Tacettin Aksu

[GooD aNd EvıL]

Acemi Koğuşları

acemi koğuşları, yüz baş yatakta,
bir ben, bir de dert ortağım ayakta,
sıra sıra dizilmiş, botluklara kara botlar,
beni benden alan düşünceler,
içimi kemiren hoyrat kurtlar...

yar, bugün yine sitemkar konuşursun,
halini anlıyorum,
zamanı uzatan ben miyim?
sana dert yükleyen sanki?
bundan utanıyorum.

dünyaları ayağına sererdim, elimde olsa idi,
hüzünler yağmur gibi yağar üstüme,
bir görsen halimi, perişanım şimdi,
ağlama, kara gözlerinden yaşlar inmesin,
ey yar, başına gelecek dert, benim başıma gelsin.

[GooD aNd EvıL]

Acı Bir Şaka

Sessizliği bozuyor açılan kapı, çıkardığı acayip bir sesle,
Kapıya yönelen bakışlar ve hızla çarpmaya başlayan bir kalple...

Beklediğimi bulmuş gibiydim, usulca yerimden kalktım,
İçeri giren periyi seyrederken mahsun bir edayla,
Tutmasam kendimi, çocuklar gibi ağlayacaktım,
Asil bir avcı gibi bakışlarını ok gibi fırlattı üzerime,
Nerden çıktı bu güzel, attığı ok saplandı yüreğime,
Elimde olmadan bir iki adım attım, yaklaştım yanına,
Mahcup bir edayla, başını önüne eğdi, elvada dedi...

Bırakıp beni nereye gidiyorsun diyecektim,
Ellerini uzattı ellerime, kararlıydı tutsamda gidecekti,
Neden sonra anladım, bu gördüğüm düş değil, gerçekti,
İçimdeki ateş alevlendi, yakmaya başladı yüreğimi,
Merhamet sevgilim, merhamet, ne olur bırakma beni...

Sebebi ben miyim, bu sessiz gidişinin söylesene?
Eski bir hatıramı kalacak, anılarında benden?
Neden anlamıyorsun, vaz geçemiyorum senden,
İçimdeki ateşi senden başka kimse söndüremez...

Sen de beni seviyorsun, gizlesen de güzelim bakışların,
Elinde değil gizlemeye çalışsanda, gözler yalan söylemez,
Veda edeceksen hadi durma, git daha fazla acı verme,
İçimde ki en güzel yerde, saklayacağım seni üzülme,
Yüzünde bir tebessüm belirdi, dünyalara değişmem,
Olurmu dedi, senden ayrılmak ölümüm benim,
Rica ederim affet, istedim biraz dalga geçeyim,
Uçurumdan kurtulan bir insan gibi sevinçliydim,
Merak etme dedim, seni şakalırınla baş başa bırakıyorum...

Sen gitmesen bile, bak şimdi ben gidiyorum,
Ellerimden tuttu, delirdin mi sen, nereye gidiyorsun?
Veda etmekte nerden, hani sen seviyordun?
Geçti borun pazarı, ben gidiyorum,
İlk tanışmamız akşamdı, bak yine akşam,
Latife yapma bir daha, sana bu son ihtarım,
İlkte olsa sonda olsa, sevdiğim akşam, yine akşamdır,
Merak etme sevgilim, bu sana son şakamdır...

[GooD aNd EvıL]

Adını SEN Koy

ruhuma suzulup giren sogukla urperirken,
deniz serinliginde seni dusundum,
denizin ufkunda yanarken bulutlar,
hasretin uykusunda ruyalarla,
eski hulyalarıma daldım ve hep seninle,
inan, hep seninle kaldim...
bende kalan son hatıranı seyrettim,
günes, yeni grup ediyordu dunyamın uzerine.
kıp kızıl guzelliğiyle gunese sundum sevgimi,
elimde kalan fotografını seyrederken,
o eski gunlerime, ozlemlerime geri gittim,
seyrederken sabah gunesini,
oturdum oylece kala kaldım.
eski gunlerime dalip dusler kuruyordum,
ve hep seninle, inan hep seninle kalıyordum...

[GooD aNd EvıL]

Ankara'da Dert Bitmez

akşam karanlığında hayeller kurarken,
penceremden baktığımda, seni gördüm.
yağmur damlacıklarını andıran göz yaşlarım,
yanağımdan aşağı süzülürken, seni düşündüm.

loş bir ışık ve buğulu bir cam farkına vardığım,
bir anda seninle, seninle olduğumu sandım,
uzandım ellerine, tutamadım anladımki hayal,
ve ben yaklaştıkça sen uzaklaşıyordun...

sensiz yaşayamayacağımın farkına vardım
o zaman anladım, sevmenin zor olduğunu,
en zor anlarımda seni aradım ama nafile
dertleşecek bir seccadem vardı eskiden,
çok gördüler onuda aldılar elimden,

iki kuruş paranın hesabını sordular,
anlamadılar, anlayamazlarda yaşamadan,
ankara'da kara kara düşünürken bunları,
sana anlatamam, zaten anlayamazsın onları!

insanda tek düşünce olunca maddiyat,
ortalık talan olur, her tarafta tahribat,
onlara bakma kalk, gittiğin yola devamet,
sabret sabredebildiğin kadar, üzülme...

boyun eğme sakın bu melul hayata, kalk,
sabrettikçe dostum hedefe ulaşacaksın elbet,
düşsen de, sürünsen de, hak deyip yine kalk,
yardım edecektir yaratan sana mutlak...

[GooD aNd EvıL]

Anla İşte

sensiz olan duygular bile, üşütürdü beni,
yorgun *******de, sensiz kaldığım zaman.
oturur ağlardım, bir ah çeker rahatlardım,
gözlerimden yaşlar indiği zaman...

en yakın dostum, sensizliğin sesi olurdu,
sensiz kaldığım zaman işte...
eğer sen olmasaydın,sensizlik ölüm olurdu,
yani ben hiç sensiz kalmadım,anla işte...

yaşadığım bahardı, çiçekler açardı her gülüşünde,
üzüldüğün zaman üzülürdüm, sen üzüldüğün için işte...
kor alev yakarken için için, yüreğim serinlerdi sesinde,
telefondaki ses, alacağım son nefes, sendin işte...

her anımda sen vardın hasretinle,
bak sana söylüyorum, bu duyguları dinle,
sana seviyorum diyorum bu titrek sesimle,
yani ben seni seviyorum, anla, anla işte...

[GooD aNd EvıL]

Anlamsız Duygularda Aşk

duygularımın yoksunluğu yada senin yokluğun,
beni bensiz yapan neydi, anlamıyorum?
sensizlik, çıldırtan zehridir akşamın sunduğu,
beni böyle kahreden nedir, anlamıyorum?

sevgi sıcak bir duygu mu, yoksa uçurumun olduğu,
beni sensiz bırakan hasretin dostu mu?
kime küstüm kime güldüm delice, nedir bu?
hasret mi, yoksa vuslatta ayrılık mı anlamıyorum?

gecenin sessizliğinde yanağımdan süzülen yaşlar,
senin eserindi bunlar ve seviniyorum yalnız değilim,
sen yoksun yanımda ama sen varsın hep,
nedir yalnızlık, nasıl bir şey anlamıyorum?

her şeyim sendin, varlığım ve yokluğum,
sensiz olmak yokluk, sen varken varım,
nedir bu yokun içinde varım, varın içinde yokum,
ben kimim, sen nesin anlamıyorum?

[GooD aNd EvıL]

Anne

anne sana hiç şiir yazamadım,
yazdığımı da yırtıp attım,
niye mi?
çünkü seni anlatamadım…

[GooD aNd EvıL]

Asımın Nesli

dar ağacını kurdular,
mahkum edecek sorular sordular,
son sözün var mı dediler?
var dedi; hürriyetim, hürriyetim!

günlerce uzadı zihnindeki sorgular,
koşuşturmalar başladı yürğinden beynine,
endişen var mı dediler?
var dedi; zürriyetim, zürriyetim!

yıllardır özlemiyle yaşadı gelecek altın neslin,
hasret, özlem ve gurbet iç içe yaşadı gönlünde,
ümit varmı yarından, asımın neslide kim?
var dedi; altın nesil, altın nesil!

onun sessizliğini gözyaşları bozardı,
duygularını gözyaşları işlerdi yüreğinin içine,
ifadesini aldılar, sessizliği gibi sandılar,
çağlayan kopuyordu yüreğinden; gelecek gelecek diyordu...

bu kadar yakından uzak,
kimler yardımetti sana, kimler oldu sırdaş,
var mıydı sırtını verdiğin bir kaynak?
var dedi; Allah ve Rasulu YETMEZ Mİ?

[GooD aNd EvıL]

Baharımda Geldi Eylül

baharımda geldi eylül,
aldı götürdü hayallerimi,
sene bin dokuz yüz doksan iki ve sekiz eylül,
yaşım on dört, baharındayım çocukluğun,
derinden yaraladı, senin yokluğun,
eylül seni benden ayırırken, yüreğime aktı göz yaşlarım...
sitemli bakışlarımı, gözlerimden gizliyordum,
duygularım sel oluyordu, yüreğim sana ağlıyordu,
bir bilsen, sana daha kimler ağlıyordu,
beni bana bırakıp gidiyordun,
canımdan can gidiyordu, kanımdan kan gidiyordu...
büyük ayrılık senin elinde değildi,
azrail dayandı kapına, istemesen de mecburdun buna,
ve sen, dudaklarında belli belirsiz bir tebessümle,
...elveda diyordun, duymuyordum ama hissediyordum.
bilmem ki, farkındamıydın arkanda bıraktığın yokluğun,
ekmekle, suyla mı büyür insan?
ekmeğim var yemeye, suyum var içmeye,
ya ruhumun gıdası?
baba, nereye bıraktın sevgimi?
dün gece rüyamı süslüyordun,
yıllar sonra ilk defa görüyordum,
nasıl da susamışım, nasıl da acıkmışım,
sen de özlemişsin, mutluydun ve gülüyordun.
baba, sana seslendiğim gün gibi gel,
mahsun bakışlarıma renk katar güldürürdün,
ne olursun, yine o gün gibi gel,
ardında, özlemli bakışlar kaldı senden geriye,
başımı okşadığın gün gibi, rüyama girdiğin dün gibi,
bir bahar sabahında seni bekliyor gözlerim,
gözlerime ışık, dizlerime derman, yüreğime ferman olduğun gibi,
bir eylül sabahı, bıraktığın gibi gel...

'Babama'

[GooD aNd EvıL]

Bakışların Yüreğime Düştü

gün batımını andıran gözlerin kapandığında,
zifiri bir karanlığa bürünür dünyam,
düşer yüreğime bakışların, ağlarım,
kan ağlar benliğim, geçmişin acısı geleceğin kaygısıyla…

hayatım, avucundaki bir avuç su, dökebilirsin?
ömrü sana adanmış bir yürek, sökebilirsin?
hayatım, dudaklarından dökülen bir söz muamması?
hayatım, siluetinden kopup gelen bir tebessüm sevdası…

ufkumu yakıyor kızıllığıyla dolunay,
yaram kanıyor, yeşile bürünmüş düşüncelerim yanıyor,
ve sen, uğruna dünyaların feda edildiği ay yüzlü,
aç gözlerini bak, güneş utancından batıyor…

yalvarıyorum, aç ruhumu ayakta tutan gözlerini,
bin kere batsın güneş, yıkılsın bin kere dünya,
kaçsın kehkeşanlara yaratılmış, yer yerinden oynasın,
yeterki, yeterki senin gözlerin kapanmasın…

bakışların yüreğime düştü, eritti benliğimi,
hasretin vurdu, özlemin düştü ayrılığın üstüne,
düşlerim, düşüncelerim ruhunun rengini aldı,
kapandı gözlerin, ruhum ruhuna takılı kaldı…

[GooD aNd EvıL]

Bayram, Her Sabah Eyüp Sultan’da

sultanlardan bir sultan, bak işte Eyüp Sultan,
nurdan mahşeri kalabalık sarmış etrafını,
ulu çınarlar gibi göklere uzanmış ellerine,
sağnak sağnak rahmetler iniyor ufuktan…

çehrelerinde hilal nevinde nurlar,
arınmış günahlardan tertemiz ruhlar,
duasının tecellisiydi kutlu nebinin,
yalnız bırakılmayışı Allah erlerinin…

bayram, her sabah Eyüp Sultanda,
insanların yüzlerinde tebessümler,
yürekleri arınmanın hazzında,
kalplerini donatmış, laleler, sümbüller…

yanı başında fatihin diktiği ulu çınar,
sanki yıllardır ibadetten bitkin düşmüş,
gelenlerin duasına amin der ağlar,
yapılan her duaya, sanki bir yaprak düşmüş…

bilmem bir daha yaşar mıyım bu hazzı?
sultanlardan bir sultan yatıyor o mezarda,
her gelenin bir daha gelmektir niyazı,
bayram, her sabah Eyüp Sultanda…

[GooD aNd EvıL]

Ben De Kalır

bir gün çıkar giderim bu ellerden,
gün olur hasret çöker, gün olur hazan olur.
arkama bir bakışım kalır son hatıra,
sevda olur, aşk olur ve sonra yalan olur...

en acı sitemleri yazar giderim,
içim yanar, aşka kanar har olur,
istediğim, sallanmasıydı ardımdan bir elin,
sancısı kalır içimde, elem olur, keder olur, yas olur...

ne bir yananım, ne de bir ağlayanım kalır,
ve sonra, senden ellerime dökülen göz yaşı kalır,
gün doğar beyazlanır, gün doğar siyahlanır,
bahar olur yaz olur, kış olur boran olur...

bağban ağlar, bülbül kaçar, gül solar,
baykuş gelir, diken biter, har olur.
ve sonra, senden kalan figan olur, sitem olur,
bende kalan, ben de gider sır olur...

gözlerimden yaşlar akar göl olur,
duslerimde duşünceler, sıra sıra yol olur.
ve sonra, koşa koşa gelirim açarak kollarımı,
gün olur seyran olur, gün olur bayram olur...

vuslat gelir, hasret biter sen kalır,
can gider, canan gider ben kalır,
ve sonra acısıyla, tatlısıyla,
güzeliyle, çirkiniyle, her ne varsa BEN DE KALIR...

[GooD aNd EvıL]

Ben Sen Oldum

*******i uykusuz kalır, senin için ağlardım,
avuçlarına akardı gözyaşlarım,
yüreğimin sıcaklığı, yüreğini yakardı,
sen de oturup ağlardın,
ve gözyaşların avuçlarıma akardı...

Ağlardım ağlardın, ağlardın ağlardım,
Üzüldüğümde üzülür, üzüldüğünde üzülürdüm,
ve sen güldüğünde dünyalar benim olurdu,
sana bir bakışım olurdu, alem ona vurulurdu...


sen bulut olurdun, ben de yağmur olurdum,
sen ağlardın, ben yağardım,
sen yağmamı istemezdin, bana kıyamazdın,
ben ısrarla, kirpiklerinden akardım...

eskiden sadece yüreğime söz geçiremezdim,
şimdi ellerime, gözlerime, sözlerime, hiç birine,
hepsi sen olmuşsun, hep sen olmuşsun,
beni bile benden alıp, sen oldun ya...

elveda bana, merhaba sana,
ben gidiyorum, beni sana bırakıp gidiyorum,
gel içimdeki ben ol, ben sen olayım, sen ben ol,
ben sen oldum, beni sana bırakıp gidiyorum,
...ben sen oldum.

[GooD aNd EvıL]

Beni Anlayanlar

beni yalnız ******* anladı, gündüzlere inat,
ey sevgili kaldır başını, hayatvari nazarınla gökyüzüne bak,
gökyüzü senin için yeni yıldızlar doğuruyor,
anlat onlara sevgini seni dinleyecekler,
ve göreceksin ki aşkım, onlar hiç sönmeyecekler...

onlara seni anlattım, senin hikayenle büyüdüler,
hepsine umut dolu sevgi yükledim bir bir,
içlerinde şuası fazla biri var, gözün ilişirse ona,
sakın kim olduğunu sorma çünkü o benim...

anlattım yıllardır yeryüzüne sevgimi yetmedi,
seni ve sensizliğimi anlatıyorum gökyüzüne hala bitmedi,
sevgimin büyüklüğüne hayran kalacaklar ama inanmayacaklar,
mecnuna inanmadıkları, leylaya masal dedikleri gibi,
bunu da masal sanacaklar...

yüreğim beni bir sen anladın,
sadece sen inandın bu kadar çok sevdiğime,
konuşur bir lisanın yok diye isyan ediyorsun biliyorum,
nice gönüller söndü derdini anlatamadığından,
yüreğim, sevmeyen ne anlar senin sıcaklığından...

bu ne lisan-ı haldir ki, birleşse lisanlar bir hissini anlatamaz,
anlatsalar bir halinin zerresini, yüreksiz insanlar bu yükü taşıyamaz,
yüreğim, sana teşekkür ediyorum beni anladığın için,
sana teşekkür ediyorum sevgimi sakladığın için...

[GooD aNd EvıL]

Beni Onlar Sevdiği İçin Severdim

efkar mı dersin yoksa vefamı,
yine bu akşam elimde albüm,
eski fotoğraflarda yeni yüzler,
içimde burkuntu yüzümde hüzün….

anneme merhaba babama elveda,
eş dost derken bitiverdi,
sen tutuştun elime birden,
götürdün beni ardımda kalan yıllara,
şimdi bilmem?
çocukken herkesin sevdiği ben geldi aklıma…

elimde çocukluk resmim vardı,
gözlerim ona takılı kaldı,
köyümde kalan çocukluğum,
meğerse ben beni özlemişim,
babamın başını okşadığı,
annemin bağrına bastığı ben,
onlar sevdiği için, ben de beni severdim,
ya şimdi, babam yok, annem çok uzaklarda,
hala beni sevdiklerine inanıyorum ama,
ben beni sevmiyorum artık,
Çünkü ben, beni onlar sevdiği için severdim…

[GooD aNd EvıL]

Benim Zorum Sensiz Olmak

güneş, üzerime erken doğup, geç batıyor sevgilim,
gece benimle sırdaş,
yorgan üstümde durmaz, yastık taş kesilir,
akşam aylar, sabah yıllar, öğlen asır olur sevgilim.

bağırır hayalinin ardından, boğazda ses kesilir,
yorgun *******de hasret, ağır olur sevgilim,
dil damak kurur, damarda kan kesilir,
zaman akar gözlerimin önünde, durduramam,
gördüğüm her şey, sanki bir dev kesilir.

aynaya baksam yüzüm çevrilir,
aynada ki sanki, ben değilim sevgilim,
hüzün kaplar yüreğimi, kesilir takatim,
sevmek, öyle kolay değil sevgilim.

senle olmak,
ömür demek, yaşam demek, can demek,
benim zorum hayat değil,
sensiz olmak, sensiz olmak sevgilim.

[GooD aNd EvıL]

Bir Başlangıçtır Ölüm

unutmadım ölümü,
unutanlar utansın,
ölüm Allah'ın emri,
teslimiyet gereği...

kısadır ömrü gülün,
aşk tutkusudur ölüm,
herkes unutsa seni,
tek sadık dosttur ölüm...

sağ elimde bir ölüm,
sol elimde bir ölüm,
ortasında ömrümün,
en güzel gündür ölüm...

onlar ölümden uzak,
ölüm onlara yakın,
ölüme sevdalandık,
yoluna kanatlandık...

yolun başlangıcıdır,
kapanan kapı ölüm,
kavuşma zamanıdır,
açılan kapı ölüm...

ölüm sen ne güzelsin,
vuslatın baharında,
bin bir çiçekler açtı,
ümidimin bağrında...

sevgiliye açılan,
en güzel kapı ölüm,
sevgiliye kavuşma,
en güzel zaman ölüm...

en büyük nimet sensin,
ebediyet verensin,
seni sevmeyenlere,
Allah sabırlar versin...

varsan korkutmak için,
kahpedir senden korkan,
dirilişin muştusu,
Allah'a varmak için...

[GooD aNd EvıL]

Bir Biz Ağlıyoruz

keşke, yıldızlar kadar uzak olsaydın bana,
onları görüyorum, seni göremiyorum,
keşke, gecem olsaydın, keşke gündüzüm,
******* sırdaşım, gündüz yoldaşım,
onlarla birlikteyim, senle olamıyorum...
bir rüzgar olsan, hissetsem seni,
teninin kokusu mest etsin beni,
imrenerek bakıyorum her gün gökyüzüne,
eşleşmiş yıldızlar hep birer,
ayrı kalmışız ikimiz meğer,
bir biz ağlıyoruz bütün *******...
meçhule giden bir yola düşmüşüm,
sensizliğin olduğu yerde ölmüşüm,
alemi sarmış vuslat neşesi,
bende dertler, aşk cenderesi,
farkında değilim yaşadığımın,
yaşamak ne imiş bir bilene sor,
ben zaten sensiz yaşamıyorum...

[GooD aNd EvıL]

Bir Yanım Eksik Kaldı

gözbebeğim, derin bir of çıkıyor yüreğimden,
gözlerim çakmak çakmak yanıyor, seni arıyor,
ağlamak istiyorum, ne olursun bana yardımcı ol yüreğim,
içime akıttığım yaşlara müsaade et gözlerimden aksınlar…

******* hüzün gibi çöktü üstüme,
gökyüzünden sağnak sağnak acılar yağdı üzerime,
var olduğun için varlığından,
yokluğundan…

hasret kaldım güneşin doğuşuna,
oysa benim güneşim her sabah seninle doğardı,
artık yağmurlar altında sensiz ıslanıyorum,
düşen her yağmur damlasında sen diyorum…

ne güzel günlerdi hatırlıyor musun?
birlikte olduğumuz,
yağmuru bile paylaşırdık,
esen rüzgarlar şarkımızı söylerdi…

kavuşacağımız saatleri iple çekerdik,
sevgimiz güçlüydü, ayrılık onun karşısında diz çökerdi,
sevgimiz sabır oldu yalnız bırakmadı bizi,
inanıyorum ki Allah kavuşturacak ikimizi…

[GooD aNd EvıL]

Bizim Sevdamız

biz sevdamızı;
kaldırımların soğuk yüzüne yazmadık,
biz sevgimizi;
sıcak yatakların süslü mitillerine yazmadık,
biz sevdamızı;
en derin sevgi dolu yüreğe kazdık…

soğuktu, zifiri karanlıktı gece,
sarhoş naralarına, serseri belalarına aldırmadık,
bizim, küçük bedenlerimizde mangal gibi yüreğimiz vardı,
bizim davamız vardı;
gece gündüz yolunda yürüdüğümüz…

bizim hiçbir şeyimiz yoktu,
bizim her şeyimiz vardı;
sevgili uğruna adadığımız canımız vardı…

sevgi dediğin zaman bizde;
sular akmaz, güneş batmazdı,
zaman sevgilinin nabzına göre atardı,
bizde engel tanınır fakat aşılırdı,
yağmur, kış, boran tipi,
eğer sevgili uğrunaysa çekilen zorluklar;
zevk verirdi bunca ne varsa zemheri…

sevgili uğrunda geçince zaman,
an olur yıl olurdu, yıl olur an olurdu,
uğruna sevgilinin, verilen bir can olurdu…

biz yüreğimizi koyduk bu yola,
yani her şeyimizi, ruhumuzu verdik bu yola,
bunun yanında yoktur kıymeti bir canın,
baş koyduk, uğruna feda olsun cananın…

[GooD aNd EvıL]

Bugün bayram mı?

bayram diyorlar, bu gün bayram,
bayram mı olurmuş eşsiz dostsuz,
yalnızım, ne arayanım var ne soranım,
minik bir el çalıyor kapının tokmağını,
buyur diyorum?
bayram diyor, bu gün bayram?

bayram mı? hangi bayram?
sana mı, bana mı, kime bayram?
gel çocuğum gel, içeri gel hele,
sana kim söyledi bugün bayram olduğunu?
bağışla beni yıllar oldu bu sözü duymayalı,
yıllar oldu kapımın tokmağına vurulmayalı...

eskiden benimde bayramlarım olurdu,
o kapı senin, bu kapı benim, el öpmeye koşardım,
şekerlerim olurdu defalarca sayıp sakladığım,
fındık yuvarlardık yastıklardan,
havanın rengi güzelleşir, suyun tadı değişirdi,
bir hoş olurdu sohbetler…

ya şimdi, bu koca şehrin beton zırhlı duvarları,
sıkılıyorum gelen, haykırıyorum duyan yok,
herkes başını eğerek iniyor merdivenlerden,
karşılığını alamadığın bir tebessüm bırakıyorsun boşluğa…

sülieti belirsiz yüzler, gözlerden kaçan gözler,
kulakların paslanır eğer olmazsa;
asansörün havalandırma sesi,
asortik komşunun hırlayan köpek sesi…

selamın aleyküm, yaşlıların tek teselli kaynağı,
merhabalar, çıkan şapkaların ardında kalmış,
ortada kutlanacak bir bayram kalmış,
bayramsa bayramın mubarek olsun,
benim bayramlarım geçmişte kalmış…

[GooD aNd EvıL]

Candan Sevmeli İnsan

yüreğine sırlanmış yıllardır yıkılmaz tabular,
zamanı gelmiştir, saniyelere endeksli bomba,
bakışlarında bir naz, yüreğinde bir endam,
hedefe ulaşmış, kalbinden vurur yivli bakışlar...

göz göze gelince baş hafif öne düşmeli,
yüreğin alev alıp yanarken hafif sendelemeli,
sen demeli, sen demeli içinden perişan ettin beni,
çıkmalı o yürekten sökülürcesine güm güm sesleri...

penbeleşmeli yüz, ya kırmızı yada beyazlaşmalı,
candan sevmeli insan, ölürcesine vurulmalı,
ilk bakış, şehvetten merhametten uzak olmalı,
aşk biter kavuşunca, temelde sarsılmaz bir sevgi olmalı...

titrer ilk bakışta, sanki yer titrer, sanki gök titrer,
sallanan kendi dünyasıdır, başkası gülüp geçer,
umursamaz o, aşık oldum der yemesi biter içmesi biter,
yeni bir dünyadır kurduğu kendince, delidir divanedir...

dünya yoktur onun için, ölüm sevdasındadır,
ne gecesi belli ne de gündüzü, adımlarını boşluğa atar,
mahsun bakışları yollarda, kulaklar sevgilinin sözlerindedir,
kemirir benliğini serseri duygular, her aklına geleni içine atar...

acaba der acaba, gece gündüz acaba,
olur mu, olmaz mı? yar halimden anlamaz mı?
dökülür gözlerinden yaşlar, dertlenir emek verdiği derdiyle,
günden güne erir erir, bir söylentidir başlar verem oldu,
yazık oldu...

[GooD aNd EvıL]

Cebeci İstasyonunda Son Tren

kaçamazsın artık, yakaladım seni ey tren,
son vagonuna yetişsem de, artık seninleyim,
git gidebildiğin yere, en uzak illere,
bedenim sende, duygularım sevdiğimde...

cebeci istasyonu, yolcularla dolu,
oturmak için mücadele ediyorlar,
ben aldırmıyorum, koşmuyorum,
ben oturuyorum, onlar ayakta...

ey ömrümü bitiren tren, sesin değişmiş,
sesindeki o samimiyete ne oldu?
eskiden bir hoş çıkardı sesin,
can çekişiyorsun galiba, bu senin son nefesin...

insanlar mutluydu, sen mutluydun,
onlar değişti, sen de değiştin,
eskiden vuslata uzanırdı yolların,
şimdi işe yetiştirmek için kaygıların...

nerdesin, benim mutluluktan uçan kara trenim,
nerdesin, beni mutluluğa uçuran oyuncak trenim,
nerdesiniz, hayallerimin uzandığı raylar,
rüzgarınla serinlenen ruhlar, mutluluktan uçan uçurtmalar...

[GooD aNd EvıL]

Çek Kayıkçı Kürekleri Gidelim

yanar gemiler, kurtarışa çırpınır kuşlar,
ana karadan kopmuş küçük bir adadır yüreğim,
yosun tutmuş taşlarda kayar nasırlı ayaklarım,
ardında kalan, ellerimin içinde boynu bükük bir gül…

mavi ve kızıla boyalı bir deniz,
güneş doğuşuna mı, batışına mı pişman bilinmez,
zamandan habersiz zamanın içine hapsedilmiş ruhum,
çek kayıkçı kürekleri gidelim, bilinmez bu yolun sonu nereye …

şehrin ışltılı debdebesinden kaçıştır kuytu bir köşeye,
kız kulesinde bir fener, sultanahmetin minaresinde bir ışık…
olamadım, boğaz köprüsünün insanları taşıyan bir ayağı,
sende kalamadım, senle yaşayamadım, sensiz olamadım…

çek kayıkçı kürekleri gidelim, bilinmez bu yolun sonu nereye,
bir bardak sıcak çay, bir dilim ekmek, sultan benim,
dert değildir derdimiz, insanlığın derdidir derdimiz,
içme bir bardak çayı, yeme bir dilim ekmeği, sen sultansın,
sultanlığa vermek yakışır, uzat onu savaşın çocuklarına…

[GooD aNd EvıL]

Dava Adamı

esti yine hasretin yelleri,
bir çamlıca serinliğinde,
yüreğimin teline vurdum,
çalmasını bilmeyen ellerimle,

dostların yüreği düşmanlarla değişmiş,
sevgilinin gözleri yollarda kalmış,
yüzüm, yüzlerine aşina simaları değişmiş,
yüreğim, sözlerine aldanmış kalmış,

masum bakışlarında kara delikler gizli,
uyutmuş önüne geleni, gideni yutuvermiş,
sahte duygulara saklamış, öz benliğini,
bollukta davam demiş, darlıkta satıvermiş,

değerleri değişmiş, makam mevki sevdası,
dünya gözlerinde büyüdü, ahiret unutuldu,
oysa o öyle değildi, tek kalsam da diyordu;
o benim davam deyip, ona sarılıyordu…

dava adamı, yüreğinde sakladı o büyük umudu,
yelken açtı ufuklar ötesine, yanındaydı davası,
seçilenleri, seçenlerden ayırıyordu,
boşa demiyordu, gelecek bizim diyordu…

[GooD aNd EvıL]

Deliler Gibi Sevmek

Bu gün ne kadar sevinçliyim bir bilsen,
Bir bilsen ne kadar hüzünlüyüm,
Bir bilsen ne kadar duygu yüklüyüm bu gün,
Sakın sende duygu yüklü olmayasın,
Hele negatif yüklü hiç olmayasın,
Yoksa şimşekler çakar, korkarım yıldırım düşer,
Bizim aşkımızda ilkbahar olsun, sonbahar olsun,
Yaz olsun kış olsun ama ayrılık olmasın...
Bizim aşkımızda şimşekler çaksın,
Kararan şafak ağarsın, yağmur yağsın,
Fakat yıldırımlar düşmesin...
Seni ne kadar çok seviyorum bir bilsen,
Biliyorum seni sevdiğimi biliyorsun,
Ama üzgünüm,
Üzgünüm, ne kadar çok sevdiğimi bilmiyorsun,
Beni sevdiğini biliyorum, benim seni sevdiğimi biliyorsun,
Ama üzgünüm,
Üzgünüm, ne kadar çok sevdiğimi bilmiyorsun...
Bu gün seni çok özledim, her zamankinden daha çok,
Bu gün sana bağlandığım gün, bu gün sevgimi, kalbimi,
Canımı, varımı yoğumu her şeyimi;
Bütün varlığımı sana adadığım gün...
Seni deliler gibi seviyorum,
Nedemek deliler gibi sevmek, bilmiyorum ama
ben seni deliler gibi seviyorum...
Bu gün sana, dünyanın en güzel hediyelerini vermek isterdim,
Bu gün sana, dünyanın en güzel çiçeklerini vermek isterdim,
Bu gün sana, dünyanın en güzel sözlerini söylemek isterdim,
Bu gün sana, dünyada hiç söylenmemiş en güzel sözü söylemek isterdim,
Bu gün sana kalbimin söylemek isteyipte söyleyemediklerini söylemek isterdim,
Bu gün sana sevgimi bir paket yapıp eline vermek isterdim,
Yüreğimde hissettiklerimi, ellerinle tutmanı isterdim,
Ama üzlürdüm, benim sevgim pakete sığacak kadar küçük olamazdı...
Bu gün sana kalbimi söküp bir mum gibi yakmayı isterdim,
Yanan kalbimi gözlerinle görmeni isterdim...
Senden beni sevmeni değil, benim seni ne kadar çok sevdiğimi bilmeni isterdim,
Gece yarılarına kadar seninle yatamadığımı,
Gece yarılarından sonra seninle yatamadığımı,
Ve sabahları seninle kalkamadığımı bilmeni isterdim...
Bu gün seni deliler gibi sevdiğimi,
Ve yarında deliler gibi seveceğimi bilmeni isterdim...
Saat gecenin yarısı seni düşünüyorum,
Gecenin yarısı olmuş ne önemi var,
Saat gündüzün ortası ve ben yine seni düşünüyorum...
Ben senden beni sevmeni değil,
Benim seni ne kadar çok sevdiğimi bilmeni isterdim...
Yirmi dört saatin her anı seninleyim,
Hüzün çökmüş yüreğimle, ağladığını gizleyen gözlerimle,
Ve kendini ifade edemeyen sözlerimle, ben yine seninleyim...
Seni sensiz yaşıyorum, yaşadığım yaşayamadığım her yerde,
Seninle sensiz yaşamaya mahkum olduğum,
Seni sensiz yaşadığım kalbimde...
Ben senden, beni ne kadar çok sevdiğini söylemeni değil,
Ben senden, benimle bir ömür yaşamanı değil,
Ben senden, bana varlığını, canını vermeni değil,
Ben senden, senin değer verdiğin şeyleri almayı değil,
Ben senden, gözlerinin ışığını değil,
Ben senden, ellerinin şefkatini değil,
Ben senden, yüreğinin merhametini değil,
Ben senden, seni anlatan, gözlerinde ki o güzel şuayla,
Beni ne kadar çok sevdiğini söylemeni değil,
Ben senden, benim seni ne kadar çok sevdiğimi, bilmeni isterdim...
Seni deliler gibi seviyorum,
Ne demek deliler gibi sevmek, bilmiyorum ama
Ben seni deliler gibi seviyorum işte,
Ben seni deliler gibi seviyorum...
Seni ben değil, seni yüreğim anlatacak,
Seni ben değil, seni gözlerim anlatacak,
Seni ben değil, saçlarını tarayan ellerim anlatacak,
Seni ben değil, sana adanan kalbim anlatacak,
Seni ben değil, dünyalar anlatamaz,
Seni ancak,
Seni yaşatan ve seninle yaşayan, yüreğim anlatacak...
Bu gün öyle hüzünlüyüm ki,
Seni anlatmak istedim anlatamadım...
Bu gün öyle durgunum ki,
Seni ne kadar çok sevdiğimi söylemek istedim, söyleyemedim.
Bu gün sana, dünyanın en güzel hediyelerini vermek istedim,
Veremedim,
Bu gün sana, canımı vermek isterdim,
Al bu canımı sana veriyorum, al senin olsun.
Seversen elinde gülün olsun,
Sevmezsen dalında dikenin olsun,
Yeterki seninle olsun, atma da ne olursa olsun.
Koy bağında gülün olsun,
Gülünü seven bülbülün olsun,
Olmazsa dalında dikenin olsun...
O senden, onu sevmeni değil,
Onun seni ne kadar çok sevdiğini, bilmeni istiyor...
Seni deliler gibi seviyorum,
Ne demek deliler gibi sevmek, bilmiyorum ama
Ben seni deliler gibi seviyorum,
Ama ben seni, ama ben seni,
Ama ben, ben seni seviyorum,
Hem de çok seviyorum, tıpkı deliler gibi...

[GooD aNd EvıL]

Derdimi Seviyorum

yar, yar, dert benimdir dert benim,
bu dert benim, dert benim,
acı benim, keder benim, hüzün benim,
gel gir içime, dünya benim, evren benim…

hayat veren yağmur benim,
içtiğin su, yediğin ekmek benim,
benim, sonun içinde sonsuzluğu taşıyan,
can alan Azrail benim…

cennet saraylarında salınan benim,
alev almış yanan, yakıp kavuran,
cehennem ateşi benim,
kalbinden seken, son kurşun benim…

benim *******i rüyanda gördüğün,
sabahları kabus diye uyandığın, benim,
arada bir sana tebessüm edip kaçan,
yakalamaya çalıştığın, düş benim…

gözlerimin renginde hayallerin,
ellerim bir boşluğun içinde,
çıkmaz sokağın kör noktasında,
siyahlar içinde, çaresiz benim…

benim gözlerinden akan yaş,
içini sızlatan acı benim,
kuğukar süzülüş benim,
yüzündeki acı gülüş, benim…

uçurumun kenarında yüreğim,
tekmeyi atacak rüzgarı bekler,
gel, git, gel, git,
ölüp ölüp dirilen, işte o benim…

gözlerindeki sitem benim,
yüreğindeki alev benim,
bu dert benim, dert benim,
derdimi seven benim…

[GooD aNd EvıL]

Doğduğum Güne

sevgilim öyle burnumda tütüyorsun ki,
dünya başıma yıkılmış sanki,
hasretin kor alev yakar içimi,
hayalin karşımda, gözlerin gözlerimde...

seni soruyorum her geçen günden bir teselli niyetine,
sevgilimin hayali, sen bari uzaklaşma benden,
gel otur yanıma şöyle, titreyen kalbimi dinle,
her atışında sen varsın, sen varsın özleminle...

yüreğime işlemiş sülietin, ayrılmak zor,
yalnızlığı bana, sensiz *******e, sensiz kalan kalbime sor,
ne olursun bırakma beni, uzattım ellerimi tut ellerimden,
anla seni ne kadar çok sevdiğimi bu perişan halimden...

seni öyle çok sevdim ki, bakışlarında kaldı özlemim,
sesinin aksi hala kulaklarımda,
bak yine bugün yalnızım, bak yine bugün sensizim,
ruhum mecalsiz, bedenim sarhoş gurbet sokaklarında...

gül dikensiz olmaz, dalında bir dikenim,
sensizliğe ağlar gözlerim, yorgun düşmüş bedenim,
canımsın, sevdamsın, hasret kokan gülümsün,
bırakma beni yalnızlığa, sensizlikte ölümsün...

hatıralarla yaşıyorum hala yüreğimdesin,
vazgeçmem yıkılsa dünya başıma,
güzelliğin kadar özel, özelliğin kadar güzelsin,
ayrılık çok zor, öyle bir mühür vurdun ki gönül tahtıma...

yorgunluğumu giderirdi, mutsuzluğumu önlerdi gülüşün,
sebebi sensin, gözlerimden akan bu sesisz süzülüşün,
baharım, yoksun mevsimler kışa büründü,
muhteşem güzelliğinle, hayalin gözlerime göründü...

doğduğum güne pişmandım, olmasaydın dünyamda,
seni bekliyorum, doğ ruhuma bir günün sabahında,
günler sana ağlar aylar sana, mevsimler sana ağlar ben ağlarım,
bağışlasalar dünyayı aldanmam, seninle olduğum gün bahtiyarım...

[GooD aNd EvıL]

Doğduğun Güne

hüzünler çöktü üzerime afaktan,
bir hazindir vurdu gönül tahtıma,
çisil çisil acılar yağdı yüreğime,
senden ayrı kalmak düştü bahtıma...

esti rüzgar ters çevirdi ömür çarkımı,
baharımı yazımı kışa döndürdü,
gündüzler *******e terk etti beni,
tek suçum sevmekmiş seni...

bir hançer gibi saplandı yüreğime yokluğun,
unutmadım, bu gün senin doğum günün,
yanında olmayı çok isterdim bu güzel gününde,
üzülme birlikte olacağız bir dahaki doğum gününde...

seninle olmak ne güzel bir ihsan,
sevdiğini unutur mu hiç insan?
yanımda olmasan da, sana uzanamasam da,
yüreğim hep yanında oldu, senden hiç ayrı kalmadı...

hayallerimde uzattım sana aldığım çiçekleri,
hayellerimde söyledim en güzel sözleri,
doğum günün kutlu olsun birtanem,
doğum günün kutlu olsun...

gel bir akşam üstü yasla başını sineme,
gözlerine geleceğin müjdesini versin gözlerim,
uzaktan şarkılar söyleme, yakından hissetsin yüreğim,
*******i sessizliğe yatarken uykum,
yokluğunla mücadele eder zavalı ruhum...

nereye baksam, nereye gitsem hep sen çıkıyorsun karşıma,
hep sen geliyorsun aklıma, hep sen dikiliyorsun başucuma,
ardından koşuyorum yakalayamıyorum,
yoksa hayalmisin, yoksa sen rüya mısın?
ister hayal ol, ister seni görmek için yattığım rüya,
ne olursan ol...

ne olursun, yeter ki düşümde bir gülüş,
gözlerimden akan sessiz süzülüş,
ümitlerimi bağladığım hayalimdeki gemi,
ve bu kaçırdığım (son) akşam treni olmasın,
rüyalarımı süsleyen ruhun benden ayrılmasın...

gel gül bahçesine girelim seninle,
sen gül kokla, ben seni koklayayım,
ruhumun derinliklerinde seni bulayım,
sen benim, ben senin olayım...

biliyorum bir gün kavuşmamız gerçek olacak,
ve o gün ellerinden tutuğumda ilk sözüm,
seni seviyorum,
seni seviyorum doğum günün kutlu olsun olacak...

[GooD aNd EvıL]

Dünya Seni Ağlamanla Tanıdı

meçhule gitti bak,
ağlamalar sızlamalar,
ardından ceyhun oldu göz yaşlarım,
nereden geliyor bu ses?

Filistin’den mi, Irak’tan mı? Keşmir’den mi?
yoksa felaketin olduğu yerden,
sırtıma vuruldu sanki insanlığın günahı,
bilmem ki, bu çektiklerim kimin ahı…

ey semavatı ağlatan masum yavru,
sana yar olamadım, derdine derman olamadım,
yüreğimi ayaklarının altına sunuyorum,
taşıyamam, sırtıma vurma bunca günahı…

bağışla beni;
ahu gözlerinden akan yaşı, silmeye geldim,
senden beni affetmen için, dilenmeye geldim,
bir nebze olsun derdini, dindirmeye geldim…

ey insanlık, yeter çektirdiklerin artık,
bırak çirkeflikleri, cehaletin içinden sıyrıl çık,
sen de ey masum yavru, ağlamayı bırak,
gözlerini açtığın gün gibi, bakma dünyaya artık…

dünya seni ağlamanla tanıdı,
değiştir kimliğini, gülsün artık yüzün,
kıyamam, gözlerinden yaşlar akmasın,
ağlama ki, yüreği yaralı annen ağlamasın…

sıkıca tuttu annesinin ellerinden bırakmadı,
korkma bak ben yanındayım dedim ona,
çocuklar seni bekliyor ellerinde misketleri,
onun yoktu misketleri tutacak küçük elleri...

oyununu oyna, annen sana yemek yapsın,
iste ne istiyorsan baban sana onu alsın,
bir dilim ekmekti hayalindeki yiyecek,
babası yoktu onun istediğini verecek…

ben bir şey veremedim,
senden çok şeyler bekliyorum,
senden büyüğüm ama hala emekliyorum,
geleceği umutlu ve mutlu nesil bekliyorum…

[GooD aNd EvıL]

Dünyalar Kadar

özlemin bir kor alev yakar içimi,
sevgini al benden, parçala yüreğimi,
yar nedir bu hal? bendesin esrarınla,
gel ak yüreğimden aşağı, gözyaşlarımla,

kıyamam, gözünden bir damla aksın,
seni ne kadar çok sevdiğimi, bir gün anlarsın,
gönlüm, kimedir bu sitemler ahlar?
yardan uzak kalmışım, ey vah ey vahlar,

saltanatı sallanıyor dünyanın bir bak,
asılmış bir surat, kaldır da aynaya bak,
omuzlarıma yüklenmiş dünyanın derdi sanki,
seni dünyalar kadar, seviyorum inan ki...

[GooD aNd EvıL]

Esrarlı Perdeler

gözlerimde esrarlı perdeler,
aralansa seyretmeye değer,
içim parçalanmış duygularla donanmış,
ümitlerim gökyüzüne asılı kalmış,

gerçeklerden uzak hayallerle kalmışım,
şimdiye kadar habersiz yaşamışım,
meğer en büyük derdim bana dost olmuş,
sevilen sevenden uzakta kalmış.

geleceği görmez gözlerim nemli,
düşünceler keşmekeş gönül elemli,
öylesine dalgın, dünyadan habersizim,
yaşadığım cihanda, yurtsuz ve yersizim.

duygularım öylesine ağır ki, bedenim zor taşıyor,
yükleseler dünyanın sırtına, taşıyamaz,
hayret ederim hala yaşadıkça yaşıyor,
ruh olmazsa, beden o yükü taşıyamaz.

ince bir çizgi kader denilen rota,
gizeminde saklanmış en büyük nota.
hafif bir sapma uçuruma sürükler,
kurtuluşa ermiştir Allah diyen yürekler...

[GooD aNd EvıL]

En Büyük Ümit Ağlamakmış

ümit dağı tükendi, bana ümit kalmadı,
esen rüzgarla gitti, sararmış yapraklarım,
güller kurudu, bülbüller sustu,
sel oldu yıktı, beni gözyaşlarım…

en büyük ümit, ağlamakmış,
en büyük ümit, sensiz kalmakmış,
en büyük ümit, seni anmakmış,
en büyük ümit, senle olmakmış…

gülmeyi unuttu gözlerim,
hasret, hasret ölümden beter,
hüzün vurdu bam telime dertliyim,
ruhum param parça dağılmış bir haldeyim…

en büyük ümit, ağlamakmış,
en büyük ümit, sensiz kalmakmış,
en büyük ümit, seni anmakmış,
en büyük ümit, senle olmakmış…

rüyalarımı süsleyen sendin,
canım sendin, cananım sendin,
hayallerim bile, hasret kaldı sana,
uzaklardasın, çok uzaklarda…

en büyük ümit, ağlamakmış,
en büyük ümit, sensiz kalmakmış,
en büyük ümit, seni anmakmış,
en büyük ümit, senle olmakmış…

yıllar sonra, rüyalarım süslendi,
beklediğim sevgilim geldi,
ruhum sensin, bedenim sensin,
bırakma, ne olur, beni bırakma…

[GooD aNd EvıL]

Ey Felek

ne alemlerde yaşamışım, kendimden bi haber,
ruhumu saran sevginle, içimi yakan kor,
al beni bu çirkef yerden anıların arasına koy,
yıllardır rüyalarda aldanmışım, gerçekten bi haber...

nasıl dönerse dönsün, ey felek çarkın,
acı sende, dert, hasret, keder sende olsa da,
aşk bende, sevgi bende, özlem bende ya,
hiç görmesem ne yazar, o benim içim de ya...

ey çiçek, nasıl olursan ol, bir açıl bir sol,
güzelliğinle kalsaydın hep, solmasaydın,
ya sen olmasaydın sevgilim, ya da ben,
yaşanırmıydı, olmasaydı beni eriten sen?

gözündeki yaş hangi ırmağa aksa bilirim,
yar saçına esen yel, sesinden tanırım seni,
feleğin çarkında dönsede dünya,
ararım her yerde bulurum seni...

[GooD aNd EvıL]

Ey Gül

seni neden kıskanır bülbül?
seni neden çekemez sümbül?

çünkü sen özelsin,
çünkü sen güneşi kıskandırcak kadar güzelsin,
kalbim özleminle yanar her gün,
ümitliyim çıkıp gleceksin bir gün.

hiç üzülme mutlu ol hep gül,
seni çok seviyorum gönlümde açan gül...

[GooD aNd EvıL]

Ey Sevgili

parçalansa vücudum, lime lime dağılsa,
savrulsa rüzgarda, toplar mısın sevgili?
ateşlere atılsam, yanıp yanıp kavrulsam,
sende sevgilim deyip, alevlerin içine, dalar mısın sevgili?

martılar uçuyor gökyüzünde, denizden uzak bir yerde,
aşkın martılar gibi, sensiz döner başımda,
sen yoksun ey sevgili, sensiz sevgi olur mu?
gel sevgilim ol desem, olur musun sevgili?

bahar gülle, bezenir, bülbül sesiyle şenlenir,
mutluluk dolar yürekler, neşelidir insanlar,
sen yoksun ey sevgili, gülsüz bahar olur mu?
gel baharım ol desem, olur musun sevgili?

güneşte bakışın, ayda suretin gizli,
seyrederim hayranlıkla, kaybolur bakışlarım,
ağlasam ceyhun olur, sineme sığmaz gözyaşlarım,
gizemin perde perde, içimde saklı ey yar,
süzülüpte gönlüme, girer misin sevgili?

sensizlik ölüm demek, ölüm ondan da güzel,
uzaklarda gözlerim, sabah akşam ızdırap,
konuşmak luzumsuzluk, gülmeyi unutmuşum,
yaşarken ölmek nedir, bilir misin sevgili?

serseri mayın gibi, bilinmez geleceği,
her anı bir başka, anlamak çok zor,
aşk denilen çilenin sapadır yolu,
dönüşü yokuş, çıkmaya gör bir kere,
zorlukları birlikte aşalım deyiversem,
benimle birlik olup, aşar mısın sevgili?

fazla giden ileri, kaybolur sonsuzlukta,
debelenme yerinde, git gidebildiğin kadar,
ümitle adımla, ızdırap yollarını,
unutma ki orada ebedi mutluluk var,
doğru düşünce doğru yol, aynı yol üzerindeyiz,
mutluluğa benimle, koşar mısın sevgili?

bir gün kapına gelsem, ben geldim deyiversem,
zahmet edip kapını, açar mısın sevgili?
unutur musun yoksa, simamı garipseyip,
buda kim deyiverip, kaçar mısın sevgili?

sen yanma ben yanayım, sen ağlama ağlayayım,
sen solma ben solayım, sen gülki bende güleyim,
ölüm nedir? öleyim uğruna,
nöbetçi bıraksam, gözlerimi yoluna,
ruhuna sevgimi, bir demet çiçek yapsam,
uzatsam ellerimi eline, tutar mısın sevgili?

hasretin yüreğime, kurşun gibi saplanmış,
ismini nakış nakış, en güzel yere yazmış,
layık olduğun yere, git diyeceğim yine,
gel içimde kal desem, kalır mısın sevgili?

[GooD aNd EvıL]

Fırtınalı Günlerde

fırtınalı günlerde, kol kanat olurdum;
kırılmayasın diye,
yağmur yağdığı zaman, şemsiyen olurdum,
ıslanmayasın diye,
güneş yakar kavururdu ortalığı, oysa sen yanmazdın,
çünkü ben vardım, gölge gibi hiç yanından ayrılmayan...

şimdi seni arıyorum nerdesin?
yoksa bıraktığım yerde mi?
gecenin bu kör karanlığında, sana ışık olamadığım için utanıyorum,
gel kurtar beni bu dertten, söylesene nerdesin?

sevgi isterdin; sana sonsuz sevgimi verdim,
aşk derdin; sen derdim,
gözlerini ayırmadan bakmak istediğin tek şey derdin;
gözlerin derdim.
duymak istediğin, en güzel söz nedir derdin;
seni seviyorum demen, derdim.
söylemek istediğin en güzel söz nedir derdin;
seni çok seviyorum derdim.
yalnız kaldığında en çok neyi ararsın derdin;
seni derdim.
en çok korktuğun şey nedir derdin;
sensizlik derdim.
bak işte sensizim, çok korkuyorum nerdesin?

yağmurlar altında, sırıl sıklam olmayı,
yıldızlı *******de, el ele tutuşup gezmeyi,
gözlerine doyasıya bakmayı,
sana seni çok seviyorum demeyi,
öyle çok özledim ki;
kısaca, seni özledim seni, nerdesin?

[GooD aNd EvıL]

Gelir Misin?

gelir misin benimle?
gözlerimin gittiği yere,
gelir misin benimle?
sensiz anılarımı, gömdüğüm yere,
ter temiz bir dünya, kurmak üzere,
okyanusa açılan gemilerin üstüne...

[GooD aNd EvıL]

Gelmek İstesemde

Allah'ım, Allah'ım, anlatamıyorum,
ağlamak istiyorum, ağlayamıyorum,
bu ne muazzam yaratış ki, nasıl anlatsam,
üzerimde atılmaz yükler, kalkmak için emekler,
koşmak ve sana varmak istiyorum, gelemiyorum,
önüme, set set barikatlar koymuşlar,
dostlarım engel, düşmanlarım engel,
bilmem ki, bu halde nasıl geleyim,
içimdeki hisler büyük, bedenim küçüki
düşüyorum, kalkıyorum ama gelemiyorum,
içimde ki aşk ateşi hasretinle yanarken,
kavruluyorum, kül oluyorum, savruluyorum,
kurşunlar, dört bir yandan girip çıkarken kalbime,
kanlarımla toprakları suluyorum ama ölemiyorum,
çiçekler açıyor, güller bitiyor ama gülemiyorum...
dünyanın gam ve kederi sanki beni sarmış,
bütün güzellikleri söküp elimden almış,
bana kalan boş bir kalp, bir de vedaymış,
belki bir gün, belki bir gün gelirim ama,
ne zamandır, hangi gündür bilemiyorum...

[GooD aNd EvıL]

Gelmezsin

dağ başında kaldım ortalılarda,
güneş batar, ben güneşi izlerim,
yar gönlünde kaldı benim gizlerim,
yollarına güller döktüm neylersin,
aylar oldu, hala nerde gelmezsin.
gözlerim yollarda, seni beklerim,
haber aldım, sende beni beklersin,
hadi gel birlikte düşelim yola,
ömrüm yarısına geldi tükendi,
gönlüm yıkık viranelere döndü,
aylar oldu, hala nerde gelmezsin.
hasretlik kapıya geldi dayandı,
bahar geldi geçti kışa boyandı,
gözlerim yaşlarla dolup taşıyor,
aylar oldu yıllar oldu gelmedin...

[GooD aNd EvıL]

Gidecek Misin?

terketsende beni, bu aşk sönmeyecek,
aksine yeniden alevlenecek,
hadi gel, yeniden tut ellerimden,
kollarını dola boynuma bugün...
aşk bu mudur, sevgi bumu?
ayrılık, sanki bir kurtuluş mu?
yoksa, terk edip gidecek misin?
yıllar bizimle büyüdü, bizimle ölsün,
ayrılmasın sevgililer, hep mutlu olsun,
ne olur, hadi sende gel bugün,
benim sevdiğim de yanımda kalsın...

[GooD aNd EvıL]

Gider Uzaklara

gider uzaklara en derin duygularla sensizlik,
gün gelir bayram olur bizde seviniriz,
öyle mutlu, öyle güzel günlerin özleminde aşkımız,
gözbebeğime düştüğü zaman gözlerin,
en derin acılarla hissettirir özlemin,
yalnızlığın sevdiğim tek yönü içinde senin olman,
zaten sendendir yalnız kalmam,
senin yokluğundan mutsuz olmam,
hep sen yağıyorsun yağmur gözlüm,
hep sen yağıyorsun üstüme,
yüreğime düşen şebnemim, tatlı bebeğim,
seni çok özledim...

[GooD aNd EvıL]

Gözyaşlarım Mevsimlere Düştü

içimde bilmediğim bir sıkıntı var,
her akşam içime doğuyor birden,
kanım donuyor, yüreğim yanıyor,
bir savaş başlıyor ruhumda…

durduramıyorum, durduramıyorum,
elimde değil çok seviyorum,
uzaklaşma benden, ayırma gözlerini,
bak kollarımı açmış sana geliyorum…

yağmurlar altında ıslanmayı özledim,
rengini değiştirdi, senden uzak gözlerim,
ruhumu yaktım, rüzgâra attım,
mevsimlere düştü gözyaşlarım…

ağlamak çaresi olsaydı derdimin,
dert diye bir şey tanımazdım,
gülmek olsaydı derdimin çaresi,
sensiz onu bulamazdım…

gözyaşlarım mevsimlere düştü,
baharlar karıştı, yıllara hüzün düştü,
açınca gözlerimi, yanımda yoksun sen,
ömrümün üstüne, sensizlik yaman düştü…

[GooD aNd EvıL]

Güle İle Akşam

belli belirsiz, duygular içinde tanıştım oğlumla,
kabullenmekle, kabullenmemek arası,
içimde, tarifsiz bir sevinç,
içimde, belli belirsiz bir hüzün,
kalbimde sevdiklerime ait hayatları taşırken,
bir kenara çekti bütün duygularımı ve kalbim oldu,
artık o taşıyor her şeyi, ümitlerimi hayallerimi,
sildi beni benden, aldı yüreğimi elimden ve kendi oldu…

gök mavisi gözleri, altın ve toprak karışımı saçları,
birde tatlı dili yok mu? dünya o’nun, o benim…
baba demesi için, o kadar uğraştım ki,
ben baba diyorum, o anne diyor,
baba, anne, baba, anne, baba,
bağırıyor; anneee…

ve sonra, tam ümidimi kesmiştim ki,
üzüldüğümü anladığından olacak babaaa diye seslenmeye başladı.
Allah’ım ne kadar güzel, ben ona baba olmaya layık değildim ama o bana, baba diyordu.
saçlarını babamın elleriyle okşamak isterdim,
babam gibi bir baba olmayı isterdim.
çok zor, çok zor…

bana verdiği en büyük hediye ise Allah demesiydi,
evet, onu ve beni, zerre ötesinden sonsuzluğa her şeyi,
yaratıcıya alemlerin Rabbine seslenişiydi,
Allah deyip bağırmasıydı, Allaaah…
bende can diyordum, kurban olayım sana,
kurban olalım, bizi, bize veren Allaha…

Allah’ım, ne dir bu? arada bir stres yapsa da,
böyle bir stres giderici, mükemmel…

henüz on sekiz aylık,
çıkıyorum evden, arkamdan ağlıyor,
bende, bende diyor, bakkalı öğrenmiş,
birde komşunun kızını, abla diyor ona ve oğlu alperen,
Alpeen, Alpeen onlara gitmek istiyor.
okul diyor, naylondan bir çantası var,
kollarını takıyor, atıyor sırtına, okula diyor, okula…

evden çıkıyorum, oğlumu kapının ardında bırakıyorum,
ağlama sesi beni terk etmiyor, hala kulaklarımda,
ne mi ifade ediyor? dedim ya, kalbim onun,
üzüldüğü zaman üzülüyorum…

onu anlatmıyorum, anlatmaya çalışmıyorum,
sabah kahvaltım o benim, öğlen yemek yemiyorum, akşamı bekliyorum,
balım, yağım, her şeyim…

annesi öğretmiş ona, akşam diye,
ağlamıyor artık,
akşam döneceğimi biliyor, bilinmez akşamlar olsa da,
hoşcakal oğlum diyorum, akşam diyor, evet oğlum akşam,
el sallıyor güle diyor,
peşimde dolanıyor,
akşam, akşam, evet oğlum akşam,
ağzından çıkan son kelimeyle, benim hüznüm,
güle,
onun ümitleri başlıyor
akşam …

‘Oğlum Ahmet Erkut’a’

[GooD aNd EvıL]

Günahım Kaderim Midir?

günahların sebebi,
içimdeki bendir,
kaderin suçu yoktur,
bunları işleyen,
benim irademdir...

[GooD aNd EvıL]

Güneyden Esen Rüzgar

saçını okşayan rüzgarlar okşadı başımı,
tel tel döküldü saçlarım avuçlarıma,
mevsimler ömrümün üstünden geçti,
yıldızlar kaydı gökyüzünden…

yakan güneş yakmaz oldu,
küfrün sönmeyen ateşi söndü,
ilah olduklarından habersiz putlar,
bir bir yere döküldü…

esti gönlüme güneyden esen rüzgar,
imanım oldu, kuranım oldu,
küfrün karanlığında doğdu dolunay,
sözüm oldu, özüm oldu…

parmağını uzattı gökyüzüne kutlu el,
dayanamadı gökyüzü, ay bölündü,
esti gönlüme güneyden esen rüzgar,
yüreğim bin parçaya bölündü…

sana layık ümmet olamadım,
günahlarım büyüdü uzaklaştım,
kapı aradım döndüm dolaştım,
kapından başka kapı bulamadım…

bakar mısın benimde yüzüme ey nebi?
yoksa kovar mısın kapından?
biliyorum kovmak sana yakışmaz,
günah benimle özdeş, affetmek senin şanın…

yer yok mudur yoksa ashabından,
seni seven veliden, evliyadan,
bakmaz mısın yüzüme bir kerecik olsun,
bu can sana kurban olsun…

selam olsun sana,
ey insanlığı aydınlatan nur,
ayağında toz zerresi olaydım,
olaydım da, kusvada bir tüy olaydım…

[GooD aNd EvıL]

Hadi Söyle

gök maviye bulanmış, havada bir hüzün var,
senin bana söylenecek, bir sözün var, sözün var,
hadi hadi durma, durma öyle,
seni seviyorum, seni seviyorum de…

dertlerini söyle bana, derdin kalmasın,
gel yanıma yanıma, sarıl boynuma boynuma,
hadi hadi durma, durma öyle,
seni seviyorum, seni seviyorum de…

bu hasretlik bitsin, bittim tükendim artık,
baharı kışa çevirme, yaz gelsin gelsin artık,
güllere hasret kaldım, özlemi tüter burnumda,
hadi hadi durma, durma öyle,
seni seviyorum, seni seviyorum de…

günler geçmez olur, ah günler geçmez olur,
ben yarimi özledim, bu günler geçmez olur,
bekledim yarim gelmedi, bekledim yarim gelmedi,
ah sevdam sevdam diye, ben bu yollara düştüm…

dertlerini söyle bana, derdin kalmasın,
gel yanıma yanıma, sarıl boynuma boynuma,
hadi hadi durma, durma öyle,
seni seviyorum, seni seviyorum de…

******* yangın oldu, düşer üstüme üstüme,
hayalin kabus olmuş, uyku girmez gözlerime,
hadi hadi durma, durma öyle,
seni seviyorum, seni seviyorum de…

[GooD aNd EvıL]

Haluk Cins İsim midir?

ben hiç bir zaman haluk olamadım,
ben haluk olmam da,
haluk’um aslında ama,
cemil meriç diyor ya hani haluk,
haluk cins isimdir diye,
haluk bir cins isimdir,
yani haluk vatandan kaçanların ismidir,
haluk doğru dürüst değildir artık,
haluk kezbanların arkasına sığınmış,
ve sığ düşüncelerin adamıdır artık,
vatana mal olmuş vatansızların ismidir,
haluk alev almış kendini yakmıştır,
bir slogandır tutturmuşum haluklar ölmez,
çalışsalar da bölmeye, bu vatan bölünmez,
haluklar ölmemiştir ölmeyecekler,
ne kadar büyük bir tezat Allah’ım?
doğruluk dürüstlük göz boyamacaymış,
martavalcı olmalıydı adları,
uygun olurdu konulsaydı alınlı soyadları…
haluk vatanını cebinde taşıyanlardan,
belki sandal yapacak sefa için,
belki kıçını koyacak bir sandalye,
dava adamıydı haluk, dava adamı,
bir öpücüğe feda edilen büyük bir dava,
vatan yerindedir, yerinde de kalacak,
göz kamaştıran ihtişamıyla büyüyor davam,
uzaktan haluk’un sesi geliyor, pişmanlığa benziyor,
keşke, keşke öyle olsa, keşke keşke demeseydik,
sesleniyor Meriç, dinle bak ne diyor,
haluk vatandan kaçanların ismidir,
yani haluk, vatansızların ismidir…

'Cemil Meriç'e'

[GooD aNd EvıL]

Hasretten Vuslata

özgürlüğümü elimden aldı yıllar,
ben koştukça, uzandı sana gelen yollar,
yüzün, en son gördüğüm gün gibi,
hala saçlarında, baharın kokuları mı var?

neden çıkarmadın? Üzerinden yılların geçtiği,
vedalaştığım gün giydiğin elbiseyi,
izi kalmış yanaklarında,
veda busemin izi kalmış…

ellerimin soğukluğu, ellerine işlemiş sanki,
gözlerinde, ayrılık yaşlarının izi kalmış,
yıllar seni de, benim gibi yalnızlığa mahkum etmiş,
resmin, hayallerimde saklı kalmış…

yüzümün güldüğü günler aklıma geliyor,
gülüşlerim, senden ayrıldığım yerde kalmış,
ruhumu törpüledi yalnızlık,
hasret bende, ayrılık sende kalmış…

pencerenin kenarında oturmuş seni düşlüyorum,
su gibi geçen zaman, sen deyince geçmiyor,
akrep yelkovanla anlaşmış, saniyeler boşa çabalıyor,
geriye, ******* boyu ağlamalarıma şahit, bir tek yıldızlar kalıyor…

yaşamak ızdırap oldu,
kalbim işime yaramıyor artık,
sensiz olmuyor, sensiz yaşanmıyor,
isyan eden kalbim, sende kalmış…

geçti ayrılık günleri bak geldim işte,
durma öyle hadi sarıl boynuma,
tutkunum gülüşlerine, tutkunum seni sevmeye,
yeterki sen iste, ben hazırım canımı vermeye…

[GooD aNd EvıL]

Hastane

çaresizlikte aranan çare, hastane,
yalnızlık en büyük dostun oluyor senin,
ecel gelince başa azrail bahane,
çay vazgeçilmez ilaç, sohbet şahane...

ümit, varlık yokluk, ölüm, insan kalınca darda,
gırgır şamata, dert keder hepsi burda,
gülsen olmuyor karşındaki hasta dertli,
ağlasan olmuyor zaten herkes kederli,
orta şeker tutturmuş gidiyor hayat...

eskiden bir derdim vardı oturup ağladığım,
şimdi ağlayanları gördükçe çoğaldı kat kat,
halime mi ağlasam başkasına mı bilmem?
yaş dökülse gözünden onu asla silemem,
medet ondan, çare ondan, hak ondan,
ne beklenir bilmem ki ben gibi budaladan...

[GooD aNd EvıL]

Hayalimdeki Gemi

ayrıldığım son liman, haylimde ki gemi,
belli belirsiz bir el sallayışı arkadan,
kulaklarımda uğultu, seni çalan son şarkı,
yine yalnızım aynı limanda, bıraktığın gibi...

haykır dünyaya ey gemi, gidiyoruz,
arkamda yalnızlığı bırakarak, kendimi kandırarak,
kim bilir hangi limanda konaklayacak,
hangi limandan kalkıp yol alacak…

ne zaman uyanacak, uykusuz akşamların sabahında,
daha kaç limandan can alacak,
ve bırakacak yine yol ortasında,
yol bekleyen deniz feneri gibi gözlerin…

gökyüzünün derinliğinde hayalimdeki uçurtma,
eğleniyorum, gülüyorum, delicesine ağlıyorum,
yalnız kalmak istiyorum, bırakmıyor sensizlik,
beynimi parçalıyor, seni hatırlatan sessizlik…

bak görünüyor uzakta,
karanlık gözlerinde uysal bir liman,
koş ey gemi, yırtın durma koş,
beklediğin liman seni bekliyor koş…

bu kaçıncı yanaştığım liman,
öfkeli dalgalar beni buluyor,
elimdeki son gülü uzatsam da çaresiz,
hayata tutunduğum dal, ölüm oluyor…

deniz derinliğinde kaybedilmiş bir aşk,
birleşir ayrı dünyalardan başlar,
enkazlar altında sırlı bir dünya,
aşk titaniğin battığı yerde başlar…

gider uzaklara, hayalimdeki gemi,
içimde bin bir türlü güzellik, bin bir türlü zahmet,
arkamdan seslenir belki birkaç ses; sana da rahmet,
gemi gider yol gider, yol gider gemi gider,
bu yol sessiz geminin, kalktığı yerde biter…

[GooD aNd EvıL]

Hayaller Gerçek Olsa

bir gün sana kavuşmak, hayalim benim,
aynalarda görmek güzel yüzünü...
getir bana, getir gözlerini güleyim,
ağaçlar, yapraklarını dökmüş sonbahar,
yeter ki seni göreyim, sonra öleyim.
beni benden sorma, ne olur gülüm,
perişan halimi, acılara sor söylesinler,
söyle sevdiklerime, bari ölümümde gelsinler.
son bir kere, ne olur getir ellerinden tutayım,
saçlarını tutam tutam alayım ellerime,
son bir kere, ne olur getir okşayayım,
ağaçlar, yapraklarını dökmüş sonbahar,
her taraf perişan, sararıp solmuş,
yolunu beklerken, fer kalmadı gözlerde,
manası kalmamış sensiz sözlerde,
hani nerde, nerde sevdiklerimiz,
bu dertler, bu kederler hepsi benim,
hani nerde, nerde söyle hadi,
beni kalbimden vuran, o meçhul gözlerin....

[GooD aNd EvıL]

Hayaller Ülkesi

siyahlara bürünmüş bir akşamüstü,
yine sen düşüyorsun gözlerime,
ben ağlıyorum, gökyüzü ağlıyor,
ateşten bir kor düşüyor yüreğime,
yağmur yağıyor, ben yağıyorum...

ayaklarım yürümeye başlıyor,
onlar yürüyor, ben yürüyorum,
üşüyorum, üşüyorum yalnızlığın soğukunda,
ve yine ben, seni düşünüyorum...

tıpkı bu gün gibi, soğuk bir gündü,
sana sarılışımın sıcaklığı, fotoğrafın karesinde kaldı,
başucumda duran resmine bakıyorum, üşütüyor beni,
o gün soğuktu, bu gün de soğuk...

sensizliğin soğuk yüzü, ilmek ilmek işledi içime,
sen vardın ama yoktun, sen yoktun yine de vardın,
yoksun varsın, yoksun varsın, varsın yoksun, varsın yoksun,
nesin, nerdesin, kimsin? cevap mı, içimdeki sensin...

yine böyle siyahlara bürünmüş bir akşamüstü,
sen düşüyordun gözlerime, ben oluyordun,
ben den beni alıp gidiyordun ve sen oluyordun,
sonra ben geliyordum aklına, bana dönüyor ben oluyordun...

ve gökyüzü ağlıyor kavuşmanın şerefine,
ateşten bir kor düşüyor yüreğime,
yağmur yağıyor, ben yağıyorum,
damlalar birleşiyor, sen oluyor, ben oluyor,
sonra sel oluyor ve alıp götürüyor ikimizi de,
hayallerin ülkesine...

[GooD aNd EvıL]

Hep Aynı

mevsimler, yine hep aynı,
bir sevda tutkunluğudur hayat,
hep aynı, gökyüzü aynı, yer yüzü aynı,
ayrı olan biziz, bir de seyrettiğimiz dalgalar...

çehreler hep aynı, değişenler benler,
tutkunluğunda geçen seneler,
gözler aynı, sözler aynı, saçlara düşen ak,
sabahlara kadar ağlamak, yeniden doğan şafak.

hep aynı, geçen zamanın altında yorgunluk,
hep aynı, buruşmasını beklediğim yüzümün hüznü,
geçen, gözlerime doğduğun gündü, sözlerimi doğrulayan,
ve sendin hiç değişmeyen, yüreğimde ki sendin,

yediklerim, içtiklerim, giydiklerim hep aynı,
hep aynı, yolda yürüyüşüm ve o mahsun gülüşüm,
sana seslenişim, gel deyişim hep aynı,
mekanlar değişir ihtişamıyla, gizemiyle zaman hep aynı.

bir sevda tutkunluğudur yaşamak,
******* gündüzler aynı, ayrı olan benim *******im, benim gündüzlerim,
geçmişe özlem nedendir? çocuk geçmişim, genç geçmişim, yaşlı geçmişim,
bu feryatlar neden, neden geçmişe özlem? oysa her şey hep aynı?

[GooD aNd EvıL]

Her Gün Bir Başka Türlü

hasretin ağırlığı çöktü üstüme,
gözlerini yüreğimde hissediyorum,
şebnemlere hasret kaldı yüreğim,
vuslatım uzaklarda, içim bir yangın yeri,
öyle içime işlemişsin ki, her gün bir başka türlü...

içtiğim suya seni katıp içiyorum,
güneş ısıtmıyor, ay seninle olduğum gibi doğmuyor,
buruk bir sevda kırık kalbimde,
yoksun, sensiz olan günlerde ağlıyorum,
öyle içime işlemişsin ki, her gün bir başka türlü...

fırtınalar kopuyor sensiz gönlümde,
bulanık görüyor gözlerim hayalini,
elimde boynu bükük bir gül, sana uzatamadığım,
sensiz bahar gelmiyor, takatim yok gülmeye,
öyle içime işlemişsin ki, her gün bir başka türlü...

mevsimler geçer gözlerimin önünden,
sen geçersin sensiz kalan gönlümden,
ümitler kırılmadan gel,
baharlar yaşanmadan gel,
elimde çiçekler solmadan gel,
gözlerimde yaş kurumadan gel,
mevsimin soğukluğuna aldanma, yollar kapanmadan gel,
sensiz olamıyorum, yeni gün doğmadan gel,
uzat ellerini, gözlerin uzaklara değil gözlerime baksın,
bakışların yüreğimde erisin,
öyle içime işlemişsin ki, her gün bir başka türlü...

ne olur gel artık, bırkma beni yalnızlığına,
sensizlik öylesine zor, öylesine kahredici,
bakışlarını esirgeme benden, çekme ellerini gönlümden,
bırakma dağıtmasın saçlarını rüzgar, bir teline kıyamam,
yanılırsın bensiz yaşarsın dersen, sensiz yaşayamam,
öyle içime işlemişsin ki, her gün bir başka türlü...

sensiz yaşayamam ama bu dünyasız yaşarım,
heyhat ki aksini iddia eden akla şaşarım,
ben yaşarım bir türlü, onlar bir başka türlü,
öyle içime işlemişsin ki, her gün bir başka türlü...

[GooD aNd EvıL]

Her Yerde

acılarla yogrulmuş, hayatın basindayım,
elleri ekmek tutan çocugun yasındayım.
hasretinle aktığım, pınarın basindayım,
minicik bir yavrunun, şehla bakışındayım.

kor gibi yüreğin, özlemli atışındayım,
ördüğün dantelanın, örnek nakışındayım.
birlikte koştuğumuz, dere kenarındayım,
uzagın ötesinde, yakının ardındayım.

gözlerimden dökülen, sevdanın icindeyim,
özleminle baktığım, ufkun bitişindeyim.
senden aldığım aşkın, o yüce şanındayım,
olmasan da yanımda, ben senin yanındayım.

bir aşk şarkısıdır tutturmuş dudaklarım,
söylenen şarkıların en son bestesindeyim,
gözlerimi süsleyen, düşün ortasındayım,
beni benden alan, bir sevda yolundayım...

[GooD aNd EvıL]

Hicran

gönül, öyle bir hicranda ki,
ne sen bilirsin, ne de o?
bu öyle bir sevda ki, yaşamayan ne bilsin?
yaşamışsan, ne kadar zor, sevdiğin seni silsin,
öyle bir manzara, öyle bir hülya,
yaratan seni defterden siler ya...

işte yoktur o zaman, senden daha talihsiz,
talihsiz ne demek, bitmiştir o zaman ebediyet,
o ebediyet ki, artık sana ebedi eziyet,
o zaman titre ve kendine gel,
yoktur, o kapıdan başka bir kapı,
yoktur, ona ulaşmada hiçbir engel,
mabetlerdir, mabet gibi evler, yücelmede en büyük yapı.

en küçük bir dargınlıkta istersin öldürmek,
onun büyüklüğü ondandır affetmek,
herhalde seni yaratana, istemezsin adını sildirmek,
senin görevin, merhamet kapısında, yalvarmak ve dua etmek.

ancak sen böyle kurtulursun, bu zelil hayattan,
ne olur, durma kalk, yalvar,
bu hayat ki, sonunda ebede büyük göç var,
istemez misin, gideceğin yerin güzel olmasını,
sevdiklerinle olmak ve onlarla kalmak var,
nasıl yaşarsan öyle ölürsün, unutma orda mutluluk var...

[GooD aNd EvıL]

Hicran Aşkın Merkezine Düştü

Ankara'dan İstanbul'a giderken,
hicran aşkın merkezine düştü gel,
yardan uzak günler böyle geçerken,
yangın vurdu, gönül yandı çabuk gel...

tel tel oldu dağıldı umutlarım,
saba yeli sevdiğimi alda gel,
getirmezsen yadellerden yarimi,
ne olursun bir gece, kalda gel...

uzaklardan uzatamam ellerim,
git yanına ellerinden tutda gel,
hasret saldı yangın yeri yüreğim,
üşütmeden incitmeden sarda gel...

İstanbul'dan Ankara'ya selamlar,
yardan yara götür güzel kelamlar,
yar uzakta gülerken içten ağlar,
kırma gayrı git gönlünü alda gel...

seyrederim güzelliğin, dinmez efkarım,
yar yüzüne bir kerecik gülde gel,
selam götür selam getir o elden,
almasanda yari ordan, görde gel...

gitme sevdam aşk elinden burda kal,
yar açarsa yüreğini orda kal,
kavuşmak nasibin olursa eğer,
emrederse yar yolunda ölde kal...

[GooD aNd EvıL]

Hoşcakal İstanbul

istanbul, senden ayrılmak zor geliyor bana,
inan istanbul, aşığım sana, ayrılmak matemimdir,
eğer övülecek güzellik varsa, bunlar hep senindir,
hasretinden sarardım soldum,
kavuştum sevdam, ayrıldım matemim oldun,
gülüyorlar zerafetleriyle; eminönü, kadıköy, üsküdar,
seni hep anacağım istanbul ölene kadar,
yukardan kükrüyor topkapı çamlıca bütün ihtişamıyla,
bir başka güzellik katıyor ışıklar, boğazdan akışıyla,
bayezıttan, eyuptan, sana selam var,
bir çift göz seni izliyor çamlıcadan, muhteşem bakışıyla,
eğer varsa insanda zerre kadar hissiyat,
çamlıca ne yürekler yakıyor,
o büyük ihtişamıyla, istanbula bir tepeden bakıyor
hoşcakal istanbul ayrılıyorum,
ama üzülme yine seninleyim, sen benim içimdesin,
yüreğimde bir ateş, kor gibi yanıyorum,
hoşcakal istanbul ayrılıyorum...
gece rüyamda gündüz düşümdesin,
seninle yatıp seninle kalkıyorum,
hoşcakal istanbul ayrılıyorum...

[GooD aNd EvıL]

Hüzünler Limanı

bitmek bilmeyen koca bir özlemsin,
uzaklaşsın ayrılık gidebildiği kadar gitsin,
hüzünler limanına döndü gönlüm,
sen yaklaş kıvrandıran acılarım dertlerim bitsin...

mekanı oldu sarhoş *******de başı boş duyguların,
gemiler geçiyor uzaklardan neşeli,
karanlık şafakların sabahında beklediğim,
içlerinde sen yoksun...

gündüzün yüzüne indirdi tokatını gece,
ortalık büyük bir sessizliğe büründü,
kaybolan güneş gizemli bir bilmece,
ayın şavkı gözlerinde göründü...

bahar kokar, tel tel avuçlarımda saçların,
hayali bile güzel seninle olmanın,
uzaklar yakın olur düşlerimde,
hayat bulur dünyam güzel gülüşlerinde...

baharı soluklar yüreğim sesini duyduğumda,
kış olsa ne yazar, yaz olur kış seninle olduğumda,
mevsimler ruhumu okşar, ılık eser rüzgar,
dünyaları yakarım, sen olmazsan ey yar...

cennet sen olduğunda cennettir, yoksa ızdırap,
tüketir sevdan, hicranlı akşamlarda şarkımız,
ayrılık ateşi yakar bedenimizi,
yansakta birlikteyiz, üzülme o bizim baharımız...

[GooD aNd EvıL]

İstanbul

bu ne esrarı ney ki perde perde yükselmekte,
ruhum eşsiz bir hal almış, yüreğimi delmekte,
gökkubbeden beş vakit ezan sesi gelmekte,
hasretsin özlemsin, cansın sen, canansın sen İstanbul…

uğruna ölen binlerce insandı yücelten o eşsiz ruhunu,
bu ne tutkudur ki, yüreğim çepe çevre senden bir hale,
çiğnenmedi sendeki ne sünbül, ne bir gül, ne bir lale,
senin için dünyalar yandı, senin için topa tutuldu Çanakkale…

boğazına takılı kaldı düşmanın o iğrenç emelleri,
değdirmedi mabedinin göğsüne namahrem eli,
seninle yok olmak, var olmak kadar güzeldi,
insanlığı yerinden, yurdundan ettin İstanbul…

bu ne şehri muazzam ki yakar içimi İstanbul,
mazinin alevidir yükselen, çehreni değiştiren hal,
sende olan hiç bir yerde yok İstanbul,
arasan bulunmaz cihanda mücerredsin istanbul...

seni gören ağlar, görmeyen ağlar,
sen yazdın tarihi, seninle varoldu çağlar,
böylesini tanımadı dünya, kendine ram eden bir varlık,
sensiz bir rüya, sensiz bir hayal kuramadı insanlık...

duygularımı serin sularına gömdüm,
izler her geçen vapuru kız kulesinden gözlerim,
boğazın raks eden ışıklarıyla kıpır kıpır gönlüm,
sendeyim İstanbul, bendesin İstanbul, çok özledim…

seni anlatmak çok zor, yaşamak gerek İstanbul,
aşk nedir deseler bana, sen derim sen İstanbul,
daldığım en güzel hayal, gördüğüm en güzel rüya,
dünyadaki en güzel yar, sen derim ben, sen İstanbul…

sen beni sevmesen de, ben seni seviyorum,
hayallerim, rüyalarım, bütün dünyam,
seni özlüyorum İstanbul…

[GooD aNd EvıL]

İstanbul Biri Sen, Biri De Benim

istanbul, gözümde ki damla damla yaş,
buram buram, hasret kokan sevgilim.

söndür gönlümdeki ateşi, gel yavaş yavaş,
iki garip yoldaş, biri sen biri de benim.

istanbul, içimdeki ateş, düşümde ki göz,
yeşil gözlü, hoş bakışlı sevgilim.

aşkım, sevgilim, öğrendiğim iki söz,
iki garip aşık, iki sevgili, biri sen, biri de benim.

istanbul, kavuşmak istediğim nazlı yar,
yaklaştıkça uzaklaşan, dertli sevgilim.

gezsem de aşkından, yerbe yer diyar diyar,
çile çeken, dert çeken, divane benim.

bu yolun yolcusu olduk, dönülmez artık,
kalk gidelim, biz zaten zor yola çattık.

bak buluşma zamanı, güneş ufukta,
dönmeyeceğiz aşkımızdan asla, ölsekte kalsakta,

İstanbul!
bu yolda sözveren iki sevgili, biri sen, biri de benim...

[GooD aNd EvıL]

İstanbul Hep Seninle Kalsaydım

istanbul, seni görüpte aşık olmayan var mı?
sanmıyorum, senden daha güzel bir şehir olsun,
sende kalıpta şair olmayan, his nedir anlar mı?
ey canımdan bile çok sevdiğim şehir,
bazen çok güzelsin, bazen hırçınlaşıyorsun,
bilmem ki, seni bu hale sokan insanlar mı?
doğduğum gün sevdim, ismini bilmeden, görmeden seni,
güzelliğinin farkına varamıyorlar, söylesene neden?
hiç bırakır mı, güzelliğini farkeden seni,
bu güzellik karşısında, bunca çirkinlik!
işte bunlar canım istanbul, beni kahreden,
isterdim semtinin biri de erzurum olsaydı,
tüm hatıralarım yalnız sende kalsaydı,
çünkü aşkım sende başladı, seninle başkaydı,
sabah seninle, akşam seninle olsaydım,
yorulana kadar dolaşsaydım, dolaşsaydım,
keşke istanbul keşke, hep seninle kalsaydım...

[GooD aNd EvıL]

İstanbul Seni Özledim

ne güzel bir yersin sen istanbul,
ne güzel bir yarsın sen istanbul,
tenin yem yeşil sarıyor beni,
gözleri mavi güzel istanbul...

hülyalarımda hep sen vardın,
seni düşünüp her gün ağlardım,
gözlerim senin hayalindeydi,
yüreğim senin derdindeydi...

akşam güneşi çamlıcadan,
hüzünlü hüzmeler gerdanında,
yürüyen nağmeler üsküdardan,
özleminle yüreğimde batıyor,

canım istanbul özledim seni,
unuttum artık derdi kederi,
çaresiz kaldığım tek derdim,
canım istanbul seni özledim...

[GooD aNd EvıL]

İstanbulda Bir Akşam...

istanbul'da bir akşam ve yalnız,
yedi kişilik bir oda, bomboş ve kimsesiz,
bir ses odanın bozuyor ahengini,
oturmuş bir kişi, dinliyor sesesiz sessiz,
oda dilsiz anlatamıyor, gönlüm sensiz,
aç olan karnım, bas bas bağırırken,
ayaklarım harekete geçiyor hesapsız,
bu kadar olurmu ey mide, ipsiz sapsız,
belkide haklıydı, bu açlık hesapsız,
bir haftalık iki dilim ekmek dolapta,
isteksiz uzanan ellerim açarken dolabı,
buruşan yüzüm, küflenmiş iki dilim ekmek,
sen bilirmisin aç mide, açlık ne demek?
sen sus dedikçe o bağırıyor!
bollukta tıka basa dolan mide,
açlıkta istiyor, senden etli pide,
günler böyle geçerken, kadıköy, çamlıca, üsküdar,
ey mide sabret, sabah peynir, öğlen üzüm, akşama karpuz var....

[GooD aNd EvıL]

İstanbulu Esir Aldılar

sevdiğimin hayalini kurardım senin içinde,
senin hayalini kurardım sevdiğim içinde,
ayrılmazlar olduk, hepimiz birimiz,
birimiz hepimiz olduk...

biliyor musun?
unuttum gözlerinden denize düşen yakamozları,
unuttum hangi vapurlara el salladığımızı,
tatlı bir soğuk işlerdi içimize hoşumuza giden,
unuttum, çay mı, kahve mi içtiğimizi...

üzerimizden şarkılar söyleyen kuşlar uçardı,
elimde bir el, yüreğimde koca bir dağı taşıyordum,
patlıyordu, lavlar etrafa dağılıyordu, ben yanıyordum,
istanbul yanıyor, sen yanıyordun...

yalınayak yürürdün sahil boyunda,
ayaklarına taş batar diye korkardım,
sen güneşi seyreder, ne güzel derdin,
ben seni seyreder, seni özlerdim...

istanbulu esir aldılar benden, varlığım yokluğuma karıştı,
son lokma, bir balıkçı teknesinde boğazımda kaldı,
kapanışıydı gözlerimin, seni son görüşü,
ruhumdan geriye acı bir tebessüm bıraktım,
bak ateş almış yanıyor istanbul, ben yokum artık ben yokum...

[GooD aNd EvıL]

Kaderim

kalbime nakış nakış, işlenen şiirsin sen,
ellerimden semaya, yükselen duasın sen,
yüreğimde sızlayan, bir narı bestesin sen,
zamanın her anında, aklımda ki yarsın sen,

dudağımdan dökülen, sevdiğim isimsin sen,
gözlerimde parlayan, en tatlı cisimsin sen,
yüreğimde sızlayan, en güzel acısın sen,
benden uzak olsan da, en yakın diyarsın sen,

özleminle, matemlere bürünmüş benliğim ey yar,
yoksun, ******* gündüzler senin için ağlar,
kaderin taktiridir, elden hiç bir şey gelemez,
Allah dilerse eğer, hiç bir şey engelleyemez,

ümidimdir, sana kavuşacağım günler gelsin,
sana olan sevgimi, dünya alem bilsin,
sen ki, benimle kaderin birleştiği noktadasın,
ben nerdeysem, sen de orada kalacaksın,

gönlümde solmayan, bir gülsün sen,
her halimi süsleyen, koca bir ömürsün sen,
unutma, seni çok sevdiğimi,
sevdiğimsin, hep sevdiğim kalacaksın,

ey yar,
güneş, gözlerimde seninle doğar seninle batar,
sen ki, sevdiğim, canımda cansın,
unutma ki, uğruna canımı verdiğim canansın,

yüreğimi kanatan, ali bir sevdasın sen
hayatımı süsleyen, koca bir ömürsün sen,
elerinde açan güller, solmasın ey sevgili,
yüreğimde açan, solmayan bir gülsün sen.

[GooD aNd EvıL]

Kanatları Kırık Yelkenimin

ağlamak istiyorum, doyasıya ağlamak,
kalbim yerinden sökülecek bir hal almış,
fırtınalar kopuyor yorgun ruhumda,
sensiz kaldığıma ağlamak istiyorum...

mavi hülyaların eşliğinde büyüdüm,
seni tanıdığımda mesut ve bahtiyardım,
erken değil mi ayrılık besteleri?
öyle bir hal ki sensizlikten sarardım...

içime öylesine işlemiş ki sevgin,
her molekülünde sen varsın hücrelerimin,
ağlamak istiyorum, doyasıya ağlamak,
düşünülür mü sensiz yaşamak...

içimde garip bir sıkıntı, sensizlikten olmalı,
seni ne kadar çok sevmişim böyle,
bir çırpınış bir heyecan sarmış ruhumu,
yine seni düşünüyorum ondan olmalı...

bir gönül sevdası ki, tutturmuş gidiyor,
bedenim alevler içinde ruhumla birlikte yanıyor,
bir elimde dünyam, birinde ümitlerim,
sen yoksun, kanatları kırık yelkenimin...

[GooD aNd EvıL]

Kandiller Yaktım İstanbula

kandiller yaktım, kalbimin her yanına,
isminin her harfini, yüreğime kazdım tek tek,
istanbul, bende seninle olmak, en büyük istek,
mecalim kalmadı, bitap düştüm gelemem yanına,
sende sevdiğim var istanbul, ümitlerim var yarına,

tenine dokunmak ve gözlerine doyasıya bakmak,
mağrur bakışlarıyla, nasılda kükrüyor bir bak,
elimde değil, unutamıyorum baksana çamlıcaya,
ellerimi açtım, yalvararak, ağlayarak semaya,

yaktığım kandillerin ışığı geliyor parlayarak,
ziyalar yayılmış dört bir yandan, seviniyorum artık,
artık sevinme zamanıdır, yaklaşıldı vuslata,
rüya mıdır gördüğüm, yoksa bir garip hülya,

istanbul, beni sana bağlayan o aşkın varya,
karşımda cihanı bile bulsam, asla eğilmem,
içimdeki sırrımı, ölürüm kimseye vermem,
metetseler de dünyaları, istanbul, sana değişmem...

[GooD aNd EvıL]

Kardelen

kış şiddetini olanca hızıyla sürdürüken,
kaybolmaya yüz tutmuş, ümitlerle donanır benliğim,
kaybettim, eyvah yine kaybettim baharımı derken,
bir anda çıkıverir kardelen…

avcıdan kaçan tavşan gibi küt küt çarpan,
tavus kuşunun zarafetinde saklı yüreğim,
hayatım bir şerit gibi geçer gözlerimin önünden,
yüreğimin simgesidir kardelen…

soğuk bir el uzanır bilmediğim bir yere,
irkilirim birden, ben içinde bir bendir bu,
yaşlı gözlerle, bakar uzaklardan gözlerimin içine,
canımın içinde, bir candır kardelen…

şebnemlerinde sevdiğim yaz sabahları gitti,
elimdeki eller, bir bir çekildi,
boynu bükük bir gül vazomda bekler,
hayallerimin, müjdesidir kardelen…

kışta doğdum, birlikte filizlendik onunla,
baharı müjdeledi insanlığa, ümitli olmayı,
zor zamanların dostudur kardelen,
memleketimin tek gülüdür kardelen…

[GooD aNd EvıL]

Kaybedersem Ölürüm

izlerim düştü soğuk kaldırımlara,
gözlerin düştü buz tutmuş yüreğime,
ayaz ankara’da, soğuk bir akşam,
gözlerimde resmin, sen yüreğimde...

yürüyorum, sonsuzluğa yürüyorum,
karanlık gecenin ortasında ölüm,
ve beni bekleyen bir sır gizemiyle,
varlığına tebessüm, seni düşünüyorum...

ağaçlar çırpınıyordu kaybederim diye,
yazdan kalan tek hatıra bir yaprak,
ben çırpınıyorum yaprak düşmesin,
kaybedersem ölürüm, her şeyimsin...

soğuk yüzlerine nakşettim, bu kaldırımlar beni tanır,
seni gören güneş, seni gören ay doğuşundan utanır,
çilekeşlerin annesi, kaldırımları sanır,
oysa çilekeş benim, oysa dert çeken benim...

ıssız akşamların sabahında beklediğim,
aç gözlerini, bir tebessüm eyle ısınsın yüreğim,
bedenler fani dedik, bırak ruhunu sevsin ruhum,
ne olur, kurumuş gövdemde yeşeren yaprak sen ol...

‘Necip Fazıl Kısakürek’e’

[GooD aNd EvıL]

Kefenim Yırtık

ruhum evreni sarıyor, ruhum daralıyor,
ışıklar geliyor, yavaş yavaş eriyor karanlık,
dünya kocaman bir tabut, gökyüzü kefenim,
kefenim yırtık, tabuta sığmaz bedenim…

yıldızlar, tabutumun arkasında sıra sıra,
bir tebessüm etsen, değişmem, sultan olsam mısıra,
ben Ebubekir olmayı istemedim, ayağında toz olayım onun,
ben, sende sana yakın olanı değil, sana yakın olmayı,
Kusva’nın semeri olmayı istedim…

yak beni ey güneş, kızıllığın yüreğimi kanatsın,
bir kere, bir kere ne olur?
karanlığı aydınlığa çeviren nur,
gelsen diyorum, başımı okşasan…

sana yakışmaz biliyorum, beni bağışla,
alsan ayaklarının altına bu günahkar başımı,
tükürsen yüzüme, vallahi güller açar,
kabul etsen, aldığım en güzel hediye bu desem…

istemem en yüce varlık insan olmayı,
değişmem dünyalara, ayağının altında bir zerre toz olmayı,
isterim, ebediyette ezeliyi isterim,
isterim ama çok zor, sevgiliyle, sevgiliyi isterim…

sınırsız bir evren, evrenin içinde ben,
sana sığmaz ümitler, sana sığmaz hayaller,
ruhum yeni doğmuş bir çocuk, sabah akşam emekler,
sessizlik ölüm olmuş, haykıracağı günü bekler…

[GooD aNd EvıL]

Kim Vurduya Gitti

kim vurduya gitti zavallı kalbim,
beni öldüren, sensizlik oldu,
vazgeçeyim dedim ben bu sevdadan,
gönlüm aşkına, kul köle oldu...

bu canı sana adadığımı,
seni ne kadar çok sevdiğimi,
uzakta olsan da seveceğimi,
uzun sözün özü, seni yaşayacağım,
hayatımın en büyük yemini oldu...

şu anki özlemim sana kavuşmak,
bir daha asla hiç ayrılmamak,
gönlüm seni sevdi, seninle olmak,
seninle olmak istiyor, seni istiyor,
sanki ayrılıklar, hesap soruyor...

[GooD aNd EvıL]

Kime Sitem

elimde fincanım, karşımda resmin,
içinde acılar, dertler kederler,
yudum yudum içtim, bu gün sevgilim,
bir elimde yanan, sigaram benim,
katre katre çektim, çektim sevgilim,

kalbimden vuran hasretin üstüne,
yavaş yavaş çöktüm, çöktüm sevgilim,
yüreğimi sardı, alev alev ateşin,
yandıkça yandım, yandıkça yandım,
ben kül olmak için sevdalandım,

saf aşkın saf budalası, değilmiyim ben,
aşkını, her şeyini bu uğurda sarfeden,
değeri bilinmeyen aşkın, sonu hüsrandır,
son sözüm yine sana sevgilim,

ben sahte aşklar için yaratılmadım,
saf ve tertemiz duygularla yaşadım,
yansam da, kül olsam da, sönmeyeceğim,
ölsem de, bu yoldan dönmeyeceğim...

[GooD aNd EvıL]

Kimsin Sen?

içimdeki sıkıntı, kimsin sen?
yalnızlığın varlığı mı bende ki,
parçalanan kalbim mi, hücrelere ayrılan?
yoksa hislerim mi, teker teker dökülen?
kimsin sen? beni her an yalnız bırakmayan,
beni bana bıraksan, bir an rahatlasam,
sonra, anlasam yalnızlıkla dost olduğumu,
sen misin ey yalnızlık, beni bu hale sokan?
yoksa sen yok musun, sende mi benden uzakta...
kalksam rahatlarım, otursam dinlenirim diyorum,
olmuyor, ya sen tamamen benimle olmalısın,
ya da beni bana bırakıp, aslına dönmelisin,
ben ikili yaşayamam, bunu iyi bilmelisin...
hadi konuş benimle ey yalnızlık,
kalbimi rahat bırakacak mısın, bu gece?
yoksa, alıp kuytu bir köşede vuracak mısın?
yüreğimin en derin yerinden, kör bir kurşunla...

[GooD aNd EvıL]

Korkusu ayrılıktan

güneş alev alev dağın eteklerinde,
korkusu yanmak değil, ayrılıktan,
yüreğin sarmış yüreğimi içimde,
korkum yanmak değil ayrılıktan…

gözlerim, dalar masum gözlerine,
kalbimde bir yorgunluktur başlar,
gidişi olan dönüşsüz sözlerin,
alır götürür beni yüreğine…

bir hışımla sahile vurur dalgalar,
kumun korkusu dalga değil,
ayrılmak yıllar yılı yaşadığı sahilden,
söküp götürmesi seni yüreğimden…

cehennem oldu yüreğim yaktı beni,
ummanlar dolsa gönlüme söndüremez,
istemem zaten yaktığın ateşin sönmesini,
benim korkum yanmak değil, ayrılıktan…

ney derinliğinde sesinin ahengi,
ateşli mızrak gibi işler içime,
dertli dertli sayhalar duyulur,
korkum ölmek değil, ayrılıktan…

tutkundur sözlerine sözlerim,
esaretinde sana vurgun gözlerim,
ne hasretler yaşadım, ne özlemler bilirim,
korkum ayrı kalmak değil, ayrılıktan…

[GooD aNd EvıL]

Mektup

içime hüzünler doğdu bu akşam,
gözlerim yaşlarla doldu bu akşam,
hasretin derinden yaralar beni,
sensizlik üstüme çöktü bu akşam.

dertli yüreğimi sardı acılar,
mektubun elime geçene kadar,
benim gökyüzümde bulutlar ağlar,
ta ki seni görüp gülene kadar.

güneş sensiz battı yine bu akşam,
seni düşünürken deliler gibi,
gözlerim uykuya dalana kadar,
seni seveceğim ölene kadar.

kuşlar dertli öter yine bu akşam,
boynu bükük çiçekler, mahsun bu akşam,
sensizliğin beni vurdu bu akşam,
mektubun elime geçene kadar.

ne hallerdeyim bir bilebilsen,
ellerimden tutup teselli etsen,
kan ağlar sensiz gamlı yüreğim,
gözlerinle gözyaşlarımı silsen.

şu anda mektubun benim elimde,
gözlerimde yaş, içimde sevinç,
seni okuyorum her kelimede,
seni yaşıyorum her an içimde.

dünyanın en mutlu insanı bendim,
okudum mektubun sonuna geldim,
başladı ayrılık yine bu akşam,
mutsuz bir haldeyim sensiz bu akşam.

aynaya benim için tebessüm bırak,
gözlerine benden hatıra kalsın,
dertleri kederi bir yana bırak,
yüzün gülücükle dolsun bu akşam.

bırakma elinden sakın resmimi,
seni seviyorum diyene kadar,
bekle beni sevdiğim gelene kadar,
seni seveceğim ölene kadar…

[GooD aNd EvıL]

Merdivenler

ağır ağır zehrini içmek için aşkın,
merdivenler duygularıma çıkan yol,
her çıkmazın içinde bir çıkış yolu,
hoşgörüyle atılmış, sevgi dolu saygı dolu...

aldım elime bende merdivenimi,
dayadım gökyüzünün ihtişamlı bağrına,
başkaldırıların ülkesi yeryüzüne bakıyor,
o bir özgürlükler ülkesi, gökyüzü...

isyan eşittir maddiyat tutkunluğu,
eksiler artıları yiyiyor, çarpılar yok ortada,
ve bitirdiler sonunda o kutsal ruhu,
seni bekliyor dirilişin umudu...

son bir muştudur kulaklarda çınlayan,
bu onun sesi, bak seni çağırıyor,
gel diyor, ne olursan ol, gel diyor,
mevlana ruhunu taşıyan, seni bekliyor...

[GooD aNd EvıL]

Muzaffer Bey

seni unutmayacağız, gitsende yüreklerdesin muzaffer bey,
en acı şarkıları, senin için çalacak bu dertli ney,
arkanda bıraktığın bir dolap, bir kaç kitap,
ne güzel günlerdi, oturur eylerdik hitap,
senin gittiğin gün, yorgun ve bitap,
ayrılığın acısıydı veren gönüllere ızdırap,
farklı bir duygu, farklı bir histir iyi arkadaş,
arasan zor bulunur böyle bir sırdaş,
ayrılığın bizleri perişan etse de,
bırakıp aramızdan çekip gitse de,
bir gün biz de diyeceğiz, hey gidi günler hey,
unutmayacağız seni asla muzaffer bey....

[GooD aNd EvıL]

Ne Çare

süsleyen ben olsam,
gece rüyalarını, gündüz hayallerini,
sabahları ellerimde açsa zülüflerin,
hiç olmazsa, seninle geçirsem,
ömrümün son saniyelerini.
ellerimde kenetlensin, o güzel ellerin,
sen sen diye çıkar, aldığım her nefesim,
aksini kulaklarımda duysam, o güzel sesin,
son defa olsa da,
baksın gözlerime, hayat dolu gözlerin,
manasını yüreğimde hissetsin, en derin sözlerin,
yakar benliğimi cayır cayır hasretin,
sıkıntıyla doludur her anı zalim gurbetin,
gurbet akşamlarında, özlem kor olur yüreğimde,
ellerimde güller solar, sana veremem,
acemi şafağında, yıllarca beklenir güneşin batışı,
gelmek istesem de, ey yar, sana gelemem,
efkar dumanları yüreğini sarmasın,
yüzünden gülücükler eksik olmasın,
serin akşamlar, teninin kokusunu getirsin,
geçen günler, vuslatın haberini versin.

[GooD aNd EvıL]

Ne Olur

tarih, on yedi haziran akşamı, iki bin iki,
senden ayrı kaldığım gün sayısı, şimdilik yirmi iki,
daha ne kadar geçecek günler, bilmiyorumki,
zaman bir şimşek gibi bitiverse, ne olur sanki...

tesellim olsada elimdeki resmin, telefondaki sesin,
seni arıyorum ey yar, seni, nerdesin?
telergülerle çevrili, bir hanın içindeyim,
sabah, akşam, her an seninleyim...

gözlerimi açıp kapayıncaya kadar olsa da,
hayal mi gördüm deyip, bir an tereddüt etsem de,
gözlerime yüzünün şavkı vursun,
ne olur, mutluluğun benimle olsun...

istemem dünyaları, hiç bir şeyim olmasın,
mutlu ol, yeterki senin yüzün gülsün,
ne olur,
o güzel yüzün, bir an gözlerime görünsün...

[GooD aNd EvıL]

Neden Hep Sen?

yüreğim çatlıyor sevgili, adımı ansan,
havanın ağır kasveti üzerime çökmüş,
güneş olsan, ruhuma doğsan,
başım çatlıyor, yüreğim sızlıyor, ufkum kararıyor...

beni seviyormusun? ey sevgili beni seviyor musun?
eğer beni seviyorsan, ne olursun,
biran olsun yüreğimden çık git, ne olursun,
sensiz yaşayamam biliyorsun ama...

neden hep sen geliyorsun aklıma?
neden hep hissettiğim sen oluyorsun?
neden hep gözlerimden sen akıyorsun?
neden yüreğime öyle mahsun bakıyorsun?

sevgili, içim yanıyor ne olursun,
ya gel parçala sök yüreğimi yerinden,
ya da hiç ayrılmamacasına gel yanıma,
kalbime vurduğun o mührün hatrına...

[GooD aNd EvıL]

Neden Öyle Suskunsun

konuşsana Halil İbo, neden öyle suskunsun?
ufuklar ötesine mi daldı gözlerin?
neler düşünüyorsun öyle derinden?
iki damla yaş düştü, güzelim gözlerinden.
kime aldın kırmızı menekşeleri?
istanbulun en güzel yerinde seni,
devamlı görmek isteriz neşeli.
istanbulu seyrederken hatırla!
bir sevdiğini, bir de beni.
söylesene Halil İbo, neden öyle suskunsun?
biliyorum, bir hayata, birde ona vurgunsun,
hani bana gönderdiğin o mektup varya,
bilirsin, severim vatan millet sakarya,
sevdiğinden söz edip durmuşsun,
yazdığına göre, onu kalbinden vurmuşsun,
yine konuşmuyorsun Halil İbo!
söylesene, söylesene ha, neden öyle suskunsun?
bilirsin ben, bir istanbulu birde onu sevdim,
kalbimi, herşeyimi onlara verdim,
istanbula selam söyle Halil İbo,
sevdiğime selam söyle, ha birde unutma!
onları çok sevdiğimi söyle....
*******i rüyamda, gündüz düşümde onlar,
konuşsana Halil İbo, konuşsana, neden öyle suskunsun?
yine eski günleri mi hatırladın!
yüzünün rengi kaçmış, üzgün ve durgunsun,
bir ricam olacak, kabul et kırma beni,
kimbilir, belkide son ricamdır bu senden,
geçerken, eminönü üsküdar, çamlıcadan,
beyoğlu, taksim, bayezıt, aksaraya,
moda, mecidiyeköy, beşiktaş derken,
biliyorum, vakit henüz çok erken,
istanbulun tüm semtlerini sayamam ki,
ne olur küsmesin; laleli, suadiye, bostancı, moda,
unuturmuyum sandınız bebeki,
dedimya, küsmesin söyle istanbula.,
seviyorum onu güzelliği ve çirkinliğiyle,
vurgunum dostum, vurgunum ben istanbula,
hep ben konuşuyorum Halil İbo,
birazda sen konuşsana,
söylesene Halil İbo, neden öyle suskunsun?
alı koydum yolundan, kusura bakma arkadaş,
acele et, elindeki menekşeler solmasın,
yolda kalmasın seven yarin gözleri,
görürsen, benim sevdiğimi de unutma,
ona, onu sevdiğimi söyle bilsin,
ben bir ona, bir de istanbula vurgunum,
söyle ona, ağlamasın gözyaşını silsin,
daha ne istiyor benden, kavuşmak mı?
bilmem ki, belki görürüm ölmeden,
ben bir ona, bir de istanbula vurgunum,
evet, ben bir ona, bir de istanbula vurgunum...

[GooD aNd EvıL]

Nerdesin?

Sevdiğim, kırçiçeğim, solmayan gülüm,
Esen yelde ismin dalgalandığı zaman,
Ne yaşamak gelir aklıma nede ölüm...

Dertlerime dermansın nerdesin?
İçim özleminle kavrulurken bir gül,
Leyla, Mecnun'a kavuştu çoktan, nerdesin?
Etkilemedi senin kadar, ne Leyla nede bir gül,
Kendimden geçmiş bir haldeyim nerdesin?

Öyle özledim ki, ölesiye hasretim sana,
Zihin şeritlerimi meşgul eden bir isim Dilek,
Leyla'yı arattığı gibi Mecnun'a zalim felek,
Elde değil üzülmek, elde değil özlemek,
Nerdesin, uzatsam elimi tutsan, nerdesin?
Eskimeyen sevdan gönlümde yanarken,
Nehirler kadar muazzam gözyaşlarım,
İçim bir yangın yeri kor gibi yakarken,
Ne tebessüm yüzümde ne de bir gülüş, nerdesin?

Özleminle kavrulurken *******, nerdesin?
Zaman kalbimin atışına endeksli,
Leyla gözlerine daldığım zaman...
Esaretin esir olduğu andır, sana kavuştuğum gün,
Mavisiyle sevdanın, beklerken bizi ölüm,
İsyan bize yakışmaz, vuslat sabırdır gülüm...
Nerede o güzel bakışların kaynağı?
Düşünceler sen oldun, hep sen oldun hülyalar,
Esrarında aşkın, yüreğimdesin,
Ne haldeyim, gel de gör nerdesin? ..

Dairesinde şaşkın, dönerken aşkın,
Arayıpta bulduğum, bulduğumda öldüğüm,
Hücrelerime kadar hissettiğim hasretsin,
Aşkın ruhumla dansederken nerdesin?

Çaresizlikte çarem, solmayan gülüm,
Ok gibi işlerken içime sevdan,
Kaderim, ben burdayım söylesene nerdesin?

Öylesine sendeyim, öylesine bendesin ki,
Zülüflere aklar düştü hasretten,
Leyla *******de tek başıma gezerken,
Engin hülyaların hayaliyle başbaşa,
Nadanlar sana ağlar, seni arar nerdesin?
Ellerim semayla bütünleşirken, sen sen diye,
Canımda cansın, candan özge canansın...
Evreninde ruhumun, seninle raksederken,
Kalbim vaveranlar ülkesi, dindirecek sensin, nerdesin? ..

Kelimeler kifayetsiz anlatmaya seni,
Ağlatmaya yetiyor adını anmak beni,
Dertlerimle baş başa sen sen diye ağlarken,
Allah aşkına ses ver, hasret gülüm nerdesin?
Rayihasıyla yürekleri hoplatan gül,

Özleminle eridim, ne olur bir gül,
Zerresinden kürreye ızdırabını aşkın,
Etkisinde esirim, çaresizim nerdesin?
Lahikasıyla sararken vuslatında sabahın,
Sensizlik uykusuz gece, uykulu gündüz gibi,
İsmi mahfazlar içinde saklı sevdiğim,
Ne Leyla ne Şirin nede başkası, söylesene sevdiğim nerdesin?

[GooD aNd EvıL]

Nisan Yağmuru 1

hayellerime yağardı, nisan yağmuru,
el ele tutuşur, birlikte ıslanırdık,
sevdiklerimizi, sevmediklerimizi paylaşır,
aldırmazdık ıslanmamıza, dolaşır, dolaşırdık...

ellerin ellerimde olduktan sonra,
ne önemi var, ay tutulmasının?
gözlerin gözlerimde olduktan sonra,
ne önemi var, güneşin batmasının?
ne önemi var, hayatımın son bulmasının,
sen yanımda olduktan sonra,
ne önemi var, kıyamet kopmasının?

nisan yağmuru yüreğimize yağardı,
ümitlerimiz yeşerir, kalbimiz bahara uzanırdı,
toprak bereketini ondan alırdı,
yağmur yağar, toprak kokardı,
teninin kokusuyla birleşir, enfes kokardı,
hücrelerime kadar nüfuz eder, beni benden alırdı,
..ve benden geriye sen kalırdı...

hayallerimdeydi, hayallerimdeydi hep bunlar,
ahh nisan yağmuru, seni ne kadar çok seviyorum?
seni ne kadar çok özlüyorum, bir bilsen?
seni, sevdiğim için seviyorum,
seni, sevdiğim sevdiği için seviyorum,
seni, seni seviyorum...

[GooD aNd EvıL]

Nisan Yağmuru 2

demek geliyorsun nisan yağmuru?
hayallerimi gerçekleştirmek için,
güneşin bu kavurucu sıcaklığında,
sevdiğim yanımda,
bir sen yoksun, bir sen yoksun nisan yağmuru,
gelsen tamamlasan diyorum, hasretin öbür yanını,
bırakma başka bahara ümitlerimi,
bak, bu mısralar, yoksa eksik kalacak,
ve bu şiirim, sen yağdığında tamamlanacak,
sen yağdığında tamamlanacak, nisan yağmuru...

biliyorum, geleceğin günler pek yakın,
sevdiğim geldi, hadi sen de gel nisan yağmuru,
...bekliyorum, tarih on iki nisan,
...bekliyorum, tarih on üç nisan,
...bekliyorum, tarih on dört nisan,
...bekliyorum, tarih on beş nisan,
...bekliyorum, tarih on altı nisan,
...hala bekliyorum, tarih on yedi nisan,
ve tarih, on sekiz nisan iki bin dört,
sevdiğimle elele çıkıyoruz evden,
üzerimize sen yağıyorsun,
sen yağıyorsun, nisan yağmuru.

yağ nisan yağmuru,
bizim üzerimize yağdığın gibi,
yağ bütün insanlığın üstüne,
yağ ki, yeşersin bütün umutlar,
yağ ki, yarınlar ümitle doğsun,
yağ ki, yarınlar mutluluk olsun.


bir adını rahmet koymuşlar senin,
ümitle yağdığın için, bizi sevdiğin için,
seni seviyoruz nisan yağmuru,
en az senin bizi sevdiğin kadar,
sen baharın bağrına yağdıkça,
elbet umutlar var olacaktır,
işte o zaman,
alem sana minnettar kalacaktır...

[GooD aNd EvıL]

Orhan Veli Karanfil Sokağında

ankara’da, şubat ayının güzel bir akşamında,
hayat yeni başlıyor,
genç kızların kahkaha sesleriyle, karanfil sokağında,
yoldan yosma falan geçmiyor,
gül düşmüyor, ellerinden gençlerin…

orhan veli,
hala istanbul’umu dinliyorsun, sessiz sessiz?
ben senin inadına, ankara’yı dinliyorum,
gönlüm, istanbulda…

çelişkiler sokağı karanfil,
loş ışıklar altında, banklara oturmuşlar,
el ele, kol kola sevgililer,
koşuşturmaları başlıyor, seyyar satıcıların…

elinde bir kitap bitirememiş, yıllardır okuyor zavallı,
sokağın bir ucunda, sere serpe uzanmış yatıyor,
elleri arkada, dimdik ayakta duran bir heykel,
gelen bakıyor, giden tokat atıyor…

hayatın anlamı, yüz gram kestane,
hiç içmedim, meşhurmuş büfecinin salebi,
kitapçılar tıklım tıklım, herkesin elinde bir kitap,
hayatın anlamı, eli boş çıkıyor çoğu, …

sana sesleniyorum, orhan veli,
bir akşam ankara’ya gel, karanfil sokağına,
bir de ankara’yı dinle, denizsiz akşamlarda,
rengarenk, cıvıl cıvıl, seni çağırıyor işportacılar…

çayla simit iyi gider bu sokakta, istersen ayran iç,
aldırma kızların kahkahalarına, sen sessiz ol,
dinle bak, ne duyuyorsun, acı mı, ızdırap mı?
nerden geliyor bu ses?
dünyanın, hangi ucunda çocuk ağlıyor…

'orhan veli'ye'

[GooD aNd EvıL]

Ölüm Sende Yanılırsın

Ölüm, ne zaman göstereceksin soğuk yüzünün sıcaklığını?
Ne zaman sunacaksın gerçek kimliğini önüme?

karanlığında hayaline daldığım gecenin,
hayatıma eşit olan gizemli hecenin,
uykularımı kaçıran gizli bir bilmecenin,
sen olduğunu sanma yanılırsın…

içimde sakladığım sana ait sırların,
kalbimde oluşan kazınmaz nasırların,
karanlığından sızan ziyanın,
yüreğimden çıkacağını sanma yanılırsın…

dünyaya geldiğimde seni buldum karşımda,
ilk ağlayışımdı kendi ölümüme,
ve hep güldüğümde seni hatırladım,
beni yok edeceğini sanma yanılırsın…

en büyük acıyı seninle tattım,
içimde ebediyet sevdası kalacak,
kırılmadı ümitlerim kırılmayacak,
beni korkutacağını sanma yanılırsın…

varlığım seninle tescillendi, öldüğüm gün bahtiyarım...
gençliğin güzelliğini yaşlılık,
zamanın değerini sen öğrettin,
bilmediğimi sanma yanılırsın…

korkum ölmek değil;
ölmeden ölenlerdenim, ne yapsın ölüm bana?
İtiraf edeyim mi neden korkuyorum senden sonra?
Sevabımın olmaması ve ardımda sevdiklerimin olması…

[GooD aNd EvıL]

Ölürsen, ölürüm!

bırak onu?
nereye götürüyorsun?
bırak onu dedim, yapma ne olursun!
nereye götürüyorsun kalbimi?

bir ben vardım, sonra benler oluştu yüreğimde,
sen geldin, bin parçaya bölündü yüreğim,
sırdaşım o benim, yaralı yüreğim,
ve şimdi sen gelmiş, söküp alıyorsun onu benden,
alma onu ölürsün? ölürsen, ölürüm…

gelirsin diye çok bekledim,
sabahını beklediğim akşamların ardından…
güneş batardı sevinirdim,
güneş doğardı sevinirdim,
yağmur yağardı sevinirdim,
yağmur dindiğinde de sevinirdim,
felaketler olurdu ömrümde, yine de sevinirdim,
belki sonunda sen gelirsin diye…

hayallerimde besledim sevgini,
gülmelerimin arasına sakladım ağlamalarımı,
hiç hissetmedin mi?
hiç senin de benim gibi, yanmadı mı yüreğin?
ve şimdi, söküp alıyorsun kalbimi yerinden,
alma onu ölürsün? ölürsen, ölürüm…

bir gece ansızın kalkınca yatağımdan,
sen bilmezsin…
korkularım üzerime gelirken, çığlıklarım sanaydı,
ellerimi açıp, gözlerimi uzaklara dikerken,
yanımda mıydın, bilemiyorum…
ve şimdi sen gelmiş, söküp alıyorsun onu benden,
alma onu ölürsün? ölürsen, ölürüm…

rüyalarımın serin sularında,
düşlerime doğan, güneşin batışında,
hayallerimi süsleyen, siluetinin ardında,
*******e ben, gündüzlere sen der ağlardım,
ve şimdi sen, söküp alıyorsun kalbimi yerinden,
alma onu ölürsün? ölürsen, ölürüm…

gökyüzünde karanlık çığlıklar,
yeryüzünde kan revan,
son bir defa haykırıyorum,
alma onu ölürsün, ölürüm…

[GooD aNd EvıL]

Öyle Çok Sevmişim Ki...

gözlerinde yaşadım baharı,
taki yaşayana kadar ayrılığı,
mevsimlere uyanırdım her sabah,
seni sevmekti işlediğim tek günah...

gül bülbüle küsmüş hazan var,
sende mi sitem edersin ey yar?
bahçende dolaştım yıllar yılı,
seni tanıdığımda tanıdım ayrılığı...

ezildim ruhumun sevgisi karşısında,
bu sevda aransa bulunmaz cihanda,
seni öyle çok sevmişim ki ah!
derdime çare, yoksun ah ah...

ruhumu yoluna serdim geçmez misin?
badeler hazırladım en güzel sevgiden,
nezaket gösterip bir yudum içmez misin?

[GooD aNd EvıL]

Perdeler

kırık camlar ardında, yırtık perdeler,
her açılışında, hüzünle bakan gözler,
ümitleri kırılmamış, gerçekleşmeyen hayaller,
bir gün, belki bir gün diye, her gün bekler...

nasırlı perdeleri çeken eller, dertli yürekler,
kırışmış bir yüz karşılar güneşi, fersiz gözler,
dizde derman yok, çocuk gibi emekler,
ümitle bakar dünyaya, uzanacak bir eli bekler...

utanır fakirlik, onu öyle görünce,
hayat ressam olmuş, yüzüne işlemiş nakışlarını,
göz altındaki derelerden, yaşlar akar ince ince,
o hep sevdiğine saklamış, o güzel bakışlarını...

perdeler dünyaya dertlerini, yırtık perdeler,
kırık camlar ardında, koca bir dünya,
gündüzler, hergün bir parça daha koparır ondan,
gece ortaya çıkar, geceye, meydan okur perdeler...

kırık bir vazo, içinde boynu bükük bir çiçek,
bekliyordu, gelecek diyordu, elbet bir gün gelecek,
bu ne ümit, bu ne sevgi,gelecek diyordu, hala gelecek,
öyle ki, kalk dese yerinden, ölüler dirilecek...

kırık camlar ardındaki yorgun hayatın,
evini aydınlatan, sokak lambası söndü,
tükendi ümitler, bitti hayaller,
küstü güneşe, çekildi yırtık perdeler...

[GooD aNd EvıL]

Resmimi Çizer misin?

mutluluğun öteki yüzü,
SEN
mutluluğun bu yüzü,
SEN
sensiz olmaz anladın mı?
SEN
çizdim işte oldu mu?

[GooD aNd EvıL]

Sakladım Seni

hep sakladım seni sevdiğimi,
gözlerimde sakladım bakışlarını,
utanırdım ağlamazdım,
hep sakladım seninle birlikte,
içinde ince bir sızıyla ağlamalarımı,
oysa, gülmelerimle tanırdı herkes beni...

seni hep sakladım,
dişleri sökülmüş bir insanın gülümsemesinde,
yavrusunu kaybetmiş bir arslanın inlemesinde,
seni hep sakladım,
senden başka hiç kimsenin bilmediği bir yerde...

sakladım seni, yüreğime hapsettim,
gittiğim her yere götürdüm, bıkmadan usanmadan,
bildiğim bir şarkı vardı, hep onu söylerdim,
kıskanırım seni ben,
elini kıskanırım,tenini, gözünü kıskanırım,
kıskanırım seni ben, herşeyden kıskanırım...

düşlerimi, gecenin leylasına bırakırdım hep,
kimse bilsin istemezdim, kimse duysun istemezdim,
seni hayallerimde, güneşin sıcaklığında sakladım hep,
kimse sana bakmasın, kimse sana ulaşamasın diye...

seni hep sakladım,
hayallerini çeyiz sandığında saklayan genç kız gibi,
seni hep sakladım,
korkularını yüreğine gömmüş bir asker gibi...

seni, yağmurun toprakla buluşmasına sakladım,
ıssız bir çölde, küçük bir vahanın ortasında,
seni bir gülün bakışına sakladım,
kimsenin görmediği, kaktüslerin arasında...

seni,elinden şekeri alınan çocuğun bakışında,
seni,arkasından el sallanmayan vapurun kalkışında,
seni, *******e ümit olan ay ışığında,
seni, ellerini semaya kaldıran, son aşığın duasında sakladım...

yazılıp yırtılan defter sayfalarında yoksun sen,
okul sıralarında, ağaç gövdelerinde yoksun,
yoksun yıldızlarda, yoksun tanıtım balonlarında,
sen hep bendesin, benimlesin, çünkü sen, yüreğimdesin...

[GooD aNd EvıL]

Samimiyet! Ölene Kadar Samimiyet!

içimde bir sıkıntı, bir yangın ki sormayın,
alın sizin olsun dünyanız, evet sizin olsun,
yalnız bana bırakın benim olan duygularımı,
ne olur, bari rüyalarımda rahat bırakın...

sizin olsun kehanetleriniz, fikirleriniz,
beni benimle, sevdiklerimle baş başa bırakın,
ne yaptım söyleyin haşin bakışlı devler,
ne yaptım size ki, böyle zulmediyorsunuz...

hani aynı davaydı, hani aynı yoldu söyle?
nerde kaldı kardeşliğimiz, verilen sözler?
hani bir zamanlar ağlayan o masum gözler?
söyleyin nerde, nerde o dostluklar?

bilmem ki ben mi durmuşum yoksa zaman mı?
köşe başlarını köpekler kapmış heyhat,
şaşırmışım gülsem mi, yoksa ağlasam mı?
kalmadı ne leyla ile mecnun, ne şirin ile ferhat…

kaldır dedi, içindeki o güzel günleri bir çöplüğe at,
ne kadar alçalmışım farkında değilim bunun,
alameti değil midir şeytana alet olduğunun,
içimde vaveylalar kopuyor eski günleri anarken...

[GooD aNd EvıL]

Sana Hasret

sensizliğin hediyesi gözümdeki yaşlar,
sen demeyince asla, sen deyince akmaya başlar,
seni arar ellerim, yoksun yanımda,
uzaklardasın çok uzaklarda...

mevsimler birbirine karışmış gibi,
uzaklara dalar gözlerim nemli,
koparılmış bir gül gibi sevdalından,
mahzun bakar boynu bükük ardından.

yar nedir bu hasret çekilmez kahrı?
anladım, sınır tanımaz mecnunun aşkı,
en son nokta dağlardır, görünmez ardı,
yine bu gün hava sensiz karardı.

kapatır kapılarını kalbim bir bir,
yabancı duyguya yer yok, sadece sen gir,
kıvranır sabahlara kadar, sensizliğe duygularım,
ne mi yaparım? hiç bir şey, oturup ağlarım.

bulunmaz senin dengine dünyada bir eş,
denk tutamaz mecnun aşkını aşkıma eş,
evreni yaksalar kıskanır güneş,
hasretimin yanında sönüktür ateş.

fırtınalar koparır içimde rüzgarın,
sensizliğin eseri yüreğimdeki yangın,
sabahları sensizliğe uyanır gözlerim,
tarifi imkansız, öyle ki çok özledim.

sevgi yüklü sandal gönderdim ümitlerine,
yükle duygularını bütün benliğinle,
yüreğim uzaklara uzanır alabildiğine,
sevinmek mi, ne demek? çıldırır geldiğine...

[GooD aNd EvıL]

Seccadem

ey garip seccadem, kaderin taktirinden,
bana ağlamak, sana gözyaşı düştü...
okşarken, çoğunun sinesini nurlu başlar,
senin de bahtına, günahkar bir ser düştü.

konuş benimle, ne olursun bırakma beni,
dindirir belki bir sözün, yanan sinemi,
söyle ne olursun, söyle ey garip seccadem,
eskisi kadar, sever mi Allah beni?

geçti nerdeyse, ömrümün yarı yılları,
sinene ilmek ilmek, işlediğim damlalar.
yaşadım sıcak yazları, uzun kışları,
ömrümün sevabını, sildi geçti günahlar...

en büyük itirafların, şahidisin sen,
nuri Muhammet’in, miracısın sen,
söyle ne olursun, ey garip seccadem,
sabah desem, akşam desem,
affeder mi? Allah’ım, beni de affet desem...

[GooD aNd EvıL]

Selviler Sokağı

uyur selviler sokağında güzeller,
bilmem ki uyuyan sevdamı, yoksa gönlüm mü?
akan bütün ihtişamıyla zaman mı, yoksa ömrüm mü?
ayrlık şarkısı söylemek neden?
daha beyazlara bürünmüş kış gitmeden...

otur şöyle yanı başıma ey sevgilimin hayali,
bak per perişan bir halde seni sevenin hali,
ey sevgili seni çalan ney ağlar, neyzen ağlar,
seni gören didar-ı dilzen ağlar...

anlattım bu gün yine, istanbula derdimi,
o ağlar ben ağlarım, ben ağlarım o ağlar,
sen ben ve istanbul sabahlıyoruz,
bak oturmuş birlikte ağlıyoruz...

“Yahya Kemal Beyatlıya”

[GooD aNd EvıL]

Sen Aldın

aşk yolunda attığım, ilk adımdın,
adımı unuttum, adını aldım,
uğrunda yıkılmış, bir viraneyim,
deliyim, deliyim bir divaneyim,
******* benim, ben *******in,
hasretin, özlemin yakar içimi,
uğruna vermişim, al bu can senin,
sen aldın elimden sevgilerimi,
aç susuz, sensiz kalmışım

[GooD aNd EvıL]

Sen Misin

leyla diyarından, kopup gelen taş mısın,
gözlerimden süzülen, damla damla yaş mısın?
beni benden alan, tatlı dilli yar mısın,
hasreti ılgıt ılgıt, estiren rüzgar mısın?

hafakan koparan, yüreğimde har mısın,
beni sen ile eriten, ahu zar mısın?
misk-i amber kokan, tende can mısın,
duman duman, üstüme çöken efkar mısın?

uzadıkça ırayan, serap mısın,
yoksa sende perişan, harap mısın?
hafakan koparan, yüreğimde har mısın,
beni senle eriten, içimde ağyar mısın?

yoksa sen de, benim gibi harap mısın,
içimde doğan, içimde batan mehtap mısın?
yoksa içimde ki, benden uzak el misin,
yada bilmediğim, benden yakın ben misin?

özlemi olan, dalga dalga sel misin,
yoksa hissettiğim, içimdeki sen misin?

[GooD aNd EvıL]

Sen Olmadan Olamam

yine bir akşam,
karşımda güneşin muhteşem kızıllığı,
bir gün daha batıyor yüreğimi kanatarak,
bir gün diyorum, sanki yıllar geçiyor,
içimde ki ateş, güneşi yakacak derecede,
geride bıraktığım anılar, yıllar,
gözlerimin önünden senler geçiyor, benleri eriterek,
bak, oturmuş yalnız seyrediyorum güneşin batışını,
batarken, yüreğime batıyor hüzmeleri,
sanki seni benden alıp gidiyor,
yavaş yavaş kayboluyor gözlerden,
yerini karanlığa bırakarak aydınlık...
bakalım ne zaman doğacak benim güneşim?
güller kokmaz artık, bülbüller ötmez,
gülen yüzler gülmez, bakışlar mahzun,
döndü karanlıktan aydınlığa dünyam,
şimşekler çaktı yüreğimde, yüzünün hayali göründü,
silindi gözlerimden o güzel görüntü,
sensiz ruhum, acı bir hale büründü,
senden uzakta, seninle kalmak,
ne kadar zormuş mutlu olamak,
kıştan farkı ne yazın, sen olmayınca?
sen olsan kış bahar, sen olsan bana yaz var,
yoksun, yokum, hayaller ülkesinde yaşantım,
hüzün çöker yüreğime ağlayamam,
anlatmak isterim sana olan sevgimi, anlatamam,
gelmek isterim gelemem, yollarıma barikatlar kurulmuş,
yeterki, sen mutlu ol ey sevgili,
gülsüz bahar olmaz, ben mutlu olamam,
ömrümün bittiği yolda başlar sensizlik,
sen canımsın ey sevgili, sen olmadan olamam.

[GooD aNd EvıL]

Sen ve ben

çıkmaz sokağında, yururken aşkın,
ben şaşkın, sen şaşkın, hayat şaşkın,
haykırmak istiyorum, duygularımı,
ve atmak üzerimden, korkularımı,

aykırı düşünceler, yollarimi kestiler,
sende ki beni,içimde ki seni ve sevgimi,
sorgulamadan, birer birer astılar,
sen dargın, ben dargın, hayat dargın,

dert bir değil, peşinden kosturasın,
sen yorgun, ben yorgun, hayat yorgun,
atilmaz ki atasın, satılmaz ki satasın,
ben vurgun, sen vurgun, hayat vurgun,

rüzgar esmez, dalga vurmaz, kuş ötmez,
biri biter biri başlar, dert bitmez,
bu da gelir, bu da geçer, uzulme,
yıllar geçer, ömür biter, dert bitmez...

[GooD aNd EvıL]

Sen Yokken

sen yokken ölüm gibiydi herşey,
yokluğun bir sırtlan gibi dikildi karşıma,
içten içe kemirdi benliğimi kurtlar,
seni anlatmayı arzuladım anlatamadım...

aynı duygularla yoğrulmuş sen ve ben,
yokluğun beni, varlığın seni yakmış,
dağa taşa, kurda kuşa, ne varsa bütün yaratılmışa,
seni anlatmayı arzuladım anlatamadım...

dışarıya çıkayım, temiz bir hava alayım dedim,
sen yoksun diye çıkamadım,
mevsimin ilk dondurması çıkmış diyorlar,
sen yoksun diye alamadım,
herşeyim sen olmuşsun, ne çare yoksun,
seni ne kadar çok sevdiğimi,
anlatmaya çalıştım anlatamadım...

yılların yükünü taşımış eski bir radyo,
ve en az onun kadar eski bir ses,
sen yoksun ya, kendimi yaşlı hissediyorum işte,
sanki ben yılları değil, yıllar beni eskitmiş,
günlere, haftalara aylara, mevsimlere yıllara,
seni anlatmayı arzuladım anlatamadım...

sen varken hiç ağlamazdım,
mutluluk bendim, bendim bahtiyar olan,
söz geçiremiyorum yüreğime, dinlemiyor beni,
seni istiyor yüreğim, duymak istiyor sesini,
gelecek dedim, sabret dedim avutamadım,
ağladı yüreğim, ağladı, ağladı ağladı,
ben de onunla birlikte ağlamak zorunda kaldım...

eski bir saksı buldum bir çiçek diktim,
su vermedim, sen verirsin diye,
unutmuşum senin yokluğunu,
bir görseydin zavallının nasıl boyun büktüğünü,
yokluğunu anlatmaya çalıştım, anlatamadım...

sen yokken ölüm gibiydi her şey,
yaşayan bir ölüyü andırıyordu bedenim,
sen yokken açtım, susuzdum,
sen yokken yangın yeriydi yüreğim,
bir isyandır başladı ruhumda seni isteyen,
her şey seni istiyor...

gözlerim gözlerine bakmak, ellerim ellerinden tutmak istiyor,
ruhum da, kulaklarımın arzuladığı güzel sesini istiyor,
bu ne muazzam baş kaldırı, hepsi birlik olmuş seni istiyor,
onlara çaresizliğimi anlatamadım...

******* seni soruyor benden, yine yalnızsın diye?
yokluğunu söylemedim onlara, bilsinler istemedim,
sevdiğim gündüzde kaldı, beni bekliyor dedim,
iri iri kara gözlerini diktiler gözlerime,
onlara, yokluğunu anlatmak zorunda kaldım...

seni anlatmaya kafi gelmiyor kelimeler,
yoksun, yüreğimde hiç dinmedi inlemeler,
ayrılık zalim bir avcı, öyle vurduki pençesini,
senden ayrı kalmak zorunda kaldım,
nutkum tükendi,derdimi anlatamadım,
bende şiirime burda;
bir nokta koymak zorunda kaldım...

[GooD aNd EvıL]

Sen Yoksun 1

ürperiyorum sensizim,
gecenin bu geç saatinde tıklım tıklım üsküdar,
sen yoksun!
sen yoksun, neye yarar bu güzellik ey yar,

martılarla birlikte derin uykuya dalmış sanki deniz,
hasretin vurur dalga boyu yüreğime,
ağlamalar duyulur içimden,
sen yoksun!

sen yoksun, hasret yığın yığın,
sen yoksun, keser sesimi özlemin,
bayram olmuş, seyran olmuş sen yoksun,
sen yoksun, neye yarar sevdiğim,

yokluğun batar içime, ağlar yüreğim,
sevdiğim şehirdeyim neye yarar sen yoksun...

[GooD aNd EvıL]

Sen Yoksun 2

sen yoksun, dünyam karanlık, ellerim bomboş,
sen yoksun, gözlerim bir hoş, bedenim sarhoş,
sen yoksun, dünyam yıkık, halim yaman,
sen yoksun, garip bir kervan ilerleyen zaman...

seni arar gözlerim yoksun yanımda,
kapılmış gönlüm uzak sevdanın ardına,
ellerini arıyor ellerim, gözlerini gözlerim,
çırpınıyorum, seni arıyorum yoksun...

duymak istiyorum kalbimde hissettiğim sesini,
uzaklardan gelen bir ses, bakıyorum sen yoksun,
benden bana daha yakın bir nefes,
hissediyorum ama sen yoksun...

titreyen kalbimin çaresisin sen,
*******de rüya, gündüzlerde hayalsin,
alevler yanar tutuşur garip gönlümde,
hayalinle geçen zaman aldatır beni,
gerçeğini arıyorum senin, yalnızım sen yoksun...

[GooD aNd EvıL]

Sende Kalmış

yine bugün, hasret dolu göz yaşlarım,
ardımda kaldı, benle yaşıt anılarım,
o güzel günler,
hep birer birer,
geçiyor gözlerimden,
aklıma geldikçe, oturup ağlarım,
anılarım, yaşanmamış yıllar gibi içimde,
yine eskisi kadar, yeni duygularla donanmış.
aklım sende kalmış,
yüreğim sende kalmış,
göz yaşlarım bir tek bende,
bir de, acı bir tebessüm senden geriye,
dertler bende kalmış, acılar bende kalmış.
gözlerim mahzun bakar resmine,
gündüzlerim *******de,
*******im sen de kalmış,
sen de kalmış birtanem, sen de kalmış...

[GooD aNd EvıL]

Seni Kaybetmekten Korkuyorum

yağmurlar altında, şimşekler çakarken,
yine sen aklımdasın,
dünya birlik olmuş üstüme gelirken,
yine sen aklımdasın...

hiç bir şeyden korkmuyorum,
karanlık *******den,
bir şeyden çok korkuyorum,
yalnız senden...

terk edip gitmenden, veda etmenden,
herkesi seviyorum diyebilirim,
aşkım dediğim birini çok seviyorum,
isminin karşılığında, yalnız sensin...

aşkım, mecnundan, keremden beter,
leyla ile şirin görse imrenir.
büyük aşklar, büyük ayrılıklara sebep olurmuş,
işte ben bundan çok korkuyorum...

[GooD aNd EvıL]

Seni Koydum İçime Gidiyorum

hazan çiçekleri baharda açmış,
nerede baharın öz çiçekleri?
kollarım uzanmış elini açmış,
nerede bilmemki yarin elleri...

iki üç gün oldu hasret biteli,
bak göründü yine gurbet elleri,
ahaste ahaste bir sallanıştı,
uzaktan uzağa narin elleri...

çiçekleri bile hasret kokuyor,
yüreğime ayrılık, dert dokuyor,
hazan vurmuş baharım, ötmez bülbül,
soldu artık yüreğim açmaz bir gül...

sen gittin gideli, kış sert geçiyor,
yüreğim elimde can çekişiyor,
senden kalan tek hatıra yüreğim,
bak ardından, oda sensiz gidiyor...

gözlerimde gözlerinin izleri,
yüreğimde sana ait gizleri,
yaşadığım, yaşamadığım her şey,
seni koydum içime gidiyorum...

[GooD aNd EvıL]

Seni Övdü İstanbul

döver miydi toplarla fatih seni?
met etmeseydi peygamber istanbul,
dünyanın gözü olur muydu sende?
övmeseydi peygamber İstanbul,

güzel olmasaydın över miydi peygamber?
ne kadar bahtiyarsın seni övdü istanbul,
güzel olduğun için mi övdü seni peygamber?
yoksa o övdüğü için mi güzel oldun istanbul?

istanbul gönülleri fetheden diyar,
devleti ali osmaniye’ye en sadık yar,
peygambere ev sahipliği yapan zata,
tıpkı onun gibi, bağrını açan şanlı diyar,

gökyüzüyle sevişen çamlıcadan,
seni seyrettik İstanbul,
yürekler yakan topkapıdan,
sana vurulduk İstanbul…

tutkunun esiridir gerdanlığın,
dünyaya bedeldir senin varlığın,
peygamberin övdüğü kutlu belde,
şifasın, derman bulunmaz derde…

[GooD aNd EvıL]

Senin Derdin İstanbul

Allah'ım, istanbul'dan daha güzel bir şehir yarattın mı?
bu kulundan daha çok kimseyi ağlattın mı?
ey koca şehir, izin ver bir soru sorayım,
sana soru sormak haddime değil,
üzme beni ne olur, sorum o kadar zor değil,
cevap ver yalvarırım, beni mahrum etme bundan,
sana aşık olan şairler, öldüler hep birer birer,
verem mi oldular derdinden, bilmem ki!
adını sayıkladılar bütün *******...
adına nice şiirler, övgüler yazıldı,
altın harflerle, tarihe kazıldı,
hep güzelliğin anlatıldı, nedendir?
unutma, ben de bu genç yaşta ölürsem, senin derdindendir...
duygularımı anlatamıyorum, bu mümkün değil,
seni anlatmak mı, çok zor, bende yok o hissiyat,
seni ancak, büyükler anlatabilir,
anlatsaydı, belki, seni akifler anlatırdı,
istiklal şairi anlatsaydı güzelliğini,
sevdan yollara döktürürdü insanları,
sana olan hasret ağlatırdı onları...

[GooD aNd EvıL]

Sensizlikte Cehennem

sensizliğin yerine, yanaydım cehennemde,
dar gelir ora bana, sensiz olsam cennette,
gül bahçesine dalsam, kokusu zehir olur,
nerde bir güzel görsem, dert gelir beni bulur,

hasretlik kor gibi yakar içimi,
özledim sevgilim gülmelerini,
sevgin bana ızdırap mı, yoksa ödül mü?
istersen gel al, benim canımı,
yeter ki bir kere tut ellerimden,
doyasıya bakayım o gözlerine,

gönlümün aradığı yerdesin,
ruhuma çok yakın, bedenden uzak,
bir kere görsem güzel yüzünü,
ölüm benim için ödül olacak.

[GooD aNd EvıL]

Sevdiklerim Nerede?

terk ettiler birer birer,
sevdiklerim nerede,
gözlerime yaşlar dolar,
bir mendil verenim olmaz

uzak diyarlara düştüm,
gülden uzak, gönülden uzak,
kapım herkese açıktır,
bir kapım çalanım olmaz.

güle yandım, güle yandım,
boynu bükük güle yandım,
çiçeklerle dolsa gönlüm,
bir demet derenim olmaz.

en yakın dostlarım dertlerim oldu,
nerde acı varsa hep beni buldu,
yar sen olmayınca yüzüm gülmüyor,
dertlere kedere bir son ver gayrı...

ey sevgili can sevgili,
gelsen yanıma sevgili,
bir buse kondursan bana,
zerrecik dertlerim kalmaz.

[GooD aNd EvıL]

Sıkıntı

kar yağıyor Ankara’ya,
ajanslarda cinayet haberleri,
yine karıştırıyorlar ortalığı,
temkinli olmalı…

müslüman?
müslüman cinayet işlemez,
müslüman karıncayı incitmez,
adı değil, kendi müslüman…

uyandı ülkemin insanı,
kan dökenleri biliyor artık,
atılan çamurlar tutmuyor,
tutanlar dökülüyor patır patır…

katil belli, apaçık ortada,
yeminlerine çok bağlılar,
öyle ki;
yeminleri için, kendi adamlarını dahi öldürüyorlar…

ve iftiralar başlıyor,
kim öldürdü?
o,
o kim?
müslüman…

şehrin üstünde, siyahtan, kocaman bir gölge,
kan kokusu alıyor vampir ruhlu insanlar,
adaletin koridorlarında bir korku,
cami içinde vahşi bir cinayet,
oluşmadı av için uygun bir ortam…

son çırpınışları,
son kan damlası ağızlarından akan,
altın neslin güneşi doğuyor ufuktan,
ümitle bekliyor o günü insanlık,
yerini bırakacak, karanlığa aydınlık…

kar taneciklerinin üstünde ümitlerim,
yerler bembeyaz, sırtımda ağır bir yük,
yere düşen ümitler filizleniyor,
ben eziliyorum, davam büyük ben küçük…

[GooD aNd EvıL]

Sokak Lambaları

sokak lambalarının altında, artık sensiz yürüyorum,
her taraf zifiri karanlık, sanki sensizliğe yürüyorum,
sen yanımdayken karanlığa meydan okurdum,
bir hoş yanardı sokak lambaları,
sen yoksun, suratları asılmış sanki,
bir ben varım, bir de...
terkedilmiş, yada yasaklanmış sokaklar...
sen yoksun, sensizliğe bürünmüş, sensizliğe ağlar,
sert zeminde yükselen ayak seslerim,
ayaklanmış, boyumdan büyük dertlerim...

[GooD aNd EvıL]

Son Bir Defa Arkana Bak!

böyle bırakıp gitmeyecektin sokak ortasında,
kanayan kalbimi, sarmadan beni,
arkana dönüp, bir defa bakmalıydın,
bir inat uğruna, yıkmamalıydın beni...

avuçlarımdan içtiğin suyun hatrına,
vefa bende kalmalı deyip, bir defa bakmalıydın ardına,
yakmamalıydın, ümitle beslediğin yüreğimi,
bir inat uğruna, yıkmamalıydın beni...

al götür benden, gözlerimdeki gözlerinin rengini,
al bende kalmasın acı dolu yüreğin,
parçala yüreğimi, kanımı şarap diye şeytanlara ver,
kalmasın zerre kadar, geriye benden eser,
al götür ruhumu, isanın çarmıhına ger...

ekmeğimi, suyumu elimden alıp gitmemeliydin,
aç susuz bırakmamalıydın beni çöl ortasında,
bunu bana, düştüğüm gün yapmamalıydın,
arkana dönüp, bir defa bakmalıydın,
bir inat uğruna, yıkmamalıydın beni...

elinden düşmemeliydi, sana verdiğim son gül,
şimdi git, hüzünlü yüzünle, kime güleceksen gül,
acı dolu yüreğinle, bir gün öleceksin,
belki de attığın, o, son gül ile dirileceksin...

al götür yüreğimi, mecnuna göster,
de ki; senden beter mecnunlar varmış,
götür yüreğimi, leyla görmesin,
mecnun ile leyla aşkı sönmesin...

gel yanıma ne olursun, aşkın hatrına,
esirgeme gözlerini gözlerimden,
gideceksen yine git,
giderken son bir defa, arkana bak ta, öyle git...

[GooD aNd EvıL]

Son Resim

son resmin gözlerimde kaldı,
dünyanın en harika fotografçısı çekti,
seni bana verdi, seni yanıma aldım,
nereye gidersen git, sen bendesin,
yeşil gözlerimde siyah gözlerin,
yeşilin içinde kaybettin siyahı,
gitmek istesende, artık gidemessin...

[GooD aNd EvıL]

Sözünden Dönene Nokta Nokta

sevgisiz bedenim ölü gibidir,
sensiz yüreğime kurşun sıkılsın,
******* mehtaba bürünmüş gibi,
gözlerin içime doğuyor hergün.

yüreğim bedenden ayrılmış sanki,
gündüzler geceyle karışmış gibi,
kaderin pençesinde ızdırap halim,
özleminle her an yanıyor kalbim,
sensiz olan gönül, gönül yıkılsın.

senden ayrı geçen, günlerim sanki,
her anı bir asır, asır geliyor,
yine bir gece de, yalnız başıma,
hayat bana, ben hayata, küsmüş gibiyim.

seni düşündükçe içim yanıyor,
rüyamda görünce seni sevgilim,
canıma bin can, katmış oluyor,
uyanıpta sensiz kalınca,
canımdan bir can, kopmuş oluyor.

ağaçlar yaprağını erkenden döker,
bilmem ki, bu beden ne zaman çöker?
senden ayrı kalalı, kalpsiz gibiyim,
kalbim, seni öyle sevmişki inan,
bedenim kalbime, isyan ediyor.

gözlerim, hiç bir şey görmüyor artık,
hayalin gözüme perdedir sanki,
sana olan aşkımın, anlamı mı?
tarifi imkansız, duygu selidir.

ellerim, tutacak bir el ararsa,
uzanacak o el, senin elindir,
gözlerim, bakacak bir göz ararsa,
bakılacak o göz, senin gözündür.

ellerim, elinden başka el bilmez,
gözlerim, gözünden başka göz görmez,
sözlerim, sözünden başka söz bilmez,
sözünden dönene, kurşun sıkılsın.

[GooD aNd EvıL]

Şairin Birine

şairin birine sormuşlar; Ankara'nın neyini seviyorsun?
istanbula dönen, yolunu seviyorum demiş şair,
bende ey şair, senin bu sözünü sevdim,
her yerin kendine göre, güzelliği var biliyorsun,
fakat istanbul başka, güzelliğe bak görüyorsun...

geleli üç gün oldu,
istanbul, yine hasretin çöktü üstüme,
sen büyük insanlar gördün, büyük yaşadın öyle büzülme,
ne harikalar yaşadın ki sen, tarihin şanlı idi,
seni yücelten ordu, büyük osmanlı idi...

bütün dünyanın gözü sende, ölsen de sakın küçülme,
üzerindeki tarihtir senin kimliğin, asla sildirme,
unutma, sana değer veren Fatih'i, Akşemsettin'i,
ölsen de istanbul, gittiğin yoldan asla dönme...

[GooD aNd EvıL]

Şeytana; Defol! ..

kurduğum hayaller suya düştü,
isterdim bir defterim olsun,
ve bütün sayfaları boş kalsın,
tertemiz, pırıl pırıl, bir nokta bile yok,
isterdim ki, noktayı koyan kalem kırılsın,
ve dünyam, o defter kadar temiz kalsın...

aldanmışım ve boşuna beklemişim,
tuttular elimden ve çekip aldılar beni,
o tertemiz yerimden,
önce o güzelim dünyamı kazdılar,
ve anlamadığım bir dille kara kara yazılar yazdılar.
sokak duvarlarından beter yaptılar saf ve aydınlık dünyamı,
oysa ben ne hayaller kurardım o körpecik yüreğimle,
söküp aldılar kalbimi yerinden o iğrenç elleriyle...

hem de hiç acımadan, var mı bilmiyorum vicdanları sızlamadan,
evet, aldılar biricik sevdamı,
aşkımı ve hiç bir şeye değişmediğim hayallerimi,
ya o çektiğim çileler, acaba boşuna mı geçti yıllar?
onlar bilmiyor muydu benimde bir sevdiğim,
bir canım, gonca gül çiçeğim var…

biliyorlardı, ama insanlığın ne olduğunu, yaşamın kahpelik olmadığını,
ve başkaları için yaşamanın zevkini bilmiyorlardı,
belki de haklıydılar, kim bilir öğretenleri olmamıştı;
onlara hep para, hep makam, hep mevki ve benlik duyguları öğretilmişti...

kim bilir, belki de onlar haklıydılar,
çünkü haksızlığın hak olduğu öğretilmişti onlara,
durmuyorlardı, ellerinde kara kara kalemler,
ve nerde güzellik, orda bitiyor devler…
kan ağlıyor sokaklar bunların ellerinden,
ve ağlamalar geliyordu, şehrin talihsiz evlerinden...

hayaller kuruyordum sevdiğimle;
ve bir gün okşarken saçlarını, yanına düştü boynu,
kımıldayamıyordu artık, sararıp solmuştu,
nabzını yokladım ve sonunda olan olmuştu,
hayatını yaşamadan, gençliğinin baharında öldü…

hatırlıyorum, hayatında bir kere gülmüştü,
birlikte büyüdüğü ağaç, çiçek açmıştı,
görünce bunu yüzünde gülücükler saçmıştı,
arzuladığım o tertemiz dünyam biranda kararmıştı,
hiç acımadan, düşünmeden kahpece kopardılar sevdiğimi…

kirlettiler dünyamı, temiz sayfa bırakmadılar,
karaladılar ve karaladılar,
hiç durmadılar, gece gündüz karaladılar…
ve sonunda insanlığımı, vicdanımı, hürriyetimi,
hiç tereddüt etmeden, insafsızca elimden aldılar…

oysa ne hayaller kurardım;
güzel bir bahçe içinde çiçekler ve ben,
onlar büyüdükçe ben mutlu olacaktım,
o tertemiz dünyamda kalacaktım,
çiçeklerimi birer birer astılar,
ve sonra defterimin sonuna şu yazıyı yazdılar;

sana dendiği zaman ak sayfamı karamı birini seç,
sen zoru seçtin, ak sayfa dedin,
seçtiğin yol tekti, doğruydu ve gerçek,
kazanmak istiyorsan sabretmen gerekecek…

şeytan diyordu bana;
ey beyaz sayfasını kirletmek istemeyen genç,
düşünmüyorsun, yarın başına neler gelecek,
insanlar seni kirletecek er geç,
gel bu düşüncelerinden vaz geç…

ben haykırdım bütün benliğimle;
DEFOL! ...

[GooD aNd EvıL]

Taş Duvarlar

taş duvarların ardındaki hayaller,
yüreğine hapsetmiş yüreğini,
korkuları yıkmış, yeni korkular bekler,
oysa, haykırmak ister dünyaya dertlerini…

bir umuttur, sallar elini oyuk taşın içinden,
kime gider bilinmez, görmez yüzünü,
hissettiği, bir elin, elinden almasıdır mektubu,
yıllarca bekler, bir ümit, bir ümit…

yüreğinde bir yangın, dünya yanmış umurunda mı?
büyür yarası, hasret uzadıkça daha da büyür,
kim bilir, hangi ceylan gözlünün yüreğine hapsedilmiş,
bir zamanlar ışıl ışıl, şimdi fersiz gözleri…

akıl kalp arasında, gider gelir duygular,
sıkılan bir ruh, dünya dört duvar,
ağlar her gün, yüreğini döktüğü taşlar,
hakkıdır, sevilmek ister sevdiği kadar...

taş duvarların ardındaki hayaller,
bir gün kavuşacağı günü bekler,
yorulur beden, yaşlanır ümitler,
uslanmaz gönül, usanmaz, yinede bekler…

uzanır bir el uzaklardan yüreğine,
kavuşmak yanmak mı?
yoksa bu, ilk defa uyanmak mı?
dudaklarından dökülen son sözdür,
seni seviyorum,
ve diker gözlerini gözlerine…

[GooD aNd EvıL]

Tesbih

doksan dokuzluk bir tesbih düşüyor yere,
daha hayatın orta yerinde sere serpe,
elli yaşlarında bir çınar yıkılıyor,
ceyhun gözyaşlarım düşüyor yüreğime…

hey hasretlik, öyle ki; ömür boyu hasretlik,
hayal etmeye bile korktuğum,
hani gelecektin, hani dönecektin geriye,
beni terk etmeyecektin...

yıllardır yolunu bekledim,
ümitle beslediğim, hissiz kalan hislerimle,
bir zamanlar büyük ellerinle okşadığın o küçük başım,
yıllar yılı büyüdü, büyüdü son bulmayan dertlerinle,
sığmaz bu kafa artık o kacaman ellerin içine,
yediğim içtiğim hasret, gözlerimden süzülen hasret...

gelmeni isterdim, her sözünün arkasında durduğun gibi,
ve geldim işte demeni,
ellerinden öpmeyi isterdim, hatta kapanmak isterdim ayaklarına,
son defa olsun hissedemediğin ellerinle başımı okşamanı,
bir an olsun bakmanı isterdim fersiz gözlerinle gözlerimin içine…

her şeyi değil, hiç bir şeyi,
seni isterdim yanımda,
hayal etmeye bile korktuğum,
hani gelecektin, hani dönecektin geriye,
beni terk etmeyecektin...


seni ne kadar çok severdim bir bilsen,
serin bir sonbahar günüydü, seni son görüşüm,
dilin varmıyordu söylemeye gittiğin yeri,
arkana bakmadan gittiğin gün
sen, inandığım ama görmediğim yerde,
ben, senin terkettiğin yerde, seninle öldüm o gün...

ve yıllar sonra;
doksan dokuzluk bir tesbih düşüyor yere,
senin tesbihin, sen den yaşlı olan tesbihin,
yıllar sonra;
senden ve senden öncekilerden ayrı kalmanın hüznüyle,
yılardır taşıdığı yükle, can damarı ipi kopuyor,
o doksan dokuzluk cüsse param parça oluyor,
hasarlı organlarıyla bütünleşmek için çırpınsa da nafile,
nafile bu gün çırpınmak, can ipi kopmuştur artık...

yardıma koşuyorum elimden geldiğince,
elinin değdiği daneleri yeni bir ipte topluyorum,
yılların eskittiği, kimi kırık, kimi çatlak olan,
sayıyorum, tam otuz üç çıkıyor senden geriye kalan...

'Babama'

[GooD aNd EvıL]

Tutkun

zincirlerle tutkun aşkım, kır desen kıramazsın,
çatlak topraklarda büyümüş gülüm,
dudaklarımda, arzularımın son damlası,
sana uzatıyorum, al senin olsun,
ölsem de gam yemem, sen yeterki yaşa…

sana yakın ruhum, gölgeler uzak dursun,
çorak topraklarda geçen ömrümün,
kim hesap verecek, bu ayrılık acısının,
ellerinden, son bir defa, içsem bengisuyunu…

sen, benim denizim, güneşim, ay ışığım,
gel uzat elini sarıl boynuma, olamaz, olmaz deme,
koşalım seninle, hiç durmadan, soluk almadan,
gökkuşağının yedi renginde hayallerimize…

kulaklarımda masum bir ağlama, bulutlar yağmur indirmekte,
yüreğimden bir gül düştü, tutamadım yorgun düştüm,
yaktım bütün kibritleri, mumu yakacak ateşim yok,
çatlamış ellerimde, esir bir kuş ağlıyor, esaretine…

dudağımda son bir şarkı,
üşüyorum,
üstelik,
şemsiyem delik…

zincirlerle tutkun aşkım, kır desen kıramazsın,
çatlak topraklarda büyümüş gülüm,
dudaklarımda arzularımın son damlası,
sana uzatıyorum, al senin olsun,
ölsem de gam yemem, sen yeterki yaşa…

[GooD aNd EvıL]

Unutabilsem

unutmak ne kadar güzel Allah’ım,
ah birde unutmak istediğimi unutabilsem,
unutsam sevgilinin, son defa el sallayışını,
unutsam yüreğime düşen, son damla yaşı…

acı bir tebessüm, sevgilinin son hatırası,
özlemi yakar kavurur içimi,
canlı bir varlıktır yastığım, durmaz başımın altında,
sabaha kadar döner durur, o bir yana, ben bir yana…

unutmak ne kadar güzel Allah’ım,
ah birde, unutmak istediğimi unutabilsem,
unutsam gözlerimin içine ilk bakışını,
unutabilsem, kahretsin, içimi yakışını…

dünyayı sığdırırdım gözlerinin içine,
her şey ordaydı, dünyası dünyamdı,
içim içime sığmaz, güneşi alırdım elime,
aya meydan okur, yıldızlara şarkı söylerdim…

gözlerime bir bakışı vardı, yalandı,
yalandı ayrılığı, seviyordu biliyordum,
yalandı son kahkahaları,
ıslatmıştı gittiği yolu, ağlıyordu…

günden güne eriyip, tükenen ömrümün,
unutmak, uzun yıllar ardındaki sevdaları,
unutmak istemiyor, istesen de,
sabah kan kusmaları, içimde aşk yarası…

bir güvercin edası, uçuverir ellerinden,
seni senden alır, götürür uzaklara,
yıllar olur, hasret kalırsın kendine,
kalırsın tek başına, uzaklara dikilmiş gözlerinle…

[GooD aNd EvıL]

Unutamazsın

beni unut artık,
o güzel yüreğinde yerim kalmasın,
desemde biliyorum unutamazsın...

unut artık sevdam bu yürek senin değil,
bir boşluğa bıraktım, o benim de değil,
unutmak istedim seni unutamadım,
unutmak yüreğimin elinde, benim elimde değil...

unutamazsın sana verdiğim ömrümü,
her şeyi sen gören gözlerimi unutamazsın,
hala vazonda sakladığın kurumuş gülleri,
sen dediğim zaman ağlayan gözlerimi,
sevmiyorum desen de unutamazsın...

seni seviyorum dediğim zaman titrediğini,
kışın ortasında baharı getirdiğimi unutamazsın,
ellerinden tutup seni anlattığımda,
gözlerimden yüreğine inen o eşsiz tutkunluğu,
unutamazsın,
sevmiyorum desen de unutamazsın...

bilirim söylemek istersin söyleyemezsin,
dönmek istersin dönemezsin,
kararını vermişsin artık, sevmiyorum dersin,
unuturum dersin, unutamazsın...

unutmak istemesen de unut,
unut artık beni,sevmiyorum de seni,
böyle söylesem de, sana unut desem de,
biliyorum unutmak istesen de,
sen beni unutamazsın...

[GooD aNd EvıL]

Unutanlar

unutmazlar;
büyükler küçükleri,
unutmazlar;
küçükler büyükleri,
unutanlar;
büyüklenmek isteyenlerdir, her şeyi...

[GooD aNd EvıL]

Veda

hiç gözümde doğmadın, hiç gözümde batmadın,
ben sevmek istedikçe, sen uzaklaştın,
hep gönlümde doğdun, gönlümde batıyorsun,
söylesene Ankara, kimlerden kaçıyorsun?

sır gibisin Ankara, içimde bir sırsın sen,
ellerimde sızlayan, kabarmış nasırsın sen,
kor gibi alevlenen, yüreğimde narsın sen,
gurbeti yaşadığım, hain bir diyarsın sen.

Ankara Ankara, sırlarınla doluyum,
sırlarımı saklayan, vefalı bir yarsın sen,
içinde gurbetim, içimde bir dertsin sen.
ne kadar nankörsün, nankörsün sen Ankara!

bu şehrin her sokağında, bir günahım var,
belki ******* boyu ağlamalar,
belki kaldırımlara düşmüş, bir damla gözyaşı kalır,
benden, sevgiliyi kıran bir söz kalır geriye...

sonra, sebep olduğum, gözünden süzülen yaşlar kalır.
ve köpek sesleri, sarhoş narasıyla,
bu şehrin göbeğine, mühür gibi vurduğum,
tak tak ayak seslerim kalır...

süzülen gözlerimden, son bir bakış,
içimi inciten, buruk bir veda,
dudaklarımı acıtan, acı bir tebessüm kalır,
sonra, yavaşça sallarım ellerimi,

belki, sallanacak bir kol bulamam karşısında,
hoşcakalın dostlarım, hoşcakalın,
sevenlerim, sevdiklerim, sevmediklerim, hoşcakalın,
hoşcakalın sevmeyenlerim, hoşcakalın...

[GooD aNd EvıL]

Unutur mu İstanbul

istanbul, yazın da güzel, kışın da,
bin bir güzelliği, saklarsın bağrında,
insanlar, baharında bulur aşkı,
sessizliğin resim, atılan adımlar sanki bir şarkı,
gözlerine hayranım istanbul, bakışların mestediyor insanı,
toplamışsın bağrında, kuzey güney, garbı ve şarkı,
biliyorum, seni diğerlerinden ayıran büyük farkı,
her yerin ayrı bir güzellik, ayrı bir efsane,
zerafetin örneği kız kulesi, ihtişamın göz bebeği topkapı,
selimiyeyi kucaklıyor, sanki süleymaniye,
ayasofya, sultanahmet, saymakla bitmez kutlu yapı,
unutur mu, istanbul hayranlarını,
unutur mu, Yıldırım'ı, Fatih'i, Murat'ı,
Orhan Veli, sessiz sessiz dinlerken seni istanbul,
ismini haykırıyordu, Yahya Kemal Beyatlı...

[GooD aNd EvıL]

Yağ

yağı sevmem,
yağ midemi rahatsız eder,
yağlamayı da sevmem,
çünkü yağlama ruhuma aykırı...

yağı hiç sevmedim ve yağlamadım,
sevenlere de karşı çıkmam,
yağlayana sağlık, yağlanana afiyet olsun...

[GooD aNd EvıL]

Yağmur Gözlü

yağmur gözlerinle bakma öyle, yüreğim yanacak,
baharın sonunda yazı, yaşamadı bu gönlüm,
kışın orta yerinde içimde soğuk bir sen,
donmuş bir heykel sokağın ortasında, hep böyle mi kalacak?

ellerim cebimde, buz tutmuş yüreğimle ısınıyorum,
sensiz *******de senli hayallerle avunuyorum,
gelsen diyorum, çorak topraklara can veren hayat,
sonudur günden güne eriyip biten ömrümün, seni bekliyorum…

hayallerimde yürüyüşün, gözlerimde o eşsiz gülüşün,
altın hızma çalar kulaklarımda, sensin haktan dileğim,
dileğimdir dizinde yatıpta yüzüne bakmak, nerden çıktı bu,
yine bilmediğim şarkılar düştü dilime…

yağmur gözlerinle bakma öyle, yüreğim yanacak,
baharın sonunda yazı, yaşamadı bu gönlüm,
gülün kıskandığı yar, dizlerin diken olsun yüzüme,
kabul et sevgili, bülbül kendini baykuş sanacak…

[GooD aNd EvıL]

Yakarış

Allah'ım öyle bir duygu verki bana,
delicesine tapayım sana,
gece gündüz düşüneyim seni ve peygamberi,
atayım içimdeki kötü düşünceleri,
Allah deyip yatayım, Allah deyip kalkayım,
düştüğüm bataklıktan doğru yola sapayım...

[GooD aNd EvıL]

Yaş Yirmilerde, Onun Gittiği Yer Nerde?

ne hayaller kurardım, ömrümün son demine,
hiç hesap etmeden, geçen zaman aleyhime,
ne zaman öleceğim belliymiş gibi,
yaşlılığa bıraktım bütün güzellikleri...

oysa güzellik gençlikteymiş, yaş yirmi altı,
öyle bir konuştum ki sanki yaş altmış altı,
ne güzel anlatmış, yaş otuz beş, yolun yarısı,
danteyi tanımadım, şairin tanımadığı gibi...

ortasında mıyız hayatın, yoksa başında mı?
cahit sıtkı tarancı, yolu yarılamadan gitti,
bilmem ki, bitti mi bize verilen süre?
bilinmez nezaman gideceğiz, onun gittiği yere...

'Cahit Sıtkı Tarancı'ya'

[GooD aNd EvıL]

Yeniden Hayat

kahreden yalnızlık, içimden çık git,
bende mutlu olup yaşayacağım,
hasretlik tüketti bitirdi beni,
hayata yeniden başlayacağım...

bir ömür mutluluk yaşayacağız,
hayat dolu gözlerinle bakıversen,
gülmeyen yüzüm gülecek artık,
uzanan ellerimden tutuversen...

dinmeyen dertlerim dinecek artık,
bir ömür mutluluk yaşayacağız,
ümitle yollarını aşacağım,
gözlerinle, ufukta buluşacağım...

kötülükleri maziye gömüp,
yeni bir hayata başlayacağım,
yaşlansam da artık umrumda değil,
seninle geçecek her bir günümüz...

özlemin yaksa da garip gönlümü,
ayrılık bitecek kavuşacağız,
sana adadım bütün ömrümü,
sevgiyi yeniden yaşatacağız...

[GooD aNd EvıL]

Yokluğa Bir Bakış Mıdır Hayalin?

yokluğa bir bakış mıdır hayalin?
gözlerime rengini vermiş, gözlerin,
yüreğime işlenen bir mavi hülya,
yeşil gözlerimde, siyah gözlerin.

dikti mabedi dergahıma siyah gözleri,
yüreğime saplanan minareler oldular,
karanlığın bağrına, sapladım hançerimi,
sıra sıra sancaklarla, sana selam durdular.

yokluğa bir bakış mıdır hayalin?
tahammülüm kalmadı, göster artık gül cemalin,
dağladı bağrımı, yüreğime işlenen halin,
çöllere düşmüş mecnun gibi misalim.

seni selamlıyordu, yıldızlar ve ay,
bakışlarım uzandı, fezanın derinliğine,
maveraya ateş saldı, kıp kızıl dolunay,
har oldu, nar oldu, kor oldu, tutuştu yüreğine...

yokluğa bir bakış mıdır hayalin?
tükendi yolunda, kalmadı mecalim,
yıllardır beslediğim ümitler, takıldı ümitlerine,
ve daldım gittim yine, simsiyah gözlerine...

[GooD aNd EvıL]

Yüreğimdesin

yine çamlıcadayım bu gün,
merhaba mutluluk elveda hüzün,
istanbulun seması çamlıca,
gökyüzünden seyretmek gibi istanbulu…

kimileri seni gözleri kapalı dinler,
kimileri gözleri açık dolaşır,
kimileri açık gözlü körler,
güzelliğinden nasipsizler…

gözlerim yüzüne aşina,
ruhum seninle sırdaş,
kalbimde sana ait duygular,
ve korkular ayrılığa dair…

hüzün çöktü İstanbul,
yine ayrılık vakti,
tam sana kavuştum derken,
erken düştü bahtımıza ayrılık