Tam Sürümü Görüntüle : Mehmet Atar
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:23 PM
Al içeri yâr
Nefsime uyarak gezdim dolaştım
Geldim kapındayım al içeri yar
Dolaştıkça müşküllere bulaştım
Geldim kapındayım al içeri yar
Anladım şefkatle saran kol senin
Huzur veren doğru giden yol senin
Rahmetin bol merhametin bol senin
Geldim kapındayım al içeri yar
Aciz bedenimden ruhum çıkmadan
Günahıma kusuruma bakmadan
Soğuk dondurmadan ateş yakmadan
Geldim kapındayım al içeri yar
Öfken ile gazabınla ez beni
İnce ince eleklerden süz beni
Kullarıyın listesine yaz beni
Geldim kapındayım al içeri yar
Feda olsun ruhum canım bedenim
Fanilikten bakiliğe gidenim
Hazreti Muhammed ümmetindenim
Geldim kapındayım al içeri yar
Niyazıma niyaz ekleyeceğim
Sabrıma sabrımı yükleyeceğim
Yıllarca burada bekleyeceğim
Geldim kapındayım al içeri yar
Ataroğlu senden Ümit mi keser
İster kaldır göğe ister yere ser
Sen kovarsan bana kainat küser
Geldim kapındayım al içeri yar
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:23 PM
Aldı götürdü
Ne aşkımız kaldı ne düşüncemiz,
Yıllar bizi aldı aldı götürdü.
Yine bugün dünden zararlı çıktık,
Madde, manamızı çaldı götürdü.
İman zayıfladı, çileler arttı,
Güzel hasselerim içine battı,
Günahlar toplandı yakamdan tuttu,
Yüzüme alaylı güldü götürdü.
Dünya dıştan baksan eğlence yeri,
Çalkandık içinde ileri geri,
Saçlarım ömrümün saniyeleri,
Günde tomar tomar yoldu götürdü.
Bir gölge kalıyor kalksam yerimde,
Arpa boyu yol yok baksam gerimde,
Samanla beraber tanelerimde,
Esen rüzgârlara saldı götürdü.
Bir bayram özledim, yürekten kutlu,
Bir yuva özledim fertler umutlu,
Bir vatan özledim insanı mutlu,
Hasretlik bağrımı deldi götürdü.
Dilim, dişim, gözüm, saçım zar eyler,
Giden bu kervanda göçüm zar eyler,
Ataroğlu’m bülbül için zar eyler,
Sevgiler gülümdü soldu götürdü.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:23 PM
Alemmi
Acaba battıkça batıyor muyuz
Doğrumudur böyle duyduk Alemmi
Borç alıp toprağı satıyor muyuz
Doyduk amma nasıl doyduk Alemmi
Eski dilden yeni dilden yazılar
Sayfaların arasında sızılar
Televizyonda ard ardına diziler
Kitapları rafa koyduk Alemmi
Biri kiprit çaktı sarayı yaktı
Millet aval aval seyrine baktı
Banka hortumlandı dışarı aktı
Açık, açık devlet soyduk Alemmi
Birisi öksürse yükselir borsa
Kurnazlar aradan kapıyor parsa
Dünya malı için kapıldık hırsa
Gözümüzü oyduk, oyduk Alemmi
Ortada suçlar var fakat sahipsiz
Güvendiklerimiz çıkıyor ipsiz
Bir maç oynanıyor ama rakipsiz
Rüyamızı yanlış yoyduk Alemmi
ATAROĞLUM sazda tel ısmarlama
Madem türküleri çal ısmarlama
Akıl ısmarlama yol ısmarlama
Herkes gibi bizde uyduk Alemmi
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:23 PM
Analar
Kokusu cennetten geldiği için
Yavrusunu koklar durur analar
Yarı uyku yarı uyanık haliyle
Sabaha dek yoklar durur analar
Birisi gelirken birisi gitse
Yuvada yalnızlık kuşları ötse
Oğlanı everse kız gelin etse
Eksiğini ekler durur analar
Torunlar olunca haneler karda
Sanki çiçek açmış acı baharda
Bayram günlerinde gözü dışarda
Yollarını bekler durur analar
Yavrusunun bakar durur gözüne
Çok incinir kirpik batsa gözüne
Çeyizinden seçtiğini kızına
Sandığında saklar durur analar
Kim ki yavrusuna kol kanat germez
Onu küçümsemez onu hiç yermez
Suç işlese bile suçunu görmez
Çocuğunu aklar durur analar
ATAROĞLUM gönlüm anadan yana
Her zaman duası yetişti bana
Ne zaman düşersem alır sırtına
Ömür boyu yükler durur analar
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:23 PM
Anam
Küçük yaşta ayrılmışım sıladan,
O günden hasretim çekersin anam.
Böyle yazmış kaderimiz Yaradan,
Kadere boynunu bükersin anam.
Şefkat vardır yavrusuna kıymayan,
Bir tat vardır alanları doymayan,
Sende vardır başkasına uymayan,
Cennet-i Âlâ’dan kokarsın anam.
Beni sevgin bağlar doğduğum köye,
Büyüdüm sevgini hep duya duya,
Bayram günlerinde gelecek diye,
Damların ucuna çıkarsın anam.
İncitmeden beşiğime belerdin,
Yaşmağınla gözyaşımı silerdin,
Üzülsen de yine bana gülerdin,
Sevgi pınarısın, akarsın anam.
Dokuz ay taşıdın dünyaya indim,
Orada borandım, burada dindim,
Karnından indim ya sırtına bindim,
Daha çok yükümü çekersin anam.
Yılmaz bir askerdin yurda çatana,
Mermi taşır idin tüfek tutana,
Asker edip gönderirken vatana,
Elime kınalar yakarsın anam.
Ataroğlu’m söyler: “Bilinsin hatır,
O sevgi ki gönülleri kaynatır,
Bir gün olur elkızı da unutur,
Yine sen gözyaşın dökersin anam.”
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:24 PM
Anlatamam anlaşılmaz
Düğüm, düğüm duygularım
Anlatamam anlaşılmaz
Yerli yersiz kaygılarım
Anlatamam anlaşılmaz
Gah toprakta gah taştayım
Bedenimle savaştayım
Sona dursam ilk baştayım
Anlatamam anlaşılmaz
Açım ama tok gibiyim
Varım ama yok gibiyim
Azım ama çok gibiyim
Anlatamam anlaşılmaz
Bir gündüzüm bir geceyim
Bu hayatta bir heceyim
Çözülmemiş bilmeceyim
Anlatamam anlaşılmaz
İçimde bir ırmak çağlar
Onun suyu kalbim dağlar
Yüzüm güler kalbim ağlar
Anlatamam anlaşılmaz
ATAROĞLUM gir yasına
Tutun Hakkın asasına
Ustasından başkasına
Anlatamam anlaşılmaz
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:24 PM
Arama
Ateşin gerçeği gönülde vardır,
Yalnız ocaktaki közde arama!
Kim bizi severse bizlere yârdır,
Sana tatlı gelen sözde arama!
Kimisi dünyaya gönül bağlarmış,
Ticaretin eder, kârın sağlarmış,
Çehre güler iken kalbi ağlarmış,
Onun içini, hâlini yüzde arama!
Güzel insanlar hep güzel iş yapar,
Cahil insan ise sözü taş yapar,
Marifetli eller tatlı aş yapar,
Yağ ile biberde, tuzda arama!
Uyandırsın seni zaman akışı,
Aldatmasın aman her göz bakışı,
Her inişe karşı vardır yokuşu,
Gidip bu gerçeği düzde arama!
Ataroğlu’m Hakk’a borcun ödeye,
Doğru söyler ise kimse ne diye?
Âşıklık âşığa Hak’tan hediye,
Sen bu marifeti sazda arama!
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:24 PM
Arkadaş
Kurban olam gülen yüzlü olana
Asık yüzden incinirim arkadaş
Şakayı severim yaparım ama
Kötü sözden incinirim arkadaş
Laf etmeli insan yerli yerine
Kaşık sundum ben gönlümün terine
Hayrına değil de bana şerrine
Bakan gözden incinirim arkadaş
Bıktım ve usandım sahte bakıştan
Anlamsız sevdasız renksiz nakıştan
Kimisi yokuştan kimi inişten
Bense düzden incinirim arkadaş
İlkbaharda her şey güzele döner
Kış ayı kapatır ezele döner
Döker yaprağını gazele döner
En çok güzden incinirim arkadaş
Okumayı hem kitabı severim
Tatlı lisan her hitabı severim
Açık sözü hür hitabı severim
Fazla nazdan incinirim arkadaş
İçinde sevdalar bulunmuyorsa
Hele kıymetleri bilinmiyorsa
Eğer türkülerim çalınmıyorsa
Telden sazdan incinirim arkadaş
Ataroğlu ile olunduysanız
Eğer sohbetinde bulunduysanız
Doğru dedi diye alındıysanız
Bende sizden incinirim arkadaş
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:24 PM
Aşıkların türküsü
Vatan millet bayrağı
Aşıkların türküsü
Gönüllerin uğrağı
Aşıkların türküsü
Irmağın akışında
Güllerin kokuşunda
Kızların nakışında
Aşıkların türküsü
Her günün sabahından
Dertlilerin ahından
Yesevi dergahından
Aşıkların türküsü
Ataroğlum var olmak
Sevenlere yar olmak
Bütün olmak bir olmak
Aşıkların türküsü
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:24 PM
Aşk gönüle girerse
Aşk gönüle girerse
Akıl firar eylermiş
Eğer firar etmezse
Candan zarar eylermiş
Kurarmış gönle Pazar
Sermayesi çile zar
Satarmış azar azar
Külleri kar eylermiş
Aşk türküler dizdirir
Nice alem gezdirir
Dil bağını çözdürür
Sırrı ikrar eylermiş
Bu ummanda yok kıyı
Aşkta rakam tek sayı
Bellediği şarkıyı
Her gün tekrar eylermiş
ATAROĞLUM derilse
Tekrar fırsat verilse
Aşktan ölüp dirilse
Aşkta karar eylermiş
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:24 PM
Ay dünyaya aşıktı
AY VE DÜNYA
Bu gece ayrı bir muhabbet vardı,
Ay dünyaya, Dünya aya âşıktı.
Dinledikçe beni bir merak sardı,
Ay dünyaya, Dünya aya âşıktı.
Bu ayın başını gözlemişlerdi,
Konuşmayı öyle özlemişlerdi,
Bu sevdayı nasıl gizlemişlerdi,
Ay dünyaya, Dünya aya âşıktı.
Dünya aya gülümseyip bakarken,
Ay dünyaya karşı lamba yakarken,
Ortaya bir güzel mehtap çıkarken,
Ay dünyaya, Dünya aya âşıktı.
Sevda doyumsuzdur, söyle kim doydu?
Ay düştü peşine, dünyaya uydu,
Başka uyulacak yıldız yok muydu?
Ay dünyaya, Dünya aya âşıktı.
Dünya ayı gördü her gün düşünde,
İlkbaharda, yazda, güzde, kışında,
Yıllar var ki döner durur peşinde,
Ay dünyaya, Dünya aya âşıktı.
Ay nazlandı dedi bir el etmedin,
Füze attın ama mektup atmadın,
Mektubun içine bir gül katmadın,
Ay dünyaya, Dünya aya âşıktı.
Dünya dedi: “Sitem edersin niye? ”
Telefonlar yaptım görüşek diye,
Konuşmalar döndü aşka, sevgiye,
Ay dünyaya, Dünya aya âşıktı.
Dediler ki: “Geri gelmez dünümüz,
Adımız uzunca, kısadır önümüz,
Kıyamet günüdür düğün günümüz,
Ay dünyaya, Dünya aya âşıktı.”
Güneş doğdu, ikisini uyardı,
İkisi de büyük diye sayardı,
O da bu sevdaya saygı duyardı,
Ay dünyaya, Dünya aya âşıktı.
Ataroğlu’m ırmak olup akışım,
Boşa değil bu sevdayı çekişim,
Değişti dünyaya, aya bakışım,
Ay dünyaya, Dünya aya âşıktı.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:24 PM
Aziz milletime sesleniş
Ey yüce Türk Milleti! sen ki temel taşısın
Müslümanlar bir beden, sen bedenin başısın
Kedi fare misali oynuyorlar bizimle
Başa baş olanlar da biraz vijdan taşısın
Müslümanlar bir beden sen bedenin başısın
Biz bizi unuttuk ya eller iyi biliyor
Dirilmesinler diye üstümüze geliyor
Yüz yıldır ağlıyoruz düşman bize gülüyor
Sen aile reisi onların göz yaşısın
Müslümanlar bir beden sen bedenin başısın
Ay yıldızlı bayrağım dalgalansın göklerde
İmanın çekirdeği yeşersin yüreklerde
Doğsun birlik güneşi türlü türlü renklerde
Mazimiz aydınlansın geleceğe ışısın
Müslümanlar bir beden, sen bedenin başısın
Bu vücuda baş ol da yine başlığı başar
Akıllı baş olanın, vücut emrinde yaşar
Senin huzurun yoksa, Dünya huzurdan şaşar
Mevsimler sana bağlı yaz, baharı, kışısın
Müslümanlar bir beden sen bedenin başısın
Yavuz, Fatih, Alparslan bunlar senin dedendir
İnsanlığa adalet götürmeğe gidendir
Ruhumuz islamiyet, Türklüğümüz bedendir
Bu birlik kalesinin, hem içisin dışısın
Müslümanlar bir beden, sen bedenin başısın
Tanıyınca İslam’ı Hakka eyledin meyil
Zalime karşı durun, dedin mazluma eğil
Komşuları aç iken, tok yatan bizden değil
Aç tok senden sorulur, ekmeğisin aşısın
Müslümanlar bir beden, sen bedenin başısın
Ataroğlum bilir ki, ezel yaratmış Rabbim
Yarattığı her şeyi, güzel yaratmış Rabbim
Kavimleri içinde, özel yaratmış Rabbim
Gülersen bu Alemin, doğrulacak kaşısın
Müslümanlar bir beden, sen bedenin başısın
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:24 PM
Azraile mektup
Er geç bir gün emir vaki olacak,
Haberi kimseye yaymadan götür.
Borçlularım senden evvel alacak,
Mahalle bakkalı duymadan götür.
Yüce Rabb’im hayatımdan bezdirme,
Muhtaç edip muhannete ezdirme,
Kocayınca kapı kapı gezdirme,
Evlâtlar sıraya koymadan götür.
Düşünce bell’olur dostların hası,
Ölünce tutmayın faydasız yası,
Sağlığımda başlar miras kavgası,
Kargalar gözümüz oymadan götür.
Eğer gençliğinden kalmazsa eser,
İş buyurur diye torunlar küser,
Yakın akrabalar selâmı keser,
Sevenlerim benden caymadan götür.
Ataroğlu’m âşığım ki yolum bu,
Mevlâ’m kabul etse dese kulum bu,
Saklayamam, görünüşüm hâlim bu,
İstersen hiçbir şey soymadan götür.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:24 PM
Baba
Yüzüne bakarak süzemedi?im
Günler hep gözümde dönüyor baba
Seninle kol kola gezemedi?im
Özlemdir içimde yanyyor baba
Büyüyüp de ya? yirmiye yetti mi
Evlatlar yuvadan sökün etti mi
Yuva kurup yuvasyna gitti mi
?imdi daha iyi tanyyor baba
Demezdin bizlere yokmuydu derdin
Bizler dert yandykça teselli verdin
Biz gurbette iken sen ne ederdin
Bu ate? ne ile sönüyor baba
Toprak oldum takla takla yaryldym
Kurudukça çytyr çytyr kyryldym
Mezarynda ta?laryna saryldym
Sanma ki hasretin diniyor baba
Ataro?lum günlerini sa?my?syn
Babacy?ym gönlümüze ba?my?syn
Sen ya?arken arkamyzda da?my?syn
Sensiz hayat bizi yeniyor baba
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:24 PM
Babamın evi
Hala hayalimde canlanır durur
Ne kadar tatlıydı babamın evi
Alt katı ahırdı ambardı boştu
Tek iki katlıydı babamın evi
Şafakta horozun sesini duyun
Kediyle yapardık yumaklı oyun
Beş on keçi ile birkaçta koyun
Etrafı otluydu babamın evi
İki tosun çiftimizi sürerdi
Birisi karaydı birisi gerdi
Kara katır yükümüzü çekerdi
Eşekli atlıydı babamın evi
Ebem vardı bizim için duacı
Otlardan yapardı çokça ilacı
Girişte gölgeydi meşe ağacı
Bir yanı dutluydu babamın evi
Babam gurbet ele fazla gitmezdi
Kış ortası un bulguru bitmezdi
Mevlam misafiri eksik etmezdi
Yabanlı yadlıydı babamın evi
Abim masal anlatırdı bizlere
Ne anlatsa dinletirdi bizlere
Bazen tepsi tınlatırdı bizlere
Huzurlu mutluydu babamın evi
Evi ışıtırdı idare çıra
Bir deliksiz uyku kordu huzura
Sesi ile kaldırırdı sahura
Kurma saatliydi babamın evi
Çok farklı bir adı vardı bayramın
Unutulmaz yadı vardı bayramın
Çocuklukta tadı vardı bayramın
Bir başka kutluydu babamın evi
Ataroğlum alnımız ak pak idi
Sırtımız pek karnımızda tok idi
Gelecekten endişemiz yok idi
Öyle umutluydu babamın evi
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:24 PM
Bahardayım
Ya zararda ya kardayım
Kararsız bir karadayım
Bir yanımda yaz mevsimi
Bir yanda tipi kardayım
Seher yeli benden yana
Es koklayım kana, kana
Yardan selam getir bana
Kurtar beni çok dardayım
Derde derman bir söz söyle
Yar sözünde olmaz hiyle
Gel gönlümü ferah eyle
Çoktandır ah-u zardayım
Ataroğlu’m yol açarsa
Yar çağırır kol açarsa
Dost bağında gül açarsa
Ben o zaman bahardayım
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:24 PM
Başlar
Bir nazlı çiçeğe benzeyen insan,
Gün gelir solmaya, sönmeye başlar.
Merdivenin tepesine varanlar,
Gerisin geriye inmeye başlar.
Gönül hükmetse de kalkıp gezemez,
Dün düne yazıldı silip bozamaz,
Etrafına çalım satıp kızamaz,
Belâlardan kaçar sinmeye başlar.
Kırk yaşından sonra perdeyi yırtar,
İnce ince eler, hesaplı tartar,
Alnında çizgiler günbegün artar,
Başın karlı dağa dönmeye başlar.
Değişmez diyorlar insanın huyu,
Küçük çukurları zanneder kuyu,
Omuzlar üstünde giden yolcuyu,
Seyreder ardından yanmaya başlar.
Ne bulursa onla doyar karınlar,
Belki vardır belki yoktur yarınlar,
Eğlenceye alır artık torunlar,
Çocuğun sözüne kanmaya başlar.
Ataroğlu’m kopmam sanma sapından,
Her gün birer tuğla düşer yapından,
En yakın dostların geçmez kapından,
Eski günlerini anmaya başlar.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:24 PM
Bayrağım
Üzerinde şehit kanları taşır,
Şerefiyle ta göklere ulaşır.
Hürriyetim semalarda dolaşır,
Ay yıldızlı, al rengiyle bayrağım.
Üzerine yeminimle ahidim,
Türklüğüme sensin benim şahidim,
Kefen edip örtünmü? tür? ehidim,
Ay yıldızlı, al rengiyle bayrağım,
Dalgalan, seyredem ben doya doya,
Hayat verdin, şehir, obaya, köye,
Kızım seni çeyizine de koya,
Ay yıldızlı, al rengiyle bayrağım.
Yıldızı şekliyle Muhammed bilin,
Hilâlin harfleri ismi celilin,
Ataroğluna hep güvendir hâlin,
Ay yıldızlı, al rengiyle bayrağım.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:25 PM
İnsanların hatırları,
Sorulursa bayram olur.
Büyük küçük ayırmadan,
Varılırsa bayram olur.
Gelir barışın sırası,
Kavuşmalı dost arası,
Öksüz, yetimin yarası,
Sarılırsa bayram olur.
Muhabbeti edin kat kat,
Kırgınlıkta etme inat,
Fakirlere kol ve kanat,
Gerilirse bayram olur.
Bugün güzel sözler seçin,
Cömertlik köprüsünden geçin,
Misafire hürmet için,
Yorulursa bayram olur.
Sıcaklıkla sıkar eller,
Tatlı söyler bütün diller,
Bugün bulanık gönüller,
Durulursa bayram olur.
Geze geze hatır soram,
Benim de gelecek sıram,
Eşe dosta tatlı ikram,
Verilirse bayram olur.
Ataroğlu dost uğruna,
Kapılmaz sa gururuna,
Bayramların şuuruna,
Erilirse bayram olur.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:25 PM
Belli olur
Hasretlik çekenin yükü
Göz yaşından belli olur
Sevdaya düşenin hali
Bakışından belli olur
Demet demet kucak kucak
Kucağımı tutar sıcak
Gül saklansa köşe bucak
Kokuşundan belli olur
Turna gezerken havada
Bülbül başlarken feryada
Keklik öterken kayada
Sekişinden belli olur
Sırrın sakla yele verme
Avcı tuzağına girme
Ceylanlar gözüne sürme
Çekişinden belli olur
ATAROĞLUM biter şafak
Dön ardına yıllara bak
Hazan günü ağaç yaprak
Döküşünden belli olur
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:25 PM
Ben sen oldum
Sen sen idin, ben ben idim bir zaman
Ben sen oldum, sen ben oldun çok şükür
Acı çeker azaptaydık her zaman
Ben sen odum, sen ben oldun çok şükür
Ben sermaye sen kârımdın bilmezdik
Ben sevendim sen yârımdın bilmezdik
Ben yarımdım sen yarımdın bilmezdik
Ben sen oldum, sen ben oldun çok şükür
Aynı bağa aynı fidan dikerdik
İkimiz habersiz bayram ederdik
Ayrı yoldan aynı yere çekerdik
Ben sen odum, sen ben oldun çok şükür
Mevla’m seni benim için halk etmiş
Mayamızı iç içine gark etmiş
İkimizde bunu çok geç fark etmiş
Ben sen oldum, sen ben oldun çok şükür
Ben petek sen çiçek bala dönüştük
Türlü renkten sonra ala dönüştük
Gövdeye yaprağa dala dönüştük
Ben sen oldum, sen ben oldun çok şükür
Gâh toplandık gâh saçıldık bekledik
Gâh yenildik gâh içildik bekledik
Gâh kapandık gâh açıldık bekledik
Ben sen oldum, sen ben oldun çok şükür
İkimizi iki alemden soydular
Buluşmayı cümle alem duydular
Adımızı Ataroğlu koydular
Ben sen oldum, sen ben oldun çok şükür
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:25 PM
Ben varım
Sevda beni vatanımdan tezdirdi,
Yâralarım deşişinde ben varım.
Kerem etti, Aslı için gezdirdi,
Yüce dağlar aşışında ben varım.
Bulutların gözyaşında sır idim,
Kış ayında lapa lapa kar idim,
Yel oldum, kendime estim eridim,
Derelerin çoşuşunda ben varım.
Saz eyledi türküleri çaldırdı,
Her mevsimden bana göynek aldırdı,
Yunus gibi denizlere daldırdı,
Deryaların taşışında ben varım.
Şu göçmen kuşlardan soralar beni,
Onlar katarına sıralar beni,
Sonbahar ayları yaralar beni,
Her yaprağın düşüşünde ben varım.
Yükseklerde nice derdin dermanı,
Yaylalar var yiğitlerin harmanı,
Dadaloğlu dinlemedi fermanı,
Hürriyete koşusunda ben varım.
Ataroğlu’m yatar yâr kucağında,
Mevlâna’yla yaşar Şems’in çağında,
Her öğün yanarım dost ocağında,
Kaynıyorum, pişisinde ben varım.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:25 PM
Benim dertler yine kaldı
Herkes derdin döktü bana
Benim dertler yine kaldı
Ben çekerim yana yana
Benim dertler yine kaldı
Kazma vurup sökemedim
Dağa taşa ekemedim
Bir dost bulup dökemedim
Benim dertler yine kaldı
Haram oldu yok uyumak
Ne dil kaldı ne de damak
Düğüm düğüm yumak yumak
Benim dertler yine kaldı
Kaşık kaşık acı yerken
Saçlarım döküldü erken
Çoluk çocuk derdi derken
Benim dertler yine kaldı
Sinemde yattı kışladı
Yaktı bedeni haşladı
Benden önce o başladı
Benim dertler yine kaldı
ATAROĞLUM der kandılar
Gülüşüme aldandılar
Güldükçe dertsiz sandılar
Benim dertler yine kaldı
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:25 PM
Benim Köyüm Bana Güzel
Ben köyümü çok severim
Benim köyüm bana güzel
Tabi hakkımdır överim
Benim köyüm bana güzel
Kuru ekmeği aşıyla
Yazı baharı kışıyla
Tozu toprağı taşıyla
Benim köyüm bana güzel
Dört yanda hatıram dolu
Uzansın devletin kolu
Varsın çamur olsun yolu
Benim köyüm bana güzel
Mevla’mız koymasın darda
Süslenirken ilkbaharda
Ana, baba, gardaş burda
Benim köyüm bana güzel
Meşe közü ocağında
Aladağın bucağında
Torosların kucağında
Benim köyüm bana güzel
Binerdik at’a katıra
Yayardık bayıra kıra
Harmanları sıra sıra
Benim köyüm bana güzel
Meşe ladin çamlı dağı
Serçeleri dert ortağı
Dört yanında üzüm bağı
Benim köyüm bana güzel
Ataroğlum özüm ona
Çevirmişim yüzüm ona
Türküm sazım sözüm ona
Benim köyüm bana güzel
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:25 PM
Benzettim
Yaylaların kucak açarak bana,
Çekişini sevdiğime benzettim.
Çimenler kumaşı, çiçekler desen,
Nakışını sevdiğime benzettim.
Güneşe yaklaşır dağların başı,
Ufuklar hayali, yıldızlar düşü,
Bulutların sevincinden gözyaşı,
Döküşünü sevdiğime benzettim.
Sedirini, ardıcını, kaynını,
Selvilerde seyreyledim aynını,
Lâlelerin ah çekerek boynunu,
Büküşünü sevdiğime benzettim.
Saklısın güzellik mayalarında,
Modelsin gönlümün oyalarında,
Kınalı kekliğin kayalarında,
Sekişini sevdiğime benzettim.
Bülbüller dillenir yanık sazıyla,
Onlar da söyleşir kendi sözüyle,
Ceylanların sürmelenmiş gözüyle,
Bakışını sevdiğime benzettim.
Ataroğlu onu desin tellerin,
Başka çiçek toplamadı ellerin,
Aşkın nişanesi açan güllerin,
Kokuşunu sevdiğime benzettim.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:25 PM
Benzettim 2
Her hâlini seyreyledim sevdiğim,
Bülbül oldum, seni güle benzettim.
Herkes koşar sevdasının peşinde,
Varılacak bir menzile benzettim.
Asaletin temiz, bir asil soydur,
Yüzün bana göre bir dolunaydır,
Kirpiklerin oktur, kaşların yaydır,
Saçlarını sırma tele benzettim.
Baharımız, yazımız var beraber,
Sevincimiz, sızımız var beraber,
Oğulumuz, kızımız var beraber,
Çiçekli meyveli dala benzettim.
Ocağımız yanar ama dumansız,
Sevgimize göz değenler vicdansız,
Dertlerine sabreyledin isyansız,
Taşa ekmek atan kula benzettim.
Ataroğlu’m aşk badesin içeni,
Seviyorum ben de beni seçeni,
Okuyunca gönlümüzden geçeni,
Kabul ettim ehli hâle benzettim.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:25 PM
Bırakır
Giden yıllar gelen yıla
Sararmış resim bırakır
İnsanlığa hizmet eden
Ölmez bir isim bırakır
İnsanlara kin güdenler
Cana yüktür bu bedenler
Mazlumlara zulmedenler
Ardında hasım bırakır
Hoş görüyle gülen insan
Gönülleri alan insan
Sevmesini bilen insan
Yaren, dost, hısım bırakır
*******i yıldız yağar
Gündüzler geceyi boğar
Yeni yıl eskiden doğar
Ekimde kasım bırakır
ATAROĞLU dert yasında
İtiraz yok yasasında
Göçer gider arkasında
Yine bir kısım bırakır
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:25 PM
Bilesin
Beyhude dolaşıp boşa yorulma,
Sevdaların hasındayım bilesin.
Uzaklarda sanıp hayaller kurma,
Yağmurların çisindeyim bilesin.
Sevda kanununa etme itiraz,
Çaresi olmayan tatlı bir maraz,
Düzde bulamazsan dağa çık biraz,
Yükseklerin sisindeyim bilesin.
Ağızdayım, kelâmdayım, dildeyim,
Mızraptayım, perdedeyim, teldeyim,
Lâledeyim, çiğdemdeyim, güldeyim,
İlkbaharın süsündeyim bilesin.
Sevmenin geçmiyor zamanı, yaşı,
Ruhum bedenimle verdi savaşı,
Gönül ocağına yaktım ataşı,
Dumanında, isindeyim bilesin.
Avcı olup ava çıkıp vuracam,
Ölsen bile ardı sıra varacam,
İz sürüp, yol kesip, tuzak kuracam,
Mahşer günü pusundayım bilesin.
Ataroğlu’m candır, cananı arar,
Belki canan gelse yaramı sarar,
Beni bulacağın bir yer daha var,
Sessizliğin sesindeyim bilesin.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:25 PM
Bizim köyün muhtarı
Devlet kuşu konmuş idi başına
Ne muhtardı bizim köyün muhtarı
Bir gününü geçirmedi boşuna
Ne muhtardı bizim köyün muhtarı
Heykel gibi bir müzelik eserdi
Beşikte çocuğa bile küserdi
Tıraş olsa on yerini keserdi
Ne muhtardı bizim köyün muhtarı
Yapmadı bir işi hiç bile, bile
Yaptıklarının da yarısı hile
Mühürü zincirle bağladı bele
Ne muhtardı bizim köyün muhtarı
Somurturdu bir gün yüzü gülmezdi
Saklanırdı topluluğa gelmezdi
ŞEY demekten başka kelam bilmezdi
Ne muhtardı bizim köyün muhtarı
Köylünün bağını iyi korurdu
Elden evvel kendi malı varırdı
Boş gününde bolca köpek vururdu
Ne muhtardı bizim köyün muhtarı
Sahip oldu köye ilerletmedi
İyi ya köyümüz geri gitmedi
Beş yılda WC nin işi bitmedi
Ne muhtardı bizim köyün muhtarı
Ne idi Allahım köyümün suçu
Bütün düğünlerde olurdu sucu
Tersinden giyerdi her gün pabucu
Ne muhtardı bizim köyün muhtarı
Bir söz verse cayar idi sabaha
O işlerden bahsetmezdi sabaha
Kaymakama kafa tuttu vallaha
Ne muhtardı bizim köyün muhtarı
Kendisine oy vereni seçerdi
Ormanı yakardı tarla açardı
İlçeden memurlar gelse kaçardı
Ne muhtardı bizim köyün muhtarı
Hiçbir güzel işi yok mu acaba
Hakkını yiyemem olmaz mı baba
Vatandaş kızınca oldu kasaba
Ne muhtardı bizim köyün muhtarı
Hizmet için ilçeye de gitmezdi
Harcamazdı hiç parası bitmezdi
Sokakları zaten temizletmezdi
Ne muhtardı bizim köyün muhtarı
Bayağı bahsettik bak şaka maka
Acayip zekiydi basmazdı faka
Çalıyı tepeden sürür mutlaka
Ne muhtardı bizim köyün muhtarı
Ataroğlu konusu bu yazımın
Gördükleri ancak bunlar gözümün
Eksiği var fazlası yok sözümün
Ne muhtardı bizim köyün muhtarı
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:26 PM
Böbrek taşlarım
Öyle bir sancı ki belime vurdu
Rengimi soldurdu böbrek taşlarım
Acep fabrikada grev mi oldu
Yine baş kaldırdı böbrek taşlarım
Şifalı sularla çekip gitmedi
Doğal ilaçlarda fayda etmedi
Balyozla kırdılar yine bitmedi
Sanırsın çıldırdı böbrek taşlarım
Mütaitle aram şeker mi şeker
On tane tır ile on yıldır çeker
Baraj yapıyormuş götürüp döker
Vadiler doldurdu böbrek taşlarım
Tespihçiler tespih yaptı çekildi
Yüzüklerin kaşlarına çakıldı
Kolye oldu gerdanlara takıldı
Kıymetin bildirdi böbrek taşlarım
Mermerciler duymuş koşarak geldi
Madenci bakışta cevheri bildi
Müşteri çoğaldı fiyat yükseldi
Ağlarken güldürdü böbrek taşlarım
Kuyumcular altın gibi işledi
Mekke Medine’ye ihraç başladı
Hacılar Mina da şeytan taşladı
Kaç iblis öldürdü böbrek taşlarım
Dünya pazarında aranan marka
Sakın aldanmayın dönen bu çarka
Diğer taşlar ile farka bak farka
Akıllar çeldirdi böbrek taşlarım
Böbrek taşı değil inci mübarek
Bu taşlar var iken elmas ne gerek
Kazandıkça avuç, avuç vererek
Çok dua aldırdı böbrek taşlarım
Dünya devletleri gruplaştılar
Güçlerine göre taş paylaştılar
Rekabet büyüdü savaş açtılar
Dünyayı böldürdü böbrek taşlarım
Atığı serildi çok köy yoluna
Kıskanırım verme başka kuluna
İlham oldu taşlar ATAROĞLUNA
Sazımı çaldırdı böbrek taşlarım
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:26 PM
Bu topraklar bizimdir
Gülle dü?üp gül biten
Bu topraklar bizimdir
Gülünde bülbül öten
Bu topraklar bizimdir
Burda ky?ym baharym
Merhem yapar sürerim
Zerresinde ben varym
Bu topraklar bizimdir
Yanar isli oca?y
Dolu dört bir buca?y
Anam gibi kuca?y
Bu topraklar bizimdir
Göz ya?yyla beslenen
Çiçeklerle süslenen
Türkülerle seslenen
Bu topraklar bizimdir
Kimseyi hor görmeyiz
Ba?ka bayrak germeyiz
Dünya gelse vermeyiz
Bu topraklar bizimdir
ATARO?LUM can sana
Haykyryryz cihana
Edirne’den ta Van’a
Bu topraklar bizimdir
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:26 PM
Bulutlar
Eğleşin de iki kelâm edelim,
Nere böyle sıra sıra bulutlar?
Gözyaşınız derman olsun derdime,
Bir de siz açmayın yara bulutlar.
Pamuk tarlaları olmaz denginiz,
Bozulmasın sizin hiç ahenginiz,
Ak pak idi var oluşta renginiz,
Size yakışmıyor kara bulutlar.
Hep yüce dağlara olurken yakın,
Engin denizlerden kopmayın sakın,
Susuz ovalara yağmur bırakın,
Çekilmeyin bir kenara bulutlar.
Her gönülün ayrı olur hesabı,
Bu hesaplar sevdaların icabı,
Kapatmayın dolunayın mehtabı,
El edeyim nazlı yâra bulutlar.
Gök kızının saran kollarısınız,
Pembe hayallerin yollarısınız,
Şifa ağacının dallarısınız,
Nisan yağmuruyla çare bulutlar.
Dolaşırken yükseklerde uykusuz,
Bulanan dereler bir hayli huysuz,
Oluğu kurumuş, çoktandır susuz,
Ümit verin şu pınara bulutlar.
Ataroğlu’m kimi kimden sordunuz,
Kaf Dağı’nın ardında mı yurdunuz?
Ardınızda gezdirirken yordunuz,
Varın artık bir karara bulutlar.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:26 PM
Bulutlar ağladımı
Bulutlar ağladı mı
Yer yüzüne can gelir
Şimşek çakar gök gürler
Cana heyecan gelir
Damla, damla serpeler
Büyür taze körpeler
Islandıkça tepeler
Vadiye orman gelir
Yosun tutarken taşlar
Yuvayı yapar kuşlar
Bülbül türküye başlar
Ormana lisan gelir
Yaratandan hitaplar
Yamacı çiçek kaplar
Arılar tek, tek toplar
Dertlere derman gelir
Ovalar yeşil döşek
Çalışır oğul uşak
Sararır altın başak
Evlere harman gelir
Su başıboş çağlamaz
Setler onu bağlamaz
Bulut boşa ağlamaz
İlahi ferman gelir
ATAROĞLU et zikir
Düşün fikreyle fikir
Bunlara edecek şükür
En başta insan gelir
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:26 PM
Çaldı çalacak
Bu gönül neleri denemedi ki,
Her göle bir maya çaldı çalacak.
Söylediği sözler dinlenmeyince,
Kızdı, sazı taşa çaldı çalacak.
Dünyanın işini bitiren var mı?
Acep eksiğin yetiren var mı?
Yükleyip sırtına götüren var mı?
Kim dünyanın malın çaldı çalacak?
Delilik var gönlümün kanında,
Bir şey desem çıkış yapar anında,
Kırılsak da başkasının yanında,
Yine benden yana çaldı çalacak.
Kötülüğü asla benimsetmedi,
Düşmanına hiç tavsiye etmedi,
Kötülerin arkasından gitmedi,
Çirkin işten hep yan çaldı çalacak.
Kim kimi severse onu bulacak,
İki âlemde onun ile olacak,
Dostun ağlayacak, düşman gülecek,
Kıskananlar kara çaldı çalacak.
Gönül avlanırsın, çıkarsın ava,
Şişer kabarırsın verilse hava,
Bir aferin ile gelirsin tava,
Eteklerin çok zil çaldı çalacak.
Gönül terlemeden bulanlar var ya,
Öksüz yetim hakkını çalanlar var ya,
Hep güçlünün yanında olanlar var ya,
Hakikatte boşa çaldı çalacak.
Gönül bu ya, günde bin dala konar,
Her konduğu dalı kendinin sanar,
Dal kırılır, içi burkulur yanar,
Kaç mesleğe çakmak çaldı çalacak.
Gönül göçer her yaylanın göçünde,
Gönül gezer sevdiğinin saçında,
Yandık durduk bu sevdanın içinde,
Âşkımızla sazı çaldı çalacak.
Ataroğlu’m dedi: “Bakiye dayan,
Dünya sevdalı sanacak duyan,
Uyan be ey gönül gafletten uyan,
Kurulan o saat çaldı çalacak.”
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:26 PM
Çanakkale
Detanın söylenir tam doksan yıldır
Eşi bulunmayan yer Çanakkale
Etten duvar ördü şanlı mehmetcik
Her zaman yaşadı hür Çanakkale
Çarpışanlar hepsi Allah kuludur
Yolları da yüce Kur’an yoludur
Tarihimiz zaferlerle doludur
Senin ayrı yerin var Çanakkale
Senin ne yürekli toprağın varmış
Gülleler yedikçe yüzün ağarmış
İkiyüz elli bin şehidi sarmış
Cennet ehiline yar Çanakkale
Rabbimizden nice yardım beklendi
Zaferlerin birbirine eklendi
Canavarlar üstümüze yüklendi
Tüm Dünyaya dedin dur Çanakkale
Ataroğlu’m sana destan okuyan
Yaşlı genci sana koştu hep duyan
Her şey orta yerde ayan ve beyan
Gerçeği görmeyen kör Çanakkale
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:26 PM
Çiçeklerle muhabbet
Çiçeklerle muhabbete başladım
Hepsi birden al kalemi yaz dedi
Mor sümbülle bağlarımı düşledim
Sarı çiğdem eksiğimiz saz dedi
Kırmızı gül âşka döktü sohbeti
Fesleğenin hep iyilik niyeti
Papatya baharda tutar nöbeti
Kadifeyse benim mevsim yaz dedi
Lâle dedi sevda bizden sorulur
Nergislere daim saygı durulur
Sarmaşıklar sevdiğine sarılır
Gelincik konuşur çok dilbaz dedi
Kır çiçeği bahçeliyim bağlıyım
Altın otu yaylalıyım dağlıyım
Hanımeli sevdiğime bağlıyım
Karanfille söyleşmesi haz dedi
Menekşe der benim türlü rengim var
Bilmiyorum bu Dünyada dengim var
Nevruz dedi yaylalarda çengim var
Kardelen rengimdir karbeyaz dedi
Ben iğde çiçeği kokum baygındır
Mor leylağın gönlü daim kaygındır
Akasya der parklar bana uygundur
Yasemin güzelsin gel biraz dedi
Zambak dedi neşeliyim koşarım
Nilüferim su üstünde coşarım
Ayçiçeği güne aşık yaşarım
Orkide gururlu fazla naz dedi
Kasımpatı ben son güzde açarım
Üşümem etrafa neşe saçarım
Gülhatmi der yol üstünü seçerim
Peygamber çiçeği bilen az dedi
Fulyalar konuştu beni unutma
Kamelya der ömrü sevgisiz tutma
Haydi Ataroğlu dilini yutma
Sizlerin yanında dil ahraz dedi
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:26 PM
Çile çeker
Bu dünya çile dünyası kullarda çile çeker
Gelen geçer konan göçer yollarda çile çeker
Altın kafese konsada ona zindan sayılır
Bülbül gülü yoklamasa güllerde çile çeker
İnsan oğlu tohum gibi kainata ekilir
Doğar büyür vakit gelir tekrar geri çekilir
Her gün sarı yaprak olur birer birer dökülür
Ardımızda ağlayarak yıllarda çile çeker
ATAROĞLUM çilelerle haldaş olur alışır
Dostu ile ağlaşırken dost gülerse gülüşür
Bir ağaca derdin söyler sızısını bölüşür
Aşığın sazında inler tellerde çile çeker
Biz çilenin erbabıyız, çile ekmek aş bize
Ne gelirse Haktan gelir, ondan gelen hoş bize
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:26 PM
Çocukluk yıllarım
Ancak şimdi anlaşıldı değeri,
Nerde benim o çocukluk yıllarım?
Elime geçseydi vermezdim geri,
Nerde benim o çocukluk yıllarım?
Niderdim de bu yaşımı niderdim?
Yaşım büyüdükçe çoğaldı derdim,
Köyün yaylasında oğlak güderdim,
Nerde benim o çocukluk yıllarım?
Çıksam dağ başına taşa otursam,
Üstümle başımla yere yatırsam,
Tarhana aşına yufka batırsam,
Nerde benim o çocukluk yıllarım?
Dileğimi ben babamdan dilerdim,
Gıdıklasalardı hemen gülerdim,
Burnumu da kollarıma silerdim,
Nerde benim o çocukluk yıllarım?
Kimi bilirdim ki kimi tanırdım,
Misafir gelseydi hep utanırdım,
Kara lastiği ben iskarpin sanırdım,
Nerde benim o çocukluk yıllarım?
Ataroğlu’m eve şenlik katardım,
Sapan yapar serçelere atardım,
Ebeme sarılır öyle yatardım,
Nerde benim o çocukluk yıllarım?
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:26 PM
Dağlar
Hekimler ilacı bulamadılar,
Yârimin dermanı sizde mi dağlar?
Yalvarırım söyle, gel sır eyleme,
Karnında mı saklı, yüzde mi dağlar?
Sen yücesin, ulaşamam başına,
Sabrederim boranına, kışına,
İnsaf eyle, yorma beni boşuna,
Güney yakanda mı, guzde mi dağlar?
Soğuk su kaynağın, şifa bilirim,
Açarsan bohçanı görür alırım,
Müsait olursan “Gel.” de, gelirim,
Hâlâ yükseklerin buzda mı dağlar?
Çamlarıyın uğultusun duyarak,
Beklemiştim ahdımıza uyarak,
Kuru ot yollamışsın ilaç diyerek,
Yoksa çiçeklerin nazda mı dağlar?
Kışın kaşın çatıp sisleniyorsun,
Karlar eriyince süsleniyorsun,
Çoban kavalıyla sesleniyorsun,
Sizin de türkünüz sazda mı dağlar?
Ataroğlu’m derman diyor tellerin,
Mevlâ’sına açık tutar ellerin,
Kar kaplıdır geçit vermez bellerin,
Baharda mı gelen yazda mı dağlar?
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:26 PM
Dedim dedi
Dedim adın nedir? Dedi: üç sestir
Dedim uçar mısın? Dedi ki, yok yok.
Dedim yaşamak ne? Dedi: hevestir.
Dedim geçer misin? Dedi ki, yok yok.
Dedim neredesin? Dedi: toprakta
Dedim göz yaşların? Dedi: yaprakta
Dedim hayallerin? Dedi: ırakta
Dedim naçar mısın? Dedi ki, yok yok.
Dedim rengin nasıl? Dedi: tek değil.
Dedim kışla aran? Dedi: pek değil.
Dedim sırrın var mı? Dedi: çok değil
Dedim açar mısın? Dedi ki, yok yok
Dedim kokun var mı? Dedi: kokla gör
Dedim güzel misin? Dedi: yokla gör.
Dedim gelen yıla? Dedi: sakla gör.
Dedim seçer misin? Dedi ki, yok yok.
Dedim Ataroğlu? Dedi: bilirim.
Dedim çağırırsa? Dedi: gelirim.
Dedim yollarına? Dedi: ölürüm.
Dedim kaçar mısın? Dedi ki, yok yok
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:27 PM
Değişmiyor
Herkes kapmış bir beylik
Nam-ı şan değişmiyor
Karıştıran el aynı
Karışan değişmiyor
Nakarat: Kara kara kargalar
Beynimizi gagalar
Dinime vicdanıma
Vuruldu prangalar
Düşünene sorgu var
Beyinlere sargı var
Yanlı hüküm yargı var
Danışan değişmiyor
Telefon değişiyor
Müzik fon değişiyor
Mikrofon değişiyor
Konuşan değişmiyor
ATAROĞLUM der duyun
Bu oyun nasıl oyun
Oyuna kural koyun
Yarışan değişmiyor
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:27 PM
Dermiş
Kocaman fillere bulunmaz tünek,
Süt verir yavazla yatıyor inek.
Küçük bir çukura düşerse sinek,
Bakın ben ummanda yüzerim dermiş.
Kimler dinlemez ki figanı hoşsa,
Asalette yoksa evelden boşsa,
Karga tesadüfen gülşene düşse,
Bülbül gibi şarkı dizelerim dermiş.
Hırsızlık, kan varmış bitte, kenede,
Ufak tefek kusra bakma gene de,
Tosbağa bir metre gitse senede,
İstesem dünyayı gezerim dermiş.
Yarasa çıkarmış ışık sönünce,
Baykuş, viranede gezer ömrünce,
Deve kuşu başı kuma gömünce,
Görmezler düğümü çözerim dermiş.
Kendini bildirir yetmiş kez günde,
Deve katarının gider önünde,
Eşek diyormuş ki adım üstünde,
Fazla yem görürsem azarım dermiş.
Ataroğlu lâfın sonuyla ilki,
Cesarette sıfır korkmayan o ki,
Sinsice iş yapan dağdaki tilki,
Kalleşliğe fazla kızarım dermiş.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:27 PM
Dost dediğin
Olmak da zor, bulmak da zor,
Dosttan kaçmaz dost dediğin.
Daima dost kalmak da zor,
Hiç vazgeçmez dost dediğin.
Vefalıdır, bilir hatır,
Dost dostun gönlünde yatır,
Açığı varsa kapatır,
Sırrın açmaz dost dediğin.
Her hâliyle dengin olur,
Gönlü gayet zengin olur,
Engin olur, engin olur,
Yüksek uçmaz dost dediğin.
Ataroğlu’m dostu sezer,
Dostun sayesinde gezer,
Ekmek, hava, suya benzer,
Üçü geçmez dost dediğin.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:27 PM
Dudak(leb) değmez
Hak yolundan ayrılırsa
Dara düşer insanoğlu
Günahlardan sıyrılırsa
Kâra düşer insanoğlu
Doğruyu göster gözüne
Hakikat doldur özüne
Kanarsa şeytan sözüne
Tora düşer insan oğlu
Git ileri dön gel geri
Nedir ki söyle değeri
Yoksa konacağı yeri
Nere düşer insan oğlu
Derdin çoksa tek değilse
Yazın kıştan çok değilse
Alın yazın ak değilse
Kara düşer insan oğlu
ATAROĞLU geçer gider
Tanesini seçer gider
Günü gelen göçer gider
Sıra düşer insanoğlu
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:27 PM
Durdu
Gönül bir bülbül misali,
Kanatlandı, güle durdu.
Güle erişince bülbül,
Saz üstünde tele durdu.
Marifettir tazeliğin,
Herkeslerden özelliğin,
Tarifsiz o güzelliğin,
Düştü dilden dile Durdu.
Gönül dinlemez ki kanun,
Akıl bile peşte onun,
Hakk’a giderken Mecnun,
Leyla oldu çöle Durdu.
Ses verirdi saçın teli,
Saza taksa usta teli,
Kerem’le Aslı misali,
Çok âşıklar yola durdu.
Hak erdirsin gerçek tada,
Sırrın açma yaban yada,
Saçlarını toplama da,
İniversin bele, Durdu.
Gözde sürme elde kına,
Çok âşık öldü uğruna,
Gâhî turna, gâhî suna,
Yâr uğruna göle durdu.
Altta arzla üstte sema,
Kıskanırlar seni amma,
Her bakışta ayrı sima,
Girme hâlden hale Durdu.
Sevdiğine bir hediye,
Sevgisini nasıl, diye,
Yâr kokusu gelir diye,
Seher vakti yele durdu.
Güzelliğin etme heder,
Elde lâf çok, çok şeyler der,
Aynalar da haset eder,
Biraz büyü hele Durdu.
Gönül işte, uçan kuştu,
O daldan bu dala uçtu,
Gördüklerim sanki düştü,
Gitti ilden ile Durdu.
Şirin oldum Ferhat için,
Su getirsin sizler için,
Dolunca için için,
Gözyaşlarım sele durdu.
Mühür vurmuş her bir kula,
O mühür sıfatı ola,
Güzel halk eylemiş Mevlâ,
Yoktur sende hile Durdu.
Zülfü siyah yüzü ak mı?
Bunu demek bana hak mı?
Sevmekten mi, acımak mı?
Gözyaşımı sile durdu.
Ataroğlu’m düşü yorsa,
Nice ariflere sorsa,
Mevlâ kulum demiyorsa,
Ameller nafile, Durdu.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:27 PM
Ellerinle
E L L E R İ N L E
Sinemde yangının sebebi sensin
Getirip bıraktın kor ellerinle
Bu ateş topunu al çıkar benden
İstersen neşteri vur ellerinle
Uzaktan seyreden iyoldu sanar
Bedenim iyolur yüreğim kanar
Bir yanım sönerken bir yanım yanar
Getir Toroslardan kar ellerinle
Bu yangından türlü, türlü hal çıkar
Sevda filizlenir yeşil dal çıkar
Yangın yeri bahçe olur gül çıkar
Kopar kırmızıyı ver ellerinle
Aklım aldın Gaf dağına aşırdın
Akılsızı düz yollarda şaşırdın
Sevdan ile yataklara düşürdün
Yedir tane, tane nar ellerinle
ATAROĞLU derki yaramı sardır
Kanayan yaramın kanını durdur
Yanık yarasının dermanı zordur
Göz yaşın merhemse sür ellerinle
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:28 PM
Elveda Derken
Muammaya benzer sözlerin ile
Bil diyordun sanki elveda derken
Dilin susuyordu gözlerin ile
Kal diyordun sanki elveda derken
Diyemedin güle güle hoş sefa
Ahdimize gösterelim hep vefa
Sevdamızın türküsünü son defa
Çal diyordun sanki elveda derken
Ne çiçek uzattın ne gül uzattın
Ne kucağını açtın ne kol uzattın
Sırma saçlarından bir tel uzattın
Al diyordun sanki elveda derken
Seçmiş idim seni nice güzelden
Tanışıyormuşuz bizler ezelden
Bekletme ha mektubunu tezelden
Sal diyordun sanki elveda derken
Ataroğlum uyumadan rüyaya
Kapılmadan olmayacak hülyaya
Hayalinle kurduğumuz Dünyaya
Dal diyordun sanki elveda derken
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:28 PM
Emeklilere tavsiye 1
Emekli olunca ne yapacağız
Kimse sus diyemez ötebiliriz
Bağımsızız artık hür olacağız
Akşama kadar da yatabiliriz
Devletten maşım aşımız hazır
Her işe eğilir başımız hazır
Telaşe etmeyin işimiz hazır
Yol alıp kaldırım satabiliriz
Her işin bir başı bir de sonu var
Bir yanı bolluksa öbür yanı dar
Yediğimiz zarar tuttuğumuz kâr
Yemez isek kârı katabiliriz
Hiç boşuna bize etmeyin keder
Zaten ikramiye gelmeden gider
Hanımla dövüşür evi terk eder
Çarşı da havayı atabiliriz
Artık bizim ile yarışamazlar
Bulup kolay kolay görüşemezler
Politika yapsak karışamazlar
Başbakana bile çatabiliriz
Sanmayın geçen gün geriye gelir
Bu gerçeği zaten hepiniz bilir
Kollestrol çıkar şeker yükselir
Birkaç tane hap ta yutabiliriz
Holding kurar hisseleri satarız
El çalışır bizde yeriz yatarız
Yalan mı yok bol keseden atarız
Zarar ortak belki batabiliriz
Anlatırken bile dilimiz şişti
Ola ki işler biraz değişti
Oturur kahvede oynarız pişti
Ütülürsek bir de ütebiliriz
Ataroğlu’m şiir yazmaya değer
Bu emeklilikte böyle ne imiş meğer
Arada bir hata yaparsak eğer
İhtiyar diyerek yırtabiliriz
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:28 PM
Emeklilere tavsiye 2
Emekli olunca en başta benim
Kalemi elime almam gerekir
Geçen günlerimin hesabın yapıp
Zararı kârımı bilmem gerekir
Feleğin taşına ömrüm sürtülüp
Vicdanımın kantarında tartılıp
Memuriyet havasından kurtulup
Şöyle bir kendime gelmem gerekir
Üzülmem dert etmem eylemem ki zar
Boş geçen zamana hepimiz kızar
Tutmadığım çokça oruçlarım var
Geçen namazları kılmam gerekir
Hep evde otursam neye yararım
Avare gezdikçe artar zararım
Eş dost dolaşırım hatır sorarım
Kucaklaşıp gönül almam gerekir
Yüklenen bu yükü götüreceğim
Taksitleri falan bitireceğim
Ödünç paraları yatıracağım
Etrafıma borçsuz olmam gerekir
Hep özlem çekmişim o kutlu yola
Gösterir mi acep bu aciz kula
Hac nasip ettiyse Cenabı Mevla
Ben beni orada bulmam gerekir
Bosna’dadır evim bellidir yerim
Onlar göz bebeğim birincilerim
Ziyaret eylerse öğrencilerim
Anlatıp bilgiler dolmam gerekir
Okuyamam alnımda ki yazımı
Ziyaret eylerim oğul kızımı
Bırakamam bir tarafa sazımı
Manalar yükleyip çalmam gerekir
Helâllik dilemek onun huyudur
Ataroğlum ilim dipsiz kuyudur
Öğrenmek öğretmek hayat boyudur
Dostlar ben öğretmen kalmam gerekir
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:28 PM
Eser bırakmak gerek
Aşk odundan tutuşan bir ateş yakmak gerek,
Geleceğe ümitle, sevgiyle bakmak gerek.
Bu âlemden başka bir âleme göçer iken,
Sökülmesi zor olan bir çivi çakmak gerek.
Bizi hep yaşatacak eser bırakmak gerek.
Sakın yılma, aldırma vurulan dirseklere,
Tuzaktır gurur, kibir, dikkat et tümseklere,
Enginlik insanları yüceltir yükseklere,
Nefsimizin diktiği putları yıkmak gerek,
Bizi hep yaşatacak eser bırakmak gerek.
Birlikten kuvvet doğar, başarıya yürürüm,
Yürüdükçe bu yolda eksiğimi görürüm,
Bütünlüğü emreder dinim, ülküm, kültürüm,
Nifak tohumlarının kökünü sökmek gerek,
Bizi hep yaşatacak eser bırakmak gerek.
Gurur ağaçlarında yaprak dökülsün ama,
Hasetle uzananın kolu bükülsün ama,
Nifak tohumlarının kökü sökülsün ama,
Yerine kardeşliğin fidanın dikmek gerek,
Bizi hep yaşatacak eser bırakmak gerek.
Bu vatan hepimizin, batsak çıkar beraber,
Kâr, zarar ortağıyız, yapsak, yıksak beraber,
Ayrılmak mümkün müdür, varsak yoksak beraber,
Ay yıldızlı bayrağı gururla çekmek gerek,
Bizi hep yaşatacak eser bırakmak gerek.
Zengin, varlık içinde israf edip dönerken,
Aynı ülkede fakir “Açım.” diye yanarken,
Böyle huzur olur mu dengesizlik var iken?
Mutluluğun tadına beraber çıkmak gerek,
Bizi hep yaşatacak eser bırakmak gerek.
Hor görürse birisi emelinde o vardır,
Diktiği binaların temelinde o vardır,
Bu geri kalmışlığın temelinde o vardır,
Cehaletin boynunu hınç ile sıkmak gerek,
Bizi hep yaşatacak eser bırakmak gerek.
Ataroğlu’m diyor ki: “Her derdin ilacı var,
Derde deva ilacın içinde de acı var,
Düşünen kafalara yurdun ihtiyacı var,
Fırtınayla sönmeyen bir ışık yakmak gerek,
Bizi hep yaşatacak eser bırakmak gerek.”
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:28 PM
Farkındamısın
Felek sevdamıza oynadı oyun
Seni benim sandım farkında mısın
Birden bire nasıl değişti huyun
Sözlerine kandım farkında mısın
Bu ince sızıdır işler derine
Başkası geçemez senin yerine
Mecnun Leylasına, Ferhat Şirine
Bende sana yandım farkında mısın
ATAROĞLUM aşkım her gün yepyeni
Çağrıma kulak ver bekletme beni
Kaçsan mahşer günü bulurum seni
Ben buna inandım farkında mısın
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:28 PM
Felek
Her gün bir parçanı alır götürür
Aldığını geri vermiyor felek
Kimisini başlamadan bitirir
Garibe kol kanat germiyor felek
Güvenilmez ahid’ine sözüne
Çöp mü soktuk biz acaba gözüne
Aynı kişilerin güler yüzüne
Neden başkasını görmüyor felek
Sen de göçebesin konar göçersin
Tanemizi samanın dan seçersin
Biçer döğer gibi durmaz biçersin
Ömrümü başkası dermiyor felek
Haftaları aylarına katarsın
Çarkın ile asırları yutarsın
Pazarında zaman alır satarsın
Kimse senden hesap sormuyor felek
Ataroğlu’m var mı sızılamayan
Sen misin mezarı kazılamayan
Sır mısın kalemle yazılamayan
İşlerine akıl ermiyor felek
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:28 PM
Geçer
Gönül neler ister amma
Kader o’na güler geçer
Gönül kurar türlü hayal
Bir çyrpyda siler geçer.
Göller beklerken sunayy
Kimi yakarken kynayy
Kuzu kaybeder anayy
Arkasyndan meler geçer.
Yapra?yny döker dallar
Bir Türküye sy?maz yyllar
Dünyayy çalkalar sallar
Ele?inden eler geçer
Ye?il kalmaz solar ba?ym
Aha öldüm aha sa?ym
Geçmez deme gençlik ça?ym
Neler geçer neler geçer
ATAROGLUM neyi gözler
Görmeyi ö?rensin gözler
Dikkatsiz söylenen sözler
Ok misali deler geçer
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:28 PM
Gel
Seslendik yüreklere,
Ça?rymyzy duy da gel.
Mevlâna, Yunus Emre,
Yolumuza uy da gel.
Geri gelmiyor giden,
Bilir ancak hisseden,
Lâzym de?ildir beden,
Gel gönlünü soy da gel.
Ylerle yava? yava?,
Dost kapysyna yana?,
A?k oca?yna ata?,
Bir avuç al, doy da gel.
Hakk’yn yapty?y yapy,
Dolmaly gönül küpü,
Dört mevsim açyk kapy,
Ystedi?in ayda gel.
Toprak kuca?yn açty,
Köprüden herkes geçti,
Kral göçtü, ?ah göçtü,
Kalanlary say da gel.
Süz sözünü, kelâmy,
Kucakla sen âlemi,
Ataro?lu selâmy,
Cümle âleme yay da gel.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:28 PM
Göç kervanı
İlk defa Habili düşürdü yola
Alıp götürüyor bu göç kervanı
Duymayana azraili haberci
Salıp götürüyor bu göç kervanı
Nere gitse ardın sıra geliyor
Denizden geçiyor dağı deliyor
Vermesen de adresini biliyor
Bulup götürüyor bu göç kervanı
Hem kervan göçüyor hem kervancısı
Göçüyor neşesi derdi sancısı
Değil bu yolların hiç yabancısı
Bilip götürüyor bu göç kervanı
Bütün varlık göçer canlı ve cansız
Kimi imanlıdır kimi imansız
Bazı zamanında bazı zamansız
Gelip götürüyor bu göç kervanı
Geri dönmek bilmez çok inat gibi
Yürüdüğü yollar bir sırat gibi
Devsine yedirdiği ot gibi
Yolup götürüyor bu göç kervanı
Bu alemi kaç tur etti kaç döndü
Nice peygamberler veliler bindi
Binenin hangisi geriye indi
Dolup götürüyor bu göç kervanı
ATAROĞLUM yok kervana gem eden
Yola çıkar kazancını yemeden
Sevdiğini gece gündüz demeden
Çalıp götürüyor bu göç kervanı
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:28 PM
Gönül azabı
Dertlerimi hiçe saydı,
Çektiğim gönül azabı.
Meyvesini acı verdi,
Diktiğim gönül azabı.
Nadas ettim döne döne,
Getirdim bugünkü güne,
Birine bin verdi yine,
Ektiğim gönül azabı.
Nazar mı değdi zamana?
Dertli baba, yaslı ana,
Başım çevirsem ne yana,
Baktığım gönül azabı.
Ataroğlu’m coş diyerek,
Dolup dolup taş diyerek,
Gözlerimde yaş diyerek,
Döktüğüm gönül azabı.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:29 PM
Gönül tarifi
Gönül demirci ocağı,
Sazım onun körüğüdür.
Gönül aşkın yaylasıdır,
Âşık onun yörüğüdür.
Gönül kapanmayan bir çağ,
Gönül yine gönülde sağ,
Gönül sanki bir yanardağ,
Aşksa onun doruğudur.
Gönül yıkılır yırtılmaz,
Gönül akılla tartılmaz,
Gönül koşmaktan kurtulmaz,
Hayal sağlam çarığıdır.
Gönül doğsa güneş söner,
Gönül dönse her şey döner,
Gönül coşsa derya diner,
Göz pınarı arığıdır.
Gönül açılmamış bohça,
Gönül hep geçerli akçe,
Gönül Kaf Dağı’nda bahçe,
Çile elma, eriğidir.
Gönül buğday öğütendir,
Gönül alıp dağıtandır,
Gönül bizi eğitendir,
Orduların feriğidir
Gönül balık ağı gibi,
Gönül can otağı gibi,
Gönül üzüm bağı gibi,
Ataroğlu koruğudur.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:29 PM
Gurbeti söyler
Titreyen dudağı, sararan benzi,
Gözünde yaşları gurbeti söyler.
Hayaller uzağı yakın eylerken,
Gördüğü düşleri gurbeti söyler.
Sıladan ayrılan beden hüzünlü,
Ses duyulur harabeden hüzünlü,
Yollayan hüzünlü, giden hüzünlü,
Çatılan kaşları gurbeti söyler.
Okuyamaz alnındaki yazıyı,
Dindiremez içindeki sızıyı,
Kimi yâri yollar, kimi kuzuyu,
Eğilen başları gurbeti söyler.
Öyle bir kervan ki kimi almadı?
Dünya kurulalı yolda kalmadı,
Hekimler, hâkimler çare bulmadı,
Tekniğin işleri gurbeti söyler.
Kimi yavrusuna ad diye koydu,
Belki dost olurdu, gayesi buydu,
Anam on yavruyu uçarken saydı,
Boş kalan döşleri gurbeti söyler.
Bülbül gül üstünde durur nöbete,
Yusufcuğun derdi gurbetten öte,
Allı turnam haber taşır gurbete,
Gurbetin kuşları gurbeti söyler.
Ölüm ahirete göçüş demektir,
Yayladan sahile uçuş demektir,
Doğum anayurttan kaçış demektir,
Kalan gardaşları gurbeti söyler.
Kim ördü bilmem ki bu çelik ağı,
Her asırda yaşar bitmiyor çağı
Şu garip yurdumun ovası, dağı,
Toprağı, taşları gurbeti söyler.
İnsan neden ağlar bilmem doğuşta,
Kimi düzde yaşar, kimi yokuşta,
Dedem türkü olmuş Yemen’de, Huş’ta,
Dönen yoldaşları gurbeti söyler.
Ataroğlu’m tele gurbeti vurur,
Aklıma düşünce boğazın kurur,
Lokmalar şuraya dizilir durur,
Ekmeği aşları gurbeti söyler.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:29 PM
Gül üstüne
Ben yârimi sevdim, aldım,
Gül koklamam gül üstüne.
Gönlümün sazında çaldım,
Adı düştü tel üstüne.
Her insan düşer bu aşka,
Dermanı bulsa keşke,
Kavuşmanın tadı başka,
Sanki kaymak, bal üstüne.
Eli ele tutuşarak,
Bulutlara yetişerek,
Kuşlar gibi ötüşerek,
Konduk aynı dal üstüne.
Ataroğlu’m yârin över,
Yâr nazlanır, boyun eğer,
Görenin nazarı değer,
Yâr yollamam yol üstüne.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:29 PM
Gülü sevdim
Her çiçek mutlaka güzeldir amma,
Gülü sevdim, seveceğim her zaman.
Kırmızı gülleri taktım yakama,
Gülü sevdim, seveceğim her zaman.
Sarı çiğdem yaylalarda beğse de.
Beyaz sümbül ak gerdana değse de,
Al lâleler boyunları eğse de,
Gülü sevdim, seveceğim her zaman.
Nergizler dağlara sırtın yaslasın,
Navruzları kayalardan seslensin,
Menekşeler dereleri süslesin,
Gülü sevdim, seveceğim her zaman.
Sevdiğim kıskanır sarılmasınlar,
Boşuna dil döküp yorulmasınlar,
Kır çiçekleri hiç darılmasınlar,
Gülü sevdim, seveceğim her zaman.
Karanfiller güzel koksa da bize,
Gelincikler sürme çekse de göze,
Zambaklar sohbeti dökse de naza,
Gülü sevdim, seveceğim her zaman.
Papatyalar altın gibi sararsa,
Dünyada ne kadar çiçekler varsa,
Kimi sevdiğim soruyorlarsa,
Gülü sevdim, seveceğim her zaman.
Renklerinden ayrı manalar çıkar,
Kimini güldürür, kimini yakar,
Efendimin terinde de gül kokar,
Gülü sevdim, seveceğim her zaman.
Asla batmaz gülümdeki har bana,
Onun ile kışlar hep bahar bana,
Gül canandır, gül sevgili yâr bana,
Gülü sevdim, seveceğim her zaman.
Ataroğlu’m gülden kına yaksınlar,
Üzerime gül suyunu döksünler,
Mezarımın baş ucuna diksinler,
Gülü sevdim, seveceğim her zaman.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:29 PM
Güneş batarken
Gözlerim ufukta kaybolur gider,
Beni hüzün basar güneş batarken.
Ateşsiz alevler yanar özümde,
Gönlüm aşka susar güneş batarken.
İnişlere dökülürken yokuşlar,
Derinleşir, yorgunlaşır bakışlar,
Gece kuşlarının cümbüşü başlar,
Bülbül, sesi keser güneş batarken.
Çiçekli fistanı yârdan hediye,
Gelmiş giysin karaları ne diye?
Gece süslerimi perdeler diye,
Dağlar surat asar güneş batarken.
Sır kalır bu güzelliğin çözümü,
Anlatmaya yetiremem sözümü,
Yakomazlar kamaştırır gözümü,
Doğar bir şaheser güneş batarken.
Geçerken ömrümün kışı, baharı,
Güzellikler kaldı hayatın kârı.
Gözümde nemlenen hatıraları.
Kurusun, güne ser, güneş batarken.
Güneş arkasında yıldızlar sürür,
Saçar dört bir yana semayı bürür,
Yamaçlar salınır, düzlüğe yürür,
Meltem sevda eser güneş batarken.
Ataroğlu’m sevdalıyım, yanarım,
Senden büyük ne ateşler tanırım,
Böyle düşünürken kaygılanırım,
Belki güneş küser güneş batarken.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:29 PM
Güzel
İş yaparak çalışırsa
Memurun masası güzel
Mazlum hakla buluşursa
Hakimin yasası güzel
Ak akçeye bezendiyse
Yoksullara uzandıysa
Helalinden kazandıysa
Zenginin kasası güzel
Mevla’ya boyun bükenin
Sabır ile dert çekenin
Allah için yaş dökenin
Gönlünde tasası güzel
Fanilere sırtın yasma
Dikkat eyle cana basma
Yalan lafa kulak asma
Her şeyin esası güzel
Dikkat eyle dikkatli bak
Hepisini yaratan hak
Gündüz bülbül güzel mutlak
Gece yarasası güzel
Ataroğlum bil gidişin
Kul olmaktır Hakka işin
Gönüller alan dervişin
Elin de asası güzel
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:29 PM
Ha sen yandın ha ben yandım
Aynı yazgı, aynı kader,
Ha sen yandın ha ben yandım.
Ey sevgilim, ne fark eder,
Ha sen yandın ha ben yandım.
Yakan sensin, ateş sende,
Ben sendeyim sen de bende,
İki canız bir bedende,
Ha sen yandın ha ben yandım.
Can bedende uyanmaz mı?
Can canana inanmaz mı?
Sanki yakanlar yanmaz mı?
Ha sen yandın ha ben yandım.
Güneş yanar gün de yanar,
Bugün yanan dün de yanar,
Can yanarsa ten de yanar,
Ha sen yandın ha ben yandım.
Ataroğlu’m düştüm dara,
Göçtüm diyardan diyara,
Sen ateşsen ben de çıra,
Ha sen yandın ha ben yandım.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:29 PM
Hadim bizim ilçemiz
Nice ilmin beşiğidir, âşıkların yatağı,
Ala karlı çiçeklidir dağlarının eteği.
Arıları doldurmuştur, ballarıyla peteği,
Sevgi dolu, barış dolu Hadim bizim ilçemiz.
Gün doğunca ışıkların önce Akdağ’a çakan,
Çile Dağı gözün dikmiş Göksu Nehri’ne bakan,
Göksu coşkun mavi mavi Akdeniz’e akan,
Sevgi dolu, barış dolu Hadim bizim ilçemiz.
Güzü güzel, kışı güzel hele ilkbahar, yazı,
Çile çeker, hasret eksilmez kalpte sızı,
Yetişiyor, yetişecek üzümüyle kirazı,
Sevgi dolu, barış dolu Hadim bizim ilçemiz.
Ataroğlu’m sen de durur Hadim bana yâr dedi,
Şu gönlümüm arzuları buradadır var dedi,
Sana gelmek seni bilmek ayrıca bir kâr dedi,
Sevgi dolu, barış dolu Hadim bizim ilçemiz.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:29 PM
Hakkın helal eylermi gönül
Yıktın viran ettin can hanemizi
Acep hakkın helal eyler mi gönül
Ele saray yaptın viranemizi
Acep hakkın helâl eyler mi gönül
Sana gerekliyse canımı dile
Sevenin sözünde bulunmaz hile
Yaktın ocağında döndürdün küle
Acep hakkın helal eyler mi gönül
Yaşamama gaye idin nedendin
Benim ile aynı candın bedendin
Gözümün nuruydun ışığı sendin
Acep hakkın helal eyler mi gönül
Dört mevsime yaza kışa soralım
Düz ovaya dağa taşa soralım
Karıncaya kurda kuşa soralım
Acep hakkın helal eyler mi gönül
Sözden caymak senin mesleğin midir
Yolda koymak senin mesleğin midir
Cana kıymak senin mesleğin midir
Acep hakkın helal eyler mi gönül
Kurduğum hayaller gördüğüm düşler
Nasıl geri döner yeniden başlar
Neden söndü yaktığımız ataşlar
Acep hakkın helal eyler mi gönül
Ataroğlu aşktan dersini aldı
Seni yaratana Mevla’ya saldı
Helalleşmek artık Mahşere kaldı
Acep hakkın helal eyler mi gönül
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:29 PM
Hediye almadım sanma sevdiğim
Sevgililer günü gel mahsun bakma,
Hediye almadım sanma sevdiğim.
Kapıyı çalınca boynunu yıkma,
Hediye almadım sanma sevdiğim.
Gönülde yeşerir sevginin bağı,
Sen iste, deleyim en yüce dağı,
İki şişe balı bir ardıç yağı,
Hediye almadım sanma sevdiğim.
Kulağına küpe, kola bilezik,
Alamadım pırlantadan bir yüzük,
Memurum, hor görme gönlüm çok ezik,
Hediye almadım sanma sevdiğim.
Bu günde gönüller sevgiye muhtaç,
Ama bizde dertler hep kulaç kulaç,
Eczaneden aldım bir çanta ilaç,
Hediye almadım sanma sevdiğim.
Söylerken terlerim bak kırcı kırcı,
Oğlanın, kızımın harçlığı harcı,
Alış veriş fişi kredi borcu,
Hediye almadım sanma sevdiğim.
Ataroğlu’m sevgin saz ile duyur,
Sevmeyen gönüller daima uyur,
Çıkarıp kalbimi vereyim buyur,
Hediye almadım sanma sevdiğim.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:29 PM
Hepsi bizim türkümüzdür
Türkülerle başlayalım,
Hepsi bizim türkümüzdür.
Türkülerde yaşayalım,
Hepsi bizim türkümüzdür.
Azerice dağlar kızı,
Kerküklü’den hoyrat kızı,
Sivas elde çaldık sazı,
Hepsi bizim türkümüzdür.
Erzurum dağları duman,
Ege’nin zeybeği yaman,
Konya’da, “Konyalım” aman,
Hepsi bizim türkümüzdür.
Esme bre deli rüzgâr,
Trakya’dan bize uzar,
Türkülere etmen nazar,
Hepsi bizim türkümüzdür.
Karadeniz horon teper,
Silifkeli yoğurt yapar,
Yozgat’tan sürmeli kopar,
Hepsi bizim türkümüzdür.
Yanıyor Çukurovası,
Bir yanda barak havası,
Ankara’nın Hüdaydası,
Hepsi bizim türkümüzdür.
Amasya’da deldik dağı,
Kırşehir’de duy bozlağı,
Kayseri’de Gesi bağı,
Hepsi bizim türkümüzdür.
Urfalı’yım der ezeli,
Dadaloğlu, Afşar ili,
Köroğlu’nun Çamlıbel’i,
Hepsi bizim türkümüzdür.
Adı Yemen gülü çimen,
Yeşil ördek gelir hemen,
Sakın ayıralım demen,
Hepsi bizim türkümüzdür.
Allı turnam uçar yâre,
Seher yıldızına çare,
Başı duman pare pare,
Hepsi bizim türkümüzdür.
Ataroğlu’m ne hâldeyim?
Mızrap, perde ve teldeyim,
Uzun ince bir yoldayım,
Hepsi bizim türkümüzdür.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:29 PM
Hiç haberim olmadı
Aşkın defterine ben satır satır
İşlenmişim hiç haberim olmadı
Duygularım beni çabuk aldatır
Düşlenmişim hiç haberim olmadı
Herkes anlayamaz bendeki hali
Yükleseler çekemezdi hayali
Feleğin elinde elma misali
Dişlenmişim hiç haberim olmadı
Bel bağladım nice nice insana
Çekiştirdi beni hepsi bir yana
Gül atar sanırdım dostlarım bana
Taşlanmışım hiç haberim olmadı
Yeşerdi tarlamda tohum ekmeden
Tek tek toplamışım yere dökmeden
Çile benden ben çileyi çekmeden
Hoşlanmışım hiç haberim olmadı
Kim der ATAROĞLU eksik yetirmiş
Her gün bir yanını almış götürmüş
Yıllar beni bu günlere getirmiş
Yaşlanmışım hiç haberim olmadı
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:29 PM
İçinde
Arif isen sözü dinle
Söz vardır sözün içinde
Bir bakışta okur seni
Öz vardır özün içinde
Aman ha yolunuz şaşman
Sonra olursunuz pişman
Dili dosttur kalbi düşman
Yüz vardır yüzün içinde
Dağa baksa dağlar erir
Göğe baksa seller yürür
Yıllar ötesini görür
Göz vardır gözün içinde
Baş vardır eğdirir başı
Ateş var kurutur yaşı
Pirince benziyor taşı
Düz vardır düzün içinde
Odur bu milletin şanı
Onda şehitlerin kanı
Odur hürriyet nişanı
Bez vardır bezin içinde
ATAROĞLUM böyle bakar
Dere yatağından akar
Ateş düştüğü yeri yakar
Köz vardır közün içinde
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:30 PM
İçiyorum
Ben yine bardak bardak
Hasretlik içiyorum
Gurbetten dönüyorum
Gurbete göçüyorum
Dağların etekleri
Hep hasret çiçekleri
Sarı sarı renkleri
Bir kucak biçiyorum
Telefon çalıyorsa
Vaktini biliyorsa
Oğlumdan geliyorsa
Koşarak açıyorum
Bir garip titrek sesle
Diyor bir şiir sesle
Konuşunca hevesle
Sevinçten uçuyorum
Halim ayan ALLAHA
Ahlar karışır aha
Ayrılmadan bir daha
Hasreti seçiyorum
ATAROĞLUM bu akşam
Hasretlik içiyorum
Bardak bardak doldurup
Kendimden geçiyorum
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:30 PM
Kara bulut var git öteye
Bozulmasın şu gönlümün hayali,
İnme kara bulut, var git öteye.
Başımın üstünde kuzgun misali,
Dönme kara bulut, var git öteye.
Dertlerimle bırak baş başa beni,
Keder defterini açmışken yeni,
Bu kollar, bacaklar taşımaz seni,
Binme kara bulut, var git öteye.
Havalan göklere, bak sen işine,
Girme gariplerin hayal, düşüne,
Gelir geçer gözlerimin yaşına,
Kanma kara bulut, var git öteye.
Dert yüklendim nice derdi çoklardan,
Sırtımda götürdüm çok sokaklardan,
Sakın ha beni de derdi yoklardan,
Sanma kara bulut, var git öteye.
Ataroğlu’m etti bedenden firar,
Daha bir mekânda kılmadı karar,
Ataşımdan sana kıvılcım sıçrar,
Yanma kara bulut, var git öteye.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:30 PM
Kınıyorum
Bulutun ağlaması toprağı güldürürken,
Bu hikmeti görmeyen gözü de kınıyorum.
Dağlar çiçek yollarken çobanın torbasında,
Teşekkür göndermeyen düzü de kınıyorum.
Her şey sevgi üzere, dünya dönüşü bile,
Sevmesini bilmeyen düşer çıkmaz müşküle,
Sevdalar saf olmalı, hile girmesin hile,
Yürekleri yakmayan közü de kınıyorum.
Bir mısrada anlatmak kolay mıdır vatanı?
Damla damla sulamış şehidin kutsal kanı,
Tarihlere yazdırmış ölümsüzlük destanı,
Ay yıldız taşımayan bezi de kınıyorum.
Çiftçimizin tarlası, ekin onda saklı,
Gelin kızın çeyizi, takımı onda saklı,
Anamın ninnileri yakımı onda saklı,
Türküleri çalmayan sazı da kınıyorum.
Yaradan’ın emrini dinlemeyen, duymayan,
Küçüğünü sevmeyen, büyüğünü saymayan,
Töresini bilmeyen, geleneğe uymayan,
Oğulu kınıyorum, kızı da kınıyorum.
Yapılan bir haneyi yıktırmamak gerekir,
Hasret ile uzaktan baktırmamak gerekir,
Her şeyde karar lâzım, bıktırmamak gerekir,
Âşığı uzandıran nazı da kınıyorum.
İnsanı insan eden içinde nuru iman,
Ataroğlu dikkat et, gaflette hâlin yaman,
İnsanlar birbirini küçük gördüğü zaman,
Sizi de kınıyorum bizi de kınıyorum.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:30 PM
Konyada
Dünyamızın dört ucundan
Yollar birleşti Konya da
Mevlana’nın çağrısıyla
Kullar birleşti Konya da
Gelen geldi doldu geçti
Hamlar pişti oldu geçti
Bülbülleri güldü geçti
Güller birleşti Konya da
Hoş görüydü onun kastı
Hoş görünün yoktur üstü
Meramdan Gedavet esti
Yeller birleşti Konya da
Güney, kuzey, batı, şarkı
Kaldırdı aradan farkı
Arap, Acem ile Türkü
Diller birleşti Konya da
Karatay medresesinde
İnce minare süsünde
Alaaddin tepesinde
Eller birleşti Konya da
Hak aşkını bulan yandı
Testisini dolan yandı
Giden yandı gelen yandı
Küller birleşti Konya da
Bayramlaştı sevinçleşti
Günler geçtikçe dinçleşti
Zaman kocar O gençleşti
Yıllar birleşti Konya da
Düşündükçe ince ince
Hak sevgisi geldi önce
Gönül teli titreyince
Haller birleşti Konya da
ATAROĞLUM gelmez giden
Şems-i Tebriz Konevi den
Aşık Şemi, Sururiden
Teller birleşti Konya da
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:30 PM
Köprü ile muabbet
Göksu üstündeki köprüye sordum
Dedi ne suskunlar sesliler geçti
Oturdum dibine muhabbet kurdum
Başı duman gözü puslular geçti
Dedim köprü sesli konuş duyayım
Ezber edip kıt aklıma koyayım
Dedi bir çırpıda nasıl sayayım
Dili tatlı kalbi paslılar geçti
Para tutmamıştı eli avucu
Yaban elindeydi ipinin ucu
Kiminin ayakta yoktu pabucu
Tepeden tırnağa süslüler geçti
Pür neşeyle takla atanı gördüm
Kuş tüyü yatakta yatanı gördüm
Irmağa göz yaşı katanı gördüm
Sırtı keder yüklü yaslılar geçti
Karacoğlan geldi sazı omuzda
Deli gönül abdal, Elifi nazda
Dadaloğlu baş kaldırmış bu yazda
Keremlerden evvel Aslılar geçti
Ataroğlu epey anlattım sana
Salavat köprüsü diyorlar bana
Ayaktayım Selçukludan bu yana
Başı kalpak, sarık, fesliler geçti
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:30 PM
Köyümün çiçekleri
Çiçekçiye uğradım girdim bir selâm ile
Bakındım iki yana zevkime gitmiyordu
İlk bakışta gözlerim kaydı kırmızı güle
Aldım burnuma tuttum kokmuyor tütmüyordu
Köyümdeki güllerin yerini tutmuyordu
Bu ne dedim arkadaş? Dedi deve tabanı
Çabuk büyür kol atar boşa vermez çabanı
Bizim buralı değil bilir yadı yabanı
Hele canım görmedim bağımda bitmiyordu
Köydeki çiçeklerin yerini tutmuyordu
Sıklementmiş, kaktüsmüş bilmediğim isimler
Çiçek diye saksıda ağaç olan cisimler
Duvarları süslemiş bilmediğim resimler
Serçeler uçmuyordu, bülbüller ötmüyordu
Köydeki çiçeklerin yerini tutmuyordu
Menekşeler rengarenk rengi var kokusu yok
Papatyalar kocaman nazenin dokusu yok
Her şeyi göz önünde okusu fokusu yok
Gönlümü okşamıyor tatminde etmiyordu
Köydeki çiçeklerin yerini tutmuyordu
Kardeleni, çiğdemi aradım göremedim
Görmeyince oranın zevkine eremedim
Lâlenin karanfilin demini süremedim
Aşılı çiçeklere doymadım, yetmiyordu
Köydeki çiçekleri hiç biri tutmuyordu
Seyrettim ama dostlar sol tarafım yanmadı
Gözlerim gördü amma gönlüm ise kanmadı
Anılar canlanmadı, gözüm buğulanmadı
Hiç heyecan duymadım kalbim küt atmıyordu
Köyümdeki gülleri hiç mi hiç tutmuyordu
Eğer bu çiçek ise çiçek açmalı dedim
Etrafına hoş koku yaymalı saçmalı dedim
Bal toplayan arılar konmalı uçmalı dedim
Ot’a çiçek denmesi kafama yatmıyordu
Köydeki çiçeklerin yerini tutmuyordu
Hani gösterin dedim aşka düşüren var mı
Sevdanın ateşiyle yakıp pişiren var mı
Yiğit yolunu kesip yolu şaşıran var mı
Türkümüze türküler söyleyip katmıyordu
Köydeki çiçeklerin yerini tutmuyordu
Alınıp satılırdı beni tanımazlardı
Günaşığı değildi yönü tanımazlardı
Güneş görmüyorlardı günü tanımazlardı
Elektrik ışığı doğup ta batmıyordu
Köydeki çiçeklerin yerini tutmuyordu
ATAROĞLUM inlettim sazımın tellerini
Yaylamızdan olsaydı anlardım dillerini
Unuttu mu sandınız mezarlık güllerini
Bizim köyün insanı parayla satmıyordu
Köyümdeki gülleri hiç mi hiç tutmuyordu
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:30 PM
Kuyruk
Ta uzaktan görsem seni tanırım,
Herkese hâlini bildirdin kuyruk.
Ardına durmaktan çok utanırım,
Vallahi usandım, yıldırdın kuyruk.
Sabahtan kuruldu, akşam dağıldı,
Koyun gibi birer birer sağıldı,
Nefesi kesildi yere yığıldı,
Kaç tane emekli öldürdün kuyruk.
Kapılarda çok eskidin, yıllandın,
Kullanıldın, kaç kişiyi kullandın,
Menfaate cilve, nazla sallandın,
Sahibini işe aldırdın kuyruk.
Haftamızda yedi günde sen varsın,
Koşuyorum, yine önde sen varsın,
Alışveriş merkezinde sen varsın,
Bütün hayatıma saldırdın kuyruk.
Ayın on beşinde, ayın birinde,
Ne çabuk dirildin sabah köründe,
Postane önünde, banka önünde,
Genç iken ömrümü soldurdun kuyruk.
Uyuyunca hayal yaptın, düş yaptın,
Çoğumuzu bu güreşte tuş yaptın,
Cuma günü bir hayırlı iş yaptın,
Dışarıda namazı kıldırdın kuyruk.
Kimse atamıyor sana kösteği,
Aslında yok hiç kimsenin isteği,
Kimden aldın sen bu sağlam desteği,
Nice başlara baş kaldırdın kuyruk.
Kökün sağlam, nerelere bağlandın?
Kaç asırdır bizim ile eğlendin,
Nereden beslendin, nasıl yağlandın?
Biz rağbet ettikçe çıldırdın kuyruk.
Bu destanı duyar isen kızarsın,
Kendinden uzun bir cevap yazarsın,
Yedi göbek torunuma uzarsın,
Nasıl olsa yolu buldurdun kuyruk.
Ataroğlu’m gemim vurdu karaya,
Parmak bastın iyi olmayan yaraya,
En sonunda ben de durdum sıraya,
Ardında sazımı çaldırdın kuyruk.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:30 PM
Mazi aynası
Mazi aynasına gözüm takıldı
Kırkbeş yılı arıyorum orada
Gurbete çıkarken dertli anamı
Hasret ile sarıyorum orada
Bu aynada her halimi seyrettim
Kah bu güne geldim kah geri gittim
Kaçan mevsimlerin ardından yettim
Yorulmazı yoruyorum orada
Seyrettim gurbetten mektup yazdığım
Seyrettim dağlarda avda gezdiğim
Seyrettim yaylada çiğdem kazdığım
Cıngırşıklar kuruyorum orada
Oyuncak olsa da yoktu saatim
Oyun oynamaktı bütün sanatım
Çamurdan araba değnekten atım
Daha çocuk duruyorum orada
Gurbete yollandım küçük yaşımda
Babam öldü kara duman başımda
Derslerimi ezberlerim düşümde
Zorlu çaba veriyorum orada
On dört yaşımdayken tanıştım sazla
Saz ile inledim yanık avazla
Ağladığım günler gülmekten fazla
Tellerime vuruyorum orada
Bir yanı yeşillik bir yanı sarı
Kazancımdan fazla gördüm zararı
Geçiyor ömrümün kışı baharı
Yavaş, yavaş eriyorum orada
Aynanın içine güneşler doğmuş
Aynanın içine yağmurlar yağmış
Aynanın içine çocuklar sığmış
Adlarını soruyorum orada
Ataroğlu’m yanıyorum ateş de
Gül bitmişti mazi denen ağaçta
Resimlerim benden hep küçük yaşta
Akranımı arıyorum orada
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:30 PM
Miş
Edilen tüm dualar
Mutlak Hakka gidermiş
Hak yolunda deliren
Her gün bayram edermiş
Hekimler hekim olsa
Sevgiden yüküm olsa
Adalet hakim olsa
Kurt koyunu güdermiş
Bir gönüle dolanlar
Yolda yolcu olanlar
Gerçek yari bulanlar
Malı mülkü nidermiş
Ana, ana kuzusu
Kader alın yazısı
Dost sızısı, sızısı
Dost kederi kedermiş
ATAROĞLU yorulur
Bir mahkeme kurulur
İnce ince sorulur
Yediğini ödermiş
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:30 PM
Müjdeler olsun
Ümitsiz olmayın özlenen güneş
Doğdu doğmak üzre müjdeler olsun
Güneşin ardından beklenen rahmet
Yağdı yağmak üzre müjdeler olsun
Sade hasret çeken kırmızı gül mü
Gül için sevdalı yalnız bülbül mü
Gündüzler geceyi adalet zulmü
Boğdu boğmak üzre müjdeler olsun
Evlada tasaya, elveda vay’a
Eriştik zamana gün saya, saya
Kaldırdık bayrağın ucun semaya
Değdi değmek üzre müjdeler olsun
Acı keder dolu baksan dününde
Hesaplar görülür mahşer gününde
Zalimler, boynunu mazlum önünde
Eğdi eğmek üzre müjdeler olsun
Tamamıyla bozmadıysa özünü
Mutlaka açacak bir gün gözünü
Şu gafiller pişmanlıktan dizini
Döğdü döğmek üzre müjdeler olsun
ATAROĞLUM değişmeli usuller
Giden yıldan iyi geldi mahsuller
Karşı yamaçlar eski fosiller
Ağdı ağmak üzre müjdeler olsun
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:30 PM
Ne diye yaşıyorsun
.Ey yüce Türk milleti silkin de diril artık
Fırlayacak ok gibi yayın da geril artık
Dünya seni unuttu ekranda görül artık
Hedefini kaybetme nereye koşuyorsun
Bayrağı çiğnetirsen ne diye yaşıyorsun.
Oynanan oyunlara uyanık kalmak varken
Bu oyunu bozmanın yolunu bulmak varken
Etrafın düşman dolu tek yumruk olmak varken
Kendi kendine kızıp köpürüp taşıyorsun
Bayrağı çiğnetirsen ne diye yaşıyorsun.
Ay yıldız kolayca mı indi sanırsın kana
Gelecek nesillerin emanetidir sana
Kalkarsa mezarından dedem tükürür bana
Demez mi doğru yürü yolundan şaşıyorsun
Bayrağı çiğnetirsen ne diye yaşıyorsun.
Bayrağı yere attı böcek düştü ataşa
Senin gibi kaç tane yem verildi savaşa
Devler elini yakmaz maşa kullanır maşa
Sen kendi düşeceğin çukuru eşiyorsun
Bayrağı çiğnetirsen ne diye yaşıyorsun.
Olanları seyreyle ince ince hesapla
Ataroğlu seslendi bir destanla hitapla
Tarihinden ibret al aklını başa topla
Ayılar ava çıkmış sargıya düşüyorsun
Bayrağı çiğnetirsen ne diye yaşıyorsun
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:31 PM
Neye yarardı
Renkleri yaratan yüce Allahım
Gözü yaratmasa neye yarardı
Işığı verince göz gördü amma
Özü yaratmasa neye yarardı
Akıl olmasaydı öksüzdü ilim
Tezgah bulunmasa dokunmaz kilim
Çabalar dururdu ağzımda dilim
Sözü yaratmasa neye yarardı
Göze değer verir gözün bakışı
Deryayı doldurur suyun akışı
İnişe karşılık vermiş yokuşu
Düzü yaratmasa neye yarardı
Ya doğruyu söyle ya konuşma sus
İnsanlığın gereğidir bu husus
Yalnızlık sadece Allaha mahsus
Sizi yaratmasa neye yarardı
Ataroğlu’m asla değişmez gerçek
Eğer elindeyse ömrü geri çek
Var olanda var edeni görecek
Bizi yaratmasa neye yarardı
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:31 PM
Oğul
Her an yüreğimin orta yerinde
Hissederim seni özlerim oğul
Üstü incecik kül sanma derinde
Hemen alevlenir közlerim oğul
Hasreti bölerim yele veririm
Yağan yağmurlara sele veririm
Sazıma söylerim tele veririm
Kalanı içime gizlerim oğul
Aklıma gelince gençlik çağlarım
Bir ucunu yine sana bağlarım
El yatınca doya doya ağlarım
Ondan çapaklanır gözlerim oğul
Uyku tutmaz ben mazi deşerim
Hayalime resimleri döşerim
Ah çekerim yine halsiz düşerim
Sabah isyan eder dizlerim oğul
Ataroğlu’m şiir yazar ard arda
Görüşürüz şükür telefon varda
Birkaç görüntün var bilgisayarda
Dönerim dönerim izlerim oğul
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:32 PM
Oğul izin var
Elimle bıraktım seni gurbete,
El bilmez ki yüreğimde sızın var.
Küçükten yerleştin dert teknesine,
Alevlenir, küllenmeyen közün var.
Ankara’da bundan sonra çok işin,
İşlerini ince ince dök düşün,
Çok şey dedi ayrılırken bakışın,
Güvenirim bozulmayan özün var.
Hayal ettim seni doldum da taştım,
Tepelerin doruğuna ulaştım,
Bugün yaylaları sensiz dolaştım,
Silinmemiş tozlu yolda izin var.
Bitmez âşıkların gönül yarası,
Demek gelmiş ayrılığın sırası,
Babandan devir aldın sen bu mirası,
Gurbet elde çalınacak sazın var.
Ataroğlu’m ben oğlumu özlerim,
Dert yüklüyüm, çekmez oldu dizlerim,
Sağ oldukça gözetirim, gözlerim,
Çok şükreyle ekmeğin var, tuzun var.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:32 PM
Olmayabilir
Her gününü son gün gibi bilmeli
Senin için yarın olmayabilir
Gönül aynasını her an silmeli
Yarına da fırsat kalmayabilir
Yaşa hayatını hep bile bile
Katma sohbetine yalanla hile
Dostu uğurlarken helallik dile
Bir daha geriye gelmeyebilir
Acıya tatlıya katılmalıdır
Hayat kantarında tartılmalıdır
Cesaret eyleyip atılmalıdır
Şans her zaman kapın çalmayabilir
Baş kaldırsan sema, ayak bassan yer
Cirmin ne kadardır düşünsen eğer
Verdiğin nimeti Allah için ver
Belki Hızır çıkar almayabilir
Dünyadayken geçebilsek sırat’ı
Hayatın kuralı bazen çok katı
Hesaplı yaşamak gerek hayatı
Dolu almaz, boşta dolmayabilir
Ataroğlu’m yansın bunca suçuna
Pişmanlık duygusu düşmüş içine
Ak düşürür sakalına saçına
Azrail’de haber salmayabilir
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:32 PM
Öğretmen
Karanlığa bilginle,
Işıyorsun öğretmen.
Cehaletten kurtarıp,
Coşuyorsun öğretmen.
Çaresini biliyor,
Derde derman oluyor,
Sevgi ile doluyor,
Taşıyorsun öğretmen.
Korku, ürkü yok sende,
Bu can durdukça tende,
Bayrak elde en önde,
Koşuyorsun öğretmen.
Ettin yeminle ahit,
Mezarın buna şahit,
Vatan uğruna şehit,
Düşüyorsun öğretmen.
Okula gelişinde,
Dersleri bilişinde,
Çocuğun gülüşünde,
Yaşıyorsun öğretmen.
Ataroğlu’m anarken,
Yunus ile yanarken,
Mevlâna’yla dönerken,
Pişiyorsun öğretmen.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:32 PM
Perde
Aç kapat gözlerini
Kara perde ak perde
Bakmasını bilene
Açılıyor çok perde
Zaman içinde zaman
Göz var gözden çok yaman
Gelince kutsal ferman
Saklandı ki yok perde
Emir ondan buyrulur
Et kemikten ayrılır
Gün geceden sıyrılır
Seçilir berrak perde
Ne çölde ne vahada
Sitretül Müntehada
Gidecekti daha da
Gerildi yasak perde
Felek zamanı derer
Saklambaç sona erer
Eller üstüne serer
Bir avuç toprak perde
Ataroğlu’m sızılar
Alnımda ki yazılar
Ruhum huzur arzular
Örtülürse pak perde
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:32 PM
Saçıyın telinden
Kollarıma kelepçe
Vur saçıyın telinden
Yollarıma tuzağı
Kur saçıyın telinden
Gün ısıtsın havayı
Gelince Nisan ayı
Kuşlar gibi yuvayı
Ör saçıyın telinden
Şöyle salın bakayım
Kara kına yakayım
Sazıma tel takayım
Yar saçıyın telinden
ATAROĞLUM al payım
Gül gibi koklayayım
Koynumda saklayayım
Ver saçıyın telinden
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:32 PM
Saklısın
Elimde tutamam, gözle göremem,
Hudut çizilmeyen ilde saklısın.
Tarif edip göz önüne seremem,
Adını söyleyen dilde saklısın.
Sensiz hayat biter, kainat durur,
Senin yokluğunda beslenir gurur,
Ağaç çiçek açmaz, yapraklar kurur,
Meyveleri sunan dalda saklısın.
Gülümsersin sana doğru gülene,
Nazlanırsın gözyaşını silene,
Görünürsün bakmasını bilene,
Yaratılan her güzelde saklısın.
Bütün güzellikler senin eserin,
Seyyar geziyorsun, bellisiz yerin,
Kerem’de Aslı’sın, Ferhat’ta Şirin,
Leyla’da, Mecnun’da çölde saklısın.
Kin ile nefreti taş görür Yunus,
Seni bilmeyeni boş görür Yunus,
Yaratan’dan ötrü hoş görür Yunus,
Mevlâna çağrısı gelde saklısın.
Kimini güldürdün, kimini üzdün,
Koca Nesimî’nin derisin yüzdün,
Mansur’un kanıyla Ene’l- Hak yazdın,
Akıl almaz nice hâlde saklısın.
Aklı var olanlar bilmeli bunu,
Kulluk gerçeğinin başıyla sonu,
Âlemden âleme taşırsın onu,
Hakk’a yakın olan kulda saklısın.
Yakıp ateşinde pişiren de sen,
Kaynatıp kaynatıp taşıran da sen,
Veysel’i yollara düşüren de sen,
Derya gibi ol gönülde saklısın.
Kurda koyunları güttürmüştün ya,
Yusuf’u zindana attırmıştın ya,
Yunus’u balığa yutturmuştun ya,
Musa’yı taşıyan Nil’de saklısın.
Kainatta var oluşa sebep sen,
Gönüllerde bir oluşa sebep sen,
Yaradan’a yâr oluşa sebep sen,
Son peygamber Hak Resul’da saklısın.
Yaşayanlar tek tek geçer sıradan,
Ömür biter, o da göçer buradan,
Bir emriyle var eyliyor Yaradan,
Hakikata giden yolda saklısın.
Yüklü tarihin şanın taşıyan,
Gelecek nesilin canın taşıyan,
Nice şehidimin kanın taşıyan,
Hem yıldızda hem hilâlde saklısın.
Ataroğlu’m seyreyliyor resminde,
Canında canısın vücut cisminde,
Rabbimiz’in doksan dokuz isminde,
Elifte saklısın dalda saklısın.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:32 PM
Sanıyorsunuz
S A N I Y O R S U N U Z
Yarasa gecede uçuyor diye
Güneşi bilmez mi sanıyorsunuz
Çirkinliğin arkasında gizlenen
güzellik olmaz mı sanıyorsunuz
Her şeye tek yönlü vermeyin karar
Bazen bu kararlar veriyor zarar
Onunda sevinci göz yaşları var
Timsahı gülmez mi sanıyorsunuz
Yaktı yudu varlıkları pakladı
Kimini karattı kimi akladı
Bedenleri kucağında sakladı
Dünyayı ölmez mi sanıyorsunuz
Kimi vardır gıda alır havadan
Kim davacı olur böyle davadan
Aslan av yaparken yüce Mevladan
İznini almaz mı sanıyorsunuz
Dağlar dağa duman yollar sis yollar
Çobanıyla çiçek yollar süs yollar
Kuşlarıyla türkü yollar ses yollar
Selamı salmaz mı sanıyorsunuz
ATAROĞLUM hayat hayal ve rüya
Bu kainat hiç yatar mı uykuya
Nağmeler yaparak dönerken dünya
Sazını çalmaz mı sanıyorsunuz
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:32 PM
Santranç 1
Ehli bilir gam çekmeyi gel sen onu bülbüle sor
Gam çekmeyi bilmez sanma yayladaki sümbüle sor
Gel sen onu yayladaki yamaçlardan sual eyle
Bülbüle sor sümbüle sor sual eyle bir güle sor
Gönül çıkıp yaylalara kavuşursa bir rahata
Yaylalara yarini al yalnız gitme yapma hata
Kavuşursa yalnız gitme bindir onu doru ata
Bir rahata yapma hata doru ata düldüle sor
ATAROĞLUM razı idim alnımda ki yazılara
Razı idim gece gündüz yatırmayan sızılara
Alnımda ki yatırmayan çile çeken kuzulara
Yazılara sızılara kuzulara her hale sor
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:32 PM
Santranç 2
Rakibini iyi tanı yıkılmadan başa gel
İyi tanı sakın korkma güvenerek işe gel
Yıkılmadan güvenerek ileriye yürürken
Başa gel işe gel yürürken azimle coşa gel
Yanlış yapma düşünerek işlerini bil getir
Düşünerek nerde olursa sevdiğini bul getir
İşlerini sevdiğimi bülbülüyle gül getir
Bil getir bul getir gül getir gelirken neşe gel
ATAROĞLUM samimi ol sakın girme riyaya
Samimi ol gerçek söyle emek gider havaya
Sakın girme emek gider mal mülk benzer rüyaya
Riya havaya rüyaya girmeden beşe gel
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:32 PM
Savaşamaz
Sevdası olmayanın
Gönlü ölür yaşamaz
Acıyı tatmayanlar
Tatlıya ulaşamaz
Mayası temiz kişi
Harama bulaşamaz
Harama bulaşanlar
Asla hür dolaşamaz
Yufka yürekli olan
Çetin yollar aşamaz
Yağmur almayan ırmak
Yatağından taşamaz
Ülküsü yoksa eğer
İleriye koşamaz
Uğrunda can vermeyen
Canana kavuşamaz
ATAROĞLU insanı
Sever hiç kin taşımaz
Sabretmeyi bilmeyen
Nefsiyle savaşamaz
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:32 PM
Sazım
Babam yollayınca beni gurbete,
Sıkıca tutmuştum elini sazım.
Senin ile gittim gurbetten öte,
Gösterdin sevdamın yolunu sazım.
Sapını taktırdım, teknen oydurdum,
İçine muhabbet, sevgi koydurdum,
Her yöreden türkülere doydurdum,
Gezdirdim köyünü, ilini sazım.
Cümle âleme senin ile seslerim,
Göğsüne nakş olur tüm heveslerim,
Toka takar güzel, güzel süslerim,
Kıskandırır kızı, gelini sazım.
Ne yana çevirsem döndün sen bana,
Söyleştik sevgiyi hep kana, kana,
Sevdamızı ilân ettik cihana,
Neyleriz dünyanın malını sazım?
Sadık dostlarını bırakıp gitme,
Sen sen ol kimseye intizar etme,
Gönüller yap, gönülleri incitme,
Kırma Yaradan’ın kulunu sazım.
Bendeki dertlerin hamalı sensin,
Sırtımda gezersin, yamalı sensin,
Gönül şehrimizin tellâlı sensin,
Anlayan anlıyor dilini sazım.
Ağır ol da mala, mülke satılma,
Gir meydana bir kenara atılma,
Muhannetler arasına katılma,
Kırarlar tekneni kolunu sazım.
Ataroğlu’m sevdasından vazgeçmez,
Sırlarını senden gayriye açmaz,
Akordun bozulmaz, düzenin kaçmaz,
Yâr saçından taktım telini sazım.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:33 PM
Sen gelmeyince
Hasretliğin yara açtı gönlümde
Tuz bastım yarama sen gelmeyince
Geçtiğin yollardan avuçlayarak
Toz bastım yarama sen gelmeyince
Görünce sevdiğim bana kızmasın
Eller duyup dertli diye yazmasın
Yakayım da dışarıya sızmasın
Köz bastım yarama sen gelmeyince
Günlerce bayıldım uyanamadım
Gözüm açtım ama inanamadım
Sinemde yangına dayanamadım
Buz bastım yarama sen gelmeyince
Ahbaplarım kaçtı ele dönüştü
Göz yaşlarım doldu göle dönüştü
Yaram kanadıkça sele dönüştü
Bez bastım yarama sen gelmeyince
Bana ne ki artık elin dilinden
Bülbül haber almaz oldu gülünden
Teselli bekledim sazın telinden
Saz bastım yarama sen gelmeyince
Istırap içinde yandıkça yandım
Sanmasınlar ben bu dertten usandım
Verdiğin mendili durdurur sandım
Tez bastım yarama sen gelmeyince
Niye dönmüyorsun bilmem ki niye
Selam bekler Ataroğlu hediye
Bu da fevasızdan yadigar diye
İz bastım yarama sen gelmeyince
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:33 PM
Sensizliği düşündüm
Bu gece ben sensizliği düşündüm
Yıldızlar aniden sönüverdiler.
Çıkış var mı diye geriye döndüm.
Perdeler ard arda iniverdiler
Sen var iken her şey temizdi aktı.
Ufkum geniş geleceğim parlaktı.
Sen gidince herkes beni bıraktı.
Yüz çevirip arka dönüverdiler.
Parçalandım takla, takla yarıldım
Ele değil ben kendime darıldım
Sebeplere dönüp, dönüp sarıldım
Hepsi sukut edip siniverdiler
Bir kez göreyim de öleyim dedim.
O nerdeyse bende geleyim dedim.
Kârı zararımı bileyim dedim
İşte halin diye dünü verdiler.
Ben her şeyi baştan yeni istedim.
Bülbülü ben bir gülşeni istedim
Vallahi billahi seni istedim.
Farkınız yok deyip, beni verdiler
Ataroğlu’m dedim kalksın şu perde
Perdeler kalkacak elbet bir yerde.
Tamam, bu benimde yarısı nerde?
Bu sefer de tutup seni verdiler
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:33 PM
Sev
Sevmek aşkın temeli,
Seni seven ferdi sev.
Mevlâ için sevmeli,
Dermanı sev, derdi sev.
Olma kötüye dalan,
Yalandır geri kalan,
Özü sözü bir olan,
İnsanı sev, merdi sev.
Bir vatanda bir bayrak,
Parçalanmayı bırak,
İnanca dayanarak,
Türkü, Laz’ı Kürd’ü sev.
Ataroğlu’m süzdüğün,
Türklere dizdiğin,
Vatan diye gezdiğin,
Toprağı sev, yurdu sev.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:33 PM
Sevdalar
Sevdalar
Her gönülde ayrı renkte bitiyor,
Sır yüklüdür, çözülmemiş sevdalar.
Gözlerimde buram buram tütüyor,
Türküleri yazılmamış sevdalar.
Bir taraf sönerken yanar ötesi,
Bir taraf habersiz tanır ötesi,
Sevdalarım vardı sınır ötesi,
Gurbet kaldı gezilmemiş sevdalar.
Sevdalar yamaçta özlüyor düzü,
Sönmez ama belki küllenir közü,
Doludur gözleri, soluktur yüzü,
Hangi çağda üzülmemiş sevdalar?
Kimisinin tarlasında ekinmiş,
Kilimlerde motif motif dokunmuş,
Destan olmuş, dilden dile okunmuş,
Hiçbir zaman ezilmemiş sevdalar.
Bazısı karadır, yüreği çöker,
Bazısı dumandır dağlara çeker,
Bazısı diyemez boynunu büker,
Daha çoktur çözülmemiş sevdalar.
Birinde nazlıdır çiçek misali,
Birinde oynaktır köçek misali,
Havada, karada böcek misali,
Bir kararda dizilmemiş sevdalar.
Sevdalar var sırma saçta ve kaşta,
Sevdalar var derin derin bakışta,
Sevdalar var çeyizdeki nakışta,
Antikadır, kazılmamış sevdalar
Sevdalı sevdanın elinden nider,
Ataroğlu bile elinde heder,
Benimle beraber mezara gider,
Ambalajı bozulmamış sevdalar.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:33 PM
Sevdayı
Sevdayı sevdaya düşenler anlar
Nasıl anlatayım size sevdayı
Çile çekiciyle aşk çivisiyle
Evvelden çakmışlar öze sevdayı
Aslı peşi sıra Kerem getirmiş
Mecnun Leyla’sını çölde yitirmiş
Ferhat almış dağ başına götürmüş
İndiren var mı ki düze sevdayı
İlkbaharın çiçeği var alı var
Yeşili var meyvesi var dalı var
Yaz ayının arısı var balı var
Neden bırakmışlar güze sevdayı
Yakalanan iflah olmaz kurtulmaz
Aklın kantarında sevda tartılmaz
Küllenir ya asla üstü örtülmez
Acep kim saklamış köze sevdayı
Dağların inişi yokuşlarında
İşlenen mendilin nakışlarında
Seven sevilenin bakışlarında
Sanki yapıştırmış göze sevdayı
Nice diller döktüm kanmadı söze
Çıkmış yükseklere inmiyor düze
Yaşım geçip varsa dayansa yüze
Gönül arzu eder taze sevdayı
Ataroğlum sanma o da yanmadı
Sevda uykusundan hiç uyanmadı
Teknesi çatladı tel dayanmadı
Keşge demeseydim saza sevdayı
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:33 PM
Sevdiğim
Mutlu bir yuva kurmuştuk,
Her hâl uğradık nazara.
Ben doğuştan çileliydim,
Sen de çıktın bahtı kara.
Zaman döner mi ki geri,
Getirsem güzel günleri,
Yazımız oldu zemheri,
Hasret kaldık ilkbahara.
Ümitler bekler sabahı,
Akşama yükler eyvah’ı
Almadık mazlumdan ah’ı
Rast gittik bir intizara.
Evelinden verdik karar,
Seven sevdiğini arar,
Sensiz hayat neye yarar?
Beraber gidek mezara.
Sancıdan yıkılır kaşlar,
Gözünden dökülür yaşlar,
Biri durur biri başlar,
Dertler sende sıra sıra.
Ataroğlu’m hatrın sorsa,
Doya doya seni sarsa,
Kaderinde çile varsa,
Ben mi attım gülü zara?
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:33 PM
Sever
Ocaklar ateşi özler
Bacalar tütmeyi sever
Çiçekler baharı gözler
Keklikler ötmeyi sever
Biri bire eş yaparken
İki, üç, dört, beş yaparken
Çalışanlar iş yaparken
Tembeller yatmayı sever
Avare gönlünü eyler
Geçmez akçe insan neyler
Alim sözü özlü söyler
Geveze atmayı sever
Ak’a dönünce karalar
Kapanır nice yaralar
İnsan var kavga aralar
Haylazlar çatmayı sever
Yalan gerçekten kaçmayı
Olur olmaz laf saçmayı
Münafık sırrın açmayı
Dost ise örtmeyi sever
Çiftçiler tohum ekişi
Terzi elbise dikişi
Müşteri alış verişi
Pazarcı satmayı sever
Saçlı saçını örmeyi
Cömert dağıtıp vermeyi
Mecnun Leyla’yı görmeyi
Leyla aratmayı sever
Ataroğlum düz gitmeyi
Çoban kuzuyu gütmeyi
Zalim insan yok etmeyi
Mevla’m yaratmayı sever
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:33 PM
SEVGİLİYE ARZUHAL
Senden bir an bile ayrı kalırsam
Kanamaya başlar yaram sevdiğim
Bir tatlı bakışla gülümseyişin
Merhemdir yarama saram sevdiğim
Sızmışsın kalbime inceden ince
Kavuşunca koydun büyük sevince
Çok üzgünken bile seni görünce
Ak’a dönüşüyor karam sevdiğim
Aklıma gelince yalnız yaşamak
Dilim oynamıyor kuruyor damak
Dileğimiz bir yastıkta kocamak
Sensiz hayat bana haram sevdiğim
Gönlümün kelamı dilimsin benim
Sazımın nağmesi telimsin benim
İrem bağlarında gülümsün benim
Tütüyorsan buram buram sevdiğim
Gerçeği yaşadık değil hayali
Bizi yıldırmadı dünyanın hali
Sen şirinsin bende Ferhat misali
Sen iste dağları yaram sevdiğim
Ölüm mukadderdir kaçılmaz ondan
İster baştan oku istersen sondan
Sana eklesinler bendeki candan
Senden evvel gelsin sıram sevdiğim
Sevda uykusundan uyanmasınlar
Sadakatli olup usanmasınlar
Bizim sevgimizi kıskanmasınlar
Kimseyle bozulmaz aram sevdiğim
Ataroğlu’m eller dertsiz mi sanar
Yanardağ misali içinden yanar
Ayrılık dendi mi yüreğim kanar
Sızlamaya başlar buram sevdiğim
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:33 PM
Sığınış
Yüce Rabb’im şaşıyorum,
Beni bana bırakırsan.
Tökezleyip düşüyorum,
Beni bana bırakırsan.
Biliyorum dünya fani,
Bırakacam burda teni,
Nefsim esir alır beni,
Beni bana bırakırsan.
Yatar kalkar, yer içerim,
Boş gelirim boş geçerim,
Görür doğar kör göçerim,
Beni bana bırakyısan.
şeklim insan, insan olmam,
Kaybetsem arayıp bulmam,
Cennet versen lezzet bulmam,
Beni bana bırakırsan.
Beni bana bırakma Hak,
İster söndür istersen yak,
Ataroğlu’m şaşıracak,
Beni bana bırakırsan.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:33 PM
Söz söyle ki
Söz söyle ki ipeklere eş olsun,
Söz söyle ki gönülleri yıkmasın.
Söz söyle ki tatlı olsun, hoş olsun,
Söz söyle ki dilimizi yakmasın.
Söz söyle ki duyuları yoklaya,
Söz söyle ki duyanları aklaya,
Söz söyle ki mücevherci saklaya,
Söz söyle ki orta yerde kokmasın.
Söz söyle ki âlimlerce korunsun,
Söz söyle ki kitaplardan barınsın,
Söz söyle ki iftiradan arınsın,
Söz söyle ki boğazıma çökmesin.
Söz söyle ki şöyle titretsin arşı,
Söz söyle ki olsun istiklâl marşı,
Söz söyle ki tokat zalime karşı,
Söz söyle ki kimse kusra bakmasın.
Söz söyle ki sakın bulandırmadan,
Söz söyle ki bizi yalandırmadan,
Söz söyle ki sözü dolandırmadan,
Söz söyle ki dinleyenler bıkmasın.
Söz söyle ki aklın terinden gelsin
Söz söyle ki gönül erinden gelsin
Söz söyle ki kökü derinden gelsin
Söz söyle ki bir söz onu sökmesin
Söz söyle ki Ataroğlu’nu süze,
Söz söyle ki insin ovaya, düze,
Söz söyle ki açık olsun herkese,
Söz söyle ki başka mana çıkmasın.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:33 PM
Şafakta
“Essalatü Hayrun, minennev.” diyen,
Müezzinin ulvî sesi şafakta.
Bir beyaz, bir siyah böceği yiyen,
Aydınlığın galebesi şafakta.
Kimisi gecede bulurken huzur,
Düşünür, beynine çok fikir kazır,
Akşamki tomurcuk açmaya hazır,
Görünmeye var hevesi şafakta.
Bülbül etmiş idi ahdi, amanı,
Görmeli gülünün açtığı anı,
Uykuda geçirdi yine zamanı,
Arttı bir kat daha yası şafakta.
Oynanmasın insanlığa oyunlar,
Seyreylesin, ibret alsın beyinler,
Karşı dağdan düze indi koyunlar,
Kuzusunun melemesi şafakta.
Uyandı uykudan âlemler taze,
Seslenişler taze, kelâmlar taze,
Bayattan eser yok, selâmlar taze,
Bilin, muhabbetin hası şafakta.
Ataroğlu’m teslim ol tarafından,
Yâradan bilinsin kul tarafından,
Kimseye görünmez el tarafından,
Verilir dünyanın süsü şafakta.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:33 PM
Telaşa düştü
Çaldı seçimin borusu,
Meydanlar telâşa düştü.
Ahali şaşkın doğrusu,
İnsanlar telâşa düştü.
Kimi küskün, dolu keder,
Kimi durmadan çark eder,
Kimisinin tacı gider,
Sultanlar telâşa düştü.
Beyaza diyorlar kara,
Perişan yaşar fukara,
Seçimin her şeyi para,
Cüzdanlar telâşa düştü.
Selâmlarda riya kokar,
Gözler menfaatli bakar,
Sabah akşam kanun çıkar,
Fermanlar telâşa düştü.
Ataroğlu’m der: “Başınca,
İşler çizmeyi aşınca,
Akıl kalbe ters düşünce,
Vicdanlar telâşa düştü.”
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:33 PM
Türküler var
Türküler var köke kezzap döktürür,
Türküler var bir ağaca dal olur.
Türküler var dilbazları lâl eyler,
Türküler var ahrazlara dil olur.
Türküler var selvi gibi salına,
Türküler var benzer taze geline,
Türküler var Aslı’sının yoluna,
Türküler var Kerem ile kül olur.
Türküler var nazlı yâre yollanır,
Türküler var söylendikçe yıllanır,
Türküler var yıllandıkça ballanır,
Türküler var iş bilmeze mal olur.
Türküler var cepheye at koşturur,
Türküler var insanları çoşturur,
Türküler var yüce dağdan aştırır,
Türküler var fırtınalı bel olur.
Türküler var sevdaları yazdırır,
Türküler var öz yurdundan tezdirir,
Türküler var bulutlarda gezdirir,
Türküler var derelerde sel olur.
Türküler var bir kamışta ses gibi,
Türküler var gelinlikte süs gibi,
Türküler var yükseklerde sis gibi,
Türküler var bir yakıcı yel olur.
Türküler var alttan alır üst yapar,
Türküler var pir altında post yapar,
Türküler var yabancıyı dost yapar,
Türküler var akrabaya el olur.
Türküler var ektiğine harmandır,
Türküler var katlimize fermandır,
Türküler var derdimize dermandır,
Türküler var bir zehirli dil olur.
Türküler var girer yiğit düşüne,
Türküler var ateş koyar döşüne,
Türküler var belâ açar başına,
Türküler var gönüllere yol olur.
Türküler var namertlere çattırır,
Türküler var şaha kafa tutturur,
Türküler var mutluluklar tattırır,
Türküler var gözyaşından sel olur.
Türküler var Mecnun’undan Leyla’ya,
Türküler var hasret koyar sılaya,
Türküler var eyler zoru kolaya,
Türküler var hâlledilmez hal olur.
Türküler var birer sevda dillerde,
Türküler var kuğu olur göllerde,
Türküler var gül açtırır çöllerde,
Türküler var gülistanda çöl olur.
Türküler var değirmende çark eder,
Türküler var insanları fark eder,
Türküler var pırlantaya gark eder,
Türküler var geçmez akçe, pul olur.
Türküler var Ataroğlu kaçında,
Türküler var yaylamızın göçünde,
Türküler var senelerin içinde,
Türküler var asırlara yol olur.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:33 PM
Uykusuz *******
Öğrenmek istersen benim hâlimi,
Sor da o uykusuz *******e sor.
Açılsın kapılar sır âlemine,
Gir de o uykusuz *******e sor.
Rüya pazarında malını satar,
Sermayesi derttir, derdi kâr katar,
Kuş tüyündeki yatak nasıl mı batar?
Var da o uykusuz *******e sor.
Aczini bilenler Hakk’a yaslanır,
Ondan yardım diler ona seslenir,
Gözüm dile gelir, yastık ıslanır,
Gör de o uykusuz *******e sor.
Ataroğlu’m çile bilir, zar bilir,
Çektiği çileyi bile kâr bilir,
Kadir Mevlâ’m bilir, dertli yâr bilir,
Bir de o uykusuz *******e sor.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:34 PM
Üç şey
Üç şeyden taviz vermem
Vatan, Bayrak, Ezanım
Bu kutsal varlıkların
Destanını yazanım
Ezanı dindirtmeyiz
Bayrağı indirtmeyiz
Anadolu ocaktır
Ocağı söndürtmeyiz.
Ezan çağırır beni
Bayrak bağırır beni
Vatan doğurur beni
Kucağında gezenim
Ezan da imanım var
Vatanım da canım var
Bayrağım da kanım var
Bunlar hayat düzenim
Ataroğlum nesinde
Ezanların sesinde
Bayrağın gölgesinde
Huzur duyan ozanım.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:34 PM
Ümütsüz olma
Batan güne? do?unca
Gün yeniden kurulur
Dereler dolar ta?ar
Bulanyrsa durulur
Sakyn ümitsiz olma
Umutla bak yaryna
Çiçek açtyr gönlünde
Kavu? ilkbaharyna
Haber var my gidenden
Can ayrylyr bedenden
Mazluma zulmedenden
Elbet hesap sorulur
Göz perdeyi aralar
Ak a döner karalar
Açylan çok yaralar
Dost eliyle sarylyr
Ynandyysan devam et
Her yol bulur nihayet
Zahmetin sonu rahmet
Çaly?anlar yorulur
ATARO?LUM nesine
Uy gönlüyün sesine
Da?laryn tepesine
Sabyr ile varylyr
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:34 PM
Yar yanına varamam
Ah çekerim her gün ah,
Yenilenir her sabah.
Yârim gün gün eriyor,
Çok çaresizim eyvah!
Yâr yanına varamam,
Gül hatrını soramam,
Dertler araya engel,
Varsam da sarılamam.
Şu gönlümün kadını,
Gül koymuşlar adını,
Baharı hiç görmedi,
Bilmez yazın tadını.
Derdimi götür Mevlâ’m,
Dermanı yetir Mevlâ’m,
Bu dertten davacıyım,
Davayı bitir Mevlâ’m.
Ataroğlu’m kim kalır,
Ölür de toprak olur,
Dünyayı tanıyanlar,
Hevesini tez alır.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:34 PM
Yaş destanı
Ruhlar aleminden gelen bir yolcu
Doğar doğmaz sevilmeye başlanır
Üç ayı dolunca güler yüzüne
Bir yaşında hem dillenir dişlenir
Altısında kalem tutar elleri
Dokuzunda tam açılır dilleri
On birinde tomurcuktur gülleri
On iki de aynalardan hoşlanır
On üçün de alıngandır çok küser
On dördünde düşündükçe ter basar
On beşinde kavak yelleri eser
Gece gündüz hayellenir düşlenir
On altı da ben bilirim sanarak
On yedi de alev alev yanarak
On sekiz de fırıl fırıl dönerek
Türkü söyler şiirlere işlenir
On dokuz da kapıları çaldırır
Yirmisinde hallerini bildirir
Yirmi bir de bir yuvayı doldurur
Düzen tutar düğün kurar eşlenir
Otuzunda geçinmenin derdinden
Minnet alır namerdinden merdinden
Çocuk doğar birbirinin ardından
İki iken üç dört olur beşlenir
Otuz beşte çoluk çocuk derdi var
Otuz yedisin de biter ilk bahar
Kırkında tutarsa işleri ayar
Kıskanılır etrafından taşlanır
Kırk birinde artık gönlü yokalır
Ah çektiği günler geride kalır
Ellisinde ağrıları çoğalır
Elli beşten sonra çabuk yaşlanır
Altmışı geçince kalırken naçar
Önüne gelene derdini açar
Altmış beş dedi mi torunlar kaçar
Şu bizim ihtiyar derler dışlanır
Yetmişinde zor hal hatır sorulur
Kulak duymaz anlatanlar yorulur
Sofra bile ayrı yere kurulur
Gelin damat surat asar kaşlanır
Yetmiş beşte beklemekten bıkarlar
Her sözüne her an karşı çıkarlar
Seksenin de ölse diye bakarlar
Kimse kalmaz etrafında boşlanır
Seksen beşte toprak açar kucağı
ATAROĞLUM görmez herkes bu çağı
Ha söndü sönecek derken ocağı
Selalar duyulur gözler yaşlanır
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:34 PM
Yaş destanı 2
Eğer dilemişse Cenabı Mevla
O’nun tarafından ol denilecek
Anne karnı Cennet ne hoş ne âla
Bekliyoruz haydi gel denilecek
Gün erer haftaya haftalar aya
Sabreder anası gün saya saya
Ağlayarak ayak basar dünyaya
Bak işte kavuştuk gül denilecek
Sır olmaktan çıkar göz ve kaşımız
Doğar doğmaz başlar hemen yaşımız
Ana sütü en lezzetli aşımız
Kudretten geliyor bal denilecek
Yaratan Mevlâ’dır kaderi yazan
Böyledir töremiz böyledir düzen
Sol kulağa kamet sağına ezan
Sen de bu isimi al denilecek
Üç yaşında oyuncağı bozacak
Gâhi ağlayacak gâhi kızacak
Yedisinde okuyacak yazacak
Ne tatlı konuşur dil denilecek
Talebesin okumaya başlarken
Yavaş, yavaş çocukluğu boşlarken
Dokuzun da zarar ziyan işlerken
İyiyi kötüyü bil denilecek
Çalışmasan daim geri kalırsın
Eğriyi doğruyu artık bulursun
On bir on iki de reşit olursun
Geçirme namazı kıl denilecek
On üçün de eli çok kıskanırsın
On dördünde etrafını tanırsın
On yedi de çok güçlüyüm sanırsın
On dokuz da adam ol denilecek
Yirmiyle yirmi beş durma zamanı
Artık bir karara varma zamanı
Bu aralar yuva kurma zamanı
Yârsın yârenini bul denilecek
Dikkatli git sen gücünü bitirme
Otuzunda gam yükünü götürme
Helâl kazan haram lokma getirme
Meyve vermez sonra dal denilecek
Otuz beşten sonra koş ardından yet
İbadeti tam yap bolca dua et
Delilik kırkında bulur nihayet
Hani sende olgun hal denilecek
Kırkbeşinde anlar geriye bakan
Daima anılır eser bırakan
Yokmudur zekatın yok mu sadakan
Dağıt fakirlere bol denilecek
Ellisinde daha çoktur be dersen
Nefsinin peşinde uyup gidersen
Altmışın da hala küfür edersen
İhtiyarın huyu kel denilecek
Kimin ruhu elmas kimin ki kömür
Altmış beş sonrası fazladan ömür
Her an gelebilir çağıran emir
Bilmem nerde biter yol denilecek
Yetmişinde kulak düzgün duyamaz
Baş ayağa ayak başa uyamaz
Artık iki ayağın seni dayamaz
Bastonun üçüncü el denilecek
Seksen yaş nasip mi acep her kula
Seksen beş dedi mi uğurlar ola
Azığı hazırla bekle çık yola
Ol denildi mutlak öl denilecek
Ataroğlu’m hayat bizi yoracak
Cansız beden musalla da duracak
İmam cemaate dönüp soracak
Mevlâ’ya oldu mu kul denilecek
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:35 PM
YAYLALARIN ÇAĞRISI
Yaylalardan haber geldi sevdiğim
Çiğdemlerim sarı lalem al diyor
Nevruz, nergis sümbüllerim karıştı
Kar eridi çiçeklerim bol diyor
Kekliklerim kayalardan seslendi
Derelerim kar suyuyla beslendi
Serçelerim düğün yaptı süslendi
Yuvalandı ağaçlarda dal diyor
Çamlarım sevdalı bitmez sızım var
Pınarlara su gönderen gözüm var
Meleşiyor koyun ile kuzum var
Geç kalma ha tam zamanı gel diyor
Yoldaş ara obaların göçünden
Bir tel yolla sevdiğiyin saçından
Ardıçların meşelerin içinden
Kıvrım, kıvrım bana gelir yol diyor
Gelmezsen dostluklar sürer mi böyle
Uzaktan uzağa gönlünü eyle
Sen aşıksın bana bir türkü söyle
Gönlümdeki kederimi al diyor
ATAROĞLU söyleşirsin tel ile
Gelsen seni karşılarım gül ile
Seher vakti esen serin yel ile
Gelemezsen bari selam sal diyor
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:35 PM
Yazsınlar
Dostlar ben ölünce mezar taşıma
Fani hayat burda bitti yazsınlar
Türlü keder çile geldi başına
Hepisine sabır etti yazsınlar
Derdi çoktu ama dışa vurmazdı
Kısa söyler dinleyeni yormazdı
Hiçbir yere surat asıp varmazdı
Ağlayanı gülümsetti yazsınlar
Benim mezar taşım uzunca olsun
Bütün hayatımı içine alsın
Sözüm insanlara bir eser kalsın
Kitaplara cümle kattı yazsınlar
Ağlarken gülerdi garip huydaydı
Düğündeydi dernekteydi toydaydı
Şehire gelse de kökü köydeydi
Yaylalarda kuzu güttü yazsınlar
Çağrılara kulak verdi ulaştı
Ulaşırken müşküllere bulaştı
Saz omuzda diyar, diyar dolaştı
Meclislerde söz dinletti yazsınlar
Hayal eyleyerek düş eyleyerek
Aşıklığı sanat iş eyleyerek
Sazını sözüne eş eyleyerek
Haldaşlara hal anlattı yazsınlar
Milletine yaptı tüm övgüsünü
Bilir töresini Türk görgüsünü
Dilden düşürmedi yurt sevgisini
Vatanını destan etti yazsınlar
ATAROĞLUM sevmek kar idi onda
Hayat bir muamma sır idi onda
Çok gizli sevdalar var idi onda
Bohçasıyla aldı gitti yazsınlar
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:35 PM
Yeşil gözlerden
Ona her bakışta gözüm kamaşır,
Sanki nur saçılır yeşil gözlerden.
Başka âlemlere, başka dünyaya,
Kapılar açılır yeşil gözlerden.
Ağlarken süzülür yaşın altında,
Uyurken çok güzel düşün altında,
Siyah zülfün, kalem kaşın altında,
Sevdiğim seçilir yeşil gözlerden.
Rüzgârı durdurur nazar vermesi,
Beni kül eyledi bir kez görmesi,
Eğer çekilmişse siyah sürmesi,
Yaylaya göçülür yeşil gözlerden.
Nuru bitmese de sönmese keşke,
Tanıyınca düştüm bir büyük aşka,
Onda hayal başka, düş onda başka,
Göklere uçulur yeşil gözlerden.
Vallahi tutuldum aşk kemendine,
Kurban Yaradan’a, ol efendine,
Ataroğlu sorar kendi kendine,
Nasıl vazgeçilir yeşil gözlerden?
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:35 PM
Yetiştik
Ben köyde doğmuşum, babamız rençper,
Kıra tohum eke eke yetiştik.
Omuz zoru ile görülür işler,
Alın teri döke döke yetiştik.
Arıyı bilirdim, balı bilmezdim,
Meyveyi bilirdim, dalı bilmezdim,
Kilimi bilirdim, halı bilmezdim,
Kara çula çöke çöke yetiştik.
Sarhoş köçekleri şehirde gördüm,
Yapma böcekleri şehirde gördüm,
Naylon çiçekleri şehirde gördüm,
Dağda çiğdem söke söke yetiştik.
Sohbeti açardı bizde merhaba,
Bacım şalvar giyer, bendeyse haba,
Makine, makara nerdeydi baba?
Kangal iplik büke büke yetiştik.
Hepimiz beslerdi bir yaşlı peder,
Evlâtlar çoğaldı, büyüdü keder,
Ağam çalışmağa gurbete gider,
Yollarına baka baka yetiştik.
Her zaman ağlardı gülmezdi anam,
Gözünün yaşını silmezdi anam,
Deterjan, sabunu bilmezdi anam,
Küllü suyu döke döke yetiştik.
Ataroğlu’m bir anadan sağıldık,
Büyüdükçe bir hanede yığıldık,
Babam öldü, gurbet ele dağıldık,
Bu sızıyı çeke çeke yetiştik.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:35 PM
Yıllar
Akıncı misali geçip gittiler,
Atın nallarında tozlanan yıllar.
Batıdan doğuya akın ettiler,
Dünya devranında hızlanan yıllar.
Kimimizi başlamadan bitirdi,
Kimimizi derdest edip götürdü,
Sevinç bekler iken hüzün getirdi,
Nice ümitlerle gözlenen yıllar.
Nefesim daralır, boğaz hırıldar,
Gözler kaynak gibi döker, şırıldar,
Dudaklar büzülür, gönül mırıldar,
Çıkar şiirlere gizlenen yıllar.
Arkasından dalgın dalgın baktırır,
Gözleri kısılır kaşın yıktırır,
Yanık bir havayla türkü döktürür,
Yüreklerde pişen, közlenen yıllar.
Bazısının bilinmedi değeri,
Bazısına dedim gelseydi geri,
Bazısı da yaz gününde zemheri,
Gözümde sislenen, buzlanan yıllar.
Alnımdaki çizgilere bak hele,
Bir tanesi şahit bin türlü hâle,
İnanmazsan gel sor ak düşen tele,
Beni de kocattı nazlanan yıllar.
Sararmış yapraklar güz bıraktılar,
Dişe değer birkaç söz bıraktılar,
Tatlı anılarla haz bıraktılar,
Şimdi resimlerde izlenen yıllar.
Ataroğlu’m böyle olmamalıdır,
Âşıkları dertli çalmamalıdır,
Torunlara miras kalmamalıdır,
Sazımda inleyen, sızlanan yıllar.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:35 PM
Yine Biz Bizi Anlarız
Eller ne anlasın bizi
Yine biz bizi anlarız
Sebebim var dizi dizi
Yine biz bizi anlarız
Fark etmez uzun kısamız
Aynıdır gönül yasamız
Beraber neşe tasamız
Yine biz bizi anlarız
Gel başını sokma kuma
Başkasından medet umma
Belki azcık fark var amma
Yine biz bizi anlarız
Üstümüzde birdir çatı
Birlikte bulduk rahatı
Kuzey, güney, doğu, batı
Yine biz bizi anlarız
Bu birlikten ayrı kalma
Yad ellerden akıl alma
Elin kapısını çalma
Yine biz bizi anlarız
Ataroğlum bilir usül
Toplanalım usul usul
Aynı kitap aynı Resul
Yine biz bizi anlarız
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:35 PM
Yine dosttan bir haber yok
Y İ N E D O S T A N
B İ R H A B E R Y O K
Göçmen kuşlar geldi gitti
Yine dosttan bir haber yok
Bekler iken sabrım bitti
Yine dosttan bir haber yok
Seher yeli selam götür
Sağlığından haber getir
Dayanacak takatim yok
Artık hasretliği bitir
Kuş olduysan dalıma kon
Hasretliğe verelim son
Ne bir mektup ne telefon
Yine dosttan bir haber yok
Tutuklumu odalarda
Esir mi ki adalarda
Televizyon radyolarda
Yine dosttan bir haber yok
Türlü türlü hayal kurdum
Hesap yaptım kafa yordum
Her çiçekten onu sordum
Yine dosttan bir haber yok
Kaç kez bulut göğe ağdı
Kaç kez güz yağmuru yağdı
Kaç kez güneş battı doğdu
Yine dosttan bir haber yok
ATAROĞLUM hep arardı
Gelen günde umut vardı
Yaşım geçti saç ağardı
Yine dosttan bir haber yok
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:35 PM
Yollar
Ne zamandan beri varsın,
Yaşın kaçtır sorak yollar.
Bazısına müjde verir,
Bazısına merak yollar.
Kolların var sessiz, sakin,
Kolların var akın akın,
Kimisini eder yakın,
Kimisini ırak yollar.
Zalimleri kayırırsın,
Sofra serer doyurursun,
Sevenleri ayırırsın,
Bu işleri bırak yollar.
Birisini koyar yasta,
Biri kalır ilk nefeste,
Birisini eder usta,
Birisini çırak yollar.
Boşa çalış, boşa emen,
Benden yana dönmez dümen,
Başkasına çayır çimen,
Bana çıktı çorak yollar.
Ataroğlu’m bilsin hayrı,
Başkasıyla olmaz gayrı,
Her mekânda binek ayrı,
Bilinmez son durak yollar.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:35 PM
Yorum
Dört mevsimde ahraz olup susarken,
Beşinci mevsimde dilleniyorum.
Bu âlemde kuruyorken dallarım,
Başka bir dünyada gülleniyorum.
Biniyorum hayalimin atına,
Bakıyorum yıldızların sathına,
Çekilirim gönül istirhatına,
Ben kendi kendimle hâlleniyorum.
Karaca Oğlan indirirken bağlara,
Dadaloğlu çeker beni dağlara,
Ferhatlar’ın dağ deldiği çağlara,
Şirin sevdasıyla yollanıyorum.
Arifler derdini arife açar,
Ben aşkın elinden kalmışım naçar,
Seven sevdiğinden nasıl vazgeçer,
Böyle sevdalara delleniyorum.
Geçmiyor sevmenin, sevdanın faslı,
Sevilen de yaslı, seven de yaslı,
Sevda ateşiyle yakarken Aslı,
Kerem ocağında külleniyorum.
Ova beni bilmez, dağ beni tanır,
Dağlar beni birbirinden kıskanır,
Akşama dek dört bir yanım budanır,
Sabaha yeniden dallanıyorum.
Ataroğlu’m sözde olmasın hata,
İnsan girer türlü türlü sıfata,
Bu aşk beni koymaz artık rahata,
Bir ufacık yelden sallanıyorum.
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:36 PM
Yunus ile Karaman
Birisi ruhudur, biri bedeni
Karaman Yunustur Yunus Karaman
Biri götüreni biri gideni
Birisi birinden bulurken derman
Karaman Yunustur, Yunus Karaman
Bu bir ulu emir herkes uyacak
Duyunlar da dört iklime yayacak
Bundan sonra herkes Türkçe diyecek
Mehmet Bey buyru?u gerisin sorman
Karaman Yunustur, Yunus Karman
Yunus söyler cümle alem dinlerdi
Dolap olur derdi ile inlerdi
O’nun kelamyny her can anlardy
Yunusun diliydi çy?rylan ferman
Karaman Yunustur, Yunus Karaman
Karman Ney ise Yunus nefesi
Yunus üfleyince çykardy sesi
Karaman tarlaydy Yunus çiftçisi
O günden beridir savrulur harman
Karaman Yunustur, Yunus Karaman
Karaman hep taze geçmez ki ça?y
Yunus Karaman’da yakmy? oca?y
O’nu anlayana açmy? kuca?y
Varyp diz çökünüz kendiniz yorman
Karaman Yunustur, Yunus Karaman
ATARO?LUM koymaz gönlünü gama
Pirim der gönül’e yapylmaz yama
Herkesin gönlünde yeri var amma
Vatany Karaman, arayyp durman
Karaman Yunustur, Yunus Karaman
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:36 PM
Yük olmaz
Gel gönül dert yanma şikayet etme
Yağan karlar yüce dağa yük olmaz
Seven sevdiğinin nazını çeker
Gül çağırır bülbül bağa yük olmaz
Zamanı gelenin ışığı söner
Çıktığı yokuşu geriye iner
İnsan oğlu yaşar aslına döner
Can bedene ten toprağa yük olmaz
Yorulmaz denize deryaya akan
İflah olmaz asla bir gönül yıkan
Ardında ölmez bir eser bırakan
Ölse bile yaşar çağa yük olmaz
Dal ilmin içine geçme kenardan
Dinle üç beş kelam koca çınardan
Dol testini sevda akan pınardan
Aşk yüreğe su bardağa yük olmaz
Kimi turşu satar kimi bal satar
İnsan var sohbete tatlı söz katar
Seven sevdiğinin gönlünde yatar
İki kişi bir yatağa yük olmaz
ATAROĞLUM yaşamanın nedeni
İyi bak ta örnek al sen bedeni
Onlar birbirinin yardım edeni
Sağ el sola sol el sağa yük olmaz
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:36 PM
Zalim gurbet
Senin ile hesabymyz bitmez mi
Zalim gurbet gel o?lumu geri ver
Babasyny gezdirdi?in yetmez mi
Zalim gurbet gel o?lumu geri ver
Gurbet uylayynca ?en olmaz hane
Dinle sözlerimi bulma bahane
Ellerin çoktur ya benim bir tane
Zalim gurbet gel o?lumu geri ver
Bakar yollaryna yön çevirmiyor
Haftalar geçmiyor ay devirmiyor
Anasy balkondan eve girmiyor
Zalim gurbet gel o?lumu geri ver
Geçen günler hayal gibi dü? gibi
Ba?ym duman zemheride ky? gibi
Kyz karde?i tek kanatly ku? gibi
Zalim gurbet gel o?lumu geri ver
Ne zaman büyütüp ya?yn yetirdin
Çile ile bu günlere getirdin
Bir yuva kurduydum söktün götürdün
Zalim gurbet gel o?lumu geri ver
Yüce da?da kar gibiyim eririm
El edersen bir tenhada görürüm
Yster isen rü?vet bile veririm
Zalim gurbet gel o?lumu geri ver
Ataro?lum yanyyorsun sönmezsin
Çarky felek benden yana dönmezsin
Binmi?sin dalyma neden inmezsin
Zalim gurbet gel oğlumu geri ver
GooD aNd EvıL
05-11-2009, 04:36 PM
Zalim gurbet
Senin ile hesabymyz bitmez mi
Zalim gurbet gel o?lumu geri ver
Babasyny gezdirdi?in yetmez mi
Zalim gurbet gel o?lumu geri ver
Gurbet uylayynca ?en olmaz hane
Dinle sözlerimi bulma bahane
Ellerin çoktur ya benim bir tane
Zalim gurbet gel o?lumu geri ver
Bakar yollaryna yön çevirmiyor
Haftalar geçmiyor ay devirmiyor
Anasy balkondan eve girmiyor
Zalim gurbet gel o?lumu geri ver
Geçen günler hayal gibi dü? gibi
Ba?ym duman zemheride ky? gibi
Kyz karde?i tek kanatly ku? gibi
Zalim gurbet gel o?lumu geri ver
Ne zaman büyütüp ya?yn yetirdin
Çile ile bu günlere getirdin
Bir yuva kurduydum söktün götürdün
Zalim gurbet gel o?lumu geri ver
Yüce da?da kar gibiyim eririm
El edersen bir tenhada görürüm
Yster isen rü?vet bile veririm
Zalim gurbet gel o?lumu geri ver
Ataro?lum yanyyorsun sönmezsin
Çarky felek benden yana dönmezsin
Binmi?sin dalyma neden inmezsin
Zalim gurbet gel o?lumu geri ver
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.