Tam Sürümü Görüntüle : Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:06 PM
.....Kimsesizim Ey.....
Acının türküsü yürek tırmalar
Bir hüzün durdukça o yanık seste
Akşam çöktükçe,duruldukça sular
Ve çaldıkça gönülde mahur beste
Yar sevda hasretinde,ana bir yavru
Kıyma anam,kıyma yarim,kıyma hey
Bu dağlar yücedir sesim ulaşmaz
Yapayalnız akşamlarda kimsesizim ey...
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:06 PM
....Umu.....
Daha tatmadın umutsuzluğun çaresizliğini
Hissettiğin gerçekleşmeyen hayaller sadece
Acıyı duymak kezzap gibi
Boşluklarda gerilmiş azap gibi
Kanlanmış avuçlar gibi
Bilmiyorsun ki umutsuzluğu
Umut senin tat tuzluğun
Biraz uykusuzluğun
Belki de huysuzluğun
Daha tatmadan umutsuzluğu
Bilemezsin umudu
Ağaçta tomur gibi
Bir vadide sur gibi
Karanlıkta nur gibi
Tekrar düşün iyice
Bir yorum bul yenice
Umutsuzluk sanarak
Hüzünlere kanarak
Yitirme umudunu
Umu
Kumu
Umut
Dökülüyor ellerinden
Tutmalısın
Soğumadan
Çiçekler açacak bir sabah
Gün doğmadan daha...
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:06 PM
...Mutluluk Şarabı Mayıs
Ben yeşillendim
Ağaç yeşillendi
Bahara taşındık
Ben çoşku döktüm
Ağaç çiçek
Beyazlı, pembeli, morlu
Bende aşk bir meyve
Ağaçta elma, kiraz, nar
Yaza doğru bir bahar
Ben yağmurlarla yıkanırım
Ağaç yağmurlarla
İliklerimizde can suyu
Ver elini ağaç
Ver elini bahar
Yeryüzü yeniden kurulsun
Raksın eteğinde ben
Buludun içinde ağaç
Mutluluk şarabı Mayıs
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
..Kutlu Doğum...
Rebiülevvelin onikisi, pazartesi
Kainat sarayının en anlamlı gecesi
Şafağın bağrı kor,cisim ateşi sönmüştür
Güneşe ışık veren cemal nur görünmüştür
Doğum sokağı kutlu, umutlu beklenenden
Cihanın canı doğan en muhterem anneden
Yüzü nurdan kadınlar zaman ve mekan dışı
Yüzyıllardan gelirler tarihin aklı şaşı
Firavun’un eşi Asiye başucu bekler
İmran kızı Meryem, hur-i in, nice melekler
En büyük yolcu için müjde sancısı ve ter
Susayan Amine mi, cihan ondan da beter
Bir bardak su verdiler ve “içiniz “ dediler
Etrafında sevgiden pervane kesildiler
Sütten ak, kardan soğuk, içimi baldan tatlı
Bir su; idrake yetkin değildir insan aklı
Nur mahşeri süsledi, sardı, o gece arşı
Şereflendirdi mahlukatı, sabaha karşı
Abdurrahman bin Avf(s.a.v) ’ın annesi Şiffa
El verdi peygamberimize bu dünyada ilk defa
Ay gibi cehresiyle mübarek zuhur etti
Ne büyük tecellidir kainatı diriltti
Her taraf nur rahmeti, Alem muazzam ihya
Pak ol ihsan deryasında ey günahkar dünya
Bir öksüz ki, alem onun öksüzüdür
Onsuz can dembeste ve yer, gök, yıldız ölüdür
Karanlık ufuklarda “ a’taynak “ bir nurdur O
Nice alemlerin sultanına sultandır O
“Allah yardımcın olsun “ dedi meçhulden bir ses
Dünyayı gördü gözü, nazar etti ve nefes
Gayya çukurlarında dolaşır küfür pisi
Kayzerler ve kisralar cehennem meşalesi
Nefesinden sonsuz misk kokusu yayılırdı
Gören gözler ilahi cezbeden bayılırdı
İpekten yumuşaktı,manzur münevver cildi
Muazzez vücudu da güçlü, orta haldeydi
Sevimli nezih cismi beyaz ve nuraniydi
Tebessüm, latif bir pembelik, onun rengiydi
Berrak göğsü ve mühürlü mübarek omuzu
Taşır güvercin yumurtası gibi rumuzu
Parlak alnı geniş, hilal kaşları uzunca
Avlar ceylan ruhu ala gözleri vurunca
Yaratılmış olanların eşsiz güzeliydi
Gülümsedikçe sanki yerler gökler gülerdi
Ey alemin önderi, Ey şefaat güneşi
Çırpınan insanlığa cömertlik, kerem eli
Ey herkesin yükünü çeken, Ey merhamet eden
Ey günahkarların sığınağı. Ey sevilen
Ey iltifat ve lütuf sağınağı, Ey Seven
Ey alemin tabibi, derman, şifa bahşeden
Sayısız eksiğimizle iltica kapımız
Varlığıyla aklın toz olduğu Sultanımız
Seni anmaktan aciz, anlamaktan da uzak
Varlık seni taklitte, sensiz var oluş tuzak
Milyonlarca senedir beklenen gelip geçerde
Hala mı madde, hala mı ruh çare olur derde
Eğer senin deryandan bir damla alabilsek
Buhranlar nasıl biter, denesek, görebilsek
Omzumda günahtan dağlar var Resulullah
Şefaatinin hedefine yöneldik Resulullah
İnananlar dertli, yaralı kalpler kan ağlar
Layık değiliz, lakin mümin ümidimiz var
ERTUĞRUL ŞAKAR
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Adliye Koridorlarında
Adliye koridorlarında
Bir gün başlar
Beklerim umudu
Yaşarım telaşı
Açılır dosyalar
Kapanır dosyalar
Yazar bir klavye durmadan
Hep kaderi duyarım içimde
Sesler kesilmez sesler
Hüküm bir sessizlik çiçeğidir
Bir terazi tartar
Yasa maddelerini
Bir hakim beklersin
Yolcu bekler gibi
Akrep ve yelkovan işler
Sabit ve dikeydir kapı
Adliye koridorlarında
Gün,güneş, zaman gider
Bekleyerek gidersin
Sabırla bir karara
20.07.2005 saat.11.00
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Ah Şiir
Su bardakta ne kadar gerçek
Taş bir heykelde
Neden kendimi tanıyamıyorum
Kalıplar içinde
Gelin arabasından bir dua yükselir
İner bir basamak daha bir gelin
Dostlar tanımam için vardır
Betonu delmiş bir çiçek
Başıboşluğun adını cumartesi koydum
Zaman hamağında ki keyfim
Kaçamak gibi yüzümde ki pembe
Ah merak, ah aşk, ah şiir
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Akşamın Deresi
Yak da git alev alev gönül penceresini
Boya; kızıllığınla akşamın deresini
Yangınlarımı kanat, kan rengi gözlerinle
Lav akışlarla boya yeryüzü küresini
Üzerime sür de dur, al giyinen karayı
Deş sen çakallar gibi, sevda yükü yarayı
Beni yerden yere çal, yenilsin omuzlarım
Kırmızı dudağından kur kıyamet sarayı
Sevginin kuleleri hayalete dönüşsün
Sarhoş bulutlar şimdi kadehlerle öpüşsün
Gerçek diye ne varsa silinsin baştan başa
Yalanlar gerçek olsun, aşk uğruna dövüşsün
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Alacakaranlık Bu Sevda
Kara *******in yıldızları gibi bakan gözlerin
Üşümüş çiğ tanelerince gözlerime konuyor
Alacakaranlık bu sevda
Tül dökülüşlerinde bir hüzün çağırıyor
Beklenmedik çalkalanışlarla gönlümü
Deniz basması gibi yıkılıyorum esmerce
Sıcak ve soğuk arasında bir duvar nasıl olur
Bir duvar çiçek açar mı ansızın
Ansızın dinmek bilmeyen bir yağmur
Bir yağmur bekletilmek tanımayan sızın
Ben ben tepelerinde terkedildim
Terkedildim beyza umutlarla *******e
******* çekingen kelimeleri sever bildim
Bildim yürek aşk saklıyor hecelere
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Alıp Çileseydin Beni
Gitmeden evvel
Ne olurdu dinleseydin beni
Alıp veremediğimiz neydi
Bir umuda bileseydin beni
İşte sabah, işte akşam; hayat bu
Alıp kalburlarda eleseydin beni
Karanlık, aydınlık, nedir gölge
Kuru bir gönle alıp çileseydin beni
Gittiğin ufuklara düşmeden önce
Yanında kısrak gibi yeleseydin beni
Akşamı giyinirken odamda acı
Ne olur bir kerecik dileseydin beni
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Allahım
Allahım
Bana değer veriyorsun ya
Beni seviyorsun ya
Bende seviyorum yarattıklarını
Değerli görüyorum kendimi
Senin ayetin olduğum için
Senin için
Vuslat
Perdelerin kalktığı an
En muhteşem zaman
En harika mekan
Vuslatını nasip eyle
Ey Rahim,Ey Rahman
Sana giden yollarda
Suç
Günah
Ateş
Karıştı birbirine
Ulaştır Allahım
Visaline
Visaline
Allahım
Sonsuz Varlığın için şükürler olsun
Bu fani bedenim içinde bana değer verdin
Maddemi ruhlandırdın
Düşünce verdin
Eşyayı tanıttın
Kavramayı öğrettin
Eleştiriyi
Allahım
Sevmeyi öğrettin
Aşkın aysberk dolu kutuplarını
Ya da ekvator sıcağı gibi
Yanmış sevgileri
Seni tanımayı öğrettin
Seni bilmem için
Kulluk şerefi verdin
Allahım
Mutluyum korkularımın içinde
Korkuyorum sevinçlerimin içinde
Göklerinden düşmek istemiyorum
Ateş kuyularına
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Altı Nisan Sessizliği
Güneş ve mutluluk tasında uyandım
Alaca karanlık yorganların içinden
Gözlüklerim daha bir oturmuştu ışığa
Kuşlar gibi sevdalanmıştı içim pır pır
Avukatlar günüydü beş nisan sahi
Eş dost hatırlamadan unutularak gitti
Kırıştırılmış yüz çizgilerinde insanlar çok ciddi
Çok ciddi ve soğuk dost olmaya
Sevmemeliyim desem de yapamıyorum
Her yaprağa, her ışığa gözüm kayıyor
Ağlak kızların alçacık çenelerinde çiçek
Gabar Dağında bahar kan sızıyor
Bir gövde büroda, bir gönül yasa tanımaz bir pergel
Önü kesilmş maddeler kalın kalın kitablarda
Sakın elindeki ve içindekileri lekeleme
Senin şelale akışlarını hep seyrediyorum
Altı nisan sessizliğinde bıyıklarım beyazlıyor
Kar beyazı çiçek beyazı gibi dönüşüyor aşka
Uysal bir oya gibi tabiat eteklerimde
Çok sessiz çiçeklenelim, pekala, birden
Pekala, bir avukatta çiçek takabilir bir yüreğe
Yeniden ölçmek için bir yüreğin debisini
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
An Anılara Gömülmeden Gel
Bir an ne kadar önemli
Her an bir başka an
Kaybetmeden bir nefesi
Duymalı en duru sesi
An açan bir çiçek
Solmadan koklanmalı
Gel cimri ol alabildiğince
Hovardaca saçma zamanı
Yaşamaksa tadım tadım
Hayat olmalı adım, soyadım
An anılara gömülmeden gel
Uzanırken mutluluk dediğin el
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Anla
Yüzleş ölümünle
Hayatı ne kadar sevdiğini anla
İçindeki söyleyemediğin tutku
Seni düşman kılan zamanla
Kaçma korkularından,ver elini
Şeytandan kaçırdığın imanla
Sevdiğini şimdi söyle,seviyorsan eğer
Yaşayamazsın nefret sarkacında zanla
Korkma bir şey isterken,elma gibi
Karşılaşırsan,sarılmış bir yılanla
Düştüm ki düşüşüm ölçü bilmez
Aldatma kendini türlü yalanla
Gel,ölümünü iç kevser gibi
Yaşa ölümün ulaşamadığı canla
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Anlatacağım İçimi
Anlatacağım içimi
Kulaklarında şenlik
Anlatabilecek miyim kendimi
Kulaklar binlik onbinlik
Düşmanda yorulur
Yalnız bir savaşı özler
Pencerelerde bayraklar
Harp biter
Askerler gelir,barış gelmez
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Anne
Bir çocuğum sanki hiç büyümemiş
Seninle birlikte olunca anne
Hayat yokuşunda hiç yürümemiş
Dizinin dibinde kalınca anne
Mevsim bahar ise sensin tabiat
Gönlüm bir kuş olsa olursun kanat
Gözlerin ruhumda en büyük sanat
Sevgin her hücreme dolunca anne
Ne güneş isterim,ne ay,ne dünya
Gördüğüm en güzel en güzel rüya
İstemem başka bir hayal ve hülya
Mutluyum yanıma gelince anne
Seninle içiçe mevsimler,yıllar
Koşsun sana doğru gittiğim yollar
Sırtımı okşayan buselik kollar
Kurbanın olayım yolunca anne
Şenlenir seninle kapımın önü
Hayalin doldurur bütün bir günü
Kelime bulamam övmeye seni
Ben bir çiçeğinim dalınca anne
Gönül fırtınamı gözün dindirir
Öfkemi şefkatli sözün dindirir
Hüzün yağmurumu yüzün dindirir
Dünya benim olur gülünce anne
Cennet ayağının altında pınar
Sevdam bir kelebek,yanına konar
Doyumsuz bir hasret içimde yanar
Sürükleniyorum selince anne
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:07 PM
Aralık Ayının Koridorunda
Aralık ayının koridorunda
Beni sakla sıcak yüreğinde
Söz diye neye değer veriyorsan
Ses,melodi,titreşim
Kimse bilmesin varsın
Ayazın,karın,yağmurun arasında
sıcak bir yüreğin atışını
Yaşamak var ya gider ayak
Kimsenin göremediği bir havada
Ruh dediğimiz sonsuzluğa uzanan bir iklimde
Ve gözlerinde
Ve kulaklarında
Parıldarsan,şarıldarsan,ben duyacağım
Paltomun içinde müzmin görünüp
Görünüp,görünüp kaybolacağım
Yeşil yaprakların bittiği yerde
Son daldan düşen ben olacağım
Uyuma diye haykır bana
Seslen kapanan göz kapaklarıma
Geçen günler geçti
Kalan bir kaç yaprak yeni yıla
Aralık ayına dalacaksın
Son seviyi sunmak için bana
Harçlığı yaşam olan
Sevgiyi kutsasana
Seni benliğime alıyorum
Bu aralık ayında
Uzun bir aralık da bırakıyorum
Döne döne bana gelmen için
24.12.2004
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Ararım
Tercümeye gerek olmasa bile
Zambak bakışları yüzde ararım
Gözlerim yüzüne konmasa bile
Şekil şekil seni özde ararım
Fırtına içimde yıllardır bitmez
Hasret kervanları bir adım gitmez
Sanat dediğin şey özleme yetmez
Benle paylaştığın sözde ararım
Tebessüm yangının gülen şeklidir
Sevdanın zincirle gelen şeklidir
Suskunluk ruhumun selen şeklidir
Ilgıt ılgıt düşen hazda ararım
Mahçup gülüşünü serdiğim köşke
Mutlu nağmelerle dolsaydık keşke
Tellerle titreyip ağlayan aşka
Yanık türkü yakan sazda ararım
Sevmenin ucunda sevilmekte var
Sevda burçlarından kovulmakta var
Ölüm gibi sonsuz savrulmakta var
Son baharım diye güzde ararım
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Aşk Sabırsızlık Çeker Sabırda
Bir son var diye bekleyecek miyiz
Kilitli arzularımızın karanlığını
Aşk sabırsızlık çeker sabırda
Sözlerin saklandığı kuyularda
Kaderin sarsılmayan tiranlığını
Hayal bakışlarımıza ekleyecek miyiz
Nefreti öğrendik sessiz zamanda
Bekleyen soruların varlığını
Çelik kafeslerle çevrilmiş düşler, acımasız
İşlenmiş bir dantel gibi yamasız
Bıraktın ardında şiir duyarlığını
Aşk son teldi bu kemanda
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Aşk Sofrasında ki Kadeh ve Mey
Ses çağrıdır, hareket çağrı
Renk boyar durmadan ışık
Yürek insan olana ağrı
Sevmek, yeni elbise gibi şık
Bir tuhaf hissederim kendimi
Her duygu esintisinde yaprakça
Bütün kirlenmiş renklerin birlikteliği
Nasıl da biter akça pakça
Hissedebilmektir herşey
Tadı,kokuyu, varlığı
Aşk sofrasında ki kadeh ve mey
Sadece bir zaman darlığı
Sonlu'nun yankısı konaklıdır
Sonsuz ses ebediyet
Bir ip üzerinde uzan, dur
Başka boyutları seyret
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Aşk Ve Sabır Söz Kepazesi
Suskularımın buruk tadında
Yaşamın desenleri çizili
Ötesinde ne var hiç bakmadın mı
Hasret ve umutlar boncuklarla dizili
Her zaman olduğu gibi inanmadın mı
İnançlıksızlarınla sevebiliyorum seni
Sınırsız tortulardır günün mezesi
Şiiri seviyorsun ya gün günden yeni
Aşk ve sabır söz kepazesi
Giy çıkar şiir elbiseni
Sözlerin boyalarını kazı bir kez
Bir kez beni anlayabilsen ne olur
Bir kez güvensizliklerini al ez
Bir garip dua gibi seni solur
Suskular hayal kırığı umutlarla melez
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Aşkı Nefret Trenlerinde Bıraktık
Heyecanlarımdan başka hiçbir şey yok elimde
Sahillerin suyunda yürümekten başka
Sevmek varken sevmemekte direnen aşklarımızla
Ne kadar krokiler karaladık buruşuk kağıtlara
Aşkı nefret trenlerinde bıraktık çaresiz
Zaman ödemelerinde kadere ilmekler attık
Beni bulmak ve beni anlatmak olmalıydı sözüm
Hep sende kırık bir plak gibi takılıp yattık
Tanıyor muydun yeryüzünü ve beni bilmiyorum
Geçmişin bahçelerinde üzümler tattık
Her anafor ters bir piramit gibi durur
Bazen de birbirimize birer sırattık
Gece yarısı ve sabah düşünceleri bir olmuyor
Hayallerimizi uçurduk, belki de böyle battık
Yine seni anlamaya çalışmam hep nafile
Ebruli bir renk katamıyorum su üzerinde aşka
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Ay'ın Gümüş Gözyaşları
Ay gümüş gözyaşlarını yaydı
Karanlık dünyasına insanların
Ay niçin şahidi olaydı,
İnsanların saklandığı karanlıkların
Yıldızların parlamasında suçu yok
Kaç yıldız olduğunu bile bilmez gökyüzünde
Yeryüzünün yörüngesinde bir ok
Bekçiliği için bir şey yok elinde
Ay'ın gümüş gözyaşları aynamda
Bana hüzün sunuyor tas tas
Ay suçlu değil bu sevdanın sonunda
Benimdir sana duyduğum ihtiras
Ay'ı ben ağlattım bu perişanlığımda
Benim için ağlıyor desem yeri
Ay her gece bulutların ardında
Gözyaşlarıyla seyrediyor sevenleri
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Aylardan Kasım
Aylardan kasım
Bu ilk değil aksırışım
Düşen her bir yaprak
Parçalanan aşkım
Kocaman leylekler sıcak iklimlerde
Ben serçelerle
Başbaşa kalmışım
Yağar biteviye yağmur
Şehir sisli
Hayat kavisli
İçimde bir dişli
Sıkar ha sıkar
Ey sevgi dediğim umut
Gel...
Beni bu karanlıkdan çıkar
Aylardan kasım
Yağmur yağmur aşkım
Ağlar
Sevmek
Karakışa
Emanet
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Ayrılık Başlangıçta Vardı
Ayrılık başlangıçta vardı
Gün ışığı süreli olsun isterim
Karanlıkta tohum korkarak bekler
Son, yorgunlukların bırakıldığı kadehtir
Kavuşmak bir ateş gibi sarar
Çatırdar kemik eklemsi
Krallar taç töreninde tükenirler
Irmak, suyun ağlar görünüşüdür
Sakın beddua muskalarıyla dolaşma
El ele hayallerinle tutsak
Serüven dediğin kara kutu
Oyun ve yosun içinde yorgun
İşte uçtu içindeki güvercinler bir bir
Gelincik çiçekleri kuşattı anıları
Eridi taşlara sarılıp yatan kar
Ey Nisan, Ey Yalnızlık, Ey Aşk Çiçeği Bahar
Uyanmaz ninnilerle uyuyor sevgi
İçini kemiren kurtlar besleniyor hücrede
Yürüdüğün adımlar hep iz yapardı
Ayrılık başlangıçta vardı
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Ayrılık Vuslat İçindi Hani
Ayrılık vuslat içindi hani
Hani gözlerinin içindeki yıldızlar
Kış sonu ayazlarla gelecekti hani
Hani ayrılık rüzgarında ki uçan tohum
Boşuna mı damladı gözyaşı dediğin yağmur
*******e yapıştırdığın ah lar karton muydu?
Boşuna mı bunca döktüğüm şiir
Suskunluğun kuru bir pardon muydu?
Gelincik çiçeği bir kalp de demlenecekti
Cemre cemre ağır ağırdı aşk
Yalan sevdanı kim bilecekti
Ayrılık rüzgarıymış meğer yeşeren başak
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Baba
Seni nasıl kaybettim
Nerelerdesin
Özlemin burnumun ucunda sızı
Alınyazı
Gün, güneş, çiçek, kuş
Sensizliğin farkında değil, sessiz
Dalga oynuyor
Rüzgarla
Hücresine atom bombası konmuş
Ben miyim hedefte
Beni avut
Unut
Herkesin sevgilisi yanında, sımsıcak
Bir dağ gibi sırtını yasladığı
Hasretin çarpanlarıyla zorluyor
Babam
Seni düşünmemek istiyorum, yok saymak
Seni girmemiş kabul etmek dünya haritasına
Zamanı sıfırlamak, bütün rakamları yakmak
İsterdim büyük adam
Seni nasıl kaybettim
Bir fincan kahve içemeden karşılıklı
Kavgaları durduramadan
Diyemeden 'Babam haklı'
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:08 PM
Bahar Benim Dersen
Bahar benim dersen
Anlarım rüzgarların niye estiğini
Gökyüzünün niye darmadağın
Mavinin arabalarını çektiğini
Bahar benim dersen
Çığlıklarımı yamarım çiçeklere
Ela gözlerimi arılara verir
Gönlümü kanat yaparım kelebeklere
Bahar benim dersen
Tabiat daha bir güzelleşir bu mevsim
Firari bir yürek benim dersen
Gelir elbette hayatı sevesim
Bahar benim dersen
Bütün delilikler sensin demektir
Bütün havalar,bütün aşklar,yapraklar
Tohum çatlasın,sevsin demektir
Bahar benim dersen
Başımı döndüren hava sensin
Ciğerime çektiğim sabah sensin
Sevi,hayat,mutluluk sensin
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:10 PM
Baş Düşmüş Kırık Omuz
Su susar ayna olur
Yüz düşer sessizliğe
Beşgen beşiklerde yıldız
Bütün enerji kovulur
Bürünür ıssızlığa
Ne kadar sakin sonsuz
Yüreğe aşk oyulur
İlkel ilkeler buzluğa
Kokuşmayı savmak için tuz
Sürahi camı çevre bulur
Su özenir özgürlüğe
Yürek camı tuz buz
Müzeye müzmin konur
Sevda suyu süzmeğe
Baş düşmüş,kırık omuz
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:11 PM
Başıboş
İşte bir artık zaman
Kararsızlığına kararsız
Zararsız
Hiç kimseye yararsız
İçimde bahardan çıkmış bir duman
Ne umudumu dolduran biri
Ne ileri, ne geri
Ölü gibi bir diri
Hiç tüketilemiyecek bir an
Belki iyi,belki hoş
Buruk bir hüzünle çoş
Başıboş
Yüreğimi yoruyor kan
Gülün rengi kırmızı değil
Tatlı sözlerle omzuma eğil
Hem öv, hem övül
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:11 PM
Başlangıç
İçimde yatan kelime
Sonu istememe arzusu
Direnç gösterdiğim sıradanlığa
Yaşamayı duymanın sezisi
Devredilmeklerden kurtaran beni
Pırıl pırıl bir eşiğin kuzusu
Uygar soyunmalarda ön söz
Antik ilişkilerin mazisi
Sabahları onun için seviyorum
Işığın, rengin, aşkın tazesi
Oğulcuk Otu gibi olacak
Öncesiz oynamaların gözesi
Başlangıç tadında bir evren
Gariban gönlümün mezesi
Akıl can derdinde insafsız
Başlangıç, hayallerin müzesi
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:11 PM
Bayrak
Ezanla birlikte yayılan seda
Şehitlik ufkunda yükselen nida
Ay yıldız beyazı şafakta sevda
Doğan güneşimsin,alımsın bayrak
Akar nehirlerde, dimdik dağlarda
Mavi gökyüzünde,İrem Bağlarda
Vatan coğrafyamda,sonsuz çağlarda
Gündüzüm,gecemsin,dalımsın bayrak
Tarih kubbesinin şanlı ışığı
Hürriyetin ruhu, nesil beşiği
Zaferler başbuğu, Hakk'ın aşığı
Devlet ezel ebed,yolumsun bayrak
Dua'da,sevinçte; umutla yeşer
Millet yaşar ise bayrakta yaşar
Gelecek çağların çoşkusu taşar
Atiye uzanan elimsin bayrak
Ülküm seni dikmek bütün burçlara
Kanımı,terimi katmak harçlara
Baş eğdirmek cümle alem taçlara
Şerefim,kudretim,kolumsun bayrak
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:11 PM
Bekleme Labirentlerinde
Bekleme labirentinde ışık
Saklanır duygu yoğunluğunda
Ana tanrıçalar toprak olur
Tunca döker insan suretini
Hep kendini anlatmak için
Ne heykeller yapılmış, ne taşlar oyulmuş
Ne kafalar uçurulmuş kılıç kılıç
Ne gözyaşı toplamış avuç
Suç yürekteki uçan sevinçte
Suç atardamarların içindeki kanda
Söyleyemeden susmuş taş tanrıçalar
Şekiller susmuş, kazılan taşa toprağa emek
Ve bende susacağım çığlıklarımın dehlizinde
Bahara taşıyamadan sevdayı
Çeperlerini vura vura aşk
Son yorgun kanatlarını da bırakarak semaya
Nasıl düşerse yer çekimi kuralları gibi
maddenin düşüşü gibi ağır sevdalar
Can kalmamış canan kalmamış hayallerde
Bir yeşermiş umut tamamen kuruyacak
Bekleme labirentlerinde seni
Saatler susacak son enerjisini kullanarak
Enerjiler tükenecek karanlık akşamlarda
Şarkılar tükenecek tana ulaşamadan
Bitmek karanlıklar içinde kaybolmaktır
Ana tanrıçaların taşlaşmış biçimlerinde
Kazma vurulmuş gibi yüzyıllar sonra
Yüzyıllar sonrasının yorganları altında
Bekleme labirentim olsun diye suskun yüreğim
Ebedi bir kumsalda zaten kırılmış küreğim
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:11 PM
Beklemek Nasıl Bir Şeydir
Beklemek nasıl bir şeydir
Bekliyorum derken bekliyor muyum
Geçmişle gelecek nerede
Nerede yüklendiğim pirizma renkleri
İçimden geçen ayrışan renkler mi
Beklerken boşu boşuna mıydı
Hoyrat vakitler saçıldı mı hovardaca
Yoksa içten bir oluşum muydu tohum
Çölün içinde akmıyor mu kum
Çatılan kaşlar mı, tüfenkler mi
Beklemek belki bir öğretmenliktir
Sevgiyi,vefayı,maziyi tazeleyen
Tetikler geleceğin meyvelerini
Yoksa hayallerin kuruması mı beklemek
Beklemek bulamadığımız kervanlarda denkler mi
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:12 PM
Beklemeler
Beklemeler beni usandırıyor
Her gün haber gözlemek yüreğimde
Bir merak taş gibi oturup duruyor
Çalkalanıyor zaman eleğimde
Gün ortası elim kolum bağlı
Cam aydınlığında hasret karalığı
Düşüncem meraklarda eğili
Hayal kapımda bir rüzgar aralığı
Esinti senin gelmen belki ansızın
Çöl sıcaklarında yağmur bulutu gibi
Lök diye oturuyor bağrıma sızın
Bekletiyorsun mesafesiz bir garibi
Beni usandırıyor sensizliğe alışmak
Yüreğimde gölgen büyüyor durmadan
Boş odaların yalnızlığında çalışmak
Nerelerdeydin deyip,soru sormadan
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:12 PM
Belirsiz Çizgiler
Geçmeli zamanlarda bir teğet
Belirsiz çizgiler döker
Ne daire olmak sevdası vardır
Ne enlem, ne boylam
Dikine baksan, yani dik değil
Yatay düzlemlerde kambur değil
Delik bir kova gibi dökülüyor aşk
Bir ıslaklık ki şebnem değil
Çalkalanan yürek denizinde
Göz göz değil, söz söz değil
Ela gözlerimi saklamalıyım kapatıp
Sözlerim beyan pazarında hep remel
Teğetlerde kalakalmış pek çok 'evet'
Hatıraların koruluğunda büzüşür
İskit inançlarını uyandıran arzular
Arzular kapalı kapılar önünden geçmeli
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:12 PM
Belki Diye Bir Şey Yok
Belki diye bir şey yok
Belki bir aldatmacadır
Yol ayırımına bırakılan bir şans
Tekerin takıldığı bir tümsek
Dudaklarımdan uçurduğum her belki
Bir kararsızlık pıhtısıdır
Kapalı pencerelere vuran rüzgar
Bir çiçeği kemiren rastgele bir böcek
Ne baharlar, ne kışlar devinir
Zaman beton kalıplarla gelecek
Kurumuş bir ağaca bakıp bakıp
Belki yeşerir diyemem
Doğmamış bir çocuğa söylenen bir ninni gibi
Belki diye bir şey yok
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:12 PM
Ben Beni
Hayal olsa,rüya olsa,düş olsa
Senin ile görüyorum ben beni
İçimdeki menzil aşksa,gönülse
Sende bulup sarıyorum ben beni
Söylenecek sözün var mı manası
Yanardağca gönül koru yanası
Bir gölgeye zamansızca sinesi
Sana doğru sürüyorum ben beni
Bir biçare olsam bile severim
Çilem ile çileleri örerim
Bulduğum an gözyaşıma sıvarım
Ancak sende arıyorum ben beni
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:12 PM
Ben Dua Seviyorum
Duygular duraksızdır
Zaman gibi akarlar
Her an, bir başka andır
Şimşek gibi çakarlar
Sakın gözyaşı dökme
Yağmur yağmasın sakın
Sevgisiz fidan dikme
Nefret yormasın sakın
Ağlayarak, umuda
Varamazsın bunu bil
Pişman olma, bu yolda
Gözyaşını hemen sil
Kutsal bir mabet kalbin
Bir çocuğum, hem masum
Aşk duadan ibaret
Ben dua seviyorum
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:12 PM
Ben Sana Geleceğim
Ben sana geleceğim
Zamanı adımlarımla bölerek
Şekil karelerini
Panosuna asarak
Gölge yutacak cismi
Ben sana geleceğim
Düşlemek ne kadar katı
Mermer damlaya esir
Özgür kuş uçmaz
Demir kafes erir
Bu son kanatlanışım inan
Ben sana geleceğim
Geleceğim
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:12 PM
Bende Saklısın
Bitmez karelerde zamanımdasın
Hafızama aldım bende saklısın
Gittim diyorsun ya hep yanımdasın
Hatırama daldım bende saklısın
İşitip sesini şen kahkahanı
Seninle doldurdum bütün cihanı
Çöllerimde buldum yeşil vahanı
Hayatıma saldım bende saklısın
Kopmayan iplerle seni bağladım
Her gece dizinde meczup ağladım
Hayal vadisinde çoştum çağladım
Seni senden çaldım bende saklısın
Gönül kandilimin ışığı sensin
Umudumun bitmez beşiği sensin
Şu garibin bir tek aşığı sensin
Seni canda buldum bende saklısın
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:12 PM
Beni Anlatmalı Şiir
Beni anlatmalı
İnsan olmalı şiir
Var olmayı anlatmalı
Güzeli,güzellikleri
Mutluluk vermeli şiir
Esrarı olmalı düşüncenin
Keyif vermeli demli çay gibi
Dudak kıvrımına gül ekmeli
Göz ışımalı onu okurken
Kulak büyülenmeli ayak sesinden
Beni bana buldurmalı
Hikmet olmalı şiir
Sevgi olmalı,sevda olmalı
Heyecan kalp atışı gibi çoşkun
Biraz da kuşku serpmeli
Korkunun kuş ürkekliğini yaşamalı
Beni anlatmalı şiir
Ayna yansımalarında ki beni
İster binlerce yıl önce söylenmiş olsun
Her zaman kalmalı,dipdiri,yeni
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:13 PM
Beni Kahkahasız Bırak Git
Mutlu bir yaz gününün pastasında
Bir yay gibi uzalı Yalaman adası
Uçuk bir yeşil boyalı ağaçlarda
Porsuğunda yok sayılır edası
Esin var mı diye sorsam renkli taşlara
Üçgen boyamalarla uğraşır kaldırım
KöPage Rankingüler uzanmış araçlara
Eskişehir sarılı umutlarım
Sıcak ve bunaltıcı yer yer hava
Serin odalarda yarı iş bırakmış insan
Akşama bir yürüyüş bedava
Ne arayan var ne kızan
Özgürlükse özgürlük hani
Soğuk ta sıcak ta bana ait
Sen kahkahalarınla mutlu ol
Beni kahkahasız bırak git
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:13 PM
Beni Uykumdan Uyandıran Güneş
Beni uykumdan uyandıran güneş
Elimden tut Ankara ' da
Beni en sevdiğin tepelere götür
En sevdiğin yapraklara tak gönlümü
Nerede rüzgarlar varsa serin
Nerede renkler güzel ve derin
Neresiyse bulup göstereceğin
Bana nereyi layık görüyorsan
Hani çocukların salıncaklarına takıl
Hani zürafalar gibi hayran bakıl
Hani biraz şaşırsın akıl
Belki de bir Ankara Kalesi diyorsan
Elimden tut Ankara ' da
Ankara deyince seni hatırlayayım
Hayatı sevince seni hatırlayayım
Hani bir günün içine ne sığdırabiliyorsan
Ne varsa marifetin Ankara ' da
Birazda seninle yaşayayım
Beni en sevdiğin tepelere götür
Belki de rüzgar solursun Ankara 'da
Yada dökülür müsün insanlarla
Sereserpe yürürken Kızılay ' da
Şelalelerine de konarsın Keçiören ' in
Deli gibi yaşamak istiyorum bu ayda
En sevdiğin yapraklara tak gönlümü
Sevdaların saçlarında kıvrılayım
Sende gör doya doya güldüğümü
Bugün Ankara ' da senin olayım
Ankara dedin mi, ne Meclis, ne sitem, ne dert
Altın Park' ta yörük çadırı olsun memleket
26.O8.200l / Keçiören
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:13 PM
Bıraktığın Sahilde
Bıraktığın sahildeyim hala
Akşamları yıldızlarla arkadaş
Gündüz kavurucu güneş
Ayaklarımı yıkayan dalgalar
Bıraktığın sahildeyim hala
Hiç habersiz neydi kayboluşun
Neydi seni uzaklaştıran bulut
Hani sıcacıktı yürek ve umut
Hiç habersiz kayboluşun neydi öyle
Hiç habersiz sevgi mi boşalmıştı
Hala umut ediyorum biliyor musun
Bir kayık oynaklığında gelişini
Bir deniz feneri sabrındayım
Gözlerim martılar kadar uçuyor
Hala umut ediyorum biliyor musun
Gelsen diye nerelere saklıyorum
İçimdeki dalgaları biteviye
Biteviye tuzlanıyor umutlarım
Dua ediyorum artık gel diye
Dua son fırtınanın sakinliğidir
Hala umut ediyorum biliyormusun?
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:13 PM
Bil ki Senin İçin
Değişmez katığım her gün ne midir
Bir sensin bir tanem bir de güneşim
Bağırmam kendime hep yine midir
Ruhda ve bedende iksir ateşim
Düştüğün her yerde alevin vardır
Senle hayat geniş sensizlik dardır
Bitmez arzuları gönlüme sardır
Dünya senle sanki yakutla yeşim
Gün derken inan seni anarım
Güneşin saçında sana kanarım
Yürek anız gibi senle yanarım
Senle dolu uykum keyfim ve işim
Yağmurda hüzünde nemli gözümde
Hayal perdesiyle kaplı yüzümde
Yalabık soymuklu cansı özümde
Senle kaplı dikmem hatıl kirişim
Velhasıl herşeyim gün ay ve yılım
Bahçemde gelincik dudakta balım
Tel duvaklı serçem Isparta halım
Bil ki senin için aşkı sevişim
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:13 PM
Bilinmeyenin Mecnunu
Bilineni mi seveyim bilinmeyeni mi
Bilinenin hayranıyım
Bilinmeyenin mecnunu
Dağlarla ölçütleyerek uçurumu
Başka boyutlara uzatıyorum gözlerimi
Sonsuzluğun damıtılmış kanıyım
Ne kadar çok sevgi yüklenmişim bilmiyorum
Nefret kıvılcımlarımın parlaklığında
Kalkanım sevgi mi, nefretim mi
Bilinen ve bilinmeyenle karışık ruhum
Verilmiş sözler akan kum
Evren bilir dengeler kuran kanunu
Sevmek dikenlerle yırtılmış bir gökyüzü
Köklerimin aşılarıdır asırlar
Çöl mecnun için mi yaradılmış
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:13 PM
Bir Adada
Ne yapıyoruz sahi
Baktığımız aynaların üzerinde
Sözcük bulutlarından damlalarla
Gönül toprağının mezarında
Neden kalkamıyoruz neden
Kuş kanatlarından ellerimizle
Niçin parmaklarımızın konuştuğunu
Konuşmuyoruz dillerimizle
Sevmek bir arzuysa seviyoruz
Sevilmekse yürekte açan gül
Kum saatinin boşalttığı zaman
Duyguların ağırlığınca özgül
Ne yapıyoruz sahi
İsteklerin kapı eşiğinde
Odası olmayan bu kapıda
Aydınlık bir tahta ışığında
Yaprak olmazsa neye yarar
Boşu boşuna esen bir rüzgar
Toprak olmazsa göğsüne düşecek
Yüzyıllarca yağsa neye yarar kar
Sevmek göz göze gelmektir belki
Sevilmekse sıcak bir oda
Dört yanım deniz gibi bekliyorum
Sana ulaşamıyacağım bir adada
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:13 PM
Bir Anlık mı Mutluluk
Bir anlık mı mutluluk,hicran ve hüzün mü süren?
Huzur denilen yaşam karanlıkta koridor
Havai fişeklerce içimi nedir geren?
Neden içimde her an bir kıvılcım duruyor?
Bir pasta gibi, bol bol güzel umutlar saçan
O ışıyan gözlerim,sönecek mi kırılıp?
Gönlümün dallarında akça çiçekler açan
Yapraklar buruşur mu can suyuna darılıp?
Bilmediğim; kendimi bilmek kadar önemli
Karanlığı ışığa çevirmek istiyorum
Sabah buğusu gibi,ruhlar her an mı nemli?
Ebedi meyveleri koynumda besliyorum
Mağaralarımdaki ey gözsüz yarasalar
Aşkınızın sahili karanlık taşlar olur
Nerde denizi ikiye ayıracak asalar
Her sevdanın sonunda kesilmiş başlar olur
Karanlıkta, mantarca bir sevgi istemem ki
Gün güneşe kavuşsun, çiçek o zaman açar
Bitmeli bu karanlık, sahiden, tastamam ki
Kelebek; bir baharda yüreğim kadar uçar
Bir anlık mı mutluluk, hicran ve hüzün mü süren?
Mutluluk ki; sonsuzluk libasımı giydiren...
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:13 PM
Bir Ara
Bir
Binbir soru
Koru tut
Yakar koru
Kara
Karabağ
Ankara
Anka
Ara
Ara sıra
Bir ara
Birden ara
Ar
Arsıza
Hırsıza
Bir artık
Gül nare
Düştü güle
Bu yola bir
Düş ara
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:13 PM
Bir Ara İstasyonda
Bu ara istasyonda bir saatlik görüşmemiz
Bir saatlik sana ayırabileceğim sevgi
Ayırabileceğim dağarcık zamanım bu kadar
Zamanımı iyi kullanmak istiyorum
Ön ve arka arasında bir yer
Bir yer varlıkla yokluk arası
Yokluk zaten başlı başına bir dev
Başına bir şey gelmeden zamanı kullanmalıyım
Bir düdük bir buhar bir kalkış hep beklenen
Hep beklenen korkuları yenmek için bak
Yenmek belki kendimin üstüne çıkmaktır
Üstüne bir istasyon zamanı katarak gel....
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:13 PM
Bir Aşkın Bitmemiş Adımları
Sonsuzluğun içinde bir nokta
Noktanın sonsuz büyümesinin içinde
Yine küçücük bir nokta
Noktanın içinde bir aşk
Sonsuzların sonsuz genişletenine
Bir serçe gibi titreyen bir aşk
Bir bitmemiş nefes tütsüsü
Bir gözün avuçlandırdığı bir bulut
Baharca bir gül örtüsü
Ne yapacağını bilmiyor ki hücre
Gözyaşı gece kandilleri gibi süzgün
Bir yürekten kapı eşiği
Bu bir aşkın bitmemiş adımlarıdır
Sevgiliye bitmeyecek bir yakarış
Yoklugun varlıkla buluşmasıdır
Bütün güzelliklerimin yaratıcısı
Beni kabul et bir çiçekçe
Sonsuzuna bir çiçek olarak al
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Ayna Var İçimde
Bir ayna var içimde beni takip ediyor
Beni göstermede de usanmadı,durmadı
Seviyorum der gibi bana hitap ediyor
Hiçbir çaresizliği,yüzüme de vurmadı
O boş anlarımın gümüşlü bir mehtabı
Beni bende öğreten hayatın bir kitabı
Her şekilde ben varım hep onun muhatabı
Sevip sevmediğimi bir gün olsun sormadı
Beni ayakta tutar; bir sestir ve nefestir
İlgilenmez görünür sarılı bir kafestir
Bir ahlak budalası,bazen tatlı,enfestir
Hiçbir çatışmamızda bana fiske vurmadı
Yerli ateşi gibi ateşim var görünmez
Bana yasaklar koyar,bundan da hiç erinmez
Bir defa bile olsun bana karşı gerinmez
Ben onu yoruyorum,o beni hiç yormadı...
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Bekleyen Var Bizi
Bir bekleyen var bizi
Hasret parkalarının içinde sıcacık
Yanı başında yayla
Gündüz güneşle, gece ayla
Bekler bizi
Bilmeyiz karanlıklarda ki derinliği
Topraklar üzerinde meltem serinliği
Bizim için koşu terleri döker
Bizim için yer, yürür, özler
Bir ufka doğru yıldız gözler
Saymaları ve sayıklamaları bizim için
Çiçeklerin en güzelidir yüzü
Bir bekleyen var bizi
Vatan diye birleşen ellerimizi
Yaşatan güzelliklerimizi
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Eşittir Sıfır
Seni tanımadan bilmezdim
Belirsizliğin kayganlığını
Beni mahveden vazgeçmelerin
Ben bile yitirdim elimdeki birimi
Beni sonunda sıfıra getirdin
Kırdın,tükettin birliğimi
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Kasımpatı Demeti
Güneşin ardından bir mutluluk
Masamdaki kasımpatı demeti
İçimi renklendiriyor birden
Sevginin çiçekteki zerafeti
Duygular bir rüzgar kadar serin
Bir anne kadar sıcak şefkati
Beni yeniden doğuruyor birden
Birden ışıtıyor saadeti
Bu kadar beni sevindiren nedir
Nedir hatırlatan asaleti
Teşekkür ediyorum hayata
Dudaklarımda bir gül sepeti
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Nisan Şakası
Çiçek beyazı kar bıraktın kapıma
Saçlarımı damla damla ıslattın
Sen aldatılmış geçmiş
Bu günde sen beni aldattın
Sevinmek,içimden geçen
Şu pardösü de sırtımda neyin nesi
Sev / meye ve sevil / meye merhaba
Hayat bu
Acısı, tatlısı
Bir nisan şakası
Bahar olmasına bahar
Kar gözlerime bakar
Cilve dersen cilve
Ah kar, ah Şaka / r
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Şey Eksikti
Salon yine uzun ve duvarı maviydi
Televizyon koltuğun karşısında
Pencereler ısı geçmez bir parlaklıkta
Sehbanın üzerinde kuşkonmaz saksısı
Kapılar yarı açık duruyordu
Orta yerde camekanlı ikili bir kapı
Bir şey eksikti
Eşyaları anlamlandıracak
Koro sesli bir yaşam olmalıydı hayat
Gölge gibi yığıldı bir beden
Eşya ölülerinin arasında
Kaybettiği bir can arıyordu
Lapa kar sıcacıktı ve dinmişti
Yaşamak nefes almak vermek değil
Her here bir hasret sinmişti
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Türkü Sıcaklığında
Gençlik günlerinin ateşinde
Hatıralar pişirmiştik yarınlara
Yarınlar bir türkü sıcaklığında duru
Yılların elbiselerini giysem de
Bir saz gençlik türküleri söylüyor
Hayat çözülmüşlüğün içinde soru
Yeniden türküleri gökyüzüne salmak için
Yaşlı gençlerinde gülüşleri vardır
Gözlerinin içi dorukların koru
Zannetme ki akan su kirlenir
Kayalar,çakıllar ve yosunlarla
Türküler; destanın özü, Köroğlu'nun zoru
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Vapur Bölerdi
Bir vapur bölerdi boğazı ikiye
Hep senin yanına getirirdi
Irmağa düşmüş bir yaprağı duyarmıydın?
Duyarmıydın kemirgen sincapların sesini?
Bilmezdim kitap gibi içini okumayı
İçini nelerle ördüğünü bilmezdim
Seni seyrederdim dalgalara bakar gibi
Bakar gibi uyurdum takip ederken seni
Sahiller meğer ne kadar uzunmuş,bitmez
Bitmez bir ayrılığın mesafesi sahiller
Eskiden hala saklı bir bitmemiş ıslaklık
Bir bitmemiş kara nokta gözlerimde eskiden
İnip ulaşmak varmış ayaklarına
Ayaklarına dokunmak varmış inip
Düşündükçe bir geçmişi ikiye ayıran suskunluğu
Suskunluğun mezarında seni yitirdiğimi düşündükçe
Kader dediğim bir bitmemiş yağlıboya tabloydu karşımda
Karşımda kullanamadığım bir tuval kader dediğim
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Yalnızlığım Var Seninle
Yayılan bir damlayı kuşattın mı
Halkaların kalkanlarında bir sevdayı
Düşlerinde
Düştün mü hayallerine gelişmelerin
Söz kürkünü sarınırsın çıplaksan
Isıtır umulmadık üşümelerini
Kaşlarında
Koştun mu göz dünyanın derinliklerine
Niçin değişiyorum seni düşünürken niçin
Issız boşlukların döllerinde
Üşüyorum
Üşümelerimi hasret ateşine attığımda
Yakın yalın bir yalnızlığım var seninle
Yalansız bir yıldız görünmeyen
Görünmeyen bir öteki sensin
Sensin gönül köşkümü boyayan
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Yana Bırakılmış Herşeye Karşı
Bilinmeyen bir giz gibidir sesin
Dua heceleri olur yalvarır gece
Açtığın kitap gönüldür,bilirim
Hüzün çiçekleri sunar sevince
Sessiz bir yankıdır gel deyişin
Özleyişin saklanır bir dönemece
Bir yana bırakılmış her şeye karşı
Aşk ta, sevgi de sanki imece
Rakamların ötesinde bir rakam var
Güzellikler sarınırken bilmece
Bayram sabırın mükafatı derim
Gözlerinde ışık rengi eğlence
Yaşta, kuruda, ürperen kuşta
Sesini duyuyorum dalıp gizlice
Gel seslerinde çoğalıp ağlıyorum
Ay ışığında yağmur olup, ince
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:14 PM
Bir Yerden Başlamalıyım
Bir yerden başlamalıyım
Bir yer benim yerim olmalı
Sen bulabilmelisin bir yerde beni
Ben seni düşünürken bir yerde olmalıyım
Kaybettiğim bütün zamanlar bir yerde
Bir yerde bir şeyleri durdurabilmeliyim
Bir yerde gül ve şiir vermeliyim
Suskunluğu bir yerde delebilmeliyim
Örtüşmüyoruz düzlemde bir yerde
Teğet olmalıyım boylamda, enlemde bir yerde
Bir yerim olmalı bir santimetre karelik
Beni hissedebilmelisin bir yerde
Bir yerde eklemeler yorulmalı
Uyuya kalmalı nefret bir yerde
Bir yerden bir duman çıkmalı
Birler çoğalmalı başlayarak bir yerden
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:15 PM
Bir Yeşil Umuda Satılmış Tohum
Yalnızlığımca yaşıyor
Bitmiş bir depremin toz bulutu
Yıkıntıların içinden çıkar
Utanç pembesi bir gülhatmi
Varolmak herşeyin sonu
Tükenmişliğin dibindeki tortu
Yalnızım ve daha güçlüyüm şimdi
Acıların aşısıyla şırıngalanmış
Su yalayan toprağı seyrediyorum
Bir yeşil umuda satılmış tohum
Aşkın kırılan ışık oyunudur bugün
Çöl aynaları serap yansır şimdi
Kum
Okum
Uykum
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:15 PM
Bir Zil Çalar Çocuklar Koşar
Bahçemizin çiçekleri çocuklar
Eteklerimizde çimen
Gözlerimizde renk
Kulaklarımızda ses
Yüreğimizde koku
Bir harf öğretene koşan
Sevgisi gönülden taşan
Geleceğe ulaşan
Okuma aşkı
Gönlümüzün köşkü
Çocuklar
Kitaplarımızın içinde
Zaman akışında kum gibi ince
Gül gül dudakları gülünce
Her öğretmenin mutluluğu
Bilgeliği, kutluluğu
Eğitirken eğitiliyorum
Çiçeklerle geliyorum
Çiçeklerle gidiyorum
Hayatı sevdiğimiz durak
Çocuksuz bir hayat kurak
Bir zil çalar çocuklar koşar
İnsanlık sevdası içime düşer
Bir leylek iklimler aşar
Gülüşüm, yüreğim, aklım çocuk
Ülkem, bayrağım, ufkum çocuk
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:15 PM
Birazcık
Ayda yılda bir kaçamak
Gelip gitme kal birazcık
Sincap gibi kulak açık
Kayıp gitme kal birazcık
Kapıdan boyun uzatıp
Merhabaya şeker katıp
Sanki meleksin tıpatıp
Uçup gitme kal birazcık
Korkuyorum geldiğinde
Elime el değdiğinde
Gökkuşağının renginde
Açıp gitme kal birazcık
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:15 PM
Bitince Kavuşacak mıyım Sana
Bitmişlik diye bir şey var mı
Özlem dediğim bitmez bir köz mü
Sen senden başka bir şey olamaz mısın
Gönül bir kızılderili dumanı gibi bulutlar gökyüzünü
Bitince kavuşacak mıyım sana
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:15 PM
Bitmiş Bir Saradır Şiir
Gözün ve sözün bittiği bir yerde
Kendimi açarım karanlıklarıma
Oturur bir yüz; ak ve kara
Hasretlerim ve hüzünlerim oturur
Dil değişir, duygu değişir
Arzu piyanosunda ses
Işık bildiğimiz ışık değil
Yağmur gözyaşı olur birden
Dil değişir
Ne bulduysa söz, hece, kafiye
Merdiven olur yıldızlara ulaşık
Bazen bir şimşek çakımı gerçek
Sarıverir hayallerin bulutlarını
Umutlarını
Şiir diye sararsın sıcacık
Susan bir su gibidir bırakılan
Bütün dünyanı sel götürür
Bitmiş bir saradır şiir
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:15 PM
Bitmiş Bir Satranç mıydı Aşk
Geçmiş yazların sıcaklığında
Uyuyan hatıralar durur
İlk günkü hazlığında
Güneş hayaller vurur
Bitmiş bir satranç mıydı aşk
Saklı bir hamle daha var mıydı
Sevda; filli, atlı bir köşk
Caymalar bir karar mıydı
Sevilmek güzeldi belki
Sevmekte ayrı bir zevkti
Beşinci mevsimde bir bahçıvan
Umut çiçekleri ekti
Ayrılmak diyemem buna
Sen hep oradasın zaten
Dokunma bitecek sona
Sonsuz tazelikte kalsın ten
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:15 PM
Bölünerek Uyanıyorum
Geceyi bölerek çıkıyor güneş
Gün eşleşiyor aydınlıkla
Ay vardı hayallerimi süsleyen
Duygularımın yastığında uyuyan
Uyuyan madde mi diye düşündüm
Düşlerimden sızan mutluluklarda
Mutlu uykular diyen annemin yüzü
Bütün coğrafyaları benim için çizerdi
Çizerken zorlanır kalem
Kalemin yerini süngü tutamaz
Tutulduğum hayal kız düşer
Düşer sarı bir yaprak gibi
Yaprak gibi örtündüğüm yorgan
Yorgun sabahlara açılırdı
Açılırdı acı bal renginde
Renginde açık bir hüzün vardı
Vuslat firak duraklarından geçer
Bölünerek uyanıyorum
Uyuyorum yokluğunun tesellisinde
Uykumda bir yıldız olup geçiyorsun
Sevilmek kaç basamaktır bilmiyorum
Sevmek hep tek basamağımdır benim
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:15 PM
Bölünme
Gece gündüz oldu bölündü zaman
Işık oyunlarının sonunda
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:15 PM
Bu Yorumum Bedava
Teslim aldı aynaları
Mehtapla sardı ayları
Aşk boşalttı kova kova
Gönül hep kıyıkca, yarı
O bir çiçek, herkes arı
Sardı dağı, doldu ova
Ayna kırıldı güzelim
Havada kaldı bak elim
Düştü duvardan sıva
Eşya güne ulaştı
Kepçesiz bir aşk taştı
Bu yorumum bedava
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:15 PM
Bugün Onsekiz Mart
Gün onsekiz mart
Dün sayfamda Çanakkale ve şehit gözyaşlarımız
Yarınımda uyumlandırılmış bir dünya boyunduruğu
Bugünüm bombalanmış bir bilgi çöplüğü
Din gerdirilmiş çarmıh çarmıh
Her sistem yüreğe çakılmış bir mıh
Bugün onsekiz mart
Zaferlerim ve yenilgim içiçe
Aşk akşam artığı bir meze
Emek parsel parsel ticaret
Sevmek borsaya girmeyen değer
İnsanca düşünmek bir suç
Güneş ayaza rağmen çırpınıyor
Oksijen delinmiş atmosferlerde kanıyor
Samarra da bir insan yanım ölüyor
Petro kimya tiranlığı bir yanım
Bir yanım nevruz uyanmışlığı
Bir yanım kıyamet çözülmesi kutup buzullarının
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:16 PM
Bulutça Sarılalım Sevda Güneşlerine
Gül durur bülbül durur gülşen yurdu o yerde
Hazana bana bana yorulmadın mı sevgi?
Göz cilası bir hüzün niçin sürükler derde
Bu çılgın gözyaşları bir tek sana mı vergi
Kaldır peçelerini güneş gibi gül gayrı
Can ayrı canan denen o vefasız yar ayrı
Kimseye dokunmamış, sana dokunmaz hayrı
Şu cihan senden uzak, zannetme sana yergi
Yeşil, siyah, mor,sarı; renk içine renk düşmüş
Şöyle çevrene bir bak, herşey sana denk düşmüş
O kahve gözlerine öteden ahenk düşmüş
Mahzun yüz hatlarında, güzellik sanki sergi
Gel dönelim baharın bitmez ateşlerine
Çılgın şelalelerin dökülmüş peşlerine
Bulutça sarılalım sevda güneşlerine
Alem dediğin nesne aşk dolu bir tek dergi
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:16 PM
Bulutların Yeryüzü İpi
Kendinden kaçtığım sevgilim
Kaçtığım ıslatan ruh
Su terapisi
Senin zaten dörtte üç bedenim
Dörtte üç seninleyim akşam sabah
Bulutların yeryüzü ipi
Kaçsamda dargın değilim
Dargın aşkların camında ki ah
Baharların mevsim sepeti
Gözyaşı ve yağmuru dinlemez ki kim?
Dinlemez, söz anlamaz seyyah
Farklılığın farklı sebebi
Islanır sevdalı kızlar nitekim
Kızlar kaderleri kadar siyah
Hüzün vakitlerinin tabibi
Suyun en güzel halidir bilirim
Güzel halidir canlara demenin 'eyvallah'
Yağmur içimizdeki tipi
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:16 PM
Canan camla parçalanmıştı
Camdan ayna kırıldı
Parçalı durur şimdi yüz
Alışılmadık bir alışma
Şaşkınlık korkunun kardeşidir
Saatin durduğu an
Anların bittiğini anlar
Parçalı bir bulutta sevda
Yağmur olarak yağmaz bu bikkınlığa
Camla parçalanmıştı her şey
Canan camla parçalanmıştı
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:16 PM
Cevap
Aradığın nedir
Bulduğun ne
Ne istiyordun
Aşk ne
Ayna neyi göstermeli
Arzu ne
Sen, ben ayrılırken
S ne B ne
Ayrılık ne
Umut ne
İçinde duyuyorsan
Ellerin ne
Cevap sualde gizli
Ben sende
Güneş gecede
Ay günde
Arama cevabı
Arama beni
Ben sen ne
Ne yeni
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:16 PM
Çamlıca'da
Güneş battı
Gölgeler oynaşıyor Çilem Sokak'ta
Çamlıca; ışık ışık lambalar
Sanki yıldızlarıyla birleşti gökyüzünün
İşçimin mobileti
Ahlaya puflaya gidiyor
Çocuklar uyumazlar baba,çocuklar seni bekler
Kadınlar kocalarını sıcak bir çorbada
Çamlıca'da akşam beton bir harç gibi çöker
Yarın yeniden gün doğacak
Teselli bir bebektir emekler
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:16 PM
Çayırkuşu
Çayırkuşu erkence ötüşür
Açıklanmadık ikircikli Mahmurçiçeğine
Hazırlıksız sezgi sıcacık
Ürkek vurgularla imge-ilişki
Azımsamaksızın haymana rahatlığı
Koygun seslerle karşılıyor sabahı
Tıkırtı, kıpırtı yok işte burada
Sağgörü, hoşgörü, sağlık hastalığı
Tertemiz, üretici bir doğa
Umursamazca utancı yürüyor
Yağmur yalamalarla ışığı
Arkalıksız bir geleceğe doğru
Niçin, niye diye sormuyor çiçek
Bildik ölüm öpücüğüdür hayat
Saklambaç oynamadan çıkan somut son
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:16 PM
Çekimlenmiş Bir Yeryüzünde
ayazın koynunda bir sıcak
düş uyuyor kış uykusunda
bütün bütün kapatılmış
yürek çırpıntısının titreşimleri
bayram tatlısına düşmüş
bir karınca gibi tatlı
geceden bir yıldız koparmış
gündüzün aydınlığında saklı
göremediğin ellerini uzatıyor
yüreğini uzatıyor bilemediğin
deli mi bu diyorsun ayağına takılan taşa
sararmış bir sonbahar yaprağı aşk
düşüyorum yüreğinden bir damla gibi
çekimlenmiş bir yeryüzünde daralarak
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:16 PM
Çığlık Çığlarında Çıldırdık
Çığlık çığlarında çıldırdık
Çılgın çokgenlerin baskısında
Çıkmalıydık bu karabasandan
Çaktırmadan çokomel uzatır gibi ölüm
Çevremiz çakırdikeni çevrili
Çığlıklar çağlar ötesinden yankı
Çaresiz çiseliyor gözyaşı
Çare çekirdekleniyor yürekte
Çekimleniyor bayrak çırpınmaları
Cılız çocuklar aç betonlarda
Gelecek çarşı pazar satılıyor
Çarkı dişli dişli sıkıyor hegemon
Cüretken sırıtkanlar tekmeliyor
Paranın üniformalarını çekiştirip
İnsanın,doğanın,varlığın çığlıklarını
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:17 PM
Çocuk Yanımı Geriye Bırakırım
Çocuk yanımı geriye bırakırım
Biraz daha oynamak için
Muziplikse muziplik
İhtilal maskesi bir cesaret
Çocukluk inadına bir kırım
Yarımı yamarım yüzüme
Ölüm haberlerinde yarım yarım
Bahar çiçeği gibi ayaz vurmuş
Filistinde kurşunlarla yıkanırım
Kan akar çocuk yüzümün bir yanından
Geleceği korku ve kan büyütür
Paralar kanlanır,gözler kanlanır
Çocuk bir yanım var vurulmuş
Çocukluk insanı ihtiyarlatır
Çocuk yanımı geriye bırakırım
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:17 PM
Çocuksu Çöreklenmeler
Sabah alacasında iskambil kartı gibi
Pırpıt duygularda pıhtılaştım
Beyazlık hissi binek taşında
Ayrıntılı huysuzlanmalardan kesilme
Cuntacı kadın hakikatinden kaçış
Çocuksu çöreklenmeler bu yaşında
Çöpçatanlık çörekotu gibi kara
Epey erginleşti değişmek
Büzüşmüş bir garanti var kaşında
Mahkumum güvence denilen çeki düzene
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:17 PM
Çöl İklimine
Mevsimler değişti çöl iklimine
Gözüyaşlı yağmurlar ağlar ikindileri
Seven güneş bunaltır,bastırır bildiğince
Orta yaşlı kızlar güler habire
Dünyanın çivisi yok ki çakayım
Sokakları doldurmuş kent kanepeleri
Güneş ve gün arasında sessizce
Düşünürüm yıldız ışıması gözleri
Mevsimler değişir,insan değişir
Yaz dediğim bu yaz değildi,beriki
Fala bakar gibi gelecek düşünürüm
Susuz yanar toprağın gözenekleri
Bulutların içinde bir su yüreği
Dolu olur,afet olur yıkar *******i
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:17 PM
Çöz Düğümü Desem
Çöz düğümü desem düğüm çözülmez
Kör düğüm gibi hep bağlar durmadan
Nasıl da insafsız,ipucu gelmez
Çok mutlu olmuştur beni yormadan
Kafam allak bullak,nasıl da bilmez
Bir kapıdan girsem,dahası binbir
Bilmece bulmaca onun havası
Gökyüzünü alıp kalbine indir
Gülücük kavrulu onun tavası
Bu halini gelde içine sindir
Sözler arapsaçı olmuş çıkılmaz
Bütün Çinli yüzler aynı geliyor
Ağrı Dağı gibi vursan yıkılmaz
O'da yorduğunu elbet biliyor
Labirent yollardan deme bıkılmaz
İskender'in elinde bir kılınç olsam
Senin kördüğümün çözülse bir bir
Tepeler dolaşan patika yolsam
Seni bütün yollar bana getirir
Yüreğimde açan düşünle dolsam
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Dağ Yamaçlarının Buzlanmışlığında
Dağ yamaçlarının buzlanmışlığında
Sevgi gezilerinin yolculuğu değil mi
Puslu köşe başlarının bulanıklığı
Nöbet bekler gibidir bir silah dimdik
Gün sayar eriterek buzları
Zaman sarkıtlar gibi sıralanır
Bir şair şiir yazar nezaketen
Bir kaş görev icabı çatıktır
Dağ yamaçları nasıl katıktır
Şekeri çıkmış bir şoför tırmanır
Kaya saçların eteklerini
Beyaz örtülerle gülümser kış
Sevgiyi zorlarsın sorumlulukla
Uzatılmış bir zaman gibidir hayat
Kirli ranzaların içinde seni bekler
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Demleriz Deniz kokan Şarkıyı
deniz bir şiir olmalı
altında bütün sanatlar
sen şiir olmalısın
deniz dalgası kanatlar
su ayırımı iki kıta
boğazına kadar su olmalı
deniz dedin mi hayat
hep İstanbul kalmalı
deniz rüzgarında saçların
güneş ışımı oynaşmalı
erguvan mevsimi bir mevsim
renk cümbüşünden taşmalı
bir şiir olmalı deniz
kafiyeler gibi bir kıyı
söz bir çaydır demleriz
demleriz deniz kokan şarkıyı
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Ders Almamış Duygu Bir Ayrıkotu
Tekerleme yaşamları yeniden boyuyoruz
Güneş bıkmadan suluyor yeryüzü tarlasını
Ders almamış duygu bir ayrık otu
Nasıl da sarıveriyor insan kafatasını
Her yeni gün yeni bir hareket
Karar vermem gerek bir şeylere
Bitmez günaydınlarla süsleniyor pano
Şapkasız selamlar yağıyor bireylere
Herşey yine bir aksi gidiyor bugün
Güneşin çizemediği bir renkte sevgi
Düğünün içine gizlenmiş bir hüzün
Tekerleme gülümsemelerle başlıyorum
Bir değişiklik beklediğim bir vakte
Yeni bir şey için yoku telaşlıyorum
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Destan Renklerin Fırçasında
Sisler içinde bir ülke
Göz gözü görmüyor
Yürek yüreği
Kuşların uçmadığı
Kervanların geçmediği yerlerde
Bir Mehmetçik var
Suskunun çelik iradesi içinde
Silahların sessizliğinde
Aydınlık şafakların bekçisi
Kırağı parıltısında umut
Donmuş iklimlerin bekleyişi
Kapanmış yolların sonunda komut
Gözle görülmez, kulakla duyulmaz
Destan renklerin fırçasında durur
Barışı kanla koruyacak irade
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Doğru Diye Ne Kadar Çok Yanlış Paketliyoruz
Değişmek istediğimde sen hiç yanımda olmuyorsun
Kuralları bana tercih ediyorsun durmaksızın
Durmaksızın büyük laflar ediyorsun
Bana beni bulacağım bir şey ver
Doğru diye ne kadar çok yanlış paketliyoruz
Ne kadar mutlak, kar katılığında eriyor
Eriyor elimden kaçan zaman
Benimde mutlu olacağım bir şey ver
Ayna beni göstermediği zaman ayna değil
Kapı bana açılmadığı zaman kapı
Kapı başlangıçlar ve bitişler için
Sende beni alacağım bir şey ver
Ses gecenin bıçağıdır keser
Gün uyandırır bütün sessizlikleri
Sessizlikleri ışık ve aşka dönüştüren
Huzurla dolacağım bir şey ver
Değişmek istediğimde kurallar koyuyorsun
Kurallar bir kere daha inkar ediyor insanlığımı
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Dönmek...
Sonsuz denizde kürekleri bırakıyorum
Dönmek diye bir arzum yok...
Ne girdaplardan korkuyorum
Ne akıntılardan
Artık yönsüzüm
Yüzüm
Küreksiz teknemin götürdüğü yerde
Boş mavice bir ufuk
Varmak diye bir kaygım yok
Zamanı kancama takıyorum
Bakıyorum boşalmış gözlerle
Dönmek seni görmektir belki
İşte sensiz uçsuz bucaksız su
Ölüm altımda bir yorgan
Belki bu bir aşk uykusu
Pusu
Kendime kurduğum bu akış
Tutunduğum dalı bırakış
Umutsuzluğu duysun istiyorum bu kan
Deniz gibi damarlarımda akan
An
Demiyeceğim beni,niye anasın
Bırak denizler akşamlara kanasın
Söz sözcüklerini uçurdu kuşlar gibi
Bulutlar hayallerimi kirletmeden asın
Yasın
Anlamı yok
Kürek ayrı, kol ayrı
Dönmek seni tanımaktır haritada
Olmaz hiç kimseye hayrı
Dalgalar akın karanlığa
Örtün varlıkların görüntüsünü
Örtün hayallerimin nefesini
Örtün örtülecek ne varsa
Bitirin sahiplenmenin sesini
Dal
Dalga
Dalgalandır
Dalgakıranımı
Kır...
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Dudak
Bir dağ mısın
Bir gül yaprağı mı
Kelebekler vadisi
Gönlümün
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Dudakların Susuyorken
Dudakların susuyorken
Gözlerinin perdelediği kalbin
Bir mors sinyali veriyor
İstemek bazen kelime mi?
Bir yürek off'una dağlar sallanır
Bir rüzgar uçurur gövdeyi
Bazen ne sessiz depremler
Olurda bilemeyiz uykuda
Hiç başlamamış nice eylemler
Hüzzam perdelerle üzülen
Kırılgan bir kalbin hassaslığında
Kuşkonmaz inceliğiyle gelen
Dudakların susuyorken
Bir yürek davul olur mu?
Acılar içinde şirince gülen
İçimdeki kim demiyeceğim
Bütün kavramları hapsediyorum
Bir mumun ışığını seveceğim
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Durağan Ekim Düşleri
Sarı eylülün ardından
Göç mevsimi başladı göklere
Bilinmezliğe bir şarkı
Durağan ekim düşleri
Yerde kalmış yapraklar gibi
Topraksı sevinişleri
Ağzımı açmıyorum görüyorsun
Tohumlarca toprağa ekilip
Kayboluyorum karanlıklarında
Kanatları yok düşen silahın
Geceye yapışan gözyaşının
Duruyor hayallerin yanaklarında
Bu ekim bir başka
Atilla İlhan oldu şiir
Toprak doydu aşka
Seni seslemek istemiyorum
Ses yırtıcı bir silah
Acı bir ah
Bu ekim yandım yıkıldım
Yüreğimi bantladım
Bir arpa boyu adım
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Ebediyet Bahçesinde
Uyuyan sükut yeşili tepeler
Yufka açımı kıvrımında mavi deniz
Kulaklarında mermer beyazı küpeler
Destan çiçeklerinle içindeniz
Cennet yıldızlarını toplayan toprak
Patikalar asmış yeşil gerdanına
Yırtıyor gökyüzünü gururla bayrak
Anıt yiğitlerin; şanı adına
Kalk Süleyman Paşa, kalk!
Kırk canla kuşan kılıncını
Sallarla geçtiğin bu yatak
Boğdu attı Avrupa’nın hıncını
Yoksul ve yorgun gördü yedi düvel
Dev zırhlılarla saldırdı
Ölüm fırtınası kıyamet bir el
Kasırga misali esti,çıldırdı
İşte kefen beyazı umut
Süngü takmış parıltılar içinde iman
Ölmeyi emreden bir yüce komut
Toz ve alev depreminde bir vatan
Taş,toprak tabyalar arasında
Ebediyet bahçesi bu Gelibolu
Her babasız çocuğun yarasında
Bir Çanakkale taşır Anadolu
Çanakkale Anıtı’nda ben varım
Vatanın mührüdür şimdi Mehmetçik
Bu anıt; inanç,azim ve kararım
Dünyaya karşı başım dik
Bu şehitler sayılmakla,övülmekle bitmez
Nasıl anlatılır Seyit Onbaşı?
Tasvire mecalim, hayalim yetmez
Kaldırdığı mermi, Türk’ün şerefli başı
Hatice Ana’nın vatan kurbanı
Saçları; kınalı kınalı Hasan
Yahya Çavuş bir orduydu sanki
Tekke Koyu’nda durduruldu düşman
Hasmına su veren, el uzatan Türk
Unutulmayacak asırlar boyu
Düşmanını bile evladı yapan
Bir millete tanıktır Anzak Koyu
Savaşı süngüyle, dipçikle ören
Barış çiçekleri taşıyan bir dal
Dehasını topraklar boyu seren
Yenilmez yüreğim Mustafa Kemal
Yemyeşil bir toprak, masmavi ümit
Milli kimliğimdir attığım adım
Aldığım nefesin bedeli şehit
Ben Çanakkale’de beni tanıdım
Sonsuzluk iklimi bağrında yatan
Her taşın altında bir gül, bir lale
Diyorsam bu toprak bana bir vatan
Işığım olmalı hep Çanakkale
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:18 PM
Ebru Gözyaşları
Seslerde tükenen sevda bizim ki
Yankılanıp gelmez sonsuza gider
Karakalem eskiz,yap boz çizim ki
Hiç oynayıp gülmez,ansıza çizer
Kaçan kovalanır,topallar aşklar
Bir zaman yeniydi harabe köşkler
Harap bahçelerde duyulmaz meşkler
Mazi hatırayı ıssıza çizer
Bu dal meyve idi,meyve de bende
Gülüşler koşardı,o narin tende
İzlerini bile alıp gidende
Ebru gözyaşları sessize çizer
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:19 PM
Ekle
Bu bayramda
Hüzün ekle yüreğine
Gözlerini ıslat camlarda
Dönmeyecek bir kuşun gidişini
Gelmeyecek bir ısının bitişini
Avuçlarındaki son sıcaklığı sık
Gönül zindanında volta at
Bir ah, bir of kısık
Kar beyazı bir güneştir uçan
Hasrettir yaralar açan
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:19 PM
Elbise Giydirme Sevgiye
Dert çıplak olmalı
Aşk çıplak
Elbise giydirme sevgiye
makyaj yapma
Kokun senin kokun kalmalı
Kokmamalı bir marka
Seviyorum dememeliyim
Senin dışında ki hiç bir şeye
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:19 PM
Eskişehir
Sevgide bir Yunus
Aşk ta yürekten Battal
Hak ararken bir Hızır
Dertte tasa da Porsuk
Kıvrım kıvrım bir nehir
Bozkır olmasına bozkır
İçime ayaz verir
Gözleri göçmen göçmen
Sanki sıcacık çimen
Ey sevgili toprağım
Bir tanem Eskişehir
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:19 PM
Evrensel Aynada Kendi Kendime
Evrensel aynada kendi kendime
Yalnızlığımı oyun alanlarında arıyorum
Kendimi görmekten bıktım
Kendimi öğrenmekten
Beni her ikiye bölüşümde paylaşımda
Beni yapıştırıyorum yalnızlığıma
Gök ve yerküreyi dürecek olan
Okumam için beni bana açıyor
Başka şeyler arıyorum evrensel aynada
Bütün yansımalar bana çıkıyor
Kızıldeniz'i yarmış Musa
Ölüleri diriltmiş İsa
Her denememde aşkla sevgiyle
Yıkık yüreğimi buluyorum orta yerde
Can derdine düşen çabalarım
Ey aynamda oynayan yalan hayal
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:19 PM
Gar Saati
Ne kondüktördür
Ne makinist
Ne yolcudur
Ne karşılayan
Ne öten düdük
Ne anons sesi
Ne kaçar
Ne kovalar
Ne endişe vardır
Ne telaş
Ne geçmiştir
Ne de ati
Bir derviş kalbidir
Gar Saati
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:19 PM
Geçişi Var mı Bu İşin
Akvaryumda balık yüzer
Ben gezerim
Ben türkü söylerim
O hava kabarcığı
Bir yanda her yer su
Bir taraf taş toprak dünya dolusu
sevmeyi icat etmişim
Bilmiyorum balık sever mi
Ben şiir peşinde
O yosun
Balık kızlar yok ya
Balık erkeklerde olmaz
Benim tabiatıma
Onun tabiatına uymaz
Ne feminizm ne eklentizim
Kim vurdu ya gidiyor hayat kim
Ben balık olsam bir an
O da sürünüp, süslenip insan
Geçişi var mıdır bu işin
Balıkça bir duyarga sevişin
Onun akvaryumu mu mutlu
Benim elipsim mi bilmiyorum
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:19 PM
Gel
Gel mutluluğu paylaşalım seninle
Dünyayı paylaşalım
Bir ekmeği
Bir havayı
İki yüreği
Gel pırıl pırıl bir güneş gibi
Aydınlık yüzlerle gülelim
Gözlerimiz ışısın yıldız yıldız
Tomurcuk çiçekler açsın
Yanak yanak
Gel yeni bir güne çıkalım
Gönülleri el ele verip
Bu gün bir başka gün olsun
Bir başka olayım bugün
Bambaşka biri gibi gel yanıma
Günaydınlar dolusu bir dille gel
İçimin tohumlarını çatlat bugün
Yaşa başa bakma bu kez
Koşa koşa gel
Ey aşkın cimrisi,varyemez
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:19 PM
Gel Haziran
Gel haziran
Sen mayıstan daha olgunsun
Baharda üşüyen yapraklarımı ısıt
Güneşimi yay hücrelerime
Kırk ikindi yağmurlarını bırak
Çiçeklerin meyveleştiği durak
Gel haziran
Mayıs telaşından uzak
Bitsin mayıs koridoru
Bir at gibi hırslı. doru
Mutluluk camlarda gözyaşıydı
Can suyundan kökler ıslak
Aşk yatağından kalkmalı
Gerinmeli dal, giyinmeli yaprak
Gel kirazlar kadar utangaç
Sessizce kollarını aç
Sen mayıstan daha dolgunsun
Daha baştan çıkarıcı
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:19 PM
Gerçek Diye Bildiğin
Gerçek diye bildiğin ne var
Gözlerinin merak ışıklarında
Şüphelerle yaşanmaz bilmiyor musun
Karanlığın tohum olduğu toprakta
Kovalanan ne sensin,ne benim
Leylek de iklim ister,sevmek de
Sonsuz ışık dediğin aşkı duyuyor musun
Bu yaşta olmuyor serserilikte
Kolay değil ellerini tutmak birden
Sımsıkı sarmak havanı kolay değil
İstesekte, istemesekte; seveceğiz birbirimizi
Yürek saat akışlarında ki dil
Gerçek diye hiçbirşey bilmiyorum
Hayallerin gerçeği var sadece
Henüz yüzleşmedi benimle utancım
Kapkara örtülere bürünüyor her gece
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:19 PM
Göç Saatlerinde Şiir
İnadına son
Renkler ayrışır düşer
Çoğul moleküller tek
Tek dünyanın elementleri
İkili dörtlü altılı
Uzuvlar asal sayıdır
Doktor sağlığı
Sadaka eder verir
Deriyi satar büyüterek
Ergenlik bahçelerinde çiçeğe
Çamur ayrıştırıcıdır varlığı
Gen yuvalarında hazır gerdeğe
Göç saatlerinde şiir
Ölüm gibi yaralar hasreti
Kırlangıç taşlar acıtır
Saadet takısı eti
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:20 PM
Gönül (Dörtlük)
Çarpan bir kapı gibi gönül kendi kendine
Neşe ile kederle oynar akşama kadar
Sevda diye tutturmuş bakmaz kendi derdine
Şiir denen bir garip, bıkmaz oyuncağı var
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:22 PM
Gözlerin Ay Ürkeği Adımlarla Loştu
Maddi yanın yerli yerinde
Maddi olmayan yanın boştu
Anot katot dinlemedi elektrik
Her akü şarjında çoştu
Akıl karanlık koridorlarda
Gece yarıları sarhoştu
Korkuyorum diyen vazgeçme
Kayıp zamanlarda koştu
Rüya merdivenlerinde bir karabasandir sevda
Bir teselli simidi ' iyiydi, hoştu '
Bir yanını sular aldı götürdü
Bir yanın kent artığı varoştu
Seslensem benden bilirdin yıkılışını belki de
Gözlerin ay ürkeği adımlarla loştu
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Gül Atacaktım
Pencereden çektin neden kendini
Hani senin için gül atacaktım
Su da taşar bir gün yıkar bendini
Rüya döşeğime şen yatacaktım
Kaç defa tık tık la geçtim caddeden
Demir bile geçmez böyle haddeden
Ruhum çiçek açsın,içsin maddeden
Serenat okuyup, renk katacaktım
Bahara gülüşler ekleseydin ya
Pencerede biraz bekleseydin ya
Gözümü büyünle zevkleseydin ya
Aşka boydan boya tam batacaktım
Çekmişsin perdeni yüzün gizlenmiş
Çoşku ırmağında izin gizlenmiş
Salma bakışında nazın gizlenmiş
Selvi söğütlerden tak çatacaktım
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Gül Bıçaklı Gönül Yaran
Bilinen temcit pilavıdır her an
Isıta ısıta bitiremezsin
Gül bıçaklı gönül yaran
Taşıta taşıta götüremezsin
Yağmur bir su oyunudur
Damıta damıta işler içe
Dünya bir aşk düğünüdür
Kararta kararta başlar gece
Söz şiirin gözyaşıdır
Öğüte öğüte yalnızlığını
Elmas karbonun sır taşıdır
Durulta durulta ıssızlığını
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Gülüyor
Gizli mi gözünde bal rengi tatlar
Dudağın gülüyor gözün gülüyor
İçimde mutluluk ikiye katlar
Yanağın gülüyor yüzün gülüyor
Bir çerçeve resim olup düşünce
Beni aldı binbir türlü düşünce
Hayat ırmak gibi akar peşince
Kirpiğin gülüyor nazın gülüyor
Ne desem az belki seni överken
Şubat ortasında yaz geldi erken
Cemreler bir iki düşüyor derken
Bir resim gülüyor özün gülüyor
Nasıl bir şey oldu bilmem ki bende
Sular koştu geldi bir kuru bende
güzellik büyüsü bu şirin tende
Kaş kirpik gülüyor, gizin gülüyor
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Günaydın
Günaydın
Yalnızlığımın penceresi
Günaydın yalnız güneş
Sen geceye saklanan ay
Sen, sokaktan gelen gürültü
Dökümlü perdelerim
Beni yazan bilgisayar
Sıcaklar artıran ay
Günaydın sevgisine benzin döken
Söz alevleriyle kavrulan aşık
Günaydın nöbetteki mehmetçik
Sen yüzüme serpilen alay
Günaydın beni okuyan
Tunç heykeller gibi susan dostlarım
Gönlümde ki örttüğüm her inci sizin
Günaydın dudağımda ki dem koyusu çay
Günaydın hayat
Akrep, yelkovan, saat
Galaksi dolu kainat
İçimde her sabah yeniden doğan sen muhteşem tay
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Günaydın Cumartesi
Memnun şanslı gibi uyandım
Konmak için çivit gökyüzüne
Ten hitit rutubeti kokuyor
Beğeni iğreti pekişmelerle dolu
Egzotik bir beyanname ruhum
Mahsul narlara misafir
Günaydın cumartesi
Oyalı bir beyazlığı damlattın
Duvar ovamdaki sahile
Upuzun kısmetli bir kısrak
Acele etmeden hakim dörtgenime
Deyim yerindeyse baştan aşağı
Çeşni çeteleler fukara
Susatmak çingenelik bu arzuyu
Cemre hazan mevsimine yabancı mı?
Ayaklı bir beden ne yapar
Cumartesi yarı boşluğunda
Erguvan harabelerde harap
Kadeh sevilmek için doludur
İzin almış bir aşk neye yarar
Soytarılık soyunmak ister kendi kendine
Karartmak istemesem de içimi
Tıpkı diğer günler gibi dışarı çıkarım
Hatmetmek için iş denilen mecburiyeti
Taze seçim kumardır
Dimdik kapılar imtiyazlıdır
Günaydın durağan cumartesi
Günaydın durağan cumartesi
Burjuva bücürlerin tuğlası
Kasım ayının çekirğe sisi
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Güneş Esmer Boyalarla Yazar
Yedi ağustos pazar
Güneş esmer boyalarla yazar
Toprak yarılır sıkıntıdan
Görünmez bir akıntıdan
Geç ekilmiş bir tohum
İnadından der yokum
Var olmak bir kavga aslında
Yaşamak denen direnç faslında
Yaprak yeşil fakat dertli
İnce bir çubuk biraz etli
Suyu kimse bulmadı ki
Sudur bize hayat sunan saki
Her an bir fidanla sohbet
Dikenle ayrık otu memleket
Yer elması, teselli sarısı
Kışa doğru çıkar gönül perisi
Çaresizlik yanmış bir gömlektir tende
Bir çapa kaçar kök bedende
Öğle ortası aptal ıslatan bir yağmur
Belki de bulutlar küsmüş ağlıyordur
Bu ağustos şiiri de böyle olsun güzelim
Şiirsel bir eylüle uzanıyorken elim
Yedi ağustos pazar olmasına pazar
Esmer olmuşum, güneş olmuşum ne yazar
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Güneş Ol Beni Göster
sessizliğe söz düşmüş
tılsımlamış mekanı
maviyi beyaz yapmış
bulutların kanı
sessiz yorganlar altında
uyuyor sevgi ve aşk
notanın ' mi ' katında
toprak içinde bir başak
ses senin sesin olmalı
dağılacaksa sessizlik
göz sevinç damlamalı
olacaksa hayat bizlik
müzik duyulmaz kulakla
ritim frekans ister
gel beni tümden akla
güneş ol beni göster
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Güneşle Yağmur Arasında Oyuncağım
Güneşle yağmur arasında oyuncağım
Nerde sabah ki şen kızlar gibi al yüzlü güneş
Nerede kaşları çatık,gökgürültüsü yağmur
Hani bahardı,hani yazdı,günceğizim
Yıldız taramasında yol alırdık *******i
Hani yakamoz sohbetlerde kızılyıldız
İşte ikindi çökmüş ezanlı hava
Kopuk bir mesaj zincirinde duygu
İçim karışık yağdı yağacak gökyüzü gibi
Beni mapushanemden dışarı çıkar desem sana
Kimbilir hangi sokaklarda geziyorsundur
Kimbilir hangi yüzlerle kızıyorsun bana
Güneşle yağmur arasında oyuncağım
Sen bir dekor gibi ardımda tutup
Oyuncak ağlaması makara seslerle geçiyorum
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Güneşlerle Geliyorum
Güneşlerle geliyorum
Anamas Dağlarının eteklerine
Kayabaşı taşkınlığında su oynaşına
Patika yolları genişlet yüreğinde
Yüreğinde kış karlarını biriktirme
Açacak yaban çiçeklerini sakla kuzulara
Sakla umut diye biriktirdiğin aşkı
Sevilmek dünyanın en zor işi
Baharın pınarı sevmektir aşkı
Çatık kayalar gibi kaşlar yumuşar
Hüzünler yeşil çimenlere dağılır sere serpe
Sen korkunun bittiğine inanırsın
İnanırsın bir gün bir seven gelir
Sevgi çayır çimen oynar
Dişlerin kış kardelenleri gibi güler
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Güz Yüzlüm
Güz yüzlüm
Hayatım
Yeşermiş baharlardan
Sararmış baharlara
Kahve gözlüm
Altın sarısı umutlum
Kırık dalların yorgun
Üzüntü peteğim
Üzümü derilmiş bağ
Hazan fırtınam
Güz kapısı aralı
Yüreğin nereli
Aşk atım
Sevgilim, hayatım
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:23 PM
Güzel İstanbul
Antik zamanlardan gelen aydınlık ayak
Tarihin gölgesini emmiş ayna yüzlü şehir
Ayasofya ’ da kızıl, Sultanahmet mermerinde ak tapınak
Peygamber muştusunun süslediği kutsal mehir
Mermerlerle yarışır martılar kanat kanat
Boğaz güzelliklerle dönüşür bahardan yaza
Tarih kokusunda uyanır çağdaş bir hayat
Bir çiçeğe hayran olursun, bir heykele, bir kıza
Bazen bir taşı kıskanırsın yerinde
Bazen eskimez gibi gelir çalarken bir çan
Sen oluverirsin Üsküdar’da her seferinde
Eyüpsultan ’ da güvercin gibi uçar ezan
İnsan olmak ne kadar güzel İstanbul ‘ da
Rumelihisarı ‘ nda surlarla kaplarım teni
Dolmabahçe mermerin çiçek açmasıdır dalda
Emirgan ‘ da sevinç laleler kadar yeni
Ne batı ne doğu bir orta yerde
Aşk örtünmez çıplak, arzu her beyazdan ak
Ne eski ne yeni daha derinde
Emel atlarının ufku, yedi tepeli bir tak
İstanbul dedim mi aynalara koşarım
Fatih ‘ i seyrederim atının üstünde
İstanbul dedim mi sevdaya düşerim
Gözlerim puslanır Beyoğlu ateşinde
Haliç ‘ te Piyer Loti olurum bir tepede
Nesillerimi saklar basamak basamak her mezar
Ölümlerin can verdiği bir yeşil kanepede
Nefis, hayallerini dura dura yeniden yazar
Ruhumu avucuna çini çini işledim
Ebruladım kanımı, canımı bahar bahar
Senin yataklarında hak, adalet düşledim
Mabet Şehir, Sevgilim, dünya cenneti diyar…
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:24 PM
Hani İstanbul Diyorsun ya
Hani İstanbul diyorsun ya
Emirgan,Kızkulesi
Hani Haydarpaşa'da tren
Eminönü'nde bilet gişesi
Hani yürümek vardı ya boğazda
Hani şehir hatlarıyla bir boğaz turu
Hani Yerebatan Sarayı'nda ışık
Hani Rumeli Hisarı'nda bayraktık
Hani gözlerin yeşil/mavi/kahve
Hani dalgalar kadar rahattık
Hani İstanbul diyordun ya güzelim
Biz o güzellikleri hiç yaşamadık
12.08.2001
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:24 PM
Harflerin Aritmatiği
Harflerin aritmatiği var mıdır?
Senin hesaplarında harfler nedir
Böldüğün zaman ismimi
Can nerededir, canan nerededir
Çarpanların kalpte mi toplanmış?
Yoksa başka kümelerde midir?
Toplamalarda hiç bir çıkmıyor
Sevilmek toplamaya gelmiyor
Çıkardığım çok şey oldu hayatta
İsmin rakamları yemektedir
Harfler ve rakamlar ne kadar serbest
Yan yana, üst üste gülüşmektedir
Ne hesap kitap, ne yazı beni kesmiyor
Loğaritmik bir cetvel küçülmektedir
Şah mat diyebilmek için aşk santraçta
Sabır zaman içine gizlenebilmektedir
Ezanı bekler gibi bir başlangıç
Harflerde benim gibi sevebilmektedir
Evdeki hesap çarşıya uymuyor bir tanem
Aşk kantarda ağır gelmektedir
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:24 PM
Hasretin Ellerinde
Bilmeden siliyorum o güzel duyguları
Beni seni anlamaz hata kandillerinde
Korkunun yuvasında besleyip kaygıları
Gözyaşı yapıyorum aşkın mendillerinde
Islak ve nemli durur yüreğimde bir köşe
Maskemdir gösterdiğim yüzümde ki her neşe
Kuru dal gibi sevdam atıyorum ateşe
Açar mı bilmiyorum baharın güllerinde
Hazan gel artık hazan kapla bütün ruhumu
Şu zaman saatinde boşalt bitir bu kumu
Bir an sonsuza doğru gönderiver okumu
Bir cansız beden kalsın hasretin ellerinde
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:24 PM
Hatıra Kanser Gibi Bulaşır Kana
Yapraksız ağaç mı bekler yalnız
Sabit olan ve değişmeyen
Hep içinde büyüyen, gelişen
Sorulu gözler mi hep durak
Mevsim gibi mi geleceksin
Sevginin ardına hasret ekerek
Ne olacak sevilmekle büyüyen, gülüşen
Gönül dediğim bahar özlemi toprak
Vefayı hatırlatmayacağım sana
Hatıra kanser gibi bulaşır kana
Neydi ki umutlarda değişen
Niçin dalını hazana bırakır yaprak
Tektin ve tiril tirildin
Bin defa öldün, bin dirildin
Öyle bir bağlılık ki delişen
İçi yakın, dışı sonsuzda ırak
Kuru bir ağaç gibi gör bedeni
Dal kurusu çıtırtıyla sev beni
Sarı bir sonbahar belki ilişen
Toprak gibi aç,susuz, kurak
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:24 PM
Hatıralar Kişiye Özel
Ansızın gidivereceğim
Benim haberim olmayacak
Senin belki
Kitabın içinde ne bulacağım
Seni okuyamadıktan sonra
Her düş bir şifredir belki
Sonsuz, yokluktan farklı mı
Farklı mı cisim ruhtan
Kapı kapıdır belki
Uyum dediğim teslimiyet yok
Yok ayrışmadan yenilenmek
Her yeni eskidir belki
Aşk mı masanın üzerindeki paket
Ne ruh, ne et
Başka bir şey belki
Dondurulmuş zamanlarım hatıradır
Hatıralar kişiye özel
Yokluk herşeydir belki
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Hayalle Hasretin Arasında
Gül ve güneş arasında ışık
Aşk hayatın başkalaşmasıdır
Sevda hasrete yapışık
Bedenin kendini aşmasıdır
Görmek tamamlanıyor mu hissetmeyle
Duydugum ses ötesi birşey mi
Şekil kayboluyor mu gitmeyle
Haykırmak ve susmak sanki herşey mi
Sessiz özlemlerin mağarasında
Ne gül var, ne güneş, ne ışık
Hayalle hasretin arasında
Issız damıtmalara alışık
Susmak bir kıyamet çığlığı
Beklemek sevda ülkesinde anıt
Yürek bir kelebek ağırlığı
Yaşamak talan yurdunda ağıt
Gece gülleri uyandır sabaha
Işık bir neticedir buluşmada
Aşk eşikler asar siyaha
Varlık tezatla oluşmada
Bitmeyen incelmelerle iner
Gül ve güneş birleşimi bir kırmızı
Umut,aşk kafesinde tüner
Sevda, tüller ardında susmaz sızı
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Hayat Bazen
Hayat bazen
Bölük pörçük
Hiç bir şey etmeyen
Bir ondalık
Bazen bir gönül
Milyon gönül
Gök yüzü gözlerin altında Atam
Fundalık
Kalenin bayrağı barış
Yeşili koyu
Funda ve yeşil kal
Sonsuzluk boyu
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Hayat Ne Kadar Kolay Değil mi?
Hayat ne kadar kolay değil mi?
Biz her şeyi ne çabuk zorlaştırıyoruz
Isınmak isteyen bir sevgiyi
Neden körükleyip korlaştırıyoruz
Bir antik zaman mabedi gibi
Aşkı neden taşlaştırıyoruz
Bir salkım üzüm yemektir niyet
Bağcıyı ne de çok telaşlaştırıyoruz
Kurallar korkanlar için vardır
Nasıl da ritmi yavaşlaştırıyoruz
Ölüm bile bir kapı aralığı
Canı cananla eşleştiriyoruz
Geç kalmak diye bir şey var mı sahiden
An'ı an'la ancak birleştiriyoruz
Gel kolayca ikram et sevgi çorbandan
Sevmeyi oldum olası güçleştiriyoruz
Hazineler istemiyor ki hayat, korkma
Bir sıcak gülümseme, içleştiriyoruz
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Hayat Şaşırtmaya Alışmış
İçimi alıp götürürken
Bir parçam ayrılmıştır bütünden
Bal olmuş bir emek gibi özden
Vagonlar boyu yürürken
Son düzeltmeleridir ressamın
Uzun uzun süzgün bakışlar
Bir bilinmeze değil mi akışlar
Nasıl parçası ayrılır tamın
Demeler susuyor durgun
Örtüyor zaman tipisi atışları
Kaderin ara renk katışları
Sahilde, dalgalarda yorgun
Çiçek, gülücük, bakış yapışmış
Gitme denmez, kal denmez
Sözle sözcükle ödenmez
Hayat şaşırtmaya alışmış
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Hayat Tek Kişilik Değil
Hayat tek kişilik değil
Bir pandomim
Göz kendini seyredemez ki bir tanem
Kime ikram edeyim bir salkım üzüm
Nasıl aydınlanacak, gülecek yüzüm
Aile çogul,belki de tekil
Yalnızlık Allaha mahsus derler
Tacmahal sevgiyle yaşıyor Kazım Uzun
sensiz evde kalmış derler
Hayatımın anlamı sensin
İşimin şiirimin aşkımın
Sen hayatıma anlam verensin
Uzat ellerini şubat sonu
Işıklara uzanırken sana uzanayım
Sevmek kanatları ile uçayım................
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Haydi İşte
Teslim olmuş bahar
Teslim olmuş meyve
Teslim olmuş gelincik
Teslim olmuş menekşe
Haydi işte
Ben dokunma özürlüsü
Teğet geçen korkularla
Sen de değil güzelim,
Ben de bu
Acizlik
İradesizlik
Bu benim işte...
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Hep Sen Alma Ver Biraz da
Aklı asa gibi tutma
Yüreğinle gör biraz da
Hesap kitap edip yutma
Şu nefsini kır biraz da
Hayat kiraz dalı olmuş
Sepet sepet meyve dolmuş
Akıllıysan sanki n'olmuş
Hal ve hatır sor biraz da
Her köşede gamla, tasa
İnsan mutsuz, girmiş yasa
Sevinme doludur kasa
Dert, gözyaşı sar biraz da
Aklı yürek ile sula
Kapılma paraya pula
Saldırma yetime dula
Hep sen alma, ver biraz da
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Her Canda Heyecanlanıyorum
İz kalır mı gök boşlukta
Gök mavisi umut izi
Sonsuz bir gürültü sükutunda
Kim dinler, kim anlar bizi
Sabırlardan neşelerden geçerek
Işık oyunları yıkar aşkı
Kırılmış bir faydır volkan
Lav gül olsaydı keşki
Her canda heyecanlanıyorum
Can sırrın labirenti
Irmak sırda susarmı
İçim her an beklenti
Elementlerle dürülmüş
Nefes dediğim ses
Tarihin girdabında döner
İnsanlarla örülmüş kafes
Herşey unutulacak mı yine
Yeni baştan hep yeni baştan
Aşkı bir heykel gibi sevip
Aşk mı oyacağız taştan
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Her Davranış Tek Ve İlk
Aradığım ne, arı gibi
Bal yapma becerim yok
Taşta tahtada çiçekte
Niye kendimi çiziyorum
Tuttuğum, gördüğüm benim artık
Marazi bir hatıra insan
Kendini değiştiren damgalarla
Her şeyi ben yapıp geziyorum
Bilinmez bilinir artık
Başkalık silinir artık
Yurt tutup kalınır artık
Sezdikçe seziyorum
Beni dokunan alıyor
Ben dokuyorum tezgahlarda
Madde olmasına maddeyim
Ruhlarla beziyorum
Benim balım bencillik
Her davranış tek ve ilk
Nasıl bir kan ve kemik
Destanlar yazıyorum
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Her Gül Bülbülle Kalmalı
Işığı nuru görmeden
Sevip vuslata ermeden
Hiçte arayıp sormadan
Sevsen bile sevmez misin
Seven zaten yaralıdır
Sevmeyen paralıdır
Türlü dertler sıralıdır
Sevsen bile sevmez misin
Çiçek düşer meyve olur
Her tomurcuk bir renk solur
Her şarkıda özlem kalır
Sevsen bile sevmez misin
Dış güzellik gönül taşsa
Dökülen tek yönlü yaşsa
Çevrende sevda dolaşsa
Sevsen bile sevmez misin
Dağlar aklını kaçırsa
Pınar bir zehir içirse
Yollar Ferhat'ı geçirse
Sevsen bile sevmez misin
İnandım kandı sözüme
Dönüp bakmadan yüzüme
Kibrit çakmadan izime
Sevsen bile sevmez misin
Her söz karşılık bulmalı
İnsan muradın almalı
Her gül bülbülle kalmalı
Sevsen bile sevmez misin
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Her Hayırlı İşte Afyon
Frig gibi,Hitit gibi antika
Bağrımda bir kaya,bir dağ
Ulaşılmaz baş döndüren patika
Bir kale dimdik,dünya durdukça her çağ
Türkiye gelir geçer üstünden
Bembeyaz güler yüzlü otogar
Savaş ve barış tren demektir
Tarih kitabı gibi bir gar
Ah kaymaklı lokum,ah kaymak
Afyon et kokar, sucuk kokar
Arı kovanı gibi esnaf,arı
Yüzyıllardır mermer doğrar
Her makus talihi millet
Afyon'dan yakar,yıkar
Hürriyetin yüreğidir vuran
Zafertepe,Anafartalar
Köylüler,çalışkan köylüler
Alınteri bereket örülmüş duvar
Ya sanayi,yükselen bacalar
Daha güzele,iyiye yarış var
Tertemiz yollar,parklar,sokaklar
Afyon yeşillik,nazlı bir yar
İlçeleri iri yarı,gelişmiş
Her biri bir şehir çok bahtiyar
Anadolu deyince uzat elini
En eski çağlara kadar
Her taşın altından,her hayırlı işte
İnanın Afyon çıkar
1998
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Her şey hazır
Bir masanın guguklu
Saati miyim?
Her sabah sandalye
Üstünde hazır
Aynı yollar,aynı koşu
Sıralı mıyım?
Ölüm gelene dek
Kurması hazır
Monoton sorularım
Bilmeceli cevaplar
Söyleyin şarkılar,plaklar
Çevrem hep hazır
Sabah saatle yarıştım
Aynayla barıştım
Hap aldım yatıştım
Rolüm,perdem hazır
Tartışayım kendimi
Bende bileyim derdimi
Tartayım irademi
Gerekmez,her şey hazır
Doğarsın her şey hazır
Ölürsün her şey hazır
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:25 PM
Herkes Şair Olmalı Bu Dünyada
Şiir nedir, şair kimdir diye soruyor birileri
Elemek için sevgileri, sözcükleri
Dayatmak için kendi kalıplarını
Paris'e en güzeli soran üç güzel
Kabul etseydi diğer güzelliği ne olurdu?
Gönül kimi severse güzel odur
Bırakalım şimşekler yırtsın gökyüzünü
Bırakalım şelale; şelale kalsın
Hep gökten üç elma düşsün
Niye dayatırsın üstünlüğü
Gül mü güzel, karanfil mi?
Var olmak en güzeli değil mi?
Kurallar kuramlar bıktım artık
Hayat değişmedikçe neye yarar
Her insan şair olmadıkça
Atlet olmayanlar koşmasın diyor
Bu uzun yolda oksijen tüplüler
Şiirin çimenlerini betonlayarak
Beton sözcüklerin haşmeti
Ruhların betonlarını döküyor şantiyesinde
Kendi olamıyanlar söz ameleliğinde
Herkes şiir yazmalı
Herkes şair olmalı bu dünyada
Evren şiir, insan şiir aşk şiir
Ayrık diye koparma tabiattan
Beğenmediğin, kafana yatmayan sözleri
Her şiirin bir seveni, bir sevileni vardır
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
Hiç Bırakmadığım Yanım
Ayrılmış bir parça gibiyim
Görülmez bir bütünden kopmuş
Eksik bir yanım var nedense
Hep bir masal içindeyim
Bir varmış bir yokmuş
Hiç bırakmadığım yanım
Dünyaya tutunma arzusu
Kaderimin limelenmiş karelerinde
Hüzünlenerek dikiyorum hayatı
Canımın içinde oksijen ve su
Kapanıyor açılıyor hava
Güzel ve çirkin içiçe
Beklemek ölümün bir durağı
Nefret ve sevgi karşımda
Aşk tahtında kraliçe
Zıtlar orkestrasında bir davul muyum
Hep benim mi sesim bas
Çiçeklere kuşlara hüznü kim ekti
Sevinmeye hüzünleyen kim
Nedir yüreğimin içindeki yas
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
Huzur Hüzün Tadında Mahzun
Son saatleri nasıl saklayabilirim
Akan zamanda senlikteliğimi
Bulutlar hüzün sarmada birebir
Hasret alevlenmede
İçim gitme demelere doyamıyor
Her valiz bana düşman
Doymak aç olmanın ölçüsü
Açlığım yine beni kazanan
Kahverengi bütün paletim
İstanbul baştan başa kahverengi
Huzur hüzün tadında mahzun
Huzur sen olmanın dengi
Saatler örtündüğüm hırka
Beni ayırıyor her yerde ellerin
Sen öndesin, bende her zaman arka
Yollar fay kırıkları gibi derin
Sensiz zaman neye yarar
Sensiz su, sensiz güneş
Senle iken ben benim
Kıvılcımım, yüreğimde ki ateş
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
Işık Uzat
yaşamak ışıktır
yürek ışıktır
göz ışıktır
şiirle yaşamak için
şiir olmalı yürek
şiir olmalı dil
aydınlanmalıyım
koşmalıyım ışığa
şiire
gel sev beni
gel şiir söyle
ışık uzat
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
İçimde Yaşayan
Herşey istemek
Belki hiç bir şey istememektir
Asude gibi yani
Sonsuz aceleciliktir
Tohum toprağın karanlık yüzüdür
Işık karanlığın cekirdeğinde ki umut
Dondurulmuş zamanlarda çizilmiş
Bir kader ırmağıdır yüz
Ben suçsuzum diyor çerceve
Bütün suç içimde yaşayanda
İçimde yaşayan ne var bilmiyorum
Bilmiyorum kardelen bakışların esrarını
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
İçimde Yılkı Atları
Issız bir yalnızlığı yaşıyor
İçimde yılkı atları
Geçmiş küheylanların destanlarından düşmüş
Suratları
Hatıraları uğurluyoruz
Gün gün, yıl yıl
Süreli birlikteliklerin mutlulukları
Biraz yakalara takıl
Susadığım zaman aklıma geliyorsun
Yürek kavruluşlarında biraz
Terkedilmiş su yürekler adına
Dünya dolusu sazlık, saz
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
İletken Cesaretlerin Hayranıyım
İletken cesaretlerin hayranıyım
İyileştiriyor oyalama yüreğimi
Devrolunmak ne kadar güzel durmaksızın
Muştulamak için sırçalanmış emeğimi
Kozalak gibi kopuyorum ağaçtan
Aranılmak olmadan ıssız ormanda
Mahsur kaldım hazan yapraklarıyla
Kafiyesiz bir serilişte toprakta
Unutmak istiyorum sahanlık dolusu hasreti
Ergin bir çam ağacının dal yorgunluğu
Devridaim olmak belki çok hoş
Mutluluk yeniden doğar bensiz
Tecrübe turfanda bir aşkı bulamaz
Işıklandırmak için aşk ıslanmalı
İndirmelisin acemi duyguları
Şekillerle süslemeden göndermelisin
Donakalmalıyım ışık donatısında
Ayak üstü hafiflemeliyim rüyada
İletken kırılmaları hissetmeli hücre
Notalar oğullanmalı bestelere
Meyvelenmek çiçeklerde kaderdir
Canlılık; koku ve renk bürünür
Edinmek için sendeki bir göz ışığını
Ezberliyorum evvelki eylemlerini
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
İnadına
Bir şehrin ağırlığınca çöker
İçime kaskatı beton
Hani kelebeklerce uçacaktık
Elmalar gibi tonton
Vuslatı nerede bulurum
Aşklar bile karton
Kızlar var inadına güzel
Sosis,salam,jambon
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
İnanamıyorum
Kırılmamış daha tutunduğum dal
Bütün paniklememe karşın sağlam
Bana şaka yapıyor hayat
Sevgi koparılamıyan tutkal
Terkettiğim boşvermişliğe inat
Git bulutların üzerinde yat
İnanamıyorum desem yeridir
Sevincimi çogaltıyorum kat kat
Bu nasıl bir esinti böyle
Ağaçlar aşkın gözleridir
Gel biraz hasret ve umut sun
Gel benim sevdiğim şeyleri söyle
Kendini anlat rahat rahat
Biraz daha konuş ne olursun
Seni gördüm ya hiç gam değil
İşler senden sonraya dursun
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
İnsan Yanımın Gizemleri
Bir hukuk kitabının arasından
Bir yüreğin sevdiği slaytlar düşer
Düşüncenin ötesinde büyüyen duygu
Renk ve sesin birlikte güzelliği
İnsan yanımın gizemlerine tutulu bir ayna
Bir ayna bilmediğim ben serüvenim
Ben serüvenimin çaresi ve çaresizliği
Bir on kasım gününün azizliği
Bütün kaleler çimen çimenmiş
Beklenmedik yeşillikler boyar bir funda
Belkiler bir acizlik ve güçsüzlük görünür
Her mükemmel bir eksik tasarımdır
Slaytlar beceremiyorum göndermek için
Söz çiçekleriyle örterek ayıbımı
Beceremiyorum sakin ve ortadan olmayı
Bir kanun maddesinin üstünde uyuyup
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
İster Doluyla Gel
Baharı görmeden yaza karıştım
İster doluyla gel,ister sel ile
Ateş ile ayaz ile yarıştım
İster deliyle gel,ister el ile
Mevsimler içiçe girdi şaşırdı
Çiçek açımını rüzgar deşirdi
Güneşse derimi çoktan pişirdi
İster çalıyla gel,ister dal ile
Tat almadım tat vermedim günlere
Hasret kaldım serin yelli dünlere
Bahar poşusuyla al düğünlere
İster tel ile gel ister dil ile
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
Kaftanların Kafilesinde
Kamer altında kamelya
Hınçsız gözenekleriyle karşıt
Katmerli kovuşların gözyaşlarına
Hıçkırık bir o kadar kilit
Kaftanların kafilesinde kemer
Harmani ipek kibir
Güfte güdümlü iştirak ediyor aşka
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:26 PM
Kaldırılmış Yorumlar
Yorum yok
Seslerin içerisinde susmaya ihtiyacım var
Kaldırılmış yorumlar
Çiğ ıslanmışlığı çiçeğin üzerindeki
Mutluyum içimdeki kemiren kurtla
Bahar umutları hep çiçek açar
Bilmemelisin değişimi
Aynı kaldığına inanarak
Kaldırılmışsa yorumlar
Yorum yok
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:27 PM
Kalem Kağıt Değil Bu
Kalem kağıt değil bu
Mürekkep de değil
O denizdeki çarpan dalga
O oynaşan tekne
Bulutlardan süzülen güneş ışığı
Yüreğimdeki hüzünler
Damarlarımdaki kan
Ayrılığa mı koşuyor
Bırak noktaları şimdi
Bırak durakları vedaları
Duvarlardan kazıma,kalsın
Bakışlarınla yazdığın sevdaları
Yazıp okunmalı mı?
Sessiz sedasız düşen harf
Yüreğinde kıpırdayan umut
Kalem kağıt değil bu...
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:27 PM
Kan Gül Pıhtısı
Sevmek acı çekmek midir sence
Hep beklemek midir yolcuyu
Sevmek bulutlar gibi
Güneşe örtmek midir örtüyü
Kaybolmak mıdır yıldızlarca
Uzaklaştırmak mıdır bulguyu
Hep kar,hep tipi
Denizde özlemek martıyı
Acı,her acıdan ince
Boynumda sanki güneşin ipi
Kaybettim tat danilen algıyı
Kan gül pıhtısı koyu
Acıyı kaldır sevgiden
Tatlandır gülüşlerinden
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:27 PM
Kandil
Bir değerleniş yeniden
Düşküne uzanan el
Bir pirizma geçişi
Işığa toparlanış
Ellerimi yükselten
Bir dua atmosferi
Önüme döktüğüm geçmiş
Bir arzulu gelecek
Vuslat camı üzerinde
Sallanan bir silecek
Kendimi gösteren ayna
İçimin eriyen yağı
Yalnızlığımın defteri
Hatalarımın silğisi
Kandil yağın olayım
Erit ve damıt beni
Sonlu o yunlarımın
Sonsuzluk hasreti
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:27 PM
Kar (dörtlük)
Korku paltolarında,uçuşan apak sevgi
Suyun kalıptan çıkmış en estetik biçimi
Bir aşk kadar beyazsın, bir kara kadar yergi
Korku ve çoşku ile oynatırsın içimi
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:27 PM
Kar ve Güneş
Beyaz güller gibi döküldü
Gökyüzü sepetinden
Ayaz sonu pamuk karlar
Beklesem mi beklemesem mi
Ak dertlerle karakış
Her dertte dertle yarış
Bir kar parmak karış
Dertlerime eklesem mi eklemesem mi
İkibin altı sonu
Yirmi altı aralık
Yerde gecenin donu
Teklesem mi teklemesem mi
Ara sıra çapkın güneş
Bakışlarıyla eritiyor karı
Hasret bakışlı sarı
Emeklesem mi emeklemesem mi
Kar ve güneş
İçim ateş
Saat beş
Pineklesem mi pineklemesem mi
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:27 PM
Karabağ Kızıltısında Bir Gül
Hülyanın çiçekli sesleri ile süslü
Sesinin katmanlarındaki bülbül
Fısıldaşmakla konuşmak arası
Dudaklarının toprağında bir sözgül
Yakınsamakla başlıyor kulaklarım
Kulaklarımda gül kurusu bir kül
Beyazlık adına ne varsa her şey iskele
Aşk ölümcül düşlü bir herkül
Gram gram eriyorum mutluluktan
Hayranlıkla dipçikleniyor gönül
Erguvan muhafazalı bir kültür
Karabağ kızıltısında bir gül
Gözlerini ve dudaklarını bana sat
Şen şakrak, ışıl ışıl; hem öv, hem övül
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:27 PM
Kendimi Yaralıyorum
Geçmişin dönülmez patikalarında
Zaman zaman filmi başa alıyorum
Ne kadar doğru,ne kadar yanlış
Hatıralar içinde bunalıyorum
Hep benim yüzlerim kesik aynada
Hep ben baş başa kalıyorum
Gelincik, kardelen,zambak
Ellerimi aşka kınalıyorum
Geçmiş zamanların kınaları
Avuç çiziklerimde daralıyorum
Seni bir geçmiş gördüğüme darılma
Hatalarımı her gün sıralıyorum
Keşke hatasız ve zamansız olsaydım
Seni düşündükçe, karalıyorum
Zamanı aralıyorum
Kendimi yaralıyorum
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:27 PM
Kesitlerde
Kesitlerde kesiler saklıyorum
Üstü örtülmüş ve uyutulmuş
Yıldız dediğin küme küme
Bir ışıltıya dilek tutulmuş
Zarlar elimde toplanıyor nedense
Geçmiş zamanlara zarlar atılmış
Düşünmek istemiyorum çıkışı
Çıkış yokluğa katılmış
Kesit midir duruşun ve hep öyle misin
Öyle misin hep renklere boyatılmış
Bütün galaksilerde bugün tatil
Aşk yaşam çemberinde aldatılmış
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:27 PM
Kırılgan Bir Dünyanın Kırılgan İnsanları
Kırılgan bir dünyanın kırılgan insanları
Yüreklerinde hep ateş topu beslerler
Kırılırken kırar bütün kıtaları
Kral olur kırılmış gül bahçesine
Bülbül hep feryat etmiştir
Ateş hep yakmıştır
Kediler nankördür bilir misin
Yumuş yumuştur nankör tırnakları
Dudağım kurur ateşinden
Eşinden bir tane daha yoktur
Kırılışlar nasıl çöker içinde
İçinde kırılmamış bir vakit mi var
Kırılgan bir dünyada sevgilim kırılgan
Yansımaları kırılgan bir kristal gibi beklenmedik
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:27 PM
Kıskanılmalı
Pınarlar çağlasa da çöller kıskanılmalı
Yağmurlar rahmet ise seller kıskanılmalı
Ufkun sırrı dediğim bir serapa yükseklik
Aşkın cezbesindeki güller kıskanılmalı
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:28 PM
Kıyında Bitiyor Bütün Denizler
Ne çiçekler açıyor içimde her dakika
Avucuna sunulmak üzere her gün
Sen eriyorsun günden güne
Ben eriyorum senden sürgün
Pişmanlık bir şey yapamamaktır
Ellerini öperken bile uzak
Zaman ayırmak istiyor bizi
Sevdikçe yakınlaşıyor tuzak
Annem diyorum eriyerek çaresizce
Hayallerimin kapısında susuz
Kelime ne kadar aciz sevgide
Söz beyaz ağılı bir tuz
Ayrılmak istemiyorum ben senden
Sen olmak istiyorum her an
Sevgi şelalesi gözünden
Cennet iz düşümü bir zaman
Eriyorsun bir mum aydınlığı gibi
Gölgen olarak büyüyoruz bizler
Can sanki bir aşk katibi
Kıyında bitiyor bütün denizler
Anam canım anam benim
Varlığımın döküm kalıbı
Sana bir şey verememektir
Ömrümün en büyük ayıbı
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:28 PM
Kim Aldanıyor Ve Kim Aldatıyor
Kim aldanıyor ve kim aldatıyor
Güneş nerde, nasıl batıyor
Kadeh mi büyülü el mi bilmiyorum
Gül dudaklarla artık gülmüyorum
Bu çağ nasıl bir çağ, nasıl bir insan
Coğrafyalar boyu çizili bir kan
Sözcükler barış dalı sözcükler
Canilere yapıyor gözcülükler
Hangi zamanlardan kaldı bu kin
Kin ve nefretin adı mı din
Öldürmenin birliğinde birleşenler
Medeniyet diye mezar eşenler
Barbar diye pusatlanmış bir korku
Birleşik barbarları sarmış korku
Kazanan kaybedecek zıtların tezatında
Tırmanan inecektir bu dünya hayatında
Aldatan aldanacak, kandıranlar kanacak
Yaktım diye sevinen ateşinde yanacak
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:31 PM
Kimin Doğum Tarihiyse Bugün
Kıyamıyorum artık zamanlara
Artık bir karar vermem gerekir
Zamanlara ne demeliyim
Canlı olmanın yansıması göz
Olmanın meyvesi sevgi
Yansıması yüreklerimizde mühür
Göz denilen aynada öz
Kimin doğum tarihiyse bugün
Doğumu üretiyor herşey
Tarihiyse başlangıç dediğimiz
Bugün doğuyoruz peyderpey
Niçin kapımdasın bilmem
Kapımdasın çünkü duyuyorsun
Bilmem dediğin bilmezleri okuyorsun
Eskişehir / 11.01.2007
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:31 PM
Kirazı Al Yolları Dal Gördüğünde
Aşkı duyabiliyor musun
Bir fark hissettiğin zaman
Bir gül daha bir gül
Gülüş daha sıcak, canlı
Nedir değişiklik yüzdeki
Değişik bir enerji farklı
Değişmek ve değiştirilmek
İşte ve içteki eşteşlik
Aşkı duyabiliyor musun
Kirazı al, yolları dal gördüğünde
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:31 PM
Konuşmak Prangaları Çoğaltmaktır
Ayrılmış iki ülke gibiyiz
Şu aşk kıyısı dünyada
Ne ben varım senin topraklarında
Ne sen varsın topraklarımda
Yarımdaki sonsuz ayrılık
Sevincimin hüzün perdesi
Bir ışık ki serin ve ılık
Gülüşlere konmuş özlem badesi
Gözlerim dikenli teller gibi batıyor
Yarıya inik bayraklar gibi yüzüm
Fırtınalar içimde yatıyor
Statik bir enerjiye çekilmiş sözüm
Konuşmak prangaları çoğaltmaktır
Aynalara göstermektir acizliği
Sessiz yorganları yanıltmaktır
Muhacir terk edişiyle azizliği
Yaban bir ülkede güller büyür
Gül dibinde çocuklar koşar
Yüzler; entari pembesi
Sevilen insanlar yaşar
Ayırmış bütün çizgiler bizi
İklimler, renkler ayırmış
Kıtalar, kutuplar dizi dizi
Dünya diyalektiği kayırmış
Ben kara olayım, sen ak ol
Ben gece olayım, sen gündüz
Güneş ol, ışık ol, su ol
Gönül pencereme aydınlık süz
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:31 PM
Korku
Korkuyorum,korku benim doğal içkim
Yangınlara ne kadar kav olduğumu görmüyor musun
Anızlar kalmış buğday tanelerinin arkasında
Yaz dedin mi ağustos sıcağı basıyor içimi
Suları tılsımlıyor buhar
Kabuk çatlaklarında
Boynumdaki kolyeler çiçek esaretidir
Not:
Yinelenmeyi bitmezlik mi sanıyorsun
Ter kokusunu yağmur değmiş gibi ıslayıp
Bir kır kokusuna bürününce sessizlik
Parmaklarınım kıvrımlarını soyarım avucuna
Ten bütün katmanlarıyla yaşlanır
Adın tramvay duraklarında kaybolur gider
Dilekler melek atmosferlerin kanatlarında dua olur
Sular akar hayallerimin çakıl taşlarında
Susmak en doğal konışmamdır tenimde
Yanılmak yaşamayı fark etmektir birden
Çölde her ağaç fazlalık değil mi sence
Kumdur,kabuk sanarak kaldırdığın zaman
Gündüz karanlığını yüklenir gece
Saklamalıyım acı parmak uçlarımı çağırmadan
Derkenar:
Yinelenmek acıyı çeliklemektir sevince
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:31 PM
Korkuyorum
düş kurmaktan
senden
yarından
gölgeden
güneşten
korkuyorum
ellerin
uzanınca
resmin
düşünce
sözü açınca
korkuyorum
korkuyorum
kendimden
daldan kopan yapraktan
bu yürekten
yüreklenince
korkuyorum
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:31 PM
Koy Yok
Çoğul yalnızlıklarda eriyorum
Kendime sığınıyorum
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:31 PM
Kutu İçinde Kutu
İçin ne kadar kutu dolu
İçine her girmem de bir başka kutu
Kutu içinde kutu
Kutu içinde kutu
Ne su
Ne yarasa
Kutu içinde kutu
Kutu içinde kutu
Bütün bulmacalar bitti
Bir sen kaldın başlanmadık
Kutu içinde kutu
Kutu içinde kutu
Ne aşk, ne bela
Sonsuz düğümlü kurdela
Kutu içinde kutu
Kutu içinde kutu
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Mani Mani Ramazan
Aylara sensin sultan
Tacındır Yüce Kur ’an
Rahmet, mağfiret ayı
Ey mübarek Ramazan
Mührün Kadir Gecesi
İndi Rabbin hecesi
Bu kitapla yükseldi
Kulluğun derecesi
Kur ’an’ı aldık ele
Gül sözler serdi dile
Cebrail muhabbeti
İlahi mukabele
Tüm şeytanlar bağlandı
Tesbih tesbih ağlandı
İnsan kendini bildi
İstikamet sağlandı
Her Ramazan orucu
Affa çevirir suçu
Reddedilmez dualar
Rahmet, mağfiret ucu
Süslenir sana cennet
Çiçeklenir bereket
İnkılap ikliminin
Bahçesinde hareket
Yeryüzü dolar melek
Kelebek olur dilek
Af deryası içinde
El yelken, dua kürek
Açlık bir imbik olur
Ruhumuz dimdik olur
Akıl idrakle dolar
Merhamet kimlik olur
Nefislere bir tembih
Hak yolunda her tespih
Ramazanın mahyası
Yirmi rekat teravih
Yüceden yüce kantar
İnci dualar tartar
Akşama yanan ışık
Şükür sofrası iftar
Heves artık rahat dur
Vakti, mükafata kur
Yeni bir başlangıçtır
Besmele gibi sahur
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Martın İkisi
Kar ve güneş karışığı bir mart ayı
Girişinde korku ve sevinç var içimde
Gözler ve gölgeler beni mesut eder
Düştükçe önüme slayt bir biçimde
Sonra neden ah çekerim, bilemem
Penceremin dışında akan güne
Şiirleri okurum fakat ellemem
Takılır gönlüme çiçek yerine
O güzel kuş,kimbilir nerededir?
Ayazlarda kesik nağmeler taşır
Yüreğimde duran berelerdedir
Daha martın ikisi merak gözlüm
Aldanma kokusuna havanın
Yarısı ayaz,yarısı alım çalım
İkiniz tamamısınız dünyamın
Ah bahar,ah sevgili kuş
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Memleket Evidir
Bekleyenler var onları
Kınalı kuzular gibi gönül açmış
Geleceğin çınarları için
Kozalak kozalak saçmış
Bir telefon sesi olur bekler
Sessiz derinliğinde ülkemde
Özlemler sabırı itekler
Duygu yumağı eklemde
Kitaplar arasında artık
Okuyan gözleri kalmış
Şİmdi engin coğrafyada
Silahları ele almış
Sabahın karanlığı açılır
Hasretlere karşılıklı
Hayatı başlatır komut
Fırlamaya hazırlıklı
Bekleyenler hep düşünür
Ne yapıyor şimdi oğlum
Hüzün bakışına yürür
Ey oğul, yiğit soylum
Bölünmüş zamanda ayrılık
Bir vatan görevidir
Zemheri gelir ılık
Memleket evidir
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Mevsimden Öte
Her zaman ve bir zaman
Hiç bir zaman bir değil
Doğru dediğin doğru değil
Yanlış dediğin yanlış değil
Sevmek kahrolmak değil
Sevilmekte varolmak
Bahar dediğin bahar değil
Kış dediğin kış değil
Mevsim sevdadan ayrı
Aşk mevsimden de öte
Yaşamak var olmandır
Fark etmen ve fark edilmendir
Beni doğuracak ebe benim
Ömür bitmez bir doğumun sancısı
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Mutluluk Karanlıkları Geçmektir
Damlalar birikmiş uçsuz bucaksız
Oyuklarında yerkürenin
Üstü de sonsuz boşluk
Üzerimde evrenin
Gökyüzünün mavisine yelken açar kuş
Yeryüzünün mavisinde küreklerin
Mutluluk diyorsan
Anahtarı gözlerin
Sahili bulmak için
Dön yeniden içine
Mağaralarındaki bitmez gece
Mutlu seviler sunabilir sadece
Mutluluk karanlıkları geçmektir
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Müptezel
Ey Güzelim
Düşmüşüm avuçlarına
Müptezelim
Gökte şu parlak yıldız
Kalbimin karanlıklarında
Ağlıyor yalnız
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Ne Demem Gerekiyor
Ne demem gerekiyor bir kandırmaya fırsat vermemek için
Her çözümün yeni bir soru olmaması için
Her sorunun mutluluk taşıyabilmesi için
En iyisi susan bir okuyucu olayım
Bir namluya bakar gibi
Susarak beyniyle konuşan
Nasıl yaşamam gerekiyor ben olabilmek için
Her defasında kendim kalabilmek için
Merakımı yenebilmek için
Ben sen diye çizgiler çizmeyeyim
Çemberlerde yasaklara bakar gibi
Daireler içinde dolaşan
Neler yapmam gerekiyor vedaların ardında
Düğümler çözülür mü kılıç keskinliğinde
Mutlu musun deme bir dal kırılınca
Bir ekmeği tutar gibi öpeyim
Bir makama çıkar gibi
Diz çökmelere alışan
Ne söylemem gerekiyor pişmanlık sarkacında
Dünya bir çözüm yerimi,yoksa bir soru yerimi
Sen bir anahtar mısın, bir mutluluk musun
Biz olabilmeye heves niçin
Terlemiş bir avucu sıkar gibi
Yüreğimin sevda sorularında oluşan…
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Ne Onsuzum Ne Onunlayım
Su kürenin karalarını çıkarırsan
Dünya bir bardak su gibi denizle kalır
Su sandığım bir derin bilmece
İçinde varolmam mümkün değil
Beni üstün körü dalgalıyor
Küremin oy çokluğu elinde ortağım
Ne onsuzum ne onunlayım
Tarihi izah ederken karışıyor
Savaşı ve barışı izah ederken
Kim bilir beni nasıl algılıyor
Denize düşüyorum düşüncelerde
Sahili yalayan *******de
Şamandıra değilim kendimi bulmak için
Aklı başında hiç değilim
Denizi duygular algılıyor
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Ne Şiirler Yazmıştım Hayallere
Bütün kuytulara ışık vurdu
Kaçıyorum yarasalar gibi
Sırlarım kaçıyor senden öte
Bir makaranın boşalıp ipi
Ne şiirler yazmıştım hayallere
Ne rüyalar süslemişti baharları
Bir güzelliği potalayan kalıp
Nasıl yeşillendirmişti diyarları
Güneş ısıtınca eriyorum
Hülyalar ısıtınca eriyorum
Belki yok olmak erimektir
Nasılsa bul bir yorum
Dudaklarım cırcırlı
Kalp bir gömü toprakta
Işığa teslim olmaz
Son kale karanlıkta
Rüzgarlarla uçan yaprak
Gelme pencereme düşüp
Bulma bu yürekte sapak
Ne beni ne kendini yak
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Ne Zaman
Ne zaman kendimde bir eksiklik hissetsem
Dönüp dönüp sana bakıyorum
Denizi seyreder gibi dalgın
Mavi bulutlarla dolu bir göze
Ne zaman bir dalga yürüse içimde
Karanlıkların çizgilerini çiziyor sahil
Bir kurşun ağırlığında bir martı
Rüzgarla mı dağıldı saçların sahi?
Ne zaman karşında olmayı denesem
Kaldırım taşları beni durduruyor
Yaşamın derinliklerinde bir kan
Gülen bir dudağın üzerinde duruyor
Ne zaman çoşkuyu kullanacağım kağıtta
Ne zaman özlem kayıkları suya inecek
Deniz kıyısında yakılmış bir ağıtta
Kucaklarıma bahar şarkıları binecek
Ne zaman bulutların sen olduğunu
Sessiz avuçlarımda anlatacak bir yaş
Yüreğinin yakamozlardan aldığını
Yiyip bitirmeden hasret denilen savaş.
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:32 PM
Ne Zaman Doğacak İnsan Yüzümüz Varlığa
Hep yeni yıllara akıyoruz
Mutluluklar arıyoruz mutluluklar
Bir yandan da her şeyi yıkıyoruz
Zafer çelenklerinde kutluluklar
Niçin herkes birden sevinmez
Birileri alta düşer niçin
Bulutlar güneşlerle inmez
Ya Afrika kan gölüdür, ya Afgan, ya Çin
Çığlıklar insan olduğumuzu mu gösteriyor
Kiminde acı acı, kiminde çoşku
Tarih kan, bilgi kan, nefret gün günden kor
İfrit gibi yerleşmiş her yürekte kuşku
Giden yıla söveriz, gelen yıl bebektir
Tiranlar ilk çağ taş tanrıları gibi kara
Şu kısa ömür nadir bir kelebektir
Niçin kurban edildi; kırk katırla kırk satıra
Ne zaman doğacak insan yüzümüz varlığa
Ne zaman eller ve yürekler barışta birleşecek
Mumlar yetmiyor bu koyu karanlığa
Dünyama ne zaman emek ve huzur yerleşecek
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:33 PM
Nerede Bir Şiir Dinlesem
Nerede bir şiir dinlesem
Sen aklıma gelirsin
Bütün sözcüklerde seni hayal eder
Sözcükleri tadınla yudumlarım
Her hece yüreğime tıp tıp oturur
Bir kiraz dalı gibi eğik
Bir kiraz kadar mahcup
Yutkundurur
Neredesin şiir,neredesin yar
Arzular barikatlar yıktırır
Bir asker silah çatmıştır
Bin asker siperlerde durur
Ya ben teslim olayım
Ya sen teslim al
Yalnızlığın sehbasında
Gölgem vurur
Nerede yari arasam
Defterime şiirler düşerim
Ellerim benden çıkar
Yüreğimde durur
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:33 PM
Neyi Değiştirir Sanki Düşünmek
Kaderin kozasında bir yürek
Bilmediği bir dünyayı örüyor
Neyi değiştirir sanki düşünmek
Bir meçhule adım adım yürüyor
Hesap kitap tutmuyor ki bir türlü
Kuma şekil çizmek gibi bu hayat
Elimdeki bütün zarflar mühürlü
Her heyecan beklerse olur bayat
Çaresizim bilinmeyen sahilde
Dalgaları çarpsın diye beklerim
Hakimiyet kurduğum her dahilde
Yenilgiyi ard ardına eklerim
Kozamı delmeye imkanım yok ki
Bir yürekten böcek kıvranır durur
Yaşam çığlığıma o kadar tok ki
Beklerken koskoca bir ömür kurur
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:33 PM
Neyi Paylaşıyoruz Biliyor musun
Neyi paylaşıyoruz biliyor musun
Biz dediğimiz toprak dediğimiz zaman
Evdeşlik gibi sıcak
Mutluluk coğrafyası bir an
Kaslarla kafalarla da korunur
Kabuksuz hiç ağaç gördün mü
Bir gül bir bülbül doğurur
Ayrılık kazağını bir gün ördün mü
Buzlukta saklanır pervaz sevdalar
Ayaküstü hatırlayışlara uzak
İyimser izahatlar yapar söz
Kıskıvrak bir var olmadır tuzak
Paylaşmamızı iyi bilmelisin
Sevginin ikizi nefrettir derler
Çoğulun içinde tekil gelmelisin
Vatan diyorsak bu gökler yerler
Hercai heykeltraşlara bakma
İyilik aşkın içinde gizli
İkincil tavırlar takma
Kör kıvamında yabancı gözlü
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:33 PM
Ocak Ayının Güneşinde
Ocak ayının güneşinde
Işık oyuncaklar topluyorum çevremden
Demlenmiş çay sıcaklığı dudakta
Yar diye söz ettiğim bir evrenden
Güzelim güneş hep sarışın
Altın sarısı şekiller çizer yüzüme
Bir tembellik büyütüyorum koltukta
İçimde bir çocuk katlanıyor nazıma
Korkuyordum ya soğuklardan hani
Isınmak harika bu kış günü
Eş dostla şiir içiyoruz söz söz
Açıyoruz çıkrıkta sarılmış yünü
Hala hayal kurabiliyorum
Parmaklarımda yaşatarak bir körü
Sokaklar sokaklara bağlanarak uzuyor
Avare ağaçlar gibi dal dal ol ve yürü
Ocak başında yeni doğmuş bir ay'la karşılaştım
Alaca karanlıkta ne güzelmiş gökyüzü
Şiir ne güzelmiş ekerse gönül
Duygusal yanım buysa,mutlu ediyor beni
Ocak ayını hiç bu kadar sevmemiştim
Hiç bu kadar merak etmemiştim ışık taşıyan gözleri
Dost ışığı,güneş ışığı ve yaşam ışığı
Suluyor fidan yapraklı sevgileri
13.01.2005
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:33 PM
Olmalıyım Yanında
Yağmasa da,bunaltmamalı bulut
Açık olmalı gökyüzü
Biraz bahar taşımalı ışıtan gülüş
Kavga somurtmamalı dağlar gibi
Taş taş
Çiçekler giymeli biraz
Bana vereceğin bir sevda olmalı
Beden ve mantık ötesi
Seni düşünürken uyuyabileceğim
Yağmasa da bunaltmamalı bulut
Şiirler beyaz olmalı
Beyazlar giymiş olmalıyım yanında
15.05.2003
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Öğretmenim Haydar Zorel
Geçmişin sayfalarında yıpranmaz durur
İlk okul gömülerimin arasında bir isim
Tarihlendirmeksizin beğenme iç güdüsünde
İlk hayranlık duyduğum sahtekarlığımdır
Edalı attığım öğretmen imzası
Ne güzeldi H ve Z harflerinden yoğurduğu süslü imza
Haydar Zorel ismi çakıldı kafama
Taklit ederek ne çok imzasını attım
Kırmızı bir kalemle defterlerime
Çekimli bir hatıra küpedir kulaklarıma
Çocukluğumu avuttuğum Elazığ sokaklarında
Karaçalı Suyundan, Arpacı'nın unundan
Yapılmış susamlı simitler sattığım yıllardı
*******i Atatürk Caddesinde uyuduğum
Cücük tüccar anılarımdan
Çekmece gibi çekerek alıyorum
Cahilliğimin bilgilendiği anları
Bütün renkli kalemleri kullandığım
Hayallerim gibi renkli yaprakları
İflah etmez bir şekilde seviyorum kasımları
Çok fazla sevdiğim öğretmenlerim olmadı
Bende iz bırakanlar çok azdı
Teyellemek için hayata bir el
Hep hatıramda kalan Haydar Zorel
Emsalsiz bir bahardı, meyveli bir yazdı
Öğretmenler günün kutlu olsun
Henüz söylenmedik iç çiçeklerle
Pırıl pırıl yüreğimin bir köşesi
Çocukluk anılarımdan kalan renklerle
Mutlu rüyalarda kelebeklerle
Bir öğretmen şiirim olsun istedim
İçinde ben olayım, öğretmenim olsun
Yirmi dört kasımda çalayım kapısını
Dadanmak hoşuma gidiyor hatıralara
Öğretmenler günü hep benim olsun
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Ömür Ve Ölüm
Ömür ve ölümde yaradılmış
İkisi de bir elbise üzerinde
Yabancı neyin yabancısı
Sonsuz bir iklimin sonlu terinde
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Önceli Sonralı Oyuncu
İnan tahterevalli kozmik
İzafiyet içindeyim paldır küldür
Yağdanlık gibi emniyetsiz bilgi
Ergin kafam çocuklar kadar gür
Ölüş noktamıza uzanır ömür
Katletmek için formdaki yeteneği
Egoist sadece ben değilim bütün benlerde
Önceli sonralı oyuncu
Saçma sapan ruhsatlarla başlanır iş
Edremit körfezinin maviliktir suçu
Kader örücü öpücüktür hayat
İndirgen hayaller nazarlığım
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Öyle Yalnızsın ki
Öyle yalnızsın ki
Yalnızlığım yanında hiç kaldı
Yastığın ağlıyor
Hani neşe dolu cıvıl cıvıldın
Nerde günışığı gülücüklerin
Bu mu hayat
İş
Aş
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Öz Canlandı
Dağların sessizliğinde duran bir ceylan
Sonsuz sessizliğin varlık resmidir
Kar erimişliğinde fışkıran yeşil bahar
Su denilen bir rüyanın içimidir
Şiir söyle derken ceylanı söylüyordum
Buludu, ışığı ve mutluluğu
Sunak taşlarında tarih gibi bir buğu
Ruh bahar özlemlerinin bağ çubuğu
Sessizliğinde çiçek açtı nihayet bir şiir
Öz canlandı,sözcükler sessizliğe kelebek kattı...
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Pandora ' nın Kutusu
Karadan ak çıktığında
Renkler buluşur çılgın
Sen hala dağınık
Her gördüğümde yılgın
Pandora ' nın kutusu
Bir esatir kötüsü
Kalbinin boş tıpısı
Duyulmaz yanık çalgın
Leyla bir düştü, gitti
Olgun oldun,eğitti
Nice hayal seyirtti
Nice rıhtımlar dalgın
Fallar açma gerçeğe
Akıl yeter ermeğe
Girme düşle gerdeğe
Yürekte korkunç yangın
Sabah serin ve ıssız
Güneş ne kadar sessiz
Boynu bükük kimsesiz
Özlem bahçesi zengin
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Papatya Mevsimi Temmuz
Temmuz olabildiğince sıcak
Toprak taş
Yürek cılız
Yeşillendim yeşillendiğim kadar
Böceklendim
Paylaşmalarla yalnız
Öylece duruyorum ısıtılmış
Aynı yerde ve dimdik
Biçilme artığıdır anız
Papatya mevsimi temmuz
Olgunluğu karşılama mevsimi
Aşka ve sevdaya yanarsınız
Alabildiğince çekilmiş su
Feryadını salar bir yaban ördek
Toprak yarık, çevre ıssız
Ellerimden su yüklerim fidana
Beni giydirir bir esmer pazar
Ve ayrık otları kaplı bir tarlada bir kız
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Pencere Açık
Bıktırıcı bir sabır
Yaz sazlıklarını geziyor içimde
Pencere açık
Mavi damalı bir ay
Başına geceyi geçirmiş
Dolaşmaya çıktı
Bıkıyorum
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Pişmanlık Menüsü
Pişmanlık menüsünde neler yok ki
Nelerden dert yanıyorum bilir misin
Kız kızan da dahil, kışta
Bölüm bölüm anıyorum bilir misin
Şaşarsın çene bol konuştuğuma
Bazen hatıra yakıyorum bilir misin
Bazen güzelliklerde gülüyorum
Irmak gibi akıyorum bilir misin
Alaca bulaca lime lime aklım
Yap boz oldum sanıyorum bilir misin
Bulamadım bir çok parçayı anlam katan
Türkülere şarkılara kanıyorum bilir misin
Pişmanlık büyük kelime suskulara yapışık
Boş gözlerle öylece bakıyorum bilir misin
Geçmişi yeniden yaşatarak içimde
Vebali boynuma deyip takıyorum bilir misin
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Renk Aşkı Boyar
Renk aşkı boyar, aşk rengi
Velhasıl boyanırız
Acaba
Ölüm şiirin içinde mi?
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:34 PM
Sabahı Giyinmedin mi Daha
Sabahı giyinmedin mi daha
Yatakların rehavetinde
Işığın gül patlaması açılışını
Yaşamadın mı teninde
Çoşku bir şerbet gibi
Kan yapacak etinde
Renkler renkleri öptü
Yaşam saadetinde
Uyan sevilmek için
Şu dünya sepetinde
Sabahı giyinmedin mi daha
Parça değil misin bütünde
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:35 PM
Sarı Bir Yapraktır Düşen Dipsizliğime
Ağaç yaprakları gibi sarardı gönlüm
Bıraktı kendini boşluğa ansızın
Hazan, ülkemi kapladı baştan başa
Kurtlar kemirdi bağrımı durmaksızın
İçimi aldılar karanlıklara doğru
Bir mezar sessizliğini bıraktılar yormaksızın
Ben hazanın teslim alınmış kölesi
Zindanıma konuldum kelepçe vurulmaksızın
Umut dediğim başımdaki kuş çek git
Hasret hüzünlerimi derdime sarmaksızın
Sarı bir yapraktır düşen dipsizliğime
Bir bahar çimenine ulaşıp varmaksızın
Ellerim, ellerim koptu dalından
Bir fidan inceliğinde uzanıp sarmaksızın
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:35 PM
Sekiz Şubat Takvimde Herhangi Bir Yaprak
Sekiz şubat takvimde herhangi bir yaprak
Gökyüzü mavi,yeryüzü ak
Sorulamayan kelimeleri merak ediyorum
Nisan yağmurlarını mı bekliyor toprak?
Kardan tuzlar ekiyor asvaltlarıma ayaz
Uzaktan gördüğüm vuslat tarlaları kurak
Bir mum çiçeğinde aşk kokusu ararım odamda
Sabah akşam rüyalarıma gel ve bırak
Taş baskılarla desenlenir bağrım boydan boya
Deliliğim şiir tadında bir çıngırak
Şarkılara ne aşklar gizlenmiştir bilemezsin
Atardamarlarıma batar,kanatır pıtırak
Soğuk keskinliğinde acı çekmekte neyin nesi
Pencerelerim, ışık pınarlarımda durak
Sevilmek ve sevmek düşünmez ki karanfil
Kan pıhtısı sevdaların ateşinde çırak
Ne demem gerekiyor yüreğime bilemiyorum
Suskun alevlerin narında kavrularak
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:35 PM
Sekiz Mart Bir Başlangıç Olsun
Bir diğer yarımızı nasıl unuturuz
Şiirin tuzunu, tatlısını
Gözle öz arasında
Bir trafik ışığı
Kendimi unuttuğum zaman belki
Tüller içinde sen oluyorum
İster bir kum
İster gönül okum
İster aşk kokum
Adının başına K gelir
Adın kalır ve kendin değişirsin birden
Bekarlık sultanlık olsa da
Kaybolmuş genç çağlarının sesidir o
Elmanın yarısıysa eğer
Kurt düşürme yarı yarıya
Sekiz mart yeni bir başlangıç olsun
Dönmeksizin hiç geriye
Diğer yarımda aklım
Şu güneşin indiği vakitler
İnsan kırlar gibi koşmalı iken
Niye hep kapalı yarıda bekler
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:35 PM
Sen Gün Işığım
Sevgi ekiyorsun ya tarlana
O kıraç,o yamaç,o rüzgarlı
Tuz,biber gibi serpilmiş acılara
,O kader dediğin başı dumanlı
Kardelen ayazı
Kıştan cikarıp yazı
Sevgi ekiyorsun ya tarlana
Öylece ek beni de sere serpe
Ellerinden eksik etme
Sen gün ışığım
Sen kırçiçeğim
Sen ufkumun aydınlık beyazı
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:35 PM
Sende Bir Şey Var
Sende bir şey var
Kilit desem değil
Yorum desem değil
İde desem değil
Açıl susam açıl der gibi
Eşkiya kapıları açılıyor
Kızıldeniz gibi geçiliyor
Anahtar değil,murç değil
Bahara ne katıyorsun bilmem
Güneşe,yıldızlara
Hayale,ıssızlara
Isı desem değil,ses desem değil
Sende bir şey var
Çözgü gücümün yetmediği
Mantığın,duygunun tatmadığı
Hava desem değil, su desem değil
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:36 PM
Senden Gizli Bu Neşe Pastam
Akşam karanlığına sevincimi gizliyorum
Sen görmeden yanaklarım renkleniyor
Nasıl koşabilirim pencereleri açıp
Bırak hayvan yanımda mutlu olsun
Bırak karanlığa gözlerinin karasını
Kara karanlıklarda esrarlanır
Neşeyi bürüsem bürüsem ciddiyete
Bürülü sevinçler katlanmamalı kırış kırış
Nasıl da yağdı estirerek rüzgar karı
Yağmıyormuş gibi nasıl da hanım hanım
Gündüzden arta kalan bir aydınlık mı gece
Sabah seyirmesi gibi akıyor kanım
Senden gizli bu neşe pastam
Bu içimdeki şamdan gibi mum
Bırak ta bu gece gizli güleyim
Bilmediğim hayaller dokuyorum
Aklımın ucuna basa basa yürüyorum
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:37 PM
Seni Çağırmak
İçim seni biçimlendirmeye çalışıyor nedense
Nedense bir dere gibisin damarlarımda akan
Nice yap bozlarla sana koşuyorum
Koşuyorum aşkın mesafesiz atlarıyla
Öylesine duruyorsun yabancı bir ülke gibi
Bir ülke gibi uğruna baş verilecek sınırlarda
Topraksın,bir tohum saklarcasına sıcak
Sıcak tevazun büyülü bir el gibi
Her harfi dualıyorum aşka doğru
Aşka doğru gül döşüyorum yollarına
Belki bitecek kelimeler bir şey söylemeden
Söylemeden içimdeki bülbül susacak
Bilmiyorum uçan kuşlar kanatlarında
Kanatlarında bembeyaz bir umut götürürler mi?
Her soru ürkütebilir belki seni
Belki seni aynalarda tüketebilirim
Görünmez ellerimi saçlarında gezdiriyorum
Gezdiriyorum kelimeleri gönül denizlerinde
Seni çağırmak istiyorum borularla,bayraklarla
Bayraklarla zaptedilmiş bir gönle girmek istiyorum
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:38 PM
Senle Olmak
Saatlerce gökyüzüne bakarız ya
Beyaz kirlenirse dayanamam
Denizlerde martı çığlıkları
Deniz fenerince uyanamam
Kuşa, çocuğa karışmak demek
Senin kendi içinle barışmak demek
Hüzünle, sevinçle yarışmak demek
Toprağın rengine boyanamam
Kucakla sımsıkı duyduğun hazzı
Yaşamak arzulamaktır birazda
Bir kurt gibi bitirir hayat
En tatlı mevsimde, olgun kirazda
Ipıslak kumlarda deniz yıldızı
Bir deniz anası gibi, şeffaf, kırmızı
Ya da tepemdeki kutup yıldızı
Sana asla direnemem
Bütün ritimleri dinlet ruhuma
Her seste seni bulmak, seni duymak
Bir ebemkuşağı ol ufkuma
Her renkte senle olmak, sana uymak
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:38 PM
Sessiz Patikalarda
Sessiz patikalarda kır yeşilliğinde
Göğün maviliği omuzlarımda
Ellerimde uçuk sevdalara
Açacak tomurcuk gelincikler
Yeni bir umut yapraklanan dal
Giydirilmiş güneşlerle tavlanan toprak
Kemiklerimde taranmış bir ıssızlık
Zaman yeşil ve ak
Unutulmuşluğum unutkanlığımdır
*******e koşar adım akıyorum
Yeni tuğlalarla üstüste büyür yürek
Yeniden yenice bakıyorum
Keskin Göletinin suyu bu su
Tohumları ve ısıtılmış güneşi taşır
Çöken aşkın yeşil uykusu
Hafta sonu ödediğim öşür
Sessiz patikalarda yürüdüm başıboş
Sessiz görünen bir fırtına gibi
Şeytan Değirmeni değil mi bu
Atakule gibi önümde dikilen
Geçişli anlara girdim çıktım
Resimlerin düştü slaytıma
Kır çiçeklerini bıraktım
Sessiz ve öbeklenmiş suratıma
Ha
Haz
Hazır
Hazırlan
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:38 PM
Sevda Varoluşta Ezik
Hayat cesedimde mi?
Resmim nerede?
Kök hücrelerim çizik
Sonlunun sonsuzu
Genç kalan yanım
Sevda varoluşta ezik
Sevmek başarmaktır
Şifre çözgücüdür kanım
Gelincik yukası, nazik
Ölüm bir bayraktır
Zaptedilmiş beden ülkesinde
Yanıltılırsam yazık
Topraktan elbisemi al
Her hücrem yeşil bir dal
Aşk firakta bir azık
Ben aynalarda çoğalıyorum
Ben bedenlerde çoğalıyorum
Hep yalnız, hep tek, ebedi fizik
Vuslat ah vuslat....
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:38 PM
Sevgi Altın Sarısı Bu Mevsim
yaprak sarı elbiselerini giyiyor
sen hüzünleniyorsun ufuklarla
azalıyor içimizde ki sıcaklık birden bire
ellerime daha sıkı sarılıyorsun
uzak bir akrabamız olan sevda bakıyor
hatıraların hasret bohçalarıyla
yine böyle umutlanmıştım ya bir eylül başında
çok iyi hesaplar yapmaya çalışıyordum
bil ki her zaman gülmek için iyi bir umudum var
ilk günkü gibi hala seni seviyorum
ve ilk gözyaşımda ki tuzlu su
bütün ağırlığınca yüreğimde
söylenmedik daha çok sözcük var yanımda
kahve gözlerine bakıp bakıp kanatlanacak
sevgi altın sarısı bu mevsim
altın sarısı bir kelebek dudakların
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:38 PM
Sevgi mi Belirtmek İçin
Sevgi mi belirtmek için
Her kağıdı kullanırım
Hatta bulutları,kuşları
Ağaçları,toprağı kullanırım
Bir yıldız doğsa gösteririm
Karanlık gecede parlak
Bir su ışısa,güneşten
Köpüklense,sallanarak
Yeşili,maviyi,turuncuyu,beyazı
Her şekli,her sesi,her nefesi
Sevginin renğine boyarım fırça fırça
Kuşu azat edilmiş kafesi
Sevmek bir kalbin içinde
Bütün varlıklarsa, o odak sevgide
O'nun için,O'nun için severim
Ömrün çeyiz gergefinde
Her şeyde sevgi bir anlam olsa
Her şeyde Rab'bime seslensem
Sevgi beşiğinden bir dünya
Sevgiyle doğsam,büyüsem,ölsem
Sevgimi belirtmek için
Her kağıdı kullanırım
Hatta bulutları kuşları
Ağaçları,toprağı kullanırım
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:38 PM
Sevinemedim
Her acı
Her çaresizlik
Her susuş
Bana insan olduğumu öğretiyor
Kaybediş
Prangalanış
Düş
Yalnız kaldığımı öğretiyor
Sevinemiyorum nefrete
Hesaplaşmalara
Taşmalara
Sona geldiğimi öğretiyor
Hep bahar kalsak
Mutluluk alsak
Umutlar bulsak
Herşey bildiğimi öğretiyor
Sevinemedim
Sevmeyi denedikçe
Aşk kanadıkça
Canan bulduğumu öğretiyor
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:38 PM
Sır Hayatın Minesinde
Hem dışında hem içinde
Yolculuk hikayesinde
Bir sır; neden de, niçin de
Sır hayatın minesinde
Sevinç, hüzün alacalı
Sevgi; diken, biraz çalı
Ortalık elalem malı
Bir dert gizli sinesinde
Gitse, içi rahat değil
Kalsa, gönül öte meyil
Vücudunda onlarca dil
Acaba nın yinesinde
Bir yumuşak, bir buyrukçu
Sevdiğine pek kuyrukçu
Kavga dövüş pek yumrukçu
Hırs kasları enesinde
Günü lime lime etti
Sevda derdi cana yetti
O; yollara yollar kattı
Şiirledi sonesinde
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:38 PM
Sır Verir Bize
Bahçelerde gülün pembe yanağı
Gizli sevdalardan sır verir bize
Yeşil yapraklardır aşkın hamağı
Bülbül feryadından har verir bize
Bahar günü, seher vakti bir dinle
Gök kızıl, yer kızıl neylerle inle
Bir kızıl buluşma, çoşar seninle
Dilsiz diller yanar, kor verir bize
Bahçe bulut bulut bahçede meşk var
Yarin gözyaşından billurdan köşk var
Varlık yağmalansa sonunda aşk var
Sevda esir alır nar verir bize
Ne Mecnun buluştu, ne Ferhat vardı
Bir sır kapısında yüzler sarardı
Ayaklar titredi, kalpler karardı
Yar yolunda koşu dar verir bize
Bülbül bu bahçede, yerde gazeldir
Utanç boğum boğum, nazlı güzeldir
Gözlerim uğrunda bir gizli eldir
Feleğin çarkına zar verir bize
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:38 PM
Sırları Seviyorum Seni Severken
Sırları ısırmak için
Beynimin düşünce dişlileri yürüyor
Paletleri et olan bir bedende
Sırlar alemi severek büyüyor
Sevmek her yerde bir anahtar
Anahtarların yeniden yöneldiği bir kilit
Sırlarını seviyorum seni severken
İnsan olduğumu sırlarla anlıyorum
Sırlar kraterinde bir mağma
Delik deşik ediyor hayallerimi durmaksızın
Seni düşünürken hayaller; sırlar giyiyor
Sır tülleri arasında hep güzel kalıyorsun
Binbir gece masalı mı bu dünya
Her geceye merak ve hayal aktarıyorsun
Beynim rüya oluyor, düş oluyor
Sır mektebinde ebedi şakirt
Isırıyorum ve ısınıyorum
Çok bilinmeyenli denklemlerde
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:38 PM
Sizi Şaşırtmadan Susacağım
Sizi şaşırtan bir söz açsam
Ayna yansımasında güler gözleriniz
Bulutları bir kır yamacından koparsam
Şehirlere taşıyamam inanın
Güneşin ateş hırkasını giyince
Başıboş zamanların çemberleri çizilir
Sevil derken ceza mıdır dua
Hasretlerin kırılgan kuyularında
Acının öyküsünü parça parça
Ayır, anlat kalemine sürekli
Ne bahar, ne kuş,ne su
Güneş kadar yıkamıyor bedenimi
Sizi şaşırtmadan susacağım
Gülen gözlerinizi dondurmak için
Bulutlar gibi çekip gitsem diyorum
Bu evler, bu sokaklar niçin?
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Sokak Feneri
İnsan inanır
Taşın ağlayacağına
Oturur derdini döker
Taş ağlar
Gece dökerim yalnızlığa derdimi
Sinim sinim *******
Dört duvar ağlar,kilim ağlar
Minder ağlar,yastık ağlar,yorgan ağlar
Göğe bakarım,alacakaranlık
Yerler ıpıslak
Gökte sönük bir yıldız
Gözyaşlarımdan aydınlık
Bir sokak feneri
Eski bir sokak feneri
Bütün karanlıklara inat
Penceremde emir eri...
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Soluyan Bedenin Şiiridir
Karanlık ormanda iki göz
Hayvan olduğunu hatırlatır
Dumansız bir ateştir hararet
Şeytan alevleri ıtırlatır
Sinmiş bir puma refleksinde yürek
Aşk yarasa çığlığında uçar
Soluyan bedenin şiiridir
Ölüm sonsuzluğunda bir kar
Geceden ibaret zaten hayat
Işık arzudan ibaret
İçindeki boğamadığın hayvanın sesi
Yasak düşleri ziyaret
Yedi başlı ejderha solur
Aşkı bir sunak taşında
Kutsal bir ayin gibi bulur
Teslimiyeti ta başında
Yanar karanlık kapkara
Hayal çizgilerden anlarım
Göz göre göre susar sözcük
Irmak karası akar kanlarım
Lezzet karanlığın ateşinde pişer
Vahşidir biraz da insan yanımız
Karanlığa her zaman bir kor düşer
Kav tutuşması yanar ormanımız
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Sonbahar
Sonbahar
Ayrık otlarıda kurur
Eğer gelebilmişse
Bu zamana
Yapraklar
Sarı,kızıl
İnsan sızılı
Sevda
Yapraksız bir ağaç
Kaç gündür
Yakamı topluyor rüzgar
Belki gelecek
Dolu,kar
Ayrık otlarıda üşüyor
Dallar ve yapraklar düşüyor
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Sonsuzlık Bitmemeli Aşk Bitmemeli
Deniz gökyüzünü buluyordu bir mavide
Hem birlikte hemde ayrıydı sanki
Yağmur bulutlarından bir şemsiyeyi
Yüreğinde emzirmek için tutuyordu
Her an ona bakınca duruyordu
Sonsuzluğun merdiveninde bir basamak
Dalgalar iç gözleriyle sorguluyordu
Sıcak atmosferlerin kanaması bir yasak
Ne kadar uzak yakınında durmak bile
Ne kadar düz bir çizgi oluşum
Duyguların sarhoşları koşar sahile
Seni yorgan gibi örtmek kahroluşum
Deniz gökyüzünü bırakır bir çizgide
Kopmayan ayrılıkları giyinir usulca
Gece yıldızların buluştuğu bir sergide
Bir hasta titreyerek kan kusar alca
Ressam kırma paletini, şair bitirme sözünü
Sonsuzluk bitmemeli, aşk bitmemeli
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Söz bitirilmeli Nerede
Neresinden başlayacağım sözün
İstediğim nedir sözcüklerden
Gözcülük etsin derken duyguya
Nasıl yol veriyorum kaygıya
Hep bitmemiş arzuları içiyorum
İçiyorum arzuları bitmemiş hep
Söz bitirilmeli nerede
Tümcedeki saklı sır
Duygu kendini ortaya koymalı
Saygıya karışan yol yordam nasıl
Susuzluğun bir çekim gücü var ki
Var ki gücü bir susuzluğun
Yağmur gibi neresi olursa yağıyorum
Gönül buğulanıyor sileceklerde
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Su Gülsün
Irmaklar susmasın,bırakın aksın
Şelale şelale hep baş döndürsün
Sevmek isteyenler kalbine baksın
Su gülsün,binbir yaprak güldürsün
Yaş yedidir veya tut yetmiş yedi
Sevda sarmaşıgı sardıkça sarar
İçimde oturur çocuk ve kedi
Minik duyguları yer yer tırmalar
Gökyüzü güzel değil mi söyle
O beyaz bulutlar çağırmıyor mu?
Sonsuzu sonluyu bırakmam öyle
Gönül gözün gün gün seğirmiyor mu?
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Su Sudur Bende Aksi
Su sudur bende aksi
Havanın bulutları bende
İçime sığmış galaksi
Hay yanın yakutları bende
Zamanından kopardım zamanı
Senden çıkarılmış bir sendir çiçek
senden ayrılmış senlerle
Şarap tadında bir içeçek
Gökle yer arası bir yağmur
Aşk ıslağı düşer sonsuza
Kristaller aşk kadar mağrur
Al kor arzular çizer buza
Yorgun yüzünü örtüyorum
Umutlarımı giydirerek üzerine
Bölüyorum seni senden
Alıp götürmek için derine
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Sustum
Hayalimde sevdim,yaşadım,sustum
Düşlerim evlendi, boşadım,sustum
Mevsimler boyu koştum peşi sıra
Yaşanmamışları yaşadım,sustum
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Susu
Bir tozlu defter gibiydin
Kapatılmış ciltlenmiş
sarı yaldızlar içinde
Gece yıldızlar içinde
Açmaktan korktuğum sayfalarda
Bir lahit gibi duruyordun
İçimde ve içinde
Bir ses yardı susuyu
Bir kurşun uyardı pusuyu
Son nefes verilmemiş demek ki
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Şairler
Kelimeleri kalkan yaptılar
Kelimelerden kaleler kurdular
Yüreklerini kelimelere
Gömdüler.
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Şaşırt Beni
Damlanın içinde sabır ne kadar
Ne kadar senin içinde sevgi
Fırtınanın gücü nerden gelir
Telefon çalınca ürperir misin
Aklına ne gelir şüphe ile
Beklediğin algıdır sezgi adına
Damla sevgi fırtına mıdır
Telefon şüphe ile sezgi arasındadır
Beklemek sabırda bir gelişme
Haydi seni göreyim şaşırt beni
Sabır gösterime bir bıcak gibi gir
Gir; alt üst et düzen dediğimi
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:39 PM
Şimdi Bir Noktaya Sığınıyorum
Şimdi bir noktaya sığınıyorum
Hiçbir yönü olmayan
Biten zamanların ve sözlerin sonunda
Orada,öylece bekliyorum
Seslerin kesildiği bir korulukta
Kalbimin boşaldığı bir durakta
Şimdi sesli sessiz harflerde yok
Bir yağmur,bir gözyaşı,bir nokta
Senin belki farkedemediğin bir sapakta
Yeni başlangıçlar için zaman kolluyorum
Yeniyi bilmek,yeni sözleri bulmaktır
Niçin birşeyler arıyoruz durmadan uzakta
Şimdi dediğim ve şimdi dediğin bir an
Kanatlanmayı bekliyen mutluluk o kadar çok ki
Gecenin karanlığında güneş bir nokta şafakta
Ellerim,kalbim,umutlarım bir nokta
Sözcükler katarını durdurunca bir bak
Bir bak ne kalmış senden sonra ayakta
Şimdi niçin yamanıyor şiirler bir tüle
Sözcükleri taşıyan,bir hamal kadar inatçı
İnatçı bir keçi kadar,koparılmış yaprakta
Bir noktanın sesini bulamazsın hiçbir yönde
Durup düşünmendir onun sana sunacağı
Seni sana döndürecek sadece bir nokta
Şimdi bir noktaya sığınıyorum
Yeniden başlamak için her yeniliğe
Yeniden aşka,sevdaya ve deliliğe
10.12.2004
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:40 PM
Şubat Ortası Belki Duyarsın
Sevmek için bir hatıra bırakmak yeter
Gül yaprağı gibi gönüller düşer
Nice bilinmez ayazların çırpıntısıdır
İnsan yaşadı mı garibce yaşar
Bu şehir kısa mutlulukların kitabıdır
Bir gelincik ayıraç olur bükük
Sevda kimin muhatabıdır
Hazan balyalarından bir yük
Esme desemde esiyor rüzgar
Esrik birlikteliklerle düşüyor kar
Ne günüyse ne günü seni seviyorum ya
Bu cemrelerin ardı bahar
Hatıralar kervanında hep sen varsın
Özdeş bu şehir seninle bir daha
Şubat ortası belki duyarsın
Karanlıklarını biriktir sabaha
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:40 PM
Taşır Ay
Ardına bakmadı ki hiç umutlarım
Aşkın tadı baharlardan da öte bir şey
Veren olursan açılır kapı
Yanık yanık çalarsa yakar ney
Gönüldeki duygular üşür yorgansız
Yıldız gözyaşları şebnem bir yürek
Tutsaklıktır teslim olunan aşkın ipi
Gecenin kanatlarını üstüne taşır ay
Ekersen tohumu bahara gider
Umut tohumlarını eke eke git
Kar kördüğümüdür düştüğün tipi
Ufuk,sultan gönüldeki sırça saray
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:40 PM
Tel Tel yağmurlar
Ipıslak yüreğimle ince ince
Düşlerle geçtim seni görünce
Dönüştürüyorsun beni sevince
Tel tel yağmurları çok seviyorum
Alaca sabahın gözyaşı idi
Baharın kirpiği ve kaşı idi
Sevda güllerinin bir taşı idi
Tel tel yağmurları çok seviyorum
Nisan başlangıcı sessiz ve ıslak
Yüzünü yıkıyor binlerce taslak
Ne güzel görünür seninle Maslak
Tel tel yağmurları çok seviyorum
Gel gülüşünü ıslat bu sabah
Gönlümün çiçeği buket buket ah
İçim sesleniyor 'Haydi çık, yallah'
Tel Tel yağmurları çok seviyorum
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:40 PM
Tut ki Dünya Benim Gemim
Tut ki ney değil inleyen benim
Ruhumu etle bürüdü tenim
Tut ki ışıkla örüldü hücrem
Tut ki dünya benim gemim
Geçmeden dalgalara beni gör
Bulutların gölgelediği benim
Bırak renkleri şekilleri sana ne
Varlık olarak en mükemmelim
Şeklin ve ruhun özetiyim
Gözlerim,gülüşüm ve elim
Seni ararsan bana gel
Gel semada raks edelim
Neyi üfleyen sen benim
Güzelliğin simgesidir tenim
Neyi arıyorsun benden gayri
Ben benim,vekil benim
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:41 PM
Türk Vatanı
Vakit ayrılmıştır bir varlığa
Candan öte bir mukaddestir bu
Paylaşılan bir mutluluk
Ayrıştıran bizi diğerinden
Sınırsız bir yeryüzü üstünde
Bekanın çizgisi varlık
Biz derken bizim olan
Gökleri aynı bayraklık
Altı fidan kanıyla yoğrulu
Üstü iradelerin gençlik bahçesi
İmanlarla çizilmiş coğrafya
Hür olmanın nefesi
Ayrılmış vakitlerde genç asker
Bekler yüreğinde atanı
Bozkırı, dağı, taşı
Türk Vatanı
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:41 PM
Umudun Ucunda Yaşamak
Döküldüğün zaman arınacaksın
Akılla sezgi arasındaki kavgadan
Formüller içinde yaşamak
Hazzı hangi metod tutabilir mutlulukta
Boş verdiğin zaman düşüneceksin
Kuru bir tükenmişlikte bir tohum olsana
Umudun ucunda yaşamak
Seni bütün taçlar kıskanmalı kutlulukta
Boşa doluya almayan bir aralıkta gülümse
Gecenin on ikisi olunca ayır kafatasını
Anı avucunda yaşamak
Nasıl bir şey boşaldığın zaman dökülüş
Kara *******i hayal denklemleriyle karşılaman
Tohum gücünde yaşamak
Döküldüğün zaman arınacaksın
Kuru bir tükenmişlikte bir tohum olsana
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:41 PM
Umut
Loş bir ışığı bölüp
Koridora çıktığımız zaman
Kamaştıran ışık değildi bizi
Hürriyetti önünde uzanan
Kaç hüznü kısıp
Biriktirmişti ıstırabını lamban
Gönlündür çatlamış
Gözyaşlarından aydınlanan
İçimde bir umut daha
Biliyor musun yeniden uyanan
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:42 PM
Umut Tuvalim Yeşil
Yayılan bir damlayı kuşattın mı
Halkaların kalkanlarında bir sevdayı
Düşlerinde
Düştün mü hayallerine gelişmelerin
Söz kürkünü sarılırsın, çıplaksan
Isıtır umulmadık üşümelerini
Kaşlarında
Koştun mu göz dünyanın derinliklerine
Niçin değişiyorum seni düşünürken niçin
Boşlukların ıssız döllerinde
Üşüyorum
Üşümelerimi hasret ateşine attığımda
Yakın yalın bir yalnızlığım var seninle
Yalansız bir yıldız görünmeyen
Görünmeyen bir öteki sensin
Sensin gönül köşkümün boyacısı
Yıldızlar yukarıda
Ben aşağıda bekliyorum
Gönül coğrafyam mavi
Umut tuvalim yeşil
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:42 PM
Umut Ve Hüzün İle
Her gün yeni bir umut, her güneş bir başlangıç
Yeni bir imtihandır açılacak her kapı
Şu gönül denizinde, zaman yorulmaz dalgıç
Umut ve hüzün ile insan örülmüş yapı
Ne sevincim mutludur ne de hüznüm derbeder
Duygular dinmeksizin birbiriyle harp eder
Bilmediğim bir kader yakamdan çekip gider
Hayat buğday tarlası, kuru bir anız sapı
Dostluklar yarım yavan, sanki su döven havan
Bütün kitaplar hapis, gökyüzü bir karavan
Buruşuk gülüşlerle kimdir sırayı savan
Ölçülmüyor dostluğun derinliği hem çapı
Yine de umut leylek kona göçe uçuyor
Bir sıcaktan sıcağa, kanat açıp kaçıyor
Görenlerin yüreği, ilkbaharlar açıyor
Balon gibi yükselir sevginin bitmez ipi
Yeniden doğumlarda hep ölüm mü gerekir
O bembeyaz papatya avucumda sanki kir
Yine de gül sen bana, duygun kalsın hep bakir
Kardelen enginine dolansın gelsin tipi
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:42 PM
Umutlar
Umutlar ya onlar
Kaybediliyorlar
Her geçen günle birlikte
Bilmem senin yıldızların var mı
Aşk balkonunda parlayan
Yıldızların var mı bilemem
Bilmem var mı sahi
Gökyüzündeki yıldızlar hepimizin
Paylaşmasını bildikten sonra
Bencillik etmezse içimiz
Sahip olmak için
Aşk serbest bırakmaktır yeryüzünü
Gökyüzünün altında
Sarp kayalarında üzerindedir
Her yıldız tek tek
Herkesin bir yıldızı vardır belki
O sonsuz gibi gözüken boşlukta
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:42 PM
Utlu Gibi Bakarken Sevgine
Nasıl bir duygu bilmiyorum
Uygun bir mutluluktu asıl
Utlu gibi bakarken sevgine
Kelimelerin bile hoşuma gidiyor
Elimi tutmuş gibi sımsıkı
Tut gözlerimden kaldır ipimi
İpim yüreğimin hayal perdesi
Ay ertesi sular eğim yapar
Su bütün damlataşları boyuyor
Sen su musun uyku musun dingin yaşam
Mor ötesi bir üzüm salkımı
Bağ bozumu şölenlerinde hep seni bekliyorum
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:42 PM
Uzak Hayallerin Uzantılarında
Uzak hayallerin uzantılarında
Nice aslı düşlerim vardı
Nice kuşlar uçtu ufuklarda
Nice ufuklar karardı
Aşk açlığında insan aradım
Vuslat işlenmiş karton dekorda
Kar tanesi umutlar yapıştı gönle
Sevda işlenirken ak korda
Açılmamış bir paket gibi dünya
Açmadan vereceğim geri
Kötülükler örmüş iyilik
Kötülüğün iri lengeri
Anlamak istemeden seviyorsun
Senin boyutlarında sevgin
Bir kuğusun kendi gölünde
Bilmezsin nedir engin
Uzak tutulmuşluklarda yıkandım
Çaresiz aynalarla örülü
Çaresiz çizgillerde tıkandım
Yüzüm aynalarda serili
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:42 PM
Uzakta Olsa
Hiç ufukta,uzakta bir yıldız görür müsün
Siyahın içerisinde bir nokta
Uzakta da olsa bir umut var
Siyahın pelerininin ardında
Kadere gece bakma
Bir de gündüz dene şansını
Bulutlar bile beyaz olur
Güneşe karşı
'Siyahın göründüğü yerde'
Beyaz saklanıyordur.
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:42 PM
Var Olmak Birazda Var Etmektir
Güzel kadehler camdır ve kırılırlar
Gül yaprakları incinme hassası taşır
Gel demek için aşka ağlamalısın
Sevmek basamaklar önünde terlemektir
Sevilmek her basamakta ki umut
Sessiz gül yaprakları düşer ayaklarına
Var olmak biraz da var etmektir
Vermek bir vergidir karşı konulmaz
Virgüller, noktalar hep tümce için
Ziyaretten geliyorum düşüncelerini
Ziyan edilmiş bir bahçe gibi
Zemheri yüklendiğin şu baharda
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:42 PM
Varlığa Yorum Katabilen Akıl
Ben olmazsam deniz niye yarar
Gök,hava, su,yıldız
O şekiller harikası kar
Ben olmazsam her yer ıssız
Güzeli yüreğiyle gören
Meyveye yatan en ince bir dal
Korkular ve muştular ören
Hayvan ve melek bileşkesi tutkal
Gözlerin ışığındaki sevgi ve nefret
Olgunu ulaşılmaz, kabası tam ham
Bazen eşref-i mahluk, bazen felaket
Bazen karınca ezmez, bazen yamyam
Evrenin usta oyuncusu,başroldeki
Varlığa yorum katabilen akıl
Benlerle, bizlerle örülü seki
Taştan tanrılar oyan bir kul
Issız kıpırtıların farklılaştırıcısı
Anlam renklerinin ressamı
Sen olmazsan her şey taş tabakası
Sen olmazsan bir dal odun asa mı?
Ben olmazsam deniz niye yarar
Gök,hava, su,yıldız
O şekiller harikası kar
Ben olmazsam her yer ıssız
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:42 PM
Vefa Kalmadı
İçimde bir tel var ince,dokunak
Bazen ağlatıyor yürekten beni
Erkek ağlamazdı bir taş barınak
Erkeği ağlatan destanlar yeni
Sarıldım vefaya,vefa kalmadı
Dost dediğim insan hançer gösterdi
Çile katıklılar sabrı duymadı
Yunus ol diyene buğday ver dedi
Kavga var gurura,hırsa,kibire
Bir tutam güleryüz kantarca ağır
Şatolar,villalar götür kabire
Orayı satın al,keyfince bağır
Erkek söz eriydi,hicap eriydi
Her kelime namus,yemin ve gerçek
Erkek ağlamazdı,sırtı kaviydi
Ne bilsin ihanet dosttan gelecek
23.03.1993
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:42 PM
Ya
Ya 'ben ' uyanınca
Rüya biterse
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:43 PM
Ya Sevgi
Yaşamak
Bir nefes
Bazen kafes
Biraz ses
Hayat
Bir deniz
Bazen iz
Biraz giz
Ya Sevgi
Bir telaş
Bazen taş
Biraz yaş
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:43 PM
Yağmur Ayna ve Ay
Gökyüzü boşalır doluya yatar
Yüreğim ıslanır pelte pelte
Rüzgar her aşkımı çalıya atar
Arzu yaz sevdası gibi dekolte
Gece ay'a bakarım kendimi görmek için
Aynada gösterir suretimi
Hep ay hep ayna niçin
Ruhumla çamurlar etimi
Yağmur ayna ve ay buluştu
Bir karanlık gecede gözyaşımla
Mumsuz bir arayıştı belki
Zaman geçerken hışımla
Kime ne kötülük ettim
Işık arayışlarında kürede
Kim kırıldı kim incindi
Bir fasit dairede
Sessiz duygularım açılır
Karanlıkların tek yüzüne
Beni ararken bulduğum
Can düşer bir ayna düzüne
Yağmur ayna ve ay arasında
Seni kaybettim biliyorum
Sen içimden akıp giderken
Hep mutluluk diliyorum
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:43 PM
Yakılır Hüzün
Neşe denen penceremin önüne
Tül perde misali çekilir hüzün
Güneş dolu her mutluluk gününe
Çayır çimen gibi ekilir hüzün
İlham perisini bulduğum bir an
Aşkın büyüsüyle dolduğum bir an
Sevginin içinde kaldığım bir an
Karşıma ansızın dikilir hüzün
Sen benimsin der de başka şey demez
Mutlu ağaçlardan meyveler yemez
Emsali yok,kimselere benzemez
Peşime peşime takılır hüzün
Gülsem bir an için dudağımda gül
Alevlenmiş korlar bırakır hep kül
Düğün dernek kurup eğlensemde bil
Bana kına diye yakılır hüzün
15.12.2004
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:43 PM
Yalnızken
Yalnızken bir gelecektik
Tohum karanlığında ruh
Bir toprak sıkıştırması beden
Bir ayaz çatlağı aşk
Güneşle gülümsüyorken yüzün
Yalnızlık kırıntısıyken sözün
Ufuk dolusu ün
Dağ yalnız değildi belki
Işık ve ceylan
Dal kırılması gibi düşüş
Geleceğin saçaklarında heyelan
Uçmalıydık birlikte
Yalnız beraberlikte
Birlik gömülüyken ikilikte
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:43 PM
Yalnızlığımın Yorganını Üstümden Alınca
Düş kırıklarında hala yaşadığımı anlıyorum
Ömrünce hiç acı tatma diye dua etsene bana
Yalnızlığımın yorganını üstümden alınca
Ne kadar çaresizim dünyada anlasana
Başkalarını seyretmek ve anlamak mı işim
Nasıl çocuğundan ayrı kalır bir ana
Ayırılmış düşüncelerin sahibi olmak
Anlamıyor musun yakışmıyor insan tabiatına
Hep gözyaşı ve kan dükkanı mıyım kapısı çalınan
Hep gelen tarihler boyu oyuna
Çiçek ve güneş iklimlerinin çocuğuyum
Mutluluklar vesaadetler bırakmış soyuna
Bu dram bitmeli ve bu oyun bitirilmeli
Yazık emel diye akıtılan kana
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:43 PM
Yalnızlığın Bittiği Bir Yer
Yalnızlığın bittiği bir yer varmı?
Benlerin unutulup gittiği
Açlıklarımızın dönem çarklarına takılan
Vahşi hırslarımızın yattığı
Ne kadar düşünürüz bir serçe kuşunu
Nedir bir çiçeğin hayatımıza kattığı
Elimdeki somunu ne kadar bölüşürüm
Ne kadar sevgi var kinin güttüğü
Yalnızlığım evrensel bir yalnızlıktır
Toplumcu söylemlerin attığı
Kim el uzatır/Kime el uzatırım
Yüreğin sözcükler çukurunda battığı
Renkleri geriyorum söz şemsiyeme
Işık yansımalarının ittiği
Yalnızlığın bittiği bir yer varmı?
Ya da sevincin yadsınmaz bir aşk tattığı
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:43 PM
Yalnızlık Tekrarlarımdır
Yalnızlık tekrarlarımdır
Sesi,kokuyu,rengi
Yalın bir çığlıktır
Derinlerin frekansında
Ya ve yadalar arasında
Unutmak için sen olmalısın
Gözlerimdeki gül çiçeği
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:43 PM
Yanmış Ve Bitmiş
Yanmış ve bitmiş,
Küller arasında bir kalp
Ne dil kalmış
Ne el
Ne ahir
Ne evvel
Kömürden bir kalp
Simsiyah
Harap
Sevdiyse de geçmişi
Yanarak.
Yanmış ve bitmiş,
Kül ve toprak
Yilanlar ve yalanlar
Ne sevda,ne yasak
Ve konmayacak akbaba
Belki bir kömür
Belki de bir elmas
Dün çarpan ritim ritim
Belki bir ihtiras
Ne dil kalmış
Ne el
Ne ahir
Ne evvel
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:43 PM
Yaradılış Sularından Beri Gözyaşı
Hep kaybetmişleri üretiyor hayat
Hep ezilmiş gözyaşını
Onlarla hatırlıyoruz insanı
Şekil yanımızla
Onbinlerce yıllık kan
Yaradılış sularından beri gözyaşı
Efendi tiranlar
Kil kanımızla
Barış dönüşür sırtlana
Şirin güleryüzler bir cadı
Yok mu insanca yaşamanın adı
Mil sürülmüş anımızla
Kaybedenler adına kaybettik
Binlerce yıl öncesi yaşamı
Bu dünya patlayacak dinamit olup
Ettiğini bul tanımızla
Ertuğrul Şakar
GooD aNd EvıL
04-21-2009, 07:43 PM
Yasak
Dal mı yasak,gül mü yasak
Yeşilin içinde bir diken
Suya taşlar gibi otursak
Ürpersek seninleyken
Suya çemberler çizilse
Yüzlerimiz çember atlasa
Bir köpük dudağımın ucunda
Su içerken patlasa
Gel sevdalım,tut ki sonbahar
Sen ben yaprak
Ne ağaç var,ne dal,ne yeşil
Kendini öylece bırak
Suya yazdım ismini
Ne suyu tutabiliyorum ne ismi
Ne dal var,ne gül
Hayallerin merasimi
Ellerin,gözlerin sıcak
İçimizden geçer su
Zevk almaya bak
Bir rüya; bu ömür uykusu
01.03.2002
Ertuğrul Şakar
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.