Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Ertuğrul Şakar


Sayfa : [1] 2

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:06 PM
.....Kimsesizim Ey.....

Acının türküsü yürek tırmalar
Bir hüzün durdukça o yanık seste
Akşam çöktükçe,duruldukça sular
Ve çaldıkça gönülde mahur beste

Yar sevda hasretinde,ana bir yavru
Kıyma anam,kıyma yarim,kıyma hey
Bu dağlar yücedir sesim ulaşmaz
Yapayalnız akşamlarda kimsesizim ey...

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:06 PM
....Umu.....

Daha tatmadın umutsuzluğun çaresizliğini
Hissettiğin gerçekleşmeyen hayaller sadece
Acıyı duymak kezzap gibi
Boşluklarda gerilmiş azap gibi
Kanlanmış avuçlar gibi
Bilmiyorsun ki umutsuzluğu

Umut senin tat tuzluğun
Biraz uykusuzluğun
Belki de huysuzluğun

Daha tatmadan umutsuzluğu
Bilemezsin umudu
Ağaçta tomur gibi
Bir vadide sur gibi
Karanlıkta nur gibi

Tekrar düşün iyice
Bir yorum bul yenice
Umutsuzluk sanarak
Hüzünlere kanarak
Yitirme umudunu

Umu
Kumu
Umut
Dökülüyor ellerinden

Tutmalısın
Soğumadan
Çiçekler açacak bir sabah
Gün doğmadan daha...

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:06 PM
...Mutluluk Şarabı Mayıs

Ben yeşillendim
Ağaç yeşillendi
Bahara taşındık

Ben çoşku döktüm
Ağaç çiçek
Beyazlı, pembeli, morlu

Bende aşk bir meyve
Ağaçta elma, kiraz, nar
Yaza doğru bir bahar

Ben yağmurlarla yıkanırım
Ağaç yağmurlarla
İliklerimizde can suyu

Ver elini ağaç
Ver elini bahar
Yeryüzü yeniden kurulsun

Raksın eteğinde ben
Buludun içinde ağaç
Mutluluk şarabı Mayıs

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
..Kutlu Doğum...

Rebiülevvelin onikisi, pazartesi
Kainat sarayının en anlamlı gecesi

Şafağın bağrı kor,cisim ateşi sönmüştür
Güneşe ışık veren cemal nur görünmüştür

Doğum sokağı kutlu, umutlu beklenenden
Cihanın canı doğan en muhterem anneden

Yüzü nurdan kadınlar zaman ve mekan dışı
Yüzyıllardan gelirler tarihin aklı şaşı

Firavun’un eşi Asiye başucu bekler
İmran kızı Meryem, hur-i in, nice melekler

En büyük yolcu için müjde sancısı ve ter
Susayan Amine mi, cihan ondan da beter

Bir bardak su verdiler ve “içiniz “ dediler
Etrafında sevgiden pervane kesildiler

Sütten ak, kardan soğuk, içimi baldan tatlı
Bir su; idrake yetkin değildir insan aklı

Nur mahşeri süsledi, sardı, o gece arşı
Şereflendirdi mahlukatı, sabaha karşı

Abdurrahman bin Avf(s.a.v) ’ın annesi Şiffa
El verdi peygamberimize bu dünyada ilk defa

Ay gibi cehresiyle mübarek zuhur etti
Ne büyük tecellidir kainatı diriltti

Her taraf nur rahmeti, Alem muazzam ihya
Pak ol ihsan deryasında ey günahkar dünya

Bir öksüz ki, alem onun öksüzüdür
Onsuz can dembeste ve yer, gök, yıldız ölüdür

Karanlık ufuklarda “ a’taynak “ bir nurdur O
Nice alemlerin sultanına sultandır O

“Allah yardımcın olsun “ dedi meçhulden bir ses
Dünyayı gördü gözü, nazar etti ve nefes

Gayya çukurlarında dolaşır küfür pisi
Kayzerler ve kisralar cehennem meşalesi

Nefesinden sonsuz misk kokusu yayılırdı
Gören gözler ilahi cezbeden bayılırdı

İpekten yumuşaktı,manzur münevver cildi
Muazzez vücudu da güçlü, orta haldeydi

Sevimli nezih cismi beyaz ve nuraniydi
Tebessüm, latif bir pembelik, onun rengiydi

Berrak göğsü ve mühürlü mübarek omuzu
Taşır güvercin yumurtası gibi rumuzu

Parlak alnı geniş, hilal kaşları uzunca
Avlar ceylan ruhu ala gözleri vurunca

Yaratılmış olanların eşsiz güzeliydi
Gülümsedikçe sanki yerler gökler gülerdi

Ey alemin önderi, Ey şefaat güneşi
Çırpınan insanlığa cömertlik, kerem eli

Ey herkesin yükünü çeken, Ey merhamet eden
Ey günahkarların sığınağı. Ey sevilen

Ey iltifat ve lütuf sağınağı, Ey Seven
Ey alemin tabibi, derman, şifa bahşeden

Sayısız eksiğimizle iltica kapımız
Varlığıyla aklın toz olduğu Sultanımız

Seni anmaktan aciz, anlamaktan da uzak
Varlık seni taklitte, sensiz var oluş tuzak

Milyonlarca senedir beklenen gelip geçerde
Hala mı madde, hala mı ruh çare olur derde

Eğer senin deryandan bir damla alabilsek
Buhranlar nasıl biter, denesek, görebilsek

Omzumda günahtan dağlar var Resulullah
Şefaatinin hedefine yöneldik Resulullah

İnananlar dertli, yaralı kalpler kan ağlar
Layık değiliz, lakin mümin ümidimiz var
ERTUĞRUL ŞAKAR

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Adliye Koridorlarında

Adliye koridorlarında
Bir gün başlar
Beklerim umudu
Yaşarım telaşı

Açılır dosyalar
Kapanır dosyalar
Yazar bir klavye durmadan
Hep kaderi duyarım içimde

Sesler kesilmez sesler
Hüküm bir sessizlik çiçeğidir
Bir terazi tartar
Yasa maddelerini

Bir hakim beklersin
Yolcu bekler gibi
Akrep ve yelkovan işler
Sabit ve dikeydir kapı

Adliye koridorlarında
Gün,güneş, zaman gider
Bekleyerek gidersin
Sabırla bir karara
20.07.2005 saat.11.00

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Ah Şiir

Su bardakta ne kadar gerçek
Taş bir heykelde

Neden kendimi tanıyamıyorum
Kalıplar içinde

Gelin arabasından bir dua yükselir
İner bir basamak daha bir gelin

Dostlar tanımam için vardır
Betonu delmiş bir çiçek

Başıboşluğun adını cumartesi koydum
Zaman hamağında ki keyfim

Kaçamak gibi yüzümde ki pembe
Ah merak, ah aşk, ah şiir

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Akşamın Deresi

Yak da git alev alev gönül penceresini
Boya; kızıllığınla akşamın deresini
Yangınlarımı kanat, kan rengi gözlerinle
Lav akışlarla boya yeryüzü küresini

Üzerime sür de dur, al giyinen karayı
Deş sen çakallar gibi, sevda yükü yarayı
Beni yerden yere çal, yenilsin omuzlarım
Kırmızı dudağından kur kıyamet sarayı

Sevginin kuleleri hayalete dönüşsün
Sarhoş bulutlar şimdi kadehlerle öpüşsün
Gerçek diye ne varsa silinsin baştan başa
Yalanlar gerçek olsun, aşk uğruna dövüşsün

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Alacakaranlık Bu Sevda

Kara *******in yıldızları gibi bakan gözlerin
Üşümüş çiğ tanelerince gözlerime konuyor
Alacakaranlık bu sevda

Tül dökülüşlerinde bir hüzün çağırıyor
Beklenmedik çalkalanışlarla gönlümü
Deniz basması gibi yıkılıyorum esmerce

Sıcak ve soğuk arasında bir duvar nasıl olur
Bir duvar çiçek açar mı ansızın
Ansızın dinmek bilmeyen bir yağmur
Bir yağmur bekletilmek tanımayan sızın

Ben ben tepelerinde terkedildim
Terkedildim beyza umutlarla *******e
******* çekingen kelimeleri sever bildim
Bildim yürek aşk saklıyor hecelere

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Alıp Çileseydin Beni

Gitmeden evvel
Ne olurdu dinleseydin beni

Alıp veremediğimiz neydi
Bir umuda bileseydin beni

İşte sabah, işte akşam; hayat bu
Alıp kalburlarda eleseydin beni

Karanlık, aydınlık, nedir gölge
Kuru bir gönle alıp çileseydin beni

Gittiğin ufuklara düşmeden önce
Yanında kısrak gibi yeleseydin beni

Akşamı giyinirken odamda acı
Ne olur bir kerecik dileseydin beni

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Allahım

Allahım
Bana değer veriyorsun ya
Beni seviyorsun ya
Bende seviyorum yarattıklarını
Değerli görüyorum kendimi
Senin ayetin olduğum için
Senin için

Vuslat
Perdelerin kalktığı an
En muhteşem zaman
En harika mekan
Vuslatını nasip eyle
Ey Rahim,Ey Rahman

Sana giden yollarda
Suç
Günah
Ateş
Karıştı birbirine
Ulaştır Allahım
Visaline
Visaline

Allahım
Sonsuz Varlığın için şükürler olsun
Bu fani bedenim içinde bana değer verdin
Maddemi ruhlandırdın
Düşünce verdin
Eşyayı tanıttın
Kavramayı öğrettin
Eleştiriyi

Allahım
Sevmeyi öğrettin
Aşkın aysberk dolu kutuplarını
Ya da ekvator sıcağı gibi
Yanmış sevgileri
Seni tanımayı öğrettin
Seni bilmem için
Kulluk şerefi verdin

Allahım
Mutluyum korkularımın içinde
Korkuyorum sevinçlerimin içinde
Göklerinden düşmek istemiyorum
Ateş kuyularına

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Altı Nisan Sessizliği

Güneş ve mutluluk tasında uyandım
Alaca karanlık yorganların içinden

Gözlüklerim daha bir oturmuştu ışığa
Kuşlar gibi sevdalanmıştı içim pır pır

Avukatlar günüydü beş nisan sahi
Eş dost hatırlamadan unutularak gitti

Kırıştırılmış yüz çizgilerinde insanlar çok ciddi
Çok ciddi ve soğuk dost olmaya

Sevmemeliyim desem de yapamıyorum
Her yaprağa, her ışığa gözüm kayıyor

Ağlak kızların alçacık çenelerinde çiçek
Gabar Dağında bahar kan sızıyor

Bir gövde büroda, bir gönül yasa tanımaz bir pergel
Önü kesilmş maddeler kalın kalın kitablarda

Sakın elindeki ve içindekileri lekeleme
Senin şelale akışlarını hep seyrediyorum

Altı nisan sessizliğinde bıyıklarım beyazlıyor
Kar beyazı çiçek beyazı gibi dönüşüyor aşka

Uysal bir oya gibi tabiat eteklerimde
Çok sessiz çiçeklenelim, pekala, birden

Pekala, bir avukatta çiçek takabilir bir yüreğe
Yeniden ölçmek için bir yüreğin debisini

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
An Anılara Gömülmeden Gel

Bir an ne kadar önemli
Her an bir başka an

Kaybetmeden bir nefesi
Duymalı en duru sesi

An açan bir çiçek
Solmadan koklanmalı

Gel cimri ol alabildiğince
Hovardaca saçma zamanı

Yaşamaksa tadım tadım
Hayat olmalı adım, soyadım

An anılara gömülmeden gel
Uzanırken mutluluk dediğin el

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Anla

Yüzleş ölümünle
Hayatı ne kadar sevdiğini anla

İçindeki söyleyemediğin tutku
Seni düşman kılan zamanla

Kaçma korkularından,ver elini
Şeytandan kaçırdığın imanla

Sevdiğini şimdi söyle,seviyorsan eğer
Yaşayamazsın nefret sarkacında zanla

Korkma bir şey isterken,elma gibi
Karşılaşırsan,sarılmış bir yılanla

Düştüm ki düşüşüm ölçü bilmez
Aldatma kendini türlü yalanla

Gel,ölümünü iç kevser gibi
Yaşa ölümün ulaşamadığı canla

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Anlatacağım İçimi

Anlatacağım içimi
Kulaklarında şenlik
Anlatabilecek miyim kendimi
Kulaklar binlik onbinlik


Düşmanda yorulur
Yalnız bir savaşı özler
Pencerelerde bayraklar
Harp biter
Askerler gelir,barış gelmez

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Anne

Bir çocuğum sanki hiç büyümemiş
Seninle birlikte olunca anne
Hayat yokuşunda hiç yürümemiş
Dizinin dibinde kalınca anne

Mevsim bahar ise sensin tabiat
Gönlüm bir kuş olsa olursun kanat
Gözlerin ruhumda en büyük sanat
Sevgin her hücreme dolunca anne

Ne güneş isterim,ne ay,ne dünya
Gördüğüm en güzel en güzel rüya
İstemem başka bir hayal ve hülya
Mutluyum yanıma gelince anne

Seninle içiçe mevsimler,yıllar
Koşsun sana doğru gittiğim yollar
Sırtımı okşayan buselik kollar
Kurbanın olayım yolunca anne

Şenlenir seninle kapımın önü
Hayalin doldurur bütün bir günü
Kelime bulamam övmeye seni
Ben bir çiçeğinim dalınca anne

Gönül fırtınamı gözün dindirir
Öfkemi şefkatli sözün dindirir
Hüzün yağmurumu yüzün dindirir
Dünya benim olur gülünce anne

Cennet ayağının altında pınar
Sevdam bir kelebek,yanına konar
Doyumsuz bir hasret içimde yanar
Sürükleniyorum selince anne

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Aralık Ayının Koridorunda

Aralık ayının koridorunda
Beni sakla sıcak yüreğinde
Söz diye neye değer veriyorsan
Ses,melodi,titreşim

Kimse bilmesin varsın
Ayazın,karın,yağmurun arasında
sıcak bir yüreğin atışını

Yaşamak var ya gider ayak
Kimsenin göremediği bir havada
Ruh dediğimiz sonsuzluğa uzanan bir iklimde
Ve gözlerinde
Ve kulaklarında

Parıldarsan,şarıldarsan,ben duyacağım
Paltomun içinde müzmin görünüp
Görünüp,görünüp kaybolacağım
Yeşil yaprakların bittiği yerde
Son daldan düşen ben olacağım

Uyuma diye haykır bana
Seslen kapanan göz kapaklarıma
Geçen günler geçti
Kalan bir kaç yaprak yeni yıla

Aralık ayına dalacaksın
Son seviyi sunmak için bana
Harçlığı yaşam olan
Sevgiyi kutsasana

Seni benliğime alıyorum
Bu aralık ayında
Uzun bir aralık da bırakıyorum
Döne döne bana gelmen için
24.12.2004

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Ararım

Tercümeye gerek olmasa bile
Zambak bakışları yüzde ararım
Gözlerim yüzüne konmasa bile
Şekil şekil seni özde ararım

Fırtına içimde yıllardır bitmez
Hasret kervanları bir adım gitmez
Sanat dediğin şey özleme yetmez
Benle paylaştığın sözde ararım

Tebessüm yangının gülen şeklidir
Sevdanın zincirle gelen şeklidir
Suskunluk ruhumun selen şeklidir
Ilgıt ılgıt düşen hazda ararım

Mahçup gülüşünü serdiğim köşke
Mutlu nağmelerle dolsaydık keşke
Tellerle titreyip ağlayan aşka
Yanık türkü yakan sazda ararım

Sevmenin ucunda sevilmekte var
Sevda burçlarından kovulmakta var
Ölüm gibi sonsuz savrulmakta var
Son baharım diye güzde ararım

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Aşk Sabırsızlık Çeker Sabırda

Bir son var diye bekleyecek miyiz
Kilitli arzularımızın karanlığını
Aşk sabırsızlık çeker sabırda

Sözlerin saklandığı kuyularda
Kaderin sarsılmayan tiranlığını
Hayal bakışlarımıza ekleyecek miyiz

Nefreti öğrendik sessiz zamanda
Bekleyen soruların varlığını
Çelik kafeslerle çevrilmiş düşler, acımasız

İşlenmiş bir dantel gibi yamasız
Bıraktın ardında şiir duyarlığını
Aşk son teldi bu kemanda

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Aşk Sofrasında ki Kadeh ve Mey

Ses çağrıdır, hareket çağrı
Renk boyar durmadan ışık
Yürek insan olana ağrı
Sevmek, yeni elbise gibi şık

Bir tuhaf hissederim kendimi
Her duygu esintisinde yaprakça
Bütün kirlenmiş renklerin birlikteliği
Nasıl da biter akça pakça

Hissedebilmektir herşey
Tadı,kokuyu, varlığı
Aşk sofrasında ki kadeh ve mey
Sadece bir zaman darlığı

Sonlu'nun yankısı konaklıdır
Sonsuz ses ebediyet
Bir ip üzerinde uzan, dur
Başka boyutları seyret

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Aşk Ve Sabır Söz Kepazesi

Suskularımın buruk tadında
Yaşamın desenleri çizili
Ötesinde ne var hiç bakmadın mı
Hasret ve umutlar boncuklarla dizili
Her zaman olduğu gibi inanmadın mı

İnançlıksızlarınla sevebiliyorum seni
Sınırsız tortulardır günün mezesi
Şiiri seviyorsun ya gün günden yeni
Aşk ve sabır söz kepazesi
Giy çıkar şiir elbiseni

Sözlerin boyalarını kazı bir kez
Bir kez beni anlayabilsen ne olur
Bir kez güvensizliklerini al ez
Bir garip dua gibi seni solur
Suskular hayal kırığı umutlarla melez

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Aşkı Nefret Trenlerinde Bıraktık

Heyecanlarımdan başka hiçbir şey yok elimde
Sahillerin suyunda yürümekten başka

Sevmek varken sevmemekte direnen aşklarımızla
Ne kadar krokiler karaladık buruşuk kağıtlara

Aşkı nefret trenlerinde bıraktık çaresiz
Zaman ödemelerinde kadere ilmekler attık

Beni bulmak ve beni anlatmak olmalıydı sözüm
Hep sende kırık bir plak gibi takılıp yattık

Tanıyor muydun yeryüzünü ve beni bilmiyorum
Geçmişin bahçelerinde üzümler tattık

Her anafor ters bir piramit gibi durur
Bazen de birbirimize birer sırattık

Gece yarısı ve sabah düşünceleri bir olmuyor
Hayallerimizi uçurduk, belki de böyle battık

Yine seni anlamaya çalışmam hep nafile
Ebruli bir renk katamıyorum su üzerinde aşka

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Ay'ın Gümüş Gözyaşları

Ay gümüş gözyaşlarını yaydı
Karanlık dünyasına insanların
Ay niçin şahidi olaydı,
İnsanların saklandığı karanlıkların

Yıldızların parlamasında suçu yok
Kaç yıldız olduğunu bile bilmez gökyüzünde
Yeryüzünün yörüngesinde bir ok
Bekçiliği için bir şey yok elinde

Ay'ın gümüş gözyaşları aynamda
Bana hüzün sunuyor tas tas
Ay suçlu değil bu sevdanın sonunda
Benimdir sana duyduğum ihtiras

Ay'ı ben ağlattım bu perişanlığımda
Benim için ağlıyor desem yeri
Ay her gece bulutların ardında
Gözyaşlarıyla seyrediyor sevenleri

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Aylardan Kasım

Aylardan kasım
Bu ilk değil aksırışım
Düşen her bir yaprak
Parçalanan aşkım
Kocaman leylekler sıcak iklimlerde
Ben serçelerle
Başbaşa kalmışım

Yağar biteviye yağmur
Şehir sisli
Hayat kavisli
İçimde bir dişli
Sıkar ha sıkar

Ey sevgi dediğim umut
Gel...
Beni bu karanlıkdan çıkar

Aylardan kasım
Yağmur yağmur aşkım
Ağlar

Sevmek
Karakışa
Emanet

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Ayrılık Başlangıçta Vardı

Ayrılık başlangıçta vardı
Gün ışığı süreli olsun isterim
Karanlıkta tohum korkarak bekler
Son, yorgunlukların bırakıldığı kadehtir

Kavuşmak bir ateş gibi sarar
Çatırdar kemik eklemsi
Krallar taç töreninde tükenirler
Irmak, suyun ağlar görünüşüdür

Sakın beddua muskalarıyla dolaşma
El ele hayallerinle tutsak
Serüven dediğin kara kutu
Oyun ve yosun içinde yorgun

İşte uçtu içindeki güvercinler bir bir
Gelincik çiçekleri kuşattı anıları
Eridi taşlara sarılıp yatan kar
Ey Nisan, Ey Yalnızlık, Ey Aşk Çiçeği Bahar

Uyanmaz ninnilerle uyuyor sevgi
İçini kemiren kurtlar besleniyor hücrede
Yürüdüğün adımlar hep iz yapardı
Ayrılık başlangıçta vardı

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Ayrılık Vuslat İçindi Hani

Ayrılık vuslat içindi hani
Hani gözlerinin içindeki yıldızlar
Kış sonu ayazlarla gelecekti hani
Hani ayrılık rüzgarında ki uçan tohum

Boşuna mı damladı gözyaşı dediğin yağmur
*******e yapıştırdığın ah lar karton muydu?
Boşuna mı bunca döktüğüm şiir
Suskunluğun kuru bir pardon muydu?

Gelincik çiçeği bir kalp de demlenecekti
Cemre cemre ağır ağırdı aşk
Yalan sevdanı kim bilecekti
Ayrılık rüzgarıymış meğer yeşeren başak

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Baba

Seni nasıl kaybettim
Nerelerdesin
Özlemin burnumun ucunda sızı
Alınyazı

Gün, güneş, çiçek, kuş
Sensizliğin farkında değil, sessiz
Dalga oynuyor
Rüzgarla

Hücresine atom bombası konmuş
Ben miyim hedefte
Beni avut
Unut

Herkesin sevgilisi yanında, sımsıcak
Bir dağ gibi sırtını yasladığı
Hasretin çarpanlarıyla zorluyor
Babam

Seni düşünmemek istiyorum, yok saymak
Seni girmemiş kabul etmek dünya haritasına
Zamanı sıfırlamak, bütün rakamları yakmak
İsterdim büyük adam

Seni nasıl kaybettim
Bir fincan kahve içemeden karşılıklı
Kavgaları durduramadan
Diyemeden 'Babam haklı'

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Bahar Benim Dersen

Bahar benim dersen
Anlarım rüzgarların niye estiğini
Gökyüzünün niye darmadağın
Mavinin arabalarını çektiğini

Bahar benim dersen
Çığlıklarımı yamarım çiçeklere
Ela gözlerimi arılara verir
Gönlümü kanat yaparım kelebeklere

Bahar benim dersen
Tabiat daha bir güzelleşir bu mevsim
Firari bir yürek benim dersen
Gelir elbette hayatı sevesim

Bahar benim dersen
Bütün delilikler sensin demektir
Bütün havalar,bütün aşklar,yapraklar
Tohum çatlasın,sevsin demektir

Bahar benim dersen
Başımı döndüren hava sensin
Ciğerime çektiğim sabah sensin
Sevi,hayat,mutluluk sensin

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:10 PM
Baş Düşmüş Kırık Omuz

Su susar ayna olur
Yüz düşer sessizliğe
Beşgen beşiklerde yıldız

Bütün enerji kovulur
Bürünür ıssızlığa
Ne kadar sakin sonsuz

Yüreğe aşk oyulur
İlkel ilkeler buzluğa
Kokuşmayı savmak için tuz

Sürahi camı çevre bulur
Su özenir özgürlüğe
Yürek camı tuz buz

Müzeye müzmin konur
Sevda suyu süzmeğe
Baş düşmüş,kırık omuz

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:11 PM
Başıboş

İşte bir artık zaman
Kararsızlığına kararsız
Zararsız
Hiç kimseye yararsız

İçimde bahardan çıkmış bir duman
Ne umudumu dolduran biri
Ne ileri, ne geri
Ölü gibi bir diri

Hiç tüketilemiyecek bir an
Belki iyi,belki hoş
Buruk bir hüzünle çoş
Başıboş

Yüreğimi yoruyor kan
Gülün rengi kırmızı değil
Tatlı sözlerle omzuma eğil
Hem öv, hem övül

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:11 PM
Başlangıç

İçimde yatan kelime
Sonu istememe arzusu

Direnç gösterdiğim sıradanlığa
Yaşamayı duymanın sezisi

Devredilmeklerden kurtaran beni
Pırıl pırıl bir eşiğin kuzusu

Uygar soyunmalarda ön söz
Antik ilişkilerin mazisi

Sabahları onun için seviyorum
Işığın, rengin, aşkın tazesi

Oğulcuk Otu gibi olacak
Öncesiz oynamaların gözesi

Başlangıç tadında bir evren
Gariban gönlümün mezesi

Akıl can derdinde insafsız
Başlangıç, hayallerin müzesi

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:11 PM
Bayrak

Ezanla birlikte yayılan seda
Şehitlik ufkunda yükselen nida
Ay yıldız beyazı şafakta sevda
Doğan güneşimsin,alımsın bayrak

Akar nehirlerde, dimdik dağlarda
Mavi gökyüzünde,İrem Bağlarda
Vatan coğrafyamda,sonsuz çağlarda
Gündüzüm,gecemsin,dalımsın bayrak

Tarih kubbesinin şanlı ışığı
Hürriyetin ruhu, nesil beşiği
Zaferler başbuğu, Hakk'ın aşığı
Devlet ezel ebed,yolumsun bayrak

Dua'da,sevinçte; umutla yeşer
Millet yaşar ise bayrakta yaşar
Gelecek çağların çoşkusu taşar
Atiye uzanan elimsin bayrak

Ülküm seni dikmek bütün burçlara
Kanımı,terimi katmak harçlara
Baş eğdirmek cümle alem taçlara
Şerefim,kudretim,kolumsun bayrak

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:11 PM
Bekleme Labirentlerinde

Bekleme labirentinde ışık
Saklanır duygu yoğunluğunda

Ana tanrıçalar toprak olur
Tunca döker insan suretini

Hep kendini anlatmak için
Ne heykeller yapılmış, ne taşlar oyulmuş

Ne kafalar uçurulmuş kılıç kılıç
Ne gözyaşı toplamış avuç

Suç yürekteki uçan sevinçte
Suç atardamarların içindeki kanda

Söyleyemeden susmuş taş tanrıçalar
Şekiller susmuş, kazılan taşa toprağa emek

Ve bende susacağım çığlıklarımın dehlizinde
Bahara taşıyamadan sevdayı

Çeperlerini vura vura aşk
Son yorgun kanatlarını da bırakarak semaya

Nasıl düşerse yer çekimi kuralları gibi
maddenin düşüşü gibi ağır sevdalar

Can kalmamış canan kalmamış hayallerde
Bir yeşermiş umut tamamen kuruyacak

Bekleme labirentlerinde seni
Saatler susacak son enerjisini kullanarak

Enerjiler tükenecek karanlık akşamlarda
Şarkılar tükenecek tana ulaşamadan

Bitmek karanlıklar içinde kaybolmaktır
Ana tanrıçaların taşlaşmış biçimlerinde

Kazma vurulmuş gibi yüzyıllar sonra
Yüzyıllar sonrasının yorganları altında

Bekleme labirentim olsun diye suskun yüreğim
Ebedi bir kumsalda zaten kırılmış küreğim

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:11 PM
Beklemek Nasıl Bir Şeydir

Beklemek nasıl bir şeydir
Bekliyorum derken bekliyor muyum
Geçmişle gelecek nerede
Nerede yüklendiğim pirizma renkleri
İçimden geçen ayrışan renkler mi

Beklerken boşu boşuna mıydı
Hoyrat vakitler saçıldı mı hovardaca
Yoksa içten bir oluşum muydu tohum
Çölün içinde akmıyor mu kum
Çatılan kaşlar mı, tüfenkler mi

Beklemek belki bir öğretmenliktir
Sevgiyi,vefayı,maziyi tazeleyen
Tetikler geleceğin meyvelerini
Yoksa hayallerin kuruması mı beklemek
Beklemek bulamadığımız kervanlarda denkler mi

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:12 PM
Beklemeler

Beklemeler beni usandırıyor
Her gün haber gözlemek yüreğimde

Bir merak taş gibi oturup duruyor
Çalkalanıyor zaman eleğimde

Gün ortası elim kolum bağlı
Cam aydınlığında hasret karalığı

Düşüncem meraklarda eğili
Hayal kapımda bir rüzgar aralığı

Esinti senin gelmen belki ansızın
Çöl sıcaklarında yağmur bulutu gibi

Lök diye oturuyor bağrıma sızın
Bekletiyorsun mesafesiz bir garibi

Beni usandırıyor sensizliğe alışmak
Yüreğimde gölgen büyüyor durmadan

Boş odaların yalnızlığında çalışmak
Nerelerdeydin deyip,soru sormadan

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:12 PM
Belirsiz Çizgiler

Geçmeli zamanlarda bir teğet
Belirsiz çizgiler döker

Ne daire olmak sevdası vardır
Ne enlem, ne boylam

Dikine baksan, yani dik değil
Yatay düzlemlerde kambur değil

Delik bir kova gibi dökülüyor aşk
Bir ıslaklık ki şebnem değil

Çalkalanan yürek denizinde
Göz göz değil, söz söz değil

Ela gözlerimi saklamalıyım kapatıp
Sözlerim beyan pazarında hep remel

Teğetlerde kalakalmış pek çok 'evet'
Hatıraların koruluğunda büzüşür

İskit inançlarını uyandıran arzular
Arzular kapalı kapılar önünden geçmeli

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:12 PM
Belki Diye Bir Şey Yok

Belki diye bir şey yok
Belki bir aldatmacadır

Yol ayırımına bırakılan bir şans
Tekerin takıldığı bir tümsek

Dudaklarımdan uçurduğum her belki
Bir kararsızlık pıhtısıdır

Kapalı pencerelere vuran rüzgar
Bir çiçeği kemiren rastgele bir böcek

Ne baharlar, ne kışlar devinir
Zaman beton kalıplarla gelecek

Kurumuş bir ağaca bakıp bakıp
Belki yeşerir diyemem

Doğmamış bir çocuğa söylenen bir ninni gibi
Belki diye bir şey yok

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:12 PM
Ben Beni

Hayal olsa,rüya olsa,düş olsa
Senin ile görüyorum ben beni
İçimdeki menzil aşksa,gönülse
Sende bulup sarıyorum ben beni

Söylenecek sözün var mı manası
Yanardağca gönül koru yanası
Bir gölgeye zamansızca sinesi
Sana doğru sürüyorum ben beni

Bir biçare olsam bile severim
Çilem ile çileleri örerim
Bulduğum an gözyaşıma sıvarım
Ancak sende arıyorum ben beni

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:12 PM
Ben Dua Seviyorum

Duygular duraksızdır
Zaman gibi akarlar
Her an, bir başka andır
Şimşek gibi çakarlar

Sakın gözyaşı dökme
Yağmur yağmasın sakın
Sevgisiz fidan dikme
Nefret yormasın sakın

Ağlayarak, umuda
Varamazsın bunu bil
Pişman olma, bu yolda
Gözyaşını hemen sil

Kutsal bir mabet kalbin
Bir çocuğum, hem masum
Aşk duadan ibaret
Ben dua seviyorum

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:12 PM
Ben Sana Geleceğim

Ben sana geleceğim
Zamanı adımlarımla bölerek
Şekil karelerini
Panosuna asarak
Gölge yutacak cismi
Ben sana geleceğim

Düşlemek ne kadar katı
Mermer damlaya esir
Özgür kuş uçmaz
Demir kafes erir

Bu son kanatlanışım inan
Ben sana geleceğim
Geleceğim

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:12 PM
Bende Saklısın

Bitmez karelerde zamanımdasın
Hafızama aldım bende saklısın
Gittim diyorsun ya hep yanımdasın
Hatırama daldım bende saklısın

İşitip sesini şen kahkahanı
Seninle doldurdum bütün cihanı
Çöllerimde buldum yeşil vahanı
Hayatıma saldım bende saklısın

Kopmayan iplerle seni bağladım
Her gece dizinde meczup ağladım
Hayal vadisinde çoştum çağladım
Seni senden çaldım bende saklısın

Gönül kandilimin ışığı sensin
Umudumun bitmez beşiği sensin
Şu garibin bir tek aşığı sensin
Seni canda buldum bende saklısın

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:12 PM
Beni Anlatmalı Şiir

Beni anlatmalı
İnsan olmalı şiir
Var olmayı anlatmalı
Güzeli,güzellikleri

Mutluluk vermeli şiir
Esrarı olmalı düşüncenin
Keyif vermeli demli çay gibi
Dudak kıvrımına gül ekmeli

Göz ışımalı onu okurken
Kulak büyülenmeli ayak sesinden
Beni bana buldurmalı
Hikmet olmalı şiir

Sevgi olmalı,sevda olmalı
Heyecan kalp atışı gibi çoşkun
Biraz da kuşku serpmeli
Korkunun kuş ürkekliğini yaşamalı

Beni anlatmalı şiir
Ayna yansımalarında ki beni
İster binlerce yıl önce söylenmiş olsun
Her zaman kalmalı,dipdiri,yeni

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:13 PM
Beni Kahkahasız Bırak Git

Mutlu bir yaz gününün pastasında
Bir yay gibi uzalı Yalaman adası
Uçuk bir yeşil boyalı ağaçlarda
Porsuğunda yok sayılır edası

Esin var mı diye sorsam renkli taşlara
Üçgen boyamalarla uğraşır kaldırım
KöPage Rankingüler uzanmış araçlara
Eskişehir sarılı umutlarım

Sıcak ve bunaltıcı yer yer hava
Serin odalarda yarı iş bırakmış insan
Akşama bir yürüyüş bedava
Ne arayan var ne kızan

Özgürlükse özgürlük hani
Soğuk ta sıcak ta bana ait
Sen kahkahalarınla mutlu ol
Beni kahkahasız bırak git

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:13 PM
Beni Uykumdan Uyandıran Güneş

Beni uykumdan uyandıran güneş
Elimden tut Ankara ' da
Beni en sevdiğin tepelere götür
En sevdiğin yapraklara tak gönlümü
Nerede rüzgarlar varsa serin
Nerede renkler güzel ve derin

Neresiyse bulup göstereceğin
Bana nereyi layık görüyorsan
Hani çocukların salıncaklarına takıl
Hani zürafalar gibi hayran bakıl
Hani biraz şaşırsın akıl
Belki de bir Ankara Kalesi diyorsan

Elimden tut Ankara ' da
Ankara deyince seni hatırlayayım
Hayatı sevince seni hatırlayayım
Hani bir günün içine ne sığdırabiliyorsan
Ne varsa marifetin Ankara ' da
Birazda seninle yaşayayım

Beni en sevdiğin tepelere götür
Belki de rüzgar solursun Ankara 'da
Yada dökülür müsün insanlarla
Sereserpe yürürken Kızılay ' da
Şelalelerine de konarsın Keçiören ' in
Deli gibi yaşamak istiyorum bu ayda

En sevdiğin yapraklara tak gönlümü
Sevdaların saçlarında kıvrılayım
Sende gör doya doya güldüğümü
Bugün Ankara ' da senin olayım
Ankara dedin mi, ne Meclis, ne sitem, ne dert
Altın Park' ta yörük çadırı olsun memleket
26.O8.200l / Keçiören

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:13 PM
Bıraktığın Sahilde

Bıraktığın sahildeyim hala
Akşamları yıldızlarla arkadaş
Gündüz kavurucu güneş
Ayaklarımı yıkayan dalgalar
Bıraktığın sahildeyim hala

Hiç habersiz neydi kayboluşun
Neydi seni uzaklaştıran bulut
Hani sıcacıktı yürek ve umut
Hiç habersiz kayboluşun neydi öyle
Hiç habersiz sevgi mi boşalmıştı

Hala umut ediyorum biliyor musun
Bir kayık oynaklığında gelişini
Bir deniz feneri sabrındayım
Gözlerim martılar kadar uçuyor
Hala umut ediyorum biliyor musun

Gelsen diye nerelere saklıyorum
İçimdeki dalgaları biteviye
Biteviye tuzlanıyor umutlarım
Dua ediyorum artık gel diye
Dua son fırtınanın sakinliğidir

Hala umut ediyorum biliyormusun?

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:13 PM
Bil ki Senin İçin

Değişmez katığım her gün ne midir
Bir sensin bir tanem bir de güneşim
Bağırmam kendime hep yine midir
Ruhda ve bedende iksir ateşim

Düştüğün her yerde alevin vardır
Senle hayat geniş sensizlik dardır
Bitmez arzuları gönlüme sardır
Dünya senle sanki yakutla yeşim

Gün derken inan seni anarım
Güneşin saçında sana kanarım
Yürek anız gibi senle yanarım
Senle dolu uykum keyfim ve işim

Yağmurda hüzünde nemli gözümde
Hayal perdesiyle kaplı yüzümde
Yalabık soymuklu cansı özümde
Senle kaplı dikmem hatıl kirişim

Velhasıl herşeyim gün ay ve yılım
Bahçemde gelincik dudakta balım
Tel duvaklı serçem Isparta halım
Bil ki senin için aşkı sevişim

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:13 PM
Bilinmeyenin Mecnunu

Bilineni mi seveyim bilinmeyeni mi
Bilinenin hayranıyım
Bilinmeyenin mecnunu

Dağlarla ölçütleyerek uçurumu
Başka boyutlara uzatıyorum gözlerimi
Sonsuzluğun damıtılmış kanıyım

Ne kadar çok sevgi yüklenmişim bilmiyorum
Nefret kıvılcımlarımın parlaklığında
Kalkanım sevgi mi, nefretim mi

Bilinen ve bilinmeyenle karışık ruhum
Verilmiş sözler akan kum
Evren bilir dengeler kuran kanunu

Sevmek dikenlerle yırtılmış bir gökyüzü
Köklerimin aşılarıdır asırlar
Çöl mecnun için mi yaradılmış

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:13 PM
Bir Adada

Ne yapıyoruz sahi
Baktığımız aynaların üzerinde
Sözcük bulutlarından damlalarla
Gönül toprağının mezarında

Neden kalkamıyoruz neden
Kuş kanatlarından ellerimizle
Niçin parmaklarımızın konuştuğunu
Konuşmuyoruz dillerimizle

Sevmek bir arzuysa seviyoruz
Sevilmekse yürekte açan gül
Kum saatinin boşalttığı zaman
Duyguların ağırlığınca özgül

Ne yapıyoruz sahi
İsteklerin kapı eşiğinde
Odası olmayan bu kapıda
Aydınlık bir tahta ışığında

Yaprak olmazsa neye yarar
Boşu boşuna esen bir rüzgar
Toprak olmazsa göğsüne düşecek
Yüzyıllarca yağsa neye yarar kar

Sevmek göz göze gelmektir belki
Sevilmekse sıcak bir oda
Dört yanım deniz gibi bekliyorum
Sana ulaşamıyacağım bir adada

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:13 PM
Bir Anlık mı Mutluluk

Bir anlık mı mutluluk,hicran ve hüzün mü süren?
Huzur denilen yaşam karanlıkta koridor
Havai fişeklerce içimi nedir geren?
Neden içimde her an bir kıvılcım duruyor?

Bir pasta gibi, bol bol güzel umutlar saçan
O ışıyan gözlerim,sönecek mi kırılıp?
Gönlümün dallarında akça çiçekler açan
Yapraklar buruşur mu can suyuna darılıp?

Bilmediğim; kendimi bilmek kadar önemli
Karanlığı ışığa çevirmek istiyorum
Sabah buğusu gibi,ruhlar her an mı nemli?
Ebedi meyveleri koynumda besliyorum

Mağaralarımdaki ey gözsüz yarasalar
Aşkınızın sahili karanlık taşlar olur
Nerde denizi ikiye ayıracak asalar
Her sevdanın sonunda kesilmiş başlar olur

Karanlıkta, mantarca bir sevgi istemem ki
Gün güneşe kavuşsun, çiçek o zaman açar
Bitmeli bu karanlık, sahiden, tastamam ki
Kelebek; bir baharda yüreğim kadar uçar

Bir anlık mı mutluluk, hicran ve hüzün mü süren?
Mutluluk ki; sonsuzluk libasımı giydiren...

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:13 PM
Bir Ara

Bir
Binbir soru
Koru tut
Yakar koru

Kara
Karabağ
Ankara
Anka

Ara
Ara sıra
Bir ara
Birden ara

Ar
Arsıza
Hırsıza
Bir artık

Gül nare
Düştü güle
Bu yola bir
Düş ara

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:13 PM
Bir Ara İstasyonda

Bu ara istasyonda bir saatlik görüşmemiz
Bir saatlik sana ayırabileceğim sevgi
Ayırabileceğim dağarcık zamanım bu kadar
Zamanımı iyi kullanmak istiyorum

Ön ve arka arasında bir yer
Bir yer varlıkla yokluk arası
Yokluk zaten başlı başına bir dev
Başına bir şey gelmeden zamanı kullanmalıyım

Bir düdük bir buhar bir kalkış hep beklenen
Hep beklenen korkuları yenmek için bak
Yenmek belki kendimin üstüne çıkmaktır
Üstüne bir istasyon zamanı katarak gel....

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:13 PM
Bir Aşkın Bitmemiş Adımları

Sonsuzluğun içinde bir nokta
Noktanın sonsuz büyümesinin içinde
Yine küçücük bir nokta

Noktanın içinde bir aşk
Sonsuzların sonsuz genişletenine
Bir serçe gibi titreyen bir aşk

Bir bitmemiş nefes tütsüsü
Bir gözün avuçlandırdığı bir bulut
Baharca bir gül örtüsü

Ne yapacağını bilmiyor ki hücre
Gözyaşı gece kandilleri gibi süzgün
Bir yürekten kapı eşiği

Bu bir aşkın bitmemiş adımlarıdır
Sevgiliye bitmeyecek bir yakarış
Yoklugun varlıkla buluşmasıdır

Bütün güzelliklerimin yaratıcısı
Beni kabul et bir çiçekçe
Sonsuzuna bir çiçek olarak al

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Ayna Var İçimde

Bir ayna var içimde beni takip ediyor
Beni göstermede de usanmadı,durmadı
Seviyorum der gibi bana hitap ediyor
Hiçbir çaresizliği,yüzüme de vurmadı

O boş anlarımın gümüşlü bir mehtabı
Beni bende öğreten hayatın bir kitabı
Her şekilde ben varım hep onun muhatabı
Sevip sevmediğimi bir gün olsun sormadı

Beni ayakta tutar; bir sestir ve nefestir
İlgilenmez görünür sarılı bir kafestir
Bir ahlak budalası,bazen tatlı,enfestir
Hiçbir çatışmamızda bana fiske vurmadı

Yerli ateşi gibi ateşim var görünmez
Bana yasaklar koyar,bundan da hiç erinmez
Bir defa bile olsun bana karşı gerinmez
Ben onu yoruyorum,o beni hiç yormadı...

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Bekleyen Var Bizi

Bir bekleyen var bizi
Hasret parkalarının içinde sıcacık

Yanı başında yayla
Gündüz güneşle, gece ayla
Bekler bizi

Bilmeyiz karanlıklarda ki derinliği
Topraklar üzerinde meltem serinliği

Bizim için koşu terleri döker
Bizim için yer, yürür, özler
Bir ufka doğru yıldız gözler

Saymaları ve sayıklamaları bizim için
Çiçeklerin en güzelidir yüzü

Bir bekleyen var bizi
Vatan diye birleşen ellerimizi
Yaşatan güzelliklerimizi

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Eşittir Sıfır

Seni tanımadan bilmezdim
Belirsizliğin kayganlığını

Beni mahveden vazgeçmelerin
Ben bile yitirdim elimdeki birimi

Beni sonunda sıfıra getirdin
Kırdın,tükettin birliğimi

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Kasımpatı Demeti

Güneşin ardından bir mutluluk
Masamdaki kasımpatı demeti

İçimi renklendiriyor birden
Sevginin çiçekteki zerafeti

Duygular bir rüzgar kadar serin
Bir anne kadar sıcak şefkati

Beni yeniden doğuruyor birden
Birden ışıtıyor saadeti

Bu kadar beni sevindiren nedir
Nedir hatırlatan asaleti

Teşekkür ediyorum hayata
Dudaklarımda bir gül sepeti

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Nisan Şakası

Çiçek beyazı kar bıraktın kapıma
Saçlarımı damla damla ıslattın

Sen aldatılmış geçmiş
Bu günde sen beni aldattın

Sevinmek,içimden geçen
Şu pardösü de sırtımda neyin nesi

Sev / meye ve sevil / meye merhaba
Hayat bu

Acısı, tatlısı
Bir nisan şakası

Bahar olmasına bahar
Kar gözlerime bakar

Cilve dersen cilve
Ah kar, ah Şaka / r

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Şey Eksikti

Salon yine uzun ve duvarı maviydi
Televizyon koltuğun karşısında
Pencereler ısı geçmez bir parlaklıkta

Sehbanın üzerinde kuşkonmaz saksısı
Kapılar yarı açık duruyordu
Orta yerde camekanlı ikili bir kapı

Bir şey eksikti
Eşyaları anlamlandıracak
Koro sesli bir yaşam olmalıydı hayat

Gölge gibi yığıldı bir beden
Eşya ölülerinin arasında
Kaybettiği bir can arıyordu

Lapa kar sıcacıktı ve dinmişti
Yaşamak nefes almak vermek değil
Her here bir hasret sinmişti

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Türkü Sıcaklığında

Gençlik günlerinin ateşinde
Hatıralar pişirmiştik yarınlara
Yarınlar bir türkü sıcaklığında duru

Yılların elbiselerini giysem de
Bir saz gençlik türküleri söylüyor
Hayat çözülmüşlüğün içinde soru

Yeniden türküleri gökyüzüne salmak için
Yaşlı gençlerinde gülüşleri vardır
Gözlerinin içi dorukların koru

Zannetme ki akan su kirlenir
Kayalar,çakıllar ve yosunlarla
Türküler; destanın özü, Köroğlu'nun zoru

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Vapur Bölerdi

Bir vapur bölerdi boğazı ikiye
Hep senin yanına getirirdi

Irmağa düşmüş bir yaprağı duyarmıydın?
Duyarmıydın kemirgen sincapların sesini?

Bilmezdim kitap gibi içini okumayı
İçini nelerle ördüğünü bilmezdim

Seni seyrederdim dalgalara bakar gibi
Bakar gibi uyurdum takip ederken seni

Sahiller meğer ne kadar uzunmuş,bitmez
Bitmez bir ayrılığın mesafesi sahiller

Eskiden hala saklı bir bitmemiş ıslaklık
Bir bitmemiş kara nokta gözlerimde eskiden

İnip ulaşmak varmış ayaklarına
Ayaklarına dokunmak varmış inip

Düşündükçe bir geçmişi ikiye ayıran suskunluğu
Suskunluğun mezarında seni yitirdiğimi düşündükçe

Kader dediğim bir bitmemiş yağlıboya tabloydu karşımda
Karşımda kullanamadığım bir tuval kader dediğim

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Yalnızlığım Var Seninle

Yayılan bir damlayı kuşattın mı
Halkaların kalkanlarında bir sevdayı
Düşlerinde
Düştün mü hayallerine gelişmelerin

Söz kürkünü sarınırsın çıplaksan
Isıtır umulmadık üşümelerini
Kaşlarında
Koştun mu göz dünyanın derinliklerine

Niçin değişiyorum seni düşünürken niçin
Issız boşlukların döllerinde
Üşüyorum
Üşümelerimi hasret ateşine attığımda

Yakın yalın bir yalnızlığım var seninle
Yalansız bir yıldız görünmeyen
Görünmeyen bir öteki sensin
Sensin gönül köşkümü boyayan

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Yana Bırakılmış Herşeye Karşı

Bilinmeyen bir giz gibidir sesin
Dua heceleri olur yalvarır gece

Açtığın kitap gönüldür,bilirim
Hüzün çiçekleri sunar sevince

Sessiz bir yankıdır gel deyişin
Özleyişin saklanır bir dönemece

Bir yana bırakılmış her şeye karşı
Aşk ta, sevgi de sanki imece

Rakamların ötesinde bir rakam var
Güzellikler sarınırken bilmece

Bayram sabırın mükafatı derim
Gözlerinde ışık rengi eğlence

Yaşta, kuruda, ürperen kuşta
Sesini duyuyorum dalıp gizlice

Gel seslerinde çoğalıp ağlıyorum
Ay ışığında yağmur olup, ince

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Yerden Başlamalıyım

Bir yerden başlamalıyım
Bir yer benim yerim olmalı

Sen bulabilmelisin bir yerde beni
Ben seni düşünürken bir yerde olmalıyım

Kaybettiğim bütün zamanlar bir yerde
Bir yerde bir şeyleri durdurabilmeliyim

Bir yerde gül ve şiir vermeliyim
Suskunluğu bir yerde delebilmeliyim

Örtüşmüyoruz düzlemde bir yerde
Teğet olmalıyım boylamda, enlemde bir yerde

Bir yerim olmalı bir santimetre karelik
Beni hissedebilmelisin bir yerde

Bir yerde eklemeler yorulmalı
Uyuya kalmalı nefret bir yerde

Bir yerden bir duman çıkmalı
Birler çoğalmalı başlayarak bir yerden

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:15 PM
Bir Yeşil Umuda Satılmış Tohum

Yalnızlığımca yaşıyor
Bitmiş bir depremin toz bulutu

Yıkıntıların içinden çıkar
Utanç pembesi bir gülhatmi

Varolmak herşeyin sonu
Tükenmişliğin dibindeki tortu

Yalnızım ve daha güçlüyüm şimdi
Acıların aşısıyla şırıngalanmış

Su yalayan toprağı seyrediyorum
Bir yeşil umuda satılmış tohum

Aşkın kırılan ışık oyunudur bugün
Çöl aynaları serap yansır şimdi

Kum
Okum
Uykum

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:15 PM
Bir Zil Çalar Çocuklar Koşar

Bahçemizin çiçekleri çocuklar
Eteklerimizde çimen
Gözlerimizde renk
Kulaklarımızda ses
Yüreğimizde koku

Bir harf öğretene koşan
Sevgisi gönülden taşan
Geleceğe ulaşan
Okuma aşkı
Gönlümüzün köşkü

Çocuklar
Kitaplarımızın içinde
Zaman akışında kum gibi ince
Gül gül dudakları gülünce
Her öğretmenin mutluluğu
Bilgeliği, kutluluğu

Eğitirken eğitiliyorum
Çiçeklerle geliyorum
Çiçeklerle gidiyorum
Hayatı sevdiğimiz durak
Çocuksuz bir hayat kurak

Bir zil çalar çocuklar koşar
İnsanlık sevdası içime düşer
Bir leylek iklimler aşar
Gülüşüm, yüreğim, aklım çocuk
Ülkem, bayrağım, ufkum çocuk

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:15 PM
Birazcık

Ayda yılda bir kaçamak
Gelip gitme kal birazcık
Sincap gibi kulak açık
Kayıp gitme kal birazcık

Kapıdan boyun uzatıp
Merhabaya şeker katıp
Sanki meleksin tıpatıp
Uçup gitme kal birazcık

Korkuyorum geldiğinde
Elime el değdiğinde
Gökkuşağının renginde
Açıp gitme kal birazcık

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:15 PM
Bitince Kavuşacak mıyım Sana

Bitmişlik diye bir şey var mı


Özlem dediğim bitmez bir köz mü


Sen senden başka bir şey olamaz mısın


Gönül bir kızılderili dumanı gibi bulutlar gökyüzünü

Bitince kavuşacak mıyım sana

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:15 PM
Bitmiş Bir Saradır Şiir

Gözün ve sözün bittiği bir yerde
Kendimi açarım karanlıklarıma
Oturur bir yüz; ak ve kara
Hasretlerim ve hüzünlerim oturur

Dil değişir, duygu değişir
Arzu piyanosunda ses
Işık bildiğimiz ışık değil
Yağmur gözyaşı olur birden
Dil değişir

Ne bulduysa söz, hece, kafiye
Merdiven olur yıldızlara ulaşık
Bazen bir şimşek çakımı gerçek
Sarıverir hayallerin bulutlarını

Umutlarını
Şiir diye sararsın sıcacık
Susan bir su gibidir bırakılan
Bütün dünyanı sel götürür

Bitmiş bir saradır şiir

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:15 PM
Bitmiş Bir Satranç mıydı Aşk

Geçmiş yazların sıcaklığında
Uyuyan hatıralar durur
İlk günkü hazlığında
Güneş hayaller vurur

Bitmiş bir satranç mıydı aşk
Saklı bir hamle daha var mıydı
Sevda; filli, atlı bir köşk
Caymalar bir karar mıydı

Sevilmek güzeldi belki
Sevmekte ayrı bir zevkti
Beşinci mevsimde bir bahçıvan
Umut çiçekleri ekti

Ayrılmak diyemem buna
Sen hep oradasın zaten
Dokunma bitecek sona
Sonsuz tazelikte kalsın ten

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:15 PM
Bölünerek Uyanıyorum

Geceyi bölerek çıkıyor güneş
Gün eşleşiyor aydınlıkla

Ay vardı hayallerimi süsleyen
Duygularımın yastığında uyuyan

Uyuyan madde mi diye düşündüm
Düşlerimden sızan mutluluklarda

Mutlu uykular diyen annemin yüzü
Bütün coğrafyaları benim için çizerdi

Çizerken zorlanır kalem
Kalemin yerini süngü tutamaz

Tutulduğum hayal kız düşer
Düşer sarı bir yaprak gibi

Yaprak gibi örtündüğüm yorgan
Yorgun sabahlara açılırdı

Açılırdı acı bal renginde
Renginde açık bir hüzün vardı

Vuslat firak duraklarından geçer
Bölünerek uyanıyorum

Uyuyorum yokluğunun tesellisinde
Uykumda bir yıldız olup geçiyorsun

Sevilmek kaç basamaktır bilmiyorum
Sevmek hep tek basamağımdır benim

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:15 PM
Bölünme

Gece gündüz oldu bölündü zaman
Işık oyunlarının sonunda

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:15 PM
Bu Yorumum Bedava

Teslim aldı aynaları
Mehtapla sardı ayları
Aşk boşalttı kova kova


Gönül hep kıyıkca, yarı
O bir çiçek, herkes arı
Sardı dağı, doldu ova

Ayna kırıldı güzelim
Havada kaldı bak elim
Düştü duvardan sıva

Eşya güne ulaştı
Kepçesiz bir aşk taştı
Bu yorumum bedava

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:15 PM
Bugün Onsekiz Mart

Gün onsekiz mart
Dün sayfamda Çanakkale ve şehit gözyaşlarımız

Yarınımda uyumlandırılmış bir dünya boyunduruğu
Bugünüm bombalanmış bir bilgi çöplüğü

Din gerdirilmiş çarmıh çarmıh
Her sistem yüreğe çakılmış bir mıh

Bugün onsekiz mart
Zaferlerim ve yenilgim içiçe

Aşk akşam artığı bir meze
Emek parsel parsel ticaret

Sevmek borsaya girmeyen değer
İnsanca düşünmek bir suç

Güneş ayaza rağmen çırpınıyor
Oksijen delinmiş atmosferlerde kanıyor

Samarra da bir insan yanım ölüyor
Petro kimya tiranlığı bir yanım

Bir yanım nevruz uyanmışlığı
Bir yanım kıyamet çözülmesi kutup buzullarının

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:16 PM
Bulutça Sarılalım Sevda Güneşlerine

Gül durur bülbül durur gülşen yurdu o yerde
Hazana bana bana yorulmadın mı sevgi?
Göz cilası bir hüzün niçin sürükler derde
Bu çılgın gözyaşları bir tek sana mı vergi

Kaldır peçelerini güneş gibi gül gayrı
Can ayrı canan denen o vefasız yar ayrı
Kimseye dokunmamış, sana dokunmaz hayrı
Şu cihan senden uzak, zannetme sana yergi

Yeşil, siyah, mor,sarı; renk içine renk düşmüş
Şöyle çevrene bir bak, herşey sana denk düşmüş
O kahve gözlerine öteden ahenk düşmüş
Mahzun yüz hatlarında, güzellik sanki sergi

Gel dönelim baharın bitmez ateşlerine
Çılgın şelalelerin dökülmüş peşlerine
Bulutça sarılalım sevda güneşlerine
Alem dediğin nesne aşk dolu bir tek dergi

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:16 PM
Bulutların Yeryüzü İpi

Kendinden kaçtığım sevgilim
Kaçtığım ıslatan ruh
Su terapisi

Senin zaten dörtte üç bedenim
Dörtte üç seninleyim akşam sabah
Bulutların yeryüzü ipi

Kaçsamda dargın değilim
Dargın aşkların camında ki ah
Baharların mevsim sepeti

Gözyaşı ve yağmuru dinlemez ki kim?
Dinlemez, söz anlamaz seyyah
Farklılığın farklı sebebi

Islanır sevdalı kızlar nitekim
Kızlar kaderleri kadar siyah
Hüzün vakitlerinin tabibi

Suyun en güzel halidir bilirim
Güzel halidir canlara demenin 'eyvallah'
Yağmur içimizdeki tipi

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:16 PM
Canan camla parçalanmıştı

Camdan ayna kırıldı
Parçalı durur şimdi yüz

Alışılmadık bir alışma
Şaşkınlık korkunun kardeşidir

Saatin durduğu an
Anların bittiğini anlar

Parçalı bir bulutta sevda
Yağmur olarak yağmaz bu bikkınlığa

Camla parçalanmıştı her şey
Canan camla parçalanmıştı

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:16 PM
Cevap

Aradığın nedir
Bulduğun ne
Ne istiyordun
Aşk ne

Ayna neyi göstermeli
Arzu ne
Sen, ben ayrılırken
S ne B ne

Ayrılık ne
Umut ne
İçinde duyuyorsan
Ellerin ne

Cevap sualde gizli
Ben sende
Güneş gecede
Ay günde

Arama cevabı
Arama beni
Ben sen ne
Ne yeni

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:16 PM
Çamlıca'da

Güneş battı
Gölgeler oynaşıyor Çilem Sokak'ta
Çamlıca; ışık ışık lambalar
Sanki yıldızlarıyla birleşti gökyüzünün
İşçimin mobileti
Ahlaya puflaya gidiyor
Çocuklar uyumazlar baba,çocuklar seni bekler
Kadınlar kocalarını sıcak bir çorbada
Çamlıca'da akşam beton bir harç gibi çöker
Yarın yeniden gün doğacak
Teselli bir bebektir emekler

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:16 PM
Çayırkuşu

Çayırkuşu erkence ötüşür
Açıklanmadık ikircikli Mahmurçiçeğine
Hazırlıksız sezgi sıcacık

Ürkek vurgularla imge-ilişki
Azımsamaksızın haymana rahatlığı
Koygun seslerle karşılıyor sabahı

Tıkırtı, kıpırtı yok işte burada
Sağgörü, hoşgörü, sağlık hastalığı
Tertemiz, üretici bir doğa

Umursamazca utancı yürüyor
Yağmur yalamalarla ışığı
Arkalıksız bir geleceğe doğru

Niçin, niye diye sormuyor çiçek
Bildik ölüm öpücüğüdür hayat
Saklambaç oynamadan çıkan somut son

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:16 PM
Çekimlenmiş Bir Yeryüzünde

ayazın koynunda bir sıcak
düş uyuyor kış uykusunda

bütün bütün kapatılmış
yürek çırpıntısının titreşimleri

bayram tatlısına düşmüş
bir karınca gibi tatlı

geceden bir yıldız koparmış
gündüzün aydınlığında saklı

göremediğin ellerini uzatıyor
yüreğini uzatıyor bilemediğin

deli mi bu diyorsun ayağına takılan taşa
sararmış bir sonbahar yaprağı aşk

düşüyorum yüreğinden bir damla gibi
çekimlenmiş bir yeryüzünde daralarak

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:16 PM
Çığlık Çığlarında Çıldırdık

Çığlık çığlarında çıldırdık
Çılgın çokgenlerin baskısında
Çıkmalıydık bu karabasandan

Çaktırmadan çokomel uzatır gibi ölüm
Çevremiz çakırdikeni çevrili
Çığlıklar çağlar ötesinden yankı

Çaresiz çiseliyor gözyaşı
Çare çekirdekleniyor yürekte
Çekimleniyor bayrak çırpınmaları

Cılız çocuklar aç betonlarda
Gelecek çarşı pazar satılıyor
Çarkı dişli dişli sıkıyor hegemon

Cüretken sırıtkanlar tekmeliyor
Paranın üniformalarını çekiştirip
İnsanın,doğanın,varlığın çığlıklarını

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:17 PM
Çocuk Yanımı Geriye Bırakırım

Çocuk yanımı geriye bırakırım
Biraz daha oynamak için
Muziplikse muziplik
İhtilal maskesi bir cesaret
Çocukluk inadına bir kırım

Yarımı yamarım yüzüme
Ölüm haberlerinde yarım yarım
Bahar çiçeği gibi ayaz vurmuş
Filistinde kurşunlarla yıkanırım
Kan akar çocuk yüzümün bir yanından

Geleceği korku ve kan büyütür
Paralar kanlanır,gözler kanlanır
Çocuk bir yanım var vurulmuş
Çocukluk insanı ihtiyarlatır
Çocuk yanımı geriye bırakırım

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:17 PM
Çocuksu Çöreklenmeler

Sabah alacasında iskambil kartı gibi
Pırpıt duygularda pıhtılaştım
Beyazlık hissi binek taşında

Ayrıntılı huysuzlanmalardan kesilme
Cuntacı kadın hakikatinden kaçış
Çocuksu çöreklenmeler bu yaşında

Çöpçatanlık çörekotu gibi kara
Epey erginleşti değişmek
Büzüşmüş bir garanti var kaşında

Mahkumum güvence denilen çeki düzene

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:17 PM
Çöl İklimine

Mevsimler değişti çöl iklimine
Gözüyaşlı yağmurlar ağlar ikindileri

Seven güneş bunaltır,bastırır bildiğince
Orta yaşlı kızlar güler habire

Dünyanın çivisi yok ki çakayım
Sokakları doldurmuş kent kanepeleri

Güneş ve gün arasında sessizce
Düşünürüm yıldız ışıması gözleri

Mevsimler değişir,insan değişir
Yaz dediğim bu yaz değildi,beriki

Fala bakar gibi gelecek düşünürüm
Susuz yanar toprağın gözenekleri

Bulutların içinde bir su yüreği
Dolu olur,afet olur yıkar *******i

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:17 PM
Çöz Düğümü Desem

Çöz düğümü desem düğüm çözülmez
Kör düğüm gibi hep bağlar durmadan
Nasıl da insafsız,ipucu gelmez
Çok mutlu olmuştur beni yormadan
Kafam allak bullak,nasıl da bilmez

Bir kapıdan girsem,dahası binbir
Bilmece bulmaca onun havası
Gökyüzünü alıp kalbine indir
Gülücük kavrulu onun tavası
Bu halini gelde içine sindir

Sözler arapsaçı olmuş çıkılmaz
Bütün Çinli yüzler aynı geliyor
Ağrı Dağı gibi vursan yıkılmaz
O'da yorduğunu elbet biliyor
Labirent yollardan deme bıkılmaz

İskender'in elinde bir kılınç olsam
Senin kördüğümün çözülse bir bir
Tepeler dolaşan patika yolsam
Seni bütün yollar bana getirir
Yüreğimde açan düşünle dolsam

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Dağ Yamaçlarının Buzlanmışlığında

Dağ yamaçlarının buzlanmışlığında
Sevgi gezilerinin yolculuğu değil mi
Puslu köşe başlarının bulanıklığı

Nöbet bekler gibidir bir silah dimdik
Gün sayar eriterek buzları
Zaman sarkıtlar gibi sıralanır

Bir şair şiir yazar nezaketen
Bir kaş görev icabı çatıktır
Dağ yamaçları nasıl katıktır

Şekeri çıkmış bir şoför tırmanır
Kaya saçların eteklerini
Beyaz örtülerle gülümser kış

Sevgiyi zorlarsın sorumlulukla
Uzatılmış bir zaman gibidir hayat
Kirli ranzaların içinde seni bekler

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Demleriz Deniz kokan Şarkıyı

deniz bir şiir olmalı
altında bütün sanatlar
sen şiir olmalısın
deniz dalgası kanatlar

su ayırımı iki kıta
boğazına kadar su olmalı
deniz dedin mi hayat
hep İstanbul kalmalı

deniz rüzgarında saçların
güneş ışımı oynaşmalı
erguvan mevsimi bir mevsim
renk cümbüşünden taşmalı

bir şiir olmalı deniz
kafiyeler gibi bir kıyı
söz bir çaydır demleriz
demleriz deniz kokan şarkıyı

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Ders Almamış Duygu Bir Ayrıkotu

Tekerleme yaşamları yeniden boyuyoruz
Güneş bıkmadan suluyor yeryüzü tarlasını
Ders almamış duygu bir ayrık otu
Nasıl da sarıveriyor insan kafatasını

Her yeni gün yeni bir hareket
Karar vermem gerek bir şeylere
Bitmez günaydınlarla süsleniyor pano
Şapkasız selamlar yağıyor bireylere

Herşey yine bir aksi gidiyor bugün
Güneşin çizemediği bir renkte sevgi
Düğünün içine gizlenmiş bir hüzün

Tekerleme gülümsemelerle başlıyorum
Bir değişiklik beklediğim bir vakte
Yeni bir şey için yoku telaşlıyorum

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Destan Renklerin Fırçasında

Sisler içinde bir ülke
Göz gözü görmüyor
Yürek yüreği

Kuşların uçmadığı
Kervanların geçmediği yerlerde
Bir Mehmetçik var

Suskunun çelik iradesi içinde
Silahların sessizliğinde
Aydınlık şafakların bekçisi

Kırağı parıltısında umut
Donmuş iklimlerin bekleyişi
Kapanmış yolların sonunda komut

Gözle görülmez, kulakla duyulmaz
Destan renklerin fırçasında durur
Barışı kanla koruyacak irade

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Doğru Diye Ne Kadar Çok Yanlış Paketliyoruz

Değişmek istediğimde sen hiç yanımda olmuyorsun
Kuralları bana tercih ediyorsun durmaksızın

Durmaksızın büyük laflar ediyorsun
Bana beni bulacağım bir şey ver

Doğru diye ne kadar çok yanlış paketliyoruz
Ne kadar mutlak, kar katılığında eriyor

Eriyor elimden kaçan zaman
Benimde mutlu olacağım bir şey ver

Ayna beni göstermediği zaman ayna değil
Kapı bana açılmadığı zaman kapı

Kapı başlangıçlar ve bitişler için
Sende beni alacağım bir şey ver

Ses gecenin bıçağıdır keser
Gün uyandırır bütün sessizlikleri

Sessizlikleri ışık ve aşka dönüştüren
Huzurla dolacağım bir şey ver

Değişmek istediğimde kurallar koyuyorsun
Kurallar bir kere daha inkar ediyor insanlığımı

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Dönmek...

Sonsuz denizde kürekleri bırakıyorum
Dönmek diye bir arzum yok...
Ne girdaplardan korkuyorum
Ne akıntılardan
Artık yönsüzüm

Yüzüm
Küreksiz teknemin götürdüğü yerde
Boş mavice bir ufuk
Varmak diye bir kaygım yok
Zamanı kancama takıyorum

Bakıyorum boşalmış gözlerle
Dönmek seni görmektir belki
İşte sensiz uçsuz bucaksız su
Ölüm altımda bir yorgan
Belki bu bir aşk uykusu

Pusu
Kendime kurduğum bu akış
Tutunduğum dalı bırakış
Umutsuzluğu duysun istiyorum bu kan
Deniz gibi damarlarımda akan

An
Demiyeceğim beni,niye anasın
Bırak denizler akşamlara kanasın
Söz sözcüklerini uçurdu kuşlar gibi
Bulutlar hayallerimi kirletmeden asın

Yasın
Anlamı yok
Kürek ayrı, kol ayrı
Dönmek seni tanımaktır haritada
Olmaz hiç kimseye hayrı

Dalgalar akın karanlığa
Örtün varlıkların görüntüsünü
Örtün hayallerimin nefesini
Örtün örtülecek ne varsa
Bitirin sahiplenmenin sesini

Dal
Dalga
Dalgalandır
Dalgakıranımı
Kır...

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Dudak

Bir dağ mısın
Bir gül yaprağı mı

Kelebekler vadisi
Gönlümün

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Dudakların Susuyorken

Dudakların susuyorken
Gözlerinin perdelediği kalbin
Bir mors sinyali veriyor

İstemek bazen kelime mi?
Bir yürek off'una dağlar sallanır
Bir rüzgar uçurur gövdeyi

Bazen ne sessiz depremler
Olurda bilemeyiz uykuda
Hiç başlamamış nice eylemler

Hüzzam perdelerle üzülen
Kırılgan bir kalbin hassaslığında
Kuşkonmaz inceliğiyle gelen

Dudakların susuyorken
Bir yürek davul olur mu?
Acılar içinde şirince gülen

İçimdeki kim demiyeceğim
Bütün kavramları hapsediyorum
Bir mumun ışığını seveceğim

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Durağan Ekim Düşleri

Sarı eylülün ardından
Göç mevsimi başladı göklere
Bilinmezliğe bir şarkı

Durağan ekim düşleri
Yerde kalmış yapraklar gibi
Topraksı sevinişleri

Ağzımı açmıyorum görüyorsun
Tohumlarca toprağa ekilip
Kayboluyorum karanlıklarında

Kanatları yok düşen silahın
Geceye yapışan gözyaşının
Duruyor hayallerin yanaklarında

Bu ekim bir başka
Atilla İlhan oldu şiir
Toprak doydu aşka

Seni seslemek istemiyorum
Ses yırtıcı bir silah
Acı bir ah

Bu ekim yandım yıkıldım
Yüreğimi bantladım
Bir arpa boyu adım

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Ebediyet Bahçesinde

Uyuyan sükut yeşili tepeler
Yufka açımı kıvrımında mavi deniz
Kulaklarında mermer beyazı küpeler
Destan çiçeklerinle içindeniz

Cennet yıldızlarını toplayan toprak
Patikalar asmış yeşil gerdanına
Yırtıyor gökyüzünü gururla bayrak
Anıt yiğitlerin; şanı adına

Kalk Süleyman Paşa, kalk!
Kırk canla kuşan kılıncını
Sallarla geçtiğin bu yatak
Boğdu attı Avrupa’nın hıncını

Yoksul ve yorgun gördü yedi düvel
Dev zırhlılarla saldırdı
Ölüm fırtınası kıyamet bir el
Kasırga misali esti,çıldırdı

İşte kefen beyazı umut
Süngü takmış parıltılar içinde iman
Ölmeyi emreden bir yüce komut
Toz ve alev depreminde bir vatan

Taş,toprak tabyalar arasında
Ebediyet bahçesi bu Gelibolu
Her babasız çocuğun yarasında
Bir Çanakkale taşır Anadolu

Çanakkale Anıtı’nda ben varım
Vatanın mührüdür şimdi Mehmetçik
Bu anıt; inanç,azim ve kararım
Dünyaya karşı başım dik

Bu şehitler sayılmakla,övülmekle bitmez
Nasıl anlatılır Seyit Onbaşı?
Tasvire mecalim, hayalim yetmez
Kaldırdığı mermi, Türk’ün şerefli başı

Hatice Ana’nın vatan kurbanı
Saçları; kınalı kınalı Hasan
Yahya Çavuş bir orduydu sanki
Tekke Koyu’nda durduruldu düşman

Hasmına su veren, el uzatan Türk
Unutulmayacak asırlar boyu
Düşmanını bile evladı yapan
Bir millete tanıktır Anzak Koyu

Savaşı süngüyle, dipçikle ören
Barış çiçekleri taşıyan bir dal
Dehasını topraklar boyu seren
Yenilmez yüreğim Mustafa Kemal

Yemyeşil bir toprak, masmavi ümit
Milli kimliğimdir attığım adım
Aldığım nefesin bedeli şehit
Ben Çanakkale’de beni tanıdım

Sonsuzluk iklimi bağrında yatan
Her taşın altında bir gül, bir lale
Diyorsam bu toprak bana bir vatan
Işığım olmalı hep Çanakkale

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Ebru Gözyaşları

Seslerde tükenen sevda bizim ki
Yankılanıp gelmez sonsuza gider
Karakalem eskiz,yap boz çizim ki
Hiç oynayıp gülmez,ansıza çizer

Kaçan kovalanır,topallar aşklar
Bir zaman yeniydi harabe köşkler
Harap bahçelerde duyulmaz meşkler
Mazi hatırayı ıssıza çizer

Bu dal meyve idi,meyve de bende
Gülüşler koşardı,o narin tende
İzlerini bile alıp gidende
Ebru gözyaşları sessize çizer

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:19 PM
Ekle

Bu bayramda
Hüzün ekle yüreğine
Gözlerini ıslat camlarda

Dönmeyecek bir kuşun gidişini
Gelmeyecek bir ısının bitişini

Avuçlarındaki son sıcaklığı sık
Gönül zindanında volta at
Bir ah, bir of kısık

Kar beyazı bir güneştir uçan
Hasrettir yaralar açan

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:19 PM
Elbise Giydirme Sevgiye

Dert çıplak olmalı
Aşk çıplak

Elbise giydirme sevgiye
makyaj yapma

Kokun senin kokun kalmalı
Kokmamalı bir marka

Seviyorum dememeliyim
Senin dışında ki hiç bir şeye

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:19 PM
Eskişehir

Sevgide bir Yunus
Aşk ta yürekten Battal
Hak ararken bir Hızır

Dertte tasa da Porsuk
Kıvrım kıvrım bir nehir

Bozkır olmasına bozkır
İçime ayaz verir

Gözleri göçmen göçmen
Sanki sıcacık çimen

Ey sevgili toprağım
Bir tanem Eskişehir

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:19 PM
Evrensel Aynada Kendi Kendime

Evrensel aynada kendi kendime
Yalnızlığımı oyun alanlarında arıyorum

Kendimi görmekten bıktım
Kendimi öğrenmekten

Beni her ikiye bölüşümde paylaşımda
Beni yapıştırıyorum yalnızlığıma

Gök ve yerküreyi dürecek olan
Okumam için beni bana açıyor

Başka şeyler arıyorum evrensel aynada
Bütün yansımalar bana çıkıyor

Kızıldeniz'i yarmış Musa
Ölüleri diriltmiş İsa

Her denememde aşkla sevgiyle
Yıkık yüreğimi buluyorum orta yerde

Can derdine düşen çabalarım
Ey aynamda oynayan yalan hayal

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:19 PM
Gar Saati

Ne kondüktördür
Ne makinist

Ne yolcudur
Ne karşılayan

Ne öten düdük
Ne anons sesi

Ne kaçar
Ne kovalar

Ne endişe vardır
Ne telaş

Ne geçmiştir
Ne de ati

Bir derviş kalbidir
Gar Saati

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:19 PM
Geçişi Var mı Bu İşin

Akvaryumda balık yüzer
Ben gezerim

Ben türkü söylerim
O hava kabarcığı

Bir yanda her yer su
Bir taraf taş toprak dünya dolusu

sevmeyi icat etmişim
Bilmiyorum balık sever mi

Ben şiir peşinde
O yosun

Balık kızlar yok ya
Balık erkeklerde olmaz

Benim tabiatıma
Onun tabiatına uymaz

Ne feminizm ne eklentizim
Kim vurdu ya gidiyor hayat kim

Ben balık olsam bir an
O da sürünüp, süslenip insan

Geçişi var mıdır bu işin
Balıkça bir duyarga sevişin

Onun akvaryumu mu mutlu
Benim elipsim mi bilmiyorum

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:19 PM
Gel

Gel mutluluğu paylaşalım seninle
Dünyayı paylaşalım
Bir ekmeği
Bir havayı
İki yüreği

Gel pırıl pırıl bir güneş gibi
Aydınlık yüzlerle gülelim
Gözlerimiz ışısın yıldız yıldız
Tomurcuk çiçekler açsın
Yanak yanak

Gel yeni bir güne çıkalım
Gönülleri el ele verip
Bu gün bir başka gün olsun
Bir başka olayım bugün
Bambaşka biri gibi gel yanıma

Günaydınlar dolusu bir dille gel
İçimin tohumlarını çatlat bugün
Yaşa başa bakma bu kez
Koşa koşa gel
Ey aşkın cimrisi,varyemez

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:19 PM
Gel Haziran

Gel haziran
Sen mayıstan daha olgunsun

Baharda üşüyen yapraklarımı ısıt
Güneşimi yay hücrelerime

Kırk ikindi yağmurlarını bırak
Çiçeklerin meyveleştiği durak

Gel haziran
Mayıs telaşından uzak

Bitsin mayıs koridoru
Bir at gibi hırslı. doru

Mutluluk camlarda gözyaşıydı
Can suyundan kökler ıslak

Aşk yatağından kalkmalı
Gerinmeli dal, giyinmeli yaprak

Gel kirazlar kadar utangaç
Sessizce kollarını aç

Sen mayıstan daha dolgunsun
Daha baştan çıkarıcı

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:19 PM
Gerçek Diye Bildiğin

Gerçek diye bildiğin ne var
Gözlerinin merak ışıklarında

Şüphelerle yaşanmaz bilmiyor musun
Karanlığın tohum olduğu toprakta

Kovalanan ne sensin,ne benim
Leylek de iklim ister,sevmek de

Sonsuz ışık dediğin aşkı duyuyor musun
Bu yaşta olmuyor serserilikte

Kolay değil ellerini tutmak birden
Sımsıkı sarmak havanı kolay değil

İstesekte, istemesekte; seveceğiz birbirimizi
Yürek saat akışlarında ki dil

Gerçek diye hiçbirşey bilmiyorum
Hayallerin gerçeği var sadece

Henüz yüzleşmedi benimle utancım
Kapkara örtülere bürünüyor her gece

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:19 PM
Göç Saatlerinde Şiir

İnadına son
Renkler ayrışır düşer
Çoğul moleküller tek
Tek dünyanın elementleri

İkili dörtlü altılı
Uzuvlar asal sayıdır
Doktor sağlığı
Sadaka eder verir

Deriyi satar büyüterek
Ergenlik bahçelerinde çiçeğe
Çamur ayrıştırıcıdır varlığı
Gen yuvalarında hazır gerdeğe

Göç saatlerinde şiir
Ölüm gibi yaralar hasreti
Kırlangıç taşlar acıtır
Saadet takısı eti

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:20 PM
Gönül (Dörtlük)

Çarpan bir kapı gibi gönül kendi kendine
Neşe ile kederle oynar akşama kadar
Sevda diye tutturmuş bakmaz kendi derdine
Şiir denen bir garip, bıkmaz oyuncağı var

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:22 PM
Gözlerin Ay Ürkeği Adımlarla Loştu

Maddi yanın yerli yerinde
Maddi olmayan yanın boştu

Anot katot dinlemedi elektrik
Her akü şarjında çoştu

Akıl karanlık koridorlarda
Gece yarıları sarhoştu

Korkuyorum diyen vazgeçme
Kayıp zamanlarda koştu

Rüya merdivenlerinde bir karabasandir sevda
Bir teselli simidi ' iyiydi, hoştu '

Bir yanını sular aldı götürdü
Bir yanın kent artığı varoştu

Seslensem benden bilirdin yıkılışını belki de
Gözlerin ay ürkeği adımlarla loştu

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Gül Atacaktım

Pencereden çektin neden kendini
Hani senin için gül atacaktım
Su da taşar bir gün yıkar bendini
Rüya döşeğime şen yatacaktım

Kaç defa tık tık la geçtim caddeden
Demir bile geçmez böyle haddeden
Ruhum çiçek açsın,içsin maddeden
Serenat okuyup, renk katacaktım

Bahara gülüşler ekleseydin ya
Pencerede biraz bekleseydin ya
Gözümü büyünle zevkleseydin ya
Aşka boydan boya tam batacaktım

Çekmişsin perdeni yüzün gizlenmiş
Çoşku ırmağında izin gizlenmiş
Salma bakışında nazın gizlenmiş
Selvi söğütlerden tak çatacaktım

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Gül Bıçaklı Gönül Yaran

Bilinen temcit pilavıdır her an
Isıta ısıta bitiremezsin
Gül bıçaklı gönül yaran
Taşıta taşıta götüremezsin

Yağmur bir su oyunudur
Damıta damıta işler içe
Dünya bir aşk düğünüdür
Kararta kararta başlar gece

Söz şiirin gözyaşıdır
Öğüte öğüte yalnızlığını
Elmas karbonun sır taşıdır
Durulta durulta ıssızlığını

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Gülüyor

Gizli mi gözünde bal rengi tatlar
Dudağın gülüyor gözün gülüyor
İçimde mutluluk ikiye katlar
Yanağın gülüyor yüzün gülüyor

Bir çerçeve resim olup düşünce
Beni aldı binbir türlü düşünce
Hayat ırmak gibi akar peşince
Kirpiğin gülüyor nazın gülüyor

Ne desem az belki seni överken
Şubat ortasında yaz geldi erken
Cemreler bir iki düşüyor derken
Bir resim gülüyor özün gülüyor

Nasıl bir şey oldu bilmem ki bende
Sular koştu geldi bir kuru bende
güzellik büyüsü bu şirin tende
Kaş kirpik gülüyor, gizin gülüyor

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Günaydın

Günaydın
Yalnızlığımın penceresi
Günaydın yalnız güneş
Sen geceye saklanan ay

Sen, sokaktan gelen gürültü
Dökümlü perdelerim
Beni yazan bilgisayar
Sıcaklar artıran ay

Günaydın sevgisine benzin döken
Söz alevleriyle kavrulan aşık
Günaydın nöbetteki mehmetçik
Sen yüzüme serpilen alay

Günaydın beni okuyan
Tunç heykeller gibi susan dostlarım
Gönlümde ki örttüğüm her inci sizin
Günaydın dudağımda ki dem koyusu çay

Günaydın hayat
Akrep, yelkovan, saat
Galaksi dolu kainat
İçimde her sabah yeniden doğan sen muhteşem tay

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Günaydın Cumartesi

Memnun şanslı gibi uyandım
Konmak için çivit gökyüzüne
Ten hitit rutubeti kokuyor

Beğeni iğreti pekişmelerle dolu
Egzotik bir beyanname ruhum
Mahsul narlara misafir

Günaydın cumartesi
Oyalı bir beyazlığı damlattın
Duvar ovamdaki sahile

Upuzun kısmetli bir kısrak
Acele etmeden hakim dörtgenime
Deyim yerindeyse baştan aşağı

Çeşni çeteleler fukara
Susatmak çingenelik bu arzuyu
Cemre hazan mevsimine yabancı mı?

Ayaklı bir beden ne yapar
Cumartesi yarı boşluğunda
Erguvan harabelerde harap

Kadeh sevilmek için doludur
İzin almış bir aşk neye yarar
Soytarılık soyunmak ister kendi kendine

Karartmak istemesem de içimi
Tıpkı diğer günler gibi dışarı çıkarım
Hatmetmek için iş denilen mecburiyeti

Taze seçim kumardır
Dimdik kapılar imtiyazlıdır
Günaydın durağan cumartesi

Günaydın durağan cumartesi
Burjuva bücürlerin tuğlası
Kasım ayının çekirğe sisi

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Güneş Esmer Boyalarla Yazar

Yedi ağustos pazar
Güneş esmer boyalarla yazar

Toprak yarılır sıkıntıdan
Görünmez bir akıntıdan

Geç ekilmiş bir tohum
İnadından der yokum

Var olmak bir kavga aslında
Yaşamak denen direnç faslında

Yaprak yeşil fakat dertli
İnce bir çubuk biraz etli

Suyu kimse bulmadı ki
Sudur bize hayat sunan saki

Her an bir fidanla sohbet
Dikenle ayrık otu memleket

Yer elması, teselli sarısı
Kışa doğru çıkar gönül perisi

Çaresizlik yanmış bir gömlektir tende
Bir çapa kaçar kök bedende

Öğle ortası aptal ıslatan bir yağmur
Belki de bulutlar küsmüş ağlıyordur

Bu ağustos şiiri de böyle olsun güzelim
Şiirsel bir eylüle uzanıyorken elim

Yedi ağustos pazar olmasına pazar
Esmer olmuşum, güneş olmuşum ne yazar

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Güneş Ol Beni Göster

sessizliğe söz düşmüş
tılsımlamış mekanı
maviyi beyaz yapmış
bulutların kanı

sessiz yorganlar altında
uyuyor sevgi ve aşk
notanın ' mi ' katında
toprak içinde bir başak

ses senin sesin olmalı
dağılacaksa sessizlik
göz sevinç damlamalı
olacaksa hayat bizlik

müzik duyulmaz kulakla
ritim frekans ister
gel beni tümden akla
güneş ol beni göster

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Güneşle Yağmur Arasında Oyuncağım

Güneşle yağmur arasında oyuncağım
Nerde sabah ki şen kızlar gibi al yüzlü güneş
Nerede kaşları çatık,gökgürültüsü yağmur

Hani bahardı,hani yazdı,günceğizim
Yıldız taramasında yol alırdık *******i
Hani yakamoz sohbetlerde kızılyıldız

İşte ikindi çökmüş ezanlı hava
Kopuk bir mesaj zincirinde duygu
İçim karışık yağdı yağacak gökyüzü gibi

Beni mapushanemden dışarı çıkar desem sana
Kimbilir hangi sokaklarda geziyorsundur
Kimbilir hangi yüzlerle kızıyorsun bana

Güneşle yağmur arasında oyuncağım
Sen bir dekor gibi ardımda tutup
Oyuncak ağlaması makara seslerle geçiyorum

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Güneşlerle Geliyorum

Güneşlerle geliyorum
Anamas Dağlarının eteklerine
Kayabaşı taşkınlığında su oynaşına

Patika yolları genişlet yüreğinde
Yüreğinde kış karlarını biriktirme
Açacak yaban çiçeklerini sakla kuzulara

Sakla umut diye biriktirdiğin aşkı
Sevilmek dünyanın en zor işi
Baharın pınarı sevmektir aşkı

Çatık kayalar gibi kaşlar yumuşar
Hüzünler yeşil çimenlere dağılır sere serpe
Sen korkunun bittiğine inanırsın

İnanırsın bir gün bir seven gelir
Sevgi çayır çimen oynar
Dişlerin kış kardelenleri gibi güler

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Güz Yüzlüm

Güz yüzlüm
Hayatım

Yeşermiş baharlardan
Sararmış baharlara

Kahve gözlüm
Altın sarısı umutlum

Kırık dalların yorgun
Üzüntü peteğim

Üzümü derilmiş bağ
Hazan fırtınam

Güz kapısı aralı
Yüreğin nereli

Aşk atım
Sevgilim, hayatım

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Güzel İstanbul

Antik zamanlardan gelen aydınlık ayak
Tarihin gölgesini emmiş ayna yüzlü şehir
Ayasofya ’ da kızıl, Sultanahmet mermerinde ak tapınak
Peygamber muştusunun süslediği kutsal mehir

Mermerlerle yarışır martılar kanat kanat
Boğaz güzelliklerle dönüşür bahardan yaza
Tarih kokusunda uyanır çağdaş bir hayat
Bir çiçeğe hayran olursun, bir heykele, bir kıza

Bazen bir taşı kıskanırsın yerinde
Bazen eskimez gibi gelir çalarken bir çan
Sen oluverirsin Üsküdar’da her seferinde
Eyüpsultan ’ da güvercin gibi uçar ezan

İnsan olmak ne kadar güzel İstanbul ‘ da
Rumelihisarı ‘ nda surlarla kaplarım teni
Dolmabahçe mermerin çiçek açmasıdır dalda
Emirgan ‘ da sevinç laleler kadar yeni

Ne batı ne doğu bir orta yerde
Aşk örtünmez çıplak, arzu her beyazdan ak
Ne eski ne yeni daha derinde
Emel atlarının ufku, yedi tepeli bir tak

İstanbul dedim mi aynalara koşarım
Fatih ‘ i seyrederim atının üstünde
İstanbul dedim mi sevdaya düşerim
Gözlerim puslanır Beyoğlu ateşinde

Haliç ‘ te Piyer Loti olurum bir tepede
Nesillerimi saklar basamak basamak her mezar
Ölümlerin can verdiği bir yeşil kanepede
Nefis, hayallerini dura dura yeniden yazar

Ruhumu avucuna çini çini işledim
Ebruladım kanımı, canımı bahar bahar
Senin yataklarında hak, adalet düşledim
Mabet Şehir, Sevgilim, dünya cenneti diyar…

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:24 PM
Hani İstanbul Diyorsun ya

Hani İstanbul diyorsun ya
Emirgan,Kızkulesi

Hani Haydarpaşa'da tren
Eminönü'nde bilet gişesi

Hani yürümek vardı ya boğazda
Hani şehir hatlarıyla bir boğaz turu

Hani Yerebatan Sarayı'nda ışık
Hani Rumeli Hisarı'nda bayraktık

Hani gözlerin yeşil/mavi/kahve
Hani dalgalar kadar rahattık

Hani İstanbul diyordun ya güzelim
Biz o güzellikleri hiç yaşamadık
12.08.2001

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:24 PM
Harflerin Aritmatiği

Harflerin aritmatiği var mıdır?
Senin hesaplarında harfler nedir

Böldüğün zaman ismimi
Can nerededir, canan nerededir

Çarpanların kalpte mi toplanmış?
Yoksa başka kümelerde midir?

Toplamalarda hiç bir çıkmıyor
Sevilmek toplamaya gelmiyor

Çıkardığım çok şey oldu hayatta
İsmin rakamları yemektedir

Harfler ve rakamlar ne kadar serbest
Yan yana, üst üste gülüşmektedir

Ne hesap kitap, ne yazı beni kesmiyor
Loğaritmik bir cetvel küçülmektedir

Şah mat diyebilmek için aşk santraçta
Sabır zaman içine gizlenebilmektedir

Ezanı bekler gibi bir başlangıç
Harflerde benim gibi sevebilmektedir

Evdeki hesap çarşıya uymuyor bir tanem
Aşk kantarda ağır gelmektedir

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:24 PM
Hasretin Ellerinde

Bilmeden siliyorum o güzel duyguları
Beni seni anlamaz hata kandillerinde
Korkunun yuvasında besleyip kaygıları
Gözyaşı yapıyorum aşkın mendillerinde

Islak ve nemli durur yüreğimde bir köşe
Maskemdir gösterdiğim yüzümde ki her neşe
Kuru dal gibi sevdam atıyorum ateşe
Açar mı bilmiyorum baharın güllerinde

Hazan gel artık hazan kapla bütün ruhumu
Şu zaman saatinde boşalt bitir bu kumu
Bir an sonsuza doğru gönderiver okumu
Bir cansız beden kalsın hasretin ellerinde

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:24 PM
Hatıra Kanser Gibi Bulaşır Kana

Yapraksız ağaç mı bekler yalnız
Sabit olan ve değişmeyen
Hep içinde büyüyen, gelişen
Sorulu gözler mi hep durak

Mevsim gibi mi geleceksin
Sevginin ardına hasret ekerek
Ne olacak sevilmekle büyüyen, gülüşen
Gönül dediğim bahar özlemi toprak

Vefayı hatırlatmayacağım sana
Hatıra kanser gibi bulaşır kana
Neydi ki umutlarda değişen
Niçin dalını hazana bırakır yaprak

Tektin ve tiril tirildin
Bin defa öldün, bin dirildin
Öyle bir bağlılık ki delişen
İçi yakın, dışı sonsuzda ırak

Kuru bir ağaç gibi gör bedeni
Dal kurusu çıtırtıyla sev beni
Sarı bir sonbahar belki ilişen
Toprak gibi aç,susuz, kurak

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:24 PM
Hatıralar Kişiye Özel

Ansızın gidivereceğim
Benim haberim olmayacak
Senin belki

Kitabın içinde ne bulacağım
Seni okuyamadıktan sonra
Her düş bir şifredir belki

Sonsuz, yokluktan farklı mı
Farklı mı cisim ruhtan
Kapı kapıdır belki

Uyum dediğim teslimiyet yok
Yok ayrışmadan yenilenmek
Her yeni eskidir belki

Aşk mı masanın üzerindeki paket
Ne ruh, ne et
Başka bir şey belki

Dondurulmuş zamanlarım hatıradır
Hatıralar kişiye özel
Yokluk herşeydir belki

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Hayalle Hasretin Arasında

Gül ve güneş arasında ışık
Aşk hayatın başkalaşmasıdır
Sevda hasrete yapışık
Bedenin kendini aşmasıdır

Görmek tamamlanıyor mu hissetmeyle
Duydugum ses ötesi birşey mi
Şekil kayboluyor mu gitmeyle
Haykırmak ve susmak sanki herşey mi

Sessiz özlemlerin mağarasında
Ne gül var, ne güneş, ne ışık
Hayalle hasretin arasında
Issız damıtmalara alışık

Susmak bir kıyamet çığlığı
Beklemek sevda ülkesinde anıt
Yürek bir kelebek ağırlığı
Yaşamak talan yurdunda ağıt

Gece gülleri uyandır sabaha
Işık bir neticedir buluşmada
Aşk eşikler asar siyaha
Varlık tezatla oluşmada

Bitmeyen incelmelerle iner
Gül ve güneş birleşimi bir kırmızı
Umut,aşk kafesinde tüner
Sevda, tüller ardında susmaz sızı

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Hayat Bazen

Hayat bazen
Bölük pörçük
Hiç bir şey etmeyen
Bir ondalık

Bazen bir gönül
Milyon gönül
Gök yüzü gözlerin altında Atam
Fundalık

Kalenin bayrağı barış
Yeşili koyu
Funda ve yeşil kal
Sonsuzluk boyu

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Hayat Ne Kadar Kolay Değil mi?

Hayat ne kadar kolay değil mi?
Biz her şeyi ne çabuk zorlaştırıyoruz

Isınmak isteyen bir sevgiyi
Neden körükleyip korlaştırıyoruz

Bir antik zaman mabedi gibi
Aşkı neden taşlaştırıyoruz

Bir salkım üzüm yemektir niyet
Bağcıyı ne de çok telaşlaştırıyoruz

Kurallar korkanlar için vardır
Nasıl da ritmi yavaşlaştırıyoruz

Ölüm bile bir kapı aralığı
Canı cananla eşleştiriyoruz

Geç kalmak diye bir şey var mı sahiden
An'ı an'la ancak birleştiriyoruz

Gel kolayca ikram et sevgi çorbandan
Sevmeyi oldum olası güçleştiriyoruz

Hazineler istemiyor ki hayat, korkma
Bir sıcak gülümseme, içleştiriyoruz

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Hayat Şaşırtmaya Alışmış

İçimi alıp götürürken
Bir parçam ayrılmıştır bütünden

Bal olmuş bir emek gibi özden
Vagonlar boyu yürürken

Son düzeltmeleridir ressamın
Uzun uzun süzgün bakışlar

Bir bilinmeze değil mi akışlar
Nasıl parçası ayrılır tamın

Demeler susuyor durgun
Örtüyor zaman tipisi atışları

Kaderin ara renk katışları
Sahilde, dalgalarda yorgun

Çiçek, gülücük, bakış yapışmış
Gitme denmez, kal denmez

Sözle sözcükle ödenmez
Hayat şaşırtmaya alışmış

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Hayat Tek Kişilik Değil

Hayat tek kişilik değil
Bir pandomim
Göz kendini seyredemez ki bir tanem

Kime ikram edeyim bir salkım üzüm
Nasıl aydınlanacak, gülecek yüzüm
Aile çogul,belki de tekil

Yalnızlık Allaha mahsus derler
Tacmahal sevgiyle yaşıyor Kazım Uzun
sensiz evde kalmış derler

Hayatımın anlamı sensin
İşimin şiirimin aşkımın
Sen hayatıma anlam verensin

Uzat ellerini şubat sonu
Işıklara uzanırken sana uzanayım
Sevmek kanatları ile uçayım................

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Haydi İşte

Teslim olmuş bahar
Teslim olmuş meyve
Teslim olmuş gelincik
Teslim olmuş menekşe

Haydi işte


Ben dokunma özürlüsü
Teğet geçen korkularla
Sen de değil güzelim,
Ben de bu
Acizlik
İradesizlik

Bu benim işte...

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Hep Sen Alma Ver Biraz da

Aklı asa gibi tutma
Yüreğinle gör biraz da
Hesap kitap edip yutma
Şu nefsini kır biraz da

Hayat kiraz dalı olmuş
Sepet sepet meyve dolmuş
Akıllıysan sanki n'olmuş
Hal ve hatır sor biraz da

Her köşede gamla, tasa
İnsan mutsuz, girmiş yasa
Sevinme doludur kasa
Dert, gözyaşı sar biraz da

Aklı yürek ile sula
Kapılma paraya pula
Saldırma yetime dula
Hep sen alma, ver biraz da

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Her Canda Heyecanlanıyorum

İz kalır mı gök boşlukta
Gök mavisi umut izi
Sonsuz bir gürültü sükutunda
Kim dinler, kim anlar bizi

Sabırlardan neşelerden geçerek
Işık oyunları yıkar aşkı
Kırılmış bir faydır volkan
Lav gül olsaydı keşki

Her canda heyecanlanıyorum
Can sırrın labirenti
Irmak sırda susarmı
İçim her an beklenti

Elementlerle dürülmüş
Nefes dediğim ses
Tarihin girdabında döner
İnsanlarla örülmüş kafes

Herşey unutulacak mı yine
Yeni baştan hep yeni baştan
Aşkı bir heykel gibi sevip
Aşk mı oyacağız taştan

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Her Davranış Tek Ve İlk

Aradığım ne, arı gibi
Bal yapma becerim yok
Taşta tahtada çiçekte
Niye kendimi çiziyorum

Tuttuğum, gördüğüm benim artık
Marazi bir hatıra insan
Kendini değiştiren damgalarla
Her şeyi ben yapıp geziyorum

Bilinmez bilinir artık
Başkalık silinir artık
Yurt tutup kalınır artık
Sezdikçe seziyorum

Beni dokunan alıyor
Ben dokuyorum tezgahlarda
Madde olmasına maddeyim
Ruhlarla beziyorum

Benim balım bencillik
Her davranış tek ve ilk
Nasıl bir kan ve kemik
Destanlar yazıyorum

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Her Gül Bülbülle Kalmalı

Işığı nuru görmeden
Sevip vuslata ermeden
Hiçte arayıp sormadan
Sevsen bile sevmez misin

Seven zaten yaralıdır
Sevmeyen paralıdır
Türlü dertler sıralıdır
Sevsen bile sevmez misin

Çiçek düşer meyve olur
Her tomurcuk bir renk solur
Her şarkıda özlem kalır
Sevsen bile sevmez misin

Dış güzellik gönül taşsa
Dökülen tek yönlü yaşsa
Çevrende sevda dolaşsa
Sevsen bile sevmez misin

Dağlar aklını kaçırsa
Pınar bir zehir içirse
Yollar Ferhat'ı geçirse
Sevsen bile sevmez misin

İnandım kandı sözüme
Dönüp bakmadan yüzüme
Kibrit çakmadan izime
Sevsen bile sevmez misin

Her söz karşılık bulmalı
İnsan muradın almalı
Her gül bülbülle kalmalı
Sevsen bile sevmez misin

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Her Hayırlı İşte Afyon

Frig gibi,Hitit gibi antika
Bağrımda bir kaya,bir dağ
Ulaşılmaz baş döndüren patika
Bir kale dimdik,dünya durdukça her çağ

Türkiye gelir geçer üstünden
Bembeyaz güler yüzlü otogar
Savaş ve barış tren demektir
Tarih kitabı gibi bir gar

Ah kaymaklı lokum,ah kaymak
Afyon et kokar, sucuk kokar
Arı kovanı gibi esnaf,arı
Yüzyıllardır mermer doğrar

Her makus talihi millet
Afyon'dan yakar,yıkar
Hürriyetin yüreğidir vuran
Zafertepe,Anafartalar

Köylüler,çalışkan köylüler
Alınteri bereket örülmüş duvar
Ya sanayi,yükselen bacalar
Daha güzele,iyiye yarış var

Tertemiz yollar,parklar,sokaklar
Afyon yeşillik,nazlı bir yar
İlçeleri iri yarı,gelişmiş
Her biri bir şehir çok bahtiyar

Anadolu deyince uzat elini
En eski çağlara kadar
Her taşın altından,her hayırlı işte
İnanın Afyon çıkar
1998

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Her şey hazır

Bir masanın guguklu
Saati miyim?
Her sabah sandalye
Üstünde hazır

Aynı yollar,aynı koşu
Sıralı mıyım?
Ölüm gelene dek
Kurması hazır

Monoton sorularım
Bilmeceli cevaplar
Söyleyin şarkılar,plaklar
Çevrem hep hazır

Sabah saatle yarıştım
Aynayla barıştım
Hap aldım yatıştım
Rolüm,perdem hazır

Tartışayım kendimi
Bende bileyim derdimi
Tartayım irademi
Gerekmez,her şey hazır

Doğarsın her şey hazır
Ölürsün her şey hazır

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Herkes Şair Olmalı Bu Dünyada

Şiir nedir, şair kimdir diye soruyor birileri
Elemek için sevgileri, sözcükleri
Dayatmak için kendi kalıplarını

Paris'e en güzeli soran üç güzel
Kabul etseydi diğer güzelliği ne olurdu?
Gönül kimi severse güzel odur

Bırakalım şimşekler yırtsın gökyüzünü
Bırakalım şelale; şelale kalsın
Hep gökten üç elma düşsün

Niye dayatırsın üstünlüğü
Gül mü güzel, karanfil mi?
Var olmak en güzeli değil mi?

Kurallar kuramlar bıktım artık
Hayat değişmedikçe neye yarar
Her insan şair olmadıkça

Atlet olmayanlar koşmasın diyor
Bu uzun yolda oksijen tüplüler
Şiirin çimenlerini betonlayarak

Beton sözcüklerin haşmeti
Ruhların betonlarını döküyor şantiyesinde
Kendi olamıyanlar söz ameleliğinde

Herkes şiir yazmalı
Herkes şair olmalı bu dünyada
Evren şiir, insan şiir aşk şiir

Ayrık diye koparma tabiattan
Beğenmediğin, kafana yatmayan sözleri
Her şiirin bir seveni, bir sevileni vardır

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
Hiç Bırakmadığım Yanım

Ayrılmış bir parça gibiyim
Görülmez bir bütünden kopmuş
Eksik bir yanım var nedense
Hep bir masal içindeyim
Bir varmış bir yokmuş

Hiç bırakmadığım yanım
Dünyaya tutunma arzusu
Kaderimin limelenmiş karelerinde
Hüzünlenerek dikiyorum hayatı
Canımın içinde oksijen ve su

Kapanıyor açılıyor hava
Güzel ve çirkin içiçe
Beklemek ölümün bir durağı
Nefret ve sevgi karşımda
Aşk tahtında kraliçe

Zıtlar orkestrasında bir davul muyum
Hep benim mi sesim bas
Çiçeklere kuşlara hüznü kim ekti
Sevinmeye hüzünleyen kim
Nedir yüreğimin içindeki yas

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
Huzur Hüzün Tadında Mahzun

Son saatleri nasıl saklayabilirim
Akan zamanda senlikteliğimi
Bulutlar hüzün sarmada birebir
Hasret alevlenmede

İçim gitme demelere doyamıyor
Her valiz bana düşman
Doymak aç olmanın ölçüsü
Açlığım yine beni kazanan

Kahverengi bütün paletim
İstanbul baştan başa kahverengi
Huzur hüzün tadında mahzun
Huzur sen olmanın dengi

Saatler örtündüğüm hırka
Beni ayırıyor her yerde ellerin
Sen öndesin, bende her zaman arka
Yollar fay kırıkları gibi derin

Sensiz zaman neye yarar
Sensiz su, sensiz güneş
Senle iken ben benim
Kıvılcımım, yüreğimde ki ateş

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
Işık Uzat

yaşamak ışıktır
yürek ışıktır
göz ışıktır

şiirle yaşamak için
şiir olmalı yürek
şiir olmalı dil

aydınlanmalıyım
koşmalıyım ışığa
şiire

gel sev beni
gel şiir söyle
ışık uzat

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
İçimde Yaşayan

Herşey istemek
Belki hiç bir şey istememektir

Asude gibi yani
Sonsuz aceleciliktir

Tohum toprağın karanlık yüzüdür
Işık karanlığın cekirdeğinde ki umut

Dondurulmuş zamanlarda çizilmiş
Bir kader ırmağıdır yüz

Ben suçsuzum diyor çerceve
Bütün suç içimde yaşayanda

İçimde yaşayan ne var bilmiyorum
Bilmiyorum kardelen bakışların esrarını

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
İçimde Yılkı Atları

Issız bir yalnızlığı yaşıyor
İçimde yılkı atları
Geçmiş küheylanların destanlarından düşmüş
Suratları

Hatıraları uğurluyoruz
Gün gün, yıl yıl
Süreli birlikteliklerin mutlulukları
Biraz yakalara takıl

Susadığım zaman aklıma geliyorsun
Yürek kavruluşlarında biraz
Terkedilmiş su yürekler adına
Dünya dolusu sazlık, saz

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
İletken Cesaretlerin Hayranıyım

İletken cesaretlerin hayranıyım
İyileştiriyor oyalama yüreğimi
Devrolunmak ne kadar güzel durmaksızın
Muştulamak için sırçalanmış emeğimi

Kozalak gibi kopuyorum ağaçtan
Aranılmak olmadan ıssız ormanda
Mahsur kaldım hazan yapraklarıyla
Kafiyesiz bir serilişte toprakta

Unutmak istiyorum sahanlık dolusu hasreti
Ergin bir çam ağacının dal yorgunluğu
Devridaim olmak belki çok hoş
Mutluluk yeniden doğar bensiz

Tecrübe turfanda bir aşkı bulamaz
Işıklandırmak için aşk ıslanmalı
İndirmelisin acemi duyguları
Şekillerle süslemeden göndermelisin

Donakalmalıyım ışık donatısında
Ayak üstü hafiflemeliyim rüyada
İletken kırılmaları hissetmeli hücre
Notalar oğullanmalı bestelere

Meyvelenmek çiçeklerde kaderdir
Canlılık; koku ve renk bürünür
Edinmek için sendeki bir göz ışığını
Ezberliyorum evvelki eylemlerini

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
İnadına

Bir şehrin ağırlığınca çöker
İçime kaskatı beton

Hani kelebeklerce uçacaktık
Elmalar gibi tonton

Vuslatı nerede bulurum
Aşklar bile karton

Kızlar var inadına güzel
Sosis,salam,jambon

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
İnanamıyorum

Kırılmamış daha tutunduğum dal
Bütün paniklememe karşın sağlam

Bana şaka yapıyor hayat
Sevgi koparılamıyan tutkal

Terkettiğim boşvermişliğe inat
Git bulutların üzerinde yat

İnanamıyorum desem yeridir
Sevincimi çogaltıyorum kat kat

Bu nasıl bir esinti böyle
Ağaçlar aşkın gözleridir

Gel biraz hasret ve umut sun
Gel benim sevdiğim şeyleri söyle

Kendini anlat rahat rahat
Biraz daha konuş ne olursun

Seni gördüm ya hiç gam değil
İşler senden sonraya dursun

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
İnsan Yanımın Gizemleri

Bir hukuk kitabının arasından
Bir yüreğin sevdiği slaytlar düşer

Düşüncenin ötesinde büyüyen duygu
Renk ve sesin birlikte güzelliği

İnsan yanımın gizemlerine tutulu bir ayna
Bir ayna bilmediğim ben serüvenim

Ben serüvenimin çaresi ve çaresizliği
Bir on kasım gününün azizliği

Bütün kaleler çimen çimenmiş
Beklenmedik yeşillikler boyar bir funda

Belkiler bir acizlik ve güçsüzlük görünür
Her mükemmel bir eksik tasarımdır

Slaytlar beceremiyorum göndermek için
Söz çiçekleriyle örterek ayıbımı

Beceremiyorum sakin ve ortadan olmayı
Bir kanun maddesinin üstünde uyuyup

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
İster Doluyla Gel

Baharı görmeden yaza karıştım
İster doluyla gel,ister sel ile
Ateş ile ayaz ile yarıştım
İster deliyle gel,ister el ile

Mevsimler içiçe girdi şaşırdı
Çiçek açımını rüzgar deşirdi
Güneşse derimi çoktan pişirdi
İster çalıyla gel,ister dal ile

Tat almadım tat vermedim günlere
Hasret kaldım serin yelli dünlere
Bahar poşusuyla al düğünlere
İster tel ile gel ister dil ile

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
Kaftanların Kafilesinde

Kamer altında kamelya
Hınçsız gözenekleriyle karşıt
Katmerli kovuşların gözyaşlarına

Hıçkırık bir o kadar kilit
Kaftanların kafilesinde kemer
Harmani ipek kibir

Güfte güdümlü iştirak ediyor aşka

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
Kaldırılmış Yorumlar

Yorum yok
Seslerin içerisinde susmaya ihtiyacım var

Kaldırılmış yorumlar
Çiğ ıslanmışlığı çiçeğin üzerindeki

Mutluyum içimdeki kemiren kurtla
Bahar umutları hep çiçek açar

Bilmemelisin değişimi
Aynı kaldığına inanarak

Kaldırılmışsa yorumlar
Yorum yok

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:27 PM
Kalem Kağıt Değil Bu

Kalem kağıt değil bu
Mürekkep de değil
O denizdeki çarpan dalga
O oynaşan tekne


Bulutlardan süzülen güneş ışığı
Yüreğimdeki hüzünler
Damarlarımdaki kan
Ayrılığa mı koşuyor

Bırak noktaları şimdi
Bırak durakları vedaları
Duvarlardan kazıma,kalsın
Bakışlarınla yazdığın sevdaları

Yazıp okunmalı mı?
Sessiz sedasız düşen harf
Yüreğinde kıpırdayan umut
Kalem kağıt değil bu...

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:27 PM
Kan Gül Pıhtısı

Sevmek acı çekmek midir sence
Hep beklemek midir yolcuyu
Sevmek bulutlar gibi
Güneşe örtmek midir örtüyü

Kaybolmak mıdır yıldızlarca
Uzaklaştırmak mıdır bulguyu
Hep kar,hep tipi
Denizde özlemek martıyı

Acı,her acıdan ince
Boynumda sanki güneşin ipi
Kaybettim tat danilen algıyı
Kan gül pıhtısı koyu

Acıyı kaldır sevgiden
Tatlandır gülüşlerinden

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:27 PM
Kandil

Bir değerleniş yeniden
Düşküne uzanan el

Bir pirizma geçişi
Işığa toparlanış

Ellerimi yükselten
Bir dua atmosferi

Önüme döktüğüm geçmiş
Bir arzulu gelecek

Vuslat camı üzerinde
Sallanan bir silecek

Kendimi gösteren ayna
İçimin eriyen yağı

Yalnızlığımın defteri
Hatalarımın silğisi

Kandil yağın olayım
Erit ve damıt beni

Sonlu o yunlarımın
Sonsuzluk hasreti

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:27 PM
Kar (dörtlük)

Korku paltolarında,uçuşan apak sevgi
Suyun kalıptan çıkmış en estetik biçimi
Bir aşk kadar beyazsın, bir kara kadar yergi
Korku ve çoşku ile oynatırsın içimi

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:27 PM
Kar ve Güneş

Beyaz güller gibi döküldü
Gökyüzü sepetinden
Ayaz sonu pamuk karlar

Beklesem mi beklemesem mi


Ak dertlerle karakış
Her dertte dertle yarış
Bir kar parmak karış

Dertlerime eklesem mi eklemesem mi

İkibin altı sonu
Yirmi altı aralık
Yerde gecenin donu

Teklesem mi teklemesem mi

Ara sıra çapkın güneş
Bakışlarıyla eritiyor karı
Hasret bakışlı sarı

Emeklesem mi emeklemesem mi

Kar ve güneş
İçim ateş
Saat beş

Pineklesem mi pineklemesem mi

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:27 PM
Karabağ Kızıltısında Bir Gül

Hülyanın çiçekli sesleri ile süslü
Sesinin katmanlarındaki bülbül

Fısıldaşmakla konuşmak arası
Dudaklarının toprağında bir sözgül

Yakınsamakla başlıyor kulaklarım
Kulaklarımda gül kurusu bir kül

Beyazlık adına ne varsa her şey iskele
Aşk ölümcül düşlü bir herkül

Gram gram eriyorum mutluluktan
Hayranlıkla dipçikleniyor gönül

Erguvan muhafazalı bir kültür
Karabağ kızıltısında bir gül

Gözlerini ve dudaklarını bana sat
Şen şakrak, ışıl ışıl; hem öv, hem övül

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:27 PM
Kendimi Yaralıyorum

Geçmişin dönülmez patikalarında
Zaman zaman filmi başa alıyorum

Ne kadar doğru,ne kadar yanlış
Hatıralar içinde bunalıyorum

Hep benim yüzlerim kesik aynada
Hep ben baş başa kalıyorum

Gelincik, kardelen,zambak
Ellerimi aşka kınalıyorum

Geçmiş zamanların kınaları
Avuç çiziklerimde daralıyorum

Seni bir geçmiş gördüğüme darılma
Hatalarımı her gün sıralıyorum

Keşke hatasız ve zamansız olsaydım
Seni düşündükçe, karalıyorum

Zamanı aralıyorum
Kendimi yaralıyorum

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:27 PM
Kesitlerde

Kesitlerde kesiler saklıyorum
Üstü örtülmüş ve uyutulmuş

Yıldız dediğin küme küme
Bir ışıltıya dilek tutulmuş

Zarlar elimde toplanıyor nedense
Geçmiş zamanlara zarlar atılmış

Düşünmek istemiyorum çıkışı
Çıkış yokluğa katılmış

Kesit midir duruşun ve hep öyle misin
Öyle misin hep renklere boyatılmış

Bütün galaksilerde bugün tatil
Aşk yaşam çemberinde aldatılmış

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:27 PM
Kırılgan Bir Dünyanın Kırılgan İnsanları

Kırılgan bir dünyanın kırılgan insanları
Yüreklerinde hep ateş topu beslerler

Kırılırken kırar bütün kıtaları
Kral olur kırılmış gül bahçesine

Bülbül hep feryat etmiştir
Ateş hep yakmıştır

Kediler nankördür bilir misin
Yumuş yumuştur nankör tırnakları

Dudağım kurur ateşinden
Eşinden bir tane daha yoktur

Kırılışlar nasıl çöker içinde
İçinde kırılmamış bir vakit mi var

Kırılgan bir dünyada sevgilim kırılgan
Yansımaları kırılgan bir kristal gibi beklenmedik

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:27 PM
Kıskanılmalı

Pınarlar çağlasa da çöller kıskanılmalı
Yağmurlar rahmet ise seller kıskanılmalı
Ufkun sırrı dediğim bir serapa yükseklik
Aşkın cezbesindeki güller kıskanılmalı

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:28 PM
Kıyında Bitiyor Bütün Denizler

Ne çiçekler açıyor içimde her dakika
Avucuna sunulmak üzere her gün
Sen eriyorsun günden güne
Ben eriyorum senden sürgün

Pişmanlık bir şey yapamamaktır
Ellerini öperken bile uzak
Zaman ayırmak istiyor bizi
Sevdikçe yakınlaşıyor tuzak


Annem diyorum eriyerek çaresizce
Hayallerimin kapısında susuz
Kelime ne kadar aciz sevgide
Söz beyaz ağılı bir tuz

Ayrılmak istemiyorum ben senden
Sen olmak istiyorum her an
Sevgi şelalesi gözünden
Cennet iz düşümü bir zaman

Eriyorsun bir mum aydınlığı gibi
Gölgen olarak büyüyoruz bizler
Can sanki bir aşk katibi
Kıyında bitiyor bütün denizler

Anam canım anam benim
Varlığımın döküm kalıbı
Sana bir şey verememektir
Ömrümün en büyük ayıbı

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:28 PM
Kim Aldanıyor Ve Kim Aldatıyor

Kim aldanıyor ve kim aldatıyor
Güneş nerde, nasıl batıyor

Kadeh mi büyülü el mi bilmiyorum
Gül dudaklarla artık gülmüyorum

Bu çağ nasıl bir çağ, nasıl bir insan
Coğrafyalar boyu çizili bir kan

Sözcükler barış dalı sözcükler
Canilere yapıyor gözcülükler

Hangi zamanlardan kaldı bu kin
Kin ve nefretin adı mı din

Öldürmenin birliğinde birleşenler
Medeniyet diye mezar eşenler

Barbar diye pusatlanmış bir korku
Birleşik barbarları sarmış korku

Kazanan kaybedecek zıtların tezatında
Tırmanan inecektir bu dünya hayatında

Aldatan aldanacak, kandıranlar kanacak
Yaktım diye sevinen ateşinde yanacak

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:31 PM
Kimin Doğum Tarihiyse Bugün

Kıyamıyorum artık zamanlara
Artık bir karar vermem gerekir
Zamanlara ne demeliyim

Canlı olmanın yansıması göz
Olmanın meyvesi sevgi
Yansıması yüreklerimizde mühür
Göz denilen aynada öz

Kimin doğum tarihiyse bugün
Doğumu üretiyor herşey
Tarihiyse başlangıç dediğimiz
Bugün doğuyoruz peyderpey

Niçin kapımdasın bilmem
Kapımdasın çünkü duyuyorsun
Bilmem dediğin bilmezleri okuyorsun

Eskişehir / 11.01.2007

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:31 PM
Kirazı Al Yolları Dal Gördüğünde

Aşkı duyabiliyor musun
Bir fark hissettiğin zaman

Bir gül daha bir gül
Gülüş daha sıcak, canlı

Nedir değişiklik yüzdeki
Değişik bir enerji farklı

Değişmek ve değiştirilmek
İşte ve içteki eşteşlik

Aşkı duyabiliyor musun
Kirazı al, yolları dal gördüğünde

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:31 PM
Konuşmak Prangaları Çoğaltmaktır

Ayrılmış iki ülke gibiyiz
Şu aşk kıyısı dünyada
Ne ben varım senin topraklarında
Ne sen varsın topraklarımda

Yarımdaki sonsuz ayrılık
Sevincimin hüzün perdesi
Bir ışık ki serin ve ılık
Gülüşlere konmuş özlem badesi

Gözlerim dikenli teller gibi batıyor
Yarıya inik bayraklar gibi yüzüm
Fırtınalar içimde yatıyor
Statik bir enerjiye çekilmiş sözüm

Konuşmak prangaları çoğaltmaktır
Aynalara göstermektir acizliği
Sessiz yorganları yanıltmaktır
Muhacir terk edişiyle azizliği

Yaban bir ülkede güller büyür
Gül dibinde çocuklar koşar
Yüzler; entari pembesi
Sevilen insanlar yaşar

Ayırmış bütün çizgiler bizi
İklimler, renkler ayırmış
Kıtalar, kutuplar dizi dizi
Dünya diyalektiği kayırmış

Ben kara olayım, sen ak ol
Ben gece olayım, sen gündüz
Güneş ol, ışık ol, su ol
Gönül pencereme aydınlık süz

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:31 PM
Korku

Korkuyorum,korku benim doğal içkim
Yangınlara ne kadar kav olduğumu görmüyor musun
Anızlar kalmış buğday tanelerinin arkasında
Yaz dedin mi ağustos sıcağı basıyor içimi
Suları tılsımlıyor buhar
Kabuk çatlaklarında

Boynumdaki kolyeler çiçek esaretidir

Not:
Yinelenmeyi bitmezlik mi sanıyorsun
Ter kokusunu yağmur değmiş gibi ıslayıp
Bir kır kokusuna bürününce sessizlik
Parmaklarınım kıvrımlarını soyarım avucuna
Ten bütün katmanlarıyla yaşlanır
Adın tramvay duraklarında kaybolur gider

Dilekler melek atmosferlerin kanatlarında dua olur
Sular akar hayallerimin çakıl taşlarında
Susmak en doğal konışmamdır tenimde

Yanılmak yaşamayı fark etmektir birden

Çölde her ağaç fazlalık değil mi sence
Kumdur,kabuk sanarak kaldırdığın zaman
Gündüz karanlığını yüklenir gece

Saklamalıyım acı parmak uçlarımı çağırmadan

Derkenar:
Yinelenmek acıyı çeliklemektir sevince

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:31 PM
Korkuyorum

düş kurmaktan
senden
yarından
gölgeden
güneşten
korkuyorum

ellerin
uzanınca
resmin
düşünce
sözü açınca
korkuyorum

korkuyorum
kendimden
daldan kopan yapraktan
bu yürekten
yüreklenince
korkuyorum

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:31 PM
Koy Yok

Çoğul yalnızlıklarda eriyorum
Kendime sığınıyorum

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:31 PM
Kutu İçinde Kutu

İçin ne kadar kutu dolu
İçine her girmem de bir başka kutu
Kutu içinde kutu
Kutu içinde kutu

Ne su
Ne yarasa
Kutu içinde kutu
Kutu içinde kutu

Bütün bulmacalar bitti
Bir sen kaldın başlanmadık
Kutu içinde kutu
Kutu içinde kutu

Ne aşk, ne bela
Sonsuz düğümlü kurdela
Kutu içinde kutu
Kutu içinde kutu

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Mani Mani Ramazan

Aylara sensin sultan
Tacındır Yüce Kur ’an
Rahmet, mağfiret ayı
Ey mübarek Ramazan

Mührün Kadir Gecesi
İndi Rabbin hecesi
Bu kitapla yükseldi
Kulluğun derecesi

Kur ’an’ı aldık ele
Gül sözler serdi dile
Cebrail muhabbeti
İlahi mukabele

Tüm şeytanlar bağlandı
Tesbih tesbih ağlandı
İnsan kendini bildi
İstikamet sağlandı


Her Ramazan orucu
Affa çevirir suçu
Reddedilmez dualar
Rahmet, mağfiret ucu

Süslenir sana cennet
Çiçeklenir bereket
İnkılap ikliminin
Bahçesinde hareket

Yeryüzü dolar melek
Kelebek olur dilek
Af deryası içinde
El yelken, dua kürek

Açlık bir imbik olur
Ruhumuz dimdik olur
Akıl idrakle dolar
Merhamet kimlik olur

Nefislere bir tembih
Hak yolunda her tespih
Ramazanın mahyası
Yirmi rekat teravih

Yüceden yüce kantar
İnci dualar tartar
Akşama yanan ışık
Şükür sofrası iftar

Heves artık rahat dur
Vakti, mükafata kur
Yeni bir başlangıçtır
Besmele gibi sahur

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Martın İkisi

Kar ve güneş karışığı bir mart ayı
Girişinde korku ve sevinç var içimde
Gözler ve gölgeler beni mesut eder
Düştükçe önüme slayt bir biçimde

Sonra neden ah çekerim, bilemem
Penceremin dışında akan güne
Şiirleri okurum fakat ellemem
Takılır gönlüme çiçek yerine

O güzel kuş,kimbilir nerededir?
Ayazlarda kesik nağmeler taşır
Yüreğimde duran berelerdedir

Daha martın ikisi merak gözlüm
Aldanma kokusuna havanın
Yarısı ayaz,yarısı alım çalım

İkiniz tamamısınız dünyamın
Ah bahar,ah sevgili kuş

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Memleket Evidir

Bekleyenler var onları
Kınalı kuzular gibi gönül açmış
Geleceğin çınarları için
Kozalak kozalak saçmış

Bir telefon sesi olur bekler
Sessiz derinliğinde ülkemde
Özlemler sabırı itekler
Duygu yumağı eklemde

Kitaplar arasında artık
Okuyan gözleri kalmış
Şİmdi engin coğrafyada
Silahları ele almış

Sabahın karanlığı açılır
Hasretlere karşılıklı
Hayatı başlatır komut
Fırlamaya hazırlıklı

Bekleyenler hep düşünür
Ne yapıyor şimdi oğlum
Hüzün bakışına yürür
Ey oğul, yiğit soylum

Bölünmüş zamanda ayrılık
Bir vatan görevidir
Zemheri gelir ılık
Memleket evidir

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Mevsimden Öte

Her zaman ve bir zaman
Hiç bir zaman bir değil

Doğru dediğin doğru değil
Yanlış dediğin yanlış değil

Sevmek kahrolmak değil
Sevilmekte varolmak

Bahar dediğin bahar değil
Kış dediğin kış değil

Mevsim sevdadan ayrı
Aşk mevsimden de öte

Yaşamak var olmandır
Fark etmen ve fark edilmendir

Beni doğuracak ebe benim
Ömür bitmez bir doğumun sancısı

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Mutluluk Karanlıkları Geçmektir

Damlalar birikmiş uçsuz bucaksız
Oyuklarında yerkürenin
Üstü de sonsuz boşluk
Üzerimde evrenin

Gökyüzünün mavisine yelken açar kuş
Yeryüzünün mavisinde küreklerin
Mutluluk diyorsan
Anahtarı gözlerin

Sahili bulmak için
Dön yeniden içine
Mağaralarındaki bitmez gece
Mutlu seviler sunabilir sadece

Mutluluk karanlıkları geçmektir

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Müptezel

Ey Güzelim
Düşmüşüm avuçlarına
Müptezelim

Gökte şu parlak yıldız
Kalbimin karanlıklarında
Ağlıyor yalnız

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Ne Demem Gerekiyor

Ne demem gerekiyor bir kandırmaya fırsat vermemek için
Her çözümün yeni bir soru olmaması için
Her sorunun mutluluk taşıyabilmesi için
En iyisi susan bir okuyucu olayım
Bir namluya bakar gibi
Susarak beyniyle konuşan


Nasıl yaşamam gerekiyor ben olabilmek için
Her defasında kendim kalabilmek için
Merakımı yenebilmek için
Ben sen diye çizgiler çizmeyeyim
Çemberlerde yasaklara bakar gibi
Daireler içinde dolaşan


Neler yapmam gerekiyor vedaların ardında
Düğümler çözülür mü kılıç keskinliğinde
Mutlu musun deme bir dal kırılınca
Bir ekmeği tutar gibi öpeyim
Bir makama çıkar gibi
Diz çökmelere alışan

Ne söylemem gerekiyor pişmanlık sarkacında
Dünya bir çözüm yerimi,yoksa bir soru yerimi
Sen bir anahtar mısın, bir mutluluk musun
Biz olabilmeye heves niçin
Terlemiş bir avucu sıkar gibi
Yüreğimin sevda sorularında oluşan…

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Ne Onsuzum Ne Onunlayım

Su kürenin karalarını çıkarırsan
Dünya bir bardak su gibi denizle kalır

Su sandığım bir derin bilmece
İçinde varolmam mümkün değil

Beni üstün körü dalgalıyor


Küremin oy çokluğu elinde ortağım
Ne onsuzum ne onunlayım

Tarihi izah ederken karışıyor
Savaşı ve barışı izah ederken

Kim bilir beni nasıl algılıyor

Denize düşüyorum düşüncelerde
Sahili yalayan *******de

Şamandıra değilim kendimi bulmak için
Aklı başında hiç değilim

Denizi duygular algılıyor

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Ne Şiirler Yazmıştım Hayallere

Bütün kuytulara ışık vurdu
Kaçıyorum yarasalar gibi
Sırlarım kaçıyor senden öte
Bir makaranın boşalıp ipi

Ne şiirler yazmıştım hayallere
Ne rüyalar süslemişti baharları
Bir güzelliği potalayan kalıp
Nasıl yeşillendirmişti diyarları

Güneş ısıtınca eriyorum
Hülyalar ısıtınca eriyorum
Belki yok olmak erimektir
Nasılsa bul bir yorum

Dudaklarım cırcırlı
Kalp bir gömü toprakta
Işığa teslim olmaz
Son kale karanlıkta

Rüzgarlarla uçan yaprak
Gelme pencereme düşüp
Bulma bu yürekte sapak
Ne beni ne kendini yak

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Ne Zaman

Ne zaman kendimde bir eksiklik hissetsem
Dönüp dönüp sana bakıyorum
Denizi seyreder gibi dalgın
Mavi bulutlarla dolu bir göze

Ne zaman bir dalga yürüse içimde
Karanlıkların çizgilerini çiziyor sahil
Bir kurşun ağırlığında bir martı
Rüzgarla mı dağıldı saçların sahi?

Ne zaman karşında olmayı denesem
Kaldırım taşları beni durduruyor
Yaşamın derinliklerinde bir kan
Gülen bir dudağın üzerinde duruyor

Ne zaman çoşkuyu kullanacağım kağıtta
Ne zaman özlem kayıkları suya inecek
Deniz kıyısında yakılmış bir ağıtta
Kucaklarıma bahar şarkıları binecek

Ne zaman bulutların sen olduğunu
Sessiz avuçlarımda anlatacak bir yaş
Yüreğinin yakamozlardan aldığını
Yiyip bitirmeden hasret denilen savaş.

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Ne Zaman Doğacak İnsan Yüzümüz Varlığa

Hep yeni yıllara akıyoruz
Mutluluklar arıyoruz mutluluklar
Bir yandan da her şeyi yıkıyoruz
Zafer çelenklerinde kutluluklar

Niçin herkes birden sevinmez
Birileri alta düşer niçin
Bulutlar güneşlerle inmez
Ya Afrika kan gölüdür, ya Afgan, ya Çin

Çığlıklar insan olduğumuzu mu gösteriyor
Kiminde acı acı, kiminde çoşku
Tarih kan, bilgi kan, nefret gün günden kor
İfrit gibi yerleşmiş her yürekte kuşku

Giden yıla söveriz, gelen yıl bebektir
Tiranlar ilk çağ taş tanrıları gibi kara
Şu kısa ömür nadir bir kelebektir
Niçin kurban edildi; kırk katırla kırk satıra

Ne zaman doğacak insan yüzümüz varlığa
Ne zaman eller ve yürekler barışta birleşecek
Mumlar yetmiyor bu koyu karanlığa
Dünyama ne zaman emek ve huzur yerleşecek

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:33 PM
Nerede Bir Şiir Dinlesem

Nerede bir şiir dinlesem
Sen aklıma gelirsin
Bütün sözcüklerde seni hayal eder
Sözcükleri tadınla yudumlarım

Her hece yüreğime tıp tıp oturur
Bir kiraz dalı gibi eğik
Bir kiraz kadar mahcup
Yutkundurur

Neredesin şiir,neredesin yar
Arzular barikatlar yıktırır
Bir asker silah çatmıştır
Bin asker siperlerde durur

Ya ben teslim olayım
Ya sen teslim al
Yalnızlığın sehbasında
Gölgem vurur

Nerede yari arasam
Defterime şiirler düşerim
Ellerim benden çıkar
Yüreğimde durur

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:33 PM
Neyi Değiştirir Sanki Düşünmek

Kaderin kozasında bir yürek
Bilmediği bir dünyayı örüyor
Neyi değiştirir sanki düşünmek
Bir meçhule adım adım yürüyor

Hesap kitap tutmuyor ki bir türlü
Kuma şekil çizmek gibi bu hayat
Elimdeki bütün zarflar mühürlü
Her heyecan beklerse olur bayat

Çaresizim bilinmeyen sahilde
Dalgaları çarpsın diye beklerim
Hakimiyet kurduğum her dahilde
Yenilgiyi ard ardına eklerim

Kozamı delmeye imkanım yok ki
Bir yürekten böcek kıvranır durur
Yaşam çığlığıma o kadar tok ki
Beklerken koskoca bir ömür kurur

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:33 PM
Neyi Paylaşıyoruz Biliyor musun

Neyi paylaşıyoruz biliyor musun
Biz dediğimiz toprak dediğimiz zaman
Evdeşlik gibi sıcak
Mutluluk coğrafyası bir an

Kaslarla kafalarla da korunur
Kabuksuz hiç ağaç gördün mü
Bir gül bir bülbül doğurur
Ayrılık kazağını bir gün ördün mü

Buzlukta saklanır pervaz sevdalar
Ayaküstü hatırlayışlara uzak
İyimser izahatlar yapar söz
Kıskıvrak bir var olmadır tuzak

Paylaşmamızı iyi bilmelisin
Sevginin ikizi nefrettir derler
Çoğulun içinde tekil gelmelisin
Vatan diyorsak bu gökler yerler

Hercai heykeltraşlara bakma
İyilik aşkın içinde gizli
İkincil tavırlar takma
Kör kıvamında yabancı gözlü

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:33 PM
Ocak Ayının Güneşinde

Ocak ayının güneşinde
Işık oyuncaklar topluyorum çevremden

Demlenmiş çay sıcaklığı dudakta
Yar diye söz ettiğim bir evrenden

Güzelim güneş hep sarışın
Altın sarısı şekiller çizer yüzüme

Bir tembellik büyütüyorum koltukta
İçimde bir çocuk katlanıyor nazıma

Korkuyordum ya soğuklardan hani
Isınmak harika bu kış günü

Eş dostla şiir içiyoruz söz söz
Açıyoruz çıkrıkta sarılmış yünü

Hala hayal kurabiliyorum
Parmaklarımda yaşatarak bir körü

Sokaklar sokaklara bağlanarak uzuyor
Avare ağaçlar gibi dal dal ol ve yürü

Ocak başında yeni doğmuş bir ay'la karşılaştım
Alaca karanlıkta ne güzelmiş gökyüzü

Şiir ne güzelmiş ekerse gönül
Duygusal yanım buysa,mutlu ediyor beni

Ocak ayını hiç bu kadar sevmemiştim
Hiç bu kadar merak etmemiştim ışık taşıyan gözleri

Dost ışığı,güneş ışığı ve yaşam ışığı
Suluyor fidan yapraklı sevgileri
13.01.2005

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:33 PM
Olmalıyım Yanında

Yağmasa da,bunaltmamalı bulut
Açık olmalı gökyüzü
Biraz bahar taşımalı ışıtan gülüş

Kavga somurtmamalı dağlar gibi
Taş taş
Çiçekler giymeli biraz

Bana vereceğin bir sevda olmalı
Beden ve mantık ötesi
Seni düşünürken uyuyabileceğim

Yağmasa da bunaltmamalı bulut
Şiirler beyaz olmalı
Beyazlar giymiş olmalıyım yanında
15.05.2003

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Öğretmenim Haydar Zorel

Geçmişin sayfalarında yıpranmaz durur
İlk okul gömülerimin arasında bir isim
Tarihlendirmeksizin beğenme iç güdüsünde
İlk hayranlık duyduğum sahtekarlığımdır
Edalı attığım öğretmen imzası

Ne güzeldi H ve Z harflerinden yoğurduğu süslü imza
Haydar Zorel ismi çakıldı kafama
Taklit ederek ne çok imzasını attım
Kırmızı bir kalemle defterlerime
Çekimli bir hatıra küpedir kulaklarıma

Çocukluğumu avuttuğum Elazığ sokaklarında
Karaçalı Suyundan, Arpacı'nın unundan
Yapılmış susamlı simitler sattığım yıllardı
*******i Atatürk Caddesinde uyuduğum
Cücük tüccar anılarımdan

Çekmece gibi çekerek alıyorum
Cahilliğimin bilgilendiği anları
Bütün renkli kalemleri kullandığım
Hayallerim gibi renkli yaprakları
İflah etmez bir şekilde seviyorum kasımları

Çok fazla sevdiğim öğretmenlerim olmadı
Bende iz bırakanlar çok azdı
Teyellemek için hayata bir el
Hep hatıramda kalan Haydar Zorel
Emsalsiz bir bahardı, meyveli bir yazdı

Öğretmenler günün kutlu olsun
Henüz söylenmedik iç çiçeklerle
Pırıl pırıl yüreğimin bir köşesi
Çocukluk anılarımdan kalan renklerle
Mutlu rüyalarda kelebeklerle

Bir öğretmen şiirim olsun istedim
İçinde ben olayım, öğretmenim olsun
Yirmi dört kasımda çalayım kapısını
Dadanmak hoşuma gidiyor hatıralara
Öğretmenler günü hep benim olsun

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Ömür Ve Ölüm

Ömür ve ölümde yaradılmış
İkisi de bir elbise üzerinde
Yabancı neyin yabancısı
Sonsuz bir iklimin sonlu terinde

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Önceli Sonralı Oyuncu

İnan tahterevalli kozmik
İzafiyet içindeyim paldır küldür

Yağdanlık gibi emniyetsiz bilgi
Ergin kafam çocuklar kadar gür

Ölüş noktamıza uzanır ömür
Katletmek için formdaki yeteneği

Egoist sadece ben değilim bütün benlerde
Önceli sonralı oyuncu

Saçma sapan ruhsatlarla başlanır iş
Edremit körfezinin maviliktir suçu

Kader örücü öpücüktür hayat
İndirgen hayaller nazarlığım

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Öyle Yalnızsın ki

Öyle yalnızsın ki
Yalnızlığım yanında hiç kaldı
Yastığın ağlıyor
Hani neşe dolu cıvıl cıvıldın
Nerde günışığı gülücüklerin

Bu mu hayat
İş


Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Öz Canlandı

Dağların sessizliğinde duran bir ceylan
Sonsuz sessizliğin varlık resmidir
Kar erimişliğinde fışkıran yeşil bahar
Su denilen bir rüyanın içimidir

Şiir söyle derken ceylanı söylüyordum
Buludu, ışığı ve mutluluğu
Sunak taşlarında tarih gibi bir buğu
Ruh bahar özlemlerinin bağ çubuğu

Sessizliğinde çiçek açtı nihayet bir şiir
Öz canlandı,sözcükler sessizliğe kelebek kattı...

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Pandora ' nın Kutusu

Karadan ak çıktığında
Renkler buluşur çılgın
Sen hala dağınık
Her gördüğümde yılgın

Pandora ' nın kutusu
Bir esatir kötüsü
Kalbinin boş tıpısı
Duyulmaz yanık çalgın

Leyla bir düştü, gitti
Olgun oldun,eğitti
Nice hayal seyirtti
Nice rıhtımlar dalgın

Fallar açma gerçeğe
Akıl yeter ermeğe
Girme düşle gerdeğe
Yürekte korkunç yangın

Sabah serin ve ıssız
Güneş ne kadar sessiz
Boynu bükük kimsesiz
Özlem bahçesi zengin

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Papatya Mevsimi Temmuz

Temmuz olabildiğince sıcak
Toprak taş
Yürek cılız

Yeşillendim yeşillendiğim kadar
Böceklendim
Paylaşmalarla yalnız

Öylece duruyorum ısıtılmış
Aynı yerde ve dimdik
Biçilme artığıdır anız

Papatya mevsimi temmuz
Olgunluğu karşılama mevsimi
Aşka ve sevdaya yanarsınız

Alabildiğince çekilmiş su
Feryadını salar bir yaban ördek
Toprak yarık, çevre ıssız

Ellerimden su yüklerim fidana
Beni giydirir bir esmer pazar
Ve ayrık otları kaplı bir tarlada bir kız

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Pencere Açık

Bıktırıcı bir sabır
Yaz sazlıklarını geziyor içimde
Pencere açık
Mavi damalı bir ay
Başına geceyi geçirmiş
Dolaşmaya çıktı

Bıkıyorum

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Pişmanlık Menüsü

Pişmanlık menüsünde neler yok ki
Nelerden dert yanıyorum bilir misin

Kız kızan da dahil, kışta
Bölüm bölüm anıyorum bilir misin

Şaşarsın çene bol konuştuğuma
Bazen hatıra yakıyorum bilir misin

Bazen güzelliklerde gülüyorum
Irmak gibi akıyorum bilir misin

Alaca bulaca lime lime aklım
Yap boz oldum sanıyorum bilir misin

Bulamadım bir çok parçayı anlam katan
Türkülere şarkılara kanıyorum bilir misin

Pişmanlık büyük kelime suskulara yapışık
Boş gözlerle öylece bakıyorum bilir misin

Geçmişi yeniden yaşatarak içimde
Vebali boynuma deyip takıyorum bilir misin

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Renk Aşkı Boyar

Renk aşkı boyar, aşk rengi
Velhasıl boyanırız

Acaba
Ölüm şiirin içinde mi?

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Sabahı Giyinmedin mi Daha

Sabahı giyinmedin mi daha
Yatakların rehavetinde

Işığın gül patlaması açılışını
Yaşamadın mı teninde

Çoşku bir şerbet gibi
Kan yapacak etinde

Renkler renkleri öptü
Yaşam saadetinde

Uyan sevilmek için
Şu dünya sepetinde

Sabahı giyinmedin mi daha
Parça değil misin bütünde

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:35 PM
Sarı Bir Yapraktır Düşen Dipsizliğime

Ağaç yaprakları gibi sarardı gönlüm
Bıraktı kendini boşluğa ansızın


Hazan, ülkemi kapladı baştan başa
Kurtlar kemirdi bağrımı durmaksızın

İçimi aldılar karanlıklara doğru
Bir mezar sessizliğini bıraktılar yormaksızın

Ben hazanın teslim alınmış kölesi
Zindanıma konuldum kelepçe vurulmaksızın

Umut dediğim başımdaki kuş çek git
Hasret hüzünlerimi derdime sarmaksızın

Sarı bir yapraktır düşen dipsizliğime
Bir bahar çimenine ulaşıp varmaksızın

Ellerim, ellerim koptu dalından
Bir fidan inceliğinde uzanıp sarmaksızın

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:35 PM
Sekiz Şubat Takvimde Herhangi Bir Yaprak

Sekiz şubat takvimde herhangi bir yaprak
Gökyüzü mavi,yeryüzü ak

Sorulamayan kelimeleri merak ediyorum
Nisan yağmurlarını mı bekliyor toprak?

Kardan tuzlar ekiyor asvaltlarıma ayaz
Uzaktan gördüğüm vuslat tarlaları kurak

Bir mum çiçeğinde aşk kokusu ararım odamda
Sabah akşam rüyalarıma gel ve bırak

Taş baskılarla desenlenir bağrım boydan boya
Deliliğim şiir tadında bir çıngırak

Şarkılara ne aşklar gizlenmiştir bilemezsin
Atardamarlarıma batar,kanatır pıtırak

Soğuk keskinliğinde acı çekmekte neyin nesi
Pencerelerim, ışık pınarlarımda durak

Sevilmek ve sevmek düşünmez ki karanfil
Kan pıhtısı sevdaların ateşinde çırak

Ne demem gerekiyor yüreğime bilemiyorum
Suskun alevlerin narında kavrularak

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:35 PM
Sekiz Mart Bir Başlangıç Olsun

Bir diğer yarımızı nasıl unuturuz
Şiirin tuzunu, tatlısını
Gözle öz arasında
Bir trafik ışığı

Kendimi unuttuğum zaman belki
Tüller içinde sen oluyorum
İster bir kum
İster gönül okum
İster aşk kokum

Adının başına K gelir
Adın kalır ve kendin değişirsin birden
Bekarlık sultanlık olsa da
Kaybolmuş genç çağlarının sesidir o

Elmanın yarısıysa eğer
Kurt düşürme yarı yarıya
Sekiz mart yeni bir başlangıç olsun
Dönmeksizin hiç geriye

Diğer yarımda aklım
Şu güneşin indiği vakitler
İnsan kırlar gibi koşmalı iken
Niye hep kapalı yarıda bekler

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:35 PM
Sen Gün Işığım

Sevgi ekiyorsun ya tarlana
O kıraç,o yamaç,o rüzgarlı
Tuz,biber gibi serpilmiş acılara
,O kader dediğin başı dumanlı
Kardelen ayazı
Kıştan cikarıp yazı
Sevgi ekiyorsun ya tarlana

Öylece ek beni de sere serpe
Ellerinden eksik etme
Sen gün ışığım
Sen kırçiçeğim
Sen ufkumun aydınlık beyazı

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:35 PM
Sende Bir Şey Var

Sende bir şey var
Kilit desem değil
Yorum desem değil
İde desem değil

Açıl susam açıl der gibi
Eşkiya kapıları açılıyor
Kızıldeniz gibi geçiliyor
Anahtar değil,murç değil

Bahara ne katıyorsun bilmem
Güneşe,yıldızlara
Hayale,ıssızlara
Isı desem değil,ses desem değil

Sende bir şey var
Çözgü gücümün yetmediği
Mantığın,duygunun tatmadığı
Hava desem değil, su desem değil

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:36 PM
Senden Gizli Bu Neşe Pastam

Akşam karanlığına sevincimi gizliyorum
Sen görmeden yanaklarım renkleniyor
Nasıl koşabilirim pencereleri açıp
Bırak hayvan yanımda mutlu olsun

Bırak karanlığa gözlerinin karasını
Kara karanlıklarda esrarlanır
Neşeyi bürüsem bürüsem ciddiyete
Bürülü sevinçler katlanmamalı kırış kırış

Nasıl da yağdı estirerek rüzgar karı
Yağmıyormuş gibi nasıl da hanım hanım
Gündüzden arta kalan bir aydınlık mı gece
Sabah seyirmesi gibi akıyor kanım

Senden gizli bu neşe pastam
Bu içimdeki şamdan gibi mum
Bırak ta bu gece gizli güleyim
Bilmediğim hayaller dokuyorum

Aklımın ucuna basa basa yürüyorum

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:37 PM
Seni Çağırmak

İçim seni biçimlendirmeye çalışıyor nedense
Nedense bir dere gibisin damarlarımda akan

Nice yap bozlarla sana koşuyorum
Koşuyorum aşkın mesafesiz atlarıyla

Öylesine duruyorsun yabancı bir ülke gibi
Bir ülke gibi uğruna baş verilecek sınırlarda

Topraksın,bir tohum saklarcasına sıcak
Sıcak tevazun büyülü bir el gibi

Her harfi dualıyorum aşka doğru
Aşka doğru gül döşüyorum yollarına

Belki bitecek kelimeler bir şey söylemeden
Söylemeden içimdeki bülbül susacak

Bilmiyorum uçan kuşlar kanatlarında
Kanatlarında bembeyaz bir umut götürürler mi?

Her soru ürkütebilir belki seni
Belki seni aynalarda tüketebilirim

Görünmez ellerimi saçlarında gezdiriyorum
Gezdiriyorum kelimeleri gönül denizlerinde

Seni çağırmak istiyorum borularla,bayraklarla
Bayraklarla zaptedilmiş bir gönle girmek istiyorum

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:38 PM
Senle Olmak

Saatlerce gökyüzüne bakarız ya
Beyaz kirlenirse dayanamam
Denizlerde martı çığlıkları
Deniz fenerince uyanamam

Kuşa, çocuğa karışmak demek
Senin kendi içinle barışmak demek
Hüzünle, sevinçle yarışmak demek
Toprağın rengine boyanamam

Kucakla sımsıkı duyduğun hazzı
Yaşamak arzulamaktır birazda
Bir kurt gibi bitirir hayat
En tatlı mevsimde, olgun kirazda

Ipıslak kumlarda deniz yıldızı
Bir deniz anası gibi, şeffaf, kırmızı
Ya da tepemdeki kutup yıldızı
Sana asla direnemem

Bütün ritimleri dinlet ruhuma
Her seste seni bulmak, seni duymak
Bir ebemkuşağı ol ufkuma
Her renkte senle olmak, sana uymak

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:38 PM
Sessiz Patikalarda

Sessiz patikalarda kır yeşilliğinde
Göğün maviliği omuzlarımda
Ellerimde uçuk sevdalara
Açacak tomurcuk gelincikler

Yeni bir umut yapraklanan dal
Giydirilmiş güneşlerle tavlanan toprak
Kemiklerimde taranmış bir ıssızlık
Zaman yeşil ve ak

Unutulmuşluğum unutkanlığımdır
*******e koşar adım akıyorum
Yeni tuğlalarla üstüste büyür yürek
Yeniden yenice bakıyorum

Keskin Göletinin suyu bu su
Tohumları ve ısıtılmış güneşi taşır
Çöken aşkın yeşil uykusu
Hafta sonu ödediğim öşür

Sessiz patikalarda yürüdüm başıboş
Sessiz görünen bir fırtına gibi
Şeytan Değirmeni değil mi bu
Atakule gibi önümde dikilen

Geçişli anlara girdim çıktım
Resimlerin düştü slaytıma
Kır çiçeklerini bıraktım
Sessiz ve öbeklenmiş suratıma

Ha
Haz
Hazır
Hazırlan

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:38 PM
Sevda Varoluşta Ezik

Hayat cesedimde mi?
Resmim nerede?
Kök hücrelerim çizik

Sonlunun sonsuzu
Genç kalan yanım
Sevda varoluşta ezik

Sevmek başarmaktır
Şifre çözgücüdür kanım
Gelincik yukası, nazik

Ölüm bir bayraktır
Zaptedilmiş beden ülkesinde
Yanıltılırsam yazık

Topraktan elbisemi al
Her hücrem yeşil bir dal
Aşk firakta bir azık

Ben aynalarda çoğalıyorum
Ben bedenlerde çoğalıyorum
Hep yalnız, hep tek, ebedi fizik

Vuslat ah vuslat....

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:38 PM
Sevgi Altın Sarısı Bu Mevsim

yaprak sarı elbiselerini giyiyor
sen hüzünleniyorsun ufuklarla

azalıyor içimizde ki sıcaklık birden bire
ellerime daha sıkı sarılıyorsun

uzak bir akrabamız olan sevda bakıyor
hatıraların hasret bohçalarıyla

yine böyle umutlanmıştım ya bir eylül başında
çok iyi hesaplar yapmaya çalışıyordum

bil ki her zaman gülmek için iyi bir umudum var
ilk günkü gibi hala seni seviyorum

ve ilk gözyaşımda ki tuzlu su
bütün ağırlığınca yüreğimde

söylenmedik daha çok sözcük var yanımda
kahve gözlerine bakıp bakıp kanatlanacak

sevgi altın sarısı bu mevsim
altın sarısı bir kelebek dudakların

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:38 PM
Sevgi mi Belirtmek İçin

Sevgi mi belirtmek için
Her kağıdı kullanırım
Hatta bulutları,kuşları
Ağaçları,toprağı kullanırım

Bir yıldız doğsa gösteririm
Karanlık gecede parlak
Bir su ışısa,güneşten
Köpüklense,sallanarak

Yeşili,maviyi,turuncuyu,beyazı
Her şekli,her sesi,her nefesi
Sevginin renğine boyarım fırça fırça
Kuşu azat edilmiş kafesi

Sevmek bir kalbin içinde
Bütün varlıklarsa, o odak sevgide
O'nun için,O'nun için severim
Ömrün çeyiz gergefinde

Her şeyde sevgi bir anlam olsa
Her şeyde Rab'bime seslensem
Sevgi beşiğinden bir dünya
Sevgiyle doğsam,büyüsem,ölsem

Sevgimi belirtmek için
Her kağıdı kullanırım
Hatta bulutları kuşları
Ağaçları,toprağı kullanırım

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:38 PM
Sevinemedim

Her acı
Her çaresizlik
Her susuş
Bana insan olduğumu öğretiyor

Kaybediş
Prangalanış
Düş
Yalnız kaldığımı öğretiyor

Sevinemiyorum nefrete
Hesaplaşmalara
Taşmalara
Sona geldiğimi öğretiyor

Hep bahar kalsak
Mutluluk alsak
Umutlar bulsak
Herşey bildiğimi öğretiyor

Sevinemedim
Sevmeyi denedikçe
Aşk kanadıkça
Canan bulduğumu öğretiyor

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:38 PM
Sır Hayatın Minesinde

Hem dışında hem içinde
Yolculuk hikayesinde
Bir sır; neden de, niçin de
Sır hayatın minesinde

Sevinç, hüzün alacalı
Sevgi; diken, biraz çalı
Ortalık elalem malı
Bir dert gizli sinesinde

Gitse, içi rahat değil
Kalsa, gönül öte meyil
Vücudunda onlarca dil
Acaba nın yinesinde

Bir yumuşak, bir buyrukçu
Sevdiğine pek kuyrukçu
Kavga dövüş pek yumrukçu
Hırs kasları enesinde

Günü lime lime etti
Sevda derdi cana yetti
O; yollara yollar kattı
Şiirledi sonesinde

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:38 PM
Sır Verir Bize

Bahçelerde gülün pembe yanağı
Gizli sevdalardan sır verir bize
Yeşil yapraklardır aşkın hamağı
Bülbül feryadından har verir bize

Bahar günü, seher vakti bir dinle
Gök kızıl, yer kızıl neylerle inle
Bir kızıl buluşma, çoşar seninle
Dilsiz diller yanar, kor verir bize

Bahçe bulut bulut bahçede meşk var
Yarin gözyaşından billurdan köşk var
Varlık yağmalansa sonunda aşk var
Sevda esir alır nar verir bize

Ne Mecnun buluştu, ne Ferhat vardı
Bir sır kapısında yüzler sarardı
Ayaklar titredi, kalpler karardı
Yar yolunda koşu dar verir bize

Bülbül bu bahçede, yerde gazeldir
Utanç boğum boğum, nazlı güzeldir
Gözlerim uğrunda bir gizli eldir
Feleğin çarkına zar verir bize

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:38 PM
Sırları Seviyorum Seni Severken

Sırları ısırmak için
Beynimin düşünce dişlileri yürüyor

Paletleri et olan bir bedende
Sırlar alemi severek büyüyor

Sevmek her yerde bir anahtar
Anahtarların yeniden yöneldiği bir kilit

Sırlarını seviyorum seni severken
İnsan olduğumu sırlarla anlıyorum

Sırlar kraterinde bir mağma
Delik deşik ediyor hayallerimi durmaksızın

Seni düşünürken hayaller; sırlar giyiyor
Sır tülleri arasında hep güzel kalıyorsun

Binbir gece masalı mı bu dünya
Her geceye merak ve hayal aktarıyorsun

Beynim rüya oluyor, düş oluyor
Sır mektebinde ebedi şakirt

Isırıyorum ve ısınıyorum
Çok bilinmeyenli denklemlerde

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:38 PM
Sizi Şaşırtmadan Susacağım

Sizi şaşırtan bir söz açsam
Ayna yansımasında güler gözleriniz

Bulutları bir kır yamacından koparsam
Şehirlere taşıyamam inanın

Güneşin ateş hırkasını giyince
Başıboş zamanların çemberleri çizilir

Sevil derken ceza mıdır dua
Hasretlerin kırılgan kuyularında

Acının öyküsünü parça parça
Ayır, anlat kalemine sürekli

Ne bahar, ne kuş,ne su
Güneş kadar yıkamıyor bedenimi

Sizi şaşırtmadan susacağım
Gülen gözlerinizi dondurmak için

Bulutlar gibi çekip gitsem diyorum
Bu evler, bu sokaklar niçin?

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Sokak Feneri

İnsan inanır
Taşın ağlayacağına
Oturur derdini döker
Taş ağlar

Gece dökerim yalnızlığa derdimi
Sinim sinim *******
Dört duvar ağlar,kilim ağlar
Minder ağlar,yastık ağlar,yorgan ağlar

Göğe bakarım,alacakaranlık
Yerler ıpıslak
Gökte sönük bir yıldız
Gözyaşlarımdan aydınlık

Bir sokak feneri
Eski bir sokak feneri
Bütün karanlıklara inat
Penceremde emir eri...

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Soluyan Bedenin Şiiridir

Karanlık ormanda iki göz
Hayvan olduğunu hatırlatır
Dumansız bir ateştir hararet
Şeytan alevleri ıtırlatır

Sinmiş bir puma refleksinde yürek
Aşk yarasa çığlığında uçar
Soluyan bedenin şiiridir
Ölüm sonsuzluğunda bir kar

Geceden ibaret zaten hayat
Işık arzudan ibaret
İçindeki boğamadığın hayvanın sesi
Yasak düşleri ziyaret

Yedi başlı ejderha solur
Aşkı bir sunak taşında
Kutsal bir ayin gibi bulur
Teslimiyeti ta başında

Yanar karanlık kapkara
Hayal çizgilerden anlarım
Göz göre göre susar sözcük
Irmak karası akar kanlarım

Lezzet karanlığın ateşinde pişer
Vahşidir biraz da insan yanımız
Karanlığa her zaman bir kor düşer
Kav tutuşması yanar ormanımız

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Sonbahar

Sonbahar
Ayrık otlarıda kurur
Eğer gelebilmişse
Bu zamana

Yapraklar
Sarı,kızıl
İnsan sızılı

Sevda
Yapraksız bir ağaç

Kaç gündür
Yakamı topluyor rüzgar
Belki gelecek
Dolu,kar

Ayrık otlarıda üşüyor
Dallar ve yapraklar düşüyor

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Sonsuzlık Bitmemeli Aşk Bitmemeli

Deniz gökyüzünü buluyordu bir mavide
Hem birlikte hemde ayrıydı sanki
Yağmur bulutlarından bir şemsiyeyi
Yüreğinde emzirmek için tutuyordu

Her an ona bakınca duruyordu
Sonsuzluğun merdiveninde bir basamak
Dalgalar iç gözleriyle sorguluyordu
Sıcak atmosferlerin kanaması bir yasak

Ne kadar uzak yakınında durmak bile
Ne kadar düz bir çizgi oluşum
Duyguların sarhoşları koşar sahile
Seni yorgan gibi örtmek kahroluşum

Deniz gökyüzünü bırakır bir çizgide
Kopmayan ayrılıkları giyinir usulca
Gece yıldızların buluştuğu bir sergide
Bir hasta titreyerek kan kusar alca

Ressam kırma paletini, şair bitirme sözünü
Sonsuzluk bitmemeli, aşk bitmemeli

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Söz bitirilmeli Nerede

Neresinden başlayacağım sözün
İstediğim nedir sözcüklerden

Gözcülük etsin derken duyguya
Nasıl yol veriyorum kaygıya

Hep bitmemiş arzuları içiyorum
İçiyorum arzuları bitmemiş hep

Söz bitirilmeli nerede
Tümcedeki saklı sır

Duygu kendini ortaya koymalı
Saygıya karışan yol yordam nasıl

Susuzluğun bir çekim gücü var ki
Var ki gücü bir susuzluğun

Yağmur gibi neresi olursa yağıyorum
Gönül buğulanıyor sileceklerde

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Su Gülsün

Irmaklar susmasın,bırakın aksın
Şelale şelale hep baş döndürsün
Sevmek isteyenler kalbine baksın
Su gülsün,binbir yaprak güldürsün

Yaş yedidir veya tut yetmiş yedi
Sevda sarmaşıgı sardıkça sarar
İçimde oturur çocuk ve kedi
Minik duyguları yer yer tırmalar

Gökyüzü güzel değil mi söyle
O beyaz bulutlar çağırmıyor mu?
Sonsuzu sonluyu bırakmam öyle
Gönül gözün gün gün seğirmiyor mu?

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Su Sudur Bende Aksi

Su sudur bende aksi
Havanın bulutları bende
İçime sığmış galaksi
Hay yanın yakutları bende

Zamanından kopardım zamanı
Senden çıkarılmış bir sendir çiçek
senden ayrılmış senlerle
Şarap tadında bir içeçek

Gökle yer arası bir yağmur
Aşk ıslağı düşer sonsuza
Kristaller aşk kadar mağrur
Al kor arzular çizer buza

Yorgun yüzünü örtüyorum
Umutlarımı giydirerek üzerine
Bölüyorum seni senden
Alıp götürmek için derine

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Sustum

Hayalimde sevdim,yaşadım,sustum
Düşlerim evlendi, boşadım,sustum
Mevsimler boyu koştum peşi sıra
Yaşanmamışları yaşadım,sustum

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Susu

Bir tozlu defter gibiydin
Kapatılmış ciltlenmiş
sarı yaldızlar içinde
Gece yıldızlar içinde

Açmaktan korktuğum sayfalarda
Bir lahit gibi duruyordun
İçimde ve içinde

Bir ses yardı susuyu
Bir kurşun uyardı pusuyu

Son nefes verilmemiş demek ki

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Şairler

Kelimeleri kalkan yaptılar
Kelimelerden kaleler kurdular
Yüreklerini kelimelere
Gömdüler.

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Şaşırt Beni

Damlanın içinde sabır ne kadar
Ne kadar senin içinde sevgi
Fırtınanın gücü nerden gelir

Telefon çalınca ürperir misin
Aklına ne gelir şüphe ile
Beklediğin algıdır sezgi adına

Damla sevgi fırtına mıdır
Telefon şüphe ile sezgi arasındadır
Beklemek sabırda bir gelişme

Haydi seni göreyim şaşırt beni
Sabır gösterime bir bıcak gibi gir
Gir; alt üst et düzen dediğimi

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Şimdi Bir Noktaya Sığınıyorum

Şimdi bir noktaya sığınıyorum
Hiçbir yönü olmayan
Biten zamanların ve sözlerin sonunda

Orada,öylece bekliyorum
Seslerin kesildiği bir korulukta
Kalbimin boşaldığı bir durakta

Şimdi sesli sessiz harflerde yok
Bir yağmur,bir gözyaşı,bir nokta
Senin belki farkedemediğin bir sapakta

Yeni başlangıçlar için zaman kolluyorum
Yeniyi bilmek,yeni sözleri bulmaktır
Niçin birşeyler arıyoruz durmadan uzakta


Şimdi dediğim ve şimdi dediğin bir an
Kanatlanmayı bekliyen mutluluk o kadar çok ki
Gecenin karanlığında güneş bir nokta şafakta

Ellerim,kalbim,umutlarım bir nokta
Sözcükler katarını durdurunca bir bak
Bir bak ne kalmış senden sonra ayakta

Şimdi niçin yamanıyor şiirler bir tüle
Sözcükleri taşıyan,bir hamal kadar inatçı
İnatçı bir keçi kadar,koparılmış yaprakta

Bir noktanın sesini bulamazsın hiçbir yönde
Durup düşünmendir onun sana sunacağı
Seni sana döndürecek sadece bir nokta

Şimdi bir noktaya sığınıyorum
Yeniden başlamak için her yeniliğe
Yeniden aşka,sevdaya ve deliliğe
10.12.2004

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:40 PM
Şubat Ortası Belki Duyarsın

Sevmek için bir hatıra bırakmak yeter
Gül yaprağı gibi gönüller düşer
Nice bilinmez ayazların çırpıntısıdır
İnsan yaşadı mı garibce yaşar

Bu şehir kısa mutlulukların kitabıdır
Bir gelincik ayıraç olur bükük
Sevda kimin muhatabıdır
Hazan balyalarından bir yük

Esme desemde esiyor rüzgar
Esrik birlikteliklerle düşüyor kar
Ne günüyse ne günü seni seviyorum ya
Bu cemrelerin ardı bahar


Hatıralar kervanında hep sen varsın
Özdeş bu şehir seninle bir daha
Şubat ortası belki duyarsın
Karanlıklarını biriktir sabaha

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:40 PM
Taşır Ay

Ardına bakmadı ki hiç umutlarım
Aşkın tadı baharlardan da öte bir şey
Veren olursan açılır kapı

Yanık yanık çalarsa yakar ney

Gönüldeki duygular üşür yorgansız
Yıldız gözyaşları şebnem bir yürek
Tutsaklıktır teslim olunan aşkın ipi

Gecenin kanatlarını üstüne taşır ay

Ekersen tohumu bahara gider
Umut tohumlarını eke eke git
Kar kördüğümüdür düştüğün tipi

Ufuk,sultan gönüldeki sırça saray

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:40 PM
Tel Tel yağmurlar

Ipıslak yüreğimle ince ince
Düşlerle geçtim seni görünce
Dönüştürüyorsun beni sevince
Tel tel yağmurları çok seviyorum

Alaca sabahın gözyaşı idi
Baharın kirpiği ve kaşı idi
Sevda güllerinin bir taşı idi
Tel tel yağmurları çok seviyorum

Nisan başlangıcı sessiz ve ıslak
Yüzünü yıkıyor binlerce taslak
Ne güzel görünür seninle Maslak
Tel tel yağmurları çok seviyorum

Gel gülüşünü ıslat bu sabah
Gönlümün çiçeği buket buket ah
İçim sesleniyor 'Haydi çık, yallah'
Tel Tel yağmurları çok seviyorum

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:40 PM
Tut ki Dünya Benim Gemim

Tut ki ney değil inleyen benim
Ruhumu etle bürüdü tenim

Tut ki ışıkla örüldü hücrem
Tut ki dünya benim gemim

Geçmeden dalgalara beni gör
Bulutların gölgelediği benim

Bırak renkleri şekilleri sana ne
Varlık olarak en mükemmelim

Şeklin ve ruhun özetiyim
Gözlerim,gülüşüm ve elim

Seni ararsan bana gel
Gel semada raks edelim

Neyi üfleyen sen benim
Güzelliğin simgesidir tenim

Neyi arıyorsun benden gayri
Ben benim,vekil benim

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:41 PM
Türk Vatanı

Vakit ayrılmıştır bir varlığa
Candan öte bir mukaddestir bu
Paylaşılan bir mutluluk
Ayrıştıran bizi diğerinden

Sınırsız bir yeryüzü üstünde
Bekanın çizgisi varlık
Biz derken bizim olan
Gökleri aynı bayraklık

Altı fidan kanıyla yoğrulu
Üstü iradelerin gençlik bahçesi
İmanlarla çizilmiş coğrafya
Hür olmanın nefesi

Ayrılmış vakitlerde genç asker
Bekler yüreğinde atanı
Bozkırı, dağı, taşı
Türk Vatanı

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:41 PM
Umudun Ucunda Yaşamak

Döküldüğün zaman arınacaksın
Akılla sezgi arasındaki kavgadan
Formüller içinde yaşamak

Hazzı hangi metod tutabilir mutlulukta

Boş verdiğin zaman düşüneceksin
Kuru bir tükenmişlikte bir tohum olsana
Umudun ucunda yaşamak

Seni bütün taçlar kıskanmalı kutlulukta

Boşa doluya almayan bir aralıkta gülümse
Gecenin on ikisi olunca ayır kafatasını
Anı avucunda yaşamak

Nasıl bir şey boşaldığın zaman dökülüş
Kara *******i hayal denklemleriyle karşılaman
Tohum gücünde yaşamak

Döküldüğün zaman arınacaksın
Kuru bir tükenmişlikte bir tohum olsana

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:41 PM
Umut

Loş bir ışığı bölüp
Koridora çıktığımız zaman

Kamaştıran ışık değildi bizi
Hürriyetti önünde uzanan

Kaç hüznü kısıp
Biriktirmişti ıstırabını lamban

Gönlündür çatlamış
Gözyaşlarından aydınlanan

İçimde bir umut daha
Biliyor musun yeniden uyanan

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:42 PM
Umut Tuvalim Yeşil

Yayılan bir damlayı kuşattın mı
Halkaların kalkanlarında bir sevdayı
Düşlerinde
Düştün mü hayallerine gelişmelerin

Söz kürkünü sarılırsın, çıplaksan
Isıtır umulmadık üşümelerini
Kaşlarında
Koştun mu göz dünyanın derinliklerine

Niçin değişiyorum seni düşünürken niçin
Boşlukların ıssız döllerinde
Üşüyorum
Üşümelerimi hasret ateşine attığımda

Yakın yalın bir yalnızlığım var seninle
Yalansız bir yıldız görünmeyen
Görünmeyen bir öteki sensin
Sensin gönül köşkümün boyacısı

Yıldızlar yukarıda
Ben aşağıda bekliyorum
Gönül coğrafyam mavi
Umut tuvalim yeşil

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:42 PM
Umut Ve Hüzün İle

Her gün yeni bir umut, her güneş bir başlangıç
Yeni bir imtihandır açılacak her kapı
Şu gönül denizinde, zaman yorulmaz dalgıç
Umut ve hüzün ile insan örülmüş yapı

Ne sevincim mutludur ne de hüznüm derbeder
Duygular dinmeksizin birbiriyle harp eder
Bilmediğim bir kader yakamdan çekip gider
Hayat buğday tarlası, kuru bir anız sapı

Dostluklar yarım yavan, sanki su döven havan
Bütün kitaplar hapis, gökyüzü bir karavan
Buruşuk gülüşlerle kimdir sırayı savan
Ölçülmüyor dostluğun derinliği hem çapı

Yine de umut leylek kona göçe uçuyor
Bir sıcaktan sıcağa, kanat açıp kaçıyor
Görenlerin yüreği, ilkbaharlar açıyor
Balon gibi yükselir sevginin bitmez ipi

Yeniden doğumlarda hep ölüm mü gerekir
O bembeyaz papatya avucumda sanki kir
Yine de gül sen bana, duygun kalsın hep bakir
Kardelen enginine dolansın gelsin tipi

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:42 PM
Umutlar

Umutlar ya onlar
Kaybediliyorlar
Her geçen günle birlikte
Bilmem senin yıldızların var mı
Aşk balkonunda parlayan
Yıldızların var mı bilemem
Bilmem var mı sahi

Gökyüzündeki yıldızlar hepimizin
Paylaşmasını bildikten sonra
Bencillik etmezse içimiz
Sahip olmak için

Aşk serbest bırakmaktır yeryüzünü
Gökyüzünün altında
Sarp kayalarında üzerindedir
Her yıldız tek tek

Herkesin bir yıldızı vardır belki
O sonsuz gibi gözüken boşlukta

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:42 PM
Utlu Gibi Bakarken Sevgine

Nasıl bir duygu bilmiyorum
Uygun bir mutluluktu asıl
Utlu gibi bakarken sevgine

Kelimelerin bile hoşuma gidiyor
Elimi tutmuş gibi sımsıkı
Tut gözlerimden kaldır ipimi

İpim yüreğimin hayal perdesi
Ay ertesi sular eğim yapar
Su bütün damlataşları boyuyor

Sen su musun uyku musun dingin yaşam
Mor ötesi bir üzüm salkımı
Bağ bozumu şölenlerinde hep seni bekliyorum

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:42 PM
Uzak Hayallerin Uzantılarında

Uzak hayallerin uzantılarında
Nice aslı düşlerim vardı

Nice kuşlar uçtu ufuklarda
Nice ufuklar karardı

Aşk açlığında insan aradım
Vuslat işlenmiş karton dekorda

Kar tanesi umutlar yapıştı gönle
Sevda işlenirken ak korda

Açılmamış bir paket gibi dünya
Açmadan vereceğim geri

Kötülükler örmüş iyilik
Kötülüğün iri lengeri

Anlamak istemeden seviyorsun
Senin boyutlarında sevgin

Bir kuğusun kendi gölünde
Bilmezsin nedir engin

Uzak tutulmuşluklarda yıkandım
Çaresiz aynalarla örülü

Çaresiz çizgillerde tıkandım
Yüzüm aynalarda serili

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:42 PM
Uzakta Olsa

Hiç ufukta,uzakta bir yıldız görür müsün
Siyahın içerisinde bir nokta
Uzakta da olsa bir umut var
Siyahın pelerininin ardında

Kadere gece bakma
Bir de gündüz dene şansını
Bulutlar bile beyaz olur
Güneşe karşı

'Siyahın göründüğü yerde'
Beyaz saklanıyordur.

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:42 PM
Var Olmak Birazda Var Etmektir

Güzel kadehler camdır ve kırılırlar
Gül yaprakları incinme hassası taşır
Gel demek için aşka ağlamalısın

Sevmek basamaklar önünde terlemektir
Sevilmek her basamakta ki umut
Sessiz gül yaprakları düşer ayaklarına

Var olmak biraz da var etmektir
Vermek bir vergidir karşı konulmaz
Virgüller, noktalar hep tümce için

Ziyaretten geliyorum düşüncelerini
Ziyan edilmiş bir bahçe gibi
Zemheri yüklendiğin şu baharda

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:42 PM
Varlığa Yorum Katabilen Akıl

Ben olmazsam deniz niye yarar
Gök,hava, su,yıldız
O şekiller harikası kar
Ben olmazsam her yer ıssız

Güzeli yüreğiyle gören
Meyveye yatan en ince bir dal
Korkular ve muştular ören
Hayvan ve melek bileşkesi tutkal

Gözlerin ışığındaki sevgi ve nefret
Olgunu ulaşılmaz, kabası tam ham
Bazen eşref-i mahluk, bazen felaket
Bazen karınca ezmez, bazen yamyam

Evrenin usta oyuncusu,başroldeki
Varlığa yorum katabilen akıl
Benlerle, bizlerle örülü seki
Taştan tanrılar oyan bir kul

Issız kıpırtıların farklılaştırıcısı
Anlam renklerinin ressamı
Sen olmazsan her şey taş tabakası
Sen olmazsan bir dal odun asa mı?

Ben olmazsam deniz niye yarar
Gök,hava, su,yıldız
O şekiller harikası kar
Ben olmazsam her yer ıssız

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:42 PM
Vefa Kalmadı

İçimde bir tel var ince,dokunak
Bazen ağlatıyor yürekten beni
Erkek ağlamazdı bir taş barınak
Erkeği ağlatan destanlar yeni

Sarıldım vefaya,vefa kalmadı
Dost dediğim insan hançer gösterdi
Çile katıklılar sabrı duymadı
Yunus ol diyene buğday ver dedi

Kavga var gurura,hırsa,kibire
Bir tutam güleryüz kantarca ağır
Şatolar,villalar götür kabire
Orayı satın al,keyfince bağır

Erkek söz eriydi,hicap eriydi
Her kelime namus,yemin ve gerçek
Erkek ağlamazdı,sırtı kaviydi
Ne bilsin ihanet dosttan gelecek
23.03.1993

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:42 PM
Ya

Ya 'ben ' uyanınca
Rüya biterse

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:43 PM
Ya Sevgi

Yaşamak
Bir nefes
Bazen kafes
Biraz ses

Hayat
Bir deniz
Bazen iz
Biraz giz

Ya Sevgi
Bir telaş
Bazen taş
Biraz yaş

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:43 PM
Yağmur Ayna ve Ay

Gökyüzü boşalır doluya yatar
Yüreğim ıslanır pelte pelte
Rüzgar her aşkımı çalıya atar
Arzu yaz sevdası gibi dekolte

Gece ay'a bakarım kendimi görmek için
Aynada gösterir suretimi
Hep ay hep ayna niçin
Ruhumla çamurlar etimi

Yağmur ayna ve ay buluştu
Bir karanlık gecede gözyaşımla
Mumsuz bir arayıştı belki
Zaman geçerken hışımla

Kime ne kötülük ettim
Işık arayışlarında kürede
Kim kırıldı kim incindi
Bir fasit dairede

Sessiz duygularım açılır
Karanlıkların tek yüzüne
Beni ararken bulduğum
Can düşer bir ayna düzüne

Yağmur ayna ve ay arasında
Seni kaybettim biliyorum
Sen içimden akıp giderken
Hep mutluluk diliyorum

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:43 PM
Yakılır Hüzün

Neşe denen penceremin önüne
Tül perde misali çekilir hüzün
Güneş dolu her mutluluk gününe
Çayır çimen gibi ekilir hüzün

İlham perisini bulduğum bir an
Aşkın büyüsüyle dolduğum bir an
Sevginin içinde kaldığım bir an
Karşıma ansızın dikilir hüzün

Sen benimsin der de başka şey demez
Mutlu ağaçlardan meyveler yemez
Emsali yok,kimselere benzemez
Peşime peşime takılır hüzün

Gülsem bir an için dudağımda gül
Alevlenmiş korlar bırakır hep kül
Düğün dernek kurup eğlensemde bil
Bana kına diye yakılır hüzün
15.12.2004

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:43 PM
Yalnızken

Yalnızken bir gelecektik
Tohum karanlığında ruh
Bir toprak sıkıştırması beden
Bir ayaz çatlağı aşk

Güneşle gülümsüyorken yüzün
Yalnızlık kırıntısıyken sözün
Ufuk dolusu ün

Dağ yalnız değildi belki
Işık ve ceylan
Dal kırılması gibi düşüş
Geleceğin saçaklarında heyelan

Uçmalıydık birlikte
Yalnız beraberlikte
Birlik gömülüyken ikilikte

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:43 PM
Yalnızlığımın Yorganını Üstümden Alınca

Düş kırıklarında hala yaşadığımı anlıyorum
Ömrünce hiç acı tatma diye dua etsene bana

Yalnızlığımın yorganını üstümden alınca
Ne kadar çaresizim dünyada anlasana

Başkalarını seyretmek ve anlamak mı işim
Nasıl çocuğundan ayrı kalır bir ana

Ayırılmış düşüncelerin sahibi olmak
Anlamıyor musun yakışmıyor insan tabiatına

Hep gözyaşı ve kan dükkanı mıyım kapısı çalınan
Hep gelen tarihler boyu oyuna

Çiçek ve güneş iklimlerinin çocuğuyum
Mutluluklar vesaadetler bırakmış soyuna

Bu dram bitmeli ve bu oyun bitirilmeli
Yazık emel diye akıtılan kana

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:43 PM
Yalnızlığın Bittiği Bir Yer

Yalnızlığın bittiği bir yer varmı?
Benlerin unutulup gittiği

Açlıklarımızın dönem çarklarına takılan
Vahşi hırslarımızın yattığı

Ne kadar düşünürüz bir serçe kuşunu
Nedir bir çiçeğin hayatımıza kattığı

Elimdeki somunu ne kadar bölüşürüm
Ne kadar sevgi var kinin güttüğü

Yalnızlığım evrensel bir yalnızlıktır
Toplumcu söylemlerin attığı

Kim el uzatır/Kime el uzatırım
Yüreğin sözcükler çukurunda battığı

Renkleri geriyorum söz şemsiyeme
Işık yansımalarının ittiği

Yalnızlığın bittiği bir yer varmı?
Ya da sevincin yadsınmaz bir aşk tattığı

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:43 PM
Yalnızlık Tekrarlarımdır

Yalnızlık tekrarlarımdır
Sesi,kokuyu,rengi

Yalın bir çığlıktır
Derinlerin frekansında
Ya ve yadalar arasında

Unutmak için sen olmalısın
Gözlerimdeki gül çiçeği

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:43 PM
Yanmış Ve Bitmiş

Yanmış ve bitmiş,
Küller arasında bir kalp

Ne dil kalmış
Ne el
Ne ahir
Ne evvel

Kömürden bir kalp
Simsiyah
Harap

Sevdiyse de geçmişi
Yanarak.
Yanmış ve bitmiş,
Kül ve toprak

Yilanlar ve yalanlar
Ne sevda,ne yasak
Ve konmayacak akbaba

Belki bir kömür
Belki de bir elmas
Dün çarpan ritim ritim
Belki bir ihtiras

Ne dil kalmış
Ne el
Ne ahir
Ne evvel

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:43 PM
Yaradılış Sularından Beri Gözyaşı

Hep kaybetmişleri üretiyor hayat
Hep ezilmiş gözyaşını
Onlarla hatırlıyoruz insanı
Şekil yanımızla

Onbinlerce yıllık kan
Yaradılış sularından beri gözyaşı
Efendi tiranlar
Kil kanımızla

Barış dönüşür sırtlana
Şirin güleryüzler bir cadı
Yok mu insanca yaşamanın adı
Mil sürülmüş anımızla

Kaybedenler adına kaybettik
Binlerce yıl öncesi yaşamı
Bu dünya patlayacak dinamit olup
Ettiğini bul tanımızla

Ertuğrul Şakar

GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:43 PM
Yasak

Dal mı yasak,gül mü yasak
Yeşilin içinde bir diken
Suya taşlar gibi otursak
Ürpersek seninleyken

Suya çemberler çizilse
Yüzlerimiz çember atlasa
Bir köpük dudağımın ucunda
Su içerken patlasa

Gel sevdalım,tut ki sonbahar
Sen ben yaprak
Ne ağaç var,ne dal,ne yeşil
Kendini öylece bırak

Suya yazdım ismini
Ne suyu tutabiliyorum ne ismi
Ne dal var,ne gül
Hayallerin merasimi

Ellerin,gözlerin sıcak
İçimizden geçer su
Zevk almaya bak
Bir rüya; bu ömür uykusu
01.03.2002

Ertuğrul Şakar