CaKaLBoT
04-02-2006, 10:31 AM
Çizgi ötesi bir diyardan geliyordum. Ellerinde zilleri, çın çın eden rakkaseler gibi oynuyordu yaşam benimle. Ağır taşlar altında ezilen ellerim uğurluyordu seni her gece ve hasretinden ezik yüreğim kanlanıyordu bu gitmelerde. Güller bile çiçek açıyordu ve çamlar hiç solmuyordu soğuk gecelerde. Hoyrat esen yel, yağmuru sürüklüyor, cama vuran her damla gözyaşım oluyordu. Bedenim bitkin düşüyordu soluksuz cam kenarlarında ve bir çıban gibi kanayan yüreğim, delik deşik oluyordu bir kurdun tırnaklarında.
Kağıttan gemilere yüzdürüyordum sevdamı dipsiz bataklıklarda ve karanlık zindanlara, kelepçeli mahkumlara, vicdansız sultanlara emanet ediyordum, sonu olmayan bu gitmelere meydan okuyan aşkımı.
Gitmeler ucuzdu ve bir o kadar buruktu bir parça limon kabuğunda. Bir dönüm toprak yeter miydi bir kalp gözünden firar eden bu sevdaya ya da bir damla gözyaşı az gelir miydi yağmurların ıslatamadığına?
Özlemlerin en kötüsüydü seni yaşamak, en deli tutkusuydu rüzgarı nefesin, ateşi kanın hissetmek, çektiğin bir solukla boğulmak ve boğazına düğümlenen sancıyı sevdan bilmek. Azgın sularda, bir deli kasırgada aramak seni ve döneceğini bilmemek, sevmelerin en kötüsüydü seni bilmek ve sadece seni sevmek.
Biliyordum, zamanım yoktu fazla. Zehir gibi bedenime yaydığın kanla uzanacaktım sonsuzluğa ve sen yine olmayacaktın yanımda. Sen gidecektin, ardından ben ve dayanamayacaktım bu ayrılığa.
Elveda uçan kuşa, elveda artık sevdiğim, elveda pırıltılarıyla yakamozlara meydan okuyan yıldızlara, elveda.
Kağıttan gemilere yüzdürüyordum sevdamı dipsiz bataklıklarda ve karanlık zindanlara, kelepçeli mahkumlara, vicdansız sultanlara emanet ediyordum, sonu olmayan bu gitmelere meydan okuyan aşkımı.
Gitmeler ucuzdu ve bir o kadar buruktu bir parça limon kabuğunda. Bir dönüm toprak yeter miydi bir kalp gözünden firar eden bu sevdaya ya da bir damla gözyaşı az gelir miydi yağmurların ıslatamadığına?
Özlemlerin en kötüsüydü seni yaşamak, en deli tutkusuydu rüzgarı nefesin, ateşi kanın hissetmek, çektiğin bir solukla boğulmak ve boğazına düğümlenen sancıyı sevdan bilmek. Azgın sularda, bir deli kasırgada aramak seni ve döneceğini bilmemek, sevmelerin en kötüsüydü seni bilmek ve sadece seni sevmek.
Biliyordum, zamanım yoktu fazla. Zehir gibi bedenime yaydığın kanla uzanacaktım sonsuzluğa ve sen yine olmayacaktın yanımda. Sen gidecektin, ardından ben ve dayanamayacaktım bu ayrılığa.
Elveda uçan kuşa, elveda artık sevdiğim, elveda pırıltılarıyla yakamozlara meydan okuyan yıldızlara, elveda.