Tam Sürümü Görüntüle : Zafer Şık
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:51 PM
5217 Sokak
Gözümde değil
Gönlümün derinliklerinde büyüttüm seni,
Sen aşkımın mavisi!
Senin denizine yelken açtım bir akşam vakti
Başka sular da haram zaten
Sende seni yaşıyorum
Senden tutunuyorum hayata bir köşeden
Erken yaşayamadım ki seni
Çok geç bulduk birbirimizi
Onca zahmetlere inat
Belki daha da çok sana bağlanabilmek içindi-
kaderdeki bu firak
Sevdada son durağım,
İmsak vaktine ramak var şimdi
Yine sabaha kadar uykusuzluğumsun
Seni düşünmekten mutluyum..
Ezana hasretsiniz biliyorum
Bizdeyse aşinalık var, biz kör uykuda can veririz..
Gözümün önünde değilsin
Ama resmin önümde
Sesin nefesime karıştı yine,
Çayım soğusa da
İçimi ısıtıyor yine de
Çünkü seni de demledim beraberinde
Efkarımda sen, içimde sen
Duamda sen ve ben,
Hep aydınlıksın düşlerimde
Geceleyin her daim ayın on dördüsün,
Karanlığa yer yok,
Her yerde sen
Aydınlık bir gecenin ardından
Nurani bir yüz,
Sana susuzluğumu gidermek için
Aynalara bakıyorum
Seni görüyorum
Sensiz geçen günlerime inat,
Seni gözümde değil
Gönlümün derinliklerinde büyütüyorum,
Şimdi bütün yollarım sana çıkıyor
Dört yönümde sen
Seni senden soruyorum,
Şarkılar seni besteliyor benim için,
Her daim bir yanım eksik derdim
İkimiz iki yarımdık
Tamamladık bizi,
Bulanık bir geleceğin ardından
Bana gülümsemeni gördüm
Vazgeçtim sabırsızlığımdan
Sensiz şehrin Camişerif mahallesinde
5217 sokağında seni bekliyorum şimdi.
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:51 PM
Acemi
Unutulurmuş dediler ya!..
O zamanlar çocukluk işte,
Platonik sipariş bayramlar
Tescillenmemiş kaygılı umutlar vardı
Ve karanlıkla uzayan rüyalar adama bakardı…
Sonra kalakalmışlık yalnız başına bu şehirde
İncitilmiş arzuların viraneliği hatıralarda
Ismarlama hesaplar,
Tek kişilik sahne oyunları!
Şimdi her şey bir yürek ağrısı!!!
Sürgülenmiş ve mıhlanmış kapı!
Çaylaklık ve çömezlik; bir ilk işte,
İşte fersiz geleceğin akıbeti;
Kalemiz düştü ilkin
Sonra atların nalları düşünce bir gül fırtınasında
Ve vezir de esir edilince peşinen bir file
Şahı devirmek bize kaldı!
Acemilik işte,
Gençliğimiz; pusatsız hovardalığın hazin nihayeti..
Şimdi her şey bir baş belası!!!
Kendim gibiyim her daim
Şiiri eskiden de severdim,
Ben inşa ettim tüm çıkmaz sokakları
Hep vuslat türkülerini damıttın aynalardan
Çareler aradım aylarca bu diyarda
Sonunda bir mim koyabildim hatıralara
Mezara gömdüm eski-
Ve siyah-beyaz fotoğrafları..
Acemilik kazası işte,
Şimdi her şey nisan ayı
Ve geriye dönüp baktığımda
Tüm olup bitenler yapma kartpostal gibi buralarda,
Senin çocuğundum ve ağırdım o zamanlar
Şimdi bir şey o kadar uzak ki..
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:51 PM
Antik Kentten Bir Sahil Şehrine
Çok geç tanıdım hayatı
Ama erken yedim tokadını sevdanın,
Yaşamın, arkadaşların, sırtımdan vurmaca bütün ihanetlerin..
Antik kentten ayrıldım bir akşam
Yorgunum, vurgunum, durgunum
Bir sahilde dalgalar benim yüzüme vurur sessizce
Yine de olsun arkadaş
Bu cihan saltanatını ayaklarımın altına almışım,
Bak ölmedim ayaktayım
Bu büyük ve yaralı ve kanayan köylü kalbim
Küçücük bir şehirde yorgun düştü be zalim,
Şimdi bitmeyen bir sancıyı
Bitirmek için bir sahil kentindeyim
Geçmişi değil antik kentin sokaklarını özledim
Haram ettiğiniz çocukluğumu istemiyorum sizden
Bana haram ettiğiniz umutlarımı, hayallerimi istiyorum sadece
Çok görmeyin bunu bana
Ben onlarla yaşıyorum
Onlar tutunuyorum hayata..
Yine de olsun be arkadaş, olsun
Sizi böyle de seviyorum
Şu üç günlük fani dünyada kalbime kin tohumlarını ekemem ki
Düşmanlığa benim vaktim yok
Lügatime yazılmamış öyle bir kelime,
Hep kaybettim biliyorum şimdiye kadar
Hep acıları damıttım sizlerden
Bunu Numan’ın annesi canım ablacığıma defalarca söyledim..
“Ben öç almak için gelmedim dünyaya”
Terazi’lerin dengesi hiç bozulmasın n’olur
Hayat o kadar güzel ki
Gerçi siz de biliyorsunuz ama belki unutmuşsunuzdur!
Şunu hep bilmek gerekir
“Bir kötülük yapıldığı zaman
Kişi o kötülüğü yaşamadan göçmez bu dünyadan”
Onun için benim hakkım size helal
Bunu ayrılırken size diyemedim belki
Çünkü hiç biriniz yanımda yoktunuz o akşam vakti,
Sizler de helal edin arkadaşlar sizler de
Belki bir daha dünya gözüyle görüşmeyebiliriz sizinle,
Ha bu arada çiçeklerime bakmayı da ihmal etmeyin!!!
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:51 PM
Artık Alıştım
Artık alıştım, öğrendim..
İlk değil
Bundan sonra
Son söz hep benim,
Kapım açık herkese
Buyurup gelsinler,
Varsa bir fincan kahvemiz
Zevkle ikram ederiz,
Bilirsiniz bir fincan kahvenin
Kırk yıl hatırı var,
Artık alıştım, öğrendim..
Hem ilk hem son söz benim
Ben böyleyim
Siz kabul dedikten sonra
Ben söze yeni başlarım,
Siz değil
Benim buyurmam lazım evvel
Tamam adet yerini bulsun gelelim,
Kahveyi siz ikram edersiniz
Ama kırk yıl hatır değil bu kahve
Hatırı olmazsa hiç
Olursa ebede kadar,
Artık alıştım, öğrendim..
Bize göre değil yine de
Hep derim
Aldanabilirim belki
Ama aldatmam hiçbir kimseyi,
Çünkü ben böyleyim
Kendim gibiyim
Göründüğüm gibiyim yani
Ama siz de
Hem yiğidi öldürdünüz
Hem de hakkını yediniz!
Artık alıştım, öğrendim..
Ekmek aslanın ağzında diyorlar hep
Bu doğru
Kolay değil hiçbir şey, ama geç öğrendim,
Ekmeğimiz aslanın midesine indi sonra
Bu da doğru,
Ve öğrendim ki
Aslan da aç ve o da ekmek arıyormuş artık!
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:52 PM
Aşk Vadisi
Aşk vadisinde kelebekler uçar güllerin üzerinden..
Gül şehrinin saltanatına her asırda bir gül alındı
Ondandır her kuşun adı bülbül konulmadı!
Haramilerin talan ettiği aşk kervanında
Sırrımız feryadımızdan şimdi çok uzaklarda,
Ateşine tutuşmak aşkın
Hatta yanmak gerek bir gül uğruna,
Ateşe düşene yanmaktan başka çare kalmadı
Aşk vadisinde gül hasreti hiç yaşanmadı,
Alıp bir başımı gitmek istedim aşk vadisine
Ben kim, Simurg ve kaf dağı kim!
Orada gönül gözünde kıl bitmişlere yer yok!
Aşk vadisinde tüm çiçeklerin adı gül olmadı
Güller ki ta ezelden aşkta kül olmadı.
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:52 PM
Beni Unutma
Bayramlık tutku değil bu
Ama, yeni mi yeni bir tebessüm hayata,
Küllenmemiş uzun bir bekleyiş
Uzakları yakın eden dostluğumuz
Canciğer kardeşliğimiz senle
Senle beraber olmak sanal alemde de
Bir kehf suresi bereketi işte,
Çilekeş bir aşkıma senle çareler aradım kaç defa
En son “keçi inadı” tutmuştu birilerini
Keçiler kimden ders almışlar bilir misin ki!
Galiba! Bilirsin.
Yine söylemeyeyim gülersin sonra abla,
Ta yaban ellerinden
Bir gece yarısı ansızın görüşmek seninle
Canım Feyza’yı kucağında
Yanağını öperken görmek ne güzel,
Senin mutluluğa hasret yüzünde
Bir gece yarısı gülümsemesi ile görmek ne güzel,
Yüreğimde, abla tadında sevgin alev alev
Kalbim seni mutlu görmek için atıyor her defasında
Tabiri zor belki ama, sana çok alıştım çok,
Su kadar aziz ol canım
Toprak kadar da ailene vefalı ol ölene kadar..
Dualarım seninle,
Bu şehirde bir senin gülümsemene
Bir de gül yarime tutunarak yaşıyorum sadece.
Sen de lütfen ne olur beni unutma e mi canım.
Senin için ablacığım Azra,
21 mayıs ‘04
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:52 PM
Bir Cami Avlusu
Bir cami avlusunda
İki israil kauçuğu gölgesi altında
Üç bardak çay yudumlayıp
Efkar katmerleştirdim son telefonla,
Bir ikindi sonraydı olanlar,
Çaylar bitti /
Şekerler nasıl da eriyiverdi,
Etrafımda yaşlı başlı adamlar
Ellerinde tesbih
Önlerinde çay
Gözlerinde hala gençliklerinin feri,
Benimse nihai bir göz ağrının ilk demi..
Göğe uzanan binalar arasında
Varoş umutların kurbanlığıyım,
Umut fakiri değildim aslında
Herkes kadar zenginim, zengindim oysa,
Saat akşama
Ben ilahi davete icabete tutuldum
Sonsuzluk tadında dualara
Beni alıp götürecek olan miraca
Her şeyin “ol” emri sahibine o kadar muhtacım ki
Hepimiz o’na o kadar çok muhtacız ki..
Bir yerden başlamalı,
Bir yerinden tutunmalı
Yerden göğe uzanan merdivene,
Faniye fena vurulan biz divanelere
Oturduğum cami avlusunda
Kement olmuş iki israil kauçuğunun gölgesi altında
Çayımı bitirip kalkarken son sözüm
Asrın hal ehli, zamanın bedi’sinden:
“Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde,
Fani dünyada bıraktığın eserlere kıymet verme”.
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:52 PM
Bir Hal Ki
Taht-ı Süleyman yıkılıyor üstüme
Tarihin en büyük yangını bizim için kurulmuş görüyorum,
Şaşkın gözler etrafımızda temaşa etmektedir,
Akıbetimden korkmuyorum aslında..
Mancınıkla, ateşe İbrahim peygamberle beraber atılıyoruz
Bir yetimin canhıraş ağlaması duyuluyor önce
Ve sonrasından kaçınamıyoruz zaten, bir şehir talan edilir gizlice
Kaçamıyoruz, kaderin anaforuna tutuluyoruz öylece,
Derken gagasında bir tutam çalıyla bir kuş belirir
Ve atar dağ gibi odunların içine onu,
Bir ceylanın gözyaşı düşer toprağa
Ketum ve sükuti umutlar yeşerir sonra,
İbrahim peygamber farkına varır olan bitenin ve kuşa:
“Zaten büyük bir ateşin içerisindeyim
Bilirsin ki eğer kastın varsa faydası yok” der
Fakir ruhların gizlenmeyen adaveti belirir havada,
Ve İbrahim peygamberi asıl bu kuşun son sözleri yakar
“Ben de biliyorum.” der. “ Maksat düşmanlığımız belli olsun” ..
Bir ceylan dağdan suya iner sessizce
Obadaki nergisler içler açar,
Bir şehir yeniden kurulur tüm Cengiz’lere inat
Yalnızlık şairlerin ilhamıdır kalabalıklarda,
Tarihlerde bir “sin, şin” muhabbeti!
Ve Hallac’ın yüzülen deri menkıbesi anlatılır..
Derken bir kuş daha belirir, çaresiz ve bitkindir
Ağzındaki iki damla suyu ateşe bırakır aniden
Bir kuş da olsa tüm İbrahim’ler (a.s) için
Çarpan bir kalp vardır anlaşılan,
İbrahim peygamber sorar bu kuşa da:
“Görüyorsun ki ben zaten büyük bir ateşin içerisindeyim
Bilirsin ki bana hiç bir yardımın dokunamaz” der
Ve kıyamete kadar tüm kalplerde iz bırakacak
Alevler içerisindeki yüreklere su serpecek
Şu sözleri söyler:
“Ben de biliyorum, ey Halil İbrahim!
MAKSAT DOSTLUĞUMUZ BELLİ OLSUN” der
Taht-ı Süleyman tekrar üstüme yıkılıyor..
Bir hal var şimdi tarifsiz
Bir hal ki geçmişe tekrar dönüş imkansız
Bir hal ki adama aslında bu yakışır
Bir hal ki kaybetmek aslında yok bir daha,
Merhaba sabah
Merhaba arkadaşlar, merhaba...
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:52 PM
Bitti
Elveda demeden ansızın çıkıp gitsem bu şehirden
Kimsecikleri görmesem ahh!
Tersine yorumlanan rüyalara alıştım
Yine hicran kaldı kesemde
Yine özgürlüğü anlaşılan kitaplardan okuyacağız sadece!
Hazan mevsimin son demindeyim
Bardağı taşıran son damlalar bitmek bilmedi
Ben bittim, ömrüm bitti
Göz yaşım sel olup aktı gitti
Kapalı kafese dair ne varsa hepsi bitti!
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:52 PM
Cahil Bir İnsanım
Belki okumuşluğum var ama cahilim işte
Çünkü cehalet okumuşlukla hiç mi hiç değerlendirilmez..
Cahil bir insanım..
Belki öğretmenim olsun
Yine cahilim çünkü, ancak yaşadığımız bilgi bizimdir, gerisi nafile
Kendisini ıslah etmeyen başkasını asla ıslah edemez der peygamber,
Cahil bir insanım…
Yirmi beşinde bile hayatı öğrenemedim
Bu gidişle ölünceye kadar çözemeyeceğim,
Sırlar sır içinde saklı.
Cahil bir insanım…
Gün geçtikçe daha da acizliğim artıyor,
Fakrımın nihayeti yok,
Cahil bir insanım…
İnsanları geç tanıdım hep,
Ama erken yedim tokatlarını.
En son işlenmemiş ve el değmemiş bir inci tokadı yedim,
Cahil bir insanım…
Aldandım belki ama ben bu cehaletimle bile aldatmadım hiçbir kimseyi.
Hepsi hala abla, abi ve kardeş tadında hatıramda,
Hala kapım açık, hala onlardan haber beklerim,
Çünkü benim kapımda yer yok düşmanlığa..
Belki bazen ilkin sinirlenip kızabilirim ama devam ettiremem..
Cahil bir insanım…
Ama hayatı gazetelerden, filmlerden değil yaşayarak öğrendim,
Yine hala da cahilliğim yüzümden okunuyor benim..
Cahil bir insanım…
Bu yüzden antik kentten
Yedilerin ve Danyal peygamberin kentinden bir zindan kentine geldim,
Keçi inadını başkalarına bıraktım
Belki en güzeli bu oldu benim için,
Cahil bir insanım…
Yine de şiiri, kitapları ve satrancı seviyorum,
Gülleri seviyorum,
Gül peygamberini canımdan daha da çok seviyorum…
Cahil bir insanım…
Ama ben kendimi bu halimle yani cehaletimle daha çok seviyorum.
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:52 PM
Çıkmaz Sokak
Suda vefa yalnızca balıklara,
Geceleyin güneş utanır aydan,
Ellerim uzanırken semalara
Parlak bir “yıldız” kayar gökten o an,
Suda vefa yalnızca balıklara..
Anlatabilsem seni *******e
******* ki her gece aydınlanır,
Göz yaşım düştüğü zaman yere
Bütün komşular kapıma dayanır,
Anlatabilsem seni *******e..
Ah, baharda şu “gül”ler bir solmasa!
Mezarımızın üstüne dikilir,
Çürümüş kemiklerimiz de olsa
Ruhumuza elbet “Fâtiha” gelir,
Ah, baharda şu “gül”ler bir solmasa..
Derin hayallerinde kaybolurum,
Süvarisiz şahlanmıyor hiçbir at,
Gidilmiyor az ötesi uçurum,
Ya bir rüya, ya da yalan bu hayat,
Derin hayallerinde kaybolurum..
Esmer deli kanlı içten yaralı
Sevdalanır yeşil gözlü dilbere,
Bu sokakta bütün yollar kapalı
Sadece açık kalmış bir pencere,
Esmer deli kanlı içten yaralı..
Titrer ellerim hep seni görünce,
Eririm bakışların arasında
Hayallerimde gezersin her gece
Sensiz günlerim ayrılık yasında
Titrer ellerim hep seni görünce..
Gelinlik içinde nereye böyle?!!!
Yağmur bulutu rahmetten yoksun mu?!
Bir çiçek baharda solar mı öyle?
Gidiyorsun ağlamamak olur mu?
Gelinlik içinde nereye böyle?!!!
Üstü örtülü bütün anıların,
Yüreğim yüreğim acı içinde
Kim bilir öleceğim belki yarın,
Bir yüreğim var, o da kan içinde
Üstü örtülü bütün anıların..
Nergisler soluk, kuşlarsa ötmüyor,
Yeni bir ölü mü var bu mezarda?
Yüzümüze “gül”ler neden gülmüyor?
Bir yas var ama, sadece burada
Nergisler soluk, kuşlarsa ötmüyor..
Denizde dalga, hiç geçit vermiyor,
Her günün bende bir hatırası var,
Kalan gün, geçen gün say hiç bitmiyor,
Bu yollar çok uzun, bu yollar çok dar,
Denizde dalga, hiç geçit vermiyor..
Üşüyorum bu karanlık sokakta..
Güneş buraya hiç doğmayacakmış,
Yalnızca ben değil, herkes ayakta
Parlak bir “yıldız” gökten kayacakmış,
Üşüyorum bu karanlık sokakta..
Zeminde “yılan” var, havada “baykuş”!
Bu dünyada hayat kocaman yalan,
İnmekle çıkmakla bitmiyor yokuş,
Kapılıp gidiyor dünyaya dalan,
Zeminde “yılan” var, havada “baykuş”!
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:52 PM
Çıkmaz Sokak
Suda vefa yalnızca balıklara,
Geceleyin güneş utanır aydan,
Ellerim uzanırken semalara
Parlak bir “yıldız” kayar gökten o an,
Suda vefa yalnızca balıklara..
Anlatabilsem seni *******e
******* ki her gece aydınlanır,
Göz yaşım düştüğü zaman yere
Bütün komşular kapıma dayanır,
Anlatabilsem seni *******e..
Ah, baharda şu “gül”ler bir solmasa!
Mezarımızın üstüne dikilir,
Çürümüş kemiklerimiz de olsa
Ruhumuza elbet “Fâtiha” gelir,
Ah, baharda şu “gül”ler bir solmasa..
Derin hayallerinde kaybolurum,
Süvarisiz şahlanmıyor hiçbir at,
Gidilmiyor az ötesi uçurum,
Ya bir rüya, ya da yalan bu hayat,
Derin hayallerinde kaybolurum..
Esmer deli kanlı içten yaralı
Sevdalanır yeşil gözlü dilbere,
Bu sokakta bütün yollar kapalı
Sadece açık kalmış bir pencere,
Esmer deli kanlı içten yaralı..
Titrer ellerim hep seni görünce,
Eririm bakışların arasında
Hayallerimde gezersin her gece
Sensiz günlerim ayrılık yasında
Titrer ellerim hep seni görünce..
Gelinlik içinde nereye böyle?!!!
Yağmur bulutu rahmetten yoksun mu?!
Bir çiçek baharda solar mı öyle?
Gidiyorsun ağlamamak olur mu?
Gelinlik içinde nereye böyle?!!!
Üstü örtülü bütün anıların,
Yüreğim yüreğim acı içinde
Kim bilir öleceğim belki yarın,
Bir yüreğim var, o da kan içinde
Üstü örtülü bütün anıların..
Nergisler soluk, kuşlarsa ötmüyor,
Yeni bir ölü mü var bu mezarda?
Yüzümüze “gül”ler neden gülmüyor?
Bir yas var ama, sadece burada
Nergisler soluk, kuşlarsa ötmüyor..
Denizde dalga, hiç geçit vermiyor,
Her günün bende bir hatırası var,
Kalan gün, geçen gün say hiç bitmiyor,
Bu yollar çok uzun, bu yollar çok dar,
Denizde dalga, hiç geçit vermiyor..
Üşüyorum bu karanlık sokakta..
Güneş buraya hiç doğmayacakmış,
Yalnızca ben değil, herkes ayakta
Parlak bir “yıldız” gökten kayacakmış,
Üşüyorum bu karanlık sokakta..
Zeminde “yılan” var, havada “baykuş”!
Bu dünyada hayat kocaman yalan,
İnmekle çıkmakla bitmiyor yokuş,
Kapılıp gidiyor dünyaya dalan,
Zeminde “yılan” var, havada “baykuş”
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:52 PM
Çoban Yıldızı
Kızıl bir intizarla yıkıldı alem,
Herod’un çaresizliği hatırlarda..
Bırak kimse mesih’i bilmesin,
Emevi cami bilmecesi hala çözülmesin
Hepsi bir sırr-ı kadime gömülsün…
Denizlerde hep aynı dalgalanmalar,
Bütün dudaklarda bir mehdi türküsü..
Ay başında hilali görmedin mi?
Öyleyse git maraş’tan sor o kutlu geceyi,
Uzun bir ömrün hazin nihayetini,
Kızıl deniz anlatıversin sana..
Med cezir olsun gidip gelsin umutlar..
Ama bikerecik bile olsa
İpi ellerinden kaçırmasın taylasanlı adamlar..
İfşası mümkün değil zaten,
Hilali ben görmedim, mehtabı görmedim,
Gri bulutlar arasındaki hilali ben görmedim,
Ve bana bikerecik olsun göstermediler
Karanlıkta yönümü bulmak için çoban yıldızını…
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:52 PM
Demir Atmak Zamanı
Bastığım topraktan utanarak yürüdüm yollarında
Şehrimin bütün gizemli kapılarını sana açtım,
Hasretler çektim içime, sonra
Firakın gelip çöreklendi en senli yanıma bir gece,
Dağ olup üstüme üstüme yürüdü gidişin
Acılar görmüş yüreğimin takati bir tek hayalin
O da heyula, can kavgası, en acılı ölüm armağanı..
Yokluğunun en tenha yerinde
Kırmızı plakalı matemler birikir gözyaşlarımla,
Seyrine tutulduğum yeşil dalgalı özlem
Ve yürüdükçe en onmaz yerime özlemlerin gelip oturur,
Süt mavisi düşler yanaşırken içime
Karanlığa göz kırptım nedensizce!
Seni sözlerden, cananı cansızlardan öğrendim!
Ham umutları kovdum kapımdan pervasızca
Asra yeminler olsun ki
Lal arzularım olmadı sana dair,
Köhne ciltli ama yaldızlı yüreğimin sahibi
En cimri yanımdı seni şiire yazmam!
Senden mülhem şiirim, şuurum
İlmi kalemle tahsil ettim
Bengisu tadında bir dirhem mürekkepte buldum cinanın yolunu!
“Siyahnur”un rahmetin huzmesi oldu,
Gülistanlığımın şehremini!
Gittiğin “kün” emriyle gel,
Kalelerimizin içindeki devşirme subaylar
Keçe külahlıların esiri şimdi!
Vakit yaklaştı
Kutlu bir doğumun sancısını çeker insanlık
Artık güneşten bile daha aydınlık umutlarımız,
Yüzümüzde yusufî bir tebessüm
Gönlümüzde davudî sesli çağlayanlar fışkırır,
Demir almak değil
Artık demir atmak zamanı!
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:52 PM
Elmas
Çıkıp seni aradım caddelerde
En kuytu sokaklara bile girdim
Sahile indim sonra
Dalgalar yüzüme vurdu sensizliği
Utandım, utandım, utandım işte sensizlikten..
Biliyorum şimdi sen benden çok uzaklardasın
Özlemin körükleniyor içimde
Ben güneyin sahillerinde
Her akşam can veriyorum şu Mersin’de
Şu sahil şehrinde, bu zindan kentte
Bir tek sana tutunarak yaşıyorum sadece,
Sen şimdi yaban ellerde ne edersin ki
Çağırsam yanıma gelir misin?
Ölüm günü habersiz alırlarken ruhumu
Sen de bunu duyunca
Bana kavuşmak için Yaradan’a dua eder misin?
Şimdi vakit gece
Saatim 02:00 göstermekte
Elimde bir bardak demli çayı
Yudumluyorum hafiften,
Uykusuzluğum ondan değil bilesin, senden..
Dalıp gitmişim
Sensizliğin hükmünü bozmaya ahdetmişim,
Şu uykusuzluğa alıştım
Bir tek yokluğuna alışamadım senin,
Derler ya hani
Zaman alışmayı öğretir ama, unutmayı asla..
Ben alışamamışım ki zaten kaç zamandır
Hep derim tarihler bir ben de yanılır hep
Ben bütün kaidelerin genel istisnasıyım..
Ben güneşin oğluyum
Cam şişelerini değil
Elması seviyorum,
Karanlığa değil
Gündüze vurgunum..
Kendimi sana arzediyorum
Elmas seni seviyorum
Alışkanlığımsın,
Gelirsen eğer
Beni, seni beklerken göreceksin…
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:52 PM
Eylülde Düştük Yollara
Eylülde Düştük Yollara
Yol olduk…
Şuh vaatlerin esaretinde
Gurbetin ışıkları aydınlatmadı *******imizi,
Üşümüştük oysa bir yorganın altında,
Hazanın yaprakları bizim üstümüze düştü
İçimizdeki aşkın habersiziydik
Tın tın kulaklarımızda patlayan çanlar
Alıp götürür bizi..
Ram olduk gurbete
Efsuna tutulduk,
Zilletin pençe izini suratımızda taşıyoruz,
Al bayrağın, ak hilalin hasreti düşer içimize
Yanar, döner, dururuz..
Eylülde düşmüştük yollara
Yakınlar uzak oldu,
Gurbetin gündüzleri gecesinden daha da kara
Devasız yaralar aldık,
Sılanın gurbetliğine gitmiştik
Ezanın gurbetliği yaktı bizi..
Eylülde düştük yollara
Yol olduk…
Surları yıkıldı şehrimizin
Şimdi perişanız
Şimdi bin bir pişmanız,
Biz üşüyoruz
Eylül de üşüyor.
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:53 PM
Fatih’in Fermanı
Sensizliğin telaşındayım şimdi
Yokluğunun onuncu gününde
On asrı omuzlarıma yüklendim sanki..
Eyyüb’ün (a.s) sabrındayım
Acıyı lügatlerden değil
Sensizliğe hükümlüğümde öğrendim,
Ha bugün, ha yarın gelirim dedin
Hep bekledim, sabrı yüklendim,
Hala alışamadım sensizliğe
Hala dokuz buçuk görüşmesinde seni beklerim..
Yusuf’un (a.s) medresesindeyim
Bu zindanda senliğe müebbedim
Rüyayı yorumlamayı ondan öğrendim
Kimsecikler yok bir başımayım
Ara sıra olan ziyaret saatlerinde öğrendim;
El alemin diline düştüğümü
Bir şeycikler diyemedim, yanımda yoklar ki
Artık sussunlar diye,
Seni de yüreğimin müebbed zindanına hapsettim,
Garip değil mi
Mahkumum da sen sultanım da,
Sen de beni sultan etmiştin ya gönlüne
Süleyman peygamber tahtında
Bir cihan saltanatı sürdürüyorum seninle..
Yusuf’un (a.s) medresesinde
Eyyüb’ün (a.s) sabrındayım,
Sultan Süleyman (a.)’nın sarayından
Fatih’in Murad’a fermanını
Hüdhüd’le haber ediyorum:
“Eğer sultan sen isen gel otur tahtına
Yok sultan ben isem bana itaat etmeni emredip”:
Beni sensizliğe mahkum etmeni
Ebede kadar yasaklıyorum.
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:53 PM
Felluce
Benim adım Felluce..
Tarihin en içli ağıdı benim üstüme yazılı
Beyaz sayfalara yazılmadı, yazılamadı nedense,
Ağlamak istedim olmadı, yapamadım..
Benim adım Felluce..
Yıkılmış bir şehir değilim aslında
Tar-u mar olan insanlığınızdır,
Hani medeniyet dediğiniz
21. Asrınızın kara yüzüyüm..
Benim adım Felluce
Belki unutmuşsunuzdur diye söylüyorum,
İnsaniyetin yetim çocuğuyum..
Toprağım kokmaz yağmurdan sonra
Aslında yağmur da yağmaz üstüme
Bedenim barut kokar
Yıldız diye kurşunları seyreder çocuklar
Ama hiç de korkmazlar
Neden korksunlar ki
Ellerinden çalınmış geleceklerini
İstilacılardan yoksa nasıl alacaklar..
Benim adım Felluce,
Gözü kara zalimlerin zehir lokması
Mazlumların arşa çıkan ahıyım..
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:53 PM
Filistinli Kız
Ben Filistin gülistanında
Binlerce çiçekten biriyim,
Ben Filistin'li bir kızım
Doğduğumdan beri yalnızım..
Hayatta kalmayı
Savaşmak olarak öğrendim Filistin sokaklarında,
Hükümsüz hürriyetleri kefen yaptılar
Belki de bu yüzden
Gülümsemeyi hiç beceremiyorum,
Burası Filistin
Nüfusu meçhul diyar,
Şehirlerin gözbebeği Kudüs
Mimsiz medeni kargaların yemi şimdi..
Burası Filistin
Ben Filistin gülistanında
Binlerce yaprağı üşüyen
Yetim çiçeklerden biriyim..
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:53 PM
Filmin Misafir Konuğu
Kadere değil
İsyankarlığım kendime,
İsyankarlığım sensiz hayatı kabullenemeyişime sadece..
Serseri dönüşlerim olmayacak
Bundan sonra diyar yar kente,
Mazinin acılarını büyütmeyeceğim içimde
İçimde susuz kalacak geçmişteki acı hikayem artık,
Bensiz kalan o şehrin
Sessiz sokakları şimdi sana kalsın hep,
Senden bahsetmeyecek şiirlerim bir daha
Gece mehtabında sen olmayacaksın
Sensiz sabahları özlemeyeceğim,
Sensiz gülüşler, sensiz gece yürüyüşler daha da tatlı olacak
Sensiz hayatı inadına daha da güzel yaşıyacağım..
Güney kentin azizliği işte
Sahil kentlerin divane gönlüne
Sığmadı benim bu köylü kalbim,
Olsun be, bu dünya
Herkesi aldı da koynuna
Bir biz mi kaldık dışarıda?
Kadere verdim gidişini
Başımı örse vurmaktan kurtuldum bunun için,
Belki de bu yüzden rahatım o kadar
Yüzümdeki tebessüm kaderime razı olmamdan belki,
Kısmet derlerdi ya hep
İşte böyle bitti bu filmin son sahnesi de,
Bize de seyretmek kaldı geriye olup bitenleri
Sanki bu filmin başında hiç olmamış
Ortasında ne bir şiir yazılmış ve okunmuş
Ne de bir Maraş dondurması yenilmemiş gibi olsun,
Ben bu filmin
Misafir konuğuyum sadece
Kaderime razı olmaklığım bundan
Sessiz sedasız diyar yarı terkim bundan
Bundan hep o kente
Ve on üç yıllık mazime bir mim koymam..
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:53 PM
Fransız İhtilali
Bu gönül kaç derde hep sabreder
Yumruklarımı sıktım
Ama acılarımı sineme çektim daim..
Yorgunum,
Miadı dolmuş bir kentin sevdası
Hala içimde sessizce uyur,
Akdenizin dalgaları her akşam
Yalnızlığımı yüzüme vurur..
Kimse kimseyi bilmez
Ne derlerse desinler
Mevla der ya;
Bu dünyada herkesin kendine yeter derdi var..
Ben en çok güllere vurgunum
En sevdiğim dostuma “gülüm” derim daim
En çok kızdığım kimseye de yine; “bak gülüm” derim
Tek sermayem güldür benim
Ben gül alıp gül satarım,
Gül mevsiminin
Ve gül şehrinin aşığıyım ben,
Solan her gül için
Benim ömründen bir gün daha gider..
Bir dost arıyorum,
Kaç derde düştüm
Yakınımda göremedim kimseyi
Elimden tutan olmadı benim
Üstelik de gittiler teker teker,
En son “Fransız İhtilali” yaşamıştı ruhum!
Yumruklarımı sıktım
Bu derdi iyi bilirim
Anlayacağınız ilk değil bu
Bu gönül bu derde de sabreder yine..
Bir dost arıyorum,
Ama param yok!
Meşhur bir zatın sözüdür, hep derim
Yeri gelmişken tekrar edeyim;
Ben aldanabilirim belki, e malum insanım,
Fakat aldatmam hiçbir kimseyi,
Çünkü ben müslümanım, müslüman..
Bir dost arıyorum
Fransız ihtilalini unutmak istiyorum,
Bu yola tek sermayem olan
Sevgi ile çıkmışım..
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:53 PM
Gakkoş Güzeli
Şimdi tahammülsüzlüğüm sana yine
Ve kabullenemeyişim gidişini..
Yokluğunun ağırlığı var düşlerimde
Ağrısı var sensizliğin bir yerimde..
Şimdi sen, benden çok uzaklardasın
Belki benim için bir daha olmayacaksın
Belki değil, hiç olmayacaksın biliyorum, olamayacaksın
Ama sen her daim garip bir sızı olarak kalacaksın kalbimde
Tüm ağrılarımın sebebi sensin,
Grip olduğumda mentollü mendilim, nane ve limonun sensin,
Senden başkasına yer yok ki yüreğimde..
Senden azatlığım, sensizliğe alışmışlığım yok
Yok öyle bir şey,
Hani Sadri ağabey derdi ya : “Ben sevdim mi adam gibi severim”
Ondan da öte düşkünlüğüm sana
Mecnun’un Leyla’yı tanımamışlığından da öte işte,
Unutmak yakışmaz bize
Kalbimdeki sırra ihanet edemem bilesin,
Suskunluğum senden, susuzluğum sen hep
Boynu bükük yaşasam da bu şehirde
Bu şehirde sensizliğe hüküm giysem de
Kimler alışmadı ki benim bu viran halime,
Giderken benim yaralı emanetimi de
Alıp götürmüştün beraberinde,
Belki de bu yüzden sevemedim Gakkoş Güzeli
Senden sonra hiçbir kimseyi
Bırak sende dursun hep emanetim,
Vuslatlar sana hep
Ayrılığın acısı bizim yüreğimizde kalsın hep yine,
Oturup seni demledim yine bu gece
Efkarlığım senden, efkarlık ilacım da sen yine
Türküler uçurdum havaya sessizce
Gece mehtabında seni aradım, haber saldım yedi cihana
Seni, sesini ve ölümsüzlük tadındaki kokunu özledim diye..
Sen yoksun diye tüm gülleri kana buladım..
Seni içtim yudum yudum sabaha kadar
Yine de kanmadım sana, kanamadım,
Anlasana be Gakkoş Güzeli
Son noktayı senle koymuşum sevdaya, senle
Ben senle doğmuşsam bu şehirde
Senle ölmem gerekmez mi, söylesene!
Uzun bir yaşam bize göre değil
Senden sonra da ben yaşamamışım ki zaten
Senden sonra sensizliğe alışamamışım ki..
Şimdi tahammülsüzlüğüm sana yine
Ve kabullenemeyişim gidişini..
Yokluğunun ağırlığı var düşlerimde
Ağrısı var sensizliğin bir yerimde..
Şimdi sen, benden çok uzaklardasın
Belki benim için bir daha olmayacaksın
Belki değil, hiç olmayacaksın biliyorum, olamayacaksın
Ama sen her daim garip bir sızı olarak kalacaksın kalbimde
Tüm ağrılarımın sebebi sensin,
Grip olduğumda mentollü mendilim, nane ve limonun sensin,
Senden başkasına yer yok ki kalbimde..
Senden azatlığım, sensizliğe alışmışlığım yok
Yok öyle bir şey,
Hani Sadri ağabey derdi ya: “Ben sevdim mi adam gibi severim”
Ondan da öte düşkünlüğüm sana
Mecnun’un Leyla’yı tanımamışlığından da öte işte,
Anlasana be Gakkoş Güzeli!
Son noktayı senle koymuşum sevdaya, senle
Ben senle doğmuşsam bu şehirde,
Yine seninle ölmem gerekmez mi, söylesene!
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:53 PM
Gençliğimin Resim Kitabı
Gençliğimin resim kitabı; Tarsus
Biliyorum senin için hiç de kolay olmayacak
Sadık birini bulmak,
Bir hırsızın kesik elinden akan kanlar kirletiyor yollarını,
Kaygısız gençler dolaşıyor Gözlü Kule’de
Yaşarken bıraktığım ölüm izleri caddelerinde
Ve yedi renge boyalı mazim var ellerinde..
Çiçek kokan bir dost olmayacak senin için
Küllenmiş bir kuş tüyünün lekesi senin hatıran,
Ölülerin hakları kutsaldır buralarda, bilirsin..
Ölecek bebeğin ardından yakılacak ağıtları
Duymamak için gitmeliyim,
Yirmi yaşımın İlk sabahları çok uzak şimdi,
Yarın yirmi bir..
Kronometre kimin ellerinde, kim saracak bandı yeniden?
Karanlık bir gece, ayın etrafında leylak halkalar;
Kızıla boyalı saçlar maziye bir yol vermez bu duvar,
Bugün yirmi bir yaşındayım, hayat benden yana görünüyor,
Kirlendim zamanla, önceleri çok korkmuştum
Ama sonra alıştım,
Tutkularım da her daim sürmüyor değil
O kahredici utançla bir arada,
Dite’de ölümsüzlük suyu; Tarsus..
Hani alt kattan gelen sesleri dinlerdim ve dualar ederdim
El değmemiş Meryem’lerin adına,
Bahar elifbasıyla yazılmış yazılar
Yolun boş bir sayfasında,
Bir vefakar var ardımda giderken;
Yedi Harika şehrin dördüncüsü..
Uzun bir yaşamın Mumunu yakıyorlardı bir yerde,
Kısa bir yaşamı söndürüyorlardı
Başka bir yerde,
Bütün gözler önünde bir balkan kralını öldürüyorlardı,
Aklıma gelmişken söylemeliyim, Tarsus
Kim bilir daha kaç takvim değişecek
Bu kayısı kentte kaç sokak adını ezberleyecek
Raket sallamadan bir topa
Ve satranç oynamadan Kasparov’la,
Ben gitmeliyim şimdi ama, bir daha dönmeyebilirim
Adını son defa söylemeliyim
Gençliğimin resim kitabı adına;Tarsus
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:53 PM
Güftesi Aşk Olan
Gülüşüne
Gizli de olsa bakışlarına
Gece yarısı telefonlarına
Gözlerine bakınca beni benden edişine alıştım..
Gül senin, güller senin kokunda
Güz gül olur
Göz olur körlere gelişin
Gülistan olur alem gülüşünle
Gök çalkalanır, yer çatlar sana hasretliğimle
Gönlümden gönlüne
Gönlünden gönlüme
Güftesi aşk olan bir rahmet yağar üstüme…
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:53 PM
Gül İklimi
Men edilmiş aşkın dilencisiyim..
Sevdasına düştüm beyaz nurun
Yollarına düştüm bir gece,
Sevda çektim iflah olmaz ciğerlerime,
Şifayı kaptım sonra bir pazar yerinde!
Tedavülden kalkan umutları besteledim nedense!
Kalbe dokunan yanlarımdı biriktirdiklerim
Ben güllerin sersefiliyim,
Ürkek ve şaşkınlığım merhameti bilmeyişimden..
Ruhumun zinetli libasında
Son demindeki pejmürde hıçkırıklara elveda,
Azgın yaralara, kara, kışa elveda!!!
Öteler ötesi maveraya uçuşa hasretim
Yıllar yılı beklediğim, beklediğimiz
Terütaze gül iklimindeki gönüllere merhaba..
Uzun ve yorgun bir yolcuğun orta yerinde
Yusuf çıkacak kuyudan…
Yusuf çıkalı çok oldu…
Şimdi zindanlar Yusuf’u tahliye de etti
Zindandan şaha çıkalı da çok oldu
Bir Yusuf ki hepimiz ona emanetiz!
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:53 PM
Gül Pazarı
Öyle değildi bu şiirler bilirim,
Kaç gece, kaç gündüz geçti üzerinden
Kaç harami talan etti şehri yeniden,
Nereye gitsen ben gelirim,
Bu gül pazarında güller hiç satılmaz
Kaç gülü gördümse dedi: Aşksız olmaz.
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:53 PM
Gül Ve Nur
Rengi değişti alemlerin tek bir gecede
Cihana rahmet yağdı, gül yağdı hep nur yağdı,
En güzel sancısıyla bir yetimin evinde
Mekke'den çıkan nurla kainat aydınlandı,
Gül ve nur yolunu kaybetmiş divaneleriz
Ondört asırdır gül kokuna hasret çekeriz..
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:53 PM
Gül Ve Nur 2
Suyun azizliği, gülün güzelliği senden
Senden, rahmet oluşu yağmurun üstümüze,
Narı var, nuru yok güneşin, ne varsa senden
Asrın zulumatından çıkar bizi gündüze,
Şimdi, ikliminde yanıp tutuşma zamanı
Şimdi, Allah’ın boyasıyla boyanma anı..
Su hayatlığını kazandı pazartesinden
Hazan ve hüzün bitti, gül ve nur devrindeyiz,
Gül ki; kokmuş yüreklere amberdir teninden
Nur ki; said olmuş, husrev olmuş izindeyiz!
”Nar nuru yakmaz”, nur narı da içine aldı
Nur; ateşe su, senden bize nurlu gül kaldı..
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:53 PM
Gül Ve Nur 3
Gül; candır, nur; canan, ikisi de sendendir
Canisi olduk gülistanında güllerinin,
Ayın ondördü yüzünün nişanesidir
Mavileri solmuş olsa da umut şehirlerinin..
'Zaman ihtiyarladıkça Kur'an gençleşiyor'
Güllere can, nurlara nur katanlar geliyor..
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:54 PM
Gül Ve Nur 4
Seyyidi olamadık biz nefislerimizin
Hep ser sefil dolaştık dünya zindanlarında,
Nuru yok, feri de kalmadı gözlerimizin
Gül ve Nur arıyoruz saadet saraylarında,
Pazarda şahımız köle diye satıldı
Arştan ferşe çıkan elimizde niyaz kaldı..
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:54 PM
Gülüm
Beyaz karanlıklarda hep yolumu kaybettim
Güneş bir kerecik olsun da doğmaya görsün,
Bu yıkık şehirde kaç defa seni bekledim
Her gördüğümde beni mahveden o gülüşün,
Bu diyarlarda sensiz sabah hiç olmadı ki,
Kavuşamazmışız bir daha, ahrette belki..
Ben zaten her daim kaybetmeye alışmışım,
Her karanlık sonrası bir de güneş doğarmış
Biliyorum, ben seni tanırken yanılmışım,
Amed’de bir yiğidi adından tanırlarmış,
Bak şimdi sen yoksun, benim çocukluk yanım da
Şimdi sen yoksun ama, ağrıların aha şuramda..
İşte şimdi bahardır, nisan ayı da geldi,
Girdabına yakalandım sarı saçlarının,
Ölümüm seni son defa görmeye değerdi
Kimden yadigar bilmem bu umman göz yaşların,
Vakit gece sensizlikten dem var yüreğimde
Eski bir arzu ve yeni bir aşk düşlerimde..
Siyah aydınlığı arayıp durdum, yoruldum,
Yenilmek adıma yakışmazmış diyorlar
Hangi kapıyı çaldımsa açılmadı, kovuldum,
Bana Mecnun sana ise hep Leyla diyorlar,
Ve ben seni hala çok seviyorum be “Gül”üm
Seni beklemiş seni özlemişim be “Gül”üm...
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:54 PM
İki Şey
Ölürsem, senin açtığın yara öldürür beni
Yaşarsam ilacım yine sen,
Şimdi iki şeye tutunarak yaşıyorum bu diyarda
Umutsuzluk yaraşmazsa da bize
Bir sahil kentinde
Bir sana tutunuyorum
Bir de seni onca sevmeme rağmen
Sana olan pusulasız kinime,
Garip değil mi
Yine çocukluk etme diyeceksin belki de bunun üstüne,
Olsun..
Ne senden geçerim
Ne de sana olan kinimden,
Senden öğrendim aslında ikisini de..
Her gün, görmekte alışkanlığımsın
Her saat yeni bir şiir
Her dakika kabulümsün düşümde
Seni alıp veriyorum havaya her saniye
Nefesim sensin
Sensiz yaşamak haram!
Ama yine de gitmiyor kabullenmeyişim, aklımdan
İlk gün gibi tazeleniyor acım seni görünce
Ben ne eyleyeyim sen söyle
Sensizliği kabul ölümlerden de beter,
Sensiz de yaşamak haram
İntihar da büyük günah oysa
Çıkar bir yol göster bana,
Sana asıl kinim bu yüzden..
Varsın bu haram saltanat senin olsun
Biz kendi derdimizle dertlenelim yine
Belki çaresi derdimizde saklıdır
Belki ölüm bize senden daha yakındır..
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:54 PM
İkimizin Hikayesi
Şimdi haziran ayı
Yüreğimde mevsimin değil
Senin sıcalığın
Efkarlıyım,
Dem vuruyorum yalnızlığıma
Seni bekliyorum
Efkarımı çay değil sen dağıtıyorsun
Sigara kullanmam asla
Yalnızlığımı sigraya gömmem
Bu mersinde hergece oturup
Çay diye seni demlerim
İçerim sabaha kadar
Yudum yudum sana kanarım
Seni özledim derim ya hep
Sürekli artıyor bu özlem
Yokluğun hasretini çoğalttı bu şehirde
Bu şehir sensiz zindan kent
Bu şehir viran, yıkık, ölü
Sahile inmek istedim
Ama korktum işte
Dalgaların sensizliği
Yüzüme vurmalarından korktum
Gemilerden seni soramadım ondan
Ama neyse ki
Kuşlar gelip seni anlattılar
Onlar seni bana söyledi
Seni beklememi
Senin de beni beklediğini, özlediğini
Aşkımdan yanıp kavrulduğunu söylediler
İşte böyle güzelim ikimizin hikayesi
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:54 PM
İkiz
Nereye gitsem, peşimde sen
Kovamıyorum da kapımdan seni
Git desem, zaten sen yoksun ki
İkizin var,
İkimiz yokuz
Sadece birimiz varız
Fark etmez ki
Çünkü biz
Bir birimizin aynasıyız,
Bi kerecik olsun söyle demiştim
O iki kelimeyi sana
Durdun ve
Ben söyleyemem ki
Sadece hissettiririm dedin,
İkimiz birbirimizin aynasıyız ya ikiz
Ha sen ha ben ne fark eder ki
Biz zaten iki bedende bir can gibiyiz.
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:54 PM
Isparta Gülü
Hiç görmedim seni
Hep beklemişim, yolunu gözetlemişim
Mihmandar olmuşum rüyalarımda sana,
Sen düşlerimin yolcusu!
Vefakar değilim Kıtmir kadar
İzleri ansızın kaybolanlara,
Rahmet de değilim yağmur kadar toprağa,
Ama fıstık-i yeşil umutlarımla da
En zifiri *******e doğan bir Nur olabilirim,
Bilmem hangi yeşil yol
Ulaştırır insanı Kaf dağına
Ve Kaf dağının Zümrüd-ü Anka kuşuna,
Sen mavi ada!
Bir gece yürüyüşünde
Görebilir miyim O’nu?
O’nunla el ele tutuşup
Çıkabilir miyiz süreyyaya?
Ramak kalmış diyorlar hani senin o muştuna,
Şafak da karanlık değil bu ******* yurdunda,
Güneş seher eşiğinde
Ve doğarken gülen bir bebeğin sesi gelir ilk kez..
Sen Isparta gülü! Hiç üzülme,
Boşluğa hiç resim çizmedim,
Mona Lisa’yı kıskandıran elinle
Siyah bir nurla da ben yazıyorum umutlara:
“Üç vakit sonra, inan ki bana adı: Bahardır” yılların..
Sen rüzgar gülü!
Bir bahar türküsü dillerde gezer,
Masalların yalanı biter
Ve biter Büyük Sahra’dan esen sam yeli,
Ilık bir sabah rüzgarı yelinde
Burnumda bir toprak kokusu
Ve bir Yağmur’un tadı boğazımda..
Sen umudun adı!
İsa ölmedi,
Madonna; Meryem’in ellerindeki çocuk,
İkiz Bebek’lerin kefensiz naaşı!..
Amerika’nın yoksul ve kara yüzü Harlem
Harlem’in kanlı yaşı; Malcolm X
Çikolata renklilerin kahramanı; Malcolm X,
Yazıyorum aha buraya on dört - yirmi dört (14-24):
“Üç vakit sonra, inan ki bana adı: Bahardır” yılların..
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:54 PM
İşte Benim Hikayem
Ayrılığı besteledim hep şimdiye kadar,
Yani hep kaybettim, malumunuz olsun
Hazan mevsiminden kurtulamamıştım hiç
Yaprakları üşümüştü ruhumun
Sararıp solmuş
Karşılık göremeyen kalbime düşmüştü acısı aşkın,
Ayrılığın envaini yaşadım
Bilirim nasıl da oturur adamın yüreğine
Uyku haram olur
******* yoldaş ve sırdaş olur
Bir de çay olunca o gece vakti
Efkar demlenir
Yıldızlara takılır gözleriniz
Hepsi bir şehri ayin gibi düşer üstünüze
Aman sabah olmasın
Bitmesin gece bu yolculuğumuz
Efkar bitmesin
Çay soğumasın
Annem, babam, kardeşlerim uyanmasınlar
Ben gece yürüyüşüme devam edeyim..
Hepsi eskidendi
Hepsi eski bir hikaye
Bütününü toplasan bir ceviz kabuğu belki
Hepsi bir hayal, hepsi bir ütopya bunlar
Koparılmamış bir takvimin ütopya hayali işte ,
Şimdi sabah
Güneş yükselmiş doğudan
Karanlıklar saklanacak yer arıyor
Ruhumda sessiz bir bekleyiş
Ve gecenin efkarı da sanki kalmamış gibi,
Takvime baktım hala hazan mevsimi
Dışarı baktım bahar gelmiş
Bir şeycikler anlamadım önce
Günlük bir gazeteden fark ettim baharın geldiğini
Ya takvimdeki hazan yalan mıydı?
Ya gece bekleyişlerim, efkarım, çayım…
Sonra anladım ki koparmayı unutmuşum takvimin yapraklarını
Bu yüzden ruhum üşümüş
Bu yüzden geceyi sevmiş, gündüzden korkmuşum..
Şimdi ne hazan
Ne efkar ne de artık ruhumda karanlık var
Saatler vuslatı gösteriyor
Bir heyecan, bir coşku var inadına mazime
Bahara merhaba, merhaba yaz mevsimine
Eskiden ruhuma zindan kent
Şimdi de tutunduğum şehir olan.
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:54 PM
İstisna
Her kaidenin
Bir istisnası olurmuş,
Zaman gösterdi ki
Bütün kaidelerin de
Ortak bir tek istisnası daha varmış
O da benim, ben, ben…
Alıştım buna, ama
Daha kabullenemedim nedense..
Adıma hep yakışanı yaptım
Ben böyle biliyorum
İtirazı olan varsa buyursun,
Mevlana’nın dediği gibi
Olduğum gibi göründüm hep
Görünüşüm kalbimin aynası oldu,
Tanıyanlar bilirler zaten,
Öğretileni öğrendim
Fazlasını bile yaptım her daim
Ama her öğrenilen de öğretilmez ki size..
Ben bir dut ağacıyım
Kendimi öyle biliyorum
Arı istifade ederse eğer
En şifalı balı size ikram eder..
Ben bir dut ağacıyım
Elsiz bir ipek böceği yaprağımı yerse benim
En güzel libası giyersiniz elbette..
Ben bir dut ağacıyım
Ayaksız yılan da gelebilir
Ama inanın izin vermem ona, vermem..
Düşmanım da olsanız
Benim elimden
Zarar gelmesini istemem size
Dedim ya, ben
Bütün kaidelerin ortak istisnasıyım,
Garip gelecek size ama olsun
Çoğu arkadaşı kendime tercih ederim
Nedendir bilmiyorum..
Şiiri sevmişsem ondan
Satrancı sevmişsem ondan
Çiçekleri sevmişsem ondan
Ondadır hep gece yarısı
Balkonda oturup
Yalnız başıma çay yudumlamam,
Ondandır hep ondan
Gece yürüyüşlerini yağmurla beraber sevmem..
Her kaidenin
Bir istisnası olurmuş,
Zaman gösterdi ki
Bütün kaidelerin de
Ortak bir tek istisnası daha varmış
O da benim, ben, ben…
Alıştım buna, ama
Daha kabullenemedim nedense..
Dedim ya, ben
Bütün kaidelerin ortak istisnasıyım
Ve beni böyle bilin…
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:54 PM
Kaç Gizlen Sus
Ben ölmek için doğmadım,
Her gece yürüyüşümde
Bir yıldız kayar gökten,
Ama hiç dilek tutmadım,
Kehribar tesbih misal hep yıldızlar saydım
Yalnızlıktan kaçıp ayın mehtabında dolaştım,
Kendimi gizledim vefasız aynalarda
Kamufle olup sessizliğe kaçtım,
Ben kaçtım
Ben gizlendim
Ben sustum..
Ben ayrı dünya çocuğu,
Her gece ayın doğuşunda
Sancısını çekerim yalnızlığın,
Sonra firari fikirle yıldızlar sayarım..
Kaçarım esaretine düşmekten yalnızlığın
Gök kubbesi altında gizlenirim karanlığın
Yürürüm gecenin kucağına susarım,
Benim adıma doğan
Her gündüz için
Her güneş için,
To be or not be
Önemli değil,
Her ne kadar asil bir eylem olmasa da
Ben kaçarım
Ben gizlenirim
Ben susarım..
Ben ölmek için doğmadım,
Her gece yürüyüşümde
Bir yıldız kayar gökten,
Ama hiç dilek tutmadım
Kehribar tesbih misal hep yıldızlar saydım,
Ben kaçtım
Ben gizlendim
Ben sustum..
Ben ölmek için doğmadım
Ben ebedi yaşamak için öleceğim
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:54 PM
Kaldığımız Yerden
Gittiğin kadar hüzün taşıyor bulutlar
Sensizliğin gök gürültüsü kulaklarımda şimdi
Gelirsen eğer gelişin rahmet olacak
Güller açacak yüzümüzde önce
Sonra sen gül olacaksın ve gün doğacak bu şehirde..
Her şeye yeniden değil
Kaldığımız yerden devam edeceğiz seninle
Beni bırakıp gittiğin gibiyim demiyecem
Yokluğun hasretini büyüttü içimde,
Sen büyüdükçe alem küçüldü..
Sekteye uğramadık seninle
Mecburi istikametlerin kölesiydik,
İnişi olmayan bir yokuşa davet etmiştim seni
İkimiz de ürkmüştük aslında
İkimiz de biraz çaresiz..
Güz mevsiminde gül yetiştirmeyi öğrendim en son
Hazanda hârına tutuldum
Ruhuma dokunan Nur-u Beyza’ydın
Ben Siyah Nur’u tercih etmiştim oysa
Bir nokta gözü kör edermiş derlerdi ya
Ama aslında bütün körlerde gören bir göz vardır
Bir söz vardır hani: “güzel gören güzel düşünür”..
Çocukluk yanım değilsin, bilirsin
Önceleri bir damlaydı
Ve kevsere döndü sonra her şey,
Şimdi ise
Kaç zamandır suya hasret çorak çöl ruhum
Susamışlığımsın, yanmışlığımsın..
Kara bulutlar rahmet taşıyorlar
Seni bana taşıyorlar
Ben yanıyorum, sen korkuyorsun
Korkma! Rahmetin adı sensin..
Bırakıp gittiğin gibi değilim
Beni bırakmadın biliyorum
Çünkü hava soğuktu ve ben hiç üşümedim..
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 05:54 PM
Kaşıkçı Elması
Senle fark edilen hayata
Seninle beraber nokta koymak isterim
Umut sözlerden değil
Gözlerin mavi ferinden okunur,
Senle beraber maviye tutulan gözlerimin feri işte..
Senin için buradayım
Gül mevsimi senin için gelmiş bu şehre,
Umutlarım senden sonra yeşillendi nedense,
Kabahat seni sevende mi yoksa
Seven kalbe sınır konabilir mi söyle..
Dünyanın en pahalı elması
Kaşıkçı elması derlerdi ya hep şimdiye kadar
Anladım hep yanılmışlar
En meşhur sarrafa seni sordurdum
Tarihler bir daha yanılmış
En pahalısı sensin ben biliyorum
Kimse bilmiyor ama, olsun..
Seni bulmuşum bir zindan kentte,
Elmas için zindan şehrine gitmeye değer miydi dediler bana
Çareyi seni de yüreğime hapsetmekte buldum,
Şimdi sen yoksun ama
Yokluğun hasretin muallimi oldu yüreğimde
Şimdi herkes suspus olmuş, ne desinler ki bunun üstüne..
Hasretin artıyor içimde alev alev her geçen gün
Bir yangına tutulmuşum sanki
Seni bekliyorum şimdi
Bu yangını söndürmek için gelmelisin..
Devasız dert vermemiş Yaradan
Öyle bir hale giriftarım ki
İlacımın yalnızca sen olduğunu biliyorum..
Ey çaresiz hastalığımın tabibi!
Hastalığım senden, hastalık ilacım da sen yine
Garip değil mi?
Gönül ne sultan tanır ne de siyahi köle
Bu derde tutulmaya gör sen de
Gönül kimi severse sultan odur
Gönül kimi severse, kaşıkçı elması odur, o, o…
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.