Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Mevlananın_Mezar_Odasının_Gerçek_ve_korkunç_hikaye si!!!


Bostandere
03-20-2006, 03:54 AM
Mezar odasının sırrı
O müzenin kapısından içeri girerken, karşıma 'Da Vinci şifresi' gibi esrarengiz bir hikáyenin çıkacağını bilmiyordum.

Bu, bir sanduka ve onun altındaki mezarın hikáyesi.

Ama öyle basit bir hikáye değil.

Hikáye 13'üncü yüzyılda başlıyor ve 1930'da esrarengiz bir aile trajedisine kadar uzanıyor.

Hikáye beni çok etkiledi.

Sizi de etkileyeceğini tahmin ediyorum.

SAF TUTMUŞ SANDUKALAR ARASINDA

Geçen salı günüydü.

Hayatımda ilk defa Konya'ya gitmiştim.

Konya'da Mevlana Müzesi'nin kapısından ilk adımımı attığımda, belki de sadece benim hissettiğim mistik bir rüzgár esti ve beni içine alıp ???ürdü.

Hayatımda hiçbir mekán daha ilk anda beni bu kadar etkilememişti.

İçerden çok hafif bir ney müziği geliyordu.

Sağ tarafta, sanki saf tutmuş sandukaları görüyordum.

Yanımda Mevlana Müzesi Müdür Yardımcısı Dr. Naci Bakırcı vardı.

Mevlana'nın sandukasının önüne gelinceye kadar, mistik bir turistten farklı değildim.

Ancak o sandukanın önünde Dr. Bakırcı'nın anlattığı o müthiş hikáye başladı.

Daha doğrusu, o sandukanın altındaki 'mezar odasının sırrı'...

500 METREYİ SEKİZ SAATTE ALAN CENAZE

Nefesimi kestim ve onu dinledim.

İşte ondan dinlediklerim.

Anlatıldığına göre her şey 1273'te Konya'da kaldırılan bir cenazeden sonra başladı.

Mevlana Celaleddin-i Rumi, 17 Aralık 1273 günü vefat ediyor.

Cenazesine yüzbinlerce insan katılmış. Naaşı, İplikçi Camii'nden, 500 metre ilerdeki bu türbeye 8 saatte getirilebilmiş.

Müslümanlar Mevlana'nın naaşını defnedebilmek için gayrimüslimlerin cenaze cemaatinden çıkmasını istemiş. Ancak onlar, 'Bize İsa'yı da Musa'yı da Mevlana öğretti' diyerek bunu reddetmişler.

Mevlana'nın kabrinin altına bir 'mezar odası' bulunuyor.

MEZAR ODASINA 700 YILDA 1 KİŞİ İNDİ

Eski Türklerde mezarların altına Farsça 'zir-i zemin' yani 'zeminin altı' denilen bir mezar odası yapılırmış.

Mevlana'nın naaşı da böyle 4 metrelik bir mezar odasına konmuş.

Ancak o tarihten bu yana mezar odasına kimse inmemiş.

Sadece bir kişi hariç.

Rivayete göre Sultan Dördüncü Murad, Mevlana'nın türbesini ziyarete geldiğinde, mezar odasının içinde ne olduğunu çok merak etmiş ve bu odaya girmek istemiş.

Ancak dönemin Mevlevi büyükleri, buna kesinlikle karşı çıkmış ve girmesini engellemişler.

Bunun üzerine Sultan, elindeki tespihi, ağzı açık odanın içine atmış.

Veya düşürmüş.

Bu tespihi almak üzere 7 yaşında bir kız çocuğu mezar odasına indirilmiş.

Bilinen tek şey, odanın iki tarafından aşağı doğru merdivenlerin indiğiymiş.

Kız çocuğu mezara inip çıktıktan sonra dili tutulmuş.

Dr. Naci Bakırcı, 'Çocuğun dilinin neden tutulduğu hálá bilinmiyor' diyor.

KÜÇÜK KIZ MEZAR ODASINDA NE GÖRMÜŞTÜ

İşte bu olaydan sonra 'mezar odasının sırrı' iyice merak edilmeye başlanmış.

Acaba kız çocuğu orada ne görmüştü de dili tutulmuştu?

Bir iddiaya göre, oda çok karanlık olduğu için çocuk çok korkmuş ve geçirdiği travmadan dolayı dili tutulmuştu.

Ancak bir başka iddia daha var ki, o 'mezar odasının sırrını' daha da koyulaştırıyordu.

Selçuklu Türkleri o tarihte mumyalama tekniğini biliyorlarmış. Fatih Sultan Mehmed dahil 7 padişahın naaşı mumyalanmış.

Mevlana'nın naaşı da mumyalandığı için muhtemelen öyle duruyordu.

Kız çocuğu orada yatan Mevlana'yı görünce bu hale gelmiş olabilirdi.

Bu olay dönemin önde gelen Mevlevilerini harekete geçiriyor ve 1640 yılında mezar odasının ağzı tuğlayla örülüp üzeri kurşunla kaplanıyor.

O tarihten sonra mezar odasının ağzındaki kurşun hiçbir zaman kaldırılmadı.

Mezar odası, sırlarıyla birlikte belki de ebediyete kadar sessizliğe gömüldü.

1930'LU YILLARDA MÜZE MÜDÜRÜNÜN ODASINDA

Ancak odanın hikáyesi burada bitmiyor.

Aradan 300 yıl geçtikten sonra, Mısır'daki piramit sırlarına benzeyen bir dizi olay daha yaşanacaktı.

Bu olayın iki tanığı vardı.

Biri olayı yaşayan Yusuf Akyurt isimli biri.

Öteki de onun yaşadığını Murat Bardakçı'ya anlatan Abdülbaki Gölpınarlı Hoca.

1930'lu yılların güzel bir gününde, Mevlana Müzesi'nin Müdürü Yusuf Akyurt odasında tek başına otururken, aklına sandukanın altındaki mezar odası gelir.

İçinden 'Acaba şu odaya bir girsem de içinde ne olduğunu görsem' diye geçirir.

Ancak tepki çekeceğini düşündüğü için kararsızdır.

O AN KAPI ÇALINDI YAŞLI ADAM GİRDİ

Tam o esnada kapı çalınır ve içeri, müzenin yaşlı odacısı girer.

Bu yaşlı adam aslında, Mevlevi dedesidir. Cumhuriyetin ilanından sonra tekke ve zaviyeler kapandığı için müzeye çevrilen türbede odacı olarak çalışmayı kabul etmiştir.

Yaşlı Mevlevi dedesi saygılı bir şekilde içeri girer ve Yusuf Akyurt'un tüylerini diken diken eden şu cümleyi söyler:

'Sakın oraya inmeyi düşünmeyin...'

Ancak bu şaşkınlık, müdürü kararından vazgeçirmez. Mezara inmek üzere kurşunla kaplı kapağın önüne gelir.

Halıyı kaldırır. Tam kapağı açmak üzereyken, bir adam haykırarak içeri girer:

'Müdür bey, yetiş evin yanıyor...'

Yusuf Akyurt gelinceye kadar evi kül olmuştur.

İşte tam o sırada eline bir telgraf tutuşturulur.

Müze müdürü başka bir yere tayin edilmiştir.

KONYA-ANKARA YOLUNDAKİ KAZA

Konya-Ankara yolu o gün çok ıssızdı.

Gün batmış, alacakaranlık etrafa hákim olmaya başlamıştı.

Uzaktan gelen kamyonun farları, henüz tam karanlık hale gelmemiş ufukta cılız iki nokta gibi duruyordu.

Şoförün yanında kapıya dayanmış şekilde oturan çocuk kimbilir hangi hayallere dalmıştı.

Kamyon bir kavise girdiği sırada kapı aniden açılır ve çocuk alacakaranlığın içinde kaybolur.

Kamyon durup, içindeki iki adam kapıdan uçan çocuğa ulaştıklarında iş işten geçmiştir.

Çocuk öteki dünyaya göçmüştür.

Çocuğun başında duran ikinci adam, başı ellerinin arasında hüngür hüngür ağlamaktadır.

O adam, Konya'dan tayini çıkan Müze Müdürü Yusuf Akyurt'tur.

Kimine göre, mezar odasının sırrı, onu hálá takip etmektedir.

MEZARIN BAŞINDA SÖYLENEN SON SÖZLER

Yusuf Akyurt oğlunun cenazesini alıp Konya'ya döner. Cenaze töreninden sonra doğruca Mevlana Müzesi'ne gider ve sandukanın başında ellerini açıp haykırmaya başlar:

'Yetmedi mi? Affet artık...'

Bütün bunlar neydi? Efsane mi? Gerçek mi?

Küçük kızın dili niye tutulmuştu? Yaşlı odacı, müdürün kafasından geçen düşünceyi nasıl anlamıştı?

Bunların cevabı yok.

Ben bunları anlatan insanlardan dinledim.

Bildiğimiz tek şey var. Mezar odası 731 yıldan bu yana sırrını muhafaza ediyor.

Umarım bundan sonra da muhafaza etmeye devam eder.

Çünkü bilinmezliğin yarattığı bazı mistik duygulara ebediyen ihtiyacımız olacak.

Çünkü hepimizin içinde, sadece kendimize ait sırların saklandığı küçücük odalar var.

Üzerleri kurşunla kaplı küçücük odalar.

sonnnefes
03-20-2006, 04:07 AM
çok ilginç...paylasım için saol kanka....

mgurkan
03-20-2006, 08:41 AM
sağolasın kanka

flu
03-20-2006, 07:42 PM
tüylerim ürperdi....

wahsi_189
03-21-2006, 02:54 PM
gerçekten mütişşş........

RoStWell
03-21-2006, 02:56 PM
ilginç paylaşım için saol

djcrueL
03-21-2006, 03:36 PM
çok güzel eyvallah kanka süper bir paylaşım

chingy
07-18-2006, 02:43 PM
Saolasınnnn

ege10
07-18-2006, 03:00 PM
Tesekkürler.

CoolTurk
07-18-2006, 03:10 PM
Tüylerim Diken Diken Oldu Valla... Çok Teşekkürler...

blAcksmith
07-18-2006, 04:08 PM
müthiş bir yazı.eline sağlık

ceze34
07-18-2006, 08:15 PM
ELİNE SAĞLIK mevlana celalettin rumi hazretleri nur içinde yatsın biz o büyük ulu insanlar sayesinde rahat uyuyoruz onlarıda rahatsız etmemek lazım

aLeMDaR
07-18-2006, 08:27 PM
teşekkürler kanka ilginç

zapata
07-18-2006, 08:35 PM
saolkanaka paylaşım için

tatoker
07-20-2006, 06:22 PM
Gerçekten akıl almayacak kadar ilginç arkadaşım,herkes gibi tüylerim diken diken oldu,paylaşım için saol...

yunuss48
07-24-2006, 01:35 PM
çok garip...

CollαтєяαL™
07-24-2006, 03:18 PM
ellerine sağlık kardeşim süper

Zer0Cool
07-26-2006, 11:43 PM
bence abartıdır.

kursad60
07-31-2006, 12:06 PM
arkadasım bahsi geçen zat mevlana hz. sen öle şeyeler anlatıyorsun .insanlar öcüymüş gibi algılayacak. unutmaki hiç bir evliya hiç bir allah dostu in san lara zarar verecek birsey yapmazlar.sana bir örnek vereyim(hallacı mansur diye bir alalh dostu. ona soruyorlarki allahdostu nasıl olmalı.suçsuz yere 'senin dilini kesseler elini kesseler'tutup assalar üstüne üstelik birde seni yakıp külünü ırmaga atsalar.bunları yapan insanların allah katın da ceza görmeleri için dua eden in san dır diye tarif ediyor .işte alah dosları bu zihniyette in san lar. eger keremet arıyorsan burada ara halacı mansur dedigimn bu zatta daha sonra aynı tarif ettigi şekilde dünyasını göçmüş...arkadaslar dini degerlerimiz hakkın da konusurken biraz daha dikkatli olursak sevinirim hayatımızda el degmemiş tek o noktamız kaldı itinalı davranırsak sevinirim seni yermek için yaz madım bu msj.hakını helal et dostum (İSTEYEREK VEDE BİLİNÇ Lİ YAPMADIGINI DÜŞÜNÜYORUM)
yene gel yene ne olursan ol ister kafir ol ister ateşe tap ister puta ister 100 ker tögbe etmiş ol ister 100 küre tögbeni bozmuş ol umutsuzluk kapıdegil bu kapı NASILSAN ÖGLE GEL.......

nikılıs
07-31-2006, 01:27 PM
tabii bu anlatılanların kaçta kaçı gerçek acaba?

CaKaLBoT
07-31-2006, 02:24 PM
din ile bağdaştırılan batıl inanç.

hurafe.

hikaye.

CaKaLBoT
07-31-2006, 05:07 PM
tüylerim diken diken oldu wallla...

CaKaLBoT
08-01-2006, 12:18 AM
coook tşkler...

servikal
08-01-2006, 05:38 PM
buna ek olarak ben mevlanayla ilgili birşeyler yazayım 4-5 yıl önce bende gezdim, dış mekanın ve alattin tepesinin fotğraflarını çektim daha sonra türbeye girip ordada yaklaşık 15 fotoğraf çektim ve bu 15 fotoğrafın aralarında yani 1 ve 2 numara iç mekansa 3dışmekan 4 yine iç mekan yaklaşık 15 faoa çektim izmire döndüm ve makaraları tab a verdim türbe içinde çektiğim tüm fotolar yanık çıktı halbuki aradaki dış mekan görüntüler sağlamdı bu olay beni oldukça etkilemişti

Zer0Cool
08-01-2006, 06:40 PM
ışık almıştır filmler. Bende var hiç bişi olmadı

cİHAn
08-02-2006, 11:44 PM
sağoalsın

serseri50
08-08-2006, 12:28 AM
din ile bağdaştırılan batıl inanç.

hurafe.

hikaye.
katılıyorum...

Karizmatix
08-08-2006, 12:56 AM
tüylerim ürperdi resmen