ki?
-Dayı Selim demiş, hırsızlık yapmış.

-Ne biçim tilkiymiş, kaçamamış.
-Olsun ne güzel işte, yağmur da yok
araba da.
-Koş lan koş, hızlandı yağmur.

(saat 17.00)

-Simit alam mı abla?
-Ekmek al akıllım ekmek.
-Ama ben kendime simit alıcam abla.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Gözlemlerden_1
Karaydı.
Saçları,
Gözleri,
En çok da sözleri.
O'na sorarsan
'bahtım' diyordu.
Anlattıklarına bakılırsa
haklıydı,
Kara olan
bahtıydı.

'Ahtım var' dedi.
— Bir gülsem şöyle
gerçekten,
yürekten.
Bir gülsem kurban kesicem
türbede.
Çünkü, bizim gibiler
hep yalan yere gülmede.
'Gülmek kolay
ağlamak da sayılır,
ama
ağlarken gülmek var ya
ölümü kıskandırır.'

-- Hay ağzına sağlık,
dedi.




--Şair gibi dedin
dedi.
O'na en çok koyan
Bir yıldönümüymüş.
Bir kalantor karıkoca
çağırmışlar
evlilik yıldönümünde.
Soyunmuş ikisinin önünde
Çırçıplak,
Bir külot kalmış
kadın bağırmış
(— çıkarsana ******!)
(—Kaltak!)
Çok utanmış
zor kaçmış,
Ne yapsın
bahtı karaymış.
Kim ******? dedi.
Omu?
Ben mi?

Giderken sevindim.
Geçen sefer de
başka hikâye anlattığına
ve hatırlayamadığına.
Belki de
hatırlıyordu da,
domuzuna dalga geçti benle.
Sevindim,
Belki şimdi arkamdan gülüyordur.
Güldüm,
Bahtı karayı kurban keserken düşündüm.
1994-Bir pavyon ANKARA


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Gözyaşı
Bir ağlarsın yalandan,
Bir ağlarsın aşkından.
Vallahi korkar oldum,
Senin bu gözyaşından.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Gurur
Peşinden gelirim diye düşünme
Yerini sorarsam en ********im
Gittiğin yerde kal geri de dönme
Adını anarsam en ********im.

Seninle gezdiğim yerlere gitmem
Düşmana dosta da hiç belli etmem
Birlikte yattığım yatakta yatmam
Resmine bakarsam en ********im.

Ne mektup yaz bana ne telefon et
Okursam dinlersem en ********im
İstersen pişman ol kendini kahret
Geriye dön dersem en ********im

Sevdiğin şarkıyı dinlemem bile
Ben artık bir daha girmem o eve
Öldüğüm duyarsan istemem gelme
Ben duyup gelirsem en ********im.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Gücendiğim -1-
Ne vardı saçını dökecek
Be koca çınar,
Gücendiğim sen değilsinki
Gücendiğim sonbahar.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Gücendiğim -2-
Saçın ağarmış koca çınarım
Sonbahar gitti gücendirerek.
Ben sana kızmadım, yanlış anladın
Bahara bozuldum gitti diyerek.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Gücendiğim -3-
Yüzün gülüyor koca çınarım
Nasıl da gençleştin bahar gelince,
Boşuna gücendik ona yanarım
Yaz da bir kış da bir insan sevince.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Gülüm
Gittiler,
Sonunda hepsi gittiler.
Sağolsunlar ama
Beni mahvettiler.
Sanırlar ki teselli ettiler
Oysa
Seni beklettiler.

Kuzunun üstünü örttüm
O’nu
Sen gibi “kuzum “ diyerek öptüm.
İki gündür ağlıyordu
Ta ki bu gün
Bu gün
Toprak üstüne örtülünce
Ve seni…
Seni…
…….
Afedersin…
…….
Sonra hiç ağlamadı
Sanki
Sen Tanrı’ya kavuşunca
Toprakla buluşunca
Anladı.
Nedense bir daha
Bir daha hiç ağlamadı.

Eş dost sağolsun
Bizi hiç yalnız bırakmadı.


Annen yukarda
Kuzunun yanında.
O da
O da hep ağlıyor
Herkes hep ağlıyor
Be Gülüm,
Benden başka herkes ağlıyor
Herkes seni “gittin” sanıyor.


Ne çok sevenin varmış Gülüm
Ne çok yardım ettiğin,
İki genç kız geldi bu gün
Hani gizlice okutup büyüttüğün.

Benden bile gizlediğin
İyiliklerin vardı bu gün başında,
Bu gün be Gülüm
Seni gördüm, akıp taşan her gözyaşında.


Ben hiç ağlamadım
Ağlamayacağım da…
Hem niye ağlayayım
Sen varsın her yanımda.

Sana çarpan genç çelenk yollamış
Tutukevinden,
Bir bilse sen değildin
Vurduğu,
O
Bir yuvayı yıktı
Canevinden….


Gülüm
…..
Heryan sen,
Sen her şeydesin.
Seni bizden böyle alanı
Allah kahretsin….


Gülüm
……
Kitaplarını öğrencilerine verdim
Eminim sen de öyle isterdin.
Yatağımıza, o dalga geçtiğim örtüyü serdim
İnan onu ben de severdim…

Gülüm
……
Bil ki her şey bıraktığın gibi kalacak
Masadaki şebboylar hiç solmayacak.
Gülüm,
Kuzumuz büyüyünce ancak bu görevim
Yanında son bulacak.


Hani
Başım ağrısa “bana geçsin” derdin Gülüm
Bak şimdi yüreğim acıyor.
Ne olurdu keşke
Beni alsaydı ölüm
Keşke…Gülüm….

Hani
Hapşırırdın da
“çok yaşa” derdim
“hep beraber” derdin sen
Gülüm,
Hep beraber olamadık ama
Hep beraber öldüm ben…..


Gülüm
“Her şiirini ilk bana oku” derdin diye okuyorum
Gülüm
Gülüm
Seni
Seni çok özlüyorum……….


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Güzelim
Artık gelmesen de olur
Güzelim.
Nasılsa düzelmez artık
Yeniden atmaz yüreğim.
Artık gelmesen de olur
Güzelim.

Seneleri saydıktan sonra
Sensiz devam ederim.
Onca soğuk geceden sonra
Artık gelmesende olur
Güzelim.

Ne aşk ne meşk kaldı bende
Ne ismine tahammülüm.
Resmin bile taa nerede
Artık gelmesende olur
Güzelim.

[GooD aNd EvıL]

Handan
Zalimler zulmüne şapka çıkartır
Duysaydı istifa ederdi şeytan,
Nemrut’un utançtan yüzü kızarır
Bu senin yaptığın iş değil Handan.

Sılaya demir mi attın vefasız
Ne zarar gördün ki şu garip kuldan,
Öyle bir gittin ki sessiz sedasız
Herkesten yerini gizledin Handan.

On yıldır çırpındım iki arada
Gururum bir yandan, aşkım bir yandan,
Yerini bir bilen olsaydı burda
Gözümü kırpmadan gelirdim Handan.

Yılları gün ettim kahır içinde
Ne iyi ne kötü haber almadan,
Anılar beynimden bir bir geçince
Gözlerin takılıp kalıyor Handan.

Nerede ne yaptın, istersen sormam
Yeter ki geri dön gittiğin yoldan,
Bir günden bir güne başına kakmam
En büyük günah da işlesen Handan.

Yoksun ki küsmüşüm kara bağlarım
Hasretin bezdirdi beni bu candan,
Sanma ki yalnızca sana ağlarım
Ayrılık demek de yetiyor, Handan

Ne hoca ne falcı ne kahin kaldı
Herkese yerini sordum bıkmadan,
Hasretin aklımı başımdan aldı
Bırak şu inadı gel artık Handan.

--------


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Hastane
3 Memet'li bir odada yatıyorum
3 M akla getirmesin
Migrosunu Koç'un.
Burası
Devletin Demiryolu Hastanesi.
Tarih?
Tarih de neyin nesi
Tabutu çalınmış bu memlekette
Koskoca Koç'un.
Can derdinde 3 Memet de.
Biri Diyanette,
İkisi demiryolcu.
Genç Memet girişken
Demiryolcu olanlardan biri,
Kayseri’li.
'Fıtıktan mı' diye söze giriyor.
'bu koğuş toptan fitık da ondan sordum'
Öbür Memet gülüyor;
İkinci demiryolcu,
Zonguldak'lı
belli solcu.
Yalnızca gülüyor
Hep güldü
Son gün de.

Kestaneden fıtık olmuş
dedi, diyanetçi Memet. (çekirdek yerken)
Öbür Memet yine güldü.
(başıyla evet derken)
Son güne dek
'kestaneden fıtık Memet' dedim
rahmetliye.
— Bu kadar kolay mı bu fıtık
dedim.
— Öyle
dedi Kayseri'li.
Senin ne harbiden kardeş?
-- O zaman bütün mîllet fıtık olmalı
bunca dert, eziyet
desenize fıtık bütün millet
(lafa laf katıyordum)
Kestaneden Memet sesli güldü.
Sen neden fıtık
fıstıktan mı, dedim
Kayseri'liye.
Depocuymuş
Kaldır, İndir
kaldır, indir
sitires sinir
sitires sinir
olacağı buymuş



— Fıstık dedin de
ne giderdi bee
şöyle bir birayla, dii mı hacı?
Çok sert baktı Memet
diyanetçi.
Gençken içermiş
Her bi şey yapmış etmiş
Ama hacı olunca
bu işleri terk etmiş.

— Hacıda para boldur
ne işin var burda?
dedim
— Benimkisi öyle değil
görevli gittiydim, gelmişken
hacı olam dedim.

Bir güldü ki kestaneden Memet
Korktum, dikişleri patlayacak.
Kayseri'li Memet güler
(hani şu biracı)
Hacı Memet güler, kendi sözüne
(diyanette aşçı)

Sizinkiler başta şimdi
rahatsındır,
demez olaydım.
Hacıya bir söyle bin işit
Sabah 3'te hâlâ bana;


Oyunu verdiğine pişmanmış miş
Bunlar ne biçim müslümanmıs.
Kestaneden Memet kıs kıs gülüyor,
Hemşire geliyor sese.
Adı
Gülbeyaz
(bence tabii)
Gülüyor çünkü,beyazlar içinde.

Beyaz giymek dikkat ister
Beyaz kalmaksa yürek,
İnsan sevilmek ister
İnsan olmaksa sevmek.

3 Memet' li bir odada yatıyorum
Halkımla.
Ve,
Her zamanki kâbusumla kalkıyorum.
Tekmelemişim gene yorganı.
Sen ey!
Sen ey, başımızdaki kene
Senin ananı avradını...
Kendi sesimden utanıyorum,
Yorganım yerde utanıyorum.
Kestaneden?
Kestaneden Memet NERDE?
....
Kendimi tutamıyorum.


DDY hastanesi-1996


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Hastaymışsın
Lokman hekim duydu yakarışımı
Sen hasta olma da tek ben öleyim,
Allah’ım biliyor yalvarışımı
Çabucak iyileş de artık güleyim.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Hatasözü-1
“Köprüyü geçene kadar ayıya dayı de'


Ayıyla köprünün ne ilgisi var
Akraba olmana hiç gerek yok ki,
Bu yolla karşıya geçenler kadar
Yüzerek geçen de o kadar çok ki.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Hatasözü-2
'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın'

Bin yaşadı yılan.
Hazırlan,
Sıra sende lan.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Hatasözü-3
'Devlet malı deniz yemeyen domuz'


Devlet malı denizmiş
Yemeyen de domuz,
Hadi ordan terbiyesiz.
Eee
Koli basiline ne dersiniz?
Karpuz kabuğuna,
Çöpe?
Ulan iş mi be
Çişe ne dersiniz?
Hem yersiniz
Hem işersiniz?
Domuz sizin sülaleniz.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Hatasözü-4
“Bal tutan parmağını yalar'

Her bal tutan yalarsa
Dokunduğu parmağı,
Kovan boşaldığında
Toptan yeriz....y......ı


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Hayırsız
Hayırsız diyor, gelen haberin
Suçluyormuşsun
Sormayışlarımı.
Hakkın var,
Bilmediklerin
Ve anlatamadıklarım
Ve yazamadıklarım.
Hakkın var
Hayırsız olduğum kadar.

Bir bilsen ne çektim sensizliklerde
Kaç gece isminle inledim durdum
Bazı gün el ayak bağlı sedyede
Tavanda yüzünü seyredip durdum.

Buz gibi olurdum vizitelerde
Her teste adını söyleyip durdum
Yedi kat yabancı gelir gider de
Ben her gün gelmeni bekleyip durdum.

Hakkın var hayırsız demekte belki
Bilmezsin sensizlik ne kadar koyar,
Tanrım biliyor bu kul ne çekti
Hakkın var hayırsız olduğum kadar.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Hep Böyle Kalacağız
Biz böyle kalacağız sevgilim
Sen çocuklar gibi şaşkın
Ben
Aşkına düşkün.
Sevgimiz bebek kokusunda olacak.
Saygı
Göz bebeklerimizde saklı
Aşkımız
Sadakatinde haklı,
Biz böyle kalacağız sevgilim
Sevdiğini zannedenlerden farklı.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

İkibinlerde (Ekonomi)
Sıçtılar bu vatana
Deldiler her ilkeyi,
Hakimdir kara para
Sattılar bu ülkeyi.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

İkibinlerde (Seçmen)
Sanırsınız bu meclisten iş çıkar
Nerden baksan elli altmış puşt çıkar,
Bir de bunu deneyelim dedikçe
Daha sizi satan s.....n çok çıkar.

İpsiz sapsız ayırmadan seçtiniz
Elinizle g.....zü açtınız,
Son pişmanlık şimdi artık nafile
Siz benim de yarınıma sıçtınız.

[GooD aNd EvıL]

İkibinlerde(Bürokrasi)
Müdürü yürütür valisi çalar
Amiri memuru hepsi kıç yalar,
Sineye çektikçe namuslu olan
Devletin her yanı puştlarla dolar.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

İkibinlerde(İnsan)
Esirger çişini topraktan bile
Ekmeye ihtimal yok ise eğer,
Ot vermez eşeğe bir tutam bile
S........ye. ihtimal yok ise eğer.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

İkibinlerde(Memur)
Mevkiyi makamı yağcı kazanır
Aldığı zam ile ancak don alır,
Torpilli tavuğa “kışt” dese memur
Aynı gün soluğu Fizan’ da alır


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

İstanbul
Benim bir de
İstanbul maceram var.
995'de başlayan
Yağmurlu bir kasım gününde
Heyecanlı,
Bir o kadar da gergin.

Yazmıştım İstanbul'u
İlk kitabımda,
'İster gel ister gelme
Geçmeziyem bu şehrin,
Men güzelden anlaram
İstanbul şah-ı şehrin'

Demiştim
Bir gezmede İstanbul'u.
Şimdi,
Şimdi ne yazmaya
Ne gezmeye.
Şimdi,
Kötüleri üzmeye gidiyorum.
95 Kasımında
Yağmurla beraber.

Kapalı çarşıda Orhan Veli'yle tanışacağım
Topkapı, Ayasofya, Sultanahmet
Belki de dervişlere karışacağım.
Kimbilir,
Bir bakarsın boğazda teknelerle
Yarışacağım


İhtimal zayıf ama
Belki de en bilinmedik
Küfürlere alışacağım.
İstanbul,
Sana geliyorum
Yağmurla beraber 95 Kasımında.

Böyle başladı işte
Böyle gidişle.
Ve
96 Kasımında yağmurla beraber
döndüm.
Heyecanlı,
Bir o kadar da üzgün.

Ne mi oldu
Ne mi kaldı geride?

l: Deniz
Yaş: On sekiz
Sonuç: Aşırı doz.
(Hayalleri, anıları bir küçük not defterinde
yazılı o kadar...)

2: Can
Yaş: On yedi
Topuğundan bile iğneliydi.
(Son sözünde 'yaşamak istiyorum,'
dedi, 'uyuşmadan yaşamak')

3: Esrahan
Ey güzel gözlü kız
Çok uğraştık seninle biz.
'yaşamam için ufak bir sebep' demiştin,
Denizi göstermiştim.
'öldü' demiştin,
Oysa ben
Maviliği demek istemiştim
Gözlerin gibi.
(Şimdi cezaevinde. Zaten evinde de cezalıydı.)

4
5
6
.
.
gider böyle
geride kalanlarım.

Ey be İstanbul
Ey uyuşuk taş toprak
Bana güzellikten söz etmeyi bırak!

Ben senin
O ışıltılı *******inde,
O boğazının sahte kalabalığında,
Bir tek şiir yazmıştım sevgiliye
Yalnızlıktan bunalıp da.




'Denize kızıllık düştüğü anda
Bir martı misali havalanırım,
Aklımdan gözlerin geçtiği anda
En durgun sularda dalgalanırım

Ellerin gerekli su içmek gibi
Son dilek misali bir idamlıkta,
Tutmalı, öpmeli, okşamalıyım
Şefkatin olmalı bu karanlıkta.'



Topu topu bu işte
Geriye kalan.
Kimi mezar taşında
Kimi
Yalnızlığım ak kağıdında.

Ve
Benim için İstanbul,
Artık
Sabıka kaydında...


Kasım 1996


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

İstanbul-1
İster gel ister gelme
Geçmeziyem bu şehrin,
Men güzelden anlaram
İstanbul şah-ı şehrin.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Kadehimle muhabbet-1
Derdimi bir sana anlatıyorum
Tek bir söz etmeden dinle kadehim,
Her gece içmeden yatamıyorum
Bari sen terk edip gitme kadehim.

Bana “hep içme şu zıkkımı” derdi
Seni hep kıskandı, kırdı kadehim,
O akşam terk edip giderken beni
“İnşallah ölürsün” dedi kadehim.

Bir günden bir güne sormadı bana
Sadece içmeme kızdı kadehim,
Giderken sebebi demedi ama
Sonradan bir mektup yazdı kadehim.

Ben ona göre bir yar değilmişim
Sırf sevgi yetmezmiş ona kadehim,
Aslında çok iyi yürekliymişim
Ama bu yetmezmiş ona kadehim.

Şerefi, namusu boş ver sen, diyor
Bunlarsız yaşayan çokmuş kadehim,
Parayla hepsini alırsın diyor
Bende de o para yokmuş kadehim.


Seni kıskanması hep bahaneymiş
Bu sofra yetmezmiş ona kadehim,
O’nun istediği konforlu evmiş
Burada yaşamak değil kadehim


Sonunda,' ben çoktan unuttum 'demiş
'Sen de unut beni' diyor kadehim
Zengin bir eş bulup evlenecekmiş
'Sende git öyle yap' diyor kadehim.

Bu mektup geleli tam bir yıl oldu
Bir daha görmedim O’nu kadehim,
Her gece içerken gözlerim doldu
Hep sende aradım o’nu kadehim.

Bir akşam postacı kapımı çaldı
Bir telgraf uzattı bana, kadehim
Yalnızca “hoşça kal” diye yazmıştı
İntihar etmeden önce kadehim.

İşte bu sırrımı bir sana açtım
Sessizce dinledin beni kadehim,
O günden bu güne her şeyden kaçtım
İzninle gideyim artık kadehim.
1994-Ankara



---

[GooD aNd EvıL]

Kapkaranlıkta
Eğilmedim,eğilmem
Boşa kürek çekmeyin,
Yolumda gidiyorum,
Dönmemi beklemeyin.

Susmamı istemeyin,
Dimdik olmaz demeyin,
Ben beni seviyorum,
Siz,isterse sevmeyin.

Benzetmek istesiniz,
Beni de kendinize,
Ben harama el sürmem,
Benzesem de kerize.

Bir yere gelmek için
Yapmıyorum bunları,
Mahkumdur onursuza,
Eğilenin sonları.

Bana sandalım yeter,
Bir de küçük bir rakım,
Bir yere gelmesem de,
Kapkaranlıkta akım...


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Kar Ekmeği
Bir taneciği tuttum ta tepede
Yere indirdim kan ter içinde,
Bir tanesi gözüme kaçtı,
Gözüm yaşardı.
Çocukluğum ağladı
Kar ıslandı...

Ben çocukken yağan karlar
Kazağımın deliğinden ekmeğimi
Islatırdı.
Şimdilik karlar, daha kibarlar,
Keşke çocuk olsaydım da,
Ekmek kaça olursa olsaydı.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Karar
Bu gece kalemi kırmam gerekli
Ben yarın adını unutacağım,
Şu; tavana vuran ay ışığından
Çıkarsın, ilk defa uyuyacağım.

Sabah kalktığımda rüyamı silip
Aynaya bakmadan yıkanacağım,
Masama yalnızca bir bardak koyup
Seni unutmaya çalışacağım.

Ardıma bakmadan kapıdan çıkıp
İşime dört elle sarılacağım,
Her çalan telefon sendendir sanıp
Sevgilim diyerek açmayacağım.

Akşama sağ kalır eve dönersem
Çiçekçi yoluna sapmayacağım,
Bu günden tezi yok kararı verdim
Adını bir daha anmayacağım.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Kırık
Kafam küçüklüğümde
Kalbim gençliğimde,
Gururum gittiğinde
Kırıldı.
Umudum
Hâlâ yerinde


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Koku
Dünya aynı dünya
Burun aynı burun
Peki bu gittikçe ağırlaşan
Koku ne?


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Küfür
Gidin başımdan
Hürriyetime düşman suratlar,
Zincirler,
Karanlıklar,
Çıkarcı selamlar.
Dinimin düşmanı
Pis münafıklar.
Gidin başımdan ulan
Sahtekarlıklar.
Üç kuruşa satılık
Ödlek kabadayılar.
Zalimin uşağı,
Zayıfın kamburu
Puştlar.
Terime gülen,
Rüşvet bekleyen,
Vergi vermeyen,
Namus deyip de
******ya eğilen,
Dayı denilen,
Yağmurdur diyen,
Ruhu edilen,
Bakıp görmeyen,
Sevmeyen,
Bileni döven,
Yalanı öven,
Allah'a söven,
Saymakla da bitmiyorsunuz len!
Gidin başımdan.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Mektup
Dostum Yalan;
Sevgi hanım tatile çıkınca,
İnsan efendi de vefat edince
İşler karıştı burda.

Çirkin beye gittiler, kartını verdi
Kötü beye getirdiler…
İyiyi sonsuza sürdü.

Mr. Para telefon etti Mafia babaya,
Vuruverdiler doğrucuğu.

Kin yanına çağırdı ihaneti,
Konuştular…
İşten atıldı Aşk.

Şiddetten mektup getirdiler savaşa,
Barışa açığa alındı

Açlık yardım istedi hastalıktan
Bir güzel dövdüler sağlığı.
İşsizlik de, hain hain güldü kenardan.

Beni sorarsan, idare ediyorum şimdilik.
Selamlar…
İkiyüzlülük…


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Memet
Gel de içme be Memet
Gel de içme haydi.
Mert yaylası namert dolmuş
Olan olmuş be Memet
Olan olmuş.
Ne sevda türküleri söylenir olmuş
Ne sevdadan söz eden kalmış.
Gözlerim,
Geçmişe takılmış kalmış be Memet
Takılmış kalmış.

Gel de içme haydi Memet
Gel de içme.
Ne sözüne güvenilen
Ne doğruya doğru diyen,
Her yanımı
Yiyen sarmış Memet, yiyen.

Denir ya hani Memet
Konya ovası içtima
Yak hepsini diye,
Derler de be Memet
Otlara acırım.
Nerde inançlarım Memet
İnançlarıma acırım.

Puştlar makbul iken, dost arıyorum
Ben hayal kurmuyor, inanıyorum
şu koca dünyayı tek tek elesem
Bir tane bulmayı kâr sayıyorum.

Kaçması çok kolay, kalmalı Memet
İnsana sunulmuş her türlü nimet,
Çirkefi katıp da çirkin ettiysek
Düzeltmek bizlere düşüyor Memet.

İşte böyle Memet,
Bilirim zor olur
Bilirim umut küçük
Ama
Umutsuzluk ölümle alay eder
Umutsuzluk daha beter.
Olacak Memet
Olmalı Memet
Olmazsa
Olmaz Memet!


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Mutluluk
Yağmur sonrası toprak kokusu
ne güzel,
Çek çekebildiğince içine.
En ucuz mutluluk ne diye sorma
Çek işte.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

O'na
Umut gözbebeğinde saklı
Erdem benliğinde,
Kendini tanıyınca
Anlayacaksın,
Mutluluk yüreğinde.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Olmayana Mektuplar-2-
Ne çok isterdim aşkı yazmayı
Körkütük dolaşıp,
Seni düşünüp,
Çığlıklar atıp,
Çiçeği okşayıp
Kuşlarla selamlaşmayı.
Ay'la
Ve bütün dünyayla
Aşkımı paylaşmayı....
Ne çok isterdim
Güleç olmayı...

Ama,fakat,lakin
Adı herneyse olmayanım
Bütün suçlu,bütün suçlu
Şu benim aklım..

Gözüme hükmediyor
Gör diye puştu,
Sonra da kahrediyor
Tutamıyor ki yaşı.

Dilim dilim etsem dilimi
O yine susma diyor,
Olgunlaştım tuttum kızgın elimi
Bu sefer de durma yaz diyor.

Ne tatlı bir söz duyar
Ne de sevinçli haber,
Kulağımda çınlıyor
Yalanlar boş vaadler.

Gözüm,kulağım,dilim
Aklım var ya şu aklım,
Nerde haksızlık varsa
Onunla savaş diyor.

Her yan yiyenle dolmuş
Bari sen uğraş diyor,
Şu benim aklım var ya
Aşkla vedalaş diyor...

Tam dokuz yıl oldu, son mektubu yazışım
'artık sınıra geldim,süremezler' demişim,
Olmuyor olmayanım, bak yine yanılmışım
Son dokuz yılda bile, yedi kez sürülmüşüm.

Ah benim olmayanım
Olmanı çok isterdim,
Tüm dünyaya haykırıp
Mutlu çok mutlu derdim.
Ama,ya sorarsa bir gün'ne yaptın baba' diye
O zaman utanmadan oğluma ne söylerdim.

Kızım anlardı belki,emin değilim ama
Peçe sardıklarında,sanki hak verirdi bana.
Sen ne yapardın bilemem,beni bekledin diye
İnan olmayışınız,benden size hediye.

Affet beni sevdiğim,olmanı çok isterdim
Ben herkese sevilin,yalnızca sevin derim.
Her yan hain doluyken,hem de sevgi düşmanı
Seni nasıl sevip de,ben nasıl hakederim..

İşte olamayanım,isteyip olmayanım
Aşkı çok isteyip de,asla yazdırmayanım.
Seni yaşamasını ben çok iyi bilirim
Ama vatan denince herşeyden vazgeçerim..

Bu yüzden yoksun işte ve hiç olmayacaksın
Bu ihanet sürdükçe beni arayacaksın,
Olamadığın için,sakın beni suçlama
Çocuklar güldüğünde,beni anlayacaksın.

İşte böyle olmayan ve hiç olamayanım
Ben sizlere harcadım hem aşkım hem de canım.
Yine aşkı yazmadım,zaten hiç yaşamadım
Feda olsun vatana hem aşkım hem de canım...


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Olmayana mektuplar-1
Bu sabah geldim bu şehre
Evet,yine sürgündeyim.
Ve bu,
İlk akşamüstüm
Ben yine içmekteyim...
Demiştim ya hani “gel de içme”diye
Öyle işte...

Bilirim yine sormayacaksın
- Niye sürüldün? Diye
Bilirim
Ve
Seni o yüzden çooook severim.
Zaten o yüzden yoksun işte...

Bana sorarsan
“adamım”diye
Sürenlere sorarsan
Sorma...
Nasılsa sürerlerdi,
Şapkayla tavşanı anlatmıştım ya
O yüzden işte...
Kısacası adam olmak suç
Ben de suçluyum işte...
Ve seni,yoksun diye severim
Hep sevicem yine...

Burası küçük bir yer
Şirin de...


Her köşesi gibi memleketimin...
Ve
Oturduğum lokantadan
“Efkar tepesi”ni seyretmekteyim
Yani
Efkar’da,efkardan içmekteyim.

Neyse, bunları boşverelim
Ne sürgünlerim biter benim
Ne içmelerim,
Bende bu kafa varken
Bu vazgeçmezlerim...
İçelim olmayanım,olamayanım
İçelim...

Sen bilirsin;
Olmaz demelerim,
Yanlış demelerim,
Haksız demelerim
Hırsız demelerim

Sen bilirsin; Hukuk ve hak
Ahlak ve halk
Demelerim.

Onur,
Emek,
Yürek
Ve ille de
İlle de sevmek demelerim.
Ve
Bu dalkavuk puştlara “siktir! ”çekip
Atatürk’üm....demelerim.
Sen bilirsin,
Bunlar benim vazgeçmemelerim...
İçelim be olmayanım,
Olamayanım
İçelim...

Sanırım bu son sürgünüm olacak
Çünkü
Burdan sonrası sınır
Burdan sonrası yok,
Bakalım şimdi nereye
Çünkü
Burdan öteye köy bile yok...

Neyse,
Gelelim bize.
Yani bana ve
Sensizliğe...
Sen benim
Olmayan,olamayan sevdiğimsin
Olsan yazmazdım zaten.

Ne sordun bir günden bir güne
Ne başıma kaktın,
Bilirim ki
Olsaydın
Böyle olmayacaktın.

Ne maaşıma laf ettin
Ne bakış açıma,
Ne,kafa tutuşuma bu pisliklere
Ne içip içip kahroluşuma.
Her şeye katlandın ya
O yüzden seni çok severim,İşte o yüzden sen benim
Olmayanım
Olamayanımsın sevgilim...
Ve o yüzden ben
Her sürgünde
Her içtiğimde
Her kahrettiğimde,
Seni
Olduruyorum
Ve olmadığın için
Seni çooooook seviyorum

Oğlumu öp benim için
O’nu çok özlediğimi söyle
Ve
Onu düşündüğüm için,olmadığını ekle...
Bisikletini alamadığım için kızmaz biliyorum(olmadığı için)
O’nu hiç avutmayacağım
Yetinmekle...

Kızıma anlat,O’nu çok sevdiğimi
Olmadığı için değil ama.
Çünkü ben bütün çocukları severim.
Ve belki
Bir daha ki sürgünde,istediği bebeği gönderirim.

Sen de kendine iyi bak.
Bilirim
Sen iyi kadınsın.
Sürgündeki sevdiğini beklersin
Bilirim böylesin
Olmadığın için,
Ve
Herkesten özür dile yerime
Olanlara inancımı yitirdiğim için


Ağustos 1999 (Artvin'de ilk gün)


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Olmayana Mektuplar-3
Sevgili;
Olmayan can oğlum
Ve olmasını çok istediğim
Gözüm kızım...

Biliyorum
Boyumca olurdunuz şimdi
olsaydınız,
Ve biliyorum
Can oğlum gözüm kızım
Boyumu aşıyor
Olmayışınızdaki sızım....

Size şimdi 'ne yapalım Tanrı istemedi'
Demiyorum
Demem de....
Olmayışınız
Yalnızca benim
İstemememde....

Bazen yaşıma baktım
Bazen maaşıma,
Bazen işim var dedim
Sırt çevirdim aşkıma....

Anneniz biliyor da bunları
Bir de size yazayım dedim,
Ben, siz hep olun diye
Doğmanızı engelledim.

Bu faslı bitirip de son mektuba gelelim...
Ah benim can oğlum
Gel seninle erkek erkeğe sohbet edelim...

Adam olmazsan oğlum
Seni kutsayacaklar,
Dinini iyi öğren
Yoksa yok sayacaklar..

Dilini çöz oğlum
Dilini öğren öğret,
Dilini kaybedersen
Lal olacak bu millet..

Tarihini unutma
O yarına ışıktır,
Geçmişini yok sayan
Geleceğe uşaktır...

Can can oğlum unutma
Sana saldıracaklar,
Ama sen sen oldukça
Senden hep korkacaklar..

Bilgiye saygı göster
Zalime de dişini,
İnsanı sev can oğlum
Vatanını,işini....

Sevgi bulaşıcıdır oğlum
Sakın korkma sevmekten,
Başına ne gelirse
İnan hep,bilmemekten....

Fedakar ol can oğlum
Dosta,aşka ve ille de vatana,
Kaybetmekten korkma canını oğlum
Feda olsun bu canlar bu güzelim vatana...

Sen yalnız olma diye
Ben senden de vazgeçtim,
Oysa seni sarıp sevmeyi
Herşeyden çok istemiştim.

Beni suçlama oğlum
Bu acı bana yeter,
Evlat acısı var ya evlat
Her dertten daha beter...
......

Ah benim gözüm kızım,her nefesteki sızım
Sana da sözüm var elbette...
Ne çok isimler koymuştum sana,ne güzeldi hepsi de....

Sen ki kızım bu ülkede,hep en zor görevdesin
Eğer ki sen istersen,dünyayı cennet edersin.

Sen anasın gözüm kızım,kutsalsın sen bu yüzden
Doğuracağını doğru seversen kızım, en değerli hizmettir bu
Bütün işlerden,bütün güzel sözlerden.....

Tüm oyunlar sen üstüne oynanacak gözüm kızım
Tüm hesaplar,kavgalar...
Sensiz hiçbir şey başaramazlar kızım
Çünkü galip gelemedi gelemez,sensiz olan davalar....

Hep edepli ol gözüm kızım,sütünü iyi koru
Sen ana olacaksın,ahlaktır analığın tek yolu.

Bilgiden al gücünü kızım,ana cahil kalmasın
O'na cennet satanlar O'nu bir oy saymasın...

Nenehatun'u unutma kızım,Kara Fatma'yı,Halide'yi
Binbaşı Ayşe kızım,kırık bacağıyla savaştı...
Tayyar Rahime,Gördesli Makbule
Hepsi savaştı kızım,hepsi senin için savaştı
Bu milletin anası kızım,yüzyıllarca savaştı.
Bu mücadele kızım,sizleri vareden kutsal uğraştı.....

Kıymet bil,koru onu gözüm kızım
Koru doğacak çocukları,tüttür bu ocakları.
Gözüm kızım ana olduğunu sakın unutma
Koru her zaman,anasız yavrucakları....
........

Ah canım çocuklarım,olmayan evlatlarım
Çok özlüyorum sizi,bu yüzden çok mutsuzum.
Ama siz olun diye,sizinle ben hep varım
Bu yüzden her ağlayan çocukta, bilin ki çok mutsuzum

Sizi hep görüyorum,hedefte hep sizsiniz
Her suç sizi seviyor,her kahrolası oluşum.
Çünkü siz çocuksunuz çünkü siz hem de Türksünüz
Bu yüzden işte kavgam,bu işte olmanız için olamayışınız...

Mirasım var elbet size
Vatan,bayrak,onur,mertlik..
Dil uzanmaz mazimize
Yok fabrika yok gemicik.

Ben size düşmana düşman
Sizi seven babanızım canlarım,
Sizi sarmak nasip olmadı ama
Koruduğum.kurtardığım her çocuk,ÇOCUKLARIM.....


Annenize selam söyleyin
Resmini sakladığımı bilsin,
O da tüm analar gibi
Bütün çocukları sevsin........


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Ortaköy'de
Ortaköy'de kahvedeyim
sabah kahvem orta şekerli,
Gözlerim dalgın,yüreğim kederli.
dışarda kar yağıyor
hem de sulu kar,
seni nasıl özledim biliyor musun,
bu kadar olur ancak
ancak bu kadar.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Ölümüne sevmek
Ya hep böyle kal, ya da hiç sevme
Ben seni gül diye sevdim güzelim.
Sonu ayrılıksa istemem gelme
Ben gülü bülbül gibi sevdim güzelim.

Sevgime “işte bu” diyen olmadı
Ben seni gerçekten sevdim güzelim,
Arkamı dönecek bir dost kalmadı
Seninle dostluğu sevdim güzelim.

Göze alıyorum ben unutulmayı
Ben seni sevmeyi sevdim güzelim.
Kim ister sevip aldatılmayı
Ben ilk kez güvenip sevdim güzelim.

Bulup ta kaybetmek olmaz olsaydı
Ben seni geç bulup sevdim güzelim.
Ölüm, keşke ayrılığa çare olsaydı
Ben seni ölümüne sevdim güzelim.

[GooD aNd EvıL]

Öyle Çok
Bu gün şarkılar dokunuyor bana
Çalmayın.
Bu gün
Sakın üstüme varmayın.

Öyle çok istiyorum ki bugün
Ağlamayı,
Öyle çok...
Hasreti çalmayın bugün
Ayrılık geçmesin bugün
Sözlerde,
Dokunsanız dağılırım,
Bugün O’nu görüyorum
Bütün gözlerde...

Öyle çok istiyorum ki bugün
Haykırmayı
Öyle çok...
Bugün şarkılarda özlem geçmesin
Kimse bana bugün, hasretten söz etmesin,
Bugün yanıma kimse gelmesin
Öyle çok istiyorum ki bugün
Sarhoş olmayı
Öyle çok,
Bu gün hiç kimse bana
İçme demesin...

Öyle çok istiyorum ki bugün
O’nu
Öyle çok,
O ister bilsin, ister bilmesin.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Parasız Yatılı
Yorganımın altına gizlediğim gözyaşım
Ne bilirdim bir gün sel olup da taşacak
Benim derdim, acılarım anam bilmesin
Sanırdım çocukluğum yorganımda kalacak

Bir ben değil ağlayan,parasız yatılıda
Kaç hıçkırık gizlenir o yorganlar altına,
Bir cam kırık,kar yağar tam ayak uçlarıma
Derdim üşümek değil,derdim anam bilmesin.

Bir zeytinin hayali uykuma düşman olur
Açlık çok menem birşey,çocuklar hiç bilmesin.
Büyüyüp adam olsam, pek çok zeytinim olur
Derdim zeytin değildi,derdim anam bilmesin.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Rahat bırak
Bana derdi soran beşer
Anlatırsam aklın şaşar
Gözlerinden derya taşar
Küllerimi rahat bırak

Darlık belim bükemedi
Zorluk yoldan çıkarmadı
Aşktan yana hiç gülmedi
Yüreğimi rahat bırak

Ne yuvam var ne de eşim
Rast gitmedi hiçbir işim
Bin ağlamış bir gülmüşüm
Yaralarım rahat bırak

Yan bakmadım hiçbir güle
Hak yemedim bir kez bile
Anlattırma bile bile
Acılarım rahat bırak


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Rüyam
Sensizken güldüğüm bir günüm oldu
Sevgilim, rüyamda bana gelmiştin.
Uyansam yeniden gidersin diye
Uykumda ölmeyi çok istemiştim.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Saf olan
Yağmur tanesini saf biliyordum
Gözünden damlayan o yaştan önce,
Gözgöze bakmayı aşk biliyordum
Senle aynı yönde bakmadan önce...


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Savaşım
Bu bilginin savaşıdır
Yorgunluk olmaz,
Küçülür devler
Bilgiye dayanamaz.
Hele bir de
Verdim mi sırtımı
Sevgi dağına,
Ne top tüfek kar eder
Ne cehalet,
Aklımın savaşına...


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Say diyeceğim
Ben kimseye borçlu kalmak istemem,
Bana ne verdiysen,ödeyeceğim.
Mahşerde görüşüp hesaplaşırsak,
Alacak,verecek yok diyeceğim.

İlk günler mutluyduk,ona karşılık,
Sebepsiz gidişi say diyeceğim.
Peşinden gelip de kovulmamı da,
Üstüne faizi say diyeceğim.

Birden çöküşümü,kahredişimi,
İşimi gücümü terk edişimi,
İki kat gösteren şu genç yaşımı,
Faizin faizi say diyeceğim.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Sayende
Sayende
Ne baharın tadına vardım
Ne yazın.
Aklım fikrim hep sende.
Sağlığımdan da oldum ya
Sayende.
Rakı da içmiyorum artık
Hoş içsem de tad vermez ki
Sayende.

Kim bilir ben gibi
Kaç kişinin başını yaktın,
Kaç ocak söndü
Sayende.

****** da yapmaz inan
Senin kadar arsızlık,
Sen en büyük ******sun
İnan ki parasızlık.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Küfür
Gidin başımdan
Hürriyetime düşman suratlar,
Zincirler,
Karanlıklar,
Çıkarcı selamlar.
Dinimin düşmanı
Pis münafıklar.
Gidin başımdan ulan
Sahtekarlıklar.
Üç kuruşa satılık
Ödlek kabadayılar.
Zalimin uşağı,
Zayıfın kamburu
Puştlar.
Terime gülen,
Rüşvet bekleyen,
Vergi vermeyen,
Namus deyip de
******ya eğilen,
Dayı denilen,
Yağmurdur diyen,
Ruhu edilen,
Bakıp görmeyen,
Sevmeyen,
Bileni döven,
Yalanı öven,
Allah'a söven,
Saymakla da bitmiyorsunuz len!
Gidin başımdan.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Mektup
Dostum Yalan;
Sevgi hanım tatile çıkınca,
İnsan efendi de vefat edince
İşler karıştı burda.

Çirkin beye gittiler, kartını verdi
Kötü beye getirdiler…
İyiyi sonsuza sürdü.

Mr. Para telefon etti Mafia babaya,
Vuruverdiler doğrucuğu.

Kin yanına çağırdı ihaneti,
Konuştular…
İşten atıldı Aşk.

Şiddetten mektup getirdiler savaşa,
Barışa açığa alındı

Açlık yardım istedi hastalıktan
Bir güzel dövdüler sağlığı.
İşsizlik de, hain hain güldü kenardan.

Beni sorarsan, idare ediyorum şimdilik.
Selamlar…
İkiyüzlülük…

[GooD aNd EvıL]

Mutluluk
Yağmur sonrası toprak kokusu
ne güzel,
Çek çekebildiğince içine.
En ucuz mutluluk ne diye sorma
Çek işte..


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

O'na
Umut gözbebeğinde saklı
Erdem benliğinde,
Kendini tanıyınca
Anlayacaksın,
Mutluluk yüreğinde..


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Sen İçin
Sen mutlu oldukça,mutluyum ben de
Ben seni ben değil,sen için sevdim
sen hiç gelmesen de,hiç sevmesen de
Ben seni yalnızca sen için sevdim.

Yeterki bileyim doğru eldesin
Hiç kimse kırmasın,kimse üzmesin
Rabbim senden önce bana gel desin
Ben seni ben değil,sen için sevdim.

Taşımak yetiyor gülen resmini
Besmele çekerek anmak ismini
Bendeki bensin sen,sanma cismini
Ben seni ben değil, sen için sevdim.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Sence Bence
Ne avucumda istedim seni
Ne başucumda.
Yeter yanında olmak
Acında...

Nefes almak bence
Sen gülünce...
Sen iyi ol,kendince.
Mutluluk neyse sence
Sencelik mutluluk bence....


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Seni Sevmek
Öyle güzel ki seni sevmek
Her yeni günü yeni görmek.
Fark etmek
Yağmuru,
Toprağı,
Ağacı,
Kuşu.


Seni sevmek öyle güzel ki
Öyle güzel ki
Yüreğimin sana aşık oluşu.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Senle Ben
Biz neyiz kız seninle
Biz neyiz sence.
Ne yabancı gibiyiz
Ne de çok yakın,
Ani gelen sancı gibiyiz
Yüreğe yakın.
Biz neyiz kız seninle
Biz neyiz sence.
Dost gibi öpmiyoruz
Yeri gelince,
Bal gibi özlüyoruz
Ayrı kalınca.
Biz neyiz kız seninle
Biz neyiz sence.
İkimiz de deliyiz
İşte ortak yanımız,
Bir garip sevgiliyiz
Biz adam olamayız.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Sevgi gençti
Sevgi gençti,
Seher 13'ündeydi
Koyu solcuydu.
Yiyip yutmuştu sosyalizmi,
Okumuştu alfabesini.
Eşitlik diyordu habire...
Orta okuldaydı,
Orta yerindeydi evleri
İstanbul'un.

78'di yıl,978.
Karışıktı İstanbul
Memleket karışıktı.
Sert bakıyordu yaşına rağmen.
Faşistleri sevmiyordu.
Kardeşini seviyordu
3 yaşında Sevgi,
Adını seviyordu
O'nu seviyordu bîr tek.

Halil 15'indeydi
Katıksız milliyetçi.
Müslüman,
Bozkurt torunu.
Su gibi ezberlemişti
Dokuz ışığı.
Lisedeydi kavgada.
Komüniste bilenirdi dişleri
Türklüğü silmektir bütün işleri.

Sevmiyordu
sol eline saat takanı,
Bıyığını ağzına bırakanı.
Yıl 78, 978
Evleri Seher gile yakın,
Hele şu kıza bakın
bakın şu namussuza.
Çok güzel,
Güzel ama Komünist ******.
Anası Nergis teyze
İyidir,
Babası babamla aynı iştedir
Ama bu kız
Goministtir,
Güzelliği nafiledir.

Kaç kez yolunu kesti

Seher'in yoldaşları,
İntikamını aldı öbür gün
Ülküdaşları.

Sürdü gitti bu didişme
80 oldu,980
Her yer asker dolu
Pat diye darbe oldu.

Sevgi 5'ine
Seher 15'İne basmıştı,
Okulları yurtları
Asker basmıştı.

17'lik Halil zar zor
Lise sondaydı.
Ülküdaşları hapiste
Halil'se okuldaydı,
Ve hâlâ O'na göre
Seher kötü yoldaydı.

Beyaz camdaydı paşa
Ya ya ya, şa şa şa
Paşa paşa çok yaşa.
Aydın diyordu bunu
Gazeteci ve yazar,
Köylü diyordu bunu
cahil ve okur yazar.

'Memlekette işler kötü
Gelişimiz bundan ötürü'
Ya ya ya, şa şa şa
Paşa paşa çok yaşa.

Nergis Teyze sevindi
Seher'ler kurtulacak,
Akılları çelenler
Bir bir kurutulacak.

Sevgi 9'undaydı güleçti
84'e girerken ilkokul 3'e geçti.
Paşa her şey biliyor
Ekonomi biliyor,
Alman doları derken
Dinde fetva veriyor.

Her şey güzel olurdu
Siyaset olmasaydı,
Mecliste hadi neyse
Okulda olmasaydı.
Böylece bulundu fail;
Birinci suçlu İşçi
ikinci öğrenciler.
Çözüm getirdi paşa
Demokrasi getirdi,
gence yasak siyaset
Diskoya gitmeliydi,
Siyaseti yalnızca
Partiler bilmeliydi.

Halil tıbbiye sonda
Seher kimyacılıkta,
Bir şeyler oluyordu
Yolda karşılaştıkça.
İkisi de gülüyordu
Paşa her konuştukça.

Ne oldu bitti derken
önce söz, nişan
derken...

İkisi de ortayı bulmuştu.
Kavgada tek kazanan
silahı satan.

El ele olmalıydı insan.
Mutluydular
Paşaya ve sonrasına katılmadan.
Öğrenci, genç dediğin
siyasi olmalıydı,
Kavga olmadan da
insan düşünmeliydi.

Sevgi büyüyordu
Siyasetten uzak
İstanbul'da.
İstanbul bir tuzak.

Ve, Sevgiler 18'e girdiler
İstanbul 93'e,
993'e.
Rock dediler
Sevgiler,
Aşk dediler sekse
İçki miçki
marka filan,
Güldüler olur olmaz.

Gençtiler,
kendilerinden geçtiler.
Neyse ki siyaset yoktu
Bir de o olsaydı hele
İşler hepten bomboktu.

Nergis Teyze kızıyor
Halil çok bozuluyor,
Biz de gençtik ama diyor
Seher, kederleniyor.

Sevgi'ler eğleniyor
Posterlere tapıyor,
Önce burundan
derken
artık iğne yapıyor.
Sevgiler ağlatıyor
Sevgiler
Sevgi
Sev
S...

3 yıldır böyle dedi
Var yok hepsi tükendi.
Seher de ben de gençtik
Fikir için savaştık,
ama
sevdik
anlaştık
siyasetle kaynaştık.

Sevgiler farklı ama
Farklı şimdiki gençler,
96 oldu ama Suçlu 80'dekiler
Siyasetten korkanlar
Eroin getirdiler.

Anlamsız gencecikler
Sevgisiz sevgicikler,
Tükeniyor günbegün
Ve bir gün ölecekler.
Korkuyorum şimdiden
Seher hamile diye,
Doğacak çocuğumu
Eroin alır diye.

Halil,
anlattı ağladı.
Nergis Teyze,
bayıldı.
Seher,
teşhis etti
gül gibi kardeşini.


(ADLİ TIP MORGU
MAYIS 1996 İSTANBUL


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Sensiz Ben
Sesin olmasa sessizim
Ben sensiz nefessizim,
Bildiğim bir şey var ki
Ben sensizsem,bensizim.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Sevi
Seni seviyorum.
Çünkü
Sevi;
Seni yorum……..


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Sıkan dallar
Ne devlet kaldı gayrı
Ne de millette gayret,
Mehmet şehit olurken
Diskoda geziyor Mert.

Sualtı komandosu
Bir kez olsun sen de dal,
Dizi film olurdu
Sülalende skandal.

Çete sardı yalıyı
Batırdı tüm halıyı,
Köşke niye çağırdın
Hırsız Amerikalıyı*.

Yanında koca diye
Taşıdığın düveyi,
Bütün millet tanıdı
O artık iç güveyi.

Kutsal kazanç diyordun
Vermedin ki vergiyi,
Mutluluk çubuğu mu
Düzeltecek ülkeyi'*.


Özelleştirme dedin
İyi Özer’leştirdin,
Ne kadar hırsız varsa
Kitlere yerleştirdin.

Düzelteceğim dedin
Ben bu ekonomiyi,
Neden Amerika'ya
Yatırdın sermayeyi.

Ahu diye yutturdun
Bize şaşı bakanı,
Cahili cühelayı
Yaptın Devlet Bakanı.

İktidar hırsın yaptı
Hükümette krizi,
Dört yıldır dolmadı mı
Topla artık valizi.

Kapı kapı dolaşıp
Güven bana diyorsun,
İki anahtar dedin
Maskotu vermiyorsun

Sabırlıdır milletim
Gel taşırma sen onu,
Tarihinde yazıyor
Ders almayanın sonu.

1995
* İnterpol tarafından kırmızı hüllenle aranan Tamzar'ın köşke çağırılması.
**Gazetelerde yer alan bir olay; bazı bakanlar devlet bütçesi ile kendilerine mutluluk çubuğu taktırmış.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Sitem
Paramparça ettim bu gün takvimi
Belki de bin kere saate baktım,
Çalınca duyamam diyerek zili
Kapımın yanından hiç ayrılmadım.

Ne iş güç görmeye takatim kaldı
Ne yemek içmek aklıma gelir,
Hasretin zamana çok ağır geldi
Bir dakkam bekli de yıla bedeldir.

Telefon yok muydu gittiğin yerde
Yoksa hiç aklına gelmiyor muydum,
Zor muydu arayıp sormak bir kere
Giderken halimi bilmiyor muydun.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Son Mektup
Merhaba,
Kötülüklerden habersiz, bir bebek gibi
Aldatılmışlığa şaşıran gözlere
Sonbaharda çöpçülere acıyan,
Ve bilincinde açlıkla, bombanın.
Haine, kahpeye
Esarete, zalime
Meydan okuyan
Ve
Beyaza hayran
Gülen, ağlayabilen
Sevdiğim
Beni seven
Merhaba.

Bir daha yazabileceğimi hiç sanmıyorum
Belki cevabın da elime geçmez.
Bu öyle bir gidiştir ki bebeğim
Bir giden asla dönmez.

Şiir gibi yazdım değil mi
Bir daha yazamamanın düşüncesinden.
Bu yolda kaç şair gitti bilmem ki
Vuruldu, asıldı düşüncesinden.

Üzülmek hakkındır senin bilirim
Ama yıkılmak asla yakışmaz,
Yüreğin susmadan üzül bebeğim
İnsana suskunluk asla yakışmaz.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Son Şiir
Başıma ne geldiyse şiirlerimden geldi
Sevgiyi yazdım, sevdim sandılar
Bilmediler aslında yatan özlemi
Özlemi yazdım, hep kıskandılar
Görmediler içinde yazan dersleri,
Birini yazdım, ihanet sandılar
Anlamadılar tüten erdemi,
Övgüyü yazdım, rahatladılar
Anlattılar hep yalan sözleri,
Bir de bilseler henüz yazmadım
Ne sevgimi ne de gerçeği.

[GooD aNd EvıL]

Şaşkın
Satar beni sevdiklerim
Şaşarım buna,
Satar dost dediklerim
Yine şaşarım.
Tekrarlanır bu hep böyle,
Bu kez
Şaşırmama
Şaşarım.
En çok da
Şaşırmadan yaşayana
Şaşarım.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Şekil
Daha dün küskünken hayata
Bugün pürneşe oluverdim.
Şimdi emin oldum ki
Dünya yuvarlakmış.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Terazi
Ölüm ile ayrılığı tartmışlar
Elli gram fazla gelmiş ayrılık.
Ey bre aptal şair
Bu mu senin hasretin?
Ben de tartardım onu
Ayrılığa kefe bulabilseydim.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Tahammüden Aşk
İnsan hiç zifiri karanlığı sever mi
Ben seviyorum işte.
Göz gözü görmeyince hele
Dalarım düşlerime.

O gelir bana
Kimse görmez,
Suç ya alenen sevmek,
Gece yataklık eder
Sevgimi ele vermez.

Ama bir de şu varki;
Tahammüden sevmiyorsan
Geceye güvenilmez.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Teşhis
Rüzgar nerden eserse, sen hep orda olursun
Her kim gelip gitse de, keseni doldurursun.
Eksilmez yüzünden hiç, o yavşakça ifade
Sen her daim kendine, en önde yer bulursun.

Her zaman her yerdesin, sayın bir hayli fazla
Sen gibi olan puştlar, seçer seni niyazla.
Aksa da suratından, sözdeki riyakarlık
Küfretsen ne yazar ki, salaklar dinler hazla.

Unutma bu suratla, fazla dolaşamazsın
Herkesi kandırsan da bana bulaşamazsın.
Dinim, tarihim bana,seni iyi anlatır
Sen cahilin dostusun,akla ulaşamazsın.

İnancım kullanırsın, gizlersin gerçek yüzün
Çıkarın olduğunda, kimseyi görmez gözün.
Ben seni çok uzaktan, görsem de tanıyorum
Sen gibi olan puştlar, alkışlıyor her sözün.

İsyanlar çıkardın hep, Kubilay’ı sen kestin
Sen İngiliz uşağı, çölde sakal ve festin.
Şimdi papayla Buşla, kucakta diyalogsun
Daha dün varoşlarda, güya İslami sestin.

Susuyor diye sakın, herkesi aptal sanma
Her alkışa inanıp, etrafına aldanma.
Sen alıştın diz çöküp, medet ummaya belki
Bu milletin hepsini, sen gibi hain sanma.

Derdini biliyorum, Türk’ü bitiremezsin
Toprağı satsan bile, tek taş götüremezsin.
Laik bu millet ulan,AB ye kıç yalama
Ata ileri dedi,geri götüremezsin…..


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Toto
Sevgi kazanacak
Banko oynayın


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Travma-1
Yeminine travma deme istersen mirim
Şeref üstüne ettin,yoksa ******** derim.
İşgal edene gidip,tarihine küfretme
Yoksa Barzani derim,kimdir şeyh said derim.

Eğer bir travmayı geçirdiyse bu millet
Sebep sen gibiler derim,sen gibilerdeki gaflet
Unutkan bu millet denir,diyorsun belki amma
Tarih hiç affetmiyor,affedilmez ihanet.

O kürsüyü boy posu borçlusun travmaya
Yoksa soyun dayanamazdı o işgal o yağmaya.
Mezarcı'ya 'cevaben' ******** dedim,derim
Sen hem i...e, hem ********,hem de hainsin mirim....


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Travma-2
Biyografin okudum,sen çok mütevazisin
Eşşekçe bildiğini,herkesten gizlemişsin.
Yalnız merakım şu ki, bu dili partiden mi
Seni seçenlerden mi,kendin mi öğrenmişsin.

Travma demen doğru,Ata türkçe istedi
Sen ahır zannedersin,halk Yüce meclis dedi.
Eşşeksen çalış bari,anır mı dedi seçen
Yoksa git Bremen'de, mızıka mı çal dedi.

Yazık ki sıpalara çok ayıp ediyorsun
Onlar yıllardır seni, çok sevdi biliyorsun.
Eşşeklik etmen normal,bunu anlarlar amma
Eşşek gibi anırıp köpeklik ediyorsun.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Yalancı
Hani,
Ölüm ble ayıramazdı.
Yoksun işte,
Yalancı....


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Unutmak
Ben de biliyorum, yok saymasını
Unuttum demekle, unutulmuyor.
Her gece gizlice ağlamasını
Bilmekle gözyaşı kurutulmuyor.

Gururu taşımak marifet değil
Kızarak bu alev soğutulmuyor,
Yok saymak artırmak, eksiltmek değil
Bu gönül kaçmakla avutulmuyor.

Gittiyse kaybetti dese de lisan
Bu dertler kovmakla dağıtılmıyor,
Hesapsız sevince bir kere insan
Unuttum dese de unutulmuyor.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Yalnız
Yalnızken de yalnızım
Yanınızdayken de.
Ben yalnız,
Yalnızım.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Yalnızlık pusuda bekler
Hadi git,
Paylaşamazsın yalnızlığımı
Durma
Git,
Yalnızlığım
Yalnızca bana ait.
Hadi
Git.
Nasılsa gideceksin
Geç olmadan vakit
Git...
Yalnızlığım
Aşkla beslenir,
Hadi git
Yitmeden,
Yem olmadan yalnızlığıma
Git.
Hadi git,
Yalnızlığım pusuda bekler.
Git ki,
Başlasın yalnız nöbetler.
Hadi git
Daha fazla koz vermeden
Yalnızlığıma,
Bildiğim son uzamadan
Git.
Git ki
Alay etsin yalnızlığım
Yalnızlığımla.,
Ben demiştin deyipte
Vursun tokadını yüzüme
Sessizlikle.
Git ki duvarlara gizlediği yüzünü
Gösterip gülsün,
Git ki
Dokunduğun her şeyde
Yalnızlığım büyüsün.
Hadi git
Paylaşamazsın yalnızlığımı.
Git! ...
Yalnızlığım
Yalnızca bana ait.


----


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Yarımsın
Yarımsın...
Bendeki sen
Sendeki bensin.
Dünümdeki eksiğim
Yarınıma güvensin.
Sen yalnızca ben değil
Ben olmama sebepsin.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Yaşamak
Yaşamak;
Bir çınarının gölgesiyle
dışındaki fark,
Yaşamak
Dosttan bir küçücük
merhaba duymak,
Ve yaşamak
Gönül rahatlığıyla uyumak.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Yeni Oluşumda Hastalık
Eyvah ki eyvah bu ne sağırlık? ...
Duyulmaz olmuş narası aşkın,
Sinyali kesilmiş dost dalgaların.
Kornalar,
Küfürler,
Yalan vaadler.
Bombalar,
Argolar,
Yavan müzikler,
Zarını patlatmış insan oğlunun,
Duyma özürlü yeni oluşum.

Eyvah ki eyvah bu ne körlüktür.
Görülmez olmuş güzelin içi,
Çok değerlenmiş maddenin hiçi.
Paralar,
Pornalar,
Piyango, loto...
Gözlere kim bakar ille de popo.
Zarafet terzide aranır olmuş,
İnsancık uykuyla modaya uymuş.
Gözleri kapanmış insan oğlunun,
Görme özürlü yeni oluşum.

Eyvah ki eyvah bu ne dilsizlik
Söylenmez olmuş
Hanım, bey, siz, biz.
Tepeye oturmuş en seviyesiz
Şarkılar anlamsız şiirler dilsiz,
Dürüstün anlamı zavallı keriz.
Yalana yenilmiş dilin kalemi,
Marifet süslemek eğri kelamı.
Dili bağlanmış insan oğlunun,
Konuşma özürlü yeni oluşum

Eyvah ki eyvah bu ne hastalık
Hastaya sorarsan yok bir hastalık.
Duyuyor, görüyor
Diyor ya işte,
Anormal bir yan yok bu gidişte.
Eyvah ki eyvah.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Yeter ki
Neşeli ******* sizlerin olsun
O'nu bana verin, verin yeter ki.
Namerdim bir daha geri dönersem
O bana gel desin, desin yeter ki.

Ağuları zemzem diye içerim
O eliyle sunsun, sunsun yeter ki.
Gözü bağlı Sırat'ı da geçerim
O karşıda dursun, dursun yeter ki.

Getirin Kitabı yeminim olsun
O bunu bir bilsin, bilsin yeter ki.
Başka yâr görürse gözüm kör olsun
O bana bir baksın, baksın yeter ki.

Selamı sabahı kesin benimle
O merhaba desin, desin yeter ki.
İsterse ilmeği taksın eliyle
Celladım O olsun, olsun yeter ki.

Bütün mevsimleri alın götürün
Tek bahar O kalsın kalsın yeter ki.
İsterse Musalla taşa yatırın
Namazım O kılsın, kılsın yeter ki.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Yokuş
Yokuşu dimdik çık ki
Belin eğri kalmasın,
Tepelere çıkınca
İnsanlar ufalmasın.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Zavallı
Din diyorsun bilmeden,iyi hoş da a kızım
O kutsalda yazmıyor,teslimiyet be kuzum.
Baş bağladın anladık,bari gözün aç kızım
Bağlatanlar papa'yla geziyorlar be kuzum.

Anam da başın örter,tıpkı pekçoğu gibi
Kim karıştı ki buna,özgürlük bu değil mi?
Asıl niyeti anla,ılım mılım hep oyun
Zina,gıybet,fesatlık, dinimde suç değil mi?

Sen ulema diyorsun,basıldı fadimeyle
Dinde cemaat mi var,yatıyor müridiyle.
Kutsal Kuran demiyor,diyalog diye birşey
Allah ılımlı demez,diyor o ******** şeyh.

Bilmiyorsan bil kızım,tek kitap son peygamber
Alet etmeyin dini,hak yemeden gelin der.
Haçlı seferlerini sen unutuyorsun amma
İntikam peşindeler,seni alet edenler.

A kızım sen teslim ol,belki özgür olursun
Türbanı araştırsan,Fransızca bulursun.
Oku bil tarihini,anla mevcudiyetini
Humeyniye mi yoksa Ata'na mı borçlusun.


Mutlu Çelik

[GooD aNd EvıL]

Zor Olan
Gülmek kolay
Ağlamak da sayılır,
Ama
Ağlarken gülmek var ya
Ölümü kıskandırır


Mutlu Çelik