Tam Sürümü Görüntüle : Yahya Harbalioğlu
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:27 AM
Abartılmış Bir Şiir
Maviliklerden esen rüzgarı
Erik çiçekleri selamlıyor
Bulutlar tertemiz silmiş göğü
Hani yazsam
Mübalağa diyeceksin belki ama
Senin kadar güzel bir bahar var İstanbul'da
Bir bahar ki gülüşünü andırır
Bir bahar ki
Uğruna can vermem için beni kandırır
Yahya Harbalioğlu
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:27 AM
Acı Gerçek
Geride kaldı kavak yellerinin titrek yaprakları
Tereddüt ve heyecan
Kalbi taşlardan önce sırılsıklam eden dalgalar
Ve dalgaları delirten rüzgar geride kaldı
Yağmur damlası buluta dönmez kıyamet kopsa
Her saniye püskürtülmesi imkansız askerlerin sert adımı
Geride kaldı inanç ve umut
El ele verilen yeminler hem de rüzgara karşı
Sevgiliye derilen güller
Geride kaldı
Yazık oldu geride kaldı ipek saçlara dokunan titrek eller
Şiirler ve şarkılar
Umutlar ve korkular Allah'ım her şey yani
Serçelerin telaşı bile geride kaldı
Çiçekli baharlar bereketli yağmurlar geride kaldı
Yarınlara dair tüm düşler
Bastığım kaldırımın kırık taşları gibi geride kaldı
Hiçbir şeyin farkında değilmişim senden önce
Güzelim benim
Güzelliğini görmemi sağladığın ne varsa
Seninle birlikte
Geride kaldı
Yahya Harbalioğlu
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:27 AM
Açıklama İstiyordun
Seni niye mi seviyorum
Çünkü kimileri çok güzel
Evet çok hem de sanıldığından da güzel
Ama sadece çok güzel
Çünkü kimileri çok zeki
Hatta gözüktüğünden çok zeki
Ama sadece çok zeki
Çünkü kimileri de Allah var çok iyi
Hatta bilindiğinden çok daha iyi
Ama sevsinler sadece çok iyi
İşte şimdi anlıyor musun
Neden sende direttiğimi
Ve nefes aldığım müddetçe
Neden senin için direteceğimi
Yahya Harbalioğlu
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:27 AM
Ada
Koyu mavi ortasında bir avuç yeşilde
Umudun koynunda
Bir nefes huzurda
Bulutlar örtmese çıplak kalacak tepelerin eteğinde
Tuzlu dalgalara basarken ıslatmıştın eteklerini
Kulağının ardındandan firar ediyordu yaramaz saçların
Kolların ırmak gibi süzülüyordu parmaklarından
Aşk bir köpüğe benziyormuş biliyor musun
Tadı tuzuyla kabarır yürekte
Aşık patlayıverdi mi sırra kadem basar aşk
Baş başa bırakır aşığı bin bir güzellikle
Başka adalara kaçar tahrip edici haliyle
Batan güneşe bakıp
Sevdiğine şiir yazan şairlerin ayağını ıslatır
Ayaklardan sızar
Gözlerden süzülür yaş halinde
Sökmez hiçbir dua
Sevgilinin alnındaki kakül
Çit olur sarar umudu geleceği
Şarkılar efsanedir artık
Şiirler masal
Koyu mavi ortasında bir avuç yeşilde
Umudun koynunda
Bir nefes huzurda
Kararır çoğaldıkça beyaz bulutlar
Mutluluğun ayak izlerini
Tuzlayıp afiyetle yutar dalgalar
Sevgili kim bilir nasıl ve nerde bilemez ki
Neyi düşüneceğini bilmeyen şair
Yahya Harbalioğlu
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:27 AM
Cellattaki oraktan ibaret mi sandın hayatı
Yarım inmiş bayraktan ibaret mi sandın hayatı
Kuş sütü eksik bereketli bir sofradır hayat
Kupkuru çörekten ibaret mi sandın hayatı
Nazlı nazlı dalgalanır güzellerin ipek saçı
Kırılmış taraktan ibaret mi sandın hayatı
Üç beş gün mü sürer ürkütmesin bu hazan
Sapsarı yapraktan ibaret mi sandın hayatı
Gül kızıl dal yeşil gök mavi bulut bembeyaz
Kapkara topraktan ibaret mi sandın hayatı
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:27 AM
Dev bir orduya meydan okumak sanki
Sevgimi huzurunda anlatmak inan ki
Korkuyla titrerken yüreğim aslında
Yerinde sayan askerlerin sarstığı meydanda
Kirpiklerin dizilen okçu askerlerdir saf saf
Ve aşkımı söylemek slogan atmaktır saf saf
Hadi merhamet etti veya ikilik çıktı diyelim okçularda
Ok yaydan çıkmadan baktı ve gördü gerçeği onlar da
Kılıçlarına ne demeli gamzelerin ordusuyla
Başa mı çıkılır sel gibi akan suyla
Asker sayısına eşitler alimallah
Kanayan ciğerimin parçalarını ah ah
Hezimet ganimet ya hani
Diyelim ki kaçabildim gamzelerden hayalsiz bir dünya fani
Ya saçların
Korkulu rüyası masumların açların
Bana bahtımı hatırlatıyor
Savşsam ölümü savaşmasam mezara sığmaz vücudumu atıyor
Savaşamam savaşamam o saçların mızraklı bilmem kaç alay...
Alay eder benle herkes savaşsam alay!
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:27 AM
Hangi acı kanatıyor kalbimi
Bir isim ver şuna ne olur
İmkansızlık mı yalnızlık mı aşk mı hüzün mü
Paslı mızrak sanki çıkmıyor böğrümden
Ad ver buna ne olur
Ad ver de ilacını arayayım
İlaçsızsa öğreneyim neye katlanacağımı
Bıktım yaşamın zindanındaki voltadan
Müebbet sensizlikse ferman artık bileyim
Gülleri az bu hayatın dikenleri çok
Her zaman mı hüzünlü şiirler yazdıracaksın bileyim
Mehtabın halesine daha az bakarım en azından
Her adımda senin ismini hecelemem
Gülüşünü çiçeklerle kıyaslamam
Her yudumda her nefeste dolup taşmaz yüreğim
Bir isim ver artık şuna
Ver de kurtar beni...
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:27 AM
Ah şu çiçekler
Şu kır çiçekleri
Bir de sevdiceğimin gözleri
Hangisine baksam zaten
Aklıma gelir diğerleri
Ah şu çiçekler
Şu kır çiçekleri
Tepelerin yanaklarından süzülüp
Nazlı akan nehrin kenarında açan
Kır çiçekleri
Baharın istilacı askerleri
Şairlerin sözlerinden daha anlamlı
Yıldızlardan daha çok
Yağmur damlalarından daha bereketli
Ah şu çiçekler
Şu kır çiçekleri
Ve sevdiceğimin gözleri
Ömür oyununun en heyecanlı iki perdesi
Kurak yüreklerin bulutlu müjdesi
Soğuk kış gecesinin huzurlu hikayesi
Rüzgarlı bahar sabahlarında
Yeşil kırları süslerken çiçekler
Birbirleriyle karşılaşır bu ikisi
Hasta ruhuma can üfler rüzgar
Kalbimden beter çırpınır çiçekler
Gözlerin çözülmez iksiri
Ah şu çiçekler
Şu kır çiçekleri
Bir de sevdiceğimin gözleri
Hangisine baksam zaten aklıma gelir diğerleri
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:27 AM
Derdim bulaşsa herkese hastaneler iflas eder
İlaç olmaz öyle derde eczaneler iflas eder
Bir görünsen aleme sarhoş eder güzelliğin
Kızıl şarap akar gözden meyhaneler iflas eder
Yanı başındayken senin gurbetine düşer aşık
Arzuhal asla ulaşmaz postaneler iflas eder
Akıl mantık hiç kar etmez bilmek bilmemek boş
Hem alim hem muallimler dersaneler iflas eder
Tatlı dilin yoksa Yahya'ya zehir zıkkımdır bu dünya
Şeker taşan dükkanlar pastaneler iflas eder
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:28 AM
Aklımdasın hep her an her saniye
İçimde bir şeyler kanatlanır durur
İmkansız olman kimin umurunda
Sen aklıma gelince şenlenir gece
Koşuşur dört bir yana yıldızlar
Gözünü dört açar mehtap
Deniz nasıl heyecanlı nasıl
Işıl ışıl şehirlerim seni tanıyalı
Buğdaylar daha bereketli toprak daha cömert
Dağların başında rüzgar eteklerinde gelincik
Şiirler dile gelir seninle
Saatler güle oynaya geçer
Bahçelerde bülbül şakır var ya
Aklımdasın ya hep
Nehirler koşar
Papatyalar donup kalır şaşkın bir mutlulukla
İmkansız olman kimin umurunda
Sen hep aklımdasın yeter bu bana
Kime nasip yaşamla bütünleşmek aşkınla
Caddeler uzar gider sevda şiirleri gibi
Hep denize çıkmaz ama olsun
Varlığın yeter gülüşün
Aklımdasın ya hep ne kadar güzel
Yutkunabildiğim ve ellerimi hissettiğim her yerde
Bir yunus gibi dalıyorum denizinin hayallerine
Aklımdasın hep her an her saniye
İçimde bir şeyler kanatlanır durur
İmkansız olman kimin umurunda
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:28 AM
Ne yana gitsem olmuyor
Sarmalamış beni çaresizlik
Kaçsam bir türlü
Kaçmasam daha bir felaket
Tarihi sakladım yarınlara
Hem suçlu hem güçlüsün
Ama olsun n'olur sen beni affet
Susuzluğum boğacak beni
Gözyaşının nehrinde
Sağır ediyor beni sessizlik
Kapıma değiyor ama
Hiçbir mevsime ait değil bu rüzgar
Saplanmışım kumlara
Deniz gözlerin kıyısında
Çürümeye terk edilmişim
Paslı zincirden başka kaybedeceğim yok
Trenler istasyonlara yaklıştıça
Uzaklaşırım senden
Raylar hem eşit yalnızlığıma
Hem paralel
Semalara yükseldikçe
Aşağılar beni bu alçakça kaçış
Valize sığdıramam yoksulluğumu
Deli edecek beni akıl yürütme
Bu çıkmaz sokak
Bu çaresizlik
Ve beni sağır eden bu dilsiz yürek
Atsan atılmaz satsan satılmaz
Kaçamıyorum işte
Sensizlikten kurtulamıyorum
Kalabalık şehirlerde
Yokluğun beni yalnız bırakmıyor
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:28 AM
Artık ölsem de olur
Yaşadım yaşayabileceğimi
Yaşamam gerekenlerin hepsini değil belki ama
Artık ölsem de olur
Annemin sıcacık yemeğini yedim
Babamın dayağını
Müzik dehalarını dinledim
Bir de dedemin öğütlerini
Tanık oldum hakkın yerini bulduğuna
Saraydan Kız Kaçırmaları'na
Ve Bitmeyen Kavga'lara
Umutlu beklelyişlerden hüzünlü vedalara
Gördüm görebildiklerimi karanlık ve umut arasındaki hayatta
Yaşamam gerekenlerin tümünü değil evet ama
Yaşadım yaşayabileceğimi
Artık ölsem de olur
Tırnaklarımla derinleştirip kazdığım çukura
Erik fidanı diktim mesela
Evimizin ordan akan nehri geçtiğim yalın ayklarımla
Tırmanıverdim ceviz ağaçlarının doruklarına
Yorulmayı aklıma getirmedim
Çiçek açan portakal ağaçları arasında kaybolan yollarda
Derdimi anlattım sahillerde dalgalara
Farkına vardım yıldızların
Çiçeklerin böceklerin kuşların
Hüzünlü şarkıların
Bitmeyecek ayrılıkların
Gelen olmadı genelde ama
Bekledim de oldu içinde kuytulukların
Yaşamam gerekenlerin tümünü değil ama
Yaşayabildiğimi yaşadım en azından
Gördüm en azından ağlayışını ve gülüşünü
Bana hayatın doğmak ve ölmek olmadığını öğretenin
Gözyaşlarıyla yağmuru ve bereketi
Tebessümüyle güneşin bahşettiği hayatı gösterenin
Bir gazel yazmak için kalemi tutar gibi
Tutabildim
Evet tutabildim ellerini
Artık ölsem de olur!
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:28 AM
Az sonra kalkacak on otobüsü
Geliyorum yolumu sen bekle anne
Yolcu eden yok beni bul ilden
Arala pencereyi yokla anne
Zahmet etsen sana kırılacağım
Ağlarsan şakam yok darılacağım
Yalnızca sımsıkı sarılacağım
Kabahatlerime birini ekle anne
Yol çok uzun ama işte bitecek
Cebimde param var bana yetecek
Yiyecek de var idare edecek
Sofradan bir tabak sen sakla anne
Sana bir şey aldım beğeneceksin
Masraf ettim diye söyleneceksin
Zahmete gereğe değineceksin
Hakkın sığmaz ne kalbe ne akla anne
Benim için ağlayan bir sen varsın
Hem anasın hem dostsun hem de yarsın
Öğrettiğin duamı bir sen duyarsın
Kara talihimi sen akla anne
Dün yine düşümde gördüm ben seni
Alnımda hissettim sıcak buseni
Ayırır mı Mevla can ile teni
Sen de Yahya diye sayıkla anne
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:28 AM
Gün gün şafak sayan asker kardeşim
Gün geçer kendini üzme yeter ki
Bu yolun da bir gün biter yoldaşım
Bir tüfek bir morali bozma yeter ki
Üstüne hürmet et asta merhamet
Üzseler de seni sen yine sabret
Unutma ki sabrın sonu selamet
Bu şansa talihe kızma yeter ki
Sevdiklerin senin yolunu gözler
Senden daha da çok şafağı gözler
Yaraya tuz ekler karamsar sözler
Hasret çeken kalbi ezme yeter ki
Her hafta mektup yaz sevdiklerine
Zaten senden başka kederleri ne
Keder katma n'olur kederlerine
Bedbaht olduğunu yazma yeter ki
Senin akıttığın yaşın heladir
Nefesin suyun aşın helaldir
Her hafta sana çarşın helaldir
Güzellerle abartıp tozma yeter ki
Gerçi asker adam hatalar yapmaz
Hata yaptıracak yollara sapmaz
Ayda bir kadehten kıyamet kopmaz
İçip bir yerlerde sızma yeter ki
Sevdiklerin gibi gönlüm seninle
Hem gönlüm hemi de aklım seninle
Hediyedir bana ölüm seninle
Ali Yahya'ya küfür dizme yeter ki
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:28 AM
Sisin çöktüğüne bakmayın ormanlarıma
Yağmur dinmez sandınız dindi işte
Bu sis de geçecek göreceksiniz
Güneşin bayrağını gönderime çekecek zaman
İnce boyunlu esmer çocuklar büyüyecek daha
Kitaplarda bozulup
Gözlük takacak yemyeşil gözler
Sarmaşıklar örtecek yıkık duvarlarımı
Beni daha iy tanıyacak zeki meraklılar
En azından tanıyacak
Tutunun ey gökte ışıldayan yıldızlar
Yarınlar sizin gibi parlak olacak
Sık dişini derinliklerdeki midye
Ak alınlardaan damlayan ter heba olmayacak
Yatağı değişecek hayat ırmağının
Dağ gibi yüreğimle durdum mu önünde
Kırkikindi yağmurda damla olacak
Benden bahseden şiirlerin her sözcüğü
Söküp koparacağım pas tutmuş korkuları
Hayatın tarlasından söküldükçe
Serpilir tohumlarım bereketli gözlere
Mehtapta salınan papatyalarımı görür bestekarlar
Kıskanır cırcır böceklerimi
Var oldukça bu deli rüzgar
Bu tebessümü kumralların
Ben de hep var olacağım
Sevdalılar şarabımı içtikçe
Ben daha çok dolacağım
Dolup dolup taşacağım
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:28 AM
Kumsuz ve tuzsuz olmaz ayağını yıkayan deniz
Dalga köpüksüz olmaz
Olmaz ya olmaz işte
Hüzünler yalnız kalmalar üzmezse olmaz
Rüzgar bu ya hani esmese olmaz
Bu yağmur ya yağmasa olmaz
Nehir olur ya akmasa olmaz
Gitsin alsın başını gitsin nazlı sevgili
Acıtsın şurada bir kafeste çırpınan öksüzü
Herkesin harcı değil hüzün
Adam gibi hüzünlere hazırlar kalbi
Saçlarını toplayan yarin vedası
Aşka ömür biçer şiirler sonra
Hırpalandıkça kıvama gelir yürek
Bir sonraki sevda için
Sonra katlanır üst üste
Yar hasreti
Memleket hasreti
Derken
Kendini binlerce yıldız altında
Yarım bir ayın huzurunda bulursun
Hiçbir acı daha elim olamaz
Cırcırböceğiyle coşan akşamıyla
Bu hayata veda ihtimalinden
Her sevda başlar ve biter şiir kitaplarında
Ya bu hayat da bir gün biterse
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:28 AM
Sana aşkı öğretmek istedim ben
Şair Safahatini Çilesini
Selam vermeyi simitçiye bile
Küfürbaz şoföre kolay gelsini
Kitaba yöneltirdim okumaya
Umudu sevgiyle dokumaya
Nasıl tutardı hem de saf maya
Yağmurda seçerdin sevgi sesini
Çekik gözlere yığıp bilgiyi
Yüreğine kazırdım aşka ilgiyi
Onuru inancı çıkarsız sevgiyi
Öğretmek sana insanlık piyesini
Pırıl pırıl gözlerle dinlerdin beni
Yolldaş ederdikr uhunla bedeni
Kardeş edip ağlayanla güleni
Kalleşe verirdin ama dersini
Gez sonra dünyayı diyar diyar
Sevilecek ne kadar çok şey var
Sevinç gözyaşıyla nemlensin her duvar
Gözlerindeki umudun dağıt hepsini
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:28 AM
İhtiyacı olana çıkmaz piyango
Şansı olana çıkar
Elinde biletiyle gazeteye bakan birini gördüm
Kopmuş kayışında eski püskü bir ip
Rakamları bile okuyamıyor
Kokusu burnun direğini kırar
Anasına avradına sövüyordu adam öyle şansın
Bir gazeteye bir biletine tükürüp
Kimi selamlayacağını kendi de bilmez piyango
Belki işini bilen bir memura gülecek şans
Yahut vergi kaçıran bir fabrikatöre
Bir manava
Bir askere
Bir şoföre
Ya da kim bilir kapıcıyı bulur kaçıncı kere
Sonra şafak attı bende de anladım
İhtiyacı olana değil şansı olana çıkar aşkın piyagosu da
Aşkın şarkıları onun hüzünlüdür hep
Gerçekten sevgisi olana değil
Şansı olana tebessüm eder
Belki işini bilen bir memura gülecek şans
Yahut vergi kaçıran bir fabrikatöre
Bir manava
Bir askere
Bir şoföre
Ya da kim bilir kapıcıyı bulur kaçıncı kere
Rüyaları işgal eden sevgililerin
Belli olmaz kimi seçeceği
Sövmek saymak nafile
Hem yakışmaz sevgi yüklü şaire
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:28 AM
Savaştan kaçan askerdir
Aşksız çarpıyorsa yürek
Aydınlatmayan fenerdir
Aşksız çarpıyorsa yürek
Petektir arısız balsız
Ağaçtır yapraksız dalsız
Gelindir duvaksız alsız
Aşksız çarpıyorsa yürek
Harfi yazılmaz hecedir
Sabahı olmaz gecedir
Tahtsız ve taçsız ecedir
Aşksız çarpıyorsa yürek
Kokusuz renksiz çiçektir
Ağaçsız otsuz böcektir
Yakasız kolsuz yelektir
Aşksız çarpıyorsa yürek
Suyu kurumuş deryadır
Topraksız taşsız dünyadır
Aşık olmayan Yahya'dır
Aşksız çarpıyorsa yürek
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:28 AM
Gece saçların sabahı getirmiyor bana
Soğuğuna bahar gelmiyor
Nerede kuş cıvıltıları kahkahaların
Kır çiçeklerini bana vaat etmişti gülüşün
Nergisleri
Zincirlemişsin bana martı kanadı ellerini
Sisleri dağılmıyor şafaklarımın
Ayaza maruz kalıyor yıldızlarım
Gülüşün doğmuyor
Dağ gibi yığılmış dedimin ardında
Kış uykusunda umutlarım bakışın
Yüreğim yalnızlığın ateşinde kızarmışken
Donup kalmış baharı tanımaz zemheride
Tuhaf çelişki yedi bitirdi beni
İsmini bilmenin huzuruna
İşkence ediyor
Nasıl olduğunu bilmemenin celladı
Tutunduğum kırık dalım bu avuntu zaten
Başını yastığa koyduğunda göremiyorum ama
Tanıdım seni
Güzel mi kötü mü olduğunu bilmediğim
Dönek dünyada
Seni bilmek
Ayaklarımın uyuşacağı zamana kadar
Yaşadığım
Ve yaşayabileceğim en güzel şey..
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:28 AM
Habersiz gel çalma kapımı
Sisleri arasından ayaz karanlığın
Adımlarınla erit mesafeyi
Nemli kalıdırımları bile uyandırma
Yıldızlar titrerken soğuktan
Kabarmış yüreğim yığılmış dağ dağ
Bulut gibi kanlı ciğerler
Sessiz sedasız doğ semalarıma
Çil yavrusu gibi dağılsın karanlığım
Söyleme bir söz şimdi
İstemiyorum bir damla yaş kar boran
Geldin mi anlarım
Geleceksen sessiz gel karanlık hücreme
Ayrılığın fırtnasından yorgun söğütlerim
Çıt çıkarmadan infilak eder hüzünler
Yalnızlıklar karanlıklar
Çünkü biliyorsun
Ay sessiz doğar
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:28 AM
Aynı şehirde mi yaşadık gerçekten biz
Aynı kaldırım taşlarına mı bastık yani
Belki aynı otobüse de binmişizdir kim bilir aynı koltuğa
Verdiğim bozuklukları paranın üstü diye almışsındır hatta
Hilale aynı yerden mi baktık biz yani
Dilencilere sen de acırsın değil mi
Sen yeşilinde geçtiğin lambaların
Kırmızısı bekletmiştir belki beni
Çiçekçiler sırnaştılar mı sana da
Aynı şehirde yaşadık mı gerçekten biz
Rüzgar uçurduğunda şemsiyeni
Islandın mı peki sen de
Bakmışızdır aynı vitrinlere mutlaka
Aklın kemanda ama senin de
Sen de gitarı sormuşsundur belki
Aynı bankaya aynı eczaneye girerken
O güzelim ellerinle dokunmuşsundur aynı cam kapılara
Denizden gelen hava değdiği kesin ikimizin yüzüne
Serçeler ikimizin tepesindeydi yani
Can kurtaranın sesini aynı anda duyduk belki de
Aynı kitapçıları gezdik ya düşünsene
Aynı satırlar için aynı tebessüm
Aynı şehirde yaşadık biz çünkü
Aynı zaman diliminde hem de
Aynı şarkıları mırıldandık belki de
Aynı banklarda dinlendiğimiz bile olmuştur
Aynı boyacının beklentisini boşa çıkardık belki
Masal mıdır nedir bu sence rüya mı
Düşünsene
Sen ve ben aynı zaman diliminde
Ve aynı şehirde..
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:28 AM
Gökyüzü bahtımdan kara
Yüzümü kara çıkardı hayat
Arabeskten beter ömrüm artık
Lodos ayrılık türküsünde keman çalıyor
Fidanlar her bahar çiçek açıp
Her güz yaprak dökecek
Ben senden ve yarınlarımızdan uzak
Fırtınalarda yelkenler yıpranacak
Ayaklarda terlikler eskiyecek
Tellere takılacak uçurtmalar
Kahkahalarına karışmıştı dalgalar zamanında
Elini tuttuğumda
-Bir temmuz sabahıydı değil mi-
Güneş ufkun perdesini çekmişti
Mehtap göğün esmer gerdanında zümrüttü
Yıldızlar dipsiz hazine kuyusundan taşmıştı
Şimdi uzaklardan uzaklardasın
Hayallerden uzak
Dalgalar gibi yumruklasam mı
Kalbinden katı taşları ne
Gökyüzü canıma kasteder ayrılık gecesi çünkü
Gökyüzü bahtımdan kara
Yüzümü kara çıkardı hayat
Arabeskten beter ömrüm artık
Lodos ayrılık türküsünde keman çalıyor
Ayrılık gecesi gökyüzü
Mehtabı tek göz
Yıldızları sivilce
Yalvarmamı tınlamaz şaşı celladın suratı
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:29 AM
Benzincinin yanı dediler
Az ilerde
Yüreğim tutuşmuşken
Sordum benzinciye
Aha şura
Bu kadar mı basit
Aha şura
Sanki senin için karanlıklarda yolumu kaybetmemişim gibi
Sanki aç susuz ve uykusuz kalmamışım gibi
Sanki ismini söylerken damlayan gözyaşımı duymamışım gibi
Hiç kavga etmemişim gibi söyleyiverdi
Bacanak Market aha şura
Birkaç türden bir demet yapmıştım
Gül kasımpatı filan
Bir de kitap almıştım sana
Bir de sevdiğin tarzda sürüyle ezgi
Bir de en sevdiğin renkten birkaç toka
-her dilbere yakışır-
Kır saçlı biri dilsiz bir çocukla yolladı beni evinize
Yüreğim önümdeki çocuktan çocuk
Yüreğim önümdeki dilsizden dilsiz
Eyvah çikolatayı unuttum sevdiğinden hem de
Son kez gördüm boyun büküşünü
-rüyaları saymazsak-
Sesini duymadım bile
Bir kuğu gibi süzülüp kayboldun gözden
Ne güzel isimdi oysa Bacanak Market
Her şey güzel gerçi senden bahsederken
Yüreğimin yangını çiğerlerime sıçramıştı çoktan
Benzincinin ordan minibüse binerken
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:29 AM
Ufalıyorum bakışlarında
Karanlık denizde bir girdap yutuyor gözlerimi
Caddelerinde kayboluyorum saçlarının
Her teli belalı bir çıkmaz sokak
Gülüşünün bahçesine girdiğimde
Karşıma ne zaman kim çıkar bilmiyorum
Büyülü bir bahar evet ama
Köze basar gibiyim
Çiğ düşmüş bir bahar sabahı bakışın
Menekşe gözlere dalmışım
Gül yanağa
Lale dudağa
Nerden takıldı kalbim bu ağa
Hüküm sürdüğün sarayında basılmışım
Ulu orta güpegündüz hem de
İnci dişine zümrüt gözünün ışıltısına
Faltaşı gibi açılmışken gözlerim
İzahı yok enslendim
Kirpiklerin yolumu kesen mızraklar
Ufalıyorum bakışlarında
Karanlık denizde bir girdap yutuyor gözlerimi
Gözlerin senin İki papatya bazen
Çalışkan arılara yem atıyor bir yandan
Gözlerin senin bir deniz canavarı bazen de
Kirpikten binlerce kol yutuyor bakışları
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:29 AM
Nasıl böyle gülebiliyorsun
Tebessümünün imzası zihnimden silinmiyor
Sesin öyle sinmiş ki kulaklarıma kahkahan
Elinin beyazlığı parmak uçlarıma kazılı
Mezarım kazılıncaya dek
Gel gelelim
Balık hafızalıdır benim kalbim
Her bakışta unutup yarasını
Dalıyor gözlerinin karanlık denzine
Çırpınıp duruyor kirpiğinin oltasında
Bülbül dili unut diyorum kalbime
Saçı ipeği
Tertemiz alnına ölmek neyine o vicdan fakirinin
Kutsal bedenini o narin ayaklar
Götürsün nereye gidecekse
Yağmur uykusundan tatlı sesi
Unutsun istiyorum kalbimden
Çok yıpranaacak böyle çok
Sanki başka bedenin kalbi
Hiç mi dinlemeyecek beni
Unutmaz gül yanağı da
Unutuverir kalbim
Benim sahibi gibi deli kalbim
Sevgilinin gözlerine dalıyor
Dalıyor gözlerinin karanlık ormanına
Saplanıp duruyor kirpikten tuzaklara..
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:29 AM
Saat sabahın beş buçuğu
Kırlangıçlar çoktan uyanmış
Şehrin göbeğine uçuyor güvercinler saf saf
Sevdadan ve asfalttan habersiz
Berrak ve yakın görünüyor gökyüzü
Elini uzatsan avcunda
Bir masal değil bu taş gibi hayat
Masaldan daha güzel gerçek çünkü
Örgülü saçların gibi gerçek
Oturduğum kum gibi
Lalelerden daha renkli
Nergisten daha kokulu
Papatya falından daha iyimser
Kır çiçeklerini toplar gibi toplarız
Umudu aşkı sevgiyi
İstemediğin kadar hepsi
Bana hüzün şiiri yazdırma ne olur
Yapmışlardı bunu bana
Sonra saçlarını toplayııp gittiler teker teker
Ama senin mısralara sığdırdığım saçlarına
Değmesin sevgiden habersiz iğrenç parmaklar
Şiir yazan bu ellerde olsaydı imkan
Sevgiyi öğretebilirdim sana inan
İnanmak zorundasın bana inan
Hüzün şiirleri yazdırma bana ne olur
Kır şu zinciri...
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:29 AM
Başkalarının şiirlerinde olacaksın artık
Kimden sonra ve kim bilir kimlerden önce
Ya birilerine aşklarını unutturacaksın yazık
Ya da sevgiline bir ders olacaksın bir tecrube
Avuçların terleyecek başka ellerde
Hatta belki tebessüm bile edeceksin
Saçların Allah'ım savrulurken yellerde
Ellerini tutan serseriyle nerelere gideceksin
Bir şarkınız olacak sevgiye dair
Gitar ve keman sesi olacak içinde
Ben de mırıldanırım şarkıyı kim bilir
Aşk için yazılmış olabilir çaresiz sevgi için de
Mevsimler geçecek ben şiirlerde bekleyeceğim
Belki hatadan başka hatalar düşüneceksin
Aşklara yeni adlar verir her mevsim
Dileyeksin ki biri kalbine aşkın tohumunu eksin
Ne olacağım bilmiyorum gerçekten bilmiyorum
Ne olacak şimdi yani resimlerin de bende
Korkunç sözle vazgeçmekle başlıyor her yorum
Üşüyen ellerim kırılsın terlerse başka tende
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:29 AM
Tenha bir karanlıkta kalbimi titrek bıraktın
Kafeste kilitli ve umutsuz bir yürek bıraktın
Kuş sütü eksik sofradır sana sunduğum ömrüm
Göyaşımı şarap ettin ne kek ne çörek bıraktın
Nergis gözlüm gül yanaklım benim gönlüm arıdır
Yüz çevirdiysen bana kupkuru bir petek bıraktın
Ayrılığın derdinden dizlerimi döverken ben
Yaprağı çiçeği aldın bana daldan kötek bıraktın
Sen ki hilal kaşlarınla fermanını zaten yazdın
Mezarımı kazmam için kaküldan kürek bıraktın
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:29 AM
Ben güzele selamımı eyledim
Alsa da almasa da canı sağ olsun
Duysun diye ben türkümü söyledim
Duysa da duymasa da canı sağ olsun
Savurmasın hasretimin kumunu
Söndürmesin muradımın mumunu
İkiye bölmüşüm ben bu somunu
Yese de yemese de canı sağ olsun
Aynamdaki gözler ona sevdalı
Garip bülbül gibi acı sedalı
Katlime sebebim dikenli dalı
Derse de dermese de canı sağ olsun
Yani suratını asması neden
Kaşı silah gibi çatması neden
Muradıma ermemse bunlara neden
Ersem de ermesem de canı sağ olsun
Dar etmesin bana koca dünyayı
Kabus eylemesin renkli rüyayı
Yollarına feda Ali Yahya'yı
Sevse de sevmese de canı sağ olsun
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:29 AM
Sevmiyorsun beni biliyorum
Adını sayıklayıp ıslak bir kaldırıma oturup
Paslı bir demir direğe yaslandığımı bildiğim gibi biliyorum
Beni sevmiyorsun biliyorum
Bilmiyorum ama seni neden sevdiğimi
Neden senin adını sayıkladığımı illa ıslak bir kaldırımda oturup
Paslı bir demir direğe yaslanmakla ne geçer ki elime
Senden niçin vazgeçemediğimi bilmiyorum
Biliyorum yaşgününü
En sevdiğin rengi
Şanatçıyı
Seni kızdıran sözleri biliyorum
İlgi duyduğun insanları
Ve günün en sevdiğin vaktini biliyorum
Bilmiyorum kaldı ki nasıl geçer bu ömrümün eylülü
Daha ilk haftası bile acılarla geçiyor
Kapkara bir hüzne döndü fıstıkyeşili umutlarım neden bilmiyorum
Çıt kırdırdım bir bayan olsam oturup ağlayacağam da
Nasıl başarıyorum hala ağlamamayı bilmiyorum
Ve sıradan insanların mutluluğuna niye bu kadar uzağım
Mesela futbolseverlere ne bileyim
Pırıl pırıl sabahlar
Akşamın hüznü niye bilmiyorum
Seni nefes aldığım müddetçe seveceğimi bildiğim gibi
Bir bilebilsem neden illa seni sevdiğimi
Yani niye ki sen
Allah'ım ya ne olurdu beni sevsen..
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:29 AM
Sorma bana nasıl olduğumu
İsmini bildiğin gibi
Biliyorsun sen de
Sensizken ne hallerde olduğumu
Beni bıraktığın gibi bırak
Yapmacıklı gülümsemeyi
Merak etme bir daha
Nerelerde olduğumu
Ve neler yaptığımı
Hiçbir yerde değilim sensizsem
Yapabildiğim bir şey de yok
Hüznüme katlanmayı öğrenmekten başka
Kimseye sorma beni
Yıkma hatalarını üzerime
Yoruldum yalanlarının yükünü taşımaktan
Bakışların altında ezilmekten
Biliyorsun
Elini tuttuğum ilk günü bildiğin gibi
Elinde olduğumu ilacımın
Senden vazgeçmenin elimde olmadığını
Kimin imzası var parmağında bilmiyorum
Baktıkça yutuyor yüzüğün
Mavi geleceğimi
Korkunç bir girdap sanki
Uğursuz halka
Ama sen biliyorsun
Kaderimin rotasını
Neler yaşarım senden sonra
Yaşar mıyım hatta onu da sorma
Bilmiyorum
Ama sen biliyorsun evet biliyorsun
Gülüşünü sevdiğimi bildiğin gibi
Biliyorsun hem de
Sensizliğin karanlığında
Çok uzaklarda
Solgun ve titrek bir yıldız gibi
Boşlukta kaybolacağımı
Biliyorsun
Yanağından süzülen bal gibi biliyorsun
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:29 AM
Bir tokat gibi yüze çarpıyor rüzgar
Koyulaşan turuncu akşamın şakası yok
Benden başka herkes soba başında
Bacaları tütüyor evlerin
-Ateş olmayan yerden duman çıkmaz-
Bir bulut gibi
Yüceldiği gökte dağılır düşler
Dağılır sevenler de gecenin ayazında
Arasına kapkara gece girer titrek yıldızların
Yetmez şiirlerin hayatla boğuşması
Dökülür şiirlere ayrılık mısraları
Aşkların sonbaharında
Ünlemler damlar gözyaşı gibi
Soru imlerinin boynu bükük
Yolu geçmez baharın bu şehirden belli
Çalacağı yok ki kalsın üç gün üç gece
Deniz fenerleri dalgın
Sokak lambaları kırgın
Bırakır gider gözü kara sevgililer
Dumanlı ve puslu şehirlerde
Yanızlıktan korkan yürekleri
Betona ve gözyaşına emanet eder
Tebessüme tutsak hayalleri
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:29 AM
Bir Gülüşte Bin Hüner
Sen bir güldün mü
Çözüverirsin hayatımın buzlarını
Damla damla sularsın yarınlarımın nergislerini
Sen bir güldün mu
Çelikten katı yüzümde serçeler uçuşur
Duyduysam hele gülüşünü
Sen bir güldün mü
Çöl ateşiyle kavrulan kum tepeleri ya yanaklarım
Hayali imkansız seraba döner yüzüm
Sen bir güldün mü
Demirler eriten mağma şu kalbim var ya
Bülbüller şakır dikensiz güllerin dalında
Bir güldün mü sen
Aman Allah'ım bir güldün mü...
Yahya Harbalioğlu
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:29 AM
Bir kış sabahı gel geleceksen
Gün yüzü görsün uykusuz gözlerim
Yüzüne dokunayım buz gibi ellerimle
Saçlarına
Kopsun kollarım sana sarılmaktan
Bir kış sabahı olsun olacaksa gelişin
Gökteki bulutlardan önce parçalansın dağılsın hüznüm
Nehirler sevinçten ağlasın
Şaşkınlıktan donup kalsın sarkan saçaklar
Buz gibi bir kış sabahı gel geleceksen
Menekşe gözlerin bahardan önce yetişsin bana
Tutunsam eteklerine
Sümbüle muhtaç etmesin beni saçların
Bir kış sabahı gel geleceksen
Günyüzü görsün uykusuz gözlerim
Beni uykusuz ve yarınsız bırktığın
Buz gibi bir kış sabahı olsun gelişlin
Şarkı söylerken serçeler
Dağıt ayazı gülüşünle
Bir kış sabahı gel geleceksen
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:29 AM
Bekledim seni hep bekliyorum
Çağır yalnız ölsem bile gelirim
Bu halime bakma sen bir gel de
Ben belamı bulsam bile gelirim
İlla şimdi değil sonra ilerde
Nefesimin tükeneceği yerde
Sen sadece bana bir ses ver de
Ben sararsam solsam bile gelirim
Yalnızlığın acı filmi sürüyor
Şu yorgun gözlerim hala görüyor
Terk ettitiğin hayalet hala yürüyor
Dünyada tek kalsam bile gelirim
Bir bahar sabahı veyahut hazan
Gelmeye karar verdiğin zaman
Sen ol alnımda yazımı bozan
Pişmanlıkla dolsam bile gelirim
Yalnızken dilsizim sağır ve kör
İnanmazsan beni bir rüyanda gör
İpek saçlarınla şu ömrümü ör
İstanbul'da olsam bile gelirim
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:30 AM
Kirpiklerinin ormanında açmış
Menekşe gözlerin
Eteklerini lale bürümüş
İki yanağının
Gül yüzünün gülüşünü tutamaz ama
Kıpkızıl kiraz çiçeği açmış dudakların
Kuyusuna düşmüşüm bakışlarının
Saç telin sarrmaşık olsa
Kurtarsa beni
Anlatsam kendimi anlatırım en çok
Hapsolmuşum gecenin nemli karanlığına
Seni tasvir etmek ne mümkün
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:30 AM
Kayboldun sen de bu karanlıkta
Işıltılı gözlerin kaybolmuş gitmiş
Fırtınada gemin hep çırpınmakta
Pusulan fenerin kaybolmuş gitmiş
Kuş cıvıltısıydı senin kahkahan
Gül yanaklarındı çiğlerle açan
Güldün mü tamamdı gece kan revan
Sabahın seherin kaybolmuş gitmiş
Sıra dağdan yüce sıralı derdin
Çiçekler yerine hep hüznü derdin
Çiğdem nergisin izinden giderdin
Rengarenk baharın kaybolmuş gitmiş
Zaman seni herkesten biri yapmış
Kalbinde uçuşan serçeyi kapmış
Aşkının turnası yolundan sapmış
Sürüyle katarın kaybolmuş gitmiş
Yazık olmuş meşhur güzelliğine
Çirkinler su döker olmuş eline
Sultandın aşığın mazlum kalbine
Memleket diyarın kaybolmuş gitmiş
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:30 AM
Çırpındım durdum
Çırpındım durdum
Sonra gerçekten durdum
Anladım ki ne kadar çırpınırsam çırpınayım
Hatta gözyaşımı deniz edip
Dalgalardan canavar yaratsaydım
Hiçbir dalgam sinemezdi
Sevgilimin taş kalbine
Ha ak köpüklü olmuş gözyaşımın dalgaları
Ha kan kırmızısı olmuş ne fark eder...
Beyaz bayrak çekip teslim olsam
Yelken niyetine
Kefeni olur umutlarımın
Kıyamete döndürür ayrılık rüzgarı yedi deryayı
Çık işin içinden..
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:30 AM
Şarapsız bilinmez dünyanın tadı
Bir kadeh misali hoştur bu dünya
Yüreği doluyken içer üstadı
Hoş sanılır ama boştur bu dünya
Sabahları sanki umut doludur
Boşver rahmet yağsa ardı doludur
Yolu hep aynıdır hüsran yoludur
Sonu kabus olan düştür bu dünya
Ne nimetler gelir hepsi çiğnenir
İnsandır bu beğenmezse iğrenir
Ekmekteki taşı yerken öğrenir
Hem kırık hem çürük diştir bu dünya
Avunur tabiat bahar gelince
Alemi kandıran yeller esince
Sararan yapraklar bir bir düşünce
Bilinir yaz değil Kıştır bu dünya
Rengarenk bir kuştur uçuşur durur
Durup dinlenmeden türkü savurur
Sonda düşmanını etle doyurur
Tüyleri yolunmuş kuştur bu dünya
Dağ değildir dağlar gibi deşilmez
Yol değildir yollar gibi aşılmaz
Bir kadeh içmeden hiç anlaşımaz
Bir acayip ince iştir bu dünya
Binlerce dert için koşuşturmaktır
Yüreği acıya alıştırmaktır
Beşiği mezara ulaştırmaktır
Ali Yahya yazılı taştır bu dünya
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:30 AM
Bu şehirden giderim sevmezsen beni
Islanamam buranın yağmurunda tek başıma
Serçelerin karşıma çıkmasına dayanamam
İmkanı yok
Ayrıldığımız köşelerden geçemem
Sana gösterdiğim dilenciye imrenemem
Yakınına bile yaklaşamam
Tüm şehri gören tepenin
Taş fırlatamam kıvrılan nehre
Hiçbir nergisine dokunamam dokunaklı kırların
Kırık taşları kalsın tozlu kaldırımların
Işıltılı levhalar
Halıların sarktığı balkonlar
Duvar yazıları
Ve yırtık afişler
Dağınık saçlı ve sümüklü çocuklar
Bekleyedursun duvar diplerinde
Bu şehirden giderim beni sevmezsen başka çare yok
Yediveren güller yedi kez alır canımı yoksa
Elim kanamıştı sana dererken bir çiçeği
Her bakışta gücüm yok kalbimi kanatamam
Gözden ırak olan
Gönülden de ırak olurmuş
Tek dayanağım bu çünkü
Seninle gördüğüm yerleri sensiz göremem
Bu şehirden giderim sevmezsen beni
Pasaklı bir öksüz gibi
Tek başıma bu şehirde çürüyemem
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:30 AM
Bozuk bir terazi şu gamzelerin
Biri aşağıda biri yukarda
Dalda iki bülbül yaralar derin
Biri aşağıda biri yukarda
Gamzeler sahilde paslı kayıklar
Gözler ki derin sırları saklar
Dalgalar art arda durmaz sayıklar
Biri aşağıda biri yukarda
İki şahin gamzeler yüze üşüşmüş
Merhametleriyse yalnızca düşmüş
Bizim gibi onlar da ayrı düşmüş
Biri aşağıda biri yukarda
İkisi tuhaf esrarengizdir
Huzur ülkesine götüren izdir
Yıldızlardır gamzeler sanki ikizdir
Biri aşağıda biri yukarda
Gamzeler gecede ateşböceği
Aydınlatıyorlar kara geceyi
Aşk bilen okusun iki heceyi
Biri aşağıda biri yukarda
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:30 AM
Beşiktaş'a bahar geldi gelecek
Artık bu şehrin kıymetini kimler bilecek
Rüzgar ta uzaklardan getirecek sevdaları
Hayat bir çiçek şair de çalışkan arı
Sonra yağmur başlayacak aniden
Az sonra da güneş barışacak yeniden
Çilingir sofrası da kurmak vardı hani
Bir dinleyen olacak derdi yani
Dünya memleket derdi gönül derdi
Hayat bize acıdan başka ne verdi
Hüzünlerden bile şiirler çıkarmak varken
Gitmek akıl karı mıydı biz acıları kovarken
Yaş otuz beş yolun yarısıydı daha
Hesabı yanlış çizmeli İtalyanların da
Bir ömür yetmez aşka sen de haklısın
Ve toprak altında değil kalplerde saklısın
Yağmur çoğalır az sonra ahmakları ıslatıyor
Akşam bulutlara farklı bir renk katıyor
Hüzün müdür sevda mıdır hayat mıdır
Bu koku nedir neye karışmış ıtır
Cıvıl cıvıl hayatı nasıl bırakıp gittin usta
Terk ettin şair tayfaları bu masmavi okyanusta
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:30 AM
Ne yapsam da borcumu ödeyemem ben sana
Karşılıksız bu ömrü hediye ettin bana
Üşütmeyeyim diye soğuklarda yoruldun
Ağladın gülmem için gülmemle huzur buldun
Yemedin hep yedirdin içmedin hep içirdin
Uykusuz aç kim bilir ne ******* geçirdin
Ninnilerle salladın beni sen beşiklerde
Yanıbaşımda belki bekledin döşeklerde
Hasta olup üzdümse affet beni ne olur
Gün olur emeklerin mutlak karşılık bulur
Yaşamamı sağladım sen güzel anneciğim
Yaşadıkça ben sana hep dua edeceğim
Bir gün ayrılsam bile senin güzel yüzünden
Asla şaşmayacağım öğrettiğin izinden
Karşılıksız ve sonsuz seveceğim herkesi
Sadakat va özveri evladının ilkesi
Kara toprak üstünde mavi göğün altında
Denizin ötesinde yüce dağın ardında
Her zaman ve her yerde kalbimde olacaksın
Aldığım her övgüne hep dua alacaksın
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:30 AM
Hatırlamak ve özlemek bir bilsen ne güzel seni
Ve sevmek hele ne güzel ey güzel seni
Sana dairdir her söz seni anlatır her şiir
Her mısra her beyit her gazel seni
Bir gülümseyip bak bana o bal gözlerinle
Alamasın benden asla o yedi düvel seni
Hep mutlu kalman ben razıyım saçların imza olsun
İkna etsin ne olursun canım için ecel seni
Tebessümünle zaman inan baştan başlayacak
Her şey tekrar var olacak bak bekliyor ezel seni
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:30 AM
Yedi tepeli derler ama
Kaç tepesi vardyr Nedim bile bilemez
Bir tasy acem topragyna bedel sehrin
Söylenen dar gelir hayata ve aska
Hele aska
Fuzuli bile anlatmaktan korkar
Ayaklarym çözülüyor sen kumral saclaryny baglarken
Tebessümün dilini bilmedigim efendim
Nasyl vazgecerim ondan
Gamzelerin kylycyndan degil korkum
Ydamyma üzülmen beni ürkütür
Umudumu kestigim zamanlarda
Hüzün hastalygymy kirpiginin nesteriyle kesen doktorumsun
Bana hayallerimi ögreten ögretmenim oldun artyk
Yedi tepesisin bu sehrin anla lütfen
Kadri bilinmeyen Acem mülküsün
Hayallerimi bir fotografa nasyl sygdyrmy?syn öyle
Kac cilt söz anlatmaz o bakysyny
Kumral saclaryn omuzlarynda
Cebimde saklyyorum resmini
Ve kalbime en yakyn yerde ?imdi
Cebime sygan hayallerim
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:31 AM
Otuz üç metrede bir derece artar sıcaklık
Yer'in merkezi kıyamet var demek
Demirleri eritir belki
Binlerce derece sıcaklık
Kıyametler koparken ama
Yer'in mağmalı merkezinde
Serçeler cıvıldar Yer'in yüzünde
İşte böyle canlarım
Bedeninizin derinliklerinde
Bir mağmaya dönüştürse de kalbinizi
Gitgide katmerleşen acılar
Tebessümünüzle bahar gelmeli yüzünüze
Menekşe gözlere karışmalı
Kahkahanın cıvıtısı
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:31 AM
Yüz çevirmiş sana gönlüm bakma o yarin ardından
Sevmez artık anla ağıt yakma o yarin ardınan
Yıkmasın hiç umudunun pembe pancurlu evini
Çarpıp gitsin kapıyı bırak çıkma o yarin ardından
Bunca gözyaşların belki doldurur bir koca tası
Gurbete gitti hiç dönmez dökme o yarin ardından
Dağların ardında unut güneş gibi hasretini
İnan ki eritir seni akma o yarin ardından
Altını üstüne getirme altı gün olmadı daha
Sinendeki altın köşkü yıkma o yarin ardından
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:31 AM
Saflaşıyor insan çaresiz zamanlarda
Bir işık arıyor
Kaybolduğu soğuk
Nemli
Ve karanlık kapkaranlık yalnızlık tünelinde
Tamam diyebilsem keşke ben de
Unutabilsem
Ve karışıp hayata
Tertertemiz gülüşünü denize atabilsem
Hatta Sirkeci'ye inip mesela
Galata Köprüsü'nde
Yağmurda ıslanırken balık avlayabilsem
Resimlerinden takılarından
Örneğin ne bileyim
Bende neyin varsa işte
Poşete koyup hepsini hepsini
Boğaziçi'nden fırlatabilsem
Sarayburnu'nda kayalara çarpan suyla
Yıkayabilsem zihnimi
Gazi''de duvardan bir afişi koparır gibi
Seni kalbimden koparabilsem
Aklımda hiç izin kalmasa
Ne Sarıköşk'ün laleleri
Ne Şile'nin yeşili
Aklıma hiç gelmese hiç hiç
Yanımdan gittiğin gibi gitse hayalin
Senin gibisini bulabisem olmaz mı ki
Çiviyi çiviyle sökebilsem ciğerimden
Diyesim geliyor ama
Çocuksu bir istek benimki
Kaç güneşi var ki dünyanın
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:31 AM
Yağmur yağdı mı
Seller sular denize koşar
Karıncalar yuvalarına
Trenler istasyonlara
Ben ellerim bağlı ellerine yanarım yağmurlarda
Mavi semalarımın beyaz bulutlarıydı ellerin
Yağmur yağdı mı
Fesat yüklü sonbahar rüzgarı
Yaprakları birbirine düşürür
Sonra sıvışır tepelerin arasından
Zaman bu oyunu oynamıştı bana
Bir çocuk gibi kanmıştım sevgine
Saçların sonbahar rüzgarıydı senin
Yağmur yağdı mı
Deniz çıldırır
Uzun havası kan ağlatır tellerin
Ben yapraksız dalda ıslanan kumru gibiyim
Zamanın açacağı hediyemi beklerim
Bulutlar arasındaki güneşi
Rüzgarın sağı solu belli değil ki
Kara bulutlar şimşekler çakar yüreğimde
Kuşup sığınacağım ellerin yok
Yağmur yağdı mı
Ellerin öyle uzak ki çünkü
Ellerin senden uzak
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:31 AM
Alev alev bakışlardan kora dönmüş
Gözlerde dizilen kirpikler yanıp sönmüş
Arayı buldu
Bağladı beni sana ve kayboldu
Sürürklenen kalbim çaresizlikten bıktı
Peşinden bunca koşmam boşa çıktı
Gözler kaçar beni gördüğü yerde
Ne çözmek mümkün bu işi hem de
Ne vazgeçilir bu işten
Bahsetmek bile istemiyorum vazgeçişten
Ağzın inci hazinesiyle dolu kızıl alev topu
Diline düşenin belli olmuyor soyu sopu
Saçlar bağladı çünkü artık hediyedir ölüm
Kara bela şu saçlar kim bilir kaç bin düğüm
Ne karanlık gece bu böyle ne kadar uzun
Pembe bal yanakta ne işi var kararmış tuzun
Parmaklıklara hapsettin mi sonra ellerinle
Var bir parmağın yaralandım güllerinle
Sen bir gülsen dikendir her tırnağın
Sarmaladımı bırakmıyor kızıl kanı içen ağın
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:31 AM
Bir simitle karın doyar mı yahu
Közde etle patlıcan olacaktı
Hem bedeni doyurur hemi de ruhu
Kocaman sapsarı soğan olacaktı
Masanda bitmeyen taptaze ekmek
Ekmek demek güç sıhhat demek
Bir de çoban salatası gelecek
Var ya buz gibi biran olacaktı
Yemekten sonra bir güzel tatlı
Antep baklavası bilmem kaç katlı
Hemen sonrasında renk renk paketli
Şöyle has bir cigaran olacaktı
Boşveriver dünyayı yemek yerken
Vakit de önemsiz ne geç ne erken
Çevlik Samandağı Antakya derken
Gıcır gıcır araban olacaktı
Mağazalar dizilecek geçtiğin yola
Giyinmek gezerken verilen mola
Diyecekler ki vay Mehmet hayr'ola
Sağında şık bir bayan olacaktı
Telefonlar art arda daha ne deyim
Davetler efendime söyleyeyim
Bir görecekler var ya ah ben neyim
Şöyle tomar tomar paran olacaktı
Galiba bu defa yüksekten attım
Bir lira var bende ona bin kattım
Son çöp çuvalını ucuza sattım
Şu simitle bir ayran olacaktı
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:32 AM
Sayfaların çölünde dolaşır dururum
Ayrılığın rüzgari güllerimi dökmüş
Gölgesinden bile hayır yok çiçeklerimin
Dalda diken yığını
Serçelerin daldan uçup gidişi gibi
Kolay olmuyor uçup gitmen aklımdan Delikız
Deniz tükürür beni toprak çürütür
Yabancı değilim acılara aslında bakma
Ne yaralar kabuk tutttu ruhumda
Gözyaşları heba oldu
Yağmur çamur sarı sonbahar
Senin masalın başka ama Delikız
Mevlana'nın bana öğüdüsün sen
Yunus'un sevgisi
Ay ışışığında hecelediğim Kül Kedisi
Şiirsin çünkü sen Delikız
Sevdasın
Sen kütüphane raflarında tozdan kurtardığım kitapsın
Senden vazgeçmek aşkından daha imkansız
Kavga etsem olmuyor
Etmesem zaten olmuyor
Beni bu hale sen getirdin Delikız
Mısra mısra dolaşır sayfalarda Mecnun'un
Savrulur hasretin kumları yüreğime
Yalnızlığın güneşi kavrur beni
Susuzluktan ölmezsem
Boğulmaktan korkuyorum gözyaşlarımla
Bir çocuk gibi korkuyorum ölmekten Delikız
Ölürsem kim sever seni benim kadar
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:32 AM
Boğulmam işten bile değil
Denizinde çırpınıyorum
Yüzünün yüzünde yüzemiyorum
Derinlerine çekiyor beni bakışların
Kılıçbalığı sanki gamzelerin
Dalgasını geçer
Yolunu şaşırmış sazanlarla
Kaşların çifte olta mı
Boğazımı sarmalayan ağ saçların
Kulaç atmam boşuna
Sana erişemiyorum
Ayağımı kaydıranlar kum gibi
Köpekbalıkları yetmez sanki
Tadı tuzu kalmıyor ömrün
Sana ulaşmak zor fırtınalarda
Vazgeç diyen piranalar sözlerin
Gülüşünde ne inciler dizilmiş bir ben bilirim
Lodosun getirdiği bulutlarını
Güneşten sıcak gülüşün siler süpürür
Çaresizliğime martılar şahit
Onlar da anlatamıyorlar ki halimi
Kuş beyinli hepsi...
Boğuluyorum burda ya...
Senin deniz bakışlarında
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:32 AM
Denize bakamıyorum hala inanır mısın
Gülümseyerek bakışın geliyor aklıma
Okyanuslardan derin bakışın
Dalışın maviliklere
Balığa mı martıya mı kuma mı kim bilir
Ben hala bakamıyorum denize inanır mısın
Ateşi besleyen odun sanki her balık
Yutuldukça çoğaltır ateşi
Martılar uçuşan kül bir bilsen
Küller kıyıda kum gibi
Nasıl bir iksir kattın anlamadım denize
Genzimi yakıyor deniz gözlerim yaşarıyor
Göğün denizle kucaklaştığı beyaz çizgiye mi
Neresine bakardın bilmiyorum denizin
Nasıl bir iksir kattın denize
Rüzgarı gemisi bulutu dalgası
Neresinde bu büyü bilmiyorum
Ejderha nefesi sanki rüzgar
Kavuruyor kirpiklerimi
Ateşte kızaran paslı bıçak sanki gemi
Gözbebeklerimi işaret ediyor
Bulutlar sanki hayalet
Sevdamın ruhuna musallat
Volkandan fışkırıyor sanki dalgalar
Ateşi yetmez diye tuzu kuşanmış
Dalgalarda fırlayan köpükler
Yanakları dağlıyor
Hapşırığı denizin iyiye alamet değil
Ölümden beter ayrılık
Güneş çakılyor alkanlarla ufka
Karanlığa yuvarlanıyor yaralı düşler
İlham olur şairlere her sahil
Ama sen bakarken denize
Ben sana bakıyordum
Denizden derin bakışlarına dalmışım
Anlamadım o yüzden nasıl bir büyü kattın denize
Denize bakamıyorum hala inanır mısın
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:32 AM
Ne kadar ağlayıp dökse içini
Verdiği sırrını alıyor deniz
Nice yeminlerden bozdu kaçını
Hep tükürdüğünü yalıyor deniz
En dertli şairdir her yıl dört mevsim
Her dalgası mısra mısrada isim
Aşıkları derttaş sanır garibim
Her akşam hep yalnız kalıyor deniz
Kim baksa görür kendini onda
Gündüz mavi gece simsiyah tonda
İçli dışlı olan boğulur sonda
Hüzünlenince birden dalıyor deniz
En derine gizler büyük sırları
İncilerle döşenmiş derin yerleri
Bulup yarin olduğu diyarları
Şişeyle haberi salıyor deniz
Köpüklü dalgasın içmiş sarhoştur
Şair dostun kafası daha bir hoştur
Ve alemlerinden gayrısı boştur
Yahya'dan hoş sözler çalıyor deniz
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:32 AM
Beklemekten yorulmaz deniz asla yorulmaz
Rüzgardan yorulmaz gerekirse hiç durulmaz
Aydınlatmaz ısıtmaz geceyi binlerce yıldız gerçi
Ay umut verir yarınlara düşleri koruyan bekçi
Nerden gelir kimbilir nereye giden rüzgar
Mışıl mışıl uyuuyan denize aşkın sırrını fısıldar
Bağrına taşları basar umutlu mavi deniz
Diplerden daha derinde şairle anlattığı giz
Denize aşıktır martılardan önce şairler
Mısraları çığlılk çığlık kirpikler kanattan beter
Beklemeyi öğretir deniz ha hırçın ha dingin
Sabır tuzdan acı umut mavi derin ve engin
Alaca karanlık ikizidir kan kırmızı şafağa
Takılmasın yürek yeter ki korku denen ağa
Yıldızlar köpükten çok kalabalık kum gibi
İğne atsan yere düşmez bir mahşer semanın dibi
Hepsi tanıktır sevdaya deniz daha çok şımarır
Hakkı var güzel denizin her şey olacağına varır
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:32 AM
Ne bir paşa ne bir vezir ne vezirin efendisi
Beni yardan ayrı koyan o yarimin ta kendisi
Yağmurluyken güneşliyken her zaman güzel bu dünya
Bir ağlaması yarin biri de gülümsemesi
Saçlar altın gözler yakut diş inci yürek pırlanta
Bunca servet kimin ya Rab bu yar kimin hazinesi
Hangi yıldıza sorsam kaçar benden karanlığa
Ne ola ki gökten kara şu bahtımın çaresi
İsminle haykırıp durur çırpınan zavallı kalbim
Bu şiir ki kafesteki isyankarın hikayesi
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:32 AM
Adam gibi konuşalım bak
Davranamam bir şey olmamış gibi
Geniş değilim o kadar
Seni her görüşümde kahrolamam
Tebessüm edip yani
Uzanıp elini tutamam
Dobra dobra söyleyeyim
Zaten başıma gelmezdi bunlar öyle olsam baştan
Seni kırmaktan korktum oldum olası
Ama hayır bu kez her şeyi demeliyim açık açık
Bundan sonra istediğin gibi davranamam
Senin gibi boşverip her şeyi işime koyulamam
Dayanamam seni saran birini görmeye
Basit gelebilir sana fakat ben katlanamam
Bana dostum deme ne olur
Senin dostun filan olamam
Görüyorsun gökyüzünden daha karamsarım bu akşam
Aynı gökyüzü kadar geniş olamam
Düzeyli ilişkilerini hayatının aklım almıyor
Bundan sonra bakışlarının altında ezilip kalamam
Bana kendini ve aşklarını gösterme iyisi mi
Hayatta bana ettiğin ilk ve tek iyilik olur daha ne işte
Ben senin kadar rahat değilim hiç olamadım olamam
Bitti deyip hayatıma bakamam
Seni gördükçe yani
Bu hayata alışamam
Medeni değilim belki senin kadar
Dustumsun diye senle tokalaşamam
Anlamaman beni doğal bu konuda
Çünkü ben de seni anlamıyorum
Ve anlayamam
Hiçbir şey olmamamış gibi
Dalga mı geçiyorsun Allah aşkına
Asla asla seni sıradanlaştıramam
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:32 AM
Ağla gönlüm ağla gönlüm
Ağlamaya müstehaksın
Çağla gönlüm çağla gönlüm
Çağlamaya müstehaksın
Bilmedin dost değerini
Kırdın ahbap yüreğini
Sen şu kebap ciğerini
Dağlamaya müstehaksın
Araya kattın dağları
Mühim oldu başkaları
Sen pişmanlık şarkıları
Söylemeye müstehaksın
Yabana attın ilacı
Hayırlı ola her acı
Ciğersizi baş tacı
Eylemeye müstehaksın
Dostla açtın araları
Kanattın tüm yaraları
Garip başa karaları
Bağlamaya müstehaksın
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:32 AM
Elimde değil ellerini unutmak ne yapayım
Gözlerin aklıma geliyor her yumduğum an gözlerimi
Yine de en çok sesini özledim ben
Kumrulardan bahsetmen
Ya da siyasetten önemli değil
Bir dostun selamını iletirken
Veya bir şarkıya eşlik ederken
Beni ihya eden nefesini her kelimende
Bir bilsen nasıl nasıl özledim
Gülerken hele
Gülmeni kesmeden titretmeni sesini
Şaşırmanı bir soruyu soraraken
En çok da hıçkırığa karışmışken
Kızmanı bir sözüme
Çoğu zaman ne söylediğini umursamadan
Sırf duymak için huzur madeni ses dalgalarını
Dalmak ne güzeldi konuşmalarına
Omuzlarına düşen saçlarının hasretinden
Döktüm saçlarımı -gözyaşlarımdan beter-
Ve inci dişlerinin özlemiyle -ömrümden önce-
Çürüttüm dişlerimi
Olsun ama ben senin en çok sesini özledim
Şehrin karanlık uğultusu hatırlattı bana
Hayalini anlattığın beyaz düşlerimizi
Umutlu ve inançlı ses tonunu özledim ben senin
Her şeyini özledim senin evet
Hatta miktarını yazsam mecaz sanırsın
Ama senin ses tonunu özlemek bambaşka
Ben senin en çok sesini özledim
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:32 AM
Uzaktan izlemeli
Şehirleri ve nehirleri
Yüksek yerleri seçmeli
Mesela tepeleri
Ve herhangi bir zamanda da değil
İlla *******i
Paslı damları gözükmemeli şehirlerin
Tinercileri hele gangsterleri
Yılların ve yolların kirletip tükettiği çöplükleri
Hatta aç aç gezen köpekleri
Ana avrat sayıp döken muavinleri
Köprüleri ve yğın yığın lastikleri
Uzaktan izlemeli
Şehirleri ve nehirleri
Evet nehirleri
Beklemeden seherleri
Ve seher vakti esen yelleri
Parlarken kıvrımlı yerleri
Ne kokusu gelir uzaktan
Ne de görülür içinde yüzen leşleri
Hele bir de ay da gözüktü mü
Yanıp sönen yıldızlar arasında
Ne tiksinmek gelir aklına şairlerin
Ne de şehirle nehrin rezillikleri
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:32 AM
Mavinin cilvesine kapıldım
Kuş cıvıltısına
Huzurlu rüzgarına şubatın
Bahar geldi bakışlarıma
Dallarımda tomurcuklar patladı
Gülmeye hasret gözlerimin
Ama tersine döndü dünyam
Gemilerimi liimanda avladı
Buza kesmiş rügarlar
Gözlerimde açmış çiçekleri
Seller götürdü
Çiğnendi giden ayaklar altında
Buzlandı bulanık çamurlar
Çamurlarda erken açmış
Çiçekleri gözlerimin
Tipilerde çırpınır gelinciklerim
Papatyalar alışık değil
Çiğdemler açtığına açacağına bin pişman
Terk etti beni yıldızlarım
Soğuk ve ıslak karanlıklarda
Kalbim pencerem gibi kırık
Kuzeybatı rüzgarı dağıtıyor şimdi
Benim dumanlı başımı
Sonu oldu hayallerimin erken bahar
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:33 AM
Karanlıkta düşen her bir yaprağa üzülmelisin
Ve mutlu olabilmelisin fıstıkyeşili her tomurcuğu gördüğünde
Yıldızların sayısını kıyasla şehrin yanıp sönen ışıklarıyla
Çobana benzet mehtabı,yıldızları sürüye
Kaval çalsın rüzgar sabahlara dek
Herkesin baktığına bakarken
Kimsenin göremediğine şaşır ayakların kuma değerken
Zeytin dalına tutun hayatın
Sonra korkmadan tırman tepelere..
Yani gelmişken mavi ve siyahla dolu
Bu kocaman ve tuhaf dünyaya
Bayram yerine çevir hayatı
Yağmurun damlalarını say mesela
Bindiğin her arabanın plakasını ezberle
Kır çiçeklerini topla koşa koşa
Kiminin rengi sarhoş etsin seni kiminin kokusu
Kuş cıvıltılarına fırla her sabah
Belki bulut bile görürsün
Aklına mor kuyruklu uçurtmalar getirir
Gelmişsin artık
-ne iyi etmişsin aferin-
Bu kocaman tuhaf ve güzel dünyaya
Bayrama çevir hayatı mesela şeker bayramına
Tatlı tatlı güldün mü şeker taşar ayna
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:33 AM
Mutlu musun şimdi bilmek isterdim
Bana ne ki gerçi artık fark etmez
Sıcak tebessümün yalnızca derdim
Bana ne ki gerçi artık fark etmez
Sinirli ve dengesiz misin hep
Her gün artıyor mu dertlere sebep
Sonsuza dek öfken sürer mi acep
Bana ne ki gerçi artık fark etmez
Galiba azalmaz sende bu kibir
Şu kibrin yüzünden dünyam kör kabir
Belki acı çektin sen de kim bilir
Bana ne ki gerçi artık fark etmez
Yağmurdan hala mı nefret edersin
Öfkenle taşar mı yine o sesin
Kim bilir kimlesin şimdi nerdesin
Bana ne ki gerçi artık fark etmez
Sivilceli mi hep o solgun yüzün
Asabi titrek mi çıkar her sözün
Gerçek aşka belki değişir özün
Bana ne ki gerçi atık fark etmez
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:33 AM
Dağların eteğine yağmur düştü
Kalbime sevda
Kuruyan nehrin yatağında
İhtimalden tuğlalarla kurduğum
Gönül evim bir düştü
Göklerde bir isyan başladı derken
Bir gürültü bir kıyamet
Yıldızlardan bir ordu bastırdı
Bastıran yağmurları
Doldu taştı derken nehir
Temelden söktü
Nehrin kuru yatağındaki evimi
Her akşam tıkış tıkış olur yollar
Yol çilesinin mükafatı
Sobadan sıcak tebessüm
İnsanın evi gibisi yok
Evim evim güzel evim
Kurumuş yataklarda kurulu evim
Benim ihtimalden tuğlalarlarım
Tepe taklak olur yanağımın eteklerinde
Dağların eteğine yağmur düştü
Kalbime sevda
Kuruyan nehrin yatağında
İhtimalden tuğlalarla kurduğum
Gönül evim bir düştü
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:33 AM
Çarpsın kadeh yıldızlara bugün hüzünden bize ne
Yarın gelmedi ve burdayız artık dünden bize ne
Her yıldız bir cevher olsa değişmem asla bu anı
Zindandır köşk saraylar servetten ünden bize ne
Kadehlerin çinçinleri bin bir darbukaya bedel
Ahlarımız türkü bizim zilli düğünden bize
Cennetin hurilerinden elma yanaklar çalmışız
Nemize yetmez al şarap üç öğünden bize ne
Medeni ehlindeniz gönül şehrimizdedir yar
Çakallar ulusun elin boş köyünden bize ne
Hep felek üzmez ya kendi de üzülsün bir gün
Yardan haber aldık ölünecek günden bize ne
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:33 AM
Yalnızlığına hapsedilmişim kalabalıkların
İğne atsan yere düşmez bir tenhalık
Dile kolay müebbet sessizlik
Herkes farkına varmaz bu mahkumiyetin
Şiiri sevmek tehlikelidir bilirsin
Bir sabah kuş sesi hatırlatır hapishaneyi
Azrail denen gardiyanın eteğine asılır şairler
Umutsuz çaresiz bedbaht mısralar yarışır
Ben şanslıyım biraz da çılgın
Bir de seni görünce tümden delirdim
Kaçmak bu zındandan bütün derdim
Kalemimle kazıyorum mısra mısra tüneli
Toprak gözlerinde boy verdi özgürlük fidanım
Ve kopkoyu gözlerinde ışık belirdi
Ömrüm yeter mi bilmem
O ışığa varmaya hürriyete
Amam ilhamım oldu
Kazma darbesi gamzen
Çatılmış iki kürek kaşların
Gülüşünü gördüğüm gün ölmek istedim toprak gözlerinde
Kaçış bu geri dönüşü yok
Ama tamam artık ölsem ne ki
Kurtuluşun ışığını gördüm işte yeter
Ölürsem hür ölürüm
Gömülmüş olurum toprak gözlerinde
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:33 AM
Keskin bir nişancı gül yanaklarda
Kirpiklerden oklar atıyor gamzen
Gizlenmiş tırpandır cana kasteder
Dört mevsim pusuda yatıyor gamzen
Kaybolsa öldürür görünse üzer
Direnen aşığın göğsünü çizer
Şifası bulunmaz zehire benzer
İğne olup kalbe batıyor gamzen
Döker saçlarını dağlar yüzünü
Kanatır aşığın yaşlı gözünü
Girdaptır dünyanın toplar özünü
Kanı gözyaşına katıyor gamzen
Parçalar kıyıda taşı dalgalar
Paralarken serçeleri kargalar
Bir şahindir ciğerleri gagalar
Kim bililir ne diyor ötüyor gamzen
Canımı aldı ya daha ne umar
Elaleme acır bana göz yumar
Kazanmak imkansız hileli kumar
Her bakışta çalım satıyor gamzen
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:33 AM
Pencereyi açtım bakınca
Masmavi gördüm gökyüzünü bu sabah
Beyazla süslü maviydi gülüşü
Selamladı beni gökyüzü
Denizden daha mavi
Rüzgardan daha deli
Yüz verdi tebessümüme
Süslü püslü güzeller gibi
Gel de aşık olma bu gökyüzüne
Nazlı nazlı ağlar bazen
Sımsıcak güler daha çok
Sevgilerden daha saf bir mavilik
Dostluktan daha yüce
Yalan olmasın kızdık ara sıra birbirimize
O şimşekler çakar öfkesinden
Boynum bükük gezerim bazen
Göğün yüzüne bile bakmam
Ama bu sabah barıştık işte pencerede
Her akşam bezenir sayısız mücevherle benimki
Karamsar hüzünlü bir gelin gibi
Ona mısralar dizerim sabahlara dek
Kızarır utancıncında her seher
Sonra maviyi kuşanır
Sonra daha maviyi
Sonra masmaviyi
Her sabah kuşlarla haber salar bana
Uyanınırım gaflet uykusundan cıvıltılarla
Bir bakarım sevda dolu bekler beni hayat
Üzen üzdü beni
Gökyüzü hiç üzmedi
Zor günümde herkes çekti gitti
Gökyüzü üzerimde titredi yalnızlığımda
Bu yüzden işte
Maviliğin başımın üstünde yeri var
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:33 AM
Bahtımın kapkara tekeri
Gamzenin çukuruna düşüverdi
Çarptı bakışlarına gıcır gıcır yüreğim
Heba oldu gençliğim emeğim
Tepe taklak oldu hayaller
Kayısı çiçekleri açan gözlerin
Çalışkan arıların alınteri
Baldan bal tebessümün
Yanağının eteklerine savruldum
Dumanlıydı başım
Yanaşmadı kimse yanıma
Felakettim patlamak üzereydim
Bitmez bir geceydi saçlarından beter
Ellerin kadar şefkatliydi ay
Sevdam gibi yarımdı
Yıldızlar anılarımz kadar çok
Bizden ve birbirlerinden uzaktılar
Bir rüzgar vardı ki aman aman
Düşmanımdan ırak
Sessizliğin kadar soğuk
Ben dalmıştım yorgundum
Baharı bekleyen dallardan beterdim
Dökülmüştüm anlayacağın saçlarım gibi
Üşüyor olmandan korkmuştum
Kapıdan baktırıyor mevsim
Bir kenara bırakıp halimi
-beni bıraktığın gibi hani-
Senin için korkmaya koyulmuştum
Senin de ağzın var dilin yok yani
Araba devrilmeden insan bir uyarır
Kavşağı bile yok
Karanlıkta kıvrılan saç tellerinin
Meğer gülüşün pusudaymış
Asıl suçlu ah o gamzelerin
Derken görünmez kazadır oldu işte
Tüm hasap başıma patladı
Suçlu benim biliyorum
Yazdı cezamı
Havasında değildi zaman
Rüşvet de kabul etmedi
Buncağız suç şimdi reva mı bu
Müebbet sensizlik
Bahtımın kapkara tekeri
Gamzenin çukuruna düşüverdi
Çarptı bakışlarına gıcır gıcır yüreğim
Heba oldu gençliğim emeğim
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:33 AM
Gözlerin azılı iki eşkiya
Yaralıyor öldürmediği mazlumu
Korkudan titreyen kalbi kora çevirir
Kömür karası gözler
İki eşkiya gözlerin senin
Kalbini çalıyor adamın önce
Sonra aklını alıyor
Yavuz hırsız ev sahibini bastırır
Kahrediyor sürüklüyor
Kanatıyor gözlerin çaresiz kalbi
İki eşkiya senin gözlerin
Aman vermezsin
Pazarlıksızsın gözün kara
İşinin ehli iki eşkiya senin gözlerin
Uykusunu kaçırır karşına çıkanın kurtuluşu yok
Gece kirpiklerinde gizlenen
İki eşkiya senin gözlerin
Sisli *******de çıkar soyguna
Elinden koparır mazlumun umudunu geleceğini
Direnmek nafile
Yola gelmez iki suçlu
Kim bilir hangi kafesi paralamış iki firari
Gözlerin azılı iki eşkiya
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:33 AM
Bir kurtulabilse kalbim şu kafesten
Uçup kirpiklerine konacak
Ve nasıl bir maceraya giriştiğine
Çocukça
Şaşıp kalacak..
Gizemli bir orman çünkü senin gözlerin
Kaybettirir pusulayı kuytu bir yerinde
Derken bir yağmur başlar durup dururken
Sel basar yemyeşil haritayı
Dört bir yanı yanakları şelale
Kim nasıl yığar onca bulutu
Sonsuza dek sürecek sanılır
Ğöğün kaslı ve karamsar bulutlarının hükümdarlığı
Hıçkırıklar delirtir titrek dudakları
Sonra ansızın
Tebessüm eder güneş
Huzur bağışlayan bilge yüzüyle
Gösterir yüzünü yüzdüğü semada
Pırıl pırıldır artık
Kuşsesiyle danseden çiçekler..
Farkını çıkartır hüznün
Kurdu kuşu, aynı şarkısını söyler barışın
İşte o aydınlığa tutkun
Kafeste çırpınan kabim
Kaybolmak ister fıstıkyeşilinin derinliklerinde
Işıl ışıl gözlerinde
Çocuksu ve cahil bir telaşla hem de..
Çünkü gözlerin senin
Gizemli bir orman
Balta girmemiş bir yağmur ormanı çünkü gözlerin..
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:34 AM
Ciğerlere saplanan hançerin pırıltısı
Gözlerindeki ışıltı
Kanlıca'da batan güneş
Sapsarı sonbaharda
Gözlerindeki ışıltı
Sönen yangının külünde direnen
Bir avuç kül
Bahar sabahlarındaki güneşe
Paptyadaki çiğ damlasına
Benzemiyor artık
Gözlerindeki ışıltı
Uzak ve titrek bir yıldızın
Karanlık gecedeki solgun ışığı şimdi
Gözlerindeki ışıltı
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:34 AM
Hesaplamaz fidanı toprağa diken
Her güzelin mutlak kusuru vardır
Çiçekten daha çok olacak diken
En kolay işin de be bir zoru vardır
Her arı balyapmaz her yar sevilmez
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:34 AM
Sarhoş olup bülbül gülden
Atarken bir acı nara
Güzel geçer diye yoldan
Güller çekildi kenara
Bilinmez bu zulüm niye
Gözyaşları tek hediye
Ne de az akıyor diye
Gözler imrenir pınara
Bülbül aklı aşka ermez
Bahçelerden murat dermez
Madem hiçbir gül yüz vermez
Ne lüzüm vardı efkara
Bülbülü artık gülü duysun
Zulmün zırhını da soysun
Dikeni bir yana koysun
Melhemsiz iyleşmez yara
Bülbülüm ağla hakkındır
Hazanın artık yakındır
Her ferman zaten Hak'kındır
Talih gülmez isyankara
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:34 AM
Gün bundan sonra doğmasın artık
Ay göründü gözüme pişman değilim
Fırtınaya razı olmak kaderim
Şu yürek sızıma pişman değilim
Saçlarına değmek bedel bu ömre
Su getirmek için yetmez bin dere
Bıraktım suyu gitsin akacağı yere
Sürdüğüm izime pişman değilim
Cigarayla bira içip sahilde
Duydum o sesini rüzgarda yelde
Sevda gizlenemez yazıda dilde
Kapkara yazıma pişman değilim
Zaman ilaç olsun olmasın artık
Kader bana gülsün gülmesin artık
Şu gözlerim dolsun dolmasın artık
Feleğe nazıma pişman değilim
İster kolayım de istersen zorum
Aklına gelmesin başka bir yorum
Seviyorum tamam mı seviyorum
Sevgilim sözüme pişman değilim
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:34 AM
Sen benim ışığımsın
Sende filizleniyor heyecanım ruhum
Çiğ tanesisin gülde
Papatyada fal
Gölgede kalanlar cılız ve sönük kalıyor
Sana göründükçe açıyor erik ağaçları
Adını söyleyenlerin dilinden bal damlıyor
Serçeler sesini ne güzel ezberlemiş
Taklit edememiş bakışını nergis
Dağlar uzağında olmaktan bin pişman
Rüzgar seni arıyor her yerde
Sana yaklaştıkça güzelleşiyor hayat
Sana görünenlerin yüzü mehtaba dönüyor
Güneşim benim
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:34 AM
Sevda derler buna giysiler dar gelir şiirler sığ
Dolmaz aşk meydanlara nereye yığarsan yığ
Bembeyaz bulutlar kanatlanır mavi semada
Okyanusların yüzünde yeşil bir ben her ada
Kitapları tartışır pırıl pırıl gözleriyle çocuklar
Kavgaya ve aşka dair şiirleri cebinde saklar
Bacalar semalar gibi gamlansa da bazen
Rüzgar bir ozandır o zaman efkarla oflayıp gezen
Sarı mevsim şairi kara kış kuşları ürkütür
Masal dinlerken çoçuklar sobalar kütür kütür
Nergis sabırsızdır oysa topraktan fışkıracak maya
Ve baharın bayrağını kardelenlerden almaya
Her karıncanın bir yaşam nedeni var her böceğin
Kesip atsan bile yerde çarpmaz mı yüreğin
Hayatın güzelliği yanıbaşında sadece bak
Hayatın sofrasında güneş en lezzetli tabak
Karamsarlığın karanlığını parçalar şairlerin kirpiği
Bakışları umudun imge damlatan imbiği
Patlar tomurcuklar yediveren her kış her bahar
Yaşanacak bir hayat var sonsuz ufuklar kadar
Bülbül güle aşık oladursun herkese yakışır sevda
Yaşam nazlı sevgilidir yakışır ona her işve her eda
Çırpınsın hep çırpınsın sonsuz gökyüzünde güvecinler
Semalardan mavi gözlerle çocuklar aşkı öğrensinler
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:34 AM
Senle taşlık yolların halıdan hiçbir frarkı yok
Senden ırak güllerin çalıdan hiçbir farkı yok
Bir ağlarsa şu gözlerim kapında deniz görürsün
Sonra dersin ki evin yalıdan hiçbir farkı yok
Aynı gündür bunca zaman nazlı yar anla beni
Sensizse cumanın salıdan hiçbir farkı yok
Bir sefil Allah aşkına neylesin adil dükkanda
Ucuzun da zaten pahalıdan hiçbir farkı yok
Farkı var mı o Mecnun'un Kays denen o bahtsızdan
İşte böyle Yahya'nın Ali'den hiçbir farkı yok
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:36 AM
Güzeller güzeli incecik belli
Korktum soramadım yaşını senin
Çift çift yaratır Hak sen teksin belli
Kimseler göremez eşini senin
Neden ince boynun böyle bükülür
Hüznün yeli ile zülfün sökülür
Konuşsan ağzından cevher dökülür
İnciye benzettim dişini senin
Çatıktır her zaman ne yapsam küser
Poyraz olur derdin çölünde eser
Konuşmak isterim sesimi keser
Başta kılıç sandım kaşını senin
Sürmeli misin sen elalı mısın
Güneşi mi dünyanın hilali misin
Sureti misin aşkın hayali misin
Kime nasip görmek düşünü senin
İzini bulurum nergiste gülde
Yoldaşım olur sefil bülbül de
Savrulursam bile dumanlı külde
Ölürüm bırakmam peşini senin
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:36 AM
Gariban gönlümün viran evini
Kirpikten oklarla basmak hak mıdır
Esir kalbin kıldan ince boynunu
Gamzeden kılıçla kesmek hak mıdır
Ciğeri yandırdın çatınca kaşı
Hem ciğeri hem de şu dertli başı
Yangını söndürmez gözün yaşları
Yel olup yangına esmek hak mıdır
Hangi sultan etmiş bunca zulümü
Hançerden kakülle biçtin ölümü
Yellere savurdun ince külümü
Mazlumu susturup susmak hak mıdır
Düpedüz zulümdür ki bunun adı
Ne amanı dinledin ne imdadı
Rüyada başlayan körpe muradı
Zülfünün teliyle asmak hak mıdır
Hak mıdır yüzünü yana çevirmek
Hak mıdır vücudu yakıp devirmek
Hak mıdır bir canı tenden ayırmak
Yürekten sevene küsmek hak mıdır
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:36 AM
Selam olsun benden şu Has Turizm'e
Benim bu sesimi duysun bir zahmet
Bir yolcu olarak vasiyetim var
Beni de adamdan saysın bir zahmet
Ne halde olduğunu diyemeyen var
Ekmek ile soğan yiyemeyen var
Atılan giysiyi giyemeyen var
Soyarsa zengini soysun bir zahmet
Denmesin ki bütün maksat paradır
Denmesin ki bütün emek karadır
Denmesin ki mal için gözü karadır
Hırsı bir kenara koysun bir zahmet
Azraille biter ömürde pazar
Bir dost bulunursa mezarı kazar
Bereket kitabını dürüstler yazar
Hak için malına kıysın bir zahmet
Bütün arabalar hep dolu kalksın
Dolar ile Euro sel olsun aksın
Yoksula da insan gözüyle baksın
Yahya'nın şiirine değsin bir zahmet
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:36 AM
Bir defa geldim dünyaya bin defa pişman ettin sen
Neyse yalnız çekip gitsen dostu da düşman ettin sen
Dünyaya meydan okuyan barut gibiydim dağdım
Hasretin kor ateşiyle halimi duman ettin sen
Yanaktaki goncalardan ibaret kıldım bahçemi
Yüz çevirdin saçlarınla gülleri talan ettin sen
Sarhoş bülbül görünce nasıl ona hak veririm
Şayet kızardıysa bil ki goncayı hayran ettin sen
Ben eğer hiç sevmeseydim rahmet kılar mıydın acep
Mazlumun aldın ahını zalime aman ettin sen
Dostlarım yok selamımla arzu halim yare desin
Söylesin ki varmadıysan bu aşkı ziyan ettin sen
Yahya artık müstehaksın demişti bir sarhoş bana
Rahmet kılsaydı sevmezdin dinsize iman ettin sen
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:36 AM
Her akşam izle şehri ışıkları
Ay da varsa hele
Yarım yamalak olsun fark etmez
Yarım kalması azaltmıyor güzellikleri
Bir kış günü mesela
Yoğun bir trafikte
Buğuluyken camları arabaların
Geçip giden binlerce ışık içinde fark et beni
Sayısız ışıklar içinde bu şehirde
Bir ışık benim için yanıyor de
Bir ışığın olsa bile
Ümidi olmakla gurur duy
Halesiyle ay kadar şaşalı değilim belki ama
Sayısız ışıkların içinde şehrinde bir ışığım
Sönük bir ışığım ve gözlerinin ışığına aşığım
Ben de şehre bakıyorum her akşam
Işıklı yollarına trafiğine sokak lambalarına
Yıldızlarla birleşen sayısız ışığına
Sayısız sonsuzluk içinde bir ışığım var diyorum
Bir tanecik ama olsun
Çok bile bana
Ayın görünmeyen yarısı kadar uzak sevgisi
Nice bin ışık içinde
Benim de seveceğim ışık var
O güzeller güzeli ışığa sevdalı
Benim gibi bir aşık var
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:37 AM
Savrulmasına bakıp kahrolma sakın
Toprağa hasret yaprakların
Allah kavuştursun onları bırak rüzgarın dansıyla
Gökyüzü gibi bulutlansın gözlerin
Gözyaşı bu gözlerindeki sevdanın tozunu siler
Ve kökleri derinde nice sevgileri besler
Her yazın ardı kış korkusunu bırak
Hakkın olmaz her kışın ardındaki baharı beklemeye
Adım adım öğrenirsin daha emeklemekten korkma
Başka şarkılar başlar daha hiç duymadığın notalarla
En güzel rengi bulmadın ki daha
Aşkın resmini çizesin
Fırça mı boya mı bitti Allah'ını seversen
Yok mu yani şimdi hiçbir kelime
Aklına gelmiyor mu hiçbir mısra
Mutluluğu şöyle tutup kucaklayacak
Pencerene yapışan kar tanelerinin
Canına okur bahar güneşi
Ve her karamsar bulut
Boğulur gider mavi göğün derinliklerinde
Merhabalarını duymazsan serçelerin
Ayıpların en büğüğünü edersin
Papatyalara hiçbir şey sorma o zaman boşuna
Küsmek de iyidir hayata bazen haklısın galiba
Çünkü barışların zevki kalmaz ki o zaman
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:37 AM
Her yerde birbirine benziyor kaldırımlar
Sokak lambaları aynı sebepten kırılmış hep
Bulutlar uçaklar
Dilenciler kaçaklar hep aynı
Ayaklarımn değdiği her yer aynı toprak
Hangi rüzgar esse dalda aynı hışırtı
Cankurtaranların feryadı hep aynı
Şemsiyemi alıp yürümek istedim yağmurda
Ya şu yüzüme değen damlalar aynı
Aynı çukurlardan pantalonuma sıçrayan çamur da aynı
Çalar saatin zili aynı
Aynı gecenin sabahınndan ne beklenir
Sabahlar zaten aynı
Kendimden kaçamadıktan sonra her şehir aynı
Her şehirde
Akan nehirler aynı
Hastanedekileri hep kıskanmışımdır biliyor musun
Derman belli zaten
Koş ilk eczaneden al ilacı
Tarihe kat derdini
İlaç bitmeden
Dert aynı
Derman aynı
Hatta hapishanedekilere de imrendim inanmazsın
Suçun çek cürmünü
Çiziktirdin mi takvimi
Soluğu dışarda alırsın
Ama benim derdimin devası yok
Suçumun cezası
Gideceğim şehir
Göreceğim nehir
Hiçbir öz
Hiçbir söz
Hiçbir göz
Aynı bulutların aynı damlalarını tınlamıyor
Sönmedi sönmüyor içimde bu köz
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:37 AM
O kadar çok derdim var ki
Hesabım pek iyi değil
Saymaya kalksam boşuna
Hesabım pek iyi değil
İş eş dost aile para
Hiç mavi yok hepsi kara
Neler eklendi bunlara
Hesabım pek iyi değil
Azdır gökteki yıldızlar
Dertlerim bitmez sonsuzlar
Kaç açıdan gönlüm sızlar
Hesabım pek iyi değil
Şu ayrılığın acısı
Dertlerimin sonuncusu
Bilemedim kaçıncısı
Hesabım pek iyi değil
Denizdeki kum tanesi
Yağmur dolu kar tanesi
Bende derdin kaç yarası
Hesabım pek iyi değil
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:37 AM
Dalıp dalıp gidiyorum
Ben galiba aşık oldum
Fazla olur fikir yorum
Kesinlikle aşık oldum
Gülüşü ah hep aklımda
Onunla tanıştığımda
Geçen aynaya baktım da
Evet evet aşık oldum
Yağ yağmur yağ es rüzgar es
İsmi camlardaki nefes
Pes hasrete korkuya pes
Hakikaten aşık oldum
Nehir kenarında oturup
İsmiyle cümleler kurup
Çiçek yolmak durup durup
Basbayağı aşık oldum
Sırılsıklam ya divane
Bana şiir yazdıeran ne
Anne müjde anne anne
bak bana ben aşık oldum
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:37 AM
Kalacak yerim yoktu gideceğim yer de
Hüzün şiirleri yazıyordum
Aşk şarkısı söyleyeceğim yerde
Fırtınalar sürüklemişti beni derdin sahillerine
Başımı taşlara vurmak vardı kaderde
Yok vardı sadece senden önce
Var daha yoktu
Laleler serçeler efemdime söyleyeyim
Kum saatinde taneler
Cayır cayır sobalarda mis gibi kestaneler yoktu
Evvel zaman içndeydim daha
Kalbur saman içinde
Yollarım çok uzktı
Uçurumlar derin
Bir bilsen
Senin ruhumdaki yerin de derin
Ne iyi ettin de geldin ömrüme
Aferin
Hoş geldin
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:37 AM
Derdim bulaşsa şehre hastaneler iflas eder
İlaç olmaz öyle derde eczaneler iflas eder
Bir de güzelliğin yazsam allak bullak ya alem
Sen bir sarhoş eyler isen meyhaneler iflas eder
Yanıbaşındayken gurbete varır aşığın
Sonra ulaşmaz arzuhal postaneler iflas eder
Akıl mantık kar etmez bilmek bilmemek nafile
Hem alim hem muallimler dershaneler iflas eder
Zehir zıkkım olur dünya tatlı dilin bir sözüyle
Şeker taşan dükkanlar pastaneler iflas eder
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:37 AM
Bir ateşböceği İstanbul'da aşık olmuş,
Pencereden gördüğü muma vurulmuş.
Mum serenatı duyarmış duymasına ama
Herkesi aydınlatırmış, bir kendi dibine âmâ!
Sokak lambasına tutkunmuş ki mum sormayın...
Bir sevdaymış ki bu, hiç sönmeyen mayın...
Lambanın burnu yükseklerde, sanki Sultanahmet'te altın minare...
Mumsa yanıp erirmiş aşkından, ne yapsın garibim biçare?
Ahı zaten yerde kalmamış ki o zavallı mumun,
Deniz fenerine sevdalıymış lamba, hayda buyrun!
Fenere uzaktan bakar heyecandan kımıldayamazmış,
Kendine kızıp parlaması da hiçbir işe yaramazmış.
Bir yanar bir söner fener, o da mı sevdalı yoksa?
Görmez bile lambayı, açın halinden ne bilsin toksa!
Her ışığı bir çığlıkmış zavallı fenerin meğer,
Kutup Yıldızı onun için zaten dünyalara değer.
Miskin fener aşkından bir yanar bir söner,
Kumkapı'daki sarhoşlar gibi, başı habire döner!
Kimseler sesini duymaz nice bin yıldız içinde
'Gelin' görün aşkı nasıl parlar onca baldız içinde!
İkna etmek için yıldızı gemiler hep donanırmış
Zavallı fener de herkesi Vefalı sanırmış!
Ne bu ısrar, kimseler bilmezmiş deniz fenerinde,
Elçi gönderdiği gemilerin çırpınırmış peşlerinde!
Hilale aşıkmış Kutup Yıldızı, yahu bu ne biçim iş...
Ne sevmek mümkün hilali ne de ondan vazgeçiş!
En hazin gelen neymiş bir de zavallı yıldıza,
Yüz verirmiş hilal sonra kaybolurmuş baksanıza..
Hilal sevildikçe şımarır onca yıldız içinde vay vay!
Güya İstanbul'un Yıldız'ında lalelerle süslü saray!
Aslolan başkaymış kim ne bilsin meğer aşıkmış güneşe
Şaraba yakın renge bürünür özü hüzün olan neşe...
Güneş bu, tüm alem onun ezelden beri sadık aşığı
Hilalden, İstanbul'dan ve şairden mahrum etmez ışığı!
Ama sevdalıymış mavi gezegenin masmavi şehrine
Dayanmak mümkün değil imkansızlığın zehrine!
İsyan edip yanarmış kendi kaderine ya, nafile...
Feleğin yola geleceği yokmuş laf ile!
Top güllesi olur güneş, feleği helak edermiş,
Akşama kadar parlayıp garpta infilak edermiş!
Gündüz aslanlar gibi güneş İstanbul için savaşır,
Gece yıldız ordusu geldi mi bizimki Avcılar'dan sıvışır.
İşte çekildi yıldızlar ey güneş, gecenin rengi soldu!
Savaş İstanbul uğruna, Üsküdar'da sabah oldu!
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:38 AM
Bunca çırpınmam boşa
Beni anlamıyorsun
İmkansızca konuşuyorum
Dilimi bilmiyorsun
Dilini bilmediği bir ülkede idam mahkumu sevgim
Saniyeler ayak sesleri yaklaşan celladın
Kana susamış vampirin kanadı gece
Suçüstü basılmışım hayallerimle
Kuşlar şahit ağaçlar
Sonum felaket acıklı
Nehirler ağlar halime
Mecburum yani seni unutacağım
Bilmiyorsun dilimi
Anlamıyorsun
Bitirmeliyim işi
Fişi ben çekmeliyim
Ve güzel dünyandan çekip gitmeliyim
Teker teker sökmeliyim gözlerinin ışıltısını
Gecenin binlerce yıldızından
Eser kalmamalı kirpiklerinden
Martıların kanatlarında
Rüzgarı nasıl es geçeceğimi bilmiyorum
Uykularımdan kaçamam rüyalarımdasın
Nasıl nasıl atlatılır bu buhran bilmiyorum
İşim zor
Ama tamam karar verdim
Zor olan buydu zaten
Seni untmalıyım
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:38 AM
Yalan yanlış bir ömür sürmeyi biz seçmedik
O zalim feleğin defterini dürmeyi biz seçmedik
Biz istedik doğrudur bir defa tebessümü ama
Elalemi bize gülerken görmeyi biz seçmedik
Masmavi semada yakalanmışız hüznün ağına
Dert çözdükçe başımıza çorap örmeyi biz seçmedik
Boy posumuz soy sopumuz biz cümleten masumuz
Paramparça kalple kadeh kırmayı biz seçmedik
Akıl sır erdirmek zor sevgiliye benzer hayat
Acı dinsin diye hayal kurmayı biz seçmedik
İzmir'deki Hatay başka bizim Hatay bambaşka
Senle başımızı Hisar'a vurmayı biz seçmedik
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:39 AM
Ne kadar benziyor kalbime sazım
Kim çalarsa hemencik titreyiverir
Bilmez ona kimin ses verdiğini
Sırlarını birden söyleyiverir
Kucaktan kucağa gezinir durur
Söyleyen güzelse bir anda tanır
Herkes bir kenara onu fırlatır
Kendini kenarda yaslı buluverir
Çok ses çıkarırsa pek anlaşılmaz
İnler durur kimse onu tınlamaz
Odun kafalıdır bir söz anlamaz
Halden bulunmazsa bazuluverir
Anlata anlata için boşaltır
İnceldikçe içi güzel anlatır
Hem ağlar hem de eli ağlatır
Yüreklerden bir tel koparıverir
Hüzünlenir susar yalnız kalınca
Etrafını siyah derya sarınca
Şeytan tüyü vardır bir duyulunca
Görenin duygusunu çalıverir
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:39 AM
Tarihi geçmiş yırtık bir afişim
Kimse dönüp bakmaz kirli duvarıma
Bana yılın her vakti bir
Ha hazan ha ilkbahar
Yırtk pırtık bir kağıdım
Yağmurlar yağdı üzerime
Sessiz ağlayışlar dağıtmıyor sislerimi
Kalabalık akıyor caddeler sırılsıklam
Umrunda değilim kimsenin
Vakti geçmiş bir ilandan
Kim ne umar
Sırtını dönüp taksilere biniyor insanlar
Savrulur kaldırımların tozu yanı başımda
Elleri cebinde üşür yanımdan geçenler
Hayata ve bu şehre dargın
Bazen dilenciler
Bazen boyacılar bekler yanımda
Bazen de yüreği yangın aşıklar
Küllerime muhtaç değil komşularım
Ömrü bitmiş bir fermanım en çok
Takmaz kimse artık beni
Bıyıklarına dokunuyor
Önümden geçen kabadayılar
Savrulan saçlara bakarken
Ben eski bir afişim
Vaktim geçmiş yıpranmışım
Üstelik perperişanım
Yarım yamalak kalmış bir ilanım
İnsanların bana baktığı yok
Şair de mi yok bu şehirde
Zamanım geçse de varım daha ne
Herkesin işe geç kalması bahane
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:39 AM
Dertlenince insan yalnız kalınca
Daha da bir hızlı yazıyor kalem
Salıyorum onu yazsın aklınca
Bembeyaz sayfada geziyor kalem
Yazıyor acıyı bitmez kederi
İnanmayıp reddettiğim kaderi
Zevk alıyor anlatırken beteri
Alamıyor hızını azıyor kalem
Bazen kararsızdır bazen harbidir
Tüm mesele onun şu sahibidir
Kalem kalem değil derviş gibidir
Deli divanedir tozuyor kalem
Hızlanıyor hüzünle yazı yazarken
Rüzgarda hızlanır ya hani her yelken
Pusulasız zamansız ne geç ne erken
Derdin denizinde yüzüyor kalem
Karalıyor tertemiz beyez sayfayı
Kaçırıyor uykuyu zevki sefayı
Uyandırıp sonsuz cevri cefayı
Ali Yahya'ya mezar kazıyor kalem
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:39 AM
Neden hep bahtsızım bilir misiniz
Felekle aramda kan davası var
Ezelden beridir kavgalıyız biz
Felekle aramda kan davası var
Bir hoş olsam ona bir şeyler batar
Aşsız işsiz beni gurbete atar
Aş bulsa önümde zehirin katar
Felekle aramda kan davası var
Bazen bir gamzenin kılığın giyer
Parçalar sinemi kanar şu ciğer
Kirpikten ok olup yüreğe değer
Felekle aramda kan davası var
Tertemiz alnıma çaldı karayı
Ben iyi ettikçe açtı yarayı
Eş ile dost ile açtı arayı
Felekle aramızda kan davası var
Bir dilber sözüyle aklımı çaldı
İsmin Yahya deyip aleme saldı
Bundan gayrı bir tek bidiğim kaldı
Felekle aramda kan davası var
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:39 AM
Dört bir yan elin gavuru
İnatçı ve sabırlı tüccarlardan başka olan tek şey kardı
Ve tüccarlardan daha inatçıydı kar
Elleri cebinde yürürken görmüştü beni
Buz kesmiş ayaklarımı titreten soğuktan çok başka bir güçtü
Karın yağdığı Laleli'de neydi o sımsıcak tebessüm
Kumral saçlarına musallat kar tanelerini kimse aklayamaz
Ve tarihimin o anını kimse, kimse benden alıkoyamaz
Kumrular baharı beklemedi
Kalbim de
Bir aralık sabahıydı
Trakya'dan esen rüzgar kadar gerçek
Silindi şimdi ayağının izi
Kalbimden silinmedi
Asla silinmez tebessüme eşlik eden merhaba
Karın yağdığı ilk sabah koşacağım Laleli'ye
Kim bilir
Bulurum belki aynı ayak izini
Ya da ne bileyim çözerim bu sevdanın gizini
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:41 AM
Türkü söylemeyi derhal keserdi
Bir görseydi seni Karacaoğlan
Su ile taşardı yelle eserdi
Bir görseydi seni Karacaoğlan
Ya bir çeşme ya bir kuyu başında
Bir de olacaktın bu genç yaşında
Deliceoğlan yazardı mezar taşında
Bir görseydi seni Karacaoğlan
Elinden atardı mızrabı sazı
Tutulurdu bülbül gibi avazı
O an öğrenirdi işveyi nazı
Bir görseydi seni Karacaoğlan
Delirir giderdi çöller aşardı
Mor dağları kaşık ile deşerdi
Kızıl ateşlerde yanar pişerdi
Bir görseydi seni Karacaoğlan
Bahar bakışını yaz gülüşünü
Ezberler süslerdi gece düşünü
Tutamazdı kanlı gözün yaşını
Bir görseydi seni Karacaoğlan
Zülfünden öğrenip tekrar elifi
Unuturdu halef ile selefi
Gamzenle işlerdi aşktan gergefi
Bir görseydi seni Karacaoğlan
Yahya değilim der şansa söverdi
Saz yerine dizlerini döverdi
Allah korusun ya seni severdi
Bir görseydi seni Karacaoğlan
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:41 AM
Kelepçe
Gözyaşının nehrine atmışsan anahtarı
Niye kelepçeledin gözlerime bakışları
Bir baktın mı sürüklüyor beni gözlerin
Bir deniz güya gözler batıklarla zengin
Sisli bir gecenin denizinde girdap o gözler
Hiçbir şairin anlatamayacağı sözleri gizler
Yumsam gözlerimi o bakış açsam o bakış
Kar beyaz ellerin güneş gözlerin ama mevsim kış
Esaretten şikayetim yok ama sevda işte
Bir bulabilsem sihri hep aklımdaki gülüşte
Kelepçelemişsin işte kirpiklerle kuşatmışsın
Yetmezmiş gibi gözlerimi bir de kuyuya atmışın
Yıllara razıyım doğsun ne olur güneşim ayım
Bir gülüşle çöz kelepçemi o boynuna dolanayım
Yahya Harbalioğlu
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:41 AM
Ela gözlüm tırnağını incitse
Oturur ağlarım kırk gün kırk gece
Zülfünü tararken bir tel düşürse
Karalar bağlarım kırk gün kırk gece
Atıp da içine dert ile dolup
Bir an üzülürse gül benzi solup
Tepeden tırnağa gözyaşı olup
Durmadan çağlarım kırk gün kırk gece
Dilek tutsam hatırın sormak için
Şu onulmaz yaremi az sarmak için
Ferhat ol deseler yar görmek için
Dağları dağlarım kırk gün kırk gece
N'olurdu bir kez görebilseydim
Görüp bir hatırın sorabilseydim
Mecnun gibi çöl aşıp varabilseydim
Tabanları yağlardım kırk gün kırk gece
Benim yüzümden mi bu hüznü niye
Alsın bu canımı ona hediye
Yahya'nın şiirini Yar duyar diye
Tutmuyor bağlarım kırk gün kırk gece
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:41 AM
Üzen üzmüş bari sen üzme beni
Tebesümü eksik etme yüzünden
Kalın çorap giy sakın üşüme
Güzel anneciğin çıkma sözünden
Kahvaltısız atma tek bir adımı
Öyle ye ki tam doy bırak tadımı
Ben hiç seni şimdiye dek kırdım mı
Sadıklar hiç taviz vermez özünden
Her gün çikolata bir de meyve ye
Gıdaya önem ver en çok meyveye
Gerek var mı bol bol uyu demeye
Uyurken ayrılmasam keşke dizinden
Saçını yıkayıp soğuğa çıkma
Boşverip her şeyi öğütten bıkma
Aklım sende sen şu çeneme bakma
Yoksa ne haddime elin kızından
Kitap oku bir de hep şarkı söyle
Pırıl pırıl ay parlarken şöyle
Gülüp aynaya bak daima böyle
Eser bulunmasın hüznün izinden
Bir de çiçek büyüt mesela nergis
Bozulmasın yıllarca o çocuksu his
Açılmasın dertten hüzünden bahis
Beni boşver iyi ol en azından
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:42 AM
Kısa bir süre önce
Kısa bir sürede tandığım
Kısa boylu bir bayanla
Kısa süren bir ilişkimiz oldu
Kısa bir süre sonra
Kısa bir sürede oluşan sevgi bitiverdi
Kısa süren sevgininin acısı da zaten
Kısa bir sürede bitti
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:42 AM
Kıyası İmkansız
Okyanusta beyaz yelken elinin yanında ne ki
Simsiyah karanlık, saç telinin yanında ne ki
Öyle mağrur öyle yüksek öyle haşmetli ki aman
Öyle yüceltilen selvi belinin yanında ne ki
İstesem de hiç göremem yıldızları güneş varken
Düğünde binlerce afet, gelinin yanında ne ki
Cahil gönlüm kakülünden bir elifi bildi ama
Zavallı sahipsiz çulsuz, velinin yanında ne ki
Araba devrilince yol gösteren çoğalır ya
Bin bir musibet zaten delinin yanında ki
Yahya Harbalioğlu
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:42 AM
Belki de şiiri bırakmalıyım
Kendime başka bir iş bakmalıyım
Girmeliyim banka sıralarında kuyruğa
Maydanoz satmalıyım belki pazarlarda
Boyacı tamirci veya bir işçi
Ya da ne bileyim arzuhalci
Yahut başka bir emekçi işte
Ustalaşmalıyım herhangi bir işte
Maaşımı beklemeliyim belki bir memur olup
Sonra kendime uygun bir meslektaş bulup
Karışmalıyım evet hayatın girdabına
İnanmamalıyım imkansızlığın serabına
Hamburgercide bir şeyler ısmarlamalıyım bir kıza
Ya da karışık bir pizza
Göbeği açık bir sarışın olur
Eşini terk eden bir adamın belki kızıdır
Hayır...Hayır yok bu gidişte
Ne yapsam yine olmuyor işte
Telaşlı kırlangıçlar
Sabırlı balıklar
Saf ve yüce bulutlar
Mavi masmavi semalar
Hiçbirinin ilhamı yetmiyor
Hiçbiri beş para etmiyor
Bırakmalıyım ben şiiri başka biri olmalıyım
Bu benim en doğru kararım
Güvenemiyorum kendime güvenemiyorum
Senin güzelliğini anlatabileceğime inanamıyorum!
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:42 AM
Yüreğim ağzıma gelir
Cankurtaran sesini her duyduğumda
Afallıyorum kalbim duracak gibi oluyor
Bir can kurtarırken meret
Beni canımdan edecek
Ya canımın içi varsa diyorum
Tüyleri diken diken eden araçta
Benim olmadığım kesin
Bir de emin olabilsem huzurlu tebessümünden
Başka bir şey istemem
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:42 AM
Çırak olmak suçun değil ama işte n'apalım
Her şeye kızıp buluttan nem mi kapalım
Ben de çok dayak yedim bak bir şeyim yok
Paradan ve yardan başka yani neyim yok
Sen de alış şu ustana bilirsin o hep böyledir
Onun gibi olursun daha hayat nelere gebedir
Geç kalıp dayak yedin mi oturup yaş dökersin
Erkense de dayaktan beter soğukta beklersin
Berber olmak kolay değil bunu artık biliyorsun
Yoksa ustan seni niye koşuştursun yorsun
Ekmek aslanın ağzında biraz çetin olman lazım
Lokman küçük olmalı ki sağlıklı olsun hazım
Kalk da sil güzel yüzünü ağlama öyle her şeye
Allah aşkına yakışır mı ağlamak koskoca erkeğe
Bak işte yoksun diye yine kalfaya bağırıyor
Koş daha ağlamamak için ustan seni çağırıyor
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:42 AM
Niye seviyorum bu kadar kumruları biliyor musun
Kanat sesleriyle umudu kanatlanır her şairin çünkü
Kumruları niye seviyorum bu kadar biliyor musun
Çünkü sabır taşlarını çatlatır hüzünlü bekleyişleri
Bu kadar kumruları niye seviyorum biliyor musun
Yan yanalar hep çünkü tereddütlü sevgilere çare
Biliyor musun kumruları niye bu kadar seviyorum
Baharları vaat ederler karların biriktiği pencerelere
Bakışını düşünüyorum senin de kumrulara sadece
Seni hatırlatırlar nerdesin şimdi kumral saçların nerde
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:42 AM
Nasıl eğleneyim nasıl güleyim
Küsmüş bana çoban neyime bayram
O nazlı güzele sevdiceğime
Olmayınca kurban neyime bayram
Ayağındaki toz parlak altından
Pırlanta yıldızdır aşar üstünden
Ağzı deniz derya taşar inciden
Ben yoksul gariban neyime bayram
Dünyanın bağında açsa kızl gül
Dikensiz gül ile oynaşsa bülbül
Sönmüş yanardağım içim dışım kül
Başımda sis duman neyime bayram
Daldaki kuş gibi yuvam yok benim
Esen rüzgara küs solgun tenim
Ayaz zemherime bitmez güvenim
Yok ki kapım çalan neyime bayram
Dostlar yok yanımda sevdiceğim yok
Güzel sözlerimi diyeceğim yok
Kalamam ya burda gideceğim yok
Dünyam kör bir kapan neyime bayram
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:42 AM
Çölleşmiş kalbin senin
Kaybeder yolunu umudun kervanı
Gözyaşı kum fırtınasında kurur yere düşmeden
Sefa arayan cefa bulur yolunda senin
Vefa arayan bela
Kaktüslerin dikeni gönlüne batar
Sana karanfiller sunma hülyasındaki bedbahtın
Kanıyla boyasa da basacağın halıları sevdalın
Çiğner gidersin
Uykusuz *******de hüzünle nakşedilen desenleri
Söz dağarcığında yer yok aşka
Şiire ve umuda
Bir benzeyebilsem sana
Umursamamyı başarsam
Dönüp durmasam hayalinle gece boyu
Tek kişilik güreş gibi
Her sabaha yenik başlamak o en zoru
Küsemem ki sana yine de
Damla damla erise de acıdan gözlerim
Oflayıp kasırgalar koparsam da
Vazgeçmek sözcüğünü sildim sözlüğümden
Kalbinin çölünde gömdüm haritamı
Ayak izlerim bile kayıp
Ömrü heba etmek hüner sende
İki yanı keskin kılıç şu çaresizlik
Sana sevdayı öğretmek zor çok zor bu gidişle
Seni untmak daha da zor
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:42 AM
Elin bilmediği sırları bilip
Bıkmadan önüne bakar lâleler
Sevgiliye benzer sanır şairler
Utanıp da boyun büker lâleler
Gören zanneder ki üzgün yaslıdır
Gülden nergislerden daha nazlıdır
Bir bakar yardaki cevrin aslıdır
Kıpkızıl sel olur akar lâleler
Caka satmış lale güle söylenmiş
Nergis neyse sümbül ile eğlenmiş
Yari görüp yaptığından utanmış
Renk renk maskeleri giyer lâleler
Prenses gibi örnek alır eceyi
Aydınlatmaz ama kara geceyi
Son çare olarak bütün bahçeyi
Bir baştan bir başa yakar lâleler
En güzeli bilen dosta giderler
Gül ile o yari kıyas ederler
O yar gülden zaten güzeldir derler
Sonunda aradan çıkar lâleler
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:42 AM
Siler süpürür tozlarını ömrünün
Sağanakları hayat verir
Ne sisten eser kalır
Ne tereddütlü kış güneşinden
Her fırtına allak bullak eder dünyayı
Mevsimler doğar alaboralarda
Ha ilk baharıdır tabiatananın
Ha son baharı
Fırtınadır dört mevsim birbirine benzer
Sancılı bir doğum gibi
Tosunların yorucudur doğumu
Bulutların ordusu çiğnerken tepeleri
Nal seslerinden ürker fidanlar
Korkudan kaçacak olur kaçamaz
Titrer direnen kahraman yapraklar
Çırpınır durur otlar kırlarda
Kaldırımlarda savrulur durur
Dilenci çocuklar eşliğinde boş poşetler
Oflayıp puflar bozuk çalan telgraf telleri
Kükreyip çıldırır rüzgarla bulut
Ne denizin ne de göğün maviliğine yaraşabilir
Tombul esmer ve çirkin buhar yığını
Dağların omuzlarında bulur teselliyi
Ağlar hıçkıra hıçkıra omzunda dağların
Bahtı kendinden kara bulut
Her bitiş bir başlangıç işte
Savurur omuzdaki saçlarını hırçın lodos
Bahar yüzlü umursamaz sevgililerin
Nasıl bulutlanmasın gözleri aşıkların
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:42 AM
Her hıçkırık bir slogandır her çığlık bir isyan
Mutlaka olacak bu zulmü duyan
Ak kağıt üstünde pankart şiirler anlatır halimi
Her söz parçalanmış ciğerin dilimi
Kanlı gözyaşımı kadehe doldursam mı ne
Molotof edip parçalasam taşlaşmış kalbine
Köpeklerini salsan üstüme korkmam ne ki
Ellerin havlaması ürkütecek mi beni peki
En çok iki halka gözbebeğin
Kelepçesi olur kanını döker bileğin
Protestonun daha başında kaşların çevik felaket
Bir kalkan sessizliğin kalkülün kasket
Hiçbir söz değmiyor değemiyor sessizliğine
Sanadır isyanım zulmüne sensizliğine
Azıcık velvelede ne ürkek şu kirpiklerin
Mücevher taşan gözlerinde kapanıyor kepenklerin
Bu dönek dünya bassın fermana mührünü
Bu yarınki kavgamın daha bugünü
Zaman karşı bana dünya karşı sen karşısın
Nasıl zavallı kalbim kadere karşı çıksın
Diye düşün sen bakalım daha
Her çırpınışında bat o günaha
Bilmezsin sen bilemezsin umut zulmü nasıl boğar
Gün doğmadan hele neler doğar
İfademi al o halde isyan ettim evet
Senin gibi zalim feleğe bu sözlerimi ilet
Gözler yaşla da dolsa kan içinde olsa da bilek
Bir yumruk kadar kavgaya cesur girecek yürek
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:42 AM
Kul kölelik arzularsa sahibin günahı ne
Hasta ölmek istiyorsa tabibin günahı ne
Dağ eritsin doğru sözler Ferhat'a gerek kalmasın
Şirin yar sağırsa şayet o hatibin günahı ne
Millet isyan eder bana gafil miyim sahi dostlar
Gönül sever kalem yazar ya katibin günahı ne
Kırk yıl kalsa kalıpta eğriyim demez kalkıp da
Takılmşsa dost peşine şu rakibin günahı ne
Hüzne razıyım neyse yare ağlamam yasakmış
Ali Yahya denilen şu garibin günahı ne
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:43 AM
Ben sadece bir şiirim
Ak kağıda yazılmış
Bir aşığın sözleriyim
Ulu orta saçılmış
Duygusuna tercümanım
Beni yazan bahtsızın
Sayfasına konacağım
Ela gözlü bir kalpsizin
Beni yazan bana benzer
Dağınık ve zor anlaşılır
Karanlıklardan bezer
Ne dağ ne tepe aşılır
Ey yazılmamı sağlayan
Aşk celladı güzel kız
Hala aşık beni yazan
Sen ne kadar kızarsan kız
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:43 AM
Ne kadar üzgünsün diyorlar bana
Ne var bu kadar üzülecek
Hem senin diyorlar yani
Neyin var ki
İşte benim bütün sorunum da bu
Diyorum onlara
Benim neyim var ki
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:43 AM
Hayır vazgeçmedim olur mu öyle şey...
Beklemek vaktidir biraz zaman geçsin
Yoruldum yıprandım hırpalandım daha neler
Elimden gelen tek şey beklemek artık
Onu da becerememekten şikayetçiyim epey
Bekliyorum işte aşka hayat hakkı tanımanı
Adamdan saymanı aşkı ve ondan bahsedenleri
Zor olur her sağlıklı doğum biliyor musun
Geciktikçe şafak gizemli fetheder sabahı
En koyu karanlığa direnebilmek zor olanı
Bir sabah vakti bir kuş cıvıltısına ya da bir bak aya
Seni uyandırır diye umuyorum hep
Bir kız çoçuğunun yanağındaki gözyaşı
İp gibi sarkar ışıltılı ela gözlerinden
İpin ucu götürür seni sevginin yamacına inen patikaya
Sakın boş vermemi isteme sessizliğin yetiyor
Şaşırır kalır ilerdeki halini görse insan
Aynı rengi kalmaz göğün bilirsin
Ağlamaklı benim gibi bazen bazen de umut mavisi
Benim gibi çaresizlere hayat katıyor
Ara veriyorum topraktaki tohum için ben
Başka çıkar yol yok sana kavuşma çabasında
Vazgeçmem gerektiği düşüncesinden vazgeç
Kaç türlü çiçek varsa o kadar umudum var benim
Sevgiye hangi renkte kefeni uygun görürsen gör sen!
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:43 AM
Gel şahin bakışlı aslan Muradım
Sayamıyom kaç yıl oldu gel n'olur
Eller ihya oldu gitti gideli
Ne hal ne gücüm kaldı gel n'olur
Çok az kaldı dedin bir kaç yıl önce
Hava hoş senin için hep kolay sence
Düzelir ya her şey sen dönünce
Betim benzim soldu gel n'olur
Gomşularlan küsüm gonuşmuyorum
Güya seni artık beklemiyorum
Orda evlnemişsen diye laf duyuyorum
Dedikodu başın aldı gel n'olur
Liseye gidecek bu sene Hülya
Genç kız istediler akraba güya
Vermiyom dedim yıkılsa dünya
Artık gücüm azaldı gel n'olur
Kızın Aslı bu yıl beşe gidecek
Ablası dersine yardım edecek
Sen de gelsen bütün derdi bitecek
İhmalini artık bildi gel n'olur
Oğlun Ali görsen her zaman asi
Bir de inatçı ki sanki babası
Kapansın da babasızlık yarası
Sevinci de yarım kaldı gel n'olur
Elif'in saçları var ya çok uzun
Tararken içimi kaplıyor hüzün
Beni boşver aklına gelmez mi kızın
Yüreğim de burkuldu gel n'olur
Gelmedin ya rahmetli olunca baban
Derdine dert kattı biçare anan
Göz kulak oluyom ona da inan
Benden de çok üzüldü gel n'olur
İnek çift doğurdu danayı sattık
Bu yılki erzağı ambara attık
Yokluğunda aş yerine hasreti tattık
Ekmek boğazımda kaldı gel n'olur
Muhtar seçimlerde yine seçildi
Sofralar dizildi rakı içildi
Sohbetlerde sende de söz edildi
Kadehlerle gözüm doldu gel n'olur
Köyünü bir gör bahar da geldi
Dağlarda menekşe sümbüller doldu
Yağmularla çoştu yeşil çoğaldı
Arılar çiçeği buldu gel n'olur
Gel nolur can tenimden çıkmadan
Gözlerimin yaşı daha akmadan
Yıkılası Alaman bizi yıkmadan
Karın gayrı saçın yoldu gel n'olur
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:43 AM
Ne kadar güzelsin
Gözlerin dört mevsim bahar
Bereket yağdıran şişkin pembe yanaklar
Ne kadar güzelsin
Kuytuluklardan gelen cıvıltın
Renk veriyor gözlerinin ormanına
Yusyuvarlak çiğe yansıyor
Işıltılı gözlerin
Keşke bilsen ne kadar güzelsin
Ne kadar güzelsin ya bir bilsen
Eteklerinde akan nehre eğilen söğüt kadar narinsin
Yazabilsem şiirini keşke
Renkli çiçekten ibaret destesin
İlham olursun şarkılara umut dolu
Söylenebilecek en güzel bestesin
Ne kadar güzelsin
Devasın Lokma'nın aradığı çaresin
Karanlıklar maviye boyun büker
Çünkü güneş cılız bir kıvıcım kalır bakışında
Mehtap her akşam sendeler benimle kıyıda
Yıldızlar yüreğimden telaşlı
Ayaklarımı yerden keser saçlarını uçuran rüzgar
Bir bilsen keşke
Bir bilsen
Ne kadar güzelsin
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:44 AM
Uzağım sana
Çok uzağım hem de
Yakınında olana ne mutlu
Ne mutlu bastığın topraktaki tozlara
Tattığın biberlere tuzlara
Terlediğin yazlara
Ne mutlu gökyüzüne baktığn esnada
Karanlıkta parlayan yıldızlara ne mutlu
Ne mutlu ayağını ıslatan suya
Su içtiğin kuyuya
Seni selamlayan güneşe aya
Ne mutlu gülüşüne tanık her şeye
Sevincinden sarhoş
Başı dönen dünyaya ne mutlu
Ne mutlu yürüdüğün yollara
Tuttuğun dallara
Kokladığın güllere
Süpürdüğün küllere ne mutlu
Diri diri toprağa gömerler ya dokunuşta
Elini tutan ellere ne mutlu
Ne mutlu saçlarını tarayan rüzgara
Yüzüne yağan yağmura kara
Sana akan pınara
Pınarlar gibi ağlasam önünde
Haykıra haykıra
Dolaştığın çayıra kıra ne mutlu
Ne mutlu okuduğun kitaba
Geceni bekleyen mehtaba
Yanağına benzeyen şaraba
Sakın düşünme abarttığımı
Ayağını ıstan çoraba
Çorabı sakladığın dolaba ne mutlu
Ne mutlu oltana çıkan balığa bile ya
Senden habersiz
Etrafında akan kalabalığa
Ne mutlu ne mutlu
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:44 AM
Ben hep nereye gideceğimizle ilgilendim
Sense saplanıp kaldın nereden geldiğimize
Çamurun en büyük sebebi diye tanımladın yağmuru
Ben doğanın sihirli değneği olan şimşeğin büyüsü sanırken
Kış bitti mi bahar başlardı sende
Ben her tebessümünde yaşardım baharı
Saçma bulurdun her çiçeğin farklı rengi ve kokusunun olmasını
Uçurumları
Ve fırtınada denizi
Yollar hüzünlü gelirdi bana
Sana zor
Böceklermiş kuşlarmış
Yıldızlar hele yakamoz
Olmasa ne olurdu ki senin için
Benim içinse sana olan sevgimin kanıtlarıydı hep
Ben seni hayatın güzelliğiyle tanıştırırken
Sen yüz yüze getirdin beni anlamsız kalabalıklarla
Boğulmanı istemedim çalkantılarında hayatın
Ama sen yüzmeyi bilmediğin gibi
Beni de boğacaksın anlaşılan
Ben nereye gideceğini görebiliyorum bu çaresiz aşkın
Ama sen nereden geldiğini hiç bilemedin bu çaresiz aşkın
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:44 AM
Nergislere kardeş gözlerin senin
Hasretle kucaklaşırlar her görüşmede
Bir sıla kokusu yayılır etrafa
Özlemden sararmış solmuş her biri
Gözyaşından bir ırmağın
Kenarında kaybetmişler birbirlerini
Boynu bükük hasta ve yorgun
Tüm acılara rağmen ama
Yağmura kara
Dolu dizgin doluya
Tek hasreti ayrı düşmek nergislerin ve gözlerinin
Aynı kaderi paylaşan ikiz kardeşler
Nergisle gözlerin
Bir kader ki rüzgardan hoyrat
Şaşkın bakışlarla kucaklaşır
Nergislerle gözlerin
Birbirinden çilekeş
Kucaklaşmadan daha acı hikayeleri
Hasret giderirler her buluşmada
Sevinçten şaşı bakarlar birbirlerine
Nergislere kardeş gözlerin senin
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:44 AM
Bir güvercin niçin gökte uçarsa
İşte ben de seni bu yüzden sevdim
Niçin bir tomurcuk dalda açarsa
İşte ben de seni bu yüzden sevdim
Aşıklar aşk için cebelleşir ya
Cebelleşip aşkla helalleşir ya
Güzel sevildikçe güzelleşir ya
İşte ben de seni bu yüzden sevdim
Ne diye balıklar suda yüzerse
Dikilen fidanlar niye uzarsa
Şairler ne diye şiir yazarsa
İşte ben de seni bu yüzden sevdim
Neden Kerem ateşlerde yanmışsa
Neden Ferhat yüce dağlar aşmışsa
Neden Mecnun ıssız çöle düşmüşse
İşte ben de seni bu yüzden sevdim
Umutsuz Yahya'yı şair edensin
Bırak seveyim de borcum ödensin
Zaten bana aşkı öğreten sensin
İşte ben de seni bu yüzden sevdim
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:44 AM
Diyorsun ki sen kar tanesine
Buluttan kop ama düşme
Yani diyorsun ki göğe sevdalı alaca şahine
Aç kanatlarını aç ama uçma
Çiçeği gör ya da diyorsun arıya
Gör ama sakın ha konma çiçeğe
Gözük diyorsun yıldıza
Gözük ama parlama
Fışkır diyorsun hatta deli nehre
Fışkır ama akma
Aç diyorsun nergise göl kenarında
Aç ama kokma
Yerde bul diyorsun yani aç dilenciye
Yerdeki çil çil altınları alma
Beni gör diyorsun bana kısacası
Gör ama sevme
Akıl karı mı Allah aşkına
Seni görüp tanımama rağmen
Sana aşık olmamam
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:44 AM
Huzur yanımda kalmadı sevgi çekip gitti
Mutluluk beni tenha bir köşeye itti
Sevdayı unuttum çoktan güzellik kayboldu
Umudun kıpkızıl gülü sarardı soldu
Sadakat sır oldu hiç görünmedi
Aşk bir türlü bir vücuda bürünmedi
Olacak gibi değil insan tutunacak bir dal arıyor
Kendini bırakınca insan her şey olacağına varıyor
Ben de ne yaptım bıraktım kendimi belaya
Peşimi hiç bırakmadı bir ben kaldım yaya
Sonra belayı yalnızlıkla aldattım itiraf edeyim
O ki en sadık sevgilim oldu daha ne diyeyim
Sonra insan tabi yüz buldukça şımarıyor
Aldattıklarını çoğaltayım diye bahane arıyor
Benim hikayem de bu işte aynen
Yalnızlık oldu sonra sırada gelen
Yalnızlık da beni hiç bırakmadı
Bir an bile hayatımdan çıkmadı
Sonra unutmadan eksik olmadı etrafımdan dert
Her günümde mübarek yanımda inatçı mert
Ha bir de kalbimi hep duldurdu acı
Benim ömrümün anlamı tacı
Efendim e söyleyeyim hüzün de var ah o hüzün
Varım yoğum oldu bir gece tanıştık güzün
Sonra ne çapkınmışım dahası var keder
Keder ki ömrümün yarısı eder
Hepsinden gizli biri daha korku var
Bir ben bir o her gece bir de dört duvar
Bütün hepsinden daha yakınım çaresizlik ile
Şüphelenip beni terk etti uykularım bile
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:44 AM
Usul boylu güzel gözlü sevdiğim
Hamdlsun ki sağım daha ölmedim
Yerinde çok şükür gücüm sıhhatim
Erise de yağım daha ölmedim
Ölüm mü var gerçi bu sevda gibi
Sensiz bu hayat kuyunun dibi
Deli eder bu aşk alim edibi
Geçti ama çağım daha ölmedim
Her lokmda ne var acep aklında
Aç mısın tok musun kim var yanında
Var mıydı bu zulüm senin kanında
Yıkıldı ya dağım daha ölmedim
İyiyim ben yalnız harsetim sana
Koyverdim kendimi geçen zamana
Alıştım kalbimde ateş dumana
Küle döndü bağım daha ölmedim
Ölür müyüm seni tekrar görmeden
Ölür müyüm muradıma ermeden
Sırılsıklam kalbi sana vermeden
Dinmedisağanağım daha ölmedim
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:44 AM
-Gerçekten sen misin?
-Gerçekten benim.
-Hiç değişmemişsin..
-Sen de..
Gelmezsin sanmıştım.
-Ben de..
-Ne arıyorsun bu şehirde?
-Sana geldim.
-Bana mı geldin?
-Hı hı..
-Bana? ...
-Evet, sana geldim Yahya!
Yahya, sana geldim...
Sana Yahya...
Yahya...
-Yahya!
Kalk oğlum artık, Yahya...
Bak yine geç kalacaksın
Yahya...
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:45 AM
Paltonun Kocaman Düğmeleri
Sessizliğin gözlerimi bağlıyor
İşenceye götürürken
Kollarımı kelepçeliyor
Saçlarınla düğmelemişsin kalbimi
Bakışların değdiği yerden çok uzakta
Yüzüne dokunsam bana bakman için
Tepeden tırnağa süzeceksin beni
Kefenimin ölçüsünü alır gibi
Yarım yamalak bir düştü benimki
Karanlık dünyama asılan bir yarım ay
Oysa sessizliğin evrenin felaketi
Titrek yıldızlar tek tek düşecek bu sessizlikten
Alışığım oysa yıldızlarla üşümeye
Sabahsız *******e
Sise dumana
Zalim zamana
Kahrolma benim için
Ahbabız bu acılarla kendimi bildim bileli
Oflayıp puflama sen de rüzgar yetiyor
Bacalarda dumanlı biir türkü tutturmuş baksana
Olmazsa bu bu sevda omaz o kadar
Gençsin benden güzelsin
Çabucak unutursun
Zor olacak ama bu kez unutmak
Kar geliyor
Süslü bir spikerden duydum
Buzdan önce geldi sessizliğin
Bu beyaz sayfalara
Sözcüklerin düşmesi gibi
Teker
Teker
Kar taneleri değecek
Saçlarına değen ellerime
Hatırana saklanmak mümkün olsaydı keşke
Gizlenebilseydim ayrılık canavarından
Orman gözlerinin kuytuluklarında
Yahya Harbalioğlu
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:45 AM
Kıskanırım içi kıpır kıpır her aşığı
Elinde papatyayla falına bakarken
Ya sever ya sevmez başka seçenek yok
Nazlı sevgili
Seviyor
Sevmiyor
Seviyor
Sevmiyor
Benim bütün günüm gece
Gündüzler haram bana
Boşa hırpalamam zavallı papatyaları
Falımın bakılacak tarafı da yok
Saysam bir paptyaları saymasam bir
Başka seçenek yok
Değişmez nazlı sevgili
Sevmiyor
Sevmiyor
Sevmiyor
Sevmiyor
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:45 AM
Ölen hiç doğar mı diye sormayın
Üç değil üç bin kez doğar Pir Sultan
Devran geçti diye şevki kırmayın
Umudu güneşten sağar Pir Sultan
Hızır Paşa sultan ise kime ne
Mazlumun ahı var yeter daha ne
Hazine sermaye hepsi bahane
Cahili irfanla boğar Pir Sultan
Damlamayın zalimlerin gölüne
Kapılmayın hiç korkunun yeline
Dara düşen cesurların çölüne
Rahmet oluverir yağar Pir Sultan
Alsak başımızı da varsak Sivas'a
Dar ağacını da eylesek asa
Yıldız'lar yaraşmaz hüzüne yasa
Banaz'lara nuru yığar Pir Sultan
Böyle ismi bimek şanstır dünyaya
Mutlak varılacak gerçek rüyaya
Adı ilham verir Ali Yahya'ya
Ne saza ne söze sığar Pir Sultan
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:45 AM
Güzel olduğun için mi imkansızsın
Yoksa imkansız olduğun için mi güzelsin bu kadar
Niye bulamıyorum kimsede aynı gülüşten
Geleceğim pahasına olsa alırdım pazarlıksız
Uzak dağlar cüce kalıyor imkansızlığın yanında
Yokluğun dört duvar
Ötelerden öte beyaz ellerin
Hangi şanslı kulağa çarpıyor huzur veren sesin
Gül yaprağı olsam dökülmem bahçende
Bin bir bahar bayram eder tabessümüm
Parçalanmış kalbim bulutardan beter
Çiğ damlasıyla yetinir umut lalelerim
Boynu ezelden bükük
Gamzenin oltasına takılmışım
Çırpındıkça beter olurum
Bir tutunabilsem saçlarına kurtulsam boğulmaktan
Yokluğunun karanlığında kaybolmak
Üşürken gözyaşımın yağmurunda
Yokluğunda öyle zor ki uyanıvermek
Sensiz yani anlamsız ve amaçsız bir dünyaya
Seni görmeyen yorgun gözleri açmak
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:45 AM
Tüm ömrüme bedeldir omzuma düşen saç telin
Tutunduğum tek daldır omzuma düşen saç telin
İsmini söylerken düşman nasıl tatlı bir bilsen
Celladın ağzında baldır omzuma düşen saç telin
Önce nur yüzlü annelerin kolları şeklindeydi ya
Huzurun aldığı haldir omzuma düşen saç telin
Bu bahtımdan gözyaşlarım sel olsun bassın her yeri
Bulanık sularda saldır omzuma düşen saç telin
Bir koklasam Allah'ım körlüğümden kurtulurum
Çölde savrulan şaldır omzuma düşen saç telin
Sen imkansız bir düştün saç olup omzuma düştün
Yahya'na artık hayaldir omzuma düşen saç telin
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:45 AM
Nerde olursam olayım
Ve ne yaparsam yapayım
Sadece sen olacaksın aklımda
Yılın her mevsimi
Mevsimin her ayı
Ayın her haftası
Haftanın her günü
Günün her saati
Saatin her dakikası
Dakikanın her saniyesi
Abartısız ve yalansız
Sadece sen olacaksın aklımda
Nerde ve nasıl olursam olayım
Senin kadar güzel bu dünyanın hangi ülkesinde
Hangi şehrinde
Hangi semtinde
Hangi mahallesin hangi sokağında
Hangi evinde olursam olayım
Göğsümün sol yanındaki kalbin ortasında olacaksın
Televizyona baktığım anda örneğin
Kellesi parlak bir zencinin basketini izlerken
Ya da telefonum çalarken
Baharın ilk gelinciğini fark ederken
Öksürürken
Yağmurun her damlası kalbimde dağılırken
Biskletini süren çocuğa bakarken
Yadigar bir radyonun hışırtısını dinlerken
Yaprağın daldan düşmesine tanık olurken
Konuşurken üşürken
Düşünürken
En çok da şiir yazarken
Her şiirde
Her mısrada
Her sözde
Her hecede
Her harfte
Sen bulunacaksın
Çok çaba harcadım unutmak için seni
Başaramadım
İnanmasan da olur bana fark etmez
Değiştirmeyecek gerçi seni düşünmek
Saçların rengindeki alınyazımı
Fakat madem unutmadım seni
Bundan sonrası tamam artık
Kimse alıkoyamaz hiçbir hücresini
Hatıralarınla yüklü beynimi
Karıncalar toprak altındaki vücudumu
Kardeş payı edinceye kadar
Sadece sen olacaksın aklımda
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:45 AM
Dinleyelim şimdi lütfen
Söz sırası Sadullah'ta
Tepesi attı mı aman
Din de tanımaz Allah da
Herkesin bir işi vardır
Yürümektir onun işi
Kimseler bilmez nedendir
Eksiktir iki ön dişi
Üç beş kuruş verdiniz mi
Veya yarım cigaraya
Başlar sokak ortasında
Siyaseti anlatmaya
Sayar on adımda durur
Konuşmak için bekler
Her siyasi soyadına
Müstehcen bir lakap ekler
Gece gündüz sokak sokak
O yol senin bu yol benim
Yazın çizme kışın terlik
Bir gün gün boyu izledim
Haylaz çocuklar peşinde
Hep sataşıp dururlar
O hep gezme işinde
Hayırseverler doyururlar
Nerde kalır nerde yatar
Ben bile bilemem bunu
Bir gün o tıknaz muhtar
Anlattıydı durumunu
Ne yap et ama dedi
Sözü 12 Eylül'e getir
Bunu derken gülümsedi
Elektrik gibi gelir
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:45 AM
Denizi ve ufku
Seyre dalıyorum
Göklerden mavi rüyalarım
Bulutlardan beyaz
Esecek senin yönünden bir rüzgar biliyorum
Yelkenlerim hazır
Göze almışım her fırtınayı
Dipleri boylamak daha acı değil
Paslı zincirlerle demirlemekten
Kır çiçeklerini toplayacağım sana gelirken
Sana ektiğim saksıdan bir avuç toprak
Şarkılar ezberledim yokluğunda şiirler
Kavuşup sevinçten ağlamaya dair
Dikenlerini kırptım çiçeklerin
Kokuları ve renkleri sakladım sana
Ufuklara bak sen de
Belki yelkenlerim sana ulaşır
Bana olsun ne olacaksa
Uğruna savaşmak sevinçten öldürür beni
Yepyeni bir sayfa olsun hayatında
Bembeyaz yelkenler
Ufka her dalışımda
Berraklaşır rüyalarım
Ne yapıp edip
Görüneceğim gözlerine
Sen denize bakarken
Yağmur alkışlayacak beni
Rüzgar ıslık çalacak
Çünkü sana kır çiçekleri getireceğim
Senin için ektiğim saksıdan bir avuç toprak
Sana ezberlediğim şarkılarla geleceğim
Şiirler güzelliğine layık olacak
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:45 AM
Bu yıl da burdayım gitmem sılaya
Bizim o diyara selam söyleyin
Koyup ahbapları bir bir sıraya
Cümleten dostlara selam söyleyin
Çiğdemli sümbüllü mosmor dağlara
Nehirden çekilen dolu ağlara
Bereket fışkıran yeşil bağlara
Üzüm incir nara selam söyleyin
Börtüye böceğe arıya bala
Değirmene inen patika yola
Yüzleri okşayan söğüde dala
Dut incir çınara selam söyleyin
Salatalık yeşil domates al al
Kıvırcık marula dar gelir çuval
Toprağa yeter mi derince kanal
Buz gibi pınara selam söyleyin
Dökmüştür erikler şimdi çiçeği
Karanlıkta parlar ateşböceği
Ayın süslediği serin geceyi
Soğutan rüzgara selam söyleyin
Bizim iller sultanların tacıymış
Ekmeğin lezzeti Hatay sacıymış
Hasreti de kebabından acıymış
Harbiye Fevvar'a selam söyleyin
Kalbim sızlar Samandağ'ı anınca
Büyükçat Uzunbağ'da ölse karınca
Tavla Döver Çevlik en çok Yaylıca
Aşağıokçular'a selam söyleyin
Barışmadım şansımla ümidim yolda
Eylülü göremem belki bu yıl da
Derdim başka soğuk karanlık ilde
Güneşe bahara selam selam söyleyin
Traktörle mi başlar her gün doğumu
Azaldı mı sahilde denizin kumu
Moral gibi yollar hala bozuk mu
Azaya muhtara selam söyleyin
Burda benim elim kolum bağlıdır
Sebzeler hormonlu etler yağlıdır
Mideyi boşverdim zaten dağlıdır
Tapaze seraya selam söyleyin
Başta demeliydim tabii anneme
Babam kardeşlerim tüm aileme
Güzeller güzeli sevdiceğime
Bana dargın yara selam söyleyin
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:45 AM
Sen bak gülümsemene
Hayatını yaşa dolu dolu
Ben hep öyleyim işte
Cebime sakladım mı avuçlarımı
Üşümem bile
Yağmur sonsuza dek yağmaz ya
Kururum elbet
Doyururum karnımı bir şekilde işte
Senin gibi severim yürümeyi zaten
Kaldırım mı yok
Gece mi kısa
Seninle daha çok severim ama olsun
Yürümek her şeyin geçeceğini müjdeler
Belki konuşacak halim de olur
Uğrarım bir tanıdığa
Hayata karışır giderim
Gizlerim kırık hayallerimi
Kol kırılır yen içinde
Sen üşüme yeter beni boşver
Acıkma üzülme
Aynada tara saçlarını
Şiir oku şarkı söyle
Kolaylaştır idamımı bari
İyi olduğunu bilmek tek tesellim
Ya sen olsaydın acı çeken
O zaman katlanılmaz olurdu acılar
Allah korusun
Kahreder mahveder beni zerre kadar hüznün
Bana ne olacak Allah'ını seversen
Kıyası mı olur gereksiz ömrümün
Bir anlık kederinle
Gülmeye ara verme sen boşver salla beni
Baksana hem neler kazandırdı
Neler kattı bana bu sevda
Uçurumlara haykıracak bir isim var artık
Gök gürlediğinde
Korkmaması için dua edeceğim biri var
Daha ne olsun
Sabah yataktan kalkma nedenim var
Sen yırtıp at sözlüğünden hüznü
Ve madem daha iyisin bensiz
Hoş gelsin safa gelsin
Dertli başımın üstünda yeri var
Senden gelecek her üzüntünün
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:46 AM
Sen gideli tek damla yağmadı
Yaprak sallanmadı
Kaç gün oldu geçmedi boğazımdan
Bir dilim ekmek bile
Sor işteŞaşı Ferit'e
Yalnız bırakmadı beni bir gün bile
Ne bir yalan bilir ne bir hile
Haberi yok onun üzerimize çullanan
Gaddar bulutlardan bile
Siyaset de bilmez şiir de
Neden içip içip ağladığımı bilmiyor
Sormuyor da
Başucumda duruyor yalnız
Paylaşıyor yalnızlığımı ve şarabımı
Bazen benle de ağlıyor
Sataştı üç beş it geçen
Aslan kesildi yeminlen
Ürktü kaçtı herifler
Dost olduk o günü Şaşı'ylan
Önce hakaret gibi geldi ona öyle demek
Meğer herkes onu öyle bilirmiş
Küçükköy'ün orda
Kapkaranlık bir gece
Bahtım kadar,geleceğim kadar hani karalık
Sensiz bir dünya neyse öyle işte
Baktı içiyorum
Seni düşünüp düşünüp iç çekiyorum
Tuttu şişeyi dikti
Oturdu yanımda sustu
O gün bugün dostuz
Su sızmaz aramızda
Canını koydu dostu için senin gibi mi
Uğruna gebersem yolunun üstünde
Başkasına gittiğin ayaklarınla çiğnersin beni
Bir o dinliyor beni
Şaşı Ferit aslanım ya
Param bir olsun var ya
En canavar meyhanede ıslatmazsak neyim
Beni dinliyor en azından senin gibi değil
Evi barkı yok mu bilmem
Hiç konuşmaz
Dilini mi yutmuş nedir
Ama dinler Allah'ına kadar o başka
Sabaha kadar hem de
Kendi derdine mi bana mı bilmem ağladığı bile oldu
Ya senin gibi mi
Bir gözü kusurlu ya senin kör vicdanından iyidir
Onun da mı başında
Senin gibi bela mı var bilmem
Sanmam ya
Kim nerden bulsun senin kadar gaddarı
Acırım çocuğa valla ağlarım onun haline de
Bu akşama da bir şişe buldum
Hani inanmazsın
Sırf onun için sevindim var ya
Gerçi sevinebilme yeteneğimi seninle kaybettim
Ama olsun Şaşı Ferit sevinsin bari
Fıkara zaten gülüşü ağlayşı gibi içten
Ne uzunmuş bu gündüz be
Bir türlü gelmiyor şu akşam
Belki o da bulmuştur ha yine bir şeyler
Helal sana Şaşı dedim dün
Sığdırmış koltuğuna bir şişe
Bizim Şaşı kadar olamadın var ya
Gözyaşından ve yalanlardan başka hediyen olmadı
Saçlarına döktüm gözyaşımı neyin var diyen olmadı
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:46 AM
Sana benziyor güzellerin gülüşleri ses tonları
Ve sana benzedikleri oranda seviyorum onları
Aynı saç aynı göz onlar da incecik belli
Çok can yaktıkları onların da zaten belli
Güzel olmalarına güzeller ama kafalar etekten dar
Çünkü bunların güzelliği konuşuncaya kadar
Ürkütüp kaçırıyorlar sevginin meleklerini sesleriyle
Öyle herkes gibi sıradan ve saçma hevesleriyle
Ne şarkı biliyorlar ne ne şiir ne aşk ne kavga
Şekil değiştimiş güzel sesi bir yerden çalan karga
Dolunay yıldızlar rüzgar ve şehir ne ki onlar için
Yaşayıp gitmek varken bu gereksiz şeyler niçin
Kakülü alnına düşmüş birini gördüm toplamış saçlarını
Senden iz buldum sandım hasta arar ya ilaçlarını
Sahtesi bile güzel görünür ya hani mücevherin
Günbatımıyla öyle benzerliği var ki her seherin
Dökülür ya sevinç ve hüzün yaşları yanağına
Aynı tuzlu nemi tattırmaz mı yarin bal dudağına
Sen hep sen yalnız sen olmalısın bendeki dünyada
Kalabalıktaki yalnız adam rölünü oynamalıyım ya da
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:46 AM
Işık parlayıverince dağıtır karanlığı
Hem de şiirini yazdırır bana
Ama mum
Hem parlar
Hem aydınlatır
Hem yakar
Hem de şiirini yazdırır bana
Hele o güneş...
Parlayıverince güneş
Hem karanlığı dağıtır
Hem yakar
Hem hayat verir
Hem de şiirini yazdırır bana
Ve gözlerin
Senin gözlerin
Parlayıverince karanlığımı dağıtır
Beni yakar
Bana hayat verir
Bana şiirini yazdırır
Ve anlam katar benim dünyama gözlerin
Senin gözlerin..
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:46 AM
Denizlerden daha derin kalacak sevgim
Daha mavi ve daha sonsuz
Dalga geçecek zamanla
Martılarla oynaşacak
Hasretleri taşıyacak saf yelkenlerle
Denizlerden daha derin kalacak sevgim
Hazineleri gizleyecek derinliklerde
Bin bir balık
Bin bir yosun
Şişeler çırpınacak kıyılarımda
Yaşam dolusu mektuplarla yüklü
Denizlerden daha derin olacak sevgim
Çok azı görünecek hüznümün
Buzdağlarını saklayacağım içimde
Rüzgarlarla cebelleşeceğim bir ömür
Savurduğum bulutlar kır çiçeklerine düşecek
Denizlerden daha derin olacak sevgim
Dalgalar değişecek
Bulutlar martılar gemiler
Ama kalbimde sevgin
Senin sevgin asla asla değişmeyecek
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:46 AM
Seninle saçma boş şeyler bile hoş
Sensiz hoş şeyler bile saçma ve boş
Seninle can veren nehirdir her zehir
Sensiz can alan zehirdir her nehir
Seninle mavi göldür her ıssız çöl
Sensiz ıssız çöldür her mavi göl
Seninle gonca güldür savrulan kül
Sensiz savrulan küldür her gonca gül
Seninle baklılan bağdır bakılmayan dağ
Sensiz bakılmayan dağdır bakılan bağ
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:46 AM
Sensiz kaç sabaha uyanacağım
Ne ses ne cıvıltı duyarım sensiz
Hayata ben nasıl katlanacağım
Tüm dünya karanlık ay yarım sensiz
Nerede gizledin o kutsal teni
Sensiz güneşler mi ısıtır beni
Bir yalvarış bulsam bozsam tövbeni
Ben günleri nasıl sayarım sensiz
N'olacak çiçekler kuşlar ağaçlar
Peki ya mevsimler mesela bahar
Nasıl akşam olur gün nasıl doğar
Şarkıları nasıl duyarım sensiz
Huy edinmişim zaten hep densizliği
Asla kabul etmem ben sensizliği
Kabul etmem edemem imkansızlığı
Her şafağı kana boyarım sensiz
Kimler bulsun bana derde ilacı
Elim kolum bağlı ne kadar acı
Aşk fidanım bana bir dar ağacı
Yaşamam canıma kıyarım sensiz
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:46 AM
Bahar değil savaş vakti sanki
Allak bullak yer gök kıyamete sulanmış
Sensiz bahar oldu mu böyle olur işte
Sönmeyen bir kıpkızıl bombadır
Tepeden tırnağa çiçek açmış her erik ağacı
Gölgesinde uyumak mümkün mü artık
Sonsuz uyku ödül bu acıya
Itır değil barut sanki keskin kokan
Kuş cıvıltısının ne farkı var sensiz baharda
-Sensiz ise bahara bahar demek için
papatya kadar şahit ister-
Bebek çığlığı mıdır yavru kuşların cıvıltısı
Annelerinin ağıtları karışır ağlamalara
Nasıl bıraksın yavrusunu kuşlar
Senin bırakıp gittiğin gibi beni
Herkes senin gibi mi
Kızılca kıyamet bu bahar mı şimdi
Ağlamaklı olur muydu nehirler yoksa
Gelincik tarlası sanılır
Dikenli tepelerin eteklerindeki kan gölü
Hayat veren güneş tepe taklak düşer kan revan
Her yanı şişmiş mosmor dağlara
Yıkılalı dünyanın direği
Teslim olmak çare değil
Bembeyaz bulutun benzi solar birden
Kimse anlatamaz bana hayır
Sensiz bahar mı olur şimdi
Biter hayat dayanamaz sensizliğin savaşında
Bu ömrün dünyası kararır
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:46 AM
Sen yoksan
Yıldız da olmaz gökte
Bulutlar bile görünmez karanlığımda
Sen yoksan
Papatya da görünmez kırda
Çimenlere bile hasret kalır toprak gözlerim
Sen yoksan
Dilim varmıyor demeye
Gece seçilmez ışıkları şehrin
Buğulanmış gözlerde birbirine karışır geleceğim
Sen yoksan
Kıyamete dönüşür yağmur
Birbirine karışır şimşekle kanlı bıçaklı damlalarım
Sen yoksan
Yazılır mı öyle şiir ya
Güzelim bahar ayında
İntihara kalkışır Emirgan'dan bu yana fidanlarımın çiçekleri
Sen yoksan
Hayır olmaz böyle şiir
Hayatım gibi paramparça olur
ke
li
me
le
rim
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:46 AM
Sımsıkı sarıl İstanbul'a Alev,
Her bir ağacına Aşiyan'ın, Boğaziçi'ni selamlayan...
Savaştan dönmeyen kocasından umut kesen bir kadının
İpek saçlı oğluna son kez sarılması gibi!
Sever miyim İstanbul'u da ne demek, seversin tabii...
Cimrilerin mücevherlerini sevmesi gibi...
Çil çil parlarken Altınboynuz hele mayıs akşamları...
Lambanı söndürürken hüzünlen her gece
Çemberlitaş'ta bir ışığı eksilttiğin için.
Bir daha uyanamayacağını bilen biri gibi
Özle ama, serçe sesiyle uyanmayı
Dağınık saçlarını yastığa koyarken.
Sever miyim İstanbul'u da ne demek, seversin tabii..
İlk sevgilinle buluşmanın heyecanıyla
Emirgan kıyısında sulayabilirsin örneğin,
Yalnızlıktan ve kıştan korkup
Benzi sararan kasımpatıları.
Sever miyim İstanbul'u da ne demek, seversin tabi...
Aman ha özenme sevdası yarım kalmış mehtaba
Yüksekçe bir tepeden bakmasına bak ama
Sarayburnu'na bakarken burnun yükseklerde olmasın!
Bakma yedi tepe dendiğine
Dünya kadar tepe var aslında her biri dünyalara bedel..
Hiçbir saniyeyi ihmal etmeme hakkına sahipsin Alev,
Eski trenlere bin, illa üçüncü mevki olsun.
Bir de tramvaya, yer ver ama orada
Cevizlibağ dedin mi
Boşalır nasılsa aceleci katar...
Canım özlersin özlemesine elbet,
Kumruların konduğu bir levhada ismi yazılı memleketini evet; ama
Hangi yerin yıldızı görünür Allah aşkına,
İstanbul'un pırıl pırıl bahar güneşi varken?
Sever miyim İstanbul'u da ne demek, seversin elbet...
Emekleyen bir bebeğe bakar gibi bakıp dert ortağı ol,
Minnacık sorunlarına kaldırımı dolduran kalabalıkların.
Hem de kaybolup küf kokulu kütüphanelerde
Adalar kıyısında kendini bul.
Sever miyim İstanbul'u da ne demek, seversin tabi..
Barış önce kendinle, şişir şu yanakları...
Asırlardır araları açık iki hisar gibi
Sakın küs kalma aynayla.
Bak,gel benim sözümü bir de yağmuru dinle Alev,
Tıkılıp kalma dört duvar arasında.
Rüzgara uy, saçlarını tararken okşar
Sonra senin alnını pullayıp gönderir seni
İstiklal'in keman sesli ışıltısına...
Derken bir gün batımı kendini uzaklarda, Silivri'de bulursun.
Yaralı güneş sahilde kan ağlar o şehri terk etmenin acısıyla...
Bir de yağmuru izlerken gökkuşağına rastlarsan Şile'de,
Şöyle denize nazır bir yerde,
Ateş bacayı sarar zaten,tamamdır...
Sever miyim İstanbul'u da ne demek, seversin elbet...
Meşhurdur deli misin,sevilmez mi İstanbul'un kız, kulesi
Daha bir yakar içindeki sevgi ateşini her yağmurda Alev,
Beyazıt'ın Galata'ya yanık Yangın Kulesi!
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:46 AM
Şaşırtmayı seversin
Çık gel bir fırtına eşliğinde
Eğilirken nehir kenarında başaklar
Bir yaz sabahında yağan yağmur gibi
Şaşırt beni ve nehri
Şaşırtmayı seversin
Açık kalsın ağızları kadehlerin
Şaşırsın yolunu karıncalar
Koşuşsun yıldızlar dört bir yana
Basıp gittiğin yollar şaşırsın
Bir gece yarısı bir akşam üstü
Ya da gittiğin gibi bir sabah
Çık gel şaşırt beni
Ve geleceğin otobüsün şoförünü
Bir de komşunun kedisini
Zaman yardımcı olur bana
Döndüğüne inanmamda
Şaşırtmayı seversin
Çık gel yarım mehtabı izleyip
İçinde adının geçtiği bir cümleyi kurarken
Mehtap bulutlardan kaçarken
Sümbüller açarken
Şaşırtmayı seversin
Kopsun yorgun kollarım sana sarılırken
Karanlık saçlarında yolunu şaşırsın dalgın gözlerim
Çık gel şaşırt beni
Çık gel...
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:47 AM
Allah seni benden daha çok sevmiş
Sevgili sevgilimin sevgilisi
Seni sultan etmiş beniyse derviş
Sevgili sevgilimin sevgilisi
Senin yüzünden bu kanlı gözyaşım
Zehir zıkkım oldu yediğim aşım
Tek tesellim seni tanımayışım
Sevgili sevgilimin sevgilisi
Sen ağladın mı hiç karanlıklarda
Gözyaşı döktün mü yağmurda karda
O iğrenç hayalin hep tavanlarda
Sevgili sevgilimin sevgilisi
Kim bilir nasıl bir günah boynumda
Güzelim yerine hüznüm koynumda
Galiba sen kazandın sonunda
Sevgili sevgilimin sevgilisi
Nerden buldun o sihirli sözünü
Yalan çomak olsun oysun gözünü
Şeytan görsün e mi o pis yüzünü
Sevgili sevgilimin sevgilisi
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:47 AM
Dünyanın en usta yalancılarına
Şu politikacılara imrenmek ne kadar kötü
Ne kadar kötü sömürge bir ülkenin dilini bilmediğim
İşbirlikçi generaline imrenmek ne kadar kötü
Evden işe işten eve
İşini bilen rüşvetçi memurlara imrenmek ne kadar kötü
Ne kadar kötü
Çocuklara satacağı elma şekerinden kar uman
Uyanık ve pinti bakkala imrenmek
Allah'ım ya ne kadar kötü
Ne kadar kötü parlak arabalarıyla
Müziksesini yükselten
Madde bağımlısı züppelere imrenmek ne kadar kötü
Küme küme yükselirken kapkara bulutlar
Hüzünlü bülütların altında
Kırırk kiremitli evlerde
Brezilya dizisi izleyen dedikoduculara imrenmek
Ne kadar kötü
Yani seni her kim tanımıyorsa
Senin gibi yalancı dünyada
Onun yerinde olmayı istemek
Allah kahretsin,ne kadar kötü
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:47 AM
Hüzünlü bir şiirin kıyısında
Yare gitmeyen ayaklara gözyaşı dalgasının değmesidir sevmek
Sevmek, sevgilinin artık dokunmayacağı
Ve göremeyeceği yüze değen ayrılık rüzgarıdır
Yarım kalmış sevdaların son kalesi olan ayın
Düşmesini izlemektir binlerce yıldızla
Başladı başlayacak derken sevdanın hasat mevsimi
Vakti miydi son noktayı koymak
Ve haziran derler en güzel şiirin yazıldığı ayda çekip gitmek
Gözlerin kadar mavi göğü
Mutluluğunun resmini çizdirmeden
Ve arttığını görmeden Çamlıca'da harap konakları
Mehmet'lerin Mayakovski'leri tartıştığını
Gözlerinde şimşekler çakarak
Haziranın üçünde hem de çakmak gözleri yummak
Demir parmaklıklar ardından olsa bile
Rüzgarın ve böceklerin sesini duymayacak kulaklarını
Çalışkan karıncaların kardeş sofrasına sunmak oldu mu
Ha Bursa'da bir çınar ağacının altında artık
Ha yüreğiToroslardan beter kabarmış Akdenizli şairlerin memleketinde
Çıplak bir yaz gecesinde olmak fark etmez
Gülhane Parkı mı bu Çukurova
Hasadı bayramıdır
Çıplak ayaklı cılız çocukların
İşte edeceğini ettin
Ve Varna'da okşadığın vapur gibi
Okşamak zorunda bıraktın bizi
İsminin yazılı olduğu kitapları
Hikaye-i Kadınları anlatmaya ömür yetmez gerçi
Toprak çünkü daha da bitip tükenmez
Dağlar daha da uzakta
Ama farkına vardırdığın
Kurşun gibi ağır havayla
Bir pazar sabahı çıkarıldığın güneşle
Bu yaşamsal efsane her dakika her saniye
Sevgiliye feda edilmeye değen bu hayatı sevdirmekti hani maksadın
Kaç kez baktım kardeşinini benzediği akrebine saatimin
Haziranın üçünde hem de
Hem de saat dört yokun saat beş yok
Nasıl çekip gidersin
Şellalelerin aya serenatlarının en dehşet yerinde
Sevdirdiğin hayatta şimdi toprağın altında kaynıorsun
Fışkırmadıkça biriken kıpkızıl bir lav gibi
Hayatı sevdirenlerin sarı saçlarını aşkın harmanına katmaktır sevmek
Sevdayı bize öğretenleri
Öğrettikleri hayatı coşkuyla yaşamaktır
Yarin yanağından gayrı her şeyi paylaşmaktır sevmek
Yaşamın kendisi ya hani onun için
Sevmek güzel şey be kardeşim
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:47 AM
Simitçilerin karnelerindeki sıfırlarına benzer
Baştacı ettikleri
Ve zabıtalardan kaçırdıkları
Bayat simitleri
Kaybolmuş kalabalıkların
Minnacık bir kısmını oluşturur
Yusyuvarlak ve minnacık küpeli enteller
Boğaz'ın ışıkları kırmızı boyalarında parlar
Sıfır kilometre arabalarının
Gökteki yıldızları
Şehrin ışıklarıyla kıyaslayacak zamanları yoktur
Çek defterlerinde
Dünya kadar sıfırı olan
Yaşlı yol yorgunlarının
En hüzünlü sıfır
Tabii yine şairlerindir İstanbul'da
En vefalı dostlarıdır şairler bu kentin
Mesleğin böylesi yere batsın
-Tepenin üstündeki yuvarlak aydan önce-
Yerden göğe kadar hakları varken
Sevgilerinden elde ettikleri hasılatı anlatır ayın şekli
Yusyuvarlak bir sıfır...
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:47 AM
Boş yere nefes tüketmek tütünden beter
Her şey bitti artık geri dönüş yok
Bir daha sarılmaz yanan sigara
Ama bunun sonu daha bir felaket
Sigaranı attın mı ayrılacağız
Kim bilir bir daha nerde kimle içersin diğer sigaranı
Bu sevgi bir sigara kadar çabuk tükendi
Senin için daha doğru belki de
Unutmaya alışığım
Yalnız da sayılmam bak dünya kadar şiir...
Hesap kitap olmuyor
Tutmuyor ihtimal sayıları umudun
Kumardan beter
Sıkma canını her birliktelik böyle biter
Halim öyle duman değil
Terk edilmek tanıdık
Tutunur giderim yaşamın saçlarına
Su akar yatağını bulur bilirsin
İhtiyacın olursa ararsın
Olur olur ne bileceksin gurura sarılma lütfen
Umut ettik birlikte geleceğe dair az mı
Olmayacaksa bir şey gelmez elden boşver
Her neyse..
Bitmedi mi daha ya
Gidelim ağırdan
Çek son bir fırt....
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:47 AM
Çorap söküğüdür şimdi yapraklar
Toprağa sapsarı kefen dokuyor
Üflüyor duayla bir serin rüzgar
Ölen tabiata dua okuyor
Kaldırımlar yürekler gibi kırıktır
Çamurlu ve ıslak uzanır gider
Gölgem bile benden yorgundur artık
Gamlı bulut hüznüme eşlik eder
Güneşi beklerken yıldızlar gitti
Kayboldu dolunay dağın ardında
Sabretme mühletim de zaten bitti
Anlamsız her şeyi hayra yormak da
Rüzgar itse beni uçurumlara
Okyanus yutamaz beni tükürür
Vurabilsem kendimi çölde kumlara
Kervanımın yolu yok durmadan itler ürür
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:47 AM
Kıpkızıl çakmasını özledim
Şimşek dudaklarının
Toz pembe bulutlar gibi
Şişmesini yanaklarının
Sağanaklarını özledim sonra
Suların sellerin sürüklemesini sürmeni
Çekilmesini sonra
Yenik düşmesini fırtınanın
Güneşlerden parlak gülüşüne
Gökkuşağının açmasını bakışlarında
Karamsar kakülünü kulak ardı etmeni
Ve serçe cıvıltısını kahkahalarının
Birkaç dakikada sebebini unuttuğun
Sana hatırlatınca da şaşırdığın
Kavga sebeplerimizi özledim
Bir kaşık suda kopardığın fırtınaları
Sonu gelmeyecek bir kıştayım şimdi
Bilenmiş bir bıçak sanki rüzgar
Donmak üzere hayallerim
Yağmurundan ve güneşlerinden uzak
Sevgimin hüzünlü ağıdını çalıyor telgraf telleri
Haberlerin geceden kara
Aramızdaki karlı dağları bile örtmüş
Kakülünden karanlık gece
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:47 AM
Ne kadar uzağa gider isen git
İsmini cismimden ayıramazsın
İstersen aylara seneleri kat
Maziyi zihnimden sıyıramazsın
Tavşan dağa küsmüş dağlar habersiz
Ben mahvoldum senin yüzün kedersiz
Ne kadar genişsin hatta umarsız
Sesini sen kendine duyuramazsın
Ne yaparsan yap sen ben ikna olmam
Vazgeçip de tarihlerde kaybolmam
Çaresizliğimden hep sessiz olmam
Sağırdır kalbime bağıramazsın
Sen de bir insansın nihayetinde
Sevgiyi yaşatmak senin elinde
Aşkı boğma gözyaşının selinde
Nefsini zulümle doyuramazsın
Gönlüm perperişan yine aşktan yana
Dünyalar bir yana sevdam bir yana
Fermanı veriver seni duyana
Yüreğime emir buyuramazsın
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:47 AM
Gelmiş geçmiş güzellerin güzeli
Kim öğretir sana bunca cefayı
Böyle dert yok kendim bildim bileli
Kim öğretir sana bunca cefayı
Dünya mı ki o da böyle yalancı
Dünya hancı biz üç günlük kiracı
Küfür olsun bari bir söz der hancı
Kim öğretir sana bunca cefayı
Azrail mi o da zamansız gelir
Garipçe canları toplayıverir
Öldürüp gerçi o kurtarıverir
Kim öğretir sana bunca cefayı
Anan değil çünkü babam sağ dersin
Gel derim gelmezsin gelsen gidersin
Yeminlen adamı deli edersin
Kim öğretir sana bunca cefayı
Konu komşun mudur akraban mıdır
Yengen teyzen midir kız halan mıdır
Senden beter olan o aynan mıdır
Kim öğretir sana bunca cefayı
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:47 AM
Işıltıdan eser yok
Gecenin ihtişamını kaybetmiş şehir
Ne kokusu kalmış üstünde ne makyajı
Gecenin macerası çoktan bitmiş
Dizboyu pişmanlık kalmış
Tek gecelik sevişmeden kalkan şehirde
Saçları ve düşünceleri dağınık
Bir güvercin bile yok görünürde
Abartılmış bir sarhoşluğun mirası dayanılmaz bir baş ağrısı
Köpüklerden daha çok yalnızlık
Pişmanlık yıldızlardan
Sil baştan hayat macerasının fiyaskosunu sahneler şehir
Aynı acıklı haliyle
Asık suratı bu şehrin gerçek
Tebessümü sahte
Bakışı *******den karanlık dumanlı parmakların
Sapına kadar arabesk
Hem de damardan
Yolları dönüp dolaşıp aynı durağa gelen
Kaskatı ve simsiyah yollar tıslar durur
Çiçekler reklam panolarınlarında açar sadece
Kimin aklına gelir yıldızlar yanıp sönen ışıkları varken
Kuş ismindeki pansiyonlar
Monoton bir tedirginlikle karşılar şehir akşamı
Gecenin yalancı ışıltısı
Anlamsız bir sabahın suratına çarpar
Dayanılmaz bir baş ağrısı
Dağınık saçlar
Ve gözyaşının akıttığı rimeller kalır sabaha
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:48 AM
Boğazım düğüm düğüm yine
Dalgın ya da dargın olmak değiştirmiyor kaderi
Bulutlar,yıldızlardan ve aydan mahrum ediyor beni
Zamansa saçlarından
Bembeyaz ellerinden
Sesini hiç duymadan nasıl yaşamışım bilmiyorum
İstanbul'a kış akşamları nasıldı hatırlamıyorum ki
Emirgan'da mesela
Rüzgarı alıkoyamam yönünden
Kayan yıldıza sözüm geçmez
Sessizliğine hele
Kıldan ince boynum sessizliğinin fermanına
İmkansızlığın azaltmıyor güzelliğini
Hüznüm çaresizliğimi
Toprak gözlerinde nergisler yeter
Gözyaşımın nehri durmasın durulmasın
Yedi tepenin etekleri zil mi çalacak benimki de delilik
Sen geleceksin de bana
Hüzün Marmara gemilerinde beyaz bayrak açacak
Şair Nedim Caddesi'ne gelen bahar gibi geleceksin bana
Şiirimin köşesinde ismine
Rüyalarımda cismine kavuşurum en çok
İşte böyle Şiirkız
Şiirlerdeki sevgiyi özlemem yasak değil yalnız
Mevlam herkesi güldürürken unutmuş beni yalnız
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 10:48 AM
Yalnızlık diz boyu her yer karanlık
Tıpkı benim gibi yollar tedirgin
Tutunamıyoruz tüm dallar kırık
Geri gelmeyecek yıllar tedirgin
Kendi adımlarım korkunç geliyor
Çırpınıp durmalar ürkünç geliyor
En çok çaresizlik iğrenç geliyor
Ayaklar en çok da eller tedirgin
Bulutlara eşlik eder hıçkırık
Her düş camlardan beter kırık
Zihin allak bullak yürekse buruk
Korku sürükleyen seller tedirgin
Hangi mevsim ikna eder insanı
Hangi söz işler ki ayrılık anı
Tanıyabilirsen kendini tanı
Saçtan dökülmeyen teller tedirgin
Sıra selviler renkli sarmaşıklar
Rengi tonu belirsiz tuhaf ışıklar
Mehtapta gezinen yorgun kayıklar
Ayın izlediği göller tedirgin
Hayat bir sevgili kaprisli nazlı
Seven buruk yürekli ve kırık sazlı
Aslında her şey insanda gizli
Kaybetmekten korkan diller tedirgin
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:12 AM
Çocukluğumu hep koynunda saklar
Bütün sırlarımı bilen tepeler
Her akşam ufku kaç yerden haklar
Göğün ciğerini delen tepeler
Hayat ağacında açan budaktır
Anıları ören yeşil yumaktır
Yan yana şişen iki yanaktır
Köyümün yüzünde gülen tepeler
Hep gülmez tepeler bazen de ağlar
Süzüldükçe nehir bağ meyve bağlar
Alır başın gider dumanlı dağlar
Nehirle yaş döker kalan tepeler
Kurda kuşa yurttur her yıl dört mevsim
Doğanın çizdiği en tuhaf resim
Gece hayale benzer gündüzse cisim
Hep düşünür göğe dalan tepeler
Başı kızdırır güneşi rüzgarı
Kuluçkadır yavrusu kuş böcek arı
Asla dökmez eteklerinden taşları
Bilir dünya felek yalan tepeler
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:12 AM
Sevgiyi umudun toprağına ektim ben
Aşka dönüştü sevgi tohumu
Sizi bilemem ama
Aşkı dostluktan ayrı tutarım ben
Laciverdi maviden
Okyanusu denizden
Dereyi nehirden
Birbirine çok benzer ikisi evet
Ama aşkı ayırabilmek gerek dostluktan
İkisi onurlu
İkisi gururlu
Ama farklı tutmalı
Güvercini kumrudan
İkisi olmasa hayatın tadı tuzu kalmaz ya
Seçmeli ve ayırmalı
Tatlıyı tuzludan
Şiir bilen ancak hakkından gelir bu benzerliğin
Fark etmeli dostluğu aşktan
Yazık günah olur seçmemek
Gün batımını kuşluktan
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:12 AM
Türkü söylemeyi derhal keserdi
Bir görseydi seni Karacaoğlan
Hem ekmeğe hem de suya küserdi
Bir görseydi seni Karacaoğlan
Tutuşurdu elinde mızrabı sazı
Tutulurdu bülbül gibi avazı
Anlardı o zaman işveyi nazı
Bir görseydi seni Karacaoğlan
Sazı bırakıp da dizin döverdi
Yedi iklim dolaşip seni överdi
Allah korusun ya seni severdi
Bir görseydi seni Karacaoğlan
Ya bir kuyu ya bir çeşme başında
Olacaktın bir de bu genç yaşında
Deliceoğlan yazardı mezar taşında
Bir görseydi seni Karacaoğlan
Ayrılığın taşı bağrın ezerdi
Vücudunu kızıl kanlar bezerdi
Abartısız şu Yahya'ya benzerdi
Bir görseydi seni Karacaoğlan
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:13 AM
Ben verimli bir tohumum bereketli topraksın sen
Şaşırır kalırsın yapabileceğimiz işleri bir görsen
Bereketli topraksın sen evet hem de kahverengisin
Umutla yeşerttiğin yaprakları hüzünden sarartan ezgisin
Bir de o katılaşmış kalbin var ya o bizi ayırıyor
Kalbim taş üstündeyken toprağa değemiyor
Kavurup duruyor beni hasretin güneşi tepemde
Gözyaşım damlıyor içimde ateşler yanarken hem de
Ne yapıp etmişler küstürmüşler seni hayata
Ve başıma patladı her neyse işlediğin hata
Bense işleyemiyorum seni ama besliyorum gözyaşımla
Dikenli çalılarla çıldırıyorsun sen gülleri kanatan hışımla
Kuyu olsa yanıbaşında deli olup bir taş atardım kuyuya..
Boğulacağım gözyaşımdan hasretken bir içim suya
Verimli bir tohumum ve taşlaşmış toprakta sabrediyorum
Ben kurumadan bu taş yağmurla ıslansa belki erir diyorum
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:13 AM
Boynu bükük salkım söğüdü gibisin
Dokunsam kırılacaksın sanki
Fırtınaların pusularından haberin yok
Yollar bozuk yollar kar boran
Bir başarabilsem rüyamda görmemeyi seni
Çağ atlayacağım
İndireceğim hüznün küfesini düşük omuzlarımdan
Seni düşünmemeye bir karar verebilsem
Önemsemesem seni
Umursayabilsem
Tren yollarına dalıyor musun hala
Efkarlı mı geliyor tren düdükleri
Hangi iklimlerin rüzgarına sürükleniyorsun
Yelkenlerden beyaz ellerinle
Yıpranmış ellerimden bir şey gelmiyor
On parmağım marifetten yoksun
Yokluğuna -ne kadar isterdim- alışabilsem
Vazgeçebilsem yarınlarımdan
Yüreğimi çürük bir diş gibi
Yerinden sökebilsem
Göğü kırbaçlıyor şimdi şimşekler
Sokakkta yakalar seni fırtına şimdi
Sen çok üşürsün biliyorum
Böceklerden tiksinir
Ve terk edilmekten korkarsın
Sabaha karşı kabustan uyandırır seni telaşın
Nehre benziyordur gözyaşın belki hala
Ne zaman taşacağı belli olmaz
Gözyaşlarını uykunu ve saçlarını
Boş verip karışabilsem hayata ne olur
İlgilenmesem gülüşünle ne bileyim
Önemsemesem seni keşke
Umursamayabilsem
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:13 AM
Yanaklarının kumuna
Tırnaklarınla kazırsın ismini
Elleri yelken sevgilinin
Sonra kumdaki isim silinir
Gözyaşlarının dalgasıyla
Al sana aşk macerası
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:13 AM
Vazgeç demekten vazgeç n'olursun
Katlanamıyorum bu tavsiyene artık
Bilmediğin çok şey var
Çıldırmamak ne kadar zor bir bilsen
Vazgeç demekten vazgeç n'olursun
Bakışların yetiyor zaten
Kömür gözlerini katma ateş sineme
Ateş düştüğü yeri yakar
Kolay gelir telafuz etmek
El oğlunun filan derdini
Vazgeç demekten vazgeç n'olursun
Her bakışın bir darbe indirir umuduma
Kirpiklerin topuzun sivri dikenleri
Böyle cezayı hak etmedim ben
Vazgeç demekten vazgeç n'olursun
Eteklerine yapışmış ellerim
Daha güçlüsün benden görüyorsun
Dalga geçen tebessümle
Es geçme bekle
Tebessümünün gamzesi
Boğazımı keser yeter
Aman diyene kılıç niye
Vaz geç demekten vazgeç vazgeç
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:13 AM
Sil baştan her şeye başlanıyorsa
Ayrılık pusuya yatmış demektir
Aşkın gonca gülü yaşlanıyorsa
Vedanın kaktüsü bitmiş demektir
Konuşturmuyorsa bağırtıyorsa
Dökmediği saçı ağartıyorsa
Kalbi değil başı ağrıtıyorsa
Zaman aşka zehir katmış demektir
Artık hiçbir şey de onu yar etmez
Yitip giden aşkı mantık var etmez
Boşunadır kuru öğüt kar etmez
Baht şansı ucuza satmış demektir
Kavgalar günlüğe yazılmış ise
Hüzünler mısraya dizilmiş ise
Seslerin düzeni bozulmuş ise
Ayrılık bülbülü ötmüş demektir
Ne izah ne yorum ne de bir karar
Veya yol gösterme bir işe yarar
Artık keskin sirke küpüne zarar
Aşk yarına veda etmiş demektir
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:13 AM
Ya Sabır
Ne kadar hırpalarsa hırpalasın dev cüsseli gemi denizi
Zamanla ne gemi kalır geride ne geminin denizde izi
Hangi kar tanesinin inadı yetti söyle baharın ağına
Ve hangi gözyaşına nasib oldu baki kalmak yanağına
Haklısın dağınıksın belki yıldızlar hatta saçların kadar
Acılara direnirsen gör bak ne güneşler sana kendini adar
Sonra yollar hele tozlu yollar senin en sadık yoldaşın
Ayrılıktan asla korkma o seni en iyi besleyen aşın
Bir başına kalmak dert olmamalı senin için yani
Yüreğin çarptıkça sevdiğin adı sayıklayacak ya hani
Sazın her teli kavalın her nefesi bilesin hüznü kederi
Olmazsa olmaz ise olsun her zaman ikna edemezsin kaderi
Herkesten ağır yükün varsa işte ne mutlu sana yeminlen
Umut edip kavganı et var ettiğin güzelliği görüp dinlen
Nefes aldıkça inan mavi göğe ve beyaz kanatlı kuşlara
Asla asla yenik düşme inatçı taşlı ve sarp yokuşlara
Değer hayat aklına bile gelmeyen tüm acılara değer
Gözü yaşlı bir kız çocuğunun derdine derman olursan eğer
Aksın gözyaşların gizleme nehir gibi yıldız gibi aksın
Ne olacak ki acıların güneşi çırpınan kalbini pişirsin yaksın
Yahya Harbalioğlu
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:14 AM
Yahudiler Lübnan'da
Gecemavisi semalarında fişekler patlasın bırak
Şişkin yanakları gibi gök kızarsın yakın olsun ırak
Bastıkları her yer dünyada vatanları sansınlar
Üç günlük zamanın sonsuz zevkine kansınlar
Kıpkızıl kadehleri havalarda tokuşsun şimdilik
Mazlumun kalbinde suyla harmanlansın çelik
Şaraplardan daha soğuk yıkandıları su çocukların
Ve dökülen kanları şaraptan kızıl yavrucukların
Büyülü rüyaların Allah'ım hep tersi oluyor
Semada patlayan fişekler artık evleri buluyor
Yarınlar artık komşu köylerden daha uzak
Kaçmak zulümden imkansız yollar patlayan tuzak
Gökteki uçaklardan kalabalık masumların ruhları
Zulmün seli batırdı tüm gemileri boğdu Nuh'ları
Topraktaki cocukların parçalanmış cesetleri
Karıncaları yormayacak zaten körpe etleri
Altı günde var olan dünyayı altüst ettiler ya
Altı dişli çark pas tuttu temizlemez onu dünya
Çocukların balonları bombalarla beraber patladı
Kemikten sabunla baloncuk yapsalar sabır taşı çatladı
Dün mazlumdan mazlumdular bugün zalimlerden zalim
Dünle bugünü kıyasla sana yarını söylesin alim
Yahya Harbalioğlu
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:14 AM
Mavi maske takan sema tümden yalansın
Yağmurdan önce düşüyor masken yalansın
Yalancısın ey sahilde uçurtma uçuran çocuk
Upuzun burnundan anlaşıldı dümen yalansın
Yalansın sen de ey deniz evet evet sen de
Kum gibi tuzla buz olur ansızın öfken yalansın
Yalansın sen de ey aşk gül temsil ediyor seni
Yaprak yaprak dökül kalsın diken yalansın
Yalancı denize benzeyen semada uçan uçurtma
Kuyruklusun kaçma yalancının elinden yalansın
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:14 AM
Sonbaharın pençesinden kurtulamaz bulutlar
Hangi dağa sığınırsa sığınsın
Kırbaçlanır kıpkızıl şimşeklerle
Keyfi kaçar denizin
Baharı yazı burnundan getirir hırçın rüzgar
Her yaz böyle biter işte
Her eylül aynı hüzün aynı ayrılık
Umutlar yaprakladan önce sararır
Toprağı bulmayacakmış gibi hevesle yaprakların katarı kanatlanır
Kapılır deli rüzgara
Damla damla yağar yapraklar ormandan
Aşk sadece yeşil tepelerde koşmak değil
Çaresiz bakışlarla kahrolmaktır
Seyirci kalmaktır tabiatın intiharına
Batan gemiyi terk etmek kuşlar için kolay
Böcek ordusuna teslim olan boy boy çiçekler
Belki yıldızlara ulaşan leylak kokusunu yutmuştur
*******den daha karanlık topraklar
Hoşçakalın sevgiliye derilen papatyalar
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:14 AM
Bin bir gayret ile salınan dilber
Sen benim yarimden güzel değilsin
İster salın istersen kırılıver
Sen benim yarimden güzel değilsin
Çirkinsin diyene baştan karşıyım
Güzelsin diyenlerin ben başıyım
Gel gör ki gerçeğin de yodaşıyım
Sen benim yarimden güzel değilsin
Senden daha güzel bulunmaz sanma
En güzel sensin diyene kanma
İster inan bana ister inanma
Sen benim yarimden güzel değilsin
Gayret harcamakla güzel olunmaz
Güzellik süslenip ödünç alınmaz
Derdinin çaresi inan bulunmaz
Sen benim yarimden güzel değilsin
İnandırmak için nasıl demeli
Gözyaşın batırır boşver rimeli
Seni senin gibi biri sevmeli
Sen benim yarimden güzel değilsin
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:14 AM
En çok nerde kaza olur biliyon mu dedi
Karadenizli bir taksi şoförü
Kaza yapan araca yardım edersen
Canından olursun
Cesaret verdi valla
Seni unutmama sebep verdi bana
Kazamı etmişim ben
Olan olmuş bana güzelim benim
Yardımını istemek
Sana zarar verecekse
Bırak canım çıksın
Feleğin bana çarptığı yaşam otobanında
Elimden geldiğince iyi sürdüm ömrümü
Olacağı varımış
Gözümü aldı
Sevdanın ışıltısı
Suç ceza aramak boşa
Sen Karadenizli şoföre uy iyisi mi
Devam et bembeyaz şeridinde
Göze almana değmem
Başına bela olacak yardıma
Valla değmem
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:14 AM
Ağaçlardan ve takvimden eksiliyor yapraklar
Son nefesi soluyur yorgun argın topraklar
Kızıl kan içinde denize düşüyor güneş
Batırıyor hayalleri ölüm denen kalleş
Güneş kötü zamana boynunu bükünce
Zamanın yanında güneşin boynu kıldan ince
Efkarlı bir karamsarlık sarar bütün cihanı
Gecenin hükmü yoklar sabaha dek her anı
Nice bin yıldız özenir güneş olmaya
Koca bir göl Allah aşkına tutar mı maya
Oflayıp durur vurur kendini rüzgar çöllere
Dile gelir ağlar deniz sonra düşer dillere
Saf bulut sararır önce sonra kapkara kesilir
Dağılır kaybolur siner savrulur sonra kasılır
Kötü ama işte aynen böyle bitecek hayat
Olsun ama sen ömrün gecesine kadar dayat! ! ! ! !
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:14 AM
İnler de anlatmaz derdimi sazım
Oyulup saz olan ağaca yazık
Çaresiz dert imiş şu alın yazım
Sürmeyin yarama ilaca yazık
Ömrümü tükettim dertleri sayıp
Felek neler etti söylesem ayıp
Dalgalı deryada pusulam kayıp
Boşa atacağım kulaca yazık
Güneşim saklandı mehtap doğmadı
Her dert yıldız oldu göğe sığmadı
Ömrümü aldı felek beni boğmadı
Kadere verdiğim haraca yazık
Bir sevgili sevdim kalpsiz kör sağır
Ne desen boşuna istersen bağır
Güvercin yollasam emanet ağır
Çöpçatan elçiye araca yazık
Dünya dönüyor da şansım dönmüyor
Derdimin ateşi bir an sönmüyor
Çiçek etsem aşkı yar inanmıyor
Dağın eteğine yamaca yazık
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:14 AM
Var olduğunu bilmek yeter bana
Yeter bana gülümsemene ve ses tonuna aşina olmak
Yeter bana
Bulutların altında bu hayatta
İsminden ve cisminden haberdar olmak yeter bana
Yeter bana serçelerin gözü önünde
Zıplaya zıplaya derdiğim rengarenk kır çiçeklerini sana sunmak
Yeter bana
Yeter bana tebessümünün hayaliyle daldığım uykular
Ve ellerini bir türlü tutamadığım rüyalar
Yeter bana
Kalabalık yıldızların beni şaşkınlıkla izlediği bir bahar gecesinde
Seni tanıyıp sana aşık olduğum bu kentin
Yanıp sönen ışıklarını izlerken adını sayıklamak yeter bana
Yeter bana cebine attığım şiirler
Eşlik ettiğim türküler
Dikenleriyle parmağımı kanatan güller
Yeter bana
Ve acılar denizinde yorgun yorgun atarken kulaçlarımı
Bembeyaz bir yelkene sarılır gibi
Bir kağıda çullanıp sana şiir yazmak
Yeter bana
Yeter
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:14 AM
Bir deniz feneri bazen gözlerin
Bazen bir sahoşun bakışındaki kuyu
Nemli derin ve karanlık
Çifte girdap sanki
Uzaklaşmaya çabalamak boşa
Toprak kayıveriyor ayakların altından
Topraktan püskürür
Sana sunulmak için sıraya giren çiçekler
Sense hengameden habersiz
Dağıtmışsın saçlarını
Kocaman ve yumuşacık yastığın üzerine
Kapalı diye gözlerin gözlerini yumar dünya da
Mehtap yolunu şaşırır
Yıldızlardan bir ordu nöbet tutar
Sabah açılmaya görsün gözlerin
Bal damlar arılardan
Sevinçten gözlerinde yaşlar birirkir güllerin
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:14 AM
Benim toprak gözlerine sevgiyi eken adam
Kirpik halinde yeşerdi kapkara sevdam
Sonra sen yeşerttin umudumu gözyaşınla
Kirpiklerin serpilip çoğaldı iki kalem kaşınla
Derken saçların Allah'ım aşkın sarmaşığı
Gözyaşlarında boğar saçların her belalı aşığı
Gülüşün doğar her sabah artık pırıl pırıl
Gülüşün uçmayı öğrenen serçe cıvıl cıvıl
Kolların iki ırmak gibi iner sarp omuzlarından
Kayboldukça yol bulurum senin parmak izlerinden
Seni bana getiren iki ayağın iki can yoldaşım
Yürüdüğümüz yollarda hiç kurumadı gözyaşım
İlkbahar rüzgarı gibi eserdin nergis gibi kokardın
Sağın kuş solun kelebek önün rüzgar bahar ardın
Ellerine değdi mi gerçekten diye bakıyorum ellerime
Saçında düşünürüm ellerimi yeniliyorum hayallerime
Dalıp gidiyorum denizlere ormanlara gökyüzüne
Son bir kez başka şey istemem öyle baksam yüzüne
Baksam sevgiyi ektiğim toprak gözlerine son defa
Tutabilsem beyaz ellerini o ellere canım feda
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:14 AM
Birazdan çekip gidecek karanlık
Son bulacak gecenin kayalarla dostluğu
Çil yavrusu gibi dağıldı yıldız ordusu
Cesetlerini denize dökecek güneşin ışıkları
Rengi gibi umutlu deniz
Süt beyaz dalgalarla saf saf kutlayacak günün zaferini
Martılar keza
Yelkenlerle yarışacak
Çğlık çığlığa
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:14 AM
Dün iyiydin bugün faciasın
Kötüysen bugün yarın farkını çıkaracaksın
Önce kayaları parçalıyorsun hırçın nehirler gibi
Sonra ovalara yayılıp bereket fışkırır suyunun dibi
Şimşek şimşek çakıyorsun kendini bir görsen
Sonra rahmet oluyorsun otları okşayıp esen
Şiddeti ölçülmez bir depremle sarsılır dudakların
Yaralı umuda kan verir sonra al yanakların
Tutmasın dünün bugünü tutmasın önemli değil
Sellerin götürdüğü gözlerin bugün nemli değil
Yokluğunun çöllerinde mecnunken umutlanırım
Varlığınla umutlanır şair olduğumu sanırım
Sen bazen kavgacı hırçın ve kızgın kardeşsin
Olsun ama her fırtınadan sonra doğan güneşsin
Hani bizim orda zeytinlikler vardır bilirsin
Bir yıl kıt verir ki diğer yıl bol versin
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:14 AM
Sol göğsüme hapsettiğin kalbimi
Çarmıha gersen de kirpiklerinle çivileyip
Kar etmez
Kan revan içnde çırpınsa da
İsmini sayıklamak sevdasından kalbim vazgeçmez
Kahraman bir yiğitken
Hayata bir yumruk kadar cesur dalan kalbim
Kirpiklerinden kaçar oldu
Oklardan ürken ödlek bir tavşan gibi
Kuşatmışsın bakışlarını
Kirpikten çitlerle
Yorulmak bilmiyorum dolanmaktan
Gidecek yerim yok yoksulum açım
Göz yumma zamanın zulmü beni öldürmesine
Kirpiklerin senin
Amansız bir şahinin pençeleri gibi
Enselemiş
Umudun maviliklerinde takla atan kalbimi
Kirpiklerin senin ah o kirpiklerin
Her şeye rağmen
Gurbetten heyecanlı döndüğüm gece
Köyümün uzaktan gördüğüm çamların sivri uçları
Tepelerin ardında gözüken ilk çamlıklar sanki zifiri kirpiklerin
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:15 AM
İlkbahar laleyi kadehle sunar
Sonra nergis çiğdem derken papatya
Al başını yürü denize kadar
Sarhoş eder seni bu güzel dünya
Zeytin ağaçlarının arasından
Koş yemyeşil tepelere tırman
Tepelersin tüm korkuları inan
Arınır kabustan masmavi rüya
Gece semalarda ara huzuru
Işıl ışıl yıldızlar gökyüzü duru
Işıklar içinde izle vapuru
Boğaz düğüm düğüm sevinçten güya
Sen arı ol hayat zaten bir petek
Sevgisiz bir beden ateşten gömlek
Bahtsız şairlerin korktuğu felek
Kayan yıldızlarla örülmüş oya
Yürü denizlere inen yollardan
Mahrum kalma balıktaki pullardan
Ayrılmamak için seven kollardan
Bir dilek tut at akan suya
Allah'ım de güzel büyü bitmesin
Ömrün bahçesinden güller yitmesin
Devran ahbapları düşman etmesin
Sevda aleminde içilsin derya
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:15 AM
Cılız mı cılız yamuk yumuk
Kabuğu inatçı sevdam
Aşkım sevgim umudum benim
Biçimsiz bir fındık tanesi gibi
Üstelik kapkalın kabuklu
Sittin sene kırılmaz
Otuz iki dişe yazık
En hazini tüm inadım
Çürük bir küf kokusu içinmiş
Onca çaba
Boşa çıktı
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 11:15 AM
Heybetiyle ürküten ey ulu çınar
Ela gözlü yarim burdan geçti mi
Çınarın dibinde ağlayan pınar
Ela gözlü yarim burdan geçti mi
Çiçekten çiçeğe uçuşan arı
Ürkütmesin seni kalbimin narı
Bal dök sen eylerken ah ile zarı
Ela gözlü yarim burdan geçti mi
Yorgun düştüm bunca yolu alınca
Bunca derdim boynuma asılınca
Yükün bana ağır gelir karınca
Ela gözlü yarim burdan geçti mi
Dinmedi dinmiyor kalbimde acı
Bu acının yokmuş yerde ilacı
Göklere yükselen kavak ağacı
Ela gözlü yarim burdan geçti mi
İşte böyle benim güzel kekliğim
Yardan ayrı duştüm gayrı dertliyim
Sana benzer ben ona yeminliyim
Ela gözlü yarim burdan geçti mi
Garipçe garipçe meleyen kuzu
Sesinden belli ki içinde sızı
Senin derdin benimkinin çok azı
Ela gözlü yarim burdan geçti mi
Göz pınarımdan gel iç suyunu
Kıskandır o şatafatlı koyunu
Keçi bir kez olsun bırak huyunu
Ela gözlü yarim burdan geçti mi
Ne olur papatya sana kıyamam
Fal bakıp ben artık yaprak sayamam
Cevapsız kaldıkça ben uyuyamam
Ela gözlü yarim burdan geçti mi
İnan ki ey lale sen de güzelsin
Duruşunla dünyalara bedelsin
Söyle bari benim boynum düzelsin
Ela gözlü yarim burdan geçti mi
Ördek ne arasın göl kenarında
Uç git ordan avcılar var ardında
Al üstünde yeşil bağlar başında
Ela gözlü yarim burdan geçti mi
Felek kurdu böyle zalim tuzağı
Daha uzak etti bize uzağı
Bir başına kalmış korkmuş buzağı
Ela gözlü yarim burdan geçti mi
Issız olur yalnız geçen *******
O felek sizi de bir gün parçalar
Kimsesiz yuvasız yavru serçeler
Ela gözlü yarim burdan geçti mi
Nergisim nergisim hasta nergisim
Sevenin bak nasıl yasta negisim
Şifa olsun sana en son nefesim
Ela gözlü yarim burdan geçti mi
Sen uyan ey bülbül bari sen uyan
Kalmadı dünyada sesimi duyan
Hani bir sen idin halden anlayan
Ela gözlü yarim burdan geçti mi
Çok sürmez öldürür beni bu kahır
Kalbimi kuşatmış dert denen zehir
Sen akıt zehrimi çağlayan nehir
Ela gözlü yarim burdan geçti mi
Aynı derdi çeker cüceler devler
Siz bir kaybolsanız kuluçka neyler
Telaşla koşuşan sarı civcivler
Ela gözlü yarim burdan geçti mi
Ördek çok bekleme göl kenarında
Uç git ordan avcılar var ardında
Al üstüne yeşil bağlar başında
Ela gözlü yarim burdan geçti mi
Seçmez oldum gündüz ile geceyi
Sen de bana o kutsal heceyi
İsmine benzesen uğurböceği
Ela gözlü yarim burdan geçti mi
Yağmur geldi bahar geldi yaz geldi
Leylek geldi turna geldi kaz geldi
hey kırlangıç senden mi avaz geldi
Ela gözlü yarim burdan geçti mi
Kim benim şu kör talihi tepeler
Şom ağızlı baykuş neyi geveler
Karanlığa teslim olan tepeler
Ela gözlü yarim burdan geçti mi
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.