Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Hasan Ulusoy


Sayfa : 1 [2]

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:21 PM
İnsanlık/ insancık

Koyunların koynunda ne saklanır
Bir bahar mevsimi seyrettin mi
İçinde peydahlanan sızıları
utanan ağrıları
gördün mü?

Koyunda bahar vakti ne koklanır
İnsanlık aleminde hiç merak ettin mi
Tüylerinde kar emziren
Mor nişanlı kuzuları
Sardın mı?

Koynunda koyunların kaç mevsim aklanır
Sürmesinde kırk sevdanın/ arı var
Esarette geçen mevsimlere acıyan
Her gönülün baharı var
Saçlarını eşik ağzına oturup
Ördün mü?

2
Acıları tebessüme yükleyip/ uzaklara gönderen
Mor belikli gün yanığı güzeller.
Sahilleri tanımazlar/ gam gölünde yüzerler.
Sıktığı dişlerin beynindeki ağrısı
Gam zamanı nemli gözler kan dolar
Bayram günü canda neşe ezerler
Elleri el görmeden gözleri göz/ gezerler
Ellerin koynunda cam önünde durdun mu?

3
salonların ışığıyla yüzünde nur görenler
garibanın acısıyla erişenler/ erenler
yüreğine düştü mü bir gönülün çağrısı
eteğinden öksüz tutan bir ana
gözlerinde gönül yükü yar tutar
bir selama hasret kalıp/ boyun burdun mu?

Tenhalaşın kalabalıklar
Görünmeyen gönüllerde ne saklar.
İfritlerin yol kestiği meydanlarda ölüm var
Sizdeki kirleri/ hangi deniz paklar.
Esaretin başladığı yerde durup bekleşenler
Hürriyetin azameti nerede?
Hani aradığım dünyadaki huzur/ insanlık
İnsanlık... insanlık... gel kendine bir anlık
Sarmış seni göstermiyor/ çağdaş karanlık...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:21 PM
İstanbul'a Sitem

seni az duydum/ kitaplarda okudum
haritadaki deniz gölden küçük gibiydi.
hayalimdeki tezgahla ilmek ilmek dokudum

en başta Fatih, Ulubatlı ve sahi gemiler neydi?
nasıl bir şeydi
nasıl çizilmeliydi
yeri hala boş durur
çizemedim İstanbul…

Yeniçerilerden bahseden kitaplarda
Duygu döven mehterin
İçimde kanamalar başlarken ard arda
Durup düşündüm bir an.
Hayaletlerde aradım koca Bektaşi
Ne zaman diz dövmüş
Ardındaki kaç kişi.

Sana indiğim yer Topkapı garajıydı
Gerili göğsümün heyecanı yüzümde
Sızılı akşamların sabahına uyandım
Bir mehter musikisi oynaşırken sözümde
Fatih ile birlikte varıp sura dayandım
Dinledim halleşirken o kupkuru taşları
Yiğitlerin hasretini o anlattı ben yandım

Kerametin eseri Eyub’a indi yolum
Makamında yakınan ak sakallı dervişti
Ruhunu ruhuyla eş tutan Anadolu’m
Şuurumun özünde kanayan yara deşti

Mutluluğun yüzünü yüzü ile kapatmış
Mescidin yanında meyhane, bu ne işti
Hala üstünde uyur kahramanlar
Bilmem sende ne değişti

Ayasofya matemini çocuk yaşımdan beri
Dedem ile babam ile yaşadım.
Betonların yağmasına kurban olan ormanlar.
En iğrenç mekanlara şuurumu döşedim
Dizlerimi yordum her köşende gezerek
Zihinler zapt edilmiş, sokaklarda boş adım.

Her medrese içinde fuhşun o iğrenç yüzü
Her çağdaş zihniyet tepeliyor öksüzü.
Merkatında ağlaşır bunca yiğit kahraman
Dışından saklanır insanların iç yüzü
Yerli yersiz kadınların ezildiği yermişin
Ruhunu katletmeye acımadın dervişin
Şimdi sana sorarım, insanların kaç yüzü.

Altın boynuzun tepesi zillete açık alan
Yapayalnız yürüdüğüm yolların yolsuz dolu
Çiçeklerin sahtedir, mevsimlere uymuyor
Kapatmış huzura huzursuzluk her yolu…
Ben gideyim üzerine sığmadım
Bekler erdemiyle şu bahtsız Anadolu

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:21 PM
İsyan!

İsyan!

toprak seninse
hayat benim değil mi?

ecdadım ecdadına
evladım evladına
ve de ben sana
köle oldum/ yetmedi...

bahar size geldi
siz gül sevdiniz bağda.
biz öküzle koşulduk
eşekle yanyana sürdük tarlayı.

ona bir avuç yem, bana bir lokma ekmek
ona acı acı anırmak, bana da boyun bükmek

yavrumu yitirdim bir akşam
ilacını gözlerimden indirdim
babam kefensiz gitti
oğlum okul bilmedi
geleni kovdun, koymadın köye
ışığı uzaklarda gördük
masamıza düşmedi
göremedik kağıttaki yazıyı.

terimi döktüm
canımı ektim
çileni çektim
ben tükendim/ azap bitmedi.

televizyonu sen yasak ettin
öğretmeni sen taciz ettin
okulumu sen yıktın
devletime hasım ettin
beni kapattın el kadar köye
kasabalar bile gezinti yerim olmadı.

şimdi kurduğun çetelerle beni mi savunuyorsun
öyle ise ver hakkımı
ecdadım ecdadına/ ben sana köle idim
azad et, ver hakkımı yavrum kölen olmasın.

ey irinden şerbet sunan serefsiz eller.
kapınızda bekleyenler
ben değilim, onlar başımdaki balyozdur.
beni ezen o.
benim için onlar irinli, kanlı yara.
bayrağım ayyıldızdır
aşiretim kürt
milletim Türk ve başkentim Ankara...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:21 PM
Kalbime dikkatle bak

Kalbime dikkatle bak senden kalan yara var
Gözlerin azap verir düşmeyince gönlüme
Sensizliğe baş eğer can bezdiren yaralar
Beni muhtaç eyledi gücenmeden ölüme

Beni muhtaç eyledi gözlerine gözlerim
Sensizliğe baş eğer isyana giden gönlüm
Gözlerin azap verir acı kokar sözlerim
Kalbime dikkatli bak sen diyor neden gönlüm.

Senden kalan yaralar hasretinle azıyor
Düşmeyince gönlüme vuslat mevsimi cemre
Can bezdiren yaralar gönlüme kan sızıyor
Gücenmeden ölüme rest çektirdin bir ömre

Rest çektirdin bir ömre sensizliğin derdiyle
Gönlüme kan sızıyor ağrıların içinden
Vuslat mevsimi cemre düştü mü cana söyle
Hasretinle azıyor haber gelmezse senden

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:21 PM
Kalır mı?

Kalır mı?

Dudak büküp hor gördüğün sevgiler,
Yandığında benden eser kalır mı?
Başka gönüllerde gezip dolaşıp,
Döndüğünde candan eser kalır mı?

Acı gönlümdeki kaderin adı,
Baş koyduğum derdin, sevdanın tadı,
El gönlünde sanıp, gerçek muradı,
Konduğunda dünden eser kalır mı?

Hayat uzun bir yol, ölüm bir kere,
Arzularım yergin gider mahşere,
Benden uzaklarda, uçup bir yere,
İndiğinde senden eser kalır mı?

Hayallerim birden yakıldı yandı,
Umudum gurbetin tasında dondu,
Bir hata ederse eğer kul kendi,
Yardığında kandan eser kalır mı?

Ulusoy yaşına kan kata kata,
Elveda der ise bir gün hayata,
Boylu boyunca bir tahtadan ata,
Bindiğinde ondan eser kalır mı?

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:22 PM
Kara Narin

Kara Narin

Kara Narin, yutkunurken, suçlanır
Dünyayı tersine çevirmiş gibi.
Bir parça ekmek ister felekten,
Kaldığı yer bir yıkık duvar dibi.

Ötüşür horozlar, şafak vaktinde,
Bir küçük kap koymuş küllü ocağa.
Titreyen bedeni güneşi bekler,
Gözleri dikilir, karşı ki dağa.

Sırtına aldığı şilte kimdendir,
Hangi hayırsever bir rüya görmüş.
Hangi dilek kapısını açmaya,
O şilteyi o garibe kim vermiş.

Kara Narin karanlıkta sır olur,
Işık tutsan tütsü yaksan görünmez.
Morlaşan gözleri dalgın seyreder,
Yüreği yükseğe bakar, yerinmez.

Yıllar önce bildim, gördüm, yalnızdı,
Emmi gelini bakar, gözetirdi.
Öksüzlüğü keyif olurdu bazen,
Yüreğime ilk yangını getirdi.


Suskun bakışları isyan renginde,
Bayrak bayrak yürür durur yıllarca.
Kızıla yönelir yüzünün rengi.
Ağrısına kilit vurur yıllarca.

Bir tas kuru ayran verirse biri,
Üç gün süpürge döndürür kapıda.
Hayali umudu kendinden iri,
Bir kuru ekmek hayalinin topu da.

Kara Narin bir gün hasta düşünce,
Hastaneye götürürler, ve ölür.
Bir “nefes parası” yoktur verecek,
Kefaretle kurtulur, sonra gömülür.

Ağıtını bir yabancı yakarken,
Duasına ehli iman katılır.
Bir ateş topu tuttuğu dünya,
O bıraktı hangi elde tutulur.

Ben yazdım hikayesini sen oku,
Koy kendini, düşün, benim yerime.
Kim çiğnedi çiğnenen bu hukuku,
Hangi ağrı düşer daha derine.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:22 PM
Kararmış Çekirdek

Kararmış Çekirdek

Çıldıran duyguların dudağına gem vurdum
Dağ kovuklarında suskun bekleyeceğim
İçimdeki kavgaların sen idin barış elçisi
Sen gittikten sonra kime ne diyeceğim
Senden sonra içimdeki şavaşları seyredip durdum...

Esarete meyli olan bir gönüle ne deyim
Aşk tasması boynunda/ taşımakla övünür
Gönül yâre, ben gönüle köleyim
Zamanı zamanla yaktım/ söndürdüm
Ateşten mekanları/ soğuk küle döndürdüm
Kırk yıldır zeval görmez sevdaları öldürdüm


Ben hep susacağım, sözlerime tevbe düştü
İçimde saltanat sürer kırk ülkenin perisi
Aynaların ortasında desenleşen acılar
Kırk parçaya bölünen sevdaları saklıyor
Köpüren hayallerin sahilinde sen varsın
Benim sana sevdamı ben nereden bileyim
Öyle sessiz geldin ki haberim de olmadı...

Avuçlarımda ölüm renkli çiçekler
İkinci ömrün iksiri yudumlanmayı bekler
Toprağa düşmek üzere/ bu kararmış çekirdek
Önce çürüyecek/ dirilecek
Yaşayacak sonsuza dek.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:22 PM
Kardelen Mevsiminde

Hayata başladığım bilmediğim o zaman
Ağlayışım yanışım başladı bitmez artık
Sızılı sevdalara gömülürken yüreğim
Anladım dosta doğru gitme vakti bu zaman
Sevgilim seninle ben neyi nerde bıraktık
Şimdi gönlüne gölge düşüren gönül de kim

Kimin vurgunu gönül kimin aşığı şimdi
Bana yönelmesine inanmam artık çok zor
Yokuşların yorgunu düz yolda korkar gezer
Bu yiğit yüreğimi pespaye aşklar yendi
Şu fani köhne alem neyse derdi bitmiyor
Neden gönül bilmem ki sevdadan yılmış bezer.

Dilime aldığım gam dolu türküler vardı
Çelimsiz bedenime dağları vurmuştum sanki
Kardelen mevsiminde açan güle ağlarken
Benim ile beraber bir gönül de ağlardı
Sana o zaman daha çok bağlıydım inan ki
Önümde umut dolu yaşanacak an varken

*******in ağrısı her hücremi sarıyor
Sabahın hükmü başka günlere güneş inmez
Sanki sensizlik benim günüme gölge eder
Kararttığın zamanlar idrakimi vuruyor
Ağırlaşan acılar azalma nedir bilmez
Tebessümlerde saklı atıp gittiğin keder

Belki güneş hicranın derdine düşüp yanar
Selamsız seherlerin ayazında beklerim
Altüst olan hayallerin enkazında yanarım
Benim ile birlikte nice gamlı gün yanar
Uykusuz *******de seherleri koklarım
İnerim Gülşenlere yar kokusun ararım

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:22 PM
Kaybolan Cevhere Bak

İçimde büyüyen bu beşeri sevdaları
Bir yana bırakarak sana geldi bu mücrim.
Tutulu yollarımın her adımı bin günah
Fikrimde büyüttüğüm aşkın tükendi arı
Uzak kalan her gece bağrında tutar bin ah.

Üstü kapalı hisler ilhamınla açıldı
Beni bir gece alıp sana götüren de kim
Sığırları kanyonda kaybolmuş bir çobanım
Yol başında kuzular sürüsünden seçildi
Şimdi gönülsüz gönül oldu benim mekanım.

Kısırlaşan topraklar muhabbete tarladır
Azgınlaşan yaramı saran en cahil hekim
En münzevi meskende zamana isyan ettim
İçimdeki cevheri senin nurun parladır
Aşksız kalan gönülde yandım eriyip bittim

Kirli çağın özünde kaybolan cevhere bak
Çürümüş tohumlarla ifsat olurken ekim
Kollarını zalime feda eder kahraman
Putlara perestleri inanmış diyorlar hak(!)
Kaybolan değerleri saçıp savurdu zaman

Değmediğim saçları yele verdi sevgili
İnandım ki şeytanlar girmiş gönlüne hâkim
Yenilmiş başaklarda bereketi yitirdim
Çekti en sarp yollara beni yordu sevgili
Tüm âlemden arınmış bir gönülü getirdim.
O mübarek aşkında tüm aşkları bitirdim…

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:22 PM
Kenan'sız Yusuf'lar

Kuyudaki kovayı bekliyor melaike
Mukadderat çizgisi ne değişir ne şaşar
İhanete şehadet dalaletten ötede
Çöl geçen kervanların izleri dağlar aşar.

Ferahlarken yürekler bir mukaddes gölgede
Bulutlar günü saklar sıcak yok bu bölgede.

Dudaklar öpülemez yanaklara teşnedir
Nefisler can havliyle son halinden habersiz.
Yol çatında bir merkez yer gök ayakta bekler.
Bir ilahi emir ki… “biz esirgeyeceğiz”

Korkuları kuyuda bir damar emdi gitti
Kenan’daki sevdalar kaç gönülü eritti.

Söylenmemiş sözlerden süzülen manalarla
Susayarak yürürken kırbasıyla bir adam
Saklanan çığlıkları asırlar saklıyordu
Bir nur çıktı kovadan güneşe doydu akşam

Hayata vuran yürek kaç sevdayı bağladı
Kaç gönülü tek sevda ateşiyle dağladı…

Acelesiz yürüyüş yolları örselerken
Çağlar ötesi hayran çağlar evveli bitik
Yokuşa tırmanan yol zindana düşer bir gün
Züleyha gönüllüler aşk denizinde yitik.

Bühtana gerek yoktur sabır denen nimet var
Sabırla karanlıktan doğar ışık sabahlar

Hayata ağ atmaktır umut denen o varlık
Yakub’un beldesinden Mısır’a sultan gider.
Susayan kaç gönülün kovasında umut var
Kaç gönülde kendini umuda heba eder.

Kenansız Yusufları belki bir Mısır bekler
Ne Yusuf'lar Mısır'a dizin dizin emekler.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:22 PM
Kesilir Teselliler

Utandı mazideki Nemrut’lar Firavunlar
Torunların zulmünden onlar bile utandı
Gökten yağan ateşten İbrahim’e imtihan
Gül eylerdi gül Mevla sevdalar tek olsaydı
Yanar mıydı ateşe sevdasıyla düşen can

Önce gönlümüz gitti Nemrutların ardından
Kanımızı kansızlar hınzırlara yal etti
Soydular ruhumuzdan bize ait ne varsa
En mübarek aşkımı murdarlara yol etti
Elbette mukadderdir yaşamışsan imtihan

Görmedim gönülsüzün akılsızın gününü
Ahmakların âlemi kurnazlara cennettir
En bahtsız zamanımda ziller keser önümü
Akıl gönül sahibi sana düşen cinnettir
Zamana sen seçildin adanan kutlu kurban

Yamyamların dişinde istikbalin kan izi
Bu günkü beyinsizler yarın lanetlenecek
İhanet ödüllendirir birkaç ahmak densizi
Her hainin başına ateşten top inecek
Kesilir teselliler azaba düşer vicdan

İnandığım değerler değişmedi değişmez
Çünkü benim varlığım özümde hayat bulur
Kutlu yolun yolcusu sarsılır ama düşmez
İçindeki imanı ilahi bir güç olur
İnandığı oranda insan olur her insan

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:22 PM
Kırıkkale Türküsü

Kırıkkale Türküsü

Anadolu'm güzellikle dolu ya,
Kırıkkale'mizin her yanı güzel.
Sanayide dev yapılar oluşmuş,
Dinek'te Bağrek'de ormanı güzel.

Türküleri yiğitlerin dilinde,
Kızılırmak akar kendi halinde,
güzel vatanımın taze ilinde,
Gel gör, Cumhuriyet Meydanı güzel.

Taze fidan kök salarak gürleşmiş,
Koca vatan gayret ile birleşmiş,
Sökün edip bu beldeye yerleşmiş,
Hüseyin Kahya'nın akranı güzel..

Sanayide merkez olmuş, nam salmış,
İnsanları mertliğiyle ün salmış,
Ruhuyla, dünyaya numune olmuş,
Mevla'ya sadıktır, imanı güzel.

Köylerinde yağız yiğit yetişir,
Vatan sevdasıyla yanar, tutuşur,
Koyunları kuzularla katışır,
Yaylada yayılan hayvanı güzel.

Harman yeri güz gelince şenlenir,
Başaklar sergide bekler, günlenir,
Yiğitleri yoruldukça dinlenir,
Takati, emeği, dermanı güzel.

Rüzgarla serinler, güneşle yanar,
Gurbete saldığı yarini anar,
Kapı gıcırdasa geliyor, sanar,
Başı poşu bağlı ceylanı güzel.

Bahardır, yiğidin delilik tavı,
Çıkarak dağlara avlarlar avı,
Böğrü baş soğanlı bulgur pilavı,
Sırmalı sahanda ayranı güzel.

Gurbetten sılaya o gün gelinir,
Bayramlar Mevla'nın lütfu bilinir,
Gönülde kin, garaz kalmaz silinir.
Ruhlara şevk veren bayramı güzel.

Anadolu mayası var, özünde,
Ulusoy överken, aciz sözünde,
Terden desen olur, nurlu yüzünde,
Azimli, gayretli insanı güzel…

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:22 PM
Kırıldı gönül gülü

Hasretin yüreğinde ilmek ilmek dokunan,
Güzelliğin güzelleşen en bilinmez çağında,
Bir acı yel kesilip, değip cana dokunan,
Gül koymayıp kurutan, vurup sevda bağında...

Çaresizdir mevsimler, ne bahar ne yaz gelir.
Gam gönüllü bakarken, sade kuru naz gelir.

Umutlar dalga dalga, virane saraylarda,
Çare yüklü gelenler, çare arar kendine
Bıraktı sevda beni, bu ıssız sokaklarda,
Çileden bezgin gönül, sebep sorar kendine.

Sevdamı açıklasam, belki acı söz gelir.
Sitem ile nemlenen, bir çift güzel göz gelir.

Zamanın minderine bağdaş kurup oturdum,
En dertli, en sitemli sözlerin şairiyim,
Bildiğimi bilmeyen, sevdiğimden habersiz,
Belki beni görmeyen gözlerin şairiyim.

Kırıldı gönül gülü, sam ile ayaz gelir,
Kırılan gönüllerden, sabırla niyaz gelir.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:23 PM
Kimden Yana Tavırın

Kimden Yana Tavırın

Bu topraklarda yanan, taş toprak değil gurban
Gövermeden kuruyan, güllerimi gör düşün
Yaşlanan yiğit düşkün, ter dökemez teninden
Nem bilmez toprakların, acısını sor düşün...

Ağlatan gülüşlerin, gülerken ağlaması
Kuşların yıkılan her ocakta öz dağlaması
Aşığın harabede kırılan bağlaması
Türkülerin sedası, neden ahû zâr düşün.

Mil çekilen gözlere, eğri yapı evleri
Kim gösterir kim görür, başı saran devleri
Mabedi meyhaneler, menfaat secde yeri
Hak’kı ihlal eden, şerre zihin yor düşün.

Satılan her karışın, sızlattığı vicdan yok
Tarihi idrak eden, fikir, iz’an, irfan yok
Bu toprağın sahibi, asaletli insan yok,
Kimden yana tavırın, kararını ver, düşün...

Neden necis kokuyor, uzatılan gül ise
Un çuvalında durmaz, toz, topraksa, kül ise
Senin için kölelik, bir mukaddes yol ise
Kurt yaşamış birine, köpekleşmek zor, düşün...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:23 PM
Kolay Değil

Kolay değil

Kapıda kırk kazıklı it, tutması kolay değil,
Şifa diye ağu verdin, yutması kolay değil.

Altımda ateşten döşek, cânım canlardan tatlı,
Bırak rahat uyumayı, yatması kolay değil.

Ölüm bir mübarek arzu, vuslatıma bahane,
Acelem var, menzilime yetmesi kolay değil.

Izdıraplar tad verirken, çileden zevk alırım,
Her emrine şükür olsun, bitmesi kolay değil.

Herkes bilir, farkındadır, bu dünyanın sonu boş,
Ama dünya telaşını atması kolay değil.

Hayat şarabını sundu, dünya denen hor varlık,
Tadı zehirden zehirli, tadması kolay değil.

Bırak, gönül kuşu gitsin, zevk almaz viraneden,
Keyfince şevke gelerek, ötmesi kolay değil.

Mevsim güze yaklaşıyor, tadı kaçtı hayatın,
Tükenen ömrüme ömür, katması mümkün değil.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:23 PM
Kuğulu Park’a Güz Değmiş

Kuğulu Park’a Güz Değmiş

söğüdün yaprağında sarmaş dolaş
sevdalı tırtıllarda
sen kokan
eskimiş duyguları okuyorum
eskitemediğim
senin için ölmüş olan duygular

sarardığı zamanlar
altın döşek olur altına söğütlerin

az ötede kuğu gölü
okyanustan daha derin
bir çarpık hayalle karşımdasın
avucumda gözlerin

kuğuların gezindiği
yeşil gölden de derin.

yeşili gözlerine sürme
bakışlara halel gelir
taş üstünde
hayalini seyretmek
sulara gölgesini indirir çırıl çıplak söğütler

gönül gözüm dalıp gider
yakar birkaç damla yaş.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:23 PM
Kuzu Dönmedi

Derdinden del oldum, nerede kuzu,
İçimde büyüyor bir çetin sızı,
Kendi koç yapılı, elâydı gözü
Kuzular içinde kuzum dönmedi
Kavurur özümü, sızım dinmedi.

Bu halimi bilir iken kendi de,
Ana, baba telâşından yandı da,
Küçükleri birer birer döndü de,
Kuzular içinde kuzum dönmedi,
Kavurur özümü sızım dinmedi.

Ben gönülü hangi dağa salayım,
Nasıl edip nerelerde bulayım,
Bilen varsa, desin, kurban olayım,
Kuzular içinde kuzum dönmedi,
Kavurur özümü sızım dinmedi.

Her gece varıp yoklarım,
Neyi varsa alır alır koklarım,
Belki gelir, diye yolun beklerim
Kuzular içinde kuzum dönmedi,
Kavurur özümü sızım dinmedi.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:23 PM
Maalesef

Gecenin ruhuma değdiği yerde
Hayalini bile göremiyorum.
Yiğitliği koydum uzak bir yere
Korkuyor yüreğim varamıyorum

Kâr etmez kuvvetin bitince çare
Alır gider hasret gittiği yere
Eriyip biterken göz göre göre
Bu sevdaya karşı duramıyorum.

Ölmüş bülbüllere mekândır bağlar
Güllere zillettir yaşayan sağlar
Bırak bahçıvanı bahçeler ağlar
Gülüme gülistan aramıyorum

Gönül yık dağları gücün var ise
Yıkarsın yüreğin sadık yar ise
Yârda kulak vermez gayri bu sese
Belli ki bir işe yaramıyorum...

Bu korkunç sevdayı koydum içime
Dünya girdi her gün başka biçime
O yar kırgın desem gülüm suçum ne
Cesaret edip de soramıyorum...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:23 PM
Mahcubum Hüseyin

Mahcubum Hüseyin

Divanda bir güvercin var, edebinden dört büklüm
Köle duruşumla; donmuş, gam gönüllü halimle.
Aşkın yangınında yandım, narı tuttum elimle
Utancım rezilliğimi örtmez, saklamaz artık
Bu sancının bedeli var, ödenir mi ölümle.

Hüseyin.... kum tavası çöl, ağrıların içinde
Adım okunmuyor kutlu çağrıların içinde...

Ben yoktum Kerbela’da, senin geldiğin zaman
Ümmügülsüm’ün hutbesi değmedi kulaklarıma.
Çatlamadı susuzluktan ne dudağım, ne kalbim.
Dokunmadım gül emsali, pembe yanaklarına
Ey peygamberin torunu, düşseydim ayaklarına

Ayağının dokunduğu kumlara imrenirim
Hüseyin, senin için ben canı başı veririm

Yağmalanan çadırların içindeki bir can var
O can ağrı çeker Zeynep başında yanıp ağlar.
İnce bir tül germiş iffet gülü duvaklarına
Mücahitler kılıç sallar, alay eder ölümle
Peygamberin sevdalısı, yüreklerde heyecan

Kanlar akan bedenini bir kelb gibi yalayım
Al beni huzuruna can, sana kurban olayım.

Arından yakmazken güneş, sana değen kılıçtan
Onu tutan elden yarın Allah hesap soracak.
Sana sahip olmayanlar, Hak’ka nasıl varacak?
Mizan’da, mahşerde nasıl, çıkacaklar huzura
Sen şehitlerin serveri, beni böyle kabul et.

Mahşer günü huzurunda, bana acı Hüseyin
Mü’minin şefaatçısı, başlar tacı Hüseyin...

Bu gün merkadını saran Yezid değil Hüseyin.
Ebabiller kızgın çölde gezen haini görsün.
En mukaddes makamlarda gezer şeytan askeri
Baban Ali kalksın artık, zalimden hesap sorsun.
Fatıma anam yenin yırtsın, gelip yaranı sarsın.

Benden bir şey bekleme sen, beni dünya bitirdi,
Zulüm geldi yüreğime, bağdaş kurdu oturdu....

Bir aşura sabahında güneş gamlı doğarken
Senin derdin ile yanan yüreğime gelip bak.
Sinemde dertler heder oldu Hüseyin yanarak.
Bekliyorum ufuklarda dönüp de gelmiyorsun.
Gelip küfrün güruhuna, sen engel olmuyorsun.

Bize cihat farz olmuştur, doğru ama biz bittik
Üç günlük dünya da, seni bile biz terk ettik.

Bu cürümkar halimize bakıp kahretme aman.
İnandık müslüman olduk, doğruda yoktur güman.
Ehli beytin sevdalısı, bu cürümkar kulları
Bırakma Hüseyin atıp gitme yabana aman.
Sen tutarsan kurtarırsın, onlar Hak’kın kulları.

Kanlar akan bedenini bir kelb gibi yalayım.
Bize hor bakma Hüseyin, sana kurban olayım...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:24 PM
Mahzendeki Duygular

Mahzendeki Duygular

Başım ağrıyor güzelim,
Hücremin duvarlarında köhne
siluetimden.
Çırpınan duyguların ortasında,
çırpınıp duran
bir ışık huzmesi ile,
halleşmek geldi içimden.
Sigaram söndü elimde,
yüreğimle yaktığım.
Figanımla örttüm hasretimi,
çilelerle uyandım.
Bir zemheri ayazında yandı
sızılı sevdalarım.
Kaybolup gitti kahpelikler korosunda,
türkülerim.
Bir senin sesin yankılanır
hücremin duvarında.
Kaybolur
uzaklarda hissettiğim,
derin düşüncelerimde.

Şimdi arsızlaşan umutlarda /desen desen
biçim alan sensin.
Sana düşkünlüğümü bilmesen de.
Gözyaşlarım desen gülde,
hayalimdeki yüzün, gül desende...
Bu bir tesellidir güzelim,
bir tek tebessüm edip, gülmesen de...

Kahredişini yaşadım; kaybedişin.
Hayallerimi terk eden ümitlerimle,
yıkarken ruhumu kendi elimle.
Bir küçük kıvılcım kaldı belki,
tükenişin bitiminde.
Tükenişten varlığa yönelmenin
sırrı sende.
Çünkü hiç gülmedi yüreğim,
ben gelende sen gidende.

İşte hayat mahzeninde
sancılı türkülerim.
Hepsi küflenen bir sevda,
eriyen bir ömür için.
Göğe açılmayan kapıların,
kırık kilitlerini kim tutsun,
kim açsın umut alemine yolumu.
Sevda sahralarına inip,
mecnunu dinledim.
Bir Leyla kesildi insanlık,
ayrı kalınca inledim.
Boran olan bir dağ gördüm,
Ferhat durur başında.
Şirin’ e ulaşmak için,
isyan eder külüngü.

Var mı gönlümün
umut diyarına gidebilen bir yolu.
Var, desen de nafile,
gelmem mümkün değil ki,
Kaderim bağlamışken, ayağı kolu.

At beni göğsünde tutma,
Derdine küskün oldum, heey Anadolu...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:24 PM
Mavi Gözlerin

Mavi Gözlerin

Alabora olmuş denizlerdeki,
Çırpınan ufuktur, mavi gözlerin.
Hayali gönlümde yerin bulurken,
Kendisi uzaktır, mavi gözlerin.

Gönül hasretinden yılmış, yorulmuş,
Gam ile bulanıp, dertle durulmuş,
Ak benize gayet sinsi kurulmuş,
Bir derin tuzaktır, mavi gözlerin.

En deli duygular doyup giderken,
Gönül ardı sıra uyup giderken,
Gün gibi ufuktan kayıp giderken,
Gönlüme kızaktır, mavi gözlerin.

Vuslatın koynunda hicran yatıyor,
Hasretin derdime acı katıyor,
Gönlümde bir soğuk şafak atıyor,
Seherde sazaktır, mavi gözlerin.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:24 PM
Meğer

Meğer
Kötülük edene gücenmem artık,
İnsan doğduğunda, çiğ süt emiyor,
Bazen en sevdiği varlığı bile,
Ruhunda katledip, kendi gömüyor,

Eşrefi mahluktur, esas yapısı,
O kutlu yapıyı bozmuş hepisi,
Bir gün açılacak dostun kapısı,
Adam gibi yaşayalım, demiyor.

Tafrasına baksan, tek hakim kendi,
Bedenden akıp, toprakta tükendi,
Ne hakkı tanıdı ne nefsi yendi,
Sanki ölümsüz bir hayat umuyor.

Bir serin haberle derdi dindirir,
Bazen dert üstüne derdi bindirir,
Kulu çıkardığı yerden indirir,
Belli ki kulunun sabrın deniyor.

Ulusoy bu sırrı çözemez ahmak,
İnsana insanca, ibretle bakmak,
İnsan olan insan sonunda mutlak
Geldiği mekana geri dönüyor

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:24 PM
Merde Meydan Daraldı

Keseri körelmiş bir dülger gibiyim şimdi
Keserim ağaç oldu kestiğim dal demirdir
Uykusunu almamış korkak çocuk gibiyim
Sahi elime ekmek veren o şahıs kimdi
Hâlbuki bana göre açlıkla tokluk birdir

Güneşin öldürdüğü geceye yanıyorum
Gamlarımı döktüğüm mehtabımı götürdü
Yorulduğum zamanlar başımı ezen demir
Beynimdeki benliği vura vura bitirdi
Bana başka yerdendir benim tuttuğum emir

Kavgam, ah kavgam vardı derinlerinde devrin
Kokuşmuş anlayışın zehrini ben dökmüştüm
Utanacak bir işe bulaşma derdi babam
O babacan nasihat dünyalığı bitirdi
Anladım dünya için dünyada boştur çabam

İçimdeki âlemde kıyamet gibi deprem
Genizleri yakarken insan yangını ateş
Canımı gerdikleri çarmıhlarda gördüğüm
Bir acı isyan şimdi bir garip kul duruşu
Zaman denen taşlarla hayat denen ördüğüm

Merde meydan daraldı namerdin bahtı açık
Kan içinde büyüyen gül bülbülü korkutur
At pusat bırakmadı namerde verdi kader
Kös değmedik meydanlar inkâr eder dünümü
Mazimle benim arama kırk perde gerdi kader

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:24 PM
Merhamet Yok

Merhamet Yok

Açtığın yaranın farkında mısın?
Aşk yolunun
her yanında diken var.
Bir nefes/ bir arzu/ bir ömür,
Gidişinden beri yanarak ağlar.
Ama onda merhamet yok.

Yanarım, gidenim dönmedi diye
Bu bekleyiş
bu inleyiş ne vakte kadar?
Bir fiskeyle / bulandı birden/ aşk gölü.
Kurşunlarla indi yüreğime acısı
Güz gülleri baharla örselenmiş
İliğime kadar iner ağrısı
Ama onda merhamet yok.

Hicran...hicran...hicran...
yıktı dünyamı.
Gündüzlerin her yerinde gam tüter.
Yanan göz kapaklarım uykusuz.
Bir resmin var durup durup baktığım
Anlamadım, bizden bize ne oldu,
Ne oldu da bu ayrılış, bu gidiş
Bıraktı kendini ayrılık denizine...
Yollarda gözüm/ ümidim var yine,
Ama onda merhamet yok...

Dibinde bir ağlayan yürek var
sevda kuyusunun.
Beklerim bir gün dönüş müjdesini.
Üstünkörü sevmemiştim
bir bedeli var bunun.
Görmediğim bir yüreğe vuruldum,
Esiri olmuşum, derin duygunun,
Ama onda merhamet yok...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:24 PM
Mısralar Sersem Düşer

Ne söylesem nafile, nasıl denir bu sözler
Şiirler kederlenir, mısralar sersem düşer

Karmakarışık dünyam uçtan uca sarsılır
Gözlerin yüreğime bir bakış görsem düşer

Sana doğru gelirken her yanım yara bere
Kan sızar bedenden eğlenip dursam düşer

Bir köPage Rankingüdür aşk yolu, ehl-i olanlar yürür
Şu cahil gönlüm ile bir baştan girsem düşer

Elenen toprakların bir böceğe duası
Sır yüklü kelimenin manasın sorsam düşer.

Çaresizlik bendeki beni yiyen aç mahlûk
Her açtığı yarayı merhemsiz sarsam düşer

Yıldızlardan dökülen kör köhne ışıklara
Gözlerimi saklayıp gönlümle vursam düşer

Bahar günü yar gelse toplasam kırk renginden
Bayram eden güllerden tacını örsem düşer

Denizden derin gözler çeker beni girdaba
Sahilinde dolaşıp yaklaşıp varsam düşer.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:24 PM
Muratsız kalan Gönlüm

tuz dökülen tatlılar aç bıraktı yenmiyor
yal başına toplanan mahluklar doyup gitti
bit kesildi hainler yakamızdan inmiyor
kargalaşan sakalar gözümü oyup gitti

besmeleli sabahlar ağrı çeker karadan
kan irin dolan dünya öç alıyor yaradan
başladı hazin gidiş yol göründü buradan
gönül mahzunlaşarak bir emre uyup gitti.

anne dediğim kadın bağrında dert besliyor
gönül yergin hayali yar yüzüyle süslüyor
ihanet odakları bir yerlerden sesliyor
nice yoldaşım yolu terkedip koyup gitti

yalnızlıkla vuruldum acımın sebebi bu
kalleşlikler kalleşle ruhuma kurdu pusu
bitirilen umutla bende bittim doğrusu
gidenler feryadımı ruhuyla duyup gitti.

yelkenlerin denizi yakmak oldu muradı
muratsız kalan gönlüm yar ilinden ıradı
yiğitlerin yılması namertlere yaradı
nice yiğit bildiklerim hedeften cayıp gitti.

bu sebepten gönlümün ağrı acı çektiği
düşmandan gizleyerek gönlüne yaş döktüğü
ülkü denen güzelin iğnesiyle diktiği
nur libası nursuzlar soyundu soyup gitti.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:25 PM
Mutluluğu Yıkan Acı

Bekliyorum beklemek kadar zor günü
Çınlayan kulaklarımda onun bu ses
Yürek sızlatan
Hissediyorum kelimelerin sessizce geldiğini

Kurt burunlu dağlardaki
Mehtabı sıkan heybetiyle gör
Yörende yarasalar sana bir şeyler getirir
Önündeki tümseğe bak
Adı filan/ doğumu şu/ Hüvel Baki.

Kağnısıyla sap çekerken düştüğü yer burasıdır garibin
Hummalısından bir ölümün titrettiği yıkılışla yürümüş
Dudaklarındaki hasret ne evlada ne anaya ne babaya
Susmaya yatkın dudaklar susuzluktan parçalanmış, çürümüş

Cenazesi yunmamıştı giderken teyemmüm yetmişti
Su dökseler yumak için
Kana kana içerdi.
Belki giderken tükenirdi harareti, su derdi.
O huzura, hayata, suya susuz gitmişti.

Söz nereden açıldı geçti gitti nereye
Her mehtabın önüme çıkardığı dik yokuş
Kalbimin her köşesi doğup giden ölüler
Bir köşesi sevdaların kırık dökük köPage Rankingüsü
Gelen geçmez geçen gelmez…

Bekliyorum beklemek kadar zor günü
Çınlayan kulaklarımda onun bu ses
Yürek sızlatan
Hissediyorum kelimelerin sessizce geldiğini

Bu memleket ihanete isyanında gecikti
İhanettir ihanete ihanettir, demesi
Çürümüş toprak kadar onurunu düşünmez
Topraktan sağır insan, vicdanı taştan katı
En kutlu ağaçların ***leşiyor meyvesi

Hararetine ben yanarım ırmak sahili toprakların
Belki haysiyetli bir el, bir gönül
Suyumu toprağa çevirir yarın
Kabrimde duyulur mest eder ruhumu suların sesi
Tükenir toprakların ihtirası hevesi…

Sessizce bekleyişim bana ihanet gelir
Tükenir insanlığım insanların içinde
Kahpelerin mezadında tellallar çağırılır
Toprağımın satışı ilan edilirken
Boş ver seyredeyim mehtabın değdiği dağları ben
Kaval çalan hainlerin ilhamına aldanıp
Sevda şiirlerimi yazayım ben

Farkındayım halimin içim dışım ihanet
İhanetin getirdiği mutlak acı, felaket
Dün değil miydi şer güçlerin akını
Bu günkü hayat için kaç milyonu verdik diyet…

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:25 PM
Münacaat

Şimdi yaralı gönüller
Senden merhem bekliyor.
Şimdi açıldı eller
Dizler emekliyor.
Buram buram sevda kokar
Yüreklerde adın var.
Ya ilahi emrin ile
“şifa bulur yaralar”

hep tutkunun idim...
yolunun yolcularına
hep imrenerek baktım
sana yanık gönüllere.
Bazen gelmek istedim
Ben de geleyim dedim
Nefis girdi araya
Ben nerdeyim, menzil nere.
Ümidime hazan vurdu
İçimde şeytanın kurdu
Şeytandan destek aldı
Nefsim azdı kudurdu.
Ya ilahi! Aklaşsın
Ruhumdaki karalar...

Resulün önümde kılavuz
Kararan ruhuma ışık.
Önümde gitsin ashab,
Yoksa yolum karışık,
Sana ermez ilahi...
Şeytana yoldaş nefsim
Fırsat vermez ilahi...
Sen göster de göreyim
Yolunu yolcularını
Göstermezsen gözüm
Dostun görmez ilahi...

Bu gün kadir oldu gece
Melekler saf saf inerken.
El açan kullarına acı,
Af etmeyi severken.
Çalmam başka kapıyı
Nasıl çalarım ilahi.
İsyan, tuğyan, günah
Yandım, yanarım ilahi...
Kırk yıldır yabandayım
Şimdi geldim kapına
Yolun sorarım ilahi...
Baktım, gördüm, her şey boş
Sende kararım ilahi...
Kovarsan da gitmem
Başka yerde merhameti
Nasıl ararım ilahi...
Ya sadık et yolunda
Sana sadık kul olayım
Ya da bitmez zarım ilahi....
Ben kendimden bizarım ilahi....

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:25 PM
Nafile

Nafile
_________________A.Coşkun'a
Ahmed’im gamlı gönül bu günde
Ağlıyor sızlıyor ama nafile.
Yıllar var ki gönül candan ayrıldı,
Gizlice özlüyor, ama nafile...

Arzum o ki maksudumu göreyim,
Hiç olmazsa yoluna can vereyim,
Hasretiyle yanıp duran yüreğim,
Derdini gizliyor, ama nafile.

Hatırımda onun tatlı halleri,
Avucuma hasret kaldı elleri,
El bağında solgun düşen gülleri,
Sitemle sözlüyor, ama nafile...

Gönül bu ya, yakın gördü ırağı,
Yar gönlüydü bu gönülün durağı,
Onun için çarpan gamlı yüreği,
Hasrette közlüyor, ama nafile...

Zor gelir bu sevda, yoğ ise vefa,
Her günüm gam, mihnet, tükenmez cefa,
Görürse gözlerim, yılda bir defa,
Sessizce izliyor, ama nafile...

Ahmed’im gamlı gönül bu günde
Ağlıyor sızlıyor ama nafile.
Yıllar var ki gönül candan ayrıldı,
Gizlice özlüyor, ama nafile...

Arzum o ki maksudumu göreyim,
Hiç olmazsa yoluna can vereyim,
Hasretiyle yanıp duran yüreğim,
Derdini gizliyor, ama nafile.

Hatırımda onun tatlı halleri,
Avucuma hasret kaldı elleri,
El bağında solgun düşen gülleri,
Sitemle sözlüyor, ama nafile...

Gönül bu ya, yakın gördü ırağı,
Yar gönlüydü bu gönülün durağı,
Onun için çarpan gamlı yüreği,
Hasrette közlüyor, ama nafile...

Zor gelir bu sevda, yoğ ise vefa,
Her günüm gam, mihnet, tükenmez cefa,
Görürse gözlerim, yılda bir defa,
Sessizce izliyor, ama nafile...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:25 PM
Nankörce Acı Verdin

ahh, seninle çok küçük yaşta tanıştım; erken
bir türlü sana karşı duracak gücüm yoktu
çok çektim çaresizlik içinde kıvranırken
seni söylerken daim gözlerimden gam aktı

ahh, göz kanallarımı yakan ateş mi neydin
yüreğimi sızlatan bir karalı haberdin
gitmedin bende kaldın saklı bir defineydin
gönlümde kıymet buldun/ nankörce acı verdin

ahh, ciğerimde kordun yanışımı gizlerken
mecnunların çöldeki hicranını yaşadım
seni çektim cananı canım yanıp özlerken
vuslat için yoruldum hayal yoldu düş adım

ahh, yüreğimin derin gizli saklı yerinde
bekledin yıllar yılı yana yakıla durdun
bazen dingin göl oldun suskun durdun yerinde
aklıma yar gelince sele döndün kudurdun

ahh, yıldım yoruldum bak biraz merhamet eyle
seni çektiğim anda ömrümden taşlar düşer
ne bittin ne de gittin bana kastın ne söyle
sana uzattığım gül kahrından yanar pişer

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:27 PM
Nasıl Ağlamayım?

Ağlamamayı bilemedim bir türlü.
İyi bak, kalb gözün varsa kalbime,
Bir yerinde bir tebessümlük,
Bir parça neşeye değer,
Bir daracık yer var mı?

Bana mihneti getirdi kuşlar,
Bir hamiyetli kul görmedim, bilmedim.
Gözlerimden eksilmedi yaşlar.
Ne zaman gülmek gelse aklıma,
Önce yaralarım sızlar,
Sonra hatıralar....

Anam okşardı saçlarımı, yüzümü,
Dikenleşen nasırları incitmezdi.
Başımı sokardım göğsüne sımsıcak...
Bir kedi hırıltısı ile geçerdim kendimden.
Ama o günlerden uzaklardayım ben.
Bana ağlama derken,
Gülmeyi unuttuğumu biliyorsun sen...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:27 PM
Nasıl Olur Bilir misin?

Nasıl Olur Bilir misin?

Nasıl olur bilir misin,
bir dağ kovuğunda
geçen ömür?
Hayatın kızağında
bir aşağı bir yukarı
bilinmeze kanat vurup
uçan ömür.
Zirvesinde uyudun mu hiç,
en azgın ayazına dayanarak,
gelmeyen sabahların.
Can değer uykuların ardından,
açık gözlerini kapatarak,
Dedin mi hiç?
“ne bitmez gece imiş, ne gelmez yarın? ”
Bana çorap ördü bir vakit,
zirvesinde otururken,
sevda dağının;
ak benizli bir güzel.
Dudaklarını koydu gönlüme,
bir hicran türküsünü
söylemek için.
Döşümü dövdü damlalar,
her biri bir kurşun gibi
saplandı sevdalı yüreğime,
ağrısızca.

..ve aşinası oldum sevda kurşunlarının.
Bana bir türkü verdi gönlünden,
ateş kadar soğuk, kar kadar sıcak.
Bir yürek tecellisi idi,
saplanan sevdalara...

Ağıtını duydum ışığında gecenin,
en dertli makamda ağrı çekti
duygular.
Her ince duygunun yüreğine,
inen bir ceylan ağlar.
Her ceylanın gözlerinde,
ağıt tutan bir ceylan var.
Belki onun için gamlı bakar
ceylanlar.
Söğüt gölgesinde bir narin beden,
ne hisseder,
bilmem koyu gölgeden.
Ki, ben sığınmış sevdanın gölgesine.
Ne aradığım belli,
ne bulduğum belli,
ne bilmediğim, ne bildiğim.
Ağlamanın vakti mi geldi ne?
Bir kasavet çöktü birden içime.
Böyle gamlı zamanlarda,
ne olur bilir misin?

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:27 PM
Ne Oldu Sana

Yaşayıp bir zaman geldiğin yere,
Döndün bir gecede ne oldu sana.
Karlı *******de kızgın güneşte
Yandın, bir gecede ne oldu sana.

Yavru keklik erken indi tuzağa,
Körpecikken bindi meçhul kızağa,
Uçup gittin bizlerden çok uzağa,
Kondun, bir gecede ne oldu sana.

Şimdi bana sesin gelir her yerden,
Gittin dönmen, dönülmesi zor yerden,
Ayıklanıp bu dünyada her kirden,
Yundun, bir gecede ne oldu sana…

Gezdiğin yerlerde hayalin bitti,
Dünyanın neşesi seninle gitti,
Dosttan gelen hicran denen şerbetti,
Kandın bir gecede ne oldu sana…

Bizlerden habersiz bu gidiş niye,
Düşünmedin bunlar ne yapar diye,
Ayrılık zehrini bana hediye
Sundun bir gecede ne oldu sana…

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:27 PM
Ne olur

Ne olur

Yar umuda gam dağından inecek
Gam diyarı efkarımla yanacak
Nasıl dayanacak nasıl dönecek
Kırmayın dişlimi çarkımı benim...

Gönül bu sevdadan usanmaz bıkmaz
Ateş bahri yakar seveni yakmaz,
Uğraşman boşuna yukarı akmaz
Bozmayın suyumu arkımı benim...

Bahar gelmek için kışa yaslanır
Dolular dolmaya boşa yaslanır
Gariban sırtıyla taşa yaslanır
Otuzdan az görmen kırkımı benim...

Düşmandan sakındım özü sakladım
Benliği bırakıp bizi sakladım
Nağmeyi sakladım sözü sakladım
Kulaklar duymadı şarkımı benim...

Ahlaksız ağızlar salya saçmasın
Kardeşimle aramızı açmasın
Namertler arkamdan vurup kaçmasın
Bilmesin sırrımı korkumu benim...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:28 PM
Ne söylesem nafile

Ne söylesem nafile, nasıl denir bu sözler
Şiirler kederlenir, mısralar sersem düşer

Karmakarışık dünyam uçtan uca sarsılır
Gözlerin yüreğime bir bakış görsem düşer

Sana doğru gelirken her yanım yara bere
Kan sızar bedenden eğlenip dursam düşer

Bir köPage Rankingüdür aşk yolu, ehl-i olanlar yürür
Şu cahil gönlüm ile bir baştan girsem düşer

Elenen toprakların bir böceğe duası
Sır yüklü kelimenin manasın sorsam düşer.

Çaresizlik bendeki beni yiyen aç mahlûk
Her açtığı yarayı merhemsiz sarsam düşer

Yıldızlardan dökülen kör köhne ışıklara
Gözlerimi saklayıp gönlümle vursam düşer

Bahar günü yar gelse toplasam kırk renginden
Bayram eden güllerden tacını örsem düşer

Denizden derin gözler çeker gönlü girdaba
Sahilinde dolaşıp yaklaşıp varsam düşer.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:28 PM
Neden Sonra

Önce yüreğine düşer bir sızı
Sonradan bakışır göz neden sonra
Bakışlarla yanar yıkılır âlem
Dökülür ağızdan söz neden sonra

Dağların göğsünde eridikçe kar
Ovada aşığı tutar gam efkâr
Çiçekle çiğdemle baş verir bahar
Sıcakla kavurur yaz neden sonra...

Yaz ile yaşlanan türlü çiçekler
Zeval vakti yakın, edeple bekler
Önce çekip gider hoş kelebekler
Mihricanla gelir güz neden sonra

Canan öz canından zorla ayrılır
Kimi mihnet çeker kimi kayrılır
Aşk bitince kabuk kavlar sıyrılır
Hayata sırt döner öz neden sonra

Bu dünyanın düzen denen usulü
Bazen örseletir bülbüle gülü
Aşkın efkârıyla deleyler teli
Yanık yanık çalar saz neden sonra

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:28 PM
Nefsime İkaz

Gölgelerde gezinirsen
Sana ait izin olmaz
İçindeki sende kalsın
Söyler isen gizin kalmaz

Dünya insan süzen elek
Eleniriz incelerek
Kula doğru olmak gerek
Yoksa Hak’ka yüzün kalmaz...

Sahtekarlık işim deme
Haram lokma aşım deme
Namerde kardaşım deme
Mert içinde hazın kalmaz

Dünya nedir, bileceksin
Dost yolunda yeleceksin
Nasıl olsa öleceksin
Neşe biter, hüzün kalmaz

Bazen dünya etmez akça
Ölümü anarsan sıkça
Sen dünyayı tanıdıkça
Hiçbir şeyde gözün kalmaz.

Bak dişlerin dökülüyor
Göz yatağa çekiliyor
Dik bedenin bükülüyor
Yar neylesin nazın kalmaz

Başında boran unutma
Ağrıyor yaran unutma
Gelecek sıran unutma
Ağrın acın sızın kalmaz

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:28 PM
Neyin Kalır Giderken

belliki bu ömür geldi gidiyor
bre gönül neyin kalır giderken
kimisi bir müddet yanar ardından
kimisi de mutlu olur giderken

hele düşün bunca zaman geçirdin
hayali sevdaya gönül uçurdun
nice fırsatları elden kaçırdın
sanma seven seni bulur giderken

hainlere korku saldın bir zaman
yiğitlere akran oldun bir zaman
kurt tavrınla dikçe yürü her zaman
sana düşman itler ulur giderken

dost gönüle gönül koyup yanarken
her nefeste dost adını anarken
adamlar içinde adam sanarken
senden felek hayıf alır giderken

bir halt olamadın geçtide yaşın
yoluna küfreder yol arkadaşın
kutsal dava için artar telaşın
belki bir dost senle gelir giderken

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:28 PM
O Adam

Allah Allah, bu ne biçim hoşgörü
Bu milleti keriz biliyor adam...
Olmadık hakaret ettikten sonra
Ne af ne de özür diliyor adam..

Herifin aklında bir batı aşkı
Gidip kilisede yapıyor meşki
Onların hayali Brüksel köşkü
Bu sevdadan çok zevk alıyor adam...

Elimizden almak için vatanı
indirdiler garbı topa tutanı
Getirdiler malı mülkü satanı
Sattıkça arsızca gülüyor adam...

Casuslar ülkeyi hep adım adım
Taradılar bundan çok şey anladım
Ben Gürcüyüm Kürttür benim avradım
Diye bizi resmen bölüyor adam...

Türk değilsen o makamda işin ne
Türk Meclisi o mekanda işin ne
Açık söyle hayalin ne düşün ne?
Milletin fikrini çeliyor adam...

Hortum kesen bıçak kör oldu birden
Nice travesti er oldu birden
Sanki gören gözler kör oldu birden
Kaz sayıp milleti yoluyor adam..

Devlet hainleri girdi zindana
Bu ağır geldi ki, mutlaka ona
Dışarda fink atar kaç sosuz dana
Açık açık destek oluyor adam...

Abd de mason, madalya taktı
Bush istese orda kul olacaktı
Her şey berbat oldu hep cılkı çıktı
Daha o makamda kalıyor adam

Başörtü şereftir diye geldiler
O işler yürek ister bildiler
Memleketi kutuplara böldüler
Tükürdüğü şeyi yalıyor adam...

Bu devran döndükçe utansın millet
Yoksa bela olur zulm ile zillet
Milli beraberlik, bir milli devlet
Korkudan çatlayıp ölüyor adam...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:28 PM
O Dağlar Bizim Dağlar

O Dağlar Bizim Dağlar
_________________Che Guaveraya şairine-

Bizim dağlarımız var dik ve haysiyetli
Kahpelere yer olmayan şerefli dağlar...

O dağlara basan düşman ayağı kırılır
O dağlar yiğitlerin hicranıyla ağlar....
O dağların doruğunu tutan bulut karadır...
O dağların başkenti değişmez; Ankara'dır...

O dağlarda mehmedimin karış karış kanı var
O dağların her taşı mübarek, her yeri aziz.
O dağların yüreğinde, kartalların özlemi
O dağların her yerini kanımızla sileriz
O dağlarda ihanete, fesatlara yer olmaz
O dağlarda gezen hain, yiğitlerle bir olmaz...

O dağlar heeey, milletimin ayyıldızı ışığı
O dağlar, Türkmen'in, Tatar'ın, Kürdün aşığı
O dağlar, millet olmuş ırklarımın beşiği
O dağlar, o dağlarda kurt bakışlı er yaşar
o dağlar esarete, o dağlar ihanete düşmandır
O dağlar mübarektir, basmış ise hain ayak, pişmandır...

O dağları ben bilirim, kardeşimle dolaştım
O dağların zirvesine bayrağımla ulaştım
O dağların şerefine gölge eden anlamaz
O dağların zirvesini seksen milyonla aştım...
O dağların tarihinde benim altın mührüm var
O dağları benim kadar tanımaz, sana anlatanlar...

O dağları sana ben niya anlatacağım Che Guevara
O dağları anlatacak kadar bana yakın değilsin
O dağları anlatacak benim olan kamramanlarım var
O dağları sana anlatanlar, o yiğidi nasıl bilsin
O dağları bizim eden sivil asker nice kahraman Türk var
O dağların nice askerleri, başında da Atatürk var...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:28 PM
Onmadım Dünya

Onmadım Dünya

Önümde dururken vuslat şerbeti
İçip de kanmadım, kanmadım dünya...
Sılaya değiştim gamlı gurbeti,
Gittim de dönmedim, dönmedim dünya...

Tanıdım uzakta gezen ceylanı
Beni gördüğünde tezen ceylanı,
Kesti felek vuslat için imkanı,
Bu yüzden onmadım, onmadım dünya...

Ak benizden ay ışığı vururken,
Can bağımda körpe güller kururken,
Mum kesilip hasretiyle erirken,
Yıllardır sönmedim, sönmedim dünya...

Boyandım hasretin, keskin zehrine,
Girip arınmadım, vuslat nehrine,
Sevda dağlarından, dostun şehrine,
Halsizdim inmedim, inmedim dünya...

Mahpus benim benim kendi yurdumda
Ben mahkumum, mahkum canı derdinde,
Sevda ateşine, körük vurdun da,
Aşk ile yanmadım, yanmadım dünya...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:28 PM
Öfkesi var zamanın

Öfkesi var zamanın, şiirlere akseden
Sevdalar sefilleşen gönüllerde yer tutmuş
İnsanlar arasında yalnız gördüm insanı
Tenhalaşan sokaklar insanlık caddesinde
Köşe başı ninniyle kaç öksüzü uyutmuş
Kaç öksüzü sarayda kaç Firavun büyütmüş

Öfkesi var zamanın, sıyra kılıç üstümde
Korkuları aşkımla köhne yürek bir tutmuş
Bir avuç ışık için kaç tepe çıplak yatar
İnsan denen yaratık menfaat tepesinde
Kaç tepenin rızkını, rızkı ile bir tutmuş
Kaç acı harmanında yele değip savruldum
Kaç keder ormanında acılarla kavruldum..

Öfkesi var zamanın, mekanlardan ötede
Dört cephemde kırk mevsim hiç birinde bahar yok
Kanaryalar kafeste vuslat demi sürüyor
Güllere acı haber; bülbül gamı unutmuş
Kargalarla birlikte gübreliğe tünüyor
Bir sevdanın kahrıyla kırk kapıdan kovuldum

Öfkesi var zamanın, imkanları tükenmiş
Çaresizler köyünde değneksiz gezen benim
Korkuları korkumla kırk yıllık yola savdım
Korkusuz gönüllere, sevda gülü ekerim
Kokusunu gül duysun bitsin gamı hicranı
Efkarım onun için yaktıkça yakar beni
Bir emirlik hükmüm var dert vurunca yıkar beni...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:28 PM
Öksüz Benliğime Ağıt

Sana geldiğim zamanlarım vardı
Çelik çomak oynadığım yerlerde
Kaybettiğim bir şeyleri arar/ bulamazdım...
Bitti sürgünüm huzur beldesinde
Kan kırmızı güllere ak benizli can gömdüm

Şımarık dalların ham meyveleri
Mihricanla açılan çiçeklerde ağrı var
Mevsim kış ortası
gelip gider/ yalancı bahar.

Şu bahçede/ ölmüş ağaçlardayım
Kuruyan otlarda yitik hatıralar
Şu çatlayan havuzdaki harareti yaşarım
Şu kuru çeşmedeyim
Sorma; o çeşme de kim.
Koskoca dünyada tek o çeşme var/ bildiğim.

Köstebekler dolaşmış bu bahçede
Çamurlaşan topraklarda tanınmadık izler
Karşı bağda silahlar ses verir
Ölen dilsizdir, ya öldüren/ dinsizler.
O bahçenin ortasında ölen/ kimse benim.
Sorma; o kimse de kim.
Boynunda asılı duran benim kimliğim...

Kapalı yüzler edebinden mi sanırsın
Ellerindeki silahları uzatanlar
O silahları oku da bak/ üzerinde ne yazar
Bir köy mescidinde secde mahalli
Kur’an sesine isyan eder silahlar.
Ve semayı titreten ahhhhlar.
Şeytanların semerli beygirleri kişner
O sesten deli olan ruh benim/ can benim
Sorma; o can da kim?
Oydu oy diyerek kahpelere/ verdiğim

Oyyy dedikçe oyyy dedirten kudurur
Bana vuran el benim, tekme benim
Bağrıma değer tekmelerim.
Öldüğüm zoruma gitmez benim gardaşım
Vadesi gelmişse borcun.
Kahpelere verilen fırsat/ imkan benim
Sorma; o imkan da kimin
O imkan soframdaki ekmek,
Ülkemdeki toprak
Kışlamdaki silah
Ve kendini bilmeyen satılmış/birkaç uşak.
Mektebin kapısında ölen kuzu/ benim
Sorma; o kuzu da kim.
O kuzu hayatta en çok sevdiğim
Ülkesinde esir, işgalcilerin zulmüyle
Ağlayanım, inleyenim.
Şerefsizce o zulme suskun kalan benim...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:29 PM
Öldürdüm Yüreğimde

Öldürdüm Yüreğimde....

Öldürdüm yüreğimde senden gayri her derdi,
Karanlığın esrarı, kızıllaşan ufukta
Yoksulluğun zevkini, yaşamadım sen yoktun,
Sen, ben ve dertlerimiz, üç kıtada bir nokta...

Sana getirdiğim gül, güz gününden yadigar,
Bülbüllerin matemi, yüreğimi kanatır.
Mezarlığa benzeyen, yüreğim niye yanar,
Neden ağlaşır şiir, neden yanar her satır...

Kan sevdalı sırtlanlar, sırtı ile can taşır,
Terkederken varlığım, yokluğunu bir anlık.
Her geceye gam iner, yağmura yanar toprak,
Bir hüzünlü bakışla, nur bezendi karanlık...

Bu esrarlı dünyanın, gamsız olan yeri yok,
Benim için dikendir, başkasına gül olan.
Sükunette işim yok, velveleler başımda.
Sinem oldu en zalim yolculara yol olan...

Ağlama deli gönlüm, ağladığın bilinmez,
Ateşe giriyorsan, yanmamayı düşünme.
Ceylanların aslanla, komşuluğu olur mu?
Gidersen geri bir gün, dönmemeyi düşünme.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:29 PM
Ölen Ben idim

Ayrılık vaktini, bir akşam üstü
Bildirdiğin yerde, ölen ben idim...
Zillete düşürüp, dostu düşmanı
Güldürdüğün yerde ölen ben idim...

Zamana sırt döndüm, kızdım mekana
Kan katarken gözlerimden akana,
Haini böğrüne, zulmü arkana
Aldırdığın yerde ölen ben idim..

Sen getirdin bunca hali başıma,
Çekilmez mihneti deli başıma,
İhanet oku ile geçip karşıma
Saldırdığın gün ölen ben idim...

Ben idim sen beni, bilmez sanarak,
Dua ettim yaktığınla yanarak,
Hançer vurup yüreğime dönerek
Öldürdüğün gün ölen ben idim...

Varlıkla tanıdım, yoklukla yoku,
Menzile gitmeyen, o eğri oku,
Vicdanından söküp hakkı hukuku,
Kaldırdığın gün ölen ben idim...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:29 PM
Ölüm

bir akıbet; kaderin zirvesinde son nokta
son noktadan çıkarak başlangıçta buluşmak.
gidene alkış ölüm filizlenip toprakta
zor olan kalanlar/da; gidenlere alışmak

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:38 PM
Ölüm Sayılır

Ölüm Sayılır
Aklını başına devşir dikkat et uyanık ol,
Yorulmak zillettir sana, zillet ölüm sayılır.
Gaflete düşerek kendi ilinde bir hain gibi,
Vurulmak zillettir sana, zillet ölüm sayılır.

*******im uykusuzdur, bu sevdanın derdinden,
Koşamadım bir güzelin ömrüm geçti ardından,
İhanete kör bakıp da kendi ata yurdundan
Sürülmek zillettir sana, zillet ölüm sayılır.

Dikkat et dünyaya Bosna, Afganistan ve Irak,
Haini bağrından söküp, uzağa atmak gerek,
Müslüman olup kafirin zulüm denen ipine,
Sarılmak zillettir sana, zillet ölüm sayılır.

Allah musibet vererek, mü’min kulunu dener,
İnanan nice az var, kat kat zorluğu yener,
Seni sana düşman etmek ister gizli fitneler,
Darılmak zillettir sana, zillet ölüm sayılır.

Bir gayenin yolunda, aynı arktan akıp da,
Birlik olup yıllarca, ne hedefler yıkıp da,
Zor günde kardeşinin, kusuruna bakıp da,
Kırılmak zillettir sana, zillet ölüm sayılır...

Çevrene iyi bak iyi oku neler yazıyor,
Kimler altını oyuyor, kimler tuzak kazıyor,
Türk İslam düşmanları, kuduruyor azıyor,
Körolmak zillettir sana, zillet ölüm sayılır.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:39 PM
Ölüme Susuz Düştüm


Hüzün ruhuma gıda, o olmazsa yapamam
Gam nehri süzülerek, yüreğimden akmalı.
Ölümcül sevdalara, açık meydan okurum
Varsa zerrece ateş, gelip beni yakmalı

Kalabalık ayazdır, içim dışım üşüyor
Yalnızlığı yalnızın yüreğinden tanırım
Muallakta bir balyoz, başım altında durur
Belalardan kaçamam, kendimden utanırım.

Ayaklarım gövdemi, taşımaya naz eder
Gökyüzüne elimle şaheserler çizerim
Savaşta asker benim, kurşunlar beni bulur
Aldığım yaraların, huzuruyla gezerim

Ölüm mutluluk yolu, özlemi derinleşir
Uyandığım sabahlar, karanlığa göz eder
Susuz yanık gönlümde, bayram anı yaşarım
Sevdiğim uzaklaştı, vuslat için naz eder

Ayağıma takılır, yoluma engel hayat
Zaman zamanı döver, son demine götürür
Hıçkırdıkça ölüme, yalvarırım gel diye
Ölüme susuz düştüm, serapta yar oturur.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:39 PM
Ölürüm

Can bağında biten sevda benimse
Dost gönlünde acı varsa ölürüm.
Can dediğim canan benden aralı
Yüreğimden ayrı dursa ölürüm...

Sana seni emanetim bilirken
Unutmayı ihanetim bilirken,
Gönül ardı sıra coşup gelirken,
Dost sitemli bir söz vursa ölürüm.

Kıymeti yok dost yolunda ölümün,
Mevla şahit iç dünyamda halimin
Can bağında domurlanmış gülümün
Dikenini bir el kırsa ölürüm.

Kölen olam alakanı kesme sen,
Hatam varsa, gücenme sen, küsme sen,
Yüzüm yerde nefret edip basma sen,
Zilletimi düşman görse ölürüm...

Ulusoy'um gam dağını aştım ben
Mihnet ile dert köyüne düştüm ben,
Aşkın ile elde kalem coştum ben,
Dostum 'seni sevmem' derse ölürüm...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:39 PM
Rengi Saklı Gözlerin

Seninle başlamıştı seninle de bitecek
Her arayışın sonu belki bulmak değildir
Anladım ki bu yollar yine yalnız gidecek
Elbette gönül koymak mutlu olmak değildir

Feryadıma ses veren olmaz artık arasam
Nemrutların yangını almış içine beni
Bir beden gölgesinde kaç gönül çekerken gam
Yapayalnız bir yürek alıp götürür seni

Ahımdan alev alan hangi gönül rahat ki
Sönmeyen ateşlere yürek koyan ben varım
Eğer beni sevmezsen söküp içinden at ki
Sensiz olan dünyada artsın gamım efkarım

Susuzluk hiç sayılır sensizliğin yanında
Alışırım çöllere belki böyle yaşarım
Hayalimi besleyen gelmez vuslat anında
Senin için yorulmam durmaz adım koşarım

Rengi saklı gözlerin gitmiyor ki gönlümden
Küstüğüm yine benim benden başka hasmım yok
Bu sebeple kavgada hep yenilen taraf ben
Bu sevgide suç benim tövbekara günah çok

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:39 PM
Sabahı bekliyorum

sabahı bekliyorum
bir zaman iskelesinde.
karşı dağlar bulutlarla iç içe
önümde ömrümün gam merdiveni
belki de sabahta beni/ bekleyeni
getirir biliyorum.

şafaklar hiç uğruna yedi
ışığını güneşin
beklediğini bilemedi
aşığını güneşin
topraklarda sabah ko-r-kusu
akşamlık yarasalar
yarılan yüreğime/ gecenin hüznü dalar.

sabahı bekliyorum
telaşsız ve sakin
yırtıyor şafakları sancısıyla zaman
semenderle geçer uzaklardan
yiğitlerin başında bela
akşamın kasvetiyle yürekleri döverken yâr
bir kışın ortasında cilveleşir bin bahar.

sabahı bekliyorum
akşam eskisi duygularla
sükunetin kucağında velvele
gurbet türküleri asılı
göklerde/ yıldızları ağlatan
iribaşlı av tazısı hayallerin ardında
kepenekte kaval üfler bir çoban

şafaklar hiç uğruna yedi
tükendi ömür denen sermayem/ gelmedi
gam boyalı desenleri öperim
sırtımda dağ gibi taşınmaz çile
yolsuzluk yolunun dönme yolcuları
dün değme yiğittiler/ bu günün kaltakları
sabahın gönlünde gece
sabahlar geceye yâr
kaybolan sabahların ağrısına gün yanar
yarın gelmesin, benden utanmasın
katloldu *******de en mübarek sabahlar

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:39 PM
Sabahı Bilmeyen Düşler

Sabahı bilmeye düşler

Sabahı bilmedim hiç.
Hikayelerinde dinledim,
Zamanın...
Ben neyine hevesliyim,
Bilmediğim gönülün
Bilinmez sevdanın...
Çile mi?
Çektiğim işte...
Der mi?
Gördüm işte.
Zulmünü gördüm sevgilinin,
Gönlümü gönül bilmeze
Her verişte...
Şafakları hissettim bazen
Ömrüme bedel,
Sabahsız...
Zift renkli *******de.
Aradım gönlümce;
Sordum kendimce.
Kızıllaşan ufuklar zarif,
Beyazlar ince.
Bir bakarım bulanır,
Kire batar çıkar, önce.


Sonra?
Ağarır kirlerden arınarak,
Sıyrılır beyazlanmak için,
Karanlıktan, kendince.
Daha sonra...
Kıymeti çakar şafakların.
Bir düşten ayılırım.
Yine *******...
Kör karanlık.
Gönlüme ışık düşerken
Bir anlık.
Sızısına bürünerek kaybolurum,
Varlığımla,
Varlığında gecenin...
Düşlerim donar
Sıcağında zamanın.
Ve yıkılırım sevdanın küllerinde.
Sonra ne olurum,
Bilinmezde, bilemem...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:39 PM
Saklarım Seni

Adını şiirde resmetmeliyken
Soran olur diye saklarım seni
İçimden dışarı bir an çıkarmam
Gören olur diye saklarım seni

Senin için beni yaktım kavurdum
Acımadım küllerimi savurdum
Aşk bağımı duvar ördüm çevirdim
Deren olur diye saklarım seni.

Gittiğin günlerde telaşa düştüm
Ne yapsam ne etsem şaşırdım şaştım
Ardından yılmadan durmadan koştum
Vuran olur diye sakladım seni

Sensin bağımdaki açan yalnız gül
Ben sevdim biliyor uğramaz bülbül
O gül endamını görüp de gönül
Veren olur diye saklarım seni

Mihneti kederi yükledin bana
Gezdirdin gamınla dert yana yana
Benden gittiğin de başkası sana
Yaran olur diye saklarım seni...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:39 PM
Sana Beni Sorarlar

sana beni sorarlar

elimde bir demet gül, canda bir katre umut
belki sana beni soracak, bilmediğin bir zaman
üst üste gelecek bana dair sualler, yer; bir meçhul mekan
ateşten mühürlü belgelerde, adımı okuyacaksın
alnında şarkılar söylerken aydan düşen bir ışık
sarmaş dolaş olduğum acılarım şahit olacak
zaman denen hakimin huzurunda duracak
bilinmedik bir mekanda sana beni soracaklar.

ellerine yağacak sancıları dünyanın, ellerine
kırk yamalı bohçalarda, mihnetlerden hediye
bir şafak vakti önüne düşerken adımı alan ses
kargaların üşüştüğü güller yaprak dökecek
bülbüller küskün kalacak, gönül koyup güllerine

bu sancılı zaman acılarıma hamiledir şimdi,
bu ağrıların bitiminde ne acılar doğacak
elimde ölümsüzlüğün fermanı, üzeri alevden yazı
belki sana beni soracaklar, bu deli kimdi
kimdi çöreğinde zehir yiyen, ifrit ruhlu bu adam
kimdi varlığını yokluk sehpasında ederken idam
kimdi kahkahalarla etrafını deli devre dağlayan
kimdi kimliğiyle beş kıtayı bir noktaya bağlayan
ve._______________________________diyeceksin
dediğini___________________________bilmeyeceksin

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:39 PM
Sana Doğru Yürümek

Yürümek geliyor içimden sana doğru yürümek
İçimde sakladığım duygularla beraber
Sırtımda hatıralar dağlardan ağırca yük
Yokluğunda sızlayan yaraların derdiyle
Çektiğim özlemlerin kahrı dağlardan büyük
Yürümek geliyor içimden sana doğru yürümek

Son ağaçta son yaprağı sen yoksun diye döküyor
Kâbustan yılgın gece şafaklara gam serper
Çizgileri belirsiz hudutsuz özlemlerin
Bir çekirdek hükmüyle attı kader toprağa
Gittiğin yerler meçhul açtığın yara derin
Son ağaçta son yaprağı sen yoksun diye döküyor

Kalabalık caddeler nerde saklar bir bilebilsem
Taş kesilir dururdum bir başında sokağın
Üzerimde dönen kuşlar gamlarımdan habersiz
Göç vaktine yönelen zamanların içinde
Bir mekâna mekânsız unvansız girerken biz
Kalabalık caddeler nerde saklar bir bilebilsem

Elime değmeyen ellerin başka elde ne arar
Yanan bir kul görüp de gülen cellât gibisin
Kapattığın yolların öte yanında derman
Ağlayan çocuklara kırbaç vuran zalim kim
Ne türlü bir gayedir benden uzakta durman
Elime değmeyen ellerin başka elde ne arar

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:39 PM
Sana Geldim

Hasretin gamı derdi, üzerimde dağ gibi,
Bir bayram arifesi göklerin yükü bende.
Bir çaresiz kuş kalbim, çırpınır da varamaz.
Adet olmasa da doğrul, bak perişan halime
Yanarken yüreğimde hasretin çırağ gibi...

Ben bile duymuyorum, bu sessiz çığlığını,
Acılarla yıllarca, haşir neşir yüreğim.
Her gece bir yanımda, ateş parçası hasretin
Her gece bin yerimde, ağrısı var gurbetin
Taşıyamıyor yürek, senin ayrılığını...

Takvimler bahtım gibi, kapkara günler sunar
Hasretin zehir renkli, keder dolu tasında
Bayramlar acı verir, bayramlar bayram olmaz
Fersah fersah ötede, neşe huzur, saadet
Hepsi senin hasretinle, alev alarak yanar...

Yanına geldim al götür, misafir et evinde
Oğlum, diye gelen bir baban misafirindir
Hiç olmazsa hoş geldin, deyip uzat elini
Adetin değil belki, mümkün değil ses vermen
Gösterip hayalini, mutlu et kutlu günde...

Dudağından dökülen sözlerini özledim,
Işığa ışık olan yüzlerini özledim
Baktıkça doymadığım gözlerini özledim
Özledim, çok özledim, yalnızlığım yanışım,
Sarılınca kokunu, ten terini özledim...

Sen hala görmez misin, ateşten ırmakları
Yangınların için de, göyünen bahtsız adam
Bir busen söndürecek, içimdeki yangını
Bir dokunman yetecek, bir sarılmam, koklamam
Gel bir kez sarılayım, gönlümün nurlu varı...

Bu acıyı çekerken, bunaldım yıldım oğul
Bu yaşımda dertleri, acıyla aldım oğul
Yarın bayram gelince, herkes bayram ederken
Ananla bir köşede acılarla baş başa
Vuslat gününe kadar, yaşarken öldüm oğul

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:39 PM
Sanki Senden Geliyor

ilk günkü gibi durur; sıcaklığın içimde
ne mevsimler etkiler nede uzayan hasret
yıldızların ahengi sanki senden geliyor
seninle ben dururum her şekil her biçimde
bu suskun duyguları yalnız gönlüm biliyor.

sana benzeyen yoktur hatta hatırlatan da
bunca yıldır bildiğim varlıkların içinde.
artık sokak lambası her gölgeyi göstermez
bir sen varsın hayata bağlayan da tutan da
bu nasıl sevda gülüm akıl yetmez el ermez

sığlaşan hayatımda bu aşk nasıl saklanır
görmediğim güzelin ruhuna tutkun ruhum
yağmura yol sorulmaz yolu yollayan bilir
bu nasıl bir çiçek ki görünmeden koklanır
anmadığım zaman yok hayali kendi gelir

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:39 PM
Sanmıştım

Herkes beni birer birer bırakır
Yanımda ben seni kalır sanmıştım.
Gönlümü hasretin ateşi yaktı
Ben seni hisseder bilir sanmıştım.

Düştüm bir sevdanın dümen suyuna
Ağrı acı düştü gönül payına
Gönüldür bu gülüm gelmez oyuna
Su akar arkını bulur sanmıştım.

Derdi gel gönüle ne demektir sor
Senden ırak hayat ölümden de zor
İçimdeki hasret sönüp bitmiyor
Köz söner bir gün kül olur sanmıştım

Özledim vefasız özledim seni
Uzaktan uzağa izledim seni
Gönül eşiğinde görürde beni
Acıyıp içeri alır sanmıştım.

İşte Ulusoy’un derdi telaşı
Gönül gözlerinden boşaltır yaşı
Sevdaya saldığım bu dertli başı
Sevgili döşüne alır sanmıştım

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:40 PM
Satılık Aydın İlanı

___________haysiyetli aydınlara saygı ile...
bulanık yeşil dolar
bedelidir
peşin yahut veresiye
iman, ihlas gereksiz; saltık kalemler var.
her devrin çulsuz semersiz, zincirli tasmalı
ve yosmalı
memnun olur alanlar…

bir çuval saman, bir uyluk et
göster, giderler, fazlasına yoktur zahmet
vur başına tasmayı, aldırmaz
tak yanına yosmayı,
götür, gittiğin yere/ akıllıdır, saldırmaz

yiğit,
gücü kuvveti yerindedir, mükemmel
ekranlara çıksın, caka satsın, o ona yeter
sonra aç koy, besleme, at gitsin kapından
gitmez bir müddet bekler
secde eder put sayar varlığına
aç kaldıkça şerefine ulur
-karakteri müsaittir-
sonra bir başka kapı bulur…
her tasa sığar, her kalıba olur.

menejeri tutar hesabı, alışverişe karışmaz
bedeline takma kafanı
üç olmazsa beş olur, beş olmazsa on
kiralaması para tutmaz, gördüğü işe bak
bir çanak erzak, bir eski tasma
ağabeylerinden kalma
ve sırtına el kadar çul…
mayası müsait, şuuru müsait, zamanı müsait
ücrette anlaşırız, al götür,
bulamazsın böyle satılık aydını
şerefliler belli olsun, ********i al da git…

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:40 PM
Selamlaştım

Selamlaştım

Doğdum,
Ölüm ile selamlaştım önce.
Çığlığıma sevinenler oldu,
Sevindiler doğduğuma.

Tarladan yorgun dönen
güneşi yolcu ederek...
Kulağıma ezan okudu bir ihtiyar/ bir de sala..
Biri doğum müjdesi, öteki ölüm ilanı...

Çiseleyen yağmurlarla tanıştım
Kovanında inildeşen arılar,
Ve ak koyunlar, kuzusuyla yan yana.
Biri yavru, biri ana...

Anamdan önce o öğretti şefkati,
Dağlardan inerken
dinledim hicran duygularını.
Kimselerin görmediği yerlerde ağladım
Anasından uzak kalan kuzuya.
Ben de koyun gibi dolaştım, yana yana...
Sımsıkı sarılırken anama

Ezan bekledim ramazan akşamları,
Minarede hocayı...
Çatlayan dudaklara ilk müjdeyi ben verdim.
Aksakallı dedelere ben saki oldum,
Ellerimde dağıttım vuslat şerbetini...

Azrail’in yol başında duruşu
Önce gönlümü göyündürdü
Sonra mihricanla bir olup üşüttü gülleri..
Gülden önce ben öldüm,
gülden önce ben...
Acemilik çekmeyeceğim ölürken...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:40 PM
Sen Bilmesende

sen bilmesen de

Çatlayan topraklar
kıvam buldu seninle...
Yüreğinden akan yaşlar,
nefesledi yokluğunda sevdanı...
Sönmem diyen ocaklar
alev aldı seninle...

Geldiğin geceyi düşündüm.
En gamlı türkülerle,
indiğin gün gönlüme.
Telaşından sönen yıldızlar,
kaybolan mekanlar vardı.
Türkülerin sancısıyla
kederiyle beraber
kimler kaldı seninle...

En gizli çığlıkların aktı gitti,
yüreğimin derinliklerine.
Diz çöküp kaldırdığım ellerim,
niyaz için gözlerimden sel döktü.
Yokluğunda çılgınlaşan yüreğim,
çok bunaldı seninle...

Kar eridi, öksüzleşti kardelen,
hayret etti,
her gören,
her gelen.
Bir aksak karıncanın didinmesi,
bilinmez bir mekana çekti yolumu.
Yanan yaraların beklentisi,
ne bir merhem, ne derman.
Çileler bile şekerlendi, tatlandı,
keyfe daldı seninle.

Kervanı basıldı hayallerimin,
en şirret çetelerle cedelleştim.
Farkımda değildi dünya,
farkımda değildi eşya.
Ne gelişimin,
ne gidişimin.
Tohumlar taşa düştüğü vakit,
hissederken ölümün ayazını.
Dinlemek neyime artık,
sevgilinin, sevdalının nazını.
Gönül; dikenleri bile,
çiçek bildi seninle. Hasan Ulusoy

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:40 PM
Sen Gel Yeter

Sen Gel Yeter

Yüreğimin ortası, sana mekandır arzum
Kurtulduğum gün nefsin, o korkunç pençesinden.

Dikenleşen yastıklar, uykuların düşmanı,
Vazgeçerken insanlar, insanlık hevesinden.

Tükendiğim her nokta, varlığıma işaret,
Tuttuğu günden beri, dost gönül ensesinden.

Nasipsizdir divane, gönlünde dünya yanar
Nasipsizdir bîçare, dostunun hoş sesinden

Dost umudum, hayalim, dünyada ki tek arzum
Sen gel yeter geçeyim varlığın cümlesinden

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:40 PM
Sen Gelmezsen Yurduna

Öyle kırdın ki beni hayallerim kurudu
Umutlarım savruldu, kırk tepede yanarak
Elemlerin içinde, kaderimi yaşarım
Kalan zerrece ümit, hayaline kanarak,
Yokluğun ateşinde kendini eder helak.

Geldin sanırdım bazen, içime sevinç düşer
İhanetten duvağı, bedeninde seyrettim.
Kıydığın sevdalara, nasılda acımadın
Hep ölüme imrendim, hep hiçliğe meylettim
Senden uzak zamanlar, ölümüne sabrettim

Gittiğinde berraktı, rengindeydi tüm renkler
Ufkumda ağ örüyor, kederle örümcekler
Tadı zehir tadında, sunduğun kadehlerin
Gönlümün bahçesinde, baykuşlar nöbet bekler.
Sen gelmezsen yurduna, gör kimler gelecekler

Susmam senin içindir, kahrımı saklı tutmam
Konuşmamam hayrına, eğer sürçerse dilim
Bilerek asla sana, beddualar edemem
Sevgimin yüreğinde tahtın durur sevgilim
Varlığın varlığımı, eyledi dilim dilim.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:40 PM
Sen Gönlünü Veremezsin

Masmavi bir acıdır yüreğimde ayrılık
Çekirdekte üşüyen bir meyvenin derdiyle
Betondan hayatların nem kokulu zemini
İçinde kırk endişe bakarken bana öyle
Talanların içinde saklı tuttum yemini
Ak perçemli güzelim bende beslerim seni

Ben gibi bakmadıkça sen seni göremezsin
İple bağlı hayalin bir yanı tutuşuyor
Ben gittikten sonra sen gönlünü veremezsin
Gönül dediğin senden akmış bana koşuyor
Günlerin içindeki senden artan her günü
Ben sayarım kendimi sana gönül sürgünü

Bu başıboş sularda balıklara yer açsak
Sahnelerde süzülen yıldızlara bakarak
Şarap kokulu zaman mabette tutuklu bak
Kocamış dünyaları birer birer yıkarak
Sevgilerin yattığı kabristana varalım
Bir tövbekâr gönülden feyiz ilham alalım

Ayrılık ruhun ruhtan kopup gelmesi demek
El almış dervişlerin iniltisi başkadır
Sevdalı gönüllerin baht yazısı inlemek
Pervanenin telaşı nar kokulu aşkadır
Tertemiz sevgilerden nasiplenen yürekler
Kirlenen özlemlerin nurundan vuslat bekler

Yokuşa vurma beni tırmanacak halim yok
Buzdağına tırmanmak her yiğide kar değil
Bilmediğim illerde dert demeye dilim yok
Benim derdim aşk derdi bir kuru efkâr değil
Oyuncağın ben isem at bir yana kır gitsin
Özde olmayan sevda oyunda yanıp bitsin

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:40 PM
Sen olsan yıkılırdın

Suladığın bahçeler, artık çiçeğe durmaz
Suları zehirledik, erdiği yer kuruyor

Ninnilerde çan sesi, misyonerin ağzıyla
Beşiklerin başında, domuz resmi duruyor

Düştüğüm vadilerde, yılan kesilir insan
Beni senin yolunda, yolcuların yoruyor

Üşüdüğüm ayazlar, ateşlerden beslenir
Benim yüreğimi yar, yar aşkına vuruyor

Akıp giden zamana, ruhum ile bent vurdum
Göz yaşımın içinde, dostlar riya arıyor

Yar orada ben burada, o sevmeyi düşünmez
Benim burda yanışım, bilmem neye yarıyor.

Alışmışım zulmete, zalime fırsat verdim
Benim ülkemde beni, sorguluyor, soruyor.

Akıl işe yaramaz, elin aklı var iken
Biri benim beynimi, kurguluyor kuruyor

Sen olsan yıkılırdın, bunca olup bitenden
Ama bu arsız kalbim, hayat için vuruyor

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:40 PM
Sen Ordasın Gelmezsin

sevdama prangalar vuran gönülsüz gönül
kan inerken yüreğim ne haldedir bilmezsin
adını andığımda tuz dökülür yarama
baharın hevesine yanıp dururken bülbül
gül açtı bahar geldi sen ordasın gelmezsin

yasaklar ilanıdır sana olan tutkular
yamanlaşan dertlerim artık seni beklemez
daralan dünya bitik gel boş yere arama
çaresizlik sebeptir sebeplerde umut var
bulmayı istemezsin elbet çare var ama.

kahırlara bulanmış duygularım yorgundur
ellerimi uzatmak anladım ki artık zor
içimdeki saklı sen özlüyorum der ama
sendeki ben uzakta mahkum olan sürgündür
asra dönen yılların derdi gamı bitmiyor

yüreğimi tutarken el değmedik acılar
eğlenceli hayaller çoktan gitti uzağa
içimi uçtan uca tutan nazlı yar ama
ona açık her yerde sessiz bir ateş yanar
hasret beni bindirdi közlenen bir kızağa

uzaktan uzağa bak gözlerini görürüm
yanakların çiçekli bahçelerden bir mekan
gönlündeki duygular çözülmedik sır ama
o sırların gücüyle sana doğru yürürüm
gönlüm gönlünde bulur girmese de heyecan

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:40 PM
Sen Varsın.

İlk derdim sen
İlk sevdam sendin.
Şimdi sen yoksun,yoksun sen.

Ruhum sürgünde
Sıla gurbetim.
Gurbette bir öksüz
Bir yetim....
Gam çekerken/ takdir dedim,
Mihnetin mahkumu
Benim ben.
Gönlümde göyünmeler,
Yüreğimde ağrılar
Ağrıların özünde
Senin sevdan
Senin özlemin
Sen varsın...

Başka gözler görmez şimdi
Görmez seni
Sakladım yüreğime
Güzelliklerini...
Bu dağda gezen
Sen varsın...

Senin adınla söylenir adım
Önce seni söylerler
Sonra da beni söylerler.
Apoletsiz unvanım
Sensin sen...

Sen olmayı, bendeki sen
O kadar istedim ki, ekmek aş, su kadar.
Öyle tutuldum ki sana
Öyle vuruldum ki,
Bayrağın vatana tutkusu kadar.
Yandığım günler oldu
Sönmeyi düşünmedim.
Hasret karabasan oldu
Ağrılarım büyüdü
Dönmeyi düşünmedim.
Ateşim sen idin,
Dumanım sen...
Bende olan her şey,
Her şeyde sen varsın.....
Sen varsın, sen...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:40 PM
Senden Bana Fayda Yok

Kaybettiğim günlerde, bir kuru telaş sardı
Sürü sürü kargalar indi gönül bağıma.
Yoruldum bitkin düştüm, yol uzadı bitmiyor
Dikenler batıp yakar, elime ayağıma

Bir aksak karıncayla yol yürürdüm yoruldum
Sabrı ondan öğrendim, o öğretti hayatı
Kurnadaki öksüzün, dertleriyle vuruldum
Sular denizden geçer, ekmeğim taştan katı

Gafletin denizinde, yelkenim yel tutmuyor
Kendi ruhumdan uzak, varlığımın un ucu
Ağrılarım kan döker, acılar uyutmuyor
Senden ayrı kalmanın, belli buymuş sonucu

Kuşlarla üşüyorum göklerin ayazında
Tırnakları can yakan, çakallarla yan yana
Bütün renkler kayboldu, gecenin beyazında
Bir soğuk yüz göstermen, bir kerecik sen bana

Gözlerinde kaybolan yıldızları ben saldım
Elimde eski resmin, içimde o duygu var
Yokluğunu hoşlanan, yüreğimde bunaldım
Senden bana fayda yok, bende neden kaygı var.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:40 PM
Senden Gelen Ne Varsa

Senden Gelen Ne Varsa

Bülbül diye besledim gönlümün kafesinde
Pençelerin yakarken tanıdım ya geç kaldım.
Dağların zirvesine koyup gittin bir gece
Seni aradım durdum, yılanların sesinde
Seni aradım ayaz *******de her gece.

Yaylanın yollarında mor belikli güzeller
Endamıyla getirdi hayallerime seni
Bir kaya kovuğunda sensiz seyrine daldım
Üzerime akışır hicran yüklü gazeller
Her yaprağın derdiyle dertten yıldım bunaldım.

Zemheri bekleyen güz, bahara umut bağlar
Güz gülleri kederli, gözlerini tutmuş nem
Turnalara seslendim, sessiz bir selam saldım
Belki sana uğratmadı yolunu kesti dağlar
Acılara razıyım, sensiz perişan oldum.

Bir bahar olup uğra, şad eyle bitsin derdim
Bülbül diye besleyim, gönlümün kafesinde
Seninle ağrıları, derdime derman bildim
Neyim kaldı dünyada her şeyi sana verdim
Senden gelen ne varsa, hepsini sevdim aldım...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:40 PM
Seni Bende Kaybettim

Bu gecikmiş vakitler ömrün sonbaharıdır
Ağlaşan yüreklerin tebessüme hakkı var
Nice kem talih kul var bu günleri bekleyen
Benim gibi niceleri paklaştırır sokaklar
Seni bende kaybettim gel ara da bul şimdi

Hıçkırıksız ağıtla yürüdüğüm hayatı
Uçtan uca tutmuştun boş bir yer bırakmadan
Anladım seninle var varsa hayatın tadı
Bilmem nedir bendeki seni bana saklatan
Gitmene can dayanmaz bu mevsimlik kal şimdi

Acılarda dolaşan gam teknesi çöküyor
Açtığın yaraların ilacını ver de git
Izdırabın havliyle canım ağrı çekiyor
Doğ bahtıma bir sabah karanlık koyma erit
Kararmış kem bahtıma bir sabahlık gel şimdi

En mübarek mahfiller sensizliğe isyankâr
Tek damla yaş var mı ki yüreğimden akmayan
Senin bana gelişin gamı gönlümden savar
Bir garip tutkudur bu giderken bırakmayan
Mihricana dayanır gönlümdeki gül şimdi

Her bilinmez noktada bildiğimi bilen var
Onu bana getiren beni ona götüren
Bir mukaddes sevdadır sevdalara yelen yar
Sızılı gönlümdeki başka aşkı bitiren
Temizliyor acımı görmediğim el şimdi

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:41 PM
Seni Görmeyeli

Ah bir bilsen içim dışım gam dolu
Seni görmeyeli senden uzakta
Canana ulaşmaz tutuk can yolu
Seni görmeyeli senden uzakta

insanlar tükendi artık boş şehir
Veren el muhannet ekmek aş zehir
Duygular matemli çekilmez kahır
Seni görmeyeli senden uzakta

Dağlarda seraba koştum yoruldum
Durmadım kabımda taştım yoruldum
Acıların çamuruyla karıldım
Seni görmeyeli senden uzakta

Gönül gam içinde yüzdü yar diye
Mecnunla sahrada gezdi yar diye
Usandı canından bezdi yar diye
Seni görmeyeli senden uzakta

Ulusoy sitemi içine atar
Örtünmüş kederi gam ile yatar
Dünya denen varlık mezardan beter
Seni görmeyeli senden uzakta

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:41 PM
Seni Sensiz Sevişim

tanımasaydım şimdi nasıl yaşardım bilmem
hayalim kupkuruydu umudum yalın ayak
zamanın içindeki mihneti çekip aldım
senin hatırın için aç da gönlüme bir bak

açtım gönül göğsümü doyuncaya kadar em
bir kere tanımışım tanıdıkça sevmişim
belki bu yüzden gitmez gönülden gam gözden nem
üzülme yanışıma gam çekmek benim işim

dayanmak tanıdıktan sonra zor oldu belki
yürümeyen yol almaz sevmeyen gönül bilmez
sen artık bende varsın şunu da iyi bil ki
bak kendini ben de gör yoksa yüreğim gelmez

küstahlık mı bilmem seni sensiz sevişim
etrafında gezinmem tehlikeden korkarım
kimsem yok güzelim yalnız sevmektir işim
ya git dersen sen beni ben dünyamı yıkarım

ses yok suskunum hep bu benim hayat tarzım
sen konuş yalnız sen yaz ben okuyup dinleyim
yar sedası duymaktır benim en büyük hazzım
bazen tebessüm edip bazen yanıp inleyim

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:41 PM
Seni Sevdimse

Ağlamazdım
Ağlamayı bilmezdim
Gülen gönüller
Bendeydi… bendim
Ruhumu ruhsuzlara
Yolumu yolsuzlara
Dilimi dilsizlere
Teslim ettirdin
Ve yandım
Sen gülüyorken
Ben ağladım.

Dost düşman görmesin
İçimdekileri
Kaynayan özümü
Hep sakladım
Saklandım.
Senden seni
Benden seni
Senden beni
Sakladım hep.

Gelme dediğin vakitler
Gitmemek nedir
Varmamak sana, senden ayrı
Seni içimde yaşatmak
Bir anlık seni ver bana
Gör görmediklerini

Ne dedin ne olmadı
Senden bıkmamak, özlemek o kadar zor
Sana söylemiştim
Bir bir anlatmıştım
Anladım ki beni anlamak olmuyor
Olmuyor anlatmak kendimi sana
Kır beni
Ağlat ama ağlama
Vur yolumu acıların zirvesine

Seni sevdimse
Mükafatım o
Sevdimse mutluyum
Hayatın sebebi belki
Yanarken ateşlerde
Umutluyum ve mutluyum

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:41 PM
Senle Beraber

Bir yaz günü mehtap bizden habersiz
Göz göze bakardık senle beraber
Gam kokan hayaller, zevke dönerdi
Umutla yıkardık, senle beraber.

Türküler söylerdim, sana yakılmış
Yıllar yılı yana yana yakılmış
Ne bilinmiş ne kem gözle bakılmış,,
Bir yere çıkardık, senle beraber

Kahırdan arınmış mutlu zamanlar
Ellerin elimde, bitmiş gümanlar
Bunu yalnız iki seven yar anlar
Hasreti yakardık senle beraber.

Tatmadığım hazlar vardı döşünde
Onun için çok gezmiştim peşinde
Vuslat zamanında, aşk ateşinde
Eriyip akardık senle beraber

Şimdi hayallere girmiyor sevda
Vuslata meyledip, ermiyor sevda
Gönülde rahatça durmuyor sevda
Yakardık, yıkardık senle beraber

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:41 PM
Sensiz Ayrılıklar

Boğuluyorum soluk bakışların içimde
Gurbete yürüyorum idam hükmüm verilmiş.
Son arzum kurtulmaktır yokluğundan hayatın
Son sözüm sen oldun benimle gönderilmiş

Karanfiller asılır bir yanımda yanarak
Akan her gözedeki suların derdi bende
Karanlık saçlarında kaybolan bir şeyler var
Belki bulurum beni sen yanıma gelende

Gönül ülkem benimle harap olacak şimdi
Sensiz ayrılıkların mecali yok yürüsün
Biliyorum hicran yolu bir kavşakta bitecek
Yıkılacak engeller yol yarına gidecek…

Bunca mihnete sebep mihrican dolu bahar
Bülbüllerin figanı gülde neşe koymadı
Terk ettiğim her gönül ardımdan ağıt döker
Bir gönül var ki beni hiç kendinden saymadı

Ben o gönüle gönül koydum o bilmez bunu
Karanlıkta işmarım ne görür ne de anlar
Gel diyorum gelmiyor varmama razı değil
Bilmiyor ki içimde tutuşan bir sevda var

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:41 PM
Sevda İçin

SEVDA İÇİN


Bir canı gezdik,
Her yanı gezdik,
Cihanı gezdik,
Bir sevda için.

Her göze baktık,
Bir göze aktık,
Dünyayı yaktık,
Bir sevda için.

Dostumun kendi,
Kendini yendi.
Dengime indi,
Bir sevda için.

Olmazlar oldu,
Dolmazlar doldu,
Can bela buldu,
Bir sevda için.

Olmadı susan,
Dost cana basan,
Tükendi Hasan,
Bir sevda için.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:42 PM
Sevdaların Geleneği

Sevdaların geleneği

Kuytularda saklı durur güzellik,
Her tepede ayrı ayrı renk gizli.
Her mevsimde bir mevsimin özlemi.

Zamanı zamanda tutan bir el var,
Güzelliği güzel eden güzel var,
Bu yüzden limanda durur bu gemi.

Kubbelerin zirvesindeki ses,
Bir serçenin çırpınışı hoş gelir,
Birileri sürer devranı demi..

Tüllerde görünen kelebekler,
Yüreklerde uçuşur, gönüllerde gezer.
Sevdaların geleneği böyle mi?

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:42 PM
Sevdam Serkeşleşince

Sevdam Serkeşleşince

Bıraktım yakasını gönlümün
Engel olmak anladım ki nafile
Zemheri sıcağını hissettiğim anlarda
Bir karganın burnu ile yer deşmiş
Varmış gitmiş gam eline yerleşmiş
Yokluğun varlığını yar bile bile...
Boşalttığım dehlizlerde kuruttuğum aşklar var.

Anamdan süt emdiğim zamanlarda
Mekanları ellerimde yokladım
Başımı taştan taşa dövdüm ırmaklar gibi
Yaktığım yüreğimi umudumla kokladım
Bin umudu bir umutla dehlizlerde sakladım
Boşalttığım dehlizlerde umutlar yanar.

Bakışlarında keder gördüm, gözlerinde buğu
Hayali zirvelerde bir çalıya bağlarken
Ölünün doğumunda bayram edeni gördüm.
Bir çılgın fidan büyüttüm aşk namına
Budakları kahpeleşen asil kökten yaş akar
Karıştırdım şu asırda özü kabuğu
Tanıdığım zakkumları mihman ettim içimde
Ağuların şerbetinde tanıdığım bal tadı

Daracık mekanlara kırk dünyayı sığdırdım
Çıplak düşen umutların her birinde bin illet.
Kırıldı sır kutusu döküldü irili ufaklı her şey
Bir şehir meydanında boynumda yafta
Sehpada üşüyen mihnetlere can verdim.
Benim onurumla serildi yerlere zillet
Bana şeref olan her değere imkan verdim.

Sarıldığım yorgan kana belendi bir sabah
Uykuların ihaneti varlığımı katletti
Yılanlarla sarmaş dolaş olmayı hayal ettim
Kapımı yabancı eller vurdu, anlamadım her sabah
Ekmeğimi aldılar, kanımı emdiler, benden olmayan
Dünyaları başka, hülyaları başka, kendileri yabancı
Bu hana hain girdi, kaldır başı, uyan be hancı.
Handan eder bu uykular uyanırsın bir sabah
Ufukta ejder kesilir, güneşini yer sabah

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:42 PM
Seven Gönül Bir Çıkar

Sana benden yakınım sen bana senden uzak
Yaprakların ağaca küsüp kaçması gibi
Serpilen umutların çoraklaşan gönülde
Alışıp kuraklığa çiçek açması gibi

Yağmurlar gök deler yarışır inmek için
Düştüğü yer parçalar toprak emer kaybeder
Senin başka gönüle hevesle gitmen niçin
Toprakta yağmur gibi sende olursun heder

Mevsimlerin meyvesi kendi gününde büyür
Kokusuz mahsullerin lezzetine aldanma
Şimdi seralar çıktı tilkiler ininde büyür
İçi dışına uymaz görünüşe aldanma

Adaletin zillete düştüğü zamandayız
Bu doğrudur dese de vicdanına inanma
Aşk şeytana geçince vicdan da kalır yalnız
En sersem duygularla bir olup nefse kanma

Bitmeyen öfkelerin gölgesinde yaşama
Bir ben var senin için sana başka gönül yok
Gündüzün kadrini bil güven olmaz akşama
Seven gönül bir çıkar sevdim diyen gayet çok

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:42 PM
Sevindim

Eski baharlara dudak bükerek
Yeni baharımı buldum sevindim.
Bir tatlı gülüşle durdu karşımda,
Unuttum dertleri, güldüm sevindim.

Karanlığın özündeki ışık o
Yüreğimi uyutacak beşik o,
Güzelliğe güzel bakan aşık o,
Derin bakışlara daldım sevindim.

Dudakları gülüşüyle gül olmuş,
Yanakları pembeleşmiş al olmuş,
Gönül aradığın yenile bulmuş,
Gönlüme eş gönül bildim sevindim...

Bir buse uzanır gönül tasında,
Bunalıp kalmıştım çöl ortasında,
Yolum bitti bir güzelin hasında,
O nu kendime aldım sevindim.

Ulusoy’um ahit bitti söz bitti,
Bahar erdi, adındaki güz bitti,
Bir gül ki o gül beni mutlu etti
Bütün çiçekleri yoldum, sevindim.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:42 PM
Sevmiyorum Yağmurları

Sevmiyorum Yağmurları

Severdim yağan yağmurları,
Yıkandığın hissederdim yüreğimin.
Ümitlere prangalar takılmış,
Canım can derdine düştü şimdi,
Ümit şehrim uçtan uca yıkılmış,
Canımı incitir düşen damlalar…

*******i umudumu ıslardı gözlerim,
Haylimde gülen yüzlü yar vardı.
Bir ağrılı kuş inerdi yüreğime
Benim ile ağlardı.
Seyrederdim yağan yağmurları,
Vuslatın ümidi ile…

Bir yeni yangın sardı yüreğimi,
Söndürmek için gezerim caddelerde.
Başımda bilinmedik gaileler,
Yüreğimi çatlatırken ağrılar,
Az ötede sancı çeken bir gül var.
Onun ağrısı ile yüreğim yanar.

Severdim yağan yağmurları,
Ebemkuşağını seyrederken onu görürdüm.
Yedi rengin ötesinde gülen bir yüz,
Narince bir selvi gelirdi önüme.
Seyrederdim, kendisinden habersiz.

Yağma artık…
Söndürmedikten sonra yanan yüreğimi.
Düşen her damla ile yeniden tutuşan canım,
Dayanmıyor yağışına.

Soframın tadı yok, aşımda zehir kokar.
Ağrılar örter beynimi.
Bir ölü yatar ruhumun derince yerinde.
Taşlarında benim adım yazılı.
Sonra bir ince ses çığlığa döner.
İki yaşlı göz uzaktan bakar.
Sevimsizleşen dünyada,
Yağmur ateşime alev verir,
Yanmadık yerimi yakar.
*******e naz döktüğüm günleri arıyorum,
Bilmediğim sokaklarda gezerken.
Sevmiyorum artık yağmurları,
Sevemiyorum,
Canım ağrılar çekerken.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:42 PM
Sıkılmış Yumruklarım

Ben de bir gün ülkemde
Kahpelikler görürsem
Elimde ne olursa direnip kovmak için
İsyan edip düzene saldırmazsam vah bana
İhanet sokulursa sinsice memlekete
Ve ölürse bendeki ihanete karşı kin
Hayatı zindan eder veren o Allah bana…

Bu gün
uzakta duran ********ler yaklaştı
Tüylerim ürperirken sıkılmış yumruklarım
Vatan gibi şereften eğer taviz verirsem
Demek ki ben özümde kahpelikler saklarım
Lanet eder istikbal utanır çocuklarım
Biz böyle hor bakarken en mukaddes vatana

Bana yuh çeker
Tarih, mukaddes olan her şey.
Sorar ey sersem adam vurdumduymazlık niçin
Kör müsün akbabalar üşüşürken vatana
Bulaşmışken gafiller, hainler ihanete
Şerefsizlik değil mi bu gaflet senin için
Lanet etmez mi CİHAT emreden Allah sana…

Dikkat et
Kurt kuzuyla sevişirken koklaştı.
Son nefese gidiyor küllenen ocaklarım
Olup bitenleri ben böyle basit görürsem
Irak Filistin gibi olacağız korkarım
Korkarım tepelenir şu mübarek diyarım
Irzının çiğnenmesi ölüm demek insana

Düşmanın
Gafletinden memnun aran sıklaştı
Düşünmez misin bir gün evladım çocuklarım
Bu ******** batıyı kendime dost görürüsem
Oyuncak olur küfre en kutsal olan varım
Düşmanı dost görenler istikbalden korkarım
Bu korkular huzuru haram eyledi bana

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:42 PM
Sigara

Senelerdir dudağımdan düşmedi,
İyi günde, kötü günde bu zıkkım.
Sağlığımı alıp, derde düşüren,
Bir tatlı beladır, bende bu zıkkım...

Rahat yürümemi bana düşletti,
Dumanıyla ak benzimi haşlattı
Gözlerimde morarmalar başlattı,
Sanki çıban oldu tende bu zıkkım...

Hafif bir yokuşu dağ etti bana,
Hayatı bozulmuş bağ etti bana,
Bezdirdi canımdan çoğ ettirdi bana,
Katranı, zehriyle, kanda bu zıkkım...

Sabahları öksürükle kaldırır,
Mikrobuyla her hücreme saldırır,
Sinsice içerden, yıkar öldürür,
Alçak bir tehdittir, canda bu zıkkım...

Aklı olan bu zıkkımı yakmıyor,
Tenezzül ederek, dönüp bakmıyor,
Alışınca hiç aklından çıkmıyor,
Her gün, her vakit, her anda bu zıkkım...

Ulusoy’um, Rabbim versin nefretin,
Bu zıkkımla, kıymeti yok servetin,
En çetin düşmanı, kemiğin etin,
Bir yanda sıhhat, bir yanda u zıkkım

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:42 PM
Soluk Benizli Kızlar

Gönül ağrılarını hissettim gözlerinden
Soluk benizli kızlar su başında düşünür
Kiminin yaş inerken kan dolu gözlerinden
Kiminin gönlünde de küheylanlar eşinir

Kaç zaman ötelerden sayra kılıç yürüyen
Yiğit gönüllü erler aşinaydı gözlere
Ardı sıra gençleri yaka paça sürüyen
Tebessüm yakışırdı gün yanığı yüzlere

Açlarını doyuran hamiyetli kul vardı
Gönülleri işgale uğramamış insanlar
Pencere önlerinde üveyikler oynardı
Gam gönüllü güzeller yiğit halinden anlar

Aşarak gelir akşam güneşten önce keder
Su başında sessizce gözleriyle halleşir
Birkaç ürkek kurbağa derdine ortak eder
Akan sularla gönlü olurken haşir neşir.

Ah eden yüreğinde ne kadar acı saklar
Al poşunun ucuyla gözlerinden yaş siler
Kirazların rengine vurulduğu dudaklar
Kaf dağının ardında bir ümit görse güler

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:42 PM
Son Mevsimi Ömrümün

Son mevsimi ömrümün artık bahar aramam
Bir çığlıktı yürüyen senden gelen sedaya
Bir köhne yürekle belli işe yaramam
Belki de cılız gönlüm şık düşmüyor sevdaya

Aldatılan çocuğun elindeki oyuncak
Dünyada emsali yok içindeki sevgidir
Kopardığın varlığın dönüp de haline bak
Onu öyle atmaya sendeki sebep nedir.

Kir akan gönüllerin günahını yüklendim
Sırtıma vurduğun yük başkasının vebali
Kopardığın sen değil, benden kopan ben kendim
Nasıl olur kendinden kopan insanın hali

Karşımda kara ruhlu bir günahın eseri
Her kapıdan kovulan en mücrim kul ben miyim
Sen çağırdın ben geldim sonra tuttun her yeri
Ruhuna hain olan cürümkâr beden miyim

Dur de bekleyim seni istediğin her yerde
Senin olan bu gamlar bu yürekten gitmesin
İçimi saran korku bağdaş kurmuş bu serde
Zamana koyma beni sevgimi eritmesin

Sersemleşen ruhumu başı boş bırakırsan
Döndüğünde yakacak kül bile bulamazsın
Beni çağırdığın gün bayram ederken bu can
Şimdi kaybolmuş sende sen uzak kalamazsın

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:42 PM
Sona doğru

eskiyen elbiseler yenilenir
yırtığına yama vurur giyersin
eskiyen yıllara bilmem ne denir
yaşlılık bir yerlere götürüyor
ne dersin?

gözlere bakınca görürsün
antikacıda duruşunu
ak boyalar sürülmüş
eski siyah saçlara.
kırıtan kırışıklar/ şık durmuyor.
böylesi tufan nerde görülmüş.

göğsüne uzansan/ verir mi ana
ne helaller artık haramdır.
elinden tutan el hoyrat
yüreğinde yabancılar gezinir.

önüne kaç kelime eklendi
tek kelimelik adın.
direnişin nafile
sözü olmaz inadın
gelirken mihrican
güzde bahar aranmaz.

bir çukur
eni enime boyu boyuma
nasıl nerde veya nasip mi?
her şeyden arınmış
beş/ on metreli kaput...
bir araca binersin/ tabut...
yıkıl karşımdan dünya denen put.
yolumu bekleyenlerim var.
ötelerde hazırlanmış yerim var

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:42 PM
Sorma Bilemem

uykum yok, uykusuzum, sabahı bilmem
yoklukta varlığı hayal eder bir meczup
kara bir nehir çağlar dışarıda/ sularında canlı yok
birkaç gariban kulaç atar, umutları kararmış
sorma nasılsın, diye/ bilemem...

uykum yok,
uykulara muhtaç gözlerim
aralanan perdeden ölgün ışıklar gelir
bir sokak kedisi dolaşır / körleşen karanlıkta
ve boğuşan köpeklerin gürültüsü
sorma nedendir, diye/ bilemem.

güldüğün zamanları hatırlıyorum,
gamzelerde açan gülleri topluyorum/ dudaklarımla
gönlümü gülşen eden duygularla konuşuyorum
ve bir umutsuzluk tüketiyor karşımda seni
sorma nedendir, diye/ bilemem.

kan dolu bir kovada arıyorum sevda incisini
ellerimin kanı yüreğimi boyarken kızıla
açlığını hissediyorum zamanın ihtirasından
beynimi biçen bir aletin alevli sesi/ bozuyor hayallerini.
sorma nedendir, diye/ bilemem.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:42 PM
Suçum Var Benim

Ah, bir kere soran olsa derdimi,
Bakar, görür, nasıl acım var benim,
Derdimi anlayıp, bana yanacak
Ne anam, ne babam, bacım var benim.

Oğul gördüm, atasözü tutmayan
Hayır yola yürümeyen, gitmeyen
Gün geçtikçe artan, ama bitmeyen
Bazı beyinsize öcüm var benim.

Yâr gönlümü, vefâsıza yer etti,
Başkasını göstermedi, kör etti.
Namertleri, başımıza er etti,
Sanma, defedecek gücüm var benim.

Bu kadar yaşadım, hâlime şaştım,
Bu düzenle bilmem nasıl anlaştım,
Bilmem isyan edip, haddimi aştım,
Bilmem affedilmez suçum var benim.

Dostum mu var kalp kapımı yoklayan
Düşmanıma dersin verip haklayan
Hazırlanmış, yüce emri bekleyen
Yürümeye hazır göçüm var benim.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:42 PM
Susukunluğum Hasretimdir

Alevinden dağlar yanar içimdeki sevdanın
Görünmedik yerlerimde ağrıları saklarım
Bir garipleşen hilaldir gönlümde gökkuşağı
Başlangıcı yüreğimden dudağımdaki kanın
İç dünyamı gezip görsen yara baştan aşağı

Bu şehirde gezişimden anlamaz mısın beni
Neden aramam bu sıra düşün güzelim seni

Yırtılan sessizliğe bak sesin ile gamlanır
Sükûneti bozulurken gökyüzüne ağlarım
Özlediğim gülüşlere gel adını yazalım
Kaybolmasın yazık olur isimsizi kim tanır
Çocuksu oyunlarımı yardım et de bozalım

Geride kalan sevdalar ardımızdan gelemez
Yüreğinde yar yarası taşıyanlar gülemez

Dilimin ucunda durur söyletmezsin adını
Yok diyorsun yokluğunla kavuşmak yok diyorsun
Deve yükü kitapları okumuş hatmetmişim
Bin bir zevkle alıyorum ızdırabın tadını
Gönlümü sana bırakıp kırk yıl öte gitmişim

Sırnaşık acılarım var yakamdan inmez gülüm
Bu şehir hem kör hem sağır halimi bilmez gülüm

Kuşandığım silahlarım altımda eşkin atım
Namertlerden yadigârdır boynumdaki madalyon
Sırnaşık sırtlanlar dağdan bağa bela indirir
Kalleşlerin elindeki oyuncaktır hayatım
Sevdalanmış gönülleri dert korkutup sindirir

İçimdeki duyguları zapt eylemek kolay mı?
Senin seviyorum demen yoksa benle alay mı?

Duvarları yıkıyorum tutmak için elini
Zamanın verdiği ahı kanım gibi korurum
Kıştan çıkan mevsimlerin adı oldu sonbahar
Mihricanla yanan güller kesti bülbül dilini
Suskunluğum hasretimdir hasret ne vakte kadar

Hep geleceksin sanırdım artık umudum bitti
İçimdeki muhabbetin umudumu eritti

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:43 PM
Sürgündeki Hayaller

Uzakça diyarlara mecbur eyledin beni
Ne yolları tanıdım, ne yolcuyu bilirim.
Acılarım yüreğimi acıtarak tırmalar
Önümde hayaletler sana doğru gelirim
Şafaklar zift kokulu güneş göstermez seni

Bir kervana takıldım, çöllere düştü yolum
Bağrımdan akan pınar, vermiyor bir damla su
Gittikçe yaklaşırken mukadder olan ölüm
İçimi sarmış gitmez sensizliğin korkusu
Uçsuz dehlizler saklar göstermez seni gülüm

Konuk olduğum konak ölümcül ağrılarda
Kara desen bürünmüş odalar bekler bomboş
En vahşi hayvanların sesi ile orada
Ayak sesim inlerken, ayakların başıboş
Henüz anladım seni gönülsüz baharlarda

Ana kucağından hoş mekânları terk ettim
O çağırdı ben vardım, yokların ülkesine.
Kanatlarım var idi meleklerden aldığım
Sensizliğin derdiyle sana yanarken sîne
Talihe kement vuran sensin yeni fark ettim..

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:43 PM
Şafaktaki Umutlar

Şafaktaki umutlar

Kirli mavileri örter üstüme yorgan gibi,
Uzaklarda sükse yapan, o serseri bulutlar.

Geçirmiş kader boynuma, çelikten urgan gibi,
İşitirim saklılardan, bu urganda umut var.

Hassaslaşan yüreğimde titrek ışıklar gibi,
Bir cılız sevda görünür, şafaktaki umutlar.

Suların yüreği susuz, hicrânın ateşi ile
Vuslat cüret ister ama, yürek köhne umut âr.

Güneş elem kokar şimdi, ufuklar mavi/kara
Vakit yaz, yüreğim ayaz, günü tutan bulut var.

Yürü yorgun gönül yürü, savaş, sevda, kan ister,
Kızıllık içinde biter, sabah olur akşamlar.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:43 PM
Şiirler Özler Seni

Uzun gece bitmiyor sabaha direnip durur
Ruhumda açtığın o yara sızlarken işler
Saat her saat başı yüksek tonda gonk vurur
Yayılır sessizliğime zaman mekan genişler

Yıldızlar penceremden seyreder geçer beni
Gözlerim isyan eder gam bürünüp uykuya.
Masam dağınık durur şiirler özler seni
İnerken siluetin içtiğim berrak suya

Yorulan gözlerime gel görün sonra da git
Gel indir yüreğimi yokuşlar yordu düze
Elimdeki saçların şiir oldu bir beyit
Onunla çıkacağım bu geceden gündüze

Faniliğim alnımda sırıtan kara leke
Ebede yürümeyi ne kadar istiyorum
Varlığında yokluğum olurken müstemleke
Küsmüşken her faniye bana da küs, diyorum…

Cinnet vakti zamanlar gecemi mesken tuttu
Izdırabı eksilmez hasret denen illetin
Yokluğunda hasretin acın bile umuttu
Huzurunu yaşarım senden gelen zilletin

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:43 PM
Şikayet

Ayrı düşen aşıkların, yüreğini yar da bak
Bir parçası kendindeyse, bir parçası yarde bak.

Yılların mihneti ile, sarmış ruhu bedeni
Doktoru çaresiz eden, şu ölümcül derde bak....

Zamanenin zilletine, canla gönül dayanmaz,
Namertlere açmış avuç, şu haşmetli merde bak.

Ana ata hakkı yokmuş, edep erkan töre yok,
Cemiyette yalnız yaşar, gam taşıyan ferde bak...

Yönetenler pazarlıyor, en mukaddes varlığı
Dört zirgile seyran yeri, şu mübarek yurda bak...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:43 PM
Şu efkârlı anımda

sana gam mı yükledim sevdamın telaşıyla
kırılan yüreğini hüznümle sarar mısın
ellerimi tanımaz belki ellerin ama
dalıp bazen kendince gönlünde arar mısın

gözlerimin yandığı şu efkarlı anımda
beklersin umudumla hayalinle yanımda
aşk denen dev dolaşır iliğimde kanımda
senden seni istese yok deyip kırar mısın

avuçların su dökse belki söner bu alev
her hücremi örseler sevda denen koca dev
sus, istersen söyleme yüreğinde saklı sev
bana karşı ne diyor gönlüne sorar mısın

adını andığımda tebessüm eder gamlar
belki bu yüzden bana ölüm vermez akşamlar
içimde yanar yara üzerine kan damlar
ne haldeyim bir anlık zihnini yorar mısın

yaşlanan kimliğimin özünde titret hayat
bitimine yakındır tek seni ister hayat
gönül senin elinde götürüp mezatta sat
benim olan hayatın özünde sen var mısın.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:43 PM
Şu Sarsılan Dünyada

Çığlıklara sessizce haykıran bu duruşum
Katliamlara sebep beni işaret eder
Derbederi benmişim şu sarsılan dünyanın
Akıtılan gözyaşı yanan gönlüme gider

Her nereye gidersem şer bırakmaz peşimi
İlahi nazarları silkeleyip atmışım
Cesaretim tarihin talihsiz köşesinde
İyileşen yaramı elimle kanatmışım

Hikmetler falcıların falı ile bir düştü
Dualar dudaklardan gönüllere inmedi
Gani gönül insanlar imanıda götürdü
Gitti gözlerim yolda hiç birisi dönmedi

Çakallaşan fikirler beynimi emer durur
Sayıları az olan kahramanı ararım
En gizli mahfillerde fiyatımı biçtiler
Kahpelere uymakta muazzez duygularım

Çapaklı gözleriyle gönlüme sırtlan girdi
Alıştırdım bedeni huzur verir felaket
En azgın yaralarım zerre acı vermiyor
Hâlbuki bedenimde koptu kızıl kıyamet.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:43 PM
Şu Üç Günlük Hayatta

Geldim gidiyorum yolum karıştı
Dehlizden dünyayı gördüm yürüdüm
Aklımı sevdamın emrine verdim
Bir başa kırk çorap ördüm yürüdüm.

Tuttuğum aklımda aklım tükendi
Bir yıla uğradım iklim tükendi
Kimler ihya oldu bak kim tükendi
Bu suali bana sordum yürüdüm.

Ortada dolaştım gizli bilindim
Deli devre açık sözlü bilindim
Yar gönlünde okunmadan silindim
Kapısında boyun burdum yürüdüm

Yar gücendi yol boyunca ıradı
Ne o aldı ne ben bildim muradı
İki hayat bilmem neye yaradı
Hep canandan ayrı durdum yürüdüm

Ulu yolun cılız düşen yolcusu
Karnım katık bilmez dudaklarım su
Ulusoy’u soran varsa dorusu
Boş yere kendimi yordum yürüdüm...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:43 PM
Tadı kaçmış âlemim

Ah ömrün sonu yakın dost fersah fersah uzak
Dert tasa yüklenmiş tadı kaçmış âlemin

Ruhumu veren Mevla tertemiz bekler beni
Lakin benim günahımdan davacı arş ve zemin

Yıllara yol gösteren yolların yolcusu yok
Dostluklar dostla gitti kul kuldan değil emin

Ben bahtıma yandıkça yandığım bilinmiyor
Artıyor yüreklerde haset, öfke ve kin

Yel değdi canım üşür canan benden habersiz
Ne tadı var hayatın hayata küskün için

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:43 PM
Tarihsiz Vuslat İçin.

Tarihsiz Vuslat İçin.


Bekliyorum, son anımda ecel denen dostu,
Şu unutulanlar içinde unutulmaz neyim var?
Ağlayarak gelmemiş miydim,
Benden başka ağlayan da olmamıştı zaten.

O gün yavru lezzetini alan ailem,
Bayram edip kurban adarken
memnun olmamıştım ben...

Şimdi geçtim ve geldim elliye yakın yıl,
geride kalan; daralan bir gönül ve bir sevda
Kimselerin bilmediği
Umursuzca, umudumu örselerken bir yılan.
Kim di bana beni müjdeleyen mübarek adam?
Kim di hala bilemem.

Ahır sekili evin tek odasında
Loğusa bir kadın ve ben;
bir insan edasında...

Hatırlamam o vakitler oradakiler ne dedi.
Hangi komşu tuttu sancılarla kıvranan
o kadının ellerini.
Kim sildi alnından dökülen ecel terini?
Ve kim aldı kucağına ilk defa, beni?
Bilemiyorum, hatırlamam.

Nasıl hatırlasın el kadar et parçası.
Ah o vakitte, uçan kuşları görsem
sorsam olup biteni.

Kucaklarda bir bebek, hey yavrum hey,
İhtiyar dedemin gönlünde umut
akıyor yaşı.
Ve eskice bir beze belerken ninem,
dudaklarında derince niyazı, gözlerinde nem.
Sandılar dünyaya yeni güneş doğuyor.

Anlatırdı sonraları olup biteni.
Sözleri bittiğinde sarılır,
der di; böyle severdik seni.

Nerde gönül, nerde o aşk...
Çok aradım, arıyorum, ama heyhaat...
Gözlerinden gönlünü seyrettiğim berrak,
insanlar yok...
Ben o sevdalarla büyüdüm,
Köylük yerde gönül gördüm,
Riya yoktu, fesat nedir,
bilmez idi, adı belli yürekler.
Git, dedi bir gün kader, git dedi,
kanatların dizildi, uçma vaktidir.
Şu tepenin arka yüzünden başlar,
Kafdağına yolculuk...

Çıkış o çıkış; elimde bir küçük bavul,
karlı yoların bahar tadında yolcusu.
Esen fırtınalara dayanmadı kanadım,
ne yaralar taşıdım, nicesiyle kanadım.
Ağrı oldum, acı oldum, sancı oldum ruhumda,
benim için yandım, bana ağladım.

Bekliyorum bu verada, ecel denen,
nur yapılı can dostu;
bekliyorum ukbadaki yoculuğa...
Nasıl, nerde randevumuz bilemem,
Ama her nefeste beklerim, beklerim dostu...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:43 PM
Tek Arzun Ayrılıkmış

Yarında yarın vardı umutların bahçesi
Ayrıkları suladın gülleri sulamadın
Yıkılası dünyanın işvesine kapıldın
Her faniye ulaştın gerçeği bulamadın

Ağlamayı bilmedin ağlayanı seyrettin
İçinde beslediğin bohem aşkın bestesi
Teslim ettiğim gönül vardı nasıl kaybettin
Tükenen hayallerimle en mübarek dost sesi

Sustuğum akşamları yıldızlarla halleştim
Bu şehrin şamatası umudumun sebebi
İçime döndüm artık tırnağımla dert deştim
Gözyaşım ilaç oldu ben derdimin tabibi

Tek arzun ayrılıkmış bunu baştan bilmedim
Hicranın yangınında yanmamak elde değil
Yürüdün bilmediğim yollardan bilemedim
Ben gitmeyi bilmedim kabahat yolda değil.

Buz gibi hayallerin ayazında yangın var
Kelimeler oyuncak şiirler oyun artık
Uzaklarda vefasız hayalimde yar yanar
Açın bir küçük mezar nefsimi koyun artık

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:43 PM
Telefonlar Gelir

Telefonlar Gelir

telefonlar gelir,
uzaklardan, yakınlardan,
tıpkı bir yürek gibi:
___gamlı
________neşeli...
Kulağım telefondadır artık,
ondan ayrı düşeli.
__bazen ümitli,
______bazen endişeli...
Haber beklediğim olur
bazen.
su serpmek için sararan
gönül güllerine.
___duyarım
________dinlerim
o gelir sesinden önce,
eğlenmek vaktidir,
durma gönül derim.
ve isterim,
__güneş gitsin,
_______ay ve yıldız batsın,
isterse en karanlık gününü
yaşasın dünya.
o gelince şen olurken
yüreğim.

ay batsa,
____güneş sönse
_______ne çıkar?

telefonlar gelir,
*******in içinden,
___karanlıklar yakar.
ayazında üşüdüğüm
____________mevsimler.
bahar oldu, yaz oldu.
bütün kızıllıklar mavileşti,
siyahlar beyaz oldu.

telefonları olur *******in,
ağrısız bir özlemin,
katıksız bir şiiri.
____iner mısralara,
_______en uçarı seslerle.
heyecanlı nefeslerle.
telefonları olur
*******in.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:43 PM
Tersine Uyum

Bende uydum, bu düzenin çarkına,
Yola giden, yolda kalsa bana ne.
Komşuluk hukuku, aklıma gelmez
Aç yaşasa, hasta olsa bana ne.

Menfaatsiz, hiçbir işte olamam,
Para yoksa, bildiğimi bilemem
Dostum hastalansa, çıkıp gelemem,
Bırak hastalığı, ölse bana ne.

Hırsım hiç yok idi, arttıkça artmış,
Vicdanım sızlamaz, perdeyi yırtmış,
Müslümana bile, zenginlik şartmış,
Ruhum feyiz ile, dolsa bana ne.

Parası olanı, sever sayarım,
Fırsat verse parasını sayarım,
Parasızı, sanma adam sayarım,
Alim olsa, ilim bilse bana ne.

Böyle değil idim, bozdum kendimi,
Uymadım düzene, üzdüm kendimi,
Hain hanesine, yazdım kendimi,
Artık, doğru beni bulsa bana ne.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:44 PM
Teslim Ettim Ellerine

Teslim ettim ellerine...

Sana saklamam gereken bir sırrı açtım,
Hiç acımadan/ merhametsizce
Teslim ettim ellerine...

Kederli gözlerinde buğulanan duygudur
Benim sana verdiğim o cevhere dikkat et.
Aç bırakma, açıkta koyma
Hele senden başkasına gösterme bile...
Yoksa benim gibi bedbaht olursun...

Kıymetini bilemedim sırrımın,
Teslim ettim ellerine korkmadan.
Aptalca güvenmemdendir belki.,
Belki de sana olan sevgimden.
Acımadan, teslim ettim ellerine...

Biliyordum, uzaklarda ezgin duran bu gönül,
Biliyordum, senden acı yel değer.
Ölür müydü ellerinde bu sevdanın sırrı,
Saklayıp sana vermeseydim eğer.

Sana seni sevdiğimi söylemeyecektim,
Vermeyecektim ellerine bu sırrı...
Koruyacaktım, saklayacaktım koynumda yıllarca,,
O hep kıymetlenecek, büyüyecek, gürbüzleşecekti.
Ama hep benim olacaktı,
Hiçbir kulağa, hiçbir yüreğe layık görmemiştim onu...

Ateşteki gönül göyünmesiydi belki
Belki cansız inerken yüreğine sır denen varlık.
Senin anlayışın mı örseledi, ezdi bilemem.
Yüreğimin en dibinde bir mezarda yatan o
Yüreğimi gece gündüz sızlatan o.

Sana saklamam gereken bir sırrı açtım,
Hiç acımadan/ merhametsizce
Teslim ettim ellerine...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:44 PM
Toprağı Kan Bularken

İnce narin bir beden sessiz rüzgârlar eser
Göyünür gamlı gönül ahı gelir derinden
Saçları su görmemiş günlerce
Uyku akar gözlerinden
Uzaklara dalarken

Bir gece götürülen babasını beklemez
Akacak yaş tükendi çukurca gözlerinden
Hayalinde göğe umut yazarken
Ağrı başlıyor her yerinden
Top ateşi yalarken

Oyun yasaktır artık sırtlan dolu sokaklar
Ebabiller saklanır sokakta gezer filler
Kendine kendinden olanlar bakmaz
Yatar ihanetle gafiller
Seherle gül solarken

Umutları öldüren kardeşin ihaneti
Susarak zalimlere paye veren zihniyet
Bir çıkış yolu yok kahpe insanlık
İman varsa nerede mü’min
Mü’min aman dilerken

Efkârlı ağır yürek sessiz dünyaya küser
İçindeki çığlıklar ses bulamaz sesine
İncecik parmakla siper kazarken
Ateş yağar elbisesine
Toprağı kan bularken

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:44 PM
Tutunamıyorum

duramıyorum, bu çılgın sele karşı
Köklerim iplik iplik teker teker sökülüyor.
Direniyorum, olan gücümle, çırpınıyorum.
Bittiği yerde ümidimin,
Bir el bekliyor gözlerim insanlardan.
Uzanan bir merhamet eli yok, göremiyorum...

Kalabalık seslerin arasında tükendi sesim
Taşların her birinde benden kalan bir parça,
Bu çılgın gidişin önünü alamıyorum.
Asrın fırtınaları bende mecal koymadı
Yüreğimde düğümlenen, saklı kalan hevesim
Bir çıkış yolu var belki/ bulamıyorum....

2

Rahlesinin başında ak sakallı ihtiyar,
Bir merhametli varlığa, varlığıyla sığınmış.
Bir körpe kuzu arar, sürülerde anayı.
Bir küçük masum yılan, korkudan akar gider
Tutunduğu dalların yıkıldığı vakitte
Yuvasından saçılan yavrularla ağlarım.
Bir meskende iskan edip, bir beldede kalamıyorum...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:44 PM
Türkülerle Türk'üm Gelir

Ne zaman ruhumu sarsa bir yeis
Türkülerle Türk’üm gelir aklıma
Sarar benliğimi tarifsiz bir his
Türkülerle Türk’üm gelir aklıma...

Dede Korkut kopuz çaldığı zaman
Anadolu müjde aldığı zaman
Tarihim aklıma geldiği zaman
Türkülerle Türk’üm gelir aklıma.

Evliyanın edebine erişen
Hakikatte birbiriyle yarışan
Abdal olup erenlere karışan
Türkülerle Türk’üm gelir aklıma

Hiç bir müzik türkü yerin tutmuyor
Yüreğime tatlı sızı katmıyor
O olmazsa bülbül gamlı ötmüyor
Türkülerle Türk’üm gelir aklıma

Sevgiliden şikâr naz denilince
Benliği bırakıp biz denilinde
Aşığın bağrında saz denilince
Türkülerle Türk’üm gelir aklıma.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:44 PM
Uç veriridi çiçekler

gelseydin gözlerimde huzur bulurdu uykum
gittin gideli öksüz düşen ümitler ağlar
düğümlerin sırrını kırk büyücü çözemez
sen yokken viranedir baharda bile bağlar
gelseydin tükenirdi içimde saklı korkum

gözlerime koyduğun ayrılığın neminden
çürüyen ağrıların kederine yak beni
artan bunca efkarı hangi yürek taşısın
gittiğin sahralarda Mecnun ile yak beni
çıkayım şu ölümcül ayrılık gündeminden

körük vurma kalbime bir sevdaya yanarken
kilitli kapıların arkasında bekleme
uyandığım sabahlar bir akşama gebedir
gözlerimin feri yok görünürsen bak deme
hayalin hayalimi gam dökerek anarken

gelseydin, yokluğunda artan ağrım dinerdi
uç verirdi çiçekler bahara ermiş gibi
uçuşan böceklerin yürekleri duada
anası yavrusuna göğsünü germiş gibi
mutluluğun lezzeti yüreğime dönerdi.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:44 PM
Ufuk Neden Yaslıdır

Yok muydu yoksa sende bana dair sevgiden
Varsa be muhannet yar böyle uzak kalış neden
Bir derviş şuuruyla yorgun düşen yüreğim
Yaprağı yeşermeyen dalı perişan eden

Güneşi mi batıyor ufuk neden yaslıdır
Gözlerim görmeyeli gamlı gönül paslıdır.
Kerem gibi yanışım bir vefasız yüzünden
Ben beni Kerem bildim sandım ki yar Aslı’dır.

Gözlerinden gönlünü görüp seyre dalardım
Sevdasıyla eriyip aşk kabına dolardım
Seraba koşup durdum yar sen de isem bul beni
Ben olsam ardın sıra yüreğimi salardım

Belli ki sende yokum olsaydım eğer sende
Ağrın acın ne gezer vuslat beklerken bende
Gemim batık deryada, kederinle çökerttin
Kaynattı denizleri aşk ateşi sönende

Bir derviş şuuruyla yorgun düştüm tükendim
Kapında ruhsuz yatan bir serseri var bendim
Bu felaket öncesi ağrılara alıştım
İçimdeki dertleri senin derdinle yendim

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:44 PM
Utancımın Ateşi

Kaçıncı zamandır bu kaçıncı merhalesi
Büyüyen haşarıca bir çocuktur ömrümüz
Dolu dizgin yol alan kısraklarda seyrettim
Bir baktım bahar gelmiş birde baktım gelen güz
Yokluğu var yoluna gönüllüce devrettim

Utancımın ateşi yakar özü kabuğu
Kavil yerinde yokum sözleri unutmuşum
Göklerin kapısını tutan eli öpmedim
Kendimce dünyada büyük bir yer tutmuşum
Uzatıp insanlara gel şu eli öp, dedim.

Tuttuğum endaze bir yerine beş ölçer
Nefsimin hevasına bak neleri terk ettim
Akbabalar dolaşır varlığımın üstünde
Var bildiğim her şeyin yokluğunu fark ettim
Gözlerim merhametle bakar dostun dostunda

Yontulan şuurumu aklımla yele verdim
Yaşadıklarım gitti yaşayacak halim yok
Yakışan hayat değil can çekişen canlıya
Uzanan çağ ötesi eli tutan elim yok
Beni burda eğleyen az sonra biten rüya

Suçlu benim başkası suçuma sebep değil
En cürümkar bir kula gülüp eğlenmek niye
Tek başıma bir hayat benim için güzelmiş
Kapıldım yüreğime yürüdüm sevda diye
Bilemedim usulü yarden acı söz gelmiş

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:44 PM
Uzattığım el senin

Ekmek can ilacıdır, fakirin selesinde
Bana ilaç sevgindir, ekmek aşı istemem
Muhtacım tek kapıda, boynum eğik dururken
Bir başka kapı deme, hiçbir yere gidemem
Gezdiğim kapılardan, hiçbir vefa görmedim
Senden uzak kalsam da, yada meyil vermedim.

Verdiğim sözüm vardı, dünyayı tanımadan
Ayaklarım çığırdan, çıkıp senden ıradı
Önümde sen var iken, sersemce cayıp gittim
Senden ayrı yaşamak, başkasına yaradı
Nice öze düşmanı, dostlardan sayıp gittim
Bindin nefs kızağına, ters yöne kayıp gittim.

Bu macera uzadı, yıldım bu ayrılıktan
Teslim oldum kapında, başım eğik beklerim
Ritmi bozuk sevgiler, sersem etti ruhumu
Elim ayağım kopuk, yolunda emeklerim
Ateşine indirip, varlığımı erittim
Koydum sevda arkına, sana doğru yürüttüm.

Kan deryası hayatı, geçtimse boğulmadan
Yelkenleri doldurup, yönüme sen götürdün
Kanayan yaraların, merhemi sende saklı
En çetin ağrıları, aşkın ile bitirdin
Uzattığım el senin, onu bana sen verdin
Bilmezdim buraları, hayat verip gönderdin.

Yoluna yolcu ettin, kılavuz verdin doğru
Gel gelelim günaha, meylim arttıkça arttı
Hiçbir varım olmadı, bu yokluğun içinde
Benim olmayan varlık, benim gibi şımarttı
Şaşmasın başka yöne, yolum sana gelirken,
Beni senden ayırma, seni sahip bilirken

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:44 PM
Üç Mevsimden Biriydi

Üç mevsimden biriydi, henüz gül mevsiminde
Bülbüllerin gülünü, görmediği zamandı.
Harman yerinden, başı poşu bağlı bir gelin
Görünmedik yerlerde, göyünerek dert yandı
Yüreği gam içinde, bilmem nasıl da/yandı...

Bir el telaşındaydı, avucuna yakışan
Oylum oylum yüreği, gam çıbanı bürümüş.
Ektiği çiçekleri, mihricanda yakılmış
Gözlerinde biriken, gölden yaşlar yürümüş
Bilmediği topraklar, tanımamış, çürümüş

Kınaları gül eden, ince narin parmaklar
İşarete mecalsiz, sevda gönlünde tutsak
Toprak kadar yorgunca, hasat gibi ezilmiş
O ceylanı anmasak, hayalini unutsak
Aklımda bir köşeye, edebiyle büzülmüş

Üç mevsimden biriydi, belki yayla zamanı
Sesiyle tepelerde, yankı veren bir gelin
İki yavru yanında, bir bebe de sırtında
Menekşesi kesilmiş, dağın, yamacın, belin
Kocası şehit olmuş, o bekliyor yurdunda...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:47 PM
Üşüyor Gönül Yurdum

Anlamadığım dilde kırk ayrı makamdasın
İçime işler gamlı bir akşam vakti sesin
Sudaki dalgalarda salınarak gezerken
Urgandaki baş benim kalan birkaç nefesim.

Kan sızan sevdaları en dik yollara vurdum
Umudun ırmakları ulaşmıyor denize
Gariplik ayazında üşüyor gönül yurdum
Mavi gözler yazılmış levhadır ak benize

Bir yanına eğilmiş kör kütük ağaçların
Baharlarla ne işi var yaprak bitmez dalında
Adak tutan aşıklar bez bağlayıp giderler
O sefil bencileyin bekler kendi halinde

Ne vakitlere muhtaç ne bir şeyleri bekler
Bir nefeslik alevler volta vurur rüzgara
Güneşe inanarak mevsimsiz açan çiçek
Değen acı yellerle veda eder bahara

Kafesinde dolaşan yaralı bir kaplanın
Tırmandığı dağların her yerinde yangın var
En ahmak ağızlardan nasihatler dökülür
En iğrenç nefeslerle cebelleşir her bahar

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:47 PM
Van’da Şehit Olan Üç Yiğide

Van’da Şehit Olan Üç Yiğide

Üç delikanlı vardı, Anadolu’dan yetme
Üçü de bir birinden, gözü kara yiğitti.
Kınalandı elleri, İsmail gibi aziz
Yürekleri sımsıcak, sevdaların mekanı
Üçü de kınalı koç gibi askere gitti...

Dağlarında kahpeler, kahpece tuzaklarına
Düşürdüler üçünü,
Üçü de birbirinden, gözü kara yiğitti...

Ağlaşın çınarların, gölgesinde büyüyen
Şehitlerin kanına belenmiş güz çiçekleri
Ağlaşın dertlerine yaş dökerek ülkemin
Arsız suratlarımız yılıştı ağlamadık biz
Bu yüzden bu dağlarda, hain itler seğirtti

Ağlayın mor endamlı ülkemin çiçekleri
Düşürdüler üçünü
Üçü de birbirinden gözü kara yiğitti.

Şimdi Anadolu’ya ateş düştü yanacak
Sönerken yeni tüten, ter-ü taze üç ocak.
Hainlere göz yuman yardakçılar utansın
Ama oralarda hiç isyanlar olmayacak.
Devlet millet bizimde, yönetenler nolacak?

Utansın eve dönüş yasasını çıkaran
Düşürdüler üçünü
Üçü de birbirinden gözü kara yiğitti.

Başsağlığı dileyen baykuş niyetli zevat
Bu milletin seçtiği yukarda oturan zat
Papaz cübbesini giy, ama çaresini bul
Kan dökülür yurdumun, dört bir köşesinde
Kan ağlayan millete bakıp özünü ağlat.

Ağlayın mor endamlı ülkemin çiçekleri
Düşürdüler üçünü
Üçü de birbirinden gözü kara yiğitti.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:47 PM
Var İmiş

Sandım ki dünyada dediğim olur,
Yaptığımı takdir eden var imiş.
Bunca zaman hayli saltanat sürüp,
Boş devranı koyup giden var imiş...

Su yerine akrep döner testinde,
Ne anladın bunca yaşa bastında,
Bu gün dolaştığın mülkün üstünde,
Vakt-i zamanında deden var imiş...

Kimi huzur bulmuş, kimisi çile,
Kimi sevgi görmüş kimisi hile,
Koskoca alemi işaret ile,
Koyun güder gibi güden var imiş...

Kimi pişman olmuş, bağrını döver,
Kimi kaderine başını eğer,
Son nefeste dünya kaç para değer,
Anlarsın insanlar neden var imiş...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:48 PM
Varım

Varım...

Güz mevsimi mihricandan korkarım.
İkindi günü kadar kalan bir ömür
Hedefler uzaklaştı, gayeler yarım.
En tatlı hülyaları, gerçeklerde kaybettim,
Yaşamanın en dibinde bir meskende beklerim.
İrinli tasları bal diyerek sundular
Bilmiyorum ben kendimi hangi yerde kaybettim.

Nelerin vardı vaadinde ey köhne dünya
Hangi amaçlarla yürümeye başladım.
Bitmez ihtirası koyduğunda gönlüme
O gönül ki, aman vermezdi ölüme.
Ama/
Zaman geçti yavaş yavaş erimeye başladım.
Yaşamanın en dibinde bir meskende beklerim...

Ellerimi tutmadan uzatılan eller
Yüreğimi alıp gitti, mihnet çeker gönüller.
Bir avuç zift uğruna yok olurken maviler
Bir nefeslik hayatın neresinde ben varım,
Dün kü çocuk, dünkü yiğit, bu günkü ihtiyarım.
Sorarlar: Nasılsın?
İyiyim dostlar, hem de çok çok iyi,
Hayalimde tahtta tutar seyrederim maziyi.
Çok şükür bu günlerde nefesim var, yaşıyorum.
Sizin anlayacağınız; yaşıyorum ve varım...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:48 PM
Varlık Nerde Hani İz

Sesleri kesin artık, düşsün yakamdan gurbet
Huzurdaki huzuru huzursuzluk almasın
Çivileri yutsun taş toprağın inadına
Görünürde pürüzlü hiç bir varlık kalmasın
Ruhumu örseleyen sana duyduğum hasret

Bülbül telaş içinde sabahta bekler gülü
Güller sabahı özler üstü akşam örtülü

Var mıyım şu yoklukta varlık nerde hani iz
Göğüs döven nefesler hayata işarettir
Hasret duyar her canlı ölümün hoş tadına
Anlamadın hayatın ölüm aşkı nedendir
Neden bu aşkı bilmez anlamaz olmuşuz biz

Derinleşen çizgiler habercidir o ana
Yollar yolu uğratır saklı duran mekâna

Çırpınmadan yürüyen kelebeğin kalbinde
Kırk desenli kanadın duruşuna yanarım
Bir küçük işaretle pes denecek o anı
Düşünmeden durmadan vuruşuna yanarım
Bir edepsiz varlığım kalbim yokluk içinde

Tesellisiz tecelliler yol başında yılandır
Kalk yatma tabutundan ölmüşlüğün yalandır

Bir paslı kilit tuttun varıp açıp girmedin
Yanmaz mısın hüsrana bak geride ne kaldı
Bir nefes huzur için yıktığın dünyaya bak
Şu çıktığın dünyada varlığın bir hamaldı
Hep dışarı baktı göz sen kendini görmedin

Hayata yolu düşse kalıp donacak ölüm
Nefsim inkar etse de bir gün gelir ölümüm

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:48 PM
Varmış

VARMIŞ-

Vefa umdum, çile gördüm, yar sevdadan habersiz.
Korkudan çatlar yüreğim, yâr cânında cân varmış.

Sabahları inileyen, sefil bülbül zevk bilmez,
Onun dünyasını yıkan, acı mihricân varmış.

Derdin fırtınası, dönüp durur gitmez başımdan,
Tükenmedik *******de, doğmak bilmez tan varmış.

Ağlamadan geçmez günüm, yüreğimi dert üzdü,
Yüreğimde dinmez sızı, gözlerimde kan varmış.

Yâr sevdâmı bilemedi, gerçi ben söylemedim,
Aşkı gönülden sezmeye, âşıkta imkân varmış.

Beklerim hep sabah akşam, yâr yolundan geçerken,
Gözgöze gelmemiz için, nasip de bir an varmış...

Ulusoy derdin sırrını, derdi bilen çözermiş,
Bilinmedik sevdâlara, ben gibi kurban varmış.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:49 PM
Vazgeçmek Kolay Değil

biliyorum yolculuk yılların evvelinden
biliyorum sancılar can yakan gözlerinden
biliyorum geçerken dehlizlerden derinden
biliyorum vazgeçmek kolay değil zor şimdi.

hüznün içimde durmaz her yanımı yakıyor
uzaktan gözlerini gönlüme bırakıyor
bir akşam yokluğunda içimi dert yakıyor
sus dersin, hasretinle acım susmuyor şimdi

biliyorum öfkene sebep olan kul benim
biliyorum sana göre yaban benim el benim
biliyorum sırlara yolcu benim yol benim
biliyorum gönlünden dışa sürdü yar beni

varlığımı yakmaya bir yanımda köz durur
gözlerimden gitmeyen rengi meçhul göz durur
hatırımda mıhlanmış verdiğimiz söz durur
o sözler tüm yönleri sana zorluyor şimdi

biliyorum kopardın attın içinden beni
biliyorum reddettin kabul etmeden beni
biliyorum atamam yüreğimden ben seni
biliyorum yaşarken sensiz olmuyor şimdi

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:49 PM
Veda

gel gidiyorum, beni uğurla gel,
bitmez ağrılara baş eğerek.
gideceğim gel/ sıyrılıyorum bütün varlığımdan,
yüreğime buz gibi sen gerek.

şu yalnız çileli gönlümdeki,
hayallere sırt dönerek giderim.
mırıldandığım türküler,
yalnızlığım ve kederim.
çıkar ellerini uğurla beni,
salladığın mendil, kahırlansın kederinden.
ıslanan gözlerini kurula,
bir ah çekmen yeter, taa derinden.
sansın yüreğin
sızılı ve acılı.
çaresizlikten bunalan,
gönlün benden mi davacı.
işte, severken bir gün duymadığın,
çilelerin ölümü.
yüreğine inen hicran kurşunu,
öldü derdin tümü.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:49 PM
Ver Bana Ellerini

bir körpe ceylan gibi bağrına bassan beni
seker miydim dağlarda avcıların önünde
ölüm çığlıklarımla coşup zevke geleni
avuçlarımda yakarken gör kıyamet gününde
yüreğinde bir mekanım yok benim

tahtında öfkelenen azametli hünkarım
kırdığım gün zaferle geleceğim gülleri
zulmün aşinasıyım akıl bitik aşk yarım
yüreğimi uyutur zulmün çelik elleri
yüreğimde öfke ve kin çok benim

kuşkuların özünde sevdamı sana saldım
dönülmedik sahralar önüme ışık tuttu
elalem çekip gitti bir mecnun bir ben kaldım
dönüşünden ümitsiz felek çarkı unuttu
haksızların elindeki hak benim

pencereden çıkan baş seyreder sefilleri
el kadar ekmek için kırk kapıda iz koydum
dehlizlerin dibinde efkarımın gülleri
güneşin tadı ekşi mehtaba bakıp doydum
gün görmedim içim dışım ak benim

baktıkça yanıp durdum şafaklarda yoksun sen
başım göğsüne hasret yıldı dikenden taştan
ölümün bayramlığı hayata kanlı kefen
ver bana ellerini al beni çıkar baştan
emir senin itirazım yok benim

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:49 PM
Verdiğin Acılar

Verdiğin acılar kaç ömür yedi,
Hasretin zor geldi, ağlattı beni.
Kızılca umutlar, ateş renginde,
İndi yüreğime dağlattı beni.

Ufuktan zulmeti gördüm doğarken,
Bulutlar üstüme mihnet yağarken,
Garip başım tek odaya sığarken,
Götürüp gurbete eğletti beni.

Umutsuz sevdanın peşinde kaldım,
Gurbet dağlarının kışında kaldım,
Sevda ateşinin içine daldım,
Eritti, sellerle çağlattı beni.

Bir kere acıyıp bakmadın neden,
Böyle miydim, sana gönül vermeden,
Ömür bitti bir gün yüzün görmeden,
Ruhumla gurbette bağlattı beni...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:49 PM
Verdiğin cevherleri boşalttım...

Verdiğin cevherleri boşalttım yüreğimden
Yerine bir şeyleri başkaları doldurdu.
Bana bir şeyler oldu, kanımda sancılar var
Bu yüzden her yerimden kan akar
Gönlüm alev saçar, gözüm can yakar.

Ruhumda katledildim, katilim ben/ oldum ben
Kaht-ı rical illeti, tutarken memleketi
Kıpkızıl karanlıktır ışığı aydınların
Milletin ruhuna çıban kesilmiş
Benim gönlüm bana yaban kesilmiş...

Tarihim büktüğüm o dudaklara yabancı
Kültürüm kültürsüzler/ elinde oyuncaktır
Irzıma aç bakarken namussuzlar güruhu
Mukaddesat gönlümdeki sızımdır
Öz ilimde mağdur olan kızımdır....

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:49 PM
Yağmadı Yağmur

Yağmadı Yağmur

Yine bu günde yağmadı yağmur,
inmedi rahmet.
Bir göcekte bin ağrı,
susuzluktan bunalmış,
dudakları hararetten
sancı çeken böcekler.
Rahmet için yanar iken boz toprak,
Yine bu günde yağmadı yağmur,
inmedi rahmet.
Yangın yerine benzer dünya,
küllere imrenir eşya,
taş yanık, toprak yanık.
Bitmeyen acıların içinde bekleyen,
çileli gönüller gibi.
Her can el açmış bekler,
sütten kesilmiş analar,
aç bekliyor bebekler.
Deli rüzgar küskün, kaçık bu illerden.
Getirmiyor, hayat yüklü bulutları.
Bu illerden kaçıp giden her bulut,
bilmiyor ki, biten hayal,
sönen umut.
Oyuncakları telef olmuş çocuklar,
rızkı biten hanelerde perişan.
Yuvasında kuş bezgin,
yavruları aç bekler.
Yine bu gün yağmadı yağmur,
inmedi rahmet.
Topraklar susuz, insanlar umutsuz.
Bekleşir, yağmurlar yağana kadar.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:49 PM
Yakar Tüketir

Yakar Tüketir

Derdi yeğin olur bazı insanın
Bir ahı dünyayı yakar tüketir
Kuzusundan ayrı düşse bir koyun
Feryadı yaylayı yakar tüketir

Güven olur insanların merdine
Mert insanın düşen olmaz ardına
Yiğit düşse bir güzelin derdine,
Uykuyu rüyayı yakar tüketir

İnsanı kazanmak insanın kârı
Toprak sabır ile bekler baharı
Aşikar olursa sakladıkları
Bir taşı dünyayı yakar tüketir

Ceremesi ağır olur inadın
Cahil arkadaşın, asi evladın
Saygıdan sevgiden uzak bir kadın
En mutlu yuvayı yakar tüketir

Elbette dünyada her eden bulur
İnsanlar hayattan dersini alır
Evladın acısı çok ağır olur
Anayı babayı yakar tüketir

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:49 PM
Yaklaşma

Yaklaşma

Sitemlenip ağlayarak, benden bana yaklaşma,
Fani beden içindeki, candan câna yaklaşma.

Yaz ağladı, kış ağladı, bahar niçin gamlanır.
Yâr gönlünde gül açınca, mihricâna yaklaşma.

Üç cepheli bir dünya ki, bir tarafı virâne,
Bu viranda beklemekten geldi gınâ yaklaşma,

Yar sinesi gam pınarı, içmek câna hoş gelir,
Dudak vurdum içmek için, kana kana yaklaşma.

Fesat ruhlu ahbap da, şeytan ruhlu dost ise
Şâhların şâhı olsa, o divana yaklaşma.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:49 PM
Yanacaksa Dünya Yansın

Yanacaksa Dünya Yansın

Aşkımızı anlamayan dünya yansın.
Yüreğinde yar saklayan aşıkların
Yarasına/
yanan dünya em sarsın...
Ya da, yanacaksa dünya yansın...

Gülen dudaklarına hasret öpücüğü koyup/ ağlarken
Vuslatın yüreğine inip
Bu şarkıyı söyle sen.
“Yıkıl dünya, bizim için yalansın
seven iki gönül var, hasretle neden yansın
çekilmedik acılara,
sevenler nasıl dayansın”...

yansın, dağları önümüze geren
şu çelimsiz dünya yansın...

bir acılı yel eser seher zamanı
dudakları titreterek üşütür.
Aç pencereni, ben gelirim onunla.
Çünkü acı olan ne var ise ben oyum.
Ağrılara meydan açan
Bir deli Ulusoyum...

Bir korkak tavşan gibi içimdeki yüreğim
Üzerimde dönen hasret kartalı
En yalçın kayalarda yuvam var.

İndiğim gönül sıcak mı sıcak/ güzel mi güzel
Yıkılsın dağları dünyanın
Yuvamı buldum artık.
Acısın bize dünya
Gönül hasrete nasıl dayansın.
yanacaksa dünya yansın.
Sen dünya da değilsin/ nasıl olsa içimdesin.
Bu yüzden yüreğime nakış nakış
Sevdaları örer sesin...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:49 PM
Yanmam Ondan Yanadır

Yanmam Ondan Yanadır

Hicrânı kolay sandım, bir yavruya yanarım.
Benim böyle ağlamam, yanmam ondan yanadır

Bir civân görürsem, hatırıma o geliyor,
Yüreğime ok düşer, hem üzer hem kanadır.

Hâlimi düşünürsen, ne haldeyim anlarsın
Dünyanın her cefâsı, toplanmış hep banadır.

Göz yaşından nem alıp, temelinden çürüyen
Bendeki olan, bahtsız; beden denen binadır.

Herkesin hasretinde, bir başka çile olur
Benimde çilem, derdim, bu feryâdım onadır.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:50 PM
Yar Bilmez Bunu

Yar Bilmez Bunu

Dolandım etrafında, yar dönüp de bakmadı
Vazgeçmeyi istedim, ya gönül bırakmadı.

Taş kesildi varlığım, yoklar ile eş oldum,
Ahı yaktı bağrımı, ateş cismim yakmadı.

Can gözüm göle döndü, ten gözüm perdelendi
Seller bastı gönlümü gözümden yaş akmadı.

Bir tufandır bastı geçti cismi canı yıktı da
Harap oldu varlığım gönül evim yıkmadı.

Ben sustum, dilim durdu gözlerimle konuştum
Anlatam dedim derdim, yar gözüme bakmadı.

Yol tükendi can ilinde, canım candan habersiz
Ümit ettim bilsin diye yar vebalden korkmadı.

Sevmişim yar anlamaz, gönlü virandır sanki,
Girem dedim yar gönlüne, himmet edip sokmadı...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:50 PM
Yar Gelmedin Bir Türlü

Bunca yıldır hasret denen acılara baş eğip,
Ezildikçe ezilmişim, yar gelmedin bir türlü.
Zaman varlığımı damla damla eritti şimdi,
Kapdan kaba süzülmüşüm, yar gelmedin bir türlü.

Kuşlar kanadına aldı, şuurumu götürdü,
Boyun büktüm yaban eller, hürriyetim bitirdi,
Bir sam değdi ak gülümü boz toprağa yatırdı,
Gam çekerek üzülmüşüm, yar gelmedin bir türlü...

Tebessüm dudaklarımdan, yıllar oldu gideli,
Yüreğimde sancılar var, bana veda edeli,
Çekilmedik acılarmış, yaşamamın bedeli,
Hem bezmiş hem bezilmişim, yar gelmedin bir türlü.

Bilinmedik bir Leyla’nın, gamlı mecnunu oldum,
Hasretinden efkar alıp bitmez derdinen doldum,
Bilinmez bir mekan bulup, yıllarca saklı kaldım,
Hainlerce sezilmişim, yar gelmedin bir türlü...

Gamlı gönül heves eder, bu dünyanın nesine,
Ses veren yok yüreğimin, bu acılı sesine,
Bilinmez adımı bulup, gam hanesine,
Kaderimle yazılmışım, yar gelmedin bir türlü.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:50 PM
Yara mı dağlar

Kesti Ferhat için Şirin yolunu
Garibe baç kesen harami dağlar...
Semenderler yiğit yüzü görmedi,
Hayduda yurt olmak töre mi dağlar.

Gönül gözlerimi boşa düşürdü,
Yolumu yolsuzlar sardı şaşırdı
Yüreğimi gam dağından aşırdı
Sızlayan derman mı, yara mı dağlar.

Baykuş nağme kırar o şen bağlarda
Ötme bülbül bitti neşen bağlarda
İlkbaharda cemre düşen bağlarda
Yitirdim bir bahtı kara mı dağlar

Gördüğüm beyazlar kap kara çıktı
Bir ceylan gönlüme hoyratça baktı
Sönmedik ataşa köze bıraktı
Hicranı sızlayan yaramı dağlar

Mihneti acıyı başa düşürdüm
Ektiğim tohumu taşa düşürdüm,
Boş yere fırlattım boşa düşürdüm
Boş dünya bekletir sıramı dağlar

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:50 PM
Yaş İzinden Nakışlar

Bir köy kızının masum duruşu
El açan çingene bebesinde
Çocuk bu/ çocuksu ciğerdeler bakışlar
Ve uzaklardan seyreden
Adam benzeri varlıklar.

Bir kalas duruşu varlığım
Cesedini atıp giden ruh gibi
Çocuk bu/ çocuksu
Elindeki mendiline bakarken
Düşen her kuruşun mutluluğu
Gecikse de akşamlar
Az da olsa mutluluk var

Bir yanık kokusu
Yaraların yüreğinden yürürken
Yapağılaşmış saçlar elsiz
Okşanmayı bilmiyor
Gülerken yananları gördün mü hiç
Parmakları titrerken
Sana uzatılan el yabancı mı

Yaprakları bahar günü dökülen
Çiçeklere yandım bu sabah
Çöllerde savrulan hayal
Dağlara serpilen umut
Ve kara kız.

Göyünen gönlünde hissetmediği
Acıların farkına ben vardım
Çocuk bu/ çocuksu bakışlar
Gözlerinde figan/ elimi tut
Yanağında yaş izinden nakış var.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:50 PM
Yaşıyorum; yaşarken

Yaşıyorum; yaşarken

Yaşıyorum dünyanın bir küçük noktasında,
Benimle beraber, canlılar da yaşıyor.
Kimi bir tatlı söze, kimi yavan ekmeğe,
Kimi üç beş kuzuya, terinde kan taşıyor.

Yer altında mahluk var, yerin üstüne tanık,
Çevresinde felaketler, uçurumlar tutarken,
Gökyüzünde yıldırım, yer yüzünde ben bittim,
Gıpta eder yıldızlar, yanında ay batarken.

Hayat yolu denilen kader çizgisi böyle,
Bilinmez noktalarla, girdaplarla doludur.
Dönmek mümkün değil ki, gitmeyi reddeylesek,
Yolcuların gittiği, tek yönlü yol budur.

Davetsizce geldiğim, yönü meçhul bu yolda,
Yolculardan saklanıp, yerlere gömdüm başı.
Yolumda haramidir, haracı benden alır,
Aynı yolda yürüyen, yolculuk arkadaşı…

Yaşıyorum dünyanın bir kara noktasında,
İçimde sakladığım, mücevherden gafilim,
Göklerin tükendiği, mesafenin bittiği,
En zirve duraklardan, birinde bitti ilim.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:51 PM
Yazı mı Dünya

Yazı mı Dünya

Sabredene gam koymadın yükledin
Bilmem tecelliler yazı mı dünya
İç dünyamı bitmez acılar sardı
Bilen olmaz gizli sızımı dünya...

Bu yol tükenmiyor, nerde son durak
Vuslata ererken başlıyor firak
Dizde mecalim yok, menzil çok ırak
Mihnetler azalttı hızımı dünya

Yüreğim mihnetin derdin pazarı
Kader ayrı kıldı yarandan yarı
Zemheri ayında gördüm baharı
Kışa bedel verdim yazımı dünya...

Mihnet yaylasında gönül eğledim
Sitem ile deli devre söyledim
Bir Temmuz gecesi yolcu eyledim
On yedi yaşına kuzumu dünya

Ne var ise yıkıp geldim boş dolu
Gönül heybem ziynet değil taş dolu
Gözlerimin kanalları yaş dolu
Nasıl zaptedeyim gözümü dünya

Bahtımın bağına bir sultan indi
Adına mübarek varlıktır dendi
Bir anda değişti şeytana döndü
Kanatıp incitti özümü dünya...

İlim meclisinde okudum yazdım
Üstünde mihnetle acıyla gezdim
Verdiğin acıyla gönlümü ezdim
Olmadı bir derdin çözümü dünya...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:51 PM
Yetişemedim

Sen bir deniz oldun ben dağın karı
Eridim bir türlü yetişemedim
Düşürdü kaderim karanlık dibe
Çürüdüm bir türlü yetişemedim

Ettiğim hayırlar vebal kesildi
Yüreğim mihnete hamal kesildi
Hasretle dizimden mecal kesildi
Yürüdüm bir türlü yetişemedim.

Çile diyarına yolcu seçildim
Kurak yerde filiz verdim açıldım
Gövermeden tırpan yedim biçildim
Kurudum bir türlü yetişemedim...

Derman diye kandım en zalim derde
Baş eğdim mert diye ruhu namerde
Bir güzel yolunda bahtımı yerde
Sürüdüm bir türlü yetişemedim.

Ben benden ayrılıp ona giderken
Hayatı aşk için bedel öderken
Mecnun’dan Kerem’den daha da erken
Var idim bir türlü yetişemedim

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:51 PM
Yıldızlara Kızmadım

Diplerden dövüşerek yüze çıkan dalgalar
Işığını öldüren yıldızlara kızmadım
Dişlerinde hayali kendini yer insanlar
İncelen umutların biçimini bozmadım

Soruyorum sokakta sokakların şahına
Bu karmaşık duygular hangi dağın marazı
Hani kurban olmuştum bir özlemin ahına
Yüreğime tebelleş olurken ağrı sızı.

Küllenen her ateşi rüzgârlara sunarsam
Değirmende dolanan iki taşın derdi ne
Senin için yıllarca yandığıma yanarsan
Anlarsın bir ömürü nasıl verdim derdine

Yolculuk yol kesiyor sebeplerde sebep var
İkindiyi akşama taşıyan vakit yaslı
Ağlayan yüreğimin bir yerinde gam ağlar
Kerem’leşen aşığın içinde doğar Aslı

Yokluğun hançerini içimde dolandırma
Çiçeklerin isyanı sana bana değildir
Gönlümü göyündürüp gözümü sulandırma
Gireceksen bekleme gönül kapım açık gir

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:51 PM
Yıllar Var ki

Yıllar var ki sinem göyünür durur,
Beni böyle eden gam mı, yara mı?
Ya ölür kurtulur, ya şifa bulur,
Saraydı doktorlar gelip yaramı.

Ne mihnet ne acım, bitmedi gitti,
Kader varlığımı, yakıp eritti,
Muhannetin derdi ile çürüttü,
Göremedim bir gün bahtı karamı.

Gözlerim yaşını acıdan aldı,
Döktü deniz edip içine daldı,
Bana hatırası bir resim kaldı,
Bilemedim kaderdeki sıramı...

Gönül gönülsüze vuruldu geçmez,
Alışmış hicrana, vuslata göçmez,
Gözlerim fark etmez, idrakim seçmez,
Kaderin yazısı ak mı, kara mı?

Umutlarım bezgin düştü sevdadan,
Bezgin gönül üzgün düştü sevdadan,
Dediler nasibin al git, dünyadan,
Yoksa gedikteki benim sıra mı?

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:52 PM
Yine Şafak Vakti Geldi

Yine Şafak Vakti Geldi

yine şafak vakti geldi, hala uykusuzum.
kan dolu gözlerimde ayrılığın sızısı var.
şarkılar tükendi, yalınlaşan dudaklarımda,
ıssızlaşan dünyamda, varlığım yanarak ağlar.

gelmesin bahar gönül bağıma, güllerim ölmüş,
bülbüllerin inkisârı var, küskündür dünyaya.
zevkten mahrum gönlümdeki, ızdırâba sebep bu,
açılmaz gönül kapım, her ümide, her hülyâya

yâr belası düşman oldu varlığıma, şaşkınım.
kurtuluşum var mı ki, nasıl, ne vakit olacak.
gidenin ardı sıra akan göz yaşlarım şaşkın,
geride yanan bir yürek, kuruyan bir öz kalacak.

sen yine teselli vermek için yanımda bekle,
yaramdan kan diner, kabuk bağlar, ya sızı dinmez.
çalıştım çabaladım, gayretimle, emekle hep,
ömür ecelden korkar, hayatım içime sinmez

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:52 PM
Yinede sen Bilirsin

Beni bekletme yorgunum, hatıralar bunalttı
Şiir yağmuru başlar ortasında kederin
Salıncakta bir körpe çocuk oldu yüreğim
Sallandıkça cilvesi yorar beni kaderin

Beklet ama bekleme elimde zaman erir
Müjde beklerken senden gözüm uzak yollarda
Uzadıkça ******* yorgun düştü benimle
Mevsimlerin ahdi var çekip giden yıllarda

Bahçemde sevişir sabah vakti bir çift kuş
Çiçekleri seyreder içimdeki deli yâr
Çiğ emen dudakları sevgiliyi çağırır
Görmez misin gülleri şevke getirmiş bahar.

Bilmediğim şarkılar çalar eski radyoda
Beni alıp giderken aklıma sen gelirsin
Hani tez dönecektin bekletmeden çabucak
Beni bekletme yılgınım yinede sen bilirsin.

Kavuşmak istiyorum sen bana bekle dersin
Gövdemi zorluyorum sabır denen kapıdan
Gövdemi soktum içeri, gönül kapıda bekler
Girmiyor giremiyor, istemiyor belli can

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:52 PM
Yok musun Yoksa

sen dik yamaçların zirvelerinde
göz kırparak
bana bakarken
ölür ölür dirilirim...

şu yamaçlar şahidimdir
şu tepeler biliyor

elim elinde olmadı
çatlayan yürek benimdi
aradığım tepelerde
yorulan ben idim.
kan-revan bir bedeni
senin için taşıdım dağlara.
titreyen umutları avucumda
senin için korudum.
en dik yamaçların zirvelerinde
bir deli kışta yağan
en edepsiz kar idim.


ne işim vardı buralarda
sımsıcak yataklarım dururken
yanmama sebep nedir hasrete
yüreğimi parçalayan dağlarda.
bir yetim çocuğu aldım hayallerime
hain bir tuzağa düşmüş yiğidi.
ay gün ile yanyana dursun dedim
yıldız yıldız ile barışık
karanlığın her yerinde ışık
her gönülde sevdan olsun istedim..

hala anlamadın beni
bak bu yana
buradayım gör artık.

yaralandım ağrım yok
ufuktaki ağrılara rest çektim
kaybolan her güneşin
kederini taşırım.

şu yamaçlar şahidimdir
şu tepeler biliyor.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:52 PM
Yorgunum

Aradım mecnunu buldum sahrada
Gam yolunda yoldaş oldum yorgunum
Yunus'la gezindik sırlı deryada
Boşaldıkça geri doldum yorgunum

Kaderin dağında kışa tutuldum
Sevdim sevda için taşa tutuldum
Bir densiz güzele boşa tutuldum
Mihnetten usandım yıldım yorgunum

Çeşmeler kan irin döker testime
Pınarlar kum olur akar testime
Kader mihnetini yığdı üstüme
Kalkamadım nâçar kaldım yorgunum

Kenan ilindeki öksüz kuzunun
Kuyuda çekilen derin sızının
Gereği bu imiş meçhul yazının
Her kıssadan hisse aldım yorgunum.

Ulusoy mihnete düştükten sonra
Neyleyim iş işten geçtikten sonra
Yar ile arayı açtıktan sonra
El gönlüne gönül saldım yorgunum...

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:52 PM
Yüreğim Çöl Gezgini

Hayaller umut arar, kan boyalı dağlarda
Ömür yiyen rüzgarlar, varlığımı savurur
Attığım oltalarda, yılan çiyan dizili
Kanayan ağrıların, kan olup dışa vurur.
Gül desenli dikenler, bülbül arar bağlarda
Uyku bilmez gözlerim, ateş yatakta uyur.

Ninni söyleyen ana, buzdağında uykuda
Yağan yağmurlar kara, çamur kesilir akar
Nefesimi tutmuşum, gözlerim yüreğinde
Esarete susamış, hayalim sana bakar
Yıktığım hayal asi, sevdiğim benden bezgin
Göz yaşım nur kesilir, gönlümü yuyup yıkar

Nem kokulu mahzenler, duyguların meskeni
Çürümüş kapıların kilidini dost tutar
Hesapsız bir hayatı, kurnazlara yedirdim
Sinemi saran çıban, ağrısıyla gam yutar
Bu alemde adıma, yalnız bahtsız dedirdim
Kovanım bal yüküdür, sevdiğim zehir katar

Çıktığım yol mübarek, yolcular yol bezgini
Gezdiğim viraneler, baykuşlar arkadaşım
Hasretim şanlı Leyla, yüreğim çöl gezgini
Ferhat’ın külüngünün, önünde durur başım
Susayan su yorgunu, gönlüm hasret ezgini
Şu dünyada bulunmaz, bana ait tek taşım

İndiğim toprak çorak, çekirdek çağa kırgın
Atmış beni bağrından, karanlık koca şehir
Sehpada duran mahkum, son sözünü söylemez
Denizden dağa yürür, akarken şaşkın nehir
En vefalı kulların, içinde vehim dolu
Bu zehirin içinde, saklı durur panzehir

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:52 PM
Yüreğim Sende

üç tutam mercimek, derdi anam varlığa
ağrılarda acılarda gözlerin
bir elim yakandadır, bir elim yüreğinde
yüreğim sende.
harabelere yorgun düşen sarhoşun bu alemde işi ne
neden ısrar eder hayata
neden boşu boşuna.

gitmek sancıları almaktır ağrıların üstünden
soğuyan yaraların üzerine kül düşer
zifte bulanmış nasibim
üzerine demet demet gül düşer.
açan her çiğdemin üşüdüğü ayazlar
doruklara kısmet çıkar yol düşer.

bir küheylan çıkışıdır dağlarına sevdanın
ezilen çiçeklerin acısına ağlarım
ırgalanan dalların düşürdüğü her yaprak
kaç zamana el açar ağlayarak.
kaç solucan kıvranır
kaçtıkça yüreği yanar ceylanın.

harfleri örselenen mısraların
yüreğine gözlerimden yaş düşer
bana beni aratıyor hayalin
ömrümden her acıda kucak kucak taş düşer
yürüyüşü can inciten sevgili
dur gitme
kahrı zor bilinmedik ağrıların.

görmediğim gözlerine inen gönüle acı
bir gün kurulursa divan
bil ki gönlüm sana senden davacı

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:52 PM
Yüreğinde Aşk Yoksa

beni al götür ve yaz bir yerine yüreğin
sen oku başkası ne anlasın ne bilsin
yapma gül başında sefil bülbül neylesin
yüreğinde aşk yoksa ne görünsün ne gelsin

sırtlanların masalı beni anlatır sana
sevgisize insanlar kemik, deri ve ettir
gittiğinden beridir ne haldeyim baksana
sevgisiz hayallerin sevenlere ibrettir.

adımı yazdığım kalp başka elde dolaşır,
yıkanmış yorgunluğun gölgesi üzerinde
hummalı bir yolculuk gidenler efkar taşır
ben ise bekliyorum yolun bitmez yerinde

ben kahırlı geceye ağıtımı dökerken
şafakları karartan zift kesildi bakışın
yolcular aşk bezgini vakit henüz pek erken
nasıl gitti zoruma terk edip bırakışın

bir yapraklık bahardı çiçeğe dal durmadı
ırmaklarda inleyiş hasretidir dağların
yazdığım şiirlerin gamı sana varmadı
kargalar efendisi gül yetişen bağların

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:52 PM
Yüreğinde Tut güzel

Henüz göremediğim gözlerinde öfke var
Hüzünlü bulutları seyrederim yanarak
Kısık sesli rüzgârın getirdiği gam efkâr
Gittim deme gidilmez mıhlı sevgin kalbimde
Sen bendesin güzelim gidemezsin hep bende

Bahtıma yazı yazan seni ihmal etmemiş
Yüreğim ellerinde ellerin yüreğimde
Sökmeye çalıştın ya demek ki aşk bitmemiş
Ne kadar ihtişamlı gürleşerek büyüyor
Ak bahtımın üstünde kara sevda uyuyor

Başkalarını gördüm etrafımda dolanan
Senin ruhun ruhumu efsunuyla bürümüş
İçimde efkârınla yüreğim oldu yanan
Yenilgisi ölümden acı geldi sevginin
Ben seni sevdim gülüm sebebi ne bu kinin.

Terk ettiğim zamanlar yıldızlarla el ele
Gök çiçeği hayaller hayalimden çok uzak
Ahir ömüre doğru başımdaki velvele
Baharı sarmalayan cemreleri al getir
Yaralı zamanların merhemini bul getir

Kınalı parmaklar gül tutar gül kızlarda
İçindeki evhamı hangi güzel taşıyor
Kaybet öfkeyi kini mehtapta yıldızlarda
Ayırma gözlerini yüreğimde tut güzel
Ben her şeyi unuttum gel sende unut güzel

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:53 PM
Zaman Zillete Düştü

Sözlerimin özünü yırtar gam gönüllü yar
Kan sızar manalardan kelimeler kederli
Akşam sabah mahzundur zaman zillete düştü
Çıbanların sardığı ruhumdaki ağrılar
Yüreğimde yer bulan hasret narıyla yanar.

Nefret ettiğin gönül kazınmış yüreğine
Zorlayarak tuttuğun tutunduğun zamanlar
Sen beni saçlarının taç eyle tellerine
Dua et kandillerde en güzel dileğine
Sırnaşık sevdaların içinde beklet yine

Ektiğim tarlalarda ayrık biter her zaman
Çılgınca toprağına bağlanan ruhumda sen
Gözyaşımla yetişen umutları öldürme
Git dersin gidilmiyor gönül dinlemez aman
Vesvese gönüldeyse tükenir, kalmaz iman

Bahtımın yaylasında yar baharı aramaz
Bilinmedik ayaklar yüreğimde gezinir
Tozlanan şuurumu bir nefesle temizle
Kayıplara karışan kaybettiğin aramaz
Menzilinden habersiz menziline varamaz

Dülgerlerin elinde doğranırım çaresiz
Seyrettiğim uykular kâbusuyla ürkütür
Yaşamayı öğrenmek yaşayana gerekir
Gelişim mahzuncadır gidişim sakin sessiz
Adım sanım silinir koymadım geride iz.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:53 PM
Zamanı Gelince

Zamanı Gelince

Her şeyin sahibi odur,
Verir zamanı gelince.
Doğarken görmez her çocuk,
Görür zamanı gelince.

Emri ile bahar gelir,
Dallar canlanıp yeşerir,
Çiçek açar, meyve verir,
Kurur zamanı gelince.

Dumandır dağların varı,
Sabırla bekler baharı,
Zirvesinde duran karı,
Erir zamanı gelince.

Her nefsin ıslahı gerek,
Hesap günün düşünerek,
Girip mezarlığa tek tek,
Çürür zamanı gelince.

Güle benzeyen bebekler,
Şefkat ister, sevgi bekler,
Dizleri tutmaz emekler,
Yürür zamanı gelince.

Uzun tutma hevesini,
slaha çalış nefsini,
Ecel ölüm pençesini,
Vurur zamanı gelince.

Ulusoy’um bakmaz çağa,
Hazan vurduğunda bağa,
Musalladan mezarlığa,
Varır zamanı gelince.

GooD aNd EvıL
04-14-2009, 05:53 PM
Zincirleme Divan

Zincirleme Divan

Ölüler yanmıyormuş, niye yansın ölüler,
Dünyanın düzeni budur, göz ağlarken el güler,
Üst üste yığılı durur, dağlar gibi sevgiler,
Düzene uymuş gönüller, öfke alır kin satar

Kin satılan pazarlarda, kor benizli insanlar,
Sevdalanan gönüllerden, puşt nefisli ne anlar,
Azrailin mezatında dolanır bunca canlar,
Bilmezler ki bu pazarda, ölüm alan can satar.

Ölüm alan can satarken, geçer asıl aleme,
Bu bir türlü ticarettir, sığmaz defter kaleme,
Alan satan memnundur ya, kalan düşer eleme,
Yerine doğan her insan, yarın alır dün satar.

Yarın alan dün satarken, bu pazardan kâr çıkar,
Bir ırmaktır ki dolanır, gider denize akar,
İnsan insana düşmandır, dostlar bile can yakar,
İhanetin pazarında, irin alan kan satar.