Tam Sürümü Görüntüle : Mustafa İsmailoğlu
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 09:30 PM
Bedelsiz..
Bizi düşünüyorum,
Bir mutluyum, bir keyifsiz,
Sorma.
İnan sebepsiz.
Bedelsiz sevinçlerim var.
Kendimi sana biriktirdim.
Şimdimi istersin,
Paket mi yapayım?
Ethem İSMAİLOĞLU - Kardeşim
Mustafa İsmailoğlu
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 09:30 PM
Çukurca Dağları
Duydum ki ağlamışsın bu gün gene anam
İki damla göz yaşın düştü şakaklarıma
Kahretme beni annem, ağlama beni düşünüp
Yazık etme kurban olduğum göz yaşlarına
Gül annem gül ki güller açsın gül yanaklarında
Ben şimdi Hakkari nin acımasız dağlarında
Virane bir kuytuda sırt vermişim bir taşa
Zalimler pusuda annem, Kar yağıyor üstüme,
Üstüme örtü oluyor beyaz bir yorgan
Hissetmiyorum annem, ellerim buz tutmuş,
Bir mermi çekirdeği kanımla donmuş,
Hissetmiyorum annem,
Sen üzülme biyerlerden izliyorum seni
Beni bırakma annem, beni hiç bırakma,
Sarılayım sana bir kez,
Bir kez ağlayayım sıcak kucağında,
Sonra öleyim annem,
Sonra öleyim Çukurca nın dağlarında.
Mustafa İsmailoğlu
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 09:30 PM
Dönüyorum...
Elime bir kutu kırmızı alsam
Yeter mi gökyüzünün rengini değiştirmeye?
Karanlığın en kuytusu kadar siyahken bilincim,
Yeter mi elimdeki beyaz kağıt onu kapatmaya?
Yada elimdeki mavi tükenmez kalem,
boyayabilir mi umudumu?
Çıkarabilir mi beni bu karamsarlıktan?
Yanlızlığımı vapur arkasındaki martılara,
Varuluşumu denizin mavisine bırakmış,
Giderken adalardan yavaş yavaş,
O kısık çağırışlar yetermi geri döndürmeye?
Yada çıksam yalvarsam kaptana,
Pişmanım dönelim desem,
Döner mi?
Hayatın rotasını belirlemişim,
Hangi lodos çevirir ki beni sana artık?
Yada hangi poyraz yüzümü sana döndürür?
Göğüs germişken bu kadar rüzgara.
Fesleğenler yeni açmıştı daha oysa,
Vakit Kasım'ı iki geçmişti daha,
Lodoslar yeni başlamıştı dalgalara yön vermeye,
Güneşe hasretken karanlık,
Sırası mıydı bu gidişin şimdi?
Hele bir dalga vursaydı yüzüme,
Son gidişimde oturduğum bankta,
Bir karayel yalasaydı yüzümü dalganın ardından
Kendime gelir miydim o zaman?
Dönüp bakamayıyorum arkama,
Utancımdan mıdır nedir?
Yoksa korkuyor muyum ilk vapurla dönmekten.
Yok yok,
Dur birkaç simit atayım şu martılara,
Aslında dur,
ben döneyim be ilk vapurla,
Sana değil be yanlış anlama hemen,
Hemen yüzünü asma öyle gidişimdeki gibi,
bu mevsimde bırakılır mı ada hiç?
Zaten gitmiş bütün yazlıkçılar,
Birde sahiplenmiş bir dost terk eder mi onu?
Ne der sonra arkamdan?
Evet evet,
Döneyim ben en iyisi,
Yoksa kim şiir yazacak o bankta,
darılmaz mı?
Sana değil ha!
Sakın döndüğümü sanma,
O kadar aşşağılamadım gurumu daha
Ne gururu ben,
Amma da karamsarlaşmışım,
Bırakır mıyım hiç martılara yalnızlığımı,
O kadar küçülmedim daha
Ne rüzgar alabilir umudumu ne de sen.
Dönüyorum karanlıktan aydınlığa,
Ya da aydınlıktan karanlığa,
Demek boyuyormuş kalem karanlıkları
Yada güneş mi açtı adada,
Ben mi göremiyorum uzaktan,
Ne bileyim ben,
Anladın işte,
Dönüyorum.
Mustafa İsmailoğlu
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 09:30 PM
Gittinya sen yanımdan hani...
sen gittinya yanımdan hani
bütün ağaçlar döktü yapraklarını,
fırtınalar koptu İstanbul da,
bütün şehri sular bastı.
sen gittinya yanımdan hani,
bütün melekler ağlar oldu,
hiç kimsenin yüzü gülmedi,
hiç akşam olmadı,
güneş hiç doğmadı.
sen gittinya yanımdan hani
hiçbir vapur bağırmadı bir daha
hiçbir araba basmadı kornaya,
hiçbir aşık bakmadı dolunaya.
sen gittinya yanımdan hani,
her gün ellerim titrer oldu,
evdeki kuşlar ötmez,
balıklar yüzmez oldu.
sen gittinya yanımdan hani,
hiçbir sevdalı yan yana gelmedi bir daha,
çocuklar top oynamadı sokakta,
hiçbir yıldız hiçbir gece göz kırpmadı,
şiirler anlatmadı aşkları,
yemekler yetmedi açlıkları gidermeye,
suysa gidermedi susuzlukları.
sen gittinya yanımdan hani,
hiçbir bülbül yan yana gelmedi,
bahçelerdeki güller açmadı,
hiçbir çiftçi tohum saçmadı,
uçaklar kalkmadı,arabalar gitmedi,
sen gittin ya yanımdan hani,
sanki bu şehir yaşamaya yetmedi.
bir tek;
bir tek ben yaşadım her şeyi,
kandırdım kendimi.
bir sır veriyim mi sana?
sen gittinya yanımdan hani,
gittiğini kalbim hiç bilmedi…
Mustafa İsmailoğlu
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 09:30 PM
Hadi gel...
Akreple yelkovan gene üstüste geldi,
Odamı aydınlatan gece lambasından,
Kalemin yansımasıdır yazdıklarım.
Elimde bir kağıt,masumluğun simgesi, beyaz,
Diğer elimdeyse bir kadeh içki yudumladığım,
Radyomda hüsranı anlatıyor alaturka,
Ve Zeki Müren 'yine seni seveceğim' diyor.
Sen,
Sen gömülmüşsün yastığında karanlığa,
Bense hayallerde ve geçen güne sitemdeyim.
Kaç kez yaşarki insan ayrılığı?
Kaç kez?
Yada hüsran mıdır hep sevginin yaşattığı?
Neden ağlamaklıyken iki göz,
Bir yerlerde gene de ağlatanı arar?
Veya karanlık neden,
Sevdiğinin oyunlarını oynar?
Başka oyun bilmezmi bu karanlık?
Odamı inatçı senin gibi?
Sigara dumanı bile senin huysuzluğunda.
Ben üfledikçe, dumanı gelip yaşartıyor gözlerimi.
Üstümde ıslanmış kazağımı gören de,
Başka birşey sanar,
Hani ağlıyorum falan.
Ağlamıyorum desem kim inanır?
Elimdeki kadeh,
Birkaç damla gözyaşı attı desem?
İnanmazlar di mi?
Sen de inanmadın.
Peki,
Deki ağlıyorum kime ne?
Yada kim engel olabilir ki gözlerime?
Ben bile laf geçiremezken.
Sen mi?
Güldürme beni.
Yatağından bile kalkamazsın sen.
Yorganın sıcaklığını bırakıp,
bedenimi saran soğuğa bile sarılamazsın.
Hadi gel o zaman.
İstediğimden değil.
Sana sarılmak mı? Asla.
İçimi ısıtman mı?
Gece lambası ısıtıyor zaten.
Hiç özlemedim ki seni.
Ağlamamı sarhoşluğuma ver sen.
Merak ediyorum sadece,
O kadar inatçımısın diye,
Gel desem çıkar gelirmisin diye.
Gel hadi.
Nedir bu yalanlar furyası?
Kimi kandırıyorum?
Hadi gel de bir kerecik sarılayım sana,
Kafan göğsümde uyu bu gece,
Okşayıp saçlarını, uyutayım seni.
Elimdeki içki birkaç damlada senin kazağına atsın,
Hadi gel,
Gelde durmak üzre bu kalbim,
Biraz daha hızlı atsın.
Yaşamam için,
Kendim içinse namertim.
Sevdiğimden mi?
Asla
Hadi gel.
Mustafa İsmailoğlu
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 09:31 PM
Hakkari de de Bayram Var Anne
Bu gün bayram annem, Öpemedim ellerinden,
Aşamadım yalçın dağları,
Bir bayram namazı kılamadım bugün,
Oysa ne kadarda severdim,
Bayram sabahı bir çayını içmeyi,
Ne kadar severdim kapı kapı dolaşıp,
Şeker istemeyi.
Çocukluğumu özledim annem,
Özgürce bayramları özledim,
Bir karanlığın kuytusunda,
Babamın yol gösterişini özledim,
buradaki karanlıklar zifiri annem,
Yol gösteren yok,
Bir ışık yok ki ona doğru gidelim,
Bu gün bayram annem,
Bir silahım var elimde, Bir de sırt çantam,
Bir bayram şenliği var ki annem,
Işıl ışıl her yanım, rengarenk.
Yıldızlar yağıyor üstüme,
Bir sıcaklık var ya sol yanımda,
Ne anlatabiliyorum
Ne anlayabiliyorum,
Evet annem;
bayram yeri burası;
bir şenlik ki görme gitsin;
yığın gibi yıldız yağıyor üstümüze
ama acıtıyor annem
ben bu acıyı anlatamıyorum;
bu gün bayram annem;
Elini öpmeye geliyorum:
Mustafa İsmailoğlu
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 09:31 PM
Kar tanesi...
Kar tanesi bir aşkım var avuç içimde,
Açık tutsam avucumu kalır mı dersin?
Yada hemencecik kapatayım mı,
Kaderimiz neyse o oluversin...
Herkes sıcağa hasret bense soğuğa,
Vuslatım ecelimi devşirir belki,
Kafamı kaldırıp baktım doluya,
Elimdeki tane sen oluversin
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 09:31 PM
Kurtulamıyorum...
ormanın derinliklerinde yürürken gördüm sensizliği,
ağaçların yapraklarından süzülen az miktarda ışıkla
sevda mevsimi sarmış adanın bedenini,
bir orman senfonisi bölüyor sessizliği,
rüzgarın vokaliyle atıyor içimden sensizliği,
ve yapraklar alkışlıyor aynı tempoyla.
ayaklarımın altında ezilen çam pülleri
ve onlarsız kalmış dalların homurtusu.
yapayalnızım,
daha bir iyi dinliyorum kendimi şimdi,
durmadan yürüyorum sensizlikten,
sensizliği benden alan senfoninin merkezine doğru.
ve bağdaç kurup oturuyorum,
dalların arasından süzülen ışığın birleştiği kümeye
kafamı gömüyorum ellerimin arasına,
rüzgarla karışmış seslere veriyorum kendimi,
ağaçlar birbirlerine bağırıyor sanki,
sevgi nameleri sel olup akıyor,
bir kaç damla atıyor bulutlar,
sis bastırıyor ağırdan,
yüreğimin en derinlerine çöküp kalıyor.
adanın tepesindeyim,
ne kadar kaçtım bir bilsen insanlardan,
en tepedeyim işte şimdi,
ama hala birşey benden seni alıyor.
kurtulamıyorum...
Mustafa İsmailoğlu
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 09:31 PM
Masal oldu...
sen gittin ya, buralarda fırtınalar koptu
ama tek yaprak bile kıpırdamadı yerinden.
sen gittin ya kalbim beni ne dertlere soktu.
anlayacağın sevgilim, o gidiş, yaraladı derinden.
sevdalılara sevdasını sordum o gün,
önce hoşlandım dedi,sonra kalbim kudurdu,
sonra senden, benden bahsettim biraz,
inan hepsinin sevgisi içine oturdu.
onlarda sordular tabi,hepsinin gözleri doldu,
ya yaşadıklarınız dediler onlar ne oldu.
ne cevap verdim biliyor musun sevgili?
masal oldu,hepsi masal oldu
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 09:31 PM
Ne yazar! .?
En nihayetinde bir Pazar
Sen gitmişsin, gün gelmiş ne yazar?
Zaten olmasa bu gitmeler,
Ne yazar şair, yazar?
Her zamanki gibi bir Pazar,
Kar yağmış, yağmur düşmüş ne yazar!
Fırtınalar kopmuş, gök yarılmış,
Yada kopmuş bir çığlık sessizliğin içinden,
Sensizliğin böğrüne kadar.
Ne yazar?
İşte bu şair, bu yazar!
Mustafa İSMAİLOĞLU
Mustafa İsmailoğlu
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 09:31 PM
Özlem...
Bir sofraya meze olmuşuz bu akşam,
Ümitlerimiz kadehlerde, sevdamız dillerde,
Söylenir olmuşuz, her kadehte, her kederde,
Nara olmuşuz dillerde, kahreden gönüllerde.
Biz, ikimiz bile, iki kadehin gölgesinde kalmışız,
Savrulmuşuz diyardan diyara, rüzgardan rüzgara,
Sevdamızı yüreklere meze yapmışız,
Üstüne bir de sigara yakmışız.
Rakı misali çarpıp, votka misali dağıtmışız,
Aslında biz ikimiz de acemi aşıkmışız,
Habersizce, sessizce, sevdanın kuyusuna dalmışız,
Perçinlemişiz sevdamızı da, anlamamışız.
Şimdi nereden bir rüzgar esse Özlemimize,
Bir özlem gelir, yerleşir yüreğimize,
Doldur meyhaneci Özlemi doldur kadehimize,
İçelim, içelim de meyler çare olsun derdimize,
Meyler çare olsun Özlemimize….
Mustafa İsmailoğlu
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 09:31 PM
Özleyeceksin...
beni bir gün o kadar özleyeceksin ki
her gün resimlerime bakacaksın,
bazen sinirlenip birkaçını yakacaksın,
ama birini mutlaka saklayacaksın.
beni bir gün o kadar özleyeceksin ki,
eski ajandalarda adımı arayacaksın,
sonra gidip onu da çöpe atacaksın.
ama bir yerde ismimi mutlaka anacaksın.
beni bir gün o kadar özleyeceksin ki,
bensizlik mi çok yakıyor,ateş mi deneyeceksin,
yanan ellerinin acısını hissetmeyeceksin,
düşündükçe çıldıracak, delireceksin.
beni bir gün o kadar özleyeceksin ki,
telefon açıp sesimi dinleyeceksin,
ama sen olduğunu bildiğimi hiç bilmeyeceksin,
hep bizim şarkılarımızı dinleyeceksin.
beni bir gün o kadar özleyeceksin ki,
gözlerini dikip yıldızları izleyeceksin,
benden aldıklarını dolabında gizleyeceksin,
ismimi yazıp bir kağıda etrafını süsleyeceksin.
beni bir gün o kadar özleyeceksin ki,
sana yazdığım şiirleri okuyacaksın,
verdiğim kazağı buram buram koklayacaksın,
beni düşünürken odana kimseyi sokmayacaksın.
beni bir gün o kadar özleyeceksin ki,
birisiyle beni kıskandırmak isteyeceksin,
cevap alamayınca sevgimden şüphe edeceksin,
sonra bir gün benim için ağladığını sezeceksin.
beni bir gün o kadar özleyeceksin ki,
o gün gittiğine pişman olacaksın,
yaşadıkça değerimi,biraz daha anlayacaksın,
sakın kendini öldürmeye kalkma,
çünkü sen bana dayanamayıp öleceksin…
Mustafa İsmailoğlu
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 09:31 PM
Soykırım sevdalar...
Şimdi bir yalnızlık soykırım mı yapıyor ne?
Benim soyumsa sevda,
Gözden uzak sevgiler bitirdi sevdamı,
Yalnızlık hastalığına yakalanmış bir yürek,
Ve dermansız bir virüs sarmış sevdamın vücudunu,
Bazen çırpınırken görüyorum yardıma muhtaç
Kimi zamanda dimdik kaldırmış kafasını,
Hangisidir yürek, hangisi sevda?
Yenik olanı mı?
Yenilmeye yüz tutmuş olanı mı?
Başbelası bir yalnızlıkla boğuştum durdum,
Aylarca, yıllarca, sabahlara dek,
Ama araştırıyormuş sevdam duyumlarımca,
Bende ona yardımdan sorayım dedim.
Bir kiralık katil kaçadır sence?
Mustafa İsmailoğlu
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 09:31 PM
Yalnızlık...
yaşamın hangi yüzü karanlıktır söyle?
senle olanı mı, sensiz olanı mı?
bu ayrılık nedir neden acıtır böyle?
aşık olanı mı mutludur, olmayanı mı?
yüreğime soruyorum bu mahsenlik soruları,
yapayalnızız onunla biz seviyoruz kuytuları,
kimi zaman yıldızları izliyoruz, kimi zaman bulutları.
onlar öyle zannediyor tabi umutları arıyoruz gökyüzünde,
umutları…
çaresizliğe devamıdır yoksa gökyüzünün bulutları,
söyle, biçare bu gönüle revamıdır yaşadıkları?
hep bir ışık süzmesi bölüyor karanlıkları,
işte bu yüzden seviyor deli gönül yalnızlıkları,
çünkü gerçek aydınlıkları gösteriyor insana,
gerçek aydınlıkları…
insan güneşi zanneder ya hani yarini,
hani hiç kimse dolduramaz derya yerini,
işte yalnızlık bunu yapıyor sevgili,
söndüreni gösteriyor insana yanarken,
gözlerinin ferini…
Mustafa İsmailoğlu
GooD aNd EvıL
03-26-2009, 09:31 PM
Yavaş yavaş
Uçsuz bucaksız bir maviden geliyorum sana
En masum bakışlarımla gördüğüm çehreye doğru
Büyükada nın sahilinde oturmuşum,
Tepemde martı çığlıkları
Ve yüzüme vuran hafif bir meltemle ben,
Gökyüzü denize inat koyulaştırıyor maviliğini
Ve dalgalar hafif hafif yalarken sahildeki taşları,
Bulutların oluşturduğu güzel simaya dalıyorum.
Ben sordukça dili oluyor dalga sesleri, cevap veriyor.
Ben sordukça haykırış oluyor cevapları,
Rüzgar artıyor, görüntüleri siliyor karanlık.
Yavaş yavaş çehren siliniyor,
Rüzgar lodosa çeviriyor kendini,
Yavaş yavaş sesin kayboluyor,
Tıpkı senin gittiğin gibi,
Yavaş yavaş...
Mustafa İsmailoğlu
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.