Tam Sürümü Görüntüle : Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:25 PM
Adapazarı'nda Osmanlı Çınarları
Adapazarı’nda
Çark boyunda,
Yaşayan Osmanlıdır
İhtiyar çınar ağaçları…
Akşam olunca uykuya dalar,
Geçmişin anılarını yaşar
Şehrin ışıltılı *******inde…
Destanlarını dinlemiştir
Tuna boylarının.
Nice yağız atlı,
Yalın kılıç kahramanların
Geçişini izlemiştir;
Zamandaki yolculuğunda!
Canlı tanığı olmuştur tarihin…
Ninnisi olmuştur
Rumeli türküleri…
Balkan ve Kafkasya göçmenlerinin,
Kağnılarıyla yaptıkları
Yorgun ve hüzünlü göçe tanıklık etmiştir.
Derdini paylaşmıştır
Gölgesinde oturanların!
Sırrını saklamıştır nice aşıkların…
Yasa bürünmüştür,
İngilizler istasyona çadır kurduklarında…
Derinden duymuştur,
Yunan işgalinin,
Ermeni ve Rum mezaliminin,
Unutamadığı acısını!
Ve ihanetini görmüştür
İşbirlikçi hainlerin…
Şehre girişini izlemiştir
Kuvay-ı milliye kahramanlarının.
Mustafa Kemal’i tanımanın gururuyla
Dimdik tutmuştur başını…
Halit Molla, İpsiz Recep
Ve Kazım Kaptan’ı selamlamıştır
Şehrin özgürlüğe kavuştuğu günde!
Büyük zaferin müjdesini almıştır
Uçan kuşlardan…
Coşkusunu yaşamıştır o şanlı günün…
Nice depremlerin sarsıntılarıyla
Adapazarı’nın yıkılışını görmüş...
Yeniden ayağa kalkışını da!
Yüreğine gömmüştür
Paylaştığı unutulmaz acıları…
Adapazarı’nda,
Çark boyunda Osmanlı çınarları;
Akşam olurken uykuya dalar!
Geçmişin anılarını yaşar,
Şehrin ışıltılı *******inde…
Tarihi anlatır
Yaşanılan çağa!
Kılavuzluk eder geleceğe…
Çark boyunda Osmanlı çınarları!
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:25 PM
Ağıt
Şafak bekçileri, karlı dağlarda;
Bir bayram üzeri toprağa düştü!
Baykuşlar öterken, bizim bağlarda;
Gözyaşım sararan yaprağa düştü…
Düşmanla sarılmış, dört bir yanımız,
Her acı haberle, yanar canımız.
Yiğitlerden akan soylu kanımız,
Göklerde çırpınan bayrağa düştü…
Fırsatçılar her gün toplar parsayı,
Düşünürler döviz,faiz, borsayı;
Bir gün bitecektir, bil ki balayı;
Uygarlık, insanlık ayağa düştü…
Vatan sevgisiyle coşar bu millet,
Ata’nın izinden koşar bu millet,
Aşılmaz dağları, aşar bu millet,
Sanma ki yolumuz batağa düştü.
Bayram Ali, hepimizin bu vatan!
Ecdattır kanını toprağa katan;
İncinmesin yerde ”kefensiz yatan”
Zamansız yağan kar, ilk dağa düştü..
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:25 PM
Anadolu'da Bir Ova
Yürüdüm ağır adımlarla,
Anadolu'nun ortasında bir ovada.
Bozkırda,rüzgar erozyonuna kapılmış.
Bakır renkli kıraç toprağın üzerinde,
Adımlarımı atamıyorum bir türlü...
Toprak,ayaklarımı yakıyor...
Ayaklarım,ağır mı ağır....
Ovada toprak ölmüş.
Toprak anayla birlikte,
Tüm canlılar ölmüş... T
Yangından çatlayan toprak,
Bir damlacık suya hasret....
Zaman durmuş,
Sabahın sisiyle inen güneşin,
Kavurucu sıcağıyla birlikte...
Yalnızca yeşil kertenkeleler dolaşıyor,
Can çekişirmiş gibi bezgin kıpırdanışlarla...
Ovayı çevreleyen
Bakır rengindeki dağlardaki kayaların,
Kızıltıları parlıyor.
Ta uzaklardan
Bir tutam alev....
Vadinin tabanında,
Kurumuş bir eski dere yatağında
Beş-on ker*** duvarlı,toprak damlı evler;
Yaşam belirtilerini anlatıyor
Bozkırdaki ovaya...
Dağların serin nefesi
Yıllarca önce alıp gitmiş başını.
Dallarında bin bir türlü kuşların ötüştüğü
Ağaçlarla birlikte....
Yalnızca yangından artakalan
Küllenmiş ateşin sıcağı vuruyor
Ovaya...
Yakıyor ovayı,
Yakıyor yüreğimi.
Cehennem ateşinden de öte...
Ve Anadolu'da bir ova;
Çöle dönmüş...
Toprak ana ölmüş...!
Toprak anayla birlikte
Tüm yaşam ölmüş...
Ve biz insanlar,öylece bakıyoruz;
Yangından kavrulmuş bu diyarı,
Yeniden yeniden yakıyoruz....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:25 PM
Annesinden Çocuğuna Masal
Çocukluğumda,
Dev,cin ve peri masalları anlatıdığında
Uykularım kaçardı.
Rüyalarıma giren yedi başlı ejderhalar,
Saplardı yüreğime kanlı dişlerini...
Korkuturdu beni
Bir dudağı yerde,bir dudağı gökte
'Dile benden ne dilersin'diyen cinler...
Bu yüzden korkardım *******in karanlığından
Ve düşlerimden...
Sana masal anlatmayacağım çocuğum.
Sen zaten yaşıyorsun çağın masalını.
Köyleri basan eşkıyaların,
Bebekleri uykularında öldürerek
Evlerini de yakıp yıkarak kaçtıklarını
Görmüştüm.
Şimdi de tuzaklar kuruyorlar
Çocukların oyun oynadıkları parklara...
Televizyonlardan izledin
Bir haftalık bebekleri
Fosfor bombalarının
Acımasızaca öldürdüğünü...
Çocukların,
Oyuncak zannettikleri
Misket bombalarının
Düşlerini ve umutlarını nasıl söndürdüğünü.
Havada asılı kalan sahipsiz uçurtmaların,
Savaşın fırtınasında sürüklenerek
Nasıl kaybolduğunu gördün....
Umursamadan seyreden amcaların
Duyarsızlıkları şaşırtmasın seni yavrum...
Sana,
Pamuk Prenses,
Külkedisi ve Keloğlan
Masalları anlatacağım....
Yıkacak korkuluk gibi duran krallıkları,
Çocukları yok etmeye çalışan
Yedi başlı canavarları yok ederek
Çekip alacak ellerinden
Keloğlan...
Yerle bir edemiyecek o küçücük dünyalarını
Çağın masalında...
Yeniden kurulacak dünya.
Geriye sarılacak
Yaşanan kabusları konu alan korku filmi...!
Yeniden başlayacak yaşam
Saatlerin işleyen her saniyesinde...
Sana,
Yaşama sevinci verecek,
Ve umut vaad edecek
Yeniden yazılan masallar....
Yeni masalların içinde;
B 52 ağır bombardıman uçakları,
Yarasaya benzeyen hayalet uçaklar
Ve Okyanusları sinsice aşan
Nötron ve atom bombaları taşıyan
Füzeler olmayacak...
Alıp götürmeyecek
Umutları,düşleri
Sahipsiz bırakmayacak uuçurtmaları.
Mutluluk üzerine kurulacak yeni yaşam
Yeni dünyada.
Başka bir dünyada kalmayacak
Uyuyan güzel,
Pamuk Prenses ve Keloğlan masalları...
Ve sahipsiz kalmayacak
Gökyüzüde özgürce süzülen uçurtmalar
Güneşe doğru yükselen düşler....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:25 PM
Anılardaki Sen
Hatırlıyor musun birtanem...
Seninle el ele tutuşarak yürürdük,
Karadeniz'in yeşile tutkun sahillerinde.
Saf ve loş deniz kokusu sinerdi
Güneşin batışıyla sönen
Gözlerinin parıltısına...
Ay ışığının dans edişini izlerdik seninle,
Denizin,mora çalan mavi sularının çırpınışında.
Gözlerin,
Hep enginlere doğru akardı
Nemli bir bulut gibi...
Oysa ben,
Nakış nakış seni işlerdim;
Ruhumun derinliklerine...
Gülümseyişlerin uçuşup gitti
Bir akşam rüzgarı gibi.
Bakışların,
Gün batımındaki ufukların kızıllığında
Dalgın...
Yanaklarının,
Bir ilkbaharın tazeliği kadar olan pembeliği;
Bağ bozumundaki yapraklar kadar solgun...
Sonradan anladım
'Yaprak dökümü''nü yaşadığını...
Yosun tutmuş kayaların üzerinden,
Enginlere bakıyorum.
Bir an gülümseyişin beliriyor gözlerimin önünde.
Sonra,
Dalgaların çırpınarak kıyıya vuruşunu izliyorum;
Aşkımızın,ay ışığının sulardaki parıltısında
Yaşadığını fısıldıyor bana...
Lodosta ak düşen saçlarım dalgalanıyor;
Düşlerim gibi darmadağınık.
Ve kuzey rüzgarlarının soğuğunda,
Yaşama tutnmaya çalışan
Çılgınca uçuşan aç martıların;
Dinmeyen çığlıklarında
Şarkılarımızı dinliyorum...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:25 PM
Aşık Olmak
Altmışından sonra aşık olmak,
Kırkından sonra
Saz çalmaya başlamakla benzeşir mi?
Bilemem…
Nasıl aşık olmaz insan?
Mevsim ilkbaharsa,
Duyguların allak bullak olmuşsa!
Satın alınmışsa düşlerin,
Demokrasi,
Her sokağın başında türeyen
Yandaş holdinglerin güdümüne girmişse,
Uyutulmaktaysa yeni nesil…
Uyuşturulmuşsa beyinler,
Nasıl aşık olmaz insan?
Sev kardeşim,
Aşık ol…
Boş ver aldırma.
Umursama yeryüzünde olup bitenleri…
Üç-beş milyon dolara el konulan
Milli varlıklarımız karşısında
Duyarsız ol…
Sözde aydınlar gibi!
Sanma ki maskarası olur
Kocayan aslan,
Kendine uygarlık adını veren
“Tek dişi kalmış canavar”ın.
Şimdi sevme zamanı,
Henüz ölmeye vakit varken,
Sev, aşık ol…
Yeter bir dakikalık sevişmek bile…
Basma kuyruğuna yılanın!
Bin yaşasın sana dokunmuyorsa…
Sev kardeşim…
Aşık olursan;
Borsa yükselir,
Enflasyon düşer.
Ekonomi güç kazanır!
Bir çırpıda vurur parsayı
Sıcak paralarla gelen düzenbazlar
Biliyorlar yağmalayacakları yeri…
Belki karanlıkta yürümek gibidir
Altmışından sonra aşık olmak,
Kestiremezsin önüne çıkabilecek uçurumları.
Uçurumda sonlanabileceğini bile bile
Yine de sev.
Aşık olmayı beceremiyorsan benim gibi,
Vatanını ve ulusunu sev,
Uğrunda can verenler gibi!
Ben, ezelden aşık olmuşum
Ülkemin toprağına, taşına…
Rehberim olmuş Atatürk,
Yürümüşüm izinde tüm engelleri aşarak…
Paylaşamam sevgimi
Vatanımın, ay yıldızlı bayrağımın sevgisi vardır
Küllenmeyen tutkumda!
Damarlarımda dolaşan kanda…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:25 PM
Aydınlık Geleceğe
Anlıyorum sabahın yakın olduğunu.
Zifiri karanlığın bir kabus gibi çöküşünden...
Ve biraz sonra Güneş doğacak,
Gözleri kamaştıran parlak ışığı
Aydınlatacak yeryüzünü...
Yeniden kavuşacak gece gündüze,
Umutsuzluktan umutlar yeşerecek....
Geleceğe uzanan yeni bir yaşam köprüsü oluşturacak,
Sabahın ufkundan doğan Güneş...
Yeniden can bulacak
Yaşlanan evrede dünya...
Bir daha geri gelmeyecek,
*******in kahredici zifiri karanlığı..
Zaman karanlıkta uykuya yatmayacak,
Ve yaşam donmayacak
Duran yorgun zamanın aralığında...
Düşler gerçeğe dönüşecek,
Zamanın hızlı akışında.
Zamanın olmayacak,
Zaman aralığından dönüp geriye bakmaya...
Zifiri karanlık ölüm uykusuna dalacak,
Kendi girdabının sonsuzluğunda...
Açık olacak yolun,
Ufkun açık.
Boşa çıkmayacak sana bağlanan umutlar.
Yürüyeceksin koşarcasına,
Bugünde yarına,
Yarından ileriye...
Yarından ileriye...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:26 PM
Belli Değil
Bozuldu zamanın düzgün akışı,
Oğlan belli değil,kız belli değil.
Karıştırır olduk,güz ile kışı;
Bahar belli değil,yaz belli değil...
Örnek aldık Avrupa'yı her işte.
Onları da geçtik biz bu gidişte.
Yoktur üstümüze nane yeyişte;
Ördek belli değil,kaz belli değil...
Arabeskle hüzünlenir ağlarız,
Pop müziği ile coşar oynarız.
Acıkırız kola,burger alırız,
Biber belli değil,tuz belli değil...
Türküyü bıraktık,pop cazı tuttuk;
Yıllar yılı yeni nesli uyuttuk,
Öz çalgımız bağlamayı unuttuk,
Müzik belli değil söz belli değil...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:26 PM
Bir Daha
Ay Ocak,
Yıl 1974
Kar yağıyor dağ köylerinin birinde Anadolu'nun
Buz tutmuş yürekler,
Evlerin damında kara bulut...
Dev adımlarıyla,
On yılı,elli yılı birden adımlıyor tarih...
Bir kadın kıvranıyor yatakta,
Çığlıklar içinde...
Bir çocuk doğuyor,
Açıyor gözlerini umutla ışığa....
Evlerin damında kara bulut,
Buz tutmuş yürekler,
Ve çocuklar,
Kurşuna dizilen tutsaklar gibi
Birer birer kıvrılarak ölüyor...
Kara sevda,
Kara bıçak gibi saplanmış bir kez yüreğimize...
Ne ağıt yakmak gelir içimizden
Ölenlerin ardından,
Ne de beklemek fırtınalı günlerin geçişini...
Dev adımlarıyla
On yılı,elli yılı birden adımlıyor tarih,
Her gün bir çocuk ölüyor.
Bir daha...
Bir daha...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:26 PM
Bir Demet Ay Işığı
Ay ışığı vuruyor ağaçların arasından
Dün geceden kalma!
Yollar karanlık.
Geceyi adımlıyorum böğrüne basa basa!
Farkında değilim
Kurulan çakal tuzağının;
Yollar karmaşık!
Gece acımasız,
Ağaçlar ürkek!
Fısıltı gibi,
Tedirgin esen rüzgarın ıslığı…
Ormanda ağaçlar kesiyor
Yıldızların ışığını.
Ay ışığı paramparça…
Yalnızlığımı unutturan,
Yüreğimden süzülen bir sevda türküsü;
Belki de son hüznünü taşıyor
Yaşanmış zamanın…
Dalların arasından sızan
Ay ışığını topluyorum,
Yarınlara dair düşlerimin
Aydınlıkta büyümesi için…
Ve sana bırakıyorum
Bir demet ay ışığı ile düşlerimi,
Umutlarıma hoşça kal demeden…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:26 PM
Bir Gün Daha Bitti
Bir gün daha bitti sensiz
Bir ömrün akışında…
Alıp götürdü sevdalarımızı
Yorgun akşamların ufuklarına.
Sensizliğin hüznü
Çığlık çığlık büyürken içimde…
Sen uzakların ötesindesin şimdi,
Zamanın yolculuğu acımasız…
Oysa ben
Yalnızlığımın girdabında tutsak,
Seni yaşıyorum
Bitmekte olan günün akşamında
Yorgunum…
Ve gün batarken
Yorgun akşamların ufkundan,
Kasvetli bir pembelik kaplar gökyüzünü;
Yıldızlar uyanır *******in koynunda.
Yol gösterir
Sevdalarımızın sonsuzluğa doğru yolculuğunda…
Duygular söner,
Düşler son bulur
Yitirilen umutların ardından…
Batan günün hüznüyle
Kararır kasvetli pembeliği ufkun;
Anılar silinir birer birer
Kaybolur yaşanılan yıllarla birlikte…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:26 PM
Bir Karamsar Şiir
Yıldızlar sönük gökyüzünde bu gece,
Fırtınalar kopuyor
Gecenin ürperten sessizliğinde,
Düşlerimi sürükleyip götürüyor
Girdapta savrulan yaşamın izleriyle birlikte…
Ellerimi uzatıyorum,
Gecenin rengi
Siyaha boyuyor ellerimi!
Gözlerim şafağı kovalıyor
Ufkun belirsizliğinde yorgun…
Karanlık,
Daha da karanlıklaşıyor
Gecenin ürperten sessizliğinde…
Gece duyarsız,
Fırtına ve ölüm girdabı acımasız,
Düşler ve yaşamın izleri,
Çaresiz!
Şafağı kovalayan gözlerim yorgun,
Şafak,
Zehirli örümceğin ağında tutsak,
Sabah,
Belki çok uzaklarda,
Belki de çok yakın…
Gecenin en karanlık anı,
Sabaha en yakın olan zamanıdır…
Güneş,
Ha doğdu ha doğacak!
Kendi girdabında
Fırtına ile boğuşurken gece…
Geri dönecek
Düşlerim,
Yaşamın izleri…
Ve yaşanmayan zaman…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:26 PM
Bir Ömrün Masalı
Umutlar filizlenir
Üşüyen yüreklerde,
Denizin acı rüzgarı
Karaya vurmadan önce…
Bulutlar uçuşur gökte,
Ölümsüz düşleri tutar avuçlarında.
Alır götürür yitik gurbete,
Cehenneme dönüşür hasret.
Kara sevdadır gözlerdeki hüzün,
Bir ömrün çekemediği yük…
Sulara yazılan öyküdür
Vuslatın sevinci…
Yaşamak;
Yıldızları birer birer
Özgürlüğe salmak gökte
Güneşin her doğuşunda!
Farkına varmak
Zamandaki ayak izlerinin,
Ve ölümü örmek
Alevden saçlarına ömrün…
Sinesinde uykuya dalmak!
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:27 PM
Bizim Oralı
*******i çocuklar girer düşlerime,
Bizim oralı…
Ama aç,
Ama tok,
Ama çıplak…!
Oyuncaklarıdır gökteki yıldızlar,
Örtüdür *******in karanlığı üzerlerine
Çektikleri çileler
Bizim oralı…
Yarınları çalınmış düşlerinden,
Tutsaktır başka ellerde!
Gönülleri dağlar kadar yüce,
Umutları,
Gökyüzünün maviliği kadar sınırsız…
Düşleri,
Gurbetin ötelerinde,
Gözlerindeki hüzün
Bizim oralı…
Bulutlar geçer
Gökyüzünün maviliğini yalayarak,
Soğuk rüzgarlar koşar ardından…
Kar yağarken dağların doruklarına,
Yeniden alevlenen
İçimdeki küllenen ateş
Bizim oralı…
Kuşlar uçar
Gün batımından önce,
Güneş ışığını taşımak için
Yaşamın ufkundan ileriye,
Kanatlarında hasret türküleri,
Bizim oralı…
Ve çocuklar girer düşlerime
Ay ışığı vurur saçlarına,
Yıldızlar silinirken gökten birer birer
Yaşlar dökülür irileşen gözlerinden
Bizim oralı…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:27 PM
Bizim Sazımız
Bizim türkümüzü çalar sazımız,
Şakıyıp da öter tel nazlı nazlı.
Halaya durunca oğul, kızımız,
Gezer perdelerde el nazlı nazlı…
Yürekler bir olup, gönül coşunca,
El ele tutuşup dağlar aşınca,
Duygular gönülden dolup taşınca,
Eşlik eder saza, dil nazlı nazlı…
Tarih öncesinden anlatır bizi,
Perdesinde saklı, çağların gizi,
Geçmişten yansıyan gür sesimizi,
Anlatırken açar, gül nazlı nazlı…
Sevda pınarından suyumuz çağlar,
Bizimle gülerken, bizimle ağlar.
Sesini dinlerken, aşılmaz dağlar,
Açılır aşığa, yol nazlı nazlı…
Yurdu Orta Asya, kopuzdur özü,
Yanında yoldaştır, ozanın sözü.
Olunca aşığın, gönlünün gözü,
Sevdiğine söyler, gel nazlı nazlı…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:27 PM
Bizim Uşaklar
Bizim uşakların gözyaşlarıdır deniz…
Bizim uşaklar denize bakar!
Coşar Karadeniz’in çırpınışıyla,
Horon teper bizim uşaklar
Denizin azgın dalgalarının üzerinde…
El ele tutuşarak sefere çıkarlar
Göklere yükselir “Heyamola” sesleri,
Yelkenler açılırken
Mavi enginlerin sonsuzluğuna…
Denizde takalar
Takalarda bayraklar
Özgürlüğü selamlar
Her şafak vaktinde
Bir rüyadır Karadeniz,
Bizim uşaklar,
Uyandırılmak istemezler mavi rüyadan.
Yakamozda can bulur düşleri.
Geçmiş zamanların silüeti belirir
Mavi dalgalarda…
Recep Reis gelir geçer
Bir deli fırtına gibi eserek!
Korkusuz bakışlarında vatan sevgisi…
Ve Dursun Kaptan ve Kazım Kaptan
Ve daha niceleri…
Bir yandan zaman akarken,
Karadeniz'in mavi sularında;
Sonsuzluğun ötesindeki
Bir sarı yıldız gibi yanar söner
Uzaklarda Yoroz feneri!
Yol gösterir
Günün doğacağı yere doğru…
Ve bizim uşaklar,
Türkü yakar Karadeniz’e
Picoğlu Osman,Bahattin Çamur Ali,
Koruyanalı Hüseyin,
Maçkalı Hasan Tunç,
Göreleli Katip Şadi
Ve Karadeniz’in deli uşağı
İsmail Türüt….
“Uy deniz Kradeniz,
Doldu da taşamayi”
Deniz bizim uşakların gözyaşlarıdır,
Martı çığlıkları bozar ansızın,
Denizin sessizliğini
Uyanır mavi uykudan bizim uşaklar,
Kaybolur birer birer
Uzaklaşan deniz fenerleri,
Kaybolur takalar
Hüzünlü gurbet ufuklarında…
Güvertede
Bir kemençe havasında
Coşar bizim uşaklar yeniden
Karadeniz’in deli dalgaları gibi
Ha uşak ha…
Ha uşak ha….
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:27 PM
Çarşambadır Çarşamba
“Çarşambadır Çarşamba”,
Oysa bugün Perşembe…
Oturmuşum evin balkonuna
Karşıda,
Sıcaktan kavrularak bozkıra dönmüş
Küçücük tepeye bakıyorum…
Düşler kuruyorum
Elli yıl sonrasına dair,
Tıpkı elli yıl öncesinde olduğu gibi.
Bazen cinlerin değirmende söylediği
Şarkıyı düşlüyorum,
“Çarşambadır Çarşamba,
Çarşambadır Çarşamba”,
Katılırsam,
Sırtımdaki kamburu alacaklar,
Bugün “Perşembedir Perşembe” desem,
Başkalarının kamburunu da bana yükleyecekler,
Biliyorum…
Sonra,
İstanbul’un sosyete *******ini düşlüyorum…
Sözde genç iş adamları,
Mankenler vesaire…
Parayı ve eğlenceyi görüyor gözleri yalnızca
Bitimsiz zannettikleri bin bir gece masallarında!
Vatan ve millet sevgisi,
Uğruna canlarını verenler,
Her gün birkaç şehit haberi…
Bunların
Masal olmadığını anlamak istemiyorlar bir türlü
Biliyor musun?
Bir süre sonra
Sarı sıcak kendini hissettirmeye başlıyor iyice,
Kendi gerçeğime dönüyorum yeniden…
Çarş..çarş…Çarşamba değil bugün diyerek
Cinlerin şarkısı belleğimden gitmese de…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:27 PM
Çiçekler
Bülbül güle tutkundur,
Ömrünce şakıyıp durur gül için.
Hiç bir güç bitiremez
Onun güle olan tutkusunu...
Çiçekler,
kökleri toprakta olduğu sürece güzeldir.
Koparılınca,
Hüzünlenir,boynu bükülür;
Çaresizdir,solar...
Çiçekler,
Al,pembe,mor,kırmızı,renk renktir.
Doğanın gizi çözülmemiş güzellikleri
Çiçeklerdedir...
Yaşama coşkusu verir insana,
Renklerinin büyüsü...
Aşıklar,
Sevgililerini güle benzetmek istemezler...
'Ben sana gül diyemem,
Gülün ömrü az olur'bir tanem...
Çiçekler solmamalı
Türkülerdeki gibi...!
Sevgili bir çiçektir,
Sevgi de bir çiçektir...
Yaşamın ilkbaharı
Çocuklar da birer çiçektir..
Çiçekleri,
Bana yaşama coşkusu verdiği için çok severim.
Onları dalından koparmaya kıyamam,
Bir kez sevdim mi...?
Delicesine severim,
Sevgiyi yaşarım...
Ya kırmızı karanfil...!
Kırmızı karanfili de çok severim.
Ama yine de hüzünlendirir beni
Kırmızı karanfil...!
Mesela cezaevindesin,
Güneş ile aranda
Zamanın ördüğü,
Onbeş yıllık bir duvar var.
Yıldızlar kadar uzakta hissedersiniz kendinizi
Gün ışığından...
Ve sevgilin
Kırmızı karanfil getirir ziyaretllerde
Alır,efkarlanırsın.
Gözlerin dolar....
Lakin yine de yaşadığının farkında olursun....
Sevgili,kırmızı karanfil,cezaevi vesaire...
Bir gün bir demet kırmızı karanfil bırakıverirler,
Mezarının üzerindeki
Yeni kazılmış toprağın üzerine.
Sonra,
İki İhlas bir Fatiha ile veda ederler sana.
Ve çiçekler,
Ve sen
Ve tutkun,
Anılarda yaşarsınız.
Anılaşırsınız,hatırlayan olursa eğer
İşte o zaman yaşanan ömre değer...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:27 PM
Çocuğum
Duracak saatler,
Donacak ******* sessizce.
Sen uyurken beşiğinde...
Yıldızlar küçülerek buzlaşacak,
Duran zamanla birlikte.
Yalnız senin gözlerin parlayacak,
Işıl ışıl...
Bir daha bahar gelmeyecek,
Ve kıpırdamayacak meltemle
Otlar,çiçekler,yapraklar...
Kumral saçların dalgalanacak
Duran zamanda bir kez...
Sen büyüyeceksin çocuğum,
Donan *******in sessizliğinde parlayan
Buz tutmuş yıldızların altında.
Ağlayacaksın...
Göz yaşların akmayacak,
Kanayan yüreğinle güleceksin,
Evrenin sonsuzluğuna doğru...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:27 PM
Çocuğum 2
Durmayacak saatler,
******* aydınlanacak
Gülen gözlerinin ışığında.
Büyüyeceksin
Renk renk parlayan yıldızların altında
Avuçların semaya açık…
Zaman,
Mutlu günlere doğru akacak,
Hafif meltemle kıpırdayacak
Otlar,çiçekler,yapraklar;
Dünden daha çok yaşama bağlı.
Uçacaksın mutluluktan,
Kumral saçların dalgalanacak
Ak bulutların üzerinde…
Mutluluğun şarkısını mırıldanacaksın
Rüzgarların kanadına.
Yankılanacak
Bir uçtan bir uca;
Mutlu olacağım dinledikçe…
Büyüyeceksin çocuğum;
Yeniden yaşam bulduğun
Aydınlık dünyanda.
Ve buz tutmayacak yıldızlar,
Annenin doğum günüyle
Başlayan bir ömrü,
Dolu dolu yaşayacaksın
Kimseciklere imrenmeden….
Hiç bir zaman
Gözyaşların akmayacak;
Yaşamın güzelliklerine atacak yüreğin.
Hep güleceksin,
Yarınlarda,
Yarınlardan sonraki zamanlarda….
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:27 PM
Çocuk
Savrulsun kumral saçların,
Memleketimin özgür rüzgarlarında...!
Bulutlar kabarsın,
Dolgun, mavi gözlerinin derinliklerinde,
Her sevincinde veya hüznünde,
Deniz olup taşsın mutluluğa akan her damlası
Sınırsız…
Uzat ellerini,
Okşa gökyüzünün maviliğini…!
Özgürlüğün resmini çiz güneşe,
Türküsünü duysun yüreğinde
Bu toprakların..!
Haykırsın her doğuşunda,
Sabahın ufkundan…
Yarınlara bırakma yaşamayı,
Doyasıya yaşa bugünden;
Yaşamın her anını.
Erteleme düşlerini,
Pişmanlık duyma,
Ansızın ürpererek uyandığında…
Pahalıdır ama,
Oyuncak değildir özgürlük…
Ve oyuncak kadar ucuz değildir
Memleket sevgisi…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:27 PM
Çocuksu Düşler
Bir başkadır çocuksu düşler,
Büyüdükçe büyür
Evrenin sınırlarını aşarcasına…
Bir bakarsın küçülerek
Şehrin yoksul varoşlarını doldurur,
Çocukça…
Gün olur
Kara bulutlarda kaybolur
Boy atan umutların
Yarınları düşlerken
Kayan yıldızlarda yanar
Gözyaşlarının hüznü!
Sevinemezsin gök mavisince,
Ama hakkındır sevinmek…
Senin değildir artık
Çalınan düşler!
Zamanla yarışacaksın
Yeniden kavuşmak için çalınan düşlerine!
Ve tanığı olacaksın yaşanacakların,
Çocuksu düşlerinin
Karmaşık yolculuğunda…
Sihirbazlar çıkar yoluna,
Hileleriyle silmek isterler
Geleceğe dair düşlerini, umutlarını…
İşte o zaman
Yine sen bozacaksın
Onların hileli oyunlarını…
Alevden saçlarına tutunarak güneşin,
Yol alacaksın
Aydınlık zamanlara,
Çocuksu düşlerinle!
Çocuksu düşlerinle…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:27 PM
Dağlar
Karşıda sıralı dağlar,
Gökyüzünde asılı duran mor bulutların altında.
Doruğu karlı...
Geç karşılar baharı,
Yeni açan menekşeler,mor sümbüller,laleler....
Irmaklar çağlar yamaçlarından,
Suları serin...
Nağme nağme yükselişi duyulur
Çağıltısında,
Ve yanık kaval sesinde
Ezgilerin...
Köyler serpilmiş eteklerine
Düşlerdeki masal diyarı gibi.
Halka halka dumanlar yükselir bacalardan,
Geriye küllerini bırakarak.
Alır götürür uzaklara,
Umutları,tatlı düşleri
Yakarak....
Pınar başında
Su doldurur tetstisine köylü kızları.
Yüreğindeki sevgiyi dokumuştur
Başındaki yazmaya...
Sevinci,hüznü okunur gözlerinden,
Yavuklusunu bekler
Yollarına bakarak....
Çıngırak sesleri duyulur uzaklardan
Sürülerin.
Dağlardan ovalara doğru,
Sessiz çığlığıyla eserken rüzgar
Serin serin,
Büyülenirsin sessizliğin gizemli sesiyle;
Bu diyarda aşinası olursun türkülerin...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:27 PM
Bu Akşam
Bu akşam,
Anılara doğru aksın zaman biraz da...
Ay ışığı uyusun boğazın mavi sularında.
Ve sene bin dokuz yüz bilmem kaçın yaz *******inde...
Bir taş plak koy gramofona;
Önce fasıl geçsin Kürdilihicazkardan.
Sonra,
Hafız Burhan'dan bir gazel...
Geziye çıkalım bir İstanbul mehtabında;
Dostlarla beraber...
Çekelim kürekleri,
Moda'ya,Kanlıca'ya,Göksu'ya;
Ve Kalamış koyuna...
Münir Nurettin'i dinleyelim;
Suların donuk maviliğine akseden seslerde...
Sonra...
Şiirler dinleyelim,
Geçmişi nakşeden seslerde...
Yahya Kemal'den...
Şöyle bir rüzgar essin hafiften,
Deniz ve yosun kokusu sinmiş olsun anılarına.
Martılar uçarken başının üzerinden;
Orhan Veli'yi bulalım bir İstanbul kaldırımında....
Dostluk kuralım,garipliğinin yalnızlığında...
Sıcacık ve cana yakın...
Bir taş plak da Zeki Müren'den koy;
Elli yıl öncesinden;
Şöyle Maksim'e kurulalım ağırdan...
Okusun Hicaz'dan,Nihavend'den.
Neşelenelim hüzünle karışık...
Hüzün,neşe ve keder;
Ve biraz da aşk
Tuzu ile biberidir yaşamın...
Tam sırası şimdi,
Durdur zamanı dostum...
Ve yaşasın duran zaman kesitinde;
Loş deniz kokusuyla İstanbul....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:27 PM
Bu Dağlarda
Güneş,
Kızıl ışınlarıyla selamlar bu dağları...
Rüzgar,
Çığlığı anımsatan ıslıklarıyla...
Kış mevsimi,
Uçarken donan kuşların düşmesiyle yere.
Yoksulluk,
Her sabah her akşam...
Ölüm,
Harşit Çayının geçite kapanmasıyla
Ve kurşun sesleriyle alçakça...
Sonra,
Yaşanalar yanık bir türkü olur;
Pul pul,kavruk bakır renkli yüz üzerinde;
İzleşir.
Kalın ve çatlak dudaklar arasında,
Islıklaşır....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:27 PM
Çanakkale'de Şahlanan Gurur
Tarih 16 Kasım 1914
Uzak olmayan bir zaman.
Ateş çemberinin içinde vatan,
Ve tarih girdabında,
Yok edilmek istenen Türk Ulusu...
Durdu zaman,
Tarihin donan akışında.
'Soğuk,düşmandan daha soğuk.'
Nice yürekler dondu,
Allahuekber dağlarıda;
Zemherinin ayazında...
Gidenler geri gelmedi,
Yemen ellerinden.
Nice yürekler kavruldu,
Yemen çöllerinin cehenneminde.
Nice umutlar bitti,
Geriye yalnızca özlemlerini bırakarak...
Onlar,
Yoksuldular;
Sefaleti yaşadılar....
Yaşamak istemediler tutsaklığı;
Çünkü,
Onurluydular...
Onlar,
Çocukluklarını yaşamadan büyüdüler,
Ve genç olmadan öldüler.
Yaşlılar da vardı aralarında,
Acıyı tatmışlar,ateşi sineye çekmişler....
Doksan üç Savaşı ve Balkan Savaşları gazileriydi.
Hiç yaşamadan yaşlanmışlardı...
Sonra,
Vatan toprağıyla bütünleşerek
Bayraklaştılar...
Önce insandılar...
İnsanlıklarını gösterdiler düşmanlarına,
Duran zaman aralığında...
Ve tabyalarda
Vahşetin tüm acımasızlıklarını yaşadılar
Kıyametten de öte...
İmanlarını siper ettiler vahşete karşı.
Ölmeleri emredildi,
Ölmeyi,
Allah'a kavuşmak olarak düşündüler.
Ölümü,
Gülerek karşıladılar.
Allah'a ulaştılar...
Tarihin şanlı sayfalarının arasında;
Çanakkale arslanları olarak
Yerlerini aldılar...
Bu efsanevi destanı yazan
Milli ruh,
İzmir'de ilk kurşun,
Vatan sathında Kuvay-ı Milliye,
Kurtuluş Savaşında
Mustafa Kemal oldu...
Son buldu
Türk'ün üç asırlık geriye çekilişi.
Var oluş Destanı
Kurtuluş Savaşıyla....
Mustafa Kemal'le başladı
Tarihin duran akışı yeniden.
Ve sona ererken yaşanmayan zaman...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:28 PM
Dağlara Deyiş
Şu karlı dağlara derdimi desem,
Bilmem Kerem gibi duyar mı beni...?
Derdim paylaşmaya ortak istesem;
Eskiden dosttuk biz,anlar mı beni...?
Yol istesem üzerinden aşmaya,
Özlediğim ele doğru koşmaya;
Çağlayanım,karakışta coşmaya,
İlkbahar gelmeden koyar mı beni...?
Bilirim bu mevsim,laleler açmaz.
Karayele karşı,turnalar uçmaz.
Şu divane gönlüm,asla vazgeçmez.
Böyle bilir dağlar,salar mı beni...?
Şu dağlardan başka beni kim dinler...?
Bir tanısa beni,feryatla inler...
Ömür dedikleri,geçince günler;
Bilmem ki koynuna alır mı beni....?
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:28 PM
Dağların Efesi'ne
Korkunun kol gezdiği karlı dağların *******inde,
Sen,şafağı bekleyen korkusuz bir kahramandın.
Gözlerinden çakan şimşeğin parıltısı;
Güneş olurdu,
Bitmek bilmeyen *******in sabahlarına....
Hain düşmankurmuş tuzağını,sinsice,acımasız...
Açmadı mor sümbülleri dağların;
Ölüm sessizliğinin gölgesinde.
Kurudu nice aşıklara su veren pınarları;
Irmaklarının gümüş rengi suları;
Gayri çağlamadı,ne baharda ne de yazda;
Tutsak kaldığı ihanetin koynunda...
Sen dağlara hükmederken;
Bir destanı yaşadın yıldızların ışığında...
Bir yandan'ne güneşler battı'
Yüreklerinde vatan sevgisi,
Başkumandanlarından aldıkları ölüm emri...
Ve yaradanına kavuşma tutkusu...!
Her batan güneş yeniden doğdu;
Ordulaştı Dağların Efesi'nin ruhunda...
Ben Göktürk'üm,
Ben Oğuz'um
Ben Mustafa Kemal'im,
Diye haykırmak için bütün dünyaya.
Sen,Mor Dağların Efe'si;
Yalçın kayalıkların korku bilmez boz kartalı;
Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkan kararlı iradesi.
Biz İzmir'de Hasan Tahsin,
Vatan sathında Kuvay-ı Milliye,
Tan vaktinde,Kocatepe'den şahlanan milli ruh;
Çiğiltepe'de yarbay Reşat;
Menemen'de kubilay'ız...
Adım adım yaklaşmakta olan karanlığın karşısında...!
Belki unutanlar vardır yaşanmış ihanetleri...
Ama unutmaz tarih.
Çanakkale ruhunun yazdırdığı;
Türk'ün Şanlı Kurtuluş Savaşı Destanını.
Başkaları unutmak istese de
Tarih unutmaz....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:28 PM
Dedelerimiz Ninelerimiz Ve Biz
Ural,dan, Altay’dan çağlar suyumuz,
Tanrıdağı Türkü,Oğuz soyumuz,
Gümüşhaneliyiz,Torul ilçemiz;
Gündoğdu köyüdür bizim köyümüz.
Onlar,
Seferberliği yaşadılar.
İşgali ve ihaneti gördüler,
Yoksulluk ve yoklukla iç içe oldular.
Çoğu şehit düşmüş,
Kalanlar da
Tarihin yaşayan tanıklarıydılar…
Onlar,
Dedelerimizdi, ninelerimizdi.
Onlar bize,
İşgali anlattılar,
İhaneti anlattılar,
Yoklukla ve yoksullukla
Savaşlarını anlattılar…
Onlardan
Nice seferberlik öykülerini,
Yaşanan dramları,
Efsanevi kahramanlık destanlarını
Ve
Hüzünlü seferberlik türkülerini dinledik.
“Urusun gemileri,
Hem ileri hem geri.
Urus gözün kör olsun,
Dul kodun gelinleri”
Veli oğlu Ali,
Asker olur on dokuzunda.
Yürürler karlı dağları aşarak.
Ayaklarında çarıkları,
Üzerlerinde giysileri,
Belki vardı,belki yoktu…
Bir haftada Erzurum’a varırlar.
Askerliği öğrenirler birkaç günde;
Ardından yürüyüş başlar yeniden
Karakışın tufanında
Kimileri toprağa dökülür,
Toprağı vatanlaştırmak için;
Bu bitimsiz yolculukta.
Kalanlar,
Sarıkamış’a ve Allahuekber dağlarına ulaşırlar
Karlı dağlar,
Geçit vermez karakışta…
Ve doksan üç bin yiğit,
Tek bir beden olarak,
Hakka ulaşırlar;
Düşmana bir tek kurşun bile
Atamamanın üzüntüsüyle…
Önce,
Zemherinin karı tutsak alır
Veli Oğlu Ali’yi.
Sonra düşman…
Gözler uykuyu,beden yorgunluğu,
Yürek özlemeyi unutmuş.
Aylarca dolaşır durur
Kafkaslardaki tutsak kamplarında..
Vatan karlı dağların ardında,
Düşler kadar yakın,
Umutlar kadar uzaklarda kalmıştır…
Savaş bitmeden,
Bolşevik cehenneminin içinde bulur kendini.
Ve hiç bitmeyecekmiş gibidir
Tutsaklık yılları.
Rus askerlerinin hüzünlü şarkılarını paylaşır
Mevzilerde.
“Uyuyorum,uyanıyorum,
Rüya göremiyorum.
Yarin yanına gideceğim,
Nerde olduğunu bilemiyorum.”
Anadolu’da süren onurlu direnişin
Ünü tutar bütün dünyayı.
Yeni bir umut ışığı yanmaktadır
Düşlerin ötesindeki vatanda…
Gazi Mustafa Kemal Paşanın kolları
Uzanır ta Kafkasların ötelerine.
Vatanına kavuşur Veli oğlu Ali.
Gerilerde kalmıştır
Yaşanmayan zaman;
Dile kolay,tam yedi yıl…
Sonra,
Büyük taaruzun gururunu yaşar
Bir ömre bedel…
Çocukluğumuz, gençliğimiz;
Anılarıyla yoğruldu ve pişti.
Destanı kaldı unutamadığımız
Bir de türkülerinden bazı dizeler..
“Siperin ardına uzandık yattık,
Alman beşlisiyle düşmana attık”
……………………………
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:29 PM
Dönüşsüz Gidiş
Gölgeler suya iner,
Güneşin batışıyla.
Diner gözyaşları,
Vuslatı bekleyenlerin.
Anılmaz artık geçmişte kalan günler….
Uykuya dalar Güneş,
Düşlerin ötesinde…
Yeniden başlar yolculuk
Yorgun adımlarla;
Üşüyen ay ışığında.
Artık kılavuz değildir Demirkazık yıldızı,
Donan sabahlara doğru akan
Dönüşsüz gidişte….
Birbirini izlerken
Kayan yıldızlar gökte.
Yaşanılan ömrün,
Son kez buz tutmuş gözyaşlarıdır
Birer avuç….
Sabahlar beklenirken
Kar yağar mevsimsiz,
Güz yaşanmadan….
Düşler biter duygular donar,
Sabahyıldızı doğmaz bir türlü;
Oysa Kervankıran’dır bitiren
Ulaşılmaz sabahlara doğru giden yolculuğu….
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:29 PM
Duyuş
Evrenin sırları bedende saklı,
Onu ilmek ilmek dokuyan vardır.
Çözemez bu sırrı insanın aklı,
“Elif,lam,mim”diye okuyan vardır.
'Ol' emriyle 'Hu' der ilkin yürekler,
Şükrederek secde eder melekler.
Çarkıfelek gibi gökte alemler,
Döner 'Hu' diyerek,görenler vardır....
Alemlere rahmet O gönderildi,
“Rabbinin adıyla oku” denildi;
Sevgiyi kalplere doku denildi.
Bu sesi içinde duyanlar vardır.
Gelmiş geçmiş evliyalar erenler,
Hak yoluna nice postun serenler;
Evrensel ışığa gönül verenler;
Sırrın ötesine erenler vardır.
Dünyayı yıksan da bir gönül yıkma,
Bir an olsun Hakkın yolundan çıkma.
Kabul olmaz diye, umutsuz bakma.
Tefekkürle dua edenler vardır.
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:29 PM
Dün Gece Seni Düşündüm
Dün gece seni düşündüm yine...
Senin yokluğunda
Düşlerim darmadağınık,
Yüreğim isyankar.
Tutkun muyum,değil miyim?
Bilemiyorum.....
Sensizliği yaşıyorum
Ceviz kabuğunun içine
Hapsettiğim dünyamda....
Cama vuran ay ışığında
Silüetini görüyorum,
Paramparça.
Sonra,
Birden yok oluşunu....
Kim bilir,
Belki de sonsuzlukları geziyorsun
Kendi dünyanda;
Benim anlayamadığım...
Bir an için
Başımı alıp gitmek geldi içimden.
Anılarımda,
Senin izlerinin olmadığı
Bir başka diyara.
Denedim,olmadı...
Dün gece seni düşündüm yine....!
Aramaya çıktım kentin varoşlarında;
Adımladım zifiri karanlıkta
Daracık sokakları.
Kocaman kenti,
Avuçlarımın içine aldım
Ve kentin ışıkları,
Birer birer yok oldular
Avuçlarımın içinde;
Uçuşan yıldızlar gibi....
Çaresizlik içinde,
Buz gibi soğumuş yatağıma döndüm
Yeniden.
Sabah olmak üzereyken,
Kısacık bir yorgunluk uykusuna daldı gözlerim.
Beliriverdin düşümde....
Elinde bir demet kırmızı karanfil,
Gülümsüyordun alay edercesine.
Hey koca çılgın,
Benim için değer mi?
Diyordun....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:29 PM
Düş
Güneşin gölgesi düşünce suya,
Ufkun ötesinde dalar uykuya.
Bir ömrü yaşamak tatlı bir rüya,
Ansızın uyanır ihtiyar çınar.
Dağın üzerinde bir yıldız yanar,
Mavi ışığında geçmişi anar.
Gecenin koynunda yüreği kanar,
Dağın yamacından çağlarken pınar.
Sabahın fecrinde öter bülbüller,
Bülbül sesi ile açılır güller,
Dermanın ararken dertli gönüller,
Gider bir dikenin dalına konar.
Okunur yüzlerden yılların izi,
Ağaran saçlarda yaşamın gizi,
Yalancı düşlerle oyalar bizi,
Her insan dünyanın sihrine kanar.
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:29 PM
Fırtına Öncesinin Son Sessizliği
Kabarır gökyüzünde bulutlar,
Fırtına öncesinin son sessizliğinde…
Denizler sütlimandır,
Ve uyanışın mahmurluğunu
Üzerinden atmak üzeredir
Öldüğü sanılan altın yeleli aslan!
Taş kesilir duygular,
Ayrışan yolların karmaşıklığında..
Anlayamaz tükenen sabırların öfkesini.
Fırtına kopmadan önce!
Fırtına koptuğunda
Gökyüzü tutamaz olur bulutları,
Bulutlar yağmurları,
Nehirler suları,
Denizler,
Kıtaları yutan dalgaları
Ve yaşlanan dağlar
Püsküren volkanları…
Fırtına kopmadan önce,
Sevgiye dönüşmeli nefret,
Kin dostluğa, kardeşliğe;
El ele vermeli insanlar,
Aydın ufukların yolculuğunda.
Son verilmeli sen ben kavgasına
Dönmeli yeniden gerçek aslına
Tarihi yazan şanlı neslin
Gururlu çocukları…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:29 PM
Fırtınaların Sessizliğinde
Kabaran denizin azgın dalgaları savrulur,
Yüreğimde kopan fırtınalarda…
Karanlıkla boğuşurken
Pusulasız kaptan gibi;
Tehdidin ıslıkları duyulur uzakların ötesinden.
Adres sormayan kurşun kalleşliğinde…
Ertelenir güneşin doğuşu bir başka sabaha;
Kristalleşir gözyaşları kumsallarda.
Gün doğumu öncesinin hükmü geçer
Bulutlara,göklere…
Çölleşirken düşünceler,
Alacakaranlığın suskunluğunda;
Prangalar gerekmez satın alınan özgürlüğe…
Döner yer yuvarlağı güneşin etrafında.
Milyarlarca ışık yılının gizemiyle
Yol alır mikroskobik bir zaman diliminde.
Anlamak istemezcesine üzerinde yaşanılanları..
Ne sevmeye vakit kalır ne de sevilmeye
Fırtınaların sessizliğinde.
Tutuşan yüreklerin atışı,
Bir tutam alev olur evreni saran;
Yarınlara olan özlemin tutkusuyla
Güneş ufukta belirirken…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:29 PM
Gece Ve Yağmur
Biten bir günün gecesinde,
Derin uykuya dalmak üzere karanlık.
Zaman ilerliyor,
Saatler unutmuş zamanı göstermeyi.
Bilemiyorum neresindeyiz zamanın…
Yalnızca
Bir adımımın gecede olduğunu anlıyorum.
Hüzün yağıyor gökten,
Sonbahar yağmuruyla birlikte…
Yağmurun sesini dinliyorum
Gecenin koynunda!
Yağmurun sesinde,
Yılların yorgun şarkıları…
Yüreğime hançer gibi saplanan
Acımasız bir çığlık gibi,
İntikam alıyor sanki…
Zaman geceye tutsak
Geceyse yağmura…
Şarkılar yağmurun sesinde,
Acımasız bir çığlık,
Ve yüreğim
Acımasız çığlığa tutsak…
Ve ben…
Yaşamın girdabında sürükleniyorum…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:29 PM
Garip
Kaybolmuştu,
Gizemli bir yolculuğa çıktığı
Küçücük evreninin derinliklerinde.
Bir karanlık boşluktu gözleri,
Korktuğu besbelliydi;
Bakışlarının derinliğinde gizlenen
Uçsuz bucaksız uçurumdan….
Gidemeyişinin hüznünü yaşıyordu,
Yaşanılan günün ardından….
Arayı açmıştı
Düşleri,umutları,
Göğüs kafesine sığdıramadığı
Yüreğinin heyecanı;
Çok uzaklardaydı….
Garipti,
*******i dinliyordu,
Yalnızlığının tutsaklığında;
Avunacak anıları yoktu
Dünden kalan.
Farkında değildi,
Ne sevdiğinin, ne de sevildiğinin….
Belliydi kendisi için yaşamadığı.
Kim için yaşıyordu,kim bilir…?
Bakışlarında kaybolmuştu,
Sevinçleri,üzüntüleri…
Anlamsız bir ezginin
Mırıltıları dökülüyordu,
Moraran dudaklarından.
Hırçın bir ırmağın
Yorgunluğu vardı,
Garipliğinin durgunluğunda…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:29 PM
*******
Çağırmayın beni *******...!
Çağırmayın beni,
Ben gündüzlere vurgunum..
Güneşin aydınlığında büyürüm sereserpe...
Çağırmayın beni *******...
Kaybolurum karanlığın koynunda.
Gözlerimi kapamaktan bile korkarım,
Bu yüzden hasretim uykuya...
Kopuk kopuk düşler kurmuştum,
Bir ömrün ötesinden.
Alıp götürmeyin düşlerimi,
Çağırmayın beni *******...
*******in sessizliğinde döner
Değirmen taşları.
Kara sevdalıların çağlayan gözyaşlarıdır suyu...
Öğütür birer birer umutları,
Dağlanmış yürekleri...
Savurur rüzgarlara...
Çağırmayın beni *******...!
Varsın toprağa düşsün umutlarım.
Yeniden yaşam bulsun gün ışığında.
Varsın dönsün değirmen taşları,
Çağlayan coşkun pınarlardan alsın suyunu.
Öğütsün ıssız *******in karanlığını
Ve kara sevdalıların umutsuzluğunu....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:29 PM
*******de Sen
Ağır gelir *******in karanlığı,
Kabusun olur,çöker omuzlarına;
Bir ömrün yükü kadar ağır...
Uyku tutmaz bir türlü gözlerin,
Kurşun gibi ağırlaşsa da göz kapakların...
Zaman durur,
Dost olursun *******in zifiri karanlığıyla
Ve baş başa kaldığın dertlerinle....
Yabancılaşır,
İz bırakmadan
Bir bir silinip giden yalancı düşlerin...
Uykuların yabancı;
Rüyada mutluluğu görmek yabancı...
Umudu tükenir,
Bir tabloya resmedilmiş gülüşlerin...
Ne kalır geriye,
İki damla gözyaşlarından başka;
Avuçlarını açtığında....
Korkutursa seni
Bitmeyen *******in karanlığı,
Beni çağır,gelirim....
Bekle beni,yollarıma bakarak.
Belki gökte silinip giden
Yıldızların arasından...!
Belki de güneşin,
Sabahın kızaran ufkundan
Doğmasından önce;
Çıkagelirim...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:29 PM
*******i Pencerede Bir Kız
Pencerede bir kız,
*******in karanlık bulutlarına işler
Düşlerini..
Gözleri *******in kanayan yarası…
Dökülen hüzünlü yaşları,
Karanlığa karışır.
Pencerede bir kız
Umutlarını çizer karanlığa;
Sevinçleri *******den karanlık...
Uzaklaşır düşlerinden,
Işıkları sönen şehrin
Soğuk *******inde...
Umudu belki bir sestir
Uzaklardan beklediği,
Sessizliğin ürpertisinde…
Pencerede bir kız,
Bakışları çığlık çığlık
Karanlığı yırtar!
Sevgi anlamını yitirir
Sabaha karşı,
Çaresizliğine yaktığı ağıtta…
Bir yaprak düşer daldan,
Ürperir ansızın…
Üzerine çöker gökler,
Yalnızlığıyla birlikte!
Kaybolur tan vaktinden önce,
Gözlerinin izi kalır
Işıkları sönen şehrin
Soğuk *******inde…
Ve ******* duyarsız çaresizliğine!
Özgürlüğe uçar
Gün batımıyla birlikte;
*******i pencerede bir kız…
*******i,
Pencerede…
Bir kız…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:30 PM
Gökyüzünde Kurşun İzleri
Kurşunlarla deldiler gökyüzünü,
Günün herhangi bir vaktinde
Kalleşçe…
Adres sormadı kurşun,
Tetiğe basan eller acımasız…?
Ufuklar kanayan yürek,
Yürekler paramparça.
Göklerin gözyaşlarıdır
Hüzünlü bulutlardan toprağa düşen…
Dağlar gazidir ezelinden,
Tanığıdır mertliğin de ihanetin de!
Dimdik tutar başını
Dosta düşmana karşı…
Dorukları karlı dumanlı dağlar,
Hem göklere yakın,
Hem de Allah’a…
Gökyüzünde kurşun yarası,
Bulutlar hüzünlü.
Sinsi ve kalleştir
Kaleşnikof kurşunu!
Uykusunda vurmuştur
Kundaktaki bebeleri…
Ve pusuda yakalamıştır
Nice kınalı kuzuları
Bir yandan kanarken gökyüzü,
Bir yandan kararmakta Güneş!
İki ileri bir geri adımlarla
Yol alırken gölge,
Ulaşmak üzere karanlığın ufkuna,
Sen, ben, biz
Farkına varmadan…
Sen, ben, biz …
Sen, ben…
Sen…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:30 PM
Gurbet Akşamları
Bir başka yaşanır hasret
Gurbet akşamlarında.
Hasret türküleri,
Kara saplı bıçak gibi saplanır
Yüreğine insanın...
Adapazarı'nda olursun
Bir akşam üstü,
Gözlerini kapadığında.
Bayram yeri gibidir yine Çark Caddesi;
Cıvıl cıvıl...
Deprem öncesinde olduğu gibi.
Sonra Bursa'da
Heykel'de, bir kaç yıl öncesinde.
Ve
Yalova iskelesinde....
Uyanırsın düşlerini oralarda bırakarak
Perakende...
Zordur sineye çekmesi sıla özlemini.
İçinde büyütürsün
Gurbetin hüznünü,
Gurbet türküleriyle.
Eskiyen yıllara sığdıramazsın
Memleket sevgisini....
Memleket,
Yine aynı memleket
Ama insanlar,
O eski insanlar değil artık...!
Gurbet,yine aynı gurbet.
Geçit vermez dağlar gibi
Büyüyen hasret...
Bir yanım sıla,
Bir yanım gurbet....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:31 PM
Gündüzlere Yazdım Adını
Gündüzlere yazdım adını,
Aydınlığa giden yolda...
Sorgulasın diye
*******in acımasızlığını;
Tan vaktinden önce
Korkusuzca….
Büyüsün çocuksu düşlerin,
Evrenin derinliklerinde.
Yolu olsun,
Yarınların ışığı umudun.
Aşsın uzak yıldızların erişilmezliğini…
Yer etsin yüreğinde
En kutsalı sevgilerin…
Günbegün artsa da
Tutkuların,özlemlerin;
Hep ileriye bakmalısın
Yaşamın karmaşıklığına aldırmadan.
Çocuksu değildi bizim düşlerimiz.
Kim bilir,belki de bu yüzden uzaktı bizden…?
Bu günkü gibi
Amaçsız değildi yaşamak
Kocaman yüreğimiz vardı
Yarınlara sevdalı…
Sormalısın bizden,
Yaşadığımız zamanın hesabını….
Hazır olmalısın,
Yarınların hesabını vermeye…
Eminim ki alnının akıyla koşacaksın
Tutkularının ardında yorulmadan
Gerçekleşen düşlere….
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:31 PM
Güneş
Gün ağarır tepelerin üzerinden,
Dağların ufkundan doğarken güneş.
Uykudan uyanan dumanlı yamaçlar,
Ala boyanır….
Halka halka yükselir toprağın nefesi,
Ovalardan dağlara doğru.
Çiçeklerin yüzü güneşe döner;
Şarkısını söylerken
Kanatlarını umuda açan kuşlar….
Güneşi içerken bakır renkli topraklar,
Traktör sesleri yayılır ovalara.
Ve ardından salınır nazlı nazlı,
Altın sarısı buğday başakları.
Yaşam sunar insanlara
Bereketiyle…
Ovalarda diner hızı,
Savrularak akan coşkun suların.
Yorgun mavisinde,
Güneşin saçları serilir ovaya
Tel tel..
Taçlar yaparak takar başlarına
Türkmen kızları.
Ve tutunarak güneşin saçlarına,
Güzelliklerinin sihrini taşır,
Çağların yolculuğunda....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:31 PM
Hüzünle Bakmak
Geceleyin gökyüzündeki yıldızları sayarım.
Gündüzleri de
Ağır veya aceleci adımlarla
Sokaklardan geçen insanları....
Yüzlerine bakarım fark ettirmeden.
Sevinçlerini,hüzünlerini okurum
Yüz hatlarından.
Ardı sıra koştukları
Kopuk kopuk umutlarını;
Ulaşılmaz uçuk düşlerini....
Sonra,
Birden bire bir ak tomurcuk gibi patlayan
Küme küme bulutlara bakarım;
Hüzünlü...
Rüzgarların önünde sürüklenerek
Nereden geldiklerini,
Doğduğum köyün üzerinden geçip geçmedikjlerini;
Çocukluğumda
Koyun ve kuzu otlattığım kırlarda;
Halen kekik kokup kokmadığını sorarım.
Haber sorarım,
Yitik sevda peşinde koşarken
Gençliğimin kaldığı dağ köylerinden...
Bir an hüzünlenirim,
Gökyüzünde kümelenen bulutlar da hüzünlenirler...
Dolgunlaşırlar yağmur yağmur...
Doğu Karadeniz Dağlarının doruklarında,
Her baharla birlikte,
Kardelen çiçeklerinin açıp açmadığını,
Yalçın kayalıklarının üzerinde
Kanat çırparak boz kartalların uçup uçmadığını;
Yaylalara çıkan köylülerin
Davarlarının çıngırak seslerini;
Duyup duymadıklarını sorarım...
O sırada sert bir rüzgar eser,
Katar önüne beyaz bulutları...
Sürer götürür ta uzaklara,
Bolu Dağlarının üzerinden,
Kızılırmak Vadisine;
Fırat üzerinde yağmur olur...
Koşarım ardından,yetişemem...
Üzülürüm,
Uçurtmasını rüzgara kaptıran bir çocuk gibi.
Ve yeniden başbaşa kalırım kendimle...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:31 PM
Irak'ta çocuk Olmak
Yine hüzünlüyüm bugün,
Oysa bugün bayram…
Nerde şimdi çocukluk yıllarımın bayramları?
Göklere yükselen
Sevgi, sevinç ve bayram coşkusu!
Herkes yoksuldu,
Yırtılmış, paralanmış eski giysilerle
Yaşardık bayram sevincini.
Şeker yemesek de olurdu
Bir güler yüz yeterdi
Mutlu olmamıza.
Bir de
Irakta çocuk olmak var bu bayramda.
Bir yanda açlık ve savaşın sefaleti,
Bir yanda
Kendilerine özgürlük savaşçıları adını veren
Soluk benizli,kısık gözlü,”uzun dişli”canilerin
Emperyalizm adına uyguladıkları
Soy kırım.
Dönüyor çocuklara
Ve bir daha çocuk doğurmasınlar diye
Nice çocuk analarına
Son teknoloji ürünü
Otomatik tüfek namluları…
Namlularda yanıp sönen pembe alevler,
Ateş kusuyor üzerlerine…
Ne bayram sevincini hissetmeye,
Ne üzülmeye,
Ne ölümden korkmaya,
Ne de ölürken ölümün sessiz çığlığını
Haykırmaya zamanları oluyor.
Ve insanlığa olan kinini kusuyor ölüm makineleri,
Pembe bir alev yanıp sönüyor namluların ucunda…
Havai fişek sanıyor namluların ucunda
Yanıp sönen alevleri,
Ülkemizdeki büyük amcaları
Seyretmekle yetiniyorlar sadece…
Atalarımızı suçlayan diğerleri gibi…
Ve uygarlık çağı diyorlar adına
Yaşadığımız çağın…
Anlayamıyorum
Nasıl bir uygarlık çağı olduğunu?
Ve çocukluk yıllarına dönmeli
Duyarsız insanlar,
Zaman makinesini geriye çalıştırarak…
Irakta olmalılar,
Vahşetin ortasında,
Anlamalılar Irak’ta çocuk olmanın
Ne demek olduğunu…!
Bu gün bayram…
Yine hüzünlüyüm bugün!
Yüreğimde hissediyorum,
Iraklı çocukların ve annelerin
Ölüm öncesinde
Kimseciklere duyuramadıkları
Sessiz çığlıklarını…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:32 PM
Işığa Doğru
Sene 1966
Aylardan Ağustos.
O zaman tanıdım seni,
Harşit vadisinin yamacındaki bir köyde...
Sen bir fidandın,
Kavruk toprağın çatlağından
Güneşe doğru filizlenen.
Bir damlacık su verdim sana,
Sereserpe büyüdün...
Başın yükseldi göklere dek....
Sonra,
Karagöl Dağlarının sisli yamacında,
Kartal yuvasını andıran bir köyde tanıdım seni...
İri gözlü,çatlak dudaklı;
Yüzün,güneş yanığından kavrulmuş;
Cıvıl cıvıl bir çocuktun...
El ele verdik ışığa giden yolda seninle.
Karlı dağları aştık taşlı yolları teperek.
Sarısıcağın insana nefes aldırmadığı ovalardan geçtik
Bir uçtan bir uca...
Yaz *******inin sessizliğinde,
Uzaklardan göz kırpan yıldızların ışığını seyrettik...
Kış *******inin ayazında,
Bebeğine ninni söyleyen annenin
Evinin küçücük penceresinden sızarak,
Karanlığı delen cılız ve titreşen ışığa baktık....
Memleket ezgilerini dinledik
Yanık kaval sesinde...
Söylediğimiz türkülerle katıldık,
Ziganaların karlı yamaçlarından
Savrularak akan köpüklü suların çağıltısına...
Ve yurdu dolaştık baştan başa...
Sen,yağız bir Anadolu delikanlısısın
Bozok Yaylasında.
Sen,al ile yeşil giyinmiş
Bir Türkmen kızısın;
Torosların eteklerinde.
Sen,korku bilmez Mehmetçiksin
Sınır boylarında;
Anadolu'yu yeniden vatanlaştıran...
Hani seninle birlikte ışığa doğru koşmak için
Yola çıkmıştık ya geceden;
Biz yol alırken ağır ağır,
Yıllar uçuşup gitmişti çabucak....
Şimdi top top bulutları
Önüne katarak sürükleyen rüzgarlar,
Cıvıltılarını getiriyor bana...
Seni görüyorum Ahmet'im,
Hasan'ım,Mehmet'im,Ayşe'm...
Fatma yavrum,ağladığını duyuyorum
Ta Of'un bir köyünden...
Bak yine sümüklerin akıyor,
Hadi sil onları bakayım.
Ve cıvıltılarını her duyduğumda,
Yorgun yüreğim vuruyor,
Güm,güm,güm...
Sen benim destanımsın,türkümsün...
Uzak yılların ötesinde kalan sen;
Sevdayla çarpan yüreğim kadar
Bana yakınsın....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:32 PM
Kadınlarımız
Önce toprağa sordum seni,
“O benim, ben anayım” dedi…
Dağları döven sert rüzgarlara sordum seni…
Kardelenlerde yaşam bulmuş,
Başak ve ter kokularını sundu bana…
Uzaklardan gelen hayalini kucakladım doyasıya…
Başımı göğsüne yaslayarak uyudum
Yerle göğün birleştiği karlı dağların
Uykusuz uzun *******inde…
Tarihe sordum seni…
Sen;
Doksan üç harbinde,
Aziziye tabyalarında
Kara Fatma’ydın!
Sen,
Zübeyde Hanımdın
Nice Mustafa Kemaller yetiştiren
Sultan Ahmet meydanında
Halide Edip'tin,
Korkusuz sesiydin ulusal direnişin...
Balkan Savaşlarında,
Kafkasya cephesinde,
Ve kurtuluş savaşında
Başkomutanının yanında
Düşmanla göğüs göğse, çarpışan!
Nene Hatun’dun…
Elif kızdın
Kağnısıyla cepheye cephane taşıyan!
Yalnız Efesiydin efsanelerin,
Sarı kızıydın Kaz dağlarının,
Ata’nın kızı Sabiha’ydın
Sınırsız göklerin korkusuz kartalı…
Sen;
Dillerde sevdasın,
Türkülerde hasret,
Gurbettekilere sıla…
Anadolu bozkırlarında ağıtlar yakansın,
Yüreklere kurşun gibi saplanan!
Bağrına taş basansın
İçin kan ağlasa da…
Sen,
Eş, bacı ve anasın
Sen anasın, Anadolu’sun!
Sen Anadolu’sun…
Sen Anadolu’sun!
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:32 PM
Kalenin Burcunda Özgürlük
Sene 1969
Mevsim sonbahar.
Torulu'n içinden,
Sararan yaprakları sürükleyerek
Harşit akar...
Harşit'in karşısı kale,
Önünden Harşit akar...
Kalenin burcunda özgürlük,
Kale,Torul hapishanesine bakar.
Kalenin üzerinden kuşlar uçar.
Çıkar yücesine deli gönlüm uçar....
Ben uçamamam
Gayri bağlamışlar kanadımı kolumu,
yüreğim tutsak
Ceviz kabuğunun içinde.....
Yer yuvarlağı,
Bir ceviz kabuğu kadar küçük.
İçinde yüreğim atar.
Yıllarca,
Nasırlı ayağımın
Karlı dağları aşmak için
Taşlı yolları tepmesi gibi...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:32 PM
Kana Boyandı Günışığı
Kana boyandı günışığı,
Vahşetin acımasızca yaşandığı Ortadoğu'da...
Katliama uğrayan çocuklar,
Çığlık atmaya bile zaman bulamadan
Yaşadığı acımasızlığın son izlerini,
Yüzlerinde taşıyarak ölüyor;
Lanetlenmiş insanların
Kin kusan silahlarıyla...
Umursamıyor vahşetin enkazında biten insanlık...
Sadece seyrediyor kan içişini vahşetin.
Ve karşısına geçip
Şampanyasını yudumluyor.
Kan bulaşmış....
Atlantik'in karşı yakasından esiyor,
Ölüm fırtınaları... Soy kırıma uğrayanların
Acı çığlıklarıyla azgınlaşıyor
Ve tetiğe basıyor
Lanetli namert eller...
Adı teknolojinin son buluşu olan
Yeni mezalimler uygulanıyor,
Irak'ta,Filistin'de,Lübnan'da.
Geride hafızalara sığmayan görüntüler bırakarak...
Dur diyemiyor kimse,
Kimileri umursamıyor...
Kimileri de göz yumuyor
Alkış tutmasa da;
Ayakta kalabilme uğruna....
Kimileri ay ışığında şarkı söylüyor,
Kulakları tırmalayan ölgün ve çatlak sesiyle,
Söğüt ağacının gölgesinden aldığı ilhamla...
Neslinin geçmişte yaşadığı vahşeti unutmuşçasına....
Ve ölüm kusuyor ölüm makineleri...
Uygarlığın,
Vahşetin enkazına gömüldüğü
İnsanlığın bittiği yer olan Ortadoğu'da...
Sadece çığlıklar yeşeriyor
Bombaların kavurucu ve zehirli alevlerinde.
Ve seyrederken insanlık...
Kana boyanan günışığı perdeleniyor
Yaşamla ölüm arasına....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:32 PM
Kar Fırtınası
Kar fırtınası vuruyor pencereme,
Sulu sepken...
Yokluğunu anımsatıyor bana;
İçime işleyen acı tütünün dumanı gibi....
Penceremde kar fırtınası,
Ve bir ağıt gibi
Rüzgarın garip uğultusu...
Zamanı geri işletiyor sanki,
Gençliğimin fırtınalı yıllarına götürüyor beni.
Uzun yılların ötesinde,
Unutamadığım seni anımsatıyor bana...
Penceremde kar fırtınası,
Radyoda bir gurbet türküsü;
Çok eskilerden...
Eski bir dost gibi.
'Aman Alim ar geliyor,
Pencereden kar geliyor'
Geliyor ya,
Seni unutmak bana zor geliyor...
Penceremde kar fırtınası,
Hava soğuk mu soğuk.
Buzlar sarkıyor,ağaçların dallarının uçlarından.
Sığınmak için kuytu ve sıcacık bir yer arayan kuşlara
Kalbimi açtım...
Senin içimde taşıdığın izlerini söküp atmak için...
Aradan uzun yıllar geçse de
Seni anımsatıyor bana,
Pencereme vuran kar fırtınası,
Ve soğuktan donarak yerlere düşen çaresiz kuşlar.
Böyle bir havada,
Yüreğinin buz tutuşunu...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:32 PM
Karanlığın İzleri
Gökte kümülüs bulutları,
Yerde kar.
Kar altında karanlığın derin izleri.
Uzun yılların gerisinden,
Fırtınanın sessizliğinde;
Yeşerir yeniden
Kan rengi filizleri...
Sarp kayalar tutar,
Aydınlığın karanlıkla kesişen yolunu.
Uğultulu ve bulanık seslerin
Çırpınarak can çekişlerinin,
Yankıları duyulur derinden.
Zamana karşı direnmeye çalışan kayalarda...
Duyulur,
Karanlığın koynunda uyanan,
Uygarlık düşmanlarının
Yaklaşmakta olan ayak sesleri.
Aceleci olmayan adımlarla...
Gündüzleri,
Gökta Güneş parlar.
*******i yıldızlar.
Keser zifiri karanlığın önünü.
Karanlığın koynunda kaybolur,
Ve son durağıdır
Hortlayan hayaletlerin;
Kendi yarattığı uçurumunun sonsuzlığu...
Gün şafakla uyanır.
Can bulur yeniden milli ruh...
Dün,Kuvay-ı Milliyeydi;
Bu gün de yeniden
Kuvay-ı Milliyedir.
Çarpan yüreklerde;
Damarlardaki soylu kanda...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:33 PM
Kardeş
Tanıyamadım ben seni...
Sen bu ellerden miydin...?
Dur hele...!
Sen mi geldin kardaş;
Baykuşların ötüştüğü,
Akbabaların üzerinde döndüğü
Viran olmuş bu topraklara....
Tanıdın mı bu diyarı...?
Bu topraklar,
Senin büyüdüğün topraklar değil,
Bu pınarlar
Çocukluğunda su içtiğin pınarlar değil....
Gün batımının kızıllığında,
Sürüler köye dönerken
Ve
Çobanyıldızı dağın üzerinde
Göz kırpmaya başladığında
Mutlu olurduk....
Tanıdın mı kardaş,
Bu dağ,bildiğin dağ değil.....
Karlar yağmış kardaş,
Yazın ortasında güvendiğimiz dağlara....
Toprak kayıp gidiyor ayaklarımızın altından,
Sonra deme kardaş,
Bu topraklar bizim değil....
Tanıdın mı beni kardaş...?
Sanma ki yüzümdeki hüzün değil...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:33 PM
Karlı Dağların Bekçileri'ne
Bir başkaydı gökyüzünün rengi
Karlı bir şubat gecesinde…
Hava çok soğuktu,
Soğuk,
Kalleş değildi düşman gibi…
Yıldızlar gökte donmuş,
Vurgun yemiş gecenin ayazında yüreği,
Dağların buzullarına savrulmuş karasevdası,
Göğsünden avuçlarına süzülen kandaydı
Al bayrağa kavuşmanın sevinci…
Geçit vermedi
Sevdasının heybetine tutulan dağlar,
Ölümle yaşam arasını
Sıyırarak geçen kurşunlara…
Bir yandan kurşun ıslıkları
Kin kusarken gecenin karanlığında,
Aydınlandı birden gökyüzü
Şafak şafak...
Çanakkale’den bir sesti,
Göklerde yankılanan!
Ölmeyi emrediyordu…
Ölüm, belki uzaktı belki yakındı.
Korkusuz bakışlarına işlemişti vatan sevgisi!
Gözlerinden parıldayan mavi ışık
Zaferin daha yakın olduğunu
Yazıyordu geceye…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:33 PM
Karlı Dağların Yalnızlığı
Unutur karlı dağlar yalnızlığını
Irmakların, ağıtları anımsatan çağıltısında…
Tutsak düşer kartalların yorgun kanatları,
Ve tutsak kanatlarda özgürlük türküleri;
Dağların geçit vermez doruklarında…
Suya düşer gölgeler
Titrek ve ürkek…
Ölüm korkusunun ürpertisini yaşar
Akşamüstü…
Uzaklardan haber getirir soğuk rüzgarlar
Karlı dağların yalnızlığına denk…
Ve üşüyen güvercinler uçar
Penceremin önünden…
Gözlerinde
Sonsuzluğa açılan yolun gizi!
Efsane olur dağların yalnızlığı
Dillerde.
Tutsak düşen kanatlar umut,
Özgürlük türküleri destan…
Dağlar,
Kahramanlığını yüceltir göklere
Bozkırda kök salan şanlı ecdadın…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:33 PM
Kavak Ağacı
Ovada birkaç cılız kavak ağacı,
Çorak toprağın üzerinde.....
Yalnızlığının hüznünü yaşıyor,
Sonbahar sabahında...
Aklar düşmüş incecik dallarına;
Sabahın ayazında...
Tıpkı benim saçlarım gibi....
Ovada birkaç cılız kavak ağacı,
Erken büyümüş.
Anlayamamış
Sonbahar sabahının ayazında,
Dallarına kırağı ineceğini...
Karakışta düşlerimin buz tutması gibi;
Bir dağ başı masalında...
Birkaç cılız kavak ağacı,
Ovanın ortasında
Çorak toprağın üzerinde...
Etrafını çepeçevre dikenler çevirmiş yalnızca.
Belli ki yalnızlığını yaşayarak
Çilesini dolduruyor;
Benim gibi....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:34 PM
Kentin Yalnız Işıkları
Her zaman yalnızdır
Işıltılı kentin ışıkları,
Uykusuzluğa tutsaktır gözler!
Yalnızlık ürpertici,
Buz keser uçuşan gri düşler;
Yerlere düşer
Yıldızlar sönmeden önce…
Rotasından çıkar gerçekler,
Yalancı masalları yaşar
Bir avuç haramzade,
Çalarlar gündüzleri
Yoksulların nasırlı avuçlarından
Hüküm giydirirler geceye!
Önce düş kurdururlar yaşama dair
Sonra
Kör eder gözlerini kentin yalnız ışıklarının
Sahte ışıltıları…
Yalnızdır gri düşler,
Düşleyenler yalnızlığa hükümlü,
Boyunları kıldan incedir
Kara yazgılarının karşısında…
Ve yalnızdır kentin ışıkları,
Yalnızlık ürpertici…
Işıltılı *******in yalnızlığında
Şampanyalar patlatılır,
Şerefe kalkar kadehler,
Onlara göre değildir vatan sevgisi!
Dağda gezen kurt olmaktan yeğdir
Kapıda bağlı semiz köpek olmak!
Kentin yalnız *******inin
Işıltılı alemlerinde,
Türküler kurşunlanır,
Turnalar kanatlarından vurulur,
Ağıtlarla alay edercesine;
Boş vermişliğin
Erotik şarkıları yudumlanır
Kanlı kadehlerde...
Ve yine her zaman yalnızdır
Kentin ışıkları…
Işıltıları yalancı..!
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:34 PM
Kıyamet Atlıları
Önde zifiri karanlık bir yol,
Ardında
Alev kanatlı atlılar!
Gözlerini hırs ve kin bürümüş,
Mahşere koşarlar dört nala
Kıyamet atlıları…
Kıyamet çok uzaklarda değil,
Ama bilinmez ne zaman kopacağı.
Karanlığa tutunmuş
Alev kanatlı atlılar,
Mahşere koşarlar dört nala…
Mahşer belki daha uzaktı,
Mahşere koşan atlılar
Yola çıkmadan önce.
Kanatları alevden bir top,
Gözleri kapalı,
Yol zifiri karanlık,
Dünya han,
Zaman hancı,
Mahşere koşan birer yolcu,
Kıyamet atlıları…
Kıyamet belki uzak belki yakın,
Ama mahşerde verilir bütün hesaplar,
Kıyametten sonra mahşer
Daha yakındır…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:34 PM
Kovalamaca
Adımladım İstanbul’un ıslak kaldırımlarını,
İçimdeki umutla, kovalamaca oynarken.
Eskiyen yıllara baktım,
Zamanın kısır döngülerinin aralığından;
Koşmaktayız art arda,
Kovalamaca oynarcasına.
Koşuyorum umutlarımın ardından;
Yetişemiyorum bir türlü….
Dünden tutulmuş köşe başları.
Her gelen yeni devir,
Kendi mutlu azınlıklarını yaratmış…
Onlar,zamanı yakalamayı başarmışlar,
Kovalıyor zaman,
Koşuyorum umarsızca;
Gizlerle dolu bilinmezliklerin ötesine...
Sular geçiyor boğaz köprüsünün altından,
Ağır ağır,çırpınarak…
Hava,hafif lodoslu
Her günkü gibi.
Ne denizin morunun
Ne de gökyüzünün maviliğinin farkındayım
Siyah mı?
Beyaz mı?
Bilemiyorum....
Sanki dönen birer değirmen taşı
Zamanın acımasızlığı.
Hüzün bırakır geriye,
Öğüttüğü umutlardan,düşlerden.
Yaşamla oynadığım kovalamacada…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:34 PM
Küçük Çoban
Güneşin,dumanlı yamaçları
Ala boyayan ilk ışınları vururken vadilere;
Küçük çoban,
Elinde sihirli kavalı,
Düşer sürülerinin ardına...
Sabahın sisi dağılırken ağır ağır,
Elmas parıltılarını andıran çiy damlacıkları
Parlar Güneşin kızıllığının altında....
Bir sıcak çöker yeşilliğin üzerine
Cana yakın.
Bir tutam sevgi gibi...
Ve sürüler dalar sonsuzluğa doğru....
Küçük çobanın,
Derin ve sıcacık bakışlarının arasında...
Küçük çoban üfler kavalına....
İrileşir gözleri.
Bir sessizlik iner
Dağların doruklarından
Vadilerin yamaçlarına...
Kavalın buruk ve coşkulu sesi duyulur
Dağların ta ötesinden....
Dağlar eğilir sıra sıra...
Bir tutam beyaz bulut görünür
Ta uzaklardan,
Dağların ötesindeki gökyüzünün maviliklerinde....
Dağların yamaçlarınadan süzülerek
Hırçın akan suların
Akışı durur.
Kavalın sesinin şavkı belirir
Durgunlaşan suların yorgun maviliğinde....
Ve küçük çoban,
Kavalının sesine karışarak
Göğe ağar bir tutam bulut gibi...
Yaşama sevincinin umudu olarak
Yankılanır durur
Gökyüzünün maviliğinde...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:34 PM
Küresel Kapitalizm
Radyoaktif bir bulut gibi çöker yoksulluk,
Çaresizliğin çığlığı yankılanır
Akşamın yorgunluğunda;
Alacakaranlığın inmeye başladığı
Sisli dağların yamaçlarındaki
Köy evlerinden
Veya
Yaşamın tükenmekte olduğu,
Neonların süslediği
Işıltılı kentlerin tutsaklığındaki varoşlardan…
Küresel kapitalizmin kuşatmasında
Bitmiştir insanlık.
Artık adı kalmıştır geleneğimizde
Terk edilmekte olan tüm kutsal değerlerin…
Kapitalizmin hırsı ve acımasızlığı egemendir
Vicdanların duyarsızlığında….
Anılarımı kirleten
Bir şarkı yankılanır kulaklarımda…
Altmışlı yıllardan;
“Boş vermişşim, dünyaya ben boş vermişşş…”
Alkış tutardı duyarsızlık,
Alkol duvarını aşan
Alkol buharlarının duyarsızlığında…!
Ve çocuklar ölürken kızamıktan,
Kılı bile kıpırdamazdı duyarsızlığın…
Farklı bir zamandayız şimdi.
Sermaye, küresel…
Onlara göre
Vatan ve millet sevgisi
“Tehlikeli ve hamasi bir düşünce”
Onlar,
Küresel dünyanın sermayedaşları,
Onların vatanı,
Okyanuslardaki egzotik adalar
Veya Atlantik aşırı topraklardır…
Bu kutsal topraklar?
Ekmeden biçtikleri yerlerdir
Bol bereketli,verimli
Ağzı var dili yok insanlarının.
Aydın geçinenleri tek tip;
Medyası yalaka,
Yiğittir, merttir vatanseverleri,
Yine kocamandır yoksul yürekleri
Göz kırpmadan ölürler vatanı için
Sen, ben, biz….!
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:35 PM
Mavi Yıldız
Doğdu mavi yıldız Türk'ün bağrından;
Geçmişten bu günü görenler vardır.
Ural'dan,Altay'dan,Tanrı Dağından;
Atları sonsuza sürenler vardır.
Akın akın Malazgirt'ten zafere;
Çağı değiştiren kutlu sefere;
Ardından Güneş'in battığı yere,
Bil ki gidenleri görenler vardır.
Yedi bin yıl ötelerden ışıyan,
O tükenmez gücü bize taşıyan,
Ölümsüzce ruhumuzda yaşayan,
Ülküye kendini verenler vardır...
Kanı ile bozkırlara can veren,
Bu yüce ulusa bir vatan veren,
Devlet kurmuş,tarihine şan veren;
Bayraklaşıp göğe erenler vardır...
Türk oğlu geçmişin çok iyi tanı,
Bayrağa renk veren ecdadın kanı.
Ata yadigarı cennet vatanı;
Korumaya yemin edenler vardır.
Türk'ü,Kürt'ü,Laz'ı hepsi kardeştir,
Başka tür konuşan hain,kalleştir.
Bu milletin yaşı,tarihle eştir;
Ta ezelden beri bilenler vardır....
Çağdan çağa Atatürk'le koşarız.
Tek yürak,tek yumruk,özgür yaşarız.
Halaylarla,horonlarla coşarız.
Kardeşliğe gönül verenler vardır....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:35 PM
Merhaba Yenigün
Merhaba yeni başlayan gün...
Gökyüzünün uçuk maviliği,
Yeni gün doğumunun
Ufku saran taze pembeliği...
Merhaba ilkbahar;
Geleceğe doğru akıp giden yeni yaşam...
Merhaba toprak ana...!
Onurlu yaşam mücadelesindeki
Arılar,kelebekler,kuşlar,böcekler
Sürüngenler vesaire...
Ve umut kanatlı uçurtmalar,
Çocuksu düşler....
Merhaba yaşama tutkusu;
Enginlere doğru yol alan yorgun yolcu...!
Yaşamın geride kalan tekdüzelikleri.
Değirmen taşı gibi benliğimi öğüten
Yaşanmamış günün kaybedilen güzellikleri
Artık son bulmalı,
Bukalemun gibi yaşamak...
İhanete tutulan alkış...
Ve düzülen övgüler.
İnsan onuruna yaraşır,
Yeni bir yaşam kurulmalı
Mutluluk üzerine...
Çocukların düşlerini
Misket bombalarının yıkmadığı...
İnsanların sefaleti üzerinden
Paraların kazanılmadığı,
Erotik magazin haberlerinin
Gençlerin düşlerini süslemediği
Başka bir gezegende...
Varsa eger....
Yeni başalayan günün vaad ettiği
Umuda değer....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:35 PM
Mevsim Sonbaharsa
Hüzünle uçuşur düşler
Birer birer,
Mevsim sonbaharsa....
Anılar canlanır yeniden
Dallardan düşen her yaprakla,
Unutulmuşluğa mahkum
Yaşanmış yılların gerisinden...
Denizin,ne mavisi ne de moru kalır.
Ne de dalgaların hırçınlığı.
Ay ışığı rüyaya yatar
Suların koynunda.
Mevsim sonbaharsa,
*******;
Yaşanmış aşkların şarkılarını fısıldamaz
Yakamozda....
Rüzgar sert eser,
İklim kararsız.
Düşünceler,
Kayan yıldızdır gökte;
Avuç içinde bir tutam alev.
Sönen umutların sessizliğidir
Akışın gizeminde
Yalnızca geriye kalan...
Ansızın kurşuni bulutlar tutar gökyüzünü,
Boşanır sağanak sağanak.
Düşler uçuşur,
Yaşama açılan pencerenin önünden.
Yağmur damlaları değildir cama vuran
Mevsim sonbaharsa....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:35 PM
Munzur Şehitlerine
Düşleri vardı
Evrenin sonsuzluğunu aşan,
Tutkuları vardı
Büyüktü yürekleri gibi.
Yarınları yaşayacaklardı
Bugün bitmeden…
Gün tutuldu ansızın
Soldu gökyüzünün maviliği,
Munzur’un eteklerinde bir akşamüstü!
Ölüm kustu hainlerin kini
Kalleşçe…
Ala boyandı toprak,
İhanetin karmaşık evreninde…
Gün karardı,
Gökyüzünün mavisi soluk,
Toprağın rengi al!
Yeni yıldızlar doğuyor
Evrenin gizemli karanlığında…
Şavkı vuruyor gelecek zamanların ta ötesine
Büyüyerek…
Nice acıları paylaştı
Bu soylu millet!
Dün, bugün…
Artık sabırlar tükenmektedir,
Günden güne bilenmektedir
Yüreklerin öfkesi!
Zamanı gelmiştir
Suskunluğu bozmanın…!
Arkadaş göz yumma ihanete!
Tutsağı olma
Bir avuç doların gölgesinin…
Sonra kölesi olursun
Küresel sermayenin!
“Uyan ey milletim! ”Diyor sana
Yedi bin yıllık tarihinin sesi
Yarın çok geç olmadan!
Yarın çok geç olmadan!
Yarın çok geç olmadan…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:35 PM
Nerde?
Mor dağların bozkır olmuş baharda,
Karların erimiş laller nerde...?
Pınarlar çağlardı,yağmurda karda;
Çayların kurumuş,nehirler nerde...?
Sarp kayalarına kartal konardı.
Atmaca ve şahin avın kollardı.
Gün doğmadan evvel keklik öterdi,
Ak doğan yok olmuş,Kuzgunlar nerde...?
Ormanları yakıp tarla açmışlar.
Köyleri bırakıp kente kaçmışlar...
İçimize kin tohumu saçmışlar.
Kardeşlik yok olmuş,dostluklar nerde...?
Yolları karanlık gündüzden tutmuş.
Ölüm uykusuyla bizi uyutmuş.
Herkes suspus olmuş ağzını tutmuş;
Aydınlar yok olmuş,özgürlük nerde....?
Bayram Ali der ki bize ne oldu...?
Sevgi ile bakan göze ne oldu...?
Gönül yapan tatlı söze ne oldu...?
İnsanlık yok olmuş,insanlar nerde...?
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:35 PM
Nevruz
Bugün hava daha güzel…
Bahara gebe doğa!
Hava bulutlu,
Yağmur var bulutlarda.
Toprak bereketli
Açmak üzere bahar çiçekleri…
Bahardan önce açtı kardelenler,
Karlı dağların doruklarında…
Baharı müjdeliyor
Yamaçlarından çağlayan sular,
Tatlı bir rüzgar esiyor denizden,
Ay ışığı parıldıyor mavi sularında.
Bir inip bir çıkıyor karanlığı yalayan dalgalar.
Tarihin silüeti oluşuyor yakamozda,
Şafaktan önce doğuyor güneş
Mor dağların üzerinden…!
Baharı müjdeliyor yanan ateş,
Demirler dövülüyor,
Demir dağlar deliniyor
Yağmurlar boşanıyor bulutlardan
Ve suyunu alıyor çelik,
Yol gösteriyor“Gök yeleli bozkurt”
Tutuşan ateşin
Aydınlattığı çağlara doğru…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:35 PM
Ozanca...
Hep mavi olsun gökyüzü...
Ülkemin her günü,
Günlük,güneşlik...
Yürekler bir atsın,
Birlikte coşsun,
Birlikte hüzünlensin duygular...
Saf ve duru,
Munzur'un suları gibi....
Kardeşliğe,dostluğa düzülsün övgüler.
Kin ve nefret olmasın
Yakılan türkülerde....
Birer Anadolu'dur
Memleketimin her bir insanı;
Birisi ağlarken,diğeri gülmez...
Bakma gayrı el ağzına,
Ne olur...!
İhanete yakma türküleri...
Aynı beden yatar
Çanakkale'de
Sakarya boylarında
Ve Afyon'da....
Bir yandan,
Antepli Şahin için yakılırken türküler,
Bir yandan;
Aydın'lı ve İzmir'li Efeler için yakılmıştır.
Varsın yine
Anadolu halkı yaksın türkülerini...
Toroslarda,Çukurova'da,
Karacaoğlan...
Sivas'ta,
Pir Sultan Abdal ve Aşık Veysel...
Bayburt'ta Zihni,
Kahraman Maraş'ta,
Aşık Mahzuni
Erzurum'da Emrah;
Bolu Dağlarında Köroğlu...!
Hep mavi olsun gökyüzü,
Ülkemin her günü
Günlük,güneşlik...
Destanlar dolaşsın dilden dile...
Yakılsın türküler
Kardeşliğe,dostluğa;
Dirliğe,düzenliğe....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:35 PM
Ömrümce
Gökyüzü karardı, yağmurdan sonra;
Korkarım ardından dolu var gibi.
Yazı beklemek boş, bahardan sonra;
Anladım ki mevsim sonbahar gibi…
Viran olmuş bağda bülbüller ötmez;
Güllerin açmaya zamanı yetmez;
Bülbüllerin güle sevdası bitmez,
Gör ki dağ başına yağan kar gibi…
Güneş doğmaz ufku, karanlık tutar;
Kader yol üstünde pusuya yatar;
Hüzünle sevinci bir eder satar;
Paylaşanım olmaz sadık yar gibi.
Gözlerim yaşamın ufkuna dalar,
Yüzüm hep gülse de yüreğim ağlar.
Zamanda tutsaktır karasevdalar;
Koca dünya sanki bana dar gibi…
Kesmem ümidimi, büyüktür Huda;
Yankılanır gökte her dem o seda;
Var oluşun gizi, toprakla suda;
Bayram Ali der ki, ermek zor gibi…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:36 PM
Sen
Yarım kalan bir şarkının,
Dizelerinde sen vardın...
Sen vardın
Divane gönlümdeki yitik sevdada...
Aydınlatan sendin,
Benliğimi saran zifiri karanlığı...
Ilgıt ılgıt eserdin,
İlkbahar rüzgarı gibi
İçimdeki sonbahara...
Gülüşün,
Kan rengi bir gül gibi açardı;
Özleminle dolu yüreğimde...
Sen,
Yolunu şaşıran bir göçmen kuş gibi
Kanatlarını açtın,
Karakışta karayele karşı...
Buz tuttu yüreğin,
Tutkuların,özlemlerin,umutların,
Tutsak kaldı karakışın koynunda...
Çok uzaklardasın şimdi,
Zaman akışının durduğu bir yerlerde.
Belki de zamanın dışındasın...
Sana,
Bana bıraktığın tutkuyla ulaşmak istiyorum.
Yeislenme sevgilim,
Bir başka zamanda
Bir başka bahara kaldı vuslat...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:36 PM
Sen Ağlama Çocugum
Ateşi al avuçlarının içine,
Büyüdüğünde yürağin yanmasın çocuğum.
Gülen gözlerin hiç ağlamasın,
Sezdirme kimseciklere ağladığını,
Kirpiklerin ıslanmasın çocuğum...
Düşlerini uçurtmalara yükle,
Gökyüzünün maviliğine sal;
Üzülme bulutların arkasına takılıp gittiğine,
Sen üzülürsen ben ağlarım çocuğum...
Sana oyuncak armağan edeceğim
Geceleyin gökyüzünde parlayan yıldızları
Yeryüzüne indirerek.
Karanlıkta umuda açılan pencereden;
Yoluna ışık olsun diye.
Aydınlığında sen koşarken,
Ben mutlu olurum çocuğum....
Bizim oyuncaklarımız,uçrtmalarımız yoktu Çocukluğumuzda.
Ekmek kavgası vardı yorgun alın terimizde.
Bir de karanlığın aydınlığa olan kini.
Biz avuçlarımıza alamadık ateşi,
Acıyı tattık acımasızlığın gölgesinde.
Ulaşılamaz tutkuları sığdırdık yüreğimize,
Ağladığım bu yüzdendir,
Hasret türkülerini her dinlediğimde.
Sen ağlama,
Yerine ben ağlarım çocuğum...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:36 PM
Sen Ben Ve...
Bir başkaydı
Kış mevsiminin
Tipiye tutsak akşamında
Sana tutulmak…
Yorgun *******in ayazını unutmak,
Yitik mevsimlerin ardında…
Gülen gözlerinin derinliğinde
Baharın taze sıcaklığını duymak…
Yaşamın zorlu yolculuğunda
Takılıp kalmadık
Kasırgaların kanadına.
Unutmadık
Dağ başında bir kulübede,
Çaresizliğin çığlığını anımsatan uğultusunu.
Nice yamaçlardaki köy evlerinde,
Suların çağıltısını
Dinleyerek uyuduk.
Bölündüğü de oldu uykularımızın,
Korkulu düşlerin ardından
Ve umut şarkıları söyleyen
Kuşların sesleriyle uyandık
Her yeni günün seherinde….
Sevginin sonsuzluğunun
Birer yorgun yolcusu olduk
*******i yağan
Sağanak yağmurların gizemli sesinde…
Yorgunluğumuzu unutturdu
Büyüyen mutluluğumuz…
Ardından koştuğumuz umutlarımız,
Artık yalnız değiliz
Yıllara sığdıramadığımız
Bir ömrün yolculuğunda;
Sen
Ben,
Ve bir de onlar var…
Bitimsiz sevdamızın türkülerinde....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:36 PM
Sen ve İstanbul
Mevsim bahar değildi
Seni sevdiğimde.
Anılardaki İstanbul'un
Büyüsü vardı
Yaşanılan her anımızda...
Eski İstanbul'la birlikte sevmiştim ben seni.
'Aşk'sözcüğü
Bir seni,
Bir de İstanbul'u hatırlatır bana...
Kadıköy iskelesinde beklerken
Savrulan vapur dumanlarını seyretmek,
İstanbul havasını solumak boğazda;
Martıların çığlıklarını dinlemek umarsızca;
Ve lodosta
Denizin sahillerdeki çırpınışını görmek
Seni sevmekti....
Mevsim bahar değildi
seni sevdiğimde...
Üşüyen duygularımızdı.
Belki de karakışın hırçınlığıydı
Sevdamıza engel....
Sen ve ben varım
İstanbul'daki gençlik anılarımda...
Rüzgarlarda sürüklenen
Yaşanılan yangının külleri,
Uykusuz *******in
Ürkütücü sessizliği...
Savrulur Eski istanbul'da
Boğazın sularına....
Anılarımda bir sen varsın
Bir de Eski İstanbul...
Kadıköy iskelesi,
Savrulan vapur dumanları,
Boğazda içime çektiğim İstanbul havası,
Ac martıların umarsızca çığlıkları
Ve lodosta
Denizin kıyılardaki çırpınışı.....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:36 PM
Senden Kalan İzler
Senden geriye kalan tek hatıra,
Her gün
Gözlerimin önünden
Yıldız gibi kayıp giden
Yıllara direnen düşlerin…
Seni arıyorum
Senden kalan izlerde…
Sensiz geçen yılların hüznünü yaşayarak
Hiç bitmeyecekmiş gibi görünen
Yolculuğun belirsiz ufkunda…
Unutturur bana yalnızlığımı
Kulaklarımda yankılanan sesin,
Beni terk etmeyen düşlerin,
Hasatsız mevsime doğru
Süren yolculuğun gizemi…
Yaşama bağlıyor beni
Vuslata doğru uçuşup giden yılların yalnızlığı,
Ölümün gölgesinden uzakta…
Ve
Yaşam yolculuğunda
Hüznün koynunda büyüyen sevgimiz…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:36 PM
Seni Aradım
Islak bakışlarını aradım,
Buğulu gözlerinde...
Gün batımındaki bulutların uçuk pembeliğinde...
Kendimi aradım,
Bulamadım...
Yüz yıllarca ışık yılı
Uzaklardayım kendimden....
Senin,
Hemen yanıbaşımda olduğunu hissediyorum.
Ve
Kollarını açarak bana doğru koştuğunu....
Oysa ben
Kendimi arıyorum;
Yaşanmayan bir zaman kesitinde....
Kim bilir,
Belki geçmiş zaman girdabındayım.
Belki de gelecek zamandayım,
Bir yerlerde...
Ama sen,
Bana nefesinin sıcaklığı kadar yakınsın.
Hissediyorum....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:36 PM
Seni Düşünürüm
Seni düşünürüm her an,
Özlemin
Acı bir zehir gibi yüreğimde.
Sıralı dağlar girmiş aramıza,
Ve bir ömür boyu uzunluğunda yıllar...
Bir an dalarım,
Gurbet türkülerinde seni anarım
Seni yaşarım
Ezgilerin uçuşan nağmelerinde.
Durduramadığım yılları,
Avuçlarımın içine alırım...
Sürüklenirim son bahar esintilerinin
Uçuşan kanatlarında.
Seni bulmaya çalışırım,
Batmak üzere olan Güneşin
Solgun ışığının kızıllığında.
Göz göze gelirken bir an,
Bir gölge gibi akarsın
Gecenin derinliklerindeki
Karanlığın girdabına...
Silinir darmadağınık düşlerim birer birer.
Seninle birlikte....
Açarım gözlerimi,
Yeni bir günün sabahıyla
Başlayan yeni yaşama...
Açarım avuçlarımı,
Özgürlüğe salarım
Avuçlarıma hapsederek
Durduramadığım yılları,
El sallarım ardından
Gülerek.... .
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:36 PM
Seninle
Yolculuğa çıksak seninle,
Dalgın gözlerinde;
Zamanın ötesine.
Gizemi çözülmemiş yerlere...
Ve ele tutaşarak,
Yaşayamadığımız zamanı yaşasak;
Sonsuzluğa dek sürecek
O susadığımız mutluluğu yakalasak.
Gözlerim dalsa,
Gözlerinin karanlığındaki parıltıya...
Öylece bakarım,
Sonsuzluğa açılan pencerede,
Yüreğinin derinliğine
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:36 PM
Sessiz Pınar
İşlerken zaman,
Issız yol üzerindeki
Sessiz pınarın çağlayışında;
Yaşanılanların hüznü duyulur
İnişlerinde ve çıkışlarında
Bir ömrün.....
Yorgunluk duymamıştır
Zamanın sonsuzluğunda yaptığı
Gizemli yolculukta.
Sırdaşı olmuştur
Nice uzun *******in;
Bu yüzden
Suskunluğunu oymuştur taşlara...
Gözyaşı olmuştur
Nice aşıklara.
Ortak olmuştur dertlerine,
Nice dertlilerin.
Umut olmuştur
Issız yolun umutsuz yolcularına.
Ve susuzluğunu gidermiştir,
Çölde yeşeren yaşamın...
Bir ömür yetmez
Taşlara,zamanın oyduğu
Gizi çözmeye....
Ahı vardır karasevdalıların,
Sesiz pınarın çağlayışında....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:37 PM
Sevda Bulutları
Bahar sonunda hüzün çöker
Şehrin ıslak caddelerine.
Yalnızlığın hayaleti dolaşır
Alacakaranlıkta, başıboş.
Dinen yağmurun ardından
Yerlerde sürüklenir umutlar,
Ölen düşler,
Yüreklerde buz tutan duygular…
Bulutlar uçuşur gökyüzünde,
Rüzgarların kanadına tutunmuş.
Koynunda hüzün türküleri,
Bahardan sonra
Yaz yaşanmadan yakılmış…
Sislerin perdelediği
Bir ömrün gerisinden tanırım ben,
Göklerde özgürlüğü arayan
Sevda bulutlarını.
Gençliğimin fırtınalı yıllarının
Türküleri yazılıdır,
Tel tel ak saçlarında…
Baharda sevincin,
Güzde hüznün ezgileri yankılanır,
Beni divane eden dokunaklı havalarda.
Yıllara sığdıramadığım
Özlemlerim,tutkularım;
Yeniden filizlenir
Dağ başlarında kışı bekleyen
Kurumaya yüz tutmuş
Bodur ve cılız ağaçların dallarında;
Bulutlara kavuşmak için…
Ben bulutlara yazdım tutkularımı,
Pişmanlık duymadım hiçbir zaman,
Bahar sonunda açtığına pişmanlık duyan
Hüzün çiçekleri gibi…
Tutkularımı sorarım her yağmur mevsiminde
Şehrin caddelerini ıslatan
Yağmur damlalarına…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:37 PM
Sevdalı Kuşlar
Uzun yolculuğa açtı kanatlarını
Sevdalı kuşlar...
Yaşanmayan zamana doğru.
Orada,
Yaşam baharda durmuş,
Çiçekler tomurcukta,
Kara sevda deli gönlümde....
Gitmek istedim ardı sıra
Sevdalı kuşların,
Uçamadım...
Tutsak oldu kanatlarım;
Kuzey rüzgarlarının kahredici esintisine.
yüreğim buz tuttu,
Kara sevda deli gönlümde...
Ve ben
Yazgımın yalnızlığı ile başbaşayım.
Yalnızca sevdalı kuşların uçuşu var
Tükenmeyen umutlarımda...
Uçuyor sevdalı kuşlar,
Akşam Güneşinde kan rengine çalan
Uçuk bulutların üzerinde;
Ölümsüzlüklere doğru.
Gitmek istedim ardı sıra,
Gidemedim.
Yine umutlarımın ardında kaldım,
Pıranga mahkumu gibi.
Yalnızca umutlarımla avunuyorum...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:37 PM
Sevdalı Yürekler
Akşam karanlığı düşler,
Kaybolur sonsuzluğun sessizliğinde…
Onurlu bir duruşla
Yürümeli sevdalara,
Sevdalı yüreklerle…
Yağız atlar gibi dörtnala,
Aşmalı tüm zamanları…
Yağız atlar üzerinde
Korkusuz süvari olmalı,
Gitmeli yorgun akşamlarında
Can çekişmekte olan günlerin…
Yeniden tarihini yazmalı
Gözlerindeki parıltılar,
Emsalsiz zaferlerin…
Haramiler tutmadan dağları,
Yenmelisin içindeki korkuyu.
Yakmamalı yüreğini
Yoluna çıkan ağıtlar.
Aşmalısın tüm zamanları
Son süvarisi olmalısın yağız atların
Sürmelisin tüm zamanların ötesine
Dörtnala...
Dörtnala…
Dörtnala…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:37 PM
Sevgi Barış ve Demokrasi
Sevgi ve barış egemen olmalı yeryüzünde
Yeniden yeşermeli demokrasinin filizleri
Güller açmalı namlularda
Kocaman olmalı yürek
Tüm evreni içine alacak kadar…
Kuzgunlar leşe döner her zaman
Onurlu değildir akbabalar kadar
Ömrü az olur akbabaların
Duyarsız yaşasa da…
Satın almamalı vurguncu sermaye
Yüzlerce yıllık mücadelenin ürünü
Demokrasiyi
Hükmetmemeli
Çirkin suratın gizleyerek
Demokrasi, benim dememeli…
Ve silkinip attı
Ölü toprağını üzerinden
Yıllarca susturulan
Suskun ülkemin insanları
Şaha kalktı ulusal uyanış
Tandoğan’da, Çağlayan’da
Tıpkı Sultan Ahmet Mitinginde olduğu gibi…
Bu kez Ankara’dan doğdu güneş
19 Mayıs 1919 ruhuydu
Emperyalizmin oyununu bozan
Ulusal uyanıştı şaha kalkan
Birer Mustafa Kemal’di
Elleri bayraklı insanlar
Ve yakındı zaferi demokrasinin…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:37 PM
Suskun Kent
Kent suskun,
Gökyüzü efkarlı,
Hava puslu….
Akbabalar dolanır kentin üzerinde;
Hemen gün doğumunun ardından….
Kara bıçak açmaz ağızları,
Fırtına öncesinin sessizliği tehditkar…
Silkinip atılmak üzere,
Kentin üzerine serpilen ölü toprağı
Gün ışığına çıkarken
Karanlık düşüncelerin karmaşıklığı….
Yol ayırımındadır artık
Kin,nefret, ihanet
Ve sevginin en kutsalı;
Kentin suskunluğunda…
Bir yandan azgınlaşırken
Sözde uygarlığın büyüyen kini,
Gün bir başka doğacak
Suskun kentin puslu havasının ardından…
Yaşam bulacak yeniden suskun kentin insanları,
Damarlarındaki soylu kanın yüceliğinde….
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:37 PM
Şiir
Şiir
Tutkuyu anlatış
Sevgiliye övgü
Tanrı'ya yakarıştır...
Sessizliğin sesindeki çığlıktır....
Şiir,
Kükreyiştir kafa tutmaktır
Dünyanın düzenine
Sitemdir kötü talihin akışına...
Şiir,
Ciddiye almaktır yaşamayı
Mutluluk üzerine kurmaktır dünyayı...
Şiir
Yunus Emre gibi
Hak'ka yürümek,
Karacaoğlan gibi sevdalanmak,
Ferhat gibi dağları delmek
Kerem gibi yanmak,
Köroğlu gibi dağlara yaslanmak;
Dünyaya Veyselce bakmak
Ve
Orhan Veli gibi hüzünlenmektir.
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:38 PM
Tarihe Sor
Türkülerimizde destanlaşan şanlı zaferler,
Şafak vaktinin kızıllığında yazıldı
Ay yıldızla buluştuğu gökyüzünün maviliğine…
Asırlarca yol aldı, tarihin öncesinden;
Nice çağları aştı,
Korkusuz kartalların mağrur kanatlarıyla…
Altay’dan kopan çığdı soyun,
Yağız atlar üzerinde
Doğudan batıya süren akınlarda…
Nal sesleriydi yankılanan bozkırda,
Tarihin yazıldığı onurlu zamanlarda...
Mustafa Kemal Paşaydı
Soylu milletiyle,
Şanlı zaferleri
Cumhuriyetle taçlandıran…
En büyük başbuğuydu
Tarihinde Türk’ün…
Hükmetmekte özgürlüğe
Kükreyişi öfkenin…
Pusuya yatmış kin,
Yarasaların uykusunda..
Ve geriye işlemiş zaman,
Yeniden uyanmış,
Uyudu sanılan düşman;
Sevr hayaliyle…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:38 PM
Telli Turnam
Havalanma bire aman telli turnam,
Yine başım dumanlı.
Sevdalıyım bir tanem,
Havada küme küme bulutlar dolanır...
Sızlamaya başladı yaralarım,
Oy yaralarım...!
Kurşun yarası değil bu,
Karasevda yarası...
Karanlık çöktü bir kez,
Yolumuzun geçtiği yere,
Ömür boyu sürecek bu yolculuk...
Ve karanlıkta kader pusu kurmuş yolumuzun üstüne.
Sızlamaya başladı yaralarım,
Oy yaralarım..
Kurşun yarası değil bu,
Karasevda yarası...
Yollardayım yıllar yılı...
Bir ömür boyu sürecek bu yolculuk.
Elimde kalemim,
Dudaklarımda özgürlük türküsü.
Yüreğimde yitik sevda...
Yol alırken ağır ağır,
Bir kez daha karardı yıldızlar...
Ve 'Kervankıran'doğmadı...!
Bekledim sabaha ulaşmayı,
Sabah olmadı be gülüm,
Sabah olmadı...
Havalanma telli turnam bire aman,
Yine başım dumanlı.
Daha var doğmasına 'Kervankıra'nın,
Havada küme küme bulutlar dolanır.
Bir tanem...
Türkülerim asılı kaldı,
Turnaların kanatlarının al ile yeşilinde...
Türkülerim sana kaldı
Birtanem..
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:38 PM
Şafaktan Önce Ve Sonra
Çiçek açar şafaktan önce
Gökte yıldızlar…
Umutlar yeniden doğar
Sabahın kızaran ufkundan!
Yaşama tutunur umutsuz sevdalar
Düşlerin ötesinde,
Düşler darmadağınık
Karmaşanın tuzağında kelepçeli…
Güneşin kan kırmızısı ışığı vurur,
Yorgun bulutların arasından
Tükenmekte olan umutların üzerine…
Kendine gelen insanlar,
Silkinip atarlar üzerlerinden
Yıllar öncesinde serpilmiş ölü toprağını!
Yaşam sunar yeniden
Gururlu dağların serin nefesi,
Ölüm sınırında uykuya dalanlara…
Ayağa kalkar insanlar onurlarıyla
Birer birer...
Alınları ak, başları dimdik
İçine emsalsiz zaferlerin
Coşkusunu sığdırdığı yürekleri kocaman...
Çanakkale’de şaha kalkan
Ruhları hissederler bedenlerinde…
Büyüyen öfke sığmaz
Yerle gök arasına!
Yer sarsılır
Ve yıkılır yaşlanan dünya…
Bak nasıl bozulur birden bire
Kanlı oyunu emperyalizmin!
Bir başka dünya kurulur yeniden,
Düşlendiği gibi
Sevgi üzerine!
Özgürlük, barış ve kardeşlik
Egemen olur yarınlara…
Düşünü kurmak bile yaşamak kadar güzel
Yaşamak için ömrümüz yetmese de!
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:38 PM
Turnalara Deyiş
Turnam yolun buralardan geçerse,
Ne olur hatırım sormadan gitme.
Göçtüğün zamana vadem yeterse;
Ara ver burada durmadan gitme…
Bu dağların kışı sert olur şimdi,
Soğuk rüzgarları dert olur şimdi,
Üçe çıkan derdim dört olur şimdi;
Kanayan yaramı sarmadan gitme…
Bize mesken oldu bu yaban eller,
Artık sus pus oldu şakıyan diller;
Boynu bükük açar sılada güller;
Gönlüme teselli vermeden gitme…
İnsafsız avcıdan almışsan yara,
Kanadın kırılıp düşmüşsen dara,
Yaralı yaralı bizim diyara,
Uğrarsan sırrıma ermeden gitme…
Ömrüm süresince doldurdum çile,
Hep bülbül misali tutkundum güle,
Yaşadığım yıllar bir gelse dile…!
Neler çektiğimi görmeden gitme…
Bayram Ali der ki,beni bırakma,
Belki son vedadır,hayalim yıkma;
Hüzünlü hüzünlü geriye bakma;
Yaylalar çiçeğe durmadan gitme….!
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:38 PM
Türkiye'm
Gün ağarır tepelerin ardından,
Menekşe renginde gökyüzü.
Kavuşur Türkiye'm yeniden
Aydınlık sabahlara....
Salınır
Altın sarısı buğday başakları,
Nazlı nazlı...
Ovalardan dağlara doğru yükselen
Toprağın serin nefesinde,
Sabahın tazeliğinde....
Bulutlar geçer,
Menekşe rengi gökyüzünden,
Düşlerdeki gibi tel tel,
Ninemin kına yaktığı
Ak saçlarına benzer....
Tükenen umutlara
Yaşam verir yeniden,
Ufukta yükselen güneş;
Halka halka yükselen toprağın serin nefesi,
Ovayı tutan sis,
Arıların ve böceklerin uğultusu,
Ve tüm canlıların yeniden uyanışı
Yaşadığını analatır insana...
Seni sevmişim bir kez
Yanık bir türküde,
içli bir ağıtta.
Havanı solumuşum özgürce,
Dağlarında ve ovalarında.
Kana kana suyunu içmişim
Çile çekmişim yıllarca,
Gün olmuş,
Yarı aç,yarı tok gezmişim.
Yine de sevmişim seni...
Sen benim
Yazgımsın,
Kanımsın,kemiğimsin,etimsin...
Uğruna can verdiğim
Memleketimsin....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:38 PM
Türkiye'me Deyiş
Yedi bin yıl ötesinden tarihin,
Akın akın sana koştum Türkiye'm.
Malazgirt'ten coşkusuyla zaferin;
Senin ile çağlar aştım Türkiye'm;
Senin için çok savaştım Türkiye'm...
At koşturdum ta Orhun'dan Tuna'ya,
Her ilinde otağ kurdum ovaya;
Mor dağların eteğinde halaya;
Oymak oymak,boy boy koştum Türkiye'm,
Zafer tutkusuyla coştum Türkiye'm...
Göklere yükselir ak saçlı dağlar;
Dağın doruğunda bulutlar ağlar.
Karlı yamaçlardan,ırmaklar çağlar;
Çağlayanlar gibi coştum Türkiye'm.
Ezelden ebede koştum Türkiye'm...
Günün beş vaktinde ezanım dinmez...
Burçta dalgalanan bayrağım inmez.
Kıyamete kadar ocağım sönmez;
Bizdeki imanla yaşar Türkiye'm.
Sonsuzluğa doğru koşar Türkiye'm.
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:38 PM
Türkü
Telgrafın telleri uzanır canım.
Kuşlar konar tutkulu delifişek.
Ovada cılız söğüt ağaçları;
Kuşların kanadında hasret türküleri,
Ve sıra sıra telgraf direkleri...
Türküler söylerim ağlamsı,
Telgrafın tellerine.
Beni anlar mı bilemem...
Ama içim yanar.
Bin kez ölürüm her gün
Yüreğim kanar...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:38 PM
Umutsuz Yolculuk
Umutsuzluğun bitmeyen yolculuğunda
Kanat açar göçmen kuşlar
Yorgun bulutların üzerinde…
Sılaya doğru kanat çırpışıdır
Yüreğimin her atışı…
Acımasızdır zaman.
İlaç değildir gönül yarasına.
Ufuklarda kılavuzsuzdur
Bezgin kanatlar.
Bitmeyen bir özleyişin hüznü vardır
Her çırpınışında,
Umutsuzluğun çığlıklarıdır geride kalan
Bu bitimsiz yolculukta…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:39 PM
Uy Deniz Karadeniz
Bir ebemkuşağıdır Karadeniz,
Mordan yeşile,
Pembeden ala.
Kıyıya vurur hırçın dalgalar,
Çırpınarak...
Tutkundur Karadenizin moru,
Sahilden dağlara doğru ışıyan yeşile.
Yeşil,
Dağlarla buluşmuş bulutların altında.
Bulutlar,
Gökyüzünün açık maviliğinde...
Uy deniz Karadeniz,
Denize açılır takalarla bizim uşaklar.
Takalarda bayraklar dalgalanır;
Ebemkuşagının alından.
Karadeniz yaylalarında açan
Gelincik kırmızısından.
ve çırpınır Karadeniz,
Alın,moru her okşayışında.
Coşar...
Güverteye yaslanır Dursun Reis,
Sigarasını yakar.
Kartal bakışları,
Enginleri süzer.
Yaylaların özlemini,
Sigarasının acı dumanında çeker ciğerlerine...
Türkü olur,
Dalgaların coşkulu çırpınışları.
Görele'li Katip Şadi'nin kemençesinin telinde.
Kadırga yaylasında horon havası...
Gurbeti yaşayan İlyas'ın yüreğindeki hüzünde;
Sürmene türküsü.
Buruk ve coşkulu...
Uy deniz,Karadeniz,
Karadeniz'in moru,
Yaylaların yeşili;
Peştemelda buluşur
Çay filizi toplar Rize'in peştemallı kızları....
Güneşin gülen kırmızısı,
Ay ışığının soluk sarısı,
Karadeniz köylü kızlarının
Baş örtüsü keşanda nakışlanır...
Ve çırpınır Karadeniz...
Kıyıya vurur hırçın dalgalar.
Mor enginlere açılır,
Al bayrağın gelin gibi süslediği takalar....
Vira vira demir alır;
Umuda doğru koşmak için...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:40 PM
Ve Düşman Pusuda
Ne alı kaldı, ne moru!
Ne de pembeliği...
Kara bulutların
Bir kabus gibi kapladığı ufukların.
Ve düşman pusuda…
Yollar kesilmiş!
Ve zaman,
Uyuma zamanı değil
Henüz vakit geçip gitmeden…
Silkinip atmalısın üzerinden
Ölü toprağını!
Korkuya yer yok…
Yer yok boyun eğmeye
Tarihimizde bizim!
Korkaklar bin kere ölür,
Korkusuzlar bir kez!
Arkanda,
Şanlı bir tarih var senin!
Teomanlar, Mete Hanlar
Alpaslanlar,
Fatihler, Kanuniler,
Ve yedi düveli dize getiren
Mustafa Kemaller var!
Ve muhtaç olduğunda
“Damarlarındaki soylu kanda mevcut” olan
Sınırsız bir güç var…
Uyan ey milletim…!
Tan vakti yaklaşmaktadır,
Doğmak üzeredir
Kuvay-ı Milliye ruhu ufaktan!
Yeniden dirilişe…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:40 PM
Ve Son Senfoniyi Çalmayacak Keman
Ve son senfoniyi
Çalmadan önce keman,
Eski zamanların
Hüzünlü nağmeleri yükselir;
Uzak diyarlardan gelen esintilerle
Sihirli kaval sesinde....
Bir anda çağları aşar,
Tarihin coşkusunda şanlı zaferler.
Resmigeçittedir birer birer
Kahraman erler.
Kopuzun sesiyle uzak diyarlar,
Yeniden canlanır hafızalarda...
Ve son senfoniyi
Çalmadan önce keman,
Ergenekon'dan gelen bir ses
Yeni bir dünyanın
Kuruluşunu müjdeler;
Çağların gerisinden
Ebede doğru süren sonsuz koşuda...
Ve son senfoniyi
Çalamayacak keman.
Yeniden eritilecek demir dağlar,
Yüreğimizin ateşiyle
Yeniden uyanışın şafağında....
Yol gösterecek Mavi ışık...!
'Ebediyete akıp giden' yüz yılların
Tarihe yazacağı destanlarda,
Yeniden efsaneleşerek....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:40 PM
Ve Tarih Yazılırken
Ergenekon’dan aldı suyunu,
Geceye karşı bilenen kılıçlar!
Delindi demir dağlar,
Yüreklerin ateşiyle yakılarak
Sonsuzluğa açtı kapılarını gökyüzü,
Yer sarsılırken…
Ve yeniden dirilişin tanığı oldu tarih
Asya bozkırlarında…
Sonsuz koşunun mola yerlerinde
Obalar kuruldu oymak oymak
Buyruğuna girdi rüzgar ve yağmur…
Rüzgarlar kanat oldu yağız atlılara,
Yağmur,
Bolluk ve bereket götürdü
Gittikleri yeni diyarlara...
Gerdikleri yaylarla
Sonsuzluğa doğru fırlattıkları okların
Ardından yetişmek için
Nice çağların içinden geçtiler
Altayları aşan yağız atlılar …
Ve tarih yazılırken,
Sonsuzluğa açtı kapılarını gökyüzü!
Yeniden doğdu mavi ışklı güneş,
Sonsuzluğa doğru akıp giden her yüzyılda
Yolunu aydınlatmak için bir milletin…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:40 PM
Veda
Yolunu gözledim...!
Yaşamın ufkunda
Kaybolan yıllara veda etmeden...
Avuçlarımda düşlerim,
Loş yosun kokusunda anılarım...
Hiç bir zaman duymadım yüreğimde,
Sonbaharın hüznünü.
Hep bahar sevincini yaşadım.
Ne ilktir,ne de sondur
Yaşanılan her mevsim,
Gönül serüveninin
Karmaşık ikliminde...
Var oluşun gizi vardır,
Yüreğin her atışında.
Yaşamınsa gerçeği...
Oyalandığımızı düşünürken
Gizle gerçek arasında,
Ve düşlerde yaşam bulurken sevgiler,
Yaşamın ufkunda birer birer sönmekte yıldızlar.
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:40 PM
Vur Davulcu
Vur davulcu, vur davula!
Döne döne, bir o yana bir buyana...
Çal bir Köroğlu havası!
İnlesin Bolu Dağları,
Oynasın yer yerinden!
Yiğitler otağ kursun Çamlıbel’de,
Harman olsun er meydanında
Yalın kılıç...
Vur davulcu vur davula!
Döne döne, bir oyana bir bu yana…
Vur bir halay havası!
El ele tutuşsun
Edirne’den Van’a, tüm Anadolu…
Şaha kalksın duygular yüreklerde.
Boy atsın kardeşliğin coşkusu
Gümbür gümbür gürlesin!
Düğün bayram olsun her günümüz,
Ellere inat...
Yakmasın yürekleri gayrı
Fırat’a dair ağıtlar!
Kızılırmak’a yakılan sitemkar destanlar
Ve Arda boylarının tutsak düşen türküleri..
Gün yükselirken
Geçit vermez karlı dağların üzerinden
Hüzünlenmek de var coşmak da
Yayla’dan yükselen türkülerle...
“Mızıka çalıyor düğün mü sandın?
Al yeşil bayrağı gelin mi sandın? ”
………………
Dağlar gibi yücedir duyguları,
Toprağı gibi yanıktır yüreği
Bu diyarın insanlarının…
Vur davulcu, vur davula
Bir o yana bir bu yana
Döne döne!
Çal bir Karadeniz havası!
Hiç dinmez Karadeniz’in hırçınlığı
Çırpınır ha babam çırpınır!
Türk’ün al bayrağının
Takalarda her dalgalanışında…
Ve kemençenin telinde horon havası,
Yol havası olur otçu göçünde.
Destanlarını söyler sert rüzgarları;
Topal Osman’ın ve Dursun Kaptan’ın!
Hele babam vur davula,
Döne döne, bir o yana bir bu yana
Tarihin son şanlı zaferleri dillensin
Zeybek havasında…
Oyuna dursun Efeler,
Ertelesin güneş batışını!
İzmir Marşını dinlesin
Ege Dağlarının ufuklarında,
Kocatepe’de
Mustafa Kemal silüetini seyrederek...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:40 PM
Yabancı *******
Solarken kar çiçekleri
Uzun *******in ayazında,
Korkutuyor beni,
Umutların karanlık ufukta
Siyah bir çizgi gibi bitişi…
Dikilir karşıma
Karanlık penceremden vuran ay ışığı
Sanki yalnızlığımı paylaşmak için gelmiş,
Teselli vermek isteyen eski bir dost gibi…
Sönmek üzereyken
Uzak şehrin göz kırpan ışıkları,
Acımasızlığının ürpertisini hissediyorum
Yabancı *******in!
Yalnızca eski bir dost gibidir
Karanlık penceremden vuran ay ışığı…
Ama niyeti nedir?
Bilemiyorum…
Ne günler gördük biz,
Ne günler geçirdik!
Böylesi günler görmedik hiç…
Bu yüzden
Düşüncelerim bile korkutuyor beni!
Belki de ucuz olmayacak düşünmek…
Teselli vermek isteyen eski bir dost gibidir,
Karanlık penceremden vuran ay ışığı…
Ve
Yabancı *******in yalnızlığında,
Yayan kaldığımı biliyorum
Karmaşık yolların çıkmazında…
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:40 PM
Yağmur
Gümüş rengi bulutlar tutmuş,
Gökyüzünü geceden.
Yağmur yağıyor kentin sokaklarına...
Yere vuran ay ışığını ıslatıyor,
İnceden....
Kentin sokakları bomboş.
Yağmur damlacıkları sürüklenip gidiyor,
Rüzgarların ıslığında...
Ve şimşekler çakıyor gümüş rengi bulutlarda;
Umutlarımın bir anda yanıp sönmesi gibi....
Yağmur yağıyor kentin sokaklarına,
İnsanlar beliriyor gecenin alacakaranlığında.,
Birer gölge gibi.
Kimisi gecede dünü arıyor;
Yağmur damlalarında.
Kimisi umutlarını.
Kimisi de terk edilmişliğin hüznünü yaşıyor....
Ve yağmur yağıyor kentin sokaklarına.
Dolaşıyorum yağmurdan ıslanan sokakları.
Bir başıma...
Sonra sırılsıklam ıslanıyorum...
Farkına varıyorum,
Her yağmurlu gecede
Gizemli gidişini sorguluyorum...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:40 PM
Yalnız Adam
Bir gölge durur ayakta,
Karanlıkların arasında
Korkuluk gibi....
Kaskatı kesilmiş yüreği,
Tutkusu küllenmiş;
Donmuş bakışları göz bebeklerinde...
Uzaklardaki bataklıklardan yükselen
Kurbağa seslerini dinler...
******* ürperir birden,
Kendi karanlığının yalnızlığından...
Bir canlılık belirir,
Yalnız adamın buz tutan bakışlarında...
Gecenin ürpertici sessizliği bozulur,
Gökten yıldızlar iner;
Yalnız adamın yanına...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:41 PM
Yaşam Ve Özlem
Yorgun yılların belleğine kazındı özlemlerim...
Hep aradım,ardından koşarak;
Uçuşup giden yıllarda...!
Bir iz bulamadım,
Ne yaşadıklarımdan,
Ne kurduğum düşlerden,
Ne de umutlarımdan.
Belli ki hiç yaşamamışım....
Özlemlerimin tutsaklığı gizli
Bir ömrün gerisinde.
Çaresizliğe akmadı gözyaşlarım...
Yaşanan zamanın tanıklığı var,
Dinmeyen fırtınaların koptuğu
Bitimli yaşamın yolculuğunda....
Geç fark edilir
Zamanın acımasızlığı...
Alır götürür
Yaşamdan artakalan
Her ne varsa geride...
Yalnızca
Yaşayan hüzünlü bir özlem kalır;
Uçuşup giden acımasız yılların yorgunluğunda....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:41 PM
Yaşamak
Tohum toprağa düştü,
Toprak tavında.
Ağaçlar tomurcuğa durdu,
Yol alırken mevsim bahara doğru
Yaşama sevinci,
Bahar gibi doldu içime...
Tutkunum yaşamağa,
Yaşamağa değer olduğu için.
Gerisi boş laf....
Çatladı toprağa düşen tohum,
Çiçek oldu ağaçlardaki tomurcuklar.
Meyveye duracak biraz sonra...
Ve mevsim,
Bahara erişti.
Yaşamak ne güzel...
Yaşamak,,
Suyun duruluğu kadar saf;
Tohumun çatladığı an kadar taze,
Ak tomurcuk kadar hilesiz,
Yaşamın anası
Toprak kadar verimli;
Birkaç günlük ömrü olan
Doğadaki bir böceğin yaşamı kadar
Mücadele dolu olmalı.
Kısacası
Ölürken bile yaşamalı...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:41 PM
Yaşayan Sevgiler
Sert esiyor rüzgar...!
Bu gün yine hava soğuk.
Kar topluyor,mor bulutlar kar...
Ve sabrı tükeniyor vuslatın,
İsyan bayrağını çeken yüreklerde....
Yol alışı var hüzün gemisiyle,
Yaşayan sevgilerin.
Issız denizlerin ufuklarında,
Pupa yelken...
Azgın fırtınaların suskunluğunda
Bir çığ gibi büyürken hasret...
Kutsaldır yaşanan sevgiler,
Bir ömür bitse de tükenişinde...
Hayaller gittikçe büyür,
Ulaşılmaz sanılan
Sabahlara doğru koşarken zaman....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:41 PM
Yeşeren Umut
Köyler serpilmiş dağların yamaçlarına,
Çok uzaklardan göz kırpan yıldızlar gibi.
Çık dağların doruğuna hele bir bak,
İçin ısınır karakışın ayazında...
Öğretmendim Çatalkaya Köyünde,
Çaresiz kalmıştım kar yollarımı kestiğinde.
Elmalı Köyünde doktordum...!
Bebeleri yaşama döndüren...
Harşit Çayı geçide kapandığında.
Umut ekmiştim umutsuzluğun üzerine...
Turnalarla paylaşmışım sıla özlemini,
Yaşamadım yalnızlığın kahredici sıkıntısını.
Hep sılayı yaşadım gurbette,
Yıldızlar kadar uzaktaydı benden,
Hemencecik ulaşırdım, ellerimi uzattığımda...
Yitik sevda koymuştum adını düşlerimin,
Destansı bir yaşamla akarken zaman;
Koşmuşum ardı sıra...
Birlikte yaşarken sevinci,üzüntüyü;
İlmek ilmek sevgiyi dokumuşum yüreklere...
Tohumlar ektim,güneş yanığından kavrulmuş
Bakır renkli kıraç topraklara.
Sulamışım yüreğimden süzülerek çağlayan
Abıhayat ırmağının sularıyla...
Bir de baktım ki
Çimlenen tohumlar fidan olmuş,
Fidanlar ağaç,
Meyveye durmuş ağaçlar;
Baharla birlikte.
Ufukta yaz var günlük güneşlik,
Ufukta yeşeren umut....
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:41 PM
Yol
Gidemem seninle yolumuz sarpta,
Dağları karakış vurdu vuracak.
Bu mevsimde buzlar yüzer ırmakta,
Dağların öfkesi tuttu tutacak...
Sıra dağlar geçit vermez uçsak da.
Yetişirler ardımızdan kaçsak da
Dağların ardına çadır açsak da
Zamann bizden hesap sordu soracak...
Yıllarca gözgöze olduk dağlarla,
Baharda can bulduk şirin bağlarla,
Kader dört yanımız demir ağlarla,
Bakarsın ansızın sardı saracak...
Uslanmayan gönlüm divane,deli;
Başımda esiyor kavak yelleri,
Bir de bakmışsın ki ilkbahar seli,
Dağlardan denize vardı varacak...
Bayram Ali der ki nice dağ aştım.
Hep dolu yaşadım,nice çağ aştım.
En sonunda gerçek aşka ulaştım;
Bu sevgiyle kalbim durdu duracak...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:41 PM
Yolcu Ve Yıllar
Rüzgar gibi geçerken yıllar!
Yol alır
Yorgun rüzgarların kanadına tutunan yolcu,
Yaşamın ufuklarında
Dizginlenemeyen atın üzerinde…
Ve dünya yuvarlağı
Sürüklenirken uzayın gizemli boyutunda,
Bilmem kaç milyar kez
Dönmüştür güneşin etrafında
Yorulmadan…
Zaman acımasız,
Zaman umursamaz yolcuyu,
Yolcu,
Durduramaz zamanın akışını.
Zaman,
Işık kanatlı bir at,
Yolcu ışık kanatlı atın üzerinde,
Yaşam,
İnişli çıkışlıdır kendi ekseninde…
Yolcu,
Yolun sonuna ulaştığında anlar;
Nice karanlıkları
Bir kurşun gibi delerek geçtiğini
Gün olmuş,
Azgın fırtınaların girdabında sürüklenmiş,.
Gün olmuş,
Yeniden yaşam bulmuştur
Yaşamın anlaşılmaz çizgisinde…
Ve dünya yuvarlağı,
Sürüklenirken uzayın gizemli boyutunda,
Bilmem kaç milyar kez dönmüştür
Güneşin etrafında…
Ve yolcu
Işık kanatlı atın üzerinde
Yol alır yaşamın ekseninde
İneceği yere dek…
Yolcusu iner bir gün
Işık kanatlı atın.
Bir başka yolcusuyla sürdürür yolculuğunu
Evrenin bitimsizliğinde
Geride iz bırakmadan
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:41 PM
Yolculuk
Sonbaharın hüznü düşen yaprakta,
Yaşamın izleri saçımda akta.
Gerçeklerin sırrı kara toprakta;
Sonbahar yağmuru göz yaşlarımdır.
Ben neden yalnızım koca dünyada,
Kalbim dayanamaz sessiz feryada,
Çok susadım bir yolcuyum deryada,
Nehirler gözyaşı nakışlarımdır.
Ömrümce çöllerde görürüm serap,
Bir hayal uğrunda olmuşum harap,
Sen kulunu derde düşürme ya Rab,
Bak sana yalvaran bakışlarımdır.
Biz yolcuyuz yol bizimdir gideriz.
Gidenlerle Hak'ka selam ederiz.
Kalanları kimden sual ederiz,
Yolculuk Allah'a akışımızdır.
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:41 PM
Yolların Türküsü
Yollar uzanır,
Zaman akar
Sonsuzluğun derinliklerine...
Ve sürer yolculuk,
Dönüşü olmayan zamanın,
Durdurulamayan akışında...
Nehirlrde sular akar,
Zamana oyduğu yatağından.
Geçmişin hüznünü yansıtır,
Vadilerde yankılanan çağlayışında...
Bitimli yolculuğunda;
Pınarlardan süzülen
Göz yaşlarını taşır aşıkların...
Düşler akar,
Gerçekleşmiş veya gerçekleşmemiş;
Kimi pembe,kimi uçuk,kimi ulaşılmaz.
İzi kalır,
Yaşanan acıların,özlemlerin;
Yaşlanan hüzünlü bakışlarda...
Döner yer yuvarlağı,
Yol alır karanlık evrenin sonsuzluğunda.
Süpernovalar yanar söner renk renk;
Milyarlarca ışık yılının gerisinden
Aydınlatır yolunu...
Ve yollar uzanır,
Zaman akar,
Sonsuzluğun derinliklerine...
Senfoniler yankılanır,
Hızla akıp giden zamanın
Gerisinde oluşan gizemli boşlukta.
Bir de
Neolitik çağdan beri dönen
Tekerleklerin sesleri,
Yolların türküsüyle ıslıklaşır
Kalın ve çatlamış dudaklarda...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:41 PM
Yorgun Bakışlar
Solarken yaşamın ufkunda
Yorgun bakışı,
Son arzusu yankılanıyordu
Çığlığının sessizliğinde!
Veda etmeden önce hüzünlü akşamlara…
Özlemleri, tutkuları, düşleri okunuyordu
Dalgın bakışlarının yalnızlığında…
Sırları vardı
Kimselere açamadığı,
Daha toprağa düşmeden önce
Buharlaşan gözyaşlarında…
Hüzün yüklü bulutlarla yolculuğa çıktı
Geriye bakmadan.
Yol aldı biten ömrün ufuklarında,
Tutkularına, düşlerine, özlemlerine
Veda ederek…
Son gün batımının pembeliğinde,
Hüzünden sisli bir izdi
Bir ömrün ardından geride bıraktığı...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:41 PM
Yorgun Raylar
Sakarya Ovasında uzanan yorgun raylar,
Geçmişin hüznünü fısıldar;
Sonsuzluğa doğru akıp giden zamana...
Lokomotifler gelir geçer üzerinden,
Ağır vagonları sürükler ardından;
Bezgin...
Yükü türküdür,ağıttır,hasrettir;
Yükü,hüzündür vagonların.
Sılayı gurbete,gurbeti uzaklara;
Türküleri,umutları hasretleri
Yüreklere taşır....
Sakarya boylarında söğüt ağaçları,
Salkım saçak.
Dallarına konan kuşlar;
Ağır ağır giden katarları izler
Zamanın gerisinden...
Rengini turna kanadının yeşilinden alan Sakarya,
Bir türküdür gönüllere akan...
Sakarya Ovasında yorgun raylar;
Ve Sakarya,
Destanlaşan tarihi taşır geçmiş zamandan.
Sakarya ovasında yorgun raylar,
Şanlı geçmişi anlatır
Yaşanan zamana.
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:41 PM
Yorgun yolcu
Güneş battı yolumuzun geçtiği yerden,
Bir yorgunluk sardı
Söylediğim türküleri...
Anılarımda,
Yıldızlara yaktığım türkülerin
Canlılığı var yalnızca.
Ve bir de sen....
Tutkunum türkülere
Ta doğuştan...
Hele Güneş battıktan sonra,
Karanlığı aşan bir yol olur
Uzaklardan göz kırpan yıldızlara doğru.
Ve ağır ağır yol alır yorgun yolcu,
Güneşin doğacağı yere dek...
Bayram Ali Bayram
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 07:41 PM
Zamandaki Çizgiler
Çizgiler çizdim zamana
Nice yalçın kayalıkları geçtiğim
Dağ yollarında...
Karmaşık iklimini yaşadım
Bitmeyen zamanların,
Gün ışığına hasret
Karanlık mekanlarında…
Hep seni düşündüm, seni anlattım
Kanadından vurulan türkülerde,
Özgürlüğe saldım
Tutsak düşen düşlerimi,
Uzağındayken yaşamın…
Sessizliği kırbaçladım,
Uykusunu bozdum
Gecenin tam ortasında!
Yıkıldı sabahla arasındaki sisten duvar…
Ve haykırışı yankılandı,
Geçit vermez dağların doruklarından ovalara...
Biterken
Zamana çizdiğim çizgiler!
Resmettim özgürlüğü güneşe…
Bayram Ali Bayram
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.