Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Mehmet Akif Tiryaki


Sayfa : 1 [2]

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:11 PM
İstanbul'um Ben Sana Vurgunum

İstanbul'um ben sana vurgunum
adım adım dolaştım seni
hala da dolaşıyorum
bıkmak mümkün mü senden
hep hatıralarınla oyalanıyorum

Eminönü küçük Çin
Taksim Paris
seyret adaları Kınalı Burgaz Heybeli
veya Kız Kulesi'ne ne demeli

yok yok anlatmak mümkün değil seni
eşsiz İstanbul yaşarım her gün muhteşemliğini
pazar sabahları koyulurum yola
arabamda mehter marşı cd si
Boğaz Köprüsü üzerinde gövdemi çeviririm bir sağa bir sola
dokuz milimetrelik gözlerimden kıvılcımlar boşalır
Sultanahmet'e Ayasofya'ya
ben sana doyamam kıyamam bakmaya

ey İstanbul iklimine muhabbet katılmış kent
hatıraların macun şekerleri gibi harmanlandığı yer
yaz *******inde Çamlıca Tepesi'nden seni koklamak
ve dolu dolu yaşamak en güzel.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:11 PM
İstanbul'un En Yüce Tepesinde

Çok zaman oldu, basmadım topraklara,
Islak yapraklara.
Soluk ve yıpranmış,
Terkedilmişliğin sessizliğinde,
Çiseleyen bir İstanbul sonbaharında.
Tıpkı bizler gibi,
Ilık iklimlerin donuk rüzgarları misali,
Sere serpe atıvermek kendini yere,
Tükenişin yeşilinde, mavisinde, pembesinde.
İstanbul'un en yüce tepesinde,
Sisli bir soğuk ikindi vakti,
Dumansız bacalı evlerin arasında,
Dumanlı tepelerde.
Sere serpe yerlerde.
Arkadaşımsınız siz benim, ıslak yapraklar,
Buram buram toprak kokan ıslak hava,
Dumanlı dağlar,
Sessiz yatırlar.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:11 PM
İstanbul Buruk Bir Tat

İstanbul’un Eminönü’nde,
Bir cumartesi kalabalığında
Parayı kolay bulamayanlarla
Alıp kaçıcılar arasında
Beyazıt’a çıkmak ve
Süleymaniye ‘de bir ikindi namazının arkasından
Tarihi kuru fasulye lokantalarından birinde
Kuru fasulye, pilav muhabbeti
Yanında turşu ve süs biberi
Yemekten sonra yürümek en güzeli
Trafik rehin almış insanları,
Zaman taciri olmuş caddeler, yollar.
İşsizliğin arifesinde
Mısır çarşısından doksan dokuzluk
Bir tespih almak veya
Vapurun güvertesinden martılara simit koparıp atmak
Kontak kapatmadan
Üsküdar’dan Kadıköy’e uzanmak.
Denizde ve trende hiç durmadan devamlı yol almak
Otobanda arabalarla kucaklaşmadan
Sokak ve caddelerde araba arabaya samimiyet kurmadan
İstanbul’u gezmek bir sanat
Tıpkı yaşamak gibi
İstanbul buruk bir tat,
Ağzının tadını bilenlere inat.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:11 PM
İşçi Fabrikaları

İşler tükendi
Esnaflar kepenk kapattı
Üç beş sene öncesine kadar her esnafın
Stajyer bir işçisi vardı.
Önce işi öğrenir ustasından
Sonra kendisi bir dükkan açardı.

Her işçi aynı zamanda sigortalı vatandaştı
Vergisini gününde öder
Topluma hizmet eder
Evine aş getirir
Ve öğrenirdi işini

Esnaf bitti
İşçi fabrikaları kapandı
Sigorta kurumu kan kaybedecek bundan sonra
Süt veren inek öldürüldü
Katillerin gözü aydın elleri kurusun
Yatsı oldu, mum söndü
Haydi geçmiş olsun.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:11 PM
İşte Bu

Sessiz bir ortam,
Soğuk bir hava,
Bol oksijen,
İşte bu,
Sapanca'yı yaşamak...
Dolu dolu.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:11 PM
İşte O An

Ay kavuniçi giysilerini
tercih etmişse,
deniz lacivert gece mavisine
bürünmüşse,

Oy Oy
yıldızlar parlıyorsa sırayla
bir yaz gecesinde,
karşılaşırsa gözlerimiz
sahilde çay bahçesinde;

İşte o an (nasıl anlatsam?)
benim bittiğim andır...
Hayat bir bilmece,
her şey yalandır.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:11 PM
İyi Saatte Olsunlar

Soğuk karlı kış *******i, İstanbul,
Kanlıca,
ahşap konağın tek odasında,
Fransız arslan pençeli seramik
pembe odun sobası yanar,

üzerindeki Kastamonu kestaneleri sobanın
çıtırdayan sesine eşlik ederdi.
Üçgen şeklindeki çatıdan buzlar sarkar,
cumbalı odayı ve Fransız sobayı seyrederdi.

İsmet hanım o zaman sağdı.
Eskiden onun da büyükleri vardı.
Kestaneler kavrulurken odada,
rüzgar camları titretir,
ahşap konak sallanırdı ara sıra.

İşte o zaman İsmet Hanım;
'-Minhav, minhav.' derdi.
Onun inanışına göre;
Saçaklarda rahmetliler gezerdi.

Perdeler dalgalanır,
pencereler titrer,
sokaktan bozacı geçerdi.

Kanlıca'da karlı kış *******inde,
İsmet Hanım,
ara sıra
minhav, minhav derdi.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:11 PM
Jandarma Biz Sosyalistiz

Bir devrin efsanesi,
Maltepe camii,
Ve gençlerin türkü sesi,
Jandarma biz sosyalistiz....
Jandarma dostuz sana,

Hıçkırıklarla ağlayanlar anne, baba
Maltepe camiinden, Karşıyaka
Bir devrin siyasetçileri
Hala ayakta.

Maltepe camii
Ve gençlerin türkü sesi,
Jandarma biz sosyalistiz,
Jandarma dostuz sana.

Hıçkırıklarla ağlayanlar anne, baba
Bir cumartesi günü Hakan'ın tabutuyla
Yürüdüler sonsuza

İmanlı sosyalist yokmu acaba?
Ben imanlı sosyalistim,
Sen ister gül, ister ağla...
'-İnsanları seveceksin' dedi,
Teşekkürler Remarque'a

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:11 PM
Jiletçiler Ulus'ta

Banka kartları birer jilet ceplerimizde,
Süper marketlerde çıkarıp kullanıyoruz,
Sağımızı, solumuzu, kollarımızı kanatıyoruz
Jiletçi çocuklar olduk kimimiz,
O katlarla sağımızı solumuzu kanatıyoruz.
Öderken bir yerlerimiz acıyor.
Telefonda türlü türlü şeyler anlatılıyor
En sonunda icra kapıya dayanıyor
Kimileri bu jiletlerle hayatına kıyıyor
Hiç yoktan bir can tükeniyor.
Yanlış tüketim ve
Mantıksız faiz modeli,
Akıllı insanları delirtiyor sonunda
Hayatını ödüyor kartla
Kapitalizmin silahları bunlar,
Onlar kullanmakta usta,
Jilet kullanmak istersen görüşürüz
Etiler, Ak Merkez'de Ulus'ta.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:12 PM
Kağıtlar

Her yaprağın en fazla
bir sene ömrü var.
Bir sene sonra dökülür
yeşil, sarı, kırmızı olur sonunda yapraklar.

Esans olan yapraklar süründüğümüz,
dolma olan yapraklar, yediğimiz,
tütün olan yapraklar, tüttürdüğümüz,
hatıra olan yapraklar sakladığımız.

Dut yaprakları ipek olup giydiğimiz,
ıhlamur yaprakları, çiçeğini içtiğimiz,
ayva yaprakları, öksürük ilacımız,
çay yaprakları, sabah akşam demlediğimiz.

Defter yaprakları;
Anılarımızı sakladığımız,
belgelerimiz,
kitap yaprakları;
Bilgiler edindiğimiz,
okuyup öğrendiğimiz.

Eşya paketlediğimiz.
Para veya devlet tahvili, bono yaptığımız.
Temizlik mendilimiz,
burnumuzu sildiğimiz,
ebruli desenli duvar süslerimiz.

Kağıt vardır bizi üzen,
Kağıt vardır bizi sevindiren.
Karneler, telgraflar, mektuplar.
En önemli kağıtlar
sararmış fotoğraflar,
kimilerine göre de
banka cüzdanları veya banknotlar.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:12 PM
Kalbimin Ağaçları

Sapır sapır şiir yazıyorum,
Ne tuhaf....
Daha düne kadar yazamadım.
Aklıma gelmedi.
Orhan Veli okudum,
Bana şiir perisi gönderdi.
Dut topladınızmı bilmiyorum hiç,
Ağacın altına yaygı serilir, tutulur.
Sağnak yağmur gibi sapır sapır,
Sağnak sağnak şiir yazıyorum.
Kalemim klasik tükenmez
Kağıdım kareli,
Gönlüm akıyor kağıda sapır sapır.
Gözlerim nemli,
Kalbimin ağaçlarında
Bir kalp ve bir ok işaretli.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:12 PM
Kandil Dağlarında Gece Sessiz

Nurun ala nur olduğu günlerde,
Oğlum Allahuekber Dağı'nda askerde.
Şarapneller parçalanır siperde,
Kandil dağlarında gece sessiz.

Tutulmuş nefesler, etraf kimsesiz, o yok,
Ama beraberim, şafakla başlayacak ertesi günüm.
Oğlumdan mektup gelmezse üzülürüm.

Bir şiir yazmış geçende annesine,
Ben ölürsem diye başlamış,
Dizelerden birisine,
Canmı dayanır bunun böylesine.

Göstermedim köroğluna mektubu,
Sakladım ceketimin sol iç cebine.
Okudum şehidimin teslim merasiminde
Annesinin feryatları içinde.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:12 PM
Kaptan Bacanak

Bu gün ramazan bayramı,
Kaptan bacanak el öptü,
Teyzesi ona bir kazak hediye etti.

Siyah sarı geniş çizgili
Beykoz spor renkleri
Ya ya ya şa şa şa;
Kaptan bacanak sen çok yaşa

Kızları Irmak, İrem merhaba,
Zuhal Hanım sizin hediyeniz hani?
Teyzeniz size ne verdi?
Kazakta güzel hani.

Renkleri Beykoz Spor renkleri
Ya ya ya şa şa şa;
Kaptan bacanak sen çok yaşa
İrem, Irmak, Zuhal le.

Teyzene selam ederim sitemle,
Hanımına da alabilirdi
ufak bir hediye.
Hatırlaması için onu,
Üçgen katlanmış
beyaz bir mendil
veya dantelli bir örtü.
Ne de olsa geldi elinizi öptü.

Ya ya ya, şa şa şa
Kaptan bacanak sen
çok yaşa...
Kazağın çok yakıştı,
yatarken de çıkartma.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:12 PM
Kar Anısı

Yollar soğuk, buzlu ve kaygandı.
Günlerden de salıydı.
Otobüste bir an kendinden geçti,
Durağı kaçırdı, evden uzaklaştı
Telaşla ayağı kaydı yere yapıştı
Eve geldi üst kata çıktı,
Beni neden otobüste uyandırmadın
Diye komşusuna çıkıştı, şakalaştı.

Ben onu da yapmadım ya karda,
Dükkan ile ev arasında gittim geldim,
Bir de orayı gördüm arada.
Orası neresi mi?
Boşver... anlatmayayım,
Sormayın gerisini,
Daha önce çok bahsetmiştim
Dağını, tepesini,
Siz anlayın artık gerisini.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:12 PM
Kar Payı

Kar payı dediniz, faiz yediniz,
Tefeciden yüksek faiz rantınız,
Yüzde ikiyüzkırk senelik kart faizi aldınız
Sonra bir de burs ver diye yalvardınız
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu,
Artık akıllandı vatandaş,
Sizinkisi kalleşçe arkadan vurmak
Mert olun canımı yiyin ancak,
Sizi tarih de kurtaramayacak
İkiyüzlüleri anlatmak haktır,
Bankaların hepsi faiz alır
Zorlamı verdik derler neden aldın
Almaz olaydım, mecbur kaldım.
Allah yardım etti sıyırdım sizden kendimi,
Sıyrılamayanların hali manşetlerdeydi.
Kimisi intihar etti canına kıydı,
Kiminin ailesi dağıldı, canı acıdı.
Toplum bir kısım zengin, bir kısım fakir
Zenginler bir avuç fakirler birçok,
Çalsın sazlar oynasın dansöz,
Fakat söyler halk her zaman son söz.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:12 PM
Kar Ve Su

Melekler birer kar tanesi almış eline,
İndiriyorlar gökyüzüne,
Otobanları geniş,
Değmiyorlar onlar birbirine.
Kilometreleri sabit, hızları aynı,
Yeryüzüne park ediyorlar ayrı ayrı.
En sonunda teslim oluyorlar
Su şeklinde dünyaya,
Dönüşüyorlar sonra doğal kaynaklara.
Kaynak yağıyor dostlar şu anda dünyaya,
Gözlerimiz aldansa da akıl bunu söylüyor ya
Rahmet can veriyor dünyaya,
Rızıklandırıyor Allah(c.c) canlıları kar,
Arkasından yağmur ve rüzgar,
Güneş ardından el sallar,
Dünya döner durur,
İnsanlar yatar, kalkar.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:12 PM
Kara Merhaba

Kar yağıyor lapa lapa,
çok üşüyor bizim sıpa,
ekmek attım kargalara,
evde oturdum çizgili pijamalarla.
Cumartesi günü Ankara
kara merhaba beyaza merhaba
bende salıverdim hoş bir kahkaha
havada uçuşan karlara.
Hah..hah..hah...ha.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:12 PM
Kargalar Ve İnsanlar

Sanma ki onlar gak gak diyordu,
Aslında onlar hak hak diyordu.
Saat 06 da Süreyya Paşa durağında
Tren bekledim,
Gideceğim yer Haydar Paşa
Banliyöde bacaklarını koltuğa uzatmıştı
İki dallama.
Güneş henüz Kınalı'da almıştı soluğu,
Burgaz'a geçti güneş oradan Heybeli, Büyükada.
Bostancı deniz otobüsünde yolcular sırada.
Güzeldi İstanbul'da yaşamak,
Haydar Paşa garında deniz kenarında
Güvercinlere simit parçaları attım,
Simitçiyi tanırım, senelerdir hep orada,
Bir talebe demişki:'Amca İstanbul'a geldiğimde,
İlk simidi almıştım senden ya, şimdi doktor oldum
Gidiyorum, kal sağlıcakla.'
Sabah serinliğinde Karaköy vapurunda.
Sanma ki onlar gak gak diyordu,
Aslında onlar hak hak diyordu.
Mavi su içinde yol buldu insanlar
İstanbul'a.
İlk göz ağrım Karadeniz ardından Marmara,
Haydi bismillah yelkenler fora.
Mavi yolculuk ve ardından ölü deniz, Datça.
Knidos'lu Terinos'a merhaba.
Mavi sularla çevrili ülkem Türkiye'm.
Akdenizde yetişen zeytin dalı,
Portakalı,
Rize'nin çayı, kivisi, Samsun'un inciri,
Bir tutam tütün sıla kokusu
Dünyada hayvan manzaraları hep aynı,
İnsan manzaraları ise maalesef düşündürücüydü,
Sanma ki onlar gak gak diyordu,
Aslında onlar hak hak diyordu.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:12 PM
Karlı Bir İstanbul Gecesi

İbadet vardı dün gece koca konakta,
İnsanlar toplandı müzik eşliğinde,
İnsanlar dağıldı bittiğinde.

Kar başlamıştı geceyle beraber yeryüzüne,
Bir gece yağdı...birde kar yağdı.
İstanbul sokaklarına.

Sokak kedileri saçak altlarına saklandı,
Ev kedileri koltuklarında,
Sarı sarı lambaların altında
İstanbul trafiği gibi yağıyordu kar.

Etrafı derin bir sessizlik sarıyordu,
Neydi Davos dedikleri şey,
Biraz kar, bir kaç otel.
Ağaçlar kuru ve sessiz,
Tepeler eskiden beri neşesiz.

İstanbul sokakları boşaldı geç saatlerde,
Kar oturdu yerlere.
Çocukların gözleri haberlerde.
Okullar tatil edildi alt yazı geçti,
İstanbul'un sokaklarını kar doldurdu.

Gece İstanbul'lular suskundu.
Nerede o karnaval *******i eskide kaldı,
Kar yağdığında sevinenler azaldı,
Öğrencilerde sadece bir tatil sevinci vardı.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:12 PM
Kart

Bıktım bu kartlardan kurtulacağım,
Artık ben de bir kart hantır olacağım.
Her kart kapatana ısmarlayacağım bir yemek,
Biliyorum onu kapatmak ne demek.

Kapatırken telaşsız ve sakin olmalısın,
Kartçıları üzmemeli ve korkutmamalısın.
Yoksa kapatmazlar hesabını asla,
Kartla yaşarsın kalırsın yasla.

'Kartla yaşamak istemiyorum' diyeceksin,
Bunları alçak sesle dile getireceksin.
Başarırsan bunu bravo sana,
Artık sen de bir kart hantırsın yolun açık ola,

Kart kapatmak ulvi bir duygu,
Özgürlük insanlar için bir olgu.
Varsa paran harcarsın,
Yoksa evde kitap okuyacaksın.

Çayını rahat rahat içeceksin,
Hayat bu ne güzelmiş diyeceksin.
Beni rüyanda göreceksin...

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:12 PM
Kartepe Maltepe

Kartepe'den göle baktım,
Gölden Maltepe'ye
Göremedim Maltepe'yi
Yetiştim ada trenine,
Götürdü beni mahalleme
Maltepe'den baktım Kartepe'ye
Göremedim Kartepe'yi
Yetiştim ada trenine.
Götürdü beni Kartepe'ye
Maltepe, Kartepe arası
Sapanca gölü
Dost bahşişi, hediye.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:12 PM
Kartla Yaşamak İstemiyorum

Artık kartla yaşamak istemiyorum
Dedim.
Fax çektim bankanın kart servisine,
Cevap geldi;
Artık serbestsiniz, bakın keyfinize.
Telefonla hesap kapatmak çok zordu,
Önce kart hesap numarasını sordu
Ne bileyim, çoktan yırttım gittti,
Faxla kısa devre yaptım
Araba hırsızı gibi hesabı kapattım
Doğum yeri, doğum tarihi, annenin kızlık soyadı,
Ve bunun gibi klişe sözleri
Bir kenara attım.
Artık çok rahattım.
Dükkana gelen postacıya çay ısmarladım,
Fatura getirmeyecekti bana artık,
Allaha şükür kartları kapattım.
Hafta sonu evde oturdum, yattım,
Param varsa harcayacağım,
Yoksa param,
Evde mısır patlatacağım.
Özgür doğdum, özgür yaşayacağım,
Darısı sizin başınıza,
Duacıyım.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:13 PM
Kartsız Yaşam

Artık kartsız yaşıyorum.
Hanımdan bahsetmedim yanlış anlamayın
Gençler neşenizi elden bırakmayın
Banka kredi kartı benimkisi,
Onu boşadım altı ay evvel
Kartsız yaşıyorum o zamandan beri.

Param varsa harcıyorum bir kısmını,
Yoksa demliyorum evimde çayımı.
Klimam yok çıkıyorum balkona,
Adalar karşımda sıra sıra.

Kınalı, Burgaz, Heybeli, Büyükada.
Önümde dört minareli Maltepe Camii,
Arkamda Süreyyapaşa göğüs hastalıkları hastanesi.
Elimde eski uzun romanlardan özet
Gazete kitabı var,
Aslında hayat kısa, ömür dar.

Sahil yolunu ışıklandırmışlar,
Gördüm, beğendim.
Belediyelerde para var.
Yoksa onlarda mı kredi kartıyla yapıyorlar?
Acırım böyle bir şey varsa,
Bana telefonları bağlamayın, bankacılar ararsa.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:13 PM
Kasım Yıldızı

Sen bir kasım yıldızısın asumanda,
Sen bir su damlasısın ummanda,
Fırtınalarla, rüzgarla kokun yayılsın,
Saçların başucumda bozulsun, dağılsın.
Sen bir kasım yıldızısın asumanda
Sen bir su damlasısın ummanda
Sil gözlerinin yaşını ağlıyorsun besbelli,
Bil ki, sevgililer sevgililere gülmeli
Seni seven biri var. Değilmi?

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:13 PM
Kayboluş Ve Varoluş

İsyanımı bastırıp, koysamda koynuma hicran, yine hicran,
Asude geçen bir ömür ve kalbe dolan; Geçmişte kalan huzurlu cihan.
Dur dur diyerek gem vurana öfkeni belli et,
Nice soysuz geziyor yurdumda, bu nasıl bir illet?
Tel tel soyulan manevi değerlerine etme minnet.
Bak doğan güneşle geliyor nice nimet.

Kalbini aç, açta dolsun ona güzellikleri anın,
Bak soyup soğana çevriliyor her yeri şu güzel vatanın.
Sahip ol ona, ellerin eli değmesin sakın.
İşte o zaman ruhu şad olacak kefensiz yatanın.
Aldanma kimseye, tahlillerini aklınla kendin yap,
Bak doğuyor ufuklardan her gün yeni bir serap.
Sarp dağlar gibi öfkeni dizginleme, rahat bırak,
İşte istekler oluyor, gönüller ferahlık bulacak,
Az kaldı, sabret, didin çalış, debelen, bu zulüm bir gün duracak.
Bırakma bir zerre toz, hepsini kendine üstlen,
Görevi herkesin düşünüp korumaktır kendi vatanını, bilirsin sen.
Bu hainlerin bir an zulmü bitip, durdumu?
Kalkınmak gerekli, kınamak veya öfke neden?
Biz yeteriz kendimize, peki; Artık bu telaşı bırak sen.
İçimizdeki al al olmuş yüce duyguları tadalım,
Batının lime lime olmuş ahlakını bir tarafa atalım.
Bak işte doğuyor yeni bir gün, ufuklar çatırdıyor,
Rahmeti Allah'ın(c.c) gücümüze güç katıyor.
İnsanlar, bitkiler, hayvanlar hepsi cengaver,
Rabbim yeter bu zulüm, bize şahsiyetimizi geri ver.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:13 PM
Kazım Abi

Kâzım abi Kâzım abi ben Rıza nasılsın,
Başına gelenlere razımısın
Kul hakkı yiyenlere kızarmısın
Tatillerde azarmısın..(!)

Sokaklarda gezip tozarmısın
Ara sıra Bağdat Caddesine uzarmısın
Atm lere bakarmısın
Lütfen bilgisayarını fişe takarmısın

Elindeki senetleri borsada çakarmısın
Hafta sonları araba kiralarmısın
Yemek sepetinden sipariş atarmısın
Geç saatlere kadar yatarmısın

Arsa, daire alır satarmısın,
Ara sıra Taksim'de tur atarmısın
Kâzım abi Kâzım abi ben Rıza nasılsın
Emeklilik yaşı neden seksene uzatılsın

2B yasalaşsın, topraklar vatandaşa satılsın
Bir an önce bedelli çıkartılsın
Kâzım abi ben Rıza nasılsın
Senin ismin tarihe şanlı harflerle yazılsın.
Lay lay lay lay....
Lay lay lay lay lom...
Kâzım abi Kâzım abi
Sen çok yaşa...
Kal sağlıcakla.
Nice yaşanacakların var daha..diyorum..

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:13 PM
Kazım Abi Farkındamısın

Kazım Abi farkındamısın,
Karaköy'den Aksaray ne kadar yakın.
Farzet ki cebinde paran yok,
Yürüyerek on dakikada Aksaray'dasın.
Ne ne gerek senin Halkalı,
Her gün iki saat yol, o da kapalı.
Ha metro diyeceksin haklısın,
Sen bu konularda herkesden farklısın.
İleri görüşlü ve entelsin,
Her konuda rahmetli babana benzersin,
Hata yapan siyasetçileri hemen enselersin,
Doğrumu dediklerim ha,
Ne dersin...

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:13 PM
Kazım Abi Kazım Abi Evdemisin

Kazım abi, Kazım abi evdemisin,
Encıls Selami'nin yerindeyim gelirmisin,
Üç beş sohbet edermisin
Zat-ı Muhterem'den bana söz edermisin...

Nasıllar, hörmet eder, saygılarımı sunarım
Bir dahaki sefer yine yanındayım.
Kazım abi, Kazım abi yoldamısın,
Dikkat et arabalar var soldamısın
Ayakkabını çamurlatma, pantolonun tozlanmasın.
Suda kurutulmuş laflarına kimse inanmasın
Dikkat et pamuk kapıda kalmasın.

Kazım abi, Kazım abi nerdesin
Encıls Selami'nin yerinde bir çayda sen içermisin
Biraz da Ankara'dan bahsedermisin
Bırak çayı be kardeşim dersen abi söyle ne yersin,
Hamburger, tost falan ne dersin
Pizza Hut da açık büfe pizzaya yok diyemezsin.

Kazım abi, Kazım abi nerdesin
Hah gördüm şimdi seni karşı caddedesin
Lütfen yeşil ışıkta geçermisin
Aman çamurlanmasın, lacilerin kirlenmesin
İçerde köşe masada oturuyorum gelirsin
Kapatıyorum abi telefonumun pili tükenmesin
Abi geldinmi.....

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:13 PM
Kazım Abi Kazım Abi Nerdesin

Kazım Abi nerdesin, abi ordamısın,
Kaybettim Kazım Abi'yi Menevşe Han da,
Bilmem acaba kaçıncı katta
Biraz evvel yanımdaydı hatta,
Kazım Abi nerdesin ordamısın,
Şu anda kaçıncı katta bulunmaktasın
Abi zemin katta aradım yoksun,
Rıza Abi'min yanına uğrayacaktın.
Oraya baktım gitti dediler,
Abi nerdesin yaptın bize bir şaka,
Çık artık uğraştırma bizi daha fazla.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:13 PM
Kelitornos'u Neden Bıraktın?

Kelitornosu neden bıraktın Terinos! ..
Hımbıl mahluk.
Azmı senin kahrını çekti?
Boklu donlarını azmı yıkadı ütüledi?
Ayrıca senide çok severdi...

Gri dumanlı masalarda zamanını doldurdun,
kimi zamanda kendinle konuştun
aynalara düşmandın bilirim ama
Kelitornos'a neden bozuldun?

Yaptığı yemekler ısındı soğudu, ısındı soğudu
salataların üstü kurudu
pencerelerde akşam eve gelmeni bekledi
zavallı seni seviyordu! ...

Terinosss...Terinos, baksana bana
neden sustun?
Hiç konuşmuyorsun?
Neden dudaklarını salıverdin aşağı
sen eskiden uslu bir çocuktun

Yıllar aldı gitti seni Terinos
şu dumanları üfleme yüzüme dedim kaç kere
şerefine de neyin? .. Kimin? .. Varmı senin bir geleceğin?
Uç terinos uç
Seni bu duruma getirenler utansın...

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:14 PM
Kendi Kendine Konuşan Adam

Bir, seksensekiz, beş, doksan eder,
Onu eklemek gerekebilir,
Diyelimki hepsini kiraya verdim,
Geriye ne kaldı,
Seksendokuz ytl artarsa,
Üstüne onyedi ytl daha koyup,
Okul servisi geçen ayın taksidi,
Doğal gaz, elektrik ve su
Toplam ikiyüzonyedi eder,
Bu ay kaç çeker,
Telefonu gelecek ay açtırabilirim,
Apartman aidatı amma geldi ha bu ay
Havalarda ısınmadı gitti
Ayağımda nasır çıkmış, sırasımı şimdi,
Hop hop dikkat etsene kardeş,
Yavaş git çamur sıçrattın
Elde var beş,
Ne beşi be elde yok beş,
Beş az onbeş elde olsa idi,
Bir pazar harçlığı olabilirdi
Kulağım çınlıyor beni kasap andı,
Yeni bir bakkal bulmalı
Bu adam çok paracı
Ya bu adam ne yer, ne içer,
Sormaz ki be birader,
Çıkıcam bu öğlen yanına, değmez değmez.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:14 PM
Kıkırdaklarım Üşüyor

Kıkırdaklarım üşüyor,
Kararsız bir dönem,
Pencereler açık,
Perdeler bayrak bayrak
Teslim olanlar esnaf,
Teslim alan şı bankacılar,
Kıkırdaklarım üşüyor,
Muhatap zavallılar,
Önceden dedilerki
Matematik ne işe yarar?
Pencerelerde beyaz bayraklar
İnsanlar tutsak olmuş,
İnsanlar ağlar,
Ortalıkta fırıldakçılar
Muhatap zavallılar
Ödeme gününde
Etekleri zil çalar
Karalar bağlar,
Minimım ödeme miktarını
Komşudan arar.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:14 PM
Kırk Yılın Başında

Kırk yılın başında evlendirdiler
On dört yaşındaki Evin’i
Gidiş o gidiş,
Çocuğu olduğunda o daha çocuktu.

Kırk yılın başında evlendirdiler
On dört yaşındaki Evin’i
O daha çocukluğuna doyamamış,
Oyuncak bebekleri hiç olmamış,
Okulda okumamış,
Saf, güler yüzlü bir çocuktu.

Doğdu, büyüdü, yaşlandı, torunları oldu,
Soğuk bir şubat gecesinde onun için zaman durdu.

Daha ne olduğunu anlayamadan
Yaşlandı, dünyaya gözlerini yumdu,
Kırk bir yasini okundu.

Ilık bir bahar sabahı
Papatya oldu,
Kimseye görünmedi,
Tek başına yaşadı, soldu.
Toprağın içinde kayboldu…

Evin sevgi demekti, Evin gelin oldu,
Evin çiçek oldu, evin toprak oldu,
Evin yok oldu.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:14 PM
Kısa Bir Tren Yolculuğu

Sonra, ne zaman
Hiçbir zaman
Tükenişler sonunda
Biten bir ömür ardından
İki bilet versene oradan
Gidişi olsun, dönüşü olmasın
Ne ay parlasın,
Ne güneş dünyayı ısıtsın
Benim ömrümü bırak, dönsün varsın
Karlı bir şubat gününde
Kısa bir tren yolculuğunda
Sıcak vagonlarda
Panaromik manzaralarda
Maziye yolculuk varsa,
Bir bilette bana ayır, unutma.
Seyyar satıcılar girsin çıksın aldırma,
Dışarıyı seyret, gözlerini cama tutta.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:14 PM
Kısıntılar

Işıkları dinlenmeye çekildiğinde
Güzel evimizin,
Gece saat on bir ise
Ben karyolamda odamda,
İkinci evladıyım ailemin
Eğitim çağında.

Gece karanlık, evimiz karanlık,
Odam karanlık,
Yorganımın altı karanlık,
Kirpiklerimin ardı karanlık

İçim pırıl, pırıl ışı,l ışıl
Yarın sabah güneş aydınlatacak
Yarınımı.
Eğitimime devam edeceğim.
Kaldığım yerden.

Arkadaşlarım güzel anılar anlatacak,
Öğretmenim ders anlatacak,
Onlar da olmazsa
Nasıl yaşarım ben?

Elektrik kısıntısı başladı
Evimizde,
Geçen sene de doğalgaz yakmamıştık
Soğuk kış *******inde.

Ama yaşıyoruz yine de
Bakalım ne kısıntısı başlayacak
Gelecek sene bizim evde?

Her kısıntı oluşundan bir gece evvelinde,
Babam topluyor aileyi
Başlıyor anlatmaya,
Bir eli midesinde

Konuşmanın sonunda da şakalaşıyoruz
Güldürüyor bizi bilmem ki nedense?
O kadar uzun anlatıyor ki
Daha bizim ayakkabılarımızın
Eskidiğini söylememize fırsat vermiyor.
Ne zaman baba bir dakika
Bir şey söyleyebilir miyim demeye kalksam;
“-Önce ben konuşmamı bitireyim de.”diyor.

Bizim evin sorunları hiç eksilmiyor
Bir de Nasrettin Hoca ve Temel fıkraları
Babam diyor ki;
Bir aile reisi, en önemlisi,

Okumalıymış birkaç fıkra ve espri eseri
Annem de başını sallıyor,
Onaylıyor, babamın dediklerini.

Bizim rahat yaşayabilmemiz için
Bilmem ne kadar liraya çıkmalıymış
Ailelerin gelir düzeyi

Onunla ilgili de bir fıkra anlatayım mı dedi.
Oradan küçük kardeşim
Uykulu sesle seslendi,
Yok, yok.

Hadi iyi *******,
Bizim gücümüz tükendi,
Allah rahatlık versin,
Artık karartma saatimiz de geldi.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:14 PM
Kış *******inde Knidos

Limana bu gün balıkçı tekneleri demirledi,
balık boldu.
İsteyenlere bedava verildi,
Terinos da iskeleye indi ve
ihtiyacı kadar balık poşete koydu,
üç beş tane de limon aldı,
evine geldi.

Keliternos çorba pişiriyordu,
balıkları ayıklamak için ondan bir bıçak istedi,
hepsini güzelce temizledi,
bir gazeteye serdi,
az una buladıklarını
teflon tavada bol yağda kızarttı,
'-Oğlumuz Timenos da burada olsaydı dedi.
Keliternos ona güzel bir salata yaptı.
Kırmızı soğanı dörde böldü,
salatanın ortasına yerleştirdi.
Kenarlarını geçen seneden kalma
salamura zeytinle süsledi.

Radyoda Münir Nurettin Selçuk çalıyordu,
lacivertti gökyüzü,
Kos Adası'nın ardı kızardı,
balıklar da camın yanındaki
masada yerini aldı.

Hayat kısa, zaman dardı,
iki lokma aldı, bir sigara yaktı.
Şark hizmetindeki oğlu Timenos'u düşündü,
derin düşüncelere daldı.

Sonbahar yerini kışa terk ediyordu,
radyoda;
Köy yolları kapandı ve tipi haberi vardı,
haberler bitti, Keliternos masayı terk etti,
öbür odaya gitti,

Radyodaki gecenin solisti;
'-Dönülmez akşamın ufkundayım,
vakit çok geç.' dedi,
Terinos yemeğini yarıda kesti,
balkona çıktı, bir sigara daha yaktı,
karşıki adalara
baktı....baktı.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:14 PM
Kızılcık

Kızılcık kızıl tugay
Kremlin sarayı toz duman
Yeşil hırkalı, beyaz saçlı adam
Rejim lehine gösteri yapacak.

Paris caddeleri kaygan, ıslak,
Sel basmış, yumuşak humuslu toprak
Kiliseler ayakta,
Camiler ibadette kıyamda

Secde edenler şanslı,
Seyfullah Abi Maraş'lı
Magosa, Girne iskelesi,
Duyuldu bir Çinli'nin sesi

Güney Kore'de çılgın komutan var,
Dünya artık ülkelere dar
Yığın yığın olmuş sorunlar,
Kitaplar, kitaplar, kitaplar

Semavi Eyice bunları saklar
Sonumuz toprak mezarlıklar
Canlı iken bilmeli insanlar
Canlı olmayan insan ceset,

Hayatlar sıraya dizilmiş
Mezarlıklar da kaset kaset
En güzel iş kabir hizmet ve plastik tabut,
Televizyonlar da
Yüzde doksanı zehirli bir ankebut.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:14 PM
Ki

Ki senden başkasını sevmedi,
Ki sana parça parça kendini verdi,
Ki o daha büyümedi,
Ki o seni sırılsıklam sevdi...

Ki teslim oldu sana,
Ki gözlerini gözlerine kilitledi,
Ki ihtiraslı aşkların en güzeli,
Ki üzerinde eski bir entari,
Ki saçlarını süpürge etti,
Ki seni sevdi,
Ki...

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:15 PM
Kimsenin Hakkını Ezip Geçme

Kimsenin hakkını ezip geçme,
İnsanlara iftira etme.
Borcunu da erteleme
Kul hakkını Allah(c.c) kabul etmiyor,
Kul hakkını affetmem diyor.
Hakkını helal et arkadaş bana,
Bilerek zarar vermedim ki ben sana
Her ne kadar yaptımsa da bir hata,
Hakkını helal et dostum, merhaba.
Aman hesap vakti beni utandırma,
Verdiğin sözleri sakın unutma,
Karşındakini üzme, yorma ve zora sokma,
Bilerekte onu sakın kandırma.
Ahrette çıkar kul hakkı karşına,
Doğru söyle kardeşim Allah aşkına
Ben de hakkımı helal edeyim sana,
Helalleşmeyi erteleyip, aksatma.
Bunlar geldi benim şimdilik aklıma.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:15 PM
Kinidos'ta Yaz *******i

Halk yaşamayı sever,
Halk demokrasiyi sever,
Halk Allah'ı(c.c) sever
Ya bürokratlar! ..
Ya bürokratlar neyi sever?
Yapma Terinos
Bürokratlarda o dediklerini sever
Ama bir şey daha
Onlar banknotları da sever.
Daha ziyade hanımları için.
Kendileri için değil.

Sen neleri sevdin Terinos?
Beyaz Paros mermerinden Afrodit'i mi sadece
Yapma Terinos üzme beni,
Ne çabuk unuttun
Keliternos'a yazdığın şiirleri.
Yapma Terinos yapma, üzme beni.
Kinidos'da yaz *******i;

Praxiteles'in elinden çıkma
Çıplak bir Afrodit heykeli.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:15 PM
Kitapçı Hilmi

Bir şiir kitabı bastırdım,
Kitapçının kapısına dayandım.
Adam kitap böyle satılmaz dedi,
Elimdekileri arkadaşlarıma
Dağıtmamı söyledi.
Bunu bana bir eski kitap taciri anlattı,
Zamanında yaşanmıştı bu anı.
Dinledim anıyı etkilendim,
Bu işten de para kazanamayız
Herhalde dedim.
Emekli olursan daha iyi yazarsın dedi,
Arkasından bir de şunu ekledi;
Ama asla bu işten kazanamazsın para,
Boşuna kendine bir şans tanıma.
Bu konuşmadan sonra
Ayırdığım on tane şiir kitabı
Kâr kaldı yanıma.
Para almadı benden Hilmi,
Şiir kitabından para kazanılmaz ki...
Aldığım fransızca kitaptan kaptı on yeni lira,
Okumak için almadım,
Kitabın ebru kabı çok güzeldi yâ....

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:15 PM
Klasik Bir Beste

Islak duygularımın kuruduğu,
Sıcak yaz gecesinde,
Özlemle bekledim seni,
Belki bana dönersin diye.

Dakikalar geçmek bilmedi,
Sanki zaman durdu,
Yaşananlar gözümün önünden
Havalara uçuşuyordu.

O ilk dansımız,
Ve imza töreni,
Klasik bir müzikle;
Aşk hikayesi...

Yaşananlar gözümün önünden uçtu,
Uçtu.
Sen yoktun şu günlerde,
Görünürde,

Kalacaksın ben yaşadıkça
Kalbimin derinliklerinde,
Silinemeyen önemli bir yerde,
Aşk Hikayesi klasik bir beste...

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:15 PM
Knidos Hazırlanıyordu Kışa

İmbatla gelen bir sabah vakti
sahilde;

Martılar teyyare başının üzerinde
dalgalar sahili yorgun ihtiyar edasıyla ziyaretinde,
çakıl taşlarını rehin alıyor,
dalgalar köpük köpük sahili terk edişinde;
Terinos hayattan bezgin, bir eli cebinde.

Ütüsü unutulmuş pantolonu ve
aynalara küskün bedeninin üstünde;

güneşten solmuş ceketiyle
işte geldim gidiyorum dercesine
gözleri küskün ufuklara
elinde eski bir torba
ve ekmek parçaları martılara.
Yaydı elleriyle büyük bir dikdörtgen taşa
avucu ile deniz suyu taşıdı sahilden
ıslattı usta bir aşçı edasıyla.
Yoruldu,
oturdu taşın yanına.
Martılarla konuştu;

Bu gün hava nasıl olacak acaba?

Kinidos hazırlanıyordu kışa
Terinos alışık değildi yalnızlığa.
Alışacaktı,
kader bu ya.

Yeni bir kader yazılacak olsa Terinos'a
ve bana fikrim sorulsa;
Hanımının geri dönmesini isterdim,
çok seviyordu onu,

onu seviyordu
seviyordu onu
çok....
Seviyordu,
martıları sevdiği kadar olmasada.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:15 PM
Kof Çınar

Asırlık çınar dediler kandık,
Asırlık dedik, hava attık,
Bir de baktık ki içi boşmuş,
Asırlık çınar meğerse kofmuş.

Bir fırtına esti, devrildi yere,
Sahtekarların asırlık çınarı yıkıldı.
Birilerinin canı sıkıldı.
İhalelerdeki pişmiş aşa su katıldı,

Esnafın parası bankalara satıldı
Kaça mı?
Ücretsiz, bedavaya,
Üste para vermecesine.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:15 PM
Komik Manzume

Tiz bir ses, mor bir ışık yandı,
Muş ovası aydınlandı
Başı kartal, gövdesi fil,
İndi acayip bir büyük goril.

Tamtam sesleriyle hava karardı
Bir tabur asker gökyüzüne havalandı.
Hortum….Eyvah! aldı gitti
Dünyanın iklimi değişti.
Amerika’ya kar yerine buz yağdı

Merkür den gelen siyah bir at
Yürüdü caddelerde rahat rahat
Durdu bir mağazaya girdi at
İnsanlar korktular o ise rahat

Konuşulanları anladı, cevapladı,
Arada bir başka yere atladı.
Sinyaller kesildi
Hayat anlamsızlaştı

Siyah at kayıplara karıştı
Toplumlar olağanüstü olaylara alıştı
Atletler yarıştı,
Yeni ülkeler haritalara yapıştı.
İşçiler sabah akşam vardiyalı çalıştı

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:15 PM
Komşu

Irak lideri haindi, halkını eziyordu,
Kendine özel bir lider statüsü çiziyordu,
Derken düşman saldırdı ona, ezdi geçti,
Delikanlı olsaydı, komşuları direnirdi.
Lakin korkunç saldırıda yılan gibi süzüldü,
Sıkıştı, kendi kabuğuna büzüldü.
Komşuları onun gibi değil farklı,
Savaşçı uluslar var kabadayı.
Komşu komşunun külüne muhtaçtır,
Vatandaşın çoğunun nefesi kokar, açtır.
En önemlisi uluslar kuvvetli liderlere muhtaçtır.
Ulusdaşlık, komşuluk, dindarlık önemli,
Kardeşler ölüyor, gözlerimiz nemli.
Hainler tek tek tespit edilmeli,
Onların da burunlarından getirilmeli.
Savaşçı milletin torunlarıyız belli,
İşte o an geldiğinde
Kimse tutamaz seni, göster kendini.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:15 PM
Komşu Ziyareti

Karşıki tepeler şak şak
Bahçeyi temizledi bizim uşak
Emeti gelin bize komşu taşındı,
Komşunun köpeği Kontes bizlerle bakıştı.
Ara sıra kont ile gezdi, yeni ismi çok yakıştı.
Başladı komşu ziyareti;
'-Hoş geldin aramıza Emeti...'
Ortamızdan geçmesin aman bir kara kedi.
Arka komşumuz Vedat Bey çıkarttı klarneti,
Bendenizle başlattı düeti,
Aytuna Bey sevdi Emet'in Kocası Memet'i
Nevin Hanım öğrendi Emeti Hanım'ın hayatını,
Oğlu Fuat'la gelini Fulya sevdiler fasulya ekme ile bahçe sanatını
Mehtap Hanım ile kocası mobilyacı Aydın bey dışarı çıktı,
Çocukları Baran ile Dilan göle aşıktı,
Müşerref Hanım Şamil Bey'e çıkıştı,
Ön komşumuz Osman Bey 'Hoş geldiniz efendim.' dedi.
Bu sene de Mercedes'i yeniledi.
Düet söyleyenler Türk müziğinden köçekçeleri benimsedi,
Nural Hanım şarkılara katıldı, sesler tepelere yayıldı.
Maşukiye göl kenarında komşu ziyareti devam etti.
Miray uyumadı hep dinledi.
Özlem ve merve havuz istedi, babaları da yaptırdı.
Onlar çiçeklerden severlerdi gül ve margreti
Kardelen'le Yaren Cansu ve Sena ile oynadı,
Bizim şiir bu arada kaynadı.
Sebla hanım çeşit çeşit türban bağladı,
Gece odasına arı girdi, ağladı.
Cansu sabah sabah burnunu sildi,
Osman Bey'in Hanımı'nın ismi bilmemki neydi?
Sen biliyormusun?

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:15 PM
Komşum

Dört çocuk var
Dördü de bekar
Biri yeni askerden geldi,
Diğeri Batman’da havacı,
Mayısta bitecek onun da askerliği
İki kız onlarda
Çalışıyorlar.

-Yaş kaç Abi? ”
iki yaş büyük yazdırdım,
bin dokuz yüz elli altılıyım.
Bilmiyorum beklide elli dörtlüyüm
Nüfus kağıdımı kendim çıkarttırdım.

Köy yeri malum
Rahmetli ihmalkarmış
Çıkarttırmamış.
Tarihini de bir yere not almamış.

İşte böyle
Dişlerim sakat
İşler ağır gidiyor
Geçim dersen böyle iyi
Geriye bakmak şart.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:15 PM
Korean

İstermisin yaz gelmesin,
Dilermisin dert bitmesin,
Beklermisin gün doğmasın,
Bekleme bunlar olmayacak.
Yaz gelecek,
Dert bitecek,
Gün doğacak,
Dingin sabah ülkesinde
Güne merhaba diyeceksiniz.
Bir dahaki günü dört gözle bekleyeceksiniz.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:15 PM
Köfte Zararlı

Terinos'a amcası Benekliporos köfte yeme dedi.
Köfte yağlıdır, yapar kolestrol seni.
Kasap bile köftelik kıyma satarken sevinir,
Makinanın arkasından yağları içine verir.

'Sebze bol yemelisin.' dedi yeğenine,
et yemek istersen antrikot, biftek dene.
Ama sen bilirsin genede.

Benekliporos'da yüksek tansiyon vardı,
Sıcak bir günde tansiyonu yükseldi,
koltuktan kalkamadı, dondu kaldı,
hemen beynine bir şifre yolladı;

'Gobi Çölü'nde hapishanede kaldın,
torunlarına yetişmen gerekiyor.'

Bir süre sonra kendini evinde buldu,
Bu işe şaşırdı ama;
Beynin verilen emirleri
yapma fonksiyonu olduğunu biliyordu.

Benekliporos muazzam bir varlıkla(beyin) dans ediyordu,
Ama her varlığın sonlu olduğunu da biliyordu.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:16 PM
Kör Saatler

Günün bitimi ve
akşamın doğuşu,
aradaki boşluk
bir günün yok oluşu.

Biten günle beraber,
elde edilemeyen tatlar,
ömürden bir gün daha
bittiğini hatırlatır bana
kör saatler.

Kentin ışıkları usul usul canlanır,
hava kızıllaşır, kararır,
insanlar telaşlanır,
akşam ezanı hızlı hızlı okunur.
Bir şeyler akıp gider yorgun yüreğimden.

Ruhum boşalır,
ışıklar dinlenmeye çekilene kadar
içimdeki balık çırpınır, çırpınır.
Bir müddet sonra sakinleşirim.

Fırtınam biter,
sabaha merhaba diyene dek
uyuşurum, donup kalırım,
bir günü daha
yitirdiğimi sanırım.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:16 PM
Körmen Limanı

Sigarayı bıraktım, şiire başladım,
İnternette doğakamp'a rastladım,
Ver elini Datça Selamun Aleyküm,
Tanju Abi ne haber ben geldim.
Hava ne güzel sıcak ve rüzgar hoş,
Bitki kokuları insanı ediyor sarhoş,
Tepeye çıkıp, sahili seyrettim,
Uçsuz bucaksız denize gözlerim doydu,
Kurt köpeği memoli bahçeyi koruyordu.
Tanju Abi bahçenin zeytinyağı ve
Patlıcanından, soğanından imambayıldı yapmış,
Yanına da taze yoğurt, komşudan kapmış.
Ekmeği evde kendi yapar makinada,
Tırnaklarıyla yaptığı bahçe ve
Meyve ağaçları, muz, mandalina,
İncirle badem arkadaş, bir de kara üzümler
Renk renk açmış bahçede çiçekler.
Bodrum'dan feribotla Körmen Limanı ve
Tanju Abi iskelede taksi şoförüyle sizi bekler,
Bakın bakın, el sallayın sizi görecekler.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:16 PM
Kral Dertli

Söyle bakalım küçük kelebek;
Fikirlerin ne?
Öyle bakma bana hiddetle,
Ankara hakkında soruyorum Terinos...

Ankara, Ankara,
Dün akşam amfi tiyatrodaki gösterilere bakılırsa,
Kral dertli.
Çabuk terk etti gitti gösteriyi.
Kinidos akşamları kederli.

Keliternos da seni terk ettiğinde
Meyhaneler dar gelmişti sana
Değilmi? Terinos?
Terinoss...Hişt Terinos!
Gene daldı ikindi uykularına.
Garip ihtiyar.
Keliternos evi terk ettiğinde de
Ankara'dakiler uyuyordu değilmi sevimli ihtiyar?

Etme bulma dünyası işte.
Kim takar Terinos'u
Dünya daha nelere gebe.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:16 PM
Kul Hakkı

Kul hakkı yiyenler olurmu iflah?
Dükkanlar kapanır, olmadan siftah,
Ödemeler diğer haftalara atılır,
Kul hakkından yudum yudum tadılır.
Acı bir içkidir gerçi içilmez,
Kul hakkı yemeden günler geçilmez.
İşte budur bizim noksanımız,
Affet bizi ya Rabbim aciz insanız.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:16 PM
Kul Hakkı Bahşişimiz Olsun

Bu tarih sayfalarından hangi partiler geldi geçti,
Kimileri hedef kitle olarak yoksul aileleri seçti,
Sözünü tutmadı, vatandaşı ezdi geçti.
Bırakın bu işleri çökertmeyin bizleri,
Fakir fukara, garip guraba hepimizi,
Bakkal kapattı, esnaf kan ağlıyor,
Çalışanlar kartlarla savaşıyor,
Kart faizleri yıllık ikiyüzkırkı aşıyor,
Devlet banka kanunlarına sahip çıkıyor,
Sayın beyler titreyin ve kendinize gelin,
Hesap sorar gelecek bunu bilin.
Türban sorunu halledilmediki,
Enflasyon indi gene ezildik,
Plastik kartlarla ödedik bileklerimiz çizildi,
Hak mefhumu hiç sayıldı geçildi,
Vatan sağ olsun ama beyler,
Görün artık bunları dinsin akan kan,
Esnaf kan ağlıyor marketler şen,
Zaman gelir ters döner bu devran,
Bir günde güler elbet ağlayan,
Kul hakkı ahrette bahşişimiz olsun,
Bunu siz tercih ettiniz,
Aklınızı başınıza alın, sizi Allah korusun.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:16 PM
Kul Hakkı(2)

Yüzde ikiyüzkırk faiz alınıyorsa,
Hergün birşeyler zamlanıyorsa,
Siyasiler cenneti anlatıyorsa,
Kul hakkını neden unutuyorsun

Seçimlerde sütten çıkmış ak kaşık,
İktidarda yolsuzlukla barışık,
Bazıları avantaya alışık,
Kul hakkı yokmuydu sevgilil başkan,
Yolsuz yolcu vatandaş ağlıyor kan.

Samimi ol canımı ye arkadaş,
Türban dedin sonra geri çekildin,
Fakir fukara garip guraba laf laf,
Damardan girdiniz beslenin saf saf

Kul hakkı nasıl verilecek, günah.
Yeter artık adam olun adam, bu işleri bırak
Takiye benim işim diyorsan;
Eh canın sağ olsun ama,
Kul hakkı ne olacak paşa.

Bırak bu işleri artık yeme bizi,
Çıkarırız biz de sesimizi...

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:16 PM
Kurallarımız

Karanlık hayatın labirentlerinde maden işçisiyiz,
Her birimizin yolları farklı, platform aynı
Havasız tünellerde ışık yok,
Uzayan koridorlar karanlık, siyah,
Kulaklarımda adım sesleri, tempolu.
Gündüzler karanlık, burası tozlu
Kurulmuş robotlar aşağı yukarı gider gelir,
Çıkış kapılarında bir müddet dinlenilir.
Çalışmalar tekrar edilir durur,
Karanlık kimi zaman da içe vurur.
Karanlık hayatın labirentlerinde maden işçisiyiz,
Desek de yarin gerdanında inci tanesiyiz,
Havasız tünellerde gider geliriz.
Toz duman kısıldı çıkmaz sesimiz,
Nefesler soğuk, insanlar isimsiz,
Kurallar kesin, emirleri verenler erdemsiz.
Soru sorulmaz burada, ihtiyaç bildirilmez,
Kurallara uyulur, asla eleştirilmez.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:16 PM
Kurban Olsun Size

'Yeni yılda yüzde otuz tenzilat
kurban olsun size.' Yazıyordu
bir ayakkabı mağazasının afişinde,
İstiklal Caddesi'nde.

Bayramın birinci günü geldi,
akşamı da yılbaşı,
bunun tekrarı
altmış beş sene sonra olacaktı.

Kurbanlar seçildi,
Beykoz çayırında
Çankırıl'lı uzun bıyıklı hayvan taciri;
'-Çıra gibi eti var bu hayvanın abi.' dedi.
Ayrıca dediğine göre onun hayvanlarının
arka sırt kısmı da zayıf değildi.

Kars sığırlarının arka kısmı zayıf ve
bacaklarıda kısa ve inceydi.
Gerdanları etli,
derisi kuzguni renkliydi.

Bir de dillerde dolaşan;
Kapak atmış mı, atmamış mı?
Muhabbeti vardı.
İspatı için sığırın iki dudağında tutup
açıyorlardı.
Ön iki diş büyük ise bu iş tamamdı.

Bir sığır taciri de satılmayan tek kalmış
yere oturmuş hayvanına;
'-Şerefsiz daha saılmadın.' dedi.
Sığıra olan samimiyetinden mi
yoksa sinirlendiğinden mi?
Çözemedim bu ikilemi.

Kurbanlar kesildi,
kavurma geçte olsa geldi,
Bir yılbaşı hediyeli Kurban bayramı da
böylelikle sona erdi.

Kurban parası, çoban parası,
rampa parası, nakliye parası,
tuz parası, kesim parası, taksi parası.
En sonunda cepte kaldı
yanında bir litrelik gazoz hediyeli
Üç şişe ikibuçuk litrelik kola parası.
(Kavurma kola ile iyi gider.)

Beykoz'lu Berber Mehmet Abi dedi ki bana;
(Arefe günü traş oldum ona.)
'-Sıhhat ve para,hava ve su gibidir,
ikisi de gerekli bir insana.'

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:16 PM
Kurtalan Expresi

Orta yaşlı bir bayan Kars'a gidecekti,
Ankara'dan trene bindi.
Trenin kalkmasına yakın,
Temiz giyimli bir adam yanına oturdu,
bayan siz nereye gidiyorsunuz dedi, sordu.
O da gideceği yeri söyledi.
Temiz giyimli adam:
-'Teknolojiye bak be ben de İstanbul'a gidiyorum'
Dedi.
Adam yanlış trene binmişti anlaşılan,
bayanın ikazı ile olayı anladı,
Hayırlı yolculuklar dileyip,
Toparlanıp, trenden atladı.
bayan ise gülüp, başını salladı.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:16 PM
Kurtar Bizi Efendi Baba

Kurtar bizi Efendi Baba
Etraf manevi bataklık.
Faiz var, içki var, kul hakkı diz boyu.
Dünya nimetlerinden yararlananlar onlar,

Döşüyorlar boruyu.
Kurtar bizi Efendi Baba
Çirkinlik diz boyu.
Faiz var, kumar var, var oğlu var.

Arsızlık, uğursuzluk almış yürümüş.
Kurtar bizi Efendi Baba
Sahtekarlar türemiş.
Göz göre göre yapılır olmuş işler.

Toplum büyülenmiş,
Kurtar bizi Efendi Baba
Kalpler mühürlenmiş,
Buz gibi bir hava
Kurtar bizi Efendi Baba.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:16 PM
Kurtar Bizi Efendi Baba (2)

Kurtar Bizi Efendi Baba
Kul hakkı yeme evladım,
Kurtar Bizi Efendi Baba
Ödemelerini aksatma

Kurtar Bizi Efendi Baba
Verdiğin sözde dur, dediğini yap.
Kurtar Bizi Efendi Baba
İslamın şartlarını uygula

Kurtar Bizi Efendi Baba
Güçsüze zulüm yapma
Kurtar Bizi Efendi Baba
Tükürdüğünü yalama,

Kurtar Bizi Efendi Baba
Korkma, bakarak konuş Kuran'a
Kurtar Bizi Efendi Baba
Sahtekarları koruma

Kurtar Bizi Efendi Baba
Yetimin malını koru, kolla
Kurtar Bizi Efendi Baba
Teslim olun yaradana.

Kurtar Bizi Efendi Baba
Umudunuzu kırmayın
Kurtar Bizi Efendi Baba
El Fatiha...

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:16 PM
Kuruyemişçi Pir-i Yaşar Abi

Kuruyemişçi, kalbimizin Pir'i,
Sapanca'lı Yaşar Abi,
Çalışır dükkanında çocuklarıyla nöbetleşe,
Bulursunuz onda devamlı bir neşe,
Kahve çeker, sigara satar, leblebi tartar,
Konuşursanız onunla neşeniz artar,
Sapanca çarşısında bir Pir,
Nöbetleşe çocuklarıyla dükkanına gelir.
Kuruyemişleri devamlı sıcaktır, tüple ısıtır,
Cami yakındır onun dükkanına ve evine,
Beş vakit cemaate karışır, sonra döner yerine.
Nasılsın Pir'im dediğimizde 'saat gibiyim' der,
Davetimizi kırmaz, bize icabet eder.
Sen çok yaşa Pir'imiz emi,
Mutlu olsun hayatının her demi,
Gülen gözlerin solmasın, yüzünde tebessüm eksik olmasın,
Kalbine de dert ve üzüntü dolmasın.
Bize dua et, ihtiyacımız çok,
Başka da söyleyecek bir şey yok.
Eyvallah.
Lokuma teşekkür ederim Pir'im çok yaşa,
(kimseye vermez ha....)
Size de verirse; 'Kıymetini bil, unutma.'

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:17 PM
Kuşluk Vakti

Rabbin sana darılmadı da,
Seni terk etmedi.
Sakinlik çöktüğü zaman geceye de,
Kuşluk vaktine yemin ederim.
Sen de razı olacaksın
İlerde Rabbin sana mutlaka verecek.
Ahiret senin için dünyadan elbette hayırlıdır.
Sen delalet ortamında bulunurken
Hidayete erdirmedi mi?
Seni yetim bulup da barındırmadı mı?
Öyle ise sen de yetime kahretme
Sen yoksulluk içinde bulunurken
Zengin etmedi mi?
Rabbinin nimetini anlat, bahset.
Öyle ise isteyiciyi azarlama.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:17 PM
Kuzguncuk

Cami kilise yan yana
Ortada çorbacı
Sinagog bir yanda
Hepsi de Kuzguncuk’ta

İbadetin yanı sıra
Gıda da almalı ara sıra
Çalışmak en büyük görev
Çalışmalı diğer zamanda

Dinlenmekte gerekli
Bu işlerin arasında
Dengeler kurulmalı
İmtihan yeri bu dünya

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:17 PM
Küçük Çimen

Ben küçücük bir çimendim
Rüzgarı çok çok severdim
Mutlu ve umut doluydum
Hep uçuk hayaller kurdum.

Birden hayatım değişti
Üstümden greyder geçti
Çimento kamyonu geldi
Artık hayat hep kederdi

Toz, çamur, gürültü hep devam etti..

Eski günler oldu bitti
Vücudumun rengi gitti
Artık kokum da hiç yoktu
Ömrüm acıyla kahroldu.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:17 PM
Küçük Esnaf

(adı üstünde)
Kırım’da doğalgaz ücretsiz,
Yunanistan’da hastane,
Suudi Arabistan’da gelir vergisi yok,
zekat verir Müslüman
malının kırkta birine,
Çin hükümeti ihracat yapan firmadan
taşıma bedeli almaz,
Türkiye’de sekiz buçuk kuruş bir litre süte
katkı devletten verilir köylüye,
orta ölçekli firmalara bankadan destek,
küçük esnafa ne var?
Estek köstek…

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:17 PM
Lacivert Hıçkırıklar (2)

Yavruağzı *******de
köpüklü denizlere karışan
lacivert hıçkırıklarım oldu.
Deniz göz yaşlarımı kabul etmese de
gecenin sessizliğinde
içimden kopup gelen tane tane
lacivert hıçkırıklar.

Söylediğin sözleri hatırlayıp ta;
Karışan sarsılan denize,
ay ışığı dayadı sırtını sırtıma,
yaslandım, yavruağzı ay ışığının sıcaklığına.
Dalgalar kıyıya vurdukça,
hıçkırıklarım gizlendi,
yalnız ben duydum,
bir de ay duydu.

Vücudumun sarsıntısı durdu,
gömdüm onları geçmişe,
lacivert inci tanelerini
bir daha görülmezcesine.
Sırdaşım oldu gece ve deniz
en güzel duygularımın simgesine.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:17 PM
Lacivert Hıçkırıklar (3)

Pembe gül yapraklarının
katmerleri arasında,
lacivert hıçkırıklarımın
damlalarını sakladım.

Geceye kırağı düştüğünde,
karıştı göz yaşlarım
ıslaklıklara ve karanlığa.
Sabaha karşı
seher yeli ile sarsıla sarsıla.

Döküldü toprağa yapraklar sıra sıra,
savruldu tekrar etrafa.
Havada kelebek oldular,
uçtular,
koyuldular uzun bir yolculuğa.

Yapraklardan bir tanesi
kondu yarin camının
kenarına.
Kokusundan tanıdı onu yar,
burnunda tüttü
gül kokusuyla.

Yar ıslattı gül yaprağını,
lacivert hıçkırıklarının damlasıyla.
Göz yaşları buluştu
pembe gül yaprağının
gül yağı kokusuyla.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:17 PM
Lacivert Ortancalar

Sabah kalktım, gün doğarken
Bahçemi, bostanımı suladım,
Birkaç salatalık,
Birkaç domates biber topladım.
Masamda, biraz tuz üzerine,
Atıştırdım ekmekle.

Ortancaları seyrettim,
Mavi, lacivert ortancalar,
Ve kırmızı domates.
Yeşil biber.
Hepsi bahçemin ürünü,
Ve ben onların acemi bahçevanıyım.
Kokulu iri güller, kırmızı, pembe.

Kapımda kadife çiçekleri,
Hepsi bahçemin çiçekleri
Ayrık otları bile benim, benim bahçemin.
Ve ben onların acemi bahçevanıyım.
Yaşım kırkaltı,
Gençliğimin baharındayım.
Bir de vişneli ekmek tatlısına hastayım.

Armut ağacına çıktım topladım,
Pazartesi elimde bir poşet armut,
Bir poşet pazar keyfi ve
Bir poşet de ekmek için yollardayım.

Bilgisayarımın tuşlarında dolaşıyorum,
Dostlarımla yan yanayım.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:17 PM
Lacivert Taçlı Gelin

Lacivert Taçlı Gelin
Kartepe beyaz şalını atmış omzuna,
Bürünmüş kalın kürk mantosuna.
Fosforlu sarı yapraklarda bitti artık
Bıraktı yerini kar fırtınasına.
Sapanca dağlarında Geyve bağlarında
Bir beyaz gelinlik,
Soğucak yaylasında.
Her sene gelin olur bu ulu tepeler,
Olurda gene yepyeni, mükemmel.
Yeşil olur, sarı olur, kararır, aklaşır,
Filiz olur, ağaç olur, koca çınarlaşır.
Her sene bu mevsimde gelin olur bu tepeler,
Baharla tekrar meyve verir yemiş ağaçları
Oksijeni sever, dağ kırlangıçları.
Sapanca'nın kalbi delen yeşili,
Ya fosforlu sarı yapraklara ne demeli?
Çikolata rengi olur kararır,
Düğün zamanı hepsi biter, aklanır.
Sapanca'da düğün var dostlar,
Seyre gelin,
Alın eliniz bir demet kartopu da
Siz derin.
Kartepe beyaz şalını atmış omzuna,
Bürünmüş kalın kürk mantosuna.
Akşam olduğunda gölün mavisi
Vurmuş tacına,
Lacivert taçlı gelin
Mor salkımlı bağın nerde?
Seni seyretmek buram buram
Çaredir her derde.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:20 PM
Lambacı

Sararan bir gün sonu
Yanan renk renk ışıklar
Karanlık içinde noktalar
Yıkılan kasırgalar üzerinde
Sorumlu yıllar var
Aklıma gelen şarkılar
Akşamların derinliklerinde
Saklıdır heceler
Yıldızlı sakin *******
Sahilde oynayan su sesleri
Hicranımı derinden saran
Bir avcı misali
Alıp giden öncesi olmayan şey
Sonsuza değin gidiyor,
Ellerim tutsak güne
Gözlerim alışıyor karanlığa
Sokak lambaları geceye mahkum
Gece de lambalara
Ben se sana...

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:20 PM
Leyla

Leyla'ya sor o bilir, yemek pişirmesini,
ortalığı toplayıp, çamaşır dürmesini.
çocukların durumu da Leyla'dan sorulur,
bizim evin düzeni Leyla ile kurulur.
Sen bizim başımızın her dem tacısın Leyla,
bu güzel yuvamızın sabır taşısın Leyla.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:20 PM
Los Angeles

Los Angeles param parça,
Lime lime Akdeniz,
Marmara da bir emsalsiz
Martılar sessiz sessiz.
Devir bir saniye rakkase,
Uzanan ellerde sade bir çiçek,
Haberlerde seyredilecek.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:20 PM
Macbeth 2

Onu Kral Duncan'ı öldürmeye iten
Karısı Leydi Macbeth di,
Kocasını kralı öldürmeye tav etti.
Dedi sen delikanlısın,
Verdiğin sözden caymazsın.
Bütün tezgahı ben kurarım,
Onları senin öldürmene hazırlarım.
Verdiğim içkilerle olurlar sarhoş,
Son darbeyi de vurursun ya hoş.
Bu kadar da cesur değilmisin?
Bu fırsat birdaha ele geçermi dersin?
Dedi Leydi Macbeth
Kandırdı kocasını,
Amacı kraliçe olmaktı belli.
Uyuttu Duncan ve hizmetçilerini,
Koyuldu planına.
Derken sessizlik bozuldu Duncan uyandı,
'Tanrı bizi korusun' diye bağırdı,
Macbeth amin diyemedi,
Çünkü amacı onu karısına öldürtmekti.
Ama biraz bekleyin şimdi okuyacağım,
Devamını sonra yazıya koyacağım.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:20 PM
Mahşere İlk Adım

Bir zafer kazanılmalıydı.
Bu zafere giden yolda gizlilik ve disiplin vardı.
28 Temmuz 1922 de Kuvvet Komutanları Akşehir’e
Futbol maçına davet edildi.
O zamanlar komuta merkezi Akşehir’di.
Büyük Komutan, Yüce Atatürk burada
Komutanların fikrini aldı,
İsmet paşa 6 Ağustosta ordularına
Savaşa hazırlık emri verdi.
Yüce Komutan Ankara’da bakanlarla anlaştı.
13 Ağustosta mühimmat sevk edilmeye başladı.
Bir yandan da halktan katkı alındı.
Cepheye toplar irili ufaklı yerleştirildi,
Tepelere numara verildi.
17 ağustosta yüce komutan Ankara’yı habersiz terk etti.
21 ağustosta Çankaya köşkünde çay daveti basına bildirildi.
Bu ufak bir savaş hilesiydi.
Önce Konya oradan da Akşehir’e otomobil ile geçti.
Afyon Şuhut kasabasındaki Helvacıoğlu Konağı
Karargahına yerleşti.
Tarih 25 ağustos her şey hazırdı
O gece balo yapılacak haberi yayıldı,
Böylece düşman yanıltıldı.
Ertesi gün Türk’ün düğünü vardı.
Baş Komutan 26 ağustosta sabaha karşı
Fevzi Paşa ve İsmet Paşa ile beraber
Kocatepe’deki yerini aldı.
Ve mahşere ilk adım atıldı.
4.30 da büyük taaruz başladı.
Düşman askeri cehenneme uyandı.
Türk askeri süngüsü ile havadan pike yaptı.
Düşmanı Allah Allah nidaları ile bozguna uğrattı.
Bundan sonra takip başladı.
Önde düşman arkada Şanlı Türk Ordusu
İzmir’e kadar takip etti,
Sonrası biliniyor,
Verilen emir büyük yerden geldi,
Yüce Komutan “Size ölmeyi emrediyorum” dedi.
“İlk hedefiniz Akdeniz’dir ileri.”
Kimseye bırakmayız biz bu güzel memleketi
Memleket içindeki insanıyla vatandır,
Vatana sahip çıkmak her vatandaş için haktır.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:20 PM
Makinist Rıza Efendi

Makinist boşluğu var bu trende belli,
ara sıra işten işe atlayıp geçti.
Rıza Efendi '-Yapılacak işler değil bunlar.' dedi,
makinist oldu, evlendi.

Çocukları oldu, sonunda
emekliye sevk edildi.
Rıza Efendi treni ileri geri gezdirdi.
Raylar üzerinde gitti geldi.

İş esnasında hep;
'-Bu günleri de görebilecek miyim? ' derdi.
Emekli oldu, işini bıraktı,
artık o çalışmayacaktı.

Rıza Efendi sabahları radyosundan
bunalım fm dinledi,
akşamları hanımının konuşmalarından
alındı, üzüldü. Gece on ikiye doğru
uykusu geldi, gözleri süzüldü.

Rıza Efendi bunalıma girdi.
dinledi, dinledi,
artık o uzun bir trendi.
Sabah akşam evin içinde dolaştı,
çuh çuh diye seslendi.

Garda durduğu sürelerde dinlendi.
Ara sıra da trenin içi temizlendi.
İkinci emekliliğini dört gözle bekledi.

Hanımı Şaziye postacı ile ona
bir mektup hazırladı, yolladı,
artık ikinci emekliliği de geldi.
Komşuları onu bir daha görmedi.

Rıza Efendi ikinci emekliliğini
Bakırköy'de geçirdi,
yatağından kalkmadan yattı,
ara sıra da trende oyuncak sattı.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:20 PM
Maltepe’de

Bir sen varsın sanırdım
İstanbul’da bir de ben,
Evimle işim arasında bir tren
Hep böyle mi gidecek hayat İstanbul’da
Bilemem…

Bilmek istediğimi de kim söyledi,
İşte gidip geliyor tren,
Raylar üzerinde
Ben vagonların birinde,
Ellerimi ısıtıyorum
Camın altındaki kaloriferde
Bir kış günü,
Haydarpaşa İstasyonu kuzey ikide
Yeşil plastik koltuğun üzerinde.

Pendik’e gider mi? diyor bir delikanlı
Gider gitmesine de,
Daha ileriye de gider istersen
Taa Gebze’ye.

Benim evim Maltepe’de,
Senin gideceğin yer Pendik,
Bak son durakta inecek belki de
Karşıdaki hanım teyze
Kaşları dimdik.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:20 PM
Marjinal Hayatlar

Marjinal bir hayat tarzınız varsa,
Eviniz de küçük ve darsa,
Çay sıcak olmalı çöller gibi,
Su soğuk olmalı Sibirya misali.
Ayakkabı boyalı, elbiseler ütülü olmalı,
Çiçekler vazoda güzel durmalı.
Musluklar damlamamalı,
Kapının zili güzel çalmalı.
Çamaşırlar devamlı yıkanmalı,
Ütülenmeli, katlanıp yerine koyulmalı.
Kitaplar yerinde muntazam durmalı,
Tuzluk ve biberlik eşit olmalı.
Terlikler yan yana sıralanmalı,
Marjinal bir hayat tarzınız varsa,
Ekmekler taze,
Buzdolabı devamlı dolu olmalı,
Hayatın ritmi hiç bozulmamalı,
İnsanlar gülmemeli ve ağlamamalı...

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:20 PM
Marjinalliklerimiz

Donuk iki göz bir dudak,
Burnun yan tarafında bir damla,
Yavaş yavaş aşağı doğru kaysada
Umursamaz bir eda
Sessiz duruş
Çık şey ifade eder
Az şeymi?
O damlada neler gizli
Toprağa düşen bir tohum misali
Kin açacak uzun zaman sonra,
Bekle,
Kara tohumlar toprağı delecek,
İçimden bir haykırış yükselecek
Iskaladığım zaman üzülürüm,
Önüme çıkanı deviririm
Sebepsiz savrulan yumruklar,
Donuk bakışlar,
Yavaş yavaş aşağı doğru akan yaşlar,
Marjinal hayattan parçalar

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:20 PM
Martı ve Terinos

Geciken günün yorgun ışıkları
Pencereden odaya misafir oldu,
İstenmeyen misafir miydi?
Terinos daha uyuyordu.

Dağılmış, karışmış ve aklaşmıştı saçları,
yüzü çizgi çizgi harita olmuştu.
Başı prinç topuzlu demir karyolada
sanki bir cansız varlık duruyordu.
İfadesiz bir yüz ve
soluksuz bir adam.

Yok.. Daha Terinos yaşıyordu.

Keliternos'un onu terk ettiği günden beri
yavaş yavaş eriyordu.
Kış mevsiminin cansız ışıkları
yatak odasını aydınlattı,
camın kenarına bir beyaz martı kondu.
Gölgesi odaya vurdu.
Terinos uyudu uyudu.

Kalktı,
şişkin gözlerle yüzüne su vurdu.
Odaya döndüğünde martının gölgesi ile karşılaştı.
Birden gölge yok oldu.
Pencereden Kos adası gözüküyordu.

Pantolonunu ayaklarına geçirdi,
Komidinin üzerinden sigara ve çakmağını aldı,
Yassı sigaradan bir dal yaktı.
Gömleğini giydi,
çorapları kokuyordu.

Bi gün daha idare eder dedi içinden.
Bir daha hatırladı eski karısını,
Keliternos bu çorabı ona giydirmezdi,
o bir temizlik hastasıydı.

Duvardaki eski resimlerine baktı,
baktı.
kemerini de beline taktı,
yorgun bedenini tekrar yatağa bıraktı.

Kalktığında güneş Kos adasının üstüne gelmişti yine
Güneşin sıcak kırmızı renkli soğuk ışıkları arasında,
Martının gölgesi bir ara gözüktü,
Terinos ikinci günün uykusuna daldı.

Dışardan piyano sesleri geliyordu,
tiz, bas, do majör, bemol
hazan mevsiminde yalnızlık ne zor,
gel sen onu bir de Terinos'a sor
zavallı ihtiyar, hımbıl mahluk, sevimli adam.
onun için hayat bundan sonra daha da zor.

Kapı çaldı,
yorgun beden uyandı,
kapıya doğru yol aldı
açtı
karşısında Keliternos
elinde bavulu ile duruyordu.
Eşarbının arasından güneş ışıkları koridora süzülüyordu,
şans yeniden Terinos'a bir defa daha gülüyordu...

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:21 PM
Martılar Kanat Sallar

Siyah mantolu,
pembe atkılı,
kitap okuyan kadın
ve
şiir yazan
beyaz saçlı adam
ve
motoru kullanan kaptan.

Gökyüzü kavuniçi karanlık.
Deniz;
Oltaya takılmış istavrit telaşında,
neon ışıkların yansıdığı
renk cümbüşü.

İşten dönen insanlar,
martılar kanat sallar.
Yolcuları
sevdiklerine uğurlar.
Motor iskelesinde
hep laciverttir
telaşlı akşamlar.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:21 PM
Masum Çocuklar

Henüz onüç, ondört yaşlarında,
Suçsuz çocuklar onlar,
Mitinglerde önde,
Kapkaç yaptıklarında mahkemelerden bırakılırlar
Genelde masum çocuklar sapan kullanırlar,
Polis abilerini hedef yaparlar,
Türk çocuklarıdır bunlar masum kimi,
Arkasındaki kuklacılar vatan haini,
Eskiden akranları tarihte askere un taşıdı sırtında,
Kimileri de aileleri için ayakkabı boyadı gençlik parkında.
Kimi akranları sokaklarda tiner çekti,
Öbürleri de Amerika'da kolejlere gidecekti.
En kötü durum neydi;
Mitinglerde öne sürülmeleriydi.
Masum çocukları öne sürenler yazık size,
Yakışırmı bunlar Türk ailesine.
Baktığınızda dünya penceresine,
Güleriz ağlanacak halimize.
Hiç yakıştıramıyorum bunları kendimize,
Savaşçı, mert Türk evlatlarıyız biz,
Kalleşlik neyimize....

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:21 PM
Masum Şarkıcılar

Genç ve şık şarkıcılar yetişti,
Ablalarını, ağabeylerini süpürdü geçti,
Şarkı sözlerini psikologlar seçti.
Menejerleri türlü sınavlardan geçti.

Belli kanallar onları favori seçti,
Yirmi dakikada bir şarkı söyletti.
Karamsarlık, öfke, bezginlik temaları,
Melankolik ve sorumsuz havaları.

Uzun zaman dinleyenlere verir zarar,
Dinledikçe insanın moralini bozar.
Genç şarkıcılar kanallarda gezer tozar.
Birileri birşeylerin iğneyle kuyusunu kazar.

Böylelikle ulusal benliğimize sızar.
Dışarda onlar, içerde bunlarla uğraş,
Uğraşmadan hayat geçermi be arkadaş.
Birilerinde bir telaş, bir telaş,
Kısa ömrümüz geçiyor önümüzden yavaş yavaş.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:21 PM
Maşukiye Göl Kenarı

Sapanca'nın kirazı hoş, narı hoş, ayvası hoş
Yeşil dağlarına bakanlar olur sarhoş
Alabalık, kaşar tava, buz gibi ıslak havası
İsterseniz verirler ardından ev baklavası.

Ceviz ağaçları ormanda gürgenle evli
Kestaneleri, fındıkları mevsiminde ağacından yemeli
Ağustos sıcağında buz gibi ırmağa ne demeli?
Sapanca, maşukiyem göl kenarım

Unuttuğum güllerimsin bahçemi süsleyensin
Yaz kış açarsın buram buram tütersin gözümde
Her dem güzeldir orası yazında güzünde
Yaşandı mutluluklar ve hüzünde
Maşukiyem göl kenarım tütüyorsun gözümde.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:21 PM
Mecalim Var

Git ona git benden selam söyle selam söyle
Sibirya'da topladığı çiçekleri paketlesin
Göndersin yengesine
Ağlar gezersin sahili, uğurlarolsun nereye
Komşunu kızını aldın,
Bir sandık tenteneye.
Mecalim var
Kime kime
Sana bana
Daha kime
Bir de kömürcünün kara kedisine.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:21 PM
Medyatör

Medyatör tavrını koydu, seslendi
Haydi dostlar siz de katılın dedi.
Melike hanım bu işi sevmedi,
İstersek yazarız veya yazmayız,
Bu bizim bileceğimiz iş dedi.
Medyatör üzüldü, özür diledi.
Sıkıntı kapandı ve ertelendi.
Dostluklar dile geldi, tazelendi.
İkinci bahar aşkı yenilendi.
Grup başı olmak kolay değildi,
Dostlar güldü bu işe çok sevindi,
Dostluklar kenetlendi, perçinlendi.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:21 PM
Megalar Vizyonda

Bir bina yapalım 5250 katlı,
Bir makina yapalım iki kilometrelik,
Bir araba yapalım üçyüz tekerlekli,
Bir market yapalım içinde trenle gezilsin,
Bir silgi yapalım dört ton gelsin,
Sonuç ne olur bilirmisin
Bunları düşünürsen sen delisin,
Hatta şiir yazarsan bunlarla ilgili
Okuyanların hangisi inanırki?
Korkma, birkaç taraftar bulursun kendine,
Düşünmek bedava, size zararı ne
Teşvik edin çocuklar gibi düşünenleri,
Düşüncenin boyutları engellenmemeli.
En azından onlar olsun mega,
Vizyonlar oluşsun, gülsede bize karga
Düşler geçiyor önümden manga manga
Muharebe var beynimde kalmadı pranga

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:21 PM
Mehmet Abi Hu

Mehmet abi hu
sana bu mektubu
lokantadan
daha doymadan
garson tabağıma çorba koymadan
yazıyorum.
Abi çok acıktım,
başlamak için sabırsızlanıyorum,
kendime kuru, pilav, cacık söyledim
buyur gel abi
seni de bekliyorum.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:21 PM
Memleket Kokusu

Terinos iyi dost
o gün sabah erken kalktı,
oğluna paket hazırlayacaktı.
Badem koydu altına kolinin,

bir litrelik su şişesine zeytin doldurdu.
Beş litrelik su şişesinin üzerini kesti,
içine bahçenin küçük yeşil sarı
muzlarından birkaç hevenk yerleştirdi.

İri greyfurtlardan iki tane attı,
limon koydu, dalından koparttı.
Mandalina koydu, bol çekirdekli yeni,
aralarına badem döktü,

üzerine de bu senenin yeni mahsulü
Karahan otlarından birkaç demet yerleştirdi,
üzeri mor çiçekli.
Öksürüğe iyi gelirdi
Timenos küçükken çok içti.

Ve paketi bantla yapıştırdı,
kargoya verdi.
Terinos oğluna gönderdi.
Şark hizmeti yapan doktor evladına
bir koli memleket kokusu derledi.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:21 PM
Memur Çocuğu

Diyarbakır'ın Ofis semtinde geçti çocukluğum,
O zamanlar bir polis çocuğuyum, yoksulum
Ev sahibimiz üst katta otururdu,
Oturduğumuz ev iki katlı, üstü çatısızdı,
Sıcak yaz *******i balkonu su ile kaplıydı.
İki sene kaldık o evde tekrar taşındık,
Bu sefer Edirne, Uzunköprü
Kardeşim ve ben her gittiğimiz yerde arkadaş aradık,
Abime söyliyim en son Kuzguncuk'ta kaldık.
Babam vefat etti, ben evlendim,
Göztepe semtine oturdum yerleştim.
Midem ağrıyor, ilacım cebimde ezildim, örselendim
Niçin anlattım size ki bu benim derdim.
Hayatta hep arkadaşlarım çok olsun isterdim.
Bir arkadaş buldum, kendime geldim.
Oğlumu hep aynı evde büyüttüm besledim
Artık ben de doğduğum yer Malatya'yı özledim
Bu yaz fırsatım olursa gideceğim
Benim adım Hakan, bunu yazan şair esnaf bir kardeşim,
Bana hediye ettiği bu şiirini aldım, teşekkür ettim.
Ben Ako: Ona yüz misli iade ettim.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:21 PM
Menevşe Han Bir Aile

Menevşe Han bir aile ise,
Ben ailenin bir ferdiyim,
Siz kabul etmesenizde
İkinci katta 164 numaralı yerdeyim.
Varsa bir hatam özür dilerim
Senaryo hazır, oynar giderim.
Menevsehan nokta kom
Yolsuz yolcu ile benim eserim
Üzdümmü sizi bu konuda rica ederim
Amacım siteyi tanıtmak dünyaya,
Birkaç reklam alırsam ne mutlu bana
Bunun bir zararı varmı ki sana
İhtiyacı var her firmanın reklama.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:22 PM
Merhaba

İş güç,
Para.
Hepsi karavan!
Aşk,
Aşk,
Aşk.
Rabbimizin istediği.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:22 PM
Mevlana

Mevlana Allah dostu haklı,
Ehlibeyt kalbinde saklı,
Veliler padişahı,
Lale, gül, menekşe kokularından farklı.
Anlamlı cümlelerinde İslam saklı,
Nizam ve intizama meraklı,
Allah dostu, düşünür teferruatlı.

Celaleddin Rumi’de hoşgörü ışığı,
Er kişi Konya ve Anadolu mekanı,
Lahzalarda ve hafızalarda saklı anıları
Aydın bir veli, İslam serabı,
La ve lime yok her sözü Allah lafzı,
Eder Rabbi ile herkesten gizli teması,
Düşünce tarzı Kuran şirazı,
Dinin direği, Hak aşkı mizacı,
İstemez kimseye marazı,
Nihayet insanlara yol göstermek amacı,

Ruhu şad olsun başımızın tacı,
Ulular ulusu dinin sertacı,
Mevlana Celalleddin Rumi hancı,
İnsanlar yolcu, kalbinde her daim Allah (c.c) inancı.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:22 PM
Mevlana Celalettin Rumi

Dinle bak neyden nasıl hikaye etmede
ayrılıklardan şikayet etmede
(tüylerim diken diken oldu)
Aşkların en yücesi Rabbime olandır
Ben kul isem eğer,
Rabbim beni kollayandır,
Yıldızlar, ay, güneş muazzam
İsterdim şimdi dursun zaman.

Bu muazzam sistemin efendisi
Her an duyan kalbimin sesini
Mutluyum açtın kalbimin penceresini
Duyuyorum mazinin ıslak nefesini

Donuk *******den kalan fısıltısın sen,
Eski resimlerden bana bir buse gönder desem
Gönderirmisin bilmem
(İçim daraldı derin bir nefes aldım)
Aşkın ile yanıyorum her dem.
Rabbim bu ne büyük bir erdem
Sarsılmaz sana olan tutkumuz mu desem
Ansam da yorulmam seni her dem
Rabbim bu ne büyük bir erdem
Heyyy..
(Başımı kestim,
Sağ elimi göğsüme gerdim,
Azıcık da öne eğildim,
Gözlerimi dinlendirdim)
Rabbim beni anlamanı istedim....)
Dinle bak neyden nasıl hikaye etmede
ayrılıklardan şikayet etmede

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:22 PM
Mevlana Resmi

Resmin üst sol köşesine baktığınızda Mevlana'yı anımsayacaksınız
Altındaki yazıyı okuduğunuzda kalbiniz burkulacak;
-'Dinle bak neyden nasıl hikaye etmede,
Ayrılıklardan şikayet etmede.'
Tefekküre daldığınızda ağlayacaksınız
Maksadım ağlatmak değil inanın
Gönlünüzü o büyük zata dolayısıyla Allaha bağlayacaksınız.
Eline sağlık ressam Engin,
Kalbindekileri bize akıttığın için.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:22 PM
Mi Kiyamo Ako

Kom ti ki yamo?
Mi ki ya mo Ako.
Hav ar yu duing,
We ar uyuyoring.

Morning morning
Nasıl veyk ap arım?
Yavaş yavaş may şopa akarım.
Lap topumu açıp,
İki meil atarım.

Kim tutar seni Ako
İki saatlik yol Monoko, Portoriko
Kom ti kiyamo?
Mi kiyamo Ako.

Hav ar yu duing?
We ar uyuyoring.

Ti bırak bana firendim,
Artsın biraz tirendim.
Hah gelmiş may meillerim,
Riding yapıp mutlu olurum,
Saat 18 of olur kaybolurum.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:22 PM
Mor Menekşe

Sis perdesi ardında,
dev bir menekşe
Boğaz'da,
mor ve ortası sarı,

yanında beyaz
şehir hatları.
Sancak yaprağa
değdi değecek,

gün soldu
lacivert geceye;
Yerini
terk edecek.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:22 PM
Motorda

Sıcak çay demli çay
çay alan var mı çay?
Çay tost çay
çaylar
çay çay,
çaylar beş yüz
çay alan var mı çay?
Sıcak çay, demli çay.

Tabak, kaşık.bardak sesleri,
garson tekrarlar aynı sözleri.
Çay çay,
çay alan var mı çay?
Sıcak çay, demli çay.

Ayaz bir şubat sabahında,
soğuk denizin üstünde,
motorun dalgalarla arkadaşlığı devam etti,
garson tekrarladı aynı sözleri;

Çay çay,
çay alan var mı çay,
sıcak çay, demli çay.

Motor iskeleye burundan yanaştı,
çaycı boş bardaklarla suyla oynaştı,
Şıkır şıkır şıkır,
Şıkır da şıkır.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:22 PM
Mr. Dr. computer

Fundamantalist bilgisayarcı,
Alnı açık maceracı,
Tuttuğunu koparır mizacı,

İş hanımızın hızlı bilgisayarcısısın sen,
Hanımızı terk etsen de kalbimizden çıkmazsın ebediyen,
Devam etmeli menevsehan.com kanalı,
Aldı diplomayı, bitti tahsil serencamı,

Laptopunda bilgileri, kafasındadır Aslı,
Gider askere uygun adımla nazlı nazlı,
Issız elektrikçiler altıncı katında parlayan lazer ışık,
Çalışkandır yolsuzyolcu, hem de çok şık.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:22 PM
Msn

Penguenin ağzından balık kaçtı gitti,
Penguen ağladı.
Mendili ile gözyaşını sildi.
Msn de defalarca seyredildi.
Gitarcı kızdı, gitarını parçaladı.
Bu kadar sinirlenecek ne vardı
Bir çocuk dondurmasını düşürdü ağladı.
Aynı çocuk daha sonra
Rep yaptı, dans etti, oynadı.
Kazım Abi bana mail yolladı.
Medyatör dikkat etti, karizmayı kolladı.
İkincibahar bütün siteleri solladı
İki kişi çıkarttı, olayı altmışaltıya bağladı.
Ayşegül Hanım doğum gününde ağladı
Mehtap Hanım karaları bağladı.
Ako'nun bilgisayarı bozuldu, bir müddet katılmadı,
Don Kişot miğferine kontroplak bağladı
Hasan Basri Bey şaka maka sigarayı bıraktı,
Gerçekler hayal otellerinde konakladı.
Kimileri hayalleri gerçek sandı,
Günler, mevsimler, aylar, yıllar
Bir birini kovaladı.
Ve kovalamaca devam ediyor,
Edecek.
Etmeli.
-Etmemelimi? ..
-Bilmemki,
Bunun cevabı sizde belli ki.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:22 PM
Mursiye

Hâcip Abdurrahman bin Tahir onu kurdu,
Endülüs'te bağımsız müslüman emirlik oldu,
Bir an Murabıt yönetimi altına girdi,bir müddet durdu.
Ebu Cafer Bin Hud ayaklanması ile bağımsızlığını korudu.

Daha sonra Valencia ile birleşti,
Muvahhidlerin egemenliğini tanısa bile
Özerk yönetim yapısını korudu.
Bütün bu hadiseler 1063 te başladı, 1243 te son buldu.
Kastilya kuvvetlerine teslim oldu,
Böylelikle Mursiye Devleti son buldu.
İslam ayakta duruyor,
Acemler Amerika'ya salvo vuruyor.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:23 PM
Musahipzade Celal

O aslında bir derin yazardı,
Değişmekte olan Türk toplumunun olumsuz yönlerine kızardı
Bunları eleştiren tiyatro eserleri yazardı.

Babıali Tercüme Odası'nda çalışırken,
Bir yandan da Hukuk Mektebi'ne devam etti.
Daha sonra devlet memurluklarında işe girdi.
1923'de emekli oldu, Evkaf Müzesi'ne kuruldu.
Son dönemlerde'de İstanbul Şehir Tiyatrosu kitaplığını korudu
13 Şubat 1952'de kırkıncı sanat yılı jübilesi yapıldı,
Moliere piyesini incelemiş, sahne teknikleriyle ilgilenmiştir.
Bu dönemde Köprülüler, İstanbul Efendisi gibioyunlar yazdı
Cumhuriyetin ilk yıllarında oyunlarıyla ünü yaygınlaştı.
Aynaroz Kadısı daima hatırlandı.
Bir Kavuk Devrildi 1930-31'da Darulbedayi'de sergilendi.
Onsekiz oyunu 1936'da toplu olarak yayımlandı.
Yapıtlarında güldürü ögesine yer verdi,
Batı tiyatrosu ile orta oyununu birleştirmeye çalıştı.
Eski İstanbul Yaşantısı adlı incelemesi 1946 da yayımlandı.
Türk tiyatrosundan tam not aldı.
Hadi alkış....

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:23 PM
Mutluluğun Sırrı Yoklukta

Diktatörlük ile tek parti arasında
ne fark var?
İkisinin de başında bir kral,
Atın atın nasıl olsa
kalede halk var.

Bu ne biçim söylenti;
'Bu ülkeyi diktatör paklar.'
Bizim idaremiz demokrasi,
uyanın ey derin uykularda
rüyalara dalanlar.
Marmara'da olta ile
balık avlayanlar.


Kıt kanaat yaşayıp,
vatan sağ olsun diye bağıranlar.
Vatan da sağ olsun halk da,
Sadece süper marketlerle
banka sahipleri ayakta.

İşçi, esnaf, köylü, memur
yoğun bakımda.
Pastanın yarısı beş kişinin,
diğer yarısını da
paylaşmak için vatandaş kuyrukta.

Çağdaş toplumlarda
hep aynı sorunlar yaşanmakta,
siyasiler sokaklarda nutukda
veya televizyonlarda
oturmuşlar koltukta,
işi çözdüm;
Mutluluğun sırrı yoklukta.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:23 PM
Mutluluk

Sabah bir arkadaşım benden habersiz
Bana kürt böreği sarmış paketlemiş
Çaylar benden,
Bu ne büyük bir keyifmiş,

Bilgisayarımın sağ köşesinde msn ye
Kod ismin gelmiş
Bir tuş uzaklığında yanımda,
Mart ayında bir ofis sıcağında

Mutluluk ay ışığında
veya
Yok değil, Salacak'ta
Kızkulesi'nin karşısında.
Bir tuşun altında,
Hayatımın saçaklarında.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:23 PM
Muz Ağacı

Kırağı çalmış, ıslak kırmızı
gonca güllerim oldu bahçemde,
Acemi bahçıvanıydım güllerimin büyüdüğü
Göl tütsülü kırk metrekare dinlenme yerimin,
dumanlı olurdu sabahları
Sapanca’nın Maşukiye’min

Plajda çocuklarımla kumdan
kaleler yaptım,
kulpsuz altınlar takıldı düğünümde,
hepsi aynı boyda, aynı biçimde.

Balık tuttum yağmurda veya
uyku mahmurluğunda.
İki erkek kardeştik büyüklü küçüklü,
kaşağı hikayesi gibi, bilmem
onu okudunuz mu?

Ofis odamda,
bilgisayarımın tuşlarında
Bulabildim mi? Bilmiyorum
aradığım hayatı.
Aradığını bulamamak ne acı.

Hep muz ağaçlarım olsun istedim
küçüklükten kalma bu merakım,
Datça’da veya Arabistan’da,
Yaprakları bol, hevenk hevenk muzlu.

Sıcak yaz gününde, bir bardak
portakal suyu bol buzlu,
ister misiniz sizde?
Geliyor….Lütfen bekleyin.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:23 PM
Müminler 101

Üfürüldüğü zaman sur'a
Nesepleşme yoktur aralarında,
Ogünde ve birbirinden sorulmayacaktır,
Çünkü herkesin öyle işi varki,
Kimse kimseyi soramayacak,
Ancak Allah(c.c) için kardeş olanlar,
Dost olanlar birbirini arayacak.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:23 PM
My Love

Love of snow, love of white,
love of love, this is another love,
love of wolf, love of bird,
love of wife, love of food,
love of body without headache,
my love is love of paper and pen yet.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:23 PM
My Name Is

My Hobbit name is
Ferdirand Chubb Baggins

My Elf name is
Aerandir Oronar

My favorite name is
Rocky

My real name is
Mehmet Akif Tiryaki

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:24 PM
N ve Ş

İki adet majeskül harf iç içe,
Beraber bir nikah davetiyesinde,
Karışmış birbirine,
Aynı harflerin insanları
Seneler sonra,
İstanbul'un bir tepesinde,
Birbuçuk metrekarenin içinde,
Üzerlerinde rengarenk çiçekler,
El ele tutuşup gezecekler.
Uzaklardan bize selam gönderecekler.
Her sabah bize verilen
Sıhhatli bir vücut ve
Yirmidört saat zamana
Bakıp bakıp, imrenecekler,
'Kıymetini bilin ne olur' diyecekler.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:24 PM
Nahiv İlmi

Derin bir hoca gemi ile
İlk seyahatini ediyordu,
Kaptana: -Bunu kullanmakta
Birşeymi? Diyordu.
Yaklaştı kaptana dedi
Selamun aleyküm, yolun açık ola,
Kaptan da selam verdi dedi sağol ağa.
Üç beş sohbet derken sordu derin hoca kaptana,
Sen nahiv ilmi bilirmisin?
Kaptan o ilmi ilk duyuyordu,
Karşısında derin bir hoca duruyordu.
Yok bilmedim onu hocam hiç,
Bize öğretmezler o ilmi,
Ben bilirim haritada yön çizmesini.
Eyvah dedi hoca senin ömrünün
Yarısı boşa gitmiş.
Bu söze kaptanın canı sıkıldı,
Kalbi burkuldu,
Hoca cahilliğini yüzüne vurdu.
Hava karardı, akşam oldu,
Başladı denizin dalgası artmaya,
Bu sefer kaptan sordu derin hocaya:
-Hocam sen yüzme bilirmisin?
Derin hoca dedi yüzme hiç gerekmediki bana,
Şimdiye kadar, nereden bileyim?
Eyvah dedi kaptan:-Hocam
Senin ömrünün hepsi boşa gitmiş,
Zira parçalanırsa tekne,
Yüzme gerekebilir.
İşte o zaman anlarsın bunu.
İnsan herşeyi yapmasada bilmeli,
Bildiklerini de başkasına öğretmeli.
Kimseyi bilmediği için küçümsememeli,
Almıştı hoca dersini,
Hiç çıkarırmı birdaha sesini.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:24 PM
Ne düşünüyorsun Teri

Ne düşünüyorsun yine Teri,
Çok düşünceli görüyorum seni.
Sen çizdin ama kendine bu geleceği,
gri dumanlı masalarda yarenlerin çok idi,
artık evde Keliternos da yok idi.
Ortanca oğlun Kos'da tıb tahsili yaptı
şimdi doktormuş duydunmu
Hipokrat yemini törenine seni davet etti de
neden gitmedin hımbıl ihtiyar
görmemek için sanırım Keliternos'u
oğlun isterdi senin orada olmanı
kankan Epiktotes bile seni ikna edemedi
oğlunun diploma törenine katılmana.
Her ikindi vakti gözlerin takıldı güneşin
batışına.
Kızıllıklar kaybolurken lacivert semada
Terinos adanın ucunda,
seyretti Kos'u
hayaller kurdu,
Timenos artık diplomalı ve yeminli bir doktordu.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:25 PM
Neler Olmalı

Vatandaş haklarını bilmeli,
Nezle olan burnunu silmeli,
Özelleştirme yapılırken işçi hakları gözetilmeli,
İslamın şartını herkes öğrenmeli,
Devlet firmalar kurup, sonra özelleştirmeli,
Yöresel gıdalara önem verilmeli,
Bankaların provizyon ücretleri denetlenmeli,
Noter kaldırılmalı,
Muhtarlık vazifeleri gözden geçirilmeli,
Ev telefonlarında 'hesaplı hat' tercih edilmeli,
Üretime asker güç vermeli,
Kooperatifler işlemeli,
Halk tarafından seçilen milletvekilleri,
Parti değiştirmemeli
Gece hastaneler sigortalı hastayı tedavi etmeli,
Tatiller azaltılmalı, gerekirse kaldırılmalı,
Pazar terörüne mani olunmalı,
İş hayatında kesinti olmamalı,
Ufak esnaftan defter tutma kaldırılıp,
Götürü vergi alınmalı,
Kırtasiye ve bürokrasi azaltılmalı,
Üretime teşvik ve ödül getirilmeli,
Esnafa maliye kuponla uzun vadeli iade pay vermeli
Bu paylar günü geldiğinde vergi yerine kullanılabilmeli
İhracatçı ödüllendirilmeli,
Yurt dışına çıkışlarda iş adamlarından pul kaldırılmalı,
Türkiye kendi register' ını kurmalı,
Geliri Türkiye Cumhuriyeti'nin olmalı,
Hapishaneler fabrikaya dönüşmeli,
Gece bekçisi sistemi getirilmeli,
Bekçiler belli yerlerde kart çekmeli,
Cep telefonlarına hediye kontür gönderilmemeli.
Bunlar sadece bir öneri,
Tercih yetkililere kalmış değilmi...

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:25 PM
Nemli Bir Öpücük

Sapanca gölü uyumuş kalmış,
Kış gününde hayale dalmış,
Tepeler beyazlanmış,
Sapanca'da bir slov dans başlamış.

Hava karardığında melekler,
Sapanca Gölü'ne inecekler,
Müzik ahenk demekse eğer ortam sesli,
Tabiat bu dansa hevesli.

Devam edecek sabaha kadar bu vals,
Sabah başka bir senaryo, başka bir dans.
Sürer günlerce Sapanca'da bu türbülans.
Nemli bir öpücük duyarsınız çehrenizde,
Kapılırsınız bu büğüye istesenizde...istemesenizde..

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:25 PM
Nigar Hanım

Nigar Hanım Macar asıllı Osman Paşa'nın kızıydı
Kadıköy, yatılı fransız okulunda kaldı.
Okulda Arapça, Farsça, Almanca, Rumca ders aldı
Müzikle şiirle ilgilendi,
Yakalandığı tifüs hastalığından can verdi.
Önceleri Abdülhak Hamit ve Recaizade Ekrem'in
Sonra, Tevfik Fikret ve Cenap Şahabettin'in etkisinde kaldı,
Küçük yaşta şiir yazmaya başladı.
Fransızca şiirlerini Niyran adlı yapıtında topladı,
İlk şiirleriyle bazı anı yazılarını Efsus adıyla yayımladı,
Nigar Hanım Osmanlı gibi giyindi, Osmanlı gibi yaşadı,
Bilenler onu beyaz şapkası ve transparan peçesiyle anımsadı
Daha sonra eserleri oğlu tarafından Nigar Binti Osman
Hayatımın Hikayesi adlı eseriyle yayımladı,
Tarihten bir Nigar'da böyle anımsandı,
Ellialtı yaşında hayata gözlerini kapadı.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:25 PM
Nihavent Makamı

Dil-i mahzun diye
Gülşen-i bülbül susmuş,
Bir bad-ı sabah gibi
Mahbûbun yüzü solmuş
Navefa bir sevgilinin uğruna
Binlerce mah yüzlü maşuklar
Harap olmuş...

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:25 PM
O Bir Hiç

O bir hiç,
Hiç konuşmuyor,
O bir hiç,
Hiç bakmıyor,
O bir hiç,
Hiç gülmüyor,
O bir hiç,
Hiç ağlamıyor,
O bir hiç,
Hiç bir şeyi belli etmiyor.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:25 PM
O Ki Kim Mi Arkadaşım

O ki,
nihavendi severdi, şiirlerinde;
Ay ışığına inat, ışıksız,
loş yerlerde gezerdi.

Tüllenirdi gönlünde sevgi, özlemleri;
Islak bir hanımeli,
erguvan kokulu up uzun asma bahçeleri,
kimsesiz sokakları,
iklimin hazanını,
mutluluğun ılık nefesini ve aşkın en yücesini.

Li olmalıydı bir şeyler li;
İnişli, çıkışlı, aşklı, sevgi li.
Atila Işık 'a ithafen;

14 ekim 2006
(Gerçek doğum gününden 2 gün evvel)

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:25 PM
O Kişi

Beklemeyi seven bir adam tanıdım
Baktı bana,
Beklemeyi seven bir adam tanıdım,
Baktı yere,
Beklemeyi seven bir adam tanıdım,
Daldı masmavi gökyüzünün derinliklerine,
Beklemeyi seven bir adam tanıdım,
Bekliyor.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:25 PM
O Sekar Ki

Sekar nedir bilir misin?
Nereden bileceksin! (1)
Sekar cehennemde ateş kuyusu,
insanı tenine kadar eriten bir kuyu,
onunla da kalmayıp,
tekrar eski haline çeviren ve
bu işi tekrar eden.(2)

Vay! vay! vay! vay! ...
Vay ki vay!

Anlayamıyoruz biz bunu.
Bir hafta, bir ay, bir yıl düşünmek gerekli.
Ne gibi olaylar var gelecekte?
Ama bu günkü yaptıklarımızla
bunu önlemek elimizde,
biraz da irade.

Bu bir öğüttür kurandan,
buna şahittir ay, dönüp giden gece,
ağaran sabah vakti,(3)
o sekar ki belanın en müthişi.(4)

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:25 PM
Of Of

Yok yok diyorsun bitti bu iş
Buraya kadarmış
Herşeyin bittiği gibi
Gözlerin hiç öyle söylemiyor kaçak mahkumlar gibi
Yüzüme bakamıyorlar
Bir sonbaharda tanımıştım seni
Ne tesadüf mevsim gene sonbahar
Havada pus ve kara bir duman var
Beni ise ne bir arayan ne bir soran var
Şehrin arka sokaklarına döndü
Ömrümün son dönemleri
Artık istesemde olamam bir serseri
Kimsesizliklere alıştım
Kim mutlu edecekmiş beni
Yıllar sildi hercail esintilerimi
Kalın duvarlardaki sakin taşlarla arkadaş oldum
Biliyormusun geçenlerde ne dedi
Unut be arkadaş
Birşey düşünme benim gibi
Zerzavat mı satsam sokak sokak
Benim sonum ne olacak
Hiç bir şeye üzülmüyorumda
Benim yerimi de bir gün biri dolduracak
Darcık yollar mahalle araları
Havuzlu villalarda kimler oturacak
Acaba onlarında sonları ne olacak
İstanbul sokakları hiç boşalmayacak
Kediler, kargalar, martılar
Birde hıyar satan zerzavatçılar.
Cadde kenarında ayakta ölecek çınarlar
Bunu böyle bilsin insanlar.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:25 PM
Okuduğum Gazete

Türkiye'de enflasyon yüzde yedi,
Bu gün okuduğum gazeteye yüzde yirmi zam geldi,
Canım sıkıldı,
Onu da artık okumayacağım,
Fiyatına değil,
Yüzde yirmiden.
Zaten bir yazarı takip ediyordum,
Onu da internetten izlerim,
Bu kafayla gidin, Allah selamet versin.
Gazete okuma alışkanlığı kitaba geçsin.
İsteyen istediğini seçsin.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:25 PM
Olimpos

Dingin ve huzur içinde bir dere,
Dereden geçtik denize,
Sahilde hışır hışır dalga sesleri,
Gönlümüz denizde.
Tepedeki evde yaşıyor bir hanım,
Yeni bir hayat kurmuş keser ve testereyle,
Misafir etti evinde bir gece
Makinasını da satmıştı arkadaşı
Çekeceğime yaşıyorum dedi doğayı
Ayaklı kütüphaneydi eskiden,
Çakıl taşı topladı sahilden cebine,
Burada dalgalar karaya vuruyor dedi,
Bu dalgaları biri seyretmeliydi.
Beş gün marketlere gelmezse erzak,
Şehirde oturanın hali ne olacak
Bahçe duvarları bile onları koruyamayacak.
İnsanlar artık köylere ev kuracak.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:25 PM
Oluk Oluk Akıyor Hayat

Oluk oluk akıyor hayat önümden,
Bense bir kır kahvesinde,
Tahta bir iskemlenin tepesinde
Dalmış gözlerim
Iğıl ığıl akan derenin
Geldim, gidiyorum dercesine
Mırıldanan hazin nağmesine.
Hastayım serin yaz gecesine,
Yıldızlı bir gökyüzü ve
Ağustos böcekleri ile çekirge sesine
Özlemek istiyorum seni,
Benim ol dercesine,
Kilit bence o bir kelime,
Yüce duyguların en güzel ifadesine
Kulaklarım nöbet bekliyor kapılarda,
Parolayı bilmeyenleri affetmezcesine,
Yağmurlar yağıyor yanaklarıma,
Islanan yerlerimi üşütürcesine,
Oluk oluk akıyor hayat önümden,
Bense bir kırık iskemlede,
Ha düştüm, ha düşeceğim anı bekliyorum,
Hayatın içine.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:26 PM
On Bir Ay Çiçekleri

On bir ay açan
Güzel mor çiçeklerin,
Yaprak yaprak çoğaldılar,
Boy attılar, uzadılar.
Bakalım on bir ay açacaklarmı?
Yüzümü kara çıkartmayın,
Siz başkasınız.
Mor yazmalı yeşil atkılı
On bir ay çiçekleri.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:26 PM
One Moment Give Me Please

Sümela Manastırı Trabzon'da uyur,
Nemrut Dağı Adıyaman'da bulunur,
Armutlu Kaplıcaları her derde deva olur,
Semazenler dönerler Konya'da,
Allah'ın sevgili kulları şifa bulur, uzun yaşar Datça'da
Emir Sultan, Yeşil Türbe Bursa'da,
Safranbolu Kastamonu'nun ilçesi,
Şeyh Şaban-ı Veli ilin bekçisi.
Damla Mağarası Alanya'nın incisi,
Truva Atı Çanakkale'nin gözdesi,
Pamukkale Denizli'nin ilçesi,
Sinop'ta vardı eskiden cezaevi,
İstanbul'un süsü Kızkulesi,
Meşhurdur onun yedi tepesi,
Güzeldir İzmir'in Narlıdere Kadifekale'si.
Ankara'da vardır Hacettepe Tıp Fakültesi.
Malatya'nın kayısı meyvesi meşhurdur,
Maraşın dondurması ağız dondurur,
Kuş Cenneti Manyas Balıkesir'de durur,
Benim gönlüm Sapanca'da huzur bulur.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:26 PM
Onlar Ne İşe Yarar

Kalp kalbe bakar,
duyguların transferi başlar.
Birbirini anlar onlar.
O zaman gözler ne işe yarar?

...........
Veya söylenmedik
güzel sözler.
Şiirler, şarkılar, resimler..
.......
Ha söylermisin bana;
....
Onlar ne için?
Onlar ne için?

Duygularını tarif edemedikten sonra
toprağın altında sessizce yatan
paha biçilmez gömüler
veya
açmayan gonca
veya
dumanı tütmeyen bir baca....
.......
İnsanız ne de olsa.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:26 PM
Oy Oy Türkiye

Oy oy diyor, ihtiyar anam, bacım,
Oy oy diyor, yaşlı genç politikacım,
Oy oy diyor, türkücüm,
Oy oy diyor, aile reisim,

Oy oy diyor, esnafım, köylüm,
Memurum, işçim,
Oy oy diyor sabah sporunda
Türk askerim, Türk gücüm,

Sen çok yaşa Türkiye'm,
Sen çok yaşa güzel ülkem,
Dalgalansın
Ay yıldızlı ve de nazlı bayrağım,
Kan ile alınmıştır, karış karış toprağım

Ben onu masalarda
Bir imza ile satana şaşarım.
Yurduma yan gözle bakanı
Hiç çekinmem
Çiviyle duvara çakarım.

Ben bir Türk'üm,
Osmanlı Alemdar'ın torunuyum,
Galata köprüsünde işgalci düşmanın
Çizmesini çıkaramayıp,
bacağını kesip alan
Bir neslin oğluyum.
Türküm, doğruyum, çalışkanım, onurluyum.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:26 PM
Öğrenemediğim Sevgi

Öğrenemediklerim,
Sevmek,
Özlemek.
Öğrendiklerim mi?
Kelebeğin kısa ömrü,
Bir şiir defteri,
Belli değil şairi söyleyeni
Bir zaman tüneli
Ahşap bir ev yokuşun başında
Pencereleri tenteneli perdeli,
Cumbalı,
Tavanları kuş resimli
Bardakların üstü nakışlı işlemeli,
Merdivenler ahşap,
Giriş mermer döşemeli,
Birileri birilerini sevmeli,
Sevgi
İnsanın eseri, aktör sensin,
Sevgisiz hayat bir trajedi bilirmisin
Topal filozof ne dedi dersin:
Seveceksen toprak bir vazo sev,
Kırılırsa üzülmezsin.
Arkadaş sende inanma bu topal filozofa kanma,
Bak kollarını açmış bekliyor seni koca Mevlana...

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:26 PM
Ömrüm Geçti Yürüye Yürüye

Zindan diyordu kimisi
kimisi de mapushane,
benim ömrüm geçti
kahve ile soğuk dilimlenmiş
tatlı kavun lezzetinde,
İstanbul'un serin ikliminde.

Rüzgar ağaç yapraklarındaki
yağmur sularını dökerken yerlere,
ceketimin düğmeleri ilikli
ve ben
gezdim sahili.

Yağmur bulutların arasında gizli,
telgrafın tellerimi kaldı
kuşlar konsun.
İstanbul'a kış geldi,
sobalarmı kaldı ki kurulsun.

Sandallar kıyıda sallana dursun,
ben gidiyorum evime
ellerim cebimde.
Yürüyerek gitmek istedim de
yürüyorum.
Şarkı söyleyeceğim çalkalanan denize
alişimin kaşları kara
şarkısı gün akşama dönerken söylenir
bilirim.
Onu söylemeyeceğim.
Bir ilkbahar sabahı desem o da olmaz
güneş batmak üzere
hafif de rüzgar var.
Ağlar gezerim sahili desem;
Ağlanacak ne var?
En iyisi 'hava ayazmı ayaz' diyeceğim.
İstanbul'un ayazı da ayazmı be
siz Isparta'nın ayazını görün
kulakları çatlatır,
güle kokusunu katan ayazlar.

Hiç bir şey boşuna değil.
Hatta hiç bir şey.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:26 PM
Ördek

Ve Allah(c.c) ördeği yarattı
Hep düşündüm neden diye
Daldım gittim ileriye,
Sazlıklar arasında
Bir göl manzarasında
Kadife beyazı
Ördekler havalandı
Serin bir akşam alacasında
Sesleri hala kulaklarımda
Anlamını düşünüyorum da...

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:26 PM
Özledim

Yedi metre zincir kırdım geliyorum,
Bir soğan kır,
Yanında da ufak zeytin isterim,
Özledim.

Tek sevdiğim yemek erişteli yeşil mercimek çorbası,
Birde yanında yumurtalı hamsi tavası.

Yedi metre zincir kırdım geliyorum,
Bir soğan kır,
Yanında da ufak zeytin isterim,
Özledim.

Sakın çok şey istediğimi söyleme,
Birde; -'Sen ne adamsın be' deme.
İşte böyleyim işine gelirse.
Birde oksijen uçuğuyum,

Yedi metre zincir kırdım geliyorum,
Bir soğan kır,
Yanında da ufak zeytin isterim,
Özledim.

Renkleri, süsleri, nefesleri.
Akşam serinliğini,
Öğlen sıcağını,
Yosun kokusunu, aşkın dokusunu
özledim.

Yedi metre zincir kırdım geliyorum,
Bir soğan kır,
Yanında da ufak zeytin isterim,
Özledim.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:26 PM
Pak Çeşme

Bir gece Efendi Baba
Muazzeb(azab içinde) sabahladı.
Ertesi gün hanımına sordu;
'-Dün gece biz ne yedik, ne içtik? '

'-Kasaptan et almıştım onu pişirdim.' dedi
Hanife valide.

Bunun üzerine Efendi Baba araştırmaya başladı.
O zamanın Eminönü müftüsünü çağırdı.
Ali Yekta Efendi Emin Saraç'ın kayınpederi.
Diğeri müsevvidi(katibi) Ömer Nasuhi Bilmen Efendi
Beraber kapının önüne fayton geldi.

Efendi Baba'nın evi;
İsmet Garibullah tekkesi.
Derhal mezbahaya beraber gittiler.
Bir de ne görsünler:

Bir tarafta domuzlar kesiliyor, bir tarafta sığırlar.
Arnavut kasaplar, hayvanları
Yatırıp yatırıp, küfürle kesiyorlar.

Bir daha o eve on sene kasap eti girmedi,
Ancak bahçede kesilen kurbanlardan
Bir parçası eve girerdi.

Ara sıra da Efendi Baba sofradan
Bir tabak en leziz yemeği kaldırtırdı.
Misafire ikram için.
Zırrr kapı çalar,
O yemek gelenlere çıkarılır verilirdi.

Hoş geldiniz, sefa getirdiniz,
Bu sizin nasibinizmiş denirdi.
Ne güzel günlermiş o günler değil mi?

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:26 PM
Papatyalar Avuçlarımda

Toprak aynı toprak,
Dere akıyordu ve hava soğuktu,
Dere kenarında yeşillikler vardı,
Hava üşütüyordu.
Güneş parladı, ortam ısındı,
Aynı dere akıyor, seside aynı,
Toprak bir koku yaydı,
Isınan hava ile bitkilerin kokusu yayıldı.
Ortama ılık bir tütsü doldu,
Öğlene doğru içimiz ısındı.
Nane kokulu bir yere uzandım,
Yüzükoyun yattım,
Burnum toprağa değdi, yanaklarımın kenarında,
Naneler yetişmişti.
Güneş ısıttı, ısıttı, etrafa ılık bir hoşluk esti,
Mentol kokusu burnumdan geldi geçti.
Kelebekler uçuştu,
Ortam sarhoştu ve ben bu ortamda,
Yuvarlanıyorum çimenlerin koynunda,
Papatyalar avuçlarımda,
Sen neredesin...
Kulaklarım çınlıyor, sesiz ortam.
İsterdim hiç bitmesin bu plan ve muntazam.
Önümden damla damla geçsin bitmeden zaman,
Unutmak istemezdim bu anı, gel zaman, git zaman,
Silinmedi papatyalar aklımdan.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:26 PM
Papatyaların Saçını Tarıyordun

Çiçekçide gördüm seni,
Çiçek alıyordun,
Sanki papatyaların
Saçını tarıyordun,

Uzaktan seyrettim seni,
Doğum günümdü bu gün,
Papatyaları tek tek
Bukete koyduruyordun.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:26 PM
Paşa Elveda

Paşa elveda; kokumu kodlamıştın aklına
-Artık zamanımı geldi ayrılığın?
Şimdi kulübende ufak bir kedi
-Ah Paşa yapılırmıydı bu bana?
En güzel günler hani, yakında.
Laleler solmadı ki daha
Veda etmeden gitmek varmıydı.
Eskiden sen yoktun gene yoksun.
Daha doyamamıştık ki sana
Ah Paşa elveda, elveda.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:26 PM
Pazar Parası (Hangi Semtte mi?)

Dokuz yaşındayım bu gün
kırk bir sene sonra
Pazar parası;
Hesabın kolayı sene bin dokuz yüz altmış altı.
Babamın anneme bıraktığı para ile
Benim hanımıma bıraktığımın aynısı

Yirmi lira
Bir haftalık
Sebze,
meyve parası

Sebzeler bir, meyveler iki lira
Pazar dönüşü
Sebze suyu ziyafeti var
Evimizin mutfağında

Geçen hafta
Üç kilosu bir buçuk liraya aldığımız
Beyaz turpun bir kısmı
Henüz bitmedi, buzdolabında.

Havuç, beyaz turp, kara lahana,
Yarısı çürük veya ufak sulu limonların
Torbası akşam Pazarında beş yüz lira

İnanın bu muhabbetin tamamı
On dokuza ha şaşırma
Bir lira da çantanızda kalsın
İki ekmekle bir ucuz gazete alınır ya

Hangi semtte mi?
Maltepe, Başıbüyük semti’nin
Pazar Pazarında.
Ne alırsan bir liraya sebze,
Ne alırsan iki liraya meyve.
Sağlığa faydalıdır
Bir kayık tabağı elma sirkeli ve nar ekşili,
cevizli karışık salata.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:26 PM
Pembe Gülümün Üç Çiçeği

Pembe Gülümün Üç Çiçeği

Neden mi seviyorum bakın
o kadar çok şu renkleri;

Türk kahvesinin rengi;
Kahve,
Çıplak bastığım çimenin ki;
Yeşil,
Ve güneşin rengi;
Sarı.

Sıcak bir yaz gününde
Tiryaki’nin keyfi;
Kahvenin yanında bir bardak
Kartepe suyu ve
bir dal pembe gülümün
henüz açmamış gonca üç çiçeği,

Sapanca Gölü’nün dumanı kaplamış
duvarsız bahçeyi.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:27 PM
Pes Artık

Pes, pes artık
Birşeycik demiyorum,
Mazide kaldı aşkımız biliyorum,
Derman semadan gelecek bekliyorum,
Sana ömür boyu mutluluk diliyorum.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:27 PM
Piknik

Terinos bu Pazar
Hanımı ile beraber piknik yaptı
Bir ağacın gölgesine yattı horladı.
Köfte dumanı ile uyandı

Keliternos mangalı yakıp
Köfte kızarttı
Çayı da piknik tüpte demledi.
Terinos köfte yedi,

Üzerine üç bardak çay içti,
Tekrar ağacın gölgesine uzandı,
Horul horul horladı.
Akşam oldu, evlerine döndüler,

Terinos bu Pazar piknikte
Üzerinden stres attı
Ufak tüpte demlenen tavşan kanı çaydan
Üç bardak içti,
ağacın gölgesinde kendinden geçti.

Amcası Benekliporos’u dinlemedi aksine
Köfte yedi
Kekik suyundan da hiç içmedi.
Tütün tabakasını yanından eksik etmedi.

Terinos iyi dost
Bunları yaparken çok samimiydi.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:27 PM
Pir

Otuzüçüncü pir
Pirimizin karşısına oturdu,
İki pir karşılıklı ibadete durdu.

Nazar vardı bozulacak,
Pirimiz felak, nas okuyacak.
O okudu baktı durdu,
Tamam dedim otuzüçüncü pir'e,
Evet bozuldu nazar.

Pirimizin gözleri güldü,
Masaya ılık bir tebessüm süzüldü.

İnsanlar insanları sevmedikçe,
Bu zorluklar yaşanacak daima,
Kolaylıklarda gelecek sonunda.

Bekle....Tren gelecek....
Pirimiz kaybolacak işte....
Davos neymiş,
Birkaç kar, birkaç kulube....

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:27 PM
Piyanist

O zaman zaman kendi ahına yanmıştı,
Annesi onu bir zamanlar piyanist sanmıştı.
Kara para yükseklere yayılır,
Plaza dairesi alamayanlar ayılır, bayılır.
Krediyle alanlar inim inim inler,
Bankacılar bunları nah dinler.
Doğacak çocuklar borçsuz bir dünya ister,
Ya işte geçiyor hayat böyle ne hoş,
İster inan ister inanma boş dünya boş...

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:27 PM
Polat Alemdar Vadisi

Polis,mafya, onlar, bunlar hepsi burada.
Olaylar, hünerler soğukkanlılıkta.
Lakin anlatılanlar gerçek konumda.
Arzular vatan sevgisinde odaklanmakta.
Tinerci çocuklar ortalıkta.

Alemdar hızlı delikanlı daha toy,
Lacivert ceket, gri pantolonlular kovboy,
En derin akıl hocası hoko moko
Malesef benim favorim Yaşar koko
Darvincilerin tarzı rokoko
Ağbime söyleyim:bunun sonu indiregandi
Reklamlar, filimler, artisler, tamamen hissi(para) yani.

Vadinin asıl sahibi baykuşlar,
Astlar, üstler, zamanlamayı yapanlar selama durmuşlar.
Dizi rağbetle izlenmekte, seyirci birçok,
İzmir hariç, o gece bütün sokaklarda kimseler yok.
Susturulmuş herzaman izleyici belli,
İster sohbet olsun, ister komedi,ister trajedi, veya çiftetelli.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:27 PM
Postacı Terinos

Çok haber taşıdı Terinos sırtında
Sevgililere, anneye oğlundan mektup,
Seyahat edenler arkadaşlarına kart gönderdi,
Terinos hepsini tasnif etti, yerine verdi.

Günler geçti, banka kartları çıktı,
Bankalar kart sahiplerine fatura yolladı.
İşte ondan sonra Terinos işi bıraktı.
Kart faturası alanlar Terinos'a çıkıştı.

Bu iş artık yapılmaz dedi ve işi bıraktı,
İyki bırakmıştı, o beşiktaşı tutuyordu,
Postacılar artık sarı lacivert giyiniyordu.
Ve kartları icra mektupları takip etti,
Fenerbahçe'de kupayı Galatasaray'a verdi.

Baki; '-Aziz Yıldırım geri dönecek heralde' dedi,
Öyle görünüyorki Terinos kalan ömründe rahat edecekti
Ama öyle olmadı;
Keliternos'da onu terk etti.
Artık o bir hiçti..

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:27 PM
Pro Vizyon

Kol saatinin çarkları parçalandı,
darma dağan, çarklar iç içe buhran.
Bu seslerle başladı orkestra
zayıf, üstsüz dazlak şarkıcı göründü.

Dudaklar olmasa dişler dökülürdü.
Bisikletli kasklı sporcu dağa tırmandı,
bankalar provizyon ücretlerini üçe katladı.
Kırmızı gonca gül ve yavruağzı renkli çiçek
eskiden beri iyi arkadaştı.

İzleyenler hızlı müzikle
elleri havada sallandı,
İki erkek kardeşin askere gitmesine
üç beş sene vardı.

Hava kızardı, karardı,
denizde salda bir adam tek başına
kala kaldı,
üstelik hayat kısa,
yaşam göz açıp kapayıncaya kadardı.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:27 PM
Ptt

Padişah olurmu hırsız?
İnsanlar yapar olmuş kahvaltıyı katıksız.
Jiletçiler, tinerciler sayısız.
Arabalar benzinsiz evin önünde durur
Mideler boş, vartandaş kavrulur.
Ako parayı bulur, onun da arabası garajda durur,

Tatil yerleri akdeniz plajları
Eskide kaldı ana baba diyarı.
Lahmacun, çiyköfte, acı
Eğlence sektörü anlamsız, avantacı.
Video, filim, dvd, manitacı
İzleyenler eş dost, ahbap bacı.
Zor günler kapımızda bekliyor,
Yoruldum artık kalbim tekliyor.
Orta gelirli hükümetten şefkat bekliyor.
Nemelazımcılar sırada pinekliyor.

Topraklarımızda kardeş kanı olmamalı,
Emekliler iş yerinden çıkmalı
Ruhban okulu yerine Milli Eğitim Okulu açılmalı,
Lüzumsuz tv kanalları, uydular izinli, kontrollü olmalı,
İstanbul'a giriş durdurulmalı.
Kutlamalar kişisel başarıların ardından yapılmalı.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:27 PM
Ramazanın Ortasında

Mübarek bir gece daha sona erdi,(1)
sahur telaşı(2)
yerini çay içmelerine bıraktı.

Sahurda zeytini adana kebap,
tarhana çorbasını(3) cennet şarabı diye içtim,
tüllenen geceyi sabaha ekledim.

Davulcu geçmedi,(4)
Martılar seslenmedi,(5)
uslu bir geçişle sabah oldu.

Ve ezan duyuldu.(6)
Oruç başladı.
Vuslat şerefli bir gün daha hediye etti,
sevap hanemize.

Dünya bir imtihan yeri(7)
bilebilenlerimize.
Kimilerimize de bir oyun yeri,
roller belirlenmiş,
iki ileri, bir geri.(8)

Bu türbülans böyle devam etmeli.
Ey maystro;
Çal oradan ince bir çiftetelli.(9)

Gençler neşenizi kaybetmeyin,
imanınızı kimseye emanet etmeyin.
Hayır yapın ama belli etmeyin.

Ramazanı şerifiniz bahtiyar, hayırlı ola,
önderimiz iki cihan serveri Muhammed Mustafa(10)
Ezanlar yüzü suyu hürmetine;
Rabbim sıkma bunaltma. Amin.(11)

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:27 PM
Reis

Koskoca bir gemi
Dalgalar yahşi
Kaptan usta
Tayfalar esas duruşta.

Pusula son varışta
Mevlana gemi reisi
Hedef ikicihanserveri
Bayraklar dalga dalga

Bulutlar ufukta
Hedefler dorukta
Gözler varışta
Selamet şeb-i aruzda.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:27 PM
Reklamcılar ve Jiletçiler

Reklamları sıkı izlerim televizyonda
İzledikçe jilet atmak geliyor kollarıma,
Üç tane jilet var benim cebimde,
Herbiri beşer bin ytl gücünde.

Pırıl pırıl yatıyor cebimde
Onları çıkartıp kullanıyorum markette.
Bileklerim kanıyor çıkarken alışverişte
İyi bir reklam izleyicisiyim televizyonda
Birkaç cd alalım bunlar da vizyonda
Marketlerde insanlar jiletlerini çıkarıyor,
Her biri tuhaf tuhaf kendine jilet atıyor
Etraf kan gölü, insanlar mutsuz,
Borcu çoğalanlar, jiletleri körlenenler
Hayattan umutsuz.
Jiletlerden kurtulanlar
Gelecekten korkusuz.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:27 PM
Reklamlar

Reklamlar yeniliklerin aşamasında
Beş firma tekrarlanıyor her defasında,
Katılım diğer firmalardan da gelmeli,
Ufak esnaf reklam verebilmeli.
Genelde televizyonda banka reklamı çok,
İmalatçı firmalar ortada yok.
Hiç reklam veren köylü gördünüzmü
Bir iki süt firması onları temsil etmemeli,
Demir firmasının reklamı neden yok,
Parfüm, saç boyası, şampuan reklamı çok.
Boru reklamları şimdilik iyi,
Dershaneler de kazanıyor, reklam vermeli.
Mahallemizdeki bakkal reklam vermek istedi,
Ben nereye başvuracağım dedi.
Komik oldu, bu talep esnafın,
Dedi ben paranın büyüğünden ne anlarım.
Haftada üç kilo sigara parasını ancak tamamlarım.
Eğer plaza çarşısındaysa dükkanınız,
Sattığınız malın yapılır reklamı şanslısınız.
Köylüye, esnafa şans yok anlaşılan,
Kimdir bu işleri planlayan çalışan
Her ülkenin bir plan ve projesi olmalı,
Köylüyü, işçiyi, esnafı korumalı.
Kitleler arası kopukluk azalmalı, olmamalı.
Adalet, kanun bir de etik uygulanmalı.
Reklamlar tüm köylüye, esnafa açılmalı,
Yerli imalatlara teşvikler uygulanmalı,
Türkiye ihracatta fark atmalı,
Reklamın faydalarını bir çok firma tatmalı,
Sadece bankalar, cep telefonları
Televizyonlarda bekçi olmamalı.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:28 PM
Renkli Gözler

Sevdalara değer gözlerin,
akşam güneşinde,
renkli misketleri yutardım* ben
hep küçüklüğümde mahallede.
Senin gözlerini de yutabilirim,
nikah masasında evet de.

Bedeline katlanmaya razıyım,
at imzanı bekletme.
İki misketim daha olsun,
kot pantolonumun arka cebinde.


*Yutmak: Kazanmak, sahip olmak.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:28 PM
Ressam

Bir adam eğer sanatını satıyorsa,
Birde sanatını güzel tanıtıyorsa,
Neden sizce böyle yapıyor dersiniz,
Ekmek parası için evet bilesiniz.
Bir adam eğer sanatını satıyorsa,
Birde sanatını güzel tanıtıyorsa,
Çoğu sanatçı anlatırken sanatını utanır,
Dürüstlükten taviz veriyorum sanır,
Siz almasanız da eserini biri alır,
Sanatçı da amacına ulaşır.
Amacına ulaşmakta güçlük çeken bir ressam tanıyordum,
Sebep tamamen kader, biliyordum.
Zira çok uçuktu resimleri,
Yapacaklarını tasarladı, yapamadı.
Amacına da güçlükle, zahmetle ulaşırdı.
Çocuğu üniversitede bilgisayar okuyordu,
Ressam her gün Taksim Kasımpaşa mekik dokuyordu.
Alıyordu iki ufak resim eline,
Taksim'de vermek istiyordu birkaç müşterisine.
Müşterileri hep aynı müşterilerdi,
Ara sıra da bu eserleri almak isterlerdi.
Ressam iki üç ufak resim yapıyordu,
Hergün üç beş kapıyordu.
Biraz oğluna biraz meyhaneye çaresiz,
Hanımı da yemek yapamaz rahatsız,
Ressam ünlü sanıyordu kendini,
Ama satmıyordu resimlerinin hiçbiri.
Yakında büyük bir sergi açacaktı,
Oğluna bir ev yapacaktı.
Bütün hayali buydu ressamın,
Şimdilik ufak resimlerle geçinmekse bu,
Geçiniyordu, yarının sonu bilinmiyordu.
Ressamın sigortası, güvencesi yoktu.
Elinde de resim çoktu.
Mukavva kutuların üstüne, plastik tabaklara resim yaptı,
Eve gitmeden önce meyhaneye saptı.
Hayat böyle olmamalıydı,
Koca ressam, ulu çınar
Göz önünde kuruyordu,
Elden birşey gelmez bu koca adam,
Mesleği var, parası yok.
Derdi çok. Evi kira, dükkan kira,
Hanım hasta, oğlu öğrenci.
Ressam bir sihirbaz yaşıyor,
Dertleride kalplerden taşıyor.
Bilmem sizi hiç ilgilendirirmi,
Böylesi de birtane değilki.
Ben elimden geleni yapıp çekildim,
Zira epeyce de ben ezildim.
Problem zor, oldukça da kazık,
Ressam akıllı bir adam,
Ne yapsın kaderi böyle,
Gidersen bendende ona bir selam söyle.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:28 PM
Ri Da

Farklı bir stil, farklı bir kelime
Dünya dönüyor, Atlantik rakkase
Ramallah’da bir gün bir gece
Hayat geçiyor sessizce

Irak’ın gözü aydın olay bitti,
Amerika kendi kabuğuna çekildi,
Dünya boşaldı, kimsesiz sessiz,
Derin bir nefes aldı

California balıkçısı denize daldı,
Adalar sıcak, patlamalar var,
Isınan sular, buharlaşacaklar.
Buharlar rüzgar olup esecek,
Birileri zencileri kesecek

N adlı bir pilot dünyadan gidecek,
X adlı bir pilot dünyaya gelecek.
Sibirya’da buluşacaklar,
El sıkışıp ısınacaklar.

Konya’da hava aydınlanacak gece,
Soruyorum iki hece;
Bunu çözün gündüz gece
İşte: O iki kelime; Ri da.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:28 PM
Rüya İle Gelen Emir

İçinde insanlar, yüzleri plastik ve erimiş
Katran karası bir deniz balçık,
Uzakta gökyüzünde
Kırmızı bir güneş
Damlayan göz yaşları ile
Fırında kızarmış ayva tatlısı
Soluk bir ışık
Denize uzanan bir balkon
Ve seyreden adamlar
Beyaz giysili, bir omuzları açık...

Zifiri katran karasının arasında
Yüzen insanlar
Hele hele bir tanesinin gözlüğü bile gözünde
Eller havada imdat sesleri
Kurtarıcı bekliyorlardı
Acaba balkondakiler kurtarıcılar mıydı?
Yoksa seyirci mi kalacaklardı?
Kim bilir
Kuran bilir

Bir insan bir insana yardım etmezse
Ne işe yarardı?
Onların kurtarıcı olmaları şarttı.
Ne mutlu onlara seçilmiş kullardı.
Birileri birilerini boğulmaktan kurtaracaktı.
Ama kurtulmaya çaba göstermek şarttı.

Kimileri söz dinledi kurtuldu,
Kimileri aldırmadı boğuldu.
İman ettik kurtulduk
Tövbe ettik şükrettik huzur bulduk
İşte geldik gidiyoruz
Kurtarana selam olsun.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:28 PM
Rüyalar Şehri İstanbul

İstanbul elimizden kaydı gitti
Nereye mi?
Rüyalar ülkesine
Anılar kayboldu
Nereye mi?
Eski bir kitap köşesine
Kırmızı gelincikler?
Bir ressamın tablosunda saklı,
Beykoz'un sahil yolu
Dar ve zikzaklı
Baharın kokusu
Parfüm şişelerinde
Tepelerin ağaçlı dokusu
Yağlı boya ve sulu boya resimlerinde,
Çok sevdalar yaşandı boğazın penceresinde
Romanlar yazıldı,
Şarkılar bestelendi
İstanbul üzerine niye?
Rüyalar şehri İstanbul
İsteyen görsün diye.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:29 PM
Rüzgar İle Gelen

Aradan geçen uzun ve
Yorucu bir kış sonunda
Ilık havayı yakaladı
Balkonun penceresini,
Kalbinin hevesini de giderecek
Derin bir nefesle
Sonuna kadar açıverdi,
Püfür püfür esen rüzgar
Odama selam ve muhabbetle
İşte ben geldim ve
Gidiyorum der gibi
Geldi, gitti,
Olay bitti.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:29 PM
Saçaklarda Gezeceğiz

Yılbaşı ve bayram
hüzün ve sevinç
yaşandı iki bin altı senesinin sonunda.
Tekrar aynı olay yaşanacak;

İki bin yetmiş bir yılının sonunda.
Saçaklarda gezeceğiz biz o zaman
İstanbul'da, akşam ezanıyla
sabah ezanı arasında.

Bayramın ilk günü
Saddam idam edildi Irak'ta
terlikleri ters çevirin
Bülent Bey var televizyonda.

GooD aNd EvıL
05-13-2009, 04:29 PM
Saf Delikanlı

Bir ülkeni kralı gençleri toplamış,
Yirmibeş kişilik grup oluşmuş,
İçinizden biriniz kral olacak demiş biliyormusunuz
'Ama bir şartım var;
Verdiğim tohumları yetiştirip,
Saksıda çiçekleri bana getireceksiniz.
Ona göre seçileceksiniz 'demiş.
Aradan zaman geçmiş,
Bir tanesinin tohumu çiçek vermemiş.
Kral bir sene sonra çiçekleri istemiş
Hepsi getirmiş saksı ve çiçeğini çeşit çeşit,
Saksısı boş olan en arkalarda saklanmış.
Padişah dikkat etmiş, onu çağırmış,
Saksısının neden boş olduğunu duymak istemiş
Sıkılan delikanlı demiş; 'yetişmedi efendi,
Ben her yolu denedim, cezamı çekeceğim.'
Bunun üzerine kral 'Sen kazandın delikanlı'demiş,
O ana kadar öbürleri gülüşürlermiş.
Kral:'-Beyler, beyler benim sizlere verdiğim kör tohumdu'
Saf delikanlı başardı kral oldu.
Ülke artık ona emanet, kral oydu.