Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Son Pişmanlık

Hayatımıza, hayallerimize ve...
Yarınlarımıza,
Bir kibrit çakarız bazen...
Yanan bir ömürdür,
Kimin umurunda ki,
Ha varsın, ha yoksun dercesine...
Söndürmeye çalıştıkça,
Öylesine büyür ki alevler...
Son pişmanlık fayda etmez artık! ! !



Eylül GÖKDEMİR...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Son Perde

Son perdede oyuncular dizilir sahneye,
Herkes kendi renginde,
Yüzlerde türlü türlü maske.
İçler ağlasa da
Dudaklarda kırık bir gülümseme.
Her akşam yine yine
Yeniden set kurulur
Ve...
Bir ses haykırır.
PERDE!
Oyun başlamıştır
Herşeye rağmen yine.

...27.01.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Son Mektup

Bu akşam kendimle hesaplaştım,
Bir mahkeme kurup, duygularımı sorguladım,
Geçmişten günümüze ne varsa yaşadığım,
Tek tek hesap verdiler, kendimi sorguladım.

Bir varmış, bir yokmuş diye başladım,
Aşkı, sevgiyi daha ağır yargıladım,
Bir zamanlar ben de bir yalancıya kandım,
Yaram derin demiştim, kapanmaz sanmıştım,

Oysa zaman herşeyin ilacıymış gerçekte,
Kaç erkek var ki, yalansız sevmekte,
Durdum, baktım, kalakaldım, acım dinmekte,
Seneler boşa geçmiş, zaman boşa akmakta.

Şimdi huzura erdim, yaram iyileşti günbegün,
Ne seni ararım, ne sorar şu kalbim,
Kırık kadehe döndü, boşa geçen günlerim,
Oh Allah'ım çok şükür, artık bitti kederim

01.03.2007...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Son Kullanma Tarihi Geçti Bu Sevdanın

Ahımı aldın, gözyaşlarım kurudu...
Ne gelenler anlatır artık seni bana,
Ne gidenler götürür sana selamımı...

Sabahların olmasın desem, dilim isyan eder...
*******inde gülücükler olmasın desem, ******* bana çatar...
Kanasın kalbin, benim yüreğim gibi desem,
Çarpmaz artık yüreğim, kıyamam...

Ama biliyorum ki, artık hiç bir şey eskisi gibi
Olmayacak,olamayacak...
Seni yakamozlarda sevdim, bilirsin...

Bir maske taktım şimdi ben de,
Bilmesin kimse ağladığımı...

Şimdi kalbim sensiz çarpmamakta...
Al göz yaşlarımı madalya gibi dizebilirsin...

Sirenler çalmakta yine, beynimin en ücra köşelerinde...
Yine takvimlere çatar oldum, bir, iki, üç...
Gidişinin kaçıncı günüdür, saymayı bıraktım...

Kan kaybediyorum, yaralarım derin...
Acele rh pozitif kan aranmakta,
Bilir misin...
Negatifliklere tahammülüm yok artık...

Son kullanma tarihi geçti bu sevdanın...
Desem ki yüzün gülmesin, yıldızlar inmesin...
Susuz kalıp, aşk aşk diye inleyesin...
Bu bir intizardır, yürek yarası nasıl da derin,

Hadi git artık, aldım tüm ahımı,
Allah seni bildiği gibi etsin...

Eylül GÖKDEMİR

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Size Borcum Bitmedi mi Yıllar?

Derinlerde bir yerlerde,
Yağmurun ıslattığı,
Issız bir sokak yaşar içimde.
Sokak lambalarının
Soluk ışıklarının düştüğü kaldırımlarında
Yankılanır bir çift ayak sesi kulaklarımda
Köşe başlarından dönerek
Uzaklaşan gölgelerde ararım,
Bir nefes, bir ses, bir gülüş,
Bekçi düdükleri yankılanır,
Işıkları yanan evlerin duvarlarında,
Gözlerimden gelir geçer ömrüm...
İnceden bir sızı gelip yerleşir sol yanıma,
Bir isyan yaşanır, gönlümün meydanında,
Çığlıklar yükselir, umutsuzca, çaresiz,
Size borcum bitmedi mi yıllar?
Kim ödeyecek bilmem, ağlarım
Nerede yıkılan umutlarım?

...25.05.2006

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Siyah Kelebekler...09.05.2006

Bugün siyah kelebekler havalandı maviliklerden...
Siyah kelebekler uçuştu denizimin üzerinde...
Mavi sevdalar dilemiştim oysa, hayallerimden...
Mavi dalgalar vursun istemiştim kumsalıma...

Siyah kelebeklerim oldu benim de, siyah hayallerim...
Simsiyah kumlarım oldu sahilimde, beyaza inat...
Setler çektiler kumsalımı kapatmak istercesine...
Dalgalarla söyleşemez oldu yüreğim...

Şimdi ne sen varsın hayallerimde, ne hüzün...
Kalbim düşmandır bana, görmez iki gözüm...
Ne sesleri duyarım, ne inleten Nalanı...
Siyah kelebek kanadında seyrederim alemi...

Git dedin gittim, şimdi gel mi dersin bana...
Sessiz soluklanır yüreğim, bilmem sevmeyi...
Sen var mıydın düşlerimde, ben yaşadım mı seni...
Siyah kelebekler gezer Hazan güllerimde...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sitem

Sanma ki sitemim sana,
Sitemim laf anlamayan,
Şu utanmaz aşkıma,
Sitem mi, sana mı,
Sitemim yalan dünyaya,
Sitemim vefasızlara,
Sitemim seviyor görünüp,
Sonra ağır yaralı,
Kanamalı bir hastayı,
Yol ortasında bırakıp,
Kalleşçe arkasından vurup,
Gidenleredir...
Sitemim...
Bu kadar çok sevdiğim için,
Kendimedir! ! !

Eylül GÖKDEMİR...14.02.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sevmesini Bilene Ömrümü Veririm

Düşlerime giriyorsun bazı *******,
Hayallerimi süslüyorsun...
Ellerimi tutuyorsun sıcacık,
İçim ısınıyor bir anda...
Kollarını sarıyorsun omuzlarıma,
Başımı yaslıyorum yavaşça...
Göğsünde dinleniyor kalbim.
Konuş istiyorum,
İstiyorum ki sesini duyayım,
Düşlerim sessiz kalmasın....
Yüzün sisli, göremiyorum,
Başımı kaldırıp
Yüzüne bakmak istiyorum...
Bir yüzün olsun, gözlerinin rengi,
Hayatımı renkelendirsin istiyorum,
Bir adın olsun istiyorum,
Ama bilmiyorum...
Sadece yüreğimi ısıtan o
Şefkat ve sevgiyi hissediyorum...
Olsun varsın, adını bilmeyeyim,
Yüzünü görmeyeyim...
Gözlerinde ölmeyeyim...
Hayallerimde de olsan ne güzel
Böyle bir sevene sahip olmak...
Hangi iklimdeysen ses ver,
Ben çıkıp gelirim...
Bomboş kalbimde ışık ol,
Sevmesini bilene ömrümü veririm.

12.03.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sevmek O Olmaktır

Sevmek O olmaktır! ! !

Sonu ayrılık da olsa, ölüm de olsa, onda yok olmak, onda kaybolabilmektir...sevmek değildir önemli olan...sevgi paylaşılandır...aşk ise bir kişiliktir...seversin, herşeyi...aşık olursun, bir kişiye...başka aşk olmaz! ! !

Sonrakiler mi....sadece orjinalinin kötü bir kopyası olmaktan ileri gidemez...Hep gerçek aşkını ararsın ve asla bulamazsın! ! ! Hep bir yanın eksik, bir yanın yarım kalır...farkına bile varmazsın, neyi aradığının ve neyi özlediğinin...

Ah ey minel AŞK! ! !

Sesini duyduğunda yüreğin pırpır etmiyorsa...O'nu kaybetme korkusunu her an yaşamıyorsan...asla bırakmayacağını, asla gitmeyeceğini bilmene rağmen, ya giderse korkusu yüreğini kör bir bıçak gibi oymuyorsa, tüylerin diken diken olmuyorsa, aşk değil bu yaşadığın! ! !

Gittiğini hayal edip, kor ateşlerde yanmıyorsan, ben onsuz ne yaparım diye cehennemi yaşamıyorsan ve her gidişinde, her vedanda boşluğu yaşamıyorsan, herşeyde onu aramıyorsan, bu AŞK değildir! ! !

Bir de ne yaparız biliyor musunuz? Her birlikte olduğumuz kişiyi, hatta...hatta evlendiysek bile...O yapmaya çalışırız, farkına varmadan...Ama içimizde bir yer hep şunu haykırır sessizce yüreğimize...O bir tanedir, O'ndan bir tane daha yok ki...boş yere uğraşma! ! !

En büyük kötülüğü yapmışızdır kendimize ve bir yerler sürekli kanar durur derinden...acı çektiğimizin farkına varmayız veya varsak da kulaklarımızı tıkayıp, gözlerimizi kapatmaya çalışırız, kalbimizin sesine! ! !

Duranı yakalamak yerine, sahtesini imal etmeye çalışmışızdır ve en sonunda da gerçeğini kaybetmişizdir! ! !

Sahip çıkın AŞK'ınıza...

AŞK kapınızı sadece bir kez çalar...gerisi hep sahtedir ve asla gerçeği ile boy ölçüşemez...

Bir kez kaybederseniz AŞK'ınızı, bir daha geri getiremezsiniz ve hayatınızın geri dönüşü olmayan en büyük hatasını yapmış olursunuz ki...bu hata hayatınıza mâl olur! ! !

Hep bir yanınız eksik...bir yanınız yarım kalır! ! ! Sahtesinden gerçeği yaratmak için sarfettiğimiz emek ve çabayı, kaybettiğimiz zamanı, gerçeğinin kıymetini bilmek için harcasak, hem kendimiz daha mutlu oluruz, hem de AŞK'ımızı kaybetmemiş oluruz! ! !

Eylül GÖKDEMİR

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sevgiliye Mektuplar-4

Oysa herşey ne kadar da farklıydı.
Ne kadar da şiir tadında yaşanmıştı, yaşananlar.
Bir düş perisi ile beyaz atlı bir prensin,
Asırlara sığmayacak sevdasıydı sanki.
Meydan okunuyordu tüm yaşanmamışlıklara ve hayata.
Bir yerlerinden tutunmaya çalışılıyordu, hayatın, bir dalından...
Hayat ne de çabuk geçiyordu ve zamanı kontrol edemiyordu insan.
Hep ertelenmişlikler değil midir bizi tüketen?
Yarın deriz ve yarını olmayan yarınlara bırakırız sevdalarımızı.
Bir de bakarız ki tükenmişlikler kalmış avuçlarımızda.
Ne söyledim, ne istedimse, hep yarın dedin.
Yarın...
Bu nasıl bir yarınmış ki bitmez.
Bu nasıl bir yarınmış ki, gelmez.
Can mı dayanır, yarını olmayan yarınlara?
Şimdi, güzel geçen, paylaşılan, hoş dakikalardan bahsediliyor...
Bir maceraydı sanki...
Hani gözler yalan söylemezdi?
Hani sesin de rengi vardı?
Hani seviyordun?
Nasıl da yalanmış, nasıl da rol yapmışsın.
Senden sonrası mı?
Senden öncesi var mıydı ki, senden sonrası olsun?
Günler öncesi sana; seni sevdiğim için ölmeye gidiyorum, demiştim ve sen; Benim için ölme, benim için yaşa, demiştin! ! !
Şimdi anlıyorum, neden yaşamamı istediğini!
Meğer sen vuracakmışsın, beni!
Sen bitirecekmişsin, işimi!
Değmez be Gülümmm...değmez! Elini kirletme!
YETER Kİ YÜREKLERİMİZ KİRLENMESİN...

Eylül GÖKDEMİR

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sevgiliye Mektuplar-3

Anla artık, anla ne olur...
Bir tebessüm, bir nefes bir ses...
Zaman akmıyor sanki,
Yalnızlığın duman duman sarıyor her yeri...
Nazım Dinoya sormuş;
Bana mutluluğun resmini çizebilir misin, diye...
Şimdi ben sana soruyorum, SEVDİĞİM...
Bana bekleyişin,
Bana sevginin.
Bana aşkın, bana...bana...
Kendinin yüreğime yansımasını çizebilir misin? ? ?
SENİ SEVİYORUM

Eylül GÖKDEMİR

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sevgiliye Mektuplar-2

Sevgiler vardır uğrunda ölmeye değen, sevgiler...
Tuttuğun zaman sevgilinin ellerinden, güneşe yürürsün, yüreğin vardır mangal gibi, yüreğin...
Aşklar vardır, ölünceye kadar yaşamaya değer...
Adı ne olursa olsun, bedeli ne olursa olsun, ödemeye değer...
Nehirler denize karışır, fırtınalanır, durulur...
Yürek yüreğe karışır, kasırga olur, fırtına olur, rüzgar olur...
Olur her şey ve tatlı bir melteme bırakır yerini, durulur yürekler, aşk bu...
Bir yangındır ki bu, ne sönmeyi bilir ne yakmayı...
Ateş yanar küllenir, köz olur serinlenir...
Peki benim yüreğimdeki bu ateş neden hiç sönmez ve küllenmez...
Yeşil Gözlüm...
Eğer hayallerin okyanuslar kadar büyükse...
ve...
Sen içinde bir kum tanesi gibiysen...
Sen içindeki sesi dinle...
O zaman göreceksin içindeki umudun okyanustan daha büyük olduğunu...
Bırak götürsün seni taşlarda zıplayarak danseden sular, varış noktan okyanusun kendisi olacaktır bir tanem...
Sen varsın ve hayat devam ediyor...
Set çek olumsuzluklara ve kucağını aç sevgiye...
Bil ki yarın hiç olmayabilir...
Bil ki sevdiklerimizi bir daha göremeyebilir ve ona SENİ SEVİYORUM sözünü hiç söyleyemeyebiliriz...
Yeter hayatı ve sevgiyi ertelediğimiz, YETER...

Eylül GÖKDEMİR

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sevgiliye Mektuplar-1...(Yalnızlar Koyu)

Bu gece, bu gece kendimi kaybettim yalnızlıklar koyunda...
Kafese kapatılmış bir aslan gibi, çaresizliği öğreniyordum,
Öğrenilmiş çaresizlik gibi...
Duvarlar üzerime üzerime geliyor,
Odamın tavanından sarkan bir halat,
Boynuma geçmeye çalışıyordu sanki...
Çıkmalıyım, dışarıya çıkmalıyım diyen bir ses
Yankılanıp duruyordu beynimin tüm hücrelerinde...
Nefes alamıyor, boğulduğumu hissediyordum...
Herşeyi bıraktım ve giyinmeye başladım...
Sanki bir şeylerden kaçıyordum,
Kaçıyordum bir şeylerden...
Koşar adımlarla çıktım dışarıya,
Sokaktan sahile doğru inmeye başladım...
Dışarıda nefis bir bahar havası, rüzgar ılık ılık,
Yüreğimi ısıtmak istercesine yüzümü ve saçlarımı okşuyor...
Birden, hakim olamadığım göz yaşlarım
Yanaklarımdan süzülmeye başladı...
Yürüyorum...
Yürüyorum kimseye aldırmadan,
Sahile yürüyorum...
Beş dakika sonra sahildeydim...
İyot kokusu yakıyor genzimi...
Denizin kokusunu çektim içime,
İçimi denizle doldurmak istercesine...
Derin, kanmazcasına...
Sahilde bir kadın yürüyor,
Yalnızlığına bürünmüşcesine...
Nereye yürüdüğümü bilmeden yürüdüm saatlerce...
Bazen durup geri yürüdüm, geldiğim yöne...
Karşı kıyının ışıklarını izledim bir ara durup...
Hangi evlerde, ne yalnızlıklar yaşanıyordu acaba...
Sahilde bir kadın...
Bürünmüş yalnızlığına, yalnızları düşünüyor,
Çare bulmak için çaresizliğine...
Dalgalar sahile vuruyor sakin sakin,
Kıyıyı özlemişcesine...
Martı sesleri duyulmuyor,
Hafif bir tebessümle, martılar da uyumuş diyorum...
Onlar da çekilmiş evlerine, yuvalarına...
Yine yaşlar hücum ediyor gözlerime,
Yine yanaklarımdan aşağı süzülüyor,
Kirpiklerimin tüm engelemesine meydan okurcasına...
Bir an durup iskeleden kalkan bir vapuru izliyorum
Ve hayaller kuruyorum...
Şimdi şu vapur bir yolcu gemisi olsaydı ve
Ben de yolcusu olsaydım...
Açılsaydık engin maviliklere birlikte...
Güverteden gecenin sessizliğinde
Dalgaların şarkısıyla dansetseydik birlikte...
Başımı yaslasaydım omuzuna ve
Hiç tükenmemecesine içime çekseydim kokunu,
Soluğum kesilircesine...
Sabahı karşılasaydık birlikte, okyanusun ortasında...
Bu gece, bu gece ben ve yalnızlığım vardık birlikte...
Oysa daha bir kaç dakika önce sen aramıştın beni,
Tam sokağa çıkacakken...
Sesini duymak,
O nasıl bir ilaçtır ki,
Ruhumdaki yaraları iyileştirmek yerine,
Daha da derinleştiriyor...
Seni özlediğimi hissediyorum birden,
Seni...
Tekrar yürümeye başlıyorum sahil boyunca...
Bir bankta birbirine sarılmış iki sevgili,
Tebessüm ediyorum...
Erkek sarıldığı sevgilisine yanık bir sesle şarkı söylüyor...
Adımlarımı ağırlaştırarak dinliyorum...
Yine yaşlar boşalıyor gözlerimden...
Sahilde bir kadın, dalgalarla söyleşen...
Öğrenilmiş yalnızlık ve öğrenilmiş kimsesizlik...
Geçmiş ve gelecek yoktur hayatın içinde...
Bugün yaşanır hayat, diyorum kendi kendime
Ve daha sıkı sarılarak içimin yalnızlığına
Yürüyorum hızlı adımlarla...
Sahilde bir kadın ve dalgalar...
Martılar bile gitmiş, seninle...

Eylül GÖKDEMİR

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sevgiliye

Sen yamur olsan, ben kara toprak...
Yağsan çöllerime açsa yaprak...
Sen kirpik olsan, ben bir damla yaş
Takılıp kalsam sana, sevdan olsam...

İçimin kanayan yarasına,
Ruhumun acıyan yanına,
Ömrümün son anına,
Seni koysam hep olsan

Ben bir garip Eylül'üm,
Pervaneye benzerim,
Boynu bükük, gezerim,
Elimden tutup kaldıranım olsan.

Eylül GÖKDEMİR

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sevgililer Gününe Hayır

Sadece yılın bir günü mü sevgililerimizi hatırlayacağız...
Sadece bir gün mü hediye alıp sarılacağız...
Ömürde kaç tane sevgililer günü ile kısıtlayacağız sevgilerimizi...
Sevdiğimize sarılmayı ve ona sürpriz yapmayı...
Peki ya bir daha göremeyeceksek, dokunamayacaksak ona...
Ya bir daha söyleyemeyeceksek onu sevdiğimizi...
Ya bir daha rüzgar getiremeyecekse kokusunu...
Güneş bir daha doğmayacaksa, aydınlatmayacaksa onu...
Duyamayacaksak melteme karışan kahkahalarını...
Isıtamayacaksa bir tatlı tebessümü yüreğimizi...
Ya yıldızları seyredemeyeceksek, gözbebeklerinin derinliklerinde...
Sonbahar yaprakları gibi kopup giderse yüreğinizden...
Bulut olup yağarsa gözlerimizden,girdiği kara toprağa inat...
Düşerse ellerimizden, kayıp giderse parmaklarımızın arasından...
Dokunamazsak saçlarına, izleyemezsek gölgesini bakışlarımızla...
Her kapı çalışında hoplamazsa yüreğimiz...
Bir mezar taşının üzerine mi yazacağız onu ne kadar sevdiğimizi...
Gelin her günümüzü sevgililer günü tadında yaşayalım...
Yaşatalım sevdiğimize, sevdanın güzelliğini...
Gökyüzünden yıldızları yağdıralım bir konfeti yağmuru gibi...
Fısıldayalım gözbebeklerine bakarak onu sevdiğimizi...
Bir balıkçı kahvesinde paylaşalım ekmeğimizi...
Soğuktan titrerken bedenimiz sıcacık bir bardak çayla...
Kıtır kıtır bir simidi bölüşelim, şen kahkahalar eşliğinde...
Ve...yürekten, hançeremiz yırtılırcasına haykıralım...
SENİ SEVİYORUM...diye...
Yarın hiç gelmeyebilir, yarınlara bırakmayalım sevgimizi...
Ertelemeyelim, kırgınlıklara, öfkelere yenilmeyelim...


Eylül GÖKDEMİR...10.02.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sevgi

Sevdiğin için ölümü göze alabilmektir,
Sevmek...
Meydan okuyabilmektir dünyaya...
Bir kez olsun görebilmek için,
Delebilmektir dağları...
Avuçlarında tutabilmektir,
İncitmeden...
Yürek olup, akabilmektir gözlerine...
Bakabilmektir, son nefesini verircesine...
Kendinden bile sakınmaktır sevmek...
Uykuların en kesif yerinde,
Adını haykırarak uyanmaktır ter içinde...
Özlemin yakıcılığını hissetmektir,
Tüm hücrelerinde...
Vermek, vermek, vermek...
Yine, yeniden vermektir sevgi...
Emektir sevgi...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sevemiyorum Senden Başka Kimseyi...

Uzun zaman oldu,
Bakmıyordum yazdıklarına...
Okumuyordum şiirlerini...
Yaralarımı sarmakla meşguldüm...
Yaralarımı...
Kabuk tutup kanamasınlar diye...
Hangi akla uyup da açtım sayfanı...
Hangi densiz fikir aldı beni...
Götürdü sen kokan sayfalara...
Nefesini özledim biliyor musun?
Teninin kokusunu...
Senden başkasını sevemiyorum...
Sevemiyorum, sevemiyorum...
Uzanan ellere dokunamıyorum...
Konuşan dilleri duyamıyorum...
Verilen kalpleri sevmiyorum...
Sevemiyorum kimseleri...
Çivi çiviyi söker diyorlar...
Ben seni sökmek istemiyorum ki...
Öylesine çakıldın ki yüreğime...
Öylesine oturdun ki kalbime...
Hayaline bile ihanet edemiyorum...
İhanet beyinde başlar derdim....
Hatırlıyorsan, bir zamanlar...
Benim beynim,
Dumura uğramış durumda...
Ne yaptın bana yeşil gözlüm...
Sevemiyorum senden başka kimseyi...



23.02.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sevdamın Mahzun Erkeği

Sen ey...
Sevdamın gizli bahçesinin,
Mahzun erkeği...
Vuslat yakındır,
Ne olur üzme kendini...
Düşler biriktirdim,
Senin için...
Yıldız topladım eteklerimden...
Güneşi indirdim, gecenin ortasına...
Yedi kandilli süreyyayı,
Astım yatağının üstüne...
Yakamozlar saçtım enginlerine...
Bin Eylül kurban olsun,
Yeşil gözlerinin derinlerine...
Bükme boynunu ne olur...
Yüreğinin sesini dinle...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sevdamı Gömerken Ağlamaktan Geliyorum

Ağlamaktan geliyorum, dağ çiçeğim, ağlamaktan...
Topladım kır çiçeklerini kucak dolusu, attım dağ başlarına..
Umutlarımı yakaladım bir bir tıkıştırdım bir bavula...
Güneşi karartmak için gizli antlaşmalar yaptım bulutlarla...
Yıldızlara düşman oldum, şimşekleri çağırdım yardıma...
Bir kendimi sığdıramadım bir yerlere, bir ben saklanamadım...
Dağlara saldım, volkan olup patladı, isyanı alevlerle yağdı...
Yerlere verdim, toprak olsun diye, depremler yaşandı...
Ağlamaktan geliyorum Uçurum Çiçeğim, ağlamaktan...
Oysa daha yeni imzalamıştım ateşkesi yüreğimin meydan savaşıyla...
Unutmaktan geliyordum, İntihar Gözlerimin uçurumlarında...
Vurgun yemiş dalgıçlar gibiyim, ağlamaktan geliyorum...
Sönmüş bir deniz feneriyim, tüm gemileri yaktım, vurgunlarda...
Dönüş biletim yok artık, son tren de kalkmakta, yol almakta...
Gitmelerden geliyorum, gözbebeğim, yaktım dönüş biletlerini...
Çıkmaz sokaklarda kaybettim yüreğimi, al sevdanı, al artık...
Ağlamaktan geliyorum, gitmelerden, unutmalardan geliyorum...
Bir mezar başındayım şimdi, bir tek ben varım, gözyaşı döken...
Mevtayı nasıl bilirsiniz diye soran bir sese verilen tek cevap...
Asi bir yürek, korsan bir sevda, biliriz hoca efendi, GÖMÜN GİTSİN...
Ağlamaktan geliyorum, sevdamı gömerken ağlamaktan..

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sessiz Soluklar

Bitti artık, bitti herşey...
Ne sesin gelir, rüzgarın peşine takılıp...
Ne nefes alabilirim sensizlik üçgeninde...
Hayal şehrin, hayalet sevdaları...
Ölü şehrin ölü insanları...
Düşlerinde bile sevgisizlikleri yaşarlar...
Sessiz soluklanır hülyaları...
Bir damla yaş olsaydım gözlerinde...
Firar edip kaçsaydım göz pınarlarından...
Gardiyanım olsaydı bakışların...
Kirpiklerin aşılmaz parmaklıklar...
Dikenli teller sarsaydı bedenimi...
Kanasaydı ellerim, kaçamasaydım...
Akşam sirenler duyulsaydı türküler yerine...
Açık görüşlerim olsaydı benim de...
Volta atıp dursaydım yüreğinin avlusunda...
Ayak sesleri değil, yürek çarpıntıların eşlik etseydi...
Sabır tesbihleri dönseydi parmaklarımın ucunda...
Mahkemeler kurulup, celseler açılsaydı...
Kalem kırsaydı Hakim, itham etseydi savcı...
Savunma avukatım olmasaydı, sensizlik üçgeninde...
Protestolar olsaydı gönlünün meydanlarında...
Pankartlar açılıp, sloganlar atılsaydı...
Sensizlik üçgenimin tam ortasında...
Barış güvercinleri havalansaydı, limanlarda...
Bir tekne indirilirken suya sevinç çığlıklarıyla...
Halatlar bağlanıp çözülseydi kalbimin limanında...
Belalım benim, sevdalım benim diyebilseydin...
Elveda, elveda ey sevgili sana...
Şimdi sen uzaklarda, başka kollarda...
Geceni paylaşırken başka başka rüyalarda...
Çözülemeyen bir denklem misali...
İyi uykular sevdiceğim benden sana...

Eylül GÖKDEMİR

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sessiz Senfoni'ye

Gel birlikte ağlayalım biz de...
Seni bensiz, beni sensiz bırakmaya,
Dayanamadı yüreğim yine...
Buluşmak ister misin bu adreste,
Sevgimle...
Sakın deşifre etme beni,
Gül yüzlü Senfonim!
Bil ki
Eylül hep sever,
Hep izler seni bir şekilde...
Ayak izlerinin takibindedir,
Ayazda, Hazanda, Güzde...
Seni seviyorum...
Ötesi var mı işte...

Eylül GÖKDEMİR...(Canım arkadaşım SessizSenfoni'ye)

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Serseri Aşk

Ne zaman çıktın düşlerimden,
Ne zaman geldip durdun gözbebeklerime...
Utançla kapanırken kirpiklerim,
Duygularım esir düştü yüreğine...
Söyle bana serserim,
Ne zaman gelip kuruldun gönlüme...
Sabahların tatlı esintisi gibisin,
Rüzgarla gelen...
Mehtabın suya düştüğü yakamozlar gibisin,
Bir uzatsam ellerimi
Sanki dokunacağım yüreğine...
Yanımda ama uzakta gibisin...
Hani saklanıp açan çiçekler vardır gölgelerde...
Bahara hasret kuzular gibi meler yüreğim...
Uzaklardan bir vapur düdüğü çalar,
Sallanır eller...
Hangi iklimdir rotası, kimler gider...
Al yüreğimi, gerekmez bana, gitti gider...
Burası agora meyhanesi,
Hangi sevda şarkıları çalar,
Hangi sevgililer yaşar...
Burası agora meyhanesi,
Burada bir çift güvercin...
Yaralı, yorgun, derbeder...

Eylül GÖKDEMİR...03.02.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sensizlik Mevsimi

Biz bu sevda denizinde dibe vurduk be gülüm,
Küreksiz sandala binmiş, kahramanlık yaparken,
Azgın dalgalara saldık, kendimizi, düşlerimizi,
Bıktın zaman zaman, haykırdın hislerini,
Bense aldırmaz bir şekilde, gösterdim sırıtarak dişlerimi,
Aldırmadım, istemedim, umursamaz bir şekilde gülüp geçtim,
En sonunda aşkımıza bulunmaz bir kefen biçtim.
Söyle, şimdi hangi yüzle sana dönerim?
Hangi sevda şiirimle seni geri getiririm?
Hani hayallerimiz vardı ya seninleyken kurduğumuz,
Kapı çalmadan kapıyı sen açacaktın bana,
Dudaklarıma konduracağın o tatlı busenle,
Unutacaktım tüm yorgunluğumu.
Bilmiyorsun yıldız gözlüm, bilmiyorsun,
Kendimi unuttum ben, sensizlik mevsiminde,
Dibe vurmuş bir batığım, inan bu son resimde.

...28.01.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sensizlik Cehennemi

Zamansız çekip gidişlerin var ya...
Beni bir başıma koyuşların...
Yastığa sen diye sarılıp,
Sensizlik cehenneminde,
Yalnızlıktan titreyişlerim...
Bir gün güneş,
Bana da doğacak elbet...
Kanım damarlarımda hızla akacak...
Bir Beşinci Mevsim olacak...
Başı sen sonu sen...
Yastığa sarılıp uyumayacağım...
Kat kat yorganlarda,
Dişlerim birbirine vurmayacak...
*******im olacak benim de...
Sabahlarım olacak,
Kollarında uyanacağım...
Yıllarım olacaktı,
Seninle yaşlanacağım...
Oysa şimdi,
Bir çakmak çaktık hepsine...
Ne sen kaldın, ne de duygularım.

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sensiz Sokaklarda Ölmesini de Bilirim

Sensiz *******de seni ararım,
Karanlıklara dalıp, sana yazarım,
Kendi elimle mezar kazarım
Sen sevmesen de, gelmesen de önemli değil gülüm...
Ben sensiz, sokaklarda ölmesini de bilirim.
Sesimi verdim bir büyücüye
Saçlarımı adadım binbir geceye
Gözlerim denizlerin en derinlerinde
Ben her mevsim seni anarım
Gelmesen de, görmesen de, sensiz ölürüm...
Gıkım çıkmaz, tetiği çeken sen ol,
Hasret ilmeğinde beni boğan ip ne ki...
Dünya fani, hayat yabani...
Sensiz yaşamaktansa, kendime mezar kazarım...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Seni Yüreğimde Vuruyorum

Hadi söyle bana, gidişinin nedenini...
Bu köşeler değil miydi, aşkımızı söylediğimiz...
Hadi anlat bana gece gözlüm,
Neydi seni benden çalan...
İşte son nefesteyim,
Aramızda kim var, söyle bana..
Sus konuşma, söyleme bana...
Kim varsa aramızda...
Belki bir rüzgar getirir bir gün
Dağlardan selamını....
Bir yaprak düşer belki toprağıma...
İçim dışım darmadağın,
Sen yoksun kollarımda...
Oysa şimdi,
Şimdi sen olacaktın dudaklarımda...
Sen olacaktın tebessümümün kıvrımlarımda..
Şimdi, şimdi, şimdiiii
İsyanlardayımmm
Bir dağ başı yalnızlığı içindeyim...
Her gece seni yeniden,
Yüreğimde vuruyorum...



...27.08.2005

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Seni Sevmek Vurgun Yemektir Yüreğimde

Bu şehrin tüm sokaklarında, sessiz haykırışlar yankılanır,
Sokağın damından sen yüklü yıldızlar dökülür,
Sen yüklü mehtabın aksi düşer denizin gölgesine
Yakamozlar senin için göz kırpar karanlığa
Işığım olur gelirsin senli uykularıma
Miladım olursun, senle başlar senelerim
Yılbaşım olursun, gözyaşım olursun
Narin bir gelincik edasıyla, rüzgar eşliğinde,
Saçlarını savurur, sallanır durursun.
Seni sevmek, vurgun yemektir, yüreğimde

...25.01.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Seni Kendime Yazdım

Kendime yazdım seni, sayfaları olmayan defterimde...
Sensizliğin senfonisinde buldum kelimeleri...
Yollara vurdum kendimi, sessizce, kederle...
Kalem sustu, dil lal oldu bu şehirde...

Yollara vurdum kendimi, sonu çıkmaz sokaklardı...
Kalem sustu, yürek ağlar, geçit vermez yüce dağlar...
Seni kendime yazdım,kendime bu son bahar...
Hazan olup açarsın, yağmur olup yağarsın diye...

Ne güzeldir beklemek, adaklar adamak gözlerine...
Yolların sonunundan çıkıp gelirsin diye, dilekler tutmak...
Bu benim şarkım olsun, diğeri senin, öteki bizim diye...
Seni kendime yazdım, ismini yüreğime kazdım sevda çiçeğim.

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Seni Kalbimde Seyrediyorum

Sevda salıncağım oldu...
Bahar ninnisi uykularımın...
Yaprakların arasından
Süzülüp gelen güneşe bak,
Sanki kaçamak yapacak
Bir sevgili sanırsın...
Gözbebeklerim kamaştı
Güzelliğinin pırıltısından,
Kapattım gözlerimi
Ve anladım ki,
Seni aslında,
Bir deniz kenarında oturmuş,
Kalbimde seyrediyordum...
Ve kumsal şahidiydi aşkımın.

Eylül GÖKDEMİR...10.02.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Seni Beklemek

Seni beklemek...
Çölde yağmuru beklemek gibi...
Seni beklemek...
Kutupta yazı beklemek gibi...
Seni beklemek...
Suya yazı yazmak gibi...
Seni beklemek...
Gecede güneşi görmek gibi...
Seni beklemek...
Cehennemden kaçış gibi...
Seni beklemek tüm bunlardan da zor...
Tüm bunlardan da zor...
Çünkü...
Emek vermedin! ! !
Çünkü...
Mücadele etmedin! ! !
Ve...
Sonunda aşkı da,
Beni de kaybettin...! ! !

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sen Hiç İhtilâl Gördün Mü?

Sen ihtilal görmemişsin gülüm be,
Hele çekilsin de kınından kılıçlar,
Yerleştirilsin çelik yaylara oklar,
Namluya verilince kurşunlar,
Ne adres sorar, ne adam seçer,
Açılır pankartlar meydanlarda,
Sloganlar atılır, gırtlak yırtılırcasına,
Coplar konuşur, göz yaşartıcı bombalar,
Siren sesleri karışır karanlığa,
Arka sokaklarda kaybolur gölgeler,
Ağıtlar, nefretler öfkeler,
Ellerde telaşla sabır tesbihleri,
Voltalarda yankılanan,
Ayak seslerine eşlik eder...
Sen ihtilal nedir gördün mü ki,
Her sokak başında kurulan darağaçlarında,
Bir can değil, bin can verdin mi ki...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sen Beni Hiç Sevmedin Ki Be Gülüm

Sen beni hiç sevdin mi be gülüm?
Uykularınla savaştın mı bir gece yarısı?
Akla-kara yumağı sarmayı denedin mi hiç?
Bir kır çiçeğinde aradın mı tenimin kokusunu,
İs kokan caddelerde...
Gözlerin biber gibi yanarken, düğüm düğüm oldu mu boğazın?
Sıra sıra dizildi mi hıçkırıklar hançerene?
Tercih ettin, dünyayı ahiretine...
Sen beni hiç sevebildin mi be gülüm?
Aynalara düştü mü ak düşen saçların?
Yüreğine küstü mü yıllara sığmayan umutların?
Yudum yudum içerken birdenbire,
Boğazına takılıp kaldı mı sevdiğin, sevdaların?
Sen beni gerçekten sevdin mi be gülüm?
Yatak düşman oldu mu bedenine, üşürken yalnızlıktan?
Yastık reddetti mi başını?
Ya kolların...
Kolların bomboş kaldı mı kucaklamak isterken yarini?
Başka bir beden sokulurken kollarına...
Hiç için ürperip, titredi mi kalbin özlemle?
Sen beni hiç sevmedin ki be gülüm...

Eylül GÖKDEMİR

[GooD aNd EvıL]

Sen Bahar Ben Hazan

Bir film karesine sıkışıp kaldı seni bekleyişlerim,
Hangi mevsimde, hangi aydayız, gönlerden ne?
Yaşadığın memleketin adını bilmiyorum,
Hep yolcu beklemekle geçti zamanım,
Bir de seni yolculamaktı meslek-i sabıkım
Etimden et koparırcasına, nasıl da acırdı canım,
Sen bilmezdin, sen duymazdın çığlıklarımı,
O avaz avaz sessiz haykırışlarımı,
Şimdi seni beklemekten vazgeçtim,
Küskünüm baharlara, yazlara, Hazanı özler oldum,
Hazan yağmurlarında ıslanmayı, ağlamayı bir de
Her sabah ve her akşam, köşebaşından çıkmanı,
Dedim ya gülüm, vazgeçtim seni beklemekten,
Daha nelerden vazgeçtiğimi bir bilsen,
Gözlerim uykuyla dargın, *******im sabahla,
Denizlerim mehtaba küskün, mehtabım yıldızlara,
Güneşim bahara küskün, baharım bana,
Alışamadım bir türlü bu yaman ayrılığa...
Hadi yosun gözlüm, boş verrr bana aldırma,
Yolun açık olsun, sen baharlara, ben hazana...

Eylül GÖKDEMİR...07.02.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sen Ağlama Dayanamam

Sen ağlarsan volkanlar patlar...
Sen ağlarsan kıyamet kopar...
Sen ağlarsan denizler taşar...
Sen ağlarsan, ben ağlarım...

Sen ağlama gönül gözlüm...
Sen ağlama şiir sözlüm...
Sen ağlama, melek yüzlüm...
Sen ağlarsan, ben ölürüm.

Eylül GÖKDEMİR...09.06.2006

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Savunmasız Yargı

Ne kötü, giden yaşamı,
Kendi avuçlarının içine alarak sorgulamak.
Zordur yaşanmışlıkları sorgulamak,
Savunma avukatının bulunmadığı bir mahkemede,
Yargıç sen, savcı sen olmak,
Ve yargılamak acımasızca,
Kalem kırmak, mahkum etmek tüm duyguları,
Bir darağacında sallandırmak
Boynunda kendi yazdığın idam fermanın,
Gözlerinde sevdalı bakışların,
Bir noktaya takılı kalmak.
Zordur kendi hayatını yargılamak.

Eylül GÖKDEMİR...01.02.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sana Teşekkür Etmek İstiyorum

Sana teşekkür etmek istiyorum,
Teşekkürler...
Binlerce yüzbinlerce teşekkürler,
Beni gerçeğe döndürdüğün,
Hastalıklı bir sarmaşık gibi,
Bedenimle birlikte ruhumu gaspeden,
O yalancı sevdadan uyandırdığın,
Zincirlerimi kırıp özgürlüğümü kazandığım,
O muhteşem şokla kendimi bulduğum,
Akşam üzeri konuşmasını yaptığın için,
Gerçek seni görmeme neden olduğun için...
Sonsuz teşekkürler...
Şimdi özgür bir kalbim var..
Bitti artık kabuslar! ! !

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sana Kavuşmak

Zaman geçmiyor, geleceksin ya...
İnadına duruyor saniyeler,
İnadına duruyor dakikalar...
Gözlerini göreceğim ya yine...
Güneş doğmuyor,
Sabah olmuyor bir türlü...
Yeter artık...
Yelkovan dön diye bağırıyorum...
Şana kavuşacağım ya...
Heyecandan deliriyorum...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sana İhtiyacım Var Gel

Hep deli kız derdi yeşil gözlüm bana...
Ben de ona delisin dediğimde
Buyrun benim diye cevaplardı daima...
Şimdi nerede görsem bir deli sözcüğü...
Deli olmak ne ki çıldırıyorum.
Sevilmiyor bir daha öylesine...
Zaman duruyor sanki,
Üç-beş nöbetlerinde...
Sıkışıp kalıyor düşlerimiz...
Hiç kimseyi yaklaştırmıyoruz,
Kutsal mabedimize...
Sana ihtiyacım var sevdiğim...
Sana ihtiyacım var, sevgine...
Sevişmeye değil,
Çıplak tenlerin kirlettiği,
Kan ter içinde kalmış,
Kırış buruş çarşaflarda kaybolmuş,
O ak düşlerin bekaretinde,
Kaybolmamalı sevdamız...
Sevişmeye değil aşkım, yaban ellere,
Yabancı dillere değil...
İhtiyacım var...
Sana, yüreğine, aşkına...
Kalbimin sen sen diye çırpınışlarında
Senin limanında demir atmaya geldim...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sana Geleceğim Bu Gece

Sana geleceğim bu gece...
Saçlarım rüzgarında dansedecek nefesinin...
Özlemlerim kirpiklerimin uçlarında uçuşacak...
Ellerim ellerini ararken telaşla...
Yüreğimde kıpır kıpır,
Bir güvercin havalanacak...
Beyaz zambak kokacak tenim...
Bir latin müziği eşliğinde,
Karışacak adımlarımız...
Gözlerimiz söyleyecek aşkımızın şarkısını...
Dudakların mühürleyecek dudaklarımı...
Zaman duracak ansızın,
Hep o anı yaşayacağız...
Bana geleceksin bu gece...
Tan ağarmadan, martılar susmadan...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sana Adanmıştım...ADAK

19/4/2006 - ADAK
Sana adanmıştı yüreğim, bir Kurban Bayramı sabahında...
Kına yakmıştım, gönül bahçemdeki güllerin taç yapraklarına...
Gözlerimi adamıştım, bakışlarının yıldırımlarına, sürmeleyerek...
Saçlarımı adamıştım parmaklarının arasından süzülüp geçsin diyerek...
Kendimi adamıştım sana, ömür rıhtımın olsun diyerek...
Sevincin, kederin, öfken, hüznün dinlensin diyerek...
Hırçın dalgalardan korumak için seni, ruhumu adamıştım sana...
Oysa şimdi ne sen kaldın adanacak, ne sevdan kaldı buralarda...
Serseri bir rüzgar alıp götürdü adanmış ne varsa kutsal sandığım...
Yok yelleri esiyor bu diyarlarda, sınırlar ihlal edildi, ruhlar satılmış...
Siren sesleri yırtıyor gecenin sessizliğini, acı feryatlar yükseliyor semaya...
Ben kendimi adamıştım sana, bombalar yağarken gökyüzünden...
Eller kalkmış semaya kalkmış duada, gözlerde hazan yağmurları...
Ruhlar adanmış sonsuzluğa meydan okurcasına, sessiz...
Kurban Bayramı da geçti şimdi neylesin adağı yalnız yüreğim.

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sahibine Ulaşmayan Mektup-2

Nelerden vazgeçtim senin uğruna, neleri tükettim.
Yaktım tüm gemileri, dizlerimde derman bitti, dilimde kelam.
İçimde güzel olan ne varsa öldü,
Yoldun tüm çiçeklerimi, gözünü kırpmadan.
Tek tek devirdin, kayın ağaçlarımı.
Ateşe verdin yüreğimdeki ormanı.
Halbuki sen dediğim zaman
Gözlerimde milyonlarca yıldız aynı anda gözkırpardı.
Kalbimin tam orta yerinde havai fişekler ardarda patlardı.
Gökyüzünde sevda şiirleri yazılır,
Melekler benimle birlikte ilahiler okurdu.
Herşeyimdin, sevdiğim, sevdamdın.
Oysa ben, oysa ben, hiç bile olamadım senin dünyanda.
Nöbetçi sevgiliden başka.
Söyle, söyle hangisi gerçekti söylediklerinin, hangisi yalandı?
Say ki, hiç elele yürümedik sahilde,
Hiç paylaşmadık bir bardak çayı.
Hiç almadın kollarının arasına,
Hiç değmedi dudakların dudaklarıma.
Saldın beni acımasızlığın kollarına.
Neler söyledin, nelerle itham ettin.
Doğru ya ben senin hiç bir şeyindim..
Bu kadar ucuz muydu, bu kadar basit miydi?
Yaşanmışlıkları inkâr etmek bu kadar kolaydı demek ki.
Şimdi ben öldürdüm seni içimde.
Hiç yaşanmamışcasına, hiç varolmamışcasına
Gidiyorum bu şehirden.
Arkama bakmadan ayrılıyorum senden.
Kullanıldım ve bir paçavra gibi bir kenara atıldım.
Belki hakettim bunu, belki haketmedim,
Ama bildiğim bir şey var ki,
AŞK asla affetmeyecek ve...
Ahım ölene kadar takip edecek seni.

...30.01.2997

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sahibine Ulaşmayan Mektup-1

Önceleri nasıl da acıyordu, nasıl da kanıyordu içim.
Gözlerimde yaş kalmadı sanırım.
Kaç ******* yorganı çekip başımdan,
Yüzümü yastığa gömüp hıçkırıklarımı gizledim, kimseler duymasın diye.
Söyle, daha kaç geceme sebep olacaksın ki,
Daha kaç gecemin katili olacak,
Kaç gecemin sehpasını kuracaksın?
İçin rahat mı?
Başını yastığa koyduğunda hiç mi için sızlamıyor?
Hangi idam mangası senin kadar vicdansız?
Onlar hiç değilse kurşuna dizer, acıtmazlar.
Sen yağlı urgan boynumda, bekledin ******* boyunca.
Başını nereye çevirsen beni görecek,
Dinlediğin her şarkıda hıçkırıklarımı dinleyecek
Dokunduğun her çiçekde beni hissedeceksin.
Ne kadar da acımasızdı dilin konuşurken.
Seni asla bağışlamayacağım.
Sen benim düşlerimin katili, aşkımın failisin.
Dizlerim kanadı, avuçlarım patladı, tamam
Ama yeniden doğruldum ve yürüyorum.
Sen ise yaşadığın sürece vicdan azabınla sürüneceksin.

Eylül GÖKDEMİR...30.01.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Sabah Duası

Nalan oldum, hep inlerim...
Hazan oldum hep yanarım...
Kış gelince zemheride...
Üşür yüreğim, donarım...
Ölümü hatırlarım her kar yağışında...
Ve ben her baharda,
Yeniden sana doğarım...
Bu nasıl bir düzendir ki hiç bozulmaz...
Bu nasıl bir sistemdir ki, ayar yapılmaz...
Seni görmediklerinden dem vurup, inkar edenler...
Nasıl da kördürler ki, ulaşamazlar...
Ya Rab...
Senden başka hiç bir şeyi olmayan ben...
Senden başka her şeyi olanlara acırım...
Beni bensiz koy ama sensiz bırakma
Ya Rabbim...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Ruhumuh Hicranı

24/4/2006 - RUHUMUN HİCRANI
Ben mi yalandım, sen mi bilemedim...
Hasretin kor alev oldu, söndüremedim...
Nice sevdalar yaşandı, niceleri gelip geçti...
Ruhumun hicranına ömrümü bedel biçti

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Perişan

Bensiz çıkıyorsun bu yolculuğa,
Bileklerimde zincirler, haykırıyorum arkandan,
Gitme...
Hani birlikte olacaktık seninle,
Hani yakamozları izleyecektim gözlerinde,
Çözemedim kilitleri, kıramadım zincirlerimi,
Sonsuzluğa yol alırken o yelkenli,
Yalnızlığım ve ben, sefil, perişan,
Gömülüyorduk dalgalara, ses çıkarmadan.

Eylül GÖKDEMİR...01.02.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Papatya'nın İsyanı

Ellerinde tut yüreğimi, ellerinde.
Sımsıkı kapat parmaklarını, kayıp gitmesin arasından, cannn.
Ey benim Papatya kadar narin, Papatya kadar kadersizim...
Kimler koparır seni, kimler tek tek ayırır taç yapraklarını...
Bir gelin duvağı kadar saf ve temiz gülüşlerini...
Ey benim kadersizim, Kır Çiçeğim...
Dayanamam ağlamalarına,
Dayanamam gitmek isteyip de gidememelerine...
Hadi güneşsiz sabahları bırak artık, uyan güneşli sabanlara...
Dağ Kırlangıcım, Güz Yağmurum, Kelebeğim...
Bak şimdi dilim lal oldu, konuşamaz, fısıldayamaz bile...
Yoluna, izine yüzüm sürdüğüm, asi maralım, sevdiceğim...
Yüz yüze gelmeden ölmek de var, ölüp de sana hasret gitmek de var...
Hadi sil göz yaşlarını, bak ben gidiyorum Hazana...
Sana bırakıyorum, güneşli sabahları...
Gönül Gurbetinde sürgündeyim, kayboldu umutlarım...
Özüne sözüne kurban olduğum, Papatyam, Gölge Çiçeğim...
Yollar uzak, mevsim bahar, aramızda aşılmaz engeller var...
Bir kemanın içli iç çekişinde kaybettim kendimi, bulamamak da var...
Sen, sen, beklemeyi bilmezsin bilirim,
Gidersin gözlerimden, kaybolur hayalin...
Sabreder dururum bu da geçer diye, umudun gölgesinde...
Bu sabah yine seni selamladım, sabrın ulaşılmaz işkencesinde...
Elbet bir gün ben de hakettiğim gibi sevileceğim...
Ellerinde tut yüreğimi, avuçlarında sakla, gizlice seyret...
Seni özlerim elbette bir gün bu da geçecek...

Eylül GÖKDEMİR...30/3/2006

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Özlemini Çektim Ciğerlerime

Hadi bak gözbebeklerime
Gökkuşağından salıncaklar kurup...
Yıldızları indirirken yüreğine...
Saçlarını okşayıp geçercesine...
Tebessümünde baharı...
Sesinde yağmuru...
Nefesinde rüzgarı hissettim...
Gördüm, gözlerinde yalnızlığı...
Kaçıncı sabahtır ki bu...
Tan yerinin ağarıp,sensizliğe küstüğü...
Gecenin sessizliğinde...
Dalgaların çırpınıp...
Martıların çığlık çığlığa uçuştuğu...
Bu sessiz gökyüzünde...
Yıldızların aya, ayın güneşe...
Toprağın yağmura hasreti gibisin...
Ararken gölgeni ıssız köşe başlarında...
Kan kırmızısında şafağın...
Bir bebeğin gülücüğünde sevip seni...
Gün batımına...
Özlemini çektim ciğerlerime...
Delicesine, yoktun...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Öz Ağlar Söz Çağlar

Öz ağlamazsa gözden düşen yaşın,
Kalp ağlamazsa dilden çıkan of'un,
Yürek sızlamazsa çekilen ahhh'ın,
Ne önemi var ki, ne önemi var ki...

Biz kıramadık zincirleri, koparamadık,
Açık denizlerde bir yelkenli olamadık,
Sevdik sevildik, hiç anlamadık,
Pişman olmanın ne önemi var ki...

Bu aşk oldu bir yılan hikayesi,
Dağıtır dağları bir yudum öfkesi,
Dinleyen ağlar, söyleyen ağlar, yok gerisi
Kör olası ayrılık yedi bitirdi bizi...

Eylül GÖKDEMİR...07.02.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Öteki Yarın Olmaya Geldim

Diğer yanın,
Kayıp olan yarın...
Karanlığının aydınlığı,
Aydınlığının mutluluğu,
*******inin uykusu,
Uykunun düşleri,
Düşlerinin tebessümü,
Tebessümünün hıçkırığı,
Hıçkırığının gözyaşı olup,
Yüreğine dokunmaya geldim...
Sen olmazsan ben ne ederim,
Söyle bana melek encim...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Öp Beni

Öyle sıkı ört ki üstümü,
Hiç bir yerden rüzgar sızmasın,
Düşeceğimi anladığında,
Öyle sıkı tut ki beni,
Kollarından başka bir şey sarmasın,
Öyle sıkı kavra ki beni,
Hayat asla dokunamasın,
Öyle sıkı öp ki beni,
Son nefesim dudaklarından olsun,
Gülümseyeyim...

Eylül GÖKDEMİR...07.02.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Ölüme Beş Sevdaya Geç

Neyi erken yaşadıysam,
Hep ona geç kalıyorum demiş şair,
Hangi yaşanan geç kalınan değil ki,
Kim yazabilmiş ki kaderini ben silebileyim,
Hangi aşk mutlu bitmiş, hangi aşık vuslata ermiş,
Zamanın durduğu nerede görülmüş,
Karışmış mı mevsimler birbirine,
Güneş batıdan doğdu mu bir kere,
Kuzeyi güneye taşıyabildik mi,
Geceye güneşi, gündüze mehtabı, sabaha yakamozu,
Getirebildik mi be gülüm...
Biz hiç bir şeyi beceremedik,
Beceriksiz miydik, yoksa istemedik mi,
Ben istedim de sen hep erteledin mi yoksa,
Dedim ya gülümmm...
Ölüme beş, sevdaya geç kaldım ben.

Eylül GÖKDEMİR...31.01.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Ölüm Allah'ın Emri Ayrılık Olmasaydı

Hangi sevda var ki adı konmuş...
Hangi sevda var ki ışığı bulmuş...
Hangi aşık maşukuna kavuşmuş...
Ölüm Allah'ın emri, ayrılık olmasaydı...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Oyunlar Da Bitti

Taşımasını bilmeyene ağır gelir sevda,
Gerçeği reddedip, yalana bakarsa yürek,
Huzuru terkedip, tufana dalarsa direk,
Zorluklarla başetmeye, gücü yetmeyen yürek,
Ölmeden ölmeyi anlamazsa eğer,
Akıbet hüsrandır demek gerek..

Eylül GÖKDEMİR

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Oyunlar Da Biter-1

Oyun biter bir gün
Toprak örter
Ölmeden ölmeyi bilmeyenler
Ömrü heder eder,
Heva heves,
Hepsi boş
Ölüm, kabir, toprak...
Son nefes derler,
Nasıl geçer?
Oyun biter bir gün,
Toprak örter,
Ahını aldıklarımız bize yeter.

Eylül GÖKDEMİR

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Oy Benim Kara Sevdam

Oy benim kara sevdam...
Başıma karalar yağdıran sevdam...
Ne çok özlerim seni bilir misin...
Bir duygu yumağı oldun içimde...
Sabah sarıp, gece çözdüğüm...
Oy benim karasevdam...
Oy benim sevdiğim...
Yıldızlarla konuşup,
Sabahlara kadar ördüğüm...
Oy benim karasevdam,
Düşlerimde gördüğüm...
Oy benim karasevdam,
Tuvallere çizip...
Şiirlere dizdiğim,
Oy benim karasevdam...
Neden gelmezsin,
Neredesin, nerelerdesin...
Hangi iklimlerde eser,
Hangi gönüllerde gezersin...
Oy benim karasevdam,
Seviğim, özlediğimsin...
Gece Gözlüm, şiir sözlüm,
Nerelerdesin...
Ne hasretin diner içimde,
Ne güllerim açar...
Oy benim karasevdam,
Mevsimler sensiz geçer...
Hele bir gel, otur yanıbaşıma...
Sessizce öyle dur,
Önce inanayım senin sen olduğuna...
Saatler hep gittiğin anda kaldı,
Hiç gitmemişsin gibi...
Aylardan Eylül olmalı,
Mevsimlerden sonbahar...
Yapraklar düşmeli saçlarına,
Yağmur ıslatmalı...
Islak saçlarına dokunmalıyım sevgiyle,
Gözlerim dolmalı...
Oy benim karasevdam,
Oy benim gece gözlüm...
Canım sevdiğim, Delikurt´um, neredesin...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

O Kendini Biliyor

İçimin yalnızlığında,
Üşümüşlüğüne sığınıp yıllarımın,
Sitemler yazdım
Gel-gitleri yaşayan o vefasıza.
Hem de aklımın bam telinin koptuğu
Bu Şubat akşamında...
Sitemler yağdırmıştı,
Sanki benmişim gibi
Bırakıp giderken
Dilini keskin bir kasatura gibi sallayıp,
En iyileşmez yerim olan
Kalbimi oyup çıkaran...
Her sokak başında
Köpeklere yem yapan...
Kanlı bir ihtilalin ortasında,
Her sokak başına darağaçları kurup,
Yine, yine, yeniden...
Bıkmadan, usanmadan, doymadan,
Beni sallandıran...
O kendini biliyor.

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

O Büyük Günde Seni Bekliyor Olacağım

Eğer ki bilsem beni, gerçekten sevdin,
Yemin ediyorum sana ben hep beklerim,
Mahşer, kıyamet çok değil mirim...
Bu kalp çok sevdi seni, anlatamıyorum...

De ki sevdim, seviyorum can tanem, bekle...
Sevdamızda son bulacak, acı da keder de,
Yüreğinin götürdüğü yere git, bu son seferde,
Gözümü kırpmadan atlarım, inan ateşe.

Yaprak gözlüm, şirin sözlüm, yok ki benzerin,
Bir ben var ki benden öte, sana giderim,
Yunus olup dağlarda odun keserim,
Şemsi bekleyişi gibi Mevlana'nın, seni beklerim.

Hala senin eşinim hiç vazgeçmedim,
Düşlerimde sen varsın, ödün vermedim...
Yaz demedim, kış demedim seni bekledim,
Bekle de bekleyeyim mahşere kadar! ! !

05.03.2007...14:30

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Nehir Gözlüm

Hayat ne dipsiz bir kuyu, ne de dar bir sokaktır...
Tüm yollar dilediğin takdirde sevgiye çıkar...
Senin yolun çıkmıyorsa, gitmiyorsun demektir...
Sen karanlıkları seçiyorsan, kahretme aydınlıklara...
Mutluluk gittiğin yoldan gelir, set çekme gönlüne...
Kapatma yüreğinin kapılarını, gelen var bilesin...
Beklenen yolcu göründü ufukta, nere gidersin...
Söyle bana nehir gözlüm, dudağının kıvrımındaki,
O mutsuz tebessüm nedendir...
Nedendir dilinin ucuna gelip de yaralayan vedalar...
Söyle bana can, söyle Nehir Gözlüm...
Papatya diyarının solmayan çiçeği, neredesin...
Bu ilk değil sevdiceğim, son telaş değil...
Hüznün Yüzüyüm aynalarda yansıyan ara sıra...
Bakmaya korkarım belki bulamam baktığım yerde...
Şimdi gittiğin yollara bak, sana ne getirdi diye...
Kalk gecenin ulaşılmaz bir sabahında ve dinle...
Can hıraş feryatlar getirecek rüzgar sana...
Hayat ne bir idam sehpasıdır, ne de cellat...
Ne ayağının altından kayan bir sehpa....
Bu ne ilk ayrılık, ne son vedadır canım...
Bıktım seni yalan yaşamaktan...
Hayat ne dipsiz bir kuyudur, bir damla suyu olmayan...
Ne vuslattır sevgiliye, ne serzenişler yaşanır içinde...
Sevgi istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin...
Gözlerini umarsız dikip, bir yudum sevgi dileyeceksin...
Acılarla pişip, sabırla olgunlaşıp, sevgiyle yanacaksın...
Sevgi istiyorsan gülüm, önce sevmeyi öğreneceksin...
Ya da sevgi, sevgi diye bir gün son nefesini vereceksin.
Dedim ya Nehir Gözlüm, önce sevip, sonra sevileceksin.

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Ne Zaman Ben Sana Sen Bana Yabancı Olduk

Bir bilsem, bir bilsem ne zaman kaçırdık
O adına aşk denilen gemiyi...
Ne zaman dümen kırdı bizim olmadığımız iklimlere...
Ne zaman sen bana, ben sana yabancı olduk...
Söyle canımmmm, canımdan aziz bildiğim,
Söyle ne zaman oldu bunlar...
Ben istemez miydim diye başlayan cümlelerden korkar oldum,
Bir kabusun başlangıcıydı onlar...
Sen isteseydin eğer sevgili, güneşi geceye getirir,
Mehtabı sabaha doğdururdun...
Sen istemediğin için geldi bu zamansız ayrılık...
Sen istediğin için şimdi ikimizde
Rüzgara kapılmış iki kuru yaprak gibi savruluyoruz...
Oysa benim de hayallerim vardı mutlu olmak üzerine...
Ben de sevdiğimle yaşlanmak istiyor,
Hayatımın sonuna kadar senin olmak istiyordum...
Hayallerimi kaybettim, yağmurlu bir gecenin sisli sabahında...
Puslu akşamlara kavuşan, tipinin vurduğu aşklara döndük...
Bir bilsem diye başlamıştım, şimdi bildiğimi anladım...
Sen istemedin, ben ise seni çok ama çokkk...
Hayır, ben seni sadece sevmiştim...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Nazlı Gelin Eylül

Ben nazlı bir gelin tanıdım, ondört yaşında,
Bir gelin ki, düşleri kalakalmış
Bahçedeki ağaca kurulu salıncakta..
Nazlı mı, yoksa nazının infazı mı belli değil asla...
Bir nazlı gelin dediler,
Gömdüler kaderine genç yaşta.
Adı Eylül'dü...
16.03.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Mühür Vurma Dudaklarına

Hadi aç kilitlerini, mühür vurma dudaklarına...
Nazlı çiçeğim, meleğim, ben varım korkma...
Ne fırtınaları göğüslemiştik birlikte hatrlasana...
Teslim olma sakın aşk celletlarına...
Acınacak olanlar onlar değil midir aslında...
Başları havada gezerken papatyalar arasında,
Dünyanın merkezi olduklarını sanırlar salakça.
Ya yüzleşeceksin korkularınla, yürüyeceksin elinde kalbin,
Vuracaksın tam alnının ortasından, ihanet edip seni inciteni
Arka arkaya çekeceksin tetiği, dumanı seni boğsa da...
Bırak o kahrolsun, o yok olsun senin gücün altında.
Kaçmak kime çözüm getirdi ki, kim yok etti acılarını,
Ya şimdi dersin, ya da iyileşemezsin asla...
Hadi, cesaret, topla kendini, yalnız değilsin unutma! ! !


17.03.2007...(Enci'me)

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Mekânsız Lâle

Düştüm, bir gecenin sızlayan kollarına, hesapsız kitapsız,
Ninniler söylesin istedim, ninniler, çıkayım o kör kabuslardan,
Gözlerimde alacakaranlığın safağı yer tutsun, kızıl bir sabahta
Erimesin zamana hükmeden, zamanı benden çalan akşam...
Düşle gerçek arasında koşarken soluk soluğa, nefessiz,
Uzak iklimlerde bir lale açar, boynu bükük, yaralı, sensiz...
Elleri üşümüş, yüreği üşümüş, gözlerine mekân kurmuş mekânsızlar...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Med-Cezirlere Verdin Hayallerimi

Senin de mi var med-cezirlerin...
Sen de mi hayallerini kurban ettin
Gel-gitlerine...
Sen de mi batırdın hayallerini,
Şu dümensiz gemide...
Sanma ki hayat budur,
Gidenler gelmez geriye...
Keşke...
Kalan sadece kurumuş
Bir kaç dal kalsa elimizde...
Ya da kurumuş bir kaç yaprak...
Belki de saklardım
Bir defterin arasında,
Sonsuza kadar koruyarak...
Oysa şimdi gidenler gitti,
Kanadı yürek, sızladı beden...
Bu ifritten sorunu
Cevabını kim verecek?
Hiç bir şey bıraktığın yerde
Kalmıyor demek! ! !

06.03.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Mazlum Ahı

Bir gün bir yerlerde olur 12 şiddetinde depremler
Siyahi bir gecenin ardından gelir tüm kasırgalar
Yıkılır bir yerlerde camdan odalar
Götürür katıp önüne Hüzzam sevdaları,
Toplar, tıkıştırırım bir bavula, yüz karası anıları,
Bir seldir bu, çamur deryası kelimeler,
Tek tek sıralanmış önüme bubi tuzağı cümleler
Sözler verilmiştir, kurulmuştur gelecekle ilgili hayaller,
Bırakıp gidişlerin ardından gelen,
Pişmanlıklar, tövbeler, hezimetler,
Fayda etmez son pişmanlık, gidenler gelmez,
Bu bir mazlum ahı, başka bir şeye benzemez.

Eylül GÖKDEMİR...31.01.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Mavileri Çaldım

Bu gün efkar dağıtıyorum bulutlara,
Gökyüzünün rengini aldım,
Denizin rengini çaldım,
Yağmur olup düştüm toprağa...
Ne toprak maviye boyandı,
Ne yaprak maviye kandı...
Bir belirsiz fırtınanın ortasında
Yüreğim kanadı, kanadı, kanadı...
Sadece gözlerim buluştu denizle,
Onlar aldı maviyi, onlar boyandı.
Efkar bulutları indi körfeze.

Eylül GÖKDEMİR...07.02.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Maskeli Duygular

Maskeli duygular var yüreğimizde,
İtiraf edemediğimiz...
Söylemek isteyip de söyleyemediğimiz...
Maskeler var yüreğimizde,
Söküp atmaktan korktuğumuz...
Duygular var saklayıp,
Maskeler taktığımız...
Hadi, hadi cesaret...
Çıkarıp at maskeni ve
Önce kendin gör yüreğini...
Maskeli duygular yaşarız
Gönül sofrasında...
Boranlar, hazanlar, kasırgalar
Gelip geçer, ezip geçer...
Korkarız aynaya bakmaktan
Zaman zaman...
Duygularımız vardır
Kendimizden bile saklayıp,
İtiraf edemediğimiz...
Maskeli sevmelerimiz olmasın,
Maskeli acılar,
Maskeli özlemler,
Maskeli hıçkırıklar...
Maskesiz, maskesi olmayan
Bir sevda isterim,
Başımı alıp gidecek...
Maskesiz olsun özlemler,
Dile getirilsin isterim...
Ayrılıkların bile maskeli yaşandığı bu handa,
Ben bir yolcuysam eğer...
Maskesiz yaşamak,
Maskesiz isterim, ölmek..
Sök at maskeni artık,
Aç gözlerini,
Aç yüreğini sevgiye...
Maskeli duygular yaşanır şehrin birinde...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Manzara Gülüşlü Kız

Gülüşüne vurulmuştu adam...
Gözlerinde mevsimler coşardı...
Bakışlarında yaşadı, yazı kışı baharı...
Bakışlarında yakalardı okyanusların...
Bitmek bilmez maviliğini...
Gemiler gelir giderdi gözbebeklerinde...
Kuşlar şarkı söylerdi kahkahalarında...
Bir yeşil orman olurdu gözlerinin mavisi...
Bir fırtınalı deniz...
*******in mavisini indirirdi zaman zaman...
Irmaklar çağlardı sesinde...
Coşkun akardı dereler...
Dudaklarının kıvrımlarında...
Dağ çiçekleri açardı, emsalsiz...
Bir gülüş bir manzara olabilir miydi...
Benzersiz...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Mahzun Bakışlım

Bir kış sabahının kandıran güneşi,uyandırırken...
Ya meltem olsan gönlümde ya fırtına ol...
Bir Haziran sabahı gibi al götür beni...
Kelebeklerin uçuştuğu bir dünyanın...
Kuşların özgürce uçuştuğu, ormanların...
Bülbüllerin güllerle yarenlik ettiği dünyamın...
Sessiz vadilerine al götür beni...
Ne kasırgalar olsun, ne boranlar yamaçlarında...
Yabangülleri açsın korkusuzca, uçurumlarında...
Bir sen ol *******imi aydınlatan...
Şimal yıldızı gibi, karanlıklarıma doğan...
Bir bakış ol yüreğimi ıslatan...
Bir gülüş ol gündüzlerime doğan tan yerinden...
Sevdam ol, asırlara sığmayan...
Bir sen ol mahzun bakışlım, bir de gözlerin...
Aşka meydan okuyalım birlikte...
Ya sen gibi yaşansın sevdalar, ya da ben gibi...
Ne çoban seslendirebilsin kavalında...
Ne beste olabilsin dudaklarda, söylenen...
Bir sen olsun yarınlarda, bir ben...
Mahzun bakışların yağsın bahçeme bulutlardan...
Sen Mahzun Bakışlım, sen olmalısın...
Yüreklerde kanayan, içimde acıyan...SEN...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Leyla Ve Mecnun

Bu gemi sessizliğin değil, ruhların söyleşip,
Gönül yangınlarının birleştiği gemi...
Bu gemi çığlıkların sessizlikte kaybolup,
Boranlara, fırtınalara dönüştüğü gemi...
Bu gemide Leyla'lar ağlarken, Mecnun'lar yas tutar,
Selam yollanır bilinmezliklere, selam yollanır sevgiye,
Sevenlere, sevilenlere ve ölümsüz aşklara...
Bu geminin yelkenleri yüreğimizin hassas duvağı,
Rüzgârı sevgi dolu, tek sermayesi bu olmalı...
Kapımız açıktır sevenlere, çalmadan girmeli içeri,
Gönül dergâhında teklif olmaz, hesapsız gir içeri...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Küskün Sevda

Gidenlerin dönmediği yolların kesiştiği,
Bir sonbahar akşamının geceye küstüğü,
Nefeslerin kesilip, dudakların büküldüğü,
Küskün bir sevdanın demlendiği yürekteyim.

Eylül GÖKDEMİR

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kürek Mahkumu

Gözlerimde bir bulut gezer, yağmur yüklü...
Bir hayal danseder ellerimden tutup...
Ne zaman bir şarkı duysam, seni hatırlarım...
Bir hüzün gelir yerleşir tam orta yerine yüreğimin...
Yıllar bu acıyı silmiyor Deniz Gözlüm, silmiyor...
Tüm sesler silinir evrenden, sen kalır geriye...
Mutlu oldun mu bensiz uzaklarda, oldun mu...
Hangi gözlerde kaybettin hayallerini...
Hangi limanlarda demirledin gönül gemini...
İsyan etmedi mi tayfaların, dümenin kırılmadı mı...
Korsan sevdalar mı yaşadın, ıssız adalarda...
Kürek mahkumu misaliyim şimdi, parya...
Ne bir sevgili ararım, ne sensiz yaşarım...
Haydi kalk gidelim sevdiğim, gidelim uzaklara.

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kulların İhaneti

Dünyaya değil sitemim,
Kahpelik bizde kesin,
Elinin değip de kirlenmeyen
Ne var insanoğlunun derim...
Yaradılış hikmetine göre
Döner günden geceye,
Herşey lisanıyla zikrederken Allah'ı,
Bizde döner bilmeceye,
Ne vefasız, ne ahlaksız,
Ne düzenbazdır insan,
Hakk'a inanır, severim demesi bile yalan...
Hiç kalp kırıp, yalan söyler mi O'na aşık olan,
Secdeden kaçar durur,
Eğilmez başı gururdan.
Yalandır kötülüklerin anası,
Dilinde zikri, yolunda ziyası,
İhanetin en büyüğünü yapar der Allah rızası...
Her türlü zinadan alır nasibini tüm azası,
Etrafa çalım satar,
Sanırsın peygamber sofası...
Dili başka söyler,
Eli başka yazar,
Ayak başka basar,
Kul hakkından bi gafil,
Yazar yazar yazar...
Aldığı mazlum ahını,
Cehenneme pasapot yapar.
Hidayet ver biz kullarına,
Yoksa halimiz harap,
İçi dışı bir olan kullarından bizi yap.

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Korkuyorum Sana Alışmaktan

Biliyor musun...sana alışmaktan korkuyorum...
korkuyorum gözlerine bakmaktan,
alışırım yıldızları seyretmeye, diye...
Korkuyorum sana alışmaktan gözbebeğim...
Sesini duysam, biliyorum ki silinecek evrendeki tüm sesler,
susacak tüm kainat...
Korkuyorum bir tanem, korkuyorum...
Ya gelişin, gelirsen, gelişine alışırsam...
gittiğin her an, yeniden bana geleceğini bilerek...
alışmaktan korkuyorum sana...
Uzaktan gördüğüm her gölgeyi sana benzetmekten...
her ninnide senden bir şeyler bulmaktan...
kar tanelerinin yüzüme dokunuşunda
seni bulmaktan korkuyorum...
tan yerinin ağarışında kapımı çalanın sen olmasından...
gün batımında yangın yerine dönen ufkun,
seni bana getirmesine alışmaktan korkuyorum...
Sakın bana seni seviyorum Mühür Gözlüm, deme...
Mühür Gözlüm demene alışmaktan korkuyorum...
Salıncakta sallama beni,
yaramaz bir çocuğun dileklerini gerçekleştirircesine...
dayanamaz yüreğim,
kopar tel tel,
alışırım sana sonra...
pamuk şekerini severim ben,
bu kadar sevgi dolu olma,
korkarım sana alışmaktan,
kaçarım uzaklara...
biliyor musun,
elma şekerini de çok severim ben...
elime tutuşturma elma şekeri,
gözyaşlarımı silerek...
ya sen yokken kim silecek gözyaşlarımı...
kim avutacak yüreğimdeki çocuğu...
Korkuyorum, gönül sözlüm,
korkuyorum sana alışmaktan...
karanlıktan da korkarım ben,
çocuklar gibi, belli etmesem de...
bir çocuk yaşar içimde,
dalgalarla danseden...
tebessüm ederek seyretme beni, düşlerimde...
ya alışırsam bu kadar sevilip, sahiplenilmeye...
Korkuyorum işte,
korkuyorum sana alışmaktan...
bak yağmur nasıl da vuruyor camlara,
isyan edercesine sensizliğe...
hani tahterevalliden düştüğümde nasıl da ağlamıştım,
gözyaşlarımı silip,
ağlama Mühür Gözlüm demiştin ya...
sahiplenmiştin,
kadınım demiştin...
Korkuyorum, korkuyorum anlasana...
sakın gerçeğe dönüşme olur mu...
hep düşlerimde kal,
ya alışırsam sana,
ya gidersen bir gün...
böylesine sevilmek ne güzel olurdu kim bilir...
KORKUYORUM SANA ALIŞMAKTAN...
biliyorum şimdi diyorsun ki...
KORKARAK SEVİLİR Mİ...
Haklısın! ! !

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Koptu Aklımın Bam Teli

Çıldırma Mevsimi dedikleri bu olsa gerek,
Fay kırıkları ile doldu beynim...
Beton doldurmaz, çatlak yapışmaz...
Çıldırma Mevsimindeyim şimdi,
Defter almaz, kalem yazmaz...
Koptu aklımın bam teli...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Koparılmış Bir Aşkın Son Sayfası

Sen değilsin bir lokomotifin arkasından sürüklenen,
Bir meczubun çığlıklarıdır sessiz kompartımanlardan yükselen,
Kazan dairesinde yakıt diye tüketilen ve kara tren denilen,
Koparılmış bir aşkın sayfalarıdır, kürek kürek eritilen...
Sen değilsin, bir istasyon tekedilmişliği kadar yalnız olan,
Sen değilsin, geride gözü yaşlı, terkedilmiş bırakılan,
Hem değer mi ki, seni arkandan vurana ağıtlar yakman,
Bırak dudaklarının kıvrımlarında açsın, gül-i divân.

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kilit Vurdum Dudaklarıma

Hasretler büyüttüm, korkular büyüttüm boy boy...
Hayaller çürüttüm, umutlar tükettim deste deste...
Maskeler seçtim hergün, değişik sahnelerde...
Kilit vurdum dudaklarıma,
Söz verdim açılacak, son nefeste...
Adını söyleyeceğim,
Sen bilmesen de...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kızıma

Özlemin kor bir ateş,
Yanar durur yüreğimde,
Uzaklar çok zor imiş,
Sen varsın anne yüreğimde...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kıyma Bana

bir kez baksan gözlerime...
bir kez dokunsan yüreğime...
bir kez duysan avaz avaz suskunluğumu...
bir kez, bir kez...
işte o zaman anlarsın kırgınlığımı...
ve dokunmaya kıyamaz
kalakalırsın öylece

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kırarım Kilitleri Canım Pahasına

Başımda esen...
Eski bir aşk masalından kalan,
Kırık bir kalbin rüzgârı.
Eteklerimde tutam tutam yağmur...
Uçuşur kirpiklerimde damlalar.
Ne selamın gelir bana,
Ne özlemin düşer yollarıma.
Gel de ne olur...
Kırarım kilitleri, canım pahasına!

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Keşkelerin Gölgesinde Hayat

Ne kadar çok keşkeler var,
Hayatımızın içinde...
Keşkelerle yoğrulmuş hamurumuz,
Keşkelere kurban vermişiz,
Yarınlarımızı...
Keşkeler yüzünden yaşayamamışız,
Dünü, bugünü...
Keşkesiz bir dünyada,
Keşkelerden uzakta,
Pişmanlıkların bulunmadığı,
Bir dünya hayal ediyorum...
Hayali bile öyle güzel ki,
Bu hayal hiç bitmesin istiyorum.
Birden bir patlamayla,
Açıyorum gözlerimi,
Hayallerimi kaybediyorum,
Bir meydan savaşının ortasında.
Yine bana keşkeler,
Yine bana yalnızlık kalıyor,
Sonunda...

Eylül GÖKDEMİR...11.02.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kesin Artık Başım...(Sonbahar Hüznü)

İçimde kırık dökük bir sonbahar hüznü,
Yaprak dökmüş ağaçlar, gözyaşı gibi,
Bir ben yalnız, bir ben öksüzüm sanki,
İçimde kaldı gelecek günlerin katliam izi.

Acımadım, aldırmadım, hoyrattım,
Kalbin her kırıldığında gururlandım,
Kendimi senin için vazgeçilmez sandım,
Gelecek günlerimizi katledip koydum.

Dilimi biledim, keskin bir haçer gibi,
Sözlerim kurşun olup, adrese gönderildi
En sonunda tattırdım, sana ben ihaneti
Ben ********, ben alçak, kesin artık başım.

...28.01.2006

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kelimeler Tükendiğinde

Oysa ne çok ihtiyacım var
Sanıyordum seninle konuşmaya...
Konuşmaya başladığımızda
Anladım ki
O eski sen gitmiş yüreğimden...
Kaybolmuşsun
Eski bir labirentin
Karmaşık dehlizlerinde...
Çoktan sen bana
Ben sana yabancı olmuşuz...
Bitmişsin çoktan yüreğimde
Ve...
Ben seni kendimde ararken,
Aslında sen yokmuşsun...
Düşlerimde yarattığım
Bir kahramanın yerine
Seni oturtmuşum...
Kelimelerin tükendiği yerde,
Sen varolan bir boşlukmuşsun...

08.03.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kelimeler de Danseder

Suskunluğumu seviyorum, senin yokluğunda...
Kelimelerin dansını izliyorum, sensizlik diyarında...
Suskunluk bir maske oluyor gözlerime inen...
Şaşkın bekleyişler yaşıyorum, kabına sığmayan...

Ne yüzler eskitti, bilirim, ne hayaller çaldı düşlerimden...
Ne sitemler dinledim sabah ezanlarında bestelenen...
Ne kahır mektupları yazdı gönül kalemim, tükenmeyen...
Hadi korkma, çıkar, at gitsin sevgisizlikleri kalbinden...

Bir ninni duyarım şimdi uzaklardan, bir Türkmen obasından gelen...
Yanık yanık söylenir, hasreti, sevgiyi anlatan, yanık yanık...
Ne ateşler söner yüreklerde, ne yangınlar yaşanır, görülmeyen...
Ne de bir köz olurum gönüllerde bilinmeyen...

Suskunluğuma yazıyorum şimdi, yokluğunun güftesini...
Ağlamayacağım işte, inat ettim, seni sevmeye devam edeceğim...
Sensizliğimi, suskunluğumu, özlemlerimi alacağım yanıma...
Kalk gidelim yüreğim, kalk gidelim, Hicret var, gönül diyarına.

Eylül GÖKDEMİR...4/4/2006

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kayıp Kentin, Aşk sokağının, Vefa apartmanı, Hüzün Numaralı Dairesinin Leyla'sı

Sen, borçlusun bana ve bir gün
Borçlarımı tahsil etmek için geleceğim sana...
Önce hangisinden başlamamı istersin...
Bak gözlerime, kaçırmadan bakışlarını,
Bir ömrün geçmişi var karşında,
Önce bakışlarımdan çaldığın yıldızları ver geri,
Sonra *******imden aldığın güneşimi getir yerine,
Dilersen bir de sabaha gün batımını yerleştir.
Ha bir de duvarlara yazdığım sessiz haykırışlarım...
Temmuz akşamlarının üşümüşlüğü vardı bir de...
Sadakat borcun var senin bilmediğin, benim beklediğim...
Senden başkasına değmeyen bakışlarımı,
Kış ortasında, yağmur düşmeyen toprak misali,
Kuruyan umutlarımı yeşertmelisin...
Ayaklarının altında ezdiğin menekşelerime ne demeli?
Ya tek tek yapraklarını yolduğun papatyalarım...
Bana iki can borcun var, canımdan koparıp attığın,
Senin umurunda olmayabilir ama benim can kattığım...
Bir yürek dolusu sevda borçlusun, sevdasız günlerine inat,
En önemlisi de nedir biliyor musun, vefasız...
Bana beni borçlusun, bana sormadan alıp gittiğin...
Şimdilik kapatıyorum borç defterini, belki daha sonra...
Ben kanıyorken, ben acıyorken, ben ağlıyorken...
Ha bir de gözyaşı borcun var, yağmur yüklü bulutlar dolusu...
Hadi, şimdi gidebilirsin istiyorsan, rahat uyuyacak mısın,
Bilmiyorum ama bana olan borçlarını yükle, yükleyebilirsen,
Koy adı vicdan olan bir kargoya, gönder adresi gönül,
Adı ben olan Kayıp Kentin, Aşk sokağının, Vefa apartmanı,
Hüzün numaralı dairesinin Leyla'sına...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kayıp Kentin Hüzünlü Yüzü

Kapama gözlerini
Üşürüm zemheri ayazı bir kışın ortasında
Bakışların takılsın bakışlarımın kıyısına
Yağmurlara kollarını açan o kentin
Köşebaşlarından topladım kaybolan umutlarımı
Sessiz duvarlarla konuştum
Bahçe kapılarının aralığından
Papatyalar kopardım acımadan
Maksadım farklıydı oysa
İliştirmek istedim baharı saçlarımın arasına
Bazen bir hüzün gelip takılır mavilerime
Bazen de pembe bir bulut gelip yerleşir
Dudaklarımın kıvrımlarına
Afacan yıldızlar alazlanır
Bakışlarımın çocuksuluğunda
Masumdur tüm yaşanmışlıklara rağmen
Bir bebeğinki kadar
Acıtır canım, kanar dizlerim yuvarlanırım yokuşlarda
Kaybolan gölgeler gibiyim arka sokaklarda
Oysa güneş hep yüregimizin ülkesine doğardı apansız....
Kamaşırdı gözlerim ışığından korkardım
Tüm perdeleri çeker, tüm pencereleri kapardım
Kapılar kilitli, duvarların arkasında kalırdım
Ya incinirsem, ya yaralanırsam diye hep kaçardım
Telaşlı ürkek olsak da
Bir bayram sabahı telaşıyla uyanırken uykudan
Duygularımızı dökerdik ortaya ve kurban adardık
Kına yakardık ellerine
Kınalardık yüreğimizi de birlikte
Dilek ağacı dikerdik sonra gözlerimizle,
Dallarına asardık umutlarımızı,
Rüzgarın söylediği ninni eşliğinde
Tel tel düşürürdük sevdalarımızı
Bir kayın ağacının gölgesine
Avaz avaz suskunluğumuza inat,
Avaz avaz haykırırdık aşklarımızı
Ve zamansız zamanlarda kaybederdik sevmeleri,
Zamansız zamanlarda bulurduk düşüncelerimizi
Ve bir dalgayı avuçlamak istercesine,
Kayıp giderdi zaman da parmaklarımızın arasından
Kumsala olan aşkını dile getirircesine,
Atılırdı sürekli umutsuzca sahilin köşelerine
Dalgaların gel gitleri ile oynaşmıştı ayaklarımız,
Suya değmezdi etekleri o kadının
Martılar çığlık çığlığa dönerken başımızda
Rüzgar söylerdi şarkısını hüzzam makamında

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kayıp Kentin Hüzünlü Yüzü-1

Zaman zaman ihtilaller yaşanır,
Kanlı ihtilaller
Zaman zaman da inkılaplar yapılır
Düşüncelerin en umarsız yerinde
Bazen teröristlği tutar
Pankartlar açar, sloganlar atar
Dağa çıkar bazren de
Hele bir de bahar gelince
Takılır yeni doğmuş kuzuların peşine
Ardı sıra kovalar düşlerini
Bazen oturur bir çobanın dizleri dibine
Yanık yanık çalan kavalın her ezgisinde
Bir bayrak misali dalgalanır
Bazen yıldız toplar eteklerinde
Bazen bir erik ağacından toplarken meyveleri
Kayar ayağı düşüverir sessizce
Gecenin mavisini doldurur gizlice
Düşlerinin tam orta yerine
Mehtabı kapatır parmklarının ucuyla
Güneşi getirir karanlıkların ötesine
Çığlık çığlığa ter içinde kalkar gecenin ortasında
Alacakaranlık kuşağını izlercesine

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kaybolan Yıllarım

Karanlık köşelerde
Başı dizlerinin arasında,
Korkmuş, saklanmış
Bir kadın,
Çocukluğumu arıyorum...
Ne salıncaklarım kaldı
Bahçe ortasında,
Ne elma şekerinin tadı
Ağzımda,
Dilimde bitmeyen bir
Dua,
Tut ellerimden
Korkuyorum,
Beni bırakma...
Karanlık bir köşede
Kayboldu,
Işık saçan
Çocukluğum.

Eylül GÖKDEMİR...11.02.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kaybolan Harfimsin Alfabemde

Kaybolan harfimsin alfabede..
Döndüm ağladım, yandım ağladım,
Seni sordum her bir harfe...
Kelimeler isyan etti,
Parçalandı, bölündü hecelere...
Kaybolan harfimdin,
Dünyanın tüm alfabelerinde...
Bir mum aldım elime,
Arandım durdum karanlık köşelerde.
Cılız bir ses geldi derinlerden bir yerlerden,
Unuttuğun bir yer yok mu diye seslendi...
Heryere baktım, arandım yok dedim...
İç sesine kulak ver, yönünü belirler,
Çarpıntılarının olduğu yere git dedi.
Eğildim baktım korkarak,
Tebessüm ederek ışıl ışıl duruyordun,
Yüreğimin tam da orta yerinde.
Sen değildin kaybolan,
Kaybolan bendim sende.

28.02.2007...20:08

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kasım Akşamında Hüzün

Kasım akşamlarının esintileriyle
Geldin bir sabah...
Kasım akşamlarının alacakaranlığında,
Gittin bırakarak...
Hangi mevsim sakladı kucağında seni...
Hangi alarm çaldı, gecenin 25. saatinde...
Yalnız köşelere çekilir, ağlarım...
Seni götüren uçağa eşlik etseydim...
Bir göçmen kuş kanadında...
Yeşil gözlerinin tam ortasında,
Bir hare olsaydım...
Saklasaydın beni, kirpiklerinin arasında...
Hasretin kor ateş...
Deli bir virüs gibi, dolaşır kanımda...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kanadı Kırık Kırlangıçlar

Kanadı kırık kırlangıçlar,
Göçtedir güney yolunda...
Bir kaç damla gözyaşım,
İner tükenmiş günler anısına...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kana Acı Sızla

Gidersem
Gidersen,
Giderse...
Aşk! ! !
Gelmem,
Gelmez,
Gelmeyiz! ! !
Kaybolurum,
Kaybolursun,
Yüreğimde.
Kaybolur,
Aşk! ! !
Kanatır,
Kanarsın.
Acıtır,
Acırsın...
Gittik işte,
Aşk ve ben...
Şimdi,
Kana,
Acı,
Sızla...
Hakettin,
Unutma! ! !

08.03.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kalemim İntihar Etti

Hey güzel kalem, sen de mi dayanamadın,
Aylardır onsuzluğu, acılarımı, sevdamı...
Dertlerimi, hastalığımı, hicranımı...
Kahır mektuplarımı yazdın, yazdın, yazdın...
Seni çok iyi anlıyorum mirim, haklısın...
Nihayet dayanamadın bu azaba, intihara kalktın...
Hadi sen haklısın da, ya ben ne yapayım...
Acıyan ben, kanayan ben, sızlayan ben...
Yolları gözleyip, inleyen nalan ben...
Sen intihar ettin, iyi de...
Söyle şimdi ben nere gidem? ? ?

04.03.2007...20:45

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kalbimin Ve Aşkımın Cenaze Töreni

Bugün bir cenazenin,
Son yolculuğuna eşlik ettim,
Onunla geçirdiğimiz zaman,
Anılar birer birer,
Resmi geçit yaptı gözlerimde.
Oysa ne çok da hayat dolu,
Nasıl da umutları vardı...
Son duası yapılırken sordu imam,
Merhumu nasıl bilirsiniz ey cemaat?
İyidir dedim canhıraş bir sesle,
Ama bir günahı vardı ki,
Onun için yandı cehennem ateşinde.
Suçu sevmekti, hem de ölürcesine,
Cezasını dünyada çekti o bence,
Gömün gitsin artık, aşk da bitti,
Her nedense...

03.03.2007...19:20

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kalbimin Dileği

Uykusuz geçen *******den sonra,
Gözlerim kan çanağı,
Sabahı karşılamak var ya...
Duvarlardan silinen gölgelerin,
Sessizliği terkedişi...
Yankısı duyuluyor kalbimin bomboş...
Bir temizlik işleminden sonra,
Dönüp baktım ki...
Kirlerinden arınmış,
Acılarından kurtulmuş,
Tüm yaraları kapanmış ve...
Gerçek bir seven bekliyor ufukta...
Adını bilmediğim,
Sesini duymadığım,
Yüzünü görmediğim, nerdesin?
Yalnız kalbime gelir misin?
Umut olup, huzur verir misin?

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kahretsin, Kahretsin, Kahretsin, Hala Seviyorum

bu gece yine eski defterimi aldım elime,
sessiz çığlıkların eşlik ettiği bir gezintiyle
kayboldum sayfaların içinde...
onun olduğu sahile kırdım dümeni, bilinçsizce...
bulutlar yağmur yağdırdı yüreğimin her köşesine...
salkım salkım sevda çiçekleri açtı, boy verdi yine...
anladım ki unutulamıyormuş,
gidilemiyormuş başka iklimlere...
ne başka iklimler, ne başka kalpler
dindiremiyor kalbimdeki sancıyı...
uzanan elleri tek tek kırıyor,
konuşmak isteyen dilleri
bir bir koparıyor gönül elim...
sonra dönüp usulca fısıldıyor...
sen onu sevmekten hiç vazgeçmedin,
yapamazsın biliyorum...
KAHRETSİN, KAHRETSİN, KAHRETSİN....
HALA SEVİYORUM.

[GooD aNd EvıL]

Kahreden Yalnızlık

Bir dağ başı yalnızlığında üşüyor ellerim, kalbim,
Avaz avaz haykırıyorum sokağın sessizliğinde, seni özlediğimi,
Pişmanlıklar yakıp kavuruyor ciğerlerimi, soluklanamıyorum,
Karanlığıma bir ışık, çaresizliğime bir umut olsan, gelsen,
Bu kahreden yalnız geceme neşe versen ne olur?
Şimdi gökyüzünden bir yıldız kayıp karıştı geceye,
Kirpiklerimde delicesine oynaşan bir bulut,
Bir serap gibi geziniyorsun susuzluğumda,

Eylül GÖKDEMİR...31.01.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kahpe Dünyanın Kahpeleri

Ne gitmeler tüketebilir yaşananları,
Ne bekleyişler getirir, katlettiğin aşkımı,
Bir hüzün türksüdür, dillerde dolanan,
Bir ayrılık var, bayrak misali dalgalanan,
Bir ihanetin son perdesinde oynanan,
Fail-i meçhul garip bir yüreğin durmadan kanadığı,
İhanet edeninse sürekli acıtasyon yaptığı,
Timsahın gözyaşlarıdır!
Sustu kelimeler, tükendi bilinenler...
Kalem susar, göz susar, dil susar, yürek susar...
Derin bir âh yükselir, arşa kadar...
Susmalara tercümandır parmaklar,
Yazar, yazar, yazar...
Hiç durmadan, bıkmadan, usanmadan,
İhanetleri, yalanları, aldanışları yazar...
Cümleler kurulur, kelimeler aranıp bulunur,
Serzeniş değil, gerçeklerin son durağıdır parmaklar.
Satırlar şahittir, kelimeler şahittir, heceler şahittir,
Şahit olmasalardı keşke, kanamalara, yalanlara...
Körolasıca, yapılanların ihanet sayılmadığı,
Yaşananların inkâr edilip, sütten çıkmış ak kaşık misali,
Mazlum rollerinin oynandığı yalan dünyada,
Nice kalplerin kırılıp, sevdaların çöpe atıldığı,
Şu kahpe dünyanın kahpe insanlarına.

02.03.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kadınlar Gününe Hayır Diyorum

Kalbimin senfonisi...
Dilim sustuğunda
Sen başlarsın tüm hücrelerimde...
Sen kadınım, çileli başım....
Can yoldaşım, kadınımmm...
Sana bir gün biçenler utansın,
Seni bir güne sığdıran,
Kalbini kırıp,
Ruhunu paramparça yapan,
Gönül bahçeni tarumar kılan,
Gözyaşlarını madalya gibi
Göğsüne takıp,
Utanmadan salınan...
Şeref adına
Senin şerefini hiçe sayıp,
Ayaklar altına alan...
Satılan sen,
Aldatılan sen,
Kullanılıp bir kenara,
Paçavra gibi,
Atılan sen...
Kadınlar ağlamamalı,
Analar üzülmemeli,
Çığırtkanlığı yapanlardan,
Tekme yiyen yine sen...
Sonra da dalga geçermiş gibi
Kadınlar günü diye haykıranlara
Hayır diyorum...

08.03.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

Kâbemdin, Selâmdın, Ezanımdın

Sorma bana nafile, sevdiğim adam, ben anlatamam yüreğimin hazanını
Ama bildiğim bir tek şey var ki, o da seni hiç aldatmadığımdır...
Şimdi nasıl diye soruyorsun, eminim...
Ne gözlerim aldattı seni, başka bir çift göze hiç değmedi bakışlarım...
Senin olmayan hiç bir eli tutmadı ellerim...
Düşüncelerime başka bir kahramanın hayali girmedi hiç,
Gidişinin o kahreden akşamlarında.
Kalbim sımsıkı kapattı kapılarını,
Senden öncesi ve senden sonrası, diye bir şey olmasın,
Milatsız yaşadım hayatımı seninle zaman dursun sende diye...
Hiç kimseyi konuşturmadım, dinlemedim senden gelmeyen hiçbir sözü,
Bil ki kulaklarım da ihaneti bilmedi...
Ya saçlarım, saçlarım dansederken İzmir'in melteminde,
Dokunamadı hiç bir parmak, takılmadı hiç papatya...
Dilimde adın, sözcükler iflas etti, başka bir adı anmadım.
Kalemim yazmadı, kitabım okunmadı,
Senin anlatılmadığın başka bir sayfam hiç olmadı...
Kâbemdin, her an tavaf ettiğim,
Selamdın minareden musalla taşına seslendiğim...
Ezanımdın, son nefesi verdiğim...
Sen benim hayatımda tek iken, ben senin hayatında sıradan bir geçiştim...
Sen düşüncelerinde başka kadınlarla gezerken, ben yollara isyan ettim...
Sen...
Şimdi de soracak mısın yine, kim daha fazla sevdi diye?
Yemin ediyorum ki, hiç sana ihanet etmedim!

Eylül GÖKDEMİR...20.01.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

İzmir'e Kar Yağmıştı Geçen Yıl

İzmir'e kar yağmıştı geçen yıl,
Aynadaki aksime benzeyen,
Yansımama değil, içime bakarım orada,
Aynadaki aksim, içimdeki çocuktur

İzmir'e kar yağmıştı geçen yıl,
Kardan adam yapmak geçmişti içimden,
Tatil olmuştu okullar,
Gençler boynu bükük, sevgilileri yok,

İzmir'e kar yağmıştı geçen yıl...
Kar yağmış, neyleyim ki,
İçimdeki çocuk kayıp,
Küskün şehirlerde arayın onu artık.

İzmir'e kar ğamıştı geçen yıl,
Kayıp kentin çocuğu neredesin,
Sana kardan adam yapacağım gel...
İzmir İzmir olalı, bir daha yağmadı kar.

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

İtiraf Ediyorum

Tüm aşkların katili
Tüm ayrılıkların faili
Tüm ihanetlerin müsebbibi,
Tüm çığlıkların sesi,
Yağmurun ıslak nefesi,
Rüzgarın okşayan eli,
Köşebaşında bekleyen deli,
Kaldırım taşlarındaki,
Ayak sesleri...
Yol ayrımlarının
Meçhulü...
Hayatın bitiş noktası,
Umutsuzluk deryası,
Kırık kalpler dünyası,
Ağlatan ben,
Söyleten ben,
İnleten ben,
Bekleten ben...
Vurun başımı ne olur...
Herşeyin sebebi ben...
Tüm suçları
Alıyorum üzerime,
Ve itiraf ediyorum...
Seni sevdimmm...
Sonunu hiç düşünmeden.

Eylül GÖKDEMİR

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

İsyan Fırtınası

Ne sevda yangınlarıdır başımda esen...
Ne gönül fırtınasıdır sesi duyulan...
Bir deli rüzgardır kahreden gündüzlerimi...
Bir vefasızlıktır solduran çiçeklerimi...
Ne sevgiyi bilir gönüller, ne yargısız sevmeyi...
Sevgiyi bilmeyen gönüllerdir soldurup geçen...
*******imden yıldızlarımı çalıp, götüren...
Gökkuşağı altında söylenen sevgi sözcükleri...
Buluttan dökülen hasret gözyaşları yalanmış...
Yalanmış sindirilemeyen, hazmedilemeyen sevdalar...
Dudaktan kalbe inemeyen sevdalar varmış..
Ellerden dökülemeyen aşklar yaşarmış...
İthamlar varmış, sevgiliyi hırpalayan...
Bendeki beni göremeyen, bendeki beni duyamayan...
Bendeki benin sessiz haykırışlarına...
Kulaklarını kapatıp, kendi sesinden başkasını duymayan...
Sevgililer varmış, sürekli yargılayıp, sorgulayan...
Beni bana bile bırakmayan, bir gülücüğü bile...
Koparıp dudaklarımdan, alıp götüren...
Soğuk *******e salan yüreğimi, acımadan...
Üşüyorum yine zemheri ayazında kaldı yüreciğim...
Sevmesini bilmeyen gönülleredir bu dediklerim...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

İstanbul, Havada İsyan Kokusu

İstanbul'u dinliyorum, havada isyan kokusu
Saçların geliyor önce aklıma,
Sonra burnuma yosun kokusu,
İstanbul'u dinliyorum gönlüm sancılı, kalbim yaralı.
Senli akşamlardan geçip, dönüyorum köşeyi,
Şuradaki balıkçı Veli dede değil mi?
Salmış oltasını denize, sessiz sakin, sigarasını tüttürmekte,
İstanbul'u dinliyorum, sen gibi akşamlarda.
Karşıda Topkapı Sarayı, Has Bahçesi seninle dolmakta,
Sen narin, nazlı bir gelin edasında,
Güller arasında salınırken, Kız Kulesi ağlamaklı.
Uzakta adalar görünüyor, göz kırpar gibi,
Sensiz cehennem sanki, hangisi sen kadar güzel ki,
Boğazın sularına dalıp gitmek vardı şimdi.
Dolmabahçede şapkanı suya düşürdüğün gündü,
Rüzgarla savaşının başladığı an
İstanbul kadar güzel, İstanbul kadar gizemli,
Düşlerimde seni dinliyorum, İstanbul'u *******i.
Kabataş'tan geçiyorum, Galata Köprüsünde balık ekmek,
Eminönünde güvercinlere saçıyorum benden kalan kırıntıları
İstanbul bakışlı kadın, yüreğim sana yaralı.
Sen kokuyor sahili, sen açıyor yıldızları,
Fehti zor, fatihi tek, İstanbul *******imin sultanı.

...27.01.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

İstanbul Bakışlı kadın

İstanbul bakışlı kadın, uzat ellerini yüreğinden tutayım...
Takılıp kalayım kirpiklerinin öksesine,
Garip kalmış, kimsesiz bir serçe gibi çırpınayım...
Yavaşça uzat ellerini, kanatlarımdan avuçla...
İzin verme ne olur, bu kentten sensiz uçmama.
Uzat ellerini, aç yüreğini, dudaklarım kurudu inan,
Tuz basmışcasına sızlıyor, kanıyorum, aççç...
Öpeyim gözbebeklerinin ortasından, kana kana...
Sevda bulutu gibi, hissediyorum dudaklarının kenarındaki,
O pespembe buğuyu, gün düşerken ayaklarının altına.
Alev alev yanarken bedenim huzursuzlukla,
Buruşmuş çarşaflarda debelenip duruyorum anlasana.
İstanbul bakışlarının hırçın dalgalarında vurgun yedim yine,
Bu insafsız kentin, acımasız kabuslarının olduğu rüyalarda.

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

İstanbul'a Yağmur Yağıyordu

Tüm yollar sevgiye çıkar derledi, inandım,
Payıma düşen yalnızlık oldu, nedendir anlamadım
Bir gözyaşı hazanıdır, sokaklara yağan,
Her damlası meleklerle birlikte yere konan,
İçimin hicranı mıdır bilmem sokağa yansıyan
Gelmedin gözbebeğim, can yoldaşım gelmedin.
Sensiz mi yağacaktı yağmur, İstanbul'a
Sensiz mi düşecekti bahçeme cemre
Hani ıslanacaktık birlikte, elele
Islak öpücükler konduracaktın, sevgiyle
Sen ölümüne ayrılığı seçtin, nedense
Sevdamı katlettin, benimle birlikte.

Eylül Gökdemir...22.02.2006

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

İspanyol Meyhanesinde Bir kadın Ağlar

İspanyol Meyhanesinde yalnız bir kadın var şimdi..
Gözleri yorgun, yüreği solgun bir menekşe misali...
Elleri titriyor masanın üzerindeki kadehe dokunurken...
Bir kaç damla yaş yuvarlanıyor kirpiklerinden kurtularak...
İspanyol Meyhanesinde bir gece, sessiz kadeh çıtırtıları...
Sessiz bir gece, hüzün bestelenir yorgun gönüllerde...
Sevgiler ölür kalplerde, hasretler yazılır bilinmeyen sözlerle...
Kalem ağlar, yürek yanar İspanyol Meyhanesinde...
Bir haykırış yükselir kenar masalardan birinden, Yeter...
Sağır olmuşcasına duymaz kulaklar, bakmaz gözler...
Kahreden, yanık iç çekişler yankılanır duvarlarda...
Bir zindandır sevdalar, İspanyol meyhanesinde...
Tutsak gönüller gezer masaların arasında, hayalet misali...
Bense seni yazarım olmayan satırlarla, seni söylerim...
Dinlenmemiş, bestelenmemiş şarkılarla, kahır mektubuma...
İspanyol Meyhanesinin izbe duvarlarında kaybolur...
Katledilir tüm sevgiler, ölü sevdalar dolaşır dudak izlerinde...
Şimdi bir kadın, başı önünde, eski bir masalı anlatır...
Uçurum çiçeklerinin hikayesidir bu, uçurum sevdaların...
Yavaşça kalkar ayağa, sallanır bir an aldığı yaralardan...
Unutamıyorum işte, der unutamıyorum, kahretsin...
İspanyol Meyhanesinden bir kadın çıkar, kaybolur...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

İsm-i Fail

Kanlı ayak izlerini topluyorum yerden
Bir infazın arefesinde...
Bu kadar yoğun muydu nefretin benden
Boynumu koparıp,
Kanatlarımı kırmış giderken,
Ellerinde kan izlerim,
Arkanı dönüp bir kez bile bakmadın
İsm-i fail bir güle döndüm elinden...

Eylül GÖKDEMİR...20.02.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

İsimsiz Deli

Bir sigara yaktım gecenin karanlığında,
Bir tana de sana,
Dudaklarımın arasından, çıkarıp
Uzattım parmaklarına...
Her kibrit tanesinde yanan hayatımdı sanırsın,
İçim yanıyordu kavrulurcasına...
Şimdi sadece düşlerimdesin,
Gemiler gelip geçiyor gözlerimden,
Halatlar savruluyor, motorlar duruyor,
Yolcular iniyor tek tek,
Bir sen inmiyorsun merdivenlerden
Eteklerini savurarak deniz gözlüm...
Bak bugün kar yağdı İzmir'e...
Yıllar nasıl da geçip gitti üzerimizden,
Sen hala içimde yanan kor alev,
Ben sensiz, köşebaşındaki isimsiz deli.

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

İrfani

Hatırla bir tanem....
Hani yollara meydan okuyup,
Saatlerce direksiyon salladığım,
Kan çanağına dönmüş gözlerle,
Kalp çarpıntıları içinde,
Sana geldiğim o İzmir akşamlarını...
Sen koca bebeğim çığlık çığlığa,
Teleferikte çıkarken doruklara...
İnciraltında balık ekmek,
Bir de tavla oynardık seninle...
Alsancakta bize kalkardı şarap kadehleri...
Benim için şarkılar isterdin orkestradan...
Elimizde oltalar, Konak'ta
Bir denizkızı çıkardı,
Benim kısmetime,
Deniz Gözlü, sarı saçlı...
Ah be bebeğim, ahhhh...
Başın omzumda dinlerken Fuar'da konseri,
Gözlerim dolup dolup taşardı...
Dolu dolu yaşamıştık biz bu aşkı.

Eylül Gökdemir

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

İrfani'ye...(Dostum, arkadaşım)

Öylesine bir geceden çıkıp,
Ellerime alıp yüreğimi,
Sana gelmek isterdim
Gözlerimi avize diye asmak tavanına,
Kalp ağrılarımı zil niyetine kapına,
Titreyen ellerim, rüzgar olsun camlarda
Sana gelmek isterdim bu Şubat akşamında...
Deli bir arzu sarmış gönül bahçemin çitlerini,
Okyanus gözlerimden gelir geçer bir hayalet gemi,
Özlemi sen, korkusu sen, yolcusu sen...
Limanım nerede gelsem, yamacına demirlesem...
Akşamdan sabaha, sabahtan akşama kaçıp sığınsa düşlerim,
Avaz avaz, çığlık çığlığa sussa seslenişlerim...
Can tene sığmaz oldu, hasretin derin,
Ya gel tut ellerimden, ya da hayattan kayıp giderim,

Eylül GÖKDEMİR...19.02.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

İntihar Havası

Sebebim olacaksın, ölümüm olacaksın bu intihar havasında,
Beynim karıncalanıyor, gözlerim yanıyor kadınım,
Ellerini tutamamak, yüzüne dokunamamak var ya,
Var mı seni başka kollarda hayal edip de çıldırmamak,
İşte orada kopuyor film, orada başlıyor intihar eğilimlerim,
Bıraksam diyorum, bıraksam kendimi uçurumlardan,
Boş bir çerçeve gibi sallansam hayatın duvarında,
Ne kaygı kalacak sanırım, ne de bu acımasız sevda,
Bir kurtulsam kendi karanlığımdan, tutsan yakamdan, bırakmasan,
Çekip çıkarsan, çıkarsan çaresizliğimin kenarından,
Dağlar yürürdü yerinden, dile gelirdi şu izbe mekân,
Yoksa sebebim olacaksın, intiharım olacaksın inan.

Eylül GÖKDEMİR...03.02.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

İnci Tanem

Deniz dibinin kutsal incisi,
Gözlerinden dökülen yaşa eştir,
Kıyamam akmasına toplarım bir bir,
Yüreğim istiridyen, yaşlarını bana ver...

07.03.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

İnadına

inadına
sevgisizliklere hayır diyelim,
inadına...
ayrılıklara rest çekelim,
inadına,
inadına daha çok sevip sevilelim,
açalım kalp gözümüzü, bilelim,
dünya yalan, ölüm gerçek,
inadına sevmeliyiz, geriye ne kalacak
ihtilaller olsun yalan sevdaların ortasında,
ne ses kalsın, ne seda, aşıkların otağında

Eylül GÖKDEMİR

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

İlle de Sen İlle de Sen

Sabahımsın, güneşle gelenim
Kirpiklerimin arasından yüreğime süzülenim
Yüzüme dokunan güneş ışığım
Gölgeler arasından çekip çıkardığım
Hayalimsin hayale benzemeyen
Ruhumun gıdası, tenime hayat veren
Ne ummanlar isterim, ne de yelken
İlle de sen sevdiğim, ille de sen.

Eylül GÖKDEMİR...27/4/2006

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

İlk Kar

İstanbul'a yılın,
Kirpiklerime,
Ömrümün karı düştü...
Son sözde gizlendi,
İhanetler...
Uçurum, uçurum,
Gölgeler...
Bakışlarıma da,
Kış düştü...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

İki Yüzlü Riyakar Yalancı Birisi

Hadi gel! ! !
Unutalım artık hüzünleri...
Tut ellerimden yürüyelim,
Yeşil bir yoldan mutluluğa,
Çıkalım seherlerde,
O sonsuz huzura...
Hadi gel...
Ben melek olayım,
Sen ölüm...
İsteyip isteyip de,
Alamayasın canımı...
Alamadıkça çatlamalısın
Hırsından zehirinde,
Kendini boğmalısın...
Hadi git,
Tanıdım artık seni..
İki yüzlü, riyakar...
Yalancının birisi...

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

İhtimalleri Sevebilmek Seni Sever Gibi

İhtimallari sevmeyi öğrendim seninle birlikte,
Gelebilme ihtimalini, sevebilme ihtimalini
Sevdim be, sevdim diye haykırabilme ihtimalini,
Seviyorum, seveceğim diyebilme ihtimalini,
Siyahi bir gecede, köşeden çıkıp gelebilme ihtimalini,
Her kavgamızdan sonra, kapıyı çalıp,
Ben geldim diyebilme ihtimalini sevdim,
Takvim yapraklarını tek tek yakarken,
Bir sabah senin sesinle uyanabilme ihtimalini,
Rüzgara tutulmuş yaprak gibi, aşkla titremen ihtimalini,
Sonra güzlerini, sonra kışlarını sevdim,
Yüreğimin meydanlarında çıkardığın isyanların,
Kanlı ihtilale dönme ihtimalini sevdim,
Ve bir gün gidiyorum dediğinde,
Acı çektirmemek için, beni vurma ihtimalini bile sevdim.
Ama sen öyle zalimdin ki, hep elin tetikte bekledin...
Ben senin beni öldürme ihtimalini bile sevdim,
Toprak toprağa karışırken,
Arkamdan ağlaman ihtimalini de sevdim.
Yaşarken dökmediğin gözyaşlarını toprakta kucaklamak için.
Ben sensiz ölüme gitme ihtimalini de sevdim,
Bir tek sevmediğim dönekliğindi, bir onu sevemedim!

Eylül GÖKDEMİR...02.02.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

İhanet Sokağı

Şimdi ölen bir şeyler var içimde,
Herşey karıştı birbirine,
Kanlı bir ihtilalin yaşandığı
Bu sokak çatışmasında
İhanetler kol gezer, köşelerde
Arka sokaklardan çığlıklar yükselir
Fail-i meçhuller, kapı arkalarında
Benim de içimde ölen bir şeyler,
Kızıl kan, göğsüm yaralı,
Ilgıt ılgıt süzülür gömleğimden,
Saçım başım darmaduman,
Eşkiyalar bile mazlum vurmazdı.

...27.01.2007

Eylül Gökdemir

[GooD aNd EvıL]

İhanet

Hala kanıyor yaralarım, hala acıyor canım,
Sırtımdan vurmak için mi bana yaklaşmıştın?
Gerek yoktu ki a benim canım,
Deseydin bana her aşkın katilinin sen olduğunu,
Yormazdım seni, dönerdim arkamı, saplardın hançeri,
Değer miydi para uğruna bu sevgi dolu canı incitmeye,
Değer miydi beni sırtımdan hançerlemeye?
Değmez be gülüm değmez, elini kirletme.
Sevdim ben seni hem de ölümüne...
Anlayacağın, ben zaten hazırdım senin zehrine.
Hangi canlı ihanet etmiş sahibine, hangi...
Hangi canlı sevgi için uzatılan eli ısırıp koparmış?
Hala inanamıyorum sana, aşk bu kadar mı ucuzmuş?

Eylül GÖKDEMİR...03.02.2007

Eylül Gökdemir