PDA

Tam Sürümü Görüntüle : Sevgiliye Mektuplar...(:


styla45
04-20-2010, 03:13 AM
Sen...Yüzümdeki gülüşlerin,ellerimdeki terlemenin,yüreğimdeki deli atışın sebebi...Her gece uykum,her sabah güneşim.Yıldızım,ay'ım,akan kanım.Bitmeyen masalım.Bahçedeki çiçeğim,çiçekteki rengim.Gökyüzüm,denizim,mavim sen...
Sevdamın adresi,aşkımızın menzili,içkimdeki tat,yaşadığım hayat sen...Sebebim,niyetim,geleceğim,geçmişim,bilinmezl iğim,belirsizliğim,kararlılığım,kararsızlığım sen...Bitmez yolculuğum,sonsuzluğum.Sen,gözüm,elim,yüreğim.Bebe ğim sen...
Hani gidecek olsan,yollarına sererim tüm kır çiçeklerini.Bilirim basamazsın çiçeklere de yine kalırsın benimle.Üzülecek olsan,içim erir,kalırım öyle.SENİ ÜZEN BİŞEY BENİ BİN ÜZER İNAN.Kırıyorsam seni,bu benim dengesizliğimdendir,şaşırmışlığımdandır.Kendimle kavgalıyım ben.Bir yanım sana tutkun,bir yanım çok bencil.Kayboluşlara vuruyorum kendimi,seni üzdüğümü bilmeden.Her kayboluşum yara açıyor sende biliyorum.Ah ben,nasıl da vurdumduymaz olabiliyorum bazen...Bakma bana birtanem,içimdeki aşkın büyüklüğünü ölçme bunlarla.Seviyorum diyorsam seni,öyle.Gereğinden fazla 'erkeğim'bazen,bağışla...
Seni bilirim ben,bir tek seni.Seni söylerim,seni duyarım her yerde ve her zaman.Sensiz olmaya gücüm yok artık,sensizliğe katlanmak benim harcım değil.Seni her şeyinle,ay parçası yüzünle,duruşunla,gülüşünle,bakışınla,konuşmanla,ç ocukluğunla,olgunluğunla,kızgınlığınla,şaşkınlığın la,güçlülüğünle,zayıflığınla kabul etmişim bi kere.NE DEĞİŞ,NE DE DEĞİŞTİR BENİ.Biz böyle sevdik birbirimizi.Seni sen yapan ne varsa kabulümdür hepsi.
Seni özlemek diye bir şey de var bu hayatta ve bu bazen öylesine dayanılmaz oluyor ki...YOKLUĞUNU YAŞAMAYI BECEREMİYORUM,ÜZGÜNÜM.İçimdeki o 'fazla erkek'yokluğunda çekiliyor bir köşeye ve ben güçsüzlüğümle başbaşa kalıyorum.Katlanamıyorum anla,sensizliği 'yok' hükmünde sayıyorum.Sensizlik diye bir şey yok,öyleyse sensiz kalmak da yok.
Şimdi hangi denizin kıyısındaysan,hangi göğün altındaysan önce o sonsuz maviliğe sonra da başını yukarı kaldırıp yıldızlara bak.Aşkımı,yüreğimi,içimdeki seni mavilere yükleyip gönderiyorum,tut onu.Tut ve bırakma...Ben maviyi sende buldum,beni BAŞKA RENKLERLE KANDIRMA...

styla45
04-20-2010, 03:14 AM
Bırakıp gitmek istiyorum her şeyi, herkesi… Yüreğim yanıyor, içim acıyor. Canım çok yanıyor Tanrım… Elimde bir oyuncak, çocukluğuma geri dönmek istiyorum. Sorumsuz, sorunsuz, mutlu… Okadar uzak ki umut ettiğim şeyler bana. Okadar zor ki bu yüreğin tamiri. Bir tanem, bebeğim, gözlerini, bana sarılmanı özledim. O kadar özledim ki seni, isyan edesim geliyor. Sen şimdi kaçıncı uykunda, sarılıyorsun yanındaki bedene. Mutlu musun? Ben aklına geliyor muyum? Düşünüyor musun beraber geçirdiğimiz saatleri? Ona da bana baktığın gibi sevgi dolu bakıyor musun? Ona da bana sarıldığın gibi sıkı sıkı sarılıyor musun? Ona bakarken de gözlerin parlıyor mu? Ben yalnız ben çaresiz, senin bana gelmeni bekliyorum. Karşılık beklemeden, sadece beni sarmanı beklerken, seni sevmeye, seni içimde büyütmeye devam ediyorum… Sen biriciğim, sevdiğim, meleğim… O kadar işledin ki içime, o kadar tanıdıksın ki, bırakamıyorum unutamıyorum seni!!! Ne yapacağımı, ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Sadece bana gelmeni, bana sarılmanı bekliyorum, küçük bir çocuğun sevgi beklediği gibi… Geldiğinde, yüzümü gömeceğim göğsüne, doyasıya sarılacağım sana… Yine alacağım o sevgi dolu yüzünü ellerimin arasına. Bana sarıldığında nefes bile almayacağım, ürkütmemek için seni. Sen yeter ki gel, yeter ki sevgini esirgeme benden. Yine git sonunda ,istersen. Sesimi çıkartmayacağım…

styla45
04-20-2010, 03:14 AM
Bir başıma bu kentin sokaklarında yürüyorum.Üşüyorum.Ne kadar uzaksan bana o kadar soğuyor hava.Sen yoksan,sıcaklık hep mevsim normallerinin altında.Bu yüzden meteoroloji raporları bile umrumda değil.Kar mı yağıyor yoksa yağmur mu,bana ne?Ben senin hasretinle sırılsıklamım zaten,daha ne kadar ıslanabilirim ki?
Burada mısın değil misin belli değil.Bazen gidişlerin kahramanı oluyorsun,bazen sonsuz kalışların.Doyumsuz gecelerdesin kimi zaman,bazen de yalnız karanlıklardasın.Bitmek bilmez bir şarkısın;ama,ben mi notaları yanlış basıyorum da sen bu şarkıyı söylemiyorsun?Neden susuyorsun?
Aşkın sessizliği ne kadar korkunç olur bilir misin?Bir tek kelimeye hasret geçen gecelerin hesabını soracağın kimse de yoktur üstelik.Kendi kendiyle konuşana deli derler ya,beni çoktan akıl hastanesine kapatmaları gerekirdi.Hem de iflah olmaz hastalar bölümüne...
Yokluğuna alışmaktan korkuyorum,ne kadar kötü...Yokluğunu yürüyorum sokaklarda.Yokluğunu içiyorum kadeh kadeh.Hiç gelmeme ihtimalin bir idam mahkumuna dönüştürüyor beni.Hiçbirşey yapmadan beklerler ya hücrelerinde,ölümün soğuk nefesini hissederek...Anlamlı olan bir şey yoktur onlar için.Belki de bir an önce ölmektir akıllarından geçen,bu bekleme işkencesi bitsin diye...Bu yokluk hissi öldürecek beni...
Gelebilme ihtimalin ise yüreğimdeki kuşları havalandırıyor,kanat seslerini duy.Gelmek iste yeter ki,yorulmayasın diye kuşlarım taşır seni bana.Bir görsem yüzünü,ah bir dokunsam sana...Göreceksin,sevdanın çiçek çiçek açtığını,umudun bir yangın gibi alev alev ikimizi birden sardığını.Anladım ki mümkün değil seni sensiz yaşamak.Ben o gönlü genişlerden değilim.Madem içimdesin,yüreğimde taşıyorum seni,o zaman yanımda da olmalısın.Sensiz yaşanmayacak bu aşk ötesi yok.
Şimdi yalnız geceleri seviyorum.Seni yıldızlarda buluyorum.Daha bir dayanılır oluyor sensizlik sancısı.Mümkünü yok çıkmayacaksın aklımdan,bu yüzden gece,el ayak çekilmişken,hiçbir ses yokken seni düşünmek(yokluğunu değil ama)daha iyi.Bütünüyle sen oluyorsun o zaman her yerde.Ne kadar yakışıyorsunuz birbirinize,sen ve gece...ZAMAN GEÇER,HERŞEY UNUTULUR,BİR ÖRTÜYLE KAPLANIR ACILAR,AMA...''BİR TEK SENİ UNUTAMAM''...

styla45
04-20-2010, 03:14 AM
Hiçbir duygumu ertelemedim ben. Yaşayacağım hiçbir şeyi sonraya bırakmadım. Sonra diye bir şeyin olmadığını biliyorum çünkü. Hep yarına dair hayaller kurmak, gelmesi mümkün olmayacak zamanları beklemek benim işim değil.



Aşk zamana meydan okur ama sen karşı koyamazsın ona. Orada durup öylece bekleyemezsin geleceği. Bir adım atmalısın, bir el uzatmalısın aşka doğru..!

Aşkın anahtarı cesaret değil mi yar? Cesur olmak gerekmez mi bir sevdayı yaşamak, büyütmek için?

Kaç gece yalnız geçti hesaplasana... Kaç gece bir sonraki günü düşünerek geçti. Neler yapabilirdik, neler yaşayabilirdik düşünsene..! Her sabahı birlikte karşılamak vardı seninle. Gözünü açar açmaz ilk gördüğün şey ben olurdum ve sen benim yüzümde mutluluğu görürdün.

Bu kentin sokaklarında el ele dolaşabilirdik. Girmediğimiz sokak kalmazdı. Bakışlara aldırmadan sokağın ortasında sarılıp öpebilirdim seni.

Bir şarkıyı sözlerini bilmesek bile bağıra çağıra söyleyebilirdik. Sonra bir filme gider, bir kitap okur, bir martının bir lokma simit kapabilmek için vapurların peşinden bıkmadan uçuşunu izleyebilirdik.Paylaştığımız her an beynimize bir daha çıkmamak üzere kazınırdı. Özlerdik birbirimizi delicesine. Bir saati yalnız geçirsek, bir sonraki saati iki saatlik yaşardık.

Peki biz ne yaptık. Aşkı bir bekleyişin sırtına yükleyip ona sadece uzaktan bakmakla yetindik. Her an aşkı yaşamak varken, her gün birbirimizi yeniden keşfetmek varken, bu yolda birer kaşif olmak varken sürgünleri yaşamaya mahkum ettik birbirimizi. Bu sürgünlüğe son vermenin zamanı geldi artık. Sana huzur vaat etmiyorum. Aşkta huzur arayan yanılır. Ben tutkunun, en koyu sevdanın sözcüğüyüm. Onlar adına konuşuyorum.

Gözlerinin içine bakıp "Seni Seviyorum" demek istiyorum. Aşkın akışına kapılıp hiçbir kaygı duymadan gidebildiğim yere kadar gitmek istiyorum. Kokunu içime çekmek, teninin sıcaklığıyla irkilmek istiyorum. Yaşama senin adınla anlam katmak, mutluluğu bulmak ve bir daha kaybetmemek istiyorum.

Seni istiyorum eey yar!

Canıma bir can daha katmak için, ruhumun yalnızlığına, yüreğimin acısına son vermek için, daha mavi bir deniz, daha mavi bir gökyüzü, daha mavi bir sevda için...

Seni İstiyorum, Yarın, Öbür Gün, Öbür Hafta, Öbür Ay, Öbür Yıl değil..... Şimdi!

styla45
04-20-2010, 03:14 AM
Senin varlığındı kalbimin kapılarını açan, sendin anahtarı kalbimin. Ne kelimeler yeter anlatmaya, ne de kağıt kabul eder kalemden dökülenleri. Sadece yaşadığım anlardan kalan anılarım yetebilir seni anlatmaya…



Aşk yok, aşka inanmam dediğim anlarda çıktın karşıma. Önce gülüşündü seni bana çeken, sonrasında o gülüşün altındaki yaralı yüreğin…

O gün, hani seni gördüğüm ilk gün; tren istasyonunda yağmur altında saatlerce oturduğumuz ilk gün. Sözde tren beklerken onlarcası geçip gitmişti de aldırmamıştık. Yağmur bedenimi ıslatırken, her damlada bir kat daha sana aşık olduğum gün… Yaşama döndüğüm, aşkın varlığının kanıtını gördüğüm gün…

Ve sonra…. Sonu olmayan bir yaşam içinde asla gecesi olmayan bir gün gibi doğdun hayatıma. Oysa senden once “yağmurlar bile isyan ederdi akıttığım yaşlara onlar bile benim kadar ağlayamazdı”. Ya bu ben değilim, yada zaten ben bende değildim… Hayallerde yaşatılabilirdin, bir rüyada yer alabilirdin, belki de bir masal karamanı olabilirdin ama benim olamazdın...

Sen gideli iki gün oldu.. Asırlara bedel iki gün.. Ellerim ceplerimde caddelerde yürüyorum. Birlikte dinlediğimiz şarkılar kulağımda. Ya da odama kapıyorum kendimi, görmek istemiyorum senden başkasını. O kadar çok alışmışım ki sana. Senin üzerine kurulmuş tüm hayallerim. Sen gittin, ben bittim, hayallerim yok artık geleceğe dair...

Bil ki; içimde her zaman sıcacık kanayan bir yara olarak kalacaksın. Sana istediğim zaman söyleyemeyeceğim belki sevgimi ve ulaşamayacak uzattığım ellerim ellerine. Ama ne olursa olsun sana olan sevgim her an artarak yaşayacak bende." ......

İşte bitti; “Vazgeçtim Senden” ve belki de seninle birlikte kendimden…

styla45
04-20-2010, 03:15 AM
İnsanın içine işleyen bir ayaza ev sahipliği yapıyorsan, aklıma geldiğinde yayılan sıcaklığın, dışarıda iki metre karı bile eritebileceğini düşünüyorsam, Odanın bütün duvarlarında senin yüzünü görüp,bana baktığını hissediyorsam, Ve bu beni her gün hep aynı şekilde heyecanlandırıyorsa, İçtiğim çayın şekeri, kahvaltımın her lokması sen oluyorsan, Sevdiğin şarkıyı başa alıp, defalarca dinleyebiliyorsam, O şarkının her sözüne seninle ilgili bir anlam yükleye biliyorsam, Yorucu bir günün sonunda hayalin ile enerji doluyorsam, Ve o enerji ile hiç dinlenmeden günlerce çalışabileceğimi hissediyorsam , Uykudan yüzümde mutlu bir tebessüm ile kalkıp, benimle birlikte uyanan güne senin adını verebiliyorsam, Gün boyu saatleri, dakikaları sayıp “ neden geçmiyor bunlar?” diye hayıflanıyorsam, Ve Hep seni bulacağım günü bekliyorsam, Yazı yazarken seni düşünmekten kendimi alamayıp, aynı satırları defalarca tekrar yazıyorsam, Sonra sana bunu anlattığımda ne kadar güleceğimizi düşünüp keyifleniyorsam, Seninle ilgili planlar yapıyorsam, Sadece varsayımlara dayalı olsa bile, o planları mükemmelleştirmek için her ayrıntıyı dakikalarca düşünüyorsam, Yüzyıllardır sevgililerin kullandıkları klasik sözcükleri benim duygularımı anlatmaya yetmediğini fark ediyorsam, Ve yinede bunları söylemekten hiç ama hiç bıkmıyorsam, Aşkımın coşkusunu sana yansıttığında, senin de bana aynı coşku ile karşılık vereceğini hissediyorsam, Hayatının en anlamlı şeyi, NE ? diye sorduklarında tereddüt etmeden senin adını verebiliyorsam, Sen beni için vazgeçilmez olmuşsun demektir…!

styla45
04-20-2010, 03:15 AM
Özlemin alev alev yandığı saatler bunlar.Gün çekiliyor,ay parlıyor.Haydi,geleceksen şimdi gel.Umudunla,yüreğinle,sevdanla gel,yık karanlığımı.Hayata dair kötü olan ne varsa yık onları,beni yeni umutlara sürükle.Aşkın en koyusuna,en tutkulusuna götür beni.
Bin yıldır bekliyor gibiyim seni.Bin yıldır karanlık bir odada tek başıma oturuyorum sanki.Kim girip çıkmışsa hayatıma,kim talan etmişse yüreğimi hepsini silmek için gel.Bir tek sen kal içimde.Seni bileyim bundan sonra.Sevdan yetsin bana.Senin aşkınla yaşamak istiyorum artık,öyleyse gel,bekleme gel.
Seninle olmak,seni duymak,seni görmek,seni anlamak,seni yaşamak tarifsiz sevinçler yaratacak içimde biliyorum.Bu yüzden sesleniyorum sana.Dallarımdaki kurumuş yaprakları tek tek temizlemek istiyorum artık.Gelişinle yeniden yeşermek,yeni yapraklar açmak istiyorum.İster haber ver,ister verme;ama gel bekliyorum.
İstanbul'u sokak sokak geçip gel.Her sokakta kendi izini göreceksin,şaşırma.Nereye gittiysem seni de götürdüm yoktun;ama,yanımdaydın.Hep yüreğimde hep aklımdaydın.Seni İstanbulsuz,İstanbul'u sensiz düşünemedim.Gel,bu kentin tarihine en ölümsüz sevdayı yazalım.Nice aşka mezar olmuş İstanbul,bu kez kabul etsin yenilgiyi.Haydi gel,biz İstanbul olalım.
Korkma gel,başkalarında gördüğün ihanetler,ikiyüzlülükler,bitmek bilmeyen acılar yok bende.İlk kez bırak kendini kaygısızca.Yarını düşünmeden,'ya sonra'demeden gel.Kurtul seni saran tutsaklıklardan,sana yazdığım,seni yazdığım şiirleri okumak için gel.
Bak,günler anlamsızca geçip gidiyor.Oysa ömür dediğin şey üç günlük.Birlikte ve severek tüketmek varken günleri,böyle koyu karanlıkta kalmak niye?Gel haydi,sensiz geçen günlere bir yenisini daha eklemek istemiyorum.Özlem yanıyor alev alev.Özlemin ateşini söndürüp aşkın ateşini yakmaya gel.Bekleme artık,geleceksen şimdi gel.GEL Kİ...ADIN EKSİLMESİN DİLİMDEN...

styla45
04-20-2010, 03:15 AM
Aşk bir yumak haline gelip boğazına sarılıverir insanın bazen. İşler çözülmez haldedir ve bu kördüğüm insanı istemediği şeyler yapmaya zorlar çaresiz. Birbiri ardına yapılan yanlışların en büyük nedeni ise kaybetme korkusudur. Bu korku bir kez girdi mi insanın yüreğine o andan sonra akıl ve mantık sürgüne gönderilmiş iki mahkuma dönüşüverir birden.



Siz aşkınıza sahip çıkmaya çalıştıkça o kördüğüm giderek büyür ve bir süre sonra yumağın ipleri boğmaya başlar. Kurtulabilmek için çırpındıkça bir başka canavarın, kıskançlığın ellerine teslim olursunuz.

Öyle bir canavardır ki kıskançlık, beraberinde tedirginliği, endişeyi ve huzursuzluğu da getirir. Beyni böcek gibi kemiren soruların başlıca kaynağı da kıskançlıktır. Terk edilme ihtimaliniz çoğaldıkça sorular artar. Kesin ve net yanıtı yoktur hiçbir sorunun. Onun bir başkasıyla olabilme ihtimalini, bir başkasıyla sevişebilme ihtimalini düşünmek, uykusuz gecelerin, verimsiz günlerin habercisidir.

Mantık ve akıl sürgündeyken sizi terk etme ihtimali olan sevgilinin her davranışı, her sözü sadece ve sadece kıskançlık süzgecinden geçirilecektir.

Bir zamanlar minik oyunların, aşka katılan tadın sebebi olan kıskançlık, sevgiliye düşmanlık duymanıza neden olacaktır artık. Ve düşmanlık insanın içindeki şiddeti körükleyecektir elbette.

Kıskançlık ateşini bastırmaya kalkmak, başka şeylerle ilgilenir gibi görünmek bataklıktan çıkmaya çalışan insanın hareket ettikçe çamura daha da gömülmesine benzer. Yanlış, yanlış üstüne eklenir.Mantık ve aklın ardından benlik ve kişilik de çıkar sürgüne. Siz sevgiliyi kaybetmeme uğruna değişmeye çalıştıkça yüreğinizdeki huzursuzluk sizi yerinizde bir dakika bile oturamaz hale getirir. Üstelik değişmek uğruna yapılan hatalar sevgiliyi kaybetme ihtimalini daha da güçlendirir.

Kıskançlığa tamamen teslim olmuşsunuzdur artık. Bu noktaya nasıl geldiğinizi hatırlamazsınız bile. Hangi olay, hangi kişi neden olmuştur bir önemi de yoktur artık. Şiddet yavaş yavaş kendini göstermeye başlar.

Kendinize ya da ona zarar verme duygusunun kıyısında dolaşıp durursunuz.

Bu duygudan kurtulmanın tek yolu, bütün bunlara konu olan sevgiliden kurtulmaktır. O sevgilinin diktiği ama üzerinize tam oturmadığını bildiğiniz halde giymekte ısrar ettiğiniz aşk giysisini çıkarmanın zamanı gelmiştir. Bu tutsaklığı yaşamaktansa kar altında çıplak kalmak çok daha iyidir. Ve elbette, üzerinize tam oturan bir giysi, bir yerlerde sizi beklemektedir...

styla45
04-20-2010, 03:15 AM
Biliyorum bir gün bu şehirden gidecek, beni mazine gömeceksin... Giderken elinde valizin ve yüreğinde bastırdığın bir sevinç olacak... Kaybettiğim mutluluk köz köz akarken gözlerimden, buruk bir vedayla yollayacağım seni yuvana... Önünde yürürken simsiyah ıslığımla, tayfanın fırtınaya duyduğu öfkesiyle, susarak haykırırken kaderime, ve düşerken bir hazan yaprağı gibi yolunun üzerine, sen, aldırmadan çiğneyip geçeceksin... Biliyorum beni mazine gömeceksin. Sen başka güneşlerin kızıllığında gülerken doya doya, seni sensiz yaşayan, kendini sana yazılan ama duyuramadığı şiirlerinin dizelerine asan, kalemine kanını mürekkep yapıp; seni sensizlikte arayah bu şairi hiç düşünmeyeceksin... Ama ben yinede; elini ilk tutabildiğim anla ısınıp, ilk öpüştüğümüz anla uçacağım... Sonra ayrılık bir yılan gibi yüreğime sızınca, sarhoş sızılar içinde kıvranacağım... Biliyorum, bir gün çevresini, şatafatlı gecelerde, iltifat kokan ağızların sardığı, yönünü bulamayan bir göçmen kuşa benzediğinin haberini getirecekler bana... Ben hatırlatıldığımda belki de: "Bir çocukluktu geldi geçti..." değinin haberini... Halbuki bende, o mutlu günlerde gizlice alıp sakladığım, muska niyetiyle hala göğsümde taşıdığım, bir kaç saç telin kalacak... Bu şehrin her köşesinde karşıma çıkacak, her kar yağışında lapa lapa, her yağmurda sağnak sağnak aklıma düşeceksin... Biliyorum... Ayaklarım birlikte gidilen mekanlara götürürken beni, ararken beni bekleyen bir masada gölgeni, hayal kırıklığımla sığınarak umuduma; gelmeni bekleyecek, SENİ HEP SEVECEĞİM... Biliyorum, son bir kez olsun geleceksin bu şehire... Ve beni görüp, belki de güleceksin; "Sen hala oralarda mısın?..." diye. Şiirlerimi uzattığımda ellerim titreyecek, bir sevda buseni vermeni bekleyeceğim... Sen omuz silkeleyip, her zaman yaptığın gibi: "Ne yapalım sevmek işte böyle" diyerek sevilmenin bencilliğinde, gülecek ve tekrar bu şehirden gidecek, beni mazine gömeceksin...

styla45
04-20-2010, 03:16 AM
Yüreğim ne dediyse onu dinledim ben. Kimi işaret ettiyse ona yöneldim. Şimdi sen diyor da başka bir şey demiyor. Ansızın bastıran bir yağmura hazırlıksız yakalanır ya insan, işte öyle ıslattı beni aşkın. Seni bekledim ben. Yüreğimdeki heyecanı, gözlerimdeki yeşili, dudaklarımdaki ateşi, ellerimdeki titremeyi, küçük dokunuşları sana sakladım.


http://www.kalbiminsehri.com/images/rose.gif


Ne sen beni bilirdin ne ben seni ama, bir yerlerdeydin ve mutlaka gelecektin. Ve bir gün çıktın karşıma. İşte o gün sevdaya dair nekadar tortu varsa içimde eridi gitti. Çocuk oldum yeniden. Hani bıraksan yemyeşil bir kırda bağıra çağıra şarkı söyleyip koşarım. Seni bulmanın coskusunu hiç bitmeyecek bir enerjiyle yaşarım. Seninle yep yeni bir hayatın başladığını biliyorum. O hayatın içinde vazgeçilmez kıldığım tek şey sensin.

Bilirim, bu şarkı korkutur bazen insanı. Neler oluyor diye sormadan bir duygu selinin içinde bulursun kendini. Ama zaten aşk öyle bir şey değilmidir? Sorarsan planlarsan onun adına aşk denir mi? Bırak kendini bırak ki aşkınbüyüsü sarsın seni. Kendini o eşsiz duyguların ferahlığına bırak. Tut elimi birlikte çıkalım bu yolculuğa. Yarınsız zamanların iki yolcusu olalım. Kaygısızca yaşayalım aşkı, eriyelim birbirimizde. Yüreklerimiz birbirimiz için atsın, soluklarımız birbirine karışsın. Tutkunun alevleri dalga dalga sararken bedenlerimizi.

Gidersen... Gözümdeki son parıltıyı da alır götürürsün. Bir zemherenin ortasında titrerken bırakırsın beni. Ama merak etme ayakta kalırım ben. Tıpkı fırtınaların boynunu eğip yıkamadığı kavak ağacları gibi. Senden bana yadigar kalan her anıyı bir kez daha bir kez daha yaşarım. Aşkım da benden yadigar kalır sana..

styla45
04-20-2010, 03:16 AM
BENİ SEVMEYE NİYETLİ MİSİN ?


Bitmez tükenmez martıların haykırışı var yüreğimde sana dair uçup gelen. Bir yarım sesle sesleniyorum beni duyar mısın? Ayın o acılı suratının ardından gün doğduğunda, kanatlarını çırpan bir küçük kuş olduğunda sabah, sen yüreğini geçmişin kirinden arındırıp benim ellerime koyacakmısın? Beni sevebilir misin? Niyetli misin buna ? Sen ilk yazın kuçağında uyurken yağmurlu serin akşamları düşünüp ödünç verilmiş yataklarda geçirdiğin sevişmeleri hatırlayıp kahrolacak kadar niyetli misin buna? Toğrağın iliğine ve kemiğine işleyen çok eski bir yağmur kadar beni içinde barındıracak mısın? Ay düşmüş toprakta menekşe kokulu öpüşmelerle geçikmiş iklimlerin ortasındayız seninle.

Zaman durdu sanki birden tartışmalar bitti. Güneşe dönüyor ayçiçeği gün hızlandığında ve ben her güne uyandığımda sana dönmeye niyetli. Sana diyor ki gözlerim; sen bir kırlangıç gibisin. Hayatın sana verdiği uslanmaz ruhun içinde her baharda bana dönen ama güzün hep göç eden... Ve ben korkuyorum seni sevmekten.

Bitmeyen şarkılarla avunmayacağım bundan böyle. Bak şimdi gökyüzüne, hayali bir gölgeye dönüşüyor benim bedenim. Her nefesinde solumaya başladın bile beni. Ve ben korkuyorum. Bir kasımpatı çiçek açıyor sarı taç yapraklarıyla. Ve gözlerim tiryakisi olduğum kahvenin tadında. Bunu biliyorum gece parçalanıyor, yıldızlar çıkıyor yüreğimden. Kirpiklerim titremeye başlıyor. Bu kız çoçuğu yüreğine yumulmuş ve bir daha ağlamak istemiyor, anlıyor musun?

styla45
04-20-2010, 03:16 AM
BEN SENİ SEVDİM


Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözleri degil,yüregimdi seni gören.
Sen damarlarimdaki kana karisip,geldin oturdun yüregime.Bir baska yerde
olamazdin zaten.Sen benim en degerli yerimde,yüregimde olmaliydin,orada
kalmaliydin.
Çok aska ev sahipligi yapan bu yürek,ilk kez bukadar kolay kabullendi
seni.Herhangi bir konuk degildin artik.Buyüzden ne agilama fasli vardi nede
ugurlama.O yüregin gerçek sahibiydin.Simdi sonbahar kisa giriyoruz ya...
Ben dört mevsim bahari yasadim seninle Çiçek çiçek açtin yüregimde.
Gökkusagi zayif kaldi senin renklerin karsisinda.Taze bir yaprak gibi
yesildin.Açelyaydin pembeliginle.Üzerine çig taneleri düsmüs sari
güldün.Kirmiziydin bir ates gibi.Ve maviydin... En çok bu renkle anmayi
sevdim seni.Denize tutkundum,denizi sensiz,seni denizsiz düsünemedim. Seni
severken dünyayi da sevdim ben,insanlari da...Kendime bile dar gelirken,
içinde herkeze olan bir hayatin sahibiydim artik.

En kizgin, en tahammülsüz oldugum anlarda bile seni düsünmek yetti
bana,içimdeki sevinç yüzüme yansidi,güldüm. Beni böylesine güldüren senin
sevgindi ve ben kaygisiz,içten gülüsün ne demek oldugunu, nasil güzel bir
sey oldugunu anladim seninle. Her seye ragmen sevdim seni.Güçlüydüm ve asamayacagim hiç bir zorluk yoktu. Koca bir kente,koca bir ülkeye kafa tutabilirdim.Sen elimden
tuttugunda,patlamaya hazir volkan gibi hissederdim kendimi.Menzil sendin ve
ben o menzile ulasmak için önüme çikan herseyi yok edebilirdim.Sana ulasmami
engelleyecek herseyi eritirdim,kül ederdim.Sana ulastigimdaysa sakin bir
göle dönüsürdüm.Ve o göle birtek sen girebilirdin.

Sevdim ve hayrandimda...

Her halin çekti beni.Durusunu,uyumani,gülmeni,kizmani,
saskinligini,safligini,kurnazligini,çocuklugunu, olgunlugunu sevdim.Sesini
de sevdim suskunlugunud****üçük
oyunlarini,kaprislerinisitemlerini,korkularini sevdim.Seni ve o doyumsuz
sevdani, uçari sevdani anlatacak kelime bulamadim çogu zaman.Sigmadin
cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadi.
Seni severken yorulmadim.Çünkü sen yasam kaynagiydin.Hergün
yenilendim.Seninle çogaldim,büyüdüm.Eksik kalan neyim varsa
tamamladin.Ölmeyecektim çünkü sen ölümsüzlügün ta kendisiydin.
Sevdim iste ötesi yok...

styla45
04-20-2010, 03:16 AM
Hep ertelenen bir an hiç yaşanmamaya mahkumdur. Düşlerin bekleyişini yalnızca bir hüsran karşılayacakdır. Mevsimleri sayarsak ömür baharsız tükenir gider. Sevdiklerimizi bulmak yada bulduğumuzu sevmek tercihi en zor olan iki seçenektir bu sınavda...

Boşuna akan ırmaklar mı var yüreğimizde, sebepsiz mi çoşkun bir denizde maviye hasretliğimiz? Ufuk ta görünen o ki mutluluk tek kişiliktir aslında. Karşımızdakinin çabasına ihtiyacı yoktur mutluluğun, Aşkında sevdiğin kadar büyüktür. Sevdiğin sürece meydan okur dünyaya.

Hasretle beklenen gelmez hiç bir zaman o hasreti yalnız tüketirsin. Karşılık bulmuyorsa sevda umut değil kendini hükümdar sanan köleler üretir, dönemezsin. Ama boşuna geçmemiştir dolan vakit. Heba olan şiirleirn değildir. Türkülerin diliyle yas tutan geceler, sırdaşlığını hiç farketmez. Kıymetini bilmediğin kır çiçekleri yeniden açar o gül solarken.

Ayrılanlar yıllar geçsede üstünden hep aynı acıyı çeker. Ama yollar hiç bitmez. Sonuna geldiğini zannetiğin yerler birer duraktır aslında. Ve sen yolculuğunu gönüllü bitirmişsindir o durakta. Güneş hep geç kalırmış gibi gelir, sen bir baharda mevsimler başka havada... Gerçeklerle düşler yerini kaybeder. Bir tek o kalır yüreğinden hiç gitmeyen. Aynı bakışlı resmine saatlerce dalışın kalır, sevdanın tutsaklığında acılarını dindiremeyen...

Şöyle dimdik durup rüzgara karşı ''Ey hayat sen şavklı sularda bir dolunaysın, aslında yokum ben bu oyunda, ömrüm beni yok saysın'' diyerek çekip gitmek gelir aklına, Bedeninizin parçalanması hiç umrunda değildir, ama sevdiği uğruna ölenlerden olmak istemezsin. Çünkü yalnız yaşarken bir ihtimal daha vardır. Belki ölüme değil ama onun hayatına geç kalmışsındır. Uzaktır öyle kalacaktır belki. Hep bir umutla beklenirken sevda habercisi, yüreğini teselli etmekde sana düşer.

Her şeye rağmen korkutmasın seni bu sevdanın ateşi. Her yangın önce başladığı yeri yakar. Sana küçük kendime büyük gelen yüreğimde yıllar geçsede senin adını yazar. Ve bil ki sevdiğim, uslanmaz ruhum yaşadıkça seni sever, seni sevdikçe yaşar..

styla45
04-20-2010, 03:16 AM
Yüreğim bir ayraç misali takıldı bakışlarının arasına.
Günlerden hangi cumartesiydi veya pazardı inan hatırlamıyorum. Anlamsız olduğum, sıkıldığım, boş boş etrafa bakındığım anlardan birinde avuç içlerimin arasına aldım sesini ve seni aradım.
Yolculuklar neden daima alfabenin sonuna doğru başlar ki?
İşte benimkisi de böyle bir yolculuktu. İlkin loş bir karanlıkta “merhaba” dediğim, sonrasında da adresini bilmediğim bir kapı aralığında söylediğim bir merhaba…
Yüzünde küçücük çocukların kırılgan ifadesiyle aralık bir bakışta tutulmuştum gözlerine. Benim kadar derin bakıyordun. Öyle zamana borcun yoktu diğerleri gibi. Göz kapaklarımın ağırlaştığını hissettirene kadar, içime doğru bakıyordun. İçim ne de çok ezildi gözlerimi kaçırdığım, başımı öne eğdiğim ve hatta ilk defa tenime dokunduğun zaman.
Söylesem hangi izi taşırsın bedeninde benden kalan ve kim bilir hatırlar mısın sırılsıklam bedenine dokunduğum anda sana söylediklerimi?
Canımdan çektiğin adını benim için saklar mısın?
Saçlarım darmadağınık
Oysa daha bu sabah senin için hazırlanmıştı her şey.
Telefon defterine baktım, bir daha ve bir daha ve son bir defa. Seni aramak için sebepler yaratmaktan yorulan beynim sonunda uykuya verdi kendini. Aklım ve sen uykuya daldık.
On altıncı boyuttaydık seninle. Buraya kadar gelmemize izin veren ikinci boyuttu. Sayende arada geçen zamanları algılama fırsatım bile olmamıştı. Çünkü her şey çok hızlı olmuştu.
Oturdum… Elimdeki fincanda gittikçe soğuyan bir çayın ve vücuduna yavaş yavaş yayılan alkolün, az sonra bitecek hüznü yerleşmişti bakışlarımızın arasına.
Sanırım ben, bir tek seni alamadım o bakışların isimsiz randevularına.
Yapamadım…
O resmin üzerime düşen gölgesinden sıyrılamadım.
Hiç bilmeyecekti…
Duymayacaktı...
Yine kaldığı yerden alacaktı ellerini ellerine. Ama ben yine de yapamadım.
Mevsim sancıları yine her zamanki gibi gri şehrin sokaklarında içimi acıtıyor. Eksiliyorum senden içeri, sana doğru. Hiç kendine boğulur mu insan? Mahkemede hem sanık hem tanık olur mu? Erteler mi arzunun dolaştığı bakışları gözlerinden?
Terk eder mi o kırılgan titreyişi?
Anlaşılmayacak biliyorum. Yine de seni satır aralarına gizliyorum, kimse bilmeden, kimse duymadan.
Doğanın çam kokulu düşlerine emanet ediyorum o akşamı da. Işığın yerini küçücük ışıltılar almıştı hani.
Neredeyse sana (d)okunacaktım..
Dedim ya günlerden hangi cumartesiydi ve belki hangi pazar, hatırlamıyorum. Artık ne önemi var ki!?
Şimdi sana söyleyemediklerimi alıp yanıma gidiyorum.
Arkamdan bakar mısın yoksa gelir misin düşünmek istemiyorum ve yine her zamanki ve hiç bilmediğin gibi “sana” yalan söylüyorum.
Canımdan çektiğin adını benim için saklar mısın?

styla45
04-20-2010, 03:17 AM
İnsanlar gördüm kendilerine yabancı kendilerine garip kendilerine uzak. Hiç bitmeyecek bir yolun yolcusu gibiydiler. Ne dinlenebilecekleri bir mola yeri ve nede zaten varabilecekleri bir yer vardı. Ruhlarındaki kabullenmişlik çirkin yüzlerine yansımıştı. Birbirlerinin kopyası bu insanlar arasında bir yabancıydım ben. Beni aralarına hiç almadılar, zaten hiç girmek istemediğimi bilmediler ki. Tek kelime konuşmadım onlarla. Yine de onlarla aynı adımları atıyordum bilinçsizce. O hiç bitmeyecek sandığım yola çıkmıştım onlarla birlikte bir kere.



Koyu gri bir havanın hakim olduğu o yolda ne bir tek yıldız gördüm nede bir tek yağmur damlası düştü yola. Ne sıcak vardı ne soğuk. Kara, kirli bir toprağın üzerinde atıyorduk adımlarımızı. O uzanıp giden yolda ne bir yeşil, ne de mavi yoktu. Görünen sadece uzayıp giden sonsuz bir grilikti. Yol uzayıp gittikçe, binlerce kişi katılıyordu bize. Amaçsız kalabalığa katıldıkça katılıyordu insanlar.

Ses yoktu, gülüş yoktu, heyecan yoktu, sadece nefes almaya odaklanmış bir insan güruhu vardı. Bense içimde çoğalttığım sesimi, bir mutlu yüze sakladığım gülüşümü, bir sıcak yüreğe sakladığım sevgimi dışarı vurabilmek için çırpınıyordum. Ama hiç bir yüz, hiç bir ses bu cesareti vermiyordu bana. Bu bıktırıcı, bu tekdüze, bu amaçsız adımların atıldığı yolda bir başka seçenek olmalıydı. Hissediyordum, ben bu yola bu insan kalabalığına ait değildim. Aynı şeyleri hisseden benden başkaları da olmalıydı.

Sonra hiç varılmayacakmış kadar uzakta bir kuşun havalandığını gördüm. Bir umut yakalamıştım sonunda. Adımlarımı hızlandırdım. Sıyrıldım kalabalıktan. Koşmaya başladım. Kuşa yaklaştıkça gri hava dağılıyor, güneşin ısısını hissediyor, gökyüzünün maviliği çiçeklerin her rengini görüyordum. Ve en sonunda seni gördüm. Ordaydın. Küçücük ama yemyeşil bir çayırın ortasında, gelincikler içinde öylece oturuyordun. Senin az ötende hava kurşun gibi griyken. Senin başındaki gök masmaviydi. Ve sen gözlerini o maviliğe dikmiş uzaktan gelecek birini bekler gibiydin. Ben gördüklerim hissettiklerimin karşısında donmuş ve öylece kalakalmıştım. Yüzüme bakıp sadece "HOŞGELDİN" dedin. Ve o ses yeniden hayata döndürdü beni. İçimdeki bastırılmış gülümseme yansıdı yüzüme önce. Yüreğimin atışı hızlandı, tenim ısındı sonra. Az önce terk ettiğim o kalabalık yanımızdan geçip giderken biz senle el ele gülümsüyorduk onların şaşkınlığına.

Artık senle bir sevdanın iki ortağıydık. Şimdi içimde çoğalttığım sesimle haykırıyordum herkes duysun diye...

Hiç kimse sevdama senin kadar yakışmadı ve sevdam hiç kimseyi senin kadar yaşatmadı yüreğimde...

styla45
04-20-2010, 03:17 AM
Geceydi seni bana taşıyan...Sen geceye yakındın, bende sana....Ağır aksak işleyen zamanın düşürdüğü tuzaklardan kurtulup geldin, hoş geldin.Korkularınla, sırlarınla ve sadece gözlerine derin bakanların görebileceği acılarınla geldin, iyi ki geldin..... Bekleyişlerimin içine hapsettiğim özlemlerim vardı.Nicedir kimseyle paylaşmadığım hüzünlerim.Soramadığım sorularım.. Hatırladığımda yüreğimde yaratacağı o korkunç sızıyı duymaktan korktuğum için beynimin bir köşesine fırlatıp attığım ve bir daha hiç dokunmadığım anılarım vardı....Şimdi özgür bıraktım özlemi.Şimdi hüzünde sevinçte doyasıya yaşanıyor bende.Sorular cevabını buluyor, anılar canlanıyor çünkü sen geldin.Susmak ne çok akıllandırmış beni... Ne çok biriktirmişim kelimelerimi....Bir bir dökülürken dilimden sevda sözcükleri senin o tedirgin duruşun bile durduramıyor beni."Seni soluyan bir rüzgara kapılmış gidiyorum.", yüreğimi bir yelken gibi açtım, seninle dolduruyorum.Seninle olmanın, seni yaşamanın ve zamanı sadece seninle paylaşmanın eşsiz hazzını duyumsuyorum, ne iyi ettin de geldin.....Bir büyüysen bozulma. Bir hayali yaşıyorsak kaybolma. Hep biz çözecek değiliz ya gerçeğin düğümlerini, bırak kendi halinde kalsın. Ruhuna talibim ben asıl gerçek bu. Kaçışlardan bıkmış, hep yarım kalmış ruhum da bir tek seninle doyuma ulaşacak, kendini bulacak. Dedim ya, sen geldin.Bir de mavi var öyle ya..... Nereye saklamıştım maviyi ? Kimlerden gizlemiştim de yok sansınlar istemiştim ? Bak, güneş bile mavi mavi parlıyor görüyor musun ? Yavaş yavaş yok oluyor yüreğimin gri katmanları. Maviyle anılıyor görebildiğim her şey.En çok maviye tutkunum ben, bu yüzden mavi sen oluyorsun, çocuk gibi seviniyorum. Sen maviyle geldin..Sahi , çocuk olmayı ne kadar özlemişim ben... Senin içindeki çocukla oynayacak bendeki çocuk. Yalansız ve saf olacak. Kumdan kaleler yapacak, içine seni koyacak. Kaleyi yıkacak, seni kurtaracak, kahraman olacak.Çığlıklar atacak, yorulmayacak, sensiz hiç bir oyunda "ebe" olmayacak.Korkma , içindeki o çocuk hep yaşayacak, kimsenin zarar vermesine izin vermeyeceğim.Çünkü sen o çocukla varsın, o çocukla geldin.Yoktum ben , senden önce yoktum sanki. Sen geldin varlığını bildim. Sen geldin bir dokunuşun, bir öpüşün nasıl da büyük bir hazza dönüştüğünü gördüm. Sen geldin ben oldum, aşk oldum.Sen geldin....ama ne güzel geldin...

styla45
04-20-2010, 03:17 AM
ÇAĞIR BENİ



Aşk adına işlediğim bütün günahlarımı kutsal sayarak yağmalanmış gecelerimin hüznünü bir bohça gibi sırtıma vurarak tutkumu ve
öfkemi,tutukladığım gözlerinin rengine boyayarak gelirim.
Hiç saklamadım duygularımı ama bir çocuk var ki içimde, asırlardır uykuda.Asıl ben oyum asıl o uyandığında ben hayata daha çok sarılıyorum.Konuşmaya hasret o çocuk artık uyusun istemiyorum.Onu uyandıracaksan ve büyüteceksen gelirim.Hep seni, sana ve bütün ağırlığına rağmen taşıyacağıma, hep seni sen kadar uzaklarda bile yaşayacağıma inan…
Hiçbir zaman senin gözlerinin gizliliğindeki güzelliği unutmayacağımı inan. Ve benim kuşatma altındaki düşlerimi ve düşlerimdeki gülüşlerimi de senin kanatmayacağına inanayım.İnandır beni gelirim..
Bakışlarımla okşayarak yüzünü gece yarısı hasretlerinin yoldaşı olurum, bölünmüş düşlerinde ve yalnız gecelerinde bak bana, hep konuk olurum sana..Şiirlerinde hep yeni umutları yeni sevdaları anlatan bir ozan gibi sana dair dizeler yazarım.Seni anlatmayacak her sözcüğü kullanılmaz kılarım.Salıveririm yüreğimi bir ezginin notalarına..Söyle şarkımı gelirim.
Rotasını kaybetmiş bir gemi gibi fırtınadan fırtınaya sürüklenirken Kara Göründü diye bağıran bir tayfanın sesindeki mutluluğu taşırım ben limanım sensin.Bir tek sana sığınırım korku dolu dev dalgaların şiddetinden.Aç kapılarını gelirim.utangaçlığımı, güçsüzlüğümü, üzerini yalanlarla örttüğüm hatalarımı bırakarak acı ve gözyaşını unutarak umutlarımın da ellerinden tutarak gelirim.
Biz seninle ölür gibi öpüşmeli öpüşür gibi bölüşmeliyiz hayatı..hesapsız mekanlarda ve zamansızca.ayın karanlık yüzünü düşün, güneşi kucakladığın anı düşün başını göğsüme yaslayıp sustuğunda belki de ömründe ilk defa geçmişteki hoyrat sevdalara inat sen de yum gözlerini Sevda ile dağla yüreğini..Ben sendeyim, kazındım bir kez yüreğine..bundan böyle ihanetin adının bile anılmadığı bir ülkede, hayallerini azaltmadan bir baharı ve sonraki bilmem kaç baharı benimle birlikte yaşam istiyorsan çağır beni..GELİRİM SEVGİLİM!!!Çünkü seni çok seviyorum ne yazık ki bunu sende biliyorsun..

styla45
04-20-2010, 03:17 AM
Bazen öyle bir iliskiye tutulursunuz ki, ne sevebilir,ne terkedebilirsiniz. Kör kütük baglanmissinizdir aslinda... En güzel yillarinizin, aci tatli hatiralarinizin ortagidir; iç çekismelerinizin müsebbibi, yazilarinizin ilhami, sohbetlerinizin konusudur. Gözyaslarinizda, bilinçaltinizda, kahkahanizdadir. Korkunca saklandiginiz bir siginak,cosunca öptügünüz bir bayrak...Sevdaniz riyasiz, çikarsiz, karsiliksizdir.Sinirsiz ve nihayetsiz; "Ölmek var, dönmek yok"tur. * * * Lakin gün gelir anlarsiniz; içten içe bir seylerin kanadigini... Tutkulu sevdalarin gizli hançerleri baslar parildamaya...Surasindan, burasindan elestirmeye koyulursunuz: "Söyle görünse, öyle demese, degisse biraz ya da eskisi gibi olsa..." Baskalarini örnek göstermeye, "Bak onlar nasil yasiyor" demeye baslarsiniz. Hem birlikte yasayip, hem özgür olmanin yollarini ararsiniz. Askinizin gözü kör degildir artik, yanlisini görür düzeltmek istersiniz. "Eskiden böyle miydi ya.." diye baslayan sohbetlerde açilir elestirinin kapisi; açildikça, bastirilmis itirazlar yükselir bilinçaltindan... Böyle süremeyecegini bilirsiniz. Degissin istersiniz. O, sevgisizliginize yorar bunu... Ihanete sayar. Tutkulu iliskilerde ihanetin bedeli ölümdür. "Ya sev böyle ya da terket" diye gürler... * * * Bir zamanlar bir gülücügüyle alacakaranligi isitan o rüya, bir kabusa dönüsür birden... Kapatir gönlünün kapilarini, yasaklar kendini size... Hoyrattir, bakmaz yüzünüze... Zehir akar dilinden, konusturmaz, suçlar,yargilar mahkum eder. Mühürler dudaklarinizi, yirtar atar yazdiklarinizi, siler sizi defterden... "Iyiligin içindi hepsi, seni sevdigim için..." dersiniz,dinletemezsiniz. Ayrilirsaniz asamayacaginizi bilirsiniz, lakin böyle de sevemezsiniz. Ihanetten kirilmistir kaleminiz; severek, terk edersiniz... * * * "Madem öyle..."nin çagi baslar ondan sonra...Madem ki siz böylesine tutkunken, o hep baskalarini seçmistir, madem ki kiymetinizi bilmemistir, o halde "günah sizden gitmistir". Lanet ederek bu karsiliksiz aska, çekip gitmeleri denersiniz. Askin göçmenlik çagi baslar böylece... Daha özgür olacaginiz limanlara demirlerseniz bir süre... Ne var ki unutamaz, uzaktan uzaga izlersiniz olup biteni... Etrafi bir sürü ugursuzla dolmus, kurda kusa yem olmustur. Deli kanlilar, eli kanlilar, ugruna ölenler, sirtina binenler sarmistir çevresini... Gurur duyar onlarla, koynunda besler, gözünü oysunlar diye... Ugruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla... "Bana ne... kendi seçimi" diye omuz silkmeye çabalarsiniz bir süre... Ama sonra... ansizin kulagimiza çalinan bir sarki ya da kapi araligindan süzülüp gelen bir koku, hatirlatir onu yeniden... Yaban ellerde, baska kollarda ondan bahseder aglarsiniz. Kokusunu özlersiniz; türküsünü söylemeyi, sarkisini dinlemeyi, yemegini yemeyi, elinden bir kadeh raki içmeyi... Karsi nehrin kenarindan hasret siirleri haykirirsiniz, sular kulagina fisildasin diye... Dönüp "Seni hala seviyorum" diye bagirmak geçer içinizden...Dönemezsiniz. Göremedikçe baglanir, uzaklastikça yakinlasirsiniz. * * * Anlarsiniz ki bir çaresiz asktir bu, ne onunla olur, ne onsuz... Hem kollarinda ölmek, kucagina gömülmek arzusu, hem "Ne olacak sonunda"kuskusu... Böyle sevemezsiniz, terk de edemezsiniz. Sürünür gidersiniz...

styla45
04-20-2010, 03:18 AM
Gidişine değil sitemim, beni sensiz günlere mahkum etmene...

Bende olduğundan beri ne zaman aynaya baksam , kendimi bulamıyorum. Gözlerimde gözlerini, dudaklarımda gülüşünü görüyorum. Hep nefesini soluyorum, tenimde bir ürperti beliriyor. Koca şehir susuyor sadece sesin çınlıyor kulaklarımda. Bakabildiğim kadar ileride, dokunabildiğimce yakındasın ama hasret kalıyorum bebek yüzlüm gülüşüne.

İstanbul gibi bakıyorsun bana, gizemli ve buğulu. Hem içinde olup , hem yalnız yaşamak bilsen ne kadar zor geliyor. Hayat kavgasını sürdürüyor sevdam. Aşk can çekişiyor gecelerimde. Tenine susuyorum Marmara’nın derinliklerinde. Yeditepe çalıyor sanki seni benden, yavaş yavaş tüketiyor.

Gökyüzüne yıldızlarla tutunan peçesini çıkarıyorum karanlığın. Pencereden yatağına süzülen ay ışığı olmak, yüzünü sürdüğün yastık olup düşlerine avuç açmak için. Bedeninde serilmeliyim gece gibi. Meleklerin uyurken bıraktığı gülüşü seyretmeliyim başucunda.

Kalmamı istermisin, yıldızlar bir bir gömülürken sabaha ? Dokunmamı istermisin ayaz düşen tenine ? Hani utanmazlığın koynunda kendinle sevişmelerinde yanında olmamı istermisin ?

Kuruyan teninde terden boncuklar yapabilirim, güzel bir melodideki piyano tuşlari gibi dokunabilirim vücuduna, kıvrımlarınla ahenkli yaşayabilirim seni. Rüzgarın dağlarla kucaklaşmasını, dalgaların kıyılara cilvelerini getir aklına. Önce, süzülmelerini hisset kumlara köpüklerinin, sonra kızışan rüzgarla tut ellerimi. Tüm gücünle sarıl biçare kimliğime. Açlığımı , susuzluğumu , sırlarımı bitir gecede. İçimde kıpırdanışların , yüreğimde sıcaklığın, dudaklarımda titreyişleri sevdanın, tenimin ürpertisinde nefesin olmalı...

Dağıt hazan düşen yatağımı. Güneşim ol Eylül gözlüm. ‘Seni istiyorum’ diye yutkunduğum nefesimi al dudaklarımdan, sırlarımı çöz öpüşlerinle. Ay gibi yum gözlerini geceye, yıldız gibi kay geç düşlerimden. Tadını bilmediğim, tenine düşmedigim hayal olmaktan çık, dökül şehvetinle.

Söyleyemem sana yanan tenimi, kıvılcımı düştü bir kez içime. Kıvranışlarım kadar sessiz uykusuzluğum. Her dokunuşumda kendime, haykırışlarım suskunluğum aslında.

Kendime sarılıp yatağın bir ucunda tüm ürkekliğimle gelişini beklerim. İçimden akan ılıklığı, sıcak sevdayı sana sunmak , sadece hayalinle bütünleşerek yaşamak çok zor be aşkım... ‘SEN’ bendeysen, benimsen .. Neden geceler isyanım ? Kirpikten bulutlarını arala artık, güneş gözlerinde kapalı kalmasın, Uyan ! Dünya güneşe , ben sana kavuşayım. Seni seviyorum Eylül bakışlım...

styla45
04-20-2010, 03:18 AM
Yâr' e Mektuplar

ey bu şehrin güzeli, kalbimin yalanı, derviş yüreği hanemizden, sonu gelmez bir yolculuğun ıssız ve hoyrat, insan ve yalan kokan penceresinden unutulmuş yitik bir gençliğin küçücük bahçesindeki yaşama duacı beyaz papatyalara ve içli sarmaşıklara mecbur ettin bizi. Biz ki sevdayı yüreğimizin en derin, en soğuk ve penceresiz hanesinde saklardık. Korkardık yiğit ve cesur olacağımız yerde kaypak ve aşka müptela olmaktan. O kadar kendimizden uzak, o kadar yabancı şehirlerdeydik ki adımız anıldığında binlerce çiçek solar, binlerce kuş uçuşurdu çığlık çığlığa. Akşam olurdu çocuklar çekilirdi evlerine hayatın ağır bir işçisi gibi. Yıldızlar düşerdi, biz kalbimizin yabancısı olurduk. Kireç badanalı duvarlar arasından, fukara gönlümün gelgitleri arasında; gurbet ve hasret ortasında, şehirden ve insanlardan kaçan, olmayanı arayan bu gözler önünde eşsiz bir tebessüm, asil bir edayla görünüveren; hüznümün, gözlerimin ve yüreğimin perdelerini aralayıp hayatımıza düşen, bizi sarsan suret, güzellik, zarafet ve nezaket. Biçimsiz, kuralsız ve haşarı dünyalara sürgün ettin bizi. Yüreğimize el sürdün, gülümsedin yok ettin. Şimdi kalbim çıkışı olmayan bir zindan, gözlerim gardiyan, Yağmur yağar düşlerim silinir, yavru ceylanlara yol gösterir adım. Ellerimden çiçekler açmaz ama hüznümden bağ bahçe çoğalırdı. Adımlarımız dolaşırdı, biz hayatın köylüsüydük. Ey bilinmeyenim, hayata gülüp geçenim, Çocukları bilir misin? taş ve toprak avluda tarladan annesinin yolunu bekleyen, uzamış kirli saçları, lastik pabuçları, kırk yerinden yamalı elbisesi ve donuk bakışlarıyla umudu pörsümüş, yüreği büyümüş o çocukları. O çocukların buruşmuş gönlünü, dünyayı sığdırıp, çocukluğunu sığdıramadığı o gözlerini? Güneşi avuçlayamayan o ellerini? acıyla akran düşlerini? ayaza kesmiş hayallerini? solmuş, pörsümüş ve ertelenmiş uykularını? Mahcup delikanlının mazlum ve yetim sevdasını? gelinlik kızların çeyiz sandığını, gece uykularını? Annenin yüreğini, babanın direncini? Hayallerinden büyük bir şehirde sırtına hatıralarını ve tedirginliğini sarmış bir çocuk oldun mu? Sahi sen hiç yaşadın mı ?E benim günahım , beyaz yarim ,Dün bütün sayfalarını kopardım hayatın . Tecrit edilmiş ne varsa yaşamaktan yana özenle yakama yapıştırdım. Dudaklarıma bir sigara iliştirip usulca sokaklara açıldım. İnsanlar benim kadar yalnızdı. Çaresiz yürüdüm. Yanımdan geçen bir çocuğa ellerimi uzattım, saçlarını okşadım. Kuru yemişçinin önünde çekirdek çıtlatan serçelere selam verdim içimden. Gurbete sevkıyat yapan trene el salladım .... Kağıttan uçak yaptım, sana selam gönderdim.

styla45
04-20-2010, 03:18 AM
DİNLE
Ne zaman nasıl sevdim seni bilmiyorum.Oysa ki yasaktın bana, yasaktım ben de sana.
Bahar gibi çıkıp geldin, tam da karakışın ortasında.Sesini duymak öyle huzur vericiydi ki içimde binbir kelebek uçup,kanat çırpıyordu sanki.
Heyecandan yüreğim kurudukça bahar yağmurları gibi yağıyordun ruhuma.
Sonra güneş olup açıyordun.Rengarenk gökkuşağı gibi
aşk olup sarıyordun tüm benliğimi...Gökyüzünde süzülen uçurtma gibi uçuyordum bende senin aşkınla..
Seninle konuşurken bile sesin sesime değdikçe nefesim kesiliyordu.
Hep gülüyordum,güldürüyordun yüreğimi sen benim.Öyle benleydin ki, öyle sen olmuştum ki..
Dinlediğim şarkılara mı seni alıyordum yoksa sen mi bana şarkılar oluyordun?
Sevdim işte seni, hiçte saklamadım,saklıyamadım...Seni sen olduğun için sevdim.Bana yalansız dolansız gelmiştin.
Herşeyin en güzelini hissettirişini sevdim...Ahh keşke birde benim olsaydın...
Olamadın....Olamazdın da...Yasaktın ama herşeye rağmen tatlıydın...
Bilirsin zaman zaman karamsarlıklara düşerim ben, işte yine öyleyim...Neden kendimi yüreğinden taşındırılmış hissediyorum?
Neden içimde ki bu acı? Neden?
Bak bana!.. Gözlerimde yaş, yüreğimde yas var, hepsi sana...
Bana hissettirdiğin gibi seviyorsan beni, tut elimi, sar beni..Hissettir bana aşkını yok et bu karamsarlıkları...
Ya da yüreğine yeni bir levha as SAHİBİNDEN KİRALIKTIR diye..

DİNLE
Dinle sevdiceğim
Dinle!..
Ben seni
Bu yüreğe
Kiracı değil
Sahibesi kıldım
Sakın olaki
Bu yüreği
Aşk kumarın da
Bozdurma...

styla45
04-20-2010, 03:19 AM
Her Bakışımda...

Gözlerine her bakışımda; gökyüzünün gülümseyen çehresine umut yüklü bulutlar çizebilmek için sepetinde denizler taşıyan mavi yürekli bir çocuk, yemyeşil nehirler serpiyor gözlerime...

Gökyüzüne her bakışımda; gözlerinin yemyeşil iklimlerinden yüreğime süzülen melekler, zümrütlerle bezenmiş kanatlarındaki elmas işlemeli sevda filizlerini ekiyorlar içime. Ve ben her sabah, daha da büyütebilmek için sevdamı, işte bu umutla kaldırıyorum başımı gökyüzüne...

Ellerine her bakışımda; denizlerin ufukları kucaklayan sinelerinden, sonsuzluğun ab-ı hayatına müştak masmavi umutlar getiren tebessüm sesli martılar konuyor ellerime...

Yüreğime her bakışımda; ellerine ömrümü sunduğum bir melek karşılıyor beni! Zarif kanatlarından sevda türküleri yayılıyor. Gözlerinden yedi veren güllerinin sıcaklığı süzülen bir minik kırlangıç olup götürüyor beni huzurun gizemli diyarına. Çoğalıyor umut!

Önce bulut gibi
Sonra yağmur
Gökyüzü gibi sonra
Gözlerin gibi!

Ellerin açelya, ellerin erguvan
Uzanır da ellerin
Mutluluklar filizlenir
Dokununca yüreğime...
Yüreğine her bakışımda; tarifi imkansız baharlar yeşeriyor içimde! Menekşe bakışlı kır çiçekleri sarıveriyor her yanımı! Küçücük yürekleri mutluluğun sinesinde neşelendirmek için çırpınan yemyeşil parklara, turuncu oyunlar serpen yıldızlar beliriyor göklerimde. O şirin gülüşünle bana hayat veriyorsun!

İnan ki Yar

YÜREĞİME SIĞMIYORSUN...

styla45
04-20-2010, 03:19 AM
Aşk Dedikleri
Aşk: en yalın biçimde anlatılan tek kavramdır o,adı kendisidir zaten.Onu anlatmak için sonu gelmez cümleler kurmanıza gerek yoktur.''Aşık oldum'' dediğiniz an akan sular durur,küçücük çocuk bile sizi rahatlıkla anlar.Çünkü aşkın dili tektir.Aşk cesaret ister,kocaman bir yürek ister.Nedir bu aşk denilen şey?Elle tutulmaz,gözle görülmezbir şeyse nedir bu yaşanan somut acılar,güzellikler?Aşk,hayatın bize hazırladığı en güzel sürprizdir,bu yüzdende kalpleri ne zaman ele geçireceği hiç belli değildir.Daha ne olduğunu bile anlayamadan onun hükümdarlığına giriverirsiniz.Aşkın zamanını biz ayarlayabilseydik eğer ve kime neden aşık olduğumuzu anlayabilseydik,aşkın sırrınıda çözerdik herhalde.Ama o zamanda aşkın insanı alıp götüren büyüsü tamamen kaybolurdu.Aşk hayata ve zamana karşı işlenen en büyük suç ortaklığıdır,aşk hayatın bütün tek düzeliğine,bütün sıradanlığına en soylu baş kaldırıdır.Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakışmaz.Ve elbette yaşanılan aşkı suçlamak,yargılamak,karala! mak da aşka yakışmaz.Bu önce haksızlık kendinize saygısızlık olur.İnsan sonuna kadar savunmalı aşkını karşılık görmesede,acı çekeceğini hissetsede,yarın terk edileceğini bilsede,ailesini karşısına alacağını bilsede taviz vermemeli aşkından.''SENİ SEVİYORUM'' diyebilmeli göğsünü gere gere.Aşk işte o zaman aşktır.Ve bunun doğrusu yanlışı yoktur,zaten aşkın kendisi doğrudur.Kime karşı duyuluyorsa bu aşk,doğru insanda işte odur.Aşkın zamanı yoktur hep hazırlıksız yakalar insanı.Evli olmanız,sevgilinizin olması,bir ayrılığın taze yaralarını kurutmaya çalışmanız,bağlılıktan korkmanız,ailenizden çekinmeniz,hatta sevilenin hapse girmesi bile onun hiçmi hiç umrunda değildir.İşte aşk bütün bunlara tek başınıza karşı gelme yürekliliğidir,belkide yeni hayata geçebilme yoludur...Aşkın ne zaman geleceği belli olmadığı gibi,ne zaman gideceğide hiç belli değildir.Fazla vakti yoktur onun,uzun süre beklemeye ve bekletilmeye tahammülüde yoktur.Bir başka göze bakmaya bir başka tene dokunmaya baş!
laması okadar da zor değildir... Aşktan değil onun kaçmasından korkun ve doğruluğuna yanlışlığına bakmadan sonuna kadar savunun aşkınızı. Biliyormusunuz hayat zaten kocaman bir yalan.Bu kadar sahteliğin içinde gerçek ve doğru olan tek güzellik AŞK lütfen ona haksızlık etmeyin.Aşkına,sana aşık olana sahip çık ve onu kaybetme.''SENİ SEVİYORUM'' demek için geç kalma! Sevgiyle kal...

styla45
04-20-2010, 03:19 AM
Aşkın güzelliğini ayrılığa bile aksettirmek mümkün mü? Bir kadında bu kadar güzel duygular yaratmak, öyle ki terk ettiğinde bile sana tapıyor olsun. İşte böyle olmalı bir erkek:

------

"vakit ayir(a)madiysan da saglik olsun. vardir bir bildigin... sana hep inandim ben.. gorusebilseydik, asagida okuyacaklarini soyleyecektim sana..

iste kalbim, masanin uzerine koyuyorum yine.. hic saklamadigim, aslinda senin bildigin “ben”...

“tesekkur”ler, “keske”ler ve isin asli..

“tesekkur”ler

- olmani istedigimde –kendi isteginle- yanimda oluverdigin icin
- tophane, fransiz sokagi, pia, sinema, on numara, ortakoy, bekri, kupeste’deki mesafeli yakinliginla kalbimi titrettigin icin
- beni “isik” diye tanimladigin sure icin
- hayatini benimle paylastigin zamanlar icin
- takside verdigin sam fistiklari icin
- elimi avuclarinin arasinda erittigin icin
- annenle konustugunda yuzundeki samimiyeti izlememe izin verdigin icin (o kadar guzeldi ki)
- koluna girmeme, omuz basini opmeme, saclarini koklamama izin verdigin icin
- gogsumun uzerinde uyukladigin icin
- dudaklarimda biraktigin tat icin
- bir tesekkur de “yukaridaki”ne.. zor zamaninda sana yardim etmesi icin dua ettigimde beni duydugu icin..

“keske”ler

- uzun yollar yapsaydik demir atla ya da degerli’yle (*)
- adana’ya gidip cilgin teyzenle tanisabilseydim
- yollardan gelip yol yorgunluðu yasasaydik birlikte
- tavla turnuvalarimiz olsaydi
- sahillere gidip, tranquilla’da nehrin ustunde kahvalti yapabilseydik
- pembe bluzumu giyip pembe rujumu surerken ben, sen aynadan beni izleseydin, ben bir gece sirf senin icin “guzel” olsaydim
- sana surprizler yapabilecek kadar “zaman”im olsaydi
- birlikte uyuyup birlikte uyanabilseydik
- market alisverisi yapip evde yemek yapabilseydik
- kis gecelerinde battaniye altinda film izleyebilseydik
- seni askere ugurlasaydim gozyaslariyla
- yuzume dolu dolu baksaydin, susarak anlasaydik birbirimizi
- sonradan okudugumuzda cok gulecegimiz asker mektuplari yazsaydin sen bana
- onca emek verdigin, “bir kadin icin yapilabilecek her seyi yaptim” cumlendeki kadin ben olsaydim da baska bir “son”umuz olsaydi


aslinda ben seni kalbimde, aklimda degil, basimin uzerinde tasirdim. durmaksa durmak, gitmekse gitmek, kalmaksa kalmak.. ama seninle...

borcum var sana.. beykoz’da krep.. hak kalmasin ustumde.. helal et.
gelincik recelinin dibini bana getirecektin, tadimlik.. o senin, afiyetle..

o gece sana bagirdigim icin cok uzuldum sonralari... oyle ya, delikanlica anlatmistin karisikligini.. ama terkedilen bendim. ruhum o an bunu gormek istedi, seni anlamak yerine..

bir de gecenin kor vakti, eve kahve icmeye cagirdiginda suruklene suruklene ortakoy'e gelmene neden oldugum icin uzuldum sonralari.. “carpediem” iste...

seni sana emanet ediyorum. “yukaridaki” zaten goz kulak olacak sana.. soz verdi bana :
- isyerinde isler yolunda gidecek
- istedigin fotograf makinesini en kisa zamanda alacaksin
- derin sular seni bekliyor, ikinci yildiz yakinda..
- oben gelip ailenin yaninda olunca gonul rahatligiyla gideceksin askere ve askerde rahat bir yerde olacaksin
- fistik ticaretinde isler yolunda gidecek, belki de adana’dan cikan ikinci “aga” sen olacaksin
ben ne yapacagim:

- bir sure geri donmeni bekleyecegim
- gelmedigini kalbime gosterecegim. ( soyluyorum, anlamiyor, anlayacak. o kadar! )
- tansiyonumu normale dondurecegim.( dusuk dusuk, nereye kadar? )
- degerli’yle(*) yol yapacaðiz.
- yillar sonra mugla’daki evimin verandasinda Duru’ya seni anlatacagim:

“bak guzel kizim, bu resimde gordugun esmer adama ilk goruste asik oldum ben..

dusunsene, bir yerlerdeyken onu hatirliyor, o yeri onunla yasamak istiyorsun. 28 yildir hayatinda olmayan biri icin endiseleniyor, meraklaniyor, uzuluyor, seviniyorsun. “o” seni heyecanlandiriyor, kizdiriyor, ellerini titretiyor.

sonra bir gun geliyor, senin gozlerinin icine bakarak, senin o’nun hayatina getirdigin sanstan, feribotta karsilastigi adamin hayata ve aska dair ettigi cumlelerdeki isaretten bahsediyor. gozlerin doluyor. karsinda, gecmisi ile bugunu arasinda kalan ve durustluk gosteren biri duruyor.

sonra soguk bir istanbul gecesinde romantik sarkilarin calindigi bir konserde, soyledigi butun guzellikler icin ona tesekkur etmeye karar verip yanagina icten bir opucuk birakiveriyorsun ve o, nazikce elini tutuveriyor senin.. aglamak istiyorsun.

guzel kizim, Duru kizim, masal gibi, degil mi?
ve gunun birinde, bu koyu tenli Cukurova adami yalniz kalmak istedigini soyledi.
gitti.
hicbir sey yapamadim.
o kadar aciksozluydu ki, kizamadim, kusemedim bile.. uzuldum sadece.. cok uzuldum.. bir dolu “keske” kaldi cebimde..”
.
.
.

iste boyle guzel gozlu sevgilim..
aslýnda bunca sozun bile adi yok, yeri yok.

ozledim seni ben..
saclarinin kokusunu ozledim.
buralarda cok aradim kokunu duymayi.. olmadi.

yarin aksam cunda’ya gidiyorum. saclarinin kokusu ordadir belki, denize birakmissindir belki.. ozlemimi giderir bir sure... sonrasý mý? bilmiyorum.

seni guzel anilarda hatirlayacagim ve iyilikle anacagim.

ben senin “sans”indim, sen benim “huzur”um.. teget gectik birbirimizi

“hic”, “yok”tan iyidir. umarim yok olmamissindir. asil guzellik; “iyi” olmak “iyi” kalmak..

styla45
04-20-2010, 03:19 AM
Ve Sen Seni İlk Tanıdığım Yerde Aynı Müzik Eşliğinde Vuruyordun Yüreğime.. O İlk Tanıştığımız Günki Gibi Beyaz Renkli Kıyafetlerin Vardı Üzerinde Ama Seni Güzel Yansıtmıyordu Üzerinde Yoğunlaşan Gözlere.. Senin Etkileyişin Kalplere Hitabın Duygularayken Yakışmıyordu Hitap Etmek Gözlere.. Kokun Yine Dünyanın En Güzel Kokusuydu Ama Beni Etkilemiyordu Bu Kez, Belkide Senin Kokuna Başka Kokular Karışmıştıda Ondan.. Bu Kez Heycan Değil Sadece Bir Burukluk Kaplıyordu Yürekleri, Yaşanamayan Her Güzellik Adına.. İçimde Derin Bir Köşede Kalmıştı Senin İzin Ama Bu Kez Senin Gözlerinde Başka Biri Vardı Sevgin Tükenmemiş Olsada.. Ne Acı Bir Olaydı Birçok İlki Bir Çok Heycanı Beraber Yaşayan İki İnsanın BİRBİRLERİNİ GÖRMEZDEN GELKİŞİ BİRBİRLERİNİ SELAMLAYAMAMASI BİRBİRLERİNE VEDA ETMESİ (allaha emanet oll DEMESİ).. Belliydiki ZAMAN VE KİŞİLER bizden çok şey alıp gitmişti.. Bakmaya kıyamadığım gözlerine bakamıyordum.. Seni Soranlara O ARTIK YOK YURTDIŞINA GİTTİ BİRDAHA DÖNMEYECEK DİYORDUM.SÖYLEYEMİYORDUM EVLENECEK OLDUĞUNU NİŞANLI OLDUĞUNU ÇÜNKÜ SENİ ÖYLESİNE KOCAMAN SEVİYORDUMKİ SENLE OLDUĞUM GÜNLERDEKİ BAĞLILIĞIMI AŞKIMIN BÜYÜKLÜĞÜNÜ HERKES GÖRÜYORDU SADECE DELİSİN SEN DİYORLARDI.ŞİMDİDE KALKIP O NİŞANLI VE EVLENİYOR NSIL DİYEBİLİRİM , Öylesine Fırtınalar Koparan Bir Birlikteliğin Ardından Herşey Yok Oldu Son Buldu Diyemiyordum.. En Zor Aşkım En Deli Sevdam Diyordum Sana Sen En Zor Aşkım Ve Deli Sevdam Belkide Son Sevdam Olarak Kalacaksın ama Farkına Varmayacaksın.. Yarım Kalan Her Sevgi Böyle Büyürmü Bilmiyorum Elbette Ama 24 üncu Yaşımın Bıraktığı Yarımlılık Büyüyor Ben Büyüdükçe.. Senin YÜREĞİN MUTLU Benim İse Yüreğim KANLI VE YASLIYDI Bu Aşkta Bir Umudun Kalmadığı Artık Bildiğimiz Tek Gerçekti...Ve Ben Seni İlk Tanıdığım Yerde Bu Kez ÖLÜ GİBİ BAKIYORUM DÜNYAYA...HANİ MSN DE BİR AVATARIM VARDI:KIZIN BİRİ SEVDİĞİ KİŞİNİN KALBİNİ SÖKMÜŞ ELİYLE VE ELİNDE VALİZİ TOPARLANMIŞ GİDİYOR SEVEN ERKEKTE SAĞ ELİNİ KALBİNİN ÜZERİNE KOYMUŞ KANLAR AKIYOR VE GİDERKEN ARDINDAN BAKIYOR...RESİMDE ANLATILAN ŞEY ŞU ANKİ ŞEKLİM HAYATTAYIM AMA YAŞAMIYORUM YAŞAYAN BİR ÖLÜYÜM...VE SÖYLENECEK ŞU AN HİÇ Bİ ŞEY BULAMIYORUM ALLAHA EMANET OL MUTLU OL BAŞKA NE DİYEBİLİRİMKİ

styla45
04-20-2010, 03:19 AM
Seni ne çok sevdim ben.
Ne çok gözyaşı döktüm senin için. Geceleri sen yatağında meleklerin
kanatlarıyla uçarken ben penceremin önünde senin rüyana girmek için dua ederdim.
Bir bakışına, bir dudak kıvrımında titreşen gülüşüne
ulaşmak için dünyanın bütün çiçeklerini önüne sererdim.

Şiirler, şarkılar, sevgiler içimde tutuşan bir ateş, onun yangınında
senin için kül kesildim. Ağır hastalar geceyi zor geçirir.
Sabahı bekler kırgın yürekler, hasta umutlar, yalnız ruhlar.
Yalnızdı gecelerim. Hastaydı gecelerim. Kan kaybından giden bir yaralı gibi
umarsızdı gecelerim. Bir uçurumun kenarına beni taşıyan karabasandı gecelerim.
Adına yalnızlık dedim. Sensizlik dedim.. Sen beni bilmedin, beni tanımadın,
beni sevmedin.. Bu bir ölümdü, bu bir fermandı .. Bıçak kesmez artık beni, ip asmaz,
çeküller yüreğimi taşımaz. Yaşamak mümkün değil,
yalnızlık karanlık kapılarıyla üstüme kapandı. Amansız acılar içindeyim.

Ey Sevdiğim.. Ben seni ne çok sevdim.
Dünya bildi, bir sen bilmedin. Yalnızlığın diğer adı aşka karşılık almamaktır.
Kaçılamayacak kadar yakın, tutulamayacak kadar uzak bir yerdesin..
Benim aşkıma yalnızlık kucak açtı. Senin yokluğuna dokundum, içim yandı.
Odamın çıldırtan sessizliğinde sana seslendim. Yankısı döndü dolaştı,
senin kapıların bana kapalı. Kendi sesim yine bana ulaştı.
Anladım ki beni hiç duymayacaksın.

Sana sitem edemem. Sana kırılamam.
Bir tek dileğim var senden, son bir tek isteğim.
O da MUTLU OLMAN.

MUTLU OL SEVDİĞİM.. BİRİCİĞİM..
AŞKIM. NEREYE, KİME GİDERSEN GİT YETER Kİ SEN MUTLU OL...

styla45
04-20-2010, 03:20 AM
Bu Sana Son Yazışım..

“Bu sana son sözüm” dermiş gibi bakan. Simsiyah harflerle kirletilmiş, bembeyaz
bir sayfa. Neresinden bakılsa acı, hangi satırından başlansa hüzün, hangi
kelimesi okunsa güvensizlik.

Oysa ki benim; batan güneşin ardından sarıldığım, tepeden aşağı inerken, çakıl
taşlarıyla birlikte yuvarlandığımda düşündüğüm biri var…

“Bu sana son yazışım…” bir ayrılığın ilanı gibi, ölünün üzerine son kürek
toprak, gözdeki son damla, son kez el sallamak gibi…

Oysa ki benim; Kışın soğuğunda, dalgaların kayaları dövdüğü anlarda,
fırtınalarda savrulurken sığındığım biri var…

“Bu sana son yazışım...” düşündüklerinin, hissettiklerinin ve yaşadıklarının
benim için zerre kadar önemi yok demek değilse ne bu? Sen istediğini söyle,
senin söylediklerinin hiç bir anlamı yok demek değilse ne bu?

Oysa ki benim; derinlerde soluksuz kaldığımda ve nefesimin bana ait olmadığını
sandığımda, sonsuz gibi görünen karanlığın ortasında, umudumun tükendiği anlarda
düşündüğüm biri var…

“Bu sana son yazışım…” diye başlayan ve sana hiç inanmadım, sana hiç güvenmedim
diye devam eden satırar bunlar. Üstelik inanmam ve güvenmem için yaptığın herşey
boşa kürek çekmek, yetersiz, yersiz ve saçma çabalardan başka hiç birşey değil
bunlar.

Oysa ki benim; burnumda yağmur kokusu varken, bulutlar hızla akıp geçerken, ve
çocuklar ağladığında, perdeler uçuştuğunda düşündüğüm biri var…

“Bu sana son yazışım…” ben bunları hak ettmedim… Ama sen herşeye müstehaksın,
üzülmelisin, kırılmalısın, parçalanmalısın, yok olup gitmelisin… Senin
söylediklerinden daha değerli başkalarının ne dediği, senden daha değerli
bakalarının ne düşündüğü demek bu.

Oysa ki benim; elimi uzattığımda ve saatin her çalışında, yanımdayken özlediğim
ve uzaklaşınca her an düşündüğüm biri var…

“Bu sana son yazışım…” Açıkca dilediğini yap, ben istediğim kadar daha
yanındayım. Kendimi hazır hissedince girdiğim gibi çıkacağım hayatından demek
bu?

Oysa ki; Aklımın kıyısında dolaşan ve dilimin ucundayken yanarcasına düşündüğüm,
deniz gözlerinde dolaşırken yemyeşil ormanlarda yok olup gittiğim biri var…

Tek kişilik dünyamda ölçülü adımlarla yürüyorum. Boshwer dim ve ben artık kendi
MaSaL ıma dönüyorum. Sana geliyorum. Aylardan Nisan, sabahın erken saatleri ve
bahar…

styla45
04-20-2010, 03:20 AM
Sen nesin hala çözemedim, hem dünyanın eşsiz güzelliği hemde en büyük üzüntüsü... Ben seni çok sevdim, ama sen hiç sevmedin. Kızamıyorum ben sana. Kızamıyorum ki! İnsan sevdiğine kızamıyor ki... Sen benim nefes alma sebebim hemde utancım, sen benim gözlerim, sen benim kör kuyularım.

Sen başka yerlerdesin, yanımda olmana rağmen ben senin yanındayken sen başka yerlerdesin. Hep elimi uzatsam tutarım seni, ama bi o kadar da çok uzaksın. Yüzüne bakarken sevdiğinin başka şeyler gelmek ister dudaklarından, dökülen kelimeler başka sözler ama bunu engellemek nasıl bişeydir bilir misin?! Gözlerine

bakarken içinin nasıl ürperdiğini bilir misin? Sen acı çekersin, ama karşındaki bunu bile anlamamaz. Sen içten içe hep ölürsün, yaşarken ölmek nasıl acı verir insana bilir misin? Ama sadece sen bilirsin... Ama sevdiğin için hiç pişman olmadım. İyi ki bu hayatta sen varsın, iyiki tanımışım.

Sen belki çok uzaklarda benden habersizsin. Ama ben senleyim bu da yeter. Sen sevesin diye ben seni sevmedim, sen benim olmadan da ben seni hep sevdim.

Bütün güzellikler seni olsun ömrümün canımın canı sevdiğim...

styla45
04-20-2010, 03:20 AM
Merhaba sevgili,

İnsan bazen yaşamın gerçeklerinden sıyrılıp başka hayallere yelken açmak istiyor. İşin sonunda yelkenlerin suya değeceğini hesap etmeden ama.... Nereye gideceğini bilmeden, sona ermesini istemeden, beklentisiz. Yazmadan, okumadan, aşksız, parasız, paylaşımsız yaşamak istiyor. Oturup derin düşüncelere daldığım hayatın gerçeklerinden bir an için sıyrılıp hayallere yelken açmaya çalıştığım şu zaman diliminde ne diyorum kendi kendime biliyor musun? Hayat; ortak birşeyleri olmayanların ortaklığı ile sürüp gitmekte. Gerçekte sürüp gitmekte olmadığının farkındayız hepimiz de, ortak birşeyleri olmayanların ortaklığına mecbur kılındığımızdan, ‘ben sana mecburum’ dizesinin inceliğini bile kavramaktan uzak ‘ben sana mecburum’ları varlık nedenimiz sayar olduk......



Seninle bir önceki yarenliğimde bir merhabaya açmıştık yüreğimizi sonra yoldaşlığa giden yolda adımlaşmıştık. Geldiğimiz nokta dostluk. Ancak bu dostluk ‘ben sana mecburum’ dizesindeki anlamda yoğunlaşmamızı getirecek beraberinde. Ben ötekini/seni dost kabul ediyorum ya, daha doğru bir anlatımla ben kendimi sana dost olarak sunuyorum ya, sana sevgi duyuyorum. Gerçek, yalın, bembeyaz bir sevgi. Ben kendimi sana dost kılıp, dost olarak sunuyorum ya! Senin başarılarından haz alıyorum, seni önemsiyorum, benim için dikkate alınacak, korunacak insanlar arasında baş sıraya yükseliyorsun. Seni büyütüyorum. Seninle olmak hayallere yelken açmakla eş değer benim için.....

Öteki/sen, bana günün herhangi bir diliminde (benim için bu noktada zaman zamansızlaşmakta) gereksinim duymuşsun, iki elim kanda olsa seni yanıtlıyorum kimi iç fırtınalarını dindirmek adına, kimi seni koşulsuz mutlu kılmak adına bende var olanı sunuyorum sana. Bütün maddesel değerlerin ötesinde bir yerde taçlanıyorsun. Seninle olan dostluğuma emek veriyorum, sevgi katıyorum, özen sunuyorum, hoşgörü ekliyorum, incelikle büyütüyorum yüreğimin en güzel yerinde.

Seni önemsiyorum, aşk oluyorum sana, hayat oluyorum, kucak, gözyaşı, evren de dinginlik aradığın en kuytu mekan, ses, sessizlik, şiir oluyorum, türkü oluyorum, ne olmak lazımsa o oluyorum hülasa başımız, gözümüz üstüne dostum diyerek......

Ve nihayet yoldaşlığa geçeceğiz diyorsun değil mi? Ben geçiyorum da, senin için kararı yine sana bırakacağım her zamanki gibi. Belki de sen kendin için öteki bana karşı hala arkadaşlıkta kalmış olabilirsin. Ancak dostluk güzel dostum, yaşandığı şekli ile bir denemeden geçerse (ki bu deneme istemli, bilinçli değildir kendiliğinden oluverir) sadece dostluğu deneyen bir krizden başarı ile geçerse yoldaşlık mertebesine erişebiliyor ancak. O nedenle ben yazdığım kimi dizelerde ‘can yoldaşım’ betimlemesini rahatlıkla kullanabiliyorum kendi adıma, çekingesiz.

Önce kendimi kendime yoldaş, git gide kendimi sana yoldaş kılarak.... Tut ki; dostluk süreci içerisinde bu dostluğu deneyen kriz döneminden geçmekteyiz.. Bu süreçte ortaya çıkan duyarlılıklar (bu tek taraflı tek olabilir, bu çok ‘iki’ taraflı tek olabilir, bu tek taraflı çok olabilir) saygıyla karşılanabildiği oranda yerini derin bir güven duygusuna terk edecek olan yoldaşlık evresi söz konusu olabilsin.Yoldaşlık senin kendinle, insanın insanla beraberliğinin en derinidir. Nasıl mı? İkili ilişkiler içerisinde kişilerden biri kendini yanılgılar, çelişkiler, zayıflıklar içerisinde buluvermiştir birden. Aşırı duyarlı olduğu bir dönemden geçiyordur belki de, olur a hatalar, yanlışlar yapmıştır, dengeler bozulmuştur, bütün bildiklerini yaşadıklarını sorguladığı bir devreye girmiştir. Hiçbir şeyin yolunda gitmediği zamanlardan birindedir belki de. O zaman ben kendimi kendime/sana yoldaş kılmışsam, adamışsam bilirim ki benim ilgime, anlayışıma, sevgime ihtiyacın vardır. Bilirim ki eğer kendime/sana yoldaşsam ben; sevdamla, desteğimle, dengemle yanındayımdır. Sana vereceğim sonsuz güzellikleri paylaşmaya açığımdır. Kendimi sana kapamam sana yoldaşsam, bütün zamanlarımı sana vermek için hazır olduğumu bilirsin bu birlikte yol aldığımız süreçte.

Sana yoldaşsam hatalarının, yanlışlarının hesabını tutmam. Ama sana yoldaşsam bir hatalı konum içerisinde gördüğümde seni ikaz etmekte de tereddüt etmem. Bu ikazın senin gelişmen yolunda yapıcı bir ikaz olduğunu bilirsin sen.

Sana yoldaşsam seni yıpratmaya, çökertmeye, incitmeye, aşağılamaya, örselemeye daha başta yanaşmam. Sana yoldaşsam bana güveniyorsun demektir, bu güvenini kötüye kullanmam, dahası senin güvenine ihanet etmem, seni kullanmam.... Sana yoldaşsam eğer bana yönelik kimi ihmallerine karşı seni suçlamam. Ancak kendince nedenlerin olduğunu düşünüp sonsuz bir hoşgörü ile açarım kollarımı sana. Sana yoldaşlığım emek ve sevgi ile gelmiştir bu güne ve alabildiğine özgürdür üstelik. Bu nedenle bir çok sıradan ikili ilişkilerde oluşan stresli, gerilimli anlara da göğüs gerebilmektedir .

Eğer sana yoldaşsam değerli dostum, o takındığın güçlülük masken arkasında kopan fırtınaları seni görmesem, seni duymasam bile bilirim. Ama yoldaşlığım öyle incelikli ve duyarlıdır ki gömüldüğün o sessizlikte sen istemeden rahatsız etmem seni. Çünkü sana insan olarak saygı duyarım. Gelişimini, başarını, mutluluğunu isterim. Bu nedenle seni yargılama hakkını görmem kendimde. Ben sana dost olarak bende olanlardan, yapabileceklerimden, verebileceklerimden sorumlu tutarım kendimi, sende olmayanlardan, yapamayacaklarından, veremeyeceklerinden değil.......

Ben önce kendimi kendime yoldaş kılabildiğimdendir ki kendimi sana yoldaş olarak sunabiliyorum artık.

Çokça iki karşı cins veya iki aynı cins arasında bu tür ilişkiler yaşanmaz. Birşeyler yaşanır, olası bir krizle çökme noktasına gelindiğinde de insanlar dönüp sorarlar; ‘neden böyle oldu?’ diye. Şimdi kendine yoldaş olamayan, kendi ile yol almayı bilmeyen, buna tahammül bile edemeyen bir başkasına nasıl yoldaş olacak....


Senin ötekine/bana yoldaşlığına gelince yoldaşlığa kadar geldi mi? Dostluk aşamasında mı kaldı? Yoksa ne dostluğu daha en başında o el sıkışma noktasından bir adım öteye bile gidemedi mi? gibi soruların yanıtını sen vereceksin.

Ama önce kendine arkadaş, dost, yoldaş olmayı dene derim. Tabiî bu senin bileceğin bir şey benimki sadece dostane bir öneri... Önce kendinle sorunlarını aş ki; gerisi kolayca gelsin. Zor elbette. Hele son aşamaya gelmek. Önce kendinle yoldaş olabilmek, sonra da kime yoldaş olmak istiyorsan onunla birlikte yol almak. İnsan oğlunun o iyilikten, güzellikten, sevgiden çok kötülüğe, çirkinliğe, sevgisizliğe yatkın beyni, yüreği önüne kara bir çalı olarak sıkça çıkacak emin ol. Her yerine takılıp kanatacak, acıtacak, yaralayacak seni. Bu uzun, tehlikeli yolculuk biraz cesaret, çokça sevecenlik, dürüstlük, yalansızlık ister. Ben başaracağına inanıyorum. Sen zor olanı seversin, biliyorum.


Bir çok olguya emek vermekten, katılmaktan, yardım etmekten, sevmekten hoşlanırsın, mutlanırsın. Bu kez kendinle başla işe. Kendini destekle, besle, büyüt. Ödülün gerçekten emeğine değecek inan.
Ben her insanın yoldaşça bir ilişkiyi öğrenmesinden, kavramasından, anlamasından ve böyle bir ilişkiyi büyütüp, geçekleştirmesinden yanayım. Ara sıra isyanlar yaşayacak olsan da karşılaştığın fırtınalardan çok, bu fırtınaları nasıl atlattığınla ilgilen. Dünyanın bütün eksilerine ve yaşamın bütün kalleşliğine, insanların bütün vefasızlığına ve bütün sevgisizliğine rağmen yaşam içerisindeki kavgalarına devam ederken kendinle barış içerisinde olmayı sürdür derim. ‘Dünyayı güzellik kurtaracak. Bir insanı sevmekle başlayacak her şey’

Devamını sen getir istersen?
Türküleri duy !
Türküler gibi yaşa,
Gerçek, yalansız, insanca, dostça, yoldaşça....
Bir insanı sevmekle başla işe, mesela kendinle.

hoşça kal, seni öperim yüreğini de..

styla45
04-20-2010, 03:20 AM
Evet kendimi çok iyi hissediyorum ve hayat da iyi gidiyor... Beni benden çalıp da gittin, nasıl iyi olmam ki ya da nasıl hayat iyi gitmez ki?...



Giderken bahar kokulu gülüşlerini de götürdün yanında. Düşmanlığım bu yüzdendir belki de baharlara. Ve işte bir günah daha işliyorum, çünkü sevmiyorum artık çiçekleri ve genzimi yakıyor kokuları...

Giderken deniz kokulu gözlerini de götürdün yanında, dalıp da gittiğim, bakarken ruhumu titreten ışıl ışıl hayat dolu gözlerini... Yağmurda sokaklarda ıslanmalarımı da aldın benim, sokaklarımı çaldın, vicdanımı ve ruhuma dar gelen sevgimi de götürdün giderken...

Gecelerimi götürdün ve gökyüzü de baktığımda gördüğüm yıldızlarımı soldurdun, dalgaların melodisine kaldırdığım kadehimdeki sıvının tadını da aldın benden...

Sigaramı da çaldın benden, ciğerlerime çekerken dumanını hırsala, beynimdeki benden başka benlerle savaşta kullandığım elimdeki tek silahımı da aldın... Şimdilerde bir de kadehlerimde mermi olduğunu söylüyorum dostlarıma, beyaz su yerine artık...

Sımsıkı sarılmalarımı da aldın gittin, içimdeki yaramaz çocuğu da öldürdün... Hayallerimi de vurdun giderken sırtına, düşlerimi paraladın, cesur görünen yanlarıma kapanmaz yaralar açtın... Dalgın, ellerim ceplerimde yürüyüşlerimi ve sen kadar sevdiğim yalnızlıklarımı da anlamsızlaştırdın gidişinle...

Oysa ölüm kadar sevmiştim seni ben... Onun kadar gerçek, onun kadar yakın ve onun kadar dost bilmiştim seni... Ve sen gidince anladım ki, çokça sevdiğim ve birlikte söylediğimiz o şarkının mısraları gibisin sen... Önce elimden tutun. Sonra bırakıp gittin. Yıllanmış şarap gibi, yaktın içimi yaktın...

Gördüğün gibi, iyiyim...

styla45
04-20-2010, 03:21 AM
Sana akıyorum kaygısızca ve hiçbir şey bunu engelleyemiyor ve geri çeviremiyor bu akışı. Çünkü sen her tarafımdasın. Sağımda, solumda, arkamda, karşımda... Ne yana dönsem, ne yana yol almaya kalksam, ulaşacağım son nokta sensin, orada yalnızca sen varsın...



Sana akıyorum, çünkü senin yolunda gidiyorum, attığın adımları takip ediyorum sorgulamadan. Önüme çıkan hiçbir ayrım, hiçbir kavşak ilgilendirmiyor beni. Yürüyorum peşin sıra, yürümenin en zor olduğu yol bu olsa bile yürüyorum... Şikayet de etmiyorum çakılından, tozundan, toprağından üstelik. Sana yaklaşabildiğim her adımda mutlu oluyorum ya da yaklaşmayı başaramasam da bu umudu yaşamak heyecanlandırıyor beni...

Sana akıyorum, çünkü hayatın akışı kadar doğal sana akışım... Doğa nasıl ki her canlının yaşaması için bir düzen kurmuşsa ve nasıl ki kuralları varsa doğada yaşamanın, benim var olmamın da, yaşamamın da kuralı sensin, senin var olduğun bir düzen içerisinde ben olabilirim ancak...

Sana akıyorum, çünkü sesinde bedeninde, kuşatmış durumda beni... Sana karşı savunma dahi yapmıyorum ve böyle bir teslimiyet de rahatsız etmiyor beni... Yüzüne, gözlerine, ellerine baktıkça, sesine yüklediğin gizleri çözerken hep kendimden bir şeyler buluyorum sende...

Sana akıyorum, çünkü o kadar çok paylaşacak şeyimiz var ki seninle... Bu güne kadar paylaştığımız her şey, her an umut veriyor sonrası için bana ve ben belki de sende bu umudu yaşamayı, yaşatmayı seviyorum... Biliyorum ki hayatın bir yerinde sadece bize özel bir çiçek var, o çiçeği birlikte bulup, kokusunu ciğerlerine çektiğimizde hayata ve birbirimize sımsıkı sarılacağız...

Sana akıyorum, çünkü bir insanı tutkuyla, beklentisiz ve delice sevmenin tadını sende yaşadım ben... Bunun anlamını senle öğrenim, bunu senden başkasıyla da yaşayamayacağımı biliyorum... Sende, seninle yaşamak her an bir şölen tadında ve ben böylesine keyifli, böylesine eğlenceli ve hayat dolu bir şöleni bırakıp gitmek istemiyorum...

Sana akıyorum, çünkü “hayatın uslanmaz ruhusun” sen ve ben belki de bu ruha aşığım aslında... Seninle yenileniyorum, sadece seni düşünmekle yüreğimde, beynimde çöreklenmiş ne kadar kötülük varsa hepsinden arınıyorum bir anda...

Sana akıyorum, Bütün coşkum, bütün saflığımla... Aşka, sevgiye, güzelliğe dair ne varsa benimle akıyor onlarda sana... Benim gibi çoşku dolu bir ırmağı da huzurlu, sakin bir göle çevirecek tek güç sensin... Ne olur orada kal, ayrılma seni gönül gözümün görebileceği noktadan... Sana ulaşamasam bile varlığını hissetmek ve senin yolunda olmak yetiyor bana...

styla45
04-20-2010, 03:21 AM
Ne keyifle okuduğum şiirler ezberimde, ne de bağıra çağıra söylediğim şarkıların sözleri. Dalgın gözlerle yürüdüğüm caddelerde kayboluyorum



Sonsuz bir inatla sarıldığım radyodan gelen o harika melodilerin de tadı yok? Peki ya o yağmurda iliklerime kadar ıslanmalarımı kim çaldı benden? Bilmiyorum!

Susuyorum artık... Sustukça susuyorum. Sustukça, üzerime gelen insanlardan kurtarmak için ruhumu, suskunluğuma sarılıyorum. Ama yine de saplanıyor yüreğime bazı kelimeler. Bazıları da acıtıyor üstelik…

Sessiz geceler benim için sığınılan bir liman sanki. Kendimi bulup bulup kaybettiğim karanlıkta, şöyle bir uğradığım kelime hazinem de bir anlam ifade etmiyor. Düşünüyorum da bu güne kadar hep; gibi yazmışım, gibi okumuşum, gibi söylemişim ve en önemlisi; gibi sevmişim...

Elbette hiçbir şey, ben ol deyince olmaz. Bunu biliyorum ama zaman da geçiyor hızla. Tükenmez sandığım bütün sözler bitiyor ve ben de yavaş yavaş tükeniyorum... Onca yıldan sonra; hayata dair ne kaldı ki elimde? Kocaman bir hiç! Öyleyse neden bunca çaba, neye bunca isyan…

Öyle anlamsızki yaşadığım hayat. Her şey az sonra gerçekleşecekmiş gibi duruyor, elimi uzatıyorum tutmak için, kayboluyor. Benim dışımda kopuyor bütün kıyametler ve ben kendime uyan bir kıyamet beğenmiyorum…

Kalbime bir kurşun sıkacak gönüllü katilimi arıyorum ya da yüreğime su serpecek elin sahibini... Toprağa ateşi düşürecek, denizi yakamozlarla süsleyecek sesin sahibini… Artık basit şeyler bekliyorum yaşamdan. Örneğin, kimselerin bilmediği sırlarım olmalı ölürken... Kimselerin gitmediği sokaklarım olmalı... İçimi kanatan özlemlerle yaşlanıp, sonra da sessizce gitmeliyim bu dünyadan.

İşte yine susuyorum; siyah bir geceye dönüyor her anım ve okuduğum her şiir kanatıyor yaralarımı. İçimdeki çocuk ölüyor... Yalancı gülümseyişlerle beni ciddiyete çağıran insanları da önemsemiyorum. Elimden kayıp gidenlerden korkmadığımı bilmiyor ki hiç biri…

styla45
04-20-2010, 03:21 AM
Susmalıyım...

Yine bir gece ve yine baş başayım kendimle, işte yine seni bulup kaybettiğim
yerdeyim.

İnsanın bir şeylere karar vermesi ne kadar zor; ya seni içime gömmeli ya da
artık içimden söküp atmalıyım. Ama her ne olursa olsun susmalıyım. Hangisi daha
zor, hangisi daha acı? Gerçekten gitmeli miydin, yoksa kalıp yanımda savaşmalı
mı?... Bir yol arıyorum kendime, bulduğum tüm yollarsa sana çıkıyor…

Kapanmalı artık gözlerim. Sonsuz bir karanlıkta tek başıma yürümeye devam
etmeliyim... Yürümeliyim ardıma bile bakmadan, yürümeliyim parçalayarak
değerleri ve sevgileri, yok ederek yaşadığım tüm zamanları...

Nasılda acımasız zaman. Nasıl da yüceltmiştim seni gözümde. Tutup kendi
ellerimle koymuştum en yükseğe, sonra keyifle izlemiştim yüceliğini. Ama yine
ben bitirmeliyim. Tutup kollarından indirmeliyim olduğun yerden. Ya da seni
ölene kadar yaşatmalıyım içimde..... Ne kadar zor bir karar..

Bir yanım: “Bir daha kimse, hiç kimse onun kadar çok sevilmeyecek”, derken, bir
yanım sakin, sessiz...

Zaman geçiyor, acım dinmiyor. Kapanmıyor yaralarım.. Tükenirken ben, aklımda bir
tek sen... Görüyor musun, yine konuşuyorum ama sessizce. Susmayı öğreniyor
yüreğim..

Ama ben kararımı verdim...

Seninle olduğum zamanları düşünmek bile bana mutlulukların en büyüğünü
yaşatıyor..
Seni Seviyorum ve Ölene Kadar Seveceğim...

styla45
04-20-2010, 03:21 AM
Yokluğun buz gibi soğuk


Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... "üşüme" diye seslenmeni isterdim... bir el olmanı isterdim, bir kol... "özledim" deyip sarılmanı... en karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim. kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna, ağlasaydım doya doya ... geçerdi üşümesi yüreğimin, geçerdi üşümesi içimin, kirpiklerimde yağmurlar dumanlanmazdı biliyorum...

Seninle suları yeşil bir ırmağın kıyısında buluşmak, saçlarının kokusundan öpmek, içime çekmek ve serin soluğundan içmek, sana sarılmak, kucaklamak, uçmak isterdim…

Ama nafile, aramızdaki bütün yollar kapalı... bütün dallar kesik... yokluğun buz gibi soğuk... üşüyorum... yüreğim de donmuş sanki. gözlerimde...
Ateşler içinde bedenim... öyle bir üşüme ki, hiç bir şey ısıtmıyor artık. bütün uzuvlarım uyuşmuş. ezip geçiyor ruhumu acılar...

Yoksun işte, kalbimin kuyusu en hazin sesle inliyor şimdi. kirpikleri kırılan bir zamanın teninde, ağrılı şiirler topluyorum gecelere şimdi...
Bilirim, sevmek ve özlemek bir ateşe dokunmaktır; yakmaktır yüreğini yangınlarda. ama ben üşüyorum. yokluğun buz gibi soğuk. yakacak bir şeyimde yok…
Ağlıyorum, buza dönüşüyor gözyaşlarım… ağlıyorum, akıp gidiyor gözyaşlarım çağlayanlara… bakakalıyorum ardından çaresiz…

Ah! bir el olsan dokunsan alnıma, okşasan saçlarımı bir anne şefkatiyle.. geçerdi ağrısı başımın, geçerdi biliyorum... bir gül olsaydın bahçemde, koklasaydım nefes nefes, çekseydim içime derin derin... bir göz olup baksaydın gözlerime, çekip alsaydın içindeki hüznü... ah! bir bilsen nasıl sevinirdi yüreğim, nasıl sevinirdi dudağımdaki gelincik, kapımdaki akasya...

Susuyorum artık derin derin... ve sessizce soluyorum bir hazan yaprağı gibi... oysa ne kadar çok hasretim konuşmaya, anlatmaya anlaşılmaya... oysa ne çok istiyorum, tüm bedenimden söküp almanı yalnızlığımı, hicranımı bir tılsımla...
Yüreğim kanrevan, dikenler acımasız, ayaklarım kırık koşamıyorum artık doruklara, menzil uzak...

Gel. yüreğim ol seher gülüm, her ölümümde bana yeniden hayat ver. elim ol, ayağım ol, canım ol... gecem - gündüzüm ol... ağlayan gözlerim ol her damlada yeniden doğur beni, yeniden doğur umudumu. her öldüğümde yeniden yarat ki, seni ne kadar özlediğimi anlatayım yeryüzündeki bütün canlı cansız varlıklara, ne kadar çok sevdiğimi ...

Önce sen gel sevgilim solmadan resimler, şiirler sislenmeden... islenmeden geceler ... sonra ölüm gelsin...

Yoksun işte, kalbimin kuyusu en hazin sesle inliyor şimdi.

styla45
04-20-2010, 03:21 AM
GÜNEŞİ UYANDIRMAKTAN GELİYORUM...

Hep karanlığın gizeminde kaybetme nedenlerimi bulmaya çalıştım. Tuttuğum nefeslerim geldi aklıma. Kelimeleri susturmak için yutkunmalarım. Bakışlarıma düşmesin diye gün ışığı, gözlerimi yumardım. Dizlerimi bağlardım sana koşmamak için. Ellerimi dolardım kendime.Yakarmak istemiyordum seni Tanrı’dan. Olmayacak duaya amin dememeyi çoktan öğretti hayat. Beklentilerle hareket etmemeyi ve sadece susuyordum. Yapabildiğim en güzel ve bana ait en özel tavrımı takınıyordum sana.

Sana ait güzeli-çirkini, iyiyi, kötüyü hazmediyor şimdi sevdam. Öğütüyorum duygumu. Belki adını koymak için, belki olan adından caymak için. Sana uzak kalıyorum. Bu, kendime yakın kılıyor beni. Kendimi mi senden çok seviyorum? Seni mi benden koruyorum? Bilmiyorum.. susuyorum...

styla45
04-20-2010, 03:22 AM
elimde bir harita var; hangi sözün bedeninin neresini dağlayacağını biliyorum " diyorsun. Neye yarar bunların benim cümlelerim olmadığını bilmen? bak bu ayrılık; senden değil kendimden...



Birbirimizi gördüğümüz ilk gün üzerinde aynı bluz vardı, benim üzerimde de bu gömlek. Zaman geçti; başka bir masada bize yabancı iki suret olarak oturuyoruz.

"sonuncusunda adın geçiyor ama duymayacaksın" diyor ya sesin o an adına dair binlerce hikaye kurguluyorum. Hiçbirini beğenmeyeceksin; biliyorum. Hikayeler yazarım ben, şairane sözler uzağımda!
"hayat çarpmış sana; içindeki sıkıntı bundan" diyorum.
"maça kızı hep benim elimde olacak" diye cevap veriyorsun. (ilgisiz cevaplara ben alıştım da okuyucu gizli anlamlar arıyor altında...)

Oysa oyun o kağıtla bitmiyor. Bak bu ayrılık; senden değil kendimden...

Yollara düşemeyecek kadar çocuktu, bu yüzden sana emanet ettim o düşü. Büyümesine izin verme...

Bak; bu ayrılık...

"sana hoşçakal diyemem ama şimdi gitme vakti " diyor bir şarkıda...
Susayazma mevsimi geldi benim için, sanırım...
Susmalı, durmalı biraz...

Vakit yazıya dönüşe vurunca gelmeli; belki bir daha hiç yazmamalı...

Bugün garip bir gün; yağmur sıkıntısı var bu gri şehirde...
Daha önce demiştim ya "gitmek için yağmurları beklemeliydin belki de"...

Bir iki saat içinde yağmura keser hava...
Yani gitmek için doğru zaman...
Yazmamak için bir sürü neden...
Nasıldı bu şarkının devamı?...

styla45
04-20-2010, 03:22 AM
Her şeyi burada senle bırakıyorum…
Sevgimi, umutlarımı, yarınlarımı… en kötüsü yaşamak isteyip de yaşayamadıklarımı…. Hepsini sana bırakıyorum. Belki onlara baktıkça beni hatırlarsın. Ne denli büyük bi hata yaptığını… aslında hiç değmeyecek ufacık şeyler için beni ne kadar büyük bir kırgınlıkla bıraktığını…



Sevgin o kadar küçükmüş ki… yama bekleyen elbiselerin arasında bıraktım seni. Bir daha asla tamir edilememesi için. Yırtılmış, parçalanmış… tıpkı senin benim kalbimi parçaladığın gibi….

Geriye dönüp baktığımda yanmış bir aşk görüyorum… her köşesinde ayrı bir acı, ayrı bir iz…. Asla silinmeyecek … çıkmayacak yara…

Bir insan en fazla ne kadar kırılabilir ki? Ne kadar incinebilir?

Hayattaki en acı şeydir sevdiği insan tarafından kırılmak. Sen beni kırdın. Hemde hiç değmeyecek bir nedenle. Keşke affedebilsem seni. Keşke şu lanet olası gururumu yenip yanında kalabilsem.

Hiç ister miydim sana böylesine aşıkken çekip gitmeyi? Burada çaresiz bir başına bırakmayı?
Sen benden çok şey çaldın. Sana hakkımı helal etmiyorum….

Kalbimi sende bırakıyorum giderken. Daha fazla kır acıt diye. Nede olsa alışıksın sen…

Mutlu ol diyeceğim ama sen mutlu da olamazsın…

styla45
04-20-2010, 03:22 AM
Kelimeler eksik, kelimeler yarali. Kelimeler ciliz. Tasimiyor, anlatmiyor, tanimlamiyor bu duyguyu.Ben de... Çok baska bir sey. Sevginin ortasinda, derin acilar hisseder mi insan? Aydinlik gülümsemelerin içine, hüznü yerlestirir mi durup dururken? Gözlerine bugu,diline sitem, yüregine burukluk, çöreklenir kalir mi asirlarca? Gelmeyecegini bildigi mektup için, posta kutusunu hep ayni heyecanla açar mi? Dedim ya, baska bir sey bu. Ne kadar yalnizsam, o kadar seninleyim su günlerde.


Belki de en basta, tutup seni en derinlere koydum diye oldu bunlar.
Kimseler ulasmasin diye,
kimselerin bilmedigi,
bulamayacagi yollara götürdüm seni.
En derinlerde tuttum.
Bana sakladim.
Derine, hep daha derine...
Seni yapayalniz,
bir tek bana biraktim.
Paylasamadim Yanlis yaptim.
Sana ulasan yollari kaybettim diye bütün bu saskinliklar.
Kendimi oradan oraya vurmam.
Sagimda, solumda, ne zaman dikildigini bilmedigim duvarlara çarpmam,
hiç görmedigim çukurlarla bogusmam.
Denizlerin, gürültüyle gelip vurdugu dehlizlerin, acili duvarlari gibiyim.
Duvarlarim yosunlu, duvarlarim kaygan, duvarlarimdan hiç tükenmeyen sular
siziyor.
Tutunamiyorum.
Renklerim, gün içinde degisiyor.
Soluyorum,
soguyorum.
Günes ulasmiyor içerilerime.
Küfleniyorum,
yaslaniyorum.
Yalnizliklar pesimde.
Dokundugum her islak duvardan, pis kokulu bir yalnizlik bulasiyor üstüme. Yapis
yapis, vicik vicik bir yalnizlik bu.
Biliyorum,
bütün bunlar,
hep benim suçum.
Seni sakladigim yere ulasamaz oldum.
Yollar, gitgide uzadi ve karisti.
Ümidimi isitacak,
parlatacak,
kimildatacak bir seylere ihtiyacim var.
Ah onun ne oldugunu biliyorum.
Sonu sana geliyor her cümlenin.
Her seyin basinda, içinde ve sonundasin.
Bu degismiyor.
öyle içimsin ki.
Birden aklima geldi,
tuttum sana bir mektup yazdim dün.
çok mutluydum...
Gün içinde neler yaptigimi,
nelere kizip,
nelerle mutlu oldugumu,
tek tek anlattim.
Mevsimlerin ve insanlarin nasil karisik ve beklenmedik olduklarini yazdim.
"Yine zamansiz yagmurlar" dedim,
"Daha önce, hiç bu kadar zayif degildi günes isinlari" dedim,
"Gerçekten buradaki sarkilari hiç ögrenmeyecek,
bilmeyecek,
söylemeyecek misin?"
dedim.
Çok uzun bir mektup oldu..
Basindan sonuna kadar okudum da.
Neler yazmisim diye merakimdan.
Sonra çekmecemden bir zarf çikarip,
Adini yazdim.
Büyük harflerle,
yalnizca adini.
Adresini bilsem gönderir miydim, bilmiyorum.
Mektup cebimde.
Cebim yüregime yakin.
Yüregim sende.
Sen yüregime yakin.
Öyleyse mektup sende.
Bu kadar içimdesin iste.

styla45
04-20-2010, 03:22 AM
Ilık rüzgarla gelen bir müzik sesiyle dalıverdim uzaklara; "Aşık olmak günahsa ben bir günahkarım, pişman değilim tanrım " diyordu yumuşak bir ses bir sızı saplandı ilk önce kalbime sensizlik yüreğimi yakıyordu, sana hasrettim sarı kurumuş yapraklar arasında yürürken rüzgarın yüzüme vurmasıyla kokunu duydum sanki yalnızdım mutsuzdum, sen yoktun ebediyen gitmiştin.


Şimdi yanımda olsaydın kollarınla beni sarar, yüzüme dağılan
saçlarımı parmaklarınla düzeltirdin.. iki taraftan kulaklarımın
arkasına sıkıştırır, "Böyle daha güzel aşkım"derdin
yüzüme düşen saçlarıma tuzlu gözyaşlarım karışıyor şimdi.
"Sakın ha ağlama, seni birgün bile ağlarken görmek istemiyorum" derdin bana
şimdi bir yerlerden bakıyorsa gözlerin üzülüyorsundur
ama gözyaşlarıma söz geçiremiyorum sevgilim...
Hani biz sonsuza kadar mutlu olacaktık?
Hani birbirimizi terketmiyecektik?
Neden beni tek başıma bırakıp gittin aşkım.?
Kaza haberin geldiğinde inanamadım evimizden nasıl çıktığımı
bile hatırlamıyorum hastanede seni öyle kanların içinde
baygın bir şekilde görünce dünya başıma yıkıldı elini
tuttum ve sen gözlerini açtın
"Sakın ha! Sakın elimi bırakma" dediğin zaman bile
"Gözlerindeki ormanda yağmur yağmasın" dedin
yanaklarımdan süzülen sicim gibi yaşlar yüzüne döküldüğünün farkında bile değildim..
ameliyathanenin kapısına kadar elini hiç bırakmadım ve mecburen
elini ayırdılar benden saatlerce o odada kaldın
çıktığın zaman komadaydın doktorlar ümitsizce gözlerime
bakıyordu seni odana götürdüler.. neydi, neden o makinaları
vücuduna bağlamışlardı.? Sen yaşayacaktın.. beni bırakmayacaktın yemin etmiştin..
yavaşça elimi elinin üzerine koydum.. hiç kıpırdamıyordun
günlerce başucunda bekledim farkında bile değildin hep uyuyordun
yanında seni beklerken; geçirdiğimiz günler bir film şeridi gibi gözlerimden geçti
beni kızdırmaların, sinirletmelerin ve ondan sonra gönlümü almak için bütün evi
ben yokken çiçek bahçesine çevirmen doğumgünlerimizde birbirimize aldığımız
müzik kutuları hani son doğumgününde sana mavi bir kazak almıştım da hemen giyip
mankenlik yapmıştın ya ve ben seninle dalga geçmiştim sen de pastayı
alıp yüzüme yapıştırmıştın ve sonra da bütün evi pastayla alt üst etmiştik
ne kadar deliymişiz, ne kadar aşıkmışız mavi kazağını son gördüğümde kanlar içindeydi..
kaza günü onu giyiyormuşsun meğer çok sinirlettin beni, nasıl çıkacak şimdi
kazaktaki kan lekeleri? Olmadı şimdi, iyileşir iyileşmez kazağını sen yıkayacaksın..
onu sana ben aldım atmak olmaz ki Hala uyanmadın bir hafta geçti hiç bir kıpırtı yok
doktorların biri gidiyor biri geliyor..
söyledikleri hiçbirşeyi artık anlamıyorum.. bu arada o yağmurlu gün geldi aklıma..
bisikletlerle yarış yaptığımız o gün.. hani ani bir yağmur başlamıştı da eve zor yetişmiştik..
balkonda durup yağmuru izlerken bir gün bebeğimiz olursa ismini
Yağmur koyalım demiştik bizim yağmurumuz yaz yağmuru olsun demiştik Ve bir gün daha geçti işte,
yanında sen o yatakta hareketsiz yatarken bir gün daha geçti elim elinde..
ve başım yatağın yanında, kendimden geçmişim.. ve aniden elin elimde kıpırdadı..
aniden kırmızı, şiş gözlerimi sana çevirdim ve gözlerini açtın
o halinle bile gülümsüyordun bana dudaklarına küçücük bir öpücük kondururken
sessizce gözlerimden yine bilinçsizce tuzlu gözyaşlarım dudaklarına düştü
kızar gibi yine baktın bana "Tamam" dedim "Ağlamıyacağım"
Gözlerime baktın buğulu hiç beklemediğim bir anda dudakların kıpırdamaya
başladı "Affet beni" dedin, "Birbirimizi terketmiyecektik,
hala daha da seni terketmedim ama." dedin ve gerisini duymak bile istemiyordum,
parmaklarımla dudaklarını kapattım, "Konuşma, yorulma, sonra konuşuruz" dedim ama başınla
"Şimdi" dercesine işaret ettin "Şehre inmiştim, yıldönümümüz için beğendiğin tek taşlı pırlanta
yüzüğü alacaktım, aldım da yanında 25 tane gül vardı, arabanın torpido gözünde yüzüğün,
koltukta da güllerin vardı" dedin ve devam ettin "Hayatımda geçirdiğim en güzel yılları
seninle paylaştım, gözlerim, kalbim hep yanında olacak, arabadan emanetlerini almayı
unutma" dedin bana gözlerimdeki yaşları artık durduramıyordum
"Bir dahaki sonbahara yürüdüğümüz yolda yanlız yürüyeceksin ve çok güçlü olacaksın,
beni affet aşkım seni bensiz bırakıyorum, seni canımdan çok seviyorum,
son bir öpücük ver bana" dedin ve bir elim elinde bir elimle alnını okşarken istediğini
yaptım dudakların sıcaktı ve aniden makineden ince bir ses geldi,
elin elimden kopuverdi. Gözlerin yavaşca kapandı. Doktorlar koşup geldiler öylece orda
kalıverdim hareketsiz kaldım, donmuştum, sen yoktun artık doktorlar
seni götürdüler artık sen yoktun, yanlızdım..
Ve şimdi sensiz geçen ilk sonbahardayım yürüdüğümüz yolda kurumuş yaprakların arasında
tek başınayım. Arabadan bana getirdikleri emanetlerimin biri evde diğeri parmağımda yüzüğünü yaşadığımı
sürece parmağımdan, güllerini yatağımın yanından hiç ayırmayacağım mavi kazağını yıkadım,
temizledim yastığının üzerinde duruyor.. Hazan mevisimi, hüzün mevsimi aşk mevisimi..
ayrılık mevsimi Kulağımda bana söylediğin şarkıyla yürüyorum tek başıma
söz verdiğimiz gibi sarı yapraklı yolda....

"SANA RÜYA DİYEMEM, SENDEN UYANAMAM Kİ
NEREDE OLURSAN OL, SENİNLEYİM BEN SANKİ
BULUTLU GÜNEŞİMSİN, SEVGİLİMSİN BENİMSİN
YAZ YAĞMURUM, KIŞ GÜLÜM, NEŞEMSİN KEDERİMSİN
SENİNLE DOLU DÜNYAM, GÜNDÜZÜM GECEM SENSİN
ÖLSEMDE AYRILAMAM, BENLİĞİM RUHUM SENSİN..."

Biliyorum her an her saniye benimlesin, beni izliyorsun.
İyi ki şarkılar var ve şiirler. Sen sözünü tutmadın,
beni bırakıp gittin. Belki birgün aşkım...
Bu yağmurlar diner ve biz yine birlikte oluruz hiç ayrılmamacasına.

"HER YERDE HATIRAN VAR, HERŞEY SENİNLE DOLU
HERŞEYDE SENİN İZİN, BU YOL AŞKININ YOLU
ALAMAZ BİN SEVGİLİ KALBİMDEKİ YERİNİ
SANKİ İÇİMDE AÇAR BU SARMAŞIK GÜLLERİ.... "

İyi ki şarkılar var...

styla45
04-20-2010, 03:22 AM
Hayatın sana sunduğu herşeye alışmalısın. Bırakıp gidenlere ve geride bıraktıklarına da.



Çünkü kendimden biliyorum, eninde sonunda kazanan hayat oluyor ve bize düşen istesek de inat etsek de unutmak oluyor veya alışmak....

Sevmeyi öğrenmemek en iyisi, biliyor musun? Belki hayat tatsız tuzsuz bir yemeğe benziyor ama kalbin yanmıyor en azından. İlk defa bu acıya düştüğümde yüreği elinde bir delikanlıydım. Aşkın kendisi zaten tüm damarlarımızdaki kanı çeken bir dertken ben daha kötüsünü yaptım, canımdan çok sevdim. Bir kat arttı çektiğim acı. O zamanlar bir daha cesaret edeceğime inanmazdım asla, ama bir defa öğrenmeye gör. Zihnini bulandıran esrar gibidir. Bir kere de tiryaki olursun ve bile bile dalarsın acının içine yeniden.

Bir kere öğrendin mi aşık olmayı, hiç yapamazsan yoldan geçenlere aşık olursun. Ve bir defa alıştın mı aşk acısına yoldan geçen hepsinin arkasına bile dönüp bakmazsın, acısı içinde kalır yine de. Ve kalbin alışmıştır aşık olmaya, kaybetmeye. Giderek daha delice aşklar bulur seni, zamanla anlarsın ki aşık olunan çok da önemli değildir. Bizzat aşkın kendisidir aşık olduğun.

Duymadığın, görmediğin, dokunmadığın ve koklamadığın -belki de bunları ummadığın bile- birine aşık olmak nasıl bir şeydir. Aşk değişir. İşte sen tam da o günlerde buldun beni. Ve onun için çok sevdim seni. Onun için aşık oldum. Yirmili yaşlarımın sonuna gelmişim ve aşk deyince acıdan başka bir duygu yaşamamışım. Aklımda aşktan kalma bir kucak dolusu kaçış, terkedilmişlik ve aldatılmışlık var. Yine de bile bile düşüyorsam, bu aşk değil. En azından adı aşk gerisi ruhu değil.

Sen geldiğinde de biliyordum. Ya senden kaçacaktım ya sen de gidecektin. Sahi bu defa hangisi oldu? Onu bilemedim. Aslında tüm bu yaşadıklarımız benim "kader" diye anlattığım bir hayat sahnesi. Bizden habersiz kuruluyor sahne, oyun oynanıyor ve biz de oyunun baş aktörleriyiz belki, sonra perde kapanıyor. Böyle bir şey. Seni bulmak ne kadar güzelse, seni kaybetmek de o kadar güzel. Hayır yanlış yazmadım. Çünkü içinde sen varsın. İçinde sen varken bir şey nasıl kötü olabilir?

Belki bir gün okuma fırsatın olur, ama sana yazıldığını bilmeden. Buraya bir işaret koymalıyım diye düşündüm, bir kelime. O kelimeyi okuduğunda kalbin burkulsun ve anla ki bunu yazan benim, hikayesi bizim hikayemiz.

Ben alışkınım kaybetmeye...

styla45
04-20-2010, 03:23 AM
Mutlu olmakmı dediniz. az önce kapımdan geçer gibi oldu.
zaman mı dediniz. artık sanki geçmez oldu. aşk mı dediniz. artık beni seçmez oldu. söle yar nerdesin şu kara gecelerde yine sensizim etsem bin cümle neye yarar sen duymayınca şimdi olsan ellerinden tutar saatlerce sana bakabilirdim gözlerine sadece gözlerine bitanem. anlatsam kelimeler yetmez diorum anlamıormusun. seni seviyorum duymuyormusun. kara gecelerde seni sevior eminim. şimdi eminim uyuyosundur mışıl mışıl. attın bizi şu gecelere. olsun be gülüm. canın saolsun

styla45
04-20-2010, 03:23 AM
Bir Aşk Mektubu


Şu an 1 şubat akşamı ve rüyamda yine sen vardın. Saat olmuş gecenin 3�ü, herkes uyumuş, annem, babam, kardeşim, bende uyumuşum ama gönlüm hep ayakta, aşkım hep ayakta, onlar hiç uyumadı ki. Seni tanıdığımdan, sana tapalıdan beri gözüme uyku girmedi aşkımın, sevdamın da. Ne tedaviler aradım, ne ilaçlar kullandım. Çaresi bir mucize bu hastalığın o da sensin.

Ağlıyorum şu saat, unutma beni ağlatan sensin. Uyutmayan, hayatı zindan eden sensin. Ne hayat tat veriyor, ne o olmazsa olmaz dediğim bilgisayar, ne hava, ne ekmek, ne su,.. sadece ama sadece sensin o tat. Sensin benim hayatım, sensin.
Benden vazgeçmemi mi istiyorsun? Tamam kabul. Çıksın birisi güneşe yazsın adını (benim yazdığımın yanına) vazgeçerim senden. Ya da sağır bir ressam, toprağa düşen gülün sesini çizsin bir kağıda o zaman vazgeçerim senden. O zaman vazgeçerim anlıyor musun? VAZGEÇMEM SENDEN.

Benden kalan birkaç gözyaşı var bu kağıtta, sana olan aşkım var. Eğer bir gün ağlarsın olur ya! Bu kağıda ağla. Göz yaşlarımız mutlu olsun sonunda. Onlar kavuşsunlar aşklarına. Biz kavuşamasak da.

Hem ben seni kime vazgeçerim? Kimse senin dudaklarındaki sıcaklığı vermiyor, kimse vermiyor sendeki o güzel kokuyu, kimse hissettirmiyor senin tenindeki buğuyu, hayali, kimse bakamıyor senin baktığın gözlerle bana, kimse senin dokunduğun hatta vurdun gibi vurmuyor bana, kimse tutmuyor senin ellerinle, kimse sarmıyor senin gibi kollarıyla, kimse ama kimse sendeki aşkı bana vermiyor. Ben sana mecburum, sonu olmasa dahi.

Kalbim uçarsa o kelimelerin arasına okurken yakala onu, iyi bak incitme olur mu? Arkadaş et kendi kalbinle, dost olsunlar, aşık olsunlar birbirlerine, ölesiye hem de, sımsıkı sarılsınlar hiç bırakmasınlar birbirlerini, varsın ben onsuzda yaşarım, yeter ki onlar mutlu olsunlar.Sana soruyorum? Yakışıklı değilim, çok zeki değilim ama aşkım yetmez mi sana? Neden ben değil de seni sevmeyen bir başkası ya da benim kadar değer veremeyen birisi. Neden? Şunu unutma; Kırmızı güllere ulaşmak isteyenler ayakları altında ezilen papatyaların farkına varamazlar.

Senin uğruna vazgeçmeyeceğim şey yok. Gururum hariç. O zaman neden ben değilim, neden başkası, sana başkasının ellerinin dokunmasına dayanamam. Buna dayanamam anlıyor musun beni? Neden ben değilim Allah'ım? Sebebi ne? Neden Allah'ım neden?
Sana tapıyorum anlıyor musun? Sana tapıyorum? Neden sanıyorsun sizin sınıfa her teneffüs gelişim? Neden sanıyorsun hep başka konular arayışım.

Çok merak etmiştin ya Metin ile benim bildiğim o olayı. Söyleyeyim. Metin bunu Rıza�dan duymuş. Rıza ona ikinizin beraber olduğunuzu söylemiş. Ben bunu duyunca içimdeki tüm gözyaşlarını o an çıkarmak istedim. Sağır olmayı istediğim bunu duymayayım diye, bugün olmasın istedim bu olayı yaşamayım diye, Kör olmak istedim seni hiç görmeyeyim diye, kalbim olmasın istedim sana hiç aşık olmayayım diye, hislerim olmasın istedim senin kokuna, sıcak tenine alışmayaydım diye. Senin olmamak istedim, sana hasret kalmayayım diye. Gözlerim karardı hiç abartısız o an? Metin bıraksa sonsuza dek öyle kalırdım. Rüyayı hep seninle kurardım. Hep ikimiz olurduk, hep seninle olurduk, kötü kalpliler aramıza girmeye çalışır ama ben hep mani olur buna izin vermezdim. Her şey senin istediğin gibi olurdu. Bir tek aşkımız ortak. Sana adardım her şeyimi. Seninle senin kadar güzel, senin kadar iyi, senin kadar güzel gözlü, senin kadar . Bir bebeğimiz olurdu. Ama neyse ki, hatta maalesef Metin beni rüyamdan erken uyandırdı. VE GENE SANA KAVUŞAMADIM.

Hem sana kıyarım hem kendime? Ölümü dahi göze alırım sensiz hayat zaten ölüm bana? Bunlar şaka gibi geliyor ama ben sana kıyamam . Kıyamam sana biliyorsun. Aşkım beni dağlasa da, aşkın beni mecnun yapsa da, sana kıyamam. Son söylemek istediğim seninle son defa konuşmak istiyorum ve diyorum ki seni çok seviyorum.

styla45
04-20-2010, 03:23 AM
Biliyor musun?

Yüreğime iyilik yağmurları yağdırmayı bırakalı çok oldu... Mevsimim artık hüzün...

Şimdi acılar biriktiriyorum...

Hiç anlatamadığımı ve anlayamadığımı sandın; oysa her sessizliğim yaşama dair ve bize dairdi benim...

Keşke, anlamak isteseydin yüreğini açıp!...

Gözlerime hiçbir zaman yalan konuşturmayı beceremedim, yüreğimin aynasıydı onlar, olduğu gibi yansıttılardı hislerimi...

Sana bir kez olsun yalan bakmadım...

Yalan konuşturamadım yüreğimi...

Yada yalan şarkılar söyletemedim...

Şimdilerde, gözlerim artık suskun birisiyle aynı dili konuşmuyorsan, susacaksın!...

Ben bunu bilirim...

Sana karşı duygularım sözlerden nice olduğu için susmaya karar verdim!...

Artık susuyorum!...



Not: Sabah Sabah içimdeki sıkıntı ve hezeyanlarımın kalem ve kağıt ikilisine yansıması olarak döküldü.
Yırtıp atamadım... Öylesine paylaşmak istedim.

styla45
04-20-2010, 03:23 AM
İkili Delilik...(Alıntıdır)

Hayatın hiç acıması yok bazı yaralara karşı, kapanmasına asla izin vermiyor
onların... Sen ne kadar çabalarsan çabala, sana izin verdiği kadar güçlü
olabiliyorsun yaşamın ve onun izin verdiği kadarı diniyor acılarının...

Ayrıldık... Çok acıydı... Bir daha asla unutmayacağım ve iyileşmeyecek bir
yaranın sahibi olduğumu bilmiyordum o zamanlar... Sadece ağlıyordum sana ve
bana... Ve yarım kalan, yaşayabilecekken vazgeçilen günlere... Baktığım,
gördüğüm, dokunduğum her şey canımı yakıyordu... Bir türlü sonu gelmeyen
gözyaşlarımla birlikte bu acıdan öleceğim günü bekliyordum... Üstelik de bu
günün gelmesini deli gibi istiyordum...

Ayrıldık...
Acıydı...
Sonra geçti...
Her şey gibi...
Ya da bana öyle geldi...

Bir gün bir yerlerde, hem de hiç beklemediğin bir anda - ve özellikle de en
güçsüz olduğun anda - hayat bir yerlerden sakladığı acını çıkarıp vurur
yüzüne... Her şeyin geçip gittiğini sanırken, daha az önemsediğini ya da artık
tamamen bittiğimi düşünürken sen, aniden bir duvara çarparsın... Ve her şey
tuzla buz olur...

Aslında hiç unutmadığını ve gerçekte hiç de o kadar güçlü olmadığını yüzüne
vurduğunda hayat, sen çoktan acılarınla yeniden başbaşasındır... İşte o yara
yeniden açılmıştır, yeniden kanıyordur. Üstelik o kan istemesen de hayatına
bulaşmaya başlamıştır yeniden...

Unutmak diye bir şey yok... İnsan hiçbir şeyi unutmuyor... Büyük bir maharetle
geçmişe gömdüğünü sandığı şeyleri hayat bir anda çıkarıp önüne koyuyor...

Yüzleşmek imkansız acımla, ayrılıkla ve seninle... Yüzleşmek imkansız sana olan
sevgimle... Ne olur karşıma çıkma... Ne olur çıkma karşıma bir daha...


Artık hayatımdan çıksan diyorum
Bu ikili delilik sona erse
İkimiz için de en hayırlısını diliyorum
Hiç olmamış gibi davranabilmeyi
Bu yok ediciliği anlayabilmeyi
Bir bilsen ne kadar yürekten istiyorum

Lütfen
Görmeyeyim seni
Bir yerlerde karşıma çıkma
Konuşmayalım, bakışmayalım
Ne olursun

styla45
04-20-2010, 03:23 AM
Bu senin son gidişin miydi sevgili..?


Bu son gidişin miydi anlayamadım sevgili..Hani hep giderdin ve gelirdin ya geriye, bu da onlardan biri miydi..?

Uzun zaman oldu bu sefer, söylemek ve sormak zor geliyor ama bu senin son gidişin miydi sevgili...?

Küçük bir oyun oynuyor gibiyiz sanki. Ben ebe olmuşum sen saklanan...

Nerelere saklandın da bulamıyorum seni. “Ah işte ordasın” dediğim yerlerden hep başkaları çıkıyor, herkes hep bir ağızdan, dalga geçer gibi, “çanak çömlek patladı” diyor,bense garip bir umutsuzlukla geri dönüyorum ağacıma, kaldığım yerden seni aramaya başlamak için.

Bu son gidişin miydi, anlayamadım sevgili..Göremeyeceğimi sandığım zamanlarda birden karşıma çıkıyor, içimde yeni yangınlar bırakarak geri dönüyorsun. Kimlerin yanına dönüyorsun da uzun sürüyor sessizliklerin? Gittiğin yerlerde bana benzeyen ve tanıdık bir şeyler var mı bari.? Gülmeyi unuttuğun zamanlar, kimleri çağırıyorsun yanına..?

Hüzünlerini kovan yürekli biri var mı yani..? Hani bir anda gelip de o puslu havayı dağıtan, seni içmeden sarhoş eden ve güldüren, hüzünlerini bulamayacağın yerlere saklayan biri..Sen dayanamazsın yalnızlığa. Dokunmak ve karışmak istersin. Yalnız kalmak sana acılarını hatırlatır..bir kadının teninde istemeyerek bıraktığın acıları.

Yalnız kalmak sana çocukluğunun masum düşlerini hatırlatır..ağlamak istersin ama ağlayamazsın. Yalnız kalmak sana tutunamadığın sevgileri hatırlatır; çaresizliğini, yıkılmışlığını...arkanda bıraktığın, dokunmaya korktuğun özlemleri. Yalnız kalmak sana göre değil sevgili..Sen yalnızlığında kendinle karşılaşır ve ürkersin yüreğinin saatlerce sana karşıt konuşmalarından. Bu yüzden merak ediyorum ya, başkalarına da ‘hüzün kovan kuşum’ diye sesleniyor musun acaba..?

Bu son gidişin miydi, anlayamadım sevgili..Hani birden için çocuklar gibi şımarmak istediğinde, parmakların telefona gider, arar ve kusardın ya, dizginleyemediğin coşkunu ve manyaklığını..hani bir tek ben anlardım ya, senin bu ani çıkışlarını, serseriliğini ve türk dil kurumunda bulunmayan hafif meşrep kelimelerini ve cümlelerini..hani kimseyle böyle konuşulmaz deyip de, sınırlarını aşardık ya gereksiz kibarlığın ve nazlanmaların..

Uzun zaman oldu içimizdeki bu deliliği ve bastırılmışlığı dışa vurmayalı. Bu yüzden merak ettim, bu senin son gidişin miydi sevgili, anlayamadım...

Söylenmemiş ve çoğaltılabilecek bütün sözleri kendi adına söyledin ve gittin..Umuduma, çılgınlığıma ve kadınlığımın senin yanındayken güzelleştiğine inanırken, yokluğunu mutlu edemeyeceğime inandın ve gittin..

Sana karışıp, yüreğine akmama izin verip, beni göklere çıkartırken; bir anda yere indirdin, midemi bulandırdın ve ayrılığı sıkıştırdın parmaklarımın arasına, gittin..Ne kadar değerli ve farklı olduğumu anlatmakta zorluk çeken sen; yalnızlığımın en ıssız, en karanlık ve en savunmasız zamanlarında beni dinlemedin, gelmedin ve gittin..Sevmek bu kadar basit, bu kadar kolay ve taşınabilir bir eşya gibi hafif değil; çıkartıp da bir başka yere koyabileceğin. Bu yüzdendir ki sen beni hiç sevmedin sevgili. O “seni çok seviyorum” diye haykırdığın nadir zamanlarda bile, bunu söyleyen sen değil, senin geçmiş bir sonbahar’da bıraktığın, sana benzeyen ama sana çok yabancı olan sesindi.

Bu yüzden sen beni gerçekten sevmedin sevgili. Kendini daha ne kadar kandırabilirsin bilmiyorum ama sen acı çekmeyi seviyorsun... Bense balonlar patlatmayı, uçurtmalar uçurmayı ve yaşamayı seviyorum her şeye rağmen. Sen korkularını seviyorsun..bense, korkularımın üzerine gitmeyi, savaşmayı ve hatta gülmeyi kaybederken bile...

Artık biliyorum, bu senin son gidişindi sevgili ve benim son bekleyişim, son vazgeçişim sevdandan...

Artık gelsen de ne işe yarar ki..? Ben; sana olan kırgınlığımı, yokluğunu, özlemini, umutsuzluğunu sevmeye başladım. Ben senin giderken bende unuttuğun ve zaman zaman öksüzlüğüne ağlayan sevdanı sevmeye başladım. Ben senin artık beni unutan, merak etmeyen ve değer vermeyen yüreğini sevmeye başladım. Şimdi hangi tende üşüyorsun da titrediğini hissediyorum kilometreler ötesinden? Ben senin başka mevsimleri tanımak isteyen o heyecanlı ama tutunamayan bakışlarını sevmeye başladım. Artık gelsen de ne işe yarar ki..?

Parçaladığın sevgimi toparlayabilecek ve çiçekler toplayıp yollarıma serebilecek kadar güçlü değilsin sen. Sen, ben değilsin. Hiç olmadın ve olamazsın..O sakladığın yüreğine hiç almadın beni, hiç özlemedin, gözlerin hiç uzaklara dalmadı, belki de şerefime hiç kadeh kaldırmadın. Bu yüzden bu senin son gidişin olsun sevgili, ayrılığın hakkını ver. Böyle bir sevgiyi terk edebilecek kadar yürekli oldun, beni unutacak kadar da korkusuz ol. Özleme, yolunu yolumdan geçirme, sesime düşme, salaş meyhane masalarında konuşmalarımı arama, rakının yanında anma adımı..

Ayrılığın hakkını ver. Çünkü bunu sen istedin..

Bu senin son gidişin olsun sevgili, bıraktığın son acı olsun. Ve ben senin yaşayamadığın son sevda olayım...

styla45
04-20-2010, 03:24 AM
sevgilinin saçalarını taramak ve onu omzunda uyutmak

sabah uyandığında gözlerindeki çapağa bile aşık olmak

yada yanağındaki yastık izinin ona ne kadar yakıştığını düşünmek

gerisi ne ki....

kaçımız sonsuza dek sürdürebiliriz öpüşmelerimizi, sevişmelerimizi

ama biraz özen gösterirsek sevgimize, ki en azından kendimiz için

bir çok şey sonsuza değin sürer

aşık olduğumuz kadının yanımızda olması da gerekmiyor ki!

mühim olan doyasıya sevmek, sevebilmek

severek elde edilen karşı cinsin takdiri ve

karşılık vermesi değildir her zaman

kendi kalbimizi rafine eder, kendi iç kötülüklerimizden arınırız.

Sevmek, hep bir kadını sevmekle başlar,

ve tüm dünyayı sevmekle devam eder

tükendi nakti ömrüm, dilde sermaye bir ahhhh kaldı

keşke eskilerden kalma bir çay bahçesinde,

demli bir çay eşliğinde sohbet edebilseydik.

belki o zaman içimizdekileri tüm çıplaklıkları ile ortaya dökebilirdik.

aşık olmanın ve sevmenin

bir amaç uğruna olmamasına inanıyorum

sevdiğinden ne gibi bir beklentisi olabilir ki insanın?

zaten bir beklenti varsa o sevgi değildir ki

ben sana sevgimi verdim sen bana ne vereceksin demek

sevgiye ve aşka

en büyük ihanet değil mi?

benim seni seviyor olmam

seni ne kadar ilgilendirir?

ben zaten içimde seni tanımlamış,

ve sana bir sürü anlam yüklemişimdir

sen beni sevemezsin,

ben seni kendim gibi

annem kadar çok severken

ve

seni,

sana senden yakın durup

gözbebeklerinde beklerken

sen beni benim seni sevdiğim gibi

imkan yok sevemezsin

öyle işte...........



bide senden bulaşan bir hava var ki

bilmiyorum, hani bazen herhangi birinden

bazen her gün geçtiğin yol üzerinde gördüğün yüzlerden birisi

sana öyle bir bakar ki,

içinde taşıdığı ne varsa senin içine akar hani..

hüznü, kederi, sıkıntısı, sevinci, beklentisi...

o an sen, sen gibi hissedemez ve sen olmaktan çıkarsın birden

bazen seninle bu durumu yaşıyorum

kendim olmaktan çıkıp,

baştan ayağa SEN oluyorum

styla45
04-20-2010, 03:24 AM
Oysa seni uyutmayan içindeki o yangınlı hesaplaşmaydı. Gece iner, aşıklar, yüzler, bedenler, anılar kaybolurdu; sadece ikimiz kalırdık. Ve sen uykunda sevgimle hesaplaşmaya dalardın. Cennette cehennemi hatırlardın.

Dönüp geriye bakıyorum da, sanki yıllar değil yüzyıllar geçmiş aramızdan... Aramızdan ayrılıklar, ihanetler, kayboluşlar, vazgeçişler, yeniden bulmalar, korkular, yalnızlıklar, savrulmalar geçmiş. Ve bu ilişki ne çok biçim değiştirmiş...

Seni yollarca, şehirlerce uzağından sevdim. Seni kelimelerce, şiirlerce yakınından sevdim. Seni dünya üzerinde sanki ilk kez benim için kalemi eline alıp da yazdığın mektuplarca sevdim. Seni umutsuzca, beklentisizce, hayallerce sevdim uzağından. Hayatımı öyle olduğu gibi bıraktım. Şehrine geldim, ama kalbine giremeden sevdim. Neydik biz o yıllarda hiç düşündün mü? Neydik birbirimiz için sevgili?

Geldim. Bana destek olacak, sırtımı vereceğim bir aşkın yoktu arkamda. Kendime yeni bir hayat kuracağım yalanını, kendim dahil, sen dahil herkese söyledim. Oysa tek istediğim seninle birlikte bir hayattı. Öyle cesaretsizdim ki karşında ve öyle açık sözlüydün ki bana karşı, ancak iddiasız bir sığınmacı olabildim hayatında. Hayatına iltica etmek isteyen bir yürek sürgünü... Bir aşk meczubu sadece...

Dürüstlük kimi zaman yalanlardan çok daha acımasızmış, sevgili... Gerçeğin buzdan ülkesinde yapayalnız kalan yürek, hayatta kalabilmek için yalanları bile özleyebilirmiş kimi zaman... Bana aksini ispat etmek için elinden geleni yaptığın o yıllarda, buzlar ülkesinde biraz olsun ısınabilmek için, aslında beni sevdiğin yalanına inandırmıştım ben de kendimi...

Aşkıma kapalı bir kapının önüne bırakılmış yaralı bir kuş gibiydim. İnanacak, bir ibadet gibi yaşayacak tek şeyimdi senin aşkın. Karşılıksız, güvensiz, sessizce yaşanan bir aşk... Nasıl da hoyrattın bana karşı... Kalbinde değil miydim gerçekten? Neydik biz söylesene? O yıllarda senin neyindim ben sevgili? Can yoldaşın mı? Yol arkadaşın mı? Dostun mu? Sevgilin mi? ..

Sonra bir gün geldi ve unutuldum. Ve bu sorular birer birer bıçak gibi saplandı yüreğime ve yüreğimde yanıtlarını buldu. Unutuluş hepsinin acımasız cevabı oldu. Sonrası dipsiz bir karanlık... Sonrası çaresiz bir çıldırış...

Hayata karışmamak için tek kalkanım, tek sığınağımdı aşkın. Tek silahımı yitirdim ve hayata teslim oldum. Aldı beni savurdu başka bedenlere, parçası olamadığım o kırık dökük öykülere...

Kırgınlık kimlik değiştirdi ve vazgeçiş oldu benim için. Unutmanın en ağırı unutamadan unutmaktır. Seni sonsuza kadar kaybetmek kimlik değiştirdi ve unutmak oldu benim için. Seni unuttuğum yalanıyla hayatı kandırmaya çalışınca hayat hiç olmadığı kadar acımasız tokatlar indirdi yüzüme... Sonrası dipsiz karanlık... Sonrası hatırlamaya bile dayanamadığım düş yıkımları... Sonrası kesif, karanlık ve rutubetli bir kuyu... Koskoca bir boşluk... Sonrası 'yalnızlık' kelimesine sığmayacak kadar derin bir yalnızlık...

styla45
04-20-2010, 03:24 AM
Sana nasıl anlatsam bilmiyorum. Ama bildiğim tek ama tek şey seni delicesine çok sevdiğim. Seninle öyle bütünleştim ki ayrılmak değil kopamıyorum senden. Ne seni bırakabiliyorum; ne de kendimi hiçe sayıyorum. Bunların ikisini de yapamıyorum. Çünkü artık düşünemiyorum. Kafama, benliğime o kadar yerleşmişsin ki; seni oradan çıkartmak olanaksız. Belki kendimi küçük düşürüyorum ama sevgide küçük düşme söz konusu olsa bile seve seve senin için her adımı atarım. Seni o kadar çok sevdim ki artık aşkım senden bile öte. Seni sevdiğimi dağlara, taşlara kısacası her yere; bütün kainata haykırmak istiyorum Seni Seviyorum!!

Bu kelime topluluklarını defalarca senin için ama yalnız senin için tekrarlayabilirim. Biliyor musun; seni sevdiğimden beri artık çevremdeki her şey gözüme daha güzel daha hoş ve de daha ümit verici gelmeye başladı çünkü onlar bana seni hatırlatıyor...

Dağlar gibi sende içimde çok büyük tutunulması zor bir yerdesin. Tepeler gibi sende içimde ulaşılması zorsun. Zirveye sadece bir kişi çıkar senin yaşamında; işte o da ben olmak istiyorum zirvede tek ben; BEN VE SEN...

Su gibi berraksın ama içimdekileri de alıp götürüyorsun,yol gibi senin de sonun yok; yani seni sevmenin sonu yok... Bu böyle nereye kadar sürer bilemem tabi. Bunu ben belirleyemem; ama şunu bil ki seninle ölüme bile varım..!

Sensiz geçen bir gün değil bir salise bile düşünemez oldum. Sen benim; benliğim, varlığım, hayatım, geleceğim, çılgınlığım, sevincim, mükemmelim, sevdiceğim kısacası her şeyim her şeyimsin...

Sensiz bir hayatın oksijensiz yaşamdan farkı yoktur. Aldığım nefes içtiğim su yürüdüğüm yol her şeyde sen ve senden izler var.

Seni seviyorum ,Seni seviyorum,Seni seviyorum, Seni seviyorum, Seni seviyorum...

styla45
04-20-2010, 03:24 AM
BİR DOSTA AŞK

Fırtınalı bir hayatın ortasında birleştik. Sen, kendine yakın bulduğun insanların sana yaptığı hatalardan şikayet ediyordun., bense uzun yıllar acısını çektiğim bir aşkın yaralarını sarmaya çalışıyordum.

İyi birer dosttuk, her şeyi paylaşır olmuştuk. Bu yakınlaşmamızın kısa bir sürede olmasına rağmen zamanım öyle tatlı, öyle güzle geçiyordu ki ben içimdeki kıpırdanmalardan habersizdim.

Sanki rüyadaydım, gözlerimi açtığımda dostluğun yerini aşk almıştı. Kendimi tutamamıştım işte. Duygularıma hakim olamamıştım. Sen benim aşkım, bense senin dostundum artık. Sana aşık olduğumdan habersizdin. İçimdeki volkan öyle taşmıştı ki patlamak için sabırsızlanıyordu.

Sonunda o gün gelip çatmıştı. Bütün duygularımı bütün hislerimi açıklamıştım ben sana. Sense bana sadece şaşkın bir ifadeyle bunların yalan ve şakadan ibaret olması için yalvarmıştın.

Bende sana bunların ne şaka ne de yalan olduğunu üstüne basa basa vurgulamıştım. İçim rahatlamıştı. Çünkü bir insana ‘’ seni seviyorum ‘’ demek kolay bir iş değildi. Yürek isterdi. Ben bu işi becerememiştim ama sonucuna da katlanmak elimde değildi. Çünkü asıl olan benim için bugündü ve ben bugün sana söylemem gereken şeyleri yarına bırakmamıştım. Yarın böyle bir fırsatın elime geçeceğini düşünerek bütün her şeyi açıklamıştım.

Dünya fani her an her şey olabilir bizim dünyamızda... Şimdi içim çok rahat ama bir o kadar da huzursuzum. Çünkü bunları sana anlatınca suçlu ben oldum. Şimdi o eski günleri arıyorum, hiç sebepsiz, ani ayrılışın şokunu üzerimden atamamamın sonucundandır. Ve zaman eskiden öyle güzel öyle tatlı geçerken şimdilerde, bin bir azap bin bir acıyla geçiyor.

O günün üstünden çok zaman geçti. Şimdi ben senden benim olmanı değil bana biraz hak vermeni istiyorum. Bana duyduğun nefreti duygularımın üstünden çekmen için yalvarıyorum. Bana ne kadar kızsan ne kadar nefret etsen de ben seni yine de seviyorum.

Duydun değil mi?

Seni seviyorum.

styla45
04-20-2010, 03:25 AM
Sana dokunmak bir mucizeydi, seninle olmaksa bir mucizeyle yaşamak..

Gün geceye döndüğünde seninle olmak öyle güzel ki. Bütün bir gece seninle aynı havayı solumak, dinlediğim şarkılarda seni bulmak. Gündüzümde insanlar, mücadele, kavgalar, çirkinlikler var belki ama gecemde sadece sen ve ben… Belki bu yüzden geceyi sevişim. Sadece sana ait gecelerim, tıpkı kalbim gibi...

Dün gece yine uzandı elim telefondaki tuşlara. "Aradığınız numara kullanılmamaktadır" Gülümsedim ve iletilemeyeceğini bile bile defalarca mesaj gönderdim. Her iletilemedi raporunda sanki Buda geçecek. Geçecek değil mi Canım? cevabını okudum

Aradım seni. Ulaşılmaz olduğunu bile bile aradım seni. Ulaşılır olsaydın keşke. Keşke biraz daha çok gülebilseydik yaşamın bize yaptıklarına. Keşke Sen yine yanımda olabilseydin. Keşke şu iç çekmeler olmasaydı. Acı olmasaydı keşke Keşke Keşke Keşke kelimesini bilmese, öğrenmeseydik.

Hayata tek bağımdı aşkın. Gelirdim yanına sokulurdum Tüm dertlerden , kederlerden uzaklaşırdım gözbebeklerinde kendimi gördüğümde Nerden bilebilirdim ki bir gün o gözlerde kaybolacağımı Umutlarımın, hayallerimin, sevgimin, beklentilerimin, inançlarımın yok olacağını Nerden bilebilirdim ki; o seyretmeye doyamadığım gözlerinde ölümün beni beklediğini

Oysa ben ayrılığı hiç düşünmezdim. Aklıma gelmezdi sensiz sabahlamak. Sen varken fark etmezdim mevsimlerin döndüğünü. Meğer ellerime kar yağabilir, gözlerime bulutlar değebilirmiş. Sen benim mucizemdin. İşte o mucizeye dokunmak, aslında seni sonsuza dek kaybetmekmiş. Bunu da öğrendim...

Aradım seni Canım. Ulaşılmaz olduğunu bile bile aradım. Seni henüz özlemiş de değilim, yanlış anlama beni.

Ne zaman özlerim bilmiyorum. Hâlâ benimlesin ve hâlâ gecelerim senin; tıpkı kalbim gibi.

styla45
04-20-2010, 03:25 AM
Sevgilim

Sen gideli kaç saat oldu ? Kaç gün geçti, kaç hafta..? Saymadım.. Bana yüzyıllar geçmiş gibi geliyor. Son anda sen giderken gözlerinin buğusunu bıraktın.. Şimdi sis içinde bütün dünya. Çiçekler gözyaşlarımı içti, sen onları kırağı sanırsın, çiy sanırsın.. oysa hepsi benim gözyaşlarımla ıslak..

Sevgilim özlüyorum seni.. Bir balta indirildi, içimden bir ağaç köküyle devrildi. Gözlerimden akan yaştan belli değil mi, içim kanıyor. Özlem bir bulut gibi sarıyor beni, kuşatıyor . Seni sevmek bir sonsuzluk gibi büyüyor içimde. Haftanın her gününe, geçen her saate senin adını verdim. Senin adınla başlıyor mevsimler, yıllar sen varsan içinde, geçerli...

Özlem bir yağmur gibi yağıyor üstüme. Damlalar yüreğime vuruyor. Gecenin karanlığında bir başınayım.Uykularım bölük pörçük. Bütün rüyalarımda sen.. gözlerim kapanır kapanmaz gözlerin yaklaşıyor. Sonra bir rüzgar alıp seni, benden uzaklara götürüyor.

Geceler boyu sabahlayıp uğruna, boşluğa düştüğüm sevdiğim, bir tanem, gözbebeğim.. Yüreğimden mühürlendim sana.. Şiirler havalanıyor kuşlar gibi, şarkılar ağlıyor yokluğuna.. Sevgilim hayatı sende buldum ben, tükenirsem sen tüketirsin beni.

Yoksun, gittin, tek başına koydun... Bu nasıl bir özlemdir, kendi gövdem ateşten bir gömlek.. yanıyorum..Yetti artık, yetiş n'olur dayanamıyorum.

styla45
04-20-2010, 03:25 AM
Yağmur Çiçeğim Myra


Sen umudun sabahında dağ çiçekleri ve dağlara serilen sabah güneşi kadar güzeldin Myra. Günaydınım, gülaydınlığımdın benim.

Seninle bir rüya gibiydi hayat. Ve biz o rüyada kuşlar gibi hafiftik. Yüreğimiz gökyüzü kadar engin, bulutlar kadar beyazdı. Her gözlerimi açtığımda, her kapattığımda seni görürdüm karşımda.

Ellerimi her uzattığımda ellerini bulurdum. Bütün güzellikleri, sevinçleri yalnız sende yaşardım. Sensiz hayatın ne kadar boş, anlamsız olduğunu, sensiz kalınca öğrendim Yağmur çiçeğim Myra.

Bir gün çekip gittin, her şeyimi kaybettim. Yaşama sevincimi, direncimi, gülüşümü, mutluluğumu, yaşama dair ne varsa hepsini kaybettim, her şeyim yerle bir oldu.... Uçurum başlarında, duvar diplerinde kaldım bir başıma. Kimse aramadı beni, kimse sormadı... Tut ellerimden alıp beni yüreğine götür dağlar kızı Myra. Üşüyorum... Üşüyorum... Güneşe ulaşılmazlığı bilerek soluğunun sıcaklığına sığınmak istiyorum. Sıcak yüreğine gereksinimim var... Biliyorum benden çok uzaklarada bir yerdesin, sana ulaşmaya gücüm yok...

Ey gönülçiçeğim Myra... Ey ayışığım... Aytanem, nurtanem, birtanem Myra ...Sen olmadan nasıl bakarım gökyüzünün maviliğine. Nasıl bakarım engin denizlere, hayat bir dalgaysa eğer... Nasıl yürür sularda sandalım rüzgarın olmadan, dolmadan iliklerime sevdanın iksiri, ufuklara nasıl açılabilirim...

Sen deniz olsan kanasan ben dalgan olurum
Kimsesiz kalsan ağlasan ben dünyan olurum
Sen ateş olsan yansan ben duman olurum
Bir ömür yüreğimde saklarım seni, unutma

Ayışığım Myra canımdın sen anlıyor musun? her şeyimdin benim. Yaşamın adı, sevginin tadıydın. Seninle yaşadığımı hissediyordum ancak. Neye dokunsam sen olurdun, nereye baksam seni görürdüm aynalarda, ne yana dönsem sen dururdun karşımda. Aksın vururdu sulara...

Yanımda olduğun zamanlar dünyanın en mutlu insanı olurdum. Zamanın geçmesini asla istemezdim. Sensiz dakikalar yıl gibi uzar ve geçmek bilmezdi zaman. İsterdim ki, her an yanımda olasın. Her dakika gözlerinin derinliğinde yitip gideyim. Çünkü kendimi en mutlu, en güvende hisettiğim anlar, senin yanında olduğum anlardı...

Yüreğimdekileri her gece kağıtlara dokuyarak, her sabah seher yellerine okuyarak uzak çığırlara, uzak yollara savuruyorum şimdi ...

Rüzgarsaçlım sende ansızın bir rüzgar gibi esip girmiştin gönlüme, rüzgarın savurduğu yapraklar gibi de çekip gittin ve her şey bitti. Şimdi yüreğim paramparça, hasretim çöl yangını, her ah çekişte tütüyor içim...

Sen gittin masal bitti, hayatla mücadele saflarımın hepsini kaybettim. Bu yalancı dünyada tek gerçeğim, tek yaşama nedenim, tek dayanağım, yaşama kaynağımdın.
Karanlık bir uçurumun kenarında düştüm düşeceğim şimdi. Hiç bir dayanağım, tutamağım yok artık.

Sen yanlızlığın, terkedilmişliğin ne olduğunu bilmezsin? Sevipte sevilmenin, sevipte terkedilmenin acısını, uykusuz geçen gecelerin sayısını. Sen kahrolmanın, mutsuzluğun acısını bilmezsin? Her gün yavaş yavaş kaybolmanın verdiği çaresizliği. Çekilen hasretin, kahreden gurbetin, sensizliğin verdiği acıların hesabını bilmezsin? Karanlığını gecelerin, kanayan sancısını günlerin.

Aradan geçen bunca zaman, senden aldığım yaramı iyileştirmedi. Hala mutsuz, hala bedbaht ve sensizim.
Kaç kez ölümün eşiğinde döndüm, kaç kez öldüm dirildim bilmezsin?.. Kaç hazan mevsimi esip geçti üzerimden, kaç hüzün mevsimi geçti. Dönmedin... Yağmur mevsimleri gelip geçti, ağlama mevsimleri, gözyaşı mevsimleri gelip geçti, sen hala yoksun. Hala gelmiyorsun...
Sevmek yüreğe saplanmış bir ok, kahretsin...

Sen gittin Masal bitti

Sen gittin evimin adresi, kapımın zili gitti
Sen gittin sazımin teli, kuşumun dili gitti
yangınlar düştü yüreğime / ıssızlaştı şehir
kırık bir ağaç dalında,öksüz bir kuş gibi kaldım

Sen gittin
yaprağa duran ağaçlarım gitti
umutlarım gitti,baharlarım
tutam tutam saçlarım gitti

Sen gittin
yüreğimde kanayan şiirler
masamda sigara izmaritleri kaldı
ben kaldım öyle tesellisiz ortalarda
birde yıkıntım
çöl oldu şiiristanım
hayalim, düşistanım

Sen gittin
kemanım yayım, güneşim ayım
mutluluk payım gitti

Sen gitin
hayalim düşüm
sevincim gülüşüm
servetim işim gitti

Sen gittin
özlemin yüreğimde
yokluğun kirpiğimde çoğaldı
sen gittin umudum gitti
gururum gitti
her gece oturup ağladım
ıslandı/ ekmeğime karıştı korkunç acı
gülmek nedir unuttum gitti

Sen gittin
yaralı bir ceylanın bakışında yaralı kaldım
her yerde izimi arıyor şimdi avcılar

sen gittin masal bitti ben bittim

styla45
04-20-2010, 03:25 AM
Seni hala sevdiğimi söylesem... Gözlerini özlediğimi... Nefesini özlediğimi...

Günesin doğuşuna ve batısına şahitlik ettiğimiz günleri özlediğimi...

İçimde büyük bir boşluk var o günden beri. Hani hatırlarsın beraber oturup denizi izlerken geleceğimizin olmadığından bahsettiğimiz o günden beri. Aklımda hala o an var.

Gelecekteki eşinin şimdiden çok kıskandığımı söylemiştim sana hatırlıyor musun? Hala aynı duyguları taşıyorum.Senin için neyim bilmiyorum ama; Sen benim diğer yarımsın.Sensiz büyük bir boşluktayım. Her tarafında sen olan büyük bir boşlukta nereye baksam sen varsın.

Seni görmemek için gözlerimi sımsıkı kapatmamda yine sen varsın karanlıkların içinde. Nefes aldığımda ciğerlerime sen doluyorsun. Seni düşündüğüm zamanlarda gözlerimden akan göz yaşlarım değil sensin damla damla ve sana olan büyük aşkım…

Ne kadar kalbimden sokup atmaya çalış samda olmuyor. Köklerini kestikçe daha da sıkı tutunuyorsun kalbime.

Unutamıyorum anla işte.

Bir kadın...

Sonumuzun ne olacağını asla bilemediğim, uğruna her şeyden vazgeçebileceğim...

Gözlerinde kaybolmak istiyorum. Sonsuzluğa karışmak...

Sarılmak istiyorum sana sımsıkı.

Yanımda olmanı istiyorum sonsuza kadar.

Bunlar için çok geç kaldım değil mi?

Farklı limanlara demirledik. Farklı rüzgarlar dolduruyor artık yelkenlerimizi ve farklı rotalardayız artık....

styla45
04-20-2010, 03:26 AM
Ağladığımda Mendilim Ol


Dün yine gökyüzünün masmavi görkemi ve hayalini çizdiğim bembeyaz bulutlarının altında seni bekledim. Uzaklarda gülümseyen gökkuşağının renkleri içinde aradım seni, yoktun. Yokluğun, bir canavarın dişlerinde yüreğimi kemirip duruyor. Yokluğun cehennemim, yokluğun zifiri karanlığım, zindanım oldu. Belki, bir köşeden çıkıp gelirsin diye bütün gün seni düşleyip, gözlerim ufukta, kucağım dolu sevgi, yüreğimde binbir umut yeşertip ve ölesiye bir özlemle bekledim seni, gelmedin... Seni ne kadar özlediğimi bilmiyorsun. Bir bilsen seni ne kadar çok özlediğimi; dağları, tepeleri aşar, denizleri, ovaları devirip gelirdin bana...

İçim özleminle nasıl dolup taşıyor, özleminle nasıl tutuşuyor bir bilsen. Yüreğimin bütün bentleri paramparça sensiz. Şimdi yüreğimin her kıyısından özlem sızıyor. Yüreğime de söz geçiremiyorum artık. Biz bu dünyada seninle çıkarsız, yalansız, hilesiz hesapsız sevdik birbirimizi.. Yüreğimizin bembeyaz tuvaline maviyi fonlayarak ve aşkın da kıpkızıl resmini de çizerek; insanları, kuşları, dağları, çiçekleri, suları da öyle hilesiz sevmiştik.

Biz seninle bütün engellere rağmen, bitmez tükenmez bir azimle sevginin doruğuna erişmek için tırmandık hayat yokuşunu. Ve bitip tükenmeyen bir aşkla sevdik birbirimizi. Biz seninle uzak dağ başlarına yazdık umutlarımızı. Denizlere, dalgalara, fırtınalara, acılara, korkulara, uçurumlara yazdık sevdamızı. Biz seninle kanatları sevdalı iki güvercindik mavi göklerde. Kanat çırptıkça yükseldik sevdalara, yükseldikçe sevdalara avcılar düştü peşimize.

Zamanın acımazsızlığına, aramızdaki mesafelere, etrafımızdaki çirkinliklere, günübirlik aşklara, saldırılara, satılık sevgilere rağmen, biz yine de yüreğimizde hiç sönmeyen bir yangınla özledik birbirimizi, en kutsal aşkla sevdik, kirletmeden umutlarımızı bekledik...

Senden ayrılalı günlerin, ayların, yılların nasıl geçtiğini bilemez, hesabını tutamaz oldum. Her seher uyanınca dağların esen rüzgarlarına açıyorum penceremi, o ölümüne özlediğim kokunu getirir diye. Bir nebze de olsa dindirir yada söndürür diye yüreğimdeki özlemin ateşini...

Her gece menekşe rengi gözlerini demledim hayalimde. İpek saçlarını, sevdalı gülüşlerini, inci dişlerini demledim. Ne çok severdin yayla yollarında türküler söylemeyi, ellerimi avucunun içine alıp, başını göğsüme dayamayı. Şimdi her gece, insana hayat veren ve yüreğime nakış nakış işleyen sevda sözlerin dolaşıyor kulaklarımda , paylaştığımız ümit dolu tatlı hayalleímiz.

Yılmak yoktu bizim için bu yolda. Ağlamak, sızlanmak yoktu, geriye dönmek hiç yoktu. Zordu, çetindi bizim sevdamız ama her şeye ve çekilen tüm acılara değerdi. Sabır diyordun. Sabrı, ümit etmeyi, sevmeyi, zorluklara karşı direnmeyi de senden öğrenmiştim. Konuşurken insanın yüzüne dosdoğru bakmayı, dürüst ve namuslu bakmayı, merhameti, acımayı, insan gibi düşünmeyi senden öğrenmiştim. Senden öğrenmiştim sevdalara türkü yakmayı...

Şimdi Ren nehrinin kıyısında dalgın bakışlarla dalıp dalıp gidiyorum uzaklara. Gökyüzü masmavi ve saatler yorgun bir su gibi akıp gidiyor gözlerimde.. Ufka, gökmavisinin kızılla birleştiği o ince sıcak ve yumuşak çizgiye bakıyorum. Bir kuş gelip konuyor saçlarıma, yüreğimi ipekten kanatlarına sarıp sana gönderiyorum...

Seni düşünüyorum. Seni düşünmek gökyüzü olmak gibi bir şey bazen, ya da rotası belli olmayan bir gemiye binip, yeni iklimlere yelken açmak gibi. İnsan olmayan bir adada inip, Robinson gibi insansız bir yaşam kurmak istiyorum. Ve o adada bir ömür yalnız seni beklemek istiyorum...

Saatler su gibi akıp gidiyor. Bir gemi yanaşıyor kıyıya, inen yolcuları izliyorum, sen yoksun. " Kahretsin !". diyorum." Ne olur çıkıp gelse, sarılsa boynuma." Bir gemi uzaklaşıyor limandan. Suların devinimleri akıyor gözlerimde, karışıp gidiyor uzaklara... Seninle suyu pırıl pırıl bir pınarın başında buluşmak, ellerini tutmak, yüreğinin sımsıcak yerinden, menekşe gözlerinden, narçiçeği dudaklarından öpmek, serin nefesini doyasıya içmek ve doyasıya içime çekmek geçiyor içimden... Sonra sarılıp, sımsıkı kucaklamak ve sevinçten havalara uçmak geçiyor ...

Ağladığımda mendil, güldüğümde kahkaha, susadığımda su olmanı, uyuduğumda rüyalarıma girmeni, her sabah alnımdan öperek uyandırmanı istiyorum...

Her gece kuş olup sana doğru uçmak, ardında serin rüzgarlar bırakarak, dağlar, denizler, ormanlar aşıp, bir pınarın başında menekşe gözlerine konmak geçiyor içimden. Dalgın bakışlarından, sevdalı yüreğinden öpmek geçiyor. O an bütün ağaçlar diz çökmeli diyorum, özleminle kanayan yüreğime. Bütün yıldızlar göz kırpmalı mutluluklara. "Allahım bu kadar mutluluk çok." deyip, ellerimi gökyüzüne kaldırıp ağlamalıyım. Gökler de ağlamalı benimle, bulutlar, ırmaklar, yıldızlar da ağlamalı...

Şunu bilmelisin ki, nerede olursam olayım, hangi iklimde kalırsam kalayım, vakti geldiğinde bir gün mutlaka, yüreğim alıp beni sana getirecektir. Ben buna bütün kalbimle inanıyorum, sen de bütün kalbinle inan. Hiç bir yol bilmesem de, gelmeye kalmasa da mecalim geleceğim inan... Bekle...

Sevgiler büyüttüm
kır çiçeklerinden, güneşin kanını emen
umutlar yeşerttim bahar renginde al yeşil
dağlarda kar erirken ceylanlar emzirdim
melekler uyandırdım her tan ağardığında
toplamak için bütün düş kırıklarını aynalardan
yıldızlarla selam yolladım sana
ve her gece mavi bir kuş tutup avuçlarıma
dudaklara gül ve rüzgar iliştirdim dağların doruklarına
gelmedin.

upuzun köprüler kurdum içimdeki yolculuklara sana kavuşmak için
beyaz günlere uzandım beyaz atlarla, sana getirsinler diye umutlarımı
seninle öpüşürken
beyaz beyaz güvercinler kanat çırpıyordu mavi göklerin burçlarında
bütün ayrılıkların, savaşların, ihanetlerin üzerine bir çizgi çekiyordum
en güzel barış çiçeklerini versin diye dünya

ak alınlı taylar koşarken alnımın çayırlarında
al türkülerle inledim lekesiz sabahlara her bahar
özlemler kanatıp gecelerin sayfalarında
mavi rüzgarların terkisinde sevgiler yolladım sana
çoğaldıkça çoğaldı çılgınlığım
kanımda milyonlarca yıldız tutuştu
alevler içinde parlayan nehirler aktı yüreğime her defasında
her suyun sesine bir damla gözyaşı bıraktım senin için
gül desenli yaylalara bilmedin

bilki sensiz uzak bir dağbaşı ıssızlığıyım
yoksan ürpertilerde tiril tirildir yapraklarım
seni özlemenin korkunç girdabında
göğünü ve yönünü yitirmiş göçmen bir bulut olup
her gece uçurumlara ağlarım

hasret ateşine bürünürken geceler
uzun ayrılıkların dağladığı sevdalarda
korkunç alevler içirdim seni seven yanıma
iç çekmeyi öğrendi bir yanım, acı çekmeyi bir yanım
ve ardından oturup ağladım küskün ırmaklar gibi
karışıp gitti gözyaşlarım çağlayanlara
silmedin

ey kırçıl saçlarımda yıldız tutuşturan
alıp savuran yangınlara yalnızlıklara
hazan bahçelerinde yaralı bir güldür kalbim şimdi
dört mevsim aşkı kanayan
sen ki, yüreğimde demlenen aysın her gece
gözlerimde çiçeklenen aşk
uzun saçlı hasretimsin
geçen bütün mevsimlerde seni bekledim
gelmedin

özlemlerle yaralı bir yağmur bulutuyum şimdi
firari bir hüznün girdabında yitirdim güldesenli sevinçlerimi
bil ki, çağlayan bütün nehirler benim gözlerimdir
benim yüreğimdir ağlayan bütün denizler
su içtiğim bütün pınarlarda seni susarım
seni sorarım geçtiğim bütün yollarda
düştüğüm her uçuruma bir tutam çiçek bırakır gibi
bir tutam kor ve bir demet gözyaşı bıraktım senin için
gelmedin bilmedin silmedin...

Bir gün gökyüzü gülünce ve geçince üşümesi kalbimin
bütün hasretleri yükleyip rüzgarın kanatlarına
yüreğimde taşıdığım sevda aleviyle
upuzun yollardan çıkıp geleceğim sana... Bekle...

styla45
04-20-2010, 03:26 AM
Ağladığımda Mendilim Ol



Seni düşünüyorum. Seni düşünmek gökyüzü olmak gibi bir şey bazen, ya da rotası belli olmayan bir gemiye binip, yeni iklimlere yelken açmak gibi. İnsan olmayan bir adada inip, Robinson gibi insansız bir yaşam kurmak istiyorum. Ve o adada bir ömür yalnız seni beklemek istiyorum...


Ağladığımda mendil, güldüğümde kahkaha, susadığımda su olmanı, uyuduğumda rüyalarıma girmeni, her sabah alnımdan öperek uyandırmanı istiyorum...

Her gece kuş olup sana doğru uçmak, ardında serin rüzgarlar bırakarak, dağlar, denizler, ormanlar aşıp, bir pınarın başında menekşe gözlerine konmak geçiyor içimden. Dalgın bakışlarından, sevdalı yüreğinden öpmek geçiyor. O an bütün ağaçlar diz çökmeli diyorum, özleminle kanayan yüreğime. Bütün yıldızlar göz kırpmalı mutluluklara. "Allahım bu kadar mutluluk çok." deyip, ellerimi gökyüzüne kaldırıp ağlamalıyım. Gökler de ağlamalı benimle, bulutlar, ırmaklar, yıldızlar da ağlamalı...

Şunu bilmelisin ki, nerede olursam olayım, hangi iklimde kalırsam kalayım, vakti geldiğinde bir gün mutlaka, yüreğim alıp beni sana getirecektir. Ben buna bütün kalbimle inanıyorum, sen de bütün kalbinle inan. Hiç bir yol bilmesem de, gelmeye kalmasa da mecalim geleceğim inan... Bekle...


Bir gün gökyüzü gülünce ve geçince üşümesi kalbimin
bütün hasretleri yükleyip rüzgarın kanatlarına
yüreğimde taşıdığım sevda aleviyle
upuzun yollardan çıkıp geleceğim sana... Bekle...

styla45
04-20-2010, 03:26 AM
EYLÜL


İşte Eylül de bitti. Ve sen hala gelmedin. Yağmurlar damlayacaktı ıslak saçından, gözyaşından bir deniz getirecekti seni.
"Aah" ların şişirdiği yelkenleri yürek zarından yapılmış bir gemiyle gelecektin.
Ellerinde gözlerimi getirecektin; Seni YUSUF bilip, YAKUP gibi giderken ardın sıra yolladığım gözlerimi.
Bunca küf kokmayacaktı ayrılığımız. Kavlimiz böyle değildi.
Beni hacil bırakmayacaktın ele-güne dosta düşmana karşı.
Sevmek yüreğe saplanmış bir bıçaktı, biliyorum; fakat bunca firkatin adını da koyamıyorum.
Bilseydim, imrenir miydim, hiç uçan kuşlara?
Bilseydim aylardan Eylül'ü, vakitlerden akşamı, çiçeklerden zambağı, kuşlardan turnayı, leyleği koyar mıydım lügatlere?
Bak kokun geldi burcu burcu toprak gibi, bir yoksulun ellerine düşmüş sıcak ekmek gibi, kan gibi, gözyaşı gibi, ter gibi, emek gibi; Fakat sen gelmedin.
Acın geldi, sancın geldi.
"Derin bir nefret olmadan derin bir muhabbet nasıl olur?" demiştin ya, kıtlıkta verilmiş bir sokum gibi yolladığın hıncın geldi.
Nemrut’un geldi, ateşin geldi.
Maskelere dönüşmüş yüzün ve bin bir türlü sahte eşin geldi.
Yokluğun, güzün ve kışın geldi.
Şarkıların, resimlerin, ağlayışın geldi; sen gelmedin.
Firavun'un geldi, Haman'ın geldi, Karun'un geldi, Fakat Harun'un gelmedi.
Şeytan'ın geldi, Tufan'ın geldi, Kenan'ın geldi, tüm düşmanlarına taş çıkartır düşmanın geldi; ama sen gelmedin.
Bak sevdanı süpürüyor Firavun’un çöpçüleri.
Hatıranı kundaklıyor kırılası elleri.
Ocağına tüneyen baykuşlar, mabedine put dikmek için Âzer'i çağırıyorlar.
Anaların rahimlerine bir yılan gibi süzülüyorlar: Bu yüzden Neron gibi, Kaligula gibi, Şeddad gibi, Haccac gibi, Hülagü, gibi kanlı doğuyor yeni doğan bebelerin elleri.
Zavallılar!
Her biri bir yediveren olan milyonlarca sevdayı toprağa gömüyorlar.
Güneşe seni seviyor diye tutuklama emri çıkarıyorlar.
Senin rengin diye yeşilin her tonunu darağacına çektiler.
Senin mevsimin diye baharı gıyabında mahkum ediyorlar.
Senin insan kardeşlerine yerin üstünü zindan ettiler; fakat yerin altı imdada yetişti. Senin doğal kardeşlerin onlar, fakat bunu bilmiyorlar. Tıpkı Nuh’un yer-gök kardeşleri, İbrahim’in ateş kardeşi, Musa’nın âsâsı gibi.
Onlar, senin uğruna çektiğimiz her “aah”ın bir fırtına, senin uğruna kaldırdığımız her elin bir dağ, senin uğruna döktüğümüz her damlanın bir atom bombası olduğunu yeni yeni öğreniyorlar... Öğrenecekler.
Fakat sen, biliyorsun bir nice beklendiğini. Anaların göğsünde hamayıl gibi gezdiğini, her biri sana Meryem kesilen genç kızların başına taç olduğunu biliyorsun.
Ah biliyorsun sırtlarında Firavun’un kamçısı şakladıkça, her birinin isyan kraliçesi Asiye kesileceğini.
Gürbüz çocukların, ağır sancılarla doğduğunu biliyorsun.
Biliyorum, bu yüzden gelişini erteliyorsun. Sevenlerini aşkına bileyliyorsun. Yokluğunun daha çok fark edilmesini bekliyorsun. Bak diyorsun, ufka bak, karanlığın en koyu olduğu an, fecre en yakın zamandır.
Ey dünyaların en muhteşem gelini! Kim bilir, belki de sevdalıların sana sadakatlerini ispatlamalarını bekliyorsun. Sahte aşıklarını deşifre ediyorsun.
Doğru ya; “Mehir bedelini” ödemeden, hangi dünyalı seni görebilmiş ki?
Ama kefaretimiz, yokluğunun dehşetine bunca zaman katlanmak olsun.
Bu acıyı mehre kabul et.
Bilirmisinintizar “eşeddu mine’nnar” (Ateşden daha şiddetli) dir?
Bekletme ki, bekleniyorsun.

styla45
04-20-2010, 03:26 AM
Bu sana yazdığım son satırlar...

Bu dinlediğim son şarkı bizim üstümüze söylenmiş. Kilit vurdum kalbime, umutlarıma. Ne bundan böyle sevdaya dair bir şeyler beklenebilir yüreğimden ne de nefret edebilirim birinden. Ben hamal değilim ki; hep kahrını taşıyım ömrün� Alın artık üzerimden hayata dair ne varsa. Alın sevdaya dair acıları, paylaşın aranızda...


Sen sanıyorsun ki, kolay geliyor gidişin bana.. Arkanı döndüğün ilk andan gözlerim gülecek mi yeniden sanıyorsun? Söylesene! Sen ne sanıyorsun aşkı, sevgiyi, söylesene! Kolay olan, kaçmaksa, yalansa, vazgeçişse; ben zor olanı seçiyorum ve Seni Hala Seviyorum.


Sen öyle san, farzet ki her şey çok kolay... Gittiğini sandığın sen, giderken bende kalanlarını, yani seni, yani aşkı, yani bizi alamayacaksın benden.... Geri vermeyeceğim onları, benim onlar, bana ait.


Biliyor musun, acı olan asla gidişin değil.. Belki bir gün sevmeyi öğrendiğin de yanında ben olmayacağım.. Bir sabah gözlerini yeni doğan güne açtığında başkası olacak yatağında.. Benim içinse sadece "sen" var olacak baktığım her yerde... Ve işte ilk defa o gün sebepsiz ağlayacağım, o gün yağan yağmur gizlemeyecek gözyaşlarımı. Kim bilir belki de aynadaki hayalin ilk kez asacak suratını bana ve o sabah sensiz ve üşümüş uyanacağım!


Her şeyin bir bedeli var biliyorum ve bende bu bedeli ödüyorum. Ödediğim bedel sensizlik, yalnızlık, aşksızlık. Oysa yüreğim her şeye rağmen mutlu olmanı diliyor....


Seni bulduğum yerden başlıyorum yürümeye.. Seni düşünüyor ve gecenin ayazında üşüyorum..


Veda bile etmeden gidişin geliyor aklıma, sadece susuyorum�..

styla45
04-20-2010, 03:26 AM
SENİ SEVİYORUM ÇÜNKÜ ...
Seni Seviyorum,Çünkü Adını DuyduğumdaTitriyorum.
İçimde Sevda Telleri Titriyor.Eriyorum,
Su Olup Akacağım Sanki.
Su Olsam Da Sana Akmak İçin Bir Yol Bulurum Ben.
Ayaklarının Dibinde Bir Göl Olurum.
Sen Bu Aşk Suyuyla Yıkanırsın.
Seni Düşündüğümde –Ki Bir Tek An Bile Yok Sen Düşünmeden Geçen- Hasretin Tutsağı Oluyorum.
Hasret Dedim De,Seni Özlemenin Bu Kadar Zor Olacağını Bilmezdim.
Bir Sarmaşığa Dönüşüyor Hasretin.Bütün Bedenimi Sarıyor.
Hasretten Şikayet Etsem De Aldırma Sen.
Kavuştuğumuzda Yaşadığım Bahtiyarlık Kötü Olan Ne Varsa Hepsini Silip Atıyor.

Seni Seviyorum
,Çünkü Yanındayken Dört Mevsim Bahar Oluyorum.
Seni O Baharın En Nadide Çiçeği Yapıyorum.
Çiçek Çiçek Açıyorsun Yüreğimde,Kokunla Başımı Döndürüyorsun.
Bir Bahardan Diğerine Uzanırken Zaman,Sensizliği Aklıma Bile Getirmek İstemiyorum.
Çiçek Dedim Ya,Bir Çiçek Adı Verseydim Sana Papatya Olurdun.
Açışıyla Dünyaya,İnsanlara Baharın Geldiğini Müjdeleyen Papatya...
İddiasız Ama Güzel.Güzel Ama Kibirsiz...
Sana Baktıkça Kendimi Hiç Keşfedilmemiş Bir Kıtanın Topraklarında Buluyorum.
Adım Adım Dolaşıyorum Seni.Sana Dair Ne Varsa Hepsini Öğrenmek İstiyorum.
Keşfetmeye Aç Bir Kaşifim Ben,Ancak Senin Topraklarında Doyuyorum.
Sana Her Gün Yeniden,Bir Kez Daha Aşık Oluyorum.
Bu Aşka Ben Bile Şaşırıyorum Ama Şaşkınlığım Beni Mutlu Ediyor.

Seni Seviyorum,
Çünkü Her Sabah Kalktığımda
Bir Günü Daha Seninle Geçirecek Olmanın Mutluluğunu Yaşatıyorsun Bana.
Ben Güne Seninle Başlıyorum Ve Her Gün Hayatı Yeniden Keşfediyorum.
Gökkuşağının Her Tonunu Gölgede Bırakan En Parlak Renksin Sen.
Her Şey Senin Rengini Taşıyor Ve Benim İçin Ancak O Zaman Anlamlı Oluyor.

Seni Seviyorum,Çünkü Soğuk Günlerde İçimi Isıtan Meltemsin.
Sıcak Günlerdeyse Ferahlık Veren Kuzey Rüzgarı.
İliklerime İşleyerek Esiyorsun.
Seni Seviyorum,Çünkü Her Şeyde Sen Varsın.
Nasıl Olmayacaksın Ki...Sanki Sen Doğduğumdan Beri İçimdeydin.
Yüreğimin En Derin Köşesindeydin.Sanki Ortaya Çıkmak İçin Beni Bekliyordun.
Ve Ben Orada Olduğunu Fark Edince Hakkettiğin Yere Çıkardım Seni.
Seni Seviyorum,
Çünkü Hep Benimlesin.
Seni Görmem İçin Yüzüne Bakmam Gerekmiyor.
Gözümü Kapatsam Oradasın.Gördüğüm Her Yüz Aslında Sensin.
Gözlerinin İçindeki Binlerce Yıldız,Gecenin Karanlığını Delip Geçiyor.
Sen Bana Bakarken Ben Kendimi Yıldızlara Bakıyor Gibi Hissediyorum.
O Yıldızların Parlaklığında Kaybediyorum Kendimi.
Gözlerim Kamaşıyor Ama Şikayetçi Değilim Aydınlığından.
Güneş Doğmasa Yıldızlar Kaybolmasa Diyorum,
Ama Biliyorum Ki Güneşim De Sen Olacaksın Gecenin Sonunda.
Bu Kez Daha Parlak,Daha Aydınlık Çıkacaksın Karşıma.
Seni Seviyorum,
Çünkü Saçların Ellerimin Arasında Kayıp Giderken,
Dünyadaki Cenneti Bulmuş Gibi Hissediyorum Kendimi.
Cennetin Sahibi Sensin Ve Biliyorum Ki Sadece İzin Verdiklerin Girebilir O Cennete.
Ben O Cennette Kalmaya Kararlıyım.

Seni Seviyorum,
Çünkü Her Gülümseyişin İçime Yeniden Yaşama Sevinci Dolduruyor.
Her Gülümseyişin,Karamsarlığı Yıkıyor,Umutsuzluğu Parçalıyor.
Seni Seviyorum,Çünkü Seni Sevmeyi,
Sana Dokunmayı,Seni Dinlemeyi,Sana Bakmayı,Seni Koklamayı,Seninle Paylaşmayı Seviyorum.
Seninle Birlikte İnsana Dair Ne Varsa Onları Da Seviyorum.

Seni Sevdiğimi Anlatmaya Çalışırken Ne Kadar Çaresiz Olduğumu Da Görüyorum.
Her Sözcükten Sonra Durup Tekrar Tekrar Düşünüyorum,
Seni Yeterince Anlatabildim Mi Diye...
Biliyorum Ki Yetmeyecek,
Bu Kadar Sözcükten Sonra Bile Sana Sevgimi Anlatamamış Olacağım.

Sözcüklerin Bittiği Yerde Gözlerime Bak.Onlar Bu Sevgiyi Daha İyi Anlatacaktır Sana...

styla45
04-20-2010, 03:27 AM
Beni sen koydun da gittin… yad ellere.. zorluklara, imkansızlıklara,
çaresizliklere… hepsine her şeye sen ittin de gittin… düşünmedin, bir an
anlamadın küçücük ve yüreğimin saraylarını yalnız sana ayırdığım minicik
gönlümü, bir gün olsun anlamadın.. ve bu gidişte ben suçlu değildim zalim…
evet seni ben terk ettim ama; beni sen koydun da gittin..

Ne güzel bi yaşantımız vardı oysa…ne güzel hayallerle başlamıştı her
şey..ben yanına gelirken, sadece kendimi değil, umutlarımı, o adını dağlara
haykırarak yazdığım hayallerimi ve ruhumu da alıp gelmiştim.. ve bunları
yakıp , yıkıp enkaza çevirip de elime verende sendin… bu gidişi ben yapsam
da gözlerinden her n’olursa olsun hep “gitme kal “ demeni bekledim..beni
koyup ardına bile bakmadan çektin de gittin..

Yarım kaldı yüreğimin günlüğündeki pembe hülyalarım… elimde kaldı bulutların
kulağına fısıldadığım aşk nağmelerim… ve sen kutlu bir zafer sandın
yaptıklarını.. oysa ki istediğim tek şey yüreğinin sadece bana ait olup,
dürüst olmandı…. hiç boşuna “gitmek mi kalmak mı” deme şimdi bana… her ne
kadar adını ben bitirsem de koyup giden sensin…

Adı, sonu, önü, başı; yok şimdi gidişlerin ya da dönüşlerin… giden gitti
artık..yürek yaralı, yürek kanıyor..yürek güvenmiyor yaşasa da aşkı
sevgiyi, saf bir aşk inancı kalmadı artık…

Koyup gitmelerin acısı da geçiyor zamanla.. evet zaman her şeye ilaç ama,
yangınlar sönse de külleri kalıyor işte.. acılar dinse de, gözlerindeki
hüzün gitmiyor insanın.. vebali vardır her aşkın, ya da yaşananların…göz
göze gelmelerin, masum tebessümlerin.. her şeyin vebali vardır… benim
vebalimin altından nasıl kalkarsın bilmiyorum ama yine de hiçbir sitemim yok
sana.. ben ödedim çok sevmenin bedelini…umarım sen de ödersin, bir
başkasında ya da başka bir yürekte…

gitmek zor değilmiş… çünkü; benden çoktaan gitmiş olan sen;
ve ihanetinin acısından bir türlü kurtulamayan ben..
geldim, buradayım “gitmek mi kalmak mı zormuş”
deme şimdi bana


BENİ KOYUP GİTME N’OLURSUN…
GİTMİŞ BİTMİŞ OLSAN BİLE…

styla45
04-20-2010, 03:27 AM
Üzerine daha bir tek kelime yazmadan birazdan buruşturup atacağını
bildiğin beyaz bir kağıt duruyordur önünde. Elinde ise çocukluktan kalma
bir alışkanlıkla arkasını kemirdiğin kara bir kalem. Kara, kapkara, tıpkı
içinde bulunduğun oda gibi...

Bıçak gibi bir gidişti
Arkanı döndüğünde
Sallanmadı sardunyalarımın yaprakları
Kesin ve net
Sadece bitti…

Bir ağırlık çöker üzerine, bulunduğun yere sığamazsın. Görünürde hiçbir
neden yoktur ortada. Boğazına sarılanın kim, içini daraltanın ne
olduğunu bilemezsin. Ama bildiklerin de vardır elbette; yalnızsındır, için
daralıyordur, yüreğin burkuluyor ve savunmasızsındır...

Bekledim
Bekleyişler içinde
Kayboluşumu seyrettim
Seni sevmek
Yeniden var olmaktı
Ben sensizlikte zamana yenildim…

Hiçbir sesin anlamı yoktur. Çalan telefonlara aldırmazsın. Konuşmak bir
eziyettir ve derdini anlatmanınsa hiç ama hiçbir anlamı yoktur.
Bakışların boshtur. Kendine bile katlanacak durumda değilsindir. Hiçbir şeyin
o anda seni mutlu edeceğine inanmıyorsundur...

Güneş
İnat etmiş bir kere
Doğmamak için
Doğmayacak işte…

İlahi bir güç, hayatında değer verdiğin her kavramın içi
boshaltılmıştır sanki. Yaşadığın kente de, o kentte yaşayan dostlarının da,
yakınlarının da yabancılaştığını düşünürsün. Hiçbir şey gözetmeden, hiçbir şey
beklemeden açtığın, hançerlenmiş yüreğinin kabuk tutmuş yarası da, o
yürekte duyduğun sızı da önemsizdir o an senin için...

Güneş bu elbette doğacak
Başka suların
Başka kuşların
Kanına karışacak
Sadece zamanını bekliyor…

Hayatımı tam da sorgulama zamanı diye düşünür, bilmem kaçıncı kez
ruhunla giriştiğin savaşa hazırlanırsın önce. Ama anında vazgeçersin. Çünkü
bir daha böyle bir savaşa girecek ne gücün vardır, ne de o savaşta
arkanı yaslayacağın yüreğine ve beynine güvenin...

Dünya var oldukça sürecek
Bir MaSaLın kahramanlarıyız biz.
Birbirimizin farkındayız
Ve bu farkındalık
Can yakıyor...

”Neyse ya boshwer” dersin. “Boshwer” irsin... Kırarsın kalemi,
buruşturursun kağıdı, koca bir yudum alırsın kadehindeki zehirden, yaslanırsın
arkana ve gülümsersin...

styla45
04-20-2010, 03:27 AM
Canım sıkılıyor; ne ellerime, ne zihnime engel olabiliyorum. Her an yaşananlar umutsuz bırakıyor benliğimi. Çevermdeki türlü çirkefe rağmen bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Hayat her ne olursa olsun, herkese ve herşeye rağmen hala yaşanılası, hala keyif dolu. Bütün bunlardan bir katrede benim hakkım var.

Hep ürkek yaşıyorum her anını yaşamımın. Hani koşup koyversem diyorum, kopamıyorum. Her hücremle bağlanmışım yaşama.

Seviyorum diyorum bir garip, bambaşka halde; aşık diyorum, hiç bilmediğimce. İçim içime sığmıyor benim dışa vuruyorum coşkumu. Amaçsız diyorum kendime bazı bazı, sonra yaşıyorum, "işte amacım bu!"diyorum.

İlk defa bunca bencilleşiyorum, gamsızlaşıyorum. Bir ben varım, bir sen diyorum, gerisine eyvallah. Bazen argo damarım tutuyor sövüp sayıyorum. Derken kahkaha atarken tıkanıp kalıyorum.

Dalıp gidiyorum uzun uzun, herşeyden herkesten umarsız. Özlüyorum seninle olan anlarımı, hani o bakıpta doyamadığım kahkaha fırtınaları coşan bakışlarını. Farkediyorum, senin yanında kaygısızım, gamsızım, bir sen varsın diyorum, bir ben. Geride kalanlara bakıp bakıp anlamaıyorum.

Saplantılarım oluyorsun gün geçmeden. Sesindeki titreme uyutmuyor geceleri, bırakmıyor hayalin geceler boyu beynimi. Kısır döngüler yaşıyorum sana özlemimde.

Başım belaya düşüyor, aldırmıyorum. Herşey boş görünüyor bana, ama herşey...bir sen varsın diyorum, bazen coşup tatlı belamsın sen diyorum, sonra vazgeçiyorum... tatlı bile olsa veremiyorum sana bela tanımlarını.

Yazıyorum da bilmem anlatabiliyr muyum?

Hep telefona götürüyor beni ayaklarım, her telefondan gelişimde. Yanına kadar gidip telefonun tuşlarında dolaştırıyorum beynimi, cesaretim kırılıyor geri dönüyorum oyuncağı elinden alınmış çocuklarcasına mahsun. Lakin coşmuyor yaşlar bu defa gözümden. Hep konuşuyorum kendimce her hüsranımı, biliyorum ki konuşurken ağlamıyorum.

Vakit geçiyor son sürat, insanlar konuşuyorlar hiç bıkmadan, ben bıkamıyorum senin hayalinden, her an daha manidar bakıyor gözlerin. Oturmuş karşıma beni seyrediyorsun şu an. Neden gülmek bir tek sana bunca yakışıyor, yaraşıyor? Sadece gülüyorsun...

Sana güzel demek istiyorum boş kalıyor, hafif kalıyor anlamı. Komik buluyorum anlatmaya olan çabamı. Çünkü, sen zaten kendi muhteşemliğini duyumsuyorsundur diye çıkmaya çalışıyorum açmazlardan.

Neden böyle oluyorum ben bu defa? Neler yapıyorsun bana? Bilmiyorum. Merak mı? Merak etmiyorum. Öyle hoşuma gidiyor ki bu halim, her ne yapıyorsan çok iyi yapıyorsun, sen bana çok iyi geliyorsun.

Radyoda şiir dinliyorum sen geliyorsun aklıma. "Bin kere filizlenir çiçekler" diyor şair kızıyorum. Ben yazsaydım diyorum, bin kere milyon kere, milyar kere sen...

Birden utanıyorum, ne yapıyorum ben diye. Gülüyorum. Bir garip oldum ben artık. Ben bile anlamıyorum, bilmiyorum, sanırım anlatamıyorum aynı zamanda .

Klişe geliyor kelimeler. Sana yepyeni lügatlar yazmak geliyor içimden. Kararımı veriyorum, ki yeni lügatın hazır olana dek eskileriyle idare etmen gerekecek. Hep bu anlatmaya çalıştıklarım beni buna ulaştırıyor, hep anlatmaya çalıştığıma... Anlatmaya mecburmuyum bilemiyorum. Ama bir tek şeyi bilyorum bu aralar;

Seni Seviyorum! Bilmem anlatabiliyor muyum?

styla45
04-20-2010, 03:28 AM
Başım belaya düşüyor, aldırmıyorum. Herşey boş görünüyor bana, ama herşey...bir sen varsın diyorum, bazen coşup tatlı belamsın sen diyorum, sonra vazgeçiyorum... tatlı bile olsa veremiyorum sana bela tanımlarını.




Neden böyle oluyorum ben bu defa? Neler yapıyorsun bana? Bilmiyorum. Merak mı? Merak etmiyorum. Öyle hoşuma gidiyor ki bu halim, her ne yapıyorsan çok iyi yapıyorsun, sen bana çok iyi geliyorsun.

Radyoda şiir dinliyorum sen geliyorsun aklıma. "Bin kere filizlenir çiçekler" diyor şair kızıyorum. Ben yazsaydım diyorum, bin kere milyon kere, milyar kere sen...



Seni Seviyorum! Bilmem anlatabiliyor muyum?

styla45
04-20-2010, 03:28 AM
Gök yüzü zifiri karanlıkken pembe bir dünyada el ele bu sevdanın içineydik dünyada el ele bu sevdanın içindeydik biz seninle ve hep birlikte olmaktı temennimiz. Pembe düşlerimiz vardı, içinde sadece ikimizin bulunduğu. Bu kısacık aşkımızda en güzel akşamları en güzel sevinçleri paylaştık. Sevmeyi öğretin sen bana. Yüzün gülerken, içinde mutlu olabileceğini öğrettin sen bana. Yüzün gülerken, içinde mutlu olabileceğini öğrettin... Yaşamanın seninle güzel olduğunu gösterdin.

Sevdim ben seni kimsenin sevemeyeceği can verip kan dahi olamayacak kadar çok. Uykularımızı paylaştık. Bir gece değil gecelerce uykusuz kaldık sevdamız için. Ben seni düşledim hep ışıl ışıl gözlerinle yanımda. Dünyalara sığmayacak aşkımızı küçük yüreklerimize sığdırdık. Ayrı geçen dünümüze yaşanmamış saydık. Hep birlikte olmalıydık biz öyle güzel oluyordu hayat. Sözler verdik birbirimize tutamayacağımızı bile bile. Bir sen söz vermedin sigarayı birakamayacağına. Oysa her eline alışında yüreğim hançerlendi benim. Çiçeğimdin sen incinirsin boyun bükülür diye dokunmaya dahi kıyamazken ben o seni zehirliyordu. Bir bunu anlatamadım sana.

Ayırmaya kalktılar bizi.kimse benim yüreğimi yakan sevdamı düşünmedi. Sensiz hayat yoktu, söz vermiştim sevdama daha önemlisi sana. Yaşayamazdım, ikimizi içime gömüp seni bırakamazdım. Aldırış etmedim kimseye, ayrılmadım senden. Çünkü yaşarsam, senin için yaşarsam, sevdam için yaşayacaktım


Ama sonra sen beni istemedin bana sevdamın taşıyamayacağı şeyler söyledin. Yüreğimi hançerledin. Benim kadar düşüp “sevdiğim ne yapar?” demedin. Şimdi ise ayrıldığın ikinci yılında kara sevda oldu aşkımız. Sen beni unutmadın, benim seni unutma gibi bir çabam olmadı zaten .

Ama birlikte olmamız için çaba sarf etmemiz dünyayı hiçe saymamız , boşuna. Düşlerimizde kaldı bizim sevdamız. Sözümüzü tutamadık. Sevdamız ve bir birimiz için yaşamadık.

Şimdi ikimizde başkaları için yaşıyoruz sevdamız da sadece içimizde yaşıyor.
Ben sana söz vermiştim sevdamla ve seninle yaşayacağıma. Sen kendi çıktın hayatımdan. Sevdam hala yaşıyor. Bir gün üzerine çimenler bitiğinde yine yaşıyor olacak sevdam. Beni öldürdüğün gibi onu öldürmedin. Sevdayı öldürmek kolay değil Hiç öldüremesin ki zaten ..

styla45
04-20-2010, 03:28 AM
Eskiden derim hep, değişen bir şeyler var hayat yenilenirken…
Aslında her günaydında bir şeylerimi feda etmişim…
Sevgilerim neden sorunlu derdim, yada neden tıkanıyor illa ki?
Anladım ki, içtenliğimden kayıp vermişim…
Herkese dağıtırken kepçe, kepçe kendime seçtiklerime azaltmışım güvenilmezlikle..
Oysa eskiden çok içten ve işin güvensizlik tarafını düşünmeden koşardım…
Şimdi diyebiliyorsam sana sevgilim! Ki, uzun bir aradan sonra…
Anlarım ki, ben seni çok derinlerden başlayarak sevmişim ve eskidende çok eski gibi….

Bazen yatak odasında bırakılan 3-5 kağıt peçete ve kirli bir çarşaf şekline de girdi…
İşte bu kadar benden saydıklarında insanın varolan eksikler ne kadar büyükmüş?
Şimdi daha iyi anlayabiliyorum masumiyetin bekaretini…
Duş aldıktan sonra gidenlerden değil senden sinen koku…
Hele ki, bal yedikten sonra en son bal tadı gelenden hiç değil lezzetin…
İçime bıraktıkların,sadece zevkten arda kalanlardan ibaret değil.
Tohumlaşan bir şeyler, kirlenerek değil ama,
Sana sevgilim diyebiliyor isem! Anla ki,
Körlüğümde, binlerce kişiye de dokunsam, hiçbirinin sen olmadığını anlarım…
Binlerce dudak da tatsam, hiç birinin sen olmadığını bilirim..
Ki, dudaklarım senden başkasına açılmayacak kadar sıkıdır…
Çünkü, burnum senin kokunu alabilecek kadar keskin sevdalı…

Dünya üzerinde ki, bütün varsayımları hiçe sayarak seni kabullenmektir sevdam..
Ve sende başlamaktır…. Eskiden kalma tek bir yardım almadan..!
İşte, sana sevgilim diyebiliyorsam, her şeyi elimin tersi ile sıyırmışımdır!
Seni doldurup,doldurup boşaltmışımdır ve hiç bıkmadan…
Kendimce, binlerce soru işaretine sokmuş ve hepsini yok saymışımdır…
Sana gelene dek, karşılaşılan tüm labirentleri aşmışımdır…
Bugüne dek kaybettiklerimi umursamadan seninle yenilenmişimdir…

Yok olmanın kahrını ilk kez sende çekmiyorsam…
Bu sevdamız’dan, emin oluşumdandır..
Cesaretim kardelenlerden daha beterdir, ben çığ’lara dahi yenilmeden severim…
İnancım ise, arıların kisin den daha kuvvetlidir..
Onlar ufacık kanatlarının bedenlerini taşıyamayacağını bile, bile nasıl uçabildiler ise,
Ben ölümsüzlüğü bulacak kadar daha çok inandım sana…
Sana sevgilim diyorsam şimdi,
Anla ki, ey sevgilim! Ben ölümsüzlüğe erdim seninle…

Çünkü, ben beni dünde bıraktım.. Ben, dün öl’düm.
Seni bugünde buldum ve yeniden doğdum toprakların da…
Beni kay-bet-me!
Nedeni? Ben bu yolları bilmiyorum sevgilim..

styla45
04-20-2010, 03:28 AM
AŞK SÖZLERİ...



***Sevgi,karşılıksız olunca seven acı çekmeye mahkumdur.



***Sen çölde çiçek olsaydın,Seni kaybetmemek için ölene dek aglardım.


***Dünyada iki gül olsun kırmızı ve beyaz.Ben seni unutursam kırmızılar

solsun,Sen beni unutursan Beyazlar kefenim olsun.


***Sen bir kelime olsaydın ,sonuna nokta koymazdım.



***Hafif hafif çiseleyen bir yagmurda kalırsan.saçını okşayan her damlada beni hatırla.



***Bir gün bir yerde aglarsan her düşen gözyaşında beni hatırla.(ama ağlama).



***Hiç aşık oldunmu diye sorarlarsa olmadım derken beni hatırla.



***Ayrılığın zor oldugunu anlatırlarsa yalancı kahkalarla beni hatırla.



***Onu unuttunmu diye sorarlarsa unuttum demeden önce beni hatırla.(elin mahkum ne demişler unuttum demen bile beni hatırlatır).



***Senden başka hiç bir şeyi olmayan ben,benden başka herşeyi olan sana acıyorum.(ve bu olaya çok yanıyorum).



***Bu dünyada iki kör var biri senden başka hiç bir şeyi görmeyen ben.digeri benden başka herşeyi gören sen.



***Delice sev,haince terket ama ALDATMA...(yoksa...)



***Ağrıma gidiyor sensiz geçen günler yüregime kazınmış o güzel gözler,sözler,günler!!!

styla45
04-20-2010, 03:29 AM
Artık başka bahar bana çok uzak
Yaşlanıyor gözlerim bak ne haldeyim
Bana bir bakışın yeter SANA BİR SÖZÜM VAR....
Bilirim en sevdiğin şarkılardan biridir bu. Eskiden devamlı bu şarkıyı dinlerdin...Şuan benim de dilimde bu şarkı...Özellikle bu kısmı...Sana bir sözüm var...Ama...Bazı kelimeleri içinde biriktirip biriktirip söyleyememek ne kadar kötü bir şey. Acı veriyor insana...Söyleyeceğin kişi karşında ama söyleyemiyorsun... Ya söyleyecek zamanın olmuyor ya da söyleyecek cesaretin...Sonuçta, söylenecek sözler söylenmemiş olarak kalıyor. Oysa neler neler söylemek istiyorum sana...Seni çok seviyorum ve sensiz yaşamak çok zor demek istiyorum örneğin...Sensizken zaman bir türlü akıp geçmiyor demek... Ellerimi tut sıkıca ve bırakma... Üç günde sürse bu rüya bırakma ellerimi ve uyandırma beni bu rüyadan demek... Ve daha neler...Ama olmuyor diyemiyorum... Terslenmekten ya da hayır cevabını almaktan değil seni incitmekten korkuyorum...Seni incitip kaybetmekten...Ve bir daha gözlerini görememekten... Orada dinlenememekten... Sevgimin sana yetmemesinden ve bu aşkın da diğerleri gibi anlaşılamamasından... Hani bir gece, çok az keşkelere düştüğümü söylemiştim ve örnek vermiştim sana...Şimdi de o keşkeleri yaşıyorum. Bu sefer binlercesi var beynimde...Keşke, daha genç olsaydım... Keşke, daha erken karşılaşsaydım seninle...Keşke... Keşke... Bitmiyor bu keşkeler, beynimde dinmek bilmiyor... Nerdesin şimdi, keşke yanımda olsaydın..Ellerimi tutmasaydın ama gözlerinden kalbime akan sıcaklığını hissetseydim... Varlığınla, varlığım çoşsaydı... Ben olduğumu bilseydim seni hissederek...Çocuk gibi şımarsaydım yanında... Yüzüm kızarsaydı söylediklerinden... Pot kırsaydım, arada küsüp sana dayanamayıp mesajlar atsaydım...Yüreğim deli gibi atsaydı...Ellerim terleseydi...Liseli aşık kızlar gibi elim ayağıma dolaşsaydı karşında...Yine, o keşkeler... Oysa bana bir bakışın yeter sana bir sözüm var...

styla45
04-20-2010, 03:29 AM
Evet sevgili üşüyorum,benden alip gittigin sicakliginin biraktigi boslukta üşüyorum.

Ne dolar dedigim o bosluk doluyor,ne de diner dedigim acim diniyor.Zaman dedikleri ilac beni her gun daha dipsiz bir karanliga suruyor...

Anilarla yasamak cok zormus,her yerde sen varken yalnizliga alismaya calismak,gittigini kabullenmeye calismak imkansizi istemekmis megerse..Icimdeki nefret buyudukce sevgiminde bitip tukenmeden yorulmadan her seferinde daha guclu darbelerle kalbime kazindigini gormek en buyuk caresizlikmiş...

Sigaramdan cektigim derin nefeslerle bogmak istedigim dusuncelerim,aciz ruhum ve kirgin kalbim bir olup beynime hukmediyorlar ve artik tamamen kontrolumden cikmis olan mantigim işlevini yitirdi.

Bu sensiz gecen kacinci gecenin ortasinda uyanisim artik saymiyorum,gozumdeki yaslar ne zaman diner,anilar ne zaman silinir,gonul yuzum ne zaman guler bilmiyorum sevdigim..Çok ozluyorum inan..Kokuna muhtacsesine hasret yasiyorum...


Umitlerim tukeniyor sevgilim,umitlerim tukendikce daha da korkuyorum yasamdan...Simdiye kadar hic olmazsa az da olsa umidim,belkilerim vardi.O benim icimi gulduren,yuregimi isitan,gozlerimin isigi olan yuzunu birdaha gorebilme umidim vardi..

Yoklugun cok acimasiz....

Seni soranlara gittigini soylemeye dilim varmazdi,simdi ben soyleyemesemde herkes biliyor oksuzlugumu..Unuttum diyorum,artik canim yanmiyor,guluyorum bile,ama yuregim agliyor be sevgilim..
Ne zaman basimi egmekten kurtarabilirim seni soranlara diye beklerken birde baktim umitlerim yok artik..

Umitler tukeniyor icimdeki sen tukenmiyor ,omrum tukeniyor sana olan askim tukenmiyor..Ben bitiyorum sevdam buyuyor..

Evet sevgili benden alip gittigin sicakliginin biraktigi boslukta usuyorum....oksuzumm...hala bekliyorum..

SENI SEVIYORUM...

styla45
04-20-2010, 03:29 AM
insanlar tanıdım yıldızlar gibiydiler hepsi parlıyordu, hepsi göklerdeydiler ama ben seni yani güneşi seçtim Bir Güneş için Bin Yıldızdan Vazgeçtim
---- 0 ----
Seni gökyüzüne benzetsem Gün kararır, karanlıkta kalırsın SENİ; güneşe benzetsem Güneş batar sen de batarsın SENİ; yıldızlara benzetsem Yıldız kayar sen de kayarsın ADINI; denizlere yazacak olsam Dalga çıkar korkarım kaybolursun ADINI; kumlara yazacak olsam Rüzgar eser korkarım savrulursun BEN CANIM senin adını GÖNLÜME yazıyorum Ben varoldukça benimle olursun BEN sevdamı ise RUHUMA kazıyorum Ben ölsem de SEN VAROLURSUN
---- 0 ----
Gülmek "SAFTIR" denme riskini göze almaktır Ağlamak ise "DUYGUSAL" görünme riskini...
Birine yakınlaşmak "KENDİNİ KAPTIRMA" riskini göze almaktır Sevdiğini söylemek "SEVİLENİ YİTİRME" riskini...
Duygularını açmak "KENDİNİ ORTAYA KOYMA" riskini göze almaktır Düşüncelerini söylemek ise "DOKUZ KÖYDEN KOVULMA"riskini...
Umutlanmak "HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRAMA" riskini göze almaktır Sevmek ise "KARŞILIK GÖREMEME" riskini
---- 0 ----
İKİMİZDE de herkes GİBİYİZ neden KENDİ bakışlarını BIRAKIP YAPMACIK gözlerle BAKAR neden ÇERÇEVESİNİ bozarsın DUDAKLARININ allı pullu TAVIRLARA kim KANAR?
SÖZ ARAMIZDA İKİMİZDE HERKES GİBİYİZ
---- 0 ----
bu gece bütün acilarimi içip bitirecegim şerefime ey şişe, ey kadeh, bir de ben.
ne kadar sarhos olursam inadima o kadar ayilacagim ne kadar kacarsam o kadar yakalayacagim..
ben kah yemyesil bir bahcede dimdik bir agac kah kiyilari sevgiyle köpükleyen bir parca deniz olacagim..
bu gece yalnizligima inat ben ben cogalacagim...
içimde siz ölürken bir bir ey sevdiklerim..
bu gece ben nefes alacagim....
---- 0 ----
karanlık aydınlıktan , yalan gerçekten kaçar güneş yanlız da olsa , etrafa ışık saçar..
üzülme doğruların kaderidir yanlızlık...
kargalar sürüyle , kartallar yanlız uçar...


---- 0 ----
dilimi bağlasalar, anmasam hiç adını gözümü dağlasalar, görmesem hiç yüzünü elimi bağlasalar, tutmasam ellerini silemezler gönlümden ne aşkını ne seni dünyamı karartsalar görmemem için seni büyüler yaptırsalar sevmemem için seni gurbete gönderseler kan doldursa içimi silemezler gönlümden, ne aşkını ne seni
---- 0 ----
yemin ettim bir kere dönmem geri bunu bil hatırandan ismimi hayalinden beni sil
---- 0 ----
yıllar sonra birgün seni anarsam kulakların değilde kalbin çınlasın ardımda bıraktığın maziye baksam gözlerimde donmuş iki damlasın
---- 0 ----
herkes bir şey alıp götürdü benden kimi sevinçlerimi, kimi gözyaşlarımı kimi en güsel duygularımı herkes bir şey alıp götürdü benden kimi bugünlerimi, kimi yarınlarımı kimi en güsel anılarımı sen başkalarına benzeme sakın hep böyle kal, hep böyle kal hep cana yakın sen başkalarına benzeme sakın hep böyle kal, hep böyle kal hep bana yakın ...
---- 0 ----
bence artık golgesız günes gibisin bence artık yankısız ses gibisin bence artık soluksuz nefes gibisin bence artık sende herkes gibisin
---- 0 ----
kimini sevgi kimini nefret kimini hasret alır ya ; kimi bir gün kimi bir ay kimide senin gibi YILLARCA KALIR YA !!!!!
AYRILIK DİYE BİŞEY YOK Bİ TANEM PAYLAŞTIĞIMIZ GÖKYÜZÜ KAVUŞTURUYOR BİZİ
---- 0 ----
Gitmesin Gözlerinden Pırıl Pırıl Arzular Eksilmesin yüzünden o tebessün o bahar Tanrım seni korusun kem gözlerden saklasın Ağartmasın saçını şu geçen zalim yıllar Tuttuğun altın olsun,gönlün neşeyle dolsun Kader hep gülsün sana,mutluluk gölgen olsun Layıksın övülmeye,layıksın sevilmeye Seni üzüp ağlatan hasret kalsın gülmeye

styla45
04-20-2010, 03:29 AM
Seni, senin anlayamayacağın bir biçimde seviyorum ben. Benim olmak zararlı ya senin için, acı çekersin ya, işte bilerek bu gerçeği benim olmamanı isteyecek kadar çok seviyorum seni. Uzaklaş istiyorum kıyılarımdan, kayalıklarıma toslama, oturma karama... açıl, açıl, açıl. Uzaklaş benden, engin sularda ol. Lacivert mavilere dik gözlerini. Yosun yeşillerimden ıraklara düş. Yunuslar eşlik etsin yol alışlarına, hadi git artık, ne olur git. Baştan çıkartma beni. Uğurlar olsun. Gitmeni arzulayacak kadar deli bir kimlikle seviyorum seni.

Seni, senin anlayamayacağın bir biçimde seviyorum ben. Hani bir baba kızar ya, öfkelenir, döver ya hatta... arkasında ayıplarla dolaşan evladını. Ve ama yine de umutsuzca sever ve uzatır ya ellerini ne zaman düşse dara. Hani hem reddeder onu evlatlıktan ve hem de ama içten içe kanar ya baba yüreği. Kanayan içini de sever ya evladıyla birlikte. Hayırsız, huysuz ve hatta topluma zararlı olsa da bile; ister ya içten içe onun toplumun en mutlu insanı olmasını. Ve hatta döner döner de bakar ya kendine: “Ben nerede hata yaptım.” Diye. Çocuğunun tüm hatalarından sorumlu tutar ya kendini. İşte öyle. Sorumlulukların acı, sızı mutsuzluklarıyla... evlatlıktan reddedecek bir inatla seviyorum seni.

Seni, senin anlayamayacağın bir biçimde seviyorum ben. Çok ama çok uzaklarımda olduğun zamanlarda bile kimi zaman... milimetrik ölçümlerle nefesimdesin. Sana dokunmak kadar yakın olsan da çoğu zaman... milyon kilometreler öteden duyulmuyor sesin. Seni, senin anlayamayacağın bir biçimde seviyorum ben. ‘Her hareketinin sırrına varacak kadar sen olmak, nerede ne yapacağını öngörebilecek kadar ben olmak’ gerçeklerinle seviyorum seni.

Ey güzel sevgili çok sağlıklı bir beden değil artık bedenim. Beynim de öyledir belki. Ben bir hasta yatağını ‘sen’ sanacak kadar... can yakan bir iğne ucuna ‘sevdalanacak’ kadar... hastalıklı bir ruhla seviyorum seni.

Seni, senin anlayamayacağın bir biçimde seviyorum ben.

styla45
04-20-2010, 03:30 AM
Yine mi dönüyorum hüzünlü saatlere? Oysa geceye beş kala
çağırışlarını duymuştum. Belki sensindir diye bir umut kapladı içimi.
Nafile, sana uzanan bütün yollar kapalı...öğrendim, evet geç de olsa
öğrendim bunu. Çok geç olsa da...

Uzaklardan bir ses olmak istedi bir dostum, uzaklardan bir el...
Üşüme diye. Olamadı, olamazdı, yokluğun her şeyden daha soğuktu.
Yokluğun soğuk, yokluğun buz gibi...

Hani; öyle üşürsün ki, artık hiç bir şey hissetmez uzuvların,
uyuşur kalır da manâsız bir donukluğun çizgileri oluşur, ardından
bir kabuk içindeki parçalanmayı döker, ezip de geçer tüm bedenini,
acısı en derinden gelir de yakar her yerini...

İşte ben de öyle üşüdüm gece yarısını beş geçe...
Manâsız buluyorum sanki artık her şeyi.

Sevgi deseler sadece bir iç çekebilirim,
sonra gülüp geçerim gibi geliyor.

Aşkı sorsalar, aynı dili mi konuşuyoruz diye
anlamsızca bakabilirim gözlerine...

Anlatın derim durmayın, bırakın tüm şiirleri, şarkıları, masalları...

Dokunabilir miyim aşka, dokunabilir miyim ellerimle diye sorarım,
geçer mi üşümesi yüreğimin, geçer mi üşümesi içimin...

Aşk dediğiniz şey gelince ansızın, anlar mı beni aşkla gelen,
beni ben oldugum için mi, kendi var ettigi için mi ister...
Varolanlara, benden kalanlara hoş geldin mi der,
yoksa bir iki zaman sonra herkes gibi o da mı çekip gider...

Bakışlarım dondu sanki, yüreğim donunca. Nasıl da manasız
bakıyorum etrafa. Görmesin istiyorum hiç kimse gözlerimi,
görmesin hiç kimse hüzün tanelerimi...

Susuyorum artık derin derin. Nasıl da konuşmak istiyorum oysa.
Saatlerce susmadan konuşmak istiyorum. Tüm biriktirdiklerimi
en başından başlayıp sonuna kadar anlatmak istiyorum.
Anlatmak yetmez biliyorum, anlaşılmak da istiyorum...

Bir el istiyorum başımda...
Saçlarıma dokunsun istiyorum, tüm bedenimden söküp alsın
yalnızlığımı tılsımıyla... Bir el istiyorum dokunsun saçlarıma
yumuşacık ve alsın tüm donuklukları usulca.

Bir göz istiyorum gözlerimde...
Anlamsız bakan gözlerimin içini görsün, hâlâ arkalarda kalmış
ışık huzmelerinin içine dalsın, çıkarsın tüm umutlarımı
eski sandığın içinden, açsın da ışığı ile umut olsun yollarıma,
yolum olsun yordamım olsun istiyorum...

Bir omuz istiyorum...
Başımı yaslayıp uzun uzun ağlayabileceğim. Yıllardır biriktirdiğim
hüzün tanelerini tek tek dökebileceğim bir omuz istiyorum.
Ona yaslanınca her şeyi unutmak istiyorum, sıcacık olmak...
İçimi huzur kaplasın istiyorum, hiç konuşmadan saatlerce
orada kalmak, hiç konuşmadan anlaşılabilmek istiyorum...

Biliyorum, ne de çok sey istiyorum...
Bunların sadece puslu bir hayal olduğunu da biliyorum.

Seni bende var edişimi, aslında sadece bende olduğunu,
aslında sadece bir hayal olduğunu çok iyi biliyorum.

Ama yine de seni çok özlüyorum,
yine de çok üşüyorum, ve yine de seni istiyorum...

Ben, hüzünlerime geri dönüyorum...

styla45
04-20-2010, 03:30 AM
buraya ekle demiştiniz ekliyorum..

Sevgiliye Mektup....

Bir kutu dolusu yasam gönderiyorum sana, sade bir kurdeleyle süslenmis.
Çöz kurdeleyi ve kaldir yavasça kutunun kapagini...

Mavi bir gül koydum içine
Ebedi sevgiyi gör yasa ve hisset diye...

Kocaman bir firça ve bin renk koydum kutuya
Bir cennet resmi yapip içine gir diye...

19 yapraklı papatyalar yerleştirdim
Falında şansa yer bırakma diye...

Düsler serpistirdim gizlice, düs kurmayi unutma diye.
Bir tanede elma sekeri yerlestirdim, içindeki çocugu yeniden tadabil diye...

Boğazın kokusunu, çayın sıcaklığını ve taze simidin tadını koydum içine
İstanbul sevgisini yaşatalım diye..

Günesin batisini, billur suyun sesini, kirmiziyi gelinciklerin safligini, taze ekmegin kokusunu ve bir gülümsemenin sicakligini da sigdirdim.
Ruhlarimiz aç kalmasin diye...

Kutuya biraz da sevecenlik koydum, güçlü ol diye, çünkü acimasiz olan güçsüzdür.
Beyaz bir güvercin uçup kendi kondu kutuya, barisi ve özgürlügü sunmak için....
Kısa dünya hayatında kavgaya yer yok diye...

Bir buket sevgi, bir yudum ask ve yarim bir elma da koymadan edemedim.
Paylasmayi animsayalim diye...

Sevdiklerimize onlari sevdigimizi söylemek için yarini beklemeyelim.
Hemen simdi bunu yapalim diye...

Içtenligi, umudu neseyi, bagislayiciligi, hosgörüyü, saygiyi özgüveni ve açik yürekliligi unutmadim, "Ben" in disina çikip bize ulasabilelim diye...

Son olarak da bir kart ilistirdim kutuya bak bu kartta neler yaziyor.

"Bu kutunun kapagini her kaldirisinda yasamla ilgili yepyeni seyler kesfedeceksin. Yasamak için yarini bekleme, al yasami kollarinin arasina ve simsiki saril yasamdan yalnizca almak yerine ona bir seyler ver.
Kisacasi bütünüyle "Insan" ol.
Unutma yasam dokumasi henüz tamamlanmamis, olaganüstü güzellikte bir duvar halisidir ve sana ait olan boslugu yalniz sen doldurabilirsin. Kimseyi kirmamak ve üzmemek sartiyla istedigin her seyi dene
Bir gün sonsuzlugun bulutlarina oturdugunda ne aklin kalsin geride ne de kirik bir yürek "

Artik kaldir bu kutunu kapagini.....
Gör gerçekleri ve sevgimi...

Ben hemen aşık olmam bilirsin
Önce dolmam gerek Sevgiyle
Paylaşmak gerek iyi ve kötü günleri
Sonra Herşey "Pıt" diye olur
Yıldırım aşkı değildir bu
Bu bir "dolma süreci" dir
Yıldırım gibi başlayan şey
Yıldırım gibi bitmez mi?

O zaman ....

Bırak duygularını serbest kalsın
Sevgi ırmagına set çekmek niye?
Sevgi bir sonsuzluktur
Kullanıldıkça artan, paylaşıldıkça katlanan
Bırak onun muslugunu aksın
Kazanan sen olacaksın
Doldur yaralı kalbimi
Fazlası bırak taşsın
Taşan sudan bırak digerleride faydalansın
Bunlarla mavi,kırmızı ve rengarenk güllerin yer aldığı
Bir "sevgi bahçesi" yapalım seninle
Belki 7 renkli gülüde burada yetiştiririz
Her zamanki gibi "Sevgiyle"

styla45
04-20-2010, 03:30 AM
Sevdim seni, balığın denizi, martının uçmayı sevdiği gibi. Gözlerine her baktığımda yalvarışı görmeni istedim bendeki. İnanmanı istedim bendeki parçana. İnanmanı istedim alev gibi yanan bu dünyaya. Gerçek aşkı görmeni istedim. Etrafında bu kadar yalan varken. Bir umut olmalı benimki yada bir heves sana göre. Halbuki bir bilsen bu aşkın destanlaşabilecek kadar büyük olduğunu. Bir bilsen sevdanın balığa denizi, martıya uçmayı unutturacak kadar samimi ve gerçek olduğunu….

Bir ay parçasıydı sanki karşımdaki. Kocaman bir karanlığı aydınlatacak kadar güzel, ama elini ne kadar uzatırsan uzat ulaşamayacağın kadar uzak. Sence bilmeli mi bu gönül aşkı tek başına yaşattığını? Bilmesin boş ver. Üzmesin kendini, kendini bilmez birine vurulduğu için. O farz etsin aşkı yaşadığını. El ele tutuşup sahilde sevdiğiyle martıları izlediğini. Birlikte bir bank da çay içip, o soğuk kış gününde sadece ikisinin üzerine doğan güneşin iliklerine kadar ısıttığını.


Ama sende bil sevdiğim. Sevdan bedenimi, ruhumdan önce terk etmeyecek. Bir gün güneş doğmasa bile, martılar gökyüzünü süslemese bile, bendeki sen dünyayı ısıtmayı, birbirine kavuşmuş aşıklara da o martıların seslerini duyurmayı başaracak. Ve sen uzaklara gitsen de sevdiğim, kokun beni bulutların gökyüzünü sardığı gibi saracak…

styla45
04-20-2010, 03:30 AM
Her akşam rüyamda yine sen vardın. Saat olmuş gecenin 3’ü, herkes uyumuş,
annem, babam, kardeşim, bende uyumuşum ama gönlüm hep ayakta, aşkım hep
ayakta, onlar hiç uyumadı ki. Seni tanıdığımdan, sana aşık olduğumdan beri gözüme
uyku girmedi aşkımın, sevdamın da. Ne tedaviler aradım, ne ilaçlar
kullandım. Çaresi bir mucize bu hastalığın o da sensin.

Ağlıyorum şu saat, unutma beni ağlatan sensin. Uyutmayan, hayatı zindan eden
sensin. Ne hayat tat veriyor, ne o olmazsa olmaz dediğim bilgisayar, ne
hava, ne ekmek, ne su,.. sadece ama sadece sensin o tat. Sensin benim
hayatım, sensin.
Benden vazgeçmemi mi istiyorsun? Tamam kabul. Çıksın birisi güneşe yazsın
adını (benim yazdığımın yanına) vazgeçerim senden. Ya da sağır bir ressam,
toprağa düşen gülün sesini çizsin bir kağıda o zaman vazgeçerim senden. O
zaman vazgeçerim anlıyor musun? VAZGEÇMEM SENDEN.

Benden kalan birkaç gözyaşı var bu kağıtta, sana olan aşkım var. Eğer bir
gün ağlarsın olur ya! Bu kağıda ağla. Göz yaşlarımız mutlu olsun sonunda.
Onlar kavuşsunlar aşklarına. Biz kavuşamasak da.

Hem ben seni kime vazgeçerim? Kimse senin dudaklarındaki sıcaklığı vermiyor,
kimse vermiyor sendeki o güzel kokuyu, kimse hissettirmiyor senin tenindeki
buğuyu, hayali, kimse bakamıyor senin baktığın gözlerle bana, kimse senin
dokunduğun hatta vurdun gibi vurmuyor bana, kimse tutmuyor senin ellerinle,
kimse sarmıyor senin gibi kollarıyla, kimse ama kimse sendeki aşkı bana
vermiyor. Ben sana mecburum, sonu olmasa dahi.

Kalbim uçarsa o kelimelerin arasına okurken yakala onu, iyi bak incitme olur
mu? Arkadaş et kendi kalbinle, dost olsunlar, aşık olsunlar birbirlerine,
ölesiye hem de, sımsıkı sarılsınlar hiç bırakmasınlar birbirlerini, varsın
ben onsuzda yaşarım, yeter ki onlar mutlu olsunlar.Sana soruyorum? Yakışıklı
değilim, çok zeki değilim ama aşkım yetmez mi sana? Neden ben değil de seni
sevmeyen bir başkası ya da benim kadar değer veremeyen birisi. Neden? Şunu
unutma; Kırmızı güllere ulaşmak isteyenler ayakları altında ezilen
papatyaların farkına varamazlar.

Senin uğruna vazgeçmeyeceğim şey yok. Gururum hariç. O zaman neden ben
değilim, neden başkası, sana başkasının ellerinin dokunmasına dayanamam.
Buna dayanamam anlıyor musun beni? Neden ben değilim Allah'ım? Sebebi ne?
Neden Allah'ım neden?
Sana çıldırıyorum anlıyor musun? Sana çıldırıyorum? Neden sanıyorsun sizin sınıfa
her teneffüs gelişim? Neden sanıyorsun hep başka konular arayışım.

Çok merak etmiştin ya Metin ile benim bildiğim o olayı. Söyleyeyim. Metin
bunu Rıza’dan duymuş. Rıza ona ikinizin beraber olduğunuzu söylemiş. Ben
bunu duyunca içimdeki tüm gözyaşlarını o an çıkarmak istedim. Sağır olmayı
istedim bunu duymayayım diye, bugün olmasın istedim bu olayı yaşamayım
diye, Kör olmak istedim seni hiç görmeyeyim diye, kalbim olmasın istedim
sana hiç aşık olmayayım diye, hislerim olmasın istedim senin kokuna, sıcak
tenine alışmayayım diye. Senin olmamak istedim, sana hasret kalmayayım
diye. Gözlerim karardı hiç abartısız o an? Metin bıraksa sonsuza dek öyle
kalırdım. Rüyayı hep seninle kurardım. Hep ikimiz olurduk, hep seninle
olurduk, kötü kalpliler aramıza girmeye çalışır ama ben hep mani olur buna
izin vermezdim. Her şey senin istediğin gibi olurdu. Bir tek aşkımız ortak.
Sana adardım her şeyimi. Seninle senin kadar güzel, senin kadar iyi, senin
kadar güzel gözlü, senin kadar . Bir bebeğimiz olurdu. Ama neyse ki, hatta
maalesef Metin beni rüyamdan erken uyandırdı. VE GENE SANA KAVUŞAMADIM.

Hem sana kıyarım hem kendime? Ölümü dahi göze alırım sensin hayat zaten ölüm
bana? Bunlar şaka gibi geliyor ama ben sana kıyamam . Kıyamam sana
biliyorsun. Aşkım beni dağlasa da, aşkın beni mecnun yapsa da, sana kıyamam.
Son söylemek istediğim seninle son defa konuşmak istiyorum ve diyorum ki
seni çok seviyorum.

styla45
04-20-2010, 03:30 AM
Ne insafsız yüreklere misafirlik etti bu gönül… Her defasında pamuk ipliğine bağlı hayatım biraz daha incelmekte, biraz daha elimden kayıp gitmekte… Üzüntüm yenilmişliğime değil, hak etmediğim yerde kendimi buluşuma. Yürüdüğüm yollardaki çakıl taşlarına değil isyanım beni oraya bile, bile mahkum edenlere. Ben kalbimdeki cam kırıklarını toplamaya çalıştıkça daha fazla batıyor yüreğime, kanatıyor… Yok olmaktalığın koynunda yaşamak öyle zor ki sevdiğim… Bilemezsin, o ulaşılmaz sandığın yıldızlar en yakın dostun oluyor. Onlara anlatmaktan başka çaren olmadığını bildiğin için döküyorsun yüreğini hiç ama hiç düşünmeden. Zannettiğin kadar kolay olmuyor hiçbir şey. Uykusuzluğa çoktan alıştım ben… sadece hayalini görebildiğim gecelerde o soğuk bedene sarılıp uyuyabiliyorum ki bu bile benim için büyük bir nimet sevdiğim. Şimdi sen kim bilir hangi gönüllerdesin, kim bilir yine nasıl masum bir çocuk rolündesin… hayat senin sevdiğim! Ama dikkat et! sandığın kadar uzun sürmez hoyratlığın, yaramaz tavırların. Elbet bir gün hayat sana da kanlı hançerini vuracaktır. İşte o zaman anlayacaksın soğuk bedenlerde yok olup gitmeyi…sen de öğreneceksin yüreğini dilediğince yıldızlara dökmeyi. Hiçbir zaman cesaret edemeyeceksin o aşık gönüllere girmeye, tekrar üzüleceğinden korkarak… biraz daha yok olup gideceksin sen de tıpkı benim gibi çaresizliğin orta yerinde… o karşısına geçip süslendiğin aynaya baktığında tanıyamayacaksın kendini, acıma duygusunu öğreneceksin ve en çok da bu duyguyla kendine bakarak tanıştığına üzüleceksin. Artık hiçbir değer ifade etmeyen o çapkın bakışlarında birkaç insan gülümsemesi arayacaksın ama farkında olmadan daha derin bilinmezliklerin kör, sağır ve karanlık diplerine dalacaksın, kaybolacaksın… işte bu noktada beklide hiç fark etmediğin beni arayacaksın, aynı kulvarda olduğumuzu düşünerek… çok yanılıyorsun sevdiğim beni de bulamayacaksın yanında… evet belki görünüşte aynı kaderi paylaşıyor, aynı şeyleri yaşıyoruz ama yinede bir fark var ki aramızda bu bizi birleştirmeyecek en büyük neden, sen hak ettiğin ben ise hak etmediğim yerdeyim…

styla45
04-20-2010, 03:31 AM
Bu gün ; ben sessizliği duymak istedim... Karanlıkta görmek istedim kendimi... Bu gün ben yalnızım... Biliyorum gecede... Yarıda kalmış ve unutulmuş bir mektup okuyorum... Çok hüzünlüsün diye arkadaşlar söylerlerdi bana. Oysa... Oysa her insanda vardır biraz hüzün. Bende öyleyim işte. Seni mektuplarım gibi seviyorum.Seni şiirlerim gibi seviyorum...
İkimiz, ikimiz için hiç bitmeyen bir yola çıkıcaktık. Hadi... Gel demiştin... Şimdi bir tek ben kaldım yolun ortasında. Öğütleri duymadan vardım şimdi yaşamak istemediğin yerlere. Yalnızlığı yaşıyorum... O kadar tanıdığım insanların arasında... Küçücük bir defterime yazardım hissettiklerimi... O hep yanımdaydı.... Şimdi ise sen yoksun yanımda... Karanlık odalarda bi seni düşünüyorum saatlerce. Nerdesin şimdi...
Ben hala aynı yerdeyim... Hala aynı şeyleri yaşıyorum... Sensiz....Değişmedim ben. Neden ki. Bazen sokaklarda dolaşıyorum. Eskisi gibi... Nasıl oluyorsa sizin evin önünden geçtiğimde, sessiz bir rüzgar gibi yanımdan geçerdi yaşadıklarımız... İçimde bir acı oluverirdi... Sonra da yaralı kalbim yine kanamaya başlıyı verirdi. O anda ağlamak gelirdi içimden... Biliyor musun? İlk kez senin için kaybetmiyorum dediğimde göz yaşlarımı, yine tutamazdım kendimi. Ağlardım... korkak bir çocuk gibi... Sonra penceremden gökyüzüne bakıp seni aramak vardır ya... yıldızlarda.... Oysa sen söylüyordun... İçim yanıyordu... Nerdesin şimdi...
Bak bana; hediye ettiğin boncuğu hala taşıyorum....Seni hep görüyorum, her şarkıda, beyaz sayfalardaki siyah çizgilerde...
Her sabah kardeşini görürüm... Sorarım ne yaptığını, ne ettiğini... Herkese şu yoksul kentte aynısını sorardım... Kimseler bilmedi ki, seni ne kadar çok sevdiğimi...
İçimi defalarca çekerek söylüyorum Ezgim, ne kadarda çok inanmışım sana. Sen bana o kadar, o kadar çok söylemiştin ki. Beni nasıl sevdiğini... Bak şimdi acım hiç dinmiyor... Aklımdan hiç çıkıp gitmiyor apansız çekip gittiğin o gün.
Hatırlar mısın? Kader demiştik senin tanıştığımız o ilk güne... Hiç unutamıyorum... Koşmuşuz meğerse biz senelerce... Nerden bilecektim ki seni böyle seveceğimi?... Senelerce yüzüme bakıp es geçmişsin, bir merhaba bile demeden.
Belki hiçbir şeyim yoktu. Gündüzüm de gecemde... bi tek sen vardın. Her geçen saniyelere bile seni sorardım sessizce... Şarkılar söylüyorum sana...Duyuyor musun? Her sözüm gerçek, her sözüm içimden gelen duygularımdı... Belki de ilk defa çılgınca bir aşk mecerası yaşamak istedim. Gülebilirsin... ama benim için öyle bir şeydi...
Bazen sorardın bana... Beni ne kadar çok seviyorsun diye... Susardım... Sonrada kızardın bana... Sustuğum için... Konuşamazdım o anda. Çünki seni ne kadar çok sevdiğimi, nasıl anlatacağımı bilmiyordum...İfade edemiyordum işte...anlatamadım sana. Seni ne kadar çok sevdiğimi... Bu benim için ne kelimelerle, ne de ifadelerle anlatılabilirdi....
Aslında.... aslında.... aşka inancımı bende kaybetmedim...Korkuyorum sadece... Beni bu duruma aşk getirdi. Hayır.... Senin üstüne atmıyorum... hepsi benim yüzümden....Başkalarını mutlu etmek için elimden geleni yapardım...Böyleyim işte... Senin için yetmedi bunlar... Seni etkiler dedim ama o da olmadı. Özür diliyorum....
Yokluğunu hissetmek çok zor. Senin o delice bakışlarını özlüyorum.... O güzel gözlerine bakmak yaşatır artık beni... Bilmiyorum.... Bu zor günlerim nasıl geçecek... Dilerim ki bir gün sorarsın kalbine ne yapıp ne ettiğimi... Umarım o yalancı aşkınla onun kadar mutlu olursun.... Ege güzeliydin sen? Şimdi ise içimdeki alevsin. Kendimi yaralamak....başka bir şey etmedim... Bugün ben yalnızım gecede...Yarıda kalmış bir mektup okuyorum.....

styla45
04-20-2010, 03:31 AM
İlk önce sen bu satırları okurken ben bu dünyada olmayacagım.Ve de özür diliyorum senden " seni " karanlık ve de koyu yalnızlık deminde sevgisiz bıraktıgım icin özür dilerim bahar gözlüm

İk defa seni sevmistim:yüregimdeki sevda atesini yalnız senin icin yakmıştım ve ben ölsem de sen yasadıkca bu sevda atesi hic sönmeyecek..Belki bu satırları okurken bir masum güvercinin ürkekligini ve de gözlerimden süzülen gözyaslarımın ıslaklıgını ; ben yazarken ki aglayışlarıma sen okurken eslik edeceksin

Canözüm ,Beyaz kelebegim

İlk defa sana acmıstım kalbimin kilitli olan kapılarını .Günese kapalı olan gönlümün perdelerini senin tatlı gülüşlerin icin aralamıstım.Senin icin akıttıgım gözyaslarımı ve de seni üzdügüm gecelerde uykuların bana haram oldugunu yazmalıyım sevda kokan satırlarıma.İLk öpüştügümüz bahar sabahı hala aklımda ve solgun dudaklarım hala dudaklarının sarhoslugunda

Seninle mutluydum.Seninleyken Cennetteki Leyla ile Mecnun gibiydik.Yalnız ve karanlık gecelerimde üsümemek icin hep senin hayallerine sarılıp uyuyordum.Sabahları hayata seninle merhaba diyebilmek icin gözlerimin önüne senin tatlı tebessümlerini getiriyorum.

Sunu bil ki MELEK KALPLİM; Sensiz Cennette yasamaktansa seninle Cehennemde alev alev yanmaya razıyım ben.Son nefesimde bile ismin olacak dudaklarımd****albimde senin sevgin ve de dudaklarımda atesin olacak.Gözlerindeki gözyaslarını sadece ben silmeliyim sadece ben ölmeliyim senin icin

Dilegim ; tüm dileklerinin gerceklesmesi,sana umutlarım kurdun tüm hayallerinin sabahına gercege dönüsmesi Tek istedgim Rabbimden ben gidince gözlerinden süzülecen her gözyası damlası icin gökyüzünden binlerce mutluluk damlası bırakması..

Ve gidiyorum iste senden uzaklara sessizce ve de seni severek gidiyoruum.Gözlerimi yıldızlara , tebessümlerimi güllere kalbimi senin sıcak yüregine emanet ediyorum.Ve de hicbir zaman unutma beni senin gözyaslarını ben uzaklarda olsam da hissederim.Kıyamam gözyaslarına Sakın aglama bahar gözlüm..

Acılarını ve de hüzünlerini sahildeki kumlara bırak ki bir rüzgar estiginde hemen kaybolsun.Mutluluklarını ve de sevinclerini her zaman gözlerinde sakla ve gülüşlerinde mutlu ol..Multuluklarında ve sevicnlerinde sevgim ve ben olacagım..

Gidiyorum ve gitmeliyim ama unutma giderken kalbiimi yüregine armagan ediyorum.Ona iyi bak Ben yıldızlar kadar uzak olsam da gercekte bir nefes kadar yakın olacagım.

Bir gün yanıma gelirsen beni saran karatopragın üzerinde karları temizle ve de orada bir nazeniin bir sevda tomurcugu bulacaksın doukn ona.Ve onun yapraklarında sana yazılmıs binlerce " seni seviyorum" kelimesi bulacaksın.Belki bedenim topragın altında cürüse de unutma ruhum ve de kalbim her zaman seninle olacak.Ben senin Cennetin kapısında Leylasını bekleyn Mecnun misali bekliyor olacagım.Elveda YILDIZ GÖZLÜM...

styla45
04-20-2010, 03:31 AM
Seni böylesine severken yokluğunu düşünmek kahrediyordu beni. Aramzıdaki mesafe umrumda değildi. Uzakte da olsan sen her zaman benimleydin. Yemekyerken, müzik dinlerken, yatağıma uzandığımda yanımdaydı hayalin. Artık senden başka bir şey düşünemez olmuştum. Aldırmıyordum geçen zamana ne de olsa her saniyesi her sanisesi seninle geçiyordu. Sabahlara kadar seni hayal ediyordum. Ne çok özlemişim seni bir bilsen.. Gece rüyaklarımda gündüz hayalerimdeydin. Uzakta bile olsan benimleydin. Her gelişinde umudum nefesim oluyordun. Her glişind ebir öncekinden daha çok heyecanlanıyordum. Son dakikalar geçmek bilmiyordu bir türlü. Sana bir an önce sarılmaktan başka bir şey düşünemiyordum. Yanımda olduğun zaman gözlerimin içi gülüyordu. İçimdeki çocuğu susturamıyordum. Beni öpüyordun. Nasıl bir duygudur bu bilir misin? Böylesine severken seni bir gün geldi artık gözlerindeki o pırıltıyı göremez oldum. O gözler benim değilmiydi artık? Hayat bana oyun mu oynuyordu yoksa? Önce seni çıkardı karşıma, rolleri verdi ve sonra oyunu oyunu haber vermeden bitiriverdi. Seni benden almalı mıydı hayat? Böylesine sevmişken seni, daha fazla uzatamazmıydı bu oyunu? Gitmeni hiç istemiyordum. Gidişinle yitecekdi umutlarım, gidişinle kesilecekti nefesim. Senin yokluğunu kim dolduracaktı? Kim süsleyecekti hayallerimi ? Kimi düşünecektim o bitmez tükenmez gecelerde ? Gittin gideli yalnızım buralarda. Bir öpüşün bir gülüşün yetecek hayata dönmeme. Böylesine severken seni, bu karanlık gecelere mahkum etme beni

styla45
04-20-2010, 03:31 AM
“Bu sana son yazışım...” diye başlayan bir mektup var şu an karşımda. “Bu sana son sözüm” dermiş gibi bakan. Simsiyah harflerle kirletilmiş, bembeyaz bir sayfa. Neresinden bakılsa acı, hangi satırından başlansa hüzün, hangi kelimesi okunsa güvensizlik.
Oysa ki benim; batan güneşin ardından sarıldığım, tepeden aşağı inerken, çakıl taşlarıyla birlikte yuvarlandığımda düşündüğüm biri var…
“Bu sana son yazışım…” bir ayrılığın ilanı gibi, ölünün üzerine son kürektoprak, gözdeki son damla, son kez el sallamak gibi…
Oysa ki benim; Kışın soğuğunda, dalgaların kayaları dövdüğü anlarda, fırtınalarda savrulurken sığındığım biri var…
“Bu sana son yazışım...” düşündüklerinin, hissettiklerinin ve yaşadıklarının benim için zerre kadar önemi yok demek değilse ne bu? Sen istediğini söyle, senin söylediklerinin hiç bir anlamı yok demek değilse ne bu?
Oysa ki benim; derinlerde soluksuz kaldığımda ve nefesimin bana ait olmadığını sandığımda, sonsuz gibi görünen karanlığın ortasında, umudumun tükendiği anlarda düşündüğüm biri var…
“Bu sana son yazışım…” diye başlayan ve sana hiç inanmadım, sana hiç güvenmedim diye devam eden satırlar bunlar. Üstelik inanmam ve güvenmem için yaptığın her şey boşa kürek çekmek, yetersiz, yersiz ve saçma çabalardan başka hiçbir şey değil
bunlar.
Oysa ki benim; burnumda yağmur kokusu varken, bulutlar hızla akıp geçerken, ve çocuklar ağladığında, perdeler uçuştuğunda düşündüğüm biri var…
“Bu sana son yazışım…” ben bunları hak ettmedim… Ama sen herşeye müstehaksın, üzülmelisin, kırılmalısın, parçalanmalısın, yok olup gitmelisin… Senin söylediklerinden daha değerli başkalarının ne dediği, senden daha değerli bakalarının ne düşündüğü demek bu.
Oysa ki benim; elimi uzattığımda ve satin her çalışında, yanımdayken özlediğim ve uzaklaşınca her an düşündüğüm biri var…
“Bu sana son yazışım…” Açıkca dilediğini yap, ben istediğim kadar daha yanındayım. Kendimi hazır hissedince girdiğim gibi çıkacağım hayatından demek bu?
Oysa ki; Aklımın kıyısında dolaşan ve dilimin ucundayken yanarcasına düşündüğüm,
deniz gözlerinde dolaşırken yemyeşil ormanlarda yok olup gittiğim biri var…
Tek kişilik dünyamda ölçülü adımlarla yürüyorum. Boshwer dim ve ben artık kendi MaSaL ıma dönüyorum. Sana geliyorum. Aylardan Nisan, sabahın erken saatleri ve bahar...

styla45
04-20-2010, 03:32 AM
bu sana ilk yazışım gözyaşlarımı daha önce hiç bi mektuba kilitleyip arkasına pul yapıştırmamıştım belkide duygularımı bi zarfın içine sığmamasından korktum ne bileyim..
belkide merhaba demeliyim... malum 9 yıldır yüzünü görmedim şimdi kimbilir ne kadar değişmişsindir?? belki sende beni düşünüyosun bilmiyorum belki sadece hayal etmeliyim... sana her şiir yazışımda keşke sözlerimi geri alabilsem diyorum.. ama biliyorum ki bu benim 9 yıl önce yaptığım hatanın bütün ömrüme taksitler halinde yayılmışlığın yalnızca bir tanesi... şimdi eskişehirdeymişsin psikolog olacakmışsın oysa sen matematik öğretmeni olacaktın.. hep benim yaptığım matematiksel hataları düzeltecektin.. bizim hayallerimiz var diyemiyorum çünkü biz hiç hayal kurmadık hep bi vazgeçmişliğin kavgasını verdik kısa buluşma sahnelerinde. doğum günlerinde bile ne diyeceğimizi bilemedik.. halbuki bir öpücük ne kadar güzel olurdu değil mi?
öyle ya biz seninle öpüşmedik bile mahallenin magandaları sana göz koyduğunda bana hangi elinle tuttun elini diye sorduklarında bile cevap veremedim. ben senin elini bile tutmamıştım. bir kusur değildi bu aksine öyle bi sevgiydi öyle bi aşktı ki korktum. elini tutarsam bütün büyünün bozulacağından öpersem uyanıp benim kötü yüzümü göreceğinden korktum. şimdi evlenmek üzeresin belkide evlendin.. ben ise hala yalnızım tıpkı ölüm gibi.. bir gün yanına geleceğim beni tanıyamayacaksın tıpkı benim şimdi seni tanıyamadığım gibi.. senin yanında sevgilin olacak benimse yanımda sevgilim dediğim bir tomar kağıt parçası.. ne demeliyim seni görünce beni tanıdınmı demeliyim yoksa sarılmalımıyım boynuna??
....belkide boşver demeliyim...

styla45
04-20-2010, 03:32 AM
Yüreğine gözyaşını çizen,
bir hüznün ressamıyım,
deniz feneri kadar yalnız,
bir martı gibi deniz üstünde
Umut arıyorum.

Biricik aşkım ; Ne zaman bir sözcük salsam koynuna sıcak karşıladın hep.Yine öyle olsun ne olur.

Bedenine gurbet ruhumun yegane koruganı,kuytusu aşkım.Görüşmeyeli çok bulut biriktirdi gökyüzü.Çok sigara içtim tekbaşına,puslu camların ardında.Sensizim,sensiz olduğum için yalnızım.Umutlarım dara düştü.Ne yıllara nede yollara inancım kalmadı artık.

Gecenin karanlığında kesik bir kol kadar yalnızım.Kulaklarımda bir yitirişin zılgıtları.Sustu davullar.Gecenin karanlığında can çekişen bir sokak kedisi kedisi kadar çaresiz ve yalnızım.Duymuyorsan feryadımı,sussun davullar.

Büyük bir istekle yuvasından ilk kez çıkan acemi bir karınca gibiyim sevdanın sokaklarınd****ocaman bir yiyecek bulmuşum taşıyamıyorum.Taşısamda yuvanın yolunu unutmuşum bulamıyorum.Üstelik "O bizim" diyen başka gözler var başka bir yuvadan üzerime kızgınlıkla dikilen.Olmayacak bir umudu azık edemiyorum yüreğime.

Biricik aşkım ; Gözlerim sulu bir yalnızlık içinde gecelerle gecelerce cebelleşmekten,masallardaki yitik ülkeyi aramaktan yoruldum.

Yürüyemiyorum.Umutsuzluklarım korkularımla elele vermişler ayaklarımdan sürüyorlar.Gidiyorum.

Hoşçakal.

styla45
04-20-2010, 03:32 AM
Sen gittin.. Bir zifiri karanlık, bir zından yalnızlığı, ağır bir boşluk bıraktın geride. Gittin ve dönmeyeceksin bir daha. Haklısın gidişinde, bu aşkı bitirmekte haklısın. Tek söz söyleyemedim. Yüzüne bakamadım. Karşında ağlamadım. Eridim, tükendim, bittim. Sonsuzlukta bir insan nasıl olur.. sesi soluğu nasıl duyulur?

Elveda aşkım.. Elveda sevgilim. Sen kendini hiç böyle gereksiz, böyle değersiz, böyle yapayalnız hissettin mi? Ayrılık ölüm kadar acı ve soğuk.Aynalara bakıyorum. Aynada gördüğüm ben değilim. Gözlerim cehennem ateşi.. dudaklarım mühürlenmiş. Ellerim titriyor. Yüreğim kızgın demirlerle dağlandı. Yokluğunun bedeli çok ağır sevgilim.

Sevinçlerim, hayallerim, umutlarım, renkli dünyam elveda.. Elveda yaşamak.. Yaşamın anlamı elveda. Kimse farkında değil yokluğunun. Sensiz ne hallerde olduğumu kimse bilmiyor. Anlamıyor yitip giden bir aşkın kederini.

Düne kadar en yücesini yaşadım mutluluğun, ayaklarımın altından kayıp gidiyordu toprak, denizlerin ovaların üstünde uçuyordum. Güneş kadar yakındı bana aşk. Güneş kadar sıcak ve parlak. Bıraktın birdenbire, kanatlarım kesildi. Hızla çakıldım yere, boşluğun içindeyim, şimdi hiçbir şeyim.Oysa dünyanın en zenginiydim. Bütün çiçekler bizim için açardı, bizim için ballanırdı meyveler, ekinler bizim için bereketli, sular bizim için çağlardı. Şimdi toz duman içinde kızgın bir çöldeyim. Yönümü yolumu şaşırdım. Sam rüzgarlarına bıraktım gövdemi, sürüklenmekteyim.

Sen bensiz nasılsın, bilmiyorum. Rahat mısın, mutlu musun, bu kadar çabuk beni unutur musun?.. Nasıl birden mazi olursun?

Düne kadar gözlerinden aşkı içtiğim, dudaklarında yüreğimi erittiğim, uğruna bıçaklar çekip dünyaya meydan okuduğum ey sevgili nerdesin? Kimlesin?.. kimlerlesin?.. Kimlerle oynaşır gönül eğlersin? Ben burada, terk edip gittiğin yerdeyim.

Elveda aşkım.. Elveda birtanem.. Elveda sevgilim! Elveda sana..

styla45
04-20-2010, 03:33 AM
Seni ne çok sevdim ben. Ne çok gözyaşı döktüm senin için. Geceleri sen yatağında meleklerin kanatlarıyla uçarken ben penceremin önünde senin rüyana girmek için dua ederdim. Bir bakışına, bir dudak kıvrımında titreşen gülüşüne ulaşmak için dünyanın bütün çiçeklerini önüne sererdim.

Şiirler, şarkılar, sevgiler içimde tutuşan bir ateş, onun yangınında senin için kül kesildim. Ağır hastalar geceyi zor geçirir. Sabahı bekler kırgın yürekler, hasta umutlar, yalnız ruhlar. Yalnızdı gecelerim. Hastaydı gecelerim. Kan kaybından giden bir yaralı gibi umarsızdı gecelerim. Bir uçurumun kenarına beni taşıyan karabasandı gecelerim. Adına yalnızlık dedim. Sensizlik dedim.. Sen beni bilmedin, beni tanımadın, beni sevmedin.. Bu bir ölümdü, bu bir fermandı .. Bıçak kesmez artık beni, ip asmaz, çeküller yüreğimi taşımaz. Yaşamak mümkün değil, yalnızlık karanlık kapılarıyla üstüme kapandı. Amansız acılar içindeyim.

Ey Sevdiğim.. Ben seni ne çok sevdim. Dünya bildi, bir sen bilmedin. Yalnızlığın diğer adı aşka karşılık almamaktır. Kaçılamayacak kadar yakın, tutulamayacak kadar uzak bir yerdesin.. Benim aşkıma yalnızlık kucak açtı. Senin yokluğuna dokundum, içim yandı. Odamın çıldırtan sessizliğinde sana seslendim. Yankısı döndü dolaştı, senin kapıların bana kapalı. Kendi sesim yine bana ulaştı. Anladım ki beni hiç duymayacaksın.

Sana sitem edemem. Sana kırılamam. Bir tek dileğim var senden, son bir tek isteğim. O da MUTLU OLMAN.

MUTLU OL SEVDİĞİM.. BİRİCİĞİM.. AŞKIM. NEREYE, KİME GİDERSEN GİT YETER Kİ SEN MUTLU OL...

styla45
04-20-2010, 03:33 AM
Sevgilim

Sen gideli kaç saat oldu ? Kaç gün geçti, kaç hafta..? Saymadım.. Bana yüzyıllar geçmiş gibi geliyor. Son anda sen giderken gözlerinin buğusunu bıraktın.. Şimdi sis içinde bütün dünya. Çiçekler gözyaşlarımı içti, sen onları kırağı sanırsın, çiy sanırsın.. oysa hepsi benim gözyaşlarımla ıslak..

Sevgilim özlüyorum seni.. Bir balta indirildi, içimden bir ağaç köküyle devrildi. Gözlerimden akan yaştan belli değil mi, içim kanıyor. Özlem bir bulut gibi sarıyor beni, kuşatıyor . Seni sevmek bir sonsuzluk gibi büyüyor içimde. Haftanın her gününe, geçen her saate senin adını verdim. Senin adınla başlıyor mevsimler, yıllar sen varsan içinde, geçerli...

Özlem bir yağmur gibi yağıyor üstüme. Damlalar yüreğime vuruyor. Gecenin karanlığında bir başınayım.Uykularım bölük pörçük. Bütün rüyalarımda sen.. gözlerim kapanır kapanmaz gözlerin yaklaşıyor. Sonra bir rüzgar alıp seni, benden uzaklara götürüyor.

Geceler boyu sabahlayıp uğruna, boşluğa düştüğüm sevdiğim, bir tanem, gözbebeğim.. Yüreğimden mühürlendim sana.. Şiirler havalanıyor kuşlar gibi, şarkılar ağlıyor yokluğuna.. Sevgilim hayatı sende buldum ben, tükenirsem sen tüketirsin beni.

Yoksun, gittin, tek başına koydun... Bu nasıl bir özlemdir, kendi gövdem ateşten bir gömlek.. yanıyorum..Yetti artık, yetiş n'olur dayanamıyorum.

styla45
04-20-2010, 03:33 AM
Benim canım sevgilim,
Beni saran kollarından koparken ne kadar isteksizdim, ahh.. Ve hücreme yaklaşırken adımlarım nasıl geri geri gidiyordu bilsen... Hücre- sessiz, acımasız ve umursamaz tavırlı, sahibinin gidişinin farkında değilmiş gibi görünen ama sonunda döneceğini bilerek böbürlenen hücre, orada beni bekliyordu. Dudaklarım, konulmaz bir açlık içinde seninkilerle kenetleneli yalnızca üç gün oluyor. Daha üç gün önce, yıllardır sevdiğim, garip bir aşinalık, garip bir yabancılık duyduğum, sayısız geceler boyu yanında yattığım ve tatlı uyuduğum o varlığa kondu gözlerim. Takvime göre yalnızca üç gün, bana sorarsan aradan birçok evren çağı geçti ve ben seninle sanki hiç konuşmadım da konuştuğumu düşte gördüm. Sevgilim "kendimden geçtim " derken benim yerime de konuşmuş oluyorsun. Tırmandığın basamaklar, içeri girdiğimde beliren görüntün. Manny'nin kulağıma boğuk boğuk gelen sesi, içinde bulunduğumuz oda .. Hepsi ve herşey öyle çılgın bir gümbürtüyle bilincime aktı ki, ağzımı açamaz oldum . Sonra, fiziksel selamlaşmamızın acı veren eşsiz tadına daha tümüyle varmadan, bununla birlikte, içtikçe daha çok susadığımın bilincinde olarak ayrıldığımı ve kaldırılmaz bir masanın aramIıda olduğunu gördum..!
Ahh, Monsieur, Je t'aime, Je t'adore. Büyük yalnızlık duyan karın Ethel

styla45
04-20-2010, 03:33 AM
Evet beni oraya götüren yıllardır aradığım,nasıl gireceğimi,o kapıyı açacak tılsımlı sözcükleri aradığım gerçek ülkeme taşıyacak şifreyi sen buldun ve yine biliyorum ki senle gidecek.
Senin söylediğin gibi herşey birarada olmuyor.Seni gördüğüm her gün,her gece,her sabah gözlerime yerleşen o pırıltıyı senin de taşımanı istiyordum.Ben varken çalan telefonları çalıp yanında olduğumu söylemeni...
Bütün o kadınları en çok da bir zamanlar şimdi bu duyduklarımı sana yaşatan o kadını unutmanı istiyordum.
Yaşamın bana nasıl bıkkınlık verdiğini bu insanlardan,yüreklerine kazınmış tüm bu kötülüklerden,televizyonda görünce ağladığım savaşlardan,yıkımlardan,bu yoksulluktan,bu ikiyüzlü insanlardan nasıl usandığımı bunları taşıyamayacak denli zayıf olduğumu anlamanı korkarak uyandığım gecelerde anlattıklarımı geçiştirip beni sakinleştireceğine hepsinin doğru olduğunu ama yanımda olduğunu söylemeni istiyordum.
Oysa sen haklıydın,bunların hepsini yaşamıştın.Böylesine acı duyarak,böyle herşeyimin sana çarpıp zedelenmesine izin vererek yaşayamayacağımı biliyordun.Evet öğrendim.Şimdi bunca zman sonra bana ne yapmak istediğini anlayabiliyorum.Söylediklerini yapıyorum bu dünyaya geri döndüm.Artık o hala hatırladıkça beni ürperten dalgalanmaları istemiyorum,dakikalarca çalıp açılmayan telefonun sesini ya da makinedeki boğuk cümleleri ne zamandır duymuyorum,bana her gün çiçekler gönderen biri var,her gün gelen çiçekleri seviyorum dünyanın en güzel kadını olduğumu duymak hoşuma gidiyor.Evet haklıymışsın öğrenmem gereken tek şey buymuş suyun üstündeki taşlara basarak yürüyüp gitmek,içine girmemek yansıyan görüntülere bakmamak.
Öyle yapıyorum işte her şey düz bir çizgide gidiyor beklenmedik bir şey yok,şaşırtacak bir şey yok.O her gün aynı saatte arıyor.Aynı saate çiçekler geliyor armağanlar...Onun tam yanında duruyorum bu ne demek biliyormusun tam yanında durmak?
Bir kadın senin ancak arkanda durabiliyor sevgili.Kocaman görüntünün ardında bir yerde gölgenden seçilemiyor.Başkaları da var mı bunu asla bilemiyorsun,bilemedim bence vardı hep vardı ama her keresinde ince söz oyunlarıyla, yüzündeki gergin ifadeyle,gözlerinde yerleşen bıkkınlıklarla beni hep yalanladın.
Şimdi biliyorum;senin tek bir kadınla,tek bir müzik parçasıyla mutlu olamayacağını her sabah kalktığında yeni bir heyecan duymazsan mutsuzluktan öleceğini biliyorum.
Bunu sana yaşatmak istedim.Gerçekten istediğim tek şey buydu seni her sabah uyandığında yeniden mutlu etmek.Böylece çılgınca görüntüler eşliğinde ama benle yaşamanı sağlamak.Oysa senin değişimlerine kapılmaktan,onları izlemekten,onları yorumlamaya çalışmaktan başka bir şey yapamadımki...
Belki doğru yalan söyledim istediğim tek şeyin senle bu sonsuz maceraya girmek olduğunu,her gün yeniden tek bir bakışla,telefonun çalmasıyla,küçük bir kağıda yazılmış sözcüklerle kalp atışlarının hızlanmasını,beklenmedik bir anda tam her şey yoluna girdi derken yerin ayaklarımın altından kayıvermesini bu sonsuz sarsıntıyı istediğimi söylerken yalan söyledim.
Ama beni senden iyi kim anlayabilir?
Belki de aslında hiçbir şey istemiyordum ne istediğimi ne düşündüğümü sözcükler halinde belirginleştiremiyordum bile...Birlikte saatlerce oturduğumuz o ilk gün seni seviyordum ve bunca zaman hep aynı hala aynı seni seviyorum doğrusu bu...
Sürekli bir duvara çarptım,sürekli sanki görünmez bir el beni uzakta tutuyordu.Yapmak istediğim hiç bir şeyi yapamadım.Senin istediğin kadın bu nasıl bir şeydi bilmiyordum,onu olmaya çalıştım,yeter ki o duvar belirmesin,o görünmez el beni yine itmesin diye senin sevimli küçük kızın,senin küçük fahişen,senin dostun evet bunları sende öğrendim.
Birinden delice sevdiğin birinden ayrılmak zorunda olmak ama ayrılırken onu da içinde götürmek,içinde ondan uzaklaştığın her adımda onun içinde büyüdüğünü,içine sığmadığını duymak,kurtulmaya çalışmak,içinde tutmaya çalışmak,boğulmak bütün bir dünyanın,bütün görüntülerin,anıların,çocukluk günlerinin,gelecek düşlerinin,bugünün renklerinin siliniverdiği bir anda yine de ayrılmak zorunda olmak...Bunun ne demek olduğunu biliyormusun?Eminim biliyorsundur.
İşte şimdi senden ayrıldım.Sanki o ilk ayrılık anında içime sığdırmaya çalışıp başaramadığım şey şimdi sakince duruyor.Zaman zaman kalbimi sıkıştıran,karın boşluğundaki o bildik burkulmaya yol açan,ellerim titreten, gözlerimin dolmasını sağlayan o olsa da eskisi gibi değil,duruyor.Sanki içimde katılaşan bir ruh...
Bak artık ağlamıyorum.Kendimi öldüreceğimden korkuyorlardı,kendini öldürmek başka nasıl olabilir ki içindeki coşkuyu,içindeki çocukluğu, içindeki mutluluğu,içindeki her şeye rağmen kendini verişi öldürmekten başka nasıl olabilir?
Bütün bunların olmadığı bir dünyaya geri döndüm.Hepimizin söylediği gibi, hepimizin yaşadığı sürece söylenip durduğu başka şeyler söyleyip yine de onları değil bu katılaşan yüreğinizi bulduğumuz dünyaya geri döndüm.
Belki de tek isteğim birlikte bir şarkı söylemekti... Benim şarkımı basit, sıradan, sevimli bir şarkı ama söylemedin...

styla45
04-20-2010, 03:34 AM
Hazin Bir Aşk Hikâyesi
Bir gece yarısı hikayesi
Teypten gelen müziğin sesi
Bana söylediğin şarkı çalıyor
Gözlerimden katre katre yaşlar boşalıyor.

Hatırlar mısın Gülüm ilk nerede görmüştüm seni.Dans eden aşıklar vardı pistte
ve bizim şarkımız çalıyordu.Göz göze geldik seninle bir an.Usulca kalktım
yerimden.Yaklaşıyordum sana.Sana benimle dans eder misin diye
sordum.Kalktık.Dans ediyorduk.
Daha birbirimizin isimlerini bile bilmiyorduk. Belkide böylesi daha da
güzeldi.Birbirimizi tanımadan dans etmek.Söze ilk başlayan sen oldun.Bana
ismimi sordun.Hece hece ,kekeleyerek söyleyebildim sana ismimi.Sonra ben
sana ismini sordum.Aşık olduğum kişi Zeynep yani sendin.Sana seni yeniden
görmek istediğimi söyledim ve senden telefonunu istedim.Bilemiyorum bir anda
telefon istemek,bildiğimiz sadece birbirimizin isimleriydi
Ertesi gün ilk isim sana telefon açmak olacaktı.Nerden telefon
bulacaktım.Ben bu şehri bilmiyordum,ben bu şehrin yabancısıydım.ve sonunda
telefon...Aradım seni.Bir park ismi söyledin saat ikide.Daha bir bucuk
saatim vardı.Boş boş dolaştım sokaklarda.Ve buluştuk seninle.
O bir bucuk ayım.Gündüzlerim senle,gecelerim hayallerinle geçti.
Ve o veda anı. Aradım seni.Evde yalnız olduğunu ve gelebileceğimi
söyledin.Kapıda bekliyordun beni.Çayı hazırlamıştın bile.Hem çaylarımızı
yudumluyor,hem sigaralarımızı içiyor,hem de dudaklarından buseler
alıyordum.Söze başladım.Gidiyorum Gülüm.Ama gitmek istemiyorum.Biliyorsun
elde olmayan nedenler.Sen hep ağlıyordun.Kapı çaldı bir ar****orktuk.Kim
gelmiş olabilirdi.Annendi gelen.Ne diyecektik.Ben hemen kaybolduğumu;bu
şehri bilmiyordum ya,bu şehrin yabancısıydım ya.Yolda sana
rastladığımı.Seninde beni eve çağırdığını söyledim.O an gülmemek için
kendini zor tutuyordun.Bunun farkındaydım.Çünkü o an ikimizde gülmekten
patlayabilirdik.
Sonra senden beni kaldığım eve götürmeni istedim.Bu şehrin yabancısıydım
ya,bu şehri bilmiyordum ya.Daha iki saatim vardı gitmeme.Seninle o ilk
gittiğimiz cay bahçesine gittik.
Ve o veda ani.Etrafa aldırış etmeden dudaklarından aldığım o
buse.Gidiyorum.Elveda.

Aylarca suren telefonlar mektuplar,mektuplar telefonlar.
Sanırım seninle bir hafta görüşememiştik.Aradım seni.Kardeşin çıktı
telefona.Seni sordum.Çalışıyor dedi.Okul okul diyecektim.Neden bıraktı
okulu.Durum o kadar kötüymüş.Kardeşin söyledi.Ve bir ay sonrası.Senden gelen
o mektup.Son mektubun olduğunu nerden bilebilirdim.Beni istiyorlar
diyordun.Avrupa’n.Aradım seni.Ağlıyordun.Sana ne düşündüğünü sordum.Sen
susuyordun.Beni yıkan senin suskunluğun oldu.Seni seviyorum.
Elveda.

Ve aylar sonra başına gelen o kotu olay.Duyunca telefona
sarıldım.Telefonunuz değişmişti.Ne yapacaktım.Hülya geldi aklıma.Dayının
kızı.O bizim sırdaşımızdı,ikimizin.Onu aradım.Ondan senin telefonunu
istedim.Bana ne yapacağımı sordu.Ona bilemediğimi içimdeki o duyguyu
anlattım.

Aradım seni.Sana seni sevdiğimi,seni üzecek her şey den uzak durmanı
istediğimi söyledim.Seni seviyorum.Elveda.
Senin söylediğin son sözde benimkinin aynisiydi.Sesin kulaklarımda.
Seni seviyorum. Elveda

Bir gece yarısı hikayesi.
Teypten gelen müziğin sesi
Bana söylediğin şarkı çalıyor
Gözlerimden katre katre yaşlar boşalıyor.

styla45
04-20-2010, 03:34 AM
Aşk, Ne lüks arabalar ne sporlar...
Sadece bisiklete binmek istiyorum seninle, neşeli çığlıklarını duyarak ha düştük ha düşeceğiz diye...
Ünlü bir şarkıcı olup, herkesin beni dinlemesini değil,taşlı bir kıyıda, ateşin önünde, fısıldamak istiyorum şarkımı sana makamlı makamsız..
Lüks lokantalar, vitrinde yemek gibi geliyor bana.İnan arabesk değil, yarim ekmek kaşar üstü kola paylaşmak
istiyorum seninle...
Tüm kitapları okuyup, yazarlarıyla tartışmak değil, Gece yatağımızda sarmaş dolaş, okuyup tartışmak bir kitabı. Senin fikirlerinle benimkilerle yoğurmak, benimkilerle seninkileri...
Bir sır vereyim sana, insanlar bilmiyorlar ama; ruh sevişir bedenden önce.
Geceler bizim.Ne su yatağı, ne mobilya, yatak odasında aşk ...
Yer yatağı sıcak gelir hep bana, ve çiçek, aldırma odayı oksijensiz bırakır çiçek diyenlere.
Onlarca yastık istiyorum aşk, yatak odamıza rengarenk, aldırma zevksiz olur diyenlere, Zevkli, içten duygu anlatımıysa, herhangi bir konuda; zevksiz bir şey yapamayız...
O kadar yoğunki duygularım sana....
Ne lüks villalar istiyorum onlarca odalı, ne dev malikane, ne yalı Duvarı olsun yeter metrekaresi önemli değil...
Bak bir sır daha sana, Eşlerin mutluluklarını, huzursuzluklarını, karakterlerini,geçmişlerini bir evin duvarı anlatır.
Bomboşsa duvarlar, ruh yoktur ikisinde de... Sadece yetmiş seksen yıl yasayacaklardır zaten.

Bizim, fotoğraflarımız olacak en sevgili anlarımızda çekilmiş,mutlaka gülerken.
Senin bana, benim sana hediyelerimiz olacak asılan, çirkinde olsa kendi elimiz değmiş resimler, Belki alçı kalpler, belki bir senin bir benim boyalı ellerimizle kaplayacağız duvarımızı rengarenk..
En güzel aşk şiirleri sana olacak
Duvarlarımız yalan söylemeyecek, buram buram yaşam sevgisi kokacak...
İnsanlar mutsuzlar sevgili, her şeye açlar ve doyumsuzlar...
Bense, bir tek seni istiyorum, bir tek seni aşk ...
Çünkü, sen benim her şeyimsin aşk, aşkım papatyam

styla45
04-20-2010, 03:34 AM
Tam bir yıl oldu.. Hala içimdesin.. Hala gözlerin ve gülüşün aklımda.. Aklımdan bir an olsunda çıkmadılar.. Geceleri sıcaklığını hissettim.. Karanlığımda sana sarılıp uyudum.. Seni içimde büyüttüm ve seni kimse bilmedi.. Senin için güçlü oldum.. Bendeki sen için, sevgimiz için.. Sen, bugün bana uzun zamandır olmadığın kadar yakınken sana söylemek istediğim birkaç şey var....

Bazen sinirleniyorum, kızıyorum sana... Ağlıyorum... Ne bu halimiz bizim diye? Ne bu yaşadığımız? Buna bir insan yüreği daha ne kadar katlanabilir ki ben katlanayım? Nereye kadar?..

Çok acı çektim ve hala çekiyorum.. Neyin bedelini ödüyorum diye düşünüyorum bazen.. Belkide seninle yaşadığım mutluluğun bedeli diyorum.. İşte o zaman kabulleniyorum acımı.. İşte o zaman her şeye değer diyorum kendi kendime.. Seninle olduğum her dakikanın bedelini ödemeye razıyım diyorum..

Yine yağmur yağıyor sevgilim.. 1 yıl önce bugün yağdığı gibi.. Ve yine bizim şarkımız çalıyor.. Tek fark sen yoksun.. Senin sıcaklığın, yanındayken duyduğum mutluluk yok.. Hep diyordum ya seni sensizde yaşarım diye....Artık yaşayamıyorum sevgilim... Ve artık biliyorum ki yaşanacak birşey de kalmadı.. Benim için tek çare seni unutmak.. Umutlarımı bir kenara atmak.. Seninle başladığım bu yola artık sensiz devam etmek....

Bu gece son kez resimlerine bakıp ağlıyorum.. Bu gece son defa adını anıyorum, son defa seni sevdiğimi haykırıyorum.. Bir daha seni görmemeye, sevgini kalbime gömmeye yeminler ediyorum.. Tükenen umutlarıma son noktayı koyuyorum..

Gidiyorum Sevgilim...

styla45
04-20-2010, 03:34 AM
Ayrilik diye birsey yok. Bu bizim yalanimiz.



Sevmek var aslinda, Özlemek var,beklemek var. Simdi neredesin? Ne yapiyorsun? Günes çoktan dogdu.


Uyanmis olmalisin. Saçlarini tararken beni hatirladin degil mi..? Öyleyse ayrilmadik. Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz. Zamani hatirlatan herseyden nefret ediyorum. Önce beklemekten. Ömür boyunca ya bekliyor ya bekletiyor insan. Ikiside kötü, ikiside hazin tarafi yasantimizin. Bir çocugun önce dogmasini bekliyorlar, sonra yürümesini, konusmasini,büyümesini. Zaman ilerliyor, bu defa para kazanmasini, kanunlara saygi göstermesini,insanlari sevmesini, aldanmasini, aldatmasini bekliyorlar. Ve sonra ölümü bekleniyor insanoglunun.. Ya o? Ya o? Insanlardan dostluk bekliyor. Sevgilisinden sadakat, çocuklarindan saygi ve bir parça huzur bekliyor, saadet bekliyor yasamaktan. Zaman ilerliyor ve bir gün o da ölümü bekliyor artik. Aradiklarinin Çogunu bulamamis, beklediklerinin çogu gelmemis bir insan olarak göçüp gidiyor bu dünyadan. Iste yasamak maceramiz bu..

Yasarken beklemeyi beklerken yasamak ve yasayip beklerken ölmek. Özleme bir diyecegim yok. O kömür kirintilari arasinda parlayan bir Cam parçasi. O nefes alisi sevgimizin, kavusmalarimizin anlami. O tek Güzel yönü bekleyislerimizin.. Insanligimiz özleyislerimizle alimli, yasantimiz özlemlerle güzel.

Özlemin buruk bir tadi var, hele seni özlemenin bir kokusu var bütün çiçeklere degismem. Bir isigi var, bir rengi var seni özlemenin, anlatilmaz.

Verdigin bütün acilara dayaniyorsam; seni özledigim içindir. Beklemenin korkunç zehiri öldürmüyorsa beni; seni özledigim içindir.

Yasiyorsam; içimde umut varsa, yine seni özledigim içindir. Seni bunca özlemesem, bunca sevmezdim ki !

styla45
04-20-2010, 03:35 AM
Simdi nerelerdesin? Bu sefer yazdiklarimin, yüregimin acisinin adresi yok! Satirlari yazmakta bile zorlaniyorum. Sen gideli kelime haznem daraldi. Tek basima kaldim buralarda...
Ansizin daliyorum, sürekli yollara bakiyorum ve isin aci tarafi gelmeyecegini de çok iyi biliyorum. Ah Sevgili! Çok hayallerimiz vardi. Hayata dair, aska dair, ikimizin kaybettiklerine dair. Yazik! Hayallerimiz yarida bile kalmadi.. Simdi de mi kadere atilacak suç? "Kaderde var mi?" diyerek!

Sen yoksun ama ben gene sana yaziyorum her günün ardindan(!)
Gözyaslarimi, askimi, özlemimi yaziyorum ve sevgili her zamanki gibi seni özlemle bekliyorum. Bensiz üzülme oldugun yerlerde; çünkü ben seni yüregimde tasiyorum, sensizken bile...

Kimseye söylemiyorum seni sevdigimi sana bile (!) Çünkü içimde yasiyorum seni, sen de beni... Bizim askimizin kurali da bu, bastan beri belli..

Ah Sevgili(!) Özledim be seni.. Geleceksin biliyorum ve sabirla bekliyorum. Çünkü seni ölümsüz bir askla seviyorum.

styla45
04-20-2010, 03:35 AM
Sevgiliye.......... Her aşk kendi masalını yarattı; beni perilere bıraktı, seni kaf dağının ardına attı derler ya hep

Benim sevda yolculuğumda sen en güzel masaldın ya. Hani herşeydin ya, hani hep yanımdaydın ya....
Yada belkide hiç yoktun, ben sadece var olduğunu düşünmüştüm....

Hiç yaşanmamış bir sevdada, sen hiç yaşayamadığımdın...

Yüreğim ellerinde ne güzelde duruyordu... Sen alırken sormamıştın.. Alıp gittiğinde ben sormadım. Biliyordum geri vermeyeceğini versende yüreğimin geri gelmeyeceğini biliyordum..

En çok sende güzeldi En çok senle güzeldi....

Bırakıp gitiğin günden beri kaç gece gecti saymadım, bu yorgun bedenim buna nasıl dayandı hıc anlamadım..Bilgiğim tek sey vardı... Sen vardın yanımda, yalnızlığımda, korkularımda, gözyaşlarımda ve aldığım her Nefeste

Sen Nefesimdin.....

Gittin.... Gittiğinden beri hiç yazmadığım cümleler döküldü yüreğimden... Gidişinin ve senin adına...
Dön diye değil, Sev diye değil... Sadece Bil Diye.....

Sende yüreğimin seni nasıl sevdiğini bil diye... Anladın mı?

Anlamadın değil mi? Boşver anlama... Önemi yoktu değil mi, önemi yoktu senin için akan yaşların ve senin için solan bakışların...
Kac bakış solmustu ugrunda ve kac göz kurumustu yolunda....

Sen Sevdaya Tutsak; Ben Sana
Sen Aşka Aşık; Ben Sana
Sen Sevilmeye Mahkum; Ben Sensizliğe
Sen ve Ben Farklı Yollarda

Sonsuzluğun getirdiği aşk olsun kağında ve kainatın getirdiği mutluluk olsun yolunda ve aradığın olsun ömrüne ömür eklediğin....

Sen Mutlu Ol Sevdiğim Onun Kollarında ve Sonsuz Olsun Sevgin Bu Uğurda

styla45
04-20-2010, 03:35 AM
Sevgilim ...

Sen gideli kaç saat oldu ? Kaç gün geçti, kaç hafta..? Saymadım.. Bana yüzyıllar geçmiş gibi geliyor. Son anda sen giderken gözlerinin buğusunu bıraktın.. Şimdi sis içinde bütün dünya. Çiçekler gözyaşlarımı içti, sen onları kırağı sanırsın, çiy sanırsın.. oysa hepsi benim gözyaşlarımla ıslak..

Sevgilim özlüyorum seni.. Bir balta indirildi, içimden bir ağaç köküyle devrildi. Gözlerimden akan yaştan belli değil mi, içim kanıyor. Özlem bir bulut gibi sarıyor beni, kuşatıyor . Seni sevmek bir sonsuzluk gibi büyüyor içimde. Haftanın her gününe, geçen her saate senin adını verdim. Senin adınla başlıyor mevsimler, yıllar sen varsan içinde, geçerli...

Özlem bir yağmur gibi yağıyor üstüme. Damlalar yüreğime vuruyor. Gecenin karanlığında bir başınayım.Uykularım bölük pörçük. Bütün rüyalarımda sen.. gözlerim kapanır kapanmaz gözlerin yaklaşıyor. Sonra bir rüzgar alıp seni, benden uzaklara götürüyor.

Geceler boyu sabahlayıp uğruna, boşluğa düştüğüm sevdiğim, bir tanem, gözbebeğim.. Yüreğimden mühürlendim sana.. Şiirler havalanıyor kuşlar gibi, şarkılar ağlıyor yokluğuna.. Sevgilim hayatı sende buldum ben, tükenirsem sen tüketirsin beni.

Yoksun, gittin, tek başına koydun... Bu nasıl bir özlemdir, kendi gövdem ateşten bir gömlek.. yanıyorum..Yetti artık, yetiş n'olur dayanamıyorum.



Ya işte öyle buda aldığım maillerden birtanesi napsak acaba???

Bunu yollayan sevgilim diil ama neyse...
siz buraya koyulmasını uygun gördüyseniz öyle olsun...

styla45
04-20-2010, 03:35 AM
Bu gün dışarı baktığımda; esen yağmurun tazeliğini en ücra, en unutulmuş damarlarıma kadar içime çektiğimi
ilk kez anımsadım.
Farkındalık bu olsa gerek.
En küçük çiğ parçasına kadar tüm benliğiyle ıslanmış yaprakları düşündükçe,
her yarimin nem tutmuş olduğunu hissettim.
İlk kez ıslak sokaklarda pervasızca yürüyen bir kediyle beraber,
çıplak ayak soğukluğuna estim dünyanın.
O kokuyu -insanın içine huzur verentoprak kokusunu- yağmula beraber ilk kez çektim içime.
Acaba ağaçlar üşüyor mudur?
-Battaniye veriyim mi?;p
Ya da kediyi nescafe içmeye davet etsem gelir mi?
Ehe!.. Bilinmez...
Peki ya bulutların dili olsaydı; ne anlatırlardı acaba bize?
Bu kadar soğuk, nemli ve çürümeye yüz tutmuş bir kaç kelime mi fısıldarlardı içimize?
Peki ya bulutlar; yağmur olup yağmak yerine bizlerle konuşsalardı,
kelimelerle yok olup gider miydi anlattıkları?
Yine hissettire bilirler miydi bu ıslaklığı, bu apansız duyguları? =(
Sanırım Hayır...
İşte hergün içime yağan bu hüzünle dışarıya kanamak için kırdım aynaları,
kağıtlara akıttım içimi, kan oldu kelimelerim,
kanadım belki dünyaya ama ya en fazla şiir dendi
ya da aynı bu yazı gibi bir kaç sönük kelimede kaldı içim, mutluluğum, benliğim, kanım, vs. vs... =(
Peki ben ne zaman bulut olacağım?
Ne zaman içimden geçenleri tüm benliğiyle, tüm ürpertiyle, tum soğukluğuyla anlatabileceğim dünyaya, ağaçlara, kuşlara..?
Ya hep kedilerle yürümek zorunda kalırsam?
Acaba ağaçlar hala üşüyor mudur?
Yine saçmalık!... ='(
Peki ya ''... bulutları pembeye boyasam, Yağmur pembe yağar mı?...'' =(

styla45
04-20-2010, 03:35 AM
Bir başıma bu kentin sokaklarında yürüyorum. Üşüyorum. Ne kadar uzaksan bana o kadar soğuyor hava. Sen yoksa, sıcaklık hep mevsim normallerinin altında. Bu yüzden meteoroloji raporları umurumda bile değil. Kar mı yağıyor yoksa yağmur mu bana ne? Ben senin hasretinle sırılsıklamım zaten,daha ne kadar ıslanabilirim ki?

Burada mısın değil misin belli değil. Bazen gidişlerin kahramanı oluyorsun, bazen sonsuz kalışların. Doyumsuz gecelerdesin kimi zaman, bazen de yalnız karanlıklardasın. Bitmek bilmez bir şarkısın ama ben mi notaları yanlış basıyorum da sen bu şarkıyı söyleyemiyorsun? Neden susuyorsun?

Aşkın sessizliği ne kadar korkunç olur bilir misin? Bir tek kelimeye hasret geçen gecelerin hesabını soracağın kimse de yoktur üstelik. Kendi kendiyle konuşana deli derler ya, beni çoktan akıl hastanesine kapatmaları gerekirdi. Hem de iflah olmaz hastalar bölümüne…

Yokluğuna alışmaktan korkuyorum,ne kadar kötü… Yokluğunu yürüyorum sokaklarda. Yokluğunu içiyorum kadeh kadeh. Hiç gelmeme ihtimalin bir idam mahkumuna dönüştürüyor beni. Hiçbir şey yapmadan beklerler ya hücrelerinde, ölümün soğuk nefesini hissederek… Anlamlı olan bir şey yoktur onlar için.Belki de bir an önce ölmektir akıllarından geçen ,bu bekleme işkencesi bitsin diye…Bu yokluk hissi öldürecek beni…

Gelebilme ihtimalinse yüreğimdeki kuşları havalandırıyor,kanat seslerini duy. Gelmek iste bana. Bir görsem yüzünü,ah bir dokunsam sana…

Göreceksin,sevdanın çiçek çiçek açtığını umudun bir yangın gibi alev alev ikimizi birden sardığını. Anladım ki mümkün değil seni sensiz yaşamak. Ben o gönlü genişlerden değilim. Madem içimdesin, yüreğimde taşıyorum seni,o zaman yanımda da olmalısın. Sensiz yaşanmayacak bu aşk ötesi yok..

Şimdi yalnız geceleri seviyorum. Seni yıldızlarda buluyorum. Daha bir dayanılır oluyor sensizlik sancısı. Mümkünü yok çıkmayacaksın aklımdan, bu yüzden gece, el ayak çekilmişken, hiçbir ses yokken sen ve gece.. Zaman geçer,her şey unutulur, bir örtüyle kaplanır acılar ama… BİR TEK SENİ UNUTAMAM..

styla45
04-20-2010, 03:36 AM
Sana hiçbir şey söylemek istemiyorum. Bütün sözcükler yetersiz.. Hiçbir şey yazmak istemiyorum. Engin denizlerde kulaç attığım, üstüme gökkuşağını kuşandığım bu aşk yalanmış. Şimdi karanlık sularda boğuluyorum. Gökyüzü kurşun gibi ağır. Ne yana dönsem yalan. Gülüşler yalan, vaatler yalan..İnsanlar yalan. Ben seni mi sevdim..Senin gözlerinle mi baktım dünyaya.. senin ellerinle mi çiçek derledim.. sevinçti, aşktı göğsüme bastım. Kocaman bir yalanı seninle mi yaşadım?

Gözlerine baktığım zaman cennet bahçesine geçerdim.. Bir aldatmacaymış, kötü bir rüya.. Kötülüğün bile bir yüzü vardır, bir görünüşü.. ama en beteri buymuş.. bu aldatmaca. Bir masal olsaydın razıydım, bir şiir olsaydın, alır saklardım.Güzel bir yüz kalırdı senden geriye, hoş bir anı.. kimsenin dokunamıyacağı bir tarih. Ama hiçbir şey kalmadı.. Bir yokluğu varsaymışım. Bir HİÇ’e sarılmışım. Çölde serap bile değilsin. Serabın gizli ışığı vardır. Sen ışığı yutan karanlık.. bir kör kuyu.. Ben kör kuyularda kaynak suyu aramışım.

Nasıl olsa biterdi bu aşk. Ama unutulmaz bir hatıra, gençliğin en güzel anısı olarak kalsaydı.. Sen hiçbir şeyin değerini bilmedin. Kökün çürük, yaprağın kül, meyvan zehirmiş. Ben seni aşkın yerine koymuş aldanmışım. Kabahat sende değil, ben insan tanımamışım.

Sana karşı öfke duymuyorum, kırgın değilim, kızgın değilim.. Çünkü sen zaten yokmuşsun. Asıl kızılacak kişi benim.. Küçücük bir toz tanesini bir mücevher sanmışım. Senin ihanetin bana koymadı..Beni kahreden, beni yokeden, beni bin pişman eden tek şey.. bir aşk yaratmış tek başına yaşamışım. Sen zaten yokmuşsun ki.. senin neyine yanayım?
HAYATTA ÖYLE MUTLU OLKİ, GÖZYAŞLARINDAKİ MUTLULUK, MUTLULUĞU ARAYAN MUTSUZLARA, ÖRNEK OLSUN....

styla45
04-20-2010, 03:36 AM
Birtanem bu gece de yalnızım..Düşünüyorumda..Bazen acım oldu seni sevmek , bazen en güzel tebessümüm..

Bazen içimde bir sızı bazen mutluluğum...Bazen herşeyim bazen hiçbirşeyim oldu...ama vazgeçemedim! Seninleyken bazen kalabalıklar içinde bazen yapayalnız oldum...

En umulmadık anda sevdim seni , en vurdumduymaz , en sağır ve en körleşmiş taraflarımla...O gece ay tutuldu ve güneş hiç yaklaşmadığı kadar çok yaklaştı dünyaya...Oysa benim çekim alanımda bir tek sen vardın bir de yalnızlığıma ortak sesin , vazgeçemediğim gözlerin vardı hemen yanıbaşımda...

Ve herşey seni sevmekle başladı...Hayat bazen herşeyden vazgeçmek oldu , bazen bir senden vazgeçememek...

Tek zaafım sen oldun ömrümce , bir sana dönemedim sırtımı ve kapıyı çekip hızlıca gitmek hiç aklıma gelmedi! gelmeyecekte...Herşey seni sevmekle başladı...

Dünya asla bir toz bulutu olmamıştı zaten.

Sevmek diye bir şey varmış ve sevince iliklerine kadar hissediyormuş insan varlığını , tüm acıları ve sevinçleri bir anda yaşayıp tüketiyormuş . Varlığın ve yokluğun... ikiside bazen öyle zor ki! Keşke biraz olsun anlatabilsem sana , paylaşabilsem acılarımı seninle , kıyamam ki... Hiç susma istiyorum yanımdayken , aklından geçen herşeyi bilmek istiyorum , hayallerini , korkularını , sakladığın kendini ve kendinden bile kıskandığın sevdanı anlat istiyorum.Zannederim ben seni seveli asırlar oluyor kara kızım ben yeni anlıyorum..

Unutma sevdiğim unutma hiçbir direnişimi ve teslimiyetimi unutma.Şimdi sana cevabını veriyorum aklındaki bütün sorularının...Her ayrıntım sende gizli benim.Sana verdiğimden başka ben yok ki bende..

Anla canımın içi DELİ GİBİ SEVEN bir ruhun karşısında kaç aşk dimdik durabilir.Seni sen gibi seviyorum..

styla45
04-20-2010, 03:36 AM
Her gidişine ayrı bir anlam yüklüyorum,yapma tanrı aşkına! Ya hep kal benimle söz etme gidişlerinden,ya da silinsin ismin de cismin de...Oynama benimle dengemi bozuyorsun.Aşkı yaşayacak yürek bırakmıyorsun insanda,böyle degildin sen...Bittiyse heycanın bileyim bende."Seni cok seviyorum"diye başlayan ve "Ama.." ile devam eden cümleleri duymaktan bıktım.Seviyorsan seviyorsundur,aması olmaz bu işin.Üstelik bir cümlede "Ama" varsa bir önceki yargının hiç bir hükmü yoktur artık."Seni cok seviyorum; ama,birlikte olmamız imkansız..."İmkansız diyebiliyorsan eger sevmiyorsun demektir.Bahanelerin arkasına sıgınma.İnsanların hayatına sorgusuz sualsiz girip,darmadagın eden,sonra da hiç birşey söylemeden gitmeye çalışanlardan nefret ediyorum.Böle misin sende ?Gerçekten gitmek mi istiyorsun ?Yürekli ol biraz,haydi konus.Söyle gitmek istedigibi.İki çift sözü haketmedimi bu aşk ?Yaşanılan bunca şeye hiçmi saygın yok ?
Ah ben,niye yanılıyorum hep ? Niye tam "İşte bu" dediklerim sömürüyor aşkımı ? Biraz dahamı katı olmalıyım ? Biraz dahamı kapalı tutmalıyım kapılarımı ? Bazen bu dünyadan olmadıgımı düşünüorum.Bu devrin adamı degilim.Oyun ceviremiyorum,hesap yapamıyorum,kuralları bozamıyorum...Bana ait olmayan kişiliklere bürünüp bir plan dahilinde hareket edemiyorum.İnsanız biliyorum,hepimizin zaafları var,hepimiz egolarımıza boyun egebilioruz.İyide hep beni mi bulacak bunlar ?
Hiçbir kavgaya yer vermeden,hiçbir hesabı düşünmeden açsaydın bana yüreğini,işte o zaman görürdün bir aşkın nasıl efsaneye dönüşebildigini.Sen gözlerini kapıyorsun,bir sen varsın,başka hiç kimseye bakmıyorsun.Herşey senin çevrende şekillenmeli,herşey sana göre düzenlenmeli.Beceremiyorum kusura bakma...Aşk, tam teslimiyet ister.Kedini aşkın kollarına ya bırakırsın yada bırakmazsın."Bir yanım dışarda kalsın" dedigin noktada aşkı bogarsın.Yok edersin o güzelim duyguyu.Bu yüzden hep cesurların işidir aşk.Kaçışları,yalanları,aptalca oyunları kabul etmez.Aşk; saf,duru insanları sever.Kafasında binbir tilki dönenler aşkı yaşayamaz.Arınmalısın.En saf,en duru haline dönmelisin ki yaşayabilesin aşkı.Kısacası sevgilim,sana göre degil bu iş.Senin yolun acık olsun, BIRAK AŞK BANA KALSIN.....






************************************************** *****






İlk mektup tadında yazılmalıydı,bir aşkın son satırları da.
Sana ilk mektubum say bunu da.Belki seni çok özleyeceğim
ama bil ki seni hep çok sevdim ve her zaman seveceğim..

Seni çok seviyorum,her zaman seveceğim.Bin kalbim olsa sana hepsini vereceğim.
Bir gün kaparsak gözlerimizi,son hıçkırık göklerde buluşturacak bizi

Sana bu kez okeyden çaldığımız taşları değil,yüzünün kıblesine okuyamadığım duaları yazdım.
Ne ezberleyip unuttuğumuz hicaz şarkıları nede zulada söndürdüğümüz sigaraları.
Beyaz yalanlarımızın ince hesaplarınıda değil yıllardır içimden sayıkladıklarımı yazdım sana
idamımın son dileğine taşıyamadığım itiraflarımı çaldığım yıllarımı yazdım bu kez sana.
içimin en iç yanığı sakin ağlama sen yokluğumu da at pencereden simdi ve okuduğun her satırda yırt beni duvarlara astığın her asi sitemini tak pesimde gönder hadi içimin acıyan yüzü sakin ağlama sen ağzından her kaçanı ezberle sadece ve söyleyemediğim diğer yalanları da bu mektup Allah ın emriyle bu mektup sana tüm hasretimle.

Seni çok seviyorum,her zaman seveceğim.Bin kalbim olsa sana hepsini vereceğim.
Bir gün kaparsak gözlerimizi,son hıçkırık göklerde buluşturacak bizi

Tıpkı gözlerinin renginde mürekkebim.Satırlarım bahtımın karanlığında
Kaybedilmiş bütün savaşlarım adına yenilmişliğin mahcup cesaretine sığınıp ta sensizliğe ve hep sessizliğe biriktirdiklerimi içimde dağları deviren gizleri yazdım sana
bir gün bu hikayenin biteceği de aslında hep aklımda
sana veremediğim bütün sözler artık son satırlarımda..

içimin en iç yanı bendeki bir enkaz yığını
seni terk etmenin bile başkaydı tadı
sana hasretlenmek zaten bana mubahtı
baksana bu ayrılık ikimiz ede çok yakıştı

içimin acıyan yüzü sakın ağlama sen bendeki bir ayrılığın hüznü
sende kaybetmişliğin acı telaşı
inan seninki çabuk geçer ama benim ayrılığım
kim bilir,kim bilir kaç ömür sürer

Seni çok seviyorum,her zaman seveceğim.Bin kalbim olsa sana hepsini vereceğim.
Bir gün kaparsak gözlerimizi,son hıçkırık göklerde buluşturacak bizi.....




************************************************** *****






[Bir yaşanıla(maya)nın parantez içleri]
Soğuktu hava o zaman da şimdiler gibi ama biz üşümezdik. Karların altında
hastalanmaktan korkmadan oyunlar oynardık. Ben en çok saklambaçlarımı severdim,
seninse yorulmaz çocuk heveslerin vardı. ama ben öyle yorgundum ki ve sen
öylesine masumdun. Teleferiklerden yeryüzünü izlemek gibiydi seni sevmek;
eğlenceli ve ürkütücü. Yükseklik korkum nüksederdi sana bakarken (ürperirdim
aniden; a çocuk ya tutmak isterken sen de benimle düşersen)

Evet itiraf ediyorum muzip bir çocuk gibi sevdim seni ve utanıp yenemedikçe
kendimi seni gönderdim. (Bu yüzdendi; buradaki yanlış benim değil deyişlerine
hak verişim. Bilmiyordun ki gönüllü bir yanlış olarak ben yeterince kendimin
bile değildim) Acıtmak için sarf edilmemişti sözlerim çocuk bakışların aldanıp
da küsmesin istedim. Bu yüzden gitmeni hiç engellemedim. Aslında kalmanı hiç
düşlememiştim.

Sonunda seni de ürpertti değil mi, kendime terk edilişlerim? Bu yüzden mi bana
kendimi ödettin (Gitti gözleri zafer parıltısı çocuk gülüşümü elinde
taşıyıp)....

..... Gel diyemezsin şimdi bana; çok zor sevdim kendimi yeniden. Hem gelsem
üstünü örtsem ne fark eder; uyandığında yine ben olmayacağım ki. Bu gece sabaha
kadar seni beklesem ne fark eder; yarınımızda biz yokuz ki. Masallar anlatsam
yeniden bize dair ne fark eder; İnanmadığın masallar korkularını savuşturamaz
ki. Hem artik öğrenmelisin; sen de üşürken uyuyabilmeyi benim gibi.(Sorguların
hala bitmedi mi? Anla artık sana dairliğim tükendi)

Şimdi dön diyemezsin bana. Sen de biliyorsun açılmamacasına kapandı valizler ve
duvarlardan söküldü, bir zaman geçmek bilmeyen saatler. Ardında öylesine bir iz
kaldı sadece, Bir de ikimize rağmen karartılamamış gülümsemeler.

Bak son yazısı da belirdi, perdelerdeki ışık dindi. Anladım devam edebilmek için
affebilmek gerekli her şeyi. Ben affedebildim ikimizi. Hadi sen de affet beni.
Kar yağarken başlayamamıştık; kar yağarken bitsin bari. (Tam da şimdi, hadi son
kez öp duvarlarını ve son kez çarp kapıları. Hem bırak artık uyusunlar; yoruldu
kelimelerimin anlamları)






************************************************** *****






Kime ya da niye,

Kahrediyor beni her gözgöze geldiğimizde bir şey söyleme ya da bakışlarımı kaçırma zorunluluğu... Oysa ben uzun uzun gözlerine bakmak istiyorum ve o masum yüzünde dolaşmak. Ama bir türlü beceremiyorum, saklanıyorum, kaçıyorum hep... Öylece arkandan bakakalıyorum ve son bir kez dönüp bakman için defalarca yalvarıyorum...

Sen kayboluyorsun ve hayatımdaki tüm renkler soluyor yeniden. Siyah beyaz yüzler, siyah beyaz gülüşler, ağaçlar, kuşlar ve simsiyah ben kalıyorum geriye; yüzümde saçma bir ifade, gözlerimde anlamsız bakışlar, içimde garip bir hüzünle...

Sonra sahte mutluluklar, tebessümler göstermeye çalışıyorum sana, kendime, hayata karşı, ama içim kan ağlıyor her seferinde tıpkı öleceğini bilen bir hasta gibi...

Yağmur umuduyla bekliyorum hep bir sonraki saniyeyi çünkü bir tek ona anlatabiliyorum derdimi ve bir tek onun yanında ağlayabiliyorum hıçkıra hıçkıra. Ve sadece yağmur yağdığında dinleyebiliyorum dünyanın en güzel şarkısını...

Yalan diyorsun her şey; sen, ben, biz, herkes yalan. Peki gerçek değil miydi akan bu gözyaşları ve boşa mıydı o anlık göz temasları?..

Şimdi ben ölümünü bekleyen bir mahkum gibi her şeyi bir yana bırakıp, o son cevabı bekliorum ve sen hayatımın bağlı olduğu ipin ucu elinde olan bir cellat gibi vereceğin cevabı...

Lütfen uzat elini, ya da bırak ipin ucunu cevabı beklemeden...

Lütfen uyandır beni bu rüyadan, ya da izin ver sonsuzluk olsun son rüyam...

Lütfen elini uzat...





************************************************** *****




Her sensizlik akşamının başlangıcıdır bu şarkı.Yerine sevememle başlayan,Ustume Basıp geçme ile devam eden ve ağlamam ondanla biten...
Her gece yanarmış gibi yataktan kalkmaya ve yanıldıgını anlayıp bir sigara yakmaya benzer seni unutmaya çalışmak,niyet nedir akıbet ne olur?????
En başta sanki umrunda değilmiş gibi davranır,hergun gittiğin cafe ye gider,hergun içtiğin çayı içer oradan çıkıp sahile gidersin.Elini cebine attıgın sırada isteğinin aksine sigara değil tükenmiş,yıpranmış,unutulmuş umutların çıkar içinden.Havadan heralde deyip kalkarsın oturdugun yerden,fakat ne havadan ne hergun içtiğin çaydan,sen gittikten sonra olur bunlar...
Kabullenmedim en başında,hadi be dedim kendi kendime ne var sanki unutamayacak bunda,diğerleri gibi o da,''etten kemikten bi insan'' dediğim her zamanın akabininde gözyaşlarımla beslerim umutsuzluğumu ve yaşanmışlığı...
''Gururluyumdur bilirsin,artık dönmem sana'' diye başlayan her cümlemin,sana söyleyeceklerimin her provasının ardından kendime koca bir ''S.ktir'' çekerim,ee ne de olsa yalanı sevmem bilirsin.
Birgun gelecek,uyanacagım senin sesinle ve sen bana ''Uyan,uyan saat kaç oldu hala uyuyorsun,hani bugun ...... ya gidecektik'' ümidiyle uyuyorum ancak,başka türlü kapanmıyor gözlerim seni bekliyor onlarda kalbim gibi...
Oyle yada boyle,iyi yada kötü,dogru yada yanlış,bana göre yada değil,benim sana söyleyebilecek tek bir sözüm var,''Ne kadar surerse sursun,ne kadar bekletirse bekletsin beni bu yanlızlık,ne kadar yorarsa yorsun beni bu sensizlik'',
''YERINE SEVEMEM''...

styla45
04-20-2010, 03:36 AM
Seni seviyorum, çünkü her sabah kalktığımda bir günü daha seninle geçirecek olmanın mutluluğunu yaşatıyorsun bana. Ben her güne seninle başlıyorum, seninle bitiriyorum…

Seni seviyorum, çünkü seninle her gün hayatı yeniden keşfediyorum. Bana her gün keşfedilecek bir şey sunuyorsun mutlaka. Soluksuz keşif maceralarının yorulmaz kaşifi oluyorum…

Seni seviyorum, çünkü beni dünyanın en mutlu insanı yapıyorsun. Mutluluğa yeniden ad versem, senin isminle anarım…

Seni seviyorum, çünkü en güzel zamanlarımın sahibisin sen. Seninle geçirdiğim kısacık anlar bile unutulmaz oluyor. Bitmesin istiyorum. Ya yoksan? İşte o zaman akmaz oluyor dakikalar, bir işkenceye dönüşüyor zamana katlanmak…

Seni seviyorum, çünkü bir ressamın çizebileceği en güzel tablosun sen. Renklerinle büyülüyorsun beni, hayran hayran bakıyorum sana. Ya da bir şairin yazabileceği en anlamlı şiir, sevdayı ve aşkı anlatan…

Seni seviyorum, çünkü yıllardır sakladığım aşk sözcüklerini ortaya çıkardın. Kıymet bilmez yüreklerden sakındığım o sözcükleri şimdi korkmadan, gururla söyleyebiliyorum. Biliyorum ki bir tek sen hak ediyorsun onları…

Seni seviyorum, çünkü aynı anda tüm mevsimleri yaşatıyorsun bana. Ellerini tuttuğumda yaz, saçlarına dokunduğumda bahar. Beyazlığınla kışımsın, aşkımızı sulayan bereketli yağmurlarınla sonbahar…

Seni seviyorum, çünkü sorgulamıyorsun yargılamıyorsun beni. Olduğum gibi kabul ediyorsun, hatalarımla zaaflarımla. Değiştirmek yerine anlamaya çalışıyorsun beni…

Seni seviyorum, çünkü korkmadan açıyorum yüreğimin kapılarını sana. Biliyorum ki hoyrat davranmayacaksın, biliyorum ki kanatmayacaksın yüreğimi...

Seni seviyorum, çünkü içimdeki yaramaz çocuğu ortaya çıkarmayı biliyorsun. Benimle çocuklaşıyorsun sen de. Hayatı bu kadar ciddiye alanlara inat oyunlar oynuyoruz birlikte, bıkmadan, usanmadan…

Seni seviyorum, çünkü ben karanlıkta yolunu kaybetmiş, nereye gideceğini bilemeyen biriyken, ışığınla aydınlattın yolumu. Bana hayatı sundun ellerinle, aşkı armağan ettin. Geçmişe dair tüm acı izleri sildin…

Seni seviyorum, çünkü ihanet yok aşkımızda, yalanlarla örülmüş sahte duygular yok. Birbirimizi kandırmadan, en çıplak halimizle yaşıyoruz bu aşkı. Zaten aşk dediğin böyle yaşanmalı…

Seni seviyorum, çünkü beklentisiz sevmenin ne olduğunu biliyorsun."Önce sen beni sev, ben seni daha sonra severim" demiyorsun. Açıyorsun yüreğini cesurca. Cesaretinle beni kendine hayran bırakıyorsun…

Seni seviyorum, çünkü doğadaki her canlıya sevgiyle bakabiliyorsun, üşümüş bir sokak kedisi gördüğünde içinin acıdığını biliyorum. Her canlıya yardımcı olabilmek için çırpınıyorsun…

Seni seviyorum, çünkü kıskanıyorsun beni. Öyle tadında, öyle kararında kıskanıyorsun ki bu çok hoşuma gidiyor. Ne aşırıya kaçarak sıkıyorsun beni, ne de hiç kıskanmayarak umursamaz görünüyorsun…

Seni seviyorum, çünkü ne ağlarken gözyaşını, ne de gülerken kahkahanı saklıyorsun. Yüreğinin en derin yerlerinden gelen hüzünle ağlıyor, ağız dolusu gülebiliyorsun…

Seni seviyorum, çünkü benimle yağmurda yürüyorsun. Bu eşsiz romantizme ortak oluyorsun. Yağmur seni sırılsıklam etse bile o an benimle birlikte olduğun için tanrıya bir kez daha şükrediyorsun…

Seni seviyorum, çünkü küçük şeylerden büyük mutluluklar doğabileceğinin farkındasın. Hayatını hep o büyük mutluluğu aramakla geçirmek yerine, küçük mutlulukları biriktirerek kocaman bir mutluluğun sahibi oluyorsun…

Seni seviyorum, çünkü seninle sonsuza dek birlikte yaşayacakmışım gibi hissediyorum. Senin de beni sevmekten asla vazgeçmeyeceğini biliyorum. Her zaman, ama her zaman "iyi ki hayatımdasın" diyebiliyorum…

Seni seviyorum, çünkü yıldızları getiriyorsun avucunda. Sarı, sıcak güneşi sunuyorsun bana. En coşkun denizlerin maviliğini getiriyorsun. Dalga dalga yayılıyorsun içime…

Seni seviyorum, çünkü olur da bir gün, yaşadığımız bu kenti terk etmek zorunda kalırsak, gittiğimiz yerde de kendimize ait mutlu bir hayatımız olacağını biliyorum. Biz birlikte olduktan sonra dünyanın her yeri cennet…

Aşkımın büyüklüğünü, sevdamın yüceliğini anlatmaya çalıştım sana. Bunca nedenden ve bunca sözden sonra seni ne kadar çok sevdiğimi anlatmayı başarabildim mi, bilmiyorum. Sözcüklerle tarif edilemeyecek kadar derin sana hissettiklerim. Bir de yüreğimdeki kuşların sesini dinle… Belki onlar daha iyi anlatır aşkımı. Biliyorum ki, sen olduğun sürece o kuşlar hiç terk etmeyecek yüreğimi… Sevgilim, ben seni yaşıyorum, seninle yaşıyorum. Çünkü… Seni Çok Seviyorum…

styla45
04-20-2010, 03:37 AM
Üşüyorum:hüzün şarkıları söyleyen bir Sonbaharın zemheriye dönüşmesinin verdiği, fani bir üşüme hissi değil bu sevdiğim ve ellerim buz kesmiş olmasına rağmen, ıssız bir gecede yokluğuna mahkum bir ruhla seni yazarak unutuyorum üşümüşlüğümü...
Yoruldum artık biliyor musun? Tek taraflı bir hayatı omuzlamaktan, hayatın yükü altında ezilmekten; birilerini arayıp sormaktan, anlatamayıp dinlemekten, sevmekten, seni beklemekten, her yeni güne belkilerle başlamaktan, sadece hıçkırıklarımı kendim duymalarımdan yoruldum ve sefaletin zincirleriyle hapsedilmiş bir aşkın yalnızlığında tükendim. Sabret diye diye erittim sabır taşlarını, bir an ümitsizliğe düşsem hayalin çıktı karşıma, gözlerine baktım ve kendimi yerli yerinde bulunca güzel gözlerinde, güç aldım acıların binlerce çeşidine karşı ama sabredecek gücüm kalmadı, hayalinin gözlerinde duramadım sevgili.

Oysa ki nasıl da ihtiyacım var sana, bilemezsin. Sarılsan bana bir annenin evladına gösterdiği o kutsal şefkatle, başımı göğsüne yaslasam ve yiten ümitlerimin ayak seslerini duysam kalbinin atışında, içine düştüğüm çaresizlikle birlikte sana sımsıkı sarılırken, sıcaklığını hissedip boğazıma düğümlenen ve içimde yankılanan hıçkırıklarımı özgür bırakıp ağlasam. Sen saçlarımı okşasan bir babanın nasırlı elleriyle oğlunun saçlarını okşadığı gibi ve ben içimdeki zehiri nehir misali akıtsam ne güzel olurdu sevgili. Ama yoksun işte ve ben bunların hepsi bir hayalden öteye gidemiyor, ne acı değil mi? Dostlarım, bugüne dek hayatıma giren tüm sevenlerim, değer verdikçe canımı alan sevdiklerimin yokluğu kadar gerçek yokluğun...

O kadar yalan ki insanların gülümsemeleri, o kadar menfaatperest olmuş ki yeryüzünde herhangi bir anı paylaştıklarım, artık alınacak bir canım, bir parçam kalmadığı için bir anda yok oluverdiler. Bir fotoğraf geldi gözlerimin önüme şimdi, kimdi hatırlamıyorum o fotoğrafı çeken, hatırladığım tek şey var ardında akbabanın olduğundan habersiz bir Afrikalı çocuğun çaresizliği ve resmi çeken kişi intihar etmişti sanırım o anı o karede ölümsüzleştirdikten sonra... Çünkü o çocuk ruhunu akbabaya teslim etmişti. Çaresizliğim o Afrikalı çocuğun ki gibi ve azabım o fotoğrafçınınkiyle aynı derecede acı verici, sevdiğimi sunduğum kim varsa sevgili, hepsi birer birer o akbaba gibi olup çıktı. Ama ben şimdiye kadar savaştım hayalinin sayesinde, bir yerlerde var olduğun ümidiyle yaşadım, seni delice sevdim ve yokluğunda bile seni içimde yaşattım her nefes alışımda... Ta ki, bu yazıyı kaleme aldığım şu ana kadar dayanabildim, bu saate kadar sen gelmedin, ruhumu akbabalara teslim ediyorum, gelsen de kurtaramazsın artık...

Herkes bayram sevinci yaşıyordu sevdiğim. Kim bilir sen de yaşadın belki, kutlu olsun geçmiş bayramın ve gelecek olan bayramların ve ben bu bayram sabahı yine sessizce ağladım. Her bayramda olduğu gibi.... Kimsesizdim, çalmadım kimselerin kapılarını, kimsesizliğim kapımı çaldı, kapattım kendimi hücreme, gecenin karanlığına gizlenip çıktım dışarı gece saklar beni diyerek, kimsesizliğimle bayramlaştım, yalnızlığımın elini öptüm, sefaletimi bir tabakta sundum şeker tadında firari ruhuma...

İçini karattım değil mi? Affet beni sevgili, inan ki bunun tek sebebi; kimsesizliğimden, kalabalıklarda bile yalnızlaşmamdan, sefaletimin bana sunduğu çaresizlikten ve bir sen kaldın bu çaresizliğin ortasında tek dayanağım, içimi dökebileceğim, yazarak yaşadığım bir sen varsın, sadece sen anlarsın beni, dilinde zehir zemberek kelimeleri cansız kağıtların bedenine aktarırken sıcaklığını hissettiren ve seni bana getiren kalemimden başka tek sen varsın beni anlayabilen, beni terk etmeyen bir sen kaldın. Affet!
Sonuçta bende insanım, sana toz pembe bir dünya vermek, seninle toz pembe düşler kurmak isterdim. Gerçekliğinle el ele verebilseydim, iyi bir Ferhat olurdum ya da aşk ile yanmaların ötesine geçmiş bir Mecnun olurdum uğrunda, şüphen olmasın. Seninle gezmek isterdim, sen ne istersen alabilmek, gözlerine bakarak geceleri şiirlendirmek isterdim; bir yuvamızın olmasını, çocuklarımızın şen kahkahalarıyla şenlenmek, sen olunca yanımda üzülmelerin bile bir anlamı olurdu eminim. En çok neyi isterdim biliyor musun sevgili? Seni yazmak yerine yaşamak olsaydı kaderimde, ölüm kederlendirmezdi beni, doya doya yaşardım seni ve o an ölümsüzleşirdim.

Kaç zamandır yokum kendimde, kaç zamandır yoksun. Ne ben alışabildim sensizliğe, ne tütün kokusu sinmiş odam alışabildi hayalinsizliğe... İnan çok gücüme gidiyor; öykülerimde can bulan kadınların senin yerine beni sahiplenmesi ve kimsesiz sokaklarda attığım her adımla sen uzaklaşıyorsun sanki, bunu düşündükçe, sensiz kalmak gücüme gidiyor sevgili. Gözlerimi açmak bile istemiyorum, sensiz bir güne başlayacağımı biliyorum ve onulmaz yaralar açıyor ruhumda, gözlerimi açmıyorum bende, tüm dünya beni uykuda biliyor, oysa uykuyu unutalı çok oldu.

Hayalinde can bulan gülüşünü özledim. Kendimde unuttuğum ne varsa bulduğum hayalini özledim. Seni çok özledim, özlemlerim işgal edince yüreğimi, delice bir istekle, Neroncavari bir arzuyla bu şehri yakmak istedim, vazgeçtim daha sonra; eğer ateşe mahkum olursa bu şehir bende yanarım, bilmekteyim yanmaların acısını ama senin bu acıyı bilmeni istemiyorum sevgili. Sen yanmaları bilme, sensizliğimde yanmalarımı bilmediğin gibi... Bilme!

Nasıl da huzursuzum. Evimin çatısına tüneyen bu baykuş, Azrail’in habercisi gibi, ölümün yaklaştığını haber veriyor sanki, annem hastalandı yine, ayağı tutmaz oldu. Ben çaresizim, sefilim ve sefaletime bir aşkla seni dahil etmekten, sonrasında kaybetmekten korkuyorum. Daha bin bir çeşit dert başımda, görsen tanıyamazsın beni, genç yaşta karlar yağdı saçlarıma... Sıkıntılarda sevinçlerin olduğu gibi biz insanlar için. Geçecek elbet bu günler, seni kocaman bir gülümsemeyle karşılayacağım bir gün sevgili. Bekliyorum seni, unutma beklemelerimi. Seni seviyorum

styla45
04-20-2010, 03:37 AM
Kendine iyi bak bir "veda" degil "elveda" cumlesidir cogu zaman. O uc kelimeden cok daha fazlasini gizler icinde...
"Kendine iyi bak. Cunki bundan sonra ben yaninda olmayacagim. Olamayacagim.
Istesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum
ve benden sonra da mutlu olmani istiyorum.
Olurda bir gun donersem seni iyi bulmak istiyorum.Kendine iyi bak.
Cunki bundan sonra kendinden baskasi olmayacak yaninda sana bakacak. Ben olmayacagim.
Kendine iyi bak ve beni dusunme. Cunki ben de seni dusunmeyecegim artik.
Arama sakin beni, yazma, cunki ben yazmayacagim. Sil beni yureginden, cunki ben silecegim.
Fakat, yasanilan, paylasilan guzel seyler hatirina sana yurekten mutluluklar diliyorum.
Ve ben bir daha donmemek uzere gidiyorum.
"Kendine iyi bak. Aramizda gecen herseye ragmen benden sonra iyi oldugunu bilmeyi
tercih ederim.
Aslinda bilmem cok onemli degil, iyi oldugunu varsayacagim ben.
Seni bir daha asla gormemek uzere gidiyorum ben, seni kendinle basbasa, yapayalniz birakiyorum ben.
Biliyorum kendini birakacaksin benden sonra, o yuzden iyi bak diyorum.
Aslina bakarsan, cok da fazla umursamiyorum."
Kendine iyi bak, derler ve giderler.
Tutkuyla sevenler, bazen birden fazla soylerler
bunu.
Cunki onlari ayirmak, eti tirnaktan ayirmak gibidir.
Kolay kolay kopamaz onlar, surec cok aci vericidir, yurek parcaliyicidir.
Her seferinde azalan umutlarla geri doner ve yine Kendine Iyi Bak gozleriyle ayrilirlar.
Ta ki umut da, sevgi de tukeninceye kadar Taki son elveda mezar sessizligine burunuceye kadar
Tutkunun otesinde sevenler, bir kez Kendine Iyi Bak derler ve giderler.
Onlar eti tirnaktan ayirmak yerine olumu yeglerler.
Onlar bu aciyi bir
kezden fazla kaldiramayacaklarini bilirler.
Kendine iyi bak, derler ve giderler.
Bu sozlerin icinde ihanet yok, hic bir zaman olamaz derler ve giderler.
En buyuk ihanet degil midir aslinda seni seveni, ihtiyaci olani yuzustu birakip gitmek.
Kendine iyi bak, derler ve giderler. Seni suskunluga mahkum edip giderler.
Seni parcalara ayirip, en buyuk parcayi yanlarina alip giderler.
Seni senden alip giderler.
Daha kotusu suclayamazsin onlari tum bunlar icin.
Kendine iyi bak deyip gidenin gecerli bir nedeni vardir elbet.
Suclatmaz kendini. Savasmadiklari icin kizarsin ama suclayamazsin.
Savasmislarsa, yenildikleri icin kizarsin ama suclayamazsin.
Yenildigin icin kizarsin ama suclayamazsin Ayriligin kacinilmazligina inandirir seni,
kendine iyi bak, derler ve giderler.
Elinden umutlarini, duslerini, sevgilerini alip giderler.
Bir tek
anilari birakirlar geride, bir de hatirladikca gozyaslarina bogulasin diye unutulmayan nagmeler.
Arkalarina bakmadan cekip giderler eger yalniz kalmissan, cunki insafsizliklarini gormek istemezler.
Hersey o saniye orada bitsin, kapansin bu sayfa isterler. "Bitti" diyemedikleri icin ,
kendine iyi bak derler. "Kirildim ve affedemiyorum" diyemedikleri icin kendine iyi bak derler.
"Seni istemiyorum artik, hayatimdan cikaracagim ama bil ki hic unutmayacagim"
diyemedikleri icin kendine iyi bak derler.
"Biliyorum cok kanayacaksin ama daha iyisini yapamiyorum" diyemedikleri icin kendine iyi bak derler.
Vicdanlarini rahatlatmak icin kendine iyi bak derler,
cunki o kan uzun sure akacaktir ve o yara asla kapanmayacaktir, bilirler.
Kendine iyi bak bir noktadir cogu zaman.
Kendine iyi bak deme bana, sadece kotulukler noktalansin isterim ben.
Oysa sen iyisin
Sen gozumdeki isik, dudagimdaki tebessum, sen icimdeki sevincssin.
Sen hayatima renk katan, sen yuregimdeki carpinti, sen hayatimdaki nesesin.
Sen yolumu aydinlatan, sen dert ortagim, sen gonul yoldasim, sen bir tanesin.
Kendine iyi bak deme bana. Nokta koyma.
Keske boyle yasanmasaydi bazi seyler, keske affedebilsen beni,
keske ben de affedebilsem seni. Keske dondurebilsek zamani geriye.
Keske bugunku aklimizla yasasak herseyi bastan. Nafile...
Ama yine de, gitmesen olmaz mi?
Bitmesek olmaz mi?
Sen eksikken, ben nasil tam olurum?
Senden kalan boslugu kimlerle doldururum?
Savassak aramiza giren seytanla olmaz mi?
Hani buyuk asklar her turlu engeli asardi,
hani gercek dostluklar her sinavi gecerdi,
hani sevgi eninde sonunda kazanirdi?
Hani hayatta hic kirlenmeyecek degerler vardi?
Hani en buyuk zaferler, en kanli savaslarin
ardindan kazanilirdi?
Bunlarin hepsi yalan mi?... Sahiden..., gitmesen olmaz mi?
Bitmesek olmaz mi?
Peki o zaman... Senin istedigin gibi olsun... Oyleyse sen de "Kendine Iyi Bak."

styla45
04-20-2010, 03:37 AM
Gene ayni yerden yaziyorum sana... Sen ayni yerde misin bilinmez. Sevgilim gidisinin arkasindan aylar gecti, yila döndu. Belki geleceksin diye bekledim. Gelecek misin?
Giden unutulurmus bebeğim.. Ben unutamadim, gidisinden sonra cok ağladim, sensizliğe dayanamadim, sensizlikte yandim. Sonra elime kalemimi alip hep sana yazdim. Kitapliğimda cok siirlerim var, cok sevdalari anlatan yazilar, hepsi sana...
Aslinda sen unutulursun, gidenlerin hepsi unutulur ama ya yasananlar... Unutmaya calisirken hatirlana o anlar.. Sana bunlari hatirlatiyorum ben unutmasam da belki sen unutmussundur diye... Ağlamiyorum da artik cunku sen öğrettin bana gulmeyi, sen öğrettin bana hayatla alay etmeyi... Bana o kadar sey öğrettin ki, beni bastan yaratan sen oldun. simdi nasil unutayim, kendime baktikca hatirliyorum seni...
simdi seni cok özluyorum cok...ama biliyorum sende unutmadin beni gittiğin yerlerde...gözunde arkada olmasin sevdiğim beni biraktiğin yerde yasiyorum seni... Sensizlikte zor cekilmiyor ama bunu bile öğrettin bana... Daha neler neler öğrettin... Tek basima yasayabileceğim bir ask biraktin bana...
Sen bana guzelliği, doğruluğu biraktin ve bir gun beni arasan ayni yolda bulacaksin.
Senden sonra ayakta durmakta zorluk cektim, farkindasin biliyorum ara sira yikildim. simdi ayakta durabiliyorum ama arada seni yanimda istiyorum. Bir ariyor sesini duyuyorum, yuzunu görmesem de rahatliyorum. Sana bir defa sikica sarilmak istediğimi söyluyorum. Dayanamayacağini söyluyorsun. simdi sensiz yollardayim,gelmeyeceğini bilsem de beni bulunmayan bir durustlukle sevdiğini ve hep seveceğini biliyorum....

styla45
04-20-2010, 03:37 AM
SENİ İLK GÖRDÜĞÜM GÜN BAŞKA KİM VARSA SİLİNİP GİTTİ HAYATIMDAN... Tatlı anılar bir yana, bana acı vermiş kim varsa, hangi olay varsa o an zihnimden silinip gitmişti.
Yepyeni tertemiz bir başlangıçtı bu.
Yaşamın iki yüzlülüğünden soyunup, karşına en saf, en yalın benliğimle çıkmıştım.
Sana ait olanı yaşamak istiyordum. Aşksa aşk, sevinçse sevinç, hüzünse hüzün, acıysa acı.
Senden gelen ve gelecek olan hiçbir şey korkutmuyordu beni.
Sen yanımda olduktan sonra her şeye dayanabileceğimi biliyordum.
Ne desem de sevdamı anlatsam diye düşünüyordum.
Bugüne kadar söylenmiş en güzel sevda sözcükleri bile sana duyduğum sevgiyi ifade edemeyecek diye korkuyordum.
Dünyanın bütün dilleriyle Seni seviyorum desem yetecekti biliyordum.
Nereye gidersem gideyim yanımda götürüyordum seni. Hiç yalnız değildim bu yüzden.
Hiç ama hiç bitmesini istemiyordum. Ama ben bile nasıl olduğunu anlamadan bitti işte.
Hep bugüne kadar kendi kendime Neden diye sordum. Ama cevabını bulamadım.
Beni kırgınlıklarla, çelişkilerle, cevabı sende olan bir sürü soruyla ve bitmek tükenmek bilmeyen keşke lerle bıraktın.
Bana onca acı verdin ama yüreğim düşmanın olamıyor. Her gün alabildiğince yanıyor... İstesem de İstemesem de seni özlüyorum. Bilmem biliyormusun?
Gayem sana zarar vermek, seni incitmek, kırıp dökmek değildi... Acılarına, yaşam mücadelene, Gözlerinde bulduğum huzura ortak olup, yüreğimi yüreğine, ömrünü ömrüme katıp, seni mutlu etmek istiyordum.
Ben sende sadece sana verdiğim sevgiyi kabullenip, bu sevgiyi yaşamanı istemiştim.
Ama sen ne yaptın? Yüreğimde kalıp, saltanat sürmek varken, beni sıradan bir şeymiş gibi elinin tersiyle ittin.
Soruyorum sana, Çok sevilmek bu kadar kötümüydü? Gerçekten böylesine ağırmıydı?
Sana bu sevgiyi vermekte bu kadar direttiğim için beni bağışla. Adı üzerinde sevdaydı bendeki.
Bütün güzellikleri, bütün kainatı seni sevmesi için birine verseydin, yine de bu kadar sevilmezdin
Yüreğimi koparıp atmak mümkün olsaydı, hiç düşünmeden koparıp atardım.
Başımı ellerimin arasına ne ilk nede son alışım. İlk acım değil ama en büyük acımsın.
Bir limandayım ve senin bindiğin gemi çoktan uzaklaşıp gitti. Canım acıyor ve seni hala özlüyorum.

styla45
04-20-2010, 03:38 AM
KENDİNE İİİ BAK…

Bir düştün hiç bitmesini istemediğim…Sımsıkı sarıldığım,herşeyin üstünde tuttuğum…Öyle bir anda gelmiştinki, hayata dair bütün siperlerim yara almıştı…Heryer herşey sahteydi sanki senden önce...Ben de sahteydim..Sen geldin sonra ansızın…Bi mutluluk fırtınası gelmişti sanki karamsar sokaklardan…Siyah diye bi renk yoktu hayatımda artık herşey tozpembeydi…Sen vardınya herşey mutluluktu…Acıyı bile sevmiştim seninle…Seninle bambaşka bir hayata başladığımı gözlerine ilk baktığımda anlamıştım …Sımsıkı sarılmıştım sana sonra…Öyle yağmurlar yağıyodki yüreğime hiç görmediğim hiç bilmediğim…Sen vardın artık…Umutsuzluğuma umut hayata karşı direncim olmuştun…Bi gün duymasam sesini,nefes almalırım yavaşlardı…Bütün karamsar duygular bedenimi sarardı sanki…Mutluluğun en güsel sokaklarında yürümüştük beraber…Bi sonu yoktu derdik hep…Bizi kimse bitiremz derdik...Ama yine biz bitirdik kendimizi…Sabahlardık telefon başında kapatmamak için direnirdik geceye inat…Sonra bir gece acı bir hançer saplandı umutla baktığım bu aşka…Günden güne tükenmeye başladık…Önce gülüşlerimiz azaldı sonra umutlarımız ve bitmek tükenmek bilmeyen hayallerimiz…Mutluluğa alışanlara zor gelirmiş bu ayrılık biliodum bunu…Ama canım bu kadar yanmamalıydı…Çünkü öylesine yalansız,çıkarsız bir sevgiydiki bu… Şimdi geriye senden sadece anılar kaldı…Bütün şehirde senin sesin vardı sanki…Bütün sokak başlarında sen,bütün konuştuğum insanlar sendi sanki gittikten sonra…Ben seni çok sevdim bitanem…Hala çok seviyorum inkar etmiyorum…Ama öyle bir gidişin vardıki…Bu aşk bu gidişi hiç haketmedi…Sana kızgın değiim sadece kırgınım…Hani bitse bile böyle olmamalıydı…Gidişini anlardım ama bu sessizliğini asla kabullenemedim…Çünkü ben seni bir ömürlük sevdim meleğim…Hani hayatta kirlenmicek değerler vardı,hani bir ömre son noktayı aynı anda koycaktık,hani en büyük zaferler en kanlı savaşlardan sonra kazınılırdı hani sahte aşklara inat bir ömür ayakta kalacaktık, hani iyiler herzaman kazanırdı bunların hepsi yalanmıydı…Savaşsaydık aramıza giren şeytanla olmazmıydı…Böylesine basitmiydi herşey…Olmadı bitanem….Olmadı yürüyemedik sonuna kadar…En masum düşlerde kaybolduk…Ve günden güne tükenmeye başladık…Ama bitmedi bende hiçbişey…Ve içimdeki sevgi hiç bitmicek sen olmasanda…Benim düşlerim bu kadar küçük değildi…Geçici bi heves değildim benim için… Hayatımda hiçbişeyi istemedim seni istediğim kadar… Hiçbişeyi bu kadar sahiplenmedim…Hiç bu kadar çaresiz kalmadım…Hayatta hiçbişeyi kaybettiğimde ağlamadım…Bilirsin beni…Ama seni kaybettiğimde kaçgece ağladım gökyüzüne bakarak bilmiyorum…Ağlamak bile güseldi bu aşka…Seninle herşey güseldi zaten düşlerimin meleği…Pişman değilim seninle mutluluğun ne olduğunu öğrendim…Çocuklar gibi güldüm delice…Dolu dolu yaşadık belki çok şeyi çabuk tükettik ya da bilmiyorum…Ne bizi bu hale getirdi…Offff…Ama madem savaşmak istemiyosun aramıza giren şeytanla madem bir toz bulutu gibi savrulmasını istiyosun herşeyin mademki yokluğumda daha mutlusun tamam o zaman bitanem…Artık gitmenin vakti geldi galiba…Gönül isterdi bir ömre son noktayı senle koymayı ama olmadı…Mavi bi yolculuğa çıkmıştık seninle şimdi heryer simsiyah…Gidişim yürekten değil bitanem inan zorunlulktan…Sanmaki bu toy sevdayı başka kimliklere taşırım…Senide #KÖTÜKELİME#ürüyorum yüreğimde…Artık ben yanında olamıyacam istesemde istemesemde…Gitmelerin vakti geldi bitanem…Her aşk payına düşeni yaşarmış…Bizimde payımızda ayrılık varmış…Şimdi gidiyorum bitenem dönmemek üzere…Bundan sonra yokum artık…Ne nedensiz gülüşler kaldı ne bitmek tükenmek bilmeyen hayaller…Yolun sonu burası galiba…Keşke hergünün sonunda senle uyusaydım keşke bir ömür o sıcak nefesinle uyansaydım keşke bitmeseydik böyle…Ahhh…Ne desem biliyorum boş ne yapsam…Bir mavi düş gördük en güsel demlerinde hayatın…En güsel mutluluklara beraberortak olduk…Ne düşlerimiz oldu gecenin sessiz saatlerinde bitmek tükenmek bilmeyen…Ne düşler kaldı artık nede hayaller…Sahte aşklara inat duramadık ayakta…Gönlüm razı olmadı bu aşkın böyle ucuzca bitmesine...Bu satırları yazdım sana…Bi gün düşündükçe bizi nasıl bir yanlışa mahkum ettiğini anlıcaksın...Ah bitanem…Ne çok sevdim seni ben…Ama gitmem gerek artık…O masum düşlerinde ben olamıcam canımın içi…Kısada olsa bana yaşattığın bu MASAL için saol bitanem…Oğluma iyi bak olurmu.. Dün sensiz bi yaşıma daha girdim yanımda olmanı herşeyden çok isterdim…Ama mademki yokluğumda mutlusun madem herşeyin akıp giden zamanda kaybolmasını
istiyosun…Tamam o zaman…Ben seni çok sevdim canımın içi…Bitmez demiştim bitmedi sen olmasanda….Bir MASAL daha son buldu…

styla45
04-20-2010, 03:38 AM
Aşk dediğin laftır....?"

Sana nasıl hitap edeceğimi kestiremedim, Anlamalıydım ben üzüldüğümde kılını kıpırdatmamandan, sadece işin düştüğünde aramandan, naber nasılsın lafının arkasına, “bir görüşelim mi?” ekleyememenden, anlamalıydım sevgisizliğini..... Ben seni görmek için sınırlarımı zorlarken, senin umursamamandan, alaycı konuşmalarından, yada senden vazgeçerim diye korkup, önüme bir parça yem atmandan anlamalıydım.... Ben hayatta hiç kimseye bu kadar sabırlı bu kadar uysal davranmamıştım oysaki, severdim özgürlüğümü, asi olmayı, bir bardak suda fırtınalar koparmayı, kimseye hesap vermemeyi..... bir bunları severdim birde seni sevdim.... Sevgilin değil sevdiğin olmayı istedim.... İlk defa biri benden hesap sorsun istedim, bir açıklama beklesin .... “bu biraz açık değil mi?” yada “hayır biryere gitmiyorsun evde oturuyorsun..1” dan başka bir şeydi bu.... beni sorgula, duygularımı sorgula istedim, olmadı..... Ne kadar da kolaydım senin için, ne kadar da zahmetsiz.... Tabii ki bocalardın, emindin düzgün insan olduğumdan, hayatında hiç karşına çıkmamış kadar düzgün, emindin seni çok sevdiğimden ve düşündüğümden; öyle olmasaydı her probleminde ilk beni ararmıydın..... Nedenleri, niyeleri merak etmedim hiç inan etmedim.... Bu kadar sevgisizliğinde seni nasıl bu kadar sevdim onu merak ettim..... Benim için ne düşündüğünü, beni nasıl gördüğünü, sendeki beni merak ettim.... Artık hayal kurmuyorum, geçmişe bu kadar bağlı olmamın sebebi o zaman çok mutlu olmam bunu biliyorum.... Şimdi tekrar başlasakta, yalnızlığı paylaşsakta sana gönlümü açabilir, gözüm kapalı güvenebilirmiyim sanıyorsun..... Şimdi artık tek başımayım..... hiç değilse hakkını veriyorum yalnızlığın.... iki kişilik kocaman bir boşluktansa kendimi ve yalnızlığını yeğlerim.... Artık kendimi görmemek için aynalara bakmıyorum, üşürüm diye kazağını giymiyorum, ağlarım diye türkü dinlemiyorum, Belki de sen haklısın artık ben bile kendimi sevmiyorum........

styla45
04-20-2010, 03:38 AM
Gene aynı yerden yazıyorum sana... Sen aynı yerde misin bilinmez. Sevgilim gidişinin arkasından aylar geçti, yıla döndü. Belki geleceksin diye bekledim. Gelecek misin?
Giden unutulurmuş bebeğim.. Ben unutamadım, gidişinden sonra çok ağladım, sensizliğe dayanamadım, sensizlikte yandım. Sonra elime kalemimi alıp hep sana yazdım. Kitaplığımda çok şiirlerim var, çok sevdaları anlatan yazılar, hepsi sana...
Aslında sen unutulursun, gidenlerin hepsi unutulur ama ya yaşananlar... Unutmaya çalışırken hatırlana o anlar.. Sana bunları hatırlatıyorum ben unutmasam da belki sen unutmuşsundur diye... Ağlamıyorum da artık çünkü sen öğrettin bana gülmeyi, sen öğrettin bana hayatla alay etmeyi... Bana o kadar şey öğrettin ki, beni baştan yaratan sen oldun. Şimdi nasıl unutayım, kendime baktıkça hatırlıyorum seni...
Şimdi seni çok özlüyorum çok...ama biliyorum sende unutmadın beni gittiğin yerlerde...gözünde arkada olmasın sevdiğim beni bıraktığın yerde yaşıyorum seni... Sensizlikte zor çekilmiyor ama bunu bile öğrettin bana... Daha neler neler öğrettin... Tek başıma yaşayabileceğim bir aşk bıraktın bana...
Sen bana güzelliği, doğruluğu bıraktın ve bir gün beni arasan aynı yolda bulacaksın.
Senden sonra ayakta durmakta zorluk çektim, farkındasın biliyorum ara sıra yıkıldım. Şimdi ayakta durabiliyorum ama arada seni yanımda istiyorum. Bir arıyor sesini duyuyorum, yüzünü görmesem de rahatlıyorum. Sana bir defa sıkıca sarılmak istediğimi söylüyorum. Dayanamayacağını söylüyorsun. Şimdi sensiz yollardayım,gelmeyeceğini bilsem de beni bulunmayan bir dürüstlükle sevdiğini ve hep seveceğini biliyorum....

styla45
04-20-2010, 03:38 AM
Tek dünyam tek umudum tek gelecegim tek kaderim ve tek mutlulugumsun sen benim..
hayatimi hayatina adadadigim tek yürek tek can sensin belalim yarim..
sana hergün dünyam diyorum .. cünkü dünya bana ne kadar uzaksa sende bana o kadar uzaksin.. seni her yilin yazi her yilin kisini görebilmek icin bekliyorum geliyorum sana hep sana adiyorum kendimi, herseyimi arkamda birakakarak.. hic birseyi düsünmeden sadece SEN ... sen benim dünyamsin be mavisim sen benim dünyamsin be denizgözlüm sen benim herseyimsin sen benim dünyam bense senin günesin senin etrafinda dönen günesinim.. ve bu hep böyle kalacak inan bana sevgilim sana yemin ediyorum.. dünyam anca dönmeyi biraktigi zaman günes de yanmayi birakacak.. dünyasiz bir günes olmaz günessiz bir dünya olmaz ben seni aydinlatan sen benim basimi döndüren.. sen benm umudumsun be birtanem.. iki bucuk yil oldu sevdiim seni be bebegim.. halada seviyorum bunu bil ne kadar uzaksan sen bana bende sana o kadar uzagim ama hep her an ve hergün yanimdasin ellerine dokunamasamda hergün yüregim sizlasada canim acisada dudaklarini öpemesemde o denizin mavisi gözlerine dalamasamda sen benim yüregimdesin birtanem.. sen hep yürregimdede kalacan belali yarim.. seni cok seviyorum seni cok seviyorum buna yemin ediyorum askim yemin ediyorum.. sana kirilamiyorum incilcen diye korkuyorum.. sen beni üzmememye calisiyon üzdügündede sana kizamiyorum korkuyorum ya giderse ? ya dönmeyi birakirsa ? ya küserse diye hep korkuyorum... iste bu ya bizi ayakta tutan iste bu ya bize güveni veren askim daha iki ay önce seninleydim her gece her gün senle gezdim tozdum hic ellerimi birkmadin ki simdi gene gurbettteyim lanet olasica gurbette ama bu da gececek gurbet eller beni birakacak ben sana kavusacagim birtanem inan bana gene gelecegim yemin ediyorum seni canimdanda cok seviyorum... erkegim benim sevgilim herseyimsin sen benim tek dünyamsin bense senin tek günesin etrafinda dönen seni aydinlatan günesin... sözlerimizi asla unutma yeminlerimizi asla unutma... yeminini bozan allaha ihanet etmis olur belali yarim biliosun ömür boyu sevecegizz... hergün dua ediyorum ALLAHIM ONU SEN BANA VERDIN YALVARIYORUM ONU BENDEN ALMA... hergün dua ediyorum birtanem bizim icin.. hayirli evltalar kavussun hayirli gülüsler dagilsin hayirli olan hersey kavussun seni cok seviyorum DÜNYAM

styla45
04-20-2010, 03:39 AM
Sensizlikte başladım yeni bir güne... Bu nasıl bir şey biliyor musun? Bilemezsin...
Bilseydin,aynı acıyı sende yaşatsaydın yaşatır mıydın bana bunu...iki gün oldu senle aynı şehirde değiliz.ne kadar tuhaf değil mi? Aynı şehirde olup da seni görmediğim halde sanki uzansam dokunacaktım sana ama burdan asla...
Gözlerim bir noktaya dalmış öyle; duraksadım bir an...karşımda hayalini hatırlıyor da ne düşündüğümü hiç hatırlamıyorum.
Geceyi seviyorum ya! ayrı bir güzelliği var karanlık çöktüğünde sanki bütün rezillikleri kapatıyor.
Offff! Gene yoksun yanımda... seni çok seviyorum ama yazık bunu sen bile bilmiyorsun. Ah sevdiğim yanımda olup da bana sarılmanı nasıl isterdim. Ama olmadı olacak mı dersen, aslaaaaaa......
Üzülme ama sakın ağlama seni sonsuz bir aşkla seviyorum.
Üzülme seni hayalinle yaşatmaya devam ediyorum,
Ne kadar sürer bende bilmiyorum!!!

Balkondayım şimdi,ya sen nerdesin? Bildiğim bir yerde mi?
Belki de sen de gittin benden sonra başka bir şehre kim bilir?

Burayı seviyorum. Denizin dalgasını dinliyor ve kötü değil hep iyi yönünle seni düşünüyorum. Hatalarını hatırlamıyorum,ihanetini unutuyorum.

Evde de kimse yok(!) resmini aldım karşıma, biraz denizi dinliyor, biraz seni seyrediyorum. Neler neler yaşıyorum. Kendimi dinliyorum da çok kızıyorum kendime.... Sonra elime kalemi alıp yazıyorum...

ben senden uzaktayım sevgili,
çok özledim sıcak tenini,
bir gün dönecek misin geri,
yoksa ben mi gelip alayım seni,
sevgili;
sen benim yüreğimsin,
ama sen hiç düşünmez bırakıp gidersin,
seni asla affetmeyeceğim bilirsin....
of ne zordu bu aşk(!)
seni sevmediğimi zannedip gidiyorsun,
aşk değil bu bir sürgün,kaçak
sakın arkaya dönme,
sakın sakın,
çünkü o an anlayacaksın
sana olan sevgimi,
seni seviyorum....

styla45
04-20-2010, 03:39 AM
Alışsaydım farklı olurdum inan, alışsaydım sensizliğe daha mutlu olurdum.Amadeğilim, yanıyor içim.Ve hiçbir yağmur söndüremiyor bu yangını... Bir umut bekliyorum kendi kendine sönsün diye. Ah anlasaydın beni, ah bilseydin seni ne kadar çok sevdiğimi.Şimdi yanan, yüreğim değil aşk ateşi olurdu.Vazğeçtim beklemekten gelmeyeceksin. Ne acı bir gerçek.Kimi koyayım yerine kiminle avutayım kendimi? Kimi sen sayayımda sarılayım boynuna? kimin dudaklarını öpeyim? kimin elerinin sıcaklığını hissedeyim?Bukdar acımasız olmamalıydın yar,Ben seni böyle tanımamıştım çünkü.Kocaman bir yüreğin vardı ben o yürekte oldugum için şanslıydım.Çok seviyordunbeni yada ben ÖYLE SANIRDIM. Hiç bitmeycek diye düşünürdüm, öyle ya büyüktü bizim aşkımız, özeldi.Hayatta iyi yada kötü ne varsa hep birlikte paylaşacaktık, birbirimiz için yaşayacaktık.BAŞKALARI İLE MUTLU OLMA İHTİMALİ AKLIMIZDAN BİLE GEÇMEZDİ. Yolumuzu aşkımız aydınlatacak biz o yolda yürüyecektik hiç durmadan.
Derken, seni kendine bağlayan o yürek koyboldu birden... şimdi yüreğinin yerinde bir taş var, yoksa bu kadar vurdumduymaz olamazdın... her giden bahanesini yaratır her giden acımasızdır, ama sana konduramıyorum bunu.Kimbilir, belkide sensizliğe kendime konduramıyorumdur. Bu yüzdendirhaykırışım.Alışılmıyor, sensizlik kabullenilecek bir şey değil. Acım büyüyor bu yüzden. Her acı geçer biliyorum ama niye bu kadar uzun sürdü bu sefer. niye yarı ölü gibiyim hala? Her şeyde seni arıyorum lanet olsun\'\' Madem gidecektin söylemeliydin bana sensizliğe nasıl dayanılacağını. İnsanın yüreğinin yarasını atıp gitmesi mümkün değilki ben yapamıyorum sen yap hadi. Son kez gel yanım, çıkar yüreğimi yerinden va al götür nereye istersen. At bir kenara öyle kalsın...
Yok yok, kendi kendinede sönmeyecek bu yangın. Ben yaşadıkça yanmaya devam edecek içten içten. En azından bir tesellim var... bundan böyle hiç kimse yani bir yangın başlatamayacak yüreğimde,bir daha yaralayamıyacak beni. Acım o kadar derinki, kimse bir daha ACITAMIYACAK İÇİMİ...

styla45
04-20-2010, 03:39 AM
Varlığın acı veriyor olsaydı bana;
Seni ölüme sevmez,
Gelmeyeceğini bile seni beklemezdim hala.
Ben sensizlikte bile \"seni yaşıyorum\" sevgili... ”

Mevsim, sonbahara akarken ben de sana geliyorum. Elimde yokluğun yüreğimde suskunluğunla sana geliyorum sevgili. Ilık bir Eylül gecesi kentin yorgun kaldırımlarında tanıdık kelimeler arıyorum sevdana dair. Sana dair tek bir kelime yeterdi bana. Tek bir nefes bile gülümsemem için yeterdi bana..Sensizlikte kanarken sol yanım, ben hep seni düşledim zembereği kırılmış zamanın avuçlarında. Seni aradım güneşin sıcak alnında, senin ellerini aradım yağmurun ıslak dualarında.


Sana gelirken toprak yağmur kokuyordu sokaklar ise yalnızlık... Sana çıkan tüm yollar arsız dikenlerle süslenmişti sanki. Ayaklarım kan revan..Bir yanım uçurum bir yanım sensizlik ama her şeye inat sana geliyorum. Hava puslu, etraf ise sensizlik .. Dikenlere aldırmadan yalınayak yürüdüm gecenin dar sokaklarında. Yüreğimle ezdim tüm engelleri, ayaklarımla öptüm yollarındaki ikiyüzlü dikenleri. Her şeye inat sana geliyorum bir elimde mevsimlerin koynundan çaldığım ılık bahar bir elimde bulutların saçlarından arakladığım rüzgar ile .. Bir ömür uzaktan sana geliyorum bir elimde bir avuç gülüş karakışlarda güneş bil diye bir elimde bir yudum umut zifiri karanlıklarda aydınlığa sımsıkı tutun diye. Sana geliyorum sevgili....

Unutmadan sevgili; gittin diye meteliksiz bir intiharın ayakuçlarına boynunu büken bir kukla olmadım hiçbir zaman. Gittiğin gün kansız ve acımasız bir ihtilalin demir kelepçeli zamanlarından kaçıp sen diye ipsiz uçurumlara sığındım. Yokluğunda kimi zaman bir çocuk gibi koynunda ağladım kimi zaman kirpiklerinden ıslak yağmurlara kaçtım. Sensizlikte her gece arsız fırtınalarına göğüs gerdim ve esrarkeş yangınları sen diye koynuma alıp yüreğimde közledim yalnızlığının ıslak çığlıklarını. Evet gittiğin gün sen kokan kelimelerim çıplak kaldı dudaklarımda. Yüreğim gözyaşına asılı kaldı gözkapaklarımda. Ama hiçbir zaman boynumu bükmedim yokluğuna. Pes etmedim sensizlikte kıyılarıma vuran hasret dalgalarına. Direndim, savaştım yalnızlığınla. Kan revan içinde kalsam da, bilmediğim fırtınalarda sensiz savaşsam da ben hiçbir zaman “ yalnızlığına “ yenilmedim sevgili....

Gittiğin günden beri tek bir kelime konuşmadık seninle. Giderken seninle gitti taze baharlarım. Yetim kaldım mevsimlerin koynunda. Gözlerindeki sıcaklığı aradım güneşin sınırsız coğrafyasında. Seni sordum memleketimden göçen turnalara. Ama bulamadım seni. Yüreğimin derinliklerinde. kaybetmiştim seni. Aldığım nefeste, hayata bıraktığım her gülüşte seni aradım. Bulamadım işte. Ucube binaların nemli duvarlarına dayanıp sana ağladım. Dudaklarımı kapatıp kelimelerimle yalnızlığına ağladım. Ama hiçbir zaman ne kadere ne de sana isyan ettim. Gittin diye hiçbir zaman suçlamadım seni. Varlığına küfürler edip arkandan beddualar savurmadım hiçbir zaman. Gitmiştin beni “ sensiz “ bırakarak. Gitmiştin aramızda yaşananları bir kibritle zamansız yakarak. Ama gittin diye hiçbir zaman unutmadım seni. Yokluğuna inat yaşattım seni. Gittin diye bir ikindi vakti kefensiz satırlara gömmedim seni. Varlığın bana hiçbir zaman acı vermedi ki ben seni gidişinle suskunluğuna gömeyim sevgili…Seni “ sen “ diye sevdim ben. Varlığına inat yokluğunda bile sevdim seni. Sana duyduğum sevgim bir günlük olsaydı eğer; seni “ sensizlikte “ bile yaşatmazdım sevgili. Seni hiçbir zaman “ acılarımın metresi ” diye sevmedim ki ben. Ben yüreğindeki sıcaklığı, tenindeki saklı baharları ve gözlerindeki ıslak gözyaşları sevdim. Seni hep \" aldığım nefes \" bildim. Yüreğime dokunduğun için, yarım bir adamı sevginle tamamladığın için sevdim seni...


Satırlarıma sonvermeden bilmen gereken bazı şeyler var sevdiğim. İyi dinle beni sevgili. Cümlelere değil kelimelere örülmüş anlamları iyi algıla sevgili.. Yokluğunda seni aradım yorgun gecenin gri sabahlarında. Yalnızlığında kanattım fakir kelimelerimi. Dilimde birikmiş ve bir kaç cümleyi geçmeyen itirafım var sana canım. İyi dinle beni şimdi. Sensizlikte “ seni aldattım sevgili “. Yanlış duymadın sevgili. Açık açık utanmadan sıkılmadan seni aldattığımı söylüyorum sevgili. Sensizliğin soğuk gecelerinde seni aldattım. Hem de defalarca… Başucumda bu imkansız sevdanın sevapları dururken ben seni “ günahlarınla “ aldattım sevgili. Yokluğunda kanarken tövbesi yarım kalmış günahlarınla seviştim yalnızlığının buz tutmuş yatağında. Her gece bedenimi ateşlere serip günahlarınla seviştim kan ter içinde. Közlenmiş bedenimle, terkedilmiş yüreğimle tövbesi oldum en masum günahlarının. Seni sensizlikte “ senin günahlarınla “ aldattım sevgili…Sen benden uzaklarda iken bensiz zamanlarda işleyeceğin her günaha bedenimle kefil oldum. Körpe ve filizlenmemiş acılarını satın aldım ömür defterinden. Evet, tüm günahlarını ve bensiz yaşayacağın tüm acılarını satın aldım karşılığını “ yüreğimle “ ödeyerek.

Sen bu satırları benden uzaklarda okurken ben bir kelebek edasıyla baharın ince dallarından binlerce çiçeği yüreğimin eteklerine topluyor olacağım. Bir gün Cennetin taze baharlarında buluştuğumuzda giyineceğin “ beyaz duvağı “ süslemek için en parlak yıldızları çalacağım gecenin kirpiklerinden. Sen benden “ bir ömür “ uzaklıkta yaşarken sensizlikte bile sen varmışçasına sevdana nefes alıyor olacağım. Her gece günahlarınla sevişip güneşle beraber perdelerine gelip yüzüne ilk gülümseyen ben olacağım sevgili... Sen beni unutsan da ben seni yüreğimde yaşatacağım. Uzaklarda bir yerde yaşıyor ve nefes alıyor olmanı en büyük mutluluğum bilip acılarına delicesine yanacağım. Közlenmiş yüreğimle bir sonbahar gecesi ıslak saçlarına yağacağım avuçlarımda güller ile. Gözbebeklerinden yuvarlanıp ayakuçlarına serileceğim. Gülüşlerini nefesim bilip “ sensizlikte “ bile sana yaşıyor olacağım sevgili. Adını yüreğime vurulmuş bir mühür bilip dudaklarında anılan dua olarak hep seninle nefes alacağım sevgili..

“ Sen bana “ bir ömür “ uzakken ben sana bir nefes kadar yakınım sevgili. Gelmeyeceğini bile bile ben hala seviyorum seni. “

Gün gelecek,
Adımı unutmak zorunda kalacaksın
Puslu gecenin yorgun sabahında.
Bir kibrit çakıp yaşananlara,
Tek tek yakacasın benli hatıraları

Ömür defterinin en masum günahında.
Duvarlarında asılı takvimlerden düşen
Bir gün gibi,
Ağladığında yüreğine gömülen
Bir hüzün gibi
Yavaş yavaş eriyeceğim dudaklarında.
Ama ben sana inat,
Yokluğuna inat,
Bedenimle közleneceğim günahlarında.

Seni benden alan kadere,
Tek bir kelime etmeden
Seni içimde yaşatacağım.
Çünkü ben senin; “ Bedelini yüreğimle ödediğim
En masum günahındım….”

styla45
04-20-2010, 03:39 AM
Birgün birini gerçekten seversen,sevebilmeyi bilirsen, yüreğinle sevmeyi öğrenebilirsen biliyorum ki sadece o zaman anlayabileceksin gerçekten beni.Her türlü imkansızlığa,bırakıp gitmelere,bitmelere rağmen yüreğinle direnip aşkını korumak isterken sevdiğinin herşeyi hiçe sayıp konuşmak, görmek,vedalaşmak bile istemeden arkasını dönüp yokmuşsun gibi davranmasının ruhunu canını nasıl acıttığını ancak o zaman anlayacaksın.Sen onunla tek bir can olmuşken onun sana hayatında hiç olmamışsın gibi ,yüreğineyse bir duvar,bir masa,yerde duran bir çakıltaşı muamelesi yapmasının ne demek olduğunu o zaman anlayacaksın.Beynin,düşüncen kendi kendine teselliler verirken,seni haklı bulurken gözlerine söz geçiremeyip nasıl koca damlalarla sessizce isyanlar yaşadığını o zaman anlayacaksın.Ve ben ... ben biliyorum ki sen bunları yaşarken beni aklından geçirmesen bile bir yerlerde,bir şekilde ben bunu hissedeceğim.Yoo yanlış anlama sana beddua değil bunlar.Kıyamam ki.

Bilirsin hislerim güçlüdür,yüreğim ondan da güçlü,hissederim,anlarım..Kiminle ve nerede olursam olayım yüreğindeki fırtınayı hissettiğim an,o an bana yaptıklarını yaşıyor olduğunu anlayacağım...Çünkü senin bana yaptığın bir ayrılık,bir vazgeçiş değildi,öylesi çok önemli de değildi aslında.Doğaldı bu fani dünyada fani sevgiler,yanlış duygulara kapılmalar...Ama senin bana yaptığın seven bir insana yapılabilecek an acımasız vurgunlardan biriydi.Konuşmamak,sözlerin ç****iz,gözlerin uzak bırakılması,yüreğin ve tüm hislerin umarsızca terk edilişi...Ne olurdu o telefonu açıp sadece hoşcakal deseydin...Ne olurdu bir kere kendi sesinle bitti deseydin...Ne olurdu bir kere bile bitti ama gerçekti diyebilseydin...Yalan bile olsa...Yalan bile olsa bir sevda minicik bir vedayı hak etmiştir....Sen bakma ağladığıma,şiirler yazdığıma..sen bakma sensizlikten bahsedip hüzünlere daldığıma..Ben ne sana ne de aşkıma bir an bile ağlamadım ardından.Ben haketmediğim yalanlara,yüreğimin kandırılışına ağladım sadece.Ve ben sadece yalancı aşıkların sahtekarlıklarına ağladım ardından.Sakın sen üstüne alınma...

styla45
04-20-2010, 03:39 AM
Ben hayatımda 2 kere aşık oldum. İlkini zaten biliyorsun, ikincisi de sensin işte... İlk aşkın gözü kördür, çoğu zaman yanlış insan olur ama bunu o sırada farkedemezsin. Aradan zaman geçince ya hatanı anlayıp için acıyarak bitirirsin, ya da bu hatayı ömür boyu devam ettirirsin. İlk aşkın doğru kişiyse ne mutlu sana... Benim ilk aşkım yanlış insandı, hatamı farkettim ve bitirdim. Üzerinden çok zaman geçti. Çok ağladım ama sonra çok güldüm.

Ve karşıma sen çıktın... İçimdeki çocuk inatla hortladı. Çocuk denince aklına ne gelir? Benim aklıma masumiyet geliyor. Plansız, oyunsuz... İşte öyle sevdim seni. Sonunu düşünmeden, hesap yapmadan... İçimden bir ses "Sen salaksın!" dedi. Ama gerçeğin o bile farkında değildi. O ses aşık olduğumu farkedebilseydi, bana "Duygularını biraz dizginle, herşeyin bir zamanı var, tutkularını öpüştüğünüz, aşk yaptığınız zamanlara sakla" deseydi eğer, herşey farklı olurdu. Ama o ses sonuçta benim içimden geliyordu ve ben aşık olduğumun farkında değildim. Farkettiğimde çok geçti. Sen beni terketmiştin bile... Senin için yaptığım onca şeyin bir kıymeti yoktu. Aslında yapılanların hepsi doğruydu, yanlış olan yapma şeklimdi. Doğru yol ise acımasız olmaktı. Senin kalbine kazık çakan insan ne kadar acımasızsa, benim de o kazığı çıkartabilmek için en az onun kadar acımasız olmam gerekiyordu. Ama ben daha önce başkasını seven birine aşık olmamıştım, acımasız olmam gerektiğini nerden bilebilirdim ki? Yine de bir gün beni o kadar kızdırdın ki acımasız yüzümü de gösterdim. Yapmam gerekeni yapmıştım ve artık tamamen benim olmana çok az kalmıştı.

Derken, bir hata daha yaptım. Ailenden görüp de bunaldığın tavırların aynısını ben de sana sergiledim. Sana anlayış gösterip iyi davranacağıma, senin ağzına s.çtım. İşte bunlar seni benden uzaklaştırdı...

Şimdi senden istediğim tek birşey var. Otur düşün. Doğrularımla, yanlışlarımla karşındayım. Ben buyum... Ya gel de bana, ya da sonsuza kadar git... Ama bekle deme. Senin hayatının düzene girmesini beklerim, ama seni beklemem... Çünkü benim de yaşamam gereken bir hayatım var. Eğer git dersen, sonradan kıymetimi anlayıp bana dönmek istediğinde herşey için çok geç olacak. Bana çektirdiğin onca şeyden sonra daha fazla iyilik bekleme benden. Ben bütün sevgimi, iyi niyetimi, sabrımı sana harcadım ve hiçbirinden kalmadı artık. İyi düşün...