Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

***Keder

Hayaldemiyim neyim,
Gülmez hep kederdeyim
Dünyam kararmış benim
Bilinmez yerlerdeyim.

Nedir bu suç ve ceza
Hayatım dolu kaza
Düzelirmi; bu yaza!
Belirsiz hallerdeyim.

Acı azalmaz artar
Kederi alır katlar
Sevinci yüzden atar
Sanmayın sevinçteyim!

Bu gözler ölgün bakar
Yürekte volkan yakar
Her derdi içe atar
Her zaman dövünçteyim.

03/06/2006 10.30 Gaziantep FEF

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

***Koş

Yüreği sızlayıp dertlerle yoğrulan
Çilenin içinde nefessiz, boğulan
Hayat girdabından güçlükle doğrulan
Cefakar milletim sen güzele koş! ..
Bu sevgi seliyle beraberce coş

Dinmeyen acına dermanla dolacak
Kanayan yarana merhemin olacak.
Derdinin sırdaşı, arkadaş kalacak
Bu duygu yüzlerde olamaz nahoş
Bu sevgi seliyle; beraberce coş

Milletim huzura bunca yıl hasret
Bu kadar sürede bitmedi kasvet
Yok olup eriyor hep milli servet
Dur demek gerekir gerisi hep boş
Bu sevgi seliyle beraberce coş

Sana bir muştu. geldi beklenen
Kalmaz artık sana bakıp diklenen
Dostluk, kardeşliğe sevgi eklenen
Bu yeni bir çağdır yarın herşey hoş
Bu sevgi seliyle beraberce coş
15/121985 Adana
30/12/2001 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

***Sevda

Kalbe aşk düşmeye görsün
Ne mal dinler ne de para
Onunla buluşana dek
Kalpte olur derin yara

O yara kapanmaz yara,
Bedeni uğrar zarara
Sevdada tatlı heyecan
Aşkı eder gözü kara.

Hayalle bir dünya kurar
Orda sevdasını arar.
Orda bulur, orada alır.
Orda bünyesine sarar.

Gerçekleşmez güzel düşler
Her gün sevdasını özlerr
Onu gördüğü zamanlar
Yüzüne gelir gülüşler.

Bir nişan geçse eline
Ona bakar onu sever.
Bir şarkı olur diline
Onda sevdasını izler.
14/07/2005 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

**Sevgin Kadar Güçlüsün

Sevgi hasrettir
Sevgi, güzellik,
Sevgi umuttur
Sevgi yaşamak

Sevgi, gülen yüz
Sevgi, bakan göz,
Sevgi; sıcaklık
Sevgi yaşamak

Sevgi, amaçtır,
Sevgi bir kaygı
Sevgi, içten söz.
Sevgi yaşamak.

Sevgi bir kucak,
Sevgi tutan el
Sevgi Uçuşmak
Sevgi; yaşamak

Sevgi umuttur
Sevgi kaynaşmak,
Sevgi sabırdır
Sevgi; yaşamak

Sevgi emektir,
Sevgi bereket
Sevgi hayattır
Sevgi; yaşamak

Sevgi sıcak söz
Sevgi busedir
Sevgi i yakan göz
Sevgi; yaşamak

Sevgi biterse
Hayat anlamsız
Amaç yok olur
Duygu kaybolur

Acıma kalmaz,
İnsanlık olmaz
Sevginin yerini
Hiçbir şey almaz.

Nerede güzellik
Orada sevgi var
Sevgisiz bu dünya,
Sanki bir mezar

Duyguların çoğalır,
Geleceğe ümitsin
Unutma sözlerimi,
Sevgin kadar güçlüsün

21-22/05/2006 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Acı Günler

Solgun bakışlarımda kederli düşünceyle,
Nasıl geçecek bilmem, acı günlerem böyle
10/02/1984 Narlıdere

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Ah

Akar gözümden yaşım
Vay benim dertli başım
Çile; yüklü sırtımda
Geçmez boğazdan aşım! ..

Dağılmaz bu kederim
Kendi kendimi yerim
Gözümde acı serap
Seni hayal ederim! ..

Gönül ah! çeker içten
Yürek ağlar sevinçten
İçte kurulan alem
İstenmiştir geçmişten..
10.1.1981-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Allah

Hüs-nü Cemalin senin, bir özlem bizim için
Ram oldu gönlüm sana, ağlarım için için

Bu cihana bakıp ta kendimi zerre gördüm
Kudretinin altında, kul’un kini hiç gördüm

Kalbin her tek vuruşu, Söyler adını senin
Her vuruşta zikreyler hatırlatıyor tenim.
18.1.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Allah İle Konuşmak (1)

Ey Rabbim!
Sen ki
Kainatı yarattın
Beni de içinde var ettin
Seni çok seviyorum

Ben hiçtim,
Ne ruhum, ne bedenim vardı.
Kalubelada,
Ruhları yarattığında
Beni de yoktan seçtin.
Önce ruh verdin
Kişilik verdin.
Beni hiçlikten, kulluğa atadın.
Yarattıklarının
En şereflisi olan insan yaptın.
Beni hiç yaratmasaydın
Ben sızlanıp ta
Beni de yarat diyemezdim.
Çünkü yoktum.
Sen beni seçtin.
Ruhlar âleminde beklettin
Zamanı geldiğinde
Dünyaya gönderdin.
Sırf bunun için
Seni her şeyden çok seviyorum.
Bana böyle büyük bir nimet
Bahşettiğin için
Sana sonsuz şükrediyorum.

Dünyaya yolladığın ilk durak
Ana rahminde
Bir su torbası içinde büyüttün.
Dünyaya intibak edeceğimiz zaman
O torbadan çıkardın.
Anamızı aracı kıldın.
İki yıla yakın ondan beslendim
Gelişmemi sağlayacak en güzel besinleri
Annemize bahşettin.
Zahmet çektirmeden emerek
Gelişmemi sağladın.
Kusursuz, sistemli her yaşa uygun
Nimetlerle donattın.
Annemizin bu zahmetine karşılık
Onu ayrıca taltiflendirdin
Bize cennete gidecek yol,
Anaların ayakları altından geçer dedin.
Anamı çok seviyorum
Allah’ım
Seni daha çok seviyorum
Senin bizi sevdiğin kadar
Bizimde seni sevmemizi nasip et
Bizi sevdiklerinle beraber eyle
12/11/2006 gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Allah İleKonuşmak (2)

Ey Rabbim!
Dünyada görevler verdin
Nasıl yaşamamız gerektiğini anlattın.
Tek Allah olduğuna inanmalıydık
Namaz kılmalıydık.
Oruç tutmalıydık
Zengin olursak
Zekât vermeliydik
Hacca gitmeliydik.
Zor değil bu görevler
Zengin olmayana üç görev.

Allah’ın şereflendirmesine karşılık
Bu görevler basitti
Ben bana verilen nimetlere bakınca
Bu görevleri aksatmaya ar ederim
Elimden geldiğince yaparım.

Bana ruh verdin, beden verdin
Bana bir kişilik verdin
Dünyayı görmem için gözler,
Sesleri duymam için kulaklar verdin
Beslenmek için ağız,
Konuşmam için dil verdin.
Yürümek için ayak, bacak,
İş yapabilmek için el kol verdin
Sevmek için kalp verdin
Düşünmek,
Araştırmak için beyin verdin

Sonra süsledin güzel gösterdin
Herkese ayrı çehre verdin
Farklı kaş, farklı kirpikle bezedin.
Burun şekillerini yüze uydurdun.
Alın, burun, dudak çeneyi
En güzel ölçülerde var ettin
Bedeni taşımak için
Sağlam iskelet yaptın.

Buna karşılık ben ne yaptım.
Emrettiklerini yapmaya
Nehyettiklerin yapmamaya
Gayret ettim. Ediyorum
Biliyorum,
Bu kadar nimet içinde
Benim yaptıklarım hiçtir.
Senin verdiğin bir serçe parmağı
Bütün dünya zenginliğinden kıymetlidir.
Yok olan o parmağı hiçbir şey
Yerine koyamaz.
Bunun bilincindeyim
Beni bu kadar özel yarattığın için
Seni çok seviyorum.
Şükürler ediyorum.

Biliyorum ki,
Ben senin rızanı kazanmak için
Ne kadar çalışsam.
Senin bana verdiklerinin yanında
Bir hiçtir.
Senin gazabından
Rahmetine sığınıyorum.
Beni iyi kullarının arasına
Koymanı istiyorum.
Bunun için ellerimi açıp
Senin karşında konuşuyorum.

Biliyorum ki sen en iyi dinleyensin
Beni de dinliyorsun.
İstediklerimi veriyorsun.
Aramıza aracı koymadığın için
Şükrediyor.
Sadece senden istiyorum.
Seninle konuşmak
Sana derdimi anlatmak,
Sadece senden istemek
Dünyanın en güzel şeyi.

Sen en güzel konuşulansın
Sen tartışmadan dinleyensin
Sen en büyük hoşgörü sahibisin
Sen, affedensin
Sen, en çok sevensin
Sen, asıl bağışlayansın
Sen, merhamet sahibisin
Sen, ol dersen olduransın
Sen, yaradansın

Biliyorum ki sen
Kullarına, ‘Benden isteyin’ diyorsun.
Bende Yalnız sana ibadet eder
Yalnız senden yardım dilerim.
Dualarımı dergâhında kabul et.
Beni ve bütün Müslümanları af et.
Bizleri cennetine nasip et.
Bize gönderdiğin
Peygamberlere iman ettik
Son peygamber,
Hazreti Muhammet S.A.V me de
İman etek.
Kıyamette birlikte olmayı nasip et.
12/11/2006 gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Allahım

Bülbül gibi şakıyan diller hep seni söyler
Kudretinin altında kulun kuvveti neyler..

Acizlik kula hastır, her şeye kadirsin sen
Alemlerin rabbisin herşey olur,”Ol “ desen! ..

Senin emrinle geldik, tekrar sana dönmek var
Sana karşı gelene iki cihan bir mezar

Cemal’inin nurundan bir zerresin göstersen
Dürülür dağlar taşlar nurunun zerresinden! ..

O ulvi alem için ışıktır ayetlerin
O ışık ki nur saçar kalbine müminlerin

Senin azametine yer ve gök secde eder
Sana inanan kalpte kalmaz elem ve keder! ..
3.2.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Amaç

Arzum;
Hep iyi aramaktır.
Nasıl,
Bir boşlukta insan ürperir.
Bende öyleyim
Amacım
Bir işe yaramaktır! .

Duygu ile düşünce,
Çelişkide.
Uydurmak istedim bunca zaman
Uyduramadım
Ayrı dünyalar kurdular
Benden habersiz,
Zamanla;
Bir noktada durdular.
O noktada buluştular.
Endişesiz kedersiz
Uydular! .

Nerede çelişki,
Orda insan var
Her karmaşık ilişki
Genişleyen dünyayı
Sıkıştırır yapar dar.

Binlerce insan
Onbinlerce düşünce
Nimeti serdi Allah
Tüm insanlık önüne
İnsan, değerini anlar
Başta varsa düşünce!
10/02/1984 Narlıdere 07/04/2001 gantep13.57

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Amaçsız Yaşamak

İNSAN! .
Bir amaç için yaşamalı.
Boş insan! ,
Yemek için yaşar,
Zevkine bakar
Vakit öldürür
Bilmezki, bilemezki,
Kendi zamanını öldürür,
Hayatının her anı,
ölüme bir adım yaklaşmaktır
gün,
geçsin istenir.
Niçin?
Gelsin diye yeni gün,
Ne olacak o gün?
O da geçsin diye,
Nereye kadar!
Ölüme! .
O zaman yaşamak niye?
Ölmek için mi yaşanıyor
Yaşarken,
Aslında ölünüyor.
Kimseye faydası olmayan,
Amaçsız,yaşantı boş

Boş insan,
kahvehane hastası,
oyun müptelası
kahvehaneler;
zaman öldürme makinası
Boş insan
Kahvehane olmazsa
Hayatla barışamaz,
Ne ailesi, ne başkası,
Kimse ile uyuşamaz.
Boş insan,
Cemiyet ISKARTASI
Hazır yiyici,
Küçüklerin YÜZ KARASI
Oynayacağı oyun
En önemli iş
Sabah sekiz mesai
Öğle arası yemek
Gece yarısı paydos
Ne ibadet,
Ne eş dost! .
Sorumluluk,
Çalışma,
Hepsi geri kalmıştır,
Bunların da yerini
Oyun ve çay almıştır.

Bir yerden emekliye
Ayrılıp iş yapmayan,
İşinin bittiğini,
Kendi de anlamıştır.
Yeni mekan kahveler
Dumanlı düşünceler
Yetmez artık maaşlar
Laflarla insan haşlar
İşler lafta kalmıştır
Havasını almıştır.
Bomboş yaşam seçilir
Karanlığa geçilir.
Onlar mutlu olamaz
Neşe ile dolamaz.
Alınan maaş azdır,
Alınmayan şey hazdır
Artık mezarı kazdır! .x

Evinde aşı varsa
Bekleyen eşi varsa,
Evi kira değilse,
Herkes ona eğilse
Odun, kömürü bolsa,
Ambarı zahire dolsa,
Yemek içmek keyif bu
Neylesin başka tabu.
İkinci adres kahve,
Biraz tavla ve telve
Argo dolu muhabbet,
Anlamsız ve boş sohbet.
Herkes eleştirilir
Boş laf geliştirilir
Menfaat ön saftadır
Dostluk artık raftadır.

Varsa bir menfaati
Alırsın bol vaadi
Haber saati şaşmaz
Maaş zamları kaçmaz.
Maaşları artıran
Gözde, en büyük insan,
Siyaset maddeleşti,
Gizli rüşvet netleşti.
Duyulan sevgi, nefret,
Menfaattir marifet.
17/02/1999 E.Ü. Mis.
06/05/2001 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Amerika'nın Bitişi

Yıkılacağın günün, artık gelmiştir senin
İçi kof bir ağaçsın. Topraktır artık yerin.

Bir ağaç kurdu gerek, çürüyen bedenine
Bir kabuk kalacaksın,düş kendi kederine

Son çığlıkların ile, son haykırışlar bunlar,
Girdiğin her ülkede, ölülerin kalanlar.

Bunca yıl uyuttuğun, avuttuğun milletler,
Uyandığı zamanlar, üstüne çökecekler..

Kurtuluşun olamaz. Darmadağındır halin,
Önümüzdeki günler, kalmayacak mecalin..

Dünya zenginliğinden elin bir çekilince,
Ani düşüş olacak yakın geleceğinde..

Ezdiğin milletlerin kahrı seni boğacak,
Birleşik devletlerden nice devlet doğacak

Parçalanma kaderin senin sonun olacak
Belki bugün ve yarın gündemlerde kalacak..

Zannetme zulüm baki, zannetme güç sonsuzdur.
O güç birden kaybolur. Geleceğin meçhuldür..

İnsanın fıtratına uymayan düzen biter
Uygun olan bir düzen onun yerine geçer.

Sosyalizim,Kominizim; Siyonizmin gölgesi,
Kapitalist bir rejim, o da onun bölgesi.

Bu yok oluşu gözler ya görür ya göremez
Tarih bunu yazacak. Bunu kimse silemez.

12-29/04/2005 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Anadolu

İçimizde bir yara var
Milletimiz dertle dolu
Her yanımızda bir sızı
Kan ağlıyor Anadolu

Günlerim hep karanlık
Işık bekleyenler dolu
Gelecekte bir aydınlık
Beklemekte Anadolu

Milletimin göz yaşıyla
Yıkılacak kapı dolu
Kutlu bir dava yolunda
Yürümekte Anadolu..
1977

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Anam

Çileler göğsünde mum gibi erir
Yaşmağın altından nur saçar anam
Derdini saklar içine gömer
Başka bir alem insanı anam! ..

Gözünde billür yaş akıyor ince
Sevgisi kalbinde bak, nice nice
Sevinci okunur çocuk görünce
Bir sevgi yumağı olmuştur anam
22.1.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Anaya Hasret

Güzel tatlı yüzün şimdi bir hayal
En güzel gülüşler sendedir anam
İçimde bir arzu, gönlümde visal!
Kor gibi yanan kalp sendedir anam..

Gözlerimde tüten yaşlı gözlerin
Gönlümde bir ezgi, tatlı dillerin,
Yıllardır çilemi çeken dizlerin
Bana derman oldu sevgili anam

Kavuşmak içimde en büyük istek
Acı ve ayrılık gönlüme köstek
Güzel söz ve duan hep bana destek
Bana bir yol çizdi sevgili anam! ..
1.5.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Anaya Özlem

Bu hasretlik kor gibi yüreğini yakar mı? ..
Ayrılık acı gelir,benim içime anam! ..
Gözlerindeki yaşın, ipil ipil akar mı?
Beni bunca sallayıp biçime sokan anam! ..

Dertlenip kasvetleşip yüreğin dağlarmısın? .
Bir yavrun var uzakta onu hiç anarmısın? .
Ah! Çeken bu gönlümü elinle bağlarmısın? ,
Ben seni unutamam, sen de unutma anam! ..

Analar denilince sembolü yaşlı gözler,
Bunca dertler içinde evlat anayı özler,
Ana kalbi burulur, devamlı yolu gözler,
Bir nimet ve baş tacı, gönül sultanı anam! .

O tatlı ninnilerin kulağımdan gitmiyor.
O eski hatıralar, kulaktan silinmiyor.
Çekilen cefa olsa, o mutluluk bitmiyor,
Şimdi güzel sözlerin, bir bir karşımda anam! ..
28.1.1981-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Anne

Duygularda incelik
Sabırda doruk nokta
Anne kışın bir örtü,
Yazın, gölge sokakta.

Anne doyuran unsur.
Anne sevgi kucağı,
Hep ağlayan gözyaşı
Evin sönmez ocağı..

İçte şefkat yumağı,
Dışarıda aslan olur.
Yavrusuna hep siper,
Hedef kendisi olur.

Canının kıymeti yok
Evlada can feda der.
Tehlike doruğunda
Kendini feda eder.

Hayatın mucizesi
Kendinden bir parça can
O yavrusuna canan
Her damarda aynı kan..

Çocuk için şefkattir.
Çocuk için bir sabır
Çocuk için bir kucak
Ayrılığa vuslattır.

Çocuk dünya neşesi
Çocuk gülümseyen yüz.
Çocuk anneye bakan
Parlak büyük iki göz.

Anne verendir her an
Çocuk alan her zaman
Annelik kimliğidir,
Verirken mutlu olan.

Sar sarmala ve büyüt
Uçup gidecek evlat
Geriye bakmaz olur.
Sonu meçhuldür, heyhat..

07/05/2005 Gaziantep 10,40

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Arayış

Sıkıntılar kovalıyor nice canlar daralıyor
Çile katarları gelip dertlileri sıralıyor

Izdıraplardan sel olan yaşlar akıyor gözlerde
Akan yaşlardan fışkıran sevgi tomurcuk gözlerde.

Mutluluğa hasret beden hep çilelerle yoğrulur,
Hasret olan mutluluğun bir ışığıyla doğrulur..

Başlarda uğultu dolu haykırışlar var içlerde
İçlerdeki haykırışlar kurtuluşun eşiğinde..

Acılar bedende saklı, özümüzden kan sızıyor
Özümüzün kün sızısı gerçekleri yansıtıyor! ..
4.2.1980 –Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Arkadaş

Biz aşığız arkadaş sevgiyi duya duya
Vermişiz gönlümüzü o en güzel duyguya
Ruhların ihtiyacı o sevgi bağlarından
Dermişiz, devşirmişiz, yemişiz doya doya..

Biz aşığız arkadaş, saf saf gönüllerimiz
Bir bütünüz ayrılmaz, solamaz güllerimiz
İhtiyaçlar kaygular, arzular hep bir olur,
Tatlı geçer, ömürden, yaşanan günlerimiz..

Biz aşığız arkadaş dertlerden sıyrılarak
Arzuyu perçinledik, nefisleri kırarak
Gönlümüz o en kutsal duygunun gölgesinde
Anlam bulur yaşamak, ancak ona uyarak..

Biz aşığız arkadaş, Hak’kın her dileğine,
Dileriz o aşk sinsin herkesin yüreğine,
Sarılsın, sevsin herkes, bir gönül gibi olsunn,
İnansın bunca insan tek Hak’kın birliğine..
30.12.1981-Adana

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Arzu İstek

Güzel günü arzuyla, bir sevinçle beklerim
Geçsin isterim tek tek, günü güne eklerim!

Mutluluk dolsa içim en sabırlı anımda
Uzak ildeki yarim, şimdi olsa yanımda!

Geçen sıkıntılı an huzursuzluk canımda
Sanki zehir dolaşır, volkanlaşan kanımda

Düşüncem hep hayalde, geçmiş günleri anar
Boşa geçen anlara şimdi bu gönlüm yanar! .

Her tatlı yüz ve dile, huşu ile kanarım
İyi niyet sonucu sonunda ben yanarım! .

Bir teselli ararım düşüncemde gün boyu,
Nerde bulurum bilmem o güzel tatlı huyu
08/02/1984 Narlıdere

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Asker

İnsan olma duygusunu
Yitirir askerde kişi
Nice şeye kıymet verir
Bitince askerde işi
10/121984

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Askerde Beklenen Sevgili

Çok bekledim ey gülüm
Bir ocak günü seni.
Gözlerim yolda kaldı
Hüzün kapladı beni!

Zeytinlik sırtlarında
Hep sahili taradım
Beynimde, hayalımde
Evimizi aradım

Yalnızlık öldürüyor
Dertlerden güldürmüyor
Çileyi çeke çeke
Görevi sürdürüyor

Seni anıp sarardım
Ufka bakıp karardım
Şimdi diller lal olmuş
Gelsen saçın tarardım

Nizamiyeci gelir
İsim sesi yükselir
Tüm asker pür dikkattir
Nice can bekletilir.
01/01/1984 Narlıdere Pazar
21/04/2001 gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Askerin Duygusu

Dışa vurmam duygumu, içim gerçekle yanar,
Her laf bir zincir bana, görenler mutlu sanar.

Gözlerim dalar gider, kutuda umman arar
Kederlenen başımı sanki bir bulut sarar.

Donmuşum bir masada robot çok iyi benden
İşlemez olur zekam, ruhum gider bedenden.

Her attığım adımlar sanki serap peşinde
Kendimi yitiririm bir sinir gelişinde! .

Yüzlerce yeşil insan bütünlenir hülyamda
Yeşilden başka renk yok çalkalanan dünyamda!

Ot bile bir rüzgarın ninnisiyle salınır,
Bir emir gelene dek hareketsiz kalınır.
11/02/1984 Narlıdere

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Askerin Gece Dersi

Akşam olunca
Yemekhane,
Dinlenme yeri.
Dershane,
Muhabbet yeri
Acemi erler
Masalara dizilirler.

Dizi dizi
Takım takım
Bölük bölük!
Gece dersi başlar

Çavuşlar,
Bol bol erleri haşlar
Üçyüz adet er
Başları eğik dinler.

Bu yemekhanede
Yemek yer,
Azar yer
Bazen da dayak yer.

Gece dersi biter
Yatma zamanı gelir
Dağılma esnasında
Bir köşeden ses gelir!

Kesilen elekrikler
Gemici feneri ile takviyelenir.
Etrafı bir loş ışık kaplar.
İnsanı düşünce alemine sokar

Bu ışıkla düşünce
Dertleri eşeler,
Nerde kaldı sivildeki neşeler! .
Kadro sigara içer
Acemi içini çeker.

Uğultuyla konuşma birbirine karışır
Ortada dolaşan laf anlaşılmaz hal alır
Uzak bir köşeden
Aniden,
Yanık bir türkü nağmesi gelir.
“yine yakmış yar mektubun ucunu
Askerlikte sevda çekmek zor gelir”

Evet,
Zor gelir,
hem ne zor gelir.
Bütün erat pür dikkat,
Sigara dumanları yükselir.
Arada bir
Bir nara yükselir,
Türküyü bastırır.
Nöbetçi çavuşu
Sinirden patlar
Çoğalan uğultuyu bastırmak için
Ağızı çatlar.
Türkü bitince
Her köşeden gelir, ah lar of lar

Bazen
Haykırmalar duyulur.
Gürültüler içinden,
Şarkılar dile gelir.
Ama ses zor duyulur.
Kimi eli çenede,
Gözleri sabit
Kimi dalmış hayale,
Yaşar başka alemde.
Kimisi çay içerken
Anıları anıyor,
Kimi kendinden geçmiş,
Küfürler savuruyor.

Uğultular artınca
Anlaşılmaz oluyor,
Böyle geçen her gece
İnsan dertle doluyor.
10/01/1984Narlıdere1.bl yemekhane

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Askerin Hikayesi

Nice türkü edayla kişi gider askere.
Zamanı hızla geçsin. Alsın gelsin teskere.

Anne, baba, yar bakar, peşinden su dökerler.
Başlar kederli anlar, günü iple çekerler.

Sevinçle gidilir hep. Önce bir keder olmaz.
Giyince yeşilleri sayılı günler dolmaz.

Her günü bir yıl olur dikilir karşısına,
Bir keder fırtınası sarılır dört yanına! ..

Evde bekleyenleri göz yaşlarıyla dolu,
Yürümeyi unutur. Bilemez sağı solu! ..

Her düdük ötüşünde kafada sinir kalmaz
Bir hal alır ki insan, beyin bir şeyler almaz! .

En küçük bir kelime akılda durmaz gider
Dış dünya hep düşlenir.askeri bilgi yiter.

Yat düdükle, kalk düdük bütün işte hep düdük
İstirahatta düdük, düdüklerle yürüdük.
19/04/1984 Narlıdere

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Askerin İç Dünyası

Düşüne düşüne ne yapılır ki
Eller ve kollar bağlanmış ise
Gizli kelepçeler bir takılır ki
İstekler söylenmez, dağlanmış ise

Zihinler yorgundur, yok çıkacak yer
İnsan içinden neler der neler
Ağızlar kilitli hep kinle dolar
Laflar bu kalbi ok gibi deler! .

Acı kelimeler söylenir her an
Kavrul, ağla ve ateşinle yan
Hakaretle dolan kulak tıkanır
Gözler açılır içi dolar kan! .

Yuttuğun kelime binleri aşar
İçine dolan kin patlayıp taşar
Ya sabır, ya sabır bu günler bitsin
Bekleyen, güzel gün inşallah yaşar.!

16/01/1984 Narlıdere

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Askerlik

Yine Pazar akşamı
Yine sensiz yalnızım
Daldım iç alemime
Artık bir hayaldeyim!
Yemekhane boşalmış
Beş, on kadrosu kalmış
Televizyonda spor
Bir müzik kulakları tıkıyor

Bakıyorken ekrana
Sivil hayat gözümde
Serbest bir yaşantının
Aşkı tüter gözümde

Kalmaz dışımla ilgim
Sıkıntı var bedende
Gözlerim sabitleşmiş
Bütün düşüncem sende! .

Nasıl arzulamam ki
Güzel günlerimizi
Öyle bir ders veriyor
Eritti içimizi! .

Askerlik bir vazife
İfa itmek gerekir
Ulvi bir dava dedik.
Ondan askere geldik! .


Sıyrıldık sivillikten
Ayrıldık özellikten
Burada her şey, bir eşit
Yoktur içinde çeşit

Rütbeli farklı olur
Herkes dengini bulur
Çeker er eziyeti
Olsada meziyeti

Tekme tokat ve küfür
Kişi kafa üşütür
Her sözünde tekmil ver
Yapamayan ceza yer
Her yürüyüş kolunda
Onbaşı var solunda
Yürürken marş söylenir
Konuşmayan dillenir.
Sürünmek yatmak ayrı
Kurtulur, olan GAYRİ
Bir kişinin hatası
Bir bölük süründürür
Uzaktan bakanları
İçten içe güldürür.
14/01/1984 Narlıdere
22/04/2001 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Askerlik Anı

Asker olmuşum sekiz ay
Dertlendim yine bugün
Ağlar sılada gülüm
Say günleri artık say! .

Dile kolay, geçmiyor
Dertlerimiz bitmiyor
Bir ocak günü geldi
Gözüm bir şey seçmiyor! .

Dört yüz asker dizildi
Hepsi dertli, kederli
Nice yürek ezildi
Hep yüzler endişeli! .

Askerlik acı koyar
İçi dert ile boyar
Beden yemekle doymaz
Küfür, dayakla, doyar! .

Dinlenme anlık zaman
Oh! Deyip durduğun an
Sigara tüttürülür
Tütün ile kendin yan! .
01/01/1984 Narlıdere
22/04/2001 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Aşk-ı Bülbül

Yetişiyor gülşende nazlı güzin gülnihal
Vurulur onu gören kalmaz içte derman hal!
Her ferda da açılır etrafı sarar gülgün,
Neşeyle öter bülbül, hayale dalar her gün! .

İçi feleh bulmanın hasretiyle burkulur,
Döner pervane olur, döne döne yorulur.
Figanın en zirvesi gülün ruhunu deler.
Onun tatlı aşkına neler vermez ki neler! .
12.2.1981-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Aşkın Doruğu

Duyguların doruğu aşkın en kutsal yeri
Her yalvarış durağı en yüce onun katı
İnananlar uğrunda severek verir seri
Sonsuz olan kainat onun zerre eseri! ..
1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Ayların Sultanı

Bir umman dar gönülde
Dalga dalga cuş olur
Senenin yorgunluğu
Bu ayda derman bulur..

Nefiste arzu istek
İmanla prangalanır.
Yaradana bin dilek
Gönülde dalgalanır..

Dünya meşekatinden
Bir doruğu doğru yol
Bedenin takatinden
Allah a uzanan kol

Susuzluk, açlık istek
Nefisle murakabe
İman gönüle destek
Şeytanla muharebe! ..
5.8.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Ayrılık

Acı olur ayrılık,
Ya, sıladan olursa
Bir garip olur kişi
Duyguları karışık
Hele,
Son gece,
Düşünce
Resmi geçitte!
Sabaha dek süre gelen
Yarı uyku yarı düş
Moralde yükselme yok
Yaşanır ani düşüş! ! .

Düşler içinde
Kafa karmaşık
Defalarca
Yolculuk yaşanır beyinde
Her sefer farklı,
Her sefer ayrı,

Sabah ezanı
Uykuyu böler
Ev uyanır,telaşe başlar.
Namaz kılınır,
Hazırlık başlar
Kahvaltı sonunda
Hareket başlar.! !

Ana gözünde
Billulaşır yaşlar
Çantalar dolar
Kapı açılır.
Gözlerdeki yaşlar
Akar boşalır! ! .
Hıçkırık gelir
Mendiller ıslak
Buğulu gözlerle,
Açılır kucak
Sarılma, öpüşme
Eşikte başlar.
Yürekler ezik
Yüzler hep çizik çizik,

Yolcuda,
Donuk bakışlar
Acılı biröz
Boğazda hıçkırık
Düğüm düğüm,
Baş eğik
Arkaya döüp el sallar
Ayrılık acısı başlar,
Çanta bir elde
Yolu arşınlar.
Çözülür düğüm
Akıyor yaşlar.
Arkadan su sesi duyulur.
Örtmek için yaşları
Ayrılık sonucu
Eğer başları..
25/10/1981Pazar y. Kumlu köyü 21.31
17/02.2001 gantep 24.00

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bade

Gönlüm efsunlu derya hareli
Bir ömür insana neler göstermez..
Acıyla yoğrulmuş içler yareli
Sevgiler bir cana neler söyletmez! ..

Dağılan kasvetin doruk noktası
İnsanın gönlüne bir tad veriyor..
İçilen badenin o altın tası
Gönüle bir sevgi bir aşk seriyor
13.3.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bağlanış

Arzuyla uzandı divana eller
Huzurla doldu taştı gönüller
Yalvarış yakarış yakıyor canı
Her bir gülşende öter bülbüller..

Zerreler birleşir bütünü bağlar
Kürreler aşkından hıçkırır ağlar
O aşkın tatlı sihirli sesi
Bir baştan bir başa devamlı çağlar..

Tomurcuk bir oluş, bir öze varma,
Kayboluş, yok oluş, ömrü kapama,
Her dilek toplanıp divana gider
Ne varsa ordadır olmaz arama..

Açsın bağının neşesi gülü
Ötsün bir sevgiyle dolan bülbülü
Çeksin hayatın cefasın ömür
Öbür yaşamın yetişen gülü..
22.1.1981-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bahar

Ilgıt ılgıt esiyor şimdi baharın yeli.
Tabiatta canlılık, rengarenk oldu her yer.
Çiçekler hafif raksta okşar rüzgarın eli;
Karıncalar koşuşur, uçuşur kelebekler! ..

Güneşin gülen yüzü ısıtıyor cihanı.
Yağmurlarla beslenmiş, nebat fışkırdı yerden.
Bir canlılık başlıyor. Hareketli her anı.
Cansızdan bi canlılık nerden geliyor, nerden! .

Yüce kudret var etmiş metaya şekil vermiş.
Yoktan var etmek için”Ol” demiş oluvermiş!
Düzenli bir ahenkle aksamadan oluşum.
Karşılıksız, insana nimeti serivermiş..
7.4.1981ytöo.bah.-Ank.

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Baharın Getirdiği

Rüzgar ninni söylüyor, yapraklar oynaşıyor.
Güneşte gülümseme neşe dışa taşıyor.
Güler yüz tatlı diller düşünceyi okşuyor.
Durgun olan bedenler günden güne coşuyor..

Uyum sağlıyor insan, tabiatla iç içe,
Çapalarlar toprağı, emek gitmiyor hiçe,
Doğanın düzenini kurdurdu yüce kudret,
Olmaz çalışanlarda miskinlik ve nedamet! .

Sıcaklık içte neşe, mevsimin bilmecesi.
Canlılık ve coşkuyla geçiyor her gecesi.
Bazen hırçınlaşınca beyinde düşünceler,
Nice yürekler yanar, viran kalır bahçeler..
29.4.1981 ytöo. Küt.-Ank.

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Baharla Gelen

Kıştan sonra baharın beklenilen anıdır
Kuruyan tomurcuğun açılma zamanıdır.
Yıllardır beklenilen o günün özlemiyle
Büyüyerek serpilen ateşin dumanıdır..

Bulutların gözyaşı dallarda ipil ipil
Ey tomurcuk zamanın, büyü büyü ve serpil..
Bugün yetişme çağın arzunun ellerinde
Zirveler dağlar taşlar oluyor sana sebil! ..
3.5.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Batan Güneş

Ufukta batan güneş, benim ruhumu deler
Gelen solgun ışığı bulutlar tek tek eler..

Gökyüzü sanki yanan bir volkana dönüşür,
Yavaş yavaş kaybolur, bütün ******* üşür

Şekilde gölge kalmaz gölgeler şekil olur,
Günün canlı hayatı, karanlıkta kaybolur..

Işıksız bir yaşamda içlere hüzün dolar
Beklenilen güneşle, acı, karanlık solar..

Her batan güneş ile ömürden gün kaybolur.
Mutluluk,sevgi ve aşk gündüz yerini bulur! ..
24.5.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bayramı Anlamak

Gün ufukta doğuyor. Müjdecidir cihana
Bu gün kutlu bir gündür haber salın her yana.

Bir ezan sesi dolar kulaklara gelir hoş,
Bu bayram havasında cümle detler gayri boş! .

Abdestten parlayan yüz camilere yönelir.
Duyguları coşkulu dilden tatlı söz gelir! .

Tıklım tıklım olmuştur, bütün cadde sokaklar
Güzel giyisilerle neşelenen çocuklar.

Gün sevgi şenlik günü, küslük yok barışmak var
Dargın duranlar için bayramda ne mana var! .

Büyüklere bir saygı, öpülürek elleri.
Dağıtılır evlerden kasvet ve gam yelleri.

Bu gün insanoğluna verilen bir nimettir
Kurbanlar kesilince fakire ziyafettir.
25.5.1981 ytöo.küt ank
değiş. 31.1.1999 gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Beklemek

Duydum en derin sızıyı içimde
Acı ile yudumladım.
Aklım karıştı birden
Sevdiğim bir sesi duymak istedim,
Duyamadım! .

Pazar günleri,
Ziyaret günleri,
Sabah,
Bir ümitle beklenir. Ziyaretçi gelirmi diye,
İçinden gelir der,
Ya gelmezse?
Beklenir gün boyu
Ekler, saatleri birbirine,
Her geçen dakika saat gibi,
İsim okunmaz.
Kulak nöbetçide,
Liste gelir isim okunur.
Bende beklerdim,
Gelsin diye birileri.
Bazen gelmezsin!
Seslenirim içimden “gel” diye

Gelmezsen o gün
Sıkıntım kalbi sıkar
Hafta üzüntü ile başlar
Bir hafta o sinir, o stresle dolar
Kederimle,kenetlenir
*******imde düşlenir
Bir hafta sonu
Yine ümitle beklenir.

Askerlikte ziyaret,
En önemli olgudur
Ziyaretçisiz olan
Yüzü her an solgundur.

21/05/1984 Narlıdere
.08/04/2001 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Beklenen

Ey elleri yüzünde, gözünden yaş süzülen
Bir kumru gibi uysal, sevgilidir üzülen

Bakışı dalgın ölgün,gönlü hicranla dolu,
Gözleri uzaklarda, ümitle bekler yolu..

İçindeki o hayal ilerde gerçek olur
O yolda binbir çiçek, gönülleri doldurur..

Küsme şu an bahtına, sevineceğin gün var,
Özleyip beklediğin elbet olur sana yar! ..
27.7.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Beklenen Bekleyen

Yandı gönül bahara, bekle bekle gelmiyor,
İçimde binbir sızı kabarıyor dinmiyor..

Hayalde güzel günler, huzmeler ve şekiller;
Kıvranıyor vücudum; teselli tatlı diller! ..

Dizde derman kesilmiş, son günler yaklaşıyor,
Hayalimdeki günler benden uzaklaşıyor..

Nice gönülde saklı ulvi aşk tomurcukları
Yaşayacak, huzurla, bu devrin çocukları..

Belki görmem bir hayal, uzak değil o günler,
Şu an çile çekiyor, o günü bekleyenler! ..
7.6.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Beklenen Gelsin

Esiyor baharın yelleri şimdi
Yıllardır hasreti çekilen nerde
Yürekte ızdırap acılar sindi
Dertliler arıyor, çareyi, derde..

Susamış gönüle bir hayat eser
Umulan verilsin, istenen gelsin
Sineye bir ateş, yakarsan biter! .
Arzuyla kıvranan gönülde elsin! ..

Yoğurma canları ağuyla taşla
Yıkarsan gönülü yıka nur ile
Ağlatma dünyayı, iyiyi aşla,
Sevgiler söylensin hep dilden dile! ..
9.1.1981-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Beklersin

Saksıya bir tohum ekersin
Yeşersin,
Tomurcuk versin diye.
Gübrelersin, sularsın..
Sıcaklığını ayarlar,
Üşütmezsin.
Sıcak tutar, korursun.
Her gün gözlersin,
Günler geçer! .
Yeşermez.
Yeşersin diye emek verirsin
Beklersin
Kontrol eder, eşelersin.
Yeşer dersin,
Yeşermez.
Beklersin ha beklersin.
Sen bekle
Toprak tamam,
Su tamam,
Gübre tamam,
Isı tamam.
Eksik yok! .
Ne oldu! Yeşermedi.
Bilinmeyen eksik ne?
Bilinmez!
Bulunmaz!
Eksik yok! !

Ol! Demezse HAK
Ne su
Ne gübre
Ne toprak
Ne sıcaklık
Ne başka şey
Yeterli olmaz!
İrade HAK’ tan
Emir HAK’ tan
OL! Demeli!
Vakti saati gelmeli.
Her şey vaktinde olmalı.
Düzeni kuran HAK!
Her şeyi,
Bir zamanla var etti.
Tesadüf yok
İrade, hesap,zaman var.
Onun için,
Emir gelmezse HAK’tan
Ne tohum yeşerir
Ne meyva verir
Ne yağmur yağar
Ne güneş açar
Ne kan dolaşır
Ne can taşınır
Ne hayat olur! .

HAK’tan çok şey istersin,
Emiri gelene dek
Beklersin ha beklersin! ..
31/10/1997 ilave28/11/1998, 18/11/2000 gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Ben

Yine gönlüm hüzünlü,
Dalmışım karmaşaya,
Sıkıntım kucak kucak,
İç başladı yanmaya..

Her lahzam değişiyor
Fani ömrüm hep ağlar
Yüreğimi deşiyor.
Izdırap el kol bağlar! .

Ben değilim eski ben!
Anım değişir neden? .
Karmaşalar içinden
Bulamam hiçbir neden! ..

Şimdi bu gönül yorgun
Sıkılmışım derdimden.
Kinlere nefsim doygun,
Ağlarım kederimden! ..
24.3.1981B.Blok 230-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Beyinde Fırtına

Kafan eğik gezersin, senin gönlünde ne var! .
İç dünyan mı yıkıldı içli içli ağlarsın,
Koca bir cihan sana, sanki olmuş bir mezar,
Akan göz yaşlarınla dere gibi çağlarsın! .

Gönlün neye tutkundur,dillenmez o gözlerin
Sabit bir noktadasın, boşlukta yüzüyorsun,
Konuşan dilin susmuş, ne oldu o sözlerin
Beyninde bir fırtına, neleri süzüyorsun! ..

25/03/1980 Ankara
19/06/2001 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Beyinde Kasırga

Hıçkırık boğazımdan düğümlenmiş geçmiyor,
Göz pınarlarım kuru yüreğimi deşmiyor.
Acı bir kıvranışla vücudum sarsılırken,
Hayali ve gerçeği artık gözler seçmiyor! ..

Bir savaş kasırgası beynime hücum etmiş
Büyüyen bu saldırış, fonksiyonu yitirmiş.
Can çekişme anında hayatla mücadele
Beynimdeki bu savaş, fani ömrü bitirmiş! .

24.7.1981, cih. Sp. Kul. Etimesgut

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Beyinde Pranga

Dünyam kararır
Hazan çöker üstüme
Duygumla kenetlendim
Her şey gider gücüme! .

Binbir garip duyguyla
Yoğrulur, içim dışım
Karamsarlık çökünce,
Derim ki! Bitmiş işim! .

Yaşadığım bu anlar
Şahsiyet öldürüyor
Yalnızlık yakan ateş
Hükmünü sürdürüyor! .

Ne aşk kaldı ne sevgi
Tek tek ruhta sönüyor.
Bin şaşkınlıkla doldum
Başımı döndürüyor

İnsan sevdiklerini
Ölesiye özlerse
Bitmez sanılır yıllar
Her an yol gözlenirse! .

Bir küçük an buluşma
Küçük bir anlık bakış
Yok edecek hasreti
Gönüle volkan yakış! .
Beyin bir lav yumağı
Prangayı kırmak ister
Kafa tası çatırdar
Çekilen cefa yeter! .
06/05/1984 Narlıdere
08/04/2001 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bir Çınar Düştü

Bir çınar,
Çorak toprakta,kök saldı.
Etrafında birkaç çınar oluşturabilmek için
Yıllar geçti.
Çorak toprak.zehirli bitkilerle dolu,
Uzun yıllar,
Çınarlar susuz kaldı,
Yalnız kaldı,
Zehirli otlar, etraflarında setler oluşturdu.
Gelişmeleri hep engellendi.
Sabrettiler,
Az da olsa çoğaldılar
Yıllara göre bu önemsizdi.
Adeta kökler kurutuldu.
Direnmek fayda etmiyordu.
Kökü sağlam olan
Yükseliyordu semaya,
Dalları uzanıyor,
Etrafa kol kanat geriyordu.
Yıllar yılları kovaladı
İlk çınarlar yaşlandı.
Haşmetinden bir şey kaybetmeden
Etrafa kuvvet verdiler,
Eğittiler,yol gösterdiler.
Bir gün;
Yirmi üç kasım ikibin iki
Ramazan ayı, sabah namazı sonrası
Öğretmenler gününün arifesi
Sabah altı otuzda, Bir koca çınar
Bir öğretmen
Aniden yere düştü.
Acı ile sızlandık
Düşüş, ne düşüş,
Bütün çınarlar sarsıldı.
Yer yerinden oynadı.
Yılların birikimi, birden kayboldu.
Eğitime adanmış ömür
Yetiştirilmiş,binlerce çocuk
Hayatı fedakarlık,
Hayatı çile,
Dostluğun simgesi,
Kardeşlik öğesi
Bir ağabey gibi şefkatli
İyi ahlak sembolü
Bilgili hoşgörülü
Kırmayan seven gönül,
Kötüyü yeren gönül
Ömrü buna vakfetmiş
Üzülmüş, üzdürmemiş.
Ezilmiş, ezdirmemiş,
Bilgiyi saklamamış,
Nicesine;
Kol ve kanadı germiş,
Varını sebil etmiş
Hayatını; bölüşmüş
Fedakarlıkta öncü
Yılmamış,hiç durmamış.
Volkanlaştı sıkıntı
Sırtlamış, sezdirmemiş
Kemirmiş, içten içe
Bedenini hep yormuş
Şikayet etmiyordu
Kalbine yenik düşmüş

Koca çınar!
Bir daha kalkmamak üzere yere düştü
Bunun için
İçimize kor düştü,
Elden bir şey gelmiyor
Bizlere sabır düştü
Bir kalabalık oldu
Etrafa hicran düştü,
Onun dostları için
Sevgiye acı düştü
Feryat edip inleyen
Ciğere yangın düştü,
Sızlanan gönüllerin
Kalbine figan düştü
İpil ipil gözlerden,
Yerlere seller düştü
Bağrı yanmış gönülden
Acılı diller düştü
Sanki bu bütün olan
Hissedilen bir düştü!
İyilik timsali bir bey
Dostlarına ağabey
Sonunda göçtün buradan
Hey gidi koca BEKİR hey! ! ..
Ruhun şad olsun.
Baki mekanda,
Yerin cennet olsun
O yüce Peygamber
Cennette komşun olsun
Yetim koydun sevenlerini,
Unutulmazlar arasında yerin
İçimizdeki izin derin! .
Silinmez dimağlardan,
Eğitici sözlerin! ..

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bir Hazin Buse

Yaşam boyu her bir an
Acı, ruhun bestesi
Sen gönlümün fermanı
Sen bahçemin tek sesi! ..

Yürekte acı eda
Bu şarkının güftesi
Gönlüme iz bıraktı
Sevgilinin busesi! ..
23.5.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bir Tarih Akar Gider

Bir tarih akar gider
Yüreği yakar gider
Göz yaşları birikmiş
Önüne katar gider

Izdıraplar birikmiş
Önüne set gerilmiş
Geçmişleri silinmiş
Aldırmaz taşar gider! .

Ateş olmuş yakıyor
Kalbe korku salıyor
Kimini avutuyor
Kimini yakar gider...

Canlara yük yüklenmiş
Kötü yollar denenmiş
Gerçek hedef gizlenmiş
Tutulmaz akar gider
10.1.1980- Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bir Ümitsizlik

Çekilen ızdırabın sonu mutlu olsa da,
Beklemek bu kişide tahammül bırakmıyor ki! .
İçime zerre zerre neşe ve zevk dolsa da,
Özlediğim ateşi gönlümce yakmıyor ki! ..

Sabrımın sınırını aştı çekilen cefa,
Uzaktaki mutluluk, beni güldürmüyor ki! .
Ardından koşturduğum, nerede tatlı sefa,
Her anım mezar gibi ama öldürmüyor ki! .

Kara bulut çekilip bana afak açsa da,
Ben eskiden bitmişim, bir ümit vermiyor ki! .
Ziyasını gün be gün üzerime saçsa da,
Kaybolmuş duyguları gönlüme sermiyor ki! .
23.10.1981 ytöo.küt.-Ank
değ. 311.1999-gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bir Yıldız Kaydı

Barış Manço’ya
Bir yıldız kaydı,
Gökte parlak bir yıldız,
Işıltısı, en parlak,
En güzel olduğu an
Işıltısya
Halkı aydınlattığında
Aniden
Kaydı gitti.
Bir şubat doksan dokuz
Gece yarısı
Son nefes verildi
Her giden gibi bu dünyadan
Kimi ağladı ardından,
Kimi dudak büktü,
Belki,
Kötü diyende oldu ardından

Her şeyin sonu olacağı gibi
Onunda beklen sonu gelmişti.
Dünyadaki hayatın sonu
Ebedi hayata geçiş,
Kapısındaydı artık
Adı Barış,
Adı gibi barışçı,
Toparlayıcı,
Eğitici.
Ama bir gerçek var
Gitmeden bir eser bıraktı geriye,
İsmini ölümsüzleştiren
Milyonların gönlüne taht kurmuştu.
O taht şeklen boş,
Ama gönüllerdeki tahtı dolu.
Eserleri yaşayacak,
Eserleriyle,
Kendi de yaşayacak.

Kendini sonsuza taşıdı
Sevip sevmeyenler
Ne düşünürse düşünsün,
Onun geride bıraktıkları yaşıyor

Bizler ölünce
Ne olacak,
Bizler bir şeyler bırakacak mıyız
İyilik adına
Yoksa,
Varlığımızla yokluğumuz arasında
Bir fark olmayacakmı.
Gittiğimizi kimse hissetmeyecekmi?
Mezara konulunca
Tümden bu dünyadan ismimiz silinecekmi?
Allah Rahmet etsin diyenler olacakmı?
Önemli olan bu gerisi boş
Dünya geçici mekan
Her şeyimiz emanet,
Görüyoruz gideni
Almıyoruz ki ibret,
Giden ne götürüyor,
Her şey burda kalıyor.
Dünyadaki son mekan
Bir adam boyu toprak
Topraktan gelmiş idik
Toprağa varıyoruz.
İyilikler çok ise
Daha ne arıyoruz.

Kayan yıldız
Coşkuydu,
Neşeydi,
Candı,
Eğitti
Çağdaş Evliya Çelebi
Barış Çelebiydi
Ruhu şad olsun.
Herkes
İyilik adına dünyada
Bir şeyler yapsın
Gidinler görülmüyor mu?
Geri geliniyor mu?
Gidin gitmiştir artık
Herkes o yol yolcusu
Bu yola girmeden
Hazırlıklı olmalı
Yapılan iyilikler
Yardımlar, hoş görüler
Bırakılan eserler
Onlar bizi yaşatan
Ardımızdan andıran
Hayır dua hoş sözler
Öleni yad ederler
02/02/1999 Gantep
23/06/2001 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bitiş

Beklediğim ümidim bir anda soldu gitti!
Hayallerim yıkıldı aranan zaman bitti! ! ..

Güzel bir düş yaşandı aniden düştü yitti!
Düşten gerçeğe geçiş,bir depremi getirtti! ! .

Bir bahardan hazana çok ani bir geçişti!
Duygu doruklarından çöküntüyü seçişti! ! .

Olacağı bekleyip olmayana gidişti!
Güzel olmayan sonu bilerek bekleyişti! ! .

O sevgi vuslatında çekilen acı hiçti!
Vuslatın yok oluşu filizleneni biçti! ! .

Birleşen sevgi yumak nice arzular dinçti!
Yaralandı bu gönül güzel duygudan geçti
4/3/1999 otogar izmir-turgutlu kavşağı 18/11/2000 gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bitişi Görmek

Beklediğim ümidim bir anda soldu gitti
Hayallerim yıkıldı. Aranan zaman bitti! !

Güzel bir düş yaşandı. Aniden düştü yitti! !
Düşten gerçeğe geçiş, bir depremi getirtti! ! .

Bir bahardan hazana, çok ani bir geçişti,
Duygu doruklarından çöküntüyü seçişti! ! .

Olacağı bekleyip. Olmayana gidişti,
Güzel olmayan sonu, bilerek bekleyişti

O sevgi vuslatında çekilen acı hiçti,
Vuslatın yok oluşu, filizleneni biçti! ! .

Birleşen sevgi yumak, nice arzular dinçti,
Yaralanan bu gönül, güzel duygudan geçti! ..

04/03/1999 İzmir otogar 18.50
Turgutlu 20.10

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bitmez

İnsan sevdiklerini ölesiye özlerse
Bitmez sanılır günler her an yol gözlenirse

28.5.1984-Narlıdere

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bize Ne Oldu

Nice yürek yaş doldu
Yürek söndü yüz soldu
Bir zaman her şey hoştu
Şimdi bize ne oldu.

Ağlamak fayda vermez
Kimse kimseyi sevmez
Ac’a acmısın denmez
İçimiz hüzün doldu

Dertleri dinlesek mi?
Yosa dinlemesek mi?
Boş ver deyip geçsek mi?
Böyle diyen çok oldu

Aclık insan ağlatır
Yürekleri dağlatır,
Eli kolu bağlatır
Hep çareler yok oldu!

Dertliler sıra sıra
Herkesin gönlü yara
Bağladı millet kara
Sonumuz hicran oldu


İnceldi duygu haya
Çehreler oldu kaya
Fuhşiyat ilk sıraya
Çıktı namus mahvoldu! .

Ailenin temeli
Namuslu kadın eli,
Kopunca bir sam yeli
O da perişan oldu

İnsanlar maddeleşti
Sevgi kökten körleşti
Yiyiciler birleşti
Yeter diyen az oldu! .

8.12.1985-Adana

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Boş Dünya

Bekledim yıllar boyu, mutluluğun adını
Her şeyi gördüm ama bulamadım tadını.

İnsan huzurlu olsa kederi bir unutsa
Dizginlese nefsini kendi sözünü tutsa.

İç huzuru bulmak zor, bu geçici dünyada,
Hayat hep çile dolu, insan sanki rüyada.

Ağlayan yüzler gülse, unutulsa acılar
Geçmişler dile gelse peydah olur sancılar! ..

Karmaşık bu dünyada hep çektiğimiz boştur,
Geleceği düşleyip, bekleyip anmak hoştur.

10/02/1984 Narlıdere-zeytinlik14.15

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Boşa Yaşamak

Misafiriz şu dünyada
Kalmalı iz yada seda.
Yoksa eğer hiçbir nida,
Bizler boşa yaşamışız! .

Hiçbir ağaç dikmemişsek,
Bir tohumu ekmemişsek
İyi bir söz dememişsek
Bizler boşa yaşamışız! .

Hiç karnı aç görmediysek
Yoksul fakir bilmediysek
Kötülükler silmediysek
Bizler boşa yaşamışız! .

Güler yüzü gizlediysek
Tatlı dili sakladıysak
Bencilliği katladıysak
Bizler boşa yaşamışız! .
08/07/2001 15.35 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bu Dünya Bizim 1

Herkesin hayali var Herkes ütopya taşır
Benim ütopyam büyük Sınırlarım çok geniş
Benim ütopyam gerçek Geçmişimi getirmek

Atalarım dünyayı dolaştı,
Devletler kurdu devletler yıktı
Yerini sevmedi batıya döndü.
Kimi Kuzeyden Karadeniz üstü, Atilla gibi
Avrupa içine daldı, Roma kralına taç taktı
Kimi güneyden Anadolu üstü, Alpaslan gibi
Romen Diyojeni yendi Bizansı dağıttı.

Hak geldi duramadı küffar.
Sömürmesi tehlikeye girdi.

Bin sene içinde onbir haçlı seferi verdi.
Savaştı hak ile batıl, Hak batılı yere serdi.
Şimdi onikinci seferdeler. Bu bitmez
Bunu iyi bilmeli, kovmazsak o vazgeçmez

Benim ülke sınırım Ne Kars tır ne Edirne
Kuzeyde Sinop değil Ne de Kıbrıs güneyde

Benim düşlediğim yer Ecdat Kanuni de dir.
Fetih ettiği topraklar Benim memleketimdir.

Bu topraklar nerdedir
Benim namusumdadır.

Benim ütopyam budur.
Girdiğim yer yurdumdur.

Bugün elde değilse Benden gitmiş değildir.
Ödünç vermiş sayarım sınıra dayanırım.
07/05/2005 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bu Dünya Bizim 10

Ne medeniyetler kurduk bu kültürü yaşattık
Nice nice yerleri aldık, bazen kuşattık
Şimdi sizler kiracı mal sahibi bizleriz
Sizlerin her halini her zaman biz izleriz.
Ona göre davranın ona göre hareket
Bizde kötülük olmaz, biz nerede orada bereket.

Batıda şark meselesi bizi yok etmek için
Bütün dünya düşmandır bizlere bunun için
Sizde şark meselesi, bizde kızıl elma var
Sizler hayaldesiniz, bizde bütün topraklar.

O topraklarda yaşa ama tapusu bizde
Bir gün alınacaktır bunu öğrenin sizde.
Kızıl elma hem şarkı hem de garbı kuşatır
Bu mefkure bizleri asırlardır yaşatır.

Kızıl elma atamdan bizlere miras kaldı
Bu bizlere geçmişten büyük ihtiras kaldı

Ecdat Sultan Süleyman, aldığı miras toprak
Altı milyon yediyüzbin kilometre karedir
Kırk altı yıl içinde nice fetih sonrası
Ondört milyon sekizyüzbin kilometre karedir
İşte fetih gelişme, işte iyi yönetim.
Ütopya, hedefler büyük, insanları büsbüyük.

Bunun neticesidir. O devlet elbet büyük.
Bu haritama göz diken,
Olacak gözünde diken.
Bu topraklar sınırı benim ülke sınırım.
Bu son sınırım değil bir başlangıç sınırım.
Küffar rahat durmazsa fetihler başlamalı
O haçlı zihniyeti, dünyada kalmamalı.
İnsanlığa hep zulüm, sömürme ondan çıktı
Girdiği her bir yerde insanlık ondan bıktı.

Bu topraklar nerdedir
Benim namusumdadır.

Benim ütopyam budur.
Girdiğim yer yurdumdur.

Bugün elde değilse Benden gitmiş değildir.
Ödünç vermiş sayarım sınıra dayanırım
21/05 2005-24/07 2005-18/06/2006
Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bu Dünya Bizim 2

Dinle beni ey batı Dinle beni ey doğu
Varsa sizin ellerde ecdadımın bir kabri
O benim toprağımdır. O tapusu o yerin
Onu güzel koruyun onu geri isterim

Benim sınırlarımın başladığı yer Roma
Biraz geçmişe gitsek varırız İspanya ya
İspanya Endülüs’üm İslam medeniyeti
Yüzyıllar dirlik kurdu O toprak İslam yurdu.
Nasıl harap ettiler mabetleri yıktılar
Taş taş üstüne kalmaz. Kütüphane yaktılar
Sildiler belgeleri değişti bilgileri.
Bir vahşetle bitirdi Müslüman milletleri.
O toprağa iyi bak o benim mirasımdır.
Bu dünya durdukça da İspanya hasımımdır.

Bu topraklar nerdedir
Benim namusumdadır.

Benim ütopyam budur.
Girdiğim yer yurdumdur.

Bugün elde değilse Benden gitmiş değildir.
Ödünç vermiş sayarım sınıra dayanırım
07/05/2005 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bu Dünya Bizim 3

Ecdat gezdi dolaştı Afrikaya ulaştı
Toplanan bütün haçlı Türkün gücüne şaştı

Benim sınırlarımın bir ucunda Fas vardır
Malta,Tunus Cezayir. Libya, Mısır illeri,
Akdeniz bir iç deniz yüzdürdük gemileri.
Akdeniz Barbaros un Akdeniz Hızır ındır,
Atlantiği aşınca muhteşem Piri Reis.
Çizdiği haritalar ulaştığı yerlerdir.
Güney ve kuzey ile bir bütün Amerika,
O da bize mirastır.
Gelecekte bu miras sahibine ulaşır.
Sırbistan ve Karadağ,, Bosna hersek bu iller
Makedonya Kosova, Adriyatik bizdeler.
Hala bizler ordayız. her zaman yanındayız
Orada yaşayan Türk, Korkma bizler buradayız
İtalya ya komşuyuz,Adriyatik kıyımız,
Oralarda çalıyor bizim türkülerimiz
Bozulmamış köyleri örfleri adetleri
Yaşandı bunca yıldır Türk ün gelenekleri
Bu topraklar nerdedir
Benim namusumdadır.

Benim ütopyam budur.
Girdiğim yer yurdumdur.

Bugün elde değilse Benden gitmiş değildir.
Ödünç vermiş sayarım sınıra dayanırım
31/05/2005 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bu Dünya Bizim 4

Osmanlıdan yadigar iller saymakla bitmez
Avrupa içlerinden Türkün narası gitmez

Belgrat unutulmaz her zaman uğrak yeri
Ordularım konaklar fetih eyledi her yeri
Mohaçta meşhur savaş, padişah kanı yatar
Bırakılmaz öyle yer, derdime dertler katar.

Kırım yazlık yerimiz,Sivastopol kalemiz
Karadeniz Türk gölü, yaşıyor eserimiz.
Özi Karadeniz’e kıyı kırım komşu vilayet
Azak kalesi bizim Prut tan bize inayet
Küçük kaynarca Bükreş, işkodrayla Filibe
Kansız savaşsız olmaz. Edilemezler hibe

Yunanistan da Mora güzel bir yarım ada
İnebahtı dan gelir, hala çok acı nida
Osmanlı donanması sanki hala yanıyor
O yenilgi bir hançer, hala yaram kanıyor.

Kahpe, kalleşYunana ne demeli bilinmez
Milletime yaptığı hayallerden silinmez

Sen çökmüşsün o yere, unutmuşsun geçmişi.
Sen bizim bir ilimiz, içimizde delimiz

Ağzını sıkı tut, fazla laflar söyleme
Almaya geleceğim. Emanetimi bekle.
Unutma biz ordayız. Orada kalacağız
Senin durumlarını sonra konuşacağız.

Bu topraklar nerdedir
Benim namusumdadır.

Benim ütopyam budur.
Girdiğim yer yurdumdur.

Bugün elde değilse Benden gitmiş değildir.
Ödünç vermiş sayarım sınıra dayanırım
31/05/2005 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bu Dünya Bizim 5

Bulgaristan vatanım. Orada atar canım
Sizlerle hep beraber sınırı kaldıralım
Peçenekler ve uzlar o toprakta vardılar.
Tehcirle yok ettiniz astınız ve kestiniz.
Bunlar unutulmadı ceza zamanı geldi
Oraya bir girersek demeyiz Allah verdi
Hala orada çoktayız din ve dilimiz ile
Kültürümüz bir oldu kaynaşmışız sizinle.
Bozmaya kalkma sakın, halkıma iyi bakın
Sabrımı taşırırsan orayı almam yakın.

Viyana büyük yaram, surlarına dayanan,
Ecdadım Kanuniden, bana mirastır kalan,
Yarım kalan bu fetih elbet gerçekleşmeli
Şehidimin bedeli böylece ödenmeli.
Orası bir hedeftir,orası bana ait.
Orada ecdat yatar, mirası bana ait. 07/05/2005

Vistül suyu akıyor, atlarım sulanıyor
Lehli huzur içinde Türkler orada yaşıyor.
Bu topraklar nerdedir
Benim namusumdadır.

Benim ütopyam budur.
Girdiğim yer yurdumdur.

Bugün elde değilse Benden gitmiş değildir.
Ödünç vermiş sayarım sınıra dayanırım
07/05/2005 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bu Dünya Bizim 6

Benim sınırlarımda Eflak Boğdan; Sirbistan
Tuna boyları sahil ve bir de Macaristan
İşte Kili, Niğibolu; Silistre ve Vidini
Oralarda hatırlarım Beyazıt Yıldırımı
Sırbistan da Niş, Üsküp, Manastırı Sokol u
Yaşattı nice zafer Meşhur vezir Sokollu

Çeçenistan, Abazya, Tataristan, Gürcistan
Türklerin ana yurdu Lenin geldi dağıttı
Stalin parçaladı yurtlarından kopardı.
Kardeşim soydaşımı Sibirya’ya sürdüler
Sibirya’ya giderken yollarda öldürdüler
Her biri bir yerlerde hayvan vagonlarında
Binlerce kilometre, aç susuz bırakıldı
Çoğu yollarda öldü soykırımları sürdü

Kökü koparamadı yerinde durur hala
Kırım ve kafkasyada biz yaşarız pekala
Şeyh Şamil torunları savaş veriyor her an
Dinmek bilmiyor savaş Çeçenistan Gürcistan
Onlar akrabalarım, onlar benim soydaşım
Biraz dişini sık sen, geliyorum kandaşım

Rusya yeter yaptığın, çek elini yurdumdan
Ben oradan çekilmedim çık benim vatanımdan
Bizler hala oradayız, birazda sabırlıyız
Kızarsak bir gün eğer, bekle, Moskova dayız

Bu topraklar nerdedir
Benim namusumdadır.

Benim ütopyam budur.
Girdiğim yer yurdumdur.

Bugün elde değilse Benden gitmiş değildir.
Ödünç vermiş sayarım sınıra dayanırım
07/05/2005 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bu Dünya Bizim 7

Düşmanımız çok sizim, dost bulmak artık çok zor
En yakın komşumuzun isyanı içte bir kor

Ermenistan bir urdur, o benimde yurdumdur.
Fransızla birleşerek halkıma kan kusturdun
Yaptığın katliamlar hala hatıralarda
Bunlar elbet yazıldı tarihi satırlarda
Bu senin yaptıkların cezasız kalmayacak
Sürüleceksin oradan toprağın olmayacak
Neyine güvenerek işgal de ediyorsun
Karabağı bir anda hemen terk ediyorsun
Mezarını kazmaya elbette geleceğim
Can çekişip ölmeni ben de bekleyeceğim.

Yaşayan kardeş ülkem işte o Azerbaycan
Biraz daha ileri büyücek Kazakistan
Nahcivan Özbekistan komşusu Kırgızistan
Bağımsız olamayan işte Doğu Türkistan
Ata yurdumuz bizim o büyük Moğolistan

Bu topraklar nerdedir
Benim namusumdadır.

Benim ütopyam budur.
Girdiğim yer yurdumdur.

Bugün elde değilse Benden gitmiş değildir.
Ödünç vermiş sayarım sınıra dayanırım
07/05/2005 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bu Dünya Bizim 8

Şimdi bu söz Çin’e dir Türkistandan el çektir
Nüfusuna güvenme, Bu ordum gelecektir.
Geçmişini unutma, ne kadar çok savaştık
Yaptığın Çin setini aştık sana ulaştık
Yine bizi getirme, bu halkıma zulmetme
Elini çek yurdumdan beni isyan ettirme

İndik Afganistan’a, oradan Pakistan’a
Hem soy hem din birlikte ulaştık Hindistan’a
İran’da Türkler yaşar. Irak zaten Türk yurdu
Abbasilerden sonra Irakı Türkler kurdu.
Kuveyt Bahreyn Ürdün’ü, Osmanlının bütünü
Yüzlerce yıl yaşandı, kültürler kucaklaştı.
Arap yarım adası, İslamiyet beşiği.
Kutsal Mekke Medine, bu ışığın eşiği.
Peygamberin ocağı, İslamiyet kucağı
Orada doğdu ışık, her yana ışıldadı
O Allah kelamını, bütün dünyaya saldı

Oralar emanettir dinimin merkezidir.
Peygamber toprağına küffar girmemelidir.
Orası namusumdur. Şerefimdir şanımdır.
Hazreti Muhammet’ten aldığım mirasımdır.
Kabe ibadet yerim ona hacca giderim
Düşman yan göz bakarsa uğruna can veririm
Yemende Uveys yatar, oralarda biz varız
Peygamberin aşığı Türküde yaşatırız

“Ano yemendir gülü çimendir
Gidin gelmiyor acep nedendir”

Nice şehit verilmiş o çöllere gelinmiş
Şimdi uzakta olsak. Oraları gözleriz
Bir gün sade göz yetmez bedenle de geliriz.

Bu topraklar nerdedir
Benim namusumdadır.

Benim ütopyam budur.
Girdiğim yer yurdumdur.

Bugün elde değilse Benden gitmiş değildir.
Ödünç vermiş sayarım sınıra dayanırım
07/05/2005 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bu Dünya Bizim 9

Suriye. Lübnan Ürdün elbet bizim yurdumuz.
Şu an kanayan yara Filistin umudumuz
Ordalar kutsal toprak, Kudüs Mescid-i Aksa
Yahudi’nin zulmünden bir an önce kurtulsa
Şimdi sözüm sanadır. Ey Yahudi milleti
Bize düşman oldunuz biz sizi hep koruduk.
Sizleri herkes kovdu. Biz size kucak açtık
Filistin işgal oldu. Müslüman katlettiniz
İnsan gibi görmeyip sürekli zulmettiniz.
Bu huydan vazgeçiniz, yerinizi biliniz.
Eğer yurdunuz varsa bunu bizden biliniz.

Kızıldenizi aştık Mısırada ulaştık.
O bizim bir ilimiz, yaşıyor kültürümüz.
Cezayir Libya Tunus, Barbaros hatırası
Çok uzun yıllar boyu Osmanlının kal’ası
Malta özel bir ada Orada Oruç yatar.
O ada tarih boyu benim derde dert katar.

Bu topraklar nerdedir
Benim namusumdadır.

Benim ütopyam budur.
Girdiğim yer yurdumdur.

Bugün elde değilse Benden gitmiş değildir.
Ödünç vermiş sayarım sınıra dayanırım
31/05/2005 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bulut

Yağmurunla sevindir. Toprağın yüzü gülsün
Gökyüzü ile sen, birlikte bir bütünsün! .

Dağıl uçsuz ufukta, güneşe bir perde ger,
Kuraklığa bir dur de,bekler seni çatlak yer

Senin olduğun zaman,insanlarda olmaz ter,
Çiftçiler sana bakar suyunu sen yere ser!

Senin adın serinlik,senin adın bereket
Bütün canlılara sen veriyorsun hareket.
15/05/1984 narlıdere
08/04/2001 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bülbülün Aşkı

Gülşende hazan oldu, soldu artık o güller
Bir hüzün o gülşende. Ötmez oldu bülbüller.

Baharı beklemekle esrar sardı gülüşeni,
Can bekleyen o canan artık arar neşeni.

Sürme çekmiş gözüne, bülbül seni arıyor.
Fani olan ömründe gamlı gamlı ağlıyor.

Bigane kaldı artık, hicran sardı içini! .
Kandil kandil yanarak, bekliyor gelişini..

Sonsuz aleme dalmış, ötüyor garip bülbül,
Seherde, gülşenlerde, arıyor sadece gül! ..

Kor gibi olmuş gözü, artık bir şey görmüyor! .
Bir aşk ki en yücesi, artık ona gidiyor! ..

Ebedi bir yolculuk bekliyor bülbül seni!
Senin yolunda bin gül, dinler tatlı sesini! .

Ne hazin bir sesin var; hiç neşen yok mu senin! .
Engin gönlün ne olmuş. Gülşene bak, gül senin! .
1.1.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Bülbülün Hüz-nü Aşkı

GÜL! .
Rengi al.
Sevgi sembolü
Hissedilen duygu
Dillendirir bülbülü! ..

Gül! .
Hayat boyu gül
Neşe kaynağı
Aşkın durağı
Her bakış hisli
Gözde o aşkın dili! ..

Biri gülünce
İçler kıpırdar.
Bakışlar birleşince
Akar duygular! .
Bir duraksama
Ruhlarda neşe
Güzelleşir yüzler
Gözlerde neşe! .

Gül!
Bülbül aşkın hastası
Dermanı senin yanın
Damarından akan kan
Duruyor sensiz anda.
Seni görünce yüzü
Vücuda geliyor can.
Ver gönlünü! , birleştir
Gülsün o mahmur yüzü.
Seni biliyor canan! ..

Hep cefayla ötmesin
Şevkle neşeyle coşsun
Fersiz olan gözleri
Parlasın ışık dolsun

Ulvi aşkı uğruna
Diyarını terk etti
Senin güzel rengine
Aldanıp rücu etti

Gül!
Güldür garip bülbülü
Yeter çektiği çile
Kalbi konuşabilse
Düşerdin dilden dile

Ne buldu gülde bülbül
Cazibesi ne idi? .
Al duvaklar giyinmiş
Hayali gelinmiydi! .
Bir seraptamı bülbül
Etrafında pervane
Aşk badesi mi içti
Bu göz pınarları ne! .

Döne döne yoruldun
Bırak vazgeç sevdandan
Yeter! verdin kalbini
O gelmedi arkandan.
Senin bu feryatların
Onu hislendirmezse
Neye yarar kara aşk
Acını dindirmezse! .

Sen acılar çekerken
O kıvrak raks ediyor
Çektiğin acılarla
Sanki dalga geçiyor! .

Ey! hüzünle dolan
Bağrı yanmış o bülbül
Figanının sonu
Gelmeli artık
Karşılıksız sevgiler
Bir ölüm çukurudur.
Yoruldun düşüyorsun
Veda et bu kör aşka
Bu sana göre değil
Sen kendini yiyorsun
Bırak artık,
O kendini beğenmiş
Gülün al al renkeri
Bir gün sararsın solsun
Sana ihanetinin
Acısıyla yoğrulsun! ..
Ebedi kalan aşkın
İçinde küllenmeli
Gülün ihanetini,
Herkes böyle bilmeli! ..
29/04/1981 ytöo küt12.34
04/12/2000 gantep23.03

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Can

Satırlar sona erdi
Kişi murada erdi
Birkaç cümle ne yapar
Nefes boğaza geldi

1986-Adana

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Can Efşan

Diyar diyar gezerek yar-i can’ı ararız
Ömrümüz ışık dolu, sehaplardan kaçarız..

Can efşan olmak dilek gönlümüz aşkla dolu,
Büyüyen o gülistan bir ebediyet yolu..

Can tende nefes gibi bir gün uçup gidecek
Canan’a bağlananlar firdevslere girecek..

Bize bu bir tutkudur, oraya varmak için
Dağlarız içimizi, yanarız için için..

Acıları süs gibi gerdanlara takmışız
Küllenen o alevi içimizde yakmışız! ..
16.2.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Cendere

Sevgi dostluk çemberi
Aşk ile yoğrulmayan,
Beyinler cendereli
Bir sevgi bulamayan! .

Hayatımız karmaşa,
Biraz daha kargaşa,
En iyi yapılan şey,
Beraber münakaşa! ,

Sabır sebat kalmadı,
Herkes bir itişmede,
Anlamsız bir kör döğüş
Devamlı didişmede! .

Benlik duygusu sarmış
Ferdiyet gelişmede
Anlık ihtiraslarda
Kötülük sezişmede! .

Haram kazandığında
İçte huzur bulmada
Helal lokma geçemez
Boğazında kalmada! .
18/02/1999 E.Ü. misf.

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Çalışmak Miskinlik Çöküş

Dinlenmekle ruhun her şevki artar
Düşünce güçlenir miskinlik ölür.
Çalışmak; her zevke binbir zevk katar,
Durgun beyenlerde ölüm görülür.

Çehreler solgunsa, hareket yoksa,
İsteksiz bir yanda bekleşiyorsa,
Tepkisiz bir hayat yaşanıyorsa,
İnsan başına bir ağ örülür.

Yüklenen yükten beller bükülse
Izdırap çileden beden dökülse,
Hayatın dikişi tek tek sökülse,
Bunun sonucunda defter dürülür! .

3.5.1983-in.tek.lis.öğ.od.-Adana
değ.31.1.1999-gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Çay İçmek Mutluluktur

Billur bardak içinde dudağa gidecek çay
Tatmaz oldu bu diller oluyor bir buçuk ay! ..

Bekleriz ılık çayı dakikalar ilerler
Bulaşık suyu gibi onu çay yerine say!

O yorgunluk anında beklenen çay umuttur
O çayı içtiğinde bedende mutluluktur.
23/01/1984 Narlıdere
29/01/1994 g.ü. lojm


Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Çaykara

Ah Çaykara, Çaykara,
Doludur bahtı kara,
Hizmet hiç gelmez ona
İnsanın gönlü yara
Unutulmuş ÇAYKARA! .

Boşaltılmış evleri,
Eser hazan yelleri,
İnsanları dışarda
Ekmek arar elleri..
Boşaltılmış ÇAYKARA!

Sarp kayalık ve orman
Güneş yok her an duman,
Yağmuru bereketli
Çay ve fındıklık yaman
Toplanmamış ÇAYKARA! !

Geçimde endişe çok
Tarla ve düz ova yok
Her tarafı ormanlık
Ama yine karnı tok
Yalnız kalmış ÇAYKARA!


Bütün işler bedenle
Kaldılar terk edenle
Kalmış yaşlılar evde
Para gelir gelenle
Yaz canlanır ÇAYKARA! ,

Cahili pek bulunmaz
Okumuşlar sorulmaz
Risk göğüsleyeni çok
El açanı duyulmaz
Sabır dolu ÇAYKARA

Gidenler geri gelir,
Sıla özlemi giderir
Bağlarını koparmaz
Yaşlıları sevinir.
Duygu seli ÇAYKARA

Gelişme yeri yoktur
Solaklı, suyu çoktur
Derin bir vadi içi
Yazın bile soğuktur
Eser yeli, ÇAYKARA

Yaylası var dağı var,
Ormanı var karı var
Yükseklerden toplanıp,
Gelen akar suyu var
Akar seli ÇAYKARA


Sultan Murat yaylası
Şehitlik arenası
Savaşta verilen can
Burda yaşar meyvası
Verir seri ÇAYKARA

Zor zirve Karakaya
Soğanlıda bir kaya
Yaz kış karı eksilmez
Göle gidilir yaya
Gönül yeri ÇAYKARA

Dağlardan akan sular
Uzun Gölü de sular
Bu göl cazibesini
Bütün dünyayı salar
Su cenneti ÇAYKARA

Ormanlar geçit vermez
Güneş toprağa ermez
Ağustos ayı bile
Toprak suyu ememez.
Güneşi az ÇAYKARA

Maraşla bir bağı var
Kardeş evliyası var
Biri Maraş köyünde
Biri Yente de yatar.
Bir tarihtir ÇAYKARA


Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Çeken Çeker

Artık kalan düşünce
Nereye hizmet eder
Bilirmi, bilinirmi,
Hizmet edilen nedir?
Gözü kör olur gider
Ancak, farkına varır
Kör kuyuya düşünce!

Nedir çekilen sefa,
Kim çeker, niye çeker
Perde arkası oyun
Çeker ipi ha çeker
Öndeki ipe tutkun
Oda kederden çeker.

Kulaklar sağır, dilsiz
Zanneder herkes çeker
Ön tarafta uğraşan
Biteviye hep yorgun
Bu yorgunluk içinde
İçinden dertler çeker!

Çektin gözün yaşardı,
Çektin anan ağladı,
Çekerken sen çektirdin
Çevreni de ağlattın
Şimdi devran dönüyor
Sahne tersmi dönüyor
Eski kulis ne oldu
Galiba sahne oldu
Nerede ip elinde
Ağızı kulaklarda
Keyifle gün çatanlar
Kahkaha patlatanlar
Herşeyi kendi alıp
Gariban ağlatanlar
Maddi çıkar uğruna
Bu halkını satanlar
Hayaları yok edip
Namusuı kandıranlar
İnsanı ağlatmaktan
Sadistçe zevk duyanlar
Karşılarına geçip
Keyiften kuduranlar

Artık sonu gelmeli
Ettiğini biçmeli
Yaptıklarına karşın
Birazda o çekmeli
Eskinin o cefası
Olmalıdır sefası
Dile kolay, her gelen
Çektirirdi yeniden,
Şimdi sizde sırası
Çektiren çekmelidir,
Buna son vermelidir
Gelene hesap sorup
Ceza verilmelidir.
25/03/1981 Adana
23/04/2001 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Çileler Çığ gibi Akar Sel olur

Derdimle yoğrulup yarasın deşme
Çileler çığ gibi akar sel olur.
İçimde küllenen o koru deşme
Külleri savrulur uçar yel olur! ..

Acı bir nidayla bana seslenme
Kavrulur içim o an del’ olur
Kapatıp bağrını benden gizlenme
Yıllarca beraber yaşam el olur! ..
28.4.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Çocuk

Çok hazin bakışlar var.
Tutsak oluyor neye?
Vurulmuş ta! İçinden
En ulvi bir sevgiye

Dermanı yoksa bile
Duyguya vasıl oldu
İçinde coşku seli
Çoğaldı ruha doldu! .

Bir bebeğin özlemi
Yaşatılır içinde
Onu hep canlı tutar
Anlaşılmaz biçimde

Annelik başka duygu
Yok olmaz hiçbir zaman
Taşımaz hiçbir kaygu
Canına gelir derman!

Olunca hoş ve güzel
Olmayınca dert ezer
Dermanı bulmak için
Nice diyarlar gezer

Güldü yüzü allaştı
Goncalaştı tomurcuk
Ati nin güzel gülü
Büyü ey! Güzel çocuk! ..

Gül gülşende yetişir
Kırlar ona yar değil,
Rüzgarın nağmesiyle
Salınır bir raks eyler
Her lahza güzel güne,
Nice dil şarkı söyler! ..

Çocuk şefkate muhtaç
Sevgiler onun için
Gülsün o narin yüzü
Niçin ağlasın? Niçin? ..

Şimdi dünya yükünün
Çekmesin cefasını
Dertlerden arındırıp
Şu an ver sefasını

Yetiş çocuk, ey çocuk! .
Bu günler sana beşik,
Yarın omuzunda yük!
Bütün dertler birleşik..

Seni tutan büyüten
Sevgi veren süt veren
Uykuyu feda edip
Senin için ter döken
Senin tebessümünle,
Dertlerini unutan
Bir huşu ile öpen
O sevgiye vasıl ol! .
En güzel duygularla
Serpilip coşkuyla dol! .

Karanlık gün afağı
Medeniyet sendedir.
Seni büyüten eller,
Vücuduna gölgedir.
Ruhun sevgiyle dolsun
Elemle dolma çocuk.

Serpilsin bahçemize
Gülün güzel kokusu
Ayrık otu dolmasın,
Bahçe batak olmasın.
Sarsın eller çocuğu,
Bozulmasın dokusu! .
İnsanın geleceği,
Ümitleri hayali,
Candan çıkan yeni can
Hayatlara yeni kan
İdealler ve amaç
Geleceğin ışığı
Dümdüz olur her yamaç
Düz eder kırışığı

Aç gözünü tomurcuk
Uyku zamanı değil
Öğren hayat ilmini
Geleceğe bak çocuk! ..
28/04/1981 ytöo küt 12.19
404/12/2000 gantep 22.36

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Çocuk Sevgisi

Uzun zaman bir bebek
Sahibi olmayana
Eksik gözle bakıldı
Kısır dendi takıldı

Kendisi leb-i derya
Kaf dağındaki sultan

Ay yüzlü zeki olsa
Hiç çocuğu olmayan

Genelde ona bakan
Onu olmaz anlayan! ,

Aşağı hor görülür
Hep ezilen ağlayan!

Karşıdaki gür sestir
Hep yüreği dağlayan!

Daima kalbi kırık
Duygusunu saklayan!

Onda ümitler yıkık
O sevgiyi bağlayan!

Bir duygu gölü olur
Yüreğinde çağlayan! ,

Kor kor olmuş duygusu
Arzuları dağlayan!

Bir vuslat istenir ki,
Ümitleri bağlayan!

Doğal olmasa bile
Çocuk sevgisi dolan!

Hep söz eden dilleri,
Bir an olsun susturan!

Bilimin gölgesinde
Olmayanı olduran!

Anlamsız hayatlara,
Güzel mana bulduran!

Mahzun olan yüzleri,
Neşe ile dolduran!

Alay edip gülenin,
Yüzlerini solduran

Çocuk gelince ele,
El üstünde tutulan!

Böyle durumda olan
Duyguya saygı duyan!

Karşı anlaşılmalı
Sevgi ile dolmalı.

İnsanca bir hoş görü
Sevgi ile sarmalı!

Çocuğu olmayana,
Sormayın, söylemeyin

Veren Allah, alır da!
İçten AH! Ettirmeyin! .
17/02/1999 E.Ü. mis.22.50

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Dalgın Adam

İnce yağmur altında dalgın yürüyen adam
Derinlere dalarak, nereye gidiyorsun.
Vücudun ipil ipil, yağmurdan sırılsıklam,
Hafifçe mırıldanıp, kim bilir ne diyorsun.

Bilinmez, düşüncenin akışı ne yöndedir.
Bir feyezan mı koptu kendini bilmiyorsun
İçinde kavrulduğun, o alem zihindedir,
O hatıra ne idi bir türlü silmiyorsun! .

Beynindeki savaşın sonucu ne olacak,
Olmuşsun bir kör düğüm, nasıl çözüleceksin,
Donuk bakan gözlerin hep öyle mi kalacak,
O kadar tasalanma, sonunda öleceksin! ..
4.2.1981-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Deprem

Yıl doksan dokuz,
Ay ağustos,
Gün onyedi,
Ne canlar yedi! ..

Sallandık,
Uykunun ortasında
Gece saat üç,
Bir heyecanla doğrulduk.
Yerden gelen uğultu
Ve inanılmaz bir güç
Bizi,
Buz gibi soğuttu.

Evler beşik
Sallandıkça sallandık
Ayağa kalktık
Hareket yok
Donakaldık! .
Merdivenden inmek zor,
Saniyeler durmuş
Salavat getirdik.
O an çok uzun zaman.
Geçmek bilmedi
SONRAKİ HAYATIMDAN
Bunu silmedi.
O her an yaşandı.
Koca yer yüzü
Tonlarca ağırlık
Milyonlarca tonluk kuvvetle
Nasıl salındı
Bu salınmada
Evler ufalandı.
Canlar ezildi
Ölüler dizildi
İnsan acizdi.
Hayat
Bir andı
Sonsuz değildi
İnsan bunu anladı
03/10/1999 Gaziantep
12/05/2001 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Depremi Yaşamak

Silkindi aniden yer
Kırıldı toprak yer yer,
Yıkıldı binlerce baht
Yok oldu binlerce taht.
Mallar yerle bir oldu
Evler başlara çöktü

Enkazda can pazarı
Feryat ve figan dolu
Yıkıntı toz ve duman
Sanki kıyamet yolu

Herkes kendi halinde
Herkes garip telaşta
Koşuşmalar anlamsız
Bağırmalar amaçsız.

Herkes yardım bekliyor
Yardımcılarda zede
Gündemlere oturdu
Artık hep depremzede

Yaşamayan bilemez
Zihinlerden silemez
Bulandı düşünceler
Kıyamet gibi her yer.

Anlamak kolay değil
Bu ani değişimi
Dün güçtün varlık dolu
Bu gün bir hiç olmuşsun
Acziyet hat safhada
Eller kollar bağlanmış
Enkazda iniltiler
Yürekleri dağlamış

Yağmur gibi göz yaşı
Nice ana ağlamış
Eller göğse vurulur
Ümitleri kararmış
Hani gülen yüzleri
Artık solmuş sararmış
Rahatlık genişlik yok
Şimdi herşey daralmış
Analar, yavru yitik
Tahammüller kalmamış,
Son ümit devletteydi
Onu da bulamamış

Kimi anasın arar
Kimi yavrum der durur
Beton yığıntısından
İniltiler dinlenir.
Açılmaz olur yollar
Kurtarılamaz canlar
Ölülere ağlanır.

Gitti birikintiler
Gitti mal varlığımız
Gitti çoluk ve çocuk
Gitti bu hayatımız.
Gitti hep hayallerim
Gitti hep geleceğim
Gitti kurulu düzen
Gitti bunca emeğim
Gitti giden gelmiyor
Neyi bekleyeceğim.

Sıfıra geldik durduk
Bu imtihanı aştık
Sabredip dua ettik
Yeniden doğmuş gibi
Bundaki tüm zararı
Biz tecrübeye saydık.
Gün bu gün yarın değil
Dünü artık unuttuk
Bu günden sonrasına
Doğru yolu tutturduk
Sonuçlar ibret dolu
Kinimizi susturduk.
03/10/1999 Gaziantep
12/05/2001 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Dert

Bir değil insanın derdi, gerdanına süs etse
Çekiyor binlerce dert, çeker, bunlarla bitse! .

Her anı başka çile, çekerek bitmez bile,
Söylenmesi çok kolay, acılar geldi dile.

Unutulmazsa acı, hayat olurdu sancı
Giden yolcu çeken yolcu, acı çektiren hancı! .

Yürekler taş kesilir,mazlum olan ezilir,
Kişinin düşüncesi gözlerinden sezilir! .

İyi insanın kalbi erir düşkün görünce,
Sevinir kötü olan, çirkin bir ağ örünce! .

12.1.1984-Narlıdere
değ.4.2.1999-Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Dertsiz Aradım

Dertsiz aradım koca dünyada,
Her kime sordumsa hep benden dertli.
Fakire sordum dünya malı yok,
Zengine sordum hastalığı çok.

Tefekkür adamı iç aleminde,
Malda gözü yok mülkte gözü yok.
Kiminin karnı aç, kiminin ki tok,
Dertsiz var mı? sordum. Cevap yine yok! .

Kiminin evladı var ondan yakınır
Olmasın diye kimi sakınır.
Kiminin olmaz, çare bakınır,
Hepsinin derdi çok., yok diyeni yok.

Kimi parasızdır bulup alamaz,
Kiminde çoktur, kıyıp alamaz.
Kimi çok kazanır, cebinde kalmaz,
Hepsinde dert çok, yok diyeni yok

10.11.1986-Adana

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Diktatörün Sonu

Otuz aralık İkibin altı
Kurban bayramı arifesi
Saat sabah dört elli beş
Yer Irak
Devrik diktatör
Saddam Hüseyin
Siyah bir palto giydirilmiş,
Düzgün kesilmiş beyaz sakalları
Elleri arkadan kelepçeli,
Yanlarında yüzleri kapalı cellâtlar
İdam sehpasına yürüyor.
Saddam vakur,
Saddam korkusuz.
Gözleri cesaretli bakıyor.
Cellâtlar onu korkutmaya çalışırken
Saddam onları gözleri ile dövüyor.
Sanki idama gitmiyor.
Sanki
Hürriyete koşuyor.
Sanki hapislik hayatı bitip
Yine ülkesinin başına dönüyor.
Gözleri bunu söylüyor.
Cellâtlar,
Gözlerini kapamak istiyor.
Saddam istemiyor.
Cellâdın biri ona,
“cehenneme git” diyor
Slogan atıyor
Muktedar el sadr’ın ismini bağırıyor.
Saddam onlara;
“Erkek olun” diyor.
Sonra “Allah sizi kahretsin”
Sözleri duyuluyor.
Cellâtlarla konuşmalar devam ediyor.
Saddam ürkmüyor, korkmuyor.
Yağlı ip boynuna geçiriliyor.
O anda
Saddam dualar okuyor.
Asılmadan evvel
Kelime-i şahadet getirirken
Cellâtlar,
Tamamlamasına fırsat vermiyor
Ve,
Saddam idam ediliyor.

O manzara dehşet,
O manzara korkunç.
O manzara insanlık dışı
Bu gelecek için bir felaket.
O, anarşist değildi,
O terörist değildi,
O, devleti bölmedi,
O, kötü de olsa
Devlet başkanıydı.
Ama despottu,
Muhalefet sevmezdi.
En yakını olsa cezası ölümdü.
O, böyle bir zattı.
Zulüm elbette baki değildi.
Atalalarımız söyler
“Zulümle abat olanın,
Ahiri berbat olur”
Evet, gerçek bu.
Zalimliğin sonu kötü.
Burada önemli olan,
Bu zalimi,
Hangi zalim öldürdü.
Dünyanın en büyük zalimi
Amerika başkanı Bush,
Onun ahiri nasıl olacak.
O da idam edilecek mi?
İnsanların buna gücü yoksa
Allah’ın hazırlayacağı son
İçlere su serpecektir.
Dünyanın en büyük katili
Sadece ırakta,
Yediyüzbin ölü.
Ölümler devam ediyor.
Ne uğruna yapılıyor.
Petrol, zenginlik.
Kimler yok ediliyor?
Müslümanlar
Kim için?
Hıristiyanlığın refahı için
Kim seyrediyor?
Bütün dünya.
Karşı çıkan varmı?
Yokk.
Neden?
Her devleti bağlamış,
Hıristiyan birliği olmuş,
Müslüman ülkeler
Amerikanın mandası olmuş
Her şeyi ile bağımlı kalmış
Cephe alınsa
İpi çekilir.
Hükümetler devrilir.
Yerine istenilen getirilir.
Müthiş bir çalışma,
Ama bu son bulmalı,
Zalimin yanında olunmamalı.
Saddam öldürülürken
Hiçbir devlet başkanı
Ciddi bir muhalefet etmedi.
Amerika dünyayı sömürüyor
Dünya uyuyor.
İstediği ülkeye girmeyi
Kendine vazife biliyor.
İngiltere, Fransa
Sırtını sıvazlıyor.
Harekette birlik
Haçlı seferi için
Amerika önder
Onikinci haçlı seferinde
Şimdilik öndeler.
Nedir bu Müslümanların hali,
Daha ne bekleniyor.
Zengin İslam ülkeleri
Amerika için çalışıyor.
İslam zenginliği,
İslam milletlere
Mermi olarak geri geliyor
Ey krallar Şehler,
Yeter bu dünya sefahati.
Üç kuruşa sattınız
Hem kendinizi
Hem Müslüman milletleri,
Kaç gün saltanatın olacak.
Kaç gün bu dünyadasın.
Bir yandan Allah diyorsun,
Bir yandan
Allah diyenleri öldürüyorsun.
Ahireti de düşün
Senin Peygamberin
Ne için savaşmış.
Sen ne için savaşıyorsun.
Saraylarını altınla donatıyorsun.
Ölünce
Sana ne kalacak.
Boyun kadar bir çukur.
Artık kalkın
Zalime karşı durun.
O zalim,
Bir gün,
Sende menfaat görmezse
Aynı şeyi
Sana da yapacağını bil.
Din imanı parayla satma
Kişiliğini kurtar.
Din ve devlet
Kişilikli insanların elinde yükselir.
Kişiliksizlerin elinde batar.
Artık kişilikli olmanın zamanı
Zalime dur deme anı
Uyanın
Silkinin
Doğrulun
Doğru olun.
Önünüzde kimse duramaz.
O zaman
Sen güçlüsün
O zaman
Milletini korursun
O zaman
Büyük olursun.
05/01/2007 gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Dileğim

Düşündüm yine seni
Açtım divana elimi
Ezanlar hürmetine
Kabul et dileğimi

Ramazan yaşıyoruz.
İmtihan oluyoruz
Çok huzur buluyoruz
Mutlu kıl yüreğimi

Nefsimiz kilitlendi
İbadetler dillendi
Gönlümüz ümitlendi
Kabul et dileğimi

Seni her an yaşarız
Kötülükten kaçarız
Zorlukları aşarız
Büktürme bileğimi

Şeytanları hapsettin
Güzellikler getirdin
Dirlik düzenlik verdin
Bozma istikametimi

Namazlar kılıyoruz
İbadet ediyoruz
Oruçlar tutuyoruz
Büyüt içte sevgimi

Sade senden isteriz
Sen bizim kaderimiz
En son sana geliriz
Düzgün yap hayatımı

Bizi hep iyi eyle
Günahlarımı gizle
Kötülükten men eyle
Kabul et dileğimi

Bedenimizi dinç et
Hastalıkları def et
Borcumuzu eda et
Kabul et dileğimi

Bizleri mahçup etme
Rahmetinden men etme
Kötü kullardan etme
Kabul et dileğimi

25/09/2006 Pazartesi sabah 4,55

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Dilek

Yaşlar akarak gözden dökülür seccadeye
Ona uzanan eller boş döner im geriye

Samimi duyguların son vurgusu gözyaşı
Bağlanan gönüllerin her anı sabır taşı! .

Dilden dökülür dilek, bir anda hece hece,
Huzurlu hayat için dua vardır her gece! ..

Onun için dökülen her gözyaşı ve terin
Kayboluşa vesile, ızdırabın kederin.! .
24.6.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Dilekler

Serpildi gönüle bir bahar şimdi.
Derman dizlerde, acılar dindi.
Sevinç içinde arzular zinde,
Rehavetlik karmaşa, beyinde sindi.

Dilekler bilinsin. Kim neyin nesi?
Duyulsun uzaktan, hoş çağrı sesi,
Çoğalsın, dağılsın, yürüsün izde,
O muhteşem sesin gelsin nefesi! .

Canların cananı gönül fermanı
O yolda gidenden kesme dermanı
Bin çile yüklense, beller bükülse,
Dua et dilinle, bırakma aman’ı! .
27.4.1981ytöo.küt-Ank,

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Dost olmak

Gerçek dostlar her zaman duyguyu anlayandır,
Duygu çöküntüsünü beraber paylaşandır! .

Dostun acı sözleri baldan tatlı gelmeli,
Kişiliği bulmada tecrübe edinmeli! .

Kötü günü hoş günü dostla paylaşmak gerek,
Sevgi ile birlikte dostla anlaşmak gerek.

01/04/2001 gantep 23.20

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Dostlar Bizi Yok Ediyor

Bu dünyada yalnız kaldık
Boş hayallere mi kandık
Herkesi biz dosttur sandık
Dostlar bizi yok ediyor

İyi olduk dürüst olduk
Her bir yerde zulüm gördük
Biz ezildik dertle dolduk
Dostlar bizi yok ediyor.

Canımız elden gidiyor
Elden tutan görünmüyor
Herkes bir tekme vuruyor
Dostlar bizi yok ediyor

Dost görünenler el olmuş
Eziyet ve zulmü bolmuş
Seçtiğimiz kötü yolmuş
Dostlar bizi yok ediyor

İyilikler unutulmuş
Kibir ve kin kusturulmuş
Acılara tuz sürülmüş
Dostlar bizi yok ediyor.

17/10/2006 16,,05 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Dua

Günühkar kullarından bağışın esirgeme
İnanan bunca kalbe basiret ver Allah’ım

Bizlere yüce lütuf, yolumuzda azim ver
Bizi korkak eyleme, cesaret ver Allah’ım! ..

Karanlık dünyümıza bir afak istiyoruz,
İmanlı gönüllere metanet ver Allah’ım! ..

Sana uzanan ele dua eden dillere
Nice yolda kalmışa selamet ver Allah’ım! ..

Uzun bir hayat boyu kötü yola gidene
Şaşmışa ve kalmışa hidayet ver Allah’ım! ..

Senin davan yolunda binbir cefa çekene
Tebliğe memur edip liyakat ver Allah’ım! ..

İman aşkı uğruna savaşta can verene
En yüksek rütbelerden şahadet ver Allah’ım! ..

13.8.1980-(Eskişehir-Kütahya arası tren de)

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Dua 2

Gönlümüz sana dönük
Senden yardım dileriz.
Sensiz ferimiz sönük,
Senden yardım dileriz..

Kapıları aç bize,
Rahmetini saç bize
Emirlerin taç bize,
Senden yardım dileriz

Bizi iyi kul eyle
Rahmetini bol eyle
Duamız kabul eyle
Senden yardım dileriz

Nurlanrır kalbimizi
Mutlandır gönlümüzü,
Güçlendir dinimizi
Senden yardım dileriz.

1980

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Duygu ve Elem

Duygu gölüm coştukça içimi alev kaplar,
Açamam duygumu ben. Yürek duygumu saklar! .

Benim dünyam duygumla kenetlendi iç içe
Yudumla tüketemem duygumu içe içe.

İçte kurduğum dünyam hep hayal aleminde
Çekti epeyce zaman yaşadı eleminde ! .

24.10.1981yuk.kum. köyü/Çaykara
değ. 31.1.1999 gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Duygunun Yücelişi

Saadet gülzarından gül demeti devşirdim.
En güzel duygularla onun zevkine erdim.

Bilinmez bir girdaptan, sıyırdı beni aldı,
Gönlümün her zerresi ona bağlandı kaldı..

İçime anlaşılmaz bir sevgi gölü doldu,
Aydınlandı karanlık; örümcekler kaybıldu..

Karmaşa dolu yaşam, silindi hayal oldu..
Gencecik bir fidanda çiçek yerini buldu.

Çalkalandı yoğruldu, nice düşünce düştü! .
Hani akan göz yaşı; bir neşeye dönüştü! ..
25.3.1981 ytöö. Küt- Ank.

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Dün-Yarın

Dün!
Dün; bu gündü.
Bugün!
Yarın dün olacak;
Yarın!
Yarın bugün;
Günler tarih olacak
18/01/2001 E.Ü. Mis

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Dünler

Bir yıkıntıyım sanki
Bu yalnızlık anımda
Olmasını isterim
Sevdiğimin yanında

Nasıl kederle dolu
Evlilik yıldönümü
Hasretinle iç içe
Geçirmişim ömrümü!

Mahmur gözler karşımda
Sanki beni gözlüyor
Bilirim ey güzel yar!
O göz beni özlüyor!

Düşledim ve özledim
Mutluluk günlerimi
Yollarımı düzledim
Aradım DÜNLERİMİ! ..
08/02/1984 Narlıdere
22/04/2001 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Dünya sonu

Çırpınışım didinişim
Bir anlama varmak için
Yaptığım her girişimim
Manaları bulmak için

Varlık ayrı yokluk ayrı
Yoktur bundan başka gayri
Yürek çarpar ayrı ayrı!
Güzel adlandırmak için!

Çektiğimiz her bir nefes
Uzaklara ayrı bir ses!
Gidecek elbette herkes,
Dünya sonlandırmak için.
16/02/1998 E.Ü. mishane 21.20

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Dünyanın Halleri

Bir evde neşe olur
Bir can dünyaya gelir
Anne babada heyecan
Dolar taşar mutluluk
Bebeğin feryatları
Yeni bir hayat düzer
Amaçları değişir
Ev yeniden kurulur.
Bütün gözler bebekte
Bir koşuşturma hayat
Bebek candan çıkan can
Bebekle başlar yaşam
Anne baba arzusu
Yok olmuştur şimdiden
Bundan sonra yaşamda
Çocuk odak noktası
Onunla güler gözler
Onunla ağlaşılır
Gözler onun üstünde
O ne isterse olur.
Aile geleceği
Yaşlılık güvencesi
Ne hayaller kurulur
Hayatın bilmecesi.
Kimisi olsa dahi
Çoğu olmaz ve geçer
Yıllar yılı kovalar
Çocuk başkasını seçer.
Evlenir hayat kurar
Hariç Anne babası
Gözü gibi baktığı
Başlar evlat sancısı
İster gelsin yanına
Hal hatırını sorsun
Biraz zaman ayırıp
Onlara kafa yorsun.

Bu yaşantı yanında
Başka yüzlerde vardır
Her mutluluk anında
Hüzün aranmalıdır
Kimi ev neşe dolu
Kiminde acı izler
Kiminde düğün olur
Kiminde cenazeler

Evin babası ölmüş
Kederle dolu yüzler
Neşe kaybolup gitmiş
Üzüntü ağı örmüş
Serilmiş ölü toprak
Herkesin başı yerde
Dün o baba sağ idi
Aceba şimdi nerede?
Bunca yıl beraberken
Çok hayal vardı serde
Şimdi boşalmış dünya
Göz yaşları her yerde
Dün konuşan gülüşen
Bu gün sessiz yatıyor
Yarın toprak altında
Üzeri örtülüyor.
Bir döngüdür bu dünya
Bir yerden giriliyor
Belli bir süre sonra
Dünyadan çıkılıyor
24/04/2001-GÜ: Yab. Dil b.10.00
13/05/2001 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Düş

Her akşam;
Yatınca yatağıma
Tüm yorgunluğum bir tarafa
Gözlerim sabitleşir tavanda,
Dizerim isteklerimi peş peşe
Belirir içimde gizli bir neşe,

Gülen yüzün karşımda
Konuşur düşüncemde
Talimin yorgunluğu
Biter artık gecemde1.

Beraber aynı evde
Nerede o gün nerde
Ayrılıkla beraber
Yalnız düşüncem sende! .

Hayalinle uyurum
Rüyalarım seninle
Sanki hep yanımdasın
Okşanırım elinle! ,

Her güzel gün ve anın
Ardında sevgi yatar
Sanki damarda kanın
Benim içimi yakar! ,

Başladığım her günüm
Sana bir yaklaşımdır
Bu aşkla yanar gönlüm
Dertler arkadaşımdır.

Neşe muhabbet gülüm
Bizi geç bulsun ölüm
Mutluluk dolsun bize
İnşallah olmaz zulüm! .
20/01/1984 Narlıdere
22/04/2001 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Düşte Rüya

Yollarım hep kapandı geçit vermiyor dağlar,
Uzaktaki sevgili yollara bakar ağlar! ...

İçinde bin bir türlü sıkıntı, kıvranıyor;
Geçen gün ve aylarca,ızdıraptan yanıyor! ,

Gülmek ağır kelime, yanına yanaşmak zor,
Bu uzunca ayrılık bizlere cok acı kor! .

Her dua ve dilekte beraberlik izlenir
Düşünceler içinde nice duygu gizlenir.

Hayalde arzulanan güzel dünya süslenir
Mutluluğun simgesi o hayalde düşlenir! ,
08/02/1984 Narlıdere

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

El

Başımı masaya koyup dalınca,
Kağıtla kalemi ele alınca,
Yazmak için düşünceyi salınca
Geçerim kendimden öyle gelmişim! .

Hasar var içimde düşünmez oldum
Sıkıntı, kinle ruhu doldurdum.
Her anım hep aynı, artık yoruldum.
Yerliyim sandım, meğer elmişim! .

Çalındı ruhumun güzel gülleri,
Kaçar oldu artık o dost elleri
Bahtıma esiyor hazan yelleri,
Çoğalan bir yağmur akan silmişim

23.1.1984-Narlıdere

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Elele

Gül demeti gibi bu nede güzel sarılmış
Bütün bir gülistana gül kokusu yayılmış

Bir bağlanış bir sevda, nasılda anlaşmışlar,
Bir ulvi alem için buluşup kaynaşmışlar..

Aşkların en yücesi sarmış bütün demeti,
Çiçek çiçek açarak dağıtırlar kasveti

Her nefes alışları bir müjdeyi taşıyor
Dalgalar gibi coşup, hedefe yaklaşıyor! .

Fersah fersah ötede olsa bütün çiçekler,
Bu bir aşk badesidir severek içecekler..

Her cana canan olmuş hicranı kaldırıyor! .
Efsaneler yok artık gerçeği anlatıyor! ..

Adım adım daima gidiyorlar ileri!
Geliyor nazlı nazlı o çağrının sesleri!

Bir çığ gibi büyüyüp enginlere akıyor,
Enginlerden taşarak ummanlara aşıyor! .

Goncalar da yetişip gül demeti oldular,
El ele verip onlar, bir cihana doldular
8.1.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

En Büyük Arşiv

Düşünce büyük hızla zihinlerde dolaşır
Arzular ve istekler, sorular şekillenir.
Bir küçücük zamanda cevapları bollaşır
Hayeller çoğaltılır yorumlarla beklenir.

Yapılmak istenilen beyinde hareketli
Karanlıklardan sanki, bir çıkış yeri arar
Hırçınlaşan beyinde arzular etiketli
Tozlanan arşivinde nice bilgiler saklar! ..

En küçük sırlarını saklıyor raflarında
İstenildiği anda bilgiler geliverir
Bıkmadan usanmadan insanın laflarında
Her bilgiyi anında önüne seriverir! ..
12.5.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Erişme

Zaman hızlı geçiyor
Bendeki zaman durdu.
Herkes bir şey seçiyor,
Bana bilmem kim vurdu! .

Hep ümitle özledim
Güzel günler gözledim.
Sarp yolumu düzledim
Beni hayatım yordu! .

Gitsek her gün ileri,
Kötü gün kalsa geri,
Mutluluğun tam yeri,
Nerde; diyenler oldu?

Düşündüm aca acı
İçte belirdi sancı,
Bu sualler kaçıncı
Benim gözler kor oldu! .

Erişilmez sanmışım,
Her laflara kanmışım,
Bunun için yanmışım,
İçim sıkıntı doldu! .

19.6.1984-Narlıdere

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Eski *******

O eski *******!
Dimağda sadece bir iz,
Neydi o *******!
Gaz lambası altında,
Ölgün ışıkta,
Irgatlık yapıp
Mısır soyduğumuz *******! .

Tatlı bir hava
Derin bir sohbet,
Ocakta,mısır kaynar
Sepet sepet! .

Büyüklerden sohbet
Eski hikayeler
Bir kenardan yanık bir ses
Bir aşıktan nağmeler,
Çalışan bir topluluk
Görünür o an
Yaşanan mutluluk! .

Bazen derin bir sessizlik
Yalnız ocakta yanan
Odunun çıtırtısı,
Mısır hoşotunun ayrılış sesi

Sessizlik içinde
Bir nağme gibi

Dağ gibi mısır yığını
Bir anda kaybolur.
Bir yanda hoşot
Bir yanda soyulmuş mısır.
Şimdi çalışma bitmiş
Neşe yerini almış
Yenilen mısırlar
Söylenir mısralar
Coşar,
Tığ gibi delikanlılar,
Kızla, erkek arasında
Başlar atışmalar
Bir hareketlilik,
Horonda dolar taşar.
Sallanan omuzlar, kıvranan beller
O gecenin
Yorgunluğunu yok eder..
Kasvet ve keder,
Meclisten gider.
Neydi o yaşanan *******!
O eski *******,
Bir simge kardeşliğe,
Bir sembol dostluğa,
Bir örnek yardımlaşmaya
Sevgiye, saygıya

Eserdi canlılık
Eserdi sevgi
Gönüllerin artardı neşesi.
Dertler paylaşılır,
Sevinçler paylaşılır.
Hem iş
Hem dert,
Hem borç, keder
Tartışılır,
bu dertler
beraberce halledilir.

Sanki toplu aile,
Herkes
Birbirine sırdaş
Arkadaş! ..
Elektrik yok
Su çok
Para yok
Mal yok
Zenginlik yok
Bu yokluklar içinde
Sevgi var
Dostluk var
Yardımlaşma, paylaşma
Kollama var
Bu varlarla var oldu
Topluluk birlik oldu
Ondan eskiye özlem

O eski *******
Bir hatıradır.
Şimdi,
O güzel *******,
Hayalde kaldı
Ama bir gerçek,
Bunlar yaşandı.
Şimdi,
O *******e hasretiz içten,
Bir hatıra kaldı bize
Eskiden! .
Geçmişten! ..
30.1.1981-Ankara 30.12.1998-Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Ey İnsan

Kaybolan yıllarına bir dönüpte baksana
Nasıl geçirdin ömrü, muhasebe yapsana.

Bir tartıya koyarak yaptıklarını düşün.
İyilik, kötülük mü, hangisindesin bu gün.

Etrafına neşe ver, iyilikle canla dol
Ahirete birikim, belki bu en güzel yol.

Ömür nasılsa biter. Ölüm elbet gelecek.
Dünyada yapılanla, ahiret şenlenecek

Bunca yaşadığımız, ömür bize emanet.
Şenlik sonu marifit, ya cehennem ya cennet.
06/10/2006 23,15 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Ferhat İle Şirin

Dağ yamaçlarında bir seda vardır,
Dinle bak içinde bir nida vardır.
Ferhat’ın, aşkına, bir yol açtığı
O, yolda Şirinin sevdası vardır! ..
12/02/1980 Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Ferman

Serme bahtını hazan yeline
Acılar artar kesilir derman
Kaptırma kendini yaban eline
Sonra bir fayda eylemez ferman ! ..
17.5.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Figan

Yine saplandı kaldı bir noktaya düşünce,
Gözlerim daldı gitti, ölü bir varlık oldum.
Garabet çöktü içe, ben içte figan buldum,
Bu bedene can gelir gülnihal’i görünce..

Oldu gönül bi-çare, dilfigar ta derinden!
Giryan olup akıttı, gözyaşı zerre zerre,
Kaybetti içindeki ümidini boş yere
Bu acıyla kıvranan yürek oynar yerinden!
20.2.1981 Y.T.Ö.O. kütüp. Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Firuz-u Ferda

Deruni bir bağa bigane olunmaz,
Her güzel dilberde aranan bulunmaz
Çeşm-i giryan’ından bir firkat esmesin
Akan demgüzarın,bırak öyle geçsin.

Sevgiyi hissetsen gül ruhun açılsa
Sembolü o aşkın, etrafa saçılsa,
Hissetsen en güzel ferda da firuzu
Gark olsa her yanın bihtere katılsa.
12.2.1981-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Gardaşım

Ağlama bak gardaşım
Sil gözündeki yaşın
Mutlu günler gelecek
Bekle onu gardaşım! ..

Sil artık gözlerini
Bak yüzün kızarıyor
Bu kadar ümitsiz olma
Bizi nice günler bekliyor
1979

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Gece Nöbeti

Daldım gecenin karanlığına
Karşımda İzmir körfezi.
Ufukta parıldayan yıldızlara inat,
Bende varım der gibi
Işıldıyor.
Karşıyakanın lambaları
Denize aksediyor.
Körfezin hafif imbatı
Küçük dalgalar yapıyor
Serinliği yüzümü okşuyor.
Işıklar denizde yanıp sönüyor
Dalgalarla ışıklar kucaklaşıyor
Göz kırpan yakamozlarla
Bizde buradayız diyor.
Bunlar;
Benim nöbet arkadaşlarım

İzmir’in ışıkları pırıl pırıl,
Alay derin uykuda
Nöbetteyim!
Omuzumda bazen tüfeğim
Bazen elimde çapraz
Gözlerim İzmir’in ışıklarında
Çakmak bakışlarla
Kulak pür dikkat
Göz kapaklarımda tonlarca ağırlık
Görev aşkı tonlarca kaldıraç
Hayalde sivil hayat
Ulaşılmaz ütopya
Tel örgüyle ayrılan dünyalar
Belli zaman dilimi ayrı
Beden geçmezse bile
Hayalim atlar telden
Eve varır bir anda
Fazla zaman geçmeden
Nöbette hazır nazır
Bir üç nöbeti
En zor nöbet
Her gece böyle olsa
İnsana gelir nöbet

Ay bakıp gülümsüyor
Ziyası ruhumla birlikte
Karanlığı aydınlattı,
Görünmeyen mekanlar ayla birlikte
Bizde buradayız dedi.
Yemekhane,, tuvalet çeşme
Arkadaş oldular
Hızlanan rüzgarla
İçim titredi
Hayal gitti gerçek geldi
Tüfeğim çaprazda
Dilimde hafif bir türkü tutturdum
Geçmeyen dakikalarımı
İçimde kinimi susturdum.

Uzakta deniz feneri
Arada bir göz kırpıyor
Körfezin karşısından beni selamlıyor
Benimle konuşuyor
Hizmetlerini anlatırken
“Bben her gece buradayım” diyor.
Deniz feneri ile muhabbet erken bitiyor
Devriyeler geliyor
Deniz hışıltısına ayak sesleri katılıyor

Nöbet devri başlıyor
Dur! Sedası
Bende varım diyor
Karanlıktaki sessizliği bozuyor.

Nöbetçi tekmil verir
Nöbet değiştirilir

Zaman geçer
Nöbet biter
Bu devran böyle devam eder gider.
Mekanlar durur
İnsanlar gelir gider.

Gün ağarır
Alay canlanır.
Yine aynı gün
Neredeydi dün,
Sanki bir tekrar
İşler hep aynı
Her şey saatli
Kaçamak olmaz
Her kes bir yorgun,
Devamlı hasta
Nöbetçi uykusuz
Tuvalet susuz,
Her gün bir çile
Çekeriz bile bile
Bitecek bir gün
Gözler hep ölgün
Vücutlar yorgun
21/01/1984 Narlıdere
21/04/2001 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Gecikme

Ellerim şakağımda bir hayalde miyim ne?
Düşlerimde aldandım, bir çukurdayım gene! ..

Yeşilleri giyipte kıyafet değişince
Her anım bir karmaşa hareketler bilmece

Hayalimde subaylık yatardı ta! Eskiden,
Bir zaman gecikmesi er olmuşum aniden,

Benim gibi nicesi aynı dertlerle yandı
Yapılan gecikmeyle er olunmaz sanıldı.

İstihkam er alayı şimdiki mekanımız
Bedenimiz burada dışarıda canımız.

Hayal bir dünya kurduk herkes ayrı havada
Kimi içki, kimi mey, kimi başka sevdada!

On iki ay er olan Allah’a yalvarmada
Onbaşılar çavuşlar bizleri dağlamada! .

21/11/1983 Narlıdere
13/04/2001 gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Geçmişimiz Bir Hiçte

Ne yapılmış bu işte,
Ne edilmiş her işte,
Beden hep azap çekmiş,
Geçmişimiz bir hiçte! .
1998 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Gelen Ne

Neden,hep acı karamsar yazarım
Güzel gün görmedim ona yanarım
Dert arkadaşımdır. Ona kızarım
Benim günüm çile, kabullenmişim

Geçmişimde mutlu günlerim vardır.
Derdimin ortağı bir seven yardır
Onu andığımda derdim kaybolur
Yalnız geçen günüm bana mezardır,
23/01/1984 Narlıdere
21/04/2001 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Geriye Dönmek

Mektup yazdım maniden
Günler geçse aniden
Ömür hızla geçiyor
Gençlik gelmez yeniden

Moral bekler her insan
Günleri tek tek saysan
Hiç yaşanmamış gibi
Geriye dönüp baksan! ,

Sevmek sevilmek güzel
Kişiyi dertler üzer
Dünyayı nasıl sevsin
İçini kimler düzer! ,

Kederlerle arkadaş
Dertlerle olduk sırdaş
Ömrümüz gider oldu
Bulunur belki yoldaş

Sılada sevgililer
Her gün yolları gözler
Bekler delicesine
Sevgilisini özler! ,

Günü güne katarlar
Haftaları sayarlar
Beklenilen gün gelmez
Oturup ta ağlarlar! ,
29/05/1984 Narlıdere

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Gönlümüzdeki Yunus

Şiirler dilden dile onun ismiyle yandı
Sevgiyi ve dostluğu her şiirinde andı..

Güzele ulaşmanın sarp yollarını aştı
O, geçtiği her yere güzel duygular saçtı..

Halk, anlamlı şiirde hep güzel şeyler tattı
Geçen bunca seneler,. İçlerinde yaşattı.

Yunus halk arasında, en sevgili çocuğu,
Açtırdı gönüllere kardeşlik tomurcuğu.

O, iyilik, bir dostluk, bir doğruluk örneği,
Şiirlerinde Türk’ün, yaşandı geleneği.

Söz meclise hoş gelir,her şeyi hak’ça bilir.
Dilinden düşmeyen söz”En son Hak’ka gidilir”.

Mısralar dökülünce dilinden hece hece,
Bir musiki oluşur, şiir dile gelince..

Hakkından ilham alıp, halka güzel söylemek,
Her kese nasip olmaz, Yunus dilinden demek.

Kalbinde yoktur hile, doğru söz gelir dile,
Yalana meyli olmaz ölüm görülse bile..

Yunus efsaneleşti, gönüllere yerleşti.
Onun ismi altında nice duygu birleşti.

1986- Adana

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Gönül

Bir hicran var gönülde yarası bilinmiyor
Tap taze bahar solmuş,etkisi silinmiyor

Izdırap tufan olmuş, bütün gönüle doldu
Nice ümitler varken, hepisi tek tek soldu..

Can sıkışmış o tende dileği kurtulmaktır,
Cana eziyet etmek bir gönülü yıkmaktır..

Canana kast edilmiş o can ne yapsın bilmez,
Gönüldeki o acı o ızdırap hiç dinmez! .
9.1.1980- Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Gönüldeki Bahar

Salkım salkım döküldü gözümden gözyaşlarım
İçimdeki kinimi günden güne aşlarım..

Ümitler kırık ayna parça parça gönülde
Izdırapla mutluluk kenetlenmiş ömürde

Çekeriz içimize mutluluk hasretini
Susuzluk ve acının duyduk hararetini..

Özleyiş, bekleyişin tatlı sonu olur mu?
Bu kadar aramakla güzel gün bulunur mu?

Biz uzakta ararız o baharın sırrını,
Gerçek bahar gönülde tatmalı huzurunu! ..
22.7.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Göz Gönlüm

Açmış gönül bahçemde sarmaş dolaş çiçekler
Ruhumun ta! derini en içinden yaralı
Yıllarca arayışta göz gönlüm, seni bekler,
Bu gönül sana dönmüş, sana olmuş sevdalı..

Mest oluyor bu gönül, sana kavuşmak için,
Sevgi tomurcuk açmış, rüya alemindeyim,
İçimde duygu gölü canlandı için için
Yıllardır hep düşünürüm, ben acaba nerdeyim! ..
25.12.1980-YTÖO Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Gül, Bülbül ile Gül

Viran kalmasın bağın,bülbülün ötsün şen şen
Bir vatan arıyorsan ey bülbül işte gülşen! ..

Üzgün durma köşende nazlı nazlı öt ve gül
Bağrını açmış sana bak bekliyor seni gül! ..

Kederli halin senin boynunu bükmüş gülün,
Beraber neşelenip, beraberce hep gülün! ..

Sizin ulvi aşkınız destan oldu dillere
Bu aşka iyi tutun bırakmayın yellere! ..
29.4.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Güneşle Gelen

Bahar bir müjdeyle kapıyı açtı.
Vücutta ferahlık, kederler kaçtı.
Güneşin busesi her alınlarda,
Neşeyi, gülmeyi, sevgiyi saçtı! ..

Sıcak kolları sarar bedeni;
Bilinmez düşlerden kurtarır teni.
Uyuşuk vücuttan volkan fışkırır.
Yeşertir daima, gülü gülşeni..
26.3.1981 ytöo. Küt.-Ank.

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Hastahane

Hüzün doludur dört duvar
Yatanlar var kalkanlar var,
Dünya olmuş canlı mezar,
Ölenler var kalanlar var! .

Hasta hane acı yeri,
Hasta yeri ölü yeri
Çok az olur neşe yeri,
Gelenler var, dönenler var!

Kimi kanser, kimi verem
Bilinmez ki varmı çarem
Ağırdı bağrımda yarem! ,
İçimizde hüsranlar var!

En düşkün bu halımızda
Dost ararız yanımızda
Ölüm yakın kapımızda
Çevremizde buhranlar var!

İnsan vücudu yekpare
Hastalıklar pare pare
Her bir kısım dolu yare,
Koğuş koğuş yatanlar var! .

Olamaz gönüllerde sevinç
Nasıl duyar insan övünç
Yaşantımız daim dövünç
Derde dertler katanlar var

Hastahane bir duraktır
Bazen acı bazen tattır
Birleşmedir, ayrılıktır,
Bu durağı tutanlar var! .

Ticari bir meta Hasta
Yakınları her an yasta
Çare için her temasta
Duyguları satanlar var.

Doğru yanlış dolu her yan,
İçi hizmet aşkı dolan
Olsa bile tek tük kalan
İyi işler yapanlar var! ..
16/02/-14/03/1999 E.Ü. mis-Gantep
06/05/2001 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Hata

Son hıçkırık dağılır boğazda düğüm düğüm!
Arzular perçinlenmiş, karışmış bir kör düğüm..

Çare köşesi hep boş. Uğranılmaz bir durak.
O, yazda bir gölgedir, ama istenir kurak..

Sevgi değiştirilmiş binbir adla yoğrulmuş,
Namuslar yitirilmiş hıçkırıkla boğulmuş..

Asık buruşuk yüzler karanlıkta maskeli,
Göz pınarları kuru, ömürleri lekeli.

Dönüşü düşünerek , o durak istenmeli
Hatadan dönülerek güzel gün düşlenmeli

Hata yapan kendini kaybederse derinde
Hatasız kalırmı hiç bu dünya üzerinde.

Her insan bir dönemde yanlışlıklarla yaşar
Güzeli bulduğunda gönlü sevinçten taşar

10.4.1980-
değ. 31.1.1999-gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Hayal

Gözlerim kapanarak, hayal dünyam açılır.
Nice nice hülyalar etrafıma saçılır.

Nerede olsam bile en sevdiğim yanımda
Onun güzel hayali dolaşıyor kanımda.

Bir tatlı tebessümü dudağımı geriyor,
Vücudum, yavaş yavaş bu duyguya eriyor

Bir iletişim başlar, konuşulur baş başa,
Duygu insana hastır. Bakmaz geçmişe, yaşa.

Yaşlandıkça her kişi,sevgiyi başka ister.
Yalnızlık çekilemez, bir arkadaşta yeter..

10/01/1984 narlıdere2.çv.tlm

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Hayal Dünya

Dal!
Yine buğulansın gözlerin
Bir noktaya kalakalsın
Kıbırdatma,
Ruhun sonsuza ulaşsın.
Düşünce alemin
En zor engellerden kopsun.
Yeni bir hayat kursun.
Bırak! ..
Dünyanın dertleri geride kalsın! .
Hayal aleminin gizemi başlasın! .
Gözler açık olsa bile
Görmez olur bu alemi,
Dalmak ve uyumak ile
Unutursun her elemi..

Güzel hayatın direği
Arzulanış, bekleniştir.
Göz yaşı yıkar yüreği
Her çırpınış özleyiştir.

Geniş bir alem
O hayal dünya,
Ne kurarsan kur
Her şey kendinde,
kendi içinde,
kendi mahsulün.

Her hayale dalış
Metadan kopuş.
Ruhun özlediğini vermek
En güzel dilek! .
Hayal dünya,
En güzel dizgili bir mekan.
Kavuşulması güç olay.
Yaklaşılmak istenir hep
An, an, her zaman
Arayış hep bu özleme
Kavuşmak için, adeta
Meydan okunur ölüme..

Ne büyük tutku,
Hayale dalışla,
Kurulun güzel hayat
Zindelik verir bedene
Kendine güven
Dünyaya meydan okur adeta.

Hayale dalmak,
Sonsuza ulaşmaya ilk durak.
Bir boşluk.
Uçuşan beden,
Sımsıcak mekan
Arzulanan güzel hayat
Sıra sıra, tek, tek
Bir resmi geçitte istek.
Arzuladığın elde
İstediğin en güzel belde
Onun içinde
Hepisi önünde, en güzel halde

Sadece bakmak var.
Tutmak, dokunmak yok
Kaybolur, o sımsıcak mekan.
Ne güzel bir renk cümbüşü
Her yer dünyadan uzak
Rengarenk bahçeler,
Güler yüzlü çocuklar
Çağıldayan ırmaklar,
Güzel kokular
Çağırırlar birlikte

Onlara ulaşmak için koşmak
Koştukça uzaklaşır alem
Uzanan eller başlukta kalır.
Sadece,
Duygularımız o hayalde kalır.
Hayal,
Duygularımızda uyanır.
Duygularımızda canlanır.
Biter hayal,
Başlar hayat! .
Dönülür eski ana
Yine dert, yine çile
İçte bir boşluk
Sıkıntı ile..

Hayat kavgası
Acımasızca düşünceyi tüketir.
Hayal silinir.
Gerçekler gelir.

Hayal bilmece,
Bir başka dünya
Orda kahraman
Orada aşık
Orda herşeysin
Orada istek
Orda bir beyin
Orda yargıçsın
Orda hem hakim
Hem de masumsun
Hayal bambaşka
Bir yeni alem
04/05/1981 ytöo küt 12.32
08/12/2000 gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Hayaldeki Dünya

Her bakışta düğümlenir, artar gözde sorular,
Her soruda şekillenir beyinlerde arzular.

Yudum yudum içilerek dermansıza can verir.
Hayallerde yaşatılır, düşünce güzel gelir.

Vücut yorgun ve acıyla bir köşeye yığılır.
Gerideki gerçek hayat zihinlerden dağılır.

Bir mekansız uçsuz derya içinde yüzer kişi
Başlamıştır zamansız an ne ev vardır ne işi! .

Beden cansız bir mumyadır, ruhu uçarda gider.
Düşünceler aleminin sırlarında dert biter.

Kavuşulmak istenilen hayatıyla iç içe..
Bir anlık ta olsa bile, o hayal gitmez hiçe! .
5.5.1981ytöo.küt-Ank.
Değ.31.1.1999-gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Hayalimden Gönlüme

Ben gönlümü vermişim o en kutsal sevgiye
Ermek istemişimdir aşkına ve zevkine
Yüreğim sevincinden bir çocuk gibi mutlu
Sarıldım ben bırakmam, bırakırmıyım, niye? ..

O mutluluk kervanı aldı beni içine
Yoğurdu, soktu beni en anlamlı biçime
İşte önümde güzel ve ebedi bir ömür,,
Yıllarca beklediğim sinmiş oldu içime..
30.12.1980-YTÖO Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Hayalimle Başbaşa

Hayal insana mahsus
Düşünceyle eş kardeş!
Beyni habire yorar
İnsana yön verdirir
Bir başka dünya kurar.

O alemde yaşanır
Kişi her şeyi sorar!
Her şeyi yapmak serbest
Kahramanlık sendedir.
Ol dersin her şey olur
Bütün güç bedendedir.
Olmayacak işleri
Hayalden beyne sokar.!
Hayal dünya içinde nice işleri yapar.

Yaşanacak her günde
Sevgi ile kederle
Mutluluğu ararken,
Nerde, o güzel nerde!
İlaç olurdu benim,
Devasız geçen derde!



Beklerim her günümde
Hayalimdeki yerde
En güzel duyguları
Vermişim, aklım nerde? .

15.1.1984-Narlıdere
değ.4.2.1999-Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Hayat İrdelenmeli

Dertlerin varsa içte,derman kalmıyor güçte,
Hep acılar birikmiş,başlangıcı geçmişte..

O geçmiş nasıl geçmiş.Bunu irdelemeli
Hayat nasıl seçilmiş. Anlayıp ta bilmeli.

Hayatın eziyeti elbette çekilmeli
Huzur için, çekilen iyi anlam vermeli.

Cefada sefa gibi insanlar için vardır
Cefalar olmasaydı, sefalar anlamsızdır.

Zıtlıklar bu hayatın ayrılmaz parçasıdır.
Güzellikler, elbette çirkinin paşasıdır
06/10/2006 22,20 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Hayatı Bulmak Gerek

Çalkalanan hayata bir anlam vermek gerek
Bilgiyi ve varlığı halk için sevmek gerek

Sıkıntı varsa içte, dermanı bulmak gerek
Acılar birikse de, sevgiyle dolmak gerek

Ne kadar sıksa bizi bu stresle yaşamak
Her şeyler geçicidir. Bunu anlamak gerek

Bir döngü yaşıyoruz. Acı ümit iç içe,
Sabır ile birlikte, bundan ders almak gerek.

Hayatın başlangıcı, birde onun sonu var
Geçici bu ömüre, bir kafa yormak gerek.

Bu fani dünya için, ihtiras dolmamalı,
Hayata mana katıp, candan yaşamak gerek.

İçten gelen sevgiyle dertleri paylaşmalı
Kardeşlik ve dostlukla, hayatı bulmak gerek.

06/10/2006 21,15 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Hayatın Getirdikleri

Düğümlenir boğazında düğümlenir her bir hece
Bir çok sualin cevabı onun için bir bilmece

Hıçkırıklar devam eder, gözyaşları akar ğider
Izdırapları peşinden, takar gider, takar gider! ..

Dünya malı ve zevkine nice hülyalarla kanar
Ölümün son eşiğinde yaptığına bir bir yanar..

Kapılmaya görsün insan azar gider azar gider
Kendisi kendine çukur, kazar gider, kazar gider! ...
30.1.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Hazan ve Bahar

Yorgun gönüller sanki bir hazan
Solan yaprakla kuruyan daldır.
İçinde arzular bekleştiği an
Dalında tomurcuk olan bahardır! ..
4.6.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Hıçkırık

Sevgi dolu gönüller hepsi bir bir saf olmuş
Çiçek çiçek açarak, kalpler ilhamla dolmuş..

Her lahza nakış nakış canlara işleniyor,
Itır ıtır eserek herkese sesleniyor..

Mest içinde gönüller. Canana meftun olmuş,
Hevesler eriyerek yerine iman dolmuş

Göz yaşları damlıyor, tekbirler getiriyor,
Canlara bu hıçkırık bir aşkı sevdiriyor..
18.1.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Hilal

Ey nazlı hilal sen dalgalandıkça gökte
Sönmeyecek bu ateş, ebedi gelecete
1979

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

İç Alemim

İnsan!
Arzuladığı şeyi
Dille söylemek ister
Diller kelepçeliyse
Her arzu orda biter!

Düşünceler içinde
Sıkıntı dolu yaşam
Bir düdüklü tencere
İçte basıncı artmış
Hala altında ateş.
Supapları tıkanmış
Patlayabilir her an.

Asker!
Böyle beklerken
Sadece emir alır
İçinde yorum olmaz
İstenilen icraat
İcraat düşüncesiz
Verilen emri yapar.

Beyinler robotlaşmış,
Kurulu bir saatiz
Kurulmuş bir döngüde
Rollerde figüranız
Duygu arka planda
İçten içe ağlarız.
Birbirimize bakıp
Sinemizi dağlarız

Emirle otur ve kalk
Görünüş, düzenli halk.
Beden kışlada gezer
Her gün her zevki ezer.

Düşünce alemime
İçten çizmişim bir yol
Ancak onda huzur var
Ne ararsan orda bol!

Dış dünyamız daracık
İçte koca umman var
Beden kafeste olsa
Ruhumun içi gülzar! .

23/01/1984 Narlıdere
29/01/1994 G.Ü.lojm.
22/04/2001 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

İç Sıkıntısı

Kaynıyor kabarıyor taşmak istiyor içten
Sıkıntı volkan olmuş, bu başlangıç geçmişten..

Deşiyor içi içten kan ağlıyor bir bütün,
Vücut çalkalanıyor, kıvranıyor bütün gün..

Bir savaş arenası nasıl bir ızdırap bu
Yüz kıvrık, diş kenetli, gözler sönük, el yumru..

Sakinlik ve mutluluk ancak hayal edilir,
En güzel bir sakinlik ağlamakla belirir..
2.9.1980-Soma

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

İçteki Buhran

Bedenim yoruldu
Düşüncem dondu
Bakışlar söndü
Başka bir alemdeyim

Bağrım yandı kül oldu
Güzel çiçeğim soldu
Böyle bize ne oldu
Ben kendi halimdeyim! .

Sarardım içten içe
Düşüncem gider hiçe
Kanamam içe içe
Söyleyin ben nerdeyim! .

Hep arayıştır halim,
Bu dünya dolu zalim
Okuyup olsam alim!
Cahiller içindeyim.

Emir yağdıran çoktur
Yarama deva yoktur
Gönlüm aç, karnım toktur
Diyemem sevinçteyim.

Kanadı içte yara
Güzelim beni ara
Senden başkası kara
Seninle övünçteyim
21/04/1984 Narlıdere
22/04/2001 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

İçteki Hüzün

Hep hazanı yaşamak
İnsanı hüzne boğar.
Hüzünlü gün ardından
Güzel günlerde doğar.

Sabırla beklerim ben
Mutlu günü özlemle,
Yaşanılan bu her gün
Geçip gider elemle.

Azabı çeke çeke
Her çileye alıştım
Hayaldeki dünyamı
Bulmak için çalıştım.

Hep yakın gelir bana
Bir türlü alışamam.
Yaşadığım ortamlar
Ters gelir alışamam! .

Ne insanlık ne inanç
Kalmadı sevgi dostluk.
İyiler kötülenir,
Çoğu arıyor koltuk! . 26.3.1984_narlıdere

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

İçten Rabbe Sesleniş

Ey Rabbimiz bunca kul, huzurunda diz çöktük,
Dünya alem arkada, sadece sana döndük,
Dillerimiz daima senin adını söyler,
Her lahza bir coşkuyla ibadette gönüller

Bir zül olur bizlere, rızanı kazanmazsak
İki cihan bir zindan, biz sana dayanmazsak
Bize ilim irfan ver, iyi kullardan eyle,
Sığınmış, bağlanmışız, uğratma bizi veyle! ..

Bazan içteki şeytan, Nefsi kabartır an an
Ama kalbimiz söyler “Sen yüce Allah’ı an”
Yaşanılan huzuru anlatmak mümkün değil,
Sana sevgiyle dönen gönüllere ver meyil.! ..
17.1.1981-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

İdbar'a Ağıt

Maveralara dalıp medlül medlül bakarsın
Suzişli duruşunu, mevküre mi yaparsın

Bi –vefa dolusun sen, karanlıktır hayatın
Gudubet yolusun sen boşa gitti saatin..
20.1.1980

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

İhtişam ve Son

Acı çöker içlere sancılar baş gösterir
Kıvranan bu vücütla nasıl geçiyor zaman
Ecel gelmiş kapına, bunca ömrü bitirir..
Ne söylesen hep boştur. Artık dinlemez aman..

Kanat kanat açsan da semalar senin olsa
Kapkaranlık gönlüne dolmazsa kutlu ferman..
Ziynetin ihtişamın bütün cihana dolsa
Bulmak mümkün olur mu ölüm derdine derman! ..
30.3.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

İlaç

Sen gönlünü mest ettin maun ışıklarında
Dalga dalga coşturdun, gönlünü karanlıkta
Nefsine ilaç buldun onun bakışlarında
Ruhunun ilacını kaybettin aydınlıkta! ..
1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

İlk Baharım

Kaç bahar geçirdim baktım geriye.
Ne kadar bahar kaldı sordum ileriye.

Ancak kırk bahar yaşamışım ömrümde.
Kırk daha varmıdır artık geleceğimde! .

Az geldi, dün gibiydi,nerede ilk baharım,
Bel bükülmüş, yüz solmuş son baharı yaşarım

Koştum güldüm eğlendim, hep kendime sorarım
Geçip giden ömrüme şimdi akıl yorarım
08/12/1997 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

İnsan

Ey biçare kalan insan
Sen nicesin bilirmisin?
Gururlanıp göğe çıksan
Rahmet olup gelirmisin? .

Arzu insanlara hastır
Her güzele aşkla yanar
Kara düşünceler yastır
İnsanlar nelere kanar!

Bir ömür dilekler bitmez
Geçen zaman daha ister
Güzel günler düşten yitmez
Ona gerçekleri göster
23/01/1984 narlıdere
29/01/1994 G.Ü. lojm
21/04/2001 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

İnsanca Yaşamalı

Hüzün dolu şu gönlüm çağıl çağıl çağlıyor
Bir çok gariban gördüm. Hazin hazin ağlıyor..

Derdiniz nedir sordum. Acı ile baktılar
Yüzde ızdırap gördüm. Yüreğimi yaktılar..

Kimisi çıplak ayak. Kimisi aç ve susuz
Kimisi yemiş dayak. Kimis de uykusuz! ..

Bu ne biçim bir zaman, kimsede insaf yok mu,
Bunların hali dumun, soran yok karnı tok mu! ..

Ah insanlar insanlar, niye düştük bu hale
Bir dala tutunanlar düşemezler bu hale

Bakın yakında ırak yürüyüp varsananız
Bir başkadır o durak coşkuyla sarsananız..

Toplanın hey toplanın engelleri aşalım
Bu günkü yaşam acı insanca yaşayalım! ..
3.5.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

İnsanın Umudu

Doldu bu gönül taşmak istiyor
Bir tatlı bahar görmek istiyor
Çileyi artık atmak istiyor
Sevdası buna erişecek mi! ..

Niceleri vardı gitti gelmedi
Sevdaları söndü, gücü yetmedi
Bir ağrı çöktü, sızı dinmedi...
Bir kutlu sona erişecek mi

Bu doğan sancı müjde getirse
Aşık olan umduğuna erişse
Yürekler bir vurup tekbir getirse,
Bir cihan buna sevinecek mi! ..
12.1.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

İnsanlığın Hazin Sonu

Hayatı bitirir yer, uğultu gürültüler,
İnsan çeker ömrünce,neler geçirir neler! .

Düştüğü an insanın çaresine bakılmaz,
Karanlıktan sıkılsa, mumu bile yakılmaz!

Haykırsa tüm aleme kısık sesi duyulmaz,
Ölüm gelse kapıya teneşire koyulmaz.

Maddi geliri yoksa bir kefeni alınmaz.
Gidip geleni olmaz, hiç yanında kalınmaz!

İnsan mıdır, değilmi, üzerinde durulmaz,
Hiç kimse, son vazife, gömmek için yorulmaz! .

13.1.1984-Narlıdere

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

İş

Bütün çaba ve istek,
Bir lokma ekmek.
Mücadele buna kaldı

Ne din koydular
Ne iman.
Ne aile hayatı,
Ne vicdan
Ne merhamet duygusu,
Ne izan.
Ne ahlak anlayışı,
Ne mizan.

Ne arkadaşlık kaldı,
Ne kardeşlik,
Birkaç kuruşa satılır olduk
Yerleşti içlere kalleşlik
Maddiyat içinde kaybolduk.

Nedeni? .
İnsanlar;
Aç bırakıldı,
Açıkta kaldı.
İş yok, aş yok
Açlıkla imtihan ediliyor,
İmtihanların en zoru.
Hayatlar can pazarında.

İş demek;
Aş demek
İş, Güven,
İş cesaret demek.
İş demek, koruyuculuk
İş, saygınlık demektir.
İş, merhamet getirir
İş, insanı yüceltir.

Yardımlaşma ve vermek
İş demek emek demek.

Kalplerde yumuşama
Duygularda buluşma

Huzur ve rahat gelir
İş sağlığı getirir..
İş,
Temizlik, mutluluk
Adalet doğruluktur

İmanı güçlendirir
Kul hakkını giderir

İnsana güven gelir
Anarşiyi öldürür..

Medeniyet ölçüsü
Gelişmenin öncüsü,

Teknoloji yaşatır
Kötü haslet karartır.

Mutluluk ailesi
Yok edilen çiledir
Doğruluk dürüstlükle
Öldürülen hiledir.

İş sahibi bir kişi
Toplumda bir bireydir
İşsiz olanın yeri
Dumanlı kahvelerdir.

Devletin ilk görevi
Birey oluşturmaktır.
Bunun için çalışıp
İş yerleri açmaktır.

Birlikte üretmeli
Bireyler çoğalmalı
Ülkemiz bu dünyada
Saygın bir yer almalı

Gelişmişlik güç demek
Gelişmişlik saygınlık
Artacak mutlulukla
Gelecekler aydınlık
Gaziantep 08/05/2004-03/04/2005

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

İş Bulmak

İş aramak ve bulmak
Aslanın ağsızında
İşsiz insanlar yığın
Sınavlar kapısında.

Herkeste güzel hayal
Bir iş bulup çalışmak
Umutlar kitapçıkta
Bu sınavı kazanmak.

Sabırla bir bekleyiş
Günü güne ekleyiş
Sonuçlar iyi gelse
Bitecek emekleyiş! .

İşsizlik çoğalıyor
Gün günü kovalıyor
Cinnete yaklaşım var
Huzurlar dağılıyor! .

Umutlar yaralanmış
Çareler tükenişte
Gayeler darbelenmiş
İnsanlar serzenişte! .
31/09/2000 Gantep
12/05/2001 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

İyi Gün

Gökyüzünden yağan yağmur misali
Bu ömrüm buluttur yağmayı bekler
Her ne kadar çile çekse de ömür
Yaşanan yıllara iyi gün ekler..
1998
19/06/2001 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Kabus

Rüyalarım karmaşa bir türlü anlamadım,
Düşmüşüm kör kuyuya kendimi bulamadım.
Hayal dünyam bir alem girip te çıkamadım
Bu nasıl bir kabusmuş sonuna varamadım

Kaçıyorum daima biri beni kovalar,
Ben denizde bir balık, balıkçı beni avlar
Acısız bir işkence ruhta yaralar açar,
Dalmışım, kaybolmuşum, kendimi aramadım..

Helezonik şekiller, geliyor garip sesler,
Bana uzanmış eller, etimi yiyecekler,
Ruhum, korkunç savaşın çırpınışı içinde,
Ben kendimde değilim beni öldürecekler

Oh! kabusmuş bu, bir ölümdü sanki
O ne işkence, o ne uğultu
Yavaş yavaş diniyor beynimdeki gürültü,
Nihayet en sonunda sustu, sustu! .
4.2.1981-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Kahvehaneler

Dumanlar ardında sönük özlemler
Acıdan kızarmış bulanık gözler
Eskimiş duvar gibi karmaşık yüzler,
Yok oluş durağı kahvehaneler..

Zihinde rakamlar karmaşık düşler
Sıkıntı mihveri acı gülüşler
Buğulu görüşle kağıt süzüşler,
Düşünce kaybeden kahvehaneler

Sistemli hayata darbe vuruyor
Oyuna dalınmış zaman duruyor,
Gece mi gündüz mü hiç bilinmiyor
Sağlığı yitiren kahvehaneler
5.9.1980-Soma
6.12.1998-Gantep (Son kıta)

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Kaldırımda Düşünce

Gecenin sessizliği, sokakta yalnız kişi
Dalan bakışlarıyla bir şeylermi arıyor.
Gözler kıpırdamadan yürüyor; nedir işi?
Beyninde düşünceler, birşeylermi tarıyor? .

Saat gece yirmi dört sarhoşların zamanı,
Bu kişi sarhoş değil, kendisi ne yapıyor.
Meyhaneler boşanmış, üfürürler dumanı,
Ayyaşlardan sıyrılıp tenhalara sapıyor..

Ağır adımlarıyla bir tempodur tutturmuş
Evdeki yalnızlıktan kurtulmuş yol alıyor,
İçindeki sıkıntı, kederini susturmuş.
Beraberlik anının sevdasına dalıyor! .

Sokağı arşınlarken düşüncesi hep onda
Hayali karşısında onunla konuşuyor.
Hasretliği bitecek birkaç günün sonunda,
Günü iple çekerek sevinçten uçuşuyor.

Bu dalgın ölgün adam, neydi nasıldı, kimdi.
Her an yüzü değişip hız verdi adımlara.
Bir karanlık köşeden görünmez oldu şimdi,
Nereye gittiğini sordum kaldırımlara.

Kaldırım bir sır küpü, söylemedi meçhulü,
Nasılda kaybolmuştu bir anlık gafletimden.
Söylesene kaldırım. Nedir bunun usulü? .
Kendimi mi unuttum kendi dalaletimden.

Düşündüm inceledim bu kişi ben mi idim,
Sokakta hayali bir arkadaş mı edindim.
Bende evden çıkmıştım bir yalnızlık ardından,
Bu kadar düşünceyi sıralayan kendimdim! .

26.9.1983-Adana

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Kalem

Kalem oynar parmak oynar
İçimizde volkan kaynar.
Kağıtta beliren şekiller
Duyguları dışa sarar

Kalem dildir. Dilde kalem
Kalem sessiz. Dil de kelam
Dil verendir kalem alan
Sayfa sayfa duygu karar.

Düşüncede ahenk olur.
Kalemde yerini bulur.
Beyaz kağıda dökülür.
Vücut buna kafa yorar.

Ne denirse onu yazar.
Bazen sever bazen kızar.
Beyinden bilgiler sızar
Bazen yarar bazen zarar.

Kalem yalnız anlamsızdır.
Yazmayınca tarafsızdır.
Bir köşede zararsızdır
Dilden dile fikir sokar.
19/06/2005 Gaziantep 11,34

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Kalemim

Yazmak istiyorum! .
Kalemim elde,bekliyorum
Döksün,
Düşüncelerimi satıra
İşlemiyor elim yazmıyor kalem
Düşüncelerim
Beynimde dondu.
Yazamıyorum! .

Dökemiyorum derdimi,
Mısra mısra
İçimi hoş tutmak dileğim;
Ama gelmiyor içten,
Yollar tıkandı,
Kalemim de inat ediyor..

Yaz ey kalemim! .
Üzme bu faniyi!
Evvelden yazardın,
Ben isteyince..

Saatlerdir düşündüm
Bir mısra yazamadım.
Sana baktım kalemim,
Sende bana bakardın.
Üzüyorsun ruhumu
Yaralar açıyorsun
Gözümde mermerleşen
Yaşlar akıtıyorsun.

Bırak ne olur,
İnadından sen vazgeç
Aynı düşüncelerle gel arkadaş olalım.
Benim düşündüğümü
Gel beraber yazalım
Silinmelidir artık,
Aradaki husumet.

Gel ey güzel kalemim
İnadından sen vezgeç! .

Yazalım mısra mısra,
Dökelim derdimizi.
Sen b.ana uy, ben sana
Sevelim birbirimizi

Bu bir uyum bu bir aşk,
Ben sensiz hiç yazamam.
Ama ben olmayınca
Sen anlamsız kalırsın.
Yeter artık inadın
Yoksa rafta kalırsın.
2.2.1981-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Karanlık

Karanlık bastığında
Esrar sarar her yeri
Yalnızlıkla birleşen,
Beden emer, kederi..

Karanlık bir ürperti
Karamsarlık anıdır.
Karanlık, şahidi yok..
Ölümün yakınıdır..

Karanlık bir soğukluk,
Karanlık kötü bir düş,
Düşüncede burukluk
Ruhi dengede düşüş..

Karanlık sanki mezar,
Uçsuz bir boyutsuzluk,
Göz önü kara duvar,
Tutulmaz; bir sonsuzluk..

Dört bir yanın çevrili
Ama elleyemezsin.
Gözler kör olmuş gibi
Bir yeri göremezsin..

Sonsuz kara bir boşluk
İçinde olmaz hoşluk
Sevilmesi na mümkün
İçkisiz bir sarhoşluk..

Kötülükler, karanlık
İyilik aydınlıktır.
Nefret sözcükleri ok,
Güzel söz ferahlıktır..

Gaziantep 28/06/2004

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Kardeşçe İnsanca

Karanlıklar ardından arşa uzanan eller,
Esmesin gönlünüze, esmesin acı yeller.

Dilekler dağlar aştı, yürekler burkuluyor,
Sevgiler öldürülmüş, sonuçtan korkuluyor.

En güzel duyguları kökünden kirlettiler
Güzel duygu, hasleti sildiler, beklettiler

Göz pınarları kuru, yaş akmıyor gözlerden
O ilahi duygular kaybedilmiş özlerden.

Sevsin, herkes herkesi, kardeşçe el uzansın
İnsanlık birbirini iyi işlerle ansın.
1.2.1981-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Karmaşa

Hasretlik kor olur yüreği dağlar,
Gönül ah! Çeker içinden ağlar! .
Yılların sancısı acı yaralar
Günden güne bir dert, devamlı katar..

İnsan istemez mi, kişi hoş olsun.
Hep çileyle değil, neşeyle dolsun.
Cihanda kötülük, açmadan solsun.
Yoksa bir dirlik, büyümez batar..

Karanlık her güne, afak beklenir,
Yıllardır dolmuşa yeni eklenir.
Bilinmiyor ki bu nasıl denklenir,
Sonunda bu yükü yüklenen atar! ..
4.2.1981-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Katma

Dert katma! .
Dertlendin yine bu gün
Derdine detler katma.
Derdini söylermisin?
Gözlerin hüzün dolu
Niçin her an öylesin!
Dertler dağ gibi olsa
Altından kalkmalısın
Her derdi sırta atma
Detlerine dert katma! .

Bir gün tutmaz çökersin,
Kendi ağın örersin,
Sonra böğrün döğersin
Bundan sonra ne fayda
Gider bu dünya hayda! !
Döner olursun katma(iplik)

Gönlün güzel hoş olsun
Dolu taşsın boş dolsun
Her şey aslıyla güzel
Onu bozmaya kalkma
Dokunma, ona katma

Sen sevgi ver canlandır
Tatlı dille ballandır
Acılar gün gün geçer
Ömür neleri seçer
Dertlerine dert katma
Kişi kişiye katma
30/03/1981 ytöö küt-19/11/2000 gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Kavak ile Sarmaşık

Bir kavak bir sarmaşık
Birlikte sarmaş dolaş
Beraber yaşıyorlar
İkisi bir arkadaş.

Kavak dimdik ayakta
Sarmaşık örtmüş sarmış
Bir bütün oluşmakta
Dal ve yaprak karışmış! .

Farklı cins farklı yaşam
Biri birinden ayrı
Hayatları birlikte
Artık olamaz gayri! .

Kavak yükünü çeker
Gıdasını paylaşır
Sarmaşık bir asalak
Onu sarar dolaşır!

Gelişmesi zor olur
Sarmaşık sıkar durur
Ona nefes aldırmaz
Ayrılamaz yorulur! .

Rüzgardan yardım ister
Onu savursun atsın
Bütün çaba boşadır
Kavak üstünde yatsın

Sarmaşık bir sırnaşık
Bırakmıyor Yapışmış
Kavak hiç görülmüyor
Her yanını kapışmış

Bir gün bir balta sesi
Kavağı uyandırmış
Sanmış beden gidiyor
Kendisi kesiliyor

Vücudunda sızı yok
Yalnız biraz sallanmış
Sarmaşıkta bir feryat
Benzi solmuş sararmış

Çok arsız büyümeyi
Canı ile ödedi
Hep kendini düşündü
Çekeni düşünmedi.
31/09/2000 Gantep
12/05/2001 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Kaybedileni Bulmak

Acı aratır cana arzu ile dermanı,
Kara kara düşünüp bulamazsın her zaman,
Ey gönül! Dertle dolup, kendine kıyma aman! .
Sen ilahi bir aşkla ara kutlu fermanı..

Yüreğin çarpar durur, kimin için bilmezsin,
O heer vuruşta anar, ulvi adı zikreyler,
Sen bi haber yolunda, o her an dua eder,
Yardım ediyor sana sen idrak edemezsin..

Her hücre didik didik bedenini dokumuş
Bir hareket bir hizmet getirir sana her an,
İstiyorlar daima sen yüce Allah’ı an
O kutsal kelamı an, tatbik et, ol okumuş..
8.1.1981-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Kayboldu

İnsana güvendim, hep iyi sandım
Tatlı dillerine aldanıp kandım
Hep sineye çektim, hep kendim yandım
Benliğim yok oldu, özüm kayboldu

Konuştukça etrafımı sardılar
Menfaat bulunca ayrılmadılar
Menfaat bitince, hep yok oldular
Dillerim tutuldu sözüm kayboldu.

Kendimi hep insan sarrafı bildim
Etrafımı güzel gözlerle gördüm
Meğer ben kendime kötü ağ ördüm
Bakarak görmedim, gözüm kayboldu.

Dost bildiklerim hep hain çıktı
Düz sandığım yollar, aslında dikti
Yalnızlığı seçtim,dostluklar bitti
Varlığım yok oldu izim kayboldu

Bunca vurgun sonu benliğim buldum,
Acıları süzdüm, neşeli oldum.
İnsana güveni beynimden sildim
Izdıraptan sonra sızım kayboldu.
04/10/2006 22,50 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Keder

Ey benim gülnihalim
Sormazsın benim halim
Günüm geçerde bilmem
Oldum kendime zalim!

Arzularım perçinli
Benim eşim geçimli
Anladım ağlıyorsun
Ondan gözlerin nemli!

Kederim beni yakar
İçimden kanlar akar
Sinirlerim yok olmuş
Beynime kinler sokar

Sen güzide baharım
Hayalime sorarım
Resmin ile avunup
Günlerimi sayarım!

Ahım göklere çıkar
Düşüncem beni yakar
Sinir gelir vücuda
Taş keser beni sıkar

Haberini almak zor
Bu içimde, acı, kor!
Nasıldır ruhi yapım
Gel istersen bana sor!

Görünce gül yüzünü
Kaldırırsın hüzünü
İçimde keder kalmaz
Döndür bana gözünü!

Güzelim mah cemalim
Sensiz nicedir halim
Bu askerlik bitince
Buluşuruz sağ salim
04/02/1984 Narlıdere
22/04/2001 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Kılıç ve Savaş

Yalın kılıç dalmışız düşman nasıl kaçıyor..
Ölümle kucaklaşmış kurtarıcı arıyor..

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Kır Çiçeği

Dağımda kır çiçeği
Bağımda gül çiçeği
Sen yakama taktığım
Güzel uğur böceği..

5.2.1984-Narlıdere

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Kırık

Yakaları kirli kolları yırtık
Gezerken içinden gelir hıçkırık
Ağlayan gözleri ta! uzaklarda
Yuvasız kuş gibi kanadı kırık..
1979

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Kırk Yaş

Kırk bahar geçirdi ömrüm
Sanki çok uzun yıllar
Geriye bakıp döndüm
Yok olmuş gibi sırlar!

Kırk yılı sanki kırk gün
Çok hızlı geçip gitti
Hayat başlangıcım dün!
Bu gün ömrümüz bitti
01/09/2000 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Korku ve Sevgi

İnsanlık düşman olur birbirine ne diye
Ölüm korkusu soğuk. Bekleriz onu niye..
Keder yakar vücutta amansız bir ateşi
Gönül arar daima, muhtaç olur sevgiye..
25.12.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Kök

Sevgi bir kökten çıkıp salkım salkım dağılır
Dallanır, budaklanır, kıvrım kıvrım yol alır! .

Kökten, dala, meyve ye daima mesaj gider
Bağlanışlar o kökte bir hayat süre gider! ..

Her an dalı besleyip meyveleri oluşur
Günden güne çoğalıp her tarafa doluşur! ..

Bütün yükü sırtında taşıyor sessiz sessiz
Taşıdığı yüklerden kendisi şikayetsiz! ..

Acılar ona gider, her şeye baş tacı O!
Bütün çileyi çeken bir ağacın kökü O!
12.2.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Kul

Her karanlık ardından ışığı bekler insan,
Gururlanma aciz kul, bir hiçsin dahi olsan! ..

15.2.1984-Narlıdere

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Kutsal Aşk

Hazan çöktü yine, garip gönüle
Bir tatlı hüzünle bekler baharı,
Çektiği ızdırap bir tufan olmuş
Yine de sabırla bekliyor yarı

O yare vurgundur gönül neylesin
Bir kutsal aşktır bu nasıl gitmesin

Bir gün bahar gelse çekilen biter
Akan göz yaşları gözlerde yiter.
Nice ümitlerle hep hazin bekler
Bitmeyen sabırla arıyor yarı

O yare vurgundur gönül neylesin
Bir kutsal aşktır bu nasıl gitmesin
6.1.1980- Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Labirent

Kıymet bilen insana laf söylemek gerekmez,
Laftan anlamayana tatlı sözler kar etmez!

İnsanlık belli olmaz, her dıştan görünüşte
Ne adi kişi çıkar, diller laf söyleyişte! .

Dıştan güzel içi kof, kötü huylu ellere,
Verince mesuliyet katar seni yellere! .

Acımasız duyguyla sadistleşince ruhlar,
İşkenceden zevk duyar kalbi delik gürühlar! ..

Labirentte bir fare insanlık onlar için
Kıvranış ağlayışta, gülerler için için! .

7.11.1983- Narlıdere

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Leventler

Nice geçmişe daldı gözlerim
Geçiyor bir bir şimdi sayfalar! .
O mutlu devri öyle özlerim
Şu an hayalimde levent, tayfalar! .

Her biri adsız nice kahraman
Onlar denize, deniz onlara yar
Bir savaş narası; bilekler yaman!
Vur bre levent vur, sana derya dar! .

Ufuklar aşkla seni arzular,
Erinin gücünü göster bre levent
Düşman kadırgası gezdirme, ağlar
Deryalar namusun, kirletme levent! .

Senin varlığınla bir Akdeniz hür
Fas’tan mısır’a senin gölündür.
Gölgende yaşayan milleti güldür
Tarihin övdüğü aslan leventler! .
12.8.1981-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Loş Işık

Bir loş ışık..
Beyinde
Hızlandırır
Düşünceleri..
Zerre, zerre
Yoğunlaşır,
Hayaller,
Hayaller
Karışık çoğalır !
Gözler,
Karanlıkta,, sonsuza dalar
Dünya genişler,
Mekan kaybolur,
Bir alem’ki,
Yaklaşsan kaçar!
Yalnız,
Hayalde bir yer bulunur.
Beyaz gölge,
Benekler,
Uçuşan kelebekler,
Işıl ışıl,
Nice renkler..
Bir anda,
Oluşur binlerce şekiller!
Bir ışık raksı sanki,
Loş ışık tatlı ışık,
Alem kurduran ışık,
Nice hayal içinden
Ruha serpersin ışık.
Hülyalar aleminde
Güzel yerde durursun
Canlı tutar, duyguyu
Verir güzel vurguyu
Ey loş ışık,
Loş ışık!
Tatlı ışık
Hoş ışık!
İnsanı dinlendiren
Güzel
Anlamlı
Işık! ..
23.1.1981-25.12.1998 –Ankara-Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Makine ve İnsan

Sanayi devi kemirdi yedi,
Kustu çirkefini canlı üstüne.
Sessizlik istendi, hep yıllar boyu,
Ama herkes düştü, kendi derdini..

Huzursuz kafalar daima yorgun,
Gürültü, beyini kemiren böcek.
Hep yüzler sararmış benizler solgun.
Bir gün beyinler tek tek ölecek..

Uğultu istenmez, daim misafir,
İstense de gitmez. Mekan kurmuştur.
Versen de insana yakutla safir,
Gönlü hoş olmaz içten solmuştur! ..

Gürültü, uğultu, egzoz, bacalar.
Sentetik mamulat, beton dünyalar.
Şimdi insan yiyen modern yamyamlar,
Diri ölüleri her an kucaklar..

Tutsak beyinde ne varsa yapma,
Bağlanmış düşünce istenen olmaz.
Zorlayıp kendini diyemez; yapma! .
Makine boşaltır, kendisi dolmaz! ..
30.3.1981 ytöo.küt.-Ank.

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Meftunum

Gülistanda bir bahar, ben o gülü neyleyem
Altından sular akan o cennet’e meftunum

Doyum olmaz mı sandın bu dünyanın zevkine
İçkiler bir zehirdir. Ben kevsere meftunum.

Bütün bir alem için gönderilen o nur’a
İki cihan sevgisi Muhammet’ e meftunum

Canlara hayat veren doğru yolu gösteren
İnsanlar için inen O kitaba meftunum.

Dualar Ona olur. Ona dönen kurtulur.
Kainat hükümdarı, Yaradan’a meftunum! ..
19.1.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Mehmet Hilmi

Mehmet Hilmi,
Yaşı genç,
İlim adamamı olmak ister.
Köydeki medresede
İlim tahsili eder
Gönlünde
Dinin yüce ufukları açılmış,
Önce yetişmek için çaba harcar
Sonra
Yetiştirmek için çalışmış,
Bir yandan
Evinin iaşesi için
Sırtında bakırcı sandığı
İl il ilçi ilçe dolaşmış
Gurbette nafakasını toplamış.
Her gittiği yerde
İlmiyle kendini sevdirmiş.
İlmini paylaşmış.
Çırakları öğrencisi olmuş.
Ama bu kadar zor hayattan
Hiç bıkmamış
Evine geldiği zamanlar
Çok kısa zaman
Bu zamanlarını
Çocuklarını eğitmekle geçirirmiş
Henüz küçük olan çocuklarına
Yaşlarına göre dini eğitim vermiş
Namaz öğretmiş,
Helal, Haram öğretmiş
Allah’ı tanıtmış.
Kâinatı var eden Allah
Bizi de yaratmış demiş.
Doğruluğu, dürüstlüğü
Büyüklere,
Saygıyı,
Oturup kalkmayı,
Edep ve erkanı
Anlatmış
Bu eğitim,
Çocuklara zor gelmiş
Olsun;
O yine eğitmeyi seçmiş.
Biliyordu ki,
Bu yaşta öğrenilenler
Unutulmaz.
Evinden ezan okur
Cemaatle namaz kıldırmış
İnsanları toplar eğitir
Herkes onu sever ve sayar
En güzeli de bu zaten.
Mehmet Hilmi
Çaykara da bir ekolmüş.
O, herkesin dilindeymiş
Onun arkadaşları
Onun gibi âlimmiş

Mehmet Hilmi,
Gurbette kitap alır
İlmini geliştirir
Onları
Arkadaşlarına anlatır,
Arkadaşlarını eğitir.

Allah’a inancı tam
Haramdan sakınır,
Kişi hakkına saygılı
İnsanları üzmez,
Yardıma koşar.
O, köyün doktoru,
O köyün diş hekimi,
O, köyün imamı
O,köyün din alimi

Bir gün dara girer.
Çaykara’da dolaşır
Yakın arkadaşı
Hanefî ile karşılaşır
Oturur konuşurlar
Mehmet Hilmi
Sıkıntılı olduğunu söyler
Evde aş bekleyen,
Bakkal, alacak bekleyen,
Ama kendinde hiç para yok.
O da gurbetten
Alacak bekleyen.
Alacak gelmezse
Sıkıntısı büyüyecek.
Hanefî cebindekini verir.
Ama yeterli değildir.
Almaz
Sonra,
Derin bir düşünceye dalar
Mehmet Hilmi.
Uzun süre kala kalır.
Gözleri,
Bir noktaya takılı kalır
Bir anda oturduğu yerden
Hızla kalkar.
Hanefî ne olduğunu anlamaz
—Ne oldu; der.
Mehmet Hilmi;
—Kalk; der Hanefi’ye
“Allah rızkımıza kefil değilmi.
Ben düşünmekle çözemedim.
Bu işi Allah’a havale ediyorum
O benden daha iyi çözer.
O; Ona havale edenlerin
İşini halleder
İçimdeki sıkıntı geçti.
Çünkü
İşi Allah’a havale ettim”.
Der
Ve yürürler.
Bu esnada,
Yukarıdan aşağı
Onlara doğru
Biri seslenir
—Mehmet Hilmi
Diye
Mehmet Hilmi bakar
Gelen Postacıdır.
Postacı Mehmet Hilmi’ye
—Nerelerdesin,
Seni kaç gündür arıyorum.
Bir havalen var
Vermek istiyorum.
Mehmet Hilmi Hanefî’ye bakar
Ve söyler
-Gördün mü?
İşi Allah’a havale ettik
İşi düzelttik
Çözemediğimiz şey
Aniden çözüldü.
Mehmet Hilmi
Böyle bir adamdı.
İlmiyle amel eder
Kötülüklerden kaçar
İnsanları çok sever
Etrafa neşe saçar

Evini okul etmiş
İlim irfan dağıtmış
Çevre illerden gelen
Talebesi çoğalmış

Yetiştirmiş ve salmış
Evde çok kişi kalmış
İlmi öğrenen kişi
Gitmiş kendi çalışmış

Yaşı genç otuzlarda
Siyah sakallı hoca
Ağır yük omuzlarda
Gitmek istedi hacca
Ama kısmet olmadı
Bir zaman bulamadı
Henüz yapacak iş var
Gurbetten kurtulmadı

Toparlanma zamanı
Gurbete son vermeli
Paralar toparlayıp
İstanbul’a gitmeli

Düzenini kuracak
Evinden kopmayacak
Öyle bir iş yapmalı
Hep yurdunda kalacak

Bu hayaller peşinde
Toparlandı bir anda
İstanbul’a gidiyor
Ağustos sıcağında

Devamı var
22-25/10/2006 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Mehmet Hilmi (2) Vefatı

Yıl altmış dört,
Ay ağustos
Gün on dört.
Mehmet Hilmi İstanbul’da
Gurbette kazanmıştı
Cepte parası vardı
Bir traktör alacaktı.

Bu yıl kazanç iyiydi
Öğle vakti gelince
Sultanahmet’te kıldı
Geçti Ayasofya’yı
Yeni Camide durdu.

Karaköy’e gidecek
Bir traktör alacaktı
Yönü haliç’e döndü
Galata’ya yürüdü.
Kaderden kaçılmaz ya
Bilmeden gidiyordu.
Köprüden geçer iken
Etrafı gözlüyordu.
Martılar uçuşuyor
Gemiler geçiyordu.
Arabalar süzülmüş
Kornalar çalıyordu.
Deniz hafif dalgalı
Oltalar sarkıyordu
Yüzünde gülümseme
Dualar okuyordu.
İçinde sonsuz sevinç
Sanki uçuşuyordu
Cebinde parası var
Hayaller kuruyordu.
Traktör alıp gidecek
Gurbetçilik bitecek
Evinden ayrılmayıp
Çocukları eğitecek.
Kurulu bir düzenle
Evini şenleyecek.
Çocukları büyüyüp
Onlara devredecek.
Onlar işi alınca
İnzivaya çekilecek.
Ne güzel hayallerdi
Ne güzel düşler gördü
Ama uzun sürmedi
Acı bir fren sesi
Bütün düşleri böldü.

Ah İstanbul İstanbul
Sende emanetim var
O galata köprüsü
Babama oldu mezar

Farkında olmamıştı
Kaldırımdan inmişti
O an olanlar oldu
Kornayla irkilmişti
Başını döndürünce
Tüm hayatı silindi
İki koca far gördü
Bu dünyası dürüldü

Ne oldu hayalleri
Kurduğu planları
Geçen zaman içinde
Hep silinip kayboldu.
O dağ gibi vücudu
Bir tamponla yıkıldı
Dua söyleyen diller
Sustu şuur kayboldu
işte olanlar oldu
Ömür artık yok oldu

Başını yere çarptı
Burunlardan kan geldi
Sakalına kan düştü

Genç yaşta gitti buradan
Galata’ya can düştü

Duyulunca bu olay
Evine volkan düştü.

Ana, ve eşi yasta
Ciğere figan düştü

Evlatlar küçük yaşta
Ocağa kıran düştü

Ayrılıklar kapıda
Çevreye tufan düştü

Öyle bir tufan oldu
Sanki yaşanan düştü.

Bütün dostlar el oldu
Yaşanılan düşüştü

Elden tutan olmadı
Etrafa düşman düştü.

Ev tarumar edildi
Akbabalar üşüştü

Nerede dost görünenler
Evi talan ettiler
Evin direği gitmiş
Kalanları seçtiler.

Mehmet Hilmi göç etti,
Ömrü bu kadar yetti
Yaşadığı hayatta
Hep iyi işler etti

Ah İstanbul İstanbul
Sende emanetim var
O galata köprüsü
Babama oldu mezar

Dünyada son mekânı
Meşhur Karacaahmet
Şimdi orada yatıyor
Mezarı bilinmiyor.
Geçmiş bunca seneler
Aranıp sorulmuyor.
Mezar taşı varmıdır
Belki hiç olmamıştır
Aynı mezar içinde
Kaç kişi yatmaktadır.

Son mekân mezarlıkta
Yeri bile olmadı
Sadece gönlümüzde
Onun yeri dolmadı

Dünyası değişsede
Hep bizimle yaşadı
Her gün gelecek gibi
Hatıra taze kaldı.

Verdiği öğütleri
Öğrettiği şeyleri
Hep yaşattık ve tuttuk
Gün ettik geçmişleri

Bizim gibi nicesi
İlmiyle amel etti
Tutturduğu meşale
Çok ileriye gitti.

Ah İstanbul İstanbul
Sende emanetim var
O galata köprüsü
Babama oldu mezar

22-25/10/2006 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Milletim Uyan

Milletim uyan
Uzun yıllar daldığın
Derin uykudan.
Nerede!
Üç kıta yedi deniz hakimiyetin
Nerede!
Her yere uzanan şefkatli elin
Mazlumu koruyup,
Zalimi durdurduğun! .
Hakkın sesini
Dünyaya duyurduğun.
Büyük imparatorluğun
Nerede! ..

Son bulmalı uykun
Tarih boyunca süren gür sesi
Duyulmalı artık Türkün

Biz!
Ne zaman; ayrılmışsak özümüzden
Taviz vermişsek dinimizden
Örf ve adetimizden
O zaman;
Geriledik,
Aciz kaldık,
Başka değerlere kandık,
Kendi içimizden
Kendi kuyumuzu kazdık

Dört bir yanımız,
Vahşi gözlerle çevrili
Acizliğimiz gözlenmede
Yardım diye uzatılan ellerde
Düşmanlık sezilmede.

Koca imparatorluğu yıkamayan düşman
Askeriyle yapamadığını
İçimize sızarak
Dostluk ilişkileriyle
Modern hayat,
Çağdaş dünya,
İlericilik ilkeleriyle
Bizi;
Birbirimize bağlayan bağları;
Sevgiyi, kardeşliği,
Yardımlaşmayı,Dostluğu,
Vicdanı,acımayı
Hayatın gayesi olan inancı
Sezdirmeden
Yavaş yavaş,
İçimizden kopardı aldı.
Yerine,
Bize sevdirerek,
Egoizmi,
Makyevalizmi,
Anarşizmi,
Terörizmi
Kin, husumet, ayrıcalığı,
Fitne ve fesatı
Din düşmanlığını
Ve daha nice kötülükleri saldı.
Bizler uyuduk,
Uyutulduk.
Öz kültürümüzden arındık
Bir kültür karmaşası içinde bocaladık,
Bocalamaktayız

Onların kanı akmadan
Soğuk bir savaşın içine daldık
Kendi kendimizin düşmanı olduk
Sağ dedik, sol dedik,
Birbirimizi vurduk.
Kendi kanımızı akıttık yıllarca
Onlar silah verdi,
Onlar eğitti,
Saldı vatana kurulmuş robotları
Uzaktan seyretti.
Bizler ölürken onlar güldü.
Bir sanayi oluşturdu.
Silah, kitap,moda,

Dilimiz köreldi,
Eğitim dili İngilizce,
Dille gelen kültürle
Kendimizi küçük gördük
İnancımızı kötüledik.
Yalnız kaldı mabedimiz
Batı hayranı oldu yöneticilerimiz.
Uyutuldu milletimiz.
İnanç zayıflığında
Hurafe doldu yaşantımız.
Değişti hayatımız.

Bu uyku, artık sona ermeli
Bizi uyutanlara, aldatanlara
Göğüs germeli,
Kaybedilen şeref
Eski haşmetine bürünmeli.
Milletler,
Gerekli saygıyı göstermeli.
Ama bu kolay değil,
Önce Uyan Milletim,
Sonra doğrul,
Yüzünü iki elin arasına alıp düşün,
Geçmişini düşün,
Bu günü düşün,
Hızlı muhakeme,
Geriye gidişin hesabı ne
Kim dostun,
Kim düşmanın,
Bu hale gelmen için kurulu tezgahlar ne
Bizi saran ağ,
Kopmalı,
Hür düşünüp,
İlme irfana sarılmalı,
Güçlü olmak için
Gece gündüz çalışmalı.
Eski haşmetine kavuşmalı
Bunun için uyan!
Seni arzulayan
Bunca mazlum millete
Önder ol. Eskisi gibi
Yol göster
Emperyalizmin elinden önce kurtul
Sonra kurtar.
Bu güçler uzayı parselledi
Biz ne ile meşgulüz.
Bu tren de kalkıyor,
Zaman gelip geçiyor,
Asırlardır hür milletim
Esaretimi istiyor.
Arkamızda
Ne tezgahlar kuruluyor
Elimizdeki bu son toprak
Hala parselleniyor.

Bir Pazar tutturuldu
Sınırlar da kalkıyor

Uğrunda savaşılan
Bayrağım ne oluyor

İstiklalin sembolü
Marşım tarih oluyor

Paramız pul yapıldı
Millet Euro istiyor

Lira eskidi artık
Belli tarih oluyor.

Haç Hilalle savaştı
Şimdi dost mu oluyor.

Hala dünyada savaş
Bakın kimle oluyor

Haç Hilale vuruyor
Kimse tepki vermiyor.

Bir ikiz kule gitmiş
Dünya ayaklanıyor.

Ya Filistinin hali
Kıbrıs sürüncemede,
Çeçenistan cehennem,
Bosna yeni dirildi
Ermeniler işgalde
Azeriler sürgünde.
Afganistan işgalde,
Irak’ın hali belli
Parçalanma yolunda
Bütün keşmekeşlikler,
Bütün ızdıraplı yer
Hep hilalin altında

Haç Saldıran daima
Savunmada hep Hilal
Buna rağmen bağıran
Yine güçlü hep onlar.

Tuzaklar gizli ve sır
Dost görünen düşmandan
Kendi işleri için
Pohpohlar hep durmadan.
İşi bittiği anda silkinirsin yakında
Alacağını almış
Sen bir hiçsin yanında.
O cihan imparatoru.
Sen sadık hizmetçisi.

Bunu görmeli gözler
Hissetmelidir özler

Dünyada olanları,
Düşünmeli beyinler.

Hep bizler geri kaldık
Haç ezici bir kuvvet
Hilalin karşısında
Onlar artık bir millet

Bunu nasıl görmeyiz,
Nasıl düşünemeyiz
Avrupa Birliğine
Neden biz girmeliyiz.

Millet coşturulmalı,
Önü açtırılmalı,

İmkanları çoğaltıp
Engel bırakmamalı

Çalışma teşvik edip
Dünyaya yayılmalı

İyi bir yönetimle
Milletim uyanmalı

İlmede sarılmalı,
Adalet işlemeli,
Ekonomi spor, sanat
Beraberce gitmeli,

İnancını yaşayıp,
Gereği yapılmalı

Sevgi dostluk, kardeşlik
Arkadaşlık olmalı,

Komşu ilişkileri
Güzel hale gelmeli,

Herkes kendini değil
Milleti düşünmeli

El ele verip canla
Birlikte çalışmalı,

En güçlü problemleri
Beraberce çözmeli

O zaman hayat güzel,
O zaman coşku vardır
O zaman geldiğinde
Bu millet bahtiyardır.
29/9/1986 Adana
30/12/2001 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Muhakeme

Şaşan kalmış yollarda yığılmış insanlar çok
Bu insanlar içinden kendini bilenler yok

Ah! bu nice zamandır, yaşam nedir bilinmez,
Gülünür eğlenilir, tatlı hayal silinmez..

Ya! bu ömür sonrası hiç akıla gelmez mi
O kalın kafaların sarhoşluğu dinmez mi? .

Her kahkaha o sona bir basamak yaklaşır,
Boş, uzun yıllar boyu, siyah saçlar aklaşır..

Dürülünce her defter, hesaplar gelir bir bir
Sorulur o gün sana diyemezsin Allah bir..

Sanma ki bu dünyada işlenen burda kalır.
Mükafat ve ezayı öbür dünyada alır..
28.8.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Mutlu Gelecek

Ben düşlerim daima güzeli ve gerçeği
Umut ile beklerim o mutlu geleceği ! .

16.2.198- Narlıdere

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Mutlu Olmak

Mutluluk, aradığım en güzel bir kelime
Yeri hiç doldurulmaz. Ne verilse elime! .

İnsan ömrü boyunca bu anı düşler yaşar,
Bu kelime hayaldir, düşüncesi boy aşar! .

Onun sırrı çözülmez insanı verir aşka,
Hayali anlatmak zor, düşünmesi bambaşka! .

Manevi mutluluğu hissetmek en güzel şey,
Onun musikisini veremez, en tatlı ney!

Sonu belli olanlar, insana korku verir.
Bitime yaklaşımın düşüncesiyle erir..

İstenilen; arzuyla mutlulukla yaşamak,
Bu güzel duygularla insanlığı aşmamak! .

14.1.1984-Narlıdere
değ.4.2.1999-Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Mutluluk

Nice gülen yüzleri görmek mümkün bir anda,
İçleri kof, çürümüş, insan dolu cihanda..

Mutluluk bir özlemdir, herkes onu tadamaz
Mutluluğun simgesi her gülen yüz olamaz..

Kimi gülen yüz içten, hicranla kıvranıyor,
Gerçek bir mutluluğu diyar diyar arıyor..

Dudaklar gülse bile gözler gerçeği söyler,
Izdıraptan kıvranan, yürek mutluluk bekler! ..
14.1.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Nağme

Elvan elvan kokan nazlı güllere,
Gülşeninde her an baharın varmı?
Ilgıt ılgıt esen nice yellere
Dayanacak dalın, mecalin varmı? .

Dalında sallanır allar giyinir
Rüzgarlar nağmeyle ona değinir,
Bülbül gelir gülşeninde sevinir.
Dayanacak gücün, mecalin varmı? ..
21.1,1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Ne Dersin

Ne dersin?
Bilinmez ki nerdesin?
Aradım uzaklarda!
Galiba sen eldesin..

Ne dersin!
Şimdi söyle ne dersin!
Bakıyorum yorgunsun.
Çalışıp duruyorsun.
Dalmışsın kaybolmuşsun
Kendini unutmuşsun
Söylesene! Ne dersin?

İşitmek zor uzaktan
Sesini duymuyorum
Bir hoş seda geliyor
Bilmiyorum nerdesin?

Karanlık diyarlardan aydınlığa çıksana!
Bak gün artık karardı,
Lambaları yaksana.
Dalmışsın alemine,
Dert yüklersin derdine,
Şimdi cevap zamanı
Söylesene, ne dersin!

Ben bir ufkun içinde
Düşüncem bilmem kimde!
Hep dalgın gözler ölgün
Keder, dolu içimde
Geliyor tatlı sesin
Kendimi kaptırmışım
Şimdi senden dileğim
Söylesene nerdesin!
Benim için ne dersin!
26/3/1981 ytöö küt 10.49

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Ne Oluyor

Dolu dolu bunca gözler
Dağlanmış burkulmuş özler
Çizgi çizgi olan yüzler
Bir gerçeğe mi dalıyor!

Evde aç susuzu çoksa
Mal almaya gücü yoksa
Fakirlik çoğalıyorsa
Zenginlik kimde kalıyor!

Kemerler sıkmaz belleri
İşsiz kalmışsa elleri
Güzel söylemez dilleri
Beyne bir fitne salıyor!

Problem binleri aşmışsa
Düşünce volkanlaşmışsa
İmanlar zayıflamışsa
Nasıl çare alınıyor!

Sevgiler körelmiş ise
İnsanlar düşmüşse yes’e
Herkes başka başka dese
Birlik için ne oluyor!


Devlet çarkına engeller
Vicdanları hep zedeler
Ağlar babalar dedeler
Millet evladı soluyor!

Milletini sevmeyene
Vazifeye gelmeyene
Yalanla gün eyleyene
İçimiz kinle doluyor!

15.2.1986-Adana

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Ne Yapmalı

Beyin bir uçuruma düşmüş
Nasıl almalı? ? ? .
Almak için akıl lazım! ! ! .
Akıl; beyinde kaldı! !
Ne yapmalı? ? ?
Beyini kurtarmalı.
Kurtarmak için,
Dibe mi inmeli?
Yoksa,
İple mi çekmeli? ?
İnerken beden gider.
Çekersen beyin yiter! ..
16.3.1984-Narlıdere
31.3.1999 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Neylesin

Bir bahar son buldu, kış geldi artık
Dalında kuruyan güller neylesin
Bir ömür geçipte gidiyor artık
Son bulan ömüre kullar neylesin
11.2.1980- Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Nöbetçi Saat

Allahüekber!
Dedi, namaza başladı.
Cami, hoş güzel,
Yapılmış özel.
Bir ilim yuvasında,
Üniversite içinde.
Altıbin mevcut,
Bazen cemaat
Namevcut.

Bir Pazar
Öğle namazı.
Camide bir kişi
Derin bir sessizlikte,
İçinden okuduğu ayetler,
Çok net işitilmekte..
O sessizliği yırtıyor.
Dünya,
Gün ortasında sanki uyuyor.
Camide sürekli ses
Duvardaki pilli saatin tik takları
Görünen hareket,
Hareketli sarkaçları.
Bu sessizliğin derinliğinde
Dünya sanki boşalmış, bomboş.
Bu mekan,
Issız ve loş.
Namaz kılana arkadaş,
Duvardaki o saat.
Tik tak sesleriyle buradayım diyor.
Güzel bir ritimle
Namazın ahengine katılıyor.
İstikrarı hatırlatıyor..
Sanki,
Namazı kılan kişiyle
Namaza katılıyor..

Bu ahengin devamında bir gürültü,
Bir vızıltı! .
Bozdu bu güzel ahengi,
Bozdu! ..
Bu ses çok kötü,
Çok yozdu..

Bu ahenge inat bende varım dedi.
Bu, iri bir kara sinekti..
Camiyi fır döndü.
Her köşesini hızla işgal etti.
O anda
Ahenkli saatin saltanatı söndü
O vızıltı,
Saati kalbinden vurdu.
Sanki saat durdu.

Sarkaç sallanıyor,
Sesi duyulmasa da olur.
Nasıl olsa sinek yorulur.

Uzun sürmedi saltanatı.
Bir yerde durdu.
O anda cami duruldu.
Ahenkli ses tekrar duyuldu.
Yine,
Saat ve insan baş başa.
Sessiz saadet
Koca camı,
Yalnızlıklar ortasında bir mabet.
Bütün ihtişamıyla gösteriyor kendini.
Bütün cihana sergiliyor bedenini..
Uzaklara bağırıyor,
Buradayım,
Gelin! Diyor..

Dıştan müslümanız içten biz neyiz.
Cami yaparız içine girmeyiz.

Minare,
Boynunu gökyüzüne salmış,
Bulutlara meydan okuyor.
Sessizliğinden usanmış.
O da,
Gelin!
Ezan okuyun! Diyor
Diyor ya,
Çoğu zaman,
O camide ezan okunmaz.
Vakit namazı kılınmaz.
İkibinli yıllardayız,
Sokaklar müslüman dolu
Camiler bomboş.
Camilerin bekçisi saatler kalmış.
Saatler gelenleri karşılıyor
Arada bir sineklerde uğruyor.
Ama,
En az insanlar uğruyor.
Camiye
Uzaktan bakarlar.
Gıpta eder, övgüler yağdırırlar.
Kötü laf söyletmezler

Ama! !
İçine girmezler
İbadet etmezler.

Dıştan müslümanız içten biz neyiz.
Cami yaparız içine girmeyiz.
İmam yok.
Müezzin yok.
Cemaat yok.
Ezan yok,
Namaz yok.
Cami çok! ..
Minare çok!
Saat çok
Sinek çok.

Dıştan müslümanız içten biz neyiz.
Cami yaparız içine girmeyiz.
25-30 /10/1998

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

O Haşmet Bekleniyor

Eskiden gelen rüzgar bir gerçek getiriyor
Tarihin o haşmeti hayal gibi geçiyor

Atının nallarından bir zafere giderken
Gördük nice şehitler biz, Tuna dan geçerken

Ecdadımın yaptığı tarih, ne şanlı idi
Viyana kapısına dayandık, sanki, şimdi! ..

Daha da gidiyoruz bakıyoruz geriye,
Kanuni uzanıyor, Zigetvar, Kanije ye,

O Fatih ki el attı Bizansın surlarına
Bu cihanı almıştı küçücük avucuna..

O haşmet dolu günler bir masal olmamalı
Yeni nesiller bunu anlamalı sormalı
11.1.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Oğlundan Babasına

Yedi yaşından beri
Yolunu gözlüyorum
Yaşım kırkını aştı
Seni çok özlüyorum

Daha dün gibi sanki,
Evden çıkıp gidişin
Gidiş o gidiş oldu,
Olmadı hiç gelişin.

Altmış dört yılı kara
İçime açtı yara
Ağlamak normalleşti
Bakardık hep yollara

Annemin göz yaşları
Ninemin feryatları
Evde neşe kalmadı
Tattık ayrılıkları!

Radyodan dinledik
Senin trafik kazanı
Ölünü ne biz gördük
Ne mezarı kazanı

Meçhul bir mezardasın
Karaca Ahmet te sen
Ruhun bizle beraber
Bedeninle bir gelsen! .

Babasız olmak nedir
Bunu yaşamak çok zor
Akrabalar bir EL dir
Bizim içimiz bir KOR!

Herkes düşman kesildi
Büyüğümüz yok artık
Didinip uğraştığın
O evde kaldık artık!

Ev bize yar olmadı
Bölük bölük dağıldık
Beş kardeş beş bir yana
Çok anlamsız savrulduk!

Ailemiz ezildi
Dertlerimiz dizildi
Hani dost görünenler
Düşman gibi sevindi

İlmin irfanın bize
Gösterdi doğru yolu
Müsterih uyu baba
Gönlümüz iman dolu

Ne kadar uzak kalsak
İçimizde yaşattık
Sana layık olmanın
Huzurunu taşıdık.

Sen yerinde rahatsın
Dünya pislik ve zulüm,
Dönemezsin buyana
Bize gelecek ölüm! .

Ne kadar hata etsek
Allah’a şirk koşmadık
Namazı aksatsak ta
Haramla oynaşmadık! ,

Çocuktuk ve büyüdük
Senin yaşını aştık
Sen hala gurbettesin
Biz bu dünyada şaştık! .

Buluşacağımız gün
Belli olmaz hangi gün
Dün kapını açmıştım
Ölüm geldi öbür gün! .

Dünya sensiz çok tatsız.
Ailem oldu bahtsız.
Kardeşler anne uzak
Gurbette yalnız, tahtsız! .

Her zevk kısa sürüyor
Gönül mutlu olmuyor
Yalnızlık kor içimde
İçim öyle özlüyor!

Gurbetten gelsen artık
Gül yüzün görsek artık
Sakalının altında
Ninni söylesen artık

Hiç baba diyemedim
Nazlanıp eğlenmedim
Hep dışarda büyüdüm
Güzel gün göremedim! .

İçimdeki ukdeler
Yüreği deler geçer
Hani düşlediklerin
Senden başkası seçer! .


04/02/1999-08/04/2000 Gaziantep 21.30
03/05/2001 Gaziantep 22.36

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Olay ve İnsan

Olay ve insan;
İç içe yaşayan
Bir olgu ve gerçek.
İnsansız;
Olay anlamsız.
Her insan;
Yaşadığı an
Binlerce olayla iç içe
Düşünmeyen,
Gamsız insan.

Düşünce;
İnsan için
Sorulamaz, neden niçin.
Her canlı,
Doğar, büyür, yaşar ölür.
Bilinirmi? Kimin için! .

İnsan farklı yaratılmış
Nice hasletle donanmış
Düşünceyle icraat var
Bu nedenle
Ona olur bu dünya dar.

Bunu var eden düşünce!
Düşünceye var eden kim? ..
İnsanın hareketini,
Yargılayan büyük Hakim! ,..

O insanı var eyledi.
Akıl,verdi
Mantık verdi
Düşünceyle bir yol çizip
Kendisini,
Bulmasını söyledi!

Her olay,
Ya kopardı yaradandan
Ya sardırdı ipine
Koşarak yorulmadan.

Kendi nefsini yendi
Uğrunda neler dendi
Kimi şeytana uydu
Nice tatlı laf duydu

Aklı gitti başından
Ne kötü işler etti
Utanmadan yaşından!

Nasipler belli olur
Herkes yerine gider,
Sonra ağlamak iniçin
Boşa geçmişse ömrün
Ah çekme için için.

21/02/1984 narlıdere20.05

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Oldumu ki!

Bu dünyaya geldik gittik
Yedik içtik güldük yittik.
Ya sevildik, ya sevmedik,
Bir izimiz oldumu ki! !

Deli dolu bir hayattı,
Göz açıp kapatıp bitti.
Hayat dolu, dolu dertti
Bir hazımız oldumu ki! !

Hep günlerimiz kış oldu,
İçimiz dertlerle doldu
Soğuktan bedenler dondu
Bir yazımız oldumu ki! !

Hayat anlık dünya anlık
Bilemedim neye kandık
Günü güne kattık yandık,
Bir anımız oldumu ki! !

Günler aylar hızlı geçer.
İyi kötü, insan seçer.
Ruh bedenden uçar gider.
Bu sonumuz oldumu ki! !
Gaziantep 21/03/2004-03/06/2004

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Olurmu

Sizler, yollarımızı kestiniz.
Sizler, kollarımızı kestiniz
Sizler, dallarımızı kestiniz
Sizlerle birlik olurmu?

Sizler, kapıları kapadınız,
Sizler, gözlerimi ağlattınız,
Sizler, sözlerimi bağladınız,
Sizlerle dirlik olurmu?

Sizler, yüreğimi dağladınız
Bağrıma taş bağlattınız
İyiliği sakladınız
Sizlerle eşlik olurmu?

Bağımızı kopardınız,
Çevreye fitne saldınız,
Hep gönülleri yaktınız
Sizlerle dostluk olurmu?

Her şey size mi bakmalı
Meta size mi akmalı
El üstünde mi tutmalı
Böyle hoşnutluk olur mu?

Dünyanın merkezi misin
Her şey etrafında dönsün
Elpençe divanda dursun
Böyle kibirlik olurmu?
Gaziantep 12/03/2004-03/06/2004

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Ölüm

Ölüm! .
Kaşla göz arası mesafe,
Ölüm!
İki nefes arası
Ölüm! .
Bir anlık gaflet
Ölüm! .
Uykuya yatış
Ölüm!
Dünyaya veda! .

Yeni hayata seda!
Dünya sınavı sonu,
Belirtir yeni yolu

Ondan öncesi eğitim
Edinilen birikim.
Neticesinde sınav
Başarıda mükafat
Sonsuz nimet ve CENNET!

Başarısızlık ceza,
Yeniden çalış, gel yok
Dünyaya bir geçit yok
Yeni bir eğitim yeri
Hazırlanmış insana
Diyemezsin gelemem
Gösterilir CEHENNEM! ..

Şirk yok ise ALLAH’a
Geçmemişse HAK kula,
İyi niyet sabırla,
Hak, hukuk adaletle,
Geçirilmişse dünya
Mükafatın doruğu
Kur-an’ında övdüğü
Altından ırmaklarla
Yeşile bezediği,
Huzurun şatafatın
Saltanatın bolluğu,
Her türlü hizmetiyle
İnanana sunduğu
Verilir yüce HAK’tan
CENNETTİRr O sunduğu.
Nice sonsuz güzel şey,
Var etmiştir O yoktan.

İstemez kullarının
Şeytana uymasını
Kötü işler işleyip
Cehennemde yanmasını! .

Yarattığı kulunu
İster; gelsin yoluna
Sevsin Yaradanını,
Alsın mükafatını.

Allah’ın doğru yolu
Hak,hukuk ve adalet
İstenildiği gibi,
Yapılmalı ibadet.
Yaratılan her şeye
Biraz sevgi, hoş görü
Öğretecektir bize
En güzel, doğru yolu.

Ölüme hazırlanmak
Bu manaya ulaşmak
Doğru işleri yapıp
Fena şeylerden kaçmak.
Biraz sevgi ile yan
Zulme yakınlaşmayan
Doğruluklara doyan,
Budur gelen imtihan

O zaman ölüm hoştur
Gayri gerisi boştur..
10/07/-28/11/1998 GÜ. Lojm
03/05/2001 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Ömrüne Yan

Gülüpte ağlamayan,
Ömrüne yan, ömrüne yan! .
1998 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Ömür

Özümüz damla damla ummana dalar gider
Dalgalar arasında çırpınan ömür biter! ..
1980- Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Ömür Birgün Biterde

İçim boş,
Duygularım uykuda,
Beyin yorgun
Dünyanın telaşında,
Bir koşuşturma hayat
Bir kovalamaca
Sonucu hüsran,
Sonucu berbat.

Uğraşılan yıllar boyu
Amaçları gerçekleştirmek
Amaç aynı
Gerçekler yok
Amaçlar oldu rüya
Geleceğimiz ütopya!

Yaş baş kemale erdi
Uzun yıllar vardı derdi
Hep büyükler “olur” derdi
Olmadı murat olmadı gitti
Hayatın çilesi dolmadı gitti! .

Çalışmak her zaman her yerde
Buna çare büyük yerde
O Hak derse “Ol “ derde
İçte kalmaz kederde!

Derdi çekmek var serde
İstenilen “O” nerde
Hayatımız kederde
Yıllar yılı dolaştık
Ömür geçti seferde
Kalmadı mecalimiz
Bir gün sağlık yiterde
Yaşlar ilerleyince
Gençlik elden giderde
Umuda kavuşmadan
Ömür bir gün biterde
16/02/200 E.Ü. misf22.24
13/05/2001 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Ömür Dedikleri

Ömür, ömür, dedikleri
Üç beş günlük sefa imiş
Üç beş günün haricinde
Bütün yıllar cefa imiş
12/11/2000 gantep myo

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Özlenen

Yollar uzarda gider
İçlerde acı keder
Bir mutlu yaşam için
İnsanlık dua eder..

Kabarır içlerde kor
Bu özleyiş öyle zor
İnsanlık bir ışığı
Hep ümitle bekliyor! ..

Bükme boynunu acı
Yeter geçsin bu sancı
İnsanlık bir gün giyer
Özlediği o tacı! ..
8.7.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Pranga

İnsan bağlanır
Her bir nesneyle
Ama duyguya
Pranga vurulmaz! .
Vücut kuvvetine
Dur demek kolay,
Zihin kuvvetine
Dur demek olmaz.

Suskunluk
Bir bekleyiş
Ama!
Kabellenmeyiş
İstenilen hayatı
Gönlünce hayal ediş! .
Dilleri bağlasalar
Vücudu dağlasalar,
Arkadan itikleyip
Zindanlara atsalar,
Doğrular içte ise
Bunlar engel olurmu,
Beyinde doğrularla
Yanlış yer değişirmi
Doğru her zaman doğru
Yanlışlarla değişmez.
Ne kadar çektirseler
İnsan değeri yitmez.
6.5.1984-Narlıdere
değ.4.2.1999- 18.11.2000 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Ramazan

Yine ramazan geldi
Hoş geldi safa geldi
Bizde sevinç, hoş duygu
Kutsal ayın tutkusu.
Kişinin rahmet ayı,
Sabır, bereket ayı,
İbadet taat yolu,
Mümin in sebat yolu.

Ağızlar kilitlenir
İbadetler dillenir.
Açlık, nefsi köreltir.
İman; aşkı yüceltir.

Allah’la kul aktidir.
İbadetler vaktidir.
Yoksulun karnı doyar
İnanan zenginlerin
İman kalbini boyar.

İçten,fitre, sadaka
Bedenin takatidir.
Dağıtılır sevinçten
Bu huylar güzel huylar
Kardeşlik beraberlik
Duygular pekişirler
Husumet kötü söz yok.
İnsanlar birleşirler
Tatlı laf söyleşirler

Allah’a zikreyleyiş,
El açıpta yalvarış
Gönülden gelen sesle
Güzel dua eyleyiş,

Mümin bir sabır taşı
Yemez gündüzün aşı
Bir ay sabırla çile
Mükafat, O Rahmandan
Verilir özellikle..

Ya kaygusuz olanın,
Orucu tutmayanın
Hali nice olacak
Namazı kılmayanın

İbadeti yapmayan
Haramı helal edip
İyilik bulunmayan
Gece gündüz demeden
İçkiyle başı bir hoş
Bütün dünyası bomboş

İnsanlık çoğunlukla
Asiliğe müptela
Büyük şehirlerimiz
En büyük kederimiz
Sözde İslam beldesi
Ramazanın geldiği
Belli olmuyor neden?
Sokaklar kalabalık
Yiyen insanla dolu
Kaybedilmiş benlikle
Bulamaz doğru yolu

Bir kuruma girince
Selamın gider hiçe
Sana çay ısmarlarlar
-Oruçluyum deyince
Alaylı bakışarak
Gülerler içe içe

Benlikleri yok olmuş
İmanları kaybolmuş
Bir gafil topluluğuz
Allah’ın varlığını
İnkara kalkışmışız
Bunca dertler yetmemiş
Allah’la uğraşmışız
Kimi Allah’ı arar,
Bizler ondan kaçmışız

Son zamanlarda bu din
Vicdanlardan gidiyor.
Bu arayışla toplum
Hirıstıyan oluyor
Bu gaflet bitmelidir
Bu din bilinmelidir.
Huzuru istiyorsak
İslam yücelmelidir.

01/07/1983 2.11 Adana
01/102006 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Sabır

İnsan bünyesi çok şeye dayanır
Zoru görmedikçe dayanmam sanır!

Zorluk insanlara öğretir sabrı
Sabredemeyenler görürler kabri! .

03/01/1984 Narlıdere

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Sabır ve Sıkıntı

Yine düştüm yollara
Buğulandı gözlerim.
Açık duran kollara
Sarılmayı özlerim.

Bir çare var önümde
Buluşmayı beklerim.
Dertliyim şu günlerde
Sabrı, sabra eklerim! .

Dağılsa şu ufkumdan
Kara bulutlar şimdi
Güneş dolu yolumdan
Ufku karartan kimdi?

Acıları söyletip
Kalbime dertler sindi.
Duyguları köreltip
Güzel arzular dindi! .
03/02/1999 Gaziantep1.20

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Sanat

Dünyanın işlerinden
Sanat kimin neyine
Bir ekmek kavgasındayız.
Günler koşuşturmaca,
Günler telaşta,
Günlerimiz stres dolu
Günler hüzün
Günler keder
Soran yok!
Aç insanlar ne eder!
Tiyatro gelmiş
Konser var
Sinema güzel,
Bunları kime anlatırsın,
Karnı aç insana,
Sanat dediğin ne eder! .

Evde,
Çoluk çocuk
Aş bekler.
İşsizi iş bekler
Kapı kapı dolaşıp
Anlık iş aranıyor
Bu kargaşa içinde
Şiiri kim neyler,
Sanatı kim neyler,
Sanat onun için ütopya,
“Sanatsız kalan bir milletin,
hayat damarlarından biri
kopmuş demektir”
Öyle demektir de
Hangi hayatın bir damarı bu
Damarın birinden vaz geçtik
Hayat elden gidiyor.

Sanata gelene dek,
Yapılacaklar olmalı
Herkese iş,
Herkese aş,

Karnı boş,
Yüzler nahoş
Çocuk yok anlamaz
Kazan kaynamaz,
Aş pişmez
Boğaza girmezse
Sanat kimin neyine

Sosyal bir hayat,
İşte o zaman SANAT
Sanat
Ruha yön vermek için
Duyguları dillendirmek,
Duyguya duygu eklemek,
Düşünce sermek
Yorumla yoğrulmak
Felsefe katmak
Sübjektif görüş
Hayatı irdeleyiş

Bunları yapabilmek
Aç insan için zor
Bunun için:
Geri kalmış topluluklarda
Sanat olmaz
Yaşamaz.
Bütün sanat dalları,
Refah düzeyi yüksek
Ülkelerde gelişir.
Ekonomi yerleşmiş
Sosyal düzen düzlükte
Problemler halledilmiş
Kaygı yok gelecekte

Ama bize bakalım
Hakkâriliye bale
Muş’takine buz dansı
Artistik jimnastik
Kars’a
Opera Erzincan’a
Tiyatro merkezi Ağrı,
Konservatuar Van’a
Çok mu tutacak bunlar
Bunlardan kimler anlar.
Önce karın doymalı,
Evde huzur olmalı
Gelecek endişesi,
Beyinlerden kalkmalı,



Şimdi insanlarımız
Gazete çok okuyor
Veya;
Okuyor görünüyor.
En çok okunan sayfa
“Eleman Aranıyor”
İşte ilan sayfası
En güzel şiirden hoş
Tiyatro nedir geç- boş
Operayı kim neyler

Sanat insana hizmet
Sanat insan için var
ÇIKSA İLANDAN BİR İŞ
Yeni hayata geliş
En büyük sanat odur.
ÇÜNKÜ İNSAN KURTULUR.
09-21/06/2001 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Sancı

Aradım yine seni
Duymak istedim
Mahur sesini
İçimde dinledim

Kalbte yara kanadı
Çağladı göz pınarım,
Düşüncem volkanlaştı
Ataşinle yanarım! .

Ayrılığın kolları
Uzun, ne kadar uzun
Arşınlarım yolları
Sonunda gene hüzün!

Yollar bir engel gibi
Kalbin çekeceği var
Görünmez kuyu dibi
Hayallerde kaldı yar! ..

Düşünce girdabının
En uçsuz dibindeyim
Hayatın hesabının
Bilinmez yerindeyim! ..

Uzayan yollar ile
Kalbe giden yol engel!
Uzayan günler bile
Ayağıma bir çengel!

Uzadı gün uzadı
Saatler işlemiyor
Yıllarda asırlaşmış
Takvim ilerlemiyor
Güneş bir doğmasın ki
Artık batmak bilmiyor

Ama ağaran saçım
Omuzlara yük gerdi
Gitmek bilmeyen yıllar
Derdi sırtıma serdi! ,

İçimdeki duygular
Dışa uyum sağlamaz.
Geçen her gün çileli
Artık beni ağlatmaz! .

Hayaldi her bir istek
Hiçbir zaman olmadı
Beklenilen her destek
Desteğini salmadı

Hayat anlık, hayat acı!
Yenilen darbe kaçıncı
Sürülen sefa birkaç gün
Geri kalan yıllar sancı! !
27/4/1981 ytöo yemekhane-25/11/2000 gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Secdelerin Nuru

Kalpler Allah’a dönüp tekbirler getirilir
Nur yüzden çıkan ışık seccadeye serilir! ..

Huşu ile bağlanan eller kalple birleşir
Dil artık O Kur-an’ın sırlarıyla söyleşir..

Alem ile irtibat bir anda kesilince
Kalp sonsuza ulaşır dualar söyleyince..

İçte bir huzur olur uçuşur sanki insan
Kötülükler kaybolur ayetlerin sırrından! ..

O Allah huzurunda vücut secdeye iner
Bedendeki ızdırap, bütün acılar diner..

Eller duaya kalkar. Rahman’dan rahmet yağar
Nurlanan o yüzlerden aydınlık günler doğar! ..
15.12.1980- Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Sen

Sen dağda kır çiçeği
Bağda bir gül çiçeği
Sen, yakama taktığım
Güzel uğur böceği

Her an tenime cansın
Hayatta güzel ansın
Her günüm masal olsa
Sen onun parçasısın! .

Düşlenmez sensiz hayat
Kalırmı onda bir tat
Gelecek güzel güne
Olsun bu günler seyhat

Dilimde bir türkümsün
Bir biblomsun süsümsün
Ayrılık acı belki
Doğan güne ülkümsün! .

Acıları yaşarız,
Neşelerle coşarız
Gönüllerimiz aynı
Biz huzura koşarız! .
05/02/1984 Narlıdere
08/04/2001 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Sen bizlerin Tek Rabbisin

“ Rahmetim gazabımı geçti
(Ayet)
Sen affedicisin af etmeyi seversin beni affet
(hadis)

Çok yücesin ey yaradan
Bütün cihanı kuşatan
Işık verdin Güneş, Ay’dan
Sen bizlerin tek Rabbisin

Bize güzel beden verdin
Bu bedeni de süsledin
Sonra “Bana uyun” dedin
Sen bizlerin tek Rabbisin

Sağlık sıhhatle yaşattın
Nimetlere nimet kattın
İsyan ettik sen affettin
Sen bizlerin tek Rabbisin

Kalbimizde dolu sevgin
Senin şefkatin çok engin
Sevgin gazabından zengin
Sen bizlerin tek Rabbisin

Günahımızdan korkarız
Rahmetine aşınayız
Yalnızca sana taparız
Sen bizlerin tek Rabbisin

Günahları affedensin
Tövbe edeni seversin
Bizi üzmek istemezsin
Sen bizlerin tek Rabbisin

Sen en güçlüsün her yerde
Deva olursun her derde
Sevinçlerde kederlerde
Sen bizlerin tek Rabbisin

Kalbimizdedir mekanın
Seni zikreyler her anım
Ölüme gider zamanım
Sen bizlerin tek Rabbisin
10/10/2006 20,40 gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Sen Güzele Koş

Yüreği sızlayıp dertlerle yoğrulan
Çilenin içinde nefessiz, boğulan
Hayat girdabından güçlükle doğrulan
Cefakar milletim sen güzele koş! ..
Bu sevgi seliyle beraberce coş

Dinmeyen acına dermanla dolacak
Kanayan yarana merhemin olacak.
Derdinin sırdaşı, arkadaş kalacak
Bu duygu yüzlerde olamaz nahoş
Bu sevgi seliyle; beraberce coş

Milletim huzura bunca yıl hasret
Bu kadar sürede bitmedi kasvet
Yok olup eriyor hep milli servet
Dur demek gerekir gerisi hep boş
Bu sevgi seliyle beraberce coş

Sana bir muştu. geldi beklenen
Kalmaz artık sana bakıp diklenen
Dostluk, kardeşliğe sevgi eklenen
Bu yeni bir çağdır yarın herşey hoş
Bu sevgi seliyle beraberce coş
15/121985 Adana
30/12/2001 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Seni Bulmak

Arar göz gönlüm bir yol.
Bulurum orda seni! .
Bana uzanan her kol,
Götürür sana beni! .

Ferhatın her zirvesi
Firkatten uzak olur.
Beklerim güzel sesi
Fakat gelmez, ne olur! .24.3.1981-ban. Treni-Ank.

Her an tatlı hayalim,
Ufkun içine dalar.
Kalmayınca mecalim
Göz gönlüm daim ağlar! ..

Arayış bulmak için,
Yolları aşmak için,
Sana ulaşmak için,
Çekerim için için! ..
2.4.1981 Y.T.Ö.O. küt.- Ank.

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Sensin

Her cana canansın sen
Dertlere devasın sen
Sensin af edici sen
Affet bizi Allah’ım

Hayatımızın tadı
Duamızın son adı
Gönlümüzün maksadı
Bir tek sensin Allah’ım! ..

Çaresizler çaresi
Hayatın tek gayesi
İbadetlerin sesi
Senin adın Allah’ım! ..
4.2.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Sevgi

Bilinmez ne olacak
Bu günden sonraki gün
İçim hüzün dolacak,
Belki gözlerim ölgün

Ya neşe yakalarsam
Mutluluğu bir tatsam
Hayatımı anlasam,
Gözlerim güler o gün! .

İçime kötü şeytan
Vesvese dolduruyor
Sinir krizi gelse
Saçları yolduruyor! .

Sevgi bağla bağlıyor,
Sevgililer ağlıyor,
Kalpte sevgi olmazsa
Çile bağrı dağlıyor

Sıkıntı dolsa insan
Güzel duygusu vardır.
Onu varlıklı sansan
Ona bu dünya dardır! .

12.1.1984-Narlıdere

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Sevgi ve Hüzün

Gül yüzünü düşledim
Güllerin arasında
Şiirlerle süsledim
Bülbül şakırtısında

Hayalimde yüzünün
En ince çizgileri
İçte acı hüznünün
Belirdi dizgileri

Bakışların karşımda
Hep keder aksediyor
Beynimde düşünceler
Yaşlarla raks ediyor

Dalgın durmasın yüzün
Pınarlaşmasın gözün
Kalbinde bir tatlılık
Güzel söylesin sözün

Kısa kesilmiş saçın
Bırak bele uzansın
Seni görecek gözler
Güzel bir melek sansın

İpekleşen saçına
Rüzgar ninni söylesin
Gözlerin sade güzel
Bir sürmeyi neylesin

Boyun uzun ve ince
Sevinirim gelince
Bende mutlu olurum
Mahmur yüzün gülünce!
05/02/-04/05/1983 Adana

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Sevgiyle Gelecek

Aşkı hecelerim, hep hece hece
Gönlüm öyle dolu, garip bilmece
İçim uyku tutmaz, gündüz ve gece
Geçen bunca zaman bilmem ne OLDUM

Sevgiyi, hayatta tatmak, yaşamak
Bir ömür eşiyle sevip anlaşmak
Dert ve mutlu günde, her an kaynaşmak
Dileğim buydu aradım BULDUM

Geçmişin iyisi kötüsü bitti
Anlayış değişti, kaygılar yitti
Gelecek ümit var, eskiler gitti
Şu an bir sevgi, coşkuyla DOLDUM

Her çile meğersem bir anlık zahmet,
Çekilmeyince hiç, olmuyor rahmet.
Düzelir günlerim, bitince gaflet,
Geçmişim çileli,düşündüm SOLDUM

16/06/1984 Narlıdere

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Sıladan Ayrılış

Acı olur ayrılık,
Ya, sıladan olursa
Bir garip olur kişi
Duyguları karışık
Hele,
Son gece,
Düşünce
Resmi geçitte!
Sabaha dek süre gelen
Yarı uyku yarı düş
Moralde yükselme yok
Yaşanır ani düşüş! ! .

Düşler içinde
Kafa karmaşık
Defalarca
Yolculuk yaşanır beyinde
Her sefer farklı,
Her sefer ayrı,

Sabah ezanı
Uykuyu böler
Ev uyanır,telaşe başlar.
Namaz kılınır,
Hazırlık başlar
Kahvaltı sonunda
Hareket başlar.! !

Ana gözünde
Billulaşır yaşlar
Çantalar dolar
Kapı açılır.
Gözlerdeki yaşlar
Akar boşalır! ! .
Hıçkırık gelir
Mendiller ıslak
Buğulu gözlerle,
Açılır kucak
Sarılma, öpüşme
Eşikte başlar.
Yürekler ezik
Yüzler hep çizik çizik,

Yolcuda,
Donuk bakışlar
Acılı biröz
Boğazda hıçkırık
Düğüm düğüm,
Baş eğik
Arkaya döüp el sallar
Ayrılık acısı başlar,
Çanta bir elde
Yolu arşınlar.
Çözülür düğüm
Akıyor yaşlar.
Arkadan su sesi duyulur.
Örtmek için yaşları
Ayrılık sonucu
Eğer başları..
25/10/1981Pazar y. Kumlu köyü 21.31
17/02.2001 gantep 24.00

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Sınav

Sıra sıra, dizi dizi
Dizilmiş öğrenciler
Bir sınıfta kırk kişi
Sınava girmek işi
Kırk çift göz,
Kırk beyin,
Bir belirsizlik ortamında
Sınav yöneticisine kilitli,
Bir söz,
Bir umut,
Başarıya bir kamçı
Gözler parıldamıyor,
Bir şeyler arıyor boşlukta.
Bakışlar boş
Yürek,
Hızlı çarpıyor.
Heyecan son dorukta
Sınav başlamasıyla
Kırk çift göz,
Sınav yöneticisinden
Kitapçıklara kaymış
Gözler görülmüyor,
Ses yok
Herkes kendi iç dünyasıyla baş başa
Kitapçık sayfalarından
Umut aranıyor
Milyonlarca kişi içinden
Bu kitapçıklardan çıkmak zor.
Kolay değil,
Milyonlarca beyin,
Ömrünün en hızlı temposunda,
Kimi önce yorulacak,
Kimi sonra,
Kimi doğru cevapları kolay bulacak,
Kimi bulamayacak.

Beyinlerin savaşı!
Bu savaş üç saat.
Üç saat sonunda
Çoğunun değişecek kaderi
Yeni bir dönem
Yeni çalışma,
Ama!
Önce bu sınavı aşma
İş bu,
Amaç bu,
Bu amaç için,
Yıllar geçmiş
Okul yetmemiş,
Dershanelerde özel eğitim,
Yetmemiş
Evde özel eğitim,
İmkanı olmayanlar
Kendi kendine eğitim.
Şimdi final
Ya kazan ya kal
Kalanlar için yeni arayış
Yeni sınava hazırlık
Kazanana Üniversite

Bilgi yüklü beyin
Ne kadar yüklü?
Bu yükü
Kağıda atacak mı,
Yoksa,
Şaşırıp kalacak mı?
Heyecan yenilmeli,
Aceleye gelmemeli,
Bilgiler toparlanıp
Kağıda dökülmeli! .

Aileler tedirgin,
Çocukları içerde
Onlar ise dışarda.
Beraber ter döküyor.
Geçen dakikaları
Stresle dolduruyor.
Ruhu içerde kalmış
Beden çile çekiyor
Bir çocukla beraber
Tüm aile fertleri
Birlikte sınav oluyor.

Sanki ölüm kalım var
Sınav dönüm noktası
Sınava giren çocuk
Bir çok zorlar içinde
Aile zorlar,
Çevre zorlar,
Hocası zorlar,
Bu zorlar içinde,
Sınavda çocuk zorlanır.
Bilgiler karışır,
Yapamam korkusu dolar içi
Zaman akar gider,
Üç saat hızla geçer
Sınav sonunda
Çıkan yüzlerde
Bazan endişe, bazan korku
Bazanda neşe görülür.
Sonuçlar gelene dek
Evde tedirginlik havası,
Kazanana mükafat
Kazanamayan cezada

Kazansa ne olacak,
Kazanmasa ne kaybedecek,
Her ikisinin sonucunda
Okumuş işşiz
Okumamış işsiz
Emekler boş
Geçen zamana yazık,

Bu koşuşturma sonucu
Bir yere varmalı
Üniversite bitince
Rahat bir iş bulmalı,
Okuyamayan gençlik,
Bir meslekte olmalı
Güzel imkan yaratıp
Ekmeği kurtarmalı
Bu dünya hayatında
Bir baltaya sap olmalı
17-21/06/2001 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Sınavı Yaşamak

Sınav umuda bakan
Açılan bir pencere
Ama zahmet ve çile
Kaynayan bir tencere! ,

Sayfaların içinden
Bilgiyi özümlemek
Sırları aşmak için
Soruyu çözmek gerek! .

Her doğru soruların
Birikince peş peşe
Hedefin gözükecek
Yüze gelecek neşe!

Beyinle kalem işler,
Cevaplar dizi dizi
Mutluluğa bir muştu
Elbet çağırır sizi! .

Kazanmanın sevinci
İçinize Bir dolsa
Kaybolur keder elem
Geleceği bir yolsa

Nice hayal kurarak
Buralara geldiniz
Başarı gelmiş ise
Doğruları bildiniz
17-21 /06/2001 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Sırdaş

Ne dost var yanımda ne de arkadaş
Sorması gerekir, beni can kardaş
Günler geçip gitti aranmaz oldum
Düşüncemde yaşar sevgili sırdaş! ..
23/01/1984 Narlıdere

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Sızı

Eğer o gül bahçesi, bir gün acı solarsa
Ruhumun derinliği ızdırapla dolarsa,
Hazan kara bahtımın saçlarını yolarsa
O zaman kara bir son yaklaşıyor demektir! ..

Canımın ta! İçinde bir sızı canlanıyor
Çevremde beni sıkan setler sıralanıyor,
En ücra köşelerde Canlar yaralanıyor,
Basamağın sonuna yaklaşılmış demektir! ..

Ben benmiyim diyerek nice yıllar aradım
Benliğim bulmak için her tarafı taradım.
Yüreğimdeki aşkın doğruluğuna vardım..
Ulvi aşkın hedefi yaklaşıyor demektir! ..
26.4.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Silsile

Hayat çok uzun sanki,
Küslük bir meslek olmuş.
Anasından sıkılan,
Babalarına kızan,
En kolay yolu seçmiş
Küslük meslek seçilmiş.

Bu çağın hastalığı,
Ana babadan kaçmak,
Aileler dağılmış
Geçinmek, görüşmemek.

Para ilahlaştırılmış,
Sevgi satılık mal olmuş.
Ana babayı sevmek
Paraya endekslenmiş.
Ana babaya bakmak
Zenginliğine kalmış.
Parası olmayanın
Evlat evinden kaçmış.

Baba para isterse
Evde huzuru kaçmış
Para vermemek için
Küslük meslek edinmiş.

En iyi geçim şimdi,
Ana babayı itmek
Onları yok sayarak
Hayatını geçirmek.

Yaşlı, hastalanacak,
İhtiyacı olacak
Yardımlar gerekecek
Evlat küslüğü seçmiş

Elbette gelmeyecek
Dertleri bilmeyecek
Bahanesi hazırdır.
Anne babayla küstür.

Hayatı anlamak zor
Yalnızlığı seçtiniz
Sanki gençlik hep durur
Zaman öyle bir vurur.

Yıllar hızla geçecek
Evlat baba olacak.

Dermanın kesilince
El ayak çekilince
Çoluk çocuk gidince
Tek başına kalınca
Arayan soran olmaz
Gözlerde yaşlar kalmaz
Kulak zil sesi bekler
Gözler yolları gözler.

Ama gelenler olmaz.
Neden gelmez, sordun mu?
Geçmişe bir kafa yor.
Ne etmişsen atana
O gelmiştir karşına.

Anaya hiç kızılmaz
Babaya hiç küsülmez.

Onlar yolu gözlerken
Gülmüşsün eğlenmişsin
Eş, çocuğun uğruna
Onları terk etmişsin.
Üç beş adım öteden
Aylarca gelmemişsin.
Ananın göz yaşını
Hiçbir gün dindirmedin.
Babanın ahlarından
Bir ders çıkarmamışsın.

Bu ahlar sıra ile,
Devam eder silsile,
Babandan devralmışsın,
Evladına yadigar.
Dünya durdukça sürer
Beddua devam eder.
Olamazsın bahtiyar….

Gaziantep 12/03/2004-03/06/2004

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Solmuşum

Gülmek bana haramı?
Hep çileyle dolmuşum
Yavaş yavaş kuruyup
Çiçek gibi solmuşum

Geçirdiğim her günüm
Bir azap gibi olur
Nerede bir dert varsa
Gelir önümde durur.
01/01/1984 Narlıdere

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Son Hıçkırık

Son hıçkırık dağılır boğazda düğüm düğüm
Arzular perçinlenmiş karışmış bir kör düğüm..

Çare köşesi hep boş uğranılmaz son durak
O yazda bir gölgedir ama istenir kurak..

Sevgi değiştirilmiş binbir adla yoğrulmuş
Namuslar yitirilmiş hıçkırıkla boğulmuş..

Asık buruşuk surat karanlıkta maskeli
Göz pınarları kuru ömürleri lekeli..
14.10.1980-Soma

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Sorulmaz ya

Her şiirde güzel mana
Arasak ta bulunmaz ya
Bazen güzel bazen çirkin
Anlamlı söz sorulmaz ya!

Acı bir söz yazanlara
Dert kuyusu kazanlara
Kötü olup azanlara
Gerçekler de sorulmaz ya!
01/01/1984 NARLIDERE

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Şair

Hak sevgisi olan insan,
Kötülüğe meyyal olmaz
İyiliği şiar eder.
Kalbinde kötülük durmaz.

Şair kişi aşık kişi,
Hak sevgisi dolan kişi,
Haksızlıkla zulmü sevmez.
İyiliktir onun işi..

Malda mülkte gözü olmaz.
Yol göstermeye doyamaz.
Özel söyler, güzel söyler
Karşılığını bulamaz.

Sevgi onun hamurudur.
Kıskançlık kin, bir çamurdur.
Gülen yüzdür, bir semboldür.
Güzellikle yoğrulmuştur

Şair düşünceyi aşlar
Düşünceyi kalem yazar.
Halka yolu gösterendir
Bilgi verir azar azar.

Sorunlara neşter vurur,
Zulmün karşısında durur
Doğruları korkmaz söyler
Fikirden, fikir doğrurur.

Hakkın dilinden söylerler
Halkla birlikte olurlar
Çile çeker sabrederler
Şairliğin özü budur.

09/10/2006 20,40 gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Tekbir

Saatler geçiyor hep bir bir
Yalvar ey kul Allah’a al tekbir..
31.12.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Tembellik

Kimse Hakka razı gelmez,
Dürüst çalışma sevilmez,
Her kişiye güvenilmez
Para derdine, yok olduk

İşveren işçi bulamaz,
Bulsa da çalıştıramaz
Karından da pek kısamaz
İşleri hep kötü bulduk.

İşsiz çalışmaz, kahvede
Evde aç çok, ekmek nerde
İş var dense, her bir yerde,
Zor gelir. Gitmez olduk.

Tembellik ruha işendi
Gün geldi çocuk dilendi
Baba, sırt üstü dinlendi
Bir bela mı arar olduk..

Şiarı çalışmak olmayan
Nasihatten ders almayan
Ahlaksızlığa doymayan
Kişilerden kaygı duyduk.

Çalışmalı bütün canlar,
Tembelliği gömmeliyiz
El ele verip insanlar
Ülkeyi yükseltmeliyiz.
GAZİANTEP 02/04/2005

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Tutsak Beyinler

Kaynayan kazan içinde insan
Sonu meçhul bir çırpınış içinde
Ölüm yavaş yavaş ensede her an
Çığlıklar duyulmaz kendi içinde! ..

O çığlık ve feryat nice evvelden
Geçmişin kirini sürükler gelir.
Kaybolup dağılsa, uçuşan yelden
O yeller tarihi yükler de gelir! .

Beyin yiyen yamyam eli hep sende
Bırak! o eli devrilsin gitsin
Sen idealini yere sersen de
Ona yar olamaz sadece hiçsin

Meçhule giden beynin ne dolu,
Bir sele kapılıp kendini itme,
Arayıp bulsana en doğru yolu
Seni sevenleri böyle bekletme! ..
15.1.1981-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Ulvi Aşkın Hedefi Yaklaşıyor

Eğer o gül bahçesi, bir gün acı solarsa
Ruhumun derinliği ızdırapla dolarsa,
Hazan kara bahtımın saçlarını yolarsa
O zaman kara bir son yaklaşıyor demektir! ..

Canımın ta! İçinde bir sızı canlanıyor
Çevremde beni sıkan setler sıralanıyor,
En ücra köşelerde Canlar yaralanıyor,
Basamağın sonuna yaklaşılmış demektir! ..

Ben benmiyim diyerek nice yıllar aradım
Benliğim bulmak için her tarafı taradım.
Yüreğimdeki aşkın doğruluğuna vardım..
Ulvi aşkın hedefi yaklaşıyor demektir! ..
26.4.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Ülkemin Manzaraları

Yüz solgun,
Gözler dalgın,
Bakış ölgün
Beyin durgun,
Vücut yorgun
Beden kırgın,
Ruh sıkkın
Kalbi bıkkın,
Bu ne hal!
Günümüzün insanı.

O insanlardan biri ben
Belki diğeri de sen! .
Bu etki neden?

Dışarıda uğultu,
Yollarda gürültü,
Evlerde zırıltı,
Sokaklarda şırıltı,
Düşünemez olduk.

Bunlar ne ki! .
Cepte yangın,
Evde yangın,
Kalpte yangın,
Ruhta yangın,
İşte yangın,
Velhasıl,
Yangınlardayız! .

Yetmedi,
Enerjide vurgun,
Ette vurgun,
Suda vurgun,
Cepte vurgun,
Telefonda vurgun,
Bankalarda vurgun,
Devlette vurgun
Vurgunlardayız! ,

Nasıl yaşanır böyle yerde
Hak yok hukuk yok,
Nereden aldın soran yok
Hakkını arayan yok
Sorana da bir hak yok
Bu dünyada dostun yok

Katil serbest,
Hırsız serbest,
Soyan serbest,
Alan serbest,
Satan serbest,
Vuran alıp kaçıyor
Cezası olmayınca
Arkaya yol açıyor.
Bitmiyor dalavere
Bitmiyor hayasızlık
Haksız servet hayali
Rövaştadır hırsızlık
16/01/2001 E.Ü. Misf.
13/05/2001 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Ümit ve Hayal

Salkım salkım dökülen göz yaşları göl olur,
En verimli çağında bedenler nice olur.
Taptaze çağlarında tomurcuklar kururken,
Nice ümit ve hayal beyinlerde kaybolur! ..
25/03/1980 Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Yağmur

Sessiz yağmur yağıyor bak inceden inceye
Daldırıyor insanı bir garip düşünceye

Yapraklar damlalardan kıvrak raksa tutulmuş
Çatlayan topraklarla o damlalar buluşmuş..

Yıllardır ayrı gibi olmuşlar sarmaş dolaş
Ey! Yağmur bulutlarla bütün cihanı dolaş.

Toprak sana aşıktır. toprak sana hasretli
Yağan bu yağmurlarla oluyor bereketli!

Tohum yatağı toprak yeşerten ise sudur
Sen yağdığın zamanlar bütün cihan mesuttur

Her damlan topraklarda yeşertir nice canlar
Bazan hırçınlaşırsın dökersin nice kanlar.! .
3.5.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Yağmurun Bereketi

Bu yaz sıcaklığında, bir bulut gökyüzünde,
Bir şimşeğin ardından gürlemeler belirir.
Çiftçinin başı gökte. Bir neşedir yüzünde,
İlk damlanın ardından nebatlar da sevinir..

Boynunu bükmüş çiçek, haz duyar her damladan,
Açılır ve canlanır, güzelleşir, solmadan.
Yağmurun her zerresi çiçekle buluşunca
Sevinip oynaşıyor, bıkmadan yorulmadan.

Sıcağın tesirini kaldırıyor ortadan,
Yağdırıyor rahmeti uzun zaman bıkmadan
Çatlayan toprakları elden geçirir tek tek
Öyle bir dikiş vurur anlaşılmaz sonradan! .

25.6.1983 i.mah.218.skno:14-Adana
değ.31.1.1999 -gantep

[GooD aNd EvıL]

Yağmurun Sesi

Yine yağmur yağıyor, bakarken penceremden
Ruhumdaki sessizlik kaybolur sevincinden

Şırıl şırıl her sesi, ruhumda derin akis
Sardı beni aydınlık,kalmadı gönlümde sis..

Hissettim duyguların derinini içimde
Yaşadığım her günüm kaldı hep geçmişimde..

Her yağmurun yağışı faniyi hislendirir,
Kulak veririm ona o beni dinlendirir..

Ne sevimli sesi var her müzikten hoş gelir
Onun güzel şarkısı gönlüme neşe verir..

Dalar düşüncelerim onun akış seline
Gözümde mahal kalmaz alır beni eline

Bir başka dünya olur hayalin ötesinde
Düşüncem anlam bulur o yağmurun sesinde! ..
24.3.1981-YTÖO, Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Yalan

Dünya yalan,hayat yalan,
Ömür ile var oyalan.

Ömür A dan B ye doğru,
Vardır başlangıç ve sonu.
Ne kadar olursa olsun,
Biter; yoktur başka yolu

Kısa süren bu bilmece
Ya bilinir ya bilinmez.
Son nefese gelinince,
Eyvah desen fayda etmez..

Üzmese insan insanı,
Sabır dolsa her bir yanı,
Boşver! , deyip geçse yani,
Bu dünyaya gücü yetmez

Dünya yalan,hayat yalan,
Ömür ile var oyalan.
08/07/2001 15.35 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Yalnızlık ve Arkadaş

Yalnızlık,
Sessizliktir! .
Bazan arzulanır,
Genelde insan!
Yaşayamaz yalnız,
Yalnızlık! .
ALLAH’a mahsus
Yalnız insan,
AMAÇSIZ

Duygularla baş başa
Bazı hasletler kör,
Yalnızlık zamanla kor
Cemiyetlerden uzak
Kendi kendine tuzak
Hissiyatı çoğalır
Merhamet,
Sevgi azalır
Paylaşımı kaybolur

İstenir hatırlansın
Kendisi arzulansın
Yüreği katılaşır
İnsanlardan kaçışır.
Konuşmak arzusuyla
Hayvanlara yaklaşır
Onlar ile dertleşir
Dostlukları pekişir.
İnsan ilişkileri
Kaybolup gittiği an
Koca dünya anlamsız
Bomboş geçecek her an

Koşuşmalar, gürültü,
Bağrışmalar, hengame
Hepsi bir hayal gibi,
Hepsi yapay biçimde
Bir sanal yaşantının
Oldu artık içinde.

İhtiyarlık anında
Kimse olmaz yanında
İşler daha zor olur
Dertleriyle boğuşur
Kendi bir iş göremez
Doğru yiyip içemez
Oturmak, kalkmak ağır!
Hizmete para verir
Dost bulunmaz bir yerde
Menfaatle baş dertte
Hastalıklı zor günler
Yaşlılıkla gelirler.
Sıkıntılı o anlar
Yanında yok kalanlar!
Ölüm arzu edilir
Ona doğru gidilir.
Fakat gelmez nafile!
Çekmek var, bile bile!
Kurtuluşa ermek zor
Yalnızlık içte bir kor.

Allah yalnız bırakmasın,
Duygular paylaşılsın,
Herkese can yoldaşı
Hayatın arkadaşı,
Olmalı ve dolmalı
Arkadaş çoğalmalı

Çevresi geniş olan
Kalbi huzuru bulan
Sevgiler paylaşılıp
Kat be kat çoğaltılan,
Keder, üzüntülere
Katlanıp; azaltılan
Beraberce ağlayıp
Beraber gülebilen,
Bir topluluk olmalı
Neşe ve can dolmalı! .
Kederler atılmalı
Sevinç günlerimizi
Beraber kutlamalı
Üzüntü ve ölümü
Birlikte kaldırmalı

O zaman hayat güzel,
Herkes kendinden özel
Hayatta anlam olur
Anlam yerini bulur.
Her yaş!
Bir baharı andırır
Tatlı bir paylaşım
Bizi kandırır

Beraberlik
Anlamlı bir hayatta
Ebediyete bir yol
Sendeleme anında
Uzanan tutan bir kol
03/02/-09/03/1999 Gaziantep
03/05/2001 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Yarış

Kederle dolu yüzler çevriliyor semaya
İman dolu gönüller sanki benziyor aya..

Yüzleri ızdıraptan karmaşık şekil almış
Ne kadar çekse bile onlar Hakka bağlanmış

Ne acı ne işkence çekse onlar yılmazlar
Biliyorlar ilerde gelecek mutlu yıllar,,

Bu bir aşk yarışıdır kim ne olur bilinmez
Bu yolda gidenlerin hatırası silinmez

Acıyla yansa gönül hazan çökse bahara
Depreşir içimizde volkanlar gibi yara

Belki düşenler olur, belki ölen ayrılan
Yine sürer bu yarış. Sonsuza dek, her zaman
10.1.1980 –Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Yaşanan

Yaşam esrarlı dolap
Çözülmesi zor düğüm;
Dolmuşuz boşanmışız,
Biz olmuşuz bir güğüm

Nice kısa bir anda,
Bu ömür fani olur.
Dar-ı dünya meşgale,
Mahşerde deva bulur.. 08.03.1981

Her meta bize çile
Sırta ağır bir yüktür.
Dürülür çile çile,
Son hesabı büyüktür..

Doymak bilmiyor nefis,
Her cümbüşe evet der.
Duygular hoş ve nefis,
Ama sonu hep keder! ..
2.4.1981 Y.T.Ö.O. küt. Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Yaşanan Bu Andır

Yıllar yılları kovalar
Gün gelir yaşlanır insan
Dönüp bakınca geriye
Kaplar içleri hicran

Yapılmak istenilen
Ama yapamadıklarımız
Hayatta beklenilen
Sonuç bulmadığımız,

Bir çok olumsuzlukla
Bu dünyada yaşadık
Seneleri kaybettik
Ne acılar taşıdık!

İmkanları kısıtlı
Verilen bir çok gayret
Boşa geçmiş gibidir
Sonuçta koca HAYRET!

Her geçen gün değişim
Bu bedenim görüyor
Hayata bakış açım
Sürekli değişiyor

Soruna yaklaşımla
İçte hummalı yorum
Dertlerden sıyrılmamla
Güzel gün bekliyorum

Geçen anları anla
Boşa geçmişse günler
Hayatına bir mana
Katma zamanı bu an
Yarını değil artık
Bu günü düşünmeli
Bu gün içinde varız
Bu anı yaşayarak
Izdırap, zevk duyarız! ,

Dün tarihte kalmıştır
Yarın meçhulümüzdür
Bu gün bu an her şeydir
Her geçen an tarihtir
Bu yazılan satırlar
Bittiği anda bile
Bu ana göre artık
Eskimiş ve geçmiştir

Yıllar nasıl geçmiştir
Ömür nasıl eskimiş
İlkbahardaki gonca
Sonbaharda erimiş,

Duygu yön değiştirdi
Sevgiler maddeleşmiş
Ufka bakan pencere
İhtirasla bezenmiş

Ruhlarda asileşme
Kan görme güzelleşmiş
Rekabet baş düşünce
İnsanlar silkelenmiş

Benlik vücudu sarmış
İmanlar katledilmiş
Yücelişte sınır yok
Kibirlik katmerleşmiş

Asi ruhlar meydanda
Duygular prangalanmış
Dertliler çoğaltılmış
Sesleri perçinlenmiş!

Duyulmayan feryatlar
Ta! Fezayı inletmiş!
Buna bir son gerektir
Bu sesler dinlenmemiş!

Bu an değiştiğinde
Sorunları bitmemiş
Yazılan mısraların
Değeri eskimemiş
05/05/1995 Kilis
23/04/2001 Gaziantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Yazma

Ak yazma kara yazma
Dur kalem artık yazma! ..

Kara gözlü ak sultan
Biricik güzel anam
Yüzün ak gönlük paktır
Baş tacındır ak yazma

Yazma senin gülündür
Salkım salkım düğümdür
Çevresi nakış nakış
Duygularla bezenmiş
Onda okunur duygu
Belirlenir serzeniş
Gönülün dili yazma!

Ak yazma kara yazma
Dur kalem artık yazma

Yazma!
Acı kelime yazma
Gönülü okşayan söz
Duyguyu dillendirir
Can içinde bir çift göz
Dünyayı süslendirir!
Her can duygulu yaşar
Kişi duyguyu yazar! .
Duyguyla kuyu kazma
Kötü kelime yazma

Kara kelime oktur
Kara da güzel yoktur.
Kalbi delip geçince
Yarası ağır olur.
Düzeltilemez sonuç
Duygularda tahribat
Dostluklar zedelenir,
Arkadaşlıklar berbat
Gönülün sırça köşkü
Yapılamaz yeniden
Bir kırılmaya görsün
Eser kalmaz sevgiden! ...

Yarası ağır olur
Kederde yeri bulur.
Dinle, oku söyleme
Sakin ol sakın azma
Güzel yaz acı yazma! .

Başta yazgı yazıldı
Sırası gelir olur.
Ecel en son yazgımız
Ölümle bir son bulur.
Mezarımız kazılır
Beden kefene sarılır
Artık gereği yoktur
Bir başka yazgı yazma
Ak yazma, kara yazma!
Dur kalem artık yazma! ..
31/03/1981ytöo B230 14.00
19/11/2000 gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Yılların Özlemi

Yılların bir özlemi içimde acı acı,
Bekliyorum yıllardır bitecek mi bu sancı! ..
26.4.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Yitik Umutlar

Yitik umutlar,
Yiteli yıllar oldu,
Yittiğinden beri
İnsanlık arar oldu.

Arıyor!
Umutlar yok;
Bulmaya güç yetermi?
Bulacak güç kalmadı,
Bu umutlar içinde
Neler neler vardı.

Sevgi vardı,
Kardeşlik, arkadaşlık,
Dostluk vardı,
İyi niyet, hoş görü
Yardımlaşma ve yardım,
Güzel duygular vardı

Hırs yoktu,
Maddiyata tapma yok
Hırsızlık en kötü yol
Köşe dönmece nedir,
Ayakları kaydırma,
İşlerini uydurup
İnsanları ağlatma
Bu huylar bilinmezdi
Yapanlar sevilmezdi
Güzel hasletli olmak
Vicdandan silinmezdi.
Söz tutulur. Verilir.
Söz yerine getirilir
Sözler imzasız senet
Söze namus denilir.

Bu günleri aradık
Bunlar bu gün yok artık

Şimdi yoklar var
Yoklarla düzen
Var olmak isteniyor.
Eski varlar bir umut
Bu umut aranıyor
Bulabilecek miyiz
Geçmişler taranıyor

Bulursak ve alırsak
Tekrar o mutlu çağı
Yok olur düzensizlik
Örer mutluluk ağı
01/04/2001 Gantep Real 17.00
13/05/2001 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Yok Ediliyoruz

Yalnız kaldık bu dünyada
Yalnız kaldık.
Haçlı zihniyeti içinde,
Toplumca dağıtıldık.
Evimizden ailemizden koptuk.
Benlik duygularımız coştu.
Bireysel yaşamı seçtik.
Bu seçiş
Bizim sonumuzu hazırladı.
Ne anne sevgisi kaldı,
Ne baba.
Ne akraba sevgisi,
Ne millet sevgisi
Ne devlet.
Ne tarihimizi sevdik
Ne bu günümüzü.
Hep şikayet.

Bu yüzden,
Dört bir yanımız yangınla çevrili
Hasta adamlıktan çıkarıp
Bizi ölü görüyorlar.
Akbabalar, sırtlanlar,
Çakallar,
Hazır bekliyorlar.
Bizi parçalamaya geliyorlar
Ama biz ölmedik.
Uyuyan Aslan gibiyiz
Yüz yılı aşkın uyku yeter
Artık uyunmak vakti geldi.
Uyan ki,
Etrafında neler oluyor bir gör.
Yoksa, gerçekten sonu ölüm.
Hazırlanan tuzaklar
Kurtuluşu zorlaştırıyor.
Vicdanlarımızdan,
Din sökülüyor
O din ki gittiğinde
Beden ruhsuz oluyor.
O zaman bu toplum
Asimile edilmiş oluyor.
İstenilen bu,
Bizler
Hırıstiyan potası içinde
Eritilebilmeliyiz
Ancak böyle haçlı seferlerini
Biz bitirmeliyiz.

Bu duruma ramak kaldı.
Oynanan oyunlardan ders al
Ve artık
Kendi benliğine dön.
Yoksa,
Bu topraklar için verilen,
kanların bedelini,
Ne bu dünyada,
Ne ahirette
Ödeyemeyiz
Bunu böyle bilmeliyiz.
16/10/2006 20,05 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Yokoluşu hazırlamak

Kalk!
Ey uyuyan müslümün
Herkes çalışıyor
Sen niçin uykudasın..
Bilmiyormusun ki bu din,
Önce çalışmayı emrediyor.
Biz miskinliği seçtik
Sonra,
Geri kaldık diye haykırıyoruz.
Düşmanlarımıza kızıyoruz.
Önce kendimize kızmalıyız.
Düşman düşmanlığını yapacak
Biz,
Müslümanlığımızı yapıyor muyuz.
Önemli olan bu.
Biz,
Birbirimizi çekiştiriyoruz,
Biz,
Birbirimizin ayağını kaydırıyoruz.
Biz,
Çalıyoruz, çırpıyoruz.
Kendi devletimizi
Yok etmek için
Düşmanla birlik mi oluyoruz
Onların istediklerini yapıyoruz.

Nerede kaldı müslümünlığımız.
Önce
Birbirimize kenetlenmeliyiz.
Sonra,
Düşmana siper almalıyız.
Bunu başarmalıyız.
Başaramazsak eğer
Yok oluşumuzu
Kendimiz hazırlıyoruz
Buna fırsat tanımamalıyız
19/10/2006 11,20 Gantep

Müslim Avcıoğlu

[GooD aNd EvıL]

Yollar

Yılan yollar kıvrım kıvrım
Uzar gider ıraklara
Gurbet ilde sıla nerde
Hasretli, koş duraklara

Uzun ince büyük yollar
Dertliler bağrında ağlar
Demir, beton, asfalt yollar
Köyleri illere, bağlar.

Çile yüklü ambarmısın
Felaketlerle taşarsın
Gönülleri hep yıkarsın
Taşıtlarla taşan yollar..

Akan gözyaşı sel olur
Yetim yanar, can kaybolur
Geride ki çile bulur
Kapılar kapatan yollar! ..

Nimetine şüphe yoktur
Faydan sayısız ve çoktur
Sürat kalbe giren ok tur
Kazalarda ağlar yollar! ..
Ağlar yollar, ağlar yollar! ..
4.12.1980-Ankara

Müslim Avcıoğlu