Tam Sürümü Görüntüle : Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:06 PM
Aklımı Dağlara Sattım
Uykularımın benden kaçtığı *******de
Onu kovalarken, sen aklıma düşüyorsun.
Sensizlik bir kasırga isyankâr hecelerde
Yüreğimde karakış, benimle üşüyorsun.
Tabirciler toplanıp bilmem hangi rüyamı,
Bilemem; hangi senli ve benli düşü yorsun!
Yoksun, bu hayat rüya; acaba bir hülya mı?
Bu küreyi benimle niçin bölüşüyorsun?
Bu gönlüm uçurumun kenarında, virane.
Tam sana gelecekken, benimle düşüyorsun.
Ben aklımı dağlara sattım, ettin divane.
Usum dudaklarında hangi gülüşü yorsun!
24 Mayıs 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 23.51
7+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:14 PM
Anadolum Bir Efsane
Anadolum bir efsane, tüm dağları; kırları.
Kuşlar, kelebekler uçar; şenlenir bayırları.
Sinesinde barındırır, gönlünce yatırları.
Minareler tapusudur, türbeler de sırları.
Şehitlerin kanlarına, şanlı tanık bayrağım.
Geceyi hainler bassa, nur fışkırtır toprağım.
Her karışında bir iklim, şahlanmakta dört mevsim.
Dostluk, kardeşlik membaı; beraberlik bir resim.
Bizi haykırır ezanlar, seherler benim sesim.
İstiklal ruhumda emel, çağlar üstü hevesim.
Vatanımın her karışı, ecdadımdan yadigar.
Hiç ihanet kabul etmez, hâine hak zülfikar.
17 Haziran 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 20.41
8+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:14 PM
Benim Sana Seslenen
Bahçemde bir ağaç var, salkım salkım leylak ağacı.
Yükselir büklüm büklüm buruk ruhumda hep bir acı.
Her gelen baharla coşarım, ben de yapraklanırım.
Çiçek açamadan giderim bir gün topraklanırım.
Zaman süzülür hep ruhumda, eksilir sarkaç sarkaç.
Karışırım toprağa, büyür yanımda da bir ağaç.
O ağaç leylak olur, çiçek açar yanı başımda.
' Doymadan gitti ' yazar, yosun tutmuş kabir taşımda.
Sen de ziyarete gelirsin beni, gönlün olunca.
Ben de çiçeklenirim leylak gibi hep gonca gonca.
Koparırsan ondan bir çiçek, toprağımdan beslenen.
Bir koku yayılır: O benim, benim sana seslenen!
10 Mart 2004 Çarsamba, Danimarka-Køge 11.32
9+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:14 PM
Beyinlerin Kıblesi
Pas tutmuş kilitler, anahtar nerede?
Zamanın saçları ağarmış kıl kıl.
Türedi diller kürsüde, bülbüller derede.
Patlak gözlü kurbağalara yem tırtıl.
Her kara bulutta heveskar bir damla.
Haşin fırtınalar kamçılar hayali.
Ayaklar şehvet yastığında yüzsüz adamla.
Beyinlerin kıblesi işkembe, ters yürür ahali.
26 Nisan 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 23.49
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:14 PM
Cennetten Bir Meyve Dişledim
Dağlarım yıkıldı.
Zirveler yerle yeknesak şimdi.
Boynuma kement takıldı.
Aşk celladı hayata imdi.
Ömrümde bir suç işledim.
Adı sevda.
Cennetten bir meyve dişledim.
Tadı sevda.
18 Haziran 2004 Cuma, Danimarka-Køge 18.39
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:15 PM
Dağlar Ters Kuyudur
Nuh Peygamber bitirmeden gemisini,
Yağmur yağmamıştı henüz!
“ Haydi binin ” diye yükseltti sesini
“ Kalmadı vaktiniz, doldu gününüz! ”
Gökten boşalan yağmur değildi!
Dökülüyordu sanki şelaleden.
Vadiler doldu ağaçlar eğildi,
Nehirler denize gidemeden.
İnanmazdı Nuh’un oğlu babasına.
Hâşâ, derdi O’na ihtiyar bunak!
Büründü günahıyla abasına.
Umursuz dedi, en yüce dağ bana konak.
Dağa çıkarım diye yüksekliğine güvendi.
Güvendiği dağlara yağdı kar!
İnkarın gölgesi benliğine düşendi.
Nebî de olsa baban, Allah’ın sillesi yıkar!
İnkarın neticesi olmaktır helak.
Sonu nedametle yanış!
Süz geçmişi anlarsın, edersen merak.
Biter mi bilmem bu sinsi aldanış!
Güneşten kaçmak yarasanın huyudur.
Dağlar yutar, boğar adamı!
Bazen onlar ters kuyudur.
O’nun sevgisi okyanusta ulaşılmaz ada mı?
9 Mart 2004 Salı, Danimarka-Køge 23.43
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:15 PM
Dünyaya Sultan Gerek
Ne olur güzelim gel, gel bana yâren ol!
Seninle okunmamış bir destan yazalım!
Omzuma tepelerden at yedi narin kol!
Boy sürsün yine güller, bir bostan kazalım!
Rabbimden sana ihsan al fistan, gazalım!
Takılmış gerdanına bir mavi gerdanlık.
Gözlerin yeşil kalsın, hep baksın mehtaba.
Sürurun gönüllerde, dem değil bir anlık!
Kubbenden bir seda sal her dosta ahbaba!
Al-beyaz deste güller ser yerden aktaba!
Dünyada çok inci var, sen başka bir inci!
Celbeder güzelliğin, çok yürek kül olur.
Seninle ulvi değer, bu vatan birinci.
Seninle bana düşen kör talih gül olur.
Kıyarsa sana yazık, bir tarih zül olur!
Göz kırpsın yakamozlar tüm kutlu zevata.
Eyüp’ten seslen, selam ver iki denize!
Yuşa’dan, Çamlıca’dan et çağı ihata!
Renk gelsin sokak sokak her soluk benize.
Bağrından yeller estir her doluk genize!
Şahitsin şahadete o kalem birlerden.
Yıkanır seherinle tüm kara *******.
Kurtuluş gözyaşında o alem kirlerden.
Duada dudakların, hep felah heceler.
Arifler bahçesinde bir semah *******.
Dinlerdi şair seni hep gözü kapalı.
O devir çoktan geçti, bu sözden yok fayda!
Dünyayı açıkgözler sirk atı yapalı;
Yıllardır alınacak bir değer yok kayda!
Kalmadı huzur, hayat bir kanlı ok yayda.
Fethinden beri şanlı o hilal bayrağın.
Rahatız gölgesinde, hiç batmaz güneşin.
Itrını gülden aldı, gül kokar toprağın.
Peygamber şehri yoldaş ve Mekke kardeşin.
Müjdesin kutlu sözde, yok senin bir eşin!
Değerse sana eller ben süzgün, vurgunum.
Güzelim kurtul dertten, dön asla sefa bul.
Gördükçe seni mahzun ben üzgün, durgunum.
Ülkeme taze bir ruh, bir tensin İstanbul!
Sana ‘bir rüya şehri’ hep densin İstanbul!
Şaire ilham gerek, sen bensin İstanbul!
Dünyaya sultan gerek, o sensin İstanbul!
19 Nisan 2005 Salı, Kartal-İst. 16:34
3+4+1+2+3
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:15 PM
Dünyayı Handan Sayarım
Emrin ne olursa olsun,
Kendime ferman sayarım.
Acılar gönlüme dolsun,
Derdime derman sayarım.
Başımda hükmün nur tacı.
Âleme sultan sayarım.
Buraya geldik kiracı,
Dünyayı handan sayarım.
7 Haziran 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 23.50
3+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:15 PM
Düşler Yansır Ölümden Suya
Ülkem kuşları ufka uçarken gün batımında;
Hesaplarını batan güneşe ulaştırırlar.
Zaman ölüme hayatları bir bir satımında;
******* aşkı düş pınarına yanaştırırlar.
Güneş batarken hep düşler yansır ölümden suya.
Kalpte yeşerir sürgünler, ezgi söyler göklere.
Ömür akarken sessizce ecel yatar pusuya.
Tomurcuk nida, çiçekler âti; muştu köklere.
5 Mayıs 2004 Çarsamba, Danimarka-Køge 23.07
5+5+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:15 PM
Düşmanlık Kendi Darağacında Asılsın
Aksın kederin bu hüzün ırmaklarına.
Gülümse biraz, tebessüm yüzüne değsin.
Bırak dağılsın zülüfler yanaklarına.
Hasret utançtan kızarıp başını eğsin.
Gülüp merhaba de hayata ve el salla!
Titresin bütün bu fırtınalar, sarsılsın.
Bir gün gideriz biz de ötelere salla.
Düşmanlık kendi darağacında asılsın.
2 Haziran 2004 Çarşamba, Danimarka-Koge 23.00
5+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:15 PM
Gitmeye geldik, Kalmaya Değil!
Bu alemden gitmeye geldik.
Kalmaya değil!
Dost çelmeye geldik,
Post sermeye değil!
Gayemiz hal hatır sormak,
Değil gönüller yormak.
Bir nefes almaya geldik,
Nüfuz almaya değil!
Efil efil essin sevgiler,
Usul usul çalsın ezgiler.
Gölgede konaklamaya geldik,
Konaklanmaya değil!
Konaklama bir mühlet bize,
Kısa bir müddet, hepimize.
Soluklanmaya geldik,
Koruklanmaya değil!
20 Mart 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 16.40
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:15 PM
Hayat Nedir ki?
Sapanımla fırlatırım yıldızları güneşe.
Sanki ben küçük bir çocuğum.
Açmazsa çiçek küserim, kaçar benden neşe.
Kaybolmuş gibi mavi boncuğum.
Soluk soluğa çağlayanlarla yarıştım.
Oluk oluk aktım nehre.
Aldım başımı gittim, kalabalıklara karıştım.
Benliğimden nefes kattım dehre.
Hayat nedir ki? Bazen iniş, bazen yokuş!
Kimse, ama kimse zirvede kalamaz.
Ömür ne ki? Can kafesinden uçan kuş!
Ecel onu geri salamaz.
Ufukları sarar her dem kutlu bir muştu.
Ararım, olurum ona pervane.
Dolaştığım yerler kah ova, kah yokuştu.
Ölüm kuşu bulur konmaya bahane.
3Mart 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 16:08
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:15 PM
Sen de Bizleri Selamla
Hoş geldin, hoş sefa geldin ey Rahmet Nebisi!
Gelmeyecek artık, gelemez senin gibisi.
Merhabalar olsun sana ey Kutlu Güzellik!
Olamaz kimsede, sondur sendeki özellik.
Parlat getirdiğin ışıkla bütün özleri.
Güllerden dudağa hep okut kutlu sözleri.
Zalim karanlığın kucağında koyma bizi.
Tutuştur çerağı, görelim balçık denizi.
Gelişinle bahar oldu titreten kışımız.
Ayna ol, bir olsun hep içimizle dışımız.
Geldin de rayihan arz toprağına saçıldı.
Kapandı devirler, son kutlu kitap açıldı.
Beyaz kuşlar uçar artık semasında arzın.
Şefaat et bize, geçer senin O’na nazın.
Geldin aramıza, esenlik yaydın selamla.
Cehaletin ufku düştü yaydığın kelamla.
Coştu hikmetlere aşina güller, dirildi.
Meyus ölü ruha can, âb-ı hayat verildi.
Anarız seni her gün milyonlarca selamla.
Hatırla mahşerde, sen de bizleri selamla!
10 Mayıs 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 23.53
6+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:15 PM
Ya Rasülallah
Alemlerin Rabbi seni rahmet olarak gönderdi.
Melekler kanatlarını hep hürmetle yere serdi.
Sana hasret yangın gönüller seninle suya erdi.
Gül cemalini doya doya görsem ya Rasülallah!
Muştular ikliminde izin sürsem ya Rasülallah!
Müjdeledi seni İncil’de, müminlerine İsa.
Canlandı Musa’nın elinde zâtına müştak asa.
Ateşgedeyi bastı telaş, kayser büründü yasa.
Aşıklarının gözyaşını silsem ya Rasülallah!
Katrelerin akış sırrına ersem ya Rasülallah!
Kurudu gelişinle Save Gölü, Semave taştı.
Yıkıldı saraylar, sütunlar; Kisranın aklı şaştı.
Devrildi putlar, müşriklerin ayakları dolaştı.
Yunusca izine ben de yüz sürsem ya Rasülallah!
Vardığın secdeye hırkamı sersem ya Rasülallah!
Kurumuştu dallar yeşerdi, risaletle can buldu.
Meclisin kalplere ebedi huzur saçan okuldu.
Cemaline meftundu ashab, yalnız Allah’a kuldu.
O gün ‘ümmetim’ hitabına ersem ya Rasülallah!
Ben de cennet bahçenden güller dersem ya Rasülallah!
İlahi nusret karargahı Bedir, Uhud ve Hendek!
Cansiperane coştu ashab, cennete uçana dek.
Çok uzaktı korku onlara, şahadet sanki gerdek.
Sana gelen oklara kalkan gersem ya Rasülallah!
Yanaklarından akan kanı silsem ya Rasülallah!
Ufkuna yelkenler açıldı imandaki akitle.
Mücrimler mahşerde şefaat bekler senden ümitle.
Mizan gününde nasipsizler eşit mi hiç âbitle?
Ben de ümmetin gemisine binsem ya Rasülallah!
Din gününde şefaatine ersem ya Rasülallah!
Secdelerinle aydınlandı *******, az uyurdun!
Âlem kurtulsun diye yüce Kur’anı hep duyurdun.
Sen ki ‘Kişi sevdiği ile beraberdir’ buyurdun!
Komşun olarak makamına gelsem ya Rasülallah!
O bahtiyarlar arasına girsem ya Rasülallah!
22 Nisan 2003 Salı, Danimarka-Køge 01:05
9+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:15 PM
Açtı Güller
Öğrencilerime:
Baharda açıldı, sabah çiğiyle buluştu güller.
Hakkın zikriyle şakıdı, vuslatla coştu bülbüller.
İlim-irfanla yeşerir, can bulur hep ıssız çöller.
İman ve irfana susuz kalmasın hiçbir can emi!
İlim goncaları Hakk'a açıp kondurur vuslatı.
Sevgi ile huzur bulur gönüller, kalmaz kaskatı.
Dünya malı burda kalır, bırakın şu yatı katı!
Unutmayalım nasibi, kısmeti dünyadan emi!
Bu çocuklar altın, hepsi benim oğlum benim kızım.
Onlarsız sanki ben susuz kupkuru çölüm, ıssızım.
Bir harf bile öğrenseler cefasına kayıtsızım.
Yol göstersin bize, ışık tutsun yüce Kur’an emi!
22 Mayıs 2003 Perşembe, Danimarka-Køge 00:25
8+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:15 PM
Adım Seninle
Adını haykırırım ben bütün secdelerde.
Ezelde Levh’e yazdığın ilk adım seninle.
Bu yolda tam sadakatle sürülen izlerde,
Rahına aşkla attığım ilk adım seninle.
Bir kere tattım, aramam artık gerilerde.
Biberim, tuzum; ağzımda hoş tadım seninle.
Saadet asrından beri bütün *******de,
Hecede, cümlede; özde hep yadım seninle.
Geçmişte, halde; anlarda gelecek demlerde,
Aşkınla başlayan sonsuz miâdım seninle.
Bülbüller efganda, kuşlar öter seherlerde,
Açılan ellerim, kırık kanadım seninle.
Sen varsın şu alçak nefse tüm direnişlerde,
Rızan baş tacım, şeytana inadım seninle.
Ömrümde tüm çıkıslarda bütün inişlerde,
Düşsem de kalksam da özde maksadım seninle.
5 Mayıs 2004 Çarsamba, Danimarka-Køge 23.45
3+5+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:15 PM
Affet Ya Rab
Geçen yıllar çizgilerle mazileşti yüzümüzde.
Yol uzun zannettik, hırsı adımladık önümüzde.
Ezdi kır çiçeklerini gaflet, soldu gülümüz de.
Maksuda varmadan dünya çok büyüdü gözümüzde.
Affet ya Rab! Duramadık kâlûbelâ sözümüzde.
Gönüllere iman, kırklara da kıyam gerek.
Özlerde arınma, bedenlerde sıyam gerek.
Koştuk haşin rüzgarlara karşı, garip kaldı meltem.
Günaha arkadaş olduk, sâlih amel etti sitem.
Hayır hasenatımızla şeytanı tutmalı matem.
Sarsılmaz iman sahibi, ihlaslı müminsek madem!
Affet ya Rab! Kulluğunda olamadık geçen her dem.
Yüreklere Kur’an, kulaklara ezan gerek.
Dervişlere erkan, fikirlerde izan gerek.
Biraz daha eskiyor her gün her ufuktaki güneş.
Rızasında geçen bir an, tüm dünya zevklerine eş.
Haset, riya, kin, iftira, gıybet beter yemekten leş.
Helal haram demeden hep yeniyor olursa beleş.
Affet ya Rab! Zannettik biz sönen yıldızı bir güneş.
Gam yüklü kalplere aydınlık bir neşve gerek.
Lalezarın gülü varken, ateşe ne gerek!
08 Nisan 2003 Salı, Danimarka-Køge
8+8
6+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:15 PM
Ağlayan ve Çağlayan Su
Canlının kaynağı, bazen şelale bazen çağlayan su.
Dağlardan süzülüp gelen, kara buluttan ağlayan su.
Bazen şırıl şırıl ninni söyler, bazen gümbür gümbür akar su.
Ateşlere serin şarkı, denize kavuşan akarsu.
Su hayat cevheri, sade billur beyaz değil doğrusu.
Neyin içine girmişse, kalıp ona şekil uğrusu.
“ Su gibi aziz ol ” demiş atalar, hep izzet dolu su.
Su kıymeti bilmeyenin düşer başına taş dolusu.
Çağıralım artık gelsin mısralara membaından su.
Yürekler kirli, zihinler karışık; kirli kana can su.
İçimizdeki yangını söndürür berraklık duygusu.
Önü rahmet, ardı rahmet olsun cana suyun olgusu.
Madde esareti basmış, kanatmış tel örgüler usu.
Beyinlerde birer mayın, adımları yakalar pusu.
Sözün köpek dişi keskin, kelime en sivri uçlusu.
Ulvî değer almış yafta, adi damga fikir suçlusu.
Kestiler gül ağacını, güle doğru zulüm namlusu.
Tarih intihara gebe, kafada tabanca toplusu.
Çarşılarda et pazarı, yanmış mahremiyet korusu.
Günahla uyanır sabah, çirkef gözde çapak kurusu.
Tilkilerin gözü fıldır fıldır, fırsat bilir kaosu.
Hep aynı bildik terane, ötmekte papağan korosu.
Savaşın vahşeti yakmış, gözlerin bakışı çocuksu.
Hüzün dönse de sevince, yürekler acıdan buruksu.
Hoş çiçek bahçesi varken koklanmakta pislik kokusu.
Boşa kendimi yorarım, bu mayıs böceği dokusu.
Kullardan korkar olmuşlar, firar etmiş Allah korkusu.
Ulvî değer hiç sayılmış, paraya kulun tüm coşkusu.
Hak yoldan çıkmış ayaklar, dikenli yol iblis utkusu.
Suyu baştan bulandırmak topal şeytanların tutkusu.
Dünya da kirlendi hayat gibi, küremiz kir deposu.
Çıkar mafyası pusuda, beyin kötü niyet yumrusu.
Uyan ey insan! Semadan geldi sözlerin en kutlusu.
Rıza lokmasını yiyen iki alemin en mutlusu.
Gerçek apaçık meydanda, Kur’an Allah’ın son muştusu.
Şeytanların adımları süslü, hep kandırır kuşkusu.
Ebediliğe kansın can, kaçsın zalimlerin uykusu.
Düşsün içine, kendine mezar olsun küfrün kuyusu.
Hep kendi kabrine sokar, insanın ganimet koşusu.
Aldatmacadan ibaret, yalancı gölge kuruntusu.
Tik tak sesleri kesilir, bitince hayatın kurgusu.
Yeni bir hayatla başlar, boşa geçen ömrün sorgusu.
Yıldızları örtü yaptım kendime, ben mısra kumrusu.
Çağıl çağıl dizelerim, şiirlerim gönül sunusu.
Çağlara akar şelalem, gönül evim billur; rengi su.
Yolum ulaşır sonsuza, içmişim ezelde bengisu.
Gedik bulunmaz evrende, küreler döner; ahengi su.
Mecraların vakti belli, yörüngede akar; dengi su.
Ah vah etmek fayda etmez, akıl devşirmek en doğrusu.
O gün gelir her şey biter, çalınır kalk uyan borusu.
Bu rüzgar aşar dağları, yayılır çağlara kokusu.
Dalga dalga yükselecek, kalpleri temizleyecek su.
29 Temmuz 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 00.54
8+9
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:15 PM
Ahlar Damlar Defterlerin Aklığına
Hikmet mızrabının titrettiği bir tel sallanır içimde.
Bir hakikat var ki gömdüm onu sineme tek bir biçimde.
Özlemleri yudum yudum ama sevgiyi tek bir içimde
Tadar hücrelerim hikmetlerin ferah serinliklerinde.
Ruhumda bir mahşer kaynar, tayfun kopar derinliklerinde.
Yedi tohum yedi başak verdi, her biri tam yedi yüzdü.
Hayat deryasında nice gemi battı, pek çoğu da yüzdü.
Kiminin yelkeni aktı, bazı rotalar da kara yüzdü.
Katmadı gözyaşım acı sular saflığın berraklığına.
Ömür bir imtihan, ahlar damlar defterlerin aklığına.
9 Mayıs 2004 Pazar, Danimarka-Køge 23.25
6+4+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:16 PM
Ahmaklığa Aşı Yok
Ağzında kürdan olmaz hiç eksik.
Ocakta yemek, evde aşı yok.
Akl-ı selim kıt, anlayış kesik.
Ahmaklık illet, ona aşı yok.
Hanlar hamamlar onun hep sözde.
Laf çok,dikili kara taşı yok.
Azıtmış, yürek yakar hep közde.
Zulme çatılan kara kaşı yok.
Sap saman ayrı değil, karışmış.
Yansa dünyalar, bir telaşı yok.
Haksızlıkla at başı yarışmış.
Zalime karşı duran başı yok.
Köpekle yatar da pirelenir.
Doğru yolda hiç arkadaşı yok.
Hayatı kumar, bir bir elenir.
Yüzü bir duvar, kamil yaşı yok.
Kimler gitti fani dünyadan!
Başlarında bir kabir taşı yok.
Hâlâ uyanmaz bu boş rüyadan.
Günaha akan bir gözyaşı yok.
7 Haziran 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 22.43
5+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:16 PM
Akıl ve Para
Akıl küpü derler adama, fazlaysa akıl; taşıyorsa.
Akılsızdan kaçar adam, kafasında akıl taşıyorsa.
Seveni çoktur adamın, yanında çok para taşıyorsa.
Dostu yoktur adamın, yanında iflasını taşıyorsa.
11 Mart 2004 Perşembe, Danimarka-Koge 01:15
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:16 PM
Akınlar Ters Tepti
Delerek geçti serseri bir kurşun.
Puslu, bulanık beyinler hep delik.
Sinsi şeytan şu tarafta bir dursun.
Hayatlar cılız; eyyamcı gündelik.
Atiye ait akınlar ters tepti.
Galiba uzun süreli bu bozgun!
Madde kabrinden hayata toz serpti.
Her ölü ruhun başında bir kuzgun.
24 Mayıs 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 21.08
5+3+3
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:16 PM
Akşam Oldu
Akşam oldu.
Dağların ardında
Güneş kayboldu.
Kim bilir
Nerelere gitti!
Kimlerin iliklerine sindi.
Kimisinin
Koca dağlar gibi,
Omuzlarına bindi.
Kimisine umut,
Kimisine hüzün dağıttı.
Belki de o sessiz bir ağıttı.
Kimisini güldürdü,
Yüzlerinde güller açtı.
Kimisini ağlattı,
Sinesine gözyaşı saçtı.
Kimisi tok, kimisi açtı...
Kimisinin de kimsesi yok,
Kendi ölümüne kaçtı.
16 Mart 2004 Salı, Danimarka-Køge 00.16
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:16 PM
Allah
Her zaman var Allah, ezelî ve ebedî.
Varlığı zâtıyla kâim, hem de sermedî.
Noksanlıktan beri, bir ismi de el-Bedî’.
Hidayet elinde, nankör kalbe vermedi.
16 Temmuz 2004 Cuma, Danimarka-Køge 19.06 *6+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:16 PM
Allahım Bizi Sevdin
Allahım bizi sevdin, sevdin ki yarattın.
Nur yolunu gösterdin, sevenlere kattın.
Sana açılanları sevginle yaşattın.
Karanlığıyla hep sığ kalpleri daralttın.
22 Mart 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 22.08
7+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:16 PM
Asırlık Çınarlar Yıkılmış
Sana dönüyorum Allahım,
Ömrümün hafızası boşaldı.
Başka, nice bayraklarda
Dalgalanır adın.
Asırlık çınarlar yıkılmış,
Yerleri boş kaldı.
Süzülsün cennetlere
Geçmişimle yadın.
Elçi gölgesi bulutta
Bir zerre olmak istedim hep.
Bebelerin gözündeki ışıkla patladım.
Bedenimle yandı toprak,
Eridi elmasla zehep.
Bulaşmasın paçama diye
Küfrün üstünden atladım.
11 Mayıs 2004 Salı, Danimarka-Køge 18.44
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:16 PM
Aşk Ecele Banıyor
Gözümden akan her damla
Yüreğimde soğuyor.
Hasretin bir oldu gamla
Hep hülyamı boğuyor.
Kâr etmez yarama merhem
Gün geçtikçe kanıyor.
Ver ilacından bir dirhem
Aşk ecele banıyor.
10 Temmuz 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 23.22
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:16 PM
Aşk Utandı Benden
Aşk utandı benden.
Kıpkırmızı oldu.
Daldı denize birden.
Denizkızı oldu.
Daldım denize ben de.
Nice hayretler gördüm.
Etti gönlümü bende.
Başıma afetler ördüm.
2 Temmuz 2004 Cuma, Danimarka-Køge 23.03
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:16 PM
Ateşler Suya Döner
Bu âlem fâni yoldu,
................................ bir derin iz düştü.
Fânîlik ebed buldu,
................................ bir rüya tez düştü.
Ateşler suya döndü,
................................ bir serin yel esti.
Hevesler birden söndü,
................................ bir hülya yol kesti.
Nazara ibret takış,
................................ bir nakış gül döker.
Masiva yüklü bakış,
................................ bir köz ki bel büker.
Yüreğe ahla dolan
................................ bir yakış baş yakar.
Ölüme ibre olan
................................ bir göz ki yaş akar.
3 Ağustos 2004 Salı, Danimarka-Køge 23.01
3+2+2+1+2+1+2
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:16 PM
Ayıdan Daha İyi Bir Balaban Olmaz
Arama, ayıdan daha iyi bir balaban olmaz!
Ayarı bozuk bir yerde, senden bet gariban olmaz.
Hizmetinde kusur etme, en son nefesine kadar.
Terk-i diyarından sonra kimse senin baban olmaz.
Mertlik, yiğitlik güzel de; serde gözü karalık var.
Sopayı gördükten sonra, hiç kaçmayan taban olmaz.
Kalp kırma, sadra merhem ol; gönül yarasını hep sar.
Yürekler süren hasretten daha kötü saban olmaz.
Kimi sıla yolu gözler, kimi de ela gözlü yar.
Özlem dorukta, gurbetten daha kötü yaban olmaz.
4 Haziran 2004 Cuma, Danimarka-Køge 18.49
8+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:16 PM
Ayrılık Gökleri Ağlatır
Ulaşılmaz sisli hayalin zirvesi
Akseder serabın kara gölgesine.
Sevda ateşinde anılar cezvesi
Kaynayıp dökülür gönül bölgesine.
Ateş böcekleri sürgün kör bir aşka.
Ay ışığı hüznü, kederi damlatır.
Bu yorgun dağların derdi daha başka.
Ayrılık gökleri sarsar da, ağlatır.
21 Mayıs 2004 Cuma, Danimarka-Køge 00.19
6+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:16 PM
Azatsız Bir Köle Gibi
Özde ruhlar,
Azatsız bir köle gibi tutkun.
Mana iklimlerinin
Enfes kokusuna.
Bir koklasan,
Nasıl da
Tutulur nutkun!
Rayiha nakşedersin
Güllerden
Yürek dokusuna.
Uçsuz bucaksız
çöl yollarını
Bir anda aşarsın.
İşin olmaz
Yalancı seraplarla
senin!
Rahmet yağmurları ile
Yıkanan tepeleri
Aşarsın...
Bülbül sesli,
Serin sularda
yıkanır bedenin.
22 Haziran 2004 Salı, Danimarka-Køge 21.25
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:16 PM
Bahar Rengi
Ağaçlar yaprak yaprak hep uyanır.
Alemler bahar rengine boyanır.
Mevsimden başka mevsime silkiniş.
Her bahar yeni mahşerde diriliş.
Gün olur, döner bu silkinme yaza.
Bakmışsın hemen bürünmüş beyaza!
18 Mart 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 00.40
3+2+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:17 PM
Bak İşte Gidiyor
Bak işte gidiyor her sırası gelen!
Ecel hırçın bir ok gibi yürek delen.
Kalanlar acı bir elemle kavrulur.
Mâzi melteminde anılar savrulur.
Gözlerden dökülen yaş değil, bir elem.
Bu yaşanır, âciz ifadeden kalem.
Dünya boşalıp kaç kez doldu bilemem!
Hazan çiçeği kaç dem soldu bilemem!
Dünya seferini tamamlar da kaçar.
Ötede de hazan çiçekleri açar.
Ötelerde hayat bitmez, yaşam sonsuz.
Nedamette geçen ömürler hep O’nsuz!
4 Mart 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 22:29
6+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:17 PM
Bana Seni Hatırlatır, Seni...
Yaprağın üstündeki katreler,
Bülbülün sesindeki nağmeler,
Sana uzanan bütün cümleler,
Bana seni hatırlatır, seni...
Hep hilalden hilale koşan ay,
Hamza’nın elindeki okla yay,
Şırıl şırıl ırmağa akan çay,
Bana seni hatırlatır, seni...
Maveradan gelip yağan yağmur,
Yanan tandırın başında hamur,
Adem’in asıl cevheri çamur,
Bana seni hatırlatır, seni...
Sakarya’nın durgunca akışı,
Annenin yavrusuna bakışı,
Bilalın ezana ilk çıkışı,
Bana seni hatırlatır, seni...
Medine hendeğinde derin yar,
Ali’nin belindeki zülfikar,
Her bülbülün meftunu gülüzar,
Bana seni hatırlatır, seni...
Ayasofya’nın mahzun edası,
Sultanahmet’in ezan sedası,
Mevlana’mızın gel gel nidası,
Bana seni hatırlatır, seni...
Duaya kalkmış, açılan eller,
Çağlayıp coşkunca akan seller,
Akşam ılgıt ılgıt esen yeller,
Bana seni hatırlatır, seni...
Seherde yaşını çağlatan göz,
Gerçeği haykıran her güzel söz,
Ocakta parlayan bir parça köz,
Bana seni hatırlatır, seni...
Vatan yiğidi korkusuz zeybek,
Ana kucağında yatan bebek,
Çiçek üstüne konan kelebek,
Bana seni hatırlatır, seni...
Bu yüce yolda verilen bir can,
Şehîd olarak akıtılan kan,
Kara toprağın altında yatan,
Bana seni hatırlatır, seni...
Aşıklardan akan her gözyaşı,
Kabenin bekçisi esved taşı,
Besmele ile her işin başı,
Bana seni hatırlatır, seni...
Garip yolcuyu ağırlayan han,
Âtiyi müjdeleyen kızıl tan,
Yüksek burçlara her bayrak asan,
Bana seni hatırlatır, seni...
Masum masum bakan sabî çocuk,
Bak gözyaşları hep boncuk boncuk,
Anasız kalan yetim kuzucuk,
Bana seni hatırlatır, seni...
Özde kırılamayan hatırlar,
Türbelerde mübarek yatırlar,
Seni anlatan içli satırlar,
Bana seni hatırlatır, seni...
07 Ocak 2004 Çarşamba, Danimarka 01:19
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:17 PM
Bayrağım: Ay Yıldızım, Kan Kırmızım!
Ey gönlümün sultanı, ay yıldızım, kan kırmızım!
Sensiz mekanlar çöl, sensiz hayata kayıtsızım.
Binlerce yıldır taşırsın sinende yüce ruhu!
Barındırmaz şanlı gölgen hiçbir hain güruhu.
Sen ocağımın ateşi, evimin nazlı süsü.
Sensiz bu gökler hep yaslı, bozulmuştur büyüsü.
Sana tüter, ateşinle yanan gönülde saygı.
Sensin şanlı şehidimin üstünde kutlu yaygı.
Taşırsın, mübarek, kutlu bir zat gibi vakarı.
Olmasın semada hiçbir bayrak, senden yukarı.
Başın göklerde, rüzgarla, şimşekle iç içe.
Sana ölür can, şahadet şerbeti içe içe.
Hürriyet ve iman için akan al kanlar rengin.
Büyüksün, bütün alemler taransa yoktur dengin.
Ay yıldızınla birleşir İslamlık, Türklük, kaynar.
Seni indirmeye kalkan hep hayatıyla oynar.
20 Nisan 2004 Salı, Danimarka-Køge 21.47 *8+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:17 PM
Ben
Ben
Biz'in içinde
Biz benim içimde
Yalnız tek bir biçimde
Ben bir sevda eri
Ben
Kah cennete gül atan
Kah cehennemi yıkıp çıkan
Ben dünyaya çelme takan
Ben adem oğlundan biri
Ben
Ölümle kolkola
Canlarla çıkan yola
Huzurda veren mola
Ben ecelle yaşayan diri
Ben
Beni kendinde soran
Aklını varlığa yoran
Çileye dimdik duran
Benim baş tacı eden bir'i
19.02.2004 Danimarka-Køge
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:17 PM
Ben Kimim?
Bu gün de akşam oldu, kervan kondu; battı güneş.
Yalnızım bu loş handa. Ne bir dost var, ne de bir eş!
Han taşları, yıllardır sessizliğinde kâbusun.
Pervaneyim o nurlu ışığına ben fanusun.
Karardı dünya ne gam! Diğer yarısı aydınlık.
Her taraf gece, yaslı dünyamın hepsi karanlık.
Ufuktaki kızıllık yalnızlığımın ateşi.
Hayallerime saldım, zonklayan puslu geçmişi.
Güzel anılar uçar durur kelebek kelebek.
Geri gelir mi acep sonsuz umutla beklesek?
Düşünüyorum bazen: Ben kimim, ben neyin nesi?
Tanır mısın? Ben senden başka olmayan kimsesi!
Ben harap evin yıkık bacası, ocağın isi!
Pınarların su tası, yalnız mezarın selvisi!
Ben masum, ağlamaklı çocuğun dudak büküşü!
Ben kederin sardığı yüzün acıyla gülüşü!
25 Şubat 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 22.17
7+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:17 PM
Ben Bir Deliyim Deli
Afacan bir çocuk gibi
Kırarım camlarını kaçarım.
Kovalar beni
Hüzün devi.
Ben bir deliyim deli!
Hani güneşin önüne kapkara
Gelir ya bulutlar !
Çeker giderler sonra.
O bulutları salmam.
Tüm gücümle tutarım.
Kızar bana güneş,
Kaşlarını çatar.
Kurtulmak için elimden
Silkelenir bulutlar.
Mücadele başlar,
Şiddetli mi şiddetli!
Şimşekler çakar.
Başlar yağmur yağmağa.
Kendine mi yoksa,
Bana mı ağlamağa?
Yağmur taneleri değil yere,
Dökülür kalbime
Olur göl.
Peşimden koşarken hüzün devi
Ayağı kayar.
Yuvarlanır gölüme.
Söver sayar.
İşte böyle
Güneş kardeş söyle!
Ben değil miyim deli?
Sevdam gibi
Kesin.
Ben deliyim deli!
19 Mart 2004 Cuma, Danimarka-Køge 20.14
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:17 PM
Ben Bu Masalın...
Belki hemen şimdi dokunmuştur kefenim.
Helvama gelir mi acaba her sevenim!
Ben bu masalın 'bir varmış bir yokmuş'uyum.
Murada sadece düşlerimde erenim.
13 Mart 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 15.20
6+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:18 PM
Ben de Bir Gün...
Yeni geçti
Bir yağız atlı daha,
İşte şuradan!
Ben de,
Ben de bir gün
Giderim buradan!
Zaman eksilir
Milim milim,
Boynumdaki mezuradan!
Nasibim var ki,
Ta baştaki
Malum kuradan;
Belli ki;
Sessizce düşerim
Beklediğim sıradan!
İsli dumanlar da çıkar,
Hayat denen
Reçineli çıradan!
Bekler beni de,
Herkes gibi
Mahşere Yaradan!
Durursan
Bana da el salla,
Gülümse oradan!
Zamanem!
Dünya ibarettir
Su ve karadan.
Sen de bir gün,
Çıkıp gelirsin;
Ak ayrılır karadan!
Pişmanlık sesleri yükselir,
Geçilmez
Feryat ve naradan!
Asla fayda yok,
Dünyada kalan
Mal ve paradan!
Ben de,
Ben de bir gün
Giderim buradan!
Bil ki;
Sessizce düşerim
Beklediğim sıradan...
21 Ocak 2004 Çarşamba, Danimarka s.22:47
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:18 PM
Ben Olurum Ben
Umutlara bir ateştir, *******de rüyalar.
Nice fırtınalar esti, âfetlendi dünyalar.
Esmek, adını kalplere hep indirmekse eğer!
Kanat kanat gönüllere tozan, ben olurum ben!
Akıllar hep âcizlerin şekvasıyla bulandı.
Yaşlar aktı da gözlerden, kalpler kanla sulandı.
Haykırmak; zulmü, zalimi tam sindirmekse eğer!
Seninle tüm tuzakları bozan, ben olurum ben!
Dünya kara bir pıhtıyla mühürlendi, zorlaştı.
Sulak ovalar kurudu, yeşil dağlar korlaştı.
Kurtuluş, köhne gemiye Nuh bindirmekse eğer!
Şiir şiir çağlayan bir ozan, ben olurum ben!
Asrın kör çarpılmışlığı yansır, eğri gölgeler.
Özgürlügün vahşetini yaşar, kurtlu bölgeler.
Kutlu adına esaret, yaş dindirmekse eğer!
Varlığını kalbe koyan kozan, ben olurum ben!
17 Mayıs 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 21.43
8+7
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:18 PM
Ben Ölünce Doğarım
Ben ölünce doğarım, bu hal ben kadar kesin.
Nasıl kesin olmasın? Aksiyim ulvî sesin.
Dünya bana bir köPage Rankingü, oturup kalktığım han.
Bir gün göçer giderim, sabah kızarınca tan.
Gülşeni mesken tuttum, sohbetteyim bir gülle.
Gönlümde sonsuz sevgi, yıkamaz beni gülle.
Komşu olmak isterim o dâreyn serverine.
Kabul etsin beni kaş olurum kemerine.
Ben ölünce doğarım, berzah çocukluk çağım.
Mezarımda çiçekler, bahçeler de kucağım.
Salih amel yoldaşım, cennetler de sırdaşım.
Yüreğim sevenlerle, sevgi benim kardaşım.
Mahşer benim gençliğim, gerçi ilgisiz yaşla.
Orda herkes tedirgin, başlar figan telaşla.
Ben ölünce doğarım, bir kelebek; tırtılım.
Dünya bana bir koza, yüksek uçan kartalım.
16 Haziran 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge
7+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:18 PM
Benden Sana Kaçarım
Tutuşmuş bu sinem, kora dönmüş.
Lalezara gönlümü açarım.
Gözlerimde fer hasretle sönmüş.
Düşmüşüm bir sevdaya, nâçârım.
Gönlüm deniz, tayfurla savruldum.
Benden sana, benlikten kaçarım.
Zerre zerre seninle kavruldum.
Hamdım yandım, sevgiler saçarım.
Yetsin artık, bu hasretler bitsin!
Visal için sana el açarım.
Yoluna bu canım kurban gitsin.
Şahadetten yana dil açarım.
9 Haziran 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 20.53
4+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:18 PM
Benden Sana Selam Olsun
Bu gurbet elde hep hasret olur yürek dağlayan.
Gözyaşını silin, hiç kalmasın tek bir ağlayan!
Sinelerde sevgi sanki coşkun birer çağlayan.
Ey hasret yolcusu, benden sana çok selam olsun!
Ey yolcu, ne mutlu yolda garip düşen hep sensin!
Devam et yoluna, aldırma ne denirse densin!
Rıza lokmasıysa maksat, bırak huzurla yensin!
Ey yârenler, Allah ismi sizde son kelam olsun!
1 Haziran 2004 Salı, Danimarka-Køge 19.36
6+4+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:18 PM
Beni Sensizliğe Satmasın
Bal yaptı arılar petek petek.
Yağmurlarla ıslandı kaç nisan!
Aklandı saçlarım tek tek.
Yokluğuna sanki birer nişan!
Tutarım zamanın hoyrat nabzını.
Dursun, hiç ama hiç atmasın!
Mühürledim köle pazarlarının kapısını.
Beni sensizliğe satmasın!
24 Şubat 2004 Salı, Danimarka-Køge 23.20
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:18 PM
Beraber Çağırdık
Seraplarda Mecnun doğarım.
Leyla’yı ararım kum ummanlarında.
Bazen firavunu sarayında boğarım.
Yusuf’u sorarım Mısır zindanlarında.
Arkadaşım, balığın karnındaki Yunus’a;
Kurtuluşu beraber çağırdık...
Rumî’yle açıldık sonsuz okyanusa;
“ Ne olursan ol, gel ” diye bağırdık...
18 Mart 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 14.19
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:18 PM
Bilki
Yarın üstüne güneş doğmazsa,
Gündüzün geceni kovmazsa,
Bil ki bu dünyada yoksun sen...
Gecen gündüzü soldurmazsa,
Evini gün ışığı doldurmazsa,
Bil ki hayattan kopuksun sen...
Dökülüp yıldızlar sararmışsa,
Masmavi gökler kararmışsa,
Bil ki ondan sonra da yoksun sen...
Senin varlığını kimse görmezse,
Cismin hayat sefasını sürmezse,
Bil ki artık bir ruhsun sen...
Kutsal ışık seni sarmışsa,
Bahçe sana son konuşsa,
Bil ki orda da hoşsun sen...
Gayesiz boşlukta geçmişse ömrün,
İyiliğin az, dağlar kadarsa cürmün,
Bil ki bir öbek gubursun sen...
İnanmamışsan Allah’a peygambere,
Koymamışsan alnını secde için yere,
Bil ki güneşi yitmiş gurûbsun sen...
14 Ocak 2004 Çarşamba, Danimarka s.00:35
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:18 PM
Bir Ağustos Akşamı
Bir Ağustos akşamı,
Tatlı bir meltem.
Bir kağnı arabası,
Gacır gucur ağlıyor.
Ve bir adam,
Ağzında sarma sigarası
Evde hazır çorbası.
Yüklü bir öküz arabası
Odun taşıyor.
Öküzler ağır ağır,
Hamallığın alasını yaşıyor.
Dünyanın ağırlığını taşıyor.
İki ahşap kağnı tekeri
Çatlak çatlak,
Hemcinsini taşıyor.
Tekerin izini
Hemen arkasındaki aşıyor,
Paytak paytak.
Bir Ağustos akşamı,
Bir adam
Kağnısıyla odun taşıyor.
Bilmem güneşin gittiği yerde
Kimler yaşıyor, neyi yaşıyor!
Ağır bir yük,
ihtiyar dünyanın omzunda...
Ve zaman, sonsuzluğun kıyısında,
Son demini yaşıyor.
15 Mart 2004 Pazartesi, Danimarka-Koge 20.50
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:18 PM
Bir Çift Lafım Var!
Aldın beni benden, eşkıya mısın çapulcu mu?
Ey dünya! Al abdestini ver bana pabucumu!
Bir parça kabir toprağıyla doldurdun avcumu.
Kefene sardın! Bezzaz mısın yoksa tapucu mu?
15 Şubat 2004 Pazar, Danimarka-Køge 23.15
9+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:19 PM
Bir Dem...
Dünya, iştah kabartan bir lâşe.
Bir dem,
Başında hain bakışlı kurtlar...
Çakalların gözü üstünde her fırsatın.
Alınlara vurulmuş beklenen kaşe.
O dem,
Avâzeler yükselir, yırtılır avurtlar...
İtirazların sonu bir ses: Tutun, atın! ..
10 Şubat 2004 Salı, Danimarka-Køge 23:08
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:19 PM
Bir Gerçek Var ki
Ölümün hayatı, işte fani yaşam.
Bu basamaklarda dimdik kalmak tasam.
Ömrün sonu ölüm, sonsuz hayat başı.
Tek olan meydanda mizan mihenk taşı.
Sonsuza başlangıç, sondaki bir nefes.
Et kemik, boy bos, kaş ve göz ruha kafes.
Özgürlüğü nasıl tadar bilinmez kuş!
Nereye kadar bu uçuş? Nasıl konuş! ?
İyi mi kötü mü bu seferin sonu?
Ölüm kalım, biter musallada konu.
Orada kapalı gözler dış hayata.
Uzanmış gidiyor bak, sonsuz hayata!
Sonsuzadır doğmak... faniden bakiye.
Öyleyse canhıraş bu hengame niye?
Yeşerir meydanda ekenek hasadı.
Unutur orada dedeler ahfadı.
Bir gerçek var ki her an yüce mi yüce!
Örtemez gerçeği hiçbir aklen cüce.
Çırpındıkça batar fikirden kısalar.
Yine parlar güneş; balçık da atsalar!
Çukurun işi at çamur kalsın izi!
Geçmişte misali pek çok,dizi dizi!
Yollar eğri-büğrü ve de iniş-yokuş.
Artı eksi, bazı kere değiş tokuş.
Son nazar üflerken bu hayat mumuna.
Bakılmaz mezarın taşına kumuna!
Atışlar sayılı, denmez azmış çokmuş!
Kapanır sahneler, bir varmış bir yokmuş!
Kanatlarda yüklü kesif birer zıtlık.
Renkli balonlara bu hayat hamallık!
Umutlar, yitikler ve de pek çok kazanç.
Ötelerde engin gaye büyük kıvanç.
Bir güneş var ki her an büyük mü büyük!
Güneşler yanında hep sönük mü sönük!
Bir değer var ki her an büyük mü büyük!
Değerler yanında hep düşük mü düşük!
09 Ocak 2004 Cuma, Danimarka-Køge 19:40
6+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:19 PM
Bir Sızım Var
Bir sızı,
Taa iliklerime kadar işleyen,
Yüreğime ılgıt ılgıt yayılan bir sızı.
Bir sızı var.
Benliğiimi kaplayan
Tüm hücrelerime yerleşen
Şah damarımda zonklayan bir sızı...
Bu sızıya aşinayım.
Bu senin sızın!
Zamansız bir anda ansızın
Onunla yanayım!
Bu sızı
Sevginin sızısı...
Varlığın kaderimde
Alın yazısı!
Bu sızım,
Senin sızman bana!
Seninle yana yana
Âb-ı hayat içeyim kana kana...
Mecnunun olayım,
Aşkınla yanayım
Tattır bana...
Bu sızı, senin sızman bana!
Benliğime, ruhuma, varlığıma sızman...
Öyle bir sız ki bana!
Seninle olayım!
Ben de sena sızayım...
Buradaki sonuma kadar,
Öyle sız ki,
Damarlarıma, kanıma kadar...
Öyle bahşet ki sevgini,
Ebediyen bulamayayım dengini...
Ben de, ben de
Sana sızayım.
Seninle sızdığım halde,
Öylece kalayım...
Ötelerde sana ayılayım
Seninle ayılayım...
Ey varlığıyla BİR olan
Gönüllere dolan!
Ben de, ben de
Seninle olanlardan sayılayım.
7 Mart 2004 Pazar, Danimarka-Køge 20:41
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:19 PM
Bir Yaz Akşamı
Bir yaz akşamı,
Karanlığın koynunda
Bir cırcır böceği
Kendi türküsünü
çalıyor.
Keyfi yerinde.
Bir yaz akşamı,
Karanlığın koynunda
Bir ateş böceği
Yıldız-yıldız parlıyor.
Yakmış ışığını
Dertlerine yanıyor.
Yarası derinde.
15 Mart 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 23.43
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:19 PM
Bir Dost Var mı?
Ne çektiysek biz, ucub ve bu kibirden çektik.
Gül fidanını ezdik, diken tohumu ektik.
Ömürler geçti boşa, nurdan günaha sektik.
Başın belası nefsi, hep ezen bir dost var mı?
Allah bizim rabbimiz, O mutlak Settar, rezzak.
Tüm noksan sıfatlardan beridir, hem de uzak.
Şeytanın mahareti, kullara sinsi tuzak.
İblisin hilesini hep sezen bir dost var mı?
Allah bize bizden, şah damarımızdan yakın.
Artık ey kardeş! İman, cennet zineti takın.
Sök gaflet zincirini, kula kulluktan sakın.
Nefsin hor cefasından, bezen bir dost var mı?
Kavrulup durur küfür çölünde inkar kumu.
Gönül harmanı yelsiz, bu gözler de kuru mu?
Bu insan oğlunun ne ki mahşerde durumu?
Bu garipler yurdunda çok gezen bir dost var mı?
14 Mayıs 2004 Cuma, Danimarka-Køge 22.44
7+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:19 PM
Biz Şiir Dostlarla Varız
Benim burada konuk olmam,
Tamamen şans!
Gül, sümbül, çiğdem varken solmam.
Bitmez bu dans!
Sevmek sevilmek en büyük hediye.
Gerisi gelir bana vız!
Dünyanın yükünü vurdum kediye.
Biz şiir dostlarla varız!
Etrafımızda her şey, ayrı bir şiir.
Bakmak güzel, yazmak daha güzel!
Uçalım gel, bu balonu sen de şişir.
Dostlar! Bizi bize yazmış ezel.
22 Mart 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 20.53
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:19 PM
Bizler Cenin Gibiyiz
Dünya köPage Rankingüsü çöker, tamam artık vadesi.
Son pişmanlık faydasız: Bu, Kur’an ifadesi.
KöPage Rankingüden kimler geçti, nice ağalar beyler!
Hepsi varır yerine, bâkidir güzel şeyler.
O gün hüküm kesindir, Mevla’dadır son karar.
Kimi dünyaya dönmek ister yok bunda yarar.
Cenin olan bebeğe anlatılamaz dünya.
Nasıl tarif koyarız yıldız, güneş ve aya?
Bizler cenin gibiyiz, anlaşılmaz hiç cennet.
Sonsuza göz açınca, kaçmış olur bu devlet.
O gün dönüşe mahkum, yolcunun son gidişi.
Yarına bırakmamak ne hoş bugünkü işi!
Haziran 2004, Danimarka-Køge
7+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:19 PM
Bizlere Doğru Gel Yağmur
Çatlamış dudakların, kurak toprağın ümidi.
Kara sinede yatan tohumların can simidi.
Nâçâr mahzun gönüller, dil tekrar eder tahmîdi.
Âlem-i Gayb’dan rahmet ve sekineyle gel yağmur!
Sensiz boyunlar bükük, bağırlar yaralı, yanık.
Buna bütün günahsız, dilsiz ümmetler de tanık.
Sanma ki bu alemde bütün herkes suçlu sanık!
Bizi de o günahsız masumlara kat gel yağmur!
Katrelerle buluşsun dallardaki her bir yaprak.
Çeksin seni sineye doya doya kara toprak.
Seninle ıslansın tüm çocuklar, gülsün şen şakrak.
Şimşek kırbaçlarını çek, korkutmadan gel yağmur!
Boyun büken laleler, sümbüller, kekikli dağlar.
Cennet gibi mis kokan üzümler, asmalı bağlar.
Sensiz bahçeler hasat bekleyen kalpleri dağlar.
Sakin ol, sükunet bul; olma taşkın bir sel yağmur!
Aranırsın, semada gözler; kara bulutlarda.
Yaşarsın yeşil fidan gibi, bitmez umutlarda.
Sessiz dua gibisin şu gizemli sükutlarda.
Âlem-i Şühûd’u da meleklerinle del yağmur!
Susuzdur börtü böcek, ot ağaç hep sana bakar.
Laleler sümbüller hep kanaatle buldu vakar.
Bülbül sanki hep ağlar, nağmesiyle yürek yakar.
Ot fışkırsın, kalmasın yeşil tepeler kel yağmur!
İnce ince yağarak hep ‘ahmak ıslatan’ sensin.
‘Bardaktan boşalıp’ da canları koşturan sensin.
Suları kabartarak dereyi coşturan sensin.
Milletin dilinde hep oldun darb-ı mesel yağmur!
Rabbimizin izniyle inersin nizamla yere.
Dolular hep taş gibi, meyvelerde açar bere.
Sel, fırtına ve tayfun yıkar göğsü gere gere.
Afetin ayağını bereketinle çel yağmur!
Rahmetini sererek bizlere doğru gel yağmur!
Şubat 2003, Danimarka-Køge
7+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:19 PM
Bozar Ölüm Ağızların Tadını
Ölüm adımlama, son nefesle sonsuz yurdu.
Müjdeci, ‘ ölümü çok hatırlayın ’ buyurdu.
Ölümden korkmaz gerçek manada bir kul olan.
İman yoksa korku çok, ölümdür kalbe dolan.
Gelirse bozar ölüm, ağızların tadını.
Hedonist ruh anmaktan korkar onun adını.
Kabir, sona geçişin konaklama mekanı.
Ya güller sarar yada ateş berzahta anı.
Hak vâki olunca ruh terk eder bu bedeni.
Sebepler hep bahane, doğum ölüm nedeni.
Uyudun kalkamadın, ölüm uykuya kardeş.
Ötede ateş yoktur, buradan gider ateş.
Salih amelin yolu, düşer Daru’s Selâm’a.
Hemen kulak verelim, son ilahi kelâma!
8 Temmuz 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 19.13 *7+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:19 PM
Bu Gidişler Neden?
Ne zaman olsa sılaya, Türkiye’ye sefer;
Araba küheylan gibi, altında dört teker.
Çıkıverdi aniden yola Mustafa Şeker.
Necmi, Şekerlere iyi yolculuklar diler.
Bir akıncı beyi coşup Belgrad’ı geçti.
Kendisine sıla olarak Sivas’ı seçti.
Takım tam tekmil; bir er, bir hatun ve dört benât.
Çeker arabayı sanki, yıldırım dört bin at.
Mışıl-mışıl uyur melek kanadında sabi.
Virajlar ova olur inayetle tabii.
Bu gidişle kesilmez ters akınların ardı.
Taa orada, Danimarka’da ne işin vardı?
Diye sorar, İstanbul’da yatan fatih deden.
Bu gidişler nereye, ne için ve neden?
Gitti de hiç ses-soluk çıkmadı Sivaslıdan!
Nasıl ki; hiç vazgeçmediyse Kerem Aslı’dan;
Şeker de eridi gitti, vuslata erdi.
Havasına girip, unuttu kederi derdi.
Seni şair yaptı Sivas’ın o meşhur suyu!
Kelimeler bitmez, şairlik derin bir kuyu.
Ozanıyla ünlü, dünyada Sivas’ın adı.
Şeker’siz kalmadı burada dünyanın tadı.
Bitir seyr-ü seferi, selametle dön geri.
Hazır burada Şekerin o muhteşem yeri.
Keyfine bak, ye etli ekmeği ve döneri.
Kılıbıklık sınırda bitti, bırak son eri!
Temmuz 2003 Danimarka-Køge
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:19 PM
Bu Gönül Uslanmaz mı?
Hava buz gibi, içim yanıyor.
Kurşun yemedim, kalbim kanıyor.
Bu gönül uslanmaz mı Allahım!
Her açan çiçeğe de kanıyor.
Meltem esiyor, ruhum fırtına.
Keder bindi düşümün sırtına.
Bu gönül paslanmaz mı Allahım!
Düştüm fani dünya hırsına.
Hep tuttum yitiklerin yasını.
Silemedim kalbimin pasını.
Bu gönül puslanmaz mı Allahım!
Bulamadım mevsimin hasını.
Hacılar Mina’da şeytan taşlar.
Senin için verildi çok başlar.
Bu gönül taşlanmaz mı Allahım!
Akmadı gözden günaha yaşlar.
Ömür geçti, kapıldım taşkına.
Günahlarımla döndüm şaşkına.
Bu gönül yaslanmaz mı Allahım!
Huzur veren ebedî aşkına.
8 Mart 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 21.54
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:19 PM
Bu Hava Dönmez Yaza
Unutma güzelim, bu hava dönmez yaza!
Mana ikliminde kılınmadıkça karar.
Bu alemden kara giden dönmez beyaza.
Hesaplanmalı her geçen gün kârla zarar.
Unutma güzelim, tam çözülmez kördüğüm!
Gayret, sökün sökün tam şaha kalkmayınca.
Acayip, manada çözülmez hep gördüğüm.
Perde kalkıp sırrı gönlümü yakmayınca.
Unutma güzelim, güller hep güzel kokar.
Uyandı tepenin ardındaki tüm kuşlar.
Gül bahçelerine giren hep güzel bakar.
Aşılmalı yolda bütün iniş yokuşlar.
Unutma güzelim, bitmez süfli hevesler.
Doldurur toprak, aç; doymak bilmez gözleri.
Can çıkmazsa bitmez bu sayılı nefesler.
Soldurur ölümün pençesi şuh yüzleri.
Unutma güzelim, sütte bulunmaz kara.
Sütün fıtratıdır beyazlık buna inan!
Gönül yarasından kötü bulunmaz yara.
Felaha kavuşur kalp kırmaktan sakınan.
1 Mart 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 00.52
6+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:20 PM
Bu Deniz Nice Firavun Boğar
Maveradan uzandı beşere sonsuz bir ip.
Medet uman ellere indi mutluluk çağı.
Asırlar bezgin, yıllar baygın devrana girip.
Feza ötesi ışık sardı bostanı bağı.
Hayatın serencamı mevtin ufkuna pustu.
Umutlar yasta şimdi, hayaller de ağlıyor.
Çağın efkarı sarhoş, gülün üstüne kustu.
Nemrutlar mancınığa İbrahimler bağlıyor.
Zalimlerin yanına zulümler kalır mı kâr?
Çıkar burunlarından hep fitil fitil bir gün.
Kendi ateşlerinde yanarlarken ah-u zar
Canlarını ebeden nara ederler sürgün.
Bağ kuru bahçe kuru, balkonda saksı kuru.
Hasretler düştü gönle, güneşler yola doğar.
Barut nem kaptı çağdan, toplar delemez suru.
Dalga dalga bu deniz, nice firavun boğar.
6 Ağustos 2004 Cuma, Danimarka-Køge 00.26 *7+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:20 PM
Bulamadım Mısra Mısra Dibimi
Çirkeflik dolunca bu meydanlara,
Yüzsüzlere çatan bir azarım ben.
Bulaşınca gece âsi anlara,
Som güneşler satan bir pazarım ben.
Süsledim çiçekle ben bu kalbimi.
Güllerle çalışan bir yazarım ben.
Bulamadım mısra mısra dibimi.
Gönlümü kalemle hep kazarım ben.
Seherin kokusu tüm ufku sardı.
Bülbüle gül sorup da yazarım ben.
Genişledi dünya, önceden dardı.
Sonsuzu gözleyen bir nazarım ben.
14 Haziran 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 19.23
6+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:20 PM
Büyüyünce Anlarsın!
Gerçekleri sakladılar.
Karaları akladılar.
Şevkimi patakladılar.
Anlatmadılar bana.
Attılar yabana
Masum merakımı.
Kestiler makul cevaba akımı
Neme lazımcılar takımı.
Ben anlamaya çalışıyorum ya!
O kadar mı bozuk dünya,
O kadar mı karanlık?
Yapmayın oyun bozanlık!
Niye anlatmıyorsunuz?
Beni oynatmıyorsunuz
Saf düşlerimin kucağında,
Çocukluğumun berrak çağında?
Masumiyet bir anlık.
Basar beni karanlık.
Aklım yıldızlı *******de.
Sorular asılı hecelerde.
Kavurur yüreğimi yapmacık köz.
Hep aynı söz.
Aynı lakırdı.
Cevapsızlık ufkumu kırdı.
Leylekteki laklak gibi,
Hedefsiz eldeki şakşak gibi.
Ne sorsam söylesem,
Bir şeyi bilmek istesem:
Mazeretler mi, sürüsüne bereket!
Sizde yok mutmain hareket.
Kendi yelinde harmanlarsın.
Büyüyünce anlarsın!
Diyorsunuz.
Kestirip atıyorsunuz!
Ne olacak,
Vahşet son mu bulacak?
Ya masumiyetle yürüyemezsem?
Ya hiç büyüyemezsem? ! ...
7 Nisan 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 18.45
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:20 PM
Candan Saymam
Senin elinde bütün bu fâni hayatlar.
Yoluna koşmayanı kutlu candan saymam.
Elbette huysuz kalpler adınla rahatlar.
Zikrinle coşmayanı mutlu kandan saymam.
İhlas, iman esası; bütün kibri silsin.
Şirke bulaşanı ben saf imandan saymam.
Sanki allâme gibi, tüm dilleri bilsin.
Küfür konuşanı ben Süleymandan saymam.
8 Haziran 2004 Salı, Danimarka-Køge 00.39
7+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:20 PM
Cesaretli
Adı gibi
Kendi de cesaretli.
İlmi de o denli
Kesafetli.
Tüm kardeşlere eş.
İyi bir kardeş.
Civan gibi delikanlı.
Selvi gibi, doğru şanlı.
Neşesi iki kat.
Dostluğu büyük hakikat.
Bu gün konuk şiirime.
Bazen hekim sinirime.
Nice uzun yollar kat ettik.
Konaklarda çayı hak ettik.
Tercümandır hislerim bana.
İşte böyle uzandı şiirim sana!
19 Mart 2004 Cuma, Danımarka-Køge 18.18
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:20 PM
Coşmayı Çok Severim
Yaprak yaprak baharlarla,
Çiçek çiçek bozkırlarla,
Cıvıl cıvıl çocuklarla,
Mavi mavi boncuklarla,
Ben coşmayı çok severim!
Coşkun coşkun sevinçlerle,
Övgün övgün övünçlerle,
Dalga dalga denizlerle,
Güleç güleç benizlerle,
Ben coşmayı çok severim!
Kanat kanat şahinlerle,
Kumlu kumlu sahillerle,
Kıvrım kıvrım nehirlerle,
Koca koca şehirlerle,
Ben coşmayı çok severim!
Yaprak yaprak ağaçlarla,
Sarı sarı turunçlarla,
Salkım salkım üzümlerle,
Dolu dolu güğümlerle,
Ben coşmayı çok severim!
16 Mart 2004 Salı, Danimarka-Køge 22.18
4+4
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:20 PM
Çağdaşlık Gözde Kulluk
Zulmete kulmuş dünya, çağlar kandilsiz.
Çocuklar dolmuş gamla, ağlar mendilsiz.
Edepten solmuş mana, sözler kelamsız.
Menfaat yolmuş cana, özler selamsız.
Tebessüm yüzde buruk, kahırda büzgü.
Sedalar özde tutuk, sağırda süzgü.
Köpekler sözde sadık, taşlar bağlanmış.
Çağdaşlık gözde kulluk, başlar dağlanmış.
3 Ağustos 2004 Salı, Danimarka-Køge 23.21
3+2+2+2+3
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:20 PM
Çakallar Ulur İhanet Dağında
Her fesat asrın kurak toprağında.
Al bir gül açar bakımsız bağında.
Gül koku saçar en güzel çağında.
Çakallar ulur ihanet dağında.
Kavrulur adam hep kendi yağında.
İnsaf kalmamış solunda sağında.
Fitne oynaşır küfrün odağında.
Aşk mahkumu gül, bir sevda ağında.
3 Temmuz 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 23.45 *5+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:20 PM
Çekmiyor Radar
Başka daha neyi koparacaksın benden! ?
Kavurdun bu aşkı, çölden ne alacaksın?
Sana nakış verdim sevdamdaki desenden.
Bakıp ona, çiçek çiçek mest olacaksın.
Bıraktım geniş bir yürek, deryalar kadar.
Enginlere yelken açarak dalacaksın.
Daha ne vereyim sana, çekmiyor radar!
Frekans değişik, orada kalacaksın.
23 Haziran 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 22:19
6+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:20 PM
Çığlıklar Kâbuslara Esrik
Asırlardan koşan bir ateş gelir, yüreğe oturur.
Geleceğe tutunan sevdalarla coşar tüm arzular.
Sürdüremez ******* karanlığı, güneş onu vurur.
Yeni güne uyanır, baharlara koşar tüm arzular.
Bu hayatın yarışı, süreta bir deniz dolukluğu.
Dolunaya ibreli, bu çığlıklar kâbuslara esrik.
Düşlerinden sıyrılmış uykular bir kazın yolukluğu.
Bu sitemkar ağıtlar gül devşiren bir ülkeye devrik.
30 Nisan 2004 Cuma, Danimarka-Køge 00.38
4+3+4+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:20 PM
Çiçekler Yetişmez Saksıda
Bizim oralarda,
Çiçekler yetişmez saksıda.
Ya bir dere kenarında,
Ya bir kaya çatlağında
Askıda.
Veya örme taş duvarında,
Karşıda.
Bir bakmışsın
Beton yığınlar arasında
Parayla satılır çarşıda.
Ben şaşkın,
Sevdam şaşkın.
Hasret ıstırabıyla
Gurbetler taşkın.
Bizim oralarda
Çiçekler yetişmez saksıda.
Ya bir nadas tarlasında küskün.
Yada bir yem torbasında suskun.
Kurtulur gövdesi kalın olanlar.
Tohum olur güneşte solanlar.
Seni göremeyince
Ben askıda,
Sevdam askıda...
15 Mart 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 20.40
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:20 PM
Çiçeklerin En Üstünü
Senin için en iyisini yazarım!
Kelime kuyusunu tırnaklarımla kazarım!
Sensiz ben dünyaya sürgünüm,
A benim gülüm! ..
******* yıkılsa ağırlığıyla üstüme!
Yeter ki sen gül, hiç üzülme!
Filizlenip çıkarım bir akşam,
Beyaz papatyam!
Dertler olsa hırçın tayfun,
Karanlıklar atsa üstüme afsun,
Seninle yeşereceğim,
Kır çiçeğim!
Işık-ışık güler gözlerinin içi,
Sevgin hayat evimin kerpici.
Beni saran hâlem,
Boynu bükük lalem!
Birdik, derken olduk iki,
Ayşe, Feyza, Mustafa, Bâki...
Sensin çocuklarımla âtiye gelenim,
Beyaz kardelenim!
Cennet kokulu çiçekler umutlarımda!
Zaman durur seninle çocuklarımda!
Dünyalara değer bu iki dem,
Sarı orkidem!
Assan çehreni gamlanır bulutlar,
Şimşekten kamçı gözlerinde umutlar.
Gönlümün sevinci bitmez neşem,
Mor menekşem!
Hayat deryamdaki Nuh’un gemisi,
Gelmesin hicranlı günlerin yenisi.
Şu fani dünyadaki cennetim, bağım,
Beyaz zambağım!
Yığınların çığırtkan vâveylası,
Olmaz bana ilaç, Mecnunun Leyla’sı!
Kalabalıklar Aslı olsa yine sensizim,
Güzel nergisim!
Sana ulaşamaz; hangi çiçeği saysam!
Öyle kabul et eğer ben buysam!
Kırılır sana kapanan kapı ve her cam,
Mavi ortancam!
Sensiz kızıl ufuklar hasret ateşim!
Her tanda doğan ümit güneşi, ikiz kardeşim!
Yaz yağmurumsun kuruduğunda çimenim,
Beyaz çiğdemim!
Gülüş iksirinde büyülü gizem.
Duygu derinliğimde bitmez esrarlı dizem!
Bahçeme diktin görünmez büstünü,
Tüm çiçeklerin en üstünü!
Senin için en iyisini yazarım!
Kelime kuyusunu tırnaklarımla kazarım!
Sensiz ben dünyaya sürgünüm,
A benim gülüm!
Mor sümbülüm!
Ben sana bülbülüm!
11 Şubat 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 23:29
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:21 PM
Çürüdü Bu Ömrüm Çürüdü
Şu hayatın bozuk yolunda,
Yürüdü bu ömrüm yürüdü.
Şeytanların günah kolunda,
Çürüdü bu ömrüm çürüdü.
Güller deremeyip hep diken
Sürüdü bu ömrüm sürüdü.
Geçen hayatıma kefen,
Bürüdü bu ömrüm bürüdü.
11 Temmuz 2004 Pazar, Danimarka-Kopenhag 16.22
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:21 PM
Dağ Çiçekleri Açmadı Bugün
Hiç açmadı dağ çiçekleri bugün.
Bulutlara kara bir hüzün hakim.
Şu amansız girdaplardan çıkamaz dün.
Yarınları büyüleyen sayha kim?
Fırtınalar gönül dağında eser.
Kumla dolmuş sulak, yeşil vahalar.
Her bir ömür ayrı birer şaheser.
Hep sorgular bu hayatı dehalar.
30 Mayıs 2004 Pazar, Danimarka-Koge 22.33
4+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:21 PM
Dağım İşgal Edildi
Dağım işgal edildi keskin bir ayazla.
Boyun büktü kardelen, artık çıkmaz oldu.
Safiyeti nasıl da sarmıştı beyazla!
Çağıl çağıl pınarlar artık akmaz oldu.
Paramparça güllerim, doğrandı doluyla.
Şu gönlümü alları köz köz yakmaz oldu.
Feveranım şiirde heceler yoluyla.
Serbest şiir yüzünü astı bakmaz oldu.
Ufuklarım küf tuttu, sarardı düşlerim.
Şiir perim mısraa güller takmaz oldu.
Hasretinle ey şiir, zirveni düşlerim!
Ustalarım bayrağı fecre dikmez oldu.
Hislerimin gölünde usum yana yattı.
Afaktayım, enfüsüm dibe çekmez oldu.
Edepsizlik edebi arsızlara sattı.
Masumiyet mısrada artık sekmez oldu.
Necmi der ki, deruni duygular uyandı.
Uyandı da isyanım gırtlağa dayandı.
Ahlak, iman; dil, tarih siyaha boyandı.
Yaslandığım sineler cennet kokmaz oldu.
19 Temmuz 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 19.17 *4+3+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:21 PM
Dalgaların Vurduğu Kaya Benim
Yuvadır gönlüm
Asırlardır biriken ateşlere.
Sönmesin diye
Çağlar üstü nefesle
Üflerim ben.
Kalbime dolan fısıltıyı
Değişmem güneşlere.
Kutlu bir sesle
O gün hayat mumuma
Püf derim ben.
Olmasın benim lale devrim,
Yalnız gül devri yeter.
Sahilde
Haşin dalgaların vurduğu kaya benim.
Görmeyen gözden
Anlaşılmaz sözlerin cevri beter.
Ademin hayat özü sevgi,
Evrensel maya benim.
4 Mayıs 2004 Salı, Danimarka-Køge 00.03
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:21 PM
Dere
Bir dere kenarındayım.
Hep kendimin yanındayım.
Şırıl şırıl akıyor dere.
Kendini yere sere sere.
Kenarında yemyeşil otlar.
Üstünde mavimsi bulutlar.
Onda denize kavuşma arzusu.
Ben hâla anasının kuzusu.
Bölük pörçük umutlar.
İsyanı hedef komutlar.
Çobanın ağzında türkü yanık.
Bülbüller de buna tanık.
Dinleyicisi sadık bir köpek.
Yada toprağı tepen köstebek.
Otların arasında bir çiçek.
Yaprağa tırmanan böcek.
Dibek tokmakla dövülür.
Diğerleri bakmakla övünür.
Ben güzelliklerin seyircisi.
Tokmağı vuranın hık deyicisi.
Biliyorum dere denize gidecek.
Var mı benim bir yerim sinecek?
22 Mart 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 18.45
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:21 PM
Deryalarda Islık Nefesin
Zirvesi hep bembeyaz, eteği yeşil
Cıvıl cıvıl bir dağın ezgisi sesin.
Bütün cümleler kısır, zihinlerde zil
Çalıyor; deryalarda ıslık nefesin.
Sensin bu kırık kalbin son tamircisi.
Sevgin bu mısraları yazar, yeşertir.
Sensin tutuk kalemin son emircisi
Hemen şiir yazmazsam sevdan gebertir.
25 Mayıs 2004 Salı, Danimarka-Køge 18.53
7+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:22 PM
Desenize
Rüzgarın fısıltısı,
Ben gizem avcısı.
Kapı aralığından giren ıslık,
Tıp tıp damlayan musluk
Hasret sancısı.
Pencereme vuran damla,
Ruhumda damla damla
Denize döner zamanla.
Hüznüm akar denize.
Yine gönlüm dolacak gamla
Desenize...
19 Mart 2004 Cuma, Danimarka-Køge 18.45
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:22 PM
Dinle Ha Dinle!
Bir ses işit, dinle ha dinle!
O sese uy, inle ha inle!
Tüm yaptığın gider seninle.
Günahınla inle ha inle!
Hiçbir gönlü yıkma ha yıkma!
Doğru yoldan çıkma ha çıkma!
Gıybetle can sıkma ha sıkma!
Sevgi ile doy, bıkma ha bıkma!
Harama hiç bakma ha bakma!
Özü narda yakma ha yakma!
Boyna günah takma ha takma!
Hayrı başa kakma ha kakma!
Şeytanlara uyma ha uyma!
Kötü sözler duyma ha duyma!
Yüreğe kin koyma ha koyma!
Sevgiler tat, doyma ha doyma!
16 Temmuz 2004 Cuma, Danimarka-Køge 18.18 *4+5
-------------------------------------------
Günahınla İnle!
Bir ses işit ve dinle!
Bu sese uy, inle!
Dargın isen dinle.
Günahınla inle!
Hiç bir gönlü yıkma!
Doğru yoldan çıkma!
Gıybetle can sıkma!
Sevgiyle doy bıkma!
Harama hiç bakma!
Özü narda yakma!
Boyna günah takma!
Hayrı başa kakma!
Şeytana hiç uyma!
Kötü sözler duyma!
Yüreğe kin koyma!
Sevgiler tat doyma!
16 Temmuz 2004 Cuma, Danimarka-Køge 18.18 *4+2
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:22 PM
Dönüşür Balçığa
Gün olur, dönüşür yamaçlarda kar çığa.
Zirvelerin başı hiç kurtulmaz buluttan.
Gün gelir dönüşür servi boylar balçığa.
Yeise kapılma taşıdığın umuttan!
01 Mart 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 00:32
6+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:22 PM
Dünyam Fındık Kabuğunda Kopan Fırtına
Yakarım isli fenerleri.
Düşünmem ‘elâlem ne der’leri.
Takarım kafama benden beterleri.
Hemen yüklerim kederleri
Uç uç böceğinin sırtına.
O da konar gurbetlerin sırtına.
Fındık kabuğunda kopan bir fırtına.
Benim dünyam.
Umut olur hülyam,
Kaybolur tasam.
Devam edip gider yaşam.
Arzular dudaklarda kalır.
Uç uç böceği dilekleri alır.
Yönelir çiçeklere.
Düşer taş dibeklere,
Nice filizlere gebe topraklar.
En yeşilini baharda sunan yapraklar.
Hani yakmıştı ya anam?
Solmadı daha kurbanlık kınam.
İşte fındık kabuğunda fırtınam!
Sandallar alabora.
Yıkamaz beni ne tufan ne de bora.
Elimde Asây-ı Musa.
Kararlıyım açılacağım okyanusa.
5 Nisan 2004 Pazartesi, Danimarka-Koge 20.53
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:22 PM
Düş Atımın Sırtındayım
Ruhumun estiği deniz boş, fırtınalar dinmez.
Benliğim hep düş atının sırtında, asla inmez.
Dağ tepe düz gidiyorum düş atımın sırtında.
Ağustosları yaşarım baharların martında.
Sıkıntının çökerttiği yüzlerle vurulurum.
Kalbe giren ferahlıkla, hep ben de durulurum.
Düşümün bu yolculuğu devam eder, sana dek.
Belki yapraklarım, yüzüm sararıp; solana dek.
İsterim kalmasın benden başka, solmuş tek bir yüz.
İki cepheli duvardır hayat, ömür tek bir yüz.
Bütün ovaları renk renk güller, çiçekler bassın.
Sonsuzluk kıyısında, âh ölüm; onmaz bir yassın!
Kalmasın sevinç olmayan hiç kimse gözlerinde.
Hakiki kurtuluş O’nda, o kutlu sözlerinde.
12 Nisan 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 23:39
8+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:22 PM
Düşlerimi Kaybettim Yaprakların Sarısında
Duvarı ker***, badanası kireç
Babamın ahşap evi.
Çocukluğum gömülü,
Anılarımın kabri bir nevi.
Evin önünde asma çardağı.
Ben gölgesinin serinliğinde,
Elimde çay bardağı.
Yudumladığım çay değil, anı seli.
Kalbimin acı koruğu, buralardan gideli.
Çardakta üzümler delik delik.
Önemli değil zaten onlar göstermelik.
Arılar etrafında pervane.
Ben kendi alemimde, arılardan kime ne!
Sararan yapraklar habercisi güzün.
Her rüzgarda titrer, kaplar hüzün.
Ben düşlerimi kaybettim
Yaprakların sarısında.
Bu değirmende ağardı saçlarım
Ömrümün yarısında.
Kışı bekler sararan yapraklar
Çardağın üzerinde.
Bense baharı beklerim,
Baharsa gök mavisi gözlerinde...
‘Doldur’ dedi babam, ‘doldur çayımı’!
sesiyle döndüm kendime.
Söz geçiremedim bendime.
Doldu gözlerim.
Yine sensiz geçirdim izin ayımı.
3 Nisan 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 23.39
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:22 PM
Ebemkuşağı
İşte bak,
gökkuşağı!
Başka bir adı;
ebemkuşağı.
Yukardan aşağı
Tatlı bir kavis;
yerden göğe!
Renkler bitmez
öve-öve.
Hisler tomur-tomur
Tüm sırlarla
yağmur
yağar ince-ince.
Kara bulutlar gidince,
çıkar aydınlık güneş.
Bulunmaz ona eş.
Şimdi
sanki büyüdük!
Eskiden küçüktük.
İsterdik
Altından geçmek;
Dileklerden
Dilek seçmek.
Olmadı henüz dileğim!
Bilmem,
altından nasıl geçeyim!
Ebemkuşağının özü;
ışıkla damla.
O ışıkla
ağla da ağla!
Işıkla damla;
ikisi aynı anda,
benim dünyamda.
Renk cümbüşü
hasıl olur.
Deme sakın,
bu nasıl olur?
Açık açık
meydanda!
Dünyayı
bir güzellik sarar.
Renkler
en güzel karar!
Damlalar
bulunca ışığını,
durma, sen de doldur
kaşığını...
6 Mart 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 14.28
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:22 PM
Edep Yahu
Eskici dükkanında bir levha, “ Edeb yâ Hû ”.
Onu kaldırıp sürgün etmişler, edep yahu!
Sadece mekanlardan değil edep gün be gün
Şahsiyetten de gitti, şereften oldu sürgün.
Dedem derdi yaşarken, '' Beştir İslam’ın şartı.
Altıncısı haddini bilmektir bu bir tartı! ''
Dinini yaşa, yaşat ve sakın olma dinci!
Sevgiler al, sevgiler sat; sakın olma kinci!
Sen haddini bil, kirli işlere hiç karışma.
Yüz yıllara koş, sakın edepsizle yarışma!
İlâhi nazargâhtır, kırma o sırça kalbi!
Bul orta yolu ama her zaman olma harbi!
İnansın inanmasın, kendine ait kişi.
Lafa bakma, insanın bir tek aynası işi.
Birisi sataşırsa unutma, huyundandır!
Hem toprağından hem de içtiği suyundandır.
İnkarcıya hayatı, verilmiş bir mühlettir.
Ölüme dek süren bir fırsat ve bir müddettir.
Hadsiz bir söz dokunur bazen gayretullaha.
O'nun elinde son söz, varmaz insan sabaha.
Haddini aşıp basma gazabın damarına.
Hedef olma Allah’ın manevi şamarına.
Allah’ın tokadının sesi duyulmaz ama
Acısı ömür boyu hissedilir daima.
Fikir firar ederse hep yumruklar konuşur.
Binince şeytan ata hep boynuzlar vuruşur.
Maneviyata söven göz kırpar karanlıkta.
Kaybetmiş özü, arar iğne hep samanlıkta.
Edep-haya da gitmiş, zaten suratlar yüzsüz.
Her şey bacak arası, küfürler de pürüzsüz.
Ondan her şeyi bekle, eğer bozuksa sütü.
Onu iter daima bu pis şeytanca dürtü.
Şerefini kaybeden zâyie ilan versin.
Arasın, bir yerlerde bulur belki, ne dersin?
Kirletmesin hayatı bu zehirli kusmuklar.
Örtemedi tarihte Hakk’ı abuk sabuklar.
Seni vurmağa gelen hep seninle dirilsin.
Haktan sapma evladım, ne olur sen bilirsin!
Ah dedem gittin ama esintin hep yanımda.
Vampirlerin gözleri can veren öz kanımda.
Eskici dükkanında bir levha, “ Edeb yâ Hû ”.
Onu kaldırıp sürgün etmişler, edep yahu!
11 Şubat 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 00.10
7+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:23 PM
Ekmeden Biçmek Nafile Düş
Ufukların kızıllığından
Tutuştu gözyaşları, yandı.
Bir Nuh gemisi beklemekten
Ümitler artık umut kesmiş.
Yıldızlar güneşi ararken,
Seherler secdelere kandı.
Ekmeden biçmek nafile düş,
Hasat yerinde bir yel esmiş.
Ters gösterdi aynalar yüzü,
Vicdan bu tersliğe aldandı.
Bal zehir oldu, zehir de bal;
Görüntüye hep esir heves.
İlaç diye sunulan şerbet,
Ya irinden yada kandandı.
Dünya yılan dolu bir kuyu,
Vahşiler yemlenen bir kafes.
6 Ağustos 2004 Cuma, Danimarka-Køge 01.02
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:23 PM
El Eşeğine Binen...
At gözlüğü takılmış, bazen gerçekler saklanır.
El eşeğine binen, yellenmesine katlanır.
13 Mart 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 15.20
7+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:23 PM
Elveda Bindi Sözüme
Gurbetinde kırıldı kolum kanadım.
Umut yaş olup sindi fersiz gözüme.
Sevda yaram deşildi, ben de kanadım.
Elveda hece hece bindi sözüme.
Benliğimde dilleri tutuk isyanın.
Özlem pranga vurdu bezgin özüme.
Meltem bahşetmez mi hiç fırtına yanın?
Vuslatın atsaydı bir nefes közüme.
23 Haziran 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 23:44
7+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:23 PM
Elveda Sözleri Koca Dağ Gibi Sinmiş
Geçmiş zaman derinliklerinden
Anılar bir bir çıkıp gelir.
Ya katran karası karanlığında
Yada gül kokusunda.
Kaçırılan uykular kirpiklerden süzülür de
Düşleri yıkıp gelir.
Nice sevdalar, nice sevdalar...
İlmek ilmek kilimlenir
Hatıraların dokusunda.
Bir terennüm dudaklarda,
Vefaya adanan duygular.
Alınlara sokulan kıvrımlar,
Kaçamak gözler
Kara buluttan inmiş.
Her doğan güneşi
Bir muştu gibi bekler bölünen uykular.
Damla damla elveda sözleri
Yüreklere koca dağ gibi sinmiş.
5 Mayıs 2004 Çarsamba, Danimarka-Køge 23.45
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:23 PM
Eski Defterleri Dürdüm Ben
Verdim her ay dolunayı *******e hediye.
Dünyama sonsuz fezandan, maviler düşürdüm ben.
Canımı yoluna koydum, seni bulayım diye.
Her gece buz beyazı saf düşlerde üşürdüm ben.
Son güneş en yeni ufkun, senden kaçanlar tutsak.
Ne güzel sana esaret! Sensiz güya hürdüm ben.
Dallarım hemen kırılır, beni neremden tutsak.
Güllerin üstüne düşen bir katre, mühürdüm ben.
Cemreye dönüştü kaygım, gülden aldı rengini.
Yerleşti gönlüme aşkın, atı nura sürdüm ben.
Cihanda döner devranın, bulamadım dengini.
Dünyamı akrep soksa da, zehrini tükürdüm ben.
Bir yapma çiçek peşinden şuursuzca koşarken,
Ezik kır çiçeklerine sunulan özürdüm ben.
Geçici, koruk lezzetle demlenerek coşarken,
Okudum kitabı, eski defterleri dürdüm ben.
12 Haziran 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 17.13
3+5+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:23 PM
Eşkıya Talan Faslında
Sanki bir sanat olmuş ülkemde
Aldatıp, haksız yere hep yenme.
Çakallar ulur yeşil bölgemde.
Cılızlıklara esir direnme.
Okyanuslarda sahil görülmez.
Bu süslü dekor yalan aslında.
Haya perdesi yırtık, örülmez.
Azmış eşkıya, talan faslında.
24 Mayıs 2004 Pazartesi, Danimarka-Koge 18.26
5+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:23 PM
Evlerimiz Vardı
Evlerimiz vardı.
Onlar dardı
Ama huzur vardı.
Huzur soluklanırdı.
Geçim konuklanırdı.
Doğal hislerin uyandığı
Her şeyin güvene dayandığı
Evlerimiz vardı.
Bizi sıcacık sarardı.
Yuva denirdi,
Ocak denirdi
Paylaşılmak istenirdi
Kanaatle yenirdi
Bir dilim ekmek.
Çizgilerde sekmek,
En büyük sevinçti çocuklarda,
Hanımeli kokan sokaklarda.
Sözler dostluk dokulu.
Döşekler lavanta kokulu.
“Allah rahatlık versin! ” yeterdi.
Misafire yoldaşlık ederdi.
Ak örtülü sedirlerde
Ay sohbetlere şahitti bedirlerde.
Seccadeler kanaviçe işli
Kapılar besmele girişli
Selam verişliydi.
Yorgunluktan muhabbete geçişliydi.
Evlerimiz vardı
Çiçek bahçesi önü ardı.
Edep, hizmet yuvası
Helal haram pusulası
Kul hakkı öğretisi
Doğruluk yetisi.
İlk mektepti bize.
Ninemizle diz dize
Masallarla olurduk.
Dinlerken düşlerde kaybolurduk.
Sevinçlerle coşulurdu.
Hep beraber koşulurdu
Bir bardak vermek için su
Zaman akardı sanki; bir içim su.
Herkesin yeri belliydi orada.
Yukarda,
Baş köşede büyükler.
Dede omzunda küçükler.
Emin kucaklarda.
Meleklere gülümser bebeler salıncaklarda.
Ayağa kalkılırdı yaşlıların geliş anlarında
Hele, ana babanın yanlarında
Hayasızca yatılmazdı.
Bir de hiç mi hiç, ayak ayak üstüne atılmazdı.
Evlerimiz vardı
Onlar dardı
Ama huzur vardı.
Onları kimler bizden kopardı?
21 Nisan 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 18.46
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:23 PM
Ey VATAN
Yine yadıma düştün benim sılam, ey güzel vatan!
Sen bir cennet misalisin, gurbet düşlerinde yatan.
Sensin keder sisini hep muhabbetinle dağıtan.
Sensin güzel hatıranla neşelere neşe katan.
Süzgün ovalarla, mağrur dağlarla hiç emsalin yok.
Vakur gâziler, altında yatan şehitlerin pek çok.
Gezse de sezdirmez köylüm kentlim bazen aç, bazen tok.
Kalpler sevginle huzurlu, bunda asla hiç hilaf yok!
Ey Vatan! Düşman seni hep işgale kurban seçse de.
Vazgeçmeyiz senden asla, binlerce bin yıl geçse de!
Zinhar bölünmeyeceksin, ihanet hançer çekse de.
Sevdalıların aşk yüklü, derdi sineye çekse de.
Bir bütünsün bayrağınla, ay-yıldızınla ey vatan!
Şahadete en güzel bir rütbedir o aldaki kan.
Milletimizin her ferdi olur sanki birer volkan.
Senin için şahadete, hazır ölmeye her bir can!
Coştu ezanlar bayrağın altında, hep saçtın ilim.
Zirvede duygular, dile geldi desenlerde kilim.
Paylaşır halkın ekmeği, kalsa bile az bir dilim.
Kıymetini anlatmaktan aciz hakkıyla bu dilim.
Ey Vatan! Uzaktaki can dostum, yarim, yakınımsın.
Hasretle damarlarımda hep coşkun akan kanımsın.
Senden başka hiç olmayan her şeyimsin ve canımsın.
Kader çizgim, alın yazım ve sonsuza dek anımsın!
Şubat 2003 Danimarka-Køge
8+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:23 PM
Ey İnsaf, Neredesin Yetiş!
Gökler korku ile sararıp çöker diz.
İnsanın insana yaptığı zulümle.
Şu toprak bile hep yalvarmada sessiz.
Çağdaşlık mazeret, yalandan tek cümle.
Bir ses yankılanır beyaz buzullardan…
İnceden inceye bir sızı, can çekiş.
Çok çekti doğamız bu zalim kullardan.
Ey insaf çabuk ol, neredesin yetiş!
31 Mayıs 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 23.03
6+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:23 PM
Fare Fil Ayağı Ezmede
Yabancı bir bunalımda bozuk kişilik.
Göz iğreti, gözlükler maddeyle kirlenmiş.
Sarıvermiş kalabalıkları ikilik.
Dingin ruhlar ayakta, kıyamla birlenmiş.
Kasvet saçan cüzamlı yüzler kol gezmede.
Fitne tozu dumana katar bu arada.
Meydanlar boş, fare fil ayağı ezmede.
Kayırmalar haksızlığa mihenk darada.
24 Mayıs 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 18.43
4+6+3
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:23 PM
Fezana Düştüğümden Beri
Güllerin üstündekini sanma,
Sabah çiğidir diye!
Her seherde damla-damla,
Dökülen gözyaşımdır biteviye.
Dolunay *******imin feneri,
Yıldızları bahçeme serptim.
Fezana düştüğümden beri,
Dünyayı kara deliklere teptim.
24 Şubat 2004 Salı, Danimarka-Køge 23.20
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:24 PM
Fırtınamın Meltemi Ol
Gittin, arkandan bakakaldım.
Bir yıldız gibi kaydın sessiz.
Baharlara bir haber saldım.
Hiç yapabilir miyim sensiz?
Gel, fırtınamın meltemi ol!
Varlığın seda sessizliğe.
Bir ışık gibi dünyama dol.
Alışamadım sensizliğe.
Düşüncem sabit, daldı sana.
Düşümde bekçi her bir anı.
Yanıyorum ben anlasana!
Gönlüm sevginin öz vatanı.
21 Mart 2004 Pazar, Danimarka-Køge 22.40
5+4
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:24 PM
Fısıldandı Doğunca Bir Akit
Her gün ezan okunur, beş vakit.
Hepsinin de kılınır namazı.
Fısıldandı doğunca bir akit.
Cenazeye son mühür, namazı.
Zengin fakir sarılır bir beze.
Arda kalır evlat, mal ve servet.
Namaz hazır, varisler müfreze.
Hayat kuştu... Ve uçtu bu devlet.
21 Temmuz 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 23.59 *4+3+3
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:24 PM
Fitneci Münafık
Fitneci münafık yatar kalkar nafile.
Ondan bîzâr eder, öteki yüzü bile.
Münafık zor insan, ifade gelmez dile.
Dünyası aydınlık, öbür taraf hep çile.
15 Temmuz 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 00.32 *6+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:24 PM
*******
Kovup güneşi
Kızıl ufuklarından,
Gündüzleri kapkara basan *******...
Eşkıyalar gibi inip
Sarp dağlarından,
Çiçekler ülkesini basan *******...
Sallandıkça mendiller
Hasret limanlarından,
Sevenleri derinden sarsan *******...
Sinsice geçip
Gönül deryalarından,
Aşk gemisini yakan, korsan *******...
Zalimce ayırıp
Umutları hülyalarından,
Hasret kabuslarını salan *******...
Geçerken dertler
Sitem sokaklarından,
Bülbül nağmeleriyle dolan *******...
Daralırken kalpler
Kasvetli karanlıklardan,
Ümit ışıklarıyla solan *******...
Umarsız atıp
Çile yükünü omuzlarından,
Sessizce ortadan kaybolan *******...
Kurtulunca gökler
Parlak yıldızlarından,
Gündüz uykularına dalan *******...
15 Subat 2004 Pazar, Danimarka-Køge 01.24
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:24 PM
*******den Hüzün Dökülür
Bazen kuru bir ırmağa döner
Yangın alazı yüreğim.
O an,
Kara bir yas düşer,
Zamandan payıma.
Çatır çatır çatlar
Yıkılır göğü tutan direğim.
*******den hüzün dökülür
Düş yansısı dolunayıma.
Şu fâni dünyada
Huzurum kalmadı desem:
Çıngar çıkar,
Bir vur bin işit misali.
Avare dolaşır
Havsalamda,
Hüzün kokulu duygular
Sersem mi sersem!
Çöl sedası ağıtlar
Başıma taç yapar
Yitik visali.
30 Haziran 2004 Çarşamba, Danimarka-Koge 20.47
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:24 PM
Gecenin Bir Yarısı
Gecenin bir yarısı,
Elektrikler kesik!
Yağmur yağıyor.
Canımın bir yarısı,
İnliyor kesik kesik.
Yaram kanıyor.
Mazi buruşuk.
Gurbetle uyuşuk.
Gönlümde bir yangın.
Ruhum bana kiracı.
Umutlar düşlere dargın.
Kalbimde bir acı,
Keder hüzünle barışık.
17 Mart 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 22.47
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:24 PM
Gel, Ey sevgili!
Kara bulutlar hep nâçar ve garipleri mi seçti?
Bilemem, yüzyıllar böyle perişanlıkla mı geçti?
Böyle acımasızlıklar var mı geçmiş senelerde?
Bu denli yer etmiş miydi ukalalık çenelerde?
Sevgi yok, seviye hiç yok; bu nasıl dert, nasıl hüzün!
Solmuş gülü, dikenlerin tırmaladığı her yüzün.
Mevlana’yı ve Yunus’u bu güne taşıdık, nasıl?
Kabukta kaldık, özlere hiç inemedik velhasıl.
Kîl-ü kâl ile uğraştık giremedik asla hâle.
Hak hukuk çiğnendi, zemin açıldı suça vebale.
Yıllarca bülbülü konuk ettik kulaklarımıza.
Gurbet türküsü söylettik çatlak dudaklarımıza.
Geniş bir gönül yok muydu, hoş fikir yok muydu bizde?
Hep korsan gemilerini yüzdürdük balçık denizde.
Gel, ey sevgili! Artık al güllerin koklanmaz oldu.
Nefes verdiğin bu handa, gönül soluklanmaz oldu.
21 Nisan 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 23.13
8+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:25 PM
Geldim
Yaralanmış bir kuşum
Dizine geldim.
Sevdanla vurulmuşum
Gizine geldim.
Ettin beni virane
Gözüne geldim.
Gönlüm oldu divane
Sözüne geldim.
Sevdan yel gibi esti
Hızına geldim.
Dostlar selamı kesti
Sızına geldim.
Boyunduruğa koştun
Çizgine geldim.
Coşamadım, sen coştun
Dizgine geldim.
Yirmine varamadım
Yüzüne geldim.
Ellere bakamadım
Yüzüne geldim.
Dergahının gülüydün
İlmine geldim.
Hayatımın rolüydün
Filmine geldim.
17 Nisan 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 19.11
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:25 PM
Gelin Kardeşler
Gelin kardeşler ilim öğrenelim ilim!
Aydınlığa çıkarır insanları ilim.
Cennet konaklarına ulaştıran bir yol.
Güçlü kılar, onunla bükülmez hiçbir kol.
İlim yalnızken cana yakın sadık yoldaş.
Karanlık dehlizlerde bir ışık, bir sırdaş.
Ünsiyeti pek de hoş, en iyi arkadaş.
Sırtı sırta verilen bir dost, aziz kardaş.
Darlıkta yardımcı ve iyi bir kılavuz.
Düşünce ufkumuzu serinleten havuz.
İlim öğrenmek şeref, kurtuluş yolu bu!
Her şey ondadır, ister yaş isterse kuru.
İlim helak olmağa çare, bir tek felah.
Düşmanları caydıran güç, en iyi silah.
Gidiyor milletler hep onunla ileri.
Terk eden zavallıdır, kalır daim geri.
O kalbi cehaletten kurtaran bir hayat.
Ondan yoksun toplumlar güçten uzak, heyhat!
Maddi manevi ilim iki güç, kanattır.
Bu güçlü kanatlarla uçmak bir sanattır.
Biz de uçalım iki kanatlılar gibi.
Ufka koşalım bıçkın şen atlılar gibi.
14 Mart 2004 Pazar, Danimarka-Køge 18.36
7+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:25 PM
Gelmeyecektin Niye Çektirdin Madem
Tarlalar gelincik çiçekleriyle bezendi,
Boyun büktü çiğdemler.
Hayatımda en güzel nakıştı, desendi,
Seninle olduğum demler.
Bu sabah da güneş doğdu sensiz!
Yine tenhalaştı alem!
Duygularım o kadar hırçın ve densiz!
Gelmeyecektin, niye çektirdin madem?
24 Şubat 2004 Salı, Danimarka-Køge 23.20
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:25 PM
Gelsen de Olur, Gelmesen de
Elveda dedim aşka, bir son verdim.
Artık gelsen de olur, gelmesen de.
Hiç yapamam, olamam sensiz derdim.
Artık bilsen de olur, bilmesen de.
Hasreti tattım, ağzım; içim yandı.
Bir su versen de olur, vermesen de.
Bilmem bu gönül sana nasıl kandı! ?
Bir gül versen de olur, vermesen de.
Bir gül dedim, yüzüme hiç bakmadın.
Artık baksan da olur, bakmasan da.
Şu dünyama bir ışık hiç yakmadın.
Artık yaksan da olur yakmasan da.
Üç günlük ömür bitti, bire indi.
Benim olsan da olur, olmasan da.
Son nefesimi verdim, acım dindi.
Saçın yolsan da olur, yolmasan da.
26 Haziran 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 00.52
7+4
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:25 PM
Gerisi Ölümden Pay
Bu sabah güneş parlak doğdu yeniden.
Ne yıldız kaldı elimde, ne dolunay.
Bana ne gönül avutan beğeniden!
Bir ömür geçmiş, gerisi ölümden pay.
Beni anlatan bir lisan bulamadım.
Yabancıydım bu köhne, yitik illerde.
Çatladı kurak toprağım, sulamadım
Garip heceydim gönlü tutuk dillerde.
2 Haziran 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 23.42
5+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:25 PM
Gönlümdeki Fırtına Deli
Deryadan şimdiye dek kaç inci.
Geldi, süsledi gerdanı!
Bilmem bu kaç bininci,
Efkar basar meydanı!
Yıkar dağlarını sitemin,
Gönlümdeki fırtına deli!
Değilim aklımdan emin,
Sen gittin gideli!
24 Şubat 2004 Salı, Danimarka-Køge23:20
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:25 PM
Gönlüme Sürülsün
“Ya Rabbi büyült, öyle büyült ki bedenimi.
Boş yer kalmasın hiç, tüm kaplasın cehennemi.
Yanmasın orada bu aciz kulların senin.
İstemem azabını hiçbir ruhsal bedenin.”
Böyle yalvardı Sıddîk asırlar öncesinde.
Hakiki hümanizm hep vardı penceresinde.
Allahım! İlaveten buna, yalvarıyorum.
Tüm Berzâhı doldursun ruhum, yakarıyorum!
Kabir âleminde hiç çekmesin azap ruhlar.
Hepsini ben tadayım, çıksın habis güruhlar.
Tüm üzüntüler hatta ve hatta bana gelsin.
Ruhumda savaşların ateşleri yükselsin.
Gözyaşları akmasın acıyla, yüzler gülsün.
Tüm elemler, kederler hep gönlüme sürülsün!
30 Mart 2004 Salı, Danimarka-Køge 20.42
7+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:25 PM
Göz Kırptım Yıldızlara
Yıldızlara baktım.
Bana göz kırpıyordu her bir tanesi.
Aya baktım.
Umutla gülümsüyordu çehresi.
Ben de göz kırptım yıldızlara.
Sabaha kadar sürdü bu şenlik.
Bu şenlik tam benlik.
Güneş doğdu, yıldızlar sindi.
Hayat yükü omuzlara bindi.
Yollar, ah o yollar
Pıtraklı dikenlik.
Güneş vurdu beni
Akşam üstü ikindi.
26 Haziran 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 00.06
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:25 PM
Göz ve Gözyaşı
Dünyayı görüp, kendini göremeyen bir uzuv göz.
Basiretli bakışlarda bir sır, şair gel bunu çöz!
Bir vezir, görmeyi; güzel bakmayı bilen ellerde.
Bir rezil, mühürlü kalpde; mahkum, zincirli benlerde.
İbretle bakan şefkatli gözün yaşı, sermayesi.
Kuru göz bedbaht, hayvansal yaşam fikirler gayesi.
Temizler beden ve ruhu gözyaşları, eder ap ak.
Zalimdir gözyaşlarına aldırmayan, hem de alçak.
Gözyaşı büyük inâbe, yok dua onun üstüne.
Kurur kurumaz yıkılır, zalimin evi üstüne.
Gözyaşının öz vatanı doğu; İslamın buluşu.
Rahmetten çıkan bir şefkat, ince ruhun öz duyuşu.
Gözyaşları seherlerde seccadenin tek tanışı.
O söndürür, sinelerde tutuşan her bir yanışı.
20 Nisan 2004 Salı, Danimarka-Køge 23.23
8+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:25 PM
Gözyaşlarını Silmek Gerek
*******de umutlar yıldız yıldız.
Eğer sevmediyseniz yanıldınız.
Yüzmek için sevgiler deryasında.
Cananın sevdiğini bilmek gerek.
Yemeyen lokmasını aşkın, bilmez.
Bir tadan, gözyaşını artık silmez.
Yemek için aşıklar arasında.
Paylaşıp dilim dilim dilmek gerek.
Nice saf yüreklerde yatar hasret.
Sevenleri gurbete satar hasret.
Yanmak için kavuşma sırasında.
Bütün gözyaşlarını silmek gerek.
15 Mart 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 21.42 *7+4
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:25 PM
Gurbet GiRDABI
Hasret akşamlarında,
gurbet yağmuruyla
ıslanan adam!
Sigarasının ucu titrek dudaklarında,
özlem ateşinin koruyla
uzayıp küllenen adam!
Çek dumanı içine!
Umutsuzca derdi sineye
çeker gibi.
Yürü gurbetin ıslak yollarında
hasret yükünü omuzlarında
tutar gibi.
Çek içine, labirent çıkmazlarında
kapkara keder bulutlarını da
yutar gibi.
Ne oldu da
tadını unuttun?
Ayılmaz sarhoşluğunda gurbetin,
ker*** evin ocağında
yaptığı anacığının
köy kokulu peksimetin.
Avrupalı pizzayı
denk mi tutarsın
tereyağlı sahanda yumurtayla?
Bir an kavuşmayı
tüm benliğinle umarsın
sacdan inen taze yufkayla.
Derken, tahta kaşığınla buluşur,
odun ateşinin çıtırtı ninnileriyle
pişmiş bulgur pilavı.
Ünlemler kafana doluşur,
Pembe ufku saran esintileriyle
sürüp gider, kısır döngü bir fil avı.
Düşünce rüzgarları seni
sürüklerken, içindeki
derin kasvetli girdaplara;
içinde buldun kendini,
kapıldın hayalindeki
uçsuz bucaksız seraplara.
Keşkeler sardığında
kavruk benliğini,
bulursun babanı karşında
sorgularsın kendini;
ondan yeseydim
bir araba dayak.
Buraya gelmeseydim,
basmasaydım gurbete ayak.
Sen gurbet zebunu,
seyahat ederken iç aleminde;
kendin kazdın kuyunu
özlemin zirvesinde.
Acı bir fren sesi
ufuklarda yankılanır.
Tutarsın geri sayan nefesi.
Yol ortasına cismin uzanır.
Sesini duyarsın
başına toplanan pek çok insanın.
Anlamanın uzağındasın
yabancısı olduğun lisanın.
Ey hasret akşamlarında,
gurbet yağmuruyla
ıslanan adam!
Sigarasının ucu titrek dudaklarında,
özlem ateşinin koruyla
uzayıp küllenen adam!
Uyanıp dert yükünle,
sonsuz yeni bir hayata
sedyeyle kalkarken,
dipsiz umutları da boş hayallerinle,
melekler gibi adeta
götür uzaklara uçarken!
03 Eylül 2003 Çarşamba, Danimarka-Køge 18:26
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:25 PM
Gurbet Yurdum Danimarka
Şöyle bir oturdum
Tenha bir parka.
Her taraf yeşil,
yemyeşildi.
Hüznüm tetikte,
hemen deşildi.
Burası
gurbet yurdum Danimarka.
Ufuk dümdüz önümde.
Yok dağ tepe.
Alçak bir coğrafya,
Kuzey Avrupa.
Çöker bir sis.
Yollar açık.
Karşımda heybetli kasis.
Düştüm hayallere:
Bir kaç saniye dahi olsa kısacık.
Sarar beni sıcacık.
Dünyanın en güzel bucağındayım.
Köyümün kucağındayım.
Vatanımın güneşine;
Gönlümde olmayan eşine
Bir uzansam sere serpe.
Ah özlemim hâla taze, çok körpe.
24 Mart 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 19.10
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:26 PM
Güller Sergisi Kulun, İlahî Müzen Olayım
Hep rahmetinle taştı nehirler, doldu denizler.
Karanlığa renk geldi, nurlandı solgun benizler.
Taze bir soluk aldı zulmetle yanan genizler.
Sevda deryanda sevgi yeliyle yüzen olayım.
Seninle kâim bu âlem, zatın ise kendinle.
Pusula şaşmaz, denizler taşmaz kader bendinle.
Senden, imandan kısmetsiz alay ederken dinle,
(Senden, imandan kısmetsiz alay eder kendinle,)
Nice hikmeti mana ufkunda süzen olayım.
Sesin her asra bir nida, Kur’ân hep çağlar üstü.
Deli danalar hep boynuzladı, bazen de süstü.
Hidayet ver ki yakalamasın azab suçüstü!
Şom ağızları Kur’ân ipinle büzen olayım.
Sen Rahmansın; sar merhametinle herkesi, kuşat.
Ölü kalplere vahyinle can ver, onunla yaşat.
Aşıklarının gözyaşından da bir damla yaş at.
Güller sergisi kulun, ilahî müzen olayım.
Can hamurunu son elçin sevgi ile yoğurdu.
Vahyinle gönül adamlığını kalplere kurdu.
Olsun dünya bu hamurla barış, saadet yurdu.
Sulh nizamında bir çark, minik bir düzen olayım.
13 Mayıs 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 23.00
5+5+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:26 PM
Gün Gör
Sanki fakülte hocası.
Ama tevazu bohçası.
Bilge mi bilge!
Vefasına ararsan belge;
Edasında şahlanır,
Şahsiyetinde saklanır.
Yok dostluğundan kuşku.
Kutsal mekanlarda coşku
Yalnızlığında gizli.
Muhabbeti sizli bizli.
Bilinçler buna şahit.
İnancıyla sırlı lahit.
Dostu, iyi adamlık.
Olsa da kesin idamlık;
Hüzne bırakmaz pabuç.
Baştan aşağı O’na kalsa suç.
Sohbeti bulunmaz kısmet.
Şakası düşmana nisbet.
Dostum, çok gün gör emi!
Ziyaret et şiir yöremi!
Çok uzun yaşa, deme hemen öleyim.
Yaşa ki, yaşadığını ben de göreyim...
7 Nisan 2004 Çarşamba, Danimarka-Koge 19.50
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:26 PM
Güneş Fezamın Merkezi
Güneş fezamın ezelî merkezi.
Arzum hep O’na çağırmak herkesi.
Eritir, yalın bir alazdır güneş.
O’na düşenler hep kalırlar düşeş.
Akkor olunca demir de dövülür.
Şekillenir bir isimle övülür.
Eritir, yakar, arıtır hep ateş.
Tutuşalım biz de olalım kardeş.
O’nsuz yapamam, O'nadır hislerim.
Her zaman O’nu haykırmak isterim.
Ne dersem O’ndan derim her heceyi.
Rüya görmem ki, n’apayım geceyi?
5 Nisan 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 20.02 *5+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:26 PM
Güneş Doruktaydı
Derinden çekilen bir ah dağlar yıkar.
Gözyaşları da kalbi arıtır, yıkar.
Bir çift mazlum duası zalime kurşun.
Garipsen işgüzarca satılır turşun.
Körelmiş bakış eder hayatı esir.
Ömrü böler de eder kalanı kesir.
Bazen de bir cümleye sığar kitaplar.
Kulakta yer bulamaz güzel hitaplar.
Anlayana elbette sivrisinek saz.
Üşüyünce uyanır yolunmuş her kaz.
Tevazu bakışları çok yumuşatır.
Tespit doğru olursa ömrü kuşatır.
Hep cahiller çoğalttı, ilim noktaydı.
Hokkabaz vurdu, güneş hep doruktaydı.
Ümitvar gelecekle çok bilenelim.
Yüce kapıda affı çok dilenelim.
22 Mayıs 2004 Cumartesi, Danimarka-Koge 22.54
7+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:26 PM
Ha Urganda, Ha Yorganda
Ben Uhud’un tozuna bulanmış yorgun bir atım.
Kurumadı asırlardır hâlâ, akıyor terim.
Sevgilerle büyüttüm kalbimi, aşkla donattım.
Ha urganda olmuş ha yorganda, ölüm zaferim.
Yarım kalan hitamsız sevdalar benim kandilim.
Göz yaşıyım ben hüzün nehrinde tüm yetimlerin.
Boynu bükük öksüzün elinde ıslak mendilim.
Zebunuyum muştuya bulanmış sır betimlerin.
10 Mayıs 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 23.26
4+6+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:26 PM
Hatır Saymak Dostluğa Yatırım
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı varmış.
Hatır saymayana bu bir utanç, bir armış.
Hep ölçülü olmak seviyeden kararmış.
Ölçüsüz sevgi ve buğuz akla zararmış.
Kahveyi içelim bende, olsun hatırım.
Hatır saymak dosta, dostluklara yatırım.
Senden dostluk kalır, benden şiir satırım.
Senin kahveni ben çağlara anlatırım.
13 Temmuz 2004 Salı, Danimarka-Koge 01.48 *6+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:26 PM
Hayat Sırla Dolu, Hızır Ondan Çeşit
Kul sıkışmayınca yetişmezmiş Hızır.
Kul darda kalınca, olur hemen hazır.
Arama Hızır’ı sakın sağda solda!
Yanında hep Hızır, yürüdüğün yolda.
Her geceni Kadir, her canı Hızır bil.
Tüm varlığını et mazlumlara sebil.
Kalbini temiz tut, nefsi küçümseme.
Nasıl olsa ona yeter gücüm deme.
Gülümse hayata, kalbin ağlasa da.
Bütün dert ve keder teni dağlasa da.
Hep yardımına koş, dara düşünce kul.
Can kardeş ol ona, git yanına sokul.
Derdine çare bul, kasvetini gider.
Bütün yaptıkların yarın senle gider.
Hep yetişir kara günlerinde Hızır.
Gelen Allah’tandır, bu rahmetten bir sır.
Hızır’ın gelmesi O’ndan rüzgar bize.
Rüzgarsız bir hayat duvar, bir ar bize.
Hayat sırla dolu, Hızır ondan çeşit.
Rab olmaz der, bilen bilmeyenle eşit.
15 Temmuz 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 22.29 *6+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:26 PM
Hayatın Veresiyesi Yok
Boyasına güvenirse, hiç güneşten korkmaz halı.
Paslı kalpler gacırtıya açık, nağmeye kapalı.
Kıskanmıştır gülleri her zaman, zaten karaçalı.
Gölgesi de eğri olur, eğriyse gövdesi dalı.
Hayatın veresiyesi yok, hep peşin satar malı.
Alasıyası var, dolu dolu; peşin yaşamalı.
Peşin yaşamak kârlı iş, doluluk boş olmamalı.
Ölüm ebede son geçiş, isyan ömre dolmamalı.
Deryalar buz tutmuş, sevgi gemisiyle açılmalı.
Yaralı gönüllere tuz basıp, sevinçler saçılmalı.
13 Nisan 2004 Salı, Danimarka-Køge 23.41
8+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:27 PM
Haydi Gel Bakalım
Haydi gel bakalım!
Kol kola girelim.
Bir ateş yakalım.
Gönle köz verelim.
Gelsene, durma koş!
Sahilde gezelim.
Bu dünya inan boş.
Kuma kalp çizelim.
Haydi gel yanıma!
Ol benim ikizim.
Can gelsin kanıma.
Sensiz ben dilsizim.
Gönlünü bana ser!
Gir benim özüme!
Sevgiyle beraber
Fer gelsin gözüme.
Haydi gel, gül bana!
Halimde gül açsın.
Bu hayat çöl bana.
Çölümde gül açsın.
27 Temmuz 2004 Salı, Danimarka-Køge 20.58 *3+3
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:27 PM
Heceler Okur Satır Satır Beni
Hüzne bürünürüm
Kederde kaybolduğumda.
Darbeler dört taraftan
Kuşatır beni.
Puslu ülkemde
Güçlü bir ışığa sahip olduğumda;
Kurşun heceler okur
Satır satır beni.
Sevdalar ülkesinde
Ana-baba bir kardeşiyim
Gözleri yaşlı,
Yüreği yaslı her yetimin.
Güller serperim
Geçtiğim, dolaştığım yerlere.
Tabanı yoktur
Çiçek dolu sepetimin.
Kendi kuyumda
Yusuf misali
Bir ses ararım
Dört bir taraftan.
Bitsin artık,
Bu kör kuyudaki
Çileli sürgünüm!
Ben de faydalanayım
Bu genel aftan!
1 Temmuz 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 20.58
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:27 PM
Hem Kaçar Hem Davul Çalar
Çıkmış meydana, hem kaçar hem davul çalar.
Sıkışınca da dünyaya feryat salar.
Hem suçlu hem de güçlü, bir de yırtık perde.
Kaçarken uçkur çözmüş, bilmem hangi yerde.
20 Mart 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 17.42
5+4+4
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:27 PM
Her Çiçek Yetişir Kendi Toprağında
Her çiçek yetişir kendi toprağında.
Vatanın suyunu taşır yaprağında.
Benim vatanımda yaşayan çiçeksin.
Vatandan beslenip hayat süreceksin.
Tohumunu alır rüzgar, verir dağa.
Kır çiçeği olup, renksin sola sağa.
Bazen bir teneke saksıda açarsın.
Gece yıldızlara rayiha saçarsın.
Sensin seherlerde gözyaşı şahidi.
Ser ver de sır verme, bozma hiç ahidi.
Güzelleşti dünya, seninle ahenkli.
Şiirlerde kokun, daha derin; renkli.
Aldın zarafeti, bu güzel vatandan.
Hiç hayır gelir mi vatanı satandan?
Vatan satılırken çiçek de satılır.
Çiçeği satan da dikene atılır.
Dikenin fıtratı yırtmak yüzü, eli.
Kendi düşenlere bilmem ne demeli! ?
Vatanım çiçekler beşiği, öz yurdu.
İlhamımız gülden idi, ayaz vurdu.
15 Haziran 2004 Salı, Danimarka-Koge 21.43
6+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:27 PM
Her Damlada Binbir Bela
Yağan yağmur değil; damla-damla gözyaşım.
Yağmurlarda bereket...
Her damlada bin bir bela, dertte başım.
Ey keder beni terket!
Beni söyler masallardaki her kör kuyu;
Kah kendimi bulurum devlerde.
Bir fırtına eser kuyuda, kurumuş acı suyu.
Kah yatarım kapısız bacasız evlerde.
10 Şubat 2004 Salı, Danimarka-Køge 22.03
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:27 PM
Hiç Olur mu?
Değirmen döner mi yelsiz?
Dünyam boş virane hep sensiz.
Cananın nazına katlandım.
Hiç olur mu güller dikensiz?
Olmasın bülbüller bahçesiz.
Kalmasın sümbüller serçesiz.
Dünyada sevdayla tatlandım.
Hiç olur mu kullar sevgisiz?
17 Mart 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 20.10
3+3+3
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:27 PM
Hiç Gerçek Dostunuz Oldu mu?
Hiç gerçek dostunuz oldu mu, onu bilemem ama,
Onu arayın bulun ve onunla olun daima.
Sözü özüne uygun bir gerçek dost, hep söyler özü.
Bizimle güler, bizimle ağlar iki çeşme gözü.
Konuşunca özden söyler, öz söyler olsa da acı.
Kara günün panzehiri, derdimizin de ilacı.
Ömür bahçemizde açan bir gül, rengarenk bir çiçek.
Kavruk yüreklere, yudum yudum serin bir içecek.
Can kardeştir, candan sever; karındaştan daha yakın.
Tutuşturun küllenen her anıyı, sohbetle yakın!
O gönül adamıdır; hep gönüller onarır, yıkmaz.
Kahrımızın hamalıdır, ezilse de gıkı çıkmaz.
Sevincimizin ortağı, kesin bir kara gün dostu.
Düşmana karşı perdedir, bazen de deldirir postu.
Kara bulutlar basınca gelir yanı başımıza.
Göçünce biz, nöbetçidir garip mezar taşımıza.
Dostluğu değil mezara dek, ötelere üstelik.
Bu âleme, dostluğun en kavisi yüce nitelik.
16 Nisan 2004 Cuma, Danimarka-Køge 23.09
8+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:27 PM
Hiçlik Duvarını Ben de Deldim
Çok iyi anlayın ben de, ben de geldim.
Yokluktan bir cümle avladım da doğdum.
Hiçlik duvarını ben de, ben de deldim.
Direndim şeytana, bağladım da boğdum.
Çok iyi bağlayın, yürek şehvetini!
Kırar ürkek katır sevgi camlarını.
İncitmek fena şey, bu gönül etini.
Çarpar bu yatırlar cin adamlarını.
Çok iyi dağlayın, kanamasın sakın!
Bu yürek yarası iflah olmaz asla!
Seherin kokusu cennetlere yakın.
Uyanık kalmazsak sabah olmaz asla!
14 Temmuz 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 23.45 *6+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:27 PM
Hoş geldin Ya Rasülallah !
Ey ıssız sahillerin güneş bahçesi!
Güller açtı varlıkta, çünkü sen geldin.
Değişti insanların bozuk lehçesi.
Sindi inine zulmet, küfrü sen deldin.
Ey Kutlu elçilerin son dür danesi!
Tökezledi ayağı cehlin, sen çeldin.
Pürnur oldu kulların gönül hanesi.
Ruha ılık bir meltem, cana bir yeldin.
Ey alemlere rahmet, sen miraç kuşu.
Vahşetlere çelik zırh, nura mahfeldin.
Gelişinle tam oldu gönülde huşu.
Çöllere yağan yağmur, günaha seldin.
Ey Rab’den gelen elçi, vefayla geldin!
Rabbimizin katından, sefayla geldin!
Bedirler soluklayan bir ayla geldin!
Güneş ne ki yanında, dehre bedeldin!
Ey Allah’ın Rasülü pürşifa geldin!
Ey Rasül-i Kibriya hoş sefa geldin!
Sallallahü aleyhi ve âlihi ve sellem.
Ve câe bilkur’ani ve feşâhü ve kellem.
15 Temmuz 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 23.15 *7+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:27 PM
Hüzne Batan Şiirler Düzerim
Garibim ben bu yaban ellerde.
Hep hasret deryasında yüzerim.
Sıla kokusu esen yellerde.
Hüzne batan şiirler düzerim.
Ufuklarım kızıla boyandı.
Bayrağımı semada süzerim.
Artık bıçak kemiğe dayandı.
Şom ağızları toplar büzerim.
Neyime şan, makam bu âlemde!
Rütbem yok omzumda, ben düz erim.
Sabır tükendi artık kalemde.
Cahilim, mısraları üzerim.
7 Haziran 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 21.18
7+3
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:27 PM
Hüzün Kokar Gurbet Akşamı
Hep hüzün kokar gurbet akşamı.
Sıla burunda tütmeye görsün!
Tırmalar keder kuşu adamı.
Zaman hasreti gütmeye görsün!
Ciğerin yanar ve erir yağın.
Çile hortumu yutmaya görsün!
Hiç olup gider en güzel çağın.
Ömür çetele tutmaya görsün!
21 Mart 2004 Pazar, Danimarka-Køge 00.01
5+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:28 PM
Hüzün Devi
Kanayan yarama dert merhemi sürülür.
Neşteriyle hüzün devi tabibim olmuş.
Şu divane gönlüm gamdan gama sürülür.
Vurmuş o gözlerin, ecel sebebim olmuş.
11 Mart 2004 Perşembe, Danimarka-Koge 00.40
6+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:28 PM
Hüzün Düzer Ölüm
Ömrün satıldığı hayat çarşımızda,
En değersiz maden, mat sim-ü zer ölüm.
Her an bitiverir dimdik karşımızda.
Kalanları acı ile üzer ölüm.
Bu acı gerçekle gülen yüzler solar.
Şakrak dudakları gamla büzer ölüm.
Umutsuz bir visal yüreklere dolar.
Ağıtlara yaslı hüzün düzer ölüm.
Aramızda seyran eder gemisiyle.
Ömür denizinde mertçe yüzer ölüm.
Sohbettedir, sükut eder kimisiyle.
Bazımızı ilgi ile süzer ölüm.
9 Haziran 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 19.18
6+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:28 PM
Hüzünleri Satın Umuda
Tutun denizlerden yakamoz.
Renk renk ışık katın umuda.
Alın her güneşten parlak koz.
Bir cesaret atın umuda.
Bırakın paniği, telaşı!
Hülyalarla yatın umuda.
Akıtmayın gözden dert yaşı!
Hüzünleri satın umuda.
11 Temmuz 2004 Pazar, Danimarka-Frederikssund 19.18
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:28 PM
Istırap Kafesledi Beni
Kaybetmiş anasını bir ceylanım dağlarda.
Canhıraş bağırışlarım artık kâr etmiyor.
Ararken seni, bu hasret kalbimi dağlar da;
Gurbetin seni gönlüme nazlı yar etmiyor.
Ruhumu sardı, ıstırap kafesledi beni.
Kapında bitsem bir boynu bükük sümbül gibi.
Bu sevda büyüledi, hem nefesledi beni.
Çağırsam seni dalında öten bülbül gibi.
Gözlerim senden başka hiç bir şey görmez oldu.
Varlığın doldu bana, hep sen varsın âlemde.
Firakın yetişir, hayat sefa sürmez oldu.
Bitti söz, tükendi mana; fer zeval kalemde.
2 Haziran 2004 Çarşamba, Danimarka-Koge 22.35
3+5+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:28 PM
İbrahim Allah’ı Ararken
Adem ilkin başı, ben geleceğin yaşıyım.
Gelen geçti gitti, sonsuzluğumun başıyım.
Ben de gemideydim, bin üç yüzdü Nuh’un yaşı.
Süleyman’la koydum Beyt-i Makdis’e ilk taşı.
Lut kavmi sapıttı, denizden alçaktı gölü.
Kepazedir lûtî, çakal soyu; şeytan dölü.
Musa’yla denizi geçtik, çöllere biz düştük.
Bıldırcın kebabı verildi, hemen üşüştük.
Samirî, altından böğüren buzağı yaptı.
Unuttu ihsanı, nankör insan hemen taptı.
Samirîyi tutup silkeledim yakasından.
Bir kahkaha attı, geçilmezdi cakasından.
On emirle geldi Musa, kavmi çok sapıtmış.
Bu altın buzağı, güya en güzel yapıtmış!
Yapıt, bir eser ki; nazar Allah’a uzanır.
El çeker şerikten, günah sevaptan utanır.
Ulvîlik yoksunu iğrenç yapıt, yapıt değil.
Uzaksa kutsîlik, düş çukura; sapıt eğil.
Şirke bir şubeydi sapık kavimde putçuluk.
Bu akl-ı evveller küfre kul, şeytana culuk.
İbrahim Allah’ı ararken ben oradaydım.
Yıldızları, ayı ve güneşi ben de saydım.
Yüreğim mazide, fikrim geleceğe ait.
Bakışta feraset yoksa, çok söylemek zait.
24 Temmuz 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 20.58 *6+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:28 PM
İdam Gömleğimi Dikince
Gece mavi tülünü çekince,
Ruhumu kaplar
Fütursuz girdap gibi
Umarsız bir çekince.
Beni de çeker içine girdap.
Ey girdap, ince çek ince!
Ben de döneyim seninle
Beni içine çekince.
Hüzün celladı gönül gözüme
Keder mili çekince:
Suçumu sorarım.
Suçum sevmekmiş,
Bu gerçek ince.
Bana da geldi bir kurşun
Kadere çarpıp sekince.
Anlatamam...
Kelimeleri yorarım.
Sözde gerekçe kince.
Mahkemem bitmedi
Hakim davadan el çekince.
Savunmamı yırtıp attım,
Aşkım idam gömleğimi dikince.
Celladıma kalsın gömleğim
Sehpada ipimi çekince.
16 Temmuz 2004 Cuma, Danimarka-Køge 22.58
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:28 PM
İlhamdan Bir Perde Araladım
İlhamdan bir perde araladım.
Esin ana beyaz bir gül koymuş.
Hemen aldım, bunu karaladım.
Gördüğüm gül değil, meğer oymuş.
Ben kokladım gülü, nefesledim.
Ben zamana, zaman bana doymuş.
Toprağımda gonca gül besledim.
Ecel beni yıllar önce soymuş.
Yıllar geçti, andan anlar çıktı.
Visalimi ruhsuz biri duymuş.
Ölüm değil beni cefa yıktı.
Vefasızlık ar, en dipsiz huymuş.
Ben olmasam nesin sen bir düşün!
Seni güzel yapan gerçek buymuş.
Ne diyeyim, ateş olsun düşün!
Aşk yeşerten gözden akan suymuş.
16 Temmuz 2004 Cuma, Danimarka-Køge 23.59
4+2+4
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:28 PM
İlhamlarımı Güneşe Verdim
Okunup da boşalan bu şiir kadehleri,
İmgeden mısra mısra mana sarhoşluğumdur.
Sevdalara koşan bu atların deeeh dehleri
Telaşlı arzulardan dipsiz bir boşluğumdur.
Bakma bu sarhoşluktan serkeş yığılışıma!
Köhne gemileri hep birden ateşe verdim.
Aldanma her gün şiir şiir sağılışıma!
İlhamlarımı dünya için güneşe verdim.
27 Nisan 2004 Salı, Danimarka-Køge 21.45
7+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:28 PM
İman Merkezinde Kal
Dünya sana mülk olacak sanma.
Gitmeden önce tedbirini al.
Hevesler fâni, sakın ha kanma!
Götürür seni düşlerinle sal.
Zehre şifadır diyerek banma!
Sevgi balına hep iştahla dal.
Ateşe döner günahın, yanma!
Dâima iman merkezinde kal.
9 Haziran 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 19.43
5+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:28 PM
İnsana Akar Zamanın Kiri
Dünyayı fitne yangınları sarınca,
Olun dostlar su taşıyan bir karınca!
Defterde leke, bir zerre miktarınca;
Gelir mahşere, biz huzura varınca.
İnsana akar durur, zamanın kiri.
Felah getirdi Rabbin nurlu sefiri.
Yapış eline olma iman fakiri!
Olursun sonra mahşerin en hakiri.
1 Temmuz 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 22.02 *5+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:28 PM
İpe Un Sermem Ben
Zehir zemberek laflara karnım tok.
İpin ucunu onlara vermem ben.
Şimdi fikirde coşku var, ahlak yok.
Lafı çiğneyip ipe un sermem ben.
Lavlar patladı, kalplerde ateş çok.
Aşık mazurdur, huyunu yermem ben.
Aşklar masum da, aşıkta edep yok.
Güller yerine dikenler dermem ben.
27 Temmuz 2004 Salı, Danimarka-Køge 20.46
2+3+3+2+1
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:28 PM
İsterim
Sevda güzel bir şey, hasret olmasın.
Açılsın tüm güller, gamla solmasın.
Tüm sevdaları bir bir tatmak için,
Bir daha dünyaya gelmek isterim.
Gözyaşı bir cevher, sevda incisi.
Kavuşan âlemde aşk birincisi.
Özlem dağıtana hep çatmak için,
Hasret torbasını delmek isterim.
15 Mart 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 19.40
6+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:28 PM
İstiklal Marşımız
Her milletin bir milli marşı var fakat bizimkisi ayrı.
Bizimkisi İstiklal Marşıdır, başka yazılamaz gayrı.
Kimisi yazılmış bilmem hangi krala; lorda, barona.
Küçümsemem ama, benzetirim şişirilmiş bir balona.
Marşımız kahramanlar destanı. Gönülden oku, benimse!
İstiklali, hürriyeti, ruhu anlatır bu marş benimse.
Milletin tarih ve ülküsünü bu nesle yansıtan değer.
Dillerin, kalplerin coştuğu bu dizeler her şeye değer.
Bir sestir o, Hakkı; istiklâli, direnci haykıran bir ses.
Bütün zaferlerimizi, mısra mısra soluklayan nefes.
Şahlandırır Milli Mücadele ruhunu, ortaya döker.
Vatanıma saldıran köpeğin dişlerini kökünden söker.
Bedir aslanına denk Mehmetin, Fatihin, Yavuzun sesi.
Bu gönülden kükremeyi duyan hainin kaçar neşesi.
Başka İstiklal Marşını Allah, bu millete yazdırmasın.
Vatanımda düşmanlara kendi mezarını kazdırmasın.
21 Nisan 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 21.51
10+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:29 PM
İstiyorum
Dağlar bayırlar geçip aştım.
İllerden ile çok dolaştım.
Sellerle günler oldu taştım.
Özlerden bir öz istiyorum...
Haberler duyup çok üzüldüm.
Her söze kandım ben, süzüldüm.
Kabusla kalktım hep büzüldüm.
Dönülmeyen söz istiyorum...
Cezasız kalmaz hiçbir günah.
Belki gün doğmaz, yarın sabah.
Boşa geçmiş bir ömür, vah vah!
Yakmayan bir köz istiyorum...
Kilimde dile gelmiş nakış.
Her zulümde var bir can yakış!
Hep boş ibretsiz her bir bakış.
Kurumayan bir göz istiyorum...
18 Şubat 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 22:30
5+4
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:29 PM
İyi Adam
Hiç asılmaz yüzün.
Ferahlatır sözün.
Sen gelince,
Yerli yerince;
Mecliste güller açar.
Hüzün geri kaçar.
Arkasına bakmadan.
Canları yakmadan.
İyi adamsın bence!
Kendin nasıl sence?
İrem senin dalın.
Belki de şekerin balın.
Nasıl edeyim,
Neler diyeyim?
İki kelimecik fikrim!
Şiire konar zikrim.
Tek sedam:
İYİ ADAM !
17 Mart 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 18.20
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:29 PM
Kaç Benimle
Çiçek-çiçek
Aç benimle.
Bucak-bucak
Kaç benimle!
Vagon-vagon
Dertlere son!
Sevgime sevgiler
Saç benimle!
Elin elimde
İsmin dilimde.
Kelebekler gibi
Uç benimle!
Değilim kral
Tanımam kural.
Senin simgen
Taç benimle!
Boyandım renginle!
Huylandım sevginle!
Ruhumu saran
Mizaç benimle!
Sevginse kabahat;
Artık uyurum rahat!
Bütün sevgiler
Suç benimle!
Ummanlara açılayım.
Rüzgarına kapılayım.
Denizinde yelkenimi
Aç benimle!
Seninle olmak
Sevginle dolmak
En tatlı, en güzel
Sonuç benimle!
6 Mart 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 15.25
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:29 PM
Kaldırın Gülleri
Kaldırın gülleri bu alçak, sefil yerden!
Muştu atın ümide, bir kutlu haberden.
Parlayan bir kıvılcım yoksa son seferden:
Ne mal feda edilir, ne geçilir serden.
Kalkarsa güller yerden, son bulur melâlim.
Yolumuz aydınlıktır, gideriz sağ-sâlim.
Utancından kızarsın, yere baksın zâlim!
Onlar için başlıyor cehennemde talim.
Kaldırın tüm gülleri, başlar olsun dimdik!
Süzülsün allardan yaş, aksın imbik imbik.
Şahikalar sürerdik, biz şimdi ezildik.
Bir isim kaldı dilde, bir de solmuş kimlik.
12 Temmuz 2004 Pazartesi, Danimarka-Kildedal 22.43 *7+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:29 PM
Kan Damlıyor Tarihten
Kan damlıyor tarihten, sahneler kirli.
Tüm savaşların omzunda zalimler tepinir.
Işık perdeli, despot gölgeler kibirli.
Barış kovboyu (!) çocuk katliyle yetinir.
Bir toz bulutu kalkar tarih raflarından.
Ciğerlerini tıkar taze dimağların.
Fitnenin adamları nifak saflarından.
Doldurulmuş fişekler kurbanı ağların.
30 Temmuz 2004 Cuma, Danimarka-Køge 22.34 *7+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:29 PM
Kapanınca Hayat Kepengi
Bu dünyaya kapanınca hayat kepengi:
Bir nebzecik soluk kalır sisli tarihe.
Ötelere uzatılır ömrün tüm rengi.
Şamar vurur ak karaya, nefis kerihe.
Kapanınca kapılar tüm alışverişe
Son ticaret son bakışla nefes almakmış.
Son veriş de sokulmakmış retsiz girişe.
Fani dünya hayallerden heves almakmış.
Varlık yoktur, yokluk zordur O’nsuz varlıkta.
Fayda vermez dizler dövmek nâçar boş yere
İhlas ile giden kalır sonsuz yarlıkta.
Muştulanmış rıza düşer ruhtan mahşere.
Endişeli misafirlik başlar sureta.
Kayıp gider yer ayaktan, ruhlar çekimde.
Fayda vermez hırs tamah, ne mal, ne meta.
Çiçek açmaz dikenlerden fâni ekimde.
Bu dünyaya kapanınca hayat kepengi:
Kalem kalkar defterlerden, çekip gider ruh.
Nap’sın ceset mezarında süslü çelengi!
Günahını kıyamete kendi yeder ruh.
19 Temmuz 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 23.37 *4+4+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:29 PM
Kar Yağarken
Yağarken getirir bin bir macerayı lapa lapa.
Karla kaplanır da her yer, bembeyaz olur serapa.
Yol iz kapanır; kar etmez kazma, kürek ve çapa.
Ne güzeldir geçit vermez yollar açmak kar yağarken!
Bembeyaz kar örtüsü bir yorgandır cömert toprağa.
Canına can, kanına kan her bir tomurcuk yaprağa.
Tatlı sular biriktirir yerde ihtiyar toprağa.
Ne güzel olur kızak ve kayak kaymak kar yağarken!
Her kar tanesi içinde ayrı bir güzellik saklar.
Bu kirlenen dünyamızı bembeyazlığıyla aklar.
Olunca diz boyu; çıkar yollara tek-tek kızaklar.
Ne güzel, evde bir ocak başı kapmak kar yağarken!
Süzülerek sayısız kar taneciği konar yere.
Isınınca hava kalmaz onunla coşmayan dere.
Yürünür yavaşça, kimse atmaz kendini sipere.
Çok güzeldir çocukça kar topu atmak kar yağarken!
Karlar yuvarlanır, büyük bir gövde işte bir kafa!
Gerçi ömrü kısadır, yok onda eriyince vefa.
Yağınca yağmur sopa bir yana, şapka bir tarafa!
Güzeldir soğukta kardan adam yapmak kar yağarken!
Gelinlik giymiş gibi her taraf tertemiz bembeyaz.
İçine işler insanın akşamdan kalan sert ayaz.
Çok hoşuna gidiyorsa kar, haydi durma sen de yaz!
Güzeldir onun hakkında şiir yazmak kar yağarken!
8 Ocak 2004 Perşembe, Danimarka-Køge23:13
8+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:29 PM
Karanlığa Sövemezsin
Takılıyken uzun, keskin bir kılıç boynunda
Solan çiçekleri sevgisiz yeşertemezsin.
Bencillik varsa şom ağızlı fikrin sonunda
Şeytanını bu kör vuruşla gebertemezsin.
Köpükten kamçın da kâr etmez bu gayretine.
Cılız dalgalarla kayaları dövemezsin.
Haram katarak bu fânî hayat servetine
Işıksız yaşayıp, karanlığa sövemezsin.
23 Haziran 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 18.28
6+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:29 PM
Karanlığında Kayboldu Nicesi
Olur mu hiç yokluğun bilgisi?
Yok, diyenin cehalete bir ilgisi.
Tanımak bilmenin ifadesi.
Bilgi irfanın gayesi.
Tanımayan bilmez varı.
Cehalet getirir inkarı.
Işıkla ördürür arasına duvarı.
İblisin eline verir yuları.
İnkar bilgisizliğin neticesi.
Karanlığında kayboldu nicesi.
Binlerce sıfır edilmez birbiriyle mukayese.
Bir tarafa eklenince bir, düşülmez yeise.
Birle güzel bir manaya girer sıfırlar.
Bire gözünü kapatan hayatını sıfırlar.
27 Nisan 2004 Salı, Danimarka-Køge 18.37
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:29 PM
Kararmış Gönül Badanası
Ümitlerin sırtında ağır, iri bir yük,
Fırtınalar da horon teper sinelerde.
Sıradağ gibi çile, çok büyük mü büyük!
Aranan umutlar kim bilir nerelerde!
Bu terazi bu yükü çekmez, dizler bükük.
Doğru tartamaz, kaçmış kantarın topuzu.
Libaslar eskidi; cep sökük, cepken sökük.
Sonu gelmez istekler çöktürür omuzu.
Hırs kanaati boğmuş ve firarda vefa.
Emanet hiç değil, terk edilmekten emin.
Yüzler hayasız, perde yırtılmış bir defa!
Çıkıp gitti hoşgörü, buradaydı demin.
Gül bahçesini yıktı gönül fırtınası.
Hiç soluklanacak bir han bulamaz gezgin.
Kalpler solgun, kararmış gönül badanası.
Bebekler de çileli bu hayattan bezgin.
Muhabbet kuşu hapis çıkar kafesinde.
Kara çalı güllere kalın zincir vurur.
Arı, sadra şifa bal yapma hevesinde.
Eşek arısı kızar, tepinip kudurur.
Kalemler düzgün ama yazılanlar yamuk.
Defterlerde bembeyaz sayfa bulmak çok zor.
Kavramlar çarpık çurpuk, katılaşmış pamuk.
Para denince kalbe düşüverir bir kor.
Olsun gönüller sahra kadar büyük, geniş.
Manevi vahalarda kalpler dirilmeli.
Olmalı zulümlere karşı tüm direniş.
Son mesaja kırmızı halı serilmeli!
28 Şubat 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge22:40
7+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:30 PM
Kayıp Halden Gerçeğe Çıkmak
Bu kayıp halden tam gerçeğe çıkmak,
Kendini iyi tanımaktan geçer.
Benlik putunu fütursuzca yıkmak,
Rabbini iyi tanımaktan geçer.
Tanımazsan sen arifce kendini,
Yolun kalleşten melametle geçer.
Yıkamazsan sen zarifce bendini,
Sonun ateşten nedametle geçer.
23 Haziran 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 18:49
5+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:30 PM
Kefensizlere Ak Setre Olayım
Gül goncana konan katre olayım.
Çeksin sinesine beni yapraklar.
Kefensizlere ak setre olayım.
Süslesin kabrimi beyaz zambaklar.
Günahıma nadim,giryan olayım.
Sınama beni o şirk belasıyla.
Seninle yaşayan bir can olayım.
Donat beni nurun en alasıyla.
26 Mayıs 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 00.19
6+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:31 PM
Kıl Adam
Şahsiyeti firarda, sîreti kıl basmış.
Kral yapmışlar, önce babasını asmış.
Kıl kadar menfaate kıl kuyruk, kıl çeker.
Kıl testereyi alır da kıl gibi keser.
İşkillidir; kılı kırk yarar, kıldan kıla.
Burnundan aldırmaz kıl, ancak yıldan yıla.
Kılını kıpırdatmaz hiç, o kıl köPage Rankingüye.
Aldırmaz, umurunda mı düşmek cup diye!
Kılına zarar gelmez, bütün dünya yansa.
Feryadı gör, kılına biri bir dokunsa!
Yahu, bu adamdan gel şimdi sen kapma kıl!
Yeni bir kıllık için hep peşine takıl!
12 Mart 2004 Cuma, Danimarka-Koge 00.10
7+6
____________________________
Kıl basmak: Aşırı şekilde kıllanmak.
Kıl kuyruk: Kılıksız, züğürt.
Kıl kadar: En ufak.
Kıl çekmek: Dalkavukluk etmek, yağcılık yapmak.
Kılı kırk yarmak: Büyük bir dikkatle incelemek, titizlik göstermek.
Kıldan kıla: Bütün ayrıntılarıyla, inceden inceye.
Kılını kıpırdatmamak: İlgisiz kalmak, aldırmamak.
Burnundan kıl aldırmamak: En küçük bir eleştiriye bile tahammül edememek.
Kıl köPage Rankingü: Sırat köPage Rankingüsü.
Kıl kapmak: Huylanmak, şüphelenmek.
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:31 PM
Kıyam Bekler Müthiş Anı
Dağların başından doğan her ay *******e bir ayar.
Alaca karanlıkları yırtar ayla beraber hâle.
Sessiz çığlıklar horonda, fezada birçok yıldız kayar.
Zaman koşar asırlara, dünyanın varışı kemâle.
Cennet var, cehennem hazır; kıyam bekler o müthiş anı.
Dağ kükrer, deniz kudurur, yerküre yuvadan ayrılır.
Bir pişmanlık çevreler tek gerçeği masal sayanı.
O gün ne ana, ne baba, ne evlat ne de mal kayrılır.
8 Mayıs 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 23.55
8+9
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:31 PM
Kim Demiş Sevda Dert Diye !
Kim demiş sevda dert diye? Vallaha yalan!
Bunu diyenler halt etmiş, sevda bir talan.
Omuzlarda bir ağır yük, o ömür çalan.
Biz hep onunla büyüdük, sen de oyalan!
Sevda gönülde bir yakış, sönen ateşi.
Yaşlı gözlerle bir bakış, incinin eşi.
Sevdaya yoldaş hasrettir, ikiz kardeşi.
Vuslata karşıt gurbettir, batan güneşi.
Sevda, bir elma şekeri: tatlı, kırmızı.
Sevda, hayatın tekeri, kalptedir hızı.
Sevda, başların belası, gönülde sızı.
Sevda, cenaze salâsı, ömür hırsızı.
Kim demiş sevda dert diye? Sevda bir çile.
Kim demiş özü sert diye? Lal gelir dile.
Necmi mecnunun gönlünde parlatsa bile.
Sevda, ecinni sürgünde, aşıkta hile.
17 Temmuz 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 00.09 *5+3+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:31 PM
Kim, Ben mi?
Bastın geçtin,
Görmedin bile beni.
Kaç kere
ayağının altını öptüm.
'Tanımadım seni, kimsin sen? '
Diyorsun.
Kim, ben mi?
Eşiğinim ben!
Yattın kalktın,
Fark etmedin bile beni!
Kaç kere ıslandım,
Poponu öptüm.
'Tanımadım seni, kimsin sen? '
Diyorsun.
Kim, ben mi?
Beşiğinim ben!
22 Mart 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 20.53
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:31 PM
Kondum
Bülbül oldum,
Kondum dalına.
Arı oldum
Kondum balına.
Tırtıl oldum
Kondum çalına.
Vâris oldum,
Kondum malına.
Desen oldum,
Kondum halına.
Çiçek oldum,
Kondum şalına.
Atın oldum,
Kondum nalına.
Ruhun oldum,
Kondum canına.
Tokmak oldum,
Kondum çanına.
Ömrüm geçti,
Sana konmakla.
Korum geçti,
Nazla donmakla.
Kondum olmaz,
Yandım hiç olmaz!
Meyyit oldum,
Kondum salına...
14 Mart 2004 Pazar, Danimarka-Køge 19.30
2+2
2+3
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:31 PM
Kora Düşmüş Gönül
Bu hayatı çalkalar ümit avuntusu.
Dünya denen delikli geniş kalburunda.
Bir kahırdır sevdaya hasret homurtusu.
Çile çile üstüne elem kamburunda.
Tapuladı baykuşlar, bak bu diyar viran.
Yürek paslı, göz yaşlı; zora düşmüş gönül.
Bülbüllerin efganı gülü görmek bir an.
Sevda yakmış yaralı, kora düşmüş gönül.
22 Mayıs 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 00.39
4+3+2+4
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:31 PM
Köpekle Yatan Pireyle Kalkar
Pireyle kalkar, köpekle yatan.
Halin bu işte, nedir fiyakan!
Köpeksiz köyde serbest gezersin.
Hak yok hukuk yok, mazlum ezersin.
Bir laf söylersin ki bal kabağı.
Huyun yalamak beleş tabağı.
Yangına giden sensin körükle.
Seni bağlamak lazım örükle.
Konuşma artık, palavran yeter!
Lafta gümrüğü aştın sen yeter!
18 Mart 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 23.50
5+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:31 PM
Kötülüğü Unutmak Gerek
Yalnız sevap olsun defterde.
Azgın nefsi uyutmak gerek.
Zafer, hayra dökülen terde.
Kötülüğü unutmak gerek.
Düşmanlıklar kaybolup gitsin.
Boş öfkeyi hep yutmak gerek.
Bir bahçe bu ömür, gül bitsin.
Balçık kini kurutmak gerek.
6 Haziran 2004 Pazar, Danimarka-Køge 22.22
4+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:31 PM
Kutlu Bir Nabız
Viran gönlüme ulaştı kutlu ferman.
Kokusu gül gül sindi iliklerime.
Ateşime su, onmaz derdime derman.
Kutlu bir nabız, cılız bileklerime.
Dalıp gittim ben mübarek bir hikmete.
O’nsuzluk çile, nefsin sinsi hilesi.
Aktı gözümden yaş ulvî bir devlete.
O'nu tartamaz aklın muhayyilesi.
25 Mayıs 2004 Salı, Danimarka-Koge 23.48
5+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:32 PM
Kuyular Dipsiz, Kaldır Kafanı!
Bir anlık coşkun sevgi tufanı,
Ömürden kısa günün bir kârı.
Kuyular dipsiz, kaldır kafanı!
Çölünde serap, yırt at bu zarı.
Hayatla gerçek kardeş, iç içe
Ölümle dostluk gönle içtenlik.
Bir harçtır zaman hüzün kerpice.
Varmayan yollar nefse hiçtenlik.
Boşluklar düştü derin bir sese.
Uzaklar yakın oldu ‘ O ’ geldi.
Üşümüş ruhlar muhtaç nefese.
Karanlık zalim, zulmü ‘ O ’ deldi.
18 Mayıs 2004 Salı, Danimarka-Køge 19.57
3+2+2+3
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:32 PM
Madem Öyle....
Buraya kadar diyorsun.
Arkana bakmadan gidiyorsun.
Öyleyse çıkar beni hayatından.
Sil at dünyandan.
Bu da yetmez!
Gönlünden de çıkar.
Yapabilir misin?
Madem bıraktın beni!
Uzaklaş öyleyse
Benimle ilgili her şeyden.
Çınlamasın kulaklarında sesim!
Yer etmesin cüzdanında resmim!
Yürümesin ayakların
Gezdiğimiz yerlerde.
Gücün yeter mi?
Düşünme beni seherlerde!
Cesaretin var mı,
Altında oturduğumuz ağaca bakmaya?
Yüreğin yeter mi,
Kır çiçeklerini okşamağa?
Haydi git! Giderken çevir balçığa
Beraber gezdiğimiz sahilleri.
Beni getirmesin diye aklına.
Selamlayabilir misin
Kağıt helvacıları?
Gücün yeter mi görmeğe
Balık kebapçıları?
Uğrayacak mısın
Kır kahvesine?
Çınaraltı çay bahçesine?
Nasıl yudumlayacaksım
Sevgimizin şahidi çayı?
Kurtarbilir misin
Bize takılan köpekten paçayı?
Ruhunda esen fırtınada
Kadıköy vapurunu boğaza göm.
Ne cevap vereceksin,
Simitleri paylaştığımız martılara?
Kaldır albümleri raflardan.
İndir resmimi duvarlardan.
Omuz-omuza yürüdüğümüzün şahidi
Islak kaldırımları sök at!
Durdurabilir misin
Dolunay altında dinlediğimiz dalgaların sesini?
Yapabilir misin?
Benden kaçabilir misin?
Bana, ikimize ait her şeyden?
Söndürebilir misin kalbindeki
Benimle yaktığın ateşi?
Karart beni ışıtan güneşi!
Mühürle benimle geçen zamanı!
Kilit vur hatıralara zihnindeki!
Dalma mazimize anılarımızın neşesi!
Durur musun artık,
Benim nefeslendiğim diyarda?
Yaşayabilir misin yaşadığım dünyada?
Bil ki sen teksin,
Hâla bir tanesin nazarımda.
Bırak ta git kalbini burada,
Benim yanımda.
İşte o zaman rahat uyurum mezarımda?
1 Mart 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 22.10
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:32 PM
Mağara Adamları Aramızda
Mağara adamları aramızda geziyor.
Beyinlerinin içi mağara karanlığı.
Ellerinde çivili sopalar baş eziyor.
Dinazor bakışları hep maymun hayranlığı.
Kafatası beyinsiz, ********e satılmış.
Anası doğurmamış, atıvermiş lağıma.
Şahsiyet dağda kalmış, farelere katılmış.
Ruhu câni, sulbü kelp; saldırıyor bağıma.
İlim yok, irfan hiç yok; şeref, bini beş para.
Beyinlerde örümcek ağı sinek avlıyor.
Yüzü ve sözü kara, düşü ve döşü kara.
Kara düşünüp beyaz görünce hep havlıyor.
8 Ağustos 2004 Pazar, Danimarka-Køge 23.10 *7+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:32 PM
Marifet
Marifet yaşamak değil, yaşar hayvan da!
Marifet, dimdik kalmak, su alıp batsan da.
Boş laflar edip, su dövme köpük havanda!
Ayağın yere bassın hep, gezme tavanda!
19 Şubat 2004 Perşembe, Danimarka-Køge18:32
3+5+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:32 PM
Mavi Arayan Kara Gökler
Kalplerden taşıp çölleri kaplar bu kaynayan pınarlar.
Kumla yıkanan bezgin yüzlerin sonsuz gülmesi için.
Tüm sevdalara el pençe divan durur yaşlı çınarlar.
Baharın yeni sevgilerle hep uzun sürmesi için.
Kaybetmiş gülü bekleyen bülbül gözlerinden ferini.
Sümbüller mavi arayan kara göklere selam verir.
Her ayrılıkla hasret kutlar da yeni bir zaferini,
Hüzün elveda demetlerinden acı bir kelam verir.
2 Mayıs 2004 Pazar, Danimarka-Køge 22.16
5+5+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:32 PM
Mazi Değişmez
Yalnız mazi değişmez, bu hakikat çok kesin!
Geleceği yazalım, olsun alın yazımız.
Gel ey nurlu ufkumuz, bekliyoruz nerdesin?
Hep sevgi nağmeleri çalsın gönül sazımız.
Tüm kinleri atalım, hep dostluğa bakalım.
Deniz köpüğü kadar da olsa günahımız,
Bu hayatı İbrahim ateşinde yakalım.
İslah olsun zalimler, tutmasın hiç âhımız!
30 Mart 2004 Salı, Danimarka-Koge 20.09
7+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:32 PM
Menfaat
Menfaat bir koltuk gibidir, üstüne çık!
Yükselirsin yüzün ak olur, alnın açık.
Koyarsan başına, ezer seni altında.
Alçalırsın dünya ve ukba hayatında!
9 Mart 2004 Salı, Danimarka-Køge 01.13
6+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:32 PM
Mezar Taşım Haykırdı Gerçeği
Biliyordum
Bir gün bana
Geleceğini.
O geciken gün
Bu gündü.
Biliyordum
Geçmişi sileceğini.
Sırtından attığın
İnat yükündü.
Biliyordum
Huzuruma gireceğini.
Titreyen ellerinde
Bir demet kır çiçeği.
Biliyordum
Onları toprağıma
Sereceğini.
Mezar taşım haykırdı
Yüzüne gerçeği.
27 Haziran 2004 Pazar, Danimarka-Koge 00.04
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:32 PM
Mezar Taşları
Musallada başlar bilinen meçhule sefer.
Hazır mı değil mi bilinmez bu yola nefer!
Apansız zamandan kesilir zoraki bilet!
Vardır bir sebep, bu sefere hayattır illet.
Yataklı vagona yazılmış bu bilete yer.
Şimdi dimdik olmak ayakta, her şeye değer!
Gelince son tayin emri, hiç bakılmaz yaşa.
Akıbet işte bu! İster çok, ister az yaşa!
En önü sunar, dört tekbirlik acılı sükun.
Boğazlar düğümlü, duygular hep hüzne meftun.
Film şeridi iki kelimelik: Helal olsun!
Nasıl bilirsiniz? şahadet: Nuru bol olsun!
Sallanır yolcuya ıslak mendil, gözyaşından.
Okunur hayatın özeti, mezar taşından.
Uğurlar dört kolda ilk durağa birer omuz.
Uzun mu kısa mı? Hiç görünmez ki yolumuz!
Dünyaya sığmayan razı, bu iki mikaba.
Atlas kaftanlara eşitlenir yırtık aba.
Sevabı günahı örter, birkaç arşın ak bez.
Sonsuz mekanlara sabittir gözler son bir kez.
Herkes kendisiyle bu ilk durakta baş başa.
Nura mı, nara mı? Şaşkın esnaf, köylü, paşa!
Kavuşur toprağa, her şey dönüverir asla.
Şahit taşlar, kimse dönemez geriye asla!
Bu seferden var, ne bir mektup, ne de bir haber!
Tohumlar yeşerir sevdikleriyle beraber...
Künyeler boyunda, bak okunuyor yaşları.
Asker gibi dimdik, nöbetçi mezar taşları!
Ey mezar taşları! Bana da nöbetçi olun.
Vatan, bayrak gibi, aşk gibi gönlüme dolun!
13 Şubat 2004 Cuma, Danimarka-Køge 00:18
6+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:32 PM
Mezarlıktan Geçer Her Yol
Bir mezarlıktan geçer her yol.
Sessiz bir çığlık basar ben’i.
Salı omuzlar dört fâni kol.
Yakalayıvermiş ecel teni.
Her kabir sessiz birer cümle.
İşimiz çok zor desenize!
Ebedî sükut son düğümle
Damlayı sokar bu denize.
Kabir evinde ömür yatar.
Ömrün encamı ruhta saklı.
Sabahlar olur şafak atar.
Ölüm giderir serden aklı.
Cesede vatan, ömürden im.
Ukbânın sanki -de hâlinde.
Âleme bâkî emirden im.
Fânîye mezar sus kâlinde.
Mezarlık şehir, maddi berzah.
Feryadı duymaz ne ins ne cin.
Ya gül bahçesi ya narda ah.
Gidecek insan yaş olsa bin.
16 Temmuz 2004 Cuma, Danimarka-Køge 18.18 *5+4
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:32 PM
Minare: Kurtuluşa Çağıran Yapı
Nice cansız taş sütunlar coşkun ezanla şahlanır.
Tevhid saniye saniye şahadetle izahlanır.
Feza, minareyle çeker vahdaniyeti kendine.
Dolar seherde secdeler, hep dingin gönlün bendine.
Kubbeleri kuşatırlar sülün gibi, elif elif.
Her biri ayrı şaheser, estetik ise muhtelif.
Baltacıoğlu der ki: “Türk demek minare demektir.”
Doğru... Bu ne güzel usta ve bu ne güzel emektir!
Onlar bu vatanı İslam eden, Türk eden bir hattır.
Taş maddeyi mana yapan, âbidevî bir sanattır.
Milli Türk zevki kalemce yükselir, hep ince ince.
“Buralar hep bizim” diye haykırır sanki kendince.
Minaredir, göz ve gönül aydınlığı sunan yapı.
Kurtuluşa çağırır ' gel ' nidasıyla kapı kapı.
17 Nisan 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 16.19
8+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:32 PM
Mükemmel İnsan
Mükemmel insan, kendini Rabbinde bulandır.
Kaçarak benlikden, yüce Rabbe sokulandır.
'Kendini bilen Rabbini bilir ' der peygamber.
Hakk'ı bilen etrafa hep saçar misk-ü amber.
11 Mart 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 22.42
8+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:33 PM
Nasıl Girerim Ben Senin Günahına
Baharla coşan şelale, duygunla beslenir; akar senden.
Karlar haber verir gülden, kendini silkeler kardelenden.
Çiçek çiçek tozar yeller, tünerim ılgıt ılgıt sehere.
Bazen hicranla eserek tozarım, bilemem hangi yere.
En ıssız sahilde kalan, garip özlemin ayak iziyim.
Sevda elinle kalbime sapladığın aşkının biziyim.
Bülbül, hasret nağmesiyle şakır; sonunda konar gülüne.
Yedi cüceden biriyim ben, karşı koyamam herkülüne.
Yedi gölden sular içtim, içtim amma dinmedi hasretim.
Yılan soktu büyüttüğüm anıları, tutmadı şerbetim.
Âh ne edeyim! Kaderim benim, yedi düvelle savaşmak.
Ferhat bir dağ delmiş, heyhât; benimkisi kâf dağını aşmak.
Züleyha bir kez düşürmek istedi Yusuf’u tezgahına.
Züleyha değilim, nasıl girerim ben senin günahına!
25 Nisan 2004 Pazar, Danimarka-Køge 22.03
8+10
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:33 PM
Ne Param Var, Ne Pulum
Ne param var
Ne de pulum,
Yok
Hiçbir şeyim!
Ben yalnız
Sana kulum.
Sensin her şeyim!
Tek sana
Çıkar yolum,
Sensiz ben
Hiçbir şeyim!
Yazmaktan yorulsa da
Elim kolum,
Bir hiç olsa
Her bir şeyim,
Bomboş da kalsa
Sağım solum,
Ben seninle
Hep bir şeyim!
Yok kimseyle
Benim zorum!
Her şeyle değil,
Ben seninleyim!
Hiçbir şeyi, kimseyi
Yakmaz ateşim korum,
Bir gün yaktığın ateşle
Sonsuz bahçendeyim...
10 Şubat 2004 Salı, Danimarka-Køge 18:24
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:33 PM
Ne Yapayım
Bu koca alemde bir zerreyim bir zerre.
Dünyaya gelmişim ne yapayım bir kere!
Varlık alemi tüm zerrelerden oluşur.
Bu oluşum güzel bir ahenkte buluşur.
Bu kalp, et, kan, sinir ve damardan ibaret.
İlahi tecelli eder onu ziyaret.
Anlayıp etmeli bu ziyareti kabul.
Anla, nedir diye sorma! Onu da sen bul!
Sırrını kulunun küçük kalbine vermiş.
Sevmiş bizi, sevmiş de müjdeci göndermiş.
Koyamadım ben’i kalbimden başka yere.
Dünyaya gelmişim ne yapayım bir kere!
10 Mart 2004 Çarşamba, Danimarka-Koge 18.48 *6+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:33 PM
Nefretsin Katmer Katmer
Sende eser yok mertlikten, boş bulunca meydanı.
Patır patır laf dökülür, çok yalanlar atarsın.
Yiğitlikten dem vurarak, kollarsın sığ bir anı.
Hep köpeksiz köyde gezip, garibe taş atarsın.
Mangalda kül bırakmazsın, lafın boşu hep sende.
Tilkide beş metre kuyruk, konuştukça batarsın.
Şikayetin hesabı yok, sebep dolu cep sende.
Kuyrukludur yalanların, günahlara batarsın.
Müslümansın hep kendine, başkasına yok faydan.
Dilin sivri, şükrün eksik; imana kir katarsın.
Haramzade dostun olmuş, küfürlerin kalaydan.
Bir nefretsin katmer katmer, ömre zehir katarsın.
Tezgahın kin-nefret dolu, pazarında sevgi yok.
Meymenetsiz bakar yüzün, ekşi sirke satarsın.
Mal ve paran geçer akçe, nazarında yergi çok.
Rüzgar ekip tayfun biçer, bol bol öfke satarsın.
İyi niyet uçmuş gitmiş, sen felaket tellalı.
Korkuların habercisi, at üstünde tatarsın.
Kullukta yok gözün, başın ibadetle belalı.
Manda gibi yiyip-içip, inek gibi yatarsın.
11 Haziran 2004 Cuma, Danimarka-Koge 20.06
4+4+4+3
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:34 PM
Nisan Yağmuruyla Coşmak
Şu koca dağlar hiç yol vermedi.
Yalçın kayaları aşmak çok zor.
Deli gönle aklım hiç ermedi.
Hüzünden sevince taşmak çok zor.
Hasret bir köPage Rankingü bu kuru çölde.
Yeşil vahalara koşmak çok zor.
İnci mercan olmaz ölü gölde.
Nisan yağmuruyla coşmak çok zor.
30 Haziran 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 23.49 *6+4
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:35 PM
Niye
Tik tak
Tik tak
Dur
Dinle ve bak
Zamanda
Biz de varsak
Geçer
Saat dakika saniye
Vakit
Dönmez geriye
Ecel
Görsün gelmeye
Gitmez
Ne geriye ne ileriye
Bu gidiş
Nereye ve niye? ...
15 Şubat 2004 Pazar, Danimarka-Køge 01:36
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:35 PM
Niye Vururlar Kuşları?
Niye vururlar kuşları?
Kolayca aşarlar yokuşları.
Dağları, taşları...
Süzülürler korkusuzca ovalara.
Denizlere, ormanlara...
Özgürce uçarak
Gökyüzünde,
Kanat kanat açarak
Ruhun özünde,
Ederler seyahat!
Bu, insanın özgürlüğe duyduğu kin mi?
Yoksa, uçamadıkları için mi?
İnsanlar neden düşman bu kuşlara?
Niçin vahşi hınçlar tüm uçuşlara?
Kuşlar, özgürlüğün simgesi!
Hafifliğin hür imgesi!
Kanatlar dünyayı kucaklarcasına
Açıldıkça açılır.
Çırpıldıkça hürriyete kaçılır.
Niye vururlar kuşları?
Yere sokarlar bakışları!
Kanatları kırmak için!
Hayatları yıkmak için!
Amaç bir çiğnem et mi?
Yoksa vurmanın verdiği zevk mi?
Kuşları vuranları versinler sehpalara!
Vursunlar urganlara!
Sallansınlar zevkine.
Salıncak niyetine.
İbret olsun duranlara!
Niçin vururlar kuşları?
Onlar da özgür olduğu için!
Niye vururlar kuşları?
Onlarda söz, ‘bir’ olduğu için!
7 Mart 2004 Pazar, Danimarka-Køge 01.21
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:35 PM
Nurum Ol Allahım
Nereye uğradıysa bu gönül, dikenler dolu.
Yolların en güzeli seninkisi; Hakkın yolu.
Varayım has bahçene, sen gülzarım ol Allahım.
Karanlık günlerde bir ışık, nurum ol Allahım.
Yaprağım gazel oldu, çiçeğim soldu; döküldü.
Ruhumda fırtınalar esti, köklerim söküldü.
O iklimini bahşet, sen baharım ol Allahım.
Karanlık günlerde bir ışık, nurum ol Allahım.
Kesildi şeytanların kahkahası davetinle.
Gönüllerde hararet söndü kevser şerbetinle.
Kadırgam denizinde, sen rüzgarım ol Allahım.
Karanlık günlerde bir ışık, nurum ol Allahım.
Ancak vahyinle çıkar insanlık, çukurdan düze.
Işıklar sahte, gece seninle döner gündüze.
Dönekler ülkesinde son kararım ol Allahım.
Karanlık günlerde bir ışık, nurum ol Allahım.
Yüzler saklı, maskeli; nazlı edalar yapmacık.
Oyunlar hep hileli, sevdalar makam kapmacık.
Süsleyip zinetinle sen vakarım ol Allahım.
Karanlık günlerde bir ışık, nurum ol Allahım.
Lütfun büyük, keremin yüce; varlığın en büyük.
Şanın dillere sığmaz, sensiz yürek bedende yük.
İstemem ben zevali, sen hep kârım ol Allahım.
Karanlık günlerde bir ışık, nurum ol Allahım.
Bülbül solan güle, ben ise hep sana mecburum.
Leyla çöllerin olsun, ben de seninle mecnunum.
Şu deli gönle hâne-i bîmârım ol Allahım.
Karanlık günlerde bir ışık, nurum ol Allahım.
Deniz ve gökler alır hep maviliğini senden.
Kekik kokan kırlar, bir nakış çizdiğin desenden.
Sürgünler ülkesinde sen diyarım ol Allahım.
Karanlık günlerde bir ışık, nurum ol Allahım.
Şu içimde şahlanan gayyayı rahmetle söndür.
Kekremsi ateşleri karart, gül bahçene döndür.
Ruhum sevdanla yansın, serin nârım ol Allahım.
Karanlık günlerde bir ışık, nurum ol Allahım.
Hikmetinden binlerce deseni şu gönlüme sal.
Rızana ermek benim visalim, gerisi masal.
Marazî sevgi sardı, sen dildarım ol Allahım.
Karanlık günlerde bir ışık, nurum ol Allahım.
Eksik gediğim çoktur, kusurum, oldukça fazla.
Kırık dökük kanadım, divana durdukça nazla.
Getirecek bir şeyim yok, sen varım ol Allahım.
Karanlık günlerde bir ışık, nurum ol Allahım.
Kula kulluk zirvede, putlara eğilmiş başlar.
Hidayetin olmazsa cehalet, dalalet başlar.
Emrin başım üstüne, sen hünkarım ol Allahım.
Karanlık günlerde bir ışık, nurum ol Allahım.
Geçimsiz zor zamanda sen huzurum ol Allahım.
14 Mayıs 2004 Cuma, Danimarka-Køge 22.44
7+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:35 PM
O Benim Menecerim
Hani bana şiir diyen menecerim İ. K 'a:
Güçlü bir dost
Gurbetin bağrında.
Serin bir meltem
Hasretin kahrında.
Omuzdaş darlıkta.
O benim menecerim.
Onundur gönlümde
En güzel yerim.
Kendisi gibi
Sözü de çok sempatik.
Güzel işlerde aceleci,
Atik mi atik!
Laf anlatamaz
Düğünlerde göbeğine.
Pikniklerde dalar
Izgaranın öbeğine.
Sözü özü bir,
Samimiyeti içten.
Güzel bir sohbet buldumu,
Güller açar sevinçten.
Ey görkem sahibi,
Seni nasıl unuturum!
Sen iste yeter ki,
Baltık'ı kuruturum.
Ey güzel insan,
Benim can menecerim!
Senin için ben
Ölmüş tavuk bile yerim.
Bahtını hoş, keskin etsin;
Adın gibi ihlas kılıcın.
Ruhunu teskin etsin
Ulvî manada ilacın.
24 Haziran 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 19:20
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:35 PM
Okumadılar
Rahmet okudular.
Lanet okudular.
Dua okudular.
Beddua okudular.
Şarkı okudular.
Türkü okudular.
Kitap okudular.
Mektup okudular.
Ezan okudular.
Meydan okudular.
Yüzümden okudular.
Gözümden okudular.
Düğüne okudular.
Canıma okudular.
Yüzüme okudular.
Ceddime okudular.
Martaval okudular.
Ama,
Bana bir şiir okumadılar.
Beni okuyan...
11 Mart 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 18.30
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:35 PM
Olayım
Olsun tüm sevgiler kucak kucak.
Kaçsın düşmanlıklar bucak bucak.
Bütün dost eller uzansın bana.
Muhabbetle sıkılan el olayım!
Kalmasın sevgiyle erimeyen buz.
Düşmanlığa çıkmasın yolumuz.
Rahmet yağmurları yağsın bana.
Sevgiye akan bir sel olayım!
Garaz, kin ve nefretten kaçalım.
Kapımızı dostluğa açalım.
Manadan bir meltem essin bana.
Mevlananın sözünde gel olayım!
Dostluğumuz sürsün, olsun bâki.
Bize âb-ı hayat sunsun sâki.
Tüm gurbetler uzak olsun bana.
Hasretle sarılan bel olayım!
Sohbetimiz dostluğun bahçesi.
Dillerimiz gönüller lehçesi.
Dostça bir merhaba densin bana.
Hatırlar sorulan tel olayım!
Çiçek açsın gönüllerde sevgi.
Yer bulamasın orada yergi.
Bütün tayfunlar savrulsun bana.
Buzları eriten yel olayım!
13 Mart 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 00.45
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:35 PM
Olmak Vardı
Nice gözyaşı özlemde seller gibi doğar.
Gurbet akşamları ümit kuşlarını boğar.
Kalksın da bütün engeller, kavuşsun sevenler.
Şimdi sevgiye ulaşan bir yol olmak vardı!
Dünya balta girmemiş bir orman gibi, kurt çok.
Rabbena hep bana, başka canı düşünen yok.
Sevgi, sohbet divanına otursun gelenler.
Şimdi vahşete atılan bir gol olmak vardı!
Kölelerin zikri; helal-haram ver Allahım!
Aç gözleri hiç doymaz; bu kulun yer Allahım!
Millet malı, yetim malı hep kussun yiyenler.
Şimdi hayatta oynanan bir rol olmak vardı!
Muhabbet meydanlarında neşe koştursun at.
Burnu sürtülsün kalleşin, âbat olsun polat.
Dosttan selam alınınca hoş bulsun verenler.
Şimdi boyuna sarılan bir kol olmak vardı!
13 Mart 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 23.40
8+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:35 PM
Ölüm Hayatın Anası
Bitmez bu nankör dünyanın çilesi.
Sağ gösterip sol vurur, acımaz hiç.
Cefası çetin, yamandır hilesi.
Ölüme atar yükü, taşımaz hiç.
Dünya alçaktır, kelime manası.
Daha alçağa, indirir çukura.
Ölüm var olmak, hayatın anası.
Çıkabilir her an bu puslu kura.
Zirvenin sonu mutlaka bir iniş.
Maharet ister yavaş yavaş inmek.
Ölüm bir mola: Dertlerden silkiniş.
Ustalık ister sonsuzluğa binmek.
Ölüm hayatın anası, cevheri.
Bu hayat yoksa, cevher neye yarar!
Ölüm aramış bekasına yeri.
İnsanı bulmuş, onda kılmış karar.
15 Temmuz 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 23.15 *5+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:35 PM
Ölüm Hayatın Gündüzü
Ayak takılır taşa, bize dünyadan bu şaka.
Korkunç hakikat ölüm, yalnızlığın soğuk yüzü.
Basamak geniş, adım dar; gidilir düşe kalka.
Yedi-yetmiş fark etmez; ölüm hayatın gündüzü.
Özler çamurda cevher, sürek avında hep benlik.
Ruh kasırga esiri,beyinde cin delidolu.
Hicran gönle gam ekler, gül göçte; yürek dikenlik.
Gül ağacı devrildi, devir bağlar eli kolu.
Bütün isimler yalan, şu varlıkta hayat talan.
Varlık, yokluk bekçisi; yokluk sinsi, fikre hırsız.
Göklerden zulmet çalan, hayırda hep geri kalan;
Şehvetinin leşçisi, ana katili hayırsız.
14 Temmuz 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 22.25 *7+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:35 PM
Ölümsüzlüğün İzini Sürelim
Dert dermanı aşmadan
Pusulalar şaşmadan
Ötelere taşınalım.
Ruh temizliğiyle aşınalım.
Ölümsüzlüğün izini
Manaların gizini
Sürelim ölümle
Nokta nokta, cümle cümle
Yelken açıp tarayalım.
Ölümsüzlüğün yolunu arayalım
Şiir, türkü ve romanla
Yüce dağ başındaki dumanla
Tatlı bir tebessümle
Selamla biten son bölümle
Seherlerde gözyaşıyla
Mabuda eğilen gövdenin başıyla
Kötülükle savaşla
Zalime çatılan kaşla
Mazlumla beraber akıtılan yaşla
Zorbanın önüne dikilen başla
Şeytanlara atılan taşla
Kararlıysan hemen başla
Canı gönülden, canla başla
Varılmaz bir yere bu hengame, telaşla
Vuralım iki yırtıcı kuş bir taşla.
27 Nisan 2004 Salı, Danimarka-Køge 20.47
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:35 PM
Ölümü Buseleyen Dudaklar
Kervan yorgun, yollar yorgun; yorgunluk sevdalara yıkılır.
Kim bilir kaç mecnun yuttu çöllerde, acımasız bu kumlar!
Okyanusta saman çöpü hep titrer, yalnızlıktan sıkılır.
Vuslat yalan! Bu yalanla yatsıya kadar yanar bu mumlar.
Elbet bir gün filizlenir hayata atılan tüm tohumlar.
Yeşerir de ağaç olur, dal sürer; yapraklanır budaklar.
Dertler çöker, aşk göverir; gebedir gülmelere doğumlar.
Seherlere selam söyler ölümü buseleyen dudaklar.
29 Nisan 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 23.51
4+4+3+4+3
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:35 PM
Ömrüm Parmak Uçlarımdan Aktı
Pek çok şey yazdım bu hayata dair.
Keder, neşe, gam, sevinçler ve sair.
Ömrüm hep parmak uçlarımdan aktı.
Coşkun şelale öteye de sarktı.
Hayat sorgusu bence çok önemli.
Ölüm... Ona yan duruş problemli.
Acılar ağır, bükülmüş boyunlar.
Sona mahkum hep hileli oyunlar.
Fâni tokmakla dövülür bu dünya.
Dövüldükçe de hep ezilir güya!
Fâniler sulhla güzelleştiği an.
Döner sevgiyle bekâya bu devran.
Bekâ fenâyı hep tezyinden geçer.
Gönüller O’nun nur feyzinden geçer.
27 Mayıs 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 00.17
5+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:36 PM
Önce Gitti İyiler
Önce gitti iyiler, biz kaldık geri.
Her gün doğan güneşle doğamadık biz.
Hırsla yarıştık, boşa döktük hep teri.
Nefsi göz yaşımızda boğamadık biz.
Perde çekti yüzyıllar vahiy asrına.
Tekrar gelir diye dört gözle bekledik.
Gitmez kuş tüyü yatak cennet kasrına.
Uçmak nafile, kanat kırık; tekledik.
9 Mayıs 2004 Pazar, Danimarka-Køge 00.28
2+5+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:36 PM
Özlem Saltanat Sürüyor
Kurulmuş özlem kalplere,
.....................................saltanat sürüyor.
Mevsimler aynı,
......................gökyüzü parçalı bulutlu.
Uçulmaz hoyrat zamanla,
......................................kol kanat çürüyor.
Yaşını basan bağırlar
...............................visale umutlu.
Acılar tartar,
................ümidin ağırdır darası.
Tatmadan ölür vuslatı
................................sevdalar ve düşler.
Her bahar kanar
........................inceden bir hasret yarası.
Düşleri süsler
...................özlenen visalde öpüşler.
3 Mayıs 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 00.27
3+2+3+3+3
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:36 PM
Pabuç Pahalı
Sevda çarşısında benim pabuç dama atıldı.
Sevgiler alıp satardım, dükkanım kapatıldı.
Pabucumu ahu gözlüm verdi artık elime.
Pabuç bırakmadım, hüzün doladım ben belime.
Çok safım, anlayamadım; hep pabucum çevrildi.
Pabucumu giydirdiler ters, filizim devrildi.
Eşiğinde aşındırdım yollar, pabuç eskittim.
Beklerim visâli, kabul etmezse artık bittim.
Ben pabucu yarım, baktım ki pahalı bu pabuç;
Dedim kendime:“ Pabuçsuz kaç, hemen buradan uç.”
Anladım, bildim; ayarım pabuçtan çok aşağı.
Tüylenmiş tay gibiyim ben, gıdıklıyor kaşağı.
Dünyaları bir pabuca çalışırım sokmağa.
Ben çan oldukça daha çok alışırım tokmağa.
Onu beklerken aklımı kapısında okuttum.
Bir pabucu büyük buldum da kendimi okuttum.
6 Nisan 2004 Salı, Danimarka-Køge 22.37
8+7
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:36 PM
Penceremde Baykuş
Bir akşam üzeri
Ben penceremde baykuş.
Anamın hatırası
Ocakta pişer
Gönlüme şifa
Tarhana çorbası.
Düştü yolumuz
Gurbete bir defa.
Hayatımın molası
Ne yazar yorsan kafa!
Örter kederimi,
Paylaşır penceremi
Benimle bayan kuş!
24 Mart 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 19.20
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:36 PM
Perçinledim Tabutumu
Bugün yine kopardım
Takvimden bir yaprak.
Çektim derin bir of,
Bir sigara yakarak.
Yine perçinledim tabutumu
Bir çivi daha çakarak.
Hayat merdiveninden
Ağır ağır çıkarak.
Bulamaz başımda bir saç
Düzeltecek tarak.
Şiirin sultanlarını
Yudum yudum anarak.
Bu şiir, şiir olmadı,
Dedim hayıflanarak.
Dağınık kalsın bırak!
Ne bu şiir böyle:
Vırak vırak!
Sen usta değil oğlum,
Çıraksın çırak!
24 Mart 2004 Çarşamba, Danimarka-Koge 22.18
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:36 PM
Piyonlar
Hey!
Bu oyunda şah yapan
Şımarma!
Bu değil her şey!
Sonra sana
Gururun olur kapan.
Hey!
Bu oyunda mat olan
Somurtup kararma!
Verme hüzne pey!
Nedir bu keder?
Ayaktasın hâlâ.
Alnın açıksa,
Bu sana yeter.
Etme kendini heder!
Hey!
Siz piyonlar
Unutmayın!
Dünya yaşlandı epey.
Kimlerle doldu reyonlar.
Yaraları kanatmayın.
Nihayet sürülür bir kuytuya
Yenilmez şampiyonlar.
Şah da yapsanız,
Mat da olsanız;
Konur aynı kutuya
Bütün piyonlar.
1 Nisan 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 23.14
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:36 PM
Ruh İsyana Köle Ferman Diye!
Bülbülü nerede bu gülşenin?
Mesken tutmuş ömrü kof kargalar.
Kaldıranı yok mu bu düşenin?
Çıkar bölüşmede hep kavgalar.
Kutlu bir nağmeye kalpler muhtaç.
Kor içilir derde derman diye!
Günah olmuş başlar üstünde taç.
Ruh isyana köle ferman diye!
30 Haziran 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 20.47
6+4
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:36 PM
Sana Kaçtı Uykularım
Gün oldu ağaçlar çiçek çiçek coşkun.
Kaç mevsim dallar meyveye durdu.
Sana kaçtı uykularım puskun.
Dalgalarım sahillerine vurdu.
Gündüzler terk etti beni.
Evlendim huysuz *******le.
Arşınladım kör çıkmazların dibini.
Avunurum sessiz hecelerle.
24 Şubat 2004 Salı, Danimarka-Køge 23.20
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:36 PM
Sancılı Bir Doğuma Gebe Âlem
Derin bir sükuttan ah eden o feryat benim.
Söylemem türküsünü o pis, hoyrat zamanın.
İsterim kör kuyuya kandil olsun bedenim.
Altından yürütüldü sular küflü samanın.
Limanda kaldı gemi, bitap ve köhne düştü.
Tarihi kanla yazar zulüm, elinde kalem.
Hep garip kaldı bu yol, dilsiz bir gönle düştü.
Sancılı bir doğuma gebe, gün sayar âlem.
31 Mayıs 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 00.48
3+4+2+5
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:37 PM
Savaş Ve Çocuklar
Savaşta bir çocuk.
Açmaya hazır tomurcuk.
Yüzünde bir kaygı ve acı.
Bir yudum sevgi ilacı.
Hırçın, savaşın eli.
Rahat yok barış gideli.
Karanlık basar yarınları.
Mermi doldurur karınları.
O bir dilim ekmeğe muhtaç.
Katillerin gözü ise hep aç.
Gözlerde parıltı sönük.
Tanklar çiçeklere dönük.
Ey tomurcuk seni kim vurdu?
Aradığın bir tadımlık huzurdu.
Seni vuranlar olur mu âbât.
Zalimlerin sonu hep harâbât.
Ey savaşın çocukları,
Silin gözünüzden elmas boncukları!
Yerinize ben öleyim.
Yaşadıkça sizinle dirileyim!
23 Mart 2004 Salı, Danimarka-Køge 18.57
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:37 PM
Savaş Niye?
Ölüm, yıkım, kan, gözyaşı, figan; bunun adı savaş!
Korku dolu gözler, ölüme yaklaşır yavaş yavaş.
Bombalar patlar, tank ezer; kalmaz hiç taş üstünde taş!
Fidanlar kırılır, biter anaların gözünde yaş.
Ey dünya gelin, birlikte Cemil Bir’de buluşalım!
Bir ortak paydamız olsun, güzel barışa kavuşalım.
Harabe evlerde, yıkık bacalarda baykuş öter.
Analar, öksüzler eder ah, çağa bu ayıp yeter.
Füzede gürültü, tankta ateş, roket daha beter.
Savaşa son vermek için yalnız O’nun gülü yeter!
Ey dünya gelin, birlikte Cemil Bir’de buluşalım!
Bir ortak paydamız olsun, güzel barışa kavuşalım.
Bu kin, öfke, savaş niye? Sevgi kardeşlik dururken.
Aş yok, ilaç yok, ciğerler; susuz dudaklar kururken,
Bu vicdanlar nasıl rahat eder, silahlar vururken?
Yataklar diken olmaz mı kalpler imanla vururken?
Ey dünya gelin, birlikte Cemil Bir’de buluşalım!
Bir ortak paydamız olsun, güzel barışa kavuşalım.
Barut kokuları değil, koklansın Ahmedî güller!
Hücum boruları değil, ötsün güllere bülbüller!
Bu hayata kansın boynu bükük tüm masum sümbüller!
Sevgi meltemiyle kalksın, sönen her ocakta küller.
Ey dünya gelin, birlikte Cemil Bir’de buluşalım!
Bir ortak paydamız olsun, güzel barışa kavuşalım.
Kalmasın hiçbir kadın dul, çocuk gözü yaşlı yetim.
Görmesin kötü günleri hiçbir zaman memleketim.
Sokmazdım sözlüğe harbi, eğer olsaydı kudretim!
İnsana barış yakışır, selam benim hüviyetim.
Ey dünya gelin, birlikte Cemil Bir’de buluşalım!
Bir ortak paydamız olsun, güzel barışa kavuşalım.
Kan, gözyaşı, âh-u figan artık gerilerde kalsın.
Yerini dostluk, kardeşlik, sevgi nağmeleri alsın.
Barışın güzel çiçeği bu cihana hep ün salsın.
Olsun ******* bombasız, çocuklar hülyaya dalsın.
Ey dünya gelin, birlikte Cemil Bir’de buluşalım!
Bir ortak paydamız olsun, güzel barışa kavuşalım.
28 Mart 2003 Cuma, Danimarka-Køge 23:39
8+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:37 PM
Savrulurum
Bazen ben savrulurum
Etekleriyle dervişlerin.
Yol alırım döne döne...
Bazen ayak bağı olurum
Kendime gelişlerin.
Elde kalmaz hiç mumum,
Biter söne söne...
Yellerin ıslıklarını koyarım
Fütursuzca cebime,
Şimşekten kırbaçları saya saya...
Rüzgar yaparım
Üflerim köhne gemime,
Yürütürüm,
İç çekerim doya doya...
10 Şubat 2004 Salı, Danimarka-Køge 23:43
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:37 PM
Selleri Cehenneme Çevirelim
Cefakar kadınlarımız
Vefakar hatunlarımız
Nur tanesi kızlarımız
Kız teyzesi baldızlarımız
Nur yüzlü babaanneler
Dünya tatlısı anneanneler
Masalcı nineler
Şekerci haminneler...
Kısacası dünyamızın yıldızları
Hayatımızın simli yaldızları
Aşağı kadın, yukarı kadın
Dilde kadın, gönülde kadın.
Sen, ey kadın!
Şiirlerde, kutlu sözlerde yadın.
Son durağın cennet,
Şu dünya miadın.
Ama,
Üstünde bir gölge
Zulüm daima.
Tarlada
Çapa yapan sensin.
Harmanda
Yaba tutan sensin.
Akşam döşek seren sensin.
Öğlen ipe çamaşır geren sensin.
Saman bekler senden ahırın ineği.
Isırır tozun piresi, balçığın sineği.
Terinle yoğurursun hamuru.
Maharetin el emeği göz nuru.
İlmek ilmek, iplik iplik sanatı
Nakışlara yansıttın hayatı.
Zevklerin en estetiğini,
Hislerin en didaktiğini
Kucak kucak doldurdun eteğine.
Bedenini basamak ettin yuvanın eşiğine.
Nasırlı ellerin sergiler
Nakış nakış, dantel dantel sevgiler.
Sizler bizim kadınlarımızsınız
Bu günkü yarınlarımızsınız.
Cennet sizlere farzdan öte farz.
Hakkınızı veremez şiirde de hiçbir tarz.
Öpülesi yutulası elleriniz.
Alıp başlara konulası elleriniz.
Siz kadınlarımızın elleri.
Size gelen selleri
Cehenneme çevirelim.
Kutlu bir fecirle devirelim
Size uzanan despot gölgeleri.
Çoğaltalım günden güne kurtarılmış bölgeleri.
Haydi var mısınız?
Bu bölgelere sığar mısınız?
24 Nisan 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 02.08
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:37 PM
Sen Ne Yaptın Be Amca! ?
*Amcam Halil Ünsal'ın vefatı münasbetiyle gönlümden dökülenler:
Ben seni görürüm diye beklerken yeniden.
Bu dünyadan çekip gittin sessizce aniden.
Bize ölümünle acı, kötü sürpriz yaptın.
Sonsuz olmanın tadını da bir anda kaptın.
Sen ne yaptın böyle, sessiz sedasız be amca!
Bizi hatıranla garip bıraktın onlarca.
Haydi kalk artık, bizlere yapma böyle bir şaka!
Bu gurbet fena bastırdı çok soğuk bir faka.
Yenildin uykuda sinsi bu kalp krizine.
Hâlâ inanamadık bu kötü sürprizine.
Tüm evlatların acılı, biz kaldık hep yasta.
Yengem ise, gittiğinden beridir hep hasta.
Torunların camda garip, dede yolu gözler.
Bekler hâlâ dışarıdan gelmeni bu gözler.
Sendin yıllarca çalışmış emekli bir çavuş.
Aniden sen tut, sessizce aramızdan savuş!
Ruhun kanatlanıp gitti, oldu sanki bir kuş.
Kalmadı önünde hiç, ne iniş ne de yokuş.
Dedeme, ebeme oldun mezarında komşu.
Gözlerde yaşlar, gönlümüz garip hüzün kuşu.
Üzgünüm, göremedim son bir defa yüzünü.
Nasıl unuturum ben, o en sonki sözünü!
Yanarım, bulunamadım namazında bile.
Taşıyamadım son bir kez omuzumda bile.
Bıraktın bizi arkandan gözü yaşlı böyle.
Mekanın hep cennet olsun, bizden selam söyle.
Yaşta sıra gözetmedi bu apansız ölüm.
Oturduğun koltuk yaslı, evde en acılı bölüm.
Anladım artık, yoğurtla karpuz da yenirmiş.
Hayat işte, Halil Çavuş da öldü denirmiş.
3 Haziran 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 00.55
8+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:37 PM
Sen Verdin Mehtabımı
Sorular kümesinde
Sen verdin cevabımı.
Günahlar ülkesinde
Sen verdin sevabımı.
Sürgünler bölgesinde
Sen verdin mehtabımı.
Hasretler gölgesinde
Sen verdin serabımı.
Başıboş akıyordum.
Sen verdin mansabımı.
İsimsiz bakıyordum
Sen verdin lakabımı.
Ateşler encamsızdı
Sen verdin kebabımı.
Cümleler anlamsızdı
Sen verdin kitabımı.
******* kararmıştı
Sen verdin maytabımı.
Yapraklar sararmıştı
Sen verdin leblabımı.
İçmeler isyandaydı
Sen verdin şarabımı.
Edepler nisyandaydı
Sen verdin erbabımı.
Arzular fâni aşka
Sen verdin matlabımı.
Olmayan senden başka
Sen verdin Çalabımı.
22 Haziran 2004 Salı, Danimarka-Køge 22.12
3+4
---------------------------------------------------
Mansab: Bir akarsuyun denize, göle veya daha büyük akarsuya döküldüğü yer, ağız.
Leblab: Sarmaşık
Matlab: İstenen, taleb edilen şey, istek
Çalap: Mabud, Mevla, Hüda,
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:37 PM
Sen Yine Yoksun
Seni fısıldar rüzgar,
Duvarlar sessiz ağıt.
Ovalar kendine dar,
Hüznü ağlar kağıt.
Mevsimlere koşar zaman,
Günler olur saf saf.
Güneş ufka değdiği an,
Çullanır yalnızlığıma, karanlık taraf.
Sen yine yoksun,
Düştü üstüme bir efsun...
24 Şubat 2004 Salı, Danimarka-Køge 23:20
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:37 PM
Sensin
Köle pazarına düştüm.
Efendim sensin!
İdam sehpasına düştüm.
Kemendim sensin!
Aynaların sırrına düştüm.
Menendim sensin!
Hüzün denizinde kadırgana düştüm.
Serlevendim sensin!
Dergahına, ocağına düştüm.
Bülendim sensin!
Şarkılarda makamına düştüm.
Ahengim sensin!
Hasret yollarında kervanına düştüm.
Peşengim sensin!
Sevda çarsısında pahana düştüm.
Mihengim sensin!
Vuruldum, ayağına düştüm.
Tüfengim sensin!
Öldüm, mezarına düştüm.
Çelengim sensin!
13 Mart 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 01.44
___________________
menend: Eş, benzer.
peşeng:Kervan veya kafilenin önünden giden.
Mihenk:Altının ayarını ölçmekte kullanılan taş.
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:37 PM
Serme Dünyaya Post
Güzel sıfat kazan dinle.
Yüce bir din gönderdi Hak.
Bir söylersen iki dinle.
Bir dilin var, iki kulak.
Rabbe şükret, hamtla şenlen.
Hep söylesin hoş söz dudak.
Hikmetlere ram ol demlen.
Olsun gönlün nur, yüzün ak.
Hep güzel gör, güzel düşün.
Düşmanlığı, kini bırak.
Yorulsun hep hayra düşün.
Kabuslara olma tutsak.
Sevgilerle ol dâim dost.
Haset senden olsun ırak.
Serme fâni dünyaya post.
Kalır senden cennet uzak.
Sakın usta oldum deme!
Hep kalırsın sonra çırak.
Uzak dur ha, haram yeme!
Bu dünyada var çok tuzak.
8 Haziran 2004 Salı, Danimarka-Køge 20.38
4+4
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:37 PM
Serzenişim Sana
Bu serzenişim kadere değil, hep sanadır sana!
Sevda rengiyle boyandı gönlümde solan badana.
Nemelazım, titrek; solgun mum ışığı nağme bana.
Yaptığın besteyle eder dans, son ilhamımda mana.
El sallarım dönüşünü bekleyen bu şafaklara.
Hiç itibar etmem sensiz süslü püslü konaklara.
İntizarım serçeleri konuk etmez saçaklara.
Sensin hâlâ gelmeyen bu yaşadığım bucaklara.
25 Mayıs 2004 Salı, Danimarka-Køge 21.35
8+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:37 PM
Sevda Budalası
Bir çiçek adası
Kalbimim tam ortası
Bir renk curcunası
Düşlerimin fırtınası
Kahrolmayası
Ömrü uzun olası
Ben, sevda budalası
Daha, daha başkası
Elinde fırçası
Kurumamış boyası
İki kaş arası
Bana yakın sevdası
Sevgimin tüter bacası
Dumanın en karası
Kara sevdamın en alası
Üstelik harikası
Bundan daha sonrası
Kalbimin tam ortası
Bir çiçek adası
Ben bir sevda budalası
23 Mart 2004 Salı, Danimarka-Køge 23.09
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:38 PM
Sevda Eri Kürek Mahkumudur
Gözyaşından su verdirir sevda sabrın çeliğine.
Gam, keder savurur aşkı, gönül bir başka bilenir.
Hasret yıkılır gurbette bir anafor deliğine.
Tesbihin her tanesinde diller hep sabır dilenir.
Yalnızlık sessizliğimdir, ıssız dağ başı sisinin.
Her yön puslu ve karanlık, sevda ağır zor yürümek.
Kürek mahkumudur sevda eri hasret gemisinin.
Çile rüzgarına zevktir, aşkı özleme sürümek.
28 Nisan 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 22.50
8+8
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:38 PM
Sevenleri Ayırmak Günah
Sevenleri ayırmak günah.
Ayıranlara yeter bu ah.
Bozulsun bütün tuzak, tezgah.
Ayrılık fena, gülsün yüzler.
Aşk için ölmesini bilmek
Kavuşup gözyaşını silmek
Sevda dokumak ilmek ilmek
Ömre bir mana, gülsün yüzler.
11 Temmuz 2004 Pazar, Danimarka-Køge 00.09
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:38 PM
Sevgi Balından Bir Parmak Al
Yaşasan da bin sene şu dünyada,
Sevgi balından bir parmak al kardeş.
Nice kabuslar görsen de rüyada,
Seni uçuran hülyaya dal kardeş.
Kulluğun şandır, imanda ol kâim.
Sabırla cennet kapısı çal kardeş.
Şeytan düşmanın, hileyi sez dâim.
Küfrün sırtını sen yere çal kardeş.
Bitmez dünyanın derdi ve cefası.
Bu hayat süslü, hep kîl-u kâl kardeş.
Bilki sonsuzdur cennetin sefası.
Hep Allah-Rasül sözünde kal kardeş.
İyiler ölmez, övgüyle anılır.
Sen gönül dostu olup ün sal kardeş.
Şu fâni hayat hiç bitmez sanılır.
Unutma ki son bineğin sal kardeş.
6 Haziran 2004 Pazar, Danimarka-Koge 21.45
5+3+3
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:38 PM
Sevgi Bıraktırır Sultanlara Tahtı Tacı
Sevgi insanlığın var olma sebebi, ezelî can suyu.
Susuzların içip kandığı devasa derya, derin kuyu.
Diri kalmanın, var olmanın, maksuda varmanın ilk şartı.
Özü muhabbettir, onunla mizanda ağır basar tartı.
Sevgi esrarengiz aynadır, sırlanır onda kalp gözümüz.
Yüzlere akseder, ruhumuzu saran hakiki özümüz.
Sevda yollarında, hasret çekenlere serin âb-ı hayat.
Anka kuşu gibi, aşıklar onunla uçar, çırpar kanat.
Çekilmez bir yüktür sinede, sevgiden yoksun kara yürek.
Merhametten eser yok, fitne saçılır hem de kürek kürek.
Şiir, şarkı, türkü ve ezgiye seçkin bir konuktur sevgi.
Konuğu sevgiyse bir yerin oradan hırsla kaçar yergi.
Sevgi, kalpten öte aklın maverası; yüreğin miracı.
Bir yakmaya görsün, bırakır sultanlar süslü tahtı tacı!
Özünü sevmeyen zavallılar, başka bir canı sevemez.
Kendinde olmayan şeyi başkasına uzatıp veremez.
Sevgi gönüllerde kapıları açan, gizemli anahtar.
Kasalarda değil, kalpte saklanan has bir cevher; bir aktar.
15 Nisan 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 00.28 *6+6+6
Necmi Ünsal
GooD aNd EvıL
04-10-2009, 06:38 PM
Seyran Ederim
Seyran ederim alemde, asumana seferim.
Parlarım yıldız yıldız.
Süzülürüm fezada, göktaşlarını çekerim.
Gezerim yalnız yalnız.
Yol gösterir bana meleklerin kanatları.
Işık-ışık, yana yana.
Ab-ı hayatla ürkütürüm son hırçın atları.
İçerim kana kana.
Kutlu muştular arıtır kirimi tozumu.
Seller ters akar.
Sitem yağmurları yağar bir bağ bozumu.
Ateşim cehennemi yakar.
10 Şubat 2004 Salı, Danimarka-Køge 22.03
Necmi Ünsal
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.