Tam Sürümü Görüntüle : Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:20 PM
------Yok olurum
Yok olurum
Sanki şeref madalyası takılmış,
Onursuzlara…
Zorbalar, gülleri talan ediyor.
Sis kaplamış her yanı.
Lal olmuş beşer.
Çobanlar sürüyor uçuruma koyunları,
Emir var “ağa”dan…
Bizim yüreğimiz neden yanıyor?
İkimiz mi kaldık koca Dünya’da?
Bir sen anlarsın bir de ben, beni.
Yok olurum, bırakma elimi…
Ahmet Bektaş
17/18.03.2007
Gece
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:20 PM
-----Ayser Özbakır-Ahmet Bektaş
Ayser Özbakır-Ahmet Bektaş
Onlıne Atışma
Bugün başım duman, zirvem karlıdır
Kalemi elime, alayım dedim.
Şu an sizlerleyken gönlüm kârlıdır
Kederi, elemi salayım dedim...A.Ö
Seslendim uzaktan sözü duyar mı?
Kederi elemi nedir söyler mi?
Gönlünü hoş etsem yüzü güler mi?
Bari hatırını sorayım dedim. A.B.
O ses kulağıma geldi derinden
Sanki gönlüm fırlıyordu yerinden
Gülüş uçtu gözlerimin ferinden
Kederi, elemi salayım dedim.A.Ö
Bu gece başımda garip bir hal var
Gözüm seğiriyor yardan haber var
Mektubun ucunda yine yanık var
Kederi elemi sileyim dedim.A.B.
Dostluk örneğidir bu gelen tepkin
Bilmem sözlerinle olur mu etkin
Kaderi silmeye varmı ki yetkin
Kederi, elemi salayım dedim.A.Ö
Sevgi paylaşınca artıyor derler
Keder paylaşınca azalır derler
Bilirsin kalp kalbe karşıdır derler
Kederi elemi sileyim dedim. A.B.
Dertler benim olsun etmeyin tasa
Bugün derin derin boğuldum yasa
Sırtımı dayadım bir tahta masa
Kederi, elemi salayım dedim.A.Ö
Dönüpte arkana şöyle bakıver
İpekli mendili yere atıver
Yası bırak yeter azcık gülüver
Kederi elemi sileyim dedim.A.B.
Yüreğimi söküp yerlere atsam
O mendile göz yaşımı akıtsam
Diyar diyar dertlerimi dağıtsam
Kederi, elemi salayım dedim.A.Ö
Altın yere düşse değer kaybetmez
Mendil de ıslansın kurur fark etmez
Dertler diyar diyar dağıtsan bitmez
Kederi elemi sileyim dedim.A.B.
Kaybolan ömürdür değil değerler
Lazım oldu dünde kalan eğerler
Alabora eden hain diğerler
Kederi, elemi salayım dedim.A.Ö
Kahveyi içerim telvesi kalır
Ömür geçer yitmez meyvesi kalır
Güzel anlar bize hatıra kalır
Kederi elemi sileyim dedim.A.B.
Bir yaşam tarihe yaslı girecek
Yapanların başı göğe erecek
Bir başka tarihse bunu yerecek
Kederi, elemi salayım dedim.A.Ö
İman gözlerdeki yaşı silecek
Allah'ım biliyor hesap soracak
Kimsenin yaptığı kar kalmayacak
Kederi elemi sileyim dedim.A.B.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:21 PM
-----Dağlar
Dağlar
Dağların bağrı lime lime,
Gözüm zirvede…
Ağır ağır geliyor gölgesi üzerime,
Buluta saklanır Güneş;
İnce bir esinti, ohhh.
Rüzgârın dilini anlarım,
Çamların arasından başka seslenir.
Aklımdan niye çıkmazsın sen?
Raks ediyor iki kelebek,
Kır çiçekleri bakir…
Kime şakır söğüt bülbülü?
Yamaçtaki mezarlar kimin?
Guguk kuşu es vermiyor,
Kurbağalar hep aynı…
Bozuyor ahengi “gak” sesi.
Kel tepeye uzanıyor gözüm,
Hep yalnızdı kanadı kırık çam…
Aklımdan yine çıkmazsın sen.
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:21 PM
-----kadınım
Seni düşünsem
İçime yayılır;
Gündüz yedi rengiyle güneş.
Gece dolunay.
Yüzüme yansıyan
Parıltı senden.
Bırakmaz yakamı
İnatcı düşler.
Düşlerimde sen
Bütün gizeminle;
Masum,sevecen.
Ah bir de bilsen;
Gönlüm sadece
Seninle şen.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:21 PM
-----Kraliçem
Kraliçem
Hangi sihirli sözünle açtın
Kilitli kapılarımı
Kolayca girdin sarayıma.
Şimdi biz masaldayız
Kraliçem,
Her şey emrine âmâde.
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:21 PM
-----Mor gül
Mor gül
Uzağında şakıdım duymadın.
Azıcık dalına kondum
Dikenin battı,
Kanıyor.
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:21 PM
-----Orijinal
Orijinal
Her sistem kendi bünyesinde bir bütünlüğe sahiptir. Yedek parçacılar, orijinal ile taklitin farkını çok iyi bilirler. Taklit orijinalin performansını vermediği gibi, yeni arızalara da kapı açar. Her şey yerli yerinde güzel... Toplumlar zaman içinde gelişirler, sosyalleşirler. Gelişme adım adım olur. Hazmetmeden tekrar yemek nasıl zararlı ise basamaklar da tek tek çıkılmaz ise geri düşme tehlikesi var.
Önce doğru, adil, Milli bir sistem kurulmalı ki geliştirilsin. Devamlı değiştirilen, gelişmelere açık olmayan, fason sistemlerle nereye kadar gidilebilir?
Başarı için inanç ve azim gerekli. Hevesi kırılmış, meyus bir toplumdan başarı beklenir mi?
İnanç ve azimle çalışıp, kazanmanın verdiği şevk ile daha da ileri gitmek neden mümkün olmasın?
Sevgiler,
Selamlar.
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:21 PM
----Bireysel tercih ve özgürlükler.
Toplumsal bir varlık olan insan, özgür yaşamak ve kişisel tercihlerinde bağımsız olmak ister. Fakat özgürlüğün sınırlarını birey kendisi koyamaz. Başkalarının özgürlüğünün başladığı yerde biter, diğerinin/diğerlerinin özgürlüğü.
Ahlaki ve dini kurallar, özgürlüğün sınırlarını belirler genelde. Kanunlar bu kabul edilmiş ölçütlere göre yapılır.
Özgür olmak kolay değildir, aslında. Tarih boyunca Milletler başka Milletleri savaşlarda mağlup edip; özgürlüklerini sınırlandırmış, hatta katletmişlerdir. Günümüzde hala bu süreç devam etmektedir.
Kişisel tercihler de bir nevi özgürlüktür. Başkalarının özgürlük alanını daraltmadığı sürece, dilediği dini inancı, hayat felsefesini veya inançsızlığı seçmekte özgür olsa da; çoğu zaman insanlar kişisel tercihlerini içinde yaşadığı toplumun genel ahlak ve dini inançlarına uydurmak zorunda kalır. Bir gayri Müslim’in, İslam memleketinde ramazan ayı içersinde, gündüz (kendi rızası ile) açıktan yiyip-içmemesi veya saygın kişilerin bulunduğu bir yemek davetinde bazı toplumsal kurallara ve normlara uyma zorunluluğu da bir nevi özgürlüğün dolaylı kısıtlanmasıdır.
İnsan, bireysel tercihlerini toplumun genel anlayışına uydurmakta her zaman aynı başarıyı gösteremez. Bu durumda, ayıplanmak ve kınanmak kaçınılmaz olacaktır.
Toplumun yargısı her zaman doğru olabilir mi? Bazen önyargılı ve yanlış yorumlarla, bireylere haksızlık yapılabiliyor. Suçlu bulunup asılan bir insana, yıllar sonra iade-i itibar yapılması veya töre cinayetlerine masumların kurban gitmesi; toplumun her zaman doğru karar vermediğini gösteriyor.
Toplumu yönlendiren Aydınlara ve sivil toplum önderlerine çok ciddi vazifeler düşüyor.
Kişisel tercihlerinde özgür olan insan istediği dine de mensup olabilir demiştik. Katolikliği seçmiş olan bir çift; evliliğini (Katoliklikte boşanmak yasak olduğundan) ölene dek sürecek bir akitle yapar. İslam dininde, hoş karşılanmamakla birlikte; daha büyük sıkıntıları önlemek için boşanmak serbesttir. Toplumumuzun genel ahlak kuralları tek eşliliği öngörmesine rağmen; dini nikâh ile (İslam dininde çok eşlilik mubahtır.) resmi olmayan çok eşlilik fiilen devam etmektedir.
Nikâh esasen, kadın-erkek arasında bir akittir. Toplumu ilgilendirmesi; dini, genel ahlak ve çocukların hukuku açısındandır.
Toplum adına hareket ettiğini iddia eden bazıları, şahsi kanatlarıyla ve eksik bilgileriyle değerlendirme yapıp; hatalara düşmekte, düşürmektedir.
Madem özgürlük ve kişisel tercihten bahsediyoruz; bu konularda bireylere haksız baskılar yapılmamalı, öğretici olunmalıdır.
Saygılarımla
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:21 PM
----Çırpınır sevdalar
Kor gibi düşer yüreğe yârin hasreti.
Ne kadar uzaksa o kadar yakıcı...
Umutlar azaldıkça artar özlem.
Uzağı yakın eder hayaller.
Çaresizliğin girdabında çırpınır sevdalar.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:21 PM
----Söz
Söz
Avucunda bulur sükûneti deli kalbim.
Onurludur eğilmez ama
Sözün başım üstüne...
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:21 PM
----Yakalanınca
Yakalanınca
Halk arasında bir söz vardır. “Görürsen şaka, görmezsen yaka”
Meşhur bir hırsız, hırsızlığın püf noktasını şöyle açıklamış; “Yakalanınca utanmamak” hepsi bu kadar…
Milletin malını dolandıranlar piri olmuşlar bu işin. Yakalanırlarsa pişkinliğe vurup, utanmıyorlar.
Şeyh efendiyle yıllarca beraber olmuş, ondan menfaat elde etmiş bir kadın; yakalanınca aldatıldığını masum olduğunu söyleyiveriyor. Yakalanmasaydı bu masumiyeti ne kadar daha devam ederdi? Bilinmez.
Yani yakalanana dek her şey mubah! Yakalanınca “meşru” gerekçeler açıklanıyor.
Tecessüs (casusluk) , başkalarının özelini araştırmak; dinimizce hoş karşılanmıyor ki daha fazla hatalara meydan verilmesin. Çünkü yalan, yalanı doğuruyor.
Fındık reklâmında var ya.
Yerseniz.
Saygılar.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:21 PM
----Yükselen İslam
Yükselen İslam
Yükselen dindarlık değildir, İslam’dır. Klasik manada dindar olanların veya görünenlerin, İslam’ın gizlenen yüzünü keşfetmesi gereğinin (Kendini vasat bir Müslüman olarak görenler daha şanslı) anlaşılması…
İslam, bütün Dünya için yükselen din olarak görünüyor. Türkiye’de dindarların İslam’ın tanıtılmasında ve doğru anlaşılmasında büyük eksikleri var. Gelenekler, zamanla din(İslam) esası olarak algılanmış. Birçok konuda olduğu gibi özellikle namus konusunda(töre cinayetleri, vb.) anlayış eksikliği veya yanlışlığı var. Tabii ki her töre dine dayandırılmıyor. Fakat dinden destek aldığı düşünülüyor veya öyle zannediliyor. Dinde olmayan bazı şeyler varmış gibi dayatılırken; dinen meşru olan bazıları da aykırıymış gibi gösteriliyor. Eğri ile doğru karıştırıldığı için, çok bilgili olmayan büyük bir çoğunluk canının istediğini alıyor.
Çok tekrar edilir “Dinde zorlama yoktur”. Dinde zorlama olmasa da her dinin kendi kuralları var. Bu kuralların uygulanışında yaşanıyor sıkıntı, zaten. Şahsi vazifelerde Allah ile kul arasına kimse girmese de şahsın, toplumsal vazifelerinde veya toplumun kabul edilmiş normlarına uymasında / uymamasında sıkıntı oluyor.
Elbette aşılamayacak sorun yoktur. Toplumun sevilen, sayılan, sözü geçen, aydınlarına bu konuda büyük vazifeler düşüyor. Toplumsal huzur ve barış ortamı olmadan hiçbir şey yapılamaz.
Sevgi ve saygılarımla.
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:22 PM
----Zoru sevdim
Zoru sevdim
Uzanıp kolay toplamışlar yakındakileri.
Şu uzakta asılı olan benimki.
Zoru sevdim…
Kırılgandır uçta dal.
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:22 PM
---Gel
Gümüş saçlarımı dağıtan
Serin sonbahar rüzgârlarıyla
Arınıp yılların hüznünden,
Bunca acıya kedere inat
Yüzünde tatlı bir tebessümle gel.
Dinle yüreğinin sesini…
Gözlerindeki iki damla yaşı
Yanağıma silerim.
Firari kalbimi de al,
Yüzünde tatlı bir tebessümle gel.
Hani ertelemiştik ya
Kavuşmaları...
Ben çoktan sözümü bozdum.
Sen de bana uy,
Yüzünde tatlı bir tebessümle gel.
Bu can bu bedende durdukça
Bitmez hasret, dinmez özlem.
Kırma kolumu kanadımı
Ani bir karar ver,
Yüzünde tatlı bir tebessümle gel.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:22 PM
---Yara
Yara
Bozuk mahsuller imha edilir...
Yaraları sarmak ister bilgelik.
Ara vermeyen diş sızlaması,
Günahın izi.
Geçici olanın hükmü nedir ki?
Bağırsaktaki kirletemez pak bedeni.
Öz temiz ise...
'Kulum beni nasıl bilirse,
O'na öyle muamele ederim.' Buyurur Rabbim.
Düğümleri çözmek, sıkıntıları atmak gerek.
Vicdanın ateşidir yakar günahları.
Arındırır ruhu...
Emanet sahibine iade edildiğinde,
Nefis ayıplarıyla ayrılır.
Ruh, ebediyete devam eder.
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:22 PM
---Yol ayrımında sınanır insan
Yol ayrımında sınanır insan
Gizemli bir çekimle,
Farkına varamadan;
Gelinir yol ayrımına.
Zıt kutuplar çekiyor.
Bilmesen ne çıkar.
Kartondan kimlikler.
Korkma!
Uzat ellerini,
Bırak gözlerini gözlerime…
Hırçınlığın
Yüreğindeki yangınlar.
Yol ayrımında buluşur,
Yol ayrımında ayrılır;
Yol ayrımında sınanır insan.
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:22 PM
--Ahh! Bu kadınlar…
Ahh! Bu kadınlar…
Hayat faaliyettir. Durmak ölüme eş…
“Kadınlar ne kadar olağanüstü olduklarının farkında değiller” Evet, kadınlar olması gereken yerde değiller, toplumun veya erkeklerin görmek istedikleri yerde tutunmaya çalışıyorlar.
Sadakat, evet “sadakat” kız, evli, dul, yaşlı tüm kadınları yücelten sadakat… Yanlış anlaşılmasın, erkeklere sadakat değil. Anlatmak istediğim kadınlığa has sadakat. Sözünde, özünde, işinde, kıvırtmadan duruş sergilemeli ki kadın saygı görsün. Sıkıştığında yalana başvuran, sözünde durmaktan aciz, iftira etmekten kaçınmayan veya zayıflığından dolayı haksızlığa uğradığını iddia eden; göründüğü kadar masum olmayan kadın tipine maalesef toplumda sık rastlanıyor. Bu yüzden saygın kişiler, dul veya yalnız yaşayan kadınlardan uzak durmayı uygun görüyor. Yeterince onlara yakınlık gösterip yardımlaşamıyor. Kısır döngü, bazı dul ve yalnız yaşayanlar büsbütün bunalıma giriyor. Burada suçlu toplum mu, erkekler mi?
Erkeklerle eşit şartlarda, eşit ücret alan bazı kadınlar; dişiliklerini ön plana çıkarıp haksız rekabete sebep olabiliyor. Veya cinsiyetini öne sürüp bazı işlerden kaçınabiliyor.
Başarılı olan evli kadınları erkekler mi taşıyamıyor, yoksa kadınlar taşınmaz hale mi geliyor? Bu da ayrı bir husus… Eğitimli ve başarılı kadınlar, ahlaken de kendini yetiştirmişse başımın üstünde yeri var.
“Çünkü Türkiye sadece erkeklere ait değil. Hepimiz Türkiye vatandaşıyız.”
Türkiye sadece kadınlara da ait değil. Her iki cins de kendi fıtratlarının gereğini, karşılıklı hak ve yükümlülüklere riayet ederek yapmak zorundadır.
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:22 PM
--Aşk
Dindiririm acılarını,
Yüzünü güldürür;
Kalbini sevgiyle doldururum.
Aşk`ı bulursun bende...
Seninle gönlüm şad olur;
Gözüm aydın.
Keyfim, neşem yerine gelir.
Bükülmez bileğim...
Tenim tenini sarsın,
Kokum kokuna karışsın.
Gözlerim gözlerini,
Dudaklarım gamzelerini içsin.
Coşkun akan ırmağı
Biriktiren baraj gibi,
Sevgilerimizle büyüyen;
Okyanusumuz aşk.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:22 PM
--Bana Yakışırsın
Sarı saçlarına yakışır, al yazma.
Ela gözlerine sürme...
Gülümse yakışır,
Gamzelerine...
Kalem tutan ellerinde,
Hayat bulur harfler.
İsmin dudaklarıma,
Gözlerin gözlerime yakışır.
Edepli nağmeler;
Ağzına, diline yakışır.
Salın,savrulsun feracen;
Sana tesettür de yakışır.
Sevmek sevilmek,
İkimize yakışır.
Asalet, güzellik sana;
Sen de bana yakışırsın.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:22 PM
--Bu Topraklar
Bu Topraklar
Kurulmuş dağ başına;
Kibirli, verimsiz, koca taş.
Bin canları barındırır;
Mütevazı, yumuşak toprak.
Nice ayıpları gizler,
Aç gözleri doyurur;
Saçılsın zalimlerin yüzüne,
Bir avuç toprak.
İnsanın başı da sonu da…
Bebenin beşiğinde sıcacık.
Senin de efe dedem,
Bol olsun mezarında toprak.
Su ile kardeş,
Hem de yerine…
Teyemmüm, sonra da secde;
Edilen toprak.
Uğruna canlar fedadır.
Bağrında yatar şehitler.
Anaların gözyaşlarıyla sulanır,
Adıyla anılan toprak.
Vatanım diyenin, bu topraklar!
Her tarafta aşina izler.
Birlik olalım dostlar,
Ahirette şahidimiz olur toprak.
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:22 PM
--Dilber
Hayalin
Gelir, yerleşir içime.
Adın dilimde,
Tadı damağımda.
Huzur akıyor,
Göğsünden gönlüme…
Yüreğime değer,
Gözlerinden yansıyan;
Sevdanın şuası.
Ellerim bulur ellerini,
Kollarım sarar belini.
Sakın, varmayasın!
Başka birine.
Gülüm, sarıpapatyam;
Senden geçmeyeceğim.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:22 PM
--Hayat
Hayat
Eğer bir hayvan gibi yaşayacaksan,
Hiç kaygı duymamalısın gelecekten.
Takılmamalısın geçmiş pişmanlıklara,
Umarsız olmalısın acılara.
Sevdiğine âşık olmayacak kadar aptal,
Kıskanmayacak kadar da saf olacaksın.
Eline geçeni mideye indirecek,
Sahibini sormadan alacaksın.
Ölümü düşünmeden gönlünce eğlenecek,
Yaptıklarının hesabını vermeyeceksin.
Türkü söylemeden, şiir yazmadan;
Papatyaların arasında el ele tutuşmadan.
Sadece yaşayacaksın.
Sonra!
Ölüm seni bulduğunda,
Üzüleceksin!
İnsan gibi yaşamadığına.
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:22 PM
--kadın Feminist Olursa
Bir kadının kendi özgüveni ve yeteneğiyle, ayakta kalmak istemesi; feministlik değildir. Erkeklere dahi güçlüklerle mücadeleyi ve özgüveni öğreten, bir kadın neden feminist olsun ki. Erkeği de kadını da yaratan rabbim; onları birbirini tamamlayacak şekilde yaratmış; aynı yaratmamış. Feministlik, katı manasıyla bir nevi itirazdır. Neye itiraz; yaratılışa mı? Yaratana mı? kadın kadınlığa has özelliklerini açığa çıkarmalı; o zaman güzel olur. Erkeklerde bulunması daha güzel olan bazı özelliklerde ısrar etmesi, kadının zararına bir sonuç olur kanısındayım.
'İltifat da hakaret de aynı kaynaktandır: Başkalarına bağlı olanların kaynağından.' İltifat gerçekten, hakkıyla yerinde güzeldir. Övgüyü hak edeni, överim; sevgiyi hak edeni, severim. Feministlerin en büyük sorunlarından birisi; yeterince sevilmemek. Her kadın, sevilmeyi ve güvenmeyi yaradılış gereği ister. Bazı feministler, himaye edilmeyi ve itaati kabullenemediklerinden; fıtraten çok ihtiyaçları olan, sevgi ve iltifattan mahrum kalıyorlar.
Bir kadın, adam gibi (doğru, dürüst, mert, sevecen, güçlü, hakim, kararlı, inançlı, şerefli) bir erkeği neden reddetsin? Adam gibi adam, kadın gibi kadın bu zamanda zor bulunuyor gerçekten.
Sevgi saygı ve duayla. Dost kazanmak zor, kaybetmek çok kolay.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:22 PM
--Mavi sevdam
Mavi Sevdam
Nedensiz doluyor mutluluk içime,
Mavi bir sevdanın şokunu yaşıyorum.
Er geç bir gün sen de
Anlarsın beni demiştim...
Küllenen bir sevdayı
Körükleyen bir gölge...
Alev alev özlem ateşi,
Aydınlattı mavi geceyi...
Özlemek de güzel, özlenmek de...
Aradan uzun yıllar da geçse
Seviyorsan mutlaka söyle,
Kavuşsan da son nefeste.
Kaybetmedin ki üzülme,
İnsan ebedi elbette.
Yarım kalan nice sevdayı,
Yaşamak mümkün cennette.
Ahmet Bektaş
24.11.2005
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:22 PM
--Neye Yararım
Her kilidi açan anahtar vardır.
Gönlüme süzülen güzelim yardır.
Özledim sevdiğim hasretin zordur.
Saramazsam söyle neye yararım.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:23 PM
--Olmuyor
Hayaller, gerçekler,
Doğrular, yanlışlar
Öylesine karışmış
Çözülmüyor.
Bir bilmecenin labirenti yollar
Sona varmıyor.
Uzansam tutamam,
Ellerim yetişmiyor...
Her nesnede hayalin beliriyor.
Hayaller gerçeğe dönmüyor.
Ne derin boşluk...
Dolmuyor.
Bağlanmışım sana gülüm.
Neyleyim,
Sensiz olmuyor.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:23 PM
--Sal Saçlarını Rüzgarlara
Sal Saçlarını Sevdiğim,
Sal saçlarını rüzgarlara.
Rüzgar getirsin kokunu,
Bizim diyarlara...
Sal saçlarını sineme,
Tel tel batsın canıma.
Sızım sızım sızlatsın;
Girsin kanıma.
Hasretim kokuna,ıslak saçlarına...
Sal ki rüzgarlara;
Rüzgar getirsin kokunu,
Bizim diyarlara.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:23 PM
--Seni Seviyorum
Sen, sen olmasanda
Seni seviyorum ben.
Nerede olursan ol,
Hiç doğmamışta olsan;
Sadece şiirlerde yaşasan,
Hayal olsan.
Yinede seni seviyorum,
Seveceğim ben.
Hayallerimin ürünüsün,
Bana aitsin sen.
Orada güvendesin,
Benim himayemdesin.
Kimse ulaşamaz sana,
Düşlerimdesin sen.
Gizemli aşkım,
Özlemim, canımsın sen.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:23 PM
--Sevgilim
Sırlara yolculuktur beraber olmak seninle.
Ulaşılacak son noktasın kalbimin derinliklerinde.
Mümkün değilki kapılmamak gizemli çekiciliğine.
Sen bu fani, değersiz dünyada İlahi bir hediye.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:23 PM
--Sosyete Güzelleri
Kimi selvi boylu, kimi dolgun;
Rahat, serbest fakat olgun.
Cazibelisi de var, bazısı durgun.
Birisine kapıldım esmer, narin;
İlk gördüğümde yedim vurgun.
Mübarek topraklara gittiler,
Sosyetenin en şirinleri onlar.
Tesettürle daha da güzeller.
Ne karakaş ne de ela gözler...
Sadece iman etmekle yüceldiler.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:23 PM
--Yol
Feleğin tezgâhında işlendi,
Üzerimize türlü nakışlar.
Zamanın şeridine takıldı ömürler.
Ne fark eder?
Hangi on yıllarda bırakıldı izler.
Zamanın hükmü kalmadığında;
İlk insan ile son insan,
Hepsi aynı yerde…
Yenemediğin gururundur acı veren.
Ne çok sır gizlemişsin,
Kalbinin kıvrımlarına.
Şimdi yol alma vaktidir,
Uzun ve çetin bir yolda.
Dinlenmek,
Âlem-i beka’da
Ahmet Bektaş
Felek: Gök, devir, baht, dünya, vb.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:23 PM
--Zühre
Çobanların gizemli yoldaşı,
Seherin sultanı.
Gelinliğini giymiş bakire saflığında.
Işık Dağı'mın suyu gibi;
Temiz, berrak.
Koca geceyi bırakıp,
Tüm ihtişamını sabaha saklamışsın.
Kimler uyanık o saatlerde?
Kime verirsin pozlarını?
Seni kimler seyreder?
Namaz vaktidir.
Serin bir rüzgar, içimi ürperten.
Güneşin doğma vakti yaklaştı.
Yıldızlar çekildi karanlıklara;
Sen hala oradasın.
Birazdan vedalaşırız!
Geç geldin Zühre'm,
Ya da ben geç farkettim.
Adını sevgi koydum.
'Yarın sabah buluşuruz' diyorsun.
Az görünüyorsun.
Bilmiyorum, yarına çıkar mıyım?
Sayılı günlerim ne kadar?
Sen, her sabah
Gülücükler dağıtırsın Yeryüzüne.
Ben...
Ben; sana doyamadan ölürüm!
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:23 PM
-Ahlak ve eşitlik
Ahlak ve eşitlik
“Kibar konuşuyordu, efendi görünümlüydü. Bu hareketi ondan beklemiyordum…” Diye başlayan cümleler, önyargılı bir iyimserlik anlayışının ürünü. Eskilerde “Hal ilmi” vardı. Muhatabını hal ve tavırlarından bilme. Günümüzde bu feraset kayboldu. Ayakların baş, başların ayak olduğu bir çağda yaşıyoruz. Bu yüzden iyi-kötü kolay ayırt edilemiyor. Aylar yıllar gerekiyor bir insanı tanımak için. Yine de gerçek dost ile olmayan tam belli olmuyor. Gerçek dostumuza bazen hak ettiği güveni gösteremiyoruz. Sütten ağızlar yanmış… “Yanında çalıştığı insanın kalitesine, çalışkanlığına falan aldırmadan sadece onunla iki kolu, iki bacağı var diye kendisini eşitleyen…” Eşitlik kavramı yanlış algılanıyor. İnsanlar hak ve özgürlüklerde tabiî ki eşit. Bilenlerle bilmeyenler de aynı değil.
İnsanları yüzeysel olarak eşitlemeye kalkışmamalı. Toplumsal hayat felç olur. Yöneticinin sözü geçmez, çalışan asi olur. İnsanlar farklı yetenek ve mizaçta yaratılmış olduğundan; eşitlik sağlamak adına, yetenekli olanları köreltmemeli. Toplumun ilerlemesi için, şevk ile çalışmaya ihtiyaç var. Çalışanla-çalışmayanı, yetenekli olanla beceriksizi ayıramayan toplumlar; gelişme yolunu tıkamış olur.
“İnsan kalitesi” en temel problemimiz. Kaliteli insan kimdir? İyi eğitim görmüş, güzel giyinen ve konuşan mı! ? İyi insan, bulunduğu sosyal statünün hakkını verendir. İyi öğretmen, iyi polis, iyi kapıcı, iyi idareci, iyi yazar, iyi garson, iyi mühendis, iyi doktor, iyi imam, iyi tezgâhtar, iyi çöpçü, vb.
En büyük yanlış, iyilik kavramı ile toplumsal statüyü karıştırmak. “Koskoca Doktor ahlaksızlık mı yapacak; hastası olan sıradan vatandaş yalan söylüyordur.” Önyargısı ile hareket edenler az değil.
İnsanlar mabudiyet (Kulluk) noktasında Yaratıcı huzurunda eşit; mahlukiyet noktasında ise kendi aralarında eşittir. Sosyal statü, sadece iş taksimi ve idare içindir. Yeteneklerin verimli kullanımı içindir.
Saygılarımla.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:23 PM
-Ahlaksız teklif
Ahlaksız teklif
“Ahlak: Genel anlamda, mutlak olarak iyi olduğu düşünülen ya da belli bir yaşam anlayışından kaynaklanan davranış kuralları bütünü. İnsanların kendisine göre yaşadıkları, kendilerine rehber aldıkları ilkeler bütünü ya da kurallar toplamı.” Ahmet Cevizci / Felsefe Sözlüğü
“Ahlaksız teklif” den ahlaksızlık içeren her teklifi anlayabiliriz. Rüşvet, fuhuş, haksız kazanç, kiralık işler vb. Bir teklif ahlaksız görülüyor ise teklifi kabul eden de aynı derecede ahlaksız görülmelidir.
Ahlaksız teklifte muafiyet var mıdır? “İhtiyacım vardı rüşvet aldım, çok istiyordum teklif ettim, aç kaldım fuhuş yaptım.” Gibi nedenler hafifletici sayılabilir mi? Sayılamaz, sayılmamalı. Ahlaksız yollara başvuranların büyük bölümü, gerçek ihtiyaçlarının üzerindeki hedefler uğruna bu seçimi yapmakta. Köyünden, evinden kaçan bir genç kız, karnını doyurmak için değil; meşhur olmak için çıkıyor bu yola…
“Maddenin sakınımı” gereği, fizikte enerji üretmek için enerji kaynağına ihtiyaç vardır. Yani, değer kazanmak için başka bir değer harcanır. İdareci aklını, emekçi emeğini, sanatçı yeteneğini, manken görüntüsünü kullanmak zorundadır. Genellikle sahip olduğu değerlerin hangilerini başka bir değer elde etmek için satacağına, kişi kendisi karar verir. Vücudunu satanların, fahişelerin dışlanmasının nedeni; toplum ahlak ve din anlayışında bu eylemin, günah ve ahlaksızlık kabul edilişindendir.
Dolaylı yollarla elde edilen veya potansiyel değerler de vardır elbet.
Miras, şans oyunları, vb. “İkame değeri”nden bahsetmek isterim. Her zaman, toplumda ahlaki değer yargıları herkese eşit uygulanmaz. Fakir, yetim, eğitimsiz bir kızın namuslu ve edepli olması çok şiddetli talep edilirken; Zengin bir fabrikatör veya siyasetçinin kızından ve mesleki kariyerinde yükselmiş bir kadından bu kadarı beklenmez. Çünkü fakir ve eğitimsiz olanın ikame değeri yoktur. Örnekleri çoğaltmak istersek; meşru veya gayrimeşru yollarla güç ve iktidar elde etmiş kişiler ve yakınlarının birçok ahlaksız hareketlerinin hoş görülmesi. Erkeğin yaptığının hovardalık, kadının yaptığının namussuzluk sayılması. Vb.
Günümüzde yasak olmasına rağmen örtülü olarak devam eden, insan(Köle-cariye) ticareti; geçen yüzyıllarda Arabistan, Osmanlı ve daha yakın olarak Amerika’da meşru idi. İnsan, başkası tarafından alınıp-satılabiliyor ise kendi kendini de satabilir mi? İşte bütün mesele burada! Başkası tarafından alınıp-satılan insan; özgür olmadığı için kendisine yaptırılan her ahlaksız fiilden yüzde yüz sorumlu tutulamaz. Kendisini satan ise hem dinen hem de ahlaken sorumludur.
Saygılarımla.
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:23 PM
-Akıllı çocuk
Akıllı çocuk
İlkokula yeni başlamıştım. Uysal, fakat mücadeleden yılmayan, kavgadan kaçmayan bir kişiliğim vardı.
Bir gün sıra arkadaşım, kalemtıraşıma sahiplendi ve kavgaya tutuştuk. bayan öğretmenimiz, benim karakterimi iyi tahlil etmiş olacak ki “Evladım sen akıllı bir çocuksun, kalemtıraşı arkadaşına ver ve barışın.” dedi. Öğretmenimin arkadaşıma değil de bana akıllı demesi beni ikna etmeye yetti ve kalemtıraşımı arkadaşıma verip barıştım.
Şimdi düşünüyorum….
Acaba, akıllı ve barışçı olmak böyle bir şey mi?
Nedense hep akıllılık mert olandan beklenir.
Diğerleri de akıllı olsa ya!
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:23 PM
-Anılar
Ayrı mekânlarda yaşandı,
Bir yerlerde asılı kaldı...
Bire bir örtüşen,
Başka zamanların anıları.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:24 PM
-Anlamak
Anlamak
Anlamak için önce dinlemeli diyoruz da; dinlemek de sabır işi.
İlim nedir? Sorusunu mürşidine soran talebesi, yıllar sonra “İlim sabırdır” cevabını alınca; sormuş.
-Neden ilk sorduğumda değil de, yıllar sonra cevap verdiniz?
Mürşidi,
-Eğer hemen cevap verseydim, teoride kalacaktı. Şimdi pratik olarak öğrendiniz.
Anlamak için dinlemek ve sabır yeterli mi?
Değil.
Önyargılardan arınmak, şahsi kanaat ve ideolojileri de geçici olarak askıya almak gerekiyor. Ayrıca, diğerinin tarafından bakmak, görmek de önemli. “Empati” diyoruz ya.
Anlayışsız diyoruz bazılarına. Acaba anlamadığından mı anlayışsız; yoksa hislerine, hırslarına, ideolojisine mağlup olduğundan mı?
Atalarımızın “El insaf vel iman” düsturuyla hareket etmeleri, ne kadar anlayışlı olduklarının göstergesi.
Birbirimize karşı insaflı ve ölçülü olalım. Daha iyi anlarız, anlatırız, anlaşırız.
Saygılar.
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:24 PM
-Aşk oku
Aşk okunu fırlattım.
Tam isabet…
Güller aktı yüreğinden,
Damla damla yüreğime.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:24 PM
-Canan-ı Cinan
Acılar tükendiğinde
Gelir Mutluluklar;
Can içinden yeni can…
Olgunlaşınca arzular
Biter arayışlar;
Keşfedilir canan-ı Cinan.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:24 PM
-Dilek
Gümüş aynalara takılmıştı,
Telaşlı gözleriniz.
Ön tarafa koyarlar,
Süslü olanı…
Dingin, sakin kafa ile
Geç fark edilir;
Arkalarda saklanan,
Paha biçilmez olanlar.
Ekşimeye yüz tutmuş,
Can erikleri.
Toplanmayı bekliyor,
Dalında sararmış ayvalar.
Akıl demlenir
Zamanın semaverinde.
Kalkanlarını indirmiş yüreğiniz,
Şimdi cilveleşir hovarda düşler.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:25 PM
-Gönül kadını
İlk temasta fark eder,
Sarraf mücevheri.
Tepede duran o saraya,
Bakarsın uzaktan.
Keşfetmek istersin,
Gizemli odaları.
Temizlese de hizmetçiler,
Bırak ardında izleri.
Bülbül lisanı ile konuş,
Solsa da gül ile.
Onun en güzel manzaraları,
Baki hafızalarda.
Aldırma şimdiki hale,
Maziyi al hayale;
Uzat elini istikbale.
Gülümse gönül kadını,
Umut dolu gözlerle.
Ruhun ruhuma ilaç,
Kalbim sevgine muhtaç.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:25 PM
-Gül Diyarı
Bütün kapılar açılıyor,
Gümüş altına dönerken;
Dilinde…
Sana kırmızı gül getirdim,
Mor güllerin solmuş;
Gülümse…
Bir şarkı besteledim,
Gül diyarından seçtim sözlerini;
Yalnız ikimize.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:25 PM
-Hatıralar
Hatıralar
Bu gün Bayram
Hasbıhal ettik maziden,
Yaşlı, genç tüm dostlarla…
Ölülerle konuştum, harabe evlerinde.
Sabırla dinlediler.
Dilleriyle değil, halleriyle;
Çok şeyler söylediler.
Ardından gelmemiş,
Muhabbet ettikleri…
“Sen de buraya geleceksin” dediler.
Dedim “Sadece durak burası”
Kimseye rahatsızlıkları yok.
Hatıraları elde kalan;
Başka bir âlemde,
Devam eden hayattan.
Küçük bir mezar ilişti gözüme,
O’nun hiç hatırası yok.
Ama ebedi hayatı var.
Ayşe nenemin başucundayım,
Dedem o’nun yanında.
Yarım asrı aşkın beraberliği;
Hala sürdürüyorlar kabirde.
Ahh! Ölüler!
Suskun, garip ölüler.
Sizin kadar canlı olsa,
Hayat süren diriler.
Ahmet Bektaş
31.12.2006
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:25 PM
-Hayal
Özlem yokuşlarındasın,
Ondan uzakta...
Sen gidemezsen,
Hayalin gider.
Kızıl saçlarına dokunur,
Yanağına bir öpücük kondurur...
Halini,hatırını sorar;
Selam ile döner.
Ona kırmızı bir gül yolla.
Unutma,sevdiğini söyle.
Belki akla uymaz amma;
Kim karışabilir ki hayale.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:27 PM
-İki / lem
Ehad birdir, olmaz iki.
Kulağım iki, gözüm iki.
Yüzüm tek benim, yanağım iki.
Evvelim sarmal iki.
Aynı noktada birleşen iki yol.
Çok şeyler anlatır,
Bazen iki söz.
Aslanı devirir,
Hedefini bulan tek kurşun.
Sağ ve solumda yükselmiş iki yüce dağ.
Bense bîkarar.
Alçakta duruyorsam,
Ondandır.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:27 PM
-İkisi de Gör/e/mez!
Sihirli parıltılar saçıyor Güneş.
Birinin!
Alnının tuzu kavuruyor gözlerini.
Diğerinin, genzinde deniz tuzu...
Fosforlu gözlüğüne rağmen,
Kamaşır gözleri.
İkisi de gör/e/mez!
Yeryüzü,ak mantosunu giydiğinde;
Çıplak bedenler titremede...
Buz tutmuş gözler.
Öbürü!
Teleferikle tırmandığı yücelerden bakar.
Kamaştırır gözlerini kefen beyazı.
İkisi de gör/e/mez.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:27 PM
-kadın, Şiir, Edebiyat / Düzyazı
kadın, Şiir, Edebiyat
Kadınların sosyal ve siyasal alanlarda söz sahibi olması, son yüzyıl içersinde daha fazla görülmektedir. Ülkemizde kadınlar Cumhuriyet dönemiyle siyaset sahnesine çıkabilmiştir. Avrupa’da (Fransa’da) 1945 de oy hakkı alabilmişler.
Edebiyat alanında da kadınlar son yüzyılda seslerini daha gür çıkarma imkanı bulmuşlardır. Neden bazı kadınlar günümüzde hala siyaset ve edebiyat alanında pasif durumda? Bu sorunun cevabını kadın kimliğinin tezahüründe aramalı. Bir eser vücuda getiren kadın-erkek, bağımsız kişiliğiyle edebiyatçıdır. Yazdıklarını (Eş, baba, nişanlı, ağabey, şeyh vb.) şahısların onayına sunan ya da yazdıklarının hesabını onlara vermek durumunda olan bir kadın; başarılı ürün verebilir mi? Bu nedenle, bazı kadın yazarlar yazı ve şiirlerini yoruma kapatmak zorunda kalmaktadır.
Geniş okuyucu kitlesine sunulan, şiir-yazı eğer yoruma kapatılmamışsa; farklı kültür ve anlayışa sahip kişiler tarafından yorumlanacaktır. Ki yazar, yazdıklarının başkaları tarafından nasıl algılandığını görsün. Bazı şiir-edebiyat sitelerinde eser sahibinin yorumlara müdahale hakkı yok. Antolojide yazarın uygun bulmadığı yorumu, “Pasif” etme hakkı var.
kadın yazarları sınırlayan bir husus da, bazı erkeklerin yardım amaçlı; onların eserlerine yapılan yorumlara cevap vermesi! Bu hiç uygun bir davranış değil. Hakaret içeren yorumlar için, zaten antoloji yetkililerince gereken yapılıyor. Ayrıca üyeler de tepkisini gösteriyor, göstermeli.
Sonuç olarak: Bırakın kadın yazarlar, özgürce duygu ve düşüncelerini ifade etsinler. İnanıyorum ki onların himaye edilmeye ihtiyacı yok.
Saygılarımla.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:27 PM
-Kendine Gelmelisin
Yaşam hareket ister,
Çentikler atar bedene...
Noktalar koyar ömür sahifesine;
Beyazdan siyaha...
Sen, sana ait misin?
Kendini bilmelisin.
Rızanla girersin her yola,
Bazen kaybolursun.
Loş odalarda unutulursun,
Feryadını duyan olmaz.
Kapanır tüm çıkışlar...
Kendini bulmalısın.
Duayla, gözyaşıyla açılır
Bazen sırlı kapılar.
Kendini değersiz görme!
Seni, senden çok seven var...
Yükün büyük emanet,
Kendine gelmelisin.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:27 PM
-Kıskançlık
Kıskançlık
Descartes kıskançlığı kısaca, “Sahip olduklarını koruma isteğinden kaynaklanan bir tür korkudur.” Şeklinde tarif eder.
David R. Mace “Normal kıskançlık, pek çok evliliği kurtarmış bir emniyet sübabıdır. Anormal kıskançlık ise yıkıcı bir saplantıdır ve tedavi edilmesi gerekir.” demektedir.
Genellikle sahip olunan kıskanılıyor.
Başarılı, güçlü, güzel, vb. meziyetlere sahip olanı kıskanmak ve başkasında olanı kıskanmak da sık görülmektedir.
Kıskançlığın en çok zikredildiği alan aile. Eşler arasında, çocuklar arasında ve ebeveynin çocuklarını kıskanması şeklinde görülüyor.
Bir başka tarif: “Sevdiği sahip olduğu veya münasebet halinde bulunduğu şeyin başkasıyla aynı tür ilişkiler içinde olmasına katlanamamak.”
Kıskançlık ve egoizm: “Kişisel egoizm ise, benim, başkalarının ne yapmaları, nasıl davranmaları gerektiği ile ilgili bir iddiada bulunmaksızın, kendi kişisel çıkarlarımı hesaba katarak eylemde bulunmam gerektiğini öne sürer.” Felsefe Sözlüğü / Ahmet Cevizci
Kıskançlık da, kişisel egoizm de tahammül sınırları içersinde masum sayılabilir.
Başkasını veya sahiplendiğimizi kıskanmanın belirlenmiş bir ölçüsü de yoktur. Kıskanılana hissettirilmediği sürece zarar vermez, kıskançlık. Kıskanılan veya sahiplenilen, şu veya bu şekilde etki altına alınmak isteniyorsa; maksadın aksi bir durumla karşılaşılması kaçınılmazdır.
Aşırı kıskançlık, güvensizlikten ve acizlikten kaynaklanıyor.
Ölçülü, erdemli bir hayat hepimizin olsun.
Sevgi ve saygılarımla.
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:27 PM
-Koca Kafalılar
Koca kafada siyah-beyaz tek göz.
Samanlıkta iğne, bulunmaz beyin.
Kepçe kulaklarına ninni ”rodrigo”.
Dilinde ekşi hoşaf tadı…
Boğayı burmuşlar;
Ne arasın öküzde şehvet.
Koca kafalılar çok çektik sizden.
Güzel olan her şeyi,
Heveslerinize kurban ettiniz.
Tadını kaçırdınız,
Hayatı zindan ettiniz!
Hırsızları bile gücendirdiniz…
Gülleri soldurup;
Bülbülleri susturdunuz.
Tek gözünüzle gör/e/mediniz,
Dünyanın diğer yüzünü…
Birde isterseniz “Firdevs”i
Bilin ki nasibiniz, “eşek cenneti”.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:27 PM
-Mutluluk
Mutluluk
“Mutluluk ahlakı. Ahlaki eylemin nihai hedefinin mutluluk, doğru eylemin en yüksek amacının kişinin kendisini tam olarak gerçekleştirmesi, potansiyel güç ve yeteneklerini tam olarak hayata geçirmesi olduğunu savunan ahlak görüşü” Felsefe Sözlüğü/Ahmet Cevizci
Mutluluk, her isteğine kavuşmuş olmak şeklinde tarif edilebilir.
Mutluluğu maddi ve manevi olarak değerlendirirsek,
Maddi mutluluk unsurları: Mesken, yeme-içme, nikah ….
Manevi mutluluk unsurları: Geleceğe güvenle bakmak. (Dini inançların, burada büyük rolü var. Ölümle son bulan bir hayatın, cennette devam edeceği ümidi mutluluğu artıracaktır.) Aidiyet duygusu, Kainatın sahibi, mutlak güçlü Allah’a kul olmanın verdiği saadet. Milli aidiyetlik ve erdemli bir grubun üyesi olmak ….
Maddi ve manevi mutluluğun daimi olması da önemlidir. Mutluluğun sona erme ihtimali bile, elem verecektir.
Mutluluğun unsurlarına ulaştıracak yetenekler, kazanım ve toplumsal statü eşit değildir. Ayrıca mutluluk unsurları elde edildikçe, çıta yükseliyor ve doyumsuzluk artıyor. Kanaat ve şükür mutluluğun geçici durakları oluyor. Dünyayı yutan ihtiyaç ve arzuları bulunan insanın mutlak mutluluğu için Dünya yeterli değil.
Mutluluk kapısını açmak için, kişinin gayreti vazgeçilmezdir. İnsan medeni ve toplumsal ortamda yaşamak zorunda olduğundan; diğerleriyle çok yakın ilişki içersindedir. Mutluluğu kaçıran sayısız etkenler olacaktır. İnsan doğru değerlendirmeyi yapıp, olumlu düşünmeli, sabrını dağıtıp mağlubiyeti peşin kabul etmemeli.
İnsan, çaresi olmayan şeyde dövünüp, divane olmayıp; çaresi bulunan şeylerde de acze düşmez ise birçok sorunun üstesinden gelebilir.
“Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır.”
Mutlu bir gelecek hayal edelim.
Saygılarımla.
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:28 PM
-Sızı
Gün gelir, kesişir yollar.
Birbirine mukabil iki kapı.
Eşikten sızan sızı,
Kim anlasın sizi, bizi.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:28 PM
-Sol Anahtarı
Mini sandık içinde, diplerde gizli.
Zamanın tezgahında işlenmiş inci.
Deniz, derya yüreğim.
Derinlerine daldım.
Notaları topladım,
Harfleri alt alta dizdim.
Hissedip durduğum,
Kulaklarımda çınlayan;
Ruhumun ilacı, emi
Belki bu melodi.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:28 PM
-Töre Cinayetleri
Evet, itaat eden sevilir. Allah emrine itaat edenleri ödüllendireceğini, asi olanları ise cezalandıracağını buyuruyor.
Namus(iffetin) ,ahlaki ve dini(İslami) yönünü inceleyelim.
Ahlaki yönü: Kişinin kendisine, ailesine ve topluma karşı namuslu olma sorumluluğu tabiî ki vardır.
Namussuzluğun müeyyidesi de olmalı. Bu müeyyidenin uygulanması, kanunlar çerçevesinde olacaktır.
Dini (İslam) yönü: Kurandaara.com “Zina” arama sonuçlarında, 12 Ayet bulunmaktadır. Bunlardan Nur Suresi 3.
Ayet, Hadis ile nesh edilmiş (hükmü değiştirilmiş) tir. Bu Ayetlerin hiç birinde ölüm cezası geçmemektedir.
Nisa Suresi 15. Ayette, zina edenin hapsedilmesi, 16.Ayette ise tevbe ederse affedilmesi emredilmiştir. Ayrıca aleni yapılmadıkça tespiti de çok zorlaştırılmış; haksız isnatta bulunanların cezalandırılması emredilmektedir.
Töre cinayeti işleyenler kendilerini, dinen de ahlaken de haklı çıkaramaz. Bu cinayetlerin çoğunun asılsız iddialara dayanarak, haksız suçlamalarla yapılıyor olduğu açıktır.
Şaşarım. Bunları ciddiye alanları ayıplarım.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:28 PM
******Özlem
Memleket hasretidir gurbette özlem.
Zeynep, İlkokul öğretmenim; ilk adı Özlem.
'Özlem Yokuşları' okuduğum ilk roman.
Beni kandıran tezgahtar kızın adı Özlem.
En iyi müşterisiyim 'Özlem Süpermarket'in.
Biletimi mutlaka 'Özlem Tur'dan alırım.
Duygular benliğimi kapladığı zaman;
İlk aşkım Özlem'in ateşi, içimde yanan.
Özlem; nereye baksam,her yerde özlem.
Neden, niye, kime bu özlem?
'Seni özlemek de güzel, sevmek kadar.'
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:28 PM
******Sevgi/li
En değerli varlığımız sevgi.
Candan da değerli sevgili.
Hesapsız olmalı sevgi.
“Her gönülde bir arslan yatar”
Beklentisiz, gönülden vermeli…
Yeter ki sevdiğin küsmesin.
Zamansız gelir bazen sevgi/li.
Atılmaz ki ötelere;
Sevgi de sevgili de…
“İşleyen demir pas tutmaz.”
Seven kalpler ışıl ışıl parlıyor.
Paslanan, kararan;
Sevgiden nasibi olmayan.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:28 PM
******Vurgun
Mecnun olup, çöllerde gezmedim.
Ben de buldum aşkı amma...
Kurşunla sanma;
Yüreğime saplanan ok ile vuruldum.
Dalgıç gibi suya dalmadan,
Düşlerimi süslerken sen;
Ta derinlerden
Yedim vurgun.
Sallasam elimi
Etrafımı sarsa ellisi,
Yok gözümde senden gayrisi;
Sensin sevdiğim vurgunumun sebebi.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:28 PM
*****Can Dost
“…..Gizli bir hazine idim, bilinmek istedim…..”
Paylaşılmaya adanmış
En gizli sırlar.
Ondandır;
Can sırdaşını arar.
Yüzüm dosta güler,
Suretim dostta yansır.
İçime kapanırım bazen;
Dosttan ayrı düşersem.
Zaman değişmiş,
Dostluklar sahteymiş.
Kimin umurunda?
Güvenirim hakiki can dosta…
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:28 PM
*****Kolye
Yaşanmamış bir sevdanın
Külleriydi savrulan.
Kum saatinin ince beline
Takılıp kaldı hayaller…
Ümitlerin bittiği yerde
Kurudu karanfiller.
Fayda vermezdi çırpınışlar!
Ok saplandı yüreğe…
Hoyrat ellerde,
Savrulup gitti mutluluklar.
Hiç gelmeyecek
Özlenen yıllar…
Gözler dalgın, sözler durgun.
Sadece acılar…
Sımsıkı tuttuğu avucunda,
Bir kolye.
Sevdiğinden hediye.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:28 PM
*****Sadece Sev Beni
Kara olmasın sevdamızın rengi
Saçların gibi, gül gibi;
Kırmızı olsun…
Sadece sev beni.
Bir sen,bir ben bileyim;
Aramızda kalsın.
İçin için …
Sadece sev beni.
Ellerimiz buluşmasa,
Gözlerimiz bakışmasa;
Ümidini kırma…
Sadece sev beni.
Susarmış bülbüller
Güller solunca.
Ben susmayacağım…
Sadece sev beni.
Hüzünleri seninle aştım,
Sevinçlere seni bağladım.
Varlığınla varım…
Sadece sev beni.
Sana vaadim
Sevgim,aşkım.
Üç günlük dünyada;
Sadece sev beni.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:29 PM
****An...
Geçmişi getiremeyiz in/an.
Elimizde değil gelecek zam/an.
Sahip olduğumuz sadece an.
O da geçti şu an...
Dünya, yer, mek/an;
Bir anda olur tal/an.
Zam/anı ve mek/anı;
Ebedi ister ins/an.
Cennet asıl mek/an;
İsteriz o zam/an.
İns/anın, zam/anın ve mek/anın sahibinden;
Şimdi,geç olmad/an.
Zam/an: Ahirzam/an.
Mek/an: An/kara.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:29 PM
****Aşk Tek Kişiliktir
Ruhlar ayrı, beden ayrı.
Hesap ile mizan ayrı.
Zevkler ayrı,renkler ayrı...
Her bir insan başka alem.
İki gönül mukabilse;
Buluşurlar aynı yerde.
Ayrı ayrı bedenlerde;
Aşk yaşanır,ayrı ayrı.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:29 PM
****Aşk’tan Öte
Gizli bir bağ var,
İkimizi bağlayan.
Belli ki tanışmışız ezelden.
Gönül kapısını rastgele açmıyor.
Anahtar uymalı kilide…
Benden sana giden
Senden bana yansıyan;
Nedir?
Tutulmayan,
Görülmeyen,
Yürekte hissedilen.
Ölçüsüz!
Aşk mı?
Dereceleri var.
Takılıp kalma basamaklarda.
Duygular var;
Aşk’tan öte.
Buluşmak var;
Dünyadan öte.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:29 PM
****Benim İçin Ağla!
Geceye ağlama sabahı var.
Gülün de bülbülü var.
Dökülen yaprakların
Bahara yenisi var…
Hüzünü ne bilir balıklar?
Cıvıl cıvıl kuşlar,
Uçan çiçek kelebekler.
El ele delikanlılar, kızlar…
Benim için ağla birtanem.
Tuzlu yaşını damlat,
Koyulsun yüreğime;
Yaksa,dağlasa da…
Belki söner yangınım,
Yeşerir umutlar.
Yeniden hayat gelir
Gönül bahçeme.
Bu halime sebeptir;
Masum bakışların.
Şimdi benim için,
Ağlasın gülen gözlerin.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:29 PM
****İki Ruh
Asıl varlığımız ruh;
Eskimez yok olmaz.
Eskise de bedenimiz,
Hayır olsun sonumuz.
Seninle ezelden tanış,
Ebedi ruhlarımız.
Yapamayız biz;
Sen bensiz, ben sensiz.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:29 PM
****Zaaf-ı Aşk
Biz aşkı Allahtan biliriz.
Ne gururlanırsın?
Sen de Onun mülküsün.
Kula mağlup olsak da;
Seni de aşkını da Ondan isteriz.
İhtirasımıza yön verdik,
İsyanımızı gemledik,
Zaafımız ölmüyor gülüm.
Çaresizliğimiz ondandır.
Ölümü son görmedik,
Ebedi hayat istedik;
O da refikasız olmuyor gülüm.
Zaman: Ahmedin en zayıf anı.
Ahirzaman...
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:29 PM
***Aşk
İnsanın mayasında aşk,
İlk Aşk;
Adem-Havva aşkı.
Olmazsa olmaz aşk.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:29 PM
**Can
Can sağ olsun,
Can var olsun.
Can canana;
Feda olsun.
Ahh! Eder de can;
'Vah vah 'der canan.
Umarsız...
Cana bulunmaz değil canan,
İllede gönlü fetheden;
Canan sağ olsun,
Canan var olsun.
Can canana;
Feda olsun.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:29 PM
**Son Durak
Deli gönlün benzemez
Başkalarına,bencileyin.
Namerde eğilmeyen boynun,
Dosta koyun...
Zoru başarmak,
Yanlış anlaşılmak
Olsada kaderimiz;
Sıradan olmak istemeyiz.
Hırçın çığlıkların
Ardına gizlemişsin,
Yüreğinin yangınını.
Sevdaları...
Asil yüreklerin feryadını
Duyan kalplerimiz,
Aynı yöne koşuyor.
Buluşacak bir gün son durakta...
ZAMAN: Ahmed'in,gönüllerin KABE gibi olduğunu idrak zamanı.
Ahirzaman.
Tamir zamanı...
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:30 PM
**Suskunluk
Öyle bir suskunluk ki
Yürek,dil paramparça.
Konuşsan da,sussan da
Lisan halince konuşmakta.
Zaman: Doğru yerde konuşup,gereğinde susma zamanı.
Ahirzaman...
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:30 PM
**Yaşam
Yaşam bir çizgi;
Bazen düz,bazen eğri...
Varolmanın nedir bedeli?
İşte onu iyi bilmeli.
---
Beyaz düşler mi?
Onlar da bazen gri,bazen siyah.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:30 PM
*Adam Olacaksın
Hesap vereceksin; sormayacaksın...
Üzüleceksin; üzmeyeceksin...
Kıyılacaksın; kıymayacaksın...
Sinmeyecek, yılmayacaksın!
Rol yapmayacaksın; sen olacaksın.
Palavra sıkmayacak, sözünün eri olacaksın.
Vereceksin,almayacaksın...
Hakedeceksin; çalmayacaksın...
Aşkına sadık olacaksın;
Mutlu edecek,güldüreceksin...
İşte o zaman;
Adam olacaksın...
İşte o zaman;
Yoluna baş koyacak sevdiğin.
İşte o zaman; aşkı bulacaksın.
'Adam gibi adam 'olacaksın.
Zaman: Ahmed`in adamlık zamanı.
Ahirzaman...
'Adam gibi adam ' olma zamanı.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:30 PM
*Karışık
kadın veya erkek,bir insanın değeri;
Bir insanlık değil mi?
Zalimler islamları, kendi fikri ile vuruyor.
Kendi elleriyle kendini boğduruyor.
O açlıktan ölen masumun,
Çantası servet dolu bilsen...
Bize akıl veren sersem,
İflas etmiş Batı / l felsefen.
Zaman: Ahmed'in duygularının depreştiği an.
Ahirzaman; mübahı da terketmek zamanı.
Dosta boyun / gönüleyme zamanı.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:30 PM
*Sabiş'e
Dost acısıdır yüklendiği,
Narin omuzlarına...
Doldurmuş beyaz gülleri,
Kocaman sepetine...
Nice fakiri doyurur da,
Lokma vermez kibire.
Lisanında edep,haya
Her halinde vakar...
Dünyayı kucaklar,
Sevgi dolu Şefkatli yüreği.
Hak`kın yolunda ilerler,
Sanırsın O`nun meleği.
ZAMAN: Dostluk zamanı.
İnsanın değerini bilme zamanı.
Ahirzaman.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:30 PM
*Uçurtma
Kağıttan bir uçurtmayım,
Kırmızı…
Sal ipimi yükseleyim
Gök denizlerde
Özgür yüzeyim.
Seyredeyim yukarıdan,
Endamını…
Kokunu getirsin rüzgar.
Ah! Deli gönül…
Bırakma ne olur ipimi;
Çok uzaklara düşer,
Kaybolurum…
Zaman: Ahmed’in gönül ipini,sevdiğine verdiği an…
Ahirzaman…
Kilitli kapıları,sevgi anahtarı ile açma zamanı.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:30 PM
*Yalnız yanmalısın
Sevgi her zaman
Karşılık bulmaz ki.
Aşk tek taraflı da,
Yaşanamaz mı..?
Karşılıksız seversen,
Hakkını vermelisin.
O'na kıyamazsın,
Yalnız yanmalısın...
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:30 PM
*Yanımda olsaydın
Bir garip haldeyim,
Beni sen anlarsın.
Dertleşirdik
Yanımda olsaydın.
Gecenin bir yarısı,yapayalnız;
Dolaştım sokaklarda...
Yoldaşım olurdun
Yanımda olsaydın.
Hiçbir şey söylemeden,
Öylece karşımda oturaydın;
Elini tutardım
Yanımda olsaydın.
O sesi sen de duyardın...
Yüreğimizle,gözlerimizle
Anlaşırdık
Yanımda olsaydın.
Vefasızları sildim defterimden...
Senden başkasını görmez gözüm,
Herşey yerli yerinde olurdu
Yanımda olsaydın.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:30 PM
Acz
Neden köreldi
Aşk,sevgi.
Sevgilerimi göndersem,
Sızlar mı için?
Elimde değil,
Damarlarımda dolaşıyorsun.
Bu günümü de,yarınımı da
Zaptettin.
Havuz ol bana,
Susuz çöllere akıp
Yitmeme;
Razı olur musun?
Cesur gemicilere
Nazire yaparcasına,
Aç yelkenlerini;
Aşkın gizemli rüzgarına.
Sevdiğim,
Sen de biliyorsun ki;
Aşka mağlup,
Hem de aciz insan.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:31 PM
Ahhh...
Gülümün bahçesinde,
Bülbülüm kafes içinde.
Derinden yanarım,
Üzülürüm; ahhh ederim.
Ayrılık büyük zulum
Olsada; sen var ol.
Ben hasret adamıyım,
Dayanırım be gülüm.
Ayrılık da biter;
Hasret de,özlem de.
Yeter ki solma gülüm,
Gönül bahçemde.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:31 PM
Alim!
Azıcık ilahiyat etmiş talim.
Sanır kendini en büyük alim.
Tepeden bakar insanlara daim.
Belli ki o; bir ahmak zalim.
Ben de ona uyarsam; ne olur halim?
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:32 PM
Ana
İkizim ölü doğmuş, çok küçüktüm bilemem...
İhlası öğrettin, Allah’a sığınmayı senden öğrendim.
Bıkmadan hizmet ederdin, kendi zevklerin yokmuydu.
Nasıl unuturum hastalandım, sırtında taşıdın.
Zor günler,sıkıntılar geçti; hepsi bitti...
Cennet ayaklarının altında, bilirim ana.
Öz suyunu verir meyvesine ağaçlar;
Ak südünü helal ettin mi ana...
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:32 PM
Anca Gidersin
Seni hakiki seven bendim.
Sana değil,aşkıma kandım.
'Sevgi emektir'; aldandın.
Geçici hevesleri aşk sandın.
Hata etmişim; anladım.
Gidersen geri dönme sakın.
Bil ki kaybeden sensin.
Güle güle,anca gidersin..!
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:32 PM
Asil
Anlatılmaz bir sevdayla,
Dolaşırken papatyaların arasında;
Gözüne ilişir, uzaktan bir çiçek.
Narin, asil belli gül...
Binlerce çiçek arasından,
Bilirsin onu kokusundan.
Bilinmez insanın aslı,
Asalet yüreğimizde saklı.
Sen yinede asilden şaşma;
Çünkü o alçalmaz asla.
Çiçeğin asiliyse gül,
Bunun farkında elbet bülbül.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:32 PM
Aşık-Maşuk
Aşık çeker aşk acısını,
Maşuk değil...
Şikayet aşıktan maşuğa...
Maşuk kıyar da aşığa,
Aşık kendine kıyar, kıymaz maşuğa.
Maşuk çirkin olsa,
Binler kusuru bulunsa;
Aşık görmez eksik maşukta.
Aşığı yakıp kavuran,
Ayrılıktan gelen özlem.
Bilinmez aşkı da biter mi?
Kavuşuverse kolayca maşuğa.
Zaman:Ahmed`in maşuğundan dert yandığı an.
Ahirzaman...
Kavuşunca aşkın bitme ihtimalini görme zamanı.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:32 PM
Aşk'ın Bedeli
Herkesin ağzında sakızın,
Yok mu bir bedeli.
Davul da çalar,
Dengi dengine...
Denge bozulunca,
Bedel ister boş kefe.
Seviyorsan,feda edeceksin;
İzzetini,nefsini...
Dağı del/mez/sen,
Ulaşamazsın Şirin'e.
Çoban,severse ağa kızını.
Çetin olur, aşk'ın bedeli.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:32 PM
Aşk-2
Kabına sığmayan, hırçın kalbim,
Al avuçlarında, durur sakin.
Onurludur bükülmez inan,
Yalnız sana eğilen başım...
Üzülmem; sövmesine namerdin,
Kalbimi kırmaya, yeter sözün.
Merhametsiz görünse de aşkın,
Sevgilim sana, hep muhtacım..!
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:32 PM
Aşk-3
Birden kapladı benliğimi,
Dinmek bilmeyen bir sızı.
Anladım bu aşk acısı,
Çare...Ah...O sevgili...
Kavuşmak mı? Dağları,
Denizleri, kıtaları...
Nasıl aşmalı, töreleri.
Bir de uykusuz *******i...
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:33 PM
Aşk
Aşk; deli bir kuyu,düşmeye gör ansızın.
En güzel güllerini derer, tatlı meyveler dökersin.
Ruya aleminde gezer, gökteki yıldızları tutarsın.
Böceklerin hatırını sorar, kuşlarla konuşursun.
Her şey biter bir anda, Çıktığında o kuyudan
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:33 PM
Aşk acısı tatlıdır
Hani demişler;
'Zevkler ve renkler tartışılmaz.'
Kimi tatlı sever,
Kimine acı tatlı.
Aşk bazen güldürür,
Çok zaman üzer...
Aşk'ın tadını alana;
Aşk acısı, tatlıdır.
Sevdiğinden gelirse,
Farketmez...
Tatlı veya acı söz.
Aşkın acısı da tatlıdır.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:33 PM
Ayrılık
Neden en büyük aşklar,
Ayrılık üzerine kurulur?
'Yaşayalım aşkı beraber;
Gitme sevgilim, ne olur? '
Yalnızlık; ölümden de beter,
Kalbim; mukabil kalp ister.
Aşıklar; ayrılık acısı ile inler,
Benim gönlüm; kavuşmak ister.
'Ayrılıkların adamı, olamam.
Asla; senden ayrı kalamam.
Mutluluğu, sende buldum,
Sevgilim; gitmene dayanamam..!
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:33 PM
Bahar
Bu sabah; bir başka doğdu güneş, mevsim bahar.
Çiçekli dallarda, aşk şarkıları söylüyor kuşlar.
Parkın tenhasına saklanmış, çiçek tutan aşıklar.
Sevgilileri baştan çıkartıyor, misk kokulu güller.
Çığlık-çığlığa çocuklar, ellerinde şeker.
En güzel elbiselerini giymiş, genç kızlar.
Delikanlılar, köşebaşlarında onları kollar.
Sevgilim yirmi yılı tamamladı,aşkımız bu bahar.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:33 PM
Bul Beni
Bir garip sevdadayım, anla beni.
Kayboldum yollarında, bul beni.
Hasretim bir tek sözüne, duy beni.
Belki istemeden kırdım, affet beni.
Sana çok yakınım; ne olur, gör beni.
Al beni, sevdalara sal beni.
İster öldür, ister sev beni.
Sevdan içimde kor, yakar beni.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:33 PM
Değil mi?
İnsan çok garip değil mi?
Asiye ve Musa,
Hind de firavun da;
İnsan değil mi?
...............
'Aşk' kelimelerle ifade edilebilir mi?
'Özlem'sadece beş harf mi?
'Hasret'çekmeyen bilir mi?
'Can'bize emanet değil mi?
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:33 PM
Deli mavi (Dörtlük)
Senden ayrı kaldım gülüm,özlemin yüreğimde.
Arar gezerim gündüzde,karanlık *******de.
Bir umut bildim sarıldım,teselli niyetiyle;
Dostluğun mekanı olan,deli mavi sevdama.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:34 PM
Dörtlük / Oruç
Nefis terbiyesi açlıkla olur.
Oruçlu zekatı gönülden verir.
Belayı bedenden sadaka savar.
Bereketin dahi sırrıdır oruç.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:34 PM
Dörtlük(Bizde Böyle Gelenek)
Aşkımızı yazarız,sevdalanınca yürek.
Doğruluktur özümüz,sözler anlamlı gerek.
Kıymetini biliriz, kalp kırmayız bilerek.
Güzelleri severiz, bizde böyle gelenek.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:34 PM
DÖRTLÜK/ 'kadınımıza'
Gönlünün yarası,içimi yaktı.
Gözlerinin yaşı,kalbime aktı.
Üzerine çöken,üzüntü hak mı?
Kurban olayım ben,kadınım/ız/a.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:34 PM
El ele
Kırılan bir kalemi yapıştırmaya bile,
Birbiriyle karışmalı farklı iki madde.
Karışmalı karpit oksijenle,
Birleştirmek için demiri de.
Çıkmak istiyorsak en yükseğe,
Buluşalım ortak bir görüşte.
Pekala anlaşıyoruz seninle,
Ayrı ayrı olmuyor işte.
Dost olmaz namert bize,
Yeteriz biz birbirimize.
Bu vakit kaybı niye?
Tahammül yok beklemeye.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:35 PM
Er İşi
Şair bey yazmış, söylemiş,
Bazen atıp bazen tutmuş.
Bazen üç noktada susmuş,
Meydanı hep boş sanırmış.
Aşkdan,sevgiden dem vurmuş;
Şairlik de er işiymiş.
O'nu alt eden kişi de;
Betül, rana bir dişiymiş.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:35 PM
Gizemli kadın
Gizemli, asil, şerefli,
Belli her halinden.
Onu ilk gördüğümde etkilendim,
Ta derinden.
Daha hakkında hiç bir şey bilmezken.
Kapıldım, tutuldum, aşık oldum.
Aniden.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:35 PM
Gül
Rengarenk buket içinde, en güzel gül.
Narin, şirin, tutkulu, bir kadın; 'Gül'.
Bazen sevgiliye uzanan, bir tek gül.
Yüzleri güldürür, sevgilim hadi gül.
Çukur vadide, çorak tarlada değil.
Dağın zirvesinde bulunur, en seçkin gül.
Bülbülün aşkı güle, mecnun misal.
Sen ve ben; ikimiz. Sen gül, ben bülbül.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:36 PM
Gülüm-1
Güllerin en seçkinini gördü bu göz,
Gönül dinler mi gayri söz.
Sevdam düştüm ellerine...
Ahh bir gül (sen) ,
Sevdiğimi bilsen;
(Gül) ü versen.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:36 PM
Gülüm
Ben sana hiç kıyamam, gülüm.
Doğruluk hamurum, dürüstlük mayam.
Üzülürüm, incinirim, lakin kıramam.
Altına değer veririm, bakıra kanmam.
Dar bu fani dünya, sığmaz hayallerim.
Ölen beden bilirim, ölümsüz ruhum.
Güzellikler daimi, cennet esas makam.
Kötülük; cehennemde hapse mahkum.
Sen; ebedi güzelsin, cennetde gülüm.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:36 PM
Hasret
Bahçemde açtı, güllerin en seçkini.
O'ndan yayılır, kokuların en güzeli.
Sanırdım hep böyle kalacak, ebedi.
Zaman ne kadar acımasız; sahi.
Önce kokusunu aldı, sonra rengini.
Kırılan kollarım, dökülen yaprakları.
Hasretim gülüme,kavuşurum belki;
Çünki cennet yurdu, daim, baki...
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:37 PM
Hazan
Geri dönmez zamanın sardığı,
Yıllar eskitir sevdiğim yeniyi.
Bahar da yaşar, sonunda hazanı.
Mutluluk da,aşk da şimdi başka;
Olgun meyve misali...
Gözlerden damlayan,
Gönülden gönüle akan;
Ayrılıktır, hüzündür aslında.
Geri dönmesede elden giden,
Bakidir ahirette,ruh ve beden.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:37 PM
İşaret
Yusuf, Züleyha'nın kölesi;
Züleyha, kölesinin cariyesi.
Hacer,İbrahim'in cariyesi;
Hem de İsmail'in annesi.
Doğrusu aklım karıştı,
Nedir bu işlerin hikmeti.
Ben,cariyemin kölesi;
Sen,kölenin,cariyesi.
Galiba çözdüm bu haleti,
Bu; büyük aşkımızın işareti.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:37 PM
Kaç Benden
Cüzzamlıdan kaçar gibi;
Bendeki sevda ateşinden,
Kalabalıklara kaç.
Kıyamam bu ateş yakar seni.
Ne olur kaç, kurtul benden;
Mümkün olan en uzağa git.
Bulaşıcı hastalığım sevda,
Sana ulaşamasın.
Sonu yok bu sevdanın,
Uzağımda ol seni özleyeyim.
Belki bu kaderin bir cilvesi,
Çaresiz boyun eğeyim.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:37 PM
Kader
Köprüler bir bir yıkılmışsa,
Ümitlerin sönmüşse...
Suya düşen hayallerine,
Sevdiğine kavuşamadığına;
Üzülme diyemem.
Nazenin bedenin
Oraya buraya savrulsa,
Asaletini yitirme.
Kaldığın yerden,
Yine başla.
Özlemleri ertele,
Baki memlekete.
Doya doya ağla.
Ama sen yine de,
Kahretme kaderine.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:37 PM
kadın Feminist Olursa
Bir kadının kendi özgüveni ve yeteneğiyle, ayakta kalmak istemesi; feministlik değildir. Erkeklere dahi güçlüklerle mücadeleyi ve özgüveni öğreten, bir kadın neden feminist olsun ki. Erkeği de kadını da yaratan rabbim; onları birbirini tamamlayacak şekilde yaratmış; aynı yaratmamış. Feministlik, katı manasıyla bir nevi itirazdır. Neye itiraz; yaratılışa mı? Yaratana mı? kadın kadınlığa has özelliklerini açığa çıkarmalı; o zaman güzel olur. Erkeklerde bulunması daha güzel olan bazı özelliklerde ısrar etmesi, kadının zararına bir sonuç olur kanısındayım.
'İltifat da hakaret de aynı kaynaktandır: Başkalarına bağlı olanların kaynağından.' İltifat gerçekten, hakkıyla yerinde güzeldir. Övgüyü hak edeni, överim; sevgiyi hak edeni, severim. Feministlerin en büyük sorunlarından birisi; yeterince sevilmemek. Her kadın, sevilmeyi ve güvenmeyi yaradılış gereği ister. Bazı feministler, himaye edilmeyi ve itaati kabullenemediklerinden; fıtraten çok ihtiyaçları olan, sevgi ve iltifattan mahrum kalıyorlar.
Bir kadın, adam gibi (doğru, dürüst, mert, sevecen, güçlü, hakim, kararlı, inançlı, şerefli) bir erkeği neden reddetsin? Adam gibi adam, kadın gibi kadın bu zamanda zor bulunuyor gerçekten.
Sevgi saygı ve duayla. Dost kazanmak zor, kaybetmek çok kolay.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:37 PM
Kumaş
Bir metrekare kumaş deyip, geçme öyle.
Can verilir ay yıldızlı, kırmızı zemine.
Ne güzel işlenmiş güller, çiçekler üzerine.
Yakışmış hani kızıma, bacıma, eşime.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:37 PM
Kutlu Nebi
Kainatın efendisisin,
İnsanlığın şerefisin.
Önder ve örnek sensin;
Allah’ın habibisin.
Adının anıldığı mekandan,
Uzaklaştırmasın, Yaradan.
Cehaletin ve zulmün,
En yaygın olduğu zaman;
'Oku' emriyle, elinde Kur’an;
Alemlere rahmet geldin sen.
Adının anıldığı mekandan,
Uzaklaştırmasın, Yaradan.
Seni hakkıyla övemem ben,
Sana övgü yüce makamdan.
Rabbim herkese nasip etsin.
Gitmeyi senin izinden.
Adının anıldığı mekandan,
Uzaklaştırmasın, Yaradan.
Göçeceğiz bir gün bu dünyadan;
Hepimiz geçeceğiz, hesaptan.
Senin şefaatın olmadan;
Nasıl kurtuluruz azaptan.
Adının anıldığı mekandan,
Uzaklaştırmasın, Yaradan.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:37 PM
Kutu
Yaşar; kendi halinde, sıradan birisiydi.
Mutlu, mütevazi, bir hayatı vardı.
Akşam; siyah pardesülü bir adam, çaldı kapıyı.
Orta yaşlı, fotr şapkalıydı. Siyah bir kutu verdi.
Kutuyu açarsa, içinde servet bulacaktı.
Fakat! O'nu hiç tanımayan, tanımadığı;
Masum birisi, bedel olarak ölecekti.
Kutuyu açıp-açmamakta kararsız kaldı.
Bir tarafta servet, öbür tarafta vicdanı.
Sabaha kadar, ikisi arasında gitti-geldi.
Derken kapı çaldı. Gelen o adam, kutuyu istedi.
Kutu açılmış ve içinden servet alınmıştı.
Kutuyu alırken, o adam şöyle dedi.
Tanımıyorsun, kutuyu vereceğim şahsı.
O da eminim, tanımıyor sizi.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:37 PM
Meğer
Seni nasıl sevmişim,
Meğer...
Kırarken kırılan,
Yüreğimden etrafa;
Saçılırken sen.
Gururumdu yıkılan,
Kahrettim kendi kendime.
Bir şiirin içinde,
Yaşayacak sevgin.
Bahçemdeki en seçkin,
Çiçek olacaksın.
Gün gelip,solacaksın;
Ama asla yok olmayacaksın.
Çünkü ebediyen,
Hafızamda kalacaksın.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:37 PM
Meyil
Kokmuyor artık güller,
Suyun tadı yok.
Her şey seninle güzel;
Hayaller,umutlar...
Ben sana meylettim,
Yukarı olur mu meyil.
Başını göğe dikme,
Sevdiğim aşka eğil.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:37 PM
O gül
Dünyamı başıma yıkan,
O gül'dü yüzüme;
Bir tokat gibi attığın.
Acısı hala yüreğimde...
Sessizce ağladım,
Delikanlı gibi mertçe.
Elimin yetişmediği,
Gücümün bittiği yerde.
Karşılaşmak varsa kaderde;
Belki de mahşerde.
Bir dileğim var senden,
Sadece hakkını helal etmen.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:38 PM
Olmaz mı?
Eğer sevmeseydim
Şiir de yazmayacaktım.
Duygusuz, heyecansız yaşayacaktım.
Daha tutarlı mı olacaktım?
Sevmemeye karar versem,
Şiir yazmayı bıraksam.
Kimseye güzel söz söylemesem.
Kızlara da şaka yapmasam...
Kalbimdeki sevgiyi temizlesem.
Seni atabilir miyim kalbimden?
Ya da
Kalbimde güzel bir yer ayırsam,
Aşkını orada yaşatsam.
Dünya fani, kavuşamazsam,
Seni ebediyete saklasam...
Olmaz mı?
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:38 PM
Ölüm
Nereden çıktı şimdi bu ölüm, ansız.
Emellerim, arzularım sonsuz.
Fakat ölüm; her an arkamda, amansız.
Yokmu çaresi? Olmaz mı onsuz?
Nereden geldik? Nereye gidiyoruz?
Ne için geldik? Biliyormusunuz siz?
Canlı bedenimden çıkan tarifsiz.
Ya sonrası; çürüyüp gitmek mi sahipsiz?
Ölüm; cennete giriş olsa, vizesiz.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:38 PM
Özgürlük!
Önce zalimleri sergilediler,
Medyada, gazetede, heryerde.
'Bitmeli bu zulum'dediler;
'Barış gelmeli yeryüzüne'...
'Özgür yaşamalı insanlar,
Çocuklar, oynamalı gönlünce.
Gerçek olacak hayaller,
Yeter ki sizler, katılın bize! '
Kurtarma vaadi ile geldiler,
Utanmadan, sıkılmadan, yüzsüzce...
En alçak fiilleri işlediler;
Dünya izledi onları, sessizce...
Akılalmaz usullerle öldürdüler,
Özgür yapacakları insanları...
Binlerce; sakat, dul,yetim,çaresiz;
Böyle mi kavuşacaktı hayallerine...
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:38 PM
Platonik Aşkım
Huylarına hayranım, bilmedim.
Gözlerine vurgunum, görmedim.
Sözlerin şirindir, duymadım.
Narin ellerini, tutmadım.
Salın, selvi boylum.
Yollarına varayım.
Gönülden hallerini sorayım.
Alevden kollarıma sarayım.
Sakın ha solmayasın.
Kaybolup, yitmeyesin.
Ricamdır Rabbimden,
Kavuşmadan ölmeyesin.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:38 PM
Sen
Genç, yaşlı, erkek, kadın,
Her kimsen?
Çorak tarlalarda, yetmez mi dolaştığın.
Ne zaman mahsul alacaksın?
Ben varım, demeyecek misin?
Hep güdülecek misin?
Üzerindeki ölü toprağını,
Ne zaman atacaksın?
Doğrusuyla, eğrisiyle; çağ açıp,kapayan;
Dedelerinle, ne zaman barışacaksın?
Bıkmadın mı? Önüne her konanı yemekten.
Ne zaman seçeceksin?
Yetmez mi bunca yıl süründüğün.
Ne zaman doğrulacaksın?
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:38 PM
Sen gel bana sor
Hasret yüreğimde,elim yaradır.
Sevdiğim bu canım,sana fedadır.
Sensizlik ruhuma,eza cefadır.
Çekiyorum amma,sen gel bana sor.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:38 PM
Ses
Bir akşam çıkıver karşıma,
Yüzünde tatlı bir tebessümle;
Öyle sarıl ki boynuma...
Nasıl birikti bilsen özlemlerim.
Ustanın ateşte ısıttığı
Kor demirin,
Hasretini dindirircesine;
Suda çıkardığı sesi duyar gibiyim.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:38 PM
Sevda
Bir bayram arefesinde,
Düşmüşken onca telaşa;
İnceden bir sızı gibi, gelirsin aklıma.
Hayalin beliriverir karşımda;
Hasret,hüzün,özlem çöker de başıma...
Ölümcül hastalığa tutulan hasta,
Giderken kaçınılmaz sona;
İlaç verirler ya.
Derdine çare olmasada,
Acılarını dindirmek adına...
Öyle bir ilaç ararsın da,
Bulamazsın...
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:38 PM
Sevda Bitmez
Duyarsan bir sevda bitmiş,
O sevda değildir; sevda bitmez.
Ayrılık mı? Körüğüdür sevdanın.
Sönen hayattır,sevda sönmez.
Gül solar, bülbül susar;
Fakat bülbülün güle aşkı bitmez.
Ferhat ölür,Şirin ölür;
Efsanesi dilden dile yayılır.
Sevdanın bilki son noktası,
O' na kavuşmaktır.
Demek ki O'ndan gayrisiyle,
Kavuşmakla sevda bitmez.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:38 PM
Sevgi
Gülü severim, kokusunda peygamberi.
Bir olan Rabbimi, hatırlatan laleyi.
Doğru yolu gösteren, şerefli insanları.
Özgürlüğü severim, aşık olmayı.
Gönlünce yaşamayı; arıyı, kelebeği,
Kuzuları, balıkları, kuşları...
Severim, azametli yüce dağları.
Gecenin karanlığında, yıldızları.
Bulutları, yağmurları, ıslanmayı.
kadını severim; kaşlarını, gözlerini.
Dizinde yatmayı, tatlı sözlerini.
Cilvesini, nazını, güzel huylarını.
Saf, temiz olanı; çocukları, anneleri.
Vatanımı, milletimi, bayrağı.
Bulursam; hakiki dostu, arkadaşı.
Cömertliği, iyiliği, dağıtmayı.
Hasreti, sonunda kavuşmayı.
Severim, güzel olan her şeyi.
Sevmem; ayrılığı, kini, nefreti,
Akrebi, yılanı, sırtlanı, yalanı.
Zalimi, haini, iki yüzlü olanı.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:39 PM
Sevgilim Olur Musun?
Kalbimden geçeni, okuyabilir misin?
Benimle aynı yolda, yürüyebilir misin?
Aşkım yakıcıdır,bilesin.
İyi düşünmelisin.
Gözlerimden, sözlerimi anlar mısın?
'Gel' desem,tutup ellerinden; gelir misin?
Kalbinde, bana yer verir misin?
Şimdi söyle; sevgilim olur musun?
----------------------------------------
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:39 PM
Sevgiliye Özlem
Ayrılığın her anı, yakıyor benliğimi.
Özledim suskunluğundaki,gizemli sözlerini.
Uzaklarda olmasanda, yaşarım hasretini.
Yüksek kayalıklarda gezer, gönlüm deli.
Sağır mı? Kulaklarım işitmez şiirlerini.
Gözlerim neden görmez, tatlı gülümsemeni.
Gurbette kalbim bedenimde, sürgün çileli.
Sevgilim bilemezsin, nasıl özledim seni.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:39 PM
Sonsuzluk özlemi
Gözümü dikmişim sonsuza,
Ne olur sınır çizmeyin etrafıma.
Boşuna hırs, bunca çaba;
Yetmez ki arzularıma koca dünya.
Alın dünyayı, bıraktım size;
Lezzeti,ihtişamı ne kadar sahte.
Ben ebediyet isterim,hem cennette;
Bir de iman,son nefeste.
Çölde serap,bu gördüğüm dünya;
Suyunu içirmez, kana kana.
Belki doyamadan,gül yüzlüm sana;
Aciz bedenimi,koyarlar mezara.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:39 PM
Tut Ellerimi
Haydi tut ellerimi, gidiyoruz hayal ötesine.
Sevdalıların kavuştuğu, acıların bittiği yere.
Vadiler dolusu çiçek, kevser akıyor dere.
Mevsim hep bahar, bak şu taze meyvelere.
Orası güzellerin yurdu, kapalı çirkinliklere.
Dilediğimizi yaparız, hesap vermeyiz kimselere.
Müzik bile ayarlanmış, tam isteğimize göre.
Kavga, kin, kıskançlık, haset; hapis başka yerde.
Hangi yoldan gidilir biliyorum, haydi gel benimle.
İnsanların en şereflisinin bulunduğu yere.
Haydi tut ellerimi, inanmazsan bak gözlerime.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:39 PM
Uzak
Işık hızında, bin yıl gidilen mesafe; uzak.
Karıncaya okyanus ötesi, semaya toprak.
Baskı, zulum, haksızlık; akıldan uzak.
Sefih medeniyet fantazileri, imana tuzak.
Bu kahraman, aziz milletime; gaflet uzak.
Eşime, bacıma, kızıma; örtünmek yasak.
Sıddık Bekir'e cehennem, lain cehil'e cennet uzak.
Büyük gaye; Allaha yakın, küfre uzak.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:39 PM
Vefa
Sevdiğim meylim sanadır.
Yoluna bu can fedadır.
Sensizlik ruhuma ezadır.
Bilesin sevmek de vefadır.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:39 PM
Yalnız
İlk insan Adem; yeryüzünde yapayalnız.
Rabbim can verdiğini bırakırmı? Havva'sız.
Yalnızlık Allah'a mahsus.Doğru, lakin.
İnsanı yaratmış yüce Rabbim. Neden?
Yalnız değildir yaradan Halık'ı bilen.
İnançsız; dünyada hem ahirette yalnız kalan.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:39 PM
Yeniden doğmak
Silelim;
Eski defterleri,
Keşkeleri,
Birikmiş pişmanlıkları...
Yeniden doğalım;
Günahların kirlerini,
Süfli huyları,
Atarak kalbimizden.
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:39 PM
Yıllar-Yollar
Uzanır sonsuza gider,
Yıllar soldurur,ayırır yollar.
Gün gelir elbet biter,
Yıllar ve yollar.
Ahmet Bektaş
GooD aNd EvıL
05-09-2009, 12:40 PM
Yoksa
Biz yaradana ait olan,
Aşkın ve sevginin tamamını;
Yaratılana yönlendirip,
Acılara kapı mı açtık.
Hayali sevgililerin,
Özlemiyle yanıp;
Cennetteki mutluluğu,
Burada boşa mı aradık.
Yalan mıydı aşkımız?
Sevdamızın kaynağı,
Allah aşkı değil miydi?
Anlamadık mı? Geç mi kaldık?
Ahmet Bektaş
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.