Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Efsaneler *İSTER inanın İSTER inanmayın*


Bostandere
03-31-2006, 03:33 PM
http://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/24.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/22.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/20.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/18.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/21.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/25.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/16.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/25.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/29.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/14.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/21.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/24.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/28.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/5.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gif
Tüm dünyanın Çinliler'e ait olduğunu düşündüğü karate sanatı aslında özbeöz biz Türkler'e aitmiş. Çinliler kendilerinden daha az sayıda olan http://www.efsaneler.com/images/efsaneler/efs913.jpg Türkler'e karşı savaş meydanlarında perişan oluyorlarmış. Onların deyimiyle; bir türlü bu bir avuç çapulcuyla baş edememişler. Sonuçta Çin Seddi'ni inşa etmişler.

Ama Türkleri durdurmak mümkün mü? Hayır! Duvarı aşıp akın akın geliyorlarmış. Bunun üzerine Çin hükümdarı Türkler'in yenilmezliklerinin sırrını araştırmaları casuslar yollamış. Bunlardan aylarca haber alınamamış. Çin hükümdarı daha fazla casus yollamış. Ama giden gelmiyormuş. En sonunda bir tanesi geri dönebilmiş. Ancak ağır yaralıymış. Türklerin enfes bir dövüş sanatına sahip olduğunu, bu nedenle hiç yenilmediklerini söyleyip son nefesini vermiş.

Çin hükümdarı artık ne yapacağını biliyormuş: başka casuslar yollayıp bu dövüş sanatının inceliklerini öğrenmek. Vezirine ülkedeki Türk'e benzeyen her genci toplayıp getirtmesini ve casus olarak yetiştirilmelerini buyurmuş. Bir kaç ay sonra yüzlerce genç, Türklerin arasına sızmaları için gönderilmiş.

Seneler sonra bu gençlerden sadece üç tanesi birer dövüş ustası olarak geri dönebilmiş. Hemen her birine ayrı okul kurulmuş. Çin kültürüne uygun olarak bu dövüş sanatına ''karate'' adını vermişler. Karate kısa bir sürede ülkenin dört bir yanına yayılmış.

Ama karate öğrenen Çin askerleri, Türklerle ilk savaşlarında yine hüsrana uğramış. Ee! tereciye tere satmaya çalışıyorlarmış. Türkler ata sporlarında çok ustalarmış. Bu savaşta bozguna uğrayan hükümdar, karatenin Çin'e gelmesini sağlayan hükümdarın oğluymuş ve ne yapacağını bilememiş. Ama babasının veziri, kurnaz bir adammış, yeni bir plan geliştirmiş. Hükümdar da bu planı çok beğenmiş.

Çok iyi işleyen plan şöyleymiş: Önce Türkleri pasif hale getirmek için, "güreş" adında bir spor geliştirmişler. Güreş kelimesi eski Çince'de ''pasiflik'' anlamına geliyormuş. Güzel Çinli prensesler aracılığıyla bu sporu Türk beylerine oradan da halka benimsetmişler. Sonuçta Türkler'in karateden iyice kopmasını sağlamışlar. Birkaç kuşak sonra Türkler karateyi tamamen unuturken Çinliler karatenin ustası olmuşlar. Bu yolla Çinliler, Türkler'i yenmekle kalmamış onların Orta Asya'dan göç etmelerine neden olmuşlar. Şimdi de gerçek ata sporumuzu bize öğretiyorlar

************
http://www.efsaneler.com/images/alfabe/13.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/20.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/18.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/16.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/25.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/3.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/29.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/22.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/16.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/16.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/21.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/22.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/28.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/21.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/24.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/24.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/11.gif
1950-60 arası bir tarihte inşaat mühendisi, mimar ve jeofizikçilerden oluşan bir Japon heyeti Türkiye'ye gelmiş. Heyet İmar ve İskan Bakanlığı'ndan http://www.efsaneler.com/images/efsaneler/efs882.jpg izin alarak ülkemizdeki tarihi yapıları incelemeye başlamış. Ayasofyayı, Yerebatan Sarnıcını filan gezdikten sonra sıra Sinanın kalfalık eseri Süleymaniye Camisi'yle Sinan'ın öğrencisi Mimar Davut Ağa'nın eseri Sultanahmet Camisi'ne gelmiş.

Japonlar bu camiler üzerinde günlerce inceleme yapmışlar. Her geçen gün şaşkınlıkları daha da artıyormuş. Çünkü Japonlar daha ilk incelemede camilerin gevşek bir zemin üzerine inşa edildiğini anlamışlar. Ama bunca yıl, bu camilerde bir çatlak dahi olmamasına akıl sır erdirememişler. Bunun üzerine Türkiye programının gerisini tamamen iptal edip, bu iki cami üzerine yoğunlaşmışlar.

Araştırmalarının sonucunda herhangi bir sarsıntı sırasında bu iki caminin sabitlenmediğini aksine yerinde oynayarak yıkılmaktan kurtulabildiği ortaya çıkmış. Minareleri incelediklerinde ise dumurları ikiye katlanmış. Minarelerin çok daha gelişmiş bir raylı sistem mekanizması üzerine oturtulduğunu ve her yöne yaklaşık 5 derece yatabildiğini görmüşler.

Daha derin araştırma yapmak için Edirne'ye, Sinan'ın ustalık eseri Selimiye Camisi'ne gitmişler. Ordaki olağanüstü sistemleri görünce iyice dumur olmuşlar. Selimiye'nin tüm sırlarını aylarını harcayarak çözmüşler. Japonya'ya döndüklerinde ise Sinan'ın sırlarını uygulamaya sokarak şehirlerini Sinan'ın kullandığı sistemlerle kurup muazzam gökdelenler dikmişler. Yani şuan gelişmiş ülkelerin gökdelen yapımında kullanıldıkları çoğu sistem, yüzyıllar önce Sinanın geliştirdiği mekanizmalarmış.
++++++++
http://www.efsaneler.com/images/alfabe/25.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/29.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/25.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/10.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/22.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/14.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/19.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/16.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/26.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/21.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/26.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/22.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/11.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/15.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/2.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/25.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/15.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/5.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/25.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/47.gif
Cumhuriyetin ilk zamanları, herkes “aman memleketi daha ilerilere götürelim” diye çırpım çırpım çırpınıyo. Böylesinden bilinçli bi http://www.efsaneler.com/images/efsaneler/efs172.jpg komutan bi gün elinde bi kömür parçasıyla geçiyor birliğinin karşısına. Askerlere elindeki siyah nesneyi göstererek, “Bakın arkadaşlar, bu elimde tuttuğum şeye kömür denir. Böyle taş gibi durduğuna bakmayın, cayır cayır yanar bu meret. Şimdi hepinize birer hafta izin veriyorum. Bu numunelerden de yanınıza birer tane alın. Herkes köyünde, dağ bayır kömür arayacak” demiş.

Askerler dağılmışlar memleketlerine. Bunlardan biri de Uzun Hasan adında Zonguldaklı, karayağız, babacan bir çocuk... Hasan hemen ertesi gün almış eline numuneyi, akşama kadar dolaşmış. Akşam eve eli boş dönmüş ama hiç bi’şey kaybetmemiş umudundan. Ertesi sabah yine erkenden çıkmış aramaya. O günün akşamında ise elinde bi çuvalla dönmüş eve. Çuval aynı komutanın verdiklerine benzeyen, simsiyah taşlarla doluymuş. Yaşlı anası da o sıra çalı-çırpı ateşinin üzerinde çorba pişiriyomuş. Hasan elindeki taşları ateşin içine doğru atmış. Bi de bakmış ki hakikaten de kara taşlar cayır cayır yanıyor. Anasının pişirdiği çorbayı bile içmeden hemen çıkınını toplayıp, komutanına müjdeyi vermek üzere yola koyulmuş Uzun Hasan. İşte Zonguldak’taki o bitmez tükenmez taş kömürünü o gencecik aslan bulmuş mirim...

+++++++++++++
http://www.efsaneler.com/images/alfabe/3.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/10.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/16.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/4.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/11.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/15.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/14.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/25.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/28.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/25.gif
Çeşitli milletlerden bi jeolog ekip Sibirya’da araştırma yapıyomuş. Özel aletlerle yerin dibini delip çıkardıkları taş örnekleriyle yeryüzünün yapısını inceliyolarmış. Bunlar bi gün dele dele 14 kilometre 400 metreye kadar inmişler. Yalnız bu derinliğe ulaşıldığında bi tuhaflık olduğu farkedilmiş. Delici aletin ucu sanki bir boşluğa denk gelmişçesine boşa dönüyomuş. Sebebini pek anlayamamışlar ama bazıları, “dünyanın merkezindeki boşluğa ulaşıldığını” iddia etmiş. Dipteki ısı ölçülmüş ner’deyse 2000 derece! Bunların yanında çok hassas mikrofonlar varmış. Deliğin içine sarkıtıp ortamın sesini kaydetmek istemişler. Magma mı akıyo, yoksa boşluk mu anlayalım diye heralde. Yerin altından kaydedilen sesleri dinlerken jeologlar küçük dillerini yutacakmış. Artık her birinin dini neyse, “Aziz Allahhh, Oh Jesus, Buda sen bizi koru” gibi mırıldanmalar yükselmiş. Çünkü kasetten milyonlarca insandan çıkan iniltiye, bağırtıya benzer sesler geliyormuş. Ama nasıl? Duysan için parçalanır. Canhıraş çığlıklar, işkenceye uğrayan insanlardan çıkan bağırışlar. Anlaşılmış ki, meğer bilim adamları rastlantı sonucu cehennemi keşfetmiş! Heepsi o an araştırmayı bitirip tam gaz ülkesine dönmüş ve kendini dine vermiş. Çoğu kimseye anlatmamış olan biteni. Anlatanlara da kimse inanmamış zaten.
http://www.efsaneler.com/images/spacer.gif
Dini efsaneler hıristiyanlarda da çok yaygın. Bu en çok anlatılanlardan biri. Doksanlı yılların başında ortaya çıkmış. İlginç olan geyiğin kaynağındaki araştırmanın aslında doğru olması. Ancak rakamlar saptırılmış. Deliğin boyu 14.4 değil 12 kilometre, dipteki ısı ise efsanedeki gibi 2000 değil sadece 180 dereceymiş. Ama daha da önemlisi delme işlemi bir boşluğa gelindiği için değil, amaçlanan derinliğe ulaşıldığı için durdurulmuş. Ve proje ekibinin araştırma bulgularını ortaya koyduğu “Scientific American” adlı dergide çıkan makalede “cehennem çığlıkları”ndan falan hiç bahsedilmiyormuş.
++++++++++++++++++++++++++++++++++++

http://www.efsaneler.com/images/alfabe/16.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/11.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/8.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/7.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/22.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/22.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/22.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/11.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/15.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/28.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/11.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/14.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/11.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/15.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/5.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/11.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/47.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gif
http://www.efsaneler.com/images/spacer.gif


Malum, soğuk savaş yıllarında Rusların MIG-27 ve MIG-29 uçakları yüksek teknolojileri ve tahrip güçleriyle nam salmıştı. Sovyetler yıkılana kadar http://www.efsaneler.com/images/efsaneler/efs101.jpg da bi MIG-29'un neye benzediği tam olarak bilinmiyordu. Nükleer başlık da taşıyabilen bu uçakların fotoğrafları bile yoktu Batı ülkelerinin elinde. Sadece bi takım varsayımlara dayanan MIG-29 maketleri yapılmıştı, o kadar. Daha doğrusu resmi kaynaklar böyle yazıyo ama işin aslı başka. Biz olmasak... Ulan şu Amarikalılar var ya, yatıp kalkıp elimizi öpseler yeri. Zaten icatların çoğunu da Kur’andan baka baka yapmışlar, hatta hala daha öyle yapıyolarmış.
Günlerden bi gün Kızıl Ordu'dan bi Sovyet yüzbaşı, inim inim inleten baskıcı rejimden kaçıp Türkiye'ye iltica etmek istemiş. Pilot Leningrad’daki üsden gaza bi basmış, hoop, aynen Trabzon. Altında da canavar gibi bi MIG-29! Garnizon komutanı uçak iner inmez hemmen Ankara'ya haber vermiş. İnanılmaz bi fırsatmış bu. Haber 5 dak’ka içinde önce ABD Büyükelçiliği'ne, or’dan Beyaz Saray'a, or’dan da Pentagon'a ulaşmış. Uçağın Trabzon'da olduğunu duyan herkes accayip heyecanlanmış taabi. Ruslar olayın farkına varınca üst düzey diplomatları aracılığıyla, pilotun siyasi sığınma hakkından yararlanabileceğini ama MIG-29’un hemen geri verilmesini talep etmiş. Karadeniz kıyılarında konuşlandırılan sürü sepet Amerikan nükleer silahından da korkmadan, bi saat içinde uçağın teslim edilmemesi durumunda üçüncü dünya savaşının çıkabileceği sinyallerini vermişler. Yapacak bi’şey yokmuş. Bi askeri uçakla Moskova'dan bi Rus pilot gelmiş ve MIG-29'u ülkesine geri götürmüş.
Olay bi kaç saat içinde olup bitmiş. Pentagon'dan gelen Amerikan uzmanlar anca akşam saatlerinde Trabzon'a ulaşabilmiş. Büyük bi hayal kırıklığı yaşamışlar taabi. Gerçi yine de içlerinde az da olsa bi umut varmış. Garnizona varır varmaz, daha bizim komutanın elini sıkarken "En azından bi fotoğrafını çekebildiniz mi bari MIG'in?" diye sormuşlar. Türk komutan, "Gelin bakalım benimle" demiş ve Amerikalıları dev bi hangarın önüne götürmüş. Sonra da şık bi kafa hareketiyle hangarın kapısını açtırmış. Pentagon'dan gelen uzmanlar gözlerine inanamamış. Karşılarında dev bi MIG-29 duruyomuş çünkü. "Oh my God. This is impossible meeen" diyerek şaşkınlıkla gözlerini ovuşturmuşlar. Bizim komutan o bi’kaç saat içinde yapacağını yapmış da, öte geçmiş. Hemmen levazım astsubaylarına MIG-29'un büttüün parçalarını söktürüp kalıplarını çıkarttırmış. Sonra da yeniden monte ettirip uçağı Ruslara teslim etmiş. Ama ne kalıp... İnanmazsın, taa benzin deposunun kapağının contasına kadar. Amerikalılar Trabzon'a gelene kadar da MIG'in fiberglastan bire bir ölçekli maketini yaptırmış. Uçak, kuyruğundaki orak+çekiç resmi hariç herrrşeyiyle aynıymış. O kısma da, resme kabiliyetli bi çavuşa Türk bayrağı çizdirmiş komutan. Pentagon’un o soğuk görünümlü, kara kara güneş gözlüklü subayları bütün samimiyetleriyle bizim komutanın boynuna sarılmış. Hepsinin gözleri buğu buğuymuş. Herifler nasıl sevinmesin? Bu bilgilere dayanarak MIG'lerin bütün sırları çözülmüş. Sonra da karadan havaya geliştirilen özel MIG füzeleriyle her seferinde yere indirilmişler

Bostandere
03-31-2006, 03:39 PM
http://www.efsaneler.com/images/alfabe/4.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/14.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/15.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/51.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/28.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/18.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/14.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/22.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/4.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/21.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/20.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/11.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/3.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/16.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/40.gif
Malum, Missouri uçak gemisi, dünyanın en tanınmış büyük tonajlı gemilerinden biri. Missouri'nin kaptanı Kanada açıklarında normal seferini yaparken, http://www.efsaneler.com/images/efsaneler/efs852.jpg radarda, geminin rotası üzerinde bir cisim olduğunu görmüş. Bunun bir gemi olduğunu düşünerek, derhal telsizle haberleşmeye geçmiş.

Missouri kaptanı ilk mesajda, "Şu anda bulunduğunuz konum ile rotamız çakışmaktadır, tamam. Lütfen rotanızı 15 derece doğuya çevirin, tamam" demiş. Ancak karşı taraftan, "Konumumuzu değiştirmemiz mümkün değil, tamam. Lütfen siz değiştirin, tamam" diye olumsuz bir yanıt gelmiş.

E adam dünyanın sayılı gemilerinden birinin kaptanı ya, sinirlenmiş haliyle. "Burası USS Missouri, tamam. Biz ağır tonajlı bir gemiyiz. Bu yüzden manevra yapmamız zor, tamam. Dolayısıyla geçiş hakkı bize aittir. Bu yüzden rotanızı değiştirmeniz gerekmektedir, tamam" gibi ültimaton yollu konuşmuş. Karşı taraf ise olumsuz cevabında ısrar etmiş: "Bu ısrarınızı anlayamıyoruz, tamam. Mümkün değil. Siz rotanızı değiştirin, tamam".

Bunun üzerine bizim kaptan sinirlenerek, "Lütfen kimliğinizi ve bağlı bulunduğunuz ülkeyi tanımlayın, tamam" demiş. Karşı taraftan ise şöyle bir yanıt gelmiş: "Burası Kanada Deniz Kuvvetleri’ne bağlı deniz feneri, tamam. Lütfen siz kimliğinizi tanımlayın, tamam!"
++++++++++++++++++++++++++++++

http://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/14.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/21.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/8.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/16.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/22.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/43.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/8.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/21.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/4.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/14.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/10.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/14.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/28.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/22.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gif
Japonların Pearl Harbor baskını sırasında ABD gemileri arasında batmayan tek gemi, Japonların üzerinde kızıl haç işareti olduğu için batırmadığı http://www.efsaneler.com/images/efsaneler/efs905.jpg ilkyardım gemisiymiş. ABD için savaş tarihinin en büyük facialarından birinden sağ kurtulan bu gemi, Pearl Harbor'da başarı gösteren tüm askerlere verilen madalyaların üzerine işlenecek kadar önemliymiş.

Kaderin garip cilvesi sonucu, Pearl Harbor'un simge gemisi çok geçmeden eski önemini yitirmiş ve satılmış. Hem de Türkiye'ye.

Türkiye bu gemiye Ankara adını vermiş. Ankara gemisi Türkiye'ye uzun yıllar hizmet etmiş. Yıllar sonra artık çok eskidiği için jilet yapılmak üzere İzmir'e gönderilmiş. O zamanlarda Haliç Tersanesi'nde bir çeşme inşaatı varmış. Deniz Komutanlığı piyasadaki fiyatları yüksek bulduğu için tüm birimlerinde çeşmenin çatısının üstünü kaplamak için kurşun arıyormuş. İzmir'den Ankara gemisinde kurşuna benzer bir maddeye rastlandığına dair bir haber gelmiş. Haliç Tersanesi Komutanlığı, gemilerde kurşun kullanılmadığı gerekçesiyle bu haberi dikkate almamış. Çünkü yıllar içinde Ankara Gemisi'nin Pearl Harbor'ın ünlü ilkyardım gemisi olduğu unutulmuş.

Tesadüf eseri yaşlı bir astsubay İzmir Tersanesi'nden gelen mesajı görmese, gerçek ortaya çıkmayacakmış. Yaşlı kurt hemmen komutanlarına Ankara Gemisi'nin gerçek kimliğini bildirmiş. Uzman ekip Haliç Tersanesi'nden yola koyulmuş. Gemide yapılan incelemede bir kamaranın cephe duvarlarının yekpare kurşun olduğu anlaşılmış. Meğerse bu kamara ilkyardım gemisinin röntgen odasıymış. Böylece Japon saldırısından kurtulan tek geminin macerası Pearl Harbor'da başlayıp, Haliç Tersanesi Çeşmesi'nde son bulmuş

++++++++++++++++++
http://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/16.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/21.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/14.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/11.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/10.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/20.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/15.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/11.gif
Olay soğuk savaş yıllarında geçiyo. Amarikalılarla Ruslar sürekli birbirleriyle uğraşıyolar taabi. Her iki ülke de diğerini sinir etmek için en http://www.efsaneler.com/images/efsaneler/efs186.jpg olmadık yöntemlere başvuruyomuş. Amarikan Hükümeti, Sovyet Ordusunu psikolojik olaraktan çökertmek için bi plan yapmış. Amarika’nın en büyük lateks firmalarından biriyle anlaşılmış. Bu şirket bi Sovyet firmasına prezarvatif sipariş etmiş. Güya bunlar Amerikan ordusuna dağıtılacakmış. Hava, kara, deniz olmak üzere üç ayrı ambalajda hazırlanması istenmiş prezarvatiflerin. İşin can alıcı noktası ise boyutlarıymış. “Rusya’da duyulunca askerlerin morali sıfır olur” denilerek şu ölçüler istenmiş: En 8, Boy 30 cm.

Sovyet firması siparişi kabul etmiş. Sovyetler işe uyanmışlar taabi, onlar da yapmışlar hinliklerini. Bi’kaç ay sonra Rusya’dan kargo uçaklarıyla gelmiş prezarvatifler. Amarikalı askeri yetkililer binbir neşeyle açmışlar sandıkları, “Hahaha, herifler nası kompleks olmuşlardır şimdi” filan... Ruslar bütün herşeyi istendiği gibi hazırlamışmış. Kara, hava, deniz amblemleri, prezervatiflerin ölçüleri, heeeppsi aynı. Yalnız tüm ambalajların üzerince fazladan bi not varmış. Size: Medium
+++++++++++++++++++++++
http://www.efsaneler.com/images/alfabe/28.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/25.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/21.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/24.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/24.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/14.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/3.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/15.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/21.gif
Bu efsane, 80'li yıllarda dilden dile dolaşıyordu. Gazi Kız Öğrenci Yurdu'nda bir grup kız, eğlence olsun diye cin çağırmaya karar vermiş. Bi odaya http://www.efsaneler.com/images/efsaneler/efs827.jpg toplanıp başlamışlar seansa. Cin çağırmadaki en önemli husus da, cini geri göndermekmiş. Kızlarımız cini çağırıp bi güzel eğlenmişler. Hatta dalga falan bile geçmişler, gülmekten yerlere yuvarlananlar olmuş.

İşleri bitince cini göndermek istemişler ama cin gitmiyomuş. Saatlerce uğraşmışlar. Sonunda cin gitmiş. En azından öyle sanmışlar. Gece yarısından sonra ise katlardan tuhaf tuhaf gürültüler gelmeye başlamış. O aralarda da bi sapık hadisesi yaşanmışmış yurtta. Cin olayını bilmeyen diğer kızlar korku içinde gürültüleri yurt idaresine haber vermiş. Gene sapık geldi sanılmış ve yurt didik didik aranmış ama bi'şey bulunamamış. Herkes tekrar odasına çekilmiş. Ancak o tuhaf gürültüler hala devam ediyomuş. Bu kez polis çağırılmış. Bütün kızlar dışarı çıkarılıp bi de polis didik didik etmiş yurdu. Ama yine nafile. Hiiiç bi'şey bulunamamış.

Bu esrarengiz gürültüler durmuyomuş. Cin çağıran kızlar, olayı kendi aralarında konuşurlarken birisi, "Yaa yoksa bizim cin mi gitmedi mi, o çıkarıyo olmasın bu gürültüleri?" demiş. Aynı cini tekrar çağırmaya karar vermişler. Evet, gerçekten de önceki cin kendisiyle alay edildiği için gitmemiş ve cini kim çağırdıysa ancak o ikna edip gönderebilirmiş. Cini çağıran grubun başındaki kız panik olmuş. Çok da iyi bilmezmiş bu işleri. Ertesi gün bilenlerden cinlerle ilgili bi'şeyler öğrenerek cini göndermeye çalışmış. Ama o gürültüler durmamış. Cinin gidip gitmediği tam anlaşılamamış. Ancak o günlerde Gazi Yurdu'nun üst katlarından atlayarak intihar eden kızın, işte bu kız olduğu söyleniyormuş.
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

RoStWell
03-31-2006, 03:42 PM
eywallah kanka
güzel çalışma çıkarmışsın

Bostandere
03-31-2006, 03:49 PM
http://www.efsaneler.com/images/alfabe/24.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/11.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/24.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/11.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/3.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/43.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/2.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/24.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/11.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/21.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/16.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/25.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/16.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/28.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gif
Titanic'in sahibi The White Star Line diye bi şirketmiş. Bu firmanın ortaklarından olan Sir James Cole'un babası, vakti zamanında, Mısır'da Ramses http://www.efsaneler.com/images/efsaneler/efs697.jpg mumyasının kazılarına katılan 70 kişiden biriymiş. Bu yüzden ailesiyle birlikte sonsuza dek lanetlenmiş. Mister Cole, kazılardan kısa bi süre sonra diğer arkadaşları gibi esrarengiz bi şekilde hastalanıp ölmüş. Üstelik cenazesini taşıyan gemi de Akdeniz'de kaybolmuş.

Oğlu James ise hayatı boyunca bu lanetten nasibini almış. Annesi ve kız kardeşini evlerinde çıkan bi yangında kaybetmiş. 18 yaşına kadar yetiştirme yurdunda yaşamak zorunda kalmış. Yine de başarılı bi iş adamı olup, The White Star Line adlı bir deniz taşımacılığı şirketine ortak olmuş. Ancak babasının katıldığı kazının 20'inci yılında şirketin gemileri tek tek talihsiz kazalar geçirmeye ve batmaya başlamış.

Şirket bi türlü kazaların önünü alamamış. Üstelik basın da üzerine geliyor, her gün boy boy eleştiri yazıları çıkıyomuş. Şirketin zararı feci boyutlara ulaşmış. The White Star Line son kozunu oynamaya karar vermiş. Tüm mal varlığını üç büyük, süper lüks gemiye yatırmış. Bu gemilerin adları Olympic, Titanic ve Britannic'miş.

Bu üç geminin de üzerinde bi lanet varmış. İlk gemi Olympic, 1911'de, Atlantik Okyanusu'nda bi buzdağına çarpmış. Tamir için getirildiği tersanede çıkan bir yangında da tamamen yanmış. Titanic illegal bir şekilde mumya taşıdığı söylentilerine rağmen 1912 yılında ilk seferine çıkmış. Titanic'in trajik hikayesini herkes bilir; onun da yoluna bi buzdağı çıkmış. Britannic ise 1. Dünya Savaşı sırasında Atina açıklarında, 1916 yılında meydana gelen bi patlamada batmış. Kısa süre sonra The White Starline şirketi denizcilikten çekildiğini açıklamış.

James Cole'un babasının katıldığı kazıda mumyası çıkartılan Ramses'in laneti ise şöyleymiş: "Beni yerimden oynatan herkesi sulara gömeceğim".
http://www.efsaneler.com/images/alfabe/22.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/21.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/28.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/5.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/14.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/7.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/15.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/14.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/24.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/15.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/21.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/29.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/3.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/21.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gif

İtalya Kralı’nın oğlu 30 Mayıs 1867’de bi dükün kızıyla evlenecekmiş. Düğün için şenliklerin başladığı gün inanılmaz trajik olaylar http://www.efsaneler.com/images/efsaneler/efs174.jpg zincirinin de başladığı tarih olmuş. Efsaneye göre, kraliyet ailesi bu olayları uzun süre halktan saklamış. Çünkü “sarayın etrafında uğursuzluk var” söylentisinden çekiniyolarmış.
Önce, gelinin giysilerinden sorumlu olan hizmetçi kendini asmış. Ardından, düğün alayını saraydan kiliseye götüren gruba liderlik eden komutan, güneş çarpması sonucu fenalaşıp hastaneye kaldırılmış, ancak kurtarılamamış. Bu arada, kızın çeyizini saraya getirmişler. Sarayın kapısı uzun süre açılmamış. Kapıdan sorumlu olan görevli kan gölünün içinde yatar halde bulunmuş. Allahtan nikah kıyılırken ölümler durmuş ama rahip, “Sizi karı-koca ilan ediyorum” der demez kilisenin içinde bi silah sesi yankılanmış ve Kraliyet Muhafız Alayı’ndan bi asker yanlışlıkla kendini vurmuş. (üstelik kafasından) Gelinle damat nikahtan sonra kraliyet ailesinin balayı yaptığı bölgeye gidecekmiş. Düğün alayı tren garına doğru yola çıkmış. Genç çiftin olduğu arabada resmi nikah işlemlerini yapan memur da varmış. Bi ara arabanın tekerleği çukura düşünce adam kafasını hızla cama çarpmış ve bayılmış. (Bilmiyoruz ama kesin ölmüştür) Bu arada, kraliyet trenini hazırlayan gar şefi kendini lokomotifin altına atarak intihar etmiş. Kral Victor Emmanuel, bu trajik olaylara son vermek için gelinle damadın balayı köşküne gitmeyip, saraya dönmelerine istemiş. Çünkü oğlu ve yeni gelininin bu uğursuz günleri sarayda, güven içinde geçirmelerinin daha iyi olacağını düşünmüş. Ancak düğün alayı saraya doğru giderken Castiglione Dükü atından, taze çiftin olduğu arabanın altına düşmüş. Dükün ceketindeki madalyalardan biri yanağından içeri girerek ölümüne yol açmış.
http://www.efsaneler.com/images/spacer.gif
Hikaye bu kadar ama bi not daha var folklor kitaplarında: Efsaneyi anlatanlar bundan sonra susunca dinleyenler mutlaka, “Ee, gelinle damada ne olmuş peki?” diye soruyolarmış. Anlatıcı da mutlaka, “Bilmiyorum, ben de sormuştum ama bana anlatan da hikayenin devamını bilmiyodu. O da ona anlatana sormuş ama o da bilmiyomuş” dermiş. Ne diyeyim, bence bu kısım daha sinir bozucu...
http://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/14.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/29.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/14.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/25.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/15.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/15.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/21.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/12.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/28.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/11.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/14.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/15.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/24.gif
İkiz Kuleler'in bulunduğu Manhattan adasının adı, beyaz adamın kıtaya gelişinden hemen sonra konmuş. Manhattan adası o zamanlarda avı bol, yemyeşil http://www.efsaneler.com/images/efsaneler/efs863.jpg ve bereketli bir adaymış. Üzerinde de, şimdilerde adı sanı unutulmuş küçük bir kabile yaşıyormuş. Bu kabileden genç bir yerli bir gün ava çıkmış. O gün av o kadar bereketliymiş ki, kızılderillerin genelde yapmadığı bir hatayı yapmış ve bir yerine iki ceylan avlamış. Avın heyecanıyla yaptığı bu hatayı anlayınca çok üzülmüş. Çünkü ihtiyacından fazlasını avlayarak Ulu Manitu'yu gücendirdiğine inanıyormuş.

Üzüntü içinde yürürken, oraya yakın bir yerden yükselen bir kamp ateşi görmüş. Kampı kuranlar da, Amerika'ya Avrupa'dan zengin olmaya gelen gelen iki kanun kaçağıymış. Adamlar çok sarhoşmuş. Genç kızılderili, Manitu'yu kızdıran ceylanlardan birini hediye etmek amacıyla kampa yönelmiş.

Beyaz adamlar ise hiçbir şey avlayamadıklarından ateşin başında aç aç oturuyorlarmış. Karşıdan sırtında iki ceylanla gelen kızılderiliyi görünce, sorgusuz sualsiz vuruvermişler zavallıyı. Silah sesleri kabilenin olduğu yere kadar ulaşmış. Kabiledeki savaşçılar olay mahaline vardıklarında, genç kızılderili son nefesini vermek üzereymiş. Ruhu Ulu Manitu'nun çayırlarına çıkmadan önce olan biteni anlatmış. Savaşçıların iki katili bulması çok zaman almamış.

Kabilenin büyücüsü işkence direğine bağlanan beyazlarda bir gariplik olduğunu anlamış. Çantalarında yerlilerin "ateş suyu" dediği viskiyi bulmuşlar. Arkadaşlarının bir hiç yüzünden öldürüldüğünü anlayan büyücü, olayın olduğu adayı ve ateş suyunu lanetlemiş. Adaya, "İki Sarhoş Adam" anlamına gelen "Mahhattan" adını vermiş. Kabile, lanetlenen adadan göç etmiş.

Yıllar sonra söz konusu yere Dünya Ticaret Merkezi'nin İkiz Kuleleri dikilmiş. Ancak ada hakkındaki bu efsaneyi bilen kızılderililer, her fırsatta kulelerin bulunduğu yerin lanetli olduğunu söylerlermiş. En sonunda da bu lanet gerçekleşmiş zaten.
http://www.efsaneler.com/images/alfabe/14.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/18.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/3.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/28.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/25.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/22.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/25.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/7.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/24.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/11.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/24.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/11.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/14.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/43.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/24.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gif
Vaktiyle pehlivanlar pehlivanı, 100 ünlü Türk büyüğünün en iricesi Koca Yusuf'un namı sınırlarımızı aşmış yurtdışına ulaşmış. Aldığı davetler üzerine http://www.efsaneler.com/images/efsaneler/efs929.jpg gitmediği Avrupa ülkesi kalmamış. Gittiği her yerde Almanı'ndan İskoç'una, Fransız'ından Rus'una devirmediği yoğurmadığı güreşçi kalmamış. Hatta İngilizlerin meşhur insan azmanı Edvard Allen'i 20 saniye içinde havada döndürüp minder dışına attığı hala anlatılır.

Avrupa'yı kasıp kavuran Koca Yusuf'un namı o zaman iyice uzak sayılan yeni dünya Amerikalara da ulaşmış. Koca Yusuf büyük bir gösteri maçı yapmak için New York'a davet edilmiş. Talihin garip oyunu, Koca Yusuf'un şanına yakışacak yolculuk için ilk seferini yapacak olan Titanik'ten bir yer ayarlanmış. Malum kaza hem Titanik'in hem Yusuf'un sonu olmuş. Ancak Cihan pehlivanının başına gelenler oldukça trajik. Dönemin en güçlü adamı olan Yusuf batan gemiden kolaylıkla kurtulup yüzmeye başlamış. En yakındaki filikaya yönelmiş. Fakat filikanin mürettebatı "Bu yigit bizi de filikayı da batırır, almayalım" diye tutturunca tayfalardan biri o sıra filikanın kenarına tutunan Koca Yusuf'un parmaklarını baltayla keserek filikadan ayırmış.
http://www.efsaneler.com/images/spacer.gif
Koca Yusuf'un ölümüyle ilgi anlatılan öyküler Titanik efsanesiyle birleştirilmiş. Bilinen Koca Yusuf hikayesine göre; pehlivan Amerika'ya giderken değil gelirken bindiği geminin kaza yapması sonucu hayatını kaybetmiş. Filikaya tutunduğu kimine göre parmaklarına kimine göre bileğine vurulan balta darbesiyle tutunduğu filikadan kopartmışlardı Koca Yusuf'u. Diğer bir efsaneye göreyse: Koca Yusuf, tüm gösteri maçlarında kazandığı yüklü miktardaki altını her zaman yanıda taşırmış. Koca Yusuf servetini batan gemide bırakmaya gönlü varmadığı için hepsini kuşağına bağlamış ve denize atlar atlamaz külçe gibi okyanusun dibini boylamıştır
http://www.efsaneler.com/images/alfabe/24.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/15.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/7.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/18.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/17.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/10.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/24.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/15.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/11.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/53.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/16.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/6.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/29.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/1.gifhttp://www.efsaneler.com/images/alfabe/21.gif
Amerika'da yaygın olan bi efsaneye göre, Mary Baker Eddie adında bi dini lider (tarikat gibi bi’şeyin lideriymiş) öldükten sonra cemaatiyle konuşabilmek için telefonuyla birlikte gömülmüş. Böylelikle hem liderliğini devam ettirebiliyomuş, http://www.efsaneler.com/images/efsaneler/efs135.jpghem de ölüm sonrası hayat hakkında sıcak haberler geçebiliyomuş bizim tarafa. http://www.efsaneler.com/images/spacer.gif

Bu hikayede, inanmayacaksınız ama, biraz gerçeklik payı var. Yok, öyle anlaşıldığı gibi değil taabi. Böyle bi kadın hakikaten yaşamış ve bahsedilen türden bi konumu da varmış. Kadın mezarını hayattayken yaptırmak istemiş ve inşaata başlanmış. Evi mezarlığa çok yakın olduğundan inşaat sırasında çalışanlarla rahat iletişim kurabilmek için böyle bi telefon hattı çektirmiş. O arada kadın ölünce mezar telefon hatlı olmuş taabi. Cenaze töreninden sonra hat kaldırılmış ama kadın öleli 70 yıl olmasına rağmen hala söylenti devam ediyomuş. Üstelik kimileri ara sıra, “Mary Baker Ana dün akşam arayıp şunları şunları anlatmış” diye havadisler de veriyomuş.

aLeMDaR
03-31-2006, 03:55 PM
dostum emeğine sağlık
Çinlilerin oyununa düşecek millet değildik ya olan olmuş

Tathar Elanessé
03-31-2006, 06:59 PM
paylaşım için teşekkürler

tfn35
03-31-2006, 09:50 PM
emeğine sağlık kankam