Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Zeynep Tavukçu


GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:29 AM
Acaba? ...
dualarım kabul olur mu her gece yinelediğimde?
adımlarımın bile ben kokmadığı
gölgemin olmadığı se(ri) nliğimde

nefessiz ruhu taşıyan bu bedende
bedel kanımın yerine sen akarken
seni seviyorum diyen ölü esintim
dolaşır mı s/açlarında?

ürperir misin uykunun en tatlı yerinde
yatagının başına gelen bu yokluğun eli ile?

hisseder misin konduramadan düşen buse mi?

Berkay ve Emrem e 16/1/07
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:29 AM
Acabalar hep mi hiçe gider...
bir gölge kara basan
derin
sessizlik...
acıtır k/ulak z/arını
algı ötesi yürür yeşilden maviye

bir avuçta eriyen ak tanesi

tek nefes
erken öten uslu çalıkuşu

bir uluma
çam kokusu yitik beyaz örtüde

göz kapaklarını yırtmakta
ayaz
süzülür içten dışa sıcak korku

tek girişli mikrop yuvası
kaderin düğüm noktası

yürekten atılan adım kapı y/önü
aklım içerde
kırık saksıya saçtığım tohum
yeşil filiz verir mi?

7/4/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:29 AM
Ağaç
Ey...
Sevgili bildiğim
Sevgilim idin..

agaç bilip yanında yeşermiştim.
küçük bir kır çiçeği gibi
dökülen yapraklarının arasından
isyanla boynumu uzatıp
tüm vahşi doğal rengimle
gölgende dahi kalmaya razı gelip
ulaşan güneşin ışığına
Sen diye gülümsemiştim.

bilemezdim ki;
..

...saftım
......sevdim
........çiçektim

..........

övgüsünün gölgesine sığınacak kadar aciz
balon ego ile dün den çıkılamaz!
....
kanatlarımın beni götürdüğü yer:
gelecek
ancak güçlülerin ulaşabileceği
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:29 AM
Ağlı yorum
canım acıdı
az önce
bacağımı vurdum
koltuğun sivri kenarına
kesin mor olacak
ağlıyorum
sicim misali

ziyan olmasın diye
tadına b/aktım
göz yaşım tuzlu
ağlıyorum
iç çekişlerim çıktı ayyuka
bahaneleri dizdim önüme

içim acıyor...
nedense
ağlıyorum

bir söz
içimde prangalı
uzaktan gelen
biliyorum seviyor
seviyorum

yine de
ağlı yorum
...

16/5/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:30 AM
Albatrosum
yüzü avucuma sığ an
albatrosum
gözünde düne kanat
açan portakal korkulu zincir
öfkeli dal gama ışın
kırılır yakamoz

özlem adına
sarı yağmur damlası
vuruldu saçlarıma
sen diye...

ezik çığlık izmariti
hüzünlü anason
bâkir kent türküleri
hep aç...

durma!
uç...

gerekirse
b/eklerim bir ömür
sen/i...

19/5/7



Not: alıntıdır...''Bir albatros ilk uçuşundan sonra bir daha yıllarca hiç konmaz. Yorulmak bilmeden uçar, uçar. O artık soğuk okyanusta yalnız bir kuştur. Doğduğu adalardan birine, hayatının tek eşini bulmaya geldiğinde en az beş yıl geçmiş olacaktır. Çiftleşmesi için ise yedi yılın geçmesi gerekecektir. Ömrü mü? Bir insan kadar uzun 70-80 yıl. ''
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:30 AM
Aldır
Ağacım
Tomurcuk...

bir kare sığ an
nur-u boynuz eski
hiçin söylediği masal

aldırma!

buna gücün var..
buna gücüm var..

kış döndü bahara durmaz
limana kaçırdı geceyi
gün yüzer derinde
nefesler daim

ikra aşka
haykırıyor al tomurcuk
yavru kuş uçmayı bekliyor

senin avuçlarında zaman
senin avuçlarında yaman


.. gözleri
....gözlerini
...... gözlerimi
aç! ..

Lale devri dudaklarda

2/2/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:30 AM
Arayış -ıı-
ses ver sene
varsa tabii
gömüldüğün mezar
toprak değil
küsmeler niye?

karanlıkta salınır
sıcak nefesler
bardak peçete
rakı balık kokar

bozuk şarap, cahil içişi
balzamik sirke tadı
dökülür ekmek kırıntısı

kadehini tutamaz
sakar eller telaşlı
saçlarıyla oynar
us uçmuş havada
yayar şehveti gitar teli
yüze vurur üç mum

kara kalıptan bıkmış
altta dişi ayak aleni
sabırsız uyarışlar
basit bilindik oyun
ceviz ağacı masa
yemek bahane

sadece
var olana doymadan
ruhsuz sevişmen
yine sahnede

öfkeli arayış
bu küsmeler niye?

N e r e d e sin?

27/1/7-İSTANBUL
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:30 AM
Arayış -ııı-
ürpertir ilk dokunuş
ak lekeli kumaşa
sandıkta kilit

karanlığa yuva olur
saçından akan salya
uyumuş çıplak

tükürür öfken
yayılır dalga dalga
rengi sidik

soğuk sarhoş kanın
cilalı nara atar
üç yeni kuruş

taze simit susamı
acımış demli çayın
unutulan bardak

martı çagırır ıslığın
konar avucuna çığlık
dinlerim Yenik

keman sesinde gitar
denizi yok sahillerin
çakıllarda tuz

gül yaprağı bakışlı
solgun ay süzülür
çilek kokulu ruh

N e r e d e sin?

28/1/7-İSTANBUL
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:30 AM
Arayış -ıııı-
Olmayan varlığımın ağırlığı omuzlarında
Sıkılmış sızmışsın hayatıma
Uykuya ilk dokunuşum fırsatın
Arka sokaklarımın karanlığında
İçindeki ile bütünleşmişsin

Arıyorum seni
her yerde..

Dükkan vitrininde mi mankensin?
Parke taşlarının arasına mı sığındın?
Sakız kağıdı mı örtmüş tenini?
Mazgallardan mı akıyor gölgen?

Başında tanıdık hekim
Bir karış mı kalmış hayatı tutmana?

Nerede sin?

Dağlarını iki harfe sığdırır deli damarından
Akıtırsın
Taşar, olmayan denizlerim

Nefesim dağıtır sadece asi saçlarını
Ben tayfun olup devirmek istedikçe seni

Besleniyor, devleşiyorsun gözlerde
Elimde ipin darağacım hazır
İsyanın gözyaşında boğamıyorum seni

29/1/7-İSTANBUL
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:30 AM
Arayış
Orada mısın?

gece vakti özenle kurulmuş
anasonlu bardakta ki dudak izi,
balık bulaşmış öpücüklü peçete mi?
mantarı hava almış üzüm suyu şişede
bit yumurtası salataya karışan
hakiki sızmanın üstünde mi?
taze kızarmış ince dilim beyaz ekmek
kıvamında vişne reçeli mi çekirdeksiz?
içtiğim ılık su belki de
örtüye utançla yayılmış ıslak leke mi?
düşmüş yavşak saç teli mi?
iki sandalye arası
üç mumun alevinde
çikolata sosunda erimiş dondurma mı?

topuklu siyah kabını terketmiş
kavis çizen parmakların uyarışı mı?
düşen bıçagının yankısı mı yoksa
alma bahanesi ile sıyırıp örtüleri
haz arayışları mı cevizin altında

üstünden yayılan koku...

neredesin?

peki...
geldin ise üç defa vur!

/1/7-İSTANBUL
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:30 AM
Aşkım'a
bir pırıltı var gözlerinde
hayırlar olsun Aşkım?

bıyık altı gülümseyen
bir şirinlik var kıyılarında..
ayışığının yumuşaklığıyla
kuytulara saklanan
ancak tanıyanı korkutan
.....

hislerin izinli olduğu
uykunun arefesinde
izinsiz dolaşan
yoklukların gemisinin
kırıntıları ile beslenen
kendini bilmez
martıların isyan çığlıklarına inat
yoğun bir koku misali üzerine sinen
sessizliğinin eşliğinde
ki bu vakurlu duruşun
sabırlı bekleyişin
kime?
.....

bırak..
ilk sevmenin
söz vermişliğinin hatırına
bırak gitsin..

oldukça yakışsada kıvrımlarına
o kat kat terk edişin
kırmızı alazından elbisesini
çıkart at sırtından

soyun
Çıtırım

düşen çiğ damlalarıyla ürpersin
çıplak kalan tenin

12/06
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:30 AM
Ateş Lekesi
bütün gün ocak başında çalışan ana
çevirir durur huzursuzca eksik dişlerinin arasında
kokusuyla tüm evi kaplayan fesleğeden kırdığı iki dalı
evinin çatısına çöken akşam karanlığı
tuzu kıt acısı fazla pişirdiği acele aşa
suda buruşmuş kil kokan elini daldırdığı
çatlak kavanozdan bir avuç tuz katar
iki baş kuru soğan ve bölünmüş ekmek sofraya geçmiş bebelerin aç ağlamaları
katılır yüreği kaynayan kazanın altında son demlerini yaşayan ateşe
nafile kalır közün rengi dünde
hüznün gölgesi çöker yanık yüzüne hiç yakışmayan
gök gözlerin düşürdüğü yorgun düşleri
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:30 AM
Ayın on üçü cuma değil
huysuz ve yorgunken beden
gece örtüsünü yırttı
omuza dokunan dişi sesleniş
ayrı bir el de dokundu
okşadı saçları
karıştırdı teselli ile
katlanmış çorap dolu çekmece
sıralı aldırmazlıklar

sebepsiz acı çığlıklar
d/üşüyorum
ışıklı camlar çöktü

bir ıslıkla verildi ara
ilan oldu aşk
son doz beğeni
acaba değil veda bu
sen öyle san yine
korku diz boyu hala

tüm kumlar cam mı oldu mübarek?

ziller çalıyor kahve altıya
yetiş...

tıka basa dolu şehir
rehavet bastı yine
dünya üstüne yığıltı
el kol tümü iptal
parmaklar akmıyor

tüm derdin bu mu idi?
-iki ezan arası göz kırpıştırması-

gögsüne yatırılan
pembe et/can parçası
can hıraş sorup yalvarma
birşey var mı?
eziyor muyum acaba?

tercih bedeli omuza takılan
özgürlüğe asılan kanca
tek kanat çırpınıyor

kamera camından yansıyan
bana olan borcun
ah be gülüm...
ya ben ne durumdayım?
bi düşün...
hacım canım
sag yanakta damla

ben mi avatar?

neyse
bendim işte sendin işte
doğrusun

en güzeli cansın ya
kanım sereyim yoluna

peki...

13/2/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:30 AM
Babam
Kaderin ilk sillesi
İlk merhabam
Altı ay beyimde
Babadan yetimim
Anam kocada
Ayakkabılarım kırmızı

Hayatla ilk kumarım
Okul çıkışı
Attığım zar
İki _üç
Bir kayanın üstünde
Kaybettim
Beyaz kağıdımı

Yaş yedi
Üstte ne var?
Başta bit
İstanbul yolunda
Vapurda
Yumurta oyunu

Ortam medeni
Ruh vahşi
Tanrım güç vermiş
Hayalim bir küfe
Ameleyim

Yaş yirmilerde
İlk oğul Refik
Ardı Günay
Emine, Nuray
Dayanır mı yürek
Kan sızar çenemden
Cigerin yarısı gidik

Kemal geldi ki aslı İmdat
Zeynep yine mi kız?
Yeni hatunda gözüm
Ümit melek yüzlüm
Hüzün gözlüm

Numune de doğdum
Rize’de ahırdaydım
İstanbul beni bükemedi
Adım Şerif
Yaşadığım şeref
Göztepe’de köşkteyim

Yedi çocuk ara kayıplar
On ikiyi vurdum torunda
Yüz sürdüm Arafata
Ruhum çocuk koynumda
Çok şükür Allah’ıma

22/1/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:30 AM
Baharın mahmur güneşi
dumanlı avuçta dilenen
ıslak bir buse
yokluğu...

aşka gece düşünce

bilirim...
her gecenin ölümü
gebe sabah yıldızına

baharın mahmur güneşi
yürüyen yalnızlığın
ilk ışığa sarhoşluğu
s/üzülen gözlerde uyku

ve bilirim...
lacivert rahmini yırtan kuş cıvıltıları
şafağı kızıl damla alevi
yosun kokulu şehre
dalgalı asi saçları dökülür
(u) tanır yabancı yüzü
titrek mum
son nefesini verir
aşka

elveda bahar
yaza uyandı gün...

12/4-15/5/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:30 AM
Bal
siyah beyaz fotograf
üstüne hayaller
bir çivi
o asıldığı hani
çatlatmış cam duvarı

bir beden büyümüşüm
sığamıyorum
o bol paçalı pantolona hani
pencereye
ki;
perdelerim kapalı

doyurmayan
şeftali değil!
o tabakta hani
tüysüz olan
nektari

hey!
aynadaki hami
o tatlım
o bebeğim hani

tanışıyor muyuz?
taşınıyor muyuz?

1/2/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:31 AM
Balığa yüzme öğretiyorum
yer gök kırmızı
loş salon yuvarlak
bir köşeye çekildim
sigara içimlik

tüm mesele;
bedenime otopsi

cehennem meleği
orjinal kopyam

sağ elimde neşter
usûle uygun kesim
kendim içinde çelişir
çatal dilde mizah
ibâre doğru mu?

tepsiye dökülen
siyah sütüm
bağırsak kurdundan kelebek
asitli bir zeka
tezat ileriye
sessiz devrim
kurumuş buz
yürek firarda
bu gözler kimin?

azimli çaylak bak sana
cebimde mendil
haydi
maviye çal pembeyi

27/2/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:31 AM
Belli fikirler telakisi
açık bağrı közlerin
son dansı isli demlik
uykusuz kırmış belini
belli
ince huysuz
kemirir kuru ekmeği

sapı kopuk bavul
kalmış fikirlerin
bilindik yolculuğu
son durak adı
belli

istek
aynı düşü
sınırsız
güç karanlıktan çıkan tek lider

güneşi tamam
tamlayan ay
bayrakta
kamaşır gözler
vurmuş ummanı
arkası gelir hevesle
belli

dalgalanan kural
hakimiyet sürer gölge sinde
beyaz k/açamaz sona
siyahın zafer
sarhoşluğa sebep
son bir hamle
karede duran kale
şah
belli

21/5/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:31 AM
Beni bağlamaz
........beni,..
hiç bağlamaz
milletin ne dediği.........

.........ben,..
''bana'' bakarım.........

kim onlar? ? ? .....
ki......
ne ''yi bilip?
ne ''yi konuşuyorlar?
.............

ben,..
bildiğime
ve inandığıma bakarım....

bilirim ki Tanrım,
ilk söz olarak
bize sadece:
.......oku........
dedi..

araştır,
dinle kendini
ve
yorumla.......

...........ben,..
bana bakarım........

başkalarının fikrini
taşımak
zor gelir bana...........

14/1/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:31 AM
Benim istememle biz olamayız
siyah üstü lekeli
şen kadın kahkahaları
zamansız
yarı ölüm ve/dam
sebep?

iki şehrin gölgesi
dört duvar
diğer kapı nerede?

k/an oturmuş ufka
nereye baksa ben
nereye bassa ben

bir u/yanış
yabancı toprak
ayak üstü sevişir
çekiyor nefesi
çukur
kokusu taze
tek bir papatya
yeşil içinde sarı beyaz
çiğ değil üzerindeki damla

beni bana verdim yine
gelsene..

26/2/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:31 AM
Beta nerede gizli
kaybolduğum asırlık
yaşında saklı tuz
imame taşı bam teli
t/aşkın seli karıştı kuma
delta bilinç altı kıyım
günah tohumu
düştüm
ciğerine dağlı
bastıran cins el
kırmızı alfa dişi arzular
dini sembolü
kutsal kasede
lanetli kaderim
tuttuğum ellerin
yere düşen damla
kan...
sıfır grubu ölümsüz sevdam
yaşam sevincime pozitif bedel
düne hiçim
bugünde yokum
yarını sen ver
şeytana s/attığım ruhuma
hayalin yeter mi?

18/5/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:31 AM
Beyaz türküdür
sesi ışığa boğulan
menekşe damlası denizin
dibi yosun saçaklı göğe buruştu yüzü

tuzlu geceden kalma
yoksun şehrin ışıkları
hanımeli sardunya
uykusuz aşkın
kokusu
allı pullu meltem
iliğe işleyen
kanadı çamurlu martı çığlığına
beyaz türküdür
beyaz tükürür sahilden zenciye

içine düştü ak kor
mavi sevda özleminin
hüzün dikili ağın içinde
kansız şafak cinayetleri
ıslak döl yatağında
karşı dağ yamacına küs
kekik kokan eteğe sarılı
tan ağırdı...

ilk huzmede
yanık teni demsiz
küreğe asıldı yaşlı adam
bir çığlık...
yakamozları kırmak için
nafile artık çok geç
günün merhametine sığındı ışık

19/6/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:31 AM
Bildiğin gibi
mazinin taktığı taçlar
ninemin tek mendili ile dolan
ceviz dolaplara sığmaz

anamın kaderi bana yadigar
can olan koynumda yok
koklamaya dahi kıyamaz iken

kısa olan hayata inat
tercihimin bedelleri
uzun iplerle bağlı eteğime

içi boyalı çakıl taşı dolu
boş konserve kutuları ses yapar
arka sokaklarda koşarım

duvara yankılar çarpar
ayağım papatyaya takılır
düşer çimene dizim kanar

bir sokak lambası şahit
bir yarım ay göğe hakim
ama asla yalnız değil

şimdi

firari aklımın kıvrımında
nöronları yakıyorum
yeni doğan güne hediye

bildiğim gelmeyecek olsa bile
artılar fazla eksilerime göre
zaman geri dönülmez olan

1/4/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:31 AM
Bir andı sanki
solmadın değil mi günüm

bu kara bulutlar
sanki ölü
sanki vurdu
sanki düştüm
sanki düştü
bir damla...

geçmişi değil
sadece
yağmur yüklü de bana

22/5/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:31 AM
Bir dal maydanoz isyanı...
uykulu göz kapaklarımı yakan kış güneşi
sıcak men/dili ile
artık ayazlarımı siliyor yüzümden

bahçemdeki saksıda biten maydanozlar
bir dakika lezzet arası lütfen...

düzü asla g/öremeyen g/özüm
ayrıntıları renkli neon ışığında yakalar

Bu/da ne? ...
asi gelmiş erguvan-vari
incecik bir maydanoz
dalına ağır gelen yaprağına bakmaz!


de hadi...
kime ve ne için s/üzüldün böyle
narin tenin intihar rengi mor
ektiğim tohumun hasadı belli
yeşil ve hepsi yaşar bir saksıda
gereksiz evrimlere gebe b/ulaştın gözüme

şifa taşıyan b/ilmeksiz gülüşünle
aynada yoksa...
utancının rengi mi vurdu yüzüne

bir sen misin güneşe maruz
Bizanslılar zamanından mı kaldın
ki asaletin rengi sadece sarayda olur

soyun! ...

şimdi!
bir ha(m) le öfkeme yenik
elim gider üstüne
parmaklarım arasında kaybolursun
güvendiğin toprağa sarılan köklerin çıkar boşa
salıveririm canını maziye!

mağrur ve zarif
g/özlerimi mora çalan
narin süzülüşünün seyri göğe
biçare!
kandırma beni...

ayrık otu da değil soyun...

beş arşın öteden
isyanın kokusu duyulur dar saksıda
ıslak toprak küf kokar
ilmeğin hazır elimde

ama....

dua et tembelim
dua et hevessiz/im
ve dua et!
ki hala yeşil -maydanoza- meyilliyim...



26/3/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:31 AM
Bir kısa mesajınız var!
şafağı yırtan
eni güne merhaba...
kuma gömülü dünden
özlenmek güzel de...
nerede kaldı
değişim
zaman akıyor durmadan
avuçları doldurmalı
bilemedim...
şimdi ben
bir yere mi gitmiştim?
ki
haberim yok! ...
olsa macor alcano onbeş
kartı atardım size...
tazesi bende kalsın

neyse...
bu sözden hep nefret ettim
çıplak ayağıma pranga idi
vurulan
morluklarım d/öndü yeşile
ki bir basamak üstte
görünmez kaza
karışan
yoksa düşlerime
düştükçe düşünce
şeytan dize mi geldi
tek gözlü
''körler''...
göremedi ışığı
neden öğrendim
sesli trafik ışığına
sağır
kırmızı dur bend/e
sarının yanında
bu rakip nokta
ne? ...
aynı sistem
mevcut yine
iskele karşısında
eğik başın karşımda...
çökmüş omzuna
kartal kanadı renksiz
siyah beyaz fener
günlük telaşın
gündeme oturan
kültür seviyesi
medeni savaş
altın kaplamalı dişi
aradın mı
bulunuyorum
ben
buldum
hem belamı
hem Tanrım’ı
bilirsin
pek iyilerim kanser yapar
neşter elimde
k/estim
kara sütüm yağ ardı
yan an ağı
yuvarlak köşe başlı
sevgim bana lazım..
sen kal
-ya da-
kalma
saygımla...

17/5/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:31 AM
Bir nefes versem yıkılacak
gömülmüş pembe bir beden
ak çarşafı dağınık bir yatağa
bilinçsiz hareketsiz yatıyor
küskün kış güneşi
küskün fuzuli aynalar
gölgelerin hakimiyetinde çökmüş

kirpikler kapalı gözde bayram
bedene sarınmış battaniye
kırışmış fikirleri fikirlerle sevişirken
isimler geçiyor belli belirsiz
dökülüyor dudaklarına dil oynamasız
odak yok nokta yok
şeritlerde yazılı fırtına üşütüyor
patikli ayakları buz kesmiş

rüzgarın uçurduğu takviminden
kurumuş bir kaç parça yaprak
esrik ve devrik cümleleri dolanıyor
sararmış listeye yine yeni eklemeleri
rüya yok düşü yok

üstüne bir duble rakının esareti düşünce şarap tadında
gecelik
izleri ıslak yastığa akıyor
zaman akıyor
salyası akıyor

23/2/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:32 AM
Bir rüya anlık...
demir parmak takılı pencerede
kızan vakti puslu kedi
cam açık bakı/yorum
bahar sevinci yeşil başlangıçlara gebe

bir dalış hülyaya
bir kapılış dünyalara

kapalı kapılar açılır sonuna kadar
gıcırdayan sancılar değersiz
sanılar geçersiz artık

bir merhaba
ki beklenmeyen
gelen can
tarif(e) siz gidilen yola pembe bilet
tek kişilik

yangılarda ben kaybolurken
gözlerim geri geldi

18/03/07
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:32 AM
Bir y/amacım yok
ulu zirvede kar
belli bir kesim
gri kısmi örtülü ödenek
kemik oyunda bıyık
dini sel kesin
cinsel seçim ara fesi
dul darbeli sorunu
solda kabul etti
mazlum rollü
merdivene kriz parti
eski ana yasa koydu çiçeği
askere köle doğan
anket sonucu kayınço
limoni tank paketi

20/5/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:32 AM
Bir yerlerde mutlak'a
yaşanmış
ya da
yaşanmamış

düne dair
kırık dökük siyah
artık zamanı yanmış düşçe
yırtık ç/ağdan sızı
kuma dönmüş kırıklarım

ne varsa
topluyorum

bunca yanlış
bir arada...
hayret!

bulmak zor
kapılarda
ömrüm
işli desene...

şimdi
aynada gözlerim
üzgün değil
özgün bakmalı

gecem bitti
açılan günüm
falımda
korkusuz
mutlak'a bir gün
geleceğim...

24/5/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:32 AM
Bir zincirin boşalması
sarı yüzde patlayan avar
boyunda gezen ışık geçir dişlerini
damarlardan em geçen adı

savur ıslak saçları
dola umarsız ummanda

selamsız kan çiçeklerim
yağan yağmur
yalancı kış güneşi
bir bakı/r
mayış! ...

şubat henüz bitmedi
ben yok yüzde

martı yine açılmış avuçta
martı yeni açılmış avuçta

çığlıklar
kahkahalar
kuş cıvıltıları

cam ardı kızgın
çöl sakin
fırtına öncesi

kaktüs mü?

21/2/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:32 AM
Boş anımda gece
kara yastığıma sızmış
ak telli saçlarıma dağılmış uyku
sağ yanımdan
geceme geldi

sırtımı döndüğüm
bir adam
bir o kadar korkunç
bir o kadar sorgulayan...

kapat tığı gözümün
eşliğinde türkü
ana avrat küfürü üç paradan

geçmişim sesi
ardıma düşen ürperti anı
ruhumu vuran damlaya

okurum ezbere
içimden geçer arapça dualar
düşünce sinde
mavi çiçekli duvar
ne ben anlarım
ne şeytanım anlar

götüremedi beni
o gelmeden öleli yıllar olmuştu zaten

17/6/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:32 AM
Boşuna bekleme
kendi bildiği yolda
güvendiği tek pusula
içinde beslenen yıldızın sesi

zamana sırtını dönen
kapalı kutuda kayıp geçmişin
yırtık ağına takılan sakınca
kalıbı belli renkli kılıkta
k/öksüz umut beklenti kapısına
soylu ***in d/ölü
kalabalıkta yalnızlık kabusu
üzerine anlatılan masalda
ters giden ayak izleri

_kimin
bildiği
doğru? _

ilk kaçan düşünce
gölgesiz kara köpek
sarkan memelerini toplar
siyah dantelli sütyen askısı
uygun noktalı yanık rüya
amele izi kalmış omzunda
mevsimsiz sorgu
beşinci mevsimi özler

_kime
nereye? _

ya hiç gelmezse
zamanla sırtını dönen

_bilmez_

tek
gidişi olan yolun
tek gerçeğini unutup
düne kafasını gömen
yalnız yolcular...


yanından akıp giden yaşam

_uyan..._

3/5/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:32 AM
Dar
dürbünlü dar hedef
vizyonda en güzel yaz filmi
geç bahar sancım bitti
ekmek torbasına astım
seni
değil görmek
düşünmek bile istemem

yaz *******i
dar bahçede iki ördek
kitaplarım
minik havuzum
şadırvan
mavi su sesi
yeşil ölü diyarın habercisi
renkli ateş böceklerim nerede
mavi ile kırmızı duramaz aynı yerde
aşk ve mantık düzlemi kapılar dar gelir
bacadan kaçan
düştü mor intihar komandosu
umarım acı çekmeden ölür
sarı paslı özlem suyuna basma
dikkat lazım...
turuncu dişlerim
gün batımı kollar
doğan gece dar rahmime
lacivert şehrim in kanı
bulutsuz göğü
gri köPage Rankingü boğazından b/akar

29/5/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:32 AM
Dedikodu çukuru
bir çukur
ki kaynıyor
ki içine düşmüşsün
salyan boka karışmış
sesin nefrete
gözlerin yitik
bi çare...

bu sen misin? ...

üç kuruşluk menfaate kurban bakire göz yaşı
yeter mi seni kutsamaya?

nafile tükendi sözlerin kirli
dokundu kulağa
yüreğe
mideye
beyine

oysa...
verilecek hesap yok ortada

gereksiz artık kelimeler
herşey boş...

insan doğdun
insan ölüyorsun
insanlığın kenarına dokunamadan

15/7/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:32 AM
Deliliğe övgü (*)
mazinin gölgesi altında
kelebek vadisi avuçları
dudak çatlatan çiçek tozlu dua
nef/esinde buğu yağmur
yedinci günahı
kara tespih kırık çizgi yaldızlı

yeni doğan bir kız
sena’m adı mı?
minik ayaklarına inat
vadiye gerilen köPage Rankingüde ilk adımı
farklı parmak ucunda soytarı
güç farkında değil

kadın olsa
ya erkeği
ağlama
badem göz zehrin öldürür

sunak taşına koydu uyku adağı

Tanrım gülümsüyor

s e n a n l a m a! ...



7/3/7 –sen ağlama-
(*) Desiderius Erasmus
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:32 AM
Dinlerim...
bir gece vakti
saygı ile beklerken
atılan taşlara can veren şeytan
yüreği burkan düğümde açtı gözü

Arap çölümde mealsiz fırtına
vahiy...
g/özüme giren kum taneleri
kendi et rafımda ateşe pervane

sevgili kokan yastığımda ölüm
düşünce kınalı kan adımdan
kırılacak toprağımda
firari çocuğum...

kalbim şimdi titreyen ellerde
kıblemde geri döndü tavaf
sadakat fikrinden yoksun
bakir içimde bilmediğim yönler
camdan duvar korkularım

sığ yarına
monoton alın yazım
on üç puntosuz kılavuz kaptanın
kara kaplı dört kitapta

anlamak isterse susar dillerim
anlatmak isterse susar dinlerim

11/7/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:32 AM
Dişi gerçek
karanlıkta gebe sallanan dişi
yırtık rahmine sancılı doğan
ilk günü
yaşamadan
bilemez asla ikinci gelişi
ve
çoğu z/aman
bir inci olduğunu bilmeden
b/iter yaşamı
üşür parmakların ucunda
unutulur tek gerçek
ölüm...
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:32 AM
Dişi uluması sayılar
ışıklı tabelalar sökülmüş
ay var mı bilinmez
çöpe atılan düşünceler
sayılır bir bir

sessizlik
bir ses uyandıran
bir kayboluş neden/siz
bir dişi uluma
bir kapı sesi
bir gülümseme yayılan
bir öpücük alına konan

şeytan
tırnakta kırmızı
detaylar gizli aynada
iş acele karışır
işi yok görünür
çatal dili kuyruğu
hamili yakındır
kim/e inanmayan?

bir şehrimden geçiş
iki kahve molası
üçüncü çay kamışta
dörde böl hesabı
beşi bir yerde yüz görümlüğü
altı patlar bagajda

ters giriş dalyana eve dönüş yolu
düz beyaz ışıklar sakin denize yansır
mevlana...

yürüşe çıkmış şişman kadınlar
dumanı tüten baraka
anteni kesilmiş küçük telefon
mantıksız kahkahalara gebe
aramalar başlar yeniden

bir besmele çeken dil
iki avuç sessiz
üç deyiş hayatta
dört ikinin karesi
beş teslimiyet tanrıya
altı ölüm veda mı yoksa?
yedi taze rüyada
sekiz bayat gün
dokuz hayat başlar

boynundaki gümüş dua mermi mi bana?

ondan geriye kalan var mı?
ondan ileriye kalan var mı?

17/2/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:33 AM
Durma/m bir daha
kimsesiz asırlık denizimde
düşünce
gülüşün
gecemden uzak yüzüne y/akarım

sesinde
açan kırmızı çöl çiçeğime
bir b/aşka doğar güneşim

erguvana ilk uçurumda türkü
hırçın lodosla gelen kokusu

sorgusuz
gönüllü vurgunum
yarına tercihim
düne geçmiş korkudan
sessiz günah tohumu
sözünü bekleyen elime
titrerse sesin
bir eyvah yığılan yüreğimi
yüzüne vuran aynada y/akarım

çınar yaprağında yazılı umudum
içimde saklı yasak adına

gelincik yaprağı
saçındaki mor yağmurun
dalgasında kırılan yakamozu
martının gözünde y/akarım

sol omzunda işli dua
mesafesiz siyah orkide
göğsümde uyuyan
sarhoş nefesim
gülüşüne
düşünce
g/özüme g/özünden
y/akarım bir daha

-durma/m-

2/5/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:33 AM
Düne sıkışan deniz
dümensiz geçmişe
zincirsiz demir atmış
yelkeni yırtık gemi

üşür
dalgası
arsız denizin

kaptanı yok
pusula yok

huzursuz kör tayfa
geceyi uyutur
çaldığı bir avuç kum
zamanda çatlak *** duvarları
tuzlu okyanus kurudu
dudağına değen
rüzgar
avucunda ağı
vurdu yakamozu

fırtına öncesi
kayan yıldıza yalanlar
mavi tespihin kara boncuğu
lanetli ruhu
çaresiz duaları
sessiz
sallanan ölüm
kördüğüm kirpik uçları
sabah güneşi
isyan bayrağı
selam durur
kırmızı saksıda mor menekşe
dünden geçişi yok
habersiz

20/4/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:33 AM
Dünyası umut
gözü aç
adam
düşünce kaldırımda
parke taşı
yapay ışık
parladı ayna
eseri
etek giyen
melekler
gizem kalktı
basınca
unuttu
sert yürüyen
demir ökçe
sivri topuk
üstün
parçalandı
dünyası umut
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:33 AM
Düş
eşekler
cenneti
sözde
gördüğüm düş
kaynar
deniz altı
seviye
bir an düştü
tanıdık
ele uzandım
anladım düşmüş
tanrım...
merdivenler
ne kadar düşmüşüm

4/5/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:33 AM
Efkarlı beyaz buğu
yorgun dehlizime
serin dalgalı
düştü kızıl erik gölgesi

mayıs ayında aç an
sarı yapraklı
metres kadın yüreğime
kara gözlü ihtimal takıntısı
göğüs çatalıma değen
asılı ay parçası

hüzünlü beyaz buğum
efkar rakımın buzu
ince demli bir türkü

yarına yasaklı gecemin
ıslak ışıklara ilk nöbeti
dudağıma yırtılan ıslık

dili yanık rüzgarım
saçlarıma sığınan siyah orkide
omuzlarımda ağlıyor

30/6/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:33 AM
Evim...
evim..
sığınagım..
sıcağım..

tembelce yayılmışım
küf kokmuş içime
açılmamış pencerelerim yosunlu

kapıma gelen ne varsa
itirazsız almışım her geleni
çözmeye gerek duymadan hayatın akışında

birikmiş gereksizliklerin kalabalığında,
dağınıklığında
ayrı bir dünyam olmuş
kitaplarım,
karanlıkta kalan tozlu aynam
ve ortada tek bir mumun aydınlığı
ki adı dürüstlük
bir de oturabileceğim bir tek sandalye
ceviz ağacından el oymalı
ki hatalı yapım, defolu

kirli camlarım
bakmaya uğraşanlar sorar..
katran olmuş yılların tozu, isi, buğusu, yapışıklığı
bense üşenirim,
seven uğraşsın, silsin rehavetiyle

dışarısı sarmaşıklarımla süslü duvarlarımın
bacamda rüzgara öfkeli,
duraganda göze hoş yayılan dumanım,
ocağımdan yaz kış yayılan mis ekmek kokum
güneş ışığıyla parlayan altuni yansımalarım

evim..
sığınagım..
sıcağım..

11/1/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:33 AM
Gece/lik
GECE/LİK -I-

cisildeyen yağmur,
saf alevden ten
ıslak bir gece/lik
çizgiler/de safi naz
dilsiz tek tanrıça aphrodite
direngen ruhu azapta
gedikli surlarda düş erguvana
şehrinin şerhini giymiş ares''i bekler pus unda! ! !

.............................

GECE/LİK - I l -

aralık bir sokak
çıkışları kapalı girişlerine tezat
tekil konak sessiz
dünden değil gelecekten hüzünlü
çöpleri saçmış bir kedi gölgesi
duvarlarda lekeli, ölü
kumu karışmış sel çırpınır kan akar
ıslak bir gece/lik
gömülü beyaz bahçede

........................

GECE/LİK - I l l -

sıcak buhur da yasemin yağı
siyah orkidenin daraltısı
yüzen mumlar ateşte
gül yaprağı yok havuzda sadece ot
yosunumsu
ıslak bir gece/lik
kokusu tene asılan düşüş
huylanan tellere inat sövmeler
yıldızların sıçrayan anlık suya gömülüşü

......................

GECE/LİK - I V -

dün tadında atılan
tohumlar
kirli tutuşlarla cerenliği biten ölü bebek
yetmeyen yaşanamamış
kriz sevişmeler
kahveler
rüyalar en uyanığında
üryanından alaz
açılan tarot
beklemek
istek
tek

harflerin sessizliğinde isyan ayakta
ıslak bir gece/lik
canı kaptanın ipte
ya/kalan an
son bulan
asılı kalan
o an

20/01/07
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:33 AM
Gecemin renginde var bir asilik
Onluk ampullerin dumanlı aydınlığında
b/akıp giden kara gözlüklü zaman
çıplak ayakla yürürken yatağımda
dünden gebe bir söz sonrası düşük
-yabancı - yalancı – yaralayıcı-
sıyrılmış ak çarşafta kan izleri

olmalı mı nedeni
olmalı mı medeni

serseri ruhum gece isyanda
cam kırığı aklımın firarı yakın
dudaklarım tuzlu tadını alınca
duran sadece zaman mı?

şimdi

şişenin dibine vuran b/alık
hafızamı kilitledim naftalin kokulu sandığa

rakıdan şaraba geç ş/aşkın

ya sen...
kimsin?

25/3/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:33 AM
Geç kanalı
kenetli dişlerim
kırık beyaz
fısıldayan çatal dilim çıkar

hıçkıran yağmurun
titreyen rüzgarı
vurdu sırtımdan
uykusuz yatağım
sabah
olsa azap bitecek

29/5/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:34 AM
Geçmiş giden- ll- Gittin ya...
gittin ya...
bir daha
cehennemime gelme!
asla..
cennetinde mutlu kal!

arayacak kırmızı
seni o yolda
her gelene soracak da
bakmayacak senden yana!
hep bileceksin
ki yıktığın surların ardında
dimdik ayakta.
senden alınan,
sende yaşatılan
bir ben...

çıkmaz sokakların
artık dolunay
parlayan sivri dişler

gel de çıldırma! ...

-/2-5/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:34 AM
Geçmiş giden-l- Gittin
soluğunda yaş adım fırtına
sessizliğin sesi
lacivert

uğruna
şehrim boğuldu
ateş böcekleri yaktım

sahte an sokakları
yağdı gururum
üç ayak altına
üzerime aldın

vuslatı yok
peşinden yüzsüz
hala şiirler yazdıran adam

g/ittin! ...
gel de al beni...
anırıyor sessizliğim

çaresizliğim
b/ulaşır hakka
arzum öfkemi kanatıyor

kör ediyor inat sağır
haykırıyorum
yoksun...
...
peki...

-/2-5/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:34 AM
Gelincik zamanı
bilinmezi cazip
iki tuşa
karanlık
güzel
korkutan
ses...
meraklı
sık nefes adım
memleketin
siyah kokan bulut
yüksek mor tepesi
kavrulmuş
susuz toprağın
bahar yağmuru
ardına batan güneş
avucunda
gelincik zamanı
vurulan
geçmiş

bindi
b/oynuna
asılan takvim

1/5/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:34 AM
Genç bir balıkçı gözlerini kapamış göğe karşı
genç bir balıkçı gözlerini kapamış göğe karşı
otların üstüne bırakmış ıslak bedenini
çiçek kokulu hayallerini paketliyor
iki numara büyük naylon terlikleri

henüz on ikisinde idi zaman çıplak göğsünde çırpınan
zaten telli duvaklı gelin idi zaman yanağından süzülen

mazisini salıyor ılık esen rüzgarla
sarı etek uçlarından yakalayıp çekiyor sonra
dualarının çıplaklığına sığınıp yardımsız kalkıyor ayağa

anasının azar verdiği azık söğüdün yanında
şeftali ve gül reçeli kavanozu üstüne sineklerin üşüştüğü
içindeki dantel örtüsü kahve lekeli
yarım somun ekmek bakır bir tepside
boş balık sepeti akşam nafakasını bekleyen
üstü pullu yemenisi ile örtülü

elinde eski bir olta ata yadigarı
dere kenarından soğuk suya atılıyor aksak adımlarla
sarsak serzenişli küfür dudaklarına bulanıyor
güneşin dokunduğu durağan sığ yerlere kaçıyor gönlü

dibe indikçe kaşındıran kum taneleri
ışık vurdukça parlıyor saçlarında

ağaçların gölgesinde üşümüş akan tatlı su
hayatın hızlı akışı gibi bacaklarından süzülüp
taze gövdenin dik duruşunu kendine engel biliyor

ayağına sürünür korkusuz geçerken kedibalığı
kaya içinden çıkan bir yengeç ısırığı kan katıyor olaya
bir alabalık çırpınıyor gerilen ağda
ağanın oğlu gizleniyor çalı ardında
bir gözü tepside, balık sepetinde
diğeri çıplak bacakta


20/3/07
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:34 AM
Gölgem semada
şeftali kokulu
karanlık yutulan deniz
kuşku dehlizimin sesi
cila yüzü görmemiş
tahta iskeleye vurgun

yosun tutmuş
dokuz köşeli yıldızıma
bir yarım ay
baba kucağında
yetim kanımı içmiş

iki seçenekli yolum
pabuç dilimde biri kir
tükürsem
kedi kılı...

kaşlarım arasında sancı
acı yangın
kırmızı noktam
kor...
siyah hatmi çiçeği
iki kelime kifayetsiz
esteyim...

bıraktım çocuksu düşlerimi
artık ruhuma dar
üç beden büyümüş
şafak mahkumuyum

zamana aldanan güneş doğuyor ayaklarımın altında
gölgem semada

30/6/7
Zeynep Tavukçu

GooD aNd EvıL
04-23-2009, 11:34 AM
Gülümse...
ey yansımam!
gülümse
sana sesleniyorum...

heba ettiğin
yanan gözler hareli
geçmiş bu köyde
b/öldük
artık söz beş para etmez
yürü...
başka kapıya
Tanrım versin

yüzüne vuran ışık
her hareketi saklı sır
arada kaldı cam
ardında
hep kusurlu idi altı
duy arsız
artık
derin düşünce
nefesi
buda benim sana

al hediyem olsun

bıçak sırtında
dans ediyoruz...

sıcak
gülümse...
Zeynep Tavukçu