Tam Sürümü Görüntüle : Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:32 AM
Açgözlüler
Açgözlüler
'Şiir karın doyurmaz'derler de doyarlar mı
Şiirsiz her naneyi yerler de doyarlar mı
Şairlerin yerinde olmayı istemezler
Sanki bulundukları yerlerde doyarlar mı
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:32 AM
Ağaç Ve Rüzgâr
Rüzgâra der ki ağaç:
'Seninle dertte başım,
Uslu durmuyorsun hiç,
Yok hayatta rahatım.
Bazen hepten azarsın,
Çocuk musun deli mi?
Hem kafamı bozarsın,
Hem kırarsın dalımı.
Hışırtılarım feryat,
Ama kulak asan kim?
Bu ne çileli hayat?
Nedir senden çektiğim? '
Ağaca der ki rüzgâr:
'Ben olmasam hiçsin sen,
Nankör olma bu kadar,
Benimle ağaçsın sen.
Esmesem bazı bazı,
Seni kıpırdatmasam,
Heykel misin ağaç mı?
Bilinmez ben olmasam.
Kuru yapraklarından
Sayemde arınırsın,
Baharda yeni baştan
Yeşile bürünürsün.'
Söyler ağaç rüzgâra,
Rüzgâr ağaca söyler,
Dil dökerler boşuna,
Değişmez hiç bir şeyler..
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:32 AM
Ah Türkler Vah Türkler
Türk'ün Türk'ten gayrı dostu yokmuş
Türk Türk'ün dostu mu acaba
Dostuysa eğer
Böyle dostluk düşman başına
Başkaları bizi sevmiyormuş
Biz seviyor muyuz bizi
Çelmeliyor baltalıyoruz her fırsatta
Belli ediyoruz hislerimizi
Birbirimizi biliyoruz zira
Bilmeyecek ne var
Aptal değiliz çok şükür
Aziz Nesin'in dediği kadar
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:32 AM
Akıllara Zarar
Mideleri var
Deveyi hörgücüyle yutar
Bana mısın demez
Gürültüyle geğirerek
Daha yok mu daha diyerek
Ortalığı kırana koyar
İnsan midesi değil mübarek
Akıllara zarar
Ben diyeyim fil işkembesi
Siz deyin hırdavat ambarı kadar.
Kafaları var
Kitabı ucundan tadar
Tıkanıverir hemen
Çok geldi çok diyerek
Suratlarını ekşiterek
Basılı kağıda kapılarını kapar
İnsan kafası değil mübarek
Akıllara zarar
Ben diyeyim kuş kafası
Siz deyin toplu iğne başı kadar.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:32 AM
Akıp Giden
Zaman akıp gidiyor
Delişmen bir sel gibi
İz bırakıp gidiyor
Esrarengiz el gibi
Çekimiz hep zamandan
Anlamıyor aman'dan
Uçarı bir kumandan
At üstünde yel gibi
Her yere yetişiyor
Işıkla yarışıyor
Geceye dönüşüyor
Karalık bir yol gibi
Korku filmi bu dünya
Ayık görülen rüya
Aldırmıyoruz güya
Korkuyoruz bal gibi
Akıp gidiyor zaman
Arkasında toz-duman
Aradığımız liman
Çıkmayacak fal gibi
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:33 AM
Akşam
Işık şölenini yel aldı artık,
Gün çaresiz güneş zavallı artık.
Renkler yenik düştü karaltılara,
Gölgeler ordusu çoğaldı artık.
Uzaklarda kaldı sabah sesleri,
Şakrak cıvıltılar azaldı artık.
Çiçekler misâli soldu ümitler,
Hayâl ufukları daraldı artık.
Nerde o yüreğe sığmayan coşku?
Eriyen mum gibi ufaldı artık.
Ne gidenler geldi, ne özlenenler,
Gönül beklemekten bunaldı artık.
Gel ey uzun gece, derin uyku gel!
Beklenecek başka ne kaldı artık? .
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:33 AM
Akşamları Evler
Akşamları ne hoş manzara evler
Bir şehre karşıdan durup bakınca,
Açılınca sarı-sıcak lâmbalar,
Pencereler bir bir aydınlanınca.
Akşamları ateşböceği evler,
Göz-gönül ısıtır görünüşleri,
Birer tutam alev parıltısında
Andırırlar ışıl ışıl düşleri.
Akşamları yıldız harmanı evler
Yeryüzüne inmiş bir gök katında,
Uzak ve meçhul bir âlem her biri
Kendi varlığının macerasında.
Akşamları evler kapalı kutu,
Saklı içlerinde acılar-hazlar,
Renk vermezler seyir eyleyenlere,
Işık salarlar da sır sızdırmazlar.
Akşamları evler fener alayı,
*******e şenlik katar giderler,
Karışıp içine karanlıkların,
Sabahlara doğru akar giderler..
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:33 AM
Aman Ne Özgürlük
Diyorlar ki
İnsan özgür doğarmış
Görelim şu özgürlükleri
Bakalım nelermiş
Doğup doğmama özgürlüğü
Yok
Ana babayı seçme özgürlüğü
O da yok
Cinsiyetini seçme özgürlüğü
Öyle yağma yok
Tipini seçme özgürlüğü
Ne gezer
Milliyetini seçme özgürlüğü
Nerde o bolluk
Memleketini seçme özgürlüğü
Nanay
Dinini seçme özgürlüğü
Hak getire
Bir de diyorlar ki
İnsan özgür doğarmış
Gördük işte o özgürlükleri
Aman da nelermiş
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:33 AM
Anı Olacak
Sevda şarkıları söyleyelim gel
Aşkımız da bir gün anı olacak
Sesimizi güzel eyleyelim gel
Meşkimiz de bir gün anı olacak.
Nedir gönlümüze gölge düşüren
Çiçekler yolduran fallar baktıran
Seviyor sevmiyor seviyor derken
Kuşkumuz da bir gün anı olacak.
İlkbahar selleri gibi coşalım
Yalan da yanlış da olsa taşalım
Engelleri köpük köpük aşalım
Coşkumuz da bir gün anı olacak.
Gerçeğe yönelsek daha ilk baştan
Ve köşkler yaptırsak mermerden taştan
Farkı yok aslında gerçeğin düşten
Köşkümüz de bir gün anı olacak.
Ne çıkar rüyalar boşa giderse
Zaman bir şeylere pişman ederse
İçimiz ürperir ve keşke derse
Keşkemiz de bir gün anı olacak.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:35 AM
Anka
Erkenden inerdi kış akşamları,
Başlardı yeniden düş akşamları.
Hayâller ardında hiç yorulmazdın,
Ne kadar koşarsan koş akşamları.
Sevinçti,coşkuydu paylaştığımız
Sohbet sofrasında aş akşamları.
Masallar tüterdi ocak başında
Hayatımızın en hoş akşamları.
Bizdeydi kafdağı ardında denen
O dünya güzeli kuş akşamları.
Bizdeydi de,nasıl oldu,yitirdik,
Kaldı ellerimiz boş akşamları.
Gitti gelmez,uçtu konmaz o Anka,
Döksen de sel gibi yaş akşamları.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:35 AM
Anneme
Öyle bir yerdesin ki,ne kışın ne yazın var,
Ne geçici baharın,ne üzücü güzün var.
Çalkantılı suların ötesindesin artık,
Ne gözünde damla yaş,ne gönülde sızın var.
Hayat yine bildiğin gibi savruk,vefasız,
Bir gün biraz haz varsa,çoğu günler hüzün var.
İçim daraldığında ne çalacağım kapın,
Ne de yorgun başımı koyacağım dizin var.
Ama yoksun demeye dilim varmıyor anne,
Yüreğimde yıllardır silinmeyen izin var.
Sonsuz huzur içinde uyuyorsun,ne mutlu!
Hayâlimde melekten daha melek yüzün var.
'Dünyada ne var ne yok? 'diyorsan,söyleyeyim:
Yanında olmaya can atan bir Yılmaz'ın var..
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:35 AM
Antik Kent Kalıntıları
Gelmesin diye düşman
Dokunmasın diye kentinize
Yetmemiş kılıçlı-kalkanlı askerler
Aslanları da bekçi etmişsiniz kendinize
Ey yitik insanları geçmiş çağların
Bilmez miydiniz zamanı
O sinsi canavarı tanımaz mıydınız
O en işinin eri düşmanı
Çökertmiş işte kalelerinizi
Tapınaklarınızın altını üstüne getirmiş
Böylesi aklınıza gelir miydi hiç
En kutsal köşelerinizde yaban otlar bitirmiş
Bir ucundan giriyor şimdi hoyrat yeller
Bir ucundan çıkıyor saraylarınızın
Sönmüş ateşleri çoktan
Dumanları dağılmış boşluğa saltanatınızın
Bir aslanlarınız kalmış yıkık kapı önlerinde
Heybetleri artık işe yaramaz
Çıkagelse onca bekledikleri düşman
Kılları kıpırdamaz
Ey taş kesilmiş aslanlar
Ey ümitlerin düşlerin heykelleri
Nice görkemli günlerden sonra
Batmış güneşlerin heykelleri
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:35 AM
Aradım
Seni hep var sanarak izledim de aradım,
Yitirdikçe yeniden özledim de aradım
Sensizlik benim için hiçlik gibi bir şeydi,
Bir boşluğu doldurmak istedim de aradım.
Kimi gün bir sevgili,kimi gün dost olarak,
Her yolu,her yordamı denedim de aradım.
Baharları boşuna getirdi göçmen kuşlar,
Hiç gelmeyen bambaşka bir mevsimde aradım.
Yokluğunun acısı dikildikçe karşıma,
Gerçeğe sırt çevirip,bir vehimde aradım.
Bir sanat eserinden doğarsın belki diye,
Kaç şiirde,şarkıda ve resimde aradım.
Baş rolleri Hayâl'le Masal'ın paylaştığı,
Hayat adı verilen şu filimde aradım.
Çölde serap uğruna sebil ettim ömrümü,
Keşke aramasaydım,ne ettim de aradım..
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:35 AM
Askerlik Ne Yeri?
Kodaman yakını olanlar için
Askerlik yan gelip yatma yeridir,
Riskli bölgelerden epey uzakta
Rahatına rahat katma yeridir,
Kıyısından-köşesinden de olsa
Gurbet acısını tatma yeridir,
Sıla hasretine dayanamayıp
Eve zırt-pırt gelip gitme yeridir,
Ve işin aslını bilmeyenlere
Boş atarak dolu tutma yeridir,
Sanki asker oğlu askermiş gibi
Sıkılmadan çalım satma yeridir..
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:35 AM
Aşk
Aşk kimine göre yüce,Tanrısal
Kimisine göre eski bir masal
Kimisinin aşkı sanat eseri
Kimininki sırf nalıncı keseri
Kimine göre aşk bütün bir evren
Kimine göreyse sadece sen-ben
Kimisinin aşkı öze yönelik
Kimininki kaşa-göze yönelik
Aşk kimisi için sonsuz bir mevsim
Kimileri için son moda filim
Gönül sarayıdır kimisince aşk
Kimisince ancak araba ve köşk
Kimisinin aşkı gülden-bülbülden
Kimisininki hep aşağı belden
Kimine göre aşk büyük macera
Minik bir serüven kimine göre
Aşk bahsinde yalnız şurası kesin:
Yüreği kadardır aşkı herkesin
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:35 AM
Aşk Işığı
Ne güneş,ne mehtap,ne elektrik,
O türlü ışıklar hep göstermelik,
Aşk ile gözümüz-gönlümüz aydın,
Daha güzelini henüz görmedik..
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:35 AM
Aşk Yazı
Yüreğini sıcak tut
Isıt kendi kendini
Başka düşlerle avut
Bulamazsın dengini
Buldum zannedersin de
Bir mevsim avunursun
Kendine geldiğinde
Sızlanır dövünürsün
Anılar falan derken
Hazan girer araya
Ertelenir yeniden
Avuntu başka yaza
Aşk yazı geçicidir
Zamanın akışında
Sonra titrersin tir tir
Yalnızlığın kışında
Yüreğini sıcak tut
Isıt kendi kendini
Başka düşlerle avut
Bulamazsın dengini
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:35 AM
Atatürk'ü Sevmek
Sende değil sevgili Atatürk
Emperyalizmde suç
Oldum olası emperyalist Batı
Seni sever mi hiç
Kapıdan kovdundu sen onları
Bacadan girme derdindeler yıllardır
Seni unutturma çabaları hep
Kuyruk acısından kaynaklanan hallerdir
Ya içerdeki karşıtların
Seni onlar neden sevmez peki
Gelişmemiş yaratıklardır da ondan
Akılları fikirleri ne ki
Sevmeyenler varsın sevmesin seni
Ne gam
Seni sevmek için sevgili Atatürk
Adam olmak gerekir adam
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:35 AM
Aynaya Baktım da
Aynaya baktım da,kış hâli çökmüş
Üstüme vakitsiz bulut misâli,
Erken karlarını saçıma dökmüş,
Dedim bu görünen ben miyim sahi?
Ben isem,nerede o eski hâlim?
Dışım mı,içim mi,değişen nedir?
Yanlış mı görüyor yoksa gözlerim?
En doğru cevabı bana kim verir?
Aynaya baktım da,bir dolu soru
Dolu gibi yağıp geçti içimden,
Cevaptan vazgeçtim görünce zoru,
Aynayı bir yana bıraktım hemen.
Sanki bilmez miydim ben bu aynayı?
Eskiden de yalan söylemez miydi?
Parlak övgülere boğup insanı
Ne oldum delisi eylemez miydi?
Aynaya baktım da,gözüm açıldı,
Gerçeği aynanın dışında gördüm,
Üzerime çökmüş bulut dağıldı,
Gönülden öte her şeye boşverdim.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:35 AM
Aynı Göğün Altında
Aynı göğün altında birliğimiz yalanmış,
Bizi birbirimize katan ayrılıklar var,
Kol geziyor kaç türlü görüş ile inanış,
O yüzden gün geçtikçe çoğalıyor kavgalar.
Sahiden aynı göğün altında mıyız,hayret!
Ay ve yıldızlarımız,güneşimiz aynı mı?
Kaç kişiysek o kadar bölünelim,ha gayret!
Acaba hepimizin tanrısı da ayrı mı?
Güya çok tanrılılık eski çağlarda kalmış,
Çok bencillikler çağı belki yaşadığımız,
Sorarsanız ilkellik ancak dağlarda kalmış,
Bilen var mı ne menem şeydir uygarlığımız? .
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:35 AM
Bahar Düşüncesi
Gelmemiş miydi güz,
Bu çiçekler solmamış mıydı,
Kaçıncı diriliş bu gördüğümüz?
Bu kuşlar göçmemiş miydi,
Cıvıl cıvıl sevinçleri içimizin,
Ufuklar ötesine uçmamış mıydı?
Neydi o kışla gelen?
Her şey masal görünmüştü gözümüze,
Her şey yalan.
Nedir bu baharla gelen,
Hiç solmamış hiç göçmemişcesine,
Çiçeklerle kuşlarla gelen?
Bir varmış bir yokmuşu bırakıyorsun kışa,
Masalları çeviriyorsun ey bahar
Bir yokmuş bir varmışa.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:35 AM
Bahar Sevdaları
Sevdamız bir bahardır,güllerle açar şimdi,
Güler yüzlerle,tatlı dillerle açar şimdi,
Bahar sevdaları da baharları andırır,
Sonbahardan habersiz hâllerle açar şimdi.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:36 AM
Baharı Bekleyen Fidan
Bir deri kalmış fidan
Bir kemik
Kar yağınca titriyor
İnildiyor yel esince üstelik
Bir fidan baharı bekliyor
Fidansı bir sabırla
Gerçi tüm kaybolmamış
Fakat ümitleri karışmış epey kahırla
Diyor bir kuş konunca üzerine
Aradabir:
'Nerde benim yeşil günlerim
Bütün suç sanırım o güzdedir
Kimbilir belki de bendedir asıl
Ama bir daha sefere tutumum başka olacak
Toprakları nasıl kucaklamışsa köküm
Dalım da yapraklarımı öyle bırakmayacak'
Çok yaşayasıca fidan
Henüz tek güz görmüş ömründe
Gerçeği o da öğrenecek elbet
Bir gün büyüdüğünde
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:36 AM
Bal Tutan Ayı Hazretleri
Bal tutarken parmağı yalama çağı geçti,
Çağımızda bal tutan oyuyor bal kabını,
Felâket bir kıtlıktan çıkmış ayılar gibi
Son damlasına kadar soyuyor bal kabını.
Hiçbir şeyi kendine ne dert,ne gam ediyor,
Nerde sabah olursa orda akşam ediyor,
Nice zehirleri bal diye reklâm ediyor,
Dolu süsü vererek boyuyor bal kabını.
Baldan düşecek paya duyarak içten hasret
Varsın bal kuyruğunda ömür tüketsin millet,
Sergiliyor bir yandan binbir numara hazret,
Bir yandan da tamtakır koyuyor bal kabını..
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:36 AM
Barış Şarkısı
Artık susmuşuz
Kaynaşmışız dost düşman
Kavgayı gürültüyü kesmişiz.
Kenetlenmişiz nicedir
Yer altında
Üsttekilere yalan gibi gelir.
Ama işte gerçek
Tanıklık eder buna
Toprağımızda açan her çiçek.
Kim demiş altı da bir yerin
Üstü de bir diye
Burası ta kendisi cennetin.
Oysa böyle mi olmalıydı
Ömür boyu beklediğimiz huzur
Bunca geç mi kalmalıydı.
Şükür buna da
Dömüşüz zararın bir yerinden
Hiç değilse burada.
Nihayet söylediğimiz şarkı
Barış şarkısıdır
Geçmiş günlere karşı.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:36 AM
Bazı *******
Ne kadar kasvetli düşünce varsa
Karanlıkta uyanınca geliyor,
Kâbus yaşatıyor gece boyunca,
Bir türlü tükenip bitmek bilmiyor.
Ne lâmbayı açmak işe yarıyor,
Ne bir şey okumak ediyor fayda,
Ne de bir sigara gam dağıtıyor,
Söz geçmiyor kıpırtısız zamana.
Diyorum 'Ey sabah nerelerdesin?
Yoksa şafak artık sökmeyecek mi?
Neden görünmüyor yüzü güneşin?
Kıyamete kadar gecikecek mi? .'
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:36 AM
Bekleme Salonu
Bir büyük bekleme salonu dünya,
Bekleriz beşikten mezara kadar,
Bekleriz,beklenen gelecek güya,
Bekleriz,gözümüz hep ufka dalar.
Bekleriz'Ah bahar'diye kışlarda,
Baharlar gelince yazı bekleriz,
Renkten renge giren o akışlarda
Hiç tükenmeyecek hazzı bekleriz.
Bekleriz açılsın diye tomurcuk,
Açılır tomurcuk,döner çiçeğe,
Sabır ile helva olurmuş koruk,
Çiçekler dönüşür ballı meyveye.
Bekleriz,bahar da gelir ve geçer
Kavak yelleriyle,gül dallarıyla,
Su gibi süzülür,kuş gibi uçar,
Kayar elimizden ışık hızıyla.
Bekleriz,bir şeyler alıp götürür
Bizi ömrün başka iklimlerine,
Çok şeyler değişmiş gibi görünür,
Aslında orda da bekleriz yine.
Bekleriz,güzler de çalar kapıyı,
Camlara hüzünlü yağmurlar vurur,
Düşer aklımıza hep öbür kıyı,
İçimizde fırtınalar kudurur.
Bekleriz o zaman geçmiş günleri,
Gelecekler gibi onlar da gelmez,
Düşlerde yaşarız ancak dünleri,
Beklemenin artık anlamı kalmaz.
Yine de bekleriz son güne kadar,
Ölümse beklenen,gelir mutlaka,
Bekleriz,gözümüz hep ufka dalar,
Bir büyük bekleme salonu dünya.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:36 AM
Belirsiz Yıldızlar Gibi
Akşamları tenha yollarda serin
Bir rüzgâra verip düşünceleri
Biraz sarhoşumsu biraz delimsi
Ne hoş yolcuları olmak gecenin
Şarkılarla ordan burdan sözlerle
Alabildiğine içten ve süssüz
Bazen dakikalar boyuca sessiz
Karanlığa dalıp gitmiş gözlerle
Sabahlara kadar yanıp sönerek
Belirsiz yıldızlar gibi bir yerde
Bütün dünya kaygılarından öte
Geriye dönmekten bahsetmeyerek
Akşamları tenha yollarda serin
Bir rüzgâra verip düşünceleri
Biraz sarhoşumsu biraz delimsi
Ne hoş yolcuları olmak gecenin
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:36 AM
Belli Değil
Aklımızdan zorumuz var dünyaya geleli,
Ne yapmalı uslanmak için ne eylemeli?
Umurumuzda değil,düşünmüyoruz bile,
Hepimizin başında bir başka kavak yeli.
Kimimiz midemizi düşünüyoruz ancak
Ve diyoruz yemeli,daha,daha yemeli.
Nice acı,nice düş kırıklığı vız gelmiş,
Kimimizce aşk hâlâ yaşamanın temeli.
Kiminizin vaktinden önce geçmiş dünyadan,
Öbür dünyaya akıp gitmiştir gönül seli.
Kimimiz mal-mülk ile dünyaya sağlam kazık
Kakmak için uğraşır gündüzlü ve geceli.
Kimimizin kendini düzeltmeye ermemiş,
Elleri düzeltmeye uzanmıştır hep eli.
Kimimiz yok etmeyi var olma şartı sayar,
Unutur kendine de uğrayacak eceli.
Hepimiz birer sabit fikir üzerindeyiz,
Öteyi ne sormalı bize ne söylemeli.
Ayırmışız bir avuç insanı deli diye,
Belli değil aslında kim akıllı kim deli.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:36 AM
Belli Oluyor
Sevmeye hazırız birbirimizi
Göz göze gelince belli oluyor
Alevler sarıyor içerimizi
Sımsıcak gülünce belli oluyor
Akıl sır ermiyor gönül işine
Aşkın dili buyruk kendi başına
Biz ne kadar suskun olsak boşuna
Ne yapsak sevince belli oluyor
Yansıyor yürekten geçenler yüze
Kışımız dönüyor bahara yaza
Hiç gerek kalmıyor ayrıca söze
Her şey hâl dilince belli oluyor
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:36 AM
Bezirgan Diktası
Çarşıda pazarda evde sokakta
Her tarafta aynı şey yaşanmakta
Moral değerlere rağbet eden yok
Göstermelik olmuş hukuk da hak da
Maddiyat başını almış gidiyor
Herkes para ile yatıp kalkmakta
Bol reklamla makyajlanmış suratlar
Ay parçası diye pazarlanmakta
Herkes sanıyor ki özgürlük gelmiş
Diktatörlük falan kalmış uzakta
Oysaki birtakım karanlık güçler
Yepyeni bir dikta uygulamakta
Ülkesel diktalar hoş görülmezken
Küresel bir dikta dayatılmakta
'Dikta olacaksa böyle olmalı'
Der gibi bir tavır takınılmakta
Mumla aranıyor eski diktalar
Bezirgan diktası en kötü dikta
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:36 AM
Bilmem
Bana her şey inanılmaz geliyor
Ettiğin yalan mı gerçek mi bilmem
Düşünüp durdukça içim eriyor
Gittiğin yalan mı gerçek mi bilmem
Gördüğüm karışık bir düş mü nedir
Aklıma olmadık yorumlar gelir
Tükenmez sandığım o bala zehir
Kattığın yalan mı gerçek mi bilmem
Daha dün yatarken başın dizimde
Varlığın taht kurmuş iken özümde
Bugün böyle buram buram gözümde
Tüttüğün yalan mı gerçek mi bilmem
Seninle ne güzel çıkmıştık yola
Ben yine o yolda gibiyim hâlâ
Bin ömre değecek aşkı bir pula
Sattığın yalan mı gerçek mi bilmem
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:36 AM
Bir Rüzgarın Önünde
Seneler dökülen yapraklar gibi
Savruluyor bir rüzgârın önünde
Mukavvadan köşler/konaklar gibi
Devriliyor bir rüzgârın önünde.
Kumlara yazılan kitap seneler
Bugün var yarın yok serap seneler
Başdöndürücü bir girdap seneler
Çevriliyor bir rüzgârın önünde.
Seneler sönmeyen orman yangını
Hayatımızın en yaman yangını
Dönüşü olmayan zaman yangını
Kavruluyor bir rüzgârın önünde.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:36 AM
Bir Akşam
Gelsem sana bir akşam
Gün batıya varınca
Ufuktaki keder gam
Yüreğimi sarınca
Ne iyi ettin desen
Başka şey söylemesen
Sıcacık gülümsesen
Hatırını sorunca
Perdeleri kapatsam
Şöyle dizine yatsam
Uzun uzun anlatsam
Ortalık kararınca
Unuturdum her şeyi
Artık dönmezdim geri
Seninle saatleri
Bir sonsuza kurunca
Ayrılığı dışlardık
Neler neler düşlerdik
Yeni ömre başlardık
Tan yeri ağarınca
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:36 AM
Bir Harf Ki
Ne kadar muzır tip varsa dünyada
Seninle var hepsi
Meselâ Zübük
Zibidi
Zirzop
Zırdeli
Zırcahil
Ve züppe gibi
Daha ne bileyim
Örneğin Zilli
Zıpır
Zındık
Zıpçıktı
Zırtapoz
Ve Zırtullah gibi
Akla gelen
Ve gelmeyen daha niceleri
Seninle başlıyor hep
Onlar da olmazdı belki
Sen olmasaydın
Ve de pek muhtemel ki
Dünya rahat ederdi o zaman
Harf misin dert mi
Boşuna atmamışlar
Alfabenin sonuna seni
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:36 AM
Bir Kış Akşamı
Tutup birkaç odun daha atmak ateşe
Tenha bir sokağın
Tenha bir odasında
Sonra yeniden dalmak
Sıcak dünyasına kitapların
Karmış dışarda fırtınaymış
Farketmemek suların buz tuttuğunu
Bir ateşin çıtırtısından hatırlamak
Bir de bozacının sesinden
Vaktin bir kış akşamı olduğunu
Demek ne hoş akşam
Zamanı dondurmuş gibi kar
Bitmesin istemek bu beyazlık
Bu huzur hiç tükenmesin
Sürsün kıyamete kadar
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:37 AM
Bir Sigara İçimi
İçimden neler geçer
Bir sigara içimi
Nice seneler geçer
Bir sigara içimi
Geçmişlere dalarım,
Göçmüşleri anarım,
Duman duman yanarım
Bir sigara içimi
Bel bağlamam bugüne,
O da benzer tütüne,
Döner çabucak küle
Bir sigara içimi.
Hayat bir hızlı çekim,
Resim üstüne resim
Kısa metrajlı filim,
Bir sigara içimi.
İçimden neler geçer,
Günler ******* geçer,
Nice seneler geçer
Bir sigara içimi.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:37 AM
Bir Sonuç
Doğuyoruz
Artı
Çocuk oluyoruz
Artı
Genç oluyoruz
Artı
Olgunlaşıyoruz
Artı
Yaşlanıyoruz
Artı
Ölüyoruz
Ve eşittir sıfır mı oluyoruz
Hiç olur mu öyle şey
Olageldiklerimiz hep sıfır mı ki
Sonuç sıfır olsun
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:37 AM
Biz İnsanlar
Biz insanlar hepimiz
Şu güzelim dünyada
Varız bugün çok şükür diriyiz.
Yoktuk hiçbirimiz dün
Yarın yok olup gideriz yine
Bunu böyle düşünsek bir gün.
Ve desek ki sevgiye borçluyuz
Yeryüzünde varlığımızı
Ama sevgiyi nasıl da unutuyoruz.
Bir şeyler var batasıca
Alıp veremediğimiz bir türlü
Beşikten tâ mezara.
Bu hırs bu kavga bu gürültü
Zehir etmekten öte neye yarıyor
Üç günlük ömrümüzü.
Ararız birbirimizi yarın
Kurtlarla böceklerle başbaşa kalınca
Altında kara toprağın.
Gün aydınlatır dünyayı bizsiz de
Gecikmiş bir sevgi bir pişmanlık bir özlem
Kımıldar çaresiz içimizde.
Biz insanlar hepimiz
Çok çılgınız ne yazık
Çok deliyiz.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:37 AM
Boşuna Zahmet
Onca sevgi şiiri,onca dostluk şarkısı,
Yine hep bildiğini okumakta karşısı,
Seven gönüller için ne yazık ki bu dünya
Görme özürlülere lâmba satma çarşısı.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:38 AM
Bozkırda Bahar
Bir kefeni yırtıştır, bir doğuştur yeniden
Uzun kışlardan sonra bozkıra gelen bahar,
Sanırsın ki toprakta mucizedir beliren,
Böyle bahar ne bağda ne de bahçelerde var.
Çiçeklenmek kolay şey bakımlı bahçelerde,
Verimli topraklarda yeşermek zor iş değil,
Yeniden diriliştir gerçi bahar her yerde,
Ama böylesi hiçbir yerde görülmüş değil.
Bahardan öte bir şey, bahar okyanusu bu,
Düzlerce-tepelerde ufuklara uzanır,
Baktıkça duyar insan evrende sonsuzluğu,
Ölümsüzlüğe candan ve gönülden inanır..
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:38 AM
Bozkırdaki Ağaç
Ben bozkırdaki ağaç
Sen uzakta akan su
Özlemi yüreğimi
Senelerdir yakan su
Bir sancılı bekleyiş
Ki tükenmez bir türlü
Ne duam işitilir
Ne söylediğim türkü
Kavrulmuş dallarımdan
Haber etsinler diye
Nice kuşlar uçurdum
Dönmediler geriye
Ya seni bilmediler
Ya unuttular beni
Kuru değnekler ile
Hep bir tuttular beni
Sen uzakta akan su
Ben bozkırdaki ağaç
Duy artık çığlığımı
Toprağım sana muhtaç
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:38 AM
Bu Aşk
Tıpkı bin yıl önceki gibi
Sevdiğimce güzelsin sen
Ve güzelliğince seviyorum seni
Durup durup yaşıyoruz bu aşkı yeniden
Bu aşk sürüyor Âdem'le Havva'dan beri
Daha da sürer
Bir bütünüz seninle dal ve yaprak örneği
İsimlerimiz şu veya bu olmuş ne farkeder
Yaşasalardı aynı çağda
Aslı'ya rastlasaydı Mecnun
Ya da Kerem Leylâ'ya
Tutsağı olmazlar mıydı aynı tutkunun
Sen balımsın ben peteksem
Ocaksam ateşimsin
Sanadır içimde dinmeyen özlem
Sevgilimsin nişanlımsın eşimsin
Tıpkı yüz yıl önceki gibi
Sevdiğimce güzelsin sen
Ve güzelliğince seviyorum seni
Durup durup yaşıyoruz bu aşkı yeniden
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:38 AM
Bu Dünya
Ezelden dönektir,denge bulamaz,
Böyle gelmiş böyle gider bu dünya,
Eyleşip bir dalda karar kılamaz,
Böyle gelmiş böyle gider bu dünya.
Gün olur,aydınlık demeye kalmaz,
Ne güzel şu ışık demeye kalmaz,
Akşamdan kararır,geceye kalmaz,
Böyle gelmiş böyle gider bu dünya.
Tam bahar-yaz dersin,güze çevirir,
Güneşi küllenmiş köze çevirir,
Çiçekleri solgun yüze çevirir,
Böyle gelmiş böyle gider bu dünya.
Mutluluklar göçmen kuşlar misali,
Bir varmış bir yokmuş düşler misali,
Akıl-sır ermeyen işler misali,
Böyle gelmiş böyle gider bu dünya.
Bakarsın ki,tüm çabalar nafile,
Katlanırsın kırık-dökük bir hâle,
Çok geçmeden sona erer o bile,
Böyle gelmiş böyle gider bu dünya.
Döner bir boşlukta,durmadan döner,
Kimseye danışıp sormadan döner,
Varılacak yere varmadan döner,
Böyle gelmiş böyle gider bu dünya.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:38 AM
Bunlar
Bunları sizler de tanıyorsunuz,
İlk bakışta adam sanıyorsunuz,
Adam değil avam olduklarının
Sonradan farkına varıyorsunuz.
Ne kadar da belden aşağı bunlar,
Takmışlar kafaya bacağı bunlar,
Apışarasını ve de popoyu...
Bayağıdan daha bayağı bunlar.
Yükseklere ermez akıl kuşları,
Alçaktan uçmaktır bütün işleri,
Güdük gelmiş güdük gideceklerdir,
Boyları kadardır düşünüşleri.
Konu deyince tek konu bunlara
kadın milletinin donu bunlara
Ve de o donların düşlettikleri...
Gerisi dünyanın sonu bunlara.
Her alanda adım başında bunlar,
Özellikle medya işinde bunlar,
Sömürüye karşı geçinirler de,
kadını sömürme peşinde bunlar..
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:38 AM
Cadı Kazanı
Bezirganın güdümüne girenler
Dışlayanlar bilge ile ozanı
Sizin yüzünüzden bu dünya beter
Kargaşa alanı cadı kazanı
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:39 AM
Canan
'Cancağızım'derse sakın sevinme
'Canın çıksın'deyince de yerinme
Kusuruna bakma mâzurdur canan
Yalanlar hazırdır her an dilinde
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:39 AM
Cepli Kefen Çağı
Damlada deryayı gören kalmadı
Bir lokma bir hırka yetmiyor artık
Doyduğundan haber veren kalmadı
Açgözlülük fren tutmuyor artık
Damlada deryayı gören yok peki
Deryada deryayı farkeden hani
Tamaha kaptırmış herkes kendini
Kimse başka dava gütmüyor artık
Bir lı,okma bir hırka az geliyorsa
On lokma on hırka yeter desek ya
İstiyoruz daha daha hep daha
Ocaklar şükürle tütmüyor artık
Yüz lokma yüz hırka da azdır elbet
Bürümüş gözleri zira maddiyat
Ne bet var ortada ne de bereket
Hırslar tükenmiyor bitmiyor artık
Bin lokma bin hırka olsa ne yazar
Kefen sargısının şimdi cebi var
Neler ve de neler alacak kadar
Bezirgan düz kefen satmıyor artık
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:39 AM
Çarpık Çağ
Sustu bülbül sesleri,gak gaklar öne çıktı
Kargalar,kerkenezler,çaylaklar öne çıktı
'Az laf çok iş'diye bir ilke vardı vaktiyle
Şimdi leylek misali lak laklar öne çıktı
Sorumluluk azaldı sorunluluk arttıkça
Savsaklandı görevler,hep haklar öne çıktı
Söze gümüş,sukuta altın denmiyor artık
Teneke laflar için şak şaklar öne çıktı
Yapılar göğe yükseldikçe,ne tuhaf,
Söz ayağa döştü ve sokaklar öne çıktı
İtildikçe kenara soylu hal ve gidişler
Soyu sopu belirsiz ahlâklar öne çıktı
Gaflete cehalete kul edildi insanlar
Özgürleştik zanneden tutsaklar öne çıktı
Yeni düzen deniyor kargaşanın adına
Yasaklara set çeken yasaklar öne çıktı
Görüşleri yabana atıldı bilgelerin
Cin fikirli geçinen ahmaklar öne çıktı
İleri teknoloji sunuldu gerzeklere
Kel başlar için şimşir taraklar öne çıktı
Billur sulu pınarlar kururken birer birer
Kir ve zehir üreten kaynaklar öne çıktı
İnsanın geleceği tehlikeye girmişken
Hayvanseverlik gibi meraklar öne çıktı
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:39 AM
Çarpışanlar
Kim demiş fikirlerin çarpışmasından
Gerçeğin pırıltısı doğar diye
Oysa hiç de öyle olmuyor
Dırıltı doğuyor pırıltı yerine
Zırıltı doğuyor
Sonra kavgalara dökülüyor iş
Çatışmalara dökülüyor
O yüzden silahlanıyor herkes
Dünya silah deposuna dönüştürülüyor
Çünkü çarpışan fikirler değil aslında
Kör inançlar
Sağır saplantılar
Azgın hırslar
Kudurgan bencillikler
Ve de gizli despotluklar
Bakmayın demokrasi lâflarının bolluğuna
Özde demokratlar az bu dünyada
Sözde demokratlarsa aramadığınız kadar
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:39 AM
Çeki
Ne çektiysek dünyada tatsız dillerden çektik
Kimi gün kendimizden,kimi ellerden çektik.
Çok zaman varamadık sütliman kıyılara
Havalarda hoyratça esen yellerden çektik.
Ufkumuza engeller dikildi bir yerlerde,
Açık gibi gözüken çıkmaz yollardan çektik.
Güllerle aramıza nice dikenler girdi,
Balı zehir eyleyen türlü hallerden çektik.
Dikenlerden başka şey beklemiyorduk zaten,
Ama ne acıdır ki hem de güllerden çektik.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:39 AM
Çeşme
Biz içmedik suyundan,
Ama var,
Kimbilir nerde bir çeşme
Gürül gürül akar
Rüyalarda görürüz,
Okuruz şiirlerde,romanlarda
Bazen geçer gideriz önünden belki
Dar zamanlarda.
Bir aşsak şu dağı da,
Şu ufka da bir ulaşsak deriz
Susuzluğumuzca büyür içimizde ümitler
Ve boş kalır her seferinde ellerimiz.
Bir dost çeşme bir sevgili
Bir eremediğimiz durak
Özlemi bizimle hep
Kendisi uzak.
Biz içmedik suyundan
Ama var
Kimbilir nerde bir çeşme
Gürül gürül akar.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:54 AM
Çiçekler
Çiçek var,rengiyle,biçimiyle hoş,
İlk bakışta kalbe dolan çiçek var,
Karşıdan sevilmek için oluşmuş,
Biraz koklayınca solan çiçek var.
Çiçek var,ne kokar,ne de bulaşır,
Bilinmez neden ve niçin oluşur,
Ne kuruyup gider,ne de gelişir,
Dalında öylece duran çiçek var.
Çiçek var,benzemez güle,şebboya,
Yalnızca cilâdır,yalnızca boya,
Yaklaşınca çıkar ortaya foya,
Kokarca misali kokan çiçek var.
Çiçek var,kokusuz,ama çekici,
Cici bir biblodan daha çekici,
Görsel güzellikten yana çekici,
Ancak o kadarla kalan çiçek var.
Çiçek var,dil varmaz çiçek demeye,
Ne aşka inanır,ne muhabbete,
Kendisine sevgi gösterenlere
Diken diken olup batan çiçek var.
Çiçek var,bulunca hemen derleyin,
Artık başka çiçek sözü etmeyin,
Bir çiçekle bahar olmaz demeyin,
Baharları bahar yapan çiçek var.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:54 AM
Dalgalar
Dalgalar çoğu kez aynı nakarat
Yeknesaklık deryasında çalkantı
Kararsız işleyen sarkaçlı saat
Ne olduran ne öldüren sallantı
Dakgalar kimi gün ninni şırıltı
Sütliman sularda huzura varış
Uykuda sayıklar gibi mırıltı
Rüya hiç bitmesin diye yakarış
Ardından dalgalar dehşetin sesi
Bir barbar akını önlenemeyen
Yıkımlar getiren vahşetin sesi
Canavar sürüsü aman vermeyen
Ufuklardan doludizgin koşarak
Dalgalar peşpeşe gelen dalgalar
Kabararak köpürerek taşarak
Kapkara tablolar çizen dalgalar
Ve sonra hiçbir şey olmamış gibi
Kendini engine salan dalgalar
Yanar-döner bir manzara misali
Hayatın aynası olan dalgalar
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:55 AM
Dedikodu
O onu demiş bu bunu söylemiş,
Tükenmez dünyanın dedikodusu,
Kulak kesilenler gönül eğlemiş
Merak etmişler boş yere sonucu.
Sonuç yok, süreç var ortada ancak,
Balık kavağa ne zaman çıkacak,
Söylenenler o gün doğrulanacak,
Başından sonuna tüm hikaye bu.
Sanki okyanus ortasındayız,
Türlü rüzgarların dalgasındayız,
Kimi gün süt-liman havasındayız,
Değişkenlik sarmış hep ufkumuzu.
Çıkmadan bir ufuksuz yolculuğa
Bir liman özleyip durmak boşuna,
Devam ömür boyu dedikoduya,
Çizen böyle çizmiş doğrultumuzu.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:55 AM
Dediler Bana
Adını söyledim,o kadar çok ki,
Acaba hangisi dediler bana,
Sarı mı,kumral mı,yoksa esmer mi?
Nerede adresi dediler bana.
Bilmiyorum dedim,öyleyse geç git,
Boşuna arayıp kaybetme vakit,
Yine de bulmaktan kesmezsen ümit,
Hadi hayırlısı dediler bana.
Anlattım olanca özelliğini,
Tariflere sığmaz güzelliğini,
Bir değil,bin ömre bedelliğini,
Tuhafsın doğrusu dediler bana.
Dedim iyilikte yoktur üstüne,
Kötü günde vefalıdır dostuna,
Bürünmüş melektir insan postuna,
Yok öyle birisi dediler bana.
En güzel gülün de vardır dikeni,
Sevdiğine pişman ettirir seni,
Hasretle aratır geçen günleri,
Masaldır gerisi dediler bana.
Dediler bana da ben inanmadım,
Hayâlinden başka şeye kanmadım,
Seni aramaktan hiç usanmadım,
Allahın delisi dediler bana.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:55 AM
Dengesiz Toprak
Kara mısın kara toprak
Renkten renge giriyorsun
Her boyaya boyanarak
Bir yere mi varıyorsun
Olup bahçe ve de tarla
Doluyorsun ürünlerle
Çiçek meyva sebze gırla
Neler neler veriyorsun
Mübareksin falan derken
Deprem oluyorsun bazen
Yıkıp döküp aklınca sen
Hüner mi gösteriyorsun
Toprak ana mısın sahi
Tükenmeyen sevgin hani
Güvenilmezsin vallahi
Bir de susup duruyorsun
Dengesizsin kara toprak
Türlü tavır takınarak
Güldürürken ağlatarak
Murada mı eriyorsun
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:55 AM
Deniz
Ömrün çalkantıları verince kalbe sızı,
Çekilip bir kıyıdan izliyorum denizi.
Çağların ötesine uzanan bir kıyıdan
Görüyorum açıkta demirlemiş sonsuzu.
Yüzeylerde bir şey hiç durmadan değişiyor,
Bir şeyin derinlerde aynı kalıyor özü.
Benzemiyor bir rengi bir rengine enginin,
Belki o başkalıkta suların tadı tuzu.
Bir uçtan öbürüne gidiş gelişleriyle,
Seziyorum,deniz bir varlığın birçok yüzü.
Bazı yayılıyor bir dinginlikle ufka dek,
Coşarak köpürerek dalgalanıyor bazı.
Her gün taptaze izler bırakıyor kumsalda
Ve alıp götürüyor dünden kalan her izi.
Diyorum yaşamanın adasını kuşatmış
Bu deniz,bu evrenin oynak ve hoppa kızı.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:55 AM
Diyorum
Sen de mi unuttun beni bilemem
Bir selâm göndersen şöyle diyorum
Tükense bu acı bitse bu özlem
Ne zaman bitecek söyle diyorum
Baharlar geliyor yazlar geçiyor
Tadılmadan nice hazlar geçiyor
Yüreğimden hep ayazlar geçiyor
Hayat çekilmiyor böyle diyorum
Çağır da yanına geleyim desen
Canının yoldaşı olayım desen
Seninle ağlayıp güleyim desen
Ne güzel olurdu öyle diyorum
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:55 AM
Dopdolu
Gelin de şu gidişe kafanızı takmayın,
Yollar önümüz sıra tuzaklarla dopdolu,
Dünya küçüldü artık diyenlere bakmayın,
Ufuklar yakın değil,Uzaklarla dopdolu.
Aslında sonsuz özlem çölüne döndü dünya,
Bir pislik ve çirkinlik seline döndü dünya,
Dursuz-duraksız alârm ziline döndü dünya,
Tamirci kılığında bozuklarla dopdolu.
Kirlenecek elbette denizimiz-deryamız,
Çekilemez olacak ciğerlere havamız,
Neden derseniz,zira şu talihsiz dünyamız
Doğayı hiçe sayan tezeklerle dopdolu.
Ortalık sanki güllük-gülistanlıkmış gibi
Terelelliliklerin bir paraya binbiri,
Şamatalar bastırmış şarkıların sesini,
Kulaklar kakafonik müziklerle dopdolu.
Bir yanda vur patlasın çal oynasın diyenler,
Delice dem sürmeyi tek marifet bilenler,
Açların-açıkların haklarını yiyenler,
Öte yanda yeryüzü eziklerle dopdolu.
Hasret çekilen hakça düzen kurulamıyor,
Huzur iklimine bir türlü varılamıyor,
Yolları kesenlerden hesap sorulamıyor,
Güya sistem yasa ve tüzüklerle dopdolu.
Binli yılların yolu vardı ikibinlere,
Yalan dünya dönüştü talan gezegenine,
Gelişme-ilerleme-kalkınma diye diye
Safdillere atılan kazıklarla dopdolu.
Ayaklar baş olurken ayağa düştü başlar,
Uygunsuz gerçeklere verdi yerini düşler,
Giderek eskisinden beter oldu her işler,
Gören gözler-gönüller yazıklarla dopdolu.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:55 AM
Döngü
Uçsuz bucaksız boşlukta
Dünya döner biz döneriz
Bitmeyen bir sarhoşlukta
Dünya döner biz döneriz
Bir gün gerçek bir gün hülya
Boş çıksa da binbir rüya
Boşluktayız nasıl olsa
Dünya döner biz döneriz
Divane dervişler gibi
İçmeden içmişler gibi
Kendinden geçmişler gibi
Dünya döner biz döneriz
Gülüş derken ağlayışlar
Bitmez inişler çıkışlar
Böyle bu hayatta işler
Dünya döner biz döneriz
Sabah akşam gündüz gece
Ondan ona hep geçmece
Yok hiçbirini seçmece
Dünya döner biz döneriz
Kıştan yaza yazdan kışa
Baştan sona sondan başa
Daim değişe değişe
Dünya döner biz döneriz
Baş neresi son neresi
Arka nere ön neresi
Değişmeyen yön neresi
Dünya döner biz döneriz
Yazgımızla hep kol kola
Düşmüşüz bir garip yola
Durup hiç vermeden mola
Dünya döner biz döneriz
Acep kaç asır bu döngü
Akıl ermez sır bu döngü
Meçhule esir bu döngü
Dünya döner biz döneriz
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:55 AM
Dönüşüm
Yıllar yılı bekleriz
Düşlerimiz gerçek olsun diye
Düşten güzel gerçekleri görmeyiz
Bir gün bir de bakarız
Gerçeklerimiz düş oluvermiş
Dönmüş tersine dünyamız
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:55 AM
Dünden Hazırım
Öyle güzel şeyler söylüyorsun ki,
Candan inanmaya dünden hazırım,
Dudağından ballar akıyor sanki,
İnan ki kanmaya dünden hazırım.
Devam et,bu hazlar tükenmesin hiç,
Vakitsiz solmasın gönülde sevinç,
Yalan da söylesen değişmez sonuç
Sana aldanmaya dünden hazırım.
Nasıl olsa aşk da yalan değil mi?
Baharların sonu hazan değil mi?
En doyumsuz mevsim şu an değil mi?
Sürecek sanmaya dünden hazırım.
Hastanım,başımı koyup dizine,
Dalsam yüzündeki rüya izine,
Dertlerin düşsem en çaresizine,
Bil ki katlanmaya dünden hazırım.
Sesin bana ilâç gibi geliyor,
Kulağım hep seni duymak istiyor,
Herkes'Sakın kanma,yanarsın'diyor,
Ben ise yanmaya dünden hazırım.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:55 AM
Dünya Cenneti
Gurbetlerin hası gönül gurbeti
Sılada olsam da kahreder beni
Varsa gönül dostum bir dağ başında
Bence orasıdır dünya cenneti
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:55 AM
Dünya Elden Gidiyor
İsyan burcuna girdi,
Dünya elden gidiyor,
Çok alâmet belirdi,
Dünya elden gidiyor.
O hak senindi derken,
Bu hak benimdi derken,
Biz didişip dururken
Dünya elden gidiyor.
Her yerde kördöğüşü,
Tükenmeyen uğraşı,
Gören yok asıl işi,
Dünya elden gidiyor.
Doğayı sarmış kir-pas,
Ortalık toz-duman-pus,
Her kafadan ayrı ses,
Dünya elden gidiyor.
Özgürlük belâsına
Çattık derdin hasına,
Çoğulculuk nesine?
Dünya elden gidiyor.
Aklın yolu çoğul mu?
Her tutulan yol yol mu?
Seçenek öyle bol mu?
Dünya elden gidiyor.
Yüce Yunus,Mevlâna
İtilmişler bir yana,
Cüceler çıkmış öne,
Dünya elden gidiyor.
Küçük çıkarcılar çok,
Haşereler kadar çok,
Verdikleri zarar çok,
Dünya elden gidiyor.
Bir olalım diyen yok,
Davranalım diyen yok,
Durduralım diyen yok,
Dünya elden gidiyor.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:55 AM
Dünya Tiyatrosu
Dünya tiyatrosunda bizler
Sıramız gelince çıkarız
İster istemez sahneye,
Güler,güldürür,ağlatır ve ağlarız.
Dünya tiyatrosunda bizi
Bir bulutlar izler
Bizden başka,
Bir de güneş,ay ve yıldızlar.
Dünya tiyatrosunda bize
Ne bir ıslık,
Ne bir alkış gelir göksel salondan,
Öylesine sarmıştır çevremizi yalnızlık.
Dünya tiyatrosunda bizim
Onca çabamız neye yarar,
Onca oyunumuz?
Bilemeyiz sonuna kadar.
Dünya tiyatrosunda bizler
Gölgeler gibi geçeriz
İster istemez sahneden,
Sıramız gelince çeker gideriz..
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:55 AM
Dünyalı
Sorma,neyin nesiyim
Dünyalıyım,iyi bak
Taşıdığım her simge
Birer maskedir ancak.
Simgem ister ak olsun
İster al,ister yeşil
Değil benim göstergem
Hiçbir renk,hiçbir şekil
Alacam içimdedir,
Beni tek yanlı sanma
Ben de pek bilmem beni
Görünüşe aldanma
Ne şu,ne de bu yanda
Sadece dünyadayım
Evrenin bir yerinde
Bir dönek noktadayım.
Hem güzelim,hem çirkin
Hem iyi,hem kötüyüm
Fırfırlıyım dünyaca
Dünyanın ürünüyüm.
Neyin nesiyim sorma,
Dünyalıyım iyi bak,
Takındığım her simge
Birer maskedir ancak.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:56 AM
Düş Denizleri
Özleyişlerin sonu yok,
Nerde o sütliman kıyı?
Hedefine varmayan ok
Her güzel düş,her hoş duyu.
Yelde yelken,siste siren,
Arada bir feryat-figan,
Ufuklarda sürüp giden:
Süslü serap,dipsiz kuyu.
Hep göz boyayıp düşletmek,
Derken işi yavaşlatmak,
Sonra yeniden başlatmak
Denizlerin eski huyu.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:56 AM
Düşünen Adam
Düşünür durursun hep
Düşünmekten taş kesilmişcesine
Bir şeycikler demezsin
Çıkmaz ağzından tek sözcük bile
Oysa taştan da olsa konuşmalı insan
Düşünmek söylemek için değil midir
Ama sen haklısın belki de
Kimbilir
Bir de konuşuversen
Neler dersin acaba neler
Belki dökülür dilinden peşpeşe
Altın ayarında cümleler
Ve düşündüklerini söylesen
Sözün teneke olmuşken değeri
Teneke gürültüsüne mi gider diyeceklerin
Düşünmeden konuşanlar sarmışken her yeri
Yoksa bunu mu düşünüyor
Ve de böyle mi diyorsun anlayana
Sus öyleyse susabildiğin kadar
Helâl olsun bu taş kesilmişlik sana
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:56 AM
Düşüş
Çıktı yücelerin yörüngesinden
Dünya cücelerin eline düştü
İşler farksızlaştı şirket işinden
Kâr hesaplarının seline düştü
Hiç umursanmadı moral kayıplar
O yüzden tabandan tavana kadar
Her tarafta iflas manzarası var
İnsan güya kazanç yoluna düştü
'Çok tamah çok ziyan getirir'derler
Düşünenler daha neler söylerler
Söylerler de boşa zahmet eylerler
Doğru söz kalp akçe haline düştü
Kargalar olunca kılavuzumuz
Pislikten kurtulmaz oldu burnumuz
Kirlendi mânâ ve madde ufkumuz
Şikayet herkesin diline düştü
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:56 AM
Ekmek Kokusu
Öyle sıcak,öyle doyumsuzsun ki,
Yaşamanın tadı-tuzu var sende,
Yürek ısınıyor duyunca sanki,
Hayat ateşinin közü var sende.
Itır desek ıtır gibi değilsin,
Çiçeği andırır gibi değilsin,
Kolay anlatılır gibi değilsin,
Toprak anamızın gizi var sende.
Ne söylesek eksik bulursun belki,
Tarlalara düşen yağmursun belki,
Gökten damıtılmış bir nursun belki,
Yaz güneşlerinin izi var sende.
Değerin bollukta gölgelenmiştir,
Kıtlığında ne ocaklar sönmüştür,
Hamuruna çok gözyaşı sinmiştir,
Nice acı,nice sızı var sende.
Benzemezsin öbür nimetlere sen,
Sonradan var oldun önceden yokken,
Ekmeğini taştan çıkarıp yiyen
İnsan onurunun özü var sende.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:56 AM
En Muhteşem Zafer
Ey hamâsî şiirler kaleme alan şair
Düşmanları yenmekten bahsetme ikidebir
Şu peygamber sözünü hiç aklından çıkarma
'Nefsini yenebilmek en muhteşem zaferdir'
Nefsidir insanın en tehlikeli düşmanı
Kibiri bencilliği açgözlülüğü hırsı
Bunlara karşı savaş kaba kuvvetle olmaz
Kullanmak gerekiyor iradeyi ve aklı
Edeceksen bunları konu et kalemine
Bir parça bak dünyanın hâli pür melâline
Hâlâ kaba kuvvetle yapılıyor savaşlar
İlkel yiğitlikleri övmenin âlemi ne
Kan ve gözyaşı seller gibi akıyor yazık
Aynen sürüp gidiyor ruhlardaki barbarlık
Değişen tek şey teknik araçlarla gereçler
Hani nerde kalıyor ilerilik uygarlık
Sen bari bundan böyle ileri ol ey şair
Kaleminden ruhlara farklı bir rüzgâr estir
Uzak tutma aklından şu peygamber sözünü:
'Nefsini yenebilmek en muhteşem zaferdir'
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:56 AM
Ey Dost
Sen neredeysen ey dost sılam orası
Şu dünya çölünde vâham orası
Gözüm çıksın gözüm varsa cennette
Sen yok isen bana haram orası
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:56 AM
Ey Şair
Boş yere hayeller kurma ey şair
Düşlediğin dünya değil bu dünya
Uyanıkken rüya görme ey şair
Yozluklardan yana sebil bu dünya
Herkes çıkarına olmuş müşteri
Kimsede kalmamış özeleştiri
Sarmış ortalığı kördöğüşleri
Sandığından daha sefil bu dünya
Ayyuka çıkmış toz-duman-is-kir-pas
Dirlik-düzenliğe eyleme heves
Sözü daha fazla uzatmak abes
Ummadığın kadar rezil bu dünya
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:56 AM
Fal
Bana öyle bir yalan söyle ki falcı
Hiç yalan gibi gelmesin
Fakat aramızda kalsın sadece
Başka kimse bilmesin
Bana öyle bir yalan söyle ki falcı
Her şeyi unutayım bir anda
Fırtınadan sonra bir gemi misali ruhum
Dinlensin bahsettiğin limanda
Bana öyle bir yalan söyle ki falcı
Yalansa yalan olsun ne yapayım
Bırakayım bütün öbür yalanları bir yana
Biraz da senin dediğine inanayım
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:56 AM
Fazlası Var Eksiği Yok
Güzelliğin binbir çeşit
Fazlası var eksiği yok
Cennet iklimine eşit
Fazlası var eksiği yok
Güzelliğin aşk bahçesi
Gül gülistanlık neşesi
Gürül gürül can çeşmesi
Fazlası var eksiği yok
Güzelliğin bir akan su
Serinleten ve yakan su
İçildikçe susatan su
Fazlası var eksiği yok
Güzelliğin sonsuz engin
Günışığı kadar zengin
Yüreğimi saran yangın
Fazlası var eksiği yok
Güzelliğin anlatılmaz
Şiire şarkıya gelmez
Rüya gibi erişilmez
Fazlası var eksiği yok
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:56 AM
Gece Gibi
Karamsar olursan gece gibi ol
İçinde yıldızlar eksik olmasın
Hülyalarla uyu rüyalarla dol
Sabahtan ümidin kesik olmasın
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:56 AM
Geç Efendim Geç!
'Çanakkale geçilmez' savaşta,
Barışta neler geçilir neler,
Ne kaleler,
Ne burçlar
Hem de düşman tarafından değil,
Kendimiz tarafından geçilir.
Yasa-kural mı dediniz?
Geç efendim geç!
Hesap-kitap mı dediniz?
Geç efendim geç!
Akıl-fikir mi dediniz?
Geç efendim geç!
Ne demişti Anafartalar Kumandanı?
'Gaye zafer değildir,
Gaye fikirdir' demişti,
Büyük adamdı zira.
Kim,Atatürk mü?
Geç efendim geç!
Onu geç,
Bunu geç,
Başka ne kalıyor geriye?
Savaşta kahramanlık ile
Barışta kalpazanlık mı?
Geç efendim geç! ..
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:56 AM
Geçer
Sevda bir mevsimdir gelir de geçer
Güneşte kar gibi erir de geçer
Bahar mıdır kış mı anlayamazsın
Kaç türlü işaret verir de geçer
Geçse diye dua edilir bazen
Bazen hiç geçmese denir de geçer
Kalmaz ilk günlerin heyecanları
Şarkılar da susar şiir de geçer
Büyüler yaparsın sürsün diyerek
Tutar mı zamanla sihir de geçer
Gönlünce gülemez ağlayamazsın
Şaşırıp kaldığın devir de geçer
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:56 AM
Gelenler-Gidenler
Gelen gideni aratır diye
Boşuna dememişler
Gün gelir
Uçup giden dünü aratır
Yarın gelir
Kaçıp giden bugünü aratır
Ve bir gün gelir
Geçip giden ömrü aratır
Boşuna dememişler
Gelen gideni aratır diye.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:57 AM
Gideriz
Önce gelenlerden kalan oldu mu?
Biz de bu dünyadan çeker gideriz,
Kazık kakma izni alan oldu mu?
Çaresi yok,teker meker gideriz.
Barışlar yaşadık sonu gelmeyen,
Savaşlara girdik bitmek bilmeyen,
Nice oklar attık hedef bulmayan,
Bu boş çabalardan bıkar gideriz.
Türlü serapların ardına düştük,
Yıllar yılı soluk soluğa koştuk,
Ne umarken nerelere ulaştık,
Kabahati kime yıkar gideriz?
Kapıldık masala,kandık yalana,
Ömrümüzü sebil ettik talana,
Zaten ağlayarak geldik cihana,
Yine öylece yaş döker gideriz.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:57 AM
Gidişat
Siyaset esnafıyla verip kafa kafaya
Bezirgânlar ortaklık fotoğrafı çektirdi
Arsızlıkla dal- budak saldılar her tarafa
Günden güne gidişat o kadar tersleşti ki
Seks,şiddet ve maddiyat şeytan üçgeni gibi
Dünya yuvarlağını çekti kendi içine
Gölgeledi hayatın bütün değerlerini
Küresellik lâfı da tüy dikti üzerine
Kaba güç rüzgârları yeniden eser oldu
Kuvvete yenildi hak'insan hakları'derken
Safsatalar gerçeğin önünü keser oldu
Barbarlığa sapıldı uygarlığa giderken
Hakça düzen ülküsü hedefe varamadan
Bezirgânlar bugünün sultanları oldular
Dünün sultanlarına rahmet okutaraktan
Tüm dengeleri altüst etmeye koyuldular
Ve varsıllar daha çok gçmülürken varlığa
Yoksullar ellerinde olanı da yitirdi
Yazık ki bahtı kara dünyamız ola ola
Dev bir Arap ülkesi olma yoluna girdi.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:58 AM
Gitmiş
Şöyle bir geriye dönüp baktım da,
Gördüm ki seneler yel olup gitmiş,
Çok özlem bırakmış anılarımda,
Yaşananlar çoşkun sel olup gitmiş.
Başlamış sonra ters akmaya sular,
Bulanmış yarına dönük hülyalar,
Evdeki hesaba uymamış pazar,
Düşlerin değeri pul olup gitmiş.
Ümitler kurumuş çeşmeler gibi,
Güz vurgunu yemiş bahçeler gibi,
Bir yerlerde batmış tekneler gibi
Beklentiler çıkmaz fal olup gitmiş.
'Denizler durulmaz dalgalanmadan'
Diyen şarkı yalan söylemiş yalan,
Sislere karışmış o uzak liman,
Huzur bir bulunmaz hal olup gitmiş.
Şöyle bir dönüp de baktım geriye,
Gördüm ki manzara hep aynı yine,
Geçmişin en buruk meyvası bile
Tadından yenmeyen bal olup gitmiş
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:58 AM
Gitmişler
Çıkagelmişler bir meçhul diyardan,
Dünyada bir süre kalıp gitmişler,
Tadıp az-çok hazlar ve acılardan,
Yine o meçhule dalıp gitmişler.
Düşmüşler derdine bir sürü şeyin:
Sevginin,dostluğun,aşkın,servetin,
Rahatın,huzurun,şan ve şöhretin...
Bulmayıp gitmişler,bulup gitmişler.
Hayat bahçesinde kimisi gülmüş,
Kimisi kuru ot,kimi sümbülmüş,
Gün gelince boyunları bükülmüş,
Zamanın elinde solup gitmişler.
Sevmişler masalı çocuk yaşında,
Sonradan koşmuşlar gerçek peşinde,
Gerçeklik var mıymış dünya işinde?
Bilmeyip gitmişler,bilip gitmişler.
Kimi bir şey yapmış,kimisi yıkmış,
Kimi düzen diye canını sıkmış,
Yolları hep aynı kapıya çıkmış:
Bir var iken bir yok olup gitmişler.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:58 AM
Godo'yu Beklerken
Godo gelmiştir de çoktan,
Biz hâlâ Godo'yu bekleriz,
Kesmeyiz hiç ümidimizi,
Er-geç bir gün gelecek deriz.
İşte bu ümit var ya bu ümit,
İyi-kötü getiren bugünlere bizi
Ve alıp götüren yarınlara,
Godo'dan başka kim olabilir ki?
Hani lâf aramızda,
Hepimiz su katılmamış alıklar gibiyiz,
Derya içre yaşayıp yıllar yılı
Deryayı bilmeyen balıklar gibiyiz.
Çekilir bir gün sular,
O zaman işimiz bitmiştir,
Ne bugün kalır elde ne yarın,
Anlarız ki Godo gitmiştir.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:58 AM
Gönül Bahçesi
Toprağını bir türlü bulamayan ağaçlar
Yıllar boyunca susuz,yıllar boyunca açlar
Dolu olsa da hayat sofraları çok şeyle
Her şeyden çok bir gönül bahçesine muhtaçlar.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:58 AM
Gördük
Şafakta Atatürk devrini gördük
Ufka hayat veren devrimi gördük
Sıyrılıp gecenin karanlığından
Güzel aydınlığın rengini gördük
Öyle ışıdı ki bakışlarımız
Ata'nın izinde engini gördük
Sonradan başladı aykırı akış
Gerisin geriye çevrimi gördük
Devrim-evrim tartışmaları derken
Akşama yönelik evrimi gördük
Tekerrüre doğru giden tarihin
Usuldan usuldan seyrini gördük
Aynen Atatürk'ten önceki gibi
Gölgelerin geçit resmini gördük
Batmış bir güneşten kalan boşlukta
Cılız ışıkların hepsini gördük
Ve bakıp Ata'yla çatışanlara
Devle cücelerin cengini gördük
Anladık Atatürk tekrar doğacak
Madalyonun bir de tersini gördük
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:58 AM
Gurbetçi
Düşmüşüm talihin tuzaklarına
Köklerinden kopup gitmiş ağacım
Savrulmuşum yaban topraklarına
Hasretlerle yanıp tütmüş ağacım
Baharlarda yapraklarım yeşermez
Bir yerinden kırıktır hep dallarım
Yazlar yüreğime dinginlik vermez
Anlatmakla anlaşılmaz hallerim
Derim 'Ne gün bir hoş rüzgâr eserse
Sılamın yolunu o gün bulurum
Kuşlar müjdeli bir şarkı söylerse
Yeniden yemyeşil ağaç olurum'
Lâklâkla geçermiş leyleğin ömrü
Benimki de hülyalarla geçiyor
Gerçeklere kapamışım gönlümü
Gecem günüm rüyalarla geçiyor
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:59 AM
Güvercin
Barış bozulunca eskiden
Ben de bozulurdum
Utanırdım barış simgesi olmaktan
Sonsuz barış adına üzülürdüm
Sonra baktım ki çare yok
Üzülmeyi falan boşladım
Değiştim zamanla
Şöyle düşünmeye başladım:
'Bülbül de baharın simgesi
Ama hani o bitimsiz bahar
Sararmayan yaprak nerde
Solmayan çiçek hangi dalda var
Horoz da sabahın simgesi
Ama akşamsız sabah gördünüz mü hiç
Doğa yasası böyle
Kimsede değil suç'
Bilmem yanılıyor muyum
Kuş aklım ermiyor mu daha fazlasına
Dilerim öyle olsun
Kavuşalım bir gün sonsuz barışa
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:59 AM
Güz Gelende
Güz gelende bir rüzgâr esince kıyılarda
Çekilince suları o yaz denizlerinin
Kumlarda kalan izler söylenir şarkılarda
İşler inceden ince sızısı bir yerlerin
İnsan bir akşamüstü ufuklara dalar da
Her zamandan çok duyar çağrısını enginin
Daha buruk bir lezzet kımıldar acılarda
Bilmez sonu mu yoksa başı mı hikayenin
Silinir gider bir şey sararan yapraklarda
Düşünceler savrulur karanlıklara değin
Güz gelende bir rüzgâr esince kıyılarda
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:59 AM
Güz Kıyıları
Dökülmüş yapraklar gibi yılların
Bir rüzgârla gelip bazen durduğu
Artık her tarafı tenha yolların
Çoktan gitmiş yolcuları sorduğu
Bilmediği ne dün ne daha sonra
Kimdiler neydiler ve nerelerden
Bir bulup bir yitirdiği yalnızca
Tekrar geçmeyenler hiç aynı yerden
Kalanlar izleri belli belirsiz
Gün günden çekilmiş sulardan arda
Sesi uzaklardan akseden deniz
Çalkanan şimdi hep hâtıralarda
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:59 AM
Hastalar
Hasta vardır
Yaşamanın yükünü
Artık usanmıştır çekmekten
Bir kurtarıcı gibi bekler ölümü
Bir başkası derdine yanmaz
Ölecek diye yastadır
Unutmuştur asıl derdini nerdeyse
Ölüm korkusundan ölürcesine hastadır
Hasta vardır gerçeği bilmez
Yalanlar dinler etrafından
Gönlü güzel günler özleminde hep
Habersizdir yarın ne olacağından
Hiçbiri dokunmaz insana
Bu hastanın boş iyimserliği kadar
Ne kurtarıcı gibi bekleyenler ölümü
Ne de ondan ölürcesine korkanlar
Hepimiz bu hasta gibiyiz bir yerde
Yalanlar dinleriz etrafımızdan
Gönlümüz güzel günler özleminde hep
Habersiziz yarın ne olacağımızdan
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:59 AM
Hatıralar
Yel üfürür yılları,kalan hatıralardır,
Gönüllerde yerini alan hatıralardır.
Bize tüm dünyaları bağışlayan kimi gün,
Kimi gün bizi bizden çalan hatıralardır.
Ömür defterimizin yaprak aralarında
Çiçek çiçek sararıp solan hatıralardır.
Yalanları kendine göredir her mevsimin,
Sonbaharda en güzel yalan hatıralardır.
Günler gölgelenince,uzayınca *******,
Nerede olsak bizi bulan hatıralardır.
Ölsek uçsuz bucaksız boşlukta yıldızlaşan,
Karanlık göğümüze dolan hatıralardır.
Uzak yaşantılardan yansıyan ışıltılar,
Ruha sonsuz özlemler salan hatıralardır.
Hayatın ta kendisi gibidirler bir yerde,
Hiçbirşey ve de herşey olan hatıralardır.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:59 AM
Hatıralar Ağlatır
Farketmeyiz yaşarken,
Zaman bize anlatır,
Mevsim kışa dönerken
Hâtıralar ağlatır.
Bir açılmış bir solmuş
Çiçeklerdir kaybolmuş,
Acısı kalbe dolmuş
Hâtıralar ağlatır.
Kuşlardır kanat açan,
Dönülmez ufka göçen,
Baharla yazla geçen
Hâtıralar ağlatır.
Ve kalır elde bir hiç,
Ne yandan bakılsa güç,
Bilinmez kimdedir suç,
Hâtıralar ağlatır.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:59 AM
Hayat
İki yokluk arasında bir varlık
Göz açıp kapayıncaya kadarlık
Gecede çakan bir ışık çizgisi
Bir yıldırım düştüğü yer mezarlık
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:59 AM
Hayat Tarlası
Gül eker kuru ot biçersin bazı,
Niyetin akordu kısmete uymaz,
Nasıl çalarsan çal eldeki sazı,
Kader kararından zerrece caymaz.
Kuru ot eker gül biçersin bazen,
Bu ne iştir diye sorasın gelir,
Hayretle kendinden geçersin bazen,
Olanları hayra yorasın gelir.
Çoğu kez hedeften sapar muradın,
Ektiğinle neler girer arana,
Beklentine pek denk düşmez hasadın,
Hayat tarlasında âhenk arama.
Hayat tarlası bir garip tarladır,
Ne ekersen onu biçersin sanma,
Nasip-talih gibi güçler gırladır,
Yazgının elinden kaçarsın sanma..
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:59 AM
Hayat(2)
Bir gün ferahlatırsa,binbir gün sıkar hayat
Yorar düşünceleri,düşleri yıkar hayat
Yine de güzelleşir göç günü yaklaştıkça
Gözümüzde eşsiz bir şey olup çıkar hayat
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:59 AM
Hayatlar
Bitkisel hayat deyip geçmeyin
Öyle bitkiler var
Öyle çiçekler açar
Öyle kokular saçar
Öyle meyvalar verirler ki,
Hayatları boyunca
Hayran ederler sizi
Bin şahit isterler
Bitki olduklarına.
İnsanca hayat deyip geçmeyin
Öyle insanlar var
Ne çiçek açar
Ne güzel kokar
Ne meyva verirler
Hayatları boyunca
Sıkarlar canınızı
Bin şahit isterler
İnsan olduklarına.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:59 AM
Hazine
Gündüzleri bu güneş
Bu yıldızlar *******i
Işıl ışıldır evrenimizde
İlk çağdan beri
Ne mala mülke benzer
Ne paraya pula
Kullanmakla eskimez
Eksilmez paylaşmakla
Bu düşler yıldızlarımız bizim
Bu ümitler güneşimiz
Onlarla ışır ilk insandan beri
Onlarla ısınır yüreğimiz
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:59 AM
Hesap
Dün artı bugün
Eşit düşkırıklığı
Elde var yarın
O da ya gelir ya gelmez
Gelin de çıkın içinden hesabın
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 09:59 AM
Hormonlu Gerilik
Biri küreselleşme,öbürü bölücülük
Birbiriyle bağdaşmaz eğilimler yan yana
Öyle zıt eylemlere eyvallah deniyor ki
Perhiz ile lahana turşusu bir arada
İlerlemeciliğe tek yönden bakılıyor
Ekonomi/ticaret başlara taç edilmiş
İtilmiş kenara tüm sağlıklı değerler
Gerçek ilerlemenin damarları kesilmiş
Gemi azıya almış maddiyata kölelik
Manevi güneşlerin sönmüş pırıltıları
'Dünya malı okyanus,yemeyen domuz'olmuş
Her yerde hep para-pul-mal-mülk zırıltıları
Çağdaşlığın böylesi hormonlanmış gerilik
Zararı yararından kat kat ağır basıyor
İlerlemenin ancak lâfı var ortalıkta
Doğal gerilikleri mum ile aratıyor
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:00 AM
Huzursuz Dünya
Kolayca kandırsın diye insanı
Çekici yaratmış Tanrı şeytanı
Ve sonra boşuna zahmet eyleyip
Göndermiş dünyaya kutsal kitabı
Bu ne perhiz bu ne biber turşusu
Sırrına ermiyor akıl doğrusu
Talihsiz dünyaya oluyor olan
Bulamıyor aradığı huzuru
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:00 AM
İki Hayal Arasında
Bölük-pörçük sevinçlerle,hazlarla,
Türlü acılarla,elemle geçer,
Öncelere geleceğe ömrümüz,
Sonra hep geçmişe özlemle geçer.
Pek yüz vermez bugünlere gönlümüz,
Ya yarında,ya dündedir gözümüz,
İki hayal arasında ömrümüz
Feleğe boş yere sitemle geçer.
Gerçek alabildiğine net ve gür
İş işten geçtikten sonra görünür,
O gün anlarız ki en güzel ömür
'Saat bu saat dem bu dem'le geçer.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:00 AM
İki Sevdalı
İki sevdalım var,biri bal-şeker,
Sıcacık,aydınlık,güneş sarısı,
Bütün ışığını gönlüme serper,
Dostlar başına bir petek arısı.
İki sevdalım var,öbürü esmer,
Karakış rüzgârı,buz gibi eser,
Olanca zehrini içime döker,
Düşman başına bir eşekarısı.
İki sevdalım var yarış halinde
Gerçek bağlılık ve vefa bahsinde
Yoktur üzerine ikisinin de,
Böyle sevda görülmemiş doğrusu.
İki sevdalım var,Keder ve Neşe,
Hayatım boyunca hep nöbetleşe,
Gece ile gündüz gibi peşpeşe,
Birisi giderken gelir birisi.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:00 AM
İkinci Hayat
Gün gelir ömrümüzün çalkantısı azalır
Fırtınalardan arta yorgun dalgalar kalır
Geçip gitmiştir kara bulutları hırsların
Gözümüzde büyümüş ne varsa hep ufalır
Ve büyür gönlümüzün toprağında sevgiler
Sarmaşık güller gibi dört tarafa uzanır
Bir yıkıntı yanında bir mezar kenarında
Pişmanlıkların eli ruhumuzu kanatır
Olan kendimize de olmuştur o arada
Yaşamak iki yanı kesici bir kamadır
İzleri içimizde sızlayan yaraların
Alsa alsa zehrini sadece sevgi alır
Kadrini yıllar yılı bilmediğimiz sevgi
Ne yapar eder bizi yeni baştan yaratır
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:00 AM
İlk Sevgiliye Mektup
Yıllar sonrasından sesleniyorum sana
Uzun yıllar sonrasından
Oysa her şey daha dün gibi
Ne tez akıp geçiyor zaman
Ve insan ne çok seviyor
Unutuyor geçmişte kalanları
Her sevdiğinin önüne sürüyor yeniden
Allayıp pullayıp o eski yalanları
Yalan değil belki bir yerde
Söylenenler gerçeğin ta kendisi
Varken bülbülün güle
Gülün bülbüle sonsuz sevgisi
Bitimsiz ırmaklar gibi bir aşk
Ki ilk kıyılara değil yalnızca
İlk kuşlara ilk çiçeklere değil
Madem sürüp gidiyor bir su yıllar ve yıllarca
Nelerden geçiliyor daha nerelerden
Denize kadar
İstesek de biz istemesek de
Yazgımızda tekrar tekrar sevmek var
Uçarı deme bana ne olur
Hercai deme
Sevmek gelmiş cihana bir kez
Sen o öteki beriki bahane
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:00 AM
İnsan Sevmeli
İnsan sevmeli baharsa
Başlamışsa çiçekler sarılardan aklardan
Ümitlerse yeniden cıvıl cıvıl dönen kuşlar
Bıldır göçtükleri uzaklardan
İnsan sevmeli yazsa
Yanmışsa dudakları kıraçlar gibi
Dereler de dindirmiyorsa
Söndürmüyorsa denizler de ateşini
İnsan sevmeli güzse
Güzelse hâlâ bahçeler
Son renklerse uçuşan yapraklarda
Sevincin yerine almışsa keder
İnsan sevmeli kışsa
Yitirmişse her şey sıcaklığını
Yalnız tenin değil
Ruhun da örtmek gerekiyorsa çıplaklığını
İnsan sevmeli dört mevsim
Dört dörtlük yaşamalı ömrünce
Sevilmese bile sevdiği kadar
Mutluluk sevende kalmalı ölünce
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:00 AM
İşte Böyle Kirlendik
Demokrasi özgürlük eşitlik diye diye
Gereğinden fazla yüz verildi kirlilere
Hiç hak etmedikleri havalara girdiler
Ve pus gibi çöktüler dünyanın üzerine.
Sanmayın ki sadece yüz bulmakla kaldılar
Çok yerde söz sahibi ve etkili oldular
Gevşettiler toplumun bütün vidalarını
Özel çıkarlarının peşine takıldılar.
Bulanık suda balık avlayanlar onlardır
Temiz olanları da tavlayanlar onlardır
İnsan haklarını da kötüye kullananlar
Karşı çıkan herkese havlayanlar onlardır.
Neden kirlendik diye sormanın âlemi yok
Kafaları pek fazla yormanın âlemi yok
Bu söylediklerimden ötesi ıvır zıvır
Ayrıntılar üstünde durmanın âlemi yok.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:00 AM
İyi Yaşamak
Sırf yiyip içmek
Sevişmek
Ve de gezip tozmak mıdır iyi yaşamak
Ama hayvanlar da öyle yapıyor
Hem de özgürlük-mozgürlük demeden
Sınırlarını aşmadan
Havaları kirletmeden
Suları çirkef etmeden
Doğayı tüketmeden
Bindikleri dalı kesmeden yapıyorlar
Yani iyi yaşama bahsinde
Eksikleri yok insandan
Fazlaları var
Uzun lafın kısası
Kötü yaşayan yaratık yok şu dünyada
İnsan kadar
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:00 AM
kadın Aklı
Kim demiş saçı uzun aklı kısadır diye
kadın aklı uzanır sevgiye hep sevgiye
Kavgaları çoğu kez erkeklere bırakır
Barış yolunu ilke edinmiştir kendine
O yolda erkek aklı çok kere yaya kalır
Kavgaları sevgiden öte bir hüner sanır
Kavgadan ileridir oysa sevgi hüneri
O hünere en fazla kadın aklı uzanır
Kavgalar yeni yeni kavgalara yol açar
Sevgiye sıra gelmez,ömürler gelip geçer
Fayda etmez pişmanlık son kampana çalınca
Her şey günün birinde kuş gibi elden uçar
Gidilir yok yoluna yarım koyup her işi
Ve kalanlar bitirmek bilmez kavga-döğüşü
Dünyayı bu hallere kadın getirmemiştir
Yine de ona düşer kahır ile gözyaşı
Kim demiş saçı uzun aklı kısadır diye
kadın aklı uzanır sevgiye hep sevgiye
Çoğu kez erkeklere bırakır kavgaları
Barışçılığı ülkü edinmiştir kendine
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:00 AM
Kalsa
Her mevsim geçiyor,bari güz kalsa,
Bahardan arta bir solgun yüz kalsa.
Vazgeçtik mis kokan bahçeden-bağdan
Razıyız çiçekler nice az kalsa.
Maviden yeşilden ümidi kestik,
En uçuk renklere dönük göz kalsa.
Örtmese bir beyaz kül üstümüzü,
Yaz yangınlarından biraz köz kalsa.
Dallarda tek yaprak unutsa rüzgâr,
Sararmış solmuş bir kuru haz kalsa.
Susmuş şarkılardan geriye kırık
Ve dökük birkaç söz ile saz kalsa.
Kumda izimizi silse de deniz,
Denizde bizden bir damla iz kalsa.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:00 AM
Karabatak
Yalnızlıktan kaçamazsın,o sana
Hayaller kurdurur,düşler gördürür,
Sevdalar,dostluklar ve neler daha,
Akıl-sır ermeyen işler gördürür.
Kaçamazsın yalnızlıktan,o senin
İçindedir, unutsan da arada,
Dalsa bile binbir ufka gözlerin,
Sonra bakarsın ki,yine orada!
Yalnızlıktan kaçamazsın,o seni
Deniz eylemiştir ve dalar-çıkar
Sularında karabatak örneği
Dalar-çıkar-dalar son güne kadar.
Kaçamazsın yalnızlıktan,yazgındır,
Ne yapıp et ona alışmaya bak,
Bırakmaz yakanı-öyle azgındır-
Öteki dünyada da karabatak.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:00 AM
Kargaşa
Hoşgörüye takmış herkes kafayı,
Yâni her tersliği hoş mu görelim?
Bırakıp bir yana farklılıkları,
Yalanı gerçeğe eş mi görelim?
Hoşgörü hoş şeydir yerinde ise,
Kökleri sağlam ve derinde ise,
Akıl rehberinin izinde ise,
Aklın bir yolunu beş mi görelim?
İyilik-güzellik amaç değil mi?
Terslikler tamire muhtaç değil mi?
Doğruluk eğriye ilâç değil mi?
Bütün değerleri boş mu görelim?
Değerler bir dalda karar kılmazmış,
Kişiden kişiye aynı kalmazmış,
Renkler ile zevkler tartışılmazmış,
Karayı aklayıp iş mi görelim?
İşte bu anarşi-kaos-kargaşa,
Ne gelirse bundan gelir hep başa,
Göz yumup böyle bir berbat gidişe,
Düzelir diyerek düş mü görelim? .
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:00 AM
Karşıtların Âhı
Liberaller öne kattı dünyayı
Bezirgân aklıyla güttü dünyayı
Ticarî mal diye baktı her şeye
Kargaşa içine attı dünyayı
Herkesi müşteri olarak gördü
Palavralarla aldattı dünyayı
Koalisyon kurdu körşeytan ile
Haramzâdelere sattı dünyayı
Canına okudu tüm değerlerin
Mânen ve madden kirletti dünyayı
Terör belâsına çanak tuttu hep
Huzur hasretine itti dünyayı
Geçmişi mum ile aratır oldu
Nostaljiye mahkûm etti dünyayı
Karardı bugünler ve de yarınlar
Karşıtların âhı tuttu dünyayı
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:01 AM
Kavuşamayanlar İçin
Dağ dağa kavuşmaz,insan insana
Kavuşur demişler ve inanmışız,
Gün güne eklenmiş yıllar yıllara,
Elbet bir gün diye umutlanmışız.
Şu yalancı dünya denilen yerde
Biz nerde kalmışız,kavuşmak nerde,
Ayrı duraklarda düşmüşüz derde,
Tutuşmuşuz için için yanmışız.
Hasret ateşinde erimiş zaman,
Bir yığın kül olmuş geride kalan,
Meğerse dağmışız,başımız duman,
Biz de kendimizi insan sanmışız.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:01 AM
Kaybedişler
Üzülme sevdiğin terketti diye
O benim en güzel parçamdı deme
Daha ne parçalar terkeder seni
Görürsün yeteri kadar kaybet de.
Yel eser yerinde o gülüşlerin
Ümidin sararır solar düşlerin
Güvendiğin tepelere kar yağar
Düz ovada sarpa sarar işlerin.
Kalelerin birer birer yıkılır
Eğilir gittikçe boynun bükülür
Kalırsın yenik ve darmadağınık
Yüreğine pes bayrağı dikilir.
İster ödül olsun ister hediye
Verdiğini tek tek alır geriye
Böyledir bu kahpe dünyanın huyu
Sermayen yüklenir er-geç kediye.
Kaybetmek de doğal kazanmak kadar
Türlü kılıklarda karşına çıkar
Seni canından da eder sonunda
Tamtakır bırakıp kabire koyar.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:01 AM
Kayıp Cennet
Çocukluk,ey benim masal iklimim,
Sen de masal oldun zaman içinde,
Unumu gönlümce eleyemedim,
Çürüdü kalburlar saman içinde.
Çok masal dinledim ömür boyunca,
Hiçbiri yerini tutmadı senin,
Hele gün geçip de akşam olunca
Dizi hep gözümde tüttü annemin.
Çocukluk,ey benden uzak sevgili,
Yeniden seninle olsam diyorum,
Bir olmaz duaya âmin der gibi,
Kayıp cennetimi bulsam diyorum.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:01 AM
Kedili Şiir
Kedimi nasıl anlatsam size
Neresinden başlasam
Bilmem inanır mısınız
Gülmesinden başlasam
Bazen gülüyor inanın
Titreşiyor bıyıkları ince ince
Belli ki kendi gençliğini hatırlıyor
Ağaca çıkan kedileri görünce
Bahardı mevsim
Kedim de kuşların ardındaydı o günler
Daların en delisince çiçeklenmiş hayâllerle
En olmayacak işlerin ardındaydı o günler
Şimdi güz
Uyuyor uyanıyor kedim ocak başında
Hayatından hoşnut her şeye rağmen
Isınıyor kuşsuz ağaçların ateşinde
Sizin de vardır böyle bir kediniz
Veya olacak
O zaman inanacaksınız benimkine
Aklınız başınıza gelecek
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:01 AM
Keşmekeş
'Neye niyet neye kısmet'ler gırla
Boşuna harcanan gayretler gırla
Hayat adındaki şu keşmekeşte
'Pes yani'dedirten hayretler gırla
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:01 AM
Kılavuzu Karga Olanın
Varlık mı,yokluk mu,aslolan nedir?
Niçin verilmiştir bu hayat bize?
Yaşama tutkusu nereden gelir?
Hangi güç hükmeder kaderimize?
Aslolan ticaret diyor kimisi,
Bu kafa yüzünden bugüne geldik,
Sömürdük doğayı canavar gibi,
Her şeyi kirlettik,ozonu deldik.
Köşe döne döne başımız döndü,
Sonunda sıkıştık en pis köşeye,
Bahtımız karardı,şansımız söndü,
Vedâ ettik şöyle içten neşeye.
Aptallıkla damgaladık erdemi,
Ahlâkı bir eski palavra saydık,
Biraz tokgözlülük önerenleri
Dinozor zannettik,kadavra saydık.
O yüzden dünyamız can çekişiyor,
Ölüyor toprağı,havası,suyu
Ve hâlâ o kafa sürüp gidiyor,
Kadavra olmanın tuttuk yolunu.
Kılavuzu karga olanın derler
Gagası pislikten kurtulmazmış hiç,
Diyenler elbette doğru söylerler,
Görünüyor işte ortada sonuç.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:03 AM
Kış Ufukları
Mevsim var mı geçen o bahar gibi?
Yağar üzerine hüzün kar gibi.
Çiçekler gömülür hâtıralara
Görülmüş rengârenk rüyalar gibi.
Yaşamak hem uzak,hem yakındadır,
Durur öyle yasak meyvalar gibi.
Daraltır yüreği kış ufukları
Kapanık evlerde dört duvar gibi.
Sevdalar da kırık-döküktür artık
Çokça kullanılmış eşyalar gibi.
Çıkılsa çarşılar ıssızlaşmıştır,
Ne alınsa gelir hep zarar gibi.
Söyler özlemleri suskun şarkılar
Boşuna edilen dualar gibi.
Baktıkça görünür gölere dünya
Büyük ve bembeyaz bir mezar gibi.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:03 AM
Kızım Sana Söylüyorum
Boyama yüzünü Mine
Yaptırma berbere saçını
Güzelleşir öyle ninem bile
Güzel ve mutlu olurdu ninem
Ne boya isterdi ne berber
Dönebilse gençliğine
Tazesin henüz körpesin Mine
Nineme gereken şeyler
Senin neyine
Bir iyi sabun al
Bir güzel tarak
Yıkan taran bak keyfine
Az mı boyandın Mine
Az mı berbere taşındın yıllardır
Umduğun mutluluk geçti mi eline?
Bir yaratık biliyor musun
Dişisini sevmeyen
Boyasızdır berbersizdir diye
Erkek milleti Mine
Severse seni böyle de sever
Bırak ötesini dert etme kendine
Hele tatlıysa dilin
Güleçse yüzün aydınlıksa
Erersin gönüller dolusu sevgiye
Boyama yüzünü Mine
Yaptırma berbere saçını
Güzelleşir öyle ninem bile.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:03 AM
Kiracı
Sarayların da olsa dünyada kiracısın
Gerçek zannettiğin bir rüyada kiracısın
Gözünü enginlere dikip de yolda çıkma
Şaşırma pusulayı deryada kiracısın
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:03 AM
Köşe Dönücüye Şiir
Adam doktora gitmiş,
Demiş ki: 'İşim bitmiş,
Aman doktor bir çare,
Sağlığım hapı yutmuş.'
Doktor bakmış adama,
Sormuş: 'İçki,sigara?
Çapkınlık eder misin
Arada bir olsa da? '
Cevap vermiş bizimki:
'Ne sigara,ne içki
Koymam ağzıma asla,
Çapkınlık da neymiş ki? '
Doktor gülmüş:'İşe bak,
Madem bunlar sende yok,
Ne olacak yaşasan,
Yaşamasan n'olacak? '
Dinle köşe dönücü,
Varıyor sözün ucu
Senin gidişatına,
Bir düşün acı acı.
Dert etme hiçbir şeyi,
Köşeyi dön köşeyi,
Adam eder mi dersin
Köşe dönmek eşeği?
Ne sanat,ne de kültür,
Yaşa hep paldır- küldür,
Dost acısın hâline,
Düşmanlarını güldür.
Şu züğürtlüğe bir bak:
İlim irfan sende yok,
N'olacak köşe dönsen,
Dönmesen ne olacak? .
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:03 AM
Kuşlar
Şu kargalar yok mu
Şu serçeler
Ve daha niceleri
Çıkmaz çöplükten gagaları
Kuş demeye bin şahit ister
Şu tavuskuşuna bakın
Adı kuş
Kanadı süs
Ötüşü evlere şenlik
Bir de kendini beğenmiş
Uç ey kartal göklere
Engin maviliklere yüksel
Şakı ey bülbül şakıyabildiğince
Sizinle anlamlı bu dünya
Sizinle güzel
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:03 AM
Manzara
Bakın işte sonunda nereye vardı dünya,
Asırlardır kurulan hayâller gitti boşa.
Hep iyiye-güzele doğru yürüyecektik,
Aratmıyacaktı hiç gelen gideni güya.
İnsan hakları diye diye çiğnendi haklar,
Yağmurlardan kaçarken tutulduk dolulara.
Şu işe bakın siz ve ötesini düşünün,
Hasret kaldık bir yudum temiz suya-havaya.
Döndü devekuşuna cânım özgürlük kuşu,
Başlar kuma gömüldü,ayaklar çıktı başa.
Sökün etti birbiri ardınca bozukluklar,
Her şeylerin ölçüsü oldu çıkar ve para.
Ya ne oldu demeyin insanlığın çıkarı,
Hiçbir para-pul onu yetmiyor kurtarmaya.
Bir kör gidiş içinde bin türlü kördöğüşü,
Budur gören gözlere görünen tek manzara..
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:03 AM
Maya
Sevgiden gelmiştik,unutuyoruz,
Çiğniyoruz kıyasıya sevgiyi,
Çıkmaz sokaklara savruluyoruz
Tadamadan doyasıya sevgiyi.
Bugün seviyorsak,yarın bitiyor,
Yerinde bambaşka yeller esiyor,
Gözümüz-gönlümüz dalga geçiyor,
Yazıyor gibiyiz suya sevgiyi.
Bir gün kaybolacak güzelliklere
Sırt mı çevirirdik göz göre göre
Sarı yapraklarca düşmeden yere
Yaşasaydık duya duya sevgiyi?
Gelgeç davâları dışlayabilsek,
Her şeye yeniden başlayabilsek,
Yüreklerimize işleyebilsek
Dantel dantel,oya oya sevgiyi.
Yorulup bir yerde vermeden mola
Gönül gözü ile koyulsak yola
Dönüşürdü zehirlerimiz bala
Eylesek her işe maya sevgiyi.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:03 AM
Mevsimler
Gidip gidip yine dönerler bize
Göçücü kuşlara denktir mevsimler
Siyahı beyazı grisi ile
Hayat tablomuzda renktir mevsimler
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:03 AM
Mezarlıktan Geçen Bulutlar
Bulutlar geçer üzerlerinden bölük bölük
Bir karartır taşı toprağı
Bir aydınlatır
Hatırlatır ölülere geçen zamanı
O zaman da böyleydi derler
O zaman da bulutlar gezerdi göğümüzde
Bitmezdi seferleri hiç tükenmezdi
Gün bir ışır bir sönerdi gönlümüzde
Akşamlar kovaladı sabahlarımızı hep
Yazlarımızı kışlar izledi
Kaç göç kesti soluğumuzu bir yerde
Çaresizliğimizi karatoprak gizledi
Oh ışık da çaresiz artık ne iyi
İşletemiyor ayartıcı aydınlığını içimize
Ne güzel gölgenin de soluğu kesik
Gam üfleyemiyor eskisi gibi yüreğimize
Bulutlar geçer üzerlerinden bölük bölük
Bir karartır taşı toprağı
Bir aydınlatır
Hatırlatır ölülere geçen zamanı
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:03 AM
Ne Yağmuruyum Dersiniz
Yağdığımda şemsiye açarsınız çoğu kez
Ya da bomboş gözlerle bakarsınız çoğu kez
Yolunuz suya hasret bir çöle düştüğünde
Beni yana-yakıla ararsınız çoğu kez
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:04 AM
Nedircik Kuşları
Daha önceleri nerededirler?
Bahçelere güz inince gelirler.
Şarkıları öyle hoş sedâdır ki,
Yavan kalır yanlarında şiirler.
Biraz buruk sesleriyle kalplere
Hüzünle karışık hazlar verirler.
Sararan yeşille,solan maviyle,
Mevsim renkleriyle âhenklidirler.
Sadece duyulur,görülmezler hiç,
Sırlara bürünmüş mucizedirler.
Kimler söylerdi de biz inanmazdık,
Sanırdık ki birer efsanedirler.
Benzemezler bildiğimiz kuşlara,
Hem acaba kuş mu yoksa nedirler?
O kadar cevapsız sorulardır ki,
Muamma misali bilmecedirler.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:04 AM
Nerden Çıktı Bu Hayat
Önceleri bilmezdik,
Nerden çıktı bu hayat?
Ağlamazdık,gülmezdik,
Nerden çıktı bu hayat?
Gözyaşı ile gülüş,
İç içe sıkış tepiş,
Akıl-sır ermeyen iş,
Nerden çıktı bu hayat?
Aklı aşarcasına,
Aşıp taşarcasına,
Damdan düşercesine,
Nerden çıktı bu hayat?
Bilmezdik önceleri,
Bilir olduk mu bari?
Cevap arayan soru:
Nerden çıktı bu hayat?
Yalan,gerçek ve rüya,
Karmakarışık dünya,
Kaos karşıtı güya,
Nerden çıktı bu hayat?
Tanrısal bir lûtuf mu?
Sadece tesadüf mü?
Rivayet türlü türlü,
Nerden çıktı bu hayat?
Önceleri bilmezdik,
Bilseydik hiç gelmezdik,
Çıkmazlarda kalmazdık,
Nerden çıktı bu hayat?
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:04 AM
Nostalji
Bir kez savurduğunu hangi yel verir geri?
Hangi rüzgâr getirir geçen güzel günleri?
Gözden kaybettik sisli ufukların ardında
Dönüşsüz iklimlere uçan güzel günleri.
Gittiler göçmen kuşlar ve hep döndüler,gördük,
Bir daha göremedik göçen güzel günleri.
Karşılıksız bir aşkla nasıl da seviyoruz
Bizi böyle bırakıp kaçan güzel günleri.
Çöllerde kalmış gibi özlüyoruz delice
Geçmişin bahçesinde açan güzel günleri.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:04 AM
O kadın
Gönül bilmez,hatır gütmez o kadın,
Sohbete muhabbet katmaz o kadın.
Kaçarsın,çağırır / gidersin,kaçar,
Çiçek almaz,çiçek satmaz o kadın.
Hayat bahçesinden nedir muradı?
Hiç renk vermez,belli etmez o kadın.
Allar giyindiği görülmemiştir,
Alev alev yansa tütmez o kadın.
Canan gibi girmez candan içeri,
Kovarsın içinden gitmez o kadın.
Kalem biter bir gün kâğıt tükenir,
Sözü bitirmeye yetmez o kadın.
Sonsuz gece olup kalır seninle,
Mezarında bile bitmez o kadın..
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:04 AM
O Uzak Ada
Birimiz kaptanı olsak bir teknenin
Birimiz tayfası
Ne geçmişin gölgesi kalsa gönlümüzde
Ne geleceğin tasası
Demir alsak bir akşam bu köhne limandan
Uçsuz bucaksız sulara doğru
*******i yıldızlar bilse yalnız
Gündüzleri martılar yolculuğumuzu
Nihayet varsak o uzak adaya
O minik
Bir dünya kursak orada kendimize
Alabildiğine değişik
Değişmeyen ikimiz olsak sadece
Nasıl bütünlerse birbirini ada ile deniz
Nasıl ayrılmazlarsa hiç ayrılamazlarsa
Bizim de öyle sürüp gitse sevgimiz
Asırlar sonra oraya yolu düşen gemiciler
İzimize rastlayınca düşünseler uzun uzun
Ve dinleser kıyımıza vuran dalgalardan
Sonsuz şarkısını mutluluğumuzun
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:04 AM
Onlardır
Öyle insanlar vardır ki,saraydır gönülleri
Konduyu da saraya çeviren onlardır
Ot bitmeyen çöllerde açtırırlar gülleri
Kış gününde yaz yeli estirenler onlardır.
Öyleleri de var ki,kondudur yürekleri
Sarayı da konduya döndürenler onlardır
En sulak bahçelerde kurutup çiçekleri
Yaz gününde güneşi söndürenler onlardır.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:04 AM
Ormanların Çektiği
Yerden ateş,gökten asit yağmuru,
Nedir ormanların çektiği bizden?
Kalırlar kapkara ve de kupkuru,
Nedir ormanların çektiği bizden?
Oysa en verimli dallar onlarda,
Rahmeti çağıran eller onlarda,
Durulur en azgın seller onlarda...
Nedir ormanların çektiği bizden?
Doğal çevremizin dengesidirler,
Gürlük ve güzellik simgesidirler,
Tanrı'nın toprakta damgasıdırlar...
Nedir ormanların çektiği bizden?
Orman dışındaki 'orman kanunu'
Kesmiş ormanın da çoktan yolunu,
Nereye varacak bu işin sonu?
Nedir ormanların çektiği bizden?
Kesilen elbette binilen daldır,
Bu hiç havsalaya sığmayan haldir,
Er-geç bir gün sarpasaracak yoldur...
Nedir ormanların çektiği bizden?
Yeşil altın pula çevrilip gider,
Varımız-yoğumuz savrulup gider,
Sanki saltanatlar devrilip gider,
Nedir ormanların çektiği bizden?
Bu gidişle dünya çöle dönecek,
Bir yangından kalan küle dönecek,
Uygarlık tez geçen yele dönecek...
Nedir ormanların çektiği bizden?
Ormanlarla yanıp gitmeden her şey,
Duman duman olup tütmeden her şey,
Daha vakit varken,bitmeden her şey
Bitsin ormanların çektiği bizden..
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:04 AM
Oturup Ağlamalı
Aşkın gözü kör derler
Gerçeklere kapalı
Açılsın da gör derler
Tükenir aşk masalı
Aşk masalı bitince
Rüya sona erince
Göz gerçeği görünce
Oturup ağlamalı
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:04 AM
Oyun Dünyası
Bir şeylerin yerine çocukken
Bir şeyleri koyarız
Oynamamız gerekir zira
Oynarız
Geçer bir kuru değnek
Gerçek bir at yerine
Aşarız hayâl ufuklarını
Atladık mı üzerene
Farklı değildir o attan
Hiçbir oyuncağımız
Sahicilerinin yerini alır hep
Yapay bebekler askerler ve otolarımız
Büyür gideriz
Kurtuluruz çocukluktan güya
Kandırırız kendimizi
Hey gidi dünya
Geçer bir sahte sevgi çoğu kez
Sahicisinin yerine
Bir sahte dostluk sahte mutluluk
Gerçek niyetine
Bir şeylerin yerine ömür boyu
Bir şeyleri koyarız
Oynamamız gerekir zira
Oynarız
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:04 AM
Ölümsüzlük
Tüm şairler gibi hayalperestim
Ölümsüz olmanın özlemindeyim
Sağlığım dört dörtlük değilse bile
Olabildiğimce dinç ve zindeyim
Rüzgâr gibi geçmiş olsa da çok yıl
Daha yola yeni çıkmış gibiyim
Geride bıraktım başka aşkları
Okuma aşkıyla dolu yüreğim
Elimin altında hazır her zaman
Kitaplar denilen sevgililerim
Bazen karalarım ben de bir şeyler
Bu hep böyle sürüp gitsin isterim
Uzak yarınlara bilmem kalır mı
Eğer varsa şanslı birkaç şiirim
Kalırsa daha ne isterim başka
Bence ölümsüzlük işte bu derim
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:04 AM
Ömrümüz
Bir şöyle bir böyle geçer ömrümüz,
Mevsimden mevsime göçer ömrümüz.
Ot bile bitmeyen bir çöldür bazen,
Bazen çiçek çiçek açar ömrümüz.
Bizim has bahçemiz değil yeryüzü,
Ekilmeyeni de biçer ömrümüz.
'Neye niyet neye kısmet' demeyin,
Biz seçmeyiz,bizi seçer ömrümüz.
Dünyaya gelmeyi biz mi istedik?
Daha ilk adımda nâçar ömrümüz.
Kalıp kalmamak da sorulmaz bize,
Gün gelince elden uçar ömrümüz..
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:04 AM
Öte Dünyadan Mesaj
Dünyada kaç yazlar kaç kışlar geçti
Baharlar açıldı soldu kaç defa
Göçmen kuşlar kaç kez gurbete uçtu
Ve ne çok döndüler yine sılaya
Sevinçler de öyle yaptı ne garip
Kıyılara vuran dalgalar gibi
Gamlar da bir gidip bir geri gelip
Düşlettiler hep bir başka iklimi
Karışık rüzgârlar artık esmiyor
Sanırız bir açık denizden geçtik
Sonunda vardık bir limana zar zor
Öyle bir varış ki biz bizden geçtik
Dilimiz varmıyor öldük demeye
İki arada bir derede kaldık
Hasretiz hazlara hüzünlere de
Dünya nerede biz nerede kaldık
Başka iklim diye düşlediğimiz
Meğerse burası imiş iyi mi
Şimdi pişmanlıkla dolu içimiz
Boşa harcamışız düşlerimizi
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:04 AM
Öykümüz
Rüzgarda yapraklarca sallantılı ömrümüz,
Yaz dallarında bile rahat değil gönlümüz.
Ha düştü ha düşecek hayallerimiz suya,
Yine de yücelerden yana dönük yüzümüz.
Her şeyimiz sağlam bir dal özlemi içinde,
Kavgamız,barışımız,susuşumuz,sözümüz.
Taşa demire has o sertlik,o kalıcılık
Bizim yel gibi hafif ve uçucu özümüz.
Varlığıyla yokluğu bir dün ile yarının,
Elimizde bir avuç kaypak su bugünümüz.
Dilersek neleri altetmeye elverir de,
Bir zamanı yenmeye yetmez yazık gücümüz.
Kökünde masal gizli tüm gerçeklerimizin,
Oldum olası böyle sürer gider öykümüz.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:05 AM
Paragöze Uyarı
Mutluluk için tek isteğin para
Şayet şansın varsa bulursun,ara,
Ama önce mutsuz zenginlere bak
Sonra düşmeyesin pişmanlıklara.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:05 AM
Pazar
Yağma varmış gibi gelen gelene
Geldiğine pişman olan olana
Bulan var mı acep aradığını
Aramadığını bulan bulana
Arz-talep dengesi diye bir şey yok
Allah ne verdiyse alan alana
Bu ne biçim çarşı ne biçim pazar
Çıkmaz sokaklara dalan dalana
Öylesine kıt ki şenlik-esenlik
Deliliğe vurup gülen gülene
Bini bir paraya karışıklığın
Hep ayrı tellerden çalan çalana
Nedir,ne oluyor,hiç belli değil
Ama sorarsanız,bilen bilene
Maksat dostlar alışverişte görsün
Eli boş gözü yaş ölen ölene
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:05 AM
Perişan Manzara
Sevda bir züccaciye dükkânını andırır,
Kimileri fil gibi dalarlar o dükkâna,
Göz-gönül okşayıcı ne varsa hep kırılır
Dökülür ortalığa perişan bir manzara.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:05 AM
Pervane Gönül
Havalanma yar peşinden,
Vazgeç gönül,yorulursun,
Kendi sevda ateşinden
Kendin yanar kavrulursun.
Pervaneyi tutuşturan
Taşıdığı alevli can,
Bahanesi olur cânan,
Anla artık ne olursun!
Herkes sever mi sen gibi?
Bin yıl gezdirsen kendini,
Arayıp dursan dengini,
Bir boşlukta kaybolursun.
Yaşamadan kana kana,
Kül olursun yana yana,
Bir o yana bir bu yana
Duman gibi savrulursun.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:05 AM
Peşimdeki
Ne eylesem,nasıl etsem,peşimde,
Götürüp denize atsam,peşimde.
Karşılıksız seven âşık mı nedir?
Toz ol desem,kovsam,itsem,peşimde.
Öyle yapışkan ki,o kadar olur,
Tükensem derdiyle bitsem,peşimde.
Saymadım kaç yıldır sürer izimi,
Tutup eskiciye satsam,peşimde.
Kurtulsam çölde tek ağaç olmaktan,
Kendimi ormana katsam,peşimde.
En sadık yoldaşım,en koyu gölgem,
Yalnızlık,nereye gitsem,peşimde.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:05 AM
Pislik Şöleni
Ne demiş bilge kişi
Aç insanı doyurabilir
Ama açgözlüyü doyuramazsın demiş
Kim bu açgözlü
Ben sen o
Biz siz onlar
Hepimiz doyumsuz olduk
Hep ekonomik büyümenin
Daha büyümenin
Daha daha büyümenin davulunu çalan
Ve çaldıran bezirgânlar yüzünden
Ne demiş bilge kişi
Kılavuzu karga olanın
Burnu pislikten çıkmaz demiş
Bizimki de çıkmıyor
Çıkmak ne kelime
Burnumuzu yitirdik çoktan
Sıra kendimize geldi
Lâğıma gömülüyoruz giderek
Yalnız açgözlüler mi var dünyada
Açlar da var
Ama biz onları değil
Kendimizi doyurma derdindeyiz hep
Doyar mıyız hiç
Kim bilir
Belki doyarız bir gün
Balık kavağa çıkınca
Ne demiş bilge kişi
Ne derse desin
Karnımız tok temiz söze
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:05 AM
Randevu
Yol var derler kalpten kalbe
Gel o yolda buluşalım
Bencileyin sevmelere
Hazır ol da buluşalım
Yıllar yılı süren ağrı
Bitsin diye geldi çağrı
Engin ufuklara doğru
Esen yelde buluşalım
Durmayalım hiç boş yere
Çıkalım uzun sefere
Dönüp coşkun derelere
Akan selde buluşalım
Dilersen biz en iyisi
Yaz edelim her mevsimi
Çiçek ile yaprak gibi
Aynı dalda buluşalım
Solmayalım ömrümüzce
Yaşayalım gönlümüzce
Ve her zaman güler yüzde
Tatlı dilde buluşalım
Göç mevsimi erişmeden
Acılara karışmadan
Şu dünyada sevda denen
Halis balda buluşalım
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:05 AM
Romantika
Kavuşunca hasret biter sanmayın,
Hasreti en doğal parçanız sayın.
Şarkılar söyleyin hasret içinde,
Şiirler döktürün,destanlar yazın.
Zaten hep söylüyor,yazıyorsunuz,
Yaptığınız işi azımsamayın.
Yakınlardan hoşnut olan var mı hiç,
Gözünüzü açıp şöyle bir bakın.
Önünde olanlar işte ortada,
Ne varsa ardında var ufukların.
Uzuktan davulun sesi hoş gelir,
Sanki mızrap olur ucu tokmağın.
Çağı geçmiş akım değil romantizm,
Belki en kalıcı yanı insanın.
Yabana atmayın siz şu gerçeği:
Yakınlar uzaktır,uzaklar yakın.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:05 AM
Rüyalar Boşa Çıktı
Öyle bir mevsimine eriştik ki zamanın,
Rengi eski renk değil ne gülün ne yaprağın.
Bülbül bırakıp gitti bozulan bahçeleri,
Kavgalar ocağına incir dikti sevdanın.
Avutmuyor günlerin dertlerini *******,
Toz-duman arkasında kaldı yüzü mehtâbın.
Asırlardır görülen rüyalar boşa çıktı,
Artık çekiciliği yok yeni bir rüyanın.
Bir uyanma lâfıdır dolaşıyor ortada,
Belli ki uyanan hep ifretleri insanın.
Mertliği bozan tüfek solda sıfırdır şimdi,
Nükleer bomba gibi türleri var silâhın.
Bir şeye yarasaydı kavgalar,gam yemezdik,
Gelip dayandık toptan yıkımına dünyanın.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:05 AM
Rüzgar Gibi
İster kararlı ol ister bocala
Karşı durabilir misin ecele
Beşikten mezara savruluyoruz
Gidiyoruz rüzgâr gibi acele
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:05 AM
Sabun Köpüklerinin Tanrısı
Ellerini yıkayıp okyanus sularıyla
Köpürtüp bulutların rengârenk sabunuyla
Nefesinden rüzgârlar estirdikçe oluşan
Ve ölüşen balonlar uçurursun boşlukta
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:06 AM
Sanal İlerilik
Saraylar kalktı güya
Ne anladık bu işten
Dünya yine o dünya
Ne anladık bu işten
Sarayların yerini
Aldı saray taklidi
Villaların çeşidi
Ne anladık bu işten
Amaç tez unutuldu
Ve de unutturuldu
Saltanatlar kuruldu
Ne anladık bu işten
Yine bir avuç insan
Keyfinde sabah-akşam
Eski tas eski hamam
Ne anladık bu işten
Yine geniş kitleler
Gününü zor gün eder
'Ya sabır'der,iç çeker
Ne anladık bu işten
İlerledi hep güya
Boşa çıktı çok rüya
Dünya yine o dünya
Ne anladık bu işten.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:06 AM
Sanal Sevgililer
Belki onlar hiç yoktular
Biz onları hep var sandık
Kâh gökte yıldız oldular
Pırıltılarına kandık
Kâh battılar Güneş gibi
Günümüzü bitirdiler
Ve kollayıp gecemizi
Düşlerimize girdiler
Öyle sımsıcak şeydiler
Ateşleri ile yandık
Can mı canân mı neydiler
Candan inandık aldandık
Bir geldiler bir gittiler
Yollarda kaldı gözümüz
Bazen başlarken bittiler
Serap mıydı gördüğümüz
Belki onlar yoktular hiç
Hep var sandık biz onları
Bilemedik kimdeydi suç
Ziyan ettik zamanları.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:06 AM
Savaş Suçluları
Her savaştan önce öyledir
Hem barıştan bahseder herkes
Hem savaşa hazırlanır
Sonra kopar küçük kıyamet
Sürüp gider tarifsiz yıkımlar
Ölen ölür
Kalan kalır sonunda
Yenilen savaş suçlusu sayılır
Ve çıkarılır yargı huzuruna
İnsan hayran olur bu adalete bayılır
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:06 AM
Sefer
Bütün terslikleri sileyim dersen
Atını dünyanın üzerine sür,
Ortalığı dümdüz edeyim dersen
Fırtına misâli es püfür püfür.
Elbette dünya hiç değişmeyecek
Ve tüm emeklerin boşa gidecek,
Ziyanı yok,yolcu yolunda gerek,
Bırakma çıktığın seferi sürdür.
Dur-durak bilmeden yürü yolunda,
Dert etme,ölüm yok işin ucunda,
Sen kârlı çıkarsın yine sonunda:
Ya derviş olursun,ya da düşünür.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:06 AM
Sensiz
Sardı sen gelince güller bahçemi
Çiçeklerim büyüdü de büyüdü
Güllerin ardından dikenler beni
Sen gidince bürüdü de bürüdü
Dadandı gölgeler goncalarıma
Sancılar eklendi sancılarıma
Dört yapraklı uğur yoncalarıma
Kara sular yürüdü de yürüdü
Kaldı rüyalarda güzelim hazlar
Tadılmadan geçti baharlar yazlar
Sensiz günlerimi bir deli rüzgâr
Yapraklarca sürüdü de sürüdü
Yolum nerelere varır bilemem
Yoldaşım oldu hep acıyla özlem
Etsem neye yarar feleğe sitem
Sensiz ömrüm çürüdü de çürüdü
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:06 AM
Sevda
Sevda dediğin bir elmaşekeri,
Yersin,yersin,sapı kalır elinde
Yerle yeksân olur hayâl köşkleri,
Hayâlet bir yapı kalır elinde.
Anlamazsın nasıl başlar ve biter,
Bir serap misali belirip yiter,
Tatlar birer birer çekilir gider,
Acıların topu kalır elinde.
Bakarsın mektuptur pembe boyalı
Veya bir resimdir renkli,havalı,
'Ebedîyen senin'diye imzalı
Geçersiz bir tapu kalır elinde.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:06 AM
Sevda Sefası
'Bana yalansız gel' diyemem sana,
Pazarlığa sığmaz sevda dediğin,
Yalanlarla gelir bahar cihana,
Doğada var mı ki vefa dediğin?
Açılan her çiçek yalan bir renktir,
Er-geç yaprak yaprak dökülecektir,
Düş gibi görülüp geçilecektir,
Ne kadar sürer ki rüya dediğin?
Şu doğan güne bak sabahla gelen,
Gözünü-gönlünü aydınlık eden,
Yine o değil mi akşamla giden?
Günü uzatır mı çaba dediğin?
Varsın solup gitsin ışıklar renkler,
Sürdüğünce sürsün,o bize yeter,
Kimi kez bir yalan bin ömre değer,
Sanki pek gerçek mi dünya dediğin?
'Bana yalansız gel' diyemem sana,
Desem kâr eder mi bilemem sana,
Ben de pek kesin söz veremem sana,
Lâfla sürülür mü sefa dediğin? .
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:07 AM
Sevdalar
Binbir türlü sevda var şu dünyada,
Kimisi insana yar olur gider,
Mutlu eder gerçekte ve rüyada,
Yaşama yayılan nur olur gider.
Kimi tek yanlıdır,karşılık görmez,
Körkandil misali, aydınlık vermez,
Geceden sıyrılıp sabaha ermez,
Olanca dünyası dar olur gider.
Kimileri birer saman alevi,
Çakar karanlıkta şimşek örneği,
Çeker üzerine pervaneleri
Ve birden küllenen kor olur gider.
Kimi neye niyet neye kısmettir,
Ferahlık umarken çöken kasvettir,
Birlikte çekilen katmerli derttir,
İki tarafa da zor olur gider.
Kimisi hep başka bahara kalır,
Şarap gibi mahzenlerde yıllanır,
Şiirlerde yaşar ve soluk alır,
Kalplere gömülüp sır olur gider..
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:07 AM
Sevgi Düzeni
'Sen sana ne sanırsan gayrıya da onu san,
Dört kitabın manâsı budur eğer var ise'
Böyle der Yunus Emre'm,yüce yürekli ozan,
Sevgi düzeni için gerek yok başka söze.
'Ozan sözü elbette yalandır' deyip geçme,
Geçtin de bak başına neler geldi,bir düşün,
Derde derman olacak sözü çiğneyip geçme,
Bugüne dek aklını kimler çeldi, bir düşün.
Boşa gitti asırlar boyu gördüğün rüya,
Ne yerin bereketi,ne göğün tadı kaldı,
Gittikçe yaşanmaz bir diyar oldu şu dünya,
Rahat-huzur-güvenlik günden güne azaldı.
En çok bugün kulak ver bu söze insanoğlu,
Ne varsa bu sözde var dirlik-düzenlik için,
İmbiklerden süzülmüş binbir sözün özü bu,
Bu söz ışık saçıyor şenlik-esenlik için.
Bu söz 'deniz feneri' kör karanlık sularda,
Yolunu yitiren tüm 'tekne'lere yön verir,
Bir sığınak düşleyen tedirgin uykularda
Çalkantılarla dolu gidişlere son verir.
'Sen sana ne sanırsan gayrıya da onu san,
Dört kitabın manâsı budur eğer var ise'
Böyle der Yunus Emre'm,yüce yürekli ozan,
Sevgi düzeni için gerek yok başka söze..
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:07 AM
Sevgi için
Bengisu arayanlar gibi karatoprakta
Ömür boyu sevgiyi ararız her yürekte.
Buluruz,dünya bizim olmuşcasına coşar,
Yaşamayı cennete çeviririz çorakta.
Bulamayız,gerçekten cennette de yaşasak
Kavurucu birer çöl görürüz her çiçekte.
Ne yapsak kolay kolay dinmez susuzluğumuz,
Yine de bir serinlik duyarız aramakta.
Sevgiden geliyoruz,sevgiye gitmekteyiz,
Yönümüz özümüzden değil asla uzakta.
Kavgamız gürültümüz bile hep sevgi için
Şaşırsak yolumuzu,farkına varmasak da.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:07 AM
Sevgisizler
Çiçek yetiştirmek nerde,siz nerde
Açmış çiçekleri kurutursunuz,
Çiçekler de sevgi ister bir yerde,
Su verir,sevgiyi unutursunuz.
Açmış çiçekleri kurutursunuz,
Nice dal dal olmuş yönelişleri
Daha güz gelmeden soldurursunuz
Gökkuşağı gibi renk renk düşleri.
Çiçekler de sevgi ister bir yerde,
Güler yüz tatlı dil havası ister,
Hele saksılarda,gölgeliklerde...
Yoksa bahçeleri bağları özler.
Su verir,sevgiyi unutursunuz,
Hep madde,hep madde...Manânız hani?
Bir eksiği her an duyurursunuz,
Bütüne yönelik çabanız hani?
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:07 AM
Sevi-Yorum
Beni ne kadar seviyorum bilemezsin
Seni seviyorum dediğime bakma
Sen de beni sev yalnız
Beni bırakma
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:08 AM
Sır
Yapraklar yollara düştüğü zaman
Senin de gönlüne hüzün düşecek
Dudaklarından bir şarkı geçecek
Hâtırası uzak günlerde kalan
Bir bahar şarkısı bir şen şatır kuş
Ne varsa iyiden güzelden yana
Kapılıp gitmiş bir deli rüzgâra
Ufuklar ardında çoktan kaybolmuş
Her şeyler masala dönüşmüş gerçek
Vakitsiz kurumuş ırmaklar gibi
Eski bahçelerde hâlâ var gibi
Sonsuz baharlara açan bir çiçek
Diyeceksin nedir yaşadığımız
Acı bir oyun mu tatlı bir düş mü
Cevabını bulan hiç görülmüş mü
Bir sırdır öteye taşıdığımız
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:08 AM
Sonu Yok Ufukların
Ufuklar gözümüze hep şiirsel görünür
Bir ufuktan öbürü daha güzel görünür
Daldan dala dolaşan uçarı kuş gönlümüz
Her yeni ufuk bize bir başka dal görünür
Hangi ufka varırsak varalım yorgun argın
İlle de bir sonraya çağıran el görünür
Tazelenir ümitler özlemler bir kez daha
Yol üstüne bizlere yeniden yol görünür
Vardığımız her durak bağ bahçe olsa bile
Ufuktaki kuru ot eşsiz bir gül görünür
Giderek anlarız ki sonu yok ufukların
Nice hayâllerimiz çıkmayan fal görünür
Ve gün gelir öyle bir ufka ulaşırız ki
Geride kalanlar bin ufka bedel görünür
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:08 AM
Sözde Eşler
Bir kafeste iki mahluk
Örneğin ördek ve tavuk
Eşlik-dostluk hakgetire
Halleri hep uyumsuzluk
Aynı telden çalamazlar
Ayrılıp kurtulamazlar
İki ucu şeyli değnek
Ortasını bulamazlar
Düşmüşlerdir bir tuzağa
Kısılmışlardır kapana
Ellerinden bir şey gelmez
Kadere küsmekten başka
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:08 AM
Sultan
Yokluğu buz gibi üşütür bizi
Varlığı sımsıcak kuşatır bizi
Sevgidir sultanı hayatımızın
Kendi bildiğince yaşatır bizi
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:08 AM
Şımarık Misafir
Az bulunca daha çoğu istiyor
Buldukça bunuyor şu insanoğlu
Çok bulunca varı yoğu istiyor
Hiç bitmek bilmiyor doyumsuzluğu
Tanrı'nın aklını çelmişcesine
Yeryüzüne şartlı gelmişcesine
Ve hep kalma izni almışcasına
Unutuyor gelgeç konukluğunu
Umduğunu yer mi misafir olan
Beğenmedim der mi misafir olan
Durmadan ister mi misafir olan
Bu kadar da şımarıklık olur mu
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:08 AM
Şu Hayatta
Dünya bir deliler evinden farksız,
Sen bari akıllı ol şu hayatta,
Kargaşa/keşmekeş görürsün yalnız
Geçmişe bir nazar kıl şu hayatta.
Bugün de aynı şey, çevrene bakın,
Hal ve gidiş var mı hiç akla yakın?
Boş yere içini karartma sakın,
Kendini engine sal şu hayatta.
Salmasan acaba kim dinler seni?
Birlik-beraberlik dediğin hani?
Kaç bin yıllık Kâni olur mu Yani?
Bu gerçeği iyi bil şu hayatta.
'Hayır bilme sakın sen de delir'
İstenen,beklenen,sadece budur,
Dökülen diller hep aldatmacadır,
Hepsini defterden sil şu hayatta.
Deliler evinin bahçesi de var,
Ağacı,çiçeği,kuş sesi de var,
Göz-gönül avutan köşesi de var,
Ara o köşeyi bul şu hayatta.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:08 AM
Takvim Yaprakları
Takvimden kopan her yaprak
Karışır deli rüzgâra
Ömür dalından uçarak
Gider meçhul bir diyara
Bizim birer can parçamız
Takvimden kopan her yaprak
Ardından bakakalırız
Pek de umursamayarak
Kıymete biner giderek
Aradan yıllar geçince
Takvimden kopan her yaprak
Artık geri dönmeyince
Neler götürmüştür bizden
Farkederiz geç kalarak
Yaş getirir gözümüzden
Takvimden kopan her yaprak
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:08 AM
Tek Çare
Ne rüzgâr savurur ne yel dağıtır
Dostlukla uzananbir el dağıtır
Kalbe çöreklenen kasvet sisini
Bir güler yüz bir tatlı dil dağıtır
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:08 AM
Tesettürbanlılar
Örtüyorlar kıl yığını saçlarını sımsıkı
Gül yüzlerdeki ceylân gözlerini
Elma yanaklarını
Kiraz dudaklarını açıkta koyuyorlar
Üstelik biraz da boyuyorlar
İyi de
Bu nasıl tesettür böyle
Neymiş efendim
İnandıkları için örtüyorlarmış saçlarını
Yani saçlar daha mı çekicidir
Gözlerden
Yanaklardan
Ve de dudaklardan
Buna mı inanıyorlar acaba
Neden inanmasınlar
İnanç özgürlüğü var ya
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:08 AM
Trafik Canavarı
Kendini bir şey sanır
Direksiyon başına geçince
Nefretle buruşturur suratını
Aklına trafik kuralları gelince
Kuralcıların yüzüne tükürürcesine
Camdan dışarı tükürür
'Kanun benim'diyen Kral gibi
'Kural benim'diye düşünür
'Bana hükmedecek kural
Ne dünyaya gelmiştir daha
Ne de kayıtlara geçmiştir'der
Basar gaza
Ve öyle burnunun doğrusuna gider ki
Hem kendini yakar
Hem başkalarını
Uyanık geçinen aptal canavar
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:08 AM
Tutsak Özgürlük
Dertleriniz yetmiyormuş
Bir de ben eklenmişim
Pek gerekliymişim
Güzelmişim güya
Kutsalmışım
İyiymişim
Tutmuş her biriniz bir yanımdan
Çekersiniz ha çekersiniz
Hepiniz daha çoğumu
Daha çoğumu kendinize istersiniz
Siz güzele böyle mi
Kutsala böyle mi edersiniz
Çekin ellerinizi diyorum duymuyorsunuz
Elleriniz zalim
Elleriniz bencil
Kirletiyorsunuz beni de rezil ediyorsunuz
Köleniz değilim ben sizin
Oyuncağınız değilim
Bırakın yakamı insansanız
Bırakın siz de ben de rahat olalım
Bombanız var anladık
Uçağınız var
Ama eşböler bir bıçağınız yok
Ne yapalım
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:08 AM
Tükenmez
Erer sanmayalım rüyalar sona,
Yüreğin ümidi-düşü tükenmez,
Zenginiz çok şükür hülyadan yana,
Seraplara doğru koşu tükenmez.
Ufuklarla aramızda dolaşır,
Nerde olsak gelir bize ulaşır,
Gecemize bile güneşler taşır,
Hayatın haberci kuşu tükenmez.
Haberlerin aslı çıkar kimi gün,
Kimi gün ışığı kararır göğün,
Nerde öyle yağlı-ballı her öğün,
Ömrün tatsız-tuzsuz aşı tükenmez.
Gönül hep beşinci mevsimi arar,
Gel gör ki çiçekler solana kadar
Bahar günlerini yazlar kovalar,
Zamanın güzü ve kışı tükenmez.
Herkes birbirine küser-barışır
Sevişmeler savaşlarla yarışır,
Gözyaşları gülüşlere karışır,
Bu dünyanın keşmekeşi tükenmez.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:09 AM
Uçacak
Gün bugün,bir düşün,saat bu saat,
Bugünler kuş gibi elden uçacak,
Boştur ileriye dönük her vaat,
Kuşkulu yarınlar faldan uçacak.
Yarış zaman ile kıran kırana,
Sevdiğinle dağlar koyma arana,
Özlem ilâç olur sanma yarana,
Alınmayan tatlar baldan uçacak.
Dilersen her şeyi sevebilirsin,
Çölde bile çiçek görebilirsin,
Elini uzatsan derebilirsin,
Derilmeyen güller daldan uçacak.
İçtenlik yaraşır gönül erine,
Günde bir kez olsun boş söz yerine
Sevdiğini söyle sevdiklerine,
Söylenmeyen sözler dilden uçacak.
Gülerek gönlünü yap mutluluğun,
Peşin olanına sap mutluluğun,
Şarkısını söyle hep mutluluğun,
Geciken ezgiler telden uçacak.
Gül ki,aynalar da gülsün yüzüne,
Aydınlık çizgiler dolsun yüzüne,
Güllerin has rengi gelsin yüzüne,
Yarın bütün renkler gülden uçacak.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:09 AM
Ufuk
Uzaktan yüzümüze her zaman gülen ufuk,
Sen değil misin bizi hep çağıran mutluluk?
Neden hep boşa gider sana kavuşmak için
Nice beklentilerle çıktığımız yolculuk? .
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:09 AM
Uyanmış
Uyanmanın tek hüner olduğuna inanmış,
Eskisi gibi değil insan artık uyanmış.
Uyanmış da midesi gelmiş aklına hemen,
Bundan böyle mideden ibaret dünya sanmış.
Olmak veya olmamak meselesi zihninde
Yemek veya yememek görünümü kazanmış.
Uyanmış da çöplüğe üşüşen sineklerce
Her zaman ve her yerde çıkarına dadanmış.
Erdemlere sırtını çevirmiş günden güne:
İyilik,güzellik,doğruluk...Hepsi yalanmış.
Uyanmış da geride bırakmış hep düşleri,
Vaktiyle gördüğünden neredeyse utanmış.
Boy atmış bir çağın en çorak topraklarında,
Düşlere taş çıkartan bir boşluğa uzanmış.
Uyanmış da silkinmiş renk renk çiçeklerinden,
Yoz çalılar örneği dikenlerle donanmış.
Kıyâmetin âlâsı bu olmalı evrende,
Susuz boğulmuş insanoğlu ateşsiz yanmış.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:09 AM
Uyarı
Uyan ey cahil horoz
Öyle ortalıkta ötme
Tanı dünyayı biraz.
Varsın uyusunlar bırak
Kimileri
Uyanacaklar da ne olacak.
Kurtlara mı seslenişin tilkilere mi
Uyar da gör bak başına neler gelir
Harcarlar önce seni.
Ya şu baykuşlar,köstebekler,solucanlar
Işık dersin sen aydınlık dersin
Onlar ne anlar.
Var git kulaklarına söyle bir bir
Çiçekler açsın gözlerini ve de kelebekler
Yeryüzüne yetişir.
Uyan ey gafil horoz
Öyle çın çın ötme
Öğren Hanya'yı Konya'yı biraz.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:09 AM
Uygarlık Masalı
Şiir tükenecekmiş
Uygarlık ilerledikçe
Neden olmasın
Tükenmiyor mu gittikçe
Suda balık
Havada oksijen
Şu talan düzeni yok mu
Şu tüketim çılgınlığı
Daha neler getirecek başımıza
Baharlar çiçeksiz olacak bir gün
Olursa
Ve çocuklar yarınsız
Ve de çıkagelecek şiirsiz uygarlık
Bezirganlar erecek muradına o zaman
Biz çıkacağız kerevetine
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:09 AM
Uyuyan Bebek
Nurtopusun ışıl ışıl
Şimdi böyle uyuyorsun
Beşiğinde mışıl mışıl
Şimdi böyle uyuyorsun
Yanakların gülpembecik
Güllerden birer yapracık
Taze açılmış goncacık
Şimdi böyle uyuyorsun
Rüyalarında melekler
Başucunda annen bekler
Senin için tüm emekler
Şimdi böyle uyuyorsun
Ama hayat hep böyle mi
Habersizsin oh ne iyi
Bulanmamış sular gibi
Şimdi böyle uyuyorsun
El bebeğim gül bebeğim
Bir körpecik dal bebeğim
Kıymetini bil bebeğim
Şimdi böyle uyuyorsun
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:09 AM
Uzantılar
Kışlar yazların
******* gündüzlerin uzantısı
Acılar hazların
Ey ölüm sen de bir uzantı mısın
Yaşamın bir uzantısı
Bir başka yaşantı mısın
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:09 AM
Vahşi Kapitalistler
Başkalarının özgürlüğünün başladığı yerde
Bizim özgürlüğümüz biter derler de
Başkalarının ihtiyaçlarının başladığı yerde
Bizim ihtiyaçlarımız biter demezler
Hiç derler mi
O kadar insan mı bunlar
O kadar uygar mı
Her şeyden vazgeçer de
Ekonomik hırslarından vazgeçerler mi
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:09 AM
Varlık-Yokluk
Aynadaki görüntü dünya
Ve sen dünyadaki aynasın
Tuzla buz oldun mu bir defa
Ara ki dünyayı bulasın.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:09 AM
Vız
Bugün var yarın yok bir dünyadayız
Masalları pek çok bir dünyadayız
Çevre kirliliği vız gelir bize
Nasıl olsa bombok bir dünyadayız
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:09 AM
Vidalı Şiir
Şemsettin
Vidaları gevşettin
Tutturdun özgürlük diye
İyi mi ettin
Senin özgürlük dediğini
Yozgürlük anladı niceleri
Ve bak ne hâle geldi dünya
Ettiğini beğendin mi
Böyledir çoğu insanlar
Tut deyince kopar anlar
Vur deyince öldür
Ve işler iyice sarpa sarar
Bilmiyorsan öğren
İnsan vidaları en gevşek yaratıktır zaten
Sense büsbütün gevşettin o vidaları
Biraz sıkıştırmak gerekirken
Ah Şemsettin
Vidaları alabildiğine gevşettin
Davul-zurna çaldın özgürlük diye
Sanki iyi mi ettin
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:09 AM
Yalan'dan Ölenler
Bir düşünelim hele,
Yalan'dan kim ölmüş ki
Kimse ölmez elbette
Yalan söylemeyi
Sürdürelim mi öyleyse?
Yalan'dan ölmez kimse
Ama ille de birileri mi ölmeli?
Ya ölen aşklara,sevgilere,
Güvenlere,dostluklara ne demeli
Yetmez mi bize?
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:09 AM
Yamyamlık Çağına Doğru
'Devlet malı deniz
Yemeyen domuz'du vaktiyle
Ülkesellik çağındaydı o
Kaldı şimdi gerilerde
Durmayalım dostlar
Düşeriz
İlerleyelim hep birlikte
Yepyeni bir çağın eşiğindeyiz
'Dünya malı okyanus
Yemeyez domuz' olmalı artık
Küresellik çağı bu
Midelerimiz tıkabasa dolmalı artık
Dünyayı böyle tüketiriz ancak
Sonra bakalım ne bekler bizi
Ya başka dünyaları tüketmeye gelir sıra
Ya da yeriz afiyetle birbirimizi
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:10 AM
Yanlış Arayış
Deveye'Boynun eğri'demişler
'Nerem doğru ki'demiş
Sen de'Bronzlaşmış tenin yapay' diyenlere
'Nerem gerçek ki'desene
Bir baksana aynaya
Çok yerinin boya
Kaşının iplik
Gözünün lens
Kirpiğinin takma
Burnunun estetik
Dişinin porselen
Belinin korse
Göğsünün silikon
Özünün yalan
Sözünün dolan
Gülmenin göstermelik
Ağlamanın yapmacık olduğunu görsene
Dürüst davransana biraz
Deve kadar olsana
Haddini bilsene
Ve bir de ortalığa çıkıp
Gerçek erkek aramasana
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:10 AM
Yarın Sevdası
Yarın derdik de dün
Başka şey demezdik
Oysa dün de yarınıydı önceki günün
Yarın diyoruz da bugün
Başka şey demiyoruz
Oysa yarınındayız işte dünün
Ey yarınki dün
İnanma sakın sevdamıza aldanma
Hele bir elimize geç de görürsün
Sanma ki akıllanırız
Harcarız bozuk para gibi
Seni de tepe tepe kullanırız
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:10 AM
Yaşam Öyküsü
Yıllar geçer farkına varsak da varmasak da
Geçişlerini hayra yorsak da yormasak da
Kapılmışız bir selin akışına gideriz
Nerden nereye diye sorsak da sormasak da
Akrepler yelkovanlar çeker götürür bizi
Olanca saatleri kursak da kurmasak da
Hırsızdır kapımızda bir uğursuzdur zaman
Alır alacağını versek de vermesek de
Elde kalan bir kuru hâtıra demetidir
Ömür bağından hep gül dersek de dermesek de
Can kuşumuz da uçar gider günün birinde
Kafesine kırk kilit vursak da vurmasak da
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:10 AM
Yazmak
Nerdeyse kendimi bildim bileli
Baktım bu âlemde herkes bir hava
Kimse anlamıyor kimsecikleri
Bütün söylenenler gidiyor boşa
Sen 'bayram haftası'diyorsan şayet
Karşındaki 'mangal tahtası'diyor
Çoğu zaman berbat oluyor sohbet
Ve kavga kapıda hazır bekliyor.
'Herkes kendi sandığında kilitli'
Necatigil böyle demişti işte
Nur içinde yatsın büyük şairdi
Boş lâf etmemişti şiirlerinde
Dedim madem yazmak diye bir şey var
Öyleyse kaleme sarılmalıyım
Elim son noktayı koyana kadar
Ak kâğıtlar olsun en can dostlarım
Bazen soruyorum şöyle bir soru
'Yazmasan ne yazar yazsan ne yazar? '
Cevap:Yazmak bir tür uyuşturucu
Üstelik sağlığa vermiyor zarar.
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:10 AM
Yemek Kültürü
Bayılıyorum bir yerlerde oturup
Yemek kültüründen bahsedenlere
Ve Japonya'dan Fransa'ya kadar
Mutfak mutfak gezinenlere.
Hele birileri servis de yapıyor,
Alkol rüzgârları da esiyorsa ortalıkta
Aman ne nefis oluyor hayat,
Doyulmuyor yaşamanın tadına.
Hayret bir şey diyorum,
Tanrı kimilerine cömertlik etmiş,
Tüm mutfakları içine alacak kadar
Geniş mideler bahşetmiş.
Siz ey peynir-ekmekçiler,
Semtine uğramamışsınız yemek kültürünün,
Daracık yaratılmış mideleriniz,
Kaderinize küsün..
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:10 AM
Yeni Yıllar
Ne umduk bekledik de,neler verdiler bize
Biraz sevinç ve binbir keder verdiler bize
Bizler yeni yıllara hiç toz kondurmamıştık
Onlar ancak toz kadar değer verdiler bize
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:10 AM
Yetmişbeş Yaş Şiiri
Girmeyin araya artık aynalar
Özümle başbaşa iyiyim hoşum
Ayıltmayın beni mahşere kadar
Gönlümün gençliği ile sarhoşum
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:10 AM
Yol Enflasyonu
Durum böyle değildi vaktiyle
Aklın yolu birdi
Yoldan çıkanlara
Kutup Yıldızı yol gösterirdi
Şimdi özgürlük var
Kutup Yıldızının adı Dinozor
Herkes izlenecek yolu
Kendi yıldızına soruyor
Gittikçe çoğalıp çatallaşıyor yollar
Ve de karıştıkça karışıyor trafik
Yani sizin anlayacağınız
Durum trajik
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:10 AM
Zaman
Rüzgarlar nice hoyrat eserlerse essinler,
Dünyada var mutlaka dinecekleri bir yer.
Nehirlerin ne kadar uzasa da yolları,
Denizlerden öteye yok gidecek halleri.
Ya sen ey azgın zaman,vursak seni zincire,
Bir kolayını bulur,geçer gidersin yine.
Sudan daha kaypaksın,yelden daha uçucu,
Yok evrende çıktığın yolculuğun bir ucu.
Seninle her şey ama her şey de gelir geçer,
Gül solar,dal kırılır,saltanatlar da göçer.
Bir denizsin,kıyında kayayı kum eylersin,
Kumda izleri siler,unutuşla örtersin.
Ve bir kadırgasın ki,gitmediğin liman yok,
Gelip geçerken talan etmediğin liman yok.
Yılmaz Aybar
GooD aNd EvıL
05-02-2009, 10:11 AM
Ziyaretçi
Er-geç çıkagelirsin büyük ihtilâl olur
Yaşanmış-yaşanacak her şeyler masal olur.
Sana ikram ederiz nemiz var nemiz yoksa
Böylesi ağırlama görülmemiş hâl olur.
En azından bir kere çalarsın her kapıyı
Besbelli bize zehir olan sana bal olur.
Söyle,neyin nesisin,tekin misin,değil mi?
Beynimizi kemiren böyle çok sual olur.
Vefalısın kimseyi unutmayacak kadar
Konuşmaya gelince ağzın-dilin lâl olur.
Biz düşünür, biz sorar,yine biz cevaplarız
Dediklerimiz ancak birer ihtimal olur.
Hiçbir şey aydınlanmaz senin karanlığında
Ufkundaki şafaklar sadece hayâl olur.
Yılmaz Aybar
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.